ArticlePDF Available

Titrek kavak (Populus tremula L.) meşcerelerinin ekolojik ve silvikültürel açıdan irdelenmesi: Erciyes Dağı örneği

Authors:

Abstract

It is important to determine the operational purposes and silvicultural applications of pure aspen stands, whose distribution area is increasing gradually in Turkey. Within the scope of the study, it is aimed to reveal the spatial distribution, ecological properties, stand structure characteristics and silvicultural interventions of European aspen forests that naturally spread around Erciyes Mountain. The study was carried out in European aspen stands located in Erciyes and Develi Forest Sub-District Directorates. In the sample areas taken from each stand development stage, the ecological properties, the number of individuals per hectare, the diameter at breast height and the degree of crown closure were determined. In addition, sample areas were taken from pure stands of the same age and site index, where the first thinning intervention was made and no tending intervention was made in 2019, and the effect of the two-year thinning interventions as well as the actual status of the European aspen stands were examined. As a result of the study, it was determined that there is a total of 3674.1 ha European aspen forest on the northern, southern and western aspects of Kayseri Erciyes Mountain. It generally spreads in pure stands and at 1750-2250 meters above sea level. It has been determined that European aspen stands are mostly in the 21-40% and 41-60% slope groups. According to the stand development ages, the number of individuals per hectare varies between 100000-200000 (3-4 years old, height of 0.5-1.5 m and diameter of 2-8 mm) in the juvenile stage. It has been revealed that the mean diameter at the thicket stage is 7.42 cm (2.8 cm-12.3 cm) and the number of individuals per hectare is 7500. According to the measurements made in 2021 after the first thinning interventions in 2019, it was determined that the mean height increment was 1.0 m/year for Erciyes, 1.35 m/year for Develi, and the increment of diameter at breast height was 1.08 cm/year for Erciyes and 1.79 cm/year for Develi. Depending on the stand development ages of European aspen forests, it is necessary to be subject to the silvicultural interventions and thus to ensure sustainability.
Artvin Çoruh Üniversitesi
Orman Fakültesi Dergisi
ISSN:2146-1880, e-ISSN: 2146-698X
Yıl: 2022, Cilt: 23, Sayı:2, Sayfa: 51-63
Artvin Coruh University
Journal of Forestry Faculty
ISSN:2146-1880, e-ISSN: 2146-698X
Year: 2022, Vol: 23, Issue:2, Pages: 37-49
ofd.artvin.edu.tr
37 / İ. Turna, F.Atar / AÇÜ Orman Fak Derg 23(2):37-49 (2022)
Titrek kavak (Populus tremula L.) meşcerelerinin ekolojik ve silvikültürel açıdan irdelenmesi: Erciyes
Dağı örneği
Ecological and silvicultural assessment of European aspen (Populus tremula L.) stands: The sample of Erciyes Mountain
İbrahim TURNA1 , Fahrettin ATAR1
1Karadeniz Teknik Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Mühendisliği Bölümü, Ortahisar, Trabzon
Eser Bilgisi / Article Info
Araştırma makalesi / Research article
DOI: 10.17474/artvinofd.1102566
Sorumlu yazar / Corresponding author
Fahrettin ATAR
e-mail: fatar@ktu.edu.tr
Gel tarihi / Received
12.04.2022
Düzeltme tarihi / Received in revised form
06.07.2022
Kabul Tarihi / Accepted
08.07.2022
Elektronik erişim / Online available
28.10.2022
Anahtar kelimeler:
Erciyes Dağı
Meşcere
Ekoloji
Aralama
Orman bakımı
Keywords:
Erciyes Mountain
Stand
Ecology
Thinning
Forest tending
Özet
Türkiye’de yayılış alanı giderek artan saf titrek kavak meşcerelerinin işletme amaçlarının ve
silvikültürel uygulamalarının tespiti önem taşımaktadır. Çalışma kapsamında Erciyes dağı çevresinde
doğal olarak yayılış gösteren titrek kavak ormanlarının alansal dağılımının, ekolojik karakteristiklerinin,
meşcere kuruluş özelliklerinin ve silvikültürel müdahalelerin ortaya koyulması amaçlanmıştır. Çalışma
Erciyes ve Develi Orman İşletme Şefliğinde yer alan titrek kavak meşcerelerinde gerçekleştirilmiştir.
Her bir meşcere gelişim çağından alınan örnek alanlarda ekolojik özelliklerle birlikte hektardaki birey
sayıları, göğüs yüksekliği çap değerleri ve kapalılık dereceleri tespit edilmiştir. Ayrıca 2019 yılında ilk
aralama müdahalesi yapılan ve bakım müdahalesi yapılmayan aynı yaş ve bonitetteki saf
meşcerelerden örnek alanlar alınmış ve titrek kavak meşcerelerinin aktüel durumu yanında iki yıllık
aralama müdahalelerinin etkisi incelenmiştir. Çalışma sonucunda Kayseri Erciyes dağının kuzey, güney
ve batı bakılardaki eteklerinde toplam 3674.1 ha titrek kavak ormanının yer aldığı belirlenmiştir. Bu
ormanlar genellikle saf meşcereler halinde ve 1750-2250 metrelerde yayılış göstermektedir.
Meşcerelerin çoğunlukla %21-40 ve %41-60 eğim grubunda yer aldığı tespit edilmiştir. Meşcere
gelişme çağlarına göre gençlik çağında hektardaki birey sayısının 100000-200000 adet arasında (3-4
yaşında, 0.5-1.5 m boy ve 2-8 mm çap) değiştiği belirlenmiştir. Sıklık çağında ortalama çapın 7.42 cm
(2.8 cm-12.3cm) ve hektardaki birey sayısının 7500 adet olduğu ortaya koyulmuştur. 2019 yılı ilk
aralama müdahaleleri sonrasında 2021 yılında yapılan ölçümlere göre ortalama boy artımının Erciyes
için 1.0 m/yıl, Develi için 1.35 m/yıl olduğu, göğüs yüksekliği çap artımının ise Erciyes için 1.08 cm/yıl,
Develi için 1.79 cm/yıl olduğu belirlenmiştir. Titrek kavak ormanlarının gelişim çağlarına bağlı olarak
gerekli silvikültürel müdahalelere konu edilmesi ve böylelikle sürdürülebilirliğin sağlanması
gerekmektedir.
Abstract
It is important to determine the operational purposes and silvicultural applications of pure aspen
stands, whose distribution area is increasing gradually in Turkey. Within the scope of the study, it is
aimed to reveal the spatial distribution, ecological properties, stand structure characteristics and
silvicultural interventions of European aspen forests that naturally spread around Erciyes Mountain.
The study was carried out in European aspen stands located in Erciyes and Develi Forest Sub-District
Directorates. In the sample areas taken from each stand development stage, the ecological properties,
the number of individuals per hectare, the diameter at breast height and the degree of crown closure
were determined. In addition, sample areas were taken from pure stands of the same age and site
index, where the first thinning intervention was made and no tending intervention was made in 2019,
and the effect of the two-year thinning interventions as well as the actual status of the European
aspen stands were examined. As a result of the study, it was determined that there is a total of 3674.1
ha European aspen forest on the northern, southern and western aspects of Kayseri Erciyes Mountain.
It generally spreads in pure stands and at 1750-2250 meters above sea level. It has been determined
that European aspen stands are mostly in the 21-40% and 41-60% slope groups. According to the stand
development ages, the number of individuals per hectare varies between 100000-200000 (3-4 years
old, height of 0.5-1.5 m and diameter of 2-8 mm) in the juvenile stage. It has been revealed that the
mean diameter at the thicket stage is 7.42 cm (2.8 cm-12.3 cm) and the number of individuals per
hectare is 7500. According to the measurements made in 2021 after the first thinning interventions
in 2019, it was determined that the mean height increment was 1.0 m/year for Erciyes, 1.35 m/year
for Develi, and the increment of diameter at breast height was 1.08 cm/year for Erciyes and 1.79
cm/year for Develi. Depending on the stand development ages of European aspen forests, it is
necessary to be subject to the silvicultural interventions and thus to ensure sustainability.
Titrek kavak (Populus tremula L.) meşcerelerinin ekolojik ve silvikültürel açıdan irdelenmesi: Erciyes Dağı örneği
38 / İ. Turna, F.Atar / AÇÜ Orman Fak Derg 23(2):37-49 (2022)
GİRİŞ
Titrek kavak (Populus tremula L.), Angiospermae’lerin
Salicales takımının Salicaceae familyasına bağ Populus
cinsine ait bir tür olup beş ana seksiyona ayrılmaktadır.
Titrek kavak, Leuce seksiyonunun Trepidae alt
seksiyonunda yer almaktadır (Kayacık 1981, Jobling
1990). Kuzey yarım kürede özellikle Avrupa ve Asya
kıtasında geniş bir yayılışa sahip olan titrek kavak
ormanları, Avrupa’nın tamamı, Kuzey Afrika, Orta ve
Kuzey Asya, Sibirya, Kuzey Kore, Japonya’nın kuzeyi,
Türkiye ve Kafkaslarda doğal olarak yayılış
göstermektedir. Türkiye’de çok geniş bir alanda yayılış
gösteren tür, Batı Trakya, Batı Anadolu ve Karadeniz
mıntıkalarında çok iyi gelişim göstermektedir. Güneydoğu
ve İç Anadolu step bölgesi dışında kalan tüm orman
mıntıkalarında münferit, küme veya gruplar halinde,
özellikle dere ve nehir boylarında, orman içi açıklıklarda
yer almaktadır (Saatçioğlu 1976, Yaltırık 1993, Öner ve
Aslan 2002). Bugün itibarıyla Türkiye’nin hemen her
bölgesinde, özelikle de Kayseri, Sivas, Bitlis, Siirt, Van gibi
İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin step
alanlarında da doğal olarak bulunduğu, çok geniş
meşcereler kurduğu tespit edilmiş ve Amenajman
planlarına işlenmiştir (Turna ve Atar 2019).
Titrek kavak (P. tremula L.) meşcereleri gerek alan gerekse
fonksiyonları bakımından önemli olup ekstrem alanlara
yerleşerek meşcere kurması, öncü tür olmasının ötesinde
çok çeşitli fonksiyonları yerine getirmektedir. Orman içi
açıklıklar, terk edilen tarım alanları, antropojen etkilerin
olduğu ormanlarda, yangın, böcek vb. zararlar nedeniyle
bozulan orman parçalarında ekosistemin imdadına
yetişen en önemli türdür. Titrek kavak ormanlarının, geniş
alanlarda doğal yayılış göstermesine rağmen bu
ormanların verim durumu yanında fonksiyonel özellikleri
de net olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte, ekstrem
yetişme ortamı şartları bakımından kanaatkar olması
nedeniyle Avrupa ve Türkiye’de öncü ağaç türlerindendir.
