ArticlePDF Available

TÜRKİYE'DE MALİ SAYDAMLIK VE İLİŞKİLİ KAVRAMLAR

Authors:

Abstract

1980'li yıllarda yeni kamu yönetimi anlayışı kapsamında gelişmiş ülkelerin kamu yönetimlerinde ortaya çıkan dönüşümlerin etkisiyle birçok alanda yeni anlayışlar ve kavramlar ortaya atılmıştır. Bu dönüşüm ve değişim, hesap verebilirlik ve saydamlık ilkelerinin önem kazanmasına neden olmuştur. Türk kamu bürokrasisi de yaşanan bu değişime ayak uydurmak adına bazı önemli düzenlemelere imza atmıştır. Özellikle koalisyon hükümetlerinin kamu yönetiminde etkisiz kalması mali yönetimi de sekteye uğrattığı değerlendirilmektedir. Küresel ölçekte rekabetin olduğu bugünün dünyasında ülkeler, uluslararası arenada kabul edilebilir ve karşılaştırma yapmaya olanak veren yeni politikara ihtiyaç duymaktadır. Bu yeni politikaların uluslararası kabul görmüş ilkelere uygun şekilde tasarlanması ve uygulanması önem kazanmıştır. Bu politikaların başında mali saydamlık, hesap verilebilirlik ve açıklık ilkelerinin ön plana çıktığı gözlemlenmiştir. Türkiye'de de Ak Parti'nin 2003 yılında tek başına iktidara gelmesiyle küresel ilkeler doğrultusunda AB'nin ve IMF'nin de etkisiyle mali yönetimde şeffaflık, tüm mali mevzuata ve uygulamalara yansıtılmaya çalışılmıştır. Mali saydamlık her ne kadar fiili olarak uygulanıyor olsa da pratikte bazı sorunlar halen varlığını sürdürdüğü görülmektedir. Bunların başında mali saydamlığı en etkili sağlayıcı konumunda olan mali raporlar tam anlamıyla yayınlanmamakta ya da bazı kısımları bu raporlara eklenmemektedir. Bu da kamu mali yönetiminde mali saydamlığı irdelenmesi gereken bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda çalışmada mali saydamlık kavramı ve mali saydamlık ilkeleri ile ilgili kavramlara değinilmiş olup Türkiye'de ve dünyada mali saydamlığın ne seviyede uygulandığının değerlendirilmesi yapılarak Türkiye'de mevcut durumun tespiti ortaya konulmaya çalışılmıştır.
8-10 Mart 2019 ADANA
670
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
TÜRKİYE’DE MALİ SAYDAMLIK VE İLİŞKİLİ KAVRAMLAR
Doç. Dr. İsmail SEVİNÇ
Dokt. Abdullah DEMİREL
Necmettin Erbakan Üniversitesi
Özet
1980’li yıllarda yeni kamu yönetimi anlayışı kapsamında gelişmiş ülkelerin kamu
yönetimlerinde ortaya çıkan dönüşümlerin etkisiyle birçok alanda yeni anlayışlar ve kavramlar
ortaya atılmıştır. Bu dönüşüm ve değişim, hesap verebilirlik ve saydamlık ilkelerinin önem
kazanmasına neden olmuştur. Türk kamu bürokrasisi de yaşanan bu değişime ayak uydurmak
adına bazı önemli düzenlemelere imza atmıştır. Özellikle koalisyon hükümetlerinin kamu
yönetiminde etkisiz kalması mali yönetimi de sekteye uğrattığı değerlendirilmektedir. Küresel
ölçekte rekabetin olduğu bugünün dünyasında ülkeler, uluslararası arenada kabul edilebilir ve
karşılaştırma yapmaya olanak veren yeni politikara ihtiyaç duymaktadır. Bu yeni politikaların
uluslararası kabul görmüş ilkelere uygun şekilde tasarlanması ve uygulanması önem
kazanmıştır. Bu politikaların başında mali saydamlık, hesap verilebilirlik ve açıklık ilkelerinin
ön plana çıktığı gözlemlenmiştir. Türkiye’de de Ak Parti’nin 2003 yılında tek başına iktidara
gelmesiyle küresel ilkeler doğrultusunda AB’nin ve IMF’nin de etkisiyle mali yönetimde
şeffaflık, tüm mali mevzuata ve uygulamalara yansıtılmaya çalışılmıştır. Mali saydamlık her ne
kadar fiili olarak uygulanıyor olsa da pratikte bazı sorunlar halen varlığını sürdürdüğü
görülmektedir. Bunların başında mali saydamlığı en etkili sağlayıcı konumunda olan mali
raporlar tam anlamıyla yayınlanmamakta ya da bazı kısımları bu raporlara eklenmemektedir.
Bu da kamu mali yönetiminde mali saydamlığı irdelenmesi gereken bir sorun olarak ortaya
çıkmaktadır. Bu bağlamda çalışmada mali saydamlık kavramı ve mali saydamlık ilkeleri ile
ilgili kavramlara değinilmiş olup Türkiye’de ve dünyada mali saydamlığın ne seviyede
uygulandığının değerlendirilmesi yapılarak Türkiye’de mevcut durumun tespiti ortaya
konulmaya çalışılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Mali Saydamlık, Hesap verilebilirlik, Kamu Mali Yönetimi
8-10 Mart 2019 ADANA
671
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
Abstract
In the 1980s, new understandings and concepts were introduced in many areas due to the
transformation of public administrations in developed countries within the scope of the new
public management approach. This transformation and change have led to the importance of
accountability and transparency principles. The Turkish public bureaucracy has made some
important arrangements in order to keep up with this change. In particular, coalition
governments are ineffective in public administration and financial management is also
undermined. In today's world where there is competition on a global scale, countries need many
new policies that are acceptable in the international arena and allow for comparison. Designing
and implementing these new policies in line with internationally recognized principles has
gained importance. In the beginning of these policies, the principles of financial transparency,
accountability and openness have come to the fore. Turkey has also tried to be reflected in the
financial regulations and practices with all transparency in financial management with the
impact of the global principles of the EU and IMF came to power in 2003, the AK Party alone.
Although fiscal transparency is actually implemented, some problems still exist in practice.
Financial reports, which are the most effective provider of financial transparency, are not fully
published or are not included in these reports. This is a problem that needs to be examined in
fiscal transparency in public financial management. The concept of financial transparency in
the work in this context and has been referred to the concepts related to fiscal transparency
principles by making assessing whether applied what financial transparency in Turkey and the
world level has to be put forward to identify the current situation in Turkey.
Key Words: Financial Transparency, Accountability, Public Financial Management
GİRİŞ
Mali saydamlık, kamu mali yönetimlerin geçmişten bugüne dek en büyük sorunlarından biri
olmuştur. Şeffaflık anlamına gelen saydam olma durumu, anan mali kararların uygulanması,
denetlenmesi ve raporlanması süreçlerinin eksiksiz olarak yerine getirilmesi ile yapılan bu
süreçlerin de kullanıcılar ve kamuoyu tarafından da erişilebilir olma durumunu ifade eder. Mali
yönetimde saydamlığın artması, yöneticilere olan güven duygusunu artırır. Ancak saydamlık
konusunun kendi içerisinde de birtakım sorunlar barındırdığı gerçeği z ardı edilemez bir
gerçek olarak değerlendirilmektedir. Örneğin saydamlık gerekçesi ile gelecekte yapılacak olan
yatırımların ve bu yatırımlara yapılacak harcamaların bilinmesi, bazı rant ve çıkar kavgalarını
8-10 Mart 2019 ADANA
672
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
da beraberinde getirmesi de yüksek ihtimalli bir sonuç olarak ortaya çıkabilecektir. Diğer
yandan mali saydamlık, mali kaynaklara sahip olanlar ile bunları yönetenler arasında bir denge
de kuracağı düşünülmektedir. Piyasa mekanizmasının işlediği durumlarda bu denge
saydamlıkla çoğu zaman uyumludur. Maliyetlerin gizlenmesi, vergi yükünün saptanamaması
ve bütçelemenin açık olarak yapılmaması vb. durumlarda, geleceğe aktarılan borç daha da fazla
olacağından bu durumun zamanında ele alınması ve gerektiğinde hemen müdahale edilebilir
olması yönünden önemli bir konu olarak değerlendirilmektedir. Türkiye’nin bu konuda şimdiye
kadar büyük bir mesafe aldığı söylenebilir. Türk kamu mali yapısının özellikle 5018 sayılı yasa
ile gerçek anlamda bir sistem olarak tasarlandığı görülmektedir. Ancak mali kontrol sisteminin,
içerisinde yer alan beşeri faktörler dolaysıyla dikkat edilmesi gereken ve ayrı bir disiplin olarak
düşünülmesi gerekmektedir. Ülke genelinde mali yönetim bir dayatma olarak değil bir kültür
olarak ele alınmalıdır. Süreç içerisinde daha da iyi bir yöne evrileceği düşünülen Türk mali
yönetim yapısı saydamlık konusunda üzerine düşeni eksiksiz olarak yerine getirme uğraşının
varlığı ve bu hususta gerekli düzenlemelerin yaşama geçirildiği, yapılan mevzuat taraması ile
gerek ulusal gerekse uluslararası kuruluşlarca düzenlenen raporlardan anlaşılmıştır.
Mali Saydamlık Kavramı
İngilizce’de saydamlık (transparency), “trans” ve “parent” kelimelerinin birleşiminden
oluşmaktadır. Birinci kelime olan trans “ötesinde”, ikinci kelime olan parent ise “görünür”
anlamına gelmektedir. Dolayısıyla kelime anlamıyla saydamlık, “görünenin ötesi ya da arkası”
anlamındadır148.
Mali saydamlık ise devletin görev ve fonksiyonlarının, kamu ekonomisine ve kamu mali
yönetimine ilişkin bilgilerin ve hesapların (harcamalar, vergiler, borçlanma, borç yönetimi) ve
aynı zamanda kamu mali yönetimine ve temel iktisat politikalarına ilişkin planların, niyet ve
projeksiyonların açık ve anlaşılır, düzenli olarak ve güven tesis edecek bir biçimde
kamuoyunun bilgisine sunulması olarak tanımlanabilmektedir149. Yine Mali Anayasa olarak
adlandırılan 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda mali saydamlık “her türlü
kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında denetimin sağlanmaamacıyla kamuoyu
zamanında bilgilendirilmesidir”150 biçiminde ifade edilmiştir.
