ArticlePDF Available

Din-Bilim İlişkisi Tutum Ölçeği

Authors:

Abstract

Çalışmanın amacı, ilahiyat/İslami ilimler fakültelerinde öğrenim gören öğrencilerin din-bilim ilişkisine yönelik yaklaşımlarının belirlenmesi için hazırlanan bir din-bilim ilişkisi tutum ölçeği geliştirmektir. Din-bilim ilişkisi din, bilim ve felsefesinin en önemli kesişim noktalarından birini oluşturmaktadır. Modern dönemde bu ilişkinin sorgulanmasına dair tartışmalar farklı unsurların etkisiyle oldukça ileri boyutlara ulaşmıştır. Son yıllarda ülkemizde bu durumun yoğunlaştığı çevrelerden biri de ilahiyat/İslami ilimler fakülteleridir. Özellikle Bu fakültelerin öğrencileri açısından meselenin farklı boyutlarıyla ele alınması önem arz etmektedir. Ancak çalışmalar ağırlıklı olarak teorik boyutta yürütülmekte olup, nicel boyutların eksik kaldığı söylenebilir. Bu açıdan makale alanda yapılan ilk örnek konumundadır. Ölçek sorularının oluşturulmasında, din-bilim ilişkisine yönelik ortaya konan en kapsamlı çalışmalardan biri olan Ian G. Barbour’un dörtlü tipolojisi esas alınmıştır. Özellikle bu tipolojideki çatışma, ayrışma ve uzlaşma yaklaşımları belirleyici olmuştur. Üç farklı çalışma grubu oluşturulmuş ve Atatürk Üniversitesi İlahiyat fakültesinde öğrenim görmekte olan toplam 594 öğrenci ile çalışılmıştır. Ölçeğin geliştirilmesinde karma yöntem araştırmalarından keşfedici sıralı desen kullanılmış olup, dört adım bulunmaktadır. İlk adımda araştırmacılar tarafından maddeler yazılmış ve alan uzmanlarının görüşleri alınarak düzeltmeler yapılmıştır. İkinci adımda madde analizi için uygulama yapılmış, üçüncü adımda açımlayıcı faktör analizi (AFA) için uygulama yapılmış, dördüncü ve son adımda doğrulayıcı faktör analizi (DFA) yapılmıştır. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre ölçeğin çatışma/ayrışma ve uzlaşma diye isimlendirilen iki alt boyuttan oluşan bir ölçek geliştirilmiştir. Ölçeğinin güvenirliği iç tutarlılık (cronbach alpha) yöntemi ile analiz edilmiş ve her bir alt boyutu için cronbach alpha değerleri çatışma alt boyutu için .90, uzlaşma alt boyu için de .77 olarak hesaplanmıştır. Bu sonuçlar ölçeğin her bir alt boyutunun güvenilir olduğuna işaret etmektedir.
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi-Cumhuriyet Theology Journal
ISSN: 2528-9861 e-ISSN: 2528-987X
26/3 (December/Aralık 2022), 955970
Din-Bilim İlişkisi Tutum Ölçeği
Religion-Science Relationship Attitude Scale
Ahmet Çakmak
Dr. Öğr. Üyesi, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi Anabilim Dalı
Assistant Professor, Atatürk University, Faculty of Theology Department of Religious Education
Erzurum, Türkiye
ahmetcakmak@atauni.edu.tr orcid.org/ 0000-0002-4351-156X
Fikrullah Çakmak
Dr. Öğr. Üyesi, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı
Assistant Professor, Atatürk University, Faculty of Theology Department of Kalām
Erzurum, Türkiye
fikrullahcakmak@atauni.edu.tr@atauni.edu.tr orcid.org/ 0000-0002-4559-7117
Hüsnü Aydeniz
Doç. Dr, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk İslam Düşünce Tarihi Anabilim Dalı
Associated Professor, Atatürk University, Faculty of Letters Department of History of Turkish-Islamic Thought
Erzurum, Türkiye
husnuaydeniz@atauni.edu.tr orcid.org/ 0000-0003-0677-3832
Article Information/Makale Bilgisi
Article Types/Makale Türü: Research Article/Araştırma Makalesi
Received/Geliş Tarihi: 23 February/Şubat 2022
Accepted/Kabul Tarihi: 09 June/Haziran 2022
Published/Yayın Tarihi: 15 December/Aralık 2022
Pub Date Season/Yayın Sezonu: December/Aralık
Volume/Cilt: 26 Issue/Sayı: 3 Pages/Sayfa: 955-970
Cite as/Atıf: Çakmak, Ahmet- Çakmak, Fikrulah- Aydeniz, Hüsnü. “Dil-Bilim İlişkisi Tutum Ölçeği”. Cumhuriyet İlahiyat Dergisi 26/3 (Aralık 2022), 955-
970. https://doi.org/10.18505/cuid.1078101
Çakmak, Ahmet- Çakmak, Fikrulah- Aydeniz, Hüsnü. Religion-Science Relationship Attitude Scale”. Cumhuriyet Theology Journal 26/3 (Aralık 2022),
955-970. https://doi.org/10.18505/cuid.1078101
*. Araştırma için Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü Sosyal ve Beşeri Bilimler Etik Kurul Başkanlığının 14 Şubat 2022 tarihli 41 sayılı kararı ile etik onayı
alınmıştır./Ethical approval was obtained for the study with the decision of Atatürk University Social and Human Sciences Ethics Committee on 14
February 2022 with the number 41.
*. Yazar(lar) çıkar çatışması bildirmemiştir./The authors have no conflict of interest to declare.
*. Bu makale Atatürk Üniversitesi tarafından desteklenen SBA-2021-9772 proje no’lu bilimsel araştırma projesi çerçevesinde hazırlanmıştır/This
article was supported by Atatürk University with the project number SBA-2021-9772.
Plagiarism/İntihal: This article has been reviewed by at least two referees and scanned via a plagiarism software./Bu makale, en az iki hakem
tarafından incelendi ve intihal içermediği teyit edildi.
Published by/Yayıncı: Sivas Cumhuriyet University, Faculty of Theology/Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi.
Ethical Statement/Etik Beyan: It is declared that scientific and ethical principles have been followed while carrying out and writing this study and
that all the sources used have been properly cited/Bu çalışmanın hazırlanma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyulduğu ve yararlanılan tüm
çalışmaların kaynakçada belirtildiği beyan olunur (Ahmet Çakmak, Fikrulah Çakmak, Hüsnü Aydeniz).
Telif Hakkı&Lisans/Copyright&License: Yazarlar dergide yayınlanan çalışmalarının telif hakkına sahiptirler ve çalışmaları CC BY-NC 4.0lisansı
altında yayımlanmaktadır./ Authors publishing with the journal retain the copyright to their work licensed under the CC BY-NC 4.0.
956 | Ahmet Çakmak - Fikrulah Çakmak - Hüsnü Aydeniz. Din-Bilim İlişkisi Tutum Ölçeği
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, 26/3
Religion-Science Relationship Attitude Scale
Abstract: The purpose of this study is to develop a religion-science relationship attitude scale prepared to determine the approaches
of the students studying at the faculties of theology/Islamic sciences towards the religion-science relationship. The relationship
between religion and science constitutes one of the most important intersection points of religion, science and philosophy. In the
modern period, the debates on the questioning of this relationship have reached quite advanced dimensions with the influence of
different elements. In recent years, one of the environments in which this situation has intensified in our country is
theology/Islamic sciences faculties. Especially for the students of these faculties, it is important to deal with the issue from different
dimensions. However, the studies are mainly carried out in the theoretical dimension and it can be said that the quantitative
dimensions are inadequate. In this respect, the article is the first example in the field. Ian G. Barbour's quartet typology, which is
one of the most comprehensive studies on the religion-science relationship was used as a basis in the formation of the scale
questions. Especially conflict, separation and reconciliation approaches in this typology have been decisive. Three different study
groups were formed and a total of 594 students studying at Atatürk University Faculty of Theology were studied. In the development
of the scale, exploratory sequential pattern model from mixed method research was used and there are four steps. In the first step,
the items were written by the researchers and corrections were made by taking the opinions of the field experts. In the second step,
an application was made for item analysis; in the third step, an application was made for exploratory factor analysis (EFA), and in
the fourth and final step, confirmatory factor analysis (CFA) was performed. According to the findings obtained from the study, a
scale consisting of two sub-dimensions called conflict/separation and dialogue/consensus was developed. The reliability of the scale
was analyzed with the internal consistency (cronbach alpha) method, and the cronbach alpha values for each sub-dimension were
calculated as .90 for the conflict sub-dimension and .77 for the dialogue consensus sub-dimension. These results indicate that each
sub-dimension of the scale is reliable.
Keywords: Religious Education, Philosophy of Religion, Kalām, Religion-Science Relationship, Scale Development
Din-Bilim İlişkisi Tutum Ölçeği
Öz: Çalışmanın amacı, İlahiyat/İslami ilimler fakültelerinde öğrenim gören öğrencilerin din-bilim ilişkisine yönelik yaklaşımlarının
belirlenmesi için hazırlanan bir din-bilim ilişkisi tutum ölçeği geliştirmektir. Din-bilim ilişkisi din, bilim ve felsefesinin en önemli
kesişim noktalarından birini oluşturmaktadır. Modern dönemde bu ilişkinin sorgulanmasına dair tartışmalar farklı unsurların
etkisiyle oldukça ileri boyutlara ulaşmıştır. Son yıllarda ülkemizde bu durumun yoğunlaştığı çevrelerden biri de İlahiyat/İslami
ilimler fakülteleridir. Özellikle Bu fakültelerin öğrencileri açısından meselenin farklı boyutlarıyla ele alınması önem arz etmektedir.
