Conference PaperPDF Available

Betonarme Çerçevelerde Yeni Bir Eğilmeli Çelik Sönümleyicinin Deneysel Olarak İncelenmesi

Authors:

Abstract

Pasif sönümleyiciler farklı şekillerde çok uzun süredir kullanılmakta ve üzerinde araştırmalar yapılmaktadır. Pasif sönümleyici olarak nitelendirilen eğilmeli metalik sönümleyiciler moment aktaran çelik çerçevelerde ve betonarme (BA) çerçevelerle kullanılabilmektedir. Günümüzde bununla ilgili birçok çalışma ve ticari uygulama mevcuttur. Hastane gibi önemli yapılarda kullanılan ve bu alanda en çok tercih edilen, uygulamada yaygın olarak kullanılan bir diğer tip ise yapı ile zemin arasına yerleştirilen sismik taban izolatörleridir. Bir başka pasif sönümleyici sistem ise yapının çerçeveleri arasına konulan hidrolik sönümleyiciler olarak sayılabilir. Bu sistemler yapının sönüm oranını büyük oranda arttırmakta ve yapının deprem anındaki davranışını geliştirmektedir. Pasif sönümleyici sistemler içerisinde eğilmeli metalik sönümleyiciler neredeyse ön yatırım maliyeti gerektirmeyen ve de üretimi çok kolay olan sistemlerdir. Bu sistemin ilk ortaya çıkışı 1972 yılında Kelly, J. M. ve arkadaşlarının ortaya koyduğu bir fikirle olmuştur. Bu sistemin çalışma prensibi deprem anında metal parçaların çıkan büyük enerjiyi şekil değiştirerek soğurması şeklindedir. Yapının deprem anındaki salınımı sırasında metal parçalar akma, burulma, burkulma, yırtılma ve buruşma gibi şekillerde hasar görerek deprem enerjisini soğurur. Uygun türdeki metalden imal edilmiş bu sistem yapının çerçeveleri arasına yerleştirilir ve yapının sönüm oranını büyük oranda arttırmasının yanında belirli bir oranda rijitlik artışı da sağlar. Bu sistemlerin ilk ortaya konduğu tarihten günümüze birçok çalışma yapılmış ve önerilen farklı tipteki metalik sönümleyiciler üzerinde hem deneysel çalışmalar yapılmış hem de nümerik olarak oluşturulmuştur. Laboratuvarda öncül modelleri hazırlanan sistemler 1980 yılına kadar birçok gerçek yapı üzerinde hem güçlendirme amaçlı hem de ilk tasarım ve inşa aşamasında kullanılmıştır. Bunlardan ilki Yeni Zelanda'daki Rangitikei Köprü ayaklarında kullanılan metalik burulma kirişidir. Bir diğeri ise 1989 yılında Loma Prieta depreminde yapısal hasar gören Wells Fargo Bankasında kullanılan metalik eğilmeli sönümleyicilerdir. Ayrıca bu sönümleyici Amerika Birleşik Devletleri'nde kullanılan ilk metalik eğilmeli sönümleyici olma özelliğini de taşır. 1985 yılında Mexico depreminde hasar görerek güçlendirilen ancak 1986 ve 1989 yıllarındaki depremlerle tekrar hasar gören 12 katlı Izazaga binası yaklaşık 250 adet metalik eğilmeli sönümleyici ile güçlendirilmiştir. Yine 1985 Mexico depreminde hasar gören 6 katlı bir hastanenin kardiyoloji bloğu da 90 adet metalik eğilmeli sönümleyici kullanılarak güçlendirilmiştir. Mexico'da 3 bloklu bir apartman 1992 yılında 40 açıklıkta metalik sönümleyiciler ile güçlendirilmiş ve çatı ötelenmesinde %20, katlardaki en büyük yanal ötelenmede ise %20 iyileşme olduğu görülmüştür. Pasif metalik eğilmeli sönümleyicilerin diğer sistemlere göre bir avantajı da basit metal elemanlardan oluşmaları ve üretimi için çok az mühendislik tecrübe birikimi gerekmesidir. Ayrıca üretim maliyetleri çok düşüktür. Çoğunlukla malzeme olarak çelik, yumuşak çelik, alüminyum, kurşun veya bakır tercih edilmektedir. Sönümleyici sistemin farklı elemanlarını birleştirmek için kaynak veya bulon kullanılır. Bu sebeple üretimi ve montajı sismik taban izolatörleri veya hidrolik sistemlere göre çok daha kolaydır. Ayrıca