148 Richard W. Oliver, What is Transparency?, McGraw Hill Professional, USA, 2014, s. 3
149 Coşkun Can Aktan, Serpil Ağcakaya ve Dilek Dileyici, “Kamu Maliyesinde Hesap Verme Sorumluluğu ve
Mali Saydamlık”, Kamu Maliyesinde Çağdaş Yaklaşımlar, Ed. Coşkun Can Aktan, Dilek Dileyici, İstiklal Y.
Vural, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2004, s. 175
150 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Madde 7,
http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5018.pdf, (Erişim Tarihi: 22.12.2017)
8-10 Mart 2019 ADANA
673
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
Mali saydamlık, geçmişin bilgileri ile bugünü, bugünün bilgileri ile geleceği yönlendirmede yol
göstericidir. Mali saydamlık getirmiş olduğu kapsamlı bilgi ile kamu idareleri, ekonomideki
yerlerini gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirip geleceğe yönelik politika değişikliklerine
gidebilir, yaptıkları yanlış uygulamaları analiz edip önlemler alabilir ve böylece gelecek için
daha verimli bir yol takip edebileceği düşünülmektedir151.
Mali saydamlık, devlet ile halk arasında karşılıklı güvenin tesis edilmesinde büyük rol
oynamaktadır. Saydamlık, halkın ödemiş olduğu vergilerin nerelere harcandığının, üretilen
ürün ve hizmetlerin etkinliğinin nasıl sağlandığının görülmesi adına belirsizlikleri ortadan
kaldırmaktadır. Özellikle piyasa mekanizması önünü rahat görebilmekte iken yatırımcılar ve
diğer karar kullanıcılar/yararlanıcılar da daha net kararlar alabilmektedir.
Mali Saydamlık İlkeleri
Özellikle 1997’de Asya’da patlak veren kriz, birçok ekonomik ve mali raporların doğruluğunun
sorgulandığı bir yıl olmuş, hem kamu kesiminde hem de özel sektörde yer alan hatalı
raporlamaların bu krizi tetikleyen unsurlar olduğu tespit edilmiştir. Bu dönemde her iki kesimde
üretilecek olan raporların mali saydamlığı esas alması gerekliliği vurgulanmıştır. Bu süreçte
IMF, OECD, IBP (Uluslararası Bütçe Ortaklığı) ve TI (Uluslararası Şeffaflık Örgütü) vb.
organizasyonlar mali saydamlık konularında çalışmalarını hızlandırmışlarıdır.
IMF’nin 1998’de yayımladığı ve 2007’de güncellediği Mali Saydamlık İyi Uygulamalar
Tüzüğü’nde mali saydamlığın sağlanması için dört temel ilke belirtilmiştir152:
Rollerin ve Sorumlulukların Açık Olması: Kamu kesimi ekonominin kamu sektö
dışında kalan kısmından açık bir şekilde ayrılmalı, kamu sektö içindeki politika ve
yönetim rolleri net bir şekilde ortaya konulmalıdır. Mali yönetim için açık ve net bir yasal,
düzenleyici ve idari sistem olmalıdır.
Bütçe Sürecinin Açık Olması: Bütçenin hazırlanmasında yerleşik bir takvim takip
edilmeli ve bütçe süreci iyi tanımlanmış makro ekonomik ve mali politika hedefleri
doğrultusunda yönlendirilmedir. Bütçenin uygulanması, izlenmesi ve raporlanması süreci
de açık olmalıdır.
Bilginin Kamuya Açık Olması: Kamuya; geçmiş, mevcut ve planlanan mali faaliyetler ve
temel mali riskler hakkında kapsamlı bilgi sağlamalıdır. Mali bilgiler, politika analizlerini
151 Muhammet Kırılmaz ve Filiz Atak, “Kamu Mali Yönetiminde Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik Araçları:
Faaliyet Raporları”, Ombudsman Akademik Dergisi, Yıl 2, Sayı 3, Ankara, 2015, s. 192
152 IMF, Manual On Fiscal Transparency, Fiscal Affairs Department, Washington D.C. ss. 9-12,
http://www.imf.org/external/np/pp/2007/eng/101907m.pdf , (Erişim Tarihi: 31.12.2017)
8-10 Mart 2019 ADANA
674
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
kolaylaştıracak ve hesap verilebilirliği geliştirecek bir yöntemle sunulmalıdır. Mali
bilgilerin zamanında yayımlanması taahhüt edilmelidir.
Dürüstlüğün Güvencesi: Mali veriler kabul edilmiş kalite standartlarını karşılamalıdır.
Mali faaliyetler etkili iç denetime ve korumaya tabi olmalıdır. Mali bilgiler dış denetime
tabi tutulmalıdır.
Yukarıda bahsedilen uluslararası mali saydamlık ilkelerine ek olarak Türk Kamu Yönetimi
Mali Sisteminde yer alan mali saydamlık ilkeleri ise şu şekilde sıralanabilir153:
Görev, yetki ve sorumlulukların açık olarak tanımlanması,
Hükümet politikaları, kalkınma planları, yıllık programlar, stratejik planlar ile bütçelerin
hazırlanması, yetkili organlarda görüşülmesi, uygulanması ve uygulama sonuçları ile
raporların kamuoyuna açık ve ulaşılabilir olması,
Genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri tarafından sağlanan teşvik ve desteklemelerin
bir yılı geçmemek üzere belirli dönemler itibarıyla kamuoyuna açıklanması,
Kamu hesaplarının standart bir muhasebe sistemi ve genel kabul görmüş muhasebe
prensiplerine uygun bir muhasebe düzenine göre oluşturulması.
Mali Saydamlığın Yararları ve Sakıncaları
Küreselleşen dünya ekonomisinde, makro ekonomik istikrara ulaşmada ve dengeli büyümeyi
sağlamada mali saydamlığın rolü çok büyüktür. Aynı zamanda gerek ekonominin geri kalanı
gerekse ilişki içinde bulunduğu diğer uluslar ya da uluslararası kuruluşlara etkisi açısından da
kamu kesiminin mali durumunun bilinmesi gerekmektedir. Bu da kamu maliyesinde
saydamlığın sağlanması ile gerçekleştirilebilir. Önemli yararlarına karşın mali saydamlık etkin
uygulanmadığı takdirde bir takım sakıncalar da ortaya çıkarabileceği düşünülmektedir154.
Mali Saydamlığın Yararları
Geniş anlamda saydamlık iyi yönetimin temel unsurlarından birisidir. Dünyada yaşanan
modernleşme ve küreselleşme sürecinde kamu yönetiminde egemen olan gizli ve dışa kapalı
uygulamalara alternatif olarak yönetilenlerin daha fazla katılımını sağlayan, yönetimin işlem
ve eylemlerinin yönetilenler tarafından bilinebildiği saydam, yeni bir kamu yönetimi anlayışı
geliştirilmiştir. Diğer bir ifade ile yönetenler ile yönetilenler arasındaki uçurumun kapatılıp
153 5018 sayılı Kanun, Madde 7.
154 Emine Kızıltaş, IMF Tarafından Belirlenen Mali Saydamlık Standartları ve Bu Standartların Türkiye’de
Uygulanabilirliği ve Bu Konuda Yapılması Gereken Düzenlemelere İlişkin Öneriler, Devlet Bütçe Uzmanlığı
Araştırma Raporu, Ankara, 2001, s. 8
8-10 Mart 2019 ADANA
675
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
toplumsal güvenin sağlanmasının yolu yönetime “vatandaş iradesini” gerçek anlamda
yansıtacak mekanizmaların oluşturulmasından geçmektedir. Vatandaş iradesini, seçimler
dışında başka ara mekanizmalarla siyasal karar alma sürecine katabilmenin ön koşulu, tüm
kamu politikalarında saydamlığın sağlanması ve kamusal bilgilerin halkla paylaşılmasıdır155.
Saydamlığın yararlarını belirli bir başlık altında toplayarak aşağıdaki şekilde sıralanabilir:
Mali saydamlık, hesap verme sorumluluğunu artırdığından sürdürülebilir kapsamda
olmayan politikaların uygulanmasını zorlaştırır. Kamuoyu denetiminin saydamlıkla doğru
orantılı olarak artması saydam toplumlarda politikacıları etik dışı davranmaktan ve keyfi
uygulamalardan alıkoyarak sistemin sağlıklı işlemesine katkıda bulunacağı
düşünülmektedir156.
Bütçeye ilişkin bilgilerin zamanında yayınlanması, devletin hedeflerinin ne olduğu hakkında
piyasanın bir değerlendirme yapmasını ve piyasanın kendini buna göre ayarlamasına olanak
tanıyacaktır.
Saydam bir mali sistem, bilgilere tam, doğru ve zamanında ulaşılmasına, hiyerarşi içinde
kimin ne yaptığının bilinmesine olanak tanıyarak kamu kesiminde sorumluluk dağılımını
kolaylaştırır157.
Saydamlık kamuoyunun kaynakların nasıl kullanıldığını izleyebilmesini sağlar. Halkın
devleti daha iyi izleyebilmesi, politikaların ve bürokratların kamu yararına daha uygun
davranmalarını teşvik ederek kamusal kaynakların dağılımında etkinliğin ve verimliliğin
sağlanmasını özendirir ve kamu yönetimini yetkinleştirir158.
Mali saydamlığın makro iktisadi politikaların etkinliğini artırdığı, mali disiplini sağladığı ve
yabancı sermaye girişleri üzerinde olumlu etki yaptığı da söylenebilir159.
