ArticlePDF Available

İlk Kadın Sağlık Bakanı Türkan Akyol ve Türkiye Sağlık Politikalarına Etkisi

Authors:

Abstract

Kadının çalışma hayatında yer edinmesi, siyasete dâhil edilmesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gelişmesi ve ilerlemesi adına temel hedefleri arasında yer almaktadır. Ancak her ne kadar kadın iş hayatında yer edinmiş olsa da yöneticilik pozisyonlarına yükselme ya da meclise girme noktasında büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır. Araştırmada Türkan Akyol’un Türkiye’nin ilk kadın bakanı olması ve bu bakanlığı sürecinde yaptığı çalışmalar ve karşılaştığı sorunlar araştırılmıştır. Bir kadının bakanlık bünyesinde yaptığı çalışmalar, Türk toplumunun kadına verdiği değer adına örnek teşkil etmektedir. Çalışmanın amacı, gelişme ve ilerlemenin temel hedeflerinden sayılan kadının iş hayatında edindiği yer kadar yönetici pozisyonlarında da yer edinmesine katkı sağlamaktır. Bu çerçevede Türkan Akyol’un hayatına da kısaca değinilerek yaptığı çalışmalardan bahsedilmiştir. İlk kadın Sağlık Bakanı olması her ne kadar bir darbe girişimi sonucu gerçekleşmiş olsa da Türkan Akyol, dâhil olduğu hükûmetin demokrasi dışı tavırlarını asla onaylamamış ve yeri geldiğinde de istifa etmiştir. Araştırmada, nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Konuyla ilgili birinci el kaynaklar incelenmiş, Türkiye Büyük Millet Meclisi Arşiv belgeleri (Tutanaklar Dergisi, Milletvekilleri Albümü, Cumhuriyet Senatosu Tutanak Dergi kayıtları ve Meclis Zabıt Cerideleri), Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi, dönemin resmî ve özel gazete ve dergileri taranmış, konuyla ilgili makaleler incelenmiş ve telif eserlere bakılmıştır. Tasnifi yapılarak çalışmaya dâhil edilen tüm kaynaklar metin içerisinde belirtilmiştir.
Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2023;31(2):118-26
118
Cumhuriyet Rejimi 1923 yılında ilan edilmiş,
1960 yılının 27 Mayısına gelindiğinde 1960 Darbesi
gerçekleşmiş, bu ihtilal sonrasında 1961 Anayasası
hazırlanmış ve Cumhuriyet tarihinde yeni bir anayasa
kabul edilerek uygulamaya konulmuştur.1
1970’li yıllar ise Türkiye’de sağ ve sol çatışma-
ların yoğunluk kazandığı Dünyanın siyasi anlamda
kutuplaştığı Kapitalizm ve Sosyalizm gibi iki cepheli
zıt görüşün kendi fikriyatını tüm dünyaya benimset-
meye çalıştıkları dönemler olmuştur. Bu süreçte Tür-
kiye Cumhuriyeti Devleti; demokrasi, laiklik, eşitlik,
cumhuriyetçilik gibi ilkeleri koruma mücadelesiyle
bu kutuplaşmanın ortasında güçlü bir devlet olabilme
mücadelesi vermiştir.2
İlk Kadın Sağlık Bakanı Türkan Akyol ve
Türkiye Sağlık Politikalarına Etkisi
Türkan Akyol, The First Women’s Minister of Health and
Its Impact on Turkish Health Policies
Atiye EMİROĞLUa, Hülya ÖZTÜRKb
aKaramanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Ermenek Meslek Yüksekokulu, Sağlık Kurumları İşletmeciliği, Yönetim ve Organizasyon,
Karaman, Türkiye
bEskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıp Tarihi ve Etik ABD, Eskişehir, Türkiye
ÖZET Kadının çalışma hayatında yer edinmesi, siyasete dâhil edilmesi,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gelişmesi ve ilerlemesi adına temel
hedefleri arasında yer almaktadır. Ancak her ne kadar kadın iş hayatında
yer edinmiş olsa da yöneticilik pozisyonlarına yükselme ya da meclise
girme noktasında büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır. Araştırmada
Türkan Akyol’un Türkiye’nin ilk kadın bakanı olması ve bu bakanlığı
sürecinde yaptığı çalışmalar ve karşılaştığı sorunlar araştırılmıştır. Bir
kadının bakanlık bünyesinde yaptığı çalışmalar, Türk toplumunun ka-
dına verdiği değer adına örnek teşkil etmektedir. Çalışmanın amacı, ge-
lişme ve ilerlemenin temel hedeflerinden sayılan kadının iş hayatında
edindiği yer kadar yönetici pozisyonlarında da yer edinmesine katkı sağ-
lamaktır. Bu çerçevede Türkan Akyol’un hayatına da kısaca değinilerek
yaptığı çalışmalardan bahsedilmiştir. İlk kadın Sağlık Bakanı olması her
ne kadar bir darbe girişimi sonucu gerçekleşmiş olsa da Türkan Akyol,
dâhil olduğu hükûmetin demokrasi dışı tavırlarını asla onaylamamış ve
yeri geldiğinde de istifa etmiştir. Araştırmada, nitel araştırma yöntemi
kullanılmıştır. Konuyla ilgili birinci el kaynaklar incelenmiş, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Arşiv belgeleri (Tutanaklar Dergisi, Milletvekil-
leri Albümü, Cumhuriyet Senatosu Tutanak Dergi kayıtları ve Meclis
Zabıt Cerideleri), Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi, dö-
nemin resmî ve özel gazete ve dergileri taranmış, konuyla ilgili maka-
leler incelenmiş ve telif eserlere bakılmıştır. Tasnifi yapılarak çalışmaya
dâhil edilen tüm kaynaklar metin içerisinde belirtilmiştir.
Anah tar Ke li me ler: Kadın; bakan; sağlık; Akyol
ABS TRACT Women’s participation in working life, their inclusion
in politics are among the main goals fort he development and progress
of the Republic of Türkiye. However, although the woman had a place
in business life, she faced great difficulties in promoting to managerial
positions or entering the parliament. In the research, the fact that Türkan
Akyol is the first female minister of Türkiye and the works she has done
and the problems she faced during this ministry were investigated. The
work of a woman in the ministry is an example fort he value that Turk-
ish society gives to women. The aim of the study is to contribute to the
fact that women, who are considered as one of the main goals of de-
velopment and progress, gain a place in managerial positions as well as
in business life. In this context, Akyol’s life is briefly mentioned and her
works are mentioned. Although her becoming the first woman Minis-
ter of Health was a result of a coup attempt, Akyol never approved of
the undemocratic attitudes of the government in which she was in-
volved, and resigned when appropriate. Qualitative research method
was used in the research. First-hand sources on the subject were exam-
ined, the archive documents of the Grand National Assembly of
Türkiye the Republic Archive newspapers and magazines of the period
were scanned, articles on the subject were examined and copyrighted
works were examined. The sources that have been classified and in-
cluded in the study are indicated in the text.
Keywords: Woman; minister; health; Akyol
ARAŞTIRMA RESEARCH DOI: 10.5336/mdethic.2023-95667
Correspondence: Hülya ÖZTÜRK
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıp Tarihi ve Etik ABD, Eskişehir, Türkiye
E-mail: hulyaozturk33b@gmail.com
Peer review under responsibility of Turkiye Klinikleri Journal of Medical Ethics, Law and History.
Re ce i ved: 24 Jan 2023 Ac cep ted: 07 Apr 2023 Available online: 25 Apr 2023
2146-8982 / Copyright © 2023 by Türkiye Klinikleri. This is an open
access article under the CC BY-NC-ND license (http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/4.0/).
Türkiye Klinikleri Tıp Etiği-Hukuku-Tarihi Dergisi
Turkiye Klinikleri Journal of Medical Ethics-Law and History
Bu yıllarda 12 Mart 1971 senesinde bir grup as-
kerin yayımladıkları muhtıra hazırlanmış, muhtıra
yeni bir hükûmet kurulmasına neden olmuş ve Halk
Partisinden ayrılması koşuluyla hükûmeti kurma gör-
evi Nihat Erim’e verilmiştir. Askeri Cunta hükûmeti
olarak da bilinen hükûmet, 26 Mart 1971’den 3 Ara-
lık 1971’e kadar görevde kalmıştır.*
GEREÇ VE YÖNTEMLER
26 Mart tarihinde oluşturulan Erim hükûmetinin Sağ-
lık Bakanı, Türkan Akyol’dur. Kadınlar Osmanlı
Devleti’nin son dönemlerinde sağlık alanında varo-
labilme mücadelesi vermişlerdir. Önce tıp eğitimi
alabilmeleriyle başlayan kazanımlar ardından bir
adım ileriye taşınmış, sağlık bakanlığı görevini ifa
edebilmeye başlamışlardır. Gelişmiş ülkelerde ka-
dınlar, kadın-erkek eşitliği mücadelesi verirken Tür-
kiye’de de bu mücadele varlığını sürdürmüştür.
