ArticlePDF Available

Karantina ve Kamu Sağlığı Bağlamında Sosyal Dayanıklı Mahalle

Authors:

Abstract

2019 yılı Aralık ayında Çin’de başlayan ve tüm dünyaya yayılmasıyla Mart ayında Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilen Covid-19 pek çok alanda olduğu gibi kent yaşamını da etkilemiş ve bu nedenle şehirciliğin ilgi alanı haline gelmiştir. Salgınla beraber ihtiyaçları karşılamada kentsel sistemlerin yetersiz kalması, kamusal alan kullanımının kısıtlanması, sosyal faaliyetlerin minimuma inmesi ve bunlara yönelik yeni oluşan pratikler şehir planlama ve kentsel tasarım gibi ilgili disiplinlerin günümüzde ve gelecekte alternatif çözümler üzerinde düşünmesini gerektirmektedir. Bu çalışma kentin en küçük ve en temel birimi olan mahallenin küresel ölçekte yaşanan Covid-19 gibi çevre problemlerine çözüm getirebileceği düşüncesini esas almaktadır. Bu bağlamda sosyal dayanıklı mahalle olgusu toplum sağlığı kapsamında değerlendirilmiştir. Yaşadığımız salgın sürecinin mahalleleri nasıl etkilediği, gelecekte benzeri olası durumlara karşı mahalleleri neye hazırlamamız gerektiği ve mahalleleri nasıl daha dayanıklı hale getirebileceğimiz ise yanıtı aranan sorulardır.
Veba: Ümidin Kuru Bir Yaprağa Tutunduğu Zamanlar ¦ Salgın Edebiyatı “Hep Aynı Hikâye”yi mi Anlatır? ¦
Karantina ve Kamu Sağlığı Bağlamında Sosyal Dayanıklı Mahalle ¦ Koronavirüs Komşuluğu ¦
Dünyada ve Türkiye’deki Salgınlar ¦ Şehir Sâkinlerinin Sükût Halleri ¦ Sağlıklı Kal Türkiye ¦
Şehir ve Karantina Filmleri ¦ Tarihten Bugüne Karantina Mekânlarımız ¦ Pestsaule Veba Anıtı ¦
Karantina’da Kamusa(na)l Alanları Yeniden Düşünmek ¦ Edebî Bir Mesele Olarak Karantina ¦
Osmanlı Hekimlerinin Türkçe Tıp Eserlerinde Veba Hastalığı ve Tedavisi ¦
Yıl: 2020 Sayı:16 Aktüel-Hakemli Dergi 4 Ayda bir yayımlanır ISSN:2147-849X.
DOSYA TOPLANTISI: Şehir ve Karantina Üzerine Düşünceler
Şehir ve Karantina
KARANTİNA VE KAMU SAĞLIĞI
BAĞLAMINDA
SOSYAL DAYANIKLI MAHALLE
MAKALE
Doç. Dr. Hatice AYATAÇ
İTÜ Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü
Selin TURAN
Şehir Planlama Yüksek Lisans Öğrencisi, İTÜ Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü
019 yılı Aralık ayın-
da Çin’de başla-
yan ve tüm dün-
yaya yayılmasıyla
Mart ayında Dünya
Sağlık Örgütü ta-
rafından pandemi olarak ilan edi-
len Covid-19 pek çok alanda oldu-
ğu gibi kent yaşamını da etkilemiş
ve bu nedenle şehirciliğin ilgi ala-
nı hâline gelmiştir. Salgınla bera-
ber ihtiyaçları karşılamada kent-
sel sistemlerin yetersiz kalması,
kamusal alan kullanımının kısıt-
lanması, sosyal faaliyetlerin mini-
muma inmesi ve bunlara yönelik
yeni oluşan pratikler şehir plan-
lama ve kentsel tasarım gibi ilgili
disiplinlerin günümüzde ve gele-
cekte alternatif çözümler üzerinde
düşünmesini gerektirmektedir. Bu
çalışma kentin en küçük ve en te-
mel birimi olan mahallenin küre-
sel ölçekte yaşanan Covid-19 gibi
çevre problemlerine çözüm getire-
bileceği düşüncesini esas almakta-
dır. Bu bağlamda sosyal dayanıklı
mahalle olgusu toplum sağlığı kap-
samında değerlendirilmiştir. Yaşa-
dığımız salgın sürecinin mahallele-
ri nasıl etkilediği, gelecekte benzeri
olası durumlara karşı mahallele-
ri neye hazırlamamız gerektiği ve
mahalleleri nasıl daha dayanıklı
hâle getirebileceğimiz ise yanıtı
aranan sorulardır.
Mahalle1
Uluslararası literatürde mahalleye
yönelik ifadelere bakıldığında “ne-
ighbourhood, district, commune,
2
Sosyal dayanıklı mahallenin temelini oluşturan topluluk
hissinin birbirine ve yaşadığı yere bağlı, geleceğe dâir pozitif ve
daha sağlıklı bireyler oluşturmada etkisi vardır.