Mali saydamlığın yararları şüphesiz daha da çoğaltılabilir. Sonuçta saydamlık kaliteli bir
yönetim tarzı benimsemek, kalitesiz olanı bertaraf etmek üzere kurulan çağdaş devlet yönetim
anlayışının ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
155 Cüneyt Yüksel, Devlette Etikten Etik Devlete, TÜSİAD Devlette Etik Altyapı Dizisi, No:2, , İstanbul, 2005,
s. 187
156 Şafak Birol Acar, İyi Uygulama Örnekleri Çerçevesinde Kamu Yönetiminde Mali Saydamlık ve Kamuoyu
Denetiminin Etkinleştirilmesi, Devlet Bütçe Uzmanlığı Araştırma Raporu, Ankara, Mayıs 2017, s. 29
157 Kızıltaş, a.g.e., s.9
158 İzak Atiyas ve Şeref Sayın, Devletin Mali ve Performans Saydamlığı, Devlet Reformu: Kamu Maliyesinde
Saydamlık, TESEV, İstanbul, 2000, s. 29
159 Nazende Özkaramete Çoşkun, AB Üyelik Sürecinde Mali Şeffaflık, Kamuda İyi Yönetişim Tebliğ Metinleri,
2004 Türkiye İktisat Kongresi, DPT, 2004
8-10 Mart 2019 ADANA
676
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
Mali Saydamlığın Sakıncaları
Saydamlığın yararları tartışma götürmez bir şekilde herkesçe kabul edilmekte ancak
saydamlığın sınırları iyi çizilmelidir. Çünkü saydamlık her şeyden önce teknik ve idari bir alt
yapıyı gerektirir. Bu alt yapıyı oluşturmakta bu alana kaynak ayrılması demektir. Kaynakların
doğru kullanılması ve dolayısıyla hesap verme sorumluluğunun geliştirilmesi için bir ön koşul
olan saydamlaşma adına yapılan bazı düzenlemeler de bazen maliyet-fayda analizinin
yapılmasını gerekli kılabilir. Zira gereksiz ve kullanışlılığı pek olmayan bir takım bilgilerin
saydamlık adına paylaşılması kaynakların israfı anlamına gelecektir. Ayrıca fazla bilgi sunumu,
önemli olanın bilinmemesi, hatta bütün bilgiyi gözden geçirememe vb. sorunları doğurabilir160.
Ayrıca kurumsal düzenlemelerin ve hesaplamaların her zaman kamu yararına olabilmesi için
bilgilerin zamanlı açıklanması hususunda verilecek devlet kararı son derece önemlidir. Bazı
durumlarda devletin büyük politik hedefleri, hedeflere ulaşmak için alınacak tedbirler demeti
ve mali niyetin karar verilir verilmez hemen açıklanmış olması durumunda bu açıklamanın
ardından yapılan durum değerlendirmeleri ve müzakereler sonucunda başlangıçtaki hedefler ve
önlemlere bir alternatif getirildiği görülür. Örneğin bazı liderler, bazı konulardaki niyetlerini
önceden açıklarlar, bazı durumlarda ise niyetlerin önceden açıklanması baskı gruplarının ya da
baskı gruplarının engellemeleri nedeniyle gerçekleşmeyebilir. Saydamlıkta bu hususlara dikkat
edilmeli, bu nedenle politik hedeflerin tam olgunlaşmadıkça açıklanmaması gerektiği
düşünülmektedir161.
Aşırı şeffaflık ve açıklık “imaj mühendisliğine” yol açarak somut kaliteyi azaltabilecektir.
Çünkü çağdaş demokrasilerin medyanın büyük etkisinden ve politik rekabetin giderek görünüm
odaklı olmasından dolayı “imaj oluşturmaya” çok şiddetli eğilimleri bulunmaktadır. Bu eğilim
hükümetin zor meselelerle uğraşmaktan ve iyi fikirler üretmekten geri kalmasına neden
olabilecek, bu durum ayrıca politikacıları eleştirme yeteneğine haiz ve yanlışları bulabilen
personelin çalışmalarını baskı altına almalarına yol açabilecektir162.
Mali saydamlığın sakıncaları özetlenecek olunursa, öncelikle mali saydamlık için harcanan
kaynakların büyüklüğü diğer bir anlatımla maliyet yükü, daha sonra politik hedeflerden sapma,
sırasıyla baskı ve çıkar gruplarının baskıları, fazla saydamlık, fazla bilgi ve sonucunda önemin
yitirilmesi ile imaj mühendisliği olarak değerlendirilebilir.
160 Harun Cansız, Kamu Mali Yönetiminde Şeffaflık, Celal Bayar Üniv.Sosyal Bilimler Enst.Maliye A.B.D.,
Doktora Tezi, Manisa, 2002, s.17
161 Kızıltaş, a.g.e., s.10
162 Cansız, a.g.e., s. 17
8-10 Mart 2019 ADANA
677
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
Mali Saydamlığın Sağlanma Yöntemleri
Kamunun mali kaynaklarının kullanımında saydamlığın sağlanabilmesi için etkin bir raporlama
şarttır. Etkin bir mali raporlama, devletin mali politikalarının niyet ve gerekçelerini, politika
hedeflerini açık bir biçimde ortaya koymakta, uygulamayı yakından takip etmekte ve belirlenen
hedefler ile elde edilen sonucun ne kadar uyumlu olduğunu ya da bu hedeflerden ne kadar
sapma gerçekleştiğini ortaya koymaktadır. Bu raporlama bağımsız bir dış denetim organı
tarafından denetlenmektedir 163 . Etkin bir raporlamanın aşağıdaki unsurları içermesi
gerekmektedir164:
Niyet ve gerekçe,
Mali hedefler,
Uygulama,
Sonuçların hedefler ile karşılaştırılması ve
Bağımsız dış denetim.
Mali raporlamanın önemi, ülkelerce her geçen gün biraz daha fark edilmekte ve bu konuda
çalışmalar yapılmaktadır. Gelişmiş ülkeler de dahil olmak üzere bu gün bir çok ülkede yukarıda
belirtilen hususlar çerçevesinde raporlamalar yapılmaktadır. Mali raporlamaların aynı zamanda
uluslararası standartlarda üretilmesi gerekmektedir. Ülkeler bu standartları belirlerken
Uluslararası Yüksek Denetim Kuruluşları Organizasyonu (INTOSAI), IMF ve OECD vb.
kuruluşların yayımlanmış rehberlerinden yararlanmaları gerekmektedir.
Mali Saydamlıkla İlişkili Kavramlar
Mali saydamlık; yönetişim, denetim, hesap verilebilirlik ve etik ile yakından ilgilidir. Bu
kavramlar ve ilişkileri aşağıda açıklanacaktır.
Yönetişim
Yönetişim, hükümet etme anlamındaki “yönetimkavramının yerini doldurmak üzere ortaya
çıkan yeni bir kavramdır. Hükümet etme anlamındaki “yönetim”, hiyerarşik nitelikteki
bürokratik yapıya dayalı yönetim modeliyken yönetişim, yönetim sürecinde rol oynayan
aktörler ve örgütler arasındaki etkileşim, formel ya da resmi sıfatı bulunmayan kişi, grup ve
163 Kızıltaş, a.g.e., s.11
164 Atiyas ve Sayın, a.g.e., s. 31
8-10 Mart 2019 ADANA
678
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
kuruluşların katılımıyla hiyerarşik bürokratik yapı yanında hükümet dışı aktörlerin de yönetim
faaliyetinde yer aldığı bir yönetim modelidir165.
Son yıllarda, gerek ülkeler bazında gerekse uluslararası kuruluşlarda yönetişim konusu
tartışılmakla birlikte asıl sorun yönetişimin nasıl sağlanacağı konusudur. İyi yönetişimin,
kaynakların ortak sorunlara yanıt verebilecek şekilde tahsis edilmesi ve bunların idaresine
yönelik olduğu ve katılımcılık, hukukun üstünlüğü, şeffaflık, çabuk cevap verebilirlik, eşitlik,
etkinlik, hesap verebilirlik ve stratejik vizyon olmak üzere birbirini tamamlayan başlıca sekiz
unsuru olduğu belirtilmektedir166.
İyi yönetişimin kilit öğesi olan şeffaflık, politika hedefleri, formülasyonu ve uygulamasında
açıklığı gerektirmektedir167. Şeffaflık mali piyasaların sorunsuz işlemesini sağlamasının yanı
sıra, yerli ve yabancı doğrudan yatırım oranlarında artışı sağlayacak, ayrıca büyümeyi
destekleyecektir. Şeffaflık, hükümetler ve uluslararası kuruluşlar tarafından izlenen
politikalarda yapılan hataların tespitini ve düzeltilmesini de kolaylaştıracaktır168.
Denetim
Kamu yönetimindeki gelişmeler ışığında kamu kaynaklarının etkin, ekonomik ve verimli olarak
kullanılması, mali karar ve işlemlerinin denetlenmesi, raporlanması ve sonuçlarının kamuoyuna
sunulması açısından denetimin ön plana çıktığı görülmektedir 169 . Etkin bir mali yönetim
sisteminin kurulması ve çalıştırılması; saydamlık, hesap verebilirlik ve etkin iç ve dış denetim
sistemlerinden her birinin sağlam kurulması ve çalıştırılmasına bağlı olmaktadır. Bu üç ayaktan
birinin zayıf olması ya da aksaması, diğerlerini de olumsuz etkileyecektir. Bu bağlamda iyi
165 Salih Batal, Yeni Kamu Yönetiminde Yönetişim Kavramı Ve Türkiye’de Yerel Yönetimler Alanındaki
Uygulama Örnekleri, https://www.mevzuatdergisi.com/2010/01a/02.htm, (Erişim Tarihi: 01.02.2018)
166 İyi Yönetişimin Temel Unsurları, T.C. Maliye Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı,
Ankara, 2013
167 Seiichi Kondo, “Fostering Dialogue to Strengthen Good Governance”, Public Sector Transparency and
Accountability: Making It Happen, OECD, 2002, s.9
168 Ann M. Florini, Does the Invisible Hand Need A Transperant Glove? The Politics of Transparency, Paper
Prepared for the Annual World Bank Conferance on Devlopment Economics, Washington D.C., 1999,
http://www.worldbank.org/ , (Erişim Tarihi: 02.01.2018)
169 Erdal Bayrakcı ve Abdullah Demirel, “İç Denetimin Yapısal ve İşlevsel Sorunlarının Türkiye’deki
Üniversiteler Bağlamında Analizi”, KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, 19 (33), Karaman, 2017,
s.54
8-10 Mart 2019 ADANA
679
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
saydamlık uygulamasının iyi işleyen bir hesap verebilirlik ve iç ve dış denetimle desteklenmesi
gerekmektedir170.
Mali saydamlığının sağlanması adına Türkiye’de Sayıştay bu konuda büyük rol üstlenmiş
durumdadır. Kamu kurum ve kuruluşları tarafından kamunun gelir ve giderlerinin nerelere nasıl
harcandığının denetlenmesi ve kamuoyuna sunulması Sayıştay tarafından yerine
getirilmektedir. Bu denetim mali saydamlık adına yapılan bir dış denetimdir. Yine kamu
kurumlarının kendi bünyelerinde faaliyet gösteren denetim birimleri de bu fonksiyonu yerine
getirmede destekleyici unsur olarak ortaya çıktığı görülmektedir.
