Nüfus, yaşlanma ve kamu yönetimi kavramlarının tarihsel gelişim süreci
içerisinde birbirlerinden sürekli etkilendiği görülmektedir. Nüfusun yapısına göre kamu
yönetimi ve bürokrasi şekillenmiş, ihtiyaçlar doğrultusunda kamusal hizmetler ortaya
çıkmıştır. Bu gerçeklikten hareketle nüfus niteliği ve niceliği yöneticiler için önemli bir
veri kaynağını temsil etmiştir. 1980’li yıllardan itibaren hem kamu yönetimin de hemde
nüfusun yapısında önemli değişimlerin meydana geldiği bir kırılma dönemi yaşanmıştır.
Neo Liberal anlayışın kamu yönetimini değişime sürüklendiği, refah devleti
politikalarının ve devletin rolü tartışmalarının yaşandığı bu dönemde, yöneticiler reform
çalışmalarında önemli ikilemler arasında kalmışlardır. Çünkü refah devleti uygulamaları
ile yaşlı nüfusun kamudan talep ettiği hizmetler arasında kuvvetli ilişkiler olduğu,
özellikle sosyal güvenlik, sağlık hizmetleri, istihdam politikaları ve eğitim alanlarında,
yaşlı nüfusun daha fazla hizmet talep ettiği görülmektedir.
Bu çalışmada, nüfus ve yaşlanma kavramları ayrı ayrı ele alınarak nasıl bir
gelişim sürecinden geçtiği, Osmanlı’dan günümüze ülkemizde uygulanan nüfus
çalışmaları ile nüfus ve aile planlamaları incelenmiştir. Demografik Geçiş Teorisi ile
açıklanmaya çalışılan yaşlanma sürecinden yalnızca gelişmiş ülkelerin değil, aynı
zamanda gelişmekte olan ülkelerinde etkilendiği tespit edilmiştir. Gelişmiş ülkelerin
Demografik Fırsat Penceresi ile ifade edilen sürecin sonuna gelerek yaşlanma sürecine
girdiğini, buradan hareketle kamu yönetiminde reform çalışmalarının gündeme geldiği,
özellikle ulus üstü kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri ile Avrupa Birliği gibi kurumlar
vasıtasıyla, bu reform çalışmalarının yaygınlaştırmaya çalışıldığı sonucuna varılmıştır.
Gelişmekte olan ülke konumunda olan ülkemizin de bu süreçten yoğun bir şekilde
etkilendiği, son 20 yılda hem yaşlanma araştırmalarına hem de kamu yönetimi
alanlarında reform çalışmalarına ağırlık verdiği görülmüştür. 2000’li yıllardan itibaren
ülke nüfusun geçireceği değişimden hareketle, sosyal güvenlik, sağlık hizmetleri, işgücü
piyasası ve eğitim alanlarında verilen hizmetlerin, yaşlanma sürecinden nasıl
etkileneceği değerlendirilmiştir. Ayrıca yaşlı nüfus ile siyaset ilişkisi irdelenmiş, siyasi
istikrarsızlık ve yaşlı nüfusta yaşanan artış, onu önemli bir politik güce dönüştürdüğü
gözlemlenmiştir. Bunun sonucunda Yeni Kamu Yönetimi reformlarının etkilerini
zayıflatacak ve gelecekte kamu yönetimini ve hizmetlerinin sürdürülebilirliğine zarar
verecek seçim ekonomisi uygulamalarıyla karşılaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: Nüfus, Yaşlanma, Kamu Yönetimi, Demografik Geçiş
Teorisi, Demografik Fırsat Penceresi, Nüfus ve Aile Planlaması, Refah Devleti, Kamu
Hizmetleri, Yeni Kamu Yönetimi, Seçim Ekonomisi.
It is seen that the concepts of population, aging and public administration are
affected from each other in development process. According to the structure of
population, public administration and bureaucracy have been formed, thusly, public
services have emerged in line with requirements. Based on this reality, quality and
quantity of population have represented a significant data source for administrators.
Since 1980s, a breaking point in which important changes in both public administration
and population structure have been lived. Administrators have been uncertain against
important dilemmas in reform practices in the period which Neo-Liberal understanding
carried public administration to a change, and which the role of government were
discussed. Because it is seen that there are a strong relationships between the
administration of welfare state and the services that old age population demand from the
public and that old age population demand services especially in the fields of health
care, employment policies and education.
It is focused in this study on analysing how a development process population
and aging have lived handling them apart from each other, researching population
studies carried out in Turkey since the Ottoman period, and plans of population and
family. It was determined that not only developed but also developing countries are
affected by aging process which is tried to be explained with Demographic Transition
Theory. It was concluded from the study that developed countries entered into aging
process defined with Demographic Window of Opportunity, so reform studies have
become the main topic of conversation in public administration. These reform studies
were tried to become widespread especially by means of supranational organisations,
nongovernmental organisations and European Union. It was seen that Turkey, as a
developing country, has been intensely affected by this process, and has emphasised on
reform studies in the fields of both aging researches and Public administration for the
last twenty years. How the services such as social society, health, labour market and
education are influenced from aging process were evaluated with reference to the
change that Turkey has lived since 2000s. In addition, the relationship between old age
population and politics was probed, and it was observed that old age population
transferred aging into a significant political power. As a consequence of this state, it
was encountered with practices of election economies that can weak the reforms of New
Public Administration that will be able to give damage to the maintainability of public
administration and its services in the future.
Key Words : Population, Aging, Public Administration, Demographic
Transition Theory, Demographic Opportunity Window, Population and Family
Plannings, Welfare State, Public Services, New Public Administration, Election
Economy.