Content uploaded by Sibel Çalışkan Ercan
Author content
All content in this area was uploaded by Sibel Çalışkan Ercan on Feb 22, 2020
Content may be subject to copyright.
ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ
KÜRESEL EKOLOJĠK GÜVENLĠK
ULUSLARARASI SEMPOZYUM
BĠLDĠRĠ TAM METĠNLERĠ
16-17-18 EKĠM 2019
ANKARA UNIVERSITY
GLOBAL ECOLOGICAL SECURITY
INTERNATIONAL SYMPOSIUM
FULL TEXT OF PAPERS
2019 OCTOBER 16-17-18
• Ġklim Güvenliği Bağlamında Kent Yoksulluğu Üzerine Bir Değerlendirme
Çiğdem Tuğaç
• Gaziantep Ġçin Su Güvenliği-Su Potansiyeli Hakkında Coğrafi Değerlendirme
Hüseyin Turoğul, Osman Sarıgül, Sultan Türkoğlu
• Toplum Temelli Kentsel Güvenlik Formülasyonu: Mahalle Gözetim (Neighbourhood Watch) Programı
Üzerine Bir Değerlendirme
Hülya EkĢi Uğuz, Sibel ÇalıĢkan
• Korunan Alanlar ile Jeoparklarda Çevresel Güvenliğin Sağlanmasında Sürdürülebilir Turizm
Göstergeleri ve Jeoturizmin Önemi
Dilber UlaĢ
• Alman Enerji DönüĢümü Sürecinin Enerji Güvenliği Çerçevesinde Ġncelemesi
Onat Ülker
Toplum Temelli Kentsel Güvenlik Formülasyonu: Mahalle
Gözetim (Neighbourhood Watch) Programı Üzerine Bir
Değerlendirme
Hülya EĢki Uğuz
i
Sibel ÇalıĢkan
i
Özet
SanayileĢme ile birlikte baĢlayan hızlı ve sağlıksız kentleĢme süreci suç olaylarının giderek artmasına neden olmuĢtur.
Sürekli artıĢ eğilimi gösteren ve çeĢitlenen suçlar karĢısında giriĢilen mücadele çabaları zamanla yetersiz kalmıĢ; kentsel
güvenliğin sağlanmasından sorumlu olan devletin veya fiiliyattaki güvenlik güçlerinin mücadele sürecini farklı paydaĢlarla
yönetme gerekliliği ortaya çıkmıĢtır. ĠĢte bu gereklilikten doğan “mahalle gözetim programı (neighbourhood watch)”,
kentsel alanda ortaya çıkan belli baĢlı suçlar karĢısında yerel toplumun bulunduğu mahalledeki güvenlik güçlerine destek
sunmasını öneren, katılımcı bir suç önleme stratejisine ve formülasyona karĢılık gelmektedir. ÇalıĢmada değiĢen yönetim
kodlarına koĢut bir seyir izleyerek değiĢen güvenlik anlayıĢı ve bu yeni güvenlik anlayıĢının ürünü olarak ortaya çıkan
mahalle gözetim programı hakkında bilgi verilmekte, bir suç önleme stratejisi olarak geliĢtirilen bu programın güvenlik
açısından nasıl bir katkısı olabileceği tartıĢılmaktadır. Diğer bir ifadeyle genel olarak güvenlik alanındaki değiĢim süreci
ve sürecin temel dinamikleri konu edilmekte, özelde ise sözü edilen süreçte toplum temelli kentsel güvenlik formülasyonu
olarak sunulan mahalle/komĢuluk alanı gözetim sistemi ile ilgili bir değerlendirme yapılmaktadır. Temel olarak üç
bölümden oluĢan çalıĢmada öncelikle “kent, suç ve güvenlik” baĢlığı altında kavramsal çerçeve çizilmeye, akabinde
“kentsel güvenlik anlayıĢında değiĢim” baĢlığı altında kamu yönetimi alanındaki paradigma değiĢiminin güvenlik
alanındaki yansımalarına ıĢık tutulmaya çalıĢılmakta, son olarak “bir suç önleme stratejisi ve formülasyonu olarak
mahalle gözetim programı” baĢlığı altında sözü edilen program, farklı ülke deneyimleri referans alınarak
değerlendirilmektedir. Tüm değerlendirmeler ıĢığında güvenlik anlayıĢının ve dolayısıyla hizmetlerinin, 1980‟li yıllarda
baĢlayan kamu yönetimi reform sürecinin etkilerinden uzak kalmasının mümkün olmadığı ve tabiatıyla değiĢime uğradığı
tespit edilmiĢ; gönüllülük ve toplum merkezli yeni güvenlik anlayıĢından hareketle geliĢtirilen mahalle gözetim
programının kentsel güvenlik sağlanması sürecine anlamlı katkıları olduğu sonucuna ulaĢılarak bir takım öneriler
getirilmiĢtir.
Anahtar Kelimeler: Güvenlik, Kamu Yönetimi Reformu, Kentsel Güvenlik, Mahalle Gözetim Programı.
Community-Based Urban Security Formulation: An Assessment Of Neighbourhood Watch Program
Abstract
The rapid and unhealthy urbanization process that started with industrialization has led to an increase in crime incidents.
Efforts to combat crimes, which are constantly increasing and diversifying, have been inadequate over time, and the state
or security forces responsible for ensuring urban security have to manage the combat process with different stakeholders.
