Content uploaded by Mustafa Avci
Author content
All content in this area was uploaded by Mustafa Avci on Nov 03, 2021
Content may be subject to copyright.
269
14
TÜRKÇEDE BESTELEMEK
ANLAMINA GELEN KELİMELER
İÇİN BİR ŞECERE DENEMESİ /
A GENEALOGY OF BESTE
COMPOSITION AND ITS
SYNONYMS IN TURKISH
Mustafa Avcı1
Abstract
Beste, a loanword from Persian, is the most commonly used term to denote compo-
sition in Turkish and has acquired the meaning of producing new musical works in
Istanbul. This article analyzes the vocabulary in Ottoman classical music and Turk-
ish folk music with similar meanings to the word beste. In Turkish, “koşmak” is prob-
ably the oldest known term that means to set music to a poem. According to Fuat
Köprülü, even though this term was used before Islam, the earliest appearance of the
term is in Dı̂vânü Lugâti’t-Türk (11th century). By the 16th century, we see that
the terms yakmak (as in türkü yakmak) and bağlamak (as in murabba bağlamak)
were widely used. Arabic loanwords such as telif, tasnif, and ihtira were also em-
ployed by the Istanbul-based Ottoman Turkish music tradition. Apart from these
words, we encounter a wide variety of terms in folk music tradition. If we catego-
rize and analyze these terms, we can see that this vocabulary can be sorted into five
main categories. If we look at these categories, we see that the majority of the vocab-
ulary consists of terms that denote the creation of contrafacta. The second category
consists of words that denote the creation of variants. Apart from these terms, a new
practice called giydirme has emerged among the Alevi musicians in recent years. Gi-
ydirme, based on creating new musical materials through improvisation, is very dif-
ferent from composing regarding the intentions of the performer. In contrast to the
fixed and closed compositional form, giydirme can be described as an improvised,
temporary, and open work.
1 Email: mavciefendi@gmail.com, Altınbaş Üniversitesi.
270
TÜRKÇEDE BESTELEMEK ANLAMINA GELEN KELİMELER İÇİN
BİR ŞECERE DENEMESİ
Mustafa Avcı
Keywords: Ottoman Empire, Music, Composition, Osmanlı İmparatorluğu,
Beste, Müzik, Musiki,
1. Grş
Yen br müzk eser üretmek anlamına belen beste kelmes günümüzde Türk-
çe’de en yaygın olarak kullanılan müzk termdr. Bu yazının temel amacı Os-
manlı Türk Musks2 (OTM) ve Türk Halk Müzğ3 (THM) geleneklernde yen
br müzk eser oluşturmak anlamına gelen kelmelern tespt edlp, bu kelme-
lern kategorze edlmesdr. Bundan dolayı özellkle edebyatı, folklor ve müz-
koloj gb alanlarda yazılan temel metnler taranmış ve beste yapmakla benzer
anlamlara gelen kelmelern br dökümü yapılmıştır. Bu makale temel olarak üç
temel bölümden oluşmaktadır. Bu bölümlerden lknde beste kelmesnden önce
Türkçe’de kullanılan termler ncelenmş, knc bölümde temel olarak OTM ge-
leneğnde beste yapmak anlamında kullanılan termler tahll edlmş ve son ola-
rak üçüncü bölümde de halk müzğ geleneğnde beste yapmak anlamına gelen
termler analz edlmştr.
2. Beste Teriminden Evvel Türkçe’de Kullanılan Terimler
Beste kelmesnden önce Türkçe’de hang kelmelern kullanıldığı sorusuna ce-
vap vermek çn öncelkle Fuad Köprülü’nün eserlerne göz atmak yernde ola-
caktır. Köprülü’nün Edebyat Araştırmaları ktabında yazdığı üzere İslamyet’ten
önce “koşmak” br sözü müzklendrmek anlamına gelmekteyd (Köprülü, 1986,
s. 127): “Koşmak terdf etmek, yan güfteye beste tertp etmek manasına geldğ
çn, bu esk koşuk’ların kobuz’ların beraberlğnde terennüm edldğ anlaşılıyor.”
Koşma ya da Doğu Türkçesndek şeklyle koşug hece veznyle yazılan şrlerdr.
Köprülü’ye göre bu şrler kendlerne has br beste le söylenrd, dolayısıyla Köp-
rülü koşmak fadesnn bu şrler müzklendrmek anlamında kullanılan br te-
rm olduğunu yazmıştır (Köprülü, 1976, ss. 246-247). Benzer şeklde Nurettn
Albayrak, eklemek ve katmak anlamlarına gelen koşmak kelmesnn şre ezg
eklemek anlamında kullanıldığını belrtmştr (Albayrak, 2002).
2 Osmanlı Türk Musikisi, Klasik Türk Musikisi, Türk Sanat Müziği gibi terimlerle ilgili olarak
bkz. (Ayas, 2014; Behar, 2015)
3 Türk Halk Müziği ve THM tanımıyla ilgili görüşler ve tartışmalar için bkz. (Duygulu, 2014, ss.
222-223; Öztürk, 2006; Özdemi̇r, 2019)
CURRENT DEBATES IN SOCIAL SCIENCES 2021
Şevket Alper Koç, Ünal Çağlar, Abidin Çevik
271
Erd ve Yurteser’n Dvanı Lügat’t-Türk (11.yy) çevrsnde kelmenn Köprü-
lü’nün bahsettğ anlamına doğrudan rastlanmaz. Bu edsyona göre koş (qoş) ke-
lmes “herhang br şeyn çft, br eş olan4“, katmak ve “br şeyle brleştrlen
başka br şey anlatmak,”5 “br araya getrmek”6 gb anlamlara gelmektedr. Bu
bakımdan güftenn, kendsnn br nev eş sayılablecek olan besteyle br araya
getrlmesyle anlamsal benzerlğnden dolayı, bu türden br besteleme anlamı ta-
şıdığı düşünüleblr (Kaşgarlı Mahmud, 2005, ss. 443-444).
Şnas Tekn ve Gönül Alpay Tekn’n Türk Şveler Lügatı başlığıyla yayınladık-
ları Dvan edsyonunda, “koş-” kökünden türeyen koşdı ve koşuldı kelmeler-
nn Köprülü’nün bahsettğ anlamlarda kullanıldığını görürüz: “Ol yır qošd ‘He
composed the poem.’” [O şr yazdı.] (Maḥmūd Kāshgarī, 1982, s. 394). Aynı k-
tapta, Qošul- kelmesnn “aşk şarkısı (yır) bestelend” şeklndek br kullanımına
rastlarız (Maḥmūd Kāshgarī, 1984, s. 31): “yr qošuld “the love song was com-
posed.” Bu çevrde altı çzlmes gereken noktalardan brs, qošmak flnn kar-
şılığı olarak İnglzce’de hem şr yazmak hem de bestelemek anlamlarına gelen
composed kelmesnn kullanılmış olmasıdır. Esk Fransızca’dan İnglzce’ye geçen
bu kelme etmolojk olarak “br ş (ktap) yazmak, br araya getrmek, brleş-
trmek, ayarlamak/uyumlu hale getrmek, düzenlemek, yazmak” gb anlamlara
gelr (Etymonlne.com, t.y.). Benzer şeklde Türkçe’de (özellkle halk müzğnde)
kullanılan telf, tasnf, koşmak, düzmek ve yakmak gb pek çok term de aynı
anlamda şr yazmak, ezgy şrle brleştrmek, uyumlu hale getrmek, şr mü-
zklendrmek gb anlamlara gelrler.
Fuad Köprülü’ye göre 11. asırda Türkçe’de beste anlamı taşıyan kelmelerden br
dğer de “kök” kelmesdr. Abdülkadr Merag’nn yazmalarında da geçen kök
kelmes (Köprülü, 1986, ss. 113-114):
“Bütün Çagatay lügatlernn verdğ blglere göre mav, sema, asıl, dkş, ahenk
ve sada manalarına gelr; bz, daha XI. asırda Türkler arasında kök’ün bu muh-
telf manalarda ve blhassa beste yernde kullanıldığını [Dvanı Lügat’t- Türk’ten]
blyoruz7. Ntekm esk Çagatayca şrlerde tıpkı Abdülkadr’n kullandığı ma-
nada, yan beste karşılığı olarak brçok defa kullanılmıştır. Kök aslından, çalgı
4 Qoş maddesi için bkz. (Kaşgarlı Mahmud, 2005, s. 443)
5 Qoşdı ve qoşuldı maddeleri için bkz. (Kaşgarlı Mahmud, 2005, ss. 443-444)
6 Qoşlundı maddesi için bkz. (Kaşgarlı Mahmud, 2005, s. 443)
7 Baktığımız iki Dı̂vânü Lugâti’t-Türk versiyonunda böyle bir kullanıma rastlayamadık.
272
TÜRKÇEDE BESTELEMEK ANLAMINA GELEN KELİMELER İÇİN
BİR ŞECERE DENEMESİ
Mustafa Avcı
çalmak8 manasına köktamak ve köklamak masdarları da Çagatay edebyatında
eskden ber kullanılır.”