Çalışmada, Türkan Akyol’un Sağlık Bakanlığı
yaptığı yıllar; yaşam öyküsü ve kişilik özellikleri ile
Sağlık Bakanlığı süresince ortaya koyduğu çalışma-
lar özelinde incelenmiş, çalışma sırasında dönemin
gazete arşivleri ve Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi ile
TBMM Arşivi’nin çalışmanın konusunu oluşturan
dönemleri incelenmiştir. Belgeler tasnif edildikten
sonra ilgili bulunan belgeler tahlil ve tenkid süreçleri-
nin ardından metin içerisinde kullanılmıştır. Tüm arşiv
belgelerinin tarama-tasnif-tahlil ve tenkid süreçleri 4 ile
6 aylık bir çalışma ile gerçekleştirilmiştir.
BULGULAR
TüRKAN AKYOL’UN KISA YAŞAM ÖYKüSü VE
MizACI
Türkan Akyol, 1928 İstanbul doğumludur. Asıl adı
Peyman Türkan Akyol’dur. İlk inas okullarından olan
Erenköy Kız Lisesini bitiren Akyol** yine cumhuri-
yetin ilk Tıp Fakültesi olan Ankara Tıp Fakültesinde
okumuş ve 1953 yılında mezun olmuştur.3 TBMM al-
bümü üçüncü cilt, 18. Yasama Dönemi kayıtlarından
(1987-1991) öğrenildiğine göre Mehmet Rüştü Bey
ve Remziye hanımın evlatlarıdır. Ankara Üniversi-
tesi Tıp Fakültesinin ardından ABD Albert Einstein
Tıp Fakültesinde de eğitim alan Akyol, iyi derecede
İngilizce ve orta düzey Fransızca dillerine vakıftır.
Evli ve 2 çocuk sahibi olan Akyol’un sırasıyla asistan
ve doçentliği sonrasında dâhiliye, göğüs hastalıkları
profesör doktoru, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
Öğretim Üyesi ve Rektörü, Ankara Üniversitesi Se-
natosu Üyesi, Üniversiteler Arası Kurul (ÜAK) Baş-
kanı, Diyarbakır Tıp Fakültesi ve Antalya Tıp
Fakültesi Kurucu Yönetim Kurulu Üyesi, Sosyal De-
mokrasi Partisi Kurucu Üyeliği ve ardından XVIII.
Dönem İzmir Milletvekilliği ile TBMM dışından 33.
Hükûmet Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı görevle-
rini icra ettiği bilinmektedir.
Türkan Akyol, Ankara Üniversitesi çalışma yıl-
ları ardından 1972 yılında Ankara Tıp Fakültesinin
kurucu üyeliği, 1977 yılında ise ÜAK üyeliği sonra-
sında Diyarbakır Tıp Fakültesi kuruluşunda görev
almış, öğrencileriyle köylere giderek incelemelerde
bulunmuştur. Babasının asker olması onun Anado-
lu’yu tanımasına buradaki sorunları gözlemleyebil-
mesine yardımcı olmuştur.4,5 İlerleyen yıllarda rektör
olarak da görev yapacak olan Akyol, 30 Mayıs 1980
yılında Ankara Üniversitesinin ve Türkiye’nin ilk
kadın rektörü olmuştur. Bir diğer gelişme ise 1981
yılında ÜAK’nin başkanlığına da seçim ile getiril-
mesidir. Türk kadınlarının edindiği hakları Atatürk’e
borçlu olduğunu düşünen ve yurt gezilerinde bu du-
rumu vurgulayan Akyol, Türkiye’nin ilk kadın Ba-
kanı, rektörü, ÜAK üyesi ve başkanı olma gururu ve
onuruna sahip olabilmiştir.6
Nihat Erim hükûmetinden aldığı bakanlık teklifi
sonrasında Akyol, bakanlığı sürecinde görevini en iyi
şekilde icra etmeye çalışmış, erkek egemen bir mec-
liste güçlü bir duruş sergilemiştir. 24 Mart 1971 yı-
lında Hürriyet Gazetesine verdiği demeçte; “Bakanlık
teklifini alınca Adeta Şok Geçirdim” diyerek duru-
mun kendisi içinde beklenmedik olduğunu ortaya
koymuştur.7 26 Mart 1971 yılında görevine başlayan
ilk kadın Sağlık Bakanı Akyol, insanların ön yargıla-
rına maruz kalmış olsa da bu dezavantajı başkalarının
yanlışları üzerinden kendine yer edinmeye çalışarak
değil, öncesindeki çalışmaları tüm tarafsızlığıyla de-
ğerlendirerek çözme yoluna gitmiş, kendisinden önce
yine meslektaşları tarafından sürdürülen sağlık ba-
kanlığı çalışmalarını ve bakanlarını her daim büyük
Atiye EMİROĞLU ve ark. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2023;31(2):118-26
119
* Millet Meclisi Tutanak Dergisi. Dönem 3. Cilt 12. Toplantı 2. 78. Birleşim. 26.03.1971;
Millet Meclisi Tutanak Dergisi. Dönem 3. Cilt 19. Toplantı 3. 11. Birleşim. 06.12.1971.
** Abbas Guçlu. Erenköy Kız Lisesi 100. yaşında. https://egitimajansi.com/haber/erenkoy-
kiz-lisesi-100-yasinda-haberi-50734h.html
bir övgüyle yâd etmiştir. TBMM görüşmeleri sıra-
sında ortaya koyduğu aşağıdaki tutum bu durumun
en güzel örneğidir. Cumhuriyet Senatosu Ordu üyesi
Şevket Köksal, eski hükûmet döneminde kolera ted-
birleri alınmadığına yönelik meclisten Senato araş-
tırması istemiştir. Ancak Türkan Akyol, selefinin ve
eski hükûmetin bu konuda aldıkları tedbirlerden öv-
güyle bahsetmiş ve kendisinin de katıldığı Cenevre
Sağlık Kongresinde Dünya Sağlık Teşkilatı Genel
Başkanı Dr. Kando, Genel Sekreteri Dr. Doroy ve
Avrupa Bölgesi Başkanı Dr. Kapriyon’un İstanbul
gibi bir şehirde 14 günde kolera gibi bir salgının bas-
tırılmasını takdirle karşıladıklarını ve zamanın Sağlık
Bakanlığı mensuplarına ve Sağlık Bakanına teşek-
kürlerini sunduklarını belirtmiştir. Ayrıca bu kon-
grede salgına karşı alınacak önlemlere yönelik
gözlemlerde bulunan Akyol’un meclis konuşmaları
incelendiğinde üslup olarak gayet sakin ve saygılı ol-
duğu göze çarpmaktadır.8
Akyol, Sağlık Bakanı olmadan bir yıl önce An-
kara Üniversitesi Tıp Fakültesiğüs Hastalıkları
Profesörlüğüne tayin edilmiştir. 1980 yılında Ankara
Üniversitesi Rektörü olduğu sırada 1982 Yükseköğ-
retim Kurulu Kanunu’na itiraz ederek rektörlükten
istifa etmiştir. Akyol, sonraki yıllarda Sosyal De-
mokrasi Partisi kurucuları arasına katılmış ve 1987
yılında İzmir Milletvekili seçilmiştir. 1992 yılında
koalisyon hükûmeti olan Demirel Hükûmetinde ka-
dınlardan sorumlu Devlet Bakanı olmuştur. 1993 yı-
lında Tansu Çiller Hükûmetinde ise Devlet Bakanı
olarak görev alan Akyol, 1994 yılına kadar bu gö-
revde kalmıştır.9 Akyol, Nisan 2017 yılında 89 ya-
şında tedavi gördüğü Hacettepe Üniversitesinde
yaşamını yitirmiştir.10
Akyol, yaşamı süresince ülkenin içinde bulun-
duğu pek çok siyası durumda aktif bir şekilde yer
almış, kadın haklarının tam olarak anlaşılıp yerleş-
mediği, kadın cinayetlerinin yoğun olduğu ve kadın
cinayetlerinin “namus cinayeti” kavramıyla değer-
lendirildiği, failinin indirim aldığı bir dönemde, bir
kadın olarak pek çok önemli görevde görevini layı-
kıyla icra etmeye çalışmıştır.11
SiYASi YAŞAM iÇERiSiNDE TüRKAN AKYOL
Devletlerin muasır medeniyetler seviyesine çıkabil-
mesi için kendisine bağlı her organın gelişmesi ve
ilerlemesi gereklidir. Bu dönemde, sağlık sisteminde
yaşanan sorunların temellerine inildiğinde ekonomik
gelişme ve ilerlemenin yeterli düzeyde ilerleyip geli-
şememesi, eğitim sistemindeki aksaklıklar, yol ve
ulaşımda yaşanan sorunlar, kanun ve yönetmelikle-
rin eksik kalması ve uygulanamayışı sayılabilir. Sağ-
lık personelinin sayısının artması eğitimle mümkün
olacak ve eğitimdeki öğretmen, okul eksikliğini gi-
derilmesi sağlık personelinin yetiştirilmesini hızlan-
dıracaktır. Yol ve ulaşımdaki sorunların giderilmesi
sağlık personelinin ülke geneline orantılı dağılımını
sağlayacak, eğitim almak isteyenler rahatlıkla okul-
larına gidebilecektir. Birinin eksikliği ve zayıf oluşu
tüm alanlara etki etmekteydi. Tüm alanların gelişime
ayak uydurması ile sağlıkta da kalkınma sağlanabi-
lirdi.
