Article

Fütüvvetçilikle Ahiliğin Ayrıntıları

Authors:
To read the full-text of this research, you can request a copy directly from the author.

Abstract

Son kırk elli yıldan beri sözü edilen, yerli ve yabancı yazarlarca, üzerinde kısa ya da uzun yazılar yazılan Anadolu Ahiliği, gerçekten ekonomik, politik ve sosyal yönlerden önemli değer taşıyan bir konudur. Bu örgütte önemli rol oynamış ünlü ahiler hakkında bazı dağınık bilgilere sahip olmakla birlikte, bir kurum olarak işleyişi üzerindeki ayrıntılı bilgileri, XIV. yüzyılda Osmanlı hükümdarı Orhan zamanında (saltanatı : 1326 - 1359) Anadolu'yu dolaşan Tanca'lı gezgin İbn-i Batuta'nın (1304 - 1369) seyahatnamesinde izlediğimiz Anadolu Ahiliği, ilk sıralarda, özellikle XIII. yüzyıl başında İslam aleminde ün salmış bir kuruluşun yani fütüvvetçiliğin Anadolu'daki bir uzantısı sanıldı. Fütüvvetinkinden ayrı özellikleri bulunduğunu kabul edenler de onun, İran'dan ya da Suriye'den örnek alındığını, kopya edildiğini yazmışlardır. Oysa ki, tüzükleri bakımından fütüvvetçilikle bazı benzerlikler göstermesine rağmen ahilik, Türk konukseverliğinin, yiğitliğinin ve başkalarına yardım duygusunun bir ürünüdür.

No full-text available

Request Full-text Paper PDF

To read the full-text of this research,
you can request a copy directly from the author.