Merag’de geçen ve esk Türkçe’de kullanılan kök (ya da gök) kelmes müzk
aletleryle çalınan terennümlere verlen smken, bu topluluklarda sesle/gırtlak-
tan cra edlen terennümlere de ır ve dule denlmektedr (Karabaşoğlu, 2010,
s. 2; Sezkl, 2007, s. 262). Murat Bardakçı, Merag’nn kök hakkında yazdık-
larından hareketle, kök kelmesnn “musk örnekler, yan bestelenmş eserler”
anlamına geldğn belrtmştr (Bardakçı, 1986, s. 97). Kelmenn sözlük an-
lamlarına da değnen Bardakçı, Burhan Tercümes’nde kök kelmesnn; “aheng
vermek, uydurmak, düzen vermek” gb anlamlara geldğn kaydetmştr (Bar-
dakçı, 1986, s. 94). Bunun dışında Dvan’da, kök kelmesnn “äḏär kökländ”
şeklnde br kullanımı mevcuttur ve bu cümle “eyer rabt edld” (ya da bağlandı)
şeklnde tercüme edleblr (Maḥmūd Kāshgarī, 1984, s. 89). Bu noktada Köp-
rülü’nün, kök kelmesnn Türkçe’de bestelemek anlamına gelen en esk term-
lerden brs olan bağlamak flyle anlamdaş olmasından hareketle böyle br çı-
karım yapmış olduğu düşünüleblr9.
Bestelemek anlamına gelen br dğer kelme de halk müzğ geleneğnde kullanı-
lan yakmak termdr. 1543 yılında tamamlanmış Babusü’l-Vâsıt adlı sözlükte de
“türkü yakmak” fades türkü bestelemek anlamında kullanılmıştır (Şenel, 2016,
s. 198). “Türkü yakma” fades: Arapça nsâb kelmesnn açıklamasında “[h]er
kşnn soyunu sopunu katı bleğen kmse ve türkü yakıcı (ترکی یاقجی)” ola-
rak yer almıştır. Ayrıca bu madde dışında, Arapça “ühcüvve” kelmes de “Km-
sey donatmak ve rüsvay etmek çün yakılan türkü (یاقلن ترکی) ve şr” şek-
lnde tanımlanmıştır (Atatürk, Dl ve Tarh Yüksek Kurumu, 1995, s. XV, 1996,
s. 3875). XVI. yüzyılda yazılan bu sözlük, yakmak kelmesnn sadece türkü de-
ğl aynı zamanda genel olarak şr bestelemek çn de kullanılabldğn göster-
mes açısından önemldr. Türkçe’de 16. yüzyıla kadar beste yapmak anlamında
kullanılan bu üç term (koşmak, yakmak ve kök) arasından, kök kelmes zaman
çnde unutulmuştur. Buna karşın koşmak ve yakmak termler, Anadolu’da gü-
nümüzde de kullanılmaktadır.
8 Dı̂vânü Lugâti’t-Türk’te çalmak anlamında kullanılan fiil “ol qopuz qopzādi” örneğinde
görüleceği gibi qopzamaktır. (Maḥmūd Kāshgarī, 1984, s. 89)
9 Kök kelimesinin Köprülü’nün belirttiği anlamda kullanıldığı metinlerin arşiv taraması yoluyla
bulunması ve bu anlamdaki kullanımların kaynaklarla doğrulanması faydalı olacaktır.
CURRENT DEBATES IN SOCIAL SCIENCES 2021
Şevket Alper Koç, Ünal Çağlar, Abidin Çevik
273
3. Osmanlı Türk Musikisi (OTM) Geleneğinde Beste Yapmak
Anlamında Kullanılan Terimler
3.1. Murabba Bağlamak ve Beste
16. yüzyılın sonları le 17. yüzyılın başlarına gelndğnde Osmanlı musks adına
yaşanan öneml gelşmelerden brs, Osmanlı fasılının temel unsurlarından olan
beste (murabba10) ve sema gb Osmanlı’ya özgü formların ortaya çıkmaları-
dır (Feldman, 1996, s. 177). Türkçe sözlü murabba bestelern, en öneml form
olarak ortaya çıkışı, fasıl formunun oluşması ve saz takımlarının yenden yapı-
landırılması Osmanlı müzğnn 15. yüzyılda İran’la olan bağlarının kopmasını
sağlamıştır (Feldman, 1996, s. 183). Bu açıdan İstanbul musksne has term-
lern br kısmının bu dönemde ortaya çıkmaya başlamış olduğu düşünüleblr.
16. yüzyıl sonlarına doğru oluşmaya başlayan br dğer tarz da aşık tarzıdır. Köp-
rülü’ye göre, aşık tarzında özellkle gazel ve murabba yoğun olarak kullanılır ve
14.-16. yüzyıl yazılı kaynaklarında “murabba bağlamak”11 her zaman “türkü bes-
telemek” anlamına gelrd (Köprülü, 1986, ss. 188-189):
“Gazel’lern eskden ber bestelenerek klask musık fasıllarında terennüm edl-
mes, bu şekln Aşık tarzı’na grmesnde aml olmuştur. Murabba’lara gelnce,
bunlar, hece veznnn -bestelerne göre türkü, türkman, v.s. gb türlü adlar alan-
dörtlük’lernn te’sr altında, daha XIV. asırdan ber Klask Türk şrnde büyük
br yer tutmuştu ve bestelenmeğe mahsus manzumeler hemen umumyetle bu
şeklde yazılıyordu; XIV.- XVI. asır metnlernde murabba bağlamak tabrnn
dama “türkü bestelemek” manasında kullanılması bunu açıkça göstereblr. Bu
asırlardak şarlern gazel ve murabba’larında kabl olduğu kadar sade br dl kul-
lanmaları da, bunların, “bestelenp halk arasında terennüm edlmek” maksadyle
yazıldığını anlatan br şarettr. Görülüyor k âşık tarzına geçen klâsk şr unsur-
ları, klâsk şrn esasen “genş halk ktlesne en yakın bulunan, umumî zevk en
fazla okşayan” unsurlarıdır.”
10 “Murabba. XIX. yüzyıl ikinci yarısında «beste» denmeğe başlanan türün eski adı.” (Kâzım Uz,
1964, s. 45)
11 Recep Uslu (2016), Müzikolojide Perde Transkripsiyonları ve Meragi’nin yeni bir eseri: Mu-
htasar Der İlm-i Musiki başlıklı bir köşe yazısında, murabba bağlamak teriminin “beste yap-
mak” anlamında kullanılmasının Kamil Akarsu tarafından tespit edilmiş olduğunu belirtse
de bu doğru değildir, bu terimin “türkü bestelemek” anlamında kullanıldığını Fuat Köprülü
(1899-1966) 1915 ve 1962 seneleri arasında yayınladığı çeşitli yazılarında ifade etmiştir bkz.
(Köprülü, 1986, s. VIII, 188, 210).
274
TÜRKÇEDE BESTELEMEK ANLAMINA GELEN KELİMELER İÇİN
BİR ŞECERE DENEMESİ
Mustafa Avcı
Muhtemelen aşıkların “murabba bağlamak” flyle fade ettkler murabbanın
br ezgye bağlanması, tutuşturulması, koşulması, ya da rabt edlmesdr12. Köp-
rülü, her ne kadar “murabba bağlamak” edmn türkü bestelemekle sınırlandır-
mış gb görünse de daha sonrak araştırmacılar “murabba bağlamak” fadesnn
“şarkı bestelemek anlamında kullanıldığını belrtmşlerdr (Pala ve Kılıç, 2006)13:
“Murabba aynı zamanda Türk musksnde br beste formunun adıdır. Şarkı na-
zım şeklyle benzerlk göstermes, bestelenmeye uygun oluşu ve sırf bestelenmek
üzere kaleme alınan murabbaların bulunması kelmeye “beste” anlamını kazan-
dırmış, “murabba bağlamak” da “şarkı bestelemek” manasında kullanılmıştır.”
Aslına bakılırsa, Köprülü de dahl olmak üzere, sonrasında gelen pek çok araş-
tırmacı bağlamak kelmesn en genş anlamda bestelemek (“müzk eser beste-
lemek”) kelmesnn eş anlamlısı olarak kullanmışlardır: “Halk arasında oku-
nablecek tarzda türküler, nakışlar bağlayıp şöhret kazanan şarler pek çoktur”
(Köprülü, 1986, s. 204). Farsça’dan Türkçe’ye geçmş br kelme olan beste kel-
mesnn bağlamak anlamı da bu kullanımı şaret etmektedr. Bu açıdan öneml
br ayrıntı, bağlamak eylemnn, Farsçadan Türkçeye geçen besten flnn bre
br karşılığı olmasıdır. Eğer beste kelmesnn etmolojsne bakacak olursak ke-
lmenn, bağlamak, bağlı, bağ, eklem, zncr halkası, nakış” gb anlamlara gel-
dğn görürüz14 (Nşanyan, 2019a). Gazmhal de kelmenn Farsçada müzkle
lgl herhang br anlamının olmadığını ve kelmenn bu anlamı İstanbul’da ka-
zandığını belrtr (Gazmhal, 1961, ss. 38-39).