Hesap Verilebilirlik
Hesap verebilirlik, bir kurumdaki görevlilerin yetki ve sorumluluklarının kullanılmasına ilişkin
olarak ilgili kişilere karşı cevap verebilir olma, bunlara yönelik eleştiri ve talepleri dikkate
alarak bu yönde hareket etme ve bir başarısızlık, yetersizlik ya da hilekârlık durumunda
sorumluluğu üzerine alma gerekliliğidir171.
Saydamlık ve hesap verme sorumluluğu kavramları literatürde genellikle ayrı ancak yakın ilişki
içinde bulunan iki kavram olarak değerlendirilmektedir. Mali saydamlık ile hükümetin hesap
verme sorumluluğunun birbirleri ile karşılıklı olarak bağımlı olduğu düşünülmektedir. Ne mali
saydamlığa ulaşılmadan hesap verme sorumluluğu olabilir ne de hesap verme sorumluluğu
mekanizması işlemeden mali saydamlık sağlanabileceği ifade edilmektedir172.
Etik Anlayış
Etik, kişinin davranışlarına temel olan ahlak ilkelerinin tümüdür. Diğer bir anlatımla etik,
insanlara ‘‘işlerin nasıl yapılması gerektiğini’’ belirlemede yardımcı olan kılavuz (rehber)
değerler, ilkeler ve standartlardır. Etik, aynı zamanda bir süreçtir. Bu süreçte karar alırken ve
uygulamayı yaparken belirli değerlere bağlı kalınarak hareket edilmesini ifade etmektedir173.
170 Baki Kerimoğlu, “Yerel Düzeyde Mali Saydamlık”, Yerel Yönetim ve Denetim Dergisi, Cilt 10, Sayı 8, 2005,
s. 18
171United Nations Development Programme (UNDP), ‘Glossary of Key Terms’, Governance for Sustainable
Human Development, s.1
172 Ling Lan, “Enchancing e-Democracy Via Fiscal Transparency: A Discussion Based on China’s Experience”,
E-Government: Towards Electronic Democracy, 2005, s. 61
173 Etik Rehberi, http://www.etik.gov.tr/Portals/0/anasayfa/etik_rehberi.pdf , (Erişim Tarihi: 02.01.2018)
8-10 Mart 2019 ADANA
680
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
Etik anlaş kamu görevlileri için bir rehber niteliği taşır. Bu bilince sahip olan her bir birey
sahip olduğu yetkileri bu sorumluluk bilinciyle kullanır ve hesap vermekten, açıklıktan ve
şeffaflık kaçınmaması gerekmektedir.
Mali saydamlık kamu kaynağını kullanan tüm aktörlerin hesap verme sorumluluğunu
artırmaktadır. Hesap verme sorumluluğu mali disiplinin sağlanmasında çok önemli bir rol
oynamakta, hesap verme sorumluluğunun hissedilmediği alanlarda, etik dışı faaliyetlerin ön
plana çıktığı ve bunun yolsuzluklara yol açtığı gözlenmektedir. Mali disiplinin sağlanması
ekonomi yönetimi için başarının anahtarı demektir. Saydam uygulamalar özellikle
politikacıların ekonomi yönetimindeki olumsuz etkilerinin önlenmesi ya da azaltılması
konusunda sisteme olumlu etki yapmaktadır174.
Mali Saydamlık ve Yolsuzluk Arasındaki İlişki
Çağımızda az gelişmiş ülkelerin en önemli sorunlarından biri olan yolsuzluk olgusu, kamu mali
yönetimi içerisinde saydamlığı tesis etmenin önündeki en önemli engellerden biridir.
Yolsuzluk; adam kayırma, rüşvet, ihaleye fesat karıştırma, zimmetine para geçirme gibi çeşitli
şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Eğer bir ülkenin kamu mali yönetiminde saydamlıktan söz
edilmek isteniyorsa, yolsuzluk gibi toplumsal ahlakı da yakından ilgilendiren bir olumsuz
hadisenin cereyanı engellenmelidir. Aksi takdirde saydamlık ve kamu yönetimine olan
güvenden söz etmek mümkün değildir175. "Kendi içinde yolsuzluk potansiyeli taşıyan kamu
yönetimi süreci içinde yolsuzlukları tümüyle yok etmenin hiçbir toplumda mümkün olmayacağı
açıktır. Verilmekte olan her türlü uğraş ise yolsuzlukları yalnızca belli bir seviye altında
tutabilme amacına yönelik olduğu düşünülmektedir”176.
Yolsuzlukların önlenmesi ya da azaltılması sürecinde gizliliğin karşıtı olarak nitelendirilen
kamu yönetiminin saydamlaşması önemli bir yere sahiptir. İletişim, aleniyet ve yakınlık
anlamında da kullanılabilen saydamlık; aleniyet anlamıyla yolsuzluğa karşı mücadeleyi
kolaylaştırma ve etkinleştirme aracı olabilmektedir. Bu kapsamda hukuk ve etik dışı
davranışların yansıması olan yolsuzluk özellikle aleniliğin sağlandığı durumlarda
zorlaşmaktadır177.
174 Acar, a.g.e., s. 29
175 Mehmet Alpertunga Avci, Türkiye’de ve Dünyada Kamu Mali Yönetiminde Mali Saydamlık Kavramının
Gelişimi ve Önemi, ksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa, 2005, s.9
176 Kemal Özsemerci, Türk Kamu Yönetiminde Yolsuzluklar, Nedenleri, Zaraları ve Çözüm Önerileri,
Ankara, 2003, s. 5
177 Ramazan Şengül, “Kamu Yönetiminde Yolsuzluğa Karşı Şeffaflık Nasıl Bir Rol Oynayabilir?”, Kamu Etiği
Sempozyumu, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Yayınları, No 347, Ankara, 2009, s. 990
8-10 Mart 2019 ADANA
681
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
Kamu Mali Yönetiminde Mali Saydamlık
Kamu sektöründe saydamlık; kamu politikasının anlaşılırlığını geliştirecek, siyasal süreçlerin
etkinliğini artıracak ve politika belirsizliklerini azaltacak şekilde bilgi sağlayan politikalardan,
kurumlardan ve uygulamalardan kaynaklanmaktadır. Kamu mali yönetimindeki saydamlıktan
beklenen temel amaç; venirliği artırarak borçlanma maliyetlerini mümkün olan en düşük
seviyelere çekebilmek ve eksiksiz bir şekilde doğru bilgilendirilmiş bir yurttaşlar kümesinin
makro ekonomik politikalara desteğini sağlayabilmek olarak ifade edilmektedir178.
Türkiye açısından değerlendirildiğinde mali saydamlık anlamında yapılan en büyük düzenleme
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’dur. Bu kanunla Türk kamu mali yönetim
sistemi mali saydamlık kavramı ile tanışmış bulunmaktadır. Saydamlık alanında yapılan bu
düzenleme şeffaf devlet anlayışının bir yansıması olarak adlandırılabilir. Kanunun yedinci
maddesinde yer alan her türlü kamu kaynağının elde edilmesinde ve kullanılmasında şeffaf
olunması ve bu şeffaflığı sağlamada izlenecek usuller de belirlenmiştir.
Mali saydamlığı sağlamanın bir gereği olarak 5018 sayılı Kanun; bakanların, idarelerinin
amaçları, hedefleri, stratejileri, varlıkları, yükümlülükleri ve yıllık performans planları
konusunda her mali yılın ilk ayı içinde kamuoyunu bilgilendirmelerini zorunlu tutmaktadır.
Bunun yanı sıra üst yöneticiler, birim faaliyet raporlarını esas alarak kendi idarelerinin faaliyet
sonuçlarını gösteren idare faaliyet raporlarını hazırlamak suretiyle kamuoyuna açıklama
zorunluluğu ile karşı karşıyadırlar. Dolayısıyla 5018 sayılı Kanun kapsamında hazırlanması
gereken stratejik planlar, idare ve birim düzeyinde düzenlenecek olan performans ve faaliyet
raporları, mali saydamlığı sağlamaya yönelik önemli araçlardır179. Bu kanunun yanı sıra temel
ihale kanunları, denetime yönelik kanunlar ve mali kontrole yönelik kanunlar saydamlığı
sağlamada diğer önemli düzenlemelerdir. Kamu yönetiminde mali ya da mali olmayan (kararlar
vb.) saydamlık bir bütün olarak ele alınmalı tüm ilgili meri mevzuata taşınmalıdır.
Dünyada Mali Saydamlık
Dünya genelinde saydamlık ve bunun yanında hesap verilebilirlik vb. kavramların giderek daha
yaygın bir şekilde konuşulup gündeme getirilmesinin ardında başta IMF olmak üzere
uluslararası kuruluşlar tarafından uluslararası finansal yapının 2000’li yıllar ve sonrasında
178 Hakan Bakkal ve Alper Kasımoğlu, Bütçe Sürecinde Mali Saydamlık ve Hesap Verebilirliğin Önemi,
https://www.researchgate.net/, (Erişim Tarihi: 29.11.2017)
179 Ahmet Kesik, “Dünyadaki Gelişmeler Işığında Türk Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması: 5018
Sayılı Kanunun Değerlendirilmesi & Yeni Bütçeleme Anlayışının Türkiye’de Uygulanabilirliği”, Bilgi Çağında
Türk Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması, Ed: Ahmet NOHUTÇU, Asım BALCI, Beta
Yayınları, İstanbul, 2005, s.105
8-10 Mart 2019 ADANA
682
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
yaşanan finansal krizlerden sonra yeniden yapılandırılması çalışmalarında mali saydamlığa
giderek artan şekilde vurgu yapılması hususu yatmaktadır
180
. Ancak ülke vatandaşlarının bilgi
ve eğitim düzeylerindeki artış, nya genelinde başlayan reform trendi ve bilgi işlem
teknolojilerindeki gelişmelerin de mali saydamlığın dünya gündemine gelmesinde önemli bir
yeri bulunmaktadır. Bu bakımdan konu ele alınacak olursa mali saydamlık kavramının hem
gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hem de uluslararası mali kurumların çalışma ve ilgi alanı
içine girmesinde dört önemli faktörün etkili olduğu ifade edilmektedir
181
:
1990'lı yıllarda yaşanan finansal krizler,
Ülke vatandaşlarının eğitim ve bilgi düzeylerinin yükselmesi ve demokratikleşme
kalitesinin artırılması arzusu,
Bilgi işlem ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler,
Dünyada yeniden yapılanma ve reform trendi.
