Conference PaperPDF Available

Kongre Covid Özet

Authors:

Abstract

zet Bu çalışmanın amacı Covid-19'a tepki olarak gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankalarının uyguladıkları politika önlemlerini incelemektir. Politikaların ortak özelikleri, amaçları, bu amaçları gerçekleştirmede ne kadar başarılı oldukları ve gelecekte merkez bankalarını bekleyen zorluklar ele alınmaktadır. Pandemi ile mücadelenin temel olarak maliye ve sağlık politikası önlemleri ile yapılması gerektiği genel olarak kabul görmekle birlikte 2020 yılında yaşanan gelişmeler merkez bankalarını olağanüstü önlemler almak zorunda bıraktı. 1929 Buhranı'ndan bu yana barış dönemlerinde global üretimde gerçekleşen en büyük daralma, pandemi kaynaklı belirsizlikteki olağanüstü artış, finansal piyasalardaki oynaklık ve gelişmekte olan ülkelere sermaye girişinin durması bu olumsuz gelişmeler arasında sayılabilir. Merkez bankaları bu olağanüstü döneme uygun olarak daha önce görülmemiş, hız kapsam ve büyüklükte tepkiler verdiler. Merkez bankalarının aldığı önlemler dört grupta toplanabilir: Faiz indirimi ve sözlü yönlendirme, varlık alımı, likidite ve sermaye desteği, makro ihtiyati önlemler. Bu önlemlerin amacı öncelikle finansal istikrarsızlığı önlemekti. 2007/2008 Küresel Finansal Krizi sonrasında da gelişmiş ülkelerde benzer önlemler alındığı için 2020 başında bazı ülkelerde faiz oranları çok düşüktü ve bu ülkelerde minimum efektif faiz kısıtı bağlayıcı hale geldi. Faiz indirimleri sınırlı kaldığından gelişmiş ülkeler daha önce görülmemiş büyüklükte varlık alımına yöneldiler. Gelişmekte olan ülkeler ise ilk defa geleneksel olmayan para politikası aracı olarak varlık alımı yaptılar. Bankaların hane halkı ve yatırımcılara verdiği kredi miktarının azalmaması için hem bankalara kredi ve likidite desteği sağlandı hem de tutmaları gereken sermaye ve likidite ile ilgili standartlar gevşetildi. Alınan bu önlemler kısa vadede finansal istikrarsızlığı engellemede başarılı oldu. Merkez bankalarının 2007/2008 ve pandemi döneminde uyguladıkları bu geleneksel olmayan önlemler gelecekte bazı zorluklara yol açabilir. Son on yıldır gelişmiş ülkelerde çok düşük düzeyde tutulan faiz oranları nedeniyle merkez bankaları fiyat istikrarı ve büyüme amacına yönelik olarak kullandıkları faiz artık işlevini yitirebilir. Çok büyümüş bilançoların küçültülmesi sırasında ortaya çıkabilecek mali yük nedeniyle merkez bankaları üzerindeki politik baskılar artabilir. Merkez bankalarının karşılaşma olasılığı yüksek olan diğer tehlikeler ise son on dört yıl içinde merkez bankalarının iki defa olağanüstü önlemler almalarının yol açabileceği iki durum. Birincisi merkez bankaları ilerde yine müdahale edeceği ve olası kayıplarını telafi edeceği beklentisiyle banka dışı kesim aşırı risk alabilme olasılığı yani ahlaki tehlike yaşanma riskidir. İkincisi ise son yıllarda bu kadar kapsamlı önlemler almaları gelecekte merkez bankalarının geleneksel olanlar dışında başka görevleri üstlenebilecekleri beklentisini yaratmasıdır. Bu görevler gelir dağılımının iyileştirilmesi, yeşil enerjinin teşvik edilmesi, sanal paraların kullanımı ve iklim değişikliği gibi konulara ilişkin olabilir. Merkez bankalarının bu amaçlara yönelik araçları olmadığı gibi bu amaçlara yönelmeleri temel görevleri olan fiyat istikrarına odaklanmalarını engelleyebilir. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının 2020 yılında aldıkları önlemler, ülkelerin ekonomik olarak koma olarak tanımlanabilecek durumdan çıkmalarını sağlamıştır ve bu anlamda başarılıdır. Büyüme üzerinde amaçlanan olumlu etkinin de özellikle 2021 ve 2022 yıllarında ortaya çıkması beklenmektedir. Bununla birlikte enflasyonun gelişmiş ülkelerde yüzde 2'e çıkarılması amacı konusunda ne kadar başarılı oldukları tartışmalıdır. Günümüzde gelişmiş ülkelerde hedefin üstüne çıkan enflasyon oranlarının kalıcı olup olmayacağı tartışılmaları devam etmektedir.
