R u m e l i D E D i l v e E d e b i y a t A r a ş t ı r m a l a r ı D e r g i s i 2 0 2 2. 3 0 (E k i m) / 5 2 9 Öz Reşat Nuri Güntekin (25 Kasım 1889-7 Aralık 1956) Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı alanında kaleme aldığı hikâye, roman ve tiyatro türündeki eserleriyle adından söz ettiren yazarlardan biridir. Hikâyelerinde genel olarak toplumun aksayan yönlerini eleştiren ve bireyin ahlaki eylemlerini sorgulayan Reşat Nuri, mizahî unsurlardan yararlanarak olup bitenleri ironik bir dille anlatmaya çalışmıştır. "Yıldız Böceği" müstear adıyla Kelebek dergisinde "Bekçi" adlı hikâyeyi yayımlayan Reşat Nuri, bu hikâyede genç yaşında dul kalan Nadide Hanım'ın, evini hırsızlardan korumaya çalıştığı sırada içine düştüğü komik durumu gözler önüne sermiştir. Hikâyede toplumsal bir mesele olan hırsızlığı önlemek için çaba sarf eden bireyin, sosyal normlara aykırı olan ve etik açıdan doğru bulunmayan davranışı eleştirilmiştir. Toplumal ve bireysel değer yargılarını konu edinen bu hikâye, bireyin gayri ahlaki eylemini komik bir biçimde yansıtması bakımından önem taşımaktadır. Bu çalışmada Reşat Nuri'nin hikâye kitapları arasında yer almayan Bekçi hikâyesinin Latin harflerine çevrilmesi ve tahlil edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda inceleme nesnesi olan "Bekçi" hikâyesi; olay örgüsü, şahıs kadrosu, zaman, mekân, bakış açısı, dil ve üslup gibi unsurlar göz önünde bulundurularak tematik ve yapısal açıdan çözümlenmiştir. Bunun yanı sıra hikâyenin hangi tür tekniklerle inşa edildiği ve kurgusal düzlemde anlatıcının nasıl bir rol oynadığı ortaya konulmuştur. Abstract Reşat Nuri Güntekin (25 November 1889-7 December 1956) is one of the writers who made a name for himself with his stories, novels and plays in the field of Turkish Literature in the Republican Period. Reşat Nuri, who criticizes the failing aspects of society in general and questions the moral actions of the individual in his stories, tried to tell what happened in an ironic language by making use of humorous elements. Reşat Nuri, who published the story "Bekçi" in Kelebek magazine under the pen-name "Yıldız Böceği", revealed the funny situation in which Nadide Hanım, who was.
Cumhuriyet Dönemi’nin önde gelen roman, hikâye ve tiyatro yazarlarından Reşat Nuri Güntekin’in (1889-1956) “Anadolu Notları” adlı yapıtı; gezi yazısı, anı ve deneme türünün özelliklerini bünyesinde barındırmaktadır. Eser, yazarın müfettişlik görevi sebebiyle Anadolu’ya yaptığı gezilere ilişkin notlarını kitaplaştırmasıyla oluşturulmuştur. Eser iki ciltten oluşmaktadır. Birinci cildin ilk baskısı 1936’da, ikinci cildin ilk baskısı ise 1966’da yapılır. Birinci ciltte yirmi yedi, ikinci ciltte yirmi beş olmak üzere “Anadolu Notları”nda toplamda elli iki not yer almaktadır. Eserde Anadolu’nun 1930’lu yıllardaki sosyal ve kültürel hayatıyla ilgili yazarın çeşitli görüş ve izlenimleri yer almaktadır. “Anadolu Notları”ndaki temel konuları şu şekilde sıralayabiliriz: Anadolu coğrafyası ve Anadolu insanı, fakirlik, eğitim, sağlık, ulaşım, din, misafirperverlik, tiyatro, kahvehane kültürü, para. Yazarın “Anadolu Notları”nı kaleme almasında çocukluğunu Anadolu’da geçirmesinin ayrıca Milli Eğitim Bakanlığındaki müfettişlik görevi sebebiyle Anadolu’nun birçok yerine seyahatler yapmasının payı büyüktür. Bu çalışmanın giriş kısmında sırasıyla; yazarın hayatı, sanatı ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Ardından eserin tanıtımı yapılmıştır. Son olarak da bu eserin oluşmasında yazarın çocukluğunun katkısı kısaca belirtilmiştir. Bu çalışmanın en kapsamlı kısmı olan “Anadolu Notları”nda Reşat Nuri Güntekin’in çocukluğuna dair izler” başlıklı kısımdaysa metinlerden alıntılar yapılmak suretiyle yazarın çocukluk hatıralarının, çocukluğunda dinlediği veya okuduğu hikâyelerin esere olan katkısı gösterilmiştir. Bu çalışmayla, Reşat Nuri Güntekin’in çocukluğuna dair izlerin “Anadolu Notları”na ne şekilde yansıdığı ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.
