ArticlePDF Available

Belirli İlçelerin İl Yapılması Milletvekilliği Dağılımında Bir Siyasi Partiye Avantaj Sağlar mı? 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçimleri Örneği

Authors:
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi 24/3 (2022) 1353-1384
E-ISSN 2667-405X
Belirli İlçelerin İl Yapılması Milletvekilliği Dağılımında Bir Siyasi Partiye Avantaj
Sağlar ? 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçimleri Örneği
Kubilay DÜZENLİ
*
Tekin AVANER**
Geliş Tarihi (Received): 15.09.2022– Kabul Tarihi (Accepted): 07.11.2022
Öz
1982 Anayasası’nda idarenin kuruluşunu düzenleyen ilgili maddede ifade edildiği üzere; Türkiye, merkezi
idare kuruluşu bakımından coğrafya durumuna, ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre,
illere; iller de diğer kademeli bölümlere ayrılmaktadır. Tarihi süreçte geç dönem Osmanlı modernleşmesi
kapsamında, idarenin sahip olduğu merkeziyetçi karakteri güçlendirmek amacıyla teşkilatlandırılan il
idareleri, Cumhuriyet döneminde de varlığını korumuştur. İllerin yönetim usulünün belirlenmesi, kurulmaları
ve kaldırılmaları, isimlerinin veya sınırlarının değiştirilmesi gibi konular ise kanunlarla düzenlenmiştir.
Belirli ilçelerin, il yapılması Cumhuriyet’in erken döneminden başlayarak idarenin; gerçekleştirdiği bir
eylemdir.
Bu çalışmanın amacı; belirli ilçelerin il yapılması hâlinde milletvekili dağılımı bakımından herhangi bir
siyasi partinin doğrudan avantaj elde edip edemeyeceği sorusuna yanıt bulmaktır. Araştırmanın ilk
bölümünde Türkiye’de il idare sisteminin tarihi ve hukuki gelişimi incelenecek ardından 24 Haziran 2018
Milletvekili Genel Seçimleri araştırma örneklemini oluşturan şehirler bakımından ele alınacaktır. Son
bölümde ise İskenderun, Alanya ve İnegöl birer il olduğu varsayımından yola çıkılarak, 24 Haziran 2018
Milletvekili Genel Seçim sonuçları; eski il sınırları ile karşılaştırmalı biçimde analiz edilerek, milletvekili
dağılımı bakımından anlamlı bir farklılığın gerçekleşip gerçekleşmediği sorusuna yanıt verilecektir.
Anahtar Kelimeler: İlçe, İl, Seçim.
Does Making Certain Districts Provincial Provide an Advantage to a Political Party in the
Distribution of Members of Parliament? Example Of June, 24 Parliamentary Elections
Abstract
As stated in the relevant article regulating the establishment of the administration in the 1982 Constitution;
Turkey, is divided into provinces in terms of central administration according to geographical situation,
economic conditions and the requirements of public services and the provinces are also divided into other
gradual divisions. Within the scope of the late Ottoman modernization in the historical process, the provincial
administrations, which were organized in order to strengthen the centralized character of the administration,
preserved their existence during the Republican period. Issues such as determining the administrative
procedure of the provinces, their establishment and abolition, changing their names or borders are regulated
by laws. The establishment of certain districts and provinces is an action taken by the administration starting
from the early period of the Republic.
The aim of this study find an answer to the question of whether any political party can gain a direct advantage
in terms of the distribution of deputies if certain districts are made into provinces. In the first part of the
research, the history and legal development of the provincial administrative system in Turkey will be
examined, and then the June 24, 2018 Parliamentary General Elections will be discussed in terms of the cities
that make up the research sample. In the last section, based on the assumption that Iskenderun, Alanya and
Inegol are provinces, the results of the June 24, 2018 Parliamentary General Election will be analyzed in
comparison with the old provincial boundaries and the question of whether there is a significant difference
in the distribution of deputies will be answered.
Keywords: District, Province, Election.
*
Arş. Gör., Karadeniz Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü, E-posta:
kduzenli@ktu.edu.tr, ORCID: 0000-0003-3662-2656
*Doç.Dr., Jandarma Sahil Güvenlik Akademisi, GÜVBEN, Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, E-posta:
tekinavaner@hotmail.com, ORCID:0000-0003-4014-0131
1354
Giriş
Fransızca kökenli; “unitaire” sözcüğünden türetilen bir sözcük olarak üniter; Türk Dil
Kurumu (TDK) Sözlüğü’nde “birlikçi, birlikten yana, birleştirici” (TDK, 2022) olarak
tanımlanmakta; devletleri, örgütlenme biçimine göre sınıflandırırken ise devleti; meydana
getiren unsurlar ile yasama, yürütme ve yargı erklerinde tekliği vurgulayan bir anlam
kazanmaktadır. Nalbant (1996, s. 47); üniter devleti tanımlarken, siyasal merkeziyetçilik
kavramını ön plana çıkarmayı yeğlemekte; siyasal yetkilerin bir merkezde toplanmasının bir
devleti, üniter olarak nitelememizi sağlayacak temel belirleyici olarak kabul etmektedir.
Bugünün dünyasında, hükümet sisteminin; başkanlık, yarı-başkanlık ya da parlamenter sistem
olmasından bağımsız biçimde, üniter formda örgütlenmiş çok sayıda devlet mevcuttur ve
Türkiye bunların arasında yer almaktadır.
Üniter biçimde örgütlenmiş bir devlet olarak Türkiye’nin idari teşkilatlanması; merkezi
idare ve mahallî idareler şeklinde temelde ikili bir ayrıma dayanmakta; merkezi idare ise kendi
içerisinde başkent ve taşra teşkilatı olarak bir daha ikiye ayrılmaktadır. İller ve ilçeler, taşra
teşkilâtı başlığı altında incelenmesi gereken yönetsel birimlerdir (Gözler, 2021, s. 60).
Anayasa ve ilgili kanunlarda da ifade edildiği üzere, ülkemizde, merkezi yönetimin taşra
örgütü temelinde il sistemi bulunmaktadır. 1924 Anayasası’ndan başlayarak benimsenen il
sistemi uyarınca, ülkenin; “coğrafi durum” ve “ekonomik ilişkiler” açısından illere bölünmesi
kararlaştırılmıştır (Polatoğlu, 1985, s. 28). 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu; il ve ilçelerin
kurulmaları ve kaldırılmaları ile merkezlerinin belirlenmesi, isimlerinin değiştirilmesi veya bir
ilçenin; sınırları dahilinde bulunduğu ilden alınarak, başka bir ile bağlanmasının kanunla
gerçekleşeceğini öngörmektedir (İl İdaresi Kanunu, m.2). Cumhuriyet tarihi boyunca çok
sayıda yerleşim birimi ilçe statüsünde iken; kanun koyucu tarafından il yapılmıştır. Söz konusu
değişikliklerin yapılması sürecinde kimi zaman yönetsel gereklilikler kimi zaman ise
ekonomik, siyasi/sosyal ve diğer gerekçeler etkili olmuştur. Cumhuriyet’in ilanından, 1957’ye
kadar çok sayıda il ve ilçenin idari statüsünde değişiklik yapılmışsa da 1957-1989 aralığında
Türkiye’deki il sayısında bir artış veya azalma söz konusu olmamıştır.
1989-1999 seneleri ise ilçelerin, ile çevrilmesi bakımından Cumhuriyet tarihinin en
verimli dönemidir. Bu yıllar aralığında uygulamaya konulan 5 kanun ve 2 kanun hükmünde
kararname (KHK) çerçevesinde; 14 ilçe, il yapılmıştır. Söz konusu ilçelerin, il yapılması
gerekçesi veya gerekçeleri, Kılınç ve Gülersoy (2007, s. 71) tarafından şu şekilde ifade
edilmektedir.
1355
Tablo 1: 1989 Sonrasın İl Yapılan İlçelerin İl Yapılması Gerekçesi/Gerekçeleri
İL
İLÇENİN İL YAPILMASI GEREKÇESİ
AKSARAY
Ekonomik Gelişmişlik + Coğrafi Konum
KIRIKKALE
Ekonomik Gelişmişlik
BAYBURT
Ekonomik Gelişmemişlik + Tarihi Geçmiş
KARAMAN
Coğrafi Konum + Tarihi Geçmiş
BATMAN
Ekonomik Gelişmişlik + Nüfus Yoğunluğu
ŞIRNAK
Ekonomik Gelişmemişlik+ Güvenlik
BARTIN
Ekonomik Gelişmişlik
ARDAHAN
Dış Göç + Ekonomik gelişmemişlik
IĞDIR
Ekonomik Gelişmişlik + Coğrafi Konum
KARABÜK
Ekonomik Gelişmişlik + Nüfus Yoğunluğu
KİLİS
Dış Göç
YALOVA
Coğrafi Konum + Nüfus Yoğunluğu
OSMANİYE
Coğrafi Konum + Nüfus Yoğunluğu
DÜZCE
Doğal Afet
Kaynak: (Kılınç ve Gülersoy, 2007, s. 71).
Tablodan anlaşılabileceği üzere; idare, bir yerleşim biriminin; ilçeden ile
dönüştürülmesi kararını tek bir gerekçe çerçevesinde açıklamamaktadır. Öyle ki kimi ilçeler;
ekonomik gelişmişlik nedeniyle il yapılırken kimileri de tersten bir okuma ile ekonomik
bakımından gelişmemiş oldukları için ile dönüştürülmüşlerdir.
İlçelerin, il statüsünü kazanmasını sağlayan hukuki metinlerde ifade edilmemekle
birlikte, bu süreçte siyasi gelişmelerin ve seçmen desteğine duyulan ihtiyacın varlığı da önemli
bir belirleyicidir. Her ne kadar illerin kuruluşunda, genellikle; “yöre halkının istek ve
baskıları”, “coğrafi konum”, “ulaşım ve güvenlik” etkenleri önemli rol oynasa da nüfus ve
ekonomik gelişmişlik bakımından belirli bir seviyenin üzerinde olan yerleşim birimleri, il
olabilmek için hükümetlere baskı yapabilmekte ve siyasi kaygılarla ilişkili biçimde, statüleri
ilçeden ile dönüştürülebilmektedir (Güngör vd., 2010, s. 3). 2000’ler Türkiye’sinde gündemin
üst sıralarını meşgul eden bir tartışma olma niteliğini kaybeden; ilçelerin, il yapılması
tartışması, kısa bir süre önce Adalet ve Kalkınma Partisi (AK PARTİ) Genel Başkan Yardımcısı
1356
Vedat Demiröz’ün Bitlis’in Ahlat ilçesinde gerçekleştirdiği bir konuşmada dile getirdiği;
Cumhurbaşkanı’mızın verdiği kararla Türkiye’nin il sayısının 100’e çıkacağı bir zamanda
inşallah Ahlat’ımızı da bu şehirler arasına alacağız ifadesiyle yeniden alevlenmiştir
(www.ankaramasası.com). Esasen, 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçimleri öncesinde,
yayımladığı “Milli Diriliş Kutlu Yükseliş” başlıklı seçim beyannamesinde Milliyetçi Hareket
Partisi (MHP)’de Türkiye’deki il sayısının arttırılması yönündeki görüşlerini kamuoyu ile
paylaşmış ve söz konusu metinde şu ifadelere yer verilmiştir: “Cumhuriyet’in yüzüncü yıl
dönümü olan 2023’te büyükşehirleri de kapsayacak şekilde, yüz il bin ilçeden oluşan bir idarî
sistemle Türkiye’nin bölgesinde süper güç, küresel düzeyde ise sözü dinlenen bir ülke seviyesine
mutlaka çıkartılacaktır” (MHP, 2018, s. 120). Türkiye’de il sayısının arttırılmasına ilişkin
söylem, 24 Haziran seçimlerinden sonrasında da MHP’li politikacılar tarafından
sahiplenilmeye devam etmiş; MHP Genel Sekreteri ve Bursa milletvekili İsmet Büyükataman,
2022 senesi içerisinde, seçim bölgesi de olan Bursa’da basın mensupları ile gerçekleştirdiği bir
buluşmada; partilerinin seçim beyannamesinde dile getirdiği il ve ilçe sayılarının arttırılması
taahhüdünün hâlen geçerli olduğu söylemiş (www.irt.com.tr), MHP Mersin Milletvekili Baki
Şimşek ise Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda yaptığı bir konuşmada;
Türkiye’nin 2023 yılına girerken 100 il ve 1000 ilçeden müteşekkil yeni bir yönetim sistemine
sahip olmasının faydalı olacağını dile getirmiştir (www.gebzegazetesi.com). Ahlat’taki
konuşmanın ardından, Demiröz; sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile Türkiye’de il
sayısının 100’e çıkarılması yönünde bir karar olmadığını ve Ahlat’ın il olmasıyla ilgili
sözlerinin bir temenni olduğunu söylemişse de (www.tgrthaber.com), il sayısının arttırılmasın,
seçim sonuçları daha doğru ifade ile milletvekili dağılımı bakımından yaratacağı etki,
kamuoyunda tartışılmaya başlanmıştır.
