Content uploaded by Merve Kalyoncu-Yolaçan
Author content
All content in this area was uploaded by Merve Kalyoncu-Yolaçan on Jul 06, 2021
Content may be subject to copyright.
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
85
ISSN: 2619-9548 Journal homepage: www.joghat.org, http://dergipark.gov.tr/joghat
2021-Volume: 4 Number: 1
Page: 85-101
Received: 11.06.2021
Revised: 24.06.2021
Accepted: 29.06.2021
Araştırma Makalesi (Research Article)
COVID-19 KÜRESEL SALGINININ TURİZM SEKTÖRÜ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
(EFFECTS OF COVID-19 PANDEMIC IN TOURISM SECTOR)
Gökçe YÜKSEK1 (orcid.org/0000-0002-1010-8694)
Merve KALYONCU2 (orcid.org/0000-0002-3761-4079)
1 Anadolu Üniversitesi, Turizm Rehberliği Bölümü, Eskişehir, Türkiye.
2 Anadolu Üniversitesi, Turizm Rehberliği Bölümü, Eskişehir, Türkiye.
Özet
Turistlerin seyahat kararlarında ekonomik ve sosyal tercihleri ön plana çıkmaktadır. Ancak doğal afet, siyasi sorunlar, savaş ve
salgın hastalık gibi kriz durumlarında turizm faaliyetleri sekteye uğrama ihtimaliyle karşı karşıya kalmaktadır. Diğer krizlerde
olduğu gibi salgın hastalıklar da turistlerin tatil karar sürecinde, destinasyon seçimlerinde ve seyahat davranışlarına yön vermede
kısa, orta ve uzun vadede çeşitli değişikliklere sebep olmaktadır. Böyle zamanlarda tedbir almak için, merkezi ve yerel yönetimler
kriz yönetimi ile ilgili planlama yapmaktadır. Yanı sıra, sorunları belirleyerek bu sorunlara yönelik çözüm önerileri geliştirmektedir.
Koronavirüs salgını Çin Halk Cumhuriyeti’nin Wuhan kentinden dünyaya yayılmıştır. Bu salgın pek çok sektörü etkilediği gibi
turizm faaliyetlerini olumsuz şekilde etkilemiştir. Bu araştırmanın amacı, küresel salgın COVID-19’un turizm sektörü üzerindeki
etkilerinin değerlendirilerek çeşitli turizm paydaşlarının sorunlarının belirlenmesi ve bu sorunlara çözüm önerilerinin ortaya
konulmasıdır. Araştırma kapsamında tamamı turizm profesyonellerinden oluşan Uluslararası SKÅL Dernekleri Federasyonu
(SKÅL) üyelerinden amaçlı örneklem yöntemi ile belirlenen 30 kulüp üyesi seçilmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşme formu ile
toplanan veriler içerik analizi ile analiz edilmiştir. Buna göre; seyahat acentalarının yaşadığı sorunlar, çözüm önerileri ve alternatif
model önerileri; konaklama işletmelerinin yaşadığı sorunlar, çözüm önerileri ve alternatif model önerileri ve diğer paydaşların
yaşadığı sorunlar, çözüm önerileri ve alternatif model önerilerine ilişkin sonuçlara ulaşılmıştır. Kısıtlamalar ve hastalanma korkusu
nedeniyle seyahatlerde yaşanan düşüş ve bunun neden olduğu müşteri ve gelir kaybı olduğu saptanmıştır. Düşük fiyat ve doluluklara
karşılık, operasyonel maliyetler (personel sayısı-yeme içme maliyetleri-COVID-19 önlem maliyetleri) için alınan önlemlerin hizmet
kalitesini büyük oranda olumsuz olarak etkilemesi elde edilen sonuçlardan biridir. Belirsizlik ve öngörüsüzlük sebebiyle ileriye
yönelik planlama yapılamaması ve Alakart ve sulu yemek hizmeti veren restoranların paket servis hizmetine geçilmesi sürecinde
hiç iş yapamaz hâle gelmeleri elde edilen sonuçlardandır. Bu araştırmanın sonuçlarının ilgili alanyazına, uygulamaya ve sektöre
katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Kriz yönetimi, Salgın, COVID-19, Koronavirüs, Uluslararası SKÅL Dernekleri Federasyonu.
Abstract
Economic and social preferences of tourists are important factors in their travel decisions. However, tourism activities are faced
with the possibility of interruption in crisis situations such as natural disasters, political problems, war and epidemics. As in other
Sorumlu yazar: gozer@anadolu.edu.tr
Önerilen Atıf (To cite this document): Yüksek, G. ve Kalyoncu, M. (2021). Covıd-19 Küresel Salgınının Turizm Sektörü Üzerindeki
Etkileri, Journal of Gastronomy Hospitality and Travel, 4(1), 85-101. DOI: 10.33083/joghat.2021.60
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
86
crises, epidemics cause various changes in the short, medium and long term in the holiday decision process of tourists, in destination
choices and in directing their travel behaviors. In order to take precautions at such times, central and local governments make plans
for crisis management. In addition, it identifies problems and develops solutions for these problems. The coronavirus epidemic
spread to the world from the city of Wuhan, People's Republic of China. This epidemic has negatively affected tourism activities as
well as affecting many sectors. The purpose of this research is to evaluate the effects of the global epidemic COVID-19 on the
tourism industry, to identify the problems of various tourism stakeholders and to offer solutions to these problems. 30 club members
were selected from the members of the International Federation of SKÅL Associations (SKÅL), all of whom are tourism
professionals, chosen by the purposive sampling method. The data were collected with semi-structured interview form and analyzed
by content analysis. According to this; problems experienced by travel agencies, solution suggestions and alternative model
suggestions; The problems faced by the hotels, solution suggestions and alternative model suggestions, and the problems faced by
other stakeholders, solution suggestions and alternative model suggestions were obtained. It has been determined that there is a
decrease in travel due to restrictions and fear of getting sick, and the loss of customers and profits caused by this. One of the results
obtained is that the measures taken for operational costs (number of personnel costs, catering costs-COVID-19 prevention costs)
negatively affect the service quality despite low prices and low accommodation capacity rates. It is one of the results obtained that
due to uncertainty and lack of foresight, no forward planning can be made and restaurants that provide à la carte and juicy meals
are not suitable for take-away service, forcing them unable to do any services. It is thought that the results obtained will contribute
to the literature, practice and industry.
Keywords: Crisis management, Pandemic, COVID-19, Coronavirus, SKÅL International Turkey.
1. GİRİŞ
İnsanlık tarihinden bu yana kolera, HIV, ebola, çiçek, H1N1, H5N1, veba SARS ve MERS gibi pek çok farklı
bulaşıcı hastalık görüldü. Özellikle son dönemlerde ortaya çıkan bulaşıcı hastalıklar, turizm hareketleri ve
seyahatlerle dünyanın dört bir yanına yayılmıştır (Hollingsworth vd., 2007; Baker, 2015). COVID-19
virüsünün yol açtığı salgın ve ortaya çıkışından itibaren meydana gelen olaylar neticesinde, alan uzmanı pek
çok kişinin görüş ve araştırmaları ortaya çıkmıştır. Buna göre, uzmanların yaşadığımız dünyanın değişeceğine,
“yeni bir dünya düzeni” veya “farklı bir çağ” ile karşı karşıya gelineceğine dair yorumları her endüstri bir
endüstri ile ilgili öngörüleri oldukça dikkat çekicidir (Budak ve Korkmaz, 2020: 75; Gossling vd., 2020: 1;
Özkoçak vd., 2020: 1193). Son dönemin en büyük küresel krizi olarak kabul edilen COVID-19 salgını, her
geçen gün mutasyonlarıyla, çeşitli vakalarla ve dünyanın dört bir tarafından gelen haberlerle öldürücü etkisine
devam etmektedir. Bu krize karşı zaman zaman birçok ülkenin sağlık sisteminin yetersizliğine şâhit
olunmaktadır. Çin’de, COVID-19 enfekte olan hastalar ivedilikle izole edilmesine rağmen, hastalık hızlıca
yayılmaya devam etmiştir. Bu virüsten etkilenen insanların bulunduğu bazı bölgelerde vaka artışları sebebiyle
yeni hastaneler yapılma ihtiyacı doğmuştur (Samancı, 2020: 9).
Küresel salgınlar, kriz olarak değerlendirilmiş ve kriz yönetimiyle çeşitli politika, plan ve düzenlemeler
yapılmıştır. Turizm sektöründe kriz; turizm işletmelerinin düzenli faaliyetleri açısından tehdit oluşturan,
destinasyon imajını olumsuz etkileyen, turistik bölgenin güvenliği konusunda şüphe yaratan, turistleri olumsuz
yönde etkileyen durumlar şeklinde tanımlanmaktadır (Sönmez vd., 1994: 2). Bu kapsamda, turizm sektörü
salgın hastalıklar, doğal afetler, terör ve savaş gibi siyasal, politik ve ekonomik istikrarsızlıklardan çok çabuk
etkilenmektedir. Son yıllarda yaşanan terör olaylarının, salgın hastalıkların ve doğal afetlerin turizm talebi ve
turizm hareketliliği üzerinde olumsuz etki yarattığı bilinmektedir (Bahar ve Kozak, 2008). Bir turizm
destinasyonunun makro ve mikro çevresinde gerçekleşen olumsuz olayların sonucu olarak turist sayısında
düşüş yaşanmaktadır. Özellikle insan sağlığı ya da güvenliğini tehdit edecek hafif bir risk unsuru bile
destinasyonun tercih edilmemesi için yeterli bir sebep olarak kabul edilmektedir (Lee ve Chen, 2011).