Mardin
ŞEHİR DÜŞÜNCE DERGİSİ 2020-16 ‹ 32 33 ›
MAKALE
borough, suburb, parish, quarter
gibi farklı kavramlarla karşılaşıl-
maktadır. En bilinen kavram ola-
rak neighbourhood’un anlamı “bir
kasaba veya şehir içindeki bir böl-
ge veya topluluktur.” Komşuluk en
yalın hâliyle birbirine yakın yaşa-
yan insanlardır ve ona göre kom-
şular, öncelikle ortak kökenlerine
veya ortak amaçlarına göre değil,
mekândaki konutlarının yakınlı-
ğıyla birleşmiş insanlardır.2 Bu ya-
kınlık karşılaşma, iletişime geçme,
ortak bağlantılar gibi alternatif yol-
larla komşuların birbiri hakkında
bilgi edinmesine ve bilinç kazan-
masına olanak sağlamaktadır. Böy-
lece sosyal bağların belki de en ilke-
li olarak düşünülebilecek şey olan
aynı yeri paylaşmak en basit örgüt-
lenme şeklini doğurmaktadır. 19.
yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başın-
da sanayileşmenin kentlere olum-
suz etkisi yüz yüze ilişkilerin sağlıklı
bir toplumsal yapının öncül koşulu ol-
duğu kabulünü doğurmuş ve kom-
şuluk birimi kavramının doğması-
na zemin hazırlamıştır.3 Kavramın
ilk kapsamlı tanımı 1929 yılında
Clarence Arthur Perry tarafından
ele alınmıştır. Perry’nin amacı; eski
köy topluluğunu karakterize eden
ve büyük şehirlerde yeniden yara-
tılması çok zor olan yüz yüze ilişki-
lerin fiziksel temelini keşfetmektir.
Bu doğrultuda komşuluk birimin-
den bahsederken Tablo 1’de görül-
düğü gibi altı temel ilke üzerinde
durmuştur.
Türkiye özelinde mahalleye yöne-
lik araştırmalara bakıldığında ise
işlevsel olarak mahalle; yönet-
sel amaçlarla biçimlenen, iktisâ-
dî boyutu olan, toplumsal-kültü-
rel öğelerle anlam kazanan, içinde
yaşayanlar için ontolojik bir de-
ğer barındıran ve fiziksel çevrede
bir yere karşılık gelen ve o yerdeki
topluluğu ifade eden kentin en kü-
çük yerleşim birimidir.4 Bir başka
deyişle toplumsal ilişkiler mekâna
yansımakta ve mekânı şekillendir-
mektedir. Alver (2010) bu birlikte-
liği, “mahallenin mekân ile hayatın
iç içe geçmişliğini sembolize etme-
si” olarak ifade etmiştir. Ona göre,
“mahalle bir mekân biçimi olma-
nın yanı sıra belli bir hayat tarzıdır
ve mahalle kurmak, mekân üret-
mek olduğu kadar çok yönlü in-
san ilişkilerine ortam hazırlamak-
tır.” Dayanışma, âidiyet, güvenlik,
sosyalleşme ve komşuluk gibi bu
çağrışımlar mahalleyi “bizim ma-
halle” yapan işlevlerdir.
Mahallenin günümüzdeki duru-
munu, geleceğini ve özellikle ola-
sı kriz anlarında kent yaşamına
Büyüklük Komşuluk birimi, bir ilköğretim okulunun hizmet edeceği nüfusa yönelik
planlanmalı ve alan sınırları da nüfus yoğunluğu doğrultusunda belirlenmelidir.
Sınırlar Komşuluk birimini oluşturan sınırlar, ana caddeler tarafından sarılmalı ve trafiğin
mahalle içine girmeden bu caddelerden akması sağlanmalıdır.
Açık alanlar Küçük park ve rekreasyon alanlarından oluşan bir sistemin planlanması gereklidir.
Kurum ve
Kuruluşlar
Kurumsal işlev gören, okul, dinî yapı veya topluluk merkezi gibi kullanımlar
komşuluk biriminin merkezî bir noktasında planlanmalıdır.
Yerel ticâret Yeterli sayıda alışveriş alanı, mahallenin çeperinde ve tercihen kavşakların yanında,
diğer komşuluk birimlerinin de yararlanabileceği düşüncesiyle yer almalıdır.
Sokak sistemi İç sokak sistemi, komşuluk birimi içerisinde kolay ulaşımı sağlayacak nitelikte
olmalı ve yoğun trafiği komşuluk biriminin içine almayacak şekilde planlanmalıdır.
Tablo 1: Perry (1929) tarafından geliştirilen ve komşuluk birimi tasarımını yönlendiren ilkeler
“Mahalle bir mekân
biçimi olmanın yanı sıra
belli bir hayat tarzıdır
ve mahalle kurmak,
mekân üretmek olduğu
kadar çok yönlü insan
ilişkilerine ortam
hazırlamaktır.