Türkiye’de il sayısının arttırılması hâlinde, hangi ilçelerin il hâline getirileceği bu
aşamada önem kazanan bir sorudur. Esasen bu soru, akademik yazın ve aktüel siyasi
gelişmelerin kesişimi noktasında bulunmaktadır. Zira, Türkiye’de il olması uygun olan ilçelerin
belirlenmesi, akademide tartışılan bir mesele olduğu kadar siyaset kurumunun da gündemini
meşgul etmekte; değişik vesileler ile siyasilerin basına yansıyan demeçleri ve meclis
faaliyetlerinde karşılık bulabilmektedir.
Bu konuda yapılan bir haber kapsamında görüşüne başvurulan siyaset bilimcilerden Ali Çarkoğlu; olası değişikliğin görece
daha az oy alan siyasi partilerin aleyhine olacağını söylemiş, Tanju Tosun bu durumun, muhalefeti bütünüyle zarara
uğratacağı iddiasında bulunmuş, Can Kakışım ise Türkiye’nin il sayısının 81’den 100’e yükselmesinin; herhangi bir somut
katkıyı beraberinde getirmeyeceği savını öne sürmüştür (www.indyturk.com.tr).
Türkiye’de il olması uygun olan ilçelerin Analitik Hiyerarşi Proses (AHP) yöntemi ile belirlenmesini konu edinen
çalışmasında Güngör vd., (2010:14) 8 ilçeyi karşılaştırmalı biçimde ele almış ve bu ilçeleri, il olmaya uygunluk katsayıları
bakımından şu şekilde sıralamıştır: Alanya, Bandırma, Fethiye, Ödemiş, Elbistan, Bergama, Erciş ve Ereğli. İl olma talebinde
1357
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de il sayısının arttırılmasının; seçim sonuçları daha doğru
ifade ile illerin milletvekili sandalyelerinin dağılımında anlamlı bir değişmeye kaynaklık edip
etmeyeceği ve bu durumdan herhangi bir siyasi partinin, kârlı çıkıp çıkmayacağı sorusuna, 24
Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçim sonuçları üzerinden yanıt vermektir. Çalışmanın
amacına ulaşmak doğrultusunda; 3 yerleşim biriminin, 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel
Seçimleri’nde birer il olduğu varsayımından hareket edilmiştir. Bu 3 ilçe sırasıyla; İskenderun,
Alanya ve İnegöl’dür. Söz konusu ilçelerin belirleniş sürecinde, dikkate alınan temel kıstas;
statüsü ilçeden, ile dönüştürülecek olan yerleşim birimlerinin nüfus, ekonomik, sosyal ve
kültürel gelişim bakımından belirli seviyenin üzerinde olması ve kamuoyunda o yerleşim
birimlerinin, ile dönüştürülmesine ilişkin bir beklentinin varlığının mevcut olmasıdır. Mezkûr
iktisadi gelişmişlik, en açık biçimde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yayımlanan,
“İlçelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması” üzerinden okunabilmektedir.
Araştırmada, 2022 tarihli veriler göz önüne alınarak yurt genelindeki tüm ilçeler; gelişmiş
seviyesine göre 6 kademeye ayrılmış, sınıflandırma uyarınca, Alanya; 1.Kademe, İskenderun
ve İnegöl ise 2. Kademe Gelişmişlik Seviyesi’nde yer almışlardır. Bu aşamada şu bilginin
hatırlatılması yerinde olacaktır ki, 1.Derece Gelişmişlik Seviyesi’nde yer alan 67 ilçenin, 59’u
merkez ilçe konumundadır ve doğal olarak bağlı oldukları illerden ayrılarak, bağımsız bir il
hâline gelebilmeleri mümkün değildir (Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2022, s. 35-47).
İskenderun, Alanya ve İnegöl’e ait güncel nüfus ve şehir merkezine uzaklık bilgisi ile ekonomik
ve sosyal gelişmişliklerinin göstergesi niteliğinde, ilgili yerleşim birimlerinde öne çıkan
sektörler aşağıdaki gibidir.
Tablo 2. İskenderun-Alanya-İnegöl Genel Bilgiler
İlçe
Nüfus
Şehir Merkezine Uzaklık
Öne Çıkan Sektör (ler)
İskenderun
250.964
62 km
Sanayi-Lojistik
Alanya
333.104
135 km
Turizm
İnegöl
286.848
53 km
Sanayi
bulunan belli başlı ilçelerin gelişmişlik derecelerini 1990 ve 2000 senesi verileri uyarınca karşılaştırmalı biçimde analiz eden
Kılınç ve Gülersoy (2007: 77) ise Gebze, İskenderun, Tarsus, ve Alanya’nın sonradan il yapılan ilçelerin çoğundan hem nüfus
hem de ekonomik kalkınmışlık açısından daha ileride olmalarına karşın il merkezine çok yakın olmaları ve aralarındaki ulaşım
ve iletişim bağlantılarındaki gelişmişlik hasebiyle bu ilçelerin il yapılmasını gereksiz ve ekonomik olmayan bir uygulama
biçiminde nitelemektedir. Doğrudan ilçelerin, il olması meselesini konu edinmiyorsa da Bakan (2013: 63)’da AHP yöntemi ile
üniversite kurulması için uygun olan ilçeleri sıraladığı çalışmasında; önem yüzdesi bakımından, Bandırma, Çorlu, Ereğli ve
Alanya’nın yeni bir üniversitenin teşkili için en uygun ilçeler olduğu sonucuna varmaktadır. İlçelerin, il yapılmasının aktüel
siyasete yansıyan boyutunda ise siyasetçi-seçmen ilişkisi önem kazanmakta; milletvekilleri yerelden gelen baskıyla ilişkili
olarak yeni illerin ihdası talebinde bulunabilmektedir. Bu doğrultuda yapılan basit bir arşiv taraması neticesinde, 1990’lı
yıllardan başlayarak il olması için kanun teklifi sunulan ilçeler arasında; Gebze, Fethiye, Sandıklı, İnegöl, Kozan, Ödemiş,
Manavgat, Ereğli, Alanya, Şebinkarahisar, Erciş, Fethiye, Çorlu, Develi ve Suşehri, Divriği, Ergani, Silifke, Anamur, Akşehir,
Bergama, Elbistan, Tarsus ve Ceyhan’ın yer aldığı saptanmıştır.
1358
Kaynak: www.alanya.gov.tr, www.iskenderun.gov.tr ve www.inegöl.gov.tr adreslerindeki verilerden
yararlanılarak yazarlar tarafından oluşturulmuştur.
Tablo 2’de de ifade edildiği üzere; İskenderun, Alanya ve İnegöl nüfusları bakımından
birçok ilden daha kalabalık ilçelerdir ve bu ilçelerin, bağlı oldukları şehrin merkezine olan
uzaklığı, iki ayrı şehir merkezinin oluşturulabilmesi bakımından oldukça elverişlidir. Son
olarak, İskenderun; sahip olduğu çelik yatağı ve otomotiv sektöründe kullanılan filtre
üretiminde önemli bir merkez niteliği arz etmesi, İskenderun Limanı sayesinde Ortadoğu
ülkeleri ile yapılan ticarette aktarım noktası olması, Alanya; sahip olduğu turizm potansiyeli
çerçevesinde, bir turizm kenti hüviyeti taşıması, İnegöl ise ahşap ve mobilya sanayiinde
oynadığı başat rol ile ilçeden, ile dönüştürülmek için gerekli olan ekonomik ve sosyal
gelişmişlik şartını fazlasıyla karşılamaktadır. İskenderun, Alanya’nın il olması hâlinde o illere
bağlanacak ilçeler belirlenirken ise esas ölçüt; uzaklık olarak saptanmış, ilçeler, bağlı oldukları
mevcut ilin şehrin merkezine olan uzaklık ve İskenderun-Alanya’ya olan uzaklıkları dikkate
alınarak dağıtılmıştır. Manavgat özelinde ise bir istisna oluşturulmuş ve hem Alanya hem de
Manavgat birer turizm merkezi olduğu için Manavgat, Alanya’ya, Antalya şehir merkezine göre
daha yakın olmasına karşın, Antalya’nın ilçesi sayılmaya devam etmiştir. İnegöl örneğinde ise
mevcut koşullarda, Bursa iki seçim bölgesine sahip bir olmasından hareketle; ilçelerin şehir
merkezi veya İnegöl’e olan uzaklıklarından daha çok Bursa ilinin iki seçim bölgesine sahiplik
durumu sürdürülmek istenmiş; bu bağlama İnegöl’ün kuzey ve doğusuna doğru genişlemesi
öngörülmüştür.
Tablo 3. İskenderun, Alanya ve İnegöl’ün İl Yapılması Hâlinde Olası Seçim Bölgeleri Sınırları
Kaynak: www.kgm.gov.tr’deki verilerden yararlanılarak yazarlar tarafından oluşturulmuştur.
Çalışmada bir nitel araştırma yöntemi olarak doküman analizinden faydalanılmış; bu
kapsamda, İskenderun, Alanya ve İnegöl ile bu ilçelerin, il olması hâlinde onlara bağlanacak
1359
ilçelerdeki oyların dağılımı; Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Seçim Bilişim Sistemi (SEÇSİS) ve
gazetelerin dijital ortama aktarılan arşivlerinden faydalanılarak milletvekilliklerinin dağılımı
gerçekleştirilmiştir.
Çalışmanın ilk bölümünde, il sisteminin tarihi ve hukuki gelişimine dair; anayasalar,
kanunlar ve siyasi gelişmeler bağlamında genel bir değerlendirme yapılmış, ardından 24
Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçimleri; Hatay, Antalya ve Bursa II. Seçim Bölgesi, Mersin
ve Bilecik özelinde incelenmiştir. Bu beş yerleşim biriminden ilk üçü, il yapılması öngörülen
ilçeler olan; İskenderun, Alanya ve İnegöl’ün bağlı olduğu seçim bölgeleri iken Mersin ve
Bilecik’te sırasıyla; Alanya ve İnegöl’ün il yapılması durumunda, belirli ilçeleri bu illere
bağlanacak olan seçim bölgeleridir. Son bölümde ise İskenderun, Alanya ve İnegöl’ün il olduğu
varsayımından hareketle; ilçe ve milletvekili sayısında değişiklik olan illerin de eklenmesi
suretiyle araştırma sorusunun odağında yer alan 52 milletvekilliğinin dağılımı gerçekleştirilmiş;
ortaya konan tablo, eski durum (24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçimleri sonucu oluşan
tablo) ile mukayese edilmiştir.
1.İl Sisteminin Tarihi ve Hukuki Gelişimi
Osmanlı Devleti’nin tarihi, bir beylik olarak doğumundan yıkılışına değin süregelen altı
yüz yirmi dört seneyi kapsayacak biçimde dört ana evre hâlinde incelebilir. 1300’lü yıllardan
başlayıp İstanbul’un fethedildiği 1453’e kadar süren birinci evre-beylik dönemi, İstanbul’un
fethinden 16.yüzyılın sonuna kadar devam eden ikinci evre-klasik Osmanlı dönemi, 17.ve
18.yy’a karşılık gelen sosyo-ekonomik yapıda ve klasik kurumlarda bozulmaların ortaya
çıktığı, büyük toplumsal çalkantıların ortaya çıktığı üçüncü evre-istikrarsızlık ve değişim
sancısı dönemi, son olarak devletin; Batı kapitalizmi karşısında sürekli gerilediği ve giderek bir
yarı sömürge durumuna düştüğü dördüncü evre-çözülüş ve çöküş dönemi (Keskin, 2007, s. 77).
