ArticlePDF Available

Yalın ve Çevik Tedarik Zinciri Stratejilerinin İşletme Performansına Etkileri: Tekstil Sektöründe Bir Alan Araştırması

Authors:

Abstract

Küreselleşen dünyada modern işletmecilik, ülkelerin değişen stratejileri ve uluslararası ticari riskler ile yeni bir anlam kazanmıştır. Böyle bir ortamda firmalar, ekonomik büyümelerini sürdürmek ve rakiplerine üstünlük sağlamak için etkin bir tedarik zinciri ağına ihtiyaç duymaktadırlar. Bu yüzden günümüzde tedarik zinciri yönetimi, rekabet avantajı sağlama yolunda stratejik bir araç olarak görülmektedir. Bu çalışmada; yalın tedarik zinciri stratejisi, çevik tedarik zinciri stratejisi ve işletme performansı kavramları üzerinde durulmuştur. Yalın ve çevik tedarik zinciri stratejilerinin işletme performansı üzerindeki etkilerini incelemek amacıyla Kahramanmaraş’ta faaliyet gösteren tekstil işletmelerinde çalışan 100 kişiye anket uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS programına aktarılmıştır. Frekans, korelasyon ve regresyon analizlerinin ardından yalın tedarik zinciri stratejisinin işletme performansını pozitif yönde ve anlamlı etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, bulgular çevik tedarik zinciri stratejisinin de işletme performansını olumlu etkilediği sonucunu göstermektedir. Bulgular, yorumlanarak ilgili yazınla karşılaştırılmıştır. Analiz sonuçlarının ve geleceğe yönelik önerilerin ilgili literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
International
JOURNAL OF SOCIAL, HUMANITIES
AND ADMINISTRATIVE SCIENCES
Open Access Refereed E-Journal & Refereed & Indexed
JOSHASjournal (ISSN:2630-6417)
Architecture, Culture, Economics and Administration, Educational Sciences, Engineering, Fine Arts, History, Language,
Literature, Pedagogy, Psychology, Religion, Sociology, Tourism and Tourism Management & Other Disciplines in Social
Sciences
Vol:5, Issue:21
2019
pp.1376-1384
journalofsocial.com
YALIN VE ÇEVİK TEDARİK ZİNCİRİ STRATEJİLERİNİN İŞLETME
PERFORMANSINA ETKİLERİ: TEKSTİL SEKTÖRÜNDE BİR ALAN
ARAŞTIRMASI
AFFECTS OF LEAN AND AGILE SUPPLY CHAIN STRATEGIES ON BUSINESS
PERFORMANCE: A FIELD STUDY IN TEXTILE SECTOR
Oğuz Emre BALKAR
Kahramanmarş/Türkiye
ORCID:0000-0001-5853-0926
Article Arrival Date : 16.11.2019
Article Published Date : 31.12.2019
Article Type : Research Article
Doi Number : http://dx.doi.org/10.31589/JOSHAS.236
Reference : Balkar, O.E. (2019). Yalın Ve Çevik Tedarik Zinciri Stratejilerinin İşletme
Performansına Etkileri: Tekstil Sektöründe Bir Alan Araştırması”, Journal Of Social, Humanities and
Administrative Sciences, 5(21): 1376-1384
ÖZET
Küreselleşen dünyada modern letmecilik, ülkelerin değişen stratejileri ve uluslararası ticari riskler ile yeni bir anlam
kazanmıştır. Böyle bir ortamda firmalar, ekonomik büyümelerini sürdürmek ve rakiplerine üstünlük sağlamak için etkin
bir tedarik zinciri ağına ihtiyaç duymaktadırlar. Bu yüzden günümüzde tedarik zinciri yönetimi, rekabet avantajı sağlama
yolunda stratejik bir araç olarak görülmektedir.
Bu çalışmada; yalın tedarik zinciri stratejisi, çevik tedarik zinciri stratejisi ve işletme performansı kavramları üzerinde
durulmuştur. Yalın ve çevik tedarik zinciri stratejilerinin işletme performansı üzerindeki etkilerini incelemek amacıyla
Kahramanmaraş’ta faaliyet gösteren tekstil işletmelerinde çalışan 100 kişiye anket uygulanmıştır. Elde edilen veriler
SPSS programına aktarılmıştır. Frekans, korelasyon ve regresyon analizlerinin ardından yalın tedarik zinciri stratejisinin
işletme performansını pozitif yönde ve anlamlı etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca, bulgular çevik tedarik zinciri
stratejisinin de işletme performansını olumlu etkilediği sonucunu göstermektedir.
Bulgular, yorumlanarak ilgili yazınla karşılaştırılmıştır. Analiz sonuçlarının ve geleceğe yönelik önerilerin ilgili literatüre
katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Yalın ve Çevik Tedarik Zinciri Stratejileri, İşletme Performansı, Tedarik Zinciri Yönetimi.
ABSTRACT
Modern business has gained a new meaning with the changing strategies of the countries and international commercial
risks in the globalizing world. In such an environment, companies need an efficient supply chain network to maintain
their economic growth and superiority to their competitors. That’s why nowadays, supply chain management is seen as
a strategic tool for providing competitive advantage.
In this study; lean supply chain strategy, agile supply chain strategy and business performance concepts were emphasized.
In order to examine the effects of lean and agile supply chain strategies on business performance, a questionnaire was
applied to 100 employees who work in textile companies operating in Kahramanmaraş. The obtained data were
transferred to the SPSS program. After frequency, correlation and regression analysis, it is found that lean supply chain
strategy has a positive and significant effect on business performance. In addition, findings show that the agile supply
chain strategy also positively affects business performance.
Refereed & Index & Open Access Journal
journalofsocial.com
2019
JOURNAL OF SOCIAL, HUMANITIES AND ADMINISTRATIVE SCIENCES
2019 5 (21): 1376-1384
1377
Findings were interpreted and compared with the related literature. The results of the analysis and the proposals for the
future are thought to contribute to the relevant literature.
Keywords: Lean and Agile Supply Chain Strategies, Business Performance, Supply Chain Management.
