ArticlePDF Available

Abstract

Enerji, ekonominin vazgeçilmezidir ve ekonomik büyüme için önemlidir. İnsanoğlunun hayatta kalması ve ekonomik büyümesi için enerji temel bir gereksinimdir ve enerji modern toplumların temelini oluşturmaktadır. Ekonomik gelişimin can damarı ve sırt kemiğidir. Ticaretin artırılmasında ve büyüme düzeyinin yükseltilmesinde önemli rol oynamaktadır. Literatüre göre büyüme düzeyini artırır. Ekonomik literatürde; ekonomik büyüme, ticaret, enerji ve finansal gelişmeyi içeren dinamik ilişkiler dikkat çekmektedir. Bu bağlamada çalışmanın amacı; E-7 ülkelerinde (Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Meksika, Rusya ve Türkiye) finansal gelişme, enerji tüketimi ve ekonomik büyüme arasında saklı bir ilişkinin varlığının 2003-2016 dönemi için incelenmesidir. Bu amaçla Hatemi- J (2011) tarafından geliştirilen saklı eş-bütünleşme analizi ve Hatemi- j (2012) Asimetrik nedensellik analizleri kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre negatif bileşenler arasında saklı bir eş-bütünleşme ilişkisi tespit edilmiştir. Diğer yandan ekonomik büyüme ve finansal gelişmeden enerji tüketimine doğru tek yönlü bir nedensellik tespit edilmiştir.
FİNANSAL GELİŞME VE ENERJİ
TÜKETİMİ ARASINDA SAKLI EŞ
BÜTÜNLEŞME İLİŞKİSİ VAR MIDIR1?
Makale Gönderim Tarihi: 08.02.2019 Yayına Kabul Tarihi: 23.10.2019
Kafkas Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler
Faltesi
KAÜİİBFD
Cilt, 10, Sayı 20, 2019
ISSN: 1309 4289
E ISSN: 2149-9136
Hasan AYAYDIN
Doç. Dr.
Gümüşhane Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi
hayaydin61@gumushane.edu.tr
ORCID ID:0000-0002-5395-
1411
Alper Veli ÇAM
Doç. Dr.
Gümüşhane Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi
alpercam@gumushane.edu.tr.
ORCID: 0000-0001-6078-5186
Abdulkadir BARUT
Dr. Öğr. Üyesi
Harran Üniversitesi
Siverek Meslek Yüksek Okulu
kadirbarut@harran.edu.tr.
ORCID ID:0000-0001-8315-
9727
Fahrettin PALA
Öğr. Gör.
Gümüşhane Üniversitesi
Kelkit Aydın Doğan Meslek
Yüksekokulu
fahrettinpala@gumushane.edu.tr
ORCID ID:0000-0001-9565-
8638
ÖZ Enerji, ekonominin vazgeçilmezidir ve
ekonomik büyüme için önemlidir. İnsanoğlunun
hayatta kalması ve ekonomik büyümesi için enerji
temel bir gereksinimdir ve enerji modern
toplumların temelini oluşturmaktadır. Ekonomik
gelişimin can damarı ve sırt kemiğidir. Ticaretin
artırılmasında ve büyüme düzeyinin
yükseltilmesinde önemli rol oynamaktadır.
Literatüre göre büyüme düzeyini artırır. Ekonomik
literatürde; ekonomik büyüme, ticaret, enerji ve
finansal gelişmeyi içeren dinamik ilişkiler dikkat
çekmektedir. Bu bağlamada çalışmanın amacı; E-7
ülkelerinde (Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya,
Meksika, Rusya ve Türkiye) finansal gelişme, enerji
tüketimi ve ekonomik büyüme arasında saklı bir
ilişkinin varlığının 2003-2016 nemi için
incelenmesidir. Bu amaçla Hatemi- J (2011)
tarafından geliştirilen saklı eş-bütünleşme analizi ve
Hatemi- J (2012) Asimetrik nedensellik analizleri
kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre negatif
bileşenler arasında saklı bir -bütünleşme ilişkisi
tespit edilmiştir. Diğer yandan ekonomik büyüme ve
finansal gelişmeden enerji tüketimine doğru tek
yönlü bir nedensellik tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Finansal Gelişme, Enerji
Tüketimi, Saklı Eş-Bütünleşme
JEL Kodu: C4, G10, Q4
Alanı: İşletme
Türü: Araştırma
DOI: 10.36543/kauiibfd.2019.039
Atıfta bulunmak için:
Ayaydın, H., Çam, A., V., Barut, A. & Pala, F. (2019). Finansal
Gelişme ve Enerji Tüketimi Arasında Saklı Eş Bütünleşme İlişkisi Var Mıdır? KAÜİİBFD,
10(20), 927-943.
1
Bu çalışma 20-22 Nisan 2018 tarihinde Mardin’de düzenlenen III.Uluslararası Kültür ve
Medeniyetler Kongresinde sözlü olarak sunulmuş ve özet olarak yayımlatılmış çalışmanın
genişletilmiş ve geliştirilmiş halidir.
Kafkas Üniversity
Economics and Administrative
Sciences Faculty
KAUJEASF
Vol. 10, Issue 20, 2019
ISSN: 1309 4289
E ISSN: 2149-9136
Hasan AYAYDIN
Assoc. Dr.
Gumushane University
Faculty of Economics and
Administrative Sciences
hayaydin61@gumushane.edu.tr
ORCID ID: 0000-0002-
5395-1411
Alper Veli ÇAM
Assoc. Dr.
Gumushane University
Faculty of Economics and
Administrative Sciences
alpercam@gumushane.edu.tr
ORCID ID: 0000-0001-
6078-5186
Abdulkadir BARUT
Assist. Prof. Dr.
Harran University
Siverek Vocational School
kadirbarut@harran.edu.tr.
ORCID ID: 0000-0001-
8315-9727
Fahrettin PALA
Lecturer
Gümüşhane University,
KADMYO
fahrettinpala@gumushane.e
du.tr.
ORCID ID: 0000-0001-
9565-8638
ABSTRACT Energy is indispensable
of the economy and important for economic growth.
Energy is a fundamental necessity for human survival
and economic growth, and energy forms the basis of
modern societies. It is the lifeblood and backbone of
economic development. It plays an important role in
increasing trade and the level of growth. According to
the literature, it increases the level of growth. In the
economic literature; dynamic relations including
economic growth, trade, energy and financial
development are noteworthy. The aim of this study is to
investigate the existence of a hidden relationship
between financial development, energy consumption,
and economic growth for E-7 countries (Brazil, China,
India, Indonesia, Mexico, Russia and Turkey) in the
time 2003-2016 period. Within this scope, hidden
cointegration analysis developed by Hatemi-J (2011)
and asymmetric causality analysis of Hatemi-j (2012)
were used. According to the results of the analyzes, a
hidden cointegration relationship was found between the
negative components. On the other hand, it was
determined that there was a uniteral causality from
economic growth and financial development to energy
consumption.
Keywords: Financial development, Energy
Consumption, HiddenCo-Integration
Jel codes: C4, G10, Q4
Scope: Business Administration
Type: Research
Cite this Paper:
Ayaydın, H., Çam, A., V., Barut, A. & Pala, F. (2019). Is There a Hidden
Cointegration Relationship Between Financial Development and Energy Consumption?