Osmanlı tarihi hakkında yapılan bu sınıflandırma bir anlamda devletin; idare sistemindeki
değişim ve kırılmalara da kaynaklık etmesi bakımından önemlidir. Zira; 17.yy’dan başlayarak
fark edilen bir gerçeklik hâlini alan; devletin, geçmiş iki yüzyıldaki gücünden uzak olduğu
düşüncesi, yönetici kadro açısından bir ıslahat/reform hareketinin varlığını gerekli kılmıştır. Bu
kapsamda, 1595’te III. Mehmet’in “adaletnamesi” ile başlayan ıslahat/reform belgeleri, 1600’lü
yıllarda siyasetnameler, 1700’lü yıllarda sefaretnameler, 1800’lerden itibaren ise
layihalar/yasalar/kararlar/açıklamalar biçimine evrilmiştir (Avaner, 2018, s. 172).
Osmanlı’da idari sistemdeki değişim ve Cumhuriyet’e miras kalan çerçevede, il
idarelerinin kurulması da bu süreçle ilişkili biçimde gerçekleşmiştir. Klasik dönem Osmanlı’da,
en üst idari birimin eyalet olarak nitelendiği “sancak sistemi” mevcuttur ve sancaklar; idarî
1360
sistemin yanı sıra malî ve askerî sistemin temelini oluşturmaktadırlar (Gök vd., 2021, s. 45-46).
Kaza ve nahiyelerden oluşan sancakların başında sancakbeyleri bulunmakta; sancakların adlî
işleriyle kadılar, malî işleriyle ise sancak defterdarları meşgul olmaktadır (Sancaktar, 2011, s.
35). Osmanoğulları Beyliği’nden, Osmanlı Devleti’ne uzanan süreçte sancakların kontrol altına
alınması idari bir gereklilik olarak ortaya çıkmış, eyaletlerin bağlı bulunduğu birim olan
beylerbeylikleri bu kapsamda ihdas edilmiştir. Bu noktadan hareketle; klasik Osmanlı
yönetiminde eyaletlerin birer üst örgütlenme olmaktan çok kontrol ve koordinasyon işlevlerini
yerine getirmekle vazifelendirilmiş birimler olduğu söylenebilir. Eyaletlerin idaresinden ise
beylerbeyleri mesul tutulmuştur (Kartal, 2013, s. 3). Sırasıyla I. Murat ve I. Bayezid’in
padişahlıkları döneminde faaliyet göstermeye başlayan Rumeli ve Anadolu
Beylerbeylikleri’nin sınırları dahilindeki eyaletlerin sayısı, Osmanlı Devleti’nin sınırlarındaki
genişleme ile uyumlu biçimde artmış; 16.yy’ın ilk çeyreği itibarıyla 6 olan eyalet sayısı 17.yy’a
gelindiğinde 32’ye yükselmiştir (Ortaylı, 1979, s. 184).
Osmanlı döneminde il sisteminin kuruluşu meselesini inceleyen akademik çalışmalarda
genel olarak ifade edilen görüş; 1864 Vilayet Nizamnamesi’nin vilayet sistemine geçişte en
önemli aşamayı oluşturduğu yönündedir (Gözler, 2019, s. 3). Osmanlı-Türk idare sisteminin,
Fransız idare sisteminden iktibas edildiğini öne süren bu yaklaşım uyarınca; 1864 Tuna Vilayet
Nizamnamesi bir kırılmaya karşılık gelmektedir. Nizamname’nin başlangıç kısmında idari
taksimatın livalar eksenli biçimde yapılacağı ifadesi ve livaların bir araya getirilmesi suretiyle
teşkilatlandırılacak ünitelere “vilayet” adının verilmesi (Tural, 2004, s. 97), vilayetlerde
valilerin, livalarda ise kaymakamların en yüksek idari yetkili olduğuna (Seyitdanlıoğlu, 1996,
s. 69) hükmedilmesi Türkiye’de il sisteminin, başlangıcının 1864 Tuna Vilayet Nizamnamesi
olduğu görüşünü destekleyici nitelikteki argümanlar olarak sunulmaktadır. Nizamname’nin
yayımlanmasını takip eden süreçte; Niş, Vidin ve Silistre’nin birleştirilmesiyle, Tuna
Vilayeti’nin kurulması ve Mithat Paşa’nın da vali yapılması ise düzenlemenin, kuvveden fiile
çıkarımı olarak yorumlanmaktadır
§
(Kılıç, 2005, s. 101, Gençoğlu, 2011, s. 34).
Öte yandan, Geç dönem Osmanlı- erken dönem Cumhuriyet idari sistemi ilişkisini
yukarıda anlatıldığı biçimde bir süreklilik ilişkisi biçiminde değerlendirmeyen görüşlerde
mevcuttur. Keskin (2007, s. 130)’da 1864 Vilayet Nizamnamesi’nde ifade edildiği biçimi
vilayet idarelerinin, Cumhuriyet Türkiye’sinin “il sistemi” ile benzeştirilemeyeceğini
§
Kartal (2014, s. 282-286)’da yazında hâkim görüş olarak nitelediği, Türkiye’de il sisteminin başlangıcını, 1864 Tuna Vilayet
Nizamnamesi’nin yayımlanmasına kadar götüren çalışmaların ayrıntılı bir dökümünü sunmaktadır. Bu çalışmaların ortak
noktası, söz konusu nizamname çerçevesinde, Osmanlı Devleti’nin eyalet sistemini uygulamaktan vazgeçtiği ve Cumhuriyet’e
miras kalacak il sisteminin temellerinin atıldığı biçimindedir.
1361
söylemekte; bu bağlamda, yaygın biçimde kabul gören “Türkiye’de il sisteminin başlangıcı,
1864 Tuna Vilayet Nizamnamesi’dir” görüşünü reddetmektedir. Yazara göre, “alan yazında
istisnasız biçimde bütün kaynakların 1864 Vilayet Nizamnamesi’ni başlangıç olarak
gösterdikleri il sistemi”, ölçek itibariyle gerçekte bu tarihten yarım asır sonra hayata
geçirilmiştir. Ancak yeni örgütlenmenin felsefesi, Fransa’da olduğu gibi “bir il merkezinden
sınırları içindeki bütün idari birimlere güneşin doğuşu ile batışı arasındaki zaman zarfında
ulaşabilme” gibi bir ilkeye dayanmamaktadır. Fransa’da bu uzaklığı belirlemek için,
merkezden hareket eden bir zabıta kuvvetinin at yolculuğuyla bir günde katedeceği mesafe
belirlenmiş; bu ilkeden hareketle ülke 83 ile bölünmüştü. Türkiye’de ise Osmanlı geçmişinden
kalan sancak sınırları esas alınmıştır” Benzer şekilde, Kartal (2014, s. 287-288)’de 1864
Vilayet Nizamnamesi’ni Türkiye’de il sisteminin başlangıç noktası olarak kabul eden görüşleri
tenkit etmekte ve 1864 Vilayet Nizamnamesi ile vilayetlerin, bugünkü il boyutlarına çekildiği
bilgisinin; “başlı başına yanlış” olduğunu söylemektedir. Yazar, bu noktadan hareketle 1864
Nizamnamesi’nin; livaları en büyük idari birim hâline getirmediğini söylemekte; aksine bazı
eyaletlerin birleştirilmesiyle “vilayet” adı verilen daha geniş ölçekli örgütlenmelere gidildiğini
öne sürmektedir.
Anayasal dönem Osmanlı vilayet sistemi- erken Cumhuriyet idaresi il sisteminin
arasındaki ilişkinin niteliğinden bağımsız, Osmanlı Devleti’nin son dönemindeki mülkî
örgütlenme incelenir iken; üzerinde durulması gereken bir diğer belge, 1913 tarihli İdare-i
Umumiye-i Vilâyat Kanun-ı Muvakkatidir.
Bu noktada, 1864-1913 arasındaki 49 sene boyunca Osmanlı Devleti’nde idarî
örgütlenme sahasında bir düzenlemenin yapılmadığı veya gündeme gelmediğini düşünmek
doğru olmayacaktır. Tuna Vilayet Nizamnamesi’nden sonra 1867 ve 1871 yıllarında yeni birer
belge olmak niteliği arz etmeyen; Vilayet-i Umumiye Nizamnamesi ve İdare-i Umumiye-i
Vilayet Nizamnamesi yayınlanmış (Kaştan, 2016, s. 82), Osmanlı-Türk anayasacılık tarihinin
ilk anayasası olan 1876 tarihli Kanun-i Esasi’de ise vilayetlerin idaresinin; tevsii mezuniyet ve
tefriki vezaife yani “yetki genişliği” ve “görevler ayrılığı” ilkelerine dayandırıldığı ifade
edilmiştir (Kili ve Gözübüyük, 2006, s. 49). Anayasanın yürürlüğe girmesini takip eden süreçte
meclis gündemine gelen “Vilayetler Kanunu Tasarısı” uzun görüşmeler neticesinde kabul
edilmişse de II. Abdülhamit’in; meclisi kapatması üzerine gündemden düşmüştür (Boztepe,
2013, s. 12). 1908’de yeniden meşruti idareye geçiş ile vilayetlerin yönetimi düzenleyen bir
kanunu duyulan ihtiyaç bir kez daha hasıl olmuş; bu kapsamda, 1913 senesinde İdare-i
Umumiye-i Vilâyât-ı Kanun-ı Muvakkatı yürürlüğe girmiştir. Söz konusu düzenleme esasen;
1362
Osmanlı yönetiminin, ülkenin birliğini tesis etmek biçiminde özetlenebilecek arayışları
neticesinde kaleme alınmıştır ve vilayetlerde yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ile ayrılıkçılık
eğiliminin zayıflatılması amaçlanmaktadır (Sencer, 1984, s. 68). Kanun-ı Muvakkat, 1864
Vilayet Nizamnamesi ile getirilen sistemi korumuş, vilayeti ise hem devlet yönetiminin mülkî
idarî birimlerinden bir tanesi hem de tüzel kişiliğe haiz bir yönetsel birim biçiminde
tanımlamıştır. Kanunun, Taksimat-ı İdare başlıklı birinci bölümünde ülkenin beş temel yönetim
biriminden meydana geldiği ifade edilerek, bunlar; “vilayet”, “liva”, “kaza”, “nevahiye” ve
“karye” olarak sıralanmıştır (Reyhan, 2000, s. 132).
Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlanması ve Cumhuriyet’in ilanın takip eden süreçte ise
kurucu iradenin, üzerinde durduğu meselelerden bir tanesi de mülkî idare sistemi olmuştur.
Yönetsel örgütlenmenin esasları ortaya konulurken; 1921 ve 1924 Anayasaları arasındaki esas
kırılmayı teşkil eden; âdem-i merkeziyet fikrinin terki ve merkeziyetçi yönetim anlayışının
benimsenmesi anlayışı etkili olmuş ve erken Cumhuriyet’in, idare alanındaki icraatları bu
zemin üzerine inşa edilmiştir.
