Content uploaded by Derya İnce
Author content
All content in this area was uploaded by Derya İnce on Jul 19, 2023
Content may be subject to copyright.
Güvencesizlik Kıskacında Kafe-Bar
Çalışanlarının Covid-19 Pandemi Deneyimleri:
Kadıköy Örneği
Derya İnce*
ORCID: 0000-0002-0367-7047
Öz
Çalışma yaşamında güvencesizlik sorunu artan bir biçimde önemini korumaktadır.
Neoliberal dönemle birlikte sermayenin emek üzerindeki sömürüsü arttıkça gü-
vencesizlik derinleşme yaşamıştır. Güvencesizliğin artan görünümü karşısında
prekarya kavramı ortaya çıkmış ve ayrı bir sınıf olup olmama konusunda tar-
tışmalara neden olmuştur. Bu çalışmada güvencesizlik olgusuna yer verilmiş ve
prekaryanın neden ayrı bir sınıf olarak nitelendirilemeyeceği açıklanmaya ça-
lışılmıştır. Çalışmada prekaryalaşmanın tüm işçi sınıfına içkin bir özellik oldu-
ğu belirtilmiştir. Kafe-bar çalışanları da çalışma koşullarının esnek, güvencesiz
ve kuralsız oluşu ile prekaryalaşma sürecini yaşamaktadırlar. Hâlihazırda
prekaryaya içkin sorunlar yaşayan kafe-bar çalışanları Covid-19 pandemisinin
getirdiği olumsuzluklarla da baş etmek zorunda kalmışlardır. Pandemi ile bir-
likte dünya ölçeğinde yaşanan sağlık krizinin yanında işgücü piyasaları da et-
kilenmiştir. Krizden etkilenen pek çok sektörde üretim faaliyetlerinin azalması
aktif çalışanlar için işlerini kaybetme, ücretsiz izne çıkarılma ve haftalık çalışma
saatlerinin düşmesi gibi risklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Hizmet
sektörünün içerisinde yer alan yeme-içme hizmetlerinin sağlandığı mekânların
pandemi sürecindeki kapanmalarla çalışmalarının durdurulması da söz konusu
olmuştur. Bu süreçte yeme-içme hizmeti sunan esnaf ve çalışanlar çeşitli mad-
di ve manevi sıkıntılar yaşamıştır. Bu çalışma kapsamında da maddi ve manevi
sıkıntılarla çevrelenen yeme-içme hizmetlerinin sağlayıcılarından kafe-bar ça-
lışanlarının deneyimleri açığa çıkarmak amaçlanmıştır. Bu amaçla güvencesizlik
ve prekarya kavramları ele alınmış ve sonrasında Covid-19 pandemisinin çalışma
üzerindeki etkisi özetlenmiştir. Son olarak çalışmada İstanbul’un Kadıköy ilçe-
Makale Geli Tarihi: 09.10.2021 Makale Kabul Tarihi: 01.03.2022
* İstanbul Üniversitesi İktisat Doktora Programı Öğrencisi, derya.nc93@gmail.com
Araştırma Makalesi
152
Emek Araştırma Dergisi (GEAD) , Cilt 13, Sayı 21, Haziran 2022, 151-180
sinde kafe-bar çalışanı olan 13 kişi ile gerçekleştirilen görüşmeler yoluyla elde
edilen nitel verilerin değerlendirilmesi yapılmıştır. Çalışmanın sonucu olarak
güvencesiz ve esnek çalışma koşulları ile çevrelenmiş kafe-bar çalışanlarının
pandemi sürecinde iş ve gelir kayıplarını derin bir biçimde yaşadıkları anlaşıl-
maktadır.
Anahtar kelimeler: Covid-19, Güvencesizlik, Prekarya, Kafe-Bar Çalışanları, İs-
tanbul Kadıköy.
Covid-19 Pandemic Experiences of Cafe-Bar Employees in the
Clamp of Precarity: The Case of Kadıköy
Abstract
The problem of insecurity in working life maintains its importance increasing-
ly. With the neoliberal period, as the exploitation of capital on labor increa-
sed, insecurity deepened. The concept of precariat emerged in the face of the
increasing appearance of insecurity and it caused discussions about whether it
should be a separate class or not. In this study, the phenomenon of insecurity
is included and it is tried to explain why the precariat cannot be described as a
separate class. In the study, it was stated that precarization is an inherent featu-
re of the entire working class. Cafe-bar workers also experience the process of
precariatization with their exible, insecure and irregular working conditions.
Cafe-bar employees, who are already experiencing problems inherent in the
precariat, had to cope with the negativities brought by the Covid-19 pandemic.
In addition to the health crisis experienced on a world scale with the pandemic,
labor markets were also affected. The decrease in production activities in many
sectors affected by the crisis has led to the emergence of risks such as losing
their jobs, taking unpaid leave and decreasing weekly working hours for active
workers. There was also the issue of stopping the work of the places where food
and beverage services are provided in the service sector due to the closures
during the pandemic process. In this process, tradesmen and employees who
provided food and beverage services experienced various financial and moral
difficulties. Within the scope of this study, it is aimed to reveal the experiences
of cafe-bar employees, one of the providers of food and beverage services, who
are surrounded by financial and moral problems. For this purpose, the concepts
of insecurity and precariat were discussed and then the impact of the Covid-19
pandemic on the study was summarized. Finally, in the study, qualitative data
obtained through interviews with 13 people working in cafes and bars in Ka-
dıköy, Istanbul, were evaluated. As a result of the study, it is understood that
cafe-bar employees, surrounded by insecure and exible working conditions,
experienced job and income losses deeply during the pandemic process.
Keywords: Covid-19, Precarity, Precariat, Cafe-Bar Staff, Istanbul Kadıköy
153
Güvencesizlik Kıskacında Kafe-Bar Çalışanlarının Covid-19 Pandemi Dene-yimleri: Kadıköy Örneği
Giriş
Çalışma yaşamında güvencesizlik giderek bir norm haline gelmiş ve
yaygınlaşmıştır. İstihdam güvencesi ya da uzun süreli iş sözleşmelerine sahip
olamama durumu giderek güvencesizliği derinleştirmektedir (Akçay, 2015).
Neoliberal dönüşümle yoğun bir biçimde tartışılmaya devam eden güvencesizlik
prekarya kavramının da ortaya çıkmasına neden olmuştur. Prekarya, Standing
tarafından güvencesizlik örüntüleri içerisinde oluşmakta olan bir sınıf olarak ta-
nımlanmıştır. Bu çalışmanın kavramsal-kuramsal temelini oluşturmak amacıyla
öncelikle güvencesizlik olgusuna yer verilecek ve daha sonra ise prekarya kavra-
mının analizi yapılacaktır.
Güvencesizliği yoğun olarak yaşayan kesimlerden biri olarak yeme-içme sek-
töründe yer alan kafe-bar çalışanlarıdır. Kafe-bar çalışanları prekarya tartışma-
larında da karşımıza çıkan esnek, güvencesiz ve iş yoğunluğu oldukça fazla olan
çalışma koşullarına sahiptir. Bu yönüyle kafe-bar çalışanları Standing’in tanım-
landığı ve tartışmalara neden olan prekaryaya dâhil edilebilir. Bu bağlamda çalış-
manın amacı güvencesizlik, esnek ve kuralsız çalışma koşullarına sahip kafe-bar
çalışanlarının emek süreçlerini açığa çıkarmak ve Covid-19 pandemisi boyunca
gelir kayıplarının izlerini yoğun bir biçimde yaşayan kafe-bar çalışanlarının de-
neyimlerini ortaya çıkarmaktır.
Covid-19’un neden olduğu küresel salgın ekonomik alanda da sorunların
oluşmasına neden olmuştur. Üretim, tüketim ve dağıtım süreçlerinin aksama-
sı nedeniyle tüm sektörlerde etkiler ortaya çıkmıştır. Bu çalışma kapsamında
yeme-içme sektörüne olan etkiler bağlamında kafe-bar çalışanlarına etkiler ele
alınacaktır. Pandemi sürecinde kafe-bar işletmelerinin kapanması ile faaliyet
gösteremeyen işletmeler açısından sosyo-ekonomik anlamda önemli sorunlar
yaşanmıştır.
Kafe-bar çalışanlarının pandemi sürecindeki deneyimlerini ortaya çıkar-
mak için öncelikle Covid-19’un emek üzerindeki etkilerine yer verilecektir.
Daha sonra ise prekarya kavramına ilişkin ele alış ile kafe-bar çalışanlarının
emek süreçlerinin ve pandemi deneyimlerinin anlaşılması sağlanacaktır. Ça-
lışmada kafe-bar işletmelerinin yoğun bir şekilde yer aldığı İstanbul’un Kadı-
köy ilçesinde 13 kafa-bar çalışanı ile derinlemesine görüşmeler yapılarak nitel
bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Böylelikle kafe-bar çalışanlarının pandemi
sürecindeki ekonomik ve psikolojik durumları açığa çıkarılmaya çalışılacaktır.
Daha sonra ise 2020 yılına ait yaz aylarında işyerlerinin açılması ile işlerine
dönen kafe-bar çalışanlarının bu süreçteki deneyimlerine yer verilecektir.
Çalışmanın son bölümünde ise Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması hakkında
bilgiler, kafe-bar çalışanlarının pandemi sürecine dair değerlendirmeleri ak-
tarılacaktır.
154
Emek Araştırma Dergisi (GEAD) , Cilt 13, Sayı 21, Haziran 2022, 151-180
Güvencesizlik ve Prekarya Kavramına Bakış
Çalışma yaşamının önemli olgularından biri olan güvencesizliği anlayabilmek
için güvence kavramından yola çıkılacaktır. Güvenceyi sivil ve sosyal güvenceler
olarak iki türde ele alan Robert Castel’e göre sivil güvenceler temel özgürlükleri
garanti etmekte ve bir hukuk devleti çerçevesinde mülklerin ve kişilerin güven-
liğini sağlamaktadır. Sosyal güvenceler ise hastalık, kaza, parasız pulsuz geçen
yaşlılık, hayatta insanın başına gelebilen ve sonu toplumsal düşkünlüğe varan
talihsizlikler gibi bireylerin koşullarında olası bir düşüşün yol açabileceği belli
başlı risklerle karşı koruma altında olma durumu olarak tanımlanmıştır (Castel,
2004: 9).
Söz konusu sosyal güvencenin toplumun tüm üyeleri için oluşturulması “ça-
lışma ile güvenceler arasında güçlü bağlar kurarak (Castel, 2004: 36)” gerçekleş-
tirilmiştir. Castel çalışma ile güvenceler arasındaki bağın kurulmasını iki önerme
ile açıklamıştır. İlki güvence ve hakların emekçinin durumuna bağlanmasıdır,
bu durumda çalışma sözleşmeye dayalı bir bağ çerçevesinde ticari bir ilişki ol-
maktan çıkarak istihdam biçimini almakta ve asgari ücret hakkı, çalışma hukuku
güvenceleri, kaza ve hastalık sigortaları, emeklilik hakkı vb. gibi ticari olmayan
garantileri içeren bir statüye donanmış bir durum olmaktadır. Çalışmaya bağlı
olarak yaratılmış haktır. Castel’in işaret ettiği ikinci önerme ise güvenlik amaçlı
mülkiyete sahip olma durumudur (Castel, 2004: 35-38). Prekarizasyonun da bu
güvencelerden yoksun olma biçiminde gerçekleştiği söylenebilir. Benzer biçim-
de esnekleşmeyi ve güvencesizliği yoğun olarak yaşayan kafe-bar çalışanları için
de çalışma ve güvenceler arasındaki güçlü bağın kurulamadığı görülmektedir.
Bunun temel nedeni olarak kafe-bar çalışanları ile işverenleri arasında iş sözleş-
mesinin yapılmaması gösterilebilir.
Neoliberal dönem ile birlikte güvencesizleşme fazlasıyla yaygınlaşmış ve tar-
tışılmaya devam edilmiştir. Emeğin prekaryalaşması ile sermayenin emek üze-
rindeki sömürüsünün giderek derinleşmesi doğru orantılıdır. Emek üzerindeki
sömürü arttıkça çalışmanın koşulları başta ücret ve iş güvencesini yok ederek
en derin görünümlere kavuşmakta ve güvenceli istihdam biçimlerini yok ederek
bütün işgücünü eğreti ve güvencesiz hale getirerek emeği prekaryalaştırmakta-
dır (Şahankaya Adar, 2018: 20).
Guy Standing, prekaryayı proletaryadan ayırarak “oluşum sürecinde bir sınıf”
(Standing, 2015: 9) olarak nitelendirmiştir. Prekarya, “precarious” (güvencesiz)
sıfatı ile “proletariat” (proletarya) isminin birleşmesiyle oluşan yeni bir terim ola-
rak ifade edilmiştir (Standing, 2015: 21).
Standing’e (2015: 21) göre küreselleşme ulusal sınıf yapılarının parçalanmasına
yol açarak eşitsizliklerin arttığı dünyada daha esnek bir emek piyasasının parça-
lı bir küresel sınıf görüntüsü ortaya çıkarmıştır. Parçalı küresel sınıf görüntüsü
içerisinde gelişim gösteren prekarya, elitler, maaşlılar, profisyenler ve geleneksel
işçi sınıfı ile işsizler ve lümpen-proletarya arasında yer almaktadır (Standing, 2017:
22). Bu sınıarı kısaca tanımlamak gerekirse, elitler zengin küresel vatandaşların
155
Güvencesizlik Kıskacında Kafe-Bar Çalışanlarının Covid-19 Pandemi Dene-yimleri: Kadıköy Örneği
meydana getirdiği dünyanın her yerinde hükümetlere etki edebilen sınıf olarak
ifade edilmiştir. Maaşlılar ise elit sınıfın altında yer alan büyük şirketlerde, dev-
let ve kamu kuruluşlarında istihdam edilen ve ücretli izin ve sosyal haklara sahip
kesimdir. Maaşlıların yanında profisyenler, küçük bir grup olarak tanımlanmış,
pazarlayabilecekleri vasıara ve sözleşmeye dayalı olarak yüksek gelirlere sahip
kişileri kapsamaktadır. Profisyen, profesyonel ve teknisyen sözcüklerinin birleşi-
midir. Profisyenlerin altında ise geleneksel işçi sınıfı bulunmakta, Standig’e (2017:
25) göre proletarya varlığını korusa da çoğunluğu oluşturmamakta ve gitgide eri-
mektedir. Bu dört grubun altında ise bir tarafta işsizler ordusu, diğer tarafta ise
prekarya adında gittikçe büyüyen bir sınıf bulunmaktadır (Standing, 2015: 21-24).