1. GİRİŞ
Modern iş dünyasının paydaşları arasındaki sınırların ortadan kalkmasıyla globalleşen bir ticaret
sisteminde yer alan firmalar, gelecekte bulunmak istedikleri duruma göre uygun stratejiler
belirleyerek sistemlerini o yönde organize etmeyi planlamaktadırlar. Girdiden yola çıkarak çıktı
oluşturmayı hedefleyen bir düzen yerine, çıktıdan girdiye doğru hareketi baz alan bir sistem yaklaşımı
içerisinde yönetim ve üretim stratejileri uygulayan işletmeler, daha başarılı olmaktadırlar (Pınar,
2011: 326).
Bu doğrultuda tedarik zincirini stratejik bir araç olarak gören işletmeler için etkin tedarik zinciri
stratejileri geliştirmek ve uygulamak, üst düzey müşteri memnuniyeti sağlamak, pazardaki diğer
rakiplerine göre rekabet avantajı elde etmek ve bu avantajı uzun süreli devam ettirmek hayati bir
öneme sahiptir (Erturgut, 2016: 83-84).
Tedarik zinciri stratejileri konsepti; derin bir yazın geçmişine sahip olsa da, stratejilerine uygun bir
şekilde tedarikçilerle ilişkilerini düzenlemek, operasyonel faaliyetlerini ayarlamak ve sınıflandırmak
hem organizasyonlar hem de araştırmacılar için büyük emek ve inceleme gerektiren bir konu hâline
gelmiştir (Wieland ve Wallenburg, 2012: 887-905).
İsrafı ve maliyeti azaltarak tedarik zinciri süreçlerini optimum hâle getirmeyi amaçlayan yalın
yaklaşım felsefesiyle firmalar, sürdürülebilir gelişim ve rekabet üstünlüğü sağlamak için tedarik
zinciri ağındaki paydaşlar arasındaki işlemlere, ortaya çıkan problemlere hızlı cevap verebilen etkili
stratejilerle çevik ve yalın bir tedarik zinciri yönetimi süreci oluşturmak istemektedirler (Zaman ve
Ahsan, 2014: 589).
Uluslararası ticaret işlemlerinin yoğun olarak gerçekleştiği stratejik bir odak noktası hâline gelen
Türkiye’de faaliyet gösteren işletmeler, küresel rekabete ayak uydurabilmek için tedarik zinciri
ağında çıkabilecek sorun ve problemleri, müşteri ilişkilerini dinamik ve verimli olarak yönetmesi
gerekmektedir. Bu yüzden çalışmanın amacı paydaşlarına çevik bir şekilde cevap verebilen,
süreçlerini etkin ve yalın olarak yönetebilen şirketlerin uyguladıkları stratejilerin, işletmelerin genel
performanslarında bir etkisi olup olmadığını incelemek ve değerlendirmek üzere oluşturulmuştur.
2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Çalışmanın bu bölümünde yalın ve çevik tedarik zinciri stratejileri ile işletme performansı kavramları
üzerinde durularak, literatürde öne çıkan yazarların bu kavramları nasıl inceleyip ele aldıkları
konularında bilgi verilecektir. Bu doğrultuda çalışmanın teorik altyapısı sunulmaya çalışılacaktır.
2.1. Yalın ve Çevik Tedarik Zinciri Stratejileri
Womack ve arkadaşlarının (2007: 9-10) ilk baskısı 1991 yılında yayımlanan “The Machine that
Changed the World” adlı kitaplarında belirttikleri üzere 2. Dünya Savaşı sonrası Toyota’da çalışan
Eiji Toyoda ve Taiichi Ohno’nun çalışmaları sonucu ortaya çıkan bir konsept olan “Yalın Üretim”,
Japonya’nın ekonomik büyümesinde önemli bir yere sahiptir. Japonya’da birçok şirket bu felsefe
doğrultusunda sistemlerini adapte ederek pazarlarındaki diğere firmalara göre üstünlüklerini
kazanmışlardır.
Yalın üretim, yoğun emek ve seri üretim türleri ile karşıt bir ilişkiye sahip olan bir kavramdır. Becerisi
yüksek çalışanların yer aldığı yoğun emek ve seri üretiminin avantajlarını içeren yalın üretim, bu
üretim türlerinin esnek olmayan yapılarından kaynaklanan maliyetleri ortadan kaldırarak, israfı
minimize etmeyi amaçlayan bir üretim şeklidir. Bu yaklaşım günümüzde üretim ve mühendislik
dışındaki yönetim, strateji gibi diğer bilim alanlarında ele alınarak “Yalın Düşünce” adıyla karşımıza
çıkmaktadır. (Womack vd., 2007: 10-12).
Refereed & Index & Open Access Journal
journalofsocial.com
2019
JOURNAL OF SOCIAL, HUMANITIES AND ADMINISTRATIVE SCIENCES
2019 5 (21): 1376-1384
1378
Tedarik zinciri yönetimi alanı açısından ele alındığında, yalın yaklaşım felsefesinin odak noktasını,
sürdürülebilir ve optimum tedariği sağlamak için yalın araçları kullanarak değer yaratmayan
işlemleri, girdileri ortadan kaldırarak maliyeti azaltmak şeklinde belirtmek mümkündür (Zaman ve
Ahsan, 2014: 589).
Tam zamanında üretim (Just-in-Time (JIT)) felsefesiyle beraber yeni bir boyuta geçiş yapan yalın
tedarik zinciri yönetimi, şirketin ürünlerinin kalitesini ve uygunluğunu geliştiren, üretim maliyetlerini
azaltmaya yarayan stratejilerden biridir (Vrijhoef ve Koskela, 2000: 171).
Corbett ve Klassen (2006: 7), yalın tedarik zinciri stratejisini tedarik zinciri boyunca fazla zaman,
emek, ekipman, alan ve stoklardan değer yaratmayan faaliyetleri ortadan kaldıran bir strateji olarak
tanımlamışlardır.
