Content uploaded by Ayla Ünsal
Author content
All content in this area was uploaded by Ayla Ünsal on May 14, 2020
Content may be subject to copyright.
Atatürk Üniv. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 1, 2005
KRONİK OBSTRUKTİF AKCİĞER HASTALIĞI OLAN
BİREYLERİN GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİNİN ETKİLENME
DURUMUNUN İNCELENMESİ*
Ayla ÜNSAL** Ayşen YETKİN***
Kabul Tarihi:24.06.2004
ÖZET
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı
(KOAH) olan bireylerin günlük yaşam akt-
ivitelerini (GYA) sürdürmedeki yetenekleri-
nin zamanla azaldığı bilinmektedir. Bu ne-
denle bu hastalar profesyonel bakım, destek
bakım içerisinde yer alan evde bakım ve öz-
bakım kapsamında nitelikli bir hemşirelik
bakımına sürekli gereksinim duyarlar.
Tanımlayıcı nitelikte olan bu
çalışma, 09.10-21.11.2000 tarihleri arasın-
da KOAH’lı bireylerin GYA’nin etkilenme
durumunu belirlemek amacı ile yapıldı. Er-
zurum Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde,
olasılıksız örneklem yöntemi ile seçilen 250
gönüllü poliklinik hastası örneklem olarak
alındı. Veriler soru formu ile yüz yüze
görüşülerek toplandı, yüzdelik hesabı ve ki-
kare testi ile değerlendirildi.
KOAH’lı hastaların tümü GYA’nin
olumsuz bir şekilde etkilendiğini (%36.8’i
az, %63.2’si çok) ifade etmiştir. KOAH’lı
hastaların en çok etkilenen GYA’nin sırası
ile solunum (%100), güvenli çevrenin sürdü-
rülmesi (%96.4), beden ısısının kontrolü
(%96.0), çalışma ve uğraş (%95.6), hareket
(%95.2) ve uyku (%80.4) olduğu belirlendi.
En çok kalabalık ailelerdeki
KOAH’lı hastaların GYA’nin sınırlandığı
(p<0.05), diğer sosyo-demografik özellikle-
rin GYA üzerine önemli bir etkisinin
olmadığı görüldü.
Anahtar Kelimeler: Kronik obst-
rüktif akciğer hastalığı (KOAH), günlük ya-
şam aktiviteleri (GYA), poliklinik hastaları
____________________________________
ABSTRACT
The Investigation of Affection Sta-
tus of Daily Living Activities of Persons
With Chronic Obstructive Pulmonary
Disease
It is known that patients with chro-
nic obstructive pulmonary disease (COPD)
have lost some of their abilities in pursuing
their daily living activites (DLA) in time.
Therefore, these patients are continiously in
need of professional care, home care in
context supportif care and also a self-care.
This descriptive study was carried
out between the dates 09.10-21.11.2000 to
determine effects of COPD on the DLA of
the patients with this disease. 250 out
patients in Chest Diseases Hospital, Erzu-
rum were taken as sample group with simple
random method. Data were collected by
questionnaires interviewing face-to-face and
evaluated by percentage and chi-square test.
All the patients with COPD stated
that (36.8% minimal, 63.2% maximal) their
DLA were retricted. It was found out that the
most affected DLA of the patients with
COPD were consecutively the activities of
breathing (100%), keeping the secure envi-
ronment (96.4%), maintain the body tempe-
rature (96.0%), daily working (95.6%),
moving (95.2%) and sleeping (80.4%).
It was seen that DLA of the patients
in crowded families were most restricted
(p<0.05) but the effect on the DLA of the ot-
her socio-demographic features were insig-
nificant.
Keywords: Chronic obstructive
pulmonary disease (COPD), daily living
activities (DLA), out-patients.
*Bu çalışma 2001 yılında Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiş olup, 2. Uluslararası 9.Ulusal
Hemşirelik Kongresi’nde (7-11 Eylül 2003, Antalya) bildiri olarak sunulmuştur.
**Atatürk Üniv. HYO, Hemşirelik Esasları AD (Araş.Gör.)
***Yüzüncü Yıl Üniv. Van SYO Hemşirelik Bölümü (Yard.Doç.Dr)
42
Atatürk Üniv. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 1, 2005
GİRİŞ
Kronik hastalıklardan biri olan
KOAH solunum sisteminin en sık gö-
rülen hastalıklarındandır ve bu hastalıkta
temel sorun solunum güçlüğüdür (Bar-
nes et al. 2000).
Dünya Sağlık Örgütü’nün
(DSÖ) araştırmaları sonucunda (Barnes
et al. 1998), dünyada yaklaşık 600 mil-
yon kişinin KOAH’lı olduğu tahmin
edilmektedir. Bu hastaların her yıl 2.5
milyonu ölmekte ve bu rakamların önü-
müzdeki yıllarda daha da artması bek-
lenmektedir. Türkiye’de KOAH’ın mor-
bidite ve mortalite oranı kesin olarak bi-
linmemekle birlikte, yaklaşık 3.5-4 mil-
yon kişinin KOAH’lı olduğu tahmin
edilmektedir (Uçan ve Kocabaş 2000).
