Content uploaded by Ahmet Zahid Demirciler
Author content
All content in this area was uploaded by Ahmet Zahid Demirciler on Jan 06, 2024
Content may be subject to copyright.
R u m e l i S E
M ay 14-15, 2 022
İ s t an b u l -T ü r ki y e
4th I n t e r n a t i o n a l R u m e l i
[ L a n g u a g e , L i t e r a t u r e
a n d T r a n s l a t i o n S t u d i e s ]
Sym p o s i u m
28
1.A.3.2. Çok taraflı teşbihler
Dr. Ahmet Zahid DEMİRCİLER
Kırklareli Üniversitesi, Kırklareli, Türkiye
Belagat kitaplarına göre teşbih tarafları müteaddid olabilir. Sözlük anlamıyla kullanılan
“müteaddid” kelimesi ‘birden çok olma’yı ifade eder. Taraflar birden çok olunca aslında teşbih
sayısı da birden çok olur. Birden fazla teşbihe, çok taraflı nitelemesiyle ayrıca değinilmesi, bir
IV. U l u s l a r a r a s ı R u m e l i
[ D i l , E d e b i y a t , Ç e v i r i ]
S e m p o z y u m u
R u m e l i S E
14-15 M ay ıs 2 02 1
İ s t a nb u l - Tü r k i ye
29
şiir veya nesir parçasında bir arada kullanılmaları durumuna mahsustur. Çoklu teşbihler,
birleşik (mürekkeb) teşbihlerle birbirine karışabilmektedir. Bu bildiride iki örnek üzerinden
aralarındaki fark gösterilecektir. Türk belagatçilerinden Mîrdûhîzâde, Rusçuklu ve İbnü ’l-
Kâmil tarafından Nedîm’den alınan “ruḫı gül lebleri mül ḳāmeti serv-i revān olsun / olursa bārī
dilber böyle şūḫ-ı nüktedān olsun” beyti çok taraflı teşbihe güzel bir örnektir. Burada sevgilinin
‘yanak’ı güle, ‘dudaklar’ı ‘şarap’a, ‘boy’u serviye benzetilmiştir. Benzetme yönü sırasıyla
‘kırmızılık’, ‘kırmızılık ve şiddetle tesir etme’ ve ‘düzgünlük’tür. Burada tarafları ve benzetme
yönü farklı üç ayrı teşbih mevcuttur. Şairin sevgiliyi övme bağlamında bu üç teşbihi bir beyitte
toplaması dolayısıyla ‘çoklu’ olarak adlandırılırlar. Bilgegil, çoklu teşbihin bir türüne örnek
verdiği Şeyh Gâlib’in “ṣahbā-yı lebüñ ceşm-i füsūn-kāra mı maḫṣūṣ / feyż-i dem-i ʿĪsā iki
bīmāra mı maḫṣūṣ” beytinde sahbâ-yı lebin feyz-i dem-i Îsâya, çeşm-i füsûn-kârın iki bîmâra
benzetildiğini söylemiştir. Bunlar arasında benzerlik ilgisi kurmak elbet mümkündür. Fakat iki
cümlede de tekrar eden mı maḫṣūṣ yüklemi daha farklı bir ortaklığa işaret etmektedir. Aslında
şair ‘şifalı bir nesnenin tesirinin yalnızca iki nesneyle sınırlı olamayacağı’ yönüyle ‘sevgilinin
dudakları ve gözleri’nden oluşan öbeği, ‘Hz. İsa’nın şifalı nefesi ve iki hasta’dan (alacalı ve
âmâ) oluşan öbeğe benzetmektedir. Hz. İsa’nın nefesinin şifasının yalnızca iki hastayla sınırlı
olmadığı söylenerek ölüleri de dirilttiği ima ediliyor. Buna bağlı olarak da sevgilinin dudağının
iki gözüne mahsus olmadığı söylenerek aşığa can vermesi arzu ediliyor. Bu arzunun
anlaşılması veya açıklanması için burada çoklu teşbihler değil tarafları birleşik bir teşbih tespit
etmek gerekir. İkinci örnektekine benzer karışıklıklar başka kaynaklarda da görülmektedir. Bu
tür örneklerde teşbihler birleştirilerek bir teşbih oluşturulabiliyorsa üslup, çoklu teşbih değil
birleşik teşbih olarak tespit edilmelidir.
Anahtar kelimeler: Müteaddid teşbih, mürekkeb teşbih, belagat, beyan, klasik Türk edebiyatı