KAUJEASF, 10(20), 927-943.
KAÜİİBFD 10(20), 2019: 927-943
929
1. GİRİŞ
Enerji tüketiminin ekonomik büyüme üzerindeki etkileri uzun bir
zamandan beri devam eden bir konudur (Doğan & Değer, 2016, s.326). Dünya
konjonktüründeki değişim ve gelişmelere paralel olarak enerji tüketiminin
ekonomik yansımaları bütün dünya ülkelerinin odak noktası haline gelmiştir
(Mucuk& Uysal, 2009; s.107). Özellikle, 1973 petrol krizi ile başlayan süreç
üretimde enerji konusunu ekonomi literatüründe ilk sıralara taşımıştır (Gövdere
& Can, 2016, s.210). Enerji, ekonomik kalkınmayı sağlayan önemli unsurlardan
birisidir. Günümüz koşullarında enerji tüketimi vazgeçilmez öneme sahip bir
durum haline gelmiştir. Çünkü herhangi bir ülkede mal ve hizmet üretiminin
gerçekleştirilmesi, enerji hizmetlerinin sağlanması ve kullanılmasına bağlıdır
(Furuoka, 2015, s.430). Ancak bazı durumlarda, özellikle az gelişmiş ve
gelişmekte olan ülkelerde ani ve hızlı bir ekonomik genişlemeye bağlı olarak
enerji arzında yetersizlikler söz konusu olabilmektedir. Bunun için uzun vadede
sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın sağlanabilmesi için, enerji arzı ve talebi
arasında iyi bir denge kurmaya ihtiyaç vardır (Furuoka, 2015, s.431).
Enerji tüketimiyle ekonomik büyüme arasındaki ilişkiye ile ilgili olarak
ampirik literatürde son on yılda büyük ilgi görmüştür. Enerji tüketimi ve
ekonomik büyüme politika sonuçlarıyla ilgili dört ana hipotez, bu literatürde
ortaya konmuştur: “büyüme varsayımı”, “koruma varsayımı”, “tarafsızlık
varsayımı” ve “geri bildirim varsayımı”. İlk hipotez, enerji tüketiminden
ekonomik büyümeye kadar tek yönlü bir nedensellik anlamına gelir; bu, enerji
tüketimindeki düşüşün ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkilediği anlamına
gelir. İkinci hipotez, ekonomik korumadan enerji tüketimine doğru tek yönlü bir
nedensellik olduğunu varsayar; bu da enerji politikasının büyüme üzerinde bir
etkisinin olmadığını gösterir. Üçüncü hipotez, enerji tüketimi ile ekonomik
büyüme arasında bir nedensellik olmadığını ve bu nedenle enerjiyi korumayı
amaçlayan enerji politikasının ekonomik büyümeyi etkilemeyeceğini varsayar.
Son olarak, son hipotez, enerji tüketimi ile ekonomik büyüme arasında
tamamlayıcılık ilişkisi olan iki yönlü bir nedensellik içerir: artan ekonomik
büyüme, enerji tüketimini teşvik eder ve aynı zamanda büyüme enerji tüketimi,
büyümeyi hızlandırır.
Finansal gelişmeye ilişkin birçok tanım olmasına karşın genel
olarak şu şekilde tanımlanabilmektedir; ulusal bir piyasada finansal araç
çeşitliliğinin artması ve bu finansal araçların kullanımının
yaygınlaştırılmasıdır (Erim ve Türk 2005, s.23). Bir ekonomide, ekonomik
büyümeyi ve tasarrufları etkileyen önemli faktörlerin başında etkin bir
KAÜİİBFD 10(20), 2019: 927-943
930
finansal sistem gelmektedir (Çağlar & Kubar 2017, s.97). Bu bağlamda
ekonomik büyüme konusu araştırılırken finansal gelişmenin göz ardı
edilmesi sonuçlarının güvenirliğini etkileyebilmektedir.
Enerji tüketimi ve ekonomik büyüme ilişkisi literatürde yoğun olarak
çalışılmasına rağmen finansal gelişmenin bu iki değişken ile olan
ilişkisinin akademik literatürde yeterince çalışılmadığı görülmektedir. Bu
nedenle çalışmanın motivasyonu hızlı bir gelişim ve dönüşüm sürecinde
olan E-7 ülkelerinde finansal gelişme, enerji tüketimi ve ekonomik
büyüme arasındaki ilişkinin teorik ve ampirik olarak incelenmesidir. Bu
kapsamda E-7 ülkeleri (Brezilya, Çin, Hindistan, Endonezya, Meksika,
Rusya ve Türkiye) için 2003-2016 dönemi yıllık veriler kullanılarak
ekonometrik analiz yapılmıştır.
2. LİTERATÜR
Finansal gelişme ve enerji tüketimi ilgili yapılan ulusal ve
uluslararası çalışmaların bir kısmı aşağıda özetlenmiştir.
Araştırmacılar finansal gelişme ve enerji (elektrik) tüketimi
arasındaki ilişkiyi yoğun bir şekilde araştırmışlardır. Bu çalışmalar
finansal gelişimin enerji tüketimine nasıl etkilediğini ortaya koymaktadır.
Örneğin, Le (2016)’ya göre finansal gelişme, yabancı sermaye girişlerini
finansal reformlarla teşvik etmektedir. Gelişmiş bir finansal sektör, özel
sektöre (tüketici ve üretici) daha ucuz yerel kredi sağlamaktadır. Bu ise
ekonomik faaliyetlerin artmasına ve buna bağlı olarak enerji talebinin
artmasına neden olmaktadır. Mevcut literatür, aynı zamanda, enerji talep
fonksiyonu ve üretim fonksiyonunu içeren finansal gelişme ve enerji
tüketimi arasındaki ilişkiyi de ele almaktadır. Örneğin, Mielnik ve
Goldemberg (2002), finansal yatırımın bir göstergesi olarak doğrudan
yabancı yatırımları kullanmakta ve finansal kalkınmanın üretim sürecinde
modern teknolojiyi benimseyerek enerji talebinde düşüşe neden olduğunu
rapor etmektedir. Love ve Zicchino (2006), finansal gelişimin enerji
tüketimine yol açan finansal sektör politikaları yoluyla reel yatırımı
etkilediğini ortaya koymaktadır. Mankiw ve Scarth (2008) borsa
gelişiminin, tüketicilerin ve üreticilerin güvenini artıran uygun portföy
seçimini teşvik ederek riski çeşitlendirdiğine dikkat çekmektedir. Çin
KAÜİİBFD 10(20), 2019: 927-943
931
ekonomisi, Dan ve Lijun (2009), finansal gelişme ile birincil enerji
tüketimi arasındaki bağı ampirik olarak incelemişlerdir ve finansal
gelişmelerden birincil enerji tüketimine doğru tek yönlü bir nedensellik
ilişkisi tespit etmişlerdir. Buna karşın, Shahbaz, Khan ve Tahir (2013),
finansal gelişimin Çin ekonomisi için Granger anlamında enerji
tüketiminin nedeni olduğunu tespit etmişlerdir. Sadorsky (2010) ise
gelişmekte olan ekonomiler için enerji talebi fonksiyonunda ekonomik
büyüme ve enerji fiyatları gibi diğer faktörleri de dahil ederek finansal
gelişme ve enerji talebi arasındaki ilişkiyi araştırmaktadır.
