ArticlePDF Available

Tematik Sözlükler ve Yabancı Dil Öğretiminde Sözlük Kullanımı

Authors:
International Journal of Languages’ Education and Teaching
Volume 9, Issue 3, September 2021, p. 81-92
Received
Reviewed
Published
Doi Number
09.05.2021
03.09.2021
25.09.2021
10.29228/ijlet.51343
Thematic Dictionaries and Using Dictionaries in Foreign Language
Teaching
1
Hasan ATMACA
2
& Füsun SARAÇ
3
ABSTRACT
Dictionaries, which are a tool that never gets old in foreign language teaching from the past to the present, constantly renews
and improves itself with changing technology, undoubtedly, when used correctly and effectively, give very successful results in
foreign language teaching for users. In the process, dictionaries were classified by lexicographers in terms of their spelling
purposes and methods, their subjects, their processing of vocabulary of one or more languages, their spelling forms or in
general. The primary purpose of this study is to express the current situation of thematic dictionaries in Turkey, to explain the
features of thematic dictionaries and the criteria for determining themes. Another aim of the study is to emphasize the
importance of dictionary usage in the context of foreign language teaching. Although there are different views on the use of
dictionaries in foreign language teaching, it is possible to say that dictionaries are always a source of reference for stude nts, as
today's technology makes it much easier to carry and to use. Thematic dictionaries prepared especially according to the
students' level help to increase the expressive power, sense of logic and understanding of the users as they present many
semantically related words side by side. As a result, it can be said that academic studies on thematic dictionaries should be
increased, thematic dictionaries should be written for language learners, and such dictionaries should be preferred more in
language teaching.
Key Words: Foreign language, language teaching, dictionary, thematic dictionary
Tematik Sözlükler ve Yabancı Dil Öğretiminde Sözlük Kullanımı
ÖZET
Yabancı dil öğretiminde, geçmişten günümüze, hiç eskimeyen hatta değişen teknoloji ile birlikte kendini sürekli yenileyen ve
geliştiren bir araç-gereç olan sözlükler, hiç kuşkusuz doğru ve etkili kullanıldığında, kullanıcılar için yabancı dil öğretimi
sürecinde çok başarılı sonuçlar vermektedir. Sözlükbilimciler tarafından süreç içerisinde sözlükler, yazılış amaçları ve
yöntemleri, içerdiği konular, bir ya da birden fazla dilin söz varlığını işlemesi, yazılış biçimleri bakımından veya genel olarak
sınıflandırmaya tabi tutulmuştur. Bu çalışmanın birinci amacı Türkiye’de tematik sözlükler ile ilgili mevcut durumunu ifade
etmek, tematik sözlüklerin özelliklerini ve tema belirleme ölçütlerini açıklamaktır. Çalışmanın diğer bir amacı da yabancı dil
öğretimi bağlamında sözlük kullanımının önemini vurgulamaktır. Her ne kadar yabancı dil öğretiminde sözlük kullanımına
yönelik yapılan araştırmalarda farkgörüşler olsa da, günümüz teknolojisi sözlüklerin hem taşınması hem de kullanmasını
artık çok daha kolay hale getirdiği için, bu sayede sözlüklerin öğrenciler için her zaman başvuru kaynağı olduğunu söylemek
mümkündür. Sonuç olarak, özellikle öğrencilerin seviyelerine göre hazırlanmış tematik sözlükler anlamsal ilişkili pek çok
kelimeyi barındırdığı için, öğrencilerin ifade gücünü, mantıksal duygusunu ve anlayışını da arttırmaya yardımcı olabilir.
Dolayısıyla, tematik sözlüklere yönelik akademik çalışmalar arttırılabilir, dil öğrenenler için tematik sözlükler yazılabilir ve bu
tür sözlükler dil öğretiminde daha çok tercih edilebilir.
Anahtar Kelimeler: Yabancı dil, dil öğretimi, sözlük, tematik sözlük.
1
Bu çalışma birinci yazarın ‘‘Dil Öğretimi Bağlamında Kâmûs-ı Fransevîdeki Didaktik Terimler Üzerine Tematik Bir İnceleme’’
başlıklı doktora tezinden üretilmiştir.
2
Dr. Öğr. Gör., Sivas Cumhuriyet Üniversitesi/Yabancı Diller Yüksekokulu, hasan.atmaca61@gmail.com, 0000-0003-1084-2431
3
Prof. Dr., Marmara Üniversitesi/Atatürk Eğitim Fakültesi, fsavli@marmara.edu.tr, 0000-0002-1354-0239
82 IJLET 2021, Volume 9, Issue 3
International Journal of Languages’ Education and Teaching
Volume 9, Issue 3, September 2021
Giriş
Bilinen ilk sözlüğün ne zaman, nerede ve kimler tarafından ortaya çıkarıldığına dair net bir bilgiye
sahip olunmasa da yapılan araştırmalar, ilk sözlüklerin veya sözlük olarak kabul edilebilecek
çalışmaların milattan önce 500’lü yıllara Çinlilere kadar uzandığını göstermektedir (Kahraman, 2016,
s. 3291). Sözlükler, bir milletin hayat tarzını, dünya görüşünü, kültürünü, gelenek ve göreneklerini
geçmişten geleceğe aktaran, bir milletin hafızası niteliğinde olan çok değerli bir hazinedir. Böylesine
öneme sahip bir hazineyi korumak, gelecek nesillere aktarmak, üzerinde çeşitli araştırmalar ve
çalışmalar yapmakla aslında dilimizi ve kimliğimizi korumuş sayılırız. Ayrıca sözlükler yazıldığı dilin
veya dillerin söz varlığını içermesinden dolayı bir dilin aynası durumundadır. Alan yazın
incelendiğinde eskiden sözlük anlamında lügat ve kamus terimlerinin kullanıldığı göze çarpmaktadır.
Geçmişte sık kullanılan bu terimlerden Kāmūs sözcüğünün asıl anlamı “büyük deniz, okyanus;
denizin ortası” iken mecazî olarak “sözlük” anlamındadır. Lûgat ise “kelime, söz” anlamına
gelmektedir” (Aslan Demirtaş, 2010, s. 5). Bugün ise bu iki terimin anlamını karşılayan sözlük
kelimesi kullanılmaktadır. Sözlük kelimesinin tanımına bakıldığında ise, yerli ve yabancı birçok yazar
tarafından farklı tanımlarının yapıldığı görülmektedir.
Sözlükbilim alanının en önemli yabancı uzmanlarından Zgusta (1971) sözlüğü ‘‘belli bir toplumunun
konuşma alışkanlıklarından derlenen ve nitelikli bir okuyucunun her bir formu anlayacağı şekilde
yazar tarafından üzerine yorum yapılan toplumsallaşmış dilbilimsel formların sistematik olarak
düzenlenmiş listesidir’’ şeklinde tanımlamaktadır (akt. Sterkenburg, 2003, s.4). Sterkenburg Zgusta’yı
yirminci yüzyılın sözlükbilim alanındaki babası olarak nitelendirmekte ve sözlük ile ilgili yaptığı
yukarıdaki tanımda, nitelikli bir okuyucunun anlayabileceği ifadesini kullandığı için, onu elitist
bulmaktadır.
Jackson ise sözlüğü ansiklopedi ile karşılaştırarak açıklamaya çalışmıştır ve şu şekilde ifade etmiştir:
“Sözlük, sözcüklerle ilgili bir referans kitabıdır. Dille ilgili bir kitaptır. Ansiklopedi, sözlüğün birinci
dereceden kuzenidir, ama bu kitap dille ilgili değil, şeyler, insanlar, yerler, fikirler ve “gerçek dünya”
hakkında olan bir kitaptır” (2016: s. 43). Görüldüğü üzere sözlük ile ansiklopedinin aslında akrabalık
yönünden birbiriyle bağlantılı olduğunu, fakat kapsadıkları içerik bakımından farklı olduğunu ifade
etmektedir.
