ArticlePDF Available

Göksu Çayı Havzası’nda (Sakarya Nehri Havzası) Arazi Kabiliyet Sınıflarına Göre Arazi Kullanımının (CORINE Sistemiyle) İncelenmesi

Authors:

Abstract

Arazi kullanımının, üzerinde faaliyette bulunulan yeryüzü parçasının potansiyeline uygun olması gerekmektedir. Arazi kabiliyetine uygun arazi kullanımının gerçekleştirilebilmesi için havza temelli çalışmalar yapılmalıdır. Bu çalışmada Sakarya Nehri Havzası’nın en küçük alt havzası olan Göksu Çayı Havzası’nda arazi kabiliyet sınıfları ile arazi kullanım durumunun coğrafi bakış açısıyla ele alınması amaçlanmıştır. Bu amaç için Bursa ve Bilecik il arazi varlığı verileri ile CORINE 2018 arazi örtüsü verileri kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda çalışma sahasında tarıma uygun arazilerin %81,3’ü tarım amaçlı, %18,7’si tarım dışı amaçlar için kullanılmaktadır. Tarıma uygun olmayan arazilerin ise %63,6’sı tarım dışı, %26,4’ü tarım amaçlı kullanılmaktadır. Çalışma sahasında tarıma uygun alanların yerleşim ve sanayiye açılması; tarıma uygun olmayan alanlarda ise orman, fundalık, çayır ve meraların tarım arazisine dönüştürülmesi yanlış arazi kullanımına neden olmaktadır.
Göksu Çayı Havzası’nda (Sakarya Nehri Havzası) Arazi Kabiliyet
Sınıflarına Göre Arazi Kullanımının (CORINE Sistemiyle)
İncelenmesi
Examination of land use according to land capability classes (with CORINE
system) in Göksu River basin (Sakarya River basin)
Muammer Çakır*a
Makale Bilgisi
Öz
Araştırma Makalesi
Arazi kullanımının, üzerinde faaliyette bulunulan yeryüzü parçasının
potansiyeline uygun olması gerekmektedir. Arazi kabiliyetine uygun arazi
kullanımının gerçekleştirilebilmesi için havza temelli çalışmalar yapılmalıdır.
Bu çalışmada Sakarya Nehri Havzası’nın en küçük alt havzası olan Göksu
Çayı Havzası’nda arazi kabiliyet sınıfları ile arazi kullanım durumunun
coğrafi bakış açısıyla ele alınması amaçlanmıştır. Bu amaç için Bursa ve
Bilecik il arazi varlığı verileri ile CORINE 2018 arazi örtüsü verileri
kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda çalışma sahasında tarıma uygun
arazilerin %81,3’ü tarım amaçlı, %18,7’si tarım şı amaçlar için
kullanılmaktadır. Tarıma uygun olmayan arazilerin ise %63,6’sı tarım dışı,
%26,4’ü tarım amaçlı kullanılmaktadır. Çalışma sahasında tarıma uygun
alanların yerleşim ve sanayiye açılması; tarıma uygun olmayan alanlarda ise
orman, fundalık, çayır ve meraların tarım arazisine dönüştürülmesi yanlış
arazi kullanımına neden olmaktadır.
DOI:
10.33688/aucbd.1543680
Makale Geçmişi:
Geliş: 04.09.2024
Kabul: 20.04.2025
Anahtar Kelimeler:
Arazi kullanımı
Göksu Çayı havzası
Arazi kabiliyet sınıflaması
CORINE
Sakarya Nehri
Article Info
Abstract
Research Article
Land use should be in accordance with the potential of the earth. Basin-based
studies should be carried out for land use appropriate to land capability. This
study aims to discuss the land capability classes and land use situation in the
Göksu River Basin, the smallest sub-basin of the Sakarya River Basin, from a
geographical perspective. For this purpose, Bursa and Bilecik provincial land
assets and CORINE 2018 land cover data were used. In the study area, 81.3%
of the land suitable for agriculture is used for agricultural purposes and
18.7% for non-agricultural purposes. Of the lands that are not suitable for
agriculture, 63.6% are used for non-agricultural purposes and 26.4% are
used for agricultural purposes. opening of areas suitable for agriculture to
settlement and industry; In areas that are not suitable for agriculture, the
conversion of forests, shrubs, meadows and pastures into agricultural land
causes improper land use.
DOI:
10.33688/aucbd.1543680
Article History:
Keywords:
Land use
Göksu River basin
Land capability
classification
CORINE
Sakarya River
*Sorumlu Yazar/Corresponding Author: muammer.ts@gmail.com
a Çankırı Karatekin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çankırı/Türkiye, http://orcid.org/0000-0002-8613-4178
Coğrafi Bilimler Dergisi
Turkish Journal of Geographical Sciences
e-ISSN:1308-9765
Atıf: Çakır, M. (2025). Göksu Çayı Havzası’nda (Sakarya Nehri Havzası) Arazi Kabiliyet Sınıflarına Göre Arazi Kullanımının
(CORINE Sistemiyle) İncelenmesi. Coğrafi Bilimler Dergisi/ Turkish Journal of Geographical Sciences, 23 (1), 344-371,
doi: 10.33688/aucbd.1543680
Examination of Land Use According to Land Capability Classes (With CORINE System) in Göksu River Basin (Sakarya River Basin)
345
EXTENDED ABSTRACT
1. Introduction
There are many studies in the literature on land use and land capability classification. The
approaches of the studies on land use focus on urban (Sönmez, 2011; Alkan, 2018) and rural (Taş, 2009)
land use, land use relationship with geological-geomorphological units (Taş, 2006; Ege, 2008; Çelik,
2012), temporal change (Özdemir ve Bahadır, 2008; Bayar ve Karabacak, 2017), land change with the
help of remote sensing and geographic information systems (Başayiğit, 2004; Onur, 2007; Çelik ve
Yakar, 2023). When the studies on land capability were examined, it was seen that land capability was
redefined according to ecological conditions (Atalay ve Gündüzoğlu, 2015; Atalay, 2016; Durak ve
Cürebal, 2018; Özşahin ve Eroğlu, 2018) and land capability was compared with current land use
(Mater, 1982; Everest, 2017; Tuncer ve Deniz, 2023). At the same time, the scope of studies on land use
and land capability classification in the literature consists of country (Bayar, 2018), province (Canpolat
ve Dağlı, 2020), district (Özdemir ve Şenkul, 2011; Bayar, 2019), basin (Dağlı ve Çağlayan, 2016) and
sub-basin (Göztepe vd., 2022; Kibaroğlu ve Garipağaoğlu, 2022; Çakır ve Taş, 2023).
In recent years, basin-based land use studies have become popular. Basin-based scientific
studies provide the opportunity to evaluate the subject in a relatively homogeneous area. This facilitates
accurate determinations regarding land use. When the literature was examined, it was observed that the
studies (Gül, 2005; Gündoğan vd., 2008; Gülersoy, 2013; Kıvanç, 2021; Göztepe vd., 2022; Kibaroğlu
ve Garipağaoğlu, 2022) comparing land capability classification and land use on a basin basis were
limited. The aim of this study is to compare the land capability classes with the current land use status
in the Göksu Stream Basin, which is a sub-basin of the Sakarya River Basin.
1.1. Location of the Study Area
The study area is the smallest sub-basin of the Sakarya River Basin in terms of surface area
(244.908 ha). When considered in the regional and section systematics of Turkey, the study area is
located in three geographical regions and their affiliated sections, namely the Marmara Region (South
Marmara Section), Central Anatolia (Upper Sakarya Section) and the Aegean Region (Inner Western
Anatolia Section).
2. Material and Method
The main data for this study consist of land capability classes and land use status within the
study area. The land capability class data was sourced from the provincial land asset reports of Bursa
(1995) and Bilecik (1998), which were published by the General Directorate of Rural Services in 1995
and 1998, as well as from scientific studies conducted in the basin (Uzun and Garipağaoğlu, 2022;
General Directorate of Water Management, 2023). To assess the current land use status, the CORINE
2018 land use data from the European Environment Agency was utilized. The maps provided in the land
asset reports for Bursa and Bilecik were digitized and integrated according to the study area boundaries
using the Georeferencing tool in ArcGIS 10.8, and the land capability classes were subsequently
determined.
Muammer Çakır
346
3. Findings
3.1. Land Capability Classification
The lands in the study area are classified into eight categories based on their suitability for
agricultural activities, with two main groups: lands suitable for agriculture (Class I, II, III and IV) and
lands unsuitable for agriculture (Class V, VI, VII and VIII). Class I lands cover 10.381 ha (4%) and are
found near the district centers of İnegöl and Yenişehir. Class II lands span 30.605 ha (12%), primarily
located in the alluvial plains of the İnegöl and Yenişehir regions. Class III lands cover 26.389 ha (10%)
and are mainly found near the district centers of İnegöl and Yenişehir. Class IV lands have an area of
12.262 ha (5%) and are situated in the west and south of Yenişehir, north and west of İnegöl, and in
villages surrounding Bilecik. Class V lands total 7.839 ha (3%) and are located in the east of Osmaneli,
parts of Bilecik, and around the western areas of Pazaryeri and Bozüyük districts, as well as the southern
part of İnegöl. Class VI lands cover 33.024 ha (13%) and are distributed across the northern and southern
parts of the Yenişehir plain and surrounding areas of the İnegöl plain. Class VII lands make up the
largest share, covering 130.794 ha (51%) in the highlands and valleys where the Göksu Stream meets
the Sakarya River. Class VIII lands cover 2.962 ha (1%) and are found in the barren rocky regions of
the Uludağ and Domaniç Mountains.
3.2. Land Use
In the study area, nearly half of the land (49.8% or 122.030 ha) is used for agriculture, mainly
around İnegöl and Yenişehir. Forests cover 38.5% (94.361 ha), mostly in the surrounding mountains.
Heathlands make up 6.5% (15.935 ha) and are found where forests were lost or near dry farmland.
Meadows cover 1.61% (3.934 ha), with mountain meadows at higher altitudes and grasslands at lower
ones. Residential areas total 1.37% (3.362 ha), with the largest in İnegöl. Pastures, used for livestock,
cover 0.79% (1.946 ha), mainly in the Yenişehir Plain. Industrial areas take up 0.37% (906 ha), located
near İnegöl and Yenişehir. Water bodies and waterways make up 0.24% (596 ha). Yenişehir Airport
also covers 0.24% (576 ha). Bare rocky lands in eastern and southeastern Uludağ cover 0.23% (573 ha).
Mining areas cover 0.14% (354 ha), and sparsely vegetated areas cover 0.13% (308 ha), mainly in the
high parts of Uludağ and Domaniç Mountains. Parks and green areas are the smallest category, at only
0.01% (27 ha).
4. Discussion
In the study area, 9.477 ha (91.2%) of class I lands are used for agricultural purposes, while 904
ha (8.8%) are used for non-agricultural purposes. In non-agricultural land use, residential areas are in
the first place with 296 acres. The residential areas are followed by pasture with 235 ha, forest with 185
ha, industry with 154 ha, heathland with 23 ha and airport with 11 ha. Class I lands, which should not
be used for non-agricultural purposes, have been opened to intensive settlement.
82.5% of class II lands, with 25.251 ha, are used for agricultural purposes, while 5.354 ha
(17.5%) are used for non-agricultural purposes. As in class I lands, residential areas in class II lands
rank first in non-agricultural land use with 1.567 ha (5.1%). Apart from settlement areas, there are dense
Examination of Land Use According to Land Capability Classes (With CORINE System) in Göksu River Basin (Sakarya River Basin)
347
forests (1,542 ha), industrial areas (745 ha), pastures (560 ha), shrublands (542 ha), meadows (352 ha),
active green areas (27 ha), mining areas (8 ha) and water structures (7 ha) on Class II lands.
While 78.4% of class III lands, 20.696 ha, are used for agricultural activities, 5.693 ha (21.6%)
are used for non-agricultural activities. The largest area of non-agricultural activities in class III lands is
heathland with 2.517 ha (9.5%). When land use types for other non-agricultural activities on class III
lands are considered; forests with 1.915 ha (7.2%), residential areas with 572 ha (2.1%), water structures
with 105 ha (0.40%), mining areas with 94 ha (0.36%), meadows with 91 ha (0.34%) and industrial
areas with 29 ha (0.11%) follow.
While 9.340 ha (76.1%) of class IV lands are used for agricultural purposes, 2.292 ha (23.9%)
are used for non-agricultural purposes. Non-agricultural uses account for 23.8% (2.292 ha), dominated
by dense forests (1.542 ha) and scrublands (687 ha), especially in the eastern and northeastern highlands
of the basin. Other uses include the Yenişehir Airport (379 ha), settlements (354 ha), pastures (299 ha),
and smaller areas for industry, meadows, mining, and water infrastructure. The significant land take by
the airport on agricultural land highlights a critical case of land use mismatch.
Class V lands that are not suitable for agricultural activities in the study area have an area of
7.839 ha (3%). A large part of class V lands in the study area, such as 6.170 ha (78.7%), are used for
agricultural (dry farming) purposes. In class V lands, after agricultural lands, 1.171 ha (14.9%) forest
lands, 343 ha (4.3%) heathlands and 95 ha (1.21%) pastures come next.
In the study area, class VI lands cover an area of 33.024 ha (12%). Of the class VI lands that are
not suitable for agricultural use, 20.973 ha (63.5%) are currently allocated to agricultural activities. In
class VI lands, after agricultural areas, there are 8,309 ha (25.1%) forest areas, 2,348 ha (7.1%)
heathlands, 702 ha (2.13%) meadows, 229 ha (0.69%) pastures. Again, class VI lands are used as water
structures, sparse vegetation and mining areas, although to a lesser extent.
In the study area, dense forests are the land use type with the largest share of 81.749 ha (62.5%)
on class VII lands. 36.277 ha (27.7%) of class VII lands are used for agricultural purposes. Agricultural
lands are followed by scrublands with 9,405 ha (7.19%). These lands are in danger of being converted
into agricultural lands. Meadows follow the heathlands with 2,097 ha (7.19%), while other uses include
water structures, settlement areas, mining areas, pastures, bare rocky lands and sparse vegetation.
Class VIII lands constitute 1% of the study area with 2.962 ha. 969 ha (32.7%) of class VIII
lands are used as forest areas. Forest areas are followed by mountain meadows with 648 ha (23%),
heathlands with 631 ha (21.3%) and bare rocky lands with 169 ha (5.71%).
5. Result
In the study area, 31% (79.637 ha) is suitable for farming, while 69% (174.619 ha) is not. The
continuation of the current usage trend between land capability and land use in the study area will cause
functional losses in the land in the near future. Of the lands suitable for agriculture, 14.873 ha and 18.7%
are used for non-agricultural purposes. Of the class I, II, III and IV lands that should be used for
agricultural purposes, 2.789 ha and 6.2% are used for settlement purposes, and 969 ha and 2.1% are
used for industrial purposes. Especially on class II lands, the most important settlement areas of the
Muammer Çakır
348
basin (5.1%), namely İnegöl and Yenişehir district centers and neighborhoods affiliated to these districts,
create population pressure on productive agricultural lands. At the same time, the industrial areas (2.4%)
in the immediate vicinity of İnegöl and Yenişehir district centers are also densely located on class II
lands. This situation causes the misuse of class II lands and functional losses in productive agricultural
lands.