KOAH’lı hastalar hastalığın
güçlükleri ile hep iç içedir. Bu bireyler
hastalığın günlük yaşam aktivitelerine
getirdiği kısıtlılıklar, emosyonel, biliş-
sel, fizik aktivitelerdeki değişiklikler,
ekonomik ve sosyal sınırlılıklar nede-
niyle zor ve karmaşık sorunlarla karşı
karşıyadırlar. Solunum güçlüğü olan bi-
rey hava açlığı çekmektedir. Ayrıca has-
ta oksijen tüketimini en aza indirgemek
için fiziki aktivitelerini sınırlar, en temel
gereksinimlerini bile erteler zamanla
beslenme alışkanlıklarını değiştirir. Ge-
celeri daha da zorlaşan nefes alıp verme
süreci hastanın uykusuz kalmasına
neden olur. Fiziksel ve sosyal sınır-
lılıklar hastayı psikolojik yönden etkiler,
sosyal izolasyona bile yol açabilir. Bu
hastalık bireyin seksüel aktivitesini de
etkiler. Dolayısıyla hasta zamanla ken-
dine olan güvenini yitirir, başkalarına
bağımlı hale gelir. Yapılan çalışmalar,
KOAH’lı hastaların günlük yaşam
aktivitelerini sürdürmedeki yetenekle-
rinin zamanla azaldığını belirtmektedir
(Gökmen 1992, Atagöz 1998, Tel ve
Akdemir 1998). Bu nedenle KOAH’lı
bireyler profesyonel bakım, destek ba-
kım içerisinde yer alan evde bakım ve öz
bakım kapsamında nitelikli bir hemşi-
relik bakımına sürekli gereksinim du-
yarlar. Bu açıdan KOAH’lı bireylerin
günlük yaşam aktivitelerinin (GYA)
etkilenme derecesi ve bunu etkileyen
faktörlerin bilinmesi, bu hastalara veri-
len bakımın planlanmasında yol götse-
rici olabilir, bakımın kalitesini yüksel-
tebilir, hastanın bakım verenlere bağım-
lılığını azaltabilir.
Bu çalışma, bu düşünceler doğ-
rultusunda, KOAH’lı bireylerin GYA’
nin etkilenme durumunu belirlemek
amacıyla planlanmış ve yapılmıştır.
GEREÇ ve YÖNTEM
Tanımlayıcı nitelikte olan bu
çalışma Erzurum il merkezindeki Göğüs
Hastalıkları Hastanesi’nde 09 Ekim-21
Kasım 2000 tarihleri arasında yapıl-
mıştır.
Evren ve örneklem seçimi: Bir
önceki yılın poliklinik kayıtlarından
2505 KOAH’lı bireyin hastaneye geldiği
belirlenmiştir. 2000 yılına ait KOAH’lı
birey sayısı bilinmediği için bu sayı
tahmini evren olarak kabul edilmiş ve bu
rakamın %10’u (250 kişi) örneklem g-
rubu olarak alınmıştır. Belirlenen hasta
sayısına ulaşıncaya kadar, olasılıksız ör-
nekleme yöntemiyle veriler toplanmıştır.
Görüşme sırasında acil müda-
hale gereksinimi, bilinç kapalılığı ve
ağrısı olmayan ve görüşmeyi gönüllü
olarak kabul eden hastalar çalışma
kapsamına alınmıştır.
Soru formunun hazırlanması
ve uygulanması: Konuyla ilgili
kaynakların (Roper et al. 1990, Yazıcı
1994, Snider et al. 1994, Biçer 1996,
Atagöz 1998, Tel ve Akdemir 1998, Ve-
lioğlu 1999) incelenmesi sonucu hazır-
lanan soru formu; hastaların sosyo-
demografik özelliklerini (11 soru),
hastalıkla ilgili durumlarını (15 soru) ve
GYA’nin etkilenme durumlarını (26
soru) belirlemeyi amaçlayan toplam 52
sorudan oluşmuştur. GYA ile ilgili soru-
lar 12 ana başlık altında toplanmıştır:
Güvenli çevrenin sürdürülmesi, iletişim,
solunum, yeme-içme, boşaltım, kişisel
temizlik ve giyinme, beden ısının kont-
rolü, hareket etme, çalışma ve uğraş,
43
Atatürk Üniv. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 1, 2005
cinselliğin ifadesi, uyku, ölüm. Ayrıca
GYA etkilenmiş olan hastalara açık uçlu
sorularla aktivitelerinin ne şekilde et-
kilendiği sorulmuştur.
Soru formundaki soruların anla-
şılırlığı ve etkinliğini test etmek için 25
hasta üzerinde ön uygulama yapılmış ve
gerekli düzeltmeler yapılarak soru formu
uygulamaya hazır hale getirilmiştir.
Kendisine ön uygulama yapılan hasta-
ların verileri çalışma kapsamına alınma-
mıştır.
Soru formu, araştırmacılar tara-
fından KOAH’lı bireylerle yüzyüze gö-
rüşerek doldurulmuştur. Her bir görüşme
ortalama 25-30 dakika sürmüştür.
Hastaların sosyo-demografik, si-
gara içme, hastalık şikayetlerinin özel-
liklerini, GYA’nin etkilenme derecesini
ve nasıl etkilendiğini belirlemek için
yüzdelik hesabı, GYA’lerinin bağımsız
değişkenlerle aralarındaki farkı belirle-
mek için Ki-kare önemlilik testi kulla-
nılmıştır.
BULGULAR ve TARTIŞMA
Çalışma kapsamına alınan
KOAH’lı bireylerin %62.0’sinin 61 yaş
ve üstü grupta, %64.0’ünün erkek,
%76.0’sının evli olduğu belirlenmiştir.
Hastaların %73.6’sının eğitim durumu-
nun ilkokul düzeyinin altında, %24.4’
ünün ilkokul mezunu olduğu, benzer
şekilde eşlerinin de büyük bir kısmının
(%75.6) eğitiminin ilkokul düzeyinin
altında olduğu belirlenmiştir. KOAH’lı
bireylerin %55.2’sinin çekirdek aileye,
%38.0’inin 5-7 kişilik bir aileye sahip
olduğu, %5.2’sinin ise yalnız yaşadığı,
%42.4’ünün çiftçilikle uğraştığı, %36.0’
sının ev hanımı olduğu, hepsinin sağlık
güvencesine sahip olduğu, %54.4’ünün
köyde yaşadığı belirlenmiştir.
KOAH’lı bireylerin %5.6’sının
hâlâ sigara içtiği, %56.8’inin daha önce
sigara içip bıraktığı, %37.6’sının ise hiç
içmediği belirlenmiştir. Sigarayı hâlâ
içen ve bırakmış olan hastaların (%62.4)
geçmişte/şimdi %33.9’unun günde 31
adet ve daha fazla, %14.1’inin ise 21-30
adet sigara içtiği, hiç sigara içmeyen
bireylerin (%37.6) %63.9’unun yaşadığı
ortamda sigara tiryakisi olan birey/lerin
olduğu, %58.3’ünün bu birey/ler ile 31
yıl ve daha uzun süredir birlikte yaşadığı
belirlenmiştir.