Yönetimde merkezileşme anlayışının bir yansıması olarak, Cumhuriyet’in ilanını takip
eden ilk birkaç ay içerisinde 1913 tarihli Kanun-i Muvakkatin’in çeşitli maddelerinin
değiştirilmesi öngörülmüş; yol vergisini toplama ve mal müdürlerini atama yetkisinin merkezi
idareye devredilmesi ve idare meclislerinde merkezden atanmayan üyelerin varlığına son
verilmesi önerileri bu kapsamda gündeme gelmiştir (Şinik ve Görgün, 2014, s. 779). 1924
Anayasası’nın “Vilayet” başlıklı altıncı bölümünde mülki kademeler sayılıyorken; “vilayet”,
“kaza” ve “nahiyelerin” adı zikredilmiş, kasaba ve köyler ise nahiyeleri oluşturan birimler
olarak değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda nahiye ve kazaların tüzel kişiliklerinin bulunmadığına
kanaat getirilmiştir. Vilayetlerin idaresinde ise Kanun-i Esasi’ye benzer biçimde “tevsi-i
mezuniyet” ve “tefrik-i vezaif” esaslarından yararlanılacağı ifade edilmiştir (Kili ve
Gözübüyük, 2006, s. 148). Erken Cumhuriyet idaresinin, yönetimde merkeziyetçilik
düşüncesini güçlendirir yönde attığı bir başka adım, Umumi Müfettişlik’lerin ihdası olmuş; yurt
geneline yayılan müfettişlikler, faaliyet gösterdikleri tek parti idaresinin sonuna kadar bir
anlamda merkezi idarenin, taşradaki temsilcileri olmak vazifesini üstlenmişlerdir. Ayrıca
sırasıyla; 1926 ve 1933’te yürürlüğe giren 877 sayılı “Teşkilat-ı Mülkiye Kanunu” ve “Bazı
Vilayetlerin İlgası ve Bazılarının Birleştirilmesi Hakkında Kanun” çerçevesinde; Üsküdar,
Gelibolu, Ardahan, Muş, Dersim, Beyoğlu, Genç, Siverek, Çatalca, Ergani, Kozan, Aksaray,
Cebelibereket, Artvin, İçel, Şebinkarahisar, Hakkâri) lağvedilmiş ve il sayısı 57’ye indirilmiştir
(Korhan, 2012, s. 135). 1935 yılında Umumi Müfettişlik kurulmadan yalnızca birkaç gün önce
1363
Bingöl, Bitlis, Çoruh, Hakkâri ve Tunceli illeri yeniden kurularak il sayısı 57’den 62’ye
çıkartılmıştır. 1939 senesinde Hatay’ında ana vatana katılımı ile il sayısı 63’e çıkmıştır. 1939’u
takip eden on sene boyunca il sayısında herhangi bir artış yaşanmamış; Cumhuriyet Halk Partisi
(CHP), Demokrat Parti (DP)’ye yönetsel bölünüş bakımından 63 ile sahip bir ülkenin idaresini
devretmiştir (Güler, 2007, s. 12-13).
Cumhuriyet’in ilk senelerinde illerin yönetimi, Osmanlı Devleti’nden miras kalan 1913
tarihli Kanun-i Muvakkit kapsamında ele alınmış, 1929 yılında kabul edilen 1426 sayılı
“Vilayet İdaresi Kanunu” ise bu geçiş dönemi sonlandırarak
**
; ilgili alandaki temel hukuki
belge olmak niteliğini kazanmıştır.
Vilayet İdaresi Kanunu, merkezi idare ile yerel birimler arasındaki yetki probleminin,
merkeziyetçi eğilim çerçevesinde çözüme kavuşturulmasını öngörmekte, yeni bir vilayetin
teşkili, mevcut vilayetlerden bir tanesinin lağvı, vilayetlerin sınırlarının değiştirilmesi, nahiye
ve köy teşkilatlarının kurulması ve köylerin birleştirilmesi gibi tüm ihtilaflı meselelerde yetkiyi
doğrudan doğruya merkeze vermektedir (Çakan, 2006, s. 55). Tek parti idaresi döneminde,
çıkartılan ve illerin yönetimi meselesini düzenleyen bir diğer kanun ise 1949 tarih 5542 sayılı
İl İdaresi Kanunu’dur. Söz konusu kanun, illerin yönetimi hususunda merkezi idarenin yetkili
olması anlayışını ana hatları ile muhafaza emiştir. İl ve ilçelerin kurulmaları, kaldırılmaları ve
diğer meselelerin kanunla düzenleneceği ifade edilmiş, il genel idaresinin başındaki mercii ise
valilik olarak tanımlanmıştır (m.2., m.4.). Valilerin tayini süreci ise yine merkezi idare
tarafından gerçekleştirilen bir eylem niteliğindedir ve kanunda; “Valilerin, İçişleri
Bakanlığının inhası, Bakanlar Kurulunun kararı ve Cumhurbaşkanın tasdiki ile tayin
olunacağı” ifade edilmektedir (m.6).
DP iktidarında, illerin yönetimi hususundaki temel kanunda bir değişiklik yapılmamış,
il ve ilçelerin sınırlarının değiştirilmesi veya bir yerleşim biriminin il statüsünde iken ilçeye
veya ilçe statüsünde iken ile dönüştürülmesi; idari saiklerden daha çok politik tercihler
çerçevesinde gelişmiştir. 1953’te Abana’nın bucak, 1954’te Adıyaman ve Nevşehir’in ilçe iken
il; Kırşehir’in ise il iken ilçe yapılmaları bu başlık altında değerlendirilmesi gereken
gelişmelerdir (Avaner, 2009, s. 48). 1950-1960 aralığında il statüsüne kavuşan diğer yerleşim
birimleri ise Sakarya ve Uşak’tır (RG: 15.07.1953, Sayı: 8458, RG: 22.06.1954, Sayı: 8735).
**
Bayramoğlu (2007); Türkiye’nin idare tarihi açısından 1929’u “yönetimde merkeziyetçiliğin inşa” edildiği sene olarak
tanımlamakta ve bu süreci, iktisadi anlamda tüm dünyayı büyük bir darboğazın eşiğine getiren 1929 Büyük Buhranı ile
ilişkili biçimde değerlendirmektedir.
1364
Cumhuriyet tarihinde, görece kısa bir süre dahilinde çok sayıda ilin teşkilatlandırıldığı
bir başka dönem ise 1989-1999 dönemidir. Mevcut 81 ilin, 14’ü bu dönemde kimi ilçe
merkezlerinin; il statüsüne çevrilmesiyle oluşturulmuştur. Bu dönemde; kurulan iller, hangi
kanun veya kanun hükmünde kararname kapsamında il oldukları, hangi illerden ayrıldıkları ve
kurulduktan sonra hangi yerleşim birimlerinin bu illerin, ilçesi yapıldığı ise Tablo-2’de
sunulmaktadır.
Tablo 4: 1989’dan Sonra İl Olan Yerleşim Birimleri ve İlçeleri
YERLEŞİM
BİRİMİ
İL
OLDUĞU
TARİH
İL OLDUĞU KANUN
VEYA KANUN
HÜKMÜNDE
KARARNAMENİN
NUMARASI
İL
OLMADAN
ÖNCE BAĞLI
OLDUĞU İL
İLE BAĞLANAN
İLÇELER
AKSARAY
21.06.1989
3578
Niğde
Ağaçören, Ortaköy,
Güzelyurt, Sarıyahşi
BAYBURT
21.06.1989
3578
Gümüşhane
Aydıntepe, Demirözü
KARAMAN
21.06.1989
3578
Konya
Ayrancı, Ermenek,
Kazımkarabekir
KIRIKKALE
21.06.1989
3578
Ankara
Delice, Keskin
BATMAN
16.05.1990
3647
Siirt
Gercüş, Hasankeyf, Beşiri,
Kozluk, Sason
ŞIRNAK
16.05.1990
3647
Siirt
Beytüşşebap, Uludere,
Cizre, İdil, Silopi,
Güçlükonak
BARTIN
28.08.1991
3760
Zonguldak
Amasra, Kurucaşile, Ulus
ARDAHAN
27.05.1992
3806
Kars
Çıldır, Damal, Göle, Hanak,
Posof
IĞDIR
27.05.1992
3806
Kars
Aralık, Karakoyunlu,
Tuzluca
YALOVA
03.06.1995
550 sayılı KHK
İstanbul
Çiftlikköy, Altınova,
Çınarcık, Armutlu, Termal
KARABÜK
03.06.1995
550 sayılı KHK
Zonguldak
Eflani, Eskipazar, Ovacık,
Safranbolu, Yenice
KİLİS
03.06.1995
550 sayılı KHK
Gaziantep
Musabeyli, Polateli, Elbeyli
1365
OSMANİYE
23.10.1996
4200
Adana
Bahçe, Düziçi, Toprakkale,
Kadirli, Hasanbeyli, Sumbas
DÜZCE
09.12.1999
584 Sayılı KHK
Bolu
Akçakoca, Cumayeri,
Gölyaka, Gümüşova,
Kaynaşlı, Yığılca
Kaynak: İlgili kanun ve kanun hükmünde kararnamelerin yayınlandığı resmî gazetelerden yararlanılarak yazarlar
tarafından oluşturulmuştur.
2. 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçimleri
24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçimleri, Türkiye’de çok partili siyasi dönemde
gerçekleştirilen yirminci seçimdir. 16 Nisan 2017 tarihli halkoylaması neticesinde kabul edilen
sistem değişikliği sonrasında yapılan ilk seçim olması, 2018 tarih 7102 numaralı “Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun” ile seçimlere katılmak yeterliliği taşıyan siyasi partilerin, ittifak
yapabilmeleri ve ittifak yapan siyasi partilerin ise kendi aday listelerini belirleyerek seçimlere
katılabilmesi öngörülmesi, bu bağlamda; AK PARTİ ve MHP’nin, “Cumhur”, Cumhuriyet
Halk Partisi (CHP), İyi Parti (İYİ PARTİ) ve Saadet Partisi (SP) ise “Millet” ittifakını
teşkilatlandırması 24 Haziran 2018 Genel Seçimlerini, geçmiş seçimlerden ayrı kılmaktadır.
Tablo 5. 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları
CUMHUR İTTİFAKI
OY SAYISI
OY ORANI
(%)
MV SAYISI
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK PARTİ)
20.599.732
42,28
295
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)
5.444.728
11,20
44
TOPLAM
26.044.460
53,48
344
MİLLET İTTİFAKI
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
11.086.897
22,80
146
İyi Parti (İYİ PARTİ)
4.932.510
10,14
43
Saadet Partisi (SP)
660.749
1,36
-
TOPLAM
16.600.156
34,30
189
1366
Hür Dava Partisi (HÜDA PAR)
153.649
0,32
Vatan Partisi (VP)
110.849
0,23
Halkların Demokratik Partisi (HDP)
5.606.662
11,53
67
Kaynak: Yüksek Seçim Kurulu (YSK) resmî sitesinde yer alan verilerden faydalanılarak yazarlar tarafından
oluşturulmuştur.
24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçimleri sonrasında siyasi partilerin ve ittifakların
oy sayısı, oy orave milletvekilleri sayıları yukarıdaki gibi olurken araştırma örneklemini
oluşturan şehirler açısından sonuçlar, yurt genelindeki görece farklıdır. Bu kapsamda Hatay,
Antalya, Mersin ve Bursa II. Seçim Bölgesi ve Bilecik’te
††
partilerin oy oranları ve kazandığı
milletvekili sayılarının incelenmesi yerinde olacaktır.
Hatay
3.125 sandıkta 939.438 geçerli oyun kullanıldığı Hatay’da seçim, 5 siyasi partinin
arasında geçmiştir. Mecliste 11 milletvekili ile temsil edilen şehirde, 24 Haziran 2018
Milletvekili Genel Seçimleri aşağıdaki gibi sonuçlanmıştır.
Tablo 6. 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları-HATAY
CUMHUR İTTİFAKI
OY
SAYISI
OY ORANI
(%)
MV SAYISI
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK PARTİ)
340.048
36,20
5
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)
135.685
14,44
1
TOPLAM
475.733
50,64
6
MİLLET İTTİFAKI
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
287.322
30,58
4
İyi Parti (İYİ PARTİ)
61.317
6,53
-
Saadet Partisi (SP)
8.547
0,91
-
TOPLAM
357.186
38,02
4
††
Araştırma örneklemini oluşturan 3 ilçenin, bağlı olduğu iller arasında Mersin ve Bilecik bulunmamaktadır. Ancak, Alanya
ve İnegöl’ün il olarak teşkilatlandıkları durumda bu illere ait Anamur, Aydıncık, Bozyazı, Gülnar (Mersin) ve Bozüyük,
Pazaryeri (Bilecik) ilçelerinin, Alanya ve İnegöl’e dahil edileceği düşüncesinden hareket edildiği için bu illerdeki seçim
sonuçları da incelenmiştir.
1367
Halkların Demokratik Partisi (HDP)
103.523
11,02
1
Kaynak: YSK resmî sitesinde yer alan verilerden faydalanılarak yazarlar tarafından oluşturulmuştur.
Antalya
5.008 sandıkta 1.480.239 geçerli oyun kullanıldığı Antalya’da seçim, 5 siyasi partinin
arasında geçmiştir. Mecliste 16 milletvekili ile temsil edilen şehirde, 24 Haziran 2018
Milletvekili Genel Seçimleri aşağıdaki gibi sonuçlanmıştır.