Çağlar ve Kubar (2017) Türkiye’de 1969-2014 dönemini kapsayan
dönem için yapmış oldukları çalışmada, enerji tüketimi ve finansal gelişme
arasındaki ilişkiyi Toda Yamamoto (1995) ve Nazlıoğlu vd. (2016) Toda
Yamamoto (1995) nedensellik testine dayanan Fourier Toda Yamamoto
nedensellik testleri ile incelemişlerdir. Analiz sonuçlarına göre finansal
gelişme ile yenilenebilir enerji kaynakları arasında herhangi bir ilişki tespit
edilemezken, finansal gelişmeden fosil kaynakları enerji tüketimine doğru
tek yönlü bir ilişki tespit edilmiştir. Başarır ve Erçakır (2017) 14 OECD
ülkesini kapsayan çalışmalarında 1992- 2014 dönemi enerji tüketimi ve
finansal gelişme ilişkini nedensellik analizi incelemişlerdir. Analiz
bulguları incelendiğine uzun dönemde enerji tüketimi ve finansal gelişme
arasında herhangi bir nedensellik ilişkisi tespit edilemezken, kısa dönemde
ise enerji tüketiminden finansal gelişmeye doğru tek yönlü bir nedensellik
ilişkisi tespit edilmiştir. Keskingöz ve İnançlı (2016) 1960-2011
döneminde Türkiye için enerji tüketimi ve finansal gelişme arasındaki
ilişkiyi -bütünleşme ve nedensellik analizi ile incelemişlerdir. Yapılan
analiz sonuçlarına göre; uzun dönemde değişkenler arasında ilişki tespit
edilemezken, kısa dönemde çift yönlü nedensellik tespit edilmiştir. Ayrıca
finansal gelişmenin enerji tüketimi artırdığı, finansal gelişmede meydana
gelen olumsuzlukların enerji tüketimi azalttığı, aynı şekilde enerji
tüketiminde meydana gelen artış ve azalışlarında doğrusal olduğu tespit
edilmiştir.
Doğan ve Değer (2016) Hindistan için 1970-2013 dönemi enerji
tüketimi, finansal gelişme ve ekonomik büyüme ilişkisinin incelendiği
çalışmada, bu değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişki olduğu tespit
edilmiş ve enerji tüketiminden ekonomik büyüme, ekonomik büyümeden
KAÜİİBFD 10(20), 2019: 927-943
932
finansal gelişmeye doğru tek yönlü nedensellik tespit edilmiştir. Erdoğan
ve Ganiev (2016) Orta Asya ülkeleri için 1992-2013 dönemini kapsayan
çalışmalarında karbon emisyonları, ekonomik büyüme ve finansal gelişme
arasındaki ilişkiyi ekonometrik analizler ile incelemişledir. Yapılan
analizler sonucunda bu ülkeler için çevresel Kuznet eğrisinin geçerli
olduğu tespit edilmiştir. Mucuk ve Uysal (2009) Türkiye için 1960-2006
dönemi için yaptıkları çalışmada enerji tüketimi ve ekonomik büyüme
arasında uzun dönemli ilişki tespit etmiş olup, enerji tüketiminden
ekonomik büyümeye tek yönlü bir nedensellik tespit edilmiştir. Gövdere
ve Can (2016) Türkiye için 1970-2011 dönemini kapsayan çalışmalarında;
enerji tüketiminin, dışa açıklığın, dış ticaretin ekonomik büyümeyi
etkilediği buna karşın sermaye akımları ve finansal gelişmenin büyüme
üzerinde etkisi olmadığı tespit edilmiştir.
Sadorsky (2011) çalışmasında; sınır ekonomisi olan 9 Orta ve
Doğu Avrupa ülkesi örnekleminde finansal gelişmenin enerji tüketimi
üzerindeki etkisini banka ile ilgili değişkenler ve borsa değişkenleri de
dahil olmak üzere çeşitli finansal gelişme önlemleri ile incelemiştir. Analiz
sonuçları, finansal gelişme ve enerji tüketimi arasında pozitif ve
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir. Islam, Shabaz,
Ahmed ve Alam (2013) çalışmalarında; Malezya'da enerji kullanımı,
toplam üretim, finansal gelişme ve nüfus arasındaki uzun vadeli ilişkinin
varlığını Vektör Hata Düzeltme Modelini (VECM) kullanarak analiz
etmişlerdir. Analiz sonuçları, enerji tüketiminin kısa ve uzun vadede hem
ekonomik büyümeden hem de finansal gelişmeden etkilendiğini ancak
nüfus-enerji arasındaki ilişkinin ancak uzun vadede olduğunu göstermiştir.
Sadorsky (2010) çalışmasında; 22 gelişmekte olan ülkenin 1990-2006
dönemlerini kullanarak finansal gelişimin enerji tüketimi üzerindeki
etkisini finansal gelişme, borsa piyasa değeri ile GSYİH, borsa
değerlemesi gibi hisse senedi piyasa değişkenlerini kullanarak
incelemiştir. Analiz sonuçları, finansal gelişme ve enerji tüketimi arasında
pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu göstermiştir.
Shahbaz ve Lean (2012) çalışmalarında; Tunus için 1971-2008
dönemlerine ait verileri kullanarak enerji tüketimi, finansal kalkınma,
ekonomik büyüme, sanayileşme ve kentleşme arasındaki ilişkiyi
incelemişlerdir. Analiz sonuçları, enerji tüketimi, ekonomik büyüme,
finansal kalkınma, sanayileşme ve kentleşme arasında uzun dönemli bir
KAÜİİBFD 10(20), 2019: 927-943
933
ilişkinin olduğu belirterek, finansal gelişme ile enerji tüketimi, finansal
kalkınma ve sanayileşme ve sanayileşme ve enerji tüketimi arasında iki
yönlü nedensellik ilişkisi olduğunu göstermiştir.
Al-mulal ve Sab (2012) çalışmalarında; otuz Sub Sahra Afrika
Ülkesi için 1980-2008 dönemi verilerini kullanarak, enerji tüketiminin ve
CO2 emisyonunun GSYİH’nın büyümesine ve anılan ülkelerdeki finansal
gelişmeye etkisini araştırmışlardır. Analiz sonuçları, enerji tüketiminin
hem ekonomik büyümeyi hem de araştırılan ekonomilerdeki finansal
gelişmeyi artırmak için önemli bir rol oynadığını, ancak yüksek kirliliğin
bir sonucu olduğunu göstermiştir. Furuoka (2015) çalışmasında; 1980-
2012 dönemleri için Asya'da finansal gelişim ve enerji tüketimi arasındaki
ilişkileri Dumitrescu ve Hurlin tarafından önerilen heterojen panel
nedensellik testi ile analiz etmiştir. Analiz sonuçları, finans ve enerji
tüketimi arasında denge ilişkisi olduğunu, enerji tüketiminden finansal
gelişmeye doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu, finansal
gelişmeden enerji tüketimine doğru bir ilişki olmadığını göstermiştir.
