Content uploaded by Tunç Demirtaş
Author content
All content in this area was uploaded by Tunç Demirtaş on Jun 28, 2023
Content may be subject to copyright.
• Sudan’da meydana gelen çatışmanın arka planını oluşturan faktörler nelerdir?
• Ülkedeki çatışma, bölge ülkelerini hangi açılardan etkileme potansiyeli taşımaktadır?
• Sudan’da yaşanan mücadelenin bölgesel ve küresel siyasete yansımaları nasıl olacaktır?
TUNÇ DEMİRTAŞ
Mersin Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi ve SETA’da araştırmacı olarak görev yapmaktadır. 2015’te kaleme aldığı “Türkiye’nin Af-
rika Politikasında Yumuşak Güç Unsurlarının Rolü” başlıklı teziyle Türkiye’de sosyal bilimler alanında en iyi üçüncü tez ödülünü almış ve aynı yıl doktorasına
başlamıştır. 2022’de Bursa Uludağ Üniversitesi’nde “Devletin Yeniden Yapılandırılmasında Riskler ve Fırsatlar: Afrika Boynuzu Örneği” başlıklı doktora tezini
savunmasının ardından aynı yıl içinde doktor öğretim üyesi olarak göreve başlamıştır. Çalışma ve ilgi alanları arasında Türkiye-Afrika ilişkileri, Afrika Boynuzu
siyaseti, Afrika’da küresel ve bölgesel güç rekabeti yer almaktadır.
SUDAN KRİZİNİN KÜRESEL
VE BÖLGESEL AKTÖRLERE OLASI ETKİLERİ
TUNÇ DEMİRTAŞ
NİSAN 2023 . SAYI 366
PERSPEKTİF
GİRİŞ
Son yıllarda siyasi, sosyal ve ekonomik açılardan bü-
yük zorluklar yaşayan Sudan’da 16 Nisan 2023’te
başlayan çatışmalar ülkede güç sahibi iki aktörün et-
rafında ortaya çıkmıştır. Devlet başkanı olarak Sudan
Egemenlik Konseyi Başkanı Abdülfettah Burhan’ın
kontrolünde olan ordunun, Egemenlik Konseyi
başkan yardımcısı ve Hızlı Destek Kuvvetleri lideri
Mohamed Hamdan Dagalo’ya karşı (Hemedti) bir
mücadelesi söz konusudur. Nitekim devleti diğer
silahlı güçlerden ayıran cebir yetkisine sahip olduğu
düşünüldüğünde Dagalo’nun liderliğini yaptığı Hızlı
Destek Kuvvetlerinin devlete karşı bir isyan faaliye-
ti içerisinde olduğu ve devletin bekasına yönelik bir
tehdit oluşturduğu ifade edilebilir.
Sudan’daki çatışma sadece ülkenin kendi içindeki
istikrarını değil aynı zamanda bölgesel ve küresel siyasi
dengeleri de etkileme potansiyeline sahiptir. Sudan’ın
sınır komşuları olan Mısır, Libya, Çad, Orta Afrika
Cumhuriyeti, Güney Sudan, Etiyopya ve Eritre gibi
ülkelerin bu çatışmadan doğrudan etkilenmesi kuv-
vetle muhtemeldir. Ayrıca Sudan’daki istikrarsızlık,
Afrika Kıtası’ndaki diğer ülkeleri ve hatta Avrupa’yı da
etkileyebilecek geniş çaplı bir mülteci krizine neden
olabilir. Bu nedenlerle Ortadoğu ve Afrika’da stratejik
bir konuma sahip olan Sudan’ın istikrarı ve güvenliği
bölgesel ve küresel aktörler tarafından yakından izlen-
mektedir. Bu çalışmada Sudan’daki çatışmaların arka
planı, bölgesel ve küresel etkileri ve bu aktörlerin krize
yönelik tutumları incelenecektir.
