ChapterPDF Available

Futbolun Görsel Dili: Logolar ve Markalaşma Stratejileri

Authors:

Abstract

Sürdürülebilirlik kavramı, son yıllarda spor yönetimi dünyasında giderek daha fazla önem kazanan bir yaklaşım haline gelmiştir. Spor kuruluşlarının, kulüplerin ve organizasyonların sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi hem çevresel hem de sosyal ve ekonomik açıdan geleceğin spor dünyasını güvence altına almak için kritik bir rol oynamaktadır. Sporda sürdürülebilirlik, yalnızca doğrudan çevre dostu uygulamaları değil, aynı zamanda sporun toplumsal etkilerini, etik değerlerini ve ekonomik boyutlarını da kapsar. Bu kapsamda, spor organizasyonlarının uzun vadeli stratejiler geliştirmesi ve sürdürülebilirlik hedefleri belirlemesi kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelmiştir. Sporda sürdürülebilirlik, üç temel bileşen üzerinde şekillenir: çevresel, sosyal ve ekonomik. Çevresel sürdürülebilirlik, spor tesislerinin enerji tüketimini azaltmak, çevre dostu teknolojiler kullanmak ve etkinliklerdeki karbon ayak izini minimuma indirmek gibi stratejilerle sağlanabilir. Sosyal sürdürülebilirlik, sporun toplum sağlığına katkı sağlaması, gençleri spora teşvik etmesi ve toplumda eşitlikçi bir yapı oluşturulması gibi hedefleri içerir. Ekonomik sürdürülebilirlik ise sporun ticari yönlerini ele alarak, kulüplerin ve organizasyonların finansal olarak ayakta kalabilmelerini, gelir kaynaklarını çeşitlendirmelerini ve rekabet gücünü koruyabilmelerini sağlar. Bu noktada, nitel araştırmalar sporda sürdürülebilirlik uygulamalarının anlaşılmasında ve geliştirilmesinde önemli bir araç olarak öne çıkar. Niteliksel araştırma yöntemleri, spor yönetiminde sürdürülebilirliğin farklı boyutlarını derinlemesine incelemeyi mümkün kılar. Katılımcı gözlemi, mülakatlar, vaka incelemeleri ve doküman analizi gibi nitel yöntemler, spor organizasyonlarının sürdürülebilirlik uygulamalarının iç dinamiklerini daha iyi anlamamıza olanak tanır. Nitel araştırmalar sayesinde, spor yönetiminde hangi sürdürülebilirlik stratejilerinin etkili olduğu, bu stratejilerin nasıl uygulanabileceği ve hangi sorunların üstesinden gelinmesi gerektiği gibi sorulara yanıt bulunabilir. Örneğin, bir spor kulübünün çevre dostu uygulamalarını inceleyen bir nitel araştırma, yönetim kararları ve toplumsal algı arasındaki ilişkiyi daha iyi ortaya koyabilir. Benzer şekilde, bir spor organizasyonunun sosyal sorumluluk projelerinin nasıl toplumsal değişime katkı sağladığını anlamak için de niteliksel yöntemler kullanılabilir. Bu tür çalışmalar, sürdürülebilirlik alanında mevcut pratikleri iyileştirmenin yanı sıra, spor dünyasında uzun vadeli bir değişim yaratmanın temelini oluşturur. Sonuç olarak, sporda yönetim süreçlerine sürdürülebilirlik anlayışının entegre edilmesi, sporun geleceği için hayati bir önem taşımaktadır. Bu sürecin etkili bir şekilde yürütülmesi ise, nitel araştırmaların sunduğu derinlemesine analizlerle desteklenebilir. Sunumumuzda, bu konulara detaylı bir şekilde değinerek, sporda sürdürülebilirlik ve nitel araştırmaların nasıl bir araya geldiğini tartışacağız. Bu kitapta birbirinden değerli araştırmalarla daha sürdürülebilir spor yönetimi ve sporda nitel araştırmaları ele aldığımız bu bilimsel araştırma kitabında 4 farklı üniversiteden 8 bölüm bulunmaktadır. Ayrıca bu kitap Sürdürülebilir Spor ve Niteliksel Araştırmalar Serimizin ilk kitabını oluşturmaktadır. Alan yazına bilimsel olarak büyük anlamlar katacak bir araştırma kitabı olması temennisiyle.
Sürdürüleblr Spor ve Ntelksel Araştırmalar Sers 1
Spor Yönetmnde
Sürdürüleblrlk ve Ntel
Araştırmalar
Editörler
Serhat ÖZBAY
Murat TURAN
İnci Seçkin AĞIRBAŞ
Spor Yönetiminde Sürdürülebilirlik ve Nitel Araştırmalar
Sustainability and Qualitative Research in Sport Management
Editörler: Serhat ÖZBAY • Murat TURAN • İnci Seçkin AĞIRBAŞ
Language: Turksh
Publcaton Date: 2024
Cover desgn by Mehmet Çakır
Cover desgn and mage lcensed under CC BY-NC 4.0
Prnt and dgtal versons typeset by Çzg Medya Co. Ltd.
ISBN (PDF): 978-975-447-926-3
DOI: https://do.org/10.58830/ozgur.pub485
Suggested ctaton:
Özbay, S. (ed), Turan, M. (ed), Ağırbaş, İ. S. (ed) (2024). Spor Yönetmnde Sürdürüleblrlk ve Ntel
Araştırmalar. Özgür Publcatons. DOI: https://do.org/10.58830/ozgur.pub485. Lcense: CC-BY-NC 4.0
e full text of ths book has been peer-revewed to ensure hgh academc standards. For full revew polces, see
https://www.ozguryaynlar.com/
Publshed by
Özgür Yayın-Dağıtım Co. Ltd.
Certfcate Number: 45503
15 Temmuz Mah. 148136. Sk. No: 9 Şehtkaml/Gazantep
+90.850 260 09 97
+90.532 289 82 15
www.ozguryayınlar.com
nfo@ozguryaynlar.com
s work s lcensed under the Creatve Commons Attrbuton-NonCommercal 4.0 Internatonal
(CC BY-NC 4.0). To vew a copy of ths lcense, vst https://creatvecommons.org/lcenses/by-nc/4.0/
s lcense allows for copyng any part of the work for personal use, not commercal use, provdng
author attrbuton s clearly stated.
iii
Ön Söz
Sürdürülebilirlik kavramı, son yıllarda spor yönetimi dünyasında giderek
daha fazla önem kazanan bir yaklaşım haline gelmiştir. Spor kuruluşlarının,
kulüplerin ve organizasyonların sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi hem
çevresel hem de sosyal ve ekonomik açıdan geleceğin spor dünyasını güvence
altına almak için kritik bir rol oynamaktadır. Sporda sürdürülebilirlik,
yalnızca doğrudan çevre dostu uygulamaları değil, aynı zamanda sporun
toplumsal etkilerini, etik değerlerini ve ekonomik boyutlarını da kapsar. Bu
kapsamda, spor organizasyonlarının uzun vadeli stratejiler geliştirmesi ve
sürdürülebilirlik hedefleri belirlemesi kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelmiştir.
Sporda sürdürülebilirlik, üç temel bileşen üzerinde şekillenir: çevresel,
sosyal ve ekonomik. Çevresel sürdürülebilirlik, spor tesislerinin enerji
tüketimini azaltmak, çevre dostu teknolojiler kullanmak ve etkinliklerdeki
karbon ayak izini minimuma indirmek gibi stratejilerle sağlanabilir. Sosyal
sürdürülebilirlik, sporun toplum sağlığına katkı sağlaması, gençleri spora
teşvik etmesi ve toplumda eşitlikçi bir yapı oluşturulması gibi hedefleri içerir.
Ekonomik sürdürülebilirlik ise sporun ticari yönlerini ele alarak, kulüplerin
ve organizasyonların finansal olarak ayakta kalabilmelerini, gelir kaynaklarını
çeşitlendirmelerini ve rekabet gücünü koruyabilmelerini sağlar.
Bu noktada, nitel araştırmalar sporda sürdürülebilirlik uygulamalarının
anlaşılmasında ve geliştirilmesinde önemli bir araç olarak öne çıkar.
Niteliksel araştırma yöntemleri, spor yönetiminde sürdürülebilirliğin farklı
boyutlarını derinlemesine incelemeyi mümkün kılar. Katılımcı gözlemi,
mülakatlar, vaka incelemeleri ve doküman analizi gibi nitel yöntemler, spor
organizasyonlarının sürdürülebilirlik uygulamalarının iç dinamiklerini daha
iyi anlamamıza olanak tanır. Nitel araştırmalar sayesinde, spor yönetiminde
hangi sürdürülebilirlik stratejilerinin etkili olduğu, bu stratejilerin nasıl
uygulanabileceği ve hangi sorunların üstesinden gelinmesi gerektiği gibi
sorulara yanıt bulunabilir.
Örneğin, bir spor kulübünün çevre dostu uygulamalarını inceleyen bir
nitel araştırma, yönetim kararları ve toplumsal algı arasındaki ilişkiyi daha
iyi ortaya koyabilir. Benzer şekilde, bir spor organizasyonunun sosyal
sorumluluk projelerinin nasıl toplumsal değişime katkı sağladığını anlamak
için de niteliksel yöntemler kullanılabilir. Bu tür çalışmalar, sürdürülebilirlik
iv
alanında mevcut pratikleri iyileştirmenin yanı sıra, spor dünyasında uzun
vadeli bir değişim yaratmanın temelini oluşturur.
Sonuç olarak, sporda yönetim süreçlerine sürdürülebilirlik anlayışının
entegre edilmesi, sporun geleceği için hayati bir önem taşımaktadır. Bu
sürecin etkili bir şekilde yürütülmesi ise, nitel araştırmaların sunduğu
derinlemesine analizlerle desteklenebilir. Sunumumuzda, bu konulara detaylı
bir şekilde değinerek, sporda sürdürülebilirlik ve nitel araştırmaların nasıl bir
araya geldiğini tartışacağız.
Bu kitapta birbirinden değerli araştırmalarla daha sürdürülebilir spor
yönetimi ve sporda nitel araştırmaları ele aldığımız bu bilimsel araştırma
kitabında 4 farklı üniversiteden 8 bölüm bulunmaktadır.
Ayrıca bu kitap Sürdürülebilir Spor ve Niteliksel Araştırmalar Serimizin
ilk kitabını oluşturmaktadır.
Alan yazına bilimsel olarak büyük anlamlar katacak bir araştırma kitabı
olması temennisiyle...
v
İçindekiler
Bölüm 1
Türk Spor Altyapısının Gelişimde Turnuvaların Önemi: Türkiye Tenis
Federasyonu Örneği 1
Vahdet Alaeddinoğlu
Bölüm 2
Spor Alt Yapısının Oluşturulmasında Okul Öncesi Dönemde Beden Eğitimi ve
Spor Öğretmenin Rolü 25
Abdullah Yıkılgan
M. Haluk Sivrikaya
Bölüm 3
Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar 43
Neslihan Kandil
Davut Budak
Bölüm 4
Sporun Sürdürülebilirlik ve Dijital Teknoloji Üzerindeki Rolü: Bibliyometrik
Bir Analiz 83
Şükran Dertli
Muhammet Emin Dertli
Bölüm 5
Futbolun Görsel Dili: Logolar ve Markalaşma Stratejileri 107
Gökhan Aydın
Gökçer Aydın
vi
Bölüm 6
Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Spor Ve Farklı Değişkenlere Göre
Teknoloji Bağımlılık Düzeylerinin Kariyer Kararları Üzerine Etkilerinin
İncelenmesi (Bayburt Üniversitesi Örneği) 121
Yusuf Kaygusuz
İnci Seçkin Ağırbaş
Bölüm 7
Spor İçerik Analizinde Nicel ve Nitel Yaklaşımlar 143
Süleyman Ulupınar
Serhat Özbay
Bölüm 8
Spor Endüstrisinde Finansal Yapılar ve Stratejiler: Sürdürülebilirlik Ve
Ekonomik Büyüme 161
Muhammet Mavibaş
1
Bölüm 1
Türk Spor Altyapısının Gelişimde Turnuvaların
Önemi: Türkiye Tenis Federasyonu Örneği
Vahdet Alaeddinoğlu1
Özet
Bu araştırmanın amacı, Türkiye Tenis Federasyonunun 2023 yılında yapmış
olduğu turnuva organizasyonları ve sportif faaliyetlerinin detaylı bir şekilde
incelenmesidir. Türkiye Tenis Federasyonu; Türk Tenisinin hem politik hem
bürokratik hem de sportif yapılanmasını yöneten ve uluslararası arenada
temsil gücü olan en üst kuruluştur. Tenis sporunun gelişmesi için politikalar
üretir ve bu politikaların ülkenin her tarafında eşit bir şekilde uygulanmasını
sağlar. Ayrıca ülkedeki bütün antrenörlerin eğitilmesi ve gelişimlerinin takip
edilmesi için ilgili kurullar vasıtasıyla plan ve programlar düzenler. Federasyon
başkanları 4 yılda bir seçimle başına gelir ve yönetim kurullarıyla ilgili
federasyonu yönetir.
Bu araştırma, nicel bir araştırma desenine göre betimlenmiştir. Araştırmaya
Türkiye Tenis Federasyonu İ-Kort sisteminden 1 Ocak 2023 30 Aralık
2023 tarihleri arasında yapılan ulusal düzeyde ki turnuvalar incelenmiş ve
bu turnuvalara katılan sporcu sayıları, iller, yaş kategorilerine göre turnuvalar
istatistikleri şeklinde betimlenmiştir. Araştırmada veri kaynakları İ-kort
sisteminden elde edilmiştir. Araştırma sonucunda elde edilen veriler betimsel
analiz ile değerlendirilmeye alınmış elde edilen veriler frekans, yüzde ve
bunlara dayalı grafiksel şekillerle veriler ortaya konmuştur.
Sonuç olarak Türkiye Tenis Federasyonu, 2023 yılında 350 ulusal turnuva
düzenlemiş olup bu turnuvalara 57000 sporcu katılım gerçekleştirmiştir. Yaş
Kategorilerine göre 18+ üstü kategori turnuva katılımcı sayısı 33706 (%59)
ile ilk sırada gelirken 8-9-10 yaş kategorisinde 10922 (%19) ile ikinci sırada
yer almıştır. Yine elde edilen verilere göre 1674 sporcunun katılım sağladığı
16 yaş (%3) kategorisinde ki sporcu ile en düşük katılım sayısı elde edilmiştir.
Turnuvaların illere göre dağılımına göre ise İstanbul 82 organizasyon ile ilk sırada
yer alırken İzmir 46 turnuva ile 2. Sırada yer almıştır. Afyonkarahisar, Elâzığ,
1 Atatürk Üniversitesi, v.alaeddinoglu@atauni.edu.tr, https://orcid.org/0000-0001-8432-0105
https://doi.org/10.58830/ozgur.pub485.c2005
2 | Türk Spor Altyapısının Gelişimde Turnuvaların Önemi: Türkiye Tenis Federasyonu Örneği
Iğdır ve Van tek turnuva ile federasyonun organizasyonunda yer almışlardır.
Ayrıca birkaç olimpik federasyon organizasyonu ile karşılaştırıldığında ise
Atletizm federasyonu 85 (%17) ulusal organizasyon gerçekleştirdiği, karate
federasyonu 11 (%2) ulusal organizasyon gerçekleştirdiği, Badminton
Federasyonu 20 (%4) organizasyon gerçekleştirdiği, Masa Tenisi
Federasyonu ise 21 (%4) organizasyon gerçekleştirdiği görülmüştür. Türkiye
tenis Federasyonu Türkiye’de özerk federasyonlar içeresinde en fazla ulusal
ve uluslararası organizasyonu gerçekleştirerek Türk Spor tarihinin en fazla
organizasyon yapan federasyonu niteliği kazanmıştır.
GİRİŞ
Spor federasyonları, bir ülkenin spor altyapısını geliştirmede ve sportif
başarının oluşmasında bel kemiği konumundadır. Spor kulüpleri spor
altyapısının temelini oluştururken federasyonlar bu sistemin sistematik
bir şekilde yönetilmesini sağlayan özerk yapıda bir kuruluştur. Sorumlu
oldukları spor dallarının kurallarının belirlenmesi, uluslararası standartlarda
gelişimlerini sağlanması, ulusal ve uluslararası hakemlerin yetiştirilmesi,
sporcular ve antrenörlerin eğitim programlarının düzenlenmesi gibi birçok
faktörün plan ve program çerçevesinde yürütülmesini sağlayan en üst
statüdeki kamu kuruluşu olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’de Gençlik
ve Spor Bakanlığına bağlı 63 federasyon bulunmaktadır (Spor Hizmetleri
Genel Müdürlüğü, 2024). Bu araştırmada Türkiye Tenis Federasyonu’nun
2023 yılında düzenlemiş olduğu turnuva planlaması ve takvimine göre yapılan
organizasyonları değerlendirerek bir sistematiğe göre ele alınmıştır (Sunay,
2003). Ülkemiz gibi birçok ülkede spor federasyonları ülke sporunun taban
yayılmasında, spor politikasının uygulanmasında ve sporun gelişmesinde en
önemli kamu kuruluşları arasında yer alır. Günümüzde birçok Avrupa ülkesi
eyalet sistemiyle yönetildiği için spor federasyonlarının yapısı eyaletlere
düzenlemektedir. Ve küçük sistemler bir bütünü tamamlayan yapısal
tamamlayıcı olarak başarıyı da beraberinde getirmektedir (Schulz, Parensen,
& Schlesinger, 2023). Ancak ülkemizde eyalet sistemi olmadığı için illere
göre organizasyonlar yapılmakta ve illerin spor tesislerine göre faaliyetlerin
yoğunluğu değişim göstermektedir. Bazı durumlarda federasyonlar tesislere,
ilerin bürokratik gelişimlerine ve illerin sportif lisanslı sporcu sayısına göre
organizasyonlarını gerçekleştirmektedirler. Türkiye tenis Federasyonu son 15
yıllık yönetim sistemiyle Tenis sporunu yaygınlaştırma adına ülkenin doğu
illerinde birçok ulusal ve uluslararası organizasyon gerçekleştirerek sportif
gelişimi zirveye taşımıştır (Kishalı, Alaeddinoğlu, & Dal, 2021). Özellikle
daha önceki senelerde adı terörle anılan illerde yapılan organizasyonlar
tenisin herkesim tarafından sevilmesini sağlamıştır. Bunun yanı sıra doğu
ve güneydoğu illerinde 600 sporcunun katılımıyla 14 yıldır gerçekleştirilen
Vahdet Alaeddinoğlu | 3
Doğu ve Güneydoğu ligi ülke tarihinin en büyük katılımlı liglerinden birini
gerçekleştirmiştir. Ayrıca uluslararası Cudi Cup, Akdamar Cup, Ağrı dağı Cup,
Erzincan ITF Juniour Cup, Elâzığ Cup gibi organizasyonlarda federasyon
yapısının ne denli sistematik bir ilerlemeye sahip olduğunu göstermektedir
(Küden, 2024), (Türkiye Tenis Federasyonu, 2024). Bu açıdan bakıldığı
zaman federasyonlarının bir ülkede spor altyapısının gelişiminde en önemli
yapı taşıdır. Spor federasyonları; spor dalının yönetimi, kural ve standartları
uluslararası normlara göre düzenleme, turnuva organizasyonları, hakem
ve antrenörlerin eğitimi gibi birden fazla misyonun gerçekleştirilmesinden
sorumlu özerk yapılardır. Ayın zamanda federasyonlar Spor Bakanlığı
kanun ve yönetmeliklerine göre sporcuların lisanslama faaliyetlerini de
yürütmektedirler. Spor altyapısının gelişimi, ilgili sportif faaliyetler kadar
tüm fiziksel ve organizasyonel yapıları da içermektedir. Bu durum içerisinde
spor tesisleri, antrenör eğitimleri, milli takımlara alt yapı gelişimleri, beceri
geliştirme programları ve spor altyapısının niteliksel ve niceliksel gelişimleri
için performans desteğini de içermektedir. Spor federasyonları temelde ilgili
spor dalının geliştirmenin yanı sıra spor bakanlığının da sportif gelişim
ve yaygınlaştırma politikalarını da birlikte yürütmekle yükümlüdürler
(Devecioğlu, Çoban, & Karakaya, 2011). Dolaylı olarak ta fiziksel aktiviteyi
teşvik etmek ve obeziteyle mücadele de etkin görevler almaktadır (Gençoğlu,
Demir, & Demircan, Sporda Beslenme ve Ergojenik Destek Ürünleri: Bir
Geleneksel Derleme, 2021). Ekonomik anlamda da yapılan organizasyonlar
yerelde ekonomik ve turizm getirileri de sağlamaktadırlar. Ülkemizde sportif
faaliyetleri federasyonlar marifetiyle Spor Bakanlığının koordinesinde
gerçekleştirilmektedir. Ayrıca sportif disiplini, takım çalışması ve spor
altyapısı için gençlerin ve çocukların bütünsel bir gelişimini de desteklemek
gibi görevleri üstlenmektedirler (Gençoğlu & Namlı , 2020). Hem ulusal
hem de uluslararası organizasyonlarda ülkeyi temsil etmek ve Avrupa, Dünya
ve Olimpiyatlar gibi organizasyonlara sporcu altyapısının hazırlanmasında
da en üst düzeyde yetkili birimlerdir (Aydın, Modern Yaz Olimpiyat
Oyunlarında Türkiye: Sidney’den Tokyo’ya, 2023). Maddeler halinde spor
federasyonların genel görevlerine bakacak olursak;
Sporun yaygınlaştırılması ve Toplumsal Yaygınlaştırılması: Spor
federasyonlarının en baştaki görevleri arasında spor kültürünün
yaygınlaştırılması, sporu teşvik etmek, halkın bütün kesimlerine spor
dalını tanıtmak ve teşvik edilmesini sağlamaktır. Daha geniş kitlelere
ulaşan spor dalının altyapısının da genişlemesi mümkün olmaktadır.
İnsan kaynakları yönetiminin en önemli unsuru olan ülkede ki genç ve
dinamik nüfusun etkin ve nitelikli olarak yönlendirilmesini sağlamak
ülkedeki sportif kültürünü geliştirilmesi ilgili spor dalının gelişimini de
paralel olarak ilerletmektedir (Güler & Arıkan, 2023), (Yiğit, 2019).
4 | Türk Spor Altyapısının Gelişimde Turnuvaların Önemi: Türkiye Tenis Federasyonu Örneği
Uluslararası Kural ve Standartların Belirlenmesi: Ülke spor
federasyonları uluslararası spor federasyonları tarafından belirlenen
ve o spor dalının daha izlenme keyfine sahip olmasını sağlayan
düzenlemelerde dahil olmak üzere spor dalının aksayan yönlerini ele
alarak üye olan ülkelerin spor federasyonları aracılığıyla ülkelerde
uygulanmasını sağlamakla görevlidirler. Bunun yanı sıra uluslararası
standartların hem hakemler hem de antrenörler tarafından
benimsenmesi için eğitimler ve gelişim programları düzenlerler
(Colakoğlu, Özbey, & Doğan, 2022).
Eğitim ve Gelişim Programları: Federasyonlar ülke spor gelişimine
katkı sunmak amacıyla belirli periyotlarla antrenör, hakem, sporcu
ve kulüp yöneticilerine yönelik eğitim programları düzenlerler.
Bu eğitimlerde amaç ülke standartlarının yükseltilmesi ve sporcu
kalitesinin de artırılmasıdır. Özellikle sporcu altyapısını güçlendirmek
amacıyla da antrenör eğitimleri burada ön plana çıkmaktadır (Avcı,
2013), (Uyar & Sunay, 2019).
Lisans İşlemleri ve Denetlenmesi: Spor federasyonları Spor
Bakanlığı tarafından ülke sporunun yönetilmesinde en üst birim ve
tek yetkili birim olarak kabul edildiğinden bir sporcunun yarışma ve
organizasyonlara katılabilmesi ve resmi olarak derece alması ilgili spor
dalının lisans işlemlerinin tamamlanmasına bağlıdır. Gençlik ve Spor
İl Müdürlüğü sicil lisans birimi tarafından akredite edilen sporcular
ilgili federasyon tarafından da onaylanarak sporcuların durumları
denetlenmiş olacaktır (Ersöz & Alagöz, 2019).
Doping Önlenmesi ve Etik Değerlerde Sporcu Yetiştirilmesi: Spor
federasyonları sadece başarılı sporcular değil aynı zamanda uluslararası
etik değerlere sahip sporcularında yetiştirilmesinden sorumludur.
Düştüğü zaman sporcunun elinden tutabilen yada yenildiği zamanda
bunu kabullenebilen sporun adil bir oyun olması için elinden gelebilen
her şeyi yapabilen sporcular için özel programlar yetiştirilmesini
sağlamak ülke spor değerinin artırılması da federasyonların asli
görevleri arasında yer almaktadır (Sivrikaya & Biricik, 2019).
Kulüplerin ve Sporcuların Finansal Destekler: Özellikle sporun
ülkenin her tarafına eşit bir şekilde yaygınlaştırılması amacıyla
spor federasyonları mevcut imkanlarını efektif ve etkili bir şekilde
kullanılmasını sağlamak için bütçeleri dahilinde kulüp desteklerini eşit
miktarda destek sağlama görevini de üstlenmektedir. Bunun yanı sıra
özel kurum ve kuruluşlardan da sponsor desteklerini de sağlayarak
Vahdet Alaeddinoğlu | 5
ilgili spor dalının gelişimi için harcamaları için denetim görevini de
üstlenirler (Erkin, 204).
Spor Altyapısı İçin Gelişim Havuzu Oluşturma: Özellikle ilgili
spor dalının gelişimini sağlamak amacıyla ülkenin her yanında özel
yetenek seçimi programları ve gelişim programlarını düzenlemek
federasyonların asli görevleri arasındadır. Ayrıca mevcut tesisleri en
elverişli hale getirerek spor dalının tesisleşmesi konusunda önleyici
hizmetler arasında görev almasını sağlamak federasyonların ilk ve en
önemli görevleri arasında yer almaktadır. Özellikle sporcu havuzunun
alt yapıda geniş tutulması sporun gelişim temellerinin de net bir şekilde
oluşturulmasını sağlayacaktır. Ayrıca ülke sınırları içerisinde bütün
antrenörlerin ortak bir eğitim programında birleştirilmesi başarının da
şekillenmesinde iyi bir uygulama olacaktır. Çünkü alt yapı eğitimlerini
veren antrenörlerin başarılı gelişimleri ülke standartlarını üst seviyeye
çıkaracaktır (Sözen & Sunay, 2010), (GSB/2024-2028 Stratejik Planı,
2024).
Ulusal ve Uluslararası Temsilde Başarılı Sporcuların Yetiştirilmesi:
Spor federasyonları uluslararası temsilde tek yetkili kuruluşlardır.
İlgili spor federasyonları uluslararası spor federasyonları birliği
yaparak sporun gelişimine destek sağlamaktadır. Başarılı sporcuların
hem akademik hem de sportif başarıları desteklenmesi alt yapıdan
gelen sporcuları, antrenörleri, aileleri ve kulüpleri de özendirerek daha
başarılı sporcuların yetiştirilmesi için özendirici bir özellik taşımaktadır.
Özellikle uluslararası arenada gösterilen başarı ülkede yaşayanların o
spor dalına ilgisinin artmasına neden olmaktadır. Örneğin Voleybol
spor dalında son yıllarda elde edilen başarılar spor dalının daha da
yaygınlaşmasında kolaylaştırıcı rol oynamaktadır. Spor federasyonları
uluslararası çerçevede kazandıkları başarıları kamuoyunu oluşturmada
da etkili olacaktır. Çünkü her elde edilen başarı gerek basın gerekse
sosyal medyada daha çok etkileşim alacaktır (Kıyıcı & Alaeddinoğlu,
2022).
Turnuva Yönetimi ve Organizasyonlar: Federasyonlar, sporcuların adil
bir şekilde yarışabilecekleri turnuva organizasyonları ile sporcuların
gelişimlerini destekleyebileceklerdir. Özellikle sporcuların eşit şartlarda
yarıştıkları müsabaka organizasyonları düzenlemekle yükümlüdürler.
Özellikle fırsat eşitliği bağlamında ülkenin her yerinde uluslararası
normlara göre organizasyonlar yapmak sporun görünürlüğünü ve
federasyonun tanınırlığını artıracak bir araç olacaktır (Veltri, Miller,
& Harris, 2006).
6 | Türk Spor Altyapısının Gelişimde Turnuvaların Önemi: Türkiye Tenis Federasyonu Örneği
Spor federasyonları kar maçı gütmeyen yarı özerk yapıdaki kuruluşlardır.
Ülkede yaşayan insanların sportif yönelimlerini belirleyen politika ve
vizyonel yapılarından dolayı sporun için çok önemli bir yapı taşıdır (Aygün,
An Investigation of Sport Management: A Bibliometric Analysis (1979-
2022), 2023). Ayrıca ana sorumlulukları altında yer alan akredite olan spor
kulüplerinin temel ihtiyaç ve malzemelerle desteklemek te federasyonların asli
görevleri arasında yer almaktadır (Songün, Katkat, & Budak, 2015). Her ne
kadar federasyonlar bir ülke için çok büyük misyonlara sahip olsalar da her
kurum gibi sınırlı kaynağa sahiptirler. Mevcut imkanların optimum seviyede
kullanılmasını ve ülkenin her yanına eşit miktarda sporun yaygınlaştırması
sağlamak için kaynak yaratmak durumundadırlar. Bu durumlarda en etkili
çözüm genelde sponsorluk desteğini geniş ve yaygın bir ağla yürütmek
zorunlulukları bulunmaktadır (Aydın, 2023). Mevcut şartlarda en basit
bir spor organizasyonunun bile belirli bir bütçeyle gerçekleştirilecek
olmasından dolayı bazı federasyonla bu yükün altından kalkmaları mümkün
olmamaktadır. Çözüm olarak organizasyon sayısını azaltmada ya da gerekli
değilse organizasyonları yapmamakta görmektedirler. Sporun altyapısını
kulüpler oluştururken bu kulüplerin yönetilmesi ve organize edilmesi
görevini ise spor federasyonları marifetiyle gerçekleştirilmektedir (Cho, Tan,
& Bairner, 2024).
Sonuç olarak spor federasyonları, ülke sporunun gelişmesi ve
yaygınlaşmasında en önemli kurumsal yapılardır. Sporun alt yapı gelişiminde
üzerine birçok sorumluluk yüklenen federasyonlar kısıtlı imkanlarla başarılı
çalışmalar yürütebilmektedirler. Özellikle akredite olan en az 200 kulüp
gibi bir yapının varlığından dolayı ülkenin her alanına hizmeti götürme
misyonları bulunmaktadır. Günümüzde futboldan sonra en çok sevilen spor
dalları arasında yer alan Tenis sporu için özel bir araştırma konusu yapılması
ve yapılan araştırmanın çarpıcı sonuçlarını vurgulama adına önemli bir
durum yaratacaktır. Alanda amatör spor dalları arasında üzerine en çok
tez yazılabilen bir spor dalı olan Tenis sporunun yıllık faaliyet programına
bağlı olarak düzenlediği turnuva organizasyonları spor dalının yaygınlığını
vurgulamamız adına önemli sonuçlar ortaya koymaktadır.
Gençlik ve Spor Bakanlığı 82.737 personeliyle ülkenin gençlik ve spor
alanında çalışan en etkili kamu kurumları arasında yer almaktadır. TİCİ
dönemiyle başlayan günümüzde ise Spor Bakanlığı olarak faaliyetlerine
devam eden bu kuruluş Bakanlık ve taşra teşkilatı olarak ülke sporunun
politik anlamda en yetkili kurumu konumundadır. İlgili kurum çalışma ve
faaliyetlerini kanunlar çerçevesinde yürütmektedir. Ayrıca Spor bakanlığı
bağlı kurum ve kuruluşlarla da faaliyetlerin uluslararası norm ve standartlarla
yürütülmesinde asli kuruluş olmaktadır. Ayrıca son yıllarda Kredi Yurtlar
Vahdet Alaeddinoğlu | 7
Kurumunun bağlanmasıyla sporun sadece gençler için değil bütün kesimlerde
yaygınlaştırılmasında etkin ve verimli bir kamu hizmeti sunmaktadır
(Alaeddinoğlu, 2024). Ulusal ve Uluslararası organizasyonlardan alınan
başarı ve deneyimlere bağlı olarak kamusal alanda en güçlü etkiye sahip
kurumun bazı bürokratik yapılardan dolayı da diğer bakanlıklarla çakışma
durumları da söz konusu olmaktadır (GSB/2024-2028 Stratejik Planı,
2024). Gençlik ve Spor Bakanlığı Teşkilat Şemasını sistematik olarak aşağıda
belirtilmiştir.
Grafik 1: Gençlik ve Sor Bakanlığı Teşkilat Şeması
(Gençlik ve Spor Bakanlığı, 2024).
Spor bakanlığı ülkemizde performans ve rekreatif amaçlı katılan her yaşta
bireyin, sporun içerisinde güvenli ve ilgili spor dalının teknik bilgilerini
bilen eğitimcilerin eğitilmesi için kanunlar çerçevesinde usul ve esaslara
belirlemektedir (Turan, 2021). Özellikle 3289 sayılı kanun kapsamında
federasyonların görev sorumlulukları bakanlıkla paylaşılmaktadır. Özellikle
ülkenin antrenör ihtiyacı doğrultusunda federasyonların görüşüne bağlı
olarak bakanlık tarafından belirlenen bir takvimde gerçekleştirilmektedir
(Erten, 2006). Bir antrenör eğitim programında adaylardan en az asgari
düzeyde lise mezuniyeti şartı aranmaktadır. Özellikle ilgili spor dalının
gerektirdiği sağlık şartlarını taşımaları da beklenmektedir. Ayrıca taksirli
suçlar haricinde 1 yıl ve üstünde ceza almaları da antrenörlük vasfı için aranan
şartlardandır. Bunun yanı sıra 18 yaş üstünde olmaları da adaylarda aranan
şartlar arasındadır. Tem antrenörlük eğitimi ülkemizde beş kademeden
oluşmaktadır. Her kademe antrenörlük belgesi bir önceki alınan belge üzerine
kurgulanmaktadır. Adaylar 1. Kademe yardımcı antrenörlük ile başlayan
8 | Türk Spor Altyapısının Gelişimde Turnuvaların Önemi: Türkiye Tenis Federasyonu Örneği
meslek hayatlarına 5. Kademe baş antrenör olarak devam edebilmektedirler.
Her kademenin eğitimleri hem uygulama hem de teorik dersler şeklinde
federasyon kurullarıyla yürütülmektedir (Spor Eğitimi ve Araştırmaları
Daire Başkanlığı, 2024).
Türkiye Tenis Federasyonu Başkanlığı; 1953 yılında bağımsız
olarak kurulmuştur. Geçmişi TİCİ’ye kadar uzanan federasyon Türkiye
Cumhuriyeti’yle yaşıt bir kuruluştur. Günümüzde merkezi Ankara’da
bulunan kuruluş 2004 yılında özerk bir yapıya kavuşmuştur. Türkiye Tenis
Federasyonu 240 üstünde kulüp ve 60 bin lisanslı tenis sporcusuyla ülkenin
en fazla lisanslı sorucusunun olduğu federasyonlardan bir konumundadır.
Kurulduğu ilk günden beri 24 federasyon başkanıyla yönetilen kuruluş
son iki döneminde Cengiz Durmuş ile büyük bir atılım gerçekleştirmiştir.
Son yıllarda hem ulusal hem de uluslararası turnuva sayılarının nitelik ve
nicelikleri Uluslararası Tenis federasyonu yönetimine ülkemizden Ayda
Uluç’un seçilmesine neden olmuştur. Özellikle ulusal turnuvalar sporcu
sayısının artmasında gözle görülür bir değişim yaşanmasına neden olmuştur.
Federasyon talimatlarına göre görevlerin ifa edilmesi açısında bakılacak
olursa Türkiye Tenis Federasyonu madde 6/a’da yer alan spor dalının ülke
düzeyinde gelişmesini sağlamak, bu konularda her türlü düzenlemeyi yapmak,
projeler üretmek, kararlar almak ve uygulamak görevini üst düzeyde
gerçekleştirdiği görmekteyiz (Türkiye Tenis Federasyonu, 2024). Özellikle
federasyonun ilgili kurullarının aktif ve uyumlu çalışması sportif başarının
yanı sıra spor kültürünün yaygınlaşmasına da olanak sağlamaktadır. Başka
bir açıdan ifade etmek gerekirse sporu yapanlar kadar, antrenörler, seyirciler,
yönetenler ve destek verenler açısından uyum tabana yayılmada en önemli
görevi federasyonlar yürütmektedir. Spor kültürünün oluşmasında en
önemli olgu sporun rekreasyonel yapısının toplumsal yapısının bir bütün
halinde bütünleşmesiyle ortaya çıkmaktadır. Bu açıdan bakıldığı zaman spor
yöneticiliği adaylarının da ideal ve hedeflerle yetiştirilmesi de gerekmektedir.
Girişimcilik düzeyi gelişen yönetici adayları yüksek nitelikli gelişim ve
akademik liderliğinde gelişmesinin ortak ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır
(Biricik, 2020).
Günümüz modern toplumunun en önemli sosyal ve kültürel olaylarından
biri olan sportif müsabaka ve organizasyonlar spor kültürünün oluşmasında
en önemli araçlardan biridir.
Vahdet Alaeddinoğlu | 9
Materyal ve Yöntem
Bu araştırmanın amacı Türkiye Tenis Federasyonu tarafından organize
edilen 2023 yılında ulusal ve uluslararası turnuvaların sayıları nitelikleri
ve niceliklerinin incelenmesidir. Dahası elde edilen verilerle turnuva
organizasyonu sporcu gelişimine etkisinin sayılarla nitel bir araştırma
modeliyle ortaya konulması ile ülkemizde bulunan diğer federasyonlarında
gelecekte benzer uygulamalarla gelişimsel boyutlarının ortaya konulmasını
sağlayacak bir araştırma sunmaktır. Araştırmada alınan veriler grafiklerle
daha nitel ve anlaşılır şekilde sunulmuş istatistiki olarak analiz edilmiştir.
Evren
Bu araştırmanın evreni, Türkiye Tenis Federasyonu tarafından
düzenlenen turnuvalar analiz edilerek düzenlenmiştir. Araştırmanın verileri
Tenis Federasyonu İ- Kort Sisteminde yayınlanan takvimden alınmıştır.
Araştırmada 1 Ocak 2023 31 Aralık 2023 tarihleri arasında güncel takvime
(I-kort, 2024) göre veriler kullanılmıştır. Araştırma için verileri sistemden
alarak nitel bir araştırma modeli ile düzenleyerek veriler düzenlenmiş ve
araştırma sonuçları bu veriler üzerinden değerlendirilmiştir.
Bulgular
Tablo: 1 Türkiye’de Faaliyet Gösteren 5 Büyük Federasyonun 2023 yılı Uluslararası
Turnuva Sayıları
Ulusal Faaliyet
Sayısı Dağılım % Uluslararası
Faaliyet Sayısı
Tenis Federasyonu 350,00 0,72 87
Atletizm Federasyonu 85,00 0,17 22
Karate Federasyonu 11,00 0,02 11
Badminton Federasyonu 20,00 0,04 1
Masa Tenisi Federasyonu 21,00 0,04 0
487 1,00 121
Tablo 1 de Türkiye’de faaliyet gösteren 5 büyük federasyonun 2023
yılında ulusal ve uluslararası faaliyetlerine bakılmıştır. Bu federasyonların
seçilme nedeni olimpiyatlarda ülkemizi temsil etmelerinden ve madalya
almalarından kaynaklanmaktadır. Bunun yanı sıra Güreş, Judo ve Taekwondo
federasyonları da değerlendirmeye alınacakken ilgili federasyonların
organizasyon yapılarının web sitelerine bağlı olarak tam olarak
değerlendirilememiştir. Tabloya göre Tenis Federasyonu 350 ulusal faaliyet
gerçekleştirmiştir. Ayrıca 87 uluslararası faaliyet gerçekleştirmiş ve %72’lik
bir faaliyet dağılımı gerçekleştirmiştir. Ardından Atletizm Federasyonu
10 | Türk Spor Altyapısının Gelişimde Turnuvaların Önemi: Türkiye Tenis Federasyonu Örneği
ise 85 ulusal 22 uluslararası faaliyet organize etmiştir. Tabloya göre en
az ulusal faaliyet Masa Tenisi Federasyonu tarafında gerçekleştirilmiştir.
Ayrıca ilgili federasyon ülkemizde herhangi bir uluslararası organizasyon
gerçekleştirmemiştir. Daha farklı açıdan bakılacak olursa 2024 Paris
olimpiyat oyunlarında Atletizm 16 sporcu ile temsil edilmiştir. En büyük
başarı olarak Sırıkla Yüksek Atlama branşında olimpiyat 4.’lüğü, genç sporcu
Buse Savaşkan ise ilk defa katıldığı organizasyonda 10. Olarak tamamlaması
genel bir başarı olarak görülebilmektedir. Bu organizasyon içerisinde ayrıca
Badminton Federasyonu ve Masa Tenisi Federasyonu turnuvalarda kota alan
sporculara sahiptir.
Tablo: 2 Türkiye Tenis Federasyonu 2023 Yılı Ulusal Turnuvalar
Aylar 8-9-10 Yaş 12 yaş 14 Yaş 16 yaş 18+ (30-35-
40-45-50-55-
60-70
Toplam
Sayılar
Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek Kadın Erkek
Ocak 725 476 303 303 178 205 50 61 49 59 2409
Şubat 0 0 39 56 76 75 24 20 0 0 290
Mart 455 576 422 463 207 251 46 76 906 1727 5129
Nisan 225 312 169 236 80 102 39 51 742 1477 3433
Mayıs 375 382 379 427 171 195 63 87 943 1744 4766
Haziran 574 860 555 691 275 367 153 208 1384 2922 7989
Temmuz 792 948 216 242 190 254 88 145 983 2167 6025
Ağustos 561 522 407 489 291 344 47 76 1799 2902 7438
Eylül 494 785 181 194 76 141 4 5 1588 3539 7007
Ekim 313 393 187 224 137 193 0 0 1316 2762 5525
Kasım 222 249 122 135 83 118 74 134 1483 2614 5234
Aralık 316 367 199 205 115 142 93 130 58 130 1755
Ara
Toplam 5052 5870 3179 3665 1879 2387 681 993 11251 22043 57000
Toplam 10922 6844 4266 1674 33294 57000
Vahdet Alaeddinoğlu | 11
Grafik 2: Türkiye Tenis Federasyonu 2023 yılı sporcu sayıları
Tablo 2’ye göre daha önce de belirttiğimiz üzere Türkiye Tenis Federasyonu
başkanlığı tarafından 2023 yılında 350 turnuva organize edilmiştir. Bu
turnuvalara toplamda 57000 sporcu katılım sağlamıştır. Özellikle 8-9-10
yaş sporcuları ve 18+ yaş sporcuların katılımı üst seviye de gerçekleşmiştir.
33294 sporcunun katılım sağlaması yapılan organizasyonların başarıyla
gerçekleştirildiğini ve federasyon kayıtları açısından tarihin en geniş
katılımının sağlandığını göstermiştir. Ayrıca oyuncu havuzu açısından
bakılacak olursa toplamda 23706 sporcunun alt yapıdan yetişmiş olması
gelecek adına büyük bir tabanın olduğunu göstermektedir. Tablo incelendiği
zaman her yaş seviyesine bağlı olarak sporcu sayısında azalma söz konusudur.
Özellikle en büyük azalma 16 yaş turnuvalarına katılımda görülmüştür. Bu
değerlere bakılacak olursa 8-9-10 yaş turnuvasına katılımına göre sporcuların
sayılarında ki eksilme büyük oranda sisteme giren çocukların eğitim vb.
durumlara göre azaldığı yorumu yapılabilmektedir. Özellikle de cinsiyetler
açısından bakılacak olursa kadın erkek eşit bir dağılıma yakın olduğu
görülmektedir. Bu durumda kadın erkek eşitliği sağlandığını göstermektedir.
Tabloya göre başka bir yorum daha mümkün olmaktadır. 12 aylık bir
periyotta turnuvaların organize edildiği ve ayın katılım tablosunda aylık
olarak ta sürekli katılımın mevcut olduğunu göstermektedir. Sporcuların
dağılımlarında da eşitlik sağlandığı görülmüştür.
12 | Türk Spor Altyapısının Gelişimde Turnuvaların Önemi: Türkiye Tenis Federasyonu Örneği
Grafik 3: Türkiye Tenis Federasyonu İllere Göre Turnuva Sayıları
Grafik’e göre Türkiye Tenis Federasyonu tarafından düzenlenen
turnuvaların bölgelere göre ve illere göre dağılımına bakacak olursak en fazla
turnuva organizasyonu farklı yaş kategorilerine göre 82 turnuva ile İstanbul
en başta gelirken ardından 46 turnuva ile İzmir gelmektedir. Hemen ardından
27 turnuva ile Antalya 3. Sırada yer almaktadır. Ayrıca Ankara, Muğla ve
Mersin illerimiz ise 14 turnuva organizasyonu gerçekleştirmişlerdir. En
az turnuva ise 1’er organizasyonu ile Iğdır, Adıyaman, Afyon ve Elâzığ
ilerimizde gerçekleştirilmiştir. Genel turnuva dağılımız ülkenin batı
bölgelerinde yoğunlaşırken 26 turnuva ise Karadeniz bölgesi ve Doğu
Anadolu bölgesinde gerçekleştirilmiştir. Grafiktende görüleceği üzere Tenis
organizasyonları ülkenin her yerinde gerçekleştirilmiştir. Ülkenin her yerinde
bilinen bir spor dalı olmuştur. Turnuvaların yoğunluğu ve katılım sayılarına
göre en fazla katılımın olduğu yıl olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra
organizasyonlara katılımlarda en çok katılımın İstanbul’da olması oyuncu
sayılarının da bu ilimizde olduğunu göstermektedir.
Vahdet Alaeddinoğlu | 13
Grafik 4: Türkiye Tenis Federasyonu Ulusal Turnuvalar Erkek Sporcu Katılım
Haritası
Grafik 4 incelendiğinde 2023 yılında düzenlenen organizasyonlarda
İstanbul ilimizde düzenlenen 14.713 erkek sporcu katılım göstermiştir.
İkinci sırada olan İzmir ilimizde ise 5546 erkek sporcunun katılımıyla
sağlanmıştır. Antalya ilimizde ise 2822 sporcunun katılımı gerçekleşmiştir.
Ayrıca 27 organizasyonun düzenlendiği Ankara ilimizde ise 1742 sporcu
katılım gerçekleştirmiştir. Turnuvanın en az yapıldığı iller olan Iğdır,
Adıyaman ve Afyon illerimizde ise sırasıyla 129, 64 ve 76 erkek sporcu
katılım sağlamıştır. Turnuvalara katılan oyuncuların yoğunluğu göz önüne
alınacak olursa ülkenin batı bölgelerinde tenis oyun kültürünün daha yaygın
olduğu ortaya çıkmaktadır. Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde federasyon
tarafından düzenlenen Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri Tenis Liginin
olumlu katkıları olmakla birlikte ülke yoğunluğuna göre az bir yoğunluğa
etki ettiği görülmektedir. Erkek sporcular açısından ayrıca ele aldığımız
zaman diliminde ise yaklaşım 30 bin oyuncunun belirli bölgelerde daha fazla
yoğunlaştığı ayrıca tenis erkek oyuncu yoğunluğu olarak ta birkaç il (İstanbul,
İzmir, Antalya ve Ankara) sınırlı kalsa da Akdeniz sahil bandında da benzer
bir oyun kültürü olduğu görülmektedir. Bunun yanı sıra her yıl liglere yüksek
oranda kulüplerle katılım sağlayan birçok Doğu ve Güneydoğu bölgesi
sporcuları kendi illerinde turnuva düzenlenmemesinden kaynaklı olarak farklı
illerde turnuvalara katılım sağladıkları düşünülmektedir. Araştırmada alınan
grafik verilerine göre toplam 34.962 sporcunun katılım sağladığı 2023 yılı
turnuvalarında Türkiye Tenis Federasyonu iyi bir katılımcı sayısına ulaştığı ve
katılımdan dolayı sportif alt yapı havuzunu genişlettiği görülmektedir. Daha
öncede belirtildiği üzere özellikle 8-9-10 yaş gruplarında bu turnuvalara
katılımın yüksek oranda olması da bu durum için yeterli kanıtı sunmaktadır.
14 | Türk Spor Altyapısının Gelişimde Turnuvaların Önemi: Türkiye Tenis Federasyonu Örneği
Grafik 5: Türkiye Tenis Federasyonu Ulusal Turnuvalar Kadın Sporcu Katılım Haritası
Grafik 6’ya göre Türkiye Tenis Federasyonu 2023 yılında 350 turnuva
düzenlemiş ve turnuvalara 22.038 sporcu katılım sağlamıştır. Bu turnuvalarda
en çok katılımın sağlandığı il olarak İstanbul ilimiz ön plana çıkmaktadır.
8229 sporcunun katılım sağlaması sportif anlamda kadın sporcuların tenis
sporuna ilgileriniz göstermektedir. Ardından İzmir 3869 sporcu ile ikinci
sırada yer alırken Muğla erkeklerin aksine üçüncü sırada 960 sporcuyla yer
almaktadır. Ankara dördüncü sırayı 935 sporcuyla almaktadır. En az kadın
sporcunun katılım sağladığı turnuva 4 kişiyle sınırlı kalmıştır. Yine Erkek
Sporcular grafiğinden de görüleceği üzere turnuvaların yoğunluğu batı
bölgelerimizde en fazla görülmektedir. Grafikten de anlaşılacağı üzere Türkiye
Tenis federasyonu 2023 yılında 81 ilin 32’sinde turnuva organize etmiş olup
diğer bütün federasyonlardan daha fazla turnuva katılım sayısına ulaşmıştır.
Özellikle kadın sporcuların katılımına dair en yüksek katılımın sağlandığı
organizasyon sistemi kurulduğu görülmektedir. Ayrıca 400 sporcu ve
üstünde katılımın sağlandığı 11 turnuva organizasyonu gerçekleştirilmiştir.
Bu durum organizasyonun ağının ve gücünün yüksek oranda gerçekleştiğini
göstermesi adına manidardır. Ayrıca cinsiyet eşitliği açısından da ülkenin en
yüksek katılımlı organizasyonunu gerçekleştirmiştir.
Vahdet Alaeddinoğlu | 15
Grafik 5: Türkiye Tenis Federasyonu Ulusal Turnuvalar Kadın-Erkek Sporcu Katılım
Haritası
Grafik 5’e göre 2023 yılında Türkiye Tenis Federasyonunun düzenlemiş
olduğu 350 turnuvaya 57.000 sporcunun katıldığı görülmektedir. Katılımın
en fazla olduğu il 23.642 sporcuyla İstanbul gelmektedir. İstanbul’un
ardından 9415 sporcuyla İzmir gelmektedir. İlk ili takip eden Antalya 1821,
Muğla 960, Ankara 935 sporcuyla en yoğun katılımlı il olmuştur. Bu durum
hem turizm hem de sportif faaliyetlerin katılımı etkilediği düşünülmektedir.
Ayrıca turnuvaların aylara göre dağılımı da bu durumu desteklemektedir.
Sporcuların bölgelere dağılımı hem cinsiyet eşitliği hem de katılımın
yoğunluğu açısından da ülkenin büyük bir kesimini sportif anlamda
yönlendirdiği görülmektedir. 57.00 sporcu sayısına ulaşılması Türkiye Tenis
Federasyonunun bir sonraki yıl olan 2024 yılı için 100.000 hedef koymasına
neden olabileceği öngörülmektedir.
Grafik 6: Türkiye Tenis Federasyonu Aylara Göre Turnuva Dağılımı ve Sporcu
Katılımları
16 | Türk Spor Altyapısının Gelişimde Turnuvaların Önemi: Türkiye Tenis Federasyonu Örneği
Grafik 6 ya göre turnuvaların aylık dağılımları incelendiğinde Türkiye
Tenis Federasyonu tarafından düzenlenen turnuvalar yılın her ayında
organize edildiği görülmektedir. Yalnız geçtiğimiz yıl içerisinde 11 ilimizi
etkileyen ve ülkemizi derin bir şekilde üzen deprem dolayısıyla turnuvalar
askıya alınmış ve ardından sonraki aylarda yüksek yoğunluklu katılımlarla
turnuvalar organize edilmeye devam edilmiştir.
Kış sezonu olarak adlandırılan ve sezonun son zamanlarını barındıran Ekim-
Kasım ve aralık aylarında turnuva yoğunluğu ve katılımı bir önceki 5 aylık
sezona göre azalış eğilimi göstermektedir. Turnuvaların ve katılım sayılarının
zirve yaptığı aylar Haziran, temmuz ve ağustos ayları olarak karşımıza
çıkmaktadır. Haziran ayında 4179 sporcunun katıldığı organizasyonlar
düzenlenmiştir. Temmuz ayında ise 3150 sporcu turnuvalara katılım
sağlamıştır. Ağustos ayında ise 4592 sporcunun katıldığı görülmektedir. Yine
Cinsiyetler açısından değerlendirilecek olursa haziran ayında 1138 kadın
sporcu, temmuz ayında 983, ağustos ayında ise 1766 kadın sporcu en yoğun
katılımın olduğu sayılar olarak göze çarpmaktadır. Ortalama her ay turnuva
organizasyonu düzenleyen Türkiye Tenis Federasyonu mart ayında 2633
sporcu, nisan ayında 2151 sporcu, mayıs ayında 2687 sporcu, eylül ayında
ise başka bir zirve noktası olan 5127 sporcu sayısına ulaşmıştır. Ekim ayında
ise tekrar 4078 sayısına gerileme yaşanmıştır. Bu durum okul döneminin
aktif olarak başlamasından kaynaklandığı kanaati oluşturmuş ve bu yüzden
düşüşün normal olarak kabul edilmiştir. Kasım ayında da benzer bir durum
ortaya çıkmaktadır. Kasım ayında 4097 sporcu ile turnuvalar organize
edilmiştir. Aralık ayında aktif dönemin son turnuvaları olmasına rağmen 1567
sporcunun katıldığı ve 8 ayrı ilde organizasyonlar ile sezon tamamlanmıştır.
Grafik 7: Türkiye Tenis Federasyonu İllere Göre Kadın ve Erkek Spor Dağılım Grafiği
Vahdet Alaeddinoğlu | 17
Grafik 7’e göre İstanbul ilimiz sporcu sayılarında ve turnuva yoğunluğun
ilk sırada yer almaktadır. 14.713 Erkek sporcu, 8.929 Kadın sporcu katılımı
ile ülkedeki en fazla Tenis oyun yoğunluğuna sahip ilimiz olmuştur. İzmir
Ankara, Antalya ilerimizde daha önceden de bahsedilen turnuva yoğunluğu
organizasyon gücü sağlanmış olup toplamda 32 ilde turnuva yaparak büyük
bir başarıya imza attığı görülmektedir.
Ulusal ve uluslararası organizasyonlar bir federasyonun asli görevleri
arasında yer almaktadır. Her organizasyon kendi içerisinde birçok bileşeni
barındırmakla birlikte özellikle geniş katılımlı organizasyonlar büyük özveri
ile çalışmayı gerektirmektedir (Imamoğlu, 2011). Organizasyonların yapısı
gereği konaklama, yemek, hakem, sporcu, antrenör ve idarecilerin hepsi
ince detaylara göre planlanmalı ve organizasyon için birden farklı kurumsal
birliği yapılarak başarılı bir sistematik oluşturulmalıdır. Kurumsal
birliği konusunda yukarıda verilen verilerden yola çıkarak Türkiye Tenis
Federasyonunun kulüpler ile ortak organizasyon şeklinde yürüttüğü turnuva
organizasyonu diğer tüm federasyon yapılarından farklı olarak olumlu
sonuçlar ortaya çıkarmakta ve yıl yıl içerisinde yapılan her organizasyon
sonunda 57.000 sporcu gibi büyük bir sporcu havuzu oluşturulmasına
neden olmaktadır. Çünkü her turnuva deneyimi oyuncunun aylarca yaptığı
antrenmanların sonunda edindiği en büyük deneyimler arasında yer almakta
ve motor becerilerin gelişimini zirveye taşıdığı bir alan olmaktadır (Kuvvetli,
2023). Bu bakımdan Türkiye Tenis Federasyonu elinde olan bütün bileşenleri
optimum düzeyde efektif olarak kullanmakta ve ülkenin hemen her
bölgesinde yerel, ulusal ve uluslararası organizasyonları düzenleme de büyük
bir yetkinliğe sahip olduğu görülmektedir. Ayrıca 8-9-10 yaş gibi bir turnuva
başlangıç yaşında turnuvalara 10.922 sporcu katılımını sağlaması da hem
milli takımlar alt yapı havuzunu güçlendirmekte hem de uluslararası arenaya
yükselebilecek sporcu sayısında daha nitelikli sporcuların seçilmesin de büyük
bir çalışma yapıldığının göstergesi olmuştur. Elde edilen verilerin analizi ve
yorumlanmasına bakılarak Türkiye Tenis Federasyonu organizasyon gücü
ve kulüplerin katılımını sağlama adına büyük bir etki gücüne sahip olduğu
düşünülmektedir.
Tartışma ve Sonuç
Spor federasyonları, ilgili faaliyet alanında bulunan spor dallarını bağlı
bulundukları uluslararası norm ve kurallara göre planlayan, organize eden,
yöneten ve öğretilmesinde her türlü çabayı gösteren kuruluşlardır. Aynı
zamanda uluslararası arenada temsil boyutuyla da federasyonlar ülkenin
milli takımlarını belirleme ve milli takım alt yapılarını belirleme görevleri de
bulunmaktadır. Bir ülkede sporun yaygınlaşması ve bilinmesi iştigal ettiği spor
18 | Türk Spor Altyapısının Gelişimde Turnuvaların Önemi: Türkiye Tenis Federasyonu Örneği
dalının toplumsal kabul görmesi için bilinirliğinin artması da federasyonun
asli görevleri arasındadır. Toplumsal olarak yaygınlaşma için her federasyon
kendi stratejilerini belirler ve o alandaki çalışmaların koordinasyonu ve
yönetimini üstlenir. Ülkemizde spor federasyonları 2004 yılında çıkan
bir yasayla bağımsız bir çalışma alanına sahip olmuş ve kendi bütçesini
oluşturarak faaliyetlerini daha başarılı şekilde yönetme imkanına kavuşmuştur.
Bu yönetimsel kavram kanun ve yönetmeliklerle belirlenen sınırlar dahilinde
yapılabilmektedir. Federasyonlar, illerde il temsilcilikleri, bölge temsilcilikleri
ve ulusal kurul şemalarıyla organizasyonların gerçekleşmesinde bir bütün
olarak çalışmalar yürütmektedirler (Taş & Çimen, 2017).
Günümüz dünyası çok hızlı bir değişim yaşamaktadır. Spor olgusu
da bu değişimden en çok etkilenen sektörlerin başında gelmektedir.
Özellikle gençlerin ve yeni nesil çocukların ihtiyaçlarına yönelik çözüm
üretme noktasında federasyonlar ve diğer spor otoriteleri de değişime
ayak uydurmaya mecbur kalmaktadır. Bu durumun en büyük örneği
dijital dünyada sanal oyunlarla e-spor kavramının bir federasyon haline
dönmesi ve yarışma organizasyonlarının yapılmaya başlaması değişimin
beraberinde getirdiği olgulardan biri olmaktadır (Doğan & Colak, 2023).
Bir federasyonun asli görevleri arasında yer alan yaygınlaştırma politikası
ve görevi sadece turnuva organizasyonları ile ilgili değildir. Bunun yanı sıra
rekreasyonel faaliyetlerle de desteklenerek yerelde yaşayan halk tarafından
benimsenmesi ve halk sporu olarak kitlesel katılıların sağlanmasına yönelik
içerik politikaları yürütmesidir. Çünkü toplumsal katılım ve rekreasyonel
faaliyetler bireysellikten uzak toplumsal sağlığın ve bir araya gelmesinin de
etkilenmesi anlamına gelmektedir (Cağlayan & Cetiner, 2022).
Bir spor dalında performans analizi en önemli değerlendirme kriteridir.
Çalışması yapılan spor dalının performansının ilerlemesinin takip edilmesi
ve irdelenerek analiz edilmesi sporcunun geleceği açısından oldukça değerli
verileri içermektedir (Aygün, 2023). Sporda performans analizi sadece
antrenörler tarafından değil o spor dalıyla ilgilenen bütün paydaşların
öncelikli ilgi alanları içerisinde yer almaktadır. Bu analizler içerisinde
sporcunun performansından başlayarak gelişimine dair ipuçları mevcuttur.
Bu bilgilerle gelecekte sporcunun daha başka hangi aşamaları nasıl geçeceğini
görebilmek mümkün olacaktır. Çünkü sporcu saha içerisinde olabildiğince
kendi yalın haliyle olduğu gibi sporcu kendini yansıtacağından öğrenmiş
olduğu bütün teknik ve taktik becerilerini sergilemeye çalışacaktır. Bu açıdan
sportif performansın en iyi analiz edileceği alan müsabaka alanlarıdır (Atıcı
& Şahin, 2023).
Vahdet Alaeddinoğlu | 19
Müsabakalar, federasyonlar açısından olduğu gibi antrenörler ve
sporcular açısından da çok önemli bir durumu ortaya koymaktadır.
Müsabakaları sporcular açısından değerlendirecek olursak antrenmanlarda
göremeyeceğimiz kadar avantaja sahip olabileceklerini görebilmekteyiz.
Özellikle saha dışarısından değerlendirme oyuncunun kendini tanımasına
yardımcı olabilecektir. Diğer bir avantaj ise antrenörün oyuncu performansını
objektif olarak görebilmesine olanak sağlamaktadır.
Müsabaka sonrası geri bildirimlerin etkililiğini sunma açısından da
büyük avantajlar sunabilmektedir. Rakip oyuncu veya takımın analizi ve bir
sonraki müsabakada ortaya çıkan durumlar için çözüm önerileri sunabilmesi
ve oyuncunun kendini güncellemesi adına da olumlu sonuçlar ortaya
çıkarabilmektedir. En son avantaj olarak ta ortaya konulan performans daha
sonra yapılacak antrenman ve müsabakalar için bir ölçme değerlendirme
kriteri olarak ele alınmasına imkân verebilecektir (Yavuz, Metin, & Bayarslan,
2023).
Başkaya ve Akkoyunlu yaptıkları araştırmada antrenmanda fiziksel
uygunluk düzeyleri hakkında GPS cihazlarıyla alınan bilgilerle müsabaka
anında alınan veriler arasında yakın ilişki olduğunu ortaya koyduğunu
göstermişlerdir (Başkaya & Akkoyunlu, 2023).
Turan ve Tatlısu (2021) yaptıkları araştırmada ise Beden Eğitimi
ve Spor Fakültesi öğrencilerinin zihinsel dayanıklıklarının rekreasyonel
faaliyetlerdense müsabaka ortamında daha fazla arttığını belirtmişlerdir
(Turan & Tatlısu, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrencilerinin
Zihinsel Dayanıklılık Düzeylerinin İncelenmesi (Bayburt Üniversitesi
Örneği), 2021).
Biricik ve arkadaşlarının (2023) yaptığı bir diğer araştırmada ise Covid vb.
salgın hastalıklara rağmen müsabaka gibi ciddi organizasyonlarda gösterilen
performans sanal ortamlarda benzer şekilde gösterilemediğini belirtmişlerdir
(Biricik, Sivrikaya, & Karababa, 2023).
Sonuç olarak federasyonun organizasyonel gücünü gösteren sportif
müsabaka organizasyonları birçok bileşen ve ortak paydaşın katılımıyla
gerçekleşmektedir. Yukarıda ki verilerden de anlaşılacağı üzere ülkemizde
2023 yılında en etkin federasyon olarak Türkiye Tenis Federasyonu
karşımıza çıkmaktadır. Hem turnuva sayısı açısından birçok federasyonun
6 – 7 katı organizasyon yaparak hem de 57.000 kişilik bir sporcu havuzunu
bu organizasyonlara katabilme becerisi göstermesi adına ülke spor
altyapısının gelişmesinde büyük bir katkı sunabilmiştir. Özellikle 8-910
yaş kategorilerinde turnuva katılımcı sayısı gelişimsel açıdan büyük bir
20 | Türk Spor Altyapısının Gelişimde Turnuvaların Önemi: Türkiye Tenis Federasyonu Örneği
alt yapının oluşturulduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra 32 ilde 350
turnuvanın düzenlenmesi ülkenin hemen hemen her bölgesinde tenisin
yaygın bir şekilde oynandığı gösteren büyük bir parametre olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Ayrıca işlenen ve incelenen verilerden de anlaşılacağı üzere Tenis spor
dalının yaygınlaştırılmasında Türkiye Tenis Federasyonu özel bir çalışma
yürütmüş olduğu ve bu yürüttüğü çalışmaların sonuç verdiği görülmüştür.
Ülkemizdeki en çok tanınan spor dallarından birinin tenis sporu olması
tesadüfen olmadığını göstermektedir.
Öneriler
Bu araştırma 1 Ocak 31 Aralık 2023 tarihleri arasında Türkiye Tenis
Federasyonu tarafından Türkiye’de yapılan ulusal turnuvaların araştırılmasıyla
sınırlıdır. Turnuvaların nitelikleri ve özellikleri i-kort sisteminden alınan
verilere göre düzenlenmiştir. Turnuvalara katılan sayılar illere göre aylara göre
indekslenerek bütün detaylarıyla sistematik olarak incelenmiştir. Verilerden
alınan verilere göre yukarıdaki bulgulardan yola çıkarak aşağıdaki öneriler
sunulmuştur.
Araştırma son 10 yılın verileri kullanılarak bakılarak daha geniş bir
araştırma konusu yapılabilir.