Akyol Döneminde Kadının Siyasetteki Yeri
5 Aralık 1934 tarihinde, 1924 Anayasası’nın 10.
maddesinde yapılan değişiklikle erkeklere tanınan
milletvekili seçme hakkı, kadınlara da tanınmış ve
madde “yirmi iki yaşını bitiren kadın, erkek her Türk
mebus seçme hakkını haizdir” şeklinde değiştirilmiş-
tir.*
Kadınlara siyasi hakların verilmesinin ardın-
dan 1935 yılında ilk kez TBMM 5. dönem millet-
vekillerinden 17-18’i kadındır. Sonraki dönemlerde
kadın vekil sayısı Mecliste gittikçe azalmıştır.12
Hiçbir dönem Meclisin %50’sini kadınlar oluştura-
mamıştır. Bir diğer husus; kadınlara, yürütme erki
olan Bakanlık görevlerinin çoğu, olağan dışı dö-
nemlerde ya da askerî müdahalelerin ardından ve-
rilmesidir.11
Kadınların Bakan olarak Meclise girebilmeleri
daha ileriki yıllara denk gelmiştir. İlk kadın bakan 33.
Hükûmet zamanında dışarıdan atanan Sağlık ve Sos-
yal Yardım Bakanı Türkan Akyol’dur. En çok kadın
Bakan ise 54. Hükûmetin Başbakanı Necmettin Er-
bakan’ın kurduğu hükûmette yerini almıştır.13
TBMM hükûmetler dönemi incelendiğinde kadınlara
verilen Bakanlık görevlerinin genelde Devlet ya da
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlıklarıdır.
Atiye EMİROĞLU ve ark. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2023;31(2):118-26
120
* Turkiye Barolar Birliği. TüRK KADININA SEÇME VE SEÇiLME HAKKI TANINMASININ
81. YILI TüBAKKOM BASIN AÇIKLAMASI. https://www.barobirlik.org.tr/Haberler/turk-
kadinina-secme-ve-secilme-hakki-taninmasinin-81-yili-tubakkom-basin-aciklamasi-66395
Akyol’un Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Sistemine Etkileri
Türkan Akyol, 26 Mart 1971’de 33. Nihat Erim hü-
kûmetinde göreve getirilmiştir.14 Türk siyasi haya-
tında bir ilk olan bu durum Akyol’un bakan olduktan
sonra pek çok olumlu-olumsuz tepkiyle karşılaşma-
sına, meclis çalışma arkadaşlarından ise oldukça ya-
pıcı etkiler almasına sebebiyet vermiştir. Akyol
mecliste, “…asil, vefâkâr, cefakâr Türk kadını..” ola-
rak tanımlanmıştır.15 Türkan Akyol’un Bakanlığı, ne
yazık ki Bakanlıkların en fazla değiştiği döneme denk
gelmiştir. Nitekim Akyol, bir yıl dolmadan kısa bir
süre içinde Bakanlık görevinden istifa etmiştir.16
Türkan Akyol Sağlık Bakanlığı görevi sırasında
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başlıca sağlık uğ-
raşları; “kolera ve sıtma özelinde bulaşıcı hastalıklar,
ilaç darlığı mevzusu, Sağlık Sigortası Yasası, hastane
ve sağlık personeli eksikliği ile Tıp Fakültelerinin du-
rumu” şeklinde özetlenebilir. Sağlık, sosyal yardım
gibi hizmetlerin yaygınlaştırılması, yurt dışında hiz-
met eden Türk doktorlarının ülkeye geri getirilmesi,
ilaç fiyatlarındaki artışlar, muayene ücretleri, yatak
ücretlerinin artışı gibi konular da Meclis’te gündeme
gelen sorunlar arasındadır.17,18
1970’lerde Dünya Kolera tehdidiyle yüz yüze-
dir. Bakanlığın ilk kurulduğu yıllarda cenup vilayet-
lerinden ülkemize sirayet eden, karantina ve salgın
pasaportu yöntemleri ile kısmen ortadan kaldırılan
salgının yeniden gündeme gelmesiyle sağlık harca-
maları artmıştır. Salgınla mücadele bu dönemin en
önemsenen konusu hâline gelmiş, 1970 yılı Bütçe
Kanunu’ndan Sağlık Bakanlığına 1971 bütçesinden
48.300.000 lira ek ödenek verilmiştir. Koleraya ve su
enfeksiyonlarına yönelik tedbirler alınmasıyla yeti-
nilmemiş, su enfeksiyonlarında çocuk felci, sâri sarı-
lık ve çeşitli bağırsak parazitleri görüldüğünden çevre
sağlığının iyileştirilmesi de önemsenmiştir.19 Tedbir-
lerin hastalıkların önlenmesinde etkin rol oynayacağı
görüşüne sahip olan Akyol, hükûmetin bu konuya
ciddiyetle eğildiğini, tedbirlerle birlikte uzak vadede
geniş bir organizasyonun programa dâhil edildiğini
belirtmiştir. Koleraya karşı önemli tedbirlerden olan
aşıların sayımı yapılmış, yeterli ölçüde aşının bulun-
duğu bizzat Akyol tarafından belirtilmiştir. Sağlık
Bakanı Akyol, gazetelere verdiği demeçte, “salgını-
nın olmadığını, bu konuda geniş tedbirlerin alındı-
ğını” belirtmiştir. Akyol’a göre “Sari hastalık
salgınları, çevre sorunları halledilmeden önlenemez.