Tablo 7. 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları-ANTALYA
CUMHUR İTTİFAKI
OY
SAYISI
OY ORANI
(%)
MV SAYISI
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK PARTİ)
517.495
34,96
6
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)
149.755
10,12
1
TOPLAM
667.250
45,08
7
MİLLET İTTİFAKI
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
431.419
29,15
5
İyi Parti (İYİ PARTİ)
250.227
16,90
3
Saadet Partisi (SP)
14.252
0,96
-
TOPLAM
695.898
47,01
8
Halkların Demokratik Partisi (HDP)
108.660
7,34
1
Kaynak: YSK resmî sitesinde yer alan verilerden faydalanılarak yazarlar tarafından oluşturulmuştur.
Bursa II. Seçim Bölgesi
3.078 sandıkta 949. 495 geçerli oyun kullanıldığı Bursa II. Seçim Bölgesi’nde seçim, 5
siyasi partinin arasında geçmiştir. Mecliste 10 milletvekili ile temsil edilen seçim bölgesinde,
24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçimleri aşağıdaki gibi sonuçlanmıştır.
Tablo 8. 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları- BURSA II. SEÇİM BÖLGESİ
1368
CUMHUR İTTİFAKI
OY
SAYISI
OY ORANI
(%)
MV SAYISI
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK PARTİ)
468.365
49,33
6
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)
109.983
11,58
1
TOPLAM
578.348
60,91
7
MİLLET İTTİFAKI
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
185.166
19,50
2
İyi Parti (İYİ PARTİ)
100.467
10,58
1
Saadet Partisi (SP)
17.012
1,79
-
TOPLAM
302.645
31,87
3
Halkların Demokratik Partisi (HDP)
63.389
6,68
-
Kaynak: YSK resmî sitesinde yer alan verilerden faydalanılarak yazarlar tarafından oluşturulmuştur.
Mersin
3.875 sandıkta 1.136.615 geçerli oyun kullanıldığı Mersin’de seçim, 5 siyasi partinin
arasında geçmiştir. Mecliste 13 milletvekili ile temsil edilen şehirde, 24 Haziran 2018
Milletvekili Genel Seçimleri aşağıdaki gibi sonuçlanmıştır.
Tablo 9. 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları- MERSİN
CUMHUR İTTİFAKI
OY
SAYISI
OY ORANI
(%)
MV SAYISI
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK PARTİ)
325.476
28,64
4
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)
145.019
12,76
2
TOPLAM
470.495
41,40
6
MİLLET İTTİFAKI
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
304.139
26,76
3
1369
İyi Parti (İYİ PARTİ)
154.112
13,56
2
Saadet Partisi (SP)
7.841
0,69
-
TOPLAM
466.092
41,01
5
Halkların Demokratik Partisi (HDP)
192.550
16,94
2
Kaynak: YSK resmî sitesinde yer alan verilerden faydalanılarak yazarlar tarafından oluşturulmuştur.
Bilecik
641 sandıkta 141.435 geçerli oyun kullanıldığı Bilecik’te seçim, 4 siyasi partinin
arasında geçmiştir. Mecliste 2 milletvekili ile temsil edilen şehirde, 24 Haziran 2018
Milletvekili Genel Seçimleri aşağıdaki gibi sonuçlanmıştır.
Tablo 10. 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları-BİLECİK
CUMHUR İTTİFAKI
OY
SAYISI
OY ORANI
(%)
MV SAYISI
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK PARTİ)
61.256
43,40
1
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)
13.212
9,34
-
TOPLAM
74.468
52,74
1
MİLLET İTTİFAKI
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
39.823
28,15
1
İyi Parti (İYİ PARTİ)
19.960
14,11
-
Saadet Partisi (SP)
1.583
1,12
-
TOPLAM
61.366
43,38
1
Halkların Demokratik Partisi (HDP)
4.774
3,37
-
Kaynak: YSK resmî sitesinde yer alan verilerden faydalanılarak yazarlar tarafından oluşturulmuştur.
Özetle; araştırma örneklemini oluşturan 5 seçim bölgesindeki 52 milletvekili
sandalyesinin partilere göre dağılımı; AK PARTİ: (23), CHP: (15), İYİ PARTİ: (6), MHP:
1370
(4), HDP: (4) şeklinde olmuştur. İllere göre milletvekillerinin toplu şekilde dağılımı Tablo 9’da
gösterilmiştir.
Tablo 11. Araştırma Örneklemini Oluşturan Şehirlerdeki Milletvekilliklerinin Dağılımı
AK
PARTİ
MHP
CHP
İYİ
PARTİ
SP
HDP
Hatay
(11)
5
1
4
-
1
Antalya
(16)
6
1
5
3
-
1
Mersin
(13)
4
2
3
2
-
2
Bursa II.
Böl. (10)
6
1
2
1
-
-
Bilecik
(2)
1
-
1
-
-
-
CUMHUR İTTİFAKI: 27 (AK PARTİ: 22 MHP: 5) MİLLET İTTİFAKI: 21 (CHP: 15 İ
PARTİ: 6) HDP: 4
Kaynak: YSK resmî sitesinde yer alan verilerden faydalanılarak yazarlar tarafından oluşturulmuştur.
3. Araştırmaya İlişkin Genel Bilgiler
3.1. Araştırmanın Amacı
Belirli ilçelerin, kimi zaman yönetsel, kimi zamansa siyasi ve sosyo-ekonomik
gereklilikler dolayısıyla il yapılması, Cumhuriyet tarihi boyunca deneyimlenen bir olgudur.
İdareci kadrolar, yüz senelik Cumhuriyet tarihi boyunca; güvenlik, ekonomik gelişmişlik veya
geri kalmışlık, göç vb. diğer sebeplerle çok sayıda ilçeyi ile dönüştürmüştür. Bu çalışmada;
İskenderun, Alanya ve İnegöl’ün birer il olduğu varsayımından yola çıkılacak ve Türkiye’de il
sayının arttırılmasının, belirli bir siyasi partiye doğrudan avantaj sağlayıp sağlamadığı sorusuna
24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçim sonuçları üzerinden yanıt verilecektir.
3.2. Araştırmanın Yöntemi ve Kısıtları
Araştırmadaki temel kısıtlılık, il yapılacağı varsayımıyla hareket edilen 3 yerleşim
birimi; İskenderun, Alanya ve İnegöl’ün il olmaları hâlinde, hangi ilçelerin; bu illere
bağlanacağını bilinememesinden kaynaklanmaktadır. Bu kısıtlılığın aşılabilmesi için il
yapılacağı varsayılan ilçelerin coğrafi konumundan hareket edilmiş ve bu ilçelerin yakınında
1371
konumlu yerleşim birimlerinin, araştırma örneklemini oluşturan ilçelere bağlanacağı
öngörülmüştür. Araştırmada yöntem olarak doküman analizinden faydalanılmış; 24 Haziran
2018 Milletvekili Genel Seçimleri’yle ilgili olarak; YSK, SEÇSİS ve gazetelerin dijital ortama
aktarılan arşivlerinden yararlanılarak 52 milletvekili sandalyesinin dağılımı gerçekleştirilmiştir.
3.3. Araştırmanın Örneklemi
Araştırma temelde 3 ilçenin, il olarak kabulü ve 2018 seçimleri sonrası oluşan
milletvekili dağılımımın mukayesesine dayanmaktadır. Yine varsayımsal olarak il olduğu kabul
edilen 3 ilçenin sınırları şu şekilde oluşturulmuştur.
İskenderun ve Antakya merkezli olmak üzere Hatay ili kabaca ikiye ayrılmış; bu
kapsamda İskenderun’un sınırları dahilindeki ilçelerin şunlar olacağı öngörülmüştür: Erzin,
Dörtyol, Hassa, Payas, Kırıkhan, Belen, Arsuz. 2018 Milletvekili Genel Seçimleri’nde Hatay
ilinde kullanılan 939.438 geçerli oyun, 440.084’ünün kullanıldığı bu 8 ilçe İskenderun’un il
olması kabulünde 5 milletvekiline sahip yeni bir seçim bölgesi hâline gelmektedir. Bu
kapsamda, Hatay’ın milletvekili sayısı 11’den 6’ya düşmektedir.
Alanya, il olarak teşkilatlandırılırken, İskenderun’dan farklı olarak iki ilin sınırları
dahilindeki ilçelerin, Alanya’ya bağlanması öngörülmüştür. Bu doğrultuda, Antalya’nın doğu
ilçeleri; İbradı, Akseki, Gündoğmuş ve Gazipaşa ile Mersin’in batısındaki dört ilçe;
Anamur, Bozyazı, Gülnar ve Aydıncık; Alanya iline bağlı ilçeler olarak kabul edilmiştir. Bu
kapsamda Alanya; 4 milletvekiline sahip yeni bir seçim bölgesi olur iken; Antalya’nın
meclisteki milletvekili sayısı 16’dan 13’e, Mersin’in ise 13’ten 12’ye düşmektedir.
İnegöl bir il olarak teşkilatlandırılırken; Bursa II. Seçim Bölgesi’nde bulunan Yenişehir
ve İznik ilçeleri ile Bilecik’e bağlı Bozüyük ve Pazaryeri ilçelerinin İnegöl sınırlarına dahil
edilmesi öngörülmüştür. Bu kapsamda İnegöl 3 milletvekiline sahip yeni bir seçim bölgesi
olmuş; Bursa II. Seçim Bölgesi ve Bilecik’in meclisteki temsilci sayısı ise sırasıyla; 10 ve
2’den, 8 ve 1’e düşmüştür.
3.4. Araştırmanın Bulguları
Araştırma bulgularının ifade edilmesinden önce, bir seçim bölgesinde milletvekillerinin
partilere dağıtılmasındaki izlenen sürecin açıklanması yerinde olacaktır. Bir ülkenin ulusal
parlamentosunda, temsilcilerin belirlenmesi işlemi temelde seçimlerin nispi temsil esasıma mı
yoksa çoğunluk temsili esasına dayanır biçimde yapıldığı ile ilişkilidir. Uygulamadaki
değişik örneklerle birlikte; nispi temsil, partilerin oyları uyarınca daha dengeli bir milletvekili
dağılımını öngörüyor iken; çoğunluk temsilinde, ilgili seçim bölgesinde 1 oy dahi olsa, daha
1372
fazla sayıda oy alan partinin, milletvekillerinin dağılımında daha avantajlı olduğu
görülmektedir.
Türk siyasal yaşamında, çoğunluk temsilinin bir örneği olarak “listeli çoğunluk temsili”
uygulaması ile gerçekleştirilen 1950, 1954 ve 1957 seçimleri, temsilde adalet bakımından
önemli sorunlara kaynaklık etmiş; bu kapsamda kanun koyucu, 1961 seçimlerinden başlayarak
nispi temsil uygulamasına geçişi öngörmüştür. Süreç içerisinde, nispi temsil temelli farklı
uygulamalara başvurulmuştur. Şu an ülkemizde seçimler, bir nispi temsil uygulaması olan
d’Hondt sistemiyle yapılmaktadır. Sistem uyarınca, bir seçim bölgesindeki milletvekillerinin
dağıtımında takip edilen işlemler bir örnek ve tablo dahilinde daha rahat şekilde anlatılabilir.
100.000 geçerli oyun kullanıldığı ve 5 siyasi partinin meclise temsilci göndermek için
yarıştığı bir seçim bölgesinde; A Partisi:20.000, B Partisi: 30.000, C Partisi: 10.000, D
Partisi: 12.000 ve E Partisi: 28.000 oy almışsa partilere göre milletvekilliği dağılımı aşağıdaki
tablodaki gibi olacaktır.
Tablo 12. D’Hondt Sistemi Örnek Milletvekilliği Dağılımı
Partiler
Toplam
Oy Sayısı
1’e Bölüm
2’ye Bölüm
3’e Bölüm
4’e Bölüm
5’e
Bölüm
A
20.000
20.000
10.000
6.666,6
5.000
4.000
B
30.000
30.000
15.000
10.000
7.500
6.000
C
10.000
10.000
5.000
3. 333,3
2.500
2.000
D
12.000
12.000
6.000
4.000
3.000
2.400
E
28.000
28.000
14.000
9.333,3
7.000
5.600
Kaynak: Akcagündüz, 2021, s. 349-350.