Boş alanlara (tıraşlama, yangın vb.) gelmesi ve çoğu
zaman geçici, bazen de kalıcı meşcereler kurarak bir
yandan kendinden sonra gelecek türlere uygun ortam
hazırlamakta, bir yandan da ekolojik bakımdan çok çeşitli
fonksiyonların gerçekleşmesine katkı sağlamaktadır.
Trabzon, Giresun, Erzurum ve Kayseri Orman Bölge
Müdürlüğü başta olmak üzere geniş alanlarda gerek saf
gerekse diğer orman ağacı türleri ile karışık titrek kavak
ormanlarının varlığı, orman amenajman planı verilerinde
de gösterilmektedir (Turna 2019).
Türkiye’deki Kavak ve Söğütler; Ulusal Kavak
Komisyonunun Ülke Gelişim Raporu 2016-2019’nda
(Velioğlu ve ark. 2020); titrek kavak türünün Türkiye'de 0-
2900 m yükseklik aralığında doğal ormanlarda, bazen
orman topluluklarının gelişiminin ilk şekli olarak saf
meşçere biçiminde ama esas olarak grup ya da bireysel
ağaçlar şeklinde yer aldığı, yaklaşık 287.005,5 hektarlık
geniş bir alanda yayılışının bulunduğu, bu alanların
152.408,8 hektarının verimli koru, kalan 134.596,7
hektarının da bozuk koru ormanı niteliğinde olduğu ve
2019 yılı verilerine göre titrek kavak ormanlarındaki odun
üretimi miktarının 132.134 m3 olduğu bildirilmiştir.
Titrek kavak türü antropojen etkilerle bitki örtüsünden
yoksun olan alanlarda, genellikle geçici orman toplumları
kurarak kendinden sonra gelecek ağaç türlerine elverişli
iklim ve toprak koşulları hazırlayan, öncü tür olarak
bilinmektedir. Oysa Saatçioğlu (1976), Silvikültürün
Biyolojik Esasları ve Prensipleri (Silvikültür I) kitabında
“Yüksek Ekonomik Önemi Olan Kitle Ağaç Türleri (Asli
Türler)” başlığı altında titrek kavak türüne yer
vermektedir. Gerek bu değerlendirme gerekse titrek
kavak türünün ülkemizdeki yayılış alanları ve orman
ekosistemi içerisinde sağlayabileceği bir çok ekolojik,
ekonomik ve silvikültürel fonksiyon göz önüne alındığında
bu türün asli tür olarak değerlendirilmesi gerektiği
söylenebilir. Aktüel durum itibarıyla titrek kavak türünün
geniş alanlarda yayılış göstermesi ve alanlarının her geçen
gün artması ve fonksiyonel özellikleri ile önemli bir orman
ağacı olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim İsviçre’de yapılan
bir çalışmada iklim değişimlerindeki verilerden hareketle,
titrek kavağın 1400 m’deki yayılışının 2000 m ve daha üst
rakımlara doğru kayacağı beklenmektedir. Ayrıca alanı
Avrupa’da en hızlı artan ve iklim değişikliğinden
etkilenmeyecek türlerin başında titrek kavağın olduğu
öngörülmektedir. 1991-2020, 2021-2050 ile 2051-2080
yılları iklim beklentilerine göre titrek kavak habitatında
%36’lık bir artışın olacağı hesaplanmaktadır (Meier 2012).
Ülkemizde Erzurum, Giresun ve Kayseri Orman Bölge
Müdürlüğü sahalarındaki titrek kavak meşcereleri
Titrek kavak (Populus tremula L.) meşcerelerinin ekolojik ve silvikültürel açıdan irdelenmesi: Erciyes Dağı örneği
39 / İ. Turna, F.Atar / AÇÜ Orman Fak Derg 23(2):37-49 (2022)
görülmeye değerdir. Erciyes dağı eteklerinin hakim ağaç
türü olan titrek kavak ormanları için Keleş (2016) “Erciyes
Dağındaki Doğal Titrek Kavak Ormanları Üzerine
Değerlendirmeadlı bir çalışmasında; bölgede 1900-2200
m yükseltilerde orman kuran türün, öncü tür olarak değil
klimaks tür olarak benimsenmesi gerektiğini bildirmiştir.
Titrek kavak odunu geçmişten günümüze çok çeşitli
alanlarda kullanılmaktadır. Bunlar arasında; kibrit çöpü,
kağıt ve selüloz üretiminde, yapı levhalarının ve dış
kısımları ile kaplama levhalarına stabil bir zemin
oluşturmada, kontrplak sanayisinde, sandık kutu gibi
ambalaj ve kürdan üretiminde, iyi kurutularak
mekanlarda, basit köy evlerinin çatı kirişlerinde ve kerpiç
bina iskeletlerinde, jimnastik salonlarında, suni bacak ve
kol protezinde, el sanatları, mutfak aletleri, ayakkabı
topukları, resim tahtaları, oyuncaklar, fıçı tıkaçları, çizim
masaları yapımı vb. alanlar sayılabilir (Berkel 1970,
Bozkurt 1986, Atik 2001). Bununla birlikte Türkiye’de çok
geniş alanlarda yayılış gösteren titrek kavak ormanları
üretim amaçlı işletmecilik ve ıslah çalışmalarına konu
edilmemiştir. Bu çalışmada Erciyes dağı çevresinde doğal
olarak yayılış gösteren titrek kavak ormanlarının alansal
dağılımı, ekolojik ve meşcere kuruluş özellikleri ele
alınmıştır.
MATERYAL VE YÖNTEM
Materyal
Araştırma alanı Kayseri Orman İşletme Müdürlüğü
sınırları içerisinde kalan, Erciyes Dağı yakın çevresinde
doğal olarak yayılış gösteren titrek kavak meşcereleri olup
dağ zirvesinin 25 km yarıçaplı dairesindeki toplam
25492.5 hektar orman alanından oluşmaktadır. Yüksekliği
3916 metre olup, Türkiye’nin beşinci büyük dağıdır. Bu
alanın 5780.5 hektarı Erciyes Orman İşletme Şefliğinde
(OİŞ), kalanı ise Develi Orman İşletmesi sınırları içerisinde
yer almaktadır. Araştırma alanının konumu Şekil 1’de
verilmiştir. Materyal olarak Kayseri Orman Bölge
Müdürlüğü, Kayseri Orman İşletme Müdürlüğü (OİM),
Erciyes ve Develi OİŞ Orman Amenajman Planı verileri,
titrek kavağın meşcere ve memleket haritalarındaki yayılış
alanları ve meşcere tipleri kullanılmıştır. Bununla birlikte
2019 yılında Orman İşletme Müdürlüğü tarafından ilk
aralama müdahalesi yapılmış ve yapılmamış
meşcerelerden 2021 yılında örnekleme alanları alınarak,
bakım müdahalesi görmüş ve görmemiş meşcerelerin
büyüme parametreleri karşılaştırılmıştır.
Şekil 1. Kayseri-Erciyes titrek kavak ormanlarının yayılış alanı
Yöntem
Titrek kavak ormanlarının alansal dağılımındaki değişim,
yetişme ortamı ve meşcere kuruluş özelliklerinin tespiti
için doğal titrek kavak meşcerelerinde teknik incelemeler
yapılmıştır. Bu bağlamda her bir meşcere gelişim çağına
göre 3’er adet ve 400 m2 büyüklüğünde örnek alanlar
alınmıştır. Örnek alanlarda ekolojik özelliklerle birlikte
gelişim çağlarındaki hektardaki birey sayıları, göğüs
yüksekliği çapı, boy ve kapalılık dereceleri tespit
edilmiştir. Ayrıca 2019 yılında Orman İşletme Müdürlüğü
tarafından ilk aralama müdahalesi yapılan (6 adet) ve
bakım müdahalesi yapılmayan (6 adet) aynı yaş ve
bonitetteki saf meşcerelerden toplam 12 adet örnek alan
2021 yılında alınmıştır. Orman İşletme Müdürlüğü
tarafından aralama müdahaleleri hektardaki göğüs
yüzeyinin yaklaşık %30-35’i çıkarılacak şekilde
gerçekleştirilmiştir. Böylece aralama müdahalesi yapılan
ve yapılmayan titrek kavak meşcerelerinin bazı büyüme
parametreleri kıyaslanmıştır. Örnekleme alanlarında
Titrek kavak (Populus tremula L.) meşcerelerinin ekolojik ve silvikültürel açıdan irdelenmesi: Erciyes Dağı örneği
40 / İ. Turna, F.Atar / AÇÜ Orman Fak Derg 23(2):37-49 (2022)
ağaçların göğüs yüksekliği çapı (cm) ve boy (m) değerleri
ölçülmüş, hektardaki göğüs yüzeyi (m2ha-1) değerleri
tespit edilmiştir. Ayrıca Orman Amenajmanı Plan
verilerinden faydalanılarak titrek kavak ormanlarının
alansal olarak aktüel durumu ortaya koyulmuştur.
Elde edilen veriler IBM SPSS 26.0 istatistik paket programı
kullanılarak değerlendirilmiştir. İlk aralama müdahalesi
yapılan ve yapılmayan meşcerelerdeki çap, boy ve göğüs
yüzeyi değerleri arasındaki farkların istatistiksel olarak
anlamlılığını ortaya koymak için bağımsız örneklem T testi
yapılmıştır.
BULGULAR VE TARTIŞMA
Titrek Kavak Ormanlarının Yayılışı
Erciyes dağı eteklerinde ortalama 1800-2600 m rakımlar
arasında doğal yayılış gösteren titrek kavak ormanları
Kayseri OİM sınırları içerisinde kalmaktadır. Titrek kavak
ormanlarının meşcere tipleri bakımından alansal dağılımı
Çizelge 1’de verilmiştir.
Çizelge 1. Titrek kavak meşcerelerinin meşcere tipleri bakımından alansal dağılımı
Orman İşletme
Müdürlüğü
Orman İşletme
Şefliği
Verimli Koru Ormanı
Bozuk Koru Ormanı
Meşçere Tipi
Alanı (Ha)
Meşçere Tipi
Alanı (Ha)
KAYSERİ
Erciyes
Kvab3
26.5
BKv-T
1154.8
Kvab3-T
530.7
BKvMt-T
147.2
KvMzab3
26.8
BMtKv-T
260.0
KvMtab3
20.1
KvMtab3-T
210.6
Toplam
814.7
TOPLAM
1562.0
Develi
Kva
151.7
BKv-T
642.6
Kva3
503.1
Toplam
654.8
TOPLAM
642.6
İşletme Toplamı
1469.5
2204.6
Çizelge 1’deki değerler incelendiğinde, 2017 yılı orman
amenajman planı (Anonim 2017) verilerine göre Kayseri
ve Erciyes OİŞ’de 814.7 hektarı verimli, 1562.0 hektarı
boşluklu koru olmak üzere toplam 2376.7 ha, Develi
OİŞ’de ise 654.8 ha verimli, 642.6 ha bozuk olmak üzere
toplam 1297.4 ha titrek kavak ormanı bulunmaktadır.
