Okul öncesi dönem yaşamın ilk yıllarında; öğrenme potansiyelinin oldukça yüksek olduğu, kişiliğin temellerinin atıldığı, ilk bilgi, beceri ve deneyimlerin kazanıldığı bir dönemdir. Çocukların öğrenme ve gelişim süreçlerinde okul öncesi öğretmenlerinin rolü oldukça önemlidir. Okul öncesi öğretmenleri, 3-5 yaş grubundaki çocukların; fiziksel, sosyal, psikolojik, duygusal, bilişsel yönlerden
... [Show full abstract] gelişmesine yardımcı olan ve çocukların yaşamlarına giren ilk formel öğretmenlerdir. Okul öncesi öğretmenlerinin cinsiyet dağılımlarına bakıldığında kadın öğretmenlerin çoğunlukta olduğu görülmektedir. 2021-2022 MEB öğretmen istatistiklerine göre; Okul öncesi eğitim kurumlarında 74.335 (%92,97) kadın, 5.617 (%7,03) erkek olmak üzere toplam 79.952 okul öncesi öğretmeni görev yapmaktadır. Bu çalışmada; erkek okul öncesi öğretmenlerinin cinsiyet değişkenine bağlı olarak yaşadıkları deneyimlerin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma nitel bir araştırma olup, durum çalışması deseniyle yürütülmüştür. Veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilmiş olan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Türkiye’nin çeşitli illerindeki okul öncesi kurumlarında çalışan 22 erkek okul öncesi öğretmeni araştırmanın çalışma gurubunu oluşturmuştur. Araştırma sonucunda; öğretmenlerin çocuklara karşı sevgi duygusuna bağlı olarak meslek seçiminde bulunduğu, toplumun erkek okul öncesi öğretmenlerine şaşkınlıkla tepki verdikleri fakat velilerin olumsuz tepkilerinin, zaman içinde öğretmeni tanıdıkça değişim göstererek olumlu duygulara dönüştüğü, babaların erkek öğretmenlere karşı daha destekleyici davrandıkları ve erkek okul öncesi öğretmenlerinin cinsiyet değişkenine bağlı olarak hissettiği baskının azalması için anaokulu-anasınıfı kavramının okul öncesi eğitim kurumu olarak değiştirilmesi gerektiğini düşündükleri görülmüştür.