Tabloda gösterildiği üzere partilerin oy sayısı ilgili seçim bölgesindeki milletvekili
sayısı kadar bölünmüş; 30.000 oy alan B Partisi; 2 vekillik, 28.000 oy alan E Partisi; 2
vekillik ve 20.000 oy alan A Partisi; 1 vekillik kazanmıştır. Bu bilgi ışığında, araştırma
örneklemini oluşturan yerleşim birimlerinde milletvekilliklerinin dağılımı aşağıdaki gibi
gerçekleşmiştir.
1373
İskenderun
Tablo 13. İskenderun Milletvekilliği Dağılımı
İskenderun‡‡
1’e Bölüm
2’ye Bölüm
3’e Bölüm
4’e Bölüm
5’e Bölüm
AK PARTİ
168.019
84.009,5
56.006,3
42.004,7
33.603,8
MHP
78.539
39.269,5
26.179,6
19.634,7
15.707,8
Cumhur İttifakı
246.558
123.279
82.186
61.639,5
49.311,6
CHP
113.590
56.795
37.863,3
28.397,5
22.718
İYİ PARTİ
40.091
20.045,5
13.363,6
10.022,7
8.018,2
SP
4.676
2.338
1.558,6
1.169
935,2
Millet İttifakı
158.357
79.268,5
52.785,6
39.589,25
31.671,4
HDP
33.510
16.755
11.170
8.377,5
6.702
AK PARTİ: 2 CHP: 2 MHP: 1
Kaynak: YSK resmî sitesinde yer alan ve gazetelerin dijital ortama aktarılan verilerden faydalanılarak yazarlar
tarafından oluşturulmuştur.
Hatay
Tablo 14. Hatay Milletvekilliği Dağılımı
Hatay§§
1’e Bölüm
2’ye Bölüm
3’e Bölüm
4’e Bölüm
5’e Bölüm
6’ya
Bölüm
AK PARTİ
172.079
86.039,5
57.359,6
43.019,7
34.415,8
28.679,8
MHP
57.146
28.573
19.048,6
14.286,5
11.429,2
9.524,3
Cumhur
İttifakı
229.225
114.612,5
76.408,3
57.306,2
45.845
38.204,1
CHP
173.732
86.866
57.910
43.433
34.764,4
28.955,3
İYİ PARTİ
21.226
10.613
7.057,3
5.306,5
4.252,2
3.537,6
SP
3.665
1.832,5
1.221,6
916.25
733
610.8
Millet İttifakı
198.623
99.311,5
66.207,6
49.655,75
39.274,6
33.103,8
HDP
70.013
35.006,5
23.337,6
17.503,2
14.002,6
11.688,8
AK PARTİ: 3 CHP: 2 HDP: 1
Kaynak: YSK resmî sitesinde yer alan ve gazetelerin dijital ortama aktarılan verilerden faydalanılarak yazarlar
tarafından oluşturulmuştur.
‡‡
İskenderun, Arsuz, Belen, Dörtyol, Erzin, Hassa, Kırıkhan, Payas.
§§
Antakya, Altunözü, Defne, Kumlu, Reyhanlı, Samandağ, Yayladağı
1374
İskenderun’un il olduğu varsayımından hareketle, İskenderun ve Hatay’daki
milletvekillerinin dağılımı neticesinde; 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçimleri
sonucunda oluşan milletvekili dağılımında bir değişiklik yaşanmadığı saptanmıştır.
Alanya
Tablo 15. Alanya Milletvekilliği Dağılımı
Alanya***
1’e Bölüm
2’ye Bölüm
3’e Bölüm
4’e Bölüm
AK PARTİ
113.120
56.560
37.706,6
28.280
MHP
40.678
20.339
13.559
10.569,5
Cumhur İttifakı
153.798
76.899
51.266
38.449,5
CHP
62.637
31.318,5
20.879
15.569,2
İYİ PARTİ
30.821
15.410,5
10,273,6
7705,2
SP
2.645
1.322,5
881.6
6.61.25
Millet İttifakı
96.103
48.051,5
32.034,3
24.025,75
HDP
10.205
5.102,5
3.401,6
2.551,2
AK PARTİ: 2 CHP: 1 MHP: 1
Kaynak: YSK resmî sitesinde yer alan ve gazetelerin dijital ortama aktarılan verilerden faydalanılarak yazarlar
tarafından oluşturulmuştur.
Antalya
Tablo 16. Antalya Milletvekilliği Dağılımı
Antalya†††
1’e Bölüm
2’ye Bölüm
3’e Bölüm
4’e Bölüm
5’e Bölüm
6’ya Bölüm
AK
PARTİ
433.801
216.900,5
144.660,3
108.450,2
86.760,2
72.300,1
MHP
122.630
61.315
40.876,6
30.657,5
24.526
20.438,3
Cumhur
İttifakı
556.431
278.215,5
184.577
139.107,7
111.286,2
92.738,5
CHP
380.655
190.327,5
126.885
95.163,7
76.131
63.442,5
İYİ
PARTİ
206.099
103.049,5
68.699,6
51.254,7
41.219,8
34.349,8
SP
9.452
4.726
3.150,66
2.363
1890.4
1.575,3
***
Alanya, Akseki, Anamur, Aydıncık, Bozyazı, Gazipaşa, Gülnar, Gündoğmuş, İbradı
†††
Aksu, Demre, Döşemealtı, Elmalı, Finike, Kaş, Kemer, Kepez, Konyaaltı, Korkuteli, Kumluca, Manavgat, Serik
1375
Millet
İttifakı
596.206
298.103
198.735,3
149.551,5
119.241,2
99.376,6
HDP
99.749
49.874,5
33.249,6
24.937,2
19.949,8
16.6624,8
AK PARTİ: 5 CHP: 4 İYİ PARTİ: 2 MHP: 1 HDP :1
Kaynak: YSK resmî sitesinde yer alan ve gazetelerin dijital ortama aktarılan verilerden faydalanılarak yazarlar
tarafından oluşturulmuştur.
Mersin
Tablo 17. Mersin Milletvekilliği Dağılımı
Mersin‡‡‡
1’e Bölüm
2’ye Bölüm
3’e Bölüm
4’e Bölüm
5’e Bölüm
AK PARTİ
296.050
148.025
98.683,3
74.012,5
59.210
MHP
131.466
65.733
43.822
32.866,5
26.293,2
Cumhur
İttifakı
427.516
213.758
142.505,3
106.879
85.503,2
CHP
282.266
141.133
94.088,6
70.566,5
56.453,2
İYİ PARTİ
135.189
67.594,5
45.063
33.797,2
27.037,8
SP
6.442
3.221
2.147,3
1.610,5
1.288,4
Millet İttifakı
423.897
211.948,5
141.299
105.974,2
84,779
HDP
191.256
95.268
63.752
47.814
38.251,2
AK PARTİ: 4 CHP: 4 HDP: 2 İYİ PARTİ: 1 MHP: 1
Kaynak: YSK resmî sitesinde yer alan ve gazetelerin dijital ortama aktarılan verilerden faydalanılarak yazarlar
tarafından oluşturulmuştur.
Alanya’nın il olduğu varsayımından hareketle, Alanya, Antalya ve Mersin’deki
milletvekillerinin dağılımı neticesinde; AK PARTİ ve CHP’nin sahip oldukları milletvekili
sayısının 1 arttığı, İYİ PARTİ’nin sahip olduğu milletvekili sayısının 2 azaldığı görülmektedir.
HDP ve MHP’nin milletvekili sayısında ise bir değişiklik olmadığı saptanmıştır.
İnegöl
Tablo 18. İnegöl Milletvekili Dağılımı
İnegöl§§§
1’e Bölüm
2’ye Bölüm
3’e Bölüm
AK PARTİ
154.619
77.309,5
51.539,6
‡‡‡
Akdeniz, Çamlıyayla, Erdemli, Mezitli, Mut, Silifke, Tarsus, Toroslar, Yenişehir
§§§
İnegöl, Bozüyük, İznik, Pazaryeri, Yenişehir
1376
MHP
32.784
16.392
10.928
Cumhur İttifakı
187.493
93.746,5
62.497,6
CHP
53.849
26.924,5
17.949,6
İYİ PARTİ
31.171
15.585,5
10.390,3
SP
6.382
3.191
2.127,3
Millet İttifakı
91.402
45.701
30.467,3
HDP
13.724
6.862
4.574,6
AK PARTİ: 2 CHP: 1
Kaynak: YSK resmî sitesinde yer alan ve gazetelerin dijital ortama aktarılan verilerden faydalanılarak yazarlar
tarafından oluşturulmuştur.
Bursa II. Seçim Bölgesi
Tablo 19. Bursa II. Seçim Bölgesi Milletvekili Dağılımı
Bursa II.
Seçim
Bölgesi
****
1’e Bölüm
2’ye Bölüm
3’e Bölüm
4’e Bölüm
5’e Bölüm
AK
PARTİ
343.448
171.724
114.482,6
85.862
68.689,6
MHP
83.580
41.790
27.860
20.895
16.716
Cumhur
İttifakı
427.028
213.514
142.342,6
106.757
85.405,6
CHP
149.162
74.581
49.720,6
37.290,5
29.832,4
İYİ
PARTİ
78.392
39.196
26.130,6
19.598
15.678,4
SP
10.956
5.478
3.652
2.739
2.191,2
Millet
İttifakı
238.510
119.255
79.503,3
59.627,5
47.702
HDP
52.041
26.020,5
17.647
13.010,2
10.408,2
AK PARTİ: 4 CHP: 2 MHP: 1 İYİ PARTİ 1
Kaynak: YSK resmî sitesinde yer alan ve gazetelerin dijital ortama aktarılan verilerden faydalanılarak yazarlar
tarafından oluşturulmuştur.
****
Gemlik, Gürsu, Harmancık, Keles, Kestel, Mudanya, Orhangazi, Yıldırım
1377
Bilecik
Tablo 20. Bilecik Milletvekili Dağılımı
Bilecik††††
1’e Bölüm
AK PARTİ
37.723
MHP
8.156
Cumhur İttifakı
45.879
CHP
23.328
İYİ PARTİ
11.719
SP
1.042
Millet İttifakı
36.089
HDP
2.472
AK PARTİ: 1
Kaynak: YSK resmî sitesinde yer alan ve gazetelerin dijital ortama aktarılan verilerden faydalanılarak yazarlar
tarafından oluşturulmuştur.
İnegöl’ün il olduğu varsayımından hareketle; İnegöl, Bursa II. Seçim Bölgesi ve
Bilecik’teki milletvekillerinin dağılımı neticesinde; hiçbir siyasi partinin sahip olduğu
milletvekili sayısında bir değişiklik yaşanmadığı saptanmıştır.
Sonuç
İl sistemi, Türkiye’de idari örgütlenmenin temelini oluşturmakta, iller; yönetsel anlamda
en temel idari birim olarak kabul edilmektedir. Osmanlı Devleti’nin, Cumhuriyet’e miras
bıraktığı ve hukuki mevzuat ile işley sistemi bakımından geç dönem Osmanlı
modernleşmesinin bir eseri biçiminde nitelenebilecek il sisteminin, Cumhuriyet’in kurucu
kadrosunun uygulamaya koyduğu yönetsel sistem ve dolayısıyla, il sistemi ile ne ölçüde
benzeştiği tartışmalı bir mesele olsa da Cumhuriyet’in erken döneminde, Osmanlı Devleti’nin
son yıllarında, vilayetlerin idaresinde yararlanılan kanunlardan yararlanılmış; bu durum, ancak;
1929 senesinde 1426 sayılı Vilayet Kanunu’nun kabulüyle sona ermiştir. Tek parti yönetimi,
1949 senesinde ise 5542 sayılı İl İdaresi Kanunu’nu yasalaştırmış; böylece, 1929 tarihli kanun
mülga hâle gelmiştir. 5542 sayılı kanunda, yürürlükte olduğu 1949 senesinden bu yana çeşitli
değişiklikler yapılmıştır.