üretim tesisi gibi büyük ön yatırım masraflarına da ihtiyaç yoktur. Bu çalışmada toplam 9 adet eş ve birebir ölçekli BA çerçevenin sabit düşey yük (1000kN) altında farklı kat ötelenme seviyelerinde yük-deplasman davranışı tekrarlı tersinir yüklemeler ile incelenmiştir. Bu çerçevelerden bazıları içerisine tasarımı farklı pasif eğilmeli çelik sönümleyiciler bulunmaktadır. BA çerçevelerin boyutları ve donatı detayları Şekil 1'de verilmiştir. Çerçevelerde kullanılan sönümleyiciler ise Tablo 1'de verilmiştir. BA çerçeveler 3 farklı zamanda 3'erli olarak C30/37 hazır beton kullanılarak laboratuvar ortamında üretilmiştir. Tablo 1'de görüldüğü üzere iki BA çerçevede sönümleyici kullanılmamış ve çerçevenin sönümleyiciler olmadan davranışı incelenmiştir (Şekil 2). Bir adet deney yatay yükleme sisteminin bir hatasından dolayı kontrolsüz hareketi sonucunda iptal edilmek durumunda kalınmıştır. Kalan altı adet BA çerçevede ise altı farklı sönümleyici kullanılmıştır.
BETONARME ÇERÇEVELERDE YENİ BİR EĞİLMELİ ÇELİK
SÖNÜMLEYİCİNİN DENEYSEL OLARAK İNCELENMESİ
Ömer Karagöz1, Mizan Doğan2
1Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, İnşaat Müh. Bölümü,
Eskişehir
okaragoz@ogu.edu.tr
GENİŞLETİLMİŞ ÖZET
Pasif sönümleyiciler farklı şekillerde çok uzun süredir kullanılmakta ve üzerinde araştırmalar
yapılmaktadır. Pasif sönümleyici olarak nitelendirilen eğilmeli metalik sönümleyiciler moment aktaran çelik
çerçevelerde ve betonarme (BA) çerçevelerle kullanılabilmektedir. Günümüzde bununla ilgili birçok çalışma ve
ticari uygulama mevcuttur. Hastane gibi önemli yapılarda kullanılan ve bu alanda en çok tercih edilen, uygulamada
yaygın olarak kullanılan bir diğer tip ise yapı ile zemin arasına yerleştirilen sismik taban izolatörleridir. Bir başka
pasif sönümleyici sistem ise yapının çerçeveleri arasına konulan hidrolik sönümleyiciler olarak sayılabilir. Bu
sistemler yapının sönüm oranını büyük oranda arttırmakta ve yapının deprem anındaki davranışını geliştirmektedir.
Pasif sönümleyici sistemler içerisinde eğilmeli metalik sönümleyiciler neredeyse ön yatırım maliyeti
gerektirmeyen ve de üretimi çok kolay olan sistemlerdir. Bu sistemin ilk ortaya çıkışı 1972 yılında Kelly, J. M. ve
arkadaşlarının ortaya koyduğu bir fikirle olmuştur. Bu sistemin çalışma prensibi deprem anında metal parçaların
çıkan büyük enerjiyi şekil değiştirerek soğurması şeklindedir. Yapının deprem anındaki salınımı sırasında metal
parçalar akma, burulma, burkulma, yırtılma ve buruşma gibi şekillerde hasar görerek deprem enerjisini soğurur.
Uygun türdeki metalden imal edilmiş bu sistem yapının çerçeveleri arasına yerleştirilir ve yapının sönüm oranını
büyük oranda arttırmasının yanında belirli bir oranda rijitlik artışı da sağlar.
Bu sistemlerin ilk ortaya konduğu tarihten günümüze birçok çalışma yapılmış ve önerilen farklı tipteki
metalik sönümleyiciler üzerinde hem deneysel çalışmalar yapılmış hem de nümerik olarak oluşturulmuştur.
Laboratuvarda öncül modelleri hazırlanan sistemler 1980 yılına kadar birçok gerçek yapı üzerinde hem
güçlendirme amaçlı hem de ilk tasarım ve inşa aşamasında kullanılmıştır. Bunlardan ilki Yeni Zelanda’daki
Rangitikei Köprü ayaklarında kullanılan metalik burulma kirişidir. Bir diğeri ise 1989 yılında Loma Prieta
depreminde yapısal hasar gören Wells Fargo Bankasında kullanılan metalik eğilmeli sönümleyicilerdir. Ayrıca bu
sönümleyici Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanılan ilk metalik eğilmeli sönümleyici olma özelliğini de taşır.