Hemen bütün şehirlerde kanalizasyon, kirli su ve çöp-
lerle öteki katı artıkların yok edilmesi noktasında so-
runlar bulunmaktadır. E ğer bir memlekette ölüm
nedenlerinin başında bulaşıcı hastalıklar yatıyorsa
bu o ülkenin en azından sağlık açısından uygarlık se-
viyesine ulaşılmadığını” göstermektedir. Dizanteri,
tifo, kolera gibi bazı bulaşıcı hastalıkların zaman
zaman salgın yapmasının temel nedenlerinin ara-
sında çevre şartlarındaki bozukluklar olduğu ve bu
sorunların çözülmediği müddetçe sağlık sorunlarının
çözülemeyeceğini” vurgulamıştır. Şehirlerin durum-
larını yakından takip adına Güneydoğu Anadolu Böl-
gesine yaptığı gezi gözlemlerinde Akyol, “alt yapı
tesislerinin hâlinin yürekler acısı olduğunu belirterek
bakanlık olarak yapabileceklerini belirlemeye çalış-
tıklarını” belirtmiştir.19,20
Kolera’nın yanında sıtma ile mücadele adına da
önemli adımlar atılmış, geçmişten bu yana ülkede
ağır kayıplar verilmesine sebep olan ve yayılımı siv-
risineklerce sağlanan hastalıkla 1970’lerde yoğun bir
mücadeleyle karşı karşıya kalınmış, ülkemizin mec-
lisinde konuyla ilgili yoğun tartışmalar meydana gel-
miştir. Cumhuriyet Senatosu Zonguldak Üyesi
Ahmet Demir Yüce’nin ülkeyi tehdit eden sivrisinek
afetine dair yazılı soru önergesi sonrasında Akyol,
yaptığııklamada, “Türkiye’de sivrisineklerin kö-
künün kazınmasının çevre sağlığı sorunları için
önemli olduğuna, bu durumun ise belediyelerin güçlü
kılınmasıyla olabileceğini belirtmiştir. Bu yüzden,
“hastalık nakleden haşerelerle mücadele hizmetlerini
geliştirmek, yurt çapında etkin kılmak için hâlen yürü-
tülmekte bulunan reorganizasyon çalışmaları içinde
olunduğu ve vektör kontrolü için de özel bir organizas-
yon kurma düşüncesinde olduklarıifade edilmiştir.21
Cumhuriyetin ilanından beri çözülmeye çalışı-
lan hastane ve doktor eksikliği sorunu yine bu döne-
min önde gelen sorunlarıdır. Ülkede yeterli sayıda
hastane olmaması, yataklı hastane sayısının, sağlık
araç ve gereçleriyle sağlık personeli sayısının yeter-
sizliği de dönemin problemleri içerisindedir. Ortaya
konmaya çalışılan sağlık politikaları ile inşa edilen
hastaneler, personel ve donanım sıkıntısından dolayı
ılamamaktadır. Ayrıca doktor-sağlık çalışanı ek-
siklikleri için soru önergeleri verilmiş, özellikle
Maraş, Siirt, Zonguldak gibi Anadolu’nun pek çok
Atiye EMİROĞLU ve ark. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2023;31(2):118-26
121
ilinin boş kadrolarına atanacak doktor ve sağlık çalı-
şanı için yardım istenmiştir. 1960 yılında uygulamaya
konulan sağlıkta sosyalizasyon doğrultusunda sağlık
hizmetlerinin sosyalleştirilmesi ve Anayasa’nın 49.
maddesine istinaden devletin eliyle sağlık işlerinin
yürütülmesi, yurt geneline yayılması projesiyle, ye-
tersiz olan sağlık ocakları ve sağlık evleri sayısı artı-
rılmaya çalışılmıştır. Hekim kadrolarının %54,8,
hemşire kadrolarının %78,6’sının boş olduğu, sağlık
ocaklarının kadrolarının büyük illerde yeterli olduğu,
hekimlerin yarısının İstanbul, Ankara ve İzmir’de
görev yaptığı, İstanbul ve Ankara’da 500-1.000 ki-
şiye bir doktor düşerken, 21 ilde 15.000-17.000 ki-
şiye ancak bir doktor düşğü istatistiklerle ortaya
konmuştur. Bu eşitsizlik, devletin sosyal sağlık poli-
tikasına terstir. Durumun düzenlenmesi için tedbirler
şünülmüştür. Ayrıca 11.200 sağlık elemanıığı
bulunmaktadır. Hastanelerin çoğu paralıdır ve ilaç fi-
yatlarına yapılan %40 ile %100 oranlarında zamlar
ile ilaca ulaşım zorlaşmıştır.22
Bu dönemde sosyal devletin yansımaları olarak;
emekli, âdimâlûllük, vazife mâlûllüğü aylığı alan-
larla, bakmakla yükümlü oldukları aile fertlerinin dul
ve yetim aylığı alanları, resmî sağlık kurumlarında
hiçbir ücret veya prim ödemeden muayene ve tedavi
olabilmelerinin önü açılmıştır. Bununla birlikte iş ye-
rinde işçinin güvenliğinin sağlanması ve sağlığının
korunması gerektiğinin Meclis’te gündeme gelmesi
ile işçi çalışma saatleri düzenlenmiş, hamile ya da
doğum yapmış işçi kadınların çalışma saatleri, 16
yaşını doldurmamış veya 18 yaşını bitirmemiş ço-
cukların hangi işlerde çalışıp hangi işlerde çalıştırıl-
mayacakları, İş Sağlığı ve Güvenliği, Sağlık ve
Güvenlik Şartlarının düzenlenip denetlenmesi, Ça-
lışma Bakanlığı ve Sağlık ve Sosyal Yardım Bakan-
lığına bırakılmıştır. Çalışma koşulları düzenlemeleri
içerisinde “Esnaf ve zanaatkârlar ve diğer bağımsız
çalışanlar için hazırlanmış olan Sosyal Sigortalar Ku-
rumu Kanunu Tasarısı” gösterilebilir. Böylelikle
esnaf ve sanatkârlar ile serbest meslek sahiplerinin
sosyal güvenlikten faydalanmaları sağlanacak, içinde
bulundukları gereksinimlerin karşılanması için ey-
leme geçilecektir. Akyol döneminde Sosyal Sigorta-
lar Kanunu’nun 17 Temmuz 1964 tarihli ve 506 sayılı
Kanunun 123. Maddesinde bazı değişiklikler yapıl-
masına yönelik Meclis’e sunulan kanun telifinde;
Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK), Yataklı ve Yatak-
sız kuruma bağlı hastanelerinde eczane açabilecek,
ilaç üretimi yapabilmek adına ilaç fabrikaları kurabi-
lecekti. Böylelikle ülkemize ait en büyük problem-
lerden olan ilaç darlığının önüne geçilebilecekti.
Ancak kuruma tanınacak bu yetkiler bazı eksikler
içermekteydi. SSK bir işletmeci teşekkül değil, bir
sosyal güvenlik kuruluşudur. Kurum elindeki birik-
miş sermayeyi daha çok rantabl ve mensuplarının
sosyal güvenliğine ve refahına ve daha iyi yardım
edecek alanlarda kullanabilirdi. Ayrıca riskli ve ihti-
sas dışında teşebbüslere girişme müessese mensup-
larının aleyhine olabilirdi. Bunun yerine kurumun
yatak sayısı, sağlık merkezleri ve dispanserleri artı-
rılması daha uygun olabilirdi. Konu mecliste de
büyük yankılar uyandırmış, tartışmalara sebep ol-
muştur. 506 sayılı Kanunun 123. Maddesinde,
SSK’ye sadece mahzurlu görülen yerlerdeki yataksız
sağlık tesislerinde eczane açabilmek imkânını veren
hükmün, kuruma, bütün yataksız sağlık tesislerinde
dilediği sayıda eczane açmak yetkisini tanıyacak şe-
kilde değiştirilmek istenmesi, böyle bir uygulamaya
geçilmesi hâlinde meydana gelebilecek bazı sakınca-
lar dikkate alınarak Çalışma Bakanı Atilâ Sav, Sağ-
lık ve Sosyal Yardım Bakanı Türkân Akyol, Maliye
Bakanlığı ve Devlet Planlama Teşkilâtı uzman ve
temsilcilerinin görüşmeleri sonrasında kabul edilme-
miştir.23 Ancak 7 Şubat 1972 tarihli ve 1517 sayılı
Kanun hükmüyle kurum istediklerini elde etmiştir.