Standing prekaryayı tanımlayan özelliklere Prekarya Bildirgesi adlı kitabında
yer vermiştir. Bunlardan ilki prekaryanın kendine özgü üretim ilişkilerine sahip
olduğudur (2017: 26). Kendine özgü üretim ilişkileri içerisinde prekarya, gele-
neksel işçi sınıfının sahip olduğu yedi koruma biçiminden yoksun olarak tanım-
lanmıştır. Standing, bu koruma biçimleri emek gücü piyasası güvencesi, istih-
dam-çalışma güvencesi, iş güvencesi, iş sağlığı ve güvenliği, yetenek kazanma
güvencesi, gelir güvencesi ve temsil güvencesi olarak tanımlanmıştır. Tüm bu
güvencelerden yoksunluğu nedeniyle prekarya yeterli-tatmin edici bir gelir elde
edememekte, keyfi işten çıkarmalarla karşılaşmakta, tanımlı bir işe sahip ola-
mamakta, yeteneklerini geliştirememekte, sosyal güvenceye sahip olamamakta
ve sendikalar aracılığı ile grev ve temsil hakkına sahip olamamaktadır (2015: 26).
Diğer özellikler (Standing, 2017: 26-38) ise kendine özgü bölüşüm biçimleri,
devlet ile ayırt edici ilişkiler, mesleki kimlikten yoksun olma, zaman üzerindeki
kontrolün yitimi, emekten koparılma, düşük sosyal hareketlilik, gereğinden fazla
vasfa sahip olma, belirsizlik ve yoksulluk ve güvencesizlik tuzaklarına sahip olma
biçiminde sıralanmıştır. Kendine özgü bölüşüm ilişkileri içerisinde prekarya, gelir
güvencesini yitirmiş olması açısından değerlendirilmektedir. Gelir güvencesinin
olmaması durumu bir işten elde edilen gelirin oluşturduğu bir korumanın yanında
aileden, gruptan, devlet yardımlarından, tasarruf ve yatırımlar gibi gelirlerden de
faydalanamamayı ifade etmektedir (Standing, 2015: 27-28). Prekaryanın sosyal ko-
rumadan yoksun olması, iş ve gelir güvencesinden yoksun olması toplumsal konu-
munu aşağıya çekmekte ve risklere açık hale getirmektedir. İhtiyaç duyduğu anda
onu destekleyecek gelir korumasına sahip olmaması onu sabit emek gücünden
(maaşlı, ücretli çalışan) ayıran en önemli noktadır (Standing, 2015: 12). Bunun ya-
nında prekarya ücretli izinler, sağlık izni, emekli maaşları gibi avantajlarına erişim
hakkına sahip değildir (Standing, 2017: 28). Güvencesiz olmanın yanında çalışma
koşulları ve gelir bakımından da sürekli kötü koşullara sahip olması da prekaryanın
ayırt edici noktalardan sayılmaktadır (WEB Research, 2004: 7; Temiz, 2004: 58).
ILO prekaryanın oluşumunda istihdamın kolayca sonlandırılmasının, gençlerin,
kadınların ve yaşlıların bu anlamda bir korumaya alınmamasının, taşeronlaşmanın
ve geçici işlerin etkin olduğunu belirtmektedir (ILO, 2012: 43).
156
Emek Araştırma Dergisi (GEAD) , Cilt 13, Sayı 21, Haziran 2022, 151-180
Prekaryanın sahip olduğu özellikler içerisinden ele alınması gereken diğer bir
başlık ise mesleki kimlikten yoksun olma durumudur. Mesleki kimlikten yoksun
olma Standing tarafından “onları hayata bağlayan bir anlatının olmaması olarak”
belirtilmiştir. Yabancılaşma, kaygı ve anomik çaresizliğin kaygısı olarak da bu du-
rum işaret edilmiştir (Standing, 31 :2017).
Prekaryanın bir diğer ayırt edici özelliği de prekarya mensuplarının ücretli
emekten sayılmayan büyük miktarda işi yüklenmek zorunda olmalarıdır. Pre-
karya yaşamı zamansal bloklara ayıramamakta, kendisinden gece-gündüz her
an emek ve çalışma için hazır olması beklenmektedir. Bu noktada esnek çalışma
sürecinin yaygınlaştırılmasının etkili olduğu belirtilmelidir (Standing, 2017: 32).
Prekaryaya içkin ayırt edici unsurlardan biri olarak emekten koparılma da ele
alınmalıdır. Emekten koparılma süreci prekaryanın yaptığı işlerin “onları şeref-
lendirdiği yanlış bilincine sahip olmadığı” vurgusu etrafından hareket etmek-
tedir. Prekarya “çalışmak zorunda kaldığı sıkıcı, insanı zihinsel olarak daraltan
işlere yabancılaşıp, bu işleri kendini tatmin eden çalışma ve yaşama biçimi”
olarak görmemektedir. Bu emekten kopuş özelliğinin aynı zamanda özgürleş-
tirici bir potansiyele sahip olduğunu belirten Standing, işin çalışanı mutluluğa
götürmediğini, para için yapıldığını ve bunun dışında kişinin hayatını geliştirme
çabasının olduğunu eklemiştir (Standing, 2017: 33). Tüm bu özelliğin kafe-bar
çalışanları için de geçerli olduğu belirtilmelidir. Gelir elde etme amaçlı yapılan
garsonluk işinin, kişiyi zihinsel olarak daralttığı ve geleceğe ilişkin başka planlar
yapmaya neden olduğu anlaşılmaktadır.
Standing’e göre prekaryalaşmak “güvencesiz bir varoluş içinde yaşamaya neden
olan baskılara maruz kalmak ve bu deneyimlerin içinden geçmek”tir (2015: 36).
Tüm bu deneyimlerin içinden geçilirken iş ya da hayat tarzı ile elde edilen güvenli
bir kimlik ya da gelişme hissi bulunmamaktadır. Standing (2015) bunu prekarya-
nın geleneksel işçi sınıfından ayrıldığı başka bir nokta olarak görür. Neoliberalizm
bunu her işi yeniden adlandırarak, her pozisyona yeniden bir isim vererek işlerin
niteliğindeki sömürüyü yok edip ve gizleyerek oluşturmuştur. Yani kendisine işçi
demenin ya da işçi sınıfına mensup olmanın bir sorun haline gelmesidir.
Standing’in (2015) ifadelerinden hareketle prekaryaya dâhil olmak oldukça
olası olduğu sonucuna varılır. Buna göre bazıları bilinçli bir tercihle girer, kimi-
si bir sıçrama taşı olarak görür. Standing’in ortaya koyduğu tablonun içindeki
kitle yine aynı kitledir (kadınlar, göçmenler, gençler). Standing, esnekleşmeden
mutlu olanlar ve memnun olmayanlar olarak bu kitleyi ayırır (2015: 59). Genel
olarak istikrarsızlıktan, güvencesizlikten ve belirsizlikten olumsuz etkilenme
söz konusudur. Özellikle gelir ve iş güvencesizliği prekaryanın oluşumunun ana
sebepleridir. İşini kaybetme kaygısı kişide oluşan en önemli sonuçtur, belirsiz-
lik, güvencesizliğin artmasına sebep olur (Temiz, 2004: 59). Prekarya istikrar ve
öngörülebilirlikten yoksundur (Standing, 2015: 22). İçinde bulunduğu bu güven-
siz ve dengesiz ortam ondaki sınıfsal dayanışma ve aidiyet hissini de olumsuz
etkiler. Bu durum, ondaki hayat görüşünün bir anlamıyla öğrenilmiş çaresizliğe
157
Güvencesizlik Kıskacında Kafe-Bar Çalışanlarının Covid-19 Pandemi Dene-yimleri: Kadıköy Örneği
dönüşmesine yol açmaktadır (Vatansever, 2013: 7).
Standing (2017: 38-40) prekaryayı homojen bir sınıf olarak konumlandırmaz.
Ona göre kendi içinde bölünmüş ve gelişim sürecinde olan prekarya üç çeşit
olarak tanımlanmalıdır. Bunlar işçi sınıfı toplulukları ve işçi sınıfı ailelerinden
atılan insanlar, geleneksel kısmi yurttaş yani göçmenler ve gittikçe büyüyen ki-
şisel gelişim kariyeri ve memnuniyet vaat ettikleri halde güvencesiz bir varoluşa
sahip eğitimli insanlardır. Birinci kesimin mağduriyet hissi, kısmi yurttaş olan
göçmenlerin bir evin olmamasından kaynaklı yoksunlukla karşı karşıya olduğu
ve üçüncü kesimin ise içinde bulunduğu mahrumiyeti geleceksizlik hissiyatı ile
ilişkilendirdiğini belirtmiştir.
Standing’in prekaryanın oluşum sürecinde ayrı bir sınıf olarak ele alması tar-
tışmalara neden olmuştur. Bu tartışmalar içerisinde Marksist bir eleştiri yaptığını
dile getiren Erik Olin Wright (2016: 123) iki unsur ile prekaryanın işçi sınıfından ayrı
olarak tanımlanamayacağını ifade etmiştir. Bu unsurlardan ilki sınıf çıkarları açı-
sından iki sınıfın farklı maddi çıkarlara1* sahip olmadığı yönündeki tespitidir. İkinci
unsur ise maddi çıkarlara geçim kaynağı sağlamak için somut stratejiler açısından
bakıldığında benzer stratejilere sahip olmalarıdır. Wright, Standing’in aksine farklı
kesimlerin farklı hayatta kalma stratejilerine sahip oldukları fikrine katılmamak-
tadır. Standing’in tanınma, temsil ve yeniden bölüşüm için işaret ettiği siyasalar
ve kurumsal öneriler Prekarya Bildirgesi’nde 29 madde2* olarak yer almaktadır.
Wright (2011: 133) bu önerileri prekaryanın çıkarlarına hizmet edip etmediği açı-
sından değil, prekaryanın işçi sınıfından ayrı bir sınıf olduğunun iddiası için bir
zemin oluşturup oluşturmadığı açısından ele almıştır. Bu çerçevede önerilenlerin
hiçbirinin işçi sınıfının maddi çıkarlarına aykırı olmadığını ve neredeyse hepsinin
işçileri çıkarlarını önemli ölçüde ilerletecek nitelikte olduğunu belirtmiştir.
Standing’e göre prekaryayı işçi sınıfından ayıran sınırı en keskin biçimde ya-
ratan şey, ekonomik güvencesizlik ve siyasi marjinalliğin kesişmesidir (Wright,
2016: 124). Bu bağlamda Standing’in kapitalizmin mevcut gelişim düzeyi, mülk-
süzleşme eğilimleri, ücretlileşme ve emek gücünün satışı gibi ölçütler dikkate
alındığında, işçi sınıfının ancak istihdam ilişkileri bakımından birbirinden ayrı-
labilecek ve fakat güvencesizleşmede yine ortaklaşan farklı kesimlerini, birbir-
lerinden ayrı sınıar olarak şematize ettiği söylenebilmektedir. Bu, Standing’in
prekaryasını oluşturan işgücü gruplarının, işçi sınıfının daha yüksek ücretli, va-
sıı, eğitimli, örgütlü ve toplu sözleşmeli, güvenceli, pazarlık gücü daha yüksek
olan kesimleri ile karşılaştırıldığında daha dezavantajlı olduğu gerçeğini değiştir-
memektedir. Ancak, kapitalist üretim tarzının tarihi boyunca küresel kapitalizmi
1 Maddi çıkarların ne olduğunun tanımlanması bu kertede önemlidir. Hem içi sınıfı hem de Standing’in
ayrımı ile prekaryaya içkin maddi çıkar lar, herhangi bir kii için maddi yaam koullarını iyiletirecek veya zarar
verecek eylemleri ve sosyal değiiklikleri belirlemek gereği ile ortaya çıkmaktadır. Maddi çıkarlar dar anlamıyla
geliri ifade etmek için kullanılırken, çalıma koullarını, fırsatlar, bo zaman, ekonomik istikrar, zaman kullanımı
üzerinde kontrol ve daha fazlasını içeren bir kiinin ekonomik durumunun birçok yönünü dahil etmek için
kullanılan bir kavramdır (Wright, 2016: 129).
2 29 öneri maddesinin ayrıntılı incelenmesi için bakınız (Standing, 2017).
158
Emek Araştırma Dergisi (GEAD) , Cilt 13, Sayı 21, Haziran 2022, 151-180
ve neoliberalizmi yaratan sermaye birikim stratejilerinin sonucunda yaygınla-
şan güvencesiz istihdam ilişkilerinin bir parçası olarak sayıca arttığı için işgücü
kesimlerini ayrı bir sınıf olarak tanımlamak, prekaryayı tarih-dışılaştırmaktadır
(Kutlu, 2018: 1870). Bu bağlamda Tanıl Bora’nın da belirttiği biçimde prekaryanın
güvencesiz çalıştırılan, kronik geçici işlere mahkum, bir işe sahip olmakla işsizlik
(veya işsizlik tehdidi) arasındaki müphem alanda bulunanlar olarak tarifi müm-
kündür. Emek süreçlerinin neoliberal dönüşümle birlikte esnekleşmesiyle her
işi güvencesizleştirmesi ile birlikte prekarya “marjinal olmayan, kitlesel ölçekte,
ama güvencesiz ve “statüsüz” konumundan ötürü marjinal muamelesi yapılan
“kayıt dışı” bir kitle olarak tarienebilir (Bora, 2010).