Çevik tedarik zinciri stratejisi ise pazardaki müşterilerin ihtiyaçlarını anlama ve gelecekte olabilecek
değişikliklere karşı uyumlu olmayı ifade etmektedir. Değişkenliğin maliyetini azaltarak kısa sürede
müşterinin tercihlerine göre özelleştirilmiş ürün veya hizmet sunmayı amaçlamaktadır (Huang vd.,
2002: 193).
Bu yönüyle bakıldığında çevik ve yalın tedarik zinciri stratejileri birbirlerine yönetim bilimi alanında
anlam olarak birbirlerine yakın birer kavram olarak görülse de gerçekte farklı olabilmektedir. Yalın
tedarik zinciri stratejisi, yetersiz girdilere sahip şirketlerin rekabetin yüksek olduğu pazarlara uygun
ürettiği bir taktiktir. Ancak çevik tedarik zinciri stratejisi ise geçici olan değişikliklerin sıklıkla
yaşandığı pazarlarda şirketin göstermesi gereken tepki olarak görülmektedir (Galankashi ve Helmi,
2016: 471).
Konuyu Huang ve arkadaşlarının (2002: 193) yapmış olduğu çalışmadan esinlenerek ele alan
Qrunfleh ve Tarafdar (2013: 577) araştırmalarında yalın tedarik zinciri stratejisi ve çevik tedarik
zinciri stratejisini ölçümleyen önermeler geliştirmişlerdir. Çalışmada bu önermelerden
faydalanılmıştır.
2.2. İşletme Performansı
Performans, performansın uygun değerlendirilmesi ve iyileştirilmesi gibi konuların önemi,
günümüzde dinamik rekabet koşulları karşısında faaliyetlerini sürdürmek isteyen firmalar için
giderek artmaktadır (Çalışkan vd., 2011: 364).
Başka bir tanıma göre ise performans, belirli bir amaç doğrultusunda gerçekleştirilen aktivite veya
işlem sonucunda ortaya çıkan değeri kantitatif veya kalitatif olarak belirleyen bir konsepttir. Bir
sisteminin performansı da aslında belirtilen tanımdan çok farklı bir anlam taşımamaktadır. İşletmenin
performansı, organizasyonun elindeki sınırlı kaynakları etkin ve verimli kullanarak, organizasyonun
misyonu ve hedefleri doğrultusunda işin prosedürlerine uygun bir şekilde amaçlarına ulaşma düzeyi
olarak tanımlanmaktadır (Şimşek ve Çelik, 2012: 157).
Zhao ve arkadaşları (2008: 369) istenilen performans düzeyine erişmek için tedarik zinciri içerisinde
yer alan paydaşlarla işbirliği içerisinde belirlenen yolun çizilmesi, hedef ve beklentiler doğrultusunda
kararların verilmesinin başka bir deyişle pazara ve müşteri beklentilerine uygun bir tedarik zinciri
stratejisi izlemenin önemli bir yere sahip olduğunu belirtmişlerdir.
İşletme performansını inceleyen araştırmalarda genellikle ekonometrik ölçütler performans
parametresi olarak kullanılmaktadır. Finansal boyutu yansıtan bu değişkenler, tümüyle bir şirketin
performansını ölçmek için yeterli olmamaktadır. Dolayısıyla işletmenin genel olarak çıktılarına etki
eden, değişen pazar ortamında karşılaşılan rekabette başarılı veya başarısız olmasına sebep olan her
bir boyutun da ele alınarak ölçümlenmesi gerekmektedir (Chin vd., 2003: 444).
Bu yüzden çalışmada, işletmenin performansını operasyonel boyutu ile de ele alan Fawcett ve Clinton
(1997: 18-28)’un çalışmasından esinlenerek, bir işletme performans ölçeği geliştiren Sezen ve
arkadaşlarının (2002: 139) yapmış olduğu araştırmadan faydalanılmıştır.
Refereed & Index & Open Access Journal
journalofsocial.com
2019
JOURNAL OF SOCIAL, HUMANITIES AND ADMINISTRATIVE SCIENCES
2019 5 (21): 1376-1384
1379
3. LİTERATÜR DEĞERLENDİRMESİ
Çalışmanın bu aşamasında ilgili yazında diğer araştırmacıların yaptıkları çalışmalar üzerinde
durulmuştur. Yalın ve çevik tedarik zinciri stratejileri ile performans birbiriyle güçlü ilişkilere sahip
olan kavramlardır. Bu kavramları içeren çalışmaların sayısı yazında giderek artmaktadır (Galankashi
ve Helmi, 2016: 471).
Tedarik zincirinin her aşamasındaki yöneticilerin sadece sorumlu olduğu departmanla ilgili değil, tüm
sistemin performansını incelemesi gerektiğini savunan Gunasekaran ve diğerleri (2001: 86), müşteri
odaklı çalışan firmaların geliştirdikleri tedarik zinciri stratejilerinin performansa önemli katkılar
sağlayacağını ve geleceğin yalın tedarik zinciri yönetimini benimseyen işletmelerin olacağını
belirtmişlerdir.
Huang ve arkadaşları (2002: 189-199) yalın, çevik ve hibrit (yalın+çevik) tedarik zinciri stratejileri
yaklaşımlarını benimseyen şirketleri ürün odaklı olarak operasyonel düzeyde karşılaştırarak, yenilikçi
ürün sistemini baz alan şirketler çevik tedarik zinciri stratejisinin, standart ürün sistemini temel alan
firmalar için de yalın tedarik zinciri stratejisinin uygun olduğunu tespit etmişlerdir. Ayrıca yalın ve
tedarik zinciri stratejisinin işletmenin performansı üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu bulmuşlardır.
Çin’deki imalat işletmelerinden seçilen 604 adet firma üzerinden bir çalışma gerçekleştiren Qi ve
diğerleri (2009: 667), yaptıkları analizler sonucu geleneksel tedarik zinciri stratejileri yerine yalın,
çevik veya hibrit tedarik zinciri stratejisi uygulayan işletmelerin daha iyi işletme performansına
ulaştıklarını tespit etmişlerdir. Bununla beraber, yalın tedarik zinciri stratejisinin finansal performans
üzerinde çevik ve hibrit tedarik zincirine göre daha fazla etkisi olduğunu bulmuşlardır.