COVID-19’a ilişkin dikkat edilmesi gereken üç faktör şöyledir (OECD, 2020: 3):
İnsanların korunması: Turistleri (örneğin; bilgi, ülkesine geri dönmesine yardım etme, tüketiciyi
koruma) ve turizm çalışanlarını (örneğin, kredi ve gelir desteği sağlama) korumak,
Ekonominin devamlılığını sağlamak: Turizm sektöründe tedarik zincirinde yer alan bütün kalemlere
özellikle nakit akışı destekleri de dâhil olmak üzere destek olmak ve KOBİ'lerin yanında olmak,
Koordinasyon mekanizmaları oluşturmak: paydaş iş birliği sağlama, verilerin zamanında ve doğru
olarak paylaşma, kısa, orta ve uzun vadeli koordineli politika oluşturma için çalışmalar yapılmalıdır.
COVID-19’un ortaya çıkması ve hızla yayılması, ulaşımdan konaklamaya, yeme içmeden turizm eğitime kadar
turizm sektöründe faaliyet gösteren tüm işletme çalışanlarının kötü günler geçirmesine neden olmuştur.
Salgından önce turizm sektörü, aşırı turizm (overtourism) olgusunu tartışırken ve hatta bu soruna çözüm
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
87
ararken, salgından sonra sektör, ekonomik açıdan neredeyse çökme noktasına gelmiş, çoğu işletme kapatılmış,
pek çok turizm işletmesi de iş görenleri çıkarmak durumunda kalmıştır (Acar, 2020; Bahar ve Çelik İlal, 2020).
2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Bu bölümde Dünyada küresel salgın ve etkileri, Türkiye’de küresel salgın ve etkileri ve Türkiye’nin COVID-
19 ile ilgili mevcut durumuna ilişkin bilgilere yer verilmiştir.
2.1. Dünyada küresel salgın ve etkileri
Dünya genelinde yaşanan bu küresel salgın, turizm ekonomisi için de benzersiz ve zorlayıcı bir kriz olarak
nitelendirilmektedir. Turizm sektörü, ülkelerin ekonomik kalkınmasına katkı sağlayan önemli bir potansiyele
sahiptir. OECD ülkelerinde ise GSYH’nin ortalama %4,4’üne katkı sağlarken, istihdama yaklaşık olarak
%6,9’una doğrudan etki etmektedir. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’ne göre, Dünya GSYH’nin
%10’u ile istihdamın %10,1’ini oluşturmaktadır. Başka bir deyişle, Dünyada her 10 kişiden 1’i turizm
sektöründe istihdam edilmektedir. Bu durum özellikle turizm sektörüne bağlı olan destinasyonlarda önemli
makroekonomik etkiler olarak dönüşmektedir. Pek çok hükümet, sektör üzerindeki bu olumsuz durumun
etkilerini bertaraf etmek ve çabucak toparlanabilmek için turizme ilişkin tedbirler almak durumundadır.
Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün resmî web sayfasında 6 Mart 2020 tarihinde yayımlanan
“Turizm ve Koronavirüs Salgını” adlı başlıkta turizm endüstrinin sahip olduğu, sosyal yönü sebebiyle bireyler
ve kültürler arası etkileşimden diğer ekonomik sektörlere göre daha fazla etkilendiği belirtilmiştir. Çin’de
ortaya çıkan bu salgının turizm sektörü başta olmak üzere küresel çapta birçok sektörü sekteye uğrattığı ve
hatta bazı sektörleri durdurduğu bilinmektedir (UNWTO Tourism and Coronavirus Disease (COVID-19),
2020). Turizm sektörü tek başına küresel GSMH’nin %10’undan fazlasını üretmektedir. Bu da ortalama 8,8
trilyon dolara denk gelmektedir. Taymaz (2020)’ye göre, COVID-19 salgınını bertaraf etmek için alınan
önlemlerin neden olacağı talep şoklarının GSYH ve istihdamda yaratacağı toplam etkiler Girdi Çıktı modeliyle
hesaplanmıştır. Bu hesaplamaya göre, konaklama, ulaşım, yeme içme, eğlence ve kültür gibi hizmet
sektöründe yaşanacak talep düşüşlerinin toplam GSYH’de %7,8 düşüşe sebep olacağı belirtilmiştir. Toplam
istihdamda üzerinde ise % 10’dan fazla bir daralma olabileceği ortaya konmuştur (Taymaz, 2020). Dünya
Turizm Örgütü’ne göre salgın, turist sayısında düşüşe neden olmaya devam edecektir. Bu düşüşün bir diğer
sonucu olarak yalnızca ulusal değil uluslararası turizm hareketlerinin de azalacağı düşünülmektedir. Bu durum
da turizm gelirlerinde düşüş yaşanacağı anlamına gelmektedir (UNWTO, 2020). Küresel salgınların turizm
sektörü üzerinde başta ekonomik olmak üzere ciddi etkiler yaratabilmektedir. COVID-19 salgını ise bu küresel
salgınların en yeni ve en çarpıcı örneklerindendir. Zira Birleşmiş Miletler Dünya Turizm Örgütü, 2009 yılında
yaşanan küresel ekonomik krizden sonra uluslararası turist sayısının %4 azaldığını, yanı sıra 2003'te meydana
gelen SARS salgınının yalnızca %0,4 oranında düşüşe yol açtığını kaydetmiştir (UNWTO, 2020b). Birliğin
COVID-19 salgınının turizme etkilerine ilişkin hazırladığı raporda, uluslararası turist sayılarının 2020’nin ilk
çeyreğinde %22 oranında düşüş yaşadığı, bu düşüşün büyük çoğunluğunun yaşandığı Mart ayı düşüşünde ise
dünya genelinde %57 iken, Türkiye’de %68 olduğu bilinmektedir. Yılın tamamında ise uluslararası turist
sayılarının, %60-80 arası düşebileceği şeklinde hesaplamalar mevcuttur (UNWTO, 2020. Rapora göre
uluslararası seyahatlere olası talep kaybı;
850 milyon ile 1,1 milyar uluslararası turistin ağırlanmaması,
910 milyar ile 1,2 trilyon dolar arasında turizmden elde edilen ihracat gelirinin kaybedilmesi,
100 ile 120 milyon arasında doğrudan turizm istihdamının risk altında olması olarak
değerlendirilmektedir.
Dünya Turizm Örgütü, Avrupa Parlamentosu raporuna göre, turizm gelirlerinin konaklama ve yeme içme için
%50, tur operatörleri ve seyahat acentaları için %70, gemi ve havayolu şirketleri için %90 oranında düşüş
yaşayacağını öngörülmektedir. Özellikle Avrupa ülkelerinin uluslararası turizm hareketliliğinin yarısında
turist ağırlayan destinasyon olarak yer aldığı düşünüldüğünde ve özellikle İspanya, İtalya, Fransa ve
Yunanistan gibi ekonomisi turizme oldukça bağımlı olan ülkeler için yaşanacak krizin boyutlarının büyük
olacağı düşünülmektedir (Avrupa Parlamentosu, 2020). COVID-19 salgını yaşanırken, çeşitli destinasyonların
daha yerel ve daha sürdürülebilir turizm çeşitlerine odaklanacaklarını varsayan Hall vd. (2020), uluslararası
turizm alışkanlıklarının büyük ölçüde devam edeceğini, özellikle merkezi ve yerel yönetimlerin, turizme
sadece ekonomik açılardan yaklaşacaklarını dile getirmişlerdir. Buna karşın pandemi ile birlikte, açılmalar
sonrası turistler, kitle turizminin aksine daha bireysel ve daha sakin turizm çeşitlerine katılacaklardır.
Wachyuni ve Kusumaningrum’da (2020), serbestlikler sonrası kısa süreli seyahat seçeneğinin tercih
edileceğini ve aynı zamanda destinasyon güvenliği ve temizlik önlemlerinin eksiksiz şekilde yerine getirilmesi
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
88
koşuluyla doğa temelli turizm çeşitlerinin tercih edileceğine dair tahminlerde bulunmuşlardır. Elde edilen
bulgulara göre, katılımcıların büyük çoğunluğunun COVID-19 salgını bittikten hemen sonra (0-6 ay arası) ne
zaman ve nereye seyahat edeceklerini planlamış olduklarını göstermektedir. Bu durumdan da anlaşıldığı üzere,
artık sağlık da destinasyon seçimini etkileyen en önemli faktörlerden biri olarak kabul edilmelidir.
COVID-19 virüsünden önceki diğer hiçbir kriz küresel anlamda bu derece büyük çapta seyahat kısıtlamasını
beraberinde getirmemiştir. Nisan 2020 itibarıyla, dünyadaki tüm destinasyonların % 96’sı bu salgını önlemek
ve tedbir almak amacıyla seyahat etmeyi kısıtlayan önlemler almışlardır (UNWTO, 2020: 3). Seyahat
kısıtlamalarıyla birlikte tüm uçuşlar, konaklama rezervasyonları, büyük çaplı etkinlikler ve festivaller iptal
edilmiş ve bu iptaller turizmi derinden etkilemiştir. COVID-19, en başta insanların günlük yaşamlarını
etkileyen, basit bir dışarı çıkmayı bile kısıtlayan ve küresel ekonomik krizi tetikleyen bir kriz olarak
değerlendirilmektedir. Pandeminin turizm sektörü üzerindeki etkileri oldukça fazladır. Bu durumdan etkilenen
birçok turizm çalışanı, işletmesi, destinasyonu ciddi yaralar almış durumdadır. Pandemiyle şekillenen seyahat
alışkanlıklarında yaşanan değişimler, sadece tercih edilen turizmin çeşidi ve destinasyon seçimiyle sınırlı
kalmayacaktır. Yanı sıra, insanların doğayla olan ilişkilerini ve etik kurallara saygılı destinasyonların ön plana
çıkacağı düşünülmektedir. Yaşanan pandemi ve beraberinde getirdiği etkiler, turistleri çok daha dikkatli ve
çok daha bilinçli olmaya yöneltmiştir. Stankov vd. (2020), bu farkındalığın uzun vadede sürdürülebilir turist
deneyimlerine evrilebileceğini öngörmektedirler. Örneğin, turizm sektöründe ciddi bir turist kitlesine sahip
olan gastronomi turizmi destinasyonlarında uygulanan kuralların daha da sıkı olacağı ve yapılacak
düzenlemelere daha fazla önem verileceği düşünülmektedir. Benzer başka bir çalışmada ise Ying vd. (2020),
yaban hayatının ve egzotik hayvan tüketiminin, gıda arzına bağımlı turizm sektöründe yer alamaya devam
edeceği ve bu gıdaların yerel halk, turistler ve destinasyonlara ciddi zarar verebileceği düşünülmektedir.
Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC)’nin 28 Nisan 2020 tarihinde yayımladığı rapora göre, salgının
küresel ekonomi üzerindeki etkisi, 2008 küresel ekonomik krizinin etkisinden yaklaşık 8 kat daha fazladır.
Bunun nedenlerinden biri de, 2020 yılında turizm sektöründe istihdamın %31 oranında gerilemesi ve yaklaşık
100 milyon kişinin işini kaybetmesidir. Bununla birlikte turizm gelirinde %30 oranında 2,7 trilyon Amerikan
doları kaybı yaşandığı da bilinmektedir. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi, yaşanan bu durumu “2020 için
eşi benzeri görülmemiş kayıplar” şeklinde tanımlamaktadır (Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi, 2020).
2.2. Türkiye’de küresel salgın ve etkileri
2019 yılında Türkiye’ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı, 2018 yılının aynı dönemine oranla yüzde 14,1 oranında
artış ile 45 milyon 58 bin 286 olarak kaydedilmiştir. Bu sayıya yurtdışında yaşayan vatandaşlar dâhil
edildiğinde 2019 yılında Türkiye’ye gelen toplam ziyaretçi sayısı ise 51,7 milyon kişi olarak güncellenmiştir.
Ancak pandeminin Türkiye’de ortaya çıktığı 2020’de turist sayılarında ciddi bir düşüş yaşanmıştır (TÜRSAB,
2020: 17). İlk vakanın görülmesinden 12 Mayıs tarihine kadar geçen dört ayda, Türkiye; hem kendi içinde
salgınla mücadele kapsamında sağlık sistemini etkin bir şekilde yönetmeye çalışmış hem de kendi dışındaki
yaklaşık 44 ülkeye tıbbi malzeme yardımında bulunmuştur. Bu noktada, bugüne kadar Türkiye’nin; sosyo-
ekonomik ve sağlık hizmetleri potansiyeli, kendinden çok daha iyi durumda olan ülkelere kıyasla, pandemi
sürecinde daha iyi bir performans sergilediği görülmektedir. Burada dikkat çekilmesi gereken en önemli iki
durum, Türkiye’nin öngörülü bir sağlık hizmetleri planlamasına ve yine donanımlı ve fedakâr sağlık çalışanı
gücüne sahip olmaktır. Türkiye, yaklaşık 100 yıldır sürekli salgın hastalıklarla mücadele etmekte ve bu
hastalıkları nasıl bertaraf edebileceği konusunda tecrübeli sağlık çalışanlarına sahiptir. Bu noktada özellikle
sağlık politikalarını, diğer taraftan da sağlık insan gücü eğitimlerini de bu bakış açısıyla planlamaya özen
göstermiştir (Budak ve Korkmaz, 2020: 76). 2021 yılının başında bulunduğumuz duruma bakıldığında
Türkiye’de de salgından en fazla etkilenen sektörlerin başında turizm gelmektedir.
Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) uluslararası veri ve analiz şirketi STR Global iş birliği ile hazırladığı rapora
göre, Türkiye turizm işletmelerinin doluluk oranında pandemi nedeniyle yaşanan düşüşü göstermektedir.
Pandemi nedeniyle 2020’de Türkiye’deki şehir otellerinin yarısından fazlası, kıyı otellerinin büyük çoğunluğu
kapalı kalmıştır. Buna rağmen Türkiye genelinde Ocak–Eylül 2020 dönemini kapsayan 9 aylık dönemde
ortalama doluluk oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre %47,8 düşüşle %35,4’e gerilemiştir. Türkiye’de
en çok konaklama yapılan şehirler olan İstanbul ve Antalya’da doluluk oranları yine beklenen seviyelerde
değildir. İstanbul’un ilk 9 ayda doluluk oranı %50,8 düşüşle %36,9 olmuştur. Antalya’da ilk 8 ayda doluluk
oranları geçen yılın aynı dönemine göre %41 düşüş göstererek %39,8 olarak değişmiştir (TÜRSAB, 2020: 20-
21).
Konaklama işletmeleri için, “Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı” Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın
liderliğinde, İçişleri, Sağlık, Ulaştırma ve Dışişleri Bakanlıklarının destekleri ve tüm sektör paydaşlarının iş
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
89
birliğiyle sürdürülmüştür. 18 farklı uluslararası değerlendirme kuruluşu tarafından 166 farklı kriter temel
alınarak hijyen ve sağlık alanında yapılan çeşitli denetlenmeler neticesinde gereklilikleri karşılayan tesisler
“Güvenli Turizm Sertifikası” almaya hak kazanmaktadır. Oda sayısı 50 ve üzeri olan konaklama tesisleri için
“Güvenli Turizm Sertifikası” almak zorunlu kabul edilmiştir. 1 Ocak 2021 tarihinden sonra faaliyete geçecek
olan konaklama tesisleri için ise bu şart 30 oda olarak düzenlenmiştir. Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme
Ajansı (TGA) verilerine göre; 24 Kasım 2020 tarihinden bu yana Türkiye genelinde 1975 konaklama tesisi
Güvenli Turizm Sertifikasına sahiptir. Güvenli Turizm Sertifikasına sahip otellerin şehir bazında dağılımına
bakıldığında, Antalya 374 tesis ile ilk sırada yer alırken İstanbul 373 tesis ile ikinci sırada yer almaktadır
(TÜRSAB, 2020: 21). Güvenli Turizm Sertifikası’nın işletmelere getirdiği ilave maliyet hâlihazırda düşen
doluluk oranları ile birleştiğinde daha vahim bir tablo ortaya çıkmaktadır. Bir taraftan çözüm için çırpınan
sektörün üzerine diğer taraftan yüklenen ek maliyetler işletmelerin faaliyetlerini olanaksız hâle getirmektedir.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2020 yılı Ocak-Haziran ayları arası yurt içi toplam 13 milyon
934 bin seyahat gerçekleşmiştir. Seyahat sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre %58,3 oranında düşmüş
ve Ocak-Haziran 2020 döneminde yurt içi geceleme sayısı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde %36,1
azalarak 151 milyon 356 bin olarak gerçekleşmiştir. 2020 yılı Ocak-Haziran ayları arasındaki 6 aylık dilimde
yurt içi seyahat harcamalarının, geçen yılın aynı dönemine göre %57,1 düşerek 7 milyar 598 milyon 61 TL
olduğu görülmüştür. Özellikle Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin ve Schengen bölgesinde yer alan İzlanda,
Lihtenştayn, Norveç ve İsviçre’nin Türkiye’ye seyahat kısıtlaması uygulaması (Şeker, 2020), seyahat
kısıtlaması uygulamayan bazı ülkelerde yurda girişte karantina uygulamaları, bazı ülkelerin COVID-19 testi
istemesi ve bunun ücretinin yolcudan tahsil edilmesi, turizm ve küreselleşmeye olan bakış açısının pandemi
sürecinde değişmesi, iş seyahatlerinin azalması gibi unsurlar Türk havayolu işletmeleri için büyük zorluklar
oluşturmaktadır. Bu kapsamda yurtiçi destinasyonların sayısının artırılması, Türk havayolu işletmelerinin
kapasitelerini daha etkin kullanabilmelerine katkı sağlayacaktır (Karakavuz, 2020: 3584).
Turizm eğitimi gören üniversite öğrencilerinin COVID-19 salgınına ilişkin görüşlerine başvurulan bir
araştırmada, salgının Türkiye’deki turizm sektörü üzerindeki etkisi, pandemi ile turizm faaliyetlerinde yaşanan
değişiklikler, pandemi sürecinde turizm işletmelerinin dikkat etmesi gereken hususlar ve salgının turizm
sektörü üzerindeki etkilerine yönelik sorular yöneltilmiştir. Bu doğrultuda, araştırmaya katılan katılımcılar,
salgının Türkiye’deki turizm sektörü üzerinde genel olarak olumsuz bir etki yarattığını ve bu olumsuz sürecin
bir süre daha süreceğini düşündüklerini belirtmişlerdir. Katılımcılara göre, özellikle ekonomik açıdan
etkilenen turizm sektöründe turizm faaliyetlerinin yavaşlayacağı ve durma noktasına geleceği öngörülmektedir
(Akyol, 2020: 119). Bu durum üniversite tercihi yapacak öğrencileri de olumsuz etkileyebilecektir. Turizm
eğitiminin çevrimiçi ortamda gerçekleşmesinin doğurduğu sonuçlar hem eğitim kalitesini olumsuz etkilemiş
hem de eğitim kurumlarının bulunduğu illeri ekonomik açıdan çok zor duruma sokmuştur. Pandemi sebebiyle
turizm eğitimi gören öğrenciler staj yeri bulmakta çok büyük sorunlar ile karşılaşmış ve pek çoğu maalesef
staj yapamamıştır. Kimi üniversiteler uygulama projelerini teorik ödev hazırlama yöntemlerine döndürmek
mecburiyetinde kalmıştır.