Dolayısıyla Kayseri Erciyes dağı yamaçlarında toplamda
1469.5 ha verimli, 2204.6 ha bozuk olmak üzere 3674.1
hektar titrek kavak ormanı bulunmaktadır. Bu alanların
Erciyes OİŞ’de 1712.0 ha, Develi OİŞ de 1297.4 ha olmak
üzere 3009.4 ha saf meşcere, geri kalanı ise titrek
kavak+meşe karışımından oluşmaktadır.
Şekil 2. Develi ve Erciyes OİŞ Titrek Kavak Orman Alanlarının 1984-2019 Yılları İçin Değişimi (Kozan ve ark. 2021)
Titrek kavak (Populus tremula L.) meşcerelerinin ekolojik ve silvikültürel açıdan irdelenmesi: Erciyes Dağı örneği
41 / İ. Turna, F.Atar / AÇÜ Orman Fak Derg 23(2):37-49 (2022)
Erciyes dağı titrek kavak meşcerelerinin zamansal
dağılımının incelendiği bir araştırmada (Kozan ve ark.
2021), 1984 yılından 2019 yılına kadar ki değişim
fotogrametrik yöntemlerle tespit edilmiştir. Buna göre;
titrek kavak orman alanları 1984 yılında Develi OİŞ’de
223.11 hektar, Erciyes OİŞ’de ise 399.06 hektar alana
sahipti. 2019 yılı verilerine re ise bu alanların Develi
OİŞ’de 477.99 hektar, Erciyes OİŞ’de ise 633.33 hektar
olduğu tespit edilmiştir (Şekil 2). Bu verilere göre titrek
kavak orman alanlarının Develi OİŞ’de yaklaşık %114,
Erciyes OİŞ’de ise %59 oranında artmış olduğu
görülmüştür.
Titrek Kavak Ormanlarının Ekolojik Özelikleri
Erciyes dağı ve çevresinde; kalkerli kahverengi, kolüvyal,
kahverengi, organik, alüvyal ve hidromorfik alüvyal
topraklar olmak üzere altı büyük toprak grubu yer
almaktadır. Bunlar içerisinde en yaygın olanı kalkersiz
kahverengi toprak tipidir (Tosunlar ve ark. 1996, Ünaldı
2003). Titrek kavaklar; zonal (asit karakterli orman
toprakları, kahverengi orman toprakları), azonal
(kolüviyal, litosol, regosol topraklar) ve intrazonal takıma
giren topraklar üzerinde özellikle bazalt-andezitler
üzerinde andosol benzeri topraklar ve yüksek dağ-çayır
toprakları üzerinde yayılış gösterir (Atalay 2019). Taze,
geçirgenliği iyi, kumlu balçık, balçık toprakları daha çok
tercih etmektedir. Erciyes dağındaki volkanik kum ve
tüflerin olduğu yerler titrek kavağın yayılmasında etkilidir.
Fizyolojik derinliğin fazla olduğu, çakıllı yamaçlar ile
gevşek yapılı kaya çığları üzerinde de yayılış
göstermektedir. Atalay ve ark. (2021)’e göre Erciyes dağı
çevresinde toprak ve ana materyallerin pH değerleri 6.14-
6.44, kireç oranı %1.15-26.47, organik madde miktarı ise
%0.2-4.8 arasında değişmektedir. Bu değerlere
bakıldığında titrek kavak ormanlarının toprak özellikleri
bakımından çok seçici olmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim
Meier ve ark. (2012)’in Alplerde yaptığı incelemeye göre
de titrek kavağın doğal yayılışında toprak özelliklerinin
etkili olmadığı, hemen her toprak türünde gelişebildiği
ifade edilmektedir.
Erciyes dağı ve çevresinde çeşitli bakı ve rakımlarda iklim
verileri büyük değişiklik göstermektedir. Bu değişiklik bitki
örtüsünü ve ormanların dağılımını etkilemektedir. Kayseri
ve Develi Meteoroloji istasyonu iklim verilerine göre,
dağın gölgeli bakı grubunda yer alan 1093 m rakımlı
Kayseri şehir merkezinde ortalama sıcaklık 10.4°C (9.9°C-
11.5°C), güneşli bakı grubundaki 1180 m rakımlı Develi
ilçesinde 10.9°C (10.8°C-12.0°C)’dir. Kuzey-ney
kesitindeki yıllık ortalama sıcaklık değişimi kuzey bakı için
0.6°C/100 m, güney yamaç için ise 0.4°C hesaplanmıştır
(Kantarcı 2019). Yıllık ortalama yağış miktarları da aynı
alanlar için sırasıyla 394.7 mm ve 369.8 mm olarak
verilmektedir. Yağış ve sıcaklık bakımından Erciyes dağı
titrek kavak ormanlarında yapılan çalışmaya göre,
ortalama 1100 m’den başlayarak 3000 m’yi aşan zirvelere
kadar çıktığı, Kayseri’de 400 mm dolayında olan yıllık
ortalama yağışın, 2200 m rakımdaki Tekir yaylasında 1000
mm’ye yaklaştığı, 3000 m yükseltilerde ise 1500 mm’yi
aştığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla yıllık yağış miktarının
600 mm’nin üzerinde olduğu alanlarda doğal olarak
yetiştiği görülmektedir. Sıcaklık değerleri bakımından ise,
Tekir yaylasında en yüksek sıcaklık değerinin Ağustos
ayında 26.0°C, en düşük sıcaklık değerinin Ocak-Mart
aylarında -28.0°C ve ortalama sıcaklığın ise 5.5-6.0°C
civarında olması, titrek kavağın yetişmesi için olumlu
şartlar olduğunu göstermektedir (Atalay ve ark. 2021).
Buna göre titrek kavakların iklim istekleri bakımından
farklı özelliklere uyum sağladığı, diğer bir ifadeyle
kanaatkâr olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim doğal olarak
yayılış gösterdiği alanlarda yapılan inceleme ve
gözlemlerde hemen her iklim tipinde yaşadığı
görülmektedir. Sıcaklık isteği az, donlara karşı
dayanıklıdır. Bu durum Erciyes dağı özelinde olduğu gibi
yüksek dağ silvikültürü bakımından da önemlidir.
Topografik yapı olarak yükselti bakımından Erciyes dağı
1050 m’den başlayarak 3917 m yükseltiye ulaşmaktadır.
Titrek kavakların doğal yayılışı ise 1400 m’den başlayarak
2200-2600 m’ye kadar çıkmaktadır. Özellikle nemli gölgeli
bakı gruplarında daha kaliteli meşcereler kurmakla
birlikte tüm bakı gruplarında saf ve karışık meşcereleri
görülmektedir. Su açığının artmasına paralel olarak en iyi
meşcerelerin genellikle gölgeli bakı grubunda olduğu
tespit edilmiştir. Titrek kavağın Türkiye doğal yayılış
alanları genel olarak değerlendirildiğinde hemen hemen
bütün eğim gruplarında meşcereler kurmaktadır.
Çalışmaya konu Kayseri Erciyes Dağında yayılış gösteren
titrek kavak meşcerelerine ait eğim değerleri Çizelge 2’de,
Titrek kavak (Populus tremula L.) meşcerelerinin ekolojik ve silvikültürel açıdan irdelenmesi: Erciyes Dağı örneği
42 / İ. Turna, F.Atar / AÇÜ Orman Fak Derg 23(2):37-49 (2022)
eğim gruplarına göre alansal dağılım değerleri ise Şekil
3’te gösterilmiştir.
Çizelge 2. Kayseri Orman İşletme müdürlüğü titrek kavak meşcerelerinin eğim durumu
Meşcere tipi
Erciyes OİŞ
Develi OİŞ
Ort.
Eğim (%)
Min.
Eğim (%)
Mak. Eğim (%)
Ort.
Eğim (%)
Min.
Eğim (%)
Mak.
Eğim (%)
Kva
43
35
68
Kva3
52
31
81
Kvab3
42
41
43
Kvab3-T
49
17
82
BKv-T
36
13
85
35
24
74
KvMtab3
45
38
55
KvMtab3-T
41
27
73
BKvMt-T
37
15
77
BMtKv-T
26
11
50
Ortalama
39
11
85
43
24
81
Şekil 2. Erciyes ve Develi OİŞ titrek kavak meşcerelerinin eğim gruplarına göre alansal dağılımı
Çizelge 2’de verilen eğim değerleri incelendiğinde, Erciyes
OİŞ titrek kavak meşcerelerinin eğimlerinin %11 ile %85
arasında değiştiği ve ortalama eğimin %39 olduğu tespit
edilmiştir. En yüksek ortalama eğim %49 ile Kvab3-T
meşcere tipinde, en düşük ortalama eğim ise %26 ile
BMtKv-T meşcere tipinde mevcuttur. Develi OİŞ titrek
kavak meşcerelerinde eğim değerlerinin %24 ile %81
arasında değiştiği ve ortalama eğimin %43 olduğu
belirlenmiştir. En yüksek ortalama eğim %52 ile Kva3
meşceresinde, en düşük ortalama eğim ise %35 ile BKv-T
meşceresinde tespit edilmiştir. Şekil 4’te gösterilen veriler
irdelendiğinde, Erciyes OİŞ titrek kavak meşcerelerinin
%57’si %21-40 eğim grubunda ve %32.8’i %41-60 eğim
grubunda yer almaktadır. Develi OİŞ titrek kavak
meşcerelerinin de %49.4’ü %21-40 eğim grubunda ve
%42.5’i %41-60 eğim grubunda bulunmaktadır. Kayseri
Erciyes dağı titrek kavak meşcerelerinin yer aldığı her iki
işletme şefliğinde de titrek kavak meşcerelerinin
çoğunlukla %21-40 ve %41-60 eğim grubunda yer aldığı
tespit edilmiştir. Romanya’nın güneyinde (Karpatlar)
doğal yayılış gösteren titrek kavak ormanlarında yapılan
bir araştırmada (Dinca ve Vechiu 2020), titrek kavak
meçcerelerinin %17’sinin düşük (0-20°), %20’sinin orta
(21-30°), %38’inin yüksek (31-40°) ve %25’inin çok yüksek
(41°+) eğim gruplarında yayılış gösterdiği anlaşılmaktadır.
