Mehtap SARAÇOĞLU’s research while affiliated with Siirt University and other places

This research aims to evaluate the 9th-grade mathematics curriculum, its efficiency, and its implementation techniques used at secondary school by using the CIPP model according to the teachers and class observations from the 2017-2018 education season. In this study, the scanning model of the quantitative research method was used. The participants of this research comprise 149 high school mathematics teachers which work in public high schools and 324 students at Siirt. “High School Mathematics Curriculum Evaluation Questionnaire and Teacher and Student Form” developed by Fer and Aközbek (2008) were used as a data collection tool. The data obtained from the study were analyzed with the SPSS software. According to the data obtained from teachers for the context parameter of the program; goals and achievements in the program are concluded that it is suitable for students’ developmental characteristics. In addition, it has been concluded that the course content is reduced and the theoretical content they contain is sufficient, but the time allocated to the acquisitions is insufficient. For the input parameter; resources and materials facilitate learning, the gains in the textbook are not understandable, the book is boring and the program is teacher-oriented results have been reached. Regarding the process parameter; the program includes individual events and it was concluded that these activities are not boring. In the product parameter, to obtain results only according to mathematical skill development the program does not meet the individual needs of students however, it has been obtained that it contributes to the development of mathematical skills.

Bu araştırmanın amacı, öğretmen adaylarının ahlaki olgunluk düzeyleri ile değer öğretimine ilişkin algıları arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Betimsel bir araştırma olan bu çalışma, ilişkisel tarama modeli kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini, Türkiye’nin güneydoğusunda bir devlet üniversitesinin Pedagojik Formasyon Programında öğrenim gören 2200 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise, tesadüfi örnekleme yöntemi ile seçilen çeşitli programlarda öğrenim gören 314 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak; “Ahlaki Olgunluk Ölçeği” ve “Değer Öğretiminde Kullanılan Etkinlikler ve Değer Öğretimine İlişkin Görüşler Ölçeği” kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen veriler SPSS paket programı ile analiz edilmiştir. Verilerin analizinde; İlişkisiz Örneklemler için t Testi, Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA), ve Basit Doğrusal Regresyon Analizi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; öğretmen adaylarının ahlaki olgunluk düzeyleri ile değer öğretimine yönelik algılarının üst düzeyde olduğu görülmüştür. Öğretmen adaylarının ahlaki olgunluk ve değer öğretimi algıları ile cinsiyet, yaş, öğrenim gördüğü bölüm ve sınıf düzeyi değişkenleri bakımından anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Son olarak, öğretmen adaylarının ahlaki olgunluk puanlarının ailenin rolü ve değer öğretimi toplam puanlarının anlamlı bir yordayıcısı olduğu ortaya çıkmıştır.

Bu araştırma, ortaöğretim 11. sınıf rehberlik programına ilişkin öğrenci görüşlerini belirlemek amacıyla yapılan tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. Araştırmanın örneklemi, 863 ortaöğretim 11. sınıf öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, Topçu (2014) tarafından geliştirilen “Okul Rehberlik Programı Değerlendirme Ölçeği” kullanılmıştır. 11. sınıf öğrencilerinin okul psikolojik danışma ve rehberlik programına ilişkin görüşlerinin cinsiyet, lise türü, not ortalaması, okul danışmanlık hizmetinden yararlanma, kardeş sayısı, baba ve anne eğitim düzeylerine göre farklılaşıp farklılaşmadığının tespiti amacıyla t-testi, Mann Whitney U, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve Kruskal-Wallis testi yapılmıştır. Öğrencilerin görüşlerinin tüm alt boyutlarda orta düzeyde olduğu görülmektedir. Öğrencilerin demografik değişkenlerine göre rehberlik programına ilişkin alt boyutların karşılaştırılması analizlerinde, öğrencilerin daha önce rehberlik ve psikolojik danışmanlık biriminden hizmet alıp almama durumu, lise türü, not ortalaması ile anne ve baba eğitim düzeyi bakımından anlamlı ölçüde farklılaştığı bulunmuştur.

