June 2025
·
1 Read
Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
This page lists works of an author who doesn't have a ResearchGate profile or hasn't added the works to their profile yet. It is automatically generated from public (personal) data to further our legitimate goal of comprehensive and accurate scientific recordkeeping. If you are this author and want this page removed, please let us know.
June 2025
·
1 Read
Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
June 2024
·
38 Reads
July 2023
·
37 Reads
January 2023
·
499 Reads
·
1 Citation
June 2022
·
1 Read
February 2022
·
69 Reads
عندما ذكر ابن خلدون كلمة " دولة السياسة " فربما لا نفهم منها سوى مفهوم الدولة بمفهومها الحديث السائد اليوم، لكنها عند ابن خلدون تمثل نطاقا واسعا من الأفكار؛ بل إن هناك توافقا نظريا،ً يوجب إدراك التمييز المجرد بين أفكار " الدولة " العالمية النظرية وبين الدولة القومية الواقعية. اي انه هنالك فرق شاسع بين مفهومي الدولة العصبية القومية وبين مفهوم الدولة الدينية الشمولية العالمية. ونأمل من هذا البحث إظهار براهين أكاديمية تعطينا الطريق الذي نحتاجه عن ماضي الدولة ومستقبلها على حد سواء . ان تأسيس نظرية للدولة السياسية الحديثة باعتبارها تطورا وتحولا فكريا معتبرا وجديدا، يعتمد على تجارب الامم والتراث ومستخدما للفرضيات التاريخية والتي وردت في كتاب المقدمة كعلامة للاستدلال ولتأسيس قواعد النجاح والصواب والقوة والعدالة والاستمرارية التاريخية . لقد رسم ابن خلدون لدولة السياسة صورا متعددة باعتبارها تجربة بشرية يكون النظام العام فيها منسجما مع عقيدة الامة وثقافتها ومع ملائمتها لتاريخ وجغرافية ذلك المجتمع تبعا لموازين القبول والقوى والاختلاف، حيث ان الدين يتساوى فيه الناس جميعا وتتفتح امامهم سبل الحياة الحرة العادلة والمتوحدة والكريمة. لقد صنع عبدالرحمن ابن خلدون نظرية دائرة السياسة وحدد فيها مسارات واشكال واحوال ومفهوم الدولة وهي جزء اصيل لما نسميه اليوم بعلم الاجتماع الديني. مفاتيح
February 2022
·
1,177 Reads
·
2 Citations
zet Bu araştırmada, üniversiteli öğrencilerin bâtıl inanç düzeyleri ile dinî yönelim ve mutluluk düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Survey (tara-ma) yöntemi ve anket tekniği kullanılarak gerçekleştirilen araştırmada çalışma grubunu; evrenden amaçlı örnekleme yöntemiyle seçilen Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat ve Tıp Fakültesi'nden toplam 434 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak öğrencilerin bâtıl inanç düzeylerini ölçmek amacıyla ‚Yeni Çağ İnanışları Ölçeği‛; iç güdümlü ve dış güdümlü dindarlık dü-zeylerini ölçmek amacıyla ‚Dinsel Eğilim Ölçeği‛ ve mutluluk düzeylerini ölçmek amacıyla ‚Oxford Mutluluk Ölçeği‛ kullanılmıştır. Verilerin analizi için bağımsız gruplar t-testi, tek yönlü varyans analizi (anova) ve korelasyon analizi yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda öğrencilerin bâtıl inançlar (Yeni Çağ inanışları) ve bunun tüm boyutları, iç güdümlü, dış güdümlü dindarlık eğilimleri ile mutluluk düzeyle-ri arasında pozitif yönde ve anlamlılık düzeyinde ilişkiler olduğu tespit edilmiştir. Yine genel bâtıl inanç düzeyleri ve bâtıl inançların tüm boyutları ile iç güdümlü ve 1 Bu çalışma ikinci yazarın ‚Tıp ve İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinde Batıl İnanç, Dindarlık ve Mutluluk İlişkisi‛ başlıklı yüksek lisans tezinden türetilmiştir.
December 2021
·
7 Reads
Adorno talks about the age of objects. Objects have become so influential in our lives that the adventure of involvement of objects without slowing down directs human life. When life in the past centuries is compared with today’s life, the change in objects is remarkable. Objects in the previous centuries were different from today’s objects in that they were durable for a long time, even longer than human life. In the age we live in, objects can lose their functionality and disappear in a very short time. In addition to the impermanence of objects, the life flies so fast that it makes our heads spin. What is fashionable today may be replaced by something else the next day. In the objecthuman relationship, the human being is tried to be reduced from the subject position to the object position. The person, whose life is tried to be directed through the attraction in the object, is lead to narcissistic attitudes on her/his way to the object s/he wants to have. Undoubtedly, these changes that occur in the human-object relationship are not self-generated. The operation in the mentioned process brings to mind a professionally organized structure. In this context, this article draws attention to the relationship between the culture industry, the consumer society formed by the culture industry, and the people who are expected to exist in this society and express their individuality through consumption, and who are stimulated to have narcissistic attitudes.
