No full-text available
To read the full-text of this research,
you can request a copy directly from the author.
Inquiry-based learning in a university Spanish class: An evaluative case study of a curricular implementation
Abstract
Not available Foreign Language Education Program
... Sosyal bilgiler dersine yönelik olarak öğrencilerde olumlu tutum geliştirmek, öğrencilerin içeriği daha sağlıklı bir şekilde öğrenmelerini ve dersteki başarılarını artırmak için öğrenme-öğretme süreçlerinde öğrencinin kendi bilgilerini kendilerinin yapılandırabildikleri yaklaşımların kullanılmasını gerektirmektedir (NCSS, 1993;Spanier, 2001;Manlove ve diğerleri, 2006). Araştırmaya dayalı öğrenme (ADÖ) yaklaşımı da öğrenme süreci içerisinde öğrencilerin kendi bilgilerini yapılandırmalarına imkân veren bir yaklaşımdır (DeBoer, 1991;Gardner ve diğerleri, 1997;Keller, 2001;Llewellyn, 2002;Luke, 2004;Oliver, 2007). ADÖ yaklaşımı "öğretmenin karmaşık bir durum sunduğu ve öğrencilerin de bilgi toplama ve sonuçlarını test etme yoluyla bu problemi çözmeye çalıştığı bir yaklaşım" (Woolfolk, 2001) olarak tanımlanmaktadır. ...
... ADÖ yaklaşımı, felsefi temellerini pragmatizmin eğitime uygulanışı olan ilerlemecilikten, kuramsal temellerini J. Dewey'in bilimsel düşünme basamaklarından almaktadır (Orlich ve diğ., 1990;DeBoer, 1991;Keller, 2001;Luke, 2004;Llewellyn, 2002). ADÖ süreçleri öğrencilerin kendi kendilerine yeni bir şeyler keşfetmelerine imkân verir. ...
... Araştırma döngüsü modeli ADÖ yaklaşımında en çok kullanılan araştırma modelidir (Luke, 2004 (Lim, 2001). Araştırma döngüsü, öğrenene gerekli rehberliği yaparak araştırma sürecinin daha sağlıklı işlemesini ve öğrenmenin kolay olmasını sağlayan bir araçtır. ...
Araştırma, ilköğretim yedinci sınıf sosyal bilgiler dersinde araştırmaya dayalı öğrenme yaklaşımının
öğrencilerin derse yönelik tutumlarına olan etkisini incelemek için gerçekleştirilmiştir. Araştırmada deneysel
desen kullanılmıştır. Araştırma grubu, 2006-2007 eğitim-öğretim yılında Ankara ili Elmadağ ilçesi Lalahan ve
Yaşar Doğu İlköğretim okulları yedinci sınıflarından belirlenmiştir. Araştırma grubunda deney grubundan 30,
kontrol grubundan 30 olmak üzere toplam 60 öğrenci yer almıştır. Veri toplama aracı olarak “Sosyal Bilgiler
Dersine Yönelik Tutum Ölçeği” ve “Görüşme Formu” kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, sosyal bilgiler
dersinde araştırmaya dayalı öğrenme yaklaşımının kullanılması geleneksel öğrenme yaklaşımlarına göre
öğrencilerin derse yönelik tutumlarını artırmada daha etkili olduğu tespit edilmiştir. Öğrencilerle yapılan
görüşmelerden elde edilen nitel bulgularında bu sonucu tam anlamıyla desteklediği görülmüştür.
... We are constantly asking questions and wondering about every thing and situation around us. For all of these reasons, it makes sense that inquiry processes and studentcentered learning serve as the theoretical and pedagogical basis for our class (Luke, 2004;and Schwarzer and Luke, 2001). ...
... Students formulated questions about topics that were interesting to them and they pursued answers to those questions using different resources. The inquiry cycle was viewed as a process and as a tool to help students make the connection between what they wanted to learn about their world and the class objectives (Luke, 2004;Whitin & Whitin 1997;Short et al., 1996). We were learners helping each other learn about topics that were relevant to all of us. ...
... A fourth step was to implement inquiry cycles as part of the teaching/learning process. The goal was to provide room for students to investigate topics of their individual interest and further develop the skills of doing inquiry and reflection (Luke, 2004;Whitin & Whitin 1997;Short et al., 1996). Each student should come up with a question that was motivating enough for him/her in order to spend time and effort answering the question. ...
Thesis (Ph. D.)--University of Texas at Austin, 2005. Supervisor: David Schwarzer. Vita. Includes bibliographical references. System requirements: Requires Adobe Acrobat Reader.