Titrek kavağın hâkim olduğu meşcerelerin yayılış
gösterdiği orman alanlarında yer alan odunsu bitkisel
taksonlar arasında, üst tabakada titrek kavak (Populus
tremula), yer yer münferit, küme ya da gruplar halinde
karşıma giren bazı meşe (Quercus sp.) türleri ile ara ve alt
tabakada yer alan ardıç (Juniperus sp.) ve huş (Betula sp)
gibi ağaç türlerinin yanında ahlat (Prunus sp), kuşburnu
(Rosa canina), alıç (Crataegus sp), çitlembik (Celtis
Titrek kavak (Populus tremula L.) meşcerelerinin ekolojik ve silvikültürel açıdan irdelenmesi: Erciyes Dağı örneği
43 / İ. Turna, F.Atar / AÇÜ Orman Fak Derg 23(2):37-49 (2022)
austrais), badem (Amygdalus ), üvez (Sorbus sp) ve yabani
erik (Prunus spinosa) gibi yabanıl meyveli bitki taksonları
yer almaktadır. Nitekim Erciyes dağı ve yakın çevresinin
florasına ait yapılan araştırmada (Vural ve Aytaç 2005),
bölgenin flora bakımından çok zengin olduğu ortaya
koyulmuş olup, toplanan 2554 bitki örneğinin
değerlendirilmesi sonucu 89 familya ve 433 cinse ait 1170
(1116 tür, 31 alttür, 23 varyete) tür ve tür altı takson
tespit edilmiştir.
Meşcere Kuruluş Özellikleri ve Silvikültürel Çalışmalar
Meşcere kuruluş özelliklerinin bilinmesi, silvikültürel
müdahaleler için gerekli alt yapıyı oluşturması bakımdan
önemlidir. Oluştuğu üreme materyali dikkate alındığında,
tohumlar rüzgâr ve sular sayesinde açıklık alanlara
gidebilmekte ve çimlenebilmektedir. Erciyes dağı titrek
kavak meşcerelerinin ana çıkış noktası tohum kaynaklıdır.
Özellikle herhangi bir nedenle (orman tahribi, yangın vb.)
çıplaklaşan alanlarda ya da başkaca bitki türlerinin
çimlenip gelişim gösteremeyeceği yerlerde (kayalık-
taşlıklar) uygun ortamı (rutubet ve toprak) bulan titrek
kavak tohumlarının çimlenmesi ile birbirinden bağımsız
gençlikler meydana gelmektedir. Bununla birlikte titrek
kavağın biyolojisi gereği kök sürgünü verme yeteneğinin
çok yüksek olması nedeniyle giderek genişleyerek küme
ve gruplar halinde meşcereler oluşturmaktadır. Nitekim
Erciyes dağı çevresinin gerek gölgeli gerekse güneşli bakı
grubunda kalan doğal meşcerelerde yapılan
incelemelerde, titrek kavakların yamaçlardaki taşlıkların
arasına düşen tohumların çimlenmesi ve alttaki kum, mil
ve ince çakılların bulunduğu yarıklı-çatlaklı materyaller
boyunca kök sürgünü vererek genişlediği tespit edilmiştir.
Bu alanlar antropojen etkiler sonucu (meşe ya da sarıçam
gibi türlerin uzaklaştırılması) alana gelmiş değil, doğal
yapısı gereği kültürel olarak değerlendirilemeyen, ancak
hayvancılık ve zirai faaliyetlerin giderek azalması sonucu
oluşmuştur. Bu nedenle Erciyes dağı titrek kavak
ormanlarının tamamına yakınının saf meşcereler olduğu
anlaşılmaktadır.
Giderek genişleyen potansiyel titrek kavak sahalarındaki
meşe türleri ile diğer ağaççık ve çalı taksonları ilerleyen
yıllarda titrek kavakla rekabet edemediğinden (kök
sürgünü verme, ışık isteği, hızlı büyüme) ara ve alt
tabakada kalmaktadır. Meşelerin biyolojisi gereği kök ve
kütük sürgünü verme yeteneği çok yüksek olduğundan
doğal yayılış alanlarındaki meşe sahaları kesilse de tohum
ve sürgün kaynaklı olarak yeniden orman halini
almaktadır. Bu sahaların titrek kavak tarafından istilası
pek mümkün görülmemektedir. Ancak meşe ormanları
içerisinde yarıklı çatlaklı, taşlıklı alanlarda çimlenen titrek
kavaklar ile meşe+titrek kavak ormanları oluşmaktadır.
Titrek kavak ormanlarının meşcere kuruluş özelliklerinin
şekillenmesinde bitki örtüsü kadar insan faktörünün
olduğu bilinmektedir. Özellikle yerel halkın hayvancılık
faaliyetleri, yakacak ve yapacak ihtiyaçları titrek kavak
yayılış alanlarını ve meşcere kuruluş özelliklerini
etkilemektedir.
Meşcere gelişme çağları incelendiğinde aynı alanda küme,
grup ve büyük gruplar halinde gençlik, sıklık, sırıklık-
direklik ve ağaçlık çağında meşcereler görülmektedir. Işık
isteği yüksek olan titrek kavak meşcereleri, kapalılığın
oluşması ile birlikte tek tabakalı kuruluşlar
oluşturmaktadır. Erciyes dağı genelinde ise titrek kavak
meşcerelerinin gerek çağ gerekse boy bakımından
meşcere gelişme çağlarının tümüne ait örnekleri
barındırmaktadır. Yaşlı meşcereden uzaklaştıkça ince
ağaçlık, direklik, sırıklık, sıklık ve gençlik çağındaki
meşcerelerle karşılaşılır. Dolayısıyla meşcere yaşı
bakımından 1 ile 70 yaşına kadar bireylerin olduğu, kendi
içerisinde (meşcere tipi olarak) ise aynı yaşlı meşcereler
şeklindedir. Zira ışık isteği yüksek olan titrek kavak,
işletme amacına göre aynı yaşlı tek tabakalı bir kuruluş
sergilemektedir. Kapalılık durumu incelendiğinde sıkışık,
normal, gevşek, ışıklı ve serbest durum olarak ifade edilen
kapalılık derecelerinin tümünü görmek mümkündür.
Titrek kavak ormanlarının Erciyes dağının kuzeye bakan
yamaçlarında (Hacılar-Asarçiftliği lokasyonunda) lokal
olarak tüm bakı gruplarında yayılış gösterdiği, kuzey ve
doğu bakılarda tamamen saf, batı bakılarda ise kısmen saf
kısmense titrek kavak hakimiyetinde meşelerle karışık
meşcereler kurduğu tespit edilmiştir. Dağın neşli bakı
tarafı olan Develi-Çomaklı mevkilerinde ise güney,
güneydoğu, doğu ve batı bakılarda büyük oranda saf, yer
yerde meşe ile karışık meşcereler kurmaktadır. Dinca ve
Vechiu (2020) Romanya’nın Karpat dağlarındaki titrek
kavak meşcerelerinde yaptığı çalışmada karışım şekli
Titrek kavak (Populus tremula L.) meşcerelerinin ekolojik ve silvikültürel açıdan irdelenmesi: Erciyes Dağı örneği
44 / İ. Turna, F.Atar / AÇÜ Orman Fak Derg 23(2):37-49 (2022)
olarak %47’si münferit, %48’inde küme ve %5’inde ise
grup karışımı olduğu ifade edilmektedir.
Planlı ormancılığın gereği herhangi bir meşcerede
yapılacak silvikültürel faaliyetlerin orman amenajman
planları ile uyumlu, silvikültür planlarına göre tatbik
edilmesi gerekir. Dolayısıyla Erciyes dağı ve çevresine ait
orman amenajman planında titrek kavak meşcerelerinin
bir kısmı yüksek dağ silvikültürü fonksiyonu, bir kısmı
toprak ve doğa koruma ile yüksek dağ ekosistemi
fonksiyonu olarak ayrılmıştır. Fonksiyonel planlara göre
mevcut titrek kavak ormanlarında silvikültürel anlamda
herhangi bir müdahalenin yapılmaması gerekirken, aktüel
yapı itibarıyla silvikültürel müdahaleyi gerektiren
meşcerelerde bazı ön çalışmaların yapılması ve olumlu
sonuçların alınması üzerine Erciyes ve Develi OİŞ
bünyesinde bakım ve gençleştirme çalışmalarına
başlanılmıştır. Bu nedenle titrek kavak meşcerelerinde
yapılan ve yapılması gerekli silvikültürel çalışmalar alt
başlıklar halinde değerlendirilecektir.
Gençleştirme
Türkiye genelinde olduğu gibi Erciyes dağı çevresindeki
titrek kavak ormanlarında da gençleştirmeye yönelik
herhangi bir bilimsel ve uygulamalı çalışmaya
rastlanılmamıştır. Bunun bir nedeni planların odun
üretimine yönelik olmaması, diğeri de titrek kavak
türünün öncü bir tür olduğu ve herhangi çalışmayı
gerektirmediği görüşünün hakim olmasıdır. Bununla
birlikte bakım çalışmaları kapsamında yapılan teknik
müdahalelerde alana gelen kök sürgünü ağırlıklı doğal
gençliklerin, idare süresini doldurmuş titrek kavak
meşcerelerinde gençleştirme yönteminin küçük alanlarda
tıraşlamaya dayalı doğal gençleştirme yöntemi
olabileceğini göstermektedir. Nitekim Worrell (1995),
tohum üretim kapasitesi ve ekolojik uyum değeri
nedeniyle tohuma dayalı gençleştirme mümkün olmakla
birlikte uygulamada zorluklar olduğunu, bütün
araştırmaların vejetatif üretim üzerine yoğunlaştığını
ifade etmektedir. Kök sürgünleri sayesinde önce aynı
kökten birden fazla sürgün çıkmakta, daha sonraki yıllarda
(20-30 yaşlarında) meşceredeki birey sayısı ışık rekabetine
bağlı olarak hektarda 2500-3700 adet sürgüne
düşmektedir. Bu nedenle saf titrek kavak meşcerelerinde
gençleştirme yöntemi tıraşlama esasına dayanır
demektedir. Bir ebeveyn titrek kavak ağacının yüzlerce
kök sürgünü verebileceği, idare süresini doldurmuş bir
meşcerenin tıraşlanması sonucunda hektardaki sürgün
sayısının 50 ile 100 bini aşabileceği ifade edilmektedir
(Børset 1985). Krasny ve Johnson (1992), tıraşlanan alana
gelen sürgün kaynaklı gençliklerin %98’inin kesimi izleyen
ilk vejetasyon döneminde olduğunu belirtmiştir. yük
alan tıraşlama işletmeleri titrek kavağın üstlendiği ekolojik
fonksiyonları ortadan kaldıracağı, özellikle de yaban
hayatı bakımından olumsuzluklara sebep olacağı için
tercih edilmemelidir. Buna karşılık çok küçük alanlarda da
(küme, grup gibi) ışık isteğinin çok yüksek olmasından
dolayı başarılı olunamayacaktır. Zira gölgeye toleransı
olmayan titrek kavağın kendi siperi altında bile gençliği
gelişememektir. Işık isteğinin karşılanabilmesi için
tepenin daima serbest olması istenmektedir.