Prekaryanın ayrı bir sınıf olarak varlığına yönelik savunuların güvencesizleş-
menin işçi sınıfını oluşturan farklı işgücü kesimleri için türdeşleştirici karak-
terini görmezden gelindiği eklenmelidir. Güvencesizleşme pratikleri pekaryayı
oluşturmaktan ziyade işçi sınıfını türdeşleştiren bir süreç olarak ele alınmalıdır.
Böylelikle işçi sınıfı yerine teorize edilebilen ve tarihselleştirilen; işçi sınıfından
nesnel ve öznel düzeyde ayrı özellikler taşıyan, ikameci bir prekarya öznesinin
varlığının söz konusu olmadığı açığa çıkacaktır (Kutlu, 2018: 1877-1878). Prekar-
yayı ayrı bir sınıf olarak ele almak yerine güvencesizleşmenin tüm işçi sınıfını
türdeşleştiren pratikler bütünü olarak kabul ettiğimizde bu çalışmanın konusu-
nu oluşturan kafe-bar çalışanlarının deneyimlediği esnek ve güvencesiz çalış-
manın da bu sürecin bir parçası olarak okunması gerekliliği açığa çıkmaktadır.
Covid-19 Pandemisi ve Emeğe Etkileri
Covid-19 virüsünün yayılımı ile ortaya çıkan pandemi süreci sosyo-ekonomik
alanda pek çok olumsuz etki yaratmıştır. Pandeminin çalışma yaşamına etkile-
ri özellikle ele alınması gereken bir alanı oluşturmaktadır. Covid-19’un çalışma
yaşamı üzerindeki etkileri üzerine analizler gerçekleştiren ILO verilerine göre
işyeri kapatma önlemlerinin sürdürülmesi karşısında dünya işgücü piyasalarında
çalışma süresi kayıpları meydana gelmiştir. Bu çalışmada risk taşıyan sektörler
arasında konaklama ve yemek hizmetleri de yer almaktadır. Düşük ücret
düzeylerine sahip konaklama ve yeme içme hizmetleri sektörünün pandemi sü-
recinde iş kayıplarını keskin bir biçimde yaşadığı görülmektedir (ILO, 2021: 13).
Türkiye’de formel alanda çalışan emekçilerin durumunun ortaya konmasında
çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bunlardan biri DİSK Araştırma Merkezi (DİSK-AR)
ve DİSK Covid-19 Araştırma Grubu tarafından hazırlanan “Covid-19 İşçileri Nasıl
Etkiledi?” raporudur. Bu rapor DİSK üyesi işçilere yönelik alan araştırması so-
nuçlarını içermektedir (DİSK-AR, 2020). Araştırma sonuçlarında DİSK üyelerinin
iş ve günlük yaşamlarının Covid-19 pandemisinden ciddi bir biçimde etkilendiği
belirtilmiştir. Pandemi sürecinde gelirlerin azaldığı, ücretlerin eksik alındığı ya
da alınamadığı, borçlanmanın arttığı ve ucuz besine yönelindiği görülmüştür.
Raporda yer alan oranlara göre işçilerin yüzde 36’sı ücret ve gelir kaybı yaşadığı,
159
Güvencesizlik Kıskacında Kafe-Bar Çalışanlarının Covid-19 Pandemi Dene-yimleri: Kadıköy Örneği
yüzde 35,5’inin ücretini eksik aldığını ya da alamadığını, yüzde 25’ten fazlasının
borçlarının arttığı ve yüzde 40’nın ise ucuz besine yöneldiği belirtilmiştir. Bu
gelir kayıpları karşısında ise telafi edici önlemlerden yararlanma düzeyinin dü-
şüklüğüne dikkat çekilmiştir. Ayrıca kadın DİSK üyelerinin deneyimlerine de yer
verilmiş ve kadınların çalışma biçiminin daha fazla değişiklik yaşadığı vurgulana-
rak ev içi iş yüklerinin arttığı belirtilmiştir (DİSK-AR, 2020: 40).
Covid-19 pandemisi insanların sağlığını ve yaşamını tehdit etmekle kalma-
mış, çalışanlar açısından büyük istihdam ve gelir kayıplarına, ücretlerde azal-
malara da yol açmıştır. Pandeminin yarattığı sosyal ve ekonomik tahribata karşı
neredeyse tüm ülkelerde çeşitli sosyal ve ekonomik destekler uygulanmaktadır.
DİSK-AR, Şubat 2021’de yayınlanan araştırmasında Türkiye’nin Meksika ile bir-
likte Covid-19 mücadelesinde dünyada en az nakit desteği ayıran iki ülkeden biri
olduğunu belirtmiştir. Aynı raporda Türkiye’nin milli gelirinin yalnızca yüzde 1,1’i
düzeyinde nakit destekte bulunduğu yer almaktadır (DİSK-AR, 2021a: 1).
Türkiye’de COVID-19 pandemisi ile kadın istihdamının da olumsuz etkilen-
diği izlenmektedir. Pandemi öncesinde iş, gelir ve güvence açısından mevcut
olan eşitsizlikler ile COVID-19’un olumsuz ekonomik ve sosyal etkileri karşısında
kadınların konumunun daha da kırılganlaşacağı görülmektedir (Erdoğdu, 2020).
DİSK-AR’ın hazırladığı “Covid-19 Döneminde Kadın İşgücünün Durumu” adlı ra-
porda kadın işgücü üzerindeki tahribat açığa çıkarılmıştır. Her dört kadından bi-
rinin çalıştığı, geniş tanımlı kadın işsizliğinin yüzde 43,2’e ulaştığı ve bu dönemde
kadınların aylık ortalama iş kaybının 1 milyon 484 bin olduğu belirtilmiştir. Ka-
dınların erkeklere göre işgücünden ve istihdamdan daha fazla çekilmek zorunda
kaldığı görülmektedir (DİSK-AR, 2021b: 3-5).
Pandemi sürerken 17 Nisan 2020-Haziran 2021 tarihleri arasında işten çıkarıl-
malar yasaklanmıştır3. Ancak “Kod 29” olarak bilinen ve işçinin iş sözleşmesinin
işveren tarafından İş Kanunu’nun 25/II maddesinde yer alan “ahlak ve iyi niyet
kurallarına uymayan haller ve benzerleri” gerekçesi ile feshedilmesi yoluyla işten
çıkarılmaların yaşandığı görülmektedir. Kod-29 ile işten çıkarılan işçiler kıdem
tazminatı ve ihbar öneli/tazminatı alamamaktadır. Ayrıca Kod-29’dan çıkarılan
işçiler İşsizlik Sigortası Fonu’ndan sağlanan işsizlik ödeneğinden de yararlana-
mamaktadır. Bunun yanında Kod-29 ile iş sözleşmesinin feshinin işe iade davası
açılması önünde engel teşkil ettiği ve işçinin yeni bir iş bulmasında da sorun
yarattığı belirtilmelidir (BBC, 2021). DİSK-AR tarafından CİMER başvurusu ile
SGK’dan elde edilen verilere göre 2020 yılında 176 bin 662 işçi Kod-29 nedeniyle
işten çıkarıldığı bilinmektedir. Kod-29 bahanesiyle işten çıkarılan bu işçilerin 34
bin 145’i kadın ve 142 bin 517’si erkek işçilerdir. İş Kanunu’nun -25II maddesi işten
3. Resmi Gazete ’de yayınlanan 31102 karar sayılı “Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve
Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değiiklik Yapılmasına Dair Kanun”
kapsamında yer alan Geçici Madde 10’da ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzeri sebepler
dıında iveren tarafından i veya hizmet sözlemelerinin feshedilemeyeceği ilan edilmitir (Resmi Gazete,
2020). Üç aylık süreyle yürürlülüğe konan bu maddenin uygulama süresi Haziran 2021’e kadar yeni Resmi
Gazete kararları ile uzatılmıtır.
160
Emek Araştırma Dergisi (GEAD) , Cilt 13, Sayı 21, Haziran 2022, 151-180
çıkarma yasağının istisnalarından birini oluşturduğu için Covid19- döneminde
uygulanan işten çıkarma yasağını delmek için kötüye kullanımın söz konusu
olduğu söylenebilir (DİSK, 2021).
Kadıköy’de Kafe-Bar Çalışanlarının Durumu
Çalışmanın bu bölümde Kadıköy’deki kafe-bar çalışanları ile gerçekleştirilen
nitel araştırmanın sonuçlarına yer verilmiştir. Katılımcılardan elde edilen veriler
belli bir sistematik içerisinde kategorize edilmiş ve ilgili yerlerde kullanılmıştır.
Araştırma Yöntemi, Amacı ve Uygulanması
Araştırmanın amacı ve kapsamına uygun olarak birincil ve ikincil kaynakların
kullanımı gerçekleştirilmiştir. İkincil kaynak olarak internet haberlerinden
faydalanılmıştır. Birincil kaynak kullanımı ise nitel araştırma tarzının uygulanması
ve nitel teknikler kullanılarak alan çalışmasının yapılmasını içermektedir.
Kümbetoğlu’nun tanımladığı biçimde niteliksel araştırma “insanların ve kültürlerin
ayrıntılı, derinlemesine bir tanımını yapmak, insanların gerçekliğe yükledikleri an-
lamı, olayları, süreçleri, kavrayış ve anlayışlarını ortaya koymak için” (Kümbetoğlu,
47 :2008) yapılmaktadır. Bu nedenle çalışmanın kapsam ve yöntemine uygun olarak
niteliksel araştırma yönteminin kullanılmasına karar verilmiştir.
Çalışmada kafe-bar çalışanlarının neden prekarizasyona içkin unsurlara sahip
olduğunu anlamak ve Covid19- pandemisi sürecinde kafe-barların kapalı olduğu
sürede yaşadıkları gelir kayıpları karşısındaki deneyimlerini açığa çıkarmak için
detaylı bir analizinin yapılabilmesi için nitel araştırma yönteminde kullanılan
tekniklerden biri olan derinlemesine görüşme tekniğinin kullanılmasına karar
verilmiştir. Derinlemesine görüşmeler yapılmadan önce etik kurul onayı4
alınmıştır. 29-27 Eylül 2021 tarihinde derinlemesine görüşmeler 13 katılımcı ile
gerçekleştirilmiş ve tüm katılımcılar onam formunu imzalayarak çalışmaya dâhil
olmuşlardır. Veri toplama sürecinde etik değerlere özen gösterilmiştir, aynı
zamanda makalede araştırma ve yayın etiğine uyulmuştur. Görüşmeler 35-30
dakika sürede tamamlanmış ve katılımcıların izni ile ses kaydı alınmıştır. Daha
sonra bu ses kayıtlarının deşifresi yapılarak metne dönüştürülmüştür. Kafe-bar
çalışanlarından oluşan katılımcılara 20 ana sorudan oluşan görüşmeyi koordine
edici soruların5* yanında görüşmenin gidişatına göre konuyu derinleştirici/
zenginleştirici sorular da yöneltilmiştir.
4. İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Sosyal ve Beeri Bilimler Aratırmaları Etik Kurulu Bakanlığı, 06.09.2021
tarih ve 08 sayılı toplantısında etik yönden uygun bulunmu ve onaylanmıtır. Karar Tarihi ve Sayısı: 23.09.2021,
E-35980450-663.05-490149.
5*”Görümelerin kısıtlı bir zaman içerisinde verimli bir biçimde yapılabilmesi için nitel veri elde edilirken
standartlatırılmı açık uçlu sorular” (Kümbetoğlu, 2008: 76) kullanılmaktadır. Görümeyi koordine edici
kılavuz sorular çalıma amacına uygun ve bilginin net bir ekilde ortaya çıkmasına yönelik olarak belirlenmi
ve katılımcılara bir sıra dâhilinde sorulmutur. Soruların içeriği Demogra, Pandemi Öncesi Çalıma Koulları
ve Pandemi Sürecinde Değien Koullar sınıandırması ile belirlenmitir. Soru formunun kullanılması
derinlemesine görümeler esnasında sistematik bir ekilde bilgi toplanması noktasında katkılar sağlamıtır.
161
Güvencesizlik Kıskacında Kafe-Bar Çalışanlarının Covid-19 Pandemi Dene-yimleri: Kadıköy Örneği
Görüşme yapılacak kişilerin belirlenmesinde Kadıköy’de kafe-bar
işletmelerinde çalışan tanıdık (organik bağa sahip olunan) katılımcılara ulaşılmış,
daha sonra ise kartopu yöntemi ile görüşme sayısı arttırılmıştır. Böylelikle
araştırma alanında kaynak kişilerden yola çıkarak diğer görüşülecek kişilere
ulaşılmış ve yeni kişilere ulaşıldıkça örneklemin büyütülmüştür. Araştırma
kapsamında 13 kişi ile görüşme yapılmış, görüşme sonuçlarının benzeşmesi
nedeniyle görüşmelere 13 görüşmede son verilmiştir. Görüşme yapılan
katılımcılara ilişkin bilgiler Tablo 1’de yer almaktadır. Aynı zamanda çalışma
sürecinde rastlanan Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması adıyla oluşturulan yapı ile
de görüşme yapılmıştır.