Bu araştırmanın konusu Çalıkuşu romanı ve ana karakter Feride’yle ilgilidir. Araştırmada ana karakter Feride üzerinden Osmanlı-Türk toplumunda kadının toplumsal konumu sorgulanmış, özgürlükçü ve yenilikçi kadın kimliğinin sosyolojik olarak değerlendirilmesi yapılarak yorumlanmıştır. Araştırmada tarama modeli kullanılarak, yapıt başta olmak üzere konuyla ilgili yapılmış çalışmalar incelenmiştir. Tarama modelinde incelenen veri, özne, yapı ve kurumlar, yapıtın kaleme alındığı şartlarda olduğu gibi kendi koşulları içinde değerlendirilmeye özen gösterilmiştir. Araştırmanın veri toplama tekniği doküman incelemesi metodudur. Doküman incelemesi tekniği ile incelenen verilerde, başörtüsü, namus, çok eşlilik, aile yapısı, toplumsal cinsiyet ve ataerkillik normları ile ilgili anahtar kavramlar tespit edilmiştir. Aynı anlama ve içeriğe sahip kavramlar bir araya getirilerek temalar oluşturulmuş ve bu bağlamda kavramların sosyolojik olarak analizi yapılmıştır. Bu bağlamda, içerik analizi yöntemi çalışmanın veri analiz tekniğini oluşturmaktadır. Bulgu olarak, Feride’nin bağımsız kadın kimliği inşa sürecinde özgün bir profil oluşturduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca Feride’nin Cumhuriyet ideolojisini temsil eden fakat özgürlüğünün sınırları ataerkillik ve toplumsal cinsiyet normlarıyla çizilmiş bir karakteri temsil ettiği tespit edilmiştir. Yapıtta modern-gelenek gerilimleri, yaşam biçimleri, eğitim sistemi, çok eşlilik, namus, ahlak ve başörtüsü unsurlarının kadın karakterler üzerinden sunulduğu anlaşılmıştır. Yapıtın kaleme alındığı dönem göz önünde bulundurulursa, mekân olarak Anadolu’yu, toplumsal özne olarak kadınları olayın merkezine alan bir roman olması açısından önem arz etmektedir.
Bu çalışmanın amacı Reşat Nuri Güntekin’in Türk edebiyatının klasikleri arasında yer alan Çalıkuşu adlı eseri bağlamında “öz-çeviri” kavramını yeniden ele almaktır. Çalıkuşu ilk olarak İstanbul Kızı başlıklı bir piyes şeklinde yazıldıktan sonra Reşat Nuri tarafından romana “çevrilmiş”, 1921 yılında Vakit gazetesinde eski harflerle tefrika edilmiştir. Kitap şeklindeki ilk baskısı ise 1922 yılında Orhaniye Matbaası tarafından yayımlanmıştır. 1922 ile 1928 yılları arasında yapılan ilk dört baskısının ardından Reşat Nuri tarafından yeni harflerle “yeniden yazılan” Çalıkuşu, 1937’de Yedigün’de tefrika edilmiştir. Yeni harfle olan ilk kitap baskısı ise 1939’da İkbal Kitabevi tarafından yapılmıştır. Çalıkuşu’nun geçirdiği “yeniden yazım” sürecini bir “diliçi çeviri” olarak ele alan ve söz konusu çeviriyi Reşat Nuri’nin yapmış olması itibarıyla romanı bir “diliçi öz-çeviri” (Canlı, 2018: 59; 2019) olarak değerlendiren bu çalışmada “öz-çeviri” kavramına ilişkin çeşitli kuramsal görüşler yeniden ele alınmaktadır. Literatürde öz-çeviri kavramı bugüne kadar dillerarası çeviri (Popovič, 1976: 19; Grutman, 2009: 57) ve diliçi çeviri (Canlı, 2018: 59; 2019) kapsamında tartışılmış; öz-çevirinin “neden” yapıldığı üzerine –iki dil ve kültür arasında gerçekleştiği düşüncesi temel alınarak– bir sınıflandırmaya gidilmiş (Grutman ve Van Bolderen, 2014: 324-327) ve öz-çeviri “olağan dışı” bir çeviri örneği olarak görülerek “ya ‘çeviri’ ya da ‘yeniden yazım’”[1] (Ehrlich, 2009: 243, 245) şeklinde bir sorgulamaya tabi tutulmuştur. Bu çalışmada ise, metinsel ve yanmetinsel (Genette, 1997) öğelerden elde edilen bulgular ışığında, bir roman olarak doğuşu “türlerarası çeviri” (Perteghella, 2013: 205) olan Çalıkuşu’nun öz-çeviri sürecinden hareketle, öz-çeviriye ilişkin