Ancak çalışmalar ağırlıklı olarak teorik boyutta yürütülmekte olup, nicel boyutların eksik kaldığı söylenebilir. Bu açıdan makale
alanda yapılan ilk örnek konumundadır. Ölçek sorularının oluşturulmasında, din-bilim ilişkisine yönelik ortaya konan en kapsamlı
çalışmalardan biri olan Ian G. Barbour’un dörtlü tipolojisi esas alınmıştır. Özellikle bu tipolojideki çatışma, ayrışma ve uzlaşma
yaklaşımları belirleyici olmuştur. Üç farklı çalışma grubu oluşturulmuş ve Atatürk Üniversitesi İlahiyat fakültesinde öğrenim
görmekte olan toplam 594 öğrenci ile çalışılmıştır. Ölçeğin geliştirilmesinde karma yöntem araştırmalarından keşfedici sıralı desen
kullanılmış olup, dört adım bulunmaktadır. İlk adımda araştırmacılar tarafından maddeler yazılmış ve alan uzmanlarının görüşleri
alınarak düzeltmeler yapılmıştır. İkinci adımda madde analizi için uygulama yapılmış, üçüncü adımda açımlayıcı faktör analizi (AFA)
için uygulama yapılmış, dördüncü ve son adımda doğrulayıcı faktör analizi (DFA) yapılmıştır. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre
ölçeğin çatışma/ayrışma ve uzlaşma diye isimlendirilen iki alt boyuttan oluşan bir ölçek geliştirilmiştir. Ölçeğinin güvenirliği
tutarlılık (cronbach alpha) yöntemi ile analiz edilmiş ve her bir alt boyutu için cronbach alpha değerleri çatışma alt boyutu için .90,
uzlaşma alt boyu için de .77 olarak hesaplanmıştır. Bu sonuçlar ölçeğin her bir alt boyutunun güvenilir olduğuna işaret etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Din Eğitimi, Din Felsefesi, Kelam, Din-Bilim ilişkisi, Ölçek Geliştirme
Giriş
İnsanın sahip olduğu nitelikler, onun son derece karmaşık bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Bu karmaşık yapıya
yönelik farklı yaklaşımlar dikkate alındığında, insanın “bilen, yapıp-eden, tavır takınan, değerleri duyan, özgür, tarihsel, ideleştiren,
eğiten ve eğitilebilen, devlet kuran, inanan, sanatsal ve dile dayalı ürünler geliştiren ve nihayetinde biyo-psişik bir varlık”
1
olduğu
söylenebilir. İster dinlerin ifade ettiği gibi tarihin belirli bir döneminde yeryüzüne gönderilmiş, ister bazı teorilerin iddia ettiği gibi
evrimsel bir sürecin sonucunda bulunmuş olduğu noktaya ulaşmış bir varlık olarak tasavvur edilsin, onun dünyada elde ettiği konum
kendisini diğer varlıklardan ciddi bir şekilde farklı kılmaktadır. Bu farklılık, pek çok düşünür tarafından benimsenmiş olan varlık
1
Takiyettin Mengüşoğlu, İnsan Felsefesi (İstanbul: Doğu Batı Yayınları, 2015), 95 vd.
Ahmet Çakmak - Fikrulah Çakmak - Hüsnü Aydeniz. Religion-Science Relationship Attitude Scale | 957
Cumhuriyet Theology Journal, 26/3
hiyerarşisinde ona özel bir konum kazandırmıştır. Hiyerarşide kazandığı üstünlük, farklı alanlarda ortaya koyduğu derinlikli üretim
ve analiz yeteneğine dayanmaktadır. Bu yetenek hem inanç alanında hem de teknik alanda önemli başarılara imza atmasını
sağlamıştır. Sosyoloji tarafından sosyal kurumlar olarak nitelendirilen din ve bilim de bu alanların önde gelenlerindendir. Her ne
kadar bilimsel alandaki üretimde ortaya koyduğu başarıların ve etkinliklerin insana mal edilmesi daha çok kabul görse de dinlerin
gelişen ve dönüşen yapıları dikkate alındığında insanın buradaki etkisini de göz ardı etmemek gerekir. Bu anlamda araştırmacıların
din ve dinî olan ayrımını dikkate almakta yarar bulunmaktadır.
2
İnsan hayatının yönlendirilmesinde etkili olan sosyal kurumlar ekseninde belirlenen ilkelerin, daha sağlıklı bir hayatın
sürdürülmesi adına birbiriyle uyumlu olmaları arzu edilir. Nitekim aile ile eğitimin, hukuk ise siyasetin yahut başka herhangi
kurumun ahengi, her toplumun en temel hedefleri arasında yer alır. Ancak, tarih her zaman ahengin gerçekleştiği bir alan olarak
görülmez. Hatta tarihsel olgu ve olayları değerlendiren kimi düşünürlerin uyumdan ziyade çatışmayı temele yerleştiren bir
diyalektiği benimsedikleri bilinmektedir.
3
Çatışmacı tarih tezleri bütün yönleriyle benimsenmese bile, onların iddialarının bir
kısmına katılmamak mümkün görünmemektedir.
Üzerinde beşerî etkinliğin az veya çok söz konusu olduğu din ve bilim kurumlarının insanlık tarihi kadar eski olduğu ifade
edilebilir. Tarihsel süreçte, uzunca bir dönem bu iki yapı arasında çok ciddi bir çatışmanın olmadığı, var olan çatışmaların ise sınırlı
düzeyde kaldıkları söylenebilir. Bunun farklı nedenleri olmakla birlikte, üç temel husus ön plana çıkar: Birincisi, belirli bir döneme
kadar dinî ve bilimsel faaliyetlerin genellikle aynı çatı altında yürütülüyor olmasıdır. Bu durum özellikle sınıfsal bir çatışmanın
olmaması sonucunu doğurmuş, birbiriyle çatışan veriler ortaya çıktığında ise ya bilimsel veri kısmen baskılanmış yahut hermenötik,
te’vil vb. yöntemlerin kullanılması yoluyla bir dereceye kadar birliktelik sağlanmıştır. İkincisi, bilimsel verilerin uzunca bir süre
dinler tarafından dile getirilen iddiaları sıkıntıya sokacak düzeye ulaşamamış olmasıdır. Üçüncüsü ise kesin bilimsel verilerin
karşısında duracak kadar sistematik olamamış bazı primitif dinî yapılanmaların bilime boyun eğmesidir.
1. Kuramsal Çerçeve
Tarihî görünümünü kısaca belirtmeye çalıştığımız din-bilim ilişkisinin farklı tarzlarda gerçekleştiği aşikârdır. Bilim
tarihçileri ve bilim felsefecilerinin birbiriyle benzer olmayan değerlendirmeler yaptıkları söylenebilir. Bu değerlendirmeler içinde
en kapsamlı ve ilgiye mazhar olmuş yaklaşımlardan birinin Ian Graeme Barbour (öl. 2013) tarafından dile getirilen tipoloji olduğu
görülmektedir. Konu hakkında yapılan bilimsel çalışmalarda Barbour’a yapılan atıflar bunun göstergelerinden biri olarak
değerlendirilebilir.
Barbour Bilim ve Din: Çatışma, Ayrışma/Bağımsızlık, Uzlaşma
4
adlı eserinde din - bilim ilişkisinin çatışma, bağımsızlık, diyalog
ve entegrasyon olmak üzere dört farklı şekilde gerçekleşebileceği değerlendirmesinde bulunur. Çatışma tezini savunanlar, din ile
bilimin zorunlu olarak karşıt olduklarını ve bu durumun mütemadiyen böyle devam edeceğini iddia etmektedirler. Dinî verilerin
literal olarak kabulünün elzem olduğu kanaatinde olan çevreler bilimin sağlıklı ve kesin bilgiler verdiğinin söylenemeyeceğini,
bilimsel teorilerin birbirini nakzeden gelişmeler yaşadıklarını ve bilimdeki eleştirellik ilkesinin de bu bağlamda önemli bir kanıt
olarak görülebileceğini dile getirmektedirler. Bu tezin karşıt kutbunda yer alan bir başka grup ise ateist çevrelerdir. Bunlar da
bilimin sürekli olarak yeninin peşinde koştuğunu, değişime adapte olmaya çalıştığını ve insani alandaki ilerlemenin bunun kanıtı
olduğunu; buna mukabil dinin dogmatik, dolayısıyla statik bir yapıya sahip olduğunu ve bu durumun değişime ayak uydurmanın
ötesinde, gelişmenin önünde bir bariyer haline gelmesine neden olacağını iddia ederler.
5
Ayrışma/bağımsızlık yaklaşımını benimseyenler din ve bilimin hem ilgi alanları hem de metodolojileri itibariyle
birbirlerinden farklı olduklarını dile getirmektedirler. Bu farklılıklar her iki alanın insan hayatında farklı işlevlere sahip olmalarına
2
Hanifi Özcan, “Mâtürîdî’ye Göre Din - Şeriat Ayrımının Felsefî Temelleri”, Büyük Türk Bilgini İmam Mâtüridî ve Mâtüridîlik (İstanbul: Marmara
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, 2012), 138-140; Ramazan Ertürk, Varoluşsal Din Felsefesine Giriş (İstanbul: Yarın Yayınları, 2012), 52-
53; Bazı alternatif değerlendirmeler için bk. Georg Wilhelm Friedrich Hegel, Din Felsefesi Dersleri, çev. Doğan Naci Kadıoğlu (İstanbul: Pinhan
Yayıncılık, 2016), 21 vd.; Ejder Okumuş, “İslâm, Müslümanlar ve Toplumsal Değişim”, Tevilat: Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dergisi 1/1
(2020), 62 vd.
3
Arslan Topakkaya, “Tarihsel Materyalizm ve Diyalektik”, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 1/27 (2009), 65 vd.
4
Ian G. Barbour, Bilim ve Din: Çatışma, Ayrışma, Uzlaşma, çev. Nebi Mehdi, Mübariz Cemal (İstanbul: İnsan Yayınları, 2004); Barbour’un tipolojisi
hakkındaki bazı değerlendirmeler için bk. Nebi Mehdi, “Bilim-Din İlişkisi Problemine Süreççi Yaklaşım ve Ian G. Barbour’un Dörtlü Tipolojisi”
23 (2002), 61 vd.; Stefano Bigliardi, “Barbour’un Sınıflandırması ve İslam ve Bilim Hakkındaki Çağdaş Tartışma”, çev. Hüsnü Aydeniz, Fatih
Toplaoğlu, Din Bilim Okumaları (Ankara: Elis Yayınları, 2015), 204-210.
5
Barbour, Bilim ve Din: Çatışma, Ayrışma, Uzlaşma, 31; Bk. Cüneyt Coşkun, “Din-Bilim İlişkisi ve Çatışmanın Araçsallığı”, Bilimname 2019/37 (2019),
1058 vd.; Hasan Özalp, “Din-Bilim Çatışması Üzerine: Kopernik Merkezli Bir Okuma”, Bilimname 2017/33 (2017), 68 vd.
958 | Ahmet Çakmak - Fikrulah Çakmak - Hüsnü Aydeniz. Din-Bilim İlişkisi Tutum Ölçeği
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, 26/3
zemin hazırlamıştır. Dolayısıyla bunlar karşı karşıya getirilemeyecek, birbirleriyle diyalog kurmaları yahut entegre olmaları
beklenemeyecek alanlardır. Bu değerlendirme doğal olarak din ve bilimin otonom alanlar olarak değerlendirilmeleri sonucunu
doğurmaktadır. Bu ise kompartımanlaşma dediğimiz yapıyı doğuracaktır. Ayrışma tezini savunanlar düşüncelerini desteklemek
amacıyla, yukarıda dile getirdiğimiz şekliyle, bilimin ve dinin temel niteliklerine vurgu yapmaktadırlar. Örneğin bilim, açıklayıcı
olma özelliğinin bir paydaşı olan deney-gözlem metoduna yönelmek durumundadır. Din ise değerler üzerine odaklanan, evrene
ilişkin derin anlamı sorgulayan ve buna ilişkin nihai anlamlandırmayı esas alan bir boyuta ve hedefe sahiptir. Bu düşünceyi
benimseyenler arasında, mutlak otonomluk şeklinde gerçekleşecek olan bir ayrım yerine, din ve bilimin farklı kulvarlarda gitmek
kaydıyla hayatın anlamlandırılmasına kendi perspektiflerinden katkı sunarak, zımni bir yardımlaşmayı gerçekleştirebileceğini
düşünenler de bulunmaktadır. İster katı ister esnek otonomluk savunulsun, her iki durumda da din ve bilim alanında faaliyet
yürütenlerin kendi yetki alanlarını aşmamaları gerekir. Yani, dinî alanda faaliyet yürütenler bilimsel bir iddiada bulunduklarında
yahut bilim insanları kendi düşüncelerini bir ideoloji veya felsefeye büründürüp tecrübe alanının ötesine geçtiklerinde, çatışma
durumu ortaya çıkacaktır.