Kronik bronşitin morbidite ve
mortalitesi ile sigara içimi arasında bir
paralelliğin olduğu, amfizemin oluşma-
sında başta gelen nedenlerden biri olarak
sigaranın yer aldığı dolayısıyla uzun
süre sigara içenlerde KOAH insidan-
sının arttığı pek çok kaynakta
belirtilmiştir (Gazioğlu 1991, Balcı
1993, Wong and Morice 1999, Uçan ve
Kocabaş 2000). Bu bilgilere dayanarak
sigara içen KOAH’lı bireylerin hasta-
lığının sigaradan kaynaklandığı düşünü-
lebilir. Aktif olarak hiç sigara içmediği
halde KOAH’a yakalanmış hastaların
hastalığından pasif içicilik, olumsuz
çevre koşulları ve diğer birçok etmen
sorumlu olabilir. Bu durum toplumun
sigaranın sağlığa zararlı etkileri ve
özellikle pasif içicilik konusunda
bilgilendirilmesinin önemini göstermek-
tedir. Ayrıca hastaların bir kısmının
hastalığına rağmen hâlâ sigara içiyor
olması, bu bireylerin profesyonel yar-
dıma gereksinimleri olduğunu belirt-
mektedir.
Tablo 1’de; KOAH’lı hastaların
% 59.2’sinin 1-5 yıldır, % 12.4’ünün 16
yıl ve daha fazla süredir KOAH şika-
yetlerini yaşadığı, çoğunluğunun (%
64.0) bu şikayetleri daha çok dinlenme
esnasında yaşadığı, % 33.2’sinin 10 ve
daha fazla sayıda bu nedenle hastaneye
geldiği, hepsinin (%100) solunum sıkın-
tısının olduğu, % 44.8’inin solunum
sıkıntısının 1 saat ve daha kısa sürdüğü,
% 17.6’sının sürekli olduğu, % 94.0’
ünün öksürük şikayeti olduğu, % 46.4’
ünün ise öksürüğünün her zaman olduğu
görülmektedir.
KOAH’lı bireylerin hepsi (%
100) hastalıklarının GYA’ni etkilen-
diğini (% 36.8 az, % 63.2 çok olmak
üzere) belirtmişlerdir.
44
Atatürk Üniv. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 1, 2005
Small and Lamb (1999),
KOAH’lı bireylerin solunum güçlüğü ve
öksürük nedeniyle tüm sistemlerinin,
GYA’nin fiziksel, zihinsel, duygusal ve
işlevsel olarak tüm boyutlarıyla olumsuz
bir şekilde etkilendiğini belirtmiştir.
Ayrıca KOAH’ın ileri yaş grubu
hastalığı olması ve bu çalışma kap-
samındaki hastaların da çoğunun yaşlı
olması sonucu, yaşlılarda görülen biyo-
lojik, fizyolojik ve psikolojik deği-
şiklikler nedeniyle de hastaların GYA az
ya da çok derecede etkilenmiş olabilir.
Tablo 1. KOAH’lı Bireylerin Hastalık Şikayetlerinin Özellikleri
Hastalık Şikayetleri (N=250) Sayı %
Şikayetlerini yaşadığı süre
1 - 5 yıl 148 59.2
6 -10 yıl 56 22.4
11-15 yıl 15 6.0
16 yıl ve ↑ 31 12.4
Şikayetlerini en çok yaşadığı zaman
Aktivite esnasında 90 36.0
Dinlenme esnasında 160 64.0
Şikayetler sebebiyle hastaneye geliş sayısı
İlk geliş 25 10.0
2-5 104 41.6
6-9 38 15.2
10 ve ↑ 83 33.2
Solunum sıkıntısının süresi
1 saat ve ↓ 112 44.8
2 - 5 saat 32 12.8
6 - 9 saat 5 2.0
10 saat ve ↑ 57 22.8
Sürekli 44 17.6
Öksürük şikayetleri
Var 235 94.0
Yok 15 6.0
Öksürüğün yaşandığı zaman dilimi (n=235)*
Her zaman 109 46.4
Bazen 70 29.8
Gece 33 14.0
Gündüz 23 9.8
*Yüzdeler n üzerinden alınmıştır.
KOAH’lı bireylerin en çok et-
kilenen GYA sırasıyla; solunum (%100),
güvenli çevrenin sürdürülmesi (%96.4),
beden ısısının kontrolü (%96.0), çalışma
ve uğraş (%95.6), hareket (%95.2) ve
uyku aktivitesidir (%80.4) (Tablo 2).
Temel insan gereksinimlerinden biri
olan solunum güçlüğü, KOAH’lı has-
taların en önemli ve en belirgin soru-
nudur. Yaşanan solunum güçlüğünden
dolayı diğer aktivitelerinin tümünün
önemli ölçüde olumsuz bir şekilde
45
Atatürk Üniv. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 1, 2005
etkilendiği ortaya çıkmıştır. Özellikle
güvenli çevrenin sürdürülmesi aktivite-
sinin çevreden kaynaklanan etkenlerden
(koku, sıcak-soğuk ortam, hava kirliliği,
gürültü, toz-duman, kalabalık) etkilen-
diği belirlenmiştir (Tablo 3). Pek çok
hasta (%96.0) ateş basması, terleme,
üşüme, titreme nedeniyle beden ısısının
kontrolünü sağlamakta zorlandığını
ifade etmiştir (Tablo 3). KOAH’lı birey-
ler solunum aktivitelerini gerçekleştirir-
ken bazı sorunlar yaşadıklarından dolayı
metabolizmaları bu güçlüğü tölere et-
mek için daha hızlı çalışır ve bu ne-
denle beden ısılarında zaman zaman art-
ma ve azalmalar olabilir.