Bağlamak anlamından türeyen beste kelmesnde, bağlamak flyle şaret edlen
unsurun en genş anlamda ne olduğuna tekrar baktığımızda, bu konuyla lgl
brbrnden farklı bakış açılarının mevcut olduğunu görürüz. Örneğn Kazım
Us, türünün lk örneğ olan müzk termler sözlüğünde, bestenn sözlü olma-
sına vurguda bulunur ve: “Ale’l-umum her kangı br makamın münasb br güf-
teye rabt edlmş olan halne denür k bu münasebetle dört mısradan baret olub
her mısraını aynı terennüm takîb eden büyük usullu şarkılara dah denür” (Ka-
zım Uz ve Oransay, 1964, s. 12). Us’a göre bağlamak makamın güfteye raptedl-
mes demektr. Lteratüre baktığımızda, bağlamak flnn yaygın olarak “sözlerle
12 Bkz. (Kazım Uz ve Oransay, 1964, s. 12).
13 Ayrıca bkz. (İpekten, 1989, s. 162; Uysal, 2010, s. 170)
14 Nakış kelimesinin Osmanlı Musikisinde, nakış beste ve nakış semai adı verilen formlar
bağlamında kullanılmış olması (Özkan, 2006) ve ayrıca Farsça’da beste kelimesinin aynı zam-
anda nakış anlamına da geliyor olması bu açıdan bahsedilmesi gereken bir noktadır.
CURRENT DEBATES IN SOCIAL SCIENCES 2021
Şevket Alper Koç, Ünal Çağlar, Abidin Çevik
275
nağmelern brbrne bağlanması” anlamında anlaşıldığı ve kullanıldığı görürüz.
Örneğn, Us gb İsmal Hakkı Özkan da Türk Musks Nazaryatı ve Usuller
adlı ktabında “Sözlerle nağmelern brbrne bağlanması anlamında kullanıldığı
anlaşılıyor” dyerek benzer br görüş sunmuştur (Özkan, 2000, s. 86).
Aynı doğrultuda br kullanıma Melh Duygulu’nun Türk Halk Müzğ Sözlüğü’nde
de rastlanmaktadır. Sözlükte yer alan bağlamak maddesnde, bağlamak flnn
güfte ve bestey brbrne lştrmek çn kullanıldığı belrtlmştr: Erzurum’da
sözler ve melody brbrne uydurmak anlamında kullanılır15. Özünde brer söz
musks olan OTM ve THM çn bu türden br kullanım, yen br melod bul-
mak ya da melod tertp etmekten çok, güftenn br besteyle brleşmesnn öne-
mn vurgulamaktadır16. Son olarak, bu örnekler dışında, beste kelmesnn nağ-
meler brbrne bağlamak anlamına geldğn düşünenler de mevcuttur: “Beste
[…] [m]üzkte nağmelern brbrne bağlanışı anlamına gelr” (Çeleb, 2007).
3.2. OTM Geleneğinde Beste Yapmak Anlamında Kullanılan
Terimler
Türkçe’de hem OTM geleneğnde hem de halk müzğ geleneğnde beste yap-
mak anlamına gelen farklı termler kullanılmıştır. Öncelkle şehr müzğ gele-
neğne bakacak olursak bu gelenekte telf, tasnf ve htra gb Arapçadan Türk-
çeye geçen kelmelern kullanıldığını görürüz. Örneğn, Kantemroğlu edvârında
beste kelmes hem bağlamak anlamında hem de günümüzdek anlamına nspe-
ten yakın br şeklde “beste eylemek” şeklnde kullanılmıştır (Behar, 2017, s. 95):
“...blmş ol k dyar-ı Pars hanendeler ve sazendeler taksm nağmesn peşrev
halnde beste eylemşlerdr; öyle k her br makamın taksmn terkb terkb [kı-
sım kısım] şâkrdlerne [öğrenclernel ta’lm verrler. Lâkn ehl- mûsıkâr-ı Rûm
mabeynnde [arasında] bu makûle [cns] kalıplı taksm makbul olmayıp musk-
nn daresnden hraç ederler. Ve nçn hraç ederler, bu dell gösterrler. Meselâ
15 Türk Halk Müziği Sözlüğü’nde verilen örnek cümle şu şekildedir: “Aşık, sözünü havaya
bağlamayı beceremezse aşık olamaz” (Duygulu, 2014, s. 71).
16 Günümüzde beste yapmak genel olarak yeni ve özgün melodi bulmakla ilişkilendirilen bir
eylemdir. Fakat kelimenin gelenekte kullanımına baktığımızda aslında kelimenin özünde
böyle bir anlamın bulunmadığı görülür. Dolayısıyla beste yapmak anlam itibariyle ve analitik
olarak giydirmek ya da söz döşemek kavramlarına hiç de uzak değildir. Hatta halk müzisyen-
leri arasında beste yapmak eylemi “anonim kalıp ezgilere söz döşemek” anlamına gelmektedir
(Şenel, 1997, s. 374). Benzer şekilde, futbol taraftarları da var olan şarkılara yeni sözler döşeme
eylemini beste yapmak olarak nitelendirmektedir.
276
TÜRKÇEDE BESTELEMEK ANLAMINA GELEN KELİMELER İÇİN
BİR ŞECERE DENEMESİ
Mustafa Avcı
gerek beste gerek kâr ve nakış gerek peşrev ve sema usûle bend [bağlı] olmalarıyla
musannfn kuvve- lmn [bestecnn blgsnn gücünü] beyan ederler. Taksm
nağmes se yalnız her br muskşnas olan kmsenn kuvvetn zhar eder [gös-
terr]. Öyle k f’ssâa [o anda] kuvve- lmyle nâzk terkb peydâ edp ve hüsn-
tertb [güzel br düzen) le makamları brbrne bend ü beste edp [bağlayıp] […]
br nağme cad eyleye...”
Kantemroğlu’nun bestec kelmes yerne kullanmış olduğu musannf kelmes
esk dlde “tasnf eden, sınıflandıran, (ktap) derleyen”17 ve bestec anlamlarına
gelen br termdr. Bu kelmeye sadece Osmanlı-Türk müzğ bünyesnde değl
Azerbaycan Türkçes18 ve Çağatayca gb Türkçe’nn farklı lehçelernde de rast-
lanır. Walter Feldman’ın Babürname’den kend çevrsyle Musc of the Ottoman
Court adlı ktabında yer verdğ şu alıntı Babür (1483–1530) dönemnde Çağa-
tayca’da da kelmenn bu şeklde kullanıldığını gösterr (Feldman, 1996, s. 41):
“br dğer [bestec] Mr Arzu d. Herhang br enstrüman çalmazdı (saz çalmas
ed), fakat br bestecyd (musannf). Çok az sayıda kar bestelemş olsa da, kar-
ları çok güzeld”
Yukarıda da belrtldğ üzere, beste yapmak yerne musannf le aynı kökten tü-
reyen, “sınıflandırma, düzene koyma”
19
ve sıralama
20
gb anlamlara gelen tas
-
nf21 kelmes de beste yapmak anlamında kullanılmıştır (Behar, 2016, s. 80):
“lâkn sofyan ve sema usûlünden gayrı [başka] usûl görmedklereclden [görme-
dklernden dolayı] sar [dğer] usûllerde tasnf olunan [bestelenen] peşrevler ve
besteler usûl le okuyamazlar ve böyle onlarda dah musk nâtamam [eksk] olur.”
Tasnf harcnde bestelemek anlamında kullanılan br dğer kelme de telftr. As-
lında br eser meydana getrmek anlamında kullanılan telf etmek ve dolayısıyla
da telf eden kş anlamındak müellf22 sırasıyla müzk bestelemek ve bestec an-
17 Bkz. (Nişanyan, 2019b)
18 Bkz. müsənnif maddesi: https://www.azleks.az/online-dictionary/müsənnif/?s=18
19 Bkz. (Nişanyan, 2019c). Düzenlemekle yakından ilişkili olarak düzmek kelimesi de halk
müziğinde bir tür beste yapmak anlamında kullanılır bkz. Düzmek, türkü düzmek, ağıt düz-
mek ve haylanıp düzmek maddeleri (Duygulu, 2014, ss. 31, 177, 232, 438).
20 Bkz. (Ayverdi, 2011)
21 Tasnif kelimesi Azeri Türkçesinde de (Təsnif olarak), hem bir türü hem de bitmiş eserleri
tanımlamak için kullanılır: “şifahi ənənəli professional musiqisində vokal-instrumental janr.
Təsniflər tamamlanmış formaya malik bitkin əsərlərdir” (Aliyeva, 2008, s. 194).
22 “Mendelssohn ve diğer bazı müellifler de Andante ile Scherzo arası başka bir tarza aynı adı
vermişlerdir.” (Gazimihal, 1961, s. 46)
CURRENT DEBATES IN SOCIAL SCIENCES 2021
Şevket Alper Koç, Ünal Çağlar, Abidin Çevik
277
lamında kullanılmıştır (Gazmhal, 1961b, s. 46; Kazım Uz ve Oransay, 1964,
s. 11). Müellf kelmes Azerbaycan Türkçesnde de bestekar anlamında kullanı-
lan br kelmedr (Alyeva, 2008, s. 44):
“BƏSTƏKAR (latın: compostor- müəllf, tərtbç)- musq əsərnn yaradı-
cısı, müəllf. Şfah ənənəl musqdə- xalq yaradıcılığında və muğam sənə-
tndə adətən bəstəkar və façı br smada brləşr, belə k, onlar musq əsərlə-
rn fa edərək yaradırlar.”
Bu termler dışında beste yapmak anlamına gelen br dğer kelme de, “bulma,
yaratma, kurma, cat etme” gb anlamlar taşıyan htra kelmesdr (Kazım Uz
ve Oransay, 1964, s. 36):
“İhtra” kelmes her yerde olduğu gb burada da îcad manasına müstamel olub
meselâ her kangı br suznak kâr veya bestey flanca muskşnas htra etmşdr de-
nlür. Bu makamda flanca bestekâr flanca bestey bestelemşdr dah denleblür.”