Araştırmada alına verilere göre 53 olimpik spor dalıyla araştırma daha
geniş bir araştırma konusu olabilir.
Olimpiyatlardan alınan başarı verileriyle bütün spor federasyonlarının
değerlendirilmesi sağlanabilir.
Araştırma 2024 yılı verileriyle de karşılaştırılarak son iki yıl içerisinde
ki bütün değerlendirmelere göre yıllık değişimler takip edilebilir.
Turnuvaların sayısal nitelikleri malum deprem dolayısıyla etkilendiği
için bir önceki yılın turnuvaları ile sonraki yılın turnuvalarına göre
daha farklı bir değerlendirme olacağından daha nesnel veriler
elde edilmiş olabilir. Bu çalışmalar farklı bir araştırma konuları ile
bütünleştirilebilir.
Araştırma Türkiye Tenis Federasyonu sınırlı olduğundan
çalışmaları uluslararası boyutunu artırmak için farklı ülkelerin tenis
organizasyonlarıyla karşılaştırma yapılarak çalışmaların niteliği daha
farklı olarak araştırılabilir.
Vahdet Alaeddinoğlu | 21
Kaynakça
(2024). Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü: https://shgm.gsb.gov.tr/federas-
yonlar/?p=0 adresinden alındı
(2024). GSB/2024-2028 Stratejik Planı: https://sgb.gsb.gov.tr/Public/Edit/
images/SGB/012014/GSB%202024-2028%20Stratejik%20Plan%-
C4%B1.pdf adresinden alındı
(2024). Gençlik ve Spor Bakanlığı: https://gsb.gov.tr/teskilat-semasi.html ad-
resinden alındı
(2024). Spor Eğitimi ve Araştırmaları Daire Başkanlığı: https://sporegitim.gsb.
gov.tr/Sayfalar/2873/2859/Yonetmelikler.aspx adresinden alındı
(2024). Türkiye Tenis Federasyonu: https://www.ttf.org.tr/images/talimat-
lar/2014/32984T%C3%BCrkiye%20Tenis%20Federasyonu-Ana%20
Statu.pdf adresinden alındı
(2024). Türkiye Tenis Federasyonu: https://www.ttf.org.tr/component/
content/article/17-haberler/18781-3-uluslararas-cudi-cup-tenis-tur-
nuvas-baslad adresinden alındı
(2024). I-kort: https://www.ikort.com.tr/turnuvalar adresinden alındı
Alaeddinoğlu, V. (2024). Amatör Sporun Gelişmesinde Belediyeler Spor Ligi-
nin Önemi. Uluslararası Gelişim Akademi Dergisi, 5, 25-33.
Atıcı, A. R., & Şahin, İ. (2023). FİFA 2018 Dünya Kupası’nın Müsabaka Ana-
lizlerinin İncelenmesi: Fransa Milli Takımı Örneği. Yalova Üniversitesi
Spor Bilimleri Dergisi, 2(3), 286-297.
Avcı, M. (2013). Spor Federasyonlarının Hukuki Niteliği, İdari Teşkilat İçinde-
ki Konumu ve Bağımsızlığı Sorunu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Mecmuası, 70, 3-19.
Aydın, G. (2023). Is it possible to evaluate rebranding and debranding stra-
tegies applied in sports club logos with eye tracking? Revista de Gestão e
Secretariado, 14(11), 20662-20677.
Aydın, G. (2023). Modern Yaz Olimpiyat Oyunlarında Türkiye: Sidney’den
Tokyo’ya. Journal of Athletic Performance Researches, 1(1), 37-47.
Aygün, M. (2023). An Investigation of Sport Management: A Bibliometric
Analysis (1979-2022). International Online Journal of Education and Tea-
ching (IOJET), 10(4), 2201-2216.
Aygün, M. (2023). Sport Organizations in World Literature: Status and Sys-
tematic Determinants. Avrasya Spor Bilimleri ve Eğitim Dergisi, 5(2),
184-196.
Başkaya, G., & Akkoyunlu, Y. (2023). Kadın Futbolcuların Bazı Performans
Testleri ile Maç Performans Parametreleri Arasındaki İlişki. Akdeniz Spor
Bilimleri Dergisi, 6(2), 521-539.
22 | Türk Spor Altyapısının Gelişimde Turnuvaların Önemi: Türkiye Tenis Federasyonu Örneği
Biricik, Y. S. (2020). Spor Yöneticisi Adaylarının Sosyal Girişimcilik Düzeyleri-
nin Çeşitli Değişkenler Açısından İncelenmesi. Atatürk Üniversitesi Beden
Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 22(3), 109-119.
Biricik, Y. S., Sivrikaya, M. H., & Karababa, B. (2023). The Relationship
between Covid-19 Anxiety, Burnout, Mental Well-Being, and Resilience
ın Student-Athletes and Non-Student-Athletes. E-International Journal of
Educational Research, 14(3), 149-164.
Cağlayan, M. N., & Cetiner, H. (2022). Sportif Rekreasyon Politikalarında
Spor Federasyonlarının Rolü. Future Trends in Leisure&Recreation Cong-
ressAt, (s. 9-11).
Cho, W.-C., Tan, T.-C., & Bairner, A. (2024). Managing the Compliance of
National Federations: An Examination of the Strategies of Internatio-
nal Olympic Sports Federations. European Sport Management Quarterly,
24(2), 303-322.
Colakoğlu, T., Özbey, Ö., & Doğan, D. (2022). 7405 Sayılı Spor Kulüpleri ve
Spor Federasyonları Kanununun Kamu Politikası Çerçevesinde Değer-
lendirilmesi. Avrasya Spor Bilimleri ve Eğitim Dergisi, 4(1), 80-95.
Devecioğlu, S., Çoban, B., & Karakaya, Y. E. (2011). Spor Kulüplerinin Yö-
netim Modellerinin Değerlendirilmesi. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bi-
limler Dergisi, 31, 51-68.
Doğan , P. K., & Colak, M. (2023). Spor Federasyonlarının Mali Yapısının
Olimpik Federasyonlar Özelinde İncelenmesi ve Gelir Gider Tabloları
Üzerinden Değerlendirilmesi. Yalova Üniversitesi Spor Bilimleri Dergisi,
2(3), 190-206.
Erkin, E. (204). 7405 Sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’nun
Getirdiği Sistem Hakkında Bazı Düşünceler. Ankara Hacı Bayram Veli
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 28(2), 241-288.
Ersöz, G., & Alagöz, B. (2019). Türkiye’de 2007-2017 Yılları Arasında Spor
Branşları ve Cinsiyete Göre Sporcu Sayılarının Dağılımı. Türkiye Spor Bi-
limleri Dergisi, 3(2), 42-65.
Erten, R. (2006). Türk Sporunun Yapısal Düzeni. Gazi Üniversitesi Hukuk Fa-
kültesi Dergisi, X(1), 117-136.
Güler, M. Ş., & Arıkan, N. G. (2023). Sarıkamış’taki Ortaöğretim Öğrencileri-
nin Beden Eğitimi ve Spora Karşı İlgileri. Atatürk Üniversitesi, Kış Sporla-
rı Enstitüsü, Y. Lisans Tezi, 1, 1-62.
Gençoğlu, C., & Namlı , S. (2020). Spor Bilimleri Fakültesi Öğrencilerinin
Psikolojik Sağlamlık ve Empati Düzeyleri/Erzurum Teknik Üniversitesi
Örneği. Sport Sciences, 15(3), 33-43.
Gençoğlu, C., Demir, S. N., & Demircan, F. (2021). Sporda Beslenme ve Er-
gojenik Destek Ürünleri: Bir Geleneksel Derleme. Beden Eğitimi ve Spor
Bilimleri Dergisi, 23(4), 56-99.
Vahdet Alaeddinoğlu | 23
Imamoğlu, A. (2011). Türkiye’de Sporun Yönetsel Yapısı İçinde Spor Federas-
yonları. Gazi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 16(2), 3-10.
Küden, S. (2024). DHA: https://www.dha.com.tr/spor/sirnakta-9-ulke-
den-63-teniscinin-katildigi-3uncu-uluslararasi-cudi-cup-turnuvasi-basla-
di-2446339 adresinden alındı
Kıyıcı, F., & Alaeddinoğlu, V. (2022). Kayak Alp Disiplini Alt Yapısı İçin Ye-
tenek Seçimi Üzerine Bir Değerlendirme. Uluslararası Gelişim Akademi
Dergisi, 1(1), 14-32.
Kishalı, N. F., Alaeddinoğlu, V., & Dal, A. (2021). Amatör Sporun Gelişme-
sinde Yerel Yönetimlerin Rolü (Erzurum Büyükşehir Belediyesi Örneği).
Sportif Bakış: Spor ve Eğitim Bilimleri Dergisi, 8(1), 143-154.
Kuvvetli, Ü. (2023). Avrupa Futbol Şampiyonasında Başarı Faktörleri. Fener-
bahçe Üniversitesi Spor Bilimleri Dergisi, 3(3), 40-53.
Sözen, T., & Sunay, H. (2010). Spor Federasyonları Yöneticilerinin Stratejik
Planlama Uygulamalarına İlişkin Görüşlerinin Değerlendirilmesi. SPOR-
METRE Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 8(3), 119-129.
Schulz, L., Parensen, A., & Schlesinger, T. (2023). Expectation-Based Types of
Voluntary Sports Clubs in Regional Sports Federations. Sports Manage-
ment, Marketing, and Economics, 5.
Sivrikaya, M. H., & Biricik, Y. S. (2019). Milli Takım Düzeyindeki Elit Kayak-
çıların Sporcu Bağlılık Düzeylerinin İncelenmesi. Uluslararası Rekreasyon
ve Spor Yönetimi Kongresi (s. 14). Muğla: Rekreasyon Çalışmaları ve Araş-
tırmaları Derneği.
Songün, Y., Katkat, D., & Budak, D. (2015). Türkiye’deki Ulusal Spor Fe-
derasyonlarının Doping Kontrol Uygulamalarının Değerlendirilmesi.
SPORMETRE Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 13(2), 93-102.
Sunay, H. (2003). Türk Spor Politikasına Analitik Bir Bakış. SPORMETRE
Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 1(1), 39-42.
Taş, Z., & Çimen, Z. (2017). Spor Federasyonları İl Temsilcilerinin Yönetsel
Sorunlarına İlişkin Görüşleri. International Journal of Cultural and Social
Studies (IntJCSS), 3(Spc.), 1-15.
Turan, M. (2021). Giresun Gençlik Spor İl Müdürlüğü Personellerinin Spor
Etkinliklerine Yönelim Tutumlarının İncelenmesi. Beden Eğitimi ve Spor
Bilimleri Dergisi, 23(1), 29-41.
Turan, M., & Tatlısu, B. (2021). Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Öğrenci-
lerinin Zihinsel Dayanıklılık Düzeylerinin İncelenmesi (Bayburt Üniver-
sitesi Örneği). M. Ilkım içinde, Spor Bilimlerinde Araştırma ve Değerlen-
dirmeler (s. 187-202). Ankara: Gece Kitaplığı.
Uyar, Y., & Sunay, H. (2019). Amerika Birleşik Devletleri ile Türkiye’de Uygu-
lanan Antrenör Eğitim Sistemlerinin Karşılaştırılması. Spor Bilimleri Araş-
tırmaları Dergisi, 4(2), 234-245.
24 | Türk Spor Altyapısının Gelişimde Turnuvaların Önemi: Türkiye Tenis Federasyonu Örneği
Veltri, F. R., Miller, J. J., & Harris, A. (2006). Club Sport National Tourna-
ment: Economic Impact of a Small Event on a Mid-Size Community.
Journal of Travel Research, 45, 17-25.
Yavuz, M., Metin, S. C., & Bayarslan, B. (2023). Futbolda Müsabaka Analizi
ve Önemi. N. Yılmaz içinde, Spor Bilimlerinde Öncü ve Çağdaş Çalışmalar
(Cilt 1, s. 169-182). İzmir: Duvar Yayınları.
Yiğit, A. (2019). Bir Bağımsız Spor Federasyonu Olarak Türkiye E-Spor Fede-
rasyonunun Hukuki Statüsü. II. International Conference on Empirical Eco-
nomics and Social Sciences (ICEESS’ 19), (s. 619-646). Bandırma-Balıkesir.
25
Bölüm 2
Spor Alt Yapısının Oluşturulmasında Okul
Öncesi Dönemde Beden Eğitimi ve Spor
Öğretmenin Rolü
Abdullah Yıkılgan1
M. Haluk Sivrikaya2
Özet
Spor; bireyin sosyal, ruhsal ve bedenen gelişimine katkı sağlayan aynı zamanda
içerisinde mücadele, yarışma ve başarıyı barındıran geniş bir kavramdır (Yetim,
2006). Bu kavram içerisinde başarı elde edilip üst düzey sporcu olabilmek için
zamanında ve uzun süreli kompleks bir çalışma gerekmektedir. İste bu noktada
devreye sportif alt yapılar girmektedir. Sportif alt yapılar erken yaşta alt
yapıya aldıkları sporcuların elit sporcu olmaları için gerekli çalışma koşullarını
sağlayan kurumlardır. Bu kurumlardaki sporcuların başarıya ulaşması için
sporcuların olabildiğince erken yaşta bu kurumlarla tanışması gerekmektedir.
Okul öncesi dönem çocukların spor branşları için bir ön koşulu olan temel
motor becerilerinin edindiği dönemdir. Bu dönemde doğru edinilen motor
beceriler çocukların sportif başarısındaki temel unsurudur.
Ülkemizde okul öncesi eğitim zorunlu olmadığı ve maddi anlamda bir
külfete neden olduğundan bu kurumlardaki öğrenci sayıları az olduğu
görülmektedir. Fakat son yıllarda bayanlarında iş hayatına atılmasından dolayı
aileler çocuklarını bu kurumlara götürmek zorunda kalmaktadırlar bu da okul
öncesi eğitim kurumlarının oranında artışa sebep olmuştur (Naci Kara, 2023).
Bu dönem çocuklar oyunlara bayılırlar çünkü kendilerini özgür ve güvende
hissettikleri en önemli yerdir oyunlar. Bu kurumlarda görevlendirilecek
beden eğitimi ve spor öğretmenleri çocukların gelişim özelliklerine uygun
oyunlar oynatırken aynı zamanda çocukların fiziksel gelişimi, sosyalleşmesini
ve temel motor becerilerini edinmesinde büyük rol oynamaktadırlar. Beden
1 MEB, Turgut Özal Ortaokulu ORCID: 0009-0000-5161-4908,
abdullah.yikilgan23@ogr.atauni.edu.tr
2 Atatürk Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, https://orcid.org/0000-0001-8268-3391,
haluk@atauni.edu.tr
https://doi.org/10.58830/ozgur.pub485.c2006
26 | Spor Alt Yapısının Oluşturulmasında Okul Öncesi Dönemde Beden Eğitimi...
eğitimi ve spor öğretmenleri tüm spor branşları için gerekli olan ön motor
becerilerin gelişmesine katkıda bulunurken aynı zamanda çocukların uygun
spor branşlarına yönlendirilmesinde de büyük rol oynamaktadır. Üst düzey
sporcularla yapılan görüşmelerde bu sporcuların birçoğunun zamanında ve
doğru sporu seçmelerinde beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin büyük
etkisi olduğu görülmektedir.
Bu bölümde sporda üst düzey başarı elde edebilmek için küçük yaşlardan
itibaren sporla tanışmak gerekmektedir. Bunun içinde en erkek yaş dönemi
olan okul öncesin dönemdir. Bu dönemde çocuklar oyun eşliğinde sosyal,
duygusal ve fiziksel gelişim gösterir. Gelişimin hızlı olduğu bu dönemde spor
branşlar becerilerinin ön koşulu olan temel becerileri edindiği dönemdir.
Çocukların bu temel becerileri eğlenceli ve doğru bir şekilde kazanmasında
rol oynayan beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin önemine değindik.
GİRİŞ
Sporun kişinin birinin fiziksel, sosyal, bedensel gibi birçok özelliğini
birlikte geliştirdiği bilinmektedir. Spor aynı zamanda bireyin geleceğini
planlaması, yaptığı spor branşını meslek edinmesin noktasında da
etkili olduğu görülmektedir. Bugün birçok üst düzey sporcunun beden
eğitimi öğretmeni ya da antrenör olduğu görülmektedir. Bu şekilde olan
sporcularımız aynı zamanda gelecek nesillerinde spora olan bakış açılarını
değiştirmektedir ve ülkemizde gün geçtikçe daha fazla sporcu grubuyla
avrupa, dünya ve olimpiyat oyunlarına katıldığımız görülmektedir. Tabi
ki bu başarıları elde etmek uzun bir süreçten geçmekle elde edilmektedir.
Bunun içinde erken yaşlarda sporla tanışmak gerekmektedir. Spora başlama
yaşı her spor branşı için farklı zamanlar içerse de bu branşların kilit anahtarı
olan temel motor becerilerin en hızlı kazanıldığı dönem oyun dönemi olan
okul öncesi dönemdir (Turan, Tatlısu, Tatlısu, & Uçan, 2021).
Bu dönemde bu kazanımların doğru bir şekilde öğrenilmesi ve yetenekli
çocukların uygun spor branşlarına yönlendirilmesinde beden eğitimi ve spor
öğretmenlerine büyük görev düşmektedir. Üst düzey birçok sporcunun
spora başlamasında beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin etkili olduğu
bilinmektedir. Beden eğitimi ve spor öğretmenlerinin okul öncesi eğitim
döneminde başlayarak tüm eğitim kademelerinde yeterli süre görev almaları
gerekmektedir. Son yıllara da Gençlik Spor Bakanlığı ile Millî Eğitim
Bakanlığının ortak yürüttükleri birçok proje göze çapmaktadır. Bu sayede
antrenörler okulları gezerek beden eğitimi öğretmenleri ile alt yapıya sporcu
seçimleri yapmaktadırlar. Tabi ki beden eğitimi öğretmeninin yeteneğini
belirlediği çocukların daha iyi imkanların olduğu ve belirlenen branşa özgü
üst becerilerin kazanılması için alt yapılara gitmeleri gerekmektedir. Bu alt
Abdullah Yıkılgan / M. Haluk Sivrikaya | 27
yapılarda sporcuların antrenman yapmaları için gerekli sportif malzemenin
yanında çocukların beslenme ve duygusal gelişim noktasında da destek
olunmaktadır.
Sportif Alt Yapı
Sportif anlamda alt yapılar sporcularının daha üst düzey başarılar
gerçekleştirip, sporcunun yaptığı spor branşında zirveye erişimini
gerçekleştirmeyi amaçlayan yapılardır. Alt yapılar sporcularının sadece sportif
başarılarına odaklanmayıp sporcuların bedensel, zihinsel, teknik, taktik,
ahlaki ve ruhsal gelişimleri gibi çok yönlü gelişimlerini hedeflemektedir. Bu
bağlamda yapılan antrenmanlar şunları içermektedir (Savaş & Turan, 2023)
Kişilik Gelişimi: Sportif antrenmanlarla sporcuya örf, adet, gelenek ve
göreneklerine uygun, yetiştiği toplumun ahlaki değerlerinin benimsetilmesi
sporcunun sportif yüklenmelere dayanma kapasitesini attırdığı gibi rakibe
sevgi, saygı ve hoşgörülü çerçevesinde bakmayı da sağlar. Sporcuya birlikte
hareket etme, takım ruhu ve kendine güvenme duygusunu geliştirir (Dündar,
2017).
Dayanıklılık: Sporcunun yapılacak olan antrenman uygulamasına ne
kadar dayanabileceği anlamına gelen kondisyon sportif başarıya etki eden
en önemli parametrelerden biridir. Antrenman veya müsabaka esnasında
vücutta meydana gelen değişimlere ve enerji oluşumuna çabuk ve hızlı
cevap verebilmek iyi güce yani dayanıklılığa sahip olmak gerekmektedir.
Dayanıklılık antrenmanları ile kalp ve dolaşım sistemini güçlendirerek
antrenmanın ve müsabakanın şiddetine vücuttun cevap verebilmesi geliştirilir
(Kızılet, 2011).
Teknik ve Taktik: Sporcunun yetenek ve kabiliyeti doğrultusunda
geliştirilecek teknikler sporcuyu başarıya götürecektir. Antrenör sporcusunu
iyi tanıyım bu yönde iyi bir teknik geliştirmesine yardımcı olacaktır. Sporcu
oluşturulan teknikleri yeterince tekrarlayıp hareketleri otonom bir hale
getirmelidir.
Sporcunun müsabaka esnasında değişen koşullara v rakibinin hamlelerine
göre hızlı bir şekilde cevap vermesi iyi bir taktikle sağlanabilir. Bunun içinde
sporcu antrenmanlarda taktik geliştirici çalışmalar şıkça yapılmaktadır. Rakip
analizleri değişen çevre ve iklim şartları ile ilgili çalışmalar antrenmanın bu
safhasında ele alınır (Güler & Yıldırım, 2022), (Dündar, 2017).
Zihinsel Antrenman: Antrenman dinilince akla fiziksel hareket gelse
de günümüzde zihinsel antrenmanda antrenmanın önemli bir parçası haline
gelmiştir. Zihinsel antrenmanlarla sporcuya kendine güven duygusu gelişir,
28 | Spor Alt Yapısının Oluşturulmasında Okul Öncesi Dönemde Beden Eğitimi...
kendi benliğini kontrol altında tutma, kaygı ve stresle baş edebilme, müsabaka
esnasında planlama dışı gerçekleşen olaylarla başa çıkmayı geliştirmeyi
amaçlanmaktadır. Zihinsel antrenmanlar sporcuların performansını da
attırdığı bilinmektedir. Sporcu gördüğü teknik ve taktikleri zihinsel olarak
imgelemesi zihinsel antrenmanlarla mümkündür. Zihinsel antrenman hazırlık
ve müsabaka döneminde olduğu gibi sakatlık sonrası tekrar dönüşlerde de
sporcuya çok büyük katkı sağlamaktadır (Altın & Akalın, 2008) .
Sporcu Seçimi
Sporcunun kendi branşın da üst düzey başarı elde etmesi ve zirveye
ulaşması için kabiliyetli sporcuların zamanında ve doğru bir şekilde seçilmesi
gerekmektedir. Tüm spor branşlarının spora başlama yaşı ve üst düzey
başarı yaşı farklıdır. Bu nedenle sporcu seçimleri doğru zamanda ve doğru
şekilde yapılması başarıya ulaşmakta kilit öneme sahiptir. Doğru sporcu
seçimi sporcunun antrenman verimini ve başarıyı doğrudan etkileyen
faktörlerdendir (Sevim,1997).
Tablo 1. Spor dallarına göre spora başlama ve branşlaşma yaşlarını göstermektedir
(Sevim, 1997).
Sayı Spor Branşı Spora Başlama Yaşı Branşlaşma Yaşı
1 Kürek 12-14 16-18
2 Atletizm 10-12 13-14
3 Güreş 13-14 15-16
4 Kayak 6-7 10-11
5 Basketbol 7-8 10-12
6 Halter 11-13 15-16
7 Boks 13-14 15-16
8 Yüzme 3-7 10-12
9 Dalış 6-7 8-10
10 Voleybol 11-12 14-15
11 Eskrim 7-8 10-12
12 Jimnastik (Kadın) 6-7 10-11
13 Jimnastik (Erkek) 6-7 12-14
14 Tenis 6-8 12-14
15 Ar 5-6 8-10
16 Futbol 10-12 11-13
17 Boks 13-14 15-16
Abdullah Yıkılgan / M. Haluk Sivrikaya | 29
Sporcu seçiminde dikkat edilmesi gereken kriterler
Karmaşık bir yapıya sahip olan yeteneğin en önemli özelliği kalıtımsal
olması olsa da çevresel faktörlerden etkilendiği de inkâr edilemez. Yetenek
tanımı konuşunda herhangi bir fikir birliği yoktur. Genel olarak yetenek
seçimi Beden eğitimi ve spor öğretmeni ve antrenörlerin dikkati ve gözlemi
ile gerçekleşmektedir. Buradan şu kanıya varabiliriz ki en iyi yetenek seçimi
uygulamalı eğitimdir yani spor dersleri ve antrenmanlardır (Sevimli, 2015).
Tüm spor branşları için geçerli sporcu seçim ve gelişim kriterleri şöyledir.
1. Antropometrik Özellikler: Boy ve vücut ağırlığı, vücut tipi.
2. Motorik Özellikler: Dayanıklılık, sürat, beceri, koordinasyon gibi
özellikler.
3.Öğrenme Yetişi: Sporcunun kas ve sinir iletim kabiliyeti, gözlem ve
analiz kabiliyeti.
4. Sosyal Beceri: İletişim kabiliyeti, sorumluluk alabilme ve birlikte
hareket edebilme yeteneği gibi.
5. Psikolojik Faktörler: Müsabaka ve antrenmanların yüklediği stres ve
kaygı duygularıyla baş etme, zorluklarla baş etme gibi durumlar.
Sporda yetenek seçimini birkaç aşamada gerçekleştirmek mümkündür.
1.Aşama: Bu aşama beden eğitimi ve spor dersleri, okul öncesi ve
okul dışı çalışmalar ön plana çıkmaktadır. Bu aşamada hedefe ulaşmak için
okullarda yeterli çalışma saatleri, ortamı ve spor malzemesi sağlanmalıdır.
Çalışmaların başlangıcında genel spor yeteneği değerlendirmeye alınırken
ilerleyen zamanlarda spor branşına yönelik özel yetenek değerlendirilir.
2.Aşama: Bu aşamada okul faaliyetlerinin yani sıra performans gelişime
yönelik antrenmanları kapsamaktadır. Sporcunun seçilen sporun üst düzey
becerilerini karşılayıp karşılamadığı değerlendirilir. Teknik becerileri ne
kadar hızlı edindiği, performansı ne hızda geliştirdiği ve taktik becerisi
değerlendirilir. Üst düzey başarıya erişebilme kapasitesi değerlendirilir.
3.Aşama: Sporcunun üst düzey yüklenmelere karşı koyabilme yeteneği
değerlendirildiği aşamadır. Sporcunun müsabakalarda ortaya koyduğu
performansta değerlendirilir.
Bu üç aşamada birbirini takip eden ön şartı şekilde uzun bir periyot
şeklinde düzenlemelidir. Yetenek seçimi ve gelişimi her spor branşı için
bilimsel gerçeklere dayalı bir şekilde planlanmalıdır (Sevim, 1997).
30 | Spor Alt Yapısının Oluşturulmasında Okul Öncesi Dönemde Beden Eğitimi...
Okul Öncesi Gelişim
Gelişim insanoğlunun döllenmiş yumurta evresiyle başlayıp yaşam boyu
devam eden bedensel, zihinsel ve sosyal değişim sürecidir (Aydın A. , 2016).
Gelişim kalıtımsal ve çevresel faktörlerle beraber, aşamalı olarak yaşam boyu
devam eden bir süreçtir (Yıkılgan, 2016). Bilim insanları bu süreçlerin daha
iyi anlaşılması için bölümler ve dönemlere olarak incelemişlerdir.
Okul Öncesi Bilişsel Gelişim
Bilişsel gelişim olarak insanların olayları algılama, yaşanan olay ve
edinilen bilgilerin hatırlanması, olaylarda akıl yürütme, değişen durumlarda
problemlerin üstesinde gelme ve karar verme gibi kavramları içerir (Smith,
Hoeksema, Fredrickson, & Loftus, 2020).Okul öncesi olan bu bilişsel gelişimi
dönem olarak bilim insanları işlem öncesi dönem olarak isimlendirmişlerdir.
İşlem Öncesi Dönem: Dünyaya gözlerini açtığında herhangi bir zihinsel
faaliyeti olmayan çocuk zamanla dış dünyan ile iletişime geçtikçe anlama,
anlamlandırma, kıyaslama gibi zihinsel gelişim göstermeye başlar (Akandere,
2006). Çevresiyle iletişime geçmeye başlayan birey ne kadar etkin iletişim
kurarsa zihinsel gelişim o oranda gelişir. Bilişsel gelişimi alanında çalışmalar
yapım alanın gelişimi ve yayılımına katkı sağlayan şu anki durumuna
gelmesi sağlayan en büyük bilim insanlarından biri Piaget’tir (Santrock,
2011). Bu dönem Piaget’e göre kritik dönem olarak tanımlanmıştır.
Somut işlem dönemine geçmeden önceki zihinsel tüm hazır bulunuşluğun
tamamlandığı evredir. Zihinde oluşturulan sembolik oluşumlar çoğalması ve
nesneleri temsil etme kabiliyetini kullanıldığı dönemdir. Bu dönemde çocuk
nesneleri zihinlerinde oluşturdukları şemaları doğrultusunda anlamlandırır.
Bu dönemde çocuk olaylar kaşsısında tek yönlü düşünmektedir. Yani
benmerkezcidir. Örneğin: Çocuğa ‘’Neden güneş battı’’ diye sorduğunuzda
bilimsel olarak güneşin batısını anlatması bekleyemeyiz bunun yerine çocuk
‘’ben hala oyun oynayacaktım neden hava karardı’’ cevabını verecektir çünkü
sorunun çocukta içerdiği algıya göre çocuk cevap verir (Aydın B. , 2005).
Çocuklarda cansız bir varlığı canlı varlık gibi konuşturma, canlı varlığın
yerine koyma (animizm) bu dönemde gerçekleşir. Dil gelişimi hızlıdır üç
yaşında birkaç kelimeden oluşturduğu cümleyi beş yaşında yazım kurallarına
uygun konuşabilir hale gelmiştir (Muratlı, 2003).
Okul Öncesi Dönem Sosyal Gelişim
Doğum ile başlayım eğitimin ilk kademesi olan anaokuluna kadar geçen
süreç okul öncesi olarak aktarılır. Bu dönemde çocuk ilk olarak anne, baba ve
akrabalarla sosyalleşmektedir. Okul öncesi eğitim kurumlarına başlamasıyla
Abdullah Yıkılgan / M. Haluk Sivrikaya | 31
bu çevre öğretmen ve arkadaşlarıyla genişlemektedir (Gülay, 2009). Okul
öncesi eğitimle çocuk sosyal bir varlık haline gelir. Bu dönemde çocuk grup içi
sorumluluk alma, birlikte hareket etme, doğru bir şekilde kendini tanımlama
ve bir gruba ait olmak gibi sosyal edinimler kazanır (Karaca, Aral, &
Gündüz, 2011).Okul öncesi dönemde gelişim hızı yüksek ve bu dönemdeki
edinimler hayat boyu devam ettirilir. Okul öncesi eğitimle çocuklar ilk kez
yaşıtlarıyla birlikte aynı sosyal ortamı paylaşmaya başlanmıştır. Bu dönemde
çocuk akranları ile ne kadar iyi bir sosyalleşme gerçekleştirir ise hayatın geri
kalan kısmında da insanlarla ilişkisi o oranda iyi olacaktır bunun içinde okul
öncesi eğitim kurumlarında iyi bir sosyal gelişim ortamı kurulup çocukları
oyunla eğlenerek sosyalleşmesini sağlamakta çok büyük önem arz etmektedir
(Gülay,2009). Akran ilişkisi bireylerde olumlu davranış sağladığı gibi olumsuz
davranışlarda kazandırabilir bunun için çocukların sosyalleşmesini sağlarken
oluşturulacak ortam iyi düzenlenmeli ve kontrol altında tutulmalıdır.
Olumsuz davranışların sergilendiği arkadaşlarına zorbalık eden çocuklar ile
bu zorbalığa maruz kalan çocuklar arasında güç farklılıkları görülmektedir
akran zorbalığı dediğimiz bu durumda bazen çocuklar bu zorba davranışlara
müdahale etmeyip hatta destek vermeleri şiddetin seyrini attırmaktadır
(Hodges, Malone, & Perry, 1997).
Bu dönemde çocuklar karşıt cinsteki ebe beyinlere yaklaşma söz konuşudur.
Kız çocukları babalarına yakınlık gösterir ona hayrandırlar onun ideal bir eş
olduğunu düşünürler ellerinde geldikçe ona yemek yapmak gibi onu ilgisini
çekecek şeyler yaparlar. Annelerde erkek çocukların idolleridir. Annelerinin
ilgisini çekmek için ev işinde ona yardım eder, ona hediyeler almaya ve
yaşamlarını güzelleştirmeye çalışırlar. Bu duygusal süreç hem kızlarda hem
erkeklerde anne ve babalarının eşlerini sevdiğini anlarsa beni cezalandıracağı
hissini oluşturur ve korku başlar. Böylece kendi cinsine yönelme duygusu
edinmiş olurlar. Özdeşim dediğimiz kendi cinsinden ebeveynde benzeme
eğilimi oluşmuştur (Bayhan & Artan, 2007). Sosyal ortamda kendilerini
güvende hissederler, arkadaşları ile uyum içindedirler, neşeli ve hareketlilerdir.
Yardımlaşmayı seven akranları ile küçük gruplar halinde oynayan bir kişiliye
bürünmüştür. Ebeveynlerine yardım etmeyi seven ve ortak kararlar alımında
fikir söylemekten hoşlanan ve sorumluluk almakta istekli bir yapıya sahip
olmuşlardır. Ahlaki ve kültürel değerleri (iyi, kötü, doğru, yanlış) edindiği
dönemdir (Bak, 2011).
Okul Öncesi Dönem Psikomotor Gelişim
Psikomotor gelişim anne karnında başlayıp yaşam boyu devam eden
bir süreçtir. Motor kelimesi hareket anlamına gelmektedir bu hareketlerin
bazıları yaşam boyu devam eden refleks (nefes alıp vermek, göz kırpmak
32 | Spor Alt Yapısının Oluşturulmasında Okul Öncesi Dönemde Beden Eğitimi...
gibi) ve bilinçli yapılan motor (sıçramak, yürümek gibi) hareketler
olarak değerlendirilir (Orhan & Aydın , 2018).Motor gelişim yaşamın
sürdürülmesi için gereken günlük aktiviteler ile genel beceri ve spor dalına
has özel yeteneklerin gerçekleşmesini içerir (Türker, 2023). Gelişim yaşamın
ilk yıllarında bebeklik döneminde refleks hareketlerle başlayıp kısa zamanda
istemli motor davranışa döner. Her bir dönem bir sonraki dönem için hazır
bulunuşluk yapar. Motor beceriler basit bir halden karmaşık bir hale dönüşür
(Gallahue, Ozmun, & Goodway, 2017). Erken çocukluk dönemi motor
gelişimi açısından en önemli dönmedir ve yaşamın diğer dönemlerindeki
fiziksel gelişim ve motor becerilerin temel yapısını oluşturur (Özyürek,
Özkan, Begde, & Yavuz, 2015). Gallahue’nin motor becerileri açısından
gelişimi açıklamak içi kuramında piramit şeklinde 4 ana kısım şeklinde ele
almıştır (Yılmaz & Erkılıç, 2023).
Şekil 1. Gallahue’nin Motor Gelişim Piramit Modeli (Gümüşdağ & Yıldırım, 2018)
Temel Hareket Dönemi: Okul öncesi dönemi kapsayan bu dönemde
çocuk artık aile ortamında çıkıp farklı insanlar ve akranları ile bir araya
gelmektedir. Bu dönemde fiziksel gelişimi bebeklik dönemine göre yavaştır.
Çocuk kolay bir şekilde koşma, sekme gibi motor becerileri yapabilir (Yalçın,
2010). Yaşam için gerekli olan ve tüm çocukların edindiği kazanımlar olduğu
için ‘’temel beceri’’ denmiştir. Bu beceriler bir yerden sıçrama, bir topu
yakalama, tas fırlatma gibi temel motor becerilerdir. İki yaşından sonraki
dönemde çocuk önce kendi bedenini tanımaya başlar, bedeni yeterliliklerini ve
sınırlarını öğrenir sonrasında bedenini kontrol etmeyi öğrenir ve hareketleri
daha düzenli ve kontrollü şekilde yapmaya başlar.
Abdullah Yıkılgan / M. Haluk Sivrikaya | 33
Bu dönemde hareketlerin doğru kazandırılması çok önemlidir bunun
niçin iyi bir eğitim alınmalıdır Spora başlamadan önceki bu dönemde hazır
bulunuşluk için gerekli kazanımların doğru ve düzgün bir şekilde verilmedir
aksı takdirde bu davranışları düzeltmek çok güçtür. Çocuklar toplum içinde
yapacakları hareketlerden dolayı eleştirileceği korkusuna sahip olduğu için
çocukların cesaretlendirilmesi ve fırsat verilmesi önemlidir (Gümüşdağ &
Yıldırım, 2018). Bu dönem kazanımları hayatın devamı için gerek duyulan
hareketleri içerir. Çocuklar kendi başların kıyafetlerini çıkarım giyebilirler,
ayakkabılarını tek başlarına giyebilmelerine rağmen ayakkabı bağcıklarını
bağlayacak motor gelişime erişmemişlerdir. Kalemi rahatlıkla tutup karalama
ve boyama yapabilir. Resim çizebilir, bir nesneyi kopyalayabilir (İnanç,
Bilgin, & Atıcı, 2005). Kitap sayfalarını rahatlıkla çevirebilirler. Küçük
kas grupları ve gözler tam olarak gelişimlerini tamamlamadıkları için el-
göz koordinasyonunu sağlamakta güçlük çekerler. Bunun içinde ayrıntılı
ince motor kasların kullanıldı becerileri gerçekleştiremezler. Bu sebepten
okul öncesi etkinliklerinde kalın ya da büyük malzemeler kullanmalıdırlar
(Ergin & Yıldız, 2010). Çocuklar bu dönem içerisinde yerde duran veya
yuvarlanan topa tekme atabilirler, bir yardımcı eşliğinde öne takla atabilir,
makas kullanabilir, merdivenlerden inip çıkabilir, Topu sektirebilir, karşıdan
gelen topu yakalayabilirler, tek ayak üzerinde sekebilirler, örneğe bakarak
yazabilme ya da çizebilme yetilerini edinirler (Bayhan & Artan, 2007). Çocuk
bu motor kazanımları eğer edinmiş ise buz üzerinde hareket etme, yüzme,
tramplen kullanma, kaya sporları ve yüzme sporunun temel becerilerini
öğrenebilecektir. Dönemin sonuna doğru hareketler arası uyum ve çabukluk
gelişmiştir, dengede kalabilme ve uyum gibi motor becerilerde büyük bir
gelişim görülür. Motorik özelliklerden kuvvet, relatif kuvvet ve dayanıklılık
dönem sonunda dönem başına göre belirgin bir değişme görülmektedir
(Kale, 2003).
Okul Öncesi Beden Eğitimi ve Spor
Beden eğitimi ve spor; çocukların sadece bedenen değil, aklen ve ruhen
de gelişmeyi sağlamak için oyun etkinlikleri ile sportif hareketleri birleştirip
bedenen, ruhen ve sosyal yönden gelişimi sağlamayı amaçlayan bilim dalıdır
(Aracı,2006). Okul öncesi dönem çocukların olabildiğince hareketli oldukları
bir dönemdir. Çocukların bu ihtiyacını en iyi bir şekilde karşılayabileceği
çalışmaların başında beden eğitimi ve spor etkinlikleri gelmektedir. Bu
etkinliklerde çocukların gelişim özellikleri ön planda tutularak çocukların
hareket kabiliyetini attıracak, temel motor becerilerini geliştirecek etkinliklere
yer verilmektedir. Beden eğitim ve spor faaliyetleriyle birlikte iskelet sistemi,
dolaşım, solunum sistemlerin fizyolojik gelişimi ve kas gelişimi açısından
oldukça faydalıdır (Yarumkaya & Ulucan, 2015).
34 | Spor Alt Yapısının Oluşturulmasında Okul Öncesi Dönemde Beden Eğitimi...
Milli eğitim bakanlığı bu yaş dönemi için hareket ve oyuna çok önem
verdiğini (Okul Öncesi Eğitim Programı/Etkinlik Çeşitleri ve Açıklamaları)
da su sözlerle belirtmiştir (MEB, 2013):
‘‘Hareket etkinliğinin amacı, çocukların temel hareket becerilerini
geliştirerek çocuğun fiziksel, motor, bilişsel, dil, sosyal ve duygusal,
gelişimine ve öz bakım becerilerine katkıda bulunmaktır. Böylece çocuğun
fiziksel etkinliklere yaşam boyu katılımı da sağlanabilir. Çocukların
fiziksel ve motor yeterliliklerinin, algısal motor gelişimlerinin ve hareket
becerilerinin yani yer değiştirme, nesne kontrolü ve denge becerilerinin
geliştirilmesini içeren etkinliklerdir. Bu etkinlikler süresince çocukların temel
hareket becerileri, beden farkındalığı motor yeterliliği (güç, koordinasyon,
hız, çabukluk) ve fiziksel yeterliliği (esneklik, kuvvet, dayanıklılık) gelişir.
Örnek etkinlikler: Beden farkındalığını (bedenin omuz, bel, dirsek ve bilek
gibi değişik bölümleri), alan farkındalığını (yukarı, aşağı, ön, arka, sağ,
sol gibi), kuvvet, hız, çabukluk, esneklik, dayanıklılık ve koordinasyonu
geliştirici etkinlikler, yapılabilecek etkinlikler arasındadır. Çocukların bireysel
özelliklerini dikkate alan, onları güdüleyici, benlik algılarını ve özgüvenlerini
pekiştirici etkinliklere yer verilmelidir. Uygulamalarda çevre düzenlemesine,
çocukların yaşlarına uygun ve temel hareket becerilerini kazandırmada etkili
olacak materyaller seçilmesine özen gösterilmelidir. Etkinliklerde top, ip,
tebeşir, hullahup, denge tahtası gibi yapılandırılmış materyaller gibi açık
hava oyun materyallerinin kullanımına ek olarak doğanın çocuklara sunduğu
farklı yapıdaki zeminler, tırmanma olanakları, denge için kullanılabilecek
kütükler gibi materyal ve ortamlar da kullanılmalıdır. Ayrıca geleneksel/
yöresel çocuk oyunlarının, açık havada oynanan sokak oyunlarının da
hareket etkinlikleri kapsamına dâhil edilmesi etkinlikleri çeşitlendirecektir.
Hareket etkinliği, çocukların motor gelişimlerinin desteklenmesi ve hareket
becerilerinin kazandırılması amacıyla ele alınabileceği gibi geçiş etkinliği
olarak da uygulanabilir. Bu durumda yapılacak çalışmalar için etkinlik planı
hazırlanmasına ve bunların günlük eğitim akışına yazılmasına gerek yoktur.
Etkinlikler en az 30 dakika sürmeli bu sürenin ilk 5 dakikası ısınma oyunları,
20 dakikası bir önceki uygulamanın tekrarı ve yeni temel hareket becerileri,
son 5 dakikası da soğuma etkinlikleri olmalıdır. Hareket beceri etkinlikleri
sınıf içinde veya açık havada, bahçede uygulanabilir.’’
Okul öncesi olarak adlandırılan bu dönemde yapılacak beden eğitimi
ve spor faaliyet planında, çocuklara doğru bir poster kazandırma, spor
branşlarına geçmeden önceki temel motor becerileri kazandırmaya, kaba
ve ince kas geliştirmeyi amaçlayan etkinlikler yer almalıdır (Yavuz &
Özyürek, 2018). B u dönemde beden eğitimi ve spor derslerinde, engel
altın geçişler, dayanma, merdiven inip çıkma, bir yerden asılma sallanma,
Abdullah Yıkılgan / M. Haluk Sivrikaya | 35
bir yere dayanama çekmeler ve itmeler gibi birleşimlerden oluşur. Genel ve
üst-alt ekstremite kuvveti ve dayanıklılık geliştirmek amaçlanmalıdır. Bu tür
aktiviteleri yaparken çocukların sıkılmasının önlemek için değişik formlarda
eğlenceli oyunlar şeklinde uygulamalar yapılmalıdır (Kale, 2003). Erken
yaştan itibaren hareketlilik kazandırılan çocuk sporu, yaşamın devam etmesi
için (su içme ve uyumak gibi) gerekli bir alışkanlık gibi görür. Bu dönem
temel motor becerilerde uzmanlaşmasında çok önemli bir yere sahiptir (Özer
& Özer, 2012).Herhangi bir spor branşında elit düzeyde bir başarı edinmek
istiyorsak bu erkan yaşta ve doğru bir yönlendirmeyle gerçekleşe bilir.
Erken yaşta çocuklara psikomotor gelişimleri desteklenmelidir bunun için
erken yaştan itibaren beden eğitimi ve spor dersi ve öğretmeniyle çocukları
buluşturmamız gerekmektedir (Kıyıcı & Aladdinoglu, 2022). Okul öncesi
beden eğitimi uygulamaları çocukların hem fiziksel hem de fizyolojik gelişime
katkıda bulunmak, sosyalleşmesini sağlamak, motor yetilerini geliştirmek ve
boş zamanlarını değerlendirmek için çok önemlidir (Günsel, 2011). Dönem
çocuğuna anlamanın, iletişim kurmanın en iyi yolu onun kendini en iyi
hissettiği yer olan oyunlarda yer almakla gerçekleştirilebilir. Oyunla çocuk
bir yandan eğlenirken diğer yandan motorsal, sosyal ve duygusal olarak
da gelişim gösterir. Çocuk oyun içerisinde çeşitli rol ve modellere girerek
dünyayı algılamaya ve kavramaya başlar (Güler İ. , 2023). Yaşama evinde
odasıyla başlayan çocuk okul öncesi eğitim dönemiyle dünyası genişler ve
bu dünyada çocuk kendini ifade etme fırsatı bulur bunu da en iyi oyunla
la gerçekleştirir. Oyun çocuğun tüm gelişim bölümlerini destekleyip, ona
öğrenme imkânı sağladığı için çok önem arz etmektedir (Alaeddinoğlu,
Şebin, & Çakır, Investigating curling athletes’ effective communication skills,
2022). Oyunda çocuklar birbirlerine bir şeyler öğretmezler onlar sadece
deneyimleri yoluyla öğrenmeleridir (Tümkaya & Gülaçtı, 2010).Oyunla
çocuk düşüncelerini rahatlıkla anlatabilir, karşısındaki akranlarını anlar ve
fikir paylaşımında bulunurlar (Begum Karaman, 2020). Bu dönem çocukları
uzun süre dikkatini toplayamadığı için yapılacak oyun etkinlik süreleri iyi
ayarlanmalı birden fazla etkinlik gerçekleştirilmelidir. Oyunlarda bol bol
övgü içerikli ve teşvik edici cümleler kullanılmalıdır (Arıcı, 2000). Oyun
beden eğitimi ve spor eğitimde çevresel bir faktör olarak görülmektedir.
Çocukların gelişim özellikleri dikkate alınarak hazırlanan oyun etkinlikleri
çocukların psikomotor gelişimi için çok önemli bir faktördür (Toprakkaya,
2004). Bu dönemde uygulanacak beden eğitimi ve spor etkinlikleri çocukların
kendilerini hem güvende hissettiği hem de kendini en iyi ifade ettiği yer olan
oyun etkinlikleri şeklinde olmalıdır.
Beden eğitimi ve spor dersleri okul öncesi dönemde dahil olmak üzere
tüm eğitim kademelerinde çok önem verilmemektedir. Bunun nedenleri
36 | Spor Alt Yapısının Oluşturulmasında Okul Öncesi Dönemde Beden Eğitimi...
arasında fiziksel etkinlik yapacak alanın ve malzemenin yetersizliği, yeterli
sayıda beden eğitimi ve spor öğretmenin olmayışı ve ders saatlerinin yeterli
olmayışı gibi nedenler yer almaktadır (Alaeddinoğlu, 2020). Özellikle okul
öncesi dönemin zorunlu eğitim kapsamında olmayışı ve bu kurumlarda fiziksel
etkinliklerin beden eğitimi öğretmenleri dışındaki eğitimcilerin girmesi bu
dönemdeki en büyük eksiklik olarak görülmektedir (Tepeli, 2021). Beden
eğitimi ve spor öğretmenleri bir yandan çocukların gelişim dönemine uygun
psikomotor, duygusal ve ruhsal gelişimine katkıda bulunurken diğer yandan
yetenekli çocukların spor branşlarına yönlendirme vazifesini üslenmektedir
(Sunay, 1998). Bu dönem için beden eğitim ve spor derslerinde çocukların
postürlerini değerlendirici çalışmalar, koşma, tırmanma, denge gibi büyük
kas gruplarını geliştirici çalışmalar, oyun içerisinde yarışlara ver verilmelidir.
Dersler iç ortam yerine daha çok dış mekanlarda gerçekleştirilmelidir (Aracı,
2000). Beden eğitimi ve spor dersinin okul öncesi kurumlarda daha ciddi
bir şekilde, yeterli malzeme ve işin uzmanı konumundaki beden eğitimi ve
spor öğretmeni eşliğinde yapılması çocukların çok yönlü gelişimine katkı
sağlayacağı aşikârdır. Temel becerileri doğru edinmeleri ve uygun branşlarla
spor hayatlarına devam etmeleri için okul öncesi kurumlarda sportif
etkinliklere beden eğitimi ve spor öğretmenleri hayati öneme sahiptir. Bu
hem çocukların doğru bir sosyal, duygusal ve psikomotor gelişim hem de üst
düzey sportif başarı için gereklidir (Alaeddinoğlu & Kishalı, 2022).
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Okul öncesi dönem çocuklar ev ortamında çıkıp akranları ile bir araya
gelmeye başladığı dönemdir. Bu dönemde çocuklar hayatı oyun yoluyla
anlarlar yani oyun onlar içim hayatın kendisidir. Onun için bu döneme
oyun dönemi denmektedir. Bu dönemde çocuklar oyun yolu ile akranlarıyla
iletişime geçip kendisini ifade ederler. Oyunla çocuk değişik rollere bürünür,
kendi potansiyelinin fark eder ve yeni fikirler üretim keşfetme yeteneğini
geliştirir (Bayram, 2023).Çocuk oyun yoluyla temel becerilerini edinip
geliştirir. Çocukların hem eğlenceli vakit geçirmeleri hem de doğru bir
şekilde temel motor becerileri edinmeleri için işin uzmanları olan beden
eğitimi ve spor öğretmenleri eşliğinde bu oyunları oynamaları gelişimleri
açısından çok önemlidir. Bilişim çağında olduğumuz bu dönemde çocuklar
zamanının çoğunu bilgisayar ve tabletlerin başında elektronik oyunlarla
geçirmektedirler. Bu çocukların sadece bedensel değil sosyal ve ruhsal açıdan
da oluşuz etkilemektedir. Bu durumu tersine çevirmek için okul öncesi
eğitim kurumlarında özellikle oyun içerikli sosyal etkinliklere daha fazla yer
verilip bu etkinlikleri yapması içinde beden eğitimi ve spor öğretmenlerine
çok büyük ihtiyaç vardır.
Abdullah Yıkılgan / M. Haluk Sivrikaya | 37
Spor bireyin ruhsal, sosyal ve bedensel gelişim gibi birçok açıdan
gelişim sağlarken asıl amaçlarından biri de bir amaç doğrultusunda yapılan
aktivitedir. Bu amaçlar her spor branşı için faklı olsa da bu amaçlara ulaşmak
için uzun süreli çalışma istemektedir. Sportif aktivitelerin devem etmesi için
çeşitli spor kulüpleri alt yapılar oluşturmuşlardır. Bu alt yapılarda küçük
yaştan başlayarak sporculara eğitimler verilmektedir. Alt yapıların aktif bir
şekilde işleyebilmeleri için bu kurumlara çocuklarımızı uygun zamanda ve
doğru kurumlara yönlendirmek gerekmektedir. Çocuklarımızı ne kadar
erken zamanda ve doğru spor branşına yönlendirirsek başarıda o oranda
gerçekleşecektir. Beden eğitimi ve spor öğretmenleri çocukların hem
temel motor becerilerinin doğru bir şekilde edinmelerini hem de yetenekli
öğrencilerin doğru spor branşlarına yönlendirilmesinde önemli bir göre
sahiptirler. Ülkemizdeki okul öncesi kurumlarının sayısının attırılıp sportif
etkinlikleri dersinin işin uzmanı olan beden eğitimi ve spor öğretmenleri
tarafından verilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda okul öncesi dönemle
başlayıp tüm eğitim kuramlarında sportif etkinlikleri derslerine beden
eğitimi ve spor öğretmenleri tarafından verilmeli yanında yeterli malzemeye
ve zamana ihtiyaç vardır.
38 | Spor Alt Yapısının Oluşturulmasında Okul Öncesi Dönemde Beden Eğitimi...
Kaynakça
Özer, D. S., & Özer, K. (2012). Çocuklarda Motor Gelişim (7 b.). Ankara: No-
bel Akademi Yayıncılık.
Özyürek, A., Özkan, İ., Begde, Z., & Yavuz, N. (2015). Okul Öncesi Dönemde
Beden Eğitimi ve Spor. International Journal of Science Culture and Sport,
s. 479-488. doi:https://doi.org/10.14486/IJSCS314
Akandere, M. (2006). Eğitici Okul Oyunları (3 b.). Ankara: Nobel Yayın Dğıtım.
Alaeddinoğlu, V. (2020). The Attitudes of University Students’ Regarding Phy-
sical Education and Sports Lesson. Ambient Science Physical Education &
Sports, 7(Esp. 1), 165-169.
Alaeddinoğlu, V., & Kishalı, N. F. (2022). Trt Kanallarında yayınlanan çizgi
filmlerde spor öğesinin değerlendirilmesi. Social Sciences Studies Journal
(SSSJournal), 5(41), 4157-4173.
Alaeddinoğlu, V., Şebin, K., & Çakır, B. Ö. (2022). Investigating curling athle-
tes’ effective communication skills. Revista online de Política e Gestão Edu-
cacional, 26(sp.1).
Altın , A., & Akalın, C. (2008). Zihinsel Antrenman ve Yüksek Performans.
Spormetre Beden Eğitimi ve Spor Dergisi, 6(1), s. 39-43. doi:https://doi.
org/10.1501/Sporm_0000000131
Arıcı, H. (2000). Öğretmen ve Öğrenciler İçin Okullarda Beden Eğitimi (2 b.).
İstanbul: Bağırgan Yayınevi.
Aracı, H. (2006). Öğretmen ve Öğrenciler İçin Okullarda Beden Eğitimi. Nobel
Yayın Dağıtım.
Aydın, A. (2016). Eğitim Psikolojisi (14 b.). Pegam Akademi.
Aydın, B. (2005). Çocuk ve Ergen Psikolojisi. İstanbul: Atlas Yayınları.
Bak, M. (2011). Çocuk Gelişimi. İstanbul: Cinis Yayınları.
Bayhan, P. D., & Artan, İ. (2007). Çocuk Gelişimi ve Eğitimi. İstanbul: Morpa
Yayınları.
Bayhan, P. S., & Artan, İ. (2007). Çocuk Gelişim ve Eğitimi. İstanbul: Morpa
Kültür Yayınları Ltd. Sti.
Bayram, E. (2023). Okul Öncesi Eğitim Programlarında Çocuk Oyunları Üze-
rine Çalışmalar. N. Kishalı, F. Kıyıcı, E. Tozoğlu, & V. Alaeddinoğlu
(Dü) içinde, Sporda Bilimsel Yaklaşımlar ve Lisans Üstü Öğrenci Araştırma-
ları (15-26, Çev.). Gaziantep: Özgür Yayınları.
Begum Karaman, E. S. (2020). Okul Öncesi Eğitim Kurumlarında Oynatılan
Fiziksel Etkinliğe Dayalı Oyunların Psikomotor Gelişim Üzerine Etkisi.
Niğde Ömer Halis Demir Üniversitesi Beden eğitimi ve SporBilimleri Dergisi,
14(3), s. 529-539.
Dündar, U. (2017). Antrenman Teorisi. Ankara: Nobel Akademi Yayıncılık Eği-
itm Danışmanlığı Tic. Ltd. Sti.
Abdullah Yıkılgan / M. Haluk Sivrikaya | 39
Ergin, H., & Yıldız, S. (2010). Gelişim Psikolojisi (1 b.). Ankara: Nobel Yayınları.
Gülay, H. (2009, Haziran). 5-6 Yaş Çocukların Sosyal Konumlarınıı Etkileyen
Çeşitli Değişkenler. Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Dergisi.,
6(1), s. 104-121.
Gülay, H. (2009). Okul Öncesi Akran İlişkisi. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilim-
ler Enstitüsü Dergisi, 12(22), s. 82-93.
Güler, İ. (2023, Mart). TR83 İlleri (Amasya, Samsun, Çorum, Tokat) Dev-
let İlkokullarındaki Anasınıflarının Beden Eğitimi ve Oyun Etkinliklerine
Yönelik İmkânlarının Değerlendirilmesi. Gaziantep Üniversitesi Spor Bi-
limleri Dergisi, 8(1). doi:10.31680/gaunjss.1148647
Güler, M. Ş., & Yıldırım, G. (2022). Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nda
Eğitim Gören Sporcularda Reaksiyon Zamanı, Vücut Yağ Yüzdesi ve
Denge, Parametreleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Akdeniz Spor Bi-
limleri Dergisi, 5(1), 348-358.
Gümüşdağ, H., & Yıldırım, M. (2018). Spor Bilimlerinde Çocuklarda Motor Ge-
lişim (1 b.). Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.
Günsel, A. M. (2011). Okul Öncesinde Beden Eğitimi ve Uygulamaları (2 b.).
Ankara: Anı Yayınları.
Gallahue, D. L., Ozmun, J. C., & Goodway, J. D. (2017). Understanding Motor
Development (7 b.). (D. S. Özer, A. Aktop, Dü, D. S. Özer, A. Aktop,
Y. Fazıloğlu, M. A. Öztürk, C. E. Ağlamış, B. A. Tuğrul, . . . Y. Özdöl,
Çev.) Ankara: Nobel Akademi Yayıncılık.
Hodges, E. V., Malone, M. J., & Perry, D. G. (1997). Indıvidual risk and social
risk as interacting determinants of victimization in the peer group. Deve-
lopmental Psychology, 33(6), s. 1032-1039.
İnanç, B. Y., Bilgin, M., & Atıcı, M. K. (2005). Çocuk ve Ergen Gelişimi (2 b.).
Ankara: Nobel Kitap Evi.
Kıyıcı, F., & Aladdinoglu, V. (2022). Kayak Alp Disiplini İçin Yetenek Seçimi
Üzerine Bir Derleme. Uluslararası Gelişim Akademisi, 1(1), s. 14-32.
Kızılet, T. (2011). Genç Bayan Futbolcularda Koordinasyon ve Pliometrik Çalışma-
ların Koşu Ekonomisi ve Diğer Biomotor Özellikler Üzerine Etkisi. İstanbul:
Marmara Üniversitesi.
Kale, R. (2003). Beden Eğitimi ve Oyun Öğretimi (1 b.). Ankara.
Karaca, N. H., Aral, N., & Gündüz, A. (2011). Okul Öncesi Dönem Çocukla-
rının Sosyal Davranışının İncelenmesi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Kuram-
sal Eğitimbilim, 6(2), s. 65-76. https://dergipark.org.tr/tr/pub/akukeg/
issue/29343/314004 adresinden alındı
MEB. (2013). Okul Öncesi Eğitim Proğramı.
Muratlı, S. (2003). Antrenman Bilimi Yaklaşımıyla Çocuk ve Spor. Ankara: Nobel
Yayınları.
40 | Spor Alt Yapısının Oluşturulmasında Okul Öncesi Dönemde Beden Eğitimi...
Naci Kara, M. B. (2023, Nisan). Okul Öncesi Eğitiminin Önemi ve Gerekliliği
Üzerine Bir Değerlendirme. Internationa Social, Mentality and Researcher
Thinkers Journal, 9(70).
Orhan, R., & Aydın , S. (2018, Temmuz). Psiko-motor ve Gelişim Kuramları
Açısından Spor Pedagojisi. Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,
8(2), s. 523-540.
Santrock, J. W. (2011). Yaşam Boyu Gelişim Psikolojisi. (P. G. Yüksel, Çev.) An-
kara: Nobel Yayıncılık.
Savaş, B. Ç., & Turan, M. (2023). Exploring Perceived Learning Among Stu-
dents of Sports Sciences in Distance Education. Physical Culture and
Sport. Studies and Research, 98(1), 13-26.
Sevim, D. Y. (1997). Antrenman Bilimi. Ankara: Tutibay Ltd. Şti.
Sevimli, D. (2015). Sporda Yetenek Geliştirme Sürecinin Yönetimi. CBÜ Beden
Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 10(1), s. 1-9.
Smith, E. E., Hoeksema, S. N., Fredrickson, B., & Loftus, G. R. (2020). Psiko-
lojiye Giriş (14 b.). (Ö. Öncül, & D. Ferhatoğlu, Çev.) Ankara: Arkadaş
Yayınevi.
Sunay, H. (1998). Spor Eğitim Alt Yapısında Beden Eğitimi Öğretmeni ve Ant-
renörün Önemi. Beden eğitimi Spor Bilim Dergisi, 3(2), s. 43-50.
Tümkaya, S., & Gülaçtı, F. (2010). Erken Çocukluk Eğitimi. Ankara: Nobel
Yayıncılık.
Türker, Ü. (2023). Motor Gelişim. S. B. İbrahim Can (Dü.) içinde, Kuram-
dan Uygulamaya Sportif Performans (s. 31-45). İstanbul: Efe Akademi
Yayıncılık.
Tepeli, K. (2021). Motor( Haraket) Gelişimi. M. E. Deniz (Dü.) içinde, Erken
Çocukluk Döneminde Gelişim. Ankara: Pegam Akademi.
Toprakkaya, İ. (2004). Oyun, Beden Eğitimi ve Spor Öğretiminin Eğitsel Temelleri.
Ankara: Nobel Yayınları.
Turan, M., Tatlısu, B., Tatlısu, T., & Uçan, İ. (2021). Spor Bilimleri Fakültesi
Öğrencilerinin Sıkıntıya Dayanma Düzeylerinin Spor ve Çeşitli Değiş-
kenlere Göre İncelenmesi (Atatürk Üniversitesi Örneği)*. Kafkas Üniver-
sitesi Spor Bilimleri Dergisi, 1(1), 63-75.
Yıkılgan, A. (2016). Kış porlarına Başlayan 8-14 Yaş Erkek Öğrencilerde Biyomoto-
rik Özelliklerin İncelenmesi. Ağrı: İbrahim Çeçen Üniversitesi.
Yılmaz, K. B., & Erkılıç, A. O. (2023). Okul Öncesi ve İlköğretim Dönemin-
de Psiko-Motor Gelişimin Fiziksel Aktivite Üzerindeki Önemi. Journal
of Currıculuma and Educatıonal Studıes, 1(2), s. 292-305. doi:10.5281/
zenodo.10429678
Yalçın, H. (2010). Çocuk Gelişimi (1 b.). Ankara: Nobel Yayın Dağıtım Tic.
Ltd.Şti.
Abdullah Yıkılgan / M. Haluk Sivrikaya | 41
Yarumkaya, E., & Ulucan, H. (2015). Çocuklarda Hareket Eğitimi Programı-
nın Motor Gelişim Üzerine Etkisi. International Journal of New Trends in
Arts, Sports &ScienceEducation, 4(1).
Yavuz, N. F., & Özyürek, A. (2018). Effects of Physical Education and Sport
Activities on Motor Skills of. Karaelmas Journal of Educational Sciences,
6(1), s. 40-50.
Yetim, A. A. (2006). Sosyoloji ve Spor. İstanbul: Morpa Kültür Yayınları.
43
Bölüm 3
Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar
ve Fırsatlar
Neslihan Kandil1
Davut Budak2
Özet
Spor endüstrisi, küresel ekonomik ve sosyal etkiye sahip devasa bir sektördür.
Ancak spor etkinliklerinin ve tesislerinin çevre üzerindeki etkisi göz ardı edilemez.
Spor etkinlikleri düzenlemek büyük miktarda enerji ve su tüketir, atık üretir ve
CO2 emisyonu üretir. Bu durum spor sektörünün sürdürülebilirlik konusunda
ciddi adımlar atmasını gerektiriyor Sürdürülebilirlik, çevresel etkinin azaltılmasını,
enerji verimliliğini ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını, su tasarrufu
ve atık yönetimini içerir. Aynı zamanda ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik
stratejileri de spor sektörünün geleceği açısından önem taşımaktadır.
Spor endüstrisindeki sürdürülebilirlik uygulamaları, yüksek başlangıç
maliyetleri, farkındalık eksikliği ve kültürel direnç gibi zorluklarla karşı
karşıya kalsa da uzun vadeli önemli fırsatlar sunuyor. Enerji verimli
uygulamalar ve yenilenebilir enerji kullanımı maliyet tasarrufu sağlayabilirken,
sürdürülebilirlik projeleri de yeni gelir akışları yaratabilir. Ayrıca toplumsal
farkındalığı artırarak ve spor kulüplerini sosyal sorumluluk projelerine dahil
ederek sosyal sürdürülebilirliği desteklemektedir.
Bu çalışmanın amacı, spor endüstrisinde sürdürülebilirlik ile ilgili yürütülen
uygulamalarının karşılaştığı zorlukları ve bu zorluklarla başa çıkmak için
sunulan fırsatları detaylı bir şekilde ele almak, spor etkinliklerinin ve tesislerinin
çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik boyutlarını inceleyerek, spor
organizasyonlarına ve kulüplere daha yeşil ve daha sürdürülebilir uygulamaları
benimsemek için stratejik öneriler sunmak, spor endüstrisindeki tüm paydaşlar
arasında sürdürülebilirlik konusunda farkındalık yaratmak ve sürdürülebilir bir
spor endüstrisi oluşturmak için atılması gereken adımları belirlemektir.