Bergenholtz (2014) ise, “Sözlük nedir?” sorusuna cevap ararken yaptığı tanım da dikkat çekicidir.
İlgili tanımında sözlük için;
Metin alımlama, metin üretimi veya çevirisiyle ilgili bir yardıma ihtiyaç duyulduğunda ya da
sadece bir sözcük veya sözcük dizisi hakkında bilgi alınmak istendiğinde başvurulabilen, özgün
konular veya dil ögeleriyle ilgili sözlük maddelerini ve muhtemelen birçok harici metni de içeren
sözlükbilimsel başvuru çalışmasıdır” diyerek sözlüğü bir sözlükbilimsel başvuru kaynağı olarak
tanımlar. (akt. Boz, 2015, s. 42).
Türkiye’de dilbilim alanının önde gelen uzmanlardan birisi olan Günay sözlük kelimesini: “sözlükçe
(fr.lexique) ya da sözlük, bir dildeki sözlüksel birimlerin tümünün ya da bir bölümünün tanımlarını,
söylenişlerini, kullanımlarını ve dilbilgisel ulamlarını verir” (2007: s. 28) şeklinde tanımlayarak
Fransızcadaki anlamını da vurgulamayı uygun görmüştür.
Sözlüğün dil öğreniminin temel kaynaklarından biri olduğunu ifade eden ünlü dilbilimci Aksan Her
Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim adlı eserinde sözlüğü, “Bir dilin (ya da birden çok dilin)
sözvarlığını, söyleyiş biçimleriyle, yazımlarıyla veren, bağımsız biçimbirimleri temel alarak bunların,
83 Hasan ATMACA & Füsun SARAÇ
International Journal of Languages’ Education and Teaching
Volume 9, Issue 3, September 2021
başka ögelerle kurdukları söz ögeleriyle birlikte anlamlarını değişik kullanımlarını gösteren bir
sözvarlığı kitabı” diye tanımlamıştır (2009: s. 75).
Türkiye’nin bir başka önemli dilbilimcilerinden Vardar, önemli eserlerinden olan Açıklamalı Dilbilim
Terimleri Sözlüğü’nde sözlüğü “Bir dildeki sözlüksel birimlerin tümünü ya da bir bölümünü,
genellikle abecesel düzene, kimi durumlarda da konulara ya da kavramsal alanlara göre tanımları,
tanıkları ve söylenişleri, kökenleri, kullanımları, ulamları, eşanlamlıları vb. ya da bir başka dildeki
karşılıklarıyla sunan yapıt” olarak tanımlanmaktadır ( 2002: s. 183).
Son olarak sözlük kelimesi, Türk Dil Kurumu’nun yayımladığı çevrimiçi Güncel Türkçe Sözlüğünde,
“bir dilin bütün veya belli bir çağda kullanılmış kelime ve deyimlerini alfabe sırasına göre alarak
tanımlarını yapan, açıklayan, başka dillerdeki karşılıklarını veren eser, lügat’’
4
olarak
tanımlanmaktadır.
Yukarıda yabancı ve Türk uzmanların sözlük terimi ile ilgili yaptıkları tanımlar incelendiğinde,
aslında her bir tanımında, her dilin sahip olduğu söz varlığı ve bu söz varlığının tamamının veya bir
bölümünün belirli yöntem yol izlenerek bir bütün halinde ifade edilmesi vurgulanmaktadır. Bütün
tanımlardaki en önemli ortak nokta, bir dilin söz varlığını bir araya getirmiş olmasıdır. Sözlüğün bu
özelliği sayesinde, her dil sahip olduğu söz varlığını korumakta ve geleceğe aktarabilmektedir.
Dolayısıyla sözlüklerin, milletlerin sosyal ve kültürel hayatını geçmişten günümüze aktaran en değerli
kaynaklardan biri olduğu söylenebilir. Dillerin temel birimleri olan sözcükleri bir araya getiren
sözlükler, tarihin yaşanmışlıklarını nesillerden nesillere aktaran bir araştırma alanıdır. Sözlükler,
dillerin öğreniminde başvurulan kaynakların başında gelir. Demirkan ve Zeytinkaya’nın da ifade
ettiği gibi sözlük, istikbale yollanan mektup niteliği taşır”(2014: s. 4). Sonuç olarak bu mektubun
nesilden nesile aktarılmasında sözlükler yegâne araçlardan bir tanesidir.
Yukarıda da ifade edildiği üzere, dilin temel yapı taşları olan sözcüklerin kalıcı olmasını sağlayan ve
nesilden nesillere aktarılmasını sağlayan sözlükler, yazılışı, okunuşu, anlamı ve türü bilinmeyen
kelimeleri öğrenmek amacıyla başvurulan önemli bir kaynaktır. Baskın zlüğün bu işlevini şöyle
ifade etmektedir: Sözlükler, sözcüklerle ilgili herhangi bir bilinmeyen söz konusu olduğunda
insanların aklına ilk gelen başvuru kaynaklarından biridir (2014: s. 445).
Sözlük teriminin Türkçe ve yabancı kaynaklar üzerinden farklı tanımları yapıldıktan sonra, tematik
sözlük kavramını da tanımlamak yerinde olacaktır. Tematik sözlükler belirli bir konu yahut konular
ile ilgili sözcüklerin, madde başı ve alt madde başı olarak düzenlenip tanımlarının verilmesiyle
oluşturulan sözlük türü olarak tanımlanabilir. Tematik sözlük kavramının tanımı için konu ile ilgili
yabancı ve Türkçe kaynaklar incelendiğinde, ilk olarak tematik sözlük kavramı için çok sayıda ve çok
farklı terimlerin kullanıldığı göze çarpmaktadır. Bu durum da konu ile ilgili bir kavram kargaşasının
var olduğu izlemini vermektedir. Daha da önemlisi, söz konusu sözlük türü ile ilgili kavram
çokluğunun, bu alanda çalışacak araştırmacılar için bilgiye ulaşma noktasında bazı sıkıntılara sebep
olacağı muhtemeldir.
Çalışmamızda tematik sözlük kavramının tercih edilmesini daha iyi ifade edebilmek için, tematik ve
tema kavramlarının sözlüklerdeki karşılıklarına bakmak yerinde olacaktır. İlk olarak tematik
sözcüğüne bakacak olursak, Ötüken Türkçe sözlükte, köken olarak Yunanca thematikhos, Fransızca
thématique karşılığı verilen sözcük için; ‘’Bir tema çevresinde düzenlenen; izleksel’’
5
, tanımı
4
https://sozluk.gov.tr/
5
http://www.otukensozluk.com/
84 IJLET 2021, Volume 9, Issue 3
International Journal of Languages’ Education and Teaching
Volume 9, Issue 3, September 2021
yapılmıştır. TDK’nın Güncel Türkçe Sözlüğünde aynı kavram için ‘‘Bir tema etrafında oluşan’’
6
tanımı yapılmaktadır. Tema sözcüğü için Kubbealtı sözlükte (fr. Thème, Yun. Thema) ‘‘edebî bir
eserde, bir sanat eserinde işlenen esas konu’’
7
tanımı yapılırken, TDK’nın Güncel Türkçe Sözlüğünde
ise; ‘’asıl konu, temel motif, ana konu; öğretici veya edebî bir eserde işlenen konu, düşünce, görüş,
tem, ana konu’’
8
tanımı yapılmaktadır. Tematik ve tema kavramları için sözlüklerde verilen tanımlar
incelendiğinde, her iki sözcüğün de belirli bir konuya dayalı olması ortak yön olarak tespit edilmiştir.
Buna göre tematik sözlükler belirli bir konu veya tema etrafından hazırlanmış sözlüklerdir (Mutlu,
2009, s. 917). Mutlu’nun bu konu ile ilgili çalışmasında, yukarıda ifade edilen kavramlar arasından
tematik sözlük kavramını tercih ettiği görülmektedir. Bu çalışmada da tematik sözlük kavramının
kullanılmasının nedeni, Özşahin’in ifade ettiği üzere, Türkçe alan yazında daha çok tematik
kavramının kullanılmasıdır ve diğer kavramlarla kıyaslandığında kullanım açısından ciddi bir oran
farkının olmasıdır (2017: s. 577).