Görüldüğü üzere Osmanlı Türk musks geleneğnde beste kelmesyle brlkte,
telf, tasnf, ftra ve cad gb kelmeler kullanılmıştır. Besteden farklı olarak mü-
zk alanı dışında evrlen bu termler, sadece müzkte değl, başka sanatlarda da
kullanılan termlerdr.
4. Halk Müziği Geleneğinde Beste Yapmak Anlamına Gelen
Terimler
Beste yapmak ya da yen müzk eser yaratmak anlamına gelen kelmelerle lgl
olarak bakmamız gereken kaynaklardan brs de THM geleneğdr. Günümüzde
Anadolu’da da yaygın br şeklde kullanılan beste kelmesnn Anadolu’dak kul-
lanımı 50-60 seney geçmez23 (Duygulu, 2014, s. 81). Süleyman Şenel, Meh-
met Özbek ve Melh Duygulu gb halk müzğ araştırmacılarının çalışmalarını
taradığımız takdrde, Anadolu’da beste kelmes yerne geçen ve çeştl şekllerde
yen türküler üretmey fade eden oldukça zengn ve genş br kelme dağarcığının
23 Bu konunun özellikle arşiv tarama yöntemiyle detaylı bir şekilde araştırılması lazımdır. Zira,
Anadolu müziğiyle OTM arasındaki ilişki siyah beyaz bir ilişki değildir. Elazığ, Diyarbakır,
Bursa ve Urfa gibi klasik Osmanlı musikisi kültürünün de güçlü olduğu şehirlerde, halk müziği
ile klasik müziğin birbirine yaklaştığı örneklere ve türkülere rastlanılmaktadır. Dolayısıyla bu
gibi merkezlerde, beste kelimesinin her iki geleneğe de aşina müzisyenler tarafından bilinmesi
muhtemeldir. Bu konuyla ilgili oldukça önemli bir örnek, Irak Türkmenlerinde halk türküler-
ine “beste” deniliyor olmasıdır (Terzibaşı, 1980, s. 75).
278
TÜRKÇEDE BESTELEMEK ANLAMINA GELEN KELİMELER İÇİN
BİR ŞECERE DENEMESİ
Mustafa Avcı
olduğunu görürüz. Bu kelmeler kategorze edp nceledğmz takdrde bazı te-
mel noktaların öne çıktığını gözlerz.
Bunlardan lk, bu kelmeler arasında söz döşeme (bkz. 2. madde) ve varyant (bkz.
3. madde) kavramlarını fade eden çok fazla kelmenn olduğudur. Bu durum
geleneğn kendsn yenden nasıl ürettğnn yönüne dar br ver olarak okuna-
blr. Buna göre en yaygın türkü üretme yollarından brnn, var olan türkülere
yen söz döşemek olduğunu söyleyeblrz. Yen türkülern ortaya çıkmasını sağ-
layan en yaygın yollardan br dğer de; mevcut türkülern cra, hafıza, yöre de-
ğştrme, söz döşeme gb etkenler yoluyla şekl değştrmes, yan varyantlaşma-
dır. Söz döşemenn bu kadar yaygın olması, şrn melodye göre çok daha fazla
olduğu br müzk evrennde gayet doğal br durum olarak görüleblr. Ağırlıklı
olarak br söz müzğ geleneğ olan halk müzğnde, melodlern tekrar tekrar
kullanılması24 gb br durumun ortaya çıkması ve bu durumu fade eden çok
sayıda kelmenn olması oldukça anlaşılır br durumdur.
Bu kelmelerle lgl olarak öne çıkan knc nokta, yen türkü üretmey/yarat-
mayı/bestelemey fade eden kelmelern pek çoğunun brden fazla anlama gel-
mesdr. Karşımıza çıkan termlern öneml br kısmı aynı anda söylemek, cra
etmek, söz döşemek, şr yazmak ve yen ezg bestelemek gb anlamlara gelrler.
Örneğn, türkü düzmek kelmes “doğaçlama türkü söylemek. Yen br türkü ya-
ratmak […] söylenen türküyü ezglendrme[k] ve ezg le söyleme[k]” gb an-
lamlara gelr (Duygulu, 2014, s. 438). Benzer şeklde, yakmak kelmes de bes-
telemek, söz döşemek ve söylemek gb anlamları çnde barındırır.
Bu termlerle lgl br dğer öneml nokta da, bu kelmelern bazılarının türkü-
nün ve/veya ağıtın üretmnn zamansallığına dar blg taşıyor olmasıdır. Bu te-
rmlere baktığımızda, ağırlıklı olarak hazırlıksız, doğaçlama ya da anda söyle-
menn daha yaygın olduğunu görürüz: Nefes doğdurma (Duygulu, 2014, ss.
338-339), Doğmaca (Duygulu, 2014, s. 160), rtcal (Duygulu, 2014, s. 252),
ve ‘yakma yakma’ (Duygulu, 2014, s. 461). Mansa ve çevresnde bu şeklde an-
lık ve doğaçlama br şeklde üretlen melodlere yakma sm verlrken, son hal
zamana yayılarak ve tefekkür edlerek şekllendrlen melodler se beste olarak
adlandırılır (Duygulu, 2014, s. 461).
24 Aşıklık geleneği özelinde benzer bir uygulama için bkz. Havvare maddesi (Duygulu, 2014, s.
231). Ayrıca 12 ve 13. yy Avrupa trubadur müziğinde görülen Contrafactum adlı uygulama
da, benzer şekilde daha az sayıdaki melodinin, daha geniş bir söz repertuarıyla kullanılmasını
sağlamıştır (Lingas, 2011).
CURRENT DEBATES IN SOCIAL SCIENCES 2021
Şevket Alper Koç, Ünal Çağlar, Abidin Çevik
279
Bu bölümün başında sm anılan kaynaklar ncelenrse, farklı şekllerdek türkü/
beste üretme pratklern tanımlamak çn kullanılan termlern şu kategorlerde
toplanableceğ görülür:
1. Geleneksel repertuarın çerçevesne uygun olacak şeklde yen ve özgün br
ezg yaratmak. Bu anlamlara gelen termlerden bazıları şunlardır: Ezg doğdurma
(Duygulu, 2014, s. 188), ezglendrmek (Duygulu, 2014, s. 188), havalandır-
mak (Haşm, 2006, ss. 226-227), yakmak (Özbek, 1998, s. 201), hava yakmak
(Duygulu, 2014, s. 230), türkü yakmak (Şenel, 2012).
2. Blnen br melodye söz eklemek, yan “söz döşemek25.” Halhazırda var olan
ve blnen melodlere yen sözler döşeme yoluyla yen türküler üretmek. Döşeme
sırasında öneml olan konulardan brs, sözün ve melodnn brbrne uyumlu hale
getrlmesdr: Ağızlamak (Duygulu, 2014, s. 33), bağlamak26 (Duygulu, 2014,
s. 71), benzeştrme (Duygulu, 2014, s. 79), nefes doğdurma (Duygulu, 2014,
ss. 338-339), döşeme (Duygulu, 2014, s. 165), düzme (Duygulu, 2014, s. 176),
düzmek (Duygulu, 2014, s. 177), gaydelenmek (Duygulu, 2014, s. 197), hav-
vare (Duygulu, 2014, s. 231), tegannde nşad27, tellendrmek (Duygulu, 2014,
s. 426), döşeme (Duygulu, 2014, s. 165), koşmak (Duygulu, 2014, s. 300),
yakmak (Duygulu, 2014, ss. 461-462) termler bu maddeye örnek verleblr.
3. Özellkle etkl br cracının farklı yorumlaması, cracıların yanlış hatırlaması,
türkünün farklı br yörede benmsenmes ve bu yörenn müzkal özellklernn
türküyü değştrmes vb. gb çeştl yollarla br ezgnn zaman çnde yen br
türkü oluşturacak kadar farklılaşması, çeştlenmes ya da varyantlaşması. Bu fark-
lılaşma sonucunda ezglern brbryle lşkl olduğu fkrn uyandırablecek ka-
dar benzerlkler görülür. Eğer lk ezgyle varyant arasında hçbr farklılık kalma-
dıysa o zaman sözlü olarak letlen ürünlerde artık bu türden br takb yapmaya
olanak kalmamıştır ve varyant yen br türkü halne gelmştr denleblr. Ben-
zek (Duygulu, 2014, s. 79), benzeş (Duygulu, 2014, s. 79), çeştleme (Özbek,
1998, s. 46), çatal (Duygulu, 2014, s. 113; Özbek, 1998, s. 45), çüfe (Özbek,
1998, s. 45), çft (Duygulu, 2014, s. 120), değşme (Duygulu, 2014, s. 136), kol
25 Aşık müziğindeki örnekleri için bkz. (Şenel, 1991)
26 Bağlamak, Türk Halk Müziği Sözlüğü dışında Mehmet Özbek, Süleyman Şenel vb. pek çok
kaynakta bestelemek anlamında kullanılmıştır.
27 Süleyman Şenel tegannide inşad’ı şu şekilde tanımlar: “Âşıklar arasında, hazır kalıp ezgilere söz
döşeyerek, ‘usta malı’ telâkki edilen tegannî şekilleriyle (okuyuşlarıyla) icrâ etmeye tegannide
inşâd denir” (Şenel, 2007, s. 65).
