ArticlePDF Available

YAŞAMSAL HAFIZA: AFET BİLİNCİ

Authors:

Abstract

İnsanlar yaşadıkları coğrafyaya ilişkin edinmiş oldukları bilgi ve deneyimleri ile kendi yaşamsal hafızlarını, afet bilinçlerini, toplumsal afet kültürünü ve coğrafyanın da tarihçesini oluştururlar. Bu çalışmanın amacı, yetişkinlerin yaşadıkları coğrafyadaki afetlere ilişkin yaşamsal hafızalarında oluşturdukları bilgi ve deneyimlerini ortaya koymaktır. Çalışma nitel araştırma desenlerinden biri olan temel nitel araştırma deseni kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubu bir devlet üniversitesinde 2019-2020 yılında öğrenim gören Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı öğrencilerinin ebeveynlerinden biri olmak şartıyla 154 katılımcıdan oluşmaktadır. Çalışmanın verileri afet öncesi, afet anı ve afet sonrasını kapsayan açık uçlu sorulardan oluşan anket ile toplanmıştır. Katılımcılardan elde edilen veriler içerik analizi ile çözümlenmiş ve 6 farklı kategori altında sınıflandırılmıştır. Çalışma sonucunda katılımcıların yaşadıkları coğrafya ilişkin en çok bildikleri ile en çok yaşadıkları afetlerin deprem, sel ve heyelan olduğu belirlenmiştir. Katılımcıların afet anında dışarı çıktıkları, çok korktukları ve duygularını kontrol edemedikleri sonucuna varılmıştır. Katılımcılar afet sonrasında ise daha çok bir şey yapamadıklarını ifade etmişlerdir. Afet konusundaki önerilerinde ise afet bilincine sahip bireylerin yetiştirilmesini için eğitime vurgu yaptıkları sonucuna ulaşılmıştır.
Araştırma Makalesi / Research Article Afet ve Risk Dergisi 4(2), 2021, (334-353)
Geliş Tarihi / Received: 02.08.2021 Journal of Disaster and Risk 4(2), 2021, (334-353)
Kabul Tarihi / Accepted: 16.11.2021 e-ISSN: 2636-8390
Yayımlanma Tarihi /Published: 30.11.2021 DOI: 10.35341/afet.975939
334
Yetişkinlerin Yaşamsal Hafızaları ve Afet Bilinçleri
Memet KUZEY
1
, Selçuk GÖÇGEN2
Özet
İnsanlar yaşadıkları coğrafyaya ilişkin edinmiş oldukları bilgi ve deneyimleri ile kendi yaşamsal hafızlarını,
afet bilinçlerini, toplumsal afet kültürünü ve coğrafyanın da tarihçesini oluştururlar. Bu çalışmanın amacı,
yetişkinlerin yaşadıkları coğrafyadaki afetlere ilişkin yaşamsal hafızalarında oluşturdukları bilgi ve
deneyimlerini ortaya koymaktır. Çalışma nitel araştırma desenlerinden biri olan temel nitel araştırma
deseni kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubu bir devlet üniversitesinde 2019-2020 yılında
öğrenim gören Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalı öğrencilerinin ebeveynlerinden biri olmak şartıyla 154
katılımcıdan oluşmaktadır. Çalışmanın verileri afet öncesi, afet anı ve afet sonrasını kapsayan açık uçlu
sorulardan oluşan anket ile toplanmıştır. Katılımcılardan elde edilen veriler içerik analizi ile çözümlenmiş
ve 6 farklı kategori altında sınıflandırılmıştır. Çalışma sonucunda katılımcıların yaşadıkları coğrafya ilişkin
en çok bildikleri ile en çok yaşadıkları afetlerin deprem, sel ve heyelan olduğu belirlenmiştir. Katılımcıların
afet anında dışarı çıktıkları, çok korktukları ve duygularını kontrol edemedikleri sonucuna varılmıştır.
Katılımcılar afet sonrasında ise daha çok bir şey yapamadıklarını ifade etmişlerdir. Afet konusundaki
önerilerinde ise afet bilincine sahip bireylerin yetiştirilmesini için eğitime vurgu yaptıkları sonucuna
ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Coğrafya, Afet, Yaşamsal hafıza, Afet bilinci
Adults Vital Memories and Disaster Awareness
Abstract
People create their own vital memories, disaster awareness, social disaster culture and the history of the
geography with the knowledge and experiences they have acquired regarding the geography they live in.
The aim of this study is to reveal the knowledge and experiences that adults have created in their vital
memories about disasters in the geography they live in. The study was carried out using the basic qualitative
research design, which is one of the qualitative research designs. The study group consists of 154
participants, provided that they are one of the parents of the Social Studies Education Department students
studying at a state university in 2019-2020. The data of the study were collected with a questionnaire
consisting of open-ended questions covering before, during and after the disaster. The data obtained from
the participants were analyzed by content analysis and classified under 6 different categories. As a result of
1
Dr. Öğr. Üyesi, Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Bayburt
İlgili yazar e-posta/ Corresponding author e-mail: memetkuzey@bayburt.edu.tr ORCID No: 0000-0002-9866-8134
2 Öğretmen, Erzurum İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Erzurum
e-posta / e-mail: sosyalci250@hotmail.com ORCID No: 0000-0002-7179-4376
Bu makaleye atıf yapmak için- To cite this article
Kuzey, M. ve Göçgen, S. (2021). Yetişkinlerin Yaşamsal Hafızaları ve Afet Bilinçleri. Afet ve Risk Dergisi, 4(2), 334-353.
Afet ve Risk Dergisi Cilt: 4 Sayı: 2, 2021 (334-353) Memet KUZEY, Selçuk GÖÇGEN
335
the study, it was determined that the disasters that the participants knew the most about the geography
they lived in and the disasters they experienced the most were earthquakes, floods and landslides. It was
concluded that the participants went out at the time of the disaster, were very afraid and could not control
their emotions. Participants stated that they could not do much more after the disaster. In their suggestions
on disaster, it was concluded that they emphasized education in order to raise individuals with disaster
awareness.
Keywords: Geography, Disaster, Vital memory, Disaster awareness
1. GİRİŞ
İnsanlar belirli bir coğrafya üzerinde yaşamlarını sürdürmekte ve coğrafyadan faydalanma
konusunda her geçen gün biraz daha sınırları zorlamaktadırlar. Coğrafyadan daha fazla
yararlanma düşüncesi, insanların kendi yaşam kalitelerini can, mal, zaman açısından etkilediği
gibi çevre açısında çok boyutlu birer afete dönüşebilmektedir. Afet, Arapça kökenli bir kelime
olup, çeşitli doğal olayların sebep olduğu yıkım” (Türk Dil Kurumu [TDK], 2011) ve en önemli
sosyal ve çevresel sorun (Güler ve Çobanoğlu, 1994) olarak tanımlanır. Genel olarak afet; İçişleri
Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Açıklamalı Afet Yönetimi Terimleri
Sözlüğünde; “toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar
doğuran, normal hayatı ve insan faaliyetlerini durduran veya kesintiye uğratan, etkilenen
toplumun baş etme kapasitesinin yeterli olmadığı doğa, teknoloji veya insan kaynaklı olay” (AFAD,
2019) şeklinde ifade edilmiştir.
İnsanlar hayatlarını sürdürdükleri coğrafyada deprem, heyelan, kaya düşmesi, çamur akıntıları,
sel ve taşkınlar, çığ, dolu, don, kuraklık, sis, fırtına, yıldırım gibi doğal ve açlık, kıtlık, savaşlar,
çatışmalar, terör eylemleri, bulaşıcı hastalıklar, büyük göçler, endüstriler, nükleer ve ulaşım
kazaları gibi beşerî afetleri yaşamaktadırlar. Son yıllarda bu afetlerin oluş sıklığının artması afet
kayıplarını önemli ölçüde etkilemiştir (Dorasamy, Raman ve Kaliannan, 2017). İnsanların bu
afetlerin oluş anında ve sonrasında ortaya çıkabilecek riskleri eleminize etmesi, kazanmış
oldukları afet bilinci ile doğru orantılıdır (Budak, 2019). Afet bilinci ile afetlere hazırlık yapılmakta
olup, afet öncesinde, afet sırasında ve afet sonrasında büyük öneme sahiptir (Çiçekdağı ve Kırış,
2012). Çünkü afetler yerel nitelikler taşır ve ilk müdahaleyi o bölgenin insanları yapmaktadır.
Afetlerin ilk 24 saati, kurbanları kurtarabilme ihtimalinin en yüksek olduğu zaman dilimini ifade
eder (Leblebici, 2014). Bu durum yetişkinlerin edinmiş oldukları bilgi ve deneyimleri ön plana
çıkarır ve afetzedelerin hayatlarına bilinçli bir şekilde dokunmalarına olanak oluşturur. Aynı
zamanda afetlere karşı daha dirençli bir toplum oluşturmaya da katkı sağlar (Dorasamy, Raman
ve Kaliannan, 2017; Adini, Cohen, Eide, Nilson, Aharonson-Daniel ve Herrera, 2017). Bu bağlamda
farklı coğrafyalarda yaşayan yetişkinlerin, afetlere ilişkin bilgilerini ve tecrübelerini ortaya
koymak araştırma açısından önemli görülmüştür.
İnsanlar, kendi yaşam dengelerini bozan afetleri ortaya koyabilmek, birbirleri ile olan
bağlantılarını inceleyebilmek, sebep ve sonuçlarını belirleyebilmek ve alternatif çözüm yolları
geliştirebilmek için gerekli bilimsel çalışmalar yapa gelmişlerdir (Özey, 2011). Bu çalışmaların
yanı sıra yaşadıkları afetlere ilişkin duygu ve düşüncelerini sözlü-yazılı edebiyatı, kitle iletişim
araçlarını ve sosyal medyayı kullanarak da ifade etmişlerdir (Reuter ve Spielhofer, 2017). Bu
anlatımlar bireysel deneyimleri güçlü bir şekilde harekete geçirdiği gibi bireysel ve toplumsal
direnci de teşvik etmiştir (Thomas, Kaiser, Campbell, Johnston, Campbell, Solomon ve Callan,
2019). İnsanların kendi coğrafyalarında meydana gelen afetlere karşı geliştirdikleri ve
paylaştıkları bu bilgi ve davranış kalıpları (Özşahin ve Kaymaz, 2013) ile eski çağlardan beri
yanardağ patlaması sonucu yok olan kentleri, depremlerin viran ettiği şehirleri, suların yuttuğu
yerleşkeleri, tufanların silip süpürdüğü ülkeleri anlatan birçok efsane (Güler ve Çobanoğlu, 1994),
yeni nesillerin toplumsal afet kültürüne ve afet bilincine katkı sağlayabilmiştir. İnsanların
yaşadıkları bu deneysel tecrübeye ve yetişkinlerin kendi deneyimlerine dayanan yaşamsal
Yetişkinlerin Yaşamsal Hafızaları ve Afet Bilinçleri
336
hafızaları, hem afetlere ilişkin bilgi ve becerilerini içermesi hem de afetlere ilişkin kendi
tecrübelerini kapsaması bu araştırmanın gerekçeleri arasında görülmüştür.
Yetişkinler, beden ruh ve duygu bakımlarından olgunluğa erişmiş ve toplumsal sorumluluklarını
bilme durumunda (TDK, 2011) olduklarından afetlere ilişkin deneyimleri araştırma için önemli
görülmüştür. Bu deneyimleri ifade eden yaşamsal hafıza, bireyin kendi yaşantısının sürekliliğini
sağlayan benzersiz deneyim birikimi, kendi yaşantısının bir analizi ve değerlendirilmesi olarak
tanımlanabilir. Yetişkinlerin yaşam kalitesini ve günlük yaşama aktivitelerini kapsayan bu
yaşamsal hafıza, afetlerle ilgili bilgi ve deneyimsel birikimlerini de ifade etmektedir. Her bir
yetişkinin yaşamsal hafızası, yaşadıkları afetler, bu afetlerdeki benzersiz deneyimleri ve bakış
açıları farklı olacağından afetlerle ilgi zengin yaşantı örnekleri sunabilecektir. Böylece afet öncesi,
afet sırası ve afet sonrası afetlerin zararlarını en aza indirgemede, afetleri planlamada ve
yönetmede zengin veri kaynağı oluşturabileceğini düşündürmektedir.