The neighbourhood watch program, emerging from this need, corresponds to a participatory crime prevention strategy and
formulation, which recommends that the local community provide support to the local security forces in the face of major
crimes in the urban area. The study provides information about the neighbourhood watch program, which has emerged as
a product of this new security concept, following a changing course of management codes, and discusses how this
program, which has been developed as a crime prevention strategy, can contribute to security. In other words, the process
of change in security field and the basic dynamics of the process are discussed in general, and in particular, an assessment
of the neighbourhood watch system, which is presented as a community based Urban Security formulation. The study,
which consists of three chapters, firstly, the conceptual framework is drawn under the title of “city, crime and security”,
then the project under the title of “change in urban security understanding” is aimed to shed light on the reflections of
paradigm shift in public administration to the security field, and finally, the program under the title of “neighbourhood
watch program as a crime prevention strategy and formulation” is evaluated with reference to the experiences of different
countries. In the light of all the evaluations, it is determined that the security approach and services cannot be kept away
from the effects of the public administration reform process that started in 1980s and it has been changed as it is; based on
volunteerism and community new security approach, various proposals have been brought to the conclusion that
neighbourhood watch program has significant contributions to the process of ensuring urban security.
Key Words: Security, Public Administration Reform, Urban Security, Neighbourhood Watch Program.
GĠRĠġ
SanayileĢme ve küreselleĢme sürecinin kaçınılmaz sonuçlarından birisi hızlı ve düzensiz kentleĢmedir.
KentleĢmenin sağlıklı geliĢmediği mekânlarda suç olayları ciddi bir artıĢ eğilimi göstermektedir. Ġstatistiki
bilgiler yoluyla ulaĢılan standartlara göre neredeyse her beĢ yılda bir nüfusu 100.000 veya üzeri olan kentlerde
yaĢayanların %60‟ı suça maruz kalmaktadır (Vanderschueren, 1996: 93). Dolayısıyla suç olgusu kentsel alanlar
için baĢlı baĢına bir sorunsaldır. Bu durum karĢısında suç olaylarının önlenmesi ve kentsel güvenliğin
sağlanması konusu önemli hâle gelmektedir. Kentlerde artan suç oranlarının önüne geçilememesi ve kentsel
güvenlik önlemlerinde tam anlamıyla olumlu sonuç alınamaması, güvenlik anlayıĢında esaslı bir yeniliği gerekli
kılmıĢtır. Bu gereklilikten hareketle güvenlik alanında gerçekleĢtirilen yenilik hamlelerinde küreselleĢme ile
1980‟li yılların hegemonya projesi olarak ifade edilebilecek yeni sağ ideoloji referans alınmıĢtır. Devletin görev
alanını daraltma hedefine odaklanan yeni sağ anlayıĢın güvenlik alanı üzerindeki yansıması güvenlik
hizmetlerinde çok aktörlülüktür. Burada temel hareket noktası, polisiye uygulamaların kamu düzeninin
sağlanmasında tek baĢına yeterli olmadığı; suçla mücadele sürecine yurttaĢ giriĢimi, yerelleĢme, katılım ve
yönetiĢim gibi motivasyonların dahil edilmesidir (ÖmürgönülĢen vd., 2010: 64-66). Toplum temelli kentsel
güvenlik bu anlayıĢ çerçevesinde değerlendirilebilir. Toplum temelli kentsel güvenlik, zaman içerisinde değiĢen
dinamiklerin de etkisiyle güvenliğe iliĢkin temel sorumluluğun baĢka aktörler ile paylaĢılmasını öneren; kentsel
güvenlik hizmetlerinin devlete ait güvenlik kuvvetlerinin yanı sıra toplum ya da özel sektör tarafından da
sahiplenilmesi gerektiğini vurgulayan bir perspektif sunmaktadır. Toplumun güvenlik sürecine dahil olması,
kentsel güvenliğin polis ve yurttaĢ arasındaki yönetiĢimsel iĢbirliği ile sağlanması anlamına gelir.
Bu çalıĢmanın temel konusu; toplum temelli kentsel güvenlik anlayıĢının pratikteki formülasyonu, yani
“mahalle gözetim programı”dır. Program güvenlik alanındaki değiĢim paralelinde ele alınmakta ve suç önleme
stratejisi olarak hangi önerileri barındırdığı ortaya koyulmaya çalıĢılmaktadır. Bu doğrultuda öncelikle
kavramsal çerçeve çizilmek üzere “kent, suç ve güvenlik” kavramları ile kavramlar arası iliĢki incelenmekte,
müteakiben kamu yönetimindeki değiĢimin kentsel güvenlik alanına yansımaları değerlendirilerek son tahlilde
toplum destekli polis uygulaması ile bu uygulama kapsamında geliĢtirilen mahalle gözetim programı tüm
yönleriyle ele alınmaktadır.