In the study area, 63.6% of the V, VI, VII and VIII class lands, which are not suitable for
agricultural activities, with 111.199 ha, are used for non-agricultural activities. In the study area, land
degradation is severe on class V, VI and VII lands due to improper agricultural activities, particularly
dry farming, near rural settlements. The destruction of forests, scrublands, meadows, and pastures for
agriculture has led to increased erosion and landslide risks in higher areas. During rainy seasons, the
erosion causes silting in reservoirs and damages agricultural land. This has also contributed to rising
flood and inundation events in İnegöl and Yenişehir, highlighting the need for better land management
to prevent further environmental damage.
Göksu Çayı Havzası’nda (Sakarya Nehri Havzası) Arazi Kabiliyet Sınıflarına Göre Arazi Kullanımının (CORINE Sistemiyle) İncelenmesi
349
1. Giriş
İnsan, geçmişten günümüze yaşadığı doğal ortamdan çeşitli amaçlar doğrultusunda
faydalanırken aynı zamanda onu (sanayi faaliyetlerinin gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla) değiştirmek,
nüştürmek ve kendi faaliyetlerini kolaylaştırmak amacıyla yeniden organize etmek düşüncesinde
olmuştur (Tümertekin ve Özgüç, 2015: 513). Doğal ortam koşullarına bağımlı olunan ve doğadan
minimum düzeyde faydalanılan avcı ve toplayıcı toplum döneminden çevre ve çevresel şartların ilk kez
kontrol altına alındığı tarım toplumu dönemine geçişte insanın yakın çevresi ile kurduğu ilişki de aynı
oranda değişime uğramıştır (Giddens, 2005: 599; Yazgan, 2010: 233). Avcı ve toplayıcı toplumlar,
doğal kaynaklardan faydalanırken kaynağın (hayvan, bitki, su) yenilenme hızının ötesinde bir tüketimde
bulunamazken doğal ortam koşullarına sıkı sıkıya bağlıdırlar (Şenel, 2006: 148-149). Tarım toplumları
ise ekme ve biçme faaliyetleriyle birlikte yaşadığı doğal ortamın hem kaynağını hem de üzerinde
faaliyette bulunduğu arazi parçasını değişikliğe uğratarak çevreye egemen olmaya çalışmıştır (Tuna,
2003: 369). Kuşkusuz bu değişim insanın yakın çevresine bakış açısını etkilerken ekonomik ve yaşamsal
faaliyetlerini sürdürdüğü yeryüzünün kullanım biçimlerini de değiştirmiştir. Avcı ve toplayıcı dönemde
bir arazi parçası, avlanma ya da bitki ve tohum toplama alanı iken tarım devrimiyle birlikte aynı arazi,
tarım arazisi hatta yerleşik yaşama geçilmesiyle birlikte yerleşme alanı, sanayi devrimiyle birlikte ise
sanayi alanı şeklinde kullanılmaya başlanmıştır. Modern sanayi toplumlarının çevre – insan ilişkilerinde,
çevreyi insan faaliyetlerine hizmet eden bir araç olarak görmesi (insan merkezli anlayış), insanı yaşadığı
çevreye duyarsız / uyumsuz hale getirmiştir (Özerkmen, 2002: 183). Sanayi devrimiyle birlikte doğal
ortama egemen olmaya çalışan insan, mevcut arazi örtüsünü ve yaşadığı çevreyi hızlı bir şekilde
değiştirmiştir. Avcılık ve toplayıcılık faaliyetleriyle doğal ortam karşısında pasif / yarı pasif durumda
olan insan, tarım devrimiyle başlayan ve sonrasında sanayi devrimiyle devam eden süreçte daha önce
hiç olmadığı kadar doğaya karşı aktif / yarı aktif hale gelmiştir. Doğaya karşı pasif durumdan aktif
duruma geçilmesi yeryüzündeki arazilerin kullanım tercihlerini hızlı bir şekilde değişikliğe uğratmıştır.
Yeryüzünü meydana getiren arazi parçaları, dünyanın farklı noktalarında farklı potansiyellerde
bulunmaktadır. Bir arazi örtüsü hizmet edeceği faaliyet alanına etkisi ölçüsünde değer bulmaktadır.
Örneğin, su kaynaklarına yakın, düz ve düze yakın ovalar, alüvyal tabanlı vadiler, tarımsal açıdan değerli
iken dağlık, kayalık, sarp ve arızalı araziler tarım faaliyetleri için tercih edilmemektedir. Araziye
atfedilen bu değer, kullanım noktasında onu birtakım sınıflara (tarım, yerleşme, sanayi ve orman arazisi
gibi) da ayırmaktadır (Çakır ve Taş, 2023: 2). Hangi amaçla kullanılırsa kullanılsın arazinin potansiyeli
hakkında bilgi sahibi olmak yapılan faaliyetin amacına uygunluğunu güçlü kılmaktadır. Arazinin
potansiyelinin ya da kabiliyetinin iyi bilinmesi aynı zamanda arazi kullanım tercihini de etkilemektedir.
Mevcut arazilerin potansiyelleri dışında değerlendirilmesi, yanlış arazi kullanımına ve fonksiyonel
kayıplara neden olmaktadır.
Arazi kelimesi, Arapça kökenli olup “arz”ın çoğulu olarak kullanılmakta ve yer, yeryüzü
anlamına gelmektedir (Cin, 1991; Tatlı, 2005: 261). “Arazi” kavramı fiziki anlamda yeryüzünü temsil
ederken “kullanım” beşeri anlam taşımaktadır. Arazi kullanımı, doğal ortam ile insan etkileşiminin bir
ürünü olarak aynı zamanda coğrafyanın araştırma konusunu oluşturmaktadır (Taş ve Yakar, 2010: 60).
Arazi kullanımı, yeryüzünün tamamı ya da belli bir kısmının insanlar tarafından çeşitli şekillerde ve
Muammer Çakır
350
farklı amaçlar doğrultusunda kullanılması olarak kabul edilebilir (Taş, 2010). Başka bir görüşe göre
arazi kullanımı, genel anlamda arazinin hâlihazır tespiti, değer bakımından sınıflandırılması ve kullanma
tarzının planlanması şeklinde tanımlanabilir (Gözenç, 1980). Arazinin özellikle tarımsal açıdan
potansiyelini ifade eden arazi kabiliyet sınıflaması, tarım ürünü yetiştirilebilen arazilerden devamlı en
yüksek verimle ve erozyon sorunu olmadan faydalanabilmek için arazi ve toprağın özellikleri ile çevre
şartları göz önünde tutularak sınıflandırılmasına denir (Balcı, 1996). Arazi kabiliyet sınıflama bir
arazinin hali hazırda tarım amaçlı kullanılsın ya da kullanılmasın mevcut potansiyelinin
derecelendirilmesi şeklinde de tanımlanabilir. Arazi kullanım biçimleri zaman ve mekân ölçeğinde
değişime uğrayabilir. Bir arazi örtüsü sınıfından diğerine geçişle kullanım biçiminin farklılaşması, arazi
kullanım dönüşümü olarak değerlendirilirken, arazi üzerinde kullanım biçimi değişmeksizin koşulların
sürekli ya da geçici olarak değişime uğraması arazi kullanım değişikliği şeklinde tanımlanmaktadır
(Bayar, 2019; Turner ve Meyer, 1994). Bu açıdan ele alındığında arazi kullanımı dinamik bir süreçtir.
Literatürde arazi kullanımı ve arazi kabiliyet sınıflamasını konu edinen birçok çalışma
bulunmaktadır. Bu çalışmalar özellikle arazi kullanımını farklı yaklaşımlarla ele almıştır. Temel
yaklaşımlar ve çalışmalar incelendiğinde; idari anlamda kentsel (Sönmez, 2011; Alkan, 2018) ya da
kırsal (Taş, 2009) arazi kullanımına, jeolojik jeomorfolojik birimler ile arazi kullanım ilişkisine (Taş,
2006; Ege, 2008; Çelik, 2012) arazi örtüsünün zamansal değişimine (Özdemir ve Bahadır, 2008; Bayar
ve Karabacak, 2017), uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri yardımıyla arazi kullanım değişimine
(Başayiğit, 2004; Onur, 2007; Çelik ve Yakar, 2023) odaklanan çalışmalar oldukça fazladır. Arazi
kabiliyet sınıflamasını konu edinen çalışmalar incelendiğinde; ekolojik koşullara göre yeni arazi
kabiliyet sınıflamasına dayanan çalışmalar (Atalay ve Gündüzoğlu, 2015; Atalay, 2016; Durak ve
Cürebal, 2018; Özşahin ve Eroğlu, 2018) ile arazi kabiliyet sınıflamasının mevcut arazi kullanımı ile
karşılaştırılması konusunu işleyen çalışmalara (Mater, 1982; Everest, 2017; Tuncer ve Deniz, 2023)
sıkça rastlanmıştır.
Literatürde arazi kullanımı ve arazi kabiliyet sınıflamasını konu edinen çalışmaların kapsamını
genel olarak ülke (Bayar, 2018), il (Canpolat ve Dağlı, 2020), ilçe (Özdemir ve Şenkul, 2011; Bayar,
2019), havza (Dağlı ve Çağlayan, 2016) ve alt havzalar (Göztepe vd., 2022; Kibaroğlu ve Garipağaoğlu,
2022; Çakır ve Taş, 2023) oluşturmuştur. Son yıllarda arazi kullanımı ve arazi kabiliyet sınıflaması
çalışmalarında planlama, yönetme, karar verme ve sorun çözme anlayışının önem kazanması havza
yaklaşımını popüler hale getirmiştir. Jeomorfolojik bir birim olarak havza, üzerindeki doğal süreçler,
klimatolojik ve hidrolojik sistemler tarafından kontrol edilir. Bu sistemlerin etkinlik düzeyi her havzada
arazi örtüsünü farklı kılmıştır. Haliyle her havzanın hatta aynı havza içinde bulunan alt havzaların bile
mikro ölçekte ayrı araştırma sahası olarak incelenmesi gerekmektedir (Erol, 2007: 22; Öztürk vd., 2014:
60). Havza temelli bilimsel araştırmalar, çalışılan konuyu nispeten homojen bir saha içerisinde
değerlendirme fırsatı sunmaktadır. Bu durum, arazi kullanımına yönelik doğru tespitlerin yapılmasını
kolaylaştırmaktadır.
Havza ölçeğinde arazi kullanımı ve arazi kabiliyet sınıflamasını konu edinen çalışmaların
içerikleri incelendiğinde; Gül (2005), Mustafakemalpaşa Havzası’nda tarım alanlarının (özellikle I. ve
II. sınıf araziler) yerleşme ve sanayiye açıldığını, ormanlık sahalarda ise tahribata bağlı olarak garig ve
maki bitki örtüsünün yaygınlaştığını belirtmiştir. Gündoğan ve diğerleri (2008), Kartalkaya Baraj
Göksu Çayı Havzası’nda (Sakarya Nehri Havzası) Arazi Kabiliyet Sınıflarına Göre Arazi Kullanımının (CORINE Sistemiyle) İncelenmesi
351
Havzası’nda arazi kabiliyeti ile arazi kullanımını karşılaştırarak özellikle tarım alanlarının yanlış
kullanımının erozyona neden olduğunu belirtmiştir. Gülersoy (2013), Bakırçay Havzası’nda arazi
kabiliyet sınıfları ile arazi kullanımı arasında uyumsuzluğun olduğunu belirterek tarıma uygun arazilerin
(I. II. III. ve IV. sınıf) %30’dan fazlasının amacı dışında kullanıldığını tespit etmiştir. Genel arazi
kullanımında ise havzanın %55’inde yanlış arazi kullanımının mevcut olduğu ifade etmiştir. Kıvanç
(2021), Büyük Menderes Havzası’nda ana kaya, toprak ve bitki örtüsüne bağlı olarak arazi kabiliyet
sınıfları üzerinde tarımsal arazi kullanımını ele almıştır. Göztepe ve diğerleri (2022), Hatip Çayı
Havzası’nda (Ankara), tarıma elverişli arazilerin tarım amaçlı kullanılmadığı ve bu arazilerin büyük bir
kısmının yerleşim alanı olarak kullanıldığını ifade etmiştir. Ayrıca tarıma elverişli olmayan arazilerin
ise tarım amaçlı kullanıldığı ve bu durumun yanlış arazi kullanımına neden olduğu dile getirilmiştir.
Kibaroğlu ve Garipağaoğlu (2022), Aşağı Meriç Havzası’nda arazi kullanımı ve arazi kabiliyet
sınıflaması ayrı başlıklar halinde ele alarak her kabiliyet sınıfı için çalışma sahası özelinde arazi
kullanım önerilerinde bulunmuştur. Bu çalışmada Sakarya Nehri Havzası’nın alt havzası olan Göksu
Çayı Havzası’nda arazi kabiliyet sınıflarını mevcut arazi kullanım durumu ile karşılaştırmak
amaçlanmıştır. Yukarıda verilen literatürden de anlaşılacağı üzere havza sınırlarını temel alan ve arazi
kullanım ile arazi kabiliyet sınıflamasını aynı anda inceleyen çalışmalar sınırlı sayıdadır. Ayrıca Göksu
Çayı Havzası’nın az sayıda çalışmada (Uzun ve Garipağaoğlu, 2022a; Uzun ve Garipağaoğlu, 2022b)
incelenmesi, araştırma sahasının seçiminde etkili olmuştur.
1.1. Çalışma Sahası ve Genel Coğrafi Özellikleri
Çalışma sahası yüz ölçümü (244.908 ha) itibariyle Sakarya Nehri Havzası’nın en küçük alt
havzasıdır. Bölge ve bölüm sistematiğinde ele alındığında çalışma sahası, Marmara Bölgesi (Güney
Marmara Bölümü), Orta Anadolu (Yukarı Sakarya Bölümü) ve Ege Bölgesi (İç Batı Anadolu Bölümü)
olmak üzere üç coğrafi bölge ve ona bağlı bölümlerde yer almaktadır.
Muammer Çakır
352
Şekil 1. Çalışma sahasının lokasyon haritası
Çalışma sahası sınırlarına, Bursa iline bağlı İnegöl, Yenişehir (ilçe merkezleri dâhil), Kestel ve
Keles ilçeleri (ilçenin bir kısmı), Bilecik merkez ilçesinin batısı, Bozüyük, Osmaneli ve Pazaryeri
ilçelerinin batı kesimi ve Kütahya iline bağlı Domaniç ilçesinin kuzey kesimi dâhildir (Şekil 1). Çalışma
sahasının çevresindeki havzalar ele alındığında; batıda ve güneyde Susurluk Havzası, kuzeyde Marmara
Havzası ve doğuda Sakarya Nehri Havzası’nın alt havzası olan Orta Sakarya Alt Havzası bulunmaktadır.