Afetlere ilişkin literatür incelendiğinde çeşitli çalışmaların yapıldığı görülmektedir. Arca (2012)
Türkiye’nin bir afetler ülkesi olduğunu; Özmen ve Özden (2013) doğal yapısı, coğrafi konumu,
fiziksel ve sosyo-ekonomik dirençsizlikleri nedeniyle afetlere maruz kaldığını; Ergünay (2007)
Türkiye’nin tektonik oluşumu, jeolojik yapısı, topografyası ve meteorolojik gibi nedenlerle, her
zaman çeşitli doğal afetlere maruz kaldığını; Şengün ve Temiz (2007) Anadolu coğrafyasının
binlerce yıldır doğal olayların afete dönüşmesine tanıklık ettiğini; Genç (2007a) doğal afetlerin
ülkemizin değişmez gerçeği olduğunu; Özşahin ve Kaymaz (2013) yaşanan doğal afetlerin daha
çok klimatik ve yer kökenli olup, toplumun afete hazır olmadığını; İçel (2014,) doğal afetlerin
yaşanmasında en önemli nedenin insan faaliyetleri olduğunu; Bahadır ve Uçku (2018) afetlerin
can ve mal kaybına neden olduğu; Leblebici (2014) bu afetlerdeki can ve mal kaybının en aza
indirgenmesinin afet öncesi, afet anı ve afet sonrasıyla bu afetlerin iyi bilinmesi bağlı olduğunu;
Alım (2016) afet zararlarını en aza indirgemenin bilinçli birey ile mümkün olabileceğini; Varol
(2007) bilinçli bireylerin afetlerin oluşturduğu risklerden daha az etkilendiğini; Varol ve Buluş-
Kırıkkaya (2017) afetleri olası etkilerini azaltmak ancak toplumun afetlere karşı direncinin
artmasıyla olabileceğini; Varol ve Gültekin (2016a) afetler karşısında insanların davranışları ve
bakış açıları, afet ve acil durumlardan az ya da daha çok etkilenmelerine neden olduğunu; İnal,
Kocagöz ve Turan (2012), afet eğitimi konusunda yetersiz olduğunu; Bilik (2015), afeti
anlamlandırma ve yorumlamada sosyo-ekonomik ve eğitim düzeyinin etkili olduğunu; Şahin,
Lamba ve Öztop (2018), öğrencilerin afet bilincinin yüksek olduğu fakat hazırlık düzeyinin düşük
olduğunu, Bulut (2020) afet bilincinin çocuklara okul öncesi eğitim döneminde kazandırılması
gerektiğini Türkiye’de mevcut okul öncesi eğitim programının bu konuda yetersiz olduğunu tespit
etmişlerdir. Ancak insanların kendi yaşadıkları coğrafyaya ilişkin bilgilerini ve deneyimlerini
ortaya koyan çalışmaların sınırlı olduğu görülmektedir. Afet yönetiminde toplumun farklı
kesimlerinden elde edilen bilgiler önemli bir potansiyel barındırmasına rağmen henüz
keşfedilmediğinden (McEwen, Garde-Hansen, Holmes, Jones, Krause, 2016) bu araştırma,
toplumun farklı kesimlerindeki yetişkinlerin afetlerde yaşadıkları mevcut deneyimlerini ortaya
koymaya çalışırken aynı zamanda gelecekteki afetlerde yaşanabilecek riskler hakkında uyarıcı
bilgiler de içerebilir. Yaşamsal hafızanın oluşturacağı bu tür sonuçlar afet zararlarını en aza
indirgemede fırsata dönüştürülebilir. Çünkü yetişkinlerin afetlerde yaşadıkları deneyimlerinden
elde edilen veriler uluslararası afet politikalarından afet kültürüne kadar geniş bir alanı
etkileyebilmektedir (Özmen ve Özden, 2013). Bu nedenle araştırma, insanların afetler
karşısındaki güçlü veya güçsüz yönlerini ortaya koyarak afet bilincine ve ilgili literatüre katkı
sağlayacağı varsayılmaktadır. Afetler konusunda yaşamsal hafıza esasına dayanan bu
araştırmanın amacı, yetişkinlerin kendi yaşadıkları coğrafyada meydana gelen afetlere ilişkin bilgi
birikimlerini ve bu afetlerde yaşadıkları deneyimlerini ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda
aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır:
1. Yetişkinlerin yaşadıkları coğrafyada meydana gelebilecek afetler hakkında bilgileri var mıdır?
2. Yetişkinlerin yaşadıkları coğrafyada meydana gelen afetlere ilişkin deneyimleri nelerdir?
Afet ve Risk Dergisi Cilt: 4 Sayı: 2, 2021 (334-353) Memet KUZEY, Selçuk GÖÇGEN
337
3. Yetişkinler yaşadıkları afetlerin oluş anında ne yaptılar?
4. Yetişkinler yaşadıkları afetlerin oluş anında ne hissetiler?
5. Yetişkinler yadıkları afetlerin hemen sonrasında ne yaptılar?
6. Yetişkinler yaşadıkları afetlere ilişkin farklı düşünceleri nelerdir?
2. YÖNTEM
2.1. Araştırma Deseni
Bu araştırma nitel araştırma desenlerinden biri olan temel nitel araştırmaya göre yürütülmüştür.
Temel nitel araştırma deseninde insanların yaşamlarını nasıl yorumladıkları, dünyalarını nasıl
inşa ettikleri ve deneyimlerine ne anlam kattıkları önemli görülmektedir. Bu desende bütün amaç,
insanların hayatlarını ve deneyimlerini nasıl kavradığını anlamaktır (Merrriam, 2015). Bu
araştırmada çalışmaya katılan yetişkinlerin yaşamsal hafızaları ve afet bilinçleri konusundaki
bilgi ve deneyimlerinin ortaya konulması amaçlandığından temel nitel araştırma deseni uygun
görülmüş, araştırma bu desene göre planlanıp ve yürütülmüştür.
2.2. Çalışma Grubu
Araştırma, Kovid-19 salgınının getirmiş olduğu tam kapan ortamında gerçekleştirildiğinden
dolayı çalışma grubu uygun/kazara örneklemine göre belirlenmiştir. Çalışma grubu, daha kolay
ve ulaşılabilir (Büyüköztürk, Kılıç-Çakmak, Akgün, Karadeniz ve Demirel, (2011) olduğundan
2019-2020 akademik yılında bir devlet üniversitesinin, Sosyal Bilgiler Eğitimi Anabilim Dalında
öğrenim gören öğrenci ebeveynlerinden oluşmaktadır. Bu kapsamda öğrenciler vasıtasıyla
ebeveynler ile iletişime geçilmiş ve araştırma ile ilgili gerekli açıklamalar yapılmıştır. Bu
ebeveynlerden araştırmaya gönüllü olarak katılmak isteyenler belirlenmiş ve sonra her
ebeveynden biri olmak şartıyla 154 katılımcıdan çalışma grubu oluşturulmuştur. Araştırmaya
katılan ebeveynlerin yaşadıkları iller ve katılım sayıları Tablo 1’de verilmiştir.
Tablo 1. Katılımcıların yaşadıkları illere ilişkin bilgiler
Sıra No
İl
Frekans (f)
Yüzde (%)
Sıra No
İl
Frekans (f)
Yüzde
(%)
1
Bayburt
12
7,79
25
Sivas
3
1,94
2
Erzurum
12
7,79
26
Yozgat
3
1,94
3
Kahramanmaraş
11
7,14
27
Aksaray
2
1,29
4
İstanbul
7
4,54
28
Çankırı
2
1,29
5
Şanlıurfa
6
3,89
29
Çorum
2
1,29
6
Mersin
5
3,24
30
Gümüşhane
2
1,29
7
Adana
4
2,59
31
Kırşehir
2
1,29
8
Ağrı
4
2,59
32
Manisa
2
1,29
9
Bingöl
4
2,59
33
Van
2
1,29
10
Gaziantep
4
2,59
34
Yalova
2
1,29
11
Giresun
4
2,59
35
Ankara
1
0,64
12
Hatay
4
2,59
36
Aydın
1
0,64
13
Kars
4
2,59
37
Burdur
1
0,64
14
Konya
4
2,59
38
Düzce
1
0,64
15
Malatya
4
2,59
39
Erzincan
1
0,64
16
Mardin
4
2,59
40
Hakkâri
1
0,64
17
Osmaniye
4
2,59
41
Iğdır
1
0,64
18
Samsun
4
2,59
42
İzmir
1
0,64
19
Trabzon
4
2,59
43
Muş
1
0,64
20
Bursa
3
1,94
44
Niğde
1
0,64
21
Diyarbakır
3
1,94
45
Rize
1
0,64
22
Elâzığ
3
1,94
46
Tokat
1
0,64
23
Kayseri
3
1,94
Toplam
154
100
24
Ordu
3
1,94
Tablo 1 incelendiğinde Türkiye’nin toplam 81 ilin 46’sından en az bir katılımcı olduğunu
göstermektedir. Çalışmaya toplam 154 kişinin katıldığı ve en çok katılımcının % 7,79 ile Bayburt
Yetişkinlerin Yaşamsal Hafızaları ve Afet Bilinçleri
338
ve Erzurum, daha sonra % 7,14 ile Kahramanmaraş, % 4,54 ile İstanbul, % 3,89 Şanlıurfa ve %3,24
ile Mersin olduğu görülmektedir.
2.3. Veri Toplama Aracı
Araştırmanın veri toplama aracı olarak açık uçlu sorulardan oluşan anket (Büyüköztürk, Kılıç-
Çakmak, Akgün, Karadeniz ve Demirel, (2011) kullanılmıştır. Anket soruları hazırlanırken ilgili
literatür incelenmiş ve soru havuzu oluşturulmuştur. Soruların araştırmanın amacı
doğrultusunda veri toplamaya uygun olup olmadığını belirlemek için alan uzmanların görüşlerine
başvurulmuştur. Alan uzmanlarının görüşleri doğrultusunda ankete son şekli verilmiştir.
Katılımcılara elektronik ortamda (Google form yoluyla), yaşadıkları coğrafyada meydana gelen
afetlere ilişkin bilgi ve deneyimlerini ifade etmelerine imkân veren açık uçlu sorulardan oluşan
anket formu gönderilmiş ve ankette yer alan soruları yanıtlamaları, yanıtladıktan sonra anketi
elektronik ortamda (Google form yoluyla) geri göndermeleri istenmiştir. Katılımcıların ankete
verdikleri yanıtlar çalışmanın temel veri kaynağını oluşturmuş ve gönderdikleri Google form
sayısı bir (1) ile sınırlandırılmıştır.
2.4. Verilerin Analizi
Araştırmada elde edilen veriler içerik analizi kullanılarak çözümlenmiştir. İçerik analizinde temel amaç
toplanan verileri açıklayacak kavramlara ve ilişkilere ulaşmaktır. İçerik analizinde özetlenen ve
yorumlanan veriler daha derin bir işleme tabi tutulur ve bunun sonucunda kavram ve temalar
keşfedilebilir. İçerik analizinde amaç birbirine benzeyen verileri belirli kavramlar ve temalar
çerçevesinde bir araya getirmek ve bunları okuyucunun anlayabileceği bir biçimde düzenleyerek
yorumlamaktır (Yıldırım ve Şimşek, 2008).
Katılımcıların göndermiş olduğu formlara 1’den başlanarak sıra numarası verilmiştir. Herhangi
bir yanıtı içermeyen formlar değerlendirme dışı tutulmuştur. Yanıtların kim tarafından
üretildiğine ilişkin bilgiler, söz konusu yanıtların hemen ardında yer alan parantez içinde
kodlanarak verilmiştir. Katılımcının sıra numarasını göstermek için sayılar kullanılmış olup,
katılımcının hangi ilden katıldığını belirtmek için de o ilin adı verilmiştir. (Örneğin 18-Bayburt
gibi). Katılımcıların her bir alt probleme ilişkin sorulara verdikleri yanıtlar kendi kategorileri
altında değerlendirilmiştir.
3. BULGULAR ve TARTIŞMA
Araştırmanın bu bölümünde yetişkinlerin yaşamsal hafızası ve afet bilincine yönelik anketten elde
edilen verilere, yorumlamalara ve tartışmalara yer verilmiştir. Katılımcıların verdikleri yanıtlar
altı başlık altında toplanıp yorumlanmıştır.