2.3. Türkiye’nin COVID-19 ile ilgili mevcut durumu
Türkiye’de yaşanan pandemi sürecine bakıldığında, 10 Mart’ı 11 Mart’a bağlayan gece Sağlık Bakanı
Fahrettin Koca, COVID-19 ile ilgili olarak bir vatandaşın sonuçlarının pozitif çıktığını açıklamıştır. Daha
sonra Türkiye, 13 Mart 2020 tarihi itibariyle 9 farklı Avrupa ülkesine yapılan uçuşları askıya almıştır. 21 Mart
2020 itibariyle de Türkiye kalkışlı uçuşların yasaklandığı ülke sayısı 68 olarak güncellendi. Dolayısıyla
COVID-19 nedeniyle Türkiye’de Mart 2020 tarihi itibarıyla seyahat kısıtlamaları başlamıştır (Bişkin, 2020).
COVID-19 salgınının tıpkı her ülkede olduğu gibi Türkiye’deki turizm faaliyetlerini özellikle ekonomik açıdan
olumsuz etkilediği görülmüştür. Açılma sonrası birçok kurum ve kuruluşa güvenlik ve sağlık konularında belli
kurallar ve denetimler getirildiği, kitle turizminin azaltılarak daha çok bireysel hizmetlere yönelineceği, diğer
rakip ülke destinasyonlarına göre sürecin iyi yönetildiği düşünülmektedir. Katılımcıların diğer görüşleri
arasında, turizm işletmelerinin pandemi sürecinde yaşadığı değişim, yatırım ve mobil iletişim konularına
ağırlık vermesi ön plana çıkmıştır. COVID-19 salgınının olumsuz etkilerinin yanında destinasyonlar ve turizm
işletmeleri kapalı kalınan sürede tadilat ve politika ve planlamalarında düzenleme ve yenileme fırsatı
bulmuştur (Akyol, 2020: 112). Salgın nedeniyle birçok ülke gibi Türkiye de zorlu bir süreç yaşamaktadır.
Uluslararası Para Fonu (IMF) tahminlerine göre, 2020 yılında Türkiye’nin GSYH’nin %5 oranında azalma
beklenmektedir. Dünya Bankası’nın 2020 yılı için hazırladığı senaryoya göre, Türkiye ekonomisi %3,8
oranında daralma yaşayacaktır. Dünya Bankası, COVID-19 salgını kaynaklı olarak işgücünün azalabileceği
ve istihdamın olumsuz yönde etkilenebileceğine vurgu yapmaktadır. T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
90
Yeni Ekonomi Programı'nda açıkladığı verilere göre, Türkiye ekonomisinin 2020 yılını %0,3 artışla kapatacağı
açıklanmıştır (TÜRSAB, 2020: 5). Türkiye’nin 2020 yılının ilk 11 ayında ise en çok ziyaretçi gelen ülkeler
sırayla; Rusya, Bulgaristan, Almanya, Ukrayna, İngiltere, Gürcistan, İran, Irak ve Fransa’dır. Bu dönemde
ziyaretçi sayılarında yaşanan düşüşe rağmen ana pazarlarındaki sıralamada herhangi bir değişiklik
görülmemiştir.
Tablo 1. 2020’nin ilk 11 ayında en çok ziyaretçi alınan ülkeler ve ziyaretçi sayıları
Ülke
Gelen Ziyaretçi Sayısı
Rusya Federasyonu
2 038 380
Bulgaristan
1 140 739
Almanya
1 071 782
Ukrayna
965 203
İngiltere
803 782
Gürcistan
399 944
İran
352 577
Irak
351 273
Fransa
287 827
Kaynak: TÜRSAB, Son Verilerle Türkiye Turizm İstatistikleri Raporu Kasım, 2020
Küresel salgın döneminde Türkiye’ye gerçekleşen seyahatlere bakıldığında, belirli bir seyahat acentası
grubunun düzenlediği ve Uzakdoğu’dan gelen turistlerin katıldığı turların yoğun bir şekilde olduğu
görülmüştür. Genellikle İstanbul, Çanakkale, Denizli, Konya, Nevşehir, Ankara illerini kapsayan Çinli
turistlerin ağırlıklı olduğu bu grupların gelişi de salgın ile birlikte sonlanmıştır. Uzakdoğu’dan gelen turistlerin
yıl boyu gelmeye devam etmesi, turist rehberleri ve ilgili destinasyonlar açısından çok önemli bir gelir
kaynağıdır. Türkiye için oldukça önemli olan Çin pazarında taleplerin yeniden oluşması başka bir paradoksu
doğurabilecektir. COVID-19 ve önceki salgınlarda virüslerin Çin kaynaklı olmasından dolayı, Çinli turistlerin
yoğun seyahat ettiği destinasyonların, özellikle Avrupalılar başta olmak üzere potansiyel turistler açısından
riskli destinasyonlar olarak değerlendirilme ihtimali oldukça yüksektir (Atay, 2020: 169).
3. YÖNTEM
Bu araştırmanın amacı, küresel salgın COVİD-19’un turizm sektörü üzerindeki etkilerinin değerlendirilerek
çeşitli turizm paydaşlarının sorunlarının belirlenmesi ve bu sorunlara çözüm önerilerinin ortaya konulmasıdır.
Bu amaç doğrultusunda, uluslararası bir sivil toplum kuruluşu olan SKÅL International’ın Türkiye Kulübü
olan “Uluslararası SKÅL Dernekleri Federasyonu’nun 742 üyesi bu araştırmanın evrenini oluşturmaktadır.
Ülkemizin yedi coğrafi bölgesinde toplam 17 kulübü bulunan ve tamamı turizm profesyonellerinden oluşan
bu evrenden amaçlı örneklem yöntemi ile belirlenen 30 kulüp üyesine yarı yapılandırılmış soru formu e-posta
ile gönderilmiştir. Örneklemde yer alan üyeler, kulüp üyelerinin beklenti ve görüşlerini yansıtabileceği
varsayımı ile kulüp başkanlarından ve yönetim kurulu üyelerinden seçilmiştir. Kulüp üyelerine yöneltilen açık
uçlu sorular şu şekildedir:
Faaliyet alanınınız:
COVID-19 Salgınının başlamasından bugüne kadar yaşadığınız ve yaşamakta olduğunuz sorunları
maddeler hâlinde yazınız.
COVID-19 Salgınının devam edecek olması durumunda kendi sektörünüze ve /veya faaliyet alanınıza
yönelik çözüm önerileriniz nelerdir? (Sektör temsilcisi birlikler, hükûmet, yatırımcılar, odalar,
dernekler vb. kurum ve kuruluşlardan beklentilerinizi dikkate alarak yazınız)
Küresel salgını fırsata çevirebilecek alternatif model önerileriniz neler olabilir?
Görüşmeler Haziran ayı içinde gerçekleştirilmiştir. Gönderilen e-posta da katılımcılara yöneltilen sorulara
verilecek yanıtların sadece araştırma amacıyla kullanılacağı ve bu bulgular yorumlanırken herhangi bir şekilde
isim/soy isim/işletme adının kullanılmayacağı ifade edilerek görüşmenin gönüllülük esasına dayalı olarak
gerçekleşmesi amaçlanmıştır.
Toplanan veriler içerik analizi kullanılarak analiz edilmiştir. Buna göre veriler her bir turizm paydaşı kendi
içinde gruplandırılarak analiz edilmiştir. Toplam 30 kulüp üyesinin; 13’ü Seyahat acentası sahibi/temsilcisi,
11’i Konaklama işletmesi sahibi/temsilcisi, 2’si Yiyecek içecek işletmesi sahibi/temsilcisi, 2’si eylemli turist
rehberi ve 2’si de ise öğretim üyesidir.
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
91
4. BULGULAR
Elde edilen bulgular seyahat acentaları ve konaklama işletmeleri için ayrı ayrı; yiyecek içecek işletmesi,
profesyonel turist rehberi ve turizm eğitimini kapsayan paydaşlar diğer paydaşlar kavramı altında
gruplandırılarak analiz edilmiştir.
Seyahat acentalarının yaşadığı sorunlara ilişkin alt temalar; Ekonomik sorunlar, Psikolojik sorunlar ve
Operasyonel sorunlar olarak belirlenmiştir. Bu alt temalar, kodlar ve kodların tekrarlanma sıklıkları Tablo 2’de
gösterilmiştir.
Tablo 2. Seyahat acentası sahibi/temsilcilerinin yaşadığı sorunlar
Seyahat
Acentası
Sahibi/Temsilci
lerinin
Yaşadığı
Sorunlar
Alt Temalar
Kodlar
Ekonomik
Sorunlar
Vergi ile ilgili
düzenlemeler
KDV ve diğer vergilerde ödeme
kolaylığı sağlanması (9)
Turizm işletmelerinin bazı
vergilerden muaf tutulması (3)
Finansal destek
ihtiyacı
İflas eden işletme sayısının artması
(9)
Düşük faizli kredi verilmesi (6)
Kira ve maaş desteği için bütçe
oluşturulması (4)
Tedarikçilerin kaybedilmesi (2)
Psikolojik
Sorunlar
Sürecin
belirsizliğinin yol
açtığı sorunlar
Tedirginliğin artması (5)
Depresyon gibi hastalıkların ortaya
çıkması (1)
Seyahat motivasyonun azalması (1)
İşgücü niteliğinin
düşmesi
Deneyimli personelin sektör
değiştirmek zorunda kalması (6)
Personel motivasyonun düşmesi (5)
Operasyonel
Sorunlar
Dijitalleşme
yatırımları
Tedarik zincirinde değişiklik
yapılması (2)
İnternet üzerinden satış kanallarına
yatırım yapılması (2)
Rezervasyon
iptalleri
Toplu etkinliklerin iptal edilmesi (4)
Standart paket turlara ilginin
azalması (2)
İptal edilen rezervasyonların
ücretlerini ödemede sorun
yaşanması (2)
İmaj yönetimi
Türkiye imajının güçlendirilmesi (5)
Güvenilir bir haber kaynağının
oluşturulması (3)
Seyahat acentası sahibi/temsilcilerinin yaşadığı sorunlar; belirsizlik ortamında işlerin ne zaman düzeleceği
bilinmez iken SGK, KDV, Emlâk, Çevre vb. pek çok verginin ertelenmesi ile devlete karşı artan borçların
oluşturduğu riskin artması ve genel olarak vergi ile ilgili düzenlemelerin yapılması gerektiği, finansal destek
ihtiyacının üst düzeyde olması, sürecin belirsizliğinin yol açtığı sorunlar, işgücü niteliğinin düşmesi,
dijitalleşme yatırımlarının yapılmasının gerekliliği, rezervasyon iptalleri yaşanması ve imajın yönetilmemesi
olarak öne çıkan başlıklar hâlinde sıralanabilir.
