ArticlePDF Available

Morphological identification of Anopheles larvae, and investigation of physical and ecological characteristics of reproduction areas in Sanliurfa region

Authors:

Abstract

ANOFEL LARVALARI 231 (%84,3) were identified as An. sacharovi and 41 (%14,96) of them were identified as An. superpictus. Two (0,73%) samples identified as Anopheles genus, species discrimination could not be done. In %88,89 (n=8) of nine breeding places An. sacharovi and in %11,11 (n=1) of total breeding places An. superpictus found to be dominant species according to the morphological results. Malaria vector An. sacharovi detected in all breeding places which had different pH values, dissolved oxygen proportions, electrical conductivity, water temperature and salinity proportions with horizontal vegetation. The limits of tolerance for essential ecological parameters of species found to be as: pH – 7,77-9,18 (mean 8,53); electrical conductivity – 310-1100 (µS/cm) (mean 496,91); dissolved oxygen (mg/l) – 1,64-13,06 (mean 9,67); temperature of water – 20,3-25,8 °C (mean 23,46); salinity 0,15-0,55 ppt (mean 0,24). The limits of tolerance for essential ecological parameters of An. superpictus species in study area measured as: pH 8,48; electrical conductivity 710 µS/cm; dissolved oxygen 8,91 mg/l; temperature of water 25,8 °C; salinity 0,35. In statistical analysis of physical and ecological characteristics of mosquito breeding places; no significant difference between pH values (p=0,189) was found between An. sacharovi and An. superpictus breeding places but significant dif¬ference have been found in water temperature (p= 0,0000001), electrical conductivity (p= 0,0000001), salinity (p= 0,0000001) and dissolved oxygen (p= 0,001) values. Conclusion: An. sacharovi is thought to be considered to be primary malaria vector in Şanlıurfa Province as it can become the dominant species in malaria endemic areas and also in areas where transmission reoccur due to its ecological flexibility. In this context, vector control strategies in Şanlıurfa should be revised and planning should be done according to the characteristics of the vector. Key Words: Anopheles, malaria, Şanlıurfa, breeding place, vector 231 (%84,3)’i An. sacharovi, 41 (%14,96)’i An. superpictus
Araştırma Makalesi/Original Article
Turk Hij Den Biyol Derg, 2020; 77(2): 207 - 216 207
Şanlıurfa yöresindeki Anofel larvalarının morfolojik tanımlanması
ve üreme alanlarının ziksel ve ekolojik özelliklerinin
araştırılması
Morphological identication of Anopheles larvae, and investigation of physical
and ecological characteristics of reproduction areas in Şanlıurfa region
Seher TOPLUOĞLU1, Djursun KARASARTOVA2, Zafer Kadri KARAER3, Ayşegül TAYLAN-ÖZKAN4
ABSTRACT
Objective: Identication of vector species and
determination of physical and ecological features of their
breeding places is essential in implementation of scientic
based mosquito control activities. In this study, it is aimed
to identify Anopheles species by morphological method and
determination of physical and ecological characteristics of
their breeding places in Şanlıurfa territory.
Methods: Mosquito larvae were collected between
September 29 and October 03, 2009 from determined 9
breeding places in Birecik, Eyyübiye, Haliliye, Harran,
Siverek and Viransehir districts of Şanlıurfa province
where malaria cases had been reported and four instar
larvae were identied morphologically according to keys
of DuBose ve Curtin (1965), Merdivenci (1984) and Darsie
and Samanidou-Vojadjoglou (1997). Essential ecological
parameters of water in breeding places were measured.
Temperature and dissolved oxygen were measured by
using ExStik® DO600 (Extech Instruments-USA); pH and
conductivity were measured by using Hanna Instruments
98129 pH / Conductivity /TDS Tester (Hanna Instruments-
Germany) and salinity was measured using ExStik®II
EC400 Conductivity/TDS / Salinity/Temperature Meter
(Extech Instruments-USA).
Results: Of the 274 four instar larvae collected,
ÖZET
Amaç: Sivrisinek kontrol çalışmalarının bilimsel
temelli olarak yapılabilmesi için vektör türlerinin
tanımlanması ve üreme alanlarının ziksel ve ekolojik
özelliklerinin belirlenmesi son derece önemlidir. Bu
çalışmada Şanlıurfa yöresinde Anopheles türlerinin
morfolojik yöntemle tanımlanması ve üreme alanlarının
ziksel ve ekolojik özelliklerinin belirlenmesi
amaçlanmıştır.
Yöntem: 29 Eylül 2009 ile 03 Ekim 2009 tarihleri
arasında sıtma vakalarının görüldüğü Şanlıurfa
ilinin Birecik, Eyyübiye, Haliliye, Harran, Siverek ve
Viranşehir ilçelerinde belirlenen dokuz üreme alanından
sivrisinek larvası toplanmış, dördüncü evre larvaları
morfolojik karakterleri DuBose ve Curtin (1965),
Merdivenci (1984) ve Darsie ve Samanidou-Vojadjoglou
(1997)’nın anahtarlarına göre tanımlanmıştır. Üreme
alanlarındaki suyun temel ekolojik parametrelerinden
sıcaklık ve çözünmüş oksijen ExStik® DO600 (Extech
Instruments-USA); pH ve iletkenlik Hanna Instruments
98129 pH/Conductivity/TDS Tester (Hanna Instruments-
Germany); tuzluluk ExStik®II EC400 Conductivity/TDS/
Salinity/Temperature Meter (Extech Instruments-USA)
kullanılarak ölçülmüştür.
Bulgular: Toplanan 274 dördüncü evre larvalardan
1 Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Zoonotik ve Vektörel Hastalıklar Dairesi Başkanlığı, Ankara
2 Hitit Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Çorum
3 Ankara Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Parazitoloji Anabilim Dalı, Ankara
4 Hitit Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Çorum
Geliş Tarihi / Received :
Kabul Tarihi / Accepted :
İletişim / Corresponding Author : Seher TOPLUOĞLU
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü, Zoonotik ve Vektörel Hastalıklar Dai. Başkanlığı Ankara - Türkiye
Tel : +90 532 630 93 59 E-posta / E-mail : seher.topluoglu@yahoo.com 21.07.2019
02.10.2019
DOI ID : 10.5505/TurkHijyen.2019.00087
Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi
Topluoğlu S, Karasartova D, Karaer ZK, Taylan-Özkan A. Şanlıurfa yöresindeki Anofel larvalarının morfolojik tanımlanması ve üreme alanlarının ziksel ve ekolojik
özelliklerinin araştırılması. Turk Hij Den Biyol Derg, 2020; 77(2): 207-216
Makale Dili “Türkçe”/Article Language “Turkish”
Turk Hij Den Biyol Derg
208
Cilt 77 Sayı 2 2020 ŞANLIURFA ANOFEL LARVALARI
231 (%84,3) were identied as An. sacharovi and 41
(%14,96) of them were identied as An. superpictus. Two
(0,73%) samples identied as Anopheles genus, species
discrimination could not be done. In %88,89 (n=8) of
nine breeding places An. sacharovi and in %11,11 (n=1)
of total breeding places An. superpictus found to be
dominant species according to the morphological results.