3.1. Katılımcıların Yaşadıkları Coğrafyada Olası Afetlere İlişkin Bilgileri
Araştırmaya alınan katılımcılara yaşadıkları coğrafya meydana gelebilecek afetlere ilişkin bilgi
birikimlerini belirlemek için “Yaşadığınız coğrafyada (yerde) hangi afetler meydana gelmektedir?
Anlatabilir misiniz?” sorusu yöneltilmiş ve bu soruya verdikleri yanıtlar Tablo 2’de verilmiştir.
Tablo 2 incelendiğinde katılımcıların yaşadıkları coğrafyada meydana gelebilecek afetlerden en
çok bilinen (n=110) deprem, (n=61) sel ve (n=26) heyelan olmuştur. Katılımcıların yaşadıkları
coğrafyada olası afetlerden en az bilineni ise (n=1) don ve hava kirliliği olmuştur. Katılımcıların
yaşadıkları coğrafyada olası afetlere ilişkin en az bir afet bildikleri ve bu bilinen afetlerin ise doğal
afetler kategorisinde değerlendirdikleri belirlenmiştir.
Afet ve Risk Dergisi Cilt: 4 Sayı: 2, 2021 (334-353) Memet KUZEY, Selçuk GÖÇGEN
339
Tablo 2. Katılımcıların yaşadıkları coğrafyada belirttikleri olası afetler
İl
Deprem
Heyelan
Fırtına
Kaya düşmesi
Dolu
Aşırı soğuk
Yıldırım
Hava kirliliği
Bayburt
7
2
1
1
1
Erzurum
10
1
1
Kahramanmaraş
10
3
1
İstanbul
7
1
Şanlıurfa
2
Mersin
5
2
Adana
4
Ağrı
2
1
Bingöl
4
2
1
Gaziantep
3
1
Giresun
1
3
1
Hatay
3
1
Kars
3
1
1
Konya
4
1
Malatya
4
Mardin
3
1
Osmaniye
3
Samsun
1
2
Trabzon
4
Bursa
3
Diyarbakır
2
1
Elâzığ
3
Kayseri
2
2
1
1
Ordu
3
2
Sivas
2
Yozgat
1
Aksaray
Çankırı
1
Çorum
1
2
2
Gümüşhane
2
Kırşehir
2
1
1
Manisa
2
Van
2
Yalova
2
Ankara
1
Aydın
1
1
Burdur
1
Düzce
1
Erzincan
1
Hakkâri
1
Iğdır
İzmir
1
Muş
1
Niğde
1
Rize
1
Tokat
Toplam
110
26
7
7
4
3
2
1
Yetişkinlerin Yaşamsal Hafızaları ve Afet Bilinçleri
340
Ergünay (2007)’ın çalışmasındaki Türkiye'de başta depremler olmak üzere, heyelanlar, su
baskınları, erozyon, kaya ve çığ düşmeleri, kuraklık başlıca doğal afetler olarak görüldüğü
sonucuyla örtüştüğü söylenebilir. Genç (2007a)’in çalışmasında ülkemizde en çok olandan en az
olana doğru meydana gelen doğal afetler; deprem, sel, toprak kayması, kaya düşmesi ve çığ
sonuçları ile de paralellik göstermektedir. EM-DAT verilerine göre 1923’ten 1980 döneminde en
fazla görülen ilk afetlerin deprem, sel ve yangın olması sonucuyla ile örtüşürken; 1981’den 2016
döneminde ise ulaşım kazası sonucuyla (Akt: Bahadır ve Uçku, 2018) örtüşmemektedir. Bu
durumun nedeni olarak katılımcıların; aşırı sıcaklığı, mülteci göçünü, maden ve ulaşım kazalarını
yaşamadıklarını, daha çok yaşadıkları afetlerin doğal afetler olduğundan bunun bir sonucu olarak
da doğal afet bilincine sahip olduklarını düşündürmektedir. Bu bağlamda toplumda tam anlamıyla
bir afet kültürün gerçekleşmediği sonucuyla zşahin ve Kaymaz, 2013) da desteklenebilir.
Katılımcıların yaşamsal hafızalarında en çok deprem bilincinin olması, Türkiye’nin en aktif
deprem kuşağında yer alması, depremin geniş alanları etkilemesi, ölümcül olması (Büyükbaş ve
Ormanoğlu, 2013), ders kitaplarında daha çok depreme yer verilmesi (Değirmenci, Kuzey ve
Yetişensoy, 2019), ekonomik, sosyal ve psikolojik etkisinin uzun sürmesi gibi sebeplerden
kaynaklandığı varsayılmaktadır. Katılımcıların vermiş oldukları yanıtlar afet yönetimde afet
öncesi safhasında değerlendirilebilir.
Katılımcılar “Yaşadığınız coğrafyada (yerde) hangi afetler meydana gelmektedir? Anlatabilir
misiniz?” sorusuna sırasıyla deprem, sel, heyelan, çığ, yangın, fırtına, kaya düşmesi, kuraklık,
erozyon, dolu, hortum, koronavirüs, soğuk, yıldırım, don, hava kirliliği gibi yanıtlar vermişlerdir.
Katılımcıların bu soruya ilişkin verdikleri yanıtlara örnek ifadeleri aşağıda verilmiştir.
“Bingöl zaten 2 fay hattının birleştiği bir yerdedir. Bu yüzden deprem olmaktadır” (24-Bingöl).
“Mevsimlik yağışlardan dolayı sel felaketi olmaktadır” (29-Çankırı).
“Aşırı yağış olduğu zamana heyelan (toprak kayması) olmaktadır” (55-Giresun).
“Yaşadığım coğrafyanın iklimi gereği çoğunlukla çığ felaketi olmaktadır” (50-Erzurum).
“Yaşadığım yerde en çok yangınlara maruz kalmaktayız” (32-Çorum).
“Yaşadığımız yerde fırtına olmaktadır” (85-Kırşehir).
“Bulunduğumuz bölge karasal iklime sahip olduğundan kuraklık olmaktadır” (112-Şanlıurfa).
“Erozyon olmaktadır” (85-Konya).
“Kaya düşmesi meydana gelir” (77-Kahramanmaraş).
“Dolu” (99-Mersin).
“Koronavirüs gibi salgınlar gittikçe daha çok görülebilir” (28-Bursa).
“Sonbaharda hortum olmaktadır” (80-Kars).
3.2. Katılımcıların Yaşadıkları Afetler
Araştırmaya alınan katılımcılara yaşadıkları coğrafyada meydana gelen afetlerden yaşadıklarını
ortaya çıkarabilmek için “Yaşadığınız coğrafyada (yerde) meydana gelen afetlerden yaşadıklarınız
oldu mu? Yaşadığınız afetleri kısaca ıklar mısınız?” soruları yönetilmiştir. Katılımcıların bu
sorulara ilişkin verdikleri yanıtlar Tablo 3’te verilmiştir.
Tablo 3 incelendiğinde katılımcıların yaşadıkları coğrafyada meydana gelebilecek afetlerden en
çok yaşadıkları (n=95) deprem, (n=24) sel ve (n=9) heyelan olmuştur. Katılımcıların en az
yaşadıkları ise (n=1) don, hava kirliliği, hortum ve aşırı soğuk olmuştur. Katılımcıların yaşadıkları
coğrafyada meydana gelebilecek afetler içerisinde belirttikleri koronavirüs ve erozyonu
yaşamadıkları belirlenmiştir. Katılımcıların büyük bir çoğunluğunun en az bir afet yaşadıkları, çok
az bir kısmının (n=7) ise herhangi bir afeti yaşamadıkları görülmektedir. Bu durum “Türkiye’de
yaşanmış afetlerin en çoktan en aza doğru deprem, sonra sel/su baskını, heyelan/kaya düşmesi,
çığ, don, kuraklık, yangın, yıldırım, don olduğu (AFAD, 2020; Özşahin ve Kaymaz, 2013) sonucuyla
uyumlu olduğu ifade edilebilir. Katılımcıların yaşadıkları coğrafyada olması muhtemel afetlerden
en az birini yaşamaları katılımcıların afetlere ilişkin deneyimlerinin olduğunu göstermektedir.
Afet ve Risk Dergisi Cilt: 4 Sayı: 2, 2021 (334-353) Memet KUZEY, Selçuk GÖÇGEN
341
Tablo 3. Katılımcıların yaşadıkları afetler
İl
Toplam
katılımcı sayısı
Deprem
Sel
Heyelan
Yangın
Çığ
Dolu
Fırtına
Kaya düşmesi
Kuraklık
Yıldırım
Don
Hava kirliliği
Hortum
Aşırı soğuk
Erozyon
Korona virüs
Yaşamadım
Bayburt
12
8
1
1
2
Erzurum
12
8
2
1
1
Kahramanmaraş
11
7
1
1
1
1
İstanbul
7
5
1
Şanlıurfa
6
2
1
1
1
Mersin
5
3
1
1
Adana
4
3
1
Ağrı
4
3
1
Bingöl
4
4
1
Gaziantep
4
3
2
Giresun
4
1
1
2
1
1
1
Hatay
4
4
Kars
4
1
1
1
1
Konya
4
3
1
Malatya
4
4
Mardin
4
3
1
1
Osmaniye
4
2
1
1
Samsun
4
1
2
1
Trabzon
4
2
2
Bursa
3
3
1
Diyarbakır
3
2
1
Elâzığ
3
3
Kayseri
3
2
1
Ordu
3
3
1
Sivas
3
1
1
1
Yozgat
3
1
1
1
Aksaray
2
2
Çankırı
2
2
Çorum
2
1
1
Gümüşhane
2
2
Kırşehir
2
1
1
Manisa
2
2
Van
2
2
Yalova
2
2
Ankara
1
1
Aydın
1
1
1
Burdur
1
1
Düzce
1
1
Erzincan
1
1
Hakkâri
1
1
Iğdır
1
1
İzmir
1
1
Muş
1
1
Niğde
1
1
Rize
1
1
Tokat
1
1
Toplam
154
95
24
9
7
4
3
2
2
2
2
1
1
1
1
-
-
7
Yetişkinlerin Yaşamsal Hafızaları ve Afet Bilinçleri
342
Katılımcılarının en çok yaşadıkları afetin deprem olması, bu afetin hissedilme alanının geniş bir
bölgeye yayılmasından kaynaklandığı varsayılmaktadır. İnsanlık tarihi boyunca en etkili doğal
afetin deprem olduğu (Güney, 2003), önemli can ve mal kaybına yol açtığı (Güler ve
Çobanoğlu,1994) ve şehir hafızasında öncelikli afetin deprem olduğu (Özşahin ve Kaymaz, 2013)
sonuçlarıyla tutarlı olduğu görülmektedir. Katılımcıların yaşadıkları yerlerin daha çok Kuzey
Anadolu Fay hattı, Doğu Anadolu Fay hattı ve Ege Çöküntü Sistemi içerisinde yer alması (AFAD,
2020; Ergünay, 2007) deprem afetinin yaşanmasının bir nedeni olarak söylenebilir. Katılımcıların
en çok yaşadıkları deprem afetinden sonra ikinci sırada seli afetini yaşadıklarını ifade etmişlerdir.
Bu durumun sel afetinin verdiği ekonomik kayıplarının en yüksek olmasından (Büyükbaş ve
Ormanoğlu, 2013; Doğanay, Alım ve Altaş, 2011; Özşahin ve Kaymaz, 2013) kaynaklandığını
düşündürmektedir. Sel, Karadeniz, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde sıklıkla görülmüş (Ergünay,
2007) ve 2019 yılında ilk sırada Samsun olmak üzere Trabzon, Afyonkarahisar, Zonguldak ve
Aksaray’da (AFAD, 2020) daha çok meydana gelmiştir. Bu sonuçlar ile katılımcıların yaşadıkları
afet sonuçlarının örtüştüğü söylenebilir. Heyelanlar daha çok aşırı yağışlar ve yol çalışmalarına
(Kadıoğlu, Bağcı ve Yılmaz 2017) bağlı olarak meydana gelmektedir. En çok heyelan Trabzon, Rize,
Erzurum ve Giresun illerinde olmaktadır. Bu illeri Artvin, Kastamonu, Malatya, Sivas, Erzincan
izlemektedir. Çığ olayında ise ilk sırada Bingöl olmak üzere, Bitlis, Tunceli ve Malatya illerinde
daha çok yaşanmaktadır (AFAD, 2020). Katılımcıların yaşadıkları afetlere ilişkin verdikleri
yanıtlar ile bu sonuçların uyumlu olduğu söylenebilir. Kuraklık ise en sinsi, en uzun süreli ve geri
dönüşü mümkün olmayan en tehlikeli afetlerden (İçel, 2014) biri olarak algılandığından daha çok
karasal iklimin hâkim olduğu yerleşim birimlerinde yaşayan katılımcıların belirtikleri
görülmüştür. Katılımcıların deneyimleri ise afet yönetimde afet öncesi, afet anı ve afet sonrası
safhalarında değerlendirilebilir.