Shahbaz, Khan ve Tahir (2013) çalışmalarında; 1971-2011 dönemleri için
Çin’deki finansal gelişmeyi, uluslararası ticareti ve sermayeyi üretim
fonksiyonunun önemli faktörleri olarak dahil ederek enerji tüketimi ile
ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi yapısal kırılma testi ve ARDL sınır
testi yaklaşımı ile analiz etmişlerdir. Analiz sonuçları, değişkenler
arasında uzun dönemli bir ilişki olduğunu belirterek, enerji tüketiminin,
finansal gelişmenin, sermayenin, ihracatın, ithalatın ve uluslararası
ticaretin ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkilediğini göstermiştir.
Yine, enerji tüketiminden ekonomik büyümeye doğru tek nlü bir
nedensellik ilişkisi olduğunu, ticaret ve enerji tüketimi arasında çift yönlü
bir nedensellik ilişkisi olduğunu, sermaye ve enerji tüketimi, finansal
kalkınma ve ekonomik büyüme ve uluslararası ticaret ve ekonomik
büyüme arasında da çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu
göstermiştir.
Literatür incelendiğinde enerji tüketimi ve finansal gelişme
arasında genel olarak bir ilişkisinin olduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda
enerji tüketiminin ve finansal gelişmenin pozitif ve negatif şokları arasında
da gizli bir ilişkinin olabileceği güçlü bir ihtimaldir. Bu bağlamda
KAÜİİBFD 10(20), 2019: 927-943
934
çalışmanın temel hipotezi aşağıdaki gibi oluşturulmuştur.
Hipotez: Enerji tüketimi ve finansal gelişme arasında saklı bir -
bütünleşme ilişkisi vardır.
3. VERİ SETİ VE METODOLOJİ
Bu çalışmada finansal gelişme, enerji tüketimi ve ekonomik
büyüme arasında saklı bir -bütünleşme ilişkisinin olup olmadığının
incelenmektedir. Bu amaçla E-7 ülkeleri olarak adlandırılan; Türkiye,
Brezilya, Çin, Meksika, Endonezya, Hindistan ve Rusya’ya ait finansal
gelişme (FD), enerji tüketimi (EC) ve ekonomik büyüme (EB) verileri
2003-2016 yıllık dönemi için Dünya bankası veri setinden elde edilmiştir.
Çalışmanın analizi kısmında Im, Peseran ve Shin (2003) testi
kullanılarak paneldeki değişkenlerin durağanlıkları incelenmiştir. Bunu
takiben ise paneldeki değişkenler arasında saklı eş- bütünleşme ilişkisinin
tespiti için Hatemi-j (2011) tarafından geliştirilen saklı eş-bütünleşme
analizi kullanılmıştır.
Bu analizin işleyişi ise şu şekildedir; öncelikle paneli oluşturan her
bir ülkenin finansal gelişme ve enerji tüketimi verileri pozitif(artış),
negatif (azalış) bileşenlerine ayrılacak olup, geleneksel Kao (1999) panel
-bütünleşme testi ile uzun dönem ilişkileri incelenecektir. Böylelikle
panellerdeki hem pozitif hem negatif şoklar arasında -bütünleşme
ilişkisinin olup olmadığı tespit edilebilir.
Seriler arasında yatay kesit bağımlılığının ve homojenliğin
dikkate alınmaması elde edilecek sonuçları önemli ölçüde etkilemektedir.
Bu nedenle analize başlarken ilk önce kurulan modelin yatay kesit
bağımlılığı içerip içermediği ve homojen olup olmadığı incelenmelidir.
Yatay kesit bağımlılığı ve homojenlik testi sonuçlarına göre de; panel
birim kök testi, eş-bütünleşme testi ve nedensellik testleri seçilmelidir.
Zira yatay kesit bağımlılığı analizi sonucunda yatay kesit olması
durumunda ikinci nesil testler, yatay kesit olmaması durumunda ise birinci
nesil testler seçilmelidir.
Bu bağlamada; Breusch-Pagan (1980), Peseran (2004) CDLM,
Peseran (2004) CDLM2 ve Peseran, Ullah ve Yamagata (2008) LMadj
testleri geliştirilmiştir. Breusch-Pagan (1980) ve Peseran (2004) CDL testi
zaman boyutunun kesit boyutundan büyük olduğu durumlarda, Peseran
KAÜİİBFD 10(20), 2019: 927-943
935
(2004)’ü, hem zaman boyutunun hem de kesit boyutunun büyük olduğu
durumlarda Peseran (2004) CDLM2, kesit boyutunun büyük olduğu
durumlarda ise Peseran, Ullah ve Yamagata (2008) LMadj testi
kullanılmaktadır. Bu durumda yapılan analiz için Peseran, Ullah ve
Yamagata (2008) LMadj test dışında diğer üç test uygundur.
Yatay kesit bağımlılığı testinin hipotezleri ise;
H0: Modelde yatay kesit bağımlılığı yoktur.
H1: Modelde yatay kesit bağımlılığı vardır yönündedir.
Test sonucunda olasılık değerinin %5 ten küçük olması
durumunda temel hipotezin reddedilmesi anlamına gelmekte olup,
değişkenler arasında yatay kesit bağımlılığı olduğunu ifade etmektedir.
Tablo:1 Yatay Kesit Bağımlılığı Testi
Değişkenler
FD
EC
EB
Stat.
Prob.
Stat.
Prob.
Stat.
Prob.
LM
-2.037
0.132
-0.569
0.958
-1.358
0.258
CDLM
-3.246
0.236
-0.789
0.685
-2.548
0.589
CD
-1.921
0.099
-0.985
0.750
-2.485
0.115
LMadj
-1.229
0.891
-1.210
0.910
-2.123
0.831
Yatay kesit bağımlılığı testi sonuçlarına göre kurulan modelde;
Breusch,Pagan 1980, Pesaran 2004 CDlm ve Pesaran 2004 CD ve LMadj
testlerine göre olasılık değerleri %5 ten büyüktür. Bu durum değişkenlerin
yatay kesit bağımlığı içermediğini göstermektedir. Bu bağlamda yatay
kesit bağımlılığını içermeyen birinci nesil analizlerin kullanılması daha
güvenilir sonuçlar açısından önem arz etmektedir.
Değişkenlerin durağanlıkları birinci nesil birim kök testlerinden
olan IPS birim kök testi ile analiz edilmiş ve tablo 1de rapor edilmiştir.
Im, Pesaran ve Shin (2003) testinde, panel sonuçlarının elde
edilebilmesi için bireysel birim kök testleri birleştirilmiştir. Bu teste her
KAÜİİBFD 10(20), 2019: 927-943
936
bir kesit için ADF testi hesaplanmakta ve test istatistiklerinin toplamının
ortalaması panel genelinin durağanlığını ifade etmektedir.
∆yit= ayit-1 + 


 + Xitδ +εit
IPS testinde, temel hipotez birim kökün varlığını ifade ederken
alternatif hipotez birim kök olmadığını öne sürmektedir. Olasılık değerinin
%5 ten küçük olması temel hipotezin ret edilmesine dolayısı ile değişkenin
durağan olduğunu ifade etmektedir.