Seyahat acentası sahibi/temsilcilerinin COVID-19 salgınının devam edecek olması durumunda kendi
sektörlerine ve/veya faaliyet alanları ile ilgili çözüm önerilerine yönelik alt temaları ekonomiye yönelik çözüm
önerileri ve turizm sektörüne yönelik çözüm önerileri olarak belirlenmiştir. Bu alt temalar, alt temalara ilişkin
kodlara ve tekrarlanma sayıları Tablo 3’te gösterilmektedir.
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
92
Tablo 3. Seyahat acentası sahibi/temsilcilerinin çözüm önerileri
Seyahat Acentası
Sahibi/Temsilcile
rinin Çözüm
Önerileri
Alt Temalar
Kodlar
Ekonomiye Yönelik
Çözüm Önerileri
KÇÖnün devam ettirilmesi (3)
Faizsiz kredi imkânı verilmesi (2)
Vergi affı çıkarılması (2)
Turizm Sektörüne Yönelik
Çözüm Önerileri
Paydaşlara yönelik projelerin hayata
geçirilmesi (5)
Ulaşım araçlarının kamu tarafından
kiralanması (1)
Turizm çalışanlarına aşı önceliği verilmesi
(5)
Turizm çalışanlarına bilinçlendirme
eğitimleri verilerek sürecin
değerlendirilmesi (2)
Seyahat acentası sahibi/temsilcilerinin yaşanılan sorunlara yönelik çözüm önerileri değerlendirildiğinde;
turizm çalışanlarına aşı önceliği verilmesi, turizm paydaşlarına yönelik projelerin hayata geçirilmesi, kısa
çalışma ödeneğinin devam ettirilmesine yönelik çözüm önerileri olduğu söylenebilir.
Seyahat acentası sahibi/temsilcilerinin küresel salgını fırsata çevirebilecek alternatif model önerileri;
dijitalleşme ve inovasyon ve alternatif turizm alt temaları altında incelenmiştir. Alt temalar, alt temalara ilişkin
kodlar ve tekrarlanma sayıları Tablo 4’te verilmiştir.
Tablo 4. Seyahat acentası sahibi/temsilcilerinin model önerisi
Seyahat Acentası
Sahibi/Temsilcilerinin
Model Önerisi
Alt Temalar
Kodlar
Dijitalleşme ve inovasyon
Sosyal medya ve reklama önem
verilmesi (5)
Sanal fuarlar yapılması (2)
Acentacılık uygulamalarına
inovasyon yapılması (1)
Arttırılmış gerçeklik teknolojisine
yatırım yapılması (1)
Alternatif turizm
Ekoturizm turları hazırlanması (5)
Sağlık turizmi paket
programlarının hazırlanması (2)
Daha küçük grupların seyahat
etmesi (3)
Kişiye özel tur programlarının
oluşturulması (3)
Farklı konaklama alternatiflerinin
sunulması (3)
Seyahat acentası sahibi/temsilcilerinin küresel salgını fırsata çevirebilecek alternatif model önerilerine
bakıldığında; sosyal medya ve reklama önem verilmesi, ekoturizm turları hazırlanması ve sanal fuarlar
düzenlenmesi gibi önerilerde bulunduğu görülmektedir.
Bir diğer paydaş olan konaklama işletmesi sahibi/temsilcilerini yaşadığı sorunlara ilişkin alt temalar ekonomik
sorunlar, personele ilişkin sorunlar ve hizmete ilişkin sorunlar olmak üzere belirlenmiştir. Bu alt temalara ait
kodlar ve kaç kere tekrarlandıkları Tablo 5’te gösterilmiştir.
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
93
Tablo 5. Konaklama işletmesi sahibi/temsilcilerinin yaşadığı sorunlar
Konaklama
İşletmesi
Sahibi/Temsilci
lerinin
Yaşadığı
Sorunlar
Alt Temalar
Kodlar
Ekonomik sorunlar
İflas eden işletmelerin artması (7)
Kredilerin ödenememesi (3)
Faturaların ödenememesi (2)
Gelirin azalması (3)
Ekonomik planlama yapılmaması (1)
Personele ilişkin
sorunlar
Kalifiye eleman sayısının azalması (6)
Gelecek kaygısının artması (3)
Belirsizliğin devam etmesi (2)
KÇÖ’nün personel üzerinde olumsuz etki yapması
(2)
Personelin işten çıkarılma korkusu yaşaması (1)
Hizmete ilişkin
sorunlar
Yurtdışı ile ilgili farklı prosedürlere sahip olunması
(5)
Butik otellerin daha çok tercih edilmesi (4)
Uzun kuyrukların rahatsız edici olması (3)
Büyük kapasiteli tesislere olan talebin azalması (3)
Turist profilinin değişimine ayak uyduramaya
işletmelerin rekabet gücünün azalması (3)
Enerji sistemlerinin veriminin düşmesi (1)
Tesislerde sosyal mesafe kuralına uymanın getirdiği
aksaklıkların artması (1)
Konaklama işletmesi sahibi/temsilcilerini yaşadığı sorunlar; iflas eden işletmelerin artması, Kalifiye eleman
sayısının azalması, ulusal ve uluslararası seyahat yasakları sebebiyle işlerin durma noktasına gelmesi, yurtdışı
ile ilgili farklı prosedürlere sahip olunması ve butik otellerin daha çok tercih edilmesi şeklinde yorumlanabilir.
Konaklama işletmeleri sahibi/temsilcilerinin COVID-19 salgınının devam edecek olması durumunda kendi
sektörlerine ve/veya faaliyet alanlarına yönelik çözüm önerilerine yönelik alt temalar; ekonomik destek paketi
ve turizm planlaması olmak üzere iki alt tema altında incelenmektedir. Buna göre çözüm önerilerine yönelik
alt temalar, kodlar ve kodların tekrarlanma sayısı Tablo 6’da yer almaktadır.
Tablo 6. Konaklama işletmesi sahibi/temsilcilerinin çözüm önerileri
Konaklama İşletmesi
Sahibi/Temsilcilerinin
Çözüm Önerileri
Alt Temalar
Kodlar
Ekonomik destek
paketi
Düşük faizli kredilerin verilmesi (4)
Vergi aflarının çıkması (3)
Turizm çalışanlarına ekonomik destek
paketi (3)
Turizm Planlaması
Turizm ile ilgili ortak bir rapor
hazırlanması (4)
Çalışanların COVID-19 hakkında
bilinçlendirilmesi (3)
Güvenli turizm destinasyonlarının ön
plana çıkarılması (3)
Pandemi koşullarına uygun tesislerin
reklamının yapılması (2)
Konaklama işletmeleri sahibi/temsilcilerinin COVID-19 salgınının devam edecek olması durumunda düşük
faizli kredilerin verilmesi, vergi aflarının çıkması, turizm ile ilgili ortak bir rapor hazırlanması ve çalışanların
COVID-19 hakkında bilinçlendirilmesi gibi çözüm önerileri sunduğu görülmektedir.
Konaklama işletmesi sahibi/temsilcilerinin küresel salgını fırsata çevirebilecek alternatif model önerilerine ait
alt temalar; alternatif konaklama konseptleri ve alternatif hedef pazar ve imaj olarak sıralanabilir. Buna göre
alt temalar, kodlar ve kodların sıklıkları Tablo 7’de verilmiştir.
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
94
Tablo 7. Konaklama işletmesi sahibi/temsilcilerinin model önerisi
Konaklama İşletmesi
Sahibi/Temsilcilerinin
Model Önerisi
Alt Temalar
Kodlar
Alternatif konaklama
konseptleri
Doğa ile iç içe konaklama imkânı
sunulması (5)
Pandemiye uygun tesislerin açılması
(3)
SPA ve wellness turizmi hizmetlerinin
eklenmesi (2)
Bağışıklığı güçlendirmeye yönelik
hizmetlerin verilmesi (2)
Alternatif hedef pazar
ve imaj
Üçüncü yaş turistlerine yönelik
programların hazırlanması (3)
Dinamik ve genç turistlere ilişkin
kişiselleştirilmiş turların hazırlanması
(2)
Güvenli turizm algısının vurgulanması
(2)
Ülke imajının düzeltilmesi (1)
Konaklama işletmesi sahibi/temsilcilerinin küresel salgını fırsata çevirebilecek alternatif model öneriler
arasında; doğa ile iç içe konaklama imkânı sunulması, pandemiye uygun tesislerin açılması, üçüncü yaş
turistlerine yönelik programların hazırlanması ve dinamik ve genç turistlere ilişkin kişiselleştirilmiş turların
hazırlanması gibi öneriler yer almaktadır.
Araştırmada görüşlerine başvurulan yiyecek içecek işletmesi sahibi/temsilcisi, profesyonel turist rehberi ve
öğretim üyesi paydaşlarının yanıtlarına ilişkin temalar, alt temalar ve kodlar birlikte değerlendirilmiştir.