... Torp ve Sage (1998), Schwartz, Lin, Brophy ve Bransford (1999, Short, Harste ve Burke (1996) sorgulama modelini 7 aĢamadan oluĢtuğunu belirtmiĢlerdir (Luke, 2004, s.7;Bal Ġncebacak, 2019 Yeniden araştırma ve gözden geçirme: Öğrencilerin bireysel çalıĢmalarından ve grup çalıĢmalarından sonra araĢtırdıkları sonuçları tartıĢıp, gerekli düzeltmeleri yapmaları gerekir. Bu Ģekilde öğrencilerin araĢtırma becerilerini kullanırken okuma, yazma, konuĢma ve dinleme becerileri de geliĢecektir (Luke, 2004 (Oxford, 1990). Bu zamana kadar yapılan gözlemler sonucunda öğrenciler, gelecekte yapacakları araĢtırmalar için yeni bakıĢ açısı kazanacaklardır. ...
... Bu bağlamda alanyazın incelendiğinde STÖ yaklaĢımının farklı alanlarda da olumlu katkısının olduğu çalıĢmalar mevcuttur (Uludağ, 2003;Luke, 2004;ÇalıĢkan, 2008;Kara, 2008;YeĢil, 2010;Hagemans, Meij ve Jong, 2013;Harlen, 2014;Mettas ve Constantinou, 2014;Oğuz Ünver ve Arabacıoğlu, 2014;Gutierez, 2015;Serafin, Dostál ve Havelka, 2015; Kaçar ve TaĢkıran, 2020; Kaçar ve Çakmak, 2020). ...
Bu çalışmada ezber yapılması nedeniyle unutulan bölünebilme kuralları konusunun öğretiminde, Sorgulama Temelli Öğretim (STÖ) yönteminin kullanılması sonucu bireylerde oluşacak değişikliklerin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda katılımcıların bölünebilme kurallarını inşa etme becerileri ve başarıları, STÖ yönteminin uygulama süreci kapsamında araştırılmış ve katılımcıların bu sürece ilişkin görüşleri saptanmaya çalışılmıştır. Çalışmada; karma model ve bu modele ait sıralı açımlayıcı desen kullanılmıştır. Çalışmanın nicel bölümünde deneysel desenlerden tek grup öntest-sontest desen, nitel bölümünde ise durum çalışması deseni kullanılmıştır. Çalışmada bölünebilme kuralları konusuna yönelik hazırlanan başarı testi ile nicel veriler, yarı yapılandırılmış görüşme formu ve STÖ’ye yönelik hazırlanan çalışma kağıtları ile de nitel veriler toplanmıştır. Araştırmaya, 2020-2021 eğitim öğretim yılında Ege Bölgesinde bulunan bir ortaokulun 8. sınıfında öğrenimlerine devam etmekte olan toplam 20 öğrenci katılmıştır. Öğrenciler süreç içerisinde gruplar halinde bölünebilme kuralları konusuna yönelik, STÖ yöntemini içeren dersleri takip etmişlerdir. Bu sürecin sonucunda ise maksimum çeşitlilik örneklemesi kullanılarak dört öğrenci ile görüşmeler yapılmıştır. Çalışmada nicel ve nitel verilerin analizi için sırasıyla bağımlı gruplar t-testi ve içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, katılımcıların bölünebilme kuralları konusunu 6. sınıfta işlemelerine rağmen hazırbulunuşluk seviyelerinin yeterli olmadığı saptanmıştır. Katılımcıların başarı testi sonuçları arasındaki farkın anlamlı olduğu ve STÖ yöntemine yönelik hazırlanan derslerin öğrenci başarılarını olumlu ve yüksek bir etki büyüklüğü ile etkilediği tespit edilmiştir. Dört öğrenci ile yapılan görüşmeler sonucunda, ezber yapılması sonucu unutulan bilgilerin STÖ yöntemi vasıtasıyla kalıcı olduğu ve bu sebeple öğrencilerin konuyu anladıkları, bölünebilme kurallarını ispatladıkları ve süreçten keyif aldıkları görülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Bölünebilme kuralları, Sorgulama Temelli Öğretim, İspat, Sorgulama
... In points of view Wu and Hsieh's (2006), research-oriented learning means determining causal relationships, identifying the examination process, using data for evidences, and also evaluation statements by research skills necessary for students to develop their scientific explanations. Research-oriented learning is teachinglearning processes including learners learn, ask questions, do research in detail and create new meanings, comments and knowledge in the end (AL, 2004;Wyatt, 2005). ...
... Research-oriented learning approach enables a student to become active in class, solve problems, explore information on his own, interpret it, be collaborator and discuss and share his ideas, and is an approach appropriate to enhance higher level thinking skills and aiming to make acquisitions (Bozkurt, 2012;Manlove, Lazonder and De Jong, 2006;Oliver, 2007;Ikpeze and Boyd, 2007;Lim, 2001). In this approach, teachers, in the leading position, do not convey information directly to students, but provide them with access to information, and encourage their students to work collaboratively and try to train them as individuals who learn learning (Tatar and Kuru, 2006;Orlich, Kauchak, Harder, Pendergrass, Callahan, Keogh and Gibson, 1990;DeBoer, 1991;Özkartal, 2015;Keller, 2001;Llewellyn, 2002;Luke, 2004). Furthermore, in research-oriented learning, students' managing skills and process neces-sary for creating concepts and facts prepares them to be lifelong learners (Justice, Rice, Roy, Hudspith and Jenkins, 2009). ...