Tablo 1: Görüşme Yapılan Kişiler Hakkında Bilgiler
Cnsyet Yaş Meslek Tanımı Ücret
Düzeyleri
Son İşyernde Çalışma
Süres Sosyal Güvence
A.Ç Erkek 35 Bar Çalışanı Aylık, Belrt-
med
Sektörde 10 yıldır çalış-
makta, son şyernde 2
yıldır çalışmaya devam
Var- 2 yıl
B.B. Erkek 27 Restoran
Çalışanı
Aylık, Belrt-
med
Sektörde 10 yıldır çalış-
makta, son şyernde 4
yıldır çalışmaya devam
Var-4 yıl
D.Ç. Kadın 23 Yen Mezun-
Garson Günlük ücret 3 ay Yok
E.Ş. Kadın 21 Öğrenci-
Garson Günlük ücret 1 yıl Yok
F.Ş. Erkek 26 Kafe-Bar
Çalışanı Asgar ücret 4 yıl- son 7 ay le sgor-
talılık Var (7 ayda)
H.K. Kadın 27 Öğrenci-
Garson Günlük ücret 5-6 ay Yok
İ.A. Erkek 25 Garson-Tek-
nsyen Günlük ücret 3 ay- ş oldukça çalışma Yok
İ.S. Erkek 27 Öğrenci-
Garson Günlük ücret 7-8 ay Yok
M.S. Kadın 20 Öğrenci-
Garson Günlük ücret 1 yıl Var (1 yıl)
N.F. Kadın 22 Öğrenci-
Garson Günlük ücret 3 ay Yo k
N.Ş. Kadın 26 Garson Aylık, Belirt-
medi 4 yıl Var- 4 yıl
O.B. Erkek 37 Bar Çalışanı Aylık, Belirt-
medi 2 yıl Var- 2 yıl
S.E. Erkek 27 Barista Eğit-
meni - Freelance Yok
Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması
162
Emek Araştırma Dergisi (GEAD) , Cilt 13, Sayı 21, Haziran 2022, 151-180
Araştırma Bulguları
Bu çalışmada öncelikle görüşme yapılan kafe-bar çalışanlarının pandemi ön-
cesi çalışma süreçlerine yer verilecektir. Böylelikle prekarizasyon kavramı içeri-
sinde ele alınan kafe-bar çalışanlarının emek süreçleri kavranabilecek ve pande-
mi sürecindeki olumsuz etkilerin arka planı açığa çıkarılabilecektir.
Güvencesiz, Esnek Çalışma
Kadıköy’de çalışan kafe-bar çalışanlarının emek süreçleri incelendiğinde
karşımıza güvencesiz, esnek ve geçici bir çalışma yapısı çıkmaktadır. Öğren-
ci-garsonların yaygın olarak yer aldığı sektörde çoğunlukla lisans öğrencilerinin
günlük yevmiye ile çalıştığı görülmektedir. Görüşme yapılan öğrenci-garsonlar
aldıkları burs ve aile desteği yetmediği için çalışmak zorunda olduklarını belirt-
mişlerdir. D.Ç (Kadın-23) ise lisans eğitimini yeni bitirdiğini ve kendi alanında iş
bulamaması nedeniyle kafede çalışmaya mecbur olduğunu belirtmiştir. D.Ç aynı
zamanda aile yanına dönmek zorunda kalmadan geçimini sağlama ve kadın ola-
rak var olma çabası içerisinde olduğunu aktarmıştır.
Öğrenci-garsonlar kafe-bar işletmelerinin ihtiyacı doğrultusunda çoğunlukla
iş yoğunluğunun fazla olduğu gün ve saatlerde işe çağırıldıklarını aktarmış-
lardır. İş yoğunluğun fazla olduğu günler çoğunlukla cuma ve hafta sonu iken,
saatler ise 14-22 arasıdır. Görüşme yapılan öğrenci-garsonların 4’ü sigortasız-
ken sadece 1’i sigortalı olarak çalışmaktadır. Katılımcılardan H.K. (Kadın-27)
“öğrenci olduğumuz için talep etme hakkımız yoktu.” ifadesi ile sigorta talebinde
bulunamadıklarını belirtmiştir. F.Ş. (Erkek-26) 4 yıl boyunca kafe çalışanı olarak
geçimini sürdürürken bunun sadece 7 ayında sigortalı olarak çalıştığını belirt-
miştir. Güvencesizliğin boyutları öylesine derindir ki sigorta hakkında sahip ol-
malarına rağmen çalışanların çok azı bu hakka kendisinin sahip olarak görmekte
ve bu nedenle talep dahi etmemektedir. Kafe-bar çalışanlarına sosyal güvence-
lerinin olup olmadığına ilişkin sorulan soruya verilen bazı yanıtlar şu şekildedir:
“Kadıköy’de bir kahvaltıcıda günlük yevmiyeli olarak çalıştım. Gerek-
tikçe çalışıyordum, part-time çalıştım. Hiç sigortam olmadı, hep gün-
lük olarak çalıştım”. (D.Ç.-Kadın-23)
“Part-time çalışıyorum ve sigortam yok, part-time çalışmayanların
da hepsinin sigortası yok zaten sürekli sirkülasyon olduğu için gar-
sonlara sigorta yapılmazdı. Yaz aylarında tam zamanlı gidiyordum
yine de sigortam yoktu”. (E.Ş.-Kadın-21)
“Üniversiteye devam ediyorum, harçlığımı çıkarmak için part-time
çalışıyorum, 3 gün, buna göre sigortalıyım”. (M.S.-Kadın-20)
Yeme-içme hizmetinin sunulduğu bu sektörde bir işyerinde çalışma
süresinin oldukça düşük olduğu görülmektedir. Sektör içerisinde sü-
163
Güvencesizlik Kıskacında Kafe-Bar Çalışanlarının Covid-19 Pandemi Dene-yimleri: Kadıköy Örneği
rekli bir sirkülasyonun mevcut olduğu katılımcılar tarafından da akta-
rılmıştır. H.K.’nın (Kadın-27) “birkaç kafe değiştirdim ama hepsinde
uzun soluklu 5-6 ay çalıştım” şeklindeki açıklaması istihdamda kalma
sürelerinin ne kadar kısa olduğunu ortaya koymaktadır. Kafe ve barlar-
da çalışma sürecine ilişkin O.B.’nin aşağıdaki aktarımları sektörü özet-
ler niteliktedir.
“Bu sektör ağır bir sektör, büyük çoğunluk üniversite öğrencisi ve si-
gortasız çalıştırılıyor. Çok fazla kuralsızlık var, esnek saatler, yeterin-
ce ücret alamamak gibi. Denetim de az. Bu yüzden pandeminin en sert
vurduğu sektörlerden biri oldu. İşletme sahipleri çalışanlarına destek
çıkmadı. Kadıköy’de 300 mekân varsa belki 2 tanesi için destekte bu-
lunduğunu duydum. Sektör devir daim içinde olduğu için sigortasız
ya da yeni sigortalı olanlar çok ve ödenekten faydalanmadı. Ekmek
alamayan, yemek yiyemeyen, çocuklarını geçindiremeyen bir sürü in-
san var. Ağır bunalımlar geçirdiler, kuryelik yaptılar markete gittiler,
alternati bulamayanlar ise ağır bir süreç yaşadı”. (O.B.-Erkek-37)
Katılımcılara bir günlük çalışma süreçleri sorulduğunda benzer yanıtlar alın-
mıştır. Vardiya sistemi dâhilinde çalıştıklarını belirten çalışanlar işin son derece
yoğun ve yorucu olduğu ifade etmiştir. Konuya ilişkin çalışanların bazı ifadeleri
şu şekildedir:
“8 buçukta hatta 8.20’de iş yerinde olurduk. Ben genelde serviste olu-
yordum. 9 gibi müşteriler gelmeye başlıyor 14-15’e kadar yoğun tempo
çalışıyoruz, oturamıyoruz ve nefes alamadan zor bir şekilde çalışıyo-
ruz, sürekli koşturma hali, öğle yemeği yiyecek hali olmuyor insanın.
15 gibi sakinleme oluyor tek tük geliyor müşteriler. 16 gibi personel
yemeğini yapmaya başlayıp 16 buçuk 17 gibi yemek yiyip mekanı to-
parlayıp, yarına hazırlık yapıp işten 18 gibi, hafta sonu ise 19 gibi çı-
kıyorduk. Hafta sonları eve dönemeye güç bulamadığım çok olmuştu,
ertesi gün yine aynı tempo”. (D.Ç.-Kadın-23)
“Genelde akşam giderdim, barda bir grup sabah gelir temizlik hazırlık
yapar. İkinci grup hazırlığa bakar yapılacak bir şey varsa onu yapar-
lar genellikle servisle uğraşır. Arada yemek dinlenmeler olur, 10 saat
çalışıyorsan 8 saat ayakta geçer, işin temposuna göre fazlası da ayak-
ta geçer, 24-1’e kadar o tempoda devam eder”. (O.B.-Erkek-37)
“Garsonluk bir yandan zevkli bir yandan oldukça yoğun ve yorucu bir
iş, uzun saatler boyunca ayakta kalıp koşuşturmak zorundayız. Gar-
sonluk yapıyorum, sipariş alıyorum, götürüyorum. Hafta sonları özel-
likle yoğun oluyor Kadıköy’deki kafeler. Hafta sonları bazen 8 saatten
164
Emek Araştırma Dergisi (GEAD) , Cilt 13, Sayı 21, Haziran 2022, 151-180
fazla çalıştığım oluyor. Kafenin ihtiyacı olduğu zamanlarda, genelde
hafta sonları olacak şekilde part-time çalışıyorum. Ücretimi günlük
alıyorum”. (İ.S.-Erkek-27)
“Part-time çalışıyordum haftanın 3 günü, 10 saat. 3 ay önce çalıştım,
ondan önceki de 3 ay. Yoğun ve yorucuydu, yoğun olan zamanlarda
çağırıp köle gibi çalıştırıyorlardı. Günlük alıyorduk ücretlerimizi. Si-
gorta da yapılmadı. Barda çalıştığımda 13-14 saat çalışıyorduk, daha
berbattı, daha yoğundu”. (N.F.-Kadın- 22)
10 senedir yeme-içme sektöründe çalıştığını belirten B.B. (Erkek-27) ilk defa
bir restoranda çalıştığını söylemiştir. “Haftanın 6 günü restorandayım. Sabah
6 da açıp 8 buçuk 9 da kapatıyoruz” şeklinde çalışma temposunu aktarmıştır.
Katılımcılar arasında barista eğitmeni de yer almaktadır. S.E. (Erkek-27) barista
eğitmenliğinin yanında transkripsiyon ve çeviri ile ilgilenen katılımcı freelance6
çalıştığı için sigorta aramadığını belirtmiştir.
Öğrenci-garsonlara çalışma amaçları sorulduğunda eğitimlerini tamamlaya-
na kadar geçim sağlama ve mezuniyet sonrası aile yanına dönmeme nedenleriy-
le geçici bir iş ilişkisi kurdukları yönünde yanıtlar alınmıştır. Çalışanların gelecek
beklentileri sorulduğunda ise 13 katılımcıdan 3’ü kendi mekânını açmak istediğini,
1’inin geleceğe ilişkin belirsiz bir durumda olduğunu, 6’sının eğitimlerini tamamla-
dıklarında iş değiştireceklerini dile getirmişlerdir. Kafe-bar çalışanlarından 2’si ise
pandemi ile işi bıraktığını ve 1’i de barista eğitmeni olarak çalıştığını belirtmiştir.
Pandemide Kafe-Bar Çalışanı Olmak
Pandemi döneminde kafe-bar çalışanı olmak gelir getirici faaliyetten ve dola-
yısıyla gelirden yoksun olmak anlamına gelmektedir. Çalışmanın bu bölümünde
kafe-bar çalışanlarının bu gelirden yoksun olma durumu karşısındaki ekonomik
ve psiko-sosyal durumları ele alınacaktır.
Ekonomik Duruma Bakış
Pandemi ile mücadelede ekonomik aktivitelerin kısıtlanması ve tam kapanmalar-
da kafe-bar işletmelerinin de kapatılması söz konusu olmuştur. Birçok alanda üre-
tim devam ederken 20 Kasım 2020- 16 Mart 2020 tarihlerini içeren altı ay içinde
neredeyse bazı iş yerleri tamamen kepenk indirmiştir (Demirtaş, 2021). Bu nedenle
yeme-içme hizmetlerini sağlayan kafe-bar çalışanları gelir getirici faaliyetten
yoksun kalarak temel ihtiyaçlarını giderme konusunda sıkıntılar yaşamıştır.
6. Barista: A barista (/bəˈriːstə, -ˈrɪstə/; Italian: [baˈrista]; from the Italian for “bartender”) is a person, usually
a coeehouse employee, who prepares and serves espresso-based coee drinks. İtalyanca kökenli bir kelime
olup kahve konusunda uzman ve deneyimli anlamına gelmektedir.
Transkripsiyon: kelime anlamı çeviri yazıdır (TDK, 2022a). Konuma dilinin ya da iaret dilinin yazılı hale
getirilmesi ii olarak burada kullanılmaktadır (Wikipedia, 2022).
Freelance’in kelime anlamı ise bağımsızdır (TDK, 2022b). Burada bağımsız çalıma anlamında kullanılmaktadır.
Freelance çalıma türlü çevrimiçi ve çevrimdıı mecrada istediğin yerde, istediğin zaman, istediğin gibi ve
istediğin kiilerle çalıma özgürlüğü olarak temsil edilmektedir (İlyas, 2022: 14).