Katılımcılar “Yaşadığınız coğrafyada (yerde) meydana gelen afetlerden yaşadıklarınız oldu mu?
Yaşadığınız afetleri kısaca açıklar mısınız?” sorusuna sırasıyla deprem sel, yangın, heyelan, çığ,
dolu, fırtına, kaya düşmesi, kuraklık, yıldırım, don, hava kirliliği, hortum gibi yanıtlar vermişlerdir.
Katılımcıların bu soruya ilişkin verdikleri yanıtlara örnek ifadeleri aşağıda verilmiştir.
“Hepinizin bildiği gibi yakın bir zamanda bir deprem yaşadım. Depremi hissedenlerdenim” (39-
Elâzığ).
“Sel felaketini yaşadım. Maddi hasar ve can kayıpları yaşandı” (82-Kayseri)
“Yangını yaşadım. Evimiz yandı” (109-Osmaniye).
“Evet oldu. Araba ile yolda giderken yolda aniden heyelan meydana geldi” (108-Samsun).
“Aşırı kar yağmıştı, yaşadığımız yer dağlık alan olunca çığ meydana gelmişti” (6-Ağrı).
“Dolu afeti başımıza geldi” (85-Kırşehir).
“Şiddetli bir fırtına yaşadım” (56-Giresun).
“Ben yaşadığım yerde bana denk gelen sadece kaya düşmesi oldu. Zemini sağlam olmayan yüksek
yerden büyük kayalar koptu ve aşağı doğru hızla gelmeye başladı” (79-Kahramanmaraş)
“Kuraklığı yaşadım” (112- Şanlıurfa).
“Yıldırım, yere düştü ve düştüğü yeri ikiye ayırdı” (81-Kayseri).
“Don olayına denk gelmiştim” (18-Bayburt).
“Hava kirliğine maruz kalıyoruz. Çeşitli kronik hastalıklara neden oluyor” (10-Aydın).
“Benim yaşadığım yerde hortumu sık sık yaşamak zorunda kalıyorum” (80-Kars).
3.3. Katılımcıların Yaşadıkları Afetlerin Oluş Anında Yaptıkları
Araştırmaya katılan katılımcılara yaşadıkları coğrafyada kendilerinin yaşadıkları afet sırasında ne
yaptıklarını öğrenmek için “Yaşadığınız afetlerin oluş anında ne yaptınız? Açıklar mısınız?”
soruları yönetilmiştir. Katılımcıların bu sorulara ilişkin verdikleri yanıtlar Tablo 4’te verilmiştir.
Afet ve Risk Dergisi Cilt: 4 Sayı: 2, 2021 (334-353) Memet KUZEY, Selçuk GÖÇGEN
343
Tablo 4. Katılımcıların yaşadıkları afetlerin oluş anında yaptıkları
İl
Toplam katılımcı
sayısı
Dışarı çıktım
Herhangi bir şey
yapamadım
Güvenli bir yere
geçtim
Bir şey yapmadım
Önlem almaya
çalıştım
Yardım ettim
Evde kaldım
Haber verdim
Yanıt yok
Yaşamadım
Bayburt
12
3
5
2
2
Erzurum
12
5
3
2
1
1
Kahramanmaraş
11
4
3
1
1
1
1
İstanbul
7
1
4
1
1
Şanlıurfa
6
1
1
1
2
1
Mersin
5
2
1
1
1
Adana
4
2
1
1
Ağrı
4
2
2
Bingöl
4
2
2
Gaziantep
4
1
1
1
1
Giresun
4
1
2
1
Hatay
4
1
1
1
1
Kars
4
1
1
1
1
Konya
4
1
2
1
Malatya
4
2
2
Mardin
4
1
2
1
Osmaniye
4
1
1
2
Samsun
4
1
1
1
1
Trabzon
4
2
1
1
Bursa
3
1
2
Diyarbakır
3
1
1
1
Elâzığ
3
2
1
Kayseri
3
2
1
Ordu
3
1
1
1
Sivas
3
1
1
1
Yozgat
3
1
1
1
Aksaray
2
1
1
Çankırı
2
1
1
Çorum
2
1
1
Gümüşhane
2
1
1
Kırşehir
2
1
1
Manisa
2
1
1
Van
2
2
Yalova
2
2
Ankara
1
1
1
Aydın
1
1
Burdur
1
1
Düzce
1
1
Erzincan
1
1
Hakkâri
1
1
Iğdır
1
1
İzmir
1
1
Muş
1
1
Niğde
1
1
Rize
1
1
Tokat
1
1
Toplam
154
43
35
25
14
12
10
1
1
9
7
Yetişkinlerin Yaşamsal Hafızaları ve Afet Bilinçleri
344
Tablo 4 incelendiğinde katılımcıların yaşadıkları coğrafyada kendilerinin yaşadıkları afetlerin
oluş anında en çok yaptıkları (n=43) “dışarı çıktım”, (n=35) “herhangi bir şey yapamadım” ve
(n=25) “güvenli bir yere geçtim” olmuştur. Katılımcıların en az yaptıkları ise (n=1) “evde kaldım”
ve “haber verdim” olmuştur. Katılımcıların (n=9)’u da yanıt vermemiştir. Bu durum katılımcıların
çoğunluğunun afet anında bilinçsiz bir şekilde hareket ettikleri şeklinde yorumlanmıştır.
Afetzedelerin, afetler karşısında davranışları ve bakış açıları kültürel ve sosyolojik yapısına bağlı
(Varol ve Gültekin, 2016) olarak afetlerin oluş anında bilinç kaybına uğradıklarını
düşündürmektedir. Katılımcıların afet anında nasıl davranması gerektiğini bilmedikleri (Bilik,
2015) ve herhangi bir afet karşısında hazırlıklı olmadıkları (Özşahin ve Kaymaz, 2013)
sonuçlarıyla da örtüştüğü söylenebilir. Katılımcıların verdikleri yanıtlar afet yönetimde afet anı
ve afet sonrası safhalarında değerlendirilebilir.
Katılımcılar “Yaşadığınız afetlerin oluş anında ne yaptınız? Açıklar mısınız?” sorusuna sırasıyla
dışarı çıktım, herhangi bir şey yapamadım, güvenli gördüğüm bir yere geçtim, bir şey yapmadım,
önlem aldım, yardım ettim, haber verdim, evde kaldık, yaşamadım” gibi yanıtlar vermişlerdir.
Katılımcıların bu soruya ilişkin verdikleri yanıtlara örnek ifadeleri aşağıda verilmiştir.
“İlk önce deprem olduğunu anlamadık ama sonra komşularımızın uyarıları ile dışarı çıktık” (122-
Van).
“Sallanmaya başladığım anda deprem olduğunu hissettim. Ama o anda neler yapacağımı unuttum.
Yerimde donup kaldım. Deprem bittiğinde hala şoktaydım. Sonrası ise ölümler, yaralanmalar,
bağrışmalar …” (138-İstanbul).
“Evimiz giriş katta olduğu için dışarıya kaçtım” (141-Yalova).
“Çok panik olduğum için evin içinde koşuyordum. Ne yapacağımı bilemiyordum” (146-Kars).
“Öncelikle kendimi koltuğun yanına attım ve uzandım. Sonra depremin durmasını bekledim” (95-
Manisa)
“Bir şey yapamadım” (89-Konya).
“Çalıştığım işyerinde yangın çıkınca, yangın tüpünü alıp yangına müdahale ettim. Bu sayede itfaiye
ekipleri gelinceye kadar yangının büyümesine engel olmaya çalıştım” (143-Osmaniye).
“İnsanlara yardım ettim” (99-Mersin).
“Bizim köyümüzde sürekli kışlar çok soğuk geçmektedir. Bu yüzden soğuk günlerde evden
çıkmıyoruz” (147-Kars).
“İlk önce aileme haber verdim” (9-Ankara).
3.4. Katılımcıların Yaşadıkları Afetlerin Oluş Anında Hissettikleri
Araştırmaya katılan katılımcılara yaşadıkları coğrafyada kendilerinin yaşadıkları afet sırasında ne
hissettiklerini öğrenmek için Yaşadığınız afetlerin oluş anında ne hissetiniz? Açıklar mısınız?”
soruları yönetilmiştir. Katılımcıların bu sorulara ilişkin verdikleri yanıtlar Tablo 5’te verilmiştir.
Tablo 5 incelendiğinde katılımcıların yaşadıkları afetlerin oluş anında en çok hissettikleri (n=80)
“korku”, (n=34) “panik”, (n=12) “endişe” ve (n=11) “şok ve şaşkınlık” duyguları olmuştur.
Katılımcıların en az hissettikleri ise (n=1) “aklından olma” ve “boşlukta hissetme” duyguları
olmuştur. Katılımcıların (n=6)’sı yanıt vermemiştir. Bu bağlamda katılımcıların çoğunluğunun
olumsuz bir duygu hissettikleri görülmektedir. Duygularını kontrol edemedikleri, korku ve
kaygıları ile yüzleştiklerini göstermektedir. Bu durum afetzedelerin bilinçli hareket etmelerini
engellediğini ve can, mal kaybının artmasına neden olduğunu düşündürmektedir. Katılımcıların
verdikleri yanıtlar afet yönetimi safhalarından afet anı ve afet sonrasında değerlendirilebilir.
Afet ve Risk Dergisi Cilt: 4 Sayı: 2, 2021 (334-353) Memet KUZEY, Selçuk GÖÇGEN
345
Tablo 5. Katılımcıların yaşadıkları afetlerin oluş anında hissettikleri
İl
Toplam katılımcı
sayısı
Korku
Panik
Endişe
Şok ve şaşkınlık
Tedirginlik
Telaş
Üzüntü
Çaresizlik
Kötü bir his
Tuhaf bir his
Aklından olma
Boşlukta
hissetme
Yanıt yok
Yaşamadım
Bayburt
12
7
1
2
1
2
Erzurum
12
7
1
1
1
1
1
1
1
1
Kahramanmaraş
11
6
3
1
1
1
1
1
İstanbul
7
3
3
1
1
1
2
Şanlıurfa
6
1
1
1
1
1
1
Mersin
5
2
1
2
1
Adana
4
2
1
1
Ağrı
4
2
1
1
1
Bingöl
4
2
Gaziantep
4
4
1
1
Giresun
4
2
1
1
Hatay
4
2
1
1
1
Kars
4
1
4
3
Konya
4
1
1
2
Malatya
4
3
1
Mardin
4
3
1
1
1
Osmaniye
4
1
2
1
Samsun
4
1
1
1
1
Trabzon
4
1
1
1
1
Bursa
3
2
1
Diyarbakır
3
1
1
1
Elâzığ
3
2
1
1
Kayseri
3
2
1
Ordu
3
2
3
Sivas
3
2
1
Yozgat
3
1
1
1
Aksaray
2
1
1
Çankırı
2
2
1
1
Çorum
2
1
1
Gümüşhane
2
1
1
Kırşehir
2
2
Manisa
2
2
Van
2
1
1
Yalova
2
1
1
Ankara
1
1
Aydın
1
1
1
1
Burdur
1
1
Düzce
1
1
Erzincan
1
1
Hakkâri
1
1
1
Iğdır
1
1
1
İzmir
1
1
Muş
1
1
Niğde
1
1
Rize
1
1
Tokat
1
1
Toplam
154
80
34
12
11
8
8
6
5
5
2
1
1
6
7
Yetişkinlerin Yaşamsal Hafızaları ve Afet Bilinçleri
346
Katılımcılar “Yaşadığınız afetlerin oluş anında ne hissetiniz? Açıklar mısınız? sorusuna sırasıyla
korku, panik, endişe, şok ve şaşkınlık, tedirginlik, telaş, üzüntü, çaresizlik, kötü bir his, tuhaf bir his,
aklından olmak, boşlukta hissetmek” gibi yanıtlar vermişlerdir. Katılımcıların bu soruya ilişkin
verdikleri yanıtlara örnek ifadeler aşağıda verilmiştir.