April 2021
·
4,364 Reads
·
5 Citations
ÖZ Bu çalışmada transhümanizm ve posthümanizm kavramlarının Türk okuru ve araştırmacısı tarafın-dan bütün yönleriyle tanınması ve iki kavramın insan bilincinin yeni kapsamı bakımından analizi amaç-lanmaktadır. Çalışma, transhümanizmi kendi literatürüne dayanarak, posthümanizmi de kendi literatü-rüne dayanarak karşılaştırmalı biçimde inceleyen dünyadaki ilk çalışmalardan biridir. Küresel kapita-lizmin yeni bir aşaması olan dijital çağ toplumu, biyo-teknolojik gelişmeler, yapay zekâ yoluyla bilinçli bir türe evrilen robotlar, metaların interneti ve online din gibi birçok olgu ve kavram, transhümanizm ve posthümanizm çerçevesinde üretilmiş iki felsefi literatürü tüm dünyanın olduğu gibi Türkiye'nin de gündemine taşımıştır. İnsanın bedensel yetkinliğine göndermede bulunan transhümanizm literatürü ve insanın toplumsal iletişim ve işbölümü çerçevesindeki bilinçsel yetkinliğine göndermede bulunan posthümanizm literatürü, insanların bundan sonraki zamanlarda eskisinden farklı bir bilince evrilecekleri konusunda aynı kanaati paylaşmaktadırlar. Fakat iki kavram, ait oldukları felsefe gelenek-leri, kullandıkları argümanlar ve gelecekteki insan hedefleri bakımından birbirinden ayrışmaktadırlar. Her iki kavrama yönelik en önemli eleştiri, iki kavramın da yaşamın anlamı bağlamında yetersiz oluşu-dur. Ayrıca trans-insanlık kavramı Orta Çağ İslâm tasavvuf literatüründeki insan-ı kâmil kavramının çok farklı düzlemden bir devamı gibi görünmektedir. Günümüzde Müslüman toplumlar da büyük ölçü-de dijital toplum özelliklerini kazanmış ve İslâmiyet online din vasfını kazanmaya başlamıştır. Böyle bir dünya ölçeğinde transhümanizm ve posthümanizm Müslüman düşüncenin de katkıda bulunabileceği ortak felsefi gündemleri içermektedir. Bu bakımdan çalışma, transhümanizm ve posthümanizmi tarihçe ve literatür bakımından incelemekte ve onun felsefi bilinç bakımından bütün insanlığın ortak kazanım-larını değerlendirdiğini göstermeye çalışmaktadır. Anahtar Kelimeler: Transhümanizm; Posthümanizm; dijital çağ kapitalizmi; yaşamın anlamı; felsefe, İslam felsefesi ABSTRACT This study aims that the concepts of transhumanism and posthumanism are introduced to Turkish readers and Turkish researchers and the analysis of both concepts in terms of human consciousness. The study is one of the first studies in the world to examine transhumanism based on its own literature and posthumanism based on its own literature in a comparative way. Many phenomena and concepts such as digital age society, which is a new stage of global capitalism, biotechnological developments , robots that have evolved into a conscious species through artificial intelligence, the internet of commodities and online religion have brought two philosophical literatures which have produced in the framework of transhumanism and posthumanism to the agenda of Turkey as well as the world. Transhumanism literature, which refers to the bodily competence of man, and posthumanism literature, which refers to conscious competence of man within the framework of social communication and division labor, share the same opinion that people will evolve into a different consciousness in comparison to before. Nevertheless, the two concepts differ from each other in terms of the philosophical traditions to which they belong and the arguments they use and the future human goals. The most important criticism of both concepts is that both concepts are inadequate in the context of meaning of life. In addition, the concept of transumanare is seen as a continuation of the concept of perfect humanity (insān-ı kāmil) in the medieval Islamic Sufism literature. Today, Muslim societies have also gained the characteristics of digital society to a large extent and Islam has started to gain the character of online religion. On such a world scale, transhumanism and posthumanism contain some common philosophical agendas to which Muslim thought can also contribute. In this respect, the study examines transhumanism and posthumanism in terms of history and literature and tries to show that both have evaluated the common achievements of all humanity in terms of philosophical consciousness.