1 Doktora Öğrencisi Atatürk Üniversitesi, Kış Sporları Enstitüsü, Doktora Öğrencisi,
neslihankandil44@gmail.com https://orcid.org/0000-0003-1004-5432
2 Doç. Dr. Atatürk Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Erzurum/Türkiye
https://orcid.org/0000-0003-2632-0232
https://doi.org/10.58830/ozgur.pub485.c2007
44 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
Giriş
“Sürdürülebilirlik günümüzde toplumsal, ekonomik ve çevresel
açılardan büyük bir öneme sahiptir. Küresel ısınma, çevresel bozulma ve
doğal kaynakların azalması gibi sorunlar, her sektörde olduğu gibi spor
endüstrisinde de sürdürülebilirlik uygulamalarının benimsenmesini zorunlu
kılmaktadır. Spor endüstrisi, dünya genelinde milyonlarca insanı bir araya
getiren etkinlikleriyle hem ekonomik hem de sosyal açıdan büyük bir etki
yaratmaktadır. Ancak bu etkinlikler, aynı zamanda önemli çevresel etkilere
neden olabilir. Spor tesislerinin yapımı, enerji tüketimi, atık yönetimi ve
su kullanımı gibi unsurlar, spor endüstrisinin çevresel etkisini artırabilir.”
(Collins et al., 2007).
Sürdürülebilir spor, spor etkinliklerinin ve tesislerinin çevresel, ekonomik
ve sosyal açılardan sürdürülebilir olması demektir. Spor endüstrisinin
sürdürülebilirlik konusundaki zorluklarını ve fırsatlarını anlamak, gelecekte
daha yeşil ve sürdürülebilir bir spor endüstrisi oluşturmak için son derece
önemlidir. Spor organizasyonları ve kulüpleri, sürdürülebilirlik stratejilerini
benimseyerek hem çevresel etkilerini azaltabilir hem de toplumsal faydalar
sağlayabilir. Örneğin, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, atık
yönetimi ve geri dönüşüm programları, spor etkinliklerinin çevresel etkilerini
önemli ölçüde azaltabilir (Kishalı, Alaeddinoğlu & Dal, 2021; McCullough
& Kellison, 2016).
Ancak spor endüstrisinde sürdürülebilirlik uygulamalarının yaygın
biçimde benimsenmesi çeşitli zorluklarla karşı karşıyadır. Bu zorluklar
arasında yüksek başlangıç maliyetleri, farkındalık eksikliği ve kültürel
direnç yer alıyor. Ancak sürdürülebilirlik uygulamalarının uzun vadede
maliyet tasarrufu, yeni gelir kaynakları yaratılması, toplumsal farkındalığın
artırılması gibi önemli fırsatlar sunduğunu da göz ardı etmemeliyiz (Smith
& Westerbeek, 2007).
Sürdürülebilirlik sadece çevresel konularla sınırlı olmayıp ekonomik ve
sosyal konuları da içinde barındıran geniş bir terimdir. Spor endüstrisindeki
sürdürülebilirlik uygulamaları sosyal sorumluluk projeleri ve ekonomik
sürdürülebilirlik stratejilerinin yanı sıra enerji verimliliği, su tasarrufu, atık
yönetimi gibi çevresel faktörleri de içermektedir. Örneğin spor kulüpleri
ve kuruluşları, yerel topluluklarla birliği yaparak toplumsal farkındalığı
artırmak ve sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunmak amacıyla çevre
eğitimi programları düzenleyebilir. Ekonomik açıdan bakıldığında yeşil
yatırımlar ve yenilikçi finansman modelleri, spor endüstrisinin uzun vadeli
sürdürülebilirliğinin sağlanmasında önemli bir rol oynayabilir (Babiak ve
Wolfe, 2009). Bu kapsamlı yaklaşım, spor endüstrisindeki tüm paydaşların
Neslihan Kandil / Davut Budak | 45
katılımını gerektiren ve daha sürdürülebilir bir gelecek için ortak bir vizyon
oluşturmayı amaçlayan bir süreçtir.
Bu bölümde spor endüstrisinde sürdürülebilirlik kavramı, ortaya çıkan
zorluklar ve bu zorlukların nasıl aşılabileceği konusunda fırsatlar ayrıntılarıyla
anlatılacaktır. Sürdürülebilir spor uygulamaları çevresel, ekonomik ve sosyal
açılardan ele alınacak ve spor endüstrisinin gelecekte nasıl daha sürdürülebilir
hale gelebileceğine odaklanılacak.
1.Sürdürülebilirlik Kavramı ve Önemi
Sürdürülebilirlik, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama
kabiliyetinden ödün vermeden, mevcut nesillerin ihtiyaçlarını karşılamak
için kaynakları ve çevreyi kullanma sürecini ifade eder. Bu kavram çevresel,
ekonomik ve sosyal boyutların entegrasyonunu gerektirir ve bu üç boyutun
uyumlaştırılmasını amaçlamaktadır. Sürdürülebilirlik kavramı kaynakların
verimli ve sorumlu kullanımını, çevrenin korunmasını, ekonomik kalkınmanın
sağlanmasını ve toplumsal refahın artırılmasını kapsamaktadır.
Birleşmiş Milletler Brundtland Komisyonu’nun 1987 yılında
yayınladığı “Ortak Geleceğimiz” raporunda sürdürülebilir kalkınma şöyle
tanımlanmaktadır: “Sürdürülebilir kalkınma, gelecek nesillerin kendi
ihtiyaçlarını karşılama kabiliyetinden ödün vermeden, mevcut neslin
ihtiyaçlarını karşılayan kalkınmadır” (Brundtland, 1987).
Sürdürülebilirlik kavramı çevresel boyutlarla sınırlı olmayıp ekonomik
ve sosyal sürdürülebilirliği de kapsamaktadır. John Elkington, ‘üçlü sonuç’
yaklaşımını kullanarak şirketlerin yalnızca finansal performanslarını değil
aynı zamanda çevresel ve sosyal etkilerini de dikkate almaları gerektiğini
savunmaktadır (Elkington, 1997). Bu yaklaşım, sürdürülebilir uygulamaları
benimseyerek işletmelerin uzun vadede daha dayanıklı ve dirençli olmalarını
teşvik etmektedir.
Sürdürülebilirliğin global önemi
Sürdürülebilirlik, küresel ölçekte kaynakların etkin yönetilmesinde,
çevrenin korunmasında ve toplumsal refahın artırılmasında önemli bir
rol oynamaktadır. Birleşmiş Milletler’in 2030 Sürdürülebilir Kalkınma
Hedefleri (SKH’ler), bu önemi vurgulayan kapsamlı bir alan sunmaktadır.
Küresel düzeyde sürdürülebilirlik, farklı ülke ve toplulukların ortak çabalarını
ve gelecek nesillerin yaşam kalitesinin korunması için acil eylem gerektirir.
Bu da yoksulluğun azaltılması, eşitsizliklerin ortadan kaldırılması, temiz
su ve sanitasyonun sağlanması, iklim değişikliğiyle mücadele ve karasal
ekosistemlerin korunması gibi çok çeşitli hedefleri içermektedir (United
Nations, 2015).
46 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
Sürdürülebilirlik ekonomi için de önemli bir konudur. Şirketler
sürdürülebilir uygulamaları benimseyerek uzun vadeli başarı sağlayabilirler.
John Elkington tarafından geliştirilen “üçlü sonuç” (Triple Bottom Line)
yaklaşımını kullanan şirketler, finansal performansın yanı sıra çevresel ve
sosyal etkiyi de göz önünde bulundurarak yalnızca kısa vadeli karlılığı değil
aynı zamanda uzun vadeli sürdürülebilirliği de sağlarlar (Elkington, 1997).
Sürdürülebilirlik toplumsal kalkınma için de önemlidir. Eğitim, sağlık,
adalet ve güvenlik gibi temel insan ihtiyaçlarının karşılanması, sürdürülebilir
bir toplum inşa etmenin temel unsurudur. Sürdürülebilirlik çabaları, sosyal
adaleti sağlayarak ve sosyal eşitsizlikleri azaltarak daha kapsayıcı ve dirençli
toplumların oluşmasına yardımcı oluyor.
Spor endüstrisinin büyüklüğü ve çevresel etkileri
Spor endüstrisi dünya çapında milyarlarca dolarlık ekonomik etkiye sahip
büyük bir endüstridir. Bu sektör, profesyonel spor ligleri, spor malzemeleri
üretimi, spor turizmi, medya hakları, reklam ve sponsorluk gelirleri dahil
olmak üzere çeşitli alanlarda faaliyet göstermektedir. Küresel spor endüstrisi,
ekonomik büyüklüğü ve etkisi nedeniyle sadece spor organizasyonları
üzerinde değil aynı zamanda çevresel kaynakların kullanımı, atık oluşumu
gibi faktörler üzerinde de önemli bir etkiye sahiptir. Özellikle büyük ölçekli
spor etkinliklerinin ve stadyumların inşası ve işletilmesi, enerji, su ve diğer
kaynakların yoğun tüketimine yol açmaktadır. Ayrıca, bu tesislerin işletimi
sırasında oluşan atık ve karbon emisyonları, çevresel sürdürülebilirlik
açısından önemli bir endişe kaynağıdır (Coates & Tschirhart, 2017).
Spor endüstrisinin çevresel etkileri üzerine yapılan araştırmalar, bu
etkilerin azaltılması için farklı stratejilerin benimsenmesi gerektiğini
göstermektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş enerji verimliliğini
artırır, su tüketimini azaltır ve atık arıtma süreçlerini iyileştirir. Bunun gibi
sürdürülebilirlik girişimleri, spor endüstrisinin uzun vadeli çevresel etkilerini
azaltarak daha sürdürülebilir bir geleceğe doğru atılmış önemli bir adım
olarak görülmektedir.
2.Spor ve Sürdürülebilirlik Bağlantısı
Spor endüstrisi ile sürdürülebilirlik arasındaki ilişki son yıllarda önemli bir
araştırma ve tartışma konusu haline gelmiştir. Spor, geniş kitlelere ulaşmak
için güçlü bir iletişim aracı olarak kullanılıyor ancak aynı zamanda çevresel
ve sosyal sürdürülebilirlik ilkelerinin yayılması için de önemli bir platform.
Özellikle büyük ölçekli spor etkinlikleri düzenlenirken çevresel etkinin
en aza indirilmesi ve CO2 emisyonunun azaltılması için çeşitli önlemler
alınmaktadır (Horne & Manzenreiter, 2006).
Neslihan Kandil / Davut Budak | 47
Spor endüstrisi, çevresel sürdürülebilirlik uygulamalarını benimseyerek,
enerji verimliliğini artırarak, atık yönetimini iyileştirerek ve yenilenebilir
enerji kaynaklarına geçerek çevresel ayak izini azaltmaya çalışıyor. Bu tür
girişimler, spor tesisleri inşa etmenin ve işletmenin çevresel etkisini azaltmaya
yardımcı olur. Spor endüstrisi sosyal sürdürülebilirlik açısından da önemli
bir rol oynamaktadır. Spor, insanları bir araya getirerek, sosyal eşitlik ve
adalet bilincini artırarak toplumu etkiler. Sporun özellikle gençler üzerindeki
etkisi ve toplumsal değişim potansiyeli, sürdürülebilirlik gündemindeki
yerini daha da güçlendirmektedir (Pfister & Kempf, 2006).
Spor etkinliklerinin çevresel etkileri
Çevrenin korunması ve iklim değişikliği uzun yıllardan beri tartışılan
konulardır, ancak son zamanlarda uluslararası medyada yer alan ilginin
artması nedeniyle giderek daha fazla ulusötesi bir sorun haline gelmiştir.
Son yıllarda birçok hükümet ve sivil toplum kuruluşu, eylemlerinin çevre
üzerindeki dış etkilerini dikkate almaları gerektiğini kamuoyuna açıklamıştır.
Birçok uluslararası anlaşma, ulusal ve yerel yönetimleri daha çevre dostu
davranmaya teşvik etmiştir (Collins et al., 2009). Çevrenin korunması sosyal
ve politik bir kaygıdan sosyal ve uluslararası bir sorumluluğa dönüşmüştür.
Çevre sorunları, yalnızca doğal çevredeki değişimin büyüklüğünden değil,
aynı zamanda bu değişimin meydana gelme hızından dolayı da temel bir
önceliktir. Etkinlikler önemli ekonomik, sosyal, kültürel ve eğitimsel faydalar
sağladığından ve birçok uluslararası destinasyonda turizmi genişletme
fırsatları sunduğundan turizm endüstrisinin önemli bir parçasıdır. Faaliyetler
kaçınılmaz olarak atık üretir. Düzgün yönetilen etkinlikler, çevresel etkiyi en
aza indirirken, fazla malzemeleri ve malzemeleri uygun ve verimli bir şekilde
geri dönüştürebilir (Glebova et al., 2022).
Dünyanın en büyük sosyal etkinliği olan Olimpiyatlar, Yeşil Olimpiyatları
en iyi çevre stratejisi olarak seçmiştir. Çevrenin ve çevrenin korunmasının
teşvik edilmesi, 1994 yılında Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) ile
Birleşmiş Milletler Çevre Programı arasında “spor ve çevre” ve yeşil ev
sahibi ülkeler konulu tartışmalarla başladı. Bu tartışma birliğine yol açtı
ve çevrenin korunmasında artan birliğinin bir ifadesiydi. 1996’dan bu
yana IOC, çevre korumayı görevlerinden biri haline getirerek Olimpiyat
Oyunlarının tüm çevre sorunlarının sorumluluğunu alması ve insanları bu
sorunlar konusunda uyarması gerektiğini vurguladı (Woodside & Martin,
2008).
Steiner’e (2006) göre, Lillehammer’dan (1994) Torino’ya (2006)
kadar çevre, Olimpiyat Oyunlarında giderek daha önemli ve başarılı bir
rakip haline gelmiştir. Bugün IOC, çevreyi Olimpiyat Hareketi’nin spor
48 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
ve kültürün yanı sıra üçüncü ayağı olarak kabul etmektedir (IOC 1996).
Girişim ayrıca, 1994 Lillehammer Kış Oyunlarından bu yana faaliyetlerinin
çevresel etkilerini çeşitli derecelerde başarı ile incelemeyi kabul eden Bölgesel
Olimpiyat Organizasyon Komitesine (OCOG) iletilmiştir, ancak bu başarı
farklı derecelerde olmuştur.
Sürdürülebilirlik ve Spor Endüstrisinin Kesişim Noktaları
Spor malzemeleri endüstrisinin genel olarak spor giyim, spor ayakkabı
ve spor malzemeleri imalatçılarından oluştuğu düşünülmektedir. Global
Industry Analysts tarafından yayınlanan 2009 pazar araştırması raporu
“Sporting Goods A Global Outlook””e göre, küresel pazarda spor
malzemeleri tüketiminin 250 milyar dolardan fazla olduğu tahmin ediliyor.
Bu tüketimin %45,45’i spor giyime, %33,93’ü spor malzemelerine, 20,62’si
ise spor ayakkabıya gidiyor. Spor malzemelerine olan talebin ve tüketimin
artması, üretim hacimlerinin, atık oranlarının ve atık seviyelerinin artmasına
neden oldu. Bu eğilim, ilgili yöneticileri ve endüstrileri enerji tüketimini ve
emisyonları, su tüketimini ve israfı azaltmaya yönelik uygun stratejiler ve
hedefler belirlemeye teşvik etmektedir.
Spor ürünlerinde en büyük çevresel etki kullanım sırasında değil,
üretim sırasında ortaya çıkar. Örneğin Adidas, doğrudan çevresel etkisinin
yaklaşık %100’ünün ürünlerinin imalatına atfedilebileceğini bildirmiştir.
Ancak tedarik zincirinde kullanılan kaynakların %50’ye kadarı tedarikçiler
veya sözleşmeli tedarikçiler tarafından tüketilebilmektedir. Spor endüstrisi,
başta Asya olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki gelişmekte olan
ülkelerdeki üreticilerden oluşan kapsamlı bir tedarik zincirine büyük ölçüde
bağımlıdır; dolayısıyla çevresel etki, tedarikçilerini sürdürülebilir teknolojiler
ve uygulamaları benimsemeye teşvik eden büyük şirketler tarafından
sağlanmaktadır.
Subic’in (2010), Berkshire Encyclopedia of Sustainability’de yer alan
spor endüstrisinde sürdürülebilirlik hakkındaki makalesinde öne sürdüğü
gibi, bir organizasyon genelinde sürdürülebilir bir çerçeveye ulaşmak,
sürdürülebilirliğin tüm yönlerini (ekonomik, sosyal, çevresel) ve bunların
belirli hedeflere bağlanmasını gerektirir. Örneğin Nike ve Adidas, bu
yaklaşımı kurumsal sorumluluk çerçevelerine entegre etti; burada başarı,
şirketin belirlenen kilometre taşlarına, hedeflere ulaşma ve arzu edilen
ticari büyümeyi ne ölçüde başardığıyla ölçülür. Ancak lider şirketler
sürdürülebilirlik stratejilerini kurumsal sosyal sorumluluğa yol açacak şekilde
uygularken, dünya çapında tedarik zincirlerindeki farklı üretim tesislerinde
aynı değer ve uygulamaların tutarlı bir şekilde uygulanmadığına dair önemli
kanıtlar sunmaktadırlar. Bu şirketlerin tedarikçileriyle yakın birliği içinde
Neslihan Kandil / Davut Budak | 49
çalışmaları, ortak değerleri paylaşmaları ve tedarik zincirlerini sürdürülebilir
kılmak için yetenekler geliştirmeleri gerekmektedir. Bu da özellikle üretimin
yapıldığı ülkelerde özel ve kamu ortak yatırımlarıyla spesifik bir ortaklık
modeli gerektiriyor.
3.Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik Zorlukları
a. Çevresel Zorluklar
• Karbon Ayak İzi
İklim değişikliği ve çevre sorunlarının bir göstergesi olan, insan hayatı ve
gezegen için bir tehdit olarak tanımlanan karbon ayak izi, teoride ve pratikte
spor sektörü ile de ilişkilendirilmektedir. Spor sektörü, sporcuların kitlesel
katılımı ve hareketliliği açısından olağanüstü yoğunluk ile karakterizedir. Bu
nedenle, spor sektörü ile doğal çevre arasındaki negatif ilişkinin (karbon ayak
izi) tartışılması gerekmektedir (Chard, & Mallen, 2012).
Tüm spor dallarında sporun karbon ayak izi giderek büyümüş ve olumsuz
çevresel etkiler artmıştır. Bu nedenle spor, iklim değişikliğinin olumsuz
sonuçlarını azaltmak için uygun önlemlerin alınması gereken sektörlerden
biri haline gelmiştir. Böyle bir durum, tüm spor dallarının takımlarının ve
taraftarlarının neredeyse her hafta spor müsabakalarına seyahat etmesiyle
doğrulanmaktadır. Bu yarışmaların yıl boyunca gerçekleşmesi, özellikle
ulaştırma sektöründe karbon ve sera gazı emisyonlarının kaçınılmaz olarak
artmasına neden olmaktadır. Bu durumun bir kanıtı olarak Del Bello (2024)
tarafından yapılan bir araştırma, Amerikan Ulusal Basketbol Ligi’nin en
büyük karbon ayak izi kaynağının ulaşım olduğunu, bunun da takımın ve
taraftarların her hafta uzun yolculuklar yapmasından kaynaklandığını ortaya
koymuştur.
Chard ve Mallen, ulaşım araçlarının neden olduğu çevresel etkilere dikkat
çekerek, tüm ulaşım araçlarının enerji ihtiyacının büyük bir kısmının hala
fosil yakıt kaynaklarından karşılandığını belirtmişlerdir. Fosil yakıt kaynakları
en önemli karbon ve sera gazı kaynakları olarak bilinmektedir. Ancak spor
sektöründeki karbon ayak izi sorunu sadece ulaşımla değil, aynı zamanda
spor tesislerinde tüketilen enerji, atık oluşumu ve tesislerin inşası ile de
ilgilidir; Ayrıca bunların işleyişi ile ilgili süreçler de karbon ayak izi kaynağı
olarak kabul edilmektedir (Alola, & Adebayo, 2023).
İklim değişikliği ve çevre sorunları ile mücadele için hazırlanan iklim
eylem planları kapsamında politika yapıcılar, spor etkinliklerinin çevre
sorunlarını ve karbon ayak izini en aza indirmek için adımlar atmakta, aynı
zamanda plan ve politikalar geliştirmeye çalışmaktadırlar. Örneğin, Birleşmiş
Milletler iklim değişikliğine karşı mücadelede kilit bir role sahiptir.
50 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
Özellikle karbon ayak izinin bir gösterge ve ölçüm aracı olarak
kullanılmasıyla spor sektörünün tüm dallarının neden olduğu olumsuz
çevresel etkiler endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Spor, son zamanlarda çevre
konularındaki bilimsel ve politik tartışmaların merkezinde yer almaktadır.
İklim değişikliğinin ve bu alandaki ilgili sorunların katalizörü karbon
ayak izidir. Araştırmacılar saha çalışmaları ile bu sorunlara odaklanmış,
yöneticiler ise somut modern çözümler uygulayarak sorumluluk almaya
çalışmışlardır. Spor sektöründeki yöneticiler, sınırlı doğal kaynakların
sürdürülebilirliği ve çevrenin sunduğu fırsatlar açısından karbon ayak izlerini
ele almada büyük zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır, özellikle Olimpiyatlar,
dünya şampiyonaları ve Avrupa şampiyonaları gibi uluslararası spor
organizasyonlarına olan ilginin artmasıyla birlikte yoğun insan hareketliliği
gözlemlenmektedir. Bu durum başta karbon ve sera gazı emisyonları olmak
üzere birçok olumsuz çevresel etkiyi hızlandırmaktadır (Wilby, 2023).
Spor etkinliklerinin enerji tüketimi ve karbon salınımı
Bir spor etkinliği bağlamında, etkinliğin operasyonları için gerçekleştirilen
çeşitli faaliyetlerde kullanılan elektrik tüketimini ve kaynaklarını göz önünde
bulundurmak önemlidir. Bu tüketim genellikle stadyum içinde gerçekleşse
de, stadyum sahipliğinin her zaman spor kulüplerine atfedilmediğini
unutmamak gerekir, özellikle İtalya’da tesisler doğrudan spor kulüplerine
ait olmayabilir. Bu senaryoya göre, etkinliğe özgü yakıt ve enerjiyle ilgili
faaliyetleri hesaba katmak için ayrı bir kategori oluşturulması gerektiği
ortaya çıkıyor. Bu kategori, söz konusu tüketimin spor kulüplerinin düzenli
varlıkları dışında, örneğin idari ofisler veya spor merkezleri gibi, stadyum
içinde gerçekleştiğini kabul eder. Bu farklı tüketim kalıplarının tanınması,
etkinliğin çevresel etkisinin daha kapsamlı bir değerlendirilmesini sağlar ve
etkinlik operasyonlarıyla ilgili emisyonları azaltmaya yönelik hedeflenmiş
stratejiler için bir temel oluşturur.
Bu kategori, raporlama yapan şirketin tükettiği yakıt veya elektrikten
kaynaklanan emisyonları hariç tutar. Bu hariç tutmanın nedeni, bu
emisyonların zaten Kapsam 1 veya Kapsam 2’de hesaplanmış olmasıdır.
Kapsam 1, doğrudan raporlama yapan şirket tarafından sahip olunan veya
kontrol edilen kaynakların yakıtlarından kaynaklanan emisyonları içerir.
Diğer yandan, Kapsam 2, elektrik, buhar, ısıtma ve soğutma üretmek için
kullanılan yakıtların yanmasından kaynaklanan ve ardından raporlama yapan
şirket tarafından satın alınan ve tüketilen emisyonları içerir (Gandola, &
Asdrubali, 2024).
Spor etkinlikleri, geçtiğimiz yüzyıl boyunca ABD’de büyük popülerlik
kazanmış eğlence araçlarıdır. Bu senaryoda spor etkinliklerine gidiş gelişin
Neslihan Kandil / Davut Budak | 51
CO2 emisyonlarına katkıda bulunan tek faktör olmadığını belirtmek
önemlidir. Spor etkinlik tesislerinin inşası ve işletimi, ayrıca seyircilerin
yiyecek ve içecek tüketimi de CO2 emisyonlarına katkıda bulunan faktörlerdir
(Dolf, & Teehan, 2015).
Spor etkinlikleri sırasında tesis kullanımı açısından, stadyumlar etkili bir
şekilde çalışabilmek için enerji gerektirir ve bu enerji kullanımı, artan klima,
su ve elektrik kullanımı ile artar. Seyirciler, spor etkinlikleri sırasında çeşitli
yiyecek ve içecekler tüketirler ve bu durum, CO2 emisyonlarına katkıda
bulunan atıkların oluşmasına neden olur. Son olarak, seyircilerin ulaşım
modlarının, bir spor etkinliğinin sonucu olarak salınan CO2 emisyonlarının
çoğundan sorumlu olduğu tahmin edilmektedir (Dolf, & Teehan, 2015).
Daha önce belirtildiği gibi, literatür, spor etkinliklerinin nasıl bir karbon
ayak izi oluşturduğunu kanıtlamıştır. Örneğin, Collins ve çalışma arkadaşları
(2007), Birleşik Krallık’ta 2004 Futbol (futbol) Birliği Challenge (FA) kupa
finali sırasında üretilen toplam karbon ayak izini araştırmıştır. Çalışma,
70.000 seyircinin yarattığı karbon ayak izinin yaklaşık 560 metrik ton CO2
emisyonuna ulaştığını ve her seyircinin yaklaşık 7.67 kg CO2 emisyonuna
katkıda bulunduğunu bulmuştur (Collins, & Flynn, 2007). Ayrıca, 2004
Galler Rallisi etkinliğinin toplamda yaklaşık 1260 metrik ton CO2 emisyonu
ürettiğini, her seyirci başına yaklaşık 20.2 kg olduğunu bulmuşlar ve 2007
Tour de France’ın yaklaşık 144.120 ton CO2 emisyonu ürettiğini, her seyirci
başına yaklaşık 50.5 kg olduğunu tahmin etmişlerdir (Collins et al., 2012).
Son iki etkinlik için seyirci ve ziyaretçi sayısı değişkenlik göstermiştir,
çünkü her iki etkinlik de birden fazla gün sürmektedir. Bu nedenle, toplam
seyirci sayısının tahmini hem açılış töreni hem de prologdan elde edilen
hesaplamalara dayanmıştır ve her iki durumda da yaklaşık 50.000 seyirci
olmuştur. Dolf ve Teehan (2015), bir sezon boyunca seyircilerin 960 metrik
ton CO2 emisyonuna katkıda bulunduğunu, her seyirci başına yaklaşık 24
kg olduğunu bulmuşlardır. Son olarak, Edwards ve çalışma arkadaşlarının
çalışmaları, 2012 ve 2013 yıllarında bir homecoming kolej spor etkinliği ile
ilgili seyahatin sırasıyla 1.97 ve 1.48 metrik ton CO2 emisyonu ürettiğini
bulmuştur.
Ulaşım modu, bir bireyin bir yerden bir yere erişim veya seyahat etme
şekli olarak tanımlanır. Ulaşım modlarına örnek olarak uçaklar, arabalar,
trenler, otobüsler, bisikletler ve yaya yürüyüşü verilebilir. Ulaşım önemli
bir faktördür, çünkü seyirciler sadece tek bir spor etkinliğine katılmak
için bazen yüzlerce mil yol kat ederler. Örneğin, 2010 Vancouver Kış
Olimpiyat Oyunları’nda, 268.000 metrik ton CO2 emisyonu üretilmiş ve
bu emisyonların %70’i veya 187.000 metrik tonu etkinliğe gidiş geliş ulaşım
52 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
modlarından kaynaklanmıştır (Dolf, & Teehan, 2015). 2010 Güney Afrika
Dünya Kupası’nda, ulaşım 2.8 milyon metrik ton CO2 emisyonuna katkıda
bulunmuş ve bu, toplam emisyonların %86’sını oluşturmuştur. Son olarak,
2005 yılında Almanya’da düzenlenen tüm spor etkinliklerinden kaynaklanan
CO2 emisyonlarının %90’ından fazlası ulaşımdan sorumludur. 2005 yılında
spor etkinliklerine katılan 25.6 milyon seyirciden yaklaşık 210.000 metrik
ton CO2 emisyonu üretilmiştir, bu da etkinlik başına kişi başına yaklaşık 8
kg CO2 anlamına gelir. Collins et al., (2007), seyircilerin kullandığı ulaşım
modlarının, bu etkinlikler sırasında yayılan yüksek miktarda CO2 emisyonları
nedeniyle çevre üzerinde en büyük etkiye sahip olduğunu belirtmişlerdir
(Collins, & Flynn, 2007).
• Atık Yönetimi
Spor etkinliklerinden kaynaklanan atıklar
Büyük ölçekli spor etkinlikleri büyük miktarda atık üretir. Olimpiyatlar,
Dünya Kupası ve Formula 1 gibi büyük etkinlikler büyük miktarda plastik
şişe, gıda ambalajı, tek kullanımlık bardak ve diğer atıkların oluşmasına neden
oluyor. Bu tür etkinliklerde oluşan atık miktarı etkinliğin uzunluğuna ve
katılımcı sayısına göre değişmektedir. Örneğin, 2018 Londra Maratonu’nda
yaklaşık 760.000 plastik şişe ve 90.000 kompostlanabilir bardak kullanıldı ve
bu atıkların uygun şekilde bertaraf edilmesi büyük bir zorluk haline gelmiştir
(Baade & Matheson, 2016).
Spor etkinliklerinde atık yönetimindeki en büyük zorluklardan biri, bu
atıkların büyük bir kısmının tek kullanımlık ürünlerden oluşmasıdır. Tek
kullanımlık plastikler çevreye ciddi zararlar verebilir ve geri dönüşümü zor
olabilir. Bu bağlamda 2010 Vancouver Kış Olimpiyatları gibi bazı etkinlikler
kompostlaştırılabilir ve geri dönüştürülebilir malzemelerin kullanımını
teşvik etmiştir (Dingle & Mallen, 2011). Ancak spor etkinlikleri sadece
plastik atık üretmekle kalmıyor, aynı zamanda gıda atığı, kâğıt ve karton,
giysi ve diğer birçok türde atık da üretiyor. Bu atıkların yönetilmesi, etkinlik
organizatörleri için büyük bir lojistik ve çevresel zorluk teşkil etmektedir
ve çeşitli spor organizasyonları, sürdürülebilir atık yönetimi stratejileri
geliştirmek için çalışmaktadır. Örneğin, Dünya Kupası ve Olimpiyatlar gibi
büyük etkinlikler, atık yönetiminde sürdürülebilir uygulamaları teşvik eden
politikalar ve yönergeler getirmiştir (Collins & Flynn, 2008).
Bu nedenle büyük ölçekli spor etkinliklerinde atık yönetimi çevresel
sürdürülebilirlik açısından önemli bir konudur. Bu tür etkinliklerin
organizatörleri atıkları azaltmak, geri dönüştürmek ve uygun şekilde bertaraf
etmek için yenilikçi çözümler geliştirmeye devam ediyor. Bu çabalar çevresel
Neslihan Kandil / Davut Budak | 53
etkimizi azaltmaya ve gelecekteki spor etkinliklerini daha sürdürülebilir hale
getirmeye yardımcı olacaktır.
Atıkların geri dönüşümü ve yönetim zorlukları
Atıkların geri dönüşümü çevresel sürdürülebilirlik açısından çok önemlidir.
Geri dönüşüm, şekli değiştirip tekrar kullanmak anlamına gelir. Bu süreç
doğal kaynakların korunmasına ve enerji tasarrufu yapılmasına yardımcı olur.
Örneğin geri dönüştürülmüş alüminyum, yeni alüminyum üretmekten daha
az enerji gerektirir. Ancak geri dönüşümün etkili olabilmesi için atıkların
uygun şekilde ayrılması ve toplanması gerekir. Ancak atık yönetimi sorunları,
geri dönüşüm süreçlerinin etkili bir şekilde uygulanmasını engelleyebilir.
Özellikle geri dönüşüm sistemlerinin kurulması ve çalıştırılması pahalı
olabilir. Bir diğer önemli konu ise tüketicinin geri dönüşüm konusundaki
farkındalığını ve motivasyonunu arttırmaktır. Özellikle gelişmekte olan
ülkelerde yetersiz atık yönetimi altyapısı, düşük geri dönüşüm oranlarına yol
açabilir (Hoornweg & Bhada-Tata, 2012).
Diğer bir zorluk ise geri dönüştürülemeyen atıkların bertaraf edilmesidir.
Plastik atıklar geri dönüşümü zor olan ve çevreyi kirletebilen atık türlerinden
biridir. Dünya çapında üretilen plastiğin yalnızca %9’u geri dönüştürülüyor.
Bu nedenle plastik atıkların azaltılması ve alternatif malzemelerin
kullanılması önemlidir. Örneğin biyolojik olarak parçalanabilen malzemeler,
plastiklerin yerini alarak çevresel etkiyi azaltabilir (Shen et al., 2020). Bu
nedenle geri dönüşüm ve atık yönetimi çevresel sürdürülebilirlik açısından
kritik öneme sahiptir. Ancak bu süreçler ekonomik, teknolojik ve sosyal
zorluklarla karşı karşıyadır. Atık yönetim sistemlerinin iyileştirilmesi ve
geri dönüşüm oranlarının artırılması için yenilikçi çözüm ve politikaların
geliştirilmesi gerekmektedir.
• Su Kullanımı
Spor tesislerinde su tüketimi ve su yönetimi
Spor tesislerinde, özellikle büyük spor tesislerinde ve stadyumlarda su
tüketiminin çevre üzerinde önemli bir etkisi vardır. Su, sahaları sulamak,
havuzları, duşları ve tuvaletleri doldurmak, yiyecek ve içecek sağlamak
için kullanılıyor. Örneğin bir futbol sahasının bakımı için haftada yaklaşık
500.000 litre su tüketilebilir (EPA, 2012). Su yönetimi stratejileri bu
nedenle spor tesislerinin sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahiptir.
Su yönetimi stratejileri, su tüketimini azaltmayı ve su kaynaklarını verimli
kullanmayı amaçlamaktadır. Birçok spor tesisinde su tüketimini azaltmak
için yağmur suyu toplama sistemleri, düşük akışlı duş başlıkları, tuvaletler
54 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
ve verimli sulama sistemleri gibi teknolojiler kullanılıyor. Örneğin Londra
Olimpiyat Parkı’nda yağmur suyu toplama ve geri dönüşüm sistemlerinin
kullanılmasıyla su tüketimi önemli ölçüde azaltılmıştır (London 2012
Sustainability Report, 2013).
Ayrıca spor tesisleri, geri dönüştürülmüş su ve atık su arıtma sistemlerinin
kullanımı da dahil olmak üzere su yönetimine yatırım yapıyor. Atık suyun
yeniden kullanılması, sulama veya tuvalet amacıyla kullanılabilir ve tatlı
su kaynaklarının korunmasına yardımcı olur. Örneğin, Sidney Olimpiyat
Parkı’nda peyzaj sulaması ve tuvaletler için arıtılmış atık suyun kullanılması,
yıllık su tüketimini önemli ölçüde azaltmıştır (Sydney Olympic Park
Authority,, 2011). Bu nedenle spor tesislerinde su tüketimi ve yönetimi
sürdürülebilirlik açısından çok önemlidir. Su yönetimi stratejilerinin etkili
bir şekilde uygulanması, su kaynaklarının korunmasına ve çevresel etkilerin
azaltılmasına yardımcı olur. Bu bağlamda yenilikçi su yönetimi teknolojileri
ve uygulamaları, spor tesislerinin su verimliliğinin arttırılmasında önemli rol
oynamaktadır.
b. Ekonomik Zorluklar
Sporda sürdürülebilirlik çevresel, sosyal ve ekonomik boyutları içeren
kapsayıcı bir kavramdır. Ancak sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmadaki
ekonomik zorluklar bu çabaların uygulanmasını zorlaştırabilir. Birincisi,
sürdürülebilirlik projelerinin uygulanması çoğu zaman yüksek maliyetler
gerektirir. Örneğin, enerji verimliliğini sağlamak amacıyla spor tesislerine
güneş paneli ve rüzgâr türbini gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının
kurulması büyük bir başlangıç yatırımı gerektirmektedir (UNEP, 2009).
Bir diğer ekonomik zorluk ise sürdürülebilirlik uygulamalarından
elde edilecek uzun vadeli ekonomik faydaların belirsizliğidir. Birçok spor
organizasyonu kısa vadeli maliyet tasarrufuna odaklanırken sürdürülebilirliğe
yatırım yapmanın uzun vadeli faydaları göz ardı edilebilir. Ancak
sürdürülebilir uygulamaların uzun vadede maliyetleri azaltabileceğine dair
kanıtlar var. Örneğin enerji tasarruflu aydınlatma sistemlerinin kullanılması
uzun vadede enerji maliyetlerini azaltabilir (Mallen & Chard, 2011).
Ayrıca sürdürülebilirlik projelerinin finansmanı büyük bir zorluktur ve
birçok spor kuruluşunun bütçeleri sınırlıdır ve sürdürülebilirlik projeleri için
ek finansman bulmak zor olabilir. Bu nedenle kamu ve özel sektör arasındaki
iş birliği ve sponsorluk, sürdürülebilirlik projelerinin finansmanında önemli
rol oynayabilir. Örneğin Londra 2012 Olimpiyat sürdürülebilirlik projesi
hem kamu hem de özel sektör tarafından finanse edildi (Preuss, 2013). Son
olarak, daha küçük topluluk spor organizasyonları için mali zorluk daha da
Neslihan Kandil / Davut Budak | 55
büyük olabilir. Büyük spor organizasyonları genellikle daha fazla kaynağa
sahipken, daha küçük organizasyonlar sürdürülebilirlik projelerine yatırım
yapmakta zorlanabilir. Bu, sürdürülebilirlik uygulamalarının yayılmasını
sınırlayabilir ve ekonomik eşitsizliği artırabilir (Collins et al., 2009).
• Maliyetler
Sürdürülebilir uygulamaların başlangıç maliyetleri
Sürdürülebilir uygulamaların uygulanması genellikle yüksek başlangıç
maliyetleri gerektirir. Bu maliyetler, spor tesislerinde enerji verimli
sistemlerin kurulması, su tasarrufu sağlayan altyapının oluşturulması ve
atık yönetimi teknolojilerinin entegre edilmesi gibi çeşitli alanlarda ortaya
çıkabilir. Örneğin bir spor tesisine güneş paneli kurmak büyük bir başlangıç
yatırımı gerektirir. Ancak bu tür yatırımlar uzun vadede enerji maliyetlerinde
önemli tasarruflar sağlayabilir (Kassinis & Soteriou, 2003).
Enerji verimli bir uygulamanın ilk maliyeti genellikle enerji verimli
aydınlatma sistemleri ve ısıtma, havalandırma ve iklimlendirme (HVAC)
sistemleri gibi teknolojilerin kurulumunu içerir. Bu sistemlerin maliyeti
geleneksel sistemlere göre daha yüksek olsa da enerji tüketimindeki tasarrufla
bu durum telafi edilebilir. Örneğin LED aydınlatma sistemleri geleneksel
aydınlatma sistemlerine göre daha az enerji tüketir ve daha uzun ömürlüdür
(Department of Energy, 2012).
Su tasarrufu tekniklerinin de bir başlangıç maliyeti olabilir. Düşük akışlı
tuvaletler, su tasarruflu musluklar ve yağmur suyu toplama sistemleri, spor
tesislerinde su tüketimini önemli ölçüde azaltabilir. Ancak bu sistemlerin
uygulanması önemli başlangıç maliyetleri gerektirir. Örneğin, 2012 yılında
Londra Olimpiyat Parkı, yağmur suyu toplama ve geri dönüşüm sistemlerini
kullanarak su tüketimini azaltmayı başardı ancak bu sistemlerin kurulumu
önemli yatırım gerektirdi (London 2012 Sustainability Report, 2013).
Atık yönetimi ve geri dönüşüm teknolojileri de başlangıç maliyetleri
açısından zorluklar yaratabilir. Geri dönüşüm kutuları, kompostlama
sistemleri ve atık ayırma sistemleri gibi altyapıların kurulması, yüksek
başlangıç maliyetleri gerektirebilir. Ancak bu tür yatırımlar, atıkların
azaltılması ve geri dönüştürülebilir malzemelerin yeniden kullanılması
yoluyla uzun vadede maliyet tasarrufu sağlayabilir (Smith & Perks, 2010).
Bu nedenle, sürdürülebilir uygulamaların başlangıç maliyetleri yüksek olsa da
bu yatırımlar uzun vadede enerji ve su tasarrufu ve atık bertaraf maliyetlerinin
azalmasıyla kendini amorti ediyor. Sürdürülebilirlik yatırımlarından elde
edilen ekonomik faydalar uzun vadede daha görünür hale geliyor ve ekolojik
sürdürülebilirliğe önemli katkı sağlıyor.
56 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
• Yatırım Getirisi
Uzun vadeli sürdürülebilir projelerin belirsiz yatırım getirisi
Sürdürülebilir projeler genellikle uzun vadeli yatırımlar gerektirir ve
bu projelerin ekonomik faydaları belirsizdir. Özellikle sürdürülebilirlik
önlemlerinin çoğunlukla çevresel ve sosyal faydaları vardır ancak ekonomik
faydalar açısından daha karmaşık olabilir. Bu, sürdürülebilirlik projelerine
yapılan yatırımları değerlendirirken yatırımcıların ve şirketlerin dikkate
alması gereken önemli bir faktördür (Clarkson et al., 2011).
Uzun vadeli sürdürülebilir projelerin yatırım getirisinin belirsiz olmasının
birçok olası nedeni vardır. Birincisi, sürdürülebilirlik projelerinin etkileri
genellikle uzun süreler boyunca ortaya çıkar ve bu etkilerin finansal olarak
ölçülmesi ve değerlendirilmesi zor olabilir. Örneğin enerji verimliliği projeleri
enerji maliyetlerinde tasarruf sağlayabilir ancak bu tasarrufların ne zaman ve
ne ölçüde gerçekleşeceği belirsiz olabilir (Delmas & Pekovic, 2013).
İkincisi, sürdürülebilirlik projelerinden elde edilen ekonomik faydalar
politika değişiklikleri, piyasa koşulları ve teknolojik ilerlemeler gibi dış
faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Örneğin yenilenebilir enerji
projeleri, devlet teşvikleri ve enerji piyasası fiyat dalgalanmaları gibi
faktörlerden etkilenebilir ve bu da projenin mali getirisini belirsiz hale
getirebilir (Huybrechts et al., 2014).
Son olarak, bir sürdürülebilirlik projesinin sosyal ve çevresel faydaları
onun ekonomik getirisini belirler. Örneğin su koruma projeleri, doğrudan
mali fayda sağlamasa bile, su kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından uzun
vadeli sosyal faydalara sahip olabilir (Larson & Langer, 2015). Özetle,
sürdürülebilir projelerin yatırım getirisinin belirsizliği, yatırımcıların
riskleri ve fırsatları dikkatle değerlendirmesini gerektirmektedir. Bu nedenle
sürdürülebilirlik projelerine yatırım yapmadan önce kapsamlı risk analizi ve
uzun vadeli stratejik planlama önemlidir.
c. Sosyal Zorluklar
Mega spor etkinliklerinin etkilerine ilişkin araştırmalar genellikle mega
etkinliklere odaklanıyor. “Mega etkinlik”, ev sahibi şehre turist, basın, prestij
ve ekonomik fayda getirebilecek büyük ölçekli ve önemli bir etkinlik olarak
tanımlanmaktadır (Chen et al., 2018). Bu nedenle, bu özelliklere sahip
olmayan diğer etkinlikler mega olmayan spor etkinlikleri olarak kabul edilir.
Bir spor etkinliğinin sosyal etkisi, bir spor etkinliğine ev sahipliği yapılması
nedeniyle yerel halkın yaşam kalitesinde meydana gelen değişikliklerin
anlaşılması olarak tanımlanabilir.
Neslihan Kandil / Davut Budak | 57
Küçük etkinlikler arasında normal sezon spor etkinlikleri (buz hokeyi,
basketbol, futbol, ragbi ligi), uluslararası spor etkinlikleri, bölgesel turnuvalar,
Masters veya yerel olarak desteklenen engelli sporları gibi etkinlikler yer alır.
Valensiya Triatlonu gibi etkinlikler, tekrarlayan ve katılımcı merkezli olma,
medyada genellikle yerel düzeyde yer alma ve sınırlı ekonomik fayda sağlama
özellikleriyle karakterize edilir. Daha küçük etkinlikler genellikle daha az
kamu kaynağı gerektirir ve yerel topluluklarda daha büyük değişikliklere
neden olabilir (Taks et al., 2015).
Spor etkinlikleri yerel halkın bilgi ve becerilerinin geliştirilmesini sağlayarak
insan sermayesinin geliştirilmesine katkıda bulunabilir. Bu tür etkinlikler
aynı zamanda sakinlere, örneğin gönüllü çalışmalar veya organizasyonlar
yoluyla kişisel gelişim ve beceri geliştirme fırsatları da sağlayabilir. Spor
etkinliklerinin şehir imajı üzerindeki etkisi büyük organizasyonlara göre
daha az çalışılmış olmasına rağmen yerel katılımcılar arasında şehir imajı
üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabileceği bulunmuştur. Ayrıca bu tür
olaylar genellikle trafik, trafik sıkışıklığı, ortak alanlara sınırlı erişim, gürültü,
vandalizm vb. sorun veya rahatsızlıklara neden olmaz. Bu sayede küçük
ölçekli spor etkinlikleri daha az ekonomik gelir elde edebilir, ancak daha
düşük maliyetlerle gerçekleştirilebilir (Fredline, 2005).
• Kültürel Direnç
Geleneksel yöntemlerin değiştirilmesine karşı direnç
Kültürel direnç, bir örgüt veya topluluk içinde, geleneksel olarak yerleşmiş
yöntem ve uygulamaların değişmesine karşı ortaya çıkan bir durumdur. Bu
direnç çoğu zaman insanların alışkanlıklarını, değerlerini ve kimliklerini
etkileyen faktörlere dayanmakta ve önerilen değişikliklere olumsuz bir tepki
olarak ifade edilmektedir.
Schein’e (2010) göre, değişen geleneksel davranışlara karşı kültürel direnci
anlamak, farklı disiplinlerden farklı açıklamaları gerektirir. Örgütlerdeki bu
direnişin temelinde, mevcut uygulamaların örgütlerin çalışma biçimini, grup
kimliklerini ve birliğini şekillendirdiği düşüncesi yatmaktadır. Kültürel
dayanıklılık, bir organizasyonun dinamiklerini ve bunun çalışanların
kişisel kimliklerini nasıl şekillendirdiğini anlamak için derinlemesine analiz
gerektirir.
Kültürel direnç genellikle bir kuruluşun temel değerlerine veya
grup kimliğine yönelik tehdit olarak algılanan önerilen değişikliklerle
ilişkilendirilir. Dolayısıyla değişimin etkisini anlamak ve yönetmek, sadece
pratik stratejiler geliştirmeyi değil, aynı zamanda örgütün kültürel yapısını
anlamayı ve bu durumda değişimin nasıl gerçekleşebileceğini öngörmeyi
58 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
de gerektirir. Kuruluşlardaki kültürel direnişi ele almak için kullanılabilecek
stratejiler arasında paydaşların sürece dahil edilmesi, değişimin nedenlerinin
ve faydalarının açıkça iletilmesi, liderliğin desteklenmesi ve kuruluşun
temel değerleriyle uyum sağlanması yer alır. Bu, tutarlı değişimi nasıl
gerçekleştirebileceğinizi göstermeyi içerir. Bu yaklaşımlar kültürel direncin
azaltılmasına ve değişim sürecinin daha etkili yönetilmesine yardımcı olabilir
(Schein, 2010).
4. Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik Fırsatları
Spor endüstrisinde sürdürülebilirlik hem çevresel hem de ekonomik
faydalar açısından birçok fırsat sunmaktadır. Özellikle büyük spor
organizasyonları ve spor tesislerinde sürdürülebilirliği uygulayarak çevre
üzerindeki etkilerini azaltabilir ve toplumu ileriye taşıyabilirler.
Başlıca fırsatlardan biri enerji ve su verimliliğine ulaşmaktır. Spor
tesislerinde enerji tasarruflu aydınlatma ve ısıtma, havalandırma ve
havalandırma (HVAC) sistemlerinin kullanılması enerji tüketimini azaltabilir
ve işletme maliyetlerini düşürebilir. Bu tesisler ayrıca yağmur suyu toplama
ve geri dönüşüm sistemleri gibi su tasarrufu sağlayan teknolojilere yatırım
yaparak su kullanımını optimize edebilir (Deloitte, 2012).
İkincisi, atık yönetimi ve geri dönüşüm stratejileri de önemli fırsatlar
sunuyor. Spor etkinliklerinde doğru atık yönetimi, atık miktarını azaltır
ve geri dönüştürülebilir malzemelerin geri dönüşüm ve kompostlama
gibi yöntemlerle yeniden kullanımını teşvik eder. Özellikle plastik
atıkların azaltılması ve alternatif çözümlerin bulunması spor endüstrisinin
sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasında önemli adımlardır (Preuss, 2007).
Üçüncüsü, sosyal sürdürülebilirlik stratejileri spor endüstrisi için de değerli
fırsatlar sunuyor. Spor organizasyonları toplulukları ve hayır kurumlarını
destekleyerek sosyal sorumluluklarını yerine getirebilirler. Ayrıca engelli
kişiler için daha erişilebilir spor etkinlikleri, tesisler ve altyapılar oluşturmak
gibi sosyal adaleti artıracak adımlar atılabilir (FIFA, 2020).
Son olarak spor organizasyonları ve spor tesisleri, sürdürülebilirlik
konusunda farkındalığın artırılmasına ve topluma örnek teşkil edecek bir
platform sağlıyor. Büyük ölçekli spor etkinlikleri, sürdürülebilirlik ilkeleri
ve çevre ile ilgili mesajları geniş kitlelere aktarabilir ve farkındalığı artırarak
toplumu değiştirebilir (Baillie vd., 2016). Bu fırsatlar, spor endüstrisinin
sürdürülebilirlik çabalarında önemli bir rol oynuyor ve hem çevresel hem de
ekonomik sürdürülebilirliği destekleyerek uzun vadeli başarı sağlıyor.
Neslihan Kandil / Davut Budak | 59
a. Çevresel Fırsatlar
Spor etkinlikleri çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli fırsatlar
sunmaktadır. Özellikle büyük spor organizasyonları ve mekanları, çevresel
etkilerini azaltmak ve doğal kaynakları daha verimli kullanmak için çeşitli
strateji ve teknolojilerden yararlanabilir.
Öncelikle enerji verimliliğine ulaşmak çevre için büyük bir fırsattır.
Spor tesisleri, enerji tasarruflu aydınlatma sistemleri ve ısıtma, soğutma
ve havalandırma (HVAC) sistemleri gibi teknolojileri kullanarak enerji
tüketimini azaltabilir. Yenilenebilir enerji kaynaklarını (güneş enerjisi, rüzgâr
enerjisi) kullanarak da karbon ayak izinizi azaltabilirsiniz (Baillie et al.,
2016).
İkincisi, su yönetimi önlemleri aynı zamanda çevre için de büyük fırsatlar
sunuyor. Spor etkinlikleri ve spor tesislerinin işletilmesinde su tasarrufu
sağlayan tekniklerin (düşük akışlı musluklar, su geri dönüşüm sistemleri)
kullanılması su kullanımını azaltabilir. Ayrıca yağmur suyu toplama ve geri
dönüşüm sistemleri sayesinde su kaynakları daha etkin bir şekilde yönetilebilir
(Preuss, 2007).
Üçüncüsü, atık yönetimi ve geri dönüşüm stratejileri de spor
etkinliklerinde önemli çevresel fırsatlardır. Kuruluşlar, plastik atıkların
azaltılması, geri dönüştürülmesi ve kompostlaştırılması gibi yöntemlerle atık
yönetimini iyileştirebilir. Ayrıca katılımcıların ve hayranların geri dönüşüm
konusunda bilinçlendirilmesiyle sürdürülebilirlik kültürü yaygınlaştırılabilir
(Deloitte, 2012).
Son olarak çevre dostu ulaşım ve ulaşım sistemlerinin kullanılması da
çevresel sürdürülebilirlik açısından önemlidir. Spor organizasyonları,
etkinlik katılımcılarına çevre dostu ulaşım seçeneklerini teşvik ederek karbon
ayak izlerini azaltabilir. Ayrıca toplu taşıma ve bisiklet park yeri gibi altyapı
yatırımları yoluyla yeşil ulaşım teşvik edilebilir (FIFA, 2020). Bu fırsatlar,
spor sektörünün çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı
olurken aynı zamanda topluma örnek olma ve çevre bilincini artırma fırsatı
da sunuyor.
• Yenilenebilir Enerji Kullanımı
Spor tesislerinde güneş ve rüzgâr enerjisinin kullanımı
Günümüz toplumunda, sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynaklarına
geçiş zorunluluğu, çevresel endişelerin ele alınması ve fosil yakıtların insan
sağlığı ve gezegen üzerindeki zararlı etkileri nedeniyle giderek daha belirgin
hale gelmiştir. Düşük çevresel etki ve sonsuz erişilebilirliği ile karakterize
60 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
edilen yenilenebilir enerji, iklim değişikliğini hafifletmek ve daha temiz, daha
sağlıklı bir gelecek sağlamak adına umut ışığı olarak durmaktadır (Hu, et al.,
2023).
Güneş, rüzgâr, hidro ve jeotermal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynakları,
geleneksel fosil yakıtlara karşı temel alternatifler olarak ortaya çıkmıştır.
Yenilenebilir kaynakların doğal yenilenme kapasitesinden kaynaklanan
sürdürülebilirliği, sürekli ve çevre dostu bir enerji çözümü sunmaktadır.
Bu kaynaklar, sera gazı emisyonlarını azaltmanın yanı sıra sonlu fosil yakıt
rezervlerine olan bağımlılığı azaltarak daha sürdürülebilir ve dayanıklı bir
enerji peyzajına katkıda bulunmaktadır. Enerji depolama sistemleri ve
akıllı şebekeler gibi ileri teknolojilerin keşfi, yenilenebilir enerjinin mevcut
altyapılara entegrasyonunu sağlamaktadır (Ding, & Somani, 2010).
Son yıllarda, spor endüstrisi sürdürülebilirlik ethosunu benimseyerek,
giderek daha fazla organizasyonun ve etkinliğin yenilenebilir enerji
çözümlerini benimsemesiyle dikkat çekmektedir. Güneş panelleri, rüzgâr
türbinleri ve diğer yeşil teknolojilerle çalışan stadyumlar ve tesisler, spor
etkinliklerinin çevresel ayak izini azaltma konusundaki kararlılığı simgeler.
Spor ile yenilenebilir enerji arasındaki bu kesişim, sadece çevre koruma
taahhüdünü ortaya koymakla kalmaz, aynı zamanda farkındalığı artırmak
ve kolektif harekete ilham vermek için güçlü bir platform olarak hizmet
eder. Spor tesislerinde yenilenebilir enerji teknolojilerinin kullanımı, daha
sürdürülebilir ve çevre dostu spor ortamları yaratmaya katkıda bulunur.
Bu bağlamda, spor sektöründe yenilenebilir enerjinin entegrasyonunu
incelemek, sadece çevresel bir zorunluluk olmanın ötesinde, sürdürülebilir
uygulamaları teşvik etmek ve daha temiz, daha sağlıklı bir geleceğe küresel
bir taahhüdü desteklemek için bir katalizör haline gelir (Chard, & Mallen,
2013).
• Yeşil Binalar ve Tesisler
LEED sertifikalı tesisler ve enerji verimliliği
LEED (Leadership in Energy and Environmental Design), çevre dostu
binaların tasarımı, inşaatı, işletimi ve bakımı için uluslararası kabul görmüş
bir sertifikasyon sistemidir. Bu sertifika, bir binanın çevresel sürdürülebilirlik
standartlarına uygunluğunu değerlendirir ve belgelendirir. Bu tesislerde
bina tasarımı ve inşaatından işletme aşamasına kadar çeşitli enerji tasarrufu
önlemleri uygulanıyor. Örneğin, LEED sertifikalı binalarda enerji tüketimini
azaltmak için yüksek verimli aydınlatma sistemleri, yalıtımlı bina kaplamaları
(duvarlar, çatılar), enerji geri kazanım sistemleri ve enerji yönetim sistemleri
gibi teknolojiler kullanılmaktadır (Yudelson, 2008).
Neslihan Kandil / Davut Budak | 61
LEED sertifikasyonunun bir diğer önemli unsuru da su verimliliğidir.
LEED sertifikalı tesisler, su tüketimini azaltmak için su tasarruflu musluklar,
duş başlıkları, tuvaletler ve peyzaj sulama sistemleri gibi su yönetimi
tekniklerini kullanır. Ayrıca yağmur suyu toplama ve geri dönüşüm sistemi
su kaynaklarını korur (Bajayo, 2015).
LEED sertifikalı bir tesisin faydaları yalnızca çevresel faydalar değil,
aynı zamanda ekonomik ve sosyal faydalar da sağlar. Enerji ve su verimliliği
önlemleri işletme maliyetlerini azaltır ve bina değerini artırır. Ek olarak
sürdürülebilir binalar, mekân kalitesini artırarak çalışanların sağlığını ve
refahını iyileştirebilir ve bu da kurumsal üretkenliği olumlu yönde etkileyebilir
(USGBC, 2021). Özetle, LEED sertifikalı tesisler, yüksek enerji verimliliği
ve çevresel sürdürülebilirlik standartlarını koruyarak çevresel etkiyi azaltır ve
operasyonel performansı ve kullanıcı konforunu artırır.
• Atık Azaltma ve Geri Dönüşüm
Spor etkinliklerinde geri dönüşüm programları
Spor etkinliklerindeki geri dönüşüm programları, atık yönetimi ve çevresel
sürdürülebilirlik açısından önemli bir rol oynamaktadır. Bu programlar,
etkinliklerimizde oluşan atıkların azaltılması, geri dönüştürülmesi ve yeniden
kullanımını teşvik ederek çevresel etkimizi en aza indirmeyi amaçlamaktadır.
Özellikle büyük spor organizasyonları ve tesisleri, çeşitli geri dönüşüm
stratejileri ve programları geliştirerek sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda
bulunabilir. Bu programlar genellikle aşağıdaki adımları içerir (Mallin et al.,
2017):
Atıkların Ayrıştırılması ve Toplanması: Uygun kapların sağlanması ve
bir atık bertaraf planının geliştirilmesi, etkinlik alanındaki atıkların uygun
şekilde ayrıştırılması açısından önemlidir. Katılımcıların atıklarını uygun
şekilde ayırmalarını teşvik etmek amacıyla geri dönüştürülebilir malzemeler
(plastik, metal, cam, kâğıt vb.) için ayrı kutular kurulacaktır.
Farkındalık ve eğitim, spor organizasyonunda katılımcılara, taraftarlara
ve çalışanlara geri dönüşümün önemi konusunda eğitimler düzenlenerek
farkındalık yaratılıyor. Bu eğitimlerin amacı atık ayrıştırma yöntemleri, geri
dönüşüm süreçleri ve çevresel etkiler konusunda farkındalık yaratmaktır. İş
birliği ve ortaklıklar, sürdürülebilirlik odaklı spor kuruluşları, yerel yönetimler,
geri dönüşüm tesisleri ve çevre kuruluşlarıyla birlikte çalışarak daha etkili
geri dönüşüm programları oluşturabilir. Bu birlikleri atık toplama, geri
dönüşüm süreçleri ve atık yönetimi stratejilerinin geliştirilmesinde önemli
rol oynuyor. Yenilikler, sensörlerin ve veri analitiğinin kullanımı gibi akıllı
atık yönetimi teknolojileri, atık hacimlerinin izlenmesine ve yönetilmesine
62 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
yardımcı olabilir. Bu teknolojiler geri dönüşüm programlarının verimliliğini
artırabilir ve süreçleri optimize edebilir.
Spor etkinliklerindeki başarılı geri dönüşüm programları yalnızca atıkları
azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik kültürünü
yayarak katılımcıları ve toplumu daha sürdürülebilir olmaya motive ediyor.
Bu programlar hem çevresel hem de sosyal fayda sağlayarak spor endüstrisinin
sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunmaktadır.
b. Ekonomik Fırsatlar
Spor endüstrisinde sürdürülebilirlik sadece çevresel faydaları değil aynı
zamanda ekonomik fırsatları da beraberinde getiriyor. Bu fırsatlar, spor
organizasyonları ve tesislerine hem maliyet tasarrufu hem de gelir artışı
potansiyeli sunmak olarak özetlenebilir. En önemli ekonomik fırsatlardan
biri enerji ve su verimliliği önlemleri yoluyla para tasarrufu sağlamaktır. Spor
tesisleri, enerji tasarruflu aydınlatma sistemleri, yalıtımlı bina kaplamaları,
enerji geri kazanım sistemleri gibi teknolojiler sayesinde enerji tüketimini
azaltarak işletme maliyetlerini azaltabilir. Su verimliliği önlemleri (su
tasarrufu sağlayan cihazlar, yağmur suyu toplama sistemleri) kullanılarak su
maliyetleri de azaltılabilir (Deloitte, 2012).
İkincisi, sürdürülebilirlikle ilişkilendirilen artan marka değeri ve
itibarı ekonomik faydalar sağlıyor. Sürdürülebilirlik ilkelerine bağlı spor
organizasyonları ve tesisleri, çevre bilinci arttıkça tüketiciler ve sponsorlar
açısından daha çekici hale gelebilir. Bu, sponsorluk gelirini artırır, marka
değerini artırır ve uzun vadeli finansal başarıya katkıda bulunur (Preuss,
2007).
Üçüncüsü, yeşil teknoloji ve çevre dostu ürünlere yönelik pazar fırsatları,
spor endüstrisine yeni gelir kaynakları getirebilir. Örneğin çevre dostu
ürünler satmak ve yeşil teknolojiye yatırım yapmak hem ekonomik hem
de çevresel sürdürülebilirlik hedeflerini destekleyebilir. Ayrıca yeşil bina
sertifikası gibi standartları karşılayan spor tesisleri de yeşil etiketlerden ve
yeşil turizm pazarından faydalanabilmektedir (Baillie et al., 2016).
Son olarak, sürdürülebilirlik stratejileriyle ilişkili tasarruf ve gelir
artışı potansiyeli, spor organizasyonlarının uzun vadeli finansal istikrarını
güçlendirebilir. Bu, spor endüstrisinin daha rekabetçi olmasına ve
gelecek nesillere sürdürülebilir bir miras bırakılmasına yardımcı olacaktır.
Bu ekonomik fırsat noktaları, spor endüstrisinin çevresel ve sosyal
açıdan sorumlu olurken ekonomik fayda üretme potansiyeli sunarak
sürdürülebilirlik alanında nasıl stratejik avantaj elde edebileceğini
göstermektedir.
Neslihan Kandil / Davut Budak | 63
• Yeşil Yatırımlar ve Finansman
Sürdürülebilir projelere yönelik yeşil yatırımlar
Yeşil yatırımlar, sürdürülebilir projeler için önemli bir finansman
kaynağıdır ve genellikle çevresel etkiyi azaltan veya doğal kaynakları daha
verimli kullanan projeleri destekler. Genellikle bu yatırımlar çeşitli alanlarda
yapılabilir ancak spor tesisleri ve etkinlikler gibi alanlar da yeşil yatırımlar için
potansiyel odak noktaları olabilir. Sürdürülebilir projeler için yeşil yatırımın
faydaları şunlardır:
Enerji verimliliği ve tasarruflar, yeşil yatırımlar genellikle enerji verimliliği
önlemlerini içerir. Örneğin, enerji tasarruflu aydınlatma sistemlerine,
yalıtıma ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak, projenizin
işletme maliyetlerini azaltabilir ve uzun vadede enerji faturalarından tasarruf
etmenizi sağlayabilir. Çevresel etkinin azaltılması, yeşil yatırımın temel amacı
çevresel etkiyi azaltmaktır. Bu, atık yönetimi, su tasarrufu ve karbon ayak
izinin azaltılması gibi çeşitli yöntemlerle başarılabilir. Örneğin geri dönüşüm
tesisleri ve atık su arıtma tesisleri gibi projeler çevresel sürdürülebilirlik
hedeflerine katkı sağlayabilir. Sosyal ve ekonomik faydaları, yeşil yatırımlar
genellikle işçi istihdamını artırır ve yerel ekonomiye katkıda bulunur. Ayrıca
proje sakinlerinin ve kullanıcıların yaşam kalitesini artıran daha sağlıklı
mekân kalitesi ve yeşil alanlar gibi sosyal faydalar da sağlayabilir. Düzenleyici
ve mali teşvikler, birçok ülkede yeşil yatırımlar için düzenleyici teşvikler (ör.
vergi indirimleri, destek programları) ve mali destekler (ör. düşük faizli
krediler, devlet destek fonları) mevcuttur. Bu teşvikler yeşil projeleri finansal
açıdan daha çekici hale getiriyor. Yeşil yatırım hakkında daha fazla bilgi
bulmak için çeşitli kaynaklar ve raporlar bulunmaktadır. Örneğin Birleşmiş
Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) gibi
kuruluşlar yeşil finans ve sürdürülebilir projelere ilişkin kapsamlı raporlar
yayınlamaktadır.
c. Sosyal Fırsatlar
Spor endüstrisinde sürdürülebilirlik sadece çevre dostu değil, aynı
zamanda sosyal fırsatlar da sunuyor. Spor kuruluşları ve dernekleri toplumla
etkileşimlerini ve sosyal sorumluluklarını güçlendirerek bu fırsatlardan
yararlanabilirler. İlk sosyal fırsat, sporun toplumları bir araya getirme
gücüdür. Sürdürülebilirlik ilkelerini temel alan spor etkinlikleri ve projeler,
farklı toplumsal grupları bir araya getirerek ortak bir amaç doğrultusunda
birleşebilir. Bu, topluluk bağlarını güçlendirir ve sosyal uyumu teşvik eder
(Baillie et al., 2016).
64 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
İkincisi, sürdürülebilirlik projeleri genellikle eğitim ve farkındalık
programlarını içerir. Özellikle gençler ve genç yetişkinlere yönelik çevre
eğitimi ve sürdürülebilirlik farkındalık tedbirleri düzenlenmektedir. Bu
tür programlar gelecek nesillerde çevre dostu davranışların geliştirilmesine
katkıda bulunur (Deloitte, 2012).