“Deprem sırasında ister istemez panik oluyorum, korkuyorum ve ailem için endişe ediyorum” (10-
Aydın).
“Öncelikle bir baba olarak tedirgin olduğumu ifade edebilirim. Deprem olduğunu hissedince benim,
ailemin, milletimin ve devletimin adına üzüntü ve acı duyuyorum” (14-Bayburt).
“Elbette ki önce çok telaş yaptık (59-Hakkâri).
“Bir an boşlukta hissetim kendimi ve şok oldum” (46-Erzurum).
“Ameliyat olmuştum ve yatakta yatıyordum. O an deprem oldu ve neredeyse aklımdan olacaktım”
(51-Gaziantep).
“Deprem sırasında çaresizlik ve korku hâkimdi” (69-Kahramanmaraş).
“Afete hazırlıksız yakalandım. Çünkü böyle bir şeyle daha önce hiç karşılaşmamıştım. Tuhaf bir histi.
Sonuçta doğaya teslim olmuştum” (83-Kayseri).
3.5. Katılımcıların Yaşadıkları Afetlerin Hemen Sonrasında Yaptıkları
Araştırmaya katılan katılımcılara yaşadıkları coğrafyada kendilerinin yaşadıkları afetlerin hemen
sonrasında ne yaptıklarını öğrenmek için Yaşadığınız afetlerin hemen sonrasında ne yaptınız?
Açıklar mısınız?” soruları yönetilmiştir. Katılımcıların bu sorulara ilişkin verdikleri yanıtlar Tablo
6’da verilmiştir.
Tablo 6. Katılımcıların yaşadıkları afetlerin hemen sonrasında yaptıkları
İl
Toplam katılımcı sayısı
Bir şey yapamadım
Önlem aldım
Dışarı çıktım
Güvenli alana gittim
Afetzedelere yardım ettim
Normal hayatıma devam
ettim.
Eve tekrardan döndüm.
Çadır kurmaya çalıştım
İnsanları sakinleştirmeye
çalıştım
Yakınlarımı aradım
Yetkili kurumlardan
yardım istedim
Yakınlarımın yanına gittim
Hastaneye gittim
Yaşamadım
Bayburt
12
1
3
1
1
1
1
1
1
2
Erzurum
12
2
2
5
1
1
1
Kahramanmaraş
11
1
2
2
2
1
1
1
1
1
İstanbul
7
2
2
1
1
1
Şanlıurfa
6
2
1
1
1
1
Mersin
5
1
1
1
1
1
Adana
4
1
1
1
1
Ağrı
4
1
3
Bingöl
4
1
1
1
1
Gaziantep
4
1
2
1
Giresun
4
1
1
2
Hatay
4
3
1
Kars
4
1
1
2
Konya
4
2
1
1
Malatya
4
3
1
Mardin
4
1
1
1
1
Osmaniye
4
1
1
2
Samsun
4
1
1
1
1
Trabzon
4
1
1
1
1
Bursa
3
2
1
Diyarbakır
3
1
2
Afet ve Risk Dergisi Cilt: 4 Sayı: 2, 2021 (334-353) Memet KUZEY, Selçuk GÖÇGEN
347
Elâzığ
3
2
1
Kayseri
3
1
1
1
Ordu
3
1
1
1
Sivas
3
1
1
1
Yozgat
3
1
1
1
Aksaray
2
1
1
Çankırı
2
1
1
Çorum
2
2
Gümüşhane
2
1
1
Kırşehir
2
1
1
Manisa
2
1
1
Van
2
1
1
Yalova
2
1
1
Ankara
1
1
Aydın
1
1
Burdur
1
1
Düzce
1
1
Erzincan
1
1
Hakkâri
1
1
Iğdır
1
1
İzmir
1
1
Muş
1
1
Niğde
1
1
Rize
1
1
Tokat
1
1
Toplam
154
27
23
22
18
13
11
7
6
6
5
1
1
7
Tablo 6 incelendiğinde katılımcıların yaşadıkları coğrafyada kendilerinin yaşadıkları afetlerin
hemen sonrasında yaptıkları (n=27) “bir şey yapamadım”, (n=23) “önlem aldım”, (n=22) “dışarıda
kaldım” ve (n=18) “güvenli alana gittim” şeklinde ifade etmişlerdir. Katılımcıların en az yaptıkları
(n=1) “yakınlarımın yanına gittim” ve “hastaneye gittim” şeklinde belirtmişlerdir. Bu durumda
katılımcıların afetten hemen sonra “hiçbir şey yapamadım” ifadeleri katılımcıların bilinçli bir
şekilde hareket etmediklerini göstermektedir. Katılımcıların en kısa süre içerisinde afetzedelere
yardım etmeleri, yaralıların tedavisi için hastaneye gitmeleri, barınma için çadır kurmaları,
korunma ihtiyaçlarını gidermek için güvenli alana gitmeleri, yakınlarını aramaları ise bilinçli
hareketin göstergeleri olarak kabul edilmiştir. Sadece (n=18) katılımcının “güvenli gördüğüm bir
yere gittim” şeklindeki ifadeleri, Özşahin ve Kaymaz (2013)’ın acil bir durum anında nerelerde
toplanması gerektiğini tam olarak bilmedikleri sonucuyla örtüştüğü söylenebilir. Katılımcıların
verdikleri yanıtlar afet yönetimde afet anı ve afet sonrası safhasında değerlendirilebilir.
Katılımcılar Yaşadığınız afetlerin hemen sonrasında ne yaptınız? Açıklar mısınız?” sorusuna
sırasıyla bir şey yapamadım, önlem aldık, dışarıda kaldık, güvenli alanda kaldık, afetzedelere
yardım ettik, normal hayata devam ettik, eve tekrardan girdik, çadır kurduk, insanları
sakinleştirmeye çalıştım, yakınlarımızı aradık, yetkili kurumlardan yardım istedik, yakınlarımızın
yanına gittik, hastaneye gittik hissetmek, yaşamadım” gibi yanıtlar vermişlerdir. Katılımcıların bu
soruya ilişkin verdikleri yanıtlara örnek ifadeleri aşağıda verilmiştir.
“İlk etapta enkaz altında kalan var mı? Yaralı var mı? Onlara yetişmeye ve onları kurtarmaya,
hastaneye götürmek için seferber olduk. Daha sonra kalacak yeri olmayanlara kalacak yer temin
etmeye çalıştık. Devletimiz yetiştiğinde verdiği çadırları korumaya ve devlet görevlilerinin yanında
onlarla birlikte verilen görevleri yaptık. İlerleyen saatlerde ilk şok atlatılınca gıda teminine ve temel
ihtiyaçların giderilmesine yönelik çalışan gruplara katılarak toplumun yarasını sarmaya azami
derecede gayret ettik” (49-Erzurum).
Yetişkinlerin Yaşamsal Hafızaları ve Afet Bilinçleri
348
“Böyle bir olayı hayatımda hiç görmemiştim. Elimden yapacak bir şey gelmedi. Yapamadım” (112-
Şanlıurfa).
“Depremden hemen sonra bahçede çadır kurduk, iki gecemizi çadırda geçirdik. Evde geceyi
geçirememek korkunç bir duyguydu” (122-Van).
“Bir süre korkudan eve giremedik, dışarıda kaldık” (38-Elâzığ).
“Deprem büyük olmadığından dolayı biraz zaman geçtikten sonra evlerimize geri döndük (4-Adana).
“Birkaç gün güvenli alanda kaldık” (91-Malatya).
“Hastaneye gittim. Gerekli müdahale yapıldıktan sonra evime gittim. Bir hafta boyunca uyusan mı,
uyumasam mı diye düşünüyordum. Başıma bir şey gelecek diye korkuyordum” (51-Gaziantep)
“Deprem sonrasında çok korkum vardı. Ama etrafımdakileri de sakinleştirmeye çalışıyordum”
(21Bayburt)
“Depremden sonra eski düzenimize geri döndük. Allah’a şükrettik” (66-İstanbul)
“Tekrar bir deprem olmasından korktuğumuz için önlem olarak deprem çantası hazırladık” (88-
Konya).
“Yakınlarımızı aradık. Durumlarını öğrendik. İyi olduklarını duyunca rahatladık” (88-Kayseri)
“Yangından hemen sonra yangın yerinde kalamayacağımız için yakınlarımızın yanına gittik (109-
Samsun).
“Sel, elektrik direklerine zarar vermişti. Elektrik arıza çağrı merkezini aradım durumu yetkililere
bildirim. Kurtarma ekibini aradık” (118- Trabzon).
“O gün İstanbul’daki akrabalarımızın yanına gittik” (141-Yalova).
“Sigorta şirketini aradım” (142-Osmaniye).
3.6. Katılımcıların Afetler Konusuna Ekledikleri Düşünceleri
Araştırmanın katılımcılarına afetler konusunda yaşadıkları deneyimlere ilişkin farklı
düşüncelerini öğrenmek için “Afetler konusunda eklemek istediğiniz farklı bir düşünceniz var
mı?” sorusu yönetilmiştir. Katılımcıların bu soruya ilişkin verdikleri yanıtlar Tablo 7’de
verilmiştir.
Tablo 7 incelendiğinde katılımcıların yaşadıkları coğrafyada kendilerinin yaşadıkları afetlerden
hafızalarında en çok (n=50) “afet bilinci”, (n=37) “önlem ve tedbir”, (n=14) “afet eğitimi” ve (n=11)
“temenniye” yer verdikleri görülmektedir. Katılımcıların bazıları ise (n=24) herhangi bir görüş
belirtmemiştir. Bu durumda katılımcıların afet ilişkin deneyimleri sonucunda afet bilincine yer
vermeleri yaşanılan her acı tecrübe afetlere karşı bilinç düzeyini daha çok yükselttiği şeklinde izah
edilebilir. Katılımcıların çoğunluğu yaşadıkları coğrafyada afetlerin zararlarını en aza
indirgemenin en önemli yolunun afet eğitimini ve afet bilincini görmeleri yaşamsal hafıza
deneyimleri ile bilimsel gelişmelerin ortak noktası olarak yorumlanmıştır. Aynı zamanda
katılımcıların (n=31) %20,12’sinin görüş beyan etmemeleri de dikkate değer bir durum olarak
değerlendirilmiştir. Bu katılımcıların bir fikir beyan etmeleri afetlere duyarsızlıklarının bir
göstergesi olarak da kabul edilebilir. Afet sonrası safhada afetzedelerin psiko-sosyal
yaşantılarının en azından afet öncesindeki düzeye yükseltilmesi, yıkılan, hasar gören tüm
yapıların inşası, eğitim gibi faaliyetleri dile getirdikleri söylenebilir. Bu bağlamda genel olarak
katılımcıların afetlere karşı duyarlı olduğunu göstermektedir. Afetlere karşı kişisel bazda,
bilinçsizlik, güvenliğe önem verilmemesi, bilgisizlik, eğitimsizlik, alt yapı ve konut inşasında
gereken duyarlılığı gösterilmemesi gibi sorunlara karşın katılımcıların önerileri eğitim (Genç,
2007a), afet bilincinin yükseltilmesinde en önemli araç eğitim (Şahin, Lamba ve Öztop, 2018) ve
afet olayları ile başa çıkmanın en önemli aracı afet bilinci olduğu (Güler ve Çobanoğlu, 1994; İnal,
Kocagöz ve Turan (2012; Leblebici (2014), alt yapının (Genç, 2007a), psikolojik Destek
Hizmetleri’nin” ve “Güvenlik Hizmetleri’ni” yetersiz bulduklarını (Bilik, 2015; Genç, 2007b)
sonuçlarıyla örtüştüğü görülmektedir. Katılımcıların vermiş oldukları yanıtlar afet yönetimde
afet öncesi safhasında değerlendirilebilir.