Tablo2: IPS Panel Birim Kök Testi Sonuçları
Değişkenler
I (0)
I(1)
FD
2.490
-5.679***
EC
3.960
-8.907***
EB
2.875
-9.698***
FD+
0.228
-5.588***
FD-
2.236
-6.930***
EC+
3.401
-5.504***
EC-
-1.109
-3.745***
EB+
2.365
-4.523***
EB-
0.458
-6.108***
Not: ***, Değişkenlerin %1 önem düzeyinde durağan olduğunu ifade etmektedir.
IPS (2003) sonuçlarına göre hem değişkenlerin temel halleri hem
de pozitif ve negatif bileşenleri seviye düzeyinde durağan değilken, birinci
farklar halinde tüm değişkenler durağan hale gelmiştir. Bu durumda tüm
değişkenlerin durağanlık seviyeleri I(1) olduğu in değişkenler arasında
eş bütünleşme analizi yapılabilecektir.
Değişkenlerin durağanlık seviyeleri I(1) olduğu için eş bütünleşme
testi yapılabilmekte olup, eş-bütünleşme analizi için 3 model oluşturulmuş
KAÜİİBFD 10(20), 2019: 927-943
937
ve bu modeller Kao (1999) -bütünleşme analizi ile test edilmiştir. Birinci
modelde değişkenlerin bileşenlerine ayrılmadan geleneksel Kao (1999) -
bütünleşme analizi ile test edilmiştir. İkinci ve üçüncü modellerde ise
Hatemi- J (2011) takip edilerek değişkenler pozitif ve negatif bileşenlerine
ayrılmış ve ardından geleneksel Kao (1999) eş-bütünleşme analizi ile test
edilmiştir.
Hatemi-J (2011) saklı -bütünleşme analizinin ekonometrik yapısı
aşağıdaki gibi açıklanabilmektedir.
İlk olarak her bir panel için negatif ve pozitif bileşenler aşağıdaki
gibidir;
+i1,t = max(℮i1,t,0)
+i2,t = max(℮i2,t,0)
+i3,t = max(℮i3,t,0)
-i1,t = min(℮i1,t,0)
-i2,t = min(℮i2,t,0)
-i3,t = min(℮i3,t,0)
Bu bilgiler ışığı altında pozitif ve negatif bileşenlere ilişkin yit,xit
ve zit eşitlikleri düzenlenerek aşağıdaki şekilde ifade edilebilir:
y+i,t = y+i,0 + ℮+i1,t = y+i,0 +

x+i,t = x+i,0 + ℮+i2,t = x+i,0 +

z+i,t = z+i,0 + ℮+i3,t = z+i,0 +

y-i,t = y-i,0 + ℮+i1,t = y-i,0 +

x-i,t = x-i,0 + ℮+i2,t = x-i,0 +

z-i,t = z-i,0 + ℮+i3,t = z-i,0 +

Bağımsız değişkenin y olduğu varsayılarak pozitif ve negatif panel
-bütünleşme denkliği ise aşağıdaki şekilde hesaplanır:
y+i,t = 1+ + βi+x+i,t + βi+z+i,t + ℮+i1,t
KAÜİİBFD 10(20), 2019: 927-943
938
y-i,t = 1- + βi- x-i,t + βi- z-i,t + -i1,t
Burada
Yukarıda bilgilerden hareketle ilk etapta paneldeki değişkenler
pozitif ve negatif bileşenlerine ayrılmıştır. Sonraki etapta ise bileşenlerine
ayrılan değişkenler arasında uzun dönem ilişki olup olmadığı Kao (1999)
-bütünleşme analizi ile incelenmiştir.
Tablo:3 Kao Eş- Bütünleşme Testi Sonuçları
Test İstatistiği
Olasılık
Model1 = FD = a+ EC+EB +µ
-8.45
0.584
Model2 = FD+ = a+ EC++ EB+
-0.985
0.008***
Model3= FD- = a+ EC-+ EC-
-3.545
0.523
Not: ***, %1 önem düzeyinde eş-bütünleşmeyi ifade etmektedir.
Model1 temel bileşenler arasında uzun dönem ilişkisi olup
olmadığını incelemekte olup, bulgulara göre temel bileşenler arasında
uzun dönemli bir ilişki tespit edilememiştir. Ancak Hatemi- J (2011)e
göre görünürde bir ilişkisi olmayan değişkenler arasında da pozitif ve
negatif bileşenler durumunda bir ilişki olabileceğini öne sürmüştür. Bu
bağlamda çalışmada finansal gelişme, ekonomik büyüme ve enerji
tüketimi pozitif ve negatif bileşenlerine ayrıştırılmış ve sonuç olarak
negatif bileşenler arasında Hatemi- J (2011) görüşünü destekleyen bir
sonuç elde edilmiştir. Bu bulgu; finansal gelişme, enerji tüketimi ve
ekonomik büyüme arasında daralma dönemlerine ilişki ortaya çıktığını
göstermektedir. Diğer yandan çalışmanın temel hipotezi olan, ‘’Enerji
tüketimi ve finansal gelişme arasında saklı bir - bütünleşme ilişkisi
vardır.’’ hipotezi ise kabul edilmiştir.
Hacker ve Hatemi-J (2006) nedensellik testi Toda Yamamoto
nedensellik testine (1995) dayanan bir test yöntemidir. Ancak Hacker ve
Hatemi-J (2006) nedensellik testinde kritik değerler normal dağılım
göstermeyen riske rağmen önyükleme Monte Carlo simülasyonu ile elde
edilir. Bu testin eksik olan yönü ise ekonomik yapı içerinden meydana
KAÜİİBFD 10(20), 2019: 927-943
939
gelen artış ve azalışları ayırt edememesidir. Bu bağlamda, bu testin
sonuçları yanıltıcı olabilir. Hatemi-J (2012) tarafından geliştirilen
asimetrik nedensellik testi ise bu eksikliği gidererek ekonomik yapı
içerisinde meydana gelen artış ve azalışları ayırt etmektedir. Bu bağlamda,
Hatemi-J asimetrik nedensellik testi (2012), Hacker ve Hatemi-J (2006)
nedensellik testinin olumlu ve olumsuz şoklarının ayrık şeklidir. Başka bir
deyişle, bu yöntem finansal zaman serilerinin kullanıldığı çalışmalar için
çok uygundur.
Tablo:4 Hatemi J (2012) Asimetrik Nedensellik Testi Sonuçları
Nedenselliğin Yönü
Test
İstatistiği
%1
%5
%10
Finansal Gelişme > Enerji Tüketimi
8.325**
10.098
6.395
3.251
Enerji Tüketimi > Finansal Gelişme
0.365
21.698
18.783
14.3665
Ekonomik Büyüme > Enerji Tüketimi
6.259**
7.652
3.698
1.650
Enerji Tüketimi > Ekonomik Büyüme
1.421
18.210
12.530
10.100
Finansal Gelişme > Enerji Tüketimi (+)
7.210*
12.587
7.980
6.650
Enerji Tüketimi > Finansal Gelişme(+)
0.112
20.251
14.870
10.650
Ekonomik Büyüme > Enerji Tüketimi (+)
9.987***
8.659
4.510
2.360
Enerji Tüketimi > Ekonomik Büyüme (+)
0.025
15.540
9.610
6.325
Finansal Gelişme > Enerji Tüketimi (-)
4.215
9.652
6.521
4.800
Enerji Tüketimi > Finansal Gelişme (-)
1.684
12.650
8.540
6.847
Ekonomik Büyüme > Enerji Tüketimi (-)
6.510*
9.845
6.980
4.985
Enerji Tüketimi > Ekonomik Büyüme (-)
2.215
11.098
8.680
7.065
Not: ***,**,* Sırası ile %1, %5 ve %10 önem düzeyinde nedenselliği ifade etmektedir.