Research-oriented learning is a learning approach enabling students to do scientific research, work actively in the process, revise, reinforce, learn by living and doing, take responsibility, boost their self-confidence, put what they have learned into practice and solve the problems they have encountered in their daily lives. The aim of this research is to determine the views of primary school teachers about research-oriented learning approach by considering some demographic variables. The sample of the research constitutes 253 primary school teachers working under Provincial Directorate of National Education in the city centre of Antalya in 2015-2016 school years. General screening models, one of the descriptive screening methods, andmixed model were used in the research. Validity and reliability studies of 22-item ‘Survey of Research-Oriented Learning Approach’ used in the research were conducted and Cronbach’s Alpha internal reliability coefficient was calculated as 0.89. As a consequence of the research, the result has been reached that according to the primary school teachers, research-oriented learning approach develops students’ problem solving skills and lets students enter in to a certain process, but purposes and gains about subjects are not determined by teachers. Moreover, such results have been reached in the research that depending on demographic variables, there is no a statistically significant difference of opinions regarding the approach between female and male primary school teachers according to gender variable.
... Bu yaklaşımlardan birisi de araştırmaya dayalı öğrenme (ADÖ) yaklaşımıdır. Araştırmaya dayalı öğrenmenin okul sıralarında öğrencilere bilimsel araştırmayı, bilim adamı gibi çalışmayı ve düşünmeyi öğretmenin bir yolu olarak kullanıldığı birçok araştırmacı (Lawson, 1982; Wallace, Öğrenci merkezli eğitimde, yapılandırıcı eğitsel süreçlerde ve çeşitli uygulamalarda başvurulan bir öğretim yaklaşımı olan ADÖ; öğrenenlerin öğrenmelerini, sorular sormalarını, etraflıca araştırmalarını ve sonunda yeni anlamlar, yorumlar ve bilgiler inşa etmelerini içeren bir öğrenme-öğretme sürecidir (AL, 2004;Wyatt, 2005). ADÖ yaklaşımının kuramsal temelleri J. Dewey'in bilimsel düşünme basamaklarına dayanmaktadır (Orlich ve diğ., 1990;Keller, 2001;Luke, 2004). ...
... Araştırmaya dayalı öğrenmenin okul sıralarında öğrencilere bilimsel araştırmayı, bilim adamı gibi çalışmayı ve düşünmeyi öğretmenin bir yolu olarak kullanıldığı birçok araştırmacı (Lawson, 1982; Wallace, Öğrenci merkezli eğitimde, yapılandırıcı eğitsel süreçlerde ve çeşitli uygulamalarda başvurulan bir öğretim yaklaşımı olan ADÖ; öğrenenlerin öğrenmelerini, sorular sormalarını, etraflıca araştırmalarını ve sonunda yeni anlamlar, yorumlar ve bilgiler inşa etmelerini içeren bir öğrenme-öğretme sürecidir (AL, 2004;Wyatt, 2005). ADÖ yaklaşımının kuramsal temelleri J. Dewey'in bilimsel düşünme basamaklarına dayanmaktadır (Orlich ve diğ., 1990;Keller, 2001;Luke, 2004). Öğrenciler ADÖ yaklaşımında, gerçek dünya problemlerine çözümler üretmek için işbirlikçi gruplar halinde birbirleriyle etkileşim içersinde tartışarak ve fikirlerini paylaşarak çalışırlar. ...
Araştırmada, ilköğretim okullarında görev yapan eğitimcilerin araştırmaya dayalı öğrenme
(ADÖ) yaklaşımının özellikleri ve eğitimsel uygulamalarıyla ilgili algıları incelenmiştir.
Araştırma, 2006-2007 eğitim-öğretim yılında, Ankara ili Elmadağ ilçesinde bulunan 14
ilköğretim okulunda görev yapmakta olan 170 eğitimci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada,
ilköğretim okullarında görev yapan eğitimcilerin ADÖ yaklaşımı konusundaki algı düzeyleri
tespit edilmeye çalışıldığı için araştırma modeli olarak tarama modeli kullanılmıştır.
Araştırmanın sonucunda, sınıf ve branş öğretmenlerinin ADÖ yaklaşımı konusundaki algıları
idarecilerinkinden daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, bayanların ADÖ yaklaşımıyla ilgili
algı düzeylerinin erkeklere göre daha yüksek olduğu ve eğitimcilerin mesleki kıdemleri ile algı
düzeyleri arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir.
