Content uploaded by Tarık Gandur
Author content
All content in this area was uploaded by Tarık Gandur on Aug 29, 2023
Content may be subject to copyright.
T.C.
AYDIN ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
PSİKOLOJİ ANABİLİM DALI
KLİNİK PSİKOLOJİ DOKTORA PROGRAMI
2023-DR-042
KİŞİLİK İŞLEVSELLİĞİNİ DEĞERLENDİRMEYE
YÖNELİK ÜÇ ÖLÇÜM ARACININ (STIP 5.1, LPFS-BF 2.0,
SIPP-SF) TÜRKÇEYE UYARLAMA ÇALIŞMASI
HAZIRLAYAN
Tarık GANDUR
TEZ DANIŞMANI
Prof. Dr. Çiğdem DEREBOY
AYDIN-2023
T.C.
AYDIN ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE
AYDIN
Psikoloji Anabilim Dalı Klinik Psikoloji Doktora Programı öğrencisi Tarık Gandur
tarafından hazırlanan Kişilik İşlevselliğini Değerlendirmeye Yönelik Üç Ölçüm Aracının
(STIP 5.1, LPFS-BF 2.0, SIPP-SF) Türkçeye Uyarlama Çalışması başlıklı tez
01/02/2023 tarihinde yapılan savunma sonucunda oybirliği ve % 6 benzerlik oranıyla
aşağıda isimleri bulunan jüri üyelerince kabul edilmiştir.
Unvanı ve Adı Soyadı
Kurumu
İmza
Başkan
Prof. Dr. Çiğdem Günseli
DEREBOY
Aydın Adnan Menderes
Üniversitesi
Üye
Doç. Dr. Cennet Şafak
ÖZTÜRK
Aydın Adnan Menderes
Üniversitesi
Üye
Doç. Dr. Gökhan AKSU
Aydın Adnan Menderes
Üniversitesi
Üye
Prof. Dr. Orçun Yorulmaz
Dokuz Eylül Üniversitesi
Üye
Doç. Dr. Emine Sevinç TOK
İzmir Katip Çelebi
Üniversitesi
Jüri üyeleri tarafından kabul edilen bu Doktora tezi, Enstitü Yönetim Kurulunun
…………..….…..…. tarih ………….…..….. sayılı kararı ile onaylanmıştır.
Prof. Dr. Savaş DUMAN
Enstitü Müdürü
iv
T.C.
AYDIN ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE
AYDIN
Bu tezde sunulan tüm bilgi ve sonuçların, bilimsel yöntemlerle yürütülen gerçek
deney ve gözlemler çerçevesinde tarafımdan elde edildiğini, çalışmada bana ait olmayan
tüm veri, düşünce, sonuç ve bilgilere bilimsel etik kuralların gereği olarak eksiksiz şekilde
uygun atıf yaptığımı ve kaynak göstererek belirttiğimi beyan ederim.
……./……2023
Tarık GANDUR
v
ÖZET
KİŞİLİK İŞLEVSELLİĞİNİ DEĞERLENDİRMEYE YÖNELİK ÜÇ ÖLÇÜM
ARACININ (STIP 5.1, LPFS-BF 2.0, SIPP-SF) TÜRKÇEYE UYARLAMA
ÇALIŞMASI
Tarık GANDUR
Doktora Tezi, Psikoloji Anabilim Dalı
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Çiğdem DEREBOY
2023, XX + 124 sayfa
Bugün kullanılan kategorik kişilik bozukluğu tanılama sistemlerinin birçok sınırlılığı
olduğu alanyazında belirtilmiştir. Birden fazla kişilik bozukluğu tanısının sıklıkla verilmesi,
kişilik bozukluğunun ağırlığının standart bir ölçümünün olmaması gibi sorunlar başlıca tanı
sistemlerinin boyutsal özellikleri olan tanılama sistemleri geliştirmeleri ile sonuçlanmıştır.
Gelecekte bu alternatif modellerin ana akım modeller olması beklendiğinden bu modeller
çerçevesinde çalışan yapılandırılmış ve sistematik ölçüm araçlarının olması önemlidir. Bu
araştırmanın amacı ülkemizdeki bu ihtiyaca yönelik açığı kapatmak için üç kişilik
işlevselliği ölçüm aracının Türkçe uyarlamasının ve geçerlik güvenirlik çalışmasının
yapılmasıdır. Bunun için yarı yapılandırılmış bir görüşme olan Kişilik İşlevselliği İçin Yarı
Yapılandırılmış Görüşme (STIP 5.1), ve özbildirim ölçekleri olan Kişilik İşlevselliği Düzeyi
Ölçeği Kısa Formu (LPFS-BF 2.0) ile Kişilik Sorunları için Ağırlık Endeksleri Kısa Formu
(SIPP-SF) seçilmiştir. Araştırmaya toplam 55 kişi katılmış katılımcılar Adnan Menderes
Üniversitesi Psikiyatri Polikliniği’ne ve Adnan Menderes Üniversitesi Klinik Psikoloji
Programları kapsamında psikoterapiye başvuran gönüllülerden oluşmuştur. Sonuç olarak,
STIP 5.1’in puanlayıcılar arası güvenirliği yüksek bulunuştur. Ayrıca her üç ölçeğin birbiri
ile korelasyonları da yüksek ve alanyazın ile örtüşür niteliktedir. Üç ölçeğin de kişilik
işlevselliğini ve bunun şiddetini başarılı bir biçimde ölçtüğü hatta şiddeti ölçme konusunda
kategorik tanıya göre avantajlı olduğu görülmüştür.
ANAHTAR SÖZCÜKLER: Kişilik İşlevselliği, STIP 5.1, LPFS, SIPP, Kişilik
Bozuklukları için Alternatif Model, DSM
vi
ABSTRACT
TURKISH ADAPTATION OF THREE INSTRUMENTS (STIP 5.1 LPFS-BF
2.0, SIPP-SF) ASSESSING PERSONALITY FUNCTIONING
Tarık GANDUR
Ph.D. Thesis at Psychology
Supervisor: Prof. Dr. Çiğdem DEREBOY
2023, XX + 124 pages
Personality and personality disorders are significant areas of interest for academic
and clinical psychology. It has been stated in the literature that the categorical personality
disorder diagnosis systems used today have many limitations. Problems such as the frequent
diagnosis of more than one personality disorder and the lack of a standard measure of the
severity of the personality disorder resulted in the development of diagnostic systems with
dimensional characteristics of the central diagnostic systems. Since these alternative models
will most probably become mainstream models in the future, it is essential to have
structured and systematic measurement tools that work within these models. This research
aims to make the Turkish adaptation and validity and reliability study of the three-person
functionality measurement tool to close the gap for this need in our country. Semi-structured
Interview for Personality Functioning DSM-5 (STiP-5.1), Severity Indices of Personality
Problems–Short Form (SIPP-SF), and Level of Personality Functioning Scale–Brief Form
2.0: (LPFS-BF 2.0) were selected for this purpose. The sample consisted of 55 participants
who were volunteers, either patients from Adnan Menderes University Psychiatry Polyclinic
or psychotherapy clients of graduate students of Adnan Menderes University Clinical
Psychology Programs. The inter-rater reliability of STIP 5.1 was high. In addition, the
correlations between all three scales were high, similarly as cited in the literature. All three
scales successfully measured personality functionality with its severity and even have an
advantage over the categorical diagnosis in measuring severity.
KEY WORDS: Personality Functioning, LPFS, STIP 5.1, SIPP-SF, Alternative Model for
Personality Disorders, DSM
vii
ÖNSÖZ
Tez çalışmama başlamamdan kısa bir süre sonra tüm yaşam koşullarını değiştiren
pandemi patlak verdi. Uzunca bir süre veri toplama işlemlerini yapmam mümkün olmadı ve
araştırma bir yıl kadar tabiri caizse dondu. Pandemi şartlarına ve veri zor bir veri toplama
sürecine rağmen bu tezi bitirebilmiş olmaktan mutluluk duyuyorum.
Alanyazında ilginin her geçen gün arttığı ve önümüzdeki yıllarda daha da önemli bir
yer edineceğini düşündüğüm kişilik işlevselliği alanında Türkiye’ye üç ölçüm aracını
kazandırmış olmak benim için akademik kariyerime başlamanın en güzel yolu. Bu ölçüm
araçlarının hem klinik hem de araştırma alanında yapılacak katkılara vesile olmasını
diliyorum.
Tarık GANDUR
viii
TEŞEKKÜR
En başta hep yanımda olan ve her başım sıkıştığında koşan sevgili annem Nadiye
Miskavi olmak üzere ablam Cemile Gandur ve yeğenlerin Esra ile Zeynep’e sonsuz
teşekkürler.
Psikometrik bir tez yapma konusunda en başından beri beni yüreklendiren ve tez
yazımı aşamasında kafamın karıştığı her noktada desteğini hissettiğim tez danışmanım Prof.
Dr. Çiğdem Dereboy’a şükranlarımı sunmak isterim. Sadece tez aşamasında değil, doktora
eğitimimin her aşamasında danışabildiğim güvenli bir liman sunduğu için kendimi hep
şanslı hissedeceğim.
Adeta ikinci bir danışman gibi tezimin her aşamasına fikir ve görüşleri ile destek
olan ve doktora eğitimimin her aşamasında engin bilgilerinden yararlandığım sevgili hocam
Prof. Dr. Ferhan Dereboy’a çok teşekkür ederim.
Hem pandemi döneminde oldukça zorlaşan veri toplama sürecime katkı sağlayıp
beraber veri toplayarak hem de STIP 5.1 için ikinci değerlendirici olarak görev alarak bu
çalışmaya önemli bir katkı sağlayan Uzm. Dr. Tuğba Aydın’a içten teşekkürlerimi
sunuyorum.
Tez izleme jürimde yer alarak tezimin bugünkü haline katkıları büyük olan Doç. Dr.
Cennet Şafak Öztürk, Doç. Dr. Doç. Gökhan Aksu ve Doç. Dr. Yaşar Kuzucu’ya hem
tezime hem de mesleki bilgi birikimime yaptıkları katkılar için teşekkür ederim. Ayrıca,
doktora boyunca bilgilerinden faydalanma şansını bulduğum değerli hocalarım Prof. Dr.
Mehmet Eskin, Prof. Dr. Hacer Harlak ve Doç. Dr. Mehmet Şakiroğlu’na destekleri için
teşekkürler.
Doktora sürecim boyunca bazen bizzat veri girişi ile bazen de moral destekle her
zaman yanımda olduğunu hissettiren sevgili dostum Gizem Yorulmaz’a sonsuz teşekkürler.
Tez yazım sürecinde takıldığım, tıkandığım noktalarda imdadıma yetişen sevgili dostum
Neslihan Turgut’a doktoranın bana kazandırdığı en güzel dostluklardan biri olduğu için
derinden teşekkürler. Değerli çalışma arkadaşlarım ve meslektaşlarım Dr. Öğr. Üyesi Linda
Fraim ve Dr. Öğr. Üyesi Bengü Berkmen’e tezimin revizyon sürecinde yaptıkları
katkılardan dolayı en derin şükranlarımı sunarım.
ix
İÇİNDEKİLER
KABUL VE ONAY SAYFASI .............................................................................................. iii
BİLİMSEL ETİK BİLDİRİM SAYFASI ............................................................................... iv
ÖZET ....................................................................................................................................... v
ABSTRACT ........................................................................................................................... vi
ÖNSÖZ .................................................................................................................................. vii
TEŞEKKÜR ......................................................................................................................... viii
İÇİNDEKİLER ....................................................................................................................... ix
ŞEKİLLER DİZİNİ ............................................................................................................... xv
TABLOLAR DİZİNİ ............................................................................................................ xvi
EKLER DİZİNİ .................................................................................................................. xviii
KISALTMALAR DİZİNİ .................................................................................................... xix
GİRİŞ ....................................................................................................................................... 1
1. BÖLÜM .............................................................................................................................. 4
1. KİŞİLİK VE KİŞİLİK BOZUKLUKLARI ......................................................................... 4
1.1. Kişilik ve Kişilik Bozukluklarının Tarihçesi ............................................................... 4
1.1.1. 17. Yüzyıl ve Öncesi: İlk Bilimsel İlgi .............................................................. 4
1.1.2. 18 ve 19. Yüzyıl: Modern Bilimsel İlk Temelleri ............................................. 4
1.1.3. Yirminci yüzyıl: Kişilik Psikolojisi ve Psikopatolojisinin İnşası ...................... 5
1.1.3.1. Kraepelin ve betimsel sınıflandırma ..................................................... 5
1.1.3.2. Psikanaliz .............................................................................................. 6
1.1.3.3. Nesne ilişkileri kuramları ve ilişkisel perspektif ................................... 6
1.1.3.4. Allport ve çok boyutlu kişilik modellerinin inşası ................................ 7
1.1.3.5. Beş faktörlü kişilik modeli .................................................................... 8
1.2. Tanılama Sistemlerinde Kişilik Bozuklukları .............................................................. 9
1.2.1. DSM’de Kişilik Bozuklukları Tanısının Tarihçesi ............................................ 9
1.2.2. DSM-5’te Kişilik Bozuklukları ....................................................................... 10
x
1.2.3. Kategorik Kişilik Bozuklukları Tanı Sistemlerine Getirilen Eleştiriler .......... 12
1.2.4. Kişilik Bozukluğuna Alternatif Yaklaşımlar ................................................... 13
1.2.5. DSM-5 Alternatif Kişilik Bozukluğu Modeli .................................................. 14
1.3. Kişilik İşlevselliği ...................................................................................................... 16
1.3.1. Kişilik İşlevselliği Değerlendirme Araçları ..................................................... 17
1.3.2. Özbildirim Ölçekleri ........................................................................................ 18
1.3.3. Yapılandırılmış ve Yarı Yapılandırılmış Görüşme Araçları ........................... 20
1.4. Değerlendirme Araçlarının Psikometrik Özellikleri .................................................. 22
1.4.1. Güvenirlik ........................................................................................................ 22
1.4.1.1. İç tutarlılık ........................................................................................... 22
1.4.1.2. Değerlendiriciler arası güvenirlik ........................................................ 23
1.4.2. Geçerlik ............................................................................................................ 23
1.4.2.1. Kapsam geçerliği ................................................................................. 24
1.4.2.2. Yapı (kurultu) geçerliği ....................................................................... 24
1.4.2.3. Yordama geçerliği ............................................................................... 26
1.4.3. Kullanışlılık ..................................................................................................... 26
1.5. Araştırma Konusu Ölçüm Araçları ............................................................................ 26
1.5.1. Kişilik İşlevselliği İçin Yarı Yapılandırılmış Görüşme (STIP 5.1) ................. 26
1.5.1.1. Güvenirlik sonuçları ............................................................................ 26
1.5.1.2. Yapı geçerliliği sonuçları .................................................................... 26
1.5.1.3. Kullanışlılık sonuçları ......................................................................... 26
1.5.2. Kişilik İşlevselliği Düzeyi Ölçeği Kısa Formu (LPFS-BF 2.0) ....................... 27
1.5.2.1. İç yapı sonuçları ......................................................................... 27
1.5.2.2. Yapı geçerliği sonuçları ............................................................. 28
1.5.2.3. Kullanışlılık sonuçları ................................................................ 29
1.5.3. Kişilik Sorunları için Ağırlık Endeksleri Kısa Formu (SIPP-SF) ................... 29
1.5.3.1. Faktör yapısı sonuçları ............................................................... 30
xi
1.5.3.2. Geçerlik sonuçları ...................................................................... 30
1.5.3.3. Kullanışlılık sonuçları ................................................................ 30
1.6. Araştırmanın Amaç ve Gerekçesi .............................................................................. 30
1.7. Araştırma Soruları ...................................................................................................... 33
2. BÖLÜM ............................................................................................................................ 33
2. YÖNTEM .......................................................................................................................... 32
2.1. Katılımcılar ................................................................................................................ 32
2.2. Veri Toplama Araçları ............................................................................................... 36
2.2.1. Demografik Bilgi Formu ................................................................................. 36
2.2.2. Kişilik İşlevselliği İçin Yarı Yapılandırılmış Görüşme (STIP 5.1) ................. 36
2.2.3. Kişilik İşlevselliği Düzeyi Ölçeği Kısa Formu (LPFS-BF 2.0) ....................... 37
2.2.4. Kişilik Sorunları için Ağırlık Endeksleri Kısa Formu (SIPP-SF) ................... 37
2.2.5. DSM IV ve ICD-10 Kişilik Anketi (DSM-IV and ICD-10 personality
questionnaire [DIP-Q]) ..................................................................................... 38
2.2.6. Kısa Semptom Envanteri (KSE) ...................................................................... 39
2.2.7. Dünya Sağlık Örgütü Yetiyitimi Değerlendirme Çizelgesi (WHODAS) 36
Maddelik Öz bildirim Formu ........................................................................... 40
2.3. İşlem ........................................................................................................................... 41
2.4. Veri Analizi ................................................................................................................ 41
3. BÖLÜM ............................................................................................................................ 43
3. BULGULAR ..................................................................................................................... 43
3.1. STIP 5.1 ile İlişkili Betimleyici İstatistikler .............................................................. 43
3.1.1. STIP 5.1 Toplam ve Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Puanlarının
Ortalamaları ...................................................................................................... 42
3.1.2. STIP 5.1 Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Arası İlişkiler ................................. 42
3.2. STIP 5.1 ile İlişkili Güvenirlik Analizleri ................................................................. 44
3.2.1. STIP 5.1’in İç Tutarlığı .................................................................................... 44
3.2.2. Değerlendirmeciler Arası Tutarlılık ................................................................ 45
xii
3.2.3. DSM-5 Alternatif Kişilik Bozukluğu Modeli A tanı Ölçütüne Göre
Oluşturulan DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanısı ................................................. 47
3.3. LPFS-BF 2.0 ile İlişkili Betimleyici İstatistikler ....................................................... 48
3.3.1. LPFS-BF 2.0 Toplam ve Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Puanlarının
Ortalamaları ...................................................................................................... 48
3.3.2. LPFS-BF 2.0 Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Arası İlişkiler .......................... 49
3.4. LPFS-BF 2.0 ile İlişkili Güvenirlik Analizleri .......................................................... 49
3.4.1. LPFS-BF 2.0’ın İç Tutarlığı ............................................................................ 49
3.5. SIPP-SF ile İlişkili Betimleyici İstatistikler ............................................................... 50
3.5.1. SIPP-SF Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Puanlarının Ortalamaları ................ 51
3.5.2. SIPP-SF Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Arası İlişkiler .................................. 51
3.6. SIPP-SF ile İlişkili Güvenirlik Analizleri .................................................................. 51
3.6.1. İç Tutarlılık ...................................................................................................... 51
3.6.1.1. SIPP-SF özkontrol alanı iç tutarlılığı .................................................. 52
3.6.1.2. SIPP-SF kimlik bütünlüğü alanı iç tutarlılığı ...................................... 52
3.6.1.3. SIPP-SF sorumluluk alanı iç tutarlılığı ............................................... 52
3.6.1.4. SIPP-SF ilişkisel beceriler alanı iç tutarlılığı ...................................... 53
3.6.1.5. SIPP-SF sosyal uyum alanı iç tutarlılığı ............................................. 53
3.7. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF Yapı Geçerliliği Analizleri .............................. 54
3.7.1. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF Arasındaki İlişkiler ................................ 54
3.7.2. STIP 5.1, LPFS-BF ve SIPP-SF ile DSM-IV Kişilik Bozukluğu Ölçüt
Sayısı Arası Uyum ........................................................................................... 57
3.7.3. STIP 5.1, LPFS-BF ve SIPP-SF ile Yetiyitimi Arası Uyum ........................... 58
3.7.4. STIP 5.1, LPFS-BF ve SIPP-SF ile Psikiyatrik Semptomlar Arası İlişkinin
Yönü ................................................................................................................. 62
3.8. DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanısına Göre LPFS-BF ve SIPP-SF Kesme Puanı
Hesaplamaları .......................................................................................................... 64
3.8.1. DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanısına Göre LPFS-BF 2.0 Kesme Puanı
Hesaplanması ................................................................................................... 65
xiii
3.8.2. DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanısına Göre SIPP-SF Kesme Puanı
Hesaplanması ................................................................................................... 66
3.8.2.1. SIPP-SF özkontrol kesme puanı incelemesi ........................................ 67
3.8.2.2. SIPP-SF kimlik bütünlüğü kesme puanı incelemesi ........................... 68
3.8.2.3. SIPP-SF sorumluluk kesme puanı incelemesi ..................................... 69
3.8.2.4. SIPP-SF ilişkisel beceriler kesme puanı incelemesi ........................... 70
3.8.2.5. SIPP-SF sosyal uyum kesme puanı incelemesi ................................... 71
4. TARTIŞMA VE SONUÇ ................................................................................................ 73
4.1. STIP 5.1 Toplam ve Kişilik İşlevselliği Alt Alan Puanlarının Ortalamaları ve
Korelasyonları ......................................................................................................... 73
4.2. STIP 5.1 Güvenirlik Analizi Sonuçları ...................................................................... 74
4.3. LPFS-BF 2.0 Toplam ve Kişilik İşlevselliği Alt Alan Puanlarının Ortalamaları ve
Korelasyonları ......................................................................................................... 74
4.4. LPFS-BF 2.0 Güvenirlik Analizi Sonuçları ............................................................... 75
4.5. SIPP-SF Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Puanlarının Ortalamaları ve
Korelasyonları ......................................................................................................... 75
4.6. SIPP-SF ile İlişkili Güvenirlik Analiz Sonuçları ....................................................... 76
4.7. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF Yapı Geçerliliği Analiz Sonuçları ................... 76
4.7.1. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF Toplam Puan ve Alt Alanlar
Arasındaki İlişkilere Yönelik Sonuçlar ............................................................ 76
4.7.2. STIP 5.1, LPFS-BF ve SIPP-SF ile DSM-IV Kişilik Bozukluğu Ölçüt
Sayısı Arası Uyuma Yönelik Sonuçlar ............................................................. 77
4.7.3. STIP 5.1, LPFS-BF ve SIPP-SF ile Yetiyitimi Arası Uyuma İlişkin
Sonuçlar ............................................................................................................ 78
4.7.4. STIP 5.1, LPFS-BF ve SIPP-SF ile Psikiyatrik Semptomlar arası ilişkinin
Yönüne Dair Sonuçlar ...................................................................................... 79
4.8. DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanısına Göre LPFS-BF ve SIPP-SF Kesme Puanı
Hesaplamalarına ilişkin sonuçlar ............................................................................. 80
4.8.1. DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanısına Göre LPFS-BF 2.0 Kesme Puanı
Hesaplamasına ilişkin Sonuçlar ....................................................................... 81
4.8.2. DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanısına Göre SIPP-SF Kesme Puanı
Hesaplamasına İlişkin Sonuçlar ....................................................................... 81
xiv
4.9. Sonuç ve Öneriler ...................................................................................................... 82
4.9.1. Araştırmanın Soruları Açısından Sonuçlar ...................................................... 82
4.9.1.1. STIP 5.1 Türkçe uyarlaması geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracı
mıdır? ...................................................................................................... 82
4.9.1.2. STIP 5.1 Türkçe uyarlamasının klinik kullanımı hakkında
çıkarımlar ................................................................................................ 82
4.9.1.3. LPFS-BF 2.0 Türkçe uyarlaması geçerli ve güvenilir bir ölçek
midir? ...................................................................................................... 83
4.9.1.4. LPFS-BF 2.0 Türkçe uyarlamasının klinik kullanımı hakkında
çıkarımlar ................................................................................................ 84
4.9.1.5. SIPP-SF Türkçe uyarlaması güvenilir ve geçerli midir? ..................... 84
4.9.1.6. SIPP-SF Türkçe uyarlamasının klinik kullanımı hakkında
çıkarımlar ................................................................................................ 85
4.9.1.7. Klinik bir kavram olarak kişilik işlevselliği ile ilgili çıkarımlar. ........ 86
4.9.2. Araştırmanın Sınırlılıkları ve Öneriler ............................................................. 87
5. KAYNAKLAR ................................................................................................................. 89
6. EKLER ........................................................................................................................... 103
ÖZGEÇMİŞ ....................................................................................................................... 124
xv
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 3.1. LPFS-BF 2.0 ROC Eğrisi ...................................................................................... 65
Şekil 3.2. SIPP-SF Özkontrol ROC Eğrisi ............................................................................ 67
Şekil 3.3. SIPP-SF Kimlik Bütünlüğü ROC Eğrisi ............................................................... 68
Şekil 3.4. SIPP-SF Sorumluluk ROC Eğrisi ......................................................................... 69
Şekil 3.5. SIPP-SF İlişkisel Beceriler ROC Eğrisi ................................................................ 70
Şekil 3.6. SIPP-SF Sosyal Uyum ROC Eğrisi ....................................................................... 71
xvi
TABLOLAR DİZİNİ
Tablo1.1. DSM-5 Kişilik Bozuklukları ................................................................................. 11
Tablo 1.2. DSM-5 Kuşkucu (paranoid) Kişilik Bozukluğu Tanısı........................................ 11
Tablo 1.3. DSM-5 Kişilik Bozukluğu Alternatif Modeli için Genel Tanı Kriterleri............. 14
Tablo 1.4. DSM-5 Alternatif Kişilik Bozukluğu Modeline Göre Kişilik İşlevselliği ........... 15
Tablo 1.5. DSM-5 Kişilik İşlevsellik Düzeyi Ölçeği (LPFS) ............................................... 20
Tablo 2.1. Katılımcıların Sosyo-demografik Özellikleri ....................................................... 35
Tablo 2.2. Katılımcıların Psikiyatrik Tanıları ....................................................................... 36
Tablo 3.1. Katılımcıların STIP 5.1 Toplam ve Kişilik İşlevselliği Alt Alan Puanlarının
Ortalamaları ................................................................................................................. 43
Tablo 3.2. STIP 5.1 Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Arası Pearson Korelasyonları ............. 44
Tablo 3.3. STIP 5.1 Kişilik İşlevselliği Alt Alanlarının Düzeltilmiş Madde-Toplam
Korelasyonları .............................................................................................................. 45
Tablo 3.4. STIP 5.1 Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Sınıf İçi Korelasyon Katsayıları
(ICC) ............................................................................................................................ 46
Tablo 3.5. STIP 5.1 Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Uyum Korelasyon Katsayıları (CCC) 47
Tablo 3.6. Değerlendiricilere Göre Katılımcıların DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanıları ....... 47
Tablo 3.7. DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanılarının Değerlendiriciler Arası Güvenirliği ....... 48
Tablo 3.8. Katılımcıların DSM-5 Kişilik Bozukluğu Referans Tanıları ............................... 49
Tablo 3.9. Katılımcıların LPFS-BF 2.0 Toplam ve Kişilik İşlevselliği Alt Alan
Puanlarının Ortalamaları .............................................................................................. 48
Tablo 3.10. LPFS-BF 2.0 Toplam ve Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Arası Pearson
Korelasyon Sonuçları ................................................................................................... 49
Tablo 3.11. LPFS-BF 2.0 Ölçek Sorularının Düzeltilmiş Madde-Toplam Korelasyonları ... 50
Tablo 3.12. Madde 11a ve 11b Çıkarıldıktan Sonra LPFS-BF 2.0 Ölçek Sorularının
Düzeltilmiş Madde-Toplam Korelasyonları ................................................................ 49
Tablo 3.13. Katılımcıların SIPP-SF Kişilik İşlevselliği Alt Alan Puanlarının Ortalamaları . 51
Tablo 3.14. SIPP-SF Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Arası Pearson Korelasyonları ........... 51
Tablo 3.15. SIPP-SF Özkontrol Düzeltilmiş Madde-Toplam Korelasyonları ...................... 52
xvii
Tablo 3.16. SIPP-SF Kimlik Bütünlüğü Düzeltilmiş Madde-Toplam Korelasyonları .......... 52
Tablo 3.17. SIPP-SF Sorumluluk Düzeltilmiş Madde-Toplam Korelasyonları .................... 53
Tablo 3.18. SIPP-SF İlişkisel Beceriler Düzeltilmiş Madde-Toplam Korelasyonları .......... 53
Tablo 3.19. SIPP-SF Sosyal Uyum Düzeltilmiş Madde-Toplam Korelasyonları ................. 54
Tablo 3.20. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF Arası Kişilik İşlevselliği Alt Alanları ve
Toplam Puan Korelasyonları ....................................................................................... 56
Tablo 3.21. DSM-IV Kişilik Bozukluğu Ölçüt Sayısı Betimleyici İstatistikler .................... 57
Tablo 3.22. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF ile DSM-IV KB Ölçüt Sayısı
Korelasyonları .............................................................................................................. 58
Tablo 3.23. Katılımcıların WHODAS Toplam ve Alt Alan Puanlarının Ortalamaları ......... 59
Tablo 3.24. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF ile WHODAS Puanları Arası Pearson
Korelasyonları .............................................................................................................. 61
Tablo 3.25. Katılımcıların KSE Puanları............................................................................... 62
Tablo 3.26. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF ile KSE Endeksleri Korelasyonları .......... 64
Tablo 3.27. LPFS-BF 2.0 Kesme Puanı İncelemesi .............................................................. 66
Tablo 3.28. SIPP-SF Özkontrol Kesme Puanı İncelemesi .................................................... 67
Tablo 3.29. SIPP Kimlik Bütünlüğü Kesme Puanı İncelemesi ............................................. 68
Tablo 3.30. SIPP-SF Sorumluluk Kesme Puanı İncelemesi .................................................. 69
Tablo 3.31. SIPP-SF İlişkisel Beceriler Kesme Puanı İncelemesi ........................................ 70
Tablo 3.32. SIPP-SF Sosyal Uyum Kesme Puanı İncelemesi ............................................... 71
Tablo 3.33. SIPP-SF Alt Alanları Kesme Puan İncelemeleri Özeti ...................................... 72
xviii
EKLER DİZİNİ
Ek 1. Etik Kurul Kararı ....................................................................................................... 103
Ek 2. Onam Formu .............................................................................................................. 104
Ek 3. STIP 5.1 Uygulama Kitapçığı .................................................................................... 107
Ek 4. LPFS-BF 2.0 .............................................................................................................. 120
Ek 5. SIPP-SF ...................................................................................................................... 121
xix
KISALTMALAR DİZİNİ
APA : American Psychiatric Association (Amerikan Psikiyatri Birliği)
CALF : Clinical Assessment of the Level of Personality Functioning Scale
(Kişilik İşlevsellik Düzeyinin Klinik Değerlendirme Ölçeği)
CCC : Concordance correlation coefficient (Uyum korelasyon katsayısı)
DIP-Q : DSM-IV and ICD-10 personality questionnaire (DSM IV ve ICD-10
Kişilik Anketi )
DLOPFQ : DSM-5 Levels of Personality Functioning Questionnaire (DSM-5 Kişilik
İşlevselliği Düzeyi Anketidir)
DSM : Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (Ruhsal
Hastalıkların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı)
DSM-5 : Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders 5th Edition
(Ruhsal Hastalıkların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı 5. baskısı)
DSM-II : Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders 2nd Edition
(Ruhsal Hastalıkların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı 2. baskısı)
DSM-III : Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders 3rd Edition
(Ruhsal Hastalıkların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı 3. baskısı)
DSM-IV : Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders 4th Edition
(Ruhsal Hastalıkların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı 4. baskısı)
GA : Güven Aralığı
ICC : Intraclass correlation coefficient (Sınıf içi korelasyon katsayısı)
ICD : International Classification of Diseases (Hastalıkların Uluslararası
Sınıflandırması )
ICD-10 : International Classification of Diseases 10th Revision (Hastalıkların
Uluslararası Sınıflandırması 10. sürümü )
ICD-11 : International Classification of Diseases 10th Revision (Hastalıkların
Uluslararası Sınıflandırması 11. sürümü )
KB : Kişilik Bozukluğu
KSE : Kısa Semptom Envanteri
LoPF-Q : Levels of Personality Functioning Questionnaire (Kişilik İşlevselliği
Düzeyleri Anketidir )
LPFS : Level of Personality Funtioning Scale (Kişilik İşlevselliği Düzeyi
Ölçeği)
xx
LPFS-BF 2.0 : Level of Personality Functioning Scale–Brief Form 2.0 (Kişilik
İşlevselliği Düzeyi Ölçeği Kısa Formu 2.0)
LPFS-BF : Level of Personality Functioning Scale–Brief Form (Kişilik İşlevselliği
Düzeyi Ölçeği Kısa Formu)
LPFS-SR : Level of Personality Funtioning Self Report (Kişilik İşlevselliği Düzeyi
Ölçeği Özbildirim Formu)
RMSEA : Root Mean Square Error of Approximation (Yaklaşık hataların ortalama
karekökü)
ROC : Receiver operating characteristic (alıcı işlem karakteristikleri)
SCID-5-AMPD : Structured Clinical Interview for the DSM-5 Alternative Model for
Personality Disorders (DSM-5 Alternatif Kişilik Bozukluğu Modeli İçin
Yapılandırılmış Klinik Görüşme )
SCID-II : Structured Clinical Interview for DSM-IV (DSM-IV Eksen II
Bozuklukları için Yapılandırılmış Klinik Görüşme)
SCL-90 : Symptom Checklist 90 (Semptom Belirleme Listesi 90)
SIFS : Self and Interpersonal Functioning Scale (Kendilik ve Kişililerarası
İşlevsellik Skalası)
SIPP-118 : Severity Indices for Personality Problems(Kişilik Sorunları için Ağırlık
Endeksleri)
SIPP-SF : Severity Indices for Personality Problems Short Form (Kişilik Sorunları
için Ağırlık Endeksleri Kısa Form)
SPSS : Statistical Package for Social Sciences (Sosyal Bilimler için İstatiksel
Paket Programı )
STIP 5.1 : Semi-structured interview for personality functioning DSM-5 (DSM-5
Kişilik İşlevselliği İçin Yarı Yapılandırılmış Görüşmedir)
TDKB : Tanımlanmamış bir diğer kişilik bozukluğu tanısı
WHO : World Health Organization (Dünya Sağlık Örgütü)
WHODAS : WHO Disability Assessment Schedule 2.0 (Dünya Sağlık Örgütü
Yetiyitimi Değerlendirme Çizelgesi)
1
GİRİŞ
Kişilik nedir? Diğerlerinden ayrı bir bütün olarak “ben” den bahsedebilir miyiz?
Böyle bir ben varsa bu zaman içinde değişmeden kalır mı, yoksa yaşantılarla birlikte kişilik
de gelişip değişen bir yapıda mıdır? Kişilik insanlara özgü müdür, hayvanların da kişiliği
var mıdır?
Darwin (1998) insan dışı hayvanlarda da duyguların varlığını ileri sürmüştür.
Bundan hareket ile yapılan çalışmalar dışadönüklük, kabul edilebilirlik gibi kişilik
boyutlarının sadece insanlarda değil insan olmayan hayvanlarda da olan evrensel kişilik
özellikleri olduğunu göstermiştir (Gosling ve John, 1999). Bu yönüyle kişiliğin henüz homo
türüne evirilmeden önce de bizimle olduğu tahmininde bulunabilir.
Kişilik kelimesi İngilizceye ve diğer pek çok Latin kökenli dile Latince “persona”
kelimesinden geçmiştir (Millon vd., 2012). Persona antik tiyatroda aktörlerin kullandıkları
maskelere verilen isimdir. Bu maskelerin simgesel amacı aktöre aslında sahip olmadığı
kurgu kahramana ait özelliklerin kazandırılmasıdır. Yani maske aslında aktörün sahip
olmadığı, kahramanı tanımlayan özellikleri temsil etmiştir. Zamanla maskeyi tanımlayan
kelime genel anlamı ile bu özelliklerin tanımlanması için kullanıldığı görülmektedir (Millon
vd., 2012). Türkçe de kişilik öz Türkçe bir kelime olan “kisi” veya “kişi” kelimesinden
türemiştir ve sonradan zevce gibi kullanımlar edinmişse de kişi ilk anlam olarak insan, şahıs
gibi genel olarak insanı tanımlayan bir kelimedir (Zengin, 2021). Bu yönüyle hem persona
hem de kişilik kelimelerinin kökenlerine bakıldığında insana dair bir özellikler bütününden
bahsedildiği söylenebilir. Ayrıca her iki etimolojide ortak bir başka özelliğin “kişiliğin”
birini farklı bir bütün olarak kişi yahut “ben” yapan özellikler olarak tanımlanması olduğu
söylenebilir. Bu durumda kişiliği bir kimseyi kendine has bir birey yapan özellikler bütünü
olarak tanımlamak mümkündür. Bu tanıma bu özelliklerin zaman içinde büyük ölçüde sabit
kaldığını, bu özelliklerin belli bir düzende yapılandığını ve duygu düşünce ve
davranışlarımıza etki ettiğini eklersek, kişiliğin modern bir tanımına ulaşmış oluruz (Zachar
ve Krueger, 2013).
Bu modern tanım kapsamında kişiliğin temel parametrelerini düşünecek olursak,
duygu ve düşüncelerimize etki eden bir kavram olarak kişilik de bilimin de ilgi alanına
girmiştir (McAdams, 1997; Tyrer, 2020). Bu ilgi, kişiliğin ayırıcı yönlerinin ne olduğuna
odaklandığı gibi kişiliğin çeşitli yönlerinin bozucu etkilerine de dikkat çekmiştir. Örneğin
2
kişiliğin ilk sistematik incelemelerinden birisini yapmış olan Theophrastus bir yandan farklı
kişilik türlerini betimleyip bireyleri birbirinden ayırmayı hedeflerken, öte yandan da yapmış
olduğu sınıflandırmasında bugün kişilik bozukluğu olarak adlandırılacak kişilik tipleri
betimlemiştir (Bennett ve Hammond, 1902).
Kişilik bozuklukları Dünya Sağlık Örgütü tarafından kişiliğin birçok alanında ciddi
düzeyde bozulmalara yol açan ciddi psikiyatrik bozukluklar olarak tanımlanmıştır (World
Health Organization [WHO], 1992). Millon'a (1969) göre kişilik bozukluklarının üç
patolojik özelliği vardır. Bu patolojik özelliklerden ilki stres karşısında direnç eksikliğidir.
Millon (1969) kişilik bozukluğu olmayan kişilere göre olanların stres karşısında daha
kırılgan olduklarını ileri sürmüştür. İkinci özellik de aslında birincisi ile yakından bağlantılı
olan esneklik eksikliğidir. Kişilik bozukluğu olan kişiler kişilikleri çeşitli durumlara göre
şekillenemeyecek kadar katıdır. Bu katılık bu kişilerin yeni stratejiler üretmesini
engellediğinden yaşamları patolojik durumların tekrar ettiği bir kısır döngü haline gelmiştir
ki bu da Millon’a (1969) göre kişilik bozukluğunun üçüncü özelliğidir. Bu tanımlamanın
sahibi Millon (2012) kişilik bozukluklarının ayrı bir rahatsızlık kategorisi olarak
görülmesine karşı çıkmış ve kişiliğin bütün olarak incelenmesini savunmuştur.
Kişilik bozuklukları Amerikan Psikiyatri Birliğinin tanılama sistemi olan Ruhsal
Hastalıkların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (Diagnostic and Statistical Manual of Mental
Disorders [DSM]) ilk sürümünden itibaren tanı sisteminde yer almıştır (Coolidge ve Segal,
1998; Oldham, 2018). Yıllar içinde değişiklikler olsa da halen kullanılan bu model belirli
tanı kriterlerine dayalı ve değerlendirme sonucunda yine belirli bir kişilik bozukluğu tanısı
koymayı amaçlayan bir yaklaşıma sahiptir. Bir başka deyiş ile DSM sınıflandırma sistemi
patolojik kişilik özelliklerinin semptomlar olarak sıralanıp tanılar altında kategorik olarak
sınıflandırıldığı bir yapıdır. Kişiliğin işlevsel yönü ile ilgili bir bilgi içermediği gibi işlevsel
olmayan semptomları işlevsel kişilikten ayrı olarak değerlendirmektedir. Bu yaklaşım çeşitli
eleştirilerle karşılaşmıştır. Kişiliğin bir bütün olarak ele alınması gerektiği ve bozuk kişilik
türlerinin katı kategorilerle incelenmesinin ampirik temeli olmadığı bu eleştirilerden
bazılarıdır (Millon, 2012; Hopwood vd., 2018).
Bu eleştirilerin ardından, Amerikan Psikiyatri Birliği 2013 yılında yayınladığı tanı
ve istatistik rehberinin 5. Sürümünde (Diagnostic and Statistical Manual of Mental
Disorders 5th Edition - DSM-5) “Kişilik Bozuklukları için Alternatif Model” isimli bir
bölüm yer almıştır (American Psychiatric Association [APA], 2013). Bu modelde kişilik
3
işlevselliği, kişiliği değerlendirmede boyutsal bir model olarak sunulmuştur. Bu model
boyutsal olması nedeni ile işlevsel kişiliğe dair de bilgi vermiştir. Bu yönü ile kişiliğin bir
bütün olarak incelenmesi yönünde önemli bir adım olarak kabul edilebilir. Bir başka deyiş
ile bu model daha önce patolojik semptomların kategorik gruplanması ile oluşturulmuş ve
kişiliğin patolojik özellikleri ile sağlıklı yönlerini birbirinden ayrı tutan bir sınıflandırma
yerine kişiliğin özelliklerini işlevsel olandan olmayana giden bir düzlem içinde ele almıştır.
Bu yönü ile kişilik bozukluklarının tanısal sınıflandırmasında önemli bir paradigma
değişikliğine işaret ettiği düşünülebilir (Zachar ve First, 2015). DSM-5’te yer alan alternatif
kişilik bozuklukları modeli halen kullanımda olan ana modelin yerini alması için
geliştirilmiş olsa da DSM’nin 5. sürümü için de şimdilik, alternatif bir model olarak
sunulmuştur (Dereboy vd., 2018). Bu durumda modelin, ilerleyen DSM sürümlerinde ana
modelin yerini alması beklenebilir.
Kişilik işlevselliği, kişilik bozukluğunun tanısal sınıflandırmasında kalıcı bir
paradigma değişikliği öneren bir kavram olarak öne çıkmaktadır (Zachar ve First, 2015). Bu
durumda, kişilik işlevselliğinin hem klinik hem de araştırma anlamında ilgi görmeye devam
edeceğini düşünmek makul görünmektedir. Bu açıdan bakıldığında kişilik işlevselliğini
alternatif model çerçevesinden ölçen bir ölçüm aracının ileride, kişilik bozukluğu
çalışmalarında klinik değerlendirmelerde bir gereklilik olacağı görülmüştür. Türkiye’de bu
alanda hazırlanmış ve kullanılan sistematik bir ölçüm aracının olmadığı görülmektedir. Bu
çalışmanın ana hedefi bu alandaki açıklığı gidermektir.
4
1. BÖLÜM
1. KİŞİLİK VE KİŞİLİK BOZUKLUKLARI
1.1. Kişilik ve Kişilik Bozukluklarının Tarihçesi
1.1.1. 17. Yüzyıl ve Öncesi: İlk Bilimsel İlgi
Bireyleri birbirinden ayırmak için ilk sınıflandırma çabaları, Hipokrat ile (MÖ 400)
başlamıştır (Coolidge ve Segal, 1998). Hipokrat bedenin dört sıvı maddeden oluştuğunu
savını ileri sürmüştür: Sarı safra, kara safra, balgam ve kan. Ona göre insanın fiziksel ve
mental olarak sağlıklı olmasının şartı bu dört maddenin dengesinin sağlanmasıdır. Bu dört
sıvı ile mizacı buluşturan ise Hipokrat’ın öğrencisi Galen olmuştur (Stelmack ve Stalikas,
1991). Galen’e göre kara safra melankoli ve depresif bir kişilik, sarı safra fevri ve agresif,
kan olumlu ve dışa dönük ve balgam ise pasif, kopuk kişilik ile ilişkilidir. Dört sıvı modeli
bugün geçerliğini yitirmiş olsa da kişilik özelliklerini sınıflandırma açısından Galen’in
modelinin önemi büyüktür. Benzer sınıflandırmalar Eski Yunan’ın yanı sıra Eski Çin’de de
bulunmaktadır (Candelise, 2010). Daha belirgin olarak yapılan ilk sınıflandırma Yunanlı
filozof Theophrastus (MÖ 371-287) tarafından yapılmıştır (Bennett ve Hammond, 1902).
Theophrastus aynı yapılanmayı takip eden 30 karakter tanımlamıştır. Her bir karakter önce
isimlendirilmiş, sonra kısaca açıklanmış son olarak da bu karakterde birinin olaylar
karşısındaki tipik davranışları örneklendirilmiştir. Bu tanımlamalar arasında günümüz
paranoid kişilik bozukluğuna benzerliği ile dikkat çeken “kuşkulu adam” gibi tanımlar
vardır.
1.1.2. 18 ve 19. Yüzyıl: Modern Bilimsel İlk Temelleri
Bir tıp alanı olarak psikiyatri, 18. yüzyılın sonlarına doğru oluşmaya başlamıştır
(Crocq, 2013). Bir sonraki yüzyılın ilk yarısında frenoloji batı bilim ve kültürü üzerinde
geniş bir etki bırakmıştır (Greenblatt, 1995). “Frenologlar”, beyinde organ adı verdikleri
belirli alanların belirli zihinsel özelliklerden sorumlu olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu
“organların” büyüklüklerinin kişiden kişiye değiştiğini ve büyüyen organların kafatasına
baskı yaparak onun şeklini değiştirdiğini iddia ettiler (Sysling, 2021). Böylece kafatası
incelenerek hangi “organın” ne boyutta olduğu saptanıyor ve buna göre de kişilik özellikleri
belirleniyordu. “Frenologlar” muayenehanelerinde kişileri inceleyip kişilik özelliklerinin
bulunduğu raporlar hazırlamaktaydılar. Bugün artık herhangi bir bilimsel geçerliği olmasa
5
da frenoloji kişilik özelliklerini nöroanatomik bir temelde tanımlamaya çalışan ilk girişim
olarak önemli bir tarihsel değere sahiptir (Crocq, 2013).
On dokuzuncu yüzyılda James Prichard’ın “ahlaki delilik” ve Philippe Pinel’in
“sanrısız mani” kavramları doğrudan kişilik bozukluğuna işaret etmese de genellikle kişilik
ve bozukluklarına atfedilen kavramlar olmuşlardır (Tyrer, 2020). Pinel’in tanımının kişilik
bozukluklarının, en azında kavramsal olarak, psikiyatrik tanı sistemlerine ilk girişi olduğu
söylenebilir (Berrios, 1996).
Evrim teorisi ile biyoloji biliminin kişilik araştırmalarına doğrudan etki etmeye
başladığı görülmektedir ( Friedman & Shustack, 2014). Bu etkiler içinde en önemlilerinde
biri Darwin’in kuzeni Francis Galton tarafından yapılmıştır ( Friedman & Shustack, 2008).
Galton, ünlü ve başarılı ailelerin soy ağaçlarını çıkartmış ve başarının adeta bir
jenerasyondan sonrakine geçtiğini bulmuştur. Bu durumun gerçekten kalıtsal olup
olmadığının tespiti için Galton ikizlerle ve evlatlık edinilmiş çocuklarla çalışmalar
yürütmüştür. Galton (1884) karakter adını verdiği özellikler bütününü ölçmek ve kişiler
arası farklılıkları tayin etmek istemiş ve bu yönü ile de kişilik ölçümümün temellerini
atmıştır.