280
TÜRKÇEDE BESTELEMEK ANLAMINA GELEN KELİMELER İÇİN
BİR ŞECERE DENEMESİ
Mustafa Avcı
(Duygulu, 2014, s. 305), kt (Duygulu, 2014, s. 249), göğrek [gövrek] (Duy-
gulu, 2014, s. 209), solak (Duygulu, 2014, s. 398) gb termler varyant anla-
mında kullanılan kelmelerden bazılarıdır.
Ayrıca halk dlnde br karşılığı olmasa da bu üç kategorye k madde daha ek-
leneblr:
4. Halhazırda var olan melodlerden farklı bölümler ve/veya melodk kalıpları
br araya getrmek, br nev kolaj yapmak (ve eğer sözlü br eserse yaratılan bu
ezgye söz eklemek)28.
5. Halk müzğ bağlamında bahs pek geçmeyen fakat gözlemleneblen br beste
yapma teknğ de nazre besteler yapmaktır. Okan Murat Öztürk’ün belrttğ
üzere br müzk esernden etklenp o esere benzer yahut paralel besteler yapma
durumu, halk müzğnde de gözleneblr. Öztürk’e göre Hacı Taşan’ın Bugün Ayın
Işığı adlı türküsünden etklenen Neşet Ertaş Zülüf Dökülmüş Yüze adlı türküyü
br nazre olarak bestelemş olablr29 (Fossum, 2017, ss. 353-355).
Halk müzğnde bestelemek anlamına gelen bu kadar fazla, kategor ve kelme
olsa da halk müzğ ve besteclk meseles dğer müzk geleneklernn aksne özel-
lkle mllyetç ve deolojk bakış açılarının etksyle oldukça tartışmalı ve sorunlu
br alan olagelmştr. Bu tartışmanın br tarafında halk müzğnde beste yapıla-
mayacağını söyleyen Nda Tüfekç’nn başını çektğ TRT ekolü, dğer tarafında
se üretmeye, yaratmaya ve bestelemeye devam eden ve kendlerne büyük öl-
çüde pyasada yer bulan müzsyenler vardır dyeblrz 30.
Halk müzğnde breylern yaratıcılık göstermedğ ve halk müzğnn breylern
değl sadece toplumun ses olduğu savı 18 ve 19. yüzyıl mllyetç, Avrupa-mer-
kezc, sosyal evrmc ve ırkçı folklor teorler etksnde ortaya atılmış blmsellk-
ten uzak ve deolojk görüşlerdr31. (Bohlman, 1988, ss. x-x, 69-75) Bu yüzden
28 Melih Duygulu bu türden bir pratikten sözlükteki beste maddesinde bahsetmiştir bunun için
bkz. (Duygulu, 2014, s. 81).
29 Neşet Ertaş’ın repertuarına ve müzik üretimine baktığımızda kendisini etkileyen türkülere
nazireler bestelediğini söyleyebiliriz. Neşet Ertaş, Muharrem Ertaş, Hacı Taşan, Davut Sulari
ve Musa Eroğlu gibi eserlerinden etkilendiği isimlerin türkülerine nazireler yapmıştır.
30 Neşet Ertaş, Mahzuni Şerif, Cemil Demirsipahi ve Musa Eroğlu bu isimlere örnek olarak
verilebilir.
31 Bu türden eleştiriler ve bireyin de yaratıcılık taşıdığını gösteren örnekler için Philip Bohl-
man, Bruno Nettl, Eleanor Long ve Phillips Barry gibi araştırmacıların yayınlarına bakılabilir.
Konuyla ilgili detaylı ve toparlayıcı analizler için bkz. (Bohlman, 1988; Nooshin, 2015)
CURRENT DEBATES IN SOCIAL SCIENCES 2021
Şevket Alper Koç, Ünal Çağlar, Abidin Çevik
281
belrtlmeldr k, halk müzğnn dğer sanatlardak gb br yaratıcılık çermedğ
savına katılmak mümkün değldr. Her müzkte olduğu üzere halk müzğnde de
üretlmes çn daha az yaratıcılık gerektren besteler olduğu gb, üretlmes çn
çok daha fazla yaratıcılık gerektren eserler de mevcuttur. Örneğn, halk müz-
ğnde uygulanan söz döşeme teknğ, OTM’de uygulanan gydrme teknğnn
br benzerdr ve en kolay ve bast yen eser üretme yöntemdr. Buna karşın, Da-
vut Sular, Mahzun Şerf, Muhls Akarsu, Neşet Ertaş vb. öneml halk müzğ
sanatçılarının özgün bestelernn yaratıcılık ve radlk konusunda dğer müzk
türlerndek besteclernden herhang br farkının bulunmadığı belrtlmeldr.
4.1. Giydirme
Yukarıda da belrtldğ üzere “yen” br eser yaratmanın en kolay yollarından brs
de gydrme yapmaktır. Gydrmek özellkle klask Türk müzğ geleneğnde güf-
tenn, güfteye uygun mevcut br besteyle br araya getrlmes anlamında kullanı-
lan br termdr32. Ayrıca gydrme, son yıllarda Erkan Çanakçı tarafından bahs
geçen anlamından farklı br anlamla kullanıma sokulmuş ve özellkle Alev-Bek-
taş zakr ve aşıklar arasından kabul görmeye başlamış br pratktr.
Gydrme termnn klask Türk müzğ geleneğndek kullanımına baktığımızda,
bu termn özellkle lahler bağlamında kullanıldığını görürüz: “Dede de hemen
o gece, Suzdl makamında besteledğ bu eser şu lahî güftesne gydrmş” (Er-
gun, 1942, s. 438) Bu örnekten Dede’nn br bestey alıp güfteye gydrdğn
anlıyoruz. Benzer şeklde, Musk Mecmuası dergsnden alıntılanan aşağıdak
cümlede de, Osman Şevk Uludağ’ın gydrme tabrn, bestey güfteye oturtmak
anlamında kullandığını görürüz: “Ve şte esası garptan alınmış olan br bestenn
arûz veya hece ölçülerle yazılmış olan şrmze gydrlmes böyle hatalar doğu-
rur” (Uludağ, 1954, s. 55).
Gydrme term ayrıca, güftenn besteye oturtulması anlamında da kullanılmıştır.
Örneğn, Etem Ruh Üngör’ün Musk Mecmuası’ndak br yazısında şöyle yaz-
mıştır: “Bu yazı le brlkte sunduğumuz esern notasında bulunan güftes orjnal
değldr. Besteye sonradan gydrlmştr” (Üngör, 1997, s. 8) Yne musk mec-
muasında yayınlanan br başka yazıda Caht Öney, Adnan Saygun ve dğer çok
sesl müzk besteclern mll ve yaratıcı olmamakla eleştrmştr. Öney’e göre, bu
32 Giydirme, farklı sözlerin mevcut melodilere giydirilmesi bakımından Avrupa müziğindeki
contrafactum ile benzerlikler taşır bkz dipnot 23.
282
TÜRKÇEDE BESTELEMEK ANLAMINA GELEN KELİMELER İÇİN
BİR ŞECERE DENEMESİ
Mustafa Avcı
bestecler kolaya kaçıp Batı müzğnden aldıkları eserlere “Türkçe güfte gydr-
mekte” ve bu yolla aktarmalı (aktarma) şarkılar üretmektedrler (Öney, 1990, s. 19).
Güfte ve besteyle brlkte geleneksel br müzk esernn üç temel unsurundan
br olan usulün de br müzk eserne gydrlebldğn, Öney’n Musk Mecmu-
ası’ndak br başka yazısında görürüz. Öney bu yazısında musk usullernden
brsne sahp olmayan ve Medd kuralları sonucunda ortaya çıkan br “tempo
duygusuna” sahp Salat-ı Ümmye’nn, aslında usulsüz ve rtmsz olduğunu be-
lrtmştr. Öney’e göre cemaatn Salat-ı Ümmye’y brlkte okumasını sağlayan
şey bu tempo yan “brm-zaman duygusudur”. Buna karşın Öney, Salat-ı Üm-
mye’nn br “musk formu” ve “beste” olduğunu düşünenlern, Salat-ı Ümm-
ye’ye “musk usüllernden brsn gydrmeğe gayret göstermş” olduklarını be-
lrterek, bunu yapanları eleştrmştr (Öney, 1991, s. 7).
Gydrme, yukarıdak örneklerde olduğu gb br esern yaratılması sürecnn
mutfağında yapılabldğ gb, müzsyenler ve özellkle de zakrler tarafından do-
ğaçlama olarak da fa edleblr. Örneğn zakrbaşı zkr sırasında, zakrlern ez-
bernde olan br bestey, zakrlern ezbernde olan br güfteye gydrerek okuya-
blr. Hem bestey hem de güftey blen zakrler de gydrlmş bu lahye uyum
sağlayıp zakrbaşını takp ederler. Gydrme zkr sırasında lgl ayın anlamına
uygun br güftenn, farklı lah melodlerne uyarlanması gb br htyaçtan or-
taya çıkablr (B. Ş. Baloğlu, kşsel letşm, 2 Şubat 2021).