Malaria vector An. sacharovi detected in all breeding
places which had different pH values, dissolved oxygen
proportions, electrical conductivity, water temperature
and salinity proportions with horizontal vegetation. The
limits of tolerance for essential ecological parameters
of species found to be as: pH – 7,77-9,18 (mean 8,53);
electrical conductivity 310-1100 (µS/cm) (mean
496,91); dissolved oxygen (mg/l) – 1,64-13,06 (mean
9,67); temperature of water – 20,3-25,8 °C (mean 23,46);
salinity 0,15-0,55 ppt (mean 0,24). The limits of tolerance
for essential ecological parameters of An. superpictus
species in study area measured as: pH 8,48; electrical
conductivity 710 µS/cm; dissolved oxygen 8,91 mg/l;
temperature of water 25,8 °C; salinity 0,35. In statistical
analysis of physical and ecological characteristics of
mosquito breeding places; no signicant difference
between pH values (p=0,189) was found between
An. sacharovi and An. superpictus breeding places
but signicant dif¬ference have been found in water
temperature (p= 0,0000001), electrical conductivity (p=
0,0000001), salinity (p= 0,0000001) and dissolved oxygen
(p= 0,001) values.
Conclusion: An. sacharovi is thought to be
considered to be primary malaria vector in Şanlıurfa
Province as it can become the dominant species
in malaria endemic areas and also in areas where
transmission reoccur due to its ecological exibility.
In this context, vector control strategies in Şanlıurfa
should be revised and planning should be done according
to the characteristics of the vector.
Key Words: Anopheles, malaria, Şanlıurfa, breeding
place, vector
231 (%84,3)’i An. sacharovi, 41 (%14,96)’i An.
superpictus olarak tespit edilmiştir. İki (%0,73) örnek
Anopheles cinsi olarak tanımlanmakla beraber tür
ayrımı yapılamamıştır. Morfolojik bulgulara göre dokuz
üreme alanının %88,89 (n=8)’unda An. sacharovi,
%11,11 (n=1)’inde ise An. superpictus’un baskın tür
olduğu saptanmıştır. Sıtma vektörü olarak bilinen An.
sacharovi farklı pH değerleri, çözünmüş oksijen miktarı,
elektriksel iletkenliği, su sıcaklığı ve tuzluluk oranı
olan yatay vejetasyonlu üreme alanlarının hepsinde
tespit edilmiştir. Türün larva yaşam alanlarının temel
ekolojik parametrelerinin tolerans limitleri; pH: 7,77-
9,18 (ortalama 8,52); elektriksel iletkenlik: 310-1100
(µS/cm) (ortalama 496,91); çözünmüş oksijen (mg/l):
1,64-13,06 (ortalama 9,67); su sıcaklığı: 20,3-25,8°C
(ortalama 23,46); tuzluluk: 0,15-0,55 ppt (ortalama
0,24) olarak bulunmuştur. Araştırma alanında An.
superpictus türünün tespit edildiği üreme alanının
temel ekolojik parametreleri ise; pH: 8,48; elektriksel
iletkenlik: 710 µS/cm; çözünmüş oksijen: 8,91
mg/l; su sıcaklığı: 25,8 °C; tuzluluk: 0.35 ppt olarak
ölçülmüştür. Sivrisinek üreme alanlarının ziksel ve
ekolojik özelliklerinden pH değerinin An. sacharovi
ile An. superpictus için istatistiksel olarak anlamlı
farklılık göstermediği (p=0,189) ancak su sıcaklığı
(p= 0,0000001), elektriksel iletkenlik (p= 0,0000001),
tuzluluk (p= 0,0000001) ve çözünmüş oksijen (p=
0,001) değerlerinin anlamlı düzeyde farklı olduğu
belirlenmiştir.
Sonuç: An. sacharovi ekolojik esnekliği nedeniyle
gerek sıtmanın endemik olduğu, gerekse bulaşın tekrar
başladığı alanlarda hakim tür haline gelebildiğinden
Şanlıurfa ilinde de birincil sıtma vektörü olabileceği
düşünülmektedir. Bu kapsamda Şanlıurfa’daki vektör
kontrol stratejilerinin gözden geçirilmesi ve vektörün
özelliklerine göre planlama yapılması gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Anopheles, sıtma, Şanlıurfa,
üreme alanı, vektör
Turk Hij Den Biyol Derg 209
Cilt 77 Sayı 22020
S. TOPLUOĞLU ve ark.
Sivrisinekler; kan emme alışkanlıkları nedeniyle
insan ve hayvanları sokarak rahatsızlık oluşturmaları,
morbidite ve mortaliteleri yüksek hastalıklara
vektörlük etmeleri ve ekonomik kayıplara yol
açmalarından dolayı insanlığın gelişimini etkileyen
en önemli canlılardandır (1,2). Sivrisinekler sıtma,
dengue, sarı humma, ensefalit, lariasis gibi ciddi
hastalıklara sebep olan pek çok protozoa, virüs,
bakteri ve nematodların bulaşından sorumludur (1).
Ülkemizde tanımlanmış olan 50 sivrisinek türü
bulunmaktadır. Bu türler, Anopheles (10 tür), Aedes
(3 tür), Ochlerotatus (15 tür), Culex (13 tür), Culiseta
(6 tür), Coquillettidia (1 tür), Orthopodomyia (1
tür), Uranotenia (1 tür) cinslerinde yer almaktadır
(3). Bugün dünyada 472’si resmi olarak bilinen, 50
türü adlandırılmamış olmak üzere 522 Anopheles
türü sivrisinek bulunmaktadır (4). Bu türlerin 41’inin
önemli halk sağlığı sorunu oluşturacak seviyede
sıtma bulaştırma yeteneğine sahip dominant vektör
türü/tür kompleksi olduğu kabul edilmektedir (5,6).
Türkiye’de sıtmanın en önemli vektörleri Anopheles
sacharovi ve Anopheles superpictus’tur. Bunların
dışında Anopheles maculipennis, Anopheles
subalpinus, Anopheles claviger ve Anopheles
hyrcanus, ülkemizde sıtmanın ikincil ya da tesadü
vektörleri olarak bilinmektedir (3,7,8).
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Dünya Sıtma Raporu
2018 verilerine göre sıtma dünya genelinde 87 ülke ve
bölgede endemiktir. DSÖ’ye göre 2017 yılında küresel
olarak 219 milyon sıtma vakası görülmüş bunlardan
%61’i beş yaş altı çocuk olmak üzere 435.000 kişi sıtma
nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Hastalık yükünün
en fazla olduğu bölge sıtma ölümlerinin %93’ünün
görüldüğü DSÖ Afrika Bölgesidir (9).
Güneydoğu Anadolu Bölgesi ülkemizde her zaman
sıtmanın endemik olduğu bölgelerden olmuştur.
Özellikle çok sektörlü, entegre ve sürdürülebilir bir
kalkınma anlayışı ile ele alınan ve ülkemizin en büyük
kalkınma projesi olan Güney Doğu Anadolu Projesi
(GAP) içerisinde yer alan illerde sıtma insidansı yüksek
olmuş ve yıllar içerisinde bu illerde tespit edilen vaka
sayılarında artışlar izlenmiştir. 1991 yılında sıtma
vakalarının %51,6’sı GAP illerinde tespit edilmiş iken
bu oran 1993 – 1994 yıllarında %80’e yükselmiştir. 2006
yılında vakaların %90’ı GAP illerinden bildirilmiştir.