6
Din-bilim ilişkisi konusunda diyalog tezini benimseyenler, her iki alanın farklılıklarının bilincinde olmakla birlikte bu iki
alanın yöntemlerinin karşılaştırılmasını öne çıkarmaktadırlar. Barbour’un ifadeleriyle
“Tüm bu yazarlar (diyalog fikrini benimseyenler) bilimle dinin yöntemlerinde farklılık olduğunu kabul etmektedirler. Bilim,
yukarıda söylenen anlamlarda açık bir biçimde dinden daha nesneldir. Dinin ortaya koyduğu veri türleri bilimdekilerden tamamen
farklıdır ve dini inançları test etme imkânı çok daha sınırlıdır. Din daha çok entelektüel bir sistemdir; çünkü amacı şahsi dönüşüm
ve bir yaşam tarzıdır. Fakat tüm bu yazarlar, aynı zamanda iki alan arasında, tutarlılık ve tecrübeye uygunluk kriterinin kullanımı
dâhil önemli paralelliklerin bulunduğu konusunda ısrar etmektedirler. Onlara göre, teoloji daha çok kökleri bilimde bulunanlar dâhil
yeni kavrayışlara açık olması gereken öz-eleştirel düşünsel bir girişimdir.”
7
Son olarak entegrasyon tezi ise iki farklı alanı birbirine entegre etme yaklaşımıbenimsemektedir. Örneğin, bazı bilim
adamları doğada keşfettikleri düzenin kaynağının muğlak bırakılamayacağı gibi bir eğilime sahip olabilmektedir. Aynı şekilde kimi
dinî çevreler, bazı dinî sabitelerin daha iyi anlaşılması noktasında bilimsel verilerin dikkate alınması gerektiğini dile getirirler.
Entegrasyonun üç farklı versiyonunun bulunduğu söylenebilir. Bunlardan ilki olan doğal teolojide bilimden hareketle keşfedilen
düzenin bizleri Tanrı’nın varlığını temellendirmede önemli veriler sağlayacağını düşünür. Doğa teolojisinde, teolojinin temel
kaynakları bilimin dışında olsa da yaratılış ve insanın doğasına ilişkin temel yaklaşımlarda bilimsel teoriler, bazı formülleştirmelerin
ortaya konulmasında yardımcı olabilir. Sistematik sentez olarak adlandırılan üçüncü versiyon ise din ve bilimin kapsamlı bir
metafizik doktrinin üretilmesine dayanak oluşturabilir. Barbour, böyle bir yaklaşımı sadece bilimi esas alan bir doğal teoloji olarak
isimlendirmekten ziyade, dinî geleneği de dikkate alma imasına sahip doğa teolojisi olarak isimlendirmenin yerinde olacağını
savunmaktadır.
8
2. İlahiyat Fakülteleri ve Din-Bilim İlişkisi
Bu kuramsal çerçeve bağlamında, Türk yükseköğretim sisteminin köklü bileşenlerinden biri olan İlahiyat/İslami ilimler
fakültelerinin yapısına odaklanmak büyük bir önem taşır. 2020 yılı verileri dikkate alındığında, beşi yarı pasif altmış iki İlahiyat
Fakültesi ve kırk beş İslami İlimler Fakültesi olmak üzere, bu fakültelerin sayısı yüz yediye (yurt dışındaki beş fakülte hariç)
ulaşmıştır.
9
Son yıllarda sayının yükselmesi, beraberinde öğrenci sayılarını da artırmış ve 2019 verileri itibariyle lisans düzeyinde
öğrenim gören öğrenci sayısı yüz on binin üzerine çıkmıştır. Aynı şekilde akademik ve idari personel sayısının da artarak yedi bine
ulaştığı ifade edilmektedir. Kuşkusuz bu artış, pek çok alanda olduğu gibi FELSFE fakültelerinin de nitelik bakımından
değerlendirmeye tabi tutulmasına ve ihtiyaca yeterince cevap verip vermediğinin sorgulanmasına neden olmaktadır.
10
Bu
sorgulamalar çerçevesinde niteliklerin artırılması amacıyla süreç içerisinde ilahiyat fakültelerinin pek çok müdahaleye uğradığı
görülmektedir. Ancak normal şartlar altında gerçekleştirilen değişimler yerine anormal durumlarda yapılan müdahalelerin salt
6
Barbour, Bilim ve Din: Çatışma, Ayrışma, Uzlaşma, 39-45; konu hakkındaki bir tartışma in bk. Hermen Kroesbergen, “An Absolute Distinction
Between Faith and Science: Contrast Without Compartmentalization”, Zygon 53/1 (2018), 10 vd.
7
Barbour, Bilim ve Din: Çatışma, Ayrışma, Uzlaşma, 50.
8
Barbour, Bilim ve Din: Çatışma, Ayrışma, Uzlaşma, 51 vd.
9
https://istatistik.yok.gov.tr/, ts. (Erişim 08 Şubat 2022).
10
Muzaffer Üzümcü, “İlahiyat Fakülteleri Felsefe ve Din Bilimleri Bölümlerinde Akademik Yapılanma ve Lisansüstü Eğitim Üzerine Bir
Değerlendirme”, Mevzu Sosyal Bilimler Dergisi 3 (2020), 188-189.
Ahmet Çakmak - Fikrulah Çakmak - Hüsnü Aydeniz. Religion-Science Relationship Attitude Scale | 959
Cumhuriyet Theology Journal, 26/3
bilimsel hedeflerden ziyade siyasi veya ideolojik hedefler bağlamında gündeme getirildiğini söylemek mümkündür.
11
Bunun yerine
bilimsel yaklaşımlar gerçekleştirilecek olan yenilenme sürecinin doğru alacağı açıktır. Bu nedenle sözü edilen nitelikler arasında
din-bilim ilişkisine yönelik yaklaşım tarzlarındaki sorunlu yanların tespiti önemlidir. Bunun soyut bir söylemle değil de nicel veriler
esas alınarak ortaya konulması açısından çalışma gayemiz olan tutum ölçeğinin geliştirilmesinin bir katkı sunacağı
düşünülmektedir.
İlahiyat Fakültelerinin kuruluş gayesine bakıldığında din - bilim ilişkisi çerçevesinde oluşan felsefî bir temellendirmenin
olduğu görülmektedir. 1949 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin kuruluşuna dair TBMM’de yapılan müzakerelerde
Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu tarafından dile getirilen ifadeler dikkat çekicidir:
“Bir İlahiyat Fakültesi kurulmasından maksat medreseyi diriltmek değildir. Çünkü Fakülte ile medreseyi ayıran çok temelli
bir karakter vardır. O da şudur: Medresenin çalışması nassi, apriori, kablettecrübîdir. Fakülteler ilim evleri olduğundan, bunlar
mukayeseye, müşahedeye ve en sonunda da mümkün olursa, izaha çalışmaktadır. Yani birincisi sübjektif olduğu kadar, ikincisi
objektiftir. O halde hükümetin şayanı dikkat olan isteği şudur: Bütün manasıyla ilim haysiyeti ve ilim karakteri taşıyan bir fakülte
meydana getirmek. Öylesine bir fakülte ki, diğer fakültelerden hiç bir surette ayrılığı olmayacaktır. Bizim istediğimiz İslâm İlâhiyatı
Fakültesidir. Ama medrese değil, ilmi karakter taşıyan İslâm İlâhiyat Fakültesi. İslâm dinini; İslâm mezheplerini ilmi surette tedkik
edecek bir ilmi fakülte. İlâhiyat Fakültesini açmayı büyük bir olay olarak kabul ediyorum kendi hesabıma. Bunun feyizlerini ve
nimetlerini daha sonra göreceğiz. Şimdi benim nazarı dikkati celbetmek istediğim nokta şudur: Kısaca tebarüz ettireyim. İlahiyat
Fakültesi İslâmiyet’i bütün olarak tetkik etmekle beraber metotlarında, meselelerinde müspet ilimlere dayanmalıdır.”
12
Başlangıçta dile getirilen bu gerekçelerde zaman zaman bazı değişiklikler olsa da ana yapı itibariyle bir devamın söz konusu
olduğu düşünülebilir. Özellikle ilahiyat fakültelerinde yetişen öğrencilerin çok farklı alanlarda istihdam edilir hale gelmesi, kısmi
değişiklikleri zorunlu hale getirmiştir. Örneğin, başlangıçta ilahiyat fakültesi mezunları salt bazı dinî gereksinimlerin karşılanması
bağlamında Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde istihdam ediliyorken, günümüzde Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmen ve
idareci; Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde idareci, vaiz, Kur’an kursu öğreticisi, cezaevi vaizi; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
bünyesinde danışman, üniversitelerin farklı birimlerinde akademisyen vb. pozisyonlarda istihdam edilmektedirler. Kuşkusuz
gelişen ve değişen sosyal hayat, bilimsel ilerlemeler ve istihdam alanlarındaki çeşitlenme farklı bilgi ve becerilerin kazandırılmasını
zorunlu hale getirmektedir. Örneğin cami cemaati olarak isimlendirilen ve ilahiyat mezunu bireylerin muhatap olduğu gruplarda bile
elli yıl önceki profil ile şimdiki profil arasında bilişsel, psikolojik ve sosyolojik açıdan ortaya çıkan değişimler oldukça ileri boyutlara
ulaşmıştır. Aynı şekilde son yıllarda Diyanet İşleri bünyesindeki değişimlerle birlikte Kur’an kurslarına iştirak eden öğrencilerde
yaş, seviye ve beklenti bakımından bir çeşitliliğin olduğu görülmektedir. Bu da burada görevli olan personelin pedagojik açıdan ve
din-bilim ilişkisine yaklaşımları hususunda daha donanımlı olması zorunluluğunu beraberinde getirmektedir.
13
İlahiyat fakültesi mezunlarının en önemli istihdam alanlarından biri de Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki eğitim
kurumlarıdır. Günümüz öğrencilerinin bilgiye erişim, bilgiyi yorumlama ve üretme potansiyelleri geçmişle mukayese edilemeyecek
düzeyde yükselmiştir. Bu öğrencilerin din ile ilgili bilgi, düşünce ve inançlara yönelik algı ve değerlendirmeleri yeni duruma
istinaden değişiklik göstermektedir. Geçmişte daha çok duygusal açıdan iknayı ve belki de yeterince sorgulanmadan kabulü esas
alan davranışçı öğrenme modelinin, istenilen hedeflere günümüzde yeterince başarılı bir şekilde ulaşma konusunda yardımcı
olabileceğini düşünmek pek de olası görünmemektedir. Örneğin, günümüz insanı farklı bilimsel olgulara ilişkin verilere ulaşma
konusunda hiç olmadığı kadar geniş imkânlara kavuşmuştur. Bugün her evde yer alan televizyonlarda birden fazla sayıda belgesel
kanalıyla karşılaşmak sıradan bir hal almıştır. Bu kanallarda evrim kuramından kuantum teorisine, astrofiziğin inceleme
alanlarından dünyanın jeolojik olarak incelenmesine kadar pek çok bilimsel meselenin ele alındığı programlar ortalama bir bilgi
seviyesine sahip olan insanların anlayabileceği düzeyde karşımıza çıkmaktadır. Yine, bilimsel meselelerin ele alındığı popüler bilim
kitaplarının yaygınlığı ve kolay ulaşılabilirliği dikkat çekici bir düzeydedir. Buna sosyal medyada yer alan verileri de eklediğimizde
birikimin büyüklüğü artmaktadır. Bu duruma, radikal bakış açılarının yönlendirdiği toplum kesimleri de dâhil olunca, sorun daha
da karmaşıklaşmaktadır.