Çalışma sahasının fiziki coğrafya özellikleri incelendiğinde; batı ve güneybatıda Uludağ, güneyde
Domaniç Dağları, doğuda Ahı Dağı, kuzeyde Avdan Dağları ve kuzeybatıda Gürle Dağları havzayı
çevrelemektedir. Havza sınırları dâhilinde en yüksek nokta Uludağ üzerinde 2465 metre iken, en az
yükseltiye sahip olan yer 85 metre ile Osmaneli (Bilecik) ilçesi sınırları içerisinde Göksu Çayı’nın
Sakarya Nehri’ne katıldığı kesimdedir (Şekil 2).
Şekil 2. Çalışma sahasının fiziki haritası
Çalışma sahası, Sakarya zonu ile Anatolid-Torid (Tavşanlı Zonu) Kenet Kuşağı ile İstanbul
Zonu ve Pontid iç kenedinin kesişme sahasında bulunmaktadır (Şengör ve Yılmaz, 1983: 28). Çalışma
sahasının en eski jeolojik birimlerini oluşturan Paleozoyik formasyonlar, Uludağ, Ahı Dağı, Kor Dağı
ve çevresi ile Yenişehir Ovası’nın güneyinde gözlenmektedir (Uzun, 2022: 40). Uludağ ile diğer yüksek
kütleler çalışma sahası ve aynı zamanda Marmara Bölgesi’nin masif arazilerini oluşturmaktadır (Ardel,
1960). Çalışma sahasında Paleozoyik’te oluşan şişt, mermer ve kireçtaşları ile detritik kayaçların
metamorfizmaya uğramış hallerinin bulunduğu yaşlı araziler, havzanın batısında Uludağ ve güneyinde
Göksu Çayı Havzası’nda (Sakarya Nehri Havzası) Arazi Kabiliyet Sınıflarına Göre Arazi Kullanımının (CORINE Sistemiyle) İncelenmesi
353
Domaniç Dağları ile İnegöl ve Yenişehir ovalarını birbirinden ayıran eşik üzerinde dağılım
göstermektedir (MTA, 2009). Mesozoyik formasyonlar, çalışma sahasının kuzeybatısında Gürle
Dağları’nın güneyi ile Avdan Dağları’nın güneydoğusunda görülmektedir. Ayrıca Yenişehir ve İnegöl
ovalarının birbirinden ayrıldığı (batıda Mustafadağ Tepesinden doğuda bulunan Körkuyu Tepesine
kadar uzanan saha) eşik üzerinde geniş yayılım göstermektedir (Uzun, 2022: 41). Senozoyik
formasyonlar, çalışma sahasının yaklaşık yarısını oluşturmaktadır. Tersiyer’e ait formasyonlar havzanın
güneyinde Domaniç Dağları’nın zirve kesimlerinde ve İnegöl Ovası’na uzanan yamaçlarda
görülmektedir (Hoşgören, 1975: 45). Senozoyik’e ait Neojen unsurlar (kireçtaşı, killi kireçtaşı, marn,
çakıltaşı, silttaşı) Yenişehir Ovası’nın kuzeyi ile İnegöl Ovası’nın güneyinde yayılım göstermektedir
(Uzun, 2022: 41). Çalışma sahasındaki en genç birimler, İnegöl ve Yenişehir ovalarında bulunan
Kuvaterner’e ait traverten, alüvyon ve yamaç molozlarıdır (MTA, 2009).
Çalışma sahasının en yüksek kesimi olan Uludağ, Hersinyen Orojenezi ile kıvrılmış (güneye
doğru devrik antiklinal yapıda) Neotektonik hareketlerle yükselmiş bir masif kütledir (Ardel, 1947: 5;
Ketin, 1947: 65). Havzanın doğusunda ve kuzeyinde bulunan plato sahaları ve yer yer konsekant
akarsularla parçalanmışken, güneyde akarsular tarafından açılmış derin vadiler ve tektonik
yükselimlerle şekillenmiş arızalı bir topografya mevcuttur (Uzun ve Garipağaoğlu, 2022b: 26). İnegöl
Ovası, Pliyosen sonlarında meydana gelen epirojenik hareketlerle güneyde Uludağ kütlesi yükselmesi,
ova kesiminin ise çökmesi sonucu oluşmuştur. Tektonik hareketler sonucunda Uludağ kütlesi ile ova
arasında faylar meydana gelmiştir (Hoşgören, 1975; Ardos, 1995: 63). Yenişehir Ovası, Neojen öncesi
ve sonrasında meydana gelen tektonik hareketlerle çökmeye uğramış, Kuvaterner’de Göksu Çayı’nın
getirdiği alüvyonlar ile dolarak oluşumunu tamamlamıştır (Ardos, 1995: 66).
Çalışma sahasında Meteoroloji Genel Müdürlüğü’ne ait İnegöl ve Yenişehir meteoroloji zlem
istasyonlarının 1985-2019 yılları arasında tuttuğu rasat verilerine göre yıllık sıcaklık ortalaması 13 14
°C iken yıllık toplam yağış ortalaması (Domaniç meteoroloji gözlem istasyonu verisi de dâhil) 581,3
mm’dir. Havzanın akarsu ağı şebekesi, İnegöl Ovası’nda Kocadere ve ona katılan yan kollar tarafından
şekillenir. Uludağ ve Domaniç Dağları’ndan doğan birçok dere ile (Karadere, Akdere, Hocaköy Deresi,
Bedre Deresi, Akçasu Deresi ve Çamlık Deresi) havzanın doğusunda Ahı Dağı’ndan doğan (Değirmen
deresi, Dönmez Deresi, Güngörmez Deresi, Karanlık Deresi ve Çayköy Deresi) gibi dereler havza
tabanında Kocadere ile birleşirler. Kocadere, İnegöl Ovası’ndan Yenişehir Ovası’na geçerek Göksu
adını alır ve Osmaneli (Bilecik) ilçesinde Sakarya Nehri’ne katılır (Su Yönetimi Genel dürlüğü,
2022: 63). Havzada, İnegöl ve Yenişehir ovalarında alüvyal topraklar (%11) görülürken yükseltinin
arttığı dağlık alanlarda kahverengi orman toprakları (%39) ile kireçsiz kahverengi orman toprakları
(%43) dağılım gösterir. Çalışma sahasında doğal bitki örtüsünün %92’sini orman, %3’ünü maki ve
%5’ini ot formasyonları oluşturur (Uzun ve Garipağaoğlu, 2022b: 26).
Çalışma sahasında Bursa iline bağlı İnegöl ve Yenişehir ilçelerinin merkezleri ile bu ilçelere
bağlı yerleşmeler ve Kestel ilçesine bağlı havza sınırları içerisinde kalan yerleşmeler, 6/12/2012 tarihli
Resmî Gazete’de yayımlanan 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe
Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”a
göre Bursa Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde yer aldığı için mahalle statüsünde
değerlendirilerek şehir yerleşmesi ve doğal olarak (TÜİK nüfus verilerinde) kentsel nüfus olarak kabul
Muammer Çakır
354
edilmektedir. Ancak ilçe merkezlerini oluşturan mahalleler (kentsel dokuya ait olmayan) dışında kalan
yerleşmeler hem nüfus hem de fonksiyon açısından ele alındığında hâlihazırda kırsal yerleşmedir.
Yerleşme coğrafyası açısından ele alındığında çalışma sahasında kentsel ve kırsal yerleşme ayrımı
yapılarak çalışma sahasının nüfusu hakkında bilgi verilmesi doğru bir yaklaşım olacaktır. Ayrıca idari
ve fonksiyon açısından kır ve kent yerleşmeleri arasında geçiş özelliği gösteren kasabaların nüfusu
hakkında da bilgi verilmesi yerinde olacaktır. Bu bilgiden hareketle çalışma sahasının kentsel ve kırsal
nüfusunun tespiti Türkan’ın (2021 ve 2022) çalışmaları esas alınarak yapılmıştır. Buna göre nüfusu
20.000 ve üzerinde olan yerleşmeler şehir, nüfusu 5.000 kişinin altında olan (belediye teşkilatı olsa dahi)
ve aktif nüfusunun önemli bir kısmının birincil ekonomik faaliyetlerde çalıştığı yerleşmeler kır nüfusuna
dâhil edilmiştir. Ayrıca nüfusu 5.000 ila 20.000 arasında olan yerleşmeler ile nüfusu 5.000’in altında
olmasına rağmen tarım dışı fonksiyonların ön plana çıktığı ve hizmet sektörünün belirgin olduğu
yerleşmeler kasaba olarak ele alınmıştır (Türkan, 2022).
Çalışma sahası nüfus, idari ve fonksiyon özellikleri bakımından incelendiğinde; İnegöl ilçesinde
21 (241.887 kişi), Yenişehir ilçesinde ise 10 mahallenin (37.935 kişi) şehrin bölümleri olduğu tespit
edilmiştir. İnegöl ilçesinde 3 yerleşme (Cerrah, Kurşunlu ve Yeniceköy) ise kasabadır. İnegöl ilçesinde
bulunan kasabaların toplam nüfusu ise 25.281’dir. Çalışma sahası sınırları içerisinde kalan kırsal
yerleşmeler, nüfusları ile birlikte değerlendirildiğinde; İnegöl ilçesinde 92 (32.033 kişi), Yenişehir
ilçesinde 61 (17.775 kişi), Kestel ilçesinde 8 (2.634 kişi), Bilecik il merkezine bağlı 21 (1.943 kişi),
Osmaneli ilçesinde 9 (1.115 kişi), Pazaryeri ilçesinde 5 (591 kişi) ve Bozüyük ilçesinde 3 (199 kişi)
yerleşme bulunmaktadır (Çizelge 1). 2024 yılında yayınlanan, 2023 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt
Sistemi verilerine göre çalışma sahasının toplam nüfusu, 361.704’tür (TÜİK, 2024). Çalışma sahasında
nüfusun %77si (279.822 kişi) kent, %16sı (56.601 kişi) kır ve %7’i (25.281 kişi) ise kasaba nüfusuna
dâhildir. Çalışma sahasının ekonomik yapı incelendiğinde; İnegöl, Yenişehir ve Kestel ilçelerinde
sanayi faaliyetleri hâkim uğraş alanı iken Bilecik merkeze bağlı köyler ile Osmaneli, Bozüyük ve
Pazaryeri ilçelerinin havzaya dâhil olan kesimlerinde ekonomik yaşam tarım ve hayvancılığa
dayanmaktadır.
Çizelge 1. Çalışma sahasının 2023 yılı nüfusu
İlçeler
Köy
Sayısı
Köy Nüfusu
%
Kasaba
Sayısı
Kasaba
Nüfusu
%
Kentsel
Mahalle
Sayısı
Şehir Nüfusu
%
Toplam Nüfus
İnegöl
92
32.033
11
3
25.281
8
21
241.887
81
299.201
Yenişehir
61
17.775
32
-
-
-
10
37.935
68
55.710
Kestel
8
2.634
100
-
-
-
-
-
-
2.634
Bilecik
21
1.943
100
-
-
-
-
-
-
1.943
Osmaneli
9
1.115
100
-
-
-
-
-
-
1.115
Pazaryeri
5
591
100
-
-
-
-
-
-
591
Bozüyük
3
199
100
-
-
-
-
-
-
199
Toplam
199
56.601
16
3
25.281
7
31
279.822
77
361.704
Kaynak: TÜİK, 2024.
2. Materyal ve Yöntem
Bu çalışmanın ana verileri, çalışma sahasına ait arazi kabiliyet sınıfları ile arazi kullanım
durumudur. Araştırma sahasına ait arazi kabiliyet sınıfları verisi, 1995 ve 1998 yıllarında Köy
Göksu Çayı Havzası’nda (Sakarya Nehri Havzası) Arazi Kabiliyet Sınıflarına Göre Arazi Kullanımının (CORINE Sistemiyle) İncelenmesi
355
Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından basılan Bursa (1995) ve Bilecik (1998) illerine ait il arazi varlığı
raporları ile havzada yapılan bilimsel araştırmalardan (Uzun ve Garipağaoğlu, 2022; Su Yönetimi Genel
Müdürlüğü, 2023) derlenmiştir. Mevcut arazi kullanım durumunun tespiti için Avrupa Çevre Ajansı’nın
arazi kullanım verisi olan CORINE 2018 (Coordination of Information on the Environment)
kullanılmıştır. CORINE, Avrupa Çevre Ajansı’nın uydu görüntüleri aracılığıyla arazi örtüsü / kullanım
sınıflarının bilgisayar desteği ile üretilmesi ile elde edilen veridir. Avrupa Çevre Ajansı’nın arazi örtüsü
sınıflandırma sistemine göre 44 sınıf belirlenmiştir. Bu bağlamda çalışmada CORINE verilerinin
kullanılmasının ana nedeni arazi kullanımı biçimlerine ait veri setinin detaylı olması ve çeşitlilik
sunmasıdır.
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından basılan il arazi varlığı raporlarında, arazi kullanım
kabiliyet sınıfları tarımsal faaliyetlere uygunluk açısından sekiz sınıfa ayrılmıştır. I. II. III. ve IV. sınıf
araziler toprak işlemeli tarıma uygunken V. VI. VII. ve VIII. sınıf araziler toprak işlemeli tarımsal
faaliyetlere uygun değildir. Bursa (1995) ve Bilecik (1998) illerine ait arazi varlığı raporlarında yer alan
haritalar, ArcGIS 10.8 programında çalışma sahası sınırlarına uygun bir şekilde (Georeferencing
aracıyla) birleştirilmiş ve arazi kabiliyet sınıfları sekiz sınıfa ayrılarak öznitelik tablosu oluşturulmuştur.
Avrupa Çevre Ajansı’nın sağladığı vektör şeklindeki 2018 yılı CORINE arazi kullanım verileri,
ArcGIS 10.8 programında havza sınırlarına göre kesilmiş ve arazi kodlarına uygun bir biçimde
sınıflandırılmıştır. Çalışma sahası sınırlarına göre belirlenen arazi kullanım biçimleri, (CORINE arazi
örtüsü sınıflamasına göre) 1. Yapay Bölgeler (yerleşme, sanayi, havaalanı, maden sahası, yeşil alan ve
park), 2. Tarımsal Alanlar (kuru tarım ve sulu tarım), 3. Orman ve Yarı Doğal Alanlar (sık orman,
fundalık, çayır, mera, seyrek bitki alanı, çıplak kayalık) 5. Su Yapıları (Akarsu, Baraj ve Gölet) şeklinde
öznitelik tablosuna işlenmiştir. CORINE verilerinde havza sınırlarına dâhil olmayan arazi kullanım
biçimleri öznitelik tablosuna işlenmemiştir.
Çalışma sahasında arazi kabiliyet sınıfları ile arazi kullanım durumunun karşılaştırılması
amacıyla öncelikle işlemeli tarıma uygun olan I. II. III. ve IV. sınıf araziler üzerindeki arazi kullanım
biçimleri tespit edilmiştir. Sonrasında ise tarımsal faaliyetlere uygun olmayan V. VI. VII. ve VII. araziler
üzerindeki arazi kullanım durumu (özellikle tarım alanları) incelenerek yanlış arazi kullanımı haritası
oluşturulmuştur. Çalışma sahasına ait alansal ve oransal hesaplamalar ArcGIS 10.8 programı aracılığıyla
yapılmıştır.