Afet ve Risk Dergisi Cilt: 4 Sayı: 2, 2021 (334-353) Memet KUZEY, Selçuk GÖÇGEN
349
Tablo 7. Katılımcıların afetler konusundaki düşünceleri
İl
Toplam katılımcı
sayısı
Afet bilinci
Önlem ve tedbir
Afet eğitimi
Temenni
Duygu kontrolü
Alt yapı
Psikolojik destek
Tabiata duyarlı
olma
Yanıt yok
Yaşamadım
Bayburt
12
5
2
2
1
2
Erzurum
12
5
2
1
1
1
1
1
Kahramanmaraş
11
4
2
1
2
1
1
İstanbul
7
3
2
1
1
Şanlıurfa
6
1
2
2
1
Mersin
5
1
2
1
1
1
Adana
4
1
1
1
1
Ağrı
4
1
2
1
Bingöl
4
1
2
1
Gaziantep
4
1
1
1
1
Giresun
4
1
1
1
1
Hatay
4
2
1
1
Kars
4
1
3
Konya
4
1
1
1
1
Malatya
4
1
1
1
1
Mardin
4
1
1
2
Osmaniye
4
1
1
1
1
Samsun
4
1
2
1
Trabzon
4
1
1
2
Bursa
3
1
2
Diyarbakır
3
2
1
Elâzığ
3
3
Kayseri
3
1
1
1
Ordu
3
2
1
Sivas
3
1
1
1
Yozgat
3
2
1
1
Aksaray
2
1
1
Çankırı
2
2
Çorum
2
2
Gümüşhane
2
2
Kırşehir
2
1
1
1
1
Manisa
2
1
Van
2
2
Yalova
2
2
Ankara
1
1
Aydın
1
1
Burdur
1
1
Düzce
1
1
Erzincan
1
1
Hakkâri
1
1
Iğdır
1
1
İzmir
1
1
Muş
1
1
Niğde
1
1
Rize
1
1
Tokat
1
1
Toplam
154
50
37
14
11
4
3
3
2
24
7
Yetişkinlerin Yaşamsal Hafızaları ve Afet Bilinçleri
350
Katılımcılar “Afetler konusunda eklemek istediğiniz farklı bir düşünceniz var mı?” sorusuna
sırasıyla afet bilinci, önlem ve tedbir, afet eğitimi, temenni, duygu kontrolü, alt yapı, insan
psikolojisi, tabiata duyarlı olma” gibi yanıtlar vermişlerdir. Katılımcıların bu soruya ilişkin
verdikleri yanıtlara örnek ifadeleri aşağıda verilmiştir.
“İnsanların ve doğanın zarar görmemesi için insanların bilinçli olması gerekir” (21-Bayburt).
“İnsanlara okullarda yeterli düzeyde afet eğitimi verilmelidir” (27-Bursa).
“Belediyelerin alt yapıları modernleştirmeleri gerekir. Her türlü senaryoya hazırlıklı olmalıyız” (56-
Giresun).
“Afet sırasında paniğe kapılmamak çok önemlidir. Duygularımızı kontrol altında tutulmalıyız” (3-
Adana).
“Uzun süre boyunca ben ve çevremde bu afeti yaşayan insanlar depremin etkisinden çıkamadık. Ufak
sarsıntılar bile bizi çok tedirgin ediyor. Psikolojimiz sağlıklı değil. İnsanların psikolojisini de
düşünülmelidir” (93-Malatya).
“Doğal ve beşerî afetler hem can hem de mal kaybına yol açmaktadır. Çok acı bir durum insanların
bunları yaşaması. Devlet eli ile her türlü önlem alınmalıdır” (64-Hatay).
“Su yataklarına inşaat yapılmamasına müsaade edilmemelidir. Daima tedbirli olmalıyız” (82-
Kayseri).
“Tuz Gölü çevresinde yaşanan kuraklık tehlikeli boyutlara ulaştı. Eğer önlem alınmaz ise bölge
tahminimce 70-80 yıl içinde çöl olacak. Gerekli ağaçlandırma çalışması yapılması ve sondaj
yasaklanmalıdır” (87-Konya).
“Yıldırım çarpmaması için evlerin çatısına bir yıldırımsavar koyulmalıdır”(128-Mardin).
“İstanbul deprem bölgesi. Hepimiz bunun bilincinde olmalıyız” (137-İstanbul).
“Sel sonunda en çok psikolojik olarak etkilendim. Tam bir ay sürdü. Bu nedenle insanlara afetlerden
sonra psikolojik destekte verilmelidir” (139-İstanbul).
Evlerimizi daha sağlam yapmalıyız. Dere yatağı olan yerlere ev yapılmalıdır”(144-Osmaniye).
4. SONUÇ ve ÖNERİLER
Bu bölümde katılımcıların yaşadıkları coğrafyaya ilişkin yaşamsal hafızalarında oluşturdukları
afet deneyimlerinden elde edilen bulgulara ilişkin sonuçlara yer verilmiştir. Katılımcı
dağılımlarından elde bulgulara göre Türkiye’nin 81 ilinin 46’sinde yaşamlarını sürdürdükleri
sonucuna varılmıştır. Bu durum toplam il sayısının yarısından fazla olduğunu göstermektedir.
Katılımcıların yaşadıkları coğrafyada meydana gelen afetlere ilişkin en çok deprem, sel, heyelan,
çığ, yangın afetlerini ifade ederken en az dolu, koronavirüs (Kovid-19), hortum, soğuk ve hava
kirliği gibi afetleri ifade ettikleri sonucuna ulaşılmıştır. Genel olarak katılımcıların yaşadıkları
coğrafyaya ilişkin en fazla üç, en az bir afet bildiklerini göstermektedir. Katılımcıların yaşadıkları
coğrafyalarda meydana gelen afetlerden daha çok deprem, sel, heyelan, yangın, çığ ve dolu
afetlerini yaşadıklarını ifade ederken en az aşırı soğuk, hortum ve hava kirliliği gibi afetleri
yaşadıklarını belirtmişlerdir. Katılımcıların verdikleri yanıtlar afetlerin gelişme hızına göre
sınıflandırıldığında ani gelişen; deprem, sel ve heyelan gibi afetlerin daha çok ifade edildiği
görülmektedir. Bu duruma insanların ansızın yakalandıkları afetlerin bilinçlerinde şok etkisi
yaptığı ve yaşamsal hafızalarını daha kalıcı olarak etkilediğini düşündürmektedir. Yavaş gelişen
afetleri ise normal yaşamlarının bir parçası olarak kanıksadıklarının bir göstergesi olarak kabul
edilebilir.
Katılımcıların yaşadıkları afetlerin oluş anında yaptıklarını “dışarı çıktım, herhangi bir şey
yapamadım, güvenli gördüğüm bir yere geçtim, önlem aldım, bir şey yapmadım, yardım ettim,
haber verdim” gibi farklı şekillerde ifade ettikleri belirlenmiştir. Katılımcıların ansızın
yakalanmalarından dolayı büyük çoğunluğunun herhangi bir şey yapamadıkları sonucuna
varılmıştır. Katılımcıların afetlerin oluş anında hissettiklerine ilişkin ifadelerinde umutsuzluğu ve
çaresizliği belirten olumsuz duygulara yer verdikleri görülmektedir. Afetlerin meydana geldiği
andaki belirsizlik, kaygılarını artırdığı, korku, panik, endişe, şok-şaşkınlık, tedirginlik, telaş gibi
Afet ve Risk Dergisi Cilt: 4 Sayı: 2, 2021 (334-353) Memet KUZEY, Selçuk GÖÇGEN
351
davranış problemlerine sebep olduğu görülmektedir. Afetzedelerin duygularını kontrol
edemediklerini ve bu durumun sağlıklı kararlar almalarını engellediğini düşündürmektedir.
Katılımcıların yaşadıkları afetlerin hemen sonrasında “bir şey yapamadıklarını, önlem aldıklarını,
dışarıda kaldıklarını, belirlenen güvenli alana gittiklerini, afetzedelere yardım ettiklerini, normal
hayatlarına devam ettiklerini, evlerine tekrar döndüklerini, çadır kurduklarını, insanları
sakinleştirdiklerini, yakınlarını aradıklarını ve yanlarına gittiklerini, yetkili kurumlardan yardım
istediklerini ve hastaneye gittiklerini” ifade ettikleri sonucuna varılmıştır. Katılımcıların afetlerin
hemen sonrasında yaşamsal varlıklarını sürdürebilme konusunda genel olarak olumlu
davranışlarda bulundukları söylenebilir. Afetzedelerin afetten sonra verdikleri yanıtlarda afet
istasyonu ve toplanma merkezi yer adlarını kullanmadıkları görülmektedir. Bu durum afetlerden
sonra toplanılacak alanların yeterince bilinmediğinin bir sonucu olarak kabul edilebilir.
Katılımcıların deneyimleri bağlı olarak konuya eklemek istedikleri düşüncelerine bakıldığında
geleceğe umutla, güvenle bakabilmek adına afet eğitimi ve afet bilincine önem verdikleri
görülmektedir. Katılımcıların afet konusundaki önerileri birer temenni niteliğindedir. Yetişkin
afet bilincinin insanlara yeni fırsatlar sunacağına inandıklarını göstermektedir. Nihayetinde
önerileri yaşamış oldukları afetlere ilişkin deneyimlerini açıkladığı için afetlere hazırlık
kapsamında değerlendirilebilir. Bu sonuçlara bağlı olarak aşağıdaki öneriler geliştirilmiştir.
1. Yaşamsal hafıza ve afet bilinci, afetzedelerin yaşamış oldukları deneyimler ileride
yaşanabilecek afetlerin zararlarını en aza indirgemede çözüm önerileri sunabilir.
2. Yaşamsal hafıza ve afet bilinci, afetzedelerin sosyal, psikolojik ve ekonomik problemlerin
tanımlanmasında, çözülmesinde ve bireylerin zihinsel sorunlarını anlamada yardımcı
olabilir.
3. Yaşamsal hafıza ve afet bilinci, afet kültürünün oluşturulmasında ve afet yönetiminde bir
araç olarak kullanılabilir.
5. KAYNAKLAR
Adini, B., Cohen, O., Eide, A. W., Nilsson, S., Aharonson-Daniel, L., & Herrera, I. A. (2017). Striving to be
resilient: What concepts, approaches and practices should be incorporated in resilience management
guidelines? Technological Forecasting and Social Change, 121, 39-49.
AFAD. (2020). ıklamalı afetler sözlüğü. AFAD: https://www.afad.gov.tr/tr/23792/Açıklamali-Afet-
Yönetimi-Terimler-Sozlugu, Erişim tarihi: 31.08.2020.
AFAD. (2020) Afet istatistikleri. AFAD: https://www.afad.gov.tr/afet-istatistikleri, Erişim tarihi 3.10.2020.
Alım, M. (2016). Afetlerden kaynaklanan sorunlar. F. Aydın (Ed.), Günümüz dünya soruları içinde (s. 113-
174). Pegem Akademi.
Arca, D. (2012). Afet yönteminde coğrafi bilgi sistemi ve uzaktan algılama. Karaelmas Fen ve Mühendislik
Dergisi / Karaelmas Science and Engineering Journal 2 (2), 53-61.
Bahadır, H. & Uçku, R. (2018). Uluslararası acil durum veri tabanına göre Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki
afetler. Artvin Çoruh Üniversitesi Doğa Afetler Uygulama ve Araştrma Merkezi Doğal Afetler ve Çevre Dergisi,
28-33. DOI: 10.21324/dacd.348117
Bilik, M. (2015). Van depremleri üzerine sosyolojik bir analiz -Mekân, afet Yönetimi ve algı- Yayımlanmamış
yüksek lisans tezi. Van Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Yetişkinlerin Yaşamsal Hafızaları ve Afet Bilinçleri
352
Budak, F. M. (2019). Afet Eğitimi. R. Sever (Ed.), Afetler ve Afet Yönetimi içinde (s. 184-192). Pegem Akademi.
Bulut, A. (2020). Raising awareness of disaster and giving disaster education to children in preschool
education period. Acta Education Generalis 10(2), 162-179. DOI: 10.2478/atd-2020-0016
Büyükbaş, E. & Ormanoğlu, B. (2013). Afetler ve afet yönetiminde meteorolojinin yeri. Türkiye İdare Dergisi,
476, 13-46.
Büyüköztürk, Ş., Kılıç Çakmak, E., Akgün, E. A., Karadeniz, Ş., & Demirel, F. (2011). Bilimsel araştırma
yöntemleri (5. Baskı) Ankara: Pegem A Akademi.
Çiçekdağı, H. İ. & Kırış, Ş. (2012). Afet istasyonu ve toplanma merkezi için yer seçimi ve bir uygulama.
Dumlupınar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 28, 66-76.
Değirmenci, Y., Kuzey, M. & Yetişensoy, O. (2019). Sosyal bilgiler ders kitaplarında afet bilinci ve eğitimi . e-
Kafkas Journal of Education Research, 6(2), 33-46. DOI:10.30900/kafkasegt.591345.