Benzer olarak Qrunfleh ve Tarafdar (2013: 580), yalın ve çevik tedarik zinciri stratejileri, tedarik
zinciri tepkiselliği ve işletme performansı kavramları arasında pozitif bir ilişki olduğunu
keşfetmişlerdir.
4. METODOLOJİ
Yapılan literatür taramasının ve kavramsal çerçevenin ışığında oluşturulan araştırmanın modeli Şekil
4.1.’de gösterilmiştir.
Şekil 4.1. Araştırmanın Modeli.
Çalışma aşağıda yer alan hipotezler ile incelenmiştir:
H1: Yalın tedarik zinciri stratejisi, işletme performansını olumlu yönde etkiler.
Yalın Tedarik
Zinciri
Stratejisi
Çevik Tedarik
Zinciri
Stratejisi
İşletme
Performansı
Refereed & Index & Open Access Journal
journalofsocial.com
2019
JOURNAL OF SOCIAL, HUMANITIES AND ADMINISTRATIVE SCIENCES
2019 5 (21): 1376-1384
1380
H2: Çevik tedarik zinciri stratejisi, işletme performansını olumlu yönde etkiler.
Araştırmada veri toplama yöntemi olarak anket seçilmiştir. Ankette kullanılacak önermelerin
oluşturulmasında; yalın tedarik zinciri stratejisi ve çevik tedarik zinciri stratejisi olgularını
ölçümlemek için Huang ve arkadaşlarının (2002: 193) çalışmasından yola çıkan Qrunfleh ve Tarafdar
(2013: 577)’ın araştırmasından, işletme performansı için ise Fawcett ve Clinton (1997: 18-28)’un
çalışmasını temel alan Sezen ve arkadaşlarının (2002: 139) araştırmasından faydalanılmıştır.
Anketler uygun bir şekilde ilgili alandaki uzmanların yardımıyla Türkçe’ye çevrilmiş ve ön test
yapılması için çalışma ilk olarak 30 kişiye uygulanmıştır. Önermeler lojistik ve tedarik zinciri
yönetimi alanda araştırma yapan diğer akademisyenler tarafından dil ve anlatım bakımından
incelenerek anlam geçerliliği sağlanmıştır. Yapılan düzeltmelerin ardından anketler uygulanabilir
hâle getirilmiştir.
Ölçeklerin güvenirliği ve geçerliliği doğrulandıktan sonra oluşturulan anket formu 4 bölüm
içermektedir. İlk bölümde katılımcının demografik özelliklerini belirleyen sorular, ikinci ve üçüncü
bölümde yalın tedarik zinciri stratejisi ile çevik tedarik zinciri stratejisine yönelik sorular ve dördüncü
bölümde işletme performansı üzerine sorular yer almaktadır. Anketteki önermeler 7’li likert tipi
ölçeğiyle (1: Kesinlikle Katılmıyorum 7: Kesinlikle Katılıyorum) değerlendirilmiştir.
Araştırmaya konu olan ilişkinin ölçülebilmesi için Kahramanmaraş ilinde faaliyet gösteren
Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıtlı iplik, dokuma, boya kasar, örme ve hazır giyim
sektöründe üretim ve ticaret yapan tekstil işletmeleri çalışma evreni olarak esas alınmıştır.
Belirtilen sektörlerin üretim departmanlarında yöneticilik yapan 100 adet çalışana yüz yüze
uygulanan anketlerin çıktılarını bilgisayar ortamına aktarmak için Eren (2018: 76-83)’in
çalışmasından faydalanılmıştır. Ardından SPSS analiz programına aktarılan veriler üzerinden
tanımlayıcı istatistikler, güvenilirlik, korelasyon ve regresyon analizleri yapılmıştır. Çıkan sonuçlar
tablolara aktarılarak, değerlendirilmiştir.
5. BULGULAR
Çalışmanın bu bölümünde ilgili araştırmanın gerçekleştirildiği Kahramanmaraş ilinde faaliyet
gösteren tekstil firmalarının üretim departmanlarının 100 adet yöneticilerinden verilere, sırasıyla
güvenilirlik, frekans, korelasyon ve regresyon analizleri uygulanarak elde edilen sonuçlar
paylaşılmıştır.
5.1. Ölçeklerin Güvenilirliği
Anket formunda ve belirli bir faktör altında yer alan ölçek önermelerinin güvenilirliği, sosyal
bilimlerde genellikle ampirik bir çalışmada kullanılan Cronbach’s Alpha Katsayısı (α) ile test
edilmiştir. Ele alınan ölçeklerin güvenilirlik değerleri, incelenen olguya yönelik ölçeklerin tutarlı bir
ölçüm yapıp yapmadığını göstermektedir. Bu türden çalışmalarda hesaplanan α katsayısı;
0,60 ile 0,79 arasında ise çalışma oldukça güvenilir,
0,80 ile 1,00 arasında ise çalışma yüksek derecede güvenilir olarak
değerlendirilmektedir (Özdamar, 2004: 633).
Araştırmada kullanılan değişkenlere ait ölçeklerin kısaltmaları, içerdikleri önerme sayıları ve
güvenilirlik analizi sonuçları Tablo 5.1.’de gösterilmiştir.
Tablo 5.1. Araştırmada Kullanılan Ölçeklere İlişkin Güvenilirlik Analizi Sonuçları.
Değişken Adı
Kısaltma
Önerme Sayısı
α
Yalın Tedarik Zinciri Stratejisi
YTZS
8
0,9215
Çevik Tedarik Zinciri Stratejisi
ÇTZS
5
0,7950
İşletme Performansı
İP
7
0,8640
Tablo 5.1.’den görülebileceği üzere çalışmada yer alan değişkenlerin ölçeklerinin güvenilirlik
katsayıları, genel itibariyle 0,79’dan yüksek değerler almıştır. YTZS ve İP değişkenlerine ait
Refereed & Index & Open Access Journal
journalofsocial.com
2019
JOURNAL OF SOCIAL, HUMANITIES AND ADMINISTRATIVE SCIENCES
2019 5 (21): 1376-1384
1381
ölçeklerin yüksek derecede güvenilir, ÇTZS değişkenine ait ölçeğin oldukça güvenilir düzeyde
olduğu görülmektedir.