Tablo 4 de Asimetrik nedensellik testi sonuçları özetlenmiştir.
Tablo 4 incelendiğinde; temel bileşenlerde ve pozitif bileşenlerde benzer
olarak finansal gelişmeden enerji tüketimine, ekonomik büyümeden enerji
tüketimine tek yönlü bir nedensellik tespit edilirken negatif bileşenlerde
sadece ekonomik büyümeden enerji tüketimine doğru tek yönlü bir
KAÜİİBFD 10(20), 2019: 927-943
940
nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Burada elde edilen bulgular
değişkenlerin bileşenleri arasındaki nedensellik ile temel bileşenler
arasındaki nedensellik ilişkisinin değişebileceğidir.
5. SONUÇ
Enerji bir ekonominin gelişmesi için önemli bir girdi olarak
karşımıza çıkmaktadır. Teorik olarak incelendiğinde enerji tüketimi
artıkça üretim artacak, artan üretim ise ekonomik büyüme sürecini
hızlandırılacaktır. E-7 ülkeleri ki başta Çin olmak üzere 2000‘li yıllardan
sonra hızlı bir gelişim ve dönüşüm sürecine girmiş ve ithalata dayalı
büyümeden ziyade ihracata dayalı büyüme modeline yönelmişlerdir. Bu
bağlamda, ihracata yönelik büyüme modelinde artan üretimin sonucunda
ihtiyaç duyulan enerji miktarı ve enerjiye olan bağımlılık artış göstermiş
ve her ne kadar farklı alternatif enerji kaynakları ile enerji ihtiyaç
giderilmeye çalışılsa da fosil yakıtlara olan talep artmaya devam etmiştir.
Bu çalışmanın amacı E-7 ülkelerinde finansal gelişme, enerji
tüketimi ve ekonomik büyüme arasındaki saklı bir -bütünleşme
ilişkisinin olup olmadığının 2003-2016 yıllık dönemi için incelenmesidir.
Bu amaçla öncelikle doğru model seçimi için değişkenlerin yatay kesit
bağımlılıkları incelenmiş, bunu takiben değişkenler pozitif ve negatif
bileşenlerine ayrılmış, ardından IPS(2003) panel birim kök testi ile
durağanlığı incelenmiş ve ardından Hatemi-J (2011) saklı bütünleşme
yöntemi ile değişkenler arasındaki saklı bir bütünleşme olup olmadığı
incelenmiş ve Hatemi- J (2012) asimetrik nedensellik analizi ile
değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisi incelenmiştir.
Analiz bulgularına göre temel bileşenler arasında herhangi bir eş-
bütünleşme yokken, Hatemi-J (2011) tarafından geliştirilen yöntem ile
yapılan analizde değişkenler arasında saklı bir -bütünleşme ilişkisi tespit
edilmiştir. Bu durum ise bu yöntemin önemli bir üstünlüğüdür. Çünkü
normalde temel bileşenler herhangi bir ilişki görünmüyorken, bileşenleri
arasında bir ilişkinin olması dikkate alınması gereken bir durumdur.
Hatemi-J (2012), Asimetrik nedensellik sonuçlarına göre ise (Love
& Zicchino,2006; Dan & Lijun, 2009; Shahbaz, Khan & Tahir 2013;
Çağlar & Kubat, 2017) çalışmalarının sonuçlarına benzer olarak E-7
ülkeleri için finansal gelişme ve ekonomik büyümede meydana gelen
KAÜİİBFD 10(20), 2019: 927-943
941
gelişmelerin, bireylerin gelirlerini ve firmaların üretimini etkilediği ve bu
durumunda enerji talebini etkilediği tespit edilmiştir. Diğer bir ifade ile
ekonomik büyüme ve finansal gelişme politikalarının enerji politikalarını
etkilediği tespit edilmiştir.
Enerjiye bağımlı olan bir ülke, herhangi bir olumsuz enerji arzı şokunda
(örneğin, petrol fiyatlarındaki bir artış) ekonomik büyümenin azaltılmasını
içerdiğinden dikkatli bir enerji politikasına sahip olacaktır. Enerjiye bağımlı
olmayan bir ülke için, bir enerji koruma politikasının büyüme üzerinde çok az
etkisi olacaktır.
Finansal gelişme, enerji kaynaklarının daha verimli kullanılmasına
yol açar ve böylece enerji tüketiminin maliyetini azaltmaktadır. Üstelik
artan finansal kalkınmaya bağlı olarak artan ekonomik refah,
harcamalarının rahatça artmasına ve sonuç olarak enerji tüketiminde artışa
neden olmaktadır. Diğer bir açıdan bakmak gerekirse, finansal gelişme,
ekonomik büyüme ve enerji tüketimi bir çarkın dişlileri gibi olup birinde
meydana gelen değişim diğer dişlileri de değiştirmektedir. Hızlı bir
gelişim ve dönüşüm sürecinde olan E-7 ülkelerinde de enerji tüketimi ve
ekonomik büyümenin finansal gelişme ile uzun dönem ilişkisinin olması
sonucu ise teori ile uyuşan bir sonuçtur. Bu bağlamda politika yapıcıların
enerji konusunda veya finansal konularda kararalar alırken bu değişkenler
arasındaki ilişkiyi göz aradı etmemeleri daha sağlıklı kararların alınmasına
yardımcı olacaktır.
6. KAYNAKÇA
Al-Mulali, U. & Sab, C. N. B. C. (2012). The impact of energy consumption and
CO2 emission on the economi growth and financial development in the
sub saharan african countries. Energy, 39(1), 180-186.
Çağlar, A. E. & Kubar Y. (2017). Finansal gelişme enerji tüketimini destekler
mi? Journal of Suleyman Demirel University Institute of Social
Sciences, 27(2), 96-121.
Dan, Y. & Lijun, Z. (2009). Financial development and energyconsumption: an
empirical research based on guangdong province. In Information
Management, Innovation Management and Industrial Engineering, 2009
International Conference on (Vol. 3, pp. 102-105). IEEE.
Doğan, B. & Değer, O. (2016). Enerji tüketimi, finansal gelişme ve ekonomik
büyüme ilişkisi: Hindistan örneklemi. Journal of Yaşar
KAÜİİBFD 10(20), 2019: 927-943
942
University, 11(44), 326-338.
Erçakar, M. E. & Başarır, Ç. (2017). Finansal gelişme ve enerji tüketimi
arasındaki ilişki: seçilmiş OECD ülkeleri üzerine panel eşbütünleşme
analizi. Bilgi Ekonomisi ve Yönetimi Dergisi, 12(1), 39-50.
Erdoğan, M. & Ganiyev J. (2016). Orta asya ülkelerinde CO2 emisyonu, iktisadi
ve finansal gelişme ve fosil yakıt enerji tüketimi ilişkisi. International
Periodical forthe Languages, Literature and History of Turkishor Turkic,
11(21), 471-486.