Üçüncüsü, yeşil tesislerin ve çevre dostu faaliyetlerin teşvik edilmesi,
spor tesislerinin toplum üzerinde olumlu bir etkiye sahip olmasına yardımcı
olabilir. Örneğin erişilebilir yeşil alanlar ve spor faaliyetleri yerel halka fiziksel
ve zihinsel sağlık açısından faydalar sağlamaktadır. Ayrıca engelli kişiler için
erişilebilir spor tesisleri ve etkinlikleri düzenlemek de sosyal içermeyi ve
eşitliği geliştirebilir (Preuss, 2007).
Son olarak spor organizasyonları ve organizasyonları çeşitli sosyal
projelere ve hayırseverlik amaçlarına destek vererek sosyal sorumluluklarını
yerine getirebilirler. Bu durum sporun salt rekabet ve eğlencenin ötesine
geçerek toplumun güçlenmesine katkı sağlayan bir araç olarak kullanılmasına
olanak sağlamaktadır. Bu sosyal fırsat noktaları, spor endüstrisinde sosyal
refahı ve sosyal adaleti geliştirmeye yönelik sürdürülebilirlik çabalarının
potansiyelini vurgulamaktadır. Bu fırsatlar sporun birleştirici gücünü ve
toplum üzerindeki olumlu etkisini göstermektedir.
• Toplumsal Bilinç ve Eğitim
Spor endüstrisi aracılığıyla sürdürülebilirlik bilincinin artırılması
Spor endüstrisi, geniş kitlelere ulaşma potansiyeli nedeniyle
sürdürülebilirlik konusunda farkındalığın artırılması için önemli bir platform
sağlıyor. Bu bilinçlendirme kampanyaları spor organizasyonları, sporcular,
taraftarlar ve sektör temsilcileri tarafından çeşitli şekillerde gerçekleştirilebilir.
Spor kuruluşları ve dernekleri çevresel sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyip
uygulayarak örnek teşkil edebilirler (Gretzel et al., 2015). Sporcuların ve
ünlü sporcuların geniş hayran kitlesine sahip olması, sürdürülebilirlik
konusunda farkındalık yaratmak için güçlü bir platform sağlıyor. Bu kişiler,
sosyal medyayı kullanarak ve kampanyalara katılarak çevre sorunlarına
ilişkin farkındalığı artırabilir ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını teşvik edebilir
(Yıldırım, 2019).
Spor tesisleri ve altyapısı, çevre dostu teknolojiler ve yeşil bina standartlarına
uygun tasarımlar kullanılarak sürdürülebilirlik bilincini artırabilir. Yeşil tesis
sertifikaları (örneğin LEED) ve çevre dostu tesis yönetimi uygulamaları,
tesislerin çevresel etkilerini azaltmalarına ve topluma örnek oluşturmalarına
yardımcı olabilir (Baillie vd., 2016).
Neslihan Kandil / Davut Budak | 65
Son olarak spor organizasyonları ve dernekleri sürdürülebilirlik
konusunda eğitim programları ve kampanyalar düzenleyerek kamuoyunun
bilinçlendirilmesine katkıda bulunabilirler. Örneğin katılımcılar ve hayranlar
arasında farkındalığı artırmak için çevresel etkinlikler, sürdürülebilirlik panel
tartışmaları ve eğitim seminerleri düzenlenebilir (Gibson et al., 2012). Bu
girişimler, spor endüstrisinin sadece rekabet ve eğlenceyle ilgili olmadığını,
aynı zamanda sosyal ve çevresel açıdan sorumlu olmakla da ilgili olduğunu
gösteriyor. Sporun birleştirici gücü ve geniş kitlelere ulaşma potansiyeli,
sürdürülebilirlik bilincinin yaygınlaştırılmasında önemli bir araç olarak
kullanılabilir.
• Sağlıklı Yaşam Tarzı
Sürdürülebilir spor uygulamaları ile sağlıklı yaşam tarzının teşvik
edilmesi
Sağlıklı bir yaşam tarzının teşvik edilmesi, insanların sağlıklarını
yönetmelerini ve geliştirmelerini sağlama süreci olarak tanımlanabilir.
Bu sürecin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 3’e ulaşmada önemli bir rol
oynaması bekleniyor. Ayrıca sağlığın teşviki ve geliştirilmesi yaklaşımları,
sağlık ve refahla ilgili kararların alındığı çevresel, ekonomik, kurumsal ve
sosyal bağlamları dönüştürmeyi amaçlar ve eşitlik ve sürdürülebilirlik
konularına odaklanır. Sürdürülebilir kalkınma ise bugünün ihtiyaçlarını
karşılamaktan taviz vermeden gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılamak
amacıyla gerçekleştirilen kalkınmadır. Bu gelişme birbiriyle ilişkili üç alanda
gerçekleşmelidir: ekonomik, çevresel ve sosyal. Bu alanların birleştirilebileceği
ve gerçek durum ve bağlamlara uygulandığında bu alanlardaki gelişmelerin,
herkesin yararına olan sürdürülebilir bir dünya için sağlam bir temel
oluşturmak amacıyla birleştirilebileceği umulmaktadır (Morelli, 2011).
Ekonomik sürdürülebilirlik, bir ekonominin sürekli olarak belirli bir
düzeyde ekonomik çıktıyı sürdürebilme yeteneğini ifade eder. Bu ekonomi,
sürdürülebilirliğin diğer yönlerini dikkate alarak kararların mümkün
olduğunca bilinçli olarak alındığı bir ekonomi olarak tanımlanabilir.
Ayrıca iyi uygulamaları sosyal ve çevresel sürdürülebilirlik boyutlarıyla
birleştirildiğinde sonuçların daha olumlu olacağına inanılmaktadır (Morelli,
2011).
Çevresel sürdürülebilirlik “denge, dayanıklılık ve birbirine bağlılık”
durumu olarak tanımlanabilir. Bu, insan toplumlarının, hizmetleri yeniden
üretmek için gereken kapasiteyi azaltmadan, ekosistemleri destekleme
yeteneğini aşmadan veya biyolojik çeşitliliği azaltmadan ihtiyaçlarını
karşılamalarına olanak tanır. Çevresel sürdürülebilirliğin temel amacı, insan
66 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
faaliyetlerinin çevre üzerindeki etkisini en aza indirmek ve doğal yaşam
alanlarının restorasyonunu ve korunmasını teşvik etmektir (Vallance et all.,
2011).
Sosyal sürdürülebilirlik ise genel olarak toplumun iyileştirilmesini teşvik
eden çabalarla ilişkilidir. Bu sürdürülebilirlik boyutu, gelecek nesillerin
mevcut nesillerle aynı veya daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olma hakkını
destekleyen “nesiller arası adalet” kavramını destekler. Sosyal sürdürülebilirlik
boyutu, işçi hakları, sağlık eşitliği, halkın katılımıyla toplum gelişimi ve sosyal
sermaye, katılım, destek, adalet ve sorumluluk, toplumun direnci, kültürel
yeterlilik ve insan adaptasyonu gibi konuları içerir. Sosyal sürdürülebilir
kalkınmanın sosyal boyutu, diğer iki boyut kadar önemlidir ve sağlık gibi
konuları da içerir (Ahman, 2013).
Sağlık, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tanımına göre, “tam bir fiziksel,
zihinsel ve sosyal iyilik halidir ve sadece hastalığın veya sakatlığın yokluğu
değildir”. İyi sağlık genellikle toplumsal gelişimi kolaylaştırır ve gelişim
genellikle sağlığın iyileşmesini teşvik eder. Ancak, iyi sağlık gelişimin bir
önkoşulu olabilirken, çevreye yönelik tutumlar gibi bazı sağlık belirleyicileri
ve insanların yaşam tarzları ve tüketim alışkanlıkları gibi davranışsal faktörler,
uzun vadede gelişim sürecinin sürdürülebilirliğini engelleyebilir. Eşit şekilde,
tarım ve endüstride olduğu gibi ekonomik olarak arzu edilen gelişimler,
sağlık ve çevre üzerinde zararlı sonuçlar doğurabilir (McMichael, 2006).
Sağlık, ekonomik gelişmede kritik bir rol oynar ancak aynı zamanda
nüfusların ekolojik özelliklerini yansıtan, geniş sosyal ve doğal çevre
koşullarının bir yansıması olarak da görülmelidir. Ayrıca, WHO tanımında
vurgulandığı gibi, sağlık “tam bir fiziksel, zihinsel ve sosyal iyilik hali” olarak
tanımlanır; bu da sosyal ve kişisel kaynakların ve fiziksel yeteneklerin önemini
vurgular. Sağlık, genellikle insanlar tarafından kişisel ve ailevi konular
olarak düşünülür ve bu da sağlığın kişisel davranış seçimleri ve resmi sağlık
hizmetlerine erişim yoluyla müzakere edilebilen bir varlık olarak görülmesine
yol açar. Ancak, bir nüfusun sağlığı, çevre koşullarının izin verdiği biyolojik
(dahil olmak üzere zihinsel) işlev düzeyinin bir yansımasıdır (Pedersen et al.,
2015).
• Sosyal Sorumluluk Projeleri
Spor kulüpleri ve organizasyonlarının sürdürülebilirlik projeleri
Spor kulüpleri ve kuruluşları çevresel etkilerini azaltmak, sosyal
sorumluluklarını yerine getirmek ve ekonomik fayda elde etmek için
sürdürülebilirlik projelerinden yararlanabilirler. Bu projeler sıklıkla farklı
sektörlerde uygulanmakta ve spor endüstrisindeki farklı paydaşlar üzerinde
olumlu etki yaratmaktadır.
Neslihan Kandil / Davut Budak | 67
Spor tesislerine yönelik ekolojik sürdürülebilirlik projeleri yaygın bir
uygulamadır. Tesisler enerji verimliliği tedbirleri alabilir, yenilenebilir enerji
kaynaklarına yatırım yapabilir, su yönetimi stratejileri geliştirebilir. Örneğin,
güneş panellerinin kurulması enerji maliyetlerini azaltabilir veya sulama suyu
ihtiyacını karşılamak için yağmur suyunu kullanabilir (Preuss, 2007). Spor
kurumu, kulüplerini sosyal sürdürülebilirlik projeleriyle destekleyebiliyor.
Örneğin gençlik geliştirme programları, eğitim bursları, dezavantajlı gruplara
spor olanakları sağlama gibi projelerle toplumsal etki yaratabiliriz. Bu tür
projeler sosyal eşitsizliklerin azaltılmasına ve gençlerin sporla tanışmasına
yardımcı olabilir (Baillie et al., 2016).
Ekonomik sürdürülebilirlik projeleri spor kulüpleri için önemli fırsatlar
sunuyor. Örneğin, enerji ve su tasarrufu önlemleri uzun vadede işletme
maliyetlerini azaltabilir. Ayrıca çevre dostu uygulamalar ve sertifikalar
(örneğin LEED sertifikası) spor tesislerinin pazarlanabilirliğini artırabilir ve
sponsorluk fırsatlarını genişletebilir (Gretzel et al., 2015). Spor kulübü ve
organizasyonu sürdürülebilirlik projeleriyle yönetişim ve stratejik yönetim
becerilerini geliştirebiliyor. Çevresel ve sosyal sorumluluğa yönelik etkili
yönetim ve liderlik, uzun vadeli başarıyı artırabilir ve marka itibarını
geliştirebilir (Gibson et al., 2012). Spor kulüpleri ve organizasyonlarının
sürdürülebilirlik projeleri konusundaki adımları, çevresel ve toplumsal fayda
sağlamak açısından oldukça önemlidir. Bu tür projeler, spor endüstrisinin
daha geniş kitlelere ulaşım gücünden destek alarak sürdürülebilirlik bilincini
artıracak ve toplumsal değişime katkıda bulunabilecektir.
3. Başarı Öyküleri ve İyi Uygulama Örnekleri
• Yeşil Olimpiyatlar
2012 Olimpiyatları gibi büyük spor etkinliklerinde sürdürülebilirlik
uygulamaları
Dünya Kupası ve Olimpiyatlar gibi büyük etkinliklere ev sahipliği yapan
şehirler ve ülkeler için en büyük zorluklardan biri, yalnızca ekonomik ve
sosyal açıdan değil aynı zamanda çevresel açıdan da iyileştirmenin yeni
yollarını bulmaktır. 2012 Londra Olimpiyatları’nın sürdürülebilirliğine
ilişkin medyadaki olumlu haberler göz önüne alındığında, Rusya, Güney
Kore (2014 Soçi Kış Olimpiyatları, 2018 Pyeongchang) ve Katar’daki
(2022 FIFA Dünya Kupası) oyunlara katılırken çevre sorunlarını dikkate
almak önemlidir. Mega etkinlikler genellikle “yer değiştiren sanayiler” olarak
görülüyor. Bu kuruluşlar kısa vadede kritik kaynakları harekete geçirir, ancak
daha sonra tekrar ortadan kaybolarak uzun vadeli etkiler bırakır.
68 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
Etkinlik organizatörleri genellikle etkinliğe daha çok ve çevresel ayak
izine daha az odaklansa da sürdürülebilirliği ve yeşil ekonomiyi sağlamak
hükümetlerin sorumluluğundadır. Birleşmiş Milletler Sanayi Kalkınma
Teşkilatı (UNIDO) Genel Direktörü Khande Yumkella’nın savunduğu şey
tam olarak budur. “Küresel bir yeşil ekonomi bir gerçektir, ancak dünya
hükümetlerinin bunun başarısını garantilemek için daha fazlasını yapması
gerekir” (Preuss, 2013).
Bu çağrı, insan refahını ve sosyal eşitliği iyileştirirken, çevresel riskleri ve
ekolojik kıtlıkları önemli ölçüde azaltan, bir yeşil ekonomiyi “çalışma tanımı”
olarak kullanan (UNEP) tarafından desteklenmektedir. 2010 Vancouver
Kış Olimpiyatları’nı incelenmiş ve “çevre mirasının en çok yerel halk için
önemli olduğunu” sonucuna ulaşılmıştır. Bu durum yerel halkın aynı
zamanda çevresel miraslarıyla da ilgilendiğini göstermektedir (Karadakis, &
Kaplanidou, 2012).
Sürdürülebilir Spor Kulüpleri
• FC Barcelona, Real Madrid gibi kulüplerin sürdürülebilirlik
projeleri
Büyük futbol kulüpleri, sürdürülebilirlik projelerine giderek daha fazla
önem veriyor. FC Barcelona ve Real Madrid gibi kulüpler, çevresel ve sosyal
sorumluluklarını yerine getirmek için çeşitli projeler başlatmış durumda.
FC Barcelona, çevresel sürdürülebilirlik alanında önemli adımlar atıyor.
Kulüp, Camp Nou stadyumunda enerji verimliliğini artırmak ve karbon ayak
izini azaltmak amacıyla çeşitli projeler yürütmektedir. 2018 yılında başlatılan
“Barça Innovation Hub” projesi kapsamında, yenilenebilir enerji kullanımını
artırmak ve atık yönetimini iyileştirmek gibi hedefler belirlenmiştir. Kulüp
ayrıca, stadyumda güneş panelleri kurarak enerji ihtiyacının bir kısmını
güneş enerjisinden karşılamayı planlamaktadır.
Real Madrid’de çeşitli sürdürülebilirlik projeleri bulunmaktadır.
Enerji verimliliği ve çevre dostu teknolojilerin kullanımı, Santiago
Bernabéu stadyumunun yenilenmesinde en önemli öncelik olmuştur.
Stadyumun çatısına kurulan güneş panelleri ve enerji tasarruflu aydınlatma
sistemleri, kulübün çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasında önemli
bir rol oynuyor. Ayrıca Real Madrid, sosyal sürdürülebilirlik çalışmaları
kapsamında gençler ve dezavantajlı gruplara yönelik çeşitli spor ve eğitim
programları düzenlemektedir. Bu projeler, büyük futbol kulüplerinin
sadece sahaya değil, çevreye ve topluma da olumlu etki yaratma çabalarının
örnekleridir. Kulüpler sürdürülebilirlik projeleriyle hem çevresel hem de
Neslihan Kandil / Davut Budak | 69
sosyal sorumluluklarını yerine getiriyor, ancak aynı zamanda taraftarlarına
ve topluluklarına da örnek olabiliyorlar.
• İnovatif Tesisler
LEED sertifikalı spor tesisleri ve stadyumlar
LEED sertifikalı spor tesisleri ve stadyumlar, sürdürülebilirlik ve çevresel
sorumluluk açısından spor sektörüne örnek teşkil ediyor. Bu tesislerin amacı
enerji verimliliği, su tasarrufu, karbon ayak izinin azaltılması ve sağlıklı
hava kalitesi gibi alanlarda yüksek standartlara ulaşmaktır. LEED sertifikası
bu hedeflere ulaşan ve sürdürülebilir uygulamaların yaygınlaşmasına
katkıda bulunan tesislere verilmektedir. Spor tesisleri ve stadyumlar büyük
yapılar olduğundan bunların çevre üzerindeki etkilerinin en aza indirilmesi
önemli tasarruflar ve çevresel faydalar sağlayabilir. Bu tür tesislerin LEED
sertifikasyonu hem çevresel sürdürülebilirliği teşvik ediyor hem de sosyal
sorumluluk açısından olumlu bir imaj yaratıyor. Taraftarlar ve topluluk
üyeleri, çevreye duyarlı ve sürdürülebilirlik ilkelerine bağlı tesislerde spor
etkinliklerine katılmaktan gurur duyarlar.
Yeşil spor stadyumları, karbon emisyonlarını, gürültü kirliliğini, su
tüketimini, su tasarrufu, enerji tasarrufu, kirliliği, ekonomik faydaları,
topluma yönelik sağlık risklerini azaltır, sürdürülebilir su sistemleri inşa eder
ve güneş enerjisini elektrik olarak kullanır. Rüzgâr enerjisinden yararlanmanın
birçok yolu vardır. Dünyanın en sürdürülebilir stadyumlarına bir bakış;
Amsterdam Arena: Ajax Futbol Kulübü’nün evi olan Amsterdam Arena,
4.200’den fazla güneş paneli ve rüzgâr türbini tarafından desteklenmektedir.
Ana binada enerji üretmek için etkileyici bir yürüyen merdiven bulunuyor
ve stadyum, kullanılmış elektrikli araçların şarj edilebilir pillerini kullanan bir
enerji depolama sistemi ile donatılıyor. Kullanılmış Nissan LEAF pillerinden
yapılan xStorage Buildings sistemi, stadyuma acil durum gücü sağlamakla
kalmayacak, aynı zamanda enerjiyi çevredeki alanlara gerektiği gibi dağıtarak
elektrik şebekesi üzerindeki baskıyı da hafifletecek. Stadyumun çatısından
gelen yağmur suyu toplanır ve çimleri sulamak için yeniden kullanılır,
böylece değerli tatlı su tüketimi önemli ölçüde azaltılacak. Kalan ısı sahada
donmayı önlemek için kullanılır ve bu hareket ek enerji harcanmadan
gerçekleştirilir. Destekçiler seyahatten kaynaklanan emisyonları azaltmak
için aktif mobiliteyi, elektrikli araçları ve trenleri kullanmaya teşvik ediliyor.
Otoparkta ücretsiz şarj istasyonları bulunmaktadır ve tüm ziyaretçilere tren
biletlerinde indirim uygulanmaktadır.
Mercedes-Benz Stadyumu: Mercedes-Benz Stadyumu, Atlanta United
FC’nin resmi evidir. Geçtiğimiz Kasım ayında, binaların sürdürülebilirliğini
70 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
ölçmek için küresel bir standart olan Enerji ve Çevresel Tasarımda Liderlik
(LEED) kapsamında Platin sertifikası alan ilk profesyonel spor stadyumu
oldu. Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji projeleri sayesinde enerji
tüketimi ortalama stadyuma göre daha düşüktür. Stadyum yalnızca LED
aydınlatma ve LED video panelleriyle donatıldı ve çatısında 4.000 güneş
paneli bulunuyor, bu da onu elektrik şebekesine daha az bağımlı hale getiriyor.
Stadyum, çevredeki su baskınlarını önlemek için 2 milyon galondan fazla
suyu depolayabilen bir yağmur suyu yönetim sistemine sahiptir. Ayrıca su
tasarrufu sağlayan ekipman, geleneksel stadyumlara kıyasla su kullanımını
azaltır. Topluluğu birbirine bağlayan yeni yaya geçidi sayesinde taraftarlar
etkinliklere yürüyerek kolayca erişebilecek. Etkinlik günü, 48 aracı aynı anda
şarj etme kapasitesine sahip mevcut elektrikli araç şarj istasyonlarıyla bisiklet
servis programı uygulanmaktadır.
Levi’s Stadyumu: San Francisco 49ers’ın evi olan Levi’s Stadyumu’nun
iki LEED sertifikası vardır. 2014 yılında Gold LEED sertifikası alan
profesyonel bir ekibe ev sahipliği yapan ilk stadyum olmuştur, 2016
yılında ise işletme ve bakım alanında ikinci Gold sertifikasını almıştır.
Stadyum, Silikon Vadisi’nde bulunan yenilikçi sürdürülebilirlik unsurlarını
benimsemektedir. Olanaklar arasında 1.000’den fazla son teknoloji ürünü
güneş paneli, üç güneş köprüsü ve NRG Güneş Terası adı verilen güneş
panelli bir çatı terası bulunmaktadır. Buna ek olarak, stadyumun süit kulesinde
27.000 metrekarelik bir “yeşil çatı” yer almaktadır. Temizlik malzemeleri ve
ürünleri, tek kullanımlık kâğıt mendil ürünleri ve çöp torbalarına yönelik
sürdürülebilir satın alma programı sayesinde, bu satın almaların neredeyse
%100’ü katı sürdürülebilirlik standartlarını karşılamaktadır. Geçtiğimiz yıl
San Francisco 49ers, iklim değişikliğiyle mücadele çabalarından dolayı Beyaz
Saray Bilim ve Teknoloji Politikası Ofisi (OSTP) tarafından ödüllendirildi.
Golden 1 Center: Sacramento Kings’e ev sahipliği yapan Golden 1
Center, 2017 yılında dünyanın en yeşil ve teknolojik açıdan en gelişmiş spor
ve eğlence tesisi seçildi. Yeşil Proje Yönetimi’ne (GPM) göre tesis, dünya
çapındaki yüksek performanslı binalar arasında ilk %3’te yer almaktadır.
Sacramento Kings, iklimin korunması mesajını topluluklarında proaktif bir
şekilde yaymak amacıyla taraftarlarla iletişim kurmak ve ortaklarıyla birlikte
çalışmak için küresel spor platformlarını kullanıyor. Sistem, elektrik ihtiyacının
tamamını şehir akıllı şebekesi üzerinden güneş enerjisiyle karşılıyor.
Accor Stadyumu: 20 yıldır dünyanın önde gelen sürdürülebilir mekânı
olarak tanınmaktadır. Uluslararası Olimpiyat Komitesi, 2000 Sidney
Olimpiyatlarının “Yeşil Oyunlar” olmasını istiyordu. Sidney Oyunları’nın
ana stadyumu olan Accor Stadyumu, her yıl yaklaşık 200 ton atığı geri
Neslihan Kandil / Davut Budak | 71
dönüştürüyor. “Azalt, yeniden kullan, geri dönüştür’’ stadyum işinin sloganı
haline geldi. Arenada her yıl büyük miktarlarda çim kırpıntıları ve yıpranmış
çimler geri dönüştürülüyor ve bunlar genellikle Sidney’in batısındaki
çimenli yolları ve golf sahalarının yeşilliklerini desteklemek için kullanılıyor.
Futbolun çevre sorunlarının çözümüne yardımcı olduğu birçok yöntem
arasında stadyumun sürdürülebilirliği de önemli bir unsurdur.
FIFA Dünya Kupası 2022 stadyumları: 2022 Dünya Kupası öncesinde
Katarlı organizatörler, FIFA’nın gerektirdiği şekilde 12 sahanın tamamını
(dokuz yeni ve üç yenilenmiş) karbonsuz hale getirme sözü verdiler. Etkinlik
sırasında 40°C’yi aşan aşırı sıcaklıklarla başa çıkabilmek için mekânda özel
bir klima sistemi de bulunacak. Arup Associates tarafından 2010 yılında inşa
edilen ilk karbon nötr stadyum olan 500 koltuklu mini stadyum, FIFA’ya
Katar’ın teklifinin uygulanabilir olduğunu gösteren bir vitrin görevi gördü.
Mühendislik firması, karbon yoğun soğutmanın zorluklarına rağmen,
sıfır emisyonlu stadyumlar inşa etmek için güneş enerjisinden yararlanma
potansiyelinin farkında olmuşlardır.
Kullanılan teknoloji çok basittir. Güneş enerjisi, güneşi enerjiye
dönüştürür ve bu enerji de soğuk havaya dönüşür. Hava stadyumun içinde
dolaşarak oyuncuların ve seyircilerin konforunu ve sağlığını garanti eder.
Test sırasında dış sıcaklık 44 santigrat dereceye ulaşmış, ancak stadyumun
içinde sıcaklık açık tavana rağmen 23 santigrat dereceye düşmüştür. Yeni
fiziksel mekanların teknolojiyi nasıl geliştireceğini ve gelecekteki stadyumlara
nasıl öncülük edeceğini zaman gösterecek (İnternet erişimi).
4. Gelecekteki Trendler ve Gelişmeler
• Teknolojik İnovasyonlar
Sürdürülebilirlik alanında teknolojik yenilikler
Sürdürülebilirlik alanındaki yenilikler çevresel etkinin azaltılmasında ve
kaynakların daha verimli kullanılmasında önemli rol oynuyor. Bu yenilikler,
enerji tasarrufunu, atık yönetimini, su tüketimini ve çevresel performansı
iyileştirmek için çeşitli endüstrilerde ve uygulamalarda kullanılmaktadır.
Yenilenebilir enerji teknolojileri sürdürülebilirlik alanında büyük
ilerlemeler sunuyor. Güneş, rüzgâr ve hidroelektrik gibi yenilenebilir enerjiler,
fosil yakıtların kullanımını azaltarak sera gazı emisyonlarını azaltır. Enerji
verimliliğinin arttırılmasına yönelik akıllı bina teknikleri geliştirilmektedir.
Akıllı binalar, sensörlerin, otomasyon sistemlerinin ve enerji yönetimi
yazılımının kullanımı yoluyla enerji tüketimini optimize eder ve çevresel
etkiyi azaltır. Atık yönetimi alanındaki teknolojik gelişmeler, atıkların geri
72 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
dönüştürülmesi ve yeniden kullanılmasının artmasına neden olmuştur.
Gelişmiş geri dönüşüm teknolojisi, atıkların daha verimli ayrıştırılması
yoluyla kaynak israfını önler ve atık yönetimi maliyetlerini azaltır.
Su yönetimi teknolojileri suyun verimli kullanımını teşvik etmektedir.
İleri su arıtma sistemleri, suyun kalitesini iyileştirirken su tüketimini azaltır
ve su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde kullanılmasını sağlar (Chen et
al., 2016). Bu teknolojik yenilikler, sürdürülebilirlik alanında ilerlemeler
sağlayarak çevresel performansı iyileştirme potansiyeline sahiptir. Ancak, bu
teknolojilerin yaygın olarak benimsenmesi ve uygulanması için daha fazla
yatırım, politika destekleri ve endüstri iş birlikleri gerekmektedir.
• Politikalar ve Düzenlemeler
Hükümetlerin ve spor federasyonlarının sürdürülebilirlik konusundaki
politikaları Spor kuruluşları ve hükümetler çeşitli sürdürülebilirlik politikaları
ve yönergeleri geliştirmiştir. Bu politikalar genel olarak çevresel etkilerin
azaltılmasını, doğal kaynakların daha verimli kullanılmasını ve toplumsal
faydanın artırılmasını amaçlamaktadır.
Spor Federasyonlarının Sürdürülebilirlik Politikaları: Uluslararası spor
dernekleri (IOC ve FIFA gibi) ve ulusal spor dernekleri sürdürülebilirlik
kılavuzlarını benimseyerek çeşitli adımlar atmaktadır. Bu politikalar
genellikle yeşil stadyumların inşası, atık yönetimi, enerji verimliliği, su
tasarrufu ve karbon emisyonlarının azaltılması gibi konuları ele almaktadır.
Örneğin IOC’nin sürdürülebilirlik stratejisi, spor etkinliklerinin çevresel
etkisini azaltmayı ve sosyal fayda sağlamayı amaçlamaktadır (IOC, 2021).
Hükümetlerin Sürdürülebilirlik Politikaları: Birçok ülke spor
etkinlikleri ve tesisleri için sürdürülebilirlik kılavuzları geliştirmiştir. Bu
politikalar genellikle çevre lisansı, yeşil bina standartları, atık yönetimi
politikaları ve enerji verimliliği teşvikleri gibi alanları kapsamaktadır.
Örneğin, Avrupa Birliği ülkeleri, spor tesislerinin çevre üzerindeki etkilerini
azaltmak amacıyla sürdürülebilirlik standartlarını zorunlu hale getirmiştir
(European Commission, 2020).
Uluslararası Standartlar ve Yönergeler: Birçok uluslararası kuruluş ve
standart kuruluşu, spor tesisleri ve etkinlikleri için sürdürülebilirlik standartları
ve kılavuzları geliştirmiştir. Örneğin, Enerji ve Çevresel Tasarımda Liderlik
(LEED) sertifikası, yeşil bina standartlarını sağlayarak spor tesislerinin
çevresel performansının iyileştirilmesini kolaylaştırır (USGBC, 2021).
Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) ve Sürdürülebilirlik: IOC,
Olimpiyat Oyunlarını düzenlerken ve sunarken çevresel sürdürülebilirlik
ilkelerine büyük önem vermektedir. IOC’nin sürdürülebilirlik stratejisi yeşil
Neslihan Kandil / Davut Budak | 73
tesisler inşa etmek, karbon emisyonlarını azaltmak, atık yönetimi ve s u
tasarrufu gibi temaları kapsıyor. Ayrıca IOC, spor organizasyonlarını sosyal
hizmet sunmaya teşvik eden program ve projeleri de desteklemektedir (IOC,
2021).
FIFA ve Sürdürülebilirlik: FIFA futbolun dünya çapındaki geniş
kapsamlı etkisini dikkate alan sürdürülebilirlik yönergeleri de geliştirmiştir.
Bu politikalar, FIFA organizasyonu içerisinde çevresel etkiyi azaltmaya
yönelik tedbirleri, sosyal sorumluluk projelerini ve futbol tesislerinin çevre
dostu olmasını teşvik eden politikaları içermektedir (FIFA, 2021).
Avrupa Birliği ve Spor Sürdürülebilirliği: Avrupa Birliği ülkeleri spor
tesis ve organizasyonlarında sürdürülebilirlik standartlarını yükseltmek
için çeşitli politika ve yönergeler uygulamaya koydu. Bu politikalar genel
olarak enerji verimliliği teşvikleri, atık yönetimi düzenlemeleri ve yeşil
bina sertifikasyonu gibi konuları kapsamaktadır. AB’nin spor etkinliklerine
yönelik çevre politikası ve sürdürülebilirlik stratejisi, spor organizasyonlarının
çevresel etkilerini azaltmalarına ve sosyal faydalar sağlamalarına yardımcı
olmaktadır (Avrupa Komisyonu, 2020).
Bu politika ve yönergeler, sürdürülebilirlik konusunda farkındalığın
artırılmasına ve spor endüstrisindeki çeşitli paydaşların çevresel
sorumluluklarının yerine getirilmesine katkıda bulunmaktadır. Bireysel
kuruluşların ve hükümetlerin sürdürülebilirlik politikaları ve uygulamaları
ülkeye ve spora göre değişiklik gösterebilir. Bu nedenle spesifik detaylar için
her kurumun resmi internet sitelerine ve yayınlarına başvurmak önemlidir.
Genel olarak bu politikaların etkinliği ve uygulanma düzeyi ülkeden ülkeye
ve federasyondan federasyona farklılık gösterebilmektedir. Ancak spor
kuruluşları ve hükümetler genel olarak spor endüstrisinin çevre ve toplum
üzerindeki etkisini azaltmaya ve sürdürülebilirlik politikaları aracılığıyla
uzun vadeli sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunmaya çalışmaktadır.
• Toplumsal Beklentiler ve Baskılar
Spor tüketicilerinin ve taraftarlarının sürdürülebilirlik konusundaki
beklentileri
Spor tüketicileri ve taraftarları, spor organizasyonlarının ve kulüplerin
sürdürülebilirlik çalışmalarına giderek daha fazla önem veriyor ve bu
konudaki beklentilerini net bir şekilde dile getiriyorlar. Sürdürülebilirlik
alanında yapılacak araştırmalar ve bu konudaki yönergeler bağlılığı artırabilir,
taraftarlar ve spor tüketicileri arasında markalara, kulüplere ve kuruluşlara
yönelik olumlu algılar yaratabilir. Çok sayıda araştırma, taraftarların
sürdürülebilirliğe değer verdiklerini ve spor organizasyonlarının çevresel
74 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
ve sosyal açıdan sorumlu olmalarını beklediklerini göstermiştir (Babiak ve
Trendafilova, 2011). Taraftarların sürdürülebilirliğe yönelik beklentileri
genel olarak şu şekilde özetlenebilir:
Taraftarlar, çevresel farkındalık ve etki konusunda, spor organizasyonlarının
karbon ayak izini azaltmasını, atık yönetimini iyileştirmesini ve doğal
kaynakları korumasını istemektedir. Sosyal sorumluluk ve adalet konusunda,
sosyal adalete, topluluk katılımına ve spor organizasyonlarının toplum
üzerinde yarattığı olumlu etkiye değer veren taraftarlar, kulüplerinin
topluluklarıyla ilişkilerini güçlendirmesini beklemektedir. Şeffaf iletişim
konusunda, spor organizasyonlarından sürdürülebilirlik konusunda net ve
doğru bilgi almak, bu bilgilerin şeffaf bir şekilde sunulması ve kuruluşların
sürdürülebilirlik stratejilerini açıkça aktarmalarını istemektedir. Eğitim ve
farkındalık konusunda ise, spor kuruluşlarının sürdürülebilirlik değerlerini
benimsemeleri için farkındalık yaratmaları ve taraftarlarını sürdürülebilirlik
konusunda eğitmeleri gerekiyor. Bu beklentiler spor organizasyonları için
hem bir zorluk hem de bir fırsattır. Sürdürülebilirlik ilkelerine göre hareket
eden kuruluşlar hayran bağlılığını artırabilir ve toplumda olumlu tanınırlık
kazanabilir.
Değerlendirme ve Sonuç
Spor endüstrisinde sürdürülebilirlik hem büyük zorluklar hem de büyük
fırsatlar sunan geniş bir konudur. Bu sektördeki başarılı sürdürülebilirlik
uygulamaları, çevresel etkinin azaltılması, sosyal sorumluluğun yerine
getirilmesi ve ekonomik verimliliğin artırılması açısından kritik öneme
sahiptir. Burada spor endüstrisindeki sürdürülebilirlik zorlukları ve fırsatları
hakkında genel bir bakış ve sonuç sunuyoruz.
Zorluklar:
Maliyetler ve yatırımlar: Sürdürülebilirlik uygulamaları genellikle
yüksek başlangıç maliyetleri gerektirir. Yeşil teknolojinin ve enerji açısından
verimli altyapının uygulanması, kulüplere ve kuruluşlara önemli bir mali yük
getirebilir. Yönetişim ve kurum kültürü: Bir sürdürülebilirlik stratejisinin
başarılı bir şekilde uygulanması, yönetim ve kurum kültüründe önemli
değişiklikler gerektirebilir. Bu değişiklikler organizasyonel dirence ve değişim
yönetimi zorluklarına yol açabilir. Eğitim ve farkındalık: Spor endüstrisinde
sürdürülebilirlik kavramlarını anlamak ve benimsemek için çalışanların ve
paydaşların eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi önemlidir. Bu süreç zaman alıcı
olabilir ve sürekli çaba gerektirir.
Neslihan Kandil / Davut Budak | 75
Fırsatlar:
Marka değeri ve itibarı: Sürdürülebilirlik uygulamaları, spor kulüpleri
ve kuruluşlarının marka değerini artırarak itibarını güçlendirmektedir.
Sürdürülebilirlik odaklı bir yaklaşım taraftarlar ve sponsorlar arasında
olumlu algılar yaratabilir. Operasyonel verimlilik: Enerji ve su verimliliği gibi
sürdürülebilirlik uygulamaları, uzun vadede işletme maliyetlerini düşürür ve
operasyonel verimliliği artırır. Yasal ve rekabet avantajları: Sürdürülebilirlik
düzenlemeleri ve teşvikleri birçok ülkede artıyor (Alaeddinoğlu & Kishalı,
2020).
Spor organizasyonları bu düzenleme ve teşviklerden yararlanarak hukuki
ve rekabet avantajı elde edebilirler.
Öneriler
Spor endüstrisinde sürdürülebilirlik hem bir zorunluluk hem de bir fırsattır.
Başarılı bir sürdürülebilirlik stratejisi için şu öneriler dikkate alınmalıdır:
Başarılı sürdürülebilirlik çalışmaları için kritik unsurları belirleyen güçlü
yönetici liderliği ve uzun vadeli stratejik vizyonla sürdürülebilirlik projelerini
desteklemek, spor organizasyonları, yerel topluluklar, devlet kurumları ve
akademik kurumlarla kuruluşlar ve özel sektörle iş birlikleri güçlendirmek,
geliştirmek. Çalışanlara, oyunculara, taraftarlara ve diğer paydaşlara yönelik
eğitim ve farkındalık programları düzenlemek, yenilikçi yeşil teknoloji ve
sürdürülebilirlik çözümlerini sürdürmek gerekiyor.
Yeşil altyapı ve teknolojilerin kullanımı hakkında; Spor tesislerinin
enerji verimliliğini arttırmak için yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım
yapılabilir, güneş panelleri ve rüzgâr türbinleri gibi yeşil enerji teknolojileri
kullanılabilir, su tasarrufu teknikleri ve geri dönüştürülmüş su sistemleri
tanıtılabilir, tesisler yeşil bina sertifikalarına (LEED gibi) göre inşa
edilebileceği gibi mevcut tesislerde yeşil altyapı iyileştirmeleri de yapılabilir.
Atık yönetimi ve geri dönüşüm hakkında; Spor etkinlikleri sırasında
oluşan atıkların azaltılması için geri dönüşüm programları geliştirilebilir.
Ayrıca taraftarlara geri dönüşüm konusunda farkındalık kazandıracak
kampanyalar da düzenleyebilir. Gıda atıklarının azaltılması, organik atıkların
kompostlaştırılması gibi uygulamaları teşvik edilebilir.
Sürdürülebilir taşımacılık ve lojistik hakkında; Spor etkinliklerine katılan
taraftarlar için sürdürülebilir ulaşımın daha erişilebilir hale getirilmesi
amacıyla toplu taşıma ve bisiklet park yeri gibi altyapılar geliştirilebilir.
Etkinliklerde kullanılan malzemelerin nakliyesi ve lojistiğiyle ilgili karbon
ayak izini azaltmak için daha sürdürülebilir lojistik çözümleri tercih edilebilir.
76 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
Toplumsal sorumluluk ve eğitim hakkında; Spor kulüpleri ve
kuruluşları sosyal sorumluluk projeleri aracılığıyla bulundukları topluma
katkıda bulunabilirler. Sosyal projeler ve eğitim programları düzenleyerek
sürdürülebilirlik konusunda farkındalık yaratılabilir. Taraftarlar ve genç
sporcular için sürdürülebilir yaşam tarzlarını teşvik eden kampanyalar ve
etkinlikler oluşturulabilir.
İş birlikleri ve paydaş yönetimi hakkında; Spor endüstrisindeki paydaşlar
arasındaki birliğinin güçlendirilmesi, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada
önemli bir rol oynayabilir. Şehir yetkilileri, yerel işletmeler, üniversiteler ve
sivil toplum kuruluşlarıyla ortak projeler geliştirilebilir.
Sürdürülebilirlik stratejilerinin entegrasyonu hakkında; Spor kulüpleri
ve kuruluşlarının sürdürülebilirlik stratejilerini iş stratejilerine dahil etmeleri
önerilir. Bu sürecin başarısı için üst yönetimin desteği ve uzun vadeli stratejik
planlama yapılabilir.
Sonuç olarak, spor endüstrisi sürdürülebilirlik ilkelerini benimseyerek
hem çevresel hem de ekonomik açıdan daha sürdürülebilir bir geleceğe
katkıda bulunabilir. Bu çabalar sektördeki diğer kuruluşlara ilham verebilir
ve geniş kapsamlı bir sosyal etkiye sahip olabilir. Bu öneriler ve stratejiler,
spor endüstrisinin sürdürülebilirlik çabalarını destekleyecek pratik çözümler
sunmaktadır. Her adım, çevresel ve sosyal açıdan daha sürdürülebilir bir spor
endüstrisinin yaratılmasına yardımcı olmaktadır.
Neslihan Kandil / Davut Budak | 77
Kaynakça
Ahman, H. (2013). Social sustainability – society at the intersection of develop-
ment and maintenance. Local Environt:1153–66.
Alaeddinoğlu, V., Kishalı, N. F., (2020). Amatör Spor Dallarının Sorunları-
nın Çözümünde Takviye Edici İlaç Olmayan Katkı Maddelerinin (OTC)
Sponsor Olarak Katkısının İncelenmesi, Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri
Dergisi. 22(4), 11-36
Alola, A.A., & Adebayo, T.S. (2023). Analyzing the waste management, indus-
trial and agriculture greenhouse gas emissions of biomass, fossil fuel, and
metallic ores utilization in Iceland. Sci. Total Environ. 887, 164115.
Baade, R. A., & Matheson, V. A. (2016). Going for the Gold: The Economics
of the Olympics. Journal of Economic Perspectives, 30(2), 201-218.
Babiak, K., & Trendafilova, S. (2011). CSR and environmental responsibility:
Motives and pressures to adopt green management practices. Corporate
Social Responsibility and Environmental Management, 18(1), 11-24.
Babiak, K., & Wolfe, R. (2009). Determinants of corporate social responsibility
in professional sport: Internal and external factors. Journal of Sport Man-
agement, 23(6), 717-742.
Baillie, R., Scott, A., & Lomas, L. (2016). Sport and the Environment: Global-
ising Sport in an Era of Environmental Crisis. Sage Publications.
Bajayo, R. (2015). Benefits of LEED Certification in Reducing Water Con-
sumption in Residential Buildings. Procedia Engineering, 118, 1282-1289.
Brundtland, G. H. (1987). Our Common Future: Report of the World Com-
mission on Environment and Development. Oxford University Press.
Chard, C., & Mallen C. (2013). Renewable energy initiatives at Canadi-
an sport stadiums: a content analysis of web-site communications.
Sustainability,5(12):5119–34.
Chard, C., & Mallen, C. (2012). Examining the linkages between automobile
use and carbon impacts of community-based ice hockey. Sport Manag.
Rev., 15, 476–484.
Chen, K.C., Gursoy, D. & Lau, K.L.K. (2018). “Longitudinal impacts of a re-
curring sport event on local residents with different level of event involve-
ment”. Tourism Management Perspectives, Vol. 28, pp. 228-238.
Chen, W., Yang, J., & Zhang, M. (2016). Current Status and Development
Trend of Water Treatment Technologies. Applied Water Science, 6(4),
333-351.
Clarkson, M. B., Li, Y., Richardson, G. D., & Vasvari, F. P. (2011). Does
it really pay to be green? Determinants and consequences of proactive
environmental strategies. Journal of Accounting and Public Policy, 30(2),
122-144.
78 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
Coates, D., & Tschirhart, M. (2017). The Business of Sports: A Primer for Jour-
nalists. Routledge.
Collins, A., & Flynn, A. (2007). Engaging with the ecological footprint as a de-
cision-making tool: Process and responses. Local Environ. 12, 295–312.
Collins, A., & Flynn, A. (2008). Measuring the Environmental Sustainability
of a Major Sporting Event: A Case Study of the FA Cup Final. Urban
Studies, 45(3), 515-532.
Collins, A., Flynn, A., Munday, M., & Roberts, A. (2007). Assessing the En-
vironmental Consequences of Major Sporting Events: The 2003/04 FA
Cup Final. Urban Studies, 44(3), 457-476.
Collins, A., Flynn, A., Munday, M., & Roberts, A. (2009). Assessing the envi-
ronmental consequences of major sporting events: The 2003/04 FA Cup
Final. Urban Studies, 44(3), 457-476.
Collins, A., Jones, C., & Munday, M. (2009) Assessing the environmental im-
pacts of mega sporting events: two options? Tourism Management 30(6):
828–837.
Collins, A., Munday, M., & Roberts, A. (2012): Environmental consequences
of tourism consumption at major events: An analysis of the UK stages of
the 2007 Tour de France. J. Travel Res. 51, 577–590.
Del Bello, R. The NBA Takes Action to Reduce Its Carbon Footprint (2024).
Delmas, M. A., & Pekovic, S. (2013). Environmental standards and labor pro-
ductivity: Understanding the mechanisms that sustain sustainability.
Journal of Organizational Behavior, 34(2), 230-252.
Deloitte. (2012). The Business of Sports- Where Performance Meets Profitabil-
ity. Deloitte Touche Tohmatsu Limited.
Department of Energy. (2012). Energy Efficiency & Renewable Energy. Re-
trieved from https://www.energy.gov/eere
Ding, J., & Somani, A.A. (2010). long-term investment planning model for
mixed energy infrastructure integrated with renewable energy. In: 2010
IEEE green technologies conference. IEEE; 2010.
Dingle, G., & Mallen, C. (2011). The 2010 Vancouver Winter Olympics: ‘Sus-
tainability’ legacy and sporting event tourism. Journal of Sport & Tourism,
16(4), 279-298.
Dolf, M., & Teehan, P. (2015). Reducing the carbon footprint of spectator and
team travel at the University of British Columbia’s varsity sports events.
Sport Manag. Rev. 18, 244–255.
Dünyanın en sürdürülebilir 6 spor mekanı. https://www.climateaction.
org/news/the-5-most-sustainable-sports-venues-in-the-.world [erişim
15.07.2024].
Neslihan Kandil / Davut Budak | 79
Edwards, L., Knight, J., Handler, R., Abraham, J., & Blowers, P. (2016). The
methodology and results of using life cycle assessment to measure and
reduce the greenhouse gas emissions footprint of “Major Events” at the
University of Arizona. In. J. Life Cycle Assess. 21, 536–554.
Elkington, J. (1997). Cannibals with Forks: The Triple Bottom Line of 21st
Century Business. Capstone.
EPA. (2012). Water Use in Sports Fields and Golf Courses. U.S. Environmen-
tal Protection Agency. Retrieved from https://www.epa.gov/watersense/
water-use-sports-fields-and-golf-courses
European Commission. (2020). Environment and sport. Retrieved from https://
ec.europa.eu/environment/topics/sports_en
FIFA (Fédération Internationale de Football Association). (2021). Sustain-
ability. Retrieved from https://www.fifa.com/about-fifa/who-we-are/
sustainability
FIFA. (2020). FIFA’s Approach to Sustainability. FIFA. Retrieved from https://
www.fifa.com/sustainability
Gandola, D.M., & Asdrubali, F. A (2024). Methodology to Evaluate GHG
Emissions for Large Sports Events. Sustainability, 16, 1504. https:// doi.
org/10.3390/su16041504
Gibson, H., Willming, C., & Holdnak, A. (2012). Sustainability at sport ven-
ues: An analysis of professional sport managers’ views and concerns. In-
ternational Journal of Sport Management, 13(1), 1-20.
Glebova, E., Gerke, A., & Book, R. (2022) The transformational role of tech-
nology in sports events. In Basu, Desbordes, Sarkar (eds.), Sports Man-
agement in an Uncertain Environment. Springer.
Green Finance and Investment: Mapping Channels to Mobilise Institutional
Investment in Sustainable Energy (IEA, 2019).
Gretzel, U., Sigala, M., Xiang, Z., & Koo, C. (2015). Smart tourism: Founda-
tions and developments. Elsevier.
Hoornweg, D., & Bhada-Tata, P. (2012). What a Waste: A Global Review of
Solid Waste Management. World Bank.
Hopwood, B., Mellor, M., & O’Brien, G. (2005). Sustainable Development:
Mapping Different Approaches. Sustainable Development, 13(1), 38-52.
Horne, J., & Manzenreiter, W. (Eds.). (2006). Sports mega-events: Social scientific
analyses of a global phenomenon. Wiley-Blackwell.
Hu, G, et al. (2023). Design, analysis and optimization of a hybrid fluid flow
magnetorheological damper based on multiphysics coupling model.
Mech Syst Signal Process 2023;205:110877.
Huybrechts, B., Mertens, S., & Beuselinck, C. (2014). The relationship be-
tween long-term orientation and environmental performance in business.
Journal of Business Ethics, 124(3), 1-19.
80 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
International Energy Agency (IEA)
IOC (International Olympic Committee). (2021). Sustainability. Retrieved
from https://olympics.com/ioc/sustainability
Karadakis, K., & Kaplanidou, K. (2012). Legacy perceptions among host and
non-host Olympic Games residents: A longitudinal study of the 2010
Vancouver Olympic Games. Eur. Sport Manage. Q. 12, 243–264.
Kassinis, G. I., & Soteriou, A. C. (2003). Greening the service profit chain: The
impact of environmental management practices. Production and Opera-
tions Management, 12(3), 386-403.
Kishalı, N. F., Alaeddinoğlu, V., & Dal, A. (2021). The role of local gover-
nments in the development of amateur sports (Erzurum Metropolitan
Municipality example). Sportif Bakış: Spor ve Eğitim Bilimleri Dergisi, 8
(1), 143-154
Larson, B. A., & Langer, L. (2015). The economics of sustainable develop-
ment: Understanding public attitudes. Economic Development Quarterly,
29(1), 67-79.
Li, H., Zhang, Q., & Yin, X. (2018). The Development of Smart Building
Technologies. Renewable and Sustainable Energy Reviews, 82, 1489-1499.
London 2012 Sustainability Report. (2013). Delivering Change.
Retrieved from http://www.cslondon.org/publications/
delivering-change-london-2012-sustainability-report
Mallen, C., & Adams, L. J. (2013). Event Management in Sport, Recreation
and Tourism: Theoretical and Practical Dimensions. Routledge.
Mallen, C., & Chard, C. (2011). “What Could be” in Canadian sport facil-
ity environmental sustainability. Management Research Review, 34(11),
1302-1327.
Mallin, D., & Melnick, M. J. (2017). Sports Facility and Event Management.
Jones & Bartlett Learning.
McCullough, B. P., & Kellison, T. B. (2016). Go Green for the Home Team:
Sense of Place and Environmental Sustainability in Sport. Journal of Sport
Management, 30(4), 383-398.
McMichael, A. (2006). Population health as the “bottom line” of sustainabili-
ty: a contemporary challenge for public health researchers. Eur J Public
Health, 16:579–82.
Morelli, J. (2011). Environmental sustainability: A definition for environmental
professionals. J Environ Sustain ;1.2.
Pedersen, K.B., Land, B., Kjaergard, B. (2015). Duality of health promotion
and sustainable development perspectives on food waste reduction strat-
egies. J Transdiscip Environ Stud; 14:6–18.
Neslihan Kandil / Davut Budak | 81
Pfister, G., & Kempf, H. (Eds.). (2006). Nachhaltigkeit im Sport: Möglichkeiten
und Grenzen. Hofmann Verlag.
Preuss, H. (2007). The conceptualisation and measurement of mega sport event
legacies. Journal of Sport & Tourism, 12(3-4), 207-228.
Preuss, H. (2013). The Contribution of the FIFA World Cup and the Olympic
Games to Green Economy. Sustainability, 5(8), 3581-3600.
Schein, E. H. (2010). Organizational culture and leadership (Vol. 2). John Wiley
& Sons.
Shen, L., Haufe, J., & Patel, M. K. (2020). Product overview and market pro-
jection of emerging bio-based plastics. PRO-BIP 2009, Final Report.
Utrecht University.
Smith, A. C. T., & Westerbeek, H. M. (2007). Sport as a Vehicle for Deploy-
ing Corporate Social Responsibility. Journal of Corporate Citizenship, 25,
43-54.
Smith, A., & Perks, R. (2010). Sustainable and responsible business: A new ap-
proach to corporate management. Journal of Environmental Management,
91(10), 2033-2041.
Steiner, A. (2006) Quoted in London 2012’s One Planet Olympics policy ap-
proval. United Nations Environmental Programme, News Centre.
Subic, A. (2010). Sürdürülebilirlik ve spor endüstrisi. Spor Teknolojisi, 3(4), 221.
https://doi.org/10.1080/19346182.2010.693249.
Sydney Olympic Park Authority. (2011). Sustainable Water Management at
Sydney Olympic Park. Retrieved from http://www.sopa.nsw.gov.au/
resource_centre/publications
Taks, M., Chalip, L. & Green, B.C. (2015). “Impacts and strategic outcomes
from nonmega sport events for local communities”. European Sport Man-
agement Quarterly, Vol. 15 No. 1, pp. 1-6.
UNEP. (2009). Sustainability and Sport. United Nations Environment Pro-
gramme. Retrieved from https://www.unep.org/resources/report/
sustainability-and-sport
UNEP, G. M. A. (2002). United Nations environment programme. Chemicals,
Geneva, Switzerland.
United Nations. (2015). Transforming Our World: The 2030 Agenda for Sus-
tainable Development.
United Nations. (2015). Transforming Our World: The 2030 Agenda for Sus-
tainable Development.
USGBC (U.S. Green Building Council). (2021). LEED. Retrieved from htt-
ps://www.usgbc.org/leed
Vallance, S., Perkins., H.C., & Dixon, J.E. (2011). What is social sustainability?
A clarification of concepts. Geoforum 2011;42:342–8.
82 | Spor Endüstrisinde Sürdürülebilirlik: Zorluklar ve Fırsatlar
Wilby, R.L., Orr, M., Depledge, D., Giulianotti, R., Havenith, G., Kenyon,
J.A., & Taylor, L. (2023). The impacts of sport emissions on climate:
Measurement, mitigation, and making a difference. Ann. N. Y. Acad. Sci.
1519, 20–33.
Yıldırım, N. (2019). The impact of social media on sports marketing. Journal of
Sports Media, 14(2), 109-136.
Yudelson, J. (2008). The Green Building Revolution. Island Press.
83
Bölüm 4
Sporun Sürdürülebilirlik ve Dijital Teknoloji
Üzerindeki Rolü: Bibliyometrik Bir Analiz
Şükran Dertli1
Muhammet Emin Dertli2
Özet
Son yıllarda dijital teknolojiler, spor organizasyonlarının ve etkinliklerinin
sürdürülebilirliği alanında önemli bir rol oynamaktadır. Öyle ki dijital
teknolojilerin spor alanlarında kullanılması spor sürdürülebilirliğinin kilit
faktörüdür. Bu kilit faktörler enerji verimliliği, kaynak yönetimi, atık
yönetimi gibi birçok açıdan spor sürdürülebilirliğine etki etmektedir. Tüm bu
durumlarda spor, sürdürülebilirlik ve dijital teknolojilerin birbiri ile entegre
edilmesini önemli hale getirmiştir. Dolayısıyla bu çalışmanın temel amacı
sporun sürdürülebilirlik ve dijitalleşme üzerindeki rolünü bibliyometrik
analiz yöntemiyle araştırarak bu iki alanın birbirini nasıl desteklediğini ve
dönüştürdüğünü ortaya koymaktır. İlgili alan yazın incelendiğinde araştırma
konusunun yeteri kadar incelenmediği gözlemlenmiştir.Gerçekleştirilen bu
çalışmada gerek sporun sürdürülebilirlik ve dijitalleşme üzerindeki rolünün
geniş kapsamlı bir şekilde ele alınması ile gerekse de kullanılan yazılım türleri
ile analiz literatürden ayrılmaktadır. Tüm bu durumlar da konuyla ilgili
yeterli sayıda bibliyometrik çalışmanın gerçekleştirilmediğini ortaya koyarak
bu araştırmanın özgünlüğünü gözler önüne sermiştir. Bu kapsamda Web of
Science’da gerçekleştirilen tarama sonucunda ulaşılan 452 yayın Bibliyometrix
R paketi ve VOSviewer yazılımları ile “yıllık bilimsel üretim”, “ortalama
atıf”, “başlık”, “özet”, “anahtar kelime” gibi çeşitli parametreler üzerinden
incelenmiştir. Araştırma sonunda spor organizasyonlarında çevre dostu
uyguların benimsenmesinin son derece önem arz ettiği belirlenmiştir. Aynı
zamanda spor, sürdürülebilirlik ve dijital teknolojiyi ele alan çalışmaların ve
atıfların sayısının gün geçtikçe arttığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte “Çin”,
1 MSc, Atatürk Üniversitesi Kış Sporları ve Spor Bilimleri Enstitüsü, Spor Yönetimi, Erzurum,
Türkiye, sukrandertli25@gmail.com, ORCID: 0000-0001-9901-5349
2 Öğr. Gör., Atatürk Üniversitesi Horasan Meslek Yüksekokulu, Bilgisayar Teknolojileri,
Erzurum, Türkiye emindertli@atauni.edu.tr, ORCID: 0000-0003-4309-6201
https://doi.org/10.58830/ozgur.pub485.c2008
84 | Sporun Sürdürülebilirlik ve Dijital Teknoloji Üzerindeki Rolü: Bibliyometrik Bir Analiz
“Amerika”, “Birleşik Krallık”, “İtalya”, “İspanya ”, “Avustralya” “Almanya”,
“Kore”, “Portekiz ”, “Japonya”nın en fazla yayın yapan ülkeler olduğu
sonucuna ulaşılmıştır. Ulusal ve uluslararası veri tabanlarında yayınlanan spor,
sürdürülebilirlik ve dijital teknoloji konulu tez çalışmalarının bibliyometrik
analiz yöntemi ile incelenmesi önerilmiştir. Çalışma kapsamında elde edilen
bulgular sonuç bölümünde ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.
GİRİŞ
Spor; bireylerin yaşamlarını zenginleştirerek sağlıklı toplum oluşturmaya
katkıda bulunan vücut terbiye disiplinidir (Akdağ ve Türkmen, 2023;
Alaeddinoğlu ve Kaya, 2016). Koçak vd., (2013) sporun tanımındaki birincil
amacın bireysel sürdürülebilirlik olduğunu vurgulamıştır. Dolayısıyla spor;
sosyal, ekonomik, kültürel gibi pekçok unsuru içinde barındıran çok yönlü ve
geniş kapsamlı bir olgu olarak sürdürülebilirlikle örtüşmektedir. Bu kapsamda
spor sürdürülebilirliği, nesiller boyu sürecek spor organizasyonlarının
oluşturulması ve yönetilmesi amacıyla sosyoekonomik, kültürel gibi
unsurların uzun vadeli etkilerini azaltmayı amaçlayan bir yaklaşım olarak
değerlendirilmiştir.
Şekil 1. Spor Sürdürülebilirliğinin Temel Unsurları
Şekil 1 Koçak vd., (2013) uyarlanarak oluşturulmuştur.
Esin ve Bayköse (2024)’e göre spor ve sürdürülebilirlik çevresel,
yönetimsel ve sosyoekonomik açıdan birbirinin ayrılmaz bir parçası olarak ele
alınmaktadır. Spor ve çevre arasındaki ilişki birçok alandaki araştırmacılar için
heyecan verici bir alan haline gelmiştir. (Trendafilova et all, 2014). Özellikle
Şükran Dertli / Muhammet Emin Dertli | 85
sürdürülebilirlik ve dijital teknolojiler spor da her geçen gün önem kazanan
konuların başında gelmektedir. Bu bakımdan sportif faaliyetler hem fiziksel
performansı hem de sürdürülebilirlik ve dijitalleşme ile birlikte şekillenip gelişen
çevreci ve verimli bir yönelimi temsil etmektedir. Dolayısıyla spor tesislerinde
ve etkinliklerinde yenilenebilir enerji, yeşil stadyum, atık yönetimi sistemi,
su tasarrufu sistemi, dijital bilet, enerji verimli aydınlatma sistemleri, akıllı
spor malzemeleri gibi sürdürülebilirlik hedeflerinin destekleyen çevre dostu
malzemelerin kullanımı sporun gelişiminde ve geleceğinde kilit unsurlar olarak
ön plana çıkacağı düşünülmektedir. Bu tür sürdürülebilir spor uygulamaları
çevresel etkileri azaltarak sosyoekonomik açıdan katkıda bulunur. Buradan
yola çıkarak bu çalışma, sporun sürdürülebilirlik ve dijitalleşme üzerindeki
rolünü bibliyometrik analiz yöntemiyle araştırarak bu iki alanın birbiri ile olan
etkileşiminin ortaya koyulması amacıyla gerçekleştirilmiştir. İlgili alan yazın
incelendiğinde sporun sürdürülebilirlik ve dijitalleşme üzerindeki etkisinin
bibliyometrik analiz yöntemi ile incelenmesi noktasında eksiklik bulunduğu
gözlemlenmiştir.Gerçekleştirilen bu çalışmada gerek sporun sürdürülebilirlik
ve dijitalleşme üzerindeki rolünün geniş kapsamlı bir şekilde ele alınması
ile gerekse de kullanılan yazılım türleri ile analiz literatürden ayrılmaktadır.
Tüm bu durumlar da konuyla ilgili yeterli sayıda bibliyometrik çalışmanın
gerçekleştirilmediğini ortaya koyarak bu araştırmanın özgünlüğünü gözler
önüne sermiştir.
YÖNTEM
Bu çalışmada sporun sürdürülebilirlik ve dijitalleşme üzerindeki rolünün
ve araştırma eğilimlerinin belirlenmesi için bibliyometrik analiz yöntemi
kullanılmıştır. Bibliyometrik analiz; araştırmalardaki farklı eğilimlerin
görülmesini ve yıllar içindeki araştırma eğilimlerinin belirlenmesini
kolaylaştıracak analitik bir yöntem olarak tanımlanmıştır. Bu kapsamda geniş
kapsamlı verileri sağlayan Web of Science (WoS) veri tabanı üzerinden;
(((TS=(“*Sustainab*” or “*Sustaınab*” or “*Sustainability*”
or “*Sustaınabılıty*” or “*Sustainable*”or “*Sustaınable*”)) AND
TS=(sport*)) AND TS=( «*technology*» or «*technolog*» or «*digital*»
or «*dıgıtal*» or «*Digital* *technolog*» or «*Dıgıtal* *technolog*»))
AND TS=(«*sustaınable sport*» or «*sustainab* sport*» or «*sustaınab*
sport*» or «sustainab* in sport*» or «sustaınab* ın sport*») şekilde bir
gelişmiş tarama gerçekleştirilmiştir.
Elde edilen veriler Bibliyometrix R paketi ve VOSviewer yazılımları
kullanılarak analiz edilmiştir. WoS’da elde edilen yayınların;
Yıllık bilimsel üretimi ve ortalama atıf dağılımı,
86 | Sporun Sürdürülebilirlik ve Dijital Teknoloji Üzerindeki Rolü: Bibliyometrik Bir Analiz
Referans spektroskopi ve Three-field plot dağılımı,
Başlık, özet, anahtar kelime artı ve yazar anahtar kelimelerinin dağılımı,
Ortak kelimelere ilişkin ağ ve yoğunluk haritasının dağılımı,
Sosyal yapı haritasının dağılımı,
Lotka yasası ile yazar verimliliğinin dağılımı,
Ülkelerin ve kurumların dağılımı incelenmiştir.
BULGULAR
Bu bölümde elde edilen bulgulara yer verilmiştir.
Şekil 2. Alıntı Raporu
Şükran Dertli / Muhammet Emin Dertli | 87
Şekil 2’de WoS taraması sonucunda ulaşılan 452 yayımla sporun
sürdürülebilirlik ve dijitalleşme üzerindeki rolünün incelendiği görülmüştür.
Şekil 3. Yıllık Bilimsel Üretim ve Ortalama Atıflar
Şekil 3’teki yıllık bilimsel üretim ve ortalama atıf dağılımı incelendiğinde;
çalışmaların en fazla 2022 (n=78), 2023 (n=74), 2024 (n=58), 2021
(n=48), 2020(n=33), 2019 (n=24), 2018 (n=23), 2017 (n=19), 2014
(n=14), 2011 (n=11) yıllarında yayımlandığı tespit edilmiştir. Bununla
birlikte çalışmaların 2022 (MeanTCperArt:5.38; n: 78; MeanTCperyear:
1.79; CitableYears:3), 2023 (MeanTCperArt: 3.84; n: 74; MeanTCperyear:
88 | Sporun Sürdürülebilirlik ve Dijital Teknoloji Üzerindeki Rolü: Bibliyometrik Bir Analiz
1.92; CitableYears:2), 2024 (MeanTCperArt: 0.36; n: 58; MeanTCperyear:
0.36; CitableYears:1). 2021 (MeanTCperArt: 14.06; n: 48; MeanTCperyear:
3.52; CitableYears:4), 2020 (MeanTCperArt: 23.55; n: 33; MeanTCperyear:
4.71; CitableYears:5), 2019 (MeanTCperArt: 23.83; n: 24;
MeanTCperyear: 3.97; CitableYears:6), 2018 (MeanTCperArt: 14.30; n:
23; MeanTCperyear: 2.04; CitableYears:7). 2017 (MeanTCperArt: 21.11;
n: 19; MeanTCperyear: 2.64; CitableYears:8), 2014 (MeanTCperArt: 6.00;
n: 14; MeanTCperyear: 0.55; CitableYears:11), 2011 (MeanTCperArt:
13.00; n: 11; MeanTCperyear: 0.93; CitableYears:14) yıllarında daha fazla
atıf aldığı tespit edilmiştir. Bu da son yıllarda çalışma ve atıf sayısının arttığını
gözler önüne sermiştir.