Doğanay, S., Alım, M. & Altaş, N. (2011). Atmosfer kökenli doğal afetler bir örnek: 10 Ağustos 2005 Erzurum
seli. Doğu Coğrafya Dergisi, 11(16), 305-322.
Dorasamy, M., Raman, M., & Kaliannan, M. (2017). Integrated community emergency management and
awareness system: A knowledge management system for disaster support. Technological Forecasting and
Social Change, 121, 139-167.
Ergünay, O. (2007). Türkiye'nin afet profili. Afet Sempozyumu, 5-7 Aralık, Kongre ve Kültür Merkezi TMMOB
Afet Sempozyumu bildirileri kitabı içinde (s. 1-14). Ankara: Mattek Matbaacılık Basın Yayın.
Genç, F. N. (2007a). Türkiye’de doğal afetler ve doğal afetlerde risk yönetimi. Stratejik Araştırmaları Dergisi
(9), 201-226.
Genç, F. N. (2007b). Türkiye’de kentleşme ve doğal afet riskleri ile ilişkisi. TMMOB Afet Sempozyumu
bildiriler kitabı içinde (s. 349-358). TMMOB
Güler, Ç. ve Çobanoğlu, Z. (1994). Afetler. Ankara: T. C. Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel
Müdürlüğü.
Güney, E. (2003). Çevre ve insan (toplum doğa ilişkileri). Çantay Kitabevi.
İçel, G. (2014). Mersin'de meteorolojik ve hidrometeorolojik afetler. Turkish Studies, 9(11), 263-282.
İnal, E., Kocagöz, S. & Turan, M. (2012). Temel afet bilinç ve hazırlık düzeyinin saptanmasına yönelik bir
araştırma. Türkiye Acil Tıp Dergisi, 12(1), 15-19. doi: 10.5505/1304.7361.2012.05658.
Kadıoğlu, Y., Bağcı, H. & Yılmaz , C. (2017). Doğu Karadeniz kıyı kuşağındaki doğal afetlere bir örnek:21 Eylül
2016 tarihli Beşikdüzü seli ve heyelanları. Marmara Coğrafya Dergisi, 36, 232-242.
Leblebici, Ö. (2014). Afetlerde kamu yönetiminin rolü ve toplum temelli afet yönetimine doğru. Hitit
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 7(2), 457-477.
McEwen, L., Garde‐Hansen, J., Holmes, A., Jones, O., & Krause, F. (2017). Sustainable flood memories, lay
knowledges and the development of community resilience to future flood risk. Transactions of the Institute
of British Geographers, 42(1), 14-28.
Merriam S. B (2015). Nitel araştırma, desen ve uygulama için bir rehber. (Çev. Ed. S. Turan), Ankara: Nobel
Yayıncılık.
Afet ve Risk Dergisi Cilt: 4 Sayı: 2, 2021 (334-353) Memet KUZEY, Selçuk GÖÇGEN
353
Özey, R. (2011). Afetler Coğrafyası. Aktif yayınevi.
Özmen, B. & Özden, A. (2013). Türkiye'nin afet yönetim sistemine ilişkin eleştirel bir değerlendirme.
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 49, 1-28.
Özşahin, E. & Kaymaz, Ç. (2013). Afet kültürünün değerlendirilmesinde bir örnek: Antakya şehri. 2. Türkiye
Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı bildirleri kitabı içinde (s. 1-18). Mustafa Kemal Üniversitesi.
Reuter, C., & Spielhofer, T. (2017). Towards social resilience: A quantitative and qualitative survey on
citizens' perception of social media in emergencies in Europe. Technological Forecasting and Social
Change, 121, 168-180.
Şahin, Y., Lamba, M. & Öztop, S. (2018). Üniversite öğrencilerinin afet bilinci ve afete hazırlık düzeylerinin
belirlenmesi. Medeniyet Araştırmaları Dergisi, 3(6), 149-159.
Şengün, H., & Temiz, A. (2007). Afet yönetimi ve Karabük. Afet Sempozyumu, 5-7 Aralık, Kongre ve ltür
Merkezi. TMMOB Afet Yönetimi Sempozyumu Bildiri Kitabının içinde (s.261-278). Ankara: Mattek Matbaacılık
Basın Yayın.
Thomas, K. L., Kaiser, L., Campbell, E., Johnston, D., Campbell, H., Solomon, R., & Callan, J. (2019). Disaster
Memorial Events for Increasing Awareness and Preparedness. Australian Journal of Emergency
Management, 35(3), 71-78.
Türk Dil Kurumu. (2011). Türkçe sözlük. rk Dil Kurumu Yayınları.
Varol, N. (2007). Doğal ve teknolojik afetler konusunda toplumun bilinçlendirilmesi ve “AFEM” in rolü.
TMMOB Afet Sempozyumu Bildirileri Kitabı içinde (ss.127-131). TMMOB
Varol, N. & Buluş-Kırıkkaya, E. (2017). Afetler karşısında toplum dirençliliği. Dirençlilik Dergisi,1(1), 1-9.
DOI: 10.32569/esneklik.344784
Varol, N. & Gültekin, T. (2016). Afet antropolojisi. Electronic Journal of Social Sciences, 15(59), 1431-1436.
DOI:10.17755/esosder.263244.
Yıldırım, A. & Şimşek, H. (2008). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri. Seçkin Yayıncılık.
... 2007) anlayışında hem öğreten hem de öğrenen kişilerdir. ÖA'nın deneyimlerini ifade eden yaşamsal hafızaları, farklı bakış açılarından kendi öğrenme-öğretme yaşantılarının sürekliliğini sağlayan benzersiz bir deneyim birikimlerini, kendi yaşantılarının bir analizini ve değerlendirilmesini (Kuzey & Göçgen, 2021) içerdiği düşünüldüğünde öğretmen rol modelleri hakkında zengin yaşantı örnekleri sunabileceği varsayılmıştır. Çalışma grubuna katılan ÖA'nın hem öğrenim düzeyleri hem de öğretmen olma ihtimalleri dikkate alındığında kendi öğretmenlerin ne yaptıkları, nasıl davrandıkları kim oldukları hususlarında fikir verebileceği gibi kendilerinin nasıl bir öğretmen rol modeli benimseyecekleri hakkında da yol gösterebilir. ...
Article
Full-text available
Araştırmanın amacı, öğretmen adaylarının kendi eğitim-öğretim hayatlarında içselleştirdikleri öğretmen rol modellerini ve bu modellerin yaşamsal hafızalarındaki yansımalarını belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda temel nitel araştırma deseni kullanılarak bir devlet üniversitesindeki 2023-2024 öğretim yılında eğitim fakültesi öğrencilerinden oluşan bir çalışma grubuyla görüşmeler yapılmıştır. Görüşmelerde öğrencilere açık uçlu sorular yöneltilerek veriler toplanmış ve betimsel analiz yöntemiyle incelenmiştir. Araştırma sonuçları, öğretmen adaylarının öğretmen rol modellerinin öğrenme-öğretme süreçlerinde önemli olduğunu ve bu modellerin öğrencilerin sosyal, psikolojik durumları ve akademik başarıları üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. Öğrenciler, kendilerine etki eden olumlu ve olumsuz rol model öğretmenleri hakkında da görüş bildirmişlerdir. Ayrıca, öğretmenlerinin iyi bir rol model oluşturmasının yanı sıra iyi rol modeli öğretmenlerini örnek aldıklarını da belirtmişlerdir. Eğitim fakültelerinde iyi bir rol model öğretmen yetiştirmek için kişisel ve mesleki gelişime, iletişim becerilerine, pedagojik yetkinliklere ve alan uzmanlığına önem veren bir program önermişlerdir.
... Araştırma sonucunda, çocuk gelişimi öğrencilerinin çevrelerindeki ailelerinde yeterli deprem bilincine sahip olmadıkları belirlenmiştir. Bu sonucu literatürdeki bazı çalışmalarda desteklemektedir (Bağbancı, 2015;Çoban vd., 2017;Durmuş vd., 2021;Kuzey & Göçgen, 2021). Depremler ile ilgili farkındalığı artırma konusunda en etkili yolun aile ve okullarda verilen eğitimlerdir (Altay, 2008). ...
... Araştırma sonucunda, çocuk gelişimi öğrencilerinin çevrelerindeki ailelerinde yeterli deprem bilincine sahip olmadıkları belirlenmiştir. Bu sonucu literatürdeki bazı çalışmalarda desteklemektedir (Bağbancı, 2015;Çoban vd., 2017;Durmuş vd., 2021;Kuzey & Göçgen, 2021). Depremler ile ilgili farkındalığı artırma konusunda en etkili yolun aile ve okullarda verilen eğitimlerdir (Altay, 2008). ...
... Araştırma sonucunda, çocuk gelişimi öğrencilerinin çevrelerindeki ailelerinde yeterli deprem bilincine sahip olmadıkları belirlenmiştir. Bu sonucu literatürdeki bazı çalışmalarda desteklemektedir (Bağbancı, 2015;Çoban vd., 2017;Durmuş vd., 2021;Kuzey & Göçgen, 2021). Depremler ile ilgili farkındalığı artırma konusunda en etkili yolun aile ve okullarda verilen eğitimlerdir (Altay, 2008). ...
... Araştırma sonucunda, çocuk gelişimi öğrencilerinin çevrelerindeki ailelerinde yeterli deprem bilincine sahip olmadıkları belirlenmiştir. Bu sonucu literatürdeki bazı çalışmalarda desteklemektedir (Bağbancı, 2015;Çoban vd., 2017;Durmuş vd., 2021;Kuzey & Göçgen, 2021). Depremler ile ilgili farkındalığı artırma konusunda en etkili yolun aile ve okullarda verilen eğitimlerdir (Altay, 2008). ...
... Araştırma sonucunda, çocuk gelişimi öğrencilerinin çevrelerindeki ailelerinde yeterli deprem bilincine sahip olmadıkları belirlenmiştir. Bu sonucu literatürdeki bazı çalışmalarda desteklemektedir (Bağbancı, 2015;Çoban vd., 2017;Durmuş vd., 2021;Kuzey & Göçgen, 2021 ...
Conference Paper
Full-text available
Introduction and Aim: Vertigo, a symptom, is quite common worldwide. Anamnesis is important in understanding the cause and planning the appropriate treatment. For a successful anamnesis, it is necessary to describe the sensation experienced by the patients fully. Therefore, knowledge and awareness of vertigo are very important. This study aims to investigate the awareness of vertigo in university students. Materials and Methods: This descriptive cross-sectional study was conducted on university students. We collected the data in a self-administered survey using google surveys. Five hundred forty-two students were included in the study. A vertigo awareness questionnaire was applied to these students. Findings are presented with descriptive statistics. Results: Of the 542 individuals included in the study, 442 (81.5%) were female, and 100 (18.5%) were male. Students mostly answered "I don't know" to 9 (50%) questions of the 18-question VFA. In one question, they confused other types of dizziness with vertigo. However, for the remaining eight questions, most students demonstrated a good level of knowledge, albeit the overall rate still remained relatively low. Notably, 50% of the students expressed the belief that social media could be utilized as a means to enhance knowledge and awareness of vertigo. Conclusion: Our study findings revealed a low level of vertigo knowledge and awareness among university students. This could be attributed to the fact that all forms of dizziness in Turkey are commonly referred to as "vertigo," which is perceived as a disease. To address this issue, utilizing educational platforms like social media can play a crucial role in enhancing vertigo knowledge and awareness. Thus, it can be easier to understand the cause of vertigo with healthier information during the anamnesis.
... Araştırma sonucunda, çocuk gelişimi öğrencilerinin çevrelerindeki ailelerinde yeterli deprem bilincine sahip olmadıkları belirlenmiştir. Bu sonucu literatürdeki bazı çalışmalarda desteklemektedir (Bağbancı, 2015;Çoban vd., 2017;Durmuş vd., 2021;Kuzey & Göçgen, 2021 ...
... Araştırma sonucunda, çocuk gelişimi öğrencilerinin çevrelerindeki ailelerinde yeterli deprem bilincine sahip olmadıkları belirlenmiştir. Bu sonucu literatürdeki bazı çalışmalarda desteklemektedir (Bağbancı, 2015;Çoban vd., 2017;Durmuş vd., 2021;Kuzey & Göçgen, 2021 ...