Bakım
Erciyes dağı titrek kavak meşcereleri mevcut amenajman
planlarında, koruma fonksiyonuna göre işletilmesi
öngörülmüştür. Alınması planlanan silvikültürel eta
miktarları (hektarda 4-5 m3) çok düşük tutulmuş,
silvikültürel müdahalelerle ilgili de herhangi bir açıklama
yapılmamıştır. Bununla birlikte Türkiye ormancılığında
titrek kavağın biyolojisi ve silvikültürü konusunda
araştırma sonuçlarının çok yetersiz olduğu, bazı
çalışmalarında sonuçlanmadığı düşünüldüğünde Erciyes
dağı titrek kavak meşcerelerinde yapılan teknik
uygulamalar ile devam eden bilimsel araştırma sonuçları
ve literatür bilgilerine dayalı olarak değerlendirmeler
yapılmıştır. Nitekim Worrell (1995), İskoçya’da odun
üretimi amaçlı işletilen ormanlarda idare süresinin 40-60
yıl arasında değiştiğini, ince çaplı materyal üretimi için 8-
15 yaş ve ortalama 6-10 m boy kademelerinde 2x3 m
aralık-mesafe kalacak şekilde bakımların yapılmasını
önermektedir. 15-30 yaş kademesinde 5’er yıllık
aralıklarla, daha sonraki yıllarda 7-8 yıl aralıklarla
aralamaların yapılması ve son hasılat etası aşamasında
hektardaki birey sayısının 300-400’e düşürülmesi
gerektiği bildirilmektedir. Hamilton (1976), sanayinin
istekleri doğrultusunda aralama bakımlarının yapılmasını,
endüstrinin düzgün gövdeli materyal istediğini, bu
durumda kısa idare süreli kaliteli tomruk üretimine
Titrek kavak (Populus tremula L.) meşcerelerinin ekolojik ve silvikültürel açıdan irdelenmesi: Erciyes Dağı örneği
45 / İ. Turna, F.Atar / AÇÜ Orman Fak Derg 23(2):37-49 (2022)
yönelik bakımların yapılması gerektiğini vurgulamaktadır.
Kâğıt sanayii, lif-yonga levha gibi sanayii kuruluşları için
ince materyalin değerlendirilmesi durumunda odun
kalitesinden ziyade servetin önemli olduğunu, bunun için
de aralamalardan ziyade kısa idare süreleri ile maksimum
ürün elde etmeye yönelik silvikültürel müdahalelerin
tercih edilmesi gerektiği ifade edilmektedir.
Gençlik ve kültür çağında yapılacak bakım tedbirleri
gençlik ve kültür bakımı olarak uygulanır. Gençlik bakım
tedbirlerinin uygulanmasında gençliğin alana gelişimine
bağlı olarak koruma ve sık doğal gençliklerin seyreltilmesi
önemli bir bakım tedbiridir. Kayseri Orman İşletme
Müdürlüğündeki titrek kavak meşcerelerinde bilinçli bir
doğal ya da yapay gençleştirme çalışması yapılmadığından
gençlik ve kültür bakımları ihmal edilmiştir. Oysa yangın,
arazi tahribatı gibi antrapojen etkilerle sürgünden gelen
gençliklerin seyreltilmesinin özellikle su açığı ve sıcaklık
derecelerindeki değişim nedeniyle yapılması
düşünülmelidir. Ayrıca karışımın düzenlenmesi, hastalıklı
bireylerin alandan uzaklaştırılması ve en önemlisi koruma
tedbirleri ile gençliğin alanda daha sağlıklı yaşaması
mümkün olacaktır. Nitekim bakım müdahaleleri görmüş
40-45 yaşın üzerindeki yaşlı orman emvalinin çıkarıldığı
araştırma alanında yapılan ön incelemelerde 3-4 yaşında
hektardaki birey sayısının 100-200 bin arasında değiştiği,
ortalama boyların 0.5-1.5 m, dip çapların ise 2-8 mm
arasında olduğu tespit edilmiştir. Yine araştırma alanında
yapılan ölçümlerde 3 yaşındaki gençliklerde boyların 0.5-
2.5 metre arasında ve ortalama boyun 1.25 m olduğu,
hektardaki birey sayısının ise 120-180 bin arasında
değiştiği belirlenmiştir. Dolayısıyla gençlikte seyreltme
başta olmak üzere koruma gibi gençlik bakımı
tedbirlerinin uygulanması düşünülmeli ya da en kısa
zamanda araştırmalara konu edilmelidir. Zira titrek kavak
gençlikleri geyik, karaca gibi yaban hayvanları yanında
koyun ve inek gibi evcil hayvanlar tarafından da sevilerek
yenmektedir. Nitekim Myking ve ark. (2011), Avrupa’da
geyikler başta olmak üzere çok sayıda yaban hayvanları
için titrek kavak ormanlarının önemli bir besin kaynağı
olduğunu, gençlik çağında önemli derecede zararlar
yaptıklarını, buna karşılık avlanma dönemlerinde bu
zararın azaldığını tespit etmiştir. Perala ve ark. (1999),
aynı yaşlı saf titrek kavak meşcerelerinde idare süresinde
(50 yıl), doğal rekabetten, bakım kesimlerinden ya da
yangın vb. nedenlerle hektardaki birey sayısının 1000
adedin altına inmesi durumunda, kök sürgünü kaynaklı
alana gelen gençlik sayısının 10000 ile 100000 adet/ha
arasında olabileceğini ifade etmektedir.
Sıklık çağında seyreltme amaçlı ayıklama kesimleri, titrek
kavak meşcerelerinin geleceği açısından çok önemlidir.
Erciyes dağı saf titrek kavak meşcerelerinde işletme
amaçlarına bağlı olarak ayıklama müdahalelerine
başlanmalıdır. Zira Develi OİŞ 654.8 ha normal, 642.6 ha
bozuk olmak üzere toplam 1297.4 ha sıklık çağında saf
meşcere bulunmaktadır. Işık isteği yüksek olan kavak
meşcerelerinde tabii dal budanması ve gövde ayrılmaları
çok şiddetli olarak gerçekleşir. Nitekim yapılan bir
çalışmada (Ha 2018), kâğıt üretiminin amaçlandığı doğal
meşcerelerde sıklık derecesinin hektarda 1100 birey
olmasının büyüme, üretim ve kalite bakımından yeterli
olduğu, yüksek kaliteli tomruk üretiminde ise şiddetli
müdahalelerle (550 adet/ha) meşcereye bakım yapılması
önerilmektedir. Bununla birlikte aynı çalışmada biyoenerji
üretimine yönelik işletmelerde ise bakım kesimlerine
gerek olmadığı (hektardaki birey sayısı 6000 adet), ya da
zayıf müdahalelerle hektardaki birey sayısının 3000 adet
olması gerektiği belirtilmektedir. Çalışma kapsamında
sıklık çağındaki titrek kavak meşcerelerinde yapılan
örneklemelerde göğüs yüksekliği çap değerlerinin 2.80 cm
ile 12.30 cm arasında değiştiği ve ortalama çapın 7.42 cm
olduğu tespit edilmiştir. Hektardaki canlı ağaç sayısının
7500 adet olduğu belirlenmiştir. Dikili kuru birey sayısı ise
hektarda 6150 adet hesaplanmıştır. Buna göre sıklık
çağının ileri aşamasında alandaki bireylerin yaklaşık
%45’inin dikili kuru halde olduğu anlaşılmaktadır. Bu
durum sıkışık kapalılıktaki titrek kavak meşcerelerinde
doğal dal budanması ve gövde ayrılmalarının şiddetli
olduğunu göstermektedir.
Sırıklık, direklik, ince ve kalın ağaçlık çağlarında
yapılması gerekli bakım müdahaleleri aralama tedbirleri
olarak ele alınır. Çalışma kapsamında hiç bakım
müdahalesi görmemiş ancak ilk aralamaya konu
olabilecek saf titrek kavak meşcereleri ile 2019 yılında ilk
aralama müdahalesi yapılmış meşcerelere ait ortalama
çap, boy ve hektardaki göğüs yüzeyi değerleri (2021 yılı
ölçümleri) ile bağımsız örneklem T testine ilişkin sonuçlar
Çizelge 3’te verilmiştir.
Titrek kavak (Populus tremula L.) meşcerelerinin ekolojik ve silvikültürel açıdan irdelenmesi: Erciyes Dağı örneği
46 / İ. Turna, F.Atar / AÇÜ Orman Fak Derg 23(2):37-49 (2022)
Çizelge 3. İlk aralama müdahalesi yapılan ve yapılmayan meşcerelere ilişkin veriler
Örnekleme
Alanı
Ölçülen Karakter
Bakım Müdahalesi
Ağaç/ha
Ort.
Min.
Mak.
Önem Düzeyi
(P)
Erciyes
Göğüs Çapı (cm)
Yapılan
1250
11.54
5.90
19.82
0.000
Yapılmayan
5900
9.37
4.80
15.61
Boy (m)
Yapılan
1250
13.05
7.60
16.70
0.000
Yapılmayan
5900
11.04
4.10
16.00
Göğüs Yüzeyi (m2ha-1)
Yapılan
1250
14.08
10.51
17.47
0.000
Yapılmayan
5900
40.87
36.74
44.52
Develi
Göğüs Çapı (cm)
Yapılan
1270
14.60
4.90
23.71
0.000
Yapılmayan
4500
11.02
4.77
21.15
Boy (m)
Yapılan
1270
13.96
8.40
19.40
0.000
Yapılmayan
4500
11.26
6.30
17.60
Göğüs Yüzeyi (m2ha-1)
Yapılan
1270
22.04
19.93
24.72
0.000
Yapılmayan
4500
41.28
35.33
45.42
Çizelge 3’de verilen değerlere bakıldığında, her iki
örnekleme alanında da çap ve boy değerleri bakımından
en yüksek değerlerin aralama müdahalesi yapılan
alanlarda elde edildiği tespit edilmiştir. Ayrıca Develi
örnekleme alanına ait çap ve boy değerlerinin Erciyes
örnekleme alanına göre daha fazla olduğu belirlenmiştir.