1985 yılında Mexico depreminde hasar görerek güçlendirilen ancak 1986 ve 1989 yıllarındaki depremlerle tekrar
hasar gören 12 katlı Izazaga binası yaklaşık 250 adet metalik eğilmeli sönümleyici ile güçlendirilmiştir. Yine 1985
Mexico depreminde hasar gören 6 katlı bir hastanenin kardiyoloji bloğu da 90 adet metalik eğilmeli sönümleyici
kullanılarak güçlendirilmiştir. Mexico’da 3 bloklu bir apartman 1992 yılında 40 açıklıkta metalik sönümleyiciler
ile güçlendirilmiş ve çatı ötelenmesinde %20, katlardaki en büyük yanal ötelenmede ise %20 iyileşme olduğu
görülmüştür.
Pasif metalik ilmeli sönümleyicilerin diğer sistemlere göre bir avantajı da basit metal elemanlardan
oluşmaları ve üretimi için çok az mühendislik tecrübe birikimi gerekmesidir. Ayrıca üretim maliyetleri çok
düşüktür. Çoğunlukla malzeme olarak çelik, yumuşak çelik, alüminyum, kurşun veya bakır tercih edilmektedir.
Sönümleyici sistemin farkelemanlarını birleştirmek için kaynak veya bulon kullanılır. Bu sebeple üretimi ve
montajı sismik taban izolatörleri veya hidrolik sistemlere göre çok daha kolaydır. Ayrıca üretim tesisi gibi büyük
ön yatırım masraflarına da ihtiyaç yoktur.
Bu çalışmada toplam 9 adet eş ve birebir ölçekli BA çerçevenin sabit düşey yük (1000kN) altında farklı
kat ötelenme seviyelerinde yük-deplasman davranışı tekrarlı tersinir yüklemeler ile incelenmiştir. Bu
çerçevelerden bazıları içerisine tasarımı farklı pasif eğilmeli çelik sönümleyiciler bulunmaktadır. BA çerçevelerin
boyutları ve donatı detayları Şekil 1’de verilmiştir. Çerçevelerde kullanılan sönümleyiciler ise Tablo 1de
verilmiştir. BA çerçeveler 3 farklı zamanda 3’erli olarak C30/37 hazır beton kullanılarak laboratuvar ortamında
üretilmiştir.
Tablo 1’de görüldüğü üzere iki BA çerçevede sönümleyici kullanılmamış ve çerçevenin sönümleyiciler
olmadan davranışı incelenmiştir (Şekil 2). Bir adet deney yatay yükleme sisteminin bir hatasından dolayı
kontrolsüz hareketi sonucunda iptal edilmek durumunda kalınmıştır. Kalan altı adet BA çerçevede ise altı farklı
sönümleyici kullanılmıştır.
Tablo 1. BA Çerçevelerde Kullanılan Sönümleyici Tipleri
BA Çerçeve No
Sönümleyici Tipi
Sönümleyici Adlandırması
Açıklama
1
Yok
-
-
2
Tip 1
Yarıklı (Slit)
-
3
Tip 2
RMS-TADAS (Multi Step Restricted TADAS)
Tam ve yarım boy üçgen levhalar
4
Deney iptal edildi
-
Yatay yükleme sisteminde meydana
gelen bir arıza sebebiyle
5
Yok
-
-
6
Tip 3
MS-TADAS (Multi Step TADAS)
Tam boy üçgen levhalar
7
Tip 4
MSV-TADAS (Multi Step Variable TADAS)
Tam boy üçgen levhalar, 3 ince + 4 kalın
8
Tip 5
MSV-TADAS (Multi Step Variable TADAS)
Tam boy üçgen levhalar, 4 kalın + 3 ince
9
Tip 6
U-TADAS (Unhindered TADAS)
Tam boy üçgen levhalar, 7 eş kalınlıkta
Tip1 sönümleyici literatürde çokça araştırılmış ve davranışı çok iyi bilinen yarıklı çelik sönümleyicidir.