Article
Çalışma, tiftik ve sof dokumacılığı sayesinde Osmanlı Ankara’sında 16. ve 19. yüzyıllar arasında gelişen uluslararası ticari rotalar ve sermaye dolaşımı üzerinden kentin sosyo-mekânsal bir okumasını yapmaktadır. Bunu yaparken, seyahatnameler, akademik araştırmalar ve ikincil kaynaklar üzerinden tarafsız bir tablo çizmektedir. Makale, Ankara’nın başkent olduğunda “yoktan var edilen şehir” algısının temeli olan kasaba görüntüsünün ötesinde, liman kentlerini aratmayacak nüfus yoğunluğuna ve kozmopolitliğe sahip, oldukça hareketli bir ticaret merkezi olduğunu vurgularken; Müslüman ve gayrimüslimlerden oluşan yerel halkın kente özgü tiftik keçisinden ürettiği sof kumaş sayesinde, kendine özgü kimlik yapısıyla, küresel bir tekel; Kale ve çevresinde gelişen kentsel mekânlarıyla, sınırlarını kendisi yaratan, içe kapanık ve kendi yağında kavrulan oldukça mütevazı bir yerleşim örneği olduğunu da ortaya koymayı hedefler. Ankara eşsiz ürünü sof sayesinde oldukça canlı ve hareketli bir Osmanlı kenti olarak Avrupa’da da oldukça tanınmaktadır. Tüccarların mekânsal hareketliliği yalnızca Ankaralı olanına özgü değildir, tam tersi de (Ankara’ya yerleşen Avrupalı tüccarlar) oldukça yaygındır. Çalışmada, kentin sakinleri arasında pek popüler olmayan özgün tarihini görünür kılmak için öneriler geliştirilmiştir. Burada amaç, kent tarihini okumak için yeni bir yöntem geliştirmek olmasa da kentin sosyo-mekânsal kurgusunun zaman içindeki dönüşümünü sermayenin birikimi vasıtasıyla kavrama ve aktarmanın önemine değinmektir.
Article
Anadolu Selçukluların 14. yüzyılın başında yıkılmasının ardından yaklaşık İstanbul’un fethine kadar olan dönem Anadolu Türk mimarisinde Beylikler dönemi olarak tanımlanır. Anadolu Selçukluları sonrası onların hâkim oldukları coğrafyada neredeyse iki yüzyıl boyunca mevcudiyetleri ile yeni bir siyasi periyodu başlatmışlardır. Anadolu’ya yaptırmış oldukları sosyal ve kültürel eserleriyle damgalarını vurmuşlardır. Bu dönem Anadolu sanatı ve mimarlığının en ilgi çekici dönemlerinden biridir. Anadolu’da eş zamanlı olarak Selçuklu geleneğinin devamı, Bizans, Memluk ve Timur etkili gelenekler ve batıda tamamen yepyeni denemelerin olduğu bir anlayışla inşa edilen yapıların mirası Beylikler döneminden günümüze ulaşmıştır. Aslıda bir anlamda Anadolu’daki siyasi dağınıklık ve çeşitlilik bu şekilde sanat akımları ve mimari eserlerle görünür olmuştur. Bununla birlikte dönemden kalan eserler sanat ve mimarlık mirasının dinamizmini açıkça göstermiştir. Anadolu’nun 13. ve 14. yüzyıllardaki siyasi, sosyal ve dini koşulları ahilerin Beylikler döneminde bir güç olarak ortaya çıkıp dönemin sosyal, kültürel ve sanat yaşamına katkı sağladığını göstermektedir. Ahilerin öncelikli örgütlenme birimi olan Ahi zaviyeleri sadece Ahilere ait merkez olarak kalmamış aynı zamanda etrafında yeni kentsel oluşumların örgütlendiği fiziki yapılar haline gelmiştir. Anadolu’da Ahilerin baniliğinde inşa edilen cami, mescit, zaviye, türbe, medrese, hamam ve çeşmelerin olduğu bilinir. Bu makalede Anadolu Beyliklerinin bu mimari ve sanat geleneğinde yeri olan ahi yapılarının inşai, mimari ve süsleme özelliklerine dair bir değerlendirme yapılacaktır.
Chapter
Full-text available
Bu çalışma ile yönetsel etik kavramının değişim ve gelişimi incelenmiştir. Tarihsel süreç içerisinde etiğe bakış açısı ve çalışma yaşamındaki etik anlayışta yenilenmeler meydana geldiği görülmektedir. Çalışma hayatında zaman içinde gerek toplumsal gerekse insani ihtiyaçlardan kaynaklı etik uygulamalara gereksinim duyulmuştur. Çalışmada, etik kavramının antik Yunandan itibaren var olan bakış açıları ele alınarak, yüzyıllar boyunca yaşanan değişimlerle çalışma hayatında yer alan kavramın tarihsel süreç içerisinde dönüşümü incelenmiştir. Bu bağlamda, dünyada ve ülkemizdeki yönetsel etik kavramına bakış açısında yer alan tarihsel perspektifler ele alınmıştır. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dijitalleşen dünyanın etik normlarında da bir değişimin zorunlu hale geldiği görülmüştür. İşletmelere önerilen, yönetsel kararların uygulama süreçleri için etik bir çerçeve oluşturarak vizyon ve misyonlarını bu etik çerçeve içinde belirlenmesidir. Yönetsel etik uygulamaları sayesinde işletmelerin itibarları korunurken çalışanların motivasyonu ve işletme sürdürülebilirliği de artmaktadır. İşletmeler iş akış süreçlerinin sağlıklı yürütülmesi ve herhangi bir eşitsizlik ve adaletsizliğe yer vermemek adına etik kodları geliştirip ve uygulamak durumundadırlar. Anahtar Kelimeler: Yönetsel etik, etik, iş ahlakı.
Conference Paper
Full-text available
Azerbaycan ve Anadolu Atasözlerinde Aile Değerleri
Article