Erim N. & Türk A. (2005). Finansal gelişme ve iktisadi büyüme. Kocaeli
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 10(2), 21-45.
Furuoka, F.(2015). Financial development and energy consumption: evidence
from a heterogeneous panel of asian countries. Renewable and
Sustainable, Energy Reviews,(52), 430-444.
Gövdere B. & Can M. (2016). Türkiye’de enerji tüketimi, dışa açıklık, finansal
gelişme, sabit sermaye yatırımları ve dış ticaretin ekonomik büyümeye
etkisi: sınır testi yaklaşımı. Niğde Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dergisi, 9(1), 209-228.
Hacker, R. S. & Hatemi-J, A. (2006). Tests for causality between integrated
variable susing asymptotic and bootstrap distributions: theory and
application. Applied Economics, 38(13), 1489-1500.
Hatemi-J, A. (2011). Hidden panel cointegration, MPRA WorkingPaper Series,
No: 31604, https://core.ac.uk/download/files/153/6592006.pdf
(05.04.2016)
Hatemi-j, A. (2012). Asymmetric causality tests with an application. Empirical
Economics, 43(1), 447-456.
Islam, F., Shahbaz, M., Ahmed, A. U., & Alam, M. M. (2013). Financial
development and energy consumption nexus in Malaysia: a multivariate
time series analysis. Economic Modelling, 30, 435-441.
Keskingöz, H., & İnançlı, S. (2016). Türkiye’de finansal gelişme ve enerji
tüketimi arasında nedensellik ilişkisi: 1960-2011 dönemi. Eskişehir
Osmangazi Üniversitesi İİBF Dergisi, 11(3), 101-114.
Le, T. H. (2016). Dynamics between energy, output, openness and financial
development in sub-saharan african countries, Applied
Economics, 48(10), 914-933.
KAÜİİBFD 10(20), 2019: 927-943
943
Love, I. & Zicchino, L. (2006). Financial development and dynamic investment
behavior: evidence from panel VAR. The Quarterly Review of
Economics and Finance, 46(2), 190-210.
Mankiw, N.G. & Scarth, W. (2008) Macroeconomics. New York, U.S.A., Worth
Publishers
Mielnik, O. & Goldemberg, J. (2002). Foreign direct investment and decoupling
between energy and gross domestic product in developing
countries. Energy policy, 30(2), 87-89.
Nazlıoglu, S., Gormus A. & Soytas, U. (2016). Oil Prices and Real Estate
Investment Trusts (REITs): Gradual-Shift Causality and Volatility
Transmission Analysis. Energy Economics. 1-28.
doi:10.1016/j.eneco.2016.09.009.
Pesaran, M. H., Ullah, A. & Yamagata, T. (2008). A bias adjusted LM test of
error cross section independence. The Econometrics Journal, 11(1), 105-
127.
Sadorsky, P. (2010). The impact of financial development on energy
consumption in emerging economies. Energy policy, 38(5), 2528-2535.
Shahbaz, M. & Lean, H. H. (2012). Does financial development increase energy
consumption? The role of industrialization and urbanization in Tunisia.
Energy policy, 40, 473-479.
Shahbaz, M., Khan, S., & Tahir, M. I. (2013). The dynamic links between energy
consumption, economic growth, financial development and trade in
China: fresh evidence from multivariate framework analysis. Energy
economics, 40, 8-21.
Toda, H. Y., & Yamamoto, T. (1995). Statistical inference in vector
autoregressions with possibly integrated processes. Journal of
econometrics, 66(1-2), 225-250.
... Furthermore, some researchers have examined the causal interplay between energy consumption and financial development, but have revealed different causality between two variables. A one-way causal effect from energy use to financial development for Asian economies was discovered by Furuoka [41], a one-way causal effect from financial development for Turkey was disclosed by Çaglar and Kubar [42] and Ayaydın et al. [43] and a two-way causal interplay between two series for Pakistan was reached by Shahbaz et al. [44] and a one-way causal effect from financial sector development to primary energy use for EU transition members was revealed by Bayar et al. [45]. To sum up, there have been studies investigating the interaction between human capital, human development, primary and renewable energy consumption in the empirical literature as seen in the literature summary, but only Inglesi-Lotz and Morales [7] and Rej and Nag [12] directly analyzed the interaction between education and energy use in the related literature. ...
... The findings of causality analysis between education and energy consumption are disclosed to be consistent with the limited literature of Inglesi-Lotz and Morales [7] and Rej and Nag [12]. But the findings of causality analysis between finance and energy are inconsistent with the related literature, because different significant interaction between financial development and energy consumption has been disclosed [41][42][43][44][45]. ...
... The causality analysis indicates that education has significant influence on primary energy use in the short-term, but financial sector development does not have a significant influence on primary energy use in the short run. The findings of causality analysis between education and energy consumption are consistent with Inglesi-Lotz and Morales [7] and Rej and Nag [12], but the findings between finance and energy are mainly inconsistent with the related literature [41][42][43][44][45]. ...
Article
Full-text available
Energy is life blood of all economies and an indispensable prerequisite for all economic activities and consequently factors influencing the energy consumption are of vital importance. Therefore, this study investigates the effect of education together with financial development on energy consumption in sample of BRICS economies over the 1990–2019 period by means of second-generation cointegration and causality analyses thanks to the small number of empirical studies. The causality analysis unveils a one-way causal effect from education to primary energy consumption, but an insignificant causality between financial development and primary energy consumption. The cointegration analysis uncovers a strong positive effect of education at panel level and in all BRICS economies in the long-term, but financial sector development has a significant positive influence on primary energy use only in South Africa in the long-term. The findings of the study reveal that education considerably increases the primary energy use in the BRICS economies through economic growth channel, but financial sector development has not been a significant determinant of primary energy use yet. However, the BRICS economies should attach more importance to green technology and energy focused growth for sustainable growth and development.
... Çetin [42] explored the relationship between financial sector development and energy use in Turkey for the duration of 190-2015 through the ARDL approach and disclosed that financial sector development raised the energy use and revealed a unilateral causality from financial development to energy use. Ayaydın et al. [43] and Kurt [44] also reached a unilateral causal interaction from the development of the financial sector to energy use for Turkey. Fernandes and Reddy [45] explored the determinants of energy consumption in China, India, Indonesia, Malaysia, Philippines and Thailand and disclosed a unilateral causality from financial development to energy consumption in China. ...
Article
Full-text available
The main objective of the research is to analyze the impact of financial sector development indicators and financial institutions access on primary energy use based on a sample of European Union transition members over 20 years period (1996–2017) through panel cointegration and causality tests that allow for cross-section dependence. The causality analysis revealed that the direction of the causality among financial development indicators, financial institutions access, and primary energy use varied among the countries. On the other side, panel cointegration coefficients disclosed that the financial development index positively affected the primary energy use, but private credit did not have a significant effect on the primary energy use. Furthermore, financial institutions’ access had a significant negative impact on primary energy use. However, country-level cointegration coefficients indicated that the financial development index positively affected the primary energy use in Bulgaria, Croatia, Czechia, Hungary, and Slovenia, and private credit also had a positive impact on primary energy use in Bulgaria, Czechia, Estonia, Hungary, Lithuania, Poland, and Slovakia, but the effect of financial development index on primary energy use was found to be very higher than that of private credit. Moreover, financial institutions’ access negatively affected the primary energy use in Croatia, Estonia, Hungary, Poland, and Romania.