1.1.3. Yirminci yüzyıl: Kişilik Psikolojisi ve Psikopatolojisinin İnşası
1.1.3.1. Kraepelin ve betimsel sınıflandırma
Yirminci yüzyılın ilk yarısındaki önemli bir etki Kraepelin’in tanılama sistemlerine
etkisi olmuştur. Kraepelin (2010) psikanalitik kuramdan bağımsız tanımlayıcı bir
sınıflandırma sitemi kurmayı hedeflemiştir. Kişilik patolojisi adına önemli bir etkisi
“normal kişilik” ile “patolojik kişilik” arasında net bir sınır çizmiş olmasıdır. Daha sonra da
göreceğimiz üzere kişiliğin patolojik hali olduğu fikri tanılama sistemlerinde halen merkezi
bir fikir olarak yer almaktadır. Kraepelin “psikopatik kişilikler” terimi altında kişilik
tiplerinin sistematik bir sınıflandırılmasını yaptı. Bu yaklaşım kategorik idi ve belli
özelliklere göre tanımlanmış görece sabit kişilik tiplerini içeriyordu (Popiel ve Keegan,
2017). Son şekli ile patolojik kişilikler dört tipten oluşmakta idi (Crocq, 2013; Popiel ve
Keegan, 2017). Bunlar (1) “doğuştan suçlu” (2) uzun süreli çalışmakta zorluk çeken
“kararsız” veya “zayıf iradeli” kişilik, (3) “patolojik yalancı” ve dolandırıcılar ve (4)
günümüzün paranoyak kişiliğine yakın görebileceğimiz “sözde sorgulayıcılar”. Kraepelin’in
sınıflandırmasını “psikopatik kişiliklerin” sadece başkaları için sorun oluşturan ahlaki
6
temellere dayalı olduğu için eleştiren Scheider ise “psikopatik kişilik” kavramını “depresif”
ve “güvensiz” gibi özellikler ile genişleterek kişinin sadece başkalarına değil kendine de
zararını gösteren bir kategori olarak tanımlamıştır (Crocq, 2013). Scheider için bu kavram
tüm kişilik bozukluklarını tanımlar ve ahlaki özelliğinden arındırmıştır.
1.1.3.2. Psikanaliz
Freud ve psikanalitik yaklaşım geçtiğimiz yüzyılın ilk çeyreğinde tüm ruh sağlığı
alanında baskın olmuştur (Sharf, 2014; Tyrer, 2020). Psikanalizin önemli bir katkısı,
psikopatolojide erken yaşantıların öneminin altının çizilmesi olmuştur (Crocq, 2013).
Freud’un yapısal modeline göre kişilik üç parçanın (id-ego-süper ego) birbirleri ile
etkileşiminden meydana gelir (Millon vd., 2012). Haz arayan id, daha gerçekçi bir denge
arayışında olan ego ve ahlaki prensip ile hareket eden süper ego sürekli etkileşim halindedir.
Erken çocukluk yaşantıları bu etkileşimin nasıl olacağını da belirler. Psikanalitik teori bu
erken çocukluk yaşantılarını da cinsel ve psikolojik gelişim evreleri altında psikoseksüel
gelişim dönemleri olarak incelemiştir (Tyrer, 2020). Her bir gelişim döneminde bireyin
yerine getirmesi gereken bazı gelişimsel görevler vardır ve bu görevlerin yerine getirilip
getirilmediği bireyin kişiliğine doğrudan etki eder. Örneğin ilk dönem olan oral dönemde
bebek açlık ihtiyacını gidermek için annesinin memesine yönelir. Belli bir yaşta ise memeyi
bırakıp büyüme zorunluluğu ile memeyi isteme arasında bir çatışma yaşar. Topografik
modelde id ve ego arasında, bağımlı kalmak ve bağımsız olmak arasında bir çatışmadır ve
bu dönemin aşılması gereken çatışması olarak öne çıkar ( Friedman & Shustack, 2014). Bu
çatışmanın ne kadar aşıldığı bireyin ne denli bağımsız ve kendi ayakları üzerinde duran bir
karakter geliştireceği ile doğrudan ilişkilidir. Bir başka değiş ile belli bir psikososyal dönem
görevini aşamamış ve orada takılıp kalmış birey işlevsel olmayan kişilik özellikleri
geliştirecektir. Psikanaliz, kişiliğin işlevsel olmayan yönlerinin nasıl geliştiğini bireyin
başkaları ile olan ilişkisine bağlaması ile kişiliğin kişilerarası yönüne dikkat çeken ilk
önemli kuram olmuştur (Crocq, 2013).
1.1.3.3. Nesne ilişkileri kuramları ve ilişkisel perspektif
Bir önceki bölümde anlattığımız üzere psikanaliz, kişiliği daha çok içsel çatışmaların
bir ürünü olarak belirlemişse de bu içsel çatışmaların nasıl bir yön alacağı da bireyin çevresi
özellikle de bakım veren ile ilişkisi ile ilişkilidir. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında
psikanalitik gelenekten gelişen nesne ilişkileri kuramları bu ilişkisel yönü daha da ileri
7
götürerek yaklaşımlarının temeline oturtmuştur (McWilliams, 2011). Daha sonra başka
katkılar ile gelişip ilişkisel perspektif olarak da anılacak bu yaklaşım insanın ilişki kurma
ihtiyacını temel bir ihtiyaç olarak belirlemiştir (Fairbairn, 1957). Bireyin kişilik özellikleri
de bu ihtiyacın nasıl ve ne denli karşılandığına göre farklılık gösterecektir. Bu ilişkisel
perspektifin önemli temsilcilerinden biri olan Bowlby (1957), bağlanma kuramı ile çocuk ve
bakım veren arasındaki ilişki dinamiğini kuramsal bir temele oturtmuştur. Ona göre
çocuğun duygusal ihtiyaçlarının düzenli ve tutarlı doyurulmaması kaçıngan veya kaygılı
kişilik yapılarını doğurmaktadır. Bowlby (1957) ayrıca çocuğun bakım verenin ilgisi ile
ilgili ipuçlarını hem kendisi hem de başkaları ile ilgili zihinsel temsiller yaratmak için
kullandığını ileri sürmüştür . Örneğin, yeterli ilgiyi almamak çocuğun kendisi ile ilgili
değersiz başkaları ile ilgili de güvenilmez bir zihinsel temsile yol açacağı düşünülebilir. Bu
zihinsel temsiller ise bireyin nasıl davrandığını, kendini ve başkalarını nasıl algıladığını yani
aslında kişiliğini doğrudan belirlemektedir. İlişkisel perspektifin önemi, kişiliği, kişilerarası
ilişkiler ve bu ilişkilerin oluşturduğu zihinsel temsiller çerçevesinde incelemesidir. Daha
sonra değinileceği üzere bu zihinsel temsiller kişilik işlevselliği kavramının temellerini
oluşturacaktır.
1.1.3.4. Allport ve çok boyutlu kişilik modellerinin inşası
İlk dünya savaşı ile birlikte kişiler arası psikolojik farklara olan ilgi artmış, savaşa
“psikolojik olarak sağlam” kişileri göndermek için testler yoğun olarak kullanılmaya
başlanmıştır (Kramer vd. 2014). İlk dünya savaşı sonrası, kişiliğe olan ilgi de sadece
patolojik olanı ayırt etmekten, bireyleri birbirinden ayırabilmeye doğru genişlemiştir. Bu
dönemde, kişilik psikolojisinin gelişiminde en önemli etkilerden biri, alanın kurucusu olarak
da kabul edilen Gordon Allport ’tan gelmiştir (McAdams, 1997, Çapri, 2020). Bu ilk
katkılar aynı zamanda kişiliğin boyutlarla incelenmesi adına da yapılmış ilk katkılardır
(Pervin, 1997). Allport ve Odbert (1936) kişilik boyutlarını diğer kişilik özelliklerinden
ayırmış ve boyutların genelleştirilebilir ve zaman içinde sabit kalan yapılar olduğunu öne
sürmüştür. Bu haliyle boyutlar, daha geçici olan durumlar ve etkinliklerden ayrılmıştır.
Eysenck (1991) boyutsal modeli ile kişiliğin biyolojik yönü arasında ilişki kuran ilk
kuramcılardandır. Kuramında içedönüklük ve dışadönüklük boyutları ile beyindeki
uyarılmış düzeyleri arasında ilişki kurmuştur. Buna göre, dışadönük kişilerin yüksek beyin
aktiviteleri varken, içedönük olmak daha düşük beyin aktivitesine işaret etmektedir. Bu
model, belirli kişilik özellikleri ile fizyolojik durumlar arasında bağ kurması açısından
8
öncülük etmiştir ( Friedman & Shustack, 2014). Bu model daha sonra davranışı harekete
geçiren ve engelleyen eden iki ayrı mekanizmanın ne yoğunlukla çalıştıklarına göre bazı
kişilik özelliklerinin baskın olacağı biçiminde genişletilmiştir (ATIF). Örneğin ödül ihtiyacı
yüksek, yani “davranış etkinleştirme sistemi” hareketli olan bireylerin daha dürtüsel,
“davranış inhibisyon sistemi” daha aktif olanların ise daha kaçıngan ve hatta obsesif olacağı
beklenebilir.
1.1.3.5. Beş faktörlü kişilik modeli
Yukarıda da değinildiği üzere kişiliği tanımlarken boyutların kullanılması Allport ile
başlamış Eysenck ve Cattell tarafından da ortaya konan modellerde de yer almış ancak bu
modellerin hepsinde boyutlar farklı tanımlanmıştır (Pervin, 1997). Beş faktörlü kişilik
modeli bu soruna bir çözüm bulmak amacı ile yola çıkmış ve bugün en çok kabul gören
“boyutlu” model olmuştur (Robert & Paul, 2008). Büyük beşli olarak da adlandırılan model
ayrıca kişilik çalışmalarında da en çok kabul gören model olmuştur (McCrae, 2020).
Beş faktörlü model, insanların kişilik bakımından önemli olduğunu düşündükleri
kişilik özelliklerini saptamak için geliştirilmiştir (Pervin, 1997). Goldberg’e (1990) göre bu
yaklaşım temelde dil ve sözcükler ile ilişkilidir. Goldberg (1990) insanların ilişkilerindeki
önemli bireysel farklılıkları evrensel kullanımı olan birtakım sözcükler ile ifade ettiklerini
öne sürmüştür. Bir başka değiş ile insan etkileşiminde özellikle de bazı alanlarda bireysel
farklılıklar vardır ve bu farklılıklar da çeşitli sözcüklerle ifade edilmektedir. Beş faktör
modelinin geliştirilmesi bu temel kabule dayanmaktadır. İnsan etkileşimindeki bu sözcükler
incelenmiş ardından da faktör analizine tabi tutularak temel boyutlar belirlenmiştir (Pervin,
1997). Goldberg (1990) öncelikle İngilizce terimlerle çalışmış ve sonucunda 5 boyut
belirlemiştir. Bu boyutlar, dışadönüklük, uyumluluk, sorumluluk, duygusal dengesizlik-
nörotizm ve açıklıktır. Daha sonra, 12 farklı dile kadar boyutları karşılaştıran çalışmalar
yapılmıştır (Raad vd., 1998; Saucier ve Goldberg, 2001). Sonuçlara göre bazı diller için
farklılıklar olsa da model özellikle de ilk dört alan için farklı dillerde de oldukça tutarlı
sonuçlar sağlamıştır. Bu ve sonrasında yapılan pek çok araştırma sayesinde beş faktörlü
kişilik modeli özellikle de patolojik olmayan kişiliğin tanımlanmasında altın standart olarak
kabul görmüştür (McCrae, 2020; Muck vd., 2007; Popiel ve Keegan, 2017). Özetle, beş
faktörlü model, Allport ile başlayan boyutsal modellerden tamamen farklı bir model
olmamış ancak onların kazanımlarının da kullanılabileceği bir standart oluşturmayı
amaçlamıştır.
9
1.2. Tanılama Sistemlerinde Kişilik Bozuklukları
Yirminci yüzyılın son çeyreğine doğru psikiyatri biliminin kuramsal etkilerden
bağımsız gelişme çabalarının damga vurduğu söylenebilir. Bu çabanın en önemli göstergesi
ise Amerikan Psikiyatri Birliğinin 1968’de tanısal el kitabı DSM’yi yayınlaması olmuştur
(APA, 1958).
1.2.1. DSM’de Kişilik Bozuklukları Tanısının Tarihçesi
Kişilik bozukluklarının DSM’in 3. baskısında (Diagnostic and Statistical Manual of
Mental Disorders 3rd Edition [DSM-III]) sınıflandırmaya dahil edildiğine dair yaygın
kanının aksine bu bozukluklar DSM’nin ilk sürümünden itibaren sınıflandırmada yer
almıştır (Coolidge ve Segal, 1998; Oldham, 2018). İlk DSM, bugün hala kullanılan
kategorik sistemin temellerini atmıştır. Buna göre kişilik bozuklukları belli semptomların
varlığı ile oluşturulmuş birbirinden farklı bozukluklar olarak anlaşılmıştır. Bir başka değiş
ile belirli bir kişilik bozukluğu tanısı (örneğin antisosyal kişilik bozukluğu) belli bazı
semptomların bir araya gelmesi ile oluşmuştur. DSM’nin 2. baskısında (Diagnostic and
Statistical Manual of Mental Disorders 2nd Edition [DSM-II]) 10 adet kişilik bozukluğu
yine kategorik olarak tanımlanmış ve bunlar Kişilik Bozuklukları ve Diğer Psikotik
Olmayan Bozukluklar adı altında toplanmıştır (APA, 1968). DSM’nin 3. sürümü (DSM-III),
yenilik olarak, eksen sistemini getirmiş, ayrıca, psikanalitik bir yönelimden davranışsal
tanımlamalara geçmiştir (APA, 1980; Oldham, 2018). DSM-III psikiyatrik bozukluklarının
tanısında 5 eksenli bir sistem sunmuştur. Buna göre ilk eksen genel psikiyatrik
bozukluklarını, ikinci eksen kişilik bozukluklarını, üçüncü eksen fizyolojik sorunları,
dördüncü eksen kişinin yaşamındaki genel psikososyal stres vericilerini ve son eksen ise
kişinin son bir yıldaki genel işlevselliğini kodlamak için kullanılmıştır. Görüleceği üzere
psikiyatrik bozukluklar iki eksen ile kodlanmaktadır. Diğer eksenler bozukluk içermemiştir.
Bir başka değişle kişilik bozuklukları diğer tüm bozukluklardan ayrı tutulmuştur. DSM-
III’ün (APA, 1980) bugün, kişilik bozukluklarını ayrı bir bozukluk kategorisi olarak
tanımlayan sürüm olarak hatırlanmasının (Zachar ve Krueger, 2013) nedeninin bu olduğu
düşünülebilir. Daha sonrasında gelen DSM IV bozukluklarda bazı değişikliklere gittiyse de
temel hatlar ve eksen sistemi korunmuştur (APA, 2000). En son sürüm olan DSM-5 (APA,
2013) eksen sistemine son vermiş ancak temel sınıflandırmasında bir değişiklik yapmamış
ve kategorik modeli korumuştur. Ancak, DSM-5’te temel sınıflandırma sistemine henüz
dahil edilmemiş olmakla birlikte, araştırmaların yapılabilmesi için ek bir bölüm olarak
10
alternatif bir model eklenmiştir. Kategorik ve boyutsal özellikleri karma olarak barındıran
bu modele bir sonraki bölümde detaylıca değinilecektir.
Dünya Sağlık Örgütünün hastalık sınıflandırması olan Uluslararası Hastalık
Sınıflandırması (International Classification of Diseaese [ICD]), kişilik bozuklukları
açısından DSM ile paralel bir tarihe sahiptir. Onuncu sürümünü yapan ICD de bu sürüme
kadar kişilik bozuklukları için kategorik bir sınıflandırma yapmıştır (Mulder ve Tyrer, 2019;
WHO, 1992).
1.2.2. DSM-5’te Kişilik Bozuklukları
Bugün kullanılan DSM-5 ve Hastalıkların Uluslararası Sınıflandırması 10. sürümü
(International Classification of Diseases 10th Revision [ICD-10]) sınıflandırmaları halen
kategoriktir (APA, 2013; WHO, 1992). DSM-5’in (APA, 2013) daha sonra değineceğimiz
ve boyutsal ile kategorik yaklaşımın melezi yeni bir sınıflandırması olsa da bu henüz yaygın
kullanım için değil araştırmaların yapılabilmesi için paylaşılmıştır ve temel tanı ölçütleri
arasında yer almaz. Bugün kullanılan sınıflandırmanın daha iyi anlaşılabilmesi için DSM-
5’in kişilik bozukluğu tanılarından kısaca bahsetmek uygun olacaktır.
DSM-5’te üç ayrı kümede toplam 10 kişilik bozukluğu vardır (APA, 2013). Ayrıca
kümelere ait olmayan üç tanı daha mevcuttur. DSM-5 kişilik bozuklukları Tablo1.1’de
verilmiştir.
Başka bir sağlık durumuna bağlı kişilik değişimi dışında iki ayrı tanı dikkat
çekmektedir. Bunlardan ilki kümelere ayrılmış kişilik bozukluklarının spesifik özelliklerinin
hiçbirini karşılamayan ancak genel görünüm itibariyle kişilikte sıkıntılar gösteren kişilere
ayrılmıştır. Tanımlanmamış diğer bir kişilik bozukluğu ise adının da öngördüğü üzere
mevcut sınıflandırmalardan hiçbirine girmeyen kişiler için kullanılmaktadır.
11
Tablo1.1. DSM-5 Kişilik Bozuklukları
Genel Kişilik Bozukluğu
A Kümesi Kişilik Bozuklukları
Kuşkucu (paranoid) Kişilik Bozukluğu
Şizogibi (Şizoid) Kişilik Bozukluğu
Şizotürü (Şizotipal) Kişilik Bozukluğu
B Kümesi Kişilik Bozuklukları
Toplumdışı (antisosyal) Kişilik Bozukluğu
Sınırda (Borderline) Kişilik Bozukluğu
Histriyonik Kişilik Bozukluğu
Özsever (Narsistik) Kişilik Bozukluğu
C Kümesi Kişilik Bozuklukları
Çekingen Kişilik Bozukluğu
Bağımlı Kişilik Bozukluğu
Takıntılı-Zorlantılı (Obsesif-Kompülsif) Kişilik Bozukluğu
Diğer Kişilik Bozuklukları
Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Kişilik Değişikliği
Tanımlanmamış Diğer Bir Kişilik Bozukluğu
Kategorik sınıflandırmanın mahiyetinin anlaşılması için DSM kişilik bozukluğu
tanılarından birinin örnek olarak incelenmesinin uygun olacağı düşünülmüştür. Bu amaç ile
Kuşkucu (paranoid) kişilik bozukluğu tanısı Tablo 1.2’de detaylı olarak verilmiştir.
Tablo 1.2’de görüldüğü üzere DSM-5’e kadar gelen kategorik sınıflandırmada kişilik
bozukluğunun şiddeti ile ilgili bir tanımlama yoktur. Kategorik tanımlama belli başlı bazı
kişilik özelliklerinin bir arada görünmesi halinde bu duruma Kuşkucu (paranoid) Kişilik
Bozuklu tanısı verileceği üzerine bir uzlaşmadır. Bir sonraki bölümde detaylı olarak
değineceğimiz üzere bu uzlaşmanın geçerli ve güvenilir olup olmadığı son yıllarda artan
biçimde sorgulanmıştır (Hopwood vd., 2018; Morey vd., 2015).
Tablo 1.2. DSM-5 Kuşkucu (paranoid) Kişilik Bozukluğu Tanısı
A. Aşağıdakilerden dördü (ya da daha çoğu) ile belirli, erken erişkinlikte başlayan ve değişik
bağlamlarda ortaya çıkan, başkalarının davranışlarını kötü niyetli olarak yorumlamak gibi,
başkalarına karşı duyulan genel bir güvensizlik ve kuşkuculuk:
1. Yeterli bir temele dayanmadan, başkalarının kendisini sömürdüğünden, kendisine kötülük
yaptığından ya da kendisini aldattığından kuşkulanır.
2. Arkadaşlarının ya da çalışma arkadaşlarının kendisine olan bağlılıkları ya da güvenilirlikleriyle
ilgili yersiz kuşkularla uğraşıp durur.
3. Söylediklerinin kendisine karşı kullanılacağı korkusuyla başkalarına açılmak istemez.
4. Sıradan sözlerden ya da olaylardan, aşağılama ya da göz korkutma anlamı çıkartır.
5. Sürekli kin besler (aşağılamaları, incitmeleri ya da saygısızlıkları bağışlayıcı değildir).
6. Ortada bir neden yokken, başkalarının kimi davranışlarını, kişiliğine ya da saygınlığına bir saldırı
olarak algılar ve bunlara, birden öfkeyle karşılık verir ya da karşı saldırıya geçer.
7. Eşinin ya da cinsel birliktelik yaşadığı kişinin, kendisine bağlılığıyla (sadakatıyla) ilgili,
yineleyici, yersiz kuşkuları vardır.
B. Yalnızca şizofreni, ikiuçlu bir bozukluk ya da psikoz özellikleri gösteren depresyon bozukluğunun
gidişi sırasında ortaya çıkmaz ve başka bir sağlık durumunun fizyolojiyle ilgili etkilerine
bağlanamaz.
Not: Şizofreninin başlangıcı öncesinde tanı ölçütleri karşılanıyorsa, “hastalık öncesi” deyişini ekleyin,
“kuşkucu kişilik bozukluğu (hastalık öncesi)”.
12
1.2.3. Kategorik Kişilik Bozuklukları Tanı Sistemlerine Getirilen Eleştiriler
Daha önce anlatıldığı gibi, kategorik sınıflandırma kişilik bozukluklarını belli sayıda
(DSM-5 için 10) kişilik bozukluğuna-kategoriye- ayırmaktadır. Kategorik sınıflandırmaya
gelen önemli bir eleştiri kişilik bozukluklarının herhangi bir sayıda kategoriye ayırılarak
açıklanmasının ampirik bir temeli olmadığıdır (Hopwood vd., 2018). Aksine Anderson ve
arkadaşları (2014) kategorik sınıflandırmadaki kişilik bozukluğu tanılarının DSM-5 3.
bölümde verilen alternatif sınıflandırmadaki bazı boyutlar ile ilişkili olduğunu bulmuşlardır.
Örneğin narsistik, histrionik ve antisosyal kişilik bozuklukları en iyi terslik/geçimsizlik
(antagonizm) ile açıklanmıştır. Kaçınan, obsesif-kompulsif, paranoid, bağımlı ve sınırda
kişilik bozuklukları en iyi olumsuz duygulanım ile açıklanmıştır. Bir başka değiş ile farklı
kişilik bozukluklarının ortak bazı boyutlar ile açıklandığı görülmektedir. Aslında bu
durumun mevcut kategorik sisteme getirilen önemli eleştirilerden biri olan yaygın eştanı
sorununu açıkladığı düşünülebilir.
Kişilik bozuklukların nadiren tek başlarına tanılandığını, genellikle başka kişilik
bozukları birlikte eştanı aldıklarını söylemek yanlış olmayacaktır (APA, 2013; Grant vd.,
2005; Zimmerman vd., 2005). Örneğin, Türkiye’de normal örneklem ile yapılan bir
çalışmada kişilik bozukluğu tanısı alanların Ruhsal Hastalıkların Tanısal ve İstatistiksel El
Kitabı 4. baskısına (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders 4th Edition
[DSM-IV]) göre %91.4 ICD’nin 10. Sürümüne (ICD-10) göre ise %96.3’ü birden fazla
kişilik bozukluğu tanısı almıştır (Dereboy vd., 2014). İzlanda’da yapılan bir başka çalışma
ise %67 ila %80 arası eştanı saptamıştır (Lindal ve Stefansson, 2009). Bu kadar yüksek
olmamakla birlikte yapılan pek çok çalışma kişilik bozuklukları arasında en az %30-35
seviyelerine yaklaşan eştanı olduğunu göstermektedir (Ekselius vd., 1994; Oldham vd.,
1992; Pagan vd., 2005; Watson ve Sinha, 1998).
Bu kadar yoğun eştanı kategoriler arası ayrışmanın yeterli seviyede olmadığını
düşündürmektedir. Ayrışmanın yeterli seviyede olmamasının tanı belirlerken de tedavi
planlarken de kafa karışıklıklarına neden olacağı düşünülebilir. Kişilik bozukluğu
kategorilerinin çok azının kendine has terapötik yaklaşımları olmasının (Hopwood vd., 2018)
bu durumun bir sonucu olduğu düşünülebilir. Diğer taraftan, kategorik tanılamanın
tanılayıcılar arası güvenirliğinin düşük olması da (Clark vd., 1997; Heumann ve Morey,
1990) tanı koymada netliğin olmadığını düşündürmektedir.
13
Tanımlanmamış bir diğer kişilik bozukluğu tanısının (TDKB) tüm kişilik bozukluğu
tanılarına oranı %21 ila 49 arasıdır (Verheul ve Widiger, 2004). Bir başka değiş ile TDKB
tanısı en sık kullanılan kişilik bozukluğu tanısı olabilir. Bu tanı kategorisi, daha önce de
belirtildiği üzere, diğer tanı kategorilerini karşılamayan kişiler için geliştirilmiştir. Özünde,
istisnai durumlar için kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Bu da göstermektedir ki tanıların
yarısına kadar varabilen bir oranda mevcut kategorilere uygun bir tanı belirlemek mümkün
olmamaktadır.
Mevcut modele getirilen önemli bir diğer eleştiri de kişilik bozukluğunun
ağırlığına/ciddiyetine dair standart bir ölçüm sunmamasıdır (Kupfer vd., 2008). Kişilik
bozukluğunun ciddiyeti rahatsızlığın prognozunu ve kişinin işlev bozulmasını yordayan en
önemli belirleyicilerden birdir (Crawford vd., 2011). Diğer taraftan, kategorik sınıflandırma
açısından incelendiğinde, kişilik bozukluğunun ciddiyeti arttıkça, birden fazla kişilik
bozukluğu tanısının da arttığı görülmüştür (Tyrer ve Johnson, 1996).
Tüm bu eleştiriler, tanılamada yeni bir yaklaşımın arayışını doğurmuştur (Hopwood
vd., 2018; Morey vd., 2015). İlerleyen bölümlerde detaylıca göreceğimiz üzere bu arayışlar
daha çok boyutsal olmuş, bir anlamda akademik psikolojinin çalışmaları klinik ile
buluşmuştur.
1.2.4. Kişilik Bozukluğuna Alternatif Yaklaşımlar
Son sürümleri ile hem DSM hem de Hastalıkların Uluslararası Sınıflandırması
(International Classification of Diseases [ICD]) kişilik bozukluğunun kategorik
sınıflandırmasına alternatif yaklaşımlar geliştirmişlerdir (APA, 2013; Oltmanns ve Widiger,
2019). Her iki sınıflandırma da boyutsal özellikler taşımaktadır ve kişilik bozukluğunun
ciddiyetinin/ ağırlığının belirlenmesine özen göstermiştir (Mulder ve Tyrer, 2019).
ICD-11, radikal diyebileceğimiz bir biçimde genel bir kişilik bozukluğu tanısı
dışında hiçbir kişilik bozukluğu kategorisi içermemektedir (Mulder, 2021). Genel kişilik
bozukluğu tanısı “hafif”, “orta” veya “şiddetli” olarak nitelendirilebilir. Ardından, olgunun
davranışı beş kişilik özelliği/ boyutu ile tanımlanabilmektedir: olumsuz duygulanım, sosyal
geri çekilme, psikotizm, kopma/içe dönüklük ve disinhibisyon. Görülebileceği üzere bu
boyutlar bölüm 1.1.2.’de anlatılan beş faktörlü modelin dışadönüklük, uyumluluk,
sorumluluk, duygusal dengesizlik- nörotizm ve açıklık boyutları ile paralellik taşımaktadır.
14
DSM-5’te alternatif model adı altında yeni bir sınıflandırma önermiştir (APA, 2013).
Bu sınıflandırma, ICD-11’deki gibi tüm kategorik tanılardan vazgeçmediğinden onun kadar
radikal olmasa da önemli boyutsal özellikler ve tıpkı ICD-11 gibi beş faktörlü kişilik modeli
ile paralellikler göstermiştir (Widiger ve McCabe, 2020).
1.2.5. DSM-5 Alternatif Kişilik Bozukluğu Modeli
DSM-5 için Kişilik ve Kişilik Bozuklukları Çalışma Grubu, kişilik bozuklukları
sınıflandırmalarına getirilen eleştirileri çözecek bir model geliştirmek için bir araya
gelmiştir (Kupfer vd., 2008). Kişilik işlevselliğindeki bozulma ve patolojik kişilik
özelliklerinin değerlendirilmesine dayanan kişilik bozukluklarının teşhisi için alternatif bir
model, aslında DSM-5'teki resmi sınıflandırma (Bölüm II) için tasarlanmıştı, ancak bunun
yerine Bölüm III, “Gelişmekte Olan Önlemler ve Modeller” olarak kendine yer buldu
(Skodol, Krueger, vd., 2013).
Tablo 1.3. DSM-5 Kişilik Bozukluğu Alternatif Modeli için Genel Tanı Kriterleri
A. Kişilik işlevselliğinde (kendilik-kişilerarası) orta ya da büyük bozulma.
B. Bir ya da daha fazla patolojik kişilik boyutu.
C. Kişilik işlevselliğindeki bozulmalar ve bireyin kişilik boyutlarının görünümü göreceli olarak
kalıplaşmış ve kişisel/sosyal durumların geniş bir yelpazesinde yayılmıştır.
D. Kişilik işlevselliğindeki bozulmalar ve bireyin kişilik boyutlarının görünümü zaman içinde göreceli
olarak kalıcıdır ve başlangıç en azından ergenlik ve erken yetişkinlik dönemine uzanır.
E. Kişilik işlevselliğindeki bozulmalar ve bireyin kişilik boyutlarının görünümü başka bir ruhsal
bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
F. Kişilik işlevselliğindeki bozulmalar ve bireyin kişilik boyutlarının görünümü, bir maddenin ya da
başka bir sağlık durumunun (ör. kafa travması) fizyolojik etkilerine dayandırılamaz.
G. Kişilik işlevselliğindeki bozulmalar ve bireyin kişilik boyutlarının görünümü bireyin gelişimsel
evresi ya da sosyokültürel çevresi için normatif özelliklerle daha iyi açıklanamaz.
DSM-5 alternatif modeli kişilik işlevselliğinde bozulma ve patolojik kişilik boyutları
ile öne çıkmaktadır. DSM-5 kişilik bozukluğu alternatif modeli için genel tanı kriterleri
Tablo 1.3’te verilmiştir. A ve B tanı ölçütlerindeki her iki sınıflandırma da boyutsaldır ve
beş faktör kişilik modelinin işlev bozukluğu üzerine kurulu varyasyonları olarak görülebilir
(Widiger ve McCabe, 2020). Alternatif model kategorik sınıfları tamamen bırakmamış ve
antisosyal, çekingen, sınırda, narsistik, obsesif-kompülsif ve şizotipal kişilik tanılarına
yukarıda bahsettiğimiz iki boyut ile ilişkili olarak yer vermiştir (APA, 2013). Diğer taraftan
bu modelin önemli bir yeniliği ve yukarıda bahsettiğimiz TDKB tanısının yaygınlığı
sorununa da çare olabilecek, boyutlar ile belirli kişilik bozukluğu tanısını içermesidir. Bu
tanı aslında, ICD’nin 11. sürümünün (ICD-11) genel kişilik bozukluğu tanısı ile paraleldir.
Tıpkı onun gibi belirli bir kişilik bozukluğu tanısı belirtmeden kişilik bozukluğu olduğunu
15
belirtip bozukluğun sadece kişilik işlevselliği ve patolojik kişilik boyutları tarafından
tanımlanmasına izin vermektedir.
A tanı ölçütünde kişilik işlevselliği kendilik ve kişilerarası alanlar olmak üzere iki
temel alana ayrılmıştır (APA, 2013). Kendilik işlevselliği kimlik ve kendini yönlendirme;
kişilerarası işlevsellik ise empati ve samimiyeti kapsamaktadır. Her bir alt boyut Kişilik
İşlevselliği Düzeyi Ölçeği (LPFS) ile 5 dereceli olarak (0 sağlıklı, işlevsel; 1 hafif bozulma;
2 orta bozulma; 3 ağır; 4 çok ağır bozulma) değerlendirilmektedir. Kişilik işlevselliğinin ne
kadar bozuk olduğunun değerlendirilmesi sayesinde kişilik bozukluğunun ağırlığına dair bir
değerlendirme de mümkün kılınmıştır. DSM-5 kişilik işlevselliği boyutları ve bunların
açıklamaları Tablo 1.4’te verilmiştir.
Tablo 1.4. DSM-5 Alternatif Kişilik Bozukluğu Modeline Göre Kişilik İşlevselliği
A. Kendilik
1. Kimlik
Kendini, başkalarından net sınırlar ile ayrılmış benzersiz bir birey olarak görme.
Özdeğerin kalıcı olması ve kendini değerlendirmenin doğruluğu.
Duygu çeşitliliğinin olması ve bunları düzenleyebilme yetisi.
2. Kendini yönlendirme
Birbiriyle tutarlı ve anlamlı amaçlar belirleyebilme ve bunlara yönelik tutarlı bir çaba içinde
olma.
Davranışlar için gerçekçi, yapıcı ve toplum yararına içsel standartların olması ve kullanılması.
Duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışıp bunlardan yapıcı anlamlar çıkartabilme.
B. Kişilerarası
1. Eşduyum
Başkalarının yaşantı ve güdülerini önemseme ve anlama.
Farklı bakış açılarına karşı hoşgörülü olma.
Kendi davranışlarının başkaları üzerinde nasıl bir etki yarattığını anlama yetisi.
2. Samimiyet
Başkaları ile uzun süreli ve derin bağlar kurabilme.
Daha yakın ve özel bağlar kurma isteği ve becerisi.
Başkaları ile iş birliği yapabilme ve diğerlerinin düşünce, duygu ve davranışlarına esnek bir
biçimde karşılık verebilme.
B tanı ölçütünde beş olumsuz boyut belirtilmiştir (APA, 2013): olumsuz duygulanım,
içe dönüklük, geçimsizlik, disinhibisyon ve psikotizm. Bu boyutlar da yine, daha önce
bahsedilen, beş faktörlü model ile paralellik göstermektedir.
Özetle, kategorik özellikler taşımasına rağmen DSM-5 alternatif kişilik bozukluğu
modelinin önemli boyutsal özellikler getirdiği görülmektedir. Ayrıca, kişilik bozukluğunun
ciddiyetinin belirlenmesi için de önemli bir adım atılmış ve belli bir standart ve ölçüme
sahip kişilik işlevselliği A tanı ölçütü olarak modele dahil edilmiştir. Bu nedenle, kişilik
işlevselliğinin ne olduğu ve nasıl ölçüldüğü de önem kazanmıştır. Bu bağlamda, sonraki
16
bölümde önce kişilik işlevselliği detaylı olarak incelenecek ardından ölçüm araçları
tartışılacaktır.
1.3. Kişilik İşlevselliği
Bu çalışmada çalışılan ölçüm araçlarından ikisinin temel aldığı kişilik işlevselliği
tanımı DSM-5 alternatif kişilik bozukluğu çalışma grubu tarafından oluşturulan (Bender v.d.,
2011) Kişilik İşlevselliği Düzeyi Ölçeği (Level of Personality Funtioning Scale [LPFS]) ile
ileri sürülmüş olan tanımdır. Bu kavramın geliştirilmesindeki önemli bir çıkış noktasının
kişilik bozukluğunun ciddiyetini belirlemek olmuştur. Daha önce belirtildiği üzere
bozukluğun ciddiyeti kişilik bozukluklarında prognozun en önemli belirleyicisidir
(Crawford vd., 2011). Kernberg (1970) kişilik patolojisini rahatsızlığın ciddiyeti temelinde
tanımlayan ilk kuramcılardan olmuştur. Onun, nesne ilişkileri yaklaşımını temel alan
modeline göre bireyin kendisi ve başkaları ile ilişkili zihinsel temsillerinin bozukluğu kişilik
patolojisinin de ciddiyetini belirlemektedir. Bu bulgulardan hareket ile, DSM-5 alternatif
kişilik bozukluğu çalışma grubu kendilik ve diğerleri ile ilişkili zihinsel temsillerin
kalitesinin kişilik bozukluğu ile ilişkili olduğu ve kişilik bozukluğunun tüm alanlarını
içermemekle birlikte tüm bozukluklarda ortak olan özellikleri yeterince kapsadığı sonucuna
varmıştır (Bender v.d., 2011). Bundan hareket ile bu temsilleri ölçtüğü bilinen nesne
ilişkileri yaklaşımı temelli farklı ölçekler de örnek alınarak Kişilik İşlevselliği Düzeyi
Ölçeği (LPFS) oluşturulmuştur.
Araştırmanın üçüncü ölçeği olan SIPP-SF alt boyutları bakımından LPFS’den farklı
bir yapı sunsa da kişilik sorunlarını kişilerarası ve benlik temsillerindeki bozulmalar
yönünden incelmesi ile LPFS ile ortaklık göstermektedir (Verheul, v.d., 2008). Ölçeğin
amacı kişilik işlevselliğinin adaptif olmayan yönlerinin saptanması olarak tanımlandığı
düşünüldüğünde her iki kişilik işlevselliği tanımının ortak olduğu görülmektedir. Buna göre,
kişilik işlevselliği, kişiliğin önemli bir parçası olarak kabul edilen kendilik ve diğerleri ile
ilişkili zihinsel temsillerin kalitesinin bir ölçümü olarak düşünülebilir. Bu temsillerin kalite
düzeyi bireyin işlevselliği ile doğrudan ilişkilidir. Bir başka deyiş ile yüksek işlevsellikte
birinin kendi ve başkaları ile ilgili zihinsel temsillerinin gerçekçi ve tutarlı olası
beklenecektir.
LPFS kişilik işlevselliğinin nasıl ölçüleceğine dair ilk yaygın model olarak DSM-5
Alternatif Kişilik Bozukluğu bölümünde bir tablo olarak sunulmuştur (APA, 2013). Bu
17
tablonun kısaltılmış bir versiyonu Tablo 1.5’te sunulmuştur. Bu modelin sunulmasının
ardından LPFS’nin kişilik bozukluğunu tespit etme gücüne dair araştırmaların arttığı
görülmektedir (Dereboy vd., 2018; Zimmermann et al., 2014). Bunlardan biri ülkemizde
yapılmış ve DSM-5 LPFS modeline dayalı değerlendirmenin deneyimli üç klinisyenin
detaylı değerlendirmeleri sonucu ortak karar ile verdikleri kişilik bozukluğu tanıları ile
uyuştuğunu göstermiştir (Dereboy vd., 2018). Bir başka değiş ile DSM-5 alternatif kişilik
bozukluğu modeli ile A tanı ölçütünün değerlendirilmesinin kişilik bozukluğu tanısının
belirlenmesinde deneyimli klinisyenlerin detaylı incelemesi ile benzer sonuçlar verdiği
görülmüştür. LPFS kişilik işlevselliği modeli, daha önce de bahsedildiği üzere kategorik
tanılama sistemlerinden oldukça farklı olmakla birlikte bu sistemler ile uyumlu olduğu da
söylenebilir. Kişilik işlevselliği ile koyulan tanıların DSM sistemlerindeki kategorik
tanımlar ile uyumlu oldukları görülmektedir (Morey, vd. 2013). Bir başka değiş ile kişilik
işlevselliği belli bir kategoriye ayırmasa da bu kategoriler içinde “patolojik” kabul edilen
bireyleri ayırabilmektedir.
LPFS modelinin tanıtılması sonrasında bazı araştırmacılar bunun ve aslında daha da
geniş anlamada kişilik işlevselliğinin 5 faktörlü modelin patoloji alanında bir uygulaması
olduğunu ileri sürmüşlerdir (Widiger ve McCabe, 2020). Buna göre kimlik alanındaki bir
işlev bozukluğu 5 faktörlü modelde nevrotizmin bir yönü olarak, kendini yönlendirmede
bozukluk düşük sorumluluk boyutunun bir yönü, empati antagonizm boyutunun bir yönü ve
samimiyet ise içedönüklük boyutunun bir yönü olarak kabul edilebilir. Kişiliğin işlevsel
yönleri ile ilişkili bir model olan 5 faktörlü model ile ilişikli olması kişilik işlevselliği
modelinin kişiliğe daha bütünsel bir çerçeveden bakabildiğini düşündürmektedir. Bireyin
zihinsel temsillerinin kalitesini ölçtüğünden kişilik işlevselliği sadece bozukluğu değil
işlevselliği de gösterebilmesi ile de kategorik yaklaşımdan ayrılmaktadır.
1.3.1. Kişilik İşlevselliği Değerlendirme Araçları
DSM-5 alternatif kişilik bozukluğu modelinin duyurulmasının öncesinde geliştirilen
ve DSM-5 modeline ilham kaynağı olan pek çok kişilik işlevselliği ölçeği vardır (Azim vd.,
1991; Huprich vd., 2016; Lenzenweger vd., 2001; Stern vd., 2010). Bunlardan biri,
çalışmamıza da konu olan Kişilik Sorunları için Ağırlık Endeksleridir (Severity Indices for
Personality Problems [SIPP-118]) (Verheul vd., 2008). SIPP-118, hem DSM-5 Kişilik
İşlevselliği modelinin gelişiminde (Morey vd., 2011) hem de buna bağlı diğer araçların
18
geliştirilmesinde karşılaştırma amacı ile yoğun olarak kullanılmıştır (Hutsebaut vd., 2017;
Morey, 2017; Weekers vd., 2019).
Daha önce de değinildiği üzere klinik bağlamda kişilik işlevselliğinin tartışılması
LPFS modeli ile yoğunluk kazanmıştır. LPFS modeli kendinden önceki kişilik işlevselliği
modellerinden ve neşene ilişkileri gibi farklı pek çok kuramdan etkilenmiştir (Bender v.d.,
2011). Bunun sonucunda Tablo 1.5’te sunulan kavramsal model ortaya konulmuştur (APA,
2013). Her ne kadar bu model kişilik işlevselliği ve onun boyutları hakkında önemli bir bilgi
sunsa da standardize bir ölçüm aracı olarak yapılanmamıştır. Tam da bu nedenle bazı
araştırmacılar modeli klinik uygulamalar için soyut ve fazlaca teorik bulmuşlardır (Pincus,
2011; Shedler vd., 2010). Ayrıca, güvenilir ve geçerli bir değerlendirme için kapsamlı bir
eğitim ve derin klinik deneyim gerektiği öne sürülmüştür (Few vd., 2013; Zimmermann vd.,
2014). Bu eleştirilere cevap vermek için LPFS’nin kavramsal temellerine dayanan
standardize araçlar geliştirilmiştir (Ör: Morey, 2017; Hutsebaut vd. 2016, Gamache vd.,
2019).
1.3.2. Özbildirim Ölçekleri
DSM-5 kişilik işlevselliği modeline dayanan, kolay kullanımlı ve standart bir ölçüm
aracı geliştirmeye dair önemli bir girişim LPFS’nin özbildirim versiyonu olan Kişilik
İşlevselliği Düzeyi Ölçeği Özbildirim Formu (Level of Personality Funtioning Self Report
[LPFS-SR]) ile yapılmıştır (Morey, 2017). LPFS’nin geliştiricilerinden olan Morey (2011)
tarafından geliştirilen bu araç 80 soru ve dörtlü skalada bir değerlendirme içermektedir. Bu
çalışmada kişilik işlevselliğinin dört alanı arasında yüksek korelasyon bulunmuş ve bu
durum her bir alt alanın global bir kişilik işlevselliği belirteci olarak görülebileceği şeklinde
yorumlanmıştır.
Doğrudan DSM-5 LPFS’ye yönelik hazırlanan ilk kısa ölçek Kişilik İşlevselliği
Düzeyi Ölçeği Kısa Formu (Level of Personality Funtioning Brief Form [LPFS-BF])
olmuştur (Hutsebaut vd., 2016). Mevcut çalışmada güncellenmiş versiyonunu kullandığımız
(Weekers vd., 2019) bu araç LPFS’nin Tablo 1.4’te gösterilen modelini birebir takip etmiş
ve tabloda madde işaretleri ile belirtilen her bir madde için bir soru olacak şekilde 12
soruluk bir araç oluşturmuştur. Geliştirilmiş formunun aksine bu ilk form sadece evet ve
hayır şeklide verilen cevaplardan oluşmuştur. LPFS-BF iyi bir iç tutarlılık (α=0.69)
göstermiştir. Ayrıca ölçeğin puanları kişilik bozukluğu olan kişiler için anlamlı derecede
19
yüksek bulunmuştur. Ölçeğin kendilik ve kişilerarası olarak iki faktörlü yapısı da çalışmada
onaylanmıştır (Hutsebaut vd., 2016). Olumlu psikometrik özelliklerine rağmen ölçeğin bazı
maddelerinin iyi performans göstermemesi ve ikili cevap anahtarının kısıtları nedeniyle
ölçek yenilenmiştir ve bu ikinci versiyonda dörtlü bir puanlama sistemi kullanmıştır
(Weekers vd., 2019).
20
Tablo 1.5. DSM-5 Kişilik İşlevsellik Düzeyi Ölçeği (LPFS)
Kendilik
Kişilerarası
Düzey
Kimlik
Kendini Yönlendirme
Eşduyum
Samimiyet
0 Az bozulma veya
bozulma yok
Eşsiz bir benliğin sürekli
farkındalığına sahiptir; role
uygun sınırları korur.
Kişisel kapasitelerin gerçekçi bir
değerlendirmesine dayanan
makul hedefler belirler ve bu
hedeflere ulaşmaya çalışır.
Çoğu durumda başkalarının
deneyimlerini ve
motivasyonlarını doğru bir
şekilde anlayabilir
Kişisel ve toplumsal yaşamda
çok sayıda tatmin edici ve kalıcı
ilişkiler sürdürür.
1 bazı bozulmalar var
Güçlü duygular ve zihinsel
sıkıntı olduğunda sınırların
netliğinde bir miktar azalma ile
birlikte, nispeten sağlam bir
benlik duygusuna sahiptir.
Aşırı derecede amaca yöneliktir,
bir şekilde hedefe ket
vurulmuştur veya hedefler
konusunda çelişkilidir.
Başkalarının deneyimlerini
takdir etme ve anlama
yeteneğinden biraz ödün verir;
başkalarını makul olmayan
beklentilere veya kontrol
arzusuna sahip olarak görme
eğiliminde olabilir.
Derinlik ve memnuniyet
derecesi konusunda bazı
sınırlamalar olmakla birlikte
kişisel ve toplumsal yaşamda
kalıcı ilişkiler kurabilir.
2 orta düzeyde bozulma
Kimliği tanımlamada
başkalarına fazlaca dayanma ve
zayıf sınırlar.
Hedefler, kendi kendine
oluşturulandan daha çok dış
onay almanın bir yoludur ve bu
nedenle tutarlılık ve/veya
istikrardan yoksun olabilir.
Kendisi ile ne kadar ilişkili
olduğunu algılama düzeyine
bağlı olarak başkalarının
deneyimlerine aşırı uyumludur.
Kişisel ve toplumsal yaşamda
ilişkiler kurma yeteneğine
sahiptir ve bunu arzu eder,
ancak bağlantılar büyük ölçüde
yüzeysel olabilir.
3 ağır bozulma
Sınır tanımı zayıf veya katıdır:
başkalarıyla aşırı özdeşleşme,
diğerlerinden bağımsızlığa aşırı
vurgu veya bunlar arasında
bocalama gösterebilir.
Kişisel hedeflerini belirlemede
ve/veya gerçekleştirmede zorluk
yaşar.
Diğer insanların düşüncelerini,
duygularını ve davranışlarını
dikkate alma ve anlama yeteneği
önemli ölçüde sınırlıdır;
başkalarının deneyimlerinin çok
özel yönlerini, özellikle
savunmasızlıkları ve acıları ayırt
edebilir.