Günümüz dünyasının, bünyesinde avantaj ve dezavantajları barındıran konularından biri de uzmanlaşma meselesidir.
Hayatın her alanında, ilgi duyulan herhangi bir uğraş üzerinde emek veren bireyler, bilgi birikiminin artması nedeniyle daha spesifik
11
Mustafa Öztürk, “İlahiyatın Adı ve Amaçları”, Bugünün İlahiyatı Nasıl Olmalı? Sorunlar ve Çözümleri (İstanbul: Ensar Neşriyat, 2015), 29 vd.; Cağfer
Karadaş, “İlahiyat Lisans Programının Değerlendirilmesi”, Bugünün İlahiyatı Nasıl Olmalı? Sorunlar ve Çözümleri (İstanbul: Ensar Neşriyat, 2015),
205 vd.
12
http://www.divinity.ankara.edu.tr/?page_id=101, ts. (Erişim 08 Şubat 2022).
13
Recai Doğan, “İlahiyat Fakültelerinin Eğitim Anlayışı Nasıl Olmalıdır?”, Bugünün İlahiyatı Nasıl Olmalı? Sorunlar ve Çözümleri (İstanbul: Ensar
Neşriyat, 2015), 368-369.
960 | Ahmet Çakmak - Fikrulah Çakmak - Hüsnü Aydeniz. Din-Bilim İlişkisi Tutum Ölçeği
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, 26/3
boyutlara yoğunlaşmaktadır. Bu, ayrıntıların keşfedilmesi ve ilerleme açısından son derece büyük faydaların elde edilmesine imkân
sağlamaktadır. Ancak böyle bir uzmanlaşma, birbirlerine yakın olsa bile farklı alanlardan yeterince haberdar olamamaya ve
konuların bütün yönleriyle irdelenememesine neden olmaktadır. Bu aşamada çözüm olarak disiplinler arası çalışmalar girmektedir.
Ancak bunun sağlanabilmesi için farklı disiplinlerin temel konularına vakıf olmak gerekmektedir. Bu nedenle ilahiyat alanında
yetişen bireylerin, özellikle akademik çalışmalarda farklı bilimsel etkinlik alanlarında uğraş veren bireylerle sağlıklı bir iletişim
kurabilmeleri için, ana hatlarıyla da olsa ilgili alanlar hakkında asgari bilgi seviyesine sahip olmaları zaruretini doğurmaktadır.
Örneğin, herhangi bir hastalığın tedavisinde uygulanacak prosedüre ilişkin dinin tavrını merak eden herhangi bir kişinin sorularının
cevaplandırılması; ekonomide ortaya çıkan bir gelişmenin dinî ve ahlaki açıdan nasıl değerlendirileceğine ilişkin tartışmaların
karşılık bulması; sosyolojik sorunların giderilmesinde dinin işlevselliği vb. meseleler bunu zaruri hale getirmektedir. Dolayısıyla
ilahiyat fakültelerinden mezun olan bireylerin, mevcut ihtiyaç ve sorunlara nasıl cevap vereceği ve toplumun farklı kesimleriyle
nasıl bir diyaloga gireceğinin belirlenmesinde, din-bilim ilişkisine yönelik vizyonları belirleyici olmaktadır.
Bu noktada karşımıza ilahiyat fakültelerindeki öğretim müfredatlarının ve ortamlarının, yukarıda dile getirilen konulara
yönelik olarak öğrencileri hazır hale getirme potansiyellerinin irdelenme zorunluluğu karşımıza çıkmaktadır. Özellikle de bu
programlarda yürütülen faaliyetlerin din-bilim ilişkisini anlama ve yorumlama hususunda sağladığı imkânlar üzerinde durulması
gerekmektedir.
Burada, yeterli düzeyde akademik çalışma yapılıp yapılmadığı sorusu akla gelmektedir. Teorik düzlemde din-bilim ilişkisinin
önemi kavranmış ve akademik alanda yapılan tez çalışmaları 2000’li yıllardan itibaren görünür hale gelmiş olsa da bu sayının yeterli
olduğunu söylemek mümkün değildir. Nitekim 2019 yılı itibariyle Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığı bünyesindeki tez merkezi
kayıtlarında doğrudan din-bilim ilişkisine yönelik yapılan tez sayısı on yedidir. Bu tezlerde genellikle kişi, ekol ve dönem merkezli
din-bilim ilişkisi analizleri yapılmıştır.
14
Bazı tezlerde ise din - bilim ilişkisi konu odaklı bir şekilde irdelenmiştir.
15
Bunların dışında din- bilim ilişkisine yönelik farklı grupların yaklaşımlarının ölçüldüğü iki adet tez hazırlandığı
görülmektedir. İlki, Mehmet Sain
16
, ikincisi ise Zeynep Ergün
17
tarafından hazırlanan yüksek lisans tezleridir. Bunun yanı sıra
ilahiyat fakültesi öğrencilerinin din-bilim ilişkisine yönelik tutumlarını belirleyen herhangi bir çalışmaya ulaşılmamış olması
nedeniyle böyle bir çalışma tasarlanmıştır. Bu çalışmada, literatürdeki eksikliğin giderilmesi noktasında bir katkı sunmayı
hedefleyerek, İlahiyat/İslami İlimler fakültelerinde lisans düzeyinde öğrenim gören öğrencilerin din-bilim ilişkisine bakışlarına
yönelik tutum ölçeği geliştirmek amaçlanmıştır.
14
Bayram Karcı, Eleştirel Gerçekçilik Akımında Din-Bilim İlişkisi: Ian G. Barbour, John C. Polkinghorne ve Arthur R. Peacocke Örneği (İstanbul: Marmara
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2011); Mustafa Necip Yılmaz, İkinci Meşrutiyet’in İlk Yıllarında Din-Bilim-Medeniyet Kavramları
Arasındaki İlişkiler (1908-1914) (İstanbul: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2003); Murat Begenir, Pragmatist Filozoflarda
Din-Bilim İlişkisi (İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2004); Sema Ermiş, Ahmet Midhat Efendi’nin Nizâ-i
İlm ü Din Eserinde Din Bilim İlişkisi (İstanbul: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2004); Kevser Çelik, Süreç Din
Felsefesinde Din-Bilim İlişkisi (Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2006); Özgür Koca, Al-Ghazali’s
Account of Causality and Its Implications to Contemporary Science and Religion Discussion (İstanbul: Fatih Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, 2011); Zafer Çaylı, Ahmet Mithat Efendi’nin Din-Bilim İlişkisine Dair Görüşleri (İstanbul: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yüksek Lisans Tezi, 2004); Serdar Atalay, John Charlton Polkinghorne’da Din-Bilim İlişkisi (Ankara: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yüksek Lisans Tezi, 2016); Nisa Nur Çardaklı, Din-Bilim İlişkisi Bağlamında Mûcize (Ferîd Vecdî Örneği) (İstanbul: İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2017); Haticetül Kübra Özelçi, Richard Dawkins’e Göre Din-Bilim İlişkisi (Konya: Necmettin Erbakan
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2018); Rıdvan Köse, Carl Sagan’a Göre Din-Bilim İlişkisi (Uşak: Uşak Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2019).
15
Şahin Efil, Din-Bilim İlişkisi Bağlamında Evrenin Birliği ve Çokluğu Sorunu (Samsun: On Dokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora
Tezi, 2004); Şahin Efil, Din-Bilim İlişkisi Bağlamında Evrenin Yaratılışı (Samsun: On Dokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans
Tezi, 1998); Demet Dutlu, Din Bilim İlişkisinde İndirgemecilik Ve Yarattığı Sorunlar (Ankara: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, 2010); Kenan Sevinç, Kuantum Fiziği Bağlamında Din-Bilim İlişkisi (Çanakkale: Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2011).
16
Mehmet Sain, Diyanet Dini İhtisas Eğitim Merkezi Kursiyerlerinin Felsefe ve Din Bilimlerine Yönelik Tutumları İle Dini Tutumları Arasındaki İlişki Üzerine Bir
Araştırma (Erzurum: Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2014).
17
Zeynep Ergün, Fen Bilimleri Öğretmen Adaylarının Din-Bilim İlişkisi Tartışmalarına ve Fen Sınıflarında Çoklu Bilme Biçimlerine Yer Verilmesine Yönelik
Görüşleri (Sinop: Sinop Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019).
Ahmet Çakmak - Fikrulah Çakmak - Hüsnü Aydeniz. Religion-Science Relationship Attitude Scale | 961
Cumhuriyet Theology Journal, 26/3
3. Araştırmanın Yöntemi
3.1. Araştırmanın Deseni:
Ölçek geliştirme çalışmaları karma yöntem araştırmalarından keşfedici sıralı desende gerçekleştirilmektedir. Keşfedici sıralı
desen nitel verilerin toplanması ve analizinden sonra nicel aşamanın uygulanması ile devam eden bir araştırma desenidir.
18
Ölçek
geliştirmenin hedeflendiği bu araştırmada öncelikle madde yazımı, sonrasında ise nicel analizler gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın
dört adımı bulunmaktadır. İlk adımda maddeler yazılmıştır. İkinci adımda madde analizi için uygulama yapılmış, üçüncü adımda
açımlayıcı faktör analizi (AFA) için uygulama yapılmış, dördüncü ve son adımda doğrulayıcı faktör analizi (DFA) yapılmıştır.
3.2. Çalışma grubu
Araştırmanın bütün aşamalarındaki çalışma grupları Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğrenim görmekte olan
öğrencilerden seçilmiştir. Birinci adımda çalışma grubu bulunmamaktadır. Araştırmanın ikinci adımı olan madde analizi için 118
öğrencinin katılımı sağlanmıştır. Katılımcı öğrencilerin %50’si erkek, %50’si ise kadın öğrencidir. Üçüncü adımda AFA için toplam
320 öğrenciye ulaşılmıştır. Öğrencilerin dağılımı Tablo 1’de gösterilmiştir. Buna göre üçüncü adımdaki öğrencilerin yaklaşık %15’i
erkek, %85’ise kadındır. Sınıflara göre de öğrencilerin dengeli dağıldığı görülmektedir.