Article
Modern toplumun temelini oluşturan enerji, sosyal gelişme ve ekonomik büyümenin en önemli unsurlarından biridir. Literatürde enerji tüketimi ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi irdeleyen çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Diğer taraftan, gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyüme sürecine katkı sağlamada önemli bir politika aracı olduğu kabul edilen finansal gelişme ile enerji tüketimi arasındaki ilişkiyi inceleyen pek fazla çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmanın amacı, Türk Devletleri Teşkilatı’na üye ülkeler olan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkiye’de finansal gelişme ve enerji tüketimi ilişkisini 1995-2018 dönemi için araştırmaktır. Ampirik analizlerde dinamik panel veri analizi yönteminden yararlanılmıştır. Yapısal kırılmaları dikkate alan testlerin uygulandığı çalışmada enerji tüketimi ile finansal gelişme arasında uzun dönemli ilişkinin varlığı tespit edilmiştir.
Article
Full-text available
The aim of the study is to examine causality relationship between financial development and energy consumption with a new standpoint. For this purpose, four different indicators are used to represent financial development while two different variables are used to represent energy consumption between 1969 and 2014. Energy consumption can be categorized as renewable and fossil energy. In the analysis, Fourier Toda Yamamoto causality test taking into consideration structural breaks approach is used by Nazlıoglu et al.(2016) and Toda Yamamoto. As a result of empirical findings, there isn’t any causality relationship found between financial development and renewable based energy consumption. On the other hand, there is one way causality relationship between financial development and fossil based energy consumption and it is from financial development to fossil based energy consumption. Therefore, fossil based energy consumption in Turkey is effected by financial markets and such kind of policies should be implemented.
Article
Full-text available
Bu çalışma enerji tüketimi, finansal gelişme ve ekonomik büyüme ilişkisini, 1970-2013 yılları arasında Hindistan örnekleminde incelemeyi amaçlamıştır. Ampirik analiz bölümünde Granger nedensellik, Johansen eşbütünleşme ve uzun dönem analizleri kullanılmıştır. Yapılan nedensellik analizi sonucunda ekonomik büyümeden enerji tüketimine doğru bir nedensellik ilişkisi mevcutken enerji tüketiminden ekonomik büyümeye bir nedensellik ilişkisi yoktur. Ayrıca ekonomik büyümeden finansal gelişmeye doğru bir nedensellik ilişkisi bulunmuştur. Eşbütünleşme analizi sonucuna göre seriler arasında bir eşbütünleşme ilişkisi tespit edilmiştir. Yapılan uzun dönem analizi sonucunda seriler arasında uzun dönemde enerji tüketimindeki %1 oranında bir artış ekonomik büyümeyi %0.98 oranında arttırdığı görülmüştür. Ayrıca uzun dönemde finansal gelişmedeki %1 oranındaki artış ekonomik büyümeyi % 0.18 artırdığı tespit edilmiştir. This study aims to investigate the relationships among energy consumption, financial development and economic growth with the sample of India between 1970-2013. Granger causality test, Johansen cointegration test and long term analysis are used for empirical analysis. According to the results of the causality test, there is a causality from economic growth to energy consumption, while there is no causality from energy consumption to economic growth. Also a causality has been found from economic growth to financial development. According to the cointegration test there is cointegration between the series. As a result of the long and short term analysis, it has been seen that 1% increase of energy consumption increases the economic growth 0.98% for long term.Also it has been identified that 1% increase of financial development increases the economic growth 0.18% for long term.
Article
According to literature, oil price shocks and volatility can have sector-specific impacts in the market. While these studies include most asset groups, the dynamic relationship between the oil market and Real Estate Investment Trusts (REITs) has not been tested. This study examines the role of oil price shocks and volatility on six REIT categories: Residential, Hotel, Healthcare, Retail, Mortgage and Warehouse/Industrial REITs for the January 2005–December 2013 period. In addition, a new causality approach is proposed by augmenting the Toda-Yamamoto method with a Fourier approximation. This approach is capable of capturing gradual or smooth shifts and does not require a prior knowledge regarding the number, dates, and form of structural breaks. The so-called Fourier Toda-Yamamoto causality (mean spillover) test finds uni-directional causality running from oil prices to all REITs, except for the mortgage REITs. In the latter case, the causality is reversed. In addition, the relatively new and simple causality in variance test shows that there is bi-directional volatility transmission between the oil market and all REITs. Our results have important implications for REIT managers and investors.
Article
Muhlis CAN 2 Özet Bu çalışmada, 1970-2011 döneminde Türkiye örnekleminde enerji tüketimi, dışa açıklık, dış ticaret, finansal gelişme ve sabit sermaye yatırımlarının ekonomik büyümeye etkisi incelenmiştir. Ampirik bölümde sınır testi yaklaşımı (ARDL) kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre uzun dönemde enerji tüketimi, dışa açıklık, ihracat ve ithalat büyümeyi etkilemektedir. Fakat, sabit sermaye yatırımları ve finansal genişlemenin büyümeye etkisinin istatistiki olarak anlamsız olduğu gözlenmiştir. Hata düzeltme modellerinde hata düzeltme katsayılarının negatif ve istatistiki olarak anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Abstract In this study, it is investigated the effects of energy consumption, openness, foreign trade, financial development and capital formation on growth over the period 1970-2011 in the sample of Turkey. In empirical part, bounds testing approach (ARDL) is employed. According to empirical results, energy consumption, openness, export and import effect growth in the long run. However, it is observed that the effects of both capital formation and financial development are statistically insignificant. In Vector Error Correction Models, it is determined that the error correction terms have negative signs and are statistically significant.
Article
This study aims to establish the connection between energy use, economic output, financial development and trade, based on the panel data of 15 sub-Saharan African (SSA) countries during the period from 1983 to 2010. One full main panel and two subpanels were created by incorporating low-income and middle-income countries. The panel cointegration test results indicate a long-run relationship between the variables. The mean group (MG) estimators show that energy consumption, financial development, capital and international trade have significant impacts on economic output. In the case of middle-income countries, the Granger causality analysis reveals that rising economic output leads to higher energy consumption, but this is not true vice versa. This means that energy conservation measures are unlikely to have adverse impacts upon economic output. On the other hand, there is a complementary relationship between financial development and energy consumption. In this case, energy conservation measures should be critically analysed and implemented, so as not to have an unfavourable impact on financial development. In regard to low-income economies, there is no relationship between energy use and any of the other variables mentioned. Thus, a reduction in energy consumption has little or no significant impact on output, financial development, capital and trade.
Article
This paper examined relationships between financial development and energy consumption in Asia for the period of 1980–2012. For the purpose of the empirical analysis, it performed the heterogeneous panel causality test suggested by Dumitrescu and Hurlin. The findings of the panel cointegration test indicated that there was a long run equilibrium relationship between finance and energy consumption in the region. Moreover, the heterogeneous panel causality test detected a unidirectional causality from energy consumption to financial development but not vice versa. These results indicate that an expansion of energy usage could be a driving force behind financial development in Asia. http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1364032115007674