Şekil 4. Referans Spektroskopisi
Şekil 4’teki referans spektroskopisi incelediğinde; 2020 (Citations:
1999; diffMedian5: 468; diffMedian:468), 2021 (Citations: 1806;
diffMedian5: 65; diffMedian:65), 2019 (Citations: 1741; diffMedian5:
360; diffMedian:360). 2018 (Citations: 1531; diffMedian5: 295;
diffMedian:295), 2022 (Citations: 1430; diffMedian5: -311; diffMedian:0),
2017 (Citations: 1381; diffMedian5: 226; diffMedian:226), 2016
(Citations: 1236; diffMedian5: 234; diffMedian: 234). 2015 (Citations:
1155; diffMedian5: 242; diffMedian:242), 2014 (Citations: 1002;
diffMedian5: 163; diffMedian:163), 2013 (Citations: 913; diffMedian5:
142; diffMedian:142) yıllarında daha fazla alıntı yapıldığı bulgusuna
ulaşılmıştır.
Şükran Dertli / Muhammet Emin Dertli | 89
Şekil 5. Three-Field Plot Dağılımı
Şekil 5 spor sürdürülebilirlik ve dijital teknolojilerin birbiriyle etkileşimde
bulunduğunu gözler önüne sermiştir.
90 | Sporun Sürdürülebilirlik ve Dijital Teknoloji Üzerindeki Rolü: Bibliyometrik Bir Analiz
Şekil 6. Başlıkların Dağılımı
Şekil 6’da ki başlıklara ilişkin kelime bulutu dağılımı incelendiğinde;
en sık kullanılan titles (başlık)’da ki kelimelerin sports “spor” (n=109;
year Q1=2019; year median=2022; year Q3=2023). Sustainable
“sürdürülebilirlik” (n=109; year Q1=2019; year median=2022; year
Q3=2023), development “gelişim” (n=63; year Q1=2015; year
median=2021; year Q3=2023), sport “spor” (n=50; year Q1=2020; year
median=2022; year Q3=2023). Study “çalışmak” (n=37; year Q1=2018;
year median=2021; year Q3=2023), sustainability “sürdürülebilirlik”
Şükran Dertli / Muhammet Emin Dertli | 91
(n=37; year Q1=2019; year median=2021; year Q3=2023), technology
“teknoloji” (n=31; year Q1=2018; year median=2020; year Q3=2022).
Design “tasarım” (n=23; year Q1=2016; year median=2019; year
Q3=2022), environmental “çevresel” (n=19; year Q1=2018; year
median=2020; year Q3=2023), applications “uygulamalar” (n=14; year
Q1=2017; year median=2020; year Q3=2022) olduğu tespit edilmiştir.
Şekil 7. Başlıkların Tematik Haritası
Şekil 7’deki başlıkların tematik haritası incelendiğinde; niş temalarda
yer alan basketball “basketbol”, intelligent “akıllı”, module “modül”,
determination “kararlılık” gibi kelimeler uzmanlaşılan fakat diğer temalarla
bağlantısının zayıf olduğunu göstermektedir. Society “toplum”, planning
Project “planlama projesi”, field “alan”, feedback “geri bildirim” gibi kelimeler
ortaya çıkan ya da kaybolan temalarda yer aldığını ortaya koymuştur.
Motor temalarda yer alan sports “spor”, sustainability “sürdürülebilirlik”,
sustainable “sürdürülebilir”, esports “espor”, technology “teknoloji” gibi
kelimeler diğer temalarla bağlantısının iyi geliştirildiğini ve güçlü olduğunu
92 | Sporun Sürdürülebilirlik ve Dijital Teknoloji Üzerindeki Rolü: Bibliyometrik Bir Analiz
göstermiştir.Temel temalar yer alan voleyball “voleybol”, increasing “artan”,
teachers “öğretmenler” gibi kelimelerin diğer temalarla bağlantısının güçlü
olduğunu gözler önüne sermiştir.
Şekil 8. Özetlerin Dağılımı
Şekil 8’de ki özetlere ilişkin kelime bulutu dağılımı incelendiğinde; en
sık kullanılan abstracts (özet)’de ki kelimelerin sports “spor” (n=801; year
Q1=2018; year median=2022; year Q3=2023) development “gelişim”
(n=528; year Q1=2017; year median=2021; year Q3=2023). Sustainable
Şükran Dertli / Muhammet Emin Dertli | 93
“sürdürülebilirlik” (n=429; year Q1=2018; year median=2021; year
Q3=2023), study “çalışmak” (n=374; year Q1=2020; year median=2022;
year Q3=2023), technology “teknoloji” (n=338; year Q1=2017; year
median=2021; year Q3=2023) research “araştırma” (n=330; year
Q1=2018; year median=2022; year Q3=2023) olduğu bulgusuna
ulaşılmıştır.
Şekil 9. Özetlere İlişkin Tematik Evrim ve Tematik Haritası
Şekil 9’da sports “spor”, sustainable “sürdürülebilir” gibi kelimelerin diğer
temalarla bağlantısının iyi geliştirildiğini ve güçlü olduğunu göstermiştir.
94 | Sporun Sürdürülebilirlik ve Dijital Teknoloji Üzerindeki Rolü: Bibliyometrik Bir Analiz
Şekil 10. Keywords Plus Dağılımı
Şekil 10’da ki anahtar kelimelere ilişkin kelime bulutu dağılımı
incelendiğinde; en sık kullanılan keywords plus (anahtar kelime artı)’ın
performance “performans” (n=36; year Q1=2020; year median=2022;
year Q3=2023). Impact “etki” (n=24; year Q1=2021; year median=2022;
year Q3=2023), technology “teknoloji” (n=19; year Q1=2020; year
median=2022; year Q3=2023). Sustainability “sürdürülebilirlik”
(n=16; year Q1=2018; year median=2020; year Q3=2022), physical-
activity “fiziksel aktivite” (n=15; year Q1=2018; year median=2021;
year Q3=2023). Management “yönetim” (n=13; year Q1=2018; year
median=2021; year Q3=2023), technologies “teknolojiler” (n=11; year
Şükran Dertli / Muhammet Emin Dertli | 95
Q1=2018; year median=2019; year Q3=2022), design “tasarım” (n=11;
year Q1=2018; year median=2020; year Q3=2021). Energy “enerji”
(n=11; year Q1=2016; year median=2020; year Q3=2020), challenges
“zorluklar” (n=11; year Q1=2020; year median=2023; year Q3=2023)
olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.
Şekil 11. Keywords Plusa İlişkin Tematik Evrim ve Tematik Haritası
96 | Sporun Sürdürülebilirlik ve Dijital Teknoloji Üzerindeki Rolü: Bibliyometrik Bir Analiz
Şekil 11 performance “performans”, impact “etki”, technology
“teknoloji”, sustainability “sürdürülebilirlik”, sport “spor”, physical-
activity “fiziksel aktivite”, exercise “egzersiz”, leisure “boş vakit”, media
“medya”, integration “entegrasyon”, climate-change “iklim değişikliği”,
environmental sustainability “çevresel sürdürülebilirlik”. Physical education
“beden eğitimi”, strategie “strateji”, lifestyle “yaşam tarzı” gibi kelimelerin
birbiriyle etkileşimde bulunduğunu gözler önüne sermiştir.
Şekil 12. Ortak Kelimelere İlişkin Ağ ve Yoğunluk Haritası
Şekil 12’de ki ortak kelimelere ilişkin haritası 722 düğüm, 689
küme, 2948 bağlantı ve 3034 toplam bağlantı gücünden oluşmaktadır. Bu
bağlamda sporda sürdürülebilirlik ve dijital teknoloji konulu çalışmaların
ortak kelime haritalanmasında; sustainability “sürdürülebilirlik” (56 yayın,
232 toplam bağlantı gücü), sustainable development “sürdürülebilir
kalkınma” (18 yayın, 46 toplam bağlantı gücü). Sport “spor” (17 yayın, 52
toplam bağlantı gücü), sports “spor” (16 yayın, 66 toplam bağlantı gücü),
tourism “turizm” (8 yayın, 28 toplam bağlantı gücü). Physical education
“beden eğitimi” (8 yayın, 21 toplam bağlantı gücü), environment “çevre”
(7 yayın, 34 toplam bağlantı gücü), innovation “inovasyon/yenilik” (7
yayın, 28 toplam bağlantı gücü). Circular economy “döngüsel ekonomi”
(7 yayın, 21 toplam bağlantı gücü), technology “teknoloji” (7 yayın,
18 toplam bağlantı gücü) kelimelerinin en sık kullanılan ortak kelimeler
olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.
Şükran Dertli / Muhammet Emin Dertli | 97
Şekil 13. Yazar Anahtar Kelimelerinin Dağılımı
Şekil 13’te ki anahtar kelimelere ilişkin kelime bulutu dağılımı
incelendiğinde; en sık kullanılan author’s keywords (yazar anahtar
kelimeleri)’un sustainability “sürdürülebilirlik” (n=56; year Q1=2018; year
median=2021; year Q3=2023), sustainable development “sürdürülebilir
kalkınma” (n=18; year Q1=2015; year median=2022; year Q3=2023).
Sport “spor” (n=17; year Q1=2016; year median=2022; year Q3=2023),
sports “spor” (n=16; year Q1=2020; year median=2022; year
Q3=2024), tourism “turizm” (n=8; year Q1=2012; year median=2020;
98 | Sporun Sürdürülebilirlik ve Dijital Teknoloji Üzerindeki Rolü: Bibliyometrik Bir Analiz
year Q3=2022). Environment “çevre” (n=7; year Q1=2014; year
median=2016; year Q3=2018), China “Çin” (n=7; year Q1=2022; year
median=2023; year Q3=2024), covid-19 (n=7; year Q1=2022; year
median=2023; year Q3=2024). Education “eğitim”(n=6; year Q1=2010;
year median=2014; year Q3=2019), renewable energy “yenilenebilir
enerji” (n=5; year Q1=2013; year median=2018; year Q3=2023),
digitalization “dijitalleştirme” (n=5; year Q1=2023; year median=2024;
year Q3=2024) olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.
Şekil 14. Yazar Anahtar Kelimelerine İlişkin Tematik Evrim ve Tematik Haritası
Şükran Dertli / Muhammet Emin Dertli | 99
Şekil 14 sustainability “sürdürülebilirlik”, sport “spor”, motivation
“motivasyon” sustainable development “sürdürülebilir kalkınma”, physical
education “beden eğitimi”, social media “sosyal medya”, environment “çevre”,
education “eğitim”, technology “teknoloji”, digitization “dijitalleştirme”.
Artificial intelligence “yapay zeka”, development “gelişim”, sport industry
“spor endüstrisi”, sustainable development goals “sürdürülebilir kalkınma
hedefleri”, environmental impact “çevresel etki”, sports tourism “spor
turizmi”, digital technology “dijital teknoloji” gibi kelimelerin birbiriyle
etkileşimde bulunduğunu gözler önüne sermiştir.
Şekil 15. İlgili Yazarların Ülkeleri
Şekil 15’te ki ilgili yazarların ülkelerine göre dağılımı incelendiğinde; China
“Çin” (n=117; %25,9; SCP=97; MCP=20;MCP%=17,1), Usa “Amerika”
(n=28; %6,2; SCP=25; MCP=3;MCP%=10,7). United Kingdom “Birleşik
Krallık” (n=23; %5,1; SCP=14; MCP=9;MCP%=39,1), Italy “İtalya”
(n=22; %4,9; SCP=16; MCP=6; MCP%=27,3), Spain “İspanya”(n=21;
%4,6; SCP=19; MCP=2;MCP%=9,5). Australia “Avustralya” (n=19;
%4,2; SCP=11; MCP=8; MCP%=42,1), Germany “Almanya” (n=15;
%3,3; SCP=12; MCP=3; MCP%=20,0), Korea “Kore” (n=15; %3,3;
SCP=8; MCP=7; MCP%=46,7). Portugal “Portekiz” (n=13; %2,9;
SCP=9; MCP=4; MCP%=30,8) ve Japan “Japonya” (n=11; %2,4;
SCP=10; MCP=1; MCP%=9,1)’nın en fazla yayın yapan ülkeler olduğu
bulgusuna ulaşılmıştır.
100 | Sporun Sürdürülebilirlik ve Dijital Teknoloji Üzerindeki Rolü: Bibliyometrik Bir Analiz
Şekil 16. Sosyal Yapı Haritası
Şekil 16’da ki sosyal yapı incelediğinde; “Birleşik Krallık ile Kanada
(n=6)”, “Çin ile Amerika (n=5)”, “Çin ile Birleşik Krallık (n=4)”, “Almanya
ile İsviçre (n=4)”, “Birleşik Krallık ile Avustralya (n=4)”, “Birleşik Krallık
ile Katar (n=4)”. “Amerika ile Kore (n=4)”, “Amerika ile Birleşik Krallık
(n=4)”, “Çin ile İran (n=3)”, “Çin ile Kore (n=3)” gibi ülkelerin daha fazla
etkileşimde bulunduğu görülmüştür.
Şekil 17. Lotka Yasası ile Yazar Verimliliği
Şekil 17’deki Lotka Yasası ile Yazar Verimliliğinin dağılımı incelendiğinde;
1. Yazılı belgenin yazar sayısı 1431; yazarların oranı ise 0,954’dir. 2. Yazılı
belgenin yazar sayısı 55; yazarların oranı ise 0,037’dir. 3. Yazılı belgenin
yazar sayısı 9; yazarların oranı ise 0,06’dir. 4. Yazılı belgenin yazar sayısı 5;
yazarların oranı ise 0,03’tür.
Şükran Dertli / Muhammet Emin Dertli | 101
Şekil 18. Ülkelere Göre Dağılım
Şekil 18’de ki ülkelere göre bibliyometrik eşleştirme haritası 61 düğüm,
9 küme, 702 bağlantı ve 23744 toplam bağlantı gücünden oluşmaktadır.
Bu bağlamda ülkelerin bibliyometrik eşleştirme ağ haritalanmasının toplam
bağlantı gücü değerlerine göre incelendiğinde; England “İngiltere” (4789
toplam bağlantı gücü, 36 yayın), Peoples R China “Çin Halk Cumhuriyeti”
(3840 toplam bağlantı gücü, 120 yayın), USA “Amerika Birleşik Devletleri”
(3408 toplam bağlantı gücü, 49 yayın). Australia “Avustralya” (3277 toplam
bağlantı gücü, 25 yayın), Wales “Galler” (2716 toplam bağlantı gücü, 8
yayın), India “Hindistan” (1930 toplam bağlantı gücü, 14 yayın), Malaysia
102 | Sporun Sürdürülebilirlik ve Dijital Teknoloji Üzerindeki Rolü: Bibliyometrik Bir Analiz
“Malezya” (1695 toplam bağlantı gücü, 6 yayın). Qatar “Katar” (1668
toplam bağlantı gücü, 11 yayın), Iran “İran” (1313 toplam bağlantı gücü,
9 yayın), Türkiye (1200 toplam bağlantı gücü, 5 yayın) gibi ülkelerin takip
ettiği belirlenmiştir.
Ülkelerin bilimsel üretimi haritası incelendiğinde Çin (n=243), Amerika
(n=89), İngiltere (n=64), İspanya (n=54), İtalya (n=42), Avustralya
(n=35), Hindistan (n=35), Almanya (n=33), Portekiz (n=33), Güney
Kore (n=28) gibi ülkelerin en etkili olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Ülkelerin
üretim değerlerinin en fazla olduğu yıllar incelendiğinde ise Çin (year 2024:
n=243; year 2023: n=185; year 2022: n=136), Amerika (year 2024:
n=89; year 2023: n=67). Çin (year 2021: n=67), Birleşik Krallık (year
2024: n=64; year 2023: n=59), Amerika (year 2022: n=55), İspanya (year
2024: n=54) gibi ülkelerin takip ettiği belirlenmiştir.
En çok atıf alan ülkeler ise Çin (TC=735; ortalama makale atıfları=6.30),
Birleşik Krallık (TC=543; ortalama makale atıfları=23.60), Avustralya
(TC=319; ortalama makale atıfları=16.80), Amerika (TC=308; ortalama
makale atıfları=11.00). İspanya (TC=300; ortalama makale atıfları=14.30),
Katar (TC=292; ortalama makale atıfları=29.20), Kanada (TC=263;
ortalama makale atıfları=37.60), İsveç (TC=257; ortalama makale
atıfları=128.50), Almanya (TC=227; ortalama makale atıfları=15.10),
Hindistan (TC=198; ortalama makale atıfları=22.00)’dır.
Şükran Dertli / Muhammet Emin Dertli | 103
Şekil 19. Kurumlara Göre Dağılım
Şekil 19’da ki yazarların bağlı bulundukları kurumlara göre ortak yazar
haritası 101 düğüm, 97 küme, 238 bağlantı ve 243 toplam bağlantı gücünden
oluşmaktadır. Bu bağlamda kurumların ortak yazar haritalanmasında;
Cardiff Univ (7 yayın, 16 toplam bağlantı gücü), Northeastern Univ (7
yayın, 13 toplam bağlantı gücü), Qatar Univ (6 yayın, 8 toplam bağlantı
gücü). Univ Valencia (6 yayın, 5 toplam bağlantı gücü), South China Univ
Technol (5 yayın, 2 toplam bağlantı gücü), Univ Porto (5 yayın, 2 toplam
104 | Sporun Sürdürülebilirlik ve Dijital Teknoloji Üzerindeki Rolü: Bibliyometrik Bir Analiz
bağlantı gücü), Islamic Azad Univ (4 yayın, 12 toplam bağlantı gücü).
Beijing Sport Univ (4 yayın, 11 toplam bağlantı gücü), Chinese Acad Sci
(4 yayın, 10 toplam bağlantı gücü), Univ Queensland (4 yayın, 8toplam
bağlantı gücü) kurumlarının en yoğun olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Bağlı
kuruluşların zaman içindeki üretiminin en fazla; Qatar University (year
2022: n=11; year 2023: n=11; year 2024: n=11), Cardiff University (year
2024: n=9). Northeastern University - China (year 2024: n=9), Cardiff
University (year 2022: n=8), Universitat D’Alacant (year 2022: n=7; year
2023: n=7; year 2024: n=7) olduğu tespit edilmiştir.
SONUÇ
Bu çalışmanın temel amacı, sporun sürdürülebilirlik ve dijitalleşme
üzerindeki rolünü bibliyometrik analiz yöntemi ile ortaya koymaktır.
Alan yazında konuyla ilgili çalışma yapılıp yapılmadığını tespit etmek
amacıyla kullandığımız anahtar kelimelere ek olarak bibliometr* kelimesini
de ekleyip tarama yapılmıştır. Tarama sonucunda iki yayına ulaşılmıştır.
Bu kapsamda Chiu et all, (2021) tarafından yapılan çalışmada Scopus
veri tabanı üzerinden esporun sürdürülebilirlik ile ilişkisi incelenmiştir.
Liu et all, (2023) tarafından yapılan araştırmada ise Web of Science veri
tabanı üzerinden bina bilgi modellemesinin spor ve tesislerle entegrasyonu
incelenmiştir. Gerçekleştirilen bu çalışmada gerek sporun sürdürülebilirlik
ve dijitalleşme üzerindeki rolünün geniş kapsamlı bir şekilde ele alınması
ile gerekse de kullanılan yazılım türleri ile analiz literatürden ayrılmaktadır.
Tüm bu durumlar da konuyla ilgili yeterli sayıda bibliyometrik çalışmanın
gerçekleştirilmediğini ortaya koyarak bu araştırmanın özgünlüğünü gözler
önüne sermiştir. Çalışmanın sonuçlarına bakıldığında;
Yıllık bilimsel üretim dağılımı incelendiğinde; çalışmaların en fazla 2022,
2023, 2024, 2021, 2020, 2019, 2018, 2017, 2014, 2011 gibi yıllarda
yayımlandığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte ortalama atıf dağılımı
incelendiğinde çalışmaların 2022, 2023, 2024, 2021, 2020, 2019, 2018,
2017, 2014, 2011 yıllarında daha fazla atıf aldığı tespit edilmiştir. Bu da
son yıllarda çalışma ve atıf sayısının arttığını gözler önüne sermiştir. Bu
sonuçta Chiu et all, (2021) ve Liu et all, (2023) çalışmalarıyla paralellik
göstermektedir.
Anahtar kelimelere ilişkin dağılım incelendiğinde; en sık kullanılan
keywords plus (anahtar kelime artı)’da “performans”, “teknoloji”,
“sürdürülebilirlik”, “fiziksel aktivite”, “spor”, “eğitim”, “yönetim”, “zorluklar”,
“tasarım”, “teknoloji” gibi kelimelerin kullanıldığı tespit edilmiştir. En sık
kullanılan yazar anahtar kelimelerinde “sürdürülebilirlik”, “sürdürülebilir
Şükran Dertli / Muhammet Emin Dertli | 105
kalkınma”, “spor”, “yenilik”, “beden eğitimi”, “turizm”, “Çin”, “dairesel
ekonomi”, “covid-19”, “çevre”, “fiziksel aktivite”, “teknoloji” gibi kelimelerin
kullanıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Özetlerin dağılımı incelendiğinde “spor”,
“gelişim”, “sürdürülebilirlik”, “çalışmak”, “teknoloji”, “araştırma”, “enerji”,
“spor”, “sürdürülebilirlik”, “dijital” gibi kelimelerin daha fazla kullanıldığı
tespit edilmiştir. En sık kullanılan başlıkların dağılımı incelendiğinde;
“spor”, “sürdürülebilirlik”, “gelişim”, “spor”, “çalışmak”, “sürdürülebilirlik”,
“yeşil”, “fiziksel”, “teknoloji” ,“analiz” gibi kelimelerin daha fazla kullanıldığı
sonucuna ulaşılmıştır. Bu da başlık, özet ve anahtar kelimelerin birbirine
paralel bir şekilde dağılım gösterdiğini gözler önüne sermiştir.
Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde sporun sürdürülebilirlik ve
dijitalleşme ile etkileşim içerisinde bulunduğu gözlemlenmiştir. Günümüzde
dijital teknolojiler, spor organizasyonlarından, sportif faaliyetlerin yönetiminin
ve izlenebilirliğinin arttırılmasına kadar birçok avantaj sunmaktadır. Bununla
birlikte spor endüstrisinde dijital ve sürdürülebilir malzeme kullanımının
teşvik edilmesi, enerji verimliliği ve atık yönetimi açısından çevresel etkilerin
azaltılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Sporda sürdürülebilirlik
bilincinin arttırılması, kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasına ve
çevresel bilincin oluşturulmasına katkı sağlamaktadır. Tüm bu durumlarda
spor, dijital teknoloji ve sürdürülebilirlik alanlarının birbirini desteklediğini,
dönüştürdüğünü ve güçlendirdiğini ortaya koymuştur. Dolayısıyla sportif
faaliyetlerin çevre dostu ve teknolojik bir geleceğe ulaşmasında önemli rol
oynayacağını gözler önüne sermiştir. Bu etkileşim, sporun gelişimi üzerinde
önemli bir etkiye sahip olabilecektir. Bu sonuca paralel olarak Dertli ve Esmer
(2023) tarafından yapılan çalışmada da dijital teknolojilerin spor üzerinde
büyük etkisi olduğundan, spor kulüplerinde stratejik yönetim sürecinin
oluşturulmasında ve belirlenmesinde yenilikçi sürdürülebilir sistemlerin
etkili olması gerektiği vurgulanmıştır.
Spor organizasyonlarında çevre dostu uyguların benimsenmesi önem
arz etmektedir. Spor stadyumlarında ve tesislerinde enerji ihtiyaçlarının
karşılanması noktasında güneş enerjisi teknolojilerinden daha fazla
yararlanılması gerekmektedir. Aynı zamanda daha fazla çevre dostu
stadyumların ve akıllı spor tesislerinin oluşturulması sağlanmalıdır. Bunun
için spor, sürdürülebilirlik ve dijital teknolojinin entegrasyonu hakkında
eğitim programlarının düzenlenmesi önem arz etmektedir. Bu bağlamda spor
endüstrisinde ki çevresel etkilerin azaltılması noktasında sürdürülebirliliğe
odaklanan ileri teknolojilerinden faydalanılması önerilmiştir. Aynı zamanda
Ulusal ve uluslararası veri tabanlarında yayınlanan spor, sürdürülebilirlik ve
dijital teknoloji konulu tez çalışmalarının bibliyometrik analiz yöntemi ile
incelenmesi önerilmiştir.
106 | Sporun Sürdürülebilirlik ve Dijital Teknoloji Üzerindeki Rolü: Bibliyometrik Bir Analiz
Kaynakça
Akdağ, M., & Türkmen, M. (2023). Kilis ve Gaziantep İllerinde Bocce ve Dart
Sporu ile Uğraşan Sporcuların Katılım Güdüsü ve Başarı Algılarının İn-
celenmesi. Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi, 9(2), 66-
78. https://doi.org/10.46442/intjcss.1395155 adresinden alındı
Alaeddinoğlu, V., & Kaya, İ. (2016). Türkiye Kayak Milli Takımları alp disip-
lini ve kuzey disiplini sporcularının antropometrik ve fizyolojik özellikle-
rinin karşılaştırılması. Sportif Bakış: Spor ve Eğitim Bilimleri Dergisi, 3(2),
116-123. https://dergipark.org.tr/en/pub/sbsebd/issue/31662/347135
adresinden alındı
Chiu, W., Fan, T. C., Nam, S. B., & Sun, P. H. (2021). Knowledge mapping
and sustainable development of esports research: A bibliometric and vi-
sualized analysis. Sustainability, 13(18), 10354.
Dertli, Ş., & Esmer, Y. (2023). Sporda inovasyon uygulamaları: Güncel örnek-
ler. International Conference on Innovative Academic Studies, (s. 81-86).
Konya: All Sciences Academy.
Esin, İ., & Bayköse, N. (2024). Sporda sürdürülebilirlik: Çevresel sürdürüle-
bilirlik hakkında bir derleme. Uluslararası Türk Spor ve Egzersiz Psikolojisi
Dergisi, 4(1), 30-45.
Koçak, F., Tuncel, F., & Tuncel, S. (2013). Sporda sürdürülebilirliğin boyutla-
rının belirlenmesi. SPORMETRE Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi,
11(2), 113-129.
Liu, Z., An, Z., & Osmani, M. (2023). Integration of building information
modeling with sport and facility: current status and future directions.
Buildings, 13(7), 1829.
Trendafilova, S., McCullough, B., Pfahl, M., Nguyen, S. N., Casper, J., & Pi-
cariello, M. (2014). Environmental sustainability in sport: Current state
and future trends. Global Journal on Advances Pure and Applied Sciences,
3(1), 9-14.
107
Bölüm 5
Futbolun Görsel Dili: Logolar ve Markalaşma
Stratejileri
Gökhan Aydın1
Gökçer Aydın2
Özet
Sporda markalaşma stratejileri, logo tasarımının merkezinde yer alır ve
kulüplerin tanınabilirliğini artırmanın yanı sıra taraftar bağlılığını güçlendirir.
Etkili bir logo, kulübün kimliğini ve tarihini yansıtarak duygusal bir bağ
oluşturur. Renk paleti ve tasarım unsurları, taraftarların kulüple olan
aidiyetini pekiştirir. Örneğin, Barcelona’nın mavi ve kırmızı renkleri, kulübün
tarihine ve değerlerine atıfta bulunur. Yeniden tasarım süreçleri, geçmişe
saygı göstererek modern unsurların entegrasyonunu sağlar; bu da kulübün
güncelliğini korumasına yardımcı olur. Sponsorluklar ve iş birlikleri, logonun
daha geniş kitlelere ulaşmasına katkı sağlar. Ayrıca, dijital platformlarda logo
kullanımı, sosyal medya etkileşimini artırarak markanın görünürlüğünü
artırır. Logo tasarımı ayrıca, kulübün hikayesini ve değerlerini görsel bir
anlatım ile ifade etme işlevi görür. Örneğin, Liverpool’un ikonik Liver
kuşu, kulübün köklü tarihine ve yerel kültüre bağlılığını simgeler. Modern
logo tasarımları genellikle minimalizme yönelirken, geçmişteki sembollerin
korunması, geleneksel unsurların ve taraftarların hissettiği nostaljinin önemli
bir parçasıdır. Bu bağlamda, kulüpler bazen eski logolarını özel günlerde
veya etkinliklerde kullanarak taraftarlarının duygusal bağını pekiştirmektedir.
Sonuç olarak logo, bir spor kulübünün markalaşma stratejisinin temel taşını
oluşturur ve başarılı bir spor markasının imajını şekillendirir.
1 Atatürk Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Spor Yöneticiliği Bölümü
Orcid: 0000-0001-6183-3688 e-mail: gokhan.aydin@atauni.edu.tr
2 Atatürk Üniversitesi, Kış Sporları ve Spor Bilimleri Enstitüsü, Spor Yönetimi ABD
Orcid: 0009-0005-5545-6608 e-mail: gokceraydin00@gmail.com
https://doi.org/10.58830/ozgur.pub485.c2009
108 | Futbolun Görsel Dili: Logolar ve Markalaşma Stratejileri
GİRİŞ
Sporda Markalaşma Stratejileri
Başarılı bir marka oluşturmak, çeşitli uzmanlık alanlarını kapsayan bir
ekibin koordineli çalışmasını gerektirir. Bu ekip, marka yöneticileri, hesap
yöneticileri, yaratıcı yönetmenler, medya satın alma ajansları, pazarlama
uzmanları ve tasarımcılardan oluşur (Wheeler, 2012). Bu ekip içinde yer
alan her biri; markanın tanıtımı, satış stratejileri ve imajı üzerinde etkin
bir şekilde katkıda bulunur. Bu süreç, uzmanların yeteneklerini bir araya
getirerek, markanın güçlü ve etkili bir şekilde konumlandırılmasını sağlar.
Herhangi bir yaratıcı projeye başlamadan önce ekip, tasarım sürecini
yönlendirecek kapsamlı bir strateji oluşturur. Bu aşamada, araştırma yaparak
hedef tüketicilerin ihtiyaçlarını ve beklentilerini, pazarın mevcut durumunu,
trendleri ve rakipleri detaylı bir şekilde anlamak esastır. Bu temellendirme,
proje için sağlam bir zemin hazırlayarak etkili ve odaklanmış bir yaklaşım
geliştirilmesini sağlar (Slade-Brooking, 2016).
Bir “marka stratejisi”, markanın iletişim kurma yöntemlerini, hedef kitleyi,
zamanlamayı ve platformları belirlerken, markanın belirlediği özel hedefleri
de vurgular. Etkili bir marka stratejisi, markanın kimliğini, ambalajını ve
promosyonlarını kapsayan tüm iletişim unsurlarını içerir (Olins, 2017;
Phillips vd., 2014). Ayrıca, markanın rekabetçi pazar koşullarına ve
tüketicilerin ihtiyaçları ile duygularına özel bir dikkat gösterir. Bu strateji,
markanın başarılı bir şekilde konumlandırılmasını ve hedef kitleyle güçlü bir
bağ kurmasını sağlar (Ward, 2020).
Özgün Bir Şekilde Parlamak
Bir marka stratejisi oluştururken karşılaşılan en önemli zorluklardan biri,
tasarımın güçlü ve benzersiz bir kimlik oluşturma şeklinin belirlenmesidir
(Danciu, 2010). Tasarımcının, hedef kitleyi etkili bir şekilde çekebilecek
ve markayı rakiplerinden ayıran net bir görsel iletişim sistemi geliştirmesi
gerekmektedir. Bu süreç, markanın öne çıkmasını sağlayacak ve kendine özgü
bir imaj yaratacak estetik ve stratejik bir yaklaşım gerektirir (Danker, 2014).
Yeni bir marka piyasaya sürüldüğünde veya çevrimiçi platformlarda yer
aldığında, tüketicilerin dikkatini çekmek de aynı derecede zorlu bir görevdir.
Peki, yeni bir marka bu “görsel kargaşayı”nasıl aşabilir ve kendini nasıl öne
çıkarabilir? Tüketicilerin dikkatini çeken ilk unsurlar genellikle renklerdir,
bunu şekiller ve semboller takip eder (Wheeler & Meyerson, 2024). Metin
veya marka adı ise genellikle sonradan fark edilen bir detaydır. Bu yüzden
markalaşmada başarı elde etmek için göstergebilimden bir diğer ifadeyle
semiyoloji/semiyotikten yararlanmak oldukça önemlidir. O halde nedir bu
semiyotik?
Gökhan Aydın / Gökçer Aydın | 109
Semiyotik
Semiyotik eski Yunancada işaret anlamına gelen “semeîon” kelimesinden
türemiştir. Göstergebilim, semiyoloji veya semiyotik; işaretlerin
yorumlanmasını veya üretilmesini içeren bütün etmenlerin dizgesel bir
biçimde incelenmesine dayanan bir bilim dalıdır. Kısacası semiyotik,
işaretleri anlama bilimidir (Yaylagül, 2015). Bu bilim dalı pazarlama ile
yakından ilişkilidir. Çünkü pazarlama çatısı altında bulunan markalara özgü
birtakım özellikleri hedef kitleye aktarmada bazı semiyotikler kullanılır.
Markanın ismini ifade eden kelime veya kelime dizgileri, markaya ait logo ve
renkler marka kimliği altında bulunan başlıca semiyotiklerdir (Erdal, 2017).
Markalara anlam kazandırmak, üç ana unsurun tasarımıyla gerçekleşen
karmaşık bir sanattır: marka adı, logo ve genellikle bir slogan (Ward
vd., 2020). Tasarım sürecinde tipografi, renk paleti, görseller ve stil gibi
grafik unsurlar kullanırız. Bu unsurların seçimi, iletmek istediğimiz mesaj
doğrultusunda şekillenir (Airey, 2014; Muzellec & Lambkin, 2006). Marka
tasarımının asıl hedefi, bir marka kimliğinde yer alan anlamın derinliğini
kavrayarak, bunun tüketiciler üzerindeki bilinçaltı etkilerini ve satın alma
kararlarına olan yansımalarını yönlendirmektir. Bu sebeple markalar
kullanacakları marka kimliği enstrümanlarıyla semiyotik süreçlerine yönelik
stratejik planlamalar yapar. Tüm bunların temelinde hedef kitleye verilmek
istenen mesaj yatar. Bir atletizm kulübü üzerinden örnek verecek olursak bu
kulübün isminde, logosunda, renginde ve sloganında hız, çeviklik ve hafiflik
gibi kavramları vurgulayan seçimler yapılmalıdır. Burada dikkat edilmesi
gereken husus; markanın bulunduğu sektör, markanın sahip olduğu özellikler
ve markanın vadettiği mesajın bütünüyle bir harmoni içinde çalışmasıdır
(Bulovic & Seric, 2021; Phillips vd., 2014).
Markalaşmada semiyotiği en güzel kullanan örneklerden biri de İngiliz
futbol kulübü Liverpool’dur. Semiyotiğin yani göstergebilimin nasıl
çalıştığına gelin birlikte bakalım.
110 | Futbolun Görsel Dili: Logolar ve Markalaşma Stratejileri
Şekil 1. Liverpool’un Tarihsel Süreçte Kullanmış Olduğu Logolar (1000logos, 2024a)
Liverpool’un web sitesindeki resmi logo geçmişine göre, kulübün en eski
logosu, şehrin armasından esinlenmiştir. Bu logoda, Roma mitolojisinden
deniz tanrısı Neptün ile Yunan mitolojisinde deniz habercisi olarak bilinen
Triton yer almaktadır. İkisi arasında, Liverpool şehrinin simgesi haline gelmiş
olan ve şehrin armasında sıkça görülen iki Liver kuşu bulunmaktadır. Yarı
karabatak yarı kartal olan bu mitolojik kuş, kulübün ikonik karakteri olarak
belirlenmiştir. Neptün ve Triton, ellerinde bayrak tutarken, logonun üst
kısmında Latince “Tanrı bize bu kolaylığı bahşetti” anlamına gelen bir yazı
yer almaktadır. Kulübün isim plakası, kemerli bir kurdele üzerine yazılmış
olarak resmin altına yerleştirilmiştir (Britannica, 2024).
1950’de yapılan yeniden tasarım, Liverpool’un görsel kimliğinin
sadeleştirilmiş bir versiyonunu ortaya koymuştur. Sadece beyaz bir çerçeve
içinde, beyaz renkte Liver kuşu simgesi yer almaktadır. Logoda ne süslemeler
Gökhan Aydın / Gökçer Aydın | 111
ne kurdeleler ne de yazı kullanılmış; yalnızca kulübün ikonik renk paletine
ait temel grafik sembolü öne çıkarılmıştır. Burada yapılan yeniden tasarım
bir debranding (sadeleştirme) stratejisi yani sadeleşme girişimi olarak
değerlendirilse de Liver kuşunun gerçekçi görünümünden oldukça uzak olması
ve debranding stratejisinin uygulanma süreçlerinden geçmeden doğrudan
böyle bir logoya geçilmesi hedef kitle tarafından beğeni ile karşılanmamış
ve nihayetinde yeni bir logo tasarımına gidilmesi gerekliliği ortaya çıkmıştır
(Britannica, 2024). 1955’te logo yeniden tasarlanmış ve Liverpool’un tepe
şekli daha net ve düzgün bir dikey ovalle değiştirilmiştir. Arka plan beyaz
yapılmış, kırmızı çerçeve ise zarif bir kırmızı Liver kuşu ve altındaki kemerli
sans-serif “L. F. C.” yazısıyla uyumlu hale getirilmiştir. 1968’de kuşun hatları
yeniden şekillendirilmiş ve modern bir görünüme kavuşturulmuştur. Aynı
yıl oval çerçeve de logodan kaldırılmıştır. Renk paleti de biraz canlandırılmış
ve kulüp, daha parlak, kızıl-kırmızı bir ton kullanmaya başlamıştır. 1987’de
Liverpool, daha koyu bir kırmızıya ve daha karmaşık bir logo tasarımına
geri dönmüştür. Yeni tasarımda, ince kırmızı dış hatlarla çevrili beyaz üçgen
bir arma üzerine koyu kırmızı bir kuş silüeti yerleştirilmiştir. Armanın alt
kısmında iki koyu kırmızı kurdele bulunmakta ve büyük beyaz harflerle
“Liverpool” yazısı dikkat çekmektedir. “Futbol Kulübü” ifadesi ise logonun
altındaki yatay bir pankartta yer almaktadır. Kulübün 100. yıl dönümünü
anmak için 1992’de yeni bir logo tasarlanmış ve bir yıl boyunca kullanılmıştır.
Beyaz üçgen arma, etrafında yeşil ve sarı detaylarla süslenmiş parlak bir
kompozisyon içermektedir. Armanın altına, kırmızı renkte “1892-1992”
tarihleriyle işaretlenmiş sarı bir kurdele eklenmiştir. Üst kısımda, üzerinde
kulübün mottosu “Asla yalnız yürümeyeceksin” yazan sarı bir pankart, yeşil
yapraklarla süslenmiştir. Ana armada, kırmızı bir pankart üzerinde “100 yıl”
yazısı ve ikonik Liver kuşu sembolü, üstünde ise kırmızı “Liverpool Futbol
Kulübü” yazısı yer almaktadır. 1993’te, 1992’den kalan detaylı logo daha sade
ve net çizgilerle yeniden tasarlanmıştır. “100 yıl” ifadesi logodan çıkarılmış,
ancak diğer tüm öğeler korunmuştur. Armanın her iki tarafına kırmızı, beyaz
ve siyah renklerde stilize edilmiş iki alev figürü eklenmiştir. Bu logo, kulüpte
altı yıl boyunca kullanılmaya devam etmiştir. 1999’da Liverpool armasındaki
sarı detaylar yeşil renkle değiştirilmiştir. Ayrıca, logoya dinamik bir görünüm
kazandırmak ve kulübün ilerlemesini vurgulamak amacıyla degrade tonlar
(koyudan açığa geçiş gibi) eklenmiştir. Liver kuşu beyaz vurgularla yeniden
tasarlanmış ve daha gerçekçi bir görünüm kazanmıştır. 2012 yılındaki
yeniden tasarımda, 1968’deki Liverpool amblemi güncellenerek tekrar
kullanıma sunulmuştur. Liver kuşunun hatları belirginleştirilmiş ve daha net
bir görünüm kazandırılmıştır. Amblemin alt kısmında bulunan “L. F. C.”
yazısı ise düz bir hat üzerinde yerleştirilmiş ve zarif, ince bir serif yazı tipiyle
yeniden tasarlanmıştır (1000logos, 2024a).
112 | Futbolun Görsel Dili: Logolar ve Markalaşma Stratejileri
Liverpool’un tarihsel logo değişim süreçlerine bakıldığında kullanılan
logolardaki renklerin, hayvan figürünün veya diğer sembollerin, belirli
anlamlar taşıdığı ve bu anlamlar üzerinden bir hikaye anlattığı görülmektedir.
Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi, bir kulübün logosunda yer alan asil bir
kuş, güç ve cesareti simgeleyebilirken; belirli renkler, kulübün felsefesini veya
karakterini yansıtabilir. Genel olarak bakıldığında logoda kullanılan bu kuş,
şehrin tarihine ve kültürel mirasına atıfta bulunarak, Liverpool’un köklerini
ve kimliğini temsil eder. Liver kuşu, aynı zamanda Liverpool’un tarihi ve
denizcilik geçmişiyle de bağlantılıdır. Logonun üst kısmında yer alan “You’ll
Never Walk Alone.” ifadesi, kulübün en bilinen marşlarından biridir. Bu
sözler, takımın değerlerini, taraftarlarının sadakatini, birlikteliğini, topluluk
ve dayanışma ruhunu ifade eder.
Futbol kulüplerinin gerçek anlamda başarı elde edebilmesi için birçok
farklı faktörü bir arada sistematik olarak yürütmesi gerekmektedir (Altınkok
vd., 2021; Yilmaz vd., 2023). Bu faktörler arasında teknik-taktik, fiziksel
performans gibi saha içi faktörlerin yanı sıra markaya ilişkin marka imajı,
marka kimliği, marka güveni gibi bazı saha dışı faktörler de yer almaktadır.
Marka kimliği unsurlarından biri olan logolar futbol kulüplerinin marka
değerini artırmada bu yüzden önemli bir rol oynar. Logolar, kulübün
tarihini, kültürel mirasını ve değerlerini simgeleyerek, taraftarlar ve genel
kamuoyu üzerinde güçlü bir etki yaratır (Kassimeris, 2024).
Renk, Şekiller ve Semboller
Alışveriş yapanlar ortalama olarak 1 ila 2 metre mesafeden bir ürünü
bulup seçmek için sadece beş saniye harcar. Bu nedenle, renklerin etkili bir
şekilde kullanılması, marka tanınırlığını yaklaşık %80 oranında artırabilir ve
aynı zamanda markanın önemli bir tanımlayıcısı olarak işlev görebilir (Slade-
Brooking, 2016).
Semboller, McDonald’s’ın altın kemerleri, Mercedes’in yıldızı, Nike’ın
swoosh’u, Adidas’ın üç çizgisi gibi, anlamı hemen iletmenin etkili bir
yoludur. Bu semboller, tekrarlanan maruziyetle birlikte tüketicilerin
zihninde güçlü çağrışımlar oluşturur. Bireyler tarafından bilinen ve tercih
edilen markanın genellikle bir aile bağlantısı vardır. Bu marka, tüketicinin
ebeveynleri tarafından çok önceleri satın alınmıştır ve tüketici yaşamının
ilerleyen dönemlerinde yeniden o markaya yönelik sembollerle karşılaştığında
bu geçmiş deneyimi hatırlayarak sezgisel olarak tanıdık sembollere yönelim
gösterebilir (Özer, 2015).
Gökhan Aydın / Gökçer Aydın | 113
Kelimeler
Ambalajlarda aşırı metin kullanımı, dikkat çekme konusunda zorluk
yaratabilir ve sıkça kafa karışıklığına yol açar. Bu nedenle, tasarımı sade
tutmak genellikle en etkili yaklaşımdır. Basit bir tasarım, markayı ana
rakiplerinden ayıran tek bir güçlü farklılık noktasına odaklanır. Renkler,
şekiller ve semboller rafta daha fazla görünürlük sağlasa da metin miktarı
arttıkça bu diğer tasarım unsurları genellikle daha az etkili hale gelir (Kohli
vd., 2005). Görsel “gürültü”, ambalaj tasarımcılarının karşılaştığı sürekli
bir meydan okumadır. Süpermarket raflarında sayısız marka dikkat çekmek
için yarıştığından, genellikle en sade tasarımlar en etkili sonucu verir. Bu tür
tasarımlar, kalabalığın içinde öne çıkarak güçlü bir etki yaratma potansiyeline
sahiptir (Kara vd., 2020).
Geleceği Şekillendirmek: Trend Tahmini ve Analizinin Gücü
Trend tahmini ya da gelecek öngörüsü, toplumda meydana gelen
değişimleri inceleyen bir araştırma yöntemi olarak tanımlanabilir. Bu
metodoloji, genellikle teknolojik gelişmeler, moda, sosyal değerler ve tüketici
davranışları gibi alanları kapsar. Trend tahmini, çoğunlukla istatistiksel
verilerin ve pazar analizlerinin incelenmesi yoluyla belirli bir modelin veya
eğilimin tespit edilmesine yönelik bir çabayı içerir. Amaç, bu süreçler
aracılığıyla gelecekteki değişimlerin öngörülmesini ve stratejik kararların
alınmasını sağlamaktır. 1990’ların başlarında, trend analizinde yeni bir
yaklaşım olan “coolhunting” ortaya çıkmıştır (Mohiuddin, 2020; Turan vd.,
2022). Bu yenilikçi gelecek tahmin metodolojisi, özellikle moda sektöründe
çalışan trend gözlemcileri veya coolhunter’lar tarafından geliştirilmiştir.
Coolhunter’ların, yeni kültürel trendleri keşfetme ve öngörme becerisi,
zamanla sadece moda değil, tasarımın tüm alanları için önemli bir unsur haline
gelmiştir. Ayrıca, blog yazarlığının yükselişi, coolhunter’ların gözlemlerini
neredeyse anlık olarak güncellemelerine olanak sağlayarak, trendlerin daha
hızlı yayılmasına ve takip edilmesine katkıda bulunmuştur. Bu alanda hizmet
sunan bazı şirketler bulunmaktadır ve genellikle küresel ölçekli işletmelere
hizmet vermektedirler. Bu ajanslar, kapsamlı araştırmalar yürüterek, trendleri
ve gelişmekte olan ya da gerileyen pazarları belirleyen raporlar hazırlar.
Hazırlanan bu raporlar, tasarım ajansları gibi ilgili paydaşlar tarafından satın
alınarak kullanılır. Söz konusu araştırmalar, marka yöneticileri ve tasarımcılar
için yenilikçi ve yaratıcı stratejilerin geliştirilmesinde son derece değerli bir
kaynak olarak görülmektedir (Slade-Brooking, 2016).
Spor kulübü logolarında izlenen trend stratejileri, genellikle modern
tasarım yaklaşımlarını, marka yönetimi ihtiyaçlarını ve taraftar etkileşimlerini
114 | Futbolun Görsel Dili: Logolar ve Markalaşma Stratejileri
göz önünde bulundurarak şekillenmektedir. Spor kulübü logolarında öne
çıkan bazı trend stratejileri:
Minimalist tasarım,
Tarihsel unsurları korumak,
Esneklik ve dijital uyum,
Yerel ve kültürel unsurların vurgulanması,
Ticari markalaşma stratejileri,
Sosyal ve küresel mesajlar ve
Yeniden tasarım ile yeniden markalaşmadır.
Minimalist Tasarım
Son yıllarda birçok spor kulübü, logolarını sadeleştirerek daha minimalist
bir görünüme kavuşturma eğilimindedir. Karmaşık detayların yerini, temiz
hatlar ve sade renk paletleri alır. Bu yaklaşım, dijital platformlarda ve küçük
boyutlarda kullanım için daha uyumlu logolar oluşturmayı sağlar. Örneğin,
Juventus ve Inter Milan gibi büyük kulüplerin logolarında bu minimalizme
yönelme açıkça görülebilir (Barnes, 2023).
Juventus (2017)
İtalyan kulübü Juventus, 2017 yılında logosunu köklü bir şekilde
değiştirerek minimalist bir tasarıma geçti. Eski logosundaki karmaşık arma
ve zebra desenleri yerine, sade bir “J” harfi ve iki çizgiden oluşan basit bir
şekil benimsendi. Bu yeni logo, kulübün global bir marka haline gelme
stratejisinin bir parçasıydı ve dijital ortamlarda kullanım için oldukça uygun
hale getirildi (Funk, vd. 2022).
Inter Milan (2021)
Inter Milan, 2021 yılında logosunu yenileyerek modern ve minimalist bir
tasarıma yöneldi. Eski logonun içinde yer alan karmaşık daireler ve detaylar
sadeleştirildi. Yeni logoda, sadece kulübün baş harfleri olan “IM” harfleri
daha belirgin hale getirildi ve renk paleti mavi-siyah ile sınırlı tutuldu. Bu
tasarım, kulübün dijital medya ve global pazarlarda daha güçlü bir kimlik
oluşturmasını amaçladı (Dorve, 2021).
Tarihsel Unsurları Korumak
Kulüpler, modernize edilmiş logolarında, geçmişe ait sembolleri ve tarihi
unsurları korumaya özen gösterir. Böylece, taraftarlarla kurulan duygusal
bağı sürdürerek geleneklerine sadık kalmış olurlar. Örneğin, Liverpool ve
Gökhan Aydın / Gökçer Aydın | 115
Real Madrid gibi kulüpler, logolarında tarihsel sembollerine bağlı kalmaya
devam ediyor (Ravichandra, 2024).
Liverpool FC
Liverpool’un logosunda yer alan Liver bird, kulübün kurulduğu şehir
olan Liverpool’un sembolüdür. Bu kuş, şehirle kulüp arasında güçlü bir
bağlantıyı simgeler ve tarihsel bir unsur olarak logonun merkezinde korunur.
1990’larda yapılan modernize çalışmalarda dahi, karaciğer kuşu simgesi her
zaman logonun merkezinde kalmıştır. Ayrıca logodaki “You’ll Never Walk
Alone.” sloganı, kulübün tarihindeki birlik ve dayanışma ruhunu temsil eder
(FootballHisyory, 2024; Kaczmarska & Kaczmarska, 2018).
Real Madrid
Real Madrid’in logosunda yer alan taç, kulübün İspanya Krallığı tarafından
verilen “Real” (Kraliyet) unvanını simgeler ve 1920’den beri logoda yer
almaktadır. Modernize edilmiş versiyonlarda bile bu sembol korunarak,
kulübün kraliyet bağlantısına ve tarihine saygı duyulmuştur. Aynı şekilde,
logodaki RMCF (Real Madrid Club de Fútbol) harfleri, kulübün kimliğini
ve köklü tarihini yansıtmaya devam etmektedir (Kassimeris, 2024).
Esneklik ve Dijital Uyum
Dijital çağın gereklerine uyum sağlamak için logoların farklı platformlarda
ve boyutlarda etkili görünmesi önemlidir. Bu nedenle, spor kulüpleri
logolarını daha esnek hale getirerek sosyal medya, mobil uygulamalar,
web siteleri ve ürünler üzerinde iyi çalışacak şekilde tasarlıyorlar. Özellikle
dijital medyada geniş yer bulan e-spor takımları, bu esnek logoları sıklıkla
kullanmaktadır (Bokhua, 2022).
Yerel ve Kültürel Unsurların Vurgulanması
Logolarda, kulübün kökenini ve şehrini yansıtan yerel semboller sıklıkla
kullanılır. Bu, kulübün sadece bir futbol markası değil, aynı zamanda bir
şehir veya bölgenin temsilcisi olduğunu göstermenin bir yolu olarak tercih
edilmektedir. Örneğin, Roma’nın logosundaki Roma dişi kurt figürü,
kulübün şehrin tarihine ve kültürüne olan bağlılığını simgeler (Budakov,
2016).
AS Roma
Roma’nın logosunda yer alan dişi kurt ve ‘Romulus’ ile ‘Remus’ figürü,
kulübün şehrin mitolojik kuruluş hikayesine olan bağlılığını simgeler.
Romalılar için bu efsane önemli bir sembol olduğu için, kulüp bu figürü
logolarında korumaya devam eder. 2013’te yapılan logo değişikliğinde daha
116 | Futbolun Görsel Dili: Logolar ve Markalaşma Stratejileri
modern ve sade bir tasarım tercih edilse de dişi kurt simgesi logoda aynı
şekilde bırakıldı (1000logos, 2024b).
Ticari Markalaşma Stratejileri
Spor kulüpleri logoları, sadece bir amblem değil, aynı zamanda bir ticari
marka olarak düşünülmektedir. Kulüpler, global pazarlarda tanınırlıklarını
artırmak için logolarını markalaşma stratejilerinin bir parçası olarak kullanır.
Bu, logonun dünya genelinde lisanslı ürünlerde, moda markalarıyla yapılan
iş birliklerinde ve reklam kampanyalarında kullanımını kapsar (Williams vd.,
2021).
Sosyal ve Küresel Mesajlar
Son dönemde spor kulüpleri, sosyal sorumluluk projelerine ve küresel
mesajlara da logoları aracılığıyla yer vermeye başlamıştır. Özel günlerde
veya önemli sosyal olaylarda logolarda geçici değişiklikler yapılarak sosyal
farkındalık mesajları verilir (Trendafilova, 2013).
Retro ve Nostaljik Tasarımlar
Bazı kulüpler, eski logolarını modernize ederek geçmişle bağlantı kuran
nostaljik tasarımlara yönelmektedir. Retro akımını takip eden bu logolar,
özellikle kulübün köklü geçmişine vurgu yapmak ve taraftarlarda geçmişe
dair güçlü bir duygu yaratmak için kullanılmaktadır. Bu, hem kulübün
tarihine saygı gösterirken hem de modern estetikle birleşen bir strateji
oluşturur (Duffett, 2013).
Paris Saint-Germain (Retro Formalar)
Paris Saint-Germain (PSG), zaman zaman eski logolarını ve tasarım
unsurlarını forma tasarımlarında kullanarak nostaljik bir hava yaratmaktadır.
Özellikle 1970’lerdeki ilk logolarına gönderme yaparak üretilen retro
formalar, kulübün tarihine olan bağlılığını göstermekte ve taraftarlar arasında
büyük ilgi uyandırmaktadır. PSG, bu tasarımlar sayesinde hem modern bir
kulüp kimliğine sahip olurken hem de nostaljik bir hava yaratmayı başarmıştır
(1000logos, 2024c).
Yeniden Tasarım ile Yeniden Markalaşma
Kulüpler, logolarını yenileyerek bir yeniden markalaşma sürecine
girebilir (Agha vd., 2016). Bu strateji, kulübün yeni bir döneme girdiğini ya
da küresel bir pazara açıldığını simgelemek için kullanılır. Yeniden tasarım
ve yeniden markalaşma, spor kulüpleri için sadece estetik bir değişiklik
değil, aynı zamanda marka kimliğini yeniden tanımlamak ve güçlendirmek
adına stratejik bir hamledir (Olins, 2017). Kulüpler, tarihsel köklerine sadık
Gökhan Aydın / Gökçer Aydın | 117
kalırken, değişen trendler ve taraftar taleplerine yanıt vermek için logolarını
yeniden tasarlayabilir. Bu süreç, kulübün modernleşme ve globalleşme
çabalarının bir parçası olarak öne çıkar. Bu süreçte, genellikle logonun
modernize edilmiş bir versiyonu tanıtılır ve bu, kulübün gelişiminde yeni bir
aşamayı simgeler. Örneğin, Chelsea’nin 2016’daki logo yenileme süreci bu
stratejiyi yansıtmaktadır (Ahn vd., 2013; Williams vd., 2021).
Chelsea (2021)
Chelsea, 2021 yılında logosunu güncelleyerek modern bir görünüm
kazandırdı. Eski logodaki karmaşık detaylar sadeleştirildi ve kulübün
simgelerinden olan aslan figürü öne çıkarıldı. Bu tasarım, kulübün tarihine
sadık kalırken, çağdaş bir estetik anlayışıyla yeniden markalaşma sürecini
yansıttı (1000logos, 2024d).
Bu trend stratejileri, spor kulüplerinin logolarını sadece görsel bir unsur
olmaktan çıkararak, marka kimliği ve pazarlama stratejilerinin merkezi bir
parçası haline getirir.
Sonuç
Spor logolarında izlenen stratejiler, kulüplerin ve markaların kimliğini
oluşturma, güçlendirme ve taraftarlarıyla olan ilişkilerini derinleştirme
açısından kritik bir rol oynamaktadır. Gelişen trendler ve değişen tüketici
beklentileri doğrultusunda, kulüpler zaman zaman logolarını yeniden
tasarlamak durumunda kalır. Bu süreçte, eski tasarımdan izler taşıyan, ancak
modernize edilmiş unsurlar kullanmak, kulübün geçmişine saygı gösterirken
güncel kalma çabasını simgeler.
Yeniden tasarım, kulüplerin dinamik yapısını yansıtırken, yenilikçi ve
etkileyici bir imaj yaratmalarını sağlar. Bu logolar, yalnızca birer görsel
temsil olmaktan öte, kulübün tarihini, kültürünü ve değerlerini yansıtan
önemli sembollerdir. Başarılı bir logo, kulübün tarihine, değerlerine ve
kültürel unsurlarına atıfta bulunarak, hem mevcut taraftarlarıyla güçlü bir
bağ kurar hem de yeni kitlelere hitap eder. Bu süreçte, tasarımın yanı sıra,
dijital platformların etkin kullanımı, taraftar etkileşimi ve sosyal sorumluluk
projeleri, kulüplerin markalaşma stratejilerinin önemli parçalarını oluşturur.
Küreselleşmenin etkisiyle spor kulüpleri, uluslararası pazarda tanınmak
ve kabul görmek için de logo tasarımlarını çeşitlendirme yoluna gitmektedir.
Farklı kültürel unsurları dikkate alarak yapılan bu stratejik hamleler,
kulüplerin farklı pazarlarda etkili bir şekilde iletişim kurmasına olanak tanır.
Sonuç olarak, spor logoları, bir kulübün karakterini yansıtan güçlü bir araçtır
ve başarılı markalaşma için kritik öneme sahiptir.
118 | Futbolun Görsel Dili: Logolar ve Markalaşma Stratejileri
Kaynakça
1000logos. (2024a). Liverpool Logo. Erişim adresi: https://1000logos.net/li-
verpool-logo/ Erişim tarihi: 15.09.2024
1000logos. (2024b). Roma Logo. Erişim adresi: https://1000logos.net/ro-
ma-logo/ Erişim tarihi: 18.09.2024
1000logos. (2024c). PSG Logo. Erişim adresi: https://1000logos.net/psg-logo/
Erişim tarihi: 12.09.2024
1000logos. (2024d). Chelsea Logo. Erişim adresi: https://1000logos.net/chel-
sea-logo/ Erişim tarihi: 17.09.2024
Agha, N., Goldman, M. M., & Dixon, J. C. (2016). Rebranding: The effect of
team name changes on club revenue. European Sport Management Quar-
terly, 16(5), 675-695.
Ahn, T., Suh, Y. I., Lee, J. K., & Pedersen, P. M. (2013). Sport fans and the-
ir teams’ redesigned logos: An examination of the moderating effect of
team identification on attitude and purchase intention of team-logoed
merchandise. Journal of Sport Management, 27(1), 11-23.
Airey, D. (2014). Logo design love: A guide to creating iconic brand identities. Pe-
achpit Press.
Altınkok, M., Seran, B., Kurnaz, M., & Demir, B. (2021). Investigation of sta-
tic and dynamic balance capacity of 5-9 year-old children in gymnastics
education. About This Special Issue, 12(11), 129.
Barnes, A. (2023). Kissing the badge: Club crests or corporate logos?. Soccer &
Society, 24(5), 607-621.
Bokhua, G. (2022). Principles of Logo Design: a practical guide to creating effective
signs, symbols, and icons. Rockport Publishers.
Britannica. (2024). Liverpool FC. Erişim adresi: https://www.britannica.com/
topic/Liverpool-FC Erişim tarihi: 22.09.2024
Budakov, P. V. (2016). Development of a logo assessment matrix for designing
football club corporate identity. International Journal of Design, 10(2),
1-39.
Bulovic, N., & Seric, N. (2021). Creating a brand on the identity of a sports
club: Preliminary report creating a brand on the identity of a sports
club. Sport Mont, 19(2), 65-68.
Danciu, V. (2010). The Brand Identity: A Strategic Shift for Success. Romani-
an Economic Journal, 13(36), 3-14.
Danker, S. H. (2014). Brand: Identity, image, and relationships. Art Educati-
on, 67(1), 41-51.
Dorve. (2021). Inter Milan’s 2021 new logo is on the wild!. Erişim adresi htt-
ps://dorve.com/blog/inter-milans-2021-new-logo-is-on-the-wild/ Erişim
tarihi: 17.09.2024
Gökhan Aydın / Gökçer Aydın | 119
Duffett, M. (2013). Understanding fandom: An introduction to the study of media
fan culture. Bloomsbury Publishing USA.
Erdal, G. (2017). Logolar, dil ve semiyotik. Ulakbilge Sosyal Bilimler Dergi-
si, 5(11), 683-699.
FootballHisyory. (2024). Liverpool FC. Erişim adresi https://www.footballhis-
tory.org/club/liverpool.html Erişim tarihi: 17.09.2024
Funk, D. C., Alexandris, K., & McDonald, H. (2022). Sport consumer brand
management. In Sport Consumer Behaviour. Routledge.
Kaczmarska, E., & Kaczmarska, M. (2018). New developments in the Liverpo-
ol Waterfront. Technical Transactions, 115(3), 21-39.
Kara, S., Gunasti, K., & Ross, W. T. (2020). My brand identity lies in the
brand name: Personified suggestive brand names. Journal of Brand Ma-
nagement, 27, 607-621.
Kassimeris, C. (2024). Symbolic identities in football: A view from political
science. Soccer & Society, 25(4-6), 573-584.
Kohli, C. S., Harich, K. R., & Leuthesser, L. (2005). Creating brand iden-
tity: a study of evaluation of new brand names. Journal of Business Resear-
ch, 58(11), 1506-1515.
Mohiuddin, K. G. B. (2022). Cool brands (Doctoral dissertation, Macquarie
University).
Muzellec, L., & Lambkin, M. (2006). Corporate rebranding: destroying, trans-
ferring or creating brand equity?. European Journal of Marketing, 40(7/8),
803-824.
Olins, W. (2017). The new guide to identity: How to create and sustain change th-
rough managing identity. Routledge.
Özer, A. (2015). Logo tasarımında marka algısı (Master’s thesis, İstanbul Arel
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü).
Phillips, B. J., McQuarrie, E. F., & Griffin, W. G. (2014). How visual brand
identity shapes consumer response. Psychology & Marketing, 31(3),
225-236.
Ravichandra, A. (2024). The effect of the UEFA Champions League on com-
mercialization and nationalization in building football club identity in
1990s Europe, and its effects on the future of competition. Journal of
High School Science, 8(2), 47-74.
Slade-Brooking, C. (2016). Creating a brand identity: A guide for designers. Ha-
chette UK.
Trendafilova, S., Babiak, K., & Heinze, K. (2013). Corporate social responsibi-
lity and environmental sustainability: Why professional sport is greening
the playing field. Sport Management Review, 16(3), 298-313.
120 | Futbolun Görsel Dili: Logolar ve Markalaşma Stratejileri
Turan, M., Dönmez, E., & Alaeddinoğlu, V. (2022). Winter sports awareness
levels of students taking ski lessons. Conhecimento & Diversidade, 14(35),
64-76.
Ward, E., Yang, S., Romaniuk, J., & Beal, V. (2020). Building a unique brand
identity: Measuring the relative ownership potential of brand identity
element types. Journal of Brand Management, 27, 393-407.
Wheeler, A. (2012). Designing brand identity: an essential guide for the whole
branding team. John Wiley & Sons.
Wheeler, A., & Meyerson, R. (2024). Designing brand identity: A comprehensive
guide to the world of brands and branding. John Wiley & Sons.
Williams, A. S., & Son, S. (2022). Sport rebranding: the effect of different deg-
rees of sport logo redesign on brand attitude and purchase intention. In-
ternational Journal of Sports Marketing and Sponsorship, 23(1), 155-172.
Williams, A. S., Son, S., Walsh, P., & Park, J. (2021). The influence of logo
change on brand loyalty and the role of attitude toward rebranding and
logo evaluation. Sport Marketing Quarterly, 30(1), 69-81.
Yaylagül, Ö. (2015). Göstergebilim ve dilbilim. Hece Yayınları ve Dergileri.
Yilmaz, H. H., Seren, K., & Atasever, G. (2023). The relationship between
isokinetic strength and anaerobic performance in elite youth football pla-
yers. Journal of ROL Sport Sciences, 4(2), 457-468.
121
Bölüm 6
Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Spor Ve
Farklı Değişkenlere Göre Teknoloji Bağımlılık
Düzeylerinin Kariyer Kararları Üzerine
Etkilerinin İncelenmesi (Bayburt Üniversitesi
Örneği)1
Yusuf Kaygusuz2
İnci Seçkin Ağırbaş3
Özet
Amaç: Bu çalışmanın amacı, Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin teknoloji
bağımlılıkları ile kariyer kararları üzerine spor ve çeşitli demografik
değişkenlerin etkisini belirlemektir.
Materyal ve Metod: 2022-2023 eğitim-öğretim döneminde, Bayburt
Üniversitesinden 426 meslek yüksekokulu öğrencisine genel tarama modelinde
gerçekleştirilen araştırmada, araştırma ekibi tarafından geliştirilen “Kişisel
Bilgi formu”na ek olarak, Güçlü (2015) tarafından geliştirilen “Teknoloji
Bağımlılık Ölçeği”, Yusupu (2015) tarafından geliştirilen “Kariyer Kararı
Ölçeği” kullanıldı. Ölçek değerleri SPSS 26.0 for Windows paket programı ile
incelendi. İlgili ön testler neticesinde, bağımsız değişkenin kategori sayısına
bağlı olarak ikili gruplarda Independent Student T testi, çoklu gruplarda
ise Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ile Posthoc testlerinden LSD testi
kullanıldı. Sonuçlar .05 anlamlılık düzeyinde yorumlandı.