Buradan itibaren göre yiyecek içecek işletmesi sahibi/temsilcisi, profesyonel turist rehberi ve öğretim üyesi
paydaşları ilgili tablo ve bulgularda diğer paydaşlar olarak adlandırılacaktır. Diğer paydaşların yaşadığı
sorunlar temasının alt temaları eğitim ile ilgili sorunlar ve ekonomik sorunlar olarak belirlenmiştir. Bu temaya
ilişkin veriler Tablo 8’de yer almaktadır.
Tablo 8. Diğer paydaşların yaşadığı sorunlar
Diğer
Paydaşların
Yaşadığı
Sorunlar
Alt
Temalar
Kodlar
Eğitim ile
İlgili
Sorunlar
Öğrencilerin çevrimiçi derslere ilgi göstermemesi (2)
Eğitimde hareket alanının kısıtlanması (2)
Mevcut eğitim sisteminin dijitalleşmesi (1)
Sosyal ilişkilerde radikal değişimler yaşanması (1)
Ders ve sınavlarda etik dışı davranışlar sergilenmesi (1)
Öğrencilerin çevrimiçi ortamda zaman zaman saygısız
davranışlar sergileyebilmesi (1)
Pandemi şartlarında staj yapacak işletme bulmada zorlanılması
(1)
Staj yapamadan mezun olan öğrencilerin uygulama eksikliği
yaşaması (1)
Çalışan öğrencilerin işten ayrılmak zorunda kalması (1)
Öğrencilerin psikolojilerinin bozulması (1)
Akademisyenlerin kaygı ve stres düzeylerinin artması (1)
Akademisyenlerin çok fazla çevrimiçi toplantı yapması (1)
Lisansüstü jürilerin çevrimiçi olması (1)
Eğitim ile özel hayatın aynı anda evden yürütülme zorunluluğu
(1)
Ekonomik
Sorunlar
Yetersiz devlet desteği (3)
Yakıt ve fatura gibi giderlerin ödenememesi (3)
Gelecek kaygısının artması (2)
İşletmelerin iflasın eşiğine gelmesi (2)
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
95
İşletmelerin SGK ve vergi ödemelerinde zorlanması (2)
Kısıtlamalar sebebiyle yabancı turist gelmemesi (1)
Ciro kaybı (1)
Alakart restoranların paket servise uygun hizmetlerinin
olmaması (1)
Personelin sosyal güvencesi olmaması (1)
Aşılamanın yetersiz kalması (1)
Kalifiye personel bulamama (1)
Yiyecek içecek işletmelerinin faaliyetlerinin kısıtlanması (1)
Dayanıksız ürünlerin israfı (1)
Personel maliyetlerinin karşılanamaması (1)
İş gören devir hızının artması (1)
Rezervasyonların iptal edilmesi (1)
Kalifiye elemanların sektör değiştirmesi (1)
Rehberli turların çevrimiçi ortamlarda yapılması (1)
Diğer paydaşların yaşadığı sorunlar; öğrencilerin çevrimiçi derslere ilgi göstermemesi, mevcut eğitim
sisteminin dijitalleşmesi, sosyal ilişkilerde radikal değişimler yaşanması, ders ve sınavlarda etik dışı
davranışlar sergilenmesi, yetersiz devlet desteği, yakıt ve fatura gibi giderlerin ödenememesi ve gelecek
kaygısının artması olarak sıralanabilir.
Diğer paydaşların yaşanılan küresel salgında turizmin ayakta kalabilmesine yönelik çözüm önerileri; eğitime
yönelik çözüm önerileri, maddi destek sağlama ve alternatif turizm çeşitlerine yönelme alt temaları altında
incelenebilir. Bu kapsamda alt temalar, kodlar ve kodların tekrarlanma sayıları Tablo 9’da yer almaktadır.
Tablo 9. Diğer paydaşların çözüm önerileri
Diğer
Paydaşların
Çözüm
Önerileri
Alt Temalar
Kodlar
Eğitime
Yönelik Çözüm
Önerileri
Turizm paydaşlarına markalaşma eğitimi verilmesi (1)
Teknoloji kullanımının geliştirilmesi (1)
Yenilikçi eğitim yöntemlerinin uygulanması (1)
Öğrenci ve öğretmenlerin aşılanması (1)
Maddi Destek
Sağlama
Fatura ödemelerinde kolaylık (1)
Hibe desteği verilmesi (1)
Maaş ve SGK desteği verilmesi (1)
İşletmelerin güvenli turizm sertifikası alma şartlarının
sağlanması (1)
Tanıtım ve pazarlama vergilerinin iptali (1)
Restoranların %50 kapasite ve HES kodu ile müşteri alması
(1)
Alternatif
Turizm
Çeşitlerine
Yönelme
Gastronomi turizminin geliştirilmesi (1)
İnanç turizminin teşvik edilmesi (1)
Doğa turizminin ön plana çıkarılması (1)
Termal turizmine ilişkin düzenlemeler yapılması (1)
Turist rehberlerine uzmanlaşma eğitimi verilmesi (1)
Diğer paydaşların çözüm önerileri; turizm paydaşlarına markalaşma eğitimi verilmesi, teknoloji kullanımının
geliştirilmesi, yenilikçi eğitim yöntemlerinin uygulanması, fatura ödemelerinde kolaylık, hibe desteği
verilmesi, gastronomi turizmi, inanç turizmi ve doğa turizminin ön plana çıkarılması gibi başlıklar altında
incelenebilir.
Diğer paydaşların yaşanan süreç ile ilgili yapılmasını önerdiği modele ilişkin alt tema kriz yönetimi olarak
belirlenmiştir. Alt tema, kodlar ve tekrarlanma sayıları Tablo 10’da yer almaktadır.
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
96
Tablo 10. Diğer paydaşların model önerisi
Diğer Paydaşların Model
Önerisi
Alt Temalar
Kodlar
Kriz Yönetimi
Kamu kurum ve kuruluşlarının turizm
politika ve planlaması geliştirilmesi (1)
COVID 19 ile ilgili araştırmaların
arttırılması (1)
Devlet desteği verilmesi (1)
Destinasyon markalaşması konusunda
çalıştay düzenlenmesi (1)
Diğer paydaşlar, kamu kurum ve kuruluşlarının turizm politika ve planlaması geliştirilmesi, COVID-19 ile
ilgili araştırmaların arttırılması, devlet desteği verilmesi ve destinasyon markalaşması konusunda çalıştay
düzenlenmesini kapsayan bir model önermektedirler.
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Salgın sebebi ile turizm sektörünün can çekiştiği bir gerçektir. COVID-19 salgınından en olumsuz etkilenen
sektörlerin başında turizm sektörü gelmektedir. Turizm sektörü ciddi bir yara almıştır ve salgın sebebi ile ciddi
sorunlar yaşamaktadır. Bu araştırmada yapılan analiz, sektörün sorunlarını ve beklentilerini ortaya koyan bir
resimdir. Her ne kadar genelleme yapamasak da sektörde önemli yere sahip üyelerin belirttiği sorunların ve
çözüm önerisi olarak açıkladıkları beklentilerinin aslında turizm sektöründeki işletmelerin ortak sorunları
olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu doğrultuda araştırmaya katılan üyelerden elde edilen bulgular
neticesinde, seyahat acentalarının, konaklama işletmelerinin, yiyecek içecek işletmelerinin, turist rehberlerinin
ve turizm eğitiminde yaşanan sorunları şu şekilde özetlenebilir:
Seyahat acentalarında yaşanan sorunlar;
Kısıtlamalar ve hastalanma korkusu nedeniyle seyahatlerde yaşanan düşüş ve bunun neden olduğu
müşteri ve gelir kaybı,
Azalan iş yükü nedeniyle personel sayısında azaltmaya gitme zorunluluğu olmasına rağmen kısa
çalışma ödeneği nedeniyle personel çıkartma yasağı; buna bağlı olarak kıdem tazminat yükünün
artması,
Deneyimli personelin turizm sektörüne güvensizliği nedeniyle başka sektörlerde iş arama isteği,
Salgın nedeniyle evden çalışan personelin kendini işine verememesi (ev işleri, değişen alışkanlıklar,
depresyon, hobilere eğilim vb.),
Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği (IATA) gibi meslek örgütleri ve lisans alınan kuruluşlara
yapılması zorunlu ödentilerde muafiyet ve indirimin olmaması ya da olan kuruluşların 2021 yılında
bu indirimleri yapmaması,
Havayollarına verilen teminat mektuplarının komisyon ödemelerinin devam etmesi,
2020 yılı için satışı tamamlanan ve ön ödemeleri otellere yapılan grupların ve uluslararası toplantı
organizasyonlarının iptalleri sonucunda, bazı otellerden geri ödeme almada yaşanan zorluklar,
İptal olan uçak seferleri sebebiyle yurt dışından turistlerin gelememesi,
Belirsizlik ortamında işlerin ne zaman düzeleceği bilinmez iken SGK, KDV, Emlâk, Çevre vb. pek
çok verginin ertelenmesi ile devlete karşı artan borçların oluşturduğu risk,
Her geçen gün bankalara ve esnafa olan borçların artması,
İşlerin tamamen durmasından dolayı istisnasız her acentenin acil nakit ihtiyacı,
Yurt dışından alacakların tahsil edilememesi,
Turizmi destekleyen paketlerin yetersiz olması ve
Belirsizliğin hâlâ devam ediyor olmasıdır.