Kurum, bu kanunla kendisine verilmiş bulunan gö-
revleri yerine getirebilmek ve sağlık yardımlarını ya-
pabilmek için hastane, sanatoryum, prevantoryum,
yataklı ve yataksız dispanser sağlık istasyonu, eczane
ve benzeri müesseseler işletebilecektir. Ayrıca ge-
rekli yerlerde hastane, eczane, hekim, eczacı ve ebe-
lerle ve diğer gerçek ve tüzel kişilerle sözleşmeler
yapma ve her çeşit yataklı ve yataksız sağlık tesisinde
eczane kurabilme yetkisi kazanmıştır. Ayrıca kuru-
mun, ilaç fabrikası kurabilmesi, bu kanunla kendisine
verilmiş yetkileri yerine getirebilmesi amacıyla ecza
dolabı açabileceği karara bağlanmıştır.24 Akyol,
SSK’nin istemiş olduğu bu yetkileri şu gerekçeyle
reddetmiştir: “Bu itibarla belli prensiplere bağlan-
mış olan yürürlükteki sistemin ihtiyacı karşıladığı ve
ayrıca bunun dışına çıkılması halinde serbest ecza-
cılığın hayat sahasının daralacağı ve meslekin istik-
Atiye EMİROĞLU ve ark. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2023;31(2):118-26
122
balinin gölgeleneceği mütalâa ve olunmuş ve bu ne-
denle teklif olumlu mütalâa olunamamıştır. 25
Akyol bakanlığı süresince, hemşirelerin, hasta
bakım ve memnuniyetindeki öneminin altını çizerek
sağlık kolejleri açmak suretiyle girişimlerde bulun-
muştur. Hemşireliğin ulvi ve eski bir meslek oldu-
ğunu vurgulayan Akyol, Türkiye’nin 1977 yılında
34.900 hemşireye ihtiyacı olacağı öngörüsünde bu-
lunarak, hemşire ve yardımcı sağlık personeli sayısı-
nın artırılması için çalışmalarda bulunmuştur.26
Kadınların sorunlarına büyük bir ehemmiyetle
eğilen Akyol, Sağlık Şurası görüşmelerinde doğum-
lardan ya da düşük yapmadan kaynaklı her yıl önemli
oranda kadının öldüğü ya da engelli kaldığını belirt-
miş, gerekli tedbirler için çözüm önerileri aramıştır.
Akyol, 18 Ocak 1971’den itibaren 2 köysel, 2 şehir-
sel bölgede takriben 60.000 kişilik bir kitleyi kapsa-
yan ön çalışmayla bir pilot çalışmaya başlanacağını
duyurmuştur. Akyol dönemi sağlık uygulamalarının
dünyada özel kuruluşlarla yerine getirilmeye baş-
landığı dönemdir. Bakanlığı müddetince bu konu
gündemde olmakla birlikte, özel hastaneler ilgili
sorunlarla da karşılaşmıştır. Özel hastanelerin dev-
letleştirilmesine yönelik bir soru önergesiyle karşı-
laşan Akyol’a göre özel hastaneler, ülkelerde
ihtiyaçlardan doğmaktadır. Özel teşebbüslerin sıhhi
hizmetlere katkısından dolayı devamlarının elzem ol-
duğu, İkinci Beş yıllık Kalkınma Planında tedavi hiz-
metlerinin artırılmasının öngörüldüğü, diğer yandan
Anayasa’nın 40. Maddesi gereği özel teşebbüse tesis
kurma serbestîsinin de tanınmış olduğundan dolayı
eğer bu hastaneler kaldırılırsa hürriyet anlayışıyla
uyuşmayacağı bizzat Akyol tarafından vurgulanmış-
tır. Hastane, sağlık çalışanı eksikliği, ilaç darlığı ve
sorunların boyutları belirlendikten sonra Akyol dö-
neminde, ilaç fiyatlarının düşürülmesine yönelik ka-
rarname hazırlanmış, ancak Nejat Eczacıbaşı’nın
girişimleriyle Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay Karar-
nameyi imzalamamıştır. Nihat Erim’in bu konu üze-
rine yetirince eğilmemesi Sağlık Bakanı Türkan
Akyol’un tepkisini çekmiş, artık bu hükûmetle çalı-
şamayacağını, kendisine izin verilmesi hâlinde istifa
edeceğini belirtmiştir. Akyol’u istifaya götüren süreç
ise Erim Hükûmeti’nin gelişmeye ve ilerlemeye
dönük reformları desteklememiş olmasıdır. Nitekim
daha önce yapmış olduğu çalışmalarda bu konu üze-
rine özenle eğilen Akyol, 1968 yılında yürürlüğe
giren ilaç fiyatlarının tespitinde sanal maliyet siste-
minin işlemediğini, yerine ilaç fiyatlarının yeniden
belirlenmesi konusunda bir kararname hazırlandığını,
bu kararların tamamen objektif olduğunu ve bu sa-
yede götürü fiyat tekevvünü ortadan kaldırılarak ciddi
bir kontrol sistemi getirileceğini belirtmiştir.27-31 So-
runları çözebilmek adına Sağlık Şûrası toplanmıştır.
Bu şûrada İlaç fiyatlarını ve ham madde sorununu ko-
nuşmak adına ilaç fiyatlarını tespit eden komisyona
Türk Tabipler Birliği ve SSK temsilcilerinin girmesi,
ilaç ham maddelerinin yurtta yapılması, ilaç ham
maddelerinin ithali sırasında nelere dikkat edileceği,
devletleştirilmesinin önemi, kalite kontrolünün dik-
katli gerçekleşmesi, aracı fiyatlarının asgariye indi-
rilmesi kararlaştırılmıştır.27 İlaçlarla, tıbbi ve cerrahi
malzemelerin neredeyse tamamı ithal edildiği için alet
edevat sağlamada fiyat artışları söz konusudur. Döne-
min tutanak dergileri incelendiğinde fiyat artışlarından
dolayı Sağlık Bakanlığına ayrılan bütçe yeterli gelme-
mekteydi. Sağlık Bakanlığındaki bütçe açığı her yıl ol-
duğu gibi Akyol’un Bakanlık yaptığı dönemde de pek
çok planın yerine getirilememesine sebep olmuştur.28
Hükûmet kurulduktan yaklaşık 7 ay sonra Ak-
yol’la birlikte 11 Bakan hükûmetten istifa etmiş,
Erim’de hükûmetten çekilmek zorunda kalmıştır. İs-
tifa gerekçesi olarak 12 Mart müdahalesinin sona er-
dirmek istediği siyasal ve ekonomik bunalımın hâlâ
devam ettiği gösterilmiştir. Dönemin gazeteleri ilerle-
yen yıllarda kabinenin çöküşünü; “I. Nihat Erim kabi-
nesinin çözülüşünde, ilaç konusunun büyük rolü
olduğuyla” ıklamışlardır. Akyol’un istifasından sonra
kurulan hükûmet döneminde, SSK’nin ilaç fabrikası
kurabilme ve ilaç satabilme yetkisi yeniden gündeme
gelerek yeni hükûmet tarafından kabul edilmiştir.29
TARTIŞMA
Kadına verilen haklar Anayasa ve kanunlarla erkek-
lere verilen haklarla eşit olarak görülse de toplumsal
tabanda veya iş hayatında kadın-erkek eşitliğinin ka-
bulü ve uygulanış alanı sınırlı kalmıştır. Kadının mes-
lek edinmesi ve yönetici pozisyonuna yükselmesi
çoğu kez erkeğin denetiminde kalmış, toplumun hay-
retle karşıladığı bir durum olmuştur. Türkan Akyol,
Türkiye’de ilk kadın Bakan ve ilk ve tek Sağlık Ba-
kanı, ayrıca ilerleyen zamanda ilk kadın rektör olma
Atiye EMİROĞLU ve ark. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2023;31(2):118-26
123
şerefine nail olmuş bir kadındır. Dönemin gazete ve
dergilerinde konuya geniş ölçüde yer verilmiştir.
Gazetelerde bakanlarla ilgili, Nihat Erim kabi-
nesinde yer alan üyelerden bahsederken onların ne
giydikleri ya da nasıl göründüklerine yönelik genelde
bilgi verilmezken Türkan Akyol’dan bahsedildiğinde,
onun ne giydiği, ne taktığı, saçının şeklinin nasıl ol-
duğu, nasıl gülüp hareket ettiği yönünde bilgiler ve-
rilmektedir. Örneğin “Bir ara Mehmet Özgüneş ile
koyu gri, midi bir döpyes giymiş Türkan Akyol…”,
“…siyah koyu saçları yeni yapılmıştı, sol elinde pır-
lanta bir alyans ile tek taşlı bir yüzük bulunuyordu.
