May 2022
·
85 Reads
·
3 Citations
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi

·

·

·
[...]
·

Süleyman Çelebi’nin (ö. 825/1422) ölümsüz mesnevisi Vesīletu’n-Necāt, Moğol işgali ve şehzadeler arası çekişmeler gibi siyasal ve sosyal sorunların zirve yaptığı zor zamanlarda yani, Fetret Dönemi’nde kaleme alınmıştır. Manzum bir siyerin özelliklerini gösteren bu eser, kendi çağında cevabi ve savunmacı bir rolü üstlenmiş, Hz. Peygamber’in deyim ye-rindeyse hulk u hûyunu ilgili mantık dairesinde tavsif etmiştir. Mevlid, her eser gibi, bir-takım etkilenişlerin ve benzerliklerin çemberinde kendi varlık alanını oluşturmuştur. Bu sebeple onun kaynakçasında Türk İslam edebiyatının kurucu metinleri söz sahibidir. ʿĀşıḳ Paşa’nın (ö. 733/1332) Ġarīb-nāme’si ile Ḳāḍī Ḍarīr’in (ö. 14. yüzyıl) Sīretu’n-Nebī’si ilk akla gelenlerdir. Ayrıca bazı kaynaklarda Mevlid’in, bir dönem için Bursa’da ikamet eden meşhur kıraat alimi İbnu’l-Cezerī’nin (ö. 833/1429) Ẕātu’ş-Şifāʾ fī Sīreti’n-Nebī ve’l-Ḫulefāʾ eserinden ilhamla yazılmış olabileceği ifade edilmişse de, bu konuda herhangi bir muka-yese yapılmadığı görülmüştür. Araştırmamızın ilk bölümü hem kaynakların mukayesesi hem de ilgili benzerliğin değerlendirilmesiyle ilişkilidir. İkinci bölümde, kurucu bir metin olarak Mevlid’in estetik değeri, bazı gayeler ve ilkeler eşliğinde izah edilmeye çalışılmıştır. Eserdeki gayeler yahut ilkeler, Görünür: Taʿlimī, Reel Gaye; Pratik: Ekonomik- Kültürel Gaye ve nihayet Uhrevî: Metafizik Gaye başlıkları altında incelenmiştir. Bu bölümün pratik amacı, birçok kaynakla benzerlik gösteren Mevlid metninin, estetik yönü ve üslubu saye-sinde otoriter bir metne dönüştüğünü göstermektir. Çalışmanın son bölümü ise Mevlid’in defaatle işlenmesinin altında yatan sebepler ve günümüzde dahi bu metnin Müslüman kimliğini ifadede ne derece etkili olduğuna dair bazı kayıtların aktarımına ayrılmıştır.