Hektardaki toplam göğüs yüzeyi değerleri incelendiğinde
ise aralama müdahalesi yapılmayan alanların müdahale
yapılan alanlara göre önemli oranda yüksek değerlere
sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Nitekim müdahale
sonrasında hektardaki ağaç sayılarının Erciyes örnekleme
alanında 1250 adet ve Develi örnekleme alanında 1270
adet iken, bakım müdahalesi yapılmayan Erciyes
örnekleme alanında 5900 adet ve Develi örnekleme
alanında 4500 adet olduğu göz önüne alındığında
hektardaki toplam göğüs yüzeyindeki farkın iki yıl gibi kısa
bir artım zamanı için beklenen bir durum olduğu
söylenebilir. Ortalama boy artımının Erciyes için 1.0 m/yıl,
Develi için 1.35 m/yıl olduğu, göğüs yüksekliği çap
artımının ise Erciyes için 1.08 cm/yıl, Develi için 1.79
cm/yıl olduğu görülmektedir. Bununla birlikte aralama
müdahalesi yapılan ve yapılmayan alanlardaki çap, boy ve
hektardaki toplam göğüs yüzeyi arasındaki farkların
istatistiksel olarak %99 güven düzeyinde anlamlı olduğu
ortaya koyulmuştur. Kayseri Orman İşletme Müdürlüğü
Erciyes OİŞ bünyesinde 2020 ve 2021 yıllında, Develi OİŞ
ise 2020 yılında titrek kavak meşcerelerinde ilk aralama
çalışmalarına başlanılmış ve elde edilen toplam eta
miktarları Çizelge 4’te gösterilmiştir.
Çizelge 4. Erciyes Orman İşletme Şefliği bünyesindeki titrek kavak meşcereleri aralama müdahalesi kapsamında alınan eta miktarları
Şefliği
Uygulama Yılı
Bölme No
Meşcere tipi
Alanı
Plan verisi m3/ha
Alınan eta m3/ha
Toplam eta miktarı
(m3)
Erciyes
2020
1574
Kvab3-T
29.1
4.0
86.0
2505
2021
1478
Kvab3-T
51.1
4.0
62.5
3194
Develi
2020
167
Kva3
29.8
0
40.0
1192
169
Kva3
37.5
0
43.3
1624
170
Kva3
29.5
0
42.6
1261
2017 yılı Amenajman plan verilerine göre meşcere tipleri,
işletme sınıfları ve fonksiyonlara göre bakım etası
miktarları dağılışı incelendiğinde de (Çizelge 5); saf kavak
meşcerelerinin üç ayrı fonksiyona ayrılarak işletilmesi
gerektiği ve bunların toprak koruma (TK), doğayı koruma
(DK) ve yüksek dağ ekosistemi (YDE) fonksiyonları olduğu
görülmektedir. Her bir meşcere tipine bağlı olarak
hektarda alınması gerekli eta miktarları ile bölmedeki
toplam eta miktarları ağaç türüne bağlı olarak Çizelge 5’de
verilmiştir. Plana göre kesim yılının 2027-2036 olduğu
belirtilmektedir. Oysa yerinde yapılan teknik
incelemelerde saf titrek kavak meşcerelerinde örnekleme
yöntemiyle ilk aralama kesimlerinde alınması için gerekli
silvikültürel etanın çok daha yüksek olduğu belirlenmiş
olup, buna bağlı olarak ilgili orman işletme müdürlüğü
tarafından 2020 yılında Kvab3-T meşcere tipinde hektarda
Titrek kavak (Populus tremula L.) meşcerelerinin ekolojik ve silvikültürel açıdan irdelenmesi: Erciyes Dağı örneği
47 / İ. Turna, F.Atar / AÇÜ Orman Fak Derg 23(2):37-49 (2022)
alınan eta miktarı 86.0 m3 olarak hesaplanmış ve buna
göre uygulamalar yapılmıştır. 2021 yılında müdahale
edilen başka bir Kvab3-T meşcere tipinde de hektarda
62.5 m3 oranında bir bakım etasının alındığı görülmüştür.
Erciyes Orman İşletme şefliğinde 2020 yılında 29.1
hektarlık bir alandan 2505 m3, 2021 yılında da 51.1
hektarlık bir alana müdahale edilerek 3194 m3 servet
alınmıştır. Silvikültürel müdahalelerin 2022 yılında da
devam edeceği planlanmıştır. Develi OİŞ’de ise plan verisi
verilmeyen üç bölmede hektarda ortalama 42.0 m3
oranında bir servet karşılığında toplamda 4482 ster lif
yonga ürünü elde edilmiştir.
Çizelge 5. Amenajman plan verilerine göre meşcere tipleri, işletme sınıfları, fonksiyonlara göre bakım etası miktarları
Meşcere Tipi
İşl. Sınıfı
Fonksiyonu
Alanı (ha)
Ağaç Türü
Eta (m3/ha)
Eta (m3)
Kvab3
G
Tk
13.2
Kv-Çs
8
106
Kvab3-T
B
Dk
29.0
Kv-Çs
6
174
Kvab3-T
C
YDE
501.7
Kv-Çs
4
2006
KvMtab3
A
Dk
9.1
Kv-Mt
6
45-9
KvMtab3
C
YDE
4.6
Kv-Mt
3
14-0
KvMtab3
G
Tk
6.4
Kv-Mt
6.9
38-6
KvMtab3-T
B
Dk
134.9
Kv-Mt
4
404-135
KvMtab3-T
C
YDE
60.4
Kv-Mt
2.0
121-0
KvMtab3-T
G
Tk
15.3
Kv-Mt
5
61-15
A:Doğayı Koruma İşletme Sınıfı, B:Doğayı Koruma (Koruya Tahvil) İşletme Sınıfı, C: Yüksek Dağ Orman Ekosistemi İşletme nıfı, G:Toprak Koruma
(Koruya Tahvil) İşletme Sınıfı, Tk: Toprak Koruma, Dk: Doğa Koruma, YDE: Yüksek Dağ Ekosistemi
Aralama konusunda titrek kavak türü ile ilgili olarak
sanayinin istekleri doğrultusunda, düzgün gövdeli
materyal amacı ile kısa idare süreli kaliteli tel direk,
maden direk ve tomruk üretimine (Güzel ve Daşdemir
2020) yönelik bakım müdahaleleri yapılabilir. Kâğıt
sanayii, lif-yonga levha gibi sanayii kuruluşları için ince
materyalin değerlendirilmesi durumunda odun
kalitesinden ziyade servetin önemli olduğu, bunun için de
aralamalardan ziyade kısa idare süreleri ile maksimum
ürün elde etmek amaçlı silvikültürel dahaleler tercih
edilir (Hamilton 1976). Jones ve Shepperd (1985)
yaptıkları çalışmada; meşcere bir kez aralamaya tabi
tutulacaksa galip bireyler 8 m boya ve 5-8 cm çapa sahip
olana kadar beklemek gerektiğini belirtmiştir. Aralamanın
2.5 m × 2.5 m aralık mesafe bırakılarak hektarda 1730
birey kalacak şekilde yapılmasını, öte yandan, galip ve yarı
galip bireyler 11 m boya ulaştığında 4.6 m × 4.6 m aralık
mesafe ile aralama yapılmasını ve hektardaki birey
sayısının 494 olmasını önermişlerdir. Børset (1976) ise
genel olarak titrek kavak için tepe tacının ağaç boyunun
%40-50’sini geçmesi durumunda aralamalara
başlanılması gerektiğini belirtmektedir. Yalnızca 2-3 kez
aralama yapılmasını, ilk aralamada hektardaki birey
sayısının 700-1000 adet, ikinci aralamada 16-17 m üst
boyda, birey sayısının 350-700 adet ve üçüncü aralamada
ise 20-23 m ortalama boy, birey sayısının ise 350-400
adet/ha olarak kabul edilebileceğini belirtmektedir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Erciyes dağı titrek kavak ormanlarının zamansal
dağılımına ilişkin sonuçlara bakıldığında orman alanlarının
giderek arttığı anlaşılmaktadır. Bu artışın ana
nedenlerinden biri, Alpin sahalardaki hayvancılık
(otlatma) baskısının ortadan kalkmış olmasıdır. Ayrıca
potansiyel titrek kavak sahalarında yapılmakta olan
tarımsal faaliyetlerin kırsaldan kente göç nedeniyle
azalmasına bağlı olarak terk edilen tarım alanları titrek
kavak gençliği için uygun sahalar oluşturmaktadır.
Erciyes dağı titrek kavak ormanlarının oluşum süreci
incelendiğinde kısmen meşe sahalarının antropojen
etkilerle uzaklaşması, kısmense tamamen ormansız açık
alanların terk edilmesi sonucu meydana geldiği, gelişim
süreci ve meşcere kuruluş özelliklerine göre de öncü tür
değil klimaks meşcereler oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Dolayıyla titrek kavak ormanlarının gerek süksesyon
aşamaları ve gerekse yetişme ortamı koşullarına göre
işletme amaçlarının yeniden belirlenmesi ve silvikültürün
gereği olarak müdahalelerin zamanında yapılması
önemlidir. Ekolojik fonksiyonlu alanlarda koruma ve ılımlı
müdahaleler, üretim fonksiyonlu yerlerde ise araştırma
sonuçlarına göre gerekli müdahalelerin aynı olmayacağı
ormancılık disiplini bakımından bilinen bir gerçektir.
Titrek kavak (Populus tremula L.) meşcerelerinin ekolojik ve silvikültürel açıdan irdelenmesi: Erciyes Dağı örneği
48 / İ. Turna, F.Atar / AÇÜ Orman Fak Derg 23(2):37-49 (2022)
Titrek kavak orman ekosistemlerinde çok önemli
fonksiyonlar yerine getirilmektedir. Terk edilmiş ya da
potansiyel yetişme ortamlarına ilk yerleşen, daha sonra
yetişme ortamı koşullarındaki iyileşmeler sonrası çok
çeşitli fonksiyonları yerine getiren ormanların ekosistem
tabanlı planlanması ve işletilmesi sağlanmalıdır. Titrek
kavak ormanlarını gelişim çağlarına bağlı olarak
silvikültürün gereklerine göre müdahalelere konu
edilmesi, böylece sürdürülebilirliğin sağlanması gerekir.
Titrek kavağın doğal yayılış alanlarında ekosistemi
rehabilite etmesi yanında görsel kalitesi nedeniyle eko-
turizm açısından değerlendirilmesi, biyolojik çeşitliliğe
(flora ve fauna) katkısı yönüyle sürdürülebilirliğinin
sağlanması gerekmektedir. Kaliteli meşcerelerden oluşan
bölgede ıslah çalışmalarına biran önce başlanılmalı, gen
koruma, tohum meşceresi gibi ıslahın temelini oluşturan
çalışmalar yapılmalıdır. Böylece genetik kaynakların
yerinde korunması ile türde yapılacak ıslah çalışmalarına
altlık oluşturulmuş olunacaktır. Ayrıca titrek kavak
ormanlarının toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerine
etkilerinin de irdelendiği çalışmaların yapılması önerilir.