Konaklama İşletmelerinin Yaşadığı Sorunlar;
Ulusal ve uluslararası seyahat yasakları sebebiyle işlerin durma noktasına gelmesi,
Belirsizlik, öngörüsüzlük sebebiyle ileriye yönelik planlama yapılamaması,
Kısa çalışma ödeneğinin personel performansı üzerindeki olumsuz etkisi ve personelin aktif olarak
çalıştırılamaması,
Restoran, SPA gibi pek çok hizmet alanının kapatılmak zorunda kalması, hizmetlerin aksaması veya
kesintiye uğraması,
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
97
Doluluk oranlarında en az % 50 ve üzeri düşüşler yaşanması,
Satış fiyatlarında % 40 ve üzerinde indirimler yapılması,
Bakanlığın zorunlu olarak koyduğu COVID-19 pandemi kurallarından dolayı konaklama işletmeleri
içindeki operasyonlarda zorluklar yaşanması (Sosyal Mesafe-Hijyen-Maske),
Sosyal mesafe ve hijyen için alınan önlemlerin müşteri şikâyetlerini arttırması (resepsiyonda ve
restoran büfelerinde neden olduğu uzun kuyruklar),
Gece 24:00’dan sonra konulan eğlence yasaklarından dolayı artan müşteri şikâyetleri,
Avrupa ülkelerinin dönüşte PCR testi zorunluluğu koyması nedeniyle misafir doluluklarının düşmesi,
PCR Testi sonucu pozitif çıkan misafirlerin konaklama işletmelerindeki karantina süresinin uzunluğu,
şartlarının dolulukları olumsuz etkilemesi ve müşteri memnuniyetsizliğini arttırması,
Düşük fiyat ve doluluklara karşılık, operasyonel maliyetler (personel sayısı-yeme, içme maliyetleri-
COVID-19 önlem maliyetleri) için alınan önlemlerin hizmet kalitesini büyük oranda olumsuz olarak
etkilemesi,
Toplantı, düğün vb. onaylanmış organizasyonların iptal edilmesi neticesinde alınan avansların geri
ödenmesi,
Konaklama işletmeleri için zorunlu kılınan ‘’Güvenli Turizm ertifikası’’nın maliyetleri artırması fakat
beklenen faydayı sağlamaması,
Otoriteler tarafından yapılan tutarsız açıklamalar,
Çalışanların birçoğunun ücretsiz izne çıkartılmak zorunda kalınması,
Önceki yıllarda alınan ve 2020 yılı sonuna ertelenen krediler yüzünden yeni kredi alınamaması ve ağır
borç yükü altına girilmesi,
Denetim kıstaslarının sürekli değişmesi ve otellerin fiziki yapılarının göz önünde bulundurulmadan
tek tip değerlendirmeye tabi tutulması,
Mevcut çalışanların ve konaklayan misafirlerin COVID-19 şüphesi nedeniyle hem çalışanlarda hem
de misafirlerde oluşan psikolojik ve davranışsal baskı,
Konaklama işletmesi yatırımcılarının tutum, davranış ve yönetim politikaları ile personeli kendi
kaderine bırakarak desteklememesi,
İŞKUR işbaşı eğitimde personeli olan işletmelerde hiçbir personele Kısa Çalışma Ödeneği desteği
verilmemesi,
Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı için kâr edilip edilmediğine bakılmadan kesinti
yapılmaya devam edilmesi,
SGK ve Muhtasar ödemelerinin Eylül-Ekim-Kasım ayları, ertelenen Mart-Nisan-Mayıs ayları ile
tahsil edilerek hiçbir kurumun yeniden erteleme yapmaması,
Elektrik idarelerinin kısa gecikmelerde dâhi kesme ihbarları yapmasıdır.
Yiyecek-İçecek İşletmelerinin Yaşadığı Sorunlar;
Elde kalan stoklar,
Dondurucuların çalışıyor olması sebebiyle, işletme çalışmasa da ödenmek zorunda olan elektrik
faturaları,
Çalışamayan personel ek maliyetleri (mağduriyet yaşamamaları adına verilen avanslar),
Personele ek gelir kaynağı olan bahşiş, servis bedelleri iş olmadığından ödenememesi,
Rezervasyon iptalleri,
Yüksek oranda ciro kaybı,
Ayrılan personel yerine yeni istihdam için İŞKUR’dan destek verilmemesi,
Ödenen kısa çalışma ödeneği tutarlarının asgari geçim standardını karşılamaması,
Alakart ve sulu yemek hizmeti veren restoranların paket servis hizmetine mahkûm bırakılması
neticesinde hiç iş yapamaz hale gelmeleri (sunulan hizmetin ve yemeğin hazırlanma özelliklerinden
dolayı),
Uluslararası seyahat eden turistleri ağırlayan destinasyonlardaki restoranların tamamen iş yapamaz
hâle gelmeleri,
Kamunun desteğinin yetersiz olması ve
Doğalgaz ve elektrik giderlerinin ödenemez hâle gelmesidir.
Araştırmaya katılan seyahat acentası sahibi üyelerden elde edilen veriler ışığında, pandemi sürecinde seyahat
acentalarına yönelik çözüm önerilerini aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
98
Çözümler ve uygulamalar ile ilgili mutlaka meslek örgütleri ile fikir alışverişi yaparak kararlar
alınmalıdır.
Pandemi süresince sektöre hibe ve uzun vadeli faizsiz kredi verilmelidir.
Asgari ücretten hem işçi hem de işveren vergisi kaldırılmalıdır.
Kısa çalışma ödeneği devam etmelidir.
İşletmelerin cirolarına göre sınıflandırılarak, belli oranlarda devlet tarafından sübvanse edilmesi
gerekmektedir.
Kamu tarafından alınan Stopaj, Turizm Katkı Payı, SGK, KDV gibi ödemelerin alınmaması ya da
vergi oranlarında indirim yapılması yoluna gidilmelidir.
2020 ve 2021 yılları için ödenemeyen elektrik, su, doğalgaz vb. faturalar, ceza uygulanmadan
yapılandırılmalıdır.
Aşılamada öncelik (Seyahat acentalarında özellikle rehberler, transfer elemanları ve şoförler için)
sağlanmalıdır.
Bağlı bulunulan tüm oda ve birliklerin aidat almaması sağlanmalıdır.
Bu konuda TÜROFED, TÜRSAB vb. gibi dernekler, birlikler 2020 sezonunda yaşanan problemlerin,
sorunların acil bir analizini yaparak, çözüm önerileri ile Kültür ve Turizm Bakanlığı nezdinde
kuracakları bir komisyon ile sezon öncesinde girişimlerine başlamalıdırlar.
Turizm araçları, kamu kurum ve kuruluşları adına hizmet vermeli ve bu yolla girişimcilere ek bir gelir
sağlanmalıdır.
Acil olarak hem yurt dışı hem de yurt içinde “güvenilirliği ispat edilebilecek” uluslararası kuruluşlarla
beraber çalışarak bir bilgilendirme kaynağı oluşturulmalıdır.
Özellikle tıp kongrelerine yönelik Sağlık Bakanlığı’nın ilgili kurumu Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz
Kurumu’nun uyguladığı ciddi kısıtlamalarda esneklik sağlanmalıdır.
Acentalara yönelik e-turizm satış ve pazarlama olanaklarının devlet tarafından teşvik edilmelidir.
Sektöre net ve güven verecek açıklamalar yapılmalı, belirsizlik içeren açıklamalardan kaçınılmalıdır.
COVID-19 tedbirleri çerçevesinde balon sektörü çalışanlarına uygulanan aylık test zorunluluğu
kaldırılmalı, bunun yerine vaka takibi HES kodu ile sağlanmalıdır.
Bu zor dönem seferberlik içinde atlatılmalıdır. Tüm kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri,
yatırımcılar ve sektörün tüm paydaşlarının birlik ve beraberlik içinde hareket etmesi sağlanmalıdır.
Hükümetimiz; ülkemizde yapılan aşı ile vatandaşlarımızın seyahat etmelerinin kabul görmesi yönünde
Avrupa ülkeleri ile görüşmeler yapmalıdır.
Yine araştırmaya katılan konaklama işletmesi sahibi ve genel müdürü üyelerden elde edilen veriler ışığında,
pandemi sürecinde konaklama işletmelerine yönelik çözüm önerilerini aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:
Ciddi bir turizm planlaması yapılmalı ve bu sürece ilgili tüm taraflar dâhil edilmelidir.
2020 yılı içerisinde ülkenin güvenli turizm alanı olduğuna yönelik yapılan tanıtımlara devam
edilmelidir.
Kriz atlatılana kadar yeni otel yatırımlarına ara verilmelidir.
Genel olarak hizmet ve ürünlerde kalite ve hijyen standardının yüksekliğinin belgelenmesine devam
edilmelidir.
Kısa çalışma ödeneği uygulamasına devam edilmelidir.
Turizm çalışanlarına özgü geçim destek paketleri hazırlanmalıdır.
Son üç yıllık bilanço endeksli hibe destekleri ile istihdamı koruyan işletmelere maaş ve SGK desteği
verilmelidir.
Güvenli Turizm Sertifikası alan işletmelere maddi destekler sağlanmalıdır.
Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı “turizm payı” ödemeleri iptal edilmeli ve toplanan
paylar iade edilmelidir.
Altı ay geriye dönük faturalandırılmış Elektrik, Su, SGK ve Muhtasar ödemelerinin işletmelere iadesi
sağlanmalıdır.
Araştırmaya katılan restoran sahiplerinin yiyecek içecek işletmelerine yönelik çözüm önerileri aşağıdaki
gibidir:
İstihdamı koruyan işletmelere maaş ve SGK desteği verilmelidir.
Kısa çalışma ödeneği pandemi süresince kesintiye uğramadan devam ettirilmelidir.
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
99
Otel, restoran ya da etkinlik mekânlarında yiyecek-içecek servisinin hem hijyen alt yapısı hem de bu
besinlerin “tarladan sofraya” kadar olan süreçte güvenlik denetimi etkin bir biçimde sağlanmalıdır.
Küçük işletmelerin varlıklarını sürdürebilmelerine yönelik kamu ve özel sektör tarafından çeşitli
projeler hayata geçirilmelidir.