Topluluk içinde ilişki kurma
arzusu vardır ve kişisel yaşam
mevcuttur, ancak olumlu ve
kalıcı bağlantılar kurma
kapasitesi önemli ölçüde
bozulmuştur.
4 Çok ağır bozulma
Eşsiz bir benlik deneyimi ve
faillik/özerklik duygusu
neredeyse yoktur veya algılanan
dış zulüm etrafında örgütlenir.
Başkalarıyla sınırlar karışık
veya eksiktir
Düşüncelerin eylemlerden
farklılaşması zayıftır, bu nedenle
gerçekçi olmayan veya tutarsız
hedeflerle hedef belirleme
yeteneği ciddi şekilde tehlikeye
girer.
Başkalarının deneyimlerini ve
motivasyonlarını dikkate alma
ve anlama konusundaki derin
yetersizliği vardır.
Yoğun ilgisizlik ya da zarar
görme beklentisi nedeniyle ilişki
kurma isteği sınırlıdır.
Başkalarıyla etkileşim, mesafeli,
düzensiz veya sürekli olarak
olumsuzdur.
20
21
LPFS-SR’ye kısa bir alternatif olarak geliştirilen bir başka araç Kendilik ve
Kişilerarası İşlevsellik Skalası (Self and Interpersonal Functioning Scale [SIFS]) olmuştur
(Gamache vd., 2019). Bu araç 24 maddeden oluşmuş ve yine LPFS modeline sadık
kalınarak geliştirilmiştir. LPFS-BF’nin iki faktörlü yapısına karşın SIFS dört faktörlü olarak
geliştirilmiş ve LPFS-SR de olduğu gibi bu dört faktör arasındaki ilişki yüksek bulunmuştur.
Kısa alternatiflerin yanında daha kapsamlı uzun ölçekler de geliştirilmiştir. Bunların
ilk örneklerinden biri Huprich ve arkadaşları (2017) tarafından geliştirilen DSM-5 Kişilik
İşlevselliği Düzeyi Anketidir (DSM-5 Levels of Personality Functioning Questionnaire
[DLOPFQ]). Bu ölçek 132 sorudan ve LPFS’nin 4 alt alanı ile paralel 4 alt faktörden
oluşmuştur. Ölçeğin yeterli düzeyde iç tutarlılığa sahip olduğu ve benzer kavramları ölçen
diğer araçlar ile beklenen düzeyde ilişkili olduğu bulunmuştur. Bu aracın ayrıca 23 soruluk
bir kısa versiyonu da geliştirilmiştir (Siefert vd., 2020).
Uzun form olarak geliştirilen bir başka araç Kişilik İşlevselliği Düzeyleri Anketidir
(Levels of Personality Functioning Questionnaire [LoPF-Q]) (Goth vd., 2018). Bu araç 97
sorudan oluşmuştur ve yeterli bir iç tutarlığın yanısıra kişilik bozukluğu olan ve olmayan
kişileri başarılı bir biçimde ayırt edebildiği raporlanmıştır.
1.3.3. Yapılandırılmış ve Yarı Yapılandırılmış Görüşme Araçları
DSM-5 kişilik işlevselliği için geliştirilen ilk görüşme aracı, bu çalışmanın da
konusu olan DSM-5 Kişilik İşlevselliği İçin Yarı Yapılandırılmış Görüşmedir (Semi-
structured interview for personality functioning DSM-5 [STIP 5.1]) (Hutsebaut vd., 2017).
Kısa ve kolay öğrenilecek bir araç olarak tasarlanmış olan STIP 5.1’in uygulanması 30 ila
60 dakika arası sürmektedir. STIP 5.1’e ilerleyen bölümlerde detaylıca değinilecektir.
DSM-5 Alternatif Kişilik Bozukluğu Modeli İçin Yapılandırılmış Klinik Görüşme
(Structured Clinical Interview for the DSM-5 Alternative Model for Personality Disorders
[SCID-5-AMPD]) Modül I açık uçlu sorular ile başlayıp gitgide daha spesifik sorulara
yönelen tünel sistemini kullanan bir araçtır (Bender vd., 2017). Amerikan Psikiyatri
Derneğinin resmi olarak geliştirdiği bir araçtır. Her bir alanı için LPFS’nin 0-4 arasında
puanlanması ile detaylı bir sonuç sunabilmektedir. Tüm görüşmenin gerçekleştirilmesi 45
ila 90 dakika arası sürmektedir. Psikometrik özellikleri güçlü olmak ile birlikte (Christensen
vd., 2020) SCID-5-AMPD’nin diğer yaygın kişilik bozukluğu ölçüm araçlarına göre
karmaşık ve eğitim gerektiren bir araç olduğu rapor edilmiştir (Heltne vd., 2021).
22
Bunların dışında, Kişilik İşlevsellik Düzeyinin Klinik Değerlendirme Ölçeği
(Clinical Assessment of the Level of Personality Functioning Scale, [CALF]), yarı
yapılandırılmış kişilik işlevselliği araçları arasında sayılabilse de bu aracın puanlayıcılar
arası tutarlığı klinik anlamda yeterli bulunmamıştır (Thylstrup vd., 2016).
Özetle, DSM-5 kişilik işlevselliği modeli gelişiminden kısa bir süre sonra farklı
değerlendirme araçları geliştirilmiştir. Kısa özbildirim formlarından, uzun ve detaylı
değerlendirmelere kadar pek çok farklı ihtiyaca yönelik araç geliştirilmiştir.
1.4. Değerlendirme Araçlarının Psikometrik Özellikleri
1.4.1. Güvenirlik
Bir değerlendirme aracında aranacak en temel özelliklerden biri elbette onun ölçüm
yaparken mümkün olan en az hatayı vermesidir. Güvenirlik kavramı tam olarak bunu ifade
etmektedir (Sönmez ve Alacapınar, 2016). Bir ölçeğin farklı ölçüm durumlarında benzer
sonuçlar vermesi olarak da söylenebilir.
1.4.1.1. İç tutarlılık
İç tutarlılık bir ölçeğin tüm maddelerinin aynı olguyu ölçüp ölçmedikleri ile
ilişkilidir. Bazı maddelerin farklı olguları ölçüyor olması ölçeğin tutarlılığının, dolayısıyla
da güvenirliğini düşürecektir. Alfa katsayısı en sık kullanılan yöntemler arasındadır
(DeVellis, 2021). Cronbach (1951) tarafından geliştirilen alfa katsayısı maddelerin homojen
olup olmadıklarının bir göstergesidir (Yıldız ve Uzunsakal, 2018). Alfa yöntemi iç tutarlılık
için en çok tercih edilen yöntemlerden olsa da birçok farklı yöntem bu amaçla
kullanılmaktadır. Bu yöntemler incelendiğinde genel hatları ile ölçeğin maddeleri veya bir
kısmı ile ölçeğin kalanı veya bütünü arasındaki ilişkiyi inceledikleri yorumlanabilir
(Sönmez ve Alacapınar 2021; DeVellis, 2021). Ölçeğin iki yarısı arası korelasyonun
incelendiği iki yarı güvenirliği ve ölçeğin alternatif formaları arası uyumun incelendiği
alternatif formlar güvenirliği bu yöntemlere örnek olarak verilebilir. Benzer biçimde madde-
toplam korelasyonu da her bir maddenin ölçeğin toplam puanına olan ilişkisini Pearson
korelasyon katsayısı ile incelemektedir (Sabers & Gochyyev, 2010). Maddelerin testin
toplamı ile yüksek korelasyonu testin toplamı ile maddelerin aynı olguyu ölçtükleri şeklinde
yorumlanabilir. Madde-toplam korelasyonun 0.3 üzeri olduğu durumlarda o maddenin testin
23
toplamına istenilen minimum katkıyı sağladığı kabul edilmiştir (Nunnally ve Bernstein,
1994).
1.4.1.2. Değerlendiriciler arası güvenirlik
Bir ölçeğin güvenilir olduğunun başka bir ölçütü de o ölçeği kimin değerlendiğinden
bağımsız olarak benzer sonuçlar vermesidir (DeVellis, 2021). Uygulayıcılar arası geçerlilik
olarak adlandırılan bu ölçüt ölçeğin değerlendirmeciden bağımsız olarak ölçülen olguyu her
defasında ölçtüğüne işaret eder. Sınıfiçi korelasyon katsayısı ve uyum katsayısı sağlık
bilimleri alanında gözlemciler arası uyumu ölçmek için yaygın olarak kullanılan
yöntemlerden arasındadır (Ateş, vd. 2009). Sınıfiçi korelasyon katsayısında denekler arası
varyans toplam varyans ile (denekler arası ve gözlemler arası varyansların toplamı)
karşılaştırılır. Denekler arası varyansın toplam varyansa bölünmesi ile elde edilir. Bu
durumda gözlemler arası varyansın sıfıra yakınlaşması sınıfiçi korelasyon katsayısını da bire
yaklaştıracaktır. DSM-5 alan çalışmalarında 0.6 üzeri sınıfiçi korelasyon katsayısı yeterli bir
uyuşma olarak kabul görmüştür (Kraemer vd., 2012).
1.4.2. Geçerlik
Geçerlik bir ölçeğin ölçmeyi hedeflediği olguyu ölçme yeteneği olarak özetlenebilir
(Sönmez ve Alacapınar 2021; DeVellis, 2021). Geçerlilik türlerinin ne oldukları ve
hangilerinin hangilerini kapsadığı konusunda tam bir fikir birliği olduğunu söylemek güç
görünmektedir (Sönmez ve Alacapınar 2014; DeVellis, 2001; Nunnally ve Bernstein, 1994)
Bazı araştırmacılar sonuç itibari ile tüm geçerlik türlerinin ölçülen kavramın yapısına
(construct) dair bilgi verdiğinden tek geçerlik türünün aslında yapı (kurultu) geçerliği
olduğunu diğer geçerlik türlerinin yapı geçerliğinin altında incelenebileceğini belirtmişlerdir
(Fitzpatrick, 1983; Loevinger 1957; Messick, 1989). Bununla birlikte, alanyazında
genellikle üç alt geçerlik türünden bahsedildiği söylenebilir (Cronbach ve Meehl 1955;
DeVellis, 2001; Nunnally ve Bernstein, 1994). Kapsam (içerik) geçerliği, yapı (kurultu)
geçerliği ve yordama geçerliği. Geçerliğin bu farklı görünümlerinin belirlenmesi ölçeklerin
test edilmek istenen farklı özelliklerine veya farklı istatistiksel yöntemler gerektirmelerine
göre değil ölçeklerin kullanım amaçlarına göre olmaktadır (Sireci, 2007). Başka bir deyiş ile
her bir geçerlik tipi ölçeğin farklı bir özelliği ile ilgili değildir. Ayrıca, farklı geçerlik türleri
çoğunlukla benzer istatistiksel yöntemleri kullanırlar. Ölçeğin kullanım amacına göre
24
araştırmacının yönelimi bu geçerlik türleri arasındaki temel farkı oluşturmaktadır (Cronbach
ve Meehl 1955; DeVellis, 2001).
1.4.2.1. Kapsam geçerliği
Kapsam geçerliği bir ölçeğin maddelerinin ölçeğin ölçmek istediği özelliklerin
toplamını ne kadar kapsadığı ile ilişkilidir ( Seçer, 2018; Cronbach ve Meehl 1955). Bir
başka deyiş ile ölçülmek istenilen kavrama ait özelliklerin ne kadarının ölçek maddeleri
tarafından ölçülebildiğini ifade eder. Kapsam geçerliği ölçeğin geliştirilmesi aşamasında
sağlanmaya çalışılan bir ölçüttür (DeVellis, 2021). Ölçülen kavramın teorik ve alanyazına
dayanarak tanımlanması, özelliklerinin belirlenmesi ve ölçek sorularının bu özelliklerden
her birini kapsayacak biçimde hazırlanması kapsam geçerliğini arttıracaktır. Diğer taraftan
faktör analizi de ölçeği farklı özelliklerine ayırarak inceleme şansı verdiği için kapsam
geçerliği hakkında bilgi vermektedir (Nunnally ve Bernstein, 1994).
1.4.2.2. Yapı (kurultu) geçerliği
Yapı geçerliği, ölçülen kavramın teorik biçiminin, yapısının ölçek ile ne denli temsil
edilebildiği ile ilişkilidir (Nunnally ve Bernstein, 1994). Bu tanım kapsam geçerliği ile
benzeşse de kapsam geçerliği ile aynı ölçüt değildir. Diğer taraftan bir kavramın içsel
yapısının doğru yansıtılması için o kavramın içerdiği özelliklerin kapsanması öncelikle
gereklidir. Bu nedenle yapı geçerliğinin kapsam geçerliğini kapsadığı düşünülebilir. Yapı
geçerliği, kapsam geçerliği gibi, sadece belli özelliklerin olup olmaması ile ilişkili değildir.
Bunu ötesinde, kapsam geçerliğinde içerilen özelliklerin birbirleri ile ilişkisi yapı
geçerliğinde kritiktir. Örneğin, kişilik işlevselliği kavramının kendilik ve kişilerarası
işlevselliğini içerdiğini belirlemek kapsam geçerliliği ile ilişkili iken bu iki işlevsellik alt
alanının hem varlıkları hem de birbirleri ile belli bir ilişki düzeyinde olmaları yapı
geçerliğine işaret etmektedir.
Yapı geçerliğinin test etmede sıklıkla kullanılan bir istatistik yöntem faktör analizdir
(Seçer, 2018; Sönmez ve Alacapınar 2016). Faktör analizi doğrulayıcı faktör analizi ve
açımlayıcı faktör analizi olarak iki bölümde incelenebilir. Faktör analizi ölçek maddelerini
birbirleri ile olan ilişkilerine göre gruplar. Bu grupların ve grupların arası ilişkilerin
incelenmesi ile ölçeğin yapısının ölçülen kavramın yapısına uyup uymadığını hakkında bilgi
vermektedir (Nunnally ve Bernstein, 1994). Açımlayıcı faktör analizi ölçeğin mevcut
yapısını gösterirken doğrulayıcı faktör analizi ölçeğin daha önce belirlenmiş bir yapıya ne
25
denli uyduğunu göstermektedir. Doğrulayıcı faktör analizi özellikle çeviri ölçeklerde
ölçeğin orijinal formunun faktör yapısına ne kadar uyduğunu araştırmak için
kullanılmaktadır (Sönmez ve Alacapınar 2014). Doğrulayıcı faktör analizi gerçekleştirmek
için gerekli örneklem büyüklüğü ile ilgili farklı görüşler vardır. Genel bir kanı örneklem
sayısının yükselmesinin analizin sağlığı açısından olumlu olduğu şeklindedir (Comrey ve
Lee, 1992; Cudeck ve O’Dell, 1994; Kline, 1994; MacCallum vd., 1999; Velicer, vd.,1982).
Bazı araştırmacılar 300 ila 500 arasında olması gerektiğini belirtmiştir (Tabaqcnick ve Fidel,
1966; Kass ve Tinsley, 1979; Field, 2000). Alanyazına bakıldığında doğrulayıcı faktör
analizi için en az 100 kişilik bir örneklem büyüklüğünün önerildiği görülmektedir
(Gorsuch,1983; Comrey ve Lee, 1992). Bazı araştırmacıların ise değişken sayısı ile
örneklem büyüklüğünün belli bir oranda olması gerektiğini savundukları görülmektedir
(Cattell, 1978; Everitt, 1975; Hair, vd. 1995). Önerilen bu oranın en düşük olarak madde
sayısının altı katı olduğu görülmektedir. Örneklem büyüklüğünün yeterli seviyede olmaması
hesaplama sonuçlarının sağlığını ve modelin uyum derecesini doğrudan etkilemektedir
(Tabaqcnick ve Fidel, 1966).
Faktör analizi yapı geçerliğini belirlemede önemli bir araç olsa da tek araç değildir.
DeVellis (2021) bir ölçeğin belli gruplar arası ayırım yapabilme gücünün (örneğin patolojisi
olan ve olmayan) yapı geçerliğinin bir türü olduğunu belirtmiştir. Bir kavramın yapısı iki
grup arasında ayırım yapabildiğini varsayıyor ise bu ayırımın test edilmesi yapı geçerliğinin
test edilmesi olacaktır (Cronbach ve Meehl 1955).
Aynı kavramı ölçen iki ölçek arasında korelasyon olması beklenen bir durum
olacaktır. Cronbach ve Meehl (1955) bu beklentiden hareket ile aynı kavramı ölçen iki ölçek
arası korelasyonun yapı geçerliğini test etmekte kullanılabilecek bir yöntem olarak
belirtmişlerdir.
İç tutarlılık, güvenirlik altında incelenen bir olgu olsa da Cronbach ve Meehl (1955)
bir ölçeğin maddelerinin birbirleri tutarlı olmasının yapı geçerliğine kanıt oluşturacağını
ileri sürmüşlerdir. Buna göre örneğin kişilik işlevselliğini ölçtüğü öngörülen bir ölçeğin her
bir maddesi bu kavramı ölçtüğü için maddeler arası ilişkinin yüksek çıkması yapı
geçerliğine kanıt oluşturmaktadır.
26
1.4.2.3. Yordama geçerliği
Yordama geçerliği veya bir diğer adı ile ölçüt dayanaklı geçerlik (Cronbach ve
Meehl 1955; Nunnally ve Bernstein, 1994), yapı geçerliği ile sıklıkla karıştırılmaktadır
(DeVellis, 2021). Ölçüt dayanaklı geçerlik belli bir ölçeğin “altın standart” kabul edilen
başka bir ölçek ile karşılaştırmasını içerir. Ölçüt geçerliğinde hedef ölçeğin başka bir ölçüt
değişkeni yordama gücü ölçülür ancak ilk başta ölçüt değişkenin hedef kavramın yapısı ile
ilişkili olduğu varsayılmaz (DeVellis, 2021). Örneğin, stres ile ilgili bir ölçeğin sağlık
durumu ile ilişkisine bakmak istediğimizde stresin kuramsal tanımı içerisinde sağlığın belli
yönde etkilenmesi olmadığı durumda elde edilen bilgi ölçüt dayanaklı geçerlik ile ilişkilidir.
Diğer taraftan, stresin sağlığı bozduğuna dair bir kuramsal model ile çalışıyor ve sağlık ile
stres arası ilişkiyi bu modeli kanıtlamak için kullanıyorsak, yapı geçerliğine ilişkin bilgi
edinmiş oluruz (DeVellis, 2021).
1.4.3. Kullanışlılık
Ölçeğin psikometrik özelliklerine yönelik son önemli gösterge kullanışlılıktır
(Sönmez ve Alacapınar, 2016). Kullanışlılık ölçeğin kolay uygulanabilir, kolay
puanlanabilir olması ve ekonomik olması olarak özetlenebilir. Elbette, ölçeğin
kullanışlılığını arttırmak için, madde azaltılması gibi yönetmeler ölçeğin geçerlik ve
güvenirliğini olumsu etkileyebilir (Sönmez ve Alacapınar, 2016). Bu nedenle bu üç
kavramın belli dengede olması gözetilmektedir.
1.5. Araştırma Konusu Ölçüm Araçları
1.5.1. Kişilik İşlevselliği İçin Yarı Yapılandırılmış Görüşme (STIP 5.1)
Hutsebaut ve ark. (2014) tarafından Hollanda’da bulunan Kişilik Bozuklukları
Uzmanlık Merkezi’nde geliştirilmiştir. Değerlendirme aracı DSM-5 Alternatif Kişilik
Bozuklukları Modeli ile paralel olarak geliştirilmiştir. Tablo 1.4’te verilen yapı olduğu gibi
korunmuş ve her madde için bir yarı yapılandırılmış bölüm ayırılmıştır. DSM-5 LPFS 12
görünüş (facet) ve her bir görünüş için 5 derece içermektedir (APA, 2013, bkz. Tablo 2.5).
Bu faktoryel yapı STIP 5.1’de korunmuştur (Heissler vd., 2021).
27
1.5.1.1. Güvenirlik sonuçları
STIP 5.1’in orijinal geliştirilme çalışmasında uygulayıcılar arası güvenirlik ve iç
tutarlılık sınanmıştır (Hutsebaut vd., 2017). STIP 5.1 için sınıf içi korelasyon katsayısı (ICC)
0.81 ile 0.92 arasında bulunurken iç tutarlılık da 0.97 Cronbach alfa değeri ile, yüksek
bulunmuştur.
1.5.1.2. Yapı geçerliliği sonuçları
Hutsebaut vd. (2017) çalışmalarında yapı geçerliğinin sınanması öncelikle klinik ve
klinik olmayan örneklem arası farkların test edilmesi ile sağlanmıştır. Seksen kişiden oluşan
klinik örneklem Hollanda Kişilik Bozuklukları Enstitüsü’ne sağaltım amaçlı yönlendirilen
bireylerden oluşmuştur. Klinik olmayan örneklem ise on sekiz kişiden oluşmuştur. STIP 5.1
için klinik örneklem ile normal örneklem arası ortalama farklarda yüksek etki boyu
gözlemlenmiştir. Kişilik bozukluğu tanısı alan kişilerin STIP 5.1 puanlarının diğer kişilere
göre anlamlı derecede farklılaştığı rapor edilmiştir. STIP 5.1’in eksen bir ve iki tanıları ile
ilişkisi de yine yapı geçerliği altında rapor edilmiştir. Bu bağlamda, kişilerin aldıkları kişilik
bozukluğu tanı sayısı arttıkça STIP 5.1 puanlarının da arttığı görülmektedir. Kişilerarası
işlevsellik alanının, kendilik alanına göre kişilik bozukları ilişkisi daha yüksek saptanmıştır
(r=0.52 ye karşın 0.39) (Hutsebaut vd., 2017).
İkincil olarak da SCID-I ve SCID-II puanları ile SIPP-118 ve kısa semptom
envanteri sonuçlarının STIP 5.1 ile ilişkisi yapı geçerliği analizinde kullanılmıştır. STIP
5.1’in kısa semptom envanteri ve SIPP-118 ile olan ilişkisi de yine yapı geçerliği
bağlamında değerlendirilmiştir. STIP 5.1 ile SIPP-118 arasında 0,36 ila 0,51 arasında
değişen Peason r değerleri rapor edilmiştir. STIP 5.1’in ayrıca psikiyatrik semptomlar ile
ilişkisinin orta düzeyde olduğu rapor edilmiştir. Bununla birlikte kişilerarası işlevselliğin
psikiyatrik semptomlar ile korelasyonu gözlemlenmemiştir. Kişilik işlevselliğinin,
kavramsal olarak, kişilik bozukluklarında nevrotik bozukluklara göre daha ciddi bozulması
beklendiğinden bu sonuçlar bu beklentinin kanıtı olarak yorumlanabilir.
Seksen klinik on sekiz normal örneklem ile yapılan orijinal geliştirme çalışmasında
örtük yapının incelenmesi için faktör analizine başvurulmamıştır.
28
1.5.1.3. Kullanışlılık sonuçları
STIP 5.1 için 30 ila 60 dakika arasında uygulama süresi rapor edilmiştir (Hutsebaut
vd. 2014, 2017). Ayrıca yarı yapılandırılmış görüşmenin uygulanması için altı saatlik kısa
bir eğitimin yeterli olmaktadır (Hutsebaut vd. 2014). Bu açıdan bakıldığında STIP 5.1’in
kişilik işlevselliğini ve kişilik bozukluğunun seviyesini saptamada kullanılabilecek detaylı
ve ekonomik bir araç olduğu söylenebilir.
1.5.2. Kişilik İşlevselliği Düzeyi Ölçeği Kısa Formu (LPFS-BF 2.0)
Daha önce bahsedildiği üzere LPFS-BF 2.0 öncelikle LPFS-BF olarak evet ve
hayırdan oluşan bir formda geliştirilmiş ardından 4 basamaklı bir puanlama sistemi ile
yenilenmiştir (Hutsebaut vd., 2016; Weekers vd., 2019). LPFS-BF’de STIP 5.1 gibi DSM
LPFS’nin 12 görünümünü barındıran bir yapıdadır. Her görünüm için bir soru vardır. LPFS-
BF 2.0 sadece kendilik ve kişilerarası alanlarına ayrılmış bunların altındaki ikişer alan için
ayrım yapılmamıştır.
Weeker ve arkadaşlarının (2019) yaptığı ilk çalışmada LPFS-BF 2.0’nin psikometrik
özellikleri iç yapı ve yapı geçerliği olmak üzere iki bölümde incelenmiştir. İç yapının
sınanması doğrulayıcı faktör analizi ile yapılırken yapı geçerliği kısa semptom envanteri ve
SIPP-SF ile olan ilişkiler bağlamında incelenmiştir. Bu çalışmada tümü kişilik bozukluğu
üzerinde uzmanlaşmış bir kliniğe başvurmuş yetişkinlerden oluşan 229 kişilik bir örneklem
kullanılmıştır.
1.5.2.1. İç yapı sonuçları
LPFS-BF 2.0’ın iki faktörlü yapısı doğrulayıcı faktör analizi ile test edilmiştir. Bu
analizde LPFS-BF 2.0 için öncelikle tek faktörlü bir model test edilmiş ardından iki faktörlü
model sonuçları ile karşılaştırılmıştır (Weekers vd., 2019). İki faktörlü modelin uyum
parametrelerinin tek faktörlüye göre daha iyi bir uyum rapor edilmiştir. Bu durumda LPFS-
BF 2.0’in ikili faktöryel yapısının doğrulandığı görülmektedir.
1.5.2.2. Yapı geçerliği sonuçları
LPFS-BF 2.0 ile SIPP-SF ve KSE arası ilişkiler Weeker ve arkadaşlarının (2017)
çalışmasında yapı geçerliği altında incelenmiştir. LPFS-BF 2.0 ile kişilik bozukluğu şiddeti
arasında 0,27 ile 0,38 arasında değişen r değerleri rapor edilmiştir. Diğer taraftan, LPFS-BF
29
2.0’ın sınırda kişilik bozukluğu olan katılımcıları anlamlı biçimde ayırt edebildiği
görülmüştür.
LPFS-BF 2.0 ile SIPP-SF arasında orta düzeyde ilişki saptanmıştır. LPFS-BF 2.0
kendilik alt alanı ile SIPP-SF kimlik bütünlüğü alanının (r=0,62) ve LPFS-BF 2.0
kişilerarası işlevsellik ile sosyal uyum alanının (r=0,66) en yüksek korelasyonları gösterdiği
dikkat çekmektedir. Diğer taraftan LPFS-BF 2.0 ile KSE endekslerinin de 0,39 ila 0,56 arası
korelasyon sergilediği rapor edilmiştir. Bu bilgiler ışığında LPFS-BF 2.0’ın yapı
geçerliliğinin yeterli düzeyde olduğu rapor edilmiştir.
1.5.2.3. Kullanışlılık sonuçları
On iki soruluk oldukça kısa bir ölçek olmasına rağmen daha detaylı bir ölçek olan
SIPP-SF ile benzer sonuçlar vermesi ölçeği kişilik işlevselliğinin hızlı taramaları için
güvenilir bir araç yapmaktadır.
1.5.3. Kişilik Sorunları için Ağırlık Endeksleri Kısa Formu (SIPP-SF)
SIPP-SF ölçeğin uzun sürümü olan SIPP-118’den türetilmiştir (Feenstra vd., 2011;
Rossi vd., 2016; Verheul vd., 2008). Çalışmadaki diğer iki araçtan farklı olarak SIPP-SF
DSM-5 Alternatif Kişilik Bozukluğu modelini temel almamıştır. Daha önce de belirtildiği
üzere DSM-5 modelinden önce geliştirilmiştir (Verheul vd., 2008). SIPP-118
geliştirilmesinde on deneyimli klinisyenin oluşturduğu bir grubun ortak görüşleri
kullanılmıştır (Verheul vd., 2008). Bu klinisyenler kişilik bozukluklarının kişiliğin işlevsel
yönlerindeki eksiklikten kaynaklandığı savından hareket ile kişiliğin işlevsel yönlerini
listelemişlerdir. SIPP-SF, 5 alt faktörden oluşmaktadır: Öz-kontrol, Sosyal Uyum, Kimlik
Bütünlüğü, İlişkisel Beceriler, Sorumluluk.
SIPP-SF versiyonu ile yapılan ilk psikometrik çalışma Rossi ve arkadaşları (2016)
tarafından gerçekleştirilmiştir. Yaşlı psikiyatrik popülasyon ile gerçekleştirilen çalışmada
ölçeğin psikometrik özellikleri faktör yapısı ve geçerlik ölçümleri olmak üzere iki bölümde
aktarılmıştır. SIPP-SF ile yapılan bu ilk psikometrik çalışmada 381 kişiden oluşan klinik
olmayan bir örneklem kullanılmıştır.
30
1.5.3.1. Faktör yapısı sonuçları
SIPP-SF’in beş alt alanlı bir yapısı vardır. Rossi ve arkadaşlarının çalışmasında
(2016) bir ila sekiz faktör arası sekiz farklı model test edilmiş ve beş faktörlü yapı
doğrulanmıştır. Ölçülen modellerin Bayesyen bilgi kriteri (Bayesian Information Criterion-
BIC) en düşük model beş faktörlü model olmuştur. BIC değeri düştükçe modelin uyum
seviyesinin arttığı kabul edilmektedir (Shawn, 2015).
1.5.3.2. Geçerlik sonuçları
SIPP-SF’nin kişilik bozuklukları ile ilşkisini incelemek için DAPP-BQ
(Dimensional Assessment Of Personality Pathology - Basic Questionnaire) kullanılmıştır ve
DSM-5 için Kişilik Envanteri (PID-5) kullanılmıştır (Rossi, vd. 2016). SIPP-SF alt
alanlarının duygusal düzenlemede bozukluk ile çoğunlukla yüksek ilişkili olduğu rapor
edilmiştir. İnhibisyon ile SIPP-SF alt alanları olan ilişkisel beceriler ve kimlik bütünlüğü
arasında yüksek etki boyu raporlanmıştır. Benzer biçimde asosyal davranış ile SIPP-SF
sorumluluk ve sosyal uyum alanları arasında yine yüksek etki boyu raporlanmıştır. Ayrıca,
PID-5 ile yapılan karşılaştırmalardan SIPP-SF’nin ölçümlediği kişilik işlevselliğinin negatif
duygulanım ile ilişkili olduğu saptanmıştır.
1.5.3.3. Kullanışlılık sonuçları
SIPP-118’in geliştirilme amacı tedavi sürecinde gerçekleşen kişilik değişikliklerini,
özellikle de işlevsellik anlamında, tespit edebilmektir (Verheul vd., 2008). Bu yönü ile
SIPP-118’in psikoterapi uygulamalarında kullanımının işlevsel olduğu düşünülebilir. Ayrıca,
Verheul ve arkadaşları (2008) aracın faktoryel yapısının psikoterapi planlaması için işlevsel
olduğunu belirtmişlerdir. Aracın her iki formu da psikoterapi etkililiği ile ilgili çalışmalarda
kullanılmaktadır (Bales vd., 2015; Feenstra vd., 2014).
1.6. Araştırmanın Amaç ve Gerekçesi
Kişilik işlevselliği kişilik patolojisine daha önce sadece 5 faktör ve benzeri boyutsal
kişilik kuramlarında olan boyutsal bir özellik kazandırmıştır. Kişilik işlevselliği temelde
bireyin benlik ve kişilerarası alanlardaki işlevselliğini ölçmektedir. Bu işlevsellikteki
bozulmanın kişilik patolojisi ile ilişkili olduğu çalışmalarca da gösterilmiştir (Dereboy, vd.
2018, Morey, vd. 2013). Bu kavramın kategorik kişilik bozukluğu kavramından bozukluğun
ciddiyetini belirleme gibi yönlerden avantajlarına yukarıda değinilmiştir. Ayrıca DSM-5
31
alternatif modeli aslında DSM-5’teki temel kişilik bozukluğu modeli olarak planlanmıştır
(Skodol vd., 2013) ve ICD-11’in de boyutsal yaklaşımı benimsemiştir (Mulder, 2021). Bu
açılardan bakıldığında kişilik işlevselliği kavramının hem klinik hem de araştırma
anlamında ilgi görmeye devam edeceği öngörülebilir. Bu da kişilik işlevselliğinin
ölçümünün hem klinik hem de araştırma anlamında ilgi göreceğini düşündürmektedir.
DSM-5’te yer alan LPFS modeli kişilik işlevselliğini tanımlamada ve
kavramsallaştırmada işlevsel bir model ortaya koymuşsa da model pratik, özellikle de klinik
kullanım için fazlaca teorik olması ve deneyimli uygulamacı gerektirmesi (Few vd., 2013;
Pincus, 2011; Shedler vd., 2010; Zimmermann vd., 2014) kullanımı kolay araçlara olan
ihtiyacı yaratmıştır. Ülkemizde kişilik işlevselliğini ölçen standardize bir araç olmaması
hem klinik hem de araştırma anlamında önemli bir açığa işaret etmektedir. Bu çalışma bu
açığı kapatmayı amaçlamaktadır.
DSM tanılama sistemlerinin hem klinik hem de araştırma alanında yaygın
kullanılması nedeni ile öncelikle, DSM-5 Alternatif Modeline dayalı bir özbildirim bir de
görüşme aracının Türkçeye kazandırılması hedeflenmiştir. Yarı yapılandırılmış araç olarak
STIP 5.1 kolay öğrenilmesi ve görece kısa sürede uygulanması ile diğer araçlara göre öne
çıkmıştır. Öz bildirim ölçeği olarak ise Kişilik İşlevselliği Düzeyi Ölçeği Kısa Formu 2.0
(Level of Personality Functioning Scale–Brief Form 2.0 [LPFS-BF 2.0]) (Weekers vd.,
2019) seçilmiştir. LPFS-BF 2.0’ın mevcut araçlar arasında en kısası olmasının kişilik
işlevselliğinin hem klinik hem de araştırma amaçlı hızlı taramasının yapılması için ideal
olduğunu düşündürmüştür. Ayrıca diğer araçlar ile karşılaştırıldığında LPFS-BF 2.0’ın
farklı popülasyonlar (Bach ve Hutsebaut, 2018; Stone vd., 2021) ve farklı kültürlerde
(Łakuta vd., 2022; Spitzer vd., 2021) çalışmalarının olması avantaj olarak
değerlendirilmiştir.
Daha önce bahsedildiği üzere çalışmanın hedefi üçüncü ölçüm aracı olan SIPP-
118’in kısa formunun (SIPP-SF) (Feenstra vd., 2011; Rossi vd., 2016; Verheul vd., 2008)
kişilik işlevselliği boyutları açısından tanımı farklı olsa da kişilik işlevselliği tanımı DSM-5
modeli ile uyuşmaktadır. Bu nedenle, DSM-5 LPFS sistemi dışında da kişilik işlevselliği
kavramını ele alan üçüncü bir aracın varlığının yapı geçerliğini destekleyeceği
düşünülmüştür.
32
1.7. Araştırma Soruları
1. STIP 5.1 Türkçe uyarlaması geçerli ve güvenilir bir değerlendirme aracı mıdır?
2. LPFS-BF 2.0 Türkçe uyarlaması geçerli ve güvenilir bir ölçek midir?
3. SIPP-SF Türkçe uyarlaması geçerli ve güvenilir bir değerlendirme aracı mıdır?
4. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF arasında nasıl bir ilişki vardır?
33
2. BÖLÜM
2. YÖNTEM
2.1. Katılımcılar
Çalışma bir uyarlama çalışması olduğundan ve ana hedefinin geçerlik ve güvenirlik
incelemesinin yapılması olduğundan örneklem büyüklüğü hesaplanırken, hipotez test etme
değil, geçerlik ve güvenirlik katsayılarının belirli bir keskinlikte tespit edilmesine öncelik
verilmiştir. DSM-5 alan çalışmalarında, elde edilecek katsayıların çift yönlü % 95 güven
aralığının genişliğinin 0.5 düzeyini aşmaması hedeflenmiştir (Narrow vd., 2013). Sınıf içi
korelasyon katsayısı (Intraclass correlation coefficient [ICC]) değerleri ve %95 güven
aralığı yorumlanırken DSM-5 alan çalışmalarında kullanılan değerlere göre 0.6 ICC düzeyi
iyi derece bir güvenirliğe işaret etmektedir (Kraemer vd., 2012). Bu bağlamda çalışmamız
için en az 0.60 ICC değeri hedeflenmiştir. Yukarıda bahsedildiği üzere DSM 5 alan
araştırmaları için %95 güven aralığının 0.5’i geçmemesi hedeflenmektedir. Bu da tek taraflı
olarak 0.25 güven aralığına işaret etmektedir. DSM 5 alan araştırmaları için kabul edilen
0.5’in sınır olması nedeni ile araştırmanın keskinliğinin bu sınırdan mümkün olduğunca
uzak olması gerektiği düşünülmüş bu bağlamda tek taraflı aralığın 0.25 yerine 0.20 olarak
alınması uygun görülmüştür. Araştırmanın 0.6 ICC değeri ve 0.4 toplam %95 güven aralığı
hedefi ile çalışmanın amaçlarına uygun bir keskinlik elde edileceği düşünülmüştür.
Bu bilgiler ışığında, minimum örneklem büyüklüğünün hesaplanmasında Bonett
(2002) tarafından oluşturulan formülden yararlanılmıştır.
𝑛 = 8𝑧α/2
2{(1 − ρ)2(1 + (𝑘 − 1)ρ)2}/{𝑘(𝑘 − 1)𝑤2}+ 1
Bu formülde:
𝑛 = örneklem büyüklüğü
𝑧𝛼/2
2 =%95 güven aralığı için normal dağılımda en çok 0.025 olasılık ile gözlenmesi
beklenen z değerinin karesi, 1.962= 3.8416 (Sauro ve Lewis, 2016).
𝜌 = planlanan ICC değeri. Bu araştırma için 0.60
𝑘 = araştırmada kullanılacak değerlendirmeci sayısı. Bu araştırma için 2.
34
𝑤 = araştırma sonucunda hedeflenen güven aralığının genişliği. Bu araştırma için 0.4.
Araştırmada hedeflenen değerler formüle yerleştirildiğinde ve en yakın tam sayıya
yuvarlandığında 41 bulunmaktadır. Minimum örneklem büyüklüğü, eksik veriler de hesaba
katılırsa 45 olarak düşünülmüş, çalışma 55 kişi ile tamamlanmıştır.
Araştırmanın klinik ve klinik olmayan örneklem olmak üzere iki farklı örneklem
yapılması planlanmıştır. Ancak, 2020 mart ayında başlayan Kovid-19 pandemisi nedeniyle
klinik olmayan örneklem veri toplama işleminde zorluklar ile karşılaşılmıştır. Klinik
olmayan örneklemin araştırmanın amaçları için birincil bir önem taşımadığı
düşünüldüğünden 2021 Aralık ayında yapılan Tez İzleme Komitesi kararı ile klinik olmayan
örneklemin araştırmadan çıkarılmasına karar verilmiştir.
Ayrıca, veri toplamada karşılaşılan zorlukların üstesinden gelmek üzere verilerin bir
kısmının çevirimiçi yapılması düşünülmüş ve Adnan Menderes Üniversitesi Klinik Psikoloji
Yüksek Lisans ve Doktora kapsamında üniversite personel ve yakınları ile yürütülen
psikoterapi çalışmasına katılan danışanlar da araştırma kapsamına alınmıştır. Bu kapsamda
çevirimiçi olarak üç katılımcı ile araştırma araçları uygulanmıştır.
Sonuç olarak, araştırmada Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri
Polikliniği ve Servisine başvurmuş olan veya Klinik Psikoloji Lisansüstü öğrencilerinden
psikoterapi hizmeti alan 18 yaş üzeri olgular ile çalışılmıştır. Çalışmaya toplam 55 kişi
katılmıştır. Katılımcıların %83,6'sı kadın geri kalanı erkektir, yaş ortalaması 35,4 olup
yaşları 18 ila 61 arasında değişmektedir, %65,5'ini ayaktan, %34,5'ini ise yatarak tedavi
gören olgular oluşturmaktadır. Katılımcıların sosyo-demografik özellikleri detaylı olarak
Tablo 2.1 'de sunulmuştur.
Katılımcıların %50’si lise ve altı düzeyde eğitime sahipken kalan %50’si de yüksek
öğrenim almıştır. Kadın katılımcıların %39’u kendilerini “ev hanımı” olarak tanımlamıştır.
Bir başka değişle kadın katılımcıların yarıya yakını doğrudan gelir getiren bir işte
çalışmamaktadır.
Çalışmaya alınma kriteri Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri
Polikliniği veya Servisine başvurmuş olan veya Klinik Psikoloji Lisansüstü programları
çerçevesinde psikoterapi hizmeti alan, 18 yaş üzeri katılımcılar arasından gönüllü olmayı
kabul edenlerdir. Çalışmaya alınmama kriterleri; Şizofreni açılımı kapsamında ve psikozla
35
giden diğer bozukluk tanısı alan bireylerden bu akut durumda olanlar örnekleme dahil
edilmemiştir. Nörobilişsel bozukluk tanısı alan bireyler ve orta ve üzeri anlıksak yetiyitimi
olan bireyler örnekleme alınmamıştır.
Tablo 2.1. Katılımcıların Sosyo-demografik Özellikleri
Değişken
Kategori
n
%
Geçerli %
Cinsiyet
Kadın
46
83.6
85.4
Erkek
9
16.4
14.6
Eğitim
İlkokul
8
14.5
14.8
Ortaokul
5
9.1
9.3
Lise
14
25.5
25.9
Üniversite
24
43.6
44.4
Lisansüstü
3
5.5
5.6
Eksik Veri
1
1.8
-
Yaptığı İş
Ev Hanımı
18
32.7
33.3
İşçi
8
14.5
14.8
Memur
5
9.1
9.3
Esnaf
1
1.8
4.3
Doktor, Mühendis, avukat, öğr üyesi, vb.
1
1.8
1.9
İşsiz
8
14.5
14.8
Öğrenci
11
20
20.4
Emekli
2
3.6
3.7
Eksik veri
1
1.8
-
Medeni Durumu
Evli
28
50.9
51.9
Bekar
18
32.7
33.3
Boşanmış
6
10.9
11.1
Dul
2
3.6
3.7
Eksik veri
1
1.8
-
Çocuk
Var
22
40
41.5
Yok
31
56.4
58.5
Eksik Veri
2
3.6
-
Algılanan Gelir
Düzeyi
Çok Düşük
8
14.5
15.4
Düşük
10
18.2
19.2
Orta
34
61.8
65.4
Yüksek
0
0
0
Çok Yüksek
0
0
0
Eksik veri
3
5.5
-
Katılımcıların mevcut psikiyatrik tanıları Tablo 2.2’de verilmiştir. Buna göre
katılımcıların büyük çoğunluğunun majör depresif bozukluk veya tanımlanmamış depresif
bozukluk tanısı gibi depresyon tanısı aldığı görülmektedir. Bundan sonra en fazla tanı
anksiyete bozuklukları ardından da bipolar bozukluk ve obsesif kompülsif bozukluk tanıları
olmuştur.
36
Tablo 2.2. Katılımcıların Psikiyatrik Tanıları
Tanı
n
%
Depresyon Tansı
32
58,18
Bipolar Bozukluk Tanısı
7
12,73
Ansiyete Bozuklukları Tanısı
10
18,18
OKB Tanısı
2
3,64
Tanı Yok
4
7,27
Toplam
55
100,00
2.2. Veri Toplama Araçları
Araştırmada kullanılan STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF’nin psikometrik olarak
alt ölçek işlevi gören alt işlevsellik alanları, alanyazında kişilik işlevselliği alt alanı olarak
kullanılmıştır (Hutsebaut vd., 2017; Rossi vd., 2016; Weekers vd. 2019). Alanyazında
kullanılan terminolojiye sadık kalmak için araştırma konusu ölçeklerin alt ölçekleri için, bu
çalışmada alt alan ve alt işlevsellik alanı terimleri tercih edilmiştir.
2.2.1. Demografik Bilgi Formu
Araştırmaya katılan kişilerin yaş, cinsiyet, medeni durum, algılanan gelir düzeyi,
çalışma durumu, eğitim düzeyine ilişkin demografik bilgiler bulunmaktadır.
2.2.2. Kişilik İşlevselliği İçin Yarı Yapılandırılmış Görüşme (STIP 5.1)
Hutsebaut ve ark. (2014) tarafından Hollanda da bulunan Kişilik Bozuklukları
Uzmanlık Merkezi’nde geliştirilmiştir. Bu görüşmenin geliştirilmesindeki temel amaç
göreceli olarak kısa süren (30 ila 60 dakika) ve kişilik işlevselliği düzeylerini
belirleyebilecek bir araç oluşturmaktır (Hutsebaut vd., 2017). Bir başka amaç da kısa süreli
bir eğitim ile aracın uygulanabilir olması olmuştur. Görüşme üç bölümden oluşmaktadır ve
DSM-5 kişilik işlevselliği düzeyleri temel alınarak oluşturulmuştur. Değerlendirme aracı,
kendilik işlevselliği ve kişilerarası işlevsellik olmak üzere iki ana boyuttan oluşmaktadır.
Kendilik işlevselliğinin kimlik ve kendini yönlendirme; kişilerarası işlevselliğin ise
eşduyum ve samimiyet şeklinde ikişer alt boyutları bulunmaktadır.
Görüşme 28 açık uçlu sorudan ve gerekli durumlarda sorulabilecek seçmeli
sorulardan oluşmaktadır. Uygulama süresi ortalama olarak 50 dakika olarak rapor edilmiştir
(Hutsebaut vd., 2017). Puanlama 0 ile 4 arasında değişmektedir (0=kişilik işlevselliğinde
bozulma yok; 1= az bozulma; 2=orta düzey bozulma; 3=ciddi düzey bozulma; 4=ileri düzey
bozulma).
37
Hutsebaut ve arkadaşları (2017) yaptıkları çalışmada aracın iç tutarlılığının yüksek
olduğunu rapor etmişlerdir (Cronbach alfa 0.97). Uygulayıcılar arası geçerlilik de
istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur: toplam örneklemde 0.81 ile 0.92
arası klinik örneklemde ise 0.58 ile 0.80 arasında bulunmuştur (Hutsebaut vd., 2017). STIP
5.1 toplam skoru DSM-IV kişilik bozukluğu tanıları ile yüksek korelasyon göstermiştir
(r=0.56) (Hutsebaut vd., 2017). Diğer taraftan STIP 5.1’in kişilik bozukluğu dışında diğer
klinik bozukluklarını belirlemede etkili olmadığı görülmektedir.
2.2.3. Kişilik İşlevselliği Düzeyi Ölçeği Kısa Formu (LPFS-BF 2.0)
Weekers ve ark. (2019) tarafından geliştirilmiştir. DSM-5 alternatif kişilik
bozuklukları modelinin kişilik işlevselliği düzeylerini temel alan bir özbildirim ölçeğidir.
Puanlama 0 ile 3 arasında olup puan arttıkça kişilik işlevselliğinin bozulduğunu
göstermektedir. İki alt boyutu bulunmaktadır. İlk 6 soru kendilik; geri kalanı ise kişilerarası
işlevselliği ölçmektedir.
Ölçeğin yapı geçerliliği SCID II kişilik bozuklukları görüşmesi ile belirlenen kişilik
bozuklukları tanı ölçütleri ile test edilmiştir. LPFS-BF 2.0 skorları, hem toplamda (r= 0.33),
hem kendilik işlevselliğinde (r=0.33), hem de kişilerarası işlevsellikte (r=0.30) kişilik
bozukluğu ölçüt sayısı ile ilişkili bulunmuştur. LPFS-BF 2.0 skorları ayrıca sınırda kişilik
bozukluğu tanıları ile de ilişkili bulunmuştur. Yapılan bağımsız örneklemler t-testi LPFS-
BF 2.0 skorlarının sınırda kişilik bozukluğu olan ve olmayan kişiler arasında anlamlı
derecede farklılaştığını göstermiştir (t=-5.07, p<0.001) (Weekers vd. 2019).