Çalışma ve uğraş aktivitesi
(%95.6) ile hareket aktivitesinin (%95.2)
olumsuz etkilendiğini belirten hastaların
oranının çok yüksek olması ve hemen
hemen birbirine eşit olması (Tablo 2), bu
iki aktivitenin birbiriyle direkt ilişkili
olmasındandır. Bireyin fiziksel aktivite
esnasında oksijen gereksinimi artar
ancak hava yollarının daralması nede-
niyle vücuda yeterince oksijen sağla-
namaz (Andreoli and Plum 1991, Yenel
ve ark. 1987, Barnes et al. 1998). Bu
nedenle KOAH’lı bireylerin her türlü
fiziki aktivitesinin olumsuz bir şekilde
etkilenmesi kaçınılmazdır. Hareket ak-
tivitesi etkilenen hastaların % 96.6’sı
merdiven çıkamadığını, % 66.8’i ayak-
larında ağrı olduğunu, % 29.8’i ise hiç
yürüyemediğini ifade etmiştir (Tablo 3).
Taşçı’nın çalışmasında (1991) hasta-
ların % 51.0’inin hareket etmede güç-
lük yaşadığı, Biçer’in çalışmasında
(1996) ise hastaların % 40.7’sinin mer-
diven çıkamadığı belirtilmiştir. KOAH’
ın ilerlemesiyle birlikte bir kompli-
kasyon olarak Corpulmonale gelişir.
Corpulmonalenin belirtileri arasında
özellikle alt ekstremitelerde oluşan
ödemden kaynaklanan ağrı ve hassa-
siyetten bahsedilmektedir (Birol ve ark.
1993, Kocabaş ve Hastürk 1996). Bu
belirtilerin ve oksijen gereksiniminin
yürüme esnasında daha da artması nede-
niyle hastaların yürümesinin engellen-
mesi kaçınılmazdır.
Uyku aktivitesi etkilenen has-
taların % 62.1’i uyku düzeninin bozul-
duğunu, % 58.2’si uykuya dalmakta zor-
landığını, % 40.7’si ise sık sık uyku-
sunun bölündüğünü ifade etmiştir
(Tablo3). Büyükcoşkun’nun (1990)
çalışmasında yaşlı bireylerin %74.2’
sinin uyku gereksinimi ile ilgili sorunlar
yaşadığı belirtilmiştir. KOAH’lı birey-
lerin çoğunun yaşlı olduğu göz önünde
bulundurulursa her iki çalışmanın ben-
zerlik gösterdiği söylenebilir. Diğer
taraftan yatarken pozisyona bağlı akci-
ğerlerin kapasitesi daraldığı için has-
tanın solunum güçlüğü artabilir.
Hastaların % 62.0’sinin iletişim
aktivitesinin az ya da çok etkilendiği
belirlenmiştir (Tablo 2). Bu hastaların
%68.3’ü sinirli olma, %60.0’ı içe ka-
panma, %45.1’i yorgun olma, %29.0’u
ses kısıklığı nedeniyle iletişim akti-
vitesini sürdürmede sorun yaşadığını
belirtmiştir (Tablo 3). Kronik hastalıklar
ve yaşlılık nedeniyle yetenek ve iliş-
kilerde yaşanan yetersizlik iletişim
aktivitesini olumsuz bir şekilde etkiler
(Roper et al. 1990). Ayrıca iletişim güç-
lüğünün bireylerde nabız sayısının
artması, terleme gibi fizyolojik ve emos-
yonel bazı değişikliklere yol açtığı
bilinmektedir (Şanlı 1989). Biçer’in
çalışmasında (1996) ise yaşlı hastaların
%73.3’ünün arkadaş ilişkilerini sürdür-
mekte zorlandığını belirtilmiştir.
46
Atatürk Üniv. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 1, 2005
Tablo 2. KOAH’lı Bireylerin Hastalıklarından Günlük Yaşam Aktiviteleri Türünün Etkilenme
Durumu
Günlük Yaşam Aktiviteleri (N=250) Sayı %
Güvenli çevrenin sürdürülmesi
Etkilenmedi
Az etkilendi
Çok etkilendi
9
65
176
3.6
26.0
70.4
İletişim
Etkilenmedi
Az etkilendi
Çok etkilendi
95
108
47
38.0
43.2
18.8
Solunum
Etkilenmedi
Az etkilendi
Çok etkilendi
-
84
166
-
33.6
66.4
Yeme-içme
Etkilenmedi
Az etkilendi
Çok etkilendi
100
77
73
40.0
30.8
29.2
Boşaltım
Etkilenmedi
Az etkilendi
Çok etkilendi
108
74
68
43.2
29.6
27.2
Kişisel temizlik ve giyim
Etkilenmedi
Az etkilendi
Çok ekilendi
85
134
31
34.0
53.6
12.4
Beden ısısının kontrolü
Etkilenmedi
Az etkilendi
Çok etkilendi
10
111
129
4.0
44.4
51.6
Hareket
Etkilenmedi
Az etkilendi
Çok etkilendi
12
125
113
4.8
50.0
45.2
Çalışma ve uğraş
Etkilenmedi
Az etkilendi
Çok etkilendi
11
90
149
4.4
36.0
59.6
Cinselliğini ifade etme
Etkilenmedi
Az etkilendi
Çok etkilendi
174
54
22
69.6
21.6
8.8
Uyku
Etkilenmedi
Az etkilendi
Çok etkilendi
49
81
120
19.6
32.4
48.0
Ölüm
Etkilenmedi
Az etkilendi
Çok etkilendi
135
50
65
54.0
20.0
26.0
47
Atatürk Üniv. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 1, 2005
Tablo 3. KOAH’lı Bireylerin GYA’nin Sürdürülmesinde Karşılaştıkları Sorunlar
Sorunlar Sayı %*
Güvenli çevrenin sürdürülmesi (n=241)**
Koku (sigara, yemek, temizlik malz., vb.)