Tematik Sözlükler
Sözlükler, dilde geçen bütün söz varlığına yer veren, onların tanımını yapan, sözcüklerin
okunuşlarını, yazılışlarını, vurgularını, hangi dilden olduklarını ve dilbilgisindeki yerlerini gösteren;
sözcükleri uzak ve yakın, gerçek ve mecaz bütün anlamları ile örnekler vererek ortaya koyan, kimi
zaman da kökenleri hakkında bilgi veren dilin temel kitaplarıdır (Böler, 2006, s. 102). Yukarıdaki
ifadeden de anlaşılacağı üzere, genel anlamda sözlükler birçok özelliği bünyesinde barındırmaktadır.
Yabancı ve Türkçe kaynaklarda genel sözlükler ile ilgili çok fazla araştırma ve detaylı
değerlendirmeler yapılmış olmasına rağmen, aynı durumu tematik sözlükler için söylemek mümkün
değildir. Tematik sözlüklerle ilgili yerli ve yabancı kaynaklarda yapılan araştırmalar,
değerlendirmeler çok daha sınırlı kalmaktadır. Tematik sözlük konusu ile ilgili özellikle Türkçe alan
yazın tarandığında ise konuyla ilgili bilginin çok sınırlı olduğu ortaya çıkmıştır.
Tematik sözlüklerle ilgili terminoloji üzerine kapsamlı bir araştırma gerçekleştiren Kocapınar, konu ile
ilgili alan yazındaki Türkçe ve yabancı kaynakları taradığında Türkçe’de ve yabancı dillerde tematik
sözlüklerin adlandırılışında terim çokluğunu işaret etmiştir. Kocapınar Kavram Sözlükleriyle İlgili
Terminoloji Üzerine isimli çalışmasında, Türk dilinde tematik sözlüklerin kavram sözlükleri,
adbilimsel sözlükler, düzensel sözlükler, sistematik sözlükler, konusal sözlükler, konu sözlükleri gibi
farklı terimler kullanılarak adlandırıldığını ifade etmektedir. Söz konusu çalışmasında Kocapınar,
tematik sözlüklerin yabancı dillerde de, Türkçe’de olduğu gibi çeşitli terimlerle karşılandığını ve bu
tür sözlüklerin anlamına göre düzenlenen sözlükler olarak da değerlendirildiğini ifade etmektedir.
İngilizce kaynaklarda bu sözlüklerin alfabetik olmayan (non-alphabetical), kavramsal (conceptual),
ideografik (ideographic), ideolojik (ideological), nosyonal (notional), onomasiolojik (onomasiological),
semantik (semantic), sistematik (systematic) tematik (tematic), konusal (topical) sözlük veya
thesaurus, leksikon (lexicon) gibi terimlerle açıklandığını vurgulamaktadır (2014: s. 745-747). Yukarıda
belirtildiği üzere, tematik sözlüklerin hem Türkçe, hem de İngilizce’de adlandırılmasında birçok farklı
terimin kullanıldığı çok açıktır.
Türk sözlükçülük tarihi incelendiğinde, tematik sözlük örneklerinin alfabetik sözlük çalışmaları kadar
eskiye dayandığını söylemek mümkündür. Anadolu Türkçesinin erken dönemlerine ait bir eser olan
Bahşayiş lügati, bu bakımdan tematik sözlük çalışmalarının Türk diliyle ilgili ilk örneği olarak kabul
6
https://sozluk.gov.tr/
7
http://lugatim.com/s/tema
8
https://sozluk.gov.tr/
85 Hasan ATMACA & Füsun SARAÇ
International Journal of Languages’ Education and Teaching
Volume 9, Issue 3, September 2021
edilmektedir. Bu eser, 10. yüzyılda yazılmış olan Arapça-Farsça tematik sözlüğün satır arası Türkçe
tercümesinden oluşmaktadır (Mutlu, 2009, s. 818; Özşahin, 2011, s. 6).
Tematik sözlük çalışmalarına bir diğer örnek, Arapça öğretmek için 12. yüzyılda yazıldığı tahmin
edilen, Türk bilgini Zemahşeri’nin Mukaddimetü’l-Edeb adlı sözlüğünün isimler bölümüdür.
Sözlüğün Divanu Lügati’t-Türk’ten sonra o dönemin en zengin söz varlığına sahip ve en önemli eseri
olduğu ifade edilmektedir (Yüce, 1993, s. 7; akt. Kocapınar, 2014, s. 181).
Bir başka tematik sözlük örneği 14. yüzyılda yazılmış Harezm Türkçesi dönemine ait Hilyetü’l-Lisan
ve Hulbetü’l-Beyan isimli eserdir. Cemalettin İbn-i Mühenna tarafından kaleme alınan eser, Farsça,
Türkçe ve Moğolca dillerinde Allah’ın sıfatları, yaratıklar, insan vücudu ve organları, insanın vasıfları,
akrabalık, kadınlar, kadın giysileri, çeşitli meslekler, hastalıklar ve ilaçları, içecek ve yiyecekler,
elbiseler, renkler, hayvanlar, silahlar ve savaş aletleri, vahşi hayvanlar, böcekler, madenler, su ile ilgili
kelimeler, bitkiler ve burçlar gibi çeşitli temalardan oluşmaktadır (Akçay, 2011, s. 301). Bu eserden bir
asır sonra, Çağatay Türkçesi dönemine ait Muhakemetü’l-Lugateyn isimli tematik sözlük kaleme
alınmıştır. Sözlüğün yazarı dönemin önemli şairi Ali Şir Nevai’dir. Yazarın bu sözlükte Türkçe ve
Farsçayı karşılaştırdığı ve Türkçenin sahip olduğu özellikleriyle Farsçadan daha üstün olduğunu
göstermek içi bu eseri kaleme aldığı ifade edilmektedir (akt. Kocapınar, 2014, s. 192).
Yakın tarihimizden tematik sözlüklere, 1980 yılında Hayriye Memova Süleymanova tarafından
kaleme alınan Bulgarca-Türkçe Tematik Sözlük adlı eser örnek gösterilebilir. Süleymanova’nın
tematik sözlüğünde madde başları, alfabetik olarak değil esas alınan konulara göre dizilmiştir (Mutlu,
2009, s. 818).
Yakın dönemde kavram dizini olarak hazırlanan sözlükler de, tematik sözlükler kapsamında
değerlendirilmektedir. Recai Cin’in kaleme aldığı Kavramlar Dizini I-II adlı iki ciltlik eser bu türe
örnek gösterilebilir. Bu eserde madde başı sözcükler büyük harflerle alfabetik olarak dizilmiş ve
madde başı sözcüğün altında da bu kelimeyle ilgili alt madde başla sıralanmıştır. Mutlu, eserde
kelime kadrosunun oldukça geniş tutulduğunu ve dilimizde kullanılan bütün kelimelerin yer aldığını
ifade etmektedir (2009: s. 819).