1. KENT, SUÇ VE GÜVENLĠK
Kent, belli bir düzen ve zaman içerisinde geliĢen ekonomik, toplumsal, kültürel ve fiziksel koĢulların mekânsal
ifadesidir. Dolayısıyla kentler içinde bulunulan zamanın karakteristiğine göre Ģekillenmekte ve belli baĢlı
etkenlere bağlı olarak geliĢim evreleri geçirmektedir (Benevolo, 1995: 13). Literatürde pek çok kent tanımı
mevcut olmakla birlikte tanımların geniĢ ve dar olmak üzere iki anlamda kullanıldığı dikkat çekmektedir. Bu
tanımlardan bazıları Ģöyledir: “Sürekli toplumsal geliĢme içinde bulunan ve toplumun yerleĢme, barınma, gidiĢ
geliĢ, dinlenme, eğlenme gibi gereksinimlerinin karĢılandığı, pek az kimsenin tarımsal uğraĢlarda bulunduğu,
köylere bakarak nüfus yönünden daha yoğun olan ve küçük komĢuluk birimlerinden oluĢan yerleĢme birimi”
(KeleĢ, 1998: 85-86). Diğer bir tanımda ise kent “sosyal hayatın mesleklere, iĢbölümüne, farklı kültür gruplarına
göre organize edildiği, kurumlaĢmaların yoğunluk kazandığı, karmaĢık insan iliĢkilerinin bütün bir günlük
yaĢayıĢı etkilediği yerleĢme merkezi” olarak ifade bulur (Sezal, 1992: 2). Bu iki tanımdan da anlaĢılacağı üzere
kentler; demografik, ekonomik, toplumsal, idari ve kültürel boyutlar üzerinden değerlendirilir ve dolayısıyla
kavramın tanımına ıĢık tutan değerler de bunlardır. Günümüzde kentsel alanlarda yoğun bir nüfus artıĢı söz
konusudur ve kentler sayıca artmakta, büyüklük olarak geniĢlemektedir. KentleĢme sürecinde ortaya çıkan
toplumsal, ekonomik, siyasal, hukuksal değiĢimler ve heterojen kimlik önemli bir olgu üzerinde etki
yaratmaktadır: Suç.
Hukuki anlamda “toplum menfaatlerini ihlâl eden ve bu sebeple ceza kanunlarında tarif olunarak kendilerine
ceza tertip edilen fiiller” olarak tanımlanan suç olgusu kentlerin temel sorun alanlarından birisidir. Kentsel
alanlarda suç oranları yüksek seviyelerde seyretmektedir. Bunun altında yatan temel nedenler arasında; kargaĢa
ortamının varlığı, gelir dağılımı dengesizlikleri, toplumsal eĢitsizlikler, açlık, genetik özelliklerin değiĢimi, aĢırı
nüfus artıĢı, sosyal değiĢimler ve sosyal kontrol yetersizliği bulunmaktadır (Kaya, 2015: 30). Kentlerin bir nevi
suç üreten mekânlar olmaları önemli bir olguyu daha gündeme getirir: Güvenlik.
Güvenlik, kentsel alanlarda nicel ve nitel olarak artıĢ gösteren suçlara karĢı giriĢilen ve gerek duyulan
mücadeleyi temsil etmektedir. Sözlükteki tanımıyla güvenlik; “toplum yaĢamında yasal düzenin aksamadan
yürütülmesi, kiĢilerin korkusuzca yaĢayabilmesi durumu, emniyet”tir (TDK, t.y.). Spesifik olarak kentsel
güvenlik ise; “kentte yaĢayan bir bireyin ya da grubun, kentsel yaĢamına dair ihtiyaçlarını karĢılarken ve
iliĢkilerini gerçekleĢtirirken bunu güvenlik içinde yapabilmesinin mümkün kılınması” Ģeklinde
tanımlanmaktadır (Kaya, 2008: 19; akt. Kaypak, 2016: 42). Kentsel güvenliğe iliĢkin detaylar bir sonraki baĢlık
altında, yönetimdeki paradigma değiĢimi konusu paralelinde sunulmaktadır.
2. KENTSEL GÜVENLĠK ANLAYIġINDA DEĞĠġĠM
Güvenlik, kentlerin geliĢimine doğrudan etki eden bir unsurdur. Küçük veya büyük fark etmeksizin suç teĢkil
eden her türlü giriĢim kentsel yaĢam kalitesini düĢürme potansiyeline sahiptir (Karasu, 2012: 176). Bu yüzden
güvenli ortam sağlanması temel bir gereklilik olarak önem arz etmektedir. Güvenlik gerekliliğinin yerine
getirilmesinden sorumlu tutulan temel aktör devlettir. Güvenliğin sağlanmasında devlet tarafından izlenen
yolların ya da geliĢtirilen yöntemlerin, yani kısaca güvenlik politikalarının büyük önemi vardır. Ayrıca devlet
tarafından belirlenen bu politikaların uygulanmasına hizmet eden aktörler olarak kolluk güçlerinin de önemi
yadsınamaz. Türkiye kentsel mekânlar özelinde düĢünüldüğünde bu aktörler baĢta polis teĢkilatı olmak üzere
jandarma teĢkilatı, belediye zabıta teĢkilatı, özel güvenlik kuruluĢları, sahil güvenlik, gümrük ve orman
muhafaza müdürlükleri olarak kentsel güvenlik hizmeti sağlamaktalardır.
Zor kullanma tekelini meĢru olarak elinde bulunduran devlet otoritesi, ilk ortaya çıkıĢından günümüze kadar
güvenlik sağlama iĢlevine sahip olmuĢ; kamu düzeninin sürdürülebilir kılınmasına, sağlıklı ve sistemli bir
yaĢam ortamı sağlanmasına hizmet etmiĢtir. Devletlerin zaman içerisinde geçirdiği yapısal değiĢimler güvenlik
iĢlevinin Ģekillenmesine yol açmıĢtır. Öyle ki güvenlik iĢlevi geleneksel devlet modelinden modern devlete
geçiĢ ile birlikte devletin zorunlu hizmet yükümlülükleri çerçevesine dahil edilerek bir kamu hizmeti niteliği
almıĢtır. 1980‟li yıllarda küreselleĢme ve yeni sağ ideoloji iradesinde reformdan geçirilen yeni devletle birlikte
ise güvenlik, kamu yararına dönük bir kamu hizmeti olmaktan çıkarak metalaĢmıĢ ve kâr mekanizmasını
önceleyen özel sektör hizmet alanı içerisinde değerlendirilmeye baĢlanmıĢtır. Sonuç olarak kamu yönetimi
alanındaki reformlara koĢut olarak yeni güvenlik anlayıĢları doğmuĢtur. ÇalıĢmada 1980‟li yıllardan sonra
küreselleĢme ve yeni sağ ideoloji ekseninde gerçekleĢen değiĢime odaklanılmaktadır.