Sıcak-soğuk ortam
Hava kirliliği
Gürültü
Toz-duman
Kalabalık
201
144
132
132
131
122
83.4
59.4
54.7
54.7
54.3
50.6
İletişim (n=155)**
Sinirli olma
İçe kapanma
Yorgunluk
Ses kısıklığı
106
93
70
45
68.3
60.0
45.1
29.0
Solunum (n=250)**
Solunum güçlüğü
Öksürük
114
88
45.6
35.2
Yeme-içme (n=150)**
İştahsızlık
Bulantı
Kusma
Yorgunluk
117
81
38
53
78.0
54.0
25.3
35.3
Boşaltım (n=142)**
Kabızlık
İdrar yaparken zorlanma
91
73
64.0
51.4
Kişisel temizlik ve giyim (n=165)**
Banyo sırasında yardım
Banyo yapma sıklığında azalma
Giyim sırasında yardım
Tüm hijyenik uygulamalar sırasında yardım
160
97
31
25
96.9
58.7
18.7
15.1
Beden ısısının kontrolü (n=240)**
Ateş basması
Terleme
Üşüme
Titreme
187
119
111
75
77.9
49.5
46.2
31.2
Hareket (n=238)**
Merdiven çıkamama
Ayaklarda ağrı
Hiç yürüyememe
230
159
71
96.6
66.8
29.8
Çalışma ve uğraş (n=239)**
Hiç çalışamıyor
Ağır yük taşıyamıyor
Ev işlerini yapamıyor
175
169
86
73.2
70.7
35.9
Cinselliğini ifade etme (n=76)**
Cinsel istekte azalma
Cinsel ilişki sayısında azalma
60
58
78.9
76.3
Uyku (n=201)**
Uyku düzeninde bozulma
Uykuya dalmada zorluk
Sık sık uykunun bölünmesi
125
117
82
62.1
58.2
40.7
Ölüm (n=115)**
Ölümü daha fazla düşünme
Ölümü isteme
Ölüm korkusu
84
33
16
73.0
28.6
13.9
*Hastalar birden fazla cevap vermişlerdir. Yüzdeler n’ler üzerinden alınmıştır.
**GYA az ve çok etkilenen hastaların sayısının toplamıdır.
48
Atatürk Üniv. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 1, 2005
Hastaların % 60.0’ının yeme-
içme aktivitesinin az ya da çok
etkilendiği, bu etkilenmenin de en çok
iştahsızlık (%78.0), bulantı (%54.0),
yorgunluk (%35.3) ve kusma (% 25.3)
şeklinde olduğu belirlenmiştir (Tablo 2,
3). Çalışmadaki hastaların çoğunun yaşlı
olması (% 62.0’si 61 yaş ve üstü) göz
önünde bulundurulursa yaşlanma ile
birlikte sindirim sistemi enzimlerinin
azalması, bağırsak peristaltizminin ve
metabolik aktivitenin yavaşlaması ve diş
sağlığının bozulması gibi değişikliklerle
yeme-içme aktivitesinin olumsuz et-
kilenmesi kaçınılmazdır (Eşer 1991,
Esen 1992). Biçer’in çalışmasında da
(1996) yaşlı bireylerin % 57.2’sinin
yeme-içme aktivitesinin etkilendiği
belirtilmiştir. Ayrıca hastaların bir kıs-
mının yeme-içme aktivitesi sırasında
yaşadığı yorgunluğun artan oksijen ihti-
yacının karşılanamaması nedeniyle
olabileceği düşünülmektedir.
KOAH’lı bireylerin %56.8’inin
boşaltım aktivitesinin etkilendiği, bu
hastaların %64.0’ünün kabızlık, %51.4’
ünün idrar yaparken zorlanmadan yakın-
dıkları belirlenmiştir (Tablo 2, 3). Boşal-
tım aktivitesi direkt olarak yeme-içme
ve hareket aktivitesi ile ilişkili olduğu
için, yaşanan sorunlar da birbiri ile
ilişkilidir. Diğer taraftan yaşlılık nedeni
ile ince ve kalın bağırsak duvarında
mukoza ve kas atrofileri görülür.
Dolayısı ile konstipasyon yaşlı birey-
lerin yaygın olarak yaşadığı bir sorundur
(Eşer 1991, Esen 1992). Ayrıca KOAH’
lı bireyin tuvalete gidip gelmesi, boşal-
tım esnasında efor sarf etmesi de oksijen
ihtiyacını ve zaten varolan solunum
güçlüğünü arttırabilir. Bu nedenle
hastanın boşaltım ihtiyacını sürekli
ertelemesi de konstipasyona yatkınlığı
arttırabilir. Biçer’in çalışmasında (1996)
yaşlıların %47.1’inin konstipasyon
sorunu olduğu, Büyükcoşkun’un çalış-
masında (1990) %35.1’inin idrar yapar-
ken zorlandığı belirtilmiştir.
Kişisel temizlik ve giyim akti-
vitesi az ya da çok etkilenen hastaların
(% 66.0), %96.9’u banyo yapma sırasın-
da yardım aldığını, %58.7’si banyo
yapma sıklığında azalma olduğunu,
%18.7’si giyinirken yardım aldığını,
%15.1’i ise tüm hijyenik ihtiyaçlarını gi-
dermek için yardım aldığını ifade
etmiştir (Tablo 2, 3). KOAH’lı hastalar-
da hipoksemi nedeniyle sürekli halsizlik
ve yorgunluk vardır ve bu yüzden onlar
hiçbir şey yapmak istemezler ve onların
öz-bakım güçleri geriler. Small ve
Lamb’ın çalışmasında (1999) KOAH’lı
bireylerin “dışarıya çıkmak zorunda kal-
madıkça duş almak istemiyorum”
şeklindeki ifadeyi kullanmış olmaları,
her gün düzenli olarak aldıkları duşlarını
hastalık nedeniyle ertelediklerini belirt-
mektedir. Diğer taraftan KOAH’lı birey-
lerin çoğunluğunun (%95.2) hareket
aktivitesinin etkilendiği göz önünde
bulundurulursa, %96.9’unun banyo
sırasında, % 15.1’inin tüm hijyenik ihti-
yaçlar sırasında yardım alması olağan
bir durum olarak değerlendirilebilir.
Ayrıca bazı hastaların temizlik mal-
zemelerinin kokusundan etkilendik-leri
için de hijyenik ihtiyaçlarını karşıla-
makta zorlandıkları düşünülebilir.
Hastaların %69.6’sı cinselliği
ifade etme aktivitelerinin etkilenme-
diğini, % 30.4’ü ise az ya da çok
etkilendiğini ifade etmiştir (Tablo 2).
Etkilenen grubun % 78.9’u cinsel iste-
ğinde, %76.3’ü ise cinsel ilişki sayısında
azalma olduğunu belirtmiştir (Tablo 3).