Yiyecek-içecek işletmelerinin kiralarının devlet denetimi sıkı bir şekilde yapılmalıdır.
Yiyecek-içecek işletmelerine yönelik vergi indirimleri, hibe paketleri ve düşük faizli pandemi sonrası
ödemeli krediler çıkarılmalıdır.
Ayrıca turizm akademisyeni dernek üyelerinden elde edilen verilere göre, eğitime yönelik çözüm önerilerini
de;
Yükseköğretim kurumlarında görev yapan akademisyen ve tüm çalışanların ivedilikle aşılanması,
Üniversite öğrencilerinin ivedilikle aşılanması ve
Kış aylarında eğitime ara verilerek, Mayıs-Ekim arası seyreltilmiş sınıflarda haftada 6 gün örgün
eğitim ile kış aylarında artan risk azaltılıp turizm eğitim ve öğretiminin devam etmesinin sağlanması
olarak sıralayabiliriz.
Tüm dünyayı etkileyen COVID-19 salgınına yönelik ülkemizde de tüm ölçekteki işletmelerin
faydalanabileceği bir yapıya ihtiyaç bulunmaktadır. Böyle bir yapı için uzun vadeli bir ekonomik, toplumsal
ve çevresel planlamaya ihtiyaç vardır. Ekonomik desteklerin yanında, işletmelerin kriz yönetimine dair
danışmanlığa ihtiyaçları olduğu aşikârdır. Bu süreçte, turizm sektörü ayrım yapılmaksızın desteklenmeli ve
sağlıklı turizm faaliyetleri teşvik edilmeye devam edilmelidir. Yetersiz kalan destekler arttırılmalı ve
denetimler ile yeterli hijyen ve güvenli hizmeti vermeyen işletmelere faaliyet izni verilmemelidir. Sektörümüz
bu dönemde daha bireysel taleplere cevap verecek alternatif modeller üzerinde bilinçlendirilmeli ve teşvik
edilmelidir. Kendi kaderine terk edilmemesi gereken turizm, ülkemizin en önemli dış ticaret katalizörüdür. Bu
belirsizlik sürecinden en az hasarla kurtulabilmesi için turizm sektörüne azami ölçüde destek şarttır.
KAYNAKÇA
Acar, Y. (2020). Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgını ve Turizm Faaliyetlerine Etkisi, Güncel Turizm
Araştırmaları Dergisi, 4(1): 7-21. DOI: 10.32572/guntad.703410.
Anadolu Ajansı, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/ab-seyahat-kisitlamasi-getirdigi-ulkelereyenilerini-
ekledi/1912941 (Erişim Tarihi 14.02.2021).
Atay, L. (2020). KOVID-19 salgını ve turizme etkileri. Seyahat ve Otel İşletmeciliği Dergisi, 17(1), 168-172.
Avrupa Parlamentosu. (2020). Covid-19: EU Support for the Tourism Industry. Erişim:
https://www.europarl.europa.eu/news/en/headlines/society/20 200429STO78175/covid-19-eu-support-
for-the-tourismindustry (Erişim Tarihi: 14.02.2021).
Bahar, O. ve Çelik İlal, N. (2020). Coronavirüsün (Covid-19) Turizm Sektörü Üzerindeki Ekonomik Etkileri,
International Journal of Social Sciences and Education Research, 6(1). 125-139.
Bahar, O. ve Kozak, M. (2008). Tourism Economics Concepts and Practices. New York: Nova Science
Publishers, Inc.
Baker, D.M. (2015). Tourism and The Health Effects of Infectious Diseases: Are There Potential Risks for
Tourists?, International Journal of Safety and Security in Tourism and Hospitality, 12(3): 1- 17. [Online]
https://www.palermo.edu/Archivos_content/2015/economicas/journaltourism/edicion12/03_Tourism_
and_Infectous_Disease.pdf (Erişim Tarihi: 14.02.2021).
Bişkin, C. (2020). Gün Gün Coronavirüs salgınının turizme yansımaları. https://www.turizmgunlugu.
com/2020/03/21/coronavirus-ve-turizm/. (Erişim tarihi: 13.02.2021).
Budak, F. ve Korkmaz, Ş. (2020). Covid-19 Pandemi Sürecine Yönelik Genel Bir Değerlendirme: Türkiye
Örneği. Sosyal Araştırmalar ve Yönetim Dergisi, 1: 62-79.
Çapar, H. ve Aslan, O. (2020). Factors affecting destination choice in medical tourism. Int J Travel Med Glob
Health, 8(2):80-88. doi:10.34172/ ijtmgh.2020.13.
Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (2020). Travel & Tourism Economic Impact From COVID-19. Erişim
Tarihi: 20.05.2020. Erişim Adresi: https://wttc.org/Research/Economic-Impact.
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
100
Gössling, S., Scott, D. ve Hall, C. M. (2020). Pandemics, Tourism and Global Change: A Rapid Assessment
of Covid-19. Journal of Sustainable Tourism, Published Online: 27 April,
https://www.tandfonline.com/loi/rsus20, (Erişim tarihi:13.02.2021).
Gürleyen, B. ve Çınar, F. (2020). Türkiye’nin Medikal Turizm SWOT Analizi: COVID-19 Örneği. Sağlık ve
Sosyal Refah Araştırmaları Dergisi, 3(1), 51-60.
Hall, C.M., Scott, D. ve Gössling, S. (2020): Pandemics, Transformations and Tourism: Be Careful What You
wish for. Tourism Geographies. Erişim: https://doi.org/10.1080/14616688.2020.1759131.
Hollingsworth, T.D., Ferguson, N.M. and Anderson, R.M. (2007). Frequent Travelers and Rate of Spread of
Epidemics, Emerging Infectious Diseases, 13(9): 1288-1294. DOI: 10.3201/eid1309.070081.
Karakavuz, H. (2020). Covid-19'un Türk Havayolu İşletmeleri Üzerindeki Etkilerine İlişkin Bir SWOT
Analizi. Electronic Turkish Studies, 15(8).
Lee, C. C., ve Chen, C. J. (2011). The reaction of elderly Asian tourists to avian influenza and SARS. Tourism
Management, 32(6), 1421–1422.
OECD (2020). Tourism Policy Responses, https://read.oecd-
ilibrary.org/view/?ref=124_1249847uf8nm95se&title=Covid19_Tourism_Policy_Responses, (Erişim
Tarihi: 14.02.2021).
Özkoçak, V., Koç, F. ve Gültekin, T. (2020). Pandemilere Antropolojik Bakış: Koronavirüs (Covid-19)
Örneği. Turkish Studies, 15(2): 1183-1195.
Sönmez, S. F., & Allen, L. R. (1994). Managing tourism crises: A guidebook. Department of Parks, Recreation
and Tourism Management, Clemson University.
Stankov, U., Filimonau, V. ve Vujii, M. D. (2020): A Mindful Shift: An Opportunity for Mindfulness-Driven
Tourism in a Post- Pandemic World, Tourism Geographies. Erişim:
https://doi.org/10.1080/14616688.2020.1768432.
Şeker, U. A. (2020, Temmuz 16), AB seyahat kısıtlaması getirdiği ülkelere yenilerini ekledi,
Taymaz, E. (2020). COVID-19 Tedbirlerinin Ekonomik Etkileri ve Politika Önerileri,
https://sarkac.org/2020/03/covid-19-tedbirlerinin-ekonomik-etkileri-ve-politika-onerileri, (Erişim
Tarihi: 13.02.2021).
Topuz, N. (2012). Türkiye'de Sağlık (Medikal) Turizmi Stratejisi 2023, , (Uzmanlık Tezi). Kültür ve Turizm
Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü, Ankara.
TÜRSAB (2020). Covid-19 Sürecinde Türkiye ve Dünya Turizmi Değerlendirmesi
https://tursab.org.tr/apps//Files/Content/6ad52b35-1dd2-41c2-9f1c-c24cc19e7a63.pdf (Erişim
Tarihi: 14.02.2021).
TÜRSAB (2020). Son Verilerle Türkiye Turizm İstatistikleri Raporu,
https://www.tursab.org.tr/assets/assets/uploads/istatislik/kasim-2020-tursab-istatistik-rapor.pdf (Erişim
Tarihi: 13.02.2021).
TÜRSAB (2020). Turizm İstatistikleri. https://www.tursab.org.tr/istatistikler/turist-sayisi-ve-turizm-geliri,
(Erişim Tarihi: 13.02.2021).
UNWTO (2020, Mart). Impact assessment of the COVID-19 outbreak on international tourism,
https://webunwto.s3.eu-west-1.amazonaws.com/s3fs-public/2020-03/24-03Coronavirus.pdf, (Erişim
Tarihi: 13.02.2021).
UNWTO (2020, Nisan). Covid -19 Related Travel Restrictions A Global Review For Tourism,
https://webunwto.s3.eu-west-1.amazonaws.com/s3fs-public/2020-04/TravelRestrictions_0.pdf, (Erişim
Tarihi: 14.02.2021).
UNWTO Tourism and Coronavirus Disease (COVID-19). (2020). https://www.unwto.org/sustainable-
development/resilience-of-tourism, (Erişim Tarihi: 14.02.2021).
Wachyuni, S. S., ve Kusumaningrum, D. A. (2020). The Effect of COVID-19 Pandemic: How are the Future
Tourist Behavior? Journal of Education, Society and Behavioural Science, 33(4), 67-76.
Yüksek ve Kalyoncu / Journal of Gastronomy, Hospitality, and Travel. 4(1) – 2021
101
Ying, T., Wang, K., Liu, X., Wen, J. ve Goh, E. (2020): Rethinking Game Consumption In Tourism: A Case
of the 2019 Novel Coronavirus Pneumonia Outbreak In China. Tourism Recreation Research. Erişim:
https://doi.org/10.1080/02508281.2020.1743048.