This study aims to show to what extent the variables of reflective thinking, inquiry skill and mathematics teaching self-efficacy belief affect each other, to show their rates of explaining each other, and to show whether inquiry skill is a mediating variable in the relationship between reflective thinking and mathematics teaching self-efficacy belief. The data which were collected to test the hypotheses regarding the relationships to be shown were evaluated with structural equation modeling. A relational screening model was used in the research. The participants of the study were 304 prospective primary school teachers studying in their third and fourth years in the Basic Education Department of Education Faculties in two different state universities in Turkey. As data collection tools, the “Reflective Thinking Level Determination Scale”, “Inquiry Skills Scale” and “Mathematics Teaching Efficacy Belief Instrument” were used. According to the results of the study, reflective thinking affects mathematics teaching self-efficacy belief positively and significantly and explains it significantly. Reflective thinking affects inquiry skills positively and significantly and explains it significantly. Inquiry skill affects mathematics teaching self-efficacy belief positively and significantly. Reflective thinking and inquiry skill together explain mathematics teaching self-efficacy belief highly and significantly. Inquiry skill has a partial mediating effect between reflective thinking and mathematics teaching self-efficacy belief. Keywords: inquiry skill, mathematics teaching, prospective primary school teachers, reflective thinking, teacher education

The aim of the study is to reveal the effect of the need for social approval on the prediction of attitudes towards the teaching profession, which has an important role in teachers’ behaviors in educational settings. In this way, the effect and importance of the need for social approval such as sensitivity to the judgments of others, social retreat, and making a positive impression on others were examined. The research model was carried out according to relational scanning patterns from quantitative research methods. The population of the study has consisted of university students studying at the Faculty of Education in a university located in the Southeastern Anatolia Region, and the sample has consisted of 478 pre-service teachers. The sample of the study was determined according to the non-selective sampling method. The data in the study were obtained by “Attitude scale towards the teaching profession” and “Social approval needs scale”. Independent sample t-test, one-way ANOVA, Pearson Moments Correlation, and linear regression analysis were used to analyze the data. As a result of the research, it was determined that the attitudes of pre-service teachers towards the teaching profession were “high” and social approval needs were “moderate”. In the study, it was determined that the variables of the teachers’ sensitivity to the judgments of others, social retreat, and leaving a positive impression on others had a significant relationship with the attitude of the pre-service teachers towards the teaching profession. These variables explain 10% of the total variance in pre-service teachers’ attitudes towards the teaching profession. It has been determined that the variables of sensitivity to the judgments of others and leaving a positive impression on others are significant predictors of attitudes towards the teaching profession, while the social retreat variable does not predict significantly.

Bu araştırmanın amacı, Türkiye’de ilköğretim, ortaöğretim ve lisans öğrencilerinin geometrik anlama seviyelerinin mevcut durumunu, yapılan araştırma sonuçlarından yola çıkarak, meta-sentez yöntemi ile ortaya koymaktır. Bu araştırmada 1999-2014 yılları arasında Türkiye’de tüm öğretim kademelerinde “Van Hiele Geometrik Düşünme Düzey Belirleme Testi” içeren, dahil edilme ve hariç tutulma işlemleri çerçevesinde bu meta-sentez çalışmanın amacına hizmet edebilecek, nitel veya nicel araştırma yöntemlerini kullanarak hazırlanmış 36 yüksek lisans ve doktora tezi, 20 bilimsel makale araştırma kapsamına alınmıştır. Çalışmada ele alınan tüm örneklemlerdeki öğrencilerin Van Hiele geometrik düşünme düzeylerinin oldukça düşük seviyede olduğu görülmektedir. İlköğretim, ortaöğretim ve lisans öğrencilerinin sahip olmaları gereken geometrik düşünme düzeylerine ulaşamadıkları tespit edilmiştir. Farklı öğretim kademeleri ve yaş grupları üzerinde yapılan çalışma bulguları, öğrencilerin geometri düşünme düzeylerinin yaşa veya olgunlaşmaya bağlı olmayabileceğini, daha çok geometri deneyimlerine bağlı olabileceğini göstermektedir.

In today’s rapidly developing technology, individuals are expected to know the ways of accessing information and to have advanced thinking skills. One of these skills is reflective thinking skills. In this study, the relationship between secondary school students’ reflective thinking skills towards problem-solving and learning and study approaches was examined. A correlational survey model was used in the research. The sample of the study consists of 633 secondary school students studying in a province located in the Southeastern Anatolia region of Turkey. Within the scope of the research, a questionnaire form was applied to the students to collect the reflective thinking skills for problem solving, the learning and study approach scale, and their personal information. According to the data obtained from the research, it was found that there was a positive and moderate level relationship between students’ reflective thinking skills towards problem-solving and their deep and strategic learning and study approaches, whereas a negative and low-level significant relationship was found between surface learning and study approach. In addition, it was concluded that learning and study approaches are a significant predictor of students’ reflective thinking skills towards problem-solving and that the dimensions of learning and study approaches explain 20% of reflective thinking skills towards problem-solving.