Hastaların yarısından fazlasının cin-
sellik aktivitesinin etkilenmediğini söy-
lemesi iki şekilde açıklanabilir. Bunlar-
dan birincisi; cinsellik konularının
konuşulması konusunda toplumumuzda
hâlâ ciddi tabuların olduğu, ikincisi ise;
hastaların büyük bir kısmının yaşlılık
nedeniyle zaten cinsellik aktivitelerinin
gerilemesinin kaçınılmazlığı söz konusu
olabilir (Vural 1992). Biçer’in çalışma-
sında (1996) yaşlı bireylerin % 46.1’inin
“yaşımız geçti, kadınlık/erkeklik kal-
madı” şeklindeki ifadeleri ile bu çalışma
sonuçları birbirine benzerlik göstermek-
tedir.
49
Atatürk Üniv. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 1, 2005
KOAH’lı hastaların % 46.0’sı
ölüm aktivitesinin az ya da çok etki-
lendiğini, bu hastaların %73.0’ü hasta-
landıktan sonra ölümü daha fazla düşün-
düğünü, %28.6’sı ölümü istediğini,
%13.9’u ölüm korkusu yaşadığını belirt-
miştir (Tablo 2, 3). Yazıcı’nın çalış-
masında (1994) yaşlı bireylerin %51.4’
ünün ölümü “kader” olarak düşündükleri
belirtilmiştir. Çalışma grubundaki hasta-
larda aynı şekilde düşünmüş olabileceği
için ölüm aktivitesinin çok etkilen-
mediği sonucu ortaya çıkmıştır. Diğer
taraftan bir kısım hastanın (%28.6)
solunum güçlüğü, öksürük, halsizlik,
yaşlılık gibi nedenlerle ölümü istediği,
bir kısmının ise (%13.9) yine aynı
nedenlerle ölüm korkusu içinde olduğu
düşünülebilir. Biçer’in çalışmasındaki
(1996) yaşlı bireylerin %7.1’i, Yazı-
cı’nın çalışmasında (1994) ise bireylerin
%10.7’si bu çalışmada olduğu gibi ölüm
korkusu içinde olduklarını belirtmiş-
lerdir.
KOAH’lı bireylerin sosyo-
demografik özelliklerinden; yaş (x2=0.7,
p>0.05), cinsiyet (x2=0.001, p>0.05),
medeni durum (x2=1.5, p>0.05), eğitim
durumu (x2=0.2, p>0.05), aile tipi
(x2=0.3, p>0.05) ve yaşadığı yerin
(x2=1.7, p>0.05) GYA üzerine önemli
bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Elde
edilen sonuçların bu bakımdan Taşçı’nın
(1991) ve Gökmen’in (1992) çalışma
sonuçları ile benzerlik gösterdiği görül-
müştür. Ancak hastaların yaşamını sür-
dürdükleri aile içindeki birey sayısı
arttıkça GYA’nin önemli ölçüde etkilen-
diği belirlenmiştir (x2=13.9, p<0.01). Bu
sonuç, geniş ailede yaşayan hastaların
GYA’nin daha yüksek oranda (çekirdek
aile %61.1, geniş aile %65.2, p>0.05)
etkilemiş olmasını desteklemektedir.
Dünya Sağlık Örgütü, 65 yaş ve
üzerinde olan bireyleri yaşlı olarak
tanımlar (Davies 1985). Bu tanıma göre,
çalışma kapsamına alınan bireylerin %
38.0’inin yaşlı kategorisi içerisinde yer
almadığı saptanmıştır. Hastaların yaşla-
rına bağlı olarak GYA’nin etkilenme
durumu arasında önemli bir farkın
olmaması, % 38.0’lik yetişkin grubun
çalışmaya katılmasından kaynaklandığı
düşünülebilir. Ayrıca 61 ve üzerindeki
yaş grubunun büyük bir kısmının
(% 65.2) GYA’nin çok etkilenmesi, yine
bu durumun diğer bir göstergesi olabilir.
KOAH’lı bireylerin hastalık
şikayetlerini yaşadıkları zaman dilimi ile
hastalıklarının GYA’ni etkileme durumu
arasında istatistiksel olarak ileri dere-
cede önemli bir fark bulunmuştur
(x2=10.5, p<0.01). Hastalık şikayetlerini
dinlenme esnasında yaşayanların
GYA’nin büyük oranda (% 70.6) etki-
lenmesi, çalışma kapsamındaki birey-
lerin hastalıklarının ağır seyrettiğini
düşündürmektedir. Dolayısıyla ilerlemiş
KOAH vâkâlarının GYA hafif vâkâlara
oranla daha fazla etkilendiği düşü-
nülebilir.
Diğer taraftan solunum sıkın-
tısının süresi uzadıkça, doğal olarak
GYA’nin etkilenme oranlarının da
önemli bir şekilde yükseldiği görül-
müştür (x2=16.1, p<0.01). Solunum
sıkıntısının 1 saat ve daha kısa sür-
düğünü söyleyen hastaların %51.8’inin,
10 saat ve daha uzun süren hastaların
%78.9’unun, sürekli bu sorunu ya-
şayanların %75.0’inin GYA’nin çok
etkilendiği belirlenmiştir. Siela’nın
çalışmasında da (2000) belirtildiği üzere,
KOAH’lı bireylerin yaşadığı dispne,
onların günlük yaşamını tamamen alt üst
etmektedir.
Hastaların öksürüğü yaşadıkları
zaman dilimi ile hastalıklarının GYA’ni
etkileme durumu arasındaki fark önemli
bulunmuştur (x2=9.9, p<0.05). Her za-
man öksürenlerin %74.3’ü, gece öksü-
renlerin %63.6’sı, gündüz öksüren-lerin
%60.9’u, bazen öksürenlerin %51.4’ü
GYA’nin çok etkilendiğini ifade etmiş-
lerdir. Bu sonuçlar KOAH’lı hastalarda
öksürüğün de solunum güçlüğü kadar
önemli bir sorun olduğunu ve GYA’ni
etkilediğini göstermektedir. Bu nedenle
solunum güçlüğü ve öksürüğü olan
KOAH’lı hastalara gereken profesyonel
50
Atatürk Üniv. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 1, 2005
hemşirelik bakımı verilirse büyük
ölçüde rahatlayabilirler.
