BookPDF Available

Değişim Sürecinde Alevilikte Dini Otorite Adıyaman Dedeleri Örneği

Authors:

Abstract

Bu çalışmada Adıyaman yöresinde yaşayan Alevilerin dini ve sosyal hayatının merkezinde yer alan dini otorite mekanizmasının işleyişi ve bu otoritenin süreç içerisinde uğradığı değişim/süreklilik ilişkisi incelenmiştir. Alevilerin inanç ve yaşayış bakımından dini önderlik pozisyonunda bulunan dedelik kurumu, bu kurumu temsilen bir dini otorite tipi olarak dedenin topluluk üzerindeki etkileri, denetleme ve uzlaştırma fonksiyonları temel bir problem olarak ele alınmıştır. Bunun yanı sıra, genel sosyal değişme bağlamında, topluluk üyeleri arasında özellikle de kentlerde yaşayan gençlerin dedelere karşı tutumları ve onları bir otorite olarak görüp görmedikleri tartışılmıştır. Alevilik, yer yer İslam öncesi geleneksel Türk inanç ve pratikleriyle, İslamlaşma sonrası kazanılan İslami inanç, değer ve pratiklerin adeta bir sentezini sunmaktadır. Burada daha çok sözlü kültüre özgü dini anlatılar, efsaneler ve pratikler öne çıkmaktadır. Dedelik kurumu da bu inanç sisteminin merkezinde yer almaktadır. Dedelik kurumu, ocak kültü ve musahiplik gibi asli kuruluşlarla hem dedelerin rolünü ve etkinliğini meşrulaştıran hem de topluluk üzerinde otorite ve denetleme gücü kazandıran bir mekanizma olarak çalışmaktadır. Toplumsal değişme sürecinde araştırma alanındaki dedelerin rolünde ve etkinliğinde bir farklılaşmanın olduğu görülmüştür. Kırsal alanlarda bu etkiler daha çok sosyal alanlarda uzlaştırıcı bir rol oynarken, kentlerde ve eğitim düzeyi yüksek kesimlerde dedelerin dini bir otorite olarak görülmesi geleneksel Alevi kimliği için sembolik bir değer taşımaktadır. Bunun yanında, araştırma alanına yansıyan şekliyle, özellikle genç kuşaklarda geleneksel alevi kül-türüne ve ritüellerine bir eğilim görülmekle birlikte, dedelerin küresel çağda ‘kendilerini yenileyememiş’ olmalarına atfedilen bir otorite kaybından da söz edilebilir. Araştırmada nitel yöntem esas alınmış, veri toplama tekniklerinden katılımlı gözlem, derinlemesine görüşme ve literatür incelemesi kullanılmıştır.
A preview of the PDF is not available
Article
Dr. Yılmaz Ari'nin bu çalışması, Adıyaman'daki Alevi kültür ve inancını, dede ve taliplerin bakış açılarına odaklanarak incelemektedir. Yazar, dedelerin dini otoriteler olarak rolünü ve önemini ve Alevi kültürüne nasıl katkıda bulunduklarını araştırıyor. Çalışma, Alevi kültürünün Adıyaman'daki altı ocakta hala varlığını sürdürdüğünü ve dedelerin törenleri yürütmek ve çatışmalara arabuluculuk etmek gibi önemli rolleri yerine getirdiğini, ancak dedelik kurumunun sekülerleşmeden etkilenerek dini ve sosyal değerlerde değişikliklere yol açtığını kabul etmektedir. Çalışma ayrıca, kentleşme nedeniyle dede ve talip arasındaki ilişkinin zayıfladığını ve bunun etkileşimleri ve dini ritüellere katılımları üzerindeki etkisini vurguluyor. Yazar, genç kuşakların modernleşme ve daha eğitimli bir zihniyet nedeniyle dedelerden uzaklaştığını öne sürüyor. Ancak çalışma, zorluklara rağmen Alevi kültürünün korunmasında dedelerin önemini ve işlevlerini sürdürdüğünü de vurguluyor. Sonuç olarak bu çalışma, Alevilik ve dedelik kurumu hakkında aydınlatıcı bir analiz sunmakta ve daha ileri araştırmalar için değerli perspektifler sağlamaktadır.
Article
Hz. Nûh ve Nûh Tûfanı, tarihsel süreç içerisinde birçok kültür içinde yaşatılarak günümüze kadar gelen, insanlığın her dönem dinî, kültürel bir motif olarak kullandığı önemli argüman olarak karşımıza çıkmaktadır. Alevî Bektaşî kültürü üzerine yaptığımız çalışmalardan aldığımız veriler ve çalışmalar dikkate alındığında günümüze kadar Hz. Nûh ve Nûh Tûfanı metaforu kullanılmış olmasına rağmen detaylı bir şekilde bu konunun dikkatlerden kaçması bizleri bu başlığı atmaya mecbur bırakmıştır. Bu sebeple Hz. Nûh ve Nûh Tûfan’ına genel anlamda farklı anlamlar yüklenildiği gibi özel anlamda da Alevî-Bektaşî kültüründe de farklı betimlemelerin kaynağı olarak kullanılmıştır. Örneğin Alevî ve Bektaşî nitelemeli gruplarda tevellâ ve teberrâ inanç ilkelerini merkeze alan Ehl-i Beyt kavramı, klasik kaynaklarda da Hz. Nûh ve Nûh Tûfanı metaforuna benzetilerek kullanılmaktadır. Muharrem