Hong Kong
GELENEKSEL MAHALLE MODERN MAHALLE
19. yüzyıldan 1980’lere
MODERN SONRASI
MAHALLE
1980’lerden günümüze
FİZİKSEL MEKÂN
Doğa ile uyumlu ona hükmeden
değil onu içine alan organik
doku
Büyüklük ölçütü olarak yöneti-
lebilirlik
Fiziksel sınırdan ziyâde sosyal
olarak anlaşılan muğlak sınır
-kent içinde coğrâfî olarak bir arada
yaşayan insanlara dâir mahal bilgi-
si algısal ve bölgesel sınırlar-
Konut alanlarında millet esaslı
ve sınıf farkının mekâna yan-
sımadığı yerleşim
Habermas’ın tariflediği kamu-
sal alandan ziyâde paylaşım
mekânları
Batı’daki meydan anlayışından
ziyâde birkaç yolun birleşmesiyle
oluşan şişmelerle meydana ge-
len, amaçlanmamış meydan
En az elli hâne bir mahalle oluştu-
rur gibi ölçek belirleyici düzen-
lemeler
Yayılan yerleşimler, daha katı
sınırlar ve ayrımlar
Çıkmaz sokakların yok olması ile
beraber değişen sokak kavramı
ve kullanımı
Yaşam şartlarının farklılaşması,
modern yaşam biçiminin konut
iç mekânında yarattığı yeni ge-
reksinimlere bağlı olarak apart-
manlaşma
Konut alanlarında sınıf esaslı
yerleşim biçimi
Modernle geleneksel olanın net
ayrımı
Modern merkez oluşumu
Zaman-mekân ve mutlak kav-
ramlarının değişikliğe uğraması
Küresel dünya
Tüketim mekânları
Yerel yönetimlerin ve diğer
aktörlerin rolünün kuvvetlen-
mesi
Zamana yayılmış planlı gelişme-
ler/değişimlerden ziyâde kısa
süreli parçalı büyük değişim-
ler. Bu durumun kent mekânında
süreksizliklere algısal ve mekânsal
kırılmalara neden olması
Tarihî değeri olan alanların soy-
lulaşma ile korunması
Kent mekânının büyük ölçüde
değişim değeri üzerinden yapı-
lanması
TOPLUMSAL YAPI
İktisâdî, mâlî, idârî ve sosyal
yönden kendi içine kapalı
Yönetim kadıya bağlı olan ima-
mın elinde
Birey hem mekâna karşı sorumlu
olmasıyla hem de mekândan
etkilenmesiyle diyalektik tavır
içinde -vergi ödeyen, devlete/
cemaate karşı sorumluluğu olan,
cemaatle varlık bulan ve bir değer
olan-
Edinilmiş yatkınlıklar, top-
lumda kodlanmış olan dav-
ranış ve algılama modelleri
-ihtiyaçları, tutumları ve davranış-
larıyla nerdeyse prototip bir insan
modeli-
Ortak değerler
Kolektif hareket etme
yatkınlığı
İmamın değişen rolü ve yeni bir
model olarak muhtarlığın oluş-
turulması
Değişen insan ve değişen de-
ğerler sistemi
Toplumsal yapıda subayların,
bürokratların, memurların orta-
ya çıkması, lonca düzeninin ve
zanaatkârlar sınıfının çözülmesi
ve onun yerine emekçiler sını-
fının doğması
Ekonomik yönden ikili sosyal
yapının oluşması
Kırdan kent göç başlangıcı ve
bununla beraber komşuluk kav-
ramının değişmesi
Îcat edilmiş gelenekler
Sosyal platformlar
Öncüler
Sivil toplum kuruluşlarının öne-
minin ve gerekliliğinin artması
Farklı güvenlik anlayışı ve
imaj göstergesi olarak kapalı
siteler
TOPLUMSAL MEKÂN
Yaşantının, deneyimin ve bel-
leğin mekânı
Bireyleri kendi hâline bırakma-
yan ve yaşayanlara belli bir bilinç
aşılayan öğrenen ve öğreten
mahalle
Mekân sosyolojisinin gelişmesi
yeni mekân anlayışı
Modernizmin yeni dili olarak
sokak isimlendirmeleri
İnsan deneyiminden ve sosyal
pratiklerden uzak olan soyut
mekâna evrilme
Sosyal platformlar
Farklı dayanışma pratikleri,
farklı komşuluk pratiklerine
imkân sağlayan
Tablo 2 : Eren (2017)’in çalışmaları doğrultusunda “geleneksel-modern-modern sonrası mahalle”
ŞEHİR DÜŞÜNCE DERGİSİ 2020-16 ‹ 34 35 ›
MAKALE
sunabileceği katkıları ve çözümle-
ri farklı bir yaklaşımla ele almadan
önce onun geçirdiği değişimin anla-
şılması gerekmektedir. Bu kapsam-
da Eren (2017)’in5 çalışmalarından
faydalanarak, Türkiye özelinde ma-
hallenin geçirdiği değişimler üçlü
dönemselleştirme ile ele alınmış-
tır. Osmanlı Mahallesi olarak ifa-
de edilebilecek geleneksel mahal-
le dönemi, sanayileşmeyle beraber
başlayan modern mahalle dönemi
ve küreselleşmenin etkisiyle doğan
modern sonrası dönem olarak ifa-
de edilmiştir. Geleneksel mahal-
lenin kendiliğinden-doğal olarak
oluşan, fizik mekân açısından ba-
sit, toplumsal yapı açısından güçlü
ve kavramın sahip olduğu fiziksel,
sosyal, idârî pek çok anlamı dengeli
bir şekilde yansıtan mekân olarak
ifade edilmesi mümkündür. İkinci
olarak ele alınan modern yaklaşım-
da ise sanayileşmeyle başlayan sü-
reç ile bireyin, mekânı anlayış biçi-
minin, fiziksel mekân tasarımının
ve yönetim yapısının değişikliklere
uğradığı görülmektedir. Gelenek-
sel dönemde kendiliğinden, doğal
olarak oluşan mahalle bu dönemde
bazı uygulamalarla değişikliğe uğ-
ramıştır. Bu uygulamalar fiziksel
mekânda ve toplumsal yapıda de-
ğişikliklere neden olmuştur. Bu-
nun sonucu olarak herkesi birleşti-
ren, sınıfsal- etnik-dini farklılıkları
yok sayan kapsayıcı bir mekân olan
mahalle ikili sosyal yapının okun-
duğu ve komşuluk ilişkilerinin
sekteye uğradığı mekâna dönüş-
müştür. Günümüzde yaşadığımız
modern sonrası yaklaşıma gelin-
diğinde ise göze çarpan en önemli
özelliklerden biri Keyder (2009)’in
ifadesiyle bölünmüş kent olarak
ifade edilen, küresel sisteme ayak
uyduran kent parçasıyla küresel si-
temden kopmuş kent parçasının
yan yana gözlemlenebilmesidir. Bu
üç dönem kapsamında Tablo 2’de
Eren (2017)’in çalışmaları doğrul-
tusunda mahalleye dâir özet niteli-
ğinde bir değerlendirme yapılmış-
tır. Bu değerlendirme yaşadığımız
mekânı sadece fiziksel olarak gör-
düğümüzle değil yaşadığımızla ve
hissettiğimizle algılayarak yarını-
na yönelik düşünme gerekliliği dü-
şüncesiyle oluşturulmuştur.