Bu tipteki sönümleyici referans olması açısından kullanılmıştır. Diğer tüm sönümleyiciler yine literatürde
davranışı çokça incelenmiş üçgensel rijitlik ve sönüm katan (TADAS) bir başka metalik eğilmeli sönümleyicinin
farklı versiyonlarıdır. Bu sönümleyiciye yapılan şekilsel değişikliklerle bu sönümleyicinin davranışının
geliştirilmesi öngörülmüştür. Yapılan en büyük yenilik bu sönümleyicilerin %2.0 kat ötelenmesine kadar farklı ve
daha büyük kat ötelenmelerinde farklı davranmasını sağlayacak değişiklikten gelmektedir. Bu sisteme Multi
Step adı verilmiştir. Örneğin Tip2 sönümleyicide 3 adet tam ve 4 adet yarım üçgen çelik levha bulunmaktadır.
Bu levhalardan 3 tam levha her kat ötelenmesi seviyesinde yapıya rijitlik ve sönüm katmaktadır. Ancak %2.0 kat
ötelenmesinden sonra daha rijit olan 4 yarım üçgen levhada davranışa katılmaktadır. Benzer şekilde Tip3
sönümleyicide de 7 adet tam üçgen çelik levha bulunmaktadır. Ancak, önce 3 adet daha sonra 4 adet levha
davranışa katılmaktadır.
Şekil 1. BA Çerçeve Boyutları ve Donatı Detayları
Tip4 ve Tip5 sönümleyicilerde aynı sönümleyici içerisinde farklı kalınlıklarda levhalar kullanılmıştır.
Yapıya katılan rijitlik %2.0 kat ötelenmesi öncesi ve sonrası için daha belirgin hale getirilmiştir. Bu sistem
“Variable” olarak isimlendirilmiştir. Tip6 sönümleyicide ise çelik yapılar gibi kat ötelenmesi fazla olan yapılarda
kullanılmak üzere TADAS tipi bir sönümleyicinin kat ötelenmesinden bağımsız her kat ötelenmesi seviyesinde
sabit rijitlik ve sönüm katkısının olması amaçlanmıştır. Bu sistem “Unhindered” olarak isimlendirilmiştir.
Bu sönümleyiciler Şekil 1’de görüldüğü gibi rijit bir çelik çapraz yardımıyla kirişlerin altı ile temel arasına
yerleştirilmiştir. Kirişin hem altına hem de üstüne çelik levhalar yerleştirilmiş ve sönümleyiciler kirişin altındaki
çelik levhaya sabitlenmiştir. Kirişin üzerindeki levhada kirişin altındaki levha ile çok sayıda çelik tij ile
sabitlenmiştir. Deneyler sırasında kirişin hem altındaki hem de üstündeki çelik levhanın yatay deplasmanları
izlenmiş ve kirişle birlikte hareket ettikleri kirişe göre göreceli yer değiştirme yapmadıkları görülmüştür. Kiriş ve
temel arasına konulan çelik çapraz, BA çerçevenin temeline kimyasal dübel kullanılarak her bir ayakta 6 adet
olmak üzere toplam 12 noktada çelik tijlerle sabitlenmiştir. Deneyler sırasında bu çapraz ayağın yatayda ya da
düşeyde çerçevenin temeline göre herhangi bir göreceli deplasman yapmadığı görülmüştür. Bu durumda tüm
ankrajların istenen şekilde çalıştığını söylemek mümkündür. BA çerçeveler ise laboratuvardaki güçlü zemine
temelde bırakılan delikler yardımıyla çelik tijler ile sabitlenmiştir.
Şekil 2. Pasif Sönümleyicisi Bulunmayan BA Çerçeve 1 ve 5in Yük – Deplasman Davranışı
Tüm deneyler sırasında düşeyde 1000kN ve her kolona 500kN olmak üzere sabit bir yük uygulanmıştır.
Bu yükün BA çerçevenin yatay hareketleri sırasında değişkenliği göz ardı edilebilinecek kadar azdır. Kolona gelen
bu 500kN düşey kuvvet kolon boyutları (300mm x 300mm) ve kullanılan betonun dayanımı (C30/37) göz önüne
alındığında düşey kapasitesinin yaklaşık %18.5’ine karşılık gelmektedir. Düşeyde yükleme yapan sistemin
detayları ile ilgili bir konferans bildirisi kaynakça kısmına eklenmiştir.