Objektifler genellikle Türkiye’nin ilk kadın bakanı
üzerinde duruyordu.”30 Yine Milliyet Gazetesi ya-
zarlarından Mete Akyol, 29 Mart 1971 tarihlişe
yazısında “Bakanlar Kurulu Masasında bir Kadın
Çantası vardı.” başlığını atarak kadının siyasi erkin
erkek elinde olduğu masada varlığına dikkat çekmiş-
tir.31 7 Nisan 1971 Başkent Gazetesi’nin birinci say-
fasından atılan başlıkta, Akyol’un yükü çok ağır
denerek, hem sağlık sistemindeki eksiklerin çok ol-
duğuna hem de bir kadın bakan olarak yaşayacağı
zorluklardan dem vurulmuştur.32
İstifa ettikten sonra gazetelerde kadın bakan ol-
ması ile sayısız eleştiriyle karşı karşıya kalan Akyol,
ilk defa kendisi erkekler dünyasına bir taş atmış,
Nihat Erim hükûmetinden istifa eden tüm bakanlar
ve eşlerinin katıldığı yemek sırasında gazeteler resim
almak istediğinde; eski bakanların yanlarında değil,
eşlerinin yanlarında poz vererek “Ben artık erkeklik-
ten istifa ettim” sözlerini sarf etmiştir.33 Buradaki
cümlesinin kendisinin de bilinçaltında siyaseti bir
erkek işi gördüğünden mi yoksa böylesine sıkıntılı
bir hükûmet döneminde kadın olarak oldukça zor-
landığından mı kaynaklandığının cevabı pek tabidir
ki Akyol’un kendisinde saklıdır. Buna rağmen onun
yaptığı ve yapmaya çalıştığı çalışmalar göstermek-
tedir ki Akyol, toplumsal tabanda ve iş hayatında
kadının erkekle yan yana ve eşit haklar içinde çalı-
şabilmesi adına örnek teşkil edecek icraatlar de bu-
lunmuştur. İşini yapmaya çalıştığı zamanlarda, doğru
bildiğinden caymadığı, doğru bildiklerini uygula-
maya geçiremediğinde birçok üst düzey görevden te-
reddüt etmeden istifa ettiğişünülecek olursa onun
yukarıdaki sözleri sarf etmesinin sebebi olarak; ça-
lışma hayatında kadın olması noktasında yaşadığı sı-
kıntılara sitemle karşılık esprili bir anlayışla yanıt
verdiği varsayımının daha doğru olduğu düşünülebi-
lir. Nitekim Akyol, çalışkan, mütevazı ve sakin bir
karakter olarak bilinmektedir.
1970’li yıllarda gerek alt yapı gerek ulaşım
olsun sorunlar bulunmaktadır. Sağlık personeli, has-
tane ve sağlık araç gereçlerinin eksikliği dönemin
önemli sorunları arasındadır. Sağlığa ayrılan bütçe
yetersizdir. Bu sorunlar devam ederken ordunun si-
yasete müdahale etmesi, hükûmetlerin kurulmasında
rol oynamaları ve atanan kadroların bir grup ordu
mensubu tarafından düzenlenmesi demokrasiyi çık-
maza sokmuştur. Demokrasi adına yapılan bu mü-
dahaleler ülkeye zarar vermiştir. Türkan Akyol, bu
olumsuzluklar içinde açan bir kardelen gibidir. Dok-
tor kimliği, öğretim üyesi olması, çalışkanlığı ve dü-
rüstlüğüyle gelişme ve ilerlemeyi kendine ilke edinen
bir kadının böyle önemli bir kadroya atanması Tür-
kiye açısından büyük bir şans olmuştur. Ancak gerek
Akyol ve gerekse çalışma arkadaşlarının rahat hare-
ket edememesi ve demokrasinin tıkandığına olan
inançları onları istifaya sürüklemiştir. Akyol, gazete
ve dergilerde yaptığı çalışmalarla değil kadın olma
kimliğiyle dikkat çekmiştir. Meclisin çoğunluğunun
erkek olması, meydana gelen tartışmalar esnasında
üslupların sert oluşu Akyol’u icra ettiği meslek adına
sıkıntıya sokan gelişmeler olmuştur. Nitekim istifa
ettikten sonra katıldığı bir etkinlik esnasında gazete-
lere verdiği bir demeçte artık erkeklikten istifa ettim,
diyerek Meclisteki durumuna gem vurmuştur.
Akyol’un Bakanlığı döneminde karşı durduğu
bazı uygulamalar (SSK’ye bazı yetkilerin tanınması
gibi) ondan sonra gelen Sağlık Bakanı döneminde
kabul edilmiştir.
SONUÇ
Akyol kısa süren Bakanlığı döneminde aktif çalışmış,
yurt dışına görevlendirmeyle gitmiştir. Ülkenin sağ-
lık sorunlarını çözmek özellikle kadınların doğum ve
gebelikten kaynaklı sorunlarını irdelemek ve salgın
hastalıkların önlenmesi adına alınacak tedbirleri göz-
lemlemek adına yurdun en ücra köşelerine giderek
gözlemlerde bulunmuş ve en kısa sürede bu sorunla-
rın çözümü adına planların yapılıp uygulamaya so-
kulacağını bildirmiştir.
Atiye EMİROĞLU ve ark. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2023;31(2):118-26
124
Atiye EMİROĞLU ve ark. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2023;31(2):118-26
125
Sağlık adına yapmaya çalıştıkları bakanlık yap-
tığı dönemin temel sorunları olup, sorunlar ile ilgili
yerinde tespit yapmaya özen göstermiş ve tespitleri
sonrasında ise kalıcı çözümler adına hareket etmiştir.
Kendisinin makam ve mevki peşinde değil de hizmet
odaklı çalıştığı, sağlık planları için Başbakan ve hü-
kûmetçe desteklenmediğinde istifa ederek görevinde
kalma ısrarı göstermemesinden anlaşılmaktadır.
Erim Hükûmeti, dönemin askerî darbesi sonucu
kurulmuştur. Akyol için en büyük şansızlık böyle bir
kabinede ilk kadın bakan olmasıdır. Daha demokra-
tik bir ortamda seçimler yapılıp bir kadının bakan ola-
rak atanması, kadınların da artık demokratik yollarla
halkın isteğiyle seçilip meclise gelebildiklerinin gös-
tergesi olabilecektir. Ancak bu dönemde bir kadının
bakan yapılması sadece demokrasi ve eşitlik adına
göstermelik bir adım olarak düşünülebilir. İlk kadın
bakan olan Akyol’un çalışkanlığı, saygınlığı, yaptığı
çalışmalar bu nedenle çoğu çevreler tarafından gör-
mezden gelinmiş, Erim hükûmetinin sahte demokrasi
adımı olarak telakki edilmiştir.34
Ailesinin gurur kaynağı olan Akyol’un vefatı
gerek ailesi gerekse ülkemiz adına büyük bir kayıp
olmuştur.35 Ancak onun çalışkanlığı ve cengâverliği
Türk kadınlarının haklarını kullanabilmeleri adına
örnek teşkil etmektedir.
Finansal Kaynak
Bu çalışma sırasında, yapılan araştırma konusu ile ilgili doğru-
dan bağlantısı bulunan herhangi bir ilaç firmasından, tıbbi alet,
gereç ve malzeme sağlayan ve/veya üreten bir firma veya herhangi
bir ticari firmadan, çalışmanın değerlendirme sürecinde, çalışma
ile ilgili verilecek kararı olumsuz etkileyebilecek maddi ve/veya
manevi herhangi bir destek alınmamıştır.
Çıkar Çatışması
Bu çalışma ile ilgili olarak yazarların ve/veya aile bireylerinin
çıkar çatışması potansiyeli olabilecek bilimsel ve tıbbi komite
üyeliği veya üyeleri ile ilişkisi, danışmanlık, bilirkişilik, herhangi
bir firmada çalışma durumu, hissedarlık ve benzer durumları
yoktur.
Yazar Katkıları
Bu çalışma hazırlanırken tüm yazarlar eşit katkı sağlamıştır.
1. Emiroğlu A. Hasan Polatkan. 1. Baskı. Ankara: Nobel Yayıncılık; 2011.
2. Cumhuriyet. "Ecevit: Gençliği kanlı olaylara polis itiyor". 30 Ocak 1971. p.1-
7.
3. Arda B. Atatürk Türkiye'sinde ilk tıp fakültesinin kuruluşu: ankara tıp fakültesi
[Foundation of the first faculty of medicine in Atatürk Turkey: Ankara faculty
of medicine]. Ankara üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası. 1996;49(1):1-6.
[Crossref]
4. Çerezci S. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın bakanı prof. dr. peyman türkan
akyol'un siyasi hayatı [Political life of Prof. Dr. Turkan Akyol, the first female
minister of Turkish republic]. Prof. Dr. Halil iNALCIK Özel Sayısı.
2018;(16):820-44. [Link]
5. Vatandaş Gazetesi. "Yeni Bakanlar Açıklandı". 28 Mart 1971. p.11.
6. Cumhuriyet. 31 Mayıs 1980. p.1-9 "Türkan Akyol Seçildi". 27 Haziran 1981.
p.7 Cumhuriyet. "Bakanlık". 24 Mart 1971. p.7 "Kadın Hakları". 24 Nisan 1971.
p.7.