Kent Sağlığı
Perspektifi ile
Mahalleye Bakmak
ve Sosyal Dayanıklı
Mahalle Kavramı
Kentsel dayanıklılık yaşam şartla-
rının iyileştirilmesine, kent gene-
linde bilgi düzeyinin artmasına ve
karar verme süreçlerinde çok ak-
törlü yapının oluşmasına olanak
verdiği için güncel yaklaşımlardan
biri hâline gelmiştir. Bu kapsamda
kentsel dayanıklılık fiziksel, sosyal
ve ekonomik anlamda bütüncül bir
yaklaşımla ele alınması gereken bir
konudur. Ancak mevcut çalışma-
larda daha çok fiziksel yönüyle ele
alınmakta ve sosyal boyutu ihmal
edilmektedir. Fakat yaşadığımız
salgın ve karantina sürecinde dün-
yada gözlemlenen yeni pratikler bu
krizi aşmada topluluğun üstüne
düşen rolü gözler önüne sermekte
ve sosyal dayanıklı mahalleye, sos-
yal dayanıklı topluma olan ihtiyacı
yansıtmaktadır.
Dayanışma, âidiyet,
güvenlik, sosyalleşme
ve komşuluk gibi bu
çağrışımlar mahalleyi
“bizim mahalle” yapan
işlevlerdir.
Şekil 1:
Sosyal da yanıklı
kavramı ile ilgili
anahtar kelimeler
Sosyal dayanıklılık “grupların ya da
toplumların çevresel, sosyal ve politik
değişimler sürecinde ortaya çıkan ge-
rilim ve karışıklıklarla başa çıkabil-
me yeteneğidir.6 Sosyal dayanıklılık
içinde bulunduğu toplumun top-
lum olma hissini, âidiyetini, kül-
türel kimliğini ve sosyal uyum ye-
teneğini artırarak; daha bilinçli,
aktif, kolektif ve öğrenen bir top-
lum oluşturmakta aynı zamanda
bunu yaparken fiziksel mekâna da
katkı sağlamakta ve kavramı anla-
şılması gereken, önemli bir konu
hâline getirmektedir.
Öte yandan, Birleşmiş Milletler
2030 Sürdürülebilir Kalkınma He-
defleri’nde bahsedilen sürdürüle-
bilir şehirler ve topluluklar ile sağ-
lık ve kaliteli yaşam ilkelerine göre
sağlıklı bireyler, sağlıklı yaşam ve
herkes için hareketliliği teşvik eden
kamusal alanlar tanımlanmalı,
güvenli, kapsayıcı dayanıklı ve sür-
dürülebilir kentler ve insan yerleş-
meleri tasarlanmalıdır.7
Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO)
göre sağlık, “sadece hastalık, sa-
katlık veya zayıflığın olmaması
değil; bütünsel olarak bulunma-
sı gereken fiziksel, zihinsel ve sos-
yal refah durumudur.” Bu tanım-
lama ile sağlığın ruhsal ve sosyal
boyutlarını da içeren bütüncül ve
çok kapsamlı bir yaklaşımı günde-
me getirmesi bakımından önem
taşımaktadır. Dünya Sağlık Örgü-
tü’nün tanımına göre, insan sağ-
lığının yalnızca sağlıkla ilgili olan
profesyonellerin alanına giren bir
konu olmadığı, aksine şehir plan-
lama ve kentsel tasarım gibi diğer
disiplinlerin de konuyu ele alması
gerektiği ifade edilmektedir.8
Bu perspektif doğrultusunda in-
celenen dayanıklılık ve sürdürüle-
bilirlik literatürüne göre sosyal da-
yanıklı mahalle olmaya yönelik yol
gösterici anahtar kelimeler arasın-
da çeşitlilik, güçlü yerel ağlar, top-
luluk hissi, ortak değerler öne çık-
maktadır (Şekil 1).
Tespit edilen anahtar kelimeler ta-
rih-kültür, sosyal paylaşım, sosyal
organizasyon, fiziksel-sosyal imaj,
Sosyal dayanıklılık
“grupların ya da
toplumların çevresel,
sosyal ve politik
değişimler sürecinde
ortaya çıkan gerilim
ve karışıklıklarla başa
çıkabilme yeteneğidir.
Şekil 2:
Sosyal
dayanık lı
kavramı ile
ilgili sosyal
dayanık lı
mahalle
göstergeleri
ŞEHİR DÜŞÜNCE DERGİSİ 2020-16 ‹ 36 37 ›
MAKALE
yere bağlılık ve memnuniyet, sos-
yal sürdürülebilir-yaşanabilir-da-
yanıklı başlıkları altında sınıflandı-
rılmıştır. Böylece Perry (1929)’nin
söz ettiği fiziksel mekâna işaret
eden mahalle göstergelerine ek
olarak sosyal dayanıklı mahalleye ait
göstergeler elde edilmiştir (Şekil 2).
Perry (1929)’nin mahalle modelin-
de bahsettiği ilkelerin sağlıkla olan
ilişkisine bakıldığında; iyi planlan-
mış yapılı çevrenin fiziksel aktivi-
telere fırsat sunarak yaşayanların
fiziksel, sosyal ve zihinsel sağlığına
katkı sağladığı söylenebilmektedir.
Gerek ulaşım gerekse rekreasyon
amacıyla kent içindeki yaya hare-
ketliliğin artırılmasına karma ara-
zi kullanımı, güçlü sokak sistemi,
uygun yerleşim yoğunluğu, güven-
li yeşil alanlar ve erişilebilir kamu-
sal alanlar gibi planlama ve tasarım
kararları ile katkı sağlanabilmekte-
dir. Bu noktada Perry’nin ideal bir
mahalle için belirttiği 400 metrelik
yürünebilirlik mesafesi bugün 20
dakikalık yürüme mesafesinde de-
ğerlendirilmektedir. Kullanıcıların
farklı kamusal aktivitelerini bisik-
letle ya da yürüyerek 20 dakikada
gerçekleştirebilmesine fırsat sağ-
lamak da daha sağlıklı bir kent da-
ha sağlıklı bir topluluk oluşturmak
adına önem taşımaktadır.
