Chapter

Siyaset, Ekonomi ve Demokrasi Perspektifinde 15 Temmuz

Authors:
  • B&B PERPAL Lab
To read the full-text of this research, you can request a copy directly from the author.

Abstract

Ülkelerin gelişmesi ve modernleşmesi, o ülkelerde ekonomi ve siyasetin kurumsallaşması, özgürleşmesi ve demokratikleşmesi ile paralel hareket eder. Bu açıdan, ekonomi ve siyaset, modernleşmenin iki atlısı olarak görülebilir. İkisinin uyumu, işbirliği, eş zamanlı gelişmesi ve dönüşümü, ülkelerin ve temsil ettikleri medeniyetlerin geleceği için hayati önemdedir. 15 Temmuz 2016 da, bu minvalde, Türkiye ekonomisi, siyaseti, toplumu ve demokrasisi için önemli bir dönüm noktasıdır. Ülke ekonomisinden, siyasete; turizmden, piyasalara her kesimi etkileyen bu destan, önümüzdeki dönemin önemli konu başlıklarının tam merkezindedir. 15 Temmuz, yeni bir döneme kapı aralayan kritik bir dönemecin başlangıç olayıdır. Türkiye’nin yakın tarihinin en önemli olaylarından bu darbe girişimi, özünde, Avrupa’nın en dinamik ekonomisini ve sürekli gelişen demokrasisini tekrar bir çıkmaza sürükleme amacı taşıyordu. Türkiye’nin, doğuda ve batıda sürekli artan itibarı, olumlu imajı ve örnek bir demokrasi olarak sürekli gelişen ekonomisi, belli ki, belli güç odaklarını sürekli rahatsız ediyordu. Ancak, milletin, ülke tarihinde eşi görülmemiş direnişi, dirayeti ve desteği ile iktidarın dik duruşu ve sağlam ekonomik temeller, olumsuz ekonomik gelişmeleri ve demokratik işleyişe olumsuz etkileri sınırlı tuttu. Daha büyük resimde ise, Türkiye’de ve hatta tüm Avrupa’da, artık taşlar yerine oturdu derken; son dönemde artarda meydana gelen siyasi gelişmeler, demokratik sistem, makroekonomik, politik ve finansal istikrarın geleceği ile ilgili tekrar düşünmeyi zorunlu kılıyor. Arap baharının Mısır ve Suriye’deki yıkıcı etkisi, Ukrayna krizi, Brexit, ABD’deki yeni dönem ve Türkiye’deki darbe girişimi gibi yeni gelişmeler; ekonomi ve siyaseti ilgilendiren her konuda artık daha dikkatli hareket etmeyi ve gelecek ile ilgili planlamalarda daha mutedil olmayı zorunlu kılıyor. Bu çalışma, 15 Temmuz’un, Türkiye ekonomisinin risk algısı, kur ve faiz dalgalanmaları, ratingler, ülke demokrasisi ve siyasi istikrarı üzerinden ülke ekonomisine kısa vadeli etkilerini analiz etmeyi amaçlar.

No full-text available

Request Full-text Paper PDF

To read the full-text of this research,
you can request a copy directly from the author.