Bu araştırmanın temel amacı, okul öncesi öğretmenlerinin sınıf yönetiminde istenmeyen davranışlara karşı kullandıkları stratejileri belirlemektir. Araştırmanın evrenini, 2018-2019 eğitim-öğretim yılı Diyarbakır ili merkez ilçelerindeki (Bağlar, Kayapınar, Sur, Yenişehir) 29 bağımsız anaokulunda görev yapan 305 okul öncesi öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada örneklem alma yoluna gidilmeyip evrenin tamamına ulaşılmaya çalışılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, Keleş (2015) tarafından geliştirilen “Okul Öncesi Öğretmenlerinin Sınıf Yönetiminde İstenmeyen Davranışlara Karşı Kullandığı Stratejileri Belirleme Ölçeği” kullanılmıştır. Ölçekte; Kontrol Modeli (9 madde), Güvengen Disiplin Modeli (8 madde), Öğrenme Etkililiği (3 madde), Kaunin Modeli (3 madde), Sosyal Disiplin Modeli (3 madde) ve Davranış Değiştirme Modeli (4 madde) olmak üzere toplam altı faktör 30 madde yer almaktadır. Çalışmadan elde edilen veriler SPSS paket programı aracılığı ile analiz edilmiştir. Araştırma bulguları; okul öncesi öğretmenlerinin sınıf yönetiminde istenmeyen davranışlara karşı en çok Kontrol modelini, en az ise Sosyal Disiplin modelini kullandıklarını göstermektedir. Mesleki kıdem değişkenine göre; “16 yıl ve üzeri” kıdem grubundaki öğretmenler disiplinin sağlanmasında öğretmenin etkin ve zorlayıcı olduğu Güvengen Disiplin modelini daha çok kullandıkları sonucuna ulaşılmıştır.

İlkokul 1, 2 ve 3. sınıflarda görev yapan sınıf öğretmenlerinin serbest etkinlikler dersi uygulamasına yönelik görüşlerini almayı amaçlayan bu araştırma betimsel bir çalışmadır. Araştırmanın örneklemi 372 öğretmenden oluşmaktadır. İlkokul öğretmenlerinin serbest etkinlikler dersini uygulama düzeylerinin; cinsiyete, mesleki kıdeme, okutulan sınıf mevcuduna, okutulan sınıf düzeyine, mezun olunan okul ve bölüme, lisansüstü eğitim alıp almama durumuna göre farklılaşıp farklılaşmadığının tespiti amacıyla bağımsız örneklemler için t-testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve Kruskal-Wallis H testi yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre öğretmenlerin serbest etkinlikler dersine yönelik görüşlerinin cinsiyet, mesleki kıdem, sınıf düzeyi ve mezun olunan fakülte değişkenine göre farklılaşmadığı tespit edilmiştir. Öğretmenler etkinliklerin öğrenci düzeyine uygun olacak şekilde seçilmesi ve gerekli araç-gereç temininin önemine değinmişlerdir.

Bu çalışmanın amacı, ortaokul öğrencilerinin bilimsel sorgulama becerileri algılarını Fen’e merak, motivasyon ve tutum açısından incelemektir. Bu çerçevede araştırma ilişkisel tarama modeline göre tasarlanmıştır. Araştırmanın katılımcılarını 2017-2018 eğitim ve öğretim yılında Siirt il merkezde öğrenim gören 186 ortaokul öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak “Fen’e Yönelik Bilimsel Sorgulama Becerileri Algı Ölçeği”, “Fen’e Karşı Merak Ölçeği”, “Fen Öğrenmeye Yönelik Motivasyon Ölçeği” ve “Fen ve Teknoloji Dersi Tutum Ölçeği” kullanılmıştır. Veriler korelasyon ve çoklu regresyon analizi teknikleri kullanılarak çözümlenmiştir. Araştırma bulguları Fen’e karşı merak, motivasyon ve tutumun ortaokul öğrencilerinin bilimsel sorgulama becerileri algılarının önemli yordayıcıları olduğunu göstermektedir. Elde edilen sonuçlar fen eğitimi ile ilgili alanyazın dikkate alınarak tartışılmıştır.