3. Bulgular
3.1. Arazi Kabiliyet Sınıflandırması
Arazi kabiliyet sınıflandırması, ABD’de geliştirilen ve dünya genelinde de kullanılan, arazinin
belli kriterler ölçüsünde kullanımını esas alan sistematik bir yaklaşımdır (Uzun, 2022). Türkiye’de arazi
kabiliyet sınıflandırması ilk olarak TOPRAKSU Genel Müdürlüğü tarafından ele alınmış daha sonra
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından eldeki veriler revize edilerek il arazi varlığı ismiyle
yayımlanmıştır (TOPRAKSU, 1978: 24). Kullanım kabiliyetlerine göre sekiz sınıfa ayrılan araziler,
tarımsal faaliyetlere son derece elverişli (I. II. III. ve IV.) ve tarımsal faaliyetler için uygun olmayan (V.
VI. VII. ve VII.) araziler olarak gruplandırılmaktadır.
Muammer Çakır
356
I. sınıf araziler, tarımsal verimliliği yüksek olan, düz ve düze yakın arazilerdir. Havzada I. sınıf
araziler, 10.381 ha alana sahipken genel arazi sınıflamasında %4’lük orana sahiptir. I. sınıf araziler,
İnegöl ilçe merkezinin batısında ve güneydoğusunda parçalar halinde bulunurken Yenişehir ilçe
merkezinin batı, kuzey ve doğusu ile güneybatısında geniş yüzeyler kaplamaktadır (Şekil 3).
II. sınıf araziler, az eğime sahip, verimli ve kolay işlenebilen arazilerdir. Çalışma sahasında II.
sınıf araziler, 30.605 ha iken genel arazi bölünüşünde %12’lik paya sahiptir. İnegöl Ovası’nda Kocadere
ve yan kolları, Yenişehir Ovası’nda ise Göksu Çayı’nın akış gösterdiği alüvyal tabanlı vadiler üzerinde
II. sınıf araziler dağılış göstermektedir.
III. sınıf araziler, tarımsal verimliliği yüksek, eğim şartlarının orta derecede olduğu arazilere
karşılık gelmektedir. 26.389 ha alana sahip olan III. sınıf araziler, çalışma sahasında %10’luk paya
sahiptir. III. sınıf araziler, Yenişehir ilçe merkezinin batısında (Çardak, Karacaali, Menteşe, Selimiye ve
Yolören mahalleleri), kuzeyinde (Afşar, Alaylı ve Karabahadır mahalleleri), doğuda (Çamönü
mahallesi) ve güneyde (Osmaniye, Orhaniye, Karaamca ve Gökçesu mahalleleri) dağılış göstermektedir.
İnegöl ilçe merkezinin güneyinde (Burhaniye, Kemalpaşa ve Turgutalpköy mahalleleri), kuzeyinde
(Yeniyürük mahallesi), kuzeybatısında (Akhisar ve Akıncılar mahallelerinde), İnegöl ilçesinin
doğusunda (Bayrampaşa, Tekkeköy ve Sülüklü mahalleleri), ve güneyinde (Dipsizgöl, Karakadı,
Rüştiye, Tahtaköprü ve Eski Karacakaya mahalleleri) öbekler halinde görülmektedir.
Şekil 3. Çalışma sahasının arazi kullanım kabiliyet sınıfları haritası
Göksu Çayı Havzası’nda (Sakarya Nehri Havzası) Arazi Kabiliyet Sınıflarına Göre Arazi Kullanımının (CORINE Sistemiyle) İncelenmesi
357
IV. sınıf araziler, eğimin fazla olduğu kısmen işlemeli tarıma uygun olan arazilerdir. Çalışma
sahasında 12.262 ha alana sahip olan IV. sınıf araziler, %5’lik bir orana sahiptir. IV. sınıf araziler,
Yenişehir ilçe merkezinin batısında geniş yüzeyler kaplarken güneyde öbekler halinde bulunmaktadır.
Yine İnegöl ilçe merkezinin kuzeyinde (Fatih, Esentepe, Yunusemre, Cumhuriyet ve Ertuğrulgazi
mahalleleri) ve batısında (Edebey mahallesi) dağılım göstermektedir. Ayrıca çalışma sahasının
doğusunda Bilecik merkeze bağlı köylerin (Erkoca, Okluca ve Necmiyeköy) yakın çevrelerinde IV. sınıf
araziler görülmektedir.
Çizelge 2. Çalışma sahasının arazi kabiliyet sınıfları
Tarımsal Faaliyetler
Arazi Kabiliyet
Alan (Ha)
Yüzde (%)
İşlemeli tarıma
uygun araziler
I. Sınıf
10.381
%4
II. Sınıf
30.605
%12
III. Sınıf
26.389
%10
IV. Sınıf
12.262
%5
İşlemeli tarıma
uygun olmayan araziler
V. Sınıf
7.839
%3
VI. Sınıf
33.024
%13
VII. Sınıf
130.794
%51
VIII. Sınıf
2.962
%1
Kaynak: KHGM, Bursa (1995) ve Bilecik (1998) İl Arazi Varlığı Haritala
V. sınıf araziler, işlemeli tarıma uygun olmayıp üzerinde çayır, mera ve orman gibi uzun ömür
bitkilerin yetiştirildiği arazilerdir. Çalışma sahasında V. sınıf araziler, 7.839 ha alan kaplarken genel
arazi kabiliyet sınıflandırmasında %3’lük bir orana sahiptir. V. sınıf araziler çalışma sahasının
kuzeydoğusunda Osmaneli ilçesinin doğu kesiminde (Avdan ve Çiftlikköy köylerinde), Bilecik merkeze
bağlı (İlyasça, Necmiyeköy, Çavuşköy ve İlyasbey) köylerde, Pazaryeri ve Bozüyük ilçelerinin batısı
ile İnegöl ilçesinin güney kesiminde öbekler halinde bulunmaktadır.
VI. sınıf araziler, eğimin ve erozyonun yüksek olduğu arazilere karşılık gelmektedir. Çalışma
sahasında 33.024 ha alana sahip olan VI. sınıf araziler, çalışma sahasında %13’lük bir paya sahiptir. VI.
sınıf araziler çalışma sahasında İnegöl Ovası’nı çevrelerken Yenişehir Ovası’nın kuzeyinde (Avdan
Dağları’nın güney yamaçlarında) ve güneyinde parçalı bir şekilde yayılım göstermektedir.
VII. sınıf araziler, şiddetli erozyon nedeniyle taşlı ve arızalı yapıya sahip olan eğimli arazilerdir.
Çalışma sahasında 130.794 ha alana sahip olan VII. sınıf araziler genel arazi dağılımında %51 oranla en
fazla paya sahiptir (Çizelge 2). Çalışma sahasının yarısından fazlasını oluşturan VII. sınıf araziler,
güneyde Domaniç Dağları’nın İnegöl Ovası’na uzanan kuzey yamaçlarında, doğuda Ahı Dağı ve yakın
çevresinde ve Göksu Çayı’nın Sakarya Nehri’ne katıldığı vadilerde geniş yüzeyler kaplamaktadır.
VIII. sınıf araziler, hiçbir şekilde tarıma ve bitki yetiştirmeye uygun olmayan bataklık, çöl,
yüksek dağlık, arızalı, taşlı ve çıplak kayalık arazilere karşılık gelmektedir. 2.962 ha alana sahip olan
VIII. sınıf araziler, çalışma sahasında %1’lik orana sahiptir. VIII. sınıf araziler, Uludağ ve Domaniç
Dağları’nın çalışma sahası sınırları içerisinde kalan kısımlarında yer yer görülen çıplak kayalık araziler
üzerinde görülmektedir.
3.2. Arazi Kullanımı
CORINE arazi kullanım verilerinin sınıflandırılması, genel arazi kullanımından detaylanarak alt
gruplara ayrılan kullanım biçimlerine doğru olacak şekilde üç düzey halinde yapılmaktadır. 1. düzey 5
sınıf, 2. düzey 15 sınıf ve 3. düzey 44 sınıftan oluşmaktadır. Çalışma sahasının CORINE verilerine göre
Muammer Çakır
358
mevcut arazi kullanım sınıfları incelendiğinde; 1. düzeyde 5 sınıf, 2. düzeyde 12 sınıf ve 3. düzeyde 24
sınıf bulunmaktadır. Çalışma sahası özelinde 2018 yılına ait CORINE arazi kullanım verileri, 1. Yapay
Bölgeler (yerleşme, sanayi, havaalanı, maden sahası, yeşil alan ve park), 2. Tarımsal Alanlar (kuru tarım
ve sulu tarım), 3. Orman ve Yarı Doğal Alanlar (sık orman, fundalık, çayır, mera, seyrek bitki alanı,
çıplak kayalık) 4. Su Yapıları (Akarsu, Baraj ve Gölet) şeklinde sınıflandırılarak incelenmiştir.
Çalışma sahasının arazi kullanım bölünüşü incelendiğinde toplamda 122.030 ha ile tarım
arazilerinin çalışma sahasının yaklaşık yarısını (%49,8) oluşturduğu görülmektedir. Tarım alanları
sulama yöntemine göre ele alındığında ise kuru tarım arazileri 98.862 ha (%40,3) ile ilk sırada yer
alırken onu 23.168 ha (%9,5) ile sulu tarım arazileri takip etmektedir. Kuru tarım arazileri, özellikle
İnegöl Ovası’nda geniş yayılım göstermektedir (Şekil 4). Kuru tarım arazileri, İnegöl Ovası’nda 39.876
ha (%40,3) alan kaplamaktadır. Sulu tarım arazilerinin 20.300 ha ile yaklaşık %87’si Yenişehir
Ovası’nda yer almaktadır. Ayrıca İnegöl ilçe merkezinin kuzeyi, Yenişehir ilçe sınırının güneydoğusu
ile Kestel ilçesinin kuzeydoğusunda sulu tarım arazileri dağılım göstermektedir.
Şekil 4. Çalışma sahasının arazi kullanım haritası
Çalışma sahasında tarım alanlarından sonra gelen arazi kullanım biçimi sık ormanlardır. Sık
ormanlar, çalışma sahasının 94.361 ha ile %38,5’ini oluşturmaktadır. Ormanlık araziler özellikle
havzayı çevreleyen yüksek dağlık araziler (Uludağ, Domaniç Dağları, Ahı Dağı ve Avdan Dağları)
üzerinde bulunmakta ve çalışma sahasının ana bitki örtüsünü oluşturmaktadır. Sık ormanlardan sonra
gelen arazi kullanım biçimi fundalık arazilerdir. Fundalık araziler, 15.935 ha alan ile havzanın %6,5’ini
Göksu Çayı Havzası’nda (Sakarya Nehri Havzası) Arazi Kabiliyet Sınıflarına Göre Arazi Kullanımının (CORINE Sistemiyle) İncelenmesi
359
oluşturmaktadır. Çalışma sahasında özellikle ormanlık arazilerin tahrip edildiği alanlar ile kuru tarım
arazilerinin yakın çevresinde fundalık araziler öbekler halinde görülmektedir. Çayırlar, 3.934 ha alan
kaplamakta ve havzanın %1,61’ine karşılık gelmektedir. Çayır alanları, çalışma sahasının yüksek
kesimlerinde (Uludağ ve Domaniç Dağları) dağ çayırları biçimindeyken, havza tabanında sulu tarım
arazilerinin yakın çevresinde kısa boylu ot toplulukları şeklinde dağılış göstermektedir.
Çizelge 3. Çalışma sahasının genel arazi bölünüşü
CORINE Arazi
Örtüsü Sınıfları
CORINE Arazi
Kodları
Arazi Kullanımı
Alan (Ha)
Yüzde (%)
1. Yapay Bölgeler
1.1. Şehir Yapısı
111 - 112
Yerleşme
3.362
%1,37
121
Sanayi
906
%0,37
124
Havaalanı
576
%0,24
132
Maden sahası
354
%0,14
141
Yeşil alan ve park
27
%0,01
2. Tarımsal Alanlar
2.3. Meralar
211
Kuru Tarım
98.862
%40,37
212
Sulu Tarım
23.168
%9,46
231
Mera
1.946
%0,79
3. Orman ve Yarı
Doğal Alanlar
3.1. Ormanlar
3.2. Maki ve Otsu
Bitkiler
3.3. Bitk. Ört. Kaplı
Olmayan Alanlar
311 312 - 313
Sık Orman
94.361
%38,53
321
Çayır
3.934
%1,61
322
Fundalık
15.935
%6,51
332
Çıplak kayalık
573
%0,23
333
Seyrek bitki örtüsü
308
%0,13
5. Su Yapıları
5.1. Karasal / İç Sular
5.1.1. Su Yolları
5.1.2. Su Kütleleri
511 - 512
Su yapıları
596
%0,24
Toplam
244.908
%100
Kaynak: CORINE, 2018
Bursa iline bağlı İnegöl ve Yenişehir ilçe merkezleri ile kent dokusu içinde kalan mahalleler
çalışma sahasının şehir yerleşmelerini oluşturmaktadır. Yine Bursa iline bağlı İnegöl, Yenişehir ve
Kestel (merkezi havza dışında) ilçelerine bağlı, kentsel dokudan uzak, fusu 2000’in altında kalan
köyler, kırsal yerleşmeleri oluşturmaktadır. Bilecik il sınırlarına dâhil olan ancak merkezleri havza
dışında kalan Bilecik merkez ilçesi ile Osmaneli, Pazaryeri ve Bozüyük ilçelerine bağlı köyler, çalışma
sahasının diğer kırsal yerleşmelerini meydana getirmektedir. Yerleşme alanları, 3.362 ha ile çalışma
sahasının %1,37’sine karşılık gelmektedir (Çizelge 3). Çalışma sahasının en büyük yerleşmesi, 1.262
ha (%37,5) ile İnegöl ilçe merkezi (Foto 1) iken onu 342 ha (%10,1) ile Yenişehir ilçe merkezi takip
etmektedir. Genel arazi bölünüşünde yerleşmelerden sonra mera alanları çalışma sahasının diğer bir
kullanım biçimini oluşturmaktadır. Mera alanları, 1.946 ha ile havzanın %0,79’unu meydana
getirmektedir. Hayvancılık açısından önem arz eden meralar, çalışma sahasında özellikle Yenişehir
Ovası’nda sulu tarım arazilerinin içerisinde öbekler halinde dağılım göstermektedir.
Muammer Çakır
360
Foto 1. İnegöl ilçe merkezi
Kentsel arazi kullanım biçimlerinden biri olan sanayi alanları, İnegöl ve Yenişehir ilçe
merkezlerinin yakınına konumlanmıştır. İnegöl ilçe merkezinin kuzeybatısında bulunan İnegöl Organize
Sanayi Bölgesi (569 ha) ve ilçenin güneydoğusunda kümelenmiş mobilya sanayisi (122 ha) ile Yenişehir
ilçe merkezinin güneyinde yer alan Yenişehir Organize Sanayi Bölgesi (97 ha) havzanın en önemli
sanayi alanlarını oluşturmaktadır. Sanayi alanları, 906 ha ile havzanın %0,37’sine karşılık gelmektedir.
Havzada sanayi faaliyetlerinin tarım arazilerine ve su yapılarına oldukça yakın bir konumda olması
yanlış arazi kullanımına sebep olmaktadır (Foto 2).