Şekil 3. Tersinir Tekrarlı Yükleme Protoko
Deneyler sırasında tüm çerçevelere deplasman kontrollü ve değerleri Şekil 3’te verilen yükleme protokolü
uygulanmıştır. Burada uygulanan deplasman belirli kat ötelenme değerlerine karşılık gelmektedir. Her bir yükleme
adımı tersinir olacak şekilde 3 kez tekrar edilmiştir. BA çerçeveler en fazla %4.0 kat ötelenmesine kadar yük
uygulanmıştır.
Her 3 yükleme adımından sonra kolon-temel, kolon-kiriş birleşimleri ile BA çerçevenin önemli görülen
yerlerinin fotoğrafları çekilerek arşivlenmiştir. Ayrıca bir adet kolon-temel birleşimi ile sönümleyici olan
deneylerde sönümleyici, olmayan deneylerde ise BA çerçevenin genel görünümü kamera kaydına alınmıştır.
Bunların haricinde bir adet kolondan temelden 5cm, 15cm ve 30cm yukarısından düşey deplasman ölçümleri
alınarak kolon-temel birleşiminin dönmesi incelenmiştir. Burada kolon-temel birleşiminde plastik mafsalın
oluşacağı bölge temelden 15cm yukarısı olarak hesap edilmiş ve böylece mafsal altı, mafsal ve mafsal üzerinden
dönme değerleri kayıt altına alınmıştır. Ayrıca, BA çerçevenin temel seviyesinden alınan yatay deplasman
ölçümleri ile bu çerçevenin laboratuvardaki güçlü zemine ne kadar iyi ankastre olarak sabitlendiği ölçülmüştür.
Deneyler sırasında hiçbir çerçevenin temel hizasında yatayda 1mm’den fazla yer değiştirmediği görülmüş
olduğundan BA çerçeveler zemine ankastre olarak mesnetlenmiştir denilebilir. Kullanılan tüm sönümleyiciler
S235 çelik malzemeden imal edilmiş olup birleşimlerinde sadece kaynak ve bulon kullanılmıştır (Şekil 4).
Şekil 4. Çalışmada Kullanılan Pasif Çelik Eğilmeli Sönümleyiciler
Deneyler sonucunda pasif çelik eğilmeli nümleyici ilave dilen tüm çerçevelerin sönümleyici
bulunmayan çerçevelere göre yük-deplasman davranışlarının iyileştiği görülmüştür. Sönümleyici ilave dilen
çerçevelerin aynı kat ötelenmesinde daha büyük yatay kuvvetlere ulaştığı ve daha büyük enerji soğurduğu
görülmüştür. Ayrıca sönümleyici ilavesi yapılan çerçevelerde kolon-temel ve kolon-kiriş birleşimlerinde daha geç
çatlak oluşumunun gözlendiği, çatlakların sayısının daha az olduğu görülmüştür. Örneğin sönümleyici ilavesi
yapılmayan BA çerçeve 5 ile Tip4 sönümleyici ilave edilen BA çerçeve 7 karşılaştırıldığında (Şekil 5) yaklaşık
%2.0 kat ötelenmesine denk gelen ±52mm deplasmandaki maksimum kuvvette %25 artış ve harcanan enerji
bakımından yaklaşık %30 artış görülmektedir.
Şekil 3. Sönümleyici Bulunmayan BA Çerçeve 5 ve Tip4 Sönümleyici Bulunan BA Çerçeve 7ni Yük –
Deplasman Davranışı
Tip1
Tip2
Tip3
Tip4
Tip5
Tip6
Şekil 4. a) BA Çerçeve 8 ve Deney Düzeneğinin Genel Görünümü, b) BA Çerçeve 8 %4.0 kat
ötelenmesinde Kolon Temel Birleşimi Hasarı
Şekil 4’de BA Çerçeve 8’in deney düzeneğine yerleştirilmiş ve deney başlamadan hemen önceki fotoğrafı
görülmektedir. Yine aynı şekilde örnek olarak bu çerçevenin %4.0 kat ötelenmesi seviyesinde kolon temel
birleşiminde oluşan plastik mafsal hasarı gözükmektedir.
Sonuç olarak incelenen tüm metalik eğilmeli sönümleyicilerin BA çerçeve yük – deplasman davranışını
geliştirdiği, bu tipteki sönümleyicilerim üretiminin ve montajının kolay, ekonomik olduğu ve bu işlemler için özel
bir tecrübe gerektirmediği görülmüştür. Elde edilen sonuçlar OpenSees ve benzeri sonlu elemanlar yazılımları ile
genelleştirilerek bu sönümleyicilerin gerçek bir yapıda, yapı performansına ne derece katkıda bulunacağı bu
çalışmanın bir sonraki aşamasıdır. Bu çalışma ile elde edilen sönümleyici tipleri analitik analizlerle yorumlanarak
elde edilen sonuçlar bilimsel dizinlerde taranan uluslararası hakemli dergilerde yayınlanacaktır.