... Günümüzde, 2004; Wyatt, 2005). ADÖ yaklaşımının kuramsal temelleri J. Dewey'in bilimsel düşünme basamaklarına dayanmaktadır (Orlich ve diğ., 1990; Keller, 2001; Luke, 2004)Staten, 1998; Supovitz, 2000; Spaulding, 2001 ). ...
... Günümüzde, 2004; Wyatt, 2005). ADÖ yaklaşımının kuramsal temelleri J. Dewey'in bilimsel düşünme basamaklarına dayanmaktadır (Orlich ve diğ., 1990; Keller, 2001; Luke, 2004)Staten, 1998; Supovitz, 2000; Spaulding, 2001 ). Okuldaki eğitimcilerin ADÖ yaklaşımına karşı algıları yüksek olursa, öğrenmeöğretme süreçlerinden uygulanan bu yaklaşımla daha çok verim ve başarı elde edilir. ...
In the study, the perceptions of educators charged in primary schools on the characteristics and instructional implementation of IBL approach were examined. The study was conducted on 170 educators charged 14 primary schools in Elmadağ, Ankara in Spring 2006-2007. In the study, the survey method was used as an investigation model because of trying to get the perception levels of educators charged in primary schools about the IBL approach. At the end of the study, it was determined that classroom teachers and subject teachers have higher perception levels than administrators about IBL approach. Moreover, it was found that women have higher perception levels than men on IBL approach and there is a negative relationship between educators’ proffessional experience and their perception levels.
... While some informal research (e.g., Coleman 1992;Gardner 1995;Hilton-Jones 1988) suggests that projectbased instruction results in higher student motivation, improved language skills, and teacher/student satisfaction, only a few empirical studies have been conducted and described that examine project work in the context of SLA. This research includes Eyring's (1989) study on the implementation of project-based instruction in ESL classes, including teachers' and students' responses to this instruction; Turnbull's (1999) case study on the effectiveness of multidimensional project-based teaching in French classes; Beckett's (1999) study investigating PBL in four ESL classes focusing on teacher and student evaluations of PBL methodology and on investigation of their goals; Luke's (2004) evaluative case study investigating the implementation of an inquiry-based learning approach for teaching Spanish and analyzing linguistic and educational gains; Sidman-Taveau's (2005) study on learners' experience and linguistic development with a computer-assisted version of project-based learning in ESL classrooms; Kobayashi's (2006) study of students' meaning-making efforts through oral presentation and other projectrelated activities including journal writing; and Tims' (2009) study exploring students' perception of PBL through their own experiences by means of in-depth phenomenological interviewing. The majority of these studies have been devoted to English as a Second Language (ESL), with only a few involving other languages (Spanish, French), and none in a Russian language classroom. ...
... Student-centered approaches are teaching approaches in which students actively participate through mind-on and hand-on activities, have high responsibility in their learning process, and construct knowledge by themselves with the facilitation role of teacher. The extent that students took responsibility in their learning process is in continuum, from one end where students took limited or very few activities to the other end where students engage in multiple self-managed activities and largely relied on their own in their learning process (Luke, 2004). The hand-on and mind-on activities on which students engage during the construction of knowledge enable them to develop different SPS. ...
This paper aims to review and assess the strategies available in literature to improve the practices of science process skills (SPS) among students. SPS encompasses the mental and physical activities of students in collecting and organizing information and then using the information to make predictions, explain phenomena, solve problems, understand the scientific endeavor, and learn science. Students were required to develop and use these skills in the teaching and learning process. The commonly identified and described SPS are observation, measuring, classifying, communicating, predicting, inferring, using numbers, using space/time relationship, questioning, identifying and controlling variables, hypothesizing, defining operationally, designing experiments, interpreting data, and modeling. These skills are important for students as tools for exploration and investigation of the natural world, improving academic achievements and attitudes towards science, learning science with understanding, and promoting development of mental and intellectual processes. From the literature reviewed the following strategies were recognized for the development of SPS in students: integration of SPS in curriculum materials, classroom lessons and assessments, use of instructional strategies or methods, and providing explicit instruction or training on SPS. The instructional strategies identified for enhancing SPS were student-centered teaching methods and multiple representation approaches. Student-centered teaching approaches promote the development of SPS in students by engaging them in mind-on and hand-on activities. Multiple representation approaches involve presenting lessons by using a combination of various teaching methods or various media in the same lesson and are found important for SPS development in students. Therefore, it was recommended to use these strategies for developing SPS to attain science education goals.
... This latter was the approach of the present study, whereby the teacherresearcher developed a familiarity and closeness with the participants uncommon in other types of research, allowing students to express their thoughts freely and critically during the lessons and the interviews. Indeed, the teacher-researcher has a privileged position characterized by "the vicarious experience of having been there" (Merriam, 1998, p. 238) and allowed "weaving together the successes, the failures, and the tensions involved with the innovative approach" (Luke, 2004). ...