Mutlu her ne kadar Recai Cin’in tematik sözlük çerçevesinde hazırladığı eserinin Türk dilinin
kullanılmakta olan tüm söz varlığını kapsadığını ifade etse de, Karçığa tematik sözlüklerin
kapsayıcılığı ve yetkinliği noktasında farklı düşünmektedir. Nitekim bu farklı düşüncesini bir
çalışmasında şöyle ifade etmektedir: Ne var ki Türk dilince yayınlanan tematik sözlükler Türk dilinin
söz varlığındaki kelimelere nüfuz edemez ve bu alanda yapılan çalışmalar belirli konular etrafında
şekillenen ansiklopedilerden ibaret kalır (Karçığa, 2015, s. 2520). Bu açıklamasının ardından ifade
ettiği ansiklopedi türlerine birkaç tane örnek verir. Tematik sözlüklerle ilgili dilimizde yeterince
kaynak ve bilgi olmamasına karşın, bu alanla ilgili detaylı derinlemesine çalışmalar yapan ve bilgiler
veren tanınmış dilbilimci Doğan Aksan’dır. Aksan, tematik sözlükleri Her Yönüyle Dil Ana
Çizgileriyle Dilbilim adlı eserinde kavram sözlükleri terimiyle adlandırmış ve bu kavramı şöyle
açıklamıştır:
Kimi dilcilerin adbilimsel (onomasiologique) sözlükler dedikleri bu yapıtlarda temel alınan, bir dilin ya da
karşılaştırmalı olarak çeşitli dillerin söz varlıklarının kavram alanlarına göre sıralanmasıdır. Bu kavram ya da
kavram alanı sözlükleri ya bir dilin içyapısının, anlatım yollarının, inceliklerinin belirlenmesi, gerçeği
yansıtmadaki ayrıcalıklarının ortaya konması amacıyla hazırlanır ve dil-düşünce ilişkisinin araştırılmasında, kimi
dilbilim konularının aydınlatılmasında yararlı olur; ya da dil akrabalıklarının, geniş anlamdaki adbilim
sorunlarının araştırılması ve aydınlatılmasına yardımcı olacak biçimde düzenlenir (Aksan, 2009, s. 77).
86 IJLET 2021, Volume 9, Issue 3
International Journal of Languages’ Education and Teaching
Volume 9, Issue 3, September 2021
Aksan tematik sözlüklerin bazı dilciler tarafından adbilimsel sözlükler olarak adlandırıldığını ifade
ederek kendisi tematik sözlükleri kavram veya kavram alanı sözlükleri olarak adlandırır ve bir ya da
daha fazla dilin söz varlığının kavram alanlarına göre sıralanması, sınıflandırılması olarak tanımlar.
Tematik sözlükleri alfabetik ya da genel sözlüklerden ayıran en önemli özellik, sözlük oluşturulurken
sözcükten değil kavramdan hareket edilmesidir. Bu tür sözlüklerde öncelikle sözcükler belirlenen
temalara göre seçilir, sonrasında temaları kapsayıcı alt temalar belirlenerek, sözcükler bu tema ve alt
temalar altında madde başı ve alt madde başı olarak sıralanır ve tanımlanır. Yavuzarslan, Türk
sözlükçülük geleneğinin oluşmasında ve gelişmesinde önemli etkileri olan Arap sözlükçülüğünün
birisi tematik ekol olmak üzere beş ekolden oluştuğunu söylemektedir. Tematik ekole göre
düzenlenen sözlükler için ise sözlükçülerin kelimeleri alfabetik sıraya göre değil de anlamlarına ve ait
oldukları konulara göre bölümlere, gerektiğinde birtakım ikinci bölümlere ayırdığını ve bu yöntemle
kelimeleri bir konu etrafında topladıklarını ifade etmektedir (Yazuzarslan, 2009, s. 3).
Tematik sözlük konusu ile ilgili alanda en güncel ve en kapsamlı çalışmalardan bir tanesi,
Kocapınar’ın (2014) doktora tezidir. Kocapınar’ın tez çalışması bu konuyu çok boyutlu ve detaylı bir
şekilde ele alan nadir çalışmalardan bir tanesidir. Kocapınar çalışmasında, konuyu tematik sözlüklerin
ortaya çıkış süreci, Türk ve yabancı uzmanlar tarafından yapılan tanımları, tematik sözlük ile ilgili
terim karmaşası, tematik sözlüğün özellikleri ve tematik sözlüklerin sınıflandırılması gibi başlıklarla
ele almış ve ayrıntılı bir biçimde incelemiştir. Adı geçen çalışmadan hareketle tematik sözlüklerin
özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
1. Tematik sözlükler, kavramdan, anlamdan, düşünceden kelimelere doğru ilerleyen ve anlam
yakınlığına, ilişkilerine göre düzenlenen sözlüklerdir.
2. Tematik sözlükler semantik olarak ilişkili kelimeleri bir araya getirir. Tematik sözlüklerde, belli bir
alana ait olup bir araya getirilen sözlük birimlerin benzer ve farklı yönleri ortaya çıkar ve anlam
yelpazesi, uzanımları görülür.
3. Tematik sözlüklerde sözcükler açıklanırken bilinen kavramlardan daha az bilinene doğru gidilir.
4. Tematik sözlükler, herhangi bir konuda, yazılı metin oluştururken ve bu esnada kelime bulmakta
zorlanan insanlara, konuyla ilgili gerekli kelimeleri sağlayan ve doğru kelimelerin kullanılmasında
yardımcı olan sözlüklerdir.
5. Tematik sözlükler, anlamsal ilişkili pek çok kelimeyi yan yana sunduğu için, kullanıcıların ifade
gücünü, mantık duygusunu ve anlayışını da arttırmaya yardımcı olur. Dolayısıyla bu tür sözlükler
eğitim-öğretim alanında daha çok tercih edilir.
6. Dil öğretiminin belli alanlara, konulara göre olma eğilimi göstermesi, bu tür sözlüklerin özellikle
yabancı dil öğrenimi-öğretiminde eğitsel faydasını ortaya koymaktadır.
7. Tematik sözlükler bir toplumun çeşitli yönlerden toplumsal ilişkilerini, adetlerini, geleneklerini
yansıtarak sanatsal özelliği, düşüncesi, inançları, sosyal düzeni ve bilimin gelişme düzeyi gibi pek çok
konuda bilgi verir (Kocapınar, 2014, s. 124-126).
Yukarıda da ifade edildiği üzere, genel sözlüklerden farklı olarak, tematik sözlüklerin kendini has
özelliklerinin olduğu açıktır. Tematik sözlüklerin, özellikle sözcüklerin madde başı olarak seçiminde
ve sıralanışında genel sözlüklerden farklılık gösterdiği görülmektedir. Bu farklılığın da tema
faktöründen kaynaklandığı yukarıdaki ifadelerden anlaşılmaktadır. Dolayısıyla tematik sözlükler
oluşturulurken temaların hangi ölçütler ışığında belirlenmesi gerektiği büyük önem taşımaktadır.
87 Hasan ATMACA & Füsun SARAÇ
International Journal of Languages’ Education and Teaching
Volume 9, Issue 3, September 2021
Göçer, tematik sözlüklerin hazırlanmasında yapılması gereken en önemli işin, sözlükte yer verilecek
kelime kadrosunun belirlenmesi olduğunu ifade etmektedir (2020: s. 75). Tematik sözlükte yer
verilecek kelime kadrosunun belirlenmesinden sonra, bu kelimeler üzerinden temel veya ana konular
(başlıklar) belirlenmeli ve o konularla ilgili kelimeler madde başı ve alt madde başı olarak
sıralanmalıdır (Mutlu, 2009, s. 817). Temel veya ana temaların belirlenmesi aşamasında karşılaşılan en
önemli sorun, ana veya alt temalar belirlenirken hangi ölçütlerin dikkate alınacağı konusudur. Alan
yazındaki tematik sözlükler konusu ile ilgili çalışmalar incelendiğinde, tema belirleme kriterleri
noktasında alanın uzmanları arasında bir yöntem birliğinin olmadığı göze çarpmaktadır. Nitekim bu
durumu Mutlu, konu ile ilgili çalışmasında şöyle ifade etmektedir: ‘‘Tematik sözlüklerin hazırlanma
aşamasında karşılaşabilecek sorunların başında madde başı (konu) veya bölüm adlarının tespiti
gelmektedir… Alfabe sırasına göre hazırlanan dil sözlüklerinde görülen metot birliğine tematik
sözlük çalışmalarında da ihtiyaç vardır’’ (2009: s. 817). Tema ve alt temaların belirlenmesi noktasında
karşılaşılan bu sorun, tema sözlükleri ile ilgili çalışmalara yönelmek isteyen araştırmacılar için büyük
bir engel teşkil etmektedir.