7. Hürriyet. "Genç Beyinlerle Çalışacağım". 24 Mart 1971. p.1.
8. TBMM Cumhuriyet Senatosu Tutanak Dergisi. Cilt: 65. Toplantı: 10. 67.
Birleşim. 11 Mayıs 1971. p.60-105 Cilt: 65. Toplantı: 19. 84. Birleşim. 06 Tem-
muz 1971. p.788-9.
9. Devlet Arşivleri Başkanlığı Cumhuriyet Arşivi. Yer Bilgisi: 30-18-1-2. Kutu:
729. Gömlek: 377. Belge Tarihi: 12 Kasım 1992 713-306-10. Kurum: 30-18-
1-2/Kararlar Daire Başkanlığı (1928-). Belge Tarihi: 03 Mayıs 1992. 351-3-
12. Kurum: 30-11-1-0/Bakanlıklararası Tayin Daire Başkanlığı. Belge Tarihi:
20 Ocak 1970.
10. Havadis Gazetesi. 7 Nisan 2017. p.1-9.
11. Emiroğlu A. 1960-1980 dönem literatürüne göre türkiye'de kadın hakları
konusundaki gelişmeler [Developments on women's rights in Turkey accord-
ing to the literature of the 1960-1980 period]. Akademik Tarih ve Düşünce
Dergisi. 2022;9(3):912-29. [Link]
12. Emiroğlu A. 1923 ve 1960 arası Türkiye'de kadın hakları ve Türk kadınının
edindiği hakları kullanmaları [Women's rights in Turkey between 1923 and
1960 and Turkish women's use of their acquired rights]. Afyon Kocatepe
üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 2022;24(3):1186-98. [Crossref]
13. TBMMTD. Dönem 20. Yasama Yılı 1. B:72, O:2, 6 Temmuz 1996. p.1-117.
14. Cumhuriyet. "Kabine". 27 Mart 1971. p.1.
15. TBMMCSTD. Cilt: 64. Toplantı: 10. 58. Birleşim. 6 Nisan 1971. p.531-68.
16. Demirtola H. Atilla EA. Türkiye'de Cumhuriyet'ten bu güne merkezi sağlık yö-
neticileri [Central health administrators in turkey from the republic to this day].
Uluslararası Sağlık Yönetimi ve Stratejileri Araştırma Dergisi. 2015;1(2):2-17.
[Link]
17. TBMMTD. Cilt: 10. Toplantı: 10. 12. Birleşim. 23 Eylül 1971. p.426-7 TBMM-
CSTD. Cilt: 1. Toplantı: 11. 3. Birleşim. 11 Kasım 1971. p.28.
18. Cumhuriyet. "Sağlık Bakanı: Türkiye'de Kolera salgını yok!". 12 Mayıs 1971.
p.1-7.
19. Cumhuriyet. "Akyol: 'Türkiye'de kesinlikle kolera yoktur". 13 Haziran 1971.
p.1 Cumhuriyet, "Türkiye'de ölüm nedenlerinin başında bulaşıcı hastalıklar
geliyor". 18 Eyül 1971. p.5.
20. TBMMCSTD. Cilt: 65. Toplantı: 10. 67. Birleşim. 11 Mayıs 1971. p.100-5.
21. TBMMCSTD. Cilt: 67. Toplantı: 10. 109. Birleşim. 2 Eylül 1971. p.35-8.
22. TBMMCSTD. Cilt: 62. Toplantı: 10. 28. Birleşim. 26 Ocak 1971. p.720-6
MMTD. Cilt 13. Dönem 3. Toplantı 2. 6 Nisan 1971. p.1-46 TBMMCSTD. Cilt:
63. Toplantı: 10. 29. Birleşim. 27 Ocak 1971. p.72 TBMMCSTD. Cilt: 63-1.
Toplantı: 10. 37. Birleşim. 4 Şubat 1971. p.613 Cilt: 63-1. Toplantı: 10. 35.
Birleşim. 2 Şubat 1971. [Crossref]
KAYNAKLAR
Atiye EMİROĞLU ve ark. Turkiye Klinikleri J Med Ethics. 2023;31(2):118-26
126
23. TBMMCSTD. Cilt: 65. Toplantı: 10. 80. Birleşim. 29 Haziran 1971. p.2 Cilt: 66.
Toplantı: 10. 93. Birleşim. 27 Temmuz 1971. p.182 Cilt: 66. Toplantı: 10. 95.
Birleşim. 29 Temmuz 1971. p.280-90 TBMMCSTD. Cilt: 66. Toplantı: 10. 104.
Birleşim. 19 Ağustos 1971. p.1654 TBMMTD. Cilt 67. Toplantı: 10. Birleşim 30.
1971. p.891-1664. [Crossref]
24. Resmi Gazete Tarihi: 1 Ağustos 1964. Sayı: 11766-11779. Yayımlandığı Düs-
tur: Tertip: 5, Cilt: 3. p.2827.
25. TBMMCSTD. Cilt: 67. Toplantı: 10. 12. Birleşim. 5 Ekim 1971. p.932.
26. Cumhuriyet. "1977 yılına kadar 42 sağlık koleji açılacaktır". 13 Mayıs 1971.
p.5.
27. Cumhuriyet. "Sağlık Şurası". 6 Temmuz 1971. p.7 Cumhuriyet. "Sağlık
Bakanı: Özel hastaneler kaldırılmayacak". 2 Ağustos 1971. p.1 ilaç Fiyatları
kontrolleri". 25 Kasım 1971;"ilaç Hammaddeleri". 10 Temmuz 1971. p.1-7.
28. TBMMCSTD. Cilt: 66. Toplantı: 10. 93. Birleşim. 27 Temmuz 1971. p.5.
29. Cumhuriyet. "11 Bakan çekilince Erim istifa etti". 4 Aralık 1971; "Ortak istifa
gerekçesi açıklandı". 5 Aralık 1971; "ilaç Sorunu" 8 Ekim 1974; "SSK'nın ilaç
kurma teklifi reddedildi". 23 Aralık 1971.
30. Cumhuriyet. "Yeni Hükûmet". 27 Mart 1971. p.1-7.
31. Milliyet. "Mete Akyol". 29 Mart 1971. p.1-11. [Crossref]
32. Başkent. "Kabineden Portreler". 7 Nisan 1971. p.1.
33. Milliyet. "Erkeklikten istifa Ettim". 5 Mart 1972. p.1-9.
34. Cumhuriyet. "Demokrasi". 28 Mart 1971. p.2.
35. Hürriyet. "Vefat ilanı". 11 Eylül 2017. p.1.
... Türk siyasi hayatında "ilk kadın" etiketinin bir yansıması olarak kendisinden sıklıkla bir "siyasi figür" olarak bahsedilmektedir. Bu referans, kendisinin siyasi ve sosyal alandaki fikirlerinin büyük ölçüde yansıması olsa da bilim alanındaki karşılığı siyasi ve sosyal fikirlerinden bağımsız olarak değerlendirilmelidir. Hakkında yapılan çalışmalara baktığımızda doğrudan kendisini konu edinen iki adet Türkçe makale bulunmaktadır (1,2). İlgili makaleler onun siyasi yaşamını konu edinmektedir. ...
... 1928 yılında dünyaya gelmiştir (1,2,4,5). 1 Aile soy isimleri "Pekdemir"dir (6). Babasının adı Mehmet Rüştü annesinin ismi ise Remziye'dir (Fotoğraf 1) (7). ...
... 1969'da Diyarbakır'da açılan tıp fakültesinin kurulması sürecinde çalışmıştır (8). 2 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Kürsüsü'nde görevine devam etmekte iken 20 Ocak 1970 tarihinde aylığı doçentlik kadrosunda kalmak üzere profesörlüğe terfi ettirilmesi Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından bir kararname ile gerçekleştirilmiştir. Aradan çok süre geçmeden 9 Haziran 1970 tarihinde yine Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından doçentlik aylığı da profesörlük seviyesine çıkarılmıştır (Fotoğraf 4) (9,10). 3,4 Akyol, 1971 yılında aynı görevde iken Nihat Erim Hükümeti'nde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı görevine getirilmiştir. ...