In a newly designed collaborative online music course, four musical novices unknown to each other learned to play the clarinet starting from zero. Over the course of 12 lessons, a special emphasis was placed on creativity, mutual interaction, and bodily movement. Although addressing these dimensions might be particularly challenging in distance learning contexts, a thematic analysis of semi-structured interviews with the learners revealed how the teaching approach proposed has generally facilitated learning. Qualitative findings highlight the importance of establishing meaningful relationships with the musical instrument as well as with other students to build musicality, and of the interplay between creativity and control in individual and collective music-making activities. We suggest that remote music tuition with a small group can be a valuable resource to start learning music and that a creative, collaborative, and movement-based approach can contribute to musical growth.
... There seems to be a continuum as to the extent that learners took responsibilities in their learning. On the low end of the continuum, learners generally took limited responsibility or had few activities (Chang, 1993;Ciaburri, 1975;Katz, 1981;Kuehnle, 1988;Rada, 1975;Semmar, 2000); on the high end of the continuum, students had engaged in multiple self-managed activities, and were largely on their own in their learning process (Deretchin, 1997;Luke, 2004;Ogawa, 2001;Passman, 2000;Seidenstricker, 1999;Stout, 2004;Watford, 1981;Wilkinson, Treagust, Leggett & Glasson, 1988). With respect to its impact on learners' psychosocial behaviors and academic learning results, the majority of the studies showed positive effects on students' behavior, attitude, interest and self-confidence (Deretchin, 1997;Harper, 1997;Haruta & Stevenson, 1999;Means & Olson, 1995;Nicolo, 1993;Njoroge, 1998;Rada, 1975;Rowe, 1996;Spurlock, 2001;Stout, 2004;Wallhead, 2004;Wilkinson, Treagust, Leggett & Glasson, 1988;Wood, 1990). ...
This literature review has been carried out in order to develop a clear understanding of LCT. In the present study, document review methods was adopted. This method is based on the secondary sources of the data. In-present depth Desk Review is basically involved in collecting data from existing resources. The major aim of the study is to explore meaning and defining of LCT in the form of opinions of the respondents and to find out the major findings of these study. Thus, this study asked two research questions: How do researchers define LCT; and What are the main findings of these studies. This review clearly indicates that a close look of the research literature indicates that a wide variety of definitions have been given to LCT. Every researcher had his/her own definition. It means to be conceptually different to different people. In addition to showing the differences in definitions, the literature also indicates that the extent to which students handled their own learning activities without teacher's direct involvement in the LCT also varied widely. There seems to be a continuum as to the extent that learners took responsibilities in their learning. With respect to its impact on learners' psychosocial behaviors and academic learning results, the majority of the studies showed positive effects on students' behavior, attitude, interest and self-confidence. A small number of the studies reported positive improvement in student learning outcomes. It seems that the majority of the studies focused their investigation of the LCT's impact on various psychosocial aspects rather than on academic learning of the students. The main findings of the studies seems to reveal that with those studies involving the use of multiple LCT activities, learners mainly showed changes in the non-academic areas, such as: behavior, attitudes, interests and self-confidence; in studies that used few LCT activities, and teacher played a relatively more active role in giving directions and teaching, students' improvements were mainly in the academic areas. Based on this finding, it seems fair to say that before we rely on using a highly LCT to generate high levels of learning in various academic subject areas (if that is our primary purpose of academic instruction), further study of the issue seems to be reasonably necessary.
... Ayrıca ortamdaki uygulamalar için hazırlanan düzen, öğrenenin ihtiyaçları yönünde düzenlenmiş olmalıdır. Uygulanan program da öğrenenlere gerçek ve anlamlı problemlerle çalışmak için bol bol fırsatlar vermelidir (Luke, 2004). Bu bağlamda gerçek hayata dair bilgileri içeren bir ders olan sosyal bilgiler dersi de öğrenenlere, kendi ihtiyaçları doğrultunsa gerçek ve anlamlı problemlerle etkin bir şekilde çalışma imkânı sağlar. ...
Araştırma, ortaokullarda görev yapan sosyal bilgiler öğretmenlerinin yapılandırmacı öğrenme ortamlarını düzenleme düzeylerinin çeşitli değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini ortaya çıkarmak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma grubunu 241 sosyal bilgiler öğretmeni oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak Tenenbaum, Naidu, Jegede ve Austin (2001) tarafından geliştirilmiş, Fer ve Cırık (2006) tarafından Türkçeye çevrilerek uyarlanan “Yapılandırmacı Öğrenme Ortamı Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmanın sonucunda, sosyal bilgiler öğretmenlerinin yapılandırmacı öğrenme ortamını düzenleme düzeyleri oldukça yüksek bulunmuştur. Ayrıca sosyal bilgiler öğretmenlerinin yapılandırmacı öğrenme ortamını düzenleme düzeyleri cinsiyetlerine, kıdemlerine ve mezuniyet alanlarına göre anlamlı düzeyde farklılaşmadığı ancak görev yapılan yerleşim birimine göre farklılaştığı tespit edilmiştir.