Tematik sözlükler konusunu tez çalışmasında ayrıntılı bir biçimde inceleyen ve çalışmasında tematik
sözlükleri kavram sözlükleri olarak adlandırmayı tercih eden Kocapınar, bu tür sözlüklerin
sınıflandırılması ile ilgili çalışmasında tematik sözlükleri şöyle ifade etmektedir:
…kavram sözlükleri olarak adlandırdığımız bu sözlükleri ‘‘bir dilin veya birkaç dilin söz varlıklarının çeşitli
anlam özellikleri dikkate alınarak hiyerarşi ve taksonomi gibi sınıflandırma sistemleri doğrultusunda, konu veya
kavram alanları altında bölümlere ve alt lümlere göre sıralanıp zenlenmesiyle oluşturulan sözlüklerdir’’
şeklinde tanımlayabiliriz ( 2014: s. 128).
Kocapınar yaptığı tanımlamada sözcüklerin konu ve kavram alanları altında temalara ve alt temalara
ayrılırken hiyerarşi ve taksonomi gibi sınıflandırma sistemlerinin kullanılabileceğini ifade etmektedir.
Kocaman çalışmasının devamında bu sınıflandırma yöntemlerini biraz daha açarak şu şekilde
açıklamaktadır:
…Kavram sözlüklerinde önce söz varlığı geniş kapsamlı alanlara ayrılır, sonra yine bu alanlar daha dar alt
gruplara lünür ve böylece sistemli hiyerarşik bir düzen içinde sözlük oluşturulur. Bu kavram alanlarının
oluşturulmasında hiyerarşi ve taksonomi ile birlikte kelimeler arasındaki anlamlılık, zıt anlamlılık, alt
anlamlılık, üst anlamlılık, parça-bütün ilişkisi gibi dizisel (paradigmatik) ilişkiler de önemli rol oynar. Bu ilişkiler
kavram sözlüklerinin özelikle yabancı dil öğretimi işlevi için çok uygundur (2014: 134).
Yukarıda ifade edildiği üzere, tema sözlüğü oluşturulurken ilk önce sözlükte kullanılacak söz
varlığının belirlenmesi, sonrasında bu söz varlığındaki sözcüklerin kendi aralarındaki üst anlamlılık
veya alt anlamlılık vb. gibi ilişkilerine göre geniş kapsamlı alanlara ayrılması gerekmektedir.
Sonrasında ise; bu alanlarda yer alan sözcüklerin de, kendi aralarında daha dar alt gruplara
bölünmesi suretiyle tema sözlüğünün oluşturulabileceği ifade edilmektedir. Yukarıda her ne kadar
tema sözlüğü oluşturulurken takip edilmesi gereken yöntem teorik olarak ifade edilse de, uygulama
aşamasında bu yöntemin ne kadar başarılı olacağı tartışılabilir. Zira tema sözlüğü oluşturulurken, en
fazla tercih edilen yöntem mevcut tema sözlüklerini örnek almak olmuştur. Bu da geleneksel bir
yöntemdir. Tematik zlüklerin Kapsamı ve Tema Belirleme Ölçütleri isimli makalesinde Özşahin,
tematik sözlüklerde temalar ve alt temalar belirlenirken izlenilen en geleneksel yöntemin yahut
dikkate alınan en eski ölçütün; öncelikle tarihi sözlüklerdeki kavram dizininin incelenmesi olduğunu
ifade etmektedir. Fakat kavram sözlüklerinin belirlenmesinin, sözlük malzemesinin ait olduğu
dönemle de yakından ilgili olduğunun altını çizerek tarihi sözlüklerdeki başlıkların kavram
dizinlerini seçmede her zaman belirleyici olmayabileceğini eklemektedir (2007: s. 581).
88 IJLET 2021, Volume 9, Issue 3
International Journal of Languages’ Education and Teaching
Volume 9, Issue 3, September 2021
Yukarıdaki ifadede, tema sözlüğü oluşturulurken başvurulan geleneksel yöntemin, bir tema belirleme
ölçütü olabileceği, fakat bu ölçütün her zaman tek başına yeterli olamayacağı da açıkça ifade
edilmiştir. Dolayısıyla Özşahin aynı çalışmasında geleneksel yöntemden farklı olarak, kavram dizini
oluşturulurken dört tane tema belirleme ölçütünden bahsetmektedir. Bu ölçütleri de 1. eş zamanlılık
ve ert zamanlılık, 2. yazılış amacı, 3. kültürel öğeler, 4. dilbilgisi öğeleriyle kavram dizini belirleme,
4.a) anlam yönüyle kavram dizini belirleme, 4.b) şekil yönüyle anlam dizini belirleme ve 4.c) söz
dizimi yönüyle kavram dizimi belirleme olarak ifade etmektedir (2007: s. 581-583). Sonuç olarak
belirli bir alana yönelik tema sözlüğü oluştururken, ilgili alanın kendine özgü söz dağarcığı olacağı
için, sadece geleneksel yöntem ile temaları ve alt temaları belirlemenin mümkün olmayacağı ve somut
tema belirleme ölçütlerine başvurmanın gerekli olacağı söylenebilir.
Yabancı Dil Öğretiminde Sözlüğün Önemi
Yabancı dilde kişilerin kendilerini ifade edebilmeleri ve başkaları ile iletişime geçmeleri için
sözcüklere ihtiyaçları vardır. Sözcük öğretimi, her dil öğretiminde başvurulan yöntemler arasında yer
almaktadır. Başarılı bir dil öğretimi gerçekleştirmek adına görsel, işitsel ve yazılı materyallerden
faydalanmak gerekir. Bu materyallerden biri olan sözlükler, bir dilin sözcük hazinesini hem söyleyiş
hem yazılış şekilleriyle veren, sözcüklerin başka unsurlarla kurdukları anlam ilişkilerini gösteren
yazılı eserlerdir (Kardaş, 2016, s. 507). Bu reçte, gelişen teknolojinin de imkânlarını kullanarak
görsel, işitsel, sözlü ve yazılı kaynaklardan yararlanmak mümkün olacaktır. Dil öğretiminde önemli
bir yere sahip olan sözcükleri öğrenirken başvurulması kaçınılmaz olan kaynaklardan biri de
sözlüktür. “Sözlük kullanımı bilinmeyen bir sözcüğün ya da ifadenin anlamını öğrenmek için
başvurulan bir uygulamadır” (Sarıgül, 2017, s. 102). Yabancı dil öğrenenler bilmediği bir sözcükle
karşılaştığında, ilk olarak geçtiği metindeki anlamıyla ilgili tahminler de bulunurlar. Bunun yanı sıra
doğru sözlük kullanımı ile sözcüğü doğru yerde kullanarak etkili bir iletişim kurmayı başarırlar.
Sözlükler, günümüz teknolojisinin sunduğu fırsatlar sayesinde sadece matbu halde değil cep telefonu,
bilgisayar ve tablet vb. gibi elektronik ortamda da yerini almaktadır. Bu durum, öğrencilerin
sözlüklere kolay bir şekilde erişimlerini sağlar ve dil öğreniminde onlara daha özerk bir ortam
sunmaktadır. Doğru sözlük kullanımı, dil öğrenenlerin sözcük öğrenmede başvurdukları etkili bir
yoldur. Kelime hazinesini zenginleştirme çalışmalarından biri de öğrenciye sözlük kullanma
alışkanlığının kazandırılmasıdır (Demirel, 1999, s. 139, akt. Özbay ve Melanlıoğlu, 2013, s. 14).
Yabancı dil öğretiminde olmazsa olmaz kaynaklardan biri de sözlüklerdir. Dil öğretimi için kullanılan
sözlüklerin yeni basımlı, pratik ve hedef kitlenin amaçlarına uygun olması gerekmektedir.
‘‘Almanca’da sözlük teriminin karşılığı sözcük kitabı anlamına gelen “Wörterbuch” kelimesidir.