Ölçek 12 maddeden oluşmaktadır. Ölçek geliştiricisi ile kurulan iletişimde 11.
madde için 3 ayrı sorunun bulunduğu ve en iyi olan versiyonun tutulacağı bilgisi
edinilmiştir. Bu nedenle mevcut araştırmada da LPFS-BF 2.0 toplam 15 madde olarak
uygulanmış, bulguların değerlendirilmesi sürecinde 11. Soru için iki madde elenmiştir.
2.2.4. Kişilik Sorunları için Ağırlık Endeksleri Kısa Formu (SIPP-SF)
SIPP-SF’in uzun versiyonu olan SIPP-118 Verheul ve arkadaşları (2008) tarafından
geliştirilmiştir. SIPP, kişilik işlevselliği ile ilgili bir araç olmakla birlikte bu araştırmadaki
diğer araçlar gibi DSM-5 alternatif modeline temel alınarak değil 10 klinisyenin katılımı ile
oluşturulan bir kuramsal modelin oluşturulması ile geliştirilmiştir (Arnevik vd., 2009;
Verheul vd., 2008). Araç, kişiliğin adaptif yönlerini ölçmek ve bu yönlerdeki bozulmaya
38
dayanarak kişilikte olası sorun ve patolojiler ve bunların ağırlığı ile ilgili bilgi sunmak üzere
geliştirilmiştir.
Bu çalışmada, SIPP-SF kullanılmıştır. 60 sorudan oluşan kısa formu ölçeğin uzun
sürümünden türetilmiştir (Feenstra vd., 2011; Rossi vd., 2016; Verheul vd., 2008). Ölçeğin
kısa formunun yapı geçerliği Rossi ve ark. (2016) tarafından gerçekleştirilmiştir. Rossi ve
ark. (2016) ölçeğin 5 alt alanlı için Cronbach alfa değerlerini saptamışlardır:
Öz-kontrol = 0.88
Sosyal Uyum = 0.81
Kimlik Bütünlüğü =0.87
İlişkisel Beceriler =0.81
Sorumluluk =0.83
Aynı çalışmada araştırmacılar faktör yapısını test etmişler ve analizler sonucunda,
modele ait uyum indis değerini RMSEA= 0.049 (%90 GA 0.046-0.051) bulmuşlardır (Rossi
vd., 2016).
SIPP-SF 60 maddeden oluşmaktadır. Yukarıda detaylandırıldığı üzere 5 alt
işlevsellik alanına bölünmüştür. Puanlar, 1 ile 4 arası alınmakta olup puan azaldıkça Kişilik
İşlevselliğinin bozulduğu söylenebilmektedir. Hem puanlama kılavuzu hem de yapılan diğer
çalışmalar ışığında SIPP-SF için 5 alt alan puanları hesaplanmış ayrıca toplam puan
hesaplanmamıştır (Feenstra vd., 2011; SIPP Scoring and normative data, 2016; Verheul vd.,
2008).
2.2.5. DSM IV ve ICD-10 Kişilik Anketi (DSM-IV and ICD-10 personality
questionnaire [DIP-Q])
DIP-Q Ottosson ve arkadaşları (1995) tarafından geliştirilmiştir. Evet ve hayır olarak
cevaplanacak 140 sorudan oluşan anketin amacı DSM-IV ve ICD-10’da yer alan kişilik
bozukluklarının belirlenmesidir. Anket Dereboy ve arkadaşları (2014) tarafından Türkçeye
çevirilmiştir. Anketin iç tutarlılığı için Cronbach alfa değeri 0.90 olarak bulunmuştur. Anket
sorularının 135’i belirli kişilik bozukluklarını ölçerken 5 soru da genel olarak kişilik
bozuklukları ile ilişkilidir. DIP-Q her bir kişilik bozukluğu tanısını tek tek test etmenin
39
yanında kişilik bozukluğunun yarattığı rahatsızlık ve stres düzeyine ilişkin de bilgi
vermektedir.
DIP-Q tanı koymak için üç değişkeni dikkate almaktadır. (1) İlgili tanı kategorisine
ait belli sayıda semptom olması, (2) en az iki genel tanı kriterinin mevcut olması veya (3)
genel işlevsellik puanının 70 altında olması. Mevcut çalışmada DIP-Q kişilik bozukluğu
semptomlarını saptamak için kullanılmıştır. Bu durumda, sadece tüm tanı kategorilerine ait
semptomların toplam sayısı kullanılmıştır. Bir başka değiş ile spesifik kişilik bozukları için
tanı kriteri kabul edilen tüm cevapların toplamı kullanılmış, genel kriterler kullanılmamıştır.
Bu değişken DSM-IV Kişilik Bozukluğu (KB) ölçüt sayısı olarak isimlendirilmiştir.
2.2.6. Kısa Semptom Envanteri (KSE)
90 maddelik Semptom Belirleme Listesi (Symptom Checklist 90 [SCL-90]) temel
alınarak Derogatis (1992) tarafından geliştirilmiştir. Ölçeğin Türkçe’ye uyarlaması Hisli
Şahin ve Durak (1994) tarafından yapılmıştır. Türkçe form için yapılan çalışmada ölçeğin
yapı geçerliliğinin sınanmasında alt alanlardan alınan puanların Cronbach alfalarının .63
ve .86 arasında olduğu görülmektedir. Bu uyarlama çalışmasında ayrıca ölçeğin Beck
Depresyon Envanteri, UCLA Yalnızlık Ölçeği, Offer Yalnızlık Ölçeği ile Kısa Semptom
Envanterinin ilgili maddeleri arasında beklenen şekilde anlamlı korelasyon bulunmuştur. Bu
bilgiler ışığında Kısa Semptom Envanteri hem genel semptom şiddetini hem de kişilik
bozukluğu dışında kalan psikopatolojik semptomları tespit etmek amacı ile kullanılmıştır.
Değerlendirme aracı, toplam 53 maddeden oluşmaktadır. 0 ile 4 puan arasında
değişen Likert tipi bir araçtır. SIPP-SF’den alınabilecek puan 0 ile 212 arasında
değişmektedir. Her alt alan için belirlenen toplam, o alt alan için belirtilen madde sayısına
bölündüğünde o boyut için puan elde edilmektedir. Araç 5 faktörlü yapıdadır. Bu faktörler;
‘Anksiyete’, ‘Depresyon’, ‘Olumsuz Benlik’, ‘Somatizasyon’ ve ‘Hostilite’ dir. Global
indeksler ise; Rahatsızlık ciddiyeti indeksi: Alt alanların toplamının 53’e bölünmesi yoluyla
elde edilir. Belirti toplamı indeksi: 0 olarak işaretlenen maddeler dışındaki tüm maddelerin
(pozitif olan tüm değerlerin) 1 olarak kabul edilmesi sonucu elde edilen toplam puandır.
Semptom rahatsızlık indeksi: Alt alanların toplamının belirti toplamına bölünmesi ile elde
edilir. Bu çalışmada sadece 3 global indeks kullanılmıştır.
40
2.2.7. Dünya Sağlık Örgütü Yetiyitimi Değerlendirme Çizelgesi (WHODAS) 36
Maddelik Öz bildirim Formu
Dünya Sağlık Örgütü tarafından geliştirilmiş olan ve hem görüşmeci hem hasta hem
de yakın formları bulunan bireyin yaşamdaki genel yetilerindeki bozulmayı değerlendirmeyi
hedefleyen bir görüşme formudur (Ustun vd., 2010). 36 ve 12 soruluk iki ayrı formu
bulunan araç altı boyutta kişinin işlevselliğini ölçmektedir, bireyin yaşamında belli
faaliyetleri yaparken güçlük çekme düzeyini belirlemeye çalışmaktadır ve farklı kültürler
arasında ortak olarak önemli sayılan faaliyetleri içeren 6 alandan oluşmaktadır. Bu alanlar; 1)
Anlama ve iletişim kurma (6 madde; minimum puan 0, maksimum puan 24), 2) Hareket
etme ve dolaşma (5 madde; minimum puan 0, maksimum puan 20), 3) Kendine-bakım (4
madde; minimum puan 0, maksimum puan 16), 4) İnsan ilişkileri (5 madde; minimum puan
0, maksimum puan 20), 5) Yaşam faaliyetleri (8 madde; minimum puan 0, maksimum puan
32), 6) Toplumsal yaşama katılım (8 madde; minimum puan 0, maksimum puan 32)
başlıkları altında ele alınmıştır. Tüm bu alanlarla ilgili 5’li likert skalası üzerinde, bireyin
son bir ayda o faaliyet sırasında ne kadar güçlük yaşadığı sorulmakta ve alınan yanıtlar
güçlük çekme derecesine göre 0-4 arasında (Hiç=0, Hafif=1, Orta derecede=2, Çok fazla=3,
Aşırı derecede=4) kodlanmaktadır. Toplam puan ve etki alanı puanları 0 ile 100 arasında
değişmektedir, 0 puan yetiyitiminin olmadığını yüksek puanlar ise daha yüksek yetiyitimini
göstermektedir.
Ölçeğin yeni sürümünün Türkçe çevirileri Aslan Kunt ve Dereboy (2018) tarafından
gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin Türkçe formlarının görüşmeci, vekil ve özbildirim formlarının
uyuşma düzeylerine bakıldığında klinik örneklem için genel yetiyim skorlarının uyuşma
geçerliliğinin yeterli düzeyde olduğu rapor edilmiştir (ICC:0.62-0.76). Sağlıklı örneklem
için ise uyuşma düzeyinin sınıra yakın olduğu (ICC:0.55-0.59) görülmektedir (Aslan Kunt
ve Dereboy, 2018). 12 soruluk ve 36 soruluk formlar arasındaki uyuşma geçerliliğine
bakıldığında ise hem klinik hem de normal örneklem için yüksek uyuşma olduğu
görülmektedir (ICC:0.84-0.87). Formlardan elde edilen puan türlerinin güvenirliğine
bakıldığında klinik örneklemde Cronbach alfa değerlerinin 0.90-0.97 gibi yüksek değerlerde
olduğu görülmektedir.
Bu çalışmada ölçeğin 36 soruluk özbildirim formu kullanılmıştır. Ölçeğin her bir alt
alanı için puanların ortalamaları hesaplanmıştır. Ayrıca yine ortalama olarak genel
41
yetiyitimi puanı hesaplanmıştır. Bu şekilde en fazla 4 puan olabilecek şekilde puanlar
hesaplanmıştır.
2.3. İşlem
Çalışmaya başlamadan önce Adnan Menderes Üniversitesi Girişimsel Olmayan
Klinik Çalışmalar Etik Kurulu’ndan gerekli iziler alınmıştır. Sonraki aşamada, LPFS-BF 2.0
ve SIPP-SF araçlarının İngilizce formları 2 ayrı araştırmacı tarafından Türkçeye çevrilmiştir.
Nihai çeviriler başka bir çevirmen tarafından tekrar İngilizceye çevrilmiş ve bu çeviriler
orijinal değerlendirme araçlarının geliştiricileri ile paylaşılmış ve geri bildirimleri
neticesinde son şekilleri verilmiştir.
Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi psikiyatri polikliniğine veya klinik psikoloji
programları kapsamında psikoterapiye başvuran ve araştırma kriterlerini karşılayan
bireylere WHODAS özbildirim ölçeği, kısa semptom envanteri, LPFS-BF 2.0, SIPP-SF ve
DIP-Q ölçeği uygulanmıştır. Değerlendirme araçlarının uygulanmasının ardından
araştırmacı tarafından STIP5.1 görüşmesi için bir randevu verilecek ve STIP5.1 görüşmesi
yapılmış ve görüşmeler kayda alınmıştır. Daha sonra, bu kayıtlar temel alınarak
uygulayıcılar arası güvenirliğin test edilmesi amacı ile kayıtlar bir başka klinisyen
tarafından da puanlanmıştır. Araştırmanın körlük ilkesine uyum açısından ilk klinisyenin
puanları ikinci puanlayıcı ile paylaşılmamıştır.
2.4. Veri Analizi
Veriler Sosyal Bilimler için İstatiksel Paket Programı (Statistical Package for Social
Sciences [SPSS]) aracılığıyla analiz edilmiştir. Katılımcıların sosyo-demografik özellikleri
ve kullanılan değerlendirme araçlarına verilen cevapların dağılımlarının incelenmesi için
betimleyici analiz kullanılmıştır.
STIP 5.1 puanları iki klinisyen tarafından puanlanmıştır. Her bir katılımcı için iki
bağımsız puanlayıcı tarafından verilen puanların güvenirliğinin incelenmesi için ICC
katsayısından yararlanılmıştır. ICC değerleri ve %95 güven aralığı yorumlanırken DSM-5
alan çalışmalarında kullanılan değerler dikkate alınmıştır (Kraemer vd., 2012).
0,40’tan düşük ICC = kabul edilemez ölçüde düşük güvenirlik,
0,40-0,59 arası ICC = kabul edilebilir sınırlarda güvenirlik,
42
0,60-0,79 arası ICC = iyi düzeyde güvenirlik,
0,80 ve üstünde ICC = çok iyi düzeyde güvenirlik.
Uyuşmanın ölçümü sınıf için korelasyon dışında, öncelikle, kesme puanı
analizlerinde olmak üzere Cohen Kappa sayısı ile ölçülmüştür. Sonuçlar yorumlanırken
0.01-0.20 arası düşük, 0.21-0.40 arası zayıf, 0.41-0.60 arası orta ve 0.61-0.80 arası yüksek,
0.80-1.00 arası çok yüksek olarak yorumlanmıştır (Altman, 1999, Landis ve Koch, 1977).
Ölçek puanlarının güvenirlikleri Cronbach alfa iç süreklilik katsayısı ve düzeltilmiş
madde-toplam korelasyonları ile incelenmiştir. Cronbach alfa sonuçları değerlendirilirken
0.80 ve üzeri bir değer yeterli güvenirlik, 0.70- 0.80 arası ise yeterli olmamakla birlikte
kabul edilebilir güvenirlik olarak yorumlanmıştır (Nunnally ve Bernstein, 1994). Ölçek
maddelerinin toplam ile korelasyonları değerlendirilirken 0.30 ve üzeri korelasyon için ilgili
maddenin ölçek toplamına yeterli katkı yaptığı kabul edilmiştir (Nunnally ve Bernstein,
1994).
Değerlendirme araçları arası ilişkinin incelenmesi için Pearson korelasyon
katsayısından yararlanılmıştır. Yorumda, Cohen (1988, 1992) tarafından r katsayısı için
belirtilen temel ilkeler dikkate alınmıştır. Buna göre 0.3 altı düşük, 0.3-0.49 arası orta 0.5 ve
üzeri yüksek ilişki olarak yorumlanmıştır.
Değerlendirme araçlarının örtük yapısının incelenmesi için doğrulayıcı faktör
analizinden yararlanılması düşünülmüştür. Diğer taraftan önceki bölümde de değinildiği
üzere doğrulayıcı faktör analizi için önerilen hesaplamalardan en düşük olanı madde
sayısının altı katı oranında bir örneklem önermektedir (Cattell, 1978; Everitt, 1975; Hair, vd.
1995). Bu durumda, bu çalışmada kullanılan örneklem büyüklüğünün doğrulayıcı faktör
analizi yapmak için yeterli olmadığı değerlendirilmiştir.
43
3. BÖLÜM
3. BULGULAR
3.1. STIP 5.1 ile İlişkili Betimleyici İstatistikler
3.1.1. STIP 5.1 Toplam ve Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Puanlarının Ortalamaları
STIP 5.1 puanları iki ayrı değerlendirmeci tarafından puanlanmıştır. Tablo 3.1
birinci ve ikinci değerlendiricilerin verdikleri STIP 5.1 puanlarının toplam ve kişilik
işlevselliği alt alanları ortalamalarını göstermektedir.
Tablo 3.1. Katılımcıların STIP 5.1 Toplam ve Kişilik İşlevselliği Alt Alan Puanlarının Ortalamaları
STIP 5.1 Puanları
n
Ortalama
%95 GA
Standart Sapma
1. Değerlendirici
Kendilik
55
7.527
6.764-8.290
5.660
Kimlik
55
4.073
3.639-4.507
3.219
Kendini Yönlendirme
55
3.455
3.041-3.869
3.066
Kişilerarası
55
5.618
4.821-6.415
5.911
Eş Duyum
55
2.673
2.251-3.095
3.127
Samimiyet
55
2.946
2.518-3.374
3.176
Toplam
55
13.146
11.722-14.57
10.557
2. Değerlendirici
Kendilik
55
7.890
7.106-8.674
5.814
Kimlik
55
4.327
3.890-4.764
3.244
Kendini Yönlendirme
55
3.564
3.127-4.001
3.242
Kişilerarası
55
5.927
5.158-6.696
5.705
Eş Duyum
55
2.836
2.432-3.240
2.999
Samimiyet
55
3.090
2.675-3.505
3.075
Toplam
55
13.018
11.703-14.333
9.753
Alanyazında STIP 5.1 toplam puanı için ortalama bilgilerinin bazı araştırmalarda
azami alınacak puan 4 olacak şekilde verildiği görülmektedir (Hutsebaut vd., 2014, Heissler
vd., 2021). Bu nedenle STIP 5.1 toplam puan ortalamaları her iki değerlendirmeci için 4’lü
sisteme göre de hesaplanmıştır. Buna göre, ilk değerlendirmeci için STIP 5.1 ortalaması
1.095 % 95 GA [.889-1.327], ss=.880 olarak hesaplanmıştır. İkinci değerlendirmeci için
STIP 5.1 toplam puan ortalaması 1.850 %95 GA [.8804-1.314] olarak hesaplanmıştır.
3.1.2. STIP 5.1 Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Arası İlişkiler
STIP 5.1’in alt işlevsellik alanları arası Pearson korelasyon sonuçları Tablo 3.2’de
verilmiştir. Buna göre, orta düzeyin tam üst sınırında kabul edebileceğimiz samimiyet ve
44
kendini yönlendirme arası korelasyon da (r=.499) yüksek kabul edilecek olunursa, tüm
korelasyonların yüksek olduğu görülmektedir. Bekleneceği üzere, Kendilik alanı kapsadığı
kimlik ve kendini yönlendirme ile; kişilerarası alanı ise kapsadığı eş duyum ve samimiyet
ile oldukça yüksek korelasyon göstermiş ve 1.0 seviyesine yaklaşmıştır. Benzer biçimde ve
yine bekleneceği üzere toplam puan da tüm alt alanlar ile yüksek korelasyon göstermiştir.
Tablo 3.2. STIP 5.1 Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Arası Pearson Korelasyonları
STIP 5.1
Kendilik
Kimlik
Kendini Y.
Kişilerarası
Eş Duyum
Samimiyet
Toplam
Kendilik
1
Kimlik
.905
1
Kendini Y.
.895
.621
1
.
Kişilerarası
.665
.656
.538
1
Eş Duyum
.642
.642
.510
.937
1
Samimiyet
.605
.589
.499
.939
.759
1
Toplam
.908
.853
.781
.916
.869
.850
1
Tüm korelasyonlar için p<.01
3.2. STIP 5.1 ile İlişkili Güvenirlik Analizleri
3.2.1. STIP 5.1’in İç Tutarlığı
STIP 5.1 yarı yapılandırılmış görüşme olarak katılımcılara uygulanmış, ardından
uygulamanın kayıtları ikinci bir araştırmacı tarafından tekrar puanlanmıştır. Hem yapılan
görüşme hem de ikinci puanlama sonuçlarına bakıldığında (her ikisi için α= 0.911), ölçeğin
yüksek iç tutarlılığa sahip olduğu görülmüştür.
İç tutarlılığın detaylı incelenmesi için ayrıca STIP 5.1 kişilik işlevselliği alt
alanlarının düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları incelenmiş Tablo 3.3’te sunulmuştur.
Madde-toplam korelasyonunun 0.30 üzerinde olması maddenin değerlendirme aracının
sonuçlarına istenilen katkıyı yaptığı şeklinde yorumlanabilir (Nunnally ve Bernstein, 1994).
Bu yorum ile Tablo 3.3’e bakıldığında tüm maddelerin değerlendirme aracının toplam
puanına istenilen katkıyı sağladığı görülmektedir. Ayrıca maddelerin çıkarılması sonrası
elde edilecek Cronbach Alfa değerlerine bakıldığında da herhangi bir maddenin
çıkartılmasının Cronbach Alfa değerine önemli bir katkı sağlamadığı görülmektedir.
45
Tablo 3.3. STIP 5.1 Kişilik İşlevselliği Alt Alanlarının Düzeltilmiş Madde-Toplam Korelasyonları
Düzeltilmiş Madde-
Toplam
Korelasyonları
Madde Silindiğinde
Cronbach Alfa
Kendilik
1. Kimlik
1.1. Benzersiz Olma /sınırlar
.616
.905
1.2. Kendine verdiği değer /kendini değerlendirme
.652
.903
1.3. Duygular
.719
.900
2. Kendini Yönlendirme
2.1. Amaçlar/hedefler
.408
.915
2.2. Standartlar
.613
.905
2.3. Kendini anlamaya çalışma
.555
.909
Kişilerarası
3. Empati
3.1. Başkalarını anlama
.793
.897
3.2. Bakış açıları
.707
.901
3.3. Etki
.670
.903
4. Samimiyet
4.1. Bağlar
.716
.900
4.2. Yakınlık
.711
.901
4.3. Karşılıklı düşünme
.655
.903
3.2.2. Değerlendirmeciler Arası Tutarlılık
Daha önce belirtildiği üzere STIP 5.1 görüşmeleri bağımsız ve kör olarak ikinci bir
değerlendirmeci tarafından değerlendirilmiştir. Değerlendirenler arası farklılığın
araştırılması için sınıf içi korelasyon katsayısı (ICC) hesaplanmıştır. ICC değerleri verilen
puanlardaki varyansın ne kadarının değerlendiriciler arası yorum farklarından
kaynaklandığını belirtmektedir. Değer 1’e yaklaştıkça yorum farklarından kaynaklanan
varyansın azaldığı yorumlanabilir. Sınıf içi korelasyon katsayısı için 0.60 üzeri iyi düzeyde,
0.80 üzeri ise çok iyi düzeyde uyuşma olarak kabul edilmektedir (bkz. bölüm 2.4).
Tablo 3.4 STIP 5.1 için değerlendiriciler arası sınıf içi korelasyon katsayılarını
göstermektedir. Bu tabloya bakıldığında benzersiz olma/sınırlar alt alanının (ICC=.798) çok
iyi düzeyin sınırında olduğu diğer tüm alt alanlar arası uyuşmanın ise çok iyi düzeyde
olduğu görülmektedir. Güven aralıkları benzersiz olma/sınırlar alt alanının en kötü ihtimal
ile iyi düzeyde diğer alanların ise en kötü ihtimalde dahi çok iyi düzeyde uyuşma
göstereceğine işaret etmektedir.
46
Tablo 3.4. STIP 5.1 Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Sınıf İçi Korelasyon Katsayıları (ICC)
ICC
%95 GA
Kendilik
.983
.971-.990
1. Kimlik
.961
.933-.977
1.1 Benzersiz olma/sınırlar
.798
.677-.877
1.2 Kendini verdiği değer/Kendini değerlendirme
.943
.905-.967
1.3 Duygular
.917
.861-.951
2. Kendini Yönlendirme
.968
.935-.977
2.1 Amaçlar/hedefler
.932
.886-.960
2.2 Standartlar
.918
.864-.951
2.3 Kendini anlamaya çalışma
.965
.941-.980
Kişilerarası
.989
.981-.994
3. Eşduyum
.965
.941-.979
3.1 Başkalarını anlama
.899
.834-.940
3.2 Bakış Açıları
.947
.911-.969
3.3 Etki
.946
.909-.968
4. Samimiyet
.975
.957-.985
4.1 Bağlar
.926
.877-.956
4.2 Yakınlık
.953
.920-.972
4.4 Karşılıklı Düşünme
.928
.880-.958
Tablo 3.5 STIP 5.1 kişilik işlevselliği alt alanları puanlayıcılar arası uyum
korelasyon katsayılarını (Concordance correlation coefficient [CCC]) göstermektedir. CCC
katsayıları sınıf içi korelasyon katsayılarının sağlamasının yapılması amacı ile
hesaplanmıştır. Sınıf içi korelasyon katsayısının (ICC) birden fazla hesaplama yöntemi
olduğu ve sonuçların seçilen yönteme göre değişiklik gösterdiği alanyazında belirtilmiştir
(Koo ve Li, 2016). Bu çalışmada, puanlayıcıların belirlenmiş olması, rasgele seçilmemiş
olunması nedeni ile iki yönlü karma etkiler modeli tercih edilmiştir (Aksu ve Eser, 2021).
Chen ve Barnhart (2008) yaptıkları çalışmada ICC ile uyum korelasyon katsayısını (CCC)
karşılaştırmış ve bazı modeller için farkın yüksek olduğunu, seçilen modelin uyumsuz
olması ile ICC’nin daha yüksek sonuçlar verebileceğini belirtmişlerdir. Araştırmacılar
ayrıca CCC’yi sağlama aracı olarak kullanmış ve CCC’ye yakın sonuçları güvenilir kabul
etmişlerdir (Chen ve Barnhart, 2008). Bu nedenle, ICC’nin sağlanmasının yapılması için
CCC hesaplanmıştır. İki değerlendirmeci için CCC katsayıları ve %95 güven aralıkları
Tablo 3.5’de verilmiştir. Burada görüleceği üzere CCC sonuçları ICC sonuçları ile
neredeyse aynı hatta bazı sonuçlar için aynı bulunmuştur.
47
Tablo 3.5. STIP 5.1 Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Uyum Korelasyon Katsayıları (CCC)
CCC
%95 GA
Kendilik
.965
.941-.979
1. Kimlik
.958
.929-.975
1.1 Benzersiz olma/sınırlar
.794
.672-.874
1.2 Kendini verdiği değer/Kendini değerlendirme
.942
.902-.966
1.3 Duygular
.915
.859-.950
2. Kendini Yönlendirme
.961
.935-.977
2.1 Amaçlar/hedefler
.932
.886-.960
2.2 Standartlar
.918
.863-.951
2.3 Kendini anlamaya çalışma
0.965
.942-.980
Kişilerarası
.977
.961-.986
3. Eşduyum
.963
.939-.978
3.1 Başkalarını anlama
.899
.830-.938
3.2 Bakış Açıları
.945
.907-.967
3.3 Etki
0.946
.910-.968
4. Samimiyet
.973
.955-.984
4.1 Bağlar
.924
.874-.954
4.2 Yakınlık
.952
.919-.971
4.4 Karşılıklı Düşünme
.928
.880-.957
3.2.3. DSM-5 Alternatif Kişilik Bozukluğu Modeli A tanı Ölçütüne Göre Oluşturulan
DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanısı
Tablo 3.6 iki değerlendiricinin STIP 5.1 puanlamalarına göre oluşturulan DSM-5
kişilik bozukluğu tanılarının betimleyici istatistiklerini içermektedir. DSM-5 alternatif
modeli tanılarına bakıldığında A tanı ölçütünün geçerli olabilmesi için dört kişilik
işlevselliği alanından en az ikisinde orta düzeyde (2 ve üstü) bozulma olması gerektiği
görülmektedir (APA, 2013). Bu prensipten hareket ile STIP 5.1’in alt alan puanlarının
ortalaması alınmış ve DSM-5 LPFS’de olduğu gibi her bir alt alan için 4 üzerinden bir puan
elde edilmiştir. Ardından bu alt alanlarda en az ikisinde 2 ve üzeri puan alan olguların KB
tanısı almış olarak kabul edildiği bir DSM-5 Tanısı değişkeni, her iki puanlayıcı için
oluşturulmuştur. Her iki puanlayıcının STIP 5.1 puanlarına göre oluşturulan DSM-5 KB
tanılarının dağılımları Tablo 3.6’de verilmiştir.
Tablo 3.6. Değerlendiricilere Göre Katılımcıların DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanıları
DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanısı
1. Değerlendirici
2. Değerlendirici
n
%
n
%
Yok
41
74.50
40
72.70
Var
14
25.50
15
27.30
Toplam
55
100
100
100
Eksik Veri
0
0
0
0
Tablo 3.7 DSM-5 kişilik bozukluğu tanılarının değerlendiriciler arası güvenirliğini
göstermektedir. Görüleceği üzere, bir olgu dışında iki klinisyen aynı yönde karar vermiştir.
48
Şansın ötesinde olan uyuşma düzeyini belirten Kappa katsayısının 0.953 düzeyinde
bulunması değerlendiriciler arası uyuşmanın mükemmele yakın olduğunu göstermektedir
(Altman, 1999; Landis ve Koch, 1977). Ayrıca “Bootsrapping” yöntemi ile elde edilen %95
güven aralığına bakıldığında, Kappa katsayısının alt sınırının 0.863 olduğu görülmektedir.
Bu da uyuşmanın en kötü durumda dahi mükemmele yakın olacağını düşündürmüştür.
Tablo 3.7. DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanılarının Değerlendiriciler Arası Güvenirliği
DSM-5 KB Tanısı
1. Değerlendirici
Kappa
%95 GA
KB VAR
KB YOK
.953
.836-1.000
2. Değerlendirici
KB VAR
14
1
KB YOK
0
40
Tablo 3.8 DSM-5 kişilik bozukluğu referans tanılarının betimleyici istatistiklerini
içermektedir. Bu tanılar oluşturulurken Tablo 3.7’de gösterilen uyuşmalar dikkate alınmıştır.
Her iki değerlendiricinin ortak olarak kişilik bozukluğu var olarak değerlendirdiği (n=14) ve
yine her iki değerlendiricinin ortak olarak kişilik bozukluğu yok dediği (n=40) olgular KB
referans değişkenini oluşturmuş, iki değerlendiricinin ortak karar veremediği bir olgu ise
(bkz. Tablo 3.7) eksik veri olarak kabul edilmiştir. Bu prensipler ile oluşturulan değişkene
ait betimleyici istatistikler Tablo 3.8’de verilmiştir. Yapılan analizlerde DSM-5 tanısı olarak
bu referans tanı verileri kullanılmıştır.
Tablo 3.8. Katılımcıların DSM-5 Kişilik Bozukluğu Referans Tanıları
DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanısı
n
%
Geçerli %
Yok
40
72.70
74.10
Var
14
25.50
100
Toplam
54
98.20
100.0
Eksik Veri
1
1.80
Toplam
55
100.0
3.3. LPFS-BF 2.0 ile İlişkili Betimleyici İstatistikler
3.3.1. LPFS-BF 2.0 Toplam ve Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Puanlarının
Ortalamaları
LPFS-BF 2.0 ölçeğinden bir toplam 2 alt puan elde edilmiştir. İlk 6 madde kendilik,
ikinci 6 madde kişilerarası işlevsellik puanlarını oluşturmaktadır. Hesaplanan bu üç puanın
ortalamaları Tablo 3.9 ‘de verilmiştir.
49
Tablo 3.9. Katılımcıların LPFS-BF 2.0 Toplam ve Kişilik İşlevselliği Alt Alan Puanlarının
Ortalamaları
n
Ortalama
%95 GA
Standart Sapma
LPFS-BF 2.0 Kendilik
54
9.889
9.127-10.651
5.599
LPFS-BF 2.0 Kişilerarası
54
8.111
7.501-8.720
4.750
LPFS-BF 2.0 Toplam
54
18.000
16.690-19.310
9.623
3.3.2. LPFS-BF 2.0 Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Arası İlişkiler
LPFS-BF 2.0 alt işlevsellik alanları arası Pearson korelasyon sonuçları Tablo 3.10’da
verilmiştir. Tüm korelasyonların yüksek düzeyde olduğu toplam puan ile alt alan
korelasyonlarının 1.0 ‘a yaklaştığı görülmektedir.
Tablo 3.10. LPFS-BF 2.0 Toplam ve Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Arası Pearson Korelasyon
Sonuçları
LPFS-BF 2.0
Kendilik
Kişilerarası
Toplam
Kendilik
1
Kişilerarası
.823
1
Toplam
.964
.944
1
Tüm korelasyonlar için p<.01
3.4. LPFS-BF 2.0 ile İlişkili Güvenirlik Analizleri
3.4.1. LPFS-BF 2.0’ın İç Tutarlığı
LPFS-BF 2.0 ölçek sorularının düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları Tablo
3.11’da sunulmuştur. LPFS-BF 2.0 özbildirim ölçeği olarak uygulanmıştır. Orijinal ölçek 12
maddeden oluşmaktadır. Ölçeğin orijinali için ölçek geliştiricisi ile kurulan iletişimde 11.
madde için 3 ayrı sorunun denendiği ve en iyi olan versiyonun tutulacağı bilgisi alınmıştır.
Bu nedenle mevcut araştırmada da LPFS-BF 2.0 toplam 15 madde olarak uygulanmıştır.
Düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları incelendiğinde 11.a ve 11.b sorularının 11.c’ye
nazaran, çıkartıldığında daha yüksek Cronbach alfa değeri ile sonuçlandığı görülmektedir.
Bu nedenle, 11.c sorusu 11. Soru olarak alınmış ve LPFS-BF 2.0 ile ilgili tüm analizler bu
şekilde gerçekleştirilmiştir.
Soru 11a ve 11b Silindikten sonraki düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları Tablo
3.12’de sunulmuştur. Soru 11 tek soruya indirgendikten sonra ölçek için Cronbach alfa
0.932 olarak hesaplanmıştır. Düzeltilmiş madde-toplam korelasyonlara ve madde
silindiğinde elde edilecek Cronbach alfa sonuçlarına bakıldığında ölçeğin iç tutarlılığının
yüksek olduğu görülmüştür.
50
Tablo 3.11. LPFS-BF 2.0 Ölçek Sorularının Düzeltilmiş Madde-Toplam Korelasyonları
Düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları
Madde silindiğinde Cronbach Alfa
Kendilik
Soru 1
.739
.921
Soru 2
.737
.921
Soru 3
.736
.921
Soru 4
.693
.923
Soru 5
.761
.920
Soru 6
.796
.919
Kişilerarası
Soru 7
.695
.923
Soru 8
.427
.931
Soru 9
.640
.924
Soru 10
.584
.926
Soru 11a
.602
.925
Soru 11b
.591
.926
Soru 11c
.686
.923
Soru 12
.648
.924
Tablo 3.12. Madde 11a ve 11b Çıkarıldıktan Sonra LPFS-BF 2.0 Ölçek Sorularının Düzeltilmiş
Madde-Toplam Korelasyonları
Düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları
Madde silindiğinde Cronbach Alfa
Kendilik
Soru 1
.726
.914
Soru 2
.731
.914
Soru 3
.759
.913
Soru 4
.689
.916
Soru 5
.760
.913
Soru 6
.825
.909
Kişilerarası
Soru 7
.724
.914
Soru 8
.379
.928
Soru 9
.609
.919
Soru 10
.598
.919
Soru 11c
.664
.917
Soru 12
.654
.917
3.5. SIPP-SF ile İlişkili Betimleyici İstatistikler
SIPP-SF özbilidirim ölçeği olarak uygulanmıştır. Çalışmada kullanılan SIPP-SF’nin
bu kısa versiyonu 60 maddeden oluşmaktadır. Değerlendirme aracı kişilik işlevselliğini 5 alt
puan ile ölçmektedir. Diğer puanlardan farklı olarak SIPP-SF puanlarının yükselmesi kişilik
işlevselliğinin daha iyi olduğu anlamına gelmektedir. Ölçeğin hesaplama kılavuzunda da
önerildiği üzere alt alanlar için ortalama puanlar hesaplanmıştır (SIPP Scoring and
normative data, 2016). Hesaplama kılavuzu ve yapılan diğer çalışmalarda toplam puan
kullanılmadığından SIPP-SF için toplam puan hesaplanmamıştır (Arnevik vd., 2009;
Feenstra vd., 2011; SIPP Scoring and normative data, 2016; Verheul vd., 2008).
51
3.5.1. SIPP-SF Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Puanlarının Ortalamaları
Ölçeğin 5 alt puanı için katılımcıların ortalamaları
Tablo 3.13‘te verilmiştir.
Tablo 3.13. Katılımcıların SIPP-SF Kişilik İşlevselliği Alt Alan Puanlarının Ortalamaları
n
Ort.
%95 GA
Standart Sapma
SIPP-SF Özkontrol Ortalama
50
2.545
2.437-2.653
0.767
SIPP-SF Kimlik Bütünlüğü Ortalama
48
2.421
2.303-2.537
0.810
SIPP-SF Sorumluluk Ortalama
50
3.047
2.252-3.842
0.562
SIPP-SF İlişkisel Beceriler Ortalama
50
2.570
2.487-2.653
0.593
SIPP-SF Sosyal Uyum Ortalama
52
2.893
2.806-2.980
0.624
3.5.2. SIPP-SF Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Arası İlişkiler
SIPP-SF alt işlevsellik alanları arası Pearson korelasyon sonuçları da verilmiştir.
Orta düzey korelasyonun üst sınırında kabul edebileceğimiz sorumluluk ve ilişkisel
beceriler arası korelasyon hariç tüm korelasyonların yüksek düzeyde olduğu görülmektedir.
Görece en yüksek korelasyon sosyal uyum ve özkontrol arasında gözlemlenmiştir.
Tablo 3.14. SIPP-SF Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Arası Pearson Korelasyonları
SIPP-SF
Özkontrol
Kimlik Bütünlüğü
Sorumluluk
İlişkisel Beceriler
Sosyal Uyum
Özkontrol
1
Kimlik Bütünlüğü
.627
1
Sorumluluk
.649
.666
1
İlişkisel Beceriler
.607
.630
.491
1
Sosyal Uyum
.720
.507
.630
.518
1
Tüm korelasyonlar için p<.01.
3.6. SIPP-SF ile İlişkili Güvenirlik Analizleri
3.6.1. İç Tutarlılık
SIPP-SF için toplam puan hesaplanmadığından madde-toplam korelasyonları tüm
maddeler yerine her bir alan için o alt alan toplamı ile ilişkili olarak hesaplanmıştır.
3.6.1.1. SIPP-SF özkontrol alanı iç tutarlılığı
SIPP-SF Özkontrol alanı için Cronbach alfa .907 bulunmuştur. Alt alanda toplam 12
soru vardır. Soruların madde-toplam korelasyonları Tablo 3.15’da verilmiştir. Madde-
toplam korelasyonunun 0.30 üzerinde olması maddenin değerlendirme aracının sonuçlarına
istenilen katkıyı yaptığı şeklinde yorumlanabilir (Nunnally ve Bernstein, 1994). Bu yorum
52
ile bakıldığında tüm maddelerin SIPP-SF özkontrol alt alanı toplam puanı için yeterli
düzeyde katkı yaptığı görülmektedir.
Tablo 3.15. SIPP-SF Özkontrol Düzeltilmiş Madde-Toplam Korelasyonları
Düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları
Madde silindiğinde Cronbach Alfa
SIPP-SF Soru 1
.655
.899
SIPP-SF Soru 9
.390
.911
SIPP-SF Soru 21
.577
.902
SIPP-SF Soru 22
.642
.900
SIPP-SF Soru 28
.642
.900
SIPP-SF Soru 34
.735
.895
SIPP-SF Soru 41
.623
.900
SIPP-SF Soru 42
.597
.902
SIPP-SF Soru 43
.687
.897
SIPP-SF Soru 48
.588
.902
SIPP-SF Soru 53
.742
.894
SIPP-SF Soru 54
.764
.893
3.6.1.2. SIPP-SF kimlik bütünlüğü alanı iç tutarlılığı
SIPP-SF Kimlik bütünlüğü alanı için Cronbach alfa 0.907 bulunmuştur. Madde-
toplam korelasyonları Tablo 3.16’de verilmiştir. Tüm düzeltilmiş madde-toplam
korelasyonlarının 0.30 üzerinde olduğu görüldüğünden tüm maddelerin kimlik bütünlüğü
puanın yeterli katkı sağladığı düşünülmüştür (Nunnally ve Bernstein, 1994).
Tablo 3.16. SIPP-SF Kimlik Bütünlüğü Düzeltilmiş Madde-Toplam Korelasyonları
Düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları
Madde silindiğinde Cronbach Alfa
SIPP-SF Soru 3
.648
.898
SIPP-SF Soru 4
.406
.909
SIPP-SF Soru 12
.732
.894
SIPP-SF Soru 17
.602
.901
SIPP-SF Soru 24
.496
.905
SIPP-SF Soru 31
.694
.896
SIPP-SF Soru 35
.721
.895
SIPP-SF Soru 37
.508
.905
SIPP-SF Soru 40
.434
.908
SIPP-SF Soru 55
.803
.890
SIPP-SF Soru 56
.840
.888
SIPP-SF Soru 57
.689
.896
3.6.1.3. SIPP-SF sorumluluk alanı iç tutarlılığı
SIPP-SF Sorumluluk alanı için madde-toplam korelasyonları Tablo 3.17’de
verilmiştir.
53
Tablo 3.17. SIPP-SF Sorumluluk Düzeltilmiş Madde-Toplam Korelasyonları
Düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları
Madde silindiğinde Cronbach Alfa
SIPP-SF Soru 7
.041
.783
SIPP-SF Soru 16
.494
.737
SIPP-SF Soru 19
.646
.717
SIPP-SF Soru 20
.341
.755
SIPP-SF Soru 27
.467
.740
SIPP-SF Soru 29
.308
.758
SIPP-SF Soru 32
.517
.733
SIPP-SF Soru 33
.574
.727
SIPP-SF Soru 46
.468
.741
SIPP-SF Soru 51
.327
.757
SIPP-SF Soru 52
.257
.761
SIPP-SF Soru 60
.323
.756
SIPP-SF Sorumluluk alanı için Cronbach alfa .764 bulunmuştur. SIPP-SF 7. Soru ve
SIPP-SF 52. soru haricinde tüm düzeltilmiş madde-toplam korelasyonlarının 0.30 üstünde
olduğu görülmektedir. Elli iki numaralı sorunun da 0.30 sınırına yakın olduğu
görülmektedir (r=0.257). Bu durumda 7 ve 52 numaralı soruların sorumluluk toplam
puanına katkısının istenilen düzeyin altında olduğu düşünülebilir.
3.6.1.4. SIPP-SF ilişkisel beceriler alanı iç tutarlılığı
SIPP-SF ilişkisel beceriler alanı için Cronbach alfa 0.749 bulunmuştur. Sonuçlar
Tablo 3.18’da verilmiştir. Sonuçlara bakıldığında 6 ve 15 numaralı soruların görece 0.30’a
yakın olmakla birlikte 0.30 altında kaldığı görülmektedir. Diğer taraftan 44 ve 59. Soruların
toplam ile korelasyonları zayıftır (r<0.10). Bu durumda bu dört sorunun SIPP-SF ilişkisel
beceriler için istenilen katkıyı sağlamadığı düşünülebilir.
Tablo 3.18. SIPP-SF İlişkisel Beceriler Düzeltilmiş Madde-Toplam Korelasyonları
Düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları
Madde silindiğinde Cronbach Alfa
SIPP-SF Soru 6
.288
.744
SIPP-SF Soru 14
.336
.738
SIPP-SF Soru 15
.278
.745
SIPP-SF Soru 18
.471
.721
SIPP-SF Soru 26
.474
.722
SIPP-SF Soru 36
.425
.727
SIPP-SF Soru 39
.693
.696
SIPP-SF Soru 44
.066
.767
SIPP-SF Soru 45
.338
.737
SIPP-SF Soru 49
.651
.696
SIPP-SF Soru 50
.577
.706
SIPP-SF Soru 59
.061
.771
54
3.6.1.5. SIPP-SF sosyal uyum alanı iç tutarlılığı
Son olarak, SIPP-SF sosyal uyum alanı için Cronbach alfa 0.818 bulunmuştur.
Sonuçlar Tablo 3.19’de verilmiştir. On üç numaralı soru hariç (r=0.92) tüm madde-toplam
korelasyonları 0.30 üzerinde hesaplanmıştır. Bu durumda 13 numaralı sorunun SIPP-SF
sosyal uyum puanına istenilenin altında katkı yaptığı düşünülebilir.
Tablo 3.19. SIPP-SF Sosyal Uyum Düzeltilmiş Madde-Toplam Korelasyonları
Düzeltilmiş madde-toplam korelasyonları
Madde silindiğinde Cronbach Alfa
SIPP-SF Soru 2
.437
.808
SIPP-SF Soru 5
.348
.815
SIPP-SF Soru 8
.399
.812
SIPP-SF Soru 10
.596
.793
SIPP-SF Soru 11
.699
.785
SIPP-SF Soru 13
.092
.835
SIPP-SF Soru 23
.483
.805
SIPP-SF Soru 25
.545
.799
SIPP-SF Soru 30
.580
.795
SIPP-SF Soru 38
.330
.817
SIPP-SF Soru 47
.700
.786
SIPP-SF Soru 58
.490
.803
3.7. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF Yapı Geçerliliği Analizleri
3.7.1. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF Arasındaki İlişkiler
STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF arasındaki Pearson korelasyon sonuçları Tablo
3.20’de verilmiştir. Tüm korelasyonlar en azından orta derece ilişki göstermiştir. STIP 5.1
toplam puanının korelasyonlarına baktığımızda SIPP-SF İlişkisel Beceriler ile olan
korelasyon (r=-0.492) yükseğe yakın olmakla birlikte orta düzeyde bulunmuştur. STIP 5.1
toplam puanının bunun dışında kalan SIPP-SF ve LPFS-BF alt alan korelasyonları yüksek
saptanmıştır.
STIP 5.1 kendilik ve kimlik puanları SIPP-SF ilişkisel beceriler ile orta ancak
yükseğe yakın korelasyon göstermiştir. Bunun dışında STIP 5.1 kendilik ve kimlik alanları
hem SIPP-SF hem de LPFS-BF 2.0’ın tüm alanları ile yüksek korelasyon göstermiştir. STIP
5.1 kendini yönlendirme alanı SIPP-SF kimlik bütünlüğü, sorumluluk LPFS-BF 2.0 kendilik
ve toplam puanları ile yüksek korelasyon göstermiştir. STIP 5.1 kendini yönlendirme alanı
bunların dışında kalan tüm SIPP-SF ve LPFS-BF 2.0 puanları ile orta korelasyon
göstermiştir.
55
Yine Tablo 3.20’ye göre, STIP 5.1 kişilerarası alanı SIPP-SF sosyal uyum ve LPFS-
BF 2.0’ın tüm puanları ile yüksek ilişki göstermiş, SIPP-SF’nin kalan alanları ile ise orta
düzeyde
56
Tablo 3.20. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF Arası Kişilik İşlevselliği Alt Alanları ve Toplam Puan Korelasyonları
STIP 5.1
LPFS-BF 2.0
Kendilik
Kimlik
Kendini
Kişilerarası
Eş Duyum
Samimiyet
Toplam
Kendilik
Kişilerarası
Toplam
Yönlendirme
SIPP-SF Özkontrol
r
-.531
-.518
-.424
-.438
-.504
-.322
-.524
-.795
-.761
-.817
SIPP-SF Kimlik Bütünlüğü
r
-.687
-.661
-.546
-.436
-.405
-.408
-.614
-.774
-.607
-.733
SIPP-SF Sorumluluk
r
-.573
-.510
-.510
-.479
-.474
-.427
-.570
-.651
-.577
-.648
SIPP-SF İlişkisel Beceriler
r
-.466
-.420
-.410
-.439
-.370
-.453
-.492
-.676
-.626
-.686
SIPP-SF Sosyal Uyum
r
-.550
-.533
-.452
-.526
-.565
-.422
-.581
-.621
-.721
-.696
LPFS-BF 2.0 Kendilik
r
.682
.713
.506
.504
.511
.430
.652
LPFS-BF 2.0 Kişilerarası
r
.588
.595
.458
.555
.567
.470
.629
LPFS-BF 2.0 Toplam
r
.670
.691
.507
.551
.561
.469
.672
Tüm korelasyonlar için p<.01.