TEŞEKKÜR
Bu çalışmanın arazi aşamasında değerli yardımlarını
esirgemeyen Kayseri Orman Bölge Müdürlüğü ve Kayseri
Orman İşletme Müdürlüğü teknik ekibine teşekkür ederiz.
KAYNAKLAR
Anonim (2017) Erciyes Orman İşletme Şefliği Amenajman Planı. Orman
Genel Müdürlüğü, Orman İdaresi ve Planlama dairesi Başkanlığı,
Ankara
Atalay İ (2019) Titrek kavak topluluklarını ekolojik özellikleri ile tohum
transferi ve ağaçlandırma açısından bölgelere ayrılması. Kavak ve
Hızlı Gelişen Orman ağaçları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Yayını,
No: 274, Kocaeli
Atalay İ, Kozan H, Altunbaş S, Tamyüksel H (2021) Erciyes dağı ve Sivas
dolaysında titrek kavağı (Populus tremula l.) yetiştirme ve
geliştirme olanakları. Kayseri Orman Bölge Müdürlüğü, Başak
Matbaacılık Tanıtım A.Ş. ISBN:978-605-7599-80-3 Kayseri
Atik C (2001) Farklı pişirme yöntemleri ile titrek kavak (Populus
tremula L.)’tan yüksek verimli kağıt hamuru elde etme olanakları.
İ.Ü Orman Fakültesi Dergisi 51(1): 43-51
Berkel A (1970) Wood material technology (Volume 1). Istanbul
University Publication No: 1448, Faculty of Forestry Pablication No:
147, Kurtulmuş Press, İstanbu
Børset O (1976) Birch, Aspen and Alder; a Guide to Practicl Forestry.
Nor. Landbrukshogsk. Arsmeld, Norway
Børset O (1985) Bjørk osp or - Veiledning for det praktiske skogbruk.
Institutt for skogskjøtsel, Norges lantbrukshøgskole. (in
Norwegian)
Bozkurt Y (1986) Odun teknolojisi. İstanbul Üniversitesi, Yayın no:
3403, Fakülte Yayın No: 380, İstanbul
Dinca L, Vechiu E (2020) The Aspen (Populus tremula L.) from the
southern carpathıans. Current Trends in Natural Sciences 9(17):
168-174
Gifford GF (1966) Aspen root studies on three sites in northern Utah.
American Midland Naturalist 75(1): 132-141
Güzel AO, Daşdemir İ (2020) Erciyes Yöresi Titrek Kavak
Meşcerelerinde İlk Aralama Bakımlarının Ekonomik Analizi. Bartın
Orman Fakültesi Dergisi 22(3): 953-962
Ha TN (2018) Effects of thinning on growth and development of second
poplar generations. Swedish University of Agricultural Sciences,
Southern Swedish Forest Research Centre Master Thesis, Alnarp
Hamilton GJ (1976) Effects of line thinning on increment, aspects of
thinning. Forestry Commission Bulletin No: 55.
Jobling J (1990) Poplars for wood production and amenity. Forest
Commission Bulletin No: 92.
Jones JR, Shepperd WD (1985) Intermediate Treatments. In: DeByle,
Norbert V.; Winokur, Robert P., Editors. Aspen: Ecology and
Management in the Western United States. USDA Forest Service
General Technical Report RM-119. Rocky Mountain Forest and
Range Experiment Station, Fort Collins, Colo, pp 209-216
Kantarcı D (2019) Isınma/Kuraklaşma sürecinde Erciyes Dağı’nın
yükselti/iklim kuşaklarındaki değişimler ve etkileri üzerine ekolojik
değerlendirmeler. Titrek Kavak’ın (Populus tremula L.) Biyolojisi,
Silvikültürel Özellikleri ve Orman Endüstrisinde Kullanımı Çalıştayı,
17-19 Eylül, Kayseri
Kayacık H (1981) Orman ve Park Ağaçları Özel Sistematiği II. Cilt
Angiospermae (Kapalı Tohumlular), İÜ. Yayın No: 2766, O.F. Yayın
No: 287, İstanbul
Keleş H (2016) Erciyes dağındaki doğal Titrek Kavak (Populus tremula
L.) ormanları üzerine değerlendirme. Erciyes Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 32(3):14-27
Kozan H, Kılıç Y, Turna İ (2021) Erciyes dağındaki titrek kavak
meşçerelerinin dünden bugüne gelişimi. IV. Ulusal Karadeniz
Ormancılık Kongresi, Trabzon, s 99
Krasny M, Johnson E (1992) Stand development in aspen clones. Can.
J. For. Res. 22: 1424-1429
McDonough WT (1979) Quakıng aspen seed germination and early
seedlıng growth, USDA Forest Service Research Paper. INT-234. US
Meier ES, Lischke H, Schmatz DR, Zimmermann NE (2012) Climate,
competition and connectivity affect future migration and ranges of
European trees. Global Ecology and Biogeography 21: 164-178
Myking T, Bøhler F, Austrheim G, Solberg EJ (2011) Life history
strategies of aspen (Populus tremula L.) and browsing effects: a
literature review. Forestry 84(1): 61-71
Öner N, Aslan S (2002) Titrek Kavak (Populus tremula L.) odununun
teknolojik özellikleri ve kullanım yerleri, SDÜ Orman Fakültesi
Dergisi 1: 135-146
Perala DA, Leary RA, Cieszewski CJ (1999) Self-thinning and stockability
of the circumboreal aspens (Populus tremuloides Michx., and P.
tremula L.). USDA, Forest Service, Research Paper No: 335
Saatçioğlu F (1976) Silvikültür I (Silvikültürün Biyolojik Esasları ve
Prensipleri). İ.Ü Orman Fakültesi yayını, No: 222
Tosunlar O, Kolukısa A, Altunel E, Çetinkaya A (1996) Kayseri İli Arazi
Varlığı, Ankara: Rapor No: 38, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Turna İ (2019) Titrek Kavak (Populus tremula L.) ormanlarının
silvikültürel açıdan değerlendirilmesi. titrek kavak’ın (Populus
tremula l.) biyolojisi, Silvikültürel Özellikleri ve Orman
Endüstrisinde Kullanımı Çalıştayı. 17-19 Eylül. Kayseri
Titrek kavak (Populus tremula L.) meşcerelerinin ekolojik ve silvikültürel açıdan irdelenmesi: Erciyes Dağı örneği
49 / İ. Turna, F.Atar / AÇÜ Orman Fak Derg 23(2):37-49 (2022)
Turna İ, Atar F (2019) Silvicultural evaluation of european aspen
(Populus tremula L.) forests ın erciyes mountain. III. International
Mediterranean Forest and Environment Symposium,
Kahramanmaraş, Türkiye, pp 399-404
Ünaldı E (2003) Erciyes Dağının Fiziki Coğrafyası. İstanbul: Çantay
Kitabevi
Velioğlu E, Akgül S (2016) Poplars and willows in turkey: country
progress report of the national poplar commision. Time period:
2012-2015, Poplar and Fast Growing Forest Trees Research
Institute, İzmit/Turkey
Velioğlu E, Bostancı YS, Akgül S (2020) Poplars and other fast-growing
trees in turkey: country progress report for the ınternational
poplar commission. Time period: 2016-2019, Poplar and Fast
Growing Forest Trees Research Institute, İzmit/Turkey
Vural C, Aytaç Z (2005) The Flora of Erciyes Dağı (Kayseri, Turkey). Turk
J Bot. 29:185-236
Worrell R (1995) European aspen (Populus tremula L.): a review with
particular reference to Scotland II. Values, silviculture and
utilization. Forestry: An International Journal of Forest Research
68(3): 231-244
Yaltırık F (1993) Dendroloji Ders Kitabı II Angiospermae (Kapalı
Tohumlular), Bölüm I, 2. Baskı, İstanbul
... Although literature on the species' distribution areas in Türkiye often states its absence in the Southeast and the steppe regions of Central Anatolia, natural occurrences have been identified through field surveys and incorporated into management plans in regions such as Kayseri, Sivas, Bitlis, Bingöl, Van, Siirt, and Hakkari within the Inner and Eastern Anatolian territories, where it forms extensive stands. This situation has been reported in studies conducted by Atalay (2019), Atalay et al. (2021), Turna et al. (2021), and Turna and Atar (2022). Özel et al. (2018), in a study conducted in the Erzurum-Pasinler region, found that aspen trees in this region are the second closest tree species to the tree line after Scots pine, which are found in the subalpine and war zones. ...
... Throughout Türkiye, it reaches up to the upper forest limit. Depending on geographical regions, it extends from 2000-2600 meters on Mount Erciyes to 2400-2500 meters in the Northeast Anatolia region (Turna & Atar, 2019;2022). Additionally, Velioğlu et al. (2020) report that the European aspen species in Türkiye exists within the natural forests within the altitude range of 0-2900 meters, sometimes appearing as pure forest stands, but primarily as groups or individual trees, often as the initial form of forest communities. ...
... The European aspen is a light-demanding species with no tolerance for shade. Its youth cannot develop under its own crown closure (Turna & Atar, 2022). These characteristics are crucial in silvicultural interventions. ...
Article
Full-text available
The aim of the study is to analyze the studies that have been done and need to be done on the general characteristics, distribution areas, and silviculture of European aspen stands naturally distributed in Türkiye. In the study, data obtained from the General Directorate of Forestry, Department of Forest Administration, and Planning for the year 2019 was used as the material. With these data, the spatial extent of European aspen stands in Türkiye was determined. Based on the obtained data, pure stands of European aspen, primarily in the regions where they have the most extensive spatial distribution, were examined on-site. Additionally, by evaluating the planning data in comparison with the current situation, European aspen stands were analyzed from a silvicultural perspective. The study determined that the total extent of European aspen forests in Türkiye is 278,013.7 hectares. Of the European aspen stands in Türkiye, 40.4% are in Elazığ, 17.3% in Erzurum, 15.7% in Trabzon, 11.4% in Kayseri, and 7.5% in Giresun Regional Directorates of Forestry. Furthermore, 92.3% of European aspen stands are located within these five regional directorates. Moreover, in Türkiye, 34,916.6 hectares of pure aspen stands and 13,745.6 hectares of stands dominated by aspen exhibit degraded qualities. Depending on the developmental stages, the largest spatial distribution in both pure stands (8,886.3 ha) and stands dominated by aspen (6,071.3 ha) has been identified in the ab developmental stages. When examining the developmental stages of European aspen in Türkiye, it's generally observed that young European aspen stands prevail. The management objective of same-aged pure and mixed aspen forests should be redefined according to both the succession stages and habitat conditions. In stands with ecological functions, protection and moderate interventions must be made, and in stands with production functions, necessary tending interventions must be made on time and sustainability must be ensured.