Sözlükler, kelime kitaplarıdır. Bu kelimeler, bir ulusa, bir gruba ait düşünceleri kişiden kişiye nesilden
nesile aktarır. Bu nedenle, sözlük gelecek nesillere bırakılacak dilsel ve kültürel bir miras olma özelliği
taşır” (Ekwa Ebanéga, 2010, s. 213) Sözlükler, dillerin kelime hazinesini geleceğe aktarma
sorumluluğuna sahip kaynaklardır. Dil öğretimi alanında da sözlüklerin kaçınılmaz olduğu gerçeğini
unutmamak gerekir. Sözcük dağarcığı açısından yeterli, kullanışlı, dil öğretmeye yönelik hazırlanmış
bir sözlük dil becerilerinin edinilmesinde önemli bir role sahiptir. Sözlük, bir dilin ya da bir dilin bir
bölümünün genel olarak veya belirli bir zamanda kullanılan kelime ve deyimlerini umumiyetle abece
sırasına, bazen de kavram alanlarına göre ele alıp ay dille tanımlarını yapan, örnekler vererek
açıklayan veya başka bir dildeki karşılıklarını yazan kitap şeklinde tanımlanabilir. (akt. Göktentürk,
2016, s. 13). Ana dilin yanı sıra yabancı dilin de öğreniminde kelime dağarcığının
zenginleştirilmesinde sözlüklerin yeri göz ardı edilemez.
89 Hasan ATMACA & Füsun SARAÇ
International Journal of Languages’ Education and Teaching
Volume 9, Issue 3, September 2021
Dil öğrenen kimselerin çoğu az veya çok sözlükten yararlanmaktadır. Bu yüzden, kelime ediniminde
bu ders aracının rolüne değinmek gerekmektedir. Thorndike’ye göre “sözlük dil öğretiminin en
önemli araç-gereçlerinden biridir ve sistematik bilgilerin devasa temelini oluşturur” (akt. Bogaards,
1994, s. 217).
Bogaards, yabancı dil öğretiminde sözlük kullanımına yönelik yapılan araştırmalarda karşılaşılan
farklı görüşleri şöyle ifade etmektedir: Galisson’un (1983) bir grup öğrencinin görüşlerine başvurduğu
bir çalışmasında, sözlüğün “kesinlikle vazgeçilmez” ve bir kişinin bile “görmezden gelemeyeceği” bir
başvuru kaynağı olduğu sonucuna varır. Diğer yandan, Kipfer (1987)’in yaptığı araştırmada
öğrenenlerin çoğu sözlük kullanımının “sıkıcı” olduğunu düşünmektedir. Müllich ise (1990),
öğrencilerin sözlüğe başvurma sürecini en az altı bilinmeyenli üç denklemin çözüm arayışına benzetir
(1994: s. 217).
Bir metin okurken bilinmeyen kelimeleri bulmak için sözlüğe başvurulacak zamanın iyi ayarlanması
gerekir. Aksi takdirde öğrenci sözlük içinde kendini kaybederek boşa zaman harcayacak ve metinle
olan bağlantısını koparacaktır. Müllich’in de altını çizdiği gibi, öğrenci istediği bilgiye ulaşmak için ne
kadar çok zaman harcarsa, amacından o kadar çok uzaklaşacaktır. Ve metni ne kadar az anlarsa,
sözlükten işine yarayan bilgiye ulaşmada o kadar az şansı olacaktır (akt. Bogaards:1994, s. 219). Bu
yüzden, öğrencilere dil öğretirken aynı zamanda etkili sözlük kullanımını da öğretmek
gerekmektedir.
Sözlükler dil öğretiminde her ne kadar temel ders araçlarına yardımcı kaynaklar olarak kabul edilse
de, onların öğretici işlevlerini unutmamak gerekir. Bundan dolayı, sözlük seçimini hedef kitlenin
ihtiyaçlarına göre yapmak önemli bir husustur. Yabancı dil öğretiminde en çok kullanılan sözlükler
tek dilli ve çift dilli sözlüklerdir. Fakat bu iki türden hangisinin kullanımının daha uygun olacağı
konusunda farklı görüşlere rastlanmaktadır. Dil öğretimi alanındaki uzman kişiler tek dilli sözlük
kullanımının daha yararlı olacağını savunurken öğrencilerin büyük bir çoğunluğu çift dilli sözlük
kullanmayı tercih etmektedir. Öğrenciler, daha hiçbir bilgileri olmayan yabancı dildeki sözcüklerin
yine ay dilde açıklanması konusunda anlam karışıklığıyla mücadele etmek zorunda kalırlar. Ve
bilmedikleri kelimelere ana dildeki açıklamalarla ulaşmak isterler. Fakat uzman görüşleri çift dilli
sözlüklerin yabancı dil öğreniminde engel oluşturduğunu düşünmektedir. Béjoint bazı durumlarda
çift dilli sözlüklerin kullanılması gerektiğini savunur ve bu durumları şöyle ifade etmektedir: 1. İki
farklı dilde ay anlama gelen kelimeler için (İngilizce solicitor Fransızca avocat gibi), 2. İki farklı
dildeki çok anlamlı kelimeler için, 3. Öğrenenin kendi dilinde bile karşılığını bilmediği kelimeler için.
(1987: s. 101)
Sözlükler, her yabancı dil öğrenenin kullanmaya alışkın olduğu kaynaklardır. Özellikle çift dilli
sözlüklere, bir kelimenin anlamını bulmak, onun imlasını öğrenmek, bazı durumlarda ise telaffuzuna
öğrenmek için başvurulur. Özellikle dil öğretiminde ileri seviyeye sahip olan öğrenciler tek dilli
sözlüklere başvurmayı tercih etmektedirler. “Günümüzde, Fransızcanın yabancı dil olarak
öğretiminde Larousse, Petit Robert ve Lexis en çok tercih edilen tek dilli sözlüklerdir” (Treville ve
Duquette, 1996, s. 126). Bu sözlükler, Türkiye’de bulunan üniversitelerin Fransız dili ile ilgili
bölümlerinde tavsiye edilmekte ve hem öğretmenler hem de öğrenciler tarafından kullanılmaktadır.
Sonuç
Sözlükler, dillerin öğreniminde başvurulan kaynakların başında gelir. Dilin temel yapı taşları olan
sözcüklerin kalıcı olmasını sağlayan sözlükler, yazılışı, okunuşu, anlamı ve türü bilinmeyen kelimeleri
90 IJLET 2021, Volume 9, Issue 3
International Journal of Languages’ Education and Teaching
Volume 9, Issue 3, September 2021
öğrenmek ihtiyacıyla yararlanılan ve başvurulması kaçınılmaz yapıtlardır. Dil öğrenimi ve
öğretiminde temel başvuru kaynaklarından olan sözlüğün terim olarak yaban ve Türkçe
kaynaklarda ifade edilen tanımları incelendiğinde, bütün tanımların, sözlüğün bir ya da birden fazla
dilin söz varlığının bütününü veya bir kısmını içeren ve bunu farklı yöntemlerle ve farklı amaçlar için
gerçekleştiren yapıt olması noktasında birleştiği görülmektedir. Sözlükler, milletlerin sosyal ve
kültürel hayatını, birikimini geçmişten nümüze aktaran en değerli hazinelerden biridir. Dillerin
temel birimleri olan sözcükleri bir araya getiren sözlükler, tarihin yaşanmışlıklarını nesillerden
nesillere aktaran bir araştırma alanıdır. Öyle ki sözlerine, sözcüklerine sahip çıkmayan toplumlar hem
sözlüklerine hem de dillerine sahip çıkmamış sayılırlar. Bu da o toplumun dilinin gücünün
zayıflamasına, dilindeki sözcüklerin azalmasına ve zamanla kısırlaşmasına, dilin kullanım alanın
daralmasına sebep olur. Sonuç olarak süreç içerisinde o toplum kimliğini ve kültürünü kaybetme
noktasına varır. Bu bakımdan toplumların dillerini, dillerinde barındırdığı söz varlığını, kültürlerini
koruması ve bunu gelecek nesillere aktarması büyük önem arz etmektedir.