KAYNAKÇA
J. M. Kelly, R. I. Skinner, and A. J. Heine, “Mechanisms of energy absorption in special devices for use in
earthquake resistant structures,” Bull. N.Z. Soc. Earthq. Eng., vol. 5, no. 3, pp. 6388, 1972, Accessed: Feb. 05,
2019. [Online]. Available: http://www.nzsee.org.nz/db/Bulletin/Archive/05(3)0063.pdf.
R. I. Skinner, R. G. Tyler, A. J. Heine, and W. H. Robinson, “Hysteretic Dampers For The Protection Of Structures
From Earthquakes,” Bull. New Zeal. Natl. Soc. Earthq. Eng., vol. 13, no. 4, pp. 2236, 1980, Accessed: Feb. 14,
2019. [Online]. Available: http://www.nzsee.org.nz/db/Bulletin/Archive/13(1)0022.pdf.
P. Towashiraporn, J. Park, B. J. Goodno, and J. I. Craig, “Passive control methods for seismic response
modification,” Prog. Struct. Eng. Mater., vol. 4, no. 1, pp. 7486, 2002, doi: 10.1002/pse.107.
I. Nuzzo, D. Losanno, N. Caterino, G. Serino, and L. M. Bozzo Rotondo, “Experimental and analytical
characterization of steel shear links for seismic energy dissipation,” Eng. Struct., vol. 172, pp. 405418, Oct. 2018,
doi: 10.1016/J.ENGSTRUCT.2018.06.005.
R. Aghlara, M. Md. Tahir, and A. Adnan, “COMPARATIVE STUDY OF EIGHT METALLIC YIELDING
DAMPERS,” J. Teknol., vol. 77, no. 16, pp. 119125, Nov. 2015, doi: 10.11113/jt.v77.6408.
A. Javanmardi, Z. Ibrahim, K. Ghaedi, H. Benisi Ghadim, and M. U. Hanif, “State-of-the-Art Review of Metallic
Dampers: Testing, Development and Implementation,” Arch. Comput. Methods Eng., Mar. 2019, doi:
10.1007/s11831-019-09329-9.
Karagöz, Ö., Eryılmaz Yıldırım, M., Doğan, M., & Ünlüoğlu, E., (2019). A Vertical Loading System With Linear
Slide Bearing For Full Size Column and Frame Experiments . Ulusal 7. Yapı Mekaniği Laboratuvarları Çalıştayı
(pp.113-118). Konya, Turkey, Erişim adresi: http://w.ymlt.org/wp-content/uploads/2019/10/ymlc2019.pdf
(a)
ResearchGate has not been able to resolve any citations for this publication.
Article
Full-text available
Structural control systems have gained popularity for the ability to reduce the structural vibration response of civil structures subjected to different types of dynamic loads. Passive, semi-active, active and hybrid control systems have been widely utilized in various types of structures. This article presents one of the most economical and yet the most effective approaches used in structural vibration control. Herein, a comprehensive state-of-the-art review of the development and application of metallic dampers is discussed. The dampers are classified into five categories: steel, aluminum, lead, copper and shaped-memory alloy dampers. In addition, the details of various computational methods used in the analysis of metallic dampers are briefly explained. This article reveals that the use of metallic dampers is being advanced broadly owing to their low manufacturing costs, stable hysteresis behavior, resistance to ambient temperature, reliability and high energy dissipation capability. It is also concluded that mild steel is the most popular material among metallic dampers.
Article
Full-text available
The seismic resistance of structures can be enhanced by using passive energy dissipation devices in order to dissipate earthquake energy. One of these devices is metallic yielding dampers which is low-cost, but highly-efficient. This paper aims to compare four key variables among eight metallic yielding dampers. Theses four parameters are equivalent viscose damping ratio, large load to weight, ductility and cumulative displacement. The dampers were selected based on the availability of the experimental data in the literature. As the first step of the methodology eight particular dampers with its load-displacement curve were carefully chosen to study. Three dissimilar last loops of force-displacement hysteresis were selected and drawn for each damper. Then the above mentioned parameters were calculated and compared to get results and draw conclusion. The outcomes reveal the relationship of the four studied parameters with each other. The results show there is a relationship between the mechanisms of energy dissipation with the specific range of equivalent viscous damping ratio in the studied metallic dampers.