Article
Full-text available
Within the Carpathians, the Southern Carpathians are located in the South part and contains the largest number of peaks situated at over 2500 meters altitude. Aspen (Populus tremula L.) is a pioneer species with a rapid growth, usually found in the temperate and boreal areas from Eurasia. In our country, the species is present in hill and mountain areas, up to 1600 m in altitude and in mixture forests. The purpose of this article is to analyze aspen strands from the Southern Carpathians from the point of view of site and growth conditions. In order to achieve this, we have used data from forest management plans realized during 1982 - 2006 for 35 forest districts located in this area. The stand and site characteristics that were analyzed were the following: location, pruning, current growth, production class, structure, slope, exposition, altitude and forest type. The surface occupied by aspen stands in the Southern Carpathians is of 2302 ha, with the majority located in the southeast part. Aspen stands from this area are characterized by a mixt or intimate mixture, low pruning, current growth of 0.4-0.8 m3/year/ha, medium and inferior production classes, and an even-aged, relatively even-aged and relatively uneven-aged structure. They vegetate on fields with a high or very high slope, at average altitudes between 700 and 1100 m, in mountain common beech stands or fir, Norway spruce and common beech mixtures.
Article
Full-text available
Aspen (Populus tremula L.) is associated with high biodiversity and provides high-quality forage for wild browsing herbivores in boreal and temperate ecosystems. The long-term persistence of aspen in many regions in Scandinavia has been questioned due to the historically high browsing levels. We here review the basic ecology, genetics and life histories of aspen in a browsing context. Browsers can suppress the regeneration of aspen and the relatively short lifespan of the trees result in frequent regeneration cycles and concurrent exposure to browsers. In the long term, browsing may reduce recruitment and delay maturation, increase mortality and ultimately cause a decline of aspen. Norwegian forest inventory data indicate a reduced recruitment rate of young aspen (diameter at breast height; 60–79 mm) during the last 25 years, but it is unclear whether this is all due to browsing. Regeneration may also be hampered by lack of disturbance. Recent genetic studies have shown that aspen may have substantial regeneration by seeds, which allows for effective migration. The main conclusion of this review is that although browsing may affect demography and local abundance of aspen, it is very unlikely to lead to the eradication of the species in Fennoscandia.
Article
Full-text available
Aim Species ranges have adapted during the Holocene to altering climate conditions, but it remains unclear if species will be able to keep pace with recent and future climate change. The goal of our study is to assess the influence of changing macroclimate, competition and habitat connectivity on the migration rates of 14 tree species. We also compare the projections of range shifts from species distribution models (SDMs) that incorporate realistic migration rates with classical models that assume no or unlimited migration. Location Europe. Methods We calibrated SDMs with species abundance data from 5768 forest plots from ICP Forest Level 1 in relation to climate, topography, soil and land-use data to predict current and future tree distributions. To predict future species ranges from these models, we applied three migration scenarios: no migration, unlimited migration and realistic migration. The migration rates for the SDMs incorporating realistic migration were estimated according to macroclimate, inter-specific competition and habitat connectivity from simulation experiments with a spatially explicit process model (TreeMig). From these relationships, we then developed a migration cost surface to constrain the predicted distributions of the SDMs. Results The distributions of early-successional species during the 21st century predicted by SDMs that incorporate realistic migration matched quite well with the unlimited migration assumption (mean migration rate over Europe for A1fi/GRAS climate and land-use change scenario 156.7 ± 79.1 m year−1 and for B1/SEDG 164.3 ± 84.2 m year−1). The predicted distributions of mid- to late-successional species matched better with the no migration assumption (A1fi/GRAS, 15.2 ± 24.5 m year−1 and B1/SEDG, 16.0 ± 25.6 m year−1). Inter-specific competition, which is higher under favourable growing conditions, reduced range shift velocity more than did adverse macroclimatic conditions (i.e. very cold or dry climate). Habitat fragmentation also led to considerable time lags in range shifts. Main conclusions Migration rates depend on species traits, competition, spatial habitat configuration and climatic conditions. As a result, re-adjustments of species ranges to climate and land-use change are complex and very individualistic, yet still quite predictable. Early-successional species track climate change almost instantaneously while mid- to late- successional species were predicted to migrate very slowly.
Article
Full-text available
This research details the flora of Erciyes Daǧi, situated in the province of Kayseri in Central Anatolia, entirely within the Irano-Turanian phytogeographic region. A total of 2554 plant specimens were collected from the research area between 1996 and 2002. An evaluation of these specimens revealed 89 families, 433 genera and 1170 taxa (1116 species, 31 subspecies and 23 varieties). Of the 1170 taxa, 11 are pteridophytes, 12 gymnosperms and 1147 angiosperms (979 dicotyledons and 168 monocotyledons). Of these taxa, 36 are cultivars. According to the number of taxa, Asteraceae, Fabaceae and Poaceae are the largest families (137 Asteraceae, 116 Fabaceae, 88 Poaceae). The largest genera are Astragalus L. (40 taxa), Silene L. (22 taxa) and Veronica L. (19 taxa). The distribution of phytogeographic elements is as follows: Irano-Turanian 347 (29.7%), Mediterranean 79 (6.8%), Euro-Siberian 69 (5.9%) and others 675 (57.6%). Of the 194 (17.2%) endemic taxa in this area, 10 are peculiar to Erciyes Daǧi. Known only from their types, Hieracium argaeum (Zahn) Seil & West and Asyneuma trichostegium (Boiss.) Bomm. were collected for the second time. The 161 taxa are new records for the square B5.
Article
Full-text available
In our analysis, we ask three questions: 1. Do circumboreal aspens (Populus tremuloides Michx., and P. tremula L.) self-thin in a consistent manner? (If available evidence forces us to answer negatively, questions 2 and 3 are inappropriate.) 2. Do the sites where these aspens grow support generally the same level of tree density for a given average tree size? 3. If the levels are different, can generally available local climate information account for the differences?
Article
Full-text available
Bu araştırmada; Türkiye ve Dünya’da geniş doğal yayılışı bulunan ve odunu, odun kökenli sanayiinin bazı dallarında önemli ölçüde kullanılan, Titrek Kavak (Populus tremula L.)’ın doğal yayılışı, botanik, anatomik, teknolojik özellikleri ve kullanım yerleri incelenmiştir. Bu bağlamda, Titrek Kavak’ın odununa ilişkin hava kurusu ve tam kuru özgül ağırlıkları, hacim ağırlık değeri, odunun toplam hacimsel çekme ve şişme yüzdeleri gibi fiziksel özellikler ile liflere paralel basınç, eğilme, dinamik eğilme, liflere paralel makaslama dirençleri ve Janka sertlik değeri gibi mekanik özellikler;Öner(1996),Erten ve ark.(1995) tarafından yapılan araştırmalardan elde edilmiştir. Öner(1996) tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre; Titrek Kavak odununun hava kurusu ve tam kuru özgül ağırlıkları, 0,42190 ve 0,38350 g/cm³, hacim ağırlık değeri 0,33620 g/cm³, odunun toplam hacimsel çekme ve şişme yüzdeleri ,%12,04446 ve 13,36872, liflere paralel basınç, eğilme, dinamik eğilme, liflere paralel makaslama dirençleri ve Janka sertlik değerleri ise sırasıyla 395,61000 kp/cm2,761,75770 kp/cm2,0,522990 kpm/cm2,69,79000 kpm/cm2,liflere dik 356,52100 ve liflere paralel 258,81300 kp/cm2 olarak belirlenmiştir. Ayrıca, Titrek Kavak odununun fiziksel ve mekanik özellikleri daha önce yapılan çalışmalarla, kimyasal özellikleri ise diğer kavak türleriyle karşılaştırılmış, kullanım yerleri belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Titrek Kavak, Teknolojik Özellikler
Article
Aspen (Populus tremuloides Michx.) root distribution was studied on the Davis County Experimental Watershed (DCEW) near Farmington, Utah, and at the head of Cowley Canyon, a secondary valley that drains into Logan Canyon near Logan, Utah. At the DCEW two "clone groups" consisting of 9 and 15 trees, respectively, in sandy loam soil and one of five trees in clay were identified by the use of eosin bluish dye as a tracer, and were then excavated to determine rooting habits. A single tree was excavated in Cowley Canyon. Nine of the 29 trees sampled had no vertical adventitious roots and 12 had no lateral root development. Seven trees had no root development whatsoever other than the parent root from which they originated; six others had only a single adventitious lateral or vertical root. Root development was similar in all soils except that small roots were nearly absent in the clay. Root depth at the DCEW exceeded 114 inches in sandy loam and 50 inches in the clay. At Cowley Canyon rooting depth in loam with a dense clay B horizon exceeded 60 inches for a tree of age 52 years. The majority of roots in all soils were concentrated in the top 4 ft of soil. The total length of the parent root between terminal ramets was 113.2 and 56.8 ft, respectively, in the two clones in sandy loam and 20.5 ft in the clone growing in clay on the DCEW. Parent root depth varied from 0.2 to 3.3 ft. Lateral roots (one in Cowley Canyon and four from the two clones in sandy loam on DCEW) extended 26, 26.5, 10, 8 and 6 ft, respectively. All ramets appeared to originate at depths ranging from 2 to 12 inches.
Article
Interest in European aspen ( Populus tremula L.) has increased in recent years as a result of efforts to restore and extend native woodland, and to diversify the range of species used in forestry plantations. Aspen is a straightforward tree to manage; it is of considerable ecological value and capable of producing utilizable timber. Planting of aspen in native woodland is currently limited by a shortage of plants of Scottish origin. Propagation from seed, whilst possible, has not been practised, and recent efforts to produce stock have concentrated on vegetative means. The use of aspen as a component of plantation forestry could be increased on appropriate sites; it is an excellent amenity species and its timber is currently acceptable as chipwood and could complement the production of poplar timber in the lowlands. However, on the basis of limited data, growth rates and stem form of aspen in Scotland appear to be rather poorer than on the European continent where aspen is a significant timber producing species. More would also need to be known about its susceptibility to disease before its timber production potential could be evaluated properly.
Article
The growth of trembling aspen (Populustremuloides Michx.) sprouts in two separate clones was measured annually for 6 years and at year 12 (site 1) and for 5 years and at year 11 (site 2) following sprout initiation. Over 98% of the stems were established within the first growing season after cutting. By the end of the first growing season, height-frequency histograms were positively skewed and coefficients of variation of height were 56 and 60% for sites 1 and 2, respectively, reflecting the presence of many small and few large stems. By the 3rd year after establishment, over 50% mortality of stems occurred and the coefficients of variation of height had declined to approximately 47% for both sites. Although the results of this study may not have widespread implications because of the limited number of clones, the pattern of stand development observed in aspen was similar to that documented for even-aged monospecific stands of nonclonal woody species, with the possible exception that self-thinning occurred at a more rapid rate in aspen.