Paranın dolaşımı, serbest piyasa ekonomisi ve uluslararası etkileşimler mali saydamlığın
önemini daha da artırmıştır. Küresel hale gelen dünyada uluslararası aktörler, çok uluslu
şirketler ve diğer unsurlar artık hamlelerini ve denetimlerini daha hassas yapar hale gelmiştir.
Çünkü geçmişte yaşanan mali krizlerin sonuçları çok ağır olmuş, birçok aktör bu süreçte zarar
görmüştür. Tüm bu zararların etkilerinden arınmak hem zaman kaybına neden olmuş hem de
küresel anlamda büyüme yavaşlar hale gelmiştir. Artık gelişmiş ülkelerin yanı sıra dünya
sahnesine çıkan yeni ülkeler kendi içinde denetim mekanizmalarının etkinliğini artırarak
önlemler almaya başlamışlardır. Zira artık ülke içinde oluşabilecek hasarlar sadece o ülke içinde
etki etmemekte anlık olarak birbiri ile bağlantılı tüm iş ve işlemleri de etkileyebilmektedir.
Türkiye’de Mali Saydamlık Gelişmeleri
Türkiye’de mali saydamlığa yönelik ihtiyaç 1990’lı yılların sonlarında belirgin hale gelmiştir.
1990’lı yıllarda gerçekleşen kamu kesimi açıklarındaki artış, borçlanmanın sürdürülemez
düzeylere gelmesi, yüksek düzeydeki enflasyon oranları Türkiye’yi hem siyasi alanda hem de
ekonomi alanında istikrarsız bir yapıya sürüklemiştir. İstikrarlı bir büyüme ve gelişme
ortamının sağlanabilmesi için yapısal reformların gerçekleştirilmesi ve bu reformlarda başarılı
olunması gerekmekteydi
182
. Nitekim ortaya konan yapısal reformlarda pek bir başarı
sergilenememiştir. 1994, 1998 ve 2001 yıllarında yaşanan ekonomik krizler ve koalisyon
180
http://tesev.org.tr/wp-content/uploads/2015/11/Mali_Saydamlik_Izleme_Raporu_II.pdf (Erişim Tarihi:
01.01.2018)
181
Avci, a.g.e., s. 75
182
Erdal Eroğlu ve Tolga Demirbaş, “Mali Saydamlığın Önemi ve Türkiye’de Kamu Mali netiminin Mali
Saydamlık Açısından Değerlendirilmesi”, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 20 (1): 2016,
s. 296
8-10 Mart 2019 ADANA
683
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
hükümetlerinin başarısızlıkları toplumda kaynakların kötü hatta bireysel menfaatlerde
kullanıldığı yönünde bir güvensizlik ortamı yaratmıştır
183
.
Türkiye’de mali saydamlığı geçiş süreci genelde dış aktörlere bağlı olarak gelişme gösterdiği
söylenebilir. Bunların başında AB ile olan üyelik süreci, IMF ile yapılan stand-by anlaşmaları,
yine AB destekli fon kullanımları gelmektedir. Bunun yanı sıra ülke içinde patlak veren
yolsuzluk olayları vatandaşın devlete olan güvenini zedelemiştir.
Türkiye’de mali saydamlık alanındaki gelişmeleri aşağıdaki şekilde sıralamak mümkün
olabilecektir. Bunlar hem yaşanan olaylar hem de hükümet tarafından anan tedbirler olarak
ortaya çıkmaktadır:
90’lı yıllarda ülkelerde görülen mali krizler,
Yolsuzluk ve rüşvet olaylarındaki artış,
AB ile bütünleşme süreci ve fon kullanımları,
IMF anlaşmaları ve niyet mektupları,
Dünya Bankası’nın desteklediği projeler,
Kamu Mali Yönetimi’nin Yeniden Yapılandırılması ve Mali Saydamlık Özel İhtisas
Komisyonu’nun kurulması,
Bakanlar Kurulu’nun 12.01.2002 Tarih Ve 2002/3 Sayılı Prensip Kararı,
58. ve 59. Hükümet Acil Eylem Planları,
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu.
Türkiye’de 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun (KMYKK) yürürlüğe
girmesiyle mali saydamlık çalışmalarının daha da önem kazandığı belirtilebilir
184
. Çünkü bu
yasa hem mali yönetimin temel taşlarını oluşturmakta hem de bir kontrol sistemi
tasarlamaktadır. Bu Türkiye için mali yönetim anlamında bir reform olarak nitelendirilebilir.
2013 yılında çıkarılan bu yasa zamana göre eksikleri giderilmekte ve küresel şartlara uyumu
artırılmaktadır. Yasa içerisinde birçok yerde mali saydamlığa, hesap verilebilirliğe, açıklığa ve
denetime dikkat çekerek mali kontrolün bir disiplin altında yürütüleceği vurgulanmıştır.
Türkiye’nin son yıllarda mali saydamlık alanındaki gelişmelerine bakıldığında şunları
söylemek mümkün olacaktır
185
:
Mali saydamlık alanında Türkiye son 15 yılda dikkate değer ilerleme kaydetmiştir.
Mali raporlar daha kapsamlı, ayrıntılı ve güvenilir hale gelmiştir.
183
Acar, a.g.e., s. 27
184
Birol Karakurt, Suat Hayri Şentürk Ve Onur Öztürk, “Mali Saydamlık Açısından Türkiye Ve Şangay İşbirliği
Örgütü Ülkelerinin Değerlendirilmesi”, Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Bilimler Elektronik Dergisi, sayı 12,
Gümüşhane, 2015, s. 328
185
IMF, Fiscal Transparency Eveluation of Turkey, IMF Country Report No. 17/208, Wahsington D.C., 2017
8-10 Mart 2019 ADANA
684
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
Mali tahminler ve bütçeler daha birleştirilmiş, performans odaklı ve ileriye dönük olarak
gerçekleştirilmiştir.
Mali risk yönetimi belirgin bir şekilde gelişmiştir.
Sonuç olarak Türkiye, IMF’nin yeni Mali Saydamlık Yasası’nın 36 ilkesine karşı önemli
gelişme kaydetmiştir. 10 ilke temel seviyede karşılanmış, 13 ilke iyi seviyede karşılanmış, 6
ilke de ise çok iyi seviyede karşılanmış olup 5 alanda ise karşılanamamıştır ancak basit yönetim
amaçları için toplanan verilere yayımlanarak bu boşlukta doldurulabilecektir.
Tablo 1: 2000-2015 Yılları Arasında Türkiye’nin Mali Saydamlık Uygulamalarının
Değerlendirilmesi
(Kaynak: IMF, Fiscal Transparency Eveluation of Turkey, 2017:8)
Tabloya bakıldığında 2000, 2008 ve 2015 yıllarında üç temel alanda (mali raporlama, mali
tahmin ve bütçeleme ile mali risk analizleri ve netimi) IMF tarafından Türkiye’nin mali
saydamlık değerlendirilmesi görülmektedir. Koyu yeşil alanlarda mali saydamlık ilkelerinin
mükemmel bir şekilde karşılandığı, yeşil alanlarda iyi şekilde karşılandığı, sarı alanlarda temel
seviyede karşılandığı ve kırmızı alanlarda ise hiç karşılanmadığı ifade edilmektedir.
Tablo 2: 2015-2020 Yılları Arasında IMF’nin Tavsiye Öncesi Ve Sonrasında Türkiye’nin
Mali Saydamlık Değerlendirilmesi
8-10 Mart 2019 ADANA
685
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
(Kaynak: IMF, Fiscal Transparency Eveluation of Turkey, 2017:8)
Tabloya bakıldığında 2015 ve 2020 yılları arasında dört alanda (mali raporlama, mali raporlama
ve bütçeleme, mali risk analizi ve yönetimi ile tüm mali saydamlık düzenlemeleri) IMF’nin
tavsiyeleri öncesi ve sonrasında Türkiye’nin mali saydamlık değerlendirilmesi görülmektedir.
Koyu yeşil alanlarda mali saydamlık ilkelerin mükemmel bir şekilde karşılandığı/karşılanacağı,
yeşil alanlarda iyi şekilde karşılandığı/karşılanacağı, sarı alanlarda temel seviyede
karşılandığı/karşılanacağı ve kırmızı alanlarda ise hiç karşılanmadığı/karşılanamayacağı ifade
edilmektedir.
Yukarıdaki tablolar bir bütün olarak incelendiğinde Türkiye’de mali saydamlık alanında gerekli
adımların atıldığı görülmektedir. Artık IMF tarafından da kabul edilen Türkiye’nin mali
saydamlık gelişmeleri dikkate değer bir ilerleme sağlamıştır. IMF, kendi tavsiyelerinin
uygulanması sonrasında mali saydamlığın daha da belirgin hale geleceğini bu raporda ifade
etmiştir. Yine aynı raporda Türkiye’de mali saydamlığın önündeki engellerde sayılmıştır.
Bunlardan öne çıkanlar ise şu şekilde sıralanmıştır:
Mali istatistikler mali ve işlemlerin çoğunu kapsarken, net harcamaları; GSYİH’nın %
13’ünü oluşturan 468 kamu şirketinin hesaplarının konsolide edilmediği,
Ekonomik büyüme tahminleri ile gerçekleşen durum arasında farklar olduğu,
Denetim raporlarına verilen önemin azaltıldığı,
8-10 Mart 2019 ADANA
686
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
Hükümet tarafından hazırlanan mali risk kayıtları, alternatif makro mali senaryolar ve uzun
vadeli mali projeksiyonların hiçbirinin yayımlanmadığı,
Kamu-özel sektör iş birliği yükümlülükleri Hazine Müsteşarlığı tarafından izleme dışı
bırakıldığıdır.
Raporda mali saydamlığın daha da güçlenmesi ve desteklenmesi adına şu öneriler dile
getirilmektedir:
Mali raporların kapsamı genişletilerek tüm kamu sektörünü kapsamalı,
Mali raporların tutarlılığı ve bütünlüğü artırılmalı,
Bütçeleme süreci yıl içinde daha geniş bir zamana yayılarak incelenmesine olanak
sağlanmalı,
Bütçe disiplini yıl içindeki değişikliklere göre ayarlanmalı,
Hükümetin kendi makro ekonomik tahminleri ile bağımsız olarak yapılan tahminler
arasındaki tutarsızlıkların açıklanması.