56
57
korelasyon sergilemiştir. STIP 5.1 Eşduyum alanı orta korelasyon saptanan SIPP-SF
kimlik bütünlüğü, sorumluluk ve ilişkisel beceriler dışında SIPP-SF’nin kalan alanları ile ve
LPFS-BF 2.0’ın tüm alanları ile yüksek korelasyon göstermiştir. Son olarak STIP 5.1
samimiyet alt alanı SIPP-SF ve LPFS-BF 2.0’ın tüm alanları ile orta düzey korelasyon
göstermiştir.
LPFS-BF 2.0 Toplam puanının hem STIP 5.1 alt alan ve toplam puanı hem de SIPP-
SF alt alanları ile korelasyonları yüksek bulunmuştur. LPFS-BF 2.0’ın tüm puanlarının
korelasyonunun SIPP-SF’nin tüm alt alanları için yüksek olması dikkat çekmektedir.
3.7.2. STIP 5.1, LPFS-BF ve SIPP-SF ile DSM-IV Kişilik Bozukluğu Ölçüt Sayısı Arası
Uyum
DSM-IV kişilik bozukluğu ölçüt sayısı DIP-Q ile ölçülmüştür. Örneklemimiz için
DIP-Q’nun iç tutarlılığı yüksek bulunmuştur (α=0.937). DSM-IV ölçüt sayısı değişkenine
ait örneklemimize ilişkin betimleyici istatistikler Tablo 3.21’te verilmiştir.
Tablo 3.21. DSM-IV Kişilik Bozukluğu Ölçüt Sayısı Betimleyici İstatistikler
DSM-IV KB Ölçüt sayısı
n
52
Ortalama
36.70
Ortalama %95 GA
33.30-40.01
Standart Sapma
12.40
Ölçüt sayısı Aralığı
15-63
Hedef değerlendirme araçlarının DSM-IV KB ölçüt sayısı ile Pearson korelasyonları
Tablo 3.22’da verilmiştir. Bu tablodaki verileri incelemeye STIP 5.1 ile başlayacak olur isek,
orta düzeyde korelasyon gösteren kendini yönlendirme (r=.416) düzeyi hariç tüm STIP 5.1
alt alanları yüksek korelasyon göstermiştir. Kendini yönlendirme korelasyonunun ayrıca
güven aralığının da geniş olduğu ve düşük ile yüksek arası bir ilişki gösterebileceği dikkat
çekmiştir. Görece en yüksek korelasyonu STIP 5.1 toplam puanı (r=.594) göstermiştir. Bu
korelasyonun güven aralığı geniş olmakla birlikte en az orta düzeyde ilişki bulunacağı
saptanmıştır. Diğer korelasyonlar için de güven aralıklarının en azından orta düzeyde
olduğu görülmektedir.
Yine Tablo 3.22’a baktığımızda, DSM-IV KB ölçüt sayısı ile LPFS-BF 2.0 puanları
arası tüm korelasyonların yüksek düzeyde olduğu görülmektedir. LPFS-BF 2.0 kişilerarası
korelasyonu %95 güven aralığına göre en kötü ihtimal ile orta düzeyde olurken toplam
kendilik puanlarının en kötü ihtimal ile dahi yüksek korelasyon gösterdiği saptanmıştır.
58
Tablo 3.22 DSM-IV KB ölçüt sayısı ile SIPP-SF alt alanları arası korelasyonları da
göstermektedir. SIPP-SF özkontrol (r=-.660) ve sosyal uyum (r=-.541) alt alanları DSM-IV
KB ölçüt sayısı ile yüksek korelasyon göstermiştir. Diğer alt alanlar ise orta düzeyde
ilişkilidir. Ayrıca yine özkontrol ve sosyal uyum %95 güven aralığına göre en kötü ihtimal
ile orta düzeyde korelasyon gösterirken diğer alanlar ise en kötü ihtimalde düşük korelasyon
göstermektedir.
Tablo 3.22. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF ile DSM-IV KB Ölçüt Sayısı Korelasyonları
Kişilik Bozukluğu Ölçüt Sayısı
r
%95 GA
STIP 5.1 Toplam
.594
.383, .746
STIP 5.1 Kimlik
.535
.307, .705
STIP 5.1 Kendini Yönlendirme
.416
.161, .619
STIP 5.1 Eşduyum
.531
.302, .702
STIP 5.1 Samimiyet
.537
.310, .707
LPFS-BF 2.0 Kendilik
.690
.514, .810
LPFS-BF 2.0 Kişilerarası
.614
.410, .760
LPFS-BF 2.0 Toplam
.688
.511, .809
SIPP-SF Özkontrol Ortalama
-.660
-.796-, -.459
SIPP-SF Kimlik Bütünlüğü Ortalama
-.480
-.680, -.234
SIPP-SF Sorumluluk Ortalama
-.475
-.670, -.217
SIPP-SF İlişkisel Beceriler Ortalama
-.487
-.679, -.232
SIPP-SF Sosyal Uyum Ortalama
-.541
-.713, -.306
Tüm korelasyonlar p<.01.
SIPP-SF için puanın düşmesi kişilik işlevselliğinde bozulmaya işaret etmektedir.
3.7.3. STIP 5.1, LPFS-BF ve SIPP-SF ile Yetiyitimi Arası Uyum
Yetiyitiminin hedef araçlar ile ilişkisinin araştırılması için WHODAS’ın 36
maddelik özbildirim formu kullanılmıştır. Örneklemimiz için WHODAS iç tutarlılığı
yüksek bulunmuştur (α=0.963).
Tablo 3.23 WHODAS’ın alt puanlarının örneklemimiz için ortalamalarını
göstermektedir. Genel yetiyitimi puanı dışında WHODAS 6 alt alan puanına sahiptir. Bu
puanlar alt alanı oluşturan madde puanlarının toplam madde sayısına bölünerek, yani
ortalamaları alınarak hesaplanmıştır. Tablo 3.23’te görüleceği üzere WHODAS sorularına
toplam örneklem sayısı 55 olmasına rağmen 54 katılımcı için WHODAS puanı
hesaplanmıştır. Bunun nedeni, bir katılımcı için WHODAS cevaplarının eksik olmasıdır.
59
Tablo 3.23. Katılımcıların WHODAS Toplam ve Alt Alan Puanlarının Ortalamaları
n
Ortalama
%95 GA
Standart Sapma
Genel Yetiyitimi
54
1.420
1.180-1.650
0.862
Anlama ve İletişim
54
1.400
1.263-1.537
1.008
Hareket Etme
54
1.007
.874-1.140
.974
Kişisel Bakım
54
0.755
0.646-0.864
.803
İnsanlarla Geçinme
54
1.284
0.918-1.650
1.003
Yaşam Aktiviteleri
54
1.696
1.520-1.872
1.291
Topluma Katılma
54
1.838
1.701-1.975
1.006
Araştırma konusu değerlendirme araçlarının WHODAS puanları ile korelasyonları
Tablo 3.24’de verilmiştir. WHODAS puanlarındaki artış işlevsellik düzeyinde bozulmaya
işaret etmektedir. Tablo 3.24’de STIP 5.1 ve WHODAS genel yetiyitimi arasındaki
korelasyonalara baktığımızda STIP 5.1 kendilik, kimlik ve toplam puanlar için
korelasyonların yüksek kendini yönlendirme için ise yükseğe oldukça yakın olmakla birlikte
orta olduğu görülmektedir. STIP 5.1 kişilerarası, eşduyum ve samimiyet puanları da orta
düzeyde korelasyon göstermişlerdir.
Yine Tablo 3.24’e baktığımızda STIP 5.1 toplam puanı ile WHODAS insanlarla
geçinme arası korelasyonun yüksek saptanmıştır. Ayrıca toplam puan ile hareket etme alanı
da yüksek çıkmış ancak güven aralığı alt sınırı ortanın altına düşmüştür. Genel yetiyitimi,
insanlarla geçinme ve hareket etme alanları dışında STIP 5.1 toplam puan ile diğer tüm
WHODAS alanları orta düzeyde ilişki göstermiştir.
Orta korelasyon saptanan kişisel bakım dışında, STIP 5.1 kendilik işlevselliği, tüm
WHODAS alt alanları ile yüksek korelasyon sergilemiştir. Kişisel bakım yüksek
korelasyona oldukça yakın olmakla birlikte güven aralığı alt sınırının düşük olduğu
görülmüştür. STIP 5.1 kimlik alt alanı WHODAS’ın tüm alanları ile yüksek korelasyon
göstermiştir. Bu korelasyonların bazılarının %95 güven aralıklarının alt sınırları orta
seviyenin altına inse de orta seviyeye, yani 0.3 düzeyine yakın kalmışlardır. STIP 5.1
kendini yönlendirme alanı ile WHODAS korelasyonaları istatistiksel olarak anlamlı
çıkmayan topluma katılım (r=.266, p>0.05) hariç yüksek bulunmuştur.
Tablo 3.24’de STIP 5.1 kişilerarası işlevsellik ile WHODAS puanlarının
korelasyonlarına bakıldığında orta ilişki gösteren genel yetiyitimi, hareket etme ve topluma
katılım dışında düşük korelasyon saptanmıştır. Ayrıca anlama ve iletişim ile kişisel bakım
alanlarının kişilerarası işlevsellik ile korelasyonları anlamlı bulunmamıştır. Kişilerarası alt
alanını oluşturan eş duyum ve samimiyet alanları ile WHODAS korelasyonlarına
bakıldığında düşük ile orta arası korelasyonlar görülmektedir. Her iki STIP 5.1 alanı için de
60
anlama ve iletişim ile kişisel bakım korelasyonları anlamlı değildir. Samimiyet alt alanı için
yaşam aktiviteleri ile olan korelasyonun da anlamlı olmadığı görülmektedir.
Tablo 3.24’de LPFS-BF 2.0 ile WHODAS puanları arasındaki korelasyonlar da
verilmiştir. WHODAS genel yetiyitimi ile LPFS-BF 2.0 toplam puanının orta ancak yüksek
korelasyona yakın olduğu saptanmıştır. Bununla birlikte STIP 5.1 sonuçları ile benzer
biçimde LPFS-BF 2.0 kendilik ile WHODAS yetiyitimi arası korelasyon yüksek çıkarken
kişilerarası alan ile yetiyitimi arası ilişki orta düzeydedir. LPFS-BF 2.0 toplam puanı
WHODAS’ın tüm alt alanları ile orta düzeyde ilişkili bulunmuştur. Kendilik alanı için ise
WHODAS genel yetiyitimi, anlama ve iletişim ve topluma katılım yüksek diğer
korelasyonlar yükseğe yakın olmakla birlikte düşük çıkmıştır. LPFS-BF kişilerarası alan
için ise genel yetiyitimi ve başkaları ile geçinme orta, anlama ve iletişim ile topluma katılım
ortaya yakın olmakla birlikte düşük korelasyon göstermiştir. LPFS-BF 2.0 kişilerarası alan
ile WHODAS hareket etme, kişisel bakım ve yaşam aktiviteleri için korelasyonlar anlamlı
bulunmamıştır.
61
Tablo 3.24. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF ile WHODAS Puanları Arası Pearson Korelasyonları
WHODAS
Genel
Yetiyitimi
Anlama ve
İletişim
Hareket Etme
Kişisel Bakım
İnsanlarla
Geçinme
Yaşam
Aktiviteleri
Topluma
Katılma
STIP 5.1
Kendilik
r
.626**
.520**
.545**
.495**
.545**
.543**
.452**
%95 GA
.431, .766
.293, .691
.325, .709
.262, .674
.325, 709
.323, 746
.210, .642
Kimlik
r
.628**
.501**
.508**
.506**
.554**
.509**
.539**
%95 GA
.432, .767
.270, .678
.278, .683
.276, .682
.336, .716
.280, .684
.317, .705
Kendini Yönlendirme
r
.494**
.431**
.471**
.379**
.421**
.465**
.266
%95 GA
.260, .673
.184, .626
.232, .656
.124, .587
.173, .619
.226,. 652
.-.002, .498
Kişilerarası
r
.397**
.214
.366**
.228
.424**
.285*
.451**
%95 GA
.145, .601
-.057, .456
.109- .577
-.042- .467
.176, .621
.019, .514
.208, .641
Eş Duyum
r
.371**
.233
.304*
.202
.392**
.284*
.417**
%95 GA
.115, .581
.-037, .471
.039, .528
-.070, .445
.139, .597
.017, .513
.168, .616
Samimiyet
r
.371**
.168
.379**
.224
.399**
.249
.425**
%95 GA
.114, .581
.-105, .417
.124, .587
-.046, .464
.147, .603
-.020, .484
.178, .622
Toplam
r
.562**
.402**
.500**
.396**
.532**
.454**
.497**
%95 GA
.346, .721
.151, .605
.269, .677
.144, .600
.309, .700
.212, .644
.265, .675
LPFS-BF 2.0 Toplam
r
.490**
.428**
.348*
.370**
.487**
.372**
.432**
%95 GA
.256, .670
.181, .624
.089, .563
.114, .581
.252, .668
.115, .581
.186, .627
LPFS-BF 2.0 Kendilik
r
.582**
.519**
.433**
.424**
.540**
.459**
.509**
%95 GA
.372, .735
.292, .691
.187, .628
.176, .621
.318, .706
.218, .647
.279, .684
LPFS-BF 2.0 Kişilerarası
r
.327*
.270*
.207
.266
.372**
.225
.293*
%95 GA
.064, .547
.003, .502
-.064, .450
-.002, .499
.116, .582
-.046, .464
.027, .520
SIPP-SF Özkontrol
Ortalama
r
-.398**
-.352*
-.280
-.246
-.381**
-.336*
-.362*
%95 GA
-.611, -.131
-.576, -.078
-.520, .002
-.493, 038
-.598, -.112
-.564, -.061
-.584, -.090
SIPP-SF Kimlik Bütünlüğü
Ortalama
r
-.664**
-.613**
-.457**
-.464**
-.551**
-.591**
-.590**
%95 GA
-.798, -.469
-.764, -.398
-.650, -.195
-.572, -.072
-.587, -.095
-.729, -.336
-.224, -.667
SIPP-SF Sorumluluk
Ortalama
r
-.535**
-.389**
-.452**
-.346*
-.366*
-.564**
-.475**
%95 GA
-.709, -.298
-.604,-.121
-.650, -.195
-.572, -.072
-.587, -.095
-.729, -.336
-.667, -.224
SIPP-SF İlişkisel Beceriler
Ortalama
r
-.409**
-.388**
-.283*
-.178
-.414**
-.321*
-.425**
%95 GA
-.619, -.145
-.603, -.119
-.523, -.002
-.437, .029
-.150, -.623
-.553, -.044
-. 631, -.163
SIPP-SF Sosyal Uyum
Ortalama
r
-.412**
-.302*
-.339*
-.307*
-.431**
-.305*
-.351*
%95 GA
-.617, -.153
-.533, -.029
-.562, -.070
-.537, -.034
-.632, -.177
-.536, -.032
-.084, -.572
* Korelasyon p<.05, ** p<.01. SIPP-SF için puanın düşmesi kişilik işlevselliğinde bozulmaya işaret etmektedir.
* Korelasyon p<.05, ** p<.01.
61
62
Son olarak, Tablo 3.24’de WHODAS alanları ile SIPP-SF alanları arası
korelasyonlar incelenmiştir. WHODAS genel yetiyitimi ile SIPP-SF’nin tüm alt alanları en
azından orta düzeyde korelasyon göstermişlerdir. SIPP-SF kimlik bütünlüğü ve sorumluluk
ile genel yetiyitimi korelasyonları yüksek saptanmıştır.
Tablo 3.24’e göre SIPP-SF özkontrol ile istatistiksel olarak anlamlı çıkmayan (p>.05)
hareket etme ve kişisel bakım dışında tüm korelasyonlar orta düzeydedir. SIPP-SF kimlik
bütünlüğü alanı WHODAS’ın tüm alanları ile yüksek veya yükseğe oldukça yakın
korelasyon göstermiştir. Kimlik bütünlüğü ile genel yetiyitimi tüm SIPP-SF ve WHODAS
korelasyonları arasında en yükseği olmuştur. SIPP-SF sorumluluk alanı WHODAS’ın tüm
alanları için en azından orta düzeyde korelasyon göstermiştir. Sorumluluk ile genel
yetiyitimi ve yaşam aktiviteleri yüksek diğer alanlar orta ilişki göstermiştir. Yine Tablo
3.24’ye gör SIPP-SF ilişkisel beceriler alt alanı ile WHODAS’ın alt alanları arası
korelasyonlara baktığımızda hareket etme ve kişisel bakım dışında tüm korelasyonlar orta
düzeyde görülmektedir. SIPP-SF ilişkisel beceriler ile WHODAS hareket etme için düşük
korelasyon saptanmış, kişisel bakım ile ilişkisel beceriler korelasyonu ise anlamlı
bulunmamıştır. SIPP-SF sosyal uyum ile WHODAS’ın tüm alanları ile korelasyonlar orta
düzeyde saptanmıştır.
3.7.4. STIP 5.1, LPFS-BF ve SIPP-SF ile Psikiyatrik Semptomlar Arası İlişkinin Yönü
Kişilik bozukluğu dışı psikiyatrik semptomların hedef değerlendirme araçları ile
ilişkisini araştırmak amacı ile Kısa Semptom Envanteri (KSE) kullanılmıştır. Örneklemimiz
için KSE’nin iç tutarlılığı yüksek bulunmuştur (α=0.975).
Analizlerde KSE’nin üç endeksi, Rahatsızlık Ciddiyeti Endeksi, Belirti Toplamı
Endeksi ve Semptom Rahatsızlık Endeksi Kullanılmıştır. Tablo 3.25 Kısa Semptom
Envanteri için hesaplanan bu üç endeksin puan ortalamalarını göstermektedir.
Tablo 3.25. Katılımcıların KSE Puanları
n
Ortalama
Ortalama
%95 GA
Standart Sapma
Puan Aralığı
KSE Rahatsızlık Ciddiyeti Endeksi
55
1.643
1.521-1.765
0.904
0.02-3.15
KSE Belirti Toplamı Endeksi
55
36.909
35.114-38.704
13.313
1-53
KSE Semptom Rahatsızlık Endeksi
55
2.188
1.220-3.156
0.718
1-3.51
KSE endeksleri ile STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF arası ilişki Tablo 3.26’da
verilmiştir. Tabloya göre, STIP 5.1 toplam puanı ile KSE rahatsızlık endeksi korelasyonu
63
(r=.554) yüksek bulunmuştur. Yine STIP 5.1 toplam ile KSE’nin diğer iki korelasyonun orta
düzeyde kalmakla birlikte neredeyse yüksek olduğu dikkat çekmektedir. Benzer bir biçimde
STIP 5.1 kendilik alanı ile KSE rahatsızlık ciddiyeti ve belirti toplamı endeksleri yüksek,
semptom rahatsızlık endeksi ise yükseğe oldukça yakın olmakla birlikte orta düzeyde ilişkili
görünmektedir. STIP 5.1 kendilik alanı içinde bulunan kimlik alanının tüm KSE endeksleri
ile yüksek düzeyde korelasyon gösterdiği görülmektedir. Kendilik alnının oluşturan diğer
bir alt alan olan kendini yönlendirme ile KSE endeksleri ise orta düzey korelasyon
sergilemiştir. Yine Tablo 3.26’ya göre STIP 5.1 kişilerarası alanın KSE endeksleri ile
korelasyonlarının orta düzeyde olduğu görülmektedir. Kişilerarası alanı oluşturan eşduyum
ve samimiyet alanlarının KSE endeksleri ile korelasyonları da yine orta düzeyde olmuştur.
Ancak bu iki alt alanın %95 güven aralıklarının oldukça geniş olduğu ve alt sınırlarının
oldukça düşük olduğu ve .50 ila -180 arasında değiştiği dikkat çekmektedir.
Tablo 3.26KSE endeksleri ile LPFS-BF 2.0 arası korelasyonları da vermektedir.
Buna göre, LPFS-BF 2.0 hem toplam puan hem de iki alt alan puanları açısından tüm KSE
endeksleri ile yüksek korelasyon göstermiştir. STIP 5.1’de görülen kendilik ve kişilerarası
alanları arası fark burada görülmemiştir.
KSE endeksleri ile SIPP-SF alt alanlar arası korelasyonlar yine Tablo 3.26da
verilmiştir. Tabloya baktığımızda SIPP-SF’nin tüm alanları için tüm KSE endeksleri ile
yüksek korelasyon gösterdiği görülmektedir. KSE semptom rahatsızlık endeksi ile
sorumluluk ve sosyal uyum korelasyonlarının güven aralıklarının geniş olduğu ve zayıf
korelasyona kadar düşebilecekleri dikkat çekmiştir.
64
Tablo 3.26. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF ile KSE Endeksleri Korelasyonları
KSE Rahatsızlık
Ciddiyeti Endeksi
KSE Belirti
Toplamı Endeksi
KSE Semptom
Rahatsızlık
Endeksi
STIP 5.1
Kendilik
r
.589**
.551**
.493**
%95 GA
.384, .739
.335, .712
.262, .671
Kimlik
r
.626**
.535**
.578**
%95 GA
.432, .764
.315, .701
.369, .731
Kendini Yönlendirme
r
.431**
.455**
.304*
%95 GA
.432, .764
.315, .701
.369, .731
Kişilerarası
r
.425**
.333*
.413**
%95 GA
.187, .625
.215, .643
.042, 527
Eş Duyum
r
.423**
.313*
.403**
%95 GA
.180, .621
.074, .550
.166, .612
Samimiyet
r
.375**
.311**
.372**
%95 GA
.122, .582
.050, .532
.118, .580
Toplam
r
.554**
.482**
.496**
%95 GA
.338, .714
.248, .662
.266, .673
LPFS-BF 2.0
Kendilik
r
.812**
.748**
.701**
%95 GA
.695-.887
.601-.846
.534-.816
Kişilerarası
r
.671**
.730**
.499**
%95 GA
.492-.796
.575-.835
.267-.677
Toplam
r
.785**
.775**
.640**
%95 GA
.654-.870
.640-.864
.449-.775
SIPP-SF Özkontrol
Ortalama
r
-.709**
-.673**
-.561**
%95 GA
-.825, -.537
-.801, -.486
-.726, -.335
SIPP-SF Kimlik
Bütünlüğü Ortalama
r
-.746**
-.739**
-.636**
%95 GA
-.850, -.586
-.846, -.576
-.779, -.429
SIPP-SF Sorumluluk
Ortalama
r
-.611**
-.598**
-.451**
%95 GA
-.760, -.400
-.752, -.384
-.648, -.197
SIPP-SF İlişkisel
Beceriler Ortalama
r
-.628**
-.627**
-.529**
%95 GA
-.771, -.423
-.752, -.384
-.703, -.293
SIPP-SF Sosyal Uyum
Ortalama
r
-.679**
-.690**
-.502**
%95 GA
-.803, -.499
-.810, -.514
-.682, -.266
* p<.05, ** p<.01
SIPP-SF için puanın düşmesi kişilik işlevselliğinde bozulmaya işaret etmektedir.
3.8. DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanısına Göre LPFS-BF ve SIPP-SF Kesme
Puanı Hesaplamaları
DSM-5 alternatif kişilik bozukluğu A tanı ölçütüne dayanan kişilik bozukluğu tanı
değişkenleri her iki değerlendirici için hesaplanmış ve iki değerlendiricinin hemfikir
oldukları değerlendirmeler DSM-5 Kişilik Bozukluğu tanısı olarak alınmıştır (bkz. bölüm
3.2.3). İlerleyen bölümlerde sunulacak kesme puanı analizleri bu tanı ile yapılmıştır.
65
3.8.1. DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanısına Göre LPFS-BF 2.0 Kesme Puanı
Hesaplanması
LPFS-BF 2.0 ölçeğinin, DSM-5 kişilik bozukluğunu tespit etme açısından, en uygun
kesme noktasını belirmemek amacı ile alıcı işlem karakteristikleri (Receiver Operating
Characteristic [ROC]) analizinden yararlanılmıştır. Analizde LPFS-BF 2.0 toplam puanları
kullanılmıştır. Analizden elde edilen ROC eğrisi Şekil 3.1’de sunulmuştur. Eğrinin altında
kalan alanın anlamlı bulunması ölçek puanı ile isabetli ayrışma yapılabildiğini
düşündürmektedir (AUC=.860, %95 GA=.757-.962, p<.001).
Duyarlılık DSM-5 KB tanısı ile kişilik bozukluğu olarak tespit edilen katılımcıların
ne kadarının LPFS-BF 2.0 kesme noktası üstünde olduğunu, özgüllük ise DSM-5 KB tanısı
ile kişilik bozukluğu saptanmamış katılımcıların ne kadarının LPFS-BF 2.0 kesme puanının
altında kaldığını göstermektedir.
Şekil 3.1. LPFS-BF 2.0 ROC Eğrisi
ROC analiz sonuçlarına göre uygun olabilecek kesme noktası 22.5 olarak
saptanmıştır. Bu puan için duyarlılık %84.60, özgüllük ise %75 olarak hesaplanmıştır.
LPFS-BF 2.0 puanları kesirli olamayacağından kesme noktası olarak 23 puan seçilmiştir.
Yirmi üç kesme puanına göre DSM-5 KB tanısı ile LPFS-BF 2.0 arasındaki uyuşma Tablo
3.27’te verilmiştir. Kappa değerinin 0.4 üstünde olduğu görülmektedir. Bu durumda uyuşma
66
orta düzeydedir (Altman, 1999; Landis ve Koch, 1977). Diğer taraftan, %95 güven aralığına
bakıldığında, uyuşmanın zayıfa kadar düşebileceği görülmektedir. Ölçeğin doğru saptadığı
pozitif ve negatif vakaların toplamının toplam katılımcı sayısına bölünmesi ile elde edilen
kesme puanının doğruluğu (accuracy) ise %77,36 bulunmuştur.
Tablo 3.27. LPFS-BF 2.0 Kesme Puanı İncelemesi
DSM-5 Kişilik Bozukluğu
Kesme Noktası İçin Hesaplanan
LPFS-BF Toplam
Yok
Var
Kappa
%95 GA
Duyarlılık
%
Özgüllük
%
Doğruluk
%
22 puan altı
30
2
0,494
0.250-0.724
84,60
75,00
77,36
23 puan üstü
10
11
Ölçümlerde 1000 “bootstrap” örneklemi ile “bootstrap” yöntemi uygulanmıştır.
3.8.2. DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanısına Göre SIPP-SF Kesme Puanı Hesaplanması
SIPP-SF ölçeğinin, DSM-5 kişilik bozukluğunu tespit etme açısından, en uygun
kesme noktasını belirmemek amacı ile ROC analizinden yararlanılmıştır. SIPP-SF için bir
toplam puan hesaplanmadığından her bir SIPP-SF alt alanının DSM-5 kişilik bozukluğunu
belirleme gücüne bakılmıştır. SIPP-SF puanları yükseldikçe kişilik işlevselliği artmaktadır.
Bir başka değiş ile SIPP-SF ile KB tanısı arasındaki ilişki negatiftir. Bu nedenle ROC
analizi yapılırken SPSS programında test yönü “daha küçük test sonuçları, daha pozitif teste
işaret eder” olarak seçilmiştir. Bu durumda ROC tablosunda belirlenen kesme puanı ve altı
kişilik bozukluğuna işaret etmektedir. SIPP-SF alt alanları için kesme puanı incelemeleri
yapılırken eksik değerler dikkate alınmamıştır. Bu nedenle alt alanlar arası toplam sayılarda
farklılık görülmektedir. Bu şekilde işlem yapılmasının bir nedeni ROC analizinde de eksik
değerlerin sayılmamasıdır. Diğer bir neden ise kesme puan hesaplanırken eksik değerlen
dikkate alınmadığında kesme puan altında değer olarak sayılara yansımasıdır.
67
3.8.2.1. SIPP-SF özkontrol kesme puanı incelemesi
Şekil 3.2. SIPP-SF Özkontrol ROC Eğrisi
SIPP-SF özkontrol alanı için oluşturulan ROC eğrisi Şekil 3.2’de sunulmuştur.
Eğrinin altında kalan alanın anlamlı bulunması kesme puanı ile isabetli ayrışma
yapılabildiğini düşündürmektedir (AUC=.815, %95 GA=.690-.940, p<.01).
SIPP-SF alt alanı için optimal kesme puanı 2.4083 olarak saptanmıştır. Bu puan için
duyarlılık %81,80 özgüllük ise %66,70 olarak görülmektedir. SIPP-SF alt alan puanları
ortalama olduklarından kesirli sayılara izin verse de pratik nedenlerden kesme puanı olarak
2.4 alınmıştır. SIPP-SF özkontrol için 2.4 puan ve altı KB olarak kabul edilmiştir. Sonuçlar
Tablo 3.28’de sunulmuştur.
Tablo 3.28. SIPP-SF Özkontrol Kesme Puanı İncelemesi
SIPP-SF
DSM-5 Kişilik Bozukluğu
Kesme Noktası İçin Hesaplanan
Özkontrol
Yok
Var
Kappa
%95 GA
Duyarlılık%
Özgüllük %
Doğruluk %
2,5 puan üstü
26
2
.357
.114-.606
81.82
66.70
70.00
2,4 puan altı
13
9
Ölçümlerde 1000 “bootstrap” örneklemi ile “bootstrap” yöntemi uygulanmıştır.
Kappa değerinin 0.4 altında olduğu görülmektedir. Bu durumda uyuşmanın
zayıftır. %95 güven aralığına göre en kötü senaryoda uyuşmanın düşük olacağı
görülmektedir.
68
3.8.2.2. SIPP-SF kimlik bütünlüğü kesme puanı incelemesi
SIPP-SF kimlik bütünlüğü alanı için oluşturulan ROC eğrisi Şekil 3.3‘te
sunulmuştur. Eğrinin altında kalan alanın anlamlı bulunması kesme puanı ile isabetli
ayrışma yapılabildiğini düşündürmektedir (AUC=.798, %95 GA=.670-0.926, p<.01).
Şekil 3.3. SIPP-SF Kimlik Bütünlüğü ROC Eğrisi
SIPP-SF kimlik bütünlüğü alt alanı için optimal kesme puanı 2.1250 olarak
saptanmıştır. Bu puan için duyarlılık %88.90 özgüllük ise %66.70 olarak görülmektedir.
Pratik nedenlerden ötürü kesme puanı 2.10 olarak seçilmiştir. SIPP-SF kimlik bütünlüğü
için 2.1 puan ve altı KB olarak kabul edilmiştir. Sonuçlar Tablo 3.29’da sunulmuştur.
Kappa değeri bu alt alan için de 0.4 altındadır. Ayrıca güven aralığının da geniş olduğu
görülmektedir.
Tablo 3.29. SIPP Kimlik Bütünlüğü Kesme Puanı İncelemesi
SIPP-SF
DSM-5 Kişilik Bozukluğu
Kesme Noktası İçin Hesaplanan
Kimlik Bütünlüğü
Yok
Var
Kappa
%95 GA
Duyarlılık %
Özgüllük %
Doğruluk %
2,2 puan üstü
26
1
.357
.114-.606
88.89
66.70
70.83
2,1 puan altı
13
8
Ölçümlerde 1000 “bootstrap” örneklemi ile “bootstrap” yöntemi uygulanmıştır.
69
3.8.2.3. SIPP-SF sorumluluk kesme puanı incelemesi
SIPP-SF sorumluluk alt alanı için oluşturulan ROC eğrisi Şekil 3.4’te sunulmuştur. Eğrinin
altında kalan alanın anlamlı olduğu görülmüştür (AUC=.844, %95 GA=.713-.974, p<.01).
Şekil 3.4. SIPP-SF Sorumluluk ROC Eğrisi
ROC analizine göre kesme noktası 2.7386 olarak saptanmıştır. Bu puan için
duyarlılık %72.70 özgüllük ise %79.50 olarak görülmektedir. Kesme puanı olarak 2.74
kullanılmıştır. Analiz sonuçları Tablo 3.30’da sunulmuştur. SIPP-SF sorumluluk alanı için
2.74 puan altının DSM-5 kişilik bozukluğunu tespit etme açısından hem duyarlılık hem de
özgüllük bakımından %80 altında olduğu görülmüştür. Kappa değeri orta düzey bir uyuşma
gösterse de güven aralığının oldukça geniş olduğu dikkat çekmiştir.
Tablo 3.30. SIPP-SF Sorumluluk Kesme Puanı İncelemesi
SIPP-SF
DSM-5 Kişilik Bozukluğu
Kesme Noktası İçin Hesaplanan
Sorumluluk
Yok
Var
Kappa
%95 GA
Duyarlılık %
Özgüllük %
Doğruluk %
2,75 puan üstü
31
3
449
.144-.705
72.73
79.49
78.00
2,74 puan altı
8
8
Ölçümlerde 1000 “bootstrap” örneklemi ile “bootstrap” yöntemi uygulanmıştır.
70
3.8.2.4. SIPP-SF ilişkisel beceriler kesme puanı incelemesi
Şekil 3.5. SIPP-SF İlişkisel Beceriler ROC Eğrisi
SIPP-SF ilişkisel beceriler alt alanı için oluşturulan ROC eğrisi Şekil 3.5’te
sunulmuştur. Eğrinin altında kalan alanın anlamlı olduğu görülmüştür (AUC=.763, %95
GA=.614-.913, p<.01). Bu alt alan için optimal kesme noktası 2.4083 olarak saptanmıştır.
Bu puan için duyarlılık %81.80 özgüllük ise %66.70 olarak görülmektedir. Kesme puanı
olarak 2.4 alınmış sonuçları Tablo 3.31’de verilmiştir. Kappa değerinin 0.4 altında kaldığı
görülmektedir. Bu durumda uyuşma zayıftır.
Tablo 3.31. SIPP-SF İlişkisel Beceriler Kesme Puanı İncelemesi
SIPP-SF
DSM-5 Kişilik Bozukluğu
Kesme Noktası İçin Hesaplanan
İlişkisel Beceriler
Yok
Var
Kappa
%95 GA
Duyarlılık %
Özgüllük %
Doğruluk %
2,4 puan üstü
26
2
.357
.109-0593
81.81
66.67
70.00
2,4 puan altı
13
9
Ölçümlerde 1000 “bootstrap” örneklemi ile “bootstrap” yöntemi uygulanmıştır.
3.8.2.5. SIPP-SF sosyal uyum kesme puanı incelemesi
71
Şekil 3.6. SIPP-SF Sosyal Uyum ROC Eğrisi
SIPP-SF sosyal uyum alt alanı için oluşturulan ROC eğrisi Şekil 3.6’da sunulmuştur.
Eğrinin altında kalan alanın anlamlı olduğu görülmüştür (AUC=.860, %95 GA=.749-.972,
p<.01). SIPP-SF sosyal uyum için optimal kesme puanı 2.7917 olarak saptanmıştır. Bu puan
için duyarlılık %91,70 özgüllük ise %75 olarak görülmektedir. Bu bilgiler ışığında kesme
noktası 2.8 olarak alınmış ve analiz sonuçları Tablo 3.32’de verilmiştir.
Tablo 3.32. SIPP-SF Sosyal Uyum Kesme Puanı İncelemesi
SIPP-SF
DSM-5 Kişilik Bozukluğu
Kesme Noktası İçin Hesaplanan
Sosyal Uyum
Yok
Var
Kappa
%95 GA
Duyarlılık %
Özgüllük %
Doğruluk %
2,9 puan üstü
32
2
.528
0291-.750
91.70
75.00
80.77
2,8 puan altı
8
10
Ölçümlerde 1000 “bootstrap” örneklemi ile “bootstrap” yöntemi uygulanmıştır.
Bu alt alan ve kesme puanının SIPP-SF alt alanları arasında en iyi performansı
gösterdiği görülmektedir. Özellikle duyarlılığı oldukça yüksek olmuştur. Özgüllük ise %80
altında olmakla birlikte kabul edilebilir düzeyde olduğu düşünülmüştür. Ölçeğin kesme
puanı açısından doğruluğu ise %80 seviyesindedir. Kappa değeri de diğerlerine oranla
yüksek çıkmış ancak yine de 0.6 altında kalarak orta düzey uyuşma göstermiştir. Kappa için
güven aralığının diğer araçlarda olduğu gibi geniş olduğu görülmektedir. SIPP-SF alt
alanlarının kesme puan incelemelerinin toplu halde bir özeti Tablo 3.33’te verilmiştir.
72
Tablo 3.33. SIPP-SF Alt Alanları Kesme Puan İncelemeleri Özeti
SIPP-SF
Kesme Puanı
Duyarlılık
Özgüllük
Doğruluk
Kappa
Özkontrol
2.4 ve altı
81.82
66.70
70.00
.357
Kimlik Bütünlüğü
2.1 ve altı
88.89
66.70
70.83
.357
Sorumluluk
2.74 ve altı
72.73
79.49
78.00
.449
İlişkisel Beceriler
2.4 ve altı
81.81
66.67
70.00
.357
Sosyal Uyum
2.8 ve altı
91.70
75.00
80.77
.528
73
4. TARTIŞMA VE SONUÇ
Bu çalışma STIP 5.1, LPFS-BF 20 ve SIPP-SF araçlarının Türkçe ’ye uyarlanması
ve psikometrik özelliklerinin saptanmasını amaçlamıştır. Genel olarak her üç ölçeğin de
geliştirilme çalışmalarına yakın sonuçlar verdiği söylenebilir (Hutsebaut vd., 2017; Rossi
vd., 2016; Weekers vd., 2019). Değerlendirme araçlarının özellikleri ilerleyen bölümlerde
tartışılacaktır.
4.1. STIP 5.1 Toplam ve Kişilik İşlevselliği Alt Alan Puanlarının Ortalamaları
ve Korelasyonları
Çalışmamızda her iki değerlendirici için ayrı ayrı hesaplanan STIP 5.1 toplam puan
ortalamaları yaklaşık 2 olarak bulunmuştur. Bu ortalamalar alan yazında yaklaşık olarak 2
ile 3 arasında değişen kişilik bozukluğu örneklemi toplam puan ortalamalarına yakındır
(Hutsebaut vd, 2017, Heissler vd., 2021).
Araştırmamızda kişilerarası ve kendilik alt alanları arası korelasyon yaklaşık 0,80
bulunmuştur. Alanyazında, bu iki alt alan arası korelasyonlar, bulgularımıza benzer biçimde,
0.80 ile 0.90 arasında rapor edilmiştir (Heissler vd., 2021; Hutsebaut vd. 2017) . Kendilik alt
alanı içinde yer alan kimlik alt alanı bireyin benzersiz ve tutarlı bir benlik algısı olup
olmadığı sorgulamaktadır. Dolayısıyla kimlik alt alanı benlik algısı ile doğrudan ilişkilidir.
Hutsebaut ve arkadaşları (2017) sağlıklı bireyin tutarlı bir benlik algısı olmadan diğer
bireylerle ile sağlıklı iletişim kurmasının mümkün olmadığı belirtmişlerdir. Başka bir deyiş
ile kendilik alt alan içindeki kimlik alanının işlevsel olması sağlıklı kişilerarası ilişki için
şart görünmektedir. Diğer taraftan, kendilik alanı içinde bulunan kendini yönlendirme alt
alanı bireyin kendini ve duygularını düzenlemesi ile ilişkilidir. Heatherton ve Vohs (1998)
öz düzenlemenin kişilerarası ilişkiler için bir ön şart olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu
durumda, kendilik alt alanı içindeki kendini düzenlemenin de sağlıklı bir kişilerarası ilişki
için şart olduğu söylenebilir. Bu durumda sağlıklı bir kişilerarası işlevselliğin sağlıklı bir
kendilik olmadan var olması düşünülemez. Bundan hareket ile kendilik ve kişilerarası
alanları arasındaki korelasyonun yüksek olması beklendik bir sonuç olarak yorumlanabilir.
Özetle, STIP 5.1’in Türkçe formunun alt alan puanlarının ortalamaları ve
korelasyonları, ölçeğin orijinal formu ile uyumludur. Bu uyum, ölçeğin Türkçe formunun
74
klinik örneklemlerde orijinal formu ile benzer sonuçlar verdiği, dolayısıyla da ölçeğin
orijinal formu ile benzer psikometrik özellikleri paylaştığı şeklinde yorumlanabilir.
4.2. STIP 5.1 Güvenirlik Analizi Sonuçları
Aracın Cronbach alfa değeri hem araştırmamızda hem de alanyazında 0.90 üzeri
bulunmuştur (Hutsebaut v.d., 2017). Madde-toplam korelasyonları da dengeli bir dağılım
göstermiştir. Bu bulgulardan hareket ile STIP 5.1’in iç tutarlığının kabul edilir bir düzeyde
olduğu düşünülmüştür. Cronbach ve Meehl (1955)’in iç tutarlılığı yapı geçerliğine bir kanıt
olarak ileri sürdüğü düşünüldüğünde aracın yüksek iç tutarlığının yapı geçerliğine kanıt
olarak da değerlendirilebileceği söylenebilir.
STIP 5.1 için uygulayıcılar arası tutarlılık yüksek bulunmuştur. Sınıf içi korelasyon
katsayısı STIP 5.1 toplam puanı ve alt alanları için 0.80 ile 0.97 arasında olmuş ve 0.80 ile
0.93 arasında olan alan yazın sonuçlarına oldukça yakın bulunmuştur (Zettl vd., 2019;
Hutsebaut vd., 2017). Özetle, STIP 5.1 için yüksek puanlayıcılar arası güvenirlik ölçeğin
hem klinik hem de araştırmalarda kullanımı için güvenilirlik açısından uygun olduğunu
düşündürmektedir.
4.3. LPFS-BF 2.0 Toplam ve Kişilik İşlevselliği Alt Alan Puanlarının
Ortalamaları ve Korelasyonları
LPFS-BF 2.0 Türkçe formunun toplam puan ortalaması örneklemimiz için 1.50
olmuştur. Yaklaşık olarak 1.40 ile 1.60 arası ortalamaların rapor edildiği alanyazın
sonuçlarına yakın görünmektedir (Bach ve Hutsebaut, 2018; Spitzer vd., 2021). Kişilerarası
ve kendilik alt alanlarının ortalama puanları da alanyazında rapor edilen sonuçlara oldukça
yakın bulunmuştur (Spitzer vd., 2021).
LPFS-BF 2.0 için de toplam puan ile alt alanlar arası korelasyon 0.90 üzeri
bulunmuştur (bkz. Tablo 3.10). Alan yazında LPFS-BF 2.0 toplam puanının alt alan
puanları ile korelasyonu 0.80 ila 0.90 arasında rapor edilmiştir (Lakuta vd. 2022, Stone vd.
2021). LPFS-BF 2.0 kendilik ve kişilerarası alt alanlarının kendi aralarındaki korelasyon
çalışmamızda 0,8 olurken alanyazında yaklaşık olarak 0,5 ile 0,7 arası olmuştur (Weekers
vd, 2018, Lakuta vd. 2022, Stone vd. 2021). Bu bilgiler ışığında çalışmamızda elde edilen
LPFS-BF toplam puan ve alt alanlar arası korelasyonların alanyazında rapor edilen
sonuçlara yakın olduğu düşünülmüştür.
75
Özetle, LPFS-BF 2.0 Türkçe formu ile elde edilen puanların alanyazında rapor
edilen LPFS-BF 2.0 puanları ile benzer olduğu görülmüştür. Bu durumda ölçeğin Türkçe
formunun orijinal formu ile benzer psikometrik özelliklere sahip olduğu değerlendirilebilir.
4.4. LPFS-BF 2.0 Güvenirlik Analizi Sonuçları
LPFS-BF 2.0 iç tutarlılık sonuçlarına bakıldığında alanyazında Cronbach alfa
katsayılarının 0.70 ile 0.90 arası olduğu görülmektedir (Bach ve Hutsebaut, 2018; Rishede
vd., 2021; Spitzer vd., 2021; Stone vd., 2021; Weekers vd., 2019; Lakuta vd., 2022). Bizim
çalışmamızda da buna yakın olarak Cronbach alfa 0.93 bulunmuştur. Ayrıca LPFS-BF 2.0
için madde toplam korelasyonları tüm maddelerin 0.30 üzeri korelasyona sahip olduğu
dolayısıyla da toplam puana yeterli katkıyı sağladığı görülmektedir.
Bu bulgulardan hareket ile LPFS-BF 2.0 Türkçe formumun güvenirliğinin
alanyazında raporlanan sonuçlara yakın olduğu ve ölçeğin kullanımı için yeterli düzeyde
olduğu düşünülmüştür. Ayrıca, STIP 5.1 için olduğu gibi, LPFS-BF 2.0 için de yüksek iç
tutarlılığın ölçeğin yapı geçerliğine dair de kanıt sunduğu yorumlanmıştır.
4.5. SIPP-SF Kişilik İşlevselliği Alt Alanları Puanlarının Ortalamaları ve
Korelasyonları
Alanyazında SIPP-SF alanları için ortalama puanlar klinik örneklem için 3.00 ile
3.50 arası kişilik bozukluğu örneklemi için ise 2.80 ile 3.00 arası rapor edilmiştir (Rossi vd.,
2016; van Reijswoud vd., 2021). Bizim çalışmamızın sonuçları, 2.40 ile 3.00 arası olmuş ve
alanyazında raporlanan kişilik bozukluğu örneklemine görece daha yakın olduğu
görülmüştür. Sonuç olarak, SIPP-SF için ortalamaların alanyazında rapor edilenler ile
uyumlu olduğu düşünülmüştür.
Araştırma sonuçlarına göre, SIPP-SF için alt alanlar arası korelasyonlar 0.50 ile 0.75
arasında olmuştur. Alanyazında rapor edilen SIPP-SF alt alanları arası korelasyonlar ise,
0.40 ile 0.70 arasında, bir miktar daha geniş bir aralıkta olsa bile çalışmamızda bulunan
sonuçlara oldukça yakındır (van Reijswoud vd., 2021). Diğer taraftan hem alanyazında hem
de bizim çalışmamızda en yüksek korelasyon özkontrol ile sosyal uyum arasında olmuştur.
Özetle, SIPP-SF’nin Türkçe formunun puan ortalamaları alanyazında rapor edilen
ortalamalar ile uyumludur. Bu durumda, SIPP-SF Türkçe formunun alanyazında rapor
76
edilen diğer orijinal form ile benzer ortalamalar ürettiği söylenebilir. Bu durumda SIPP-SF
Türkçe formunun orijinal form ile benzer psikometrik özellikler taşıması beklenebilir.
4.6. SIPP-SF ile İlişkili Güvenirlik Analiz Sonuçları
SIPP-SF için toplam puan hesaplanmadığından iç tutarlılık her bir alt alan için ayrıca
hesaplanmıştır. Her bir alt alan için hem çalışmamız için hem de alanyazında elde edilen
Cronbach alfa değerleri yaklaşık olarak 0.75 ile 0.90 arasında olmuştur (Rossi et al., 2016;
van Reijswoud et al., 2021).