Article
Full-text available
z Bu araştırma Türkiye'de 2019-2023 yılları arasında yazılmış makalelerde afet ve kültür arasındaki ilişkiyi anlamayı amaçlamaktadır. Bu amaçla Google Akademikte bulunan random seçilmiş 35 makalede afet ve kültürle ilgili bilgiler literatür taraması yöntemiyle taranmış, veriler tematik içerik analizi ile yorumlanmıştır. Afet ve kültür ilişkisi folklor, kültür çalışmaları, sosyoloji, iletişim, çevre, afet ve eğitim çalışmalarında geçmiştir. İncelenen makaleler Afet ve kültür ilişkisi sosyal etkileri, iletişim ve eğitim açısından incelemişlerdir. Folklor ise afet belleğinin derlenmesi ve kültür mirasının korunması, elektronik kültür ortamının genişlemesi, halk anlatılarının çoğalması, halk hekimliği gibi temalarla ele almıştır. Makalelerin genelinde, folklor, göç, kültürel mirasın korunması, yerleşim kültürü, dezavantajlı durumlar/ cinsiyet eşitsizliği, değerler; yardımlaşma ve dayanışma, iletişim, etik ve ekoloji, eğitim, afet kültürü gibi temalar üzerine araştırma yapılmıştır. Afet ve kültür ilişkisi daha çok sosyolojik kavramlara göre yorumlanmış, afetlere hazırlık kültürünün geliştirilmesi ve sürdürülebilmesinde, eğitimi programlarının önemi vurgulanmıştır. Folklor ve kültür araştırmalarının da verilerine dayalı bir afet kültürünün geliştirilmesi önerilmektedir. Abstract This study aims to understand the relationship between disaster and culture in articles written in Turkey between 2019 and 2023. For this purpose, information on disaster and culture in a total of 35 articles on Google Scholar was scanned and the data were interpreted by thematic content analysis. Accordingly, the majority of social sciences examined the relationship between disaster and culture in terms of social and psychological effects, communication and education. Folklore, on the other hand, dealt with themes such as compilation of disaster memory and protection of cultural heritage, expansion of electronic cultural environment, proliferation of folk narratives, folk medicine. In the majority of the articles, studies were conducted on themes such as the culture of community preparedness for disasters, migration, settlement culture, disadvantaged situations, gender inequality, values, solidarity and solidarity, communication, ethics and ecology, education. It has been observed that social sciences interpret the concept of culture according to some sociological concepts but do not take into account the definitions of culture of cultural
Article
This study examines how the earthquake that occurred on February 6, 2023, in Kahramanmaraş, Turkey, has affected educational activities in the region. The research utilized questionnaires to survey teachers and gather information about the main problems they experienced after the earthquake and their solution suggestions. The findings provide valuable insights for educators and policymakers to tackle the challenges teachers and students face after a natural disaster. The study employed a basic qualitative research design within qualitative research methods. The study group comprised 42 volunteer teachers from eleven different Turkish provinces at various education levels who experienced the February 6, 2023, earthquake centered in Kahramanmaraş and participated in educational activities in the same area following the earthquake. The group of research participants was selected through easily accessible case sampling, one of the types of purposeful sampling. The data collected underwent content analysis. As per the study results, teachers detected issues that have arisen after the earthquake in the realms of educational infrastructure, psychosocial well-being, security, communication, and other factors. They then devised individual and collaborative solutions to address these challenges. Additionally, the study discussed the proposed solutions of teachers for addressing the psychosocial issues that students face in the aftermath of an earthquake. It provides crucial insights for comprehending the problems in post-earthquake education and extending support to students. Teachers' recommendations for enhancing earthquake education and awareness can significantly aid future preparedness and crisis management.
Article
Full-text available
Introduction: Disasters and emergencies adversely influence around 70 million children worldwide. Regrettably, those who suffer the most from the consequences of any natural disaster and do not have any knowledge on how to protect themselves in such situations are children. Particularly, educating and raising the awareness of children in this respect should be one of the common and fundamental problems of the world. It is recognized that disaster education and disaster awareness, which will be presented to children in the preschool education period when they get formal education for the first time, is essential. The general purpose of this research is to define the ideas of teachers who intend to bring disaster education and disaster awareness to children during the preschool education period. Methods: This research was designed with the typical case study method grounded on qualitative analysis. The study group of the research was 35 preschool teachers who were selected among the population through the typical case sampling method and volunteered to participate in the research. The research data were obtained through face-to-face interviews with preschool teachers who joined the study group. In examining the obtained data, content analysis and descriptive analysis approaches were applied together, and the data were summarized and interpreted. Results: The tables created under five headings were formed by taking into consideration each interview question based on the research findings. In the contemporary preschool education programs executed in Turkey, it is possible to say that the teachers determine the need resulting from the absence of any achievement for acquiring the education and consciousness of disaster to children. Besides, some of the teachers who took part in the research affirmed that disaster education to be provided to children during preschool education is not proper to their development levels and ages. Discussion: During the preschool education period, teachers asserted that disaster education and disaster awareness could be achieved by using drama methods, exercises, and educational games. Based on their opinions supported by experts and family involvement in providing disaster education and raising the disaster awareness of children, trips can be designed to non-governmental institutions and organizations related to this subject. It could be said that teachers have the idea that the solutions linked with the subject should be managed and supported at the whole societal level. Limitations: The sample consisted of thirty-five preschool teachers working in central districts of Erzurum in the 2018-2019 academic year and the “Teacher Interview Form”, which was applied in the preschool education period to give disaster education and disaster awareness to children. Conclusions: It is plausible to say that, in the preschool education period, teachers prioritize the idea that common achievements on the subject can be involved in preschool education programs in order to provide disaster education and raise the disaster awareness of children on an international level. They declared that if such gains are involved in preschool education programs, they will also need education in this respect.
Article
Full-text available
The purpose of this study is to examine the revised social studies textbooks in terms of disaster awareness and disaster education. For this purpose, the text expressions and images included in the 4, 5, 6 and 7-grade social studies textbooks used in the 2018-2019 academic year were examined in terms of disaster awareness and disaster education. In the research, document analysis pattern which is one of the qualitative approaches was used. The data obtained from the documents were interpreted through content analysis. Findings of the study show that various visuals and textual expressions related to disasters were included in the textbooks and with these visuals and textual expressions a disaster awareness was wanted to be created in individuals. In addition, while text and images related to disasters in the textbooks are mostly found in the learning area of people, places, and environments at the 4th, 5th and 6th-grade levels, they are found in the area of global connections in the 7th grade. Moreover, while textbooks generally include the types of disasters that are frequently seen in our country and in the world, it is seen that there is more emphasis on earthquakes among these types of disasters.
Article
Full-text available
Turkey is one of leading countries in terms of earthquake risk. The risk map of earthquake in Turkey, which was updated in collaboration with various universities and public institutions in 2017, has indicated clearly that most of the population and the industrial facilities in Turkey are in the areas of earthquake risk. It is observed that the significant part of the population faces high risk of earthquake even when only first and second-degree seismic belts are considered. It is a vital issue to be prepared for a disaster in order to decrease the effects of disasters especially in possible risk areas. Application of proper behaviors and create an awareness against disasters in a society is closely related to the education regarding disasters. It is aimed in this study to determine the preparedness and awareness levels of university students and to present.
Article
Full-text available
Uluslararası Acil Durum Veri Tabanı, doğal ve teknolojik afetlere yönelik 115 yıllık evrensel veriyi ücretsiz sunan bir veri tabanıdır. Bu çalışmada, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan 2016 yılı sonuna kadar olan afetlerin dağılımları ve ölüm sayılarının araştırılması amaçlanmıştır. Tanımlayıcı tipte planlanan çalışmanın evrenini veri tabanında bulunan, 1923-2016 yılları arasında Türkiye’de meydana gelen afetler oluşturmuştur. Veri, SPSS 15.0 paket programı kullanılarak sıklık dağılımları olarak sunulmuştur. Veri tabanında 1923-2016 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde toplam 313 adet afete ait veri olduğu saptanmıştır. Meydana gelen 313 afetin %51’ini doğal afetler oluşturmaktadır. En fazla afet 2004 yılında, en fazla ölüm ise 1939 yılında gerçekleşmiştir. Depremler tüm afetlerin %24.3’ünü oluşturmakla birlikte, afetlerde yaşanan can kayıplarının %90’ından fazlasından sorumludur. Doğal ve önlenemez bir afet olarak kabul edilen deprem, alınan kişisel, çevresel, yapısal ve kentsel önlemlerle olumsuz sonuçların büyük ölçüde önlenebildiği bir afettir. Can kayıplarının önlenebilmesi için depreme dayanıklı binalarda yaşama teşvik edilmeli, kişisel ve çevresel riskler değerlendirilerek risk haritaları çıkarılmalı, depremden korunma eğitimleri arttırılmalıdır.
Article
Full-text available
Afetler günlük yaşamı alt üst eden, can ve mal kayıplarına yol açabilen, insan çevre arasındaki dengenin bozulmasına neden olan olaylardır. Doğal ya da teknolojik tehlike, risk ve kırılganlık ile birleştiğinde yıkıcı afetler meydana gelebilir. Son yıllarda, ekonomik, sosyolojik, çevresel ve fiziksel kırılganlıkların artmasıyla özellikle gelişmekte olan ülkelerde, afetler daha sık yaşanmaya başlamıştır. ISDR 2015 raporuna göre; dünyada afetlerden kaynaklanan maddi hasarın yıllık ortalama 314 milyar ABD dolarına ulaştığı tahmin edilmektedir. Son 10 yılda sadece meteorolojik kökenli afetlerin sayısı % 14 oranında artmıştır . Afetlerin olası etkilerini azaltmak; ancak başarılı bir afet risk yönetimi ve toplumun afetlere karşı direncinin artırılması ile mümkün olabilecektir. Toplumda afetlere karsı direnç az, zarar görebilirlilik /kırılganlık fazla ise, afet oluşumu ve afetlerin olası etkilerine maruz kalmak kaçınılmaz olur. Bu makalede afet dirençliliği kavramı irdelenmiş ve UNISDR tarafından gündeme getirilmiş olan HFA ve Sendai Eylem planları çerçevesinde, toplumda afetlere karşı direncin artırılması için yapılabilecek çalışmalar değerlendirilmiştir.
Article
Full-text available
Article
The initial start of this paper deals with reviewing the literature on Emergency Management Information Systems (EMIS) and integrating it into a Knowledge Management System (KMS) structures. This leads to the ability to take information seeking tasks in Emergency Management and translate it to a path in Knowledge Management Structure. This was used to develop an ability to compare current time requirements for information via current data-bases and phones with the performance of an integrated Knowledge Management System in 128 emergency managers of the Government of Malaysia via multi-method strategy including survey, interviews and simulation tests. This led to the recognition of the potential of such a system for the country and the initial parameters of a prototype of the first implemented system design. The resulting integrated Community Emergency Management and Awareness Systems (iCEMAS) is a prototype KMS that was developed and tested. This paper seeks to emphasize that a KMS for emergency management must incorporate features that enable role changes and allow people to access changes based on the situational requirement. The paper provides a highly concise overview and results that supplements our systematic review of KMS in Emergency Management in 2013.
Article
Resilience management guidelines address disruptions, changes and opportunities, facilitate anticipation, adaptation, flexibility and provide a foundation for an effective crisis response. The objective and novelty of the study were to propose a holistic framework that enables to evaluate and prioritise concepts, approaches and practices that should be incorporated into European guidelines for resilience management. Based on a modified Delphi process, 51 items achieved a consensus of > 80%. 84% of the items (n = 43) were ranked as important; 13.7% (n = 7) as essential; one ranked as somewhat important. The identified items encompass eleven categories as follows: 1) collaboration [11 items]; 2) planning [8 items]; 3) procedures [8 items]; 4) training [6 items]; 5) infrastructure [5 items]; 6) communication [3 items]; 7) governance [3 items]; 8) learning lessons [2 items]; 9) situation understanding (awareness) [1 item]; 10) resources [2 items]; and 11) evaluation [2 items]. The identified concepts, approaches and practices seem to be applicable to a wide range of domains and critical infrastructures, such as crisis management, air traffic management and healthcare, due to their generic and abstract characteristics. Important in the Delphi process is the engagement of potential end users in the development of resilience management guidelines to align this development to their needs. Therefore, the Delphi process involved policy and decision-makers, as well as practitioners and other personnel representing different critical infrastructures and academia, in prioritising concepts aimed at achieving resilient organisations, entities or communities.