5.2. Tanımlayıcı İstatistikler
Anketin uygulandığı katılımcıların demografik bilgilerini ölçmeye yönelik sorulara verilen cevaplar,
frekans analizine tabi tutulmuştur. Elde edilen sonuçlar, Tablo 5.2.’de gösterilmektedir.
Tablo 5.2. Katılımcılara Ait Tanımlayıcı İstatistikler.
Cinsiyet
Sayı
Geçerli Yüzde (%)
Kümülatif Yüzde (%)
Kadın
18
18,0
18,0
Erkek
82
82,0
100,0
Yaş
Sayı
Geçerli Yüzde (%)
Kümülatif Yüzde (%)
28 ve altı
25
25,0
25,0
29-35 arası
25
25,0
50,0
36-40 arası
25
25,0
75,0
41 ve üstü
25
25,0
100,0
Eğitim Seviyesi
Sayı
Geçerli Yüzde (%)
Kümülatif Yüzde (%)
İlköğretim ve altı
7
7,0
7,0
Lise
19
19,0
26,0
Ön Lisans
24
24,0
50,0
Lisans
36
36,0
86,0
Yüksek Lisans
12
12,0
98,0
Doktora
2
2,0
100,0
Yöneticilik Düzeyi
Sayı
Geçerli Yüzde (%)
Kümülatif Yüzde (%)
Alt Düzey Yönetici
6
6,0
6,0
Orta Düzey Yönetici
41
41,0
47,0
Üst Düzey Yönetici
53
53,0
100,0
Tablo 5.2.’den de anlaşılabileceği üzere ilgili örneklemde yer alan üretim departmanlarında
yöneticilik yapan katılımcılardan kadınların sayısının (18), erkeklerin sayısından oldukça düşük
olduğu görülmektedir.
Yanıtlayıcılardan yaş sorusuna cevaplarını kendilerinin belirtmesi sağlanmıştır. Elde edilen yaş
verileri, dört grup altında sınıflandırılmıştır. Anketlere cevap verenlerden % 75’inin 41 yaşın altında
olduğu anlaşılmaktadır.
Katılımcıların çoğunluğu lisans düzeyinde eğitim veren kurum/kuruluşlardan mezun olduklarını
belirtmişlerdir. Ardından 24 kişiyle ön lisans eğitim düzeyi ön plana çıkmaktadır.
Anketin uygulandığı üretim departmanlarında yanıtlayıcılardan; teknik, operasyonel, diğer
personellerin (alt düzey yönetici) 6 kişi; uzman, bölüm şefi gibi unvanlarla çalışan personellerin (orta
düzey yönetici) 41 kişi ve departman yöneticisi, sorumlusu gibi pozisyonlarda görev yapan
personellerin (üst düzey yönetici) 53 kişi olduğu görülmektedir.
5.3. Korelasyon Analizi
Değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisine, başka bir deyişler regresyon analizi sonuçlarına
geçilmeden önce, değişkenlerin birbirleri arasında olumlu veya olumsuz bir ilişkilerinin olup
olmadığını belirlemek amacıyla korelasyon analizi yapılmıştır. Bu analizin sonuçları, Tablo 5.3.’te
yer almaktadır.
Tablo 5.3. Korelasyon Analizi Sonuçları.
Refereed & Index & Open Access Journal
journalofsocial.com
2019
JOURNAL OF SOCIAL, HUMANITIES AND ADMINISTRATIVE SCIENCES
2019 5 (21): 1376-1384
1382
YTZS
ÇTZS
İP
YTZS
1
ÇTZS
,780**
1
İP
,815**
,822**
1
** : Korelasyon 0.01 düzeyinde anlamlıdır (2-tailed).
Tablo 5.3.’te de belirtildiği üzere; Yalın Tedarik Zinciri Stratejisi’nin Çevik Tedarik Zinciri Stratejisi
ile aralarında anlamlı ve pozitif yönde bir ilişkisi (r (100)= .78; p< 0,001) ve İşletme Performansı ile
aralarında anlamlı ve olumlu yönde bir ilişkisi (r (100)= .815; p< 0,001) olduğu tespit edilmiştir.
Ayrıca Çevik Tedarik Zinciri Stratejisi ile İşletme Performansı arasında anlamlı ve pozitif yönde bir
ilişkinin (r (100)= .822; p< 0,001) bulunduğu ortaya çıkarılmıştır.
5.4. Regresyon Analizi
Çalışmanın konusunu oluşturan değişkenler arasındaki nedensellik ilişkilerini incelemek amacıyla,
basit regresyon analizi yapılmıştır. Bu analizin sonuçları, Tablo 5.4.’te yer almaktadır.
Tablo 5.4. Regresyon Analizi Sonuçları.
Bağımsız Değişkenler
β
t
R2
ΔR2
F
YTZS
,795
14,383
,835
,832
220,989
ÇTZS
,813
15,639
,866
,864
258,826
Bağımlı Değişken: İşletme Performansı. *p <0,001.
Tablo 5.4.’e göre yapılan basit regresyon analizi sonuçlarının istatistiksel olarak anlamlı olduğu
görülmektedir (FYTZS-İP = 220,989; FÇTZS-İP = 258,826; p<0,001). Sonuçlara göre Yalın Tedarik Zinciri
Stratejisi’nin İşletme Performansı’na % 79,5 oranında anlamlı ve olumlu yönde bir katkısı
bulunmaktadır (β= 0,795; p<0,01). Benzer bir şekilde Çevik Tedarik Zinciri Stratejisi’nin İşletme
Performansı’na %81,3 oranında anlamlı ve olumlu yönde bir katkısı bulunmaktadır (β= 0,813;
p<0,01).