2.1. Devletin KüreselleĢme ve Yeni Sağ Ġdeoloji Eksenli DeğiĢimi
20. yüzyılın sonunda “küreselleĢme” olarak adlandırılan sürecin baĢlamasıyla birlikte teknolojik geliĢmelerde ve
ekonomik göstergelerde daha önce hiç olmadığı kadar geliĢme kaydedilmiĢtir. Bu süreçle birlikte ülkelerin
ekonomik, sosyal ve siyasi entegrasyonu zorunlu hâle getirilmiĢ ve devlet, sermaye yanlısı bir tavırla yeniden
yapılandırılmıĢtır. Bu kapsamda küçük ama etkin bir devlet anlayıĢı benimsenerek devletin görev, rol ve
fonksiyonlarında sınırlandırılmaya gidilmiĢ ve kamu hizmetleri metalaĢtırılmaya çalıĢılmıĢtır.
KüreselleĢmenin arkaplanda dayandığı ideoloji, neoliberalizm ve neomuhafazakarlık eklemlenmesinden oluĢan,
yeni sağdır (Özdemir, 2007: 237). Yeni sağ ideolojinin neoliberal kanadı veya ekonomik boyutu, piyasanın
doğal iĢleyiĢine dayanan, devlet müdahalesinin en aza indirgendiği, kamusal alanın da bu bağlamda yeniden
Ģekillendirildiği bir yapıya karĢılık gelmekteyken; neomuhafazakar kanadı yani siyasi boyutu ise küçük, sınırlı
ama etkin devlet profiline karĢılık gelmektedir (ÇalıĢkan, 2017: 33). Dolayısıyla küreselleĢme ve yeni sağ
hakimiyetindeki süreç temelde anti-devletçilik ve serbest piyasa prensiplerine dayanmaktadır. Sonuçta bu
prensipleri sağlamak üzere; ekonominin serbest piyasa ilkelerine göre Ģekillendirildiği, kamunun küçültüldüğü,
kamu iĢletmelerinin özelleĢtirildiği ve genel olarak kamu harcamalarının azaltılmaya çalıĢıldığı görülmektedir
(Sallan Gül, 2006: 216-217). Kısaca kamu yönetiminin “özelleĢtirme, serbestleĢtirme, kuralsızlaĢtırma ve
esnekleĢtirme” gibi politikalarla yeniden yapılandırıldığı söylenebilir.
1990‟lı yıllara gelindiğinde kamu yönetimi alanına iliĢkin yeni bir model önerisi daha gündeme gelmiĢtir:
YönetiĢim. “Çok aktörlü yönetim” olarak tanımlanan yönetiĢim (Bozkurt vd., 1998: 274), kamu yönetiminin
giriĢimcilik çerçevesinde yeniden yapılandırılması ve bir iĢletme gibi yönetilmesi gerektiği belirtilmektedir. Bu
öneriler doğrultusunda Ģekillendirilen devlet otoritesine yönetim sürecinde sivil toplum kuruluĢları ve
gönüllülerden oluĢan bir paydaĢlar grubu eĢlik etmektedir. Sonuçta yeni devlet modeliyle birlikte hükümet dıĢı
aktörlerin devreye girdiği söylenebilir.
2.2. Devletteki DeğiĢimin Kentsel Güvenlik Alanına Yansımaları
KüreselleĢme ve yeni sağ yaklaĢımın ağırlık kazandığı süreçle birlikte diğer politika alanlarında olduğu gibi
güvenlik alanında da, kamu yönetiminin ticarileĢtirilmesi ve kamu hizmetlerinin serbest piyasa
mekanizmalarına uyarlanmasına (Güler, 1996: 111) koĢut olarak, reform çalıĢmaları gerçekleĢtirilmiĢtir. Bu
reformlar özelleĢtirme ve yerelleĢme uygulamalarının polis örgütlerine yansıtılması biçiminde olmuĢtur. Ayrıca
sonraları yönetiĢim modelinin etkisiyle kamu yönetimine getirilen çok aktörlülüğün toplum destekli güvenlik
uygulamasıyla güvenlik alanına adaptasyonu sağlanmıĢtır. Kısaca ifade etmek gerekirse devletteki değiĢimin
güvenlik alanına yansımaları “özel güvenlik, yerelleĢme, sivilleĢme ve toplum destekli güvenlik”
uygulamalarında kendini göstermiĢ (Arap, 2009: 37-53) ve neticede bu uygulamalar toplum temelli kentsel
güvenlik anlayıĢının gerçekleĢmesine aracılık etmiĢtir.
2.2.1. Özel Güvenlik Uygulaması
Özel güvenlik uygulaması; hem genel hem de kentsel güvenlik hizmetlerinin özelleĢtirilmesini anlatmaktadır.
ÖzelleĢtirme uygulamalarıyla birlikte öncesinde polis tekelinde sunulan kentsel güvenlik hizmetleri özel sektör
alanına katılmaya baĢlanmıĢtır. Özellikle kentsel alanlarda yaĢayan insanlar daha fazla suça maruz kaldığı ve
devlet güvenlik sağlama noktasında bir yere kadar yetebildiği için toplum, kendi güvenlik önlemlerini almaya
yönelmiĢtir. Böylece polisin faaliyet alanı daralmıĢ ve toplum, kentsel güvenliğin sağlanmaına hizmet eden yeni
bir aktör olarak belirmiĢtir (Reiner, 1992: 780).