MÜCADELENİN ARKA PLANI
Sudan’da 16 Nisan 2023’te başlayan çatışmanın taraf-
ları Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdülfettah
Burhan ile Egemenlik Konseyi başkan yardımcısı ve
Hızlı Destek Kuvvetleri lideri Mohamed Hamdan Da-
galo’dur. Bir tarafta Afrika’nın en güçlü ordularından
olan Sudan ordusu ve diğer tarafta ise Ömer Beşir dö-
neminde oluşturulan, kurumsal altyapısı bulunan ve
ortalama bir milis gücünden daha fazla kapasiteye sa-
hip olan paramiliter bir yapı bulunmaktadır. Beşir dö-
neminde Dagalo’nun Cancavid olarak bilinen milisleri
Darfur krizinde isyancı gruplarla mücadele konusunda
öne çıkan aktörler arasındaydı. Sonrasında Hızlı Des-
2
PERSPEKTİF
setav.org
SUDAN KRİZİNİN KÜRESEL VE BÖLGESEL AKTÖRLERE OLASI ETKİLERİ
tek Kuvvetleri adını alan Cancavid milisleri, oluşturu-
lan bir yasayla Sudan ordusunun komuta zincirinden
bağımsız ve özerk bir güç statüsüne sahip olmuştur.
Bu bağlamda Beşir, Hızlı Destek Kuvvetlerini askeri
darbelere karşı koruyucu bir güç olarak oluşturmuş ve
Dagalo da fırsat pencerelerini iyi değerlendirerek gü-
cünü bu kapsamda artırmıştır.
Bu fırsat pencerelerinden biri Sudan’da 19 Aralık
2018’de halk ayaklanması ile Dagalo’nun karşısında
belirmiştir. Nitekim halk ayaklanması esnasında hal-
kın yanında bir görünüm sergileyen Dagalo ve Hızlı
Destek Kuvvetleri, Nisan 2019’da rejimin darbe ile
devrilmesi sürecinde Beşir’in karşısında konumlan-
mıştır. Geçiş süresince etkisini artıran Dagalo, ilerle-
yen süreçte Burhan’ın yanında yer almıştı. Hatta Ekim
2021’de Sudan’ın eski Başbakanı Abdullah Hamduk
tutuklanarak görevden alınmıştı. Ancak bu süreçten
sonra Burhan, Sudan’ın güvenliğine ilişkin çeşitli ön-
lemler almış ve Burhan ile Dagalo arasında anlaşmaz-
lıkların ortaya çıkması söz konusu olmuştur.
Beşir sonrası dönemde Sudan’da sürekli olarak ya-
şanan anlaşmazlıkların ve sorunların süregelmesi söz
konusuydu. Nitekim Aralık 2022’de sivil yönetime
geçiş kapsamında bir çerçeve anlaşması imzalanmıştı.
Bu anlaşma ile Hızlı Destek Kuvvetlerinin Sudan or-
dusuna entegre edilmesi söz konusu olacaktı. Ancak
bu noktada Burhan’ın Dagalo’ya güvensizliği artmıştı.
Zira Dagalo Hızlı Destek Kuvvetlerinin on yıl içinde
Sudan ordusuna entegre olması gerektiğini savunur-
ken; Burhan’ın daha kısa sürede entegrasyonun ger-
çekleşmesine yönelik beklentisi bulunmaktaydı. Nite-
kim anlaşmanın gereği nihai tarih yaklaştıkça iki güç
arasındaki gerilimin artması söz konusu olmuştur. Bu
bağlamda Nisan 2023’ün ilk haftalarında Dagalo’nun
Sudan’da farklı bölgelerden Hartum’a asker getirmesi,
Sudan ordusunun ise Hızlı Destek Kuvvetlerinden ola-
sı saldırıya karşı Hartum’a ağız zırhlı araçları getirmesi
aradaki gerilimi ve güvensizliği tırmandırmıştır. Nihai
aşamada Hızlı Destek Kuvvetleri; ülkenin kuzeyinde
yer alan Hartum Havalimanı’ndan sonra Sudan’ın en
büyük ikinci uluslararası havalimanı ve ülkenin en bü-
yük askeri havalimanı olan Marowe Havalimanı’nın
çevresine Sudan ordusundan habersiz şekilde kuşatma
amacıyla asker konuşlandırmıştır. Hızlı Destek Kuv-
vetlerinin bu davranışından birkaç gün sonra Sudan’ın
başkentinde çatışmalar başlamıştır.