January 2021
·
13 Reads
Z Bu çalışmada dini gruplaşmanın araştırılması sırasında araştırmacının karşılaşacağı zorluklar, zorunluluklar ve sınırlar ele alınmıştır. Dini grup araştırmalarında karşılaşılan zorluklar beş başlık altında incelenmiştir. Bun-lar; hukuki zorluklar, metodolojik zorluklar, yaklaşımsal zorluklar, yapısal zorluklar ve dilsel zorluklardır. Bu başlıklar kendi içlerinde alt başlıklara ayrılarak ele alınmıştır. Temelde tüm zorluklar; araştırmacının sahada karşılaşacakları ve söylem ve metin analizinde karşılaşacakları olarak dikotomik bir ayırıma da tabi tutulabilir. Hukuki zorluklar başlığı altında; dini gruplaşmanın yasak oluşunun ürettiği, bölünmüş kimlik, yazısızlık ve sivil toplum formatına dönüşen dini grupta meydana gelen değişim ve dönüşümler ele alınmıştır. Metodolojik zor-luklar başlığı altında ise; sosyolojinin Batılı olmayan toplumlara transferi ile birlikte ithal edilen kavram ve tipo-lojilerin İslam dünyası için kullanışsızlığı ve ortaya çıkardığı problemler incelenmiştir. Dilsel zorluklar olarak dini grubun kurduğu anlam dünyasının doğru tahlilinde grubun ürettiği özel iç dili ve sembolizmayı doğru an-lamanın gerekliliği ve önemi üzerinde durulmuştur. Yaklaşımsal zorluklar; dini grupları isimlendirme zorluğu ve kirlenen kavramların grup incelemesine etkileri alt başlıklarına sahiptir. Yapısal zorluklar olarak, grup kimli-ğinin dışsal kimlik ile etkileşimi, gruba dahil olma süreci ve bunun kimliğin oluşumuna etkileri, grup yapısının katı / yumuşaklığı ve bunun araştırmacıya yansımaları ele alınmıştır. Grubun ürettiği kültürel sınırları tespit etmek, grup kimliğini oluşturan öğeleri, grup kimliği ile bireysel kimlik etkileşimini ve bu kimlik bileşenlerinde hangi unsurun niçin öne çıktığını fark etmek, grup üyesi bireyi anlamada araştırmacıya yardımcı olacaktır. Dini grupların otantiklik iddiaları ve bu iddialarını gerekçelendirdikleri ve kendilerine meşruiyet sağladıkları ka y-naklarının tespiti de önemli bir zorluktur. Grubun ideal geçmiş ve umut ettiği geleceği doğru kavramak, üyele-rin anlam dünyalarına vakıf olmaya yardımcı olacaktır. Dini grup veya grubu oluşturan kişilerin kişisel tarihle-rini, tarihselliklerini fark etmek zorluklar arasındadır. Aynı şekilde dini grubu tarihsel kalıplar ve modern yapı-lar açısından doğru yerde konumlandırmamak muhtemel yanlışlardan biridir. Dini grubun oluşum ve gelişi-minde tedriciliği ve dışarıya karşı siyasi tutumu görmek, grubu ele alırken, genellemeden, karşılaştırmadan ve yerel bağlamlarını göz önüne alarak incelemek araştırmacıya yardım edecektir. Araştırmada, dini grubun, grubu oluşturan üyelerin toplamından fazla bir yapı olduğu ve modern hayatın getirdiği anomi ve yabancılaşmaya karşı bir dayanışma ve sosyal sermaye üretim mekanı oluşu üzerinde durulacaktır. Ayrıca dini gruplaşmanın hem gelenekselin devamı oluşu hem de modern birer yapı olmaları hasebiyle ortaya çıkardıkları otantik yapıya dikkat çekilecek ve bir anlam dünyası kurma girişimi olarak ürettikleri siyasallık ele alınacaktır. Konunun ana çerçevesi, kendi alan araştırmalarımız sırasında karşılaştığımız zorluklardan hareket edilerek çizilmiş ve başka araştırmacıların yaşadığı zorluklar da eklenerek konu genişletilmiştir. Anahtar Kelimeler: Dini grup; cemaat; dini sembolizm; dini kimlik; sebep asabiyesi ABSTRACT In this study, the difficulties and limitations faced by the researcher in studying religious groups are discussed. The difficulties encountered in religious group research are examined under five headings. These are legal difficulties, methodological difficulties, approach difficulties, structural difficulties and lingusitic difficulties. These titles were handled by dividing them into subheadings. Basically, all the difficulties; it can also be subjected to a dichotomous distinction as the difficulties the researcher will face in the field and the difficulties he will face in discourse and text analysis. The title of legal difficulties has three subtitles: lack of writing, split dual identity and structural change forced by the transformation to the non-governmental institution format. Under the title of methodological difficulties; the problems posed by the concepts and typologies that were imported with the transfer of sociology to non-western societies were examined. As linguistic difficulties, the necessity and importance of correctly understanding the special internal language and symbolism produced by the group in the correct analysis of the world of meaning established by the religious group was examined. Under the title of structural challenges, cultural and mental boundaries of religious groups were discussed. Approach difficulties were examined as problems stemming from the researcher. The main frame of the subject has been drawn from the difficulties we encountered during our own research, and the subject has been expanded by adding the difficulties experienced by other researchers.
... Katılımcı, kişilik olarak ateist olduğu dönemlerde de var olmakla birlikte, kendi ifadesiyle dönüşüm başladığından beri kendisini insanlara ve tüm canlılara karşı daha duyarlı hissettiğini belirten ifadelere yer vermiştir: Allah'a yaklaştıracağı da düşünülebilir. Ayrıca ibadet edenlerden de ahlaki olgunluğun daha fazla olması beklenilir (Demirci, 2014;Yıldırım, 2020b ...
December 2020