Göksu Çayı Havzası’nda (Sakarya Nehri Havzası) Arazi Kabiliyet Sınıflarına Göre Arazi Kullanımının (CORINE Sistemiyle) İncelenmesi
361
Foto 2. İnegöl ilçesinde sanayi alanları tarafından işgal edilen tarım alanlarından bir görünüm
Çalışma sahasında su yapıları (su kütleleri ve su yolları) İnegöl Ovası’nda Kocadere, Yenişehir
Ovası’nda Göksu Çayı ile bu akarsuları besleyen yan kollar ve içme, elektrik üretimi ve sulama amaçlı
inşa edilen baraj (Boğazköy Barajı ve Babasultan Barajı) ve göletler oluşturmaktadır. Su yapıları, 596
ha ile çalışma sahasının %0,24’ünü meydana getirmektedir. Çalışma sahasında su yapılarından sonra
gelen arazi kullanım biçimi havalimanıdır. Havzanın tek havalimanı olan Yenişehir havalimanı 576 ha
alan kaplarken genel arazi bölünüşünün %0,24’üne karşılık gelmektedir. Ayrıca 2001 yılında faaliyete
geçen havalimanının sulu tarım arazileri üzerinde inşa edilmesi arazi kullanımı açısından yanlış bir
uygulamadır.
Çalışma sahasında bitki örtüsünden yoksun çıplak kayalık araziler, 573 ha alanla havzanın
%0,23’ünü oluşturmaktadır. Çıplak kayalık araziler, Uludağ’ın havza sınırları içerisinde kalan doğu
güneydoğu kesiminde geniş yüzeyler halinde görülmektedir. Çalışma sahasında diğer bir arazi kullanım
biçimi maden çıkarım sahalarıdır. Maden sahaları havzada 354 ha alana sahip olup arazi kullanımının
%0,14’üne karşılık gelmektedir. Maden sahaları, Bilecik merkeze bağlı Erkoca, İlyasbey ve Okluca
köyleri ile İnegöl ilçesinde bağlı Şehitler mahallesinin yakın çevresinde sulu tarım arazileri üzerinde,
Kestel ilçesine bağlı Soğuksu mahallesinin batısında ormanlık arazi üzerinde bulunmaktadır. Çalışma
sahasında madencilik faaliyetlerinde mermer, kireçtaşı, kalsit ve antimon çıkarımı yapılmaktadır
(Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, 2023).
Çalışma sahasında ot formasyonu ile kaplı seyrek bitki örtüsü alanları, 308 ha alan kaplamakta
ve havzanın %0,13’ünü oluşturmaktadır. Seyrek bitki örtüsü alanları, Uludağ ve Domaniç Dağları’nın
yüksek kesimlerinde bulunan dağ çayırlarının üzerinde yer almaktadır. Havzada kentsel arazi kullanım
biçimlerinden biri olan aktif yeşil alan ve parklar, en az kullanım alanına sahiptir. Aktif yeşil alan ve
parklar, 27 ha kullanım alanı ile havzanın %0,01’ini oluşturmaktadır. Arazi kullanım verilerine göre
havzanın tek aktif yeşil alanı İnegöl ilçe merkezinin güneyinde yer alan Hikmet Şahin Kültür Parkı’dır.
Muammer Çakır
362
4. Tartışma
Tarımsal faaliyetler açısından son derece verimli olan, kolaylıkla tarım yapılabilen, düz ve düze
yakın arazi profili sunan I. sınıf araziler, havzanın 10.381 ha ile %4’ünü oluşturmaktadır. I. sınıf
arazilerin 9.477 ha (%91,2) alanı tarımsal amaçlı kullanılmaktadır. Tarım alanları kendi içinde sulama
yöntemine göre ayrıldığında I. sınıf arazilerin büyük bir bölümünü 6.040 ha (%58,1) ile sulu tarım
alanları oluşturmaktadır. Kuru tarım arazileri ise 3.437 ha (%33,1) alan kaplamaktadır. I. sınıf arazilerde
904 ha (%8,8) alan tarım dışı amaçlar için kullanılmaktadır. Tarım dışındaki faaliyetler için
kullanılmaması gereken I. sınıf arazilerde yerleşme alanları (özellikle Yenişehir Ovası’nda) 296 ha
(%2,8) alan ile dikkat çekmektedir. Yenişehir ilçesinde bağlı Yenigün, Cihadiye, Yüzüncüyıl, Çayır,
Çeltikçi, Karasıl, Köprühisar ve İncirli mahalleleri I. sınıf araziler üzerinde yer almaktadır. Yerleşme
alanlarını, 235 ha (%2,2) alan ile mera, 185 ha (%1,7) ile sık orman, 154 ha (%1,4) ile sanayi, 23 ha
(%0,22) ile fundalık ve 11 ha (%0,11) ile havalimanı takip etmektedir.
II. sınıf araziler, hafif eğimli, orta derecede toprak derinliğine sahip ve tarımsal açıdan
verimlidirler. II. sınıf araziler havzanın 30.605 ha ile %12’sini oluşturmaktadır. Çalışma sahasında II.
sınıf arazilerin 25.251 ha ile %82,5’i tarımsal amaçlı kullanılmaktadır. II. sınıf arazilerin 19.297 ha
(%63) kuru tarım, 5.954 ha (%19,4) alanı ise sulu tarım arazisi olarak kullanılmaktadır. Çalışma
sahasında 5.354 ha (%17,5) alan tarım dışı amaçlar için kullanılmaktadır. I. sınıf arazilerde olduğu gibi
II. sınıf arazilerde de tarım dışı kullanımda yerleşme alanları (özellikle İnegöl Ovası’nda) ilk sırada yer
almaktadır (Foto 3). Yerleşme alanları, 1.567 ha ile II. sınıf araziler üzerinde %5,1 oranında alan
kaplamaktadır.
Foto 3. İnegöl ilçesinde (Çeltikçi – Turgutalp mahalleleri) II. sınıf tarım arazileri üzerinde bulunan yerleşmelerden
bir görünüm
İnegöl ilçesinde Mahmudiye, Gazelli, Mesudiye, Çeltikçi, Osmaniye, Yenice, Orhaniye,
Cerrah, Hocaköy, Huzur, Baykoca, Şipali, Kulaca, Bilalköy, Hasanpaşa, Deydinler, Ortaköy, Hamamlı,
Göksu Çayı Havzası’nda (Sakarya Nehri Havzası) Arazi Kabiliyet Sınıflarına Göre Arazi Kullanımının (CORINE Sistemiyle) İncelenmesi
363
Kurşunlu ve Küçük Yenice II. sınıf araziler üzerinde yer almaktadır. Çalışma sahasında yerleşme
alanlarının dışında II. sınıf araziler üzerinde yer alan diğer kullanım biçimleri incelendiğinde; 1.542 ha
(%5) ile sık ormanlar, 745 ha (%2,4) ile sanayi alanları (İnegöl ve Yenişehir Ovası’nda), 560 ha (%1,8)
ile meralar (yoğun olarak Yenişehir Ovası’nda), 546 ha (%1,7) ile fundalık alanlar, 352 ha (%1,1) ile
çayırlar (Boğazköy Barajı ve yakın çevresinde), 27 ha (%0,09) ile aktif yeşil alan (İnegöl ilçesinde
bulunan Hikmet Şahin Kültür Parkı), 8 ha (%0,03) ile maden sahaları ve 7 ha (%0,02) ile su yapılarının
olduğu tespit edilmiştir.
III. sınıf araziler, orta derecede eğimli nöbetleşe ekimle birlikte tarımsal verimliliği yüksek olan,
eğimin artmasına bağlı olarak erozyona uğrayabilen arazilerdir. III. sınıf araziler, çalışma sahasının
26.389 ha ile %10’unu oluşturmaktadır. Çalışma sahasında III. sınıf arazilerin 20.696 ha ile %78,4’ü
tarımsal faaliyetler için kullanılmaktadır. Tarım arazileri sulama yöntemine göre incelendiğinde, 14.700
ha (%55,7) ile kuru tarım arazileri ilk sırada yer almaktadır. Sulu tarım arazileri ise 5.996 ha (%22,7)
alana sahiptir. III. sınıf arazilerin 5.693 ha (%21,6) tarım dışı faaliyetler için kullanılmaktadır. Çalışma
sahasında tarımsal amaçlar doğrultusunda kullanılması gereken III. sınıf arazilerde tarım dışı
faaliyetlerin en geniş alanlısı 2.517 ha (%9,5) ile fundalık arazilerdir. III. sınıf araziler üzerinde bulunan
fundalık alanlar özellikle geniş yapraklı ormanların tahrip edildiği Bilecik merkezin batı kesimi ile
Yenişehir Ovası’nda parçalı bir şekilde bulunmaktadır. III. sınıf araziler üzerinde diğer tarım dışı
faaliyetlere yönelik arazi kullanım biçimleri ele alındığında; 1.915 ha (%7,2) ile sık ormanlar (Bilecik
merkezin batısında), 572 ha (%2,1) ile yerleşme alanları (özellikle Yenişehir ve İnegöl ilçe
merkezlerinin batısında), 105 ha (%0,40) ile su yapısı (Kozluören Göleti), 94 ha (%0,36) ile maden
sahası (İnegöl ilçesinde bağlı Şehitler mahallesi yakınında), 91 ha (%0,34) ile çayırlar ve 29 ha (%0,11)
ile sanayi alanları çalışma sahasında tespit edilmiştir.
IV. sınıf araziler, eğimin fazla olduğu işlemeli tarım kısmen uygun olan arazilerdir. IV. sınıf
araziler, 12.262 ha ile çalışma sahasının %5’ini oluşturmaktadır. IV. sınıf araziler içerisinde 9.340 ha
(%76,1) ile tarım arazileri en fazla paya sahiptir. Tarım arazileri sulama yöntemlerine göre ayrıldığında
kuru tarım arazileri 6.920 ha (%56,4) ile ilk sırada yer almaktadır. Sulu tarım arazileri ise 2.420 ha
(%19,7) alana sahiptir. IV. sınıf araziler içerisinde en fazla paya sahip olan kuru tarım arazileri, İnegöl
Ovası’nın güneyinde ve batısında eğimin gözle görülür bir şekilde arttığı ova kenarlarında geniş alanda
dağılım göstermektedir. Ayrıca Bilecik merkezin batısında platolar üzerinde ormanlık ve fundalık
alanların yakın çevresinde de kuru tarım arazilerine sıklıkla rastlanmaktadır. IV. sınıf arazilerde sulu
tarım arazileri, Yenişehir ilçe merkezinin batısında, Yenişehir’e bağlı Mahmudiye ve Orhaniye
mahallelerinin yakın çevresinde dağılım göstermektedir. Çalışma sahasında IV. sınıf arazilerin 2.292 ha
(%23,9) alanı tarım amaçlı kullanılmamaktadır. Tarım dışı faaliyetlerde en fazla kullanım biçimi
yükseltinin de artmasına bağlı olarak 1.542 ha (%5) ile sık ormanlık (geniş yapraklı ormanlar) arazilere
aittir. Sık ormanlık araziler özellikle havzanın doğu ve kuzeydoğu sınırında (Bilecik merkezin ve
Osmaneli ilçesinin batısında) parçalı bir şekilde yayılım göstermektedir. Çalışma sahasında ormanlık
arazilerin tahrip edilmesine (özellikle havzanın doğu ve kuzeydoğusunda) bağlı olarak gelişen fundalık
araziler, 687 ha (%5,6) alan kaplamaktadır. IV. sınıf arazilerde diğer arazi kullanım biçimleri
incelendiğinde; 379 ha (%3) ile Yenişehir havalimanı, 354 ha (%2,8) ile yerleşme alanları, 299 ha
(%2,4) ile meralar (Yenişehir havalimanının yakın çevresinde), 41 ha (%0,33) ile sanayi alanları
Muammer Çakır
364
(Yenişehir ilçe merkezinde), 34 ha ile (%0,28) ile çayırlar, 29 ha ile (%0,24) maden sahaları ve son
olarak 4 ha (%0,03) ile su yapıları, tarım dışı kullanım biçimlerini oluşturmaktadır. IV. sınıf araziler
üzerinde Yenişehir havalimanının diğer kentsel arazi kullanım biçimlerine göre daha fazla alan
kaplaması dikkat çekerken aynı zamanda bu durum tarımsal amaçlar için kullanılması gereken araziler
için yanlış arazi kullanımını gündeme getirmiştir (Foto 4).
Foto 4. Yenişehir havalimanı ve yakın çevresindeki tarım arazileri
Çizelge 4. Çalışma sahasında arazi kabiliyet sınıfları ile arazi kullanım verilerinin alansal ve oransal karşılaştırılması
Arazi Kabiliyet Sınıflandırması
Tarıma uygun araziler
Tarıma uygun olmayan araziler
Arazi
Kullanım
Türleri
I. sınıf
II. sınıf
III. sınıf
IV. sınıf
V. sınıf
VI. sınıf
VII. sınıf
VIII. sınıf
Ha
%
Ha
%
Ha
%
Ha
%
Ha
%
Ha
%
Ha
%
Ha
%
Yerleşme
296
2,85
1567
5,12
572
2,17
354
2,89
2
0,03
241
0,73
328
0,25
0
0
Sanayi
154
1,48
745
2,43
29
0,11
41
0,33
0
0
0
0
0
0
0
0
Havalimanı
11
0,11
0
0
0
0
379
3,09
0
0
0
0
0
0
0
0
Maden
0
0
8
0,03
94
0,36
29
0,24
34
0,43
18
0,05
264
0,20
0
0
Yeşil alan
0
0
27
0,09
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
Sulu Tarım
6040
58,1
5954
19,4
5996
22,7
2420
19,7
0
0
1160
3,51
1891
1,45
0
0
Kuru
Tarım
3437
33,1
19297
63
14700
55,7
6920
56,4
6170
78,7
19813
60
34386
26,2
3
0,10
Sık Orman
185
1,78
1542
5
1915
7,26
1095
8,93
1171
14,9
8309
25,1
81749
62,5
966
32,6
Fundalık
23
0,22
546
1,78
2517
9,54
687
5,60
343
4,38
2348
7,11
9405
7,19
631
21,3
Çayır
0
0
352
1,15
91
0,34
34
0,28
24
0,31
702
2,13
2097
1,60
684
23
Mera
235
2,26
560
1,83
370
1,40
299
2,44
95
1,21
229
0,69
200
0,15
0
0
Su Yapıları
0
0
7
0,02
105
0,40
4
0,03
0
0
124
0,38
354
0,27
0
0
Çıplak
Kayalık
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
63
0,05
509
17,1
Seyrek
Bitki
Örtüsü
0
0
0
0
0
0
0
0
0
0
80
0,24
57
0,04
169
5,71
Göksu Çayı Havzası’nda (Sakarya Nehri Havzası) Arazi Kabiliyet Sınıflarına Göre Arazi Kullanımının (CORINE Sistemiyle) İncelenmesi
365
Kaynak: Arazi Kabiliyet Sınıfları: KHGM, Bursa (1995) ve Bilecik (1998); Arazi Kullanımı: CORINE 2018
V. sınıf araziler, tarımsal faaliyetlere uygun olmayan çoğunlukla çayır, mera ve orman olarak
kullanılan az eğime sahip arazilerdir. Çalışma sahasında tarımsal faaliyetlere uygun olmayan V. sınıf
araziler 7.839 ha (%3) alana sahiptir. Çalışma sahasında V. sınıf arazilerin 6.170 ha (%78,7) gibi büyük
bir bölümü tarımsal (kuru tarım) amaçlı kullanılmaktadır (Çizelge 4). V. sınıf arazilerde yapılan tarımsal
faaliyetlerin orman ve mera amaçlı kullanılması gereken arazilerde yapıldığı ve yanlış arazi kullanımına
neden olduğu tespit edilmiştir (Şekil 5). Tarım arazileri, İnegöl Ovası’nın doğusunda Kınık, Özlüce,
Eymir ve Aşağı Ballık mahallelerinde, Bilecik merkezin batısında İlyasbey, İlyasça, Çavuşköy,
Karaağaç ve Necmiyeköy köylerinde, Bozüyük ilçesinin batısında Közpınar köyünde ve Osmaneli
ilçesinin batısında Çiftlikköy ve Avdan köylerinde dağılım göstermektedir. V. sınıf araziler üzerinde sık
ormanlık araziler, 1.171 ha (%14,9) ile tarım arazilerden sonra gelen arazi kullanım biçimini
oluşturmaktadır. Ormanlık araziler özellikle havzanın doğusunda havzayı sınırlayan platolar ve yüksek
dağlık kesimlerde öbekler halinde görülmektedir. Ormanlık arazilerin tahrip edildiği kesimlerde gelişen
fundalık araziler, V. sınıf araziler içerisinde 343 ha (%4,3) alana sahiptir. Fundalık araziler, Bilecik
merkezin kuzeybatısında İlyasça ve Necmiyeköy köyleri ile Pazaryeri ilçesinin güneybatısında
Bozcaarmut köyünün yakın çevresinde dağılış göstermektedir. V. sınıf araziler içerisinde fundalık
arazileri, 95 ha (%1,21) ile meralar takip etmektedir. Meralar, Yenişehir Ovası’nın güneyi (plato
üzerinde) ile İnegöl Ovası’nın batısı (plato üzerinde) ve doğusunda (ova kenarında) oldukça dar alanlı
bir görünüm sunmaktadır. Havzada V. sınıf araziler üzerinde bulunan diğer arazi kullanım biçimleri ise
34 ha (%0,43) ile maden sahaları (Bilecik merkezin batısında) ve 2 ha (%0,03) ile yerleşme (İnegöl
ilçesine bağlı Küçük Yenice mahallesi) alanlarıdır.