SIPP-SF için madde toplam korelasyonları da yine alt alanlar özelinde, ayrı ayrı
incelenmiştir. SIPP-SF özkontrol ve kimlik bütünlüğü alt alanları için tüm maddelerin alt
alanlara yeterli düzeyde katkı sağladığı görülmektedir. Diğer taraftan, SIPP-SF sorumluluk,
ilişkisel beceriler ve sosyal uyum alanları için sonuçlar farklı olmuştur. SIPP-SF sorumluluk
alanı için 7. Sorunun ; ilişkisel beceriler alanı için 44 ve 59. soruların; sosyal uyum alanı
için 13. sorunun beklenenin oldukça altında katkı sağladığı görülmektedir. Bu dört sorunun,
mevcut örneklem için beklenen düzeyde çalışmadığı söylenebilir. Diğer taraftan,
alanyazında SIPP-SF’nin uzun versiyonu olan SIPP-118 ile ilişkili bir çalışmada, iki
sorunun madde toplam korelasyonlarının 0.30 altında olduğunu rapor edilmiş ancak hangi
sorular olduğu bilgisi verilmemiştir (Verheul vd., 2008). Bu bilgiler ışığında çalışmamızda
düşük performans gösteren soruların farklı örneklemlerde sınanmasının uygun olacağı
değerlendirilmiştir. Diğer taraftan, düşük performans gösteren alt alanlarda dahi Cronbach
alfa değerlerinin 0.75 üstünde olması ve alanyazında bulunan değerler ile neredeyse birebir
uyuşması ölçeğin yeterli iç tutarlılığa sahip olduğunu düşündürmüştür. Bu nedenle, ölçeğin
bu dört maddesinin olduğu şeklinde kullanılmasının ve ölçeğin bütünlüğünün
bozulmamasının uygun olduğu değerlendirilmiştir.
4.7. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF Yapı Geçerliliği Analiz Sonuçları
4.7.1. STIP 5.1, LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF Toplam Puan ve Alt Alanlar Arasındaki
İlişkilere Yönelik Sonuçlar
Bu çalışmanın ilk bölümünde de belirtildiği gibi, aynı kavramı ölçen iki veya daha
fazla ölçüm aracı arası korelasyon yapı geçerliğine dair bilgi sunmaktadır (Cronbach ve
Meehl, 1955). Tablo 3.20’de gösterildiği gibi araştırma konusu ölçüm araçlarının toplam
puanları ve alt alanları arası korelasyonları orta (0.30) ve üzeri saptanmıştır. Alanyazında
77
STIP 5.1 ile ilgili psikometrik çalışmalar aracı SIPP-SF’nin uzun sürümü olan SIPP-118 ve
LPFS-BF 2.0 ile karşılaştırmış ve çalışmamıza benzer biçimde orta ve üzeri korelasyonlar
rapor etmiştir (Heissler vd., 2021; Hutsebaut vd., 2017). Çalışmamızda, bekleneceği üzere,
STIP 5.1’in kendilik alt ölçeği ile LPFS-BF 2.0’ın kendilik alt ölçeği ve STIP 5.1’in
kişilerarası alt ölçeği ile LPFS 2.0 kişilerarası alt ölçeği arası korelasyonlar, alan yazın ile
uyumlu olarak (Heissler, 2021), yüksek bulunmuştur. Kendilik ve kişilerarası alt
işlevsellikleri, daha önce de değinildiği üzere, kişilik işlevselliğinin kavramsal tanımında
mevcuttur. Bu durumda kişilik işlevselliğini ölçen iki ayrı araçta bu alt işlevsellik
alanlarının birbiri ile yüksek ilişkisi yapı geçerliği açısından önemli bir bulgu olarak
değerlendirilebilir.
Örneklemimizde LPFS-BF ve SIPP-SF’in tüm alt alanları birbirleri ile 0.50 üzeri
korelasyon sergilemiştir. LPFS-BF 2.0’ın ilk psikometrik çalışması daha düşük
korelasyonlar rapor etmişse de (Weekers v.d., 2019) alanyazında da LPFS-BF ve SIPP-SF
arası yüksek korelasyon rapor eden çalışmalar olmuştur (Waugh vd., 2021).
Özetle, hedef üç ölçüm aracı arası korelasyonların orta ila yüksek ilişki gösterdiği
görülmektedir. Bu bulgular, alanyazındaki araştırma bulguları ile de genel olarak
örtüşmektedir. Bu durumda üç ölçeğin birbiri ile yüksek ilişkisinin yapı geçerliklerine
önemli katkı yaptığı değerlendirilmiştir.
4.7.2. STIP 5.1, LPFS-BF ve SIPP-SF ile DSM-IV Kişilik Bozukluğu Ölçüt Sayısı Arası
Uyuma Yönelik Sonuçlar
Daha önce belirtildiği üzere bir kavramın teorik yapısı içinde bulunan bir ölçüt ile
ilişkisi ölçüt dayanaklı geçerliliğe değil yapı geçerliğine kanıt oluşturmaktadır (DeVellis,
2014). Kişilik işlevselliğinin oluşturulmasında kişilik bozukluklarının ciddiyetinin ölçülmesi
olduğuna da daha önce değinilmiştir (Bender v.d., 2011). Kişilik işlevselliğinin, tanımı
gereği kişilik sorunlarının ciddiyeti ile ilişkili olduğu söylenebilir. Bu durumda kişilik
işlevselliği ile kişilik bozukluğu arasındaki ilişki yapı geçerliği bağlamında incelenebilir. Bu
araştırmada hedef ölçüm araçlarının kişilik bozukluğunun şiddeti DSM-IV’e göre
verilebilecek kişilik bozukluğu tanılarına ait tüm kriterlerin toplam sayısından oluşan DSM-
IV kişilik bozukluğu ölçüt sayısı ile sınanmıştır. Her üç ölçüm aracı için yapılan
çalışmalarda kişilik bozukluğu ölçüt sayısı, kişilik bozukluğunun şiddetinin bir göstergesi
olarak kullanılmıştır (Hutsebaut vd., 2017; van Reijswoud vd., 2021; Weekers vd., 2019).
78
Bu çalışmada DSM-IV kişilik bozukluğu ölçüt sayısı ile hedef araçlar arası korelasyon orta
ila yüksek arasında olmuştur ve alanyazında rapor edilen sonuçlar ile tutarlıdır (Hutsebaut
vd., 2017; van Reijswoud vd., 2021; Weekers vd., 2019). Bu bilgiler ışığında hedef ölçüm
araçlarının kişilik bozukluğu şiddetini saptayabildiği düşünülmüştür ve bu bulgu da her üç
ölçüm aracı için yapı geçerliğine dair kanıt olarak değerlendirilmiştir.
4.7.3. STIP 5.1, LPFS-BF ve SIPP-SF ile Yetiyitimi Arası Uyuma İlişkin Sonuçlar
Birçok çalışma kişilik bozukluğu ile yetiyitimi arasında ilişki olduğu belirtilmiştir
(Fassbinder vd., 2015; Hoehne vd., 2021; Ruocco vd., 2014). Diğer taraftan, kişilik
işlevselliği tanımı içerisinde işlevde bozulmayı içerdiğinden bireyin günlük yaşamındaki
bozulmalar ile kişilik işlevselliği arasındaki ilişkinin kişilik işlevselliğinin kavramsal alt
yapısını dolayısıyla da kavramın yapı geçerliğini doğrulayacağı söylenebilir.
Genel yetiyitimi ile hedef ölçüm araçlarının tüm puanları en azından orta korelasyon
göstermiştir. STIP 5.1 ve LPFS-BF 2.0’ın kendilik ve kişilerarası puanlarına bakıldığında
benzerlik dikkat çekmektedir. Her iki ölçeğin kişilerarası puanları WHODAS genel
yetiyitimi ile orta korelasyon göstermişken, yine her iki ölçeğin kendilik puanları yüksek
korelasyon göstermiştir. İki farklı aracın aynı yapıyı ölçtüğü iddiasında olan alt alanları
arasındaki bu benzerliğin de yine yapı geçerliğine kanıt oluşturduğu düşünülmüştür.
Kendilik puanlarının yetiyitimi ile daha yüksek korelasyonunun kendilik işlevselliğinin
duygu regülasyonu gibi dışarıdan daha kolaylıkla gözlenebilecek semptomlar içermesi bu
farkın nedenlerinden biri olarak düşünülebilir. Diğer taraftan, kendilik alnının yetiyitimi ile
yüksek korelasyonu klinik olarak değerli bir bilgi olarak yorumlanmıştır. Yüksek kendilik
puanları olan olgularda daha ciddi yetiyitimi olabileceğine işaret etmekledir. Benzer bir
yorum STIP 5.1 kimlik alt alanı ile ilişkili olarak yapılabilir. Kimlik alanı WHODAS’ın tüm
alt alanları için yüksek korelasyon göstermiştir. Benzer biçimde, SIPP-SF kimlik
bütünlüğünün WHODAS’ın tüm alt alanları ile korelasyonları diğer SIPP-SF alanlarından
yüksektir. Bu iki sonuçtan hareket ile kimlik işlevselliğindeki bozulmanın yetiyitiminin her
alanına yayılmış bozulmalar ile ilişkili olduğu söylenebilir. Başka bir değiş ile kimlik
alanındaki bozulma kişilik bozukluğunun şiddetini belirleme açısından önemli
görünmektedir.
WHODAS anlama ve iletişim alanı ile STIP 5.1 kişilerarası alanı (eşduyum ve
samimiyet alt alanları ile) anlamlı bulunmamıştır. Diğer taraftan WHODAS anlama ve
79
iletişim hem SIPP-SF hem de LPFS-BF tüm alanları ile ilişkili bulunmuştur. LPFS-BF
kişilerarası alanı ile ise düşük korelasyon olduğu dikkat çekmektedir. Bu farkın, SIPP-SF ile
LPFS-BF 2.0’ın özbildirim STIP 5.1’in ise yarı yapılandırılmış görüşme olması ile ilişkili
olabileceği düşünülmüştür. STIP 5.1 değerlendirmesinde klinisyen yorumu da mevcut
olmuştur. Kişilik bozukluğu olan kişilerin kendi algıları dışındaki algıları kabul etmekte
zorlandıkları bildirilmiştir (Carlson ve Oltmanns, 2015; Oltmanns vd., 2005). Bu durumda
bu yorum farklarının STIP 5.1’de daha iyi saptanabildiği düşünülebilir.
Özetle, genel yetiyitimindeki bozulma hedef ölçüm araçları ile en azından orta
düzeyde korelasyon göstermiştir. Kendilik ve onun bir alt alanı olan kimlik işlevselliğinde
bozulmanın daha yaygın bir yetiyitimi ile ilişkili olması mümkün görünmektedir. Hedef
ölçüm araçlarının üçünün de genel yetiyitiminde bozulma ile ilişki göstermesi ölçüm
araçlarının yapı geçerliğine dair önemli bilgi vermektedir.
4.7.4. STIP 5.1, LPFS-BF ve SIPP-SF ile Psikiyatrik Semptomlar arası ilişkinin
Yönüne Dair Sonuçlar
Alanyazında, hedef kişilik işlevselliği ölçüm araçları ile yapılan araştırmalarda KSE
endeks puanlarının son bir haftadaki psikolojik semptomların saptanması yolu ile genel
psikolojik sıkıntı düzeyinin belirlenmesi amacı ile kullanıldığı görülmektedir (Hutsebaut vd.,
2017; Hutsebaut vd., 2021; Weekers vd., 2021). Bu tanımdan hareket edildiğinde kişilik
işlevselliği düzeyinin bozulmasının psikolojik sıkıtı düzeyini arttıracağı, dolayı ile de KSE
endeksleri ile kişilik işlevselliğinin bozulması arasında pozitif bir ilişki olacağı beklenebilir.
Alanyazında hedef kişilik işlevselliği araçları ile yapılan çalışmalar KSE endeksleri ile
farklı düzeylerde ilişki rapor etmişlerdir. Bir çalışmada KSE ile STIP 5.1 toplam ve alt
alanları arasında hiçbir anlamlı ilişki rapor edilmemiştir (Hutsebaut vd., 2021). Diğer
taraftan bu çalışmanın örnekleminin adli örneklem olduğu ve araştırmacıların bu nedenle
STIP 5.1 ile özbildirim ölçekleri arası ilişki beklemedikleri de rapor edilmiştir. Bir diğer
çalışmada ise kişilerarası alt ölçeği ile KSE endeksleri anlamlı ilişki göstermezken kendilik
alt ölçeği ve toplam puan orta güçte korelasyon sergilemiştir (Hutsebaut vd., 2017). Yine
STIP 5.1 ile yapılan bir başka çalışma ise KSE ile ölçülen genel semptom ağırlığının kişilik
işlevselliğindeki bozukluğun ciddiyeti ile doğrudan ilişkili olduğunu ileri sürmüştür
(Weekers vd., 2021). Bunların dışında, alanyazında LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF ile yapılan bir
çalışmada her iki ölçeğin alt alanlarının KSE ile korelasyonları orta güçte bulunulmuştur
(Weekers vd., 2019).
80
Alanyazın sonuçları ile karşılaştırıldığında araştırma sonuçlarının daha güçlü
korelasyonlara işaret ettiği söylenebilir. Bunu sebebi araştırıldığında örneklemler arası yapı
farkının nedenlerden biri olabileceği düşünülmüştür. Alanyazında bazı araştırmalar sadece
kişilik bozukluğu örneklemi kullanırken (Hutsebaut, vd. 2017) bizim araştırmamızın
örenklemi %90’ın üzerinde nevrotik tanı almış kişilerden oluşmuştur. Alanyazındaki
araştırmalarda ise örneklemin kişilik bozukluğu kliniğine başvuranlardan adli vakalara
kadar geniş bir yelpazede olduğu görülmektedir (Hutsebaut vd., 2021, Weekers vd., 2019,
Hutsebaut, vd. 2017). Alanyazında da kişilik bozukluklarının diğer psikiyatrik rahatsızlıklar
ile eştanı oranlarının düşük olmadığı unutulmamalıdır (Blackburn vd., 2003; Grilo vd., 2000;
Zimmerman vd., 2005).
KSE semptom rahatsızlık endeksinin hem STIP 5.1 hem de LPFS-BF 2.0 kendilik ve
kişilerarası alanları ile korelasyonuna bakıldığında WHODAS ile olan korelasyona benzer
biçimde kendilik alanının KSE semptom rahatsızlık endeksi ile daha yüksek korelasyonu
dikkat çekmektedir. Weekers ve arkadaşlarının (2021) rapor ettiği gibi KSE semptom
rahatsızlık endeksindeki yükselme kişilik işlevselliğindeki bozulmayı işaret ediyor ise
WHODAS yetiyitimi ile benzer sonuçlar çıkması anlaşılır olmaktadır. Bir başka deyiş ile
işlevsellikte bozulmaya işaret eden iki farklı ölçüt, WHODAS ve KSE semptom rahatsızlık
endeksi, kişilik işlevselliğinin alt işlevsellik alanları ile benzer bir ilişki sergilemiştir. Bu
benzeşme de ölçüm araçlarının yapı geçerliklerine dair kanıt oluşturmaktadır.
Özetle, KSE ile hedef araçlar arası pozitif ilişkinin hedef araçların psikolojik
sıkıntıyı tespit gücünü gösterdiği savından hareket ile yapı geçerliği için kanıt oluşturduğu
söylenebilir. Kendilik ve kişilerarası işlevselliğin KSE semptom rahatsızlık endeksi ile
WHODAS yetiyitimine benzer bir ilişki göstermesi bu yorumu destekler niteliktedir.
4.8. DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanısına Göre LPFS-BF ve SIPP-SF Kesme
Puanı Hesaplamalarına ilişkin sonuçlar
DSM-5 LPFS ile ölçülen kişilik bozukluğu tanısının geçerliliği deneyimli
klinisyenlerin ortak kararı ile verilen kişilik bozukluğu tanıları ile sınanmış ve DSM-5 A
tanı ölçütüne göre konan tanıların geçerli olduğu rapor edilmiştir (Dereboy vd. 2018).
Çalışmamızda, iki klinisyenin STIP 5.1 puanları açısından yüksek uyum gösterdiği
görülmüştür. Bundan hareket ile DSM-5 A tanı ölçütüne dayanan, yani LPFS’nin 4 alt
alanından en az ikisinden 2 veya üzeri puan alan olgular ile oluşturulan bir DSM-5 kişilik
81
bozukluğu değişkeni her iki değerlendirmeci için hesaplanmıştır. Bu tanılardan iki
değerlendirmesinin hemfikir oldukları ile bir referans kişilik bozukluğu tanısı oluşturulmuş
ve kesme puan incelemelerinde bu tanı kullanılmıştır. Bu değişken DSM-5 alternatif
modelinin A tanı ölçütünün karşılanması durumunda KB var şeklinde bilgi vermektedir.
Dolayısıyla LPFS-BF 2.0 ve SIPP-SF kesme puanı incelemeleri bu ölçüm araçlarının DSM-
5 alternatif kişilik bozukluğu modelinin A tanı ölçütüne değerlendirmesi hakkında bilgi
sunmaktadır.
4.8.1. DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanısına Göre LPFS-BF 2.0 Kesme Puanı
Hesaplamasına ilişkin Sonuçlar
DSM-5 kişilik bozukluğu tanıları referans alındığında LPFS-BF 2.0’ın kişilik
bozukluğu olan ve olmayan bireyleri yaklaşık %77 doğruluk ile saptadığı görülmektedir. Bu
bulgu ölçeğin ayırım gücünü gösterdiğinden öncelikle yapı geçerliğine kanıt olarak
değerlendirilebilir. Ölçeğin kişilik bozukluğu olanları yaklaşık %85 oranında saptayacağı
görülmektedir. Hatalı pozitif tanıların de %25 oranında olduğu düşünüldüğünde ölçeğin
daha detaylı bir kişilik bozukluğu araştırmasından önce hızlı taramalar için uygun olduğu
söylenebilir. On iki soruluk oldukça kısa bir ölçeğin kişilik bozukluğu olanları %85 ihtimal
ile saptaması özellikle klinik açıdan değerli olarak değerlendirilmiştir.
4.8.2. DSM-5 Kişilik Bozukluğu Tanısına Göre SIPP-SF Kesme Puanı Hesaplamasına
İlişkin Sonuçlar
SIPP-SF toplam puan sunmadığından kesme puanı hesaplaması tüm alt alanlar için
ayrı ayrı olarak yapılmıştır (bkz Tablo 3.33). Hesaplanan kesme puanlarının
duyarlılıkları %80 üzeri olsa da SIPP-SF özkontrol, kimlik bütünlüğü ve ilişkisel beceriler
için özgüllük %66 doğruluk ise %70 düzeylerinde kalmıştır. SIPP-SF sorumluluk alanı
özgüllük açısından daha iyi performans göstermişse de duyarlılık açısından yaklaşık
olarak %73’te kalmıştır. Tek tek alındığında bu dört alt alan için kesme puanlarına bakılarak
kişilik bozukluğu tanısı için karar vermenin zor olduğu düşünülmüştür. Diğer taraftan bu
dört ölçeğin aynı anda ilgili kesme puanları üzerinde olması tanının daha detaylı
araştırılması için bir sinyal olarak görülebilir.
Diğer taraftan SIPP-SF sosyal uyum alanının kişilik bozukluğu olan bireyleri
yaklaşık %92 oranında saptarken hatalı pozitif oranının %25’i geçmediği görülmektedir. On
82
iki soruluk bir alt alan için %92 oranında kişilik bozukluğun saptanması onu hızlı taramalar
için özellikle de klinik ortamda oldukça yararlı hale getirmektedir
4.9. Sonuç ve Öneriler
4.9.1. Araştırmanın Soruları Açısından Sonuçlar
Araştırmanın klinik örneklem ile yapılması ve kişilik işlevselliği gibi yeni gelişen bir
kavramı üç araç ile ölçmesi önemli güçlü yönlerinden olmuştur. Araştırmanın ayrıca
sorduğu sorulara da cevap verebildiği, bunun da güçlü bir yönü olduğu değerlendirilmiştir.
Bu bölümde araştırmanın soruları ile ilgili sonuçlar özetlenecektir.
4.9.1.1. STIP 5.1 Türkçe uyarlaması geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracı mıdır?
STIP 5.1 Türkçe uyarlamasının araştırmamızda elde edilen sonuçları ölçeğin diğer
formları ile benzer olmuştur. Bu durumda ölçeğin psikometrik özelliklerinin orijinal formu
ile benzerlik gösterdiği düşünülmüştür. Aracın hem iç tutarlılığı hem de puanlayıcılar arası
güvenirliği yüksektir. Bu da aracın güvenirlik açısından kullanıma uygun olduğunu
düşündürmüştür.
STIP 5.1’in yapı geçerliği öncelikle araştırmanın diğer iki hedef ölçeği ile olan
ilişkisi ile sınanmıştır. Kişilik işlevselliğini ölçen üç ölçek arası ilişkinin en azından orta
güçte olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca STIP 5.1 ve LPFS-BF 2.0’ın her ikisinde de bulunan
kendilik ve kişilerarası alanların birbirleri ile yüksek korelasyonu yapı geçerliğine kanıt
olarak yorumlanmıştır. STIP 5.1’in yapı geçerliğinin diğer sınamaları DSM-IV kişilik
bozukluğu ölçüt sayısı ve WHODAS yetiyitimi ile yapılmış her iki sınama da hedef aracın
yapı geçerliğine dair olumlu bilgi vermiştir. STIP 5.1’in KSE endeksleri ile orta ila yüksek
korelasyonunun yapı geçerliğine kanıt olarak yorumlanabileceği düşünülmüştür.
STIP 5.1’in DSM-5 alternatif modele dayanarak kişilik bozukluğu olanları
ayırabilme gücü de ayrıca yapı geçerliğine kanıt olarak değerlendirilebilir. Sonuç olarak, bu
bulgular ışığında STIP 5.1’in Türkçe uyarlamasının kullanım için güvenli ve geçerli bir araç
olduğu değerlendirilmiştir.
83
4.9.1.2. STIP 5.1 Türkçe uyarlamasının klinik kullanımı hakkında çıkarımlar
STIP 5.1 araştırma araçları arasında özbildirim ölçeği olmayan tek araç olarak öne
çıkmıştır. WHODAS alt alanları ile korelasyonlara bakıldığında anlama ve iletişim ile diğer
iki ölçek korelasyon gösterirken STIP 5.1’in göstermediği görülmüştür. Kişilik bozukluğu
olan kişilerin kendi algıları dışındaki algıları kabul etmekte zorlandıkları (Carlson ve
Oltmanns, 2015; Oltmanns vd., 2005) düşünüldüğünde bu farkın STIP 5.1’in özbildirim
ölçeği olmaması dolayısı ile oluştuğu söylenebilir. Bir başka deyiş ile özbildirim ölçeği olan
WHODAS ve diğer iki hedef ölçek olgunun kendi algılarını yansıtmaları nedeni ile benzer
çıkarken klinisyen yorumunun olduğu STIP 5.1 farklılık göstermiştir. Bununla birlikte
kişilik işlevselliğini 12 alt alan ile 4 orta düzey, 2 üst düzey alt alan ile değerlendiren STIP
5.1 oldukça detaylı bir rapor sunmaktadır. Kendilik ve kişilerarası olmak üzere iki büyük
işlevsellik alanı altında üçer işlevsellik alanı sunarak araştırma araçları arasında en detaylı
yapıyı sunduğu söylenebilir.
Özetle, STIP 5.1’in daha detaylı ve daha keskin bir ayırım yapabildiği düşünülebilir.
Görece hızlı uygulanan bir görüşme olasına rağmen detaylı bir değerlendirme sunuyor
olmasının hem klinik hem de araştırmalar için önemli bir değer olduğu düşünülmüştür.
4.9.1.3. LPFS-BF 2.0 Türkçe uyarlaması geçerli ve güvenilir bir ölçek midir?
LPFS-BF 2.0 Türkçe formundan elde edilen sonuçlar genel olarak alanyazında rapor
edilen diğer dildeki formlar ile benzerlik göstermiştir. Aracın iç tutarlılığı yüksektir ve yine
alanyazın sonuçları ile paralellik göstermektedir. Bu bulgulardan hareket ile aracın
güvenirliğinin yeterli düzeyde olduğu düşünülmüştür.
LPFS-BF 2.0 için yapı geçerliği sınamalarına bakıldığında hem STIP 5.1 hem de
SIPP-SF ile ilişkisinin düzeyinin üz ölçeğin aynı yapıdaki kavramları ölçtüğüne kanıt
oluşturduğu, dolayısıyla da yapı geçerliğini olumladığı söylenebilir. STIP 5.1 için olduğu
gibi LPFS-BF 2.0 için de DSM IV Kişilik bozukluğu ölçüt sayısı, WHODAS ve KSE ile
olan korelasyonlar yine yapı geçerliğine kanıt oluşturmaktadır. Kendilik ve kişilerarası
alanların STIP 5.1’in aynı alanları ile karşılıklı yüksek korelasyonu da yine yapı geçerliğine
kanıt olarak değerlendirilmiştir.
LPFS-BF 2.0’ın STIP 5.1 ile saptanan DSM 5 Kişilik bozukluğu tanılarını yordama
gücü de aracın ayırıcı özelliğine işaret ettiğinden yapı geçerliğine kanıt olarak
84
değerlendirilmiştir. Daha sonra da değinileceği üzere bu ayırım gücü klinik kullanım için de
oldukça önemli bir özellik olarak öne çıkmaktadır. Sonuç olarak, bu bulgulardan hareket ile
LPFS-BF 2.0’ın Türkçe uyarlamasının güvenilir ve geçerli olduğu değerlendirilmiştir.
4.9.1.4. LPFS-BF 2.0 Türkçe uyarlamasının klinik kullanımı hakkında çıkarımlar
LPFS-BF 2.0 oldukça kısa olmasına rağmen DSM 5 alternatif modeli A tanı
ölçütüne göre %77 doğruluk ile kişilik bozukluğu ayırımı yapabilmektedir. Diğer taraftan,
hatalı pozitiflerin önemli olmadığı, tanıları yakalamanın daha kritik olduğu kullanım
senaryolarında %85 duyarlılığı ile daha da öne çıkmaktadır. On iki soruluk kısa bir ölçeğin
klinik ortamda kişilik bozukluğunu veya kişilik işlevselliğinde ciddi bozulmaları hızlıca
saptamak için kullanılması ardından saptanan bu olgular ile daha detaylı bir inceleme
yapılması klinik iş yükünün hafifletilmesi açısından da değerlidir. Diğer taraftan, kişilik
sorunlarının ciddiyetinin psikoterapinin başarısı için önemli bir yordayıcı olduğu
düşünüldüğünde (Tyrer ve Johnson, 1996; Tyrer vd. 2004; Tyrer ve Seivewright, 2000)
aracın psikoterapi öncesi tarama amaçlı kullanımı da önem kazanmaktadır.
Özetle, alanyazın bulguları ile de uyuşur biçimde (Rishede vd., 2021; Stricker vd.,
2022) LPFS-BF 2.0 hem klinik hem de araştırmalarda kişilik işlevselliği ile ilgili hızlı bilgi
edinmek için güçlü bir araçtır.
4.9.1.5. SIPP-SF Türkçe uyarlaması güvenilir ve geçerli midir?
SIPP-SF Türkçe formunun bulguları alanyazın bulguları ile benzerlik göstermektedir.
Ölçeğin alt alanlar bazında Cronbach alfa sonuçları yüksek iç tutarlılığa işaret etmiştir.
Diğer taraftan alan yazında da raporlandığı üzere (Verheul vd., 2008) bizim çalışmamızda
da bazı maddelerin alt alanlara yeterli katkıları yapmadığı görülmüştür. Bu maddeler gözden
geçirilmesinin ilerki çalışmalar için uygun olduğu düşünülmekle birlikte SIPP-SF için
Cronbach alfa sonuçlarının yeterli iç tutarlılığa işaret ettiği değerlendirilmiştir.
SIPP-SF’nin hedef diğer iki ölçek ile orta ila yüksek arası ilişkisinin ölçeğin yapı
geçerliğine kanıt oluşturduğu söylenebilir. Ayrıca, diğer iki araçta olduğu gibi DSM-IV
kişilik bozukluğu ölçüt sayısı ve WHODAS yetiyitimi ile olan korelasyonlar da yapı
geçerliği açısından olumlu olarak değerlendirilmiştir. Diğer iki ölçek için olduğu gibi KSE
endeksleri ile olan ilişkinin yönü de pozitif olmuştur. KSE endeksleri psikolojik sıkıntının
85
bir göstergesi olarak değerlendirildiğinde bu bulguların da yapı geçerliği için kanıt
oluşturduğu söylenebilir.
SIPP-SF’nin özellikle de sosyal uyum alt ölçeğinin DSM-5 kişilik bozukluğu
tanısını ayrıştırmada başarılı olduğu görülmüştür. Bu ayrıştırma gücü de ölçeğin yapı
geçerliğine kanıt olarak değerlendirilmiştir. Özetle SIPP-SF bazı maddelerde istenilen
performansın altında olsa da genel olarak alanyazın ile uyumlu sonuçlar göstermiş ve
kullanım için yeterli geçerlik ve güvenirliğe sahip olarak değerlendirilmiştir.
4.9.1.6. SIPP-SF Türkçe uyarlamasının klinik kullanımı hakkında çıkarımlar
SIPP-SF kişilik işlevselliğini bu iki araçtan daha farklı bir teorik model üstünden
ölçmüştür. SIPP-SF geliştirilme amacının psikoterapi etkililiği ile ilgili fikir vermek olan bir
araç olması (Verheul vd., 2008) onu diğer iki araçtan ayrılmaktadır. Diğer iki ölçekte ayrıca
belirtilmemiş bir alan olan sorumluluk alanının özellikle dikkati hak eden bir alan olduğu
söylenebilir. Daha çok kendilikle ilgili görünmekle birlikte kişilerarası özellikleri de
barındıran bir alandır. Kişinin değişim sorumluluğunu almasının psikoterapinin devamlılığı
ve başarısı ile yakından ilişkili olduğu bulunmuştur (Gergov vd., 2021; Philips vd., 2007).
Bu durumda, sorumluluk alt ölçeğinin psikoterapötik iş birliği ile ilgili fikir verebileceği
düşünülebilir. Sadece sorumluluk alanı değil, SIPP-SF’nin tüm alt alanları psikoterapide
hedeflenebilecek somut kişilik özellikleri sunmaktadır (Verheul vd., 2008) ve araç
alanyazında psikoterapi etkinliğini ölçen çalışmalarda aktif olarak kullanılmaktadır (Bales
vd., 2015; Feenstra vd., 2014).
SIPP-SF sosyal uyum alt ölçeği DSM-5 kişilik bozukluğu A tanı kriterine göre
bozukluğu olan olguları yaklaşık %92 oranında tespit edebilmektedir. Hatalı pozitifleri de
dikkate aldığımız %80 gibi bir doğruluk oranı ile tespit yapabildiği görülmüştür. On iki
soruluk bir alt alan için, özellikle klinik kullanım için oldukça önemli bir performans olarak
değerlendirilmiştir. LPFS-BF 2.0’da olduğu gibi hızlı taramalar için ayrı bir ölçek gibi
kullanılmasının dahi mümkün olduğu düşünülmüştür. LPFS-BF 2.0 ile aynı hatalı pozitif
oranına sahip olmakla birlikte tanılı olguları tespit etme oranın onda da yüksek olduğu
görülmektedir. Bu da, hatalı pozitiflerin daha sonra uygulanacak daha detaylı araçlar ile
elenebileceği ancak pozitif olguları saptamanın kritik olduğu durumlar için SIPP-SF’yi
değerli bir araç yapmaktadır.
86
4.9.1.7. Klinik bir kavram olarak kişilik işlevselliği ile ilgili çıkarımlar.
Bu araştırmanın sonuçları çerçevesinde, genel bir kavram olarak bakıldığında kişilik
işlevselliğinin tanı ve tedaviye değerli katkıları olacağı düşünülmüştür. Öncelikle kişilik
işlevselliği boyutsal yapısı sayesinde sadece bozukluğu değil bozuk olmayan işlevsellik
alanlarını da belirleyebilmektedir. Bu da özellikle tedavi planlamasında değerli bir özelliktir
ve hastanın kişiliğinin güçlü yönlerinden faydalanma imkanı sağlayabilir. Kişilik bozukluğu
veya sorunlarının ciddiyeti psikoterapi başarısını belirleyen önemli etkenlerden biridir
(Crawford vd., 2011; Tyrer vd., 2004). Kişilik işlevselliğinin, yine boyutsal yapısı sayesinde,
işlevselliğin ciddiyetine dair bilgi vermesi de yine onun mevcut sisteme göre önemli bir
avantajı kabul edilebilir.
Hem STIP 5.1 hem de LPFS-BF 2.0 kendilik ve kişilerarası işlevsellik alanları arası
korelasyonların yüksek olması bu iki alanın yeterince ayrışıp ayrışmadığı veya bu alanlar
arası ayrışmanın gerekliliği hakkında, alanyazında da dile getirilen soru işaretleri de
yaratmıştır (Hutsebaut vd., 2017). Öz denetim ve öz düzenleme kişilerarası işlevselliğin
gerekliliklerinden biridir ve kişinin “kendini bilmesi” toplumsal kabulün önemli ön
şartlarından biri olarak belirtilmiştir (Heatherton ve Vohs, 1998; Vohs ve Ciarocco, 2004).
Bu durumda bu iki alanın birbiri ile belirgin şekilde ilişkili çıkması beklenen bir sonuçtur.
Diğer taraftan, bu iki alanın WHODAS puanları ile korelasyonları açısından belli bir
düzeyde farklılık göstermiş olmaları bu alanların belli bir düzeyde farklılaştığı şeklinde
yorumlanabilir ve ölçeğin bu iki alt alanının farklı klinik yorumlarına olanak verebilir.
Hem STIP 5.1 hem de LPFS-BF 2.0 ile yapılan değerlendirmeler kendilik
işlevselliğinin yetiyitimi açısından daha belirgin sonuçlar doğurabileceğini göstermiştir.
SIPP-SF ve STIP 5.1’in kimlik alanında ortak olan alanlarının yetiyitiminin yaygın
bozulması hakkında fikir verebileceği görülmüştür. Klinik anlamda kişilik işlevselliği ile
çalışırken kendilik alanında, özellikle de kimlik alanındaki bozulmalara yaşamın farklı
alanlarında yaygın yetiyitiminin eşlik edebileceği görülmektedir.
Hem STIP 5.1, hem de LPFS-BF 2.0 için kişilerarası işlevsellik alanının KSE
endeksleri ile ilişkisi, kendilik alanına göre daha düşük bulunmuştur. Kendilik ve
kişilerarası işlevsellik ile KSE endeksleri arası bu fark alanyazında da göze çarpmaktadır:
Hutsebaut ve arkadaşları (2017) kendilik işlevselliği ile KSE endeksleri arası orta düzey
korelasyon saptarken kişilerarası işlevsellik ile KSE arasında ilişki saptamamıştır. Bu farkın,
87
KSE ile ölçülen semptomlar ile kişilerarası işlevselliğin ölçtüğü olguların birbirinden farklı
olmasından kaynaklandığı söylenebilir. KSE ile ölçülen semptomların doğrudan psikolojik
sıkıntılar ile ilişkili semptomlardır (Derogatis, 1992; Şahin ve Durak, 1994). Örneğin, kaygı,
obsesyon gibi semptomların KSE ile tarandığı görülmektedir. Kişilerarası alt alanda ise
kişinin eşduyum kurma ve başkaları ile uzun süre ilişki kurma kapasitesi gibi doğrudan
psikiyatrik semptom olarak ölçülemeyecek durumlar ele alınmaktadır. Bu farklılığın, STIP
5.1 ve LPFS-BF 2.0’ın kişilerarası işlevsellik alanlarının nevrotik olmayan, doğrudan kişilik
ile ilişkili sorunları saptama gücünü ortaya koyduğu söylenebilir.
4.9.2. Araştırmanın Sınırlılıkları ve Öneriler
Araştırmanın bir sınırlılığının katılımcı sayısı olduğu düşünülmüştür. Aslında 100
kişi olarak planlanan sayı pandemi koşulları nedeniyle düşürülmek zorunda kalınmıştır. Bu
araştırmada sınıf içi korelasyonun keskinliği açısından tatminkâr bir örneklem büyüklüğü
olduğu düşünülmüştür. Diğer taraftan korelasyonlar açısından bakıldığında araştırmanın
0.33 seviyesi ve üstü korelasyonları %80 güç ve 0.05 hata ile saptayabildiği söylenebilir.
Araştırmanın amaçları doğrultusunda orta ve üst düzey korelasyonları saptamanın önemli
olduğu düşünüldüğünden bu gücün yeterli olduğu değerlendirilmiştir. Yine de ortanın altı
bazı korelasyonların tip 2 hata ihtimallerinin öngörülen %20 seviyesinin üstünde
olabileceğinin dikkate alınması gereklidir. Bu bağlamda, ilerleyen çalışmaların daha büyük
bir örneklem ile yapılmasının ölçeklerin geçerlik ve güvenirliğine katkı sağlayacağı
düşünülmektedir.
Örneklem ile ilgili ve sayı ile ilişikli bir başka durum ise klinik olmayan örneklemin
çalışmadan yine aynı sebeplerle çıkartılmasıdır. STIP 5.1 ve SIPP-118 ile yapılan çalışmalar
klinik olan ve olmayan örneklemler arası kişilik işlevselliği açısından fark tespit etmiştir
(Arnevik vd., 2009; Heissler vd., 2021; Hutsebaut vd., 2017). Bu çalışmada bu farkın
araştırılması mümkün olmamıştır. Klinik örneklem bu araştırmanın güçlü yönlerinden birini
oluştursa da kişilik işlevselliğinin klinik olmayan bir örneklemde ölçülmesi ve
karşılaştırmasının kavram hakkında önemli bilgi sağlayacağı düşünülmüştür. Ayrıca, kişilik
işlevselliği ile ilgili Türkiye’de standart araçlar olmadığından genel popülasyonun kişilik
işlevselliği anlamındaki profili de belirsizdir. Sonraki araştırmalarda bu profilin
araştırılmasının alanyazına önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmüştür.
88
Katılımcı sayısının görece düşük olması ve klinik örneklem ile çalışıldığından
sayının kolayca arttırılamaması kullanılan analizlerde de bazı sınırlılıklara yol açmıştır.
Ölçeklerin orijinal formlarının faktoryel yapısının Türkçe formları için doğrulamak amacı
ile doğrulayıcı faktör analizinden yararlanılması düşünülmüştür. Ancak, araştırmanın
örneklem büyüklüğü bu analizlerin sağlıklı ve hatasız biçimde uygulanması için yeterli
görülmemiştir (bkz. Bölüm 2.4). Bu durum da araştırmanın bir sınırlılığı olarak
değerlendirilmiştir. Sonraki çalışmalarda daha geniş örneklem sayısı ile çalışmasının ve
yukarıda bahsedilen analizlerin uygulanmasının ölçeklerin geçerliklerine önemli katkı
sağlayacağı değerlendirilmiştir.
Alanyazında bazı çalışmalar yapılandırılmış görüşme veya konulmuş tanılar gibi
farklı araçlar ile kişilik bozukluğu dışındaki semptomları tespit etmeye çalışmıştır (Arnevik
vd., 2009; Heissler vd., 2021; Hutsebaut vd., 2017). Kişilik bozukluğu dışındaki
semptomları farklı araçlar ile tespit etmekte amaç hedef ölçüm araçlarının kişilik bozukluğu
haricinde kalan semptomlara hassasiyetini ölçmek olmuştur. Nevrotik semptomların tanım
gereği kişilik sorunlarından farklı olması beklendiğinden kişilik sorunlarının olmadığı
durumlarda kişilik işlevselliği ölçen araçların bozukluk tespit etmemesi beklenebilir.
Alanyazında KSE’nin yakın zamanlı psikolojik semptomların tümünü ölçmek için
kullanıldığı düşünüldüğünde nevrotik semptomlar ile kişilik semptomlar arası ayrım
yapmak için KSE’nin yeterli olmayacağı söylenebilir. Bu araştırmada, nevrotik semptomlar
KSE dışında başka bir araç ile ölçülmemiştir. Böyle bir aracın olmaması çalışılan ölçeklerin
genel psikiyatrik semptomları ne kadar ve hangi yönleri ile saptadıklarının tespit
edilememesi ile sonuçlanmıştır. Daha sonra yapılacak çalışmalarda psikiyatrik semptom
veya tanıların farklı araçlarla ölçülmesi hem bu üç ölçeğin psikometrik özelliklerini
detaylandırma hem de kişilik işlevselliği ile genel psikiyatrik semptomlar arası bağını
çalışma bakımından değerli olabilir. Son olarak, çalışmada uygulayıcılar arası güvenirlik
pratik nedenlerden ötürü testin tekrar uygulanması değil, uygulanmanın dinlenerek
puanlanması ile yapılmıştır. STIP 5.1’in soru biçimleri gereği ilk görüşmeyi dinleyen ikinci
uygulamacının verilen puan ile ilgili bir fikir sahibi olabileceği mümkün görünmektedir.
STIP 5.1 ile alanyazında yapılan çalışmalarda ilk uygulamanın dinlenmesi biçiminde
yapılan uygulama kullanıldığından bu durumun önemli bir kısıtlama yarattığı
düşünülmemiştir. Ayrıca, aynı kişiye 2. Kez testin uygulanmasının da farklı sorunlar
çıkartacağı düşünülebilir. Yine de ilerleyen çalışmalarda bu sorunu aşacak bir desen
üzerinde çalışılmasının ölçeğin güvenirliğine katkı sağlayacağı değerlendirilmiştir.
89
5. KAYNAKLAR
Aksu, G., & Eser. (2021). R Programlama Dili ile Puanlayıcılar Arası Uyum ve Güvenirlik
(N. Doğan, Ed.). Pegem Akademi
Allport, G. W., & Odbert, H. S. (1936). Trait-names: A psycho-lexical study. Psychological
monographs, 47(1), i. https://doi.org/10/ctcq9b
Altman, D. G. (1990). Practical Statistics for Medical Research (1st edition). Chapman and
Hall/CRC.
American Psychiatric Association. (1958). DSM. Diagnostic and Statistical Manual of
Mental Disorders. American Psychiatric Press.
American Psychiatric Association. (1968). DSM-II: Diagnostic and statistical manual of
mental disorders. American Psychiatric Association.
American Psychiatric Association. (1980). DSM-III. Diagnostic and Statistical Manual of
Mental Disorders (Third Edition). (3rd edition). American Psychiatric Press.
American Psychiatric Association. (2000). Diagnostic and Statistical Manual of Mental
Disorders, 4th Edition, Text Revision (DSM-IV-TR). American Psychiatric
Association.
American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and Statistical Manual of Mental
Disorders (Fifth Edition). American Psychiatric Association.
https://doi.org/10.1176/appi.books.9780890425596
Amini, M., Pourshahbaz, A., Mohammadkhani, P., Khodaie Ardakani, M. R., & Lotfi, M.
(2015). The DSM-5 Levels of Personality Functioning and Severity of Iranian
Patients With Antisocial and Borderline Personality Disorders. Iranian Red Crescent
Medical Journal, 17(8), e19885. https://doi.org/10/gf99pv
Anderson, J., Snider, S., Sellbom, M., Krueger, R., & Hopwood, C. (2014). A comparison
of the DSM-5 Section II and Section III personality disorder structures. Psychiatry
Research, 216(3), 363-372. https://doi.org/10/gjw3zn
Arnevik, E., Wilberg, T., Monsen, J. T., Andrea, H., & Karterud, S. (2009). A cross-national
validity study of the Severity Indices of Personality Problems (SIPP-118).
Personality and Mental Health, 3(1), 41-55. https://doi.org/10.1002/pmh.60
Aslan Kunt, D., & Dereboy, İ. F. (2018). Dünya Sağlık Örgütü Yetiyitimi Değerlendirme
Çizelgesi’nin (WHODAS 2.0) Türkçe Çevirisinin Geçerlik ve Güvenirliğinin
Psikiyatri Hastaları ve Sağlıklı Kontrollerde İncelenmesi. Türk Psikiyatri Dergisi,
29(4), 248-257.
Ateş, C., Öztuna, D., Genç,Y. (2009). Sağlık Araştırmalarında Sınıf İçi Korelasyon
Katsayısının Kullanımı. Türkiye Klinikleri J Biostat, 1 (2), 59-64.
Azim, H. F., Piper, W. E., Segal, P. M., Nixon, G. W., & Duncan, S. C. (1991). The Quality
of Object Relations Scale. Bulletin of the Menninger Clinic, 55(3), 323-343.
90
Bach, B., & Hutsebaut, J. (2018). Level of Personality Functioning Scale-Brief Form 2.0:
Utility in Capturing Personality Problems in Psychiatric Outpatients and
Incarcerated Addicts. J Pers Assess, 100(6), 660-670.
https://doi.org/10.1080/00223891.2018.1428984
Bales, D. L., Timman, R., Andrea, H., Busschbach, J. J. V., Verheul, R., & Kamphuis, J. H.
(2015). Effectiveness of Day Hospital Mentalization-Based Treatment for Patients
with Severe Borderline Personality Disorder: A Matched Control Study. Clinical
Psychology & Psychotherapy, 22(5), 409-417. https://doi.org/10/gf8nc7
Beeney, J. E., Lazarus, S. A., Hallquist, M. N., Stepp, S. D., Wright, A. G. C., Scott, L. N.,
Giertych, R. A., & Pilkonis, P. A. (2019). Detecting the Presence of a Personality
Disorder Using Interpersonal and Self-Dysfunction. Journal of Personality
Disorders, 33(2), 229-248. https://doi.org/10/gfrkj6
Bender, D. S., Morey, L. C., & Skodol, A. E. (2011). Toward a Model for Assessing Level
of Personality Functioning in DSM–5, Part I: A Review of Theory and Methods.
Journal of Personality Assessment, 93(4), 332-346. https://doi.org/10/d2tcg6
Bender, D. S., Skodol, A. E., First, M. B., & Oldham, J. M. (2017). Structured Clinical
Interview for the Dsm-5(r) Alternative Model for Personality Disorders (Scid-5-
Ampd) Module I: Level of Personality Functioning Scale (1st edition). American
Psychiatric Publishing.
Bennett, C. E., & Hammond, W. A. (1902). The characters of Theophrastus. Longmans,
Green, and Company.
Berrios, G. E. (1996). The History of Mental Symptoms: Descriptive Psychopathology Since
the Nineteenth Century. Cambridge University Press.
Berrios, G. E., & Marková, I. S. (2003). The self and psychiatry: A conceptual history.
İçinde The Self in Neuroscience and Psychiatry (ss. 9-39). Cambridge University
Press.
Blackburn, R., Logan, C., Donnelly, J., & Renwick, S. (2003). Personality disorders,
psychopathy and other mental disorders: Co-morbidity among patients at English
and Scottish high-security hospitals. The Journal of Forensic Psychiatry &
Psychology, 14(1), 111-137. https://doi.org/10/d62v5t
Blasco-Fontecilla, H., Baca-Garcia, E., Dervic, K., Perez-Rodriguez, M. M., Saiz-Gonzalez,
M. D., Saiz-Ruiz, J., Oquendo, M. A., & De Leon, J. (2009). Severity of personality
disorders and suicide attempt. Acta Psychiatrica Scandinavica, 119(2), 149-155.
https://doi.org/10/cntr2n
Bonett, D. G. (2002). Sample size requirements for estimating intraclass correlations with
desired precision. Statistics in Medicine, 21(9), 1331-1335. https://doi.org/10/dw6ct8
Bowlby, J. (1957). An ethological approach to research in child development. British
Journal of Medical Psychology, 30, 230–240. https://doi.org/10.1111/j.2044-
8341.1957.tb01202.x
91
Candelise, L. (2010). La médecine chinoise dans la pratique médicale en France et en Italie,
de 1930 à nos jours. Bulletin Amades. Anthropologie Médicale Appliquée au
Développement Et à la Santé, 81.
Carlson, E. N., & Oltmanns, T. F. (2015). The Role of Metaperception in Personality
Disorders: Do People with Personality Problems Know How Others Experience
Their Personality? Journal of Personality Disorders, 29(4), 449-467.
https://doi.org/10/f7mhv9
Cattell, R. B. (1978). The scientific use of factor analysis. New York: Plenum.