... Bu nedenle sosyal bilgiler dersinin hedeflediği çağdaş, üretken, etkin demokratik bir vatandaş; bilginin kaynaklarını, bunlara nasıl ulaşacağını, bunları kendi kendine nasıl öğreneceğini, bu bilgileri problemin çözümünde nasıl kullanacağını, bir karar verme aşamasına geldiğinde, hangi bilgilere ihtiyacı olduğunu ve bunları nasıl analiz edeceğini bilmelidir (Gardner ve arkadaşları, 1997). İfade edilen bu becerilerin kazandırılmasında araştırmaya dayalı öğrenme (ADÖ) yaklaşımının oldukça etkili olduğu birçok araştırmacı (DeBoer, 1991;Akmal ve Ayre-Svingen, 2002;O'Neill ve Polman, 2004;Luke, 2004, Rapp, 2005, Manlove ve arkadaşları, 2006Oliver, 2007) tarafından vurgulanmıştır. ...
Araştırma, ADÖ yaklaşımının ilköğretim 7. sınıf sosyal bilgiler dersinde öğrencilerin akademik
başarılarına ve kalıcılık düzeylerine etkisini incelemek için gerçekleştirilmiştir. Araştırma, 2006–2007
eğitim-öğretim yılı birinci döneminde Ankara ili, Elmadağ ilçesi, Lalahan ve Yaşar Doğu İlköğretim
Okullarının 7. sınıflarında yapılmıştır. Araştırmada deney ve kontrol gruplu deneysel desen
kullanılmıştır. Araştırmaya, deney (N=30) ve kontrol (N=30) gruplarından toplam 60 öğrenci katılmıştır.
Araştırmada, veri toplama amacıyla geliştirilen “Akademik Başarı Testi”nden elde edilen nicel veriler ve
çalışmanın sonunda öğrenciler ile yapılan görüşmelerden toplanan nitel veriler kullanılmıştır.
Araştırmanın sonucunda, ADÖ yaklaşımının sosyal bilgiler dersinde kullanılması geleneksel öğrenme
yaklaşımlarına göre öğrencilerin akademik başarılarını artırmada ve öğrenilen bilgilerin kalıcılığını
sağlamada daha etkili olduğu tespit edilmiştir.
... This examination of the language learning experience has recently begun to be documented by teacher-researchers in the L2 research community. Teacher-researchers in L2 have researched teaching innovations (Schleppegrell, 1997), the classroom as a community of learners (Haneda, 1997; Schwarzer, 2003), and the learning practices of students (Bloom, 2004; Gunn, 2003; Luke, 2004; Schwarzer, 2004; Weinstein, 1997). Despite its recent induction as a method of inquiry in L2 research, teacher-research has shown profoundly new and different ways of viewing the foreign language classroom as a learning community. ...
... The teacher should prepare the layout, for these practices in this environment should be organized in accordance with the needs of the learner. The applied programme should give learners many opportunities for dealing with real and significant problems (Luke, 2004). Within this context, a social studies course that includes real-life information enables the learners to effectively deal with real and significant problems in accordance with their own needs. ...
The purpose of this research project was to evaluate the performance and conditions of elementary-level
social studies teachers, and how such variables affect their overall ability to create a constructivist learning
environment. The research group was composed of 241 social studies teachers. A Turkish translation of the
work “Constructivist Learning Environment Scale” by Tenenbaum, Naidu, Jegede & Austin (2001), adapted by
Fer & Cırık (2006), was used as a guide for data collection. This research shows that the teachers were largely
successful in creating the constructivist learning environment, but that by far the most pertinent factor in the
success or failure in creating such an atmosphere is the geographical location of the school in relation to an urban
center.
... Bu nedenle sosyal bilgiler dersinin hedeflediği çağdaş, üretken, etkin demokratik bir vatandaş; bilginin kaynaklarını, bunlara nasıl ulaşacağını, bunları kendi kendine nasıl öğreneceğini, bu bilgileri problemin çözümünde nasıl kullanacağını, bir karar verme aşamasına geldiğinde, hangi bilgilere ihtiyacı olduğunu ve bunları nasıl analiz edeceğini bilmelidir (Gardner ve arkadaşları, 1997). fade edilen bu becerilerin kazandırılmasında araştırmaya dayalı öğrenme (ADÖ) yaklaşımının oldukça etkili olduğu birçok araştırmacı (DeBoer, 1991; Akmal ve Ayre-Svingen, 2002; O'Neill ve Polman, 2004; Luke, 2004, Rapp, 2005, Manlove ve arkadaşları, 2006 Oliver, 2007) tarafından vurgulanmıştır. ...