VI. sınıf araziler, eğimin ve yükseltinin etkisiyle erozyona uğrayabilen, tarıma uygun olmayan,
mera ve orman olarak değerlendirilmesi gereken arazilerdir. Çalışma sahasında VI. sınıf araziler, 33.024
ha (%12) alana sahiptir. Tarımsal amaçlı kullanım için uygun olmayan VI. sınıf arazilerin 20.973 ha
(%63,5) hali hazırda tarımsal faaliyetlere ayrılmıştır. Tarım arazileri içerisinde en fazla pay 19.813 ha
(%60) ile kuru tarım arazilerine aittir. Sulu tarım alanları ise 1.160 ha alana sahiptir. Çalışma sahasında
özellikle platoluk ve yüksek dağlık kesimlerde bulunan orman, fundalık ve mera alanlarının tarım
alanlarına dönüştürülmesi yanlış arazi kullanımı, ana bitki örtüsünde form değişikliği, erozyon, heyelan,
drenaj ağının bozulması ve yağışlı dönemde mevsimlik akarsuların yüksek düzeyde alüvyon taşıması
gibi sorunlara neden olabilmektedir (Şekil 5). VI. sınıf araziler üzerinde tarım alanlarından sonra en
fazla pay 8.309 ha (%25,1) ile sık ormanlık (çoğunlukla geniş yapraklı) arazilere aittir. Ormanlık
araziler, nüfus baskısından kurtulmuş kesimlerde (havzanın kuzeyinde) geniş alanlı iken yerleşim
alanları ve yakın çevresinde (havzanın güneyinde) parçalı bir görünüm sunmaktadır. VI. sınıf arazilerde
bitki örtüsüne ait diğer bir kullanım şekli olan fundalık alanlar, 2.348 ha (%7,1) kaplamaktadır. Fundalık
araziler, orman alanlarının tahrip edildiği özellikle havzanın kuzeyi ve doğusunda parçalı bir şekilde
dağılım göstermektedir. Hayvancılık açısından önemi büyük olan çayırlar, VI. sınıf arazilerin 702 ha ile
%2,13’üne, yine aynı öneme sahip meralar ise 229 ha ile %0,69’una karşılık gelmektedir. Çayırlar,
Yenişehir Ovası’nı sınırlayan yüksek kesimlerde, meralar ise İnegöl ve Yenişehir ovalarını sınırlayan
platoluk sahalarda oldukça parçalı bir şekilde bulunmaktadır. VI. sınıf araziler üzerinde bulunan çayır
ve meralar, yerleşme ve tarım alanına dönüştürülme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Yerleşme alanları, 241
Muammer Çakır
366
ha ile VI. sınıf arazilerin %0,73’ünü oluşturmaktadır. Havzanın kuzeydoğusunda Yenişehir ilçesine
bağlı, Kavaklı, Selimiye, Fethiye ve Marmaracık mahalleleri, Yenişehir ilçesinin doğusunda
Mahmudiye ve Subaşı mahalleleri, İnegöl ilçesinin kuzeyinde Çavuşköy, Hamzabey ve Boğazköy
mahalleleri, güneyinde Gündüzlü mahallesi ve Kestel’in kuzeydoğusunda Seymen, doğusunda ise
Babasultan mahalleleri VI. sınıf araziler üzerindeki başlıca yerleşmelerdir. Bu yerleşmeler, daha öncede
değinildiği gibi orman, fundalık, çayır ve mera alanlarını tehdit etmektedir. VI. sınıf araziler üzerinde
diğer arazi kullanım biçimlerini; 124 ha (%0,38) ile su yapıları (Boğazköy ve Kozluören barajlarının bir
bölümü), 80 ha ile (%0,24) seyrek bitki örtüsü (havzanın güneydoğusunda), 18 ha ile (%0,05) maden
sahası (Yenişehir’e bağlı Subaşı mahallesinin güneyinde) oluşturmaktadır.
Şekil 5. Çalışma sahasında arazi kabiliyet sınıflarıyla uyumlu olmayan arazi kullanım haritası
VII. sınıf araziler, eğime bağlı olarak erozyonun oldukça şiddetli olduğu, mera ve orman olarak
kullanılabilen dağlık arazilerdir. Çalışma sahasında VII. sınıf araziler, 130.794 ha ve %51’lik pay
çalışma sahasının yarısından fazlasını oluşturmaktadır. VII. sınıf araziler, yükselti ve eğim değerlerinin
yüksek olduğu alanları karakterize ettiğinden bu araziler, kabaca havza sınırlarını belirlemektedir.
Çalışma sahasında VII. sınıf araziler üzerinde, 81.749 ha (%62,5) ile en fazla paya sahip olan arazi
kullanım biçimi sık ormanlardır. Sık ormanlık (çoğunlukla geniş yapraklı) araziler, havzayı çevreleyen
Uludağ, Domaniç Dağları, Ahı Dağı ve Avdan Dağları’nın havza sınırları içerisinde kalan yüksek
kesimlerinde geniş yayılım göstermektedir. Ormanlar VII. sınıf arazilerde en fazla arazi kullanım payına
sahip olmasına rağmen özellikle yerleşmeye imkân veren platolar üzerinde tarım arazilerinin bilinçsizce
Göksu Çayı Havzası’nda (Sakarya Nehri Havzası) Arazi Kabiliyet Sınıflarına Göre Arazi Kullanımının (CORINE Sistemiyle) İncelenmesi
367
genişlemesi, orman, fundalık, mera ve çayır alanlarını azaltırken yanlış tarımsal faaliyetlerin alanını
(özellikle kuru tarım) artırmaktadır. VII. sınıf arazilerin 36.277 ha (%27,7) tarım amaçlı
kullanılmaktadır. Tarım alanlarının 34.386 ha (%26,2) kuru tarım, 1.891 ha (%1,5) ise sulu tarım
faaliyetleri için ayrılmıştır. Kuru tarım arazileri, çalışma sahasının güneyinde ve doğusunda bulunan
havzayı çevreleyen plato ve dağlık kesimlerde dağılım gösterirken sulu tarım arazileri, havzanın
kuzeybatı ve kuzeydoğusunda akarsular tarafından açılan dar ve derin vadiler boyunca görülmektedir.
Tarım arazilerini 9.405 ha (%7,19) ile fundalık alanlar takip etmektedir. Fundalık alanlar, havzada beşeri
etkinin yoğun olarak görüldüğü bitki örtüsü değişim alanlarını yansıtmaktadır. Havzanın özellikle doğu
ve kuzeydoğusunda parçalı bir görünüm sunan fundalık araziler, kuru tarım arazilerinin yakın
çevresinde olmasıyla tarım alanlarına dönüştürülme tehlikesi ile karşı karşıyadır. VII. sınıf araziler
üzerindeki diğer bir arazi kullanım biçimi 2.097 ha (%1,60) ile çayırlardır. Çayır araziler, havzayı
sınırlayan dağlık kesimler üzerinde (Uludağ ve Domaniç Dağları) dağ çayırları, platolar üzerinde ise
kısa boylu ot topluluklarını oluşturmaktadır. VII. sınıf araziler üzerinde diğer arazi kullanım türleri; 354
ha (%0,27) ile su yapıları (Boğazköy Barajı), 328 ha (%0,25) ile yerleşme alanları (İnegöl’e bağlı
Şehitler, Çiftlikköy, Kayapınar, Kıran, Turgutalp, Süle, Paşaören, Fevziye, Elmaçayır ve Tuzla
mahalleleri, Yenişehir’e bağlı Kavaklı, Fethiye, Koyunhisar, Çiçeközü ve Akbıyık mahalleleri, Kestel’e
bağlı Gölcük ve Yağmurlu mahalleleri, Bilecik merkeze bağlı Ayvacık, Kepirler, Kınık, Sütlük,
Elmabahçe, Hasandere, İkizce, Kavaklı ve Künceğiz köyleri, Pazaryeri’ne bağlı Bozcaarmut, Güde,
Nazifpaşa, Bahçesultan ve Arapdere köyleri, Bozüyük’e bağlı Kozpınar, Aksutekke ve Deli Elmacık
köyleri, Osmaneli’ne bağlı Düzmeşe, Akçapınar, Bereket, Çiftlikköy, Orhaniye, Dereyürük ve
Belenalan köyleri), 264 ha (%0,20) ile maden sahaları (havzanın doğusunda ve batısında parçalı halde),
200 ha (% 0,15) ile meralar, (havzanın batısında ve merkezinde), 63 ha (%0,05) ile çıplak kayalık
araziler (Uludağ üzerinde) ve 57 ha (%0,04) ile seyrek bitki örtüsü şeklinde bir sıralama bulunmaktadır.
VIII. sınıf araziler, tarımsal faaliyetler için elverişsiz, orman, çayır ve fundalık gibi sürekli bitki
örtüsüne kısmen sahip olan, çıplak ve sarp kayalık, bataklık ve çöl gibi arazilere karşılık gelmektedir.
VIII. sınıf araziler, 2.962 ha ile çalışma sahasının %1’lik kısmını oluşturmaktadır. Çalışma sahasında
oldukça dar alanlı olan VIII. sınıf araziler havzanın güney sınırında Uludağ ve Domaniç Dağları’nın
havza sınırları içerisindeki yüksek ve engebeli kesimlerinde dağılım göstermektedir. VIII. sınıf araziler
üzerinde en geniş alanlı arazi kullanım biçimi 969 ha (%32,7) ile sık ormanlardır. Ormanlık araziler,
havzanın yüksek kesimlerden kaynağını alan akarsuların açtığı vadilerin yamaçları üzerinde yer
almaktadır. Ormanlık arazileri, 684 ha (%23) ile Uludağ ve Domaniç Dağları’nın yüksek kesimlerinde
bulunan dağ çayırları takip etmektedir. VIII. sınıf araziler üzerinde fundalık alanlar, 631 ha (%21,3) ile
Uludağ’ın 2000 metre yükseltiye sahip yayla kesiminde geniş yayılıma sahiptir. VIII. sınıf arazilerin
509 ha (%17,1) özellikle Uludağ’ın havza sınırları içerisinde yer alan güneydoğu kesiminde 2200 metre
yükseltiye sahip, bitki örtüsünden yoksun sarp ve çıplak kayalık arazilerdir. Son olarak çıplak kayalık
arazileri, 169 ha (%5,71) ile özellikle Domaniç Dağları üzerinde parçalı bir şekilde bulunan seyrek bitki
örtüsü alanları takip etmektedir.
5. Sonuç
İnsanlar yaşadıkları doğal çevreyi çeşitli amaçlar doğrultusunda kullanmakta ve zaman
içerisinde değişime uğratabilmektedirler. Araziden faydalanma ya da arazi kullanımı, amaçlanan
Muammer Çakır
368
ekonomik faaliyet özelinde yürütülürken mevcut arazinin potansiyeli ile uyumlu olmak zorundadır.
Arazinin sunduğu potansiyel ile insanın araziyi kullanma biçiminin örtüşmemesi araziler için fonksiyon
kayıpları yaşamasına neden olabilir. Öncelikle ülke arazilerinin en uygun düzeyde kullanılması, doğal
ve beşeri kaynakların doğru tespiti, kalkınma ve arazi planlama adına arazi potansiyeli ya da arazi
kabiliyetinin iyi bilinmesi gerekmektedir. Ayrıca arazi kabiliyeti ile mevcut arazi kullanımı arasındaki
ilişkinin tespitinde kapsam olarak havzaların tercih edilmesi konuya daha bütüncül bakılmasını
sağlayacaktır.
Çalışma sahasında 79.637 ha alan (%31) işlemeli tarıma uygun iken 174.619 ha alan (%69)
işlemeli tarıma uygun değildir. Çalışma sahasında arazi kabiliyeti ile arazi kullanımı arasında mevcut
kullanım eğiliminin devamı yakın gelecekte arazide fonksiyon kayıplarına neden olacaktır. Yapılan
incelemeler sonucunda Çalışma sahasında işlemeli tarıma uygun olan I. II. III. ve IV. sınıf arazilerin
toplamda 64.764 ha ile %81,3’ü tarımsal faaliyetler için kullanılmaktadır. Tarıma uygun arazi sınıfları
kendi içinde değerlendirildiğinde; I. sınıf arazilerin 9477 ha ile %91,2’si, II. sınıf arazilerin 25.251 ha
ile %82,5’i, III. sınıf arazilerin 20.696 ha ile %78,4’ü ve IV. sınıf arazilerin 9.340 ha ile %76’sı tarımsal
faaliyet amacıyla kullanılmaktadır. Tarım arazileri sulama tekniğine göre incelendiğinde kuru tarım
arazileri 79.637 ha (%68,4), sulu tarım arazileri ise 44.354 ha (%31,6) alana sahiptir. Tarıma uygun
arazilerin 14.873 ha ile %18,7’si tarım dışı amaçlar için kullanılmaktadır. Tarım amaçlı kullanılması
gereken I. II. III. ve IV. sınıf arazilerin 2.789 ha ile %6,2’si yerleşme, 969 ha ile %2,1’i sanayi amaçlı
kullanılmaktadır. Özellikle II. sınıf araziler üzerinde havzanın en önemli yerleşme alanlarından (%5,1)
İnegöl ve Yenişehir ilçe merkezleri ile bu ilçelere bağlı mahallelerin bulunması, verimli tarım arazileri
üzerinde nüfus baskısı oluşturmaktadır. Aynı zamanda İnegöl ve Yenişehir ilçe merkezinin yakın
çevresinde bulunan sanayi alanları (%2,4) da yoğun bir şekilde II. sınıf araziler üzerinde bulunmaktadır.