2007 yılından itibaren bu oran giderek artmış ve
2009 yılında en son yerli sıtma vakalarının tamamı bu
illerden bildirilmiştir (8,10,11).
Güneydoğu Anadolu Bölgesinin ve GAP illerinin en
büyüğü olan Şanlıurfa ilinde sıtma uzun yıllar önemli
bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmiştir. 2010
yılında ülke genelinden bildirilen dokuz nüks sıtma
vakasının ikisi, 2011 yılında ise toplam bildirilen
dört nüks vakanın biri Şanlıurfa ilinden olmuştur
(10,12,13).
Belirli bir bölgedeki Anopheles türlerinin
tanımlanması, türlerin biyolojik özelliklerine
göre kontrol stratejilerinin belirlenmesine katkı
sağlamakta ve dolayısıyla bölgedeki sıtma bulaşına
yönelik yürütülen vektör mücadelesinin etkinliğini
arttırmaktadır (5). Bu çalışma, ülkemizde sıtma
açısından önem arz eden ve Anopheles cinsine ait
türlerin yoğun olarak bulunduğu Şanlıurfa ilinin
Birecik, Eyyübiye, Haliliye, Harran, Siverek ve
Viranşehir ilçelerinde yürütülmüştür. Bunlardan
Eyyübiye ve Haliliye; Şanlıurfa merkez ilçeleridir
(12 Kasım 2012’de TBMM’de kabul edilen 6360 sayılı
kanun). Çalışmanın ana amacı; insan ve hayvanlarda
sıtma dahil pek çok hastalığa vektörlük ettiği
bilinen Anopheles larvalarının morfolojik yöntemle
tanımlanması ve üreme alanlarının ziksel ve ekolojik
özelliklerinin belirlenmesidir.
GEREÇ ve YÖNTEM
Çalışma alanı ve özellikleri
Ülkemizde sıtma hastalığının geçmişte endemik
olduğu ve coğra ve iklimsel özellikleri nedeniyle halen
sıtma riskinin devam ettiği Şanlıurfa ili Güneydoğu
Anadolu Bölgesi’nde yer almaktadır. Yüzölçümü
GİRİŞ
Turk Hij Den Biyol Derg
210
Cilt 77 Sayı 2 2020
18.584 kilometrekare olan ilin 2014 Yılı Adrese Dayalı
Nüfus Kayıt Sistemi’ne göre nüfusu 1.845.667’dir.
Ülkemizin yüzölçümü büyüklük sıralamasında 7.
sırada yer alan İlin merkez rakımı 518’dir. Geniş
ova ve düzlüklere sahip olan arazisinin; %60,4’ü
plato, %22’si dağlık, %16,3’ü ova ve %1,3’ü yayla
karakteri göstermektedir. İl; batısında Gaziantep,
Kuzeybatısında Adıyaman, Kuzeydoğusunda
Diyarbakır, doğusunda Mardin, Güneyinde Suriye ile
çevrilidir; güneyinde Harran, Suruç ve Viranşehir
ovaları yer almaktadır. En önemli akarsuyu, Adıyaman
ve Gaziantep illeri ile sınırı oluşturan Fırat Nehri’dir.
İlin batı ve kuzeybatısında Karkamış, Birecik ve
Atatürk Baraj gölleri bulunmaktadır (14)(Şekil 1).
Karasal iklim özelliklerine sahip olan ilde, 1929-
2012 yılları arasında ortalama yağış miktarı 453,7 kg/
iken 2012 yılında bu değer 622,7 kg/m² olarak
ölçülmüştür. 1929-2012 arasında ortalama sıcaklık
değeri 18,4°C olan Şanlıurfa’nın 2012 yılında bu
değeri 19,3°C dereceye çıkmıştır. Merkez ilçenin yanı
sıra Akçakale, Birecik, Bozova, Ceylanpınar, Eyyübiye,
Halfeti, Haliliye, Harran, Hilvan, Karaköprü, Siverek,
Suruç ve Viranşehir ilçeleri vardır (14).
Araştırma alanlarının seçiminde sıtmanın durumu
ile Anopheles türlerine uygun üreme alanı olup
olmaması ölçüt olarak alınmış ve bu kapsamda 29
Eylül 2009 ile 03 Ekim 2009 tarihleri arasında örnek
toplanmıştır. Örneklem alanlarından Siverek İlçesi
Yücelen Köyü ile Birecik Mezra Köyü 1997-2008 yılları
arasında sıtmanın endemik olduğu alanlar, Siverek
İlçesinin Üstüntaş Köyünün Üzümcük Mezrası aynı
zaman periyodunda nadir olarak vaka bildirilen alan,
Harran İlçesi Arın Köyü Küme evler bölgesi ise 1997-
2007 yılları arasında sıtma vaka bildirimi olmayan
ancak 2008 yılında sıtma vaka bildirimi yapan, Haliliye
İlçesi İncirli Köyü ile Çamlıdere Köyünün Karabayır
bölgesi, Viranşehir Kırbalı Köyünün Kızbeği Mezrası ve
Eyyübiye İlçesine bağlı Turluk Köyü ise 1997 yılından
beri sıtma vaka bildirimi olmayan alanlar olarak
çalışmaya dahil edilmiştir (Tablo 1).
Sivrisinek larva örneklemlerinin toplandığı
koordinatlar Tablo 1’de belirtilmiş olup, çalışma
Eyyübiye İlçesine bağlı Turluk Köyünün Yardımcı
Bölgesinde, Harran İlçesine bağlı Arın Köyünde
Küme evler mevkiinde; Siverek İlçesine bağlı;
Üstüntaş Köyünün Üzümcük Mezrasında, Şirinkuyu
Mahallesinde yer alan derenin köprü civarında,
Yücelen Köyünde; Birecik İlçesinin Mezra köyünde;
Haliliye İlçesine bağlı İncirli Köyünde, Çamlıdere
Köyünün Karabayır bölgesinde; Viranşehir İlçesinin
Kırbalı köyüne bağlı Kızbeği Mezrasındaki petrol osi
civarında gerçekleştirilmiştir.
ŞANLIURFA ANOFEL LARVALARI
Şekil 1. Şanlıurfa ili haritası (15)
Turk Hij Den Biyol Derg 211
Cilt 77 Sayı 22020
S. TOPLUOĞLU ve ark.
Tablo 1. Şanlıurfa ilinde sivrisinek araştırma alanlarının bazı özellikleri
Üreme Alanlarının Fiziksel ve Ekolojik
Özelliklerinin Belirlenmesi
Larva örneklemelerinin alındığı üreme alanlarının
vejetasyon durumu kaydedilmiştir. Üreme alanlarının
ekolojik özellikleri örneklemelerin gerçekleştirildiği
sırada belirlenmiştir. Üreme alanlarının su sıcaklığı ile
çözünmüş oksijen ölçümleri ExStik® DO600 (Extech
Instruments-USA), pH ile iletkenlik ölçümleri Hanna
Instruments 98129 pH/Conductivity/TDS Tester
(Hanna Instruments-Germany) ve tuzluluk ölçümleri
ExStik®II EC400 Conductivity/TDS/ Salinity/
Temperature Meter (Extech Instruments-USA)
kullanılarak gerçekleştirilmiştir (18-20).