165
Güvencesizlik Kıskacında Kafe-Bar Çalışanlarının Covid-19 Pandemi Dene-yimleri: Kadıköy Örneği
Pandemi sürecinin çeşitli evrelerinde gelir kaybı yaşayan çalışanlar için Kısa
Çalışma Ödeneği7* uygulamasına geçilmiştir. Türkiye’de Covid-19 kapsamında
2020 yılında yapılan toplam nakit desteği 42,8 milyar TL’dir. 6,4 milyon hane-
ye Sosyal Koruma Kalkanı kapsamında bin TL nakdi destek yapılırken, 2 milyon
aileye “Biz Bize Yeteriz” kampanyasından bin TL destek sağlanmıştır. Böylece
Mart-Aralık 2020 döneminden 8,4 milyon haneye bir defaya mahsus olmak üzere
bin TL (toplam 8,4 Milyar TL) yardım yapılmıştır. İşsizlik Sigortası Fonundan ise
2,2 milyonu aşkın işçiye ayda bin 168 TL nakdi ücret desteği (ücretsiz izin öde-
neği), 3,6 milyon işçiye kısa çalışma ödeneği ve 913 bin işsize ise işsizlik ödeneği
olmak üzere toplamda 6,7 milyon işçiye nakit desteği sağlanmıştır. İşsizlik Sigor-
tası Fonu tarafından 6,7 milyon işçiye sağlanan toplam destek tutarı yaklaşık 35
milyar TL’dir (DİSK-AR, 2021: 6). Böylelikle Türkiye’de yapılan nakdi desteklerde
doğrudan bütçeden kaynak ayrılmadığı anlaşılmaktadır.
Kadıköylü kafe-bar çalışanlarının gelir desteklerinden alabilme durum-
ları incelendiğinde 13 katılımcıdan sadece 3’ünün kısa çalışma ödeneğinden
faydalanabildiği anlaşılmaktadır. Ödenek alabilmesine rağmen borçlanmak
zorunda kalan N.Ş. (Kadın-26) yaşadığı zorlukları aşağıdaki biçimde aktarmıştır.
A.Ç. ise patronun da süreçte destek verdiğini ve ödenek alabilen üçüncü katılım-
cı (O.B.-Erkek-37) ise desteği sadece 3 ay süreyle alabildiğini belirtmiştir.
“İşletmeler kapatıldı, parasız kaldık, ardından ödenek bağlandı an-
cak aldığımız maaşın yarısı kadar da değil. Ekstra gelir olmadığı ve
yarı yarıya geçim sağlayabildiğimiz için yaşamı sürdürmekte sıkıntı
çektim. Kredi kartı borcum arttı, borçları ödemek için ihtiyaç kredisi
çektim ve yeniden borçlandım”. (N.Ş.-Kadın-26)
“Devletin verdiği ödenek var, patron da ekstra yardım yaptı. Ama çok
değil tabi ki Ramazanda birazcık destek verdi. Genelde devletin ver-
diği bin 100 lirayla geçindim. Patron zengin, bazen de o destek oldu”.
(A.Ç.-Erkek-35)
“Ödenek alanların sigortası duruyor ama işlemiyor, bu insanların
emeklilik hakları ellerinden alınmış bu bir yıl içinde, hak gaspları-
nın önüne geçilmeliydi. Devletin yardımlarının büyük çoğu işsizlik
sigortası fonundan alındı, devlet ekstra para vermedi, zaten işçiler-
den alınanlardan verildi, bu devlete ekstra yük vermedi. Buna karşıda
daha güçlü tepki örgütlenebilirdi, ekstra bütçe için örgütlenebilirdi”.
(O.B.-Erkek-37)
7. Kısa Çalıma Ödeneği İKUR tarafından “Genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle
iyerindeki haftalık çalıma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koulu
aranmaksızın iyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde,
iyerinde üç ayı amamak üzere sigortalılara çalıamadıkları dönem için gelir desteği sağlayan bir uygulama”
eklinde tanımlamıtır. Covid-19’un olası etkileri dikkate alınarak “dısal etkilerden kaynaklanan dönemsel
durumlardan ileri gelen zorlayıcı sebep” kapsamında kısa çalıma uygulaması balatılmıtır. (İKUR, 2021)
İsizlik Sigortası Fonundan sağlanan kısa çalıma ödeneğinden yararlanabilme koulu son 3 yılda 600 gün ve
son 120 gün kesintisiz çalımı olmaktır. Ancak pandemi döneminde gereken bu koullar sırasıyla 450 ve 60
güne indirilmitir (Çelik, 2020).
166
Emek Araştırma Dergisi (GEAD) , Cilt 13, Sayı 21, Haziran 2022, 151-180
Sigortasız çalışma ile gelir desteklerinden faydalanamama durumu özellikle
öğrenci-garsonlarda oldukça yaygın görülmektedir. Sigortalı olmasına rağmen
ödenek desteğinden faydalanamayan M.S. (Kadın-20) ise deneyimlerini aşağıda-
ki şekilde aktarmıştır.
“Kısa Çalışma Ödeneği sadece 3 yıl boyunca sigortalı çalışanlara veri-
liyor bu yüzden ben alamadım. Çalışamadığım için de ücret alamadım.
Patronlar hiçbir işçiye destek vermedi, destek alamadım. Kapanmalar
boyunca gelir kaynağım olmadı. Borç ve aileden aldığım parayla ihti-
yaçlarımı karşıladım”. (M.S.-Kadın-20)
Çalışma sürecinin son 7 ayında sigortalı olan F.Ş. (erkek-26) Kısa Çalışma
Ödeneğinden faydalanamadığını belirtmiştir. Bu süreçte geçimini sağlayabilmek
için son dönemde oldukça yaygınlaşan kripto paraya yöneldiğini ifade etmiştir.
Ekonomik sıkıntılarla baş etmede aile ve işveren desteği ile karşılaşılmıştır.
Mezun olduktan sonra sürekli bir iş bulamadığı için kafede çalışmaya devam
eden D.Ç. pandemi ile işletmelerin kapanması sonucunda ailesinden destek
almak zorunda kaldığını belirtmiştir. Aileden destek aldığı için ataerkil bağlar
nedeniyle müdahale gördüğünü aktarmıştır. “Bu kapatmalarda aile destek oldu,
ama olmadıkları da çok oldu, beni yola getirmek için. Bir paket sigara alamamak
ağırıma gidiyor ve bakmakla yükümlü olduğum biri olsaydı çok daha zoruma gi-
derdi”(D.Ç. Kadın-23). N.F. ise kendi geçimini sağlayamadığı için ailesinin yanına
döndüğünü belirtmiştir.
“Aile evine dönmek zorunda kaldım. Kalacak gelirim yoktu, yoksa
isterdim. okul devam ediyor, online olarak katılıyordum”. (N.F.-Ka-
dın-22)
“Ailemin gönderdiği destekle, bursumla ve zaman zaman çocuklara
özel ders vererek geçindim”. (İ.S.-Erkek-27)
Görüşme yapılan kafe-bar çalışanlarının birçoğu gelir getirici alternatif iş
fırsatları yaratmaya çalışmıştır. Freelance çalışmalarına devam eden S.E. me-
kanların kapandığı süreçte ekonomik anlamda fazla etkilenmediğini belirtmiştir.
H.K. (Kadın-27) de pandemi sürecinde gelirden yoksun kaldığı ve kısa çalışma
ödeneğinden faydalanmadığı için gelir elde etmek için çeviri yaptığını aktarmış-
tır. İ.A. (Erkek25-) ise gelir elde edebilmek amacıyla yetkili teknik servis olarak
çalıştığını belirtmiş ve pandemi sonrasında da kafe ve barlarda çalışmaya devam
etmeyeceğini eklemiştir.
B.B. (Erkek27-) ise işyerlerinin kapatılmasından restoranda çalıştığından
etkilenmediğini ve ekonomik sıkıntıya girmediğini belirtmiştir. “Kapanma aşa-
masına gelmedik, ama işler de yüzde 60’a düştü, hep işyerlerine paket gönder-
diğimiz için çok da sıkıntı yaşamadık. Yemek üzerine olduğu için insanları ra-
167
Güvencesizlik Kıskacında Kafe-Bar Çalışanlarının Covid-19 Pandemi Dene-yimleri: Kadıköy Örneği
hatlattık.” Restoranın da kira desteği aldığını ancak ciro farkı nedeniyle Kısa
Çalışma Ödeneğinden faydalanamadıklarını belirtmiştir. Pandemi sürecinde
diğer çalışanların kendi istekleri ile ayrıldıklarını belirten B.B. onların ekonomik
durumları hakkında bir bilgisinin olmadığını da aktarmıştır.
Psikolojik Duruma Bakış
Covid-19 pandemisi sürecinde yoğun olarak belirsizlik ve tedirginlik hâkim
olmuştur. Bu noktada sosyal güvensizliğin yoksulluğu beslemenin yanında gün-
delik yaşama sirayet eden, toplumsal bağları yok eden ve bireylerin psişik yapı-
larını tahrip eden, moral bozucu ve bölücü toplumsal ilke olarak hareket ettiğini
belirtilmelidir. Daima güvensizlik içinde olma hissi şimdiki zamana hâkim olama-
mayı ve geleceğe dair olumlu öngörülerde bulunabilmeyi engellemektedir (Cas-
tel, 2004: 35). Toplumun bir parçası olan kafe-bar çalışanlarının da bu sürecin
ağır psikolojik yükünü taşıdıkları anlaşılmaktadır. Katılımcıların hepsi tedirginlik
hissini taşıdıklarını aktarmışlardır. Virüsün getirdiği tedirginlik hissinin yanında
katılımcılar geçim derdinin de psikolojik olarak kendilerini zorladığını belirtmiş-
lerdir. Konuya ilişkin bazı çalışanların ifadeleri şu şekildedir:
“İlk zamanlar bir belirsizlik vardı, o zamanlar çok daha zordu herkes-
te kaygıya neden oluyordu, ölüm korkusu kaygısı vardı. Şimdi virüsü
hayatımıza aldık ve daha iyiyiz”. (D.Ç.Kadın-23)
“İlk süreci atlatmak daha zordu ve sürecin ne kadar süreceğini bile-
memek çok zor. Ödenekten az para alıyordum, kira masraf hiçbir şey
karşılamaz ve bu beni psikolojik olarak içine çekiyordu. Ailem yardım
etti ama buna rağmen kapanıp açıldıktan sonra baya kötü olmuştum.
Ne yapacağını bilememek insanı epey zorluyor. Bu sürecin psikolojik
olarak olumsuz katkısı çok”. (O.B.-Erkek-37)
“Yüksek lisansımı sıkıntısız bir şekilde bitirebilmek için sürekli bir
gelirimin olması gerekiyor. Dolayısıyla hâlihazırda sigortasız, geçici
işlerde çalışıp türlü zorluklarla mücadele ederken bir anda ayrıca hem
virüsle hem işsizlik ve açlıkla karşı karşıya kaldık. Böylece yarının ne
getireceğini de bilmiyoruz tabi. Bu belirsizliğin strese, kaygıya, dep-
resyona kaynaklık ettiğini düşünüyorum”. (İ.S.-Erkek-27)
“Pandeminin yarattığı şey tedirginlikti. Toplumda genel olarak bir
tahribat oldu, ben de etkilendim. Bir de diye maddi kaygılar oluştu,
bunu düşünmeden bir an geçiremedim. Sosyal yaşamda kısıtlandığı
için kendimi motive edeceğim bir şey olmadığı için bunalıma girdim”.
(N.Ş.-Kadın-26)
Yetkili servis teknisyeni olarak çalışmaya devam eden İ.A. (Erkek-25) çalıştığı
168
Emek Araştırma Dergisi (GEAD) , Cilt 13, Sayı 21, Haziran 2022, 151-180
için psikolojik anlamda çok etkilenmediğini belirtmiştir. Ancak buna rağmen ge-
lecek kaygısı taşıdığı ve yurtdışına gitmeyi planladığını da aktarmıştır.
“Herkes gibi ben de etkilendim. Çok kaygım var geleceğimi nasıl ku-
racağımı bilemiyorum. Arkadaşlarla yurtdışına gitmeyi düşünüyoruz.
Ben değil bir sürü genç bunu düşünüyor, bir gelecek göremiyoruz.
Çalışma iznim vardı ve çalışmak zorundayım bu nedenle depresyona
girmedim ama bu konuda çevremde psikolojisi iyi olmayan çok insan
vardı”. (İ.A.-Erkek-25)
İki katılımcı kapanmalar sürecinde evde olmanın kendileri için verimsiz
geçtiğini aktarmıştır. Lisans öğrencisi olan E.Ş. eğitimine ilişkin endişelerini pay-
laşmıştır. H.K. ise evde zaman kullanımını idare etmenin zorluklarını anlatırken
hane içi emeğe ayrılan zamanın büyüklüğünü vurgulamıştır.
“Hayatımın en verimsiz çağını yaşıyorum. Üniversiteyi kazandım
ama online girdik derslere. Ne dersten ne hocadan ne kendimden
verim alamıyordum. Evin içinde gelişim çok zor, insan bu psikoloji-
deyken bunu yapamaz. Hocalar da çok şey bekliyor, evdeyiz diye ama
evdeyiz ve yapamıyoruz, araştıramıyoruz, göremiyoruz, verimsiz olu-
yor. İkinci sınıfta okulun açılmasını istiyorum üniversiteden çıkınca
ne iş yapacağım ne öğrenip çıkacağım bilmiyorum. Toplumun içinde
olmam lazım gelişmek için ama bunu kapanma süreçlerinde yapamı-
yorum”. (E.Ş.-Kadın- 21)
“Evde olduğum halde düzensizlik söz konusuydu. Zaman problemi
benim için önemli odaklanmak zor, her şeyden eksiksin, gelişmek
çok zor. Önceden yaptığım işler bile yarım kaldı nasıl geliştireceğim.
Ekonomik sıkıntıyla beraber gelişmeyi düşünemiyorsun, bu sıkıntılar
içinde geçiyor. Aslında normalde vaktimizin olmasını isteriz ama şu
an bunları yetiştiremiyoruz. Gelişim bu süreçte zor. Özgürlük alanım
kısıtlandı tabi bir de bu dönemde, rollerin değişiyor. Bir öğrenciyken
bir çalışanken ev işleri moduna geçiliyor. Ev işi tüm güne yayılmış
oluyor. Kardeşler üzerinde bakım emeği veriyordum, oldukça zorlu
oluyordu”. (H.K.-Kadın- 27)
F.Ş. (Erkek-26) kendisi için tek sorunun dışarı çıkmamak olduğunu belirtmiş-
tir. Kaygılı olduğunu vurgulamış ancak alternatif bulmaya çalışarak zamanını ge-
çirdiğini belirtmiştir. B.B. (Erkek- 27) ise öncesinde evle ilişkisinin az olduğunu
aktarmış, ancak kapanma süresince eve alıştığını belirtmiştir.