ResearchGate has not been able to resolve any citations for this publication.
Article
Full-text available
Bu çalışma Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) siyasal alandaki konumunun ana belirleyicilerini ortaya koymaya çalışmaktadır. TSK’nın genelde laik ulus devlet, özelde ise Kemalist ideoloji için taşıdığı iddia edilen “koruyucu” rolüne ışık tutmak için Türkiye’deki askeri müdahalelerin tarihsel, teorik, yasal ve kurumsal özellikleri incelenecektir. Bilindiği üzere, Türk ordusu ulus-devlet yaratma sürecinde önemli bir rol oynamış ve modernleşme sürecinin de taşıyıcı gücü olmuştur. Bu sebeple, ordunun erken cumhuriyet tarihinden günümüze kadar siyasal alanda konumlanmasında kayda değer bir meydan okumayla karşılaşmadığı iddia edilebilir. Diğer modern ordulardan farklı olarak, TSK ülkeyi “iç düşman” unsurlarından koruyacak yasal ve kurumsal bir özerkliğe sahiptir. “İç düşman” konsepti siyasal İslam ve Kürt milliyetçiliğine atıfta bulunarak TSK’nın siyaset alanına direkt ve(ya) dolaylı müdahalelerine zemin hazırlamaktadır. Günümüz Türkiye’sinde hala neden Türk ordusunun kendini rejimin nihai koruyucusu olarak gördüğü cevaplanması gereken önemli bir sorudur. Bu bağlamda, sivillerin rolü, siyasal kültür, tarihi arkaplan, sosyo-kültürel yapı, ekonomik gelişmişlik seviyesi ve yasal\anayasal düzenlemeler ele alınıp son kertede bu çok boyutlu faktörlerin askeri elitlerin siyasal rol edinmesine yol açtığı iddia edilebilir. Çalışmada, İslami kimliğin ve Kürt kimliğinin askeri elitler tarafından bir güvenlik meselesi olarak ele alınmasıyla aslında Türk devletinin milletin kendinden korunduğu iddia edilmektedir.
Chapter
Full-text available
Optimal kur rejimi sistemi tartışması, küresel ticaret ve uluslararası finansın en azından son 150 yılının önemli sorularından biridir. Uluslararası finansın son 150 yıldaki tecrübeleri, en iyi işleyen kur rejimi ve ona bağlı olarak tercih edilmesi gereken para politikası sistemi ile ilgili net bir veri ortaya koyamadı. Ancak, yine de, ortaya çıkan birikimler karar verme aşamasında önemli tecrübeler sunuyor. Bununla birlikte, bir ülkenin tercih ettiği kur rejimi, o ülkenin ne kadar bağımsız bir politika izlemek istediği ve yurtdışındaki ekonomik ve politik gelişmelerden ne derece etkileneceğini gösteren temel faktörlerden biridir. Kur rejimlerinin en temel fonksiyonu, uluslararası mal, hizmet ve sermaye hareketlerinin etkinliği, verimliliği ve devamlılığını sağlamaktır. Bunun için de, ülkeler arası dış açık ve fazlaların mümkün olan en kısa zamanda sürdürülebilir seviyelere çekilmesini sağlamaya çalışırlar. Kur rejimleri, bu anlamda, kur seviyesinin ve dolayısıyla da para biriminin değerinin zaman içindeki değişimini belirleyen bir süreçtir. Paranın, yurtiçindeki değerinin zaman içindeki değişimini enflasyon belirlerken; yurtdışındaki değerinin değişimini ise, kur değişimleri belirler. Kurların aşağı ya da yukarı hareketi, bir paranın diğer paralar nezdindeki değerini oynatarak; bu paranın yurtdışındaki değerini belirlemiş olur. Bu anlamda; enflasyona da, bir anlamda, bir yurtiçi değer düşürme çabası gözüyle bakılabilir. Döviz kuru sistemlerini temelde 3`e ayırmak mümkündür: sabit kur sistemi, dalgalı kur sistemi ve bu iki temel rejimin farklı ağırlıklarda bir fonksiyonu olan, daha ortadaki karma kur sistemleri. Sabit kur sistemini tercih eden ülkeler; temelde, verimlilik sağlarken, esneklikten feragat ederler. Dalgalı kur rejimini tercih eden ülkeler ise; belirsizliklerden dolayı, verimliliği kaybeder, fakat maksimum esneklik ve hareket özgürlüğü kazanır.
Article
This now-classic examination of the development of viable political institutions in emerging nations is a major and enduring contribution to modern political analysis. In a new Foreword, Francis Fukuyama assesses Huntington's achievement, examining the context of the book's original publication as well as its lasting importance. "This pioneering volume, examining as it does the relation between development and stability, is an interesting and exciting addition to the literature."-American Political Science Review. "'Must' reading for all those interested in comparative politics or in the study of development."-Dankwart A. Rustow, Journal of International Affairs.