Mahallenin geçirdiği
dönüşüme bakıldığında
en göze çarpan
şeyin komşuluğun
yitirilmesidir.
Görsel 1:
Komşularla
birlikte spor
faaliyeti
gabrielegalimbertiphoto : “Ofisimin dışındaki manzara. 20 gün öncesine kadar, komşularımı pek tanıyordum ve birçoğu
da birbirini tanımıyordu. Şimdi hepimiz her gün 18.00’de birlikte spor yapıyoruz. Koronavirüsün yarattığı fırtınanın ortasında,
bugünlerde herkesi etkileyen üzüntü ile insanların nasıl katlanmaya çalıştıklarını görmek güzel.” Milano, İtalya
jermcohen : “Çatı kültürü. Çatıda yoga yapan, çalışan, okuyan, müzik yapan, uyuyan insanların kliplerini çekmeye başladım.
Pencereme her baktığımda yeni ve farklı şeyler yapan yeni insanlar görüyorum. Günlük yaşamınızda hang i yeni şeyleri fark
ediyorsunuz?” New York, ABD
Görsel 2:
New York’ta
değişen çatı
kültürü
Sosyal dayanıklı mahalleye ilişkin
göstergelerin sağlıkla olan ilişki-
sine bakıldığında ise; ortak değer-
leri paylaşan, farklılığı hoş gören,
yaşadığı yere kendini ait hisseden
güçlü topluluk hissine sahip mahal-
lenin zorlukları yenmede daha ba-
şarılı olduğunu söylemek müm-
kündür. Sosyal dayanıklı mahalle
olarak kabul edilebilen yerleşimler
birlik olmanın verdiği güç ve katı-
lım isteğiyle zorluklara karşı sos-
yal desteği -motivasyonu sağlayarak
zihinsel- ruhsal sağlığı güçlü tut-
mayı başarabilmektedir. Bu duru-
ma örnek olarak sosyal medyadan
toplanan ve karantina sürecinde
gözlemlenen farklı oluşumlar–pra-
tikler gösterilmiştir.
Mahallenin geçirdiği dönüşüme
bakıldığında en göze çarpan şeyin
komşuluğun yitirilmesi olduğu-
nu ifade etmiştik. Fakat karanti-
na süreciyle oluşan pratiklere-olu-
şumlara baktığımızda geçirdiğimiz
sürecin belki de bize komşulu-
ğu yeniden hatırlatacağına, toplu-
luk olmanın gücünü öğreteceğine,
sosyal motivasyonun ne demek
olduğunu anlamamıza yardımcı
olacağına ve mahalleye geri dönü-
şü sağlayacağına yönelik bir umut
doğmaktadır.
İnsanın doğası gereği karşılaştı-
ğı zorluklara ayak uydurduğu ve
toplumsal ilişkilerini bir şekilde
sürdürmeyi başardığı ve yeni nor-
malini yarattığı bilincindeyiz. Bu
monamai
“Tüm dünyanın tek bir dev köye
dönüştüğünü hissediyorum. “Hepimiz
çok deneme sürelerinden geçiyoruz ama
insanlığın en iyilerini görmek” “sosyal
mesafeye” rağmen her zamankinden
daha az yalnız hissetmemi sağlıyor.
Lütfen buna “sosyal mesafe” yerine
“fiziksel mesafe” demeyi düşünün. Ve
bu geçici durumun sosyal bağlantının
kırılganlığını unutmamasına izin
vermeyin. Suçu birisine yerleştirmek,
sorumluluklarımızdan kaçmanın ve
zayıflığımızı gizlemenin en kolay yolu
olabilir, ancak kesinlikle bir çözüm değildir.
Şimdi birbirimize her zamankinden daha
fazla ihtiyacımız var. Birlikte hepimiz
ırkçılık, bencillik ve dünyadaki herhangi
bir virüsten daha güçlüyüz. Hepinize
sabırlı olduğunuz ve birbirinize baktığınız
için teşekkür ederiz. Evde kalın, güçlü
kalın ve iyi olun.”
Kaliforniya, ABD
İnsanın doğası gereği
karşılaştığı zorluklara
ayak uydurduğu ve
toplumsal ilişkilerini
bir şekilde sürdürmeyi
başardığı ve yeni
normalini yarattığı
bilincindeyiz.
Görsel 4:
Kurtuluş’ta
pencere
muhabbetleri
Görsel 5:
Yeni kamusal
alan olarak
balkon”
Görsel 3:
Yeldeğirmeni’nde
mahallelilerin
mini konseri
istanbul.etkinlik
“Kadıköy Yeldeğirmeni’nde evde kalanlara komşulardan
mini konser” Kadıköy, Yeldeğirmeni, İstanbul
sakiryildirim
“Pencere muhabbetleri”
Şişli, Kurtuluş, İstanbul
ŞEHİR DÜŞÜNCE DERGİSİ 2020-16 ‹ 38 39 ›
MAKALE
doğrultuda toplumun salgına karşı
çözümünü yeni kamusallığı çatı, bal-
kon ve pencere faaliyetleri ile yarat-
mak olarak ele almak mümkündür.
Salgın döneminde farkındalık ar-
tırma, dayanışma, eğlence ve mo-
tivasyon artırmaya yönelik mahal-
lelinin olduğu kadar belediyelerin
yarattığı yeni bir oluşumlar ve pra-
tikler de önemlidir. Birlikte olma his-
si bizi daha güçlü, dayanıklı ve sağ-
lıklı yapmak için bir başlangıçtır.