2.2.2. YerelleĢme Uygulaması
Kamu yönetimi alanındaki paradigma değiĢiminin güvenlik alanına yansımalarından biri de örgütsel yapıda
meydana gelen yerelleĢme eğilimidir. YönetiĢim modelinin örnek bir uygulamasını temsil eden yerelleĢmenin
güvenlik alanında yarattığı en önemli sonuç; güvenlik hizmetlerine iliĢkin sorumluluğun baĢta yerel yönetimler
olmak üzere tüm yerel aktörler tarafından paylaĢılmasıdır (Arap, 2009: 45). YerelleĢmeyle birlikte yerel
yönetim birimi olarak belediye ve özelde ise belediyeye bağlı güvenlik örgütü olarak zabıta teĢkilatı, kentsel
güvenlik konusunda öne çıkan önemli bir aktör olmuĢtur. YerelleĢme çalıĢmalarındaki temel amaç; toplumun
güvenlik beklentilerinin tatmin edici düzeyde karĢılanabilmesi için -yerel hassasiyetlere hâkim olan- yerel
yönetimlerin fonksiyonlarının artırılması, toplumun güvenlik hizmetlerine katılımının sağlanması ve güvenlik
birimlerinin kuvvet odaklı olmak yerine hizmet odaklı olmasının sağlanmasıdır (Cerrah, 2000: 117). Bunlarla
birlikte uygulamanın polis ve toplum arasında bir köprü vazifesi gördüğü ve aktörler arası iliĢkileri geliĢtirdiği
de belirtilmelidir.
2.2.3. SivilleĢme Uygulaması
SivilleĢme, kentsel güvenlik hizmetlerinden sorumlu polisin gerekli görülen bazı hizmetlerin sorumluluğunu
sivil personele devretmesi Ģeklinde tanımlanabilir. Güvenlik hizmetlerindeki sivilleĢtirme uygulaması hizmette
demokratikleĢme, etkinlik, verimlilik ve daha az maliyet sağlaması yönünden değerlidir. Ayrıca sivilleĢmenin
özelleĢtirme uygulamalarına katkı sağladığı ve özel güvenlik görevlilerinin önünü açtığı da söylenebilir.
2.2.4. Toplum Destekli Güvenlik Uygulaması
Toplum destekli (gönüllü) güvenlik, yönetiĢim modelini ve aynı zamanda çalıĢma merkezinde yer alan toplum
temelli kentsel güvenlik konusunu yansıtan bir uygulamadır. YönetiĢim esaslı güvenlik modeli kapsamında
değerlendirilebilecek olan bu uygulamanın temel vurgusu güvenlik hizmetlerinde çok aktörlülüktür. Yaygın
kullanımı “Toplum Destekli Polislik (TDP)” olan uygulamanın amacı; “toplumsal katılımı sağlayan, çevrenin
sosyal yapısıyla bütünleĢmiĢ, topluma olabildiğince yakın, kaliteli güvenlik hizmeti sunan ve toplumun güvenlik
taleplerine her durumda cevap veren, güvenlik olgusuna bütüncül yaklaĢan örnek bir polis modeli oluĢturmak”
Ģeklinde tanımlanmaktadır (EGMADB, 2007: 15). Bu bağlamda polis, vatandaĢı bilinçlendirmekle görevlidir ve
güvenlik tedbirleri konusunda bilinç düzeyi artan toplumun hem doğrudan hem de dolaylı olarak polise destek
sunması öngörülmektedir. Uygulamaya iliĢkin önemli bir husus, toplum tarafından sunulan desteğin gönüllülük
esasına dayandığı ve karĢılığında hiçbir ücret beklentisine girilmediğidir. Buradan hareketle uygulamanın yeni
sağ anlayıĢın kamu harcamalarını azaltma hedefine hitap ettiği söylenebilir. Bir sonraki baĢlık altında incelenen
“Mahalle Gözetim Programı” burada değinilen toplum destekli polislik uygulamasına veya yönetiĢim esaslı
güvenlik modeline dayanan bir sistemdir.
3. BĠR SUÇ ÖNLEME STRATEJĠSĠ VE FORMÜLASYONU OLARAK MAHALLE GÖZETĠM
PROGRAMI
KentleĢme geliĢmelerinden kaynaklı olarak artan suç oranları, farklı suç önleme stratejileri geliĢtirilmesini
zorunlu hâle getirmiĢtir. Bu zaruretten dolayı ülkeler polis teĢkilatlarının yapısında ve hizmetlerinde bir dizi
yeniliğe imza atmıĢlardır (Haklı, 2018: 11). Son otuz yıllık zaman dilimi düĢünüldüğünde polislere iliĢkin belki
de en önemli yeniliğin Toplum Destekli Polislik (TDP) uygulaması ve bu uygulama doğrultusunda geliĢtirilen
Mahalle Gözetim Programı olduğu söylenebilir.
Toplum destekli polislik uygulaması; kentsel güvenlik sağlanması sürecinde bir suç önleme stratejisi olarak
sunulan, güvenlik hizmetleri sunumunda polis ile birlikte topluma da sorumluluk yükleyen ve yerelde sağlanan
güvenliğin genele yayılacağı inancından hareket eden toplum temelli bir suç önleme formülasyonudur.