Tablo 1: Üçüncü adımdaki (AFA) katılımcıların özelliği
Sınıf
Toplam
Birinci
Sınıf
İkinci
Sınıf
Üçüncü
Sınıf
Cinsiyet
Erkek
f
13
9
18
47
%
4,1
2,8
5,6
14,7
Kadın
f
69
54
66
273
%
21,6
16,9
20,6
85,3
Toplam
f
82
63
84
320
%
25,6
19,7
26,3
100,0
Dördüncü adım olan DFA adımında ise toplamda 156 öğrenciye ulaşılmıştır. Buradaki katılımcıların oranları ise %45’i erkek
öğrenci, %55 ise kız öğrenciden oluşmaktadır.
3.3. Veri Toplama Aracı ve Veri Analizi
Araştırmanın amacı veri toplama aracı geliştirmeyi hedeflediğinden anket bu çalışmanın veri toplama aracı olarak
belirlenmiştir. Ölçek için yazılan maddeler anket formatında öğrencilere dağıtılmıştır.
Birinci adımda; farklı anabilim dallarından bilim insanlarının katılımı ile maddeler yazılmış ve bu maddeler dokuz alan
uzmanına, iki ölçme-değerlendirme uzmanına ve iki dil uzmanına sunulmuş; önerileri çerçevesinde taslak anket formu
oluşturulmuştur. İkinci adımda, oluşturulan madde havuzu ölçek geliştirme sürecine uygun olarak süreç ilerletilmiştir. Bu aşamada
madde analizi için Cronbach alpha kat sayısı dikkate alınmıştır. Üçüncü adımda AFA için SPSS 26 programı ve dördüncü adımda ise
DFA için Lisrel 8.8 programları kullanılmıştır. Geliştirilen ölçeğin çeşitli değişkenlere göre farklılaşmasını belirlemek amacıyla ikiden
fazla gruplar için ise tek yönlü varyans analizi olan ANOVA kullanılmıştır. Sürekli değişkenlerin analizinde (ölçek alt boyutları
arasındaki ilişki) ise pearson corelasyon analizleri kullanılmıştır.
4. Bulgular
Ölçek geliştirme süreci çeşitli işlem adımlarının takip edilmesi önerilmektedir.
19
Elde edilen ölçeğin raporlandırılması da bu
aşamalara uygun bir şekilde verilmiştir.
18
Ali Delice, “Karma Yöntem Desen Seçimi”, Karma Yöntem Araştırmaları Tasarımı ve Yürütülmesi (Ankara: Anı Yayıncılık, 2020), 79.
19
İsmail Seçer, Psikolojik Test Geliştirme ve Uyarlama SPSS ve LISREL Uygulamalar (Ankara: Anı Yayıncılık, 2015), 47.
962 | Ahmet Çakmak - Fikrulah Çakmak - Hüsnü Aydeniz. Din-Bilim İlişkisi Tutum Ölçeği
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, 26/3
4.1. Birinci Adım
İlk aşama, soru havuzunun oluşturulması aşamasıdır. Bu aşamada literatür taraması, taramaya dayalı olarak soruların
oluşturulması, hazırlanan soruların uzmanlar tarafından incelenmesi, gelen görüşlerden hareketle soruların revizyonu ve son olarak
belirlenen soruların dil uzmanlarının incelemesi şeklinde alt aşamalardan müteşekkildir.
Literatür taramasında, daha önce bu yönde bir çalışmanın yapılıp yapılmadığı üzerinde durulmuştur. İnceleme sonucunda
din-bilim ilişkisinin ölçülmesine ilişkin herhangi bir çalışmanın bulunmadığı görülmüştür. Bununla birlikte, farklı konu ve alanlarda
yapılmış olan ve çalışmaya katkı sunacağı düşünülen bazı çalışmalar gözden geçirilmiştir.
20
Bunların ışığında, din - bilim ilişkisinin
teorik çerçevesini içeren uluslararası ve ulusal yayınlar ele alınmış ve bu ilişkinin çatışma, ayrışma, uzlaşma ve entegrasyon şeklinde
dört boyutta ele alındığı görülmüştür. Soru havuzu oluşturulurken, entegrasyon yaklaşımının teorik alt yapısının yeterince güçlü
bir şekilde ortaya konamamış olması ve lisans düzeyindeki öğrencilerin konuya hakimiyetlerinde önemli eksiklikler bulunabileceği
düşünüldüğünden, bu dört aşamadan ilk üçü üzerine odaklanılmıştır. Bu çerçevede toplam elli altı sorudan oluşan bir havuz elde
edilmiştir. Ardından bu sorular din felsefesi, din eğitimi, kelam, tefsir, din psikolojisi, din sosyolojisi, hadis, eğitim bilimi
alanlarındaki on bir uzmanın değerlendirmesine sunulmuştur. Uzmanlardan gelen görüşler çerçevesinde sorularda bazı revizyonlar
yapılmış ve taslak ölçek formu hazırlanmıştır. Bu aşamada son olarak iki dil uzmanının görüşü alınarak dört sorunun çıkarılmasıyla
ölçek elli iki soruluk son şekline kavuşturulmuştur. Bu çerçevede form katılımcıların özelliklerini belirleyen (cinsiyet, sınıf, mezun
olduğu lise ve din-bilim ilişkisine yönelik literatür takibini içerek sorunların yanında çatışma alt boyut için 20 soru, ayrışma alt
boyutu için 13 soru ve uzlaşma alt boyutu için 15 soru şeklinde bölümlenmiş ve kodlanmıştır (ç1, ç2, ç3, ç4, ç5, ç6, ç7, ç8, ç9, ç10, ç11,
ç12, ç13, ç14, ç15, ç16, ç17, ç18, ç19, ç20, a1, a2, a3, a4, a5, a6, a7, a8, a9, a10, a11, a12, a13, u1, u2, u3, u4, u5, u6, u7, u8, u9, u10, u11,
u12, u13, u14, u15). Kodlamalarda a ayrışmayı, ç çatışmayı ve u ise uzlaşmayı göstermektedir. Sorular rastgele karıştırılarak
uygulama yapılmıştır.
4.2. İkinci Adım
İkinci aşamada ölçek Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde lisans düzeyinde öğrenim gören 118 öğrenciye
uygulanmıştır. Bu uygulamanın sonunda yapılan madde analizleri çerçevesinde; ç1, ç2, ç3, ç4, ç5, ç6, ç7, ç8, ç9, ç10, ç11, ç12, ç13, ç14,
ç15, ç18, a2, a3, a4, a6, a7, a9, a10, a12, a13, u1, u2 u3, u4, u5, u7, u8, u10, u12, u15 kodlu toplam otuz beş sorunun taslak form içinde
kalmasına karar verilmiştir. Bu maddelerden ç2, a3, u5 ve ç4 .30’un altında değer almasına rağmen araştırmacılar tarafından taslak
formda olmasına karar verilmiştir. Bununla birlikte ç16, ç17, ç19, ç20, a1, a5, a8, a11, u6, u9, u11, u13, u14 kodlu on üç soru ise .20
altında değer aldığından ölçekten çıkarılmıştır. Ölçeğin güvenirlik kat sayısı .85 olarak hesaplanmıştır.
4.3. Üçüncü Adım (AFA)
Üçüncü adımda demografik değişkenler (7 madde) ve 35 ölçek maddesi yeniden uygulanmıştır. Toplamda 320 öğrenciye
ulaşılmıştır. Bu sayının ölçek geliştirme çalışmalarındaki madde sayısı çarpı beş veya on formülüne uygun olduğu görülmektedir.
21
Öncelikle ölçeğin örtük yapısını incelemek için AFA yapılmıştır. Verilerin AFA için uygunluğunu değerlendirmek amacıyla
KMO ve Barlett testleri yapılmış ve KMO .854 ve Barlett testi ise x2 1151.4223 (p<.001) bulunmuştur. Bu sonuçlar AFA için gerekli
örneklem büyüklüğüne ulaşıldığını göstermektedir. Maddelerin faktör yük değeri .30 baraj olarak belirlenmiş ve altındaki maddeler
dikkate alınmamıştır. Maddeler arası ilişki olacağı varsayılarak eğik döndürme işlemi gerçekleştirilmiştir. Madde analizi tekrar
yapılmış ve a4, u5, ç4, ç9, u4, ç14, a6 ve u2 maddeleri taslak formdan çıkarılmıştır. Sonrasında birden fazla alt boyutta olup da
aralarındaki farkın .10’un altında olan maddeler binişik madde kabul edilerek ölçekten çıkarılmıştır. Bu maddeler u1, a3, ç3, a2, ç6,
ç12, ç11, ç7, ç1, ç2, u15 ve u7’den oluşmaktadır. Ölçeğe ilişkin istatistiki veriler Tablo 2’de verilmiştir.
20
Fuat Sezgin, Bilim Tarihi Sohbetleri (İstanbul: Timaş Yayınları, 2010); Alparslan Açıkgenç, İslam Medeniyetinde Bilgi ve Bilim (İstanbul: İSAM Yayınları,
2008); Cemal Yıldırım, Bilim Tarihi stanbul: Remzi Kitabevi, 2001); Cemal Yıldırım, Bilim Felsefesi (İstanbul: Remzi Kitabevi, 1979); Ziyaüddin
Serdar, İslam, Bilim ve Kültürel İlişkiler (İstanbul: Pınar Yayınları, 2011); Osman Bakar, İslam Bilim Tarihi ve Felsefesi, çev. Işık Yanar (İstanbul: İnsan
Yayınları, 2012); Gary B. Ferngren (ed.), Batı Geleneğinde Bilim ve Din, çev. Ceyda Pekşen vd. (İstanbul: Say Yayınları, 2016); Mevlüt Uyanık (ed.),
Çağdaş İslam Bilimine Giriş (Ankara: Fecr Yayınları, 2012); Michael L. Peterson, Raymond J. Vanarragon (ed.), Din Felsefesinde Çağdaş Tartışmalar,
thk. Ferhat Akdemir (Ankara: Elis Yayınları, 2014); Hüseyin Batuhan, Bilim ve Din Eğitimi (İstanbul: Bulut Yayınları, 2006); İlker Belek, Din, Bilim,
Felsefe: Aklın Dogmayla Savaşı (İstanbul: Yazılama Yayınları, 2017).
21
Ölçek geliştirme çalışmalarındaki örneklem grubu için bkz. Seçer, Psikolojik Test Geliştirme ve Uyarlama SPSS ve LISREL Uygulamalar, 59.
Ahmet Çakmak - Fikrulah Çakmak - Hüsnü Aydeniz. Religion-Science Relationship Attitude Scale | 963
Cumhuriyet Theology Journal, 26/3
Tablo 2: Madde Faktör Yükleri, Alt Boyutların Açıkladıkları Varyanslar, Özdeğerleri ve Madde Analizleri
Çatışma - Ayrışma
Uzlaşma
Madde Toplam Korelasyonları
ç13
,811
.661
ç10
,733
.610
ç15
,722
.590
a12
,699
.530
a9
,695
.566
ç18
,695
.566
ç5
,657
.536
a10
,646
.486
ç8
,613
.422
a13
,611
.433
a7
,534
.388
u10
,749
.384
u8
,723
.402
u3
,720
.369
u12
,573
.310
Özdeğer
5.238
1.842
Açıkladığı varyans
% 34.92
% 12.28
Toplam varyans
% 47.20
Tablo 2’ye göre maddeler iki alt boyutta toplanmıştır. Madde toplam korelasyonlarının .31 ila .66 arasında değiştiği madde
faktör yük değerlerinin ise .53 ila .81 arasında değiştiği görülmektedir. Birinci faktör olan ‘ayrışma-çatışma’ alt boyutu din-bilim
çatışmasının %34.92’sini, ikinci boyut olan ‘uzlaşma’ alt boyutu ise ölçeğin %12.28’ini açıklamaktadır. Her iki alt boyut toplamda din-
bilim ilişkisinin %47.2’sini açıklamaktadır.