Bulgular: Kariyer Kararı ölçeğinde; kadınların Bilinçli Karar Verme alt
boyut puanının yüksek olduğu, erkeklerin ise Bilinçsiz karar verme ve
1 Bu Çalışma İnci Seçkin Ağırbaş’ın Akademik Danışmanlığında, Tübitak 2209-A 2022 Iı. Dönem
Projeleri Kapsamında “Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Teknoloji Bağımlılık Düzeylerinin
Kariyer Kararları Üzerine Etkilerinin Çeşitli Değişkenlere Göre İncelenmesi (Bayburt Üniversitesi
Örneği)” Adıyla Projelendirilmiştir.
2 Bayburt Üniversitesi Meslek Yüksekokulu, Bayburt, Türkiye, ORCID: 0009-0007-4850-5760
3 Dr. Öğr. Üyesi. Artvin Çoruh Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Spor Yöneticiliği
Bölümü, ORCID: 0000-0001-5899-013X, inciagirbas@artvin.edu.tr
https://doi.org/10.58830/ozgur.pub485.c2010
122 | Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Spor ve Farklı Değişkenlere Göre Teknoloji Bağımlılık...
Çevresel etkenler alt boyut puanlarının yüksek olduğu, öğrencilerin aile
gelir düzeyi düştükçe Bilinçsiz Karar Verme ve Çevresel Etkenler alt boyut
puanlarının arttığı, öğrencilerin baba eğitim düzeyi arttıkça Bilinçli Karar
Verme alt boyut puanlarının azaldığı görülmektedir. Kariyer kararı ölçeğinin
alt boyutlarında anne eğitim düzeyinin, öğrencilerin düzenli spor yapma
durumlarının, spor yapma sürelerinin, spor yapma amaçlarının etkili bir
faktör olmadığı görülmektedir. Teknoloji Bağımlılığı ölçeğinde; erkeklerin
işlevsellikte bozulma alt boyutu puanlarının yüksek olduğu, Teknoloji
bağımlılığı ölçeğinin alt boyutlarında, öğrencilerin aile gelir düzeyinin, anne
eğitim düzeyinin, baba eğitim düzeyinin, düzenli spor yapma durumlarının,
spor yapma sürelerinin, spor yapma amaçlarının etkili bir faktör olmadığı;
öğrencilerin Teknoloji bağımlılık düzeyleri arttıkça kariyer karar düzeylerinin
olumsuz etkilendiği sonuçlarına ulaşıldı.
GİRİŞ
Teknolojik gelişmeler insanlık tarihinden itibaren her dönemde hayata
yön vermiştir. Kimi düşünürler teknolojinin varlığının insanların hayatlarını
kolaylaştırdığından, faydalı olduğundan bahsederken kimi düşünürler ise
daha karamsar, olumsuz bir bakış açısı sergilemiş ve özellikle kitle iletişim
teknolojileri nezdinde insanlar üzerinde bir baskı kurduğu, manipülasyon
yarattığı, insanların onların önünde secde ettiği eleştirisini getirmiştir
(Oğuz ve ark., 2019). Literatür incelendiğinde teknoloji bağımlılığı
kavramının sosyal medya bağımlılığı, internet bağımlılığı, oyun bağımlılığı,
akıllı telefon bağımlılığı gibi farklı şekillerde adlandırıldığı görülmektedir
(Ertemel ve Aydın, 2018). Teknoloji bağımlılığı, davranışsal bir bağımlılık
türüdür (Griffiths, 2000). Teknoloji bağımlılığının gelişim sorunları, duruş
bozuklukları, kişilik bozukluklar, göz kuruması, baş ağrısı, saldırgan tutum
geliştirme, çabuk sıkılma, gerçeklerden kaçma isteği, artan kaygı düzeyi,
öğrenme bozuklukları, düşük akademik başarı gibi bir takım olumsuz etkileri
vardır (Jackson, vd., 2011).
Kariyer, mesleği icra ederken yaşanan tüm deneyimleri de ve mesleki
ilerlemeyi içeren bir kavramdır (Aytaç, 2005). Kariyer kararı bakımından
özellikle üniversite yılları, öğrencilerin gelecekteki kariyerlerine ilişkin
önemli kararları aldıkları kritik bir dönemdir. Bu dönemde kariyere ilişkin
alınan kararları öğrencilerin mesleki geleceğini, psikolojik ve fiziksel iyilik
halini, sosyal kabulünü dolayısıyla genel yaşam kalitesini etkilemektedir (akt.
Büyükgöze ve Kavas, 2012). Üniversite eğitimi kariyer kararı konusunda
önemli bir basamak olmasının yanı sıra eğitim süreçleri kariyer kararlarını
etkileyebilir ya da değiştirebilir. Bazı araştırmacılar mesleki gelişim görevlerini
yeterince kazanamamanın bireyin kariyer kararını vermesini güçleştirdiğini
ileri sürmüştürler (Crites, 1969; Luzzo, 1999). Meslek seçimi aşamasında
Yusuf Kaygusuz / İnci Seçkin Ağırbaş | 123
kararsızlık yaşayan öğrencileri tespit ederek bu öğrencilerin kararsızlıkla
başa çıkmalarına yardımcı olmak hem mutlu bir nesil yetiştirmek hem de
iş verimi açısından önemlidir. Bu nedenle eğitimin temel amaçlarından biri
de öğrencilere kendi özelliklerine uygun mesleki karar vermelerine yardımcı
olmaktır (Çakır, 2004).
Kariyer kararlarının alınması süreci kendi içerisinde pek çok boyutu
içeren kapsamlı bir süreçtir: Karar vermek zorunda olan bir birey vardır,
içlerinden seçim yapılacak bir dizi alternatif vardır ve farklı alternatiflerin
kıyaslanmasında ya da değerlendirilmesinde dikkate alınan birçok özellik
ya da boyut vardır. Bu karakteristiklere ek olarak, kariyer kararları ayrıca
belirli kendine özgü özelliklere sahiptir. Bu özelliklerden birincisi, potansiyel
alternatiflerin sayısı oldukça fazladır İkincisi, her bir alternatife ilişkin olarak
elde edilebilecek geniş kapsamlı bir enformasyon kümesi vardır. Üçüncüsü,
meslekleri ve bireylerin tercihlerini ayrıntılı ve anlamlı bir biçimde ve yeterince
karakterize edebilmek için bir dizi boyuta gerek vardır. Dördüncüsü hem
bireyin karakteristikleri hem de gelecekteki kariyer alternatiflerinin doğası
bakımından belirsizlik önemli bir role sahiptir (Gati, Krausz ve Osipow,
1996).
Ülkemizde Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin teknoloji bağımlılıkları
ve kariyer kararlarına yönelik çalışmalara literatürde rastlanmamaktadır.
Bu bağlamda çalışmamız, Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin teknoloji
bağımlılıkları ile birlikte aynı zamanda kariyer kararları üzerine çeşitli
demografik değişkenlerin etkisini ortaya çıkaran ilk araştırma olmaktadır.
Araştırmada aşağıdaki problem durumları ele alınarak teknoloji bağımlılığı
durumları ve kariyer kararları çok yönlü incelenmiştir.
MATERYAL VE METOT
Araştırmanın Modeli
Bu araştırma tarama modellerinden genel tarama modelinde
gerçekleştirildi. Eleman sayısının çok olduğu evrende ve bu evren hakkında
genel bir yargıya varmak amacı ile ondan alınacak bir grup ya da örneklem
üzerinden yapılan tarama düzenlemeleridir. Genel tarama modelleri ile tekil
ya da ilişkisel taramalar yapıldı (Karasar, 1984; Creswell, 2013).
Araştırma Grubu
Araştırma grubunu 2022-2023 eğitim-öğretim döneminde, Bayburt
Üniversitesinde yer alan Meslek Yüksekokullarının, çeşitli bölümlerinde
öğrenim gören öğrenciler oluşturmuştur.
124 | Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Spor ve Farklı Değişkenlere Göre Teknoloji Bağımlılık...
Veri Toplama Araçları
Araştırma verileri toplama sürecinin, akademik takvimde ara tatile denk
gelmesi ve bahar dönemi başlangıcında Kahramanmaraş merkezli yaşanan
deprem sonrası eğitim öğretim sürecinin online ortamda sürdürülmesi
nedeniyle yüz yüze toplanması planlanan veriler elektronik ortamda toplandı.
Araştırmada verileri toplamak üzere aşağıda yer alan ölçekler kullanıldı.
Kişisel Bilgi Formu: Araştırmacı tarafından hazırlanan bilgi toplama
formu katılımcılar hakkında sosyo-demografik bilgiler elde etmek için
kullanıldı. Bu formda katılımcıların cinsiyet, yaş, maddi gelir, sınıf düzeyi,
anne eğitim düzeyi, baba eğitim düzeyi, spor yapma durumu, spor yapma
süresi ve spor yapma amacına yönelik değişkenler bulunmaktadır.
Teknoloji Bağımlılığı Ölçeği: Çalışmada kullanılan “Teknoloji Bağımlılık
Ölçeği” Güçlü (2015) tarafından geliştirilmiş olup, beşli likert tipindedir.
Likert tipindeki derecelemeler; “Hiçbir zaman”, “Nadiren”, “Bazen”,
“Sıklıkla”, “Her zaman” şeklindedir. Ölçek maddeleri 1’den 5’e doğru
puanlandırılmış olup, “Her zaman” derecesine 5 puan karşılık gelirken,
“Hiçbir zaman” derecesine 1 puan karşılık gelmektedir. Madde puanları 1’den
5’e doğru arttıkça bağımlılık düzeyi de artmaktadır. Ölçeğin “Yoksunluk”,
“Kontrol Güçlüğü”, “İşlevsellikte Bozulma” ve “Sosyal Dışlanmışlık” olmak
üzere dört alt boyutu vardır.
Kariyer Kararı Ölçeği: Çalışmada kullanılan “Kariyer Kararı Ölçeği”
Yusupu (2015) tarafından geliştirilmiş olup, beşli likert tipindedir. Ölçek
maddeleri 1’den 5’e doğru puanlandırılmış olup, 1. bana hiç uygun değil;
2. bana pek uygun değil; 3. bana biraz uygun; 4. bana çoğunlukla uygun
ve 5. bana tamamen uygun şeklindedir. Ölçeğin “Bilinçli Kariyer Kararı”,
“Bilinçsiz Kariyer Kararı” ve “Çevresel Etkenler” olmak üzere üç alt boyutu
vardır.
Verilerin Analizi
Bu çalışmada, araştırmaya katılan üniversite öğrencilerinin Teknoloji
Bağımlılığı ve Kariyer Kararı ölçek değerleri SPSS 26.0 for Windows paket
programı ile incelendi. Tanımlayıcı istatistisikler ve normallik analizleri
basıklık çarpıklık değerlerine göre yapıldıktan sonra dağılımın değerlerinin
±1.5 aralığında olduğu ve bu açıdan normal bir dağılıma sahip olduğu tespit
edildi (Tablo 2). George (2011) ile Tabachnick ve Fidell (2015)’in belirttiği
sınırlar içerisinde (1.5 ile +1.5; -2.0 ile +2.0) yer alması normal dağılım
için kabul edilebilir bir durumdur. Bağımsız değişkenin kategori sayısına
bağlı olarak ikili gruplarda Independent Student T testi, çoklu gruplarda
Yusuf Kaygusuz / İnci Seçkin Ağırbaş | 125
ise Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ile Posthoc testlerinden LSD testi
kullanıldı (Alpar, 2001). Sonuçlar .05 anlamlılık düzeyinde yorumlandı.
BULGULAR
Tablo 1. Meslek yüksekokulu öğrencilerinin demografik değişkenlerine ilişkin bilgiler
Değişken Grup
f %
Cinsiyet Kadın 271 63,6
Erkek 155 36,4
18-19 Yaş
97 22,8
20-21 Yaş
218 51,2
Yaş
22-23 Yaş
77 18,1
24-25 Yaş
18 4,2
26 Yaş ve üzeri
16 3,8
Sınıf 1. Sınıf 223 52,3
2. Sınıf 203 47,7
Bir asgari ücrete kadar 326 76,5
Aile Gelir Düzeyi
İki asgari ücrete kadar
78 18,3
Üç asgari ücret ve üzeri 22 5,2
İl
ğ
retim 283 66,4
Anne Eğitim Düzeyi Ortaöğretim 122 28,6
Üniversite 21 4,9
Baba Eğitim Düzeyi
İl
ğ
retim 196 46,0
Ortaöğretim 190 44,6
Üniversite 40 9,4
Düzenli Spor Yapma Durumu Evet 206 48,4
Hayır 220 51,6
Haftalık Spor Yapma Süresi 1 Saat 106 51,5
2-4 Saat 70 34,0
5 Saat ve üzeri 30 14,5
Spor Yapma Amacı Sağlık 150 72,8
Eğlence 40 19,4
Sosyal Çevre 12 5,9
Maddi Kazanç 4 1,9
Toplam 426 100
Tablo 1 de; Cinsiyet değişkenine göre öğrencilerin 155 ünün erkek, 271
unun kadın olduğu; Yaş değişkenine göre 18-19 yaş 97, 20-21 yaş 218, 22-
23 yaş 77, 24-25 yaş ve üzeri 16 kişi olduğu; Aile Geliri değişkenine göre
bir asgari ücrete kadar 326 kişi, iki asgari ücrete kadar 78 kişi, üç asgari ücret
ve üzeri 22 kişi olduğu; eğitim görülen sınıf düzeyine göre; 1. Sınıfın 223
kişi, 2. Sınıfın 203 kişi, olduğu görülmektedir. Anne eğitim düzeyine göre
ilköğretim düzeyinde 283 kişi, ortaöğretim düzeyinde 122 kişi, üniversite
düzeyinde 21 kişi olduğu görülmektedir. Baba eğitim düzeyine göre
ilköğretim düzeyinde 196 kişi, ortaöğretim düzeyinde 190 kişi, üniversite
126 | Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Spor ve Farklı Değişkenlere Göre Teknoloji Bağımlılık...
düzeyinde 40 kişi olduğu görülmektedir. Öğrencilerin Düzenli spor
yapma durumuna göre 206 kişi evet, 220 kişi hayır olduğu görülmüştür.
Öğrencilerin Haftalık spor yapma süresine göre 1 saat spor yapan 106 kişi,
2-4 saat spor yapan 70 kişi, 5 saat ve üzeri spor yapan 30 kişi görülmektedir.
Öğrencilerin Spor yapma amacına göre Sağlık için 150 kişi, Eğlence için 40
kişi, Sosyal çevre için 12 kişi, maddi kazanç için 4 kişi olduğu görülmektedir.
Tablo 2. Meslek yüksekokulu öğrencilerinin kariyer kararı ve teknoloji bağımlılığı
ölçeklerine ait tanımlayıcı istatistik, güvenirlik ve normallik analizi sonuçları
Ölçek Boyutları
N
Tanımlayıcı İstatistik
Güvenirlik
Normallik Analizi
Analizi
Min.
Max. X
Ss
Cronbach’s
Skewness Kurtosis
Alfa
Bilinçli Karar
Verme 426
13 65
52,59 9,82
,910
-,925
1,110
Bilinçsiz Karar 426
13 65
35,92
11,13
,832
,076
-,294
Verme
Çevresel
Etkenler 426
6 30
14,08 4,97
,698
,571 ,183
Yoksunluk 426
10 50
27,80 8,90
,869
,234
-,351
Kontrol
Güçlüğü 426
9 45
21,92 7,84
,851
,480
-,068
İşlevsellikte 426
5 25
10,60 4,98
,880
,725
-,206
Bozulma
Sosyal
Dışlanmışlık 426
7 35
14,72 6,43
,862
,892 ,340
Tablo 2 incelendiğinde kariyer kararı ve teknoloji bağımlılığı düzeyleri
toplam puanlarının normallik dağılım durumlarına bakıldığında, Tabaschnick
ve Fidell (2013) “Ölçeklerde çarpıklık ve basıklık katsayılarının (-1,5, +1,5)
değer aralığında olması durumunda, verilerin normal dağılım sergileyeceğini”
belirtmektedir. Bu bağlamda çalışmamızda ortaya çıkan verilerin basıklık
ve çarpıklık değerlerinin normal dağılım gösterdiği görülmektedir. Ayrıca
araştırmanın güvenirliliğinin yüksek olduğu görüldü.
Yusuf Kaygusuz / İnci Seçkin Ağırbaş | 127
Tablo 3. Meslek yüksekokulu öğrencilerinin cinsiyetlerine göre kariyer kararı ve
teknoloji bağımlılığı ölçeklerine ait değerlerinin karşılaştırılması
Ölçek
Boyut n
X
Ss
t
p
Cinsiyet
Kariyer
Kararı Bilinçli Karar Verme Kadın
271
53,9557 8,66228 3,852 ,000*
Erkek
155
50,2065 11,20975
Bilinçsiz Karar Verme
Kadın 271 35,0849 11,34787
-2,055 ,040*
Erkek 155 37,3806 10,62848
Çevresel Etkenler
Kadın 271 13,4871
4,94702
-3,314
,001*
Erkek 155 15,1290
4,87201
Yoksunluk
Kadın 271 27,8413
9,16842
,111 ,912
Erkek 155 27,7419
8,45680
Kontrol Güçlüğü Kadın 271 21,6937
8,14716
-,804
,422
Teknoloji
Bağımlılığı Erkek 155 22,3290
7,28199
İşlevsellikte Bozulma Kadın 271 10,2288
4,90873
-2,047
,041*
Erkek 155 11,2516
5,05630
Sosyal Dışlanmışlık
Kadın 271 14,3173
6,33529
-1,715 ,087
Erkek 155 15,4258
6,55640
*p<.05
Tablo 3‘de öğrencilerin cinsiyetlerine göre kariyer kararı ölçeğinde
Bilinçli Karar Verme, Bilinçsiz Karar Verme, Çevresel Etkenler alt
boyutlarında anlamlı farklılıklar olduğu; teknoloji bağımlılığı ölçeğinde,
Yoksunluk, Kontrol Güçlüğü, Sosyal Dışlanmışlık alt boyutlarında anlamlı
fark bulunmazken, işlevsellikte bozulma alt boyutunda anlamlı fark olduğu
görülmüştür.
128 | Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Spor ve Farklı Değişkenlere Göre Teknoloji Bağımlılık...
Tablo 4. Meslek yüksekokulu öğrencilerinin yaşlarına göre kariyer kararı ve teknoloji
bağımlılığı ölçeklerine ait değerlerinin karşılaştırılması
Ölçek Boyut Yaş n X Ss F
p
LSD
18-19 Yaş
97
51,6289 8,97139
Bilinçli Karar
20-21 Yaş
218
52,3716 9,68273
22-23 Yaş
77
54,1558 9,69680
1,564
,183 -
Verme
24-25 Yaş
18
56,0000 8,52677
26 Yaş ve üzeri
16
50,0625
16,21303
18-19 Yaş
97
36,2268
11,03452
Bilinçsiz Karar20-21 Yaş
218
35,8349
10,77162
Kariyer 22-23 Yaş
77
37,3247
12,15193
1,306
,267
-
Verme
Kararı 24-25 Yaş
18
31,1111
11,57527
26 Yaş ve üzeri
16
33,8750
10,55699
18-19 Yaş (a)
97
14,1959 4,79505
20-21 Yaş (b)
218
13,7294 4,77756
Çevresel 22-23 Yaş (c)
77
15,4805 5,63731
2,426
,047*
c>b*(.008)
Etkenler 24-25 Yaş (d)
18
12,3889 3,71228 c>d*(.017)
26 Yaş ve üzeri
16
13,4375 5,66826
(e)
18-19 Yaş
97
28,4433 9,20820
20-21 Yaş
218
27,9220 8,33892
Yoksunluk 22-23 Yaş
77
27,3377 9,69619 ,589 ,671
-
24-25 Yaş
18
27,4444
11,48002
26 Yaş ve üzeri
16
25,0000 7,78032
18-19 Yaş
97
22,4845 7,66501
20-21 Yaş
218
21,9450 7,39016
Kontrol
Güçlüğü 22-23 Yaş
77
22,4156 8,81887
1,769
,134
-
24-25 Yaş
18
20,7778
10,26448
Teknoloji 26 Yaş ve üzeri
16
17,1875 5,78756
Bağımlılığı 18-19 Yaş
97
10,8351 4,72952
İşlevsellikte
20-21 Yaş
218
10,5367 4,76460
22-23 Yaş
77
11,0909 5,61526 ,887 ,472
-
Bozulma
24-25 Yaş
18
9,2222
6,37602
26 Yaş ve üzeri
16
9,2500
4,44972
18-19 Yaş
97
14,8866 6,80514
Sosyal
20-21 Yaş
218
14,4450 5,98456
22-23 Yaş
77
15,7143 7,07080 ,762 ,550
-
Dışlanmışlık
24-25 Yaş
18
13,7778 7,59687
26 Yaş ve üzeri
16
13,7500 5,49545
*p<.05
Yusuf Kaygusuz / İnci Seçkin Ağırbaş | 129
Tablo 4‘de öğrencilerin yaş düzeylerine göre kariyer kararı ölçeğinde
sadece Çevresel Etkenler alt boyutunda anlamlı farklılık olduğu; teknoloji
bağımlılığı ölçeğinin alt boyutlarında ise herhangi bir anlamlı fark olmadığı
görülmektedir.
Tablo 5. Meslek yüksekokulu öğrencilerinin sınıflarına göre kariyer kararı ve teknoloji
bağımlılığı ölçeklerine ait değerlerinin karşılaştırılması
Ölçek Boyut Sınıf n
X
Ss t
p
Bilinçli Karar
Verme
1. Sınıf
223
53,0045
9,17620
,909 ,364
2. Sınıf
203
52,1379 10,48907
Kariyer Bilinçsiz Karar
Verme
1. Sınıf
223
35,2466 11,03423
-1,310 ,191
Kararı 2. Sınıf
203
36,6601 11,22311
Çevresel Etkenler
1. Sınıf
223
13,6682
4,68246
-1,814 ,070
2. Sınıf
203
14,5419
5,25602
Yoksunluk
1. Sınıf
223
27,5695
8,79309
-,572
,568
2. Sınıf
203
28,0640
9,04340
Kontrol Güçlüğü 1. Sınıf
223
21,2332
7,78016
-1,914 ,056
Teknoloji 2. Sınıf
203
22,6847
7,85570
Bağımlılığı
İşlevsellikte
Bozulma 1. Sınıf
223
10,0942
4,75765
-2,211
,028*
2. Sınıf
203
11,1576
5,17082
Sosyal
Dışlanmışlık
1. Sınıf
223
14,2018
6,30741
-1,750 ,081
2. Sınıf
203
15,2906
6,53242
*p<.05
Tablo 5‘te öğrencilerin sınıf düzeylerine göre kariyer kararı ölçeğinin alt
boyutlarında herhangi bir anlamlı fark görülmezken; teknoloji bağımlılığı
ölçeğinin işlevsellikte bozulma alt boyutunda anlamlı fark görülmektedir.
130 | Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Spor ve Farklı Değişkenlere Göre Teknoloji Bağımlılık...
Tablo 6. Meslek yüksekokulu öğrencilerinin aile gelir düzeylerine göre kariyer kararı ve
teknoloji bağımlılığı ölçeklerine ait değerlerinin karşılaştırılması
Ölçek Boyut Aile Gelir
Düzeyi n X Ss F p
LSD
Bilinçli Karar
Bir asgari ücrete
kadar
326
52,4294 9,51046
İki asgari ücrete
kadar
78
53,4103 9,86853
,343
,710
-
Verme Üç asgari ücret
ve üzeri
22
52,0909
13,86297
Kariyer Bilinçsiz
Bir asgari ücrete
kadar (a)
326
36,6135
11,11137
İki asgari ücrete
kadar (b)
78
34,0897
10,87017 2,984
,052*
a>c
(.048)
Kararı Karar Verme Üç asgari ücret
ve üzeri (c)
22
32,1364
11,39881
Çevresel
Bir asgari ücrete
kadar (a)
326
14,4080 5,06048
İki asgari ücrete
kadar (b)
78
13,2179 4,66445
3,219
,041*
a>c
(.044)
Etkenler Üç asgari ücret
ve üzeri (c)
22
12,3636 4,21500
Bir asgari ücrete
kadar
326
27,7577 8,69162
Yoksunluk İki asgari ücrete
kadar
78
28,2308 9,52634
,183 ,833
-
Üç asgari ücret
ve üzeri
22
27,0000
10,09950
Kontrol
Bir asgari ücrete
kadar
326
22,2362 7,91703
İki asgari ücrete
kadar
78
21,1923 7,48515
1,327 ,267
-
GüçlüğüTeknoloji Üç asgari ücret
ve üzeri
22
19,9091 7,80665
Bağımlılığı
İşlevsellikte Bir asgari ücrete
kadar
326
10,8374 5,02008
İki asgari ücrete
kadar
78
9,8974
4,74435
1,602 ,203
-
Bozulma Üç asgari ücret
ve üzeri
22
9,5909
5,08648
Sosyal
Bir asgari ücrete
kadar
326
14,9049 6,53089
İki asgari ücrete
kadar
78
14,1410 6,09178
,571 ,566
-
Dışlanmışlık Üç asgari ücret
ve üzeri
22
14,0455 6,21425
*p<.05
Yusuf Kaygusuz / İnci Seçkin Ağırbaş | 131
Tablo 6‘da öğrencilerin aile gelir düzeylerine göre kariyer kararı ölçeğinde
Bilinçsiz Karar Verme ve Çevresel Etkenler alt boyutlarında anlamlı fark
olduğu; teknoloji bağımlılığı ölçeğinin alt boyutlarında herhangi bir fark
olmadığı görülmüştür.
Tablo 7. Meslek yüksekokulu öğrencilerinin anne eğitim düzeylerine göre kariyer kararı
ve teknoloji bağımlılığı ölçeklerine ait değerlerinin karşılaştırılması
Ölçek Boyut Anne Eğitim n
X
Ss F
p
Düzeyi
Bilinçli Karar
İlköğretim
283
52,5583 9,40985
Ortaöğretim
122
52,9426
10,11365
,354
,702
Verme Üniversite
21
51,0000
13,38282
Kariyer Bilinçsiz Kararİlköğretim
283
36,1484
10,98125
Ortaöğretim
122
35,0164
11,25511
,862 ,423
Kararı
Verme Üniversite
21
38,0952
12,52559
İlköğretim
283
13,9364 4,72013
Çevresel
Etkenler
Ortaöğretim
122
14,0656 5,27545 2,016 ,135
Üniversite
21
16,1905 6,24195
İlköğretim
283
27,6431 8,52384
Yoksunluk Ortaöğretim
122
28,1885 9,50192 ,159 ,853
Üniversite
21
27,7619
10,65788
İlköğretim
283
21,8057 7,51082
Kontrol
Güçlüğü Ortaöğretim
122
22,3361 8,53346 ,304 ,738
Teknoloji Üniversite
21
21,1429 8,27820
Bağımlılığı
İşlevsellikte
İlköğretim
283
10,4558 4,81804
Ortaöğretim
122
10,9180 5,14354 ,372 ,690
Bozulma
Üniversite
21
10,7143 6,24614
Sosyal
İlköğretim
283
14,6184 6,16981
Ortaöğretim
122
14,8443 6,81396 ,168 ,845
Dışlanmışlık
Üniversite
21
15,3810 7,78124
Tablo 7‘de öğrencilerin anne eğitim düzeylerine göre kariyer kararı ve
teknoloji bağımlılığı ölçeklerinin herhangi bir alt boyutunda anlamlı fark
olmadığı görülmüştür.
132 | Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Spor ve Farklı Değişkenlere Göre Teknoloji Bağımlılık...
Tablo 8. Meslek yüksekokulu öğrencilerinin baba eğitim düzeylerine göre kariyer kararı
ve teknoloji bağımlılığı ölçeklerine ait değerlerinin karşılaştırılması
Ölçek Boyut Baba Eğitim n
X
Ss F p
LSD
Düzeyi
Bilinçli Karar
İlköğretim (a)
196
53,1429
9,20869
c<a*(.005)
Ortaöğretim (b)
190
52,9053
9,71997
4,108
,017*
c<b*(.008)
Verme Üniversite (c)
40
48,4000
12,21978
Kariyer Bilinçsiz
Karar İlköğretim
196
36,7347
11,17878
Ortaöğretim
190
35,2263
11,31073 ,971
,379
-
Kararı
Verme Üniversite
40
35,2250
9,99612
Çevresel
İlköğretim
196
13,9337
4,84008
Ortaöğretim
190
14,0579
5,09194 ,696
,499
-
Etkenler Üniversite
40
14,9500
5,12885
İlköğretim
196
27,2755
8,79951
Yoksunluk Ortaöğretim
190
28,4000
8,93113 ,783
,458
-
Üniversite
40
27,5750
9,35315
İlköğretim
196
21,4694
7,87362
Kontrol
Güçlüğü Ortaöğretim
190
22,4842
7,95871 ,872
,419
-
Teknoloji Üniversite
40
21,5000
7,08918
Bağımlılığı
İşlevsellikte İlköğretim
196
10,4898
4,99178
Ortaöğretim
190
10,7105
5,15838 ,095
,910
-
Bozulma
Üniversite
40
10,6250
4,09307
Sosyal
İlköğretim
196
14,6224
6,67182
Ortaöğretim
190
14,7947
6,36583 ,043
,958
-
Dışlanmışlık
Üniversite
40
14,8500
5,62754
*p<.05
Tablo 8‘de öğrencilerin baba eğitim düzeylerine göre kariyer kararı
ölçeğinin bilinçli karar verme alt boyutunda anlamlı fark görülürken;
teknoloji bağımlılığı ölçeğinin herhangi bir alt boyutunda anlamlı fark
olmadığı görülmüştür.
Yusuf Kaygusuz / İnci Seçkin Ağırbaş | 133
Tablo 9. Meslek yüksekokulu öğrencilerinin düzenli spor yapma durumlarına göre
kariyer kararı ve teknoloji bağımlılığı ölçeklerine ait değerlerinin karşılaştırılması
Düzenli
Ölçek Boyut Spor n
X
Ss t p
Yapma
Bilinçli Karar
Verme
Evet
206
53,4951 9,87322
1,843
,066
Hayır
220
51,7455 9,71929
Kariyer Bilinçsiz Karar
Verme
Evet
206
36,3107
11,16880
,700
,484
Kararı Hayır
220
35,5545
11,11426
Çevresel Etkenler
Evet
206
14,3107 5,09620
,907 ,365
Hayır
220
13,8727 4,86551
Yoksunluk
Evet
206
27,2379 8,45168
-1,273 ,204
Hayır
220
28,3364 9,29946
Kontrol Güçlüğü
Evet
206
21,3010 7,42091
-1,592 ,112Teknoloji Hayır
220
22,5091 8,18814
Bağımlılığı
İşlevsellikte
Bozulma Evet
206
10,2816 4,60205
-1,281 ,201
Hayır
220
10,9000 5,30521
Sosyal
Dışlanmışlık
Evet
206
14,4029 5,98435
-,987
,324
Hayır
220
15,0182 6,82325
Tablo 9‘da öğrencilerin düzenli spor yapma durumlarına göre kariyer
kararı ve teknoloji bağımlılığı ölçeklerinin herhangi bir alt boyutunda anlamlı
fark olmadığı görülmüştür.
134 | Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Spor ve Farklı Değişkenlere Göre Teknoloji Bağımlılık...
Tablo 10. Düzenli spor yapan meslek yüksekokulu öğrencilerinin haftalık spor yapma
sürelerine göre kariyer kararı ve teknoloji bağımlılığı ölçeklerine ait değerlerinin
karşılaştırılması
Ölçek Boyut Haftalık Spor n X Ss F
p
Yapma Süresi
Bilinçli Karar
1
Saat
106
52,3774
10,57351
2-4 Saat
70
54,2000 8,16958 1,686
,188
Verme 5 Saat ve üzeri
30
55,8000
10,68805
Kariyer Bilinçsiz Karar
1
Saat
106
36,3585
10,87696
2-4 Saat
70
35,9857
10,97625
,072 ,931
Kararı
Verme 5 Saat ve üzeri
30
36,9000
12,89039
1
Saat
106
14,4811 4,83486
Çevresel
Etkenler
2-4 Saat
70
14,0714 5,21792 ,136 ,873
5
Saat ve üzeri
30
14,2667 5,82464
1
Saat
106
27,4245 8,37109
Yoksunluk 2-4 Saat
70
27,8857 8,11965 1,224 ,296
5
Saat ve üzeri
30
25,0667 9,39895
1
Saat
106
21,6415 7,59096
Kontrol
Güçlüğü 2-4 Saat
70
21,3000 7,30366 ,502 ,606
Teknoloji 5 Saat ve üzeri
30
20,1000 7,19842
Bağımlılığı
İşlevsellikte
1 Saat
106
10,5000 4,42988
2-4 Saat
70
10,3429 4,73313 ,716 ,490
Bozulma
5
Saat ve üzeri
30
9,3667
4,93044
Sosyal
1
Saat
106
14,5472 5,92032
2-4 Saat
70
14,6571 6,36768 ,601 ,549
Dışlanmışlık
5
Saat ve üzeri
30
13,3000 5,31848
Tablo 10‘da düzenli spor yapan meslek yüksekokulu öğrencilerinin
haftalık spor yapma sürelerine göre kariyer kararı ve teknoloji bağımlılığı
ölçeklerinin herhangi bir alt boyutunda anlamlı fark olmadığı görülmüştür.
Yusuf Kaygusuz / İnci Seçkin Ağırbaş | 135
Tablo 11. Düzenli spor yapan meslek yüksekokulu öğrencilerinin spor yapma amaçlarına
göre kariyer kararı ve teknoloji bağımlılığı ölçeklerine ait değerlerinin karşılaştırılması
Ölçek Boyut Spor Yapma n X Ss F p
Amacı
Sağlık
150
54,3333 9,82509
Bilinçli Karar Eğlence
40
52,1250 9,89221
1,722
,164
Verme
Sosyal Çevre
12
49,3333 8,66900
Maddi Kazanç
4
48,2500 12,36595
Sağlık
150
36,4400 11,46660
Kariyer Bilinçsiz KararEğlence
40
34,7000 10,30857
1,406
,242
Kararı
Verme
Sosyal Çevre
12
36,6667 9,44201
Maddi Kazanç
4
46,5000 10,53565
Sağlık
150
14,2933 5,21941
Çevresel
Etkenler
Eğlence
40
13,7500 4,72717
1,138
,335
Sosyal Çevre
12
15,0000 3,16228
Maddi Kazanç
4
18,5000 8,06226
Sağlık
150
27,1533 8,77285
Yoksunluk
Eğlence
40
26,9250 7,50517
,311 ,817
Sosyal Çevre
12
29,5000 8,85746
Maddi Kazanç
4
26,7500 4,03113
Sağlık
150
21,1267 7,73235
Kontrol
Güçlüğü
Eğlence
40
21,1500 6,27388
,421 ,738
Sosyal Çevre
12
23,3333 7,30297
Teknoloji Maddi Kazanç
4
23,2500 7,93200
Bağımlılığı Sağlık
150
10,2733 4,58901
İşlevsellikte Eğlence
40
9,9500
4,54578
,772 ,511
Bozulma Sosyal Çevre
12
12,0000 4,61224
Maddi Kazanç
4
8,7500
6,18466
Sağlık
150
14,4667 6,07743
Sosyal Eğlence
40
13,5500 5,26210
1,992
,116
Dışlanmışlık Sosyal Çevre
12
17,6667 6,77339
Maddi Kazanç
4
10,7500 3,77492
Tablo 11‘da düzenli spor yapan meslek yüksekokulu öğrencilerinin spor
yapma amaçlarına göre kariyer kararı ve teknoloji bağımlılığı ölçeklerinin
herhangi bir alt boyutunda anlamlı fark olmadığı görülmüştür.
136 | Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Spor ve Farklı Değişkenlere Göre Teknoloji Bağımlılık...
Tablo 12. Meslek yüksekokulu öğrencilerinin kariyer kararları ve teknoloji bağımlılık
durumları ilişkisi
Bilinçli Karar Verme Bilinçsiz Karar Verme Çevresel Etkenler
Yoksunluk r -,132*,329*,319*
P ,006 ,000
,000
Kontrol
Güçlüğü
r -,164*,324*,356*
P ,001 ,000
,000
İşlevsellikte r -,284*,320*,392*
Bozulma P ,000 ,000
,000
Sosyal r -,227*,355*,415*
Dışlanmışlık P ,000 ,000
,000
*p<.05
Tablo 12 incelendiğinde meslek yüksekokulu öğrencilerinin kariyer
kararlarından “bilinçli karar verme” alt boyutu ile tüm teknoloji bağımlılık
alt boyutları arasında negatif yönlü ve istatistiksel olarak anlamlı ilişkiler
görülürken, “bilinçsiz karar verme” ve “çevresel etkenler” alt boyutları ile tüm
teknoloji bağımlılık alt boyutları arasında pozitif yönlü ve yine istatistiksel
olarak anlamlı ilişkiler olduğu görülmektedir.
TARTIŞMA VE SONUÇ
Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin teknoloji bağımlılıkları ile birlikte
aynı zamanda kariyer kararları üzerine çeşitli demografik değişkenlerin
etkisini ortaya çıkaran ve teknoloji bağımlılık düzeylerinin kariyer kararı
üzerine etkilerini incelediğimiz bu araştırmada; kadınların erkeklere oranla
Bilinçli Karar Verme düzeylerinin yüksek olduğu, erkeklerin ise Bilinçsiz
karar verme ve Çevresel etkenler düzeylerinin yüksek olduğu görülmüştür.
Bu çalışmaya paralel olarak Yusupu (2015) de çalışmasında kadınların bilinçli
karar verme düzeylerinin erkeklerden anlamlı derecede yüksek olduğunu
tespit etmiştir. Bilinçli karar verme alt boyutu puanları, kadınların uyum
yeteneklerinin daha yüksek olduğunu, ilgi alanlarını ve becerilerini daha iyi
tanıdıklarını, geleceklerine ve kariyerlerine daha umutlu baktıklarını, aynı
zamanda kararlarından memnun olduklarını göstermektedir. Erkeklerin
bilinçsiz karar verme düzeylerinin yüksek olması; kariyer konusunda yeterli
bilgiye sahip olmadıklarını, kararlarında aceleci davrandıklarını, kariyer
olgunluk düzeylerinin düşük olduğunu göstermektedir. Dolayısı ile verdikleri
kararlardan memnun olmadıkları söylenebilir. Erkeklerin çevresel etkenler
alt boyutu puanlarının yüksek olması ise; onların istekleri ile yakınlarının
isteklerinin uzlaşmadığını, seçtiği kariyer ile istediği kariyer arasında farklar
olduğunu, bu nedenle de kariyer kararlarından memnun olmadıklarını
göstermektedir (Tablo 3).
Yusuf Kaygusuz / İnci Seçkin Ağırbaş | 137
Teknoloji bağımlılığı ölçeğinde; Yoksunluk, Kontrol Güçlüğü, Sosyal
Dışlanmışlık alt boyutlarında anlamlı ilişki bulunmazken, erkeklerin daha
fazla işlevsellikte bozulma sorunu yaşadıkları görülmüştür. Bu durumun;
erkeklerin aileleri ile geçirdikleri zamanı azaltmalarına buna bağlı olarak
ailede problemler yaşamalarına, akademik başarılarının düşmesine, sosyal
etkinliklere katılımlarının azalmasına, sorumluluklarını yerine getirmede
sorun yaşamalarına neden olduğu söylenebilir (Tablo 3).
Araştırma sonuçlarımız öğrencilerin yaş düzeylerine göre kariyer kararı
ölçeğinde sadece Çevresel Etkenler alt boyutunda anlamlı farklılık olduğu;
22-23 yaş aralığındaki öğrencilerin çevresel etkenler alt boyut puanlarının 20-
21 yaş ile 24-25 yaş aralığındaki öğrencilerden yüksek olduğu görülmektedir.
Meslek Yüksekokulu öğrencilerinin teknoloji bağımlılığı ölçeğinin alt
boyutlarında, yaşın etkili bir faktör olmadığı görülmektedir (Tablo 4).
Öğrencilerin kariyer kararı ölçeğinin alt boyutlarında sınıf düzeyinin
etkili bir faktör olmadığı görülürken; teknoloji bağımlılığı ölçeğinde 2. Sınıf
öğrencilerinin 1. Sınıf öğrencilerinden daha fazla işlevsellikte bozulma sorunu
yaşadıkları görülmektedir (Tablo 5). Bu durum 2. Sınıf öğrencilerinin;
bilgisayar, tablet, telefon vb. cihazlarla daha fazla vakit geçirdiklerinden dolayı,
sosyal hayattan uzaklaştıklarını, akademik başarılarının düştüğünü veya
sorumluluklarını yerine getirmede daha fazla zorlandıklarını göstermektedir.
Literatrü incelendiğinde Tatlısu ve Seçkin Ağırbaş (2022) çalışmalarında
Bilinçli Kariyer Kararı” alt boyutunda 1. Sınıfların diğer tüm sınıflardaki
öğrencilerden istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek olduğu sonucuna
ulaşmışlardır.
Öğrencilerin aile gelir düzeylerine göre kariyer kararı ölçeğinde Bilinçsiz
Karar Verme ve Çevresel Etkenler alt boyutlarında anlamlı fark olduğu; aile
gelir düzeyi düştükçe Bilinçsiz Karar Verme ve Çevresel Etkenler alt boyut
puanlarının da arttığı görülmektedir (Tablo 6). Aile gelir düzeyi düştükçe
öğrenciler daha fazla kariyer kaygısı yaşamaktadır (Akbaş ve Okutan,
2020). Bu nedenle öğrenciler meslek seçimine yönelik çok fazla üzerinde
düşünmeden, yeterli bilgiye sahip olmadan acele bir şekilde kariyer kararı
vermiş olabilir. Dolayısıyla da verdikleri kararlardan memnun olmayabilirler.
Öğrencilerin aile gelir düzeylerine göre Teknoloji bağımlılığı ölçeğinin alt
boyutlarında herhangi bir fark olmadığı görülmüştür (Tablo 6). Öğrencilerin
aile gelir düzeyine göre teknoloji bağımlılıklarında anlamlı fark olmamasının
nedeni olarak; ailelerin gelir düzeyi düşük olsa bile çocuklarına teknolojiye
erişim noktasında makul düzeyde imkanlar sağladıkları gösterilebilir (İlkin
ve Korkmaz, 2019).
138 | Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Spor ve Farklı Değişkenlere Göre Teknoloji Bağımlılık...
Bu araştırmada öğrencilerin kariyer kararı ve teknoloji bağımlılığı
ölçeklerinin herhangi bir alt boyutunda anne eğitim düzeyinin etkili bir faktör
olmadığı görülmüştür. Benzer bir şekilde Bulut ve Bacanlı (2022), yaptıkları
araştırmada anne eğitim düzeyinin mesleki olgunluk düzeyleri üzerinde
herhangi bir etkisi olmadığını belirtmişlerdir. Tel Aydın ve İşci (2020), anne
eğitim durumunun kariyer kararı verme yetkinliğinde herhangi bir etkisi
olmadığını tespit etmiştir. Akbaş ve Okutan (2020) Lise öğrencilerine yönelik
yaptıkları araştırmada anne eğitim düzeyinin meslek seçimleri üzerinde
etkili bir faktör olmadığını tespit etmiştir. Aşık ve Akgül (2022), üniversite
öğrencilerinin kariyer kararı verme yetkinliklerinde anne eğitim düzeyinin
etkili bir faktör olmadığını belirtmiştir. Bu durumun aile içi iletişim, annenin
kariyer süreci ile ilgili bilgilerinin günümüz koşullarından farklı olması veya
bilgi sahibi olmamasından kaynaklanabileceğini belirtmiştir.
Öğrencilerin baba eğitim düzeylerine göre kariyer kararı ölçeğinde
Bilinçsiz Karar Verme alt boyutunda anlamlı fark olduğu; baba eğitim düzeyi
arttıkça Bilinçli Karar Verme alt boyut puanlarının azaldığı görülmektedir
(Tablo 8). Tel Aydın ve İşci (2020), baba eğitim durumunun kariyer kararı
verme yetkinliğinde herhangi bir etkisi olmadığını tespit etmiştir. Owen
ve ark., (2012) yaptığı çalışmada eğitim düzeyi yüksek olan babaların
çocuklarının prestijli meslekler seçtiğini ve bu seçimlerinden memnun
olduklarını tespit etmişlerdir. Baba eğitim düzeyi attıkça öğrencilerin yetenek
ve ilgi alanlarını daha iyi tanıması, amaçlarının daha belirgin olması beklenir.
Fakat bu araştırmada bu beklentiler desteklenmemektedir. Bu durum
geleneksel aile yapısına bağlı olarak algılanan, otorite figürü olan babanın,
eğitim düzeyi arttıkça beklentilerinin artması ve buna bağlı olarak da baskıcı
davranmasından kaynaklı olabilir. Teknoloji bağımlılığı ölçeğinin herhangi
bir alt boyutunda ise anlamlı fark olmadığı görülmüştür (Tablo 8).
Bu araştırmada öğrencilerin kariyer kararı ve teknoloji bağımlılığı
ölçeklerinin herhangi bir alt boyutunda düzenli spor yapma durumlarının,
spor yapma sürelerinin ve spor yapma amaçlarının etkili değişkenler
olmadığı görülmüştür (Tablo 9-11). Park ve ark., gençler üzerinde yaptıkları
araştırmada spora katılım arttıkça teknoloji bağımlılık düzeylerinin de
azaldığını tespit etmişlerdir. Teknoloji kötüye kullanılmaya başlandığında
spor, ilk fedakârlık yapılan veya azaltılan aktivitelerden biridir (Dinç, 2015).
Oysa ki Toto ve Strazzeri (2019) çalışmalarında teknolojik bağımlılıklara
karşı sporun koruyucu bir faktör olduğunu belirtmişlerdir. Bu nedenle spor
yapma durumu ve spor yapma süresi arttıkça teknoloji bağımlılık düzeyinde
azalma beklenirken bu araştırmada beklenen durum gerçekleşmemektedir. Bu
durum; teknolojinin kötüye kullanımının başlamasıyla birlikte uyku, sosyal
Yusuf Kaygusuz / İnci Seçkin Ağırbaş | 139
yaşam, yemek yeme, ders çalışma gibi farklı etkinliklerden vazgeçilmesiyle
açıklanabilir.
Yapılan bu araştırmada meslek yüksekokulu öğrencilerinin kariyer
kararları ile teknoloji bağımlılıkları arasında anlamlı ilişkiler olduğu, teknoloji
bağımlılık düzeyleri arttıkça kariyer karar düzeylerinin olumsuz etkilendiği
tespit edildi (Tablo 12). Teknoloji bağımlılığının da diğer bağımlılık türlerinde
olduğu gibi bireylerin sosyal yaşantılarını olumsuz etkilediği gerçeğinden
hareketle, geleceklerine yönelik planlama yapmalarının da önünde bir engel
olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle teknolojik araçları ihtiyaca yönelik
ve yeterli miktarlarda kullanma alışkanlıklarının kazandırılmasına yönelik
çalışmalar yapılması gerekliliği bu araştırma sonuçlarıyla ortaya çıkarılmıştır.
Bu araştırma sonucunda;
Kariyer Kararı ölçeğinde; kadınların Bilinçli Karar Verme alt boyut
puanının yüksek olduğu, erkeklerin ise Bilinçsiz karar verme ve
Çevresel etkenler alt boyut puanlarının yüksek olduğu,
Teknoloji Bağımlılığı ölçeğinde; erkeklerin işlevsellikte bozulma alt
boyutu puanlarının yüksek olduğu,
Kariyer kararı ölçeğinde; 22-23 yaş aralığındaki öğrencilerin çevresel
etkenler alt boyut puanlarının 20-21 yaş ile 24-25 yaş aralığındaki
öğrencilerden yüksek olduğu,
Teknoloji bağımlılığı ölçeğinin alt boyutlarında, yaşın etkili bir faktör
olmadığı,
Kariyer kararı ölçeğinin alt boyutlarında sınıf düzeyinin etkili bir
faktör olmadığı,
Teknoloji bağımlılığı ölçeğinde 2. Sınıf öğrencilerinin işlevsellikte
bozulma alt boyut puanlarının yüksek olduğu,
Kariyer kararı ölçeğinde; öğrencilerin aile gelir düzeyi düştükçe
Bilinçsiz Karar Verme ve Çevresel Etkenler alt boyut puanlarının
arttığı,
Teknoloji bağımlılığı ölçeğinin alt boyutlarında, öğrencilerin aile gelir
düzeyinin etkili bir faktör olmadığı,
Kariyer kararı ölçeğinin alt boyutlarında anne eğitim düzeyinin etkili
bir faktör olmadığı,
Teknoloji bağımlılığı ölçeğinin alt boyutlarında anne eğitim düzeyinin
etkili bir faktör olmadığı,
140 | Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Spor ve Farklı Değişkenlere Göre Teknoloji Bağımlılık...
Kariyer kararı ölçeğinde; öğrencilerin baba eğitim düzeyi arttıkça
Bilinçli Karar Verme alt boyut puanlarının azaldığı,
Teknoloji Bağımlılığı ölçeğinin alt boyutlarında; baba eğitim düzeyinin
etkili bir faktör olmadığı,
Kariyer kararı ölçeğinin alt boyutlarında; öğrencilerin düzenli
sporyapma durumlarının etkili bir faktör olmadığı,
Teknoloji Bağımlılığı ölçeğinin alt boyutlarında düzenli spor yapma
durumlarının etkili bir faktör olmadığı,
Kariyer kararı ölçeğinin alt boyutlarında; öğrencilerin spor yapma
sürelerinin etkili bir faktör olmadığı,
Teknoloji Bağımlılığı ölçeğinin alt boyutlarında; öğrencilerin spor
yapma sürelerinin etkili bir faktör olmadığı,
Kariyer kararı ölçeğinin alt boyutlarında; öğrencilerin spor yapma
amaçlarının etkili bir faktör olmadığı,
Teknoloji Bağımlılığı ölçeğinin alt boyutlarında; öğrencilerin spor
yapma amaçlarının etkili bir faktör olmadığı,
Öğrencilerin Teknoloji bağımlılık düzeyleri arttıkça kariyer karar
düzeylerinin olumsuz etkilendiği sonuçlarına ulaşıldı.
Yusuf Kaygusuz / İnci Seçkin Ağırbaş | 141
Kaynaklar
Akbaş, M. G., & Okutan, E. (2020). Lise öğrencilerinin kariyer kaygısına yö-
nelik alan araştırması: Antalya ili örneği. Gençlik Araştırmaları Dergisi,
8(20), 158-187.
Akkoç. F. F. (2009). Lise Öğrencilerinin Kariyer Düşüncelerini Etkileyen Fak-
törlerin İncelenmesi. Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bi-
limleri Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Rehberlik Ve Psikolojik
Danışmanlık Bilim Dalı Eğitim Bilimleri Bölümü, İzmir.
Alpar, R. (2001). Spor Bilimlerinde Uygulamalı İstatistik. Nobel Yayın Dağı-
tım. Ankara.
Aşık, G. & Akgül, H. (2022). Üniversite öğrencilerinin kariyer stresleri, kariyer
kararında ailenin etkisi ve kariyer kararı verme yetkinlik algıları arasındaki
ilişkinin incelenmesi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Der-
gisi, 19(1), 192-212.
Aytaç, S. (2005). Çalışma Yaşamında Kariyer, 4 Nokta Matbaacılık. İstanbul
Bulut, B., & Bacanlı, F. (2022). Mesleki Olgunluğun Yordayıcıları Olarak Aile
Etkisi, Yaşam Yönelimi ve Kariyer Kararı Verme Durumu. Ahi Evran
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 8(1), 239-256.
Büyükgöze-Kavas, A. (2012). Kariyer Karar Ölçeği’nin Türkçe Uyarlaması: Ge-
çerlik ve Güvenirlik Çalışması. Turkish Psychological Counseling & Gui-
dance Journal, 4(38).
Creswell, J. W. (2013). Araştırma Deseni. (Çeviren: Demir, SB.). Eğiten Kitap.
Ankara.
Crites, J. O. (1969). Vocational psychology the study of vocational behavior
and dev.
McGraw-Hill.
Çakır, M. A. (2004). Mesleki karar envanterinin geliştirilmesi. Ankara Üniversi-
tesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 37(2), 1-14.
Dinç, M. (2015). Teknoloji bağımlılığı ve gençlik. Gençlik Araştırmaları Dergi-
si, 3(3), 31-65.
Ertemel, A.V. & Aydın, G. (2018). Dijital Ekonomide Teknoloji Bağımlılığı ve
Çözüm Önerileri. Addıcta: The Turkısh Journal On Addıctıons, 5 (4),
665‒690.
Gati, I., Krausz, M., & Osipow, S. H. (1996). A taxonomy of difficulties in
career decision making. Journal of Counseling Psychology, 43(4), 510.
Griffiths, M. (2000). Does Internet and Computer “Addiction” Exist? Some
Case Study Evidence. Cyberpsychology & Behavıor, 3(2), 211-218.
Güçlü, G. (2015). Yaşam boyu öğrenme argümanı olarak teknoloji bağımlılığı
ve yaşama yansımaları, Yüksek lisans Tezi, Cumhuriyet Üniversitesi, Eği-
142 | Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Spor ve Farklı Değişkenlere Göre Teknoloji Bağımlılık...
tim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı, Sivas. (Ulusal
Tez Merkezinden alınmıştır. Tez No: 407639).
İlkin, A., & Korkmaz, Ö. (2019). Muhtaç Aile Çocuklarının Teknoloji Kullanı-
mı, İnternet Bağımlılığı ve Medya-Televizyon Okuryazarlığının İncelen-
mesi. Ondokuz Mayis University Journal of Education, 38(2).
Jackson, L. A., von Eye, A., Fitzgerald, H. E., Witt, E. A.& Zhao Y. (2011).
Internet Use, Videogame Playing and Cell Phone Use as Predictors of
Children’s Body Mass Index (BMI), Body Weight, Academic Performan-
ce, and Social And Overall Self- Esteem, Computers in Human Behavior,
27(1), 599–604.
Karasar, N. (1984). Bilimsel Araştırma Metodu. Ankara: Hacetepe Taş Kitap-
çılık, 1754- 1755.
Luzzo, D. A. (1999). Identifying the career decision-making needs of nontra-
ditional college students. Journal of Counseling & Development, 77(2),
135-140.
Oğuz, E., Ulutaş, A., Nisan, F., Görgen, A. N., & Cumurcu, H. B. (2019).
Üniversite öğrencilerinde teknoloji ve internet bağımlılığı arasındaki iliş-
kinin incelenmesi. Batman Üniversitesi Yaşam Bilimleri Dergisi, 9(2),
167-182.
Owen, F., Kepir, D. D., Özdemir, S., Ulaş, Ö., & Yılmaz, O. (2012). Üniversite
öğrencilerinin bölüm seçme nedenleri. Mersin Üniversitesi Eğitim Fakül-
tesi Dergisi, 8(3), 135-151.
Tatlısu, B. & Ağırbaş, İ. S. (2022). Üniversite öğrencilerinde spor ve farklı de-
ğişkenlerin başarı yönelimleri ve kariyer kararlarına etkisi. Multidisipli-
ner Yaklaşımla Spor Bilimlerinde Bilimsel Araştırmalar. (ed: Türker,Ü. Te-
mur,H.B.) Akademisyen Kitabevi. Ankara
Tel Aydın, H., & İşci, N. (2020). Sağlık Bilimleri Bölümlerinde Okuyan Üni-
versite Son Sınıf Öğrencilerinin Kariyer Kararı Verme Yetkinliğinin Belir-
lenmesi. Turkiye Klinikleri Journal of Nursing Sciences, 12(2).
Toto, G. A. & Strazzeri, İ. (2019). Ort and physical education as prevention
against Yusupu, R. (2015). Üniversite öğrencilerinde kariyer kararları ile
mükemmeliyetçilik, öğrenme motivasyonu ve akademik başarı arasındaki iliş-
kiler, Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bi-
limleri Ana Bilim Dalı, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bilim Dalı,
İİzmir. (Ulusal Tez Merkezinden alınmıştır. Tez No: 395245).
143
Bölüm 7
Spor İçerik Analizinde Nicel ve Nitel Yaklaşımlar
Süleyman Ulupınar1
Serhat Özbay2
Özet
Bu bölümde, spor medya içeriği analizinde kullanılan nicel ve nitel yöntemlerin
önemi, uygulama örnekleri ve gelecekteki potansiyelleri ele alınmıştır. Sporda
içerik analizi, spor medyasının nasıl şekillendiğini, toplumsal normlara nasıl
katkıda bulunduğunu ve izleyici kitlesi üzerindeki etkilerini anlamak için kritik
bir araç olarak değerlendirilmiştir. Giriş bölümünde, sporda içerik analizinin
tarihçesi ve gelişimi özetlenmiş, bu alanın medya araştırmalarında nasıl önemli
bir yer edindiği vurgulanmıştır. Nicel ve nitel analiz yöntemlerinin spor
medyasında nasıl kullanıldığı tanıtılmış ve bu yaklaşımların spor içeriklerini
daha derinlemesine incelemeye nasıl katkıda bulunduğu açıklanmıştır. Nicel
içerik analizi yöntemleri başlığı altında, frekans ve oran analizleri, istatistiksel
veri toplama ve analiz teknikleri ile büyük veri kullanımı gibi yöntemler
detaylandırılmıştır. Bu yöntemlerin spor medyasındaki belirli temaların, olayların
ve unsurların sayısal olarak incelenmesine nasıl katkıda bulunduğu tartışılmıştır.
Nitel içerik analizi yöntemleri ise, tematik analiz, derinlemesine analiz ve söylem
analizi gibi yaklaşımlarla spor medyasındaki anlatıların, temaların ve söylemlerin
toplumsal ve kültürel bağlamlarını anlamaya yönelik uygulamaları içermektedir.
Bu yöntemlerin, spor içeriklerinin izleyici kitlesi üzerindeki etkilerini nasıl
çözümlenmesine yardımcı olduğu açıklanmıştır. Karma yöntem araştırmaları
bölümünde, nicel ve nitel yöntemlerin birlikte kullanımının avantajları ve
dezavantajları incelenmiş, bu yöntemlerin spor içerik analizinde daha kapsamlı
ve derinlemesine bir anlayış geliştirmeye nasıl katkıda bulunduğu tartışılmıştır.
Sonuç ve gelecek eğilimleri bölümünde ise, spor içerik analizinde gelişen yeni
yöntemler ve teknolojiler, özellikle büyük veri analizi, yapay zeka ve makine
öğrenimi gibi yeniliklerin bu alanda nasıl kullanılabileceği değerlendirilmiştir.
Ayrıca, nicel ve nitel analiz yaklaşımlarının gelecekteki potansiyeli ve bu
yöntemlerin spor medyasını incelemedeki önemine vurgu yapılmıştır.
1 Erzurum Teknik Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Antrenörlük Eğitimi Bölümü, Erzurum,
Türkiye. E-mail: suleyman.ulupinar@erzurum.edu.tr https://orcid.org/0000-0002-9466-5278
2 Erzurum Teknik Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Beden Eğitimi ve Spor Bölümü, Erzurum,
Türkiye. E-mail: serhat.ozbay@erzurum.edu.tr https://orcid.org/0000-0001-6424-8871
https://doi.org/10.58830/ozgur.pub485.c2011
144 | Spor İçerik Analizinde Nicel ve Nitel Yaklaşımlar
GİRİŞ
Sporda İçerik Analizinin Önemi
Sporda içerik analizi, spor medyası ve spor yönetimi alanlarında giderek
artan bir öneme sahip olmuştur (Dart, 2014; Wang & Zhou, 2015). Sporun
toplumsal etkisi, medyada yer alış şekli ve bu içeriklerin izleyici kitlesi
üzerindeki etkileri, spor içerik analizini yalnızca bir akademik araştırma alanı
olarak değil, aynı zamanda spor endüstrisi için stratejik bir araç olarak da
değerli kılmaktadır (J.-H. Lee, 2021; Wang & Zhou, 2015). Bu analizler,
spor medyasının nasıl şekillendiğini, sporun toplumsal normlar üzerindeki
etkisini ve sporla ilgili bilginin nasıl yayıldığını anlamamıza yardımcı olur.
Spor içerik analizi, sporla ilgili bilgilerden, görsellerden ve diğer medya
öğelerinden anlam çıkarmak için kullanılan sistematik yöntemlerin bir
birleşimidir. Bu analizler, spor medyasının karmaşıklığını çözümleyerek,
sporun kültürel ve sosyal yapılar üzerindeki etkisini ortaya koymaktadır
(Boyle, 2020, 2024; Sanderson; Trivedi, Soni, & Kishore, 2020).
Spor İçeriği Analizinin Tarihçesi ve Gelişimi
Spor içeriği analizinin kökleri, medya araştırmalarının başlangıcına kadar
uzanmaktadır (Huggins, 2018). 20. yüzyılın ortalarından itibaren, spor
medyasının toplumsal etkileri üzerine yapılan araştırmalar, bu alandaki ilk
çalışmalar olarak kabul edilmektedir (Krippendorff, 1989; Staley, 1937).
Başlangıçta, bu araştırmalar daha çok spor haberlerinin gazetelerdeki yerini
ve televizyon yayınlarının spor izleyicileri üzerindeki etkilerini incelemeye
odaklanmıştır (Wenner, 2021). Ancak dijital medyanın yükselişiyle birlikte,
spor içeriği analizi de evirilerek, daha geniş bir yelpazeye yayılmıştır. Özellikle
internetin ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla, spor içerikleri daha fazla veri
üretebilir hale gelmiş ve bu verilerin analizi daha karmaşık bir hal almıştır
(Filo, Lock, & Karg, 2015; Hutchins & Boyle, 2020)
Spor içeriği analizinin gelişimi, aynı zamanda sporun kültürel bir olgu
olarak ele alınmasını da sağlamıştır (Kamphoff, Gill, Araki, & Hammond,
2010). Spor içerikleri, toplumdaki cinsiyet, ırk, milliyet gibi sosyokültürel
yapıları yansıtır ve bu yansıma, spor içerik analizlerinin en önemli odak
noktalarından biri haline gelmiştir. Günümüzde spor içerik analizi, sporun
medya aracılığıyla nasıl temsil edildiğini, bu temsilin izleyici kitlesi üzerindeki
etkilerini ve sporun toplumsal normlara nasıl şekil verdiğini inceleyen çok
yönlü bir araştırma alanıdır (Abeza & Sanderson, 2022; Coakley & Pike,
2014; Fenton, Gillooly, & Vasilica, 2023; Fenton, Keegan, & Parry, 2023;
MacPherson & Kerr, 2021).
Süleyman Ulupınar / Serhat Özbay | 145
Nicel ve Nitel Analiz Yaklaşımlarının Tanıtımı
Spor içeriği analizinde kullanılan iki temel yaklaşım, nicel ve nitel
analizdir. Nicel analiz, spor içeriklerini sayısal verilerle incelemeyi amaçlar
(Coche & Tuggle, 2018; Ohji et al., 2021). Bu yaklaşım, belirli temaların,
kelimelerin, görsellerin veya olayların ne sıklıkta yer aldığını belirleyerek,
bu veriler üzerinden istatistiksel sonuçlar çıkarmayı hedeflemektedir. Nicel
analiz, spor medyasında hangi konuların daha fazla ön planda olduğunu,
hangi sporcuların veya takımların daha fazla yer aldığını ve bu temaların
izleyici davranışlarına nasıl yansıdığını ortaya koymak için kullanılmaktadır
(Fenton, Gillooly, et al., 2023; Riffe, Lacy, Watson, & Lovejoy, 2023).
Nitel analiz ise, spor içeriklerinin derinlemesine incelenmesine olanak
tanır (Diehl et al., 2014). Bu yaklaşım, spor medyasındaki temaları,
anlatıları, söylemleri ve görselleri inceleyerek, bu içeriklerin toplumsal
ve kültürel bağlamlarını anlamayı amaçlar (Diehl et al., 2014; Killick &
Griffiths, 2023). Nitel analiz, spor içeriklerinin nasıl inşa edildiğini, bu
içeriklerin hangi mesajları verdiğini ve izleyiciler üzerinde nasıl bir etki
yarattığını araştırır (Krippendorff, 2018). Bu iki yaklaşım, spor içerik
analizinde birbirini tamamlayıcı niteliktedir ve çoğu zaman karma yöntem
araştırmalarında bir arada kullanılır. Böylece, spor içeriklerinin hem geniş
bir veri tabanı üzerinden sayısal olarak analiz edilmesi hem de bu verilerin
altında yatan anlamların ve bağlamların derinlemesine anlaşılması mümkün
hale gelir (Tracy, 2024).
NİCEL İÇERİK ANALİZİ YÖNTEMLERİ
Nicel içerik analizi, spor medyasında yer alan belirli içeriklerin sayısal
verilerle incelenmesine olanak tanıyan sistematik bir yöntemdir (Coche &
Tuggle, 2018; Ohji et al., 2021). Bu yaklaşım, belirli temaların, olayların,
ya da unsurların ne sıklıkla ortaya çıktığını ölçerek, bu verileri istatistiksel
yöntemlerle analiz etmeyi amaçlar. Nicel içerik analizi, spor medyasında
hangi konuların daha fazla vurgulandığını, hangi sporcuların ya da takımların
ön planda olduğunu ve bu unsurların izleyici davranışlarına olan etkilerini
ortaya koymada etkili bir araçtır (Neuendorf, 2017; Riffe et al., 2023).