4.2. Zakir ve Aşıklarda Giydirme
Gydrme son yıllarda Erkan Çanakçı’yla brlkte, özellkle genç kuşak zakrler,
aşıklar ve müzsyenler aracılığıyla Alev müzğnde yenden kullanıma gren br
termdr (Özdemr, 2016, ss. 179-182). Çanakçı, günümüzde hayatta olmayan
Aşık Hüseyn Şaban, Aşık Mustafa Çanakçı, Kuytulu Aşık Al, Keçecl Güzel
Dede, Aşık Mehmet Bütüner gb br grup aşık ve zakrden öğrendğ gydrme
yöntemnn kesnlkle besteleme, yan yen eser yaratma33 ddasından farklı ol-
33 Taşıdığı yaratma anlamı dolayısıyla besteye karşı çıkan ve giydirme yapan bu aşıklar, Melih
Duygulu’nun yaratma konusuna çekinceyle yaklaşan zakirlerini hatırlatır: “Hâlbuki birçok
tarikatın zâkirleri “bestelemek” terimini bildikleri hâlde, “yaratmak” anlamı taşıdığı için bu
terimi kullanmazlar. Zira bu türden kişiler, bestelemenin bir yaratma işi olduğu düşüncesin-
den hareketle, yaratmanın da ancak Allah tarafından yapılabileceğini, bu sebeple ona şirk koş-
mak manasının doğacağını belirterek, ilahilerini (şiirlerini) bir nağme ile ördüklerini, kendi
deyişleriyle “nağmelediklerini” ifade ederler.” (Duygulu, 2014, s. 334).
CURRENT DEBATES IN SOCIAL SCIENCES 2021
Şevket Alper Koç, Ünal Çağlar, Abidin Çevik
283
duğunu belrmştr. Çanakçı’ya göre gydrmede, halkın ortak melodlern her-
hang br kmsenn sahplenmesnn doğru olmadığı yönünde br yaklaşım mev-
cuttur (E. Çanakçı, kşsel letşm, 26 Ocak 2021).
Gydrme br metafor olarak, elbsenn br bedene geçrlmesnde olduğu gb,
müzğn br şre geçrlmes anlamına gelmektedr. Alev müzğnde yapılan gy-
drmenn KTM’dek gydrmeden farkı da kıyafetn doğaçlama br şeklde, br
yandan dklrken br yandan bedene geçrlmesdr. KTM geleneğnde gydrme,
önceden blnen br bestey(l)e yapılırken, Erkan Çanakçı ve zakrlern kullandık-
ları anlamda gydrmede söz mevcut olsa da ortada herhang “btmş” br beste
yoktur. Gydrme esnasında, zakr ya da aşık br şr34 önüne koyar ve ortak ge-
leneksel melod kalıpları hafızası dyebleceğmz ve geleneğ blen müzsyenle-
rn dağarcığında olan repertuar ve ezgler havuzundan doğaçlama br şeklde ez-
gler çekp, sözler bu ezglere gydrmeye başlar (E. Çanakçı, kşsel letşm, 26
Ocak 2021). Çanakçı’ya göre, gydrme daha önceden çalışılmış br şey değldr,
anlık duygularla doğaçlama olarak yapılan br melod cra sırasında br şre gy-
drlr. Dolayısıyla ortaya çıkan ezgler rtcalen, o andak duygu durumuna ve
aşka göre şekllenr. Gydrme rtcalen yapıldığı çn her zaman btmş br eser
gb tam “oturmuş” br eserle karşılaşmayız. Çanakçı’nın fade ettğ üzere “ce-
ket” yan ezg esern btmne doğru şre oturmaya başlar (E. Çanakçı, kşsel
letşm, 26 Ocak 2021):
“Nasıl k br ceket gyerken brden üstüne gyemyorsan, önce br kolunu sonra
dğer kolunu gyyorsan, omuzlarına [doğru] ceket çekyorsan, sonra da tam
oturmayan yerler varsa üstünü başını çekştryorsan… Br melod gydrmek de
buna benzer. Şrn lk kıtasında, knc kıtada değşklkler olur ve en sonunda
üçüncü kıtada nhayet ezg ve şr brbrne oturur.”
Dolayısıyla da btmş, sabtlenmş ve değşme kapalı br ürün olan bestenn ak-
sne gydrme, kend çersnde ble sabt olmayan br melodk yapıya sahp olur.
Tamamlanmaya ya da btmeye ya da beste gb söz ve müzğn sabtlenmesne en
yakın olduğu an se btmesne ve aslında yok olmasına en yakın olduğu andır.
Gydrme’nn nyet olarak, ‘halhazırda mevcut ve blnen havalara söz döşeme’
le ‘besteleme’ eylemler arasında br yerde olduğu söyleneblr. Bazı durumlarda
mevcut semah ve deyşlere çok fazla benzeyen ezgler ortaya çıkablrken, bazı
34 Bu şiir zakirin önceden hiç görmediği bir şiir de olabilir.
284
TÜRKÇEDE BESTELEMEK ANLAMINA GELEN KELİMELER İÇİN
BİR ŞECERE DENEMESİ
Mustafa Avcı
durumlarda oldukça yen melodler bulunup şre gydrleblr. Her ne kadar beste
yapmak gb br amacı olmasa da bazı durumlarda ortaya çıkan ezg beğenleblr
ve br beste gb zamanda bllurlaşıp sabtleneblr. Örneğn, Erkan Çanakçı’nın
canlı olarak yayınlanan br program sırasında gydrdğ Hakkın kandlnde gzl
nhanda dzesyle başlayan Sır d Al adlı deyş bu şeklde sabtleşen ve beste ola-
rak krstalze olan deyşlerden brsdr. Benzer şeklde sabt br forma bürünen,
ya da besteleşen br dğer gydrme örneğ de Al evladına bat etmeye sözleryle
başlayan ve Ne Fayda adıyla blnen deyştr. Çanakçı, çnden geldğ geleneğn
bestey reddettğn ama modern termnolojde ya da hukuk dlnde “gydrme”
dye br term olmadığı çn bunların beste olarak adlandırıldığını belrtmekte-
dr. Dolayısıyla, andan çıkıp sabtlenen bu k eser de termnolojs oldukça kı-
sıtlı br telf sstem çersnde hareket eden MÜYAP tarafından brer Erkan Ça-
nakçı bestes olarak kaydedlmştr.
5. Sonuç
Gazmhal’n Musık Sözlüğü’nde belrttğ üzere, Farsça’da kapatmak ve bağla-
mak gb anlamlara gelen beste kelmes Farsçada hçbr zaman yen br müzk
eser bestelemek anlamına kullanılmamıştır. Kelme bu anlamı Türkçede ve İs-
tanbul’da kazanmıştır (Gazmhal, 1961, ss. 38-39). Konuyla lgl lteratür n-
celendğnde, kelmenn bağlamak anlamından dolayı yen müzk eser üretmek
anlamının karşılığı olduğu yönünde br fkr brlğ görülür. Beste kelmesnn bu
anlamı zaman çersnde yen br ezg yaratmak şeklnde daralmış olsa da bu esk
kullanımı halk dlnde (halk müzsyenler ve futbol taraftarları) hala yaşamaktadır.
Hem OTM hem de THM geleneklernde, 19. yüzyıl sonlarından tbaren ar-
tan notacılık faalyetleryle brlkte repertuar notaya alınmış ve müzk eserler bu
yolla koruma altına alınmıştır. Sözlü kültür yoluyla aktarılan ve zaman çersnde
değşerek br yandan kayıplar yaşayan ancak br yandan da bu yolla kendn ye-
nden üreten gelenek, bu nedenle değşme ve müdahaleye açık doğasını br öl-
çüde ytrmştr. Bu değşme ek olarak, aynı süreçte, beste daha “kapalı” ve de-
ğşmez br ürün olarak görülmeye başlanmıştır.
Bestenn daha yen, daha modern ve daha kapalı doğası, özellkle daha “açık”
br gelenek olan halk müzğnn çeştl üretm kanallarına OTM’ye göre daha
fazla sekte vurmuştur35. Ortak sahplğe, ortak kullanıma ve değşme fazlasıyla
35 Bu noktada Umberto Eco’nun “açık yapıt” fikrini hatırlamakta fayda olacaktır, konuyla ilgili
CURRENT DEBATES IN SOCIAL SCIENCES 2021
Şevket Alper Koç, Ünal Çağlar, Abidin Çevik
285
açık br müzk kültürü olan halk müzğnn; yen müzk eserler üreteblmes-
nn önüne bell ölçüde set çekmştr. Bu açıdan düşünüldüğünde, Alev-Bektaş
cracılar arasında flzlenmeye başlayan gydrme teknğ, beste kelmesnn bu
kapalılığına ve sabtlğne karşı br duruş serglemekte ve cracıları yaratıcı br
müzakereye davet etmektedr. Dolayısıyla gydrme, değşklklere kapalı, sabt-
lenmş ve brsnn malı olan modern br beste anlayışına; üzernde yapılan oy-
nama, ekleme ve çıkarmalara açık olan, sabtlenmemş, btmemş ve hç km-
seye at olmayan br eser üretme fkr olarak (telf kanunlarının müsaade ettğ
ölçüde) drenç göstermektedr.
KAYNAKÇA
Albayrak, N. (2002). Koşma. TDV İslâm Ansiklopedisi içinde. TDV İslâm
Araştırmaları Merkezi. Erişim adresi: (19 Temmuz 2021) https://
islamansiklopedisi.org.tr/kosma
Aliyeva, M. (Ed.). (2008). MuğaM Ensiklopediyası. Azerbaijan: Heydär Äliyev
Fondu.
Atatürk, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu. (1995). Tarama Sözlüğü (3. bs, C. 1).
Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
Atatürk, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu. (1996). Türkü Yakmak. Tarama Sözlüğü
içinde (2. bs, C. 5). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
Ayas, G. (2014). Mûsiki İnkılâbı’nın Sosyolojisi: Klasik Türk Müziği Ge-
leneğinde Süreklilik ve Değișim. İstanbul: Doğu Kitabevi.