KRİZİN BÖLGESEL AKTÖRLERE ETKİSİ VE
AKTÖRLERİN TUTUMLARI
Sudan’da yaşanan gelişmeler ülke içerisinde olduğu ka-
dar bölgesel ve küresel açıdan etkiler de barındırmak-
tadır. Bölgesel etkilere baktığımızda öncelikli olarak
Sudan’ın yedi ülke ile kara komşusu olduğuna dikkat
çekmek gerekmektedir. Mısır, Güney Sudan, Libya,
Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti, Etiyopya ve Eritre
ile kara sınırı bulunan Sudan’da yaşanan gelişmeler
bu ülkeleri ister istemez etkileyecektir. Bu aktörlerin
çoğu Sudan’da yaşanan çatışmalar öncesinde istikrar-
sız durumda bulunmaktaydı. Sudan’ın sınır paylaştığı
belki de en istikrarlı komşusu Mısır, Sudan’ın istik-
rarını kendi ulusal çıkarları bağlamında değerlendir-
mektedir. Zira Sudan’da yaşanan istikrarsızlık Mısır’ı
öncelikle göç açısından etkileme potansiyeline sahip-
tir. Bu durum aynı zamanda Sudan’daki çatışmaların
şiddetlenmesini ve gerçekleşecek olan yoğun düzensiz
göçler ile Mısır ekonomisinin olumsuz etkilenmesini
beraberinde getirecektir.
Olası düzensiz göç dalgası ile bağlantılı olarak öne
çıkan bir diğer komşu ülke ise Libya’dır. Halen üniter
bir yapıya sahip olmayan Libya’daki mevcut konjonk-
tür, ülkedeki mülteci sayısını artırabilir. Aynı zamanda
yaşanan çatışma Sudan’ın batısında yer alan ve Darfur
bölgesine sınırı bulunan Çad’ın istikrarını etkileme
potansiyeline de sahiptir. Nitekim Sudan’da ordunun
Hızlı Destek Kuvvetlerini orta vadede zayıatması du-
rumunda Dagalo’nun güçlü konumda olduğu güney
Darfur’da gücünün daha da artması söz konusu ola-
bilir. Bu senaryonun gerçekleşmesi durumunda Daga-
lo’nun Çad’daki milis güçleriyle karşı karşıya gelmesi
de muhtemeldir.
Öte yandan istikrarsızlık ile etnik, dini ve siyasi
açılardan krizle mücadele eden Orta Afrika Cumhu-
riyeti’nde Wagner Grubu’nun etkisi yadsınamaz. Bu
bağlamda Sudan’da mevcut ortamda Wagner’in aktif
3setav.org
SUDAN KRİZİNİN KÜRESEL VE BÖLGESEL AKTÖRLERE OLASI ETKİLERİ
faaliyet izlemesi daha kolay bir şekilde ilerleme po-
tansiyelini artıracaktır. 2011’de Sudan’dan ayrılıp ba-
ğımsız bir ülke olduktan sonra Güney Sudan, etnik
açıdan bölünmüş bir görünüm sergilemektedir. Bu
süreç öncesinde iki ülke arasında çeşitli sorunlar bu-
lunmaktaydı. Dolayısıyla Sudan’da yaşanan çatışmalar
–özellikle iki ülke arasında sınır çizgisine ilişkin sorun
kapsamında– süreci daha da karmaşıklaştırarak gerili-
mi tırmandırma potansiyeline sahiptir.
Nil Nehri üzerinde süregelen anlaşmazlığın en
önemli aktörlerinden biri olan Etiyopya ise Sudan’daki
krizden etkilenme ihtimali yüksek olan bir aktör ola-
rak öne çıkmaktadır. İki ülke arasındaki baraj krizi-
nin yanı sıra sınır anlaşmazlığına ilişkin sorunlar da
Sudan’daki çatışma nedeniyle karmaşık hale gelmesi
muhtemel senaryolar arasında yer almaktadır. Ayrıca
Sudan’daki kriz Etiyopya’nın güvenliğine de etki ede-
bilir. Zira Etiyopya’nın kuzeyinde yer alan Tigray böl-
gesinde süregelen sorunlar ile Sudan’dan ülkeye yöne-
lik olası göç dalgaları düşünüldüğünde Etiyopya için
önemli güvenlik sorunları ortaya çıkabilir. Son olarak
Eritre ise Etiyopya’da Tigray bölgesinde yaşanan sorun
nedeniyle Sudan ile dolaylı olarak karşı karşıya gele-
bilir. Ayrıca krizin devam etmesi durumunda Sudan
üzerinden Libya’ya ulaşan Eritreli mültecilerin sayısın-
da artış yaşanması beklenmektedir.