Article
In the West are the 'haves', while much of the rest of the world are the 'have-nots'. The extent of inequality today is unprecedented. Drawing on an extraordinary range of contemporary and historical examples, Why Nations Fail looks at the root of the problems facing some nations. Economists and scientists have offered useful insights into the reasons for certain aspects of poverty, such as Jeffrey Sachs (it's geography and the weather), and Jared Diamond (it's technology and species). But most theories ignore the incentives and institutions that populations need to invest and prosper: they need to know that if they work hard, they can make money and actually keep it - and the key to ensuring these incentives is sound institutions. Incentives and institutions are what separate the have and have-nots. Based on fifteen years of research, and stepping boldly into the territory of Ian Morris's Why the West Rules - For Now, Daron Acemoglu and James Robinson blend economics, politics, history and current affairs to provide a new, persuasive way of understanding wealth and poverty. And, perhaps most importantly, they provide a pragmatic basis for the hope that those mired in poverty can be placed on the path to prosperity.
Article
‘In the last ten years on my individual reckoning’, observes S. E. Finer, ‘there have been seventy-three coups in forty-six countries’. ‘Coups’, Gurr comments, ‘can alter political processes and social institutions as drastically as any classic revolutions’. Yet the incidence and importance of coups are hardly reflected in the sparse literature proposing generalizations about their causes. Certainly, many case studies of individual coups have been undertaken, but the choice of the country has usually been decided by availability of data rather than its significance for a general theory. Given that coups have occurred all over the world, they clearly are a general phenomenon. Existing general explanations for them, however, are open to criticism. These suggest that essentially there is room for a theory which is about coups in particular rather than about wider forms of political instability, or about the narrower, military, coup; which is capable of falsification, avoiding inherently untestable hypotheses or concepts that are defined so loosely as to invite accusations of tautology; and which is, of course, able to withstand appropriate empirical examination.
Article
This paper investigates the relationship between income distribution, democratic institutions, and growth. It does so by addressing three main issues: the properties and reliability of the income distribution data, the robustness of the reduced form relationship between income distribution and growth estimated so far, and the specific channels through which income distribution affects growth. The main conclusion in this regard is that there is strong empirical support for two types of explanations, linking income distribution to sociopolitical instability and to the education/fertility decision. A third channel, based on the interplay of borrowing constraints and investment in human capital, also seems to receive some support by the data, although it is probably the hardest to test with the existing data. By contrast, there appears to be less empirical support for explanations based on the effects of income distribution on fiscal policy. Copyright 1996 by Kluwer Academic Publishers
Article