Haklı‟nın (2018: 12) “güvenlik hizmetinin daha demokratik ve katılımcı bir çerçevede gerçekleĢtirilmesini
hedefleyen yeni bir polislik stratejisi” Ģeklindeki değerlendirmesinden de anlaĢılacağı üzere bu uygulamanın en
temel amacı; kentsel güvenlik hizmetlerinin sunumunda polis ve toplum arasında iĢ birliği sağlanmasıdır. Bu
yeni polislik uygulaması ile kentte yaĢayan insanların güvenlik sürecine dahil edilerek polisle birlikte hareket
etmesi öngörülmektedir. Konuyla ilgilenen müdürlük tarafından daha ayrıntılandırılmıĢ bir amaçlar tanımı
verilmektedir: “Toplumun öncelikli güvenlik beklentileri ve önerilerini tespit etmek; toplumsal kesimlerle
güvenlik sorunlarına yönelik toplantılar yapmak; suçtan mağdur vatandaĢlara moral desteği sağlamak; eğitim
çağındaki çocukların ve gençlerin suçlardan ve kötü alıĢkanlıklardan korunmasına yönelik ilgili kiĢi ve
kurumlarla iĢbirliği yapmak; halkı suçlara karĢı bilinçlendirmek ve polis ile vatandaĢların iliĢkisini
güçlendirmek; toplumdaki güvenlik kaygısının ve suç korkusunun azaltılması için çalıĢmalar yapmak; çeĢitli
etkinlikler ve projelerle TDP yaklaĢımının yaygınlaĢtırılmasına katkı sağlamak” (Toplum Destekli Polislik ġube
Müdürlüğü, 2018).
Son yıllarda kentsel güvenlik uygulamalarına artan ilginin de etkisiyle TDP, dünyanın pek çok ülkesinde
(özellikle ABD ve Batı Avrupa‟da) hayata geçirilmektedir. Türkiye‟de ise ilk kez 2003 yılında AB-Türkiye
Mali ĠĢbirliği kapsamında yürütülen “Türk Polis TeĢkilatının Sorumluluğunun, Verimliliğinin ve Etkinliğinin
Güçlendirilmesi Twinning (EĢleĢtirme) Projesi” ile uygulanmaya baĢlanmıĢ, 2009 yılında ise ülke geneline
yayılmıĢtır. Ancak uygulamaya alınan sistemin iĢlerlik kazanabilmesi için hem polisin hem de toplumun gerekli
sorumlulukları yerine getirmesi beklenmektedir. Bu konuda polis, toplumla temas halinde olabileceği
platformlar ve araçlar oluĢturma gayretinde olmalı toplum ise alacağı gönüllü ve bireysel güvenlik tedbirleri ile
özellikle ikamet ettiği mahalledeki mevcut ve olası suçlara karĢı güvenlik kuvvetlerine destek olmalıdır. Bu
çerçevede TDP kapsamında polis ve toplumun üstlenmesi gereken sorumluluklar Ģöyle sıralanabilir (Lamba ve
Öztop, 2019: 117):
Toplumun suç içerikli olayları ve suç doğurması muhtemel kargaĢa ortamlarını polis teĢkilatına
bildirmesi,
Toplumun kentin önceliklerini tayin etmekte polis teĢkilatına yardımda bulunması,
Polis teĢkilatının yerel halk ile etkileĢime girebilmesini sağlayacak forum benzeri ortamlar tesis etmesi
ve güvenliğe iliĢkin bilinçlendirme çalıĢmaları düzenlemesi.
Bu sorumluluklar çerçevesinde toplum tarafından sunulan desteğin adem-i merkeziyetçiliğin ve yönetimde çok
aktörlülüğün ifadesi olan yönetiĢimin somut bir yansıması ve aynı zamanda kentsel yaĢam kalitesinin
artırılmasına hizmet eden bir araç niteliğinde olduğu söylenebilir.
TDP uygulamaları kapsamında düzenlenen programlardan en yaygını “mahalle/komĢuluk gözetim
programı”dır. ABD, Ġngiltere ve Japonya‟da oldukça ilgi gören bu program, bir nevi gayriresmî sosyal kontrol
mekanizması iĢlevi görmektedir. Ülkemiz farklı kentlerinde de uygulanmakta olan komĢu gözetleme sisteminin
Ģu amaçlar ile oluĢturulduğu söylenebilir:
Suç ve suçluluğun ortaya çıkmadan engellenmesi,
Polis ve toplum arasındaki iletiĢimin güçlendirilmesi,
ġahsi konutların hırsızlık gibi olaylara karĢı korunması,
Güvenlik endiĢesinin azaltılması,
Güvenlik önlemleri konusunda bilinçli ve duyarlı bireyler oluĢturulması,
Özellikle apartmanlarda ve lüks sitelerde azalan mahalle kültürü ve komĢuluk iliĢkilerinin
geliĢtirilmesi.
Bu amaçları içermekte olan programın en temel ve kapsamlı amacı; insanların ve mülklerin daha iyi korunduğu
güvenli bir yaĢam alanı oluĢturulmasıdır. Herhangi bir mahallenin o mahalle sakinleri tarafından korunması fikri
üzerine bina edilen program, suç olaylarını her ihtimalde azaltma gücüne sahip değildir, ancak toplumun
güvenlik endiĢelerini ciddi anlamda azalttığı ve rahatlık sağladığı da bir gerçektir (Gleizal, 2000: 344). Ayrıca
vatandaĢ gözünden bakıldığında bu tarz demokratik polislik uygulamalarının polis teĢkilatına meĢruiyet
kazandırdığı da eklenmelidir (Herbert, 2009: 84).