Bu kapsamda Mısır ve Etiyopya’yı Nil Havza-
sı’ndaki diğer önemli aktörler olarak ele almak gerek-
mektedir. Dolayısıyla Mısır’ın Sudan’da yaşanan kriz
nedeniyle endişeli ve temkinli bir tutum takındığı
görülmektedir. Bununla birlikte Mısır’ın öncelikli
endişesi Nil Nehri üzerindeki su paylaşımı konusu
olarak öne çıkmaktadır. Nehirden büyük ölçüde fay-
dalanan Mısır, Etiyopya tarafından inşa edilen Büyük
Etiyopya Rönesans Barajı (Rönesans Barajı) nedeniyle
Nil Nehri’nin su seviyesinin düşmesinden endişe duy-
maktadır. Bu bağlamda Mısır, Sudan’daki krizin, Rö-
nesans Barajı ve Nil Nehri’nin su paylaşımı konuları
gibi bölgesel meselelere etkisi olabileceğinden endişeli
bir tutum sergilemektedir.
Etiyopya ise Sudan’da yaşanan krize karşı Mısır’a
kıyasla daha rahat bir görüntü sergilemektedir. Zira
Rönesans Barajı başta olmak üzere Etiyopya’nın Su-
dan ile yaşadığı sınır sorunu bağlamında Sudan’daki
iç politik gelişmeler, Sudan’ı bölgesel sorunlara ener-
ji harcamaktan uzak tutacaktır. Dolayısıyla Etiyopya,
Rönesans Barajı konusunda Mısır ve Sudan ile yaşa-
dığı anlaşmazlıklar nedeniyle Sudan’da yaşanan krize
karşı daha az tepki göstermektedir. Zira Sudan’da za-
yıayan devlet yapısı Etiyopya açısından görece avan-
tajlı bir durum meydana getirmektedir. Ancak yine de
Etiyopya, Sudan’daki kriz nedeniyle bölgede istikrarın
bozulmasından da endişe duymaktadır.
Öte yandan konuya ilişkin olarak, bu ülkelerin
yanı sıra Doğu Afrika’da ve özellikle Afrika Boynu-
zu’na ilgi duyan BAE bağlamında da inceleme yapmak
gerekmektedir. Her ne kadar BAE’nin Dagalo’ya yö-
nelik bir desteği olduğuna dair güçlü ifadeler ve şüp-
heler olsa da bu duruma ilişkin somut bir kanıt bu-
lunmamaktadır. Bununla birlikte Sudan’da BAE’nin
ekonomik ve siyasi etkisi bilinen bir gerçek olarak yer
almaktadır. Dolayısıyla BAE’nin bu krize dolaylı ola-
rak müdahil olması ihtimali söz konusu olabilir.
KÜRESEL AKTÖRLERİN TUTUMLARI
Küresel aktörlerin öncelikli hedefi Hartum başta olmak
üzere ülkedeki diplomatik personeli ve vatandaşları
tahliye etmek olarak görülmektedir. Bu süreç tamam-
landıktan sonra küresel aktörlerin sorun kapsamındaki
politikalarını görebilmek daha mümkün hale gelecektir.
Ancak mevcut konjonktürde ABD’nin Sudan’daki du-
rumu yakından takip ettiğini ve Sudan’da demokratik
bir geçiş süreci öngören bir politika izlediğini söylemek
mümkündür. Dolayısıyla ABD’nin genel olarak “bek-
le-gör” politikası izlemesi söz konusudur.
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan, geç-
mişte Çin’de askeri ateşe olarak görev yapmaktaydı.
Zira krize doğrudan müdahalede bulunmayan Çin,
Sudan’da barış süreci için müzakerelerde kolaylaştırıcı
çaba gösterdiğini ifade etmektedir. Ancak Sudan’ın en
büyük ticaret ortaklarından biri olan Çin’in, ekono-
mik çıkarlarını korumak için Sudan’da istikrarın bir
an önce sağlanmasını beklediği unutulmaması gereken
bir gerçektir.