SONUÇ
Çalışma kapsamına alınan
KOAH’lı bireylerin %62.0’sinin 61 yaş
ve üstü grupta, %64.0’ünün erkek,
%76.0’sının evli, %73.6’sının eğitim
durumunun ilkokul düzeyinin altında
olduğu, %55.2’sinin çekirdek ailede
yaşadığı, %42.4’ünün çiftçilikle uğraş-
tığı, %36.0’sının ev hanımı olduğu,
hepsinin sağlık güvencesine sahip oldu-
ğu, %54.4’ünün köyde yaşadığı belir-
lenmiştir.
KOAH’lı bireylerin %5.6’sının
hâlâ sigara içtiği, %56.8’inin daha önce
sigara içip bıraktığı, %37.6’sının ise hiç
içmediği belirlenmiştir. Sigarayı hâlâ
içen ve bırakmış olan hastaların (%62.4)
geçmişte/şimdi %33.9’unun günde 31
adet ve daha fazla, %14.1’inin ise 21-30
adet sigara içtiği, hiç sigara içmeyen
bireylerin (%37.6) %63.9’unun yaşadığı
ortamda sigara tiryakisi olan birey/lerin
olduğu, %58.3’ünün bu birey/ler ile 31
yıl ve daha uzun süredir birlikte yaşadığı
belirlenmiştir.
KOAH’lı hastaların %59.2’sinin
1-5 yıldır KOAH şikayetlerini yaşadığı,
çoğunluğunun (% 64.0) bu şikayetleri
daha çok dinlenme esnasında yaşadığı,
% 33.2’sinin 10 ve daha fazla sayıda bu
nedenle hastaneye geldiği, hepsinin
(%100) solunum sıkıntısının olduğu, %
44.8’inin solunum sıkıntısının 1 saat ve
daha kısa sürdüğü, % 17.6’ sının sürekli
olduğu, % 94.0’ünün öksürük şikayeti
olduğu, % 46.4’ünün ise öksürüğünün
her zaman olduğu belirlenmiştir.
KOAH’lı bireylerin hepsi has-
talıklarının GYA’ni etkilediğini (% 36.8
az, % 63.2 çok olmak üzere) belirt-
mişlerdir.
KOAH’lı bireylerin en çok
etkilenen GYA sırasıyla; solunum
(%100) (%45.6’sı solunum güçlüğü,
%35.2’si öksürük şeklinde), güvenli
çevrenin sürdürülmesi (%96.4) (%83.4’ü
sigara, yemek, temizlik malzemesi vs.
kokuları, %59.4’ü sıcak-soğuk ortam,
%54.7’si hava kirliliği, gürültü, %54.3’ü
toz-duman %50.6’sı kalabalık şeklinde),
beden ısısının kontrolü (%96.0) (%77.9’
u ateş basması, %49.5’i terleme, %46.2’
si üşüme, %31.2’si titreme şeklinde),
çalışma ve uğraş (%95.6) (%73.2’si hiç
çalışamama, %70.7’si ağır yük taşıya-
mama, % 35.9’u ev işlerini yapamama
şeklinde), hareket (%95.2) (%96.6’sı
merdiven çıkamama, %66.8’i ayaklarda
ağrı, %29.8’i hiç yürüyememe şeklinde)
ve uyku aktivitesi (%80.4) (%62.1’i uy-
ku düzeninde bozulma, %58.2’si uykuya
dalmada zorluk, %40.7’si sık sık uy-
kunun bölünmesi şeklinde)’dir.
KOAH’lı bireylerin sosyo-de-
mografik özelliklerinden; yaş (x2=0.7,
p>0.05), cinsiyet (x2=0.001, p>0.05),
medeni durum (x2=1.5, p>0.05), eğitim
durumu (x2=0.2, p>0.05), aile tipi
(x2=0.3, p>0.05) ve yaşadığı yerin
(x2=1.7, p>0.05) GYA üzerine önemli
bir etkisinin olmadığı, ancak hastaların
yaşamını sürdürdükleri aile içindeki
birey sayısı arttıkça GYA’nin önemli
ölçüde etkilendiği belirlenmiştir
(x2=13.9, p<0.01).
KOAH’lı bireylerin hastalık
şikayetlerini yaşadıkları zaman dilimi ile
hastalıklarının GYA’ni etkileme durumu
arasında istatistiksel olarak ileri dere-
cede önemli bir fark bulunmuştur
(x2=10.5, p<0.01).
Hastaların öksürüğü yaşadıkları
zaman dilimi ile hastalıklarının GYA’ni
etkileme durumu arasındaki fark önemli
bulunmuştur (x2=9.9, p<0.05). Her za-
man öksürenlerin %74.3’ü, gece öksü-
renlerin %63.6’sı, gündüz öksürenlerin
%60.9’u, bazen öksürenlerin %51.4’ü
GYA’nin çok etkilendiğini ifade
etmişlerdir.
ÖNERİLER
Bu sonuçlar doğrultusunda;
* KOAH’lı bireylerin aktif ve
pasif bir şekilde sigara içme oranlarının
51
Atatürk Üniv. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 1, 2005
yüksek olması nedeniyle sigaranın
zararları ve sigara içmeyen kişilerin ise
pasif içici konumundan kendilerini sa-
kınmaları konusunda toplumun bilgi-
lendirilmesi yönünde hemşirelerin eğiti-
ci bir rol oynaması,
* KOAH’lı bireylere sağlık
ekibinin üyeleri tarafından kendi bakım-
larına ve hastalıklarıyla baş etme dav-
ranışlarına yönelik, hasta ve ailesine
etkin tedavi, bakım, eğitim ve danış-
manlık programlarının planlanması,
uygulanması ve değerlendirilmesi,
* KOAH’lı bireylerin bakımı ve
eğitimi konusunda hemşireler için
sürekli hizmet içi eğitim programlarının
düzenlenmesi, eğiticilerin kendi bilgi
becerilerini yenilemeleri için destek-
lenmesi, kısaca; eğiticilerin eğitilmesi,
* KOAH, kronik ve zaman
zaman ataklar yapabilen bir hastalık
olduğu için, KOAH’lı hastaların has-
taneye yatmadan ev ortamında GYA’nin
olumsuz bir şekilde etkilenmesini
önlemek için öz bakım ve evde bakım
programlarının düzenlenmesi, hasta ve
ailesi bir bütün olarak ele alınarak
destek bakımın geliştirilmesi,
* Günümüzde kullanımı ve
çeşitliliği artan kitle iletişim araçlarının
vasıtasıyla toplumun KOAH’a karşı
almaları gereken koruyucu önlemlerin
iletilmesi ve KOAH’lı bireylerin ise
hangi kurum ve kuruluşlardan yardım
alabileceği konusunda bilgilendirilmesi,
* Bu çalışmanın sonuçları
hakkında KOAH’lı hastalara bakım
veren hemşirelerin bilgilendirilmesi
önerilebilir.