Türkiye’de Mali Saydamlık ve Bütçe İlişkisi
Bütçeler, parlamentoların temsili demokrasi içinde bütçe hakkını kullandıkları en önemli
belgelerdir. Bütçeyi sadece bütçe kanunu ve ekleri olarak düşünmemek gerekmektedir.
Ülkelerin yaşadıkları mali krizler ve kamu sektörünün büyümesi ile birlikte kapsamı ve içeriği
değişen bütçeler parlamentolara bir paket halinde sunulmaktadır. Bu şekilde vatandaşların
devlete verdikleri vergilerin hesabını sorabilmesini, kamu kaynaklarının hizmet önceliklerine
göre kullanılıp kullanılmadığının denetiminin sağlanmasında bütçe paketi en önemli denetim
aracı olma özelliğini de göstermektedir186.
Mali saydamlık ile bütçe arasındaki ilişki 5018 sayılı kanunun bütçe ilkelerinde şu şekilde ifade
edilmiştir; “….Bütçe, kamu malî işlemlerinin kapsamlı ve saydam bir şekilde görünmesini
sağlar….”187. Bütçe sürecinde mali saydamlığın sağlanması için yapılması gerekli işlemler188;
a) Bütçe taslağında mali hedefler ve öncelikler ile ilgili detaylı açıklamalara yer verilmesi, açık
tartışma ortanın yaratılması, uygulama ve kontrolün saydam olması ve performans ve mali
denetime ilişkin sonuçların kamuoyuna duyurulması olarak sıralanmaktadır.
b) Kamu hesaplarında mali saydamlığın sağlanması için, bütün kamu kurum ve kuruluşlarının
gelir ve harcamalarının bir bütün halinde görülebilmesi ve izlenebilmesi gerekmektedir. Genel
kamu hesaplarının, merkezi hükümet bütçesinin yanı sıra sosyal güvenlik ve bütçe dışı tüm
186 H. Hakan Yılmaz ve Selma Tosun, “5018 Sayılı Kanun Çerçevesinde Mali Saydamlık ve Parlamentonun Bütçe
Sürecinde Etkinliği”, Yasama Dergisi, Sayı 14, Ankara, 2010, s. 6
187 5018 sayılı Kanun, Madde 13
188 Bakkal ve Kasımoğlu, a.g.e., s. 13
8-10 Mart 2019 ADANA
687
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
fonlar dâhil, kamunun ticari faaliyetler dışındaki bütün faaliyetlerini kapsaması gerekmektedir.
Mali saydamlığın sağlanması, her şeyden önce bütçe ile ilgili verilerin sistematik ve önceden
belirlenen zamanlarda açıklanmasını gerektirmektedir.
IMF’nin hazırlamış olduğu mali saydamlık ilkelerinde bütçe ile ilgili kısım; bütçe hazırlama,
uygulama ve raporlama süreçlerinin açık olması başlığı adı altında düzenlenen ilkeler
189
;
Bütçe belgelerinde maliye politikası hedefleri, makro ekonomik çerçeve, bütçenin politika
temeli ve tanımlanabilen temel mali riskler belirtilmelidir.
Bütçe ile ilgili bilgiler, politika analizini kolaylaştıran ve hesap verebilirliği teşvik eden bir
yolla sunulmalıdır.
Onaylanmış harcamanın yerine getirilmesi, gözetimi ve gelirlerin toplanması ile ilgili
yöntemler açıkça belirlenmelidir.
Yasama organına ve kamuoyuna düzenli olarak mali rapor verilmelidir.
Bütçenin hazırlanmasından sonuçlarının raporlanasına kadarki tüm süreçte kamuoyu mutlaka
bilgilendirilmelidir. Bu süreçte yapılan raporlama faaliyetleri açık ve anlaşılır olmalıdır.
Türkiye’de Mali Saydamlığa Yönelik Düzenlemeler
Türkiye’de mali saydamlığın sağlanması ve bu kavramın tüm kamu mali yönetimi içerisinde
etkinliğinin sağlanması amacıyla çeşitli yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bu yasal
düzenlemelerin ortak noktaları, kamusal faaliyetler hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesini
en iyi şekilde sağlamak ve hesap verme sorumluluğunu kurum kültürü haline getirmektir.
İhale Kanunları
Türkiye’de kamu alımları ile kamu adına yapılan kiralamaların, taşınır ve taşınmazların
satımları diğer kamusal gelir getirici işlemler 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile yapılmakta
iken bu kanunun kapsamının dar olması ve güncel ihtiyaçlara cevap verememesi nedeniyle
Kanunun kamu alımları kısmı çıkarılarak, 04.01.2002 tarihinde kabul edilen ve 01.01.2003
tarihinden itibaren yürürlüğe giren 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve bu Kanuna göre
yapılacak ihalelerde düzenlenecek sözleşmelerin yasal dayanağını oluşturan 4735 sayılı Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanunu ile kanun düzeyinde ihale düzenlemeleri tamamlanarak Türk mali
sistemi daha etkin hale getirilmeye çalışılmıştır.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun genel gerekçesinde bu kanunun amacı ihalelerde
saydamlığın, rekabetin, eşit muamelenin, güvenirliğin, gizliliğin, kamuoyu denetiminin,
189
Uluslararası Mali Standartlar, Maliye Bakanlığı Yayını, Ankara, 2002, s. 70-74
8-10 Mart 2019 ADANA
688
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasının ve kaynakların verimli
kullanılmasının en geniş şekilde sağlanması, kamu kurum ve kuruluşlarının kullanımlarında
bulunan her türlü kaynaktan yapacakları ihalelerde tek bir yasal düzenlemeye tabi olmaları,
tahmini bedel baz alınarak indirim yapılmak suretiyle ihaleye çıkılması yerine, işlerin istekliler
tarafından piyasa rayiçlerine uygun fiyatlara göre tespit ve teklif edilen gerçekçi bedeller
üzerinden ihale edilmesi” olarak açıklanmıştır.
Kanunun Temel İlkeler başklı kısmında yer alan 5. maddede saydamlığa değinilerek kanun
kapsamında yapılacak ihalelerde saydamlık, güvenilirlik ve kamuoyu denetiminden idarelerin
sorumlu tutulacağı belirtilmiştir. Bu bağlamda ihalelerin açık bir şekilde yürütülmesini
sağlamada idareler görevli kılınmıştır.
Kanunun birçok yerinde saydamlığa yönelik düzenlemeler bulunmaktadır. Bunlar ihale
komisyonlarının ve Kamu İhale Kurumu’nun görevlerinde ile ihale sürecinde yer alan kişilerin
görevlerinde düzenlenmiştir. Kamu İhale ve Kamu İhale zleşmeleri Kanunları kamu
alımlarında ihalenin başlaması ve işin bitirilmesine kadarki tüm süreçleri kapsamakta ve
yapılan iş ve işlemlerin saydamlığın sağlanmasına, aksi belirtilmedikçe tüm bilgi ve belgelerin
kamuoyunun ve yargının denetimine açık olduğu ifade edilmektedir.
Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
28/032002 tarihinde kabul edilen Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun, uzun yıllar dağınık bir mevzuat içinde düzenlenmesine çalışılan kamu borç
yönetim sisteminin tek bir kanun altında toplanması ve böylece bu alanda karmaşıklığa son
verilmesi amacını190 taşımaktadır. Kanun, mali saydamlık ısından üç önemli düzenleme
getirmektedir. Yasanın giriş bölümünde uygulama alanının kapsamının 191 geniş olarak
tanımlanması, borç ve alacak yönetimine hakim olan terminolojinin verilmesi bu alanda önemli
bir gelişmedir. Parlamentoya ve kamuoyuna kapsamlı ve üçer aylık dönemlerle kamu borçları
ve riskleri açısından bilgi verecek bir kamu borç yönetim raporunun yayınlanması ve yine
parlamentoya yılda en az bir kez Hazine ve Maliye Bakanı tarafından kamu borç ve alacak
yönetimi uygulamaları hakkında bilgi verilmesi de mali saydamlık açısından önemli bir
190 4739 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun, Madde 1
191 Bu Kanun; merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları, kamu iktisadi
teşebbüslerini, özel hukuk hükümlerine tâbi olmakla beraber sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait olan
kuruluşları, fonları, kamu bankalarını, yatırım ve kalkınma bankalarını, büyükşehir belediyelerini, belediyeleri ve
bunlara bağlı kuruluşlar ile sair yerel yönetim kuruluşlarını, yap-işlet-devret, yap-işlet ve işletme hakkı devri ve
benzeri finansman modelleri çerçevesinde gerçekleştirilmesi öngörülen projeler kapsamında ödeme
yükümlülükleri Hazine Müsteşarlığınca garanti edilen kuruluşları ve hibelerle sınırlı olmak kaydıyla sivil toplum
örgütlerini kapsar.
8-10 Mart 2019 ADANA
689
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
düzenlemedir 192 . Son olarak mali saydamlık açısından önem taşıyan husus ise dış proje
kredilerinin bütçeleştirilmesidir.
Geçmişte mali saydamlığın önündeki en önemli engellerinden birisi olan ve harcaması yapıldığı
halde bütçe hesaplarına yansıtılmayan dış proje kredisi kullanımlarının bütçe ile
ilişkilendirilmesi bu yasa ile zorunlu hale getirilmiştir. Yasa bu hali ile borç yönetimi ile ilgili
alanda mali saydamlık ve hesap verebilirlik açısından önemli bir boşluğu doldurmaktadır193.
Bilgi Edinme Kanunu
9 Ekim 2003 tarihinde kabul edilip 6 ay sonra yürürlüğe giren 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı
Kanunu Türkiye’de mali saydamlık ve hesap verebilirliğin sağlanması ısından büyük bir
öneme sahiptir. Zira dünyanın çeşitli ülkelerindeki saydamlığa yönelik uygulamalara
bakıldığında kamu mali yönetimleri içerisinde bilgi edinme hakkı kanunlarının ne kadar büyük
bir öneme sahip olduğu görülebilmektedir. Devletlerin daha hesap verebilir olmalarını sağlayan
bu kanunlar mali saydamlığın kamu yönetimi içerisinde tesisi açısından da irdelenmesi gereken
bir öneme sahiptir194.