Ölçeğin alt boyutlarının maddeleri incelendiğinde, çalışmanın teorik çerçevesi çizilirken dile getirilen uzlaşma, çatışma ve
ayrışma şeklindeki üç boyutlu yaklaşım yerine ayrışma ve çatışma sorularının bir boyutta, uzlaşma sorularının ise diğer boyutta
yoğunlaştığı görülmüştür. ç13, ç10, ç15, a12, a9, ç18, ç5, a10, ç8, a13, a7 maddeleri ilk boyutu oluşturmakta olup, bu maddelerden
yüksek puan alan bireylerin çatışmacı/ayrışmacı bir anlayışa sahip oldukları değerlendirilmiştir. Teoride bu iki yaklaşım her ne
kadar birbirinden ayrı olarak değerlendirilse de bu ayrımın öğrencide tam bir karşılığının olmadığı yani çatışma ve ayrışmanın
öğrencide aynı anlam dünyasına karşılık geldiği söylenebilir. Çatışma-ayrışma maddeleri incelendiğinde bilim ile dinin sınırlarına
göndermede bulunan maddelerden oluştuğu dikkat çekmektedir. Toplumsal, ekonomik, psikolojik sorunların çözümünde ve insan
ile evrenin nasıl var olduğu konularında bilime atıfların olduğu maddeler bulunmaktadır.
u10, u8, u3, u12 kodlu maddeler, ölçeğin ikinci boyutu olan uzlaşmayı ifade etmektedir. Doğru bilgiye ulaşmada ve toplumsal
sorunların çözümünde din ile bilimin birlikte çalışmasına işaret eden maddeler bulunmaktadır. Bu nedenle bu boyut uzlaşma olarak
isimlendirilmiştir.
4.4. Dördüncü Adım (DFA)
Dördüncü adımda dört demografik soruya ek olarak din-bilim ilişkisine yönelik üç soru daha eklenmiş toplamda yedi soru
bağımsız değişken olarak sorulmuştur. Bunun yanında doğrulayıcı faktör analizine tabi tutulmak üzere ç5, ç8, ç10, ç13, ç15, ç18, a7,
a9, a10, a12, a13, u3, u8, u10, u12 kodlu on beş soru Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde lisans düzeyinde öğrenim gören 159
öğrenciye uygulanmıştır. AFA ile örtük yapısı belirlenen ölçeği doğrulamak için DFA yapılmıştır. Şekil 1 ve 2 incelendiğinde ölçeğin
örtük yapısının doğrulandığı söylenebilir. Uyum indekslerinin anlamlı olduğu görülmektedir (x2=168.67, sd=88, p=.00, x2/ sd=1.91).
Şekil 1 incelendiğinde madde faktör yük değerlerinin .30’dan yüksek olduğu ve .47 ila .82 arasında değiştiği görülmektedir.
964 | Ahmet Çakmak - Fikrulah Çakmak - Hüsnü Aydeniz. Din-Bilim İlişkisi Tutum Ölçeği
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, 26/3
Şekil 1: Ölçeğin birinci düzey DFA sonuçlar
Ölçeğin t değerleri ise Şekil 2’de verilmiştir. Şekil 2 incelendiğinde ölçeğin t değerlerinin istenilen seviyede olduğu; T
değerlerinin 5.55 ila 10.85 arasında olduğu görülmektedir. T değerlerinin 2.56’dan büyük olması
22
ve herhangi bir okun kırmızı
çıkmaması
23
ölçeğin yapısının doğrulandığı şeklinde yorumlanmaktadır.
22
Ömer Faruk Şimşek, Yapısal Eşitlik Modellemesine Giriş Temel İlkeler ve LISREL Uygulamaları (Ankara: Ekinoks Yayınları, 2007), 86.
23
Seçer, Psikolojik Test Geliştirme ve Uyarlama SPSS ve LISREL Uygulamalar, 98.
Ahmet Çakmak - Fikrulah Çakmak - Hüsnü Aydeniz. Religion-Science Relationship Attitude Scale | 965
Cumhuriyet Theology Journal, 26/3
Şekil 2: Ölçeğin t değerleri
DFA’da uyum indeksleri önemli bir göstergedir. Model uyum indeksleri GFI ve AGFI .85 kabul edilebilir sınır .90 ise
mükemmel uyum sınırıdır. CFI, NFI, RFI ve IFI’nın kabul edilebilir değeri .90 ve mükemmel uyum değeri 0.95 olarak kabul
edilmektedir. Modelin uyum indeksleri incelendiğinde sırası ile .87 ve .82 diğer değerler ise .96, .93, .92, .96 olarak hesaplanmıştır.
Değerlerin neredeyse tamamı iyi uyum göstermiş yalnızca AGFI yeterli değeri alamamıştır. Buna neden olarak örneklem sayısının
olduğu söylenebilir. RMSEA değerinin .08’den düşük olma(RMSEA=0.077) ve x2 değerinin ise 3’ten az olması (x2=1.91) ölçeğin
doğrulandığına işaret olarak yorumlanmaktadır.
24
Bu değerlerin de belirtilen değerlerden düşük olduğu görülmektedir. Sonuç
olarak AFA ile elde edilen yapının DFA ile doğrulandığı söylenebilir.
24
Seçer, Psikolojik Test Geliştirme ve Uyarlama SPSS ve LISREL Uygulamalar, 190.
966 | Ahmet Çakmak - Fikrulah Çakmak - Hüsnü Aydeniz. Din-Bilim İlişkisi Tutum Ölçeği
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, 26/3
Ölçeğin alt boyutları arasındaki ilişki DFA örneklemindeki sonuç Tablo 3’te verilmiştir. Buna göre din-bilim ilişkisine yönelik
çatışma ile uzlaşma arasında anlamlı, orta düzeyde ve negatif bir ilişki vardır (r=-.429, p<.05). Aralarındaki ilişkinin yüksek düzeyde
olmaması çoklu bağıntı problemine işaret olarak yorumlanmaktadır. Buradaki ilişkinin orta düzeyde olması boyutlar arasında bu
problemin olmadığını göstermektedir. Örneklemdeki ilahiyat fakültesi öğrencilerinin din-bilim ilişkisinde çatışma düzeyleri arttıkça
uzlaşma düzeyleri düşmektedir.
Tablo 3: Alt boyutlar arasındaki ilişki
Çatışma
Uzlaşma
Çatışma
r
1
-,429**
p
,000
N
156
156
Uzlaşma
r
-,429**
1
p
,000
N
156
156
Katılımcıların doğrudan din-bilim ilişkisine yönelik soru sorularak geliştirilen ölçeğe göre farklılaşması analiz edilmiştir. Bu
çerçevede katılımcılara “Bilimsel konulara dinin, dinî konulara bilimin karışmaması gerektiğini düşünüyorum.” önermesine katılım
durumları sorulmuştur. Önermeye katılıyorum diyenlerin din-bilim ilişkisinde çatışma-ayrışma düşüncesinde olduğu, katılmıyorum
diyenlerin ise uzlaşma eğiliminde olduğu şeklinde bir değerlendirme yapılabilir. Bu değerlendirme çerçevesinde önermeye verilen
cevapların ölçeklere göre farklılaşmasını belirlemek için tek yönlü faktör analizi ANOVA yapılmış ve sonuçlar Tablo 4’te verilmiştir.
Tablo 4: “Bilimsel konulara dinin, dinî konulara bilimin karışmaması gerektiğini şünüyorum.” önermesine verilen
cevaplara göre farklılaşmalar
N
X
s.s.
sd
F
p
Anlamlı fark
Çatışma
Katılmıyorum
A
101
19,14
8,64
2/153
7.031
.001
A-B,
A-C
Fikrim yok
B
27
25,10
8,22
Katılıyorum
C
28
23,74
8,19
Uzlaşma
Katılmıyorum
A
101
17,66
2,73
2/153
14.606
.000
A-B,
A-C
Fikrim yok
B
27
15,15
2,44
Katılıyorum
C
28
15,17
3,11
İlahiyat fakültesi öğrencilerinin önermeye katılım cevaplarına göre çatışma-ayrışma ortalama puanları anlamlı şekilde
farklılaşmaktadır (F2/153=7.031, p<.05). ‘Katılıyorum’ (X=23.74) cevabını veren öğrencilerin ‘katılmıyorum’ diyenlere (X=19.14) göre
çatışma-ayrışma ortalama puanları daha yüksektir. Bu sonuçlar çatışma-ayrışma alt boyutunun istenilen şeyi ölçtüğü şeklinde bir
değerlendirme yapmaya imkân vermektedir. İlahiyat fakültesi öğrencilerinin önermeye katılım cevaplarına göre uzlaşma ortalama
puanları anlamlı bir şekilde farklılaşmaktadır (F2/153=14.606, p<.05). ‘Katılıyorum’ (X=15.17) cevabını veren öğrencilerin
‘katılmıyorum’ diyenlere (X=17.66) göre uzlaşma ortalama puanları daha düşüktür. Bu sonuçlar uzlaşma alt boyutunun istenilen şeyi
ölçtüğü şeklinde bir değerlendirme yapmaya imkân vermektedir.
Ahmet Çakmak - Fikrulah Çakmak - Hüsnü Aydeniz. Religion-Science Relationship Attitude Scale | 967
Cumhuriyet Theology Journal, 26/3
4.5. Ölçeğin Güvenirliği
Din-bilim ilişkisine yönelik ölçeğinin güvenirliği iç tutarlılık (cronbach alpha) yöntemi ile analiz edilmiştir. Ölçeğin her bir
alt boyutu için cronbach alpha değerleri çatışma alt boyutu için .90, uzlaşma alt boyu için de .77 olarak hesaplanmıştır. Bu sonuçlar
ölçeğin her bir alt boyutunun güvenilir olduğuna işaret etmektedir.
4.6. Ölçeğin Puanlandırılması
Ölçek iki alt boyuttan oluşmaktadır. Bu boyutlardan çatışma alt boyutu 11 maddeden oluşmaktadır. Bir katılımcı bu boyuttan
en az 11 en fazla ise 55 puan alabilmektedir. Katılımcının yüksek puan alması din-bilim ilişkisine dair tutumunun çatışmacı ya da
ayrışmacı olduğunu göstermektedir. Düşük puan alması ise çatışmacı veya ayrışmacı olmadığını göstermektedir.