Sivrisinek Larvalarının Örnekleme Yöntemi
Sivrisinek larva örneklemeleri standart larva
kepçesi (21) kullanılarak toplanmıştır. Eş zamanlı
olarak örneklem ile ilgili bilgiler (tarih, adres vb.)
kaydedilmiştir. Toplanan sivrisinek larvaları üreme
alanı suyu ile beraber 500 ml veya 1000 ml’lik pet
şişelere konulmuş, etiketlenerek paketlenmiş ve
Sağlık Bakanlığı Rek Saydam Hıfzıssıhha Merkezi
Başkanlığı Parazitoloji Laboratuvarında incelenmiştir.
Çalışma alanlarından 3-58 arasında örnek toplanmıştır
(Tablo 2).
Sivrisinek Türlerinin Morfolojik İdentikasyonu
Laboratuvara getirilen larva örnekleri pet şişelerden
çıkarılıp ayıklanmış, üreme alanı suyu, bitki artıkları,
toprak gibi istenmeyen fazlalıklar temizlenmiş, ön
gözlemler yapılarak larvalar evrelerine göre ayrılmış
ve örnek sayıları kaydedilmiştir. Larvalar %96 etanol
ile sabitlenerek korunmaları sağlanmış, 100 ml’lik
şişelere aktarılmış ve etiketlenmiştir. Morfolojik
incelemeler sadece Anopheles türlerinin dördüncü
evre larvalarında yapılmıştır.
Tür tayini yapılacak larvalar öncelikle petri kabına
alınarak stereo mikroskop altında incelenmiştir.
Larvaların ayrıntılı ve büyütmeli görüntülerinin gerekli
olduğu durumlarda örnekler gliserine gömülerek
geçici preparatlar hazırlanmış ve ışık mikroskobunda
değerlendirilmiştir. Anopheles larva örneklerinin tür
identikasyonu DuBose ve Curtin (22), Merdivenci
(23) ve Darsie ve Samanidou-Vojadjoglou (24)’nın
anahtarları temel kaynak alınarak yapılmıştır.
İlçe Çalışma
Alanı
Nüfus
(ADNKS 2014)
(16)
Konum
(Kuzey-Doğu)
(17)
Rakım
(m) Sıtma bildirimi
Birecik Mezra 7.515 36°59’1.66”-37°58’57.89” 346 2008 yılına kadar endemik
Eyyübiye Turluk 1.613 37°0’13.90”-38°56’27.26” 568 Yok
Haliliye Çamlıdere 722 37° 9’20.26”-39° 3’53.49” 470 Yok
Haliliye İncirli 488 37° 9’43.92”-39° 2’7.67” 468 Yok
Harran Arın 450 36°54’19.74”-39° 7’50.95” 380 2008 yılında var
Siverek Şirinkuyu 9.459 37°44’38.09”-39°19’26.12” 840 Yok
Siverek Üstüntaş 1.915 37°48’42.46”-39°13’1.38” 730 Nadir
Siverek Yücelen 2.116 37°39’54.99”-39°18’3.41” 700 2008 yılına kadar endemik
Viranşehir Kırbalı 408 37°11’53.39”-39°30’23.16” 600 Yok
Turk Hij Den Biyol Derg
212
Cilt 77 Sayı 2 2020
İstatistiksel Analiz
Tüm alanlarda tespit edilen An. sacharovi türü için,
üreme alanlarının ziksel ve ekolojik özelliklerinin
(pH, sıcaklık, elektriksel iletkenlik, tuzluluk ve
çözünmüş oksijen değerleri) her birinin ortalama ve
standart sapmaları hesaplanmıştır. An. superpictus
türü ise sadece bir alanda (Çamlıdere Köyü/ Haliliye)
tespit edildiği için ortalama hesaplanamamıştır. Bu
nedenle iki tür arasında üreme alanlarının ziksel
ve ekolojik özelliklerin fark yaratıp yaratmadığı
istatistiksel olarak test edilememiştir.
BULGULAR
Üreme Alanlarının Fiziksel ve Ekolojik
Özellikleri
Sivrisinek larva örneklemesi yapılan dokuz üreme
alanının pH’larının 7,77 ile 9,18 arasında değiştiği
bulunmuştur. Harran İlçesi Arın Köyünün Küme
evler mevkiindeki üreme alanında en düşük, Birecik
İlçesinin Mezra Köyündeki üreme alanında ise en
yüksek pH değeri tespit edilmiştir.
Üreme alanlarının su sıcaklığı 20,3 °C ile 25,7 °C
arasında, elektriksel iletkenlik 310 µS/cm ile 1.100
µs/cm arasında belirlenmiştir. Üreme alanlarının
tuzluluğu 0,15 ppt ile 0,55 ppt arasında, çözünmüş
oksijen miktarları 1,64 mg/l ile 13,06 mg/l arasında
bulunmuştur. Siverek İlçesi Şirinkuyu Mahallesindeki
üreme alanı en düşük çözünmüş oksijen seviyesine
sahip iken en yüksek elektriksel iletkenlik göstermiştir.
Üreme alanlarında tespit edilen ziksel ve ekolojik
özellikler Tablo 2’de özetlenmiştir.
Sivrisinek üreme alanlarının ziksel ve ekolojik
özelliklerinin istatistiksel analizlerinde An. sacharovi
türlerinin tespit edildiği alanların (pH, sıcaklık,
elektriksel iletkenlik, tuzluluk ve çözünmüş oksijen
ŞANLIURFA ANOFEL LARVALARI
Tablo 2. Sivrisinek üreme alanlarının yerleşim yerine göre ziksel ve ekolojik özellikleri, 2009, Şanlıurfa
Yerleşim yeri Örneklem
tarihi
Toplanan
larva
sayısı
Fiziksel ve ekolojik özellikler
Vejetasyon
(Az/Çok) pH Sıcaklık
(°C)
E.İletkenlik
(µS/cm)
Tuzluluk
(ppt)
Çözünmüş
Oksijen
(mg/l)
Arın Köyü
Harran 29.09.2009 30 Çok 7,77 25,7 480 0,24 10,02
Çamlıdere Köyü
Haliliye 03.10.2009 58 Çok 8,48 25,8 710 0,35 8,91
İncirli köyü
Haliliye 03.10.2009 3 Az 8,53 21,8 360 0,18 8,25
Kırbalı Köyü
Viranşehir 03.10.2009 30 Çok 8,43 21,1 370 0,19 10,67
Mezra Köyü
Birecik 01.10.2009 33 Az 9,18 21,6 310 0,15 9,93
Şirinkuyu
Mahallesi
Siverek
30.09.2009 30 Az 7,88 25,3 1.100 0,55 1,64
Turluk Köyü
Eyyübiye 29.09.2009 30 Çok 8,68 25,5 410 0,20 8,80
Üstüntaş Köyü
Siverek 30.09.2009 30 Az 8,70 20,3 330 0,16 10,80
Yücelen köyü
Siverek 30.09.2009 30 Çok 8,82 22,02 360 0,17 13,06
Turk Hij Den Biyol Derg 213
Cilt 77 Sayı 22020
S. TOPLUOĞLU ve ark.
değerleri) ortalama ve standart sapmaları ile An.
sacharovi türünün tespit edildiği tek alanın değerleri
karşılaştırıldığında; An. superpictus türünün An.
sacharovi türüne göre sıcaklığı ve tuzluluğu daha
fazla, elektriksel iletkenliği daha yüksek, çözünmüş
oksijen seviyesi daha düşük olan üreme alanlarında
bulunduğu belirlenmiştir. (Tablo 3).