Bu durum özellikle II. sınıf arazilerin yanlış kullanılmasına ve verimli tarım arazilerinde fonksiyon
kayıplarına neden olmaktadır. Çalışma sahasında III. ve IV. sınıf arazilerin yerleşme, sanayi,
havalimanı, çayır ve mera alanı olarak kullanılması özellikle İnegöl ve Yenişehir ovalarında yanlış arazi
kullanımına neden olmaktadır. Sonuç olarak tarıma uygun arazilerin yerleşme ve sanayiye açılması
tarım alanlarını azaltırken tarıma uygun olmayan orman, fundalık, çayır ve mera arazilerinin tarım
alanlarına dönüştürülmesine neden olacaktır.
Çalışma sahasında tarımsal faaliyetlere uygun olmayan V. VI. VII. ve VIII. sınıf arazilerin
111.199 ha ile %63,6’sı tarım dışı faaliyetler için kullanılmaktadır. 63.420 ha (%32,4) alan ise hali
hazırda tarımsal faaliyetlere ayrılmıştır. Tarımsal faaliyetlere uygun olmayan arazilerden V. sınıf
arazilerin 1.669 ha ile %21,2’si, VI. sınıf arazilerin 12.051 ha ile %36,4’ü, VII. sınıf arazilerin 94.517
ha ile %72,2’si ve VIII. sınıf arazilerin 2.962 ha ile %100’ü tarım dışı amaçlarla kullanılmaktadır.
Çalışma sahasında özellikle V. VI. ve VII. sınıf araziler üzerinde beşeri etkenlere bağlı olarak arazi
degradasyonu yoğun bir şekilde yaşanmaktadır. Çalışma sahasında tarıma uygun olmayan araziler
üzerinde yapılan tarımsal faaliyetlerin (özellikle kuru tarım) kırsal yerleşim alanları ve yakın çevresinde
olması yöre halkının araziden yanlış faydalandığını göstermektedir. Tarım yapmak amacıyla sık orman,
fundalık, çayır ve mera gibi alanların yoğun bir şekilde tahrip edilmesi; yüksek kesimlerde erozyon ve
heyelan riskinin artmasına, yağışlı dönemlerde mevsimlik akarsuların bolca materyal taşımasına bağlı
olarak barajların siltasyona uğramasına ve tarıma uygun arazilerin yapısının bozulmasına, İnegöl ve
Göksu Çayı Havzası’nda (Sakarya Nehri Havzası) Arazi Kabiliyet Sınıflarına Göre Arazi Kullanımının (CORINE Sistemiyle) İncelenmesi
369
Yenişehir ovalarında son yıllarda artan sel ve taşkın olaylarının görülmesine neden olmuştur. Çalışma
sahasında arazi kabiliyet sınıflarına uygun olarak havza temelli arazi kullanım durumu gözden
geçirilmeli, arazi kullanım planlaması yapılarak yerel halk yanlış arazi kullanımının neden olacağı
riskler konusunda bilgilendirilmelidir.
Referanslar/References
Alkan, A. (2018). Batman kentinde mekânsal büyümenin arazi kullanımına etkisi. Türkiye Tarımsal Araştırmalar Dergisi, 5
(3), 260-273. doi:10.19159/tutad.446247
Ardel, A. (1947). İnegöl Ovası ve çevresi (Morfolojik Etüt). Türk Coğrafya Dergisi, (9-10), 64-95.
Ardel, A. (2014). Marmara Bölgesinin yapı ve reliefi. Türk Coğrafya Dergisi 20, 1-22. doi:10.17211/tcd.54245
Ardos, M. (1995). Türkiye Ovalarının Jeomorfolojisi (2. Baskı). İstanbul: Çantay Kitabevi.
Atalay, İ. (2016). A New approach to the land capability classification: Case study of Turkey. Procedia Environmental
Sciences, 32, 264-274. doi:10.1016/j.proenv.2016.03.031
Atalay, İ. ve Gündüzoğlu, A. G. (2015). Türkiye’nin Ekolojik Koşullarına Göre Arazi Kabiliyet Sınıflandırılması. İzmir: Meta.
Balcı, A. N. (1996). Toprak koruması. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Yayını.
Başayiğit, L. (2004). CORINE arazi kullanımı sınıflandırma sistemine göre arazi kullanım haritasının hazırlanması: Isparta
örneği. Tarım Bilimleri Dergisi, 10 (4), 366-374.
Bayar, R. (2018). Arazi kullanımı açısından Türkiye’de tarım alanlarının değişimi. Coğrafi Bilimler Dergisi, 16 (2), 187-200.
doi:10.1501/Cogbil_0000000197
Bayar, R. (2019). Ayaş İlçesinde Arazi Örtüsü ve Arazi Kullanımı (2. Baskı). Ankara: Pegem Akademi.
Bayar, R., Karabacak, K. (2017). Ankara ili arazi örtüsü değişimi (2000-2012). Coğrafi Bilimler Dergisi, 15 (1), 59-76.
doi:10.1501/Cogbil_0000000181
Canpolat, F. A. ve Dağlı, D. (2020). Elazığ ilinde arazi kullanımı değişimi (2006-2018) ve simülasyonu (2030). International
Journal of Geography and Geography Education, (42), 702-723. doi.org/10.32003/igge.746668
Cin, H. (1991). TDV İslâm Ansiklopedisi içinde. 20.11.2023 tarihinde https://islamansiklopedisi.org.tr/arazi adresinden alındı.
CORINE (Coordination of Information on the Environment). (2018, 3 Aralık). Corine land cover 2018. 10 Ocak 2021 tarihinde
https://land.copernicus.eu/pan-european/corine-land-cover/clc2018 adresinden alındı.
Çakır, M., Taş, B. (2023). Porsuk Çayı Havzası’nda Arazi Kullanımı. Okan Türkan ve M. Murat Kale (Ed.), Orta Anadolu
Coğrafya Araştırmaları I içinde (1-40). Ankara: Nobel Yayınevi.
Çelik, M. A. (2012). İslâhiye ilçesi arazi kullanımı üzerinde yükselti, eğim ve toprak faktörlerinin etkisi. Sosyal Bilimler
Dergisi, 2 (4), 173-186.
Çelik, M. Ö., Yakar, M. (2023). Arazi kullanımı ve arazi örtüsü değişikliklerinin uzaktan algılama ve CBS yöntemi ile
izlenmesi: Mersin, Türkiye örneği. Türkiye Coğrafi Bilgi Sistemleri Dergisi, 5 (1), 43-51. doi:10.56130/tucbis.1300704
Dağlı, D., Çağlayan, A. (2016). Analitik hiyerarşi süreci ile optimal arazi kullanımının belirlenmesi: Melendiz Çayı Havzası
örneği. Türk Coğrafya Dergisi, 66, 83-92. doi:10.17211/tcd.28071
Durak, M. ve Cürebal, İ. (2023). Jeomorfoloji ve arazi kullanımı ilişkisinin analizi: Edremit Çayı Havzası (Balıkesir). Fırat
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 33 (2), 567-581. doi:10.18069/firatsbed.1254405
Ege, İ. (2008). Bolkar Dağları’nın doğu kesiminde jeomorfolojik birimler üzerinde arazi kullanımı. Ankara Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Coğrafya Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara.
Erol. A. (2007). Türkiye’de arazi kullanımı ve havza yaklaşımı. Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 2 (1),
21-25.
Everest, T. (2017). Çanakkale İli Ezine ilçesi arazi kullanım etkinliğinin değerlendirilmesi. Türkiye Tarımsal Araştırmalar
Dergisi, 4 (2), 109-123. doi:10.19159/tutad.310568
Giddens, A. (2005). Sosyoloji. Hüseyin Özel ve Cemal Güzel (Çev.), Ankara: Ayraç Yayınları.
Gözenç, S. (1980). Arazi kullanma ‘Land Use’ haritalarında standardizasyon ve Türkiye için bir öneri. İstanbul Üniversitesi
Coğrafya Enstitüsü Dergisi, 23, 37-46.
Muammer Çakır
370
Göztepe, S., Bahadır, M. ve Şen, H. (2022). Hatip Çayı Havzası’nın (Ankara) doğal coğrafya özellikleri ve arazi kullanımı.
Mavi Atlas, 10 (2), 564-581. doi:10.18795/gumusmaviatlas.1171169
Gül, P. (2005). Kemalpaşa Havzası’nda arazi kullanımı bilincinin değerlendirilmesi. Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, Orta Öğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir.
Gülersoy, A. E. (2013). Bakırçay Havzası’nda arazi kullanımı ile arazi yetenek sınıfları arasındaki ilişkiler. Sosyal Bilimler
Dergisi, 3 (6), 1-20.
Gündoğan, R., Yüksel, A., Akay, A. E., Bozali, N. ve Doğan, O. (2008). Arazi Kullanım Planlamasının Erozyon Kontrol
Çalışmalarındaki Önemi: Kartalkaya Baraj Havzası Örneği. Baraj Havzalarında Ormancılık I. Ulusal Sempozyumu 29-
30 Nisan 2008 Kahramanmaraş Bildiriler Kitabı içinde (331-347), Kahramanmaraş.
Hoşgören, M. Y. (1975). İnegöl Havzası’nın Jeomorfolojisi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Matbaası.
Ketin, İ. (1947). Uludağ Masifinin Tektoniği Hakkında. Türkiye Jeoloji Bülteni, 1 (1), 60-88.
Kıvanç, Y. (2021). Büyük Menderes Havzası’nın batısında kalan sahalarda ana materyal ve bitki örtüsü ile arazi kabiliyet
sınıfları ve arazi kullanım biçimleri arasındaki ilişkiler. Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 9
(2), 481-496. doi:10.18506/anemon.775811
Kibaroğlu, Y. ve Garipağaoğlu, N. (2022). Aşağı Meriç Havzası’nda arazi kullanımı. Doğu Coğrafya Dergisi, 27 (48), 65-78.
doi:10.5152/EGJ.2022.22812
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü. (1995). Bursa ili arazi varlığı. Ankara: Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yayınları.
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü. (1998). Bilecik ili arazi varlığı. Ankara: Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yayınları.
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA). (2009). 1:100.000 Ölçekli Türkiye Jeoloji Haritaları H22, H23, İ22 ve İ23
Nolu paftalar.
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA). (2023, 10 Aralık). İl Maden Haritaları. 26.08.2024 tarihinde
https://www.mta.gov.tr/v3.0/hizmetler/il-maden-haritalari adresinden alındı.
Mater, B. (1982). Urla Yarımadasında Arazinin Sınıflandırılması ile Kullanılışı Arasındaki İlişkiler. İstanbul: İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları.
Onur, I. (2007). Uzaktan algılama ve coğrafi bilgi sistemleri yöntemleriyle kıyı bölgelerde arazi örtüsü/arazi kullanımı
değişiminin izlenmesi ve analizi: Antalya - Kemer örneği. İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Jeodezi
ve Fotogrametri Mühendisliği Anabilim Dalı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Özdemir, M. A., Bahadır, M. (2008). Yalova ilinde arazi kullanımının zamansal değişimi (1992-2007). Coğrafya Dergisi, 17,
1-15.
Özdemir, M. A., Şenkul, Ç. (2011). İscehisar Havzası’nda arazi kullanımı ve sorunları. Doğu Coğrafya Dergisi, 12 (17), 111-
135.
Özerkmen, N. (2002). İnsan merkezli çevre anlayışından doğa merkezli çevre anlayışına. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-
Coğrafya Fakültesi Dergisi, 42 (1-2), 167-185.
Özşahin, E. ve Eroğlu, İ. (2018). Tekirdağ ilinin ekolojik koşullarına göre arazi kabiliyet sınıflandırması. Journal of Human
Sciences, 15 (2), 835-854. doi:10.14687/jhs.v15i2.4958
Öztürk, S., Tönük, G. U. ve Gülgün, B. (2014). Türkiye’de havza yönetimi ve yönetim planı yaklaşımları. Ziraat Mühendisliği,
(361), 59-63.
Sönmez, M. (2011). Adana şehrinin alansal gelişimi ve yakın çevresinin arazi kullanımında meydana gelen değişimler. Türk
Coğrafya Dergisi, 57, 55-69.
Su Yönetimi Genel Müdürlüğü. (2022). Sakarya Havzası nehir havza yönetim planı hazırlanması projesi stratejik çevresel
değerlendirme kapsam belirleme raporu. Ankara: Tarım ve Orman Bakanlığı.
Su Yönetimi Genel Müdürlüğü. (2023). Sakarya Havzanehir havza yönetim planı hazırlanması projesi stratejik çevresel
değerlendirme taslak raporu. Ankara: Tarım ve Orman Bakanlığı.
Şenel, A. (2006). İnsanlık Tarihi: Kemirgenlerden Sömürgenlere, Ankara: İmge Kitabevi.
Şengör, A. M. C., Yılmaz, Y. (1983). Türkiye’de Tetis’in evrimi: Levha tektoniği açısından bir yaklaşım. Ankara: Türkiye
Jeoloji Kurumu Yerbilimleri Özel Dizisi No: 1.
Taş, B. (2006). Tosya ilçesinde jeomorfolojik birimlerin arazi kullanımı üzerine etkileri. Coğrafi Bilimler Dergisi, 4 (1), 43-
66. doi:10.1501/Cogbil_0000000064
Göksu Çayı Havzası’nda (Sakarya Nehri Havzası) Arazi Kabiliyet Sınıflarına Göre Arazi Kullanımının (CORINE Sistemiyle) İncelenmesi
371
Taş, B. (2009). Sultandağı ilçesinde tarımsal arazi kullanımı ve planlama önerileri. Doğu Coğrafya Dergisi, 14 (22), 29-44.
Taş, B. (2010). Sandıklı ilçesinde arazi kullanımı ve planlama önerileri. Ankara: Ümit Ofset Matbaacılık.
Taş, B. ve Yakar, M. (2010). Afyonkarahisar ilinde yükselti basamaklarına göre arazi kullanımı. Coğrafi Bilimler Dergisi, 8
(1), 57-76. doi:10.1501/Cogbil_0000000107
Tatlı, B. (2005). Kur’ân’da “Dünya” ve “Arz” kelimelerinin kullanımı. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 46 (2),
259-265. doi:10.1501/Ilhfak_0000000022
Tuna, M. (2003). Toplum ve Çevre, İhsan Sezal (Ed.), Sosyolojiye Giriş içinde (363-393). Ankara: Martı.