Toplumun karşılaştığı zorluğa tep-
ki olarak mahalleyi ‘bizim mahalle’
yapan dayanışma ruhunun yeniden
yeşerdiğini ve bu süreçte küresel
ölçekte farklı dayanışma örnek-
lerinin karşımıza çıktığını gör-
mek mümkün. Bu doğrultuda sos-
yal dayanıklı mahallenin temelini
oluşturan topluluk hissinin birbiri-
ne ve yaşadığı yere bağlı, geleceğe dâir
pozitif ve daha sağlıklı bireyler oluş-
turmada etkili olduğu söylenebilir.
Sonuç Yerine
Geçirdiğimiz karantina süreci pek
çok alanda olduğu gibi kentleri-
mizde de etkisini göstermiştir. Bu
yazının arka planındaki düşünce
salgının beraberinde getirdiği top-
lum sağlığı ve sosyal olarak bir ara-
da olamayışın neden olduğu olum-
suz durumların aksine konuyu
pozitif bir yaklaşımla ele alarak kri-
zi fırsata çevirebilme inancıdır.
Sosyal dayanıklı mahallenin temeli-
ni oluşturan topluluk hissinin birbi-
rine ve yaşadığı yere bağlı, geleceğe
dâir pozitif ve daha sağlıklı bireyler
oluşturmada etkisi vardır. Mahal-
le kültürü ile sosyal dayanıklılığa
Birlikte olma hissi bizi
daha güçlü, dayanıklı ve
sağlıklı yapmak için bir
başlangıçtır.
sislibelediye
“Evde canınız sıkıldığı anda camdan
başınızı uzatmanız yeter. İlçemizin
müzisyenleri ile mahallelerimizi
dolaşıyoruz, yüzünüze gülümseme
ruhunuza müzik katıyoruz! Siz de
onlara eşlik edin, unutmayın Şişli’ de
mutluluk bulaşıcıdır.
Şişli, İstanbul
esenlerbelediye
“Esenler Belediyesi Sanat Evi’nin
(ESEV) hayata geçirdiği ESEV Moral
TİMİ, bu süreçte evde kalanların
morallerini düzeltmek için sokak
konserleri düzenlerken, Moral TİMİ
de haftalardır evlerinden çıkmayan
ilçe sâkinlerini tek tek arıyor, hâl-hatır
soruyor, ihtiyaçlarının olup olmadığını
öğreniyor.”
Esenler, İstanbul
Gö rsel 7:
Esenler Belediyesi
Moral Timi
Görsel 6:
Şişli
Belediyesi’nin
mahallelilere
müzik dinletisi
yönelik hazırlanan ve hâlen devam
eden araştırmanın ön bulgularına
göre; karantina sürecinde komşu-
luk dayanışması ve sosyal motivas-
yon en önemli çıktıdır. Öte yandan
salgın ve karantina sürecinin sosyal
etkileşime etkisine yönelik değer-
lendirme yapıldığında komşularla
beraber yapılan balkon faaliyetleri-
nin yeni pratiklerle devam etmekte-
dir. Karantina sürecinde evde yapı-
lan faaliyetlere bakıldığında ise yeni
hobilere örnek olarak spor ve sa-
natsal etkinlikler öne çıkmaktadır.
Bu sonuç sosyal dayanıklı bir ma-
hallenin öğrenen bir toplum olduğu
gerçeğidir.
Dipnotlar
1 Bu bölüm yazarların MSGSÜ 28. Kentsel Tasarım ve Uygulamalar Sempozyumu’nda sunmak üzere hazırladığı “Günümüzde
Mahalle Kültürünü Sürdürebilmek ve Yeni Bir Kavram Arayışı Olarak Sosyal Dayanıklı Mahalle: Kurtuluş - Feriköy Örneği”
başlıklı bildirisi doğrultusunda oluşturulmuştur.
2 Mumford, 1954.
3 Barlas, 2012.
4 Eren, 2017 ve Şahin, 2011.
5 Eren, İ. (2017). Mahalle: Yeni Bir Paradigma Mümkün mü?. İstanbul: Nefes Yayıncılık.
6 Adger, 2000.
7 UNDP, 2030 Gündemi, Ocak 2016.
8 Türkoğlu ve Koramaz, 2012.
Kaynakça
1. Adger, W. N., (2000). Social and Ecological Resilience: Are ey Related? Progress in Human Geography, 24, ss. 347-364.
2. Alver, K. (2010). Mahalle: Mekân ve Hayatın Esrarlı Birlikteliği, İdealkent Dergisi, Sayı 2, ss. 116-139.
3. Barlas, A. (2012). Komşuluk Birimi. Ersoy, M. (Der.), Kentsel Planlama içinde, İstanbul: Ninova, ss. 281-283.
4. Eren, İ. (2017). Mahalle: Yeni Bir Paradigma Mümkün mü?, İstanbul: Nefes Yayıncılık.
5. Keyder, Ç. “Arka plan”, İstanbul, Küresel İle Yerel Arasında, İstanbul: Metis Yayıncılık, 2009, ss. 9-40.
6. Mumford, L. (1954). e Neighborhood and e Neighborhood Unit, e Town Planning Review, 24(4), 1954, ss. 256-270.
7. Perry, C. e Neighborhood Unit: A scheme of Arrangement Jor e Family Life Community. In A Regional Plan for New York and
Environs; Vol. vii. New York: 1929.
8. Şahin, M. (2011). Osmanlı’dan Cumhuriyete Mahalle Yönetimi. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 30. Ss. 221-230.
9. Turan, S. ve Ayataç, H. (2020, Mayıs). MSGSÜ 28. Kentsel Tasarım ve Uygulamalar Sempozyumu. Günümüzde Mahalle
Kültürünü Sürdürebilmek ve Yeni Bir Kavram Arayışı Olarak Sosyal Dayanıklı Mahalle: Kurtuluş-Feriköy Örneği, İstanbul
(kitap yayın aşamasında).