The study aims at investigating the effect of Inquiry-Based Learning (IBL) approach on academic achievement and retention (remembering) level of the students during the course of social studies in 7th grade of primary school. The study was conducted in 7th grades of Lalahan and Yasar Dogu Primary Schools, in county of Elmadag, Ankara in fall term of 2006-2007 academic year. Experimental design with experimental and control group model was applied in this research. In total, 60 students from the experimental group (N=30) and control group (N=30) participated to the study. During the study, quantitative data were collected via “Academic Success Test”, and qualitative data were collected via the interviews held with the students. It is shown that IBL approach has more positive effects when it is compared with traditional learning approaches on improving the academic success of the students and retention level of the information learnt.
... There is little research available on the use of inquiry cycles in the adult language classroom. Luke's (2004) dissertation and Schwarzer and Luke's (2001 ) paper are the most relevant and current sources on this topic. Luke implemented inquiry cycles at the college level with Anglo students learning Spanish as a foreign language. ...
The author conducted a qualitative research study (Larrotta, 2005) and collected data on the use of inquiry cycles as a pedagogic activity to provide students with opportunities to develop ESL (English as a second language) literacy. The purpose of this paper is to share the author's findings on implementing inquiry cycles in an ESL literacy class with 17 Hispanic adults who were enrolled in a cost-free adult literacy program in Central Texas. From experience working as a volunteer instructor in ESL literacy programs and as reported by the study participants, two main problems were identified: (1) student engagement; and (2) transferability of lessons to students' lives.
Inquiry is defined as a learning process in which comprehensive search is included and students are actively participate in the learning activities by integrating new information with old knowledge. The inquiry-based learning is based on the fact that the students are responsible for their own learning, and adopt a exploration and inquiry based learning strategies that allow them to structure the information their own minds. Due to conceptual richness and complexity of fractions, teaching them in mathematics lessons requires attention. The aim of this study is to reveal the effect of inquiry-based teaching on the students' ability to use math language (using fraction language), mathematics (sub-learning field of fractions) success at the 4th grade mathematics course in elementary school and the views of the teachers and students about learning-teaching process. In this study which was designed with mixed model, quasi-experimental design with pre-test and post-test control groups was applied. The study group consisted of 110 primary school students from a public school in Samsun. The group divided into 3 sub-groups as Experimental Group (N=39), Control Group 1 (N=36) and Control Group 2 (N=35). The data were analyzed by the researchers the academic achievement test for fraction teaching, the fractional terminology scale, end-of-process thinking form, end-of-process teacher interview form, end-of-process student interview forms. While qualitative data were analyzed by content analysis and descriptive analysis, quantitative data were analyzed using the IBM-SPSS-22 program, the Mann-Whitney U-Test, Kruskal Wallis H-Test, Wilcoxon Test analysis and Spearman Brown Row Differences Correlation Tests. The results of the study revealed that students who received inquiry-based instruction were more successful than both control groups and there was a significant difference in learning fractions. It was also found that inquiry-based mathematics education increased the use of fractional language and students were more successful than Control Groups. According to the findings obtained from the opinions of the students, it is concluded that inquiry based activities enable students to understand the topic better, students feel the responsibility for learning in themselves, they become the active participants of the learning process and they construct the information better in their minds.
Araştırma, ilköğretim 7. sınıf Sosyal Bilgiler dersinde araştırmaya dayalı öğrenme yaklaşımının öğrencilerin derse yönelik tutumlarına, akademik başarılarına ve kalıcılık düzeylerine etkisini incelemek için gerçekleştirilmiştir. Araştırmada, araştırma hipotezlerini test etmek için iki farklı araç kullanılmıştır. Bunlar; öğrencilerin derse yönelik tutumlarındaki ve akademik başarılarındaki gelişimleri tespit etmek için araştırmacı tarafından geliştirilen “Sosyal Bilgiler Dersi Tutum Ölçeği” ve “İstanbul’un Fethi ve Sonrası” ünitesi ile ilgili “Akademik Başarı Testi”dir. Ayrıca araştırmada bu veri toplama araçlarından elde edilen nicel veriler, öğrencilerle yapılan görüşmelerden elde edilen nitel verilerle de desteklenmiştir.
Araştırma deneysel bir çalışma olup, ön test-son test kontrol gruplu desen kullanılmıştır. Araştırma, 2006-2007 eğitim-öğretim yılı birinci döneminde Ankara ili, Elmadağ ilçesi, Lalahan ve Yaşar Doğu İlköğretim Okullarının 7. sınıflarında gerçekleştirilmiştir. Lalahan İlköğretim Okulu 7/B sınıfı deney, Yaşar Doğu İlköğretim Okulu 7/B sınıf ise kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Öğrencilerin özellikleri açısından her iki grubun da denk olduğu çalışmaya, deney (N=30) ve kontrol (N=30) gruplarından toplam 60 öğrenci katılmıştır. Dersler deney grubunda araştırmaya dayalı öğrenme yaklaşımı, kontrol grubunda ise geleneksel öğrenme yaklaşımları temel alınarak beş hafta süreyle işlenmiştir.