Ölçeğin bir diğer boyutu olan uzlaşmacı alt boyutunda ise katılımcıları en fazla 20 puan alabilirler. En düşük ise 4 puan.
Yüksek puan alması katılımcının din-bilim ilişkisine yönelik tutumunun uzlaşmacı olduğuna yorumlanırken düşük puan alması ise
uzlaşmacı olmadığına yorumlanabilir.
Sonuç ve Öneriler
İnsanlık tarihinin en eski kurumlarından olan din ve bilim arasındaki ilişki daima üzerinde tartışılan bir mesele olmuştur.
Bilimin etkinliğin daha fazla hissedildiği günümüzde bu tartışmalar daha da yoğunlaşmıştır. Söz konusu tartışmaların önemli bir
ayağı ilahiyat fakülteleri üzerinden yürütülmektedir. Özellikle İlahiyat fakültelerinin niceliklerinin artması ve bu fakülte
mezunlarının toplumun her kesimiyle yoğun bir ilişki içerisinde olması öğrenim gören öğrencilerinin konuya bakışını tespitini
zorunlu kılmıştır. Burada nicel verilerin büyük oranda eksik kalması çalışmanın gerekliliğini beraberinde getirmiştir.
Çalışma boyunca istifade edilen ve ilahiyat sahasındaki bazı disiplinlerde gerçekleştirilen nicel çalışmaların oldukça başarı
ve verimli sonuçlar ortaya çıkardığı görülmüştür. Bununla birlikte, özellikle felsefe, kelam, fıkıh vb. alanlarla ilgili konularda bu tür
faaliyetlerin büyük oranda eksik kaldığı söylenebilir. Kuşkusuz bunun en önemli gerekçesi, sözü edilen alanlarda nicel çalışma
yapmanın zorluğudur. Bu zorluğun aşılması bağlamında disiplinler arası çalışmaların yararlı olduğu görülmüştür. Özellikle din-bilim
ilişkisi gibi, neredeyse ilahiyatın bütün alt alanlarını ilgilendiren bir konuda böyle bir çalışmanın yapılması, bazı zorluklar içerse de
faydalı sonuçlar elde edilmiştir.
Yapılan ölçek çalışmasında din-bilim ilişkisi bağlamında ortaya konulan tipolojilerin ilahiyat lisans düzeyi öğrencileri
nezdinde belli ölçüde bir karşılığının olduğu tespit edilmiştir. Ölçekte yer alan on beş sorunun hem bir bütün olarak hem de alt
alanların kendi içerisinde anlamlı sonuçlar vermiş olması bunun en önemli göstergesidir. Teoride yer alan farklı tipolojilerin birebir
yansıması pratikte görülmese de ayrışma ve çatışmanın bir boyuta, uzlaşmanın ise diğer bir boyuta ayrılması, meselenin daha
derinlikli bir şekilde irdelenmesini gerekli kılmaktadır. Bu anlamda iki sonuca ulaşılabilir: İlki, teorideki bu tipolojilerin farklı
düzlemlerde nicel verilerle yeniden ele alınmasının; ikincisi ise örneklem grubunun konuya ilişkin yeterli donanıma sahip olup
olmadığının, farklı ölçütlerle incelenmesinin gerekliliğidir. Hem din anlayışlarının sosyal ve psikolojik değişimlerden etkilenmesinin
hem de bilimin kümülatif olarak ilerlemesinin, bunun nedeni olduğu söylenebilir.
Bu çalışmanın en önemli çıktısı, ölçeğin farklı örneklem gruplarına uygulanması ve elde edilen verilerden hareketle, başta
öğretim programları olmak üzere ilahiyat eğitiminin çeşitli bileşenlerindeki yeniliklere ve değişimlere katkı sunma potansiyelidir.
Bu katkı, ilahiyat öğrencilerinin din-bilim ilişkisi hakkında daha verimli bir öğretim sürecine dahil olmaları bağlamında ortaya
çıkacaktır. Bilimsel gelişmelerdeki ilerlemenin gittikçe artması bu çalışma üzerine bina edilecek disiplinler arası ve nicel çalışmalara
alt yapı oluşturacaktır. Aynı şekilde ölçek din eğitiminin diğer örgün ve yaygın aşamalarındaki farklı gruplara uyarlanabilir bir
yapıya sahiptir. Bunun yanında din öğretimi dışındaki farklı öğrenim gruplarının konuya yaklaşımlarını belirlenmesi ölçeğin
uyarlanabilir ve yeni ölçeklere ilham verici olduğu düşünülmektedir.
YAZAR KATKI ORANI BEYANI
/
AUTHOR CONTRIBUTION STATEMENT
Makaledeki Yazar Katkılarının Yüzde ile Gösterilmesi
(Showing Author Contributions in the Article as Percent)
1. Sorumlu Yazar
(Contributer Author)
2. Katkı Sunan Yazar
(Contributer Author)
3. Sorumlu Yazar
(Responsible Author)
Çalışmanın Tasarlanması
Conceiving the Study
%30
%30
%40
Veri Toplanması:
Data Collection
%30
%60
%10
Veri Analizi
Data Analysis
%60
%20
%20
Makalenin Yazımı
Writingup
%30
%40
%30
Makale Gönderimi ve
Revizyonu
Submission and Revision
%50
%50
%50
Not(e): Belgenin imzalı asıl nüshası dergi sür dosyalarında mevcuttur/The signed original copy of the document is
available in the journal process files archive.
968 | Ahmet Çakmak - Fikrulah Çakmak - Hüsnü Aydeniz. Din-Bilim İlişkisi Tutum Ölçeği
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, 26/3
Kaynakça
Açıkgenç, Alparslan. İslam Medeniyetinde Bilgi ve Bilim. İstanbul: İSAM Yayınları, 2008.
Atalay, Serdar. John Charlton Polkinghorne’da Din-Bilim İlişkisi. Ankara: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans
Tezi, 2016.
Bakar, Osman. İslam Bilim Tarihi ve Felsefesi. çev. Işık Yanar. İstanbul: İnsan Yayınları, 2012.
Barbour, Ian G. Bilim ve Din: Çatışma, Ayrışma, Uzlaşma. çev. Nebi Mehdi, Mübariz Cemal. İstanbul: İnsan Yayınları, 2004.
Batuhan, Hüseyin. Bilim ve Din Eğitimi. İstanbul: Bulut Yayınları, 2006.
Begenir, Murat. Pragmatist Filozoflarda Din-Bilim İlişkisi. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans
Tezi, 2004.
Belek, İlker. Din, Bilim, Felsefe: Aklın Dogmayla Savaşı. İstanbul: Yazılama Yayınları, 2017.
Bigliardi, Stefano. “Barbour’un Sınıflandırması ve İslam ve Bilim Hakkındaki Çağdaş Tartışma”. çev. Hüsnü Aydeniz, Fatih
Toplaoğlu. Din Bilim Okumaları. 203-230. Ankara: Elis Yayınları, 2015.
Coşkun, Cüneyt. “Din-Bilim İlişkisi ve Çatışmanın Araçsallığı”. Bilimname 2019/37 (2019), 1057-1084.
Çardaklı, Nisa Nur. Din-Bilim İlişkisi Bağlamında Mûcize (Ferîd Vecdî Örneği). İstanbul: İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2017.
Çaylı, Zafer. Ahmet Mithat Efendi’nin Din-Bilim İlişkisine Dair Görüşleri. İstanbul: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yüksek Lisans Tezi, 2004.
Çelik, Kevser. Süreç Din Felsefesinde Din-Bilim İlişkisi. Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans
Tezi, 2006.
Delice, Ali. “Karma Yöntem Desen Seçimi”. Karma Yöntem Araştırmaları Tasarımı ve Yürütülmesi. 61-116. Ankara: Anı Yayıncılık, 2020.
Doğan, Recai. “İlahiyat Fakültelerinin Eğitim Anlayışı Nasıl Olmalıdır?” Bugünün İlahiyatı Nasıl Olmalı? Sorunlar ve Çözümleri. 351-370.
İstanbul: Ensar Neşriyat, 2015.
Dutlu, Demet. Din Bilim İlişkisinde İndirgemecilik Ve Yarattığı Sorunlar. Ankara: Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, 2010.
Efil, Şahin. Din-Bilim İlişkisi Bağlamında Evrenin Birliği ve Çokluğu Sorunu. Samsun: On Dokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Doktora Tezi, 2004.
Efil, Şahin. Din-Bilim İlişkisi Bağlamında Evrenin Yaratılışı. Samsun: On Dokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, 1998.
Ergün, Zeynep. Fen Bilimleri Öğretmen Adaylarının Din-Bilim İlişkisi Tartışmalarına ve Fen Sınıflarında Çoklu Bilme Biçimlerine Yer
Verilmesine Yönelik Görüşleri. Sinop: Sinop Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2019.
Ermiş, Sema. Ahmet Midhat Efendi’nin Nizâ-i İlm ü Din Eserinde Din Bilim İlişkisi. İstanbul: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2004.
Ertürk, Ramazan. Varoluşsal Din Felsefesine Giriş. İstanbul: Yarın Yayınları, 1. Basım, 2012.
Gary B. Ferngren (ed.). Batı Geleneğinde Bilim ve Din. çev. Ceyda Pekşen vd. İstanbul: Say Yayınları, 2016.
Hegel, Georg Wilhelm Friedrich. Din Felsefesi Dersleri. çev. Doğan Naci Kadıoğlu. İstanbul: Pinhan Yayıncılık, 2016.
Karadaş, Cağfer. “İlahiyat Lisans Programının Değerlendirilmesi”. Bugünün İlahiyatı Nasıl Olmalı? Sorunlar ve Çözümleri. 205-263.
İstanbul: Ensar Neşriyat, 2015.
Karcı, Bayram. Eleştirel Gerçekçilik Akımında Din-Bilim İlişkisi: Ian G. Barbour, John C. Polkinghorne ve Arthur R. Peacocke Örneği. İstanbul:
Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2011.
Koca, Özgür. Al-Ghazali’s Account of Causality and Its Implications to Contemporary Science and Religion Discussion. İstanbul: Fatih
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2011.
Köse, Rıdvan. Carl Sagan’a Göre Din-Bilim İlişkisi. Uşak: Uşak Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2019.
Kroesbergen, Hermen. “An Absolute Distinction Between Faith and Science: Contrast Without Compartmentalization”. Zygon 53/1
(2018), 9-28.
Mehdi, Nebi. “Bilim-Din İlişkisi Problemine Süreççi Yaklaşım ve Ian G. Barbour’un Dörtlü Tipolojisi” 23 (2002), 59-75.
Mengüşoğlu, Takiyettin. İnsan Felsefesi. İstanbul: Doğu Batı Yayınları, 2015.
Mevlüt Uyanık (ed.). Çağdaş İslam Bilimine Giriş. Ankara: Fecr Yayınları, 2012.
Michael L. Peterson, Raymond J. Vanarragon (ed.). Din Felsefesinde Çağdaş Tartışmalar. thk. Ferhat Akdemir. Ankara: Elis Yayınları,
2014.
Okumuş, Ejder. “İslâm, Müslümanlar ve Toplumsal Değişim”. Tevilat: Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dergisi 1/1 (2020), 61-
95.