Guilds were important institutions in terms of the socio-economic life of the Ottoman Empire. The guilds associated with the ahi organization and futuwwa, which are said to have been influential in the establishment of the state, started to show themselves effectively as of the rise period. Guilds played a serious role in ensuring order in both economic and social life. However, it is not possible to find a concrete equivalent of this institution in Ottoman law. If we accept that the guilds are based on the futuwwa and ahi-order traditions, we can say that the first written rules were included in the futuvvetnames. Although there are indirect provisions concerning the guilds in the Ottoman qanunnames, these provisions are essentially the provisions regulating the work routines of the tradesmen. There is no exclusive legal regulation that determines the organizational structure and duties of the guilds. However, when we look at the kadi registers, we can see that the state acknowledged unwritten rules of the guilds, and made judgments in the kadi courts with these rules. There were many participants in the guild organization. Sheikh, kethuda, nakib, duacı, yigitbasi, ehl-i hibre, council of elders were among them. These participants took different positions according to period and location. Guilds performed some of the general municipal services, ensured the order regarding tradesmen, were effective in determining the maximum price, tried to resolve disputes between tradesmen before they were referred to the kadi, acted as an expert in disputes submitted to the judge, and responded to the needs of the tradesmen and their relatives with the middle fund. In this study, these situations are examined in detail.
Thesis
Full-text available
Bu çalışmanın amacı, her yönüyle üstün niteliklere sahip bireylerin yetiştirilmesinde başarılı bir modeli ortaya koyan, tarihi süreci içerisinde faaliyetleri ve ürünleri ile bunu ispat etmiş olan Ahilik Teşkilatı’nın uygulamaları yardımıyla oluşturduğu değerler eğitimi modelinin çerçevesini çizerek; günümüz şartlarına uyarlanmış, Türk toplumuna özgü bir değerler eğitimi modelinin kurgulanmasına katkı sunmaktır. Çalışma, nitel araştırma yöntemlerinden “doküman analizi” tekniği kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında, Ahilik konusu ile ilgili alanyazında yer alan bilimsel nitelikli eserler, tezler, araştırma raporları, sempozyum ve kongre bildirileri türündeki çalışmalar, araştırmanın amaçları doğrultusunda incelenerek analiz edilmiştir. Bu bağlamda, Ahilik Teşkilatı’nın yansıttığı değerler eğitimi modeli, bir eğitim modeli bileşenleri bakımından ortaya konulmuştur. Ahilik sisteminde uygulanan eğitim, belirli bir noktada tamamlanan bir anlayış yerine, modern eğitim sistemlerinde hayat boyu öğrenme olarak bilinen yaklaşıma benzer şekilde, ömür boyu süren bir faaliyet olarak icra edilmiştir. Ahilik Teşkilatı; insanı, en yüce ve benzersiz bir varlık olarak kabul edip, yalnızca mesleki bilgi boyutunu önceleyen tek düze bir eğitim anlayışını yeterli görmemiş; ahlaki, dini ve toplumsal bilgileri de kazandırmayı amaçlayan çok boyutlu bir eğitim modelini uygulamıştır. Ahilik Teşkilatı, bireylerin eğitiminde, günümüz değerler eğitimi yaklaşımlarına benzerlik gösteren, tümevarım, gözlem ve model alma yoluyla öğrenme, sohbet ile eğitim, örnek olma ve soru-cevap tekniği gibi yöntemleri etkili biçimde kullanarak, değerlerin muhatapları tarafından benimsenip davranışa dönüştürülmesi sürecini başarıyla uygulamıştır. Ayrıca Ahilerin, bu uygulamalar ve etkili yöntemler sayesinde toplumların değerler eğitimi yoluyla sahip olmayı hedeflediği “model insan” tipini yetiştirmeyi başardıkları araştırma sonucunda görülmüştür.
Article
Full-text available
Proverbs give instructions on how to behave in everyday life. They reflect common experiences of a society. Beliefs, thoughts and cultures of the past are critically evaluated by them. Those proverbs that include reflections of the past generations on business life may provide today’s business people for guidance. Considering this fact, it is possible to get information about “business culture” by studying proverbs. National business systems embodying the values of “exclusive business cultures” of a society form the economic organizational structure of that society. This articles aims at identifying basic characteristics of Turkish business system through studying proverbs. Besides, it attempts to propose a working model for Turkish business system. In connection with this, it is observed that strategic planning and discipline are important in business processes, common reason is taken into account in business operations, and productivity is determined by methods production and procurement processes.
ResearchGate has not been able to resolve any references for this publication.