... Kadının tüm dünyadaki yeri-ülkemizin kadınlarının hak talepleri, erkek doktoru hanesine almayan aile erkekleri ve yahut erkeğe kendini muayene ettiremeyen muhafazakâr kadın profili dünyanın harplerle geldiği yerde yeni kadının konumlanma şeklini değiştirmiştir. Osmanlı'nın son dönemlerinde fikirsel hazırlığı, tartışmaları meydana gelmiş olan tıp fakültesinde erkekle birlikte okuyabilecek kadın fikri, Kurtuluş Savaşı'nın son bulduğu 1922-1923 eğitimöğretim yılında sonuca ulaşmış Türk kızları; önce Darülfünun Tıp Fakültesi'nde, zamanla ise klinik direktörlüğü, rektör-bakan gibi görevlerle sağlık ordusunda yerlerini almışlardır (26). ...
Article
Full-text available
Kadınlar ülkemizde çalışma hayatına ve sağlık alanında çalışmaya çok büyük mücadeleler sonrasında girebilmişlerdir. Kadınların gerek okuma-yazma ve diploma sahibi olmaları isteği gerekse hekim olabilme istekleri oldukça büyük tepkilerle karşılaşmış, konu dönemin erkek erki ve kamuoyuna yön veren önemli gazete ve mecmua sayfalarında uzun süre tartışılmıştır. Kadınlar, 1843’de Charles Ambroisse Bernard’ın Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i Şahane’yi modernleştirme çabalarıyla ebelik eğitimi alabilmeye adım atmışlardır. Bu tarihlerden itibaren diplomalı kadınların sağlıkta görünür olduğunu görsek de kadının sağlık mesleğine hekimlik özelinde girmesi ve eğitim alabilmesi için kamuoyunda ve süreli yayınlarda tepkiler sürmüş, Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde sürdürülen bu tartışmalar oldukça artmıştır. Kadınların sağlık mesleğine girişleri sırasındaki tartışmaları hekimlik özelinde ortaya koyabilmeyi amaçlayan çalışmada, kadınların 1843 yılında ebeliğe dâhil olmalarının ardından 19. yüzyılın sonlarında başlayan ve 1922-1923 dönemi Tıp Fakültesine kabullerine kadar geçen dönemde dönemin gazetelerinden Servet-i Fünun, Tanin, İkdam, Kadınlar Dünyası ile Başbakanlık Osmanlı Arşivlerine ait belgeler taranmış, Ekim 2022 ve Nisan 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilen bu taramalar yazar tarafından Osmanlı alfabesinden günümüz Türkçesine çevrilerek metin içerisinde kullanılmıştır. Konu dönemin süreli yayınlarında çok ateşli tartışmalarla sürdürülmüş, tartışmalar nihayetinde sağlıklı nesillerin temelinin atılması için kadını topluma katmak desteklenen bir noktaya gelebilmiştir. Kadınların Tıbbiye’ye girişlerinin 100. yılı tamamlanan günümüz Türkiye’sinde bu mücadeleyi bilmek; kadın hak ve özgürlüklerine olan bilinci arttırarak kadını bulunduğu konumundan bir adım daha ileri taşıyabileceği umutlarını da yeşertmektedir.
Article
Full-text available
Bu çalışmanın amacı Sosyal Bilgiler ders kitaplarındaki biyografileri incelemek ve bu biyografilerdeki kadın şahsiyetlerin nasıl tanıtıldığını analiz etmektir. Araştırmada 2021-2022 eğitim-öğretim yılında kullanılan Millî Eğitim Bakanlığı ve özel yayınlar olmak üzere 5., 6. ve 7. sınıf Sosyal Bilgiler ders kitaplarının tamamı incelenmiştir. Doküman analizi yöntemine dayalı yapılan araştırma sonucunda elde edilen bulguların bazıları şunlardır: İncelenen Sosyal Bilgiler ders kitaplarında kadın şahsiyetlere ait biyografilerin erkek şahsiyetlere ait biyografilere göre sayıca oldukça az olduğu saptanmıştır. Ayrıca bu biyografilerde yer alan kadın şahsiyetler hakkında verilen bilgilerin sınırlı olduğu ve kişiyi tanıtmak konusunda yetersiz kaldığı görülmüştür. Buna ek olarak biyografilerde kadınlara kıyasla daha çeşitli meslek ve toplumsal rollere sahip erkek figürlerine yer verildiği tespit edilmiştir. İncelenen biyografilerde erkek şahsiyetler özellikle yönetici ve bilim insanı olarak öne çıkarken, bu rollerdeki kadın şahsiyetler nadiren gösterilmektedir. Bu çalışma ile Sosyal Bilgiler ders kitaplarındaki biyografilerin daha eşitlikçi bir yaklaşımla hazırlanması ve kadın şahsiyetlere daha çok yer verilmesi konusunda farkındalığın artması beklenmektedir.
Hasan Polatkan. 1. Baskı. Ankara: Nobel Yayıncılık
  • A Emiroğlu
Emiroğlu A. Hasan Polatkan. 1. Baskı. Ankara: Nobel Yayıncılık; 2011.
Ecevit: Gençliği kanlı olaylara polis itiyor". 30 Ocak
  • Cumhuriyet
Cumhuriyet. "Ecevit: Gençliği kanlı olaylara polis itiyor". 30 Ocak 1971. p.1-7.
Atatürk Türkiye'sinde ilk tıp fakültesinin kuruluşu: ankara tıp fakültesi [Foundation of the first faculty of medicine in Atatürk Turkey: Ankara faculty of medicine
Arda B. Atatürk Türkiye'sinde ilk tıp fakültesinin kuruluşu: ankara tıp fakültesi [Foundation of the first faculty of medicine in Atatürk Turkey: Ankara faculty of medicine]. Ankara üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası. 1996;49(1):1-6. [Crossref]
nin ilk kadın bakanı prof. dr. peyman türkan akyol'un siyasi hayatı [Political life of Prof. Dr. Turkan Akyol, the first female minister of Turkish republic
  • S Türkiye Çerezci
  • Cumhuriyeti
Çerezci S. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın bakanı prof. dr. peyman türkan akyol'un siyasi hayatı [Political life of Prof. Dr. Turkan Akyol, the first female minister of Turkish republic]. Prof. Dr. Halil iNALCIK Özel Sayısı. 2018;(16):820-44. [Link]
Yeni Bakanlar Açıklandı
  • Vatandaş Gazetesi
Vatandaş Gazetesi. "Yeni Bakanlar Açıklandı". 28 Mart 1971. p.11.
Türkan Akyol Seçildi". 27 Haziran
  • Cumhuriyet
Cumhuriyet. 31 Mayıs 1980. p.1-9 "Türkan Akyol Seçildi". 27 Haziran 1981. p.7 Cumhuriyet. "Bakanlık". 24 Mart 1971. p.7 "Kadın Hakları". 24 Nisan 1971. p.7.
Genç Beyinlerle Çalışacağım
  • Hürriyet
Hürriyet. "Genç Beyinlerle Çalışacağım". 24 Mart 1971. p.1.
Cilt: 65. Toplantı: 19. 84. Birleşim. 06 Temmuz 1971
  • Tbmm Cumhuriyet Senatosu Tutanak
  • Dergisi
TBMM Cumhuriyet Senatosu Tutanak Dergisi. Cilt: 65. Toplantı: 10. 67. Birleşim. 11 Mayıs 1971. p.60-105 Cilt: 65. Toplantı: 19. 84. Birleşim. 06 Temmuz 1971. p.788-9.
1960-1980 dönem literatürüne göre türkiye'de kadın hakları konusundaki gelişmeler
  • A Emiroğlu
Emiroğlu A. 1960-1980 dönem literatürüne göre türkiye'de kadın hakları konusundaki gelişmeler [Developments on women's rights in Turkey according to the literature of the 1960-1980 period]. Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi. 2022;9(3):912-29. [Link]
ve 1960 arası Türkiye'de kadın hakları ve Türk kadınının edindiği hakları kullanmaları [Women's rights in Turkey between 1923 and 1960 and Turkish women's use of their acquired rights
  • A Emiroğlu
Emiroğlu A. 1923 ve 1960 arası Türkiye'de kadın hakları ve Türk kadınının edindiği hakları kullanmaları [Women's rights in Turkey between 1923 and 1960 and Turkish women's use of their acquired rights]. Afyon Kocatepe üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 2022;24(3):1186-98. [Crossref]