Both institutional quality and institutional stability have been argued to stimulate economic growth. But to improve institutional quality, a country must endure a period of institutional change, which implies at least a little and possibly a lot of institutional instability. We investigate the growth effects of institutional quality and instability, using the political risk index from the ICRG in a cross-country study of 132 countries, measuring instability as the coefficient of variation. Using the aggregate index, we find evidence that institutional quality is positively linked to growth. While institutional instability is negatively related to growth in the baseline case, there are indications that the effect can be positive in rich countries, suggesting that institutional reform is not necessarily costly even during a transition period. Sensitivity analysis, e.g., decomposing the political risk index by using both its constituting components and the results of a principal components analysis, using other measures of institutional quality and excluding outliers, confirm the general results, with qualifications.
A Theory of Political Transitions
  • D Acemoglu
  • J A Robinson
Acemoglu, D. ve Robinson, J. A. (2001) "A Theory of Political Transitions", The American Economic Review, Cilt: 91, Sayı: 4, (Eylül 2001), s. 938-963.
1960'tan Günümüze Türkiye tarihi
  • S Aydın
  • Y Taşkın
Aydın, S., & Taşkın, Y. (2014). 1960'tan Günümüze Türkiye tarihi. İstanbul: İletişim Yayınları.
Available at: Subscription Service (Accessed
  • Bloomberg
Bloomberg, 2019. Bloomberg Professional. [Online]. Available at: Subscription Service (Accessed: 30 April 2019).
15 Temmuz Darbe Girişiminde Medya
  • S T Demir
Demir, S. T. (2016). 15 Temmuz Darbe Girişiminde Medya, SETA Analiz, Ağustos 2016, Sayı: 161.
Türkiye Ekonomisi Darbe Teşebbüsünden Neden Etkilenmedi?
  • N Gür
Gür, N. (2016). Türkiye Ekonomisi Darbe Teşebbüsünden Neden Etkilenmedi?, SETA Perspektif, Temmuz 2016 Sayı: 140.
The Resillience of The Turkish Economy After The Failed Coup Attempt
  • N Gür
  • M Tatlıyer
Gür, N. ve Tatlıyer, M. (2016) "The Resillience of The Turkish Economy After The Failed Coup Attempt", SETA Analiz, Sayı: 20, (Ağustos 2016).
İbn-i (1275). Mukaddime
  • Haldun
Haldun, İbn-i (1275). Mukaddime.
Yeni Anayasa'ya Doğru: Türkiye'de Kurumsal Reform ve Demokrasi Kültürünün Gelişimi
  • F Keyman
  • B Ağırdır
  • S Aydın-Düzgit
  • Ö Kemahlıoğlu
Keyman, F., Ağırdır, B., Aydın-Düzgit, S., & Kemahlıoğlu, Ö. (2015). Yeni Anayasa'ya Doğru: Türkiye'de Kurumsal Reform ve Demokrasi Kültürünün Gelişimi. TÜRKONFED. ISBN: 978-605-64879-7-2.
Alamut Kalesi ve Hasan El Sabbah
  • Bernard Lewis
Lewis, Bernard (2012), Alamut Kalesi ve Hasan El Sabbah, Nokta Yayınları.
Reviewed Work: Political Order in Changing Societies by Samuel P
  • A F K Organski
Organski, A. F. K. (1969). Reviewed Work: Political Order in Changing Societies by Samuel P.
15 Temmuz: Başarısız Bir Darbe Girişiminin Ekonomi Politiği
  • S Ünay
  • Ş Dilek
Ünay, S. ve Dilek, Ş. (2017). 15 Temmuz: Başarısız Bir Darbe Girişiminin Ekonomi Politiği, SETA Analiz, Say: 184.
Tek ekonomi çok reçete: küreselleşme, kurumlar ve ekonomik büyüme (Çeviren Neşenur Domaniç)
  • D Rodrik
Rodrik, D. (2009). Tek ekonomi çok reçete: küreselleşme, kurumlar ve ekonomik büyüme (Çeviren Neşenur Domaniç). Eflatun Yayınevi.
Why Turkey is Thriving
  • J D Sachs
Sachs, J. D. (2013). "Why Turkey is Thriving", ProjectSyndicate, https://www.projectsyndicate.org/commentary/inside-the-turkish-economic-miracle-by-jeffrey-d--sachs?barrier=accesspaylog, (Erişim tarihi: 30 Mart 2017).
Türkiye'de Demokrasi ve Sivil Toplum
  • A Y Sarıbay
Sarıbay, A. Y. (1998), "Türkiye'de Demokrasi ve Sivil Toplum", Küreselleşme Sivil Toplum ve İslam, (Der. Ali Yaşar Sarıbay ve Fuat Keyman), Vadi Yayınları, İstanbul
The Wisdom of Crisis Prevention
  • M Şimşek
Şimşek, M. (2013). "The Wisdom of Crisis Prevention", ProjectSyndicate, https://www.projectsyndicate.org/commentary/macro-prudential-measures-for-crisis-prevention-in-emergingeconomies-by-mehmet--im-ek?barrier=accessreg, (Erişim tarihi: 30 Mart 2017).