Aşağıdaki alt başlıklarda, frekans ve oran analizleri, istatistiksel veri toplama
ve analiz teknikleri ile büyük veri kullanımı gibi temel nicel analiz yöntemleri
ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Frekans ve Oran Analizleri
Frekans analizi, belirli bir temanın, kelimenin, ya da görselin bir medya
içeriğinde ne sıklıkla ortaya çıktığını ölçen temel bir nicel içerik analizi
yöntemidir (Killick & Griffiths, 2023; Pedersen, Whisenant, & Schneider,
146 | Spor İçerik Analizinde Nicel ve Nitel Yaklaşımlar
2003). Bu yöntem, spor medyasında hangi konuların veya sporcuların daha
fazla vurgulandığını belirlemek için kullanılır. Örneğin, bir futbol sezonu
boyunca gazete makalelerinde belirli bir takımın adının ne sıklıkla geçtiği,
frekans analizi yoluyla saptanabilir. Frekans analizi, spor içeriklerinin izleyici
üzerindeki etkisini anlamada önemli bir gösterge sunar; çünkü medyada
sıkça yer alan unsurlar, izleyicilerin algılarını şekillendirme potansiyeline
sahiptir (Neuendorf, 2017; Wimmer & Dominick, 2011).
Oran analizi ise, frekans verilerini diğer değişkenlerle ilişkilendirerek,
daha derinlemesine bir analiz sunar (Riffe et al., 2023). Örneğin, bir spor
haber programında erkek ve kadın sporcuların haberlerde yer alma oranları
karşılaştırılabilir. Bu tür analizler, spor medyasında cinsiyet, ırk ve diğer
sosyokültürel faktörlere dayalı temsilleri incelemek için kullanılır. Oran
analizleri, spor içeriklerinin nasıl dengelendiğini ya da dengesiz olduğunu
göstermekte, bu içeriklerin toplumsal normlara olan etkisini daha açık bir
şekilde ortaya koymaktadır (Bryman, 2016; Huck, 2012).
İstatistiksel Veri Toplama ve Analiz Teknikleri
Nicel içerik analizi, verilerin toplanması ve analiz edilmesi süreçlerinde
istatistiksel yöntemlerin kullanımını gerektirir. İstatistiksel veri toplama
teknikleri, verilerin sistematik bir şekilde toplanmasını ve bu verilerin belirli
hipotezleri test etmek için kullanılmasını içerir. Bu süreçte, belirli bir spor
içerik türüne yönelik veriler, önceden belirlenmiş bir kodlama sistemi
kullanılarak toplanır. Kodlama, her bir içerik parçasının sayısal verilere
dönüştürülmesi işlemidir ve bu veriler daha sonra istatistiksel analizlerde
kullanılmak üzere kaydedilir (Hayes & Krippendorff, 2007; Riffe et al.,
2023).
İstatistiksel analiz teknikleri, bu verilerin anlamlı sonuçlar üretmek için
nasıl işleneceğini belirler. Spor içerik analizinde yaygın olarak kullanılan
teknikler arasında t-testi, varyans analizi (ANOVA), korelasyon analizi
ve regresyon analizi bulunmaktadır (Erikoğlu Örer et al., 2023). Bu
analizler, spor medyasındaki farklı içerik türleri arasındaki ilişkileri ve bu
ilişkilerin izleyici davranışları üzerindeki etkilerini ortaya koymada kritik
öneme sahiptir. Örneğin, bir spor haber kanalındaki belirli bir spor dalının
haberlerde ne kadar yer aldığı ile izleyici kitlesinin bu spor dalına olan ilgisi
arasındaki ilişkiyi incelemek için korelasyon analizi kullanılabilir (Bryman,
2016; Field, 2018).
Büyük Veri ve Spor İçerik Analizi: Olanaklar ve Zorluklar
Dijital çağda, büyük veri kullanımı, spor içerik analizinde yeni fırsatlar
sunmaktadır (Kaur, Kaur, & Jagdev, 2021; Rein & Memmert, 2016).
Süleyman Ulupınar / Serhat Özbay | 147
Büyük veri, geleneksel veri toplama yöntemlerine kıyasla çok daha büyük
hacimli verilerin analiz edilmesine olanak tanır. Spor medyası, sosyal medya
platformları, dijital yayınlar ve diğer online içeriklerden elde edilen büyük veri
setleri aracılığıyla, izleyici davranışlarının ve medya tüketim alışkanlıklarının
daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesine imkan tanır (Boyd & Crawford,
2012). Büyük veri analizi, spor içeriklerinin zaman içindeki değişimlerini
izlemekte, izleyici tepkilerini anlık olarak ölçmekte ve bu verilerden anlamlı
sonuçlar çıkarmakta kullanılır (Bai & Bai, 2021; Rein & Memmert, 2016).
Ancak, büyük veri analizi, beraberinde bazı zorluklar da getirir (Bai & Bai,
2021; Brown & Brison, 2020). Öncelikle, büyük veri setlerinin yönetimi ve
analizi, gelişmiş bilgi işlem gücü ve karmaşık algoritmalar gerektirir. Ayrıca,
büyük veri kullanımı, veri gizliliği ve etik sorunlar gibi konuları da gündeme
getirir. Spor içeriklerinin büyük veri aracılığıyla analiz edilmesi, bu içeriklerin
izleyici kitlesi üzerindeki etkilerini daha kapsamlı bir şekilde anlamaya olanak
tanısa da, bu süreçte elde edilen verilerin doğru bir şekilde yorumlanması ve
etik ilkelere uygun olarak kullanılması büyük önem taşır (Bai & Bai, 2021;
Kitchin, 2014).
NİTEL İÇERİK ANALİZİ YÖNTEMLERİ
Nitel içerik analizi, spor içeriklerinin daha derinlemesine ve anlamlı bir
şekilde incelenmesine olanak tanıyan bir yaklaşımdır (Braun & Clarke, 2006;
Kashkin & Haladay, 2024). Nicel analizlerden farklı olarak, nitel analizler,
spor içeriklerinin toplumsal, kültürel ve duygusal bağlamlarını anlamayı
hedefler. Bu yöntemler, spor medyasındaki temaları, anlatıları ve söylemleri
inceleyerek, bu içeriklerin topluma nasıl yansıdığını ve hangi mesajları
verdiğini ortaya koyar. Nitel içerik analizi, spor medyasının karmaşıklığını
çözümlemek ve bu içeriklerin izleyici kitlesi üzerindeki etkilerini anlamak
için kritik bir araçtır (Krippendorff, 2018). Aşağıdaki alt başlıklarda, tematik
analiz, derinlemesine analiz ve vaka çalışmaları ile söylem analizi gibi temel
nitel analiz yöntemleri detaylandırılacaktır.
Tematik Analiz ve Örüntü Tanıma
Tematik analiz, nitel içerik analizinin en yaygın kullanılan yöntemlerinden
biridir (Foster, 2024; Luo & He, 2021). Bu yaklaşım, spor içeriklerinde
tekrar eden temaları ve örüntüleri belirleyerek, bu temaların içeriklerin
genel yapısı üzerindeki etkisini inceler. Tematik analiz, spor medyasındaki
belirli konuların, anlatıların veya görsel unsurların nasıl ele alındığını ve
bu temaların toplumsal algılara nasıl yansıdığını anlamamıza yardımcı olur
(Braun & Clarke, 2006).
148 | Spor İçerik Analizinde Nicel ve Nitel Yaklaşımlar
Örneğin, spor medyasında kadın sporcuların temsili üzerine yapılan
bir tematik analiz, bu içeriklerde hangi temaların öne çıktığını (örneğin,
cinsiyetçilik, başarı, mücadele) ve bu temaların izleyici kitlesi üzerindeki
etkilerini ortaya koyabilir. Tematik analiz, spor içeriklerinin altında yatan
anlamları ve bu anlamların toplumsal normlara nasıl katkıda bulunduğunu
ortaya çıkarır. Aynı zamanda, bu analizler, spor medyasındaki olası önyargıları
ve dengesizlikleri de gözler önüne serer (Braun & Clarke, 2006; Guest,
2012).
Derinlemesine Analiz ve Vaka Çalışmaları
Derinlemesine analiz, spor içeriklerinin belirli bir bağlamda ayrıntılı bir
şekilde incelenmesini sağlar (Liu et al., 2020; Park et al., 2017). Bu yöntem,
genellikle belirli bir olay, sporcu, takım veya medya içeriği üzerine odaklanır
ve bu unsurların toplumsal ve kültürel bağlamlarını anlamayı hedefler.
Derinlemesine analiz, spor medyasındaki karmaşık anlatıları ve ilişkileri
anlamamıza yardımcı olur ve bu süreçte kullanılan vaka çalışmaları, belirli bir
konuyu ayrıntılı bir şekilde incelememize olanak tanır (Merriam & Tisdell,
2015; Yin, 2018).
Vaka çalışmaları, spor içerik analizinde sıkça kullanılan bir yöntemdir
(Tofler, Hyatt, & Tofler, 2018). Bu çalışmalar, belirli bir spor olayının,
takımın veya sporcunun medyada nasıl temsil edildiğini ve bu temsilin izleyici
kitlesi üzerindeki etkilerini incelemek için kullanılır. Örneğin, bir Olimpiyat
şampiyonunun medyada nasıl ele alındığına dair bir vaka çalışması, bu
sporcunun başarı hikayesinin nasıl inşa edildiğini ve bu anlatının izleyiciler
üzerindeki duygusal ve toplumsal etkilerini inceleyebilir. Vaka çalışmaları,
spor içeriklerinin bağlamına derinlemesine bir bakış sağlar ve bu içeriklerin
daha geniş toplumsal süreçlerle nasıl ilişkili olduğunu anlamamıza yardımcı
olur (Denzin & Lincoln, 2011; Stake, 2005).
Söylem Analizi ve Spor İçerikleri
Söylem analizi, spor medyasındaki dilin ve anlatıların toplumsal gücünü ve
etkisini inceleyen bir nitel analiz yöntemidir (Caldwell, 2020). Bu yaklaşım,
spor içeriklerinde kullanılan dilin, kelime seçimlerinin ve anlatı yapılarının,
izleyici kitlesi üzerinde nasıl bir etki yarattığını ve toplumsal normlara nasıl
katkıda bulunduğunu analiz etmektedir (Fairclough, 2013). Söylem analizi,
spor medyasındaki metinlerin ve görsellerin altında yatan ideolojileri,
önyargıları ve güç dinamiklerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır.
Örneğin, bir futbol maçının medya tarafından nasıl anlatıldığına dair
bir söylem analizi, bu anlatının hangi kelime ve ifadelerle oluşturulduğunu
ve bu dilin sporun kültürel anlamını nasıl şekillendirdiğini inceleyebilir.
Süleyman Ulupınar / Serhat Özbay | 149
Söylem analizi, spor içeriklerinin toplumsal cinsiyet, ırk, milliyet gibi farklı
eksenlerde nasıl ele alındığını ve bu temaların izleyici kitlesi üzerindeki
etkilerini derinlemesine anlamak için kullanılır (Gee, 2014). Spor medyasında
kullanılan dil, sadece bilgi iletmekle kalmaz, aynı zamanda izleyicilerin spor
olaylarını ve kişilerini nasıl algıladığını da şekillendirir.
SPOR İÇERİK ANALİZİNDE KARŞILAŞTIRMALI
YAKLAŞIM
Spor içerik analizinde, nicel ve nitel yöntemlerin birlikte kullanılması,
spor medyasının karmaşık yapısını daha iyi anlamak için güçlü bir yaklaşım
sunmaktadır (Killick & Griffiths, 2023; Krippendorff, 2018; Wang & Zhou,
2015). Nicel yöntemler, spor içeriklerinin frekansını, dağılımını ve oranlarını
sayısal verilerle inceleyerek genel eğilimleri ortaya koyarken, nitel yöntemler,
bu içeriklerin toplumsal ve kültürel bağlamlarını anlamayı sağlamaktadır. Bu
iki yöntemin bir arada kullanılması, spor içerik analizinde daha kapsamlı ve
derinlemesine bir anlayış geliştirmeyi mümkün kılmaktadır. Bu yaklaşıma
genellikle “karma yöntem araştırması” denir ve bu araştırma türü, spor
medyasındaki temsillerin ve anlatıların daha geniş bir perspektiften ele
alınmasına olanak tanımaktadır (Creswell & Clark, 2017; Tashakkori, 2010).
Nicel ve Nitel Yöntemlerin Birlikte Kullanımı
Nicel ve nitel yöntemlerin birlikte kullanılması, spor içerik analizinin
daha bütüncül bir yaklaşımla ele alınmasını sağlamaktadır (Gonzalez et al.,
2021). Nicel analizler, spor medyasındaki belirli temaların veya olayların ne
sıklıkta yer aldığını sayısal verilerle ortaya koymaktadır. Örneğin, belirli bir
spor dalının medya tarafından ne kadar sık işlendiği ya da hangi sporcuların
daha fazla ön planda olduğu gibi sorular, nicel analizle cevaplanabilir. Ancak,
bu sayısal verilerin arkasında yatan nedenleri ve bu içeriklerin toplumsal
etkilerini anlamak için nitel analiz gereklidir (Johnson, Onwuegbuzie, &
Turner, 2007).
Nitel analizler, spor içeriklerinin altında yatan anlamları, ideolojileri
ve kültürel bağlamları inceleyerek, bu içeriklerin izleyici kitlesi üzerindeki
etkilerini anlamamıza yardımcı olur. Nicel veriler, nitel analizler için bir
temel sağlar ve nitel analizler, nicel verilerin neden ve nasıl ortaya çıktığını
açıklamaya yardımcı olur. Örneğin, bir spor dalının medyada neden daha
fazla yer aldığını anlamak için, bu spor dalının kültürel değerlerini, toplumsal
normlara olan katkısını ve medyada nasıl temsil edildiğini inceleyen nitel
analizler yapılabilir (Morgan, 2007).
Nicel ve nitel yöntemlerin birlikte kullanılması, spor medyasındaki
temsillerin ve anlatıların daha zengin ve detaylı bir şekilde analiz edilmesini
150 | Spor İçerik Analizinde Nicel ve Nitel Yaklaşımlar
sağlamaktadır. Bu yaklaşım, spor içerik analizinde hem geniş bir veri seti
üzerinden genel eğilimleri tespit etmeye, hem de bu eğilimlerin altında yatan
anlamları ve etkileri keşfetmeye olanak tanımaktadır (Johnson et al., 2007;
Morgan, 2007).
Karma Yöntem Araştırmalarının Avantajları ve Dezavantajları
Karma yöntem araştırmaları, spor içerik analizinde hem nicel hem de
nitel yöntemlerin avantajlarını birleştirerek, daha kapsamlı ve bütüncül
bir analiz sunmaktadır (Gonzalez et al., 2021; Wang & Zhou, 2015).
Bu tür araştırmaların en büyük avantajı, verilerin hem geniş bir yelpazede
toplanabilmesi hem de bu verilerin derinlemesine incelenebilmesidir.
Nicel veriler, spor içeriklerinde ortaya çıkan genel eğilimleri ve örüntüleri
belirlerken, nitel analizler bu verilerin bağlamını ve anlamını açıklamaya
yardımcı olur (Tashakkori, 2010). Bu sayede, spor içerik analizleri hem
geniş kapsamlı hem de derinlemesine bir şekilde gerçekleştirilebilir.
Karma yöntem araştırmalarının bir diğer avantajı, veri toplama ve analiz
süreçlerinin esnekliğidir. Araştırmacılar, verileri toplarken ve analiz ederken,
ihtiyaçlarına ve araştırma sorularına en uygun yöntemleri seçebilirler. Bu
esneklik, araştırmanın doğruluğunu ve güvenirliğini artırır. Ayrıca, karma
yöntemler, farklı veri türlerinin bir arada kullanılmasıyla elde edilen
sonuçların daha güçlü ve kapsamlı olmasını sağlamaktadır (Bryman, 2016).
Ancak, karma yöntem araştırmalarının bazı dezavantajları da vardır.
Öncelikle, bu tür araştırmalar genellikle daha fazla zaman, kaynak ve
uzmanlık gerektirir. Nicel ve nitel verilerin bir arada kullanılması, veri
toplama ve analiz süreçlerini karmaşıklaştırabilir ve araştırmanın yönetimini
zorlaştırabilir. Ayrıca, farklı yöntemlerin bir arada kullanılması, veri analizi
sürecinde ortaya çıkabilecek tutarsızlıklar ve uyumsuzluklar gibi sorunlara
yol açabilir. Bu durum, araştırma bulgularının yorumlanmasında zorluklar
yaratabilir (Creswell & Clark, 2017).
Sonuç olarak, karma yöntem araştırmaları, spor içerik analizinde güçlü
bir yaklaşım sunar, ancak bu yaklaşımın getirdiği zorluklar göz önünde
bulundurulmalı ve bu zorluklarla başa çıkmak için uygun stratejiler
geliştirilmelidir.
NİCEL VE NİTEL ANALİZLERDE YAYGIN KULLANILAN
ARAÇLAR VE YAZILIMLAR
Spor içerik analizinde hem nicel hem de nitel yaklaşımlar, gelişmiş yazılım
araçları sayesinde daha verimli ve detaylı bir şekilde gerçekleştirilebilir.
Bu araçlar, verilerin sistematik olarak toplanması, düzenlenmesi ve analiz
Süleyman Ulupınar / Serhat Özbay | 151
edilmesine olanak tanır. Nicel analizler için kullanılan yazılımlar, büyük
veri setlerini işleyip istatistiksel sonuçlar üretirken, nitel analiz yazılımları
metin, ses, video ve görsel verilerin anlamlı bir şekilde organize edilmesine
ve yorumlanmasına yardımcı olur. Bu bölümde, spor içerik analizinde yaygın
olarak kullanılan yazılımlar ve araçlar ele alınacaktır.
Veri Analizinde Kullanılan Yazılımlar (SPSS, NVivo, vb.)
Nicel analizlerde, istatistiksel veri analizine yönelik yazılımlar,
araştırmacıların verileri sistematik bir şekilde analiz etmelerini sağlar. SPSS
(Statistical Package for the Social Sciences), spor içerik analizinde en
yaygın kullanılan nicel analiz yazılımlarından biridir (H. Lee & Lim, 2013).
SPSS, veri girişinden hipotez testlerine kadar geniş bir yelpazede istatistiksel
analizler gerçekleştirmeye olanak tanır. Frekans analizleri, t-testi, ANOVA,
regresyon analizi ve faktör analizi gibi çeşitli istatistiksel yöntemleri
kullanarak, spor medyasında hangi içeriklerin öne çıktığını ve bu içeriklerin
izleyici kitlesi üzerindeki etkilerini anlamak için güçlü bir araç sunar (Çiftçi,
Çabuk, & Yılmaz, 2023; Field, 2018; Pallant, 2020).
NVivo, nitel veri analizi için yaygın olarak kullanılan bir yazılımdır (Dhakal,
2022). NVivo, metin, ses, video ve görsel verilerin organize edilmesine ve
analiz edilmesine olanak tanır. Özellikle tematik analiz, söylem analizi ve
içerik analizi gibi nitel yöntemlerde kullanılan NVivo, verilerin anlamlı
kategorilere ayrılmasını ve bu kategoriler arasındaki ilişkilerin incelenmesini
sağlar. NVivo, spor içerik analizinde kullanılan nitel verilerin daha sistematik
ve derinlemesine bir şekilde analiz edilmesine yardımcı olur (Jackson &
Bazeley, 2019; Woolf & Silver, 2017). Örneğin, spor medyasındaki cinsiyet
temsilleri üzerine yapılan bir analizde, NVivo kullanılarak kadın ve erkek
sporcuların nasıl temsil edildiği incelenebilir(McCray, Toffoletti, & Mewett,
2016).
ATLAS.ti de nitel veri analizi için kullanılan bir başka güçlü yazılımdır
(Smit, 2021). NVivo gibi, ATLAS.ti de metin, görsel ve ses verilerini analiz
etmek için kullanılır ve özellikle karmaşık veri setlerinin anlamlı bir şekilde
organize edilmesine yardımcı olur. ATLAS.ti, spor içerik analizlerinde
araştırmacıların veri kodlama, tematik analiz ve metin analizi süreçlerini
etkin bir şekilde yönetmelerini sağlar (S Friese, 2019; Susanne Friese, 2019).
Bu yazılım, spor medyasındaki anlatıların ve temsillerin derinlemesine
incelenmesine olanak tanır.
Görsel ve Metinsel Veri Analiz Araçları
Spor içerik analizinde görsel ve metinsel verilerin analizi, bu içeriklerin
toplumsal ve kültürel anlamlarını anlamak için kritik öneme sahiptir. Görsel
152 | Spor İçerik Analizinde Nicel ve Nitel Yaklaşımlar
verilerin analizi için kullanılan yazılımlar, spor medyasındaki imajların ve
videoların nasıl sunulduğunu ve bu sunumların izleyici algısı üzerindeki
etkilerini incelemeye olanak tanır. Adobe Photoshop ve Adobe Premiere
Pro, spor içeriklerinde kullanılan görsellerin ve videoların düzenlenmesi ve
analiz edilmesi için yaygın olarak kullanılan araçlardır (Kurniawan & Lubis,
2022). Bu yazılımlar, görsel içeriklerin estetik ve anlam bakımından nasıl
yapılandırıldığını incelemek için kullanılır (Manovich, 2002).
MAXQDA hem nitel hem de nicel veri analizini destekleyen bir yazılımdır
ve özellikle görsel ve metinsel veri analizinde etkili bir araç olarak öne çıkar
(Kurniawan & Lubis, 2022). MAXQDA, araştırmacıların metin, ses, video
ve görsel verileri kodlamasına, tematik analizler yapmasına ve bu veriler
arasındaki ilişkileri incelemesine olanak tanır. Spor medyasında kullanılan
metinsel içeriklerin (örneğin, haber metinleri, sosyal medya gönderileri)
analizi, MAXQDA kullanılarak detaylı bir şekilde gerçekleştirilebilir. Bu
yazılım, spor içeriklerinin nasıl üretildiğini ve tüketildiğini anlamak için
kullanılan güçlü bir analiz aracıdır (Rädiker & Kuckartz, 2020).
WordStat ve QDA Miner, metinsel veri analizi için kullanılan diğer
yaygın araçlardır (Péladeau, 2021; Pollach, 2011). WordStat, büyük metin
veri setlerinin analizini yaparak, hangi kelimelerin veya ifadelerin daha sık
kullanıldığını belirler. QDA Miner ise, metinlerin içeriklerini kodlayarak,
bu kodlar arasındaki ilişkileri ve temaları analiz eder. Bu araçlar, spor
medyasındaki metinsel içeriklerin hangi temalar üzerine yoğunlaştığını ve bu
içeriklerin toplumsal algıları nasıl şekillendirdiğini incelemek için kullanılır
(Popping, 2015).
SPOR MEDYA İÇERİĞİ ÖRNEKLERİNDE NİCEL VE
NİTEL ANALİZ UYGULAMALARI
Spor medya içeriği analizinde, nicel ve nitel yöntemler farklı türdeki medya
içeriklerini incelemek için güçlü araçlar sunar. Nicel analizler, spor haberlerinin
frekansını, dağılımını ve oranlarını sayısal verilerle değerlendirirken, nitel
analizler, spor belgeselleri ve röportajlar gibi daha derinlemesine ve bağlam
odaklı içerikleri anlamak için kullanılır (Van Sterkenburg, Knoppers, &
De Leeuw, 2010). Bu bölümde, spor medya içerik analizinde nicel ve nitel
yaklaşımların nasıl uygulandığına dair örnekler sunulacaktır.
Medyada Spor Haberlerinin Analizi: Nicel Bir Bakış
Medyada spor haberlerinin nicel analizi, belirli spor içeriklerinin frekansını
ve dağılımını sayısal verilerle incelemeye odaklanır. Bu analiz türü, hangi
spor dallarının, takımların ya da sporcuların medyada daha fazla yer aldığını
belirlemek için kullanılır. Örneğin, bir gazete veya televizyon kanalı üzerinde
Süleyman Ulupınar / Serhat Özbay | 153
yapılan bir nicel analiz, belirli bir süre boyunca hangi spor dallarının daha
fazla haberleştirildiğini ve bu haberlerde hangi temaların öne çıktığını ortaya
koyabilir (Riffe et al., 2023).
Bir örnek olarak, futbol ve basketbolun medya haberlerindeki yerini
karşılaştıran bir nicel analiz ele alınabilir. Bu analizde, belirli bir dönemde
yayınlanan spor haberleri incelenir ve hangi spor dalının daha fazla yer aldığı,
hangi sporcuların öne çıktığı, hangi konuların en çok işlendiği gibi veriler
toplanır. Frekans analizleri, t-testi ve ANOVA gibi istatistiksel yöntemler
kullanılarak, farklı spor dallarının medyadaki temsili karşılaştırılabilir ve bu
temsillerin izleyici kitlesi üzerindeki etkileri incelenebilir (Neuendorf, 2017).
Nicel analizlerin bir diğer önemli uygulaması, spor medyasındaki cinsiyet
temsillerinin incelenmesidir. Örneğin, kadın ve erkek sporcuların medyada
nasıl temsil edildiğini karşılaştıran bir çalışma, spor haberlerinin cinsiyet bazlı
dağılımını inceleyerek, bu temsillerin toplumsal cinsiyet normlarına nasıl
katkıda bulunduğunu ortaya koyabilir. Böyle bir analiz, spor medyasındaki
eşitsizlikleri ve önyargıları sayısal verilerle ortaya çıkarmak için güçlü bir araç
sunar (Billings & Angelini, 2007; Cooky, Messner, & Musto, 2015).
Spor Belgeselleri ve Röportajlar: Nitel Analiz Örnekleri
Spor belgeselleri ve röportajlar, sporun toplumsal ve kültürel bağlamlarını
derinlemesine anlamak için nitel analiz yöntemlerinin kullanıldığı zengin
veri kaynaklarıdır. Bu tür içeriklerde, sporun sadece bir etkinlik olarak değil,
aynı zamanda bir anlatı, bir kimlik ve bir toplumsal fenomen olarak nasıl
sunulduğunu incelemek mümkündür. Nitel analizler, spor belgesellerindeki
temaları, söylemleri ve anlatı yapısını çözümleyerek, bu içeriklerin
izleyici kitlesi üzerindeki duygusal ve kültürel etkilerini anlamayı hedefler
(Krippendorff, 2018).
Bir örnek olarak, bir Olimpiyat sporcusunun hayatını konu alan bir
belgeselin nitel analizi ele alınabilir. Bu analizde, belgeselin hangi temaları
vurguladığı, sporcunun başarısının nasıl anlatıldığı, bu anlatının hangi
toplumsal ve kültürel normlarla ilişkili olduğu incelenir. Söylem analizi,
tematik analiz ve vaka çalışması gibi yöntemler kullanılarak, belgeselin alt
metinleri, ideolojileri ve izleyici üzerinde yaratmayı amaçladığı etkiler detaylı
bir şekilde incelenebilir (Gee, 2014).
Röportajlar da spor içerik analizinde nitel yöntemlerin sıkça kullanıldığı
veri kaynaklarıdır. Bir sporcu veya antrenörle yapılan röportajların analizi, bu
kişilerin sporla ilgili algılarını, deneyimlerini ve toplumsal rollerini anlamak
için önemli ipuçları sunar. Nitel analiz, bu röportajlardaki söylemleri,
temaları ve anlatıları inceleyerek, sporun kişisel ve toplumsal bağlamlarını
154 | Spor İçerik Analizinde Nicel ve Nitel Yaklaşımlar
anlamayı sağlar. Örneğin, bir sporcu ile yapılan röportajın nitel analizi, bu
sporcunun kariyeri boyunca karşılaştığı zorlukları, başarılarını ve bu süreçte
medya tarafından nasıl temsil edildiğini ortaya çıkarabilir (Smith & Sparkes,
2009).
SONUÇ VE GELECEK EĞİLİMLERİ
Spor içerik analizi, spor medyasının karmaşık yapısını anlamak için kritik
bir araç olmuştur. Nicel ve nitel yaklaşımlar, spor içeriklerinin hem yüzeysel
hem de derinlemesine analiz edilmesine olanak tanımış, sporun toplumsal,
kültürel ve ekonomik etkilerini ortaya koymada önemli bir rol oynamıştır. Bu
analiz yöntemleri, spor medyasındaki temsillerin, anlatıların ve söylemlerin
izleyici kitlesi üzerindeki etkilerini anlamamızı sağlamış ve sporun küresel
bir fenomen olarak nasıl şekillendiğini incelememize yardımcı olmuştur.
Bu bölümde, spor içerik analizinde yeni gelişen yöntemler ve nicel ile nitel
yaklaşımların gelecekteki potansiyeli ele alınacaktır.
Spor İçerik Analizinde Yeni Gelişen Yöntemler
Teknolojinin ilerlemesi, spor içerik analizinde yeni yöntemlerin
gelişmesine olanak tanımıştır. Özellikle büyük veri analizi, yapay zeka (AI)
ve makine öğrenimi (ML) gibi teknolojiler, spor içeriklerinin daha kapsamlı
ve hızlı bir şekilde analiz edilmesini mümkün kılmıştır. Bu teknolojiler, spor
medyasındaki içeriklerin otomatik olarak işlenmesini ve analiz edilmesini
sağlar, bu da daha büyük veri setlerinin incelenmesine olanak tanır. Örneğin,
sosyal medya platformlarında yayılan spor içeriklerinin anlık olarak analiz
edilmesi, bu içeriklerin izleyici kitlesi üzerindeki etkilerini gerçek zamanlı
olarak değerlendirmeye yardımcı olabilir (Manovich, 2002).
Ayrıca, görsel ve duyusal analiz yöntemleri de spor içerik analizinde
giderek daha fazla kullanılmaktadır. Özellikle videoların ve görsellerin
analiz edilmesi, spor içeriklerinin estetik, duygusal ve kültürel boyutlarını
anlamada önemli bir rol oynamaktadır. Bu tür analizler, spor medyasının
sadece bilgilendirici değil, aynı zamanda duygusal ve kültürel bir deneyim
sunduğunu da ortaya koyar. Bu bağlamda, spor içerik analizinde kullanılan
yöntemler, gelecekte daha da gelişecek ve spor medyasının karmaşıklığını
çözümlemeye yönelik yeni araçlar sunacaktır (Kitchin, 2014).
Nicel ve Nitel Yaklaşımların Gelecekteki Potansiyeli
Nicel ve nitel yaklaşımlar, spor içerik analizinde birbirini tamamlayan
güçlü araçlar olarak kalmaya devam edecektir. Nicel analizler, spor
medyasındaki genel eğilimleri ve örüntüleri belirleyerek, bu içeriklerin geniş
kitleler üzerindeki etkisini anlamamıza yardımcı olurken, nitel analizler, bu
Süleyman Ulupınar / Serhat Özbay | 155
içeriklerin altında yatan anlamları, ideolojileri ve kültürel bağlamları ortaya
çıkarır. Gelecekte, bu iki yaklaşımın bir arada kullanılması, spor medyasının
daha derinlemesine ve kapsamlı bir şekilde incelenmesine olanak tanıyacaktır
(Creswell & Clark, 2017).
Nicel analizler, özellikle büyük veri ve yapay zeka teknolojilerinin
gelişmesiyle daha etkili hale gelecektir. Bu teknolojiler, spor medyasındaki
içeriklerin otomatik olarak kodlanması ve analiz edilmesine olanak tanıyarak,
daha hızlı ve doğru sonuçlar elde edilmesini sağlayacaktır. Öte yandan,
nitel analizler, spor medyasındaki anlatıların, temaların ve söylemlerin
derinlemesine incelenmesine olanak tanıyarak, sporun toplumsal ve kültürel
boyutlarını anlamamıza yardımcı olacaktır (Johnson et al., 2007).
Gelecekte, karma yöntem araştırmalarının daha yaygın hale gelmesi
beklenmektedir. Bu tür araştırmalar, nicel ve nitel yöntemlerin avantajlarını
birleştirerek, spor içeriklerinin daha bütüncül bir şekilde analiz edilmesini
sağlayacaktır. Karma yöntem araştırmaları, spor medyasındaki temsillerin ve
anlatıların hem geniş veri setleri üzerinden incelenmesine hem de bu verilerin
toplumsal ve kültürel bağlamlarının anlaşılmasına olanak tanıyacaktır. Bu da,
spor içerik analizinin gelecekteki potansiyelini artıracak ve bu alanın daha da
gelişmesine katkıda bulunacaktır (Tashakkori, 2010).
156 | Spor İçerik Analizinde Nicel ve Nitel Yaklaşımlar
Kaynaklar
Abeza, G., & Sanderson, J. (2022). Theory and social media in sport studies.
International Journal of Sport Communication, 15(4), 284-292.
Bai, Z., & Bai, X. (2021). Sports big data: management, analysis, applications,
and challenges. Complexity, 2021(1), 6676297.
Billings, A. C., & Angelini, J. R. (2007). Packaging the games for viewer con-
sumption: Gender, ethnicity, and nationality in NBC’s coverage of the
2004 Summer Olympics. Communication Quarterly, 55(1), 95-111.
Boyd, D., & Crawford, K. (2012). Critical questions for big data: Provocati-
ons for a cultural, technological, and scholarly phenomenon. Information,
communication & society, 15(5), 662-679.
Boyle, R. (2020). Changing sports journalism practice in the age of digital media:
Routledge.
Boyle, R. (2024). FC Barcelona and Media Representations: Scottish Perspec-
tives. In FC Barcelona (pp. 113-125): Routledge.
Braun, V., & Clarke, V. (2006). Using thematic analysis in psychology. Quali-
tative research in psychology, 3(2), 77-101.
Brown, S. M., & Brison, N. T. (2020). Big data, big problems: Analysis of
professional sports leagues’ CBAs and their handling of athlete biometric
data. J. Legal Aspects Sport, 30, 63.
Bryman, A. (2016). Social research methods: Oxford university press.
Caldwell, D. (2020). Sounds of the game: An interpersonal discourse analysis
of ‘on field’language in sports media. Discourse, Context & Media, 33,
100363.
Coakley, J., & Pike, E. (2014). Sports in society: Issues and controversies.
Coche, R., & Tuggle, C. (2018). Men or women, only five Olympic sports
matter: A quantitative analysis of NBC’s prime-time coverage of the Rio
Olympics. Electronic News, 12(4), 199-217.
Cooky, C., Messner, M. A., & Musto, M. (2015). “It’s dude time!” A quar-
ter century of excluding women’s sports in televised news and highlight
shows. Communication & Sport, 3(3), 261-287.
Creswell, J. W., & Clark, V. L. P. (2017). Designing and conducting mixed met-
hods research: Sage publications.
Çiftçi, M. C., Çabuk, S., & Yılmaz, B. (2023). The Effect of 12-Week Strength
Training Intervention with Mastery Motivational Climate on Some Per-
formance Parameters. Mediterranean Journal of Sport Science (MJSS), 6(4).
Dart, J. (2014). Sports review: A content analysis of the International Review
for the Sociology of Sport, the Journal of Sport and Social Issues and the
Sociology of Sport Journal across 25 years. International Review for the
Sociology of Sport, 49(6), 645-668.
Süleyman Ulupınar / Serhat Özbay | 157
Denzin, N. K., & Lincoln, Y. S. (2011). The Sage handbook of qualitative resear-
ch: sage.
Dhakal, K. (2022). NVivo. Journal of the Medical Library Association: JMLA,
110(2), 270.
Diehl, K., Thielmann, I., Thiel, A., Mayer, J., Zipfel, S., & Schneider, S. (2014).
Possibilities to support elite adolescent athletes in improving performan-
ce: Results from a qualitative content analysis. Science & sports, 29(6),
e115-e125.
Erikoğlu Örer, G., Çelik, S., Ünsal, B., Yılmaz, B., Akıncı, İ., & Çabuk, S.
(2023). Evaluation of fms, dynamic balance and jump performance in
faculty of sports sciences students. ROL Spor Bilimleri Dergisi, 4(4).
Fairclough, N. (2013). Critical discourse analysis. In The Routledge handbook of
discourse analysis (pp. 9-20): Routledge.
Fenton, A., Gillooly, L., & Vasilica, C. M. (2023). Female fans and social me-
dia: Micro-communities and the formation of social capital. European
Sport Management Quarterly, 23(2), 370-390.
Fenton, A., Keegan, B. J., & Parry, K. D. (2023). Understanding sporting so-
cial media brand communities, place and social capital: A netnography of
football fans. Communication & Sport, 11(2), 313-333.
Field, A. (2018). Discovering Statistic Using IBM SPSS Statistic, 5th Edn. ed
J. Seaman (Los Angeles, CA.
Filo, K., Lock, D., & Karg, A. (2015). Sport and social media research: A re-
view. Sport management review, 18(2), 166-181.
Foster, S. J. (2024). You gotta be there: A thematic content analysis of the his-
torically Black college and university sporting experience. Communication
& Sport, 12(4), 657-683.
Friese, S. (2019). Qualitative Data Analysis with ATLAS. ti: Sage Publication
Ltd.
Friese, S. (2019). Qualitative data analysis with ATLAS. ti.
Gee, J. P. (2014). An introduction to discourse analysis: Theory and method:
routledge.
Gonzalez, L.-M., Devis-Devis, J., Pellicer-Chenoll, M., Pans, M., Pardo-Ibanez,
A., Garcia-Masso, X., . . . Perez-Samaniego, V. (2021). The impact of
COVID-19 on sport in twitter: A quantitative and qualitative content
analysis. International journal of environmental research and public health,
18(9), 4554.
Guest, G. (2012). Applied thematic analysis: Sage.
Hayes, A. F., & Krippendorff, K. (2007). Answering the call for a standard re-
liability measure for coding data. Communication methods and measures,
1(1), 77-89.
158 | Spor İçerik Analizinde Nicel ve Nitel Yaklaşımlar
Huck, S. W. (2012). Reading statistics and research. Boston, USA, 4, 103-112.
Huggins, M. (2018). The visual in sport history: approaches, methodologies
and sources. In Methodology in Sports History (pp. 99-116): Routledge.
Hutchins, B., & Boyle, R. (2020). A community of practice: Sport journalism,
mobile media and institutional change. In Changing Sports Journalism
Practice in the Age of Digital Media (pp. 4-20): Routledge.
Jackson, K., & Bazeley, P. (2019). Qualitative data analysis with NVivo.
Johnson, R. B., Onwuegbuzie, A. J., & Turner, L. A. (2007). Toward a defini-
tion of mixed methods research. Journal of mixed methods research, 1(2),
112-133.
Kamphoff, C. S., Gill, D. L., Araki, K., & Hammond, C. C. (2010). A content
analysis of cultural diversity in the Association for Applied Sport Psy-
chology’s conference programs. Journal of Applied Sport Psychology, 22(2),
231-245.
Kashkin, V., & Haladay, D. J. (2024). Automated text analysis methods to identify
the individual structure of motivation for sports and a healthy lifestyle. Paper
presented at the BIO Web of Conferences.
Kaur, A., Kaur, R., & Jagdev, G. (2021). Analyzing and exploring the impact of
big data analytics in sports sector. SN Computer Science, 2(3), 184.
Killick, E. A., & Griffiths, M. D. (2023). Sports betting advertising: A syste-
matic review of content analysis studies. International Journal of Mental
Health and Addiction, 21(5), 3076-3102.
Kitchin, R. (2014). The Data Revolution: Big Data, Open Data, Data Infrastru-
ctures and Their Consequences: Sage.
Krippendorff, K. (1989). Content analysis. International encyclopedia of commu-
nication, 1(1), 403-407.
Krippendorff, K. (2018). Content analysis: An introduction to its methodology:
Sage publications.
Kurniawan, A., & Lubis, D. S. (2022). Perancangan Corporate Identity Seba-
gai Media Promosi Pada UMKM Fajar Mebel Berbasis Adobe Photos-
hop Adobe Premiere Pro Dan Coreldraw. CIVITAS: Jurnal Studi Mana-
jemen, 4(1), 28-40.
Lee, H., & Lim, J. (2013). Statistical package for the social sciences. JypHyunJae
Publication.
Lee, J.-H. (2021). Effect of sports psychology on enhancing consumer purchase
intention for retailers of sports shops: Literature content analysis. Journal
of Distribution Science, 19(4), 5-13.
Liu, S., Liu, X., Huang, G., Feng, L., Hu, L., Jiang, D., . . . Qiao, H. (2020).
FSD-10: a dataset for competitive sports content analysis. arXiv preprint
arXiv:2002.03312.
Süleyman Ulupınar / Serhat Özbay | 159
Luo, W., & He, Y. (2021). Influence of sports applications on college students’
exercise behaviors and habits: A thematic analysis. Alexandria Enginee-
ring Journal, 60(6), 5095-5104.
MacPherson, E., & Kerr, G. (2021). Sport fans’ responses on social media to
professional athletes’ norm violations. International Journal of Sport and
Exercise Psychology, 19(1), 102-119.
Manovich, L. (2002). The language of new media: MIT press.
McCray, K. L., Toffoletti, K., & Mewett, P. (2016). Sport and its Female Fans.
In: Taylor & Francis.
Merriam, S. B., & Tisdell, E. J. (2015). Qualitative research: A guide to design
and implementation: John Wiley & Sons.
Morgan, D. L. (2007). Paradigms lost and pragmatism regained: Methodo-
logical implications of combining qualitative and quantitative methods.
Journal of mixed methods research, 1(1), 48-76.
Neuendorf, K. A. (2017). The content analysis guidebook: sage.
Ohji, S., Aizawa, J., Hirohata, K., Ohmi, T., Mitomo, S., Koga, H., & Yagishi-
ta, K. (2021). Injury-related fear in athletes returning to sports after an-
terior cruciate ligament reconstruction-a quantitative content analysis of
an open-ended questionnaire. Asia-Pacific journal of sports medicine, arth-
roscopy, rehabilitation and technology, 25, 1-7.
Pallant, J. (2020). SPSS survival manual: A step by step guide to data analysis using
IBM SPSS: Routledge.
Park, Y. J., Kim, H. S., Kim, D., Lee, H., Kim, S. B., & Kang, P. (2017). A
deep learning-based sports player evaluation model based on game statis-
tics and news articles. Knowledge-Based Systems, 138, 15-26.
Pedersen, P. M., Whisenant, W. A., & Schneider, R. G. (2003). Using a con-
tent analysis to examine the gendering of sports newspaper personnel and
their coverage. Journal of Sport Management, 17(4), 376-393.
Péladeau, N. (2021). Mixing beyond mixed methods: QDA Miner, SimStat,
and WordStat. In The Routledge reviewer’s guide to mixed methods analysis
(pp. 291-304): Routledge.
Pollach, I. (2011). Software review: Wordstat 5.0. Organizational research met-
hods, 14(4), 741-744.
Popping, R. (2015). Analyzing open-ended questions by means of text analysis
procedures. Bulletin of Sociological Methodology/Bulletin de Méthodologie So-
ciologique, 128(1), 23-39.
Rädiker, S., & Kuckartz, U. (2020). Focused analysis of qualitative interviews
with MAXQDA. MAXQDA Press.
Rein, R., & Memmert, D. (2016). Big data and tactical analysis in elite soccer:
future challenges and opportunities for sports science. SpringerPlus, 5,
1-13.
160 | Spor İçerik Analizinde Nicel ve Nitel Yaklaşımlar
Riffe, D., Lacy, S., Watson, B. R., & Lovejoy, J. (2023). Analyzing media mes-
sages: Using quantitative content analysis in research: Routledge.
Sanderson, J. Social Media in Sport.
Smit, B. (2021). Introduction to ATLAS. ti for Mixed Analysis. In The Routled-
ge Reviewer’s Guide to Mixed Methods Analysis (pp. 331-342): Routledge.
Smith, B., & Sparkes, A. C. (2009). Narrative analysis and sport and exercise
psychology: Understanding lives in diverse ways. Psychology of sport and
exercise, 10(2), 279-288.
Stake, R. E. (2005). Qualitative case studies. Handbook of qualitative research
(3rd edition)/Sage Publications.
Staley, S. C. (1937). The history of sport: A new course in the professional
training curriculum. The Journal of Health and Physical Education, 8(9),
522-525.
Tashakkori, A. (2010). Sage handbook of mixed methods in social & behavioral re-
search: Sage Publications.
Tofler, I. R., Hyatt, B. M., & Tofler, D. S. (2018). Psychiatric aspects of extre-
me sports: Three case studies. Original Research & Contributions, 22(1),
64.
Tracy, S. J. (2024). Qualitative research methods: Collecting evidence, crafting
analysis, communicating impact: John Wiley & Sons.
Trivedi, J., Soni, S., & Kishore, A. (2020). Exploring the role of social me-
dia communications in the success of professional sports leagues: An
emerging market perspective. Journal of Promotion Management, 27(2),
306-331.
Van Sterkenburg, J., Knoppers, A., & De Leeuw, S. (2010). Race, ethnicity,
and content analysis of the sports media: A critical reflection. Media, Cul-
ture & Society, 32(5), 819-839.
Wang, Y., & Zhou, S. (2015). How do sports organizations use social media to
build relationships? A content analysis of NBA clubs’ Twitter use. Inter-
national Journal of Sport Communication, 8(2), 133-148.
Wenner, L. A. (2021). Media, sports, and society. In Research Handbook on
Sports and Society (pp. 111-126): Edward Elgar Publishing.
Wimmer, R. D., & Dominick, J. R. (2011). Mass media research: An intro-
duction, international edition. United Kingdom: Wadsworth Cengage
Learning.
Woolf, N. H., & Silver, C. (2017). Qualitative analysis using NVivo: The five-level
QDA® method: Routledge.
Yin, R. K. (2018). Case study research and applications. In: Sage Thousand
Oaks, CA.
161
Bölüm 8
Spor Endüstrisinde Finansal Yapılar ve Stratejiler:
Sürdürülebilirlik Ve Ekonomik Büyüme
Muhammet Mavibaş1
Özet
Bu çalışma, spor ekonomisi ve finansman modellerini detaylı olarak ele
almakta ve sporun küresel çapta bir endüstri haline nasıl dönüştüğünü
incelemektedir. Spor, bireylerin fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin ötesinde,
sosyo-ekonomik yapıda önemli bir yer edinmiştir. Özellikle spor kulüplerinin
profesyonelleşmesiyle birlikte finansal sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla
özkaynak, kitlesel fonlama, sponsorluk ve borçlanma gibi çeşitli finansman
yöntemlerinin kullanımı artmıştır.
Çalışma, spor kulüplerinin finansman yapılarının uzun vadeli sportif
ve ekonomik başarıları üzerindeki etkilerini analiz etmektedir. Finansal
sürdürülebilirlik, kulüplerin hem sportif performansını artırmak hem de
rekabet gücünü koruyabilmek için hayati bir faktördür. Ayrıca, büyük spor
organizasyonlarının ev sahibi ülkelere sağladığı ekonomik fırsatlar ve turizm
gelirleriyle yerel ekonomiler üzerindeki olumlu etkiler değerlendirilmiştir.
Küresel ekonomik krizlerin, özellikle 2008 krizi sonrası, spor kulüplerinin
finansman stratejileri üzerindeki etkileri de incelenmiştir. Bu süreçte
dijital finansın ve teknolojik gelişmelerin, özellikle küçük spor kulüpleri
için finansal sürdürülebilirliği sağlama açısından önemli fırsatlar sunduğu
belirtilmiştir.
Sonuç olarak çalışma, spor kulüplerinin finansman modellerinin sportif
başarıları üzerindeki rolünü ortaya koyarken, dijitalleşme ve modern
finansman yöntemlerinin kulüplerin ekonomik sürdürülebilirliğini nasıl
optimize edebileceğini tartışmaktadır. Spor endüstrisinde stratejik finansman
kararları, kulüplerin gelecekteki başarısı ve büyümesi için kritik öneme
sahiptir.
1 Doç. Dr., Erzurum Teknik Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi, ORCID: https://orcid.
org/0000-0002-2771-2521, E-Posta Adresi: muhammet.mavibas@erzurum.edu.tr
https://doi.org/10.58830/ozgur.pub485.c2012
162 | Spor Endüstrisinde Finansal Yapılar ve Stratejiler: Sürdürülebilirlik ve Ekonomik Büyüme
GİRİŞ
Spor, insanlık tarihinin en eski faaliyetlerinden biri olarak bireylerin
fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkıda bulunan çok yönlü bir olgudur.
Günümüzde sporun, bireysel bir uğraşın ötesine geçerek toplumların sosyo-
ekonomik yapısında önemli bir yer edindiği görülmektedir. Spor, yalnızca
sağlık ve eğlence amaçlı bir faaliyet olmanın ötesinde, giderek büyüyen bir
endüstri haline gelmiştir. Bu büyüme, sporun farklı disiplinlerle olan ilişkisini
derinleştirerek ekonomi, yönetim ve finans gibi alanlarla da sıkı bir bağ
kurmasına yol açmıştır. Spor ekonomisi, sporun küresel çapta milyarlarca
dolarlık bir pazar haline gelmesiyle birlikte akademik ve pratik alanlarda
büyük ilgi görmeye başlamıştır.
Sporun finansman yapısı, spor endüstrisinin işleyişini anlamak için
kritik bir öneme sahiptir. Sporun endüstrileşmesi, spor organizasyonlarının
ve kulüplerinin profesyonelleşmesine ve bu doğrultuda çeşitli finansman
modellerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Spor kulüpleri, finansal
sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla özkaynak kitlesel fonlama, sponsorluk
anlaşmaları ve borçlanma gibi farklı finansman yöntemlerini kullanmaktadır.
Bu yöntemler, kulüplerin uzun vadeli başarısını ve rekabet gücünü doğrudan
etkilemektedir. Özellikle profesyonel spor kulüpleri, geniş izleyici kitlelerine
hitap eden organizasyonlar haline geldikçe, finansman stratejilerini geliştirmek
ve daha karmaşık finansal yapılar oluşturmak zorunda kalmışlardır.
Spor endüstrisinin ekonomik boyutu, geniş bir yelpazede farklı sektörlerle
etkileşim halinde olup, medya, turizm, inşaat ve hizmet sektörleri gibi
birçok alanı da kapsamaktadır. Örneğin, büyük spor organizasyonları, ev
sahibi ülkeler için önemli ekonomik fırsatlar sunmakta ve turizm gelirleri
ile yerel ekonomileri canlandırmaktadır. Bununla birlikte, spor kulüplerinin
finansman yapıları, sadece kulüplerin başarılarını değil, aynı zamanda
spor ekonomisinin genel yapısını da şekillendirmektedir. Profesyonel spor
kulüplerinin finansal performansları ile sportif başarıları arasında güçlü
bir ilişki bulunmaktadır. Başarılı finansal stratejiler, kulüplerin sportif
performanslarını artırırken, aynı zamanda sürdürülebilir bir büyüme
sağlamaktadır. Spor ekonomisi literatüründe, kulüplerin finansman yapıları
ve bu yapının kulüplerin sportif performanslarına etkisi üzerine birçok
çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar, kulüplerin rekabet gücünü artırmak için
hangi finansman modellerini tercih ettiğini ve bu modellerin kulüplerin
mali yapısına olan etkilerini incelemektedir. Ayrıca, spor kulüplerinin
finansman kaynakları, sadece kulüp içi dinamiklerle sınırlı kalmayıp, yerel
ve uluslararası düzeyde ekonomik faktörlerden de etkilenmektedir. Küresel
ekonomik krizler, finansal düzenlemeler ve piyasa dalgalanmaları, spor
Muhammet Mavibaş | 163
kulüplerinin finansman yapılarında önemli değişikliklere yol açabilmektedir.
Örneğin, 2008 küresel finansal krizi sonrasında spor kulüplerinin finansman
modellerinde önemli değişiklikler yaşanmış ve finansal sürdürülebilirlik
konusu daha da önemli hale gelmiştir.
Bu çalışma, spor ekonomisi ve finansman modelleri üzerine derinlemesine
bir inceleme yaparak, spor kulüplerinin mali yapılarını sürdürülebilir bir
şekilde yönetebilme yollarını ele almayı amaçlamaktadır. Çalışma boyunca,
Spor organizasyonlarının ve spor kulüplerinin finansman kaynakları, bu
kaynakların kulüplerin performansı üzerindeki etkileri ve fonlama ile
finansman arasındaki karşılıklı ilişkiler detaylı bir şekilde analiz edilecektir.
Ayrıca, spor endüstrisinde finansal sürdürülebilirliğin nasıl sağlanabileceği ve
kulüplerin ekonomik büyümeye nasıl katkı sağlayabileceği üzerine stratejik
öneriler sunulacaktır.
1. TEMEL KAVRAMLAR
1.1. Spor Kavramı
Spor çok boyutlu bir kavram olduğu için birçok yazar sporun tanımına
ilişkin farklı tanımlar ve bakış açıları önermişlerdir. Bunun nedeni, spor
dallarının, amaçlarının, içeriklerinin ve biçimlerinin farklı algılanması ve
değerlendirilmesidir (Turan ve ark. 2022). Spor, hem bireysel hem de takım
olarak yapıldığında bireylerin kişisel becerilerini ortaya çıkardığı gibi grup içi
birlik, beraberlik ve dayanışmayı sağladığından bireylerin sosyalleşmesinde
önemli bir faktör olarak gösterilmektedir (Kılıç & Arslan, 2018; Karataş ve
ark., 2021).
Bireyin hem bedensel hem de zihinsel yönden sağılığını geliştiren spor,
onların toplumsal davranışlarını düzenleyen, mental ve motorik özelliklerini
belirli seviyeye yükselten biyolojik, pedagojik ve sosyal bir olgudur. Farklı
bir ifadeyle spor, bireyin fikir, ruh ve bedenen gelişmesini ve bu öğeler
arasında koordinasyonu ve sosyalleşmeyi sağlayan önemli sosyal etkenlerden
biridir. Spor, her şeyden önce insan unsuruna hitap ettiği için, sporda amaç
ister sağlıklı ve iş verimi yüksek bir toplum oluşturmak olsun, ister geleceğe
güvenle bakabilecek yapıcı, yenilikçi ve sağlıklı bir gençlik yetiştirmek olsun,
ister sosyal çözülmeye ve yabancılaşmaya karşı kullanılabilecek bir araç olması
özelliğiyle, sporun günümüzde çok etkin ve vazgeçilmez bir sosyal olgu
durumuna geldiği açık bir gerçektir (Belli ve ark., 2019). Düzenli fiziksel
aktivitenin; beden ve sağlık kavramları, başkalarına yardım etme, kendine
yetebilme, entelektüel gelişim, doğru ile yanlış arasındaki ilişkiyi öğrenme,
cesaret, liderlik, yaşam boyu davranış ve alışkanlıklar edinme gibi faydaları
vardır. İyileştirilmiş yaşam kalitesi, olumlu bir beden imajı, kendine güven,
164 | Spor Endüstrisinde Finansal Yapılar ve Stratejiler: Sürdürülebilirlik ve Ekonomik Büyüme
stresle baş etme ve fiziksel sağlık gibi olumlu etkilere sahip olacaktır (Asan
ve ark., 2021). Sportif faaliyetlere yönelik uygulama kabiliyeti ile birlikte
antrenörlerin fizyolojik, zihinsel ve fiziksel gelişim düzeylerinde önemli bir
yapıya sahip olması için gelişen teknolojik imkanlara yüksek düzeyde sahip
olmalıdır (Çingöz ve ark., 2022).
1.2. Sporda Ekonomi Kavramı
İnsanoğlu var olduğu günden bu yana yaşamını sürdürmek için gereksinim
duyduğu şeyleri karşılayabilmek adına çeşitli mal ve hizmetler üretmektedir
(Ertek, 2015). Bu noktada insan ihtiyaçları sınırsız, bu ihtiyaçları karşılayacak
mal ve hizmetlerin ise sınırlı miktarda bulunduğu kabul edilmekte ve insan
gereksinimlerini karşılamak için sınırlı kaynakların kullanılması ya da etkin
kullanılması ile ilgili bir kavram olan ekonomi (Rehber, 2012) karşımıza
çıkmaktadır. Ekonomi insan davranışını belirli amaçlar ile alternatif kullanım
alanlarına sahip kıt kaynaklar arasındaki ilişkiyi inceleyen bir bilim dalı
(Stanford, 2015) olarak değerlendirilmektedir. Daha kapsamlı bir anlatımla
ekonomi, insanların ve toplumların para kullanarak ya da kullanmadan
zaman içinde çeşitli mal ve hizmetler üreterek, bunları bugün ve gelecekte
tüketmek üzere, toplumdaki bireyler ya da gruplar arasında bölüştürmek için
kıt üretim kaynakları kullanmak konuyu inceleyen bir alandır (Türk, 2014)
Spor ve fiziksel aktivite insan yaşamının önemli bir alanını oluşturmakta
ve dünyanın pek çok yerinde sağlık, sosyal ve ekonomik etkileri ile önemli
hale gelmektedir. Spor katılım yolu ile çeşitli hastalıkların önlenmesi,
toplumsal uyum ve toplumsal ruhun geliştirilmesi bakımından bir araç
olarak görülmektedir. Artan çeşitlilikte spor faaliyetleri ile ve istihdam
alanları oluşturulmakta ve bu yolla ulusal ve uluslararası ekonomiye
katkıda bulunulmaktadır (Laine & Vehmas, 2017). Bu nedenle önemli
spor etkinlikleri her yıl en çok beğenilen televizyon programı arasında yer
almakta, birçok yeni kablolu kanal spor yayıncılığına önem vermekte, bireysel
geliri en yüksek olanlar sıralamasında her zaman sporcular üst sıralarda yer
almaktadır (Legg ve ark., 2006).
Sporun endüstrileşmesi, giderek daha fazla insanın yaşamında yer
edinmesini sağlamakta ve farklı spor dallarının naklen yayınlarıyla dünya
genelinde geniş bir izleyici kitlesine ulaşmaktadır. Spor, küreselleşmeye
hem etki etmekte hem de ondan etkilenmektedir. Mücadele, performans
ve rekabet gibi unsurlar sporun doğasında bulunmakta ve bu ortak dil
küreselleşmeyi hızlandırmaktadır (Çeyiz & Özbek, 2014).
Parks ve ark. (1998) spor endüstrisini üç ana bölümde incelemiştir. İlk
bölüm, amatör ve profesyonel sporlar ile ticari ve kazanç gütmeyen spor
Muhammet Mavibaş | 165
organizasyonlarını içeren “spor performans bölümü”dür. İkinci bölüm
“spor üretim bölümü” olup, spor performansı için gerekli ekipman ve
ürünlerin üretimine odaklanmaktadır. Üçüncü bölüm ise “spor promosyon
bölümü”dür; sponsorluklar, medya, promosyonel etkinlikler ve ürünler bu
kategoriye dahildir (Ekmekçi ve ark., 2013).
1.3. Sporda Finansman Kavramı, Sermaye Yapısı
Ekonomide belirsizliğin büyük olduğu ve piyasalarda stresin yaşandığı
dönemlerde finansal ürün fiyatları, ekonomi ve piyasa koşullarına ilişkin
haberlere anında ve dramatik bir şekilde tepki vermektedir. Son dönemde
yaşanan (2008-2009) küresel finansal krizde ve daha önceki birçok krizde
finansal piyasalarda keskin düşüşlerin yaşandığını görmek mümkündür
(Haldarov ve ark., 2020; Nikkinen ve ark., 2020). Bu sert düşüşlerin
ardından ekonomide tarım, sanayi ve hizmetler ana sektörlerinde üretici
ve tüketici konumundaki tüm bireyleri temsil eden reel sektör ve finans
sektörü olumsuz etkilenmiştir. Özellikle finansal açıdan bakıldığında hisse
senedi ve ürün piyasalarında yüksek volatilite dağılımlarının olduğu ifade
edilebilir (Bedir ve Ark., 2022). Ülkelerin ekonomik yavaşlama düzeyleri ile
uluslararası sportif başarı arasındaki ilişki literatürde oldukça zengin olup,
bu konuda da birçok ampirik çalışma yapılmıştır (Belli & Saraçoğlu, 2021).
Finansman kavramı, sermaye veya para elde etme sürecini ifade eder,
ancak geri ödeme şartıyla işletmeler, finansal süreçlerin her aşamasında
fon toplama yoluyla para toplayabilir ve bu adımlarda finansal kurumlarla
borçlanarak sermaye artırmak gerekebilir. Genel bağlamda ve ticari
faaliyetlerde, Barringer ve Ireland’a (2011) göre, iki tür finansman vardır:
özkaynak ve borç. Şirketler birinci yönteme başvurduklarında, bu, finansman
karşılığında öz sermayenin hisselerini sattıkları anlamına gelir; örneğin risk
sermayesi ya da halka arz, şirketin halka hisse sattığı durumlardır. İkinci
seçenek olan borç finansmanı ise kredi almak veya şirket tahvili satmak
anlamına gelir (Barringer & Ireland, 2011). İki yaygın kredi türü vardır.
Birincisi, belirli bir miktarda paranın borç alındığı ve faizle birlikte sabit bir
süre içinde geri ödenmesi gereken tek amaçlı kredidir. İkincisi ise bir kredi
limitinin belirlendiği ve borçluların krediyi istedikleri gibi kullanabildiği
kredi limitidir; kredi limitleri, dönemsel faiz ödemeleri gerektirir. Üç yaygın
borç finansmanı kategorisi şunlardır: ticari bankalar, SBA (Small Business
Administration-Küçük İşletme Yönetimi) garantili krediler ve eşler arası
borç verme veya satıcı kredisi gibi diğer borç finansmanı kaynakları. Bu,
ticaret dünyasında olan bitenlerdir ki spor endüstrisinden oldukça farklıdır.
Gerçektende spor endüstrisindeki kulüpler, yetersiz pazarlama faaliyetleri
nedeniyle finansman eksikliği yaşamaktadır (Gallagher & Gilmore, 2012).
166 | Spor Endüstrisinde Finansal Yapılar ve Stratejiler: Sürdürülebilirlik ve Ekonomik Büyüme
Ayrıca, spor endüstrisindeki bazı finansman türleri, kulüplerin geleneksel
şirketler olmaması ve kar maksimizasyonu şanslarının genellikle daha düşük
olması nedeniyle gecikmektedir. Bu nedenle, spor organizasyonları melek
yatırımcılar (kişisel varlıklarını kullanarak başlangıç aşamasındaki şirketlere
veya girişimcilere finansal destek sağlayan kişilerdir), özel sermaye veya
hızlandırıcılara güvenemez; bunun yerine, özkaynak kitlesel fonlama ve
sponsorluklar gibi diğer finansman kaynaklarına başvurmalıdır. Özkaynak
kitlesel fonlama, günümüzde küçük liglerde oynayan kulüplerin para
toplaması ve kulübün mali durumunu sağlıklı hale getirmesi için büyük
bir fırsat sunmaktadır. Bu, belirli amaçlar için girişimleri desteklemek
adına internet üzerinden yapılan bir çağrı ile finansal kaynak sağlanmasını
içerir (Schwienbacher & Larralde, 2010) ve karşılığında kulübün
özkaynaklarından pay verilir. Ancak, sponsorluklar ve kulüp sahiplerinin
desteği, spor kulüplerini finanse etmenin ana yöntemleri olarak kalmaya
devam etmektedir.
3. SPOR ENDÜSTRİSİNDE FONLAMA VE FİNANSMAN
ARASINDAKİ KARŞILIKLI İLİŞKİ
Spor endüstrisinde fonlama ve finansman arasındaki karşılıklı ilişkiyi
kesin olarak tanıtmadan önce, iki kavram arasındaki farkı tanımlamalıyım.
Fonlama, genellikle geri ödeme gerektirmeyen bir şekilde, bir proje veya
işletme için kaynak sağlama eylemidir. Buna karşın, finansman, sermaye veya
para alma sürecidir, ancak geri ödeme zorunluluğu ile birlikte gelir. Amaç,
belirli düzeydeki fonlamaların, spor kulüpleri tarafından beklenen finansman
seviyeleri üzerinde bir etkisi olup olmadığını belirlemektir. Kulüplerin,
geri ödeme gerektirmediği için, fonlama seviyelerini artırmayı, finansman
seviyelerini artırmaya tercih ettikleri varsayılmaktadır. Buradaki amaç aynı
zamanda, sadece tanımlanan yönün mevcut olup olmadığını ya da belirli
seviyelerdeki finansmanın da fon kaynaklarını etkileyip etkilemeyeceğini
anlamaktır (Antelli, 2024).
Spor endüstrisinde faaliyet gösteren her kulüp, hangi seviyede rekabet
ettiği fark etmeksizin (küçük ya da büyük lig), borçlanma yoluyla kendini
finanse etmekten kaçınarak kendini sürdürülebilir kılmayı hedefler (Gallagher
& Gilmore, 2012). Bu, özellikle bu tarihsel dönemde, bankalardan ve finansal
kuruluşlardan, yüksek faiz oranlarıyla borç almaktan kaçınmak anlamına
gelir. Bu nedenle kulüpler, geri ödeme gerektirmeyen ve borçsuz faaliyetlere
izin veren farklı gelir kaynaklarını geliştirebilmelidir. Bu tür kaynaklara örnek
olarak etkinlikler, bilet satışı, mal ve ürün satışı, piyangolar, bağışlar, hibeler
ve daha da önemlisi sponsorluklar verilebilir (Setala, 2015).
Muhammet Mavibaş | 167
4. SPOR BAHİS PİYASASININ VERİMLİLİĞİ VE
STRATEJİK FIRSATLAR
Spor bahisleri piyasasının verimliliğini inceleyen spor ekonomisi literatürü,
genellikle bu piyasaların uzun süre boyunca verimli olduğunu bulmaktadır
(Deutscher ve ark., 2018). Bu bulgu, piyasanın bahsin oynandığı etkinlikle
ilgili mevcut tüm bilgileri yansıtmasından kaynaklanmaktadır. Sonuç olarak,
bir bahisçi uzun vadede kar elde etmek için bir strateji kullanamaz. Ancak,
kısa sürelerde piyasa verimsizliklerinin ortaya çıkabileceği durumlar da vardır
(Buckle & Huang, 2018; Deutscher ve ark., 2018). Bunun nedeni, piyasa
yapıcıların (yani bahisçilerin) hala oyunun sonucu için hayati önem taşıyan
bilgileri toplamasıdır. Örneğin, profesyonel futbolda Deutscher ve ark.