Süreç içerisinde sözlük bilimciler tarafından sözlüklerin farklı özellikleri dikkate alınarak farklı türlere
ayrıldığı dikkat çekmektedir. Bu türler belirlenirken, sözlükçülük alanında araştırmacılar tarafından
kabul gören standart bir sınıflandırmanın olmadığı görülmektedir. Bu sınıflandırmalarda ortaya çıkan
sözlük türlerinden bir tanesi de tematik (kavram) sözlükleridir. Tematik sözlüklere dair yapılan alan
yazın araştırmasında, öncelikle bu alanın Türkiye’de çok sınırlı olduğu ve bu sebeple bu alan ile ilgili
yeterli sayıda kaynak ve çalışmanın olmadığı tespit edilmiştir. İkincisi, Türkiye’de tematik sözlük
kavramının adlandırılmasında, bu alanda çalışan araştırmacıların çalışmalarında belirttiği üzere bir
terim karmaşasının yaşandığı anlaşılmaktadır. Adlandırma sorununun yabancı dillerde de olduğu
ifade edilmektedir. Son olarak bu alanda yapılan çalışmaların sınırlı sayıda kalmasının sebebi, tematik
sözlüklerin hazırlama sürecinde kavram dizinleri belirlenirken, temalar ve alt temalar seçilirken
alfabetik zlüklerde olduğu gibi bir yöntem birliğinin olmamasıdır. Bu sorun araştırmacıların bu
alana yönelmesini ve bu alanda çalışmasına engel olmaktadır. Tematik sözlükleri alfabetik
sözlüklerden ayıran en önemli özellik, sözlük oluşturulurken sözcükten değil kavramdan, anlamdan
hareket edilmesidir. Tematik sözlükler, anlamsal ilişkili pek çok kelimeyi yan yana sunduğu için,
kullanıcıların ifade gücünü, mantık duygusunu ve anlayışını da arttırmaya yardımcı olur. Dil
öğretiminin belli alanlara, konulara göre olma eğilimi göstermesi, bu tür sözlüklerin özellikle yabancı
dil öğrenimi-öğretiminde eğitsel faydasını ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bu r sözlükler eğitim-
öğretim alanında daha çok tercih edilebilir.
Geçmişten günümüze sözlüklerin hazırlanmasını etkileyen en önemli sebeplerden bir tanesi de hiç
şüphesiz yabancı dil öğrenimi-öğretimi gayesiyle, yabancı dildeki sözcüklerin karşılıklarını kendi
dilinde göstermek olmuştur. Eski çağlardan beri toplumlar sosyal, kültürel, ekonomik, eğitim yahut
askeri amaçlı olarak birbirleriyle sürekli iletişim halinde olmuşlarladır. Bu iletişimi sağlamak ve
sürekli kılmak için her iki taraftan birinin diğerinin dilini öğrenmesi gerektiği kaçınılmaz bir gerçektir.
Bu durum doğal olarak dil öğrenme amaçlı sözlüklerin hazırlanmasına zemin hazırlamıştır. Bu
bakımdan sözlükler, dil öğretiminde önemli bir yere sahip olan sözcükleri öğrenirken başvurulması
kaçınılmaz olan kaynaklardan birisi olmuştur. Her ne kadar yabancı dil öğretiminde sözlük
kullanımına yönelik yapılan araştırmalarda farklı görüşler olsa da, günümüzde teknolojinin de
sayesinde artık dil öğretimine yönelik sözlüklerin hem taşınması hem de kullanması çok kolay hale
gelmiştir. Diğer taraftan sözlüklerin sözcük öğrenimine katkısının yadsınamaz bir gerçek olduğu
kabul edilirse, dil öğretiminde sözlüklerin öğrenciler için her zaman başvuru kaynağı olacağını
söylemek mümkündür.
91 Hasan ATMACA & Füsun SARAÇ
International Journal of Languages’ Education and Teaching
Volume 9, Issue 3, September 2021
Sonuç olarak ilk ortaya çıktığı günden bugüne kadar geçen süreçte ortaya konan sözlüklerin ve sözlük
türlerinin amaçlarına, konularına, yöntemlerine, sahip oldukları özelliklere göre farklı biçimlerde
ortaya çıktıkları anlaşılmaktadır. Dillerin zaman içinde geçireceği değişimlere göre de sözlüklerin bu
özelliklerinin, tanımlarının ve türlerinin zaman içerisinde değişime uğrayacak olması muhtemel bir
gerçektir.
Kaynakça
Akçay, Y. (2011). Doğuda ve Batıda Sözlükçülüğün Gelişimi ve Osmanlı Dönemi Sözlük Metinlerine
Genel Bir Bakış, Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, Sayı 4, s. 281-333.
Aksan, D. (2009). Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim. 1., 2., 3. Ciltler (5. Baskı) Ankara: TDK
Yayınları.
Aslan Demirtaş, A. (2010). Türkçe Öğretmenlerinin Okul Sözlüğü Kullanma Konusundaki Tutum Ve
Davranışları, Yüksek Lisans Tezi, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi.
Baskın, S. (2014). Türkiye ve Dünyada Sözlük Bilimi: Tanımı, Kapsamı ve Diğer Bilimlerle İlişkisi,
International Journal of Language Academy, Volume 2/4 Winter 2014 p. 445/457.
Béjoint, H. (1987). The value of the dictionary in vocabulary acquisition, in A. Cowie (ed.) 97-104 (6.3.4).
Boz, E. (2015). Kullanıcı ve Sözlük İlişkisi, Erdem İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, Sayı 69, ss.41-52.
Bogaards, P. (1994). Le vocabulaire dans l’apprentissage des langues étrangères, Didier.
Böler, T. (2006). Türkçe Sözlük (TDK) ile Örnekleriyle Türkçe Sözlük’ü (MEB) Karşılaştırma Denemesi,
Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 1, s.101-118.
Demirkan, M ve Zeytinkaya D. (2014). Sözlükbilimde Yeni Teknolojinin Yeri, "Sözlükbilimde Yeni
Teknolojinin Yeri," I. ve II.Uluslararası Sözlükbilimi Sempozyumu , vol.4, İstanbul, Turkey, pp.3-25.
Ekwa Ebanéga, G.-M. (2010). Le dictionnaire comme outil d'enseignement des langues au Gabon, Lexikos 20/
212-233
Göçer, A. (2020). Okul Sözlüklerinin Biçimsel-İçerik Özellikleri ve Akademik Çalışmalarda Değinilen
Sorunlar Bağlamında rkçe Okul Sözlüğü Hazırlama Süreç, İlke ve Ölçütleri Üzerine Bir
Öneri: Tematik okul Sözlükleri, e-Kafkas Eğitim Araştırmaları Dergisi, Cilt 7, Sayı 1, s.66-83.
Göktentürk, T.(2016). Yabancılara Türkçe öğretiminde ders materyalleri çok dilli bir sözlük örneği, Yüksek
Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, İstanbul.
Günay, V.D. (2007). Sözcükbilime Giriş, Multilingual, İstanbul
Jackson, H. (2016) Sözlükbilime Giriş, Kesit Yayınları, İstanbul (çev. Mehmet Gürlek- Ellen Patat)
Kahraman, M. (2016). Sözlük Bilim Kuram, İlke ve Yöntemler Üzerine, İnsan Ve Toplum Bilimleri
Araştirmalari Dergisi Cilt: 5, Sayı: 8, 2016 Sayfa: 3288-3312.
Kardaş, D. (2016 ). Türkçe öğrenen yabancı öğrencilerin sözlük kullanma tutum ve alışkanlıkları
üzerine bir araştırma, Milli Eğitim Dergisi 45, 507-519.
Karçığa, S. (2015). Dil Eğitiminde ve Öğretiminde Kavram Alanı Sözlüklerinin Önemi, International
Journal of Languages’ Education and Teaching, UDES, p.2514-2524.