Article
Full-text available
The development of hysteretic dampers for the protection of structures against earthquake attack, carried out at the Physics and Engineering Laboratory over the past six years, is described. Details of both steel and lead devices and their application to bridges and base isolated buildings are given. Steel devices are designed to absorb energy by plastic deformation in torsion or bending, while lead devices rely on plastic extrusion or shear. The characteristics of PTFE sliding bearings are also described and the possibility of using this type of bearing to permit sliding on base isolated systems, and to allow dissipation of energy in joints in conventional structures, referred to. The most promising development is in the lead rubber bearing in which the properties of load-bearing and damping are combined in one unit.
Article
Full-text available
A structure designed to resist earthquake attack must have a capacity to dissipate kinetic energy induced by the ground motion. In most structures this energy absorption is developed in the vicinity of beam to column connections. Recent research has shown that connections are not reliable when subject to cyclic loading, such as results from earthquake attack. Connections in steel frames deteriorate due to local instabilities in adjacent flanges, and in reinforced concrete frames alternating shear loads produce diagonal tension and bond failures which progressively reduce the strength of the connection. Much work in building research and earthquake engineering in laboratories throughout the world is directed toward increasing the reliability and energy absorption capacity of structural connections. In this paper an alternative approach to this problem is described. This approach is to separate the load carrying function of the structure from the energy absorbing function and to ask if special devices could be incorporated into the structure with the sole purpose of absorbing the kinetic energy generated in the structure by earthquake attack. To determine whether such devices are feasible a study has been undertaken of three essentially different mechanisms of energy absorption. These mechanisms all utilized the plastic deformation of mild steel. They included the rolling of strips, torsion of square and rectangular bars, and the flexure of short thick beams. These mechanisms were selected for intensive study since they were basic to three different types of device each of which was designed for a separate mode of operation in a structural system. The characteristics of these mechanisms which were of primary importance in this study were the load displacement relations, the energy absorption capacity and the fatigue resistance. This information was obtained with a view to the development of devices for specific structural applications. This report describes the tests used to explore the basic mechanisms and the data obtained. It also include s a brief description of tests on scale models of a device which was designed to be located in the piers of a reinforced concrete railway bridge. It has been shown by the tests that the plastic torsion of mild steel is an extremely efficient mechanism for the absorption of energy. It was found that at plastic strains in the range 3% to 12% it was possible to develop energy dissipation of the order of 2000-7500 lb in/in3 per cycle (14-50 x 106 N/M2 per cycle) with lifetimes within the range of 1000 to 100 cycles. It was also shown that the mode of failure in torsion is an extremely favourable one for use in an energy absorbing device in that it took the form of a gradual decay. The other two mechanisms studied were both less efficient and less reliable than torsion and had capacities of 500-2000 lb in/in3 per cycle (3.5 - 14 x 106 N/M2 per cycle) and life times of around 200 to 20 cycles. Nevertheless they lend themselves to more compact devices than does the torsional mechanism and furthermore the devices may be located in regions in a structure where they are readily accessible for replacement after attack.
Article
Passive energy dissipation devices have been successfully implemented in buildings around the world to reduce structural response, primarily due to earthquakes, but also for wind and other dynamic loading conditions. The basic objective in using passive energy dissipation devices is to try to concentrate as much of the energy dissipation as possible into specially designed devices, rather than to allow it to develop in the primary structural elements, and thereby to reduce damage in the main structure. Passive approaches differ from active ones in that they do not require any external sources of power to operate, and this is particularly useful in situations such as earthquakes where power is likely to be interrupted when it is most needed. The focus of this paper is a review of passive energy dissipation devices for seismic response modification applications. Past developments and contemporary examples of metallic hysteresis, friction and viscoelastic devices suitable for building applications are included in the first part of the paper. Current design guidelines based on both linear and nonlinear procedures are summarized next. Finally, three recent applications of metallic hysteretic damping devices are described. The first two examples present the use of metallic damping devices as cladding connections, while the third example shows an application of metallic devices in a relatively stiff, unreinforced masonry building. These examples show the potential versatility of passive energy dissipation devices and illustrate some of the analysis methods that might be used.