Covid-19 pandemisinin aynı zamanda akıl sağlığı pandemisi olarak değerlen-
diren çalışmalar bulunmaktadır. İngiltere’de yapılan bir çalışma sonuçlarında
ekonomik problemler ve yalnızlığın depresyon, travma sonrası stres bozuklu-
169
Güvencesizlik Kıskacında Kafe-Bar Çalışanlarının Covid-19 Pandemi Dene-yimleri: Kadıköy Örneği
ğu ve intihara sebep olduğu görülmüştür. Böylelikle psikiyatrik vakaların artış
göstereceği de belirtilmiştir (Mental Health UK, 2020). Pandemi sürecinde gelir
desteklerinden faydalanamayan pek çok vatandaşın yaşamlarına son vermeleri
ile karşı kaşıya kalınmıştır. Türkiye’nin farklı kentlerinden intihar haberleri ya-
pılmıştır (Gazete Karınca Haber Merkezi, 2021). Pandemi ekonomik açıdan bi-
reyleri ve toplumları zor bir döneme sokmuştur. İncelenen birçok vakada in-
tihar8* girişimlerinin altında birçok faktör yatıyor olsa da ortak neden olarak
geçim sıkıntısı tespit edilmiştir (Demiral, Çevik, & Gülümser, 2020: 144). Artan in-
tiharların TBMM’de de gündem edildiği görülmüştür. Covid-19 sonrası insanların
ağır ekonomik yükler karşısında psikolojilerinin de olumsuz etkilendiğine dik-
kat çekilmiştir (Birgün, 2021). Katılımcılara geçimsizlik nedeniyle intihar edenler
hakkındaki görüşleri sorulduğunda aşağıdaki gibi yanıtlar alınmıştır. Sadece bir
katılımcı intiharları kişisel nedenlerle ele almış ve intihar eden bireylerin gele-
ceğe yatırım yapmayarak sorumlu olduğunu yönündeki görüşünü paylaşmıştır.
“İntiharlar işsizlikle sürekli bulunuyordu şimdi pandemiyle gün yüzü-
ne çıktı. Geçim derdi ister istemez oldu, herkeste oldu, bende de oldu,
yatırım kazanç olmayınca psikolojik olarak etkileniyoruz, hastalığa
sürükleniyorlar dertten dolayı. Ben o tür şeylere kafayı yormadım
ama bazıları için bahane oldu, etkiledi herkesi. Yapacak bir şeyi yok
umudu kalmıyor, istemsizce hareket edip bilinci yerinde olmadan ha-
reket edip kendilerini öldürüyorlar. Psikolojik olarak o duruma düş-
mek çok zor”. (B.B.-Erkek 27)
“O insanların gözünden bakmak lazım ama her ne olursa olsun insan
devam etmeli. Kişilerin ve ya durumun ne raddeye getirdiğini bileme-
yiz, ama direnmelilerdi. Maddi ve manevi destek verilmeliydi, psiko-
lojik olarak. Keşke olmasaydı”. (E.Ş.-Kadın- 21)
“Pandemi süreci var küresel bir durum var. Kriz aşılmadığı ve belir-
sizlik var. Maddi destekler yetersiz, eksik key düzenlemeler var ve
bu insanları yeni bir krize sürüklüyor. İntihardan çok cinayet olarak
nitelendiriliyorum. İntiharın sebebine baktığımızda cinayet oluyor.
Belirsizlik ile insanlar ne yapacağını şaşırıyor”. (H.K.-Kadın-27)
“Türkiye şartları çok kötü ve daha da kötüleşti. Genç kesim burada
8 * “2021 yılının ocak ayında en az 94, ubat ayında en az 99, mart ayında en az 112, nisan ayında da en az 129
kiinin intihar ederek yaamına son verdiği verisi basına yansıdı. Mayıs ayı verileri ile yerel basındaki intihar
giriimleri ve ölümler de eklendiğinde 2021’deki intihar sayısı 600’e dayandı. Pandemi kısıtlamaları ile geçen
2021 yılının ilk 5 ayında, 150’nin üzerinde yurttaın yaamına son vermeden önce ‘Geçinemiyorum’ açıklaması
da intiharların altında temel neden olarak ekonomik sorunlar yattığını gösterdi” ifadeleri yer almıtır (Evrensel,
2021).
170
Emek Araştırma Dergisi (GEAD) , Cilt 13, Sayı 21, Haziran 2022, 151-180
yaşamaktan mutlu değil, büyük çoğunluk işsizlik konusunda, bu du-
rum üzücü bir durum. Psikolojik etkiyle umutsuzluğa kapılıp bunu
gerçekleştirdiler. Gelir sıkıntısı yaşayanlar çok var ias eden, kredi
çekip borçlanan, işletmesini batıran, evini arabasını kaybeden çok in-
san tanıyorum”. (S.E.-Erkek-27)
Pandemi Koşullarında Çalışma
Covid-19 pandemisi sürerken kafe-bar işletmelerinin hizmete açılması ile
birlikte işlerine geri dönen kafe-bar çalışanları, çalışma koşullarında bir takım
değişikliklerin olduğunu aktarmışlardır. Pandemideki çalışma koşulları ele
alındığında kafe-bar çalışanlarının çalışma sürelerinin ve daha az kişi çalıştırıl-
dığı için iş yoğunluklarının arttığı ilk olarak belirtilmelidir. Kafe-barda geçirilen
bir çalışma günü, sabah açılış hazırlıkları ile temizlik ve mekanın düzenlenme-
si, müşterilerin gelmesi ile yoğun çalışma ve akşam/gece mekanın temizliği ile
kapanışa hazırlık şeklinde özetlenebilir. Pandemi sürecinde hijyen ve temizliğin
önemi ile çalışanlar daha fazla temizlik ile ilgili işlerle ilgilendiklerini ve dezen-
fektan ile hijyeni sağlamaya çalıştıklarını aktarmışlardır. Çalışanlar hijyen çabası
ile birlikte temizlik ve servis gibi rutin işlerin yürütülmesi çalışma günü içeri-
sindeki iş yoğunluğunun arttığını ancak buna rağmen ücretlerinde bir değişiklik
olmadığını da aktarımlarına eklemişlerdir. Kafe-bar çalışanları iş yoğunluğu ne-
deniyle dinlenme sürelerini kullanamadıkları da belirtmişlerdir.
Kafe-barların kapalı olduğu sürede İ.A.’nın çalıştığı işletme paket servis ile hiz-
met vermeye devam etmiştir. Ancak yeterli siparişin gelmemesi nedeniyle ka-
panma kararı verildiğini belirtmiştir.
“Paket servis yapıyorduk ama çok fazla talep olmadığı için yapmama-
ya karar verdik. Malzemeler alınıyordu ama çöpe gidiyordu, dükkânda
boşa oturuyorduk bu nedenle açmamaya karar verdik”. (İ.A.-Erkek-25)
“İlk kapandığında paket servis yapıyorduk, tüm gün boyunca boş bir
şekilde duruyorduk, tek tük gelenler oluyordu”. (M.S.-Kadın-20)
Pandemi koşullarının kafe-bar çalışanlarının koşullarını olumsuz etkilediği
yönünde açıklamalar mevcuttur. Katılımcılar bu koşullarda esnek çalışmanın
yaygınlaştığını, iş yükünün arttığını ve ücretlerin düştüğünü belirtmişlerdir.
“Genel olarak patronlar pandemi koşullarında esnek çalışmayı daha da yay-
gınlaştırdı, patronlar bunu kullandırdılar, esnek çalışma, ücret düşüşleri, sigor-
tasız çalışma yaygınlaştı, buna dair birçok hak gaspı da artarak patronlar bunu
fırsata çevirmeye başladılar. Öncesinde yapmadığın şeyleri yapmaya başlıyor-
sun. Önceden 9 saatti işim, şimdi tek vardiyada 11 saat çalıştırıyor, bir şey diye-
miyorsun başka bir alternatif bırakmıyor ve az sayıda insan çalıştırıyor açılış ve
kapanış saatlerinde de orada olup çalışıyorsun, işlerin hepsi sana kalıyor. İnsan-
larla sürekli temas halindesin ve kapalı alanda çalışmak istemediğini söyleyince
171
Güvencesizlik Kıskacında Kafe-Bar Çalışanlarının Covid-19 Pandemi Dene-yimleri: Kadıköy Örneği
işten çıkarılma gibi bir duruma geçiyor, bunu isteme hakkın yok”. (O.B.-Erkek-37)
Pandemi sürecinde kafe-bar işletmelerinin açılması ile işlerine geri dönen ça-
lışanlar kısıtlamalarının kademeli kaldırılışı ile belli saat aralığında açık olduğu ilk
dönemlerde sınırlanan saatler içerisinde tüm gün çalıştıklarını ifade etmişlerdir.
Bu nedenle az kişi ile çok fazla işin yapılması söz konusu olmuştur. Pandemi
sürecinde kafe-bar işletmelerinin açılması ile birlikte çalışma hayatlarına geri
dönen 11 katılımcı çalışma saatlerindeki değişimden ve maske ile çalışmanın yo-
ruculuğundan bahsetmişlerdir.
“Sabah 11’de başlıyordu, part-time olduğu için oradaki garsonlara yar-
dımcı oluyordum, 21 gibi bitiyordu işim, yoğun oluyordu Kadıköy’de
olduğu için, 2-3 saatte bir 10 dakikalık molalar vardı ama yapamı-
yorduk. Çıkarken ayaklarım çok ağrıyordu. Pandemideki kontroller
için patrona haber gelirdi, herkes hijyenik davranırdı, bunlar yokken
umurunda değildi patronun”. (N.F.Kadın-22)
“Çalışma saatleri öne çekildiği için sabah açılıştan kapanışa kadar
çalışmak zorunda kaldım, bunun dışında genel anlamda masa kısıtla-
ması uygulandığında dükkân kazancı da düştü, daha fazla çalışmama
rağmen daha az ücret aldım. Hijyene daha fazla dikkat ettim, ellerim
zarar gördü, para alışverişlerinde dezenfektan kullandım. Etrafı temiz
tutmak için ekstra çalıştım. Hareket halinde olduğumuz için maskeyle
iletişim kurmak da zordu. Maske olduğu için dudak okuma yapama-
dığımız için dediğimiz anlaşılsın diye yakınlaşmak zorunda kaldık.
Ağzımdaki örtü nefes alıp vermeyi zorlaştırdı. Zaman zaman sosyal
mesafe zorlaştı, çok nadir tabi, kafeleri kapatırlar bunu söylemeye-
lim. Kafeler ne kadar kapalı kalırsa o kadar işsiz kalıyoruz”. (N.Ş.-Ka-
dın-26)
“HES kodu sorgulaması, dezenfektan, masa aralarının mesafesi için
günlük denetimler yapılıyordu, hijyen kontrollerini ben sağlıyordum.
Ateş ölçümleri yapıyorduk. Çalışan sayısı azaldığı için çalışma yüküm
arttı, saatler kısaldı ama kişi sayısı azaldığı için daha fazla enerji sarf
ettik, ücretler değişmedi. Maskeyle çalışmak zordu, bunalttı”. (F.Ş.- Er-
kek-26)
Kafe-barların açılması ile S.E. de barista eğitmeni olarak çalışmaya devam et-
miştir. İşletmelerin açılması ile freelance çalışma biçimiyle yeni teklier aldığını
belirten katılımcı gerçekleşen son kapanma ile yeniden durgunluğa girdiğini ak-
tarmıştır.
“Kafeler yoğun çalıştı bu süreçte eğitim, menü hazırlama yeni tatlar
için birçok teklif aldım, ancak vakalar yükselip vaka sayıları yükselin-
172
Emek Araştırma Dergisi (GEAD) , Cilt 13, Sayı 21, Haziran 2022, 151-180
ce teklier geri çekildi. Kapanmadan önceki son perşembe son eğiti-
mini verdim”. (S.E.-Erkek-27)
Kafede çalıştığı süre içerisinde Covid-19’a yakalandığını belirten A.Ç (Er-
kek-35) on gün süren iyileşme sürecinde çalışamadığı için yeniden gelirsiz
kaldığını aktarmıştır. İyileşmesinin ardından çalışmaya devam ederek günlük
olarak gelir elde edebilmiştir.
Kafe-barda çalışma saatleri içerisinde maske ihtiyacının nasıl karşılandığı ve
sosyal mesafeye ilişkin değerlendirmeler de aşağıdaki gibidir. Kafe-barlarda ser-
vis yapılırken sosyal mesafe koşuluna uyulmasının zorluklarına da değinildiği
görülmektedir. Çalışanlar aynı zamanda yapılan servis işi gereğince önlemlerin
sorunsuzca alınmasının mümkün olmadığını aktarmışlardır.
“Maskeyi iş yeri alıyordu, maskeyle çalışmak zorluyordu, insanı sü-
rekli dezenfektan kullanmak zorluyordu. Sosyal mesafeye bakıyorduk
ama çok da mümkün değildi, kapalı yerler oluyordu mutlaka ve mas-
kesiz oturuluyordu. Ne kadar mesafeliyim desen de içerinin havalan-
dırması sorun olurdu. İnsanlara bardak çatal götürüyorsun onların
temas ettikleri şeye sen de temas ediyorsun, ne kadar masalar arasın-
da mesafe olsa da sayıyı az tutsak da yine de o mesafeye uyamıyor-
sun. Kafe-barlarda çok işe yaramıyor. Bizim yer 120 kişi alıyordu 60’a
düşmüştü, 60 kişinin olduğu yerde maske işe yarıyordur herhalde, son
çalıştığım yerde kimse hasta olmadı ama biraz da şanslıydık belki”.