Kocapınar, P. (2014). Kavram Sözlükleriyle İlgili Terminoloji Üzerine, Turkish Studies International
Periodicl For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Volume 9/9 Summer, p.745-
752.
Kocapınar, P. (2014). Kavram Sözlükleri ve Ermeni Harfli Kıpçak Türkçesi Söz Varlığı Üzerine Bir Deneme,
Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi.
92 IJLET 2021, Volume 9, Issue 3
International Journal of Languages’ Education and Teaching
Volume 9, Issue 3, September 2021
Mutlu, H., K. (2009). Türkçe Öğretiminde Sözlükçülük Tekniği Açısından Tematik Sözlükler, Turkish
Studies International Periodicl Fort he Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Volume
4/4 Summer p.814-822.
Özbay, M. ve Melanlıoğlu, D. (2013) Türkçe öğrenen yabancıların sözlük kullanma becerileri üzerine
bir araştırma. Ana Dili Eğitimi Dergisi, 1(1), 13-23.
Özşahin, M. (2011). Başkurt Türkçesi Söz Varlığı, Ege Üniversitesi, Sosyal bilimler Enstitüsü,
Yayımlanmamış Doktora Tezi.
Özşahin, M. (2017). Tematik Sözlüklerin Kapsamı ve Tema Belirleme Ölçütleri, içinde III. Uluslararası
Sözlükbilimi Sempozyumu Bildiri Kitabı, (Edt.: Boz E. ve diğerleri).
Sarıgül, E. (2017). Yabancı dil öğretiminde sözcük öğrenimi ve öğretimi sürecine genel bir bakış,
International Journal of Social Science, Number: 54, p. 91-104, Spring I
Sterkenburg, V.P. (2003). A Practical Guide to Lexicography, (edit.), Amsterdam and Philadelphia:
Benjamins Publishing Company.
Tréville, M-C. et Duquette, L. (1996). Enseigner le vocabulaire en classe de langue, Paris, Hachette.
Vardar, B. (2002). Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Multilingual Yayınları.
Yavuzarslan, P. (2009). Osmanlı Dönemi Türk Sözlükçülüğü, Ankara, Tiydem Yayıncılık.
İnternet Kaynakları
1. Güncel Türkçe Sözlük, https://sozluk.gov.tr/
2. Ötüken Sözlük, http://www.otukensozluk.com/
3.Kubbealtı Sözlük, http://lugatim.com/s/tema
ResearchGate has not been able to resolve any citations for this publication.
Article
Full-text available
Bugün her alanda olduğu gibi eğitim alanında da gelişim, değişim ve dönüşümün hızlı bir şekilde gözlemlenmektedir. Günümüz dünyasında ihtiyaç duyulan bilgiye başvurma, ulaşılan bilgiyi ayıklayıp süzme, transfer etme, var olan bilgi ile harmanlayarak yeni bilgi üretme ve en önemlisi de sahip olunan bilginin yerli yerince kullanılarak gereken becerileri sergileyebilme en öncelikli yetkinlikler arasındadır. Bilginin sürekli değiştiği bir zaman diliminde bilgi üretme ve üretilen bilginin gerçek yaşamda kullanılabilme yeterliği bireyin anlama, anlamlandırma, çıkarımda bulunma ve kavrama becerilerinin etkin kullanabilmesini de gerekli kılmaktadır. Anlama ve anlatma becerilerinin alt yapısını oluşturan temel güç, sahip olunan söz varlığıdır. Söz varlığının zenginleştirilmesinde ise eğitim süreçlerinde kullanılan eğitim materyalleri önemli işlev görmektedir. Bu materyallerden en işlevsel ve yaygın kullanılanı kelime dağarcığını zenginleştirmede başvurulan sözlüklerdir. Öğrencilerin zengin bir kelime dağarcığına sahip olmalarında temel başvuru kaynağı okul sözlükleridir. Okul sözlükleri pedagojik bir araç olarak geçmişten günümüze kullanılagelen ilk ve temel başvuru kaynaklarındandır. Eğitim kademelerinin ilkinden başlamak üzere her düzeyde eğitsel işlev gören bilgi kaynağı ve birtakım dilsel ve zihinsel beceriler kazandıran başvuru aracıdır. Eğitim sürecinde temel başvuru araçlarından olan sözlüklerin eğitsel değere sahip işlevsel bir araç olabilmesi için birtakım özelliklere sahip olması gerekir. Bu çalışmada okul sözlüklerinin eğitim bilimsel bağlamda yapısı, işlevselliği, özellikleri ve hazırlama ölçütleri üzerinde durulmakta, tematik yapıda ilk, orta ve lise düzeyinde kullanılabilecek ardışık okul sözlüğünün hazırlanması önerilmektedir.
Article
Full-text available
Le but de cet article est de montrer dans quelle mesure le dictionnaire peut être un outil d'enseignement des langues gabonaises. Dans un pays, comme le Gabon, caractérisé par une pluralité de langues locales et étrangères, le dictionnaire sera non seulement un ouvrage de référence contenant l'ensemble des mots d'une langue et fournissant pour chacun des données phonétiques, morphologiques, sémantiques, étymologiques etc. Il sera également un outil didactique permettant aux étudiants et aux élèves d'acquérir une compétence nécessaire de leurs langues. Il sera encore un moyen efficace qui va permettre aux usagers de maîtriser leurs langues et dépasser les frontières linguistiques qui existent entre les langues. Mots Clés: Dictionnaire, Langues Gabonaises, Enseignement, Unités Lexicographiques, Structure Du Dictionnaire, Phonétique, Morphologie, Sémantique, Vocabulaire, Étymologie
Article
THE PLACE OF A NEW TECHNOLOGY IN LEXICOGRAPHY
Article
Linguistic studies in modern sense start with Ferdinand de Saussere as a different discipline. Linguistic values concept that was put forward by Saussure in his work General Linguistic Courses expedites meaning studies in structural linguistics. Value concept which is an element of meaning in terms of conceptual aspect was developed by German Jost Trier as a field theory and this theory gives acceleration to semantics which is defined as Linguistic’s poor relative. Conceptual field can be defined as a linguistic field which comprises of words that are close one another, have a common relationship or complement each other. Conceptual field plays an important role in learning the meaning of a word or teaching it. Because for those who do not know the words that belong to the same conceptual field there occur an uncertainty and as a result of this, words lose their effect. Furthermore, the words in the same conceptual field form a lingual field and thanks to this lingual field world-views of societies are understood much more clearly. In other words, how the societies think is equivelent to their point of view related to the concepts.For this and similar reasons it becomes more of an issue in teaching and learning that a language has conceptual field dictionaries. In this work, firstly it will be clarified how the Conceptual Field Theory existed and developed and also it will be explained what Conceptual Field Dictionary means in the frame of lexiocography. Lastly, the situation of Turkish language in the frame of Conceptual Field Lexiocography will be evaluated and the importance of Conceptual Field Dictionaries in Turkish learning and teaching will be mentioned.
Article
Dictionaries are among the most important productions of the language they belong to. It is possible to find the reflection of life style and culture and the values that a nation has. Therefore, when preparing a dictionary, language should be reflected in the best way. In this study, two dictionaries -Turkish Dictionary and Turkish Dictionary with Examples- are compared and appreciated in many aspects.
Doğuda ve Batıda Sözlükçülüğün Gelişimi ve Osmanlı Dönemi Sözlük Metinlerine Genel Bir Bakış, Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, Sayı 4, s
  • Y Akçay
Akçay, Y. (2011). Doğuda ve Batıda Sözlükçülüğün Gelişimi ve Osmanlı Dönemi Sözlük Metinlerine Genel Bir Bakış, Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, Sayı 4, s. 281-333.
Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim. 1., 2., 3. Ciltler (5. Baskı) Ankara: TDK Yayınları
  • D Aksan
Aksan, D. (2009). Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim. 1., 2., 3. Ciltler (5. Baskı) Ankara: TDK Yayınları.