4
PERSPEKTİF
setav.org
SUDAN KRİZİNİN KÜRESEL VE BÖLGESEL AKTÖRLERE OLASI ETKİLERİ
kaynaklı eylemler Sudan’da yaşanan krizin temelini
oluşturmaktadır. İki güç arasındaki mücadelenin,
Sudan’a etkisi olduğu kadar, çevre ülkeler üzerinde
–bilhassa Afrika Boynuzu’nda ve Ortadoğu’da– ve
Avrupa’nın yanı sıra küresel ölçekte etkilere de sa-
hip olması beklenmektedir. Zira çatışma öncesinde
Sudan’da yatırımları bulunan ülkelerin söz konusu
yatırımlarının süreçten olumsuz etkilenmesi kuvvet-
le muhtemeldir.
Bu bağlamda 23 Nisan 2023’te başlayan ve ha-
lihazırda devam eden uluslararası aktörlerin diplo-
matlarını ve vatandaşlarını Sudan’dan tahliye sürecini
başlatması Sudan’da 26 Nisan 2023’ten sonra çatış-
maların artacağına yönelik beklentileri taşımaktadır.
Bu süreçten sonra özellikle Hartum ve çevresinde
Sudan ordusu ve Dagalo’nun paramiliter güçleri ara-
sında şiddetli çatışmaların ve hatta olası bir “şehir
savaşı”nın yaşanmasına yönelik tahminler ortaya çık-
maktadır. Sürecin en önemli çıktılarından biri de Su-
dan’dan çevre ülkelere ve Avrupa’ya yönelik yoğun bir
göç dalgasının yaşanma ihtimaline ilişkindir. Sonuç
olarak Sudan’daki çatışmaya dair bölgesel ve küresel
aktörlerin kısa vadeli pozisyonları okunabilse de uzun
vadeli pozisyon ve politikaları için tahliye sürecinin
tamamlanması ve Sudan’daki çatışmaların nasıl ilerle-
yeceğini görmek gerekmektedir.
Rusya ise Sudan’daki krizi yakın bir şekilde takip
etmektedir. Geçtiğimiz dönemlerde Rusya’nın Su-
dan’da Kızıldeniz kıyılarında askeri üs ve ticari çıkar-
larını geliştirmek için çalışmalar yürüttüğü bilinmek-
tedir. Krize doğrudan müdahil olmasa da Rusya’nın
Sudan’da askeri varlığı ve ticari çıkarları nedeniyle bu
krizde dolaylı şekilde yer alma ihtimalinin olduğu çe-
şitli otoriteler tarafından ifade edilmektedir. Öte yan-
dan Wagner’in somut olarak Sudan’da varlık gösterdi-
ğine dair herhangi bir kanıt bulunmasa da Dagalo ile
Wagner Grubu’nun Sudan’da büyük bir altın madeni
işletmesini yürüttüğü bilinmektedir. Ayrıca paramili-
ter güç olan Hızlı Destek Kuvvetleri lideri Dagalo’nun
geçtiğimiz yıl Rusya’ya gitmesinden sonra Wagner’in
Hızlı Destek Kuvvetleri üyelerini eğittiğine dair iddia-
lar da bulunmaktadır.
SONUÇ
Sudan’da süregelen çatışmaların kısa vadede sona er-
mesi mümkün gözükmemektedir. Her ne kadar Su-
dan’daki mücadele iki askeri güç arasındaki rekabet
olarak görünse de bu görüş oldukça indirgemeci bir
bakış açısını yansıtmaktadır. Devlet kurumlarının
zayıığının yanı sıra kurumsal kapasitenin tam anla-
mıyla oluşturulamaması ve bireysel çıkarların devlet
çıkarlarının önüne konulduğu yönetim anlayışından
www.setav.org | info@setav.org | @setavakfi
ANKARA • İSTANBUL • WASHINGTON D.C. • BERLİN • BRÜKSEL
Bu yayındaki fikirler tamamen yazarına aittir ve SETA Vakfı’nın yayın politikasını yansıtmayabilir.