(O.B.-Erkek-37)
“Maske kullanımı zorunluydu. İnsanlar daha dikkatli davranıyorlar-
dı. Masaları daha sık temizledim mesela, sürekli maskeyle çalışmak
ve koşturmak daha yorucu oluyor. Maskeyle çalışmak insanı sıkıyor.
Daha sorumlu ve tedirgin hissediyorum insanlarla iletişim kurarken.
Para alışverişi yaparken daha dikkatli olmak gerekiyor. Patron bazı
noktalarda güvenilirlik kazanmak için önlemlere dikkat ederken, gö-
rünmeyen işlerde ise her zaman önlem almıyordu”. (İ.S.-Erkek-27)
“Hijyen açısından problem yaşamadık. Bizim korumamız da belli bir
düzeyde koruma. İnsanların tabağını yıkıyorduk ne kadar korunabi-
liyorduk ki. Koşturmalı çalıştığımız için maskeyi de çıkarıyorduk. Ça-
lışma koşullarının kendisi buna izin vermiyor”. (D.Ç.-Kadın-23)
“Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması”na Bakış
Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması (KBÇD) Kasım 2020 tarihinde bizzat ka-
fe-bar çalışanları tarafından kurulmuş bir oluşumdur. Dayanışma ağı İstanbul’da
yer alan Kadıköy ve Taksim gibi kafe-barların yoğunluklu olduğu merkezlerde
faaliyetlerini sürdürmektedir. KBDÇ “pandemi öncesinde de yaşanan esneklik
173
Güvencesizlik Kıskacında Kafe-Bar Çalışanlarının Covid-19 Pandemi Dene-yimleri: Kadıköy Örneği
ve güvencesizlik problemlerine karşı mücadelenin yollarını ararken pandemiyle
birlikte hak gasplarının, geçim sıkıntısının ve yoksulluğun yakıcı hale gelmesi
üzerine bir araya gelmenin sonucu olarak (KBÇD)” ortaya çıkan bir oluşum ola-
rak tanımlanmıştır.
“Pandemiyle beraber yıllarca dayatılan sektör şartlarının hayatlarımızı, gele-
ceğimizi getirdiği hali gördük, yaşadık. Kafeler, barlar gibi sınırları muğlak olan
bir alanda örgütlenirken, çalışanların da patronların da yaptıkları işi geçici olarak
görmesi en temel belirleyen olarak karşımıza çıktı. Uzun erimli mücadeleden
geri durmanın bir nedeni haline gelen bu geçicilik halinin sonucu olarak, sektör-
de sistemli bir sendikal örgütsel mücadelenin olmadığını, mücadele olmayınca
güvenceli koşulların da mümkün olmadığını gördük”. (KBÇD)
Dayanışma pandemi sürecinde “erzak ve yemek dayanışmalarını” yürüt-
müştür. Yemek dayanışması bazı işletme sahiplerinin dükkânlarını işsiz kalan
aşçıların yemek hazırlığına açması ile mümkün olmuştur. Böylelikle hem aynı
sektörde yer alan aşçı-kafe-bar çalışanı hem de işletme sahiplerinin dayanışma
ilişkisine dâhil edildiği vurgulanmıştır.
Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması pandemi sürecinde kapalı kalınan işyerleri-
nin açılması için basın açıklaması da gerçekleştirmiştir. Açıklamanın temelinde
geçim sıkıntısı yer almış ve tedbirlerin alınarak işyerlerin açılması talebi belirtil-
miştir. Açıklamada aynı zamanda “Hükümet 15 Mart ila 1 Haziran tarihleri ara-
sında; herhangi bir işyerinde 15 Mart’tan önce 60 gün çalışmış olan ve son 3 yıl
içinde 450 gün sigorta primi ödenmiş olanlar için aldıkları ücretin yüzde 60’ı
kadar Kısa Çalışma Ödeneği (KÇÖ) desteği sağladı. Ancak çoğu çalışan bu koşul-
ları sağlayamadı. Bu şartları taşımayan personel için ise günlük 39 TL ücretsiz
izin ödeneği sağlandı. Kısa çalışma ödeneği alanlar bin 500 TL, ücretsiz izne çı-
karılanlar ise bin 170 TL ile geçinmek zorunda bırakıldı” ifadeleri ile kısa çalışma
ödeneğine ilişkin uygulamanın yetersizliğine dikkat çekilmiştir (Evrensel, 2021).
Katılımcılara Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması hakkında bilgileri olup olma-
dığı sorulduğunda 7 katılımcı olumlu yanıt vermiştir. Dayanışma’ya ilişkin ak-
tarımlar aşağıdaki gibidir. Katılımcıların oluşturulan Dayanışmayı olumlu olarak
algıladıkları görülmektedir.
“Dayanışmayı işçi arkadaşlarımdan ve sosyal medyadan gördüm, be-
lirli aralıklarla eylem düzenliyorlar. Kendim eylemlere katılmaya fır-
sat bulamasam da destekliyorum. Biz kafe-bar çalışanlarının sesini
yükseltiyorlar, eylem yapıyorlar. Kimi zaman yemek ve birçok farklı
dayanışmalara vesile de oluyorlar. Bu sebeple çok önemli bir çalışma
diye düşünüyorum. Birlikte olursak, etkili çalışmalar, dayanışmalar,
eylemler yaparsak gerekli toplumsal baskıyı yaratıp sorunların çözü-
münü bulacağımızı düşünüyorum”. (İ.S.-Erkek-27)
“Bende katıldım eylemlere. Bence bir araya gelmek için iyi bir çalışma,
174
Emek Araştırma Dergisi (GEAD) , Cilt 13, Sayı 21, Haziran 2022, 151-180
aynı sektörün içinde birbirimizden haberimiz olunması için biz neler
yapabiliriz şeklinde iyi bir çalışma. Ancak bir yerden sonra eylem tarzı
veya yoğunluğun kendisi görünür yapamadı. Ama normalde iyi bir
çalışma. İnsanları bir araya getirme ve dertlere çözüm arama açısın-
dan”. (N.Ş.-Kadın-26)
“Bence gerekli bir ağ ve geç kalınmış çok uzun süredir olması gereki-
yordu, daha hareketli olmalı. Hizmet sektörü görünmeyen bir sektör.
Daha çok öğrenciler ve az paraya evet denilen bir sektör daha görünür
kılınmalı”. (N.F.-Kadın-22)
Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması içerisinde yer aldığını belirten
D.Ç. (Kadın-23) ise dayanışma şemsiyesi altında yürütülen eylemlerin,
tedbirlerin alınarak mekanların açılmasının sağlanması yönünde oldu-
ğunu belirtmiştir.
“Ödenek miktarı çok düşük ve bu sektörün en büyük özelliği sigortasız
çalıştırma ve çoğu insan faydalanmadı. Biz dayanışma olarak da her
çalışana yılsonuna kadar asgari ücret verilmesi ve sağlık haklarından
yararlanabilmesini talep ettik. Dayanışma aslında pandemiden önce
de vardı, dayanışmanın gerekliliği hep konuşuluyordu. Pandemi ile
toplanmak zorunda kaldık aciliyet gelişti. Eylemlerin birçoğu tedbir-
ler alınsın mekânlar açılsın şeklinde oldu, çünkü 6 aydan fazla kapalı
kaldı. Asıl amaç tacize mobinge uğramadan sigortalı, güvenceli çalış-
mak. İş yapmak için mekânların açık olması gerekli. Yemek dayanış-
ması ördük, patronlar mekânlarını bize açtı, aşçılar yemekleri yaptı
ve kafe-bar çalışanlarına dağıttık. Gıda paketleri hazırlayarak erzak
dayanışması yürüttük. Mekânlarla sözleşmeler yapmayı amaçlıyoruz
bunun sonrasında, meslek odası gibi davranıp, günlük yevmiye be-
lirlemeli bir sözleşme belirleme yapmayı planlıyoruz. Günlük çalışma
miktarı belirleyip bunu yapan işletmelere asıp, yapmayanları boykot
etme şeklinde çalışmalar yapmak istiyoruz”. (D.Ç.-Kadın-23)
Kafe-Bar Çalışanlarının Pandemi Sürecine Dair Talepleri
Çalışmada görüşme yapılan katılımcılara “pandemi sürecinde neler yapılma-
lıydı, sizin beklentileriniz nelerdi?” şeklinde bir soru da yöneltilmiştir. Bu bek-
lentileri sıralamadan önce Katılımcılardan N.Ş.’nin aşağıda belirttiği biçimde
pandemi sürecinde kafe-bar işletmelerini kapsayan uygulamaların söz konusu
olmadığını belirterek bu sektördeki çalışanların görünmez olarak algılandığına
yönelik vurgusuna dikkat çekilmelidir.
“Kafe barı kapsayan bir uygulama yoktu, bizim sektörde çalışan kim-
seye yönelik olarak hiçbir şey olmadı, bu sektördeki çalışanları gör-
175
Güvencesizlik Kıskacında Kafe-Bar Çalışanlarının Covid-19 Pandemi Dene-yimleri: Kadıköy Örneği
mezden geldiler. Kaldı ki hizmet toplumda çok büyük bir kesimi kap-
samasına rağmen. Çoğu mekan kapandı ve işsiz kaldılar ve çalışacak
başka bir yer de bulunamadı, herkes benzer bir durum yaşadı, işsiz
sayısı git gide arttı”.(N.Ş.-Kadın-26)
Kafe-bar çalışanlarının pandemi sürecinde yaşadığı iş ve gelir kayıplarının
görünür olmadığı vurgusunun devamında çalışanların pandemi döneminde ya-
şadıkları olumsuzluklara yönelik talepleri şu şekilde sıralanabilir. Sıralama dört
madde üzerinden yapılsa da bütünlüklü olarak uygulamaların yapılması gerektiği
açıktır.
1-Desteklerin asgari ücret düzeyinde olması, kafe-bar çalışanlarının öncelikli talebi
olarak ifade edilebilir. Gelirden yoksun kalan kafe-bar çalışanları yaşamlarını sür-
dürebilmek için gerekli olan asgari geçim düzeyinin sağlanması konusunda açık
ve net bir biçimde taleplerini dile getirmişlerdir. Sektör içinde sosyal güvenceye
sahip olma sıklıkla karşılaşılmadığı için sosyal güvenceye sahip olmayan çalışan-
ların da bu süreçte gelir desteğinden faydalanabilir olması gerektiği belirtilmiştir.
“Hizmet sektörü açısından iyice çıkılmaz bir süreçti, kiralar faturalar
ödenmeye devam etti, iş-çalışma, maddi gelir durduruldu. Kafe-bar-
ların kapatılması olması gereken bir şeydi, ancak sigortalı sigortasız
tüm bu hizmet çalışanlarını kapsayan ödenek, asgari yaşamı sürdü-
recek bir ödenek ayarlanmalıydı. Yerel belediyelerle beraber koordineli
bir şekilde bu iş örgütlenmeliydi. İnsanların sadece kendi ihtiyaçları
değil faturaları vs. var. Gıda temini de gerekliydi. Aylık olarak belli bir
miktar yapılmalıydı.” (O.B.-Erkek-37)
“Sigortalılara devletin verdiği gelir desteğinin en az asgari ücret ka-
dar olması gerekirdi. Kafeleri kapatarak salgın için önlem aldığını
iddia edenlerin çalışanlara daha fazla destek verme sorumluluğu ve
zorunluluğu bulunuyor. Ayrıca birçok sigortasız çalışanı düşünürsek
devletin tüm işsizler için de düzenli destek vermesi gerekir”. (İ.S.-Er-
kek-27)
2-Gıda yardımlarının yapılması, ikincil bir talep olarak yer almaktadır. Gelirden
yoksun olmanın getirdiği bir sorun olarak temel gıda maddelerine erişim sorunu
ile bu talebin ortaya çıkmıştır.
3-Psikolojik destek sağlanması, kapanmalarla birlikte gelir ve gıda desteğinin in-
sanların yaşam standartlarına uygun bir biçimde yapılması gerektiğini belirt-
mişlerdir. Bunun yanında psikolojik desteğin sağlanması meselesi de katılımcılar
tarafından dile getirilmiştir.
“Dayanışma meselesi daha güçlü tutulabilirdi, bir sürü insan ağır sü-
reç yaşadı, psikolojik dayanışmalar, çocuklu ailelerin durumu, alter-
natif bir sürü geliştirilebilirdi”. (O.B.-Erkek-37)
176
Emek Araştırma Dergisi (GEAD) , Cilt 13, Sayı 21, Haziran 2022, 151-180
“Ekonomi, açlık. Bunların üst kurumları düzenlemeli, onları buna
zorlamalı mıyız, aslında onların görevi bu. Ekonomi belli bir yere
kadar iyileşirse insanlar da üretime harekete geçebilirler. Psikolojik
destek de sağlanmalı, bir sürü işsiz psikolog var, onlar için de iyi olur.
Psikolojik destek almak için baktığımda çok pahalı ama bu süreçte
oluşturulmalı. Kadınlar için bir kurul yapılmalı. Kadınların durumu-
nu çözümlemek için kurullar oluşturulmalı, yerellerde de bu olmalı.
İnsanlara ulaşılmalı, insanlar dinlenmeli. Eğitim berbat, hiç sağlık-
lı değil, alt yapımız değersiz. Teknolojik yatırımlarla gelişmeliyiz, aşı
üretemiyoruz, gıda yardımları yapılmalı”. (H.K.-Kadın-27)
4-Koruyucu sağlık hizmetlerinden faydalanma hakkının sunulması, diğer bir talep ola-
rak gösterilebilir. Pandemi döneminde koruyucu sağlık hizmeti olarak aşıların
yapılması gerektiği görüşme yapılan kafe-bar çalışanları tarafından vurgulan-
mıştır. Böylelikle kafe-bar işletmelerinin hizmete açılması sağlanarak çalışma ve
gelire sahip olabileceklerini belirtmişlerdir. Görüşme yapılan 13 kafe-bar çalışa-
nından 12’si pandemiyle mücadelede aşının önemini belirterek, aşılamaların aci-
len yapılması gerektiğini vurgulamış ve aşı olduklarını belirtmişlerdir. Kafe-bar
çalışanlarında hâkim eğilimin aşı olmak yönünde olduğu görülmektedir.