Kanunun birinci maddesine bakıldığında; “Bu Kanunun amacı; demokratik ve şeffaf yönetimin
gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını
kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir195. Tanımdan da anlaşılacağı üzere
saydamlığın ve demokrasinin bir gereği olan bu Kanun ister vatandaş olsun ister olmasın
kişilerin bilgi edinme hakkını güvence altına almaktadır. Kanunun değişik maddelerinde
saydam devlet anlayışının gereği olarak bilgi edinme yöntemlerinden, hangi bilgilerin nasıl elde
edileceğinden, istisnalarından ve diğer usullerden bahsetmektedir.
Kanun, gerek Avrupa Birliği’ne uyum ve gerekse saydam ve katılımcı demokratikleşme
açısından önemlidir. Açıklık ve saydamlık ancak vatandaşların bilgi ve belgelere ulaşmaları ile
mümkün olacaktır. Vatandaşlar, sivil toplum örgütleri ve medya daha bilgili olduğu zaman
hesap sorma güçleri artacaktır. Olayları takip etme şansı, normalde açıklandığı kadarıyla
olanaklıdır196. Bu nedenle bazı dokümanların elektronik ortamda yayınlanması veya talep eden
vatandaşlara verilmesi toplumda yeni bazı dinamiklerin oluşmasına katda bulunacağı
192 4739 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun, Madde 14
193 Ferhat Emil ve Hakan Yılmaz, Mali Saydamlık İzleme Raporu, TESEV Yayınları, s. 11,
http://www.tesev.org.tr (Erişim Tarihi: 01.12.2017)
194 Avci, a.g.e., s. 217
195 4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu, Madde 1
196 M. Sait Arcagök ve Ertan Erüz, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Sistemi, Maliye Hesap Uzmanları Derneği
Yayınları, Ankara 2016, s. 9
8-10 Mart 2019 ADANA
690
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
söylenebilir. Bu dinamiklerin en önemlisi saydamlık ve hesap verebilirlik kavramları ile birlikte
katılımcılık olgusudur.
5018 Sayılı Kanun
Türk mali sistemi uzun yıllar 1927 yılında çıkarılan ve 2006 yılına kadar çok az değişiklikle
fonksiyonlarını sürdüren 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu ile yönetilmiştir. Son
yıllarda yaşanan gelişmeler ve buna bağlı olarak yönetimlerin yeniden yapılandırılması
çerçevesinde mevcut ihtiyaca cevap veremez duruma gelen 1050 sayılı Kanun nihayetinde,
10.12.2003 tarihinde TBMM’nde kabul edilen ve mali yapıyı yeniden düzenleyen 5018 sayılı
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 22.12.2005 tarihli 5436 sayılı Kanunla önemli
oranda değiştirilerek 01.01.2006 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmesiyle yürürlükten kalkmıştır197.
Türk kamu maliye yapısında köklü değişiklikler getiren 5018 sayılı Kanun devrim niteliğinde
bir düzenlemedir. Mali saydamlık kapsamı genişletilmiş, hemen hemen her alan saydamlığı ve
açıklığı ön plana çıkarmıştır. Özellikle devlet bütçesinin hazırlanmasından raporlanmasına
kadar süreçte etkin bir saydamlık anlayışını savunmuştur.
Kanunun amacına bakıldığında; Bu Kanunun amacı, kalkınma planları ve programlarda yer
alan politika ve hedefler doğrultusunda kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli bir
şekilde elde edilmesi ve kullanılmasını, hesap verebilirliği ve malî saydamlığı sağlamak üzere,
kamu malî yönetiminin yapısını ve işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını, uygulanmasını,
tüm malî işlemlerin muhasebeleştirilmesini, raporlanmasını ve malî kontrolü düzenlemektir
ifadesi yer almaktadır. Kanunun ilk maddesine saydamlık vurgusu yapılması bu hususa ne
kadar önem verildiğinin anlaşılması adına dikkat çekicidir.
Bu kanunla birlikte özellikle hesap verme sorumluluğu genişletilmiş bakanların ve üst düzey
yöneticilerin hesap verme sorumlulukları tek tek sayılmıştır. Kanunda hesap verme
araçlarından stratejik planlama, performans programı, faaliyet raporları, kesin hesap, yatırım
programları, mali durum ve beklentiler raporu ile denetim raporlarının hazırlanması istenmiş
ve bununla birlikte kamuoyunun zamanında bilgilendirilmesi hedeflenmiştir.
Diğer Düzenlemeler
Saydamlık, hesap verilebilirlik ve açıklık birçok düzenleme ile Türk hukuk sisteminde yer
almaktadır. Başta AB üyelik süreci olmak üzere iç dinamiklerle yapılan bu düzenlemeler şeffaf
devlet ve yönetim anlayışının bir parçası olarak ortaya çıkmaktadır. Yukarıda sayılan
düzenlemeler mali saydamlık alanında önde gelen düzenlemeler olmakla birlikte Sayıştay
197 Acar, a.g.e., s. 103
8-10 Mart 2019 ADANA
691
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
Kanunu, Ombudsmanlık Kanunu, Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun kurulması hakkında
Kanun, Belediyeler Kanunu ile e-devlet adına yapılan düzenlemeler de bu kapsamda yer
almaktadır198.
SONUÇ ve DEĞERLENDİRME
Dünya ülkeleri her dönemde küresel bir mali krizle karşı karşıya kalabilmektedir. Bunun başlıca
nedenleri arasında mali yönetimlerin yeterince saydam olmaması, etkin denetim araçlarıyla
sınanmamış olmaları ve belki de en önemlisi mali raporların gerçeği yansıtmıyor olmasıdır.
Küresel krizlerin faturaları bu üç temel kritere kesilmektedir. Bölgesel boyutta yaşanan krizlerin
artık tüm dünyayı etkilediği çağımızda kontrol edilebilir mali sistemin kurulması kaçınılmaz
görünmektedir. Bu mali sistem önce ülke bazında gerçekleşmeli, ekonomik yapılarını korumak
isteyen her ülke uluslararası temel saydamlık ilkelerine bağlı kalarak mali yönetim sistemini
gözden geçirmelidir. Artık çok kutuplu olan dünyada etkileşim her alanda kendini
hissettirmektedir. Bu nedenle ülkelerin kendi zararları aynı zamanda küresel zarar olarak
adlandırılmaktadır.
Türkiye’de nyada yaşanan bu gelişmelere paralel olarak kendi mali politikalarını
oluşturmakta ve her geçen gün geliştirmektedir. Bu sadece politika olarak kalmamalı etkin,
rekabetçi ve uluslararası kriterlere de uygun olmalıdır.
Türkiye’de mali saydamlık kavramının 5018 sayılı Kanunla birlikte dikkat çeken bir kavram
olduğu söylenebilir. Böylelikle mali saydamlık kavramı Türk mali yönetim sistemine entegre
olmaya başlamış ve bu alanda iyileşme göstergeleri ortaya konulmuştur. Ancak Türkiye’nin
son yıllarda gösterdiği başarılar takdirle karşılanırken uluslararası raporlarda açık ve
geliştirilmesi gereken alanların mevcut olduğundan bahsedilmektedir. Son olarak IMF
tarafından Temmuz 2017 de yayımlanan Türkiye’nin mali saydamlık değerlendirmeleri bu
hususa dikkat çekmektedir.
Sonuç olarak kamu mali yönetimde mali saydamlığın bir yasal zorunluluk olarak görülmemesi,
bunun mali yönetime bir kültür olarak yerleştirilmesi, herkesin başta bakanlar ve üst düzey
yöneticilerin hesap verme sorumluluklarını her zaman taşıması gerektiği düşünülmektedir.
198 Ayrıntılı bilgi içn bakınız. www.mevzuat.gov.tr
8-10 Mart 2019 ADANA
692
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
KAYNAKÇA
ACAR, Şafak Birol; İyi Uygulama Örnekleri Çerçevesinde Kamu Yönetiminde Mali
Saydamlık ve Kamuoyu Denetiminin Etkinleştirilmesi, Devlet Bütçe Uzmanlığı Araştırma
Raporu, Ankara, Mayıs 2017
AKTAN, Coşkun Can, Serpil Ağcakaya ve Dilek Dileyici, “Kamu Maliyesinde Hesap Verme
Sorumluluğu ve Mali Saydamlık”, Kamu Maliyesinde Çağdaş Yaklaşımlar, Ed. Coşkun Can
Aktan, Dilek Dileyici, İstiklal Y. Vural, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2004, ss. 169-184
ARCAGÖK, M. Sait ve Ertan Erüz, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Sistemi, Maliye Hesap
Uzmanları Derneği Yayınları, Ankara 2016
ATİYAS, İzak ve Şeref Sayın, Devletin Mali ve Performans Saydamlığı, Devlet Reformu:
Kamu Maliyesinde Saydamlık, TESEV, İstanbul, 2000
AVCİ, Mehmet Alpertunga; Türkiye’de ve Dünyada Kamu Mali Yönetiminde Mali Saydamlık
Kavramının Gelişimi ve Önemi, Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Bursa, 2005
BAKKAL, Hakan ve Alper Kasımoğlu, Bütçe Sürecinde Mali Saydamlık ve Hesap
Verebilirliğin Önemi, https://www.researchgate.net/, (Erişim Tarihi: 29.11.2017)
BATAL, Salih; Yeni Kamu Yönetiminde Yönetişim Kavramı Ve Türkiye’de Yerel Yönetimler
Alanındaki Uygulama Örnekleri, https://www.mevzuatdergisi.com/2010/01a/02.htm, (Erişim
Tarihi: 01.02.2018)
BAYRAKCI, Erdal ve Abdullah Demirel, “İç Denetimin Yapısal ve İşlevsel Sorunlarının
Türkiye’deki Üniversiteler Bağlamında Analizi”, KMÜ Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar
Dergisi, 19 (33), Karaman, 2017, ss. 52-60
CANSIZ, Harun; Kamu Mali Yönetiminde Şeffaflık, Celal Bayar Üniv.Sosyal Bilimler
Enst.Maliye A.B.D., Doktora Tezi, Manisa, 2002
ÇOŞKUN, Nazende Özkaramete; AB Üyelik Sürecinde Mali Şeffaflık, Kamuda İyi
Yönetişim Tebliğ Metinleri, 2004 Türkiye İktisat Kongresi, DPT, 2004
8-10 Mart 2019 ADANA
693
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
EMİL, Ferhat ve Hakan Yılmaz, Mali Saydamlık İzleme Raporu, TESEV Yayınları, s. 11,
http://www.tesev.org.tr (Erişim Tarihi: 01.12.2017)
EROĞLU, Erdal ve Tolga Demirbaş, “Mali Saydamlığın Önemi ve Türkiye’de Kamu Mali
Yönetiminin Mali Saydamlık Açısından Değerlendirilmesi”, Atatürk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, 20 (1), Erzurum, 2016, ss. 287-312
ETİK REHBERİ, http://www.etik.gov.tr/Portals/0/anasayfa/etik_rehberi.pdf , (Erişim Tarihi:
02.01.2018)
FLORİNİ, Ann M; Does the Invisible Hand Need A Transperant Glove? The Politics of
Transparency, Paper Prepared for the Annual World Bank Conferance on Devlopment
Economics, Washington D.C., 1999, http://www.worldbank.org/ , (Erişim Tarihi: 02.01.2018)
http://tesev.org.tr/wp-content/uploads/2015/11/Mali_Saydamlik_Izleme_Raporu_II.pdf
(Erişim Tarihi: 01.01.2018)
IMF, Fiscal Transparency Eveluation of Turkey, IMF Country Report No. 17/208, Wahsington
D.C., 2017
IMF, Manual On Fiscal Transparency, Fiscal Affairs Department, Washington D.C.