Ülkemizde Antalya Emniyet Müdürlüğü tarafından “suçu birlikte önleyelim” sloganıyla 2005 yılında baĢlatılan
“komĢu kollama projesi”, komĢu gözetleme programına iyi bir örnektir. Örnek proje kapsamında hayata
geçirilen uygulamalar “Sattırmam, Aydınlatma, Bilinçlendirme ve Alana Yayılma (SABA)” olmak üzere dört
ana baĢlık altında toplanmaktadır (CoĢkun, 2012: 237-239). Sattırmam isimli uygulama, hırsızlık sonucu elde
edilen eĢyalar gibi suça konu olan eĢyaların satılabileceği iĢyerlerinin denetim altına alınmasını; aydınlatma
uygulaması, suçlara davetiye çıkaracak Ģekildeki tüm karanlık sokakların aydınlatılarak açıkca görülebilir
duruma getirilmesini; bilinçlendirme uygulaması, suç eylemlerinden sorumlu halkın aynı Ģekilde çözüm
pratiklerinden de sorumlu olması ve yaĢadığı alanda bireysel güvenlik önlemleri almasını; son olarak alana
yayılma isimli uygulama ise, suç önleme stratejilerine yönelik olarak geliĢtirilen her türlü araç, yöntem ve
benzeri imkânların yayılımı ve suçlarla mücadele sürecine toplumun tüm kesimlerinin katılımının sağlanmasını
içermektedir. Ayrıca polis ve mahalle sakinleri arasındaki bilgi alıĢveriĢini ve etkileĢimi sağlamak üzere
geliĢtirilen koordinatörlük sistemi, polis vatandaĢ el ele standları; bilinçlendirme uygulaması kapsamında
yapılan afiĢ, broĢür, klip, radyo programı tarzında çalıĢmalar, mahalle, apartman, komĢu kollama toplantıları ve
ilgili yarıĢmalar da komĢu gözetleme programına iliĢkin örnek pratiklerdendir. Türkiye‟de Antalya‟nın ilgili
konuda iyi örnekler arasında olduğu ve Antalya Emniyet Müdürlüğünün “KeĢke Demeden” projesi ile “2018
Yılı Türkiye En Ġyi TDP Ġl Uygulaması” ödülüne layık görüldüğü belirtilmelidir.
Fikir olarak umut vaad eden mahalle gözetim programının kente özgü bazı faktörlerden dolayı pratikte tam
anlamıyla geçerliliği bulunmamaktadır. Özellikle kentlerdeki yüksek mobilizasyon, insanların ortak bir amaçta
birleĢmeleri ve beraber hareket etmeleri için bir engel teĢkil etmektedir. Ayrıca suç oranları yüksek mahallelerde
yaĢayan topluluklar bu uygulamaya daha fazla ihtiyaç duymalarına karĢın polisin onların yaĢam alanlarına
herhangi bir müdahalede bulunmasını istememektedir (Haklı, 2018: 23). Oysa programdan tatmin edici sonuçlar
alınabilmesi için yerel topluluktaki tüm bireylerin sürece gönüllü olarak aktif katılım sağlaması gerekmektedir
(Lamba ve Öztop, 2019: 119). Ancak bu demek değildir ki program kullanılmasın. Tam anlamıyla
gerçekleĢmesine engel durumlar olsa da program, sağladığı katkılardan dolayı devam ettirilmelidir. Özellikle
kamu harcamalarının azalmasını, vatandaĢların bilinçlenmesi ve kaynaĢmasını, toplumsal huzurun geliĢmesini
sağladığı ve en önemlisi de suç olayları üzerinde caydırıcı etki yarattığı için aktif olarak kullanılması ve sürekli
geliĢtirilmesi gerekmektedir.
SONUÇ
Hızlı ve düzensiz kentleĢme suç olaylarının artıĢına yol açan önemli bir etkendir. Bu yüzden suç ve kent
konuları çoğu zaman birlikte anılmaktadır. Bugün kentsel alanlardaki suç oranlarının sürekli artıĢ eğiliminde
olması bir baĢka olguyu daha gündeme getirmektedir: Güvenlik. Özellikle kentsel alanlardaki suçlar karĢısında
ortak bir ihtiyaç ve tavrın ürünü olarak ön plana çıkan güvenlik, devlet yapılanmasındaki değiĢimler paralelinde
farklı bakıĢ açılarının etkisi altına girmiĢtir. Modern devlet ile birlikte kamu yararına dönük bir kamu hizmetine
dönüĢen güvenliğin 1980‟li yıllardan sonra küresellleĢme ve yeni sağ ideolojinin etkisi altına girmesi “özel
güvenlik, yerelleĢme, sivilleĢme ve toplum destekli güvenlik” uygulamalarını ortaya çıkarmıĢtır. YönetiĢim
esaslı güvenlik modeli kapsamında değerlendirilebilecek olan toplum destekli güvenlik anlayıĢı, çok aktörlülük
ve toplumsal katılım vurgusundan hareketle Toplum Destekli Polislik (TDP) uygulamasını devreye sokmuĢtur.
Güvenlik hizmetinin demokratik ve katılımcı bir Ģekilde sunulması amacına dayanan bu yeni polislik
uygulaması, polis ile toplum arasında köprü vazifesi gören mahalle gözetim programını içermektedir. Bir suç
önleme stratejisi ve formülasyonu olarak sunulan mahalle gözetim programının temel amacı, mahalle
sakinlerinin polis ile iĢbirliği yaparak güvenlik hizmetlerine katkı sağlamasıdır. Bu amaçtan hareketle hayata
geçirilen program, farklı ülke deneyimlerinin gösterdiği sonuçlara göre suç olaylarını ve dolayısıyla toplumun
güvenlik kaygılarını azaltma gücüne sahiptir. Bu yüzden toplumda sağladığı rahatlık gözardı edilemez, ancak
kente özgü bazı etkenlerin programın önünde engel oluĢturduğu da belirtilmelidir. Özellikle kentsel alanlardaki
mobilizasyon, kargaĢa ve bazı kent sakinlerinin uygulama sürecine katkı sağlama noktasında çekimser kalması,
programın tam anlamıyla hayata geçirilmesini engellemektedir. Program tam anlamıyla uygulandığında kentsel
güvenlik sorunları sıfırlanacak değildir ama yine de suç oranlarında ciddi bir düĢüĢ gerçekleĢeceği aĢikardır.