10. Türkoğlu, H. ve Koramaz, E. (2012). Kent ve Sağlık. Ersoy, M. (Der.), Kentsel Planlama içinde, İstanbul: Ninova, ss. 185-187.
Karantina sürecinde
evde yapılan faaliyetlere
bakıldığında ise yeni
hobilere örnek olarak
spor ve sanatsal
etkinlikler öne
çıkmaktadır.
ustunpalmie
“Şu son 2 haftadır yaşadığımız moral bozukluğu aslında şaşkınlıktanmış demek.
“Korona kimmiş ya? Bizim çok değerli dostlarımız var.” diye düşününce 24 saat
dolmadan dayanışmanın gücünü, sevginin ve paylaşmanın iyiliğ ini hep beraber
yaşadık. Corona var diye Paskalya olmayacak sandık bir an, yumurta tokuşturup
çörekteki altını bulamayacağız sandık. Nişanlılar birbirine koca koca çikolata
göndermeyecek sandık. Oysa bir baktık ki onlar gelemiyorsa biz gidermişiz.
Corona neymiş ki Paskalya’nın yanında. Dostlarımızı çok seviyoruz, onlar da bizi
seviyormuş. Hep beraber daha neler neler yapacakmışız.”
Şişli, Feriköy, İstanbul
Görsel 8:
Ferik öy’de
dayanışma
örneğ i:
“esnafa sahip
çıkma”
ŞEHİR DÜŞÜNCE DERGİSİ 2020-16 ‹ 40 41 ›
MAKALE
... Keyder (2009) günümüzde yaşanan ve mahallenin dönüşümüne neden olan değişimi "bölünme" ile açıklamaktadır. Küresel sisteme ayak uyduran kent parçasıyla küresel sitemden kopmuş kent parçasının yan yana gözlemlenebilmesi, bu bölünmüşlüğü ifade etmektedir (Ayataç ve Turan, 2020). ...
... Pandemi sürecinde, diğer afetlere kıyasla farklı bir tedbir olarak yapılan "evde izolasyon" uygulaması, kırılganlığı ve dayanıklılığı da mekân ekseninde ele almayı gerekli kılmıştır. Bu gereklilik, mahallenin, pandemiye karşı sosyal dayanıklılığı üzerine odaklanan bazı tartışmaları da beraberinde getirmiştir (Ayataç ve Turan, 2020). Bu bağlamda, mahallelerin fiziksel mekânlar olarak geçirdikleri değişimlerin, mahalle sakinlerinin hem kırılganlık hem de dayanıklılık seviyelerini etkileyeceği kabul edilmektedir. ...
Article
Full-text available
This paper examines how Covid-19 pandemic is experienced at the neighborhood level from the mukhtars’ perspective. It aims to reveal the similarities and differences in experiences and local governance of the pandemic in neighborhoods depending on their level of social vulnerability. The data come from semi-structured interviews conducted online with 20 mukhtars from different neighborhoods in 4 municipalities of Istanbul with differing levels of social vulnerability. The findings show that there is a relation between the social vulnerability level of the neighborhood and its pandemic experiences as well as the mukhtar’s efforts related to pandemic governance. In neighborhoods with lower levels of social vulnerability, the main issues with the pandemic experiences and management were related to the demographic composition. In those with higher levels of social vulnerability, in addition to financial problems, issues arose regarding compliance with pandemic regulations. This paper elucidates that pandemic experiences are shaped by neighborhoods’ level of social vulnerability and that there is a need for pandemic governance which takes into account the structural and functional characteristics of neighborhoods. It provides some insights which would benefit the institutions in their management of any future pandemics by serving as a guide for more efficient and effective intervention measures. Keywords: Covid-19 pandemic, neighborhood mukhtars, neighborhoods with different levels of social vulnerability, local governance of the pandemic
... At this point, the walking distance of 400 meters specified by Perry for an ideal neighbourhood is considered to be a 20-minute walking distance today. Providing users with the opportunity to carry out various public activities within 20 minutes by bicycle or on foot is also important in order to create a healthier city and a healthier community (Perry, 1929;Turan & Ayataç, 2020). In addition to interaction with the green and the nature, parks are urban spaces that create a sense of community, where individuals come together to establish social communication and participate in urban life (Koca & Tutal). ...
... At this point, the walking distance of 400 meters specified by Perry for an ideal neighbourhood is considered to be a 20-minute walking distance today. Providing users with the opportunity to carry out various public activities within 20 minutes by bicycle or on foot is also important in order to create a healthier city and a healthier community (Perry, 1929;Turan & Ayataç, 2020). In addition to interaction with the green and the nature, parks are urban spaces that create a sense of community, where individuals come together to establish social communication and participate in urban life (Koca & Tutal). ...
... At this point, the walking distance of 400 meters specified by Perry for an ideal neighbourhood is considered to be a 20-minute walking distance today. Providing users with the opportunity to carry out various public activities within 20 minutes by bicycle or on foot is also important in order to create a healthier city and a healthier community (Perry, 1929;Turan & Ayataç, 2020). In addition to interaction with the green and the nature, parks are urban spaces that create a sense of community, where individuals come together to establish social communication and participate in urban life (Koca & Tutal). ...
... At this point, the walking distance of 400 meters specified by Perry for an ideal neighbourhood is considered to be a 20-minute walking distance today. Providing users with the opportunity to carry out various public activities within 20 minutes by bicycle or on foot is also important in order to create a healthier city and a healthier community (Perry, 1929;Turan & Ayataç, 2020). In addition to interaction with the green and the nature, parks are urban spaces that create a sense of community, where individuals come together to establish social communication and participate in urban life (Koca & Tutal). ...