Ayverdi, İ. (2011). Tasnif. Kubbealtı Lugatı içinde. Erişim adresi (17 Şubat
2021): http://lugatim.com/s/tasnif
Bardakçı, M. (1986). Maragalı Abdülkadir. İstanbul: Pan Yayıncılık.
Behar, C. (2015). Osmanlı-Türk Musıkisinin Kısa Tarihi. İstanbul: Yapı Kredi
Yayınları.
Behar, C. (2016). Saklı Mecmua: Ali Ufkî’nin Bibliothèque Nationale de
France’taki (turc 292) Yazması (1. baskı). İstanbul: YKY.
Behar, C. (2017). Kan Dolaşımı, Ameliyat ve Musıkî Makamları: Kantemiroğ-
lu(1673-1723) ve Edvâr’ının Sıra Dışı Müzikal Serüveni (1. Baskı).
İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
olarak bkz. (Eco, 1989)
286
TÜRKÇEDE BESTELEMEK ANLAMINA GELEN KELİMELER İÇİN
BİR ŞECERE DENEMESİ
Mustafa Avcı
Bohlman, P. V. (1988). e Study of Folk Music in the Modern World. Blooming-
ton: Indiana University Press.
Çelebi, Z. (2007, Ağustos 21). Dede’nin Bestenigâr Şarkısı. Milli Gazete.
Erişim adresi (17 Ocak 2021): https://www.milligazete.com.tr/
haber/809534/dede-nin-bestenigar-sarkisi
Duygulu, M. (2014). Türk Halk Müziği Sözlüğü. İstanbul: Pan Yayıncılık.
Eco, U. (1989). e Open Work. Cambridge, Massachusetts: Harvard Univer-
sity Press.
Ergun, S. N. (1942). Turk Musikisi Antolojisi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi.
Etymonline.com. (t.y.). Compose. Içinde Online Etymology Dictionary. Erişim
adresi (3 Ağustos 2021): https://www.etymonline.com/word/com-
pose
Feldman, W. (1996). Music of the Ottoman Court: Makam, Composition and
the Early Ottoman Instrumental Repertoire. Berlin: VWB-Verlag für
Wissenschaft und Bildung.
Fossum, D. C. (2017). A Cult of Anonymity in the Age of Copyright: Author-
ship, Ownership, and Cultural Policy in Turkey’s Folk Music Industry
(Ph.D. Dissertation). Brown University, Providence, RI.
Gazimihal, M. R. (1961). Musıki Sözlüğü. İstanbul: Millî Eğitim Basımevi.
Haşim, A. (2006). Gönül Dağında Bir Garip: Neşet Ertaş Kitabı. İstanbul: Tür-
kiye İş Bankası Kültür Yayınları.
İpekten, H. (1989). Enderunlu Vâsıf: Hayatı, Kişiliği, ve Şiirlerinden Seçmeler.
Ankara: Kültür Bakanlığı.
Karabaşoğlu, C. (2010). Abdülkâdir-i Merâgî’nin Makâsidu’l-Elhân adlı eseri
(Doktora Tezi). Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
İlahiyat Anabilim Dalı, İslam Tarihi ve Sanatları Bilim Dalı, İs-
tanbul.
Kaşgarlı Mahmud. (2005). Dı̂vânü Lugâti’t-Türk (S. Erdi ve S. T. Yurteser,
Çev.). Istanbul: Kabalcı Yayınevı.
Köprülü, F. (1976). Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıar (3. bs). Ankara: Diya-
net İşleri Başkanlığı Yayınları.
CURRENT DEBATES IN SOCIAL SCIENCES 2021
Şevket Alper Koç, Ünal Çağlar, Abidin Çevik
287
Köprülü, F. (1986). Edebiyat Araştırmaları. Ankara: Türk Tarih Kurumu
Basımevi.
Lingas, A. (2011). Contrafactum. A. Latham (Ed.), e Oxford Companion
to Music içinde. Oxford, England]; [New York: Oxford Univer-
sity Press. Erişim adresi (17 Şubat 2021): http://www.oxfordref-
erence.com/view/10.1093/acref/9780199579037.001.0001/
acref-9780199579037
Maḥmūd Kāshgarī. (1982). Compendium of the Turkic dialects (Dīwān lughāt
al-Turk) = Türk şi̇veleri̇ lügati (Dīvānü lügāt-it-Türk) (C. 1; Ş. Tekin
ve G. A. Tekin, Ed.). [Cambridge, Mass.]: Harvard University
Print. Oce.
Maḥmūd Kāshgarī. (1984). Compendium of the Turkic dialects (Dīwān lughāt
al-Turk) = Türk şi̇veleri̇ lügati (Dīvānü lügāt-it-Türk) (C. 2; Ş. Tekin
ve G. A. Tekin, Ed.). [Cambridge, Mass.]: Harvard University
Print. Oce.
Nişanyan, S. (2019a). Beste. Nişanyan Sözlük içinde: Çağdaş Türkçe’nin Eti-
molojisi. Erişim adresi (3 Ocak 2021): https://www.nisanyanso-
zluk.com/?k=bestevelnk=1
Nişanyan, S. (2019b). Musannif. Nişanyan Sözlük içinde: Çağdaş Türkçe’nin
Etimolojisi. Erişim adresi (3 Ocak 2021): https://www.nisanyanso-
zluk.com/?k=musannifvelnk=1
Nişanyan, S. (2019c). Tasnif. Nişanyan Sözlük içinde: Çağdaş Türkçe’nin Eti-
molojisi. Erişim adresi (3 Ocak 2021): https://www.nisanyanso-
zluk.com/?k=tasnif
Nooshin, L. (2015). Iranian Classical Music: e Discourses and Practice of Cre-
ativity. London and New York: Ashgate.
Okan Murat Öztürk. (2006). Benzerlikler ve Farklılıklar: Bütünleşik Bir “Ge-
leneksel Anadolu Müziği” Yaklaşımına Doğru. I. T. Gençer & F.
Gençer (Ed.), 20. Yıl Pan’a Armağan içinde. İstanbul: Pan Yayin-
cilik.
Öney, C. (1990). İstiklal Marşımızda Beste Değişikliği. Musiki Mecmuası,
(430), 18-19.
Öney, C. (1991). Dini Musikimiz. Musiki Mecmuası, (432), 4-19.
288
TÜRKÇEDE BESTELEMEK ANLAMINA GELEN KELİMELER İÇİN
BİR ŞECERE DENEMESİ
Mustafa Avcı
Özbek, M. (1998). Türk Halk Müziği El Kitabı. Ankara: AYK, Atatürk Kültür
Merkezi Başkanlığı.
Özdemir, U. (2016). Kimlik, Ritüel, Müzik İcrası İstanbul Cemevlerinde Zakirlik
Hizmeti.
Özdemi̇r, U. (2019). Notanın Otoritesi, Otoritenin Notası: Türkiye’de No-
ta-Merkezli Resmî Halk Müziğinin Yapısökümü. Rast Müzikoloji
Dergisi, 7(2), 2122-2148. https://doi.org/10.12975/pp2122-2148
Özkan, İ. H. (2000). Türk Mûsikîsi Nazariyatı Ve Usûlleri. İstanbul: Ötüken
Neşriyat.
Özkan, İ. H. (2006). Nakış. TDV İslâm Ansiklopedisi içinde. TDV İslâm
Araştırmaları Merkezi (8 Mart 2021). Erişim adresi: https://isla-
mansiklopedisi.org.tr/nakis
Pala, İ., ve Kılıç, F. (2006). Musammat. TDV İslâm Ansiklopedisi içinde. TDV
İslâm Araştırmaları Merkezi. Erişim adresi (4 Ocak 2021): https://
islamansiklopedisi.org.tr/musammat
Recep Uslu. (2016, Mart 8). Müzikolojide Perde Transkripsiyonları ve Mer-
agi’nin yeni bir eseri: Muhtasar Der İlm-İ Musiki... Erişim tarihi
04 Şubat 2021, erişim adresi Musiki Dergisi website: http://www.
musikidergisi.com/yazar-139-muzikolojide_perde_transkripsiyon-
lari_ve_meragi%E2%80%99nin_yeni_bir_eseri_muhtasar_der_
ilmi_musiki.html
Sezikli, U. (2007). Abdülkâdir Merâgî ve Câmiu’l-Elhân’ (Doktora Tezi). Mar-
mara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İlahiyat Anabilim
Dalı, İslam Tarihi ve Sanatları Bilim Dalı, İstanbul.
Şenel, S. (1991). Âşık Mûsikisi. TDV İslâm Ansiklopedisi içinde. TDV İslâm
Araştırmaları Merkezi. Erişim adresi (26 Temmuz 2021): https://
islamansiklopedisi.org.tr/asik-musikisi
Şenel, S. (1997). Türk Halk Müziğinde “Beste”, “Makam” ve “Ayak” Terimleri
Hakkında ss. V. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi: Halk
Müziği, Oyun, Tiyatro, Eğlence Seksiyon Bildirileri, 372-396. An-
kara: Kültür Bakanlığı.
Şenel, S. (2007). Kastamonu’da Aşık Fasılları: Türler/ Çeşitler/ Çeşitlemeler. İstan-
bul: Kastamonu Valiliği İl Özel İdaresi Yayını.