(2018), Alman Bundesliga’da sezon başında yeni yükselen kulüplere bahis
oynamanın karlı bir strateji olabileceğini bulmuştur. Bu kısa vadeli karın
gerekçesi, bahisçilerin yeni yükselen kulüplerin genel yeteneklerinden ve yeni
lige nasıl uyum sağlayacaklarından pek emin olmamalarıdır. Benzer şekilde
Buckle ve Huang (2018), Süper Rugby’de arbitraj ticaretini incelerken bahis
piyasası verimsizliğinin zayıf biçimlerini bulmuşlardır.
5. PROFESYONEL SPORLARDA TESİS VE FİNANSAL
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
5.1. Altıncı Nesil Stadyumların Etkisi
2000’li yılların başından itibaren Avrupa’da altıncı nesil stadyumlar ortaya
çıkmıştır (John, Sheard, & Vickery, 2016). Bu stadyumlar, Almanya’da
düzenlenen 2006 FIFA Dünya Kupası gibi önemli spor etkinliklerine ev
sahipliği yapılması sayesinde inşa edilmiş, çok işlevli, çok aktiviteli, ticari
tesislerdir. Almanya’da müsabakalara ev sahipliği yapan 12 stadyumun
inşası veya yenilenmesi, Alman futbol liginde önemli bir rekabet gücü
kaybının önlenmesine yardımcı olmuş ve kulüpler arasında güçlü ekonomik
kalkınmayı teşvik etmiştir (Breuer ve ark., 2011). Uzun süredir kamuya
ait olan yeni Alman futbol stadyumlarının çoğu (12 stadyumdan dokuzu)
özelleştirilmiştir. Ayrıca, 1,4 milyar dolarlık stadyum finansmanının %61’i
özel sektörden (852 milyon), %39’u ise kamu sektöründen (548 milyon)
sağlanmıştır. 2008 yılında Fransa’da bu altıncı nesil stadyumlar mevcut değildi
ve Fransız stadyumlarının ortalama yaşı 65’ti. Fransa’nın UEFA Euro 2016
turnuvasına ev sahipliği yapması, Fransız profesyonel kulüplerinin ekonomik
kalkınmasına faydalı olan çok işlevli stadyumların ortaya çıkmasında güçlü
bir hızlandırıcı rol oynamıştır (Besson, 2008; Seguin, 2008). Bununla
birlikte, Alman modelinden farklı olarak, Fransa’daki turnuva için inşa edilen
veya yenilenen stadyumların neredeyse tamamı (13 stadyumdan 12’si) ilgili
168 | Spor Endüstrisinde Finansal Yapılar ve Stratejiler: Sürdürülebilirlik ve Ekonomik Büyüme
şehirlerin mülkiyetinde kalmıştır ve projeye yalnızca dört kulüp mali olarak
katılmıştır (Braillard, 2016; Moulard, 2018). Böylece, yeni Fransız futbol
stadyumlarının çoğunluğu kamu finansmanıyla finanse edilmiştir. Üstelik,
vakaların %90’ında, yerleşik kulüpler stadyumların yalnızca kiracısı olmuş ve
nadiren inşaat veya işletmenin ana itici gücü olmuşlardır.
5.2. Avrupa Futbol Kulüplerinde Yumuşak Bütçe Kısıtlamalarının
Rolü ve Finansal Fair Play Düzenlemeleri
Avrupa futbol pazarının büyüklüğü 2016-2017 sezonunda 25,5 milyar
euro iken, 2017-2018 sezonunda 28,4 milyar euroya, 2018-2019 sezonunda
ise 28,9 milyar euroya yükselerek Avrupa futbolunun %59’unu barındıracağı
hesaplanmıştır (Deloitte. 2020). Avrupa futbol pazarının, Kovid-19’un
etkisiyle 2019-2020 sezonunda 3,7 milyar eurodan 25,2 milyar euroya
gerilediği tahmin ediliyor. Lig bazında pazar büyüklüklerine bakıldığında,
2019-2020 sezonu itibarıyla İngiltere’nin 5,7 milyar euro, İspanya’nın
3,1 milyar euro, Almanya’nın 2,9 milyar euro, İtalya’nın 2,3 milyar euro,
Fransa’nın 1,6 milyar euro, Türkiye Süper Ligi’nin ise 1,6 milyar euro
olduğu tahmin ediliyor (Deloitte, 2021). Bu kadar büyük bir pazar, kulüpler
arasında rekabeti zorunlu kılarken, kulüpler de rakipleriyle rekabet edebilmek
için rekabeti dengelemeye çalışıyor (Savaş, 2022).
2010’lu yıllarda Yumuşak Bütçe Kısıtlaması (YBK) kavramı spora,
özellikle Avrupa futboluna uygulanmıştır. Storm ve Nielsen (2012),
kulüplerin çoğunluğunun kalıcı kayıplara ve yüksek borç seviyelerine
rağmen faaliyetlerine nasıl devam edebildiklerini açıklamak için YBK
çerçevesini ilk kullananlardan biriydi (Andreff, 2015; Bertheussen &
Solberg, 2022; Dermit-Richard & François, 2022). Bu kulüpler, belli
paydaşların desteği sayesinde maddi kayıplara rağmen faaliyetlerini
sürdürebilmektedir. Bu destek genellikle mali niteliktedir ve kulüplerin
bütçe kısıtlamalarını çeşitli “yumuşaklık” türleri kullanarak yumuşatmak için
hissedarlardan, bankalardan veya devletten gelmektedir. UEFA tarafından
2011 yılında getirilen Finansal Fair Play (FFP) düzenlemelerinin, kulüplerin
bütçe kısıtlamalarını sertleştirdiği ve Avrupa kulüp futbolunun finansal
toparlanmasına katkıda bulunduğu belirtilmektedir (Franck, 2015, 2018).
Profesyonel takım sporlarında bütçe kısıtlamalarını mikro, orta ve makro
düzeylerde sertleştirmek için başka olasılıklar da önerilmektedir (Andreff,
2022). Mevcut literatürde, YBK’ler ile stadyumların kamu finansmanı
arasındaki ilişki henüz yeterince incelenmemiştir. Literatürdeki bu boşluğa
yakın zamanda Jacobsen ve ark. (2021) tarafından da dikkat çekilmiş olup,
“gelecekteki araştırmaların aynı zamanda stadyumları finanse ediyorlar çünkü
bunlar önemli bir mali karaktere sahip.” İlgili araştırma, yerel yönetimlerden
Muhammet Mavibaş | 169
stadyum inşaatı veya tadilatı için alınan mali desteğin, profesyonel spor
kulüpleri için YBK’leri ne ölçüde tetiklediğini inceleyerek sporda YBK
literatürüne katkıda bulunmaktadır.
5.3. Yumuşak Bütçe Kısıtlamasının Teorik Temelleri
Bütçe kısıtı kavramı, bireyin kendisine sunulan gelir miktarıyla sınırlı
olduğu piyasa ekonomisiyle ilişkilidir. Bu kısıtlama mali disiplinle anlamlıdır
ve sert bütçe kısıtlamasını temsil eder. Kornai (1979, 1986), sosyalist
ekonomiler bağlamında, devlete ait bir işletmenin bu bütçe kısıtlamasına
tabi olmadığını, çünkü ciddi mali zorluklar durumunda devlet yardımına
güvenebileceğini ilk gözlemleyen kişi olmuştur. Bu yardım, tek seferlik
müdahalelerle sınırlı kalmamış, kronik mali kayıp yaşayan firmalar düzenli
olarak kurtarılmıştır. Başka bir deyişle, sosyalistlerin işlettiği girişimin hayatta
kalma garantisi olmuştur. Bu tür doğrudan veya dolaylı mali destek, sosyalist
ekonomilerdeki şirketlerin bütçe kısıtlamalarının hafifletilmesine yardımcı
olarak, olumsuz mali sonuçlar biriktirirken faaliyetlerini sürdürmelerine
olanak tanımıştır. Kornai ve ark. (2003), sosyalist dönüşüm sonrası dönemde
yumuşak bütçe kısıtlamalarına yol açan beş ana araç grubunu belirlemiştir:
bütçe sübvansiyonu, vergi indirimi, banka ve ticari krediler ve sosyal güvenlik
katkı paylarının ödenmemesi.
6. FIFA DÜNYA KUPASI’NIN FİNANSAL EVRİMİ:
GELİRLER, MALİYETLER VE EKONOMİK ETKİLER
(1998-2022)
FIFA Dünya Kupası, dünyanın en büyük spor etkinliklerinden biri olarak
her dört yılda bir, ev sahibi ülkelere hem ekonomik hem de sosyal açıdan
önemli fırsatlar sunmaktadır. Turnuvanın popülaritesi arttıkça, buna paralel
olarak finansal boyutu da büyük ölçüde genişlemiştir. 1998’den 2022’ye kadar
geçen süre zarfında, bilet, yayın ve sponsor gelirleri gibi ana gelir kalemleri
büyük bir artış göstermiş, aynı zamanda devlet desteği ve turnuvaların
toplam maliyetleri de devasa boyutlara ulaşmıştır. Özellikle, yeni pazarlara
açılma, dijitalleşme ve altyapı yatırımları gibi faktörler, Dünya Kupası’nın
finansal evriminde belirleyici olmuştur. Bu bağlamda, turnuvaların yıllar
içindeki finansal değişimlerini analiz ederek, FIFA Dünya Kupası’nın küresel
ekonomik etkilerini göstermektedir.
Çalışmanın bu bölümünde 1998 Fransa ve 2022 Katar FIFA Dünya
Kupa organizasyonları dahil olmak üzere organizasyonların yıllara yöre
finansal ve ekonomik verileri hakkında bilgiler sunularak değerlendirilmiştir.
Bu doğrultuda organizasyonların kaç tesiste yapıldı, bilet gelirleri, yayın
gelirleri, turizm gelirleri ve toplam maliyet değişkenlerine göre ele alınmıştır.
170 | Spor Endüstrisinde Finansal Yapılar ve Stratejiler: Sürdürülebilirlik ve Ekonomik Büyüme
Tablo 1. FIFA Dünya Kupası (1998-2022) Organizasyonlarına İlişkin Finansal Veriler
Kriter 1998 -
Fransa
2002 -
Japonya
ve
Güney
Kore
2006 -
Almanya
2010 -
Güney
Afrika
2014 -
Brezilya
2018 -
Rusya
2022 -
Katar
Kaç Tesiste
Yapıldı 10 20 12 10 12 12 8
Bilet
Gelirleri ($)
365
Milyon
1.2
Milyar
600
Milyon
423
Milyon
500
Milyon
712
Milyon 1 Milyar
Yayın
Gelirleri ($)
400
Milyon
1.6
Milyar
1.8
Milyar
2.4
Milyar
2.43
Milyar 3 Milyar 3.5
Milyar
Turizm
Gelirleri ($)
1.4
Milyar
1.35
Milyar 2 Milyar 509
Milyon
3.03
Milyar
3.96
Milyar
17
Milyar
Toplam
Maliyet ($)
2.33
Milyar 5 Milyar 4.3
Milyar
3.6
Milyar
11.6
Milyar
14.2
Milyar
220
Milyar
Kaynak: (Baumann, ve ark., 2012; Groothuis & Rotthoff, 2016; Hagn & Maennig,
2007; Kobierecki & Pierzgalski, 2022; Lang, ve ark., 2010; Sun, ve ark., 2013;
Dubunsky, 2024; Sharman, ve ark., 2024; Carvache-Franco, ve ark., 2024; Wikipedia,
2024; New World Encyclopedia, 2024; Sporting News, 2024; DAZN, 2024; Dockorea,
2024; Lee & Taylor, 2005).
Tablo 1’deki veriler grafik olarak daha detaylı bir şekilde sunulmuştur.
Şekil 1. Dünya Kupası Yıllarına Göre Bilet Gelirleri
Muhammet Mavibaş | 171
2002’deki Japonya ve Güney Kore turnuvası, bilet gelirlerinde büyük bir
sıçrama yapmış (1.2 milyar $), ancak 2006’dan sonra bu gelirler yaklaşık
500-600 milyon dolar bandına gerilemiştir. 2002’deki artış, Asya’da
düzenlenen ilk Dünya Kupası olmasıyla ilgili olabilir ve bu durum geniş bir
izleyici kitlesi ve yeni pazarlara erişimi sağlamış olabilir. 2010’dan itibaren
bilet gelirlerindeki durağanlık, bilet fiyatlarının daha dengeli hale gelmesi ve
stadyum kapasitelerinin belirli sınırlarda kalmasıyla açıklanabilir.
Şekil 2. Dünya Kupası Yıllarına Göre Yayın Gelirleri
Yayın gelirleri, 1998’den 2014’e kadar sürekli bir artış göstermiştir.
1998’de 400 milyon dolar olan yayın gelirleri, 2022’de 3.5 milyar dolara
kadar yükselmiştir. Bu artış trendi, Dünya Kupası’nın televizyon ve dijital
medya üzerinden daha fazla kişi tarafından izlenmesi ve bu alandaki
pazarlama stratejilerinin güçlenmesiyle açıklanabilir.
172 | Spor Endüstrisinde Finansal Yapılar ve Stratejiler: Sürdürülebilirlik ve Ekonomik Büyüme
Şekil 3. Dünya Kupası Yıllarına Göre Turizm Gelirleri
Turizm gelirleri, Dünya Kupası düzenlenen ülkeler için önemli bir gelir
kaynağı olmuştur. Özellikle 2018’de Rusya’da 3.96 milyar dolar, 2022
Katar’da ise 17 milyar dolar gibi büyük turizm gelirleri elde edilmiştir. Bu
artış, ev sahibi ülkelerin Dünya Kupası’na gelen turistleri çekme konusundaki
başarısını ve organizasyonun küresel etkisini yansıtır. 2010’da Güney
Afrika’da turizm geliri nispeten düşüktür (509 milyon dolar), bu da belki de
coğrafi konum ve turizm altyapısıyla ilgili olabilir.
Şekil 4. Dünya Kupası Yıllarına Göre Toplam Maliyet
Muhammet Mavibaş | 173
1998’de toplam maliyet 2.3 milyar dolar iken, 2022 Katar’da bu rakam 220
milyar dolara ulaşmıştır. Bu büyük artış, 2014 ve 2022’de belirginleşmiştir.
Katar’daki 220 milyar dolarlık devasa maliyet, büyük altyapı projeleri ve
stadyum inşaatlarına yapılan yatırımlardan kaynaklanmaktadır. Ülkede
stadyumlar, oteller, havaalanları, tren hatları gibi büyük projeler Dünya
Kupası’na hazırlanırken yapılmıştır. 2014 Brezilya ve 2018 Rusya’daki
yüksek maliyetler de ev sahibi ülkelerin ekonomilerini canlandırmak
amacıyla yaptıkları büyük çaplı yatırımlardan kaynaklanmaktadır. Ancak
Katar örneğinde, bu yatırımların boyutu ve kapsamı çok daha büyüktür.
Bu bilgilere göre aşağıdaki değerlendirmeler yapılabilir.
1. Dünya Kupası’nın Küreselleşmesi: Dünya Kupası, 1998’den
itibaren Asya, Afrika ve Orta Doğu gibi yeni bölgelerde düzenlenmeye
başlamış, bu da yeni pazarlara ve izleyici kitlelerine ulaşmayı
kolaylaştırmıştır. Bu küreselleşme, sponsorluk, yayın ve bilet gelirlerini
artıran bir faktör olmuştur.
2. Artan Altyapı İhtiyaçları: Ev sahibi ülkeler, turnuvayı düzenlerken
daha modern ve büyük çaplı stadyumlar ve altyapılar inşa etmek
zorunda kalmışlardır. Bu da maliyetleri artırmıştır, ancak özellikle
Katar’da bu maliyet devasa boyutlara ulaşmıştır.
3. Dijitalleşme: Yayın gelirlerindeki artış, dijital platformların gelişimi
ve Dünya Kupası’nın global erişiminin artmasıyla doğrudan ilişkilidir.
4. Turizm ve Ekonomik Fırsatlar: Dünya Kupası’nı düzenleyen
ülkeler, turizmden elde edilen gelirleri artırmak için büyük fırsatlar
yakalamışlardır, ancak bu fırsatlar bölgesel şartlara göre farklılık
göstermiştir.
5. Yükselen Maliyetler ve Sponsorluk Stratejileri: Artan maliyetler,
hem devlet hem de FIFA’nın daha fazla destek vermesine yol açarken,
sponsorluk anlaşmalarının da organizasyonun finansmanında daha
önemli bir rol oynamasını sağlamıştır.
Dünya Kupası’nın yıllar içindeki bu değişikliklerinin temelinde
organizasyonun büyümesi, ev sahibi ülkelerin prestij ve ekonomik fayda
beklentisi ve FIFA’nın stratejik hamleleri yatmaktadır.
174 | Spor Endüstrisinde Finansal Yapılar ve Stratejiler: Sürdürülebilirlik ve Ekonomik Büyüme
7. SPOR LİGLERİNİN DİNAMİKLERİ: BÜYÜK VE
KÜÇÜK LİGLER ARASINDAKİ YAPISAL VE FİNANSAL
FARKLILIKLAR
Dünya genelindeki her spor sistemi, liglerin yapısına büyük ölçüde
bağlıdır, çünkü spor endüstrisi modeli, aktörler arasındaki değer değişimine
dayanmaktadır. Ligler, sermaye, sponsorlar ve reklamlar şeklinde kaynakları
çekebildiklerinde, genel spor sistemi ve dolayısıyla bağımsız spor kulüpleri
de fayda sağlar. Noll’a (2014) göre liglerin var olma sebepleri sadece finansal
gerekçelerle sınırlı değildir; çünkü ligler şu konularda temel bir rol oynar:
oyun alanında ve dışında kurallar koymak, gelirleri dağıtmak ve maliyetleri
paylaşmak, ana aktörleri korumak, ticari anlaşmalar geliştirmek. Ancak, spor
endüstrisi, Avrupa spor modeline özgü olan açık ligler ve ABD spor modeline
daha özgü olan kapalı ligler tartışıldığında farklılık gösterir. Açık liglerde
kulüplerin ligler arasında hareketliliği vardır; bir yandan terfi etme hayali
yaşanırken, diğer yandan düşme belirsizliği ve korkusu bulunur. Bu liglerde,
alt liglerdeki en iyi takımlar bir üst lige terfi ederken, en zayıf takımlar ise bir
alt lige düşürülür (Noll, 2014).
Küçük lig takımlarını, büyük lig muadillerinden yalnızca adlarına bakarak
ayırt etmek kolaydır; ancak küçük etkinlikler için birçok tanım mevcuttur
(Agha & Taks, 2019). Ekonomik etkiyi ölçme amacı doğrultusunda,
Gratton ve Taylor (2000) dört farklı etkinlik türü (A, B, C ve D) içeren
bir sınıflandırma oluşturmuşlardır; daha küçük C ve D türündeki etkinlikler
çok geniş bir çeşitliliği kapsar. Wilson (2006) bu modeli genişletmiş ve
yerel ve bölgesel olayları kapsamak için daha yoğun bir E Türü kategorisi
önermiştir. Sonuç olarak, bu tipolojilerin ya da önerilen sınıflandırmaların
hiçbiri ekonomik teoriye dayalı değildir. Agha ve Taks (2015), bu sorunu ele
almak için kaynak taleplerine dayalı bir tanım geliştirmişlerdir. Bir etkinliği
gerçekleştirmek için gereken kaynakların sürekliliği, onların “Etkinlik Kaynak
Talebi” (EKT) dediği şeydir. Etkinlikler için özellikle üç tür kaynak gereklidir:
insan (ör. personel, gönüllüler), finansal (ör. özel veya hükümet yatırımları)
ve fiziksel (ör. mekanlar, konaklama, ulaşım). Bu nedenle, etkinlikler, talep
edilen kaynakların çok değişkenli bir kombinasyonu ile işlemselleştirilir ve
“büyük” etkinlikler yüksek EKT’ye sahip olanlar, “küçük” etkinlikler ise
düşük EKT’ye sahip olanlar olarak tanımlanmaktadır. Bir diğer önemli fark,
liglerin yarattığı sermaye miktarıdır, çünkü büyük ligler, hem gelir hem de
maliyet yapılarında büyük miktarda para döndürebilmektedir. Ancak ligleri
sınıflandırmanın başka yöntemleri de vardır ve bunlar üç farklı alanı içerir
(Noll, 2014): yönetim, altyapılar ve paydaşlarla ilişkiler. Bu alanlar, büyük
ve küçük ligler arasındaki temel farkların ortaya çıktığı bölümlerdir.
Muhammet Mavibaş | 175
Öncelikle, liglerin yönetim ve organizasyonları farklıdır çünkü büyük
ligler daha yapılandırılmış bir organizasyon şeması ve daha fazla beceriye
ve deneyime sahip yöneticiler gerektirir. Gerçekten de, eski oyuncuların ve
yıldızların liglerin yönetim kurullarına katılması yaygındır; örneğin Dejan
Bodiroga’nın Euroleague’de yer alması gibi. Bu fark alanı incelendiğinde,
insan kaynakları, daha gelişmiş yöneticiler ve direktörler ile oyuncuların
kalitesi ve becerileri açısından da değerlendirilir. Büyük liglerde en yetenekli
oyuncular sistemin bir parçasıdır ve kariyerlerinin sonuna gelmedikçe küçük
liglerde pek görülmezler. İkinci fark grubu, liglerin spor operasyonlarını
en iyi şekilde yerine getirebilmesi için gereken tüm altyapıları kapsar. Daha
ayrıntılı olarak, takımların performanslarını sergilemek için sahip oldukları
veya kiraladıkları tesisleri ifade eder: mekanlar, arenalar, stadyumlar, sahalar,
havuzlar ve lig tarafından gerekli olan her şey. Açıkça, büyük liglerin
gereksinimleri küçük liglerin gereksinimlerinden daha yüksektir; örneğin,
stadyum ve arena minimum kapasitesi, büyük ve küçük ligler arasındaki farkı
belirlemek için bilinen bir parametredir. Son olarak, üçüncü fark alanı çok
geniş bir unsurlar yelpazesini kapsar çünkü liglerle ilişkili tüm paydaşları içerir:
izleyiciler ve taraftarlar, sponsorlar, muhabirler ve diğerleri. Taraftarlarla
olan ilişki çok önemlidir çünkü büyük ligler daha fazla destekçi çekebilir ve
bu taraftarlar küçük liglere göre daha fazla ödeme yapmaya istekli olur. Bu,
TV hakları, ürün satışları, etkinlik yönetimi ve pazarlamanın büyük liglerde
daha yapılandırılmış ve daha geniş olduğu anlamına gelir. Aynı durum,
reklam, hizmetler, basın ve etkinlikleri içeren partnerlerle olan ilişkiler için
de geçerlidir. Bunlar, bu iki tür lig arasındaki en önemli fark alanlarıdır ve
bir ligin büyük mü yoksa küçük mü olduğunu sınıflandırmak için parametre
olarak kullanılabilir. Son parametre, analiz edilen spor türünü içerir çünkü
dünya çapında en ünlü sporlar (futbol, basketbol, voleybol, tenis…) ligler
arası bir bağımlılık sistemine sahiptir, ancak Avrupa’da daha az bilinen bazı
sporlar (badminton, curling…) yalnızca küçük lig olarak kabul edilen tek bir
lige sahiptir (Andreff & Staudohar, 2000).
Bu iki tür lig arasında finansman modelleri açısından büyük bir fark
vardır. Bir kulübün dahil olduğu spor etkinliklerinin seviyesine bağlı olarak,
kapı giriş ücretlerinden gelir elde edebilir; çünkü Avrupa sporlarında birincil
gelir kaynağı kapı giriş ücretleridir (Andreff & Staudohar, 2000). Bu cümle,
Avrupa’daki birçok kulübün hala uyguladığı geleneksel spor finansmanı
modelini ilgilendirir. Bu finansman modeli “Seyirciler Sübvansiyonlar
Sponsorlar Yerel” veya SSSL modeli olarak adlandırılabilir. Bu model,
amatör kulüpler için fon toplamanın en kolay yolunu temsil eder çünkü
en yaygın gelir stratejilerine dayanır. Bu stratejiler önemli kaynaklar veya
yatırımlar gerektirmez. Küçük liglerdeki kulüpler, sezon boyunca ortaya
176 | Spor Endüstrisinde Finansal Yapılar ve Stratejiler: Sürdürülebilirlik ve Ekonomik Büyüme
çıkan tüm olası maliyetlerle başa çıkmak için bu stratejilere güvenebilir
ve muhtemelen bu yeterli olacaktır; ancak rekabetçi spor şirketleri, sosyal
sermayeyi artırmak için yeni finansman yöntemleri tasarlayabilirler. Büyük
ligler, daha önce gördüğümüz gibi, başka özellikler taşır ve finansman ve
fon sağlama yolları farklıdır. Bu ifadelerin birçok nedeni vardır, örneğin
televizyonun yükselişi ve medya şirketlerinin katılımı, endüstrinin rekabetinin
artması, sahneye yeni nesil girişimcilerin çıkması ve bu yeni yatırımcıların ek
büyüme ve rekabet avantajı için ek fonlar sağlama yetenekleri (Andreff &
Staudohar, 2000).
7.1. Futbol Kulüplerinde İş Modelleri, Sahiplik Yapıları ve
Performans Üzerindeki Etkileri
Bir hedef kitle olarak tanımlanan spor kulübü taraftarları için kulüplerinin
markalaşması oldukça önemlidir. Çünkü markalaşma farklılaşma anlamı
taşımaktır (Aydın & Belli, 2022). Yeni milenyumun başlangıcından bu yana,
futbol endüstrisi birçok kesişen konunun ardından güçlü bir değerlendirmeye
tabi tutulmuştur. Bu konuya olan güçlü ilginin örnekleri arasında, artan
popülerlik ve taraftar katılımı, artan TV hakları, muhasebe ve mali skandallar
ve oyunculara aşırı ücret verilmesi bulunmaktadır (Di Simone & Zanardi,
2021).
Literatürde finansal ve spor performansları arasındaki ilişkilerin çoğu,
kulübün modeli ve yönetim türü tarafından belirlenmektedir. Genel
olarak, karı maksimize etmeye (PM) veya kulübü kontrol eden öznenin
faydasını maksimize etmeye (UM) yönelik iki modeli bulunmaktadır.
PM modelinde, finansal ve spor performansı arasında güçlü bir ilişki olması
beklenirken, UM modelinde spor performansları finansal performanslarla
zayıf bir şekilde ilişkilidir. Yüksek konsantrasyonlu sahiplik nedeniyle yönetim
kurulu yapısı ve CEO özelliklerinin finansal ve spor performansları üzerinde
etkili olmadığı belirtilmiştir (Ruta ve ark., 2020). Ayrıca, kulübün finansal
performansını olumlu yönde etkileyen faktörler arasında piyasa modeli ve
hakim hissedarın uyruğu bulunmaktadır (Wilson ve ark., 2013).
Yabancı hissedarların kulübün performansını olumlu yönde etkileyen
daha büyük ekonomik avantajlar sunduğu görülmektedir. Özsermaye
sahipliğiyle ilgili kamulaştırma ve izleme etkilerinin performansı nasıl
etkilediği vurgulanmaktadır (Acero ve ark., 2017). Hisselerin kontrolü
ile kulübün mali sonuçları arasında ters U şeklinde bir ilişki bulunmuştur.
Düşük kontrol seviyeleri için, zenginliğin yöneticiler veya iç çevre tarafından
kamulaştırılmasının etkileri karlılığı zayıflatabilir. Yüksek konsantrasyon
seviyelerinde ise ana şirketin hedeflerinin karın maksimize edilmesinden farklı
Muhammet Mavibaş | 177
olabilmesi mümkündür. İş verimliliği kavramı da önemlidir; verimliliğin tüm
futbol şirketleri için birincil hedef olmadığı tespit edilmiştir. Verimliliğin
çeşitli açılardan çerçevelenip tanımlanabileceği ve bu nedenle modeline
bağlı olması gerektiği açıktır (Miragaia ve ark., 2019).
Sporun ekonomi alanıyla ilişkisi sadece sektörel paydaşların değil,
akademik alandaki araştırmacıların ve akademisyenlerin de ilgisini çekmiştir.
Bu alana olan ilgi, endüstri hakkında çok çeşitli ve ilginç sorular sorulabilmesi
ve spor verilerinin kullanımıyla ekonomi teorilerinin test edilebilmesi
nedeniyle artmıştır (Leeds, ve ark., 2018). Genelde spor ekonomisi, özelde
futbol ekonomisi, endüstriyel ekonomi, uygulamalı ekonomi ve ekonomi
sosyolojisi gibi alanların laboratuvarı haline gelmiştir. Spor ekonomisi, bir
disiplin olarak hukuk, politika, finans ve alanlarının yanı sıra sporun alt
bilimleriyle de kesişmektedir (Ongan & Demiröz, 2010).
7.2. Spor Finansmanında Kamu Fonlarının Rolü
Kamu finansmanı, spor altyapısının geliştirilmesi ve bakımında,
özellikle spor tesislerinin inşası ve yenilenmesinde önemli bir rol oynar.
Amerika Birleşik Devletleri’nde, yerel ve eyalet yönetimleri 1970 ile 2020
yılları arasında profesyonel spor tesisleri için 33 milyar doların üzerinde
sübvansiyon sağlamıştır (Bradbury ve ark., 2023). Bu kamu fonları genellikle
özel spor takımlarına büyük stadyumlar inşa etmek için yönlendirilir ve bu
yatırımların yerel topluluklar için ekonomik faydalar sağlayacağı beklentisi
vardır. Ancak, bu faydaların ya abartıldığı ya da gerçekleşmediği ve bu
durumun yerel bütçelerde önemli baskılar yarattığına dair kanıtlar giderek
artmaktadır (Bradbury ve ark., 2023).
Spor tesislerinin kamu finansmanı arkasındaki ekonomik mantık sıkça
sorgulanmaktadır. Kamu sübvansiyonlarının savunucuları, büyük spor
etkinliklerine gelen taraftarlar ve turistlerin yerel işletmeleri canlandırdığını,
yarattığını ve vergi gelirlerini artırdığını öne sürerler. Ancak, birçok
çalışma şehirler için doğrudan finansal getirilerin minimal olduğunu ve
artan kamu harcamalarının genellikle bütçe açıklarına yol açtığını ve bunun
da yerel kolluk kuvvetleri tarafından cezalar ve varlık müsadereleri yoluyla
telafi edilmesi gerektiğini göstermiştir (Graham & Makowsky, 2021). Çoğu
durumda, büyük spor etkinlikleri sırasında güvenlik ihtiyacının artması
nedeniyle yerel polis departmanlarının operasyonel maliyetlerinde artış
görülmekte bu da belediye bütçelerini daha da zorlamaktadır (Pyun ve ark.,
2023).
Ekonomik endişelere ek olarak, spor tesislerinin kamu finansmanı eşitlik
sorunlarıyla da ilişkilendirilmiştir. Örneğin, bütçe açıklarını kapatmak için
178 | Spor Endüstrisinde Finansal Yapılar ve Stratejiler: Sürdürülebilirlik ve Ekonomik Büyüme
varlık müsaderelerinden elde edilen gelirlere dayanmak, genellikle dezavantajlı
toplulukları orantısız bir şekilde etkilemektedir (Graham & Makowsky,
2021). Bazı durumlarda, bu gelir yaratma mekanizması, spora yapılan
kamu yatırımlarının yükünü zengin takım sahiplerinden ekonomik olarak
dezavantajlı bireylere kaydırarak adalet ve hükümetin özel girişimleri finanse
etme rolü hakkında önemli soruları gündeme getirmektedir (Blemings &
Humphreys, 2024).
7.3. Spor Tesislerinin Ekonomik Etkisi: Gerçekleşmeyen Faydalar
Spor tesislerine yapılan önemli kamu yatırımlarına rağmen, yerel
topluluklara sağlanan ekonomik geri dönüşler genellikle beklentilerin
gerisinde kalmaktadır. Spor tesislerinin turist çekerek ve yaratarak yerel
ekonomileri canlandıracağı iddiası sıklıkla ampirik araştırmalar tarafından
sorgulanmaktadır (Bradbury ve ark., 2023). Çalışmalar, yeni stadyumlar ve
arenaların yerel istihdamda veya gelir artışında önemli artışlar sağlamadığını
göstermektedir. Aslında, spor tesislerinden beklenen ekonomik kazanç
gerçekleşmediğinde, birçok belediye bütçe açıklarıyla karşı karşıya
kalmaktadır (Graham & Makowsky, 2021).
Bu sınırlı ekonomik etkinin temel nedenlerinden biri, ikame etkisidir.
Bu etki, yerel halkın harcamalarını diğer eğlence aktivitelerinden spor
etkinliklerine kaydırdığı, yeni bir ekonomik faaliyet yaratmadığı durumu
ifade eder (Bradbury ve ark., 2023). Ayrıca, bilet satışları ve ticari ürünler
gibi büyük spor etkinliklerinden elde edilen gelirler genellikle doğrudan
takım sahiplerine gitmekte ve yerel ekonomide dolaşmamaktadır (Pyun ve
ark., 2023). Sonuç olarak, yerel işletmeler yeni bir spor tesisinin varlığından
beklenenden daha az fayda sağlayabilmektedir (Bradbury ve ark., 2023).
Dahası, bu tesislerin finansmanının yükü genellikle yerel vergi
mükelleflerine düşmektedir. Stadyumlar için sağlanan kamu sübvansiyonları,
sıklıkla satış vergileri, otel vergileri veya tahviller yoluyla finanse edilir ve
bu da belediye bütçelerinde büyük bir baskı yaratabilir. Bazı durumlarda,
yerel yönetimler spor tesislerini sürdürmek için eğitim ve kamu güvenliği
gibi temel hizmetler için harcamaları kısmak zorunda kalabilir (Blemings
& Humphreys, 2024). Bu durum, kamu fonlarının özel spor takımlarını
desteklemek için kullanılmasına yönelik artan eleştirileri beraberinde
getirmiştir, özellikle vaat edilen ekonomik faydalar gerçekleşmediğinde
(Bradbury ve ark., 2023).
Muhammet Mavibaş | 179
8. TARAFTAR TOKENLARI: DİJİTALLEŞME VE YATIRIMCI
DAVRANIŞLARI
Taraftar tokenları üzerine yapılan çalışmalar, UEFA Şampiyonlar Ligi
maç sonuçlarının taraftar token fiyatlarında anormal getirilere yol açtığını,
ancak yatırımcıların yerel maçlar ve Avrupa maçlarına karşı benzer şekilde
davranmadığını göstermektedir (Demir ve ark., 2022). Ayrıca, halka
açık spor kulüplerinin hisse senetleri ile taraftar token getirileri arasında
herhangi bir ilişki bulunamamış ve futbol maçı sonuçları ile Google Trendler
tarafından ölçülen yatırımcı ilgisinin token fiyatlarını belirlediği tespit
edilmiştir (Scharnowski ve ark., 2023). Vidal-Tomás (2022), yatırımcıların
taraftar tokenları ile çeşitlendirme yoluyla risklerini azaltabileceklerini ortaya
koymuştur.
Kovid-19 salgını sırasında futbol kulüpleri, maçların seyircisiz oynanması
ve azalan gelirler nedeniyle mali zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Bu
dönemde dijitalleşme artmış ve Blockchain teknolojisi spor kulüpleri için
yeni bir iletişim, yönetim ve gelir kaynağı haline gelmiştir. Socios.com gibi
platformlar aracılığıyla taraftar tokenları, kulüplerin taraftarlarıyla bağlantı
kurmasını ve karar alma süreçlerine katılım sağlamasını mümkün kılmıştır.
Örneğin Juventus taraftarları, 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın kutlama
şarkısını ve takımın ilk resmi arabasını seçebilmiştir. AS Roma taraftarları,
canlı brifing sırasında soru sorma fırsatı bulmuş, Paris Saint-Germain
taraftarları ise kulübün yıllık ödülleri için oy kullanabilmiştir (GSIC, 2021).
9. DİJİTAL FİNANSIN SPOR İNOVASYONUNDAKİ ROLÜ
Spor altyapısının geleneksel kamu finansmanı modeline karşın, dijital
finans spor endüstrisinde inovasyonu teşvik eden umut verici bir araç
olarak ortaya çıkmıştır. Finansal hizmetlerle teknolojiyi entegre eden dijital
finans, finansal işlemlerin verimliliğini artırmakta, maliyetleri azaltmakta ve
yeni yatırım yolları sunmaktadır (Li ve ark., 2024). Örneğin Çin’de dijital
finans, spor işletmeleri arasında inovasyonu teşvik etmekte ve işletmelerin
yeni teknolojilere yatırım yapmalarını sağlayarak finansman kısıtlarını
hafifletmede önemli bir rol oynamıştır (Li ve ark., 2024).
Dijital finansın spor inovasyonundaki rolü basit finansal işlemlerin ötesine
geçmektedir. Daha küçük spor işletmelerinin daha önce ulaşamadıkları kredi
ve finansman seçeneklerine erişmelerine olanak tanır, özellikle de finansal
altyapının daha az gelişmiş olduğu bölgelerde (Yao & Yang, 2022). Bu
sermayeye erişimin demokratikleşmesi, daha geniş bir şirket yelpazesinin
spor endüstrisine katılmasını sağlayarak inovasyonu ve rekabeti artırır. Dijital
finansın bilgi asimetrilerini azaltma ve özelleştirilmiş finansal çözümler
180 | Spor Endüstrisinde Finansal Yapılar ve Stratejiler: Sürdürülebilirlik ve Ekonomik Büyüme
sunma yeteneği, özellikle geleneksel finans sistemi içinde giriş engelleriyle
karşılaşan küçük ve orta ölçekli spor işletmeleri için faydalı olmuştur (Li ve
ark., 2024).
Ayrıca dijital finans, spor işletmelerinin sürdürülebilirliğinde kritik
bir rol oynamaktadır. Nakit akışlarını daha iyi yönetmelerine ve finansal
riskleri azaltmalarına yardımcı olur. Blockchain ve yapay zeka gibi
dijital teknolojilerden yararlanan spor şirketleri, finansal operasyonlarını
kolaylaştırabilir, şeffaflığı artırabilir ve karar verme süreçlerini iyileştirebilir
(Li ve ark., 2024). Bu sadece inovasyonu teşvik etmekle kalmaz, aynı zamanda
spor endüstrisinin uzun vadeli finansal sağlığına katkıda bulunarak büyüme
için daha istikrarlı ve kapsayıcı bir ortam yaratır (Yao & Yang, 2022).
Spor altyapısı için kamu finansmanı yaygın olarak kullanılan bir
model olarak kalırken, dijital finansın geleneksel kamu sübvansiyonlarının
sağlayamadığı çeşitli avantajları vardır. İlk ve en önemlisi, dijital finans
yenilikçi spor işletmelerini finanse etmek için daha esnek ve verimli bir yol
sunar (Li ve ark., 2024). Kamu finansmanı, genellikle bürokratik süreçlerle
sınırlıdır ve kapsamı sınırlıdır, oysa dijital finans, işletmelerin ihtiyaçlarına
hızla uyum sağlayabilir ve zamanında finansal çözümler sunabilir (Yao &
Yang, 2022).
SONUÇ
Spor endüstrisi, küresel ölçekte büyüyen ve her geçen gün daha karmaşık
hale gelen bir yapıdadır. Bu büyüme, sporun sadece bir eğlence aracı olmaktan
çıkıp, çok boyutlu bir ekonomik aktör haline gelmesine yol açmıştır. Sporun
finansman yapıları, bu endüstrinin sürdürülebilirliğini sağlamak adına en
kritik unsurlar arasında yer almakta olup, spor kulüpleri ve organizasyonları
için uzun vadeli başarıyı belirleyen faktörlerin başında gelmektedir.
Spor ekonomisi üzerine yapılan bu çalışma, spor kulüplerinin finansman
modelleri ile sportif başarıları arasındaki ilişkiyi ve bu modellerin spor
endüstrisine olan etkilerini incelemiştir. Spor kulüplerinin, gerek amatör
gerekse profesyonel düzeyde, farklı finansman kaynaklarına ihtiyaç duyduğu
ve bu kaynakların kulüplerin mali yapısında belirleyici bir rol oynadığı
gözlemlenmiştir. Sporun endüstrileşmesiyle birlikte, sponsorluklar,
özkaynak kitlesel fonlama, borç finansmanı ve medya hakları gibi finansman
yöntemlerinin kulüplerin ekonomik sürdürülebilirliğini sağlamada önemli
bir yere sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bunun yanı sıra, spor endüstrisinde
fonlama ve finansman arasındaki karşılıklı ilişki, kulüplerin ekonomik
büyümesini etkileyen bir diğer önemli unsurdur. Fonlama, genellikle geri
ödeme gerektirmeyen kaynakların sağlanması anlamına gelirken, finansman
Muhammet Mavibaş | 181
sermaye elde etme sürecini ifade eder. Spor kulüpleri, geri ödeme zorunluluğu
olmayan fonlama kaynaklarını tercih etmekte ve bu sayede borçlanmadan
sürdürülebilirlik sağlamaya çalışmaktadır. Bununla birlikte, finansman
düzeylerinin de fonlama kaynakları üzerinde bir etkiye sahip olabileceği ve
bu iki kavramın birbirini karşılıklı olarak etkilediği bulgulanmıştır.
Sonuç olarak, spor endüstrisinde finansman modellerinin geliştirilmesi,
kulüplerin sürdürülebilirliğini artırmak ve rekabet gücünü korumak adına
hayati bir öneme sahiptir. Özellikle profesyonel spor kulüpleri, finansal
yapılarını güçlendirmek için özkaynak kitlesel fonlama, sponsorluklar ve
medya gelirleri gibi alternatif finansman kaynaklarına yönelmelidir. Aynı
zamanda, spor endüstrisinin gelecekteki büyümesi ve kulüplerin finansal
başarısı, bu finansman modellerinin doğru bir şekilde yönetilmesine ve
optimize edilmesine bağlıdır. Spor kulüplerinin finansal sürdürülebilirliği,
sadece kulüplerin başarısı için değil, aynı zamanda spor ekonomisinin genel
sağlığı için de kritik bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, spor endüstrisinin
karmaşık yapısının bir parçası olan finansman süreçleri, sadece kulüplerin
dinamikleri ile sınırlı kalmayıp, küresel ekonomik dalgalanmalardan da
etkilenmektedir. Bu nedenle, spor kulüpleri ve organizasyonları, esnek ve
uyarlanabilir finansman stratejileri geliştirerek uzun vadeli başarı ve büyüme
için uygun adımlar atmalıdır. Sporun küresel ekonomik yapıdaki yeri göz
önünde bulundurulduğunda, doğru finansal kararların alınması, sadece
kulüplerin geleceğini değil, aynı zamanda sporun toplumsal etkisini de
derinlemesine şekillendirecektir.
182 | Spor Endüstrisinde Finansal Yapılar ve Stratejiler: Sürdürülebilirlik ve Ekonomik Büyüme
Kaynaklar
Acero, I., Serrano, R., & Dimitropoulos, P. (2017). Ownership structure and
financial performance in European football. Corporate Governance: The
international journal of business in society, 17(3), 511-523.
Agha, N., & Taks, M. (2019). Economic impact of minor sporting events and
minor league teams. In P. Downward, B. Frick, B. Humphreys, T. Paw-
lowski, J. Ruseski, & B. Soebbing (Eds.), Handbook of Sports Economic
(pp. 395-404). London, United Kingdom: SAGE Publications Ltd.
Andreff, W. (2015). Disequilibrium Sports Economics: Competitive Imbalance
and Budget Constraints; Edward Elgar Publishing: Camberley, UK.
Andreff, W. (2022). Hardening the Soft Budget Constraint in Professional
Team Sports: Why Is It so Hard? In Professional Team Sports and the
Soft Budget Constraint; Edward Elgar Publishing: Camberley, UK, pp.
33–76.
Andreff, W., & Staudohar, P. D. (2000). The evolving European model of Pro-
fessional Sports Finance. Journal of Sports Economics, 1(3), 257–276.
https://doi.org/10.1177/152700250000100304
Antelli, M. (2024). The Influence of Fınancıng Structure on Professıonal Sport
Clubs’ Performance in Italian “Lnp Serie A2” League. (Master Thesis),
Vytautas Magnus University, Faculty of Economics and Management,
Kaunas.
Asan S. & Çingöz, Y.E. & Paktaş,Y. (2021). Takım ve Bireysel Spor Yapan Bi-
reylerin Bilişsel Davranışçı Fiziksel Aktivite Düzeylerinin Karşılaştırılma-
sı, Atatürk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 23(2).
Aydın, G., & Belli, E. (2022). Spor pazarlamasında rebranding ve debranding
uygulamaları. Akdeniz Spor Bilimleri Dergisi, 5(Özel Sayı 1), 548-561.
Barringer, B. R., & Ireland, R. D. (2022). Entrepreneurship: Successfully laun-
ching New Ventures. Pearson.
Baumann, R., Engelhardt, B., & Matheson, V. A. (2012). Labor Market Effects
of the World Cup: A Sectoral Analysis. In W. Maennig & A. Zimbalist
(Eds.), International Handbook on the Economics of Mega Sporting Events
(pp. 377-391). Edward Elgar Publishing.
Belli, E., & Saraçoğlu, Y. Y. (2021). The relationship between the economic
development levels of the countries and their sporting achievements in
the 2020 Tokyo Olympics. J. Educ. Issues, 7, 33-42.
Belli, E., Bedir, F., & Turan, M. (2019). Üniversite öğrencilerinin spora yönelik
tutumlari ile yaşam doyumlari arasindaki ilişkinin incelenmesi. Erzurum
Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (9), 89-103.
Bertheussen, B.A., & Solberg, H.A. (2022). Soft Budget Constraints and Ins-
titutional Logics in European Football. In Professional Team Sports and
Muhammet Mavibaş | 183
the Soft Budget Constraint; Edward Elgar Publishing: Camberley, UK,
pp. 12–32.
Besson, E. (2008). Accroître la Compétitivité des Clubs de Football Profession-
nel Français. Available online: https://www.viepublique.fr/sites/default/
files/rapport/pdf/084000693.pdf (accessed on 15 October 2022).
Blemings, B., & Humphreys, B. (2024). Public Financing of Professional
Sports Facilities and Drug Asset Forfeiture. Public Finance Review,
52(4), 439-465.
Bradbury, J. C., Coates, D., & Humphreys, B. R. (2023). The impact of profes-
sional sports franchises and venues on local economies: A comprehensive
survey. Journal of Economic Surveys, 37(4), 1389-1431.
Braillard, T. (2016). Grande Conférence Sur Le Sport Professionnel Fran-
çais. Available online: https://institut-isbl.fr/wpcontent/uploads/si-
tes/3/2016/05/ConfSportPro_2016_Rapport_exe.indd-confsport-
pro_2016_rapport_hd4.pdf (accessed on 15 October 2022).
Breuer, C., Hallmann, K., Wicker, P., & Feiler, S. (2011). Financing of Sport
Facilities in Germany. Gd. Stades, 135–149.
Buckle, M., & Huang, C. (2018). The efficiency of sport betting markets: An
analysis using arbitrage trading within Super Rugby. International Jour-
nal of Sport Finance, 13, 279–294.
Carvache-Franco, M., Hassan, T., Orden-Mejía, M., Carvache-Franco, O., &
Carvache-Franco, W. (2024). Motivations and satisfaction of sports tou-
rists during the FIFA world cup in Qatar 2022. Heliyon, 10(5).
Çeyiz, S., & Özbek, O. (2014). Küreselleşme Ve Spor Etkileşimi. International
Journal Of Sport Culture And Science. 2(Special Issue 1). 487-495.
Çingöz, Y. E., Altuğ, T., Şensoy, C., Turan, M., Yönal, M., & Akın, H. (2022).
Bireylerin sportif rekreasyonel aktivitelere ilişkin sağlık inancı ve sağlıklı
yaşam biçimi davranışlarının incelenmesi. The Online Journal of Recreati-
on and Sports, 11(1), 1-18.
DAZN. (2024). FIFA World Cup hosts: List of every country that has ever sta-
ged the famous tournament. Erişim Tarihi: 12 Eylül 2024, https://www.
dazn.com/en-US/news/soccer/fifa-world-cup-hosts-list-of-every-countr-
y-that-has-ever-staged-the-famous-tournament/1oj5lmkizmhej1h2v-
b30u3kx09
Deloitte, (2020). Annual Review of Football Finance 2020, 1-36.
Deloitte, (2021). Annual Review of Football Finance 2021, 1-64.
Demir, E., Ersan, O., & Popesko, B. (2022). Are Fan Tokens Fan Tokens? Fi-
nance Research Letters, 102736. doi:10.1016/j.frl.2022.102736
Dermit-Richard, N., & François, A. (2022). Budget Constraints in French Pro-
fessional Football: Contrasting Situations. In Professional Team Sports
184 | Spor Endüstrisinde Finansal Yapılar ve Stratejiler: Sürdürülebilirlik ve Ekonomik Büyüme
and the Soft Budget Constraint; Edward Elgar Publishing: Camberley,
UK, pp. 77–102.
Deutscher, C., Frick, B., & O¨ tting, M. (2018). Betting market inefficiencies
are short-lived in German professional football. Applied Economics, 50,
3240–3246.
Di Simone, L., & Zanardi, D. (2021). On the relationship between sport and
financial performances: an empirical investigation. Managerial Finance,
47(6), 812-824.
Dockorea. (2024). 2002 FIFA World Cup: South Korea’s Miracle on the Pitch.
Erişim Tarihi: 12 Eylül 2024, https://dockorea.com/2002-2/
Dubinsky, Y. (2024). Clashes of cultures at the FIFA World Cup: Reflections
on soft power, nation building, and sportswashing in Qatar 2022. Place
Branding and Public Diplomacy, 20(2), 218-231.
Ekmekçi, A., Ekmekçi, R., & İrmiş, A. (2013). Küreselleşme Ve Spor Endüst-
risi. Pamukkale Journal of Sport Sciences. 4(1). 91-117.
Franck, E. (2015). Regulation in Leagues with Clubs’ Soft Budget Constraints:
The Effect of the New UEFA Club Licensing and Financial Fair Play
Regulations on Managerial Incentives and Suspense. In Disequilibrium
Sports Economics; Edward Elgar Publishing: Camberley, UK.
Franck, E. (2018). European Club Football after “Five Treatments” with Finan-
cial Fair Play—Time for an Assessment. International Journal of Financi-
al Studies, 6, 97. doi:10.3390/ijfs6040097
Gallagher, D., Gilmore, A., & Stolz, A. (2012). The strategic marke-
ting of small sports clubs: From fundraising to Social Entrepreneur-
ship. Journal of Strategic Marketing, 20(3), 231–247. https://doi.
org/10.1080/0965254x.2012.657225
Graham, S. R., & Makowsky, M. D. (2021). Local government dependence
on criminal justice revenue and emerging constraints. Annual Review of
Criminology, 4(1), 311-330.
Gratton, C., & Taylor, P. (2000). Economics of sport & recreation. London:
E & FN Spon.
Groothuis, P. A., & Rotthoff, K. W. (2016). The Economic Impact and Civic
Pride Effects of Sports Teams and Mega-Events: Do The Public and the
Professionals Agree? Economic Affairs, 36(1), 21-32.
GSIC. (2021). The sports industry and the digital transformation: 5 years ahead
[Report]. Available at: https://sport-gsic.com/
Hagn, F., & Maennig, W. (2007). Labour Market Effects of the 2006 Soccer
World Cup in Germany. Chair for Economic Policy, University of Hamburg.
Haldarov, Z., Asteriou, D., & Trachanas, E. (2020). The impact of bank ow-
nership on lending behavior: Evidence from the 20082009 financial cri-
Muhammet Mavibaş | 185
sis. International Journal of Finance & Economics, (in press). http://doi.
org/10.1002/ijfe.2256.
Humphreys, B. R. (2023). Professional Sports Subsidies and Urban Congesti-
on Externalities: Assessing 50 Years of Failed Urban Economic Develop-
ment Policies. Eastern Economic Journal, 49(4), 457-474.
Jacobsen, Å., Kringstad, M., & Olsen, T.-E. (2021). Extraordinary Funding
and a Financially Viable Football Industry—Friends or Foes? A Norwe-
gian Football League Perspective. Sustainability, 13, 2788. doi:10.3390/
su13052788
John, G., Sheard, R., & Vickery, B. (2016). Stadia: The Populous Design and
Development Guide; Routledge: London, UK.
Karataş, E. Ö., Savaş, B. Ç., & Karataş, Ö. (2021). Beden eğitimi, spor ve
oyunun sosyalleşme üzerine etkisi. Kafkas Üniversitesi Spor Bilimleri Der-
gisi, 1(1), 1-16.
Kılıç M, Arslan A. (2018). Parçalanmış aileye mensup lise öğrencilerinin sos-
yalleşmesinde sporun etkisi. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi. 17(66),
505-517.
Kobierecki, M. M., & Pierzgalski, M. (2022). Sports Mega-Events and Econo-
mic Growth: A Synthetic Control Approach. Journal of Sports Economics,
23(5), 567-597.
Kornai, J. (1979). Resource-Constrained versus Demand-Constrained Systems.
Econometrica, 47, 801–819. doi:10.2307/1914132
Kornai, J. (1986). The Soft Budget Constraint. Kyklos, 39, 3–30. do-
i:10.1111/j.1467-6435.1986.tb01252.x
Kornai, J., Maskin, E., & Roland, G. (2003). Understanding the Soft Bud-
get Constraint. Journal of Economic Literature, 41, 1095–1136.
doi:10.1257/jel.41.4.1095
Lang, M., Rathke, A., & Runkel, M. (2010). Comparative Analysis of Costs
and Economic Effects of the FIFA World Cups (1998-2018). Region et
Developpement, 31, 47-64.
Lee, C. K., & Taylor, T. (2005). Critical reflections on the economic impact as-
sessment of a mega-event: The case of 2002 FIFA World Cup. Tourism
Management, 26(4), 595-603.
Leeds, M. A., Allmen, P. V., & Matheson, V. A. (2018). The economics of
sports. New York: Routledge.
Li, D., Wu, Z., & Wu, Q. (2024). How Does Digital Finance Affect Sports En-
terprise Innovation? Evidence from Chinese Sports Listed Enterprises.
Sustainability, 16(14), 5847.
Maskin, E., & Xu, C. (2001). Soft Budget Constraint Theories: From
Centralization to the Market. Economics of Transition, 9, 1–27.
doi:10.1111/1468-0351.00037
186 | Spor Endüstrisinde Finansal Yapılar ve Stratejiler: Sürdürülebilirlik ve Ekonomik Büyüme
Miragaia, D., Ferreira, J., Carvalho, A., & Ratten, V. (2019). Interactions
between financial efficiency and sports performance: Data for a sustai-
nable entrepreneurial approach of European professional football clubs.
Journal of Entrepreneurship and Public Policy, 8(1), 84-102.
Moulard, J. (2018). Nouvelle Ressource et Évolution Du Business Model: Une
Équation à Plusieurs Inconnues: Le Cas Des Nouveaux Stades Du Foot-
ball Français; Normandie Université: Rouen, France.
New World Encyclopedia. (2024). World Cup. Erişim Tarihi: 12 Eylül 2024,
https://www.newworldencyclopedia.org/entry/World_Cup
Nikkinen, J., Piljak, V., & Rothovius, T. (2020). Impact of the 2008–2009
financial crisis on the external and internal linkages of European fron-
tier stock markets. Global Finance Journal, 46, 100481. http://doi.or-
g/10.1016/j.gfj.2019.100481
Noll, R. G. (2014). The organization of sports leagues. Oxford Review of Eco-
nomic Policy, 19(4), 530–551. https://doi.org/10.1093/oxrep/19.4.530
Ongan, T. H., & Demiröz, D. M. (2010). Akademik futbol. İstanbul: Hiper-
link Yayınları, s.28.
Parks Janet, B., & Zanger Beverly, R. K. Quarterman Jerome (1998). Contem-
porary sport manajement.
Route, D., Lorenzon, L., & Sironi, E. (2020). The relationship between go-
vernance structure and football club performance in Italy and England.
Sport, Business and Management: An International Journal, 10(1),
17-37.
Savaş, B. Ç. (2022). Investigation of the Competitive Balance in the Euro-
pe’s Big Five Leagues and the Turkish Super League: The Ten Seasons
Between 2011/2012-2020/2021. SPORMETRE Beden Eğitimi ve Spor Bi-
limleri Dergisi, 20(2), 91-104.
Scharnowski, M., Scharnowski, S., & Zimmermann, L. (2023). Fan To-
kens: Sports and Speculation on the Blockchain, Journal of Internatio-
nal Financial Markets, Institutions & Money, 89, 1-27. doi:10.1016/j.
intfin.2023.101880
Schwienbacher, A., & Larralde, B. (2010). Crowdfunding of small entrep-
reneurial ventures. SSRN Electronic Journal. https://doi.org/10.2139/
ssrn.1699183
Seguin, P. (2008). Grands Stades—Rapport de La Commission Euro 2016.
Available online: https://investisseur.olympiquelyonnais.com/images/
PDF/Rapport-de-la-Comission-Grands-Stades-EURO-2016.pdf (acces-
sed on 15 October 2022).
Setala, H. (2015). Possibilities and ways of funding sports clubs in Finland.
University of Apllied Sciences.
Muhammet Mavibaş | 187
Sharman, S., Piper, T., McGrane, E., & Newall, P. W. (2024). Gambling adverts
in live TV coverage of the Qatar 2022 FIFA Men’s World Cup. Addiction
Research & Theory, 32(4), 237-244.
Sporting News. (2024). World Cup hosts: All-time countries, cities, tournament his-
tory. Erişim Tarihi: 12 Eylül 2024, https://www.sportingnews.com/us/soc-
cer/news/world-cup-hosts-all-time-countries-cities-tournament-history/
exuiu1eppyhc1mxzo9v0lua1
Storm, R.K., & Nielsen, K. (2012). Soft Budget Constraints in Professional
Football. European Sport Management Quarterly, 12, 183–201. doi:10.
1080/16184742.2012.669389
Sun, Y.-Y., Rodriguez, A., Wu, J.-H., & Chuang, S.-T. (2013). Why hotel ro-
oms were not full during a hallmark sporting event: The 2009 World
Games experience. Tourism Management, 36(C), 469-479.
Turan, M., Mavibaş, M., & Savaş, B. Ç. (2022). Spor bilimleri fakültesi öğ-
rencilerinin sporda mental dayanıklılık düzeylerinin incelenmesi. Kafkas
Üniversitesi Spor Bilimleri Dergisi, 2(2), 52-70.
Vidal-Tomás, D. (2022). Blockchain, sport and fan tokens. Munich Personal
RePEc Archive. MPRA Paper No. 111350. https://mpra.ub.uni-muen-
chen.de/111350/
Wikipedia. (2024). Economics of the FIFA World Cup. Erişim Tarihi: 12 Eylül 2024,
https://en.wikipedia.org/wiki/Economics_of_the_FIFA_World_Cup
Wilson, R. (2006). The economic impact of local sport events: Significant, li-
mited or otherwise? A case study of four swimming events. Managing
Leisure, 11, 57–70.
Wilson, R., Plumley, D., & Ramchandani, G. (2013). The relationship between
ownership structure and club performance in the English Premier Lea-
gue. Sport, Business and Management: An International Journal, 3(1),
19-36.
Ertek, T. (2015). Temel Ekonomi, Genişletilmiş 4. Baskı, İstanbul: Beta Basım
Yayım Dağıtım.
Rehber, E. (2012). Temel ekonomi. Ekin Yayınevi.
Stanford, J. (2015). Economics for everyone. London: Pluto Press.
Türk, A. (2014) Ekonomi, Hiperlink.
Laine, A., & Vehmas, H. (2017). Getting a grip on the private sport sector in
Europe. The private sport sector in Europe: A cross-national comparative pers-
pective, 1-16.
Legg, D., Foster, G., Greyser, S. A., & Walsh, B. (2009). The Business of
Sports: Text and Cases on Strategy and Management.
ResearchGate has not been able to resolve any citations for this publication.
Article
Full-text available
In this study, we set two goals: develop and test a method for assessing a person’s motivational profile, based on psychological and content analysis of the text and applicable to motivation for sports and a healthy lifestyle and test automated text analysis programs based on artificial intelligence and compare their performance with each other and with traditional expert content analysis. The selection of programs was made from 65 text analysis programs and 12 artificial intelligence-based chatbots. A total of 12 texts were used for the study, including three long interviews and speeches, and 9 short (2-6 sentences) posts on social media and online media. The evaluated texts contain 5,787 words, of which 91% are originally in Chinese and 9% in English. The content analysis methodology was substantiated in detail in our previous publications.
Article
Full-text available
In the context of the digital economy, digital finance has emerged as a new driving force for the sustainable and high-quality development of the sports industry. The sports industry promotes economic growth, social well-being, and environmental sustainability. However, the sustainable development of the sports industry faces challenges such as insufficient innovation and a lack of diverse financing channels. This study has investigated the impact of digital finance on sports enterprise innovation in China, focusing on the mediating role of financing constraints. Employing a panel dataset of 95 listed Chinese sports enterprises from 2011 to 2020, we conducted random-effects GLS regression and mediation analyses to examine the interrelationships among digital finance, financing constraints, and sports enterprise innovation. The empirical results have confirmed the positive role of digital finance in promoting sports enterprise innovation and alleviating financing constraints. Financing constraints negatively influence sports enterprise innovation and partially mediate the relationship between digital finance and innovation. The heterogeneity analyses have revealed that the impact of digital finance on innovation was more pronounced in the eastern region of China, and among both the major and small and mid-sized sports enterprises, with the latter potentially benefiting more. Our findings have highlighted the transformative potential of digital finance in driving inclusive innovation within the sports industry by providing accessible financing solutions and reducing information asymmetries. This study has contributed to the literature on digital finance, financing constraints, and enterprise innovation in the sports industry context, offering valuable insights for sports enterprises, policymakers, and financial institutions in leveraging digital finance to foster innovation-driven growth.
Article
Full-text available
The aim of this study was to investigate whether there is a difference between the Functional Movement Screening (FMS), dynamic balance and drop jump values of male and female athletes and non-athletes. 41 athletes (23 male and 18 female) and 27 non-athletes (14 male and 13 female) participated in this study. FMS, Y balance, 40 and 50 cm drop jump tests values of participants were collected, respectively. Data were analyzed by using SPSS 22.0 statistical program. Two Independent Samples t-test was used to analyze the differences between groups. Comparisons of athlete male-female groups demonstrated significant differences in terms of FMS, 40-50 cm height, flight times, power, Reactive Strenght Index (RSI) and 50 cm ground contact times, that of non-athlete male-female indicated significant differences in regard to right leg Y Balance Test Composite Scores, 40-50 cm jumping height, flight times, power and RSI values. Moreover, there are significant differences in terms of FMS scores in athlete-nonathlete female groups (p<0.05). Regardless of sportiveness, significant differences were found in 40-50 cm jumping height, flight times, power, RSI, contact times between genders. FMS scores can serve as a guide for long-term athlete development and injury prevention programs. Keywords: Dynamic balance, functional motion analysis, jump performance.
Article
Full-text available
The purpose of this article is to discuss clashing narratives around the Qatar 2022 FIFA World Cup through the lenses of nation branding, public diplomacy, and country image. Beyond the athletic competition, Qatar 2022 was also a cultural clash between East and West, or the Global North and the Global South as it was the first time such a significant mega-event was held in the Arab and Muslim world. While western countries and media framed the event as a sportswashing attempt by Qatar to distract from the death toll of migrant workers, corruption, discriminative policies against the LGBTQ community, and environmental damage, the Qataris positioned the competition as part of a long-term nation building strategy, while counter-criticizing using whataboutism and even through accusations of orientalism and Islamophobia. This case study discusses five areas of dualities in which nation branding and related fields manifested through Qatar 2022: (a) Clashes of civilizations and colonial imperialism, (b) Sportswashing, soft Power, and nation building, (c) Nationalism in a globalized world, (d) Everyone can engage in cultural diplomacy, and (e) Sustainability, inclusion, and greenwashing. The study is significant as it contributes to existing literature nuanced, critical, and at times self-contradicting discussion on sports, nation branding, and related fields, in the context of globalization and the complexity of Middle East geopolitics.
Article
Local governments provide many crucial services from limited budgets, yet often subsidize the profitable, private businesses in professional sports leagues in the United States. Policing represents one important public service. Policing typically constitutes large portions of government budgets and also generates revenue through fines and forfeitures. Existing evidence suggests that large municipal expenditures in other areas can have an ambiguous effect on policing outcomes. This paper addresses the question of whether large public expenditures on sports facilities affect drug asset forfeiture using two-way fixed effects (TWFE) and generalized dynamic model specifications (GDMS). The results are similar across estimation methods, with static TWFE results suggesting a treatment effect of 1,2745,589inadditionalforfeiturepermillioninsubsidiesandresultsfromthenewerGDMSestimatorssuggesting1,274–5,589 in additional forfeiture per million in subsidies and results from the newer GDMS estimators suggesting 7,703 per million in subsidies. The results imply that, beyond generating no tangible local economic benefits, public subsidization of sports facilities also leads police to make up budget shortfalls by more aggressive policing, which has important implications for racial equity.
Article
This study aimed to identify the motivations of sports tourists to attend Soccer World Cups and to determine the motivational dimensions that predict their satisfaction. The research took place in Doha, the capital of Qatar, during the FIFA World Cup in 2022, where 503 valid questionnaires were collected. Exploratory factor analysis and linear regression with the Enter method were used for data analysis. The results show four motivational dimensions: Sports Passion, Escape & Relaxation, Patriotism & Attachment, and Recreation. Additionally, a positive and significant relationship was found between the Escape & Relaxation factor and overall satisfaction. In contrast, a negative correlation was identified between the Patriotism & Attachment dimension and satisfaction. These findings will contribute to the academic literature related to the Soccer World Cups as part of sports tourism and will also assist sporting event organizers in developing marketing and management plans to benefit this tourist demand.