Araştırmada, Sosyal Bilgiler dersinde kullanılan araştırmaya dayalı öğrenme yaklaşımının öğrencilerin derse yönelik tutumlarına, akademik başarılarına ve kalıcılık düzeylerine etkisini tespit etmek için veri toplama araçlarında elde edilen nicel veriler ve çalışmanın sonunda öğrenciler ile yapılan görüşmeler ile elde edilen nitel veriler kullanılmıştır. Nicel veriler SPSS istatistik programında yer alan tek faktör üzerindeki tekrarlı ölçümler için iki faktörlü ANOVA, bağımlı ve bağımsız gruplar için t-testi, bağımsız gruplar için Mann Whitney U-testi, frekans ve yüzde analizleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Nitel veriler ise; görüşmelerden elde edilen kayıtların içerik analizi ile çözümlenmesi sonucu değerlendirmeye alınmıştır.
Bu çalışmanın sonuçları, geleneksel öğrenme yaklaşımlarına göre Sosyal Bilgiler dersinde araştırmaya dayalı ö ğrenme yaklaşımının kullanılmasının, öğrencilerin derse yönelik tutumlarına, akademik başarılarına ve kalıcılık düzeylerine anlamlı bir etkisinin olduğunu göstermiştir. Araştırmaya dayalı ö ğrenmenin kullanıldığı deney grubu öğrencilerinin Sosyal Bilgiler dersine yönelik tutumlarında, akademik başarılarında ve kalıcılık düzeylerinde cinsiyetin anlamlı bir etkisinin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. İnternette arama yapma ve kütüphanede kaynak tarama bilgilerine sahip olan öğrencilerin Sosyal Bilgiler dersine yönelik olumlu tutuma sahip oldukları görülmüştür. Ancak, öğrencilerin akademik başarılarında ve kalıcılık düzeylerinde internette arama yapma ve kütüphanede kaynak tarama bilgisinin herhangi bir etki yaratmadığı tespit edilmiştir.
This article focuses on a qualitative teacher research project with a fourth-semester university Spanish class that emphasized inquiry-based learning. One of the primary objectives of the class was to increase learner autonomy through self-selected inquiries, self-directed learning activities, and curricular negotiation. Multiple data sources were used to highlight and assess instances of increased autonomy as well as problematic areas and resistance to change.
This research has been conducted to examine the influence of inquiry-based learning approach on students' attitudes towards course in 7 th grade social studies course in Primary School. The research group was selected among seventh grade classes in Lalahan and Yaşar Doğu Primary Schools in Elmadağ District of Ankara during the education year of 2006-2007. There were 60 students in the research group. "Attitude Scale Toward Social Studies" and "Interview Form" were used as data collection instruments. This research showed that inquiry-based learning approach has more positive effects when it is compared to traditional learning approaches on improving the attitudes toward course of the students. SUMMARY Purpose and Significance: The study has aimed to determine to what extent inquiry-based learning approach when compared to traditional learning approaches is effective on promoting the attitudes towards course of the students in the social studies of 7 th grades. Methods: The research study was designed according to the pre-test and post test control experimental groups. Two groups, experimental and control, were formed by random sampling. Both groups were tested before and after the experiment. Inqiry-based learning approach was applied in experimental group while traditional learning approaches were applied in control group. "Attitude Scale Toward Social Studies" that was designed by the researcher were used as data collection tools. Furthermore, "Interview Form" designed by the researcher was used so as to compare the quantitative data with qualitative data which was collected from the students and to reach more precise conclusions about the approach of inquiry based education, on which the study was conducted. In data analysis, dependent and independent samples t-test and Mann Whitney U-test for independent samples were employed. Results: The results of this study showed that using the inquiry-based learning approach in social studies course affected the students' attitudes towards course positively according to traditional learning approaches. The findings explored that the gender has no meaningful effect on the students' -in experimental groups used inquiry-based learning approach-attitudes toward social studies course. Another implication showed that the students have the knowledge about seeking internet and sources in libraries have positive attitudes toward social studies course. Discussion and Conclusion: Inquiry-based learning processes requires students use internet and library, put forth various concrete products, and realize their own learning by themselves. These situations, on the other hand, can only be possible with students' being active in the process. Interest and curiosity of the students who actively take part in the lesson towards the lesson gradually increase and, hence, they develop a positive attitude. Inquiry-based learning approach is more effective than traditional learning approaches in improving students' attitudes towards social studies lesson. In social studies lesson, student-oriented approaches like inquiry-based learning should be preferred so as to ensure that students get capable of transforming abstract information into a concrete product, they can associate the acquired information with real life, and their attitudes towards the lesson improve.
Thesis (Ph. D.)--University of Texas at Austin, 2007. Vita. Includes bibliographical references.
ResearchGate has not been able to resolve any references for this publication.