Ahmet Çakmak - Fikrulah Çakmak - Hüsnü Aydeniz. Religion-Science Relationship Attitude Scale | 969
Cumhuriyet Theology Journal, 26/3
Özalp, Hasan. “Din-Bilim Çatışması Üzerine: Kopernik Merkezli Bir Okuma”. Bilimname 2017/33 (2017), 67-88.
Özcan, Hanifi. “Mâtürîdî’ye Göre Din - Şeriat Ayrımının Felsefî Temelleri”. Büyük Türk Bilgini İmam Mâtüridî ve Mâtüridîlik. 138-140.
İstanbul: Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, 2012.
Özelçi, Haticetül Kübra. Richard Dawkins’e Göre Din-Bilim İlişkisi. Konya: Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yüksek Lisans Tezi, 2018.
Öztürk, Mustafa. “İlahiyatın Adı ve Amaçları”. Bugünün İlahiyatı Nasıl Olmalı? Sorunlar ve Çözümleri. 29-58. İstanbul: Ensar Neşriyat,
2015.
Sain, Mehmet. Diyanet Dini İhtisas Eğitim Merkezi Kursiyerlerinin Felsefe ve Din Bilimlerine Yönelik Tutumları İle Dini Tutumları Arasındaki
İlişki Üzerine Bir Araştırma. Erzurum: Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2014.
Seçer, İsmail. Psikolojik Test Geliştirme ve Uyarlama SPSS ve LISREL Uygulamalar. Ankara: Anı Yayıncılık, 2015.
Serdar, Ziyaüddin. İslam, Bilim ve Kültürel İlişkiler. İstanbul: Pınar Yayınları, 2011.
Sevinç, Kenan. Kuantum Fiziği Bağlamında Din-Bilim İlişkisi. Çanakkale: Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2011.
Sezgin, Fuat. Bilim Tarihi Sohbetleri. İstanbul: Timaş Yayınları, 2010.
Şimşek, Ömer Faruk. Yapısal Eşitlik Modellemesine Giriş Temel İlkeler ve LISREL Uygulamaları. Ankara: Ekinoks Yayınları, 2007.
Topakkaya, Arslan. “Tarihsel Materyalizm ve Diyalektik”. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 1/27 (2009), 65-77.
Üzümcü, Muzaffer. “İlahiyat Fakülteleri Felsefe ve Din Bilimleri Bölümlerinde Akademik Yapılanma ve Lisansüstü Eğitim Üzerine
Bir Değerlendirme”. Mevzu Sosyal Bilimler Dergisi 3 (2020), 167-192.
Yıldırım, Cemal. Bilim Felsefesi. İstanbul: Remzi Kitabevi, 1979.
Yıldırım, Cemal. Bilim Tarihi. İstanbul: Remzi Kitabevi, 2001.
Yılmaz, Mustafa Necip. İkinci Meşrutiyet’in İlk Yıllarında Din-Bilim-Medeniyet Kavramları Arasındaki İlişkiler (1908-1914). İstanbul:
Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2003.
https://istatistik.yok.gov.tr/, ts. Erişim 08 Şubat 2022
http://www.divinity.ankara.edu.tr/?page_id=101, ts. Erişim 08 Şubat 2022
970 | Ahmet Çakmak - Fikrulah Çakmak - Hüsnü Aydeniz. Din-Bilim İlişkisi Tutum Ölçeği
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi, 26/3
SORU
NO
SORULAR
Kesinlikle Katılmıyorum
Katılmıyorum
Fikrim Yok
Katılıyorum
Kesinlikle Katılıyorum
Ç5
Hayatımla ilgili karar verirken din yerine bilimi esas alırım.
1
2
3
4
5
Ç8
Doğru bilgiye ulaşmada sadece bilimsel kaynakların geçerli olduğunu düşünüyorum.
1
2
3
4
5
A7
Dinin, bilimsel açıklama yapmayacağını düşünüyorum.
1
2
3
4
5
Ç15
Toplumsal sorunları sadece bilimin çözeceğini düşünüyorum.
1
2
3
4
5
A9
Evrenin nasıl var olduğunu dinin açıklayamayacağını düşünüyorum.
1
2
3
4
5
Ç13
Psikolojik sorunların sadece bilimsel yöntemlerle tedavi edilebileceğini düşünüyorum.
1
2
3
4
5
A10
İnsanın nasıl var olduğunu dinin açıklayamayacağını düşünüyorum.
1
2
3
4
5
Ç18
Hukuk kurallarının sadece bilimsel verilere göre hazırlanması gerektiğini düşünüyorum.
1
2
3
4
5
A12
Psikolojik sorunların tedavisinin dinin alanına girmeyeceğini düşünüyorum.
1
2
3
4
5
Ç10
Evrenin varoluşu hakkında sadece bilimsel açıklamaların doğru olduğunu
düşünüyorum.
1
2
3
4
5
A13
Ekonomik problemlerin çözümünde din yerine bilimin önerilerinin geçerli olduğunu
düşünüyorum.
1
2
3
4
5
U3
Doğru bilgiye ulaşmak için hem dinî hem de bilimsel kaynakların gerekli olduğunu
düşünüyorum.
1
2
3
4
5
U8
Toplumsal sorunları din ve bilimin birlikte çözebileceğini düşünüyorum.
1
2
3
4
5
U10
Bilimin, Allah’ın varlığını ispatlamaya yardımcı olduğunu düşünüyorum.
1
2
3
4
5
U12
Dinin anlaşılmasında bilimden yararlanmanın gerektiğini düşünüyorum.
1
2
3
4
5
ResearchGate has not been able to resolve any citations for this publication.
Article
Full-text available
Düşünce tarihinin en çetrefilli problemlerinden biri, din-bilim ilişkisidir. Bu ilişkinin özellikle klasik sekülarizmin inşasında önemli bir tartışma konusu olduğu ve bu tartışmaların yine sekülarizm lehine sonuçlandığı vakıadır. Özellikle beşerin tarihsel dönüm noktalarını, insanın entelektüel gelişimine endeksli büyü, din ve bilimden oluşan bir evrimsel silsile üzerinden değerlendiren etnolojik, antropolojik ve analojik bağlamlı evrimci teoriler, bu tartışmaya ciddi bir arka plan oluşturmuştur. Her iki kavramın ontolojik, epistemolojik ve metodolojik farklılıkları, din ve bilim ilişkisinin mutlak uyuşmazlığı için ana argümanlar olarak kabul edilmiştir. Çatışma tezinin sonuçları da bu perspektifin ürünüdür. Bu sonuçları en verimli şekilde kullananlar ise kuşkusuz, iktidar ve onun kurumları olmuştur. Bir başka ifadeyle çatışmanın iktidar için anlamı, kitleleri daha kolay yönetebilme ereğiyle uyumlu siyasi, ekonomik, toplumsal ve kültürel stratejilerle çekişmeyen ve çelişmeyen olaylar ve taraflar yaratmak için önemli bir aygıt olmasıyla doğrudan ilişkilidir. Bu makalenin amacı da bu iki olgunun hem ontolojik hem de epistemolojik içerikleri ve kaynakları dikkate alınarak, çatışma tezinin araçsallık, eklemlenme ve nihayetinde aldatmacaya dönüşme süreci, iktidar faktörü de göz ardı edilmeden, din ve bilim kavramlarının özgünlüğünden hareketle değerlendirmektir.
Article
Full-text available
Din ile bilim arasında ki iletişim ve etkileşim insanlık tarihi kadar eskidir. Bu iletişim ve etkileşim kimi zaman uzlaşma ve diyalog tarzında kimi zaman ise çatışma ve entegrasyon şeklinde olmuştur. Tarihsel süreçte dinin bilimi, bilimin de dini etkilediği aşamalar vardır. Rönesans hareketi sonrası Avrupa da ki antik dünyanın bilimsel klasiklerine ilginin yeniden artınca, teoloji ve doğa bilimlerinde yeniden bir uyanış görmekteyiz. Bilimsel gelişme alanlarından biri de şüphesiz astronomidir. Aristoteles’in Gökyüzü Üzerine ve Batlamyus’un Almagest’i ile tanışan kilise, Avrupa’daki dini reformlar ve coğrafi keşifler gibi açılımlara rağmen kilise babalarının da etkisiyle Aristoteles’in Gökyüzü Üzerine adlı eserinde ortaya koyduğu ve Batlamyus’un Almagest’de geliştirdiği yer merkezli evren teorisini savundu ve bunu dini bir dogma haline dönüştürdü. İşte böyle bir ortamda Kopernik güneş merkezli yeni bir model ileri sürerek hem klasik astronomik modelleri hem de kendisini bu model üzerine inşa eden kiliseyi hedef almaktaydı. Bu yeni model doğru çıkarsa hem Kutsal Kitap yanlışlanacak hem de dinî yanılmış olacaktı. Dolayısıyla kadim dinî miras köklü bir eleştiri arefesindedir. Bu sebeple Kopernik’in güneş merkezli evren modeli kilise ile bilimin en önemli çatışma alanlarından biridir. Bu çalışmamızda söz konusu konu ele alınmaktadır.
Article
This article argues for acknowledging the existence of an absolute distinction between faith and science. It is often assumed in the science and religion debate that such a distinction would be ahistorical and uncontextual. After discussing this critique, the analogy with love and facts will be used to explain how an absolute distinction between faith and science may exist nonetheless. This contrast, however, does not imply compartmentalization. It is shown that the absolute distinction between faith and science is of crucial importance to understand the historical contexts that so many contributors to the science and religion debate refer to in their argument against the approaches of Independence or Contrast. The article concludes that within our messy and complex practices there is an absolute distinction between faith and science—our historical contexts cannot be understood without it.
Pragmatist Filozoflarda Din-Bilim İlişkisi. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi
  • Murat Begenir
Begenir, Murat. Pragmatist Filozoflarda Din-Bilim İlişkisi. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2004.
Süreç Din Felsefesinde Din-Bilim İlişkisi. Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi
  • Kevser Çelik
Çelik, Kevser. Süreç Din Felsefesinde Din-Bilim İlişkisi. Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2006.
Karma Yöntem Desen Seçimi”. Karma Yöntem Araştırmaları Tasarımı ve Yürütülmesi
  • Ali Delice
Din-Bilim İlişkisi Bağlamında Evrenin Yaratılışı
  • Şahin Efil
Efil, Şahin. Din-Bilim İlişkisi Bağlamında Evrenin Yaratılışı. Samsun: On Dokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 1998.
Mâtürîdî'ye Göre Din -Şeriat Ayrımının Felsefî Temelleri
  • Hanifi Özcan
Özcan, Hanifi. "Mâtürîdî'ye Göre Din -Şeriat Ayrımının Felsefî Temelleri". Büyük Türk Bilgini İmam Mâtüridî ve Mâtüridîlik. 138-140. İstanbul: Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, 2012.
Yapısal Eşitlik Modellemesine Giriş Temel İlkeler ve LISREL Uygulamaları. Ankara: Ekinoks Yayınları
  • Ömer Şimşek
  • Faruk
İstanbul: Remzi Kitabevi
  • Cemal Yıldırım
  • Bilim
  • Tarihi