COVID-19 ve Finansal Piyasalar
Doç. Dr. Anıl AKÇAĞLAYAN
Özet
Bu çalışmanın amacı Covid-19’a tepki olarak gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez
bankalarının uyguladıkları politika önlemlerini incelemektir. Politikaların ortak özelikleri, amaçları, bu
amaçları gerçekleştirmede ne kadar başarılı oldukları ve gelecekte merkez bankalarını bekleyen
zorluklar ele alınmaktadır. Pandemi ile mücadelenin temel olarak maliye ve sağlık politikası önlemleri
ile yapılması gerektiği genel olarak kabul görmekle birlikte 2020 yılında yaşanan gelişmeler merkez
bankalarını olağanüstü önlemler almak zorunda bıraktı. 1929 Buhranı’ndan bu yana barış
dönemlerinde global üretimde gerçekleşen en büyük daralma, pandemi kaynaklı belirsizlikteki
olağanüstü artış, finansal piyasalardaki oynaklık ve gelişmekte olan ülkelere sermaye girişinin durması
bu olumsuz gelişmeler arasında sayılabilir. Merkez bankaları bu olağanüstü döneme uygun olarak
daha önce görülmemiş, hız kapsam ve büyüklükte tepkiler verdiler.
Merkez bankalarının aldığı önlemler dört grupta toplanabilir: Faiz indirimi ve sözlü
yönlendirme, varlık alımı, likidite ve sermaye desteği, makro ihtiyati önlemler. Bu önlemlerin amacı
öncelikle finansal istikrarsızlığı önlemekti. 2007/2008 Küresel Finansal Krizi sonrasında da gelişmiş
ülkelerde benzer önlemler alındığı için 2020 başında bazı ülkelerde faiz oranları çok düşüktü ve bu
ülkelerde minimum efektif faiz kısıtı bağlayıcı hale geldi. Faiz indirimleri sınırlı kaldığından gelişmiş
ülkeler daha önce görülmemiş büyüklükte varlık alımına yöneldiler. Gelişmekte olan ülkeler ise ilk
defa geleneksel olmayan para politikası aracı olarak varlık alımı yaptılar. Bankaların hane halkı ve
yatırımcılara verdiği kredi miktarının azalmaması için hem bankalara kredi ve likidite desteği sağlandı
hem de tutmaları gereken sermaye ve likidite ile ilgili standartlar gevşetildi. Alınan bu önlemler kısa
vadede finansal istikrarsızlığı engellemede başarılı oldu.