Chen, C.-C., & Barnhart, H. X. (2008). Comparison of ICC and CCC for assessing
agreement for data without and with replications. Computational Statistics & Data
Analysis, 53(2), 554-564. https://doi.org/10.1016/j.csda.2008.09.026
Christensen, T., Eikenaes, I., Hummelen, B., Pedersen, G., Nysæter, T.-E., Bender, D. S.,
Skodol, A. E., & Selvik, S. G. (2020). Level of personality functioning as a predictor
of psychosocial functioning-Concurrent validity of criterion A. Personality
Disorders, 11(2), 79-90. https://doi.org/10/gkq3cm
Clark, L. A., Livesley, W. J., & Morey, L. (1997). Personality disorder assessment: The
challenge of construct validity. Journal of Personality Disorders, 11(3), 205-231.
https://doi.org/10/bgxdd3
Cohen, J. (1988). Statistical power analysis for the behavior sciences, 2nd edn new york. NY:
Academic Press.
Cohen, J. (1992). A power primer. Psychological Bulletin, 112(1), 155-159.
https://doi.org/10/as7
Comrey, A. L., & Lee, H. B. (1992). A first course in factor analysis. Hillsdale, NJ:
Lawrence Erlbaum
Coolidge, F. L., & Segal, D. L. (1998). Evolution of personality disorder diagnosis in the
Diagnostic and statistical manual of mental disorders. Clinical Psychology Review
Clin Psychol Rev, 18(5), 585-599. https://doi.org/10/cpxpc2
Coolidge, F. L., Segal, D. L., Hook, J. N., & Stewart, S. (2000). Personality Disorders and
Coping Among Anxious Older Adults. Journal of Anxiety Disorders, 14(2), 157-172.
https://doi.org/10/dv7sdq
Costa Jr., P. T. (1991). Clinical Use of the Five-Factor Model: An Introduction. Journal of
Personality Assessment, 57(3), 393-398. https://doi.org/10/cgwnjc
Crawford, M. J., Koldobsky, N., Mulder, R., & Tyrer, P. (2011). Classifying personality
disorder according to severity. Journal of Personality Disorders, 25(3), 321-330.
https://doi.org/10/dr252g
Crocq, M. A. (2013). Milestones in the history of personality disorders. Dialogues in
Clinical Neuroscience Dialogues Clin Neurosci, 15(2), 147-153.
https://doi.org/10/gqbfgf
92
Cronbach, L. J. (1951). Coefficient alpha and the internal structure of
tests. psychometrika, 16(3), 297-334.
Cronbach, L. J., & Meehl, P. E. (1955). Construct validity in psychological
tests. Psychological bulletin, 52(4), 281.
DeFife, J. A., Goldberg, M., & Westen, D. (2015). Dimensional assessment of self- and
interpersonal functioning in adolescents: Implications for DSM-5’s general
definition of personality disorder. Journal of Personality Disorders, 29(2), 248-260.
https://doi.org/10/f6764b
Dereboy, C., Güzel, H. S., Dereboy, F., Okyay, P., & Eskin, M. (2014). Personality
disorders in a community sample in Turkey: Prevalence, associated risk factors,
temperament and character dimensions. International Journal of Social Psychiatry
Int J Soc Psychiatr, 60(2), 139-147. https://doi.org/10/f54s2k
Derogatis, L. R. (1992). The brief symptom inventory (BSI): Administration, scoring &
procedures manual-II. Clinical Psychometric Research.
DeVellis, R. F. (2014). Ölçek geliştirme: Kuram ve uygulamalar. (Çev. Edt. Tarık Totan).
Ankara: Nobel Yayınevi.
Dolan, B., Evans, C., & Norton, K. (1995). Multiple axis-II diagnoses of personality
disorder. The British Journal of Psychiatry: The Journal of Mental Science, 166(1),
107-112. https://doi.org/10/bxbtkh
Ekselius, L., Lindström, E., von Knorring, L., Bodlund, O., & Kullgren, G. (1994).
Comorbidity among the personality disorders in DMS-III—R. Personality and
Individual Differences, 17(2), 155-160. https://doi.org/10/fhwszw
Everitt, B. S. (1975). Multivariate analysis: The need for data, and other problems. British
Journal of
Eysenck, H. J. (1991). Dimensions of personality: The biosocial approach to personality. In
J. Strelau & A. Angleitner (Eds.), Explorations in temperament (pp. 87-103). New
York: Plenum.
Fairbairn, W. R. D. (1957). Freud: The psycho-analytical method and mental health. British
Journal of Medical Psychology, 30,53–62. https://doi.org/10.1111/j.2044-
8341.1957.tb01945.x
Fassbinder, E., Hauer, A., Schaich, A., Schweiger, U., Jacob, G. A., & Arntz, A. (2015).
Integration of e-Health Tools Into Face-to-Face Psychotherapy for Borderline
Personality Disorder: A Chance to Close the Gap Between Demand and Supply?
Journal of Clinical Psychology, 71(8), 764-777. https://doi.org/10/f7nvz4
Feenstra, D. J., Hutsebaut, J., Verheul, R., & Busschbach, J. J. V. (2011). Severity Indices
of Personality Problems (SIPP–118) in adolescents: Reliability and validity.
Psychological Assessment Psychol Assessment, 23(3), 646-655.
https://doi.org/10.1037/a0022995
93
Feenstra, D. J., Laurenssen, E. M. P., Hutsebaut, J., Verheul, R., & Busschbach, J. J. V.
(2014). Predictors of treatment outcome of Inpatient Psychotherapy for Adolescents
with personality pathology. Personality and Mental Health, 8(2), 102-114.
https://doi.org/10/f5wst9
Few, L. R., Miller, J. D., Rothbaum, A. O., Meller, S., Maples, J., Terry, D. P., Collins, B.,
& MacKillop, J. (2013). Examination of the Section III DSM-5 diagnostic system
for personality disorders in an outpatient clinical sample. Journal of Abnormal
Psychology, 122(4), 1057-1069. https://doi.org/10/f5m3z2
Field, A. (2000). Discovering statistics using SPSS for Windows. Sage Publications Ltd.
Field, A. (2017). Discovering Statistics Using IBM SPSS Statistics.
Friedman H. S. & Schustack M. W. (2014). Personality : classic theories and modern
research (5. ed.). Pearson.
Galton, F. (1884). Measurement of character. Fortnightly Review, 36, 179-185
Gamache, D., Savard, C., Leclerc, P., & Côté, A. (2019). Introducing a short self-report for
the assessment of DSM-5 level of personality functioning for personality disorders:
The Self and Interpersonal Functioning Scale. Personality disorders.
https://doi.org/10/gqfsgp
Gergov, V., Lindberg, N., Lahti, J., Lipsanen, J., & Marttunen, M. (2021). Effectiveness and
Predictors of Outcome for Psychotherapeutic Interventions in Clinical Settings
Among Adolescents. Frontiers in Psychology, 12. https://doi.org/10/gqh7n6
Glover, N. G., Crego, C., & Widiger, T. A. (2012). The clinical utility of the Five Factor
Model of personality disorder. Personality Disorders: Theory, Research, and
Treatment, 3(2), 176-184. https://doi.org/10/bmz4j5
Goldberg, L. R. (1990). An alternative “description of personality”: The Big-Five factor
structure. Journal of Personality and Social Psychology, 59(6), 1216-1229.
https://doi.org/10/chsjgm
Gorsuch, R. L. (1983). Factor analysis (2nd ed.). Hillsdale, NJ: Lawrence Erlbaum
Associates, Inc.
Gosling, S. D., & John, O. P. (1999). Personality Dimensions in Nonhuman Animals: A
Cross-Species Review. Current Directions in Psychological Science, 8(3), 69–75.
https://doi.org/10.1111/1467-8721.00017
Goth, K., Birkhölzer, M., & Schmeck, K. (2018). Assessment of Personality Functioning in
Adolescents With the LoPF-Q 12-18 Self-Report Questionnaire. Journal of
Personality Assessment, 100(6), 680-690. https://doi.org/10/gqfsgr
Grant, B. F., Stinson, F. S., Dawson, D. A., Chou, S. P., & Ruan, W. J. (2005). Co-
occurrence of DSM-IV personality disorders in the United States: Results from the
National Epidemiologic Survey on Alcohol and Related Conditions. Comprehensive
Psychiatry, 46(1), 1-5. https://doi.org/10/brvxnn
94
Greenblatt, S. H. (1995). Phrenology in the science and culture of the 19th century.
Neurosurgery, 37(4), 790-804; discussion 804-5. https://doi.org/10/c4dh3m
Grilo, C. M., McGlashan, T. H., & Skodol, A. E. (2000). Stability and Course of Personality
Disorders: The Need to Consider Comorbidities and Continuities Between Axis I
Psychiatric Disorders and Axis II Personality Disorders. Psychiatric Quarterly,
71(4), 291-307. https://doi.org/10/bftvp5
Hair, J. F., Jr., Anderson, R. E., Tatham, R. L., & Black, W. C. (1995). Multivariate data
analysis (4th ed.). Saddle River, NJ: Prentice Hall.
Heatherton, T. F., & Vohs, K. D. (1998). Why Is It So Difficult to Inhibit Behavior?
Psychological Inquiry, 9(3), 212-216. https://doi.org/10/c24rk5
Heissler, R., Doubková, N., Hutsebaut, J., & Preiss, M. (2021). Semi-structured interview
for personality functioning DSM-5 (STiP-5.1): Psychometric evaluation of the
Czech version. Personal Ment Health, 15(3), 198-207. https://doi.org/10/gqhbht
Heltne, A., Bode, C., Hummelen, B., Falkum, E., Selvik, S. G., & Paap, M. C. S. (2021).
Norwegian Clinicians’ Experiences of Learnability and Usability of SCID-II, SCID-
5-PD and SCID-5-AMPD-I Interviews: A Sequential Multi-Group Qualitative
Approach. Journal of Personality Assessment, 0(0), 1-14. https://doi.org/10/gm3w3k
Heumann, K. A., & Morey, L. C. (1990). Reliability of categorical and dimensional
judgments of personality disorder. The American Journal of Psychiatry, 147(4), 498-
500. https://doi.org/10/gqfqnb
Hoehne, A., Giguère, C.-E., Herba, C. M., & Labelle, R. (2021). Assessing Functioning
across Common Mental Disorders in Psychiatric Emergency Patients: Results from
the WHODAS-2. The Canadian Journal of Psychiatry, 66(12), 1085-1093.
https://doi.org/10/gqhs5s
Hopwood, C. J., Kotov, R., Krueger, R. F., Watson, D., Widiger, T. A., Althoff, R. R.,
Ansell, E. B., Bach, B., Bagby, R. M., Blais, M. A., Bornovalova, M. A.,
Chmielewski, M., Cicero, D. C., Conway, C., De Clercq, B., De Fruyt, F., Docherty,
A. R., Eaton, N. R., Edens, J. F., … Zimmermann, J. (2018). The time has come for
dimensional personality disorder diagnosis. Personality and Mental Health, 12(1),
82-86. https://doi.org/10/gf6fcw
Hopwood, C. J., Malone, J. C., Ansell, E. B., Sanislow, C. A., Grilo, C. M., McGlashan, T.
H., & Morey, L. C. (2011). Personality assessment in DSM-5: Empirical support for
rating severity, style, and traits. Journal of personality disorders, 25(3), 305-320.
https://doi.org/10/d9c6qx
Hopwood, C. J., Wright, A. G. C., Ansell, E. B., & Pincus, A. L. (2013). The interpersonal
core of personality pathology. Journal of Personality Disorders, 27(3), 270-295.
https://doi.org/10/f4zpx7
Huber, G., & Gross, G. (2009). History of personality disorders. Acta Neuropsychiatrica,
21(S2), 62-64. https://doi.org/10/gqbfgd
95
Huprich, S. K., Auerbach, J. S., Porcerelli, J. H., & Bupp, L. L. (2016). Sidney Blatt’s
Object Relations Inventory: Contributions and Future Directions. Journal of
Personality Assessment, 98(1), 30-43. https://doi.org/10/gcsk3d
Huprich, S. K., Nelson, S. M., Meehan, K. B., Siefert, C. J., Haggerty, G., Sexton, J.,
Dauphin, V. B., Macaluso, M., Jackson, J., Zackula, R., & Baade, L. (2017).
Introduction of the DSM-5 Levels of Personality Functioning Questionnaire.
Personality Disorders: Theory, Research, and Treatment Personality Disord Theory
Res Treat, 9(6), 553-563. https://doi.org/10/gfnv5t
Hutsebaut, Berghuis, Saeger, D., Kaasenbrood, & Ingenhoven. (2014). Semi-structured
interview for personality functioning DSM-5 (STiP 5.1 ). The Podium DSM-5
research Group of the Netherlands Centre of Expertise on Personality Disorders.
Trimbos Institute.
Hutsebaut, J., Feenstra, D. J., & Kamphuis, J. H. (2016). Development and Preliminary
Psychometric Evaluation of a Brief Self-Report Questionnaire for the Assessment of
the DSM-5 level of Personality Functioning Scale: The LPFS Brief Form (LPFS-BF).
Personality disorders Personality Disord, 7(2), 192-197.
https://doi.org/10.1037/per0000159
Hutsebaut, J., Kamphuis, J. H., Feenstra, D. J., Weekers, L. C., & De Saeger, H. (2017).
Assessing DSM–5-oriented level of personality functioning: Development and
psychometric evaluation of the Semi-Structured Interview for Personality
Functioning DSM–5 (STiP-5.1). Personality Disorders: Theory, Research, and
Treatment, 8(1), 94-101. https://doi.org/10.1037/per0000197
Hutsebaut, J., Weekers, L. C., Tuin, N., Apeldoorn, J. S. P., & Bulten, E. (2021).
Assessment of ICD-11 Personality Disorder Severity in Forensic Patients Using the
Semi-structured Interview for Personality Functioning DSM-5 (STiP-5.1):
Preliminary Findings. Front Psychiatry, 12, 617702.
https://doi.org/10.3389/fpsyt.2021.617702
Kamer, G.P., Bernstein, D.A., Phares, V. (2014) Klinik Psikolojiye giriş (İ. Dağ, Çev. ed).
Ankara: Mentis Yayıncılık
Kass, R. A., & Tinsley, H. E. A. (1979). Factor Analysis. Journal of Leisure Research, 11,
120-138. https://doi.org/10.1080/00222216.1979.11969385
Kernberg, O. F. (1970). A psychoanalytic classification of character pathology. Journal of
the American Psychoanalytic Association, 18(4), 800-822.
Kim, Y.-R., & Tyrer, P. (2010). Controversies Surrounding Classification of Personality
Disorder. Psychiatry Investigation, 7(1), 1-8. https://doi.org/10/cgfdc9
Koo, T. K., & Li, M. Y. (2016). A Guideline of Selecting and Reporting Intraclass
Correlation Coefficients for Reliability Research. Journal of Chiropractic Medicine,
15(2), 155-163. https://doi.org/10/b84r
Kraemer, H. C., Kupfer, D. J., Clarke, D. E., Narrow, W. E., & Regier, D. A. (2012). DSM-
5: How Reliable Is Reliable Enough? American Journal of Psychiatry, 169(1), 13-15.
https://doi.org/10/fzhzx9
96
Kraepelin, E., & Johnstone, T. (2010). Lectures on clinical psychiatry. Nabu Press.
Kupfer, D. J., Regier, D. A., & Kuhl, E. A. (2008). On the road to DSM-V and ICD-11.
European Archives of Psychiatry and Clinical Neuroscience, 258(5), 2-6.
https://doi.org/10/ckkhf9
Łakuta, P., Cieciuch, J., Strus, W., & Hutsebaut, J. (2022). Level of Personality Functioning
Scale-Brief Form 2.0: Validity and reliability of the Polish adaptation. Psychiatria
Polska, 1-14. https://doi.org/10/gqfs6d
Landis, J. R., & Koch, G. G. (1977). The measurement of observer agreement for
categorical data. Biometrics, 33(1), 159. https://doi.org/10.2307/2529310
Lenzenweger, M. F., & Clarkin, J. F. (2005). The personality disorders: History,
classification, and research issues. İçinde M. F. Lenzenweger & J. F. Clarkin (Ed.),
Major Theories of Personality Disorder (ss. 1-42). Guilford Press.
Lenzenweger, M. F., Clarkin, J. F., Kernberg, O. F., & Foelsch, P. A. (2001). The Inventory
of Personality Organization: Psychometric properties, factorial composition, and
criterion relations with affect, aggressive dyscontrol, psychosis proneness, and self-
domains in a nonclinical sample. Psychological Assessment, 13(4), 577-591.
Lindal, E., & Stefansson, J. G. (2009). [The prevalence of personality disorders in the
greater-Reykjavik area]. Laeknabladid, 95(3), 179-184.
Malouff, J. M., Thorsteinsson, E. B., & Schutte, N. S. (2005). The Relationship Between the
Five-Factor Model of Personality and Symptoms of Clinical Disorders: A Meta-
Analysis. Journal of Psychopathology and Behavioral Assessment, 27(2), 101-114.
https://doi.org/10/fpv9vm
McAdams, D. P. (1997). A conceptual history of personality psychology. İçinde Handbook
of personality psychology (ss. 3-39). Elsevier.
McCrae, R. (2020). The Five-Factor Model of Personality: Consensus and Controversy.
İçinde P. Corr & G. Matthews (Ed.), The Cambridge Handbook of Personality
Psychology (Cambridge Handbooks in Psychology, pp. 129-141). Cambridge:
Cambridge University Press. doi:10.1017/9781108264822.013
McWilliams, N. (2011). Psychoanalytic diagnosis: Understanding personality structure in
the clinical process (2nd ed.). Guilford Press.
Millon, T. (1969). Modern psychopathology: A biosocial approach to maladaptive learning
and functioning (First Edition). Saunders.
Millon, T., Millon, C. M., Meagher, S. E., Grossman, S. D., & Ramnath, R. (2012).
Personality disorders in modern life. John Wiley & Sons.
Morey, L. C. (2017). Development and initial evaluation of a self-report form of the DSM–5
Level of Personality Functioning Scale. Psychological Assessment, 29(10), 1302-
1308. https://doi.org/10/gchj7s
97
Morey, L. C., Benson, K. T., Busch, A. J., & Skodol, A. E. (2015). Personality Disorders in
DSM-5: Emerging Research on the Alternative Model. Current Psychiatry Reports
Curr Psychiat Rep, 17(4), 24. https://doi.org/10/f65s2b
Morey, L. C., Berghuis, H., Bender, D. S., Verheul, R., Krueger, R. F., & Skodol, A. E.
(2011). Toward a Model for Assessing Level of Personality Functioning in DSM–5,
Part II: Empirical Articulation of a Core Dimension of Personality Pathology.
Journal of Personality Assessment, 93(4), 347-353. https://doi.org/10/b5qthc
Muck, P. M., Hell, B., & Gosling, S. D. (2007). Construct validation of a short five-factor
model instrument: A self-peer study on the German adaptation of the Ten-Item
Personality Inventory (TIPI-G). European Journal of Psychological Assessment,
23(3), 166-175. https://doi.org/10/bpbbpf
Mulder, R. T. (2021). ICD-11 Personality Disorders: Utility and Implications of the New
Model. Frontiers in Psychiatry, 12. https://doi.org/10/gjx7jx
Mulder, R., & Tyrer, P. (2019). Diagnosis and classification of personality disorders: Novel
approaches. Current Opinion in Psychiatry, 32(1), 27-31. https://doi.org/10/gp5j83
Narrow, W. E., Clarke, D. E., Kuramoto, S. J., Kraemer, H. C., Kupfer, D. J., Greiner, L., &
Regier, D. A. (2013). DSM-5 field trials in the United States and Canada, Part III:
Development and reliability testing of a cross-cutting symptom assessment for
DSM-5. The American Journal of Psychiatry, 170(1), 71-82.
https://doi.org/10.1176/appi.ajp.2012.12071000
Nunnally, J. C., & Bernstein, I. H. (1994). Psychometric theory. McGraw-Hill.
Oldham, J. M. (2018). DSM models of personality disorders. Current Opinion in
Psychology Curr Opin Psychology, 21, 86-88. https://doi.org/10/gqbfgg
Oldham, J. M., Skodol, A. E., Kellman, H. D., Hyler, S. E., Rosnick, L., & Davies, M.
(1992). Diagnosis of DSM-III-R personality disorders by two structured interviews:
Patterns of comorbidity. The American Journal of Psychiatry, 149(2), 213-220.
https://doi.org/10/gffnfc
Olson. (2021). Personal Identity The Stanford Encyclopedia of Philosophy (N. Z. Edward,
Ed.; Spring 2021). Metaphysics Research Lab, Stanford University.
Oltmanns, J. R., & Widiger, T. A. (2019). Evaluating the assessment of the ICD-11
personality disorder diagnostic system. Psychological Assessment, 31(5), 674-684.
https://doi.org/10/gf8ms6
Oltmanns, T. F., Gleason, M. E. J., Klonsky, E. D., & Turkheimer, E. (2005). Meta-
perception for pathological personality traits: Do we know when others think that we
are difficult? Consciousness and Cognition, 14(4), 739-751. https://doi.org/10/fs6zdz
Ottosson, H., Bodlund, O., Ekselius, L., Knorring, L. von, Kullgren, G., Lindström, E., &
Söderberg, S. (1995). The DSM-IV and ICD-10 personality questionnaire (DIP-Q):
Construction and preliminary validation. Nordic Journal of Psychiatry, 49(4), 285-
292. https://doi.org/10/dffvhr
98
Pagan, J. L., Oltmanns, T. F., Whitmore, M. J., & Turkheimer, E. (2005). Personality
disorder not otherwise specified: Searching for an empirically based diagnostic
threshold. Journal of Personality Disorders, 19(6), 674-689.
https://doi.org/10/fbkmpw
Pervin, L. (1997). Personality: Theory and research (7th ed.). John Wiley.
Philips, B., Wennberg, P., & Werbart, A. (2007). Ideas of cure as a predictor of premature
termination, early alliance and outcome in psychoanalytic psychotherapy.
Psychology and Psychotherapy, 80(Pt 2), 229-245.
https://doi.org/10.1348/147608306X128266
Pincus, A. L. (2011). Some comments on nomology, diagnostic process, and narcissistic
personality disorder in the DSM-5 proposal for personality and personality disorders.
Personality Disorders: Theory, Research, and Treatment, 2(1), 41-53.
https://doi.org/10/ff5q4g
Popiel, A., & Keegan, E. (2017). Personality disorders: A brief historical introduction.
Roczniki Psychologiczne, 20(2), 265-280. https://doi.org/10/gqbfgh
Preti, E., Di Pierro, R., Costantini, G., Benzi, I. M. A., De Panfilis, C., & Madeddu, F.
(2018). Using the Structured Interview of Personality Organization for DSM–5 level
of personality functioning rating performed by inexperienced raters. Journal of
Personality Assessment, 100(6), 621-629.
Psychiatry, 126, 237–240.
Raad, B. D., Perugini, M., Hrebícková, M., & Szarota, P. (1998). Lingua Franca of
Personality: Taxonomies and Structures Based on the Psycholexical Approach.
Journal of Cross-Cultural Psychology, 29(1), 212-232. https://doi.org/10/dx4x4k
Rishede, M. Z., Juul, S., Bo, S., Gondan, M., Bjerrum Møeller, S., & Simonsen, S. (2021).
Personality Functioning and Mentalizing in Patients With Subthreshold or
Diagnosed Borderline Personality Disorder: Implications for ICD-11. Frontiers in
Psychiatry, 12. https://doi.org/10/gmd7wt
Roche, M. J. (2018). Examining the alternative model for personality disorder in daily life:
Evidence for incremental validity. Personality Disorders: Theory, Research, and
Treatment, 9(6), 574.
Rossi, G., Debast, I., & Alphen, s. (2016). Measuring personality functioning in older adults:
Construct validity of the Severity Indices of Personality Functioning – Short Form
(SIPP-SF). Aging & Mental Health, 21, 1-9. https://doi.org/10/gntfrj
Ruocco, A. C., Lam, J., & McMain, S. F. (2014). Subjective Cognitive Complaints and
Functional Disability in Patients with Borderline Personality Disorder and Their
Nonaffected First-Degree Relatives. The Canadian Journal of Psychiatry, 59(6),
335-344. https://doi.org/10/gdkzcn
Sabers, D., Gochyyev, P., & Salkind, N. J. (2010). Item test-correlation. Encyclopedia of
research design, 651-653.
99
Saucier, G., & Goldberg, L. R. (2001). Lexical Studies of Indigenous Personality Factors:
Premises, Products, and Prospects. Journal of Personality, 69(6), 847-879.
https://doi.org/10/bbjfqh
Sauro, J., & Lewis, J. R. (2016). Quantifying the user experience: Practical statistics for
user research (2nd edition). Elsevier, Morgan Kaufmann.
Sharf, R. S. (2014). Psikoterapi ve psikolojik danışma kuramları. (Çev. Edt. Nilüfer Voltan
Acar). Ankara: Nobel Yayınevi.
Sharp, C., & Cano, K. (2020). DSM-5 Level of Personality Functioning: Refocusing
Personality Disorder on What It Means to Be Human. Annual Review of Clinical
Psychology, 17. https://doi.org/10/ghpjkb
Shedler, J., Beck, A., Fonagy, P., Gabbard, G. O., Gunderson, J., Kernberg, O., Michels, R.,
& Westen, D. (2010). Personality Disorders in DSM-5. American Journal of
Psychiatry, 167(9), 1026-1028. https://doi.org/10/d278n8
SIPP Scoring and normative data. (2016). De viersprong.
https://www.deviersprong.nl/over-de-viersprong/over-de-viersprong-
onderzoek/onderzoekslijn-diagnostiek/onderzoekslijn-assessment-en-
indicatiestelling/sipp-main-menu/scoring-and-normative-data/
Siefert, C. J., Sexton, J., Meehan, K., Nelson, S., Haggerty, G., Dauphin, B., & Huprich, S.
(2020). Development of a Short Form for the DSM-5 Levels of Personality
Functioning Questionnaire. Journal of Personality Assessment, 102(4), 516-526.
https://doi.org/10/gqfsgv
Skodol, A. E., Krueger, R. F., Bender, D. S., Morey, L. C., Clark, L. A., Bell, C. C., Alarcon,
R. D., Siever, L. J., & Oldham, J. M. (2013). Personality Disorders in DSM-5
Section III. FOCUS, 11(2), 187-188. https://doi.org/10/gqfqwr
Skodol, A. E., Morey, L. C., Bender, D. S., & Oldham, J. M. (2013). The ironic fate of the
personality disorders in DSM-5. Personality Disorders: Theory, Research, and
Treatment, 4, 342-349. https://doi.org/10/gqbfgj
Sönmez, V., Alacapınar, G. F. (2016). Sosyal Bilimlerde Ölçme Aracı Hazırlama. Ankara:
Anı Yayıncılık.
Spitzer, C., Müller, S., Kerber, A., Hutsebaut, J., Brähler, E., & Zimmermann, J. (2021). Die
deutsche Version der Level of Personality Functioning Scale-Brief Form 2.0 (LPFS-
BF): Faktorenstruktur, konvergente Validität und Normwerte in der
Allgemeinbevölkerung. PPmP - Psychotherapie · Psychosomatik · Medizinische
Psychologie, 71(7), 284-293. https://doi.org/10/gqfs6c
Stelmack, R. M., & Stalikas, A. (1991). Galen and the humour theory of temperament.
Personality and Individual Differences, 12(3), 255-263.
https://doi.org/10.1016/0191-8869(91)90111-n
Stern, B. L., Caligor, E., Clarkin, J. F., Critchfield, K. L., Horz, S., MacCornack, V.,
Lenzenweger, M. F., & Kernberg, O. F. (2010). Structured Interview of Personality
100
Organization (STIPO): Preliminary psychometrics in a clinical sample. Journal of
Personality Assessment, 92(1), 35-44. https://doi.org/10/ck9hph
Stone, L. E., Segal, D. L., & Noel, O. R. (2021). Psychometric evaluation of the Levels of
Personality Functioning Scale—Brief Form 2.0 among older adults. Personality
Disorders: Theory, Research, and Treatment, 12(6), 526-533.
https://doi.org/10/gqfs59
Stricker, J., Flett, G. L., Hewitt, P. L., & Pietrowsky, R. (2022). Multidimensional
perfectionism and the ICD-11 personality disorder model. Personality and
Individual Differences, 188, 111455. https://doi.org/10/gqh7tf
Sysling, F. (2021). Phrenology and the average person, 1840–1940. History of the Human
Sciences, 34(2), 27-45. https://doi.org/10/gqd23p
Şahin, N. H. ve Durak, A. (1994). Kısa Semptom Envanteri: Türk gençleri için uyarlanması.
Türk Psikoloji Dergisi, 9(31), 44-56.
Tabachnick, B. G., & Fidell, L. S. (1996). Using Multivariate Statistics (3rd ed.). New York:
Harper Collins.
Thylstrup, B., Simonsen, S., Nemery, C., Simonsen, E., Noll, J. F., Myatt, M. W., & Hesse,
M. (2016). Assessment of personality-related levels of functioning: A pilot study of
clinical assessment of the DSM-5 level of personality functioning based on a semi-
structured interview. BMC Psychiatry, 16(1), 298. https://doi.org/10/f8zq6z
Tyrer, P., & Johnson, T. (1996). Establishing the severity of personality disorder. The
American Journal of Psychiatry, 153(12), 1593-1597. https://doi.org/10/gqfr45
Tyrer, P., & Mulder, R. (2022). Personality Disorder: From Evidence to Understanding.
Cambridge: Cambridge University Press. doi:10.1017/9781108951685
Tyrer, P., & Seivewright, H. (2000). Studies of outcome. In P. Tyrer (Ed.), Personality
disorders: Diagnosis, management and course (2nd ed., pp.105–125). London:
Arnold.
Tyrer, P., Reed, G. M., & Crawford, M. J. (2015). Classification, assessment, prevalence,
and effect of personality disorder. The Lancet, 385(9969), 717-726.
https://doi.org/10/f2553r
Tyrer, P., Seivewright, H., & Johnson, T. (2004). The Nottingham Study of Neurotic
Disorder: Predictors of 12-year outcome of dysthymic, panic and generalized anxiety
disorder. Psychological Medicine, 34(8), 1385-1394. https://doi.org/10/d4kpgr
Ustun, T. B., Kostanjesek, N., Chatterji, S., Rehm, J., & Organization, W. H. (2010).
Measuring health and disability: Manual for WHO Disability Assessment Schedule
(WHODAS 2.0). World Health Organization.
https://apps.who.int/iris/handle/10665/43974
Uzunsakal, E. & Yıldız, D. (2018). Alan Araştırmalarında Güvenilirlik Testlerinin
Karşılaştırılması ve Tarımsal Veriler Üzerine Bir Uygulama . Uygulamalı Sosyal
Bilimler Dergisi , 2 (1) , 14-28.
101
Verheul, R., & Widiger, T. (2004). A Meta-Analysis of the Prevalence and Usage of the
Personality Disorder Not Otherwise Specified (PDNOS) Diagnosis. Journal of
personality disorders, 18, 309-319. https://doi.org/10/b79dsd
Verheul, R., Andrea, H., Berghout, C. C., Dolan, C., Busschbach, J. J. V., Kroft, P. J. A. van
der, Bateman, A. W., & Fonagy, P. (2008). Severity Indices of Personality Problems
(SIPP-118): Development, factor structure, reliability, and validity. Psychological
Assessment Psychol Assessment, 20(1), 23-34. https://doi.org/10.1037/1040-
3590.20.1.23
Vohs, K. D., & Ciarocco, N. J. (2004). Interpersonal functioning requires self-regulation.
İçinde Handbook of self-regulation: Research, theory, and applications (ss. 392-
407). The Guilford Press.
Watson, D. C., & Sinha, B. K. (1998). Comorbidity of DSM-IV personality disorders in a
nonclinical sample. Journal of Clinical Psychology, 54(6), 773-780.
https://doi.org/10/bjz83w
Weekers, L. C., Hutsebaut, J., & Kamphuis, J. H. (2019). The Level of Personality
Functioning Scale-Brief Form 2.0: Update of a brief instrument for assessing level of
personality functioning. Personality and Mental Health, 13(1), 3-14.
https://doi.org/10/hmq4
Weekers, L. C., Verhoeff, S. C. E., Kamphuis, J. H., & Hutsebaut, J. (2021). Assessing
Criterion A in adolescents using the Semistructured Interview for Personality
Functioning DSM–5. Personality Disorders: Theory, Research, and Treatment,
12(4), 312-319. https://doi.org/10/gg9zk8
Widiger, T. A., & McCabe, G. A. (2020). The Alternative Model of Personality Disorders
(AMPD) from the Perspective of the Five-Factor Model. Psychopathology, 53(3-4),
149-156. https://doi.org/10/gqbff3
World Health Organization. (1992). The ICD-10 classification of mental and behavioural
disorders: Clinical descriptions and diagnostic guidelines. World Health
Organization. https://apps.who.int/iris/handle/10665/37958
Zachar, P., & First, M. B. (2015). Transitioning to a dimensional model of personality
disorder in DSM 5.1 and beyond. Current Opinion in Psychiatry, 28(1), 66-72.
Zachar, P., & Krueger, R. F. (2013). Personality disorder and validity: A history of
controversy.
Zengin, A. (2021). Karahanlı Türkçesi Metinlerinde Kadınlarla İlgili Kelime ve Kalıp
İfadeler . Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi , 61 (2) , 763-786 . DOI:
10.26650/TUDED2021-1001065
Zettl, M., Taubner, S., Hutsebaut, J., & Volkert, J. (2019). [Psychometric Evaluation of the
German Version of the Semi-Structured Interview for Personality Functioning DSM-
5 (STiP-5.1)]. Psychotherapie, Psychosomatik, medizinische Psychologie, 69(12),
499-504. https://doi.org/10/gqhq8p
102
Zimmerman, M., Rothschild, L., & Chelminski, I. (2005). The prevalence of DSM-IV
personality disorders in psychiatric outpatients. The American Journal of Psychiatry,
162(10), 1911-1918. https://doi.org/10/b59p35
Zimmermann, J., Benecke, C., Bender, D. S., Skodol, A. E., Schauenburg, H., Cierpka, M.,
& Leising, D. (2014). Assessing DSM–5 Level of Personality Functioning From
Videotaped Clinical Interviews: A Pilot Study With Untrained and Clinically
Inexperienced Students. Journal of Personality Assessment, 96(4), 397-409.
https://doi.org/10/gf5367
103
6. EKLER
Ek 1. Etik Kurul Kararı
104
Ek 2. Onam Formu
Araştırmanın Adı :
Kİ
Ş
İLİK
İŞ
LEVSELLİ
Ğ
İNİ DE
Ğ
ERLENDİRMEYE YÖNELİK ÜÇ
ÖLÇÜM ARACINI (STIP 5.1, LPFS-BF, SIPP-SF) TÜRKÇEYE UYARLAMA ÇALI
Ş
MASI
07.10.2019
Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar İçin Bilgilendirilmiş Gönüllü Olur
Formu
Belge Kodu
Rev. Tarihi / No.su:
Sayfa
Form 3
11.07.2019/ADÜTF
GOEK07
1/3
BİLGİLENDİRİLMİ Ş GÖNÜLLÜ OLUR FORMU (BGOF) ( FORM 3)
ÇALIŞMANIN AMACI NEDİR?
Bu araştırmanın amacı kişilik işlevselliğini ölçen üç farklı testin türkçeye uyarlanmasıdır. Verilecek
ölçekler kişiliğin karşılıklı ilişki kurma gibi bazı işlevlerini ölçmeyi amaçlamaktadır.
KATILMA KOŞULLARI NEDİR?
Bu çalışmaya dahil edilebilmeniz için 18 yaşından büyük ve en az ilkokul mezunu olmanız gerekir.
NASIL BİR UYGULAMA YAPILACAKTIR?
Katılımcılara yazılı olarak dolduracakları ölçekler verilecektir. Ayrıca katılımcılarla 30-45 dk arası
süren bir yarı yapılandırılmış görüşme yapılacaktır.
SORUMLULUKLARIM NEDİR?
Araştırma ile ilgili olarak verilen ölçekleri eksiksiz doldurmak ve sorulacak sorulara samimi cevap
vermek sizin sorumluluklarınızdır. Bu koşullara uymadığınız durumlarda araştırıcı sizi uygulama dışı
bırakabilme yetkisine sahiptir.
KATILIMCI SAYISI NEDİR?
Araştırmada yer alacak gönüllülerin sayısı 180’dir.
ÇALIŞMANIN SÜRESİ NE KADAR ?
Bu araştırma için öngörülen süre 2 yıldır.
GÖNÜLLÜNÜN BU ARAŞTIRMADAKİ TOPLAM KATILIM SÜRESİ NE KADAR ?
Bu araştırmada yer almanız için öngörülen zamanınız 1-1,5 saatir.
ÇALIŞMAYA KATILMA İLE BEKLENEN OLASI YARAR NEDİR?
Bu araştırmada sizin için beklenen yararlar kişilik patolojisinin saptanmasında etkili olduğu yurtdışı
çalışmalarda gösterilen üç ölçeğin Türkçeye kazandırılmasıdır.
ÇALIŞMAYA KATILMA İLE BEKLENEN OLASI RİSKLER NEDİR?
Bu araştırmada uygulanacak ölçekler kişilik yapısını anlamaya yönelik ölçeklerdir. Eski, sıkıntılı
yaşantılar gibi yaşantıların sorgulanması yapılmayacağından genel olarak araştırmada belirli bir risk
yoktur. Yine de bazı sorular kişiliğinizde hoşlanmadığınız yönlerinizi size hatırlatabileceğinden bir
miktar rahatsızlığa yol açabilir.
ÇALIŞMAYA KATILMAM NEDENİYLE HERHANGİ BİR ÖDEME YAPILACAK MIDIR?
Bu araştırmada yer almanız nedeniyle size hiçbir ödeme yapılmayacaktır.
ARAŞTIRMAYA KATILMAYI KABUL ETMEMEM VEYA ARAŞTIRMADAN AYRILMAM
DURUMUNDA NE YAPMAM GEREKİR?
Bu araştırmada yer almak tamamen sizin isteğinize bağlıdır. Araştırmada yer almayı reddedebilirsiniz
ya da herhangi bir aşamada araştırmadan ayrılabilirsiniz. Araştırmanın sonuçları bilimsel amaçla
kullanılacaktır; çalışmadan çekilmeniz ya da araştırıcı tarafından çıkarılmanız durumunda, sizle ilgili
tıbbi veriler bilimsel amaçla kullanılmayacaktır.
LÜTFEN DİKKATLİCE OKUYUNUZ !!!
Bu çalışmaya katılmak üzere davet edilmiş bulunmaktasınız.Bu çalışmada yer almayı kabul etmeden önce
çalışmanın ne amaçla yapılmak istendiğini anlamanız ve kararınızı bu bilgilendirme sonrası özgürce
vermeniz gerekmektedir. Size özel hazırlanmış bu bilgilendirmeyi lütfen dikkatlice okuyunuz, sorularınıza
açık yanıtlar isteyiniz.
105
Araştırmanın Adı :
Kİ
Ş
İLİK
İŞ
LEVSELLİ
Ğ
İNİ DE
Ğ
ERLENDİRMEYE YÖNELİK ÜÇ
ÖLÇÜM ARACINI (STIP 5.1, LPFS-BF, SIPP-SF) TÜRKÇEYE UYARLAMA ÇALI
Ş
MASI
07.10.2019
Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar İçin Bilgilendirilmiş Gönüllü Olur
Formu
Belge Kodu
Rev. Tarihi / No.su:
Sayfa
Form 3
11.07.2019/ADÜTF
GOEK07
2/3
KATILMAMA İLİŞKİN BİLGİLER KONUSUNDA GİZLİLİK SAĞLANABİLECEK MİDİR?
Size ait tüm tıbbi ve kimlik bilgileriniz gizli tutulacaktır ve araştırma yayınlansa bile kimlik bilgileriniz
verilmeyecektir, ancak araştırmanın izleyicileri, yoklama yapanlar, etik kurullar ve resmi makamlar
gerektiğinde tıbbi bilgilerinize ulaşabilir. Siz de istediğinizde kendinize ait tıbbi bilgilere ulaşabilirsiniz
Çalışmaya Katılma Onayı:
Yukarıda yer alan ve araştırmaya başlanmadan önce gönüllüye verilmesi gereken bilgileri
gösteren 2 sayfalık metni okudum ve sözlü olarak dinledim. Aklıma gelen tüm soruları araştırıcıya
sordum, yazılı ve sözlü olarak bana yapılan tüm açıklamaları ayrıntılarıyla anlamış bulunmaktayım.
Çalışmaya katılmayı isteyip istemediğime karar vermem için bana yeterli zaman tanındı. Bu koşullar
altında,bana ait tıbbi bilgilerin gözden geçirilmesi, transfer edilmesi ve işlenmesi konusunda araştırma
yürütücüsüne yetki veriyor ve söz konusu araştırmaya ilişkin bana yapılan katılım davetini hiçbir
zorlama ve baskı olmaksızın büyük bir gönüllülük içerisinde kabul ediyorum. Bu formu imzalamakla
yerel yasaların bana sağladığı hakları kaybetmeyeceğimi biliyorum.
Bu formun imzalı ve tarihli bir kopyası bana verildi.
GÖNÜLLÜNÜN
İMZASI
ADI &
SOYADI
ADRESİ
TEL. & FAKS
TARİH
106
Araştırmanın Adı :
Kİ
Ş
İLİK
İŞ
LEVSELLİ
Ğ
İNİ DE
Ğ
ERLENDİRMEYE YÖNELİK ÜÇ
ÖLÇÜM ARACINI (STIP 5.1, LPFS-BF, SIPP-SF) TÜRKÇEYE UYARLAMA ÇALI
Ş
MASI
07.10.2019
Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar İçin Bilgilendirilmiş Gönüllü Olur
Formu
Belge Kodu
Rev. Tarihi / No.su:
Sayfa
Form 3
11.07.2019/ADÜTF
GOEK07
3/3
VELAYET VEYA VESAYET ALTINDA BULUNANLAR İÇİN VELİ VEYA VASİNİN
İMZASI
ADI &
SOYADI
ADRESİ
TEL. & FAKS
TARİH
ARAŞTIRMA EKİBİNDE YER ALAN VE YETKİN BİR ARAŞTIRMACININ
İMZASI
ADI &
SOYADI
TARİH
GEREKTİĞİ DURUMLARDA TANIK
İMZASI
ADI &
SOYADI
GÖREVİ
TARİH
107
Ek 3. STIP 5.1 Uygulama Kitapçığı
Kişilik İşlevselliği
için
Yarı Yapılandırılmış Görüşme
STİP 5.1
Giriş
Önce görüşme yapılacak kişiyle tanışın ve görüşmenin içeriği hakkında bilgilendirin:
“Bu görüşme kişiliğiniz ile ilgilidir. Başka bir deyişle, kendinizle ilgili ne düşündüğünüzü, nasıl hissettiğinizi,
karakteristik özelliklerinizin ve belirlediğiniz hedef
lerin neler olduğunu konuşacağız. Bunların yanında, diğer
insanlarla nasıl iletişim kurduğunuzu da konuşacağız.”
Görüşme güncel işlevsellikle ilgilidir. Görüşmeci olarak, somut örnekler istediğinizde, güncel olanları ve tercihen
son bir kaç haftayla ilgil
i olanları ortaya çıkarmaya çalışın. Eğer görüşülen kişi olağan dışı bir durum içindeyse (ör.
hastanede yatma,) daha uzun bir süreyi göz önüne alın.
Görüşmenin
düzenlenişi:
-
Görüşmedeki DSM-5 (bölüm III) Kişilik İşlevsellik Düzeyleri Ölçeğine uygun puanlama seçenekleri sol
sayfada listelenmiştir. Görüşme esnasında alınan bilgilerin geçici bir puanlamaya yetip yetmeyeceğine
karar vermek için bu ölçüt listesine başvurulabilir. Tüm alt alanlar için kesin puanlar ancak görüşme
tamamlandıktan sonra verilir.
-
Sağ sayfanın ilk sütununda, görüşme sırasında sorulabilecek sorular sıralanmıştır. Görüşme huni
biçiminde yapılandırılmış olup, açık uçlu sorularla başlar. Açık uçlu soruya alınan cevaba dayanarak bir
puan vermek mümkünse, daha ileri sorgulamaya gerek yoktur. Ancak bu sorulara verilen cevaplar
puanlama için yeterli olmazsa, belirli unsurların daha ayrıntılı değerlendirilmesi için yardımcı sorular
yöneltilebilir. Sonunda, görüşmeci aldığı cevapları sayfanın solunda tarif edilen işlevsellik düzeylerinden
belli birine karşılık gelecek biçimde düzenleyerek görüştüğü kişiye yöneltir; böylelikle vereceği puanı onun
onaylayıp onaylamadığını kontrol eder.
-
Belirsiz durumlarda, kişilik işlevselliğinin puanlanması gereken yönlerini daha iyi kavrayabilmek için
yardımcı sorular kullanılabilir. Yardımcı sorular sorulduktan sonra bile puanlamada hâlâ zorlanılıyorsa,
daha fazla bilgi edinmek üzere seçmeli bir soru yöneltilmelidir. Seçmeli soru, karara varılacak olan farklı
kişilik işlevselliğinin düzeylerine karşılık gelen iki seçenek sunar (A’yı mı yoksa B’yi mi kastediyorsunuz?).
Test sorusunun seçeneklerini, iki işlevsellik düzeyini zıt uçlara doğru çekerek oluşturun (örneğin 1 ve 2
puanları arasında kararsız kaldıysanız, 1 seçeneğini 0’a, 2 seçeneğini de 3’e yaklaştıracak biçimde sunun);
daha sonra görüştüğünüz kişinin seçimini belirtmesini isteyin (daha fazla soru örneği için kılavuza bakın).
-
Sağdaki sayfanın ikinci sütununda, görüşmecinin puanlama yapmadan önce iyice öğrenip anlaması
gereken kişilik işlevselleği bileşenlerinin karakteristik yanları açıklanmıştır. Görüşmeci, puan vermeye
yetecek kadar bilgi toplanıp toplanmadığını belirlemek için, bu açıklamaları kısa yol olarak kullanabilir.
108
KİŞİLİK İŞLEVSELLİK DÜZEY ÖLÇEĞİ
1.1
Kendini, Başkaları ile arasındaki sınırları netleşmiş, benzersiz biri olarak görme
0.
Kendi benzersizliğinin her zaman farkında; role uygun sınırları korumakta
1.
Kendi olma duygusu nispeten sağlam, ancak ruhsal sıkıntı veya güçlü duygular yaşadığında
sınırlarının netliği kısmen azalmakta
2.
Kimliğini tanımlamada başkalarına fazla dayanmakta; sınırlarını çizmesi zayıf
3.
Özerklik ve hayatı üzerinde söz sahibi olma (faillik) hissi zayıf; kim olduğundan emin değil veya
boşluğa düşmüş hissetmekte. Sınır tanımı yetersiz ya da katı: Ya başkalarıyla aşırı özdeşim
yapmakta, ya başkalarından bağımsızlığa aşırı önem vermekte, ya da bunlar arasında gelgitler
yaşamakta
4.
Özerk, benzersiz, hayatı üzerinde söz sahibi (fail) biri olma hissi neredeyse yok ya da bu his,
dışarıdan kötülük görme algısına dayanarak oluşmakta. Başkalarıyla arasındaki sınırlar karışmış
veya hiç yok
KİMLİK
SORULAR
BİLGİ TOPLAMA
KİMLİK
1.1 Benzersiz olma /sınırlar
İlk sorularım kişiliğinizle ilgili olacak
1.
Kendinizi nasıl tanımlarsınız? Nasıl bir insansınız?
Yardımcı Sorular:
•
Kişilik bakımından sizi başkalarından ayıran
özellikleriniz nelerdir?
•
Kim olduğunuza dair ne kadar net bir imajınız
var?