Tüm değerlendirmeler ıĢığında verilebilecek öneri Ģudur ki; bugün birlikte yaĢamayı ve toplumun bir parçası
olmayı isteyen bireylerin zorlu güvenlik mücadelesinin bir parçası olmak için de istekli olması gerekmektedir.
Çünkü günümüz dünyasında ortaya çıkan güvenlik problemleri yalnızca güvenlik kuvvetlerinin çabalarıyla
aĢılamaz ve bu sebeple toplum temelli kentsel güvenlik anlayıĢının gerekleri yerine getirilmelidir.
KAYNAKÇA
Arap, Ġ. (2009) “Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma Bağlamında Devletin Temel ĠĢlevlerinden Olan Güvenlik
Hizmetlerindeki DönüĢüm”, Doktora Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Benevolo, L. (1995) Avrupa Tarihinde Kentler, (Çev.: N. Nirven). Ġstanbul: Afa Yayınları.
Bozkurt, Ö., Ergun, T. ve Sezen, S. (1998) Kamu Yönetimi Sözlüğü. Ankara: TODAĠE.
Cerrah, Ġ. (2000) “Güvenlik Hizmetlerine Sivil Katılım ve Sapma DavranıĢlarının Analizi”, Polis Bilimleri Dergisi, C.2, S.
7-8, 111-134.
CoĢkun, G. (2012) “Sosyal Pazarlama ve Sosyal Pazarlama Karması: Antalya Emniyet Müdürlüğü KomĢu Kollama Projesi
Örneği”, CBÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 10 (2), 226-246.
ÇalıĢkan, S. (2017) “Yeni Sağın Gölgesinde Sosyal Politika: Türkiye Örneği Üzerinden Bir Değerlendirme”, Yüksek
Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
EGMADB (Emniyet Genel Müdürlüğü AsayiĢ Dairesi BaĢkanlığı) (2007) Toplum Destekli Polislik: Hizmet Standardı ve
Kılavuz Belgeleri, Ankara: EGMADB.
Gleizal, J.J. (2000) Batı Demokrasilerinde Polis, (Çev.: M. Kandemir). Ankara: Temiz Yayınları.
Güler, B.A. (1996) Yeni Sağ ve Devletin DeğiĢimi-Yapısal Uyarlama Politikaları. Ankara: TODAĠE.
Haklı, S.Z. (2018) “Kent Güvenliğinde Cemaatleri/Toplulukları Harekete Geçirmek: Komüniteryanizm ve Toplum Destekli
Polislik”, Ġdeal Kent Dergisi, 23(9), 8-29.
Herbert, S. (2009) “Community Policing and Peacekeeping”, Community Policing and Accountability, Florida: CRC Press.
Karasu, M.A. (2012) “Kent ve Suç Üzerine Kavramsal Bir Çerçeve”, Cumhuriyet Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler
Dergisi, 13(2), 175-193.
Kaya, E. (2015). “Kırıkkale Örneğinde Yerel Yönetimlerin Kent Güvenliğine Katkısı”, Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul Aydın
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Kaypak, ġ. (2016). “Kentsel Bir Sorun Olarak Kentsel Güvenlik”, Akademik Sosyal AraĢtırmalar Dergisi, Sayı: 33, 35-50.
KeleĢ, R. (1998) Kentbilim Terimleri Sözlüğü, Ankara: Ġmge Yayınevi.
ÖmürgönülĢen, U., Öktem, M.K. ve Yüceyılmaz A.A. (2010) “Kentsel Suçla Mücadeleyi Yeniden DüĢünmek: Güvenli Bir
Kent YaĢamı Sağlama Aracı Olarak KomĢuluk Alanı Gözetim Sistemi”, Toplum ve Sosyal Hizmet, 21(2) 63-76.
Lamba, M., Öztop S. (2019) “Kamu Hizmeti Sunumunda VatandaĢ Katılımı (ÜretiĢim): Antalya Emniyet Müdürlüğü
Toplum Destekli Polislik Örneği”, SayıĢtay Dergisi, Sayı: 113, 103-127.
Özdemir, Süleyman (2007) KüreselleĢme Sürecinde Refah Devleti (2. Baskı). Ġstanbul: Ġstanbul Ticaret Odası.
Reiner, R. (1992) Policing a Postmodern Society. The Modern Law Review. 55(6), 761-781.
Sallan Gül, S. (2006) Sosyal Devlet Bitti YaĢasın Piyasa! (2. Baskı). Ankara: Ebabil Yayıncılık.
Sezal, Ġ. (1992) ġehirleĢme, Ġstanbul: Alternatif Üniversite Yayını.
TDK (t.y.) “Büyük Türkçe Sözlük”, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts, EriĢim Tarihi: 09.09.2019.
Toplum Destekli Polislik ġube Müdürlüğü (2018) “Toplum Destekli Polislik (TDP)”, www.asayis.pol.tr/tdp, EriĢim Tarihi:
13.09.2019.
Vanderschueren, F. (1996) “From Violence to Justice and the Security in Cities”, Environment and Urbanization, 8(1) 93-
113.