CURRENT DEBATES IN SOCIAL SCIENCES 2021
Şevket Alper Koç, Ünal Çağlar, Abidin Çevik
289
Şenel, S. (2012). Türkü. TDV İslâm Ansiklopedisi içinde. TDV İslâm Araştırma-
ları Merkezi. Erişim adresi (26 Temmuz 2021): https://islamansik-
lopedisi.org.tr/turku#2-musiki
Şenel, S. (2016). Ottoman Türkü. M. Greve (Ed.), ve E. Oğuz, O. Negrega,
ve M. Greve (Çev.), Writing the History of “Ottoman Music” içinde
(ss. 195-209). Würzburg: Ergon Verlag. Erişim adresi: http://www.
nomos-elibrary.de/index.php?doi=10.5771%2F9783956507038
Terzibaşı, A. (1980). Kerkük Havaları. İstanbul: Ötüken.
Uludağ, O. Ş. (1954). İstiklâl Marşı Hakkında. Musiki Mecmuası, (74), 42;55-
59.
Uysal, R. S. (2010). Mûsıki Edebiyatı. Cağaloğlu, İstanbul: Doğu Kitabevi.
Uz, Kâzım. (1964). Musiki Istılâhatı (Düzeltilip genişletilmiş yeni basımı). An-
kara: Küg Yayını.
Üngör, E. R. (1997). Musiki Tarihimizde 600 Yıl Önceki Abdülkadir Meragi
Gulam Şadi Kavgası. Musiki Mecmuası, (458), 8-9.
CURRENT DEBATES
IN SOCIAL SCIENCES
2021
ŞEVKET ALPER KOÇ
ÜNAL ÇAĞLAR
ABİDİN ÇEVİK
CURRENT DEBATES
IN SOCIAL SCIENCES
2021
ŞEVKET ALPER KOÇ
ÜNAL ÇAĞLAR
ABİDİN ÇEVİK
CURRENT DEBATES IN
SOCIAL SCIENCES 2021
Editors
Şevket Alper Koç
Ünal Çağlar
Abidin Çevik
Current Debates in Social Sciences 2021
Şevket Alper Koç, Ünal Çağlar, Abidin Çevik
IJOPEC
London ijopec.co.uk Istanbul
PUBLICATION
IJOPEC Publication Limited
60 Westmeade Close
Cheshunt, Waltham Cross
Hertfordshire
EN7 6JR London
www.ijopec.co.uk
E-Mail: info@ijopoc.co.uk
Phone: (+44) 73 875 2361 (UK)
(+90) 488 217 4007 (Turkey)
Current Debates n Socal Scences 2021
First Edition, September 2021
IJOPEC Publication No: 2021/07
ISBN: 978-1-913809-25-6
No part of ths book may be reproduced, stored n a retreval system, transmtted n
any form or by any means electroncally wthout author’s permsson. No responsblty
s accepted for the accuracy of nformaton contaned n the text, llustratons or
advertsements. e opnons expressed n these chapters are not necessarly those of
the edtors or publsher. A catalogue record for ths book s avalable from Nelsen Book
Data, Brtsh Lbrary and Google Books.
e publshng responsbltes of the chapters n ths book belong to the authors.
Prnted n London.
Cover Design & Composer:
IJOPEC Art Design
Cover illustrators are from Pinclipart & Freepik
3
CONTENTS
INTRODUCTION .....................................................................................................7
1. ANALYZING OF SCHOOL CHOICE PROBLEM AND COLLEGE
ADMISSIONS PROBLEM BY USING MATCHING MECHANISMS /
OKUL SEÇİMİ PROBLEMİ VE ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ PROBLEMİNİN
EŞLEŞTİRME MEKANİZMALARI KULLANILARAK ANALİZ EDİLMESİ ......13
Uğur Çuhalılar, Şevket Alper Koç
2. BİR OYUN TEORİSİ ANALİZİ: TRAKYA EKONOMİSİNİN YAPISAL
DEĞİŞİMİ VE TRAKYA ÜNİVERSİTESİ / ANALYSIS OF A GAME THEORY:
STRUCTURAL CHANGE OF TRAKYA ECONOMY AND
TRAKYA UNIVERSITY ...........................................................................................33
Ümran Gümüş, Şevket Alper Koç
3. THE HISTORY OF INDUSTRIAL RELATIONS AND THE
EMERGENCE OF LABOUR UNIONS / ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİNİN
TARİHSEL SÜRECİ VE SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI ...............................41
Derya Demrdzen Çevk, M. Emn Çayc
4. HOW NATIONAL EDUCATION IN TURKEY AFFECTED THE
ECONOMIC GROWTH AND DEVELOPMENT OF THE COUNTRY............65
Osman Gültekn
5. CRIMEAN CRISIS AND THE BALANCE OF POWER IN
THE BLACK SEA REGION ....................................................................................83
Akf Bahadır Kaynak
6. CHILD LABOR AND SOCIAL POLICY RECOMMENDATIONS IN
TURKEY AND MEXICO .......................................................................................101
Gülten Çakmak
7. UNDERSTANDING WORKFARE AS A NEOLIBERALISING
FAST POLICY STRATEGY .................................................................................... 123
Aslı Taşdemr
8. LONELINESS: FROM INDIVUDALISTIC LONELINESS TO
WORKPLACE LONELINESS ...............................................................................145
Sevda Kose, Arzu Özsoy Özmen
9. AN EXAMINATION ON THE RELATIONSHIP AMONG BRAND HATE,
NEGATIVE PAST EXPERIENCE AND NEGATIVE WORDOFMOUTH:
EMPIRICAL EVIDENCES FROM THE CARGO SECTOR / MARKA NEFRETİ,
OLUMSUZ GEÇMİŞ DENEYİM VE OLUMSUZ AĞIZDAN AĞIZA İLETİŞİM
ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ: KARGO TAŞIMACILIĞI
SEKTÖRÜNDEN AMPİRİK KANITLAR ............................................................157
Murat Burucuoğlu
10. USE OF AUDIO AESTHETIC ELEMENTS IN TV ADVERTISEMENTS:
AN EMPIRICAL STUDY ON AUTOMOBILE ADVERTISEMENTS ...............179
Al Alper Akgün, Nurhan Papatya
11. INTEGRATING QUALITY MANAGEMENT IN ATTEMPT TO
OPTIMISE MANUFACTURINGPRODUCING EFFICIENCY AND
INCREASE CONSUMER LOYALTY ....................................................................207
Ayşenur Erdl
12. BALANCED RESULT CARD METHOD AS A STRATEGIC
MANAGEMENT TECHNIQUE / STRATEJİK YÖNETİM
TEKNİĞİ OLARAK DENGELİ SONUÇ KARTI YÖNTEMİ .............................231
Arzu Yıldırım
13. SCHOOL CHOICE IN TURKEY IN LIGHT OF MATCHING THEORY /
EŞLEŞTİRME TEORİSİ IŞIĞINDA TÜRKİYE’DE OKUL TERCİHİ ................247
Özgün Ekc
14. TÜRKÇEDE BESTELEMEK ANLAMINA GELEN KELİMELER İÇİN
BİR ŞECERE DENEMESİ / A GENEALOGY OF BESTE COMPOSITION
AND ITS SYNONYMS IN TURKISH ..................................................................269
Mustafa Avcı
15. GENDER AND POVERTY .............................................................................291
F. Ozlem Tezcek
16. CONSTITUTION DEBATES IN THE COMITEE OF UNION AND
PROGRESS PERIOD AND ITS EFFECTS ON THE HISTORY OF
TURKISH CONSTITUTIONALISM / İTTİHAT VE TERAKKİ
CEMİYETİ DÖNEMİ ANAYASA TARTIŞMALARI VE
TÜRK ANAYASACILIK DENEYİMİNE ETKİLERİ ............................................305
Abdn Çevk
17. SECURITY AND GENDARMERIE IN WESTERN ANATOLIA IN
THE LATE OTTOMAN EMPIRE / OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN
SON DÖNEMİNDE BATI ANADOLU’DA GÜVENLİK VE JANDARMA ......325
Ufuk Adak
18. KLASİK DÖNEM OSMANLI’SINDAN ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ
MAZGİRT’İNE DEMOGRAFİK YAPI VE DEĞİŞİM / FROM CLASSICAL
OTTOMAN PERIOD TO EARLY REPUBLICAN ERA, DEMOGRAPHIC
STRUCTURE AND CHANGE IN MAZGIRT.....................................................339
M. Al Sağlam
19. A CONCEPTUAL COMPARISON: TRIADIC ANALYSIS OF
POSITIVE AND NEGATIVE CONCEPTIONS OF FREEDOM /
KAVRAMSAL BİR KARŞILAŞTIRMA: POZİTİF VE NEGATİF
ÖZGÜRLÜK ANLAYIŞLARININ ÜÇ PARÇALI ANALİZİ ................................355
M. Malk Yavuz
20. CHALLENGES OF BEING A PROSECUTOR IN TURKEY:
STUCK BETWEEN PROFESSIONAL AND SOCIAL IDENTITY ...................377
Gözde Aytemur
21. THE DYNAMICS OF IMMIGRANT SMUGGLING IN TURKEY .............391
Ruken Mact
22. TOPICAL ISSUES OF ONOMASTICS OF THE KAZAKH
AND TURKISH LANGUAGES .............................................................................403
Mramgul Mnadarova, Gulnar Sarseke
23. ACADEMIC INCENTIVE SYSTEM IN TURKEY FROM
PAST TO PRESENT QUO VADİS? .......................................................................413
Alaeddn Bobat