Elde edilen regresyon analizi sonuçlarına göre yalın ve çevik tedarik zinciri stratejileri, işletme
performansını olumlu yönde etkilemektedir. Etkileme oranı olarak kıyaslandığında, çevik tedarik
zinciri stratejilerinin, yalın tedarik zinciri stratejilerine nazaran daha iyi bir oranda işletme
performansını pozitif yönde etkilediğini belirtmek mümkün olmaktadır. Korelasyon analizi sonuçları
da ilgili bulguları desteklemektedir. Bu doğrultuda, Tablo 5.5.’te de belirtildiği üzere araştırmanın iki
hipotezi de kabul edilmiştir.
Tablo 5.5. Hipotez Testi Sonuçları.
Araştırmanın Hipotezleri
Sonuç
H1: Yalın tedarik zinciri stratejisi, işletme performansını olumlu yönde etkiler.
Kabul Edildi
H2: Çevik tedarik zinciri stratejisi, işletme performansını olumlu yönde etkiler.
Kabul Edildi
6. SONUÇ VE TARTIŞMA
Modern ticaret dünyası günden güne değişen teknolojik ve bilimsel yeniliklerle giderek
değişmektedir. Bu değişim uluslararası rekabet ortamına uyum sağlamak ve öne çıkmak isteyen
işletmeler için etkili bir tedarik zinciri yönetimini zorunlu kılmaktadır. İşletmenin içinde bulunduğu
tedarik zincirinin yeniliklere açık ve değişimler karşısında esnek olması gerekmektedir.
Bu bağlamda yapılan çalışma, yalın tedarik zinciri stratejisi ve çevik tedarik zinciri stratejisinin
işletme performansı üzerinde bir etkisi olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Belirtilen
hedef doğrultusunda ilgili yazın değerlendirilerek, üç değişkeni ölçümleyen ölçeklere ulaşılmıştır. Bu
doğrultuda oluşturulan anket formlarında yer alan sorular, Kahramanmaraş ilinde faaliyet gösteren
tekstil firmalarının üretim departmanlarındaki 100 yöneticiye yüz yüze görüşmelerde yöneltilerek,
gerekli verilere ulaşılmıştır.
Refereed & Index & Open Access Journal
journalofsocial.com
2019
JOURNAL OF SOCIAL, HUMANITIES AND ADMINISTRATIVE SCIENCES
2019 5 (21): 1376-1384
1383
Yapılan analizler, tekstil işletmelerinin yalın tedarik zinciri stratejisi ve çevik tedarik zinciri
stratejisini benimsemelerinin, işletme performanslarına kuvvetli düzeyde olumlu bir etkisinin
olacağını ortaya koymuştur. Çevik tedarik zinciri stratejisinin, yalın tedarik zinciri stratejisine
nazaran yaklaşık düzeyde ancak daha iyi bir işletme performansına yol açabileceği öngörülmektedir.
Bu sonuçlar ilgili literatür ile paralellik göstermektedir.
İlgili alanda çalışmalar yapacak araştırmacılara, konuya dair yaklaşılan sorunları operasyonel ve
teknik düzeyde ele alarak karar verme önerili optimizasyon araştırmaları yapmaları önerilmektedir.
KAYNAKLAR
Chin, K. S., Pun, K. F. ve Lau, H. (2003). “Development of a Knowledge-Based Self-Assessment
System for Measuring Organisational Performance”. Expert Systems with Applications. 24 (2003).
443-455.
Corbett, C. J. ve Klassen, R. D. (2006). Extending the Horizons: Environmental Excellence as Key
to Improving Operations”. Manufacturing & Service Operations Management. 8 (1). 5-22.
Çalışkan, A., Akkoç, İ. ve Turunç, Ö. (2011). “Örgütsel Performansın Artırılmasında Motivasyonel
Davranışların Rolü: Yenilikçilik ve Girişimciliğin Aracılık Rolü”. S İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dergisi. 16 (3). 363-401.
Eren, A. S. (2018). “Anketlerin Veri Girişlerinin Kolay Bir Şekilde Yapılmasını Sağlayan Bilgisayar
Tabanlı Bir Yöntemin Tanıtımı”. Social Mentality and Researcher Thinkers Journal. 4 (8). 76-83.
Erturgut, R. (2016). “Stratejik Tedarik Zinciri Yönetimi”. Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi.
İstanbul: Nobel Akademik Yayıncılık.
Fawcett, S. E. ve Clinton, S. R. (1997). Enhancing Logistics to Improve the Competitiveness of
Manufacturing Organizations: A Triad Perspective”. Production and Inventory Management Journal.
37 (1). 18-28.
Galankashi, M. R. ve Helmi, S. A. (2016). “Assessment of Hybrid Lean-Agile (Leagile) Supply Chain
Strategies”. Journal of Manufacturing Technology Management. 27 (4). 470-482.
Gunasekaran, A., Patel, C. ve Tirtiroglu, E. (2001). Performance Measures and Metrics in a Supply
Chain Environment”. International Journal of Operations & Production Management. 21 (1/2).71-87.
Huang, S. H., Uppal, M. ve Shi, J. (2002). A Product Driven Approach to Manufacturing Supply
Chain Selection”. Supply Chain Management: An International Journal. 7 (4).189-199.
Özdamar, K. (2004). Paket Programlar İle İstatistiksel Veri Analizi. 5. Baskı. Eskişehir: Kaan
Kitabevi.
Pınar, A. H. (2011). “İnovasyon Çağında Kamu ve İşletme Yönetiminde Stratejik Teknoloji
Yönetimi”. Yönetimde Çağdaş ve Güncel Konular (Ed. İsmail Bakan). Ankara: Gazi Kitabevi.
Qi, Y., Boyer, K. K. ve Zhao, X. (2009). “Supply Chain Strategy, Product Characteristics, and
Performance Impact: Evidence from Chinese Manufacturers”. Decision Sciences. 40 (4). 667-695.
Qrunfleh, S. ve Tarafdar, M. (2013). “Lean and Agile Supply Chain Strategies and Supply Chain
Responsiveness: The Role of Strategic Supplier Partnership and Postponement”. Supply Chain
Management: An International Journal. 18 (6). 571-582.
