Çevre sorunlarına ilişkin sürekli artan kamu bilincine paralel olarak daha yeşil bir dünya arzusu, toplumları çevre dostu ürünler kullanmaya yöneltmiştir. Sürdürülebilirlik, enerji verimliliği, atıkların geri dönüşümü ve maliyeti gibi kavramların her geçen gün gelişen teknoloji ile birlikte daha çok ön plana çıkmasıyla biyo-kökenli ürünler vazgeçilmez duruma gelmektedir. Çevreye zararlı maddeler içeren ve atıkları kolayca bertaraf edilemeyen petrol türevi ürünlerin yerine, çevre dostu, zehirsiz, doğada kısa sürede kolayca bozunabilen, yenilenebilir kaynaklardan bitkisel yağlar ve türevi ürünler iyi bir alternatif oluşturmaktadırlar. Çok yönlü kullanım alanına sahip olan bitkisel yağlar, birer besin maddesi olmalarının yanında kimya ve enerji sektörü başta olmak üzere endüstride önemli bir hammadde kaynağı oluşturmaktadırlar. Biyodizel yakıt, endüstriyel yağlayıcı, mürekkep, kozmetik, ilaç, boya ve vernik üretimleri başta olmak üzere, plastik, deterjan, şampuan, dezenfektan, sabun, tutkal, aydınlatma ve cam macunu gibi çeşitli sanayii ürünlerinde hammadde olarak kullanılmaktadır. Endüstrinin ihtiyacı olan bitkisel yağlar genel olarak, soya, ayçiçeği, çiğit (pamuk tohumu), kanola, kolza, yer fıstığı, susam, pelemir, aspir, krembi, hintyağı, haşhaş, keten, kenevir, mısır (mısır özünden), zeytin, hurma (palm), hindistan cevizi (coco) ve jojoba bitkilerinin yağlı tohumlarından elde edilir. Genel olarak yemeklik olarak da kullanılan bu yağların yanı sıra neem yağı, karanja yağı, jatropha yağı gibi gıda sektöründe kullanılmayan yenmeyen yağların endüstride uygulanabilirliği konusunda yapılacak araştırmalar bitkisel yağların etkinliğini daha da artıracaktır. Yenmeyen bitkisel yağların endüstride kullanımı, sürdürülebilir üretim açısından daha iyi bir alternatif oluşturacaktır.