Sonuç
Çalışma yaşamına ilişkin istihdam biçimleri farklılıklar göstermektedir.
Güvencesizlik olgusu kapitalizm içerisinde çalışma yaşamında sıklıkla karşımı-
za çıkmaktadır. Neoliberal politikaların uygulanmaya başlaması ile gittikçe yay-
gınlaşan güvencesizlik tartışmalara neden olmuştur. Bu tartışmaların odağında
prekarya kavramının da yer aldığı görülmektedir. Standing’in çalışmalarında
prekaryayı oluşum süresinde ayrı bir sınıf olarak tanımlamasının yarattığı etki
ile prekaryanın ayrı bir sınıf olarak görülüp görülmeyeceği üzerine tartışmalar
meydana gelmiştir. Standing, prekaryayı açıklarken geleneksel işçi sınıfı ile fark-
lılıklarından yola çıkmış ve temel olarak prekaryanın işçi sınıfının aksine koruma
biçimlerinden yoksun olduğunu vurgulamıştır. Ancak korunma biçimlerinden
yoksun olma durumu işçi sınıfı için de söz konusudur ve bir türdeşleştirme ola-
rak ele alındığında prekaryann ayrı bir sınıf olarak değerlendirmenin mümkün
olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle çalışmada prekarya kavramı ayrı bir sınıf
olarak ele alınmamış, güvencesiz ve esnek çalışmanın vurgulanması amacıyla
kullanılmıştır.
Yeme-içme sektörü içerisinde yer alan kafe-bar işletmelerinde sürdürülen
çalışma biçimi de esnek, kuralsız ve güvencesiz oluşu ile prekarizasyonun yoğun
olarak görüldüğü belirtilmelidir. Geleneksel güvence mekanizmalarından yoksun
olan kafe-bar çalışanları sektör içerisinde kısa süreli istihdama, sözleşmesiz
çalışmaya, düzensiz, sosyal güvencesiz çalışmaya ve yoğun iş temposu ile
çalışmak zorunda kalmaktadır.
177
Güvencesizlik Kıskacında Kafe-Bar Çalışanlarının Covid-19 Pandemi Dene-yimleri: Kadıköy Örneği
Covid-19 pandemisi dünyada farklı işgücü piyasalarındaki milyonlarca çalı-
şanı iş ve gelir kayıpları nedeniyle ciddi biçimde etkilemiştir. Pandemiyle mü-
cadele kapsamında pek çok ekonomik aktivitenin kısıtlanması yoluna gidil-
miştir. Bu kısıtlamalar bazı işyerlerinin küçülmesine, bazılarının ise geçici ve
kalıcı kapanmasına neden olmuştur. Kapanmalar ve küçülmeler ile emek talebi
daralmış, iş ve gelir kayıpları yaygınlaşmıştır. Bu hizmet sektörü içerisinde pek
çok güvencesizlik koşulları ile karşı karşıya olan kafe-bar çalışanlarının pandemi
sürecinden olumsuz etkilendiği açıktır. Güvencesizlik ile çevrelenmiş kafe-bar
çalışanlarının hâlihazırda yaşadığı sorunlar pandemi ile derinleşmiştir. Kafe-bar
işletmeleri de bu süreçte faaliyet gösteremediği için kafe-bar çalışanları iş ve
gelir kaybı yaşamıştır.
Halihazırda güvencesizlik örüntüleriyle çevrelenmiş bu çalışanlar pandeminin
de etkisiyle sosyo-ekonomik olarak daha da olumsuz etkilenmişlerdir. Bu çalış-
ma da prekarya kavraının tanımladığı güvencesiz ve esnek çalışma biçimlerinin
hakim olduğu bir emek sürecinin öznesi olan kafe-bar çalışanlarının Covid-19
pandemisini nasıl deneyimlediklerini aktarma çabasındadır. Bu çaba ile İstan-
bul’un Kadıköy ilçesinde kafe-bar çalışanı olarak emek süreçlerine dahil olan 13
kişi ile derinlemesine yüz yüze görüşmeler yapılmıştır. Kafe-bar çalışanlarının
aktardığı bilgiler ışığında pandeminin kapanmaları içeren sürecinde işsiz kaldık-
ları, çalışsalar dahi sigortasız oldukları, gıda yardımı alamadıkları ve psikolojik
desteklerden mahrum kaldıkları anlaşılmaktadır.
Çalışma kapsamında pandemi sürecinde bizzat kafe-bar çalışanları
tarafından kurulan ve faaliyet gösteren Kafe-Bar Çalışanları Dayanışması ile de
görüşme gerçekleştirilmiştir. Dayanışma’dan görüşülen temsilci de çalışanların
anlatılarında yer alan sorunları belirtmiş, pandemi sürecinde gıda ve yemek da-
ğıtımları organizasyonları yaptıklarını aktarmış ve iş sözleşmelerinin yapılmasını
sağlamak amacıyla çalışmalar yürüttüklerini dile getirmişlerdir.
Kaynakça
Akçay, Ü. (2015, Aralık 27). Güvenceszlk ve Fnansal İçerlme. Ocak 13, 2022 tarhnde Balangıç: https://
baslangcderg.org/guvenceszlk-ve-fnansal-cerlme/ adresnden alındı
BBC. (2021, Mart 19). Kod 29 nedr, uygulamaya karı eylemler neden yayılıyor? 1 17, 2022 tarhnde BBC
Türkçe: https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkye-56445327 adresnden alındı
Brgün. (2021, Nsan 16). Artan ntharlar Mecls gündemnde: Vatanda çareszlğe mahkum edld. Mayıs
29, 2021 tarhnde brgun.net: https://www.brgun.net/haber/artan-ntharlar-mecls-gundemnde-vatan-
das-careszlge-mahkum-edld-341576 adresnden alındı
Bora, T. (2010, Hazran 1). Tanıl Bora le Söyle: Sınıf, Kaptalzm ve Türkye. (D. Demrkent, & T. Baykan, Röportajı
Yapanlar)
Castel, R. (2004). Sosyal Güvenszlk. İstanbul: İletm Yayınları.
Çelk, A. (2020, Nsan 20). İszlk Sgortası Fonu›nda Gerçekten Para Yok Mu? Ocak 17, 2022 tarhnde brgun.
net: https://www.brgun.net/haber/sszlk-sgortas-fonu-nda-gercekten-para-yok-mu-297328 adresn-
178
Emek Araştırma Dergisi (GEAD) , Cilt 13, Sayı 21, Haziran 2022, 151-180
den alındı
Demral, E., Çevk, Z. A., & Gülümser, . (2020). Covd-19 Pandems ve İnthar. ESTÜDAM Halk Sağlığı Dergs,
5(Covd-19 Özel Sayısı), 138-147.
Demrta, E. (2021, Nsan 29). Kafe-Bar Çalıanları Dayanımada. Mayıs 7, 2021 tarhnde Gazete Kadıköy:
http://www.gazetekadkoy.com.tr/gundem/kafe-bar-calsanlar-dayansmada-h17627.html adresnden
alındı
DİSK. (2021, Nsan 6). 2020’de Kod-29 kıyımı: 143 bn erkek, 34 bn kadın toplam 177 bn ç! MAyıs 30, 2021
tarhnde dsk.org.tr: http://dsk.org.tr/2021/04/2020de-kod-29-kym-143-bn-erkek-34-bn-kadn-top-
lam-177-bn-sc/ adresnden alındı
DİSK-AR. (2020). Covd-19 İçler Nasıl Etkled? İstanbul: DİSK Yayınları No:81.
DİSK-AR. (2021a, ubat 5). Dünyada ve Türkye’de Covd-19’un Sosyal ve Ekonomk Etkler le Mücadeleye
Ayrılan Kaynaklar. Mayıs 28, 2021 tarhnde DİSK-AR Web Stes: http://arastrma.dsk.org.tr/wp-content/
uploads/2021/02/Covd-19-Harcamalar%C4%B1-Raporu-OCAK-2021.pdf adresnden alındı
DİSK-AR. (2021b, Mart 8). Covd-19 Dönemnde Kadın İgücünün Durumu. Mayıs 30, 2021 tarhnde DİSK-
AR Web Stes: http://arastrma.dsk.org.tr/wp-content/uploads/2021/03/8-MART-2021-Kad%C4%B1n-%-
C4%B0%C5%9Fg%C3%BCc%C3%BCn%C3%BCn-Durumu-Raporu.pdf adresnden alındı
Erdoğdu, S. (2020). COVID-19 Krz ve Kadın İsthdamı ve İszlğ. Mayıs 30, 2021 tarhnde KEİG: http://www.
keg.org/covd-19-krz-ve-kadn-sthdam-ve-sszlg/ adresnden alındı
Evrensel. (2021, Mayıs 29). İntharlar AKP’l yılların zrvesne çıktı. Mayıs 29, 2021 tarhnde evrensel.net: https://
www.evrensel.net/haber/434018/ntharlar-akpl-yllarn-zrvesne-ckt adresnden alındı
Evrensel. (2021, Ocak 25). Kafe-Bar Çalıanları: İyerler Açılsın. Mayıs 6, 2021 tarhnde Evrensel: https://www.
evrensel.net/haber/424434/kafe-bar-calsanlar-syerler-aclsn adresnden alındı
Gazete Karınca Haber Merkez. (2021, Mayıs 2). Desteksz Kapanma Can Alıyor: 24 Saatte Dört İnthar. Ma-
yıs 29, 2021 tarhnde Gazete Karınca: https://gazetekarnca.com/2021/05/desteksz-kapanma-can-al-
yor-24-saatte-dort-nthar/ adresnden alındı
ILO. (2012). FROM PRECARIOUS WORK TO DECENT WORK. Geneva: The Internatonal Labour Oce.
ILO. (2021, Ocak 25). COVID-19 ve Çalıma Yaamı - 7. Baskı. Mayıs 30, 2021 tarhnde ILO: https://www.lo.org/
wcmsp5/groups/publc/---europe/---ro-geneva/---lo-ankara/documents/brefngnote/wcms_769693.
pdf adresnden alındı
İlyas, Ö. (2022). Freelance Emek. İstanbul: İletm Yayınları.
İKUR. (2021). Kısa Çalıma Ödeneğ. Mayıs 2021 tarhnde kur.gov.tr: https://www.skur.gov.tr/sveren/k-
sa-calsma-odeneg/genel-blgler/ adresnden alındı
Kutlu, D. (2018). Prekarya ve “Prekarya Bldrges” Üzerne B rkaç Soru, Gözlem ve Görü. Çalıma ve Toplum,
3(58), 1860-1880.
Kümbetoğlu, B. (2008). Sosyolojde ve Antropolojde Ntelksel Yöntem ve Aratırma. İstanbul: Bağlam Yayın-
cılık.
Mental Health UK. (2020, Ekm 12). Mental Health & Money Toolkt launched amd study that 1 n 5 have
been negatvely mpacted fnancally and mentally by coronavrus. Mayıs 29, 2021 tarhnde https://men-
talhealth-uk.org/: https://mentalhealth-uk.org/blog/mental-health-money-toolkt-launched-amd-stud-
y-that-1-n-5-have-been-negatvely-mpacted-fnancally-and-mentally-by-coronavrus/ adresnden alın-
dı
Resm Gazete. (2020, Nsan 17). Yen Koronavrüs (Covd-19) Salgınının Ekonomk ve Sosyal Hayata Etklernn
Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değklk Yapılmasına Dar Kanun, Sayı: 31102. https://
www.resmgazete.gov.tr/eskler/2020/04/20200417-2.htm adresnden alınmıtır
179
Güvencesizlik Kıskacında Kafe-Bar Çalışanlarının Covid-19 Pandemi Dene-yimleri: Kadıköy Örneği
Standng, G. (2015). Prekarya Yen Tehlkel Sınıf (2.Baskı b.). (E. Bulut, Çev.) New York: İletm Yayınları.
Standng, G. (2017). Prekarya Bldrges. İstanbul: İletm Yayınları.
ahankaya Adar, A. (2018). Türkye’de Yen Prekarya Suryel İgücü mü? Çalıma ve Toplum, 13-36.
TDK (2022b), “Freelance”, Güncel Türkçe Sözlük, https://sozluk.gov.tr/
TDK (2022a), “Barsta”, Güncel Türkçe Sözlük, https://sozluk.gov.tr/
Temz, H. E. (2004). Eğret İsthdam: İgücü Pyasasında Güvenceszlğn ve İstkrarsızlığın Yen Yapılanması.
Çalıma ve Toplum(2), 55-80.
Vatansever, A. (2013, Aralık). PREKARYA GECELERİ 21. Yüzyıl Dünyasında Geleceğ Olmayan Beyaz Yakalıların
Rüyası. LAÜ Sosyal Blmler Dergs, 1-19.
WEB Research. (2004). Report of Exploratory Case Study Research nto Precarous Employment. New Zealand:
Labour Market Polcy Group.
Wkpeda (2022), “Transkrpsyon”, https://tr.wkpeda.org/wk/Transkrpsyon
Wrght, E. O. (2016). Is the Precarat a Class? Global Labor Journal, 7(2), 123-135.
Yılmaz, G. (2010). Güvenceszlk-Güvencelk İklemnde İç Sağlığı. TTB Meslek Sağlık ve Güvenlk Dergs, 2-8.
180
Emek Araştırma Dergisi (GEAD) , Cilt 13, Sayı 21, Haziran 2022, 151-180