Merkez bankalarının 2007/2008 ve pandemi döneminde uyguladıkları bu geleneksel olmayan
önlemler gelecekte bazı zorluklara yol açabilir. Son on yıldır gelişmiş ülkelerde çok düşük düzeyde
tutulan faiz oranları nedeniyle merkez bankaları fiyat istikrarı ve büyüme amacına yönelik olarak
kullandıkları faiz artık işlevini yitirebilir. Çok büyümüş bilançoların küçültülmesi sırasında ortaya
çıkabilecek mali yük nedeniyle merkez bankaları üzerindeki politik baskılar artabilir. Merkez
bankalarının karşılaşma olasılığı yüksek olan diğer tehlikeler ise son on dört yıl içinde merkez
bankalarının iki defa olağanüstü önlemler almalarının yol açabileceği iki durum. Birincisi merkez
bankaları ilerde yine müdahale edeceği ve olası kayıplarını telafi edeceği beklentisiyle banka dışı
kesim aşırı risk alabilme olasılığı yani ahlaki tehlike yaşanma riskidir. İkincisi ise son yıllarda bu
kadar kapsamlı önlemler almaları gelecekte merkez bankalarının geleneksel olanlar şında başka
görevleri üstlenebilecekleri beklentisini yaratmasıdır. Bu görevler gelir dağılımının iyileştirilmesi,
yeşil enerjinin teşvik edilmesi, sanal paraların kullanımı ve iklim değişikliği gibi konulara ilişkin
olabilir. Merkez bankalarının bu amaçlara yönelik araçları olmadığı gibi bu amaçlara yönelmeleri
temel görevleri olan fiyat istikrarına odaklanmalarını engelleyebilir.
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin merkez bankalarının 2020 yılında aldıkları önlemler,
ülkelerin ekonomik olarak koma olarak tanımlanabilecek durumdan çıkmalarını sağlamıştır ve bu
anlamda başarılıdır. Büyüme üzerinde amaçlanan olumlu etkinin de özellikle 2021 ve 2022 yıllarında
ortaya çıkması beklenmektedir. Bununla birlikte enflasyonun gelişmiş ülkelerde yüzde 2’e çıkarılması
amacı konusunda ne kadar başarılı oldukları tartışmalıdır. Günümüzde gelişmiş ülkelerde hedefin
üstüne çıkan enflasyon oranlarının kalıcı olup olmayacağı tartışılmaları devam etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Geleneksel Olmayan Para Politikaları, Global Ekonomi, Covid-19
Jel Sınıflandırması: E3, E4
Kaynakça
Altavilla, C, F Barbiero, M Boucinha and L Burlon (2020), “The great lockdown: pandemic response
policies and bank lending conditions,” ECB Working Paper Series No. 2465.
Arslan Y, M Drehmann and B Hofmann (2020), “Central bank bond purchases in emerging market
economies,” BIS Bulletin No. 20, Bank for International Settlements.
BIS – Bank for International Settlements (2020), Annual Economic Report 2020, Haziran, Basel.
Board of Governors of the Federal Reserve System (2020f), Financial stability report, May
(www.federalreserve.gov/publications/files/financial-stability-report-20200515.pdf.
Borio, C (2020). The Covid-19 economic crisis: dangerously unique. National Association for
Business Economics, Perspectives on the Pandemic Webinar Series’inde yapılan konuşma.
Emmons, W and C Neely (2020), “Responses of international central banks to the Covid-19 crisis”,
working paper, October.
English, B., Forbes, K. ve Ubide, A. (2021). Monetary policy and central banking in the Covid era:
Key insights and challenges fort the future. Monetary policy and central banking in the Covid era:
Key insights and challenges fort the future. Ed. English, Forbes ve Ubide. CEPR, London, 3-26.
Ferretti, G. M. M. (2021). A year like no other. Monetary policy and central banking in the Covid era:
Key insights and challenges fort the future. Ed. English, Forbes ve Ubide. CEPR, London, 27-44.
IMF (2021), World Economic Outlook, April.
Lane, P R (2020), The pandemic emergency: the three challenges for the ECB”, presentation at the
Jackson Hole Economic Policy Symposium “Navigating the Decade Ahead: Implications for
Monetary Policy”, Federal Reserve Bank of Kansas City.
ResearchGate has not been able to resolve any citations for this publication.
ResearchGate has not been able to resolve any references for this publication.