Sezen, B., Yılmaz, C. ve Gezgin, G. (2002). “Lojistik İşlevinin Pazarlama ve Üretim Birimleri
Arasındaki Bağlayıcı Rolü ve İşletme Performansı Üzerindeki Etkileri”. D.E.Ü. İ.İ.B.F. Dergisi.17
(2). 133-146.
Şimşek, M. Ş. ve Çelik, A. (2012). “İşletmenin Performansı”. İşletme Bilimlerine Giriş. Konya:
Eğitim Akademi Yayınları.
Refereed & Index & Open Access Journal
journalofsocial.com
2019
JOURNAL OF SOCIAL, HUMANITIES AND ADMINISTRATIVE SCIENCES
2019 5 (21): 1376-1384
1384
Vrijhoef, R.ve Koskela, L. (2000). “The Four Roles of Supply Chain Management in Construction”.
European Journal of Purchasing & Supply Management. 6 (2000). 169-178.
Wieland, A. ve Wallenburg, C. M. (2012). Dealing with Supply Chain Risks: Linking Risk
Management Practices and Strategies to Performance”. International Journal of Physical Distribution
& Logistics Management. 42 (10). 887-905.
Womack, J.P., Jones, D.T. ve Ross, D. (2007). The Machine that Changed the World. New York:
Free Press.
Zaman, K. A. U. ve Ahsan, A. M. M. N. (2014). “Lean Supply Chain Performance Measurement”.
International Journal of Productivity and Performance Management. 63 (5). 588-612.
Zhao, X., Huo, B., Flynn, B. B. ve Yeung, J. H. Y. (2008). “The Impact of Power and Relationship
Commitment on The Integration Between Manufacturers and Customers in a Supply Chain”. Journal
of Operations Management. 26 (2008). 368-388.
... Organizasyonun pazarda deneyimlemiş olduğu değişimlere karşı hızlı bir şekilde hareket ederek, satış ve envanter tahminlerinin verimsiz bir şekilde gerçekleştirilmesi sonucu tedarik zinciri boyunca dalgalanmaların diğer adıyla Kamçı Etkisi'nin önüne geçebilmek için daha az stok tutmayı ve sipariş doğrultusunda maliyetleri yönetmeyi önermektedir. Pazardaki yaşanan değişimlerin tedarikçilere doğru artacak bir şekilde yansımasını engellemesinden ötürü yalın lojistik, gittikçe şirketler tarafından benimsenen bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmaktadır (Balkar, 2019b;Zylstra, 2006). ...
Book
Full-text available
İnsanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip olan Lojistik alanı, yıllar içerisinde farklı teknolojilerin ve yöntemlerin ortaya çıkmasıyla beraber evrim geçirmiştir. Özellikle Otonom Araçlar, Nesnelerin İnterneti (IoT), Blok Zincirler, Artırılmış Gerçeklik (AR), Sanal Gerçeklik (VR), Dijital İkizler, Robotik Süreç Otomasyonu (RPA) ve Yapay Zekâ (AI) gibi inovatif gelişmeler, alanı bambaşka bir seviyeye taşımıştır. Küresel ticaret sistemi içerisindeki her aktör, faaliyetlerini sürdürebilmek ve rekabet güçlerini kaybetmemek için bu değişimlere ayak uydurmak zorunda kalmıştır. Lojistik, İnovasyon, Rekabet ve Uluslararası Ticaret alanlarının bu etkileşimi, araştırmacıların ve uygulayıcıların dikkatini çekmiştir. Ancak ilgili literatürde, bu bağlantıları esas alan çalışmaların sınırlı sayıda yer aldığı gözlemlenmiştir. Ayrıca bu araştırmalarda, farklılaşan teorik bilgilerin ve sıklıkla kullanılan benzer yöntemlerin olduğu görülmüştür. Yazındaki bu eksiklikten yola çıkılarak bu çalışmada; Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi, İnovasyon Yönetimi ile Rekabet Yönetimi alanlarına yönelik, güncel, sadeleştirilmiş ve anlaşılır hâle getirilmiş bilgilerin verilmesi amaçlanmıştır. Buna ek olarak, “Ağ İhracat Performansı” ile “Lojistik İnovasyon Yeteneği” ölçeklerinin Türkçe’ye uyarlanması ve literatüre kazandırılması sağlanmıştır. Belirtilen çerçevede çalışmanın, alan yazınına ve araştırmacılara katkı sağlayabileceği düşünülmektedir.
Article
Full-text available
Purpose – The purpose of this paper is to propose a new assessment tool for Leagility. Design/methodology/approach – This research was carried out to systematically propose the operational activities of Leagile supply chains (SCs) with regard to SC drivers. Particularly, SC logistic (facility, transportation and inventory) and cross-functional drivers (information, sourcing and pricing) were selected to classify all operational activities of Leagile SCs. Findings – This study proposed a new framework to evaluate the operational activities of Leagile SCs. Operational activities of Leagile supply chain strategy were determined and categorized with regard to SC drivers. These activities were ranked using an analytic hierarchy process and were then categorized using a cycle view of SC. Originality/value – This study contributed in proposing operational activities of Leagile SC based on its major drivers. The result of this study assist managers, scholars and practitioners to construct new Leagile SCs or assess their Leagility level.
Article
Full-text available
A supply chain consists of suppliers, manufacturers, distributors, and customers, all linked together with a forward flow of material and backward flow of information. It encompasses all activities associated with the flow and transformation of goods from raw material extraction through end use. Supply chain management is the integration of critical aspects of strategy formulation, marketing, operations, and distribution. A critical aspect of supply chain management is the selection of an appropriate type of supply chain to achieve optimal performance. This paper classifies manufacturing supply chains into three types; namely, lean, agile, and hybrid. The characteristics of these supply chains are presented. It is proposed that the selection of an appropriate type of supply chain should be driven by the characteristic of product an organization is manufacturing. A model is then developed and implemented to assist organizations in supply chain selection.