http://www.imf.org/external/np/pp/2007/eng/101907m.pdf , (Erişim Tarihi: 31.12.2017)
İYİ YÖNETİŞİMİN TEMEL UNSURLARI, T.C. Maliye Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış
İlişkiler Dairesi Başkanlığı, Ankara, 2013
KARAKUT, Birol, Suat Hayri Şentürk Ve Onur Öztürk, “Mali Saydamlık Açısından Türkiye
Ve Şangay İşbirliği Örgütü Ülkelerinin Değerlendirilmesi”, Gümüşhane Üniversitesi Sosyal
Bilimler Elektronik Dergisi, sayı 12, Gümüşhane, 2015, ss. 322-352
KERİMOĞLU, Baki; “Yerel Düzeyde Mali Saydamlık”, Yerel Yönetim ve Denetim Dergisi,
Cilt 10, Sayı 8, 2005, ss. 14-21
KESİK, Ahmet; “Dünyadaki Gelişmeler Işığında Türk Kamu Mali Yönetiminin Yeniden
Yapılandırılması: 5018 Sayılı Kanunun Değerlendirilmesi & Yeni Bütçeleme Anlayışının
Türkiye’de Uygulanabilirliği”, Bilgi Çağında Türk Kamu Mali Yönetiminin Yeniden
Yapılandırılması, Ed: Ahmet NOHUTÇU, Asım BALCI, Beta Yayınları, İstanbul, 2005, ss.
98-121
KIRILMAZ, Muhammet ve Filiz Atak, “Kamu Mali Yönetiminde Şeffaflık ve Hesap
Verebilirlik Araçları: Faaliyet Raporları”, Ombudsman Akademik Dergisi, Yıl 2, Sayı 3,
Ankara, 2015, ss. 189-217
8-10 Mart 2019 ADANA
694
İKSAD III – ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
2019
KIZILTAŞ, Emine; IMF Tarandan Belirlenen Mali Saydamlık Standartları ve Bu
Standartların Türkiye’de Uygulanabilirliği ve Bu Konuda Yapılması Gereken Düzenlemelere
İlişkin Öneriler, Devlet Bütçe Uzmanlığı Araştırma Raporu, Ankara, 2001
KONDO, Seiichi; “Fostering Dialogue to Strengthen Good Governance”, Public Sector
Transparency and Accountability: Making It Happen, OECD, 2002
LAN, Ling; “Enchancing e-Democracy Via Fiscal Transparency: A Discussion Based on
China’s Experience”, E-Government: Towards Electronic Democracy, 2005, s. 61
OLİVER, Richard W., What is Transparency?, McGraw Hill Professional, USA, 2014
ÖZSEMERCİ, Kemal; rk Kamu Yönetiminde Yolsuzluklar, Nedenleri, Zaraları ve
Çözüm Önerileri, Ankara, 2003
ŞENGÜL, Ramazan; “Kamu Yönetiminde Yolsuzluğa Karşı Şeffaflık Nasıl Bir Rol
Oynayabilir?”, Kamu Etiği Sempozyumu, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü
Yayınları, No 347, Ankara, 2009, ss. 985-994
Uluslararası Mali Standartlar, Maliye Bakanlığı Yayını, Ankara, 2002, s. 70-74
UNDP, (United Nations Development Programme), ‘Glossary of Key Terms’, Governance for
Sustainable Human Development
YILMAZ, H. Hakan ve Selma Tosun, “5018 Sayılı Kanun Çerçevesinde Mali Saydamlık ve
Parlamentonun Bütçe Sürecinde Etkinliği”, Yasama Dergisi, Sayı 14, Ankara, 2010, ss. 5-23
YÜKSEL, Cüneyt; Devlette Etikten Etik Devlete, TÜSİAD Devlette Etik Altyapı Dizisi,
No:2, Cilt 1, İstanbul, 2005
4739 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun, Madde 1
4739 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun, Madde
14
4982 sayılı Bilgi Edinme Kanunu, Madde 1
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Madde 7,
http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5018.pdf, (Erişim Tarihi: 22.12.2017)
www.mevzuat.gov.tr
Book
Full-text available
Kamu Tercihi, ekonominin nasıl çalıştığından ziyade siyasette siyasi karar alma sürecinin nasıl işlediğini ortaya koyan, devletin başarısızlıklarına dair bir perspektif sunan ekoldür. Siyaset ve hükümet arasındaki dengede, ekonominin yöntem ve araçlarının kullanılarak analizini gerçekleştirmektedir. Aslında siyasi sürecin ne kadar etkin olduğu ve siyasi süreçteki aktörlerin nasıl davrandıkları sorunsalına ekonomi bilimini kullanarak cevaplar aramak oldukça yerinde bir tutumdur. Öte yandan siyasi karar alma sürecinde kararların daha çok toplumsal faydalara göre şekillendiğini ifade eden geleneksel yaklaşımlar, artık büyüyen devletin başarısızlığı dikkate alındığında gerçeklikten uzak kalmaktadır. Çünkü siyasi karar alma sürecinde aktörlerin rasyonel-çıkarcı kararları ve hükümetin aldığı kararların çıkar gruplarınca yönlendirilmesi sonucunda lobicilik, rant kollama, faydaların maksimizasyonu, bürokratların bütçelerini maksimize etmeleri, politikacıların tekrar seçilmek için oy maksimize edici politikalara başvurmaları nedenleriyle devletin başarısızlıkları giderek artmaktadır. Bu noktada Kamu Tercihi Teoremi sadece çıkarcı güdülerle hareket etmeyi değil aynı zamanda hükümet kararlarının nasıl alındığını da sorgulayan, oylama modellerini, sosyal seçimi, rant için başvurulan yolları ve daha pek çok kamu ekonomisine dair hususu ekonominin araçlarıyla ele alan bir yaklaşımdır. Seçmenler faydalarını maksimize etmek için oylamada bulunmaktadır. Ancak bazen seçmenler kazanma olasılıkları düşük olduğunda gerçek istekleri doğrultusunda değil, karşıt görüşleri engellemek adına da oylamada bulunabilmektedir. Politikacılar ise merkezde toplanan seçmen kitlesine yönelik politikalar belirleyerek oy maksimizasyonu için hareket edebilmektedir. Siyasi partiler, logrolling mekanizmalarına yönelebilmektedir. Bürokratlar ün, prestij için bütçelerini maksimize etmede uzmanlık bilgilerini kullanarak, yüksek bütçeleri yönetmek istemektedirler. Çıkar ve baskı grupları da siyasi karar alma sürecinde yerini alarak, rant maksimizasyonuna odaklanmaktadır. Dolayısıyla kişisel çıkarlarla beslenen siyasi karar alma sürecinde ortaya çıkan sonuçlardan biri, devletin aşırı büyümesi olmaktadır. Kamusal karar alma sürecinde bireysel tercihlerden toplumsal tercihlere ulaşmak, kamusal mal ve hizmetlerin bileşimi ve maliyetlerine katlanılması açısından oldukça önem arz etmektedir. Bu noktada demokratik olmayan sistemlerde bir kişi (diktatör) ya da gruplar tarafından kamusal kararlar alınabilmekte, ancak demokratik sistemlerde bireysel tercih sıralamalarından toplumsal tercihlere optimal şekilde ulaşmak için oylama kurallarına dair sorunlarla karşılaşılabilmektedir. Oylamanın optimal olması, oylama kurallarının etkin ve adil olması noktasında farklılaşmaktadır. Dolayısıyla oylama sürecine ilişkin de sıkıntılar bulunmaktadır. Devletin başarısızlıkları sadece siyasi arz ve talep yanlı ilişkilerden değil aynı zamanda devletin işleyiş aksaklıklarından da kaynaklanmaktadır. Merkezi yönetimin varlığı, denetimin eksikliği, personele dair sorunların varlığı, şeffaflık ve hesap verebilirliğin kamu yönetiminde işlerlik kazanmaması gibi pek çok faktör devletin büyümesiyle birlikte başarısızlıklara neden olmaktadır. Çözüm önerileri arasında devleti yönetenlerin yetkilerini kötüye kullanmasını engellemek adına anayasal normlar oluşturulması ve yasal kurumsal önlemlerin alınması (özelleştime, yerelleşme, denetim, eğitim, saydamlık, iyi yönetişim vb.) sayılabilmektedir. Bu çalışmada, devletin başarısızlıkları çatısı altında Kamu Tercihi Teoremi’nin kuramsal temelleri, ilkeleri, siyasi sürece bakış açıları, siyasi arz ve talep açısından ortaya çıkan sorunları, kamu kesiminin aşırı hantallaşmasının hem nedeni hem de sonucu olan işleyiş aksaklıkları ele alınmaktadır. Devletin başarısızlıklarına dair yasal kurumsal çözüm önerilerinin de sunulduğu çalışmada, kamu kesimine ait göstergeler bazında rakamsal analizlere de yer verilmektedir. Kitabın okuyucuya ulaşmasını sağlayan Gazi Kitabevi kurumuna ve çalışanlarına teşekkür ederek, okuyucuya ve konuya ilgi duyan araştırmacılara yararlı olmasını temenni ederiz.
ResearchGate has not been able to resolve any references for this publication.