Morfolojik Bulgular
Örnekleme çalışmaları sonucunda üreme
alanlarından toplam 274 Anopheles cinsi 4. Dönem
larvası toplanmıştır. Morfolojik olarak incelenen
larvalardan 231 (%84,3)’i An. sacharovi olarak
tanımlanırken 41 (%14,96)’i An. superpictus olarak
tanımlanmıştır. İki (%0,73) örnek Anopheles cinsi olarak
tanımlanmakla beraber tür ayrımı yapılamamıştır.
An. sacharovi tüm üreme alanlarında tespit
edilmiş iken An. superpictus sadece bir tek üreme
alanında (Çamlıdere Köyü, Haliliye) An. sacharovi
ile beraber tespit edilmiştir. Örneklerin morfolojik
incelemesi sonucu tespit edilen türlerin üreme
alanlarına dağılımı Tablo 4’te gösterilmiştir. Morfolojik
bulgulara göre dokuz üreme alanının sekizinde An.
sacharovi, birinde ise An. superpictus’un baskın tür
olduğu saptanmıştır.
Tablo 3. Sivrisinek üreme alanlarının Anopheles türlerine göre ziksel ve ekolojik özellikleri, 2009, Şanlıurfa
Tür pH Sıcaklık (°C) E. İletkenlik (µS/
cm) Tuzluluk (ppt) Çözünmüş Oksijen
(mg/l)
An. sacharovi 8,52±0,46 23,46±1,95 496,91±252,02 0,24±0,13 9,67±3,56
An. superpictus 8,48±0,0 25,80±0,0 710±0,0 0,35±0,0 8,91±0,0
p value 0,189 <0,001 <0,001 <0,001 0,001
Tablo 4. Morfolojik inceleme sonucunda tespit edilen Anopheles türlerinin üreme alanlarına dağılımı
Yerleşim yeri
İncelenen
Örnek Sayısı
Değerlendirme
An. sacharovi An. superpictus Anopheles spp.
Arın Köyü, Harran 30 30 0 0
Çamlıdere Köyü, Haliliye 58 17 41 0
İncirli köyü, Haliliye 3 3 0 0
Kırbalı Köyü, Viranşehir 30 30 0 0
Mezra Köyü, Birecik 33 33 0 0
Şirinkuyu Mahallesi, Siverek 30 29 0 1
Turluk Köyü, Eyyübiye 30 29 0 1
Üstüntaş Köyü, Siverek 30 30 0 0
Yücelen köyü, Siverek 30 30 0 0
Turk Hij Den Biyol Derg
214
Cilt 77 Sayı 2 2020
TARTIŞMA
Araştırma sonucunda Şanlıurfa Birecik, Eyyübiye,
Haliliye, Harran, Siverek ve Viranşehir ilçelerinde An.
sacharovi ile An. superpictus olmak üzere sıtmada
vektörlükleri kanıtlanmış iki tür tespit edilmiştir.
Çalışmada tespit edilen hem An. sacharovi hem de
An. superpictus türü ülkemizin sivrisinek (Diptera,
Culicidae) kontrol listesinde (3) yer almaktadır.
An. maculipennis kompleksin üyesi olan
An. sacharovi’nin araştırma alanında en yaygın
sıtma vektörü olduğu saptanmıştır. Farklı ekolojik
karakteristikleri olan dokuz üreme alanında An.
sacharovi tespit edilmiştir. An. maculipennis
sacharovi türünün ülkemizdeki varlığını ilk defa 1925
yılında Mahmut Sabit bildirmiş (23), daha sonraki
yıllarda yapılan araştırmalarda ülkemizin çeşitli
bölgelerinde tespit edilmiştir (25-33).
An. sacharovi tartışmasız ülkemizdeki en önemli
sıtma vektörüdür (7,23,31,34-37). Şimşek (2004)
tarafından 2000-2002 yılları arasında Şanlıurfa ilinde
yapılan araştırmalarda Akçakale, Birecik, Ceylanpınar,
Harran, Hilvan, Siverek ve Viranşehir ilçelerinde An.
sacharovi türü tespit edildiği bildirilmektedir (32).
Anopheles cinsi sivrisineklerin Türkiye’de
sıtma dışında diğer hastalıklarda vektörlük ettiğini
kanıtlayan herhangi bir yayın bulunmamaktadır.
Araştırma alanında An. sacharovi farklı pH
değeri, çözünmüş oksijen oranı, elektriksel
iletkenliği, su sıcaklığı ve tuzluluk oranı olan yatay
vejetasyonlu üreme alanlarının hepsinde tespit
edilmiştir. Türün larva yaşam alanlarının temel
ekolojik parametrelerinin tolerans limitleri şu
şekilde bulunmuştur: pH: 7,77-9,18 (ortalama 8,52);
elektriksel iletkenlik: 310-1.100 (µS/cm) (ortalama
496,91); çözünmüş oksijen (mg/l): 1,64-13,06
(ortalama 9,67); su sıcaklığı: 20,3-25,8 °C (ortalama
23,46); tuzluluk: 0.15-0.55 ppt (ortalama 0,24).
Alptekin tarafından Çukurova’da yapılan çalışmalarda
An. sacharovi türünün larvalarının bulunduğu
üreme alanlarının tolerans limitleri: pH: 7,6-11,7;
elektriksel iletkenlik: 0,18-10 (mS); çözünmüş
oksijen (mg/l): 0,20 -36,9; su sıcaklığı: 19,2-34,1 °C
olarak belirlenmiştir (25). Şimşek (2004) tarafından
Şanlıurfa ilinde yapılan araştırmalarda An. sacharovi
türünün temel ekolojik parametrelerinin tolerans
limitleri ise benzer düzeyde bildirilmiştir: pH: 6,9-
10,6; elektriksel iletkenlik: 150-1.250 (µS/cm);
çözünmüş oksijen (mg/l): 3,2-9,6; su sıcaklığı: 15,3-
28,0 °C; tuzluluk: 0-5 ppt (32). Çalışmamızda elde
edilen An. sacharovi larvalarının yaşam alanlarının
ortalama pH, elektriksel iletkenlik, çözünmüş oksijen,
su sıcaklığı ve tuzluluk oranları, Alptekin’in (25)
Çukurova’da ve Şimşek’in (32) Şanlıurfa ilinde yaptığı
çalışmalarda buldukları tolerans değerlerin arasında
yer almaktadır. An. sacharovi türü sivrisineklerin bu
ekolojik esnekliğinin sıtmanın endemik olduğu ya da
bulaşın sona erip tekrar başladığı alanlarda hakim tür
hale gelmesinde önemli rol oynadığı düşünülmektedir.
Çalışmamız kapsamında An. superpictus, tek
bir üreme alanında An. sacharovi ile beraber tespit
edilmiştir. An. superpictus’un ülkemizdeki varlığı
1914-1918 yılları arasında Bentmann, 1924 yılında
ise İsmail Hakkı tarafından bildirilmiştir (23). Takip
eden yıllarda ülkemizde yapılan pek çok araştırmada
An. superpictus tespit edildiği bildirilmiştir
(31,32,38,39). Şimşek tarafından Şanlıurfa ilinde
yapılan araştırmalarda Akçakale, Siverek ve Viranşehir
ilçelerinde An. superpictus türü sivrisineklerin tespit
edildiği bildirilmektedir (32).