orucunun ardından Kerbelâ şehitlerinin ruhu için âşûrâ dağıtmak Alevîlik kültürünün gereklerinden birisidir. Âşûrânın tarihçesi Nûh tûfanına kadar götürülerek âşûrânın önemi Alevîler tarafından ortaya konulmaktadır. Alevî Bektaşî kültüründe Nevruz 21 Mart’ta kutlanır. Çünkü Alevî Bektaşî kültüründe Hz. Nûh, tûfandan sonra karaya ilk defa bugün ayak basmıştır. Bununla birlikte özellikle kuş mitolojisi etrafında şekillenen inanış boyutuyla Alevî ve Bektaşîlikte güvercine farklı anlamlar yüklenmiş ve kurtuluşun mitik bir simgesi olarak kullanılmıştır. Biz de yukarıda anlatılanları dikkate alarak bu çalışmamızda Alevî-Bektaşî olarak tanımlanan gruplarda Hz. Nûh ve Nûh Tûfanı çerçevesinde şekillenen ve günümüze kadar ulaşan anlatıları ve kullanılan sembolleri bu çalışmamızda işlemeyi uygun bulduk. Özet bir ifadeyle tûfan kültürünün Alevîlerin inanç dünyalarında ve sosyal hayattaki yansımaları Alevîlerin kendileri ve Alevî-Bektaşî klasik kaynakları merkeze alınarak bu kültürün teorik ve pratik yansıması ortaya konulmuştur.
Article
Full-text available
Alevilik gerçeği, ortaya çıktığı ilk zamanlardan beri (kendi ve etkileşime girdiği toplumların) olumlu ya da olumsuz açıdan maruz kaldığı siyasi, sosyal, dinî ve kültürel zaviyelerden değişim ve dönüşüm süreçlerinden etkilenmiş, kimini etkilemiş ve günümüze değin varlığını devam ettirerek gelmiştir. Modernite ile birlikte Alevi toplulukların köy yaşamından şehir hayatına geçişlerinde yaşanan ve değişim-süreklilik ilişkisi adına ortaya çıkan birçok veri bulunmaktadır. İnanç, ibadet, dinî otorite ve bunlara bağlı olarak şekillenen yeni dinî ve sosyal hayatta meydana gelen değişimler ve süreklilik arz eden yapılar önem arz etmektedir. Yapılan kimi alan araştırmalarında bu verilerin tespit ve analizi gerçekleştirilmektedir. Çalışmanın konusu, Adıyaman yöresinde yaşam süren Alevi vatandaşlarımız ile muhtelif zamanlarda tarafımca gerçekleştirilen görüşmeler ve bu esnada gözlemlenen kimi olay ve pratikler üzerine sosyo-dinî değerlendirmelerde bulunmaktır. Böylelikle de yörede yaşam süren birey ve toplulukların (şahit oldukları/maruz kaldıkları) bazı olay ve durumların gölgesinde şekillenen (değişen/farklılaşan) bakış açıları ve buna bağlı olarak oluşan kimi değer yargılarının, “değişim ve süreklilik” boyutlarıyla aktarılması hedeflenmiştir. Örneğin: Derviş Yusuf anlatısındaki lokma ritüeli, ötekine karşı konumlanma endişesinden dolayı; Sünnilerin, Alevilerin yemeğinden yemeyecekleri önyargısını ortaya çıkarmıştır. Talip H.’in okul hayatında yaşadığı hoş olmayan kimi olaylar, ötekileştirmenin beklenen bir sonucu olarak kendisini Sünni ortamdan bir kopuşa doğru sürüklemiştir. Rahman Dede’nin namaz ibadetine yüklediği dua anlamında; sözün asli manasının, yaşanan ötekileştirme serüveni sonucunda değişime uğradığı görülmektedir. Muhtarın kendi evinde sakladığı seccadeyi aramasında; tüm ayrışma hareketlerine rağmen kodlarda yaşatılan İslami kültürü görmek mümkündür. M. Öğretmenin, cem ritüeli esnasında saz eşliğinde okunan tevhit cümlelerindeki manayı yakaladığında sarf ettiği cümlelerde, ötekileştirmenin acı dolu itirafı gözlenmektedir. Alevi ve Sünni bireylerin evlenmesine dair yörede yaşanan kültürel taassubun da ötekileştirme ajanı olarak halen işlerlik gösterdiğini açığa çıkarmaktadır. Öteki’nin Algılanışı: Alevilik ve Aleviler adlı bu makalede; çalışma alanını tanıma amacıyla daha önce yapılan çalışmalardan farklı olarak; geleneksel ve modern inanç panoramasına sahip Alevi bireylerin, Adıyaman özelinde yaşadıkları kimi tanıklıkların ve bunların neden olduğu veya beslediği öteki anlayışı üzerinde durulmuştur. Bu çalışmada bilimsel veri taramasının yanı sıra, saha taraması da yapıldı. Konu çerçevesinde yazılı eserlerden istifade edildi. Bununla birlikte nitel araştırma tekniklerinden gözlem, not tutma, kaynak kılavuz kişilerden istifade etme ve katılımcıların konu hakkındaki kişisel düşüncelerini, deneyimlerini ve bakış açılarını şahsi anlatımları ile ifade etmelerine imkân sağlayan görüşme/mülakat yöntemi kullanıldı. Anahtar Kelimeler: Alevilik, Değişim, Süreklilik, Önyargı, Öteki.
ResearchGate has not been able to resolve any references for this publication.