•
Kendinizi boşlukta hissettiğiniz veya artık kim
olduğunuzu bilmediğiniz hissine kapıldığınız
zamanlar oluyor mu?
2.
Gerçekten kendiniz olmayı ve öyle kalmayı ne ölçüde
becerebiliyorsunuz? Diğer insanlarla birlikte
olduğunuz zamanlarda da kendiniz olmayı
sürdürebiliyor musunuz?
Yardımcı Sorular:
•
Bazen ortama ayak uydurmak için fazlasıyla
çabaladığınız veya etki altında kaldığınız, neredeyse
kendiniz olmaktan çıkacak noktaya geldiğiniz
oluyor mu? Oluyorsa ne sıklıkla?
•
Böyle durumlarda, kendinizi tamamen
kaybetme noktasına ne kadar yaklaşıyorsunuz
?
•
Bazen kendinizi tanıyamadığınız, içinizden “bu ben
değilim” veya “kendimde değilim” diye
geçirdiğiniz aşırı gergin veya duygusal anlarınız
oluyor mu?
•
Başkalarının size karşı olduğunu düşündüğünüz
veya tehdit altında hissettiğiniz anlarda kendiniz
olmaktan çıktığınız sık oluyor mu?
•
Bazen sırf kendinizi ortaya koyabilmek için
başkalarına diklendiğiniz veya kasıtlı olarak karşı
çıktığınız oluyor mu?
Aşağıdaki iki konuyu iyice
öğreniderinlemesine anlamaya çalışın:
1.
Kişinin net bir benlik/kendilik duygusu var
mı?
2.
Kişi, kendilik duygusunu stres
altındayken ve başkalarıyla birlikte
olduğunda da sürdürebiliyor mu?
Somut örnekler isteyin.
109
KİŞİLİK İŞLEVSELLİK DÜZEY ÖLÇEĞİ
1.2
Özdeğerin (self-esteem) kararlı ve kendini değerlendirmenin doğru olması
0.
Kendini doğru şekilde değerlendirmekte, buna tutarlı ve kendi kendine düzenleyebildiği olumlu
özdeğer eşlik etmekte
1.
Zaman zaman özdeğer duygusunun azalmasıyla birlikte kendini aşırı eleştirel veya bir ölçüde
çarpıtılmış biçimde değerlendirmekte
2.
Onaylanma arzusu ve dış değerlendirmeler konusundaki abartılmış ilgi ile kendini gösteren,
zedelenebilir özdeğere sahip. Aşağılık veya eksiklik duyguları var ve bunları gidermek için
kendini olduğundan çok daha iyi veya kötü değerlendirmekte.
3.
Özdeğer duygusu çok kırılgan olup olaylardan kolayca etkilenmekte, benlik imajı tutarlı
olmaktan uzak. Kendini değerlendirmesi uçlarda; ya kendinden tiksinme, ya şişinme, ya da
bunları mantıklı ve gerçekçi olmayan biçimde karışımı söz konusu
4.
Benlik imajı dayanıksız veya çarpıtılmış olduğundan başkalarıyla etkileşime girdiğinde
kolayca sarsılmakta, kendini değerlendirmesinde belirgin çarpıtmalar ve kafa karışıklığı
bulunmakta.
KİMLİK
SORULAR
BİLGİ TOPLAMA
KİMLİK
1.2 Kendine verdiği değer / Kendini değerlendirme
Aşağıdaki sorular kendinize ne kadar değer verdiğinizle ilgilidir.
1.
Kendinizden ne kadar memnunsunuz?
Yardımcı Sorular:
•
Kendiniz hakkındaki olumlu veya olumsuz
duygularınız ne kadar belli olur?
•
Kendinizle ilgili olumsuz duygularınız kendinizi itici
bulacak (veya gerçekten sevmeyecek) kadar aşırı
olabilir mi?
•
Kendinizle ilgili olumlu duygularınızın orantısız
denebilecek kadar aşırı noktalara vardığı
olabiliyor mu?
2.
Kendinizden özellikle memnun olmanıza veya olmamanıza
yol açan şeyleri açıklayabilir misiniz?
Yardımcı Soru:
•
Kendinizi hiç beğenmediğinizi (veya çok fazla
beğendiğinizi) fark ettiğiniz ya da başkalarından
duyduğunuz oldu mu? Kendinizi nasıl gördüğünüzün
ve kendinizden ne kadar hoşnut olduğunuzun, hayatta
başardığınız veya başarabileceğiniz şeylerle
uyuşmadığını fark ettiğiniz oluyor mu?
3.
Kendinizle ilgili duygularınız ne kadar dalgalı, yani
inişli çıkışlıdır?
Yardımcı Sorular:
•
Bu iniş çıkışların neyle ilgili veya neye bağlı olduğunu
söyleyebilir misiniz?
•
Başkalarının sizin hakkınızdaki düşünceleri
kendinizle ilgili duygularınız üzerinde ne derecede
belirleyicidir?
Aşağıdaki üç konuyu derinlemesine
anlamaya çalışın:
1.
Kişi kendine yeterince değer vermekte
mi?
2.
Kişinin kendine verdiği değer, görünen
başarıları ve kişisel nitelikleri ile uyuşuyor
mu?
3.
Kişinin kendine verdiği değer, (örneğin
başarısızlık veya eleştirilme gibi durumlarda)
yeterince kararlı mı? Kişinin kendine verdiği
değer daha çok içsel olarak mı düzenleniyor
yoksa dış koşullar ve/veya değerlendirmelere
(başarısızlık veya eleştiri gibi)bağlı iniş
çıkışlar mı gösteriyor?
Somut örnekler isteyin.
110
KİŞİLİK İŞLEVSELLİK DÜZEY ÖLÇEĞİ
1.3
Çeşitli duyguları yaşayabilme ve düzenleyebilme yetisi
0. Duyguları tüm çeşitliliği ile yaşayabilmekte, kabullenebilmekte ve düzenleyebilmekte
1. Güçlü duygular rahatsızlık verebilmekte, buna duygu yelpazesinde bir daralma eşlik etmekte
2. Duygular, dışarıdan gelen olumlu değerlendirmelere dayanarak düzenlenmekte. Kişinin kendine verdiği
değeri tehlikeye sokan şeyler, öfke/hiddet ve utanç gibi güçlü duygular uyandırmakta
3. Ya çok değişken duygular yaşamakta ya da yapışıp kalan amansız bir çaresizlik duygusuna kapılmakta
4. Bağlamla veya içsel yaşantıyla uyumlu olmayan duygular yaşamakta. Nefret ve saldırganlık, her ne
kadar yadsınıp başkalarına yansıtılsa da, baskın duygular olabilmekte
KİMLİK
SORULAR
BİLGİ TOPLAMA
KİMLİK
1.3 Duygular
Bundan sonraki sorularım duygularınızla ilgili olacak.
1. Gündelik hayatınızda ne gibi duygular yaşarsınız?
Yardımcı Soru:
•
Söylediklerinize ek olarak, içinizde keder, kızgınlık, korku
ve mutluluk duygularını da fark ettiğiniz olur mu?
2.
Yaşadığınız duygular ne kadar yoğun olabilir?
Duygularınızın sizi ezip geçtiği zamanlar olur mu
Yardımcı Sorular:
•
Kızgınlık duygularınızın öfke ya da nefret hissine,
hatta kendinizden nefret etmeye döndüğü
zamanlar olur mu? Sözünü ettiğimiz duygular
günlük hayatınızda ne kadar baskındır?
•
Keder duygularının ümitsizliğe dönüştüğü olur mu? Bu
her gün olur mu?
3.
Duygusal tepkilerinizin her zaman ne ölçüde açık bir
sebebi vardır? Duygusal tepkileriniz yerinde midir?
Yardımcı Sorular:
•
Durumun gerektirdiğinden çok daha güçlü duygusal
tepkiler verdiğiniz oluyor mu? Ne ölçüde?
Tepkilerinize “aşırı duygusal” denebilir mi?
•
Başkaları sizi eleştirdiğinde özellikle güçlü duygusal
tepki gösterdiğiniz oluyor mu? Ne ölçüde ve ne
sıklıkta?
•
Korkunç/dehşet verici olaylar karşısında beklenmedik
biçimde pek bir şey hissetmeyip, soğuk veya kayıtsız
hale geldiğiniz olur mu?
4.
Bu türden (bazen yoğun olabilen) duygularınızın
üstesinden gelmek konusunda ne kadar iyisiniz?
Yardımcı Sorular:
•
Duygularınızı yeterince kontrol altında
tutamamaktan korktuğunuz oluyor mu? Ne sıklıkla?
•
Duygularınızın yoğunlaşmasını canı sıkıcı
bulduğunuz oluyor mu? Ne ölçüde?
Aşağıdaki dört konuyu derinlemesine
anlamaya çalışın:
1.
Yaşadığı duygular ne kadar çeşitli, yani duygusal
yelpazesi ne kadar geniş/açık, ne kadar
dar/kısıtlı.
2.
Yaşadığınız duygular ne kadar yoğun?
3.
Duyguları içsel veya dışsal sebepler veya
bağlamlara ne kadar uygun düşmekte?
4.
Duyguları ne kadar iyi düzenlenebilmekte?
Somut örnekler isteyin.
111
KİŞİLİK İŞLEVSELLİK DÜZEY ÖLÇEĞİ
2.1
Birbiriyle tutarlı ve anlamlı amaçlar/hedefler peşinden koşma
0.
Kişisel yetilerinin gerçekçi değerlendirmesine dayanan, ulaşılabilir amaçlar/hedefler belirlemekte ve onlara
ulaşmaya çabalamakta
1.
Hedeflerine ulaşmaya yönelik çabaları ya çok aşırı, ya bir ölçüde ketlenmiş, ya da amaçları/hedefleri konusunda
çelişki yaşamakta
2.
Amaçları/hedefleri sıklıkla içinden gelmeyip, daha çok dışarıdan onay (kabul, beğeni, takdir) almak için
birer araç niteliğinde olduğundan, tutarlılık ve/veya kararlılıktan yoksun olabilmekte
3.
Kişisel amaçlar belirlemek ve/veya hedeflerine ulaşmak konusunda zorluk çekmekte
4.
Düşünceler ile eylemleri birbirinden ayıramamakta, bu yüzden hedef belirleme yetisi ciddi biçimde hasarlı,
dolayısıyla amaçları/hedefleri gerçekçi olmadığı gibi aralarında tutarlılık da yok
KENDİNİ YÖNLENDİRME
SORULAR
BİLGİ TOPLAMA
KENDİNİ YÖNLENDİRME
2.1 Amaçlar/hedefler
Bu bölümde, yaşamınızda varmak istediğiniz hedefler ve
hedeflerinize nasıl ulaşmaya çalıştığınızla ilgili sorularım olacak.
1.
Son zamanlarda kendiniz için belirlemiş olduğunuz hedefler
neler?
Yardımcı Sorular:
•
Hayatınıza yön vermek için kendinize
amaçlar/hedefler belirleyebiliyor musunuz?
•
Bir hedefe ulaşamayacağınızı gördüğünüzde,
hedeflerinizde uygun düzeltmeleri yapabiliyor
musunuz?
2.
Bunlar sizin için neden önemli amaçlar/hedefler?
Yardımcı Sorular:
•
Bunlar gerçekten sizin kendi kişisel hedefleriniz mi?
•
Hedeflerinizi başkalarının sizden beklentilerine uydurma
yönünde bir eğiliminiz olduğunu düşünür müsünüz?
3.
Kendiniz için belirlediğiniz hedeflere emin adımlarla ağır
ağır ulaşmayı ne ölçüde becerebiliyorsunuz?
Yardımcı Soru:
•
Kendinize gerçekçi olmayan, ulaşılması imkansız
hedefler belirleme yönünde bir eğiliminiz var mı?
Kendinizi olduğunuzdan fazla değerlendirdiğinizi,
yani ayaklarınızın yere basmadığını farkettiğiniz sık
olur mu?
Aşağıdaki dört konuyu derinlemesine
anlamaya çalışın:
1.
Kişi kendisi için hedefler belirleyebiliyor mu?
2.
Hedefleri kendine özgü ve kişisel mi?
3.
Hedefleri gerçekçi ve ulaşılabilir mi? Kişi
kendisi için hedefler belirlemekle kalmayıp,
bunlara gerçekten ulaşmak için adımlar
atmayı başarabiliyor mu?
Hem daha büyük ve uzun erimli hedefler, hem
daha ufak hedefler veya uzak hedeflere erişmek
için arada çıkılması gereken basamaklar burada
göz önüne alınmalıdır.
Kişiyi somut hedeflerinden söz etmeye zorlayın.
Ayrıca bu hedeflerine ulaşmak için çaba gösterip
göstermediğini ve ulaşabildiğini düşündüren
örnekler olup olmadığını açıklığa kavuşturun.
Somut örnekler isteyin.
112
KİŞİLİK İŞLEVSELLİK DÜZEY ÖLÇEĞİ
2.2
Yapıcı ve toplum yararını gözeten içsel davranış standartlarının kullanımı
0. Davranışları için uygun standartlar kullanmakta ve bir çok alanda başarıya doymakta
1. Gerçekçi olmayan veya toplumsal açıdan uygunsuz kişisel standartları olabilmesi kimi yönlerden doyumu
sınırlamakta
2. Kişisel standartları ya akıl almaz biçimde yüksek (ör.özel olma ve başkalarını hoşnut etme gereksinimi) ya
da düşük (ör.egemen toplumsal değer yargılarına aykırı). Hissettiği otantisite yokluğu, doyumu
zorlaştırmakta
3. Davranışları için içsel standartları belirsiz veya çelişkilidir. Yaşamı anlamsız veya tehlikeli bulmakta
4. Davranışları için içsel standartları yok gibidir. Gerçek anlamda doyum düşünülemeyecek kadar uzak
KENDİNİ YÖNLENDİRME
SORULAR
BİLGİ TOPLAMA
KENDİNİ YÖNLENDİRME
2.2 Standartlar
Sıradaki sorular, kendiniz için belirlediğiniz ölçü (norm) veya
standartlar, nasıl bunlara göre davrandığınız ve nasıl bu
standartları kullandığınızla ilgili.
1.
Sizin için önemli olan normal yaşama koşulları veya kuralları
nelerdir? Kendinizden istekleriniz veya beklentileriniz neler?
Yardımcı Sorular:
•
Kendi önünüze koyduğunuz net bir imaj var mı?
Ne veya nasıl olmanız gerektiğiyle ilgili bir imaj?
Ya da ne veya nasıl olmamanız gerektiğiyle ilgili bir imaj?
•
Kişisel standartlarınızı yaşamınıza yön vermek için kullanıyor
musunuz? Böyle yapmanız hayatınızı anlamlı/önemli
görmenize nasıl katkıda bulunuyor?
2.
Kendi önünüze koyduğunuz standartları nasıl
ayarlıyorsunuz? Standartlarınıza uyma konusunda ne kadar
başarılısınız?
Yardımcı Sorular:
•
Önünüze koyduğunuz standartlara uymak konusunda
kendinize karşı ne kadar sertsiniz?
•
Kendinizden çok fazla (ve ya çok az) şey bekleme
yönünde bir eğiliminiz var mıdır?
Aşağıdaki iki konuyu derinlemesine
anlamaya çalışın:
1.
Kişinin uyması veya yaşamında yol gösterici
olarak tutunması gereken açık seçik içsel
norm ve standartları var mı?
2.
Kişi bu normları, çok sıkı veya katı olmayacak
ama çok da gevşek olmayacak biçimde nasıl
ayarlamakta ve hayatını ne ölçüde bunlara
uyarak sürdürmeyi becermekte?
Somut örnekler isteyin.
113
KİŞİLİK İŞLEVSELLİK DÜZEY ÖLÇEĞİ
2.3
Verimli biçimde kendini anlamaya çalışma yetisi
0.
İçsel yaşantılarını anlamaya çalışıp içsel yaşantılarından yapıcı anlamlar çıkarabilmekte
1.
İçsel yaşantılarını anlamaya çalışabilmekte, ancak kendiyle ilgili bilgi türlerinden sadece biri (ör.
düşünceler veya duygular) üzerinde aşırı durabilmekte
2.
İçsel yaşantılarını anlamaya çalışma kapasitesinde eksiklik var
3.
Kendi zihinsel süreçlerini anlamaya çalışma ve anlama yetisinde belirgin bozukluk var
4.
Kendi yaşantılarını yapıcı biçimde anlamaya çalışma yetisi derinden hasarlı. Kişisel güdülenmelerini
tanıyamamakta ve/veya kendinin dışında olarak deneyimlemekte
KENDİNİ YÖNLENDİRME
SORULAR
BİLGİ TOPLAMA
KENDİNİ YÖNLENDİRME
2.3 Kendini anlamaya çalışma
Sıradaki sorular, kendinizi anlama kapasiteniz
hakkında.
1.
İçinizde neler olup bittiğini, yani ne düşündüğünüzü, ne
hissettiğinizi ve ne istediğinizi anlamak konusunda genel
olarak ne kadar iyisinizdir?
Yardımcı Sorular:
•
Neden öyle hissettiğinizi veya neden öyle
yaptığınızı anlamak konusunda genel olarak ne
kadar iyisiniz?
•
Kafanızın karıştığı ve kendinizi hiç anlayamadığınız
zamanlar oluyor mu?
•
Kendinizi anlamaya çalışırken, her şeye temel olarak
mantıksal açıdan yaklaşma ve çözümleme eğilimi mi
gösterirsiniz? Yoksa bütünüyle içgüdülerinizi takip eder,
kendinizle ilgili hislerinize ve sezgilerinize mi
güvenirsiniz?
Aşağıdaki konuyu derinlemesine anlamaya
çalışın:
1. Kişi kendi zihinsel süreçlerini (düşünceler,
duygular, arzular, niyetler) anlamaya
çalışabilmekte mi, yoksa bu konuda kafası
karışık ve kendi zihinsel süreçlerine
dışarıdan bakamaz durumda mı? Hem
duygu ile içgörü arasında, hem de zihinsel
anlama ile sezgisel hissetme arasında
denge kurabilmekte mi?
Somut örnekler isteyin.
114
KİŞİLİK İŞLEVSELLİK DÜZEY ÖLÇEĞİ
3.1
Başkalarının yaşantı ve motivasyonlarını anlayıp önemseme
0.
Çoğu durumda başkalarının yaşadıklarını ve davranışlarının ardındaki itici güçleri (motivasyonlarını) doğru
anlayabilmekte
1.
Başka insanların yaşadıklarını anlayıp önemseme yetisinde bir miktar kısıtlılık var; başkalarını yersiz
beklentilere veya ipleri eline geçirme arzusuna sahip insanlar olarak görmeye yatkın olabilmekte
2.
Başkalarının yaşantılarına fazlaca duyarlı, ama sadece kendisiyle ilgili olduğu ölçüde
3.
Başkalarının duygu, düşünce ve davranışlarını önemseme ve anlama yetisinde belirgin kısıtlılık
söz konusu; başka insanların yaşadıklarının çok belirli yanlarının, özellikle de zayıflıklarının ve acı
çekmelerinin, farkına varabilmekte
4.
Başkalarının yaşadıklarını önemseme ve anlama yetisinde ağır hasar
EŞDUYUM
SORULAR
BİLGİ TOPLAMA
E
ŞDUYUM
3.1 Başkalarını anlama
Sıradaki sorular, başkalarını anlama kapasiteniz hakkında;
yani kendinizi başkalarının hislerine, isteklerine veya
niyetlerine göre nasıl ayarladığınız, nasıl duygularını
paylaştığınızla ilgili.
1.
Bu anlamda neyi iyi yaptığınızı, neyi pek de iyi
yapamadığınızı tarif edebilir misiniz? Başka insanların tam
olarak ne hissettiği, ne düşündüğü, ne istediğini çoğunlukla
ne ölçüde anlayabilmektesiniz?
Yardımcı sorular:
•
Kendinizi ne ölçüde başkalarının nasıl hissettiğini
ve düşündüğünü anlamaya çabalayan biri olarak
görüyorsunuz?
•
Acaba başka insanların içinde gerçekte ne olup bittiğine
çoğu zaman aldırmayan biri olabilir misiniz?
•
Başkalarının duygularını veya düşüncelerini tam olarak
anlayamadığınız zamanlar oluyor mu?
2.
Başkalarının ne düşündüğü veya ne hissettiğini okumaya
çalışırken, boşlukları hızlıca doldurmaya ne ölçüde
eğilimlisiniz? Bu eğilim, başkalarının gerçekte ne
düşündüğü veya hissettiğini (istemeden de olsa) gözden
kaçırmanıza ne ölçüde yol açmakta?
Yardımcı sorular:
•
Başkalarını anlamaya çalışırken ne ölçüde belirli
duygulara ve düşüncelere seçici olarak duyarlısınız?
•
Başkalarındaki incinebilir yerleri aramaya (mesela
onları incitmek için) ne ölçüde eğilimlisiniz?
Aşağıdaki iki konuyu derinlemesine
anlamaya çalışın:
1.
Kişi, başka birinin düşünce çizgisini ve
duygusal dünyasını yeterince takip
edebilmekte ve kavrayabilmekte mi?
2.
Kişi, başka birinin düşünce ve duygularını
kendininkilerden ayrı olarak (yani
kendininkilerle karıştırmadan) tanıyabilmekte
ve anlayabilmekte mi? Kişide başkalarının
belirli duygularına (ör: öfke,
reddetme/reddedilme, yüzüstü
bırakma/bırakılma) karşı özellikle duyarlı olma
yönünde, başka insanların niyetlerini
yorumlama tonunu açıkça etkileyebilen bir
eğilim söz konusu mu?
Somut örnekler isteyin.
115
KİŞİLİK İŞLEVSELLİK DÜZEY ÖLÇEĞİ
3.2
Farklı bakış açılarını hoş karşılama
0.
Anlaşamıyor olsa bile, başka insanların bakış açılarını önemsemekte ve kavramakta
1.
Farklı bakış açılarını dikkate alıp anlayabilmekle birlikte, bu konuda ayak sürümekte
2.
Aşırı ölçüde ben merkezli; başka insanların yaşadıklarını önemseme ve anlama, çeşitli bakış açılarını dikkate
alma kapasitesinde belirgin zayıflık söz konusu
3.
Genel olarak farklı bakış açılarını göz önüne almayı becerememekte; fikir ayrılıkları veya farklı görüşlerden
çok tedirgin olmakta
4.
Başkalarının bakış açılarına neredeyse hiç dikkatini verememekte (her an tetikte olan dikkati, kendi
gereksinimlerini doyurmaya ve zarardan kaçınmaya odaklanmış durumda)
EŞDUYUM
SORULAR
BİLGİ TOPLAMA
E
ŞDUYUM
3.2 Bakış açıları
Hepimiz ara sıra karşımızdaki insanların bakış açılarının
kendi bakış açımızdan farklı olduğu anlar yaşarız. Böyle bir
durumun genellikle nasıl üstesinden geldiğinizle ilgili bir kaç
sorum olacak.
1.
Bir konu ve olaya başka insanların hangi noktadan baktığını
kavramak konusunda, özellikle görüşleri veya bakış noktaları
sizinkinden farklı olduğunda ne kadar iyisiniz? Bu işin
üstesinden iyi veya kötü nasıl geliyorsunuz?
Yardımcı sorular:
•
Kendinizi başka birilerinin yerine koymakta zorluk
çektiğiniz ve bu yüzden baktıkları noktaya neylerin
sonucunda geldiklerini anlayamadığınız zamanlar oluyor
mu?
•
Bir konuda başka birinin sizden tümüyle farklı bir
görüşte olduğunu veya konuya bambaşka bir noktadan
baktığını fark etmediğiniz zamanlar oluyor mu?
•
Bir konuya başka birinin hangi noktadan
baktığıyla aslında pek de ilgilenmediğiniz
oluyor mu?
2.
Bir konu ve olaya kesinlikle sizden farklı bir noktadan
bakan ve farklı görüşte olan biriyle ne kadar iyi
geçinebilirsiniz?
Yardımcı sorular:
•
İnsanların size inatçı olduğunuzu veya fikrinizden hiç
dönmediğinizi söyledikleri olur mu?
•
Böyle söylediklerinde, ortada sadece bir fikir ayrılığı mı
olduğunu düşünürsünüz, yoksa işin daha kişisel
olduğunu ve sizin karşınızda olduklarını mı?
Aşağıdaki iki konuyu derinlemesine
anlamaya çalışın:
1.
Kişi, başkalarının farklı bakış açılarına
sahip olabileceğini görebilmekte ve
anlayabilmekte midir?
2.
Kişi, kendisinden farklı görüşlere sahip
kimselere karşı neler yaşamaktadır?
Somut örnekler isteyin.
116
KİŞİLİK İŞLEVSELLİK DÜZEY ÖLÇEĞİ
3.3
Davranışlarının başkaları üzerinde etkisini anlama
0.
Yapıp ettikleriyle başka insanları nasıl etkilediğinin farkında
1.
Davranışlarının başka insanları nasıl etkilediğinin bazen farkında, bazen de değil
2.
Davranışlarının başka insanları nasıl etkilediğinin genellikle ya farkında değil, ya umurunda değil, ya
da etkiye ilişkin değerlendirmeleri gerçekçi değil
3.
Kendi davranışlarının başka insanları nasıl etkilediğinin ya farkında değil ya bu konuda kafası karışık;
insanların düşünce ve davranışları karşısında sık sık şaşkınlığa düşmekte, yıkıcı güdülerini sıklıkla başkalarına
atfetmekte
4.
Sosyal etkileşimler kafasını karıştırıp sersemlemesine ve yöneliminin bozulmasına yol açabilmekte
EŞDUYUM
SORULAR
BİLGİ TOPLAMA
E
ŞDUYUM
3.3. Etki
İzleyen sorular, davranışınızın başkaları üzerindeki etkisini
değerlendirme yetinizle ilgilidir.
1.
Yaptığınız şeylerin başkaları üzerinde yaratacağı etkiyi
öngörmek konusunda ne kadar iyisiniz? Bu işte iyi olduğunuz
durumlar neler? Pek iyi olmadığınız durumlar neler?
Yardımcı sorular:
•
Davranışlarınızın başkaları için sonuçlarını çok fazla
dikkate almadığınız zamanlar oluyor mu?
•
Söylediğiniz veya yaptığınız bir şeyin başka biri
üzerinde uyandırdığı etkinin sizi şaşırttığı zamanlar
oluyor mu? Mesela o kişinin incinmiş veya
anlaşılmamış hissetmesinin sizi şaşırttığı zamanlar?
•
Söylediğiniz veya yaptığınız bir şeye başka birinin
nasıl karşılık verdiği üzerine uzun uzun
düşündüğünüz çok olur mu?
•
Başka insanlarla etkileşim içindeyken kendinizi veya
onları artık anlayamaz olduğunuz ve kafanızın
tamamen karıştığı zamanlar oluyor mu?
Aşağıdaki konuyu derinlemesine anlamaya
çalışın:
1. Kişi, davranışlarının bir başkası üzerindeki
etkisini anlayabiliyor ve öngörebiliyor mu?
Somut örnekler isteyin.
117
KİŞİLİK İŞLEVSELLİK DÜZEY ÖLÇEĞİ
4.1
Başkalarıyla bağların derinliği ve süresi
0.
Kişisel ve sosyal yaşamında çok sayıda doyurucu ve uzun sureli ilişki sürdürmekte
1.
Kişisel ve sosyal yaşamında uzun sureli ilişkiler kurabilmekle birlikte, ilişkilerinin doyuruculuğu ve
derinliğinde kimi sınırlılıklar söz konusu
2.
Kişisel ve sosyal yaşamında ilişkiler kurma kapasitesi ve arzusu bulunmakla birlikte, büyük ölçüde
yüzeysel bağlantılar kurabilmekte
3.
Kişisel ve sosyal yaşamında ilişkiler kurmayı bir miktar istemekle birlikte, olumlu ve uzun sureli bağlantılar
kurma kapasitesinde belirgin bozukluk söz konusu
4.
Yakınlaşma arzusu, ya derin bir ilgisizlik ya da zarar görmeyi bekleme nedeniyle çok sınırlı. Başkalarıyla
bağlantıları uzak, dağınık veya hep olumsuz
SAMİMİYET
SORULAR
BİLGİ TOPLAMA
SAMİMİYET
4.1 Bağlar
İzleyen sorular, başkalarıyla olan ilişkilerinizi ve iletişimizi nasıl
yürüttüğünüzle ilgili olacak. Bağlarınızla ilgili soruları yanıtlarken
yalnızca yakın olduğunuz kişilerle ilişkilerinizi değil, insanlarla iş okul,
mahalle gibi ortamlarda olan temaslarınızı da düşünün.
1.
Başka insanlarla ilişkilerinizin genelde nasıl olduğunu kabaca açıklar
mısınız? Başkalarıyla temasınızda sizin açınızdan yolunda giden ve
gitmeyen şeyler neler? Arkadaşlıklarınızı ve ilişkilerinizi
sürdürebilmek konusunda yolunda giden ve gitmeyen şeyler neler?
Yardımcı sorular:
•
Düzenli olarak görüştüğünüz insanların kimler olduğundan
söz eder misiniz?
•
İnsanlarla sizi memnun edecek tarzda iletişim
kurabiliyor musunuz?
•
Tanıştığınız insanların çoğuyla olumlu bir ilişki
sürdürebiliyor musunuz? Yoksa bağlantılarınız çoğu zaman
zar zor mu sürüyor?
Eğer görüşütüğünğüz kişi önemli herhangi bir ilişkiden söz etmiyorsa:
-
Her zaman böyle midir? Sizce bu durumun sebebi ile ne olabilir?
-
Bu, başkalarıyla iletişim kurmak için istek ya da ihtiyaç duyduğunuz
anlamına mı ,yoksa duymadığınız anlamına mı geliyor?
-
Hiç yakın ilişkiniz olmamasının acaba başka sebepleri de olabilir
mi?
2.
İlişkilerinizi ne denli doyurucu buluyorsunuz? Etrafınızdaki
insanlarla bağlarınız size ne kadar sıkı geliyor?
Yardımcı sorular:
•
İnsanları uzakta tutma eğiliminde olduğunuzu ve sonuç
olarak çoğu ilişkilerinizin yüzeysel kaldığını fark ediyor
musunuz?
3.
Dostlarınız, eşiniz ya da sevgiliniz, iş arkadaşlarınız, komşularınız ve
diğer tanıdıklarınızla bağlantınızı, zaman geçse de kalıcı ve
doyurucu kalacak biçimde sürdürme konusunda ne kadar iyisiniz?
Yardımcı sorular:
•
İnsanlarla ilişkilerinizin hızla can sıkıcı ya da çekişmeli hale
dönüştüğünü fark ettiğiniz oluyor mu?
•
İncinmekten veya zarar görmekten korktuğunuz
için başkalarını belli bir mesafede tutmak yönünde
bir eğiliminiz var mı?
Aşağıdaki üç konuyu derinlemesine
anlamaya çalışın:
1.
Kişinin başkalarıyla olumlu bağlar
kurabilme yetisi var mı?
2.
Bu bağları anlamlı mı?
3.
Bu bağları, uzun erimde yeterince kalıcı ve
olumlu mu?
Burada, özel alandaki ilişkilerin yanı sıra diğer
sosyal ilişkilerle de konu edilmektedir. Kişinin, geniş
bir olumlu ilişkiler ağı kurma ve bu ağı sürdürme
yetisinin olup olmadığını belirlemeye çalışın.
Bağlantı için özlem duyup duymadığını belirlemeye
çalışın.
Somut örnekler isteyin.
118
KİŞİLİK İŞLEVSELLİK DÜZEY ÖLÇEĞİ
4.2
Yakınlık kurma arzusu ve kapasitesi
0.
Esirgeyici, yakın ve karşılıklı (eşit, dengeli) ilişkileri arzulamakta ve böyle ilişkiler kurup sürdürmekte
1.
Çok yakın ve karşılıklı ilişkiler kurma yetisi ve arzusu olmakla birlikte, kendini ifade etmekte zorluğu
olabilmekte, yoğun duygular veya çatışmalar yaşandığında bazen kendini kapamakta
2.
Yakın ilişkilerinin daha çok duygularını düzenleme ve kendini değerli görme gereksinimlerini karşılamaya
hizmet etmekte, bu yüzden başkaları tarafından kusursuz anlaşılma yönünde gerçekçi olmayan bir
beklentisi olmakta
3.
İlişkilerinin temelinde, çok yakın biri(leri)ne mutlak ihtiyacın olduğu yönünde güçlü bir inanç ve/veya
istismar edilme veya yüz üstü bırakılma beklentileri yatmakta. Girdiği yakın ilişkiler hakkındaki hisleri,
korku/reddedilme ile umutsuzca bağ kurma arzusu arasında gidip gelmekte
4.
İlişkilerini sadece kendisine rahatlık mı, yoksa acı ve ızdırap mı verdikleri temelinde kavramlaştırmakta;
neredeyse başka hiçbir nokta üzerinde durmamakta.
SAMİMİYET
SORULAR
BİLGİ TOPLAMA
SAMİMİYET
4.2 Yakınlık
Şimdi sizin için önem taşıyan kişilerle olan ilişkilerinize
odaklanalım.
1.
İnsanlarla daha yakın ilişkilerinizin ve dostluklarınızın
olması sizin için ne kadar önemli? Niçin önemli veya niçin
değil? Bu konuda ne ölçüde başarılısınız?
Yardımcı sorular:
•
Bir başkasının sizinle gerçekten yakınlaşmasına izin
vermekte ne kadar iyisiniz?
•
Yakın bir ilişkide ne düşündüğünüz ve ne hissettiğiniz
hakkında sgerçekten açık olmak sizin ne kadar zor?
•
Çok yakın bir ilişkinizde, gerçekten kendiniz olmayı
ve kendiniz kalmayı ne ölçüde becerebilmektesiniz?
•
Yakın olduğunuz birisi ile ilişkinizde gergin anlar
yaşandığında, hemen aranıza belirgin bir uzaklık
girmiş gibi hisseder misiniz?
2.
İnsanlarla yakın ilişkileriniz ne kadar eşit ve karşılıklıdır?
Yardımcı sorular:
•
Başkalarının sizin hakkınızdaki düşünceleri ve
beklentilerine göre kendinizi ayarlamakla çok uğraşır
mısınız?
•
İlişkilerinizde kendinizi daima merkeze koymaya eğilimli
misinizdir; mesela karşınızdaki insanın her zaman sizinle
aynı fikirde olmasını veya sizi tümüyle anlamasını bekler
misiniz?
3.
Yakın ilişkileri sürdürmek ve onları canlı tutmakta ne kadar
başarılısınız? Bu tür ilişkilerde kendinizi ne kadar emin ve
güvende hissedersiniz?
Yardımcı sorular:
•
Önemli dostluklarınız ve ilişkilerinizin, mesela çok fazla
bağlanırsanız, bozulacağı korkusuna sık kapılır mısınız?
•
İlişkilerinizin sadece kendinizi düşünmeniz ve/veya az
özen göstermeniz yüzünden bozulduğu olur mu?
Çok yakın ilişkilerle ilgili aşağıdaki üç konuyu
derinlemesine anlamaya çalışın:
1.
Kişide, uzak ve yüzeysel değil de,
samimi/yakın bağlantılar kurma
kapasitesi söz konusu mu?
2.
İlişkilerinde benmerkezciliğin tersine
karşılıklılık/eşitliğin ağır bastığı
söylenebilir mi?
3.
Kişinin, uzun süreli, yakın ilişkilerde
güvende hissettiği söylenebilir mi?
Kişilerarası işlevsellik hakkında kuşkunuz
olursa, iki veya üç yakın ilişkiyi daha ayrıntılı bir
şekilde inceleyerek yukarıdaki konularla ilgili
yeterli bir kavrayış geliştirmeye çalışın.
Somut örnekler isteyin.
119
KİŞİLİK İŞLEVSELLİK DÜZEY ÖLÇEĞİ
4.3 Kişilerarası davranışlarda yansımasını bulan karşılıklı (iki taraflı) düşünme
0.
İşbirliği içinde çalışmakta ve karşılıklı kazanç için çabalamakta, başka insanların çeşitli görüş, duygu
ve davranışlarına esnek biçimde karşılık vermekte
1.
Gerçekçi olmayan standartları işbirliği kurmasını zorlaştırabilmekte; başka insanların görüş,duygu ve
davranışlarına saygı duyma ve karşılık verme yetisi bir miktar kısıtlı
2.
İlişkilerin karşılıklı olması gereğini gözden kaçırabilmekte ve daha çok kendi kişisel kazancını gözeterek
işbirliğine girmekte
3.
Çok az karşılıklılık söz konusu: Başka insanları değerlendirirken asıl olarak kendisini nasıl (olumlu veya
olumsuz) etkiledikleri noktasına odaklanmakta; işbirliği kurma çabaları, karşısındaki insanlar tarafından
küçümsendiği, önemsenmediği biçimindeki algıları yüzünden sıklıkla zora girmekte
4.
Sosyal ve kişilerarası davranışları karşılıklı (iki tarafı gözetir) tarzda olmayıp, daha çok kendi temel
gereksinimlerini doyurma veya canını yakan şeylerden kaçma çabasına dayanmakta
SORULAR
BİLGİ TOPLAMA
SAMİMİYET
4.3 Karşılıklı (iki taraflı) düşünme
İzleyen sorular başka insanlarla nasıl işbirliği kurduğunuzla
ilgilidir.
1.
Bir görev veya iş için başkalarıyla işbirliği yapmayı genellikle
ne kadar iyi başarırsınız?
Yardımcı sorular:
•
Başkalarının sizinle birlikte çalışmakta zorluk çektiği
yönünde bir izlenime kapıldığınız veya bu yönde sözler
işittiğiniz zamanlar olur mu?
•
İşte, okulda bazen anlaşmazlık yaşadığınız
zamanlar olur mu?
•
Yalnız mı yoksa başkalarıyla birlikte çalışmayı mı
tercih edersiniz?
2.
Bir iş üzerinde birlikte çalışırken başka
insanların katkılarını nasıl kullanırsınız?
Yardımcı sorular:
•
Birlikte çalışmanız gereken insanların görüşlerini (sizin
görüşlerinizden farklı olsalar bile) dikkate almak
konusunda ne kadar iyisiniz?
•
Başkalarının görüş ve önerilerine çok fazla kulak
verdiğinizi düşündüğünüz zamanlar olur mu? Böyle
durumlarda kendi görüş ve katkılarınızdan geriye ne
kadarı kalır?
•
Başka insanların, görüş ve fikirlerinin çoğunu sizinkilere
uydurması gerektiğini düşünür müsünüz?
Aşağıdaki iki konuyu derinlemesine
anlamaya çalışın:
1.
Kişide yapıcı işbirliği kurma yetisi var
mı?
2.
Kişide başkalarının görüşlerinden esnek
biçimde (ne gereğinden fazla ne de
gereğinden az dikkate alarak) yararlanma
yetisi bulunmakta mı?
Somut örnekler isteyin.
120
Ek 4. LPFS-BF 2.0
Aşağıdaki ifadelerden her birinin şu anda size ne ölçüde uyduklarını bildiriniz.
Çoğunlukla
Yanlış
Bazen
Yanlış
Bazen
Doğru
Çoğunlukla
Doğru
1. Çoğunlukla, gerçekte kim olduğumu bilmiyorum.
2. Kendimle ilgili çoğunlukla çok olumsuz düşünürüm.
3. Duygularım, daha ben ne olduklarını anlamadan, değişir.
4. Hayatımda nereye varmak istediğimle ilgili bir fikrim yok.
5. Çoğu zaman, kendi duygu ve düşüncelerimi anlamıyorum.
6. Çoğu zaman, kendimle ilgili gerçekçi olmayan beklentilerim
var.
7. Çoğu zaman, başkalarının duygu ve düşüncelerini anlamakta
zorluk çekiyorum.
8. Çoğu zaman, başkalarının farklı görüşlerine katlanmayı zor
bulurum
9. Davranışlarımın başkaları üzerinde nasıl bir etki yaptığını tam
anlayamam
10. İlişkilerim ve arkadaşlıklarım asla uzun sürmez.
11.
a. Çoğu zaman,ilişkiler daha özel hale geldiğinde kendimi çok
kolay incinebilir hissederim.
b. Yakın ilişkilerimde huzurlu/rahat değilim.
c. Çoğunlukla, insanların beni eninde sonunda terk edeceğini
zannederim.
12. Çoğu zaman, diğerleri ile karşılıklı memnun olduğumuz bir
birlik sağlayamıyorum.
121
Ek 5. SIPP-SF
Bu anket sizinle ilgili bir dizi ifadeden oluşmaktadır. Bu ifadeler son 3 ay içindeki duygu ve
düşüncelerinizle ilgilidir.. Her bir ifadeye ne ölçüde katıldığınızı veya katılmadığınızı
bildirerek, son 3 ay boyunca nasıl olduğunuzu tanımlamanız beklenmektedir. Bunu, nasıl
olduğunuzu en iyi açıklayan kutuyu işaretleyerek yapabilirsiniz..
Soruları cevaplarken son üç ayınızı hesaba katın.
Kendi fikriniz önemlidir, diğerlerinin sizinle ilgili fikirleri değil.
Soruyu dikkatlice okumanız önemlidir, ancak çok uzun düşünmeden yanıtlayın, aklınıza ilk
gelen genellikle en iyi yanıttır .
Her sorunun bir yanıtı olabilir.
Lütfen herhangi bir soruyu atlamayın.
Son 3 ayı düşündüğünüzde, aşağıdaki ifadelere ne ölçüde
katılıyorsunuz?
Çoğunlukla
Yanlış
Bazen Yanlış
Bazen Doğru
Çoğunlukla
Doğru
1. Bazen kendimi o kadar bunalmış hissediyorum ki tepkilerimi
kontrol edemiyorum.
2. İnsanları, farklı olsalar dahi, kolaylıkla oldukları gibi kabul
edebilirim.
3. Hayatın yaşamaya değer olduğuna fazlasıyla inanırım.
4. Genel olarak yaptığım etkinliklerden hoşlanırım.
5. Kişisel farklılıklar olsa da insanlarla ortak projelerde/işlerde
çalışabilirim.
6. Duygu ve düşüncelerimi paylaşmayı göze aldığım birileri
nadiren karşıma çıkar.
7. Eğer diğerleri ile bir şeyler yapmak için anlaşmışsam, bu
anlaşmaya sadık kalma eğiliminde olurum.
8. Birisi beni üzdüğünde genellikle içimden onu incitme hissi
geçer.
9. Genelde duygularımı yeterince kontrol ederim.
10. Bazen o kadar öfkelenirim ki etrafımdaki içimden insalara
vurup, tekmeleme hissi gelir/geçer.
11. Benimkinden farklı fikirleri olan insanlara saygı duymak bana
zor gelir.
12. Çoğu zaman, yaşamaya devam etmek için bir sebep göremem.
13. Bazı insanlar benim kaba biri olduğumu düşünür.
14. Başkalarına duygusal yakınlık göstermek bana zor gelir.
Son 3 ayı düşündüğünüzde, aşağıdaki ifadelere ne ölçüde
katılıyorsunuz?
15. Bir başkasına bağlanmak bana zor gelir.
16. Özellikle de göz ardı etmek kolaysa kurallara uymayan biriyim.
17. Diğer insanlar kadar değerli olduğuma fazlasıyla inanırım.
18. Kendimi yalnız biri olarak düşünme eğilimindeyim.
19.Çoğu zaman,yeterince gayret etmediğim için bir işi yapmayı
başaramam.
20. Bazen, olması gerektiği kadar güvenilir biri olmayabilirim.
21.Sıklıkla, daha sonra pişman olacağım şeyler söylerim.
22. Bazen, insanların benden korkacağı kadar kontrolümü
kaybederim.
122
Son 3 ayı düşündüğünüzde, aşağıdaki ifadelere ne ölçüde
katılıyorsunuz?
Çoğunlukla
Yanlış
Bazen Yanlış
Bazen Doğru
Çoğunlukla
Doğru
23.Sıklıkla, başkalarının inançları ve davranış hakkında olumsuz
yorumlar yaparım.
24.Bir şeyler yaparken, gerçekten keyif almam zordur/ zor keyif
alırım.
25. Diğer insanlar, bir şeyleri benim yaptığım gibi yapmaya razı
gelmedikçe onlarla işbirliği yapmam zordur.
26. İyi arkadaşlar arasında bile kendimi pek açmam.
27. Bir şeylere başlama ve sonra onları bırakma eğilimindeyim.
28. Öylesine güçlü hislerim olur ki, onların üzerindeki kontrolümü
kolayca kaybederim.
29. Çoğu zaman borçlarımı zamanında ödemeyi başaramam.
30. Farklı değerlere sahip insanlarla geçinmek bana genellikle zor
gelir.
31. Çoğu zaman hayatımın anlamsız olduğunu hissederim.
32. Yükümlülüklerimi karşılamak için gereken sorumluluk hissi
eksik gibi görünüyorum.
33. Çoğu zaman, yapmam gereken şeyleri yapmakta başarısız
olurum.
34. İnsanlar bana duygularımın kontrolünü kabetmemem için daha
çok çaba sarf etmem gerektiğini söylerler.
35. Çoğu zaman diğer insanlar kadar değerli olmadığımı
hissederim.
36. Çoğu insanın benimle olmaktan hoşlanmadığını düşünürüm.
37. Bazen, keyif alma kapasitemi, içimdeki herşey bir biçimde
engelliyor gibi gelir.
38. İş yaparken başkalarının birşeyleri yapma tarzında dolayı
kolayca gerilirim.
39. Yakınlaştığım insanların beni sevdiğini hissetmem zordur.
40. Bir sorunum da, kendimi kolayca bırakamadığım için iyi vakit
geçirememektir.
41. Çoğu zaman, ruh halimin uygunsuz olarak ortaya çıkması
elimde değildir.
42. Diğer insanlara göre pişman olduğum daha çok şey yapıyor
gibiyim.
43. Diğerlerine yönelen saldırganlığımı kontrol etmek benim için
zordur.
44. Başkalarına çok fazla rahatsızlık duymadan duygusal yakınlık
gösterebilirim.
45. Uzun süreli ilişkilerden keyif almak bana zor gelir.
46. Sorumluluk duygum yetersiz olduğu için, bazı insanlar
tarafından eleştirildim.
47. Bazen başkalarına karşı saldırgan olmamak benim için zordur.
48. Duygularımın veya davranışlarımın ne yöne gideceği pek belli
değildir.
49.Başkalarına duygusal yakınlığımı ifade etmek benim için
zordur.
123
Son 3 ayı düşündüğünüzde, aşağıdaki ifadelere ne ölçüde
katılıyorsunuz?
Çoğunlukla
Yanlış
Bazen Yanlış
Bazen Doğru
Çoğunlukla
Doğru
50. Bir sorunum da, başkalarının beni sevdiğine gerçekten
inanmayı zor bulmaktır.
51. Maalesef, arzu ettiğim kadar çalışkan değilim
Son 3 ayı düşündüğünüzde, aşağıdaki ifadelere ne ölçüde
katılıyorsunuz?
52. Diğer insanlar tam olarak güvenilir olmadığımdan şikayet
etmişlerdir.
53. Çoğu zaman, küçük sorunlara aşırı tepki gösteririm
54. Daha sonra pişman olacağımı bilmeme rağmen sık sık
düşünmeden davranıyorum
55. Nasıl biri olduğum konusunda kafam genellikle karışıktır.
56. Kendimi anlamaya uğraştığım zaman, öncekine göre daha da
fazla kafam karışıyor.
57. Genelde kendimi önemsemem.
58. İşyerinde ya da evde diğerleriyle sürekli olarak tartışmalara
giriyorum.
59. Kalıcı arkadaşlıklar kurmayı başarabildim.
60. İtiraf etmeliyim ki, her ne kadar pişman olsam da, olmam
gerektiği kadar samimi değilim.