KAYNAKLAR
Andreoli C, Plum S (1991), Obstruktif
Akciğer Hastalığı. Çev. Savaş A., Yüce
Yayınları, 193-200, İstanbul.
Atagöz K (1998). Kronik obstrüktif akciğer
hastalığı olan hastaların yaşam kalitelerinin
incelenmesi. Dokuz Eylül Üniv. Sağlık Bil.
Enst., Yüksek Lisans Tezi, İzmir.
Balcı K (1993). Göğüs Hastalıkları. Nobel
Tıp Kitapevi, 315-349, İstanbul.
Barnes JP, Godfrey S, Yılmaz KG (1998).
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı. Martin
Dunitz Ltd., İstanbul.
Barnes JP, Holgate TS, Wouters EFM
(2000). Göğüs Hastalıkları. Çev. Müftüoğlu
E., Hekimler Yayın Birliği 2(1): 12-13,
Ankara.
Biçer S (1996). 60 yaş ve üzeri kronik
hastalığı olan ve taburcu olmasına karar
verilmiş hastaların günlük yaşam akti-
vitelerinin etkilenme durumları. Cumhuriyet
Üniv. Sağlık Bil. Enst., Yüksek Lisans Tezi,
Sivas.
Birol L, Akdemir N, Bedük T (1993). İç
Hastalıkları Hemşireliği. Vehbi Koç Vakfı
Yayınları No. 6, 229-231.
Büyükcoşkun A (1990). Yaşlı bireylerin
sorunları ve bakım gereksinimlerinin sap-
tanması. Hacettepe Üniv. Sağlık Bil. Enst.,
Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
Esen A (1992). Yaşlılıkta görülen sağlık
sorunları. Ege Üniv. HYO Dergisi, 8 (3): 97-
101.
Eşer İ (1991). Yaşlılıkta meydana gelen
fizyolojik değişiklikler . Ege Üniv. HYO
Dergisi, 7(1); 54-55.
Davies AM. (1985). Epidemiology and the
Challenge of Aging. International Journal of
Epidemiology, 14(1) ‘Alınmıştır’ Biçer S
(1996). 60 yaş ve üzeri kronik hastalığı olan
ve taburcu olmasına karar verilmiş hastaların
günlük yaşam aktivitelerinin etkilenme
durumları. Cumhuriyet Üniv. Sağlık Bil.
Enst., Yüksek Lisans Tezi, Sivas.
Gazioğlu K (1991). Akciğer Hastalıkları.
İstanbul Üniv. Basımevi 1-7, İstanbul.
52
Atatürk Üniv. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 1, 2005
Gökmen G (1992). Kronik obstrüktif
akciğer hastalığı olan hastalarda eğitimin
anksiyete düzeyine etkisi. İstanbul Üniv.
Sağlık Bil. Enst., Yüksek Lisans Tezi,
İstanbul.
Kocabaş A, Hastürk S (1996). Temel İç
Hastalıkları. Güneş Kitapevi, 496-510,
Ankara.
Roper N, Logan WW, Tierney AJ (1990).
The Elements of Nursing. Churchill
Livingstone, Newyork.
Siela D (2000). Taking a breather from
COPD. Nursing, 30(4):1-4.
Small S, Lamb M (1999). Fatigue in
chronic illness: The experience of indi-
viduals with chronic obstructive pulmonary
disease and with asthma. Journal of
Advanced Nursing, 30(2): 469–478.
Snider GL, Faling LS, Rennard SL
(1994). Care of patients with chronic
bronchitis and emphysema. Journal of
Respiratory Disease. 17:350-352
Şanlı T (1989). Emosyonel durumlar ve
hemşirelik yaklaşımı. Hemşirelik Bülteni,
3(4): 67-68.
Taşcı S (1991). Hastaların günlük yaşam
aktivitelerini olumsuz etkileyen faktörler.
Hacettepe Üniv. Sağlık Bil. Enst., Yüksek
Lisans Tezi, Ankara.
Tel H, Akdemir N (1998). KOAH’lı
hastalara uygulanan planlı hasta öğretiminin
ve hasta izleminin hastaların hastalıkla baş
etme durumlarına etkisi. Cumhuriyet Üniv.
HYO Dergisi, 2(2):44-51.
Uçan SE, Kocabaş A (2000). KOAH tanı
ve tedavi rehberi. Toraks Dergisi, Cilt: 1,
Ek:2, 1-8.
Velioğlu P (1999). Hemşirelikte Kavram ve
Kuramlar. Alaş Ofset, 180-202, İstanbul.
Vural TG (1992). Yaşlılık ve seksüel
sorunlar. Türk Hemşireler Dergisi, 42(2): 9-
10.
Wong CH, Morice AH (1999). Cough
threshold in patients with chronic
obstructive pulmonary disease. Thorax,
54:62-64.
Yazıcı R (1994). Yaşlı bireylerin ölüm
kaygısı ve bunun günlük yaşam
aktivitelerine olan etkisinin araştırılması.
İstanbul Üniv. Sağlık Bil. Enst., Yüksek
Lisans Tezi, İstanbul.
Yenel F, Sözer K, Erk M (1987). Akciğer
Hastalıkları Ders Kitabı. İstanbul Üniv.
Basımevi, İstanbul.
53