... At this point, the walking distance of 400 meters specified by Perry for an ideal neighbourhood is considered to be a 20-minute walking distance today. Providing users with the opportunity to carry out various public activities within 20 minutes by bicycle or on foot is also important in order to create a healthier city and a healthier community (Perry, 1929;Turan & Ayataç, 2020). In addition to interaction with the green and the nature, parks are urban spaces that create a sense of community, where individuals come together to establish social communication and participate in urban life (Koca & Tutal). ...
... At this point, the walking distance of 400 meters specified by Perry for an ideal neighbourhood is considered to be a 20-minute walking distance today. Providing users with the opportunity to carry out various public activities within 20 minutes by bicycle or on foot is also important in order to create a healthier city and a healthier community (Perry, 1929;Turan & Ayataç, 2020). In addition to interaction with the green and the nature, parks are urban spaces that create a sense of community, where individuals come together to establish social communication and participate in urban life (Koca & Tutal). ...
Chapter
Full-text available
The COVID-19 outbreak caused by the new type of coronavirus (SARS-CoV-2), which was first reported in December 2019 and spread all over the world from Wuhan, China, has been a real threat to societies today, as an urbanization without a strategy prevails, with the existence of public areas that were created without a vision. In this study, the needs of people in their living spaces and the need for green spaces in cities in the process of fighting against epidemic diseases have been revealed by examining the literature and making observations in some of the cities of Turkey (Gaziantep, Aksaray, Bingöl). Findings obtained in the study can be summarized as follows: - During the process, the experience of working from home has increased, and various arrangements have been made in the interiors of the houses to increase efficiency. There have been new demands regarding the number of rooms or opportunities to work independently. However, it has been observed that the expectations for flexible spaces that can transform according to need and that can have different functions in the same spaces have increased. - In dense city centres, interest in terraces, balconies, and small common gardens that we did not care about nor used before the COVID-19 pandemic has increased, and outdoor spaces have begun to be prioritized in housing preferences. - The process of spending most of the time at home has brought about the question of the physical conditions regarding indoor airflow, humidity, noise control, heat and daylight, and it has been observed that new expectations have emerged for physical environmental control in housing demands. - Producing surfaces with material where viruses and bacteria cannot live, the development of details that can provide cleaning in surface compositions, and the consideration of solutions that prevent the spread of the virus in space use have been required. - During the process, there has been a great increase in the use of secondary housing that is far from city centres. -The issue of self-sufficient houses has started to be discussed more. - It has been observed that there are some researchers who emphasize that travel restrictions and quarantine requirements reduced traffic and air pollution in cities, and there are also (Litman, 2020) optimistic approaches that argue that this process has contributed to protecting the nature. - There has been an increase in walking, cycling, and using green spaces as a result of the curfews imposed. - It has been observed that social distance can be maintained more easily in wide, open green areas, and small urban green areas are important places especially for children, the elderly, and those with limited mobility. - With the pandemic, the importance of renewing the way we perceive, design, and use "healthy spaces" has been understood. The COVID-19 pandemic is a reminder of the negative consequences of humanity's constant intervention in nature. In this process, there will be an opportunity for a sustainable future if economic recovery programs are implemented, and efforts to protect nature and to combat climate change are made (Rosenbloom & Markard, 2020). Considering the dimensions of humanity and technology today, all disciplines should create solutions by establishing relationships with each other in fighting against the epidemic and infectious diseases. In this context, architecture has a special importance as one of the disciplines that directly affect human life. Making a visionary design for the future will be possible with comprehensive, sustainable, and informed work on infectious and epidemic diseases. During this period of the COVID-19 pandemic, it is necessary to examine and transform the existing architectural structure stock and to construct the program for possible future infectious and epidemic disasters, as a product of "interdisciplinary cooperation," in multi-dimensional aspects. Studies should be made regarding the importance of natural air conditioning and ventilation indoors. However, in closed spaces that do not have this opportunity, the airflow must be organized correctly, the filters of ventilation systems must be changed frequently, and ventilation ducts must be cleaned frequently. Urban green spaces should be considered not only in terms of public health and as social investment, but also as a chance to re-balance our relationship with nature to protect ourselves against future pandemics (Rosenbloom & Markard, 2020). By investing in urban public green spaces, additional benefits (creating jobs and food, promoting biodiversity, reducing urban heat, carbon sequestration) can be achieved. Realizing these benefits requires an emphasis in the balance of decision-making to protect, develop, and provide more suitable green spaces designed with local communities.
Article
Full-text available
This article defines social resilience as the ability of groups or communities to cope with external stresses and disturbances as a result of social, political and environmental change. This definition highlights social resilience in relation to the concept of ecological resilience which is a characteristic of ecosystems to maintain themselves in the face of disturbance. There is a clear link between social and ecological resilience, particularly for social groups or communities that are dependent on ecological and environmental resources for their livelihoods. But it is not clear whether resilient ecosystems enable resilient communities in such situations. This article examines whether resilience is a useful characteristic for describing the social and economic situation of social groups and explores potential links between social resilience and ecological resilience. The origins of this interdisciplinary study in human ecology, ecological economics and rural sociology are reviewed, and a study of the impacts of ecological change on a resourcedependent community in contemporary coastal Vietnam in terms of the resilience of its institutions is outlined.
Mahalle: Mekân ve Hayatın Esrarlı Birlikteliği, İdealkent Dergisi, Sayı 2, ss
  • K Alver
Alver, K. (2010). Mahalle: Mekân ve Hayatın Esrarlı Birlikteliği, İdealkent Dergisi, Sayı 2, ss. 116-139.
Osmanlı'dan Cumhuriyete Mahalle Yönetimi. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 30. Ss
  • M Şahin
Şahin, M. (2011). Osmanlı'dan Cumhuriyete Mahalle Yönetimi. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 30. Ss. 221-230.