††††
Merkez, Gölpazarı, İnhisar, Osmaneli, Söğüt, Yenipazar
1378
Gerek 1929 tarih 1426 sayılı Vilayet İdaresi Kanunu gerekse de 1949 tarih 5542 sayılı
İl İdaresi Kanunu’nda illerle alakalı olarak, ele alınan en önemli meselelerden bir tanesi yeni
illerin oluşturulmasıdır. Her iki kanunda da yeni bir ilin kurulmasının, kanun çerçevesinde
gerçekleşebileceği ifade edilmiş, 1929 tarihli kanunda, 1949 tarihli kanundan farklı olarak
kanunun yapılması sürecinde Devlet Şurasının mütalaasının alınacağı ifadesine yer verilmiştir.
Bu bağlamda, 1930’lu yıllardan başlayarak çok sayıda yerleşim birimi ilçe iken; il durumuna
getirilmiş, kimi zaman güvenlik ihtiyacı kimi zaman ekonomik gereklilikler kimi zaman ise
diğer siyasi-sosyal gelişmelerin etkisiyle, yeni iller ihdas edilmiştir.
1957-1989 arası otuz iki senelik zaman dilimi, ilçelerin; ile dönüştürülmesi işlemi
bakımından istisnai bir dönem niteliğindedir. Zira; bu süreçte, Türkiye’yi idare eden
hükümetlerin hiçbiri bir ilçeyi, il hâline getirmemiş; il sayısında bir değişiklik olmamıştır. 1989-
199 aralığında ise 14 ilçe il yapılmış ve Türkiye’deki il sayısı; 67’den 81’e yükselmiştir.
İlçelerin, il yapılması tartışması 2002 sonrasında ise güncelliğini kaybetmişse de son bir
sene içerisinde durum görece değişmiş; özellikle yeni illerin kurulmasının, milletvekili dağılımı
üzerinde etkili olup olmayacağı sorusu siyaset bilimciler tarafından cevabı aranan bir soru
olmak niteliği arz etmiştir.
Çalışma, yukarıda zikredilen soruyu odağına almış ve yeni illerin kurulmasının, seçim
sonuçları bakımından bir gerrymanderinge yol açıp açmayacağına yanıt bulunmak istenmiştir.
Bu bağlamda, ilçelerin il yapılması tartışmasında; sıklıkla ismi anılan 3 ilçenin (İskenderun,
Alanya ve İnegöl) birer il olduğu varsayımından yola çıkılmış; bu ilçelerin, sınırları dahilinde
olduğu şehirler ve il olmaları varsayımında nırlarının değişeceği şehirler özelinde 52
milletvekilliği, 24 Haziran 2018 Milletvekili Genel Seçimi sonuçlarına göre yeniden
dağıtılmıştır. Sonuçların, 3 ayrı duruma göre tek tek incelenmesi yerinde olacaktır.
2018’deki sonuçlar uyarınca; milletvekili dağılımının, AK PARTİ 5, CHP 4, MHP 1,
HDP 1 biçiminde gerçekleştiği Hatay’ın bu çalışmada İskenderun ve Hatay merkezli biçimde
ikiye ayrıldığı öngörülmektedir. Bu durumda, 5 milletvekiline sahip İskenderun’da, AK
PARTİ 2, CHP 2, MHP 1 milletvekilliği elde etmiş, 6 milletvekili ise mecliste temsil edilen
Hatay’da ise AK PARTİ 3, CHP 2, HDP 1 milletvekili kazanmıştır. Sonuç olarak,
İskenderun’un il yapılması milletvekili dağılımı bakımından bir siyasi parti için avantaj veya
dezavantaj doğurmamış, mevcut dağılımın aksi bir durum ortaya çıkamamıştır.
Alanya’da ise İskenderun’dan farklı olarak; birden fazla ilden ilçelerin katılımıyla bir il
hâline getirildiği varsayılmaktadır. 4 milletvekiline sahip bir seçim bölgesi olarak Alanya,
1379
Antalya’nın milletvekili sayısını 16’dan 13’e Mersin’in milletvekili sayısını ise 13’ten 12’ye
düşürmektedir. 2018 seçimlerinde; Antalya’da AK PARTİ 6, CHP 5, İYİ PARTİ 3, MHP 1,
HDP 1; Mersin’de ise AK PARTİ 4, CHP 3, İYİ PARTİ 2, MHP 2, HDP 2 milletvekili
kazanmışken; Alanya’nın il olması durumunda, MHP ve HDP’nin milletvekili sayısında bir
değişim yaşanmazken, İYİ PARTİ’nin milletvekili sayısı 2 azalmakta, AK PARTİ ve
CHP’nin milletvekili sayısı 1’er artmaktadır. Sonuç olarak, Alanya’nın il yapılması, mevcut
koşullardaki milletvekili dağılımı bakımından İYİ PARTİ için bir dezavantaj yaratırken; AK
PARTİ ve CHP’yi avantajlı kılmaktadır.
Son olarak, İnegöl’ün il olduğu varsayımında; Bursa II. Seçim Bölgesi ve Bilecik’i
kapsayacak biçimde, 12 milletvekilliğinin dağılımının incelenmesi gerekmektedir. Mevcut
koşullarda; Bursa II. Seçim Bölgesi (10), Bilecik (2) biçiminde dağılan 12 sandalye; İnegöl il
yapıldığı takdirde, Bursa II. Seçim Bölgesi (8), İnegöl (3), Bilecik (1) olarak dağıtılmaktadır.
Partilerin, ilgili seçim çevrelerinde kazandığı milletvekili sayısı bakımından ise bir değişim
yaşanmamakta; 2018’de olduğu gibi AK PARTİ 7, CHP 3, İYİ PARTİ 1, MHP 1
milletvekiline sahip olmaktadır.
Özetle, araştırmanın çıkış noktasından hareketle; İskenderun, Alanya ve İnegöl’ün il
yapıldığı ve çevresindeki ilçelerin de bu illere dahil edildiği senaryoda, araştırmanın odağındaki
52 milletvekilliğinin dağılımı aşağıdaki gibi gerçekleşmektedir.
Tablo 21. İskenderun, Alanya ve İnegöl’ün İl Olduğu Varsayımında Milletvekilliklerinin Dağılımı
AK PARTİ
MHP
CHP
İYİ PARTİ
SP
HDP
Hatay (6)
3
-
2
-
-
1
İskenderun
(5)
2
1
2
-
-
-
Antalya (13)
5
1
4
2
-
1
Mersin (12)
4
1
4
1
-
2
Alanya (4)
2
1
1
-
-
-
Bursa II. (8)
4
1
2
1
-
-
Bilecik (1)
1
İnegöl (3)
2
-
1
-
-
-
CUMHUR İTTİFAKI: 28 (AK PARTİ: 23 MHP: 5) MİLLET İTTİFAKI: 20 (CHP: 16 İYİ PARTİ: 4)
HDP: 4
1380
Kaynak: İskenderun, Alanya ve İnegöl’ün il olduğu varsayımından hareketle YSK sitesinde 2018 Milletvekili
Genel Seçimleri hakkındaki verilerden yararlanılarak yazarlar tarafından oluşturulmuştur.
Tablo 21’deki verilerden de anlaşılabileceği üzere, belirli ilçelerin ile dönüştürülmesi, -seçimler
özelinde- milletvekili dağılımı bakımından doğrudan bir siyasi partiyi kazançlı hâle
getirmemektedir. İskenderun’un il kabul edilmesi hâlinde Hatay’da, İnegöl’ün il kabul edilmesi
hâlinde ise Bilecik ve Bursa II. Seçim Bölgesi’ndeki milletvekilliklerinin partilere göre dağılımı
bakımından bir değişiklik gündeme gelmemektedir. Alanya’nın, Antalya’dan ayrılarak il
yapılması durumunda ise Antalya ve Mersin’deki milletvekilliklerinin dağılımında, İYİ PARTİ
2 eksiklik yaşamakta; AK PARTİ ve CHP’nin milletvekilliği sayısı 1’er artmaktadır.
Kaynakça
Akcagündüz, E. (2021). Yerel yönetimler seçim sisteminin demokratik temsil üzerine etkisi: İstanbul Adalar ve
Sultanbeyli belediye meclisleri üzerine bir inceleme. Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi. 39(1), ss.342-358.
Avaner, T. (2009). Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ile röportaj: Hukuk ve siyaset temelinde yerel seçimler: Yerel
seçim sistemi ve Mart 2009 seçimleri üzerine değerlendirmeler. Memleket Siyaset Yönetim Dergisi (9).ss.33-54.
Avaner, T. (2018). Reformun antropolojisi kamu yönetiminde bağımlılık sorunu. Ankara: Gazi Kitabevi.
Bakan, H. (2013). Analitik hiyerarşi yöntemiyle üniversite kurulması uygun olan ilçelerin belirlenmesi. Ekonomi
ve Yönetim Araştırmaları Dergisi. 2(2), ss.43-66.
Bayramoğlu, S. (2007). 1929: Yönetimde merkeziyetçiliğin inşası. B.A. Güler (ed.). Açıklamalı yönetim dizini
1929-1939 (ss.21-107). Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi.
Boztepe, M. (2013). Osmanlı Devleti’nin taşra yönetimini şekillendiren “merkeziyetçilik” yaklaşımı ve günümüze
etkileri. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 36, ss.1-14.
Çakan, I. (2006). Erken cumhuriyet döneminde Türk kamu yönetiminin modernleşmesi: merkezileşme. Amme
İdaresi Dergisi. 39(4), ss.45-70.
Gençoğlu, M. (2011). 1864 ve 1871 Vilayet Nizamnamelerine göre Osmanlı taşra idaresinde yeniden yapılanma.
Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi.2(1), ss.29-50.
Gök, U. Qasimov, C. ve Kimya, O. (2021). Klasik Osmanlı Devlet teşkilatında sancak biriminin idari yapısı ve
işleyişi. Turkuaz Uluslararası Türk Dünyası Bilimsel Araştırmalar Dergisi. 2(1), s.44-62.
Gözler, K. (2019). Osmanlı mülkî idare sistemi üzerinde Fransız etkisi: 1864 ve 1871 Vilayet Nizamnameleri
Fransa’dan mı iktibas edilmiştir?. Amme İdaresi Dergisi, 52(1), ss.1-32.
Gözler, K. (2021). Anayasa hukukuna giriş. Bursa: Ekin Yayınları.
Güler, B.A. (2007). Otuzlu yıllarda yönetim. B.A. Güler (ed.) Açıklamalı yönetim dizini 1929-1939 (ss.1-21).
Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi.
Güngör, İ., Bakan, H., Aksu, M., Kiremitçi, S., Göksu, A. ve Göçen, S. (2010). Türkiye’de il olması uygun olan
ilçelerin AHP yöntemiyle belirlenmesi. Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi. 2(2), ss.1-16.
Kartal, N. (2013). Tanzimat’tan cumhuriyete Osmanlı’da mülki idare. Akademik Yaklaşımlar Dergisi. 4(1), ss.1-
24.
Kartal, N. (2014). İl sistemine geçiş sorunsalı: Türkiye’de 1864 Vilayet nizamnamesi ile il sistemine geçilmiş
midir?. Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi. 10(23), ss.279-294.
1381
Kaştan, Y. (2016). Osmanlı Devleti’nde “1913 tarihli İdare-i umumiye-i vilayat kanun-i muvakkati” ile vilayet
yönetiminin yeniden yapılandırılması. Osmanlı Medeniyeti Araştırmaları Dergisi. 2(2), ss.78-98.
Keskin Ertürk, N. (2007). Devletin toprak üzerinde örgütlenmesi: Türkiye’de illerin yönetimi. Yayınlanmamış
Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Keskin Ertürk, N. (2007b). Cumhuriyet döneminde toprağa dayalı örgütlenme: İl yönetimi sisteminin kuruluşu.
Memleket Siyaset Yönetim Dergisi. 5, ss.119-175.
Kılıç, S. (2005). 1864 Vilayet nizamnamesinin Tuna vilayetinde uygulanması ve Mithat Paşa. Tarih Araştırmaları
Dergisi. 24(37), ss.99-111.
Kılınç, G. ve Gülseroy, N.Z. (2007). Türkiye’deki ilçelerin kentleşme derecelerine göre il olma potansiyellerinin
değerlendirilmesi. İTÜ Dergisi/a Mimarlık, Planlama, Tasarım. 6(1), ss.66-78.