dillerarası ve diliçi çeviriyi içeren kavramsallaştırmaya yeni bir boyut daha eklenerek “türlerarası öz-çeviri” (“intergenre self-translation”) ve “türlerarası öz-çeviri yazar” (“intergenre-auto-translauthor”)[2] kavramları önerilmekte; çevirinin tarihselliğinin ve kültüre bağımlılığının altı çizilerek öz-çeviriyi doğuran nedenlere ilişkin dillerarası çeviri boyutunda oluşturulan sınıflandırmanın kısıtlılığı ve kısıtlayıcılığı vurgulanmakta; öz-çeviriye ilişkin “‘çeviri’ mi yoksa ‘yeniden yazım’ mı?” sorgulamasının içerimlerine ilişkin bir irdelemede bulunulmaktadır. [1] Kaynakçada aksi belirtilmedikçe çeviriler tarafımızca yapılmıştır. [2] “Türlerarası öz-çeviri” (“intergenre self-translation”) ve “türlerarası öz-çeviri yazar” (“intergenre-auto-translauthor”) kavramlarının üretilmesinde Gülsüm Canlı’nın “Relocating Self-Translation from the Interlingual to Intralingual: Faulkner as a Self-Translauthor” (2018) başlıklı çalışmasında ve William Faulkner’ın Sanctuary Adlı Romanının Kaynak ve Erek Dizgedeki Çeviri Serüveni: Diliçi Çeviri, Öz-Çeviri, Yeniden Çeviri ve Dolaylı Çeviri Kavramları Işığında Bir İnceleme (2019) başlıklı doktora tezinde bulunduğu kavramsal önerilerden faydalanılmıştır.
Adaptation from novel to theatre is based on intergenres adaptation and it has it’s own difficulties. Because of these difficulties which are arising from differences of the two genres, there will be differences about narrative technique, using time, place and people when adaptated from novel to theatre. Despite these difficulties, theater adaptation from novel has often been preferred in Turkish literature since Tanzimat period. Reşat Nuri Güntekin is one of the greatest representatives. Çalıkuşu which is the most beloved novels of our literature and it’s theatre adaptation which was written by Necati Cumalı has been selected to determine possible differences and similarities. We have benefited from translation studies especially Descriptive Translation Theory to examine the works. Descriptive fields which is laided out in Search of A Theory of Translation by Gideon Toury in 1980, examines the relationships in the translation process and often uses a ‘comparative analysis' method. In our study based on these theoretical information and Descriptive Translation’s comparative analysis it was discussed that decisions was taken by the adapter before adaptation and during the adaptation process and was investigated comparatively that similarities and differences in form and content arising during the adaptation process. Değerli Bilim İnsanları,
Turkish Studies dergisi Mart 2016 sayısını, özelde ‘Türkçe Eğitimi’ genelde ise ‘Sınıf Öğretmenliği Eğitimi’ alanında çalışan, eserleri ve yetiştirdiği öğrencileriyle Türkiye’de bu alanların gelişmesinde çok önemli rol oynayan Prof. Dr. Hayati AKYOL hocamıza armağan olarak çıkarma kararı almıştır. Bu sayımızın misafir editörlüğünü Prof. Dr. Mehmet Dursun ERDEM, Doç. Dr. Mustafa YILDIZ, Doç. Dr. Seyit ATEŞ ve Yrd. Doç. Dr. Mustafa TAHİROĞLU, Doç. Dr. Çetin ÇETİNKAYA ve Doç. Dr. Kasım YILDIRIM yapacaklardır. Son yazı gönderim tarihi 15.02.2016 olarak belirlenmiştir. Bu sayımıza sınıf öğretmenliği ve Türkçe eğitimi akademisyenlerinin makaleleriyle katkılarını bekliyor, saygılar sunuyoruz.
Prof. Dr. Mehmet Dursun ERDEM
Doç. Dr. Mustafa YILDIZ
Doç. Dr. Seyit ATEŞ
Doç. Dr. Çetin ÇETİNKAYA
Doç. Dr. Kasım YILDIRIM
Yrd. Doç. Dr. Mustafa TAHİROĞLU
ResearchGate has not been able to resolve any references for this publication.