Article
Purpose – The purpose of this paper is to present supply chain metrics and to propose a fuzzy-based performance evaluation method for lean supply chain. Design/methodology/approach – To understand the overall performance of cost competitive supply chain the paper investigates the alignment of market strategy and position of the supply chain. Since lean is applicable in many supply chains, the authors propose a set of metrics to evaluate supply chain performance. Moreover, the paper uses a fuzzy model to evaluate the performance of cost competitive supply chains. Fuzzy is an appropriate model method when uncertainty is present. It also allows modelling of a significant number of performance metrics across multiple supply chain elements and processes. Competitive strategy can be achieved by using a different weight calculation for different supply chain situations. Findings – Research provides optimal metrics for lean supply chains. The proposed method can measure the performance of lean supply chains using a fuzzy approach and competitive strategies. Research limitations/implications – The metrics which have been selected to measure the performance of lean supply chains is particularly applicable for high volume, low-price products. Practical implications – By identifying optimal performance metrics and applying performance evaluation methods, managers can predict the overall supply chain performance under lean strategy. By identifying performance for each metric they can also categorize the existing performance and optimise them accordingly. Originality/value – This study provides a performance evaluation method for supply chain managers to assess the effects of lean tools and competitive strategies.
Article
Purpose – The purpose of this paper is to examine the role of strategic supplier partnership and postponement respectively, on the relation between lean and agile supply chain strategy and supply chain responsiveness. Also, the authors look at the relation between supply chain responsiveness and firm performance. Design/methodology/approach – Applying the strategic-choice theory and the resource-based view of firms to the supply chain, the authors develop a research model to demonstrate the premise that implementing proper supply chain practices to support and execute supply chain strategy will enhance the responsiveness of the supply chain and the performance of the focal firm. The study utilizes survey data from 205 senior executives and managers in the purchasing and supply chain functions from manufacturing firms in the USA. The results are based on covariance-based analysis and structural equation modeling using AMOS software. Findings – The study finds that strategic supplier partnership fully mediates the relationship between a lean supply chain strategy and supply chain responsiveness, and that postponement partially mediates the relationship between an agile supply chain strategy and supply chain responsiveness. It is also shown that supply chain responsiveness is associated with enhanced firm performance. Practical implications – For supply chain practitioners, the results indicate that firms benefit greatly if they consider the resources of their supply chain, such as postponement and strategic supplier partnership in conjunction with their supply chain strategy and that such a matching yields improved supply chain responsiveness and firm performance. Originality/value – The paper theoretically develops logic for and empirically shows that strategic supplier partnership and postponement are appropriate practices for mediating the impact of lean and agile supply chain strategies, respectively, on supply chain responsiveness. Considered at a higher level of abstraction, these relationships indicate a contribution to theory that explains how supply chain strategy can beget supply chain responsiveness, through the concurrent deployment of appropriately matched supply chain practices.
Article
In today’s world, supply chain management (SCM) is a key strategic factor for increasing organizational effectiveness and for better realization of organizational goals such as enhanced competitiveness, better customer care and increased profitability. The era of both globalization of markets and outsourcing has begun, and many companies select supply chain and logistics to manage their operations. Most of these companies realize that, in order to evolve an efficient and effective supply chain, SCM needs to be assessed for its performance. Based on a literature survey, an attempt has been made in this paper to develop a framework for measuring the strategic, tactical and operational level performance in a supply chain. In addition, a list of key performance metrics is presented. The emphasis is on performance measures dealing with suppliers, delivery performance, customer-service, and inventory and logistics costs in a SCM. In developing the metrics, an effort has been made to align and relate them to customer satisfaction.
Article
Supply chain management has become one of the most popular approaches to enhance the global competitiveness of business corporations today. Firms must have clear strategic thinking in order to effectively organize such complicated activities, resources, communications, and processes. An emerging body of literature offers a framework that identifies three kinds of supply chain strategies: lean strategy, agile strategy, and lean/agile strategy based on in-depth case studies. Extant research also suggests that supply chain strategies must be matched with product characteristics in order for firms to achieve better performance. This article investigates supply chain strategies and empirically tests the supply chain strategy model that posits lean, agile, and lean/agile approaches using data collected from 604 manufacturing firms in China. Cluster analyses of the data indicate that Chinese firms are adopting a variation of lean, agile, and lean/agile supply chain strategies identified in the western literature. However, the data reveal that some firms have a traditional strategy that does not emphasize either lean or agile principles. These firms perform worse than firms that have a strategy focused on lean, agile, or lean/agile supply chain. The strategies are examined with respect to product characteristics and financial and operational performance. The article makes significant contributions to the supply chain management literature by examining the supply chain strategies used by Chinese firms. In addition, this work empirically tests the applicability of supply chain strategy models that have not been rigorously tested empirically or in the fast-growing Chinese economy.
Article
The view that adopting an environmental perspective on operations can lead to improved operations is in itself not novel; phrases such as "lean is green" are increasingly commonplace. The implication is that any operational system that has minimized inefficiencies is also more environmentally sustainable. However, in this paper we argue that the underlying mechanism is one of extending the horizons of analysis and that this applies to both theory and practice of operations management. We illustrate this through two principal areas of lean operations, where we identify how successive extensions of the prevailing research horizon in each area have led to major advances in theory and practice. First, in quality management, the initial emphasis on statistical quality control of individual operations was extended through total quality management to include a broader process encompassing customer requirements and suppliers' operations. More recently, the environmental perspective extended the definition of customers to stakeholders and defects to any form of waste. Second, in supply chain management, the horizon first expanded from the initial focus on optimizing inventory control with a single planner to including multiple organizations with conflicting objectives and private information. The environmental perspective draws attention to aspects such as reverse flows and end-of-life product disposal, again potentially improving the performance of the overall supply chain. In both cases, these developments were initially driven by practice, where many of the benefits of adopting an environmental perspective were unexpected. Given that these unexpected side benefits seem to recur so frequently, we refer to this phenomenon as the "law of the expected unexpected side benefits." We conclude by extrapolating from the developmental paths of total quality management and supply chain management to speculate about the future of environmental research in operations management.