Tuncer, K., Deniz, K. (2023). Yeşilova (Burdur) İlçesinde Arazi Kabiliyet Sınıflaması ve CORINE Verilerine Göre 2018 Yılı
Arazi Kullanım Özellikleri. Doğu Coğrafya Dergisi, 28 (49), 82-93. doi:10.5152/EGJ.2023.221430
TOPRAKSU (Toprak ve Su İşleri) Genel Müdürlüğü. (1978). Türkiye Arazi Varlığı - (Kullanma-Sınıflar-Sorunlar). Toprak
Etütler ve Haritalama Dairesi, Ankara.
TÜİK. (2012). Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçları / Belediye, köy ve mahalle nüfusları, 27.08.2024 tarihinde
https://biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=95&locale=tr adresinden alındı.
TÜİK. (2024, 6 Şubat). İl ve İlçelere Göre İl/İlçe Merkezi, Belde/Köy Nüfusu ve Yıllık Nüfus Artış Hızı, 07.08.2024 tarihinde
https://data.tuik.gov.tr/Kategori/GetKategori?p=nufus-ve-demografi-109&dil=1 adresinden alındı.
Türkan, O. (2021). Kentsel ve kırsal nüfus tespiti sorunu: Adana ve Osmaniye ili örneği. Coğrafi Bilimler Dergisi, 19 (2), 368-
404. doi:10.33688/aucbd.936093
Türkan, O. (2022). Kentsel ve Kırsal Nüfusun Tespiti Sorunu: Çankırı İli Örneği. Okan Türkan ve M. Murat Kale (Ed.), Çankırı
Coğrafya Araştırmaları II içinde (93-116). Ankara: Nobel Yayınevi.
Turner, B. L. ve Meyer, W. B. (1994). Changes in land use and land cover. W. B. Meyer, B. L. Turner (Eds.), Global land use
and land cover change: an overview (pp. 3-10). Chambridge UK: Chambridge University Press.
Tümertekin, E. ve Özgüç, N. (2015). Beşeri coğrafya: İnsan-kültür-mekân (15. Baskı). İstanbul: Çantay Kitabevi.
Uzun, M. ve Garipağaoğlu, N. (2022a). Göksu Çayı Havzası’nın (Sakarya Nehri Havzası) tehlike duyarlılık analizleri
kapsamında havza yönetimi. Ege Coğrafya Dergisi, 31 (2), 449-471. doi:10.51800/ecd.1160134
Uzun, M. ve Garipağaoğlu, N. (2022b). Mekânsal otokorelasyon ve kümeleme analizi yaklaşımı ile Göksu Çayı Havzası’nın
(Sakarya Nehri Havzası) bütünleşik ve sürdürülebilir havza yönetim modeli. rk Coğrafya Dergisi (81), 23-38.
doi:10.17211/tcd.1173420
Uzun, S. M. (2022). Sakarya Nehri Göksu Çayı Havzası’nın doğal ortam koşulları kapsamında sürdürülebilir havza yönetimi
ve planlaması. Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Coğrafya Anabilim Dalı, Basılmamış Doktora Tezi,
İstanbul.
Yazgan, Ç. Ü. (2010). Tarihi süreçte toplum-çevre ilişkileri ve çevre sorunlarının ortaya çıkışı. E-Journal of New World
Sciences Academy Humanities, 5 (2), 227-244.
ResearchGate has not been able to resolve any citations for this publication.
Article
Full-text available
Arazi kullanımı (AK) / arazi örtüsü (AÖ) değişikliğinin izlenmesini amaçlayan bu vaka çalışmasında, Türkiye’nin güneyinde yer alan ve kentleşme baskısı altında olan Mersin’de uygulama gerçekleştirilmiştir. 2000, 2006, 2012, 2018 ve 2022 yıllarına ait AK /AÖ veri seti kullanılarak arazi kullanımı 5 farklı sınıfa (“kıraç arazi”, “yerleşim yeri”, “bitki örtüsü”, “tarım alanı” ve “su kütlesi”) ayrılmış ve haritalar oluşturulmuştur. Bu haritalardan ikili karşılaştırma haritaları türetilmiş ve alansal değişimler grafikler ile sunulmuştur. Elde edilen bulgulara göre, 2000 yılından 2022 yılına gelindiğinde yerleşim yerinin (%69.26) önemli ölçüde artığı, tarım alanının (-%65.45) ise azaldığı tespit edilmiştir. Uygulama, çalışma alanındaki değişimleri, gelişme yön ve büyüklüğünü gözler önüne sermektedir. Sonuç olarak, kentleşme baskısı altında olan bölgede AK / AÖ değişikliğinin izlenmesi sürdürülebilir kent yönetimi için önemlidir. (The application was carried out in Mersin, which is located in the south of Turkey and is under the pressure of urbanization, in this case study, which intends to monitor land use (LU) / land cover (LC) change. Land use was classified into five categories using the LU / LC data set for the years 2000, 2006, 2012, 2018, and 2022 (“barren land”, “built-up area”, “vegetation”, “agriculture”, and “water body”). After that, the maps were generated. These maps were used to generate pairwise comparison maps, and graphs were used to depict areal changes. According to the findings, the built-up area (69.26%) increased significantly from 2000 to 2022, vegetation (%22.90) showed an increase, while the agricultural area (-65.45%), barren land (-%42.11), water body (-%20.99) decreased. The application indicates changes in the field of study, as well as the direction and scale of the development. As a result, monitoring the LU / LC change in the region under urbanization pressure is critical for sustainable urban management.)
Article
Full-text available
Bu çalışma, Edremit Çayı (Balıkesir) havzasında yükselti ve eğim özellikleri ile mevcut arazi kullanımı arasındaki ilişkinin belirlenmesi ve analizi amacıyla hazırlanmıştır. Çalışmanın hazırlık sürecinde öncelikle detaylı literatür taraması yapılmıştır. Sonraki aşamada inceleme alanına ait 1/25.000 ölçekli topografya haritaları kullanılarak gerekli altlık veriler hazırlanmış, eğim ve yükselti özelliklerini açıklayan haritalar oluşturulmuştur. Arazi kullanımı haritası, Arcmap/Basemap ile oluşturulmuş sonrasında Google Earth kullanılarak 2022 yılı verisine göre güncellenmiştir. Sonrasında eğim ve yükselti haritaları ile arazi kullanımı haritası kesiştirilerek dağılış analizleri yapılmıştır. Bu analizler sonucunda: 0 – 100 m yükselti aralığında tarımsal faaliyetlerin ve yerleşmelerin yoğunlaştığı, yükseltinin arttığı yerlerde ise orman ve çalı formasyonları ile kullanım dışı alanların arttığı tespit edilmiştir. % 0 ile 2 eğim aralığına sahip tam düzlük ve düzlük arazilerde tarımsal faaliyetler ve yerleşmelerin yoğun olduğu, eğimin arttığı alanlarda ise orman ve çalı formasyonu ile kullanım dışı alanların arttığı görülmüştür. Buna göre inceleme alanında arazi kullanımı ile eğim ve yükselti şartları arasında uyum vardır. Ancak özel ürün arazilerinin bir bölümü ve yerleşmelerin konumu doğal ortamdan yararlanma ve sürdürülebilir kalkınma planlanması bakımından problemlidir.
Article
Full-text available
Dünyada, doğal koşullar ve beşeri faaliyet etkileşiminin artması oluşum kökenleri, boyutları, etkileri farklılıklar gösteren çeşitli tehlike ve risklerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ayrıca doğal koşulların dinamik sürecine müdahale, yanlış planlama ve aşırı-yoğun kullanım sonucu farklı nedenlerle meydana gelen olaylar birçok alanda tehlikelerin dağılışını da etkiler. Havzalar ise meydana gelmesi muhtemel tehlikelerin ortadan kaldırılması ya da etkisinin azaltılması için yapılacak yönetim çalışmalarının ideal alanlarını oluşturmaktadır. Bu çalışmada belirtilen kapsamda İnegöl ve Yenişehir alt havzalarını içeren Göksu Çayı Havzası’nın tehlike duyarlılık analizleri açısından havza yönetimi incelenmiştir. Çalışmada, Analitik Hiyerarşi Süreci ile havzanın birçok değişkeninin kantitatif analizleri sonucu erozyon, heyelan, sel, taşkın, kuraklık, kaya düşmesi, orman yangını, fırtına ve antropojenik kaynaklı tehlike duyarlılık haritaları üretilmiştir. Analiz verileri, irtifa farkı ve eğim oranı fazla olan plato sahaları, vadiler, ova tabalarında tek kanal üzerinden drene olan akarsular ile sanayi, taş ocağı sahalarında tehlike duyarlılığının yüksek olduğunu göstermiştir. Elde edilen 10 farklı tehlike duyarlılık analiz verileri üzerinden havzanın en birden çok tehlikeye maruz kalabilecek alanlarını ortaya koymak amacıyla bulanık mantık yöntemi kullanılarak çoklu tehlike duyarlılık (multirisk) analizi yapılmıştır. Havzanın multirisk verisine göre, % 46’sı çok az, % 25’i az, % 18’i orta, % 8’i yüksek ve % 3’ü çok yüksek düzeyde tehlike duyarlılığına sahip alanları ihtiva eder. Multirisk açısından en tehlikeli alanları, İnegöl Ovası’nın güneyindeki plato sahası ile Yenişehir Ovası’nın kuzeyi, Bahçecik-Koyanlık Dere alt havzası, Göksu Çayı mansab alanı oluşturur. Yüksek irtifa farkı ve eğim değeri, bitki örtüsünün zayıflığı, litolojik birimlerin etkisi ve yoğun beşeri kullanım tehlikenin yüksek düzeyde olduğu alanlarının oluşmasındaki temel faktörlerdir. Çalışmada havzanın, 10 farklı tehlike duyarlılık analizi, multirisk verisi, fiziki ve beşeri coğrafya koşullarının ortak etkisinde incelenmesi ile tehlike duyarlılık kapsamında havza yönetimi için önerilerde bulunulmuştur.
Article
Full-text available
In this study, natural and human environment characteristics that are effective on the land use in the Hatip Stream Basin were evaluated. Hatip Stream is located within the borders of Ankara province and is one of the important river basins of Ankara. The aim of the study is to reveal the effects of natural and human environment characteristics on the land use throughout the basin and to offer solutions for the problems encountered. Throughout the study period, field observations and examinations were made in different years and in different parts of the basin. With the help of Geographical Information Systems, maps suitable for the purpose of the subject were produced, and the land use of the basin over the years was evaluated by using Remote Sensing techniques. While agricultural lands cover the largest area (15000 ha) in the Hatip Stream Basin, settlement areas cover the second largest area (13500 ha). This situation causes wrong land use in the basin and poses a threat to the future. The dense and irregular positioning of the settlement areas put pressure on agricultural and forest areas. It was observed that there is wrong land use throughout the basin, agricultural areas are established in unproductive areas, and forest areas are destroyed. In addition, it was determined that there is a population increase of approximately 100,000 in every five years in the basin. Considering this increase, it is predicted that the effect of population and settlement pressure on the lands will increase further in the coming years. In order to prevent wrong land use in the Hatip Stream Basin, a planning covering all land types in the basin is required. Land and soil loss should be prevented by considering geographical factors in the planning to be made.
Article
Full-text available
Doğal ve beşeri ortam koşullarının yoğun etkileşim halinde olduğu havzalarda birçok kapsamda çeşitli modellerle yönetim çalışmaları uygulanmaktadır. Bu araştırmanın amacı, coğrafi çeşitliliği, etkileşimleri ve potansiyel riskleri barındıran Göksu Çayı Havzası’nın farklı değişkenler üzerinden mekânsal otokorelasyon ve kümeleme analizine dayalı havza yönetim modelinin oluşturulmasıdır. Coğrafi Bilgi Sistemlerinin (CBS) etkin kullanıldığı çalışmada, deterministik, kantitatif, korelasyon ve dağılış analizi yöntemleriyle çok basamaklı sistematik oluşturulmuştur. Havzanın bütün coğrafi unsurlarını, etkileşimleri, doğal dinamik işleyiş yapısını ortaya koymak ve ilişkisel olarak kümelenme dağılışını oluşturmak için birçok parametrenin analizleri ile dört ana değişken (alt model) üretilmiştir. Ana değişkenler, jeomorfolojik uygunluk-elverişlilik, yağış akış, çoklu-risk ve arazi kullanım modellerinden oluşur. Her bir model karşılıklı olarak mekansal korelasyona tabi tutulmuş ve havzanın kümeleme analizi dağılış verisi üretilmiştir. Beş farklı kümenin tespit edildiği veri, sorun-risk potansiyeli ve sürdürülebilir-uygun kullanım potansiyeli açısından da analiz edilmiştir. Daha sonra dağılış verisi, Lokal Moran’s I-Anselin testi ve Getis-Ord Gİ istatistiği ile anlamlılık ve kümelenme açısından test edilmiştir. Analizlerden, havzanın yüksek çerçevesini oluşturan sahaların sürdürülebilir-uygun kullanım potansiyeline sahip kümelenme gösterdiği, İnegöl Ovası, Yenişehir kuzeyi ve Göksu Vadisi’nde sorun-risk potansiyeli yüksek kümelenmenin olduğu tespit edilmiştir. Havzada sürdürülebilirliğin sağlanması için, ekolojik sahaların korunması, sel, taşkın, erozyon, heyelan tedbirlerin arttırılması, akarsulardaki su kalitesinin kontrol edilmesi ve antropojenik baskı yoğunlaşmasının daha uygun alanlara yönlendirilmesi gerekmektedir.
Article
Full-text available
Land use is very important in terms of determining the relations between environment and human in Geographical researches. The changes in environmental with elevation affect the activities of human who is the most important user of earth. Afyonkarahisar province is located in a position where environmental conditions with elevation and also human activities indicate a change. Because of the differences of the opportunities belonging to each elevation zone, land use forms of human in each stage is different. The zone of 900-1300 m. is the most common in terms of land use density in Afyonkarahisar province. Settlements, farming and industry area are common between 900-1300 m. After 1300 m. the changes which affect human activities in environment started. While these changes caused the decreases in farming and industrial uses, the usage of woodland and grassland became important. Particularly, after 1400 m. woodland becomes important. This condition is related to the increasing precipitation. After 1600 m. settlements and human factor remove, natural factors determine the condition of land use. If the change of land use condition with elevation is considered in planning applications toward Afyonkarahisar province, a new perspective for plannings can come. If existing land use condition in each elevation zone is analysed in a detailed form, human can protect and use environment in the best form
Article
Full-text available
Sultandağı district, to take place in west of Central Anatolia region, Konya subregion. Sultandağı also bound up to Afyonkarahisar province. Sultan Mountains give up district's name, where place in south of district. In spite of south, north part of district is comparatively smoothness. Due to natural environmet differences between north and south part of district, appear land use changes. Especially agricultural land use, affect on this natural environment. Economical activity in Sultandağı district, propped up agriculture and animal husbandary. In this study, giving up actual land use, agricultural land use and planning suggestions for Sultandağı district.