Ülkemizde An. superpictus; An. sacharovi’den
sonraki en önemli sıtma vektördür. Ekzolik ve
zoolik eğilimlerinden dolayı An. superpictus’un
sıtma bulaşındaki epidemiyolojik rolü yerel duruma
göre değişiklik göstermektedir (7,23,31). Araştırma
alanında An. superpictus türünün tespit edildiği
üreme alanının temel ekolojik parametreleri: pH
8,48; elektriksel iletkenlik 710 µS/cm; çözünmüş
oksijen 8,91 mg/l; su sıcaklığı 25,8 °C; tuzluluk 0.35
ppt olarak ölçülmüştür. Şimşek tarafından Şanlıurfa
ilinde yapılan araştırmalarda An. superpictus
türünün temel ekolojik parametrelerinin tolerans
ŞANLIURFA ANOFEL LARVALARI
Turk Hij Den Biyol Derg 215
Cilt 77 Sayı 22020
limitleri şu değerlerde bildirilmiştir: pH: 7,4-10,5;
elektriksel iletkenlik: 200-1060 (µS/cm); çözünmüş
oksijen (mg/l): 3,2-8,4; su sıcaklığı: 16,4-25,5 °C;
tuzluluk: 0-5 ppt (32). Araştırmada tespit edilen
An. superpictus’un ekolojik parametrelerinden pH,
elektriksel iletkenlik ve tuzluluk ölçüm değerleri
Şimşek’in araştırmalarında bulunan tolerans değerleri
arasında yer almakta iken; çözünmüş oksijen ile su
sıcaklığı değerleri Şimşek’in bulgularından yüksek
olarak tespit edilmiştir (32).
Ülkemizde başta sıtma olmak üzere insan ve
hayvanlarda pek çok hastalığın kontrolüne yönelik
yürütülen vektör kontrol çalışmalarının bilimsel
temelli olarak yapılabilmesi için vektör sivrisinek
türlerinin tanımlanmasının ve üreme alanlarının
ziksel ve ekolojik özelliklerinin belirlenmesinin
son derece önemli olduğu düşünülmektedir. Bu
nedenle bu tür çalışmaların genişletilerek devam
ettirilmesinin bugün için vektör kontrol stratejilerinin
belirlenmesinin yanı sıra coğra konumu ve iklimsel
özellikleri nedeniyle vektörle bulaşan hastalıkların
yayılımı için riski yüksek olan Türkiye’de ortaya
çıkabilecek yeni hastalıkların kontrolü için gelecekte
de faydalı olacağı düşünülmektedir.
S. TOPLUOĞLU ve ark.
1. Becker N, Petric D, Zgomba M, Boase C, Dahl C,
Lane J, Kaiser A. Mosquitoes and Their Control.
Kluwer Academic/Planum Publishers, New York,
United States of America, 2003.
2. Pratt HD, Barnes RC, Littig KS. Mosquitoes of
public health importance and their control. U.S.
Department of Health, Education, and Welfare,
Public Health Service, Communicable Disease
Center, Atlanta, Georgia, Public Health Service
Publication No.772, Insect Control Series: Part
VI, United States Government Printing Ofce,
Washington, DC, USA, 1963.
3. Ramsdale CD, Alten B, Caglar SS, Ozer N. A revised,
annotated checklist of the mosquitoes (Diptera,
Culicidae) of Turkey. European Mosquito Bulletin,
2001; 9: 18-27.
4. Harbach RE. Genus Anopheles Meigen, 1818.
Mosquito Taxonomic Inventory, 2015. http://
mosquito-taxonomic-inventory.info/genus-
anopheles-meigen-1818. (Erişim tarihi:
12.07.2019).
5. Hay S, Sinka ME, Okara RM, Kabaria CW, Mbithi
PM, et al. Developing global maps of the dominant
Anopheles vectors of human malaria. PLoS Med,
2010; 7(2):e1000209. doi: 10.1371/journal.
pmed.1000209.
6. Sinka ME, Bangs MJ, Manguin S, Rubio-Palis Y,
Chareonviriyaphap T, Coetzee M, et al. A Global Map
of Dominant Malaria Vectors. Parasit Vectors, 2012;
5: 69. doi: 10.1186/1756-3305-5-69.
7. Alten B, Çaglar SS, Ozer N. Malaria and its vectors
in Turkey. Mosquito Bulletin, 2000; 7: 27-33.
8. Ozbilgin A, Topluoglu S, Es S, Islek E, Mollahaliloğlu
S, Erkoç Y. Malaria in Turkey: successful control
and strategies for achieving elimination. Acta
Trop, 2011; 120(1-2): 15-23. doi: 10.1016/j.
actatropica.2011.06.011.
9. World Malaria Report 2018. Geneva: World Health
Organization, Licence: CC BY-NC-SA 3.0 IGO, 2018.
10. Mintcheva R, Topluoglu S, Rietveld A, Cibulskis R.
Eliminating Malaria. Case-study 5. The long road
to malaria elimination in Turkey. World Health
Organization, Geneva, Switzerland, 2013.
11. Topluoglu S, Aydin E, Taylan Ozkan A, Kapçak
S. P.vivax malaria cases in Mardin province in
2012 – 2014. 25th European Congress of Clinical
Microbiology and Infectious Diseases, April, 25-28,
Copenhagen, Denmark, 2015.
12. Rietveld A, Kurdova-Mintcheva R. Eliminating
Malaria; Learning From the Past, Looking Ahead.
Progress and Impact Series (Number 8, October).
Geneva, Switzerland: Roll Back Malaria Partnership
Secretariat, World Health Organization and PATH,
WHO Press, 2011.
13. Seyrek A, Özbilge H, Aslan G, Taşçı S. Şanlıurfa
ilimizde 1992-1997 yılları arasında sıtma görülme
sıklığının retrospektif olarak incelenmesi. Türkiye
Parazitol Derg, 1998; 22 (3): 220-224.
KAYNAKLAR
Turk Hij Den Biyol Derg
216
Cilt 77 Sayı 2 2020 ŞANLIURFA ANOFEL LARVALARI
14. T.C. Şanlıurfa Valiliği İl Kültür ve Turizm
Müdürlüğü, 2013. http://www.urfakultur.gov.
tr/Eklenti/19259,idari-yapi.pdf. (Erişim Tarihi:
02.05.2015).
15. Saygılı R, 2015. http:// http://gorselweb.
com/g/http-96213-45781-45781www-
84332cografyaharita-84332com-45781haritalarim-
457814l_sanliurfa_ili_haritasi-84332png/
sanliurfa-ili/%C5%9Eanl%C4%B1urfa-%C4%B0li-
haritas%C4%B1.html. (Erişim Tarihi: 02.09.2015).
16. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK). Adrese Dayalı
Nüfus Kayıt Sistemi. Erişim: [http://www.tuik.gov.
tr//]. Erişim Tarihi: 02.05.2015.
17. Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü
(TODAİE), 2000. İlçe-Köy Koordinatları. http://
www.yerelnet.org.tr/. (Erişim Tarihi: 02.05.2015).
18. Krüger A, Tannich E. Rediscovery of Anopheles al-
geriensis Theob. (Diptera: Culicidae) in Germany
after half a century. Journal of the European Mos-
quito Control Association, 2013; 31: 14-16.
19. Meyabeme Elono LM, Liess M, Duquesne S. Inuen-
ce of competing and predatory invertebrate taxa
on larval populations of mosquitoes in temporary
ponds of wetland areas in Germany. J Vector Ecol,
2010; 35 (2): 419-427
20. Mckeon SN, Schlichting CD, Povoa MM, Conn JE.
Ecological suitability and spatial distribution of ve
Anopheles species in Amazonian Brazil. Am J Trop
Med Hyg, 2013, 88(6): 1079–1086. doi: 10.4269/
ajtmh.12-0203.
21. World Health Organization. Manual on practical en-
tomology in malaria, Part II, WHO, Geneva, 1975.
22. Dubose WP, Curtin TJ (1965). Identication keys to
the adult and larval mosquitoes of the Mediterra-
nean Area. J Med Entomol, 1965; 1 (4): 349-355.
DOI:10.1093/jmedent/1.4.349.
23. Merdivenci A. Türkiye Sivrisinekleri. Yurdumuz-
da varlığı bilinen sivrisineklerin biyo-morfolojisi,
yayılışı ve sağlık önlemleri. İstanbul Üniversitesi
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yayınları, TAŞ Matbaası,
İstanbul, 1984.
24. Darsie RE, Samanidou-Vojadjoglou A. Keys for the
identication of the mosquitoes of Greece. J Am
Mosq Control Assoc, 1997; 13(3): 247-254.
25. Alptekin D. Arazi koşullarında Anopheles sacharovi
Favre ve Çukurova’da sık bulunan Culicinae (Culici-
dae: Diptera) türlerinin biyo-ekolojisi üzerine araş-
tırmalar. Doktora Tezi, Çukurova Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Enstitüsü, 1991.
26. Demirhan O. Konakçı çeşitinin Anopheles sacharovi
Favre’nin yumurta verimi ve ömür uzunluğuna etki-
si. Master Tezi, Çukurova Üniversitesi Sağlık Bilim-
leri Enstitüsü, 1987.
27. Eren H, Yağcı Ş, Tanyüksel M. Ankara yöresinde bu-
lunan sivrisinek (Diptera: Culicidae) türleri. Türk
Hij Den Biyol Derg, 1996; 53(1): 25-29
28. Lüleyap HÜ. Sıtma vektörü Anopheles sacharovi er-
ginlerinde ATPaz aktivitesi ve sivrisinek mücadele-
sinde kullanılan Pirimiphos Methyl’in bu aktiviteye
etkisi. Master Tezi, Çukurova Üniversitesi Sağlık Bi-
limleri Enstitüsü, 1992.
29. Lüleyap HÜ, Alptekin D, Kasap H, Kasap M. Sıtma
Vektörü Anopheles sacharovi ve Culex pipiens (Dip-
tera: Culicidae) türlerinde organofosfat direncine
bağlı Over-produce esteraz allel tiplerinin elekt-
roforetik yöntemle belirlenmesi. Turk J Biol, 2000;
24: 33-40.
30. Öter K. İstanbul’da görülen sivrisinek türlerinin
tespiti. Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Enstitüsü, 2007.
31. Postiglione M, Tabanlı S, Ramsdale CD. The Anophe-
les of Turkey. Rivista di Parassitologia, 1973; 34(2):
127-159.
32. Şimşek FM. Şanlıurfa ili sınırları içerisinde bulu-
nan sivrisinek türleri (Diptera: Culicidae) ve sıtma
vektörlerinin biyo-ekolojisi üzerine araştırmalar.
Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü, 2004.
33. Yurttaş H, Alten B. Geographic differentiation of
life table attributes among Anopheles sacharovi
(Diptera: Culicidae) populations in Turkey. J Vector
Ecol, 2006; 31 (2): 275-284.
34. Erel D. Anadolu Vektörleri ve Mücadele Metotları,
T.C. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Hıfzıssıhha
Okulu, Yayın No: 47, Ankara, 1973.
35. Jetten TH, Takken W. Anophelism without malaria
in Europe: review of the ecology and distribution
of the genus Anopheles in Europe. Wageningen: Ag-
ricultural University. Wageningen Agricultural Uni-
versity Papers, Hetherlands, 1994.
36. Kasap M, Kasap H. Laboratory colonization of
Anopheles sacharovi, the principal vector of human
malaria in Turkey. Mosq News, 1983; 43: 498-499.
37. Kasap M, Kasap H, Alptekin D, Demirhan O. Anop-
heles sacharovi`de beslenme ve zyolojik yaş. Ç.Ü.
Tıp Fakültesi Dergisi, 1989; 14(4): 581-589.
38. Çetin H, Yanıkoğlu A. Antalya kentinde bulunan Siv-
risinek (Diptera: Culicidae) türleri, üreme alanları
ve baskın tür Culex pipiens L.’in bazı özellikleri.
Türkiye Entomol Derg, 2004; 28 (4): 283-294.
39. Muslu H, Kurt Ö, Özbilgin A. Manisa il ve ilçelerinde
saptanan sivrisinek türlerinin (Diptera: Culicidae)
yaşam alanları ve mevsimsel değişikliklere göre de-
ğerlendirilmesi. Türkiye Parazitol Derg, 2011; 35:
100-4.
Article
Full-text available
Aim: The aim of this study was to evaluate the characteristics of adult patients followed up for hydatid cysts disease. Method: Patients over the age of 18 years who were diagnosed with hydatid disease, between January 2015 and September 2021 were included in the study. The clinical, laboratory and radiologic characteristics of the patients were evaluated retrospectively. Results: The study included 66 patients. 59.1% of the patients were female and the mean age was 40.9±15.60 years. The most common presenting symptom was abdominal pain (42.4%). The most common sites of involvement were the liver (78.8%) and lung (18.2%). The majority of patients had solitary cysts (84.8%). The most common finding in laboratory tests was elevated total IgE (74.1%). The indirect hemagglutination (IHA) test was positive in 77.4% of the patients tested. Conclusion: In our study, it was concluded that hydatid cysts are most commonly seen in the liver, often with single organ involvement, and that elevated total IgE in laboratory diagnosis may be helpful in the diagnosis of hydatid cyst disease, although it does not make a definitive diagnosis.