Kili, S. ve Gözübüyük, A.Ş. (2006). Sened-i İttifaktan günümüze Türk anayasa metinleri. İstanbul: Türkiye İş
Bankası Kültür Yayınları.
Korhan, T. (2012). Cumhuriyet döneminde umum müfettişlikleri ile ilgili bir değerlendirme. Dicle Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 4(7), ss.134-143.
Mhp (2018). Milliyetçi Hareket Partisi Seçim Beyannamesi, Ankara.
Nalbant, A. (1996). Bölgesel bir devlet biçimi mi (I) kurumsal temeller. Amme İdaresi Dergisi. 29(2), ss.39-71.
Ortaylı, İ. (1979). Türkiye idare tarihi. Ankara: TODAİE Yayınları.
Polatoğlu, A. (1985). İl yönetiminde eşgüdüm sorunu ve yeni bir yönetim modeli. Amme İdaresi Dergisi. 18(4),
ss.27-40.
Reyhan, C. (2000). Bir belge-yerel yönetim metinleri 1913 tarihli Vilayat genel idaresi geçici kanunu. Çağdaş
Yerel Yönetimler Dergisi. 9(1), s.129-154.
Rg, Vilayat idaresi kanunu, RG: 05.05.1929, Sayı: 1184.
Rg, İl idaresi kanunu, RG: 18.06.1949, Sayı: 7236.
Rg, Yeniden bir vilayet ve dört kaza kurulması hakkında kanun, RG: 15.07.1953, Sayı: 8458.
Rg; Kocaeli vilayetine bağlı Adapazarı kazasında (Sakarya) adıyla yeniden bir vilayet kurulması hakkında kanun,
RG: 22.06.1954, Sayı: 8735.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (2022). İlçelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik sıralamaaraştırması. Kalkınma
Ajansları Genel Müdürlüğü: Ankara.
Sancaktar, C. (2011). Balkanlar’da Osmanlı hâkimiyeti ve siyasal mirası. Ege Stratejik Araştırmalar Dergisi. 2(2),
ss.27-47.
Seyitdanlıoğlu, M. (1996). Yerel yönetim metinleri (III) Tuna vilâyet nizamnamesi. ÇağdYerel Yönetimler
Dergisi, 5(2), ss.67-81.
Sencer, M. (1984). Osmanlı İmparatorluğu’nda tanzimat sonrası ve siyasal ve yönetsel gelişmeler. Amme İdaresi
Dergisi. 17(3), ss.46-71.
Şinik, B. ve Görgün, Ç. (2014). Erken cumhuriyet döneminde Türkiye’de merkezileşme arayışları: Mülki idarede
yeniden yapılanma. Ankara Üniversitesi Siyasi Bilgiler Fakültesi Dergisi. 69(4), ss.777-805.
Tural, E. (2004). Habsburg ve Osmanlı İmparatorluğu’nun en uzun asrı ve 1864-Tuna vilayet nizamnameleri.
Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi. 13(3), ss.83-113.
Türk Dil Kurumu (2022). Üniter, https://sozluk.gov.tr/, Erişim Tarihi: 01.08.2022
(https://www.ankaramasasi.com/haber/1603367/vedat-demiroz-il-sayisini-100e-cikaracagiz, 01.08.2022).
(https://www.irt.com.tr/ismet-buyukataman-acikladi-bu-yerler-ilce-olabilir-1281-haberi, 02.08.2022).
1382
(http://www.gebzegazetesi.com/gundem/mhpden-100-il-1000-ilce-cikisi-h43569.html, 04.08.2022).
(https://www.tgrthaber.com.tr/gundem/ak-partili-vedat-demirozden-100-il-aciklamasina-duzeltme-2834909,
06.08.2022).
(https://www.indyturk.com/node/526056/il sayısı 100’e çıkarılırsa bu durum seçimi nasıl etkiler, 08.08.2022).
(https://ysk.gov.tr/doc/dosyalar/docs/24Haziran2018/KesinSecimSonuclari/2018MV-96A.pdf, 20.08.2022).
(https://www.haberturk.com/secim/secim2018/genel-secim, 21.08.2022).
(http://www.alanya.gov.tr/, 10.09.2022).
(http://www.iskenderun.gov.tr/, 10.09.2022).
(http://www.inegol.gov.tr/, 10.09.2022).
(https://www.kgm.gov.tr/, 10.09.2022).
1383
Extended Summary
As an administrative unit, provinces constitute the basis of the public administration system in Turkey. The
transition to the provincial system in Turkey took place within the scope of the modernization movement that came
to the agenda in the last period of the Ottoman Empire. While the provinces constituted the basis of the Ottoman
Empire's administrative system until the relevant period, the transition to the provincial system experienced
afterwards means the strengthening of the centralist character in the administration.
The provincial system continued to form the basis of the Turkish public administration system during the
Republican period; within the framework of the "Provincial Administration Laws" enacted in 1929 and 1949,
issues such as the administration of provinces, their establishment, abolition, and changing their borders were tried
to regulate. Within the framework of the provisions contained in the Constitution and the Provincial Administration
Law, the transformation of districts into provinces has been an action taken by the administration starting from the
early Republican governments.
In this context; throughout the history of the Republic, many districts have been transformed from districts to a
province due to reasons such as security, economic and social development or backwardness, cultural factors.
While there were 71 provincial administrations in Turkey in 1921, the number of provinces has increased to 81
today within the framework of the changes experienced throughout the history of the Republic. If the increase in
the number of provinces is examined within the scope of a historical periodization, It will be seen that during the
Early Republican period, security concern was the main determinant in the establishment of new provinces or the
abolition of provinces. While there were 71 provincial administrations in Turkey in 1921, this number decreased
to 63 in 1950. In the Democratic Party government, the number has increased to 67 with a small increase. There
were no changes in the number of provinces between 1957 and 1987, since 1987, the number of provinces has
been increased by making the districts provinces again. The settlements that had the status of a district before 1987
and became a province after 1987 are as follows: Aksaray, Bayburt, Karaman, Kırıkkale, Batman, Şırnak, Bartın,
Iğdır, Yalova, Karabük, Kilis, Osmaniye, Düzce.
Although the discussion of increasing the number of provinces in Turkey has come up less frequently in the 2000s
than in previous periods, before the June 24, 2018 Parliamentary General Elections, the Nationalist Movement
Party's election declaration stated that the number of provinces in Turkey should be increased to 100, and some
deputies' statements supporting this proposal revived the debate on making districts provinces. One of the
important aspects of this debate is whether increasing the number of provinces will lead to a change in the
distribution of deputies. In the study that identifies this problematic as the focus point, an evaluation will be made
based on the 2018 election results. In the elections of June 24, 2018, which are the first elections after the transition
to the Presidential Government System, the amendments made to the electoral law after the system change made
it possible to form alliances in the 2018 elections, unlike the previous elections. In this context, it has become
possible to mention the existence of two electoral alliances before the General Elections on June 24, 2018.
The first of these two electoral alliances is the People's Alliance established by the Justice and Development Party
(JDP) and the Nationalist Movement Party (NMP) and the second is the National Alliance formed by the
Republican People's Party (RPP), the Good Party (GP) and the Felicity Party (FP). Of the other political parties
competing in the elections; the Peoples' Democratic Party (PDP) the Patriotic Party (PP) and the Free Cause Party
(FCP) were not included in any alliance.
According to the election results, the People's Alliance received 53.48% of the votes, while the National Alliance
remained at 34.30%. The Peoples Democratic Party (PDP) received 11.53% of the votes and received the right to
send representatives to the parliament. In the cities included in the research sample, the election results were
relatively different from the average in Turkey. In Iskenderun, the People's Alliance received 50.80% of the vote,
the National Alliance received 40.1%, and the PDP remained at 8.62%. In Hatay, where Iskenderun is a district,
the People's Alliance received 50.64% of the vote, the National Alliance 38.02% and the PDP 11.02%. In Alanya,
the People's Alliance received 52.02% of the vote, the National Alliance received 42.69%, while the PDP remained
at 4.71%. In Antalya and Mersin, where the borders of Alanya are expected to change if it becomes a province,
the People's Alliance received 45.08% and 41.40% of the votes, while the National Alliance received 47.01% and
41.01% of the votes, respectively. The PDP received 7.34% and 13.56% of the vote in both cities. Finally, in
Inegöl, the People's Alliance received 71.2% of the valid votes, the National Alliance received 22.83%, and the
PDP received 5.59%. In the Second Electoral District of Bursa and Bilecik, where changes in the borders and the
number of deputies are expected to occur if Inegöl is made a province, the vote share of the People's Alliance was
1384
60.91% and 52.64%, respectively, and the vote share of the National Alliance was 43.38% The PDP, on the other
hand, received 4.76% and 1.12% of the vote in these two constituencies.
In line with the purpose of this study, Iskenderun, Alanya and Inegöl have been classified as cities. In the case that
Iskenderun is accepted as a province, the districts are; Erzin, Dörtyol, Hassa, Payas, Kırıkhan, Belen and Arsuz,
in the case that Alanya is accepted as a province, the districts are; İbradı, Akseki, Gundogmus, Gazipasa, Anamur,
Bozyazı, Gülnar, Aydıncık finally, in the case that İnegöl is accepted as a province, its districts are determined as
İznik, Yenişehir, Bozüyük and Pazaryeri. It was observed that there was no significant differentiation in the
distribution of deputies according to the new provinces formed.
While 5 of the 11 deputies of the Justice and Development Party (JDP) 4 of the Republican People Party (RPP) 1
of the NMP and 1 of the (PDP) won in the 2018 elections in Hatay province, where Iskenderun is a district, there
is no change in the number of deputies won by the parties if Iskenderun is counted as a province. According to the
results of the 2018 elections in Antalya and Mersin, the JDP won 10, the RPP 8, the GP 5, the NMP 3, the PDP 3
deputies if Alanya is a province, the number of deputies of the GP decreases from 5 to 3, and the number of
deputies of the Justice and Development Party and the Republican People's Party increases by 1 each. According
to the 2018 election results, in Second Electoral District of Bursa and Bilecik, the Justice and Development Party
won 7 deputies, the Republican People's Party 3, the Nationalist Movement Party 1, the Good Party 1. If Inegöl is
a province, there is no change in the number of deputies won by any political party.
As a result, according to the findings obtained in the research. It has been concluded that increasing the number of
provinces does not directly benefit a political party from the distribution of deputies.
ResearchGate has not been able to resolve any citations for this publication.
Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ile röportaj: Hukuk ve siyaset temelinde yerel seçimler: Yerel seçim sistemi ve Mart 2009 seçimleri üzerine değerlendirmeler
  • T Avaner
Avaner, T. (2009). Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ile röportaj: Hukuk ve siyaset temelinde yerel seçimler: Yerel seçim sistemi ve Mart 2009 seçimleri üzerine değerlendirmeler. Memleket Siyaset Yönetim Dergisi (9).ss.33-54.
Analitik hiyerarşi yöntemiyle üniversite kurulması uygun olan ilçelerin belirlenmesi. Ekonomi ve Yönetim Araştırmaları Dergisi. 2(2), ss
  • H Bakan
Bakan, H. (2013). Analitik hiyerarşi yöntemiyle üniversite kurulması uygun olan ilçelerin belirlenmesi. Ekonomi ve Yönetim Araştırmaları Dergisi. 2(2), ss.43-66.
1929: Yönetimde merkeziyetçiliğin inşası
  • S Bayramoğlu
Bayramoğlu, S. (2007). 1929: Yönetimde merkeziyetçiliğin inşası. B.A. Güler (ed.). Açıklamalı yönetim dizini 1929-1939 (ss.21-107). Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi.
Osmanlı Devleti'nin taşra yönetimini şekillendiren "merkeziyetçilik" yaklaşımı ve günümüze etkileri. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 36, ss
  • M Boztepe
Boztepe, M. (2013). Osmanlı Devleti'nin taşra yönetimini şekillendiren "merkeziyetçilik" yaklaşımı ve günümüze etkileri. Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 36, ss.1-14.
Erken cumhuriyet döneminde Türk kamu yönetiminin modernleşmesi: merkezileşme
  • I Çakan
Çakan, I. (2006). Erken cumhuriyet döneminde Türk kamu yönetiminin modernleşmesi: merkezileşme. Amme İdaresi Dergisi. 39(4), ss.45-70.