Article
Full-text available
Kistik ekinokokkoz (KE), Echinococcus granulosus sensu lato'nun larva formunun neden olduğu zoonotik bir enfeksiyondur. Yapılan çalışmalar E. granulosus enfeksiyonu ile kanser arasında doğrudan ve/veya dolaylı bir ilişki olduğu öne sürmüş; ancak, elde edilen sonuçlar farklı hücre kültürü ve/veya hayvan modellerinde hem anti-kanserojen hem de kanserojen etkisi olabileceğini göstermiştir. İnsan kolorektal adenokarsinom (Caco-2) hücrelerine etkisi daha önce değerlendirilmemiştir. Bu çalışmanın amacı, hidatik kist sıvısı uygulamasının bazı apoptotik genlerin (BCL-2, p53 ve BAX) ve epitelyal-mezenkimal geçiş (EMT) genlerinin (e-kaderin ve vimentin) ekspresyonu ve hücre proliferasyonu üzerine etkisini değerlendirerek Caco-2 hücre hattında olası anti-kanserojen veya kanserojen etkisini moleküler düzeyde aydınlatmaktır. Hidatik kist sıvısı uygulamasının sonrasında hücre proliferasyonu, apoptotik genler ve EMT gen ekspresyonu üzerindeki etkisini değerlendirmek için hücre proliferasyon analizi (XTT ile) ve gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) yapılmıştır. Uygulama sonrasında uygulama dozu ile orantılı olarak hücre proliferasyonunda istatistiksel olarak anlamlı bir artış tespit edilmiştir. BAX ve p53 gen ifadelerinde doza bağlı azalma ve BCL-2 gen ifadesinde artış tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra hücre kültüründe EMT gözlenmiş ve e-kaderin (CDH1) ve vimentin ekspresyonları ile moleküler düzeyde doğrulanmıştır. Bu çalışma ile hidatik kist sıvısının, Caco-2 hücre hattına uygulanması hücre proliferasyonunu doğrudan arttırdığı ve Caco-2 hücre hattının apoptoza karşı çok daha dirençli ve metastatik hale gelmesine neden olduğu tespit edilmiştir. Bu çalışma, ilk kez Caco-2 hücre hattından apoptotik yolakta hidatik kist sıvının olası mekanizmasına ışık tutmaktadır.
Article
Full-text available
Seventy-six sites characterized in Amazonian Brazil revealed distinct habitat diversification by examining the environmental factors associated with the distribution and abundance of five anopheline species (Diptera: Culicidae) in the subgenus Nyssorhynchus. These included three members of the Albitarsis Complex, Anopheles oryzalimnetes, Anopheles marajoara, Anopheles janconnae, Anopheles triannulatus, and Anopheles goeldii. Anopheles janconnae abundance had a positive correlation to water flow and a negative relationship to sun exposure. Abundance of An. oryzalimentes was associated with water chemistry. Anopheles goeldii larvae were abundant in shaded, more saline waters. Anopheles marajoara and An. triannulatus were negatively associated with available resources, although An. marajoara also showed several local correlations. These analyses suggest An. triannulatus is a habitat generalist, An. oryzalimentes and An. janconnae are specialists, and An. marajoara and An. goeldii could not be easily classified either way. Correlations described herein provide testable hypotheses for future research and identifying habitats for vector control.
Article
Full-text available
Global maps, in particular those based on vector distributions, have long been used to help visualise the global extent of malaria. Few, however, have been created with the support of a comprehensive and extensive evidence-based approach. Here we describe the generation of a global map of the dominant vector species (DVS) of malaria that makes use of predicted distribution maps for individual species or species complexes. Our global map highlights the spatial variability in the complexity of the vector situation. In Africa, An. gambiae, An. arabiensis and An. funestus are co-dominant across much of the continent, whereas in the Asian-Pacific region there is a highly complex situation with multi-species coexistence and variable species dominance. The competence of the mapping methodology to accurately portray DVS distributions is discussed. The comprehensive and contemporary database of species-specific spatial occurrence (currently available on request) will be made directly available via the Malaria Atlas Project (MAP) website from early 2012.
Article
Full-text available
Turkey is located in the middle of Asia, Africa and Europe, close to Caucasia, Balkans and Middle East in subtropical climate zone. Malaria has been known since the early ages of human history and it was one of the leading diseases in Anatolian history, as well. Today, chloroquine-sensitive Plasmodium vivax is the only agent of autochthonous malaria cases in Turkey. The other Plasmodium species identified are isolated from imported cases of malaria. The most common vector of malaria in Turkey is Anopheles sacharovi followed by An. superpictus, An. maculipennis and An. subalpinus. In 2009, pre-elimination stage of Malaria Program was started due to dramatic decline in the number of malaria cases in Turkey (Total, 84; 38 autochthonous cases only in 26 foci in south-eastern Anatolia, and 46 imported cases; incidence: 0.1/100,000). As there were no detected cases of new autochthonous malaria in the first 8 months of 2010, elimination stage was started. The role of the persistent policies and successful applications of the Ministry of Health, such as the strict control of the patients using anti-malarial drugs especially chloroquine, avoidance of resistant insecticides, facilitation of access to patients via Health Transformation Program (HTP), establishment of close contact with the patients' families, and improvement of reporting and surveillance system, was essential. In addition, improvement maintained in the motivations and professional rights of malaria workers, as well in the coordination of field studies and maintenance of a decline or termination in vector-to-person transmission were all achieved with the insistent policies of the Ministry of Health. Other factors that probably contributed to elimination studies include lessening of military operations in south-eastern Anatolia and the lowering of malaria cases in neighbouring countries in recent years. Free access to health services concerning malaria is still successfully conducted throughout the country.
Book
Mosquitoes and Their Control presents a wealth of information on the bionomics, systematics, ecology, research techniques and control of both nuisance and disease vector mosquitoes in an easily readable style, providing practical guidelines and important information for professionals and laymen alike. Ninety-two European species and more than 100 globally important vector and nuisance species are included in the book. Most of them, including all European species, are described in the fully illustrated identification keys, followed by a detailed description of the morphology, biology, distribution and medical importance of each species, including over 700 detailed drawings. Mosquitoes and Their Control includes: systematics and biology, medical significance, research techniques, illustrated identification keys for larval and adult mosquito general, morphology, ecology, and distribution of the species identified in the keys, biological, chemical, physical and genetic control of mosquitoes. Mosquitoes and Their Control is a valuable tool for vector ecologists, entomologists, and all those involved with mosquito control, biology, ecology, and systematics world-wide. It will especially benefit those professionals, scientists and students dealing with mosquitoes and their control on a day-to-day basis. Society as a whole stands to gain from improved, environmentally responsible mosquito management programs designed on the basis of a broader understanding of mosquitoes and their control, as provided in this enlightening book...(AU)
Article
In this paper the authors summarize the results of entomological studies carried out over a period of approximately 15 years (1957-1972) during the course of the WHO assisted Malaria Eradication Programme in Turkey, the geographical distribution, the identification keys of adult and larvae, and the representative breeding places of the latter. The authors have clarified certain aspects of taxonomy, concerning the position of A. claviger, have recorded certain anopheline species for the first time (A. maculipennis subalpinus and A. pulcherrimus) and have confirmed the vectorial role of certain species (A. maculipennis, A. sacharovi and A. superpictus). The information collected on the anopheline fauna of Turkey is of practical importance in the definition of areas where vectors are present and where, the reintroduction of malaria is possible. The Malaria Eradication Programme in Turkey has reached a very advanced phase and it is now necessary to take special measures in receptive areas to ensure that malaria does not reappear.
Article
In this study, over-produce esterase allele types dependent on organophosphate resistance in mosquitoes were determined by cellulose acetate gel electrophoresis in the human malaria vector species Anopheles sacharovi and Culex pipiens in ‚ukurova (Adana). We found A2 and A5 allele bands with some unknown and unidentified gel bands in some An. sacharovi field samples, of which some bands seemed to match with over-produce esterase. We identified A2-B2 allele types for all the Cx. pipiens samples collected in this study.