ArticlePDF Available

Abstract

Globalization affects the whole world and brings with it such problems as environmental pollution, rapid consumption of natural resources and excessive energy use, resulting in a focus on sustainability in design. The concept of sustainability aiming at efficient use of energy, water, material and space, preserving natural resources and using eco-friendly and renewable materials is also addressed in healthcare field as well as other fields. The amount of energy, water and material consumed, and chemical waste disposed are high in hospitals, which, therefore, damage the environment a lot. This fact makes the concept of green hospitals that take building, environment and human health as a whole more and more important every day. Green hospitals are sustainable buildings that aim to use natural resources efficiently, support recycling and minimize environmental and medical waste use. In order for a hospital to be a green building, it should meet such criteria as waste, environment, water, energy and hazardous substances management, material selection and sustainable facility size. Turkey, however, has very few hospitals that completely satisfy the green hospital design criteria. The aim of this study is to draw attention to this low number and to emphasize the significance of green building designs that focus on sustainable use and management of natural resources. The study sample consists of hospitals in the city center of Trabzon. The hospitals were selected for ease of transportation and user preferences. Hospital managers were interviewed to determine whether the hospitals in question satisfy the green hospital design criteria; waste, environment, water, energy and hazardous substances management, material selection and sustainable facility size. Keywords: Trabzon; hospital; green hospital; sustainability; design
Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 28, Sayı 2, 2019, Sayfa 214-224
214
TARİHİ YAPILARIN YENİDEN İŞLEVLENDİRİLMESİ:
TRABZON MİMARLAR ODASI ÖRNEĞİ
Funda KURAK AÇICI
1
Zeynep Nilsun KONAKOĞLU
2
ÖZ
Tarihi yapılar; bir toplumun kültürü, mimarisi, sanatı, gelenek ve göreneği, yaşayış biçimi kısacası geçmişe dair
tüm birikimleri hakkında bilgi veren önemli eserlerdir. Fakat günümüzdeki hızlı kentleşme ve nüfus artışıyla
birlikte çoğu tarihi yapı zarar görerek yok olma tehlikesi ile karşılaşmaktadır. Bu rekabetten kurtulabilen tarihi
yapılar ya restorasyona uğramakta ya korunmakta ya da eski kullanımının dışında farklı bir işlevle günümüzde
hizmet vermektedirler. Yeniden işlevlendirilen yapılar günümüz yaşantısına katılmaya çalışılmaktadırlar.
Geçmişten günümüze birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Trabzon kenti, kültür ve tarih açısından
önemli pek çok tarihi yapıya sahip olmaktadır. Bu yapılardan biri olan Trabzon Mimarlar Odası binası mimarisi
ve konumu bakımından önemli olmakla birlikte yapıldığı dönemden günümüze ulaşana kadar farklı işlevlerde
hizmet vermiştir. 1996 yılında restorasyona uğrayan ve yeniden işlevlendirilen tarihi bina, eski işlevi olan
lojman yerine mimarlar odası, bahçe kafe ve restoran olarak kullanılmaya başlamıştır. Çalışmada, yeniden
kullanımda yeni işlev ve işlevin gereksinimleri arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Bu
kapsamda Mimarlar Odası yerinde gözlem, çizimler ve fotoğraflar ışığında değerlendirilmiştir. Mekân
kullanıcılarıyla yapılan yüz yüze görüşmeler ile yapılış amacı dışında günümüz işleviyle varlığını devam ettiren
yapının; mekânsal performansının, çevre ve kullanıcılar arasındaki uyumunun ortaya koyulması
amaçlanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Yeniden İşlevlendirme, Tarihi Yapı, Restorasyon, Trabzon Mimarlar Odası
RECONSTRUCTION OF HISTORICAL BUILDINGS:
CASE OF TRABZON CHAMBER OF ARCHITECTS
ABSTRACT
Historical places; These are important works that give information about the culture, architecture, art, tradition
and tradition of a society and all the experiences of the past. However, with the rapid urbanization and
population growth of today, most historical buildings are in danger of being destroyed and destroyed. The
historical buildings that can survive this competition are either restored or preserved or serve with a different
function other than their former usage. The re-functionalized structures are being tried to participate in today's
life. The city of Trabzon, which has been home to many civilizations from the past to the present, possesses
many historical structures that are important in terms of culture and history. Trabzon Chamber of Architects
building, which is one of these buildings, is important in terms of architecture and location, but has served in
different functions from the time it was built until today. The historical building, which was restored and re-
functional in 1996, started to be used as an chamber of architects, garden cafe and restaurant instead of its former
function. In this study, it is aimed to evaluate the relationship between the new function and its requirements in
reuse. In this context, the Chamber of Architects was evaluated in the light of observations, drawings and
1
Doç. Dr., Karadeniz Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi, İç Mimarlık Bölümü, fundakurak@ktu.edu.tr ,
ORCID: 0000-0003-2592-2266.
2 Arş. Gör. Avrasya Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı
Bölümü, nilsunkonakoglu@hotmail.com , ORCID: 0000-0002-1539-305X
Received/Geliş: 06/07/2019 Accepted/Kabul:27/08/2019, Literature Review/Derleme
Cite as/Alıntı: Kurak Açıcı, E. & Konakoğlu, Z.N. (2019), “Tarihi Yapıların Yeniden İşlevlendirilmesi:
Trabzon Mimarlar Odası Örneği”, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, cilt 28, sayı 2,
s.214-224.
Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 28, Sayı 2, 2019, Sayfa 214-224
215
photographs. Apart from the purpose of being made through face-to-face interviews with the users of the space,
the structure, which continues its existence with today's function; spatial performance, harmony between
environment and users.
Keywords: Re-Functioning, Historical Building, Restoration, Trabzon Chamber of Architects
Giriş
Kentin sahip olduğu kültürel ve doğal değerler, kent kimliğini oluştururlar. Kent
kimliğinin oluşması için, bu değerlerin sürekliliğinin sağlanması, kentin geçmişinden
gelen mesajları geleceğe aktaran maddi ve manevi değerlerin korunması gerekir. Kentin
farklı dönemlerine tanıklık etmiş yapılar ve yapı grupları, kentlilerin yaşantısına dahil
olarak sözü edilen değerler içerisinde öncelikli konumda yer alırlar. Bu nedenle bir kentte
o kentin özgün kimliğine katkısı bulunan ve ait olduğu döneme ilişkin kayda değer
mimari ve yaşamsal özellikler taşıyan yapılar ile yapı gruplarının korunması, o kentte
kültürel sürekliğin sağlanmasında ve kentin kimliğinin oluşumunda kimliğin geleceğe
taşınmasında önemli bir rol oynar (Birol, 2007). Tarihi yapılar, geçmiş ile bugün, bugün
ile gelecek arasındaki bağlantıyı sağlarlar. Geçmişteki sosyolojik, ekonomik, politik ve
dinsel yaşam, tarihi yapıların gövdesini oluşturur. Bugün sahip olunan tarihi miras için
planlama ve koruma stratejisini etkin hale getirmek çok önemli olmaktadır. Fakat
ülkemizde tarihi yapıların çoğu ihmal, yanlış strateji, kasıt ve bilgisizlikle tahrip edilmiş
ve pek çoğu kullanılamayacak hale getirilmiştir. Bunun yanında yangınlar, su baskınları,
insanların zarar vermesi gibi etkenler de bu süreci tetiklemiştir (Mahrebel, 2006: 1). Bu
çalışmada, yeniden kullanımda yeni işlev ve işlevin gereksinimleri arasındaki ilişkinin
değerlendirilmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda Mimarlar Odası yerinde gözlem,
çizimler ve fotoğraflar ışığında değerlendirilmiştir. Mekân kullanıcılarıyla yapılan yüz
yüze görüşmeler ile yapılış amacı dışında günümüz işleviyle varlığını devam ettiren
yapının; mekânsal performansı, çevre ve kullanıcılar arasındaki uyumu ortaya koymak
amaçlanmaktadır. Çalışmanın bir sonraki bölümünde yeniden işlevlendirme ve tarihi
yapıların yeniden işlevlendirilmesinde mekânsal performansa, ikinci bölümünde çalışma
alanına, çalışmada uygulanan yöntem ve bulgulara yer verilmektedir. Son bölüm de ise
sonuçlar tartışılmaktadır.
Yeniden İşlevlendirme
Dünyada hızla değişen ve gelişen kentleşme, çevresel olumsuzlukları, kimliksiz, plansız,
geçmiş ve gelecekle bağı olmayan yapıları da beraberinde getirmiştir. Bu yapılara rağmen
kent merkezlerinde varlığını sürdürmeye çalışan tarihi yapılar kent kimliğinin önemli bir
unsurudur. Süreç içerisinde sosyal ve fonksiyonel özelliklerini yitirse de, yaşadıkları
dönemin birikimlerini aktaran tarihi yapıların bu değişimde özgün kimliğinin korunması
konusu her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır (Enlil, 1992). Kültür kimliğinin
korunması ve kültür varlıklarının sürekliliğinin sağlanması için gerekli bakım ve onarım
yapılması gerekmektedir. Restorasyon, tarihi binaya olabildiğince az müdahale ederek
tarihi belge ve estetik değerinin korunmasını amaçlar ve birkaç türü bulunmaktadır.
Bunlar; Sağlamlaştırma, Bütünleme (Reintegrasyon), Yenileme, Yeniden İşlevlendirme
(Renovasyon- Rehabilitasyon), Yeniden Yapım (Rekonstrüksiyon), Temizleme,
Taşımadır (Kocabıyık, 2014). Bu türlerden biri olan Yeniden İşlevlendirme; tarihi
yapıların mimari, estetik, sosyal ve kültürel değerlerini koruyarak, bu yapılarda kullanıcı
gereksinimlerine cevap verecek şekilde, mekânsal gereklilikleri yerine getirecek
Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 28, Sayı 2, 2019, Sayfa 214-224
216
müdahaleleri de içeren yeni kullanım olanaklarının oluşturulmasıdır. Tarihi yapılarda
işlev değişikliği, çağdaş bir koruma anlayışıdır (Gazi ve Boduroğlu, 2015: 58). Bu
korumacı yaklaşım, kullanım dışı kalmış, mevcut fonksiyonuyla kullanıcı
gereksinimlerini karşılayamayan yapıları yok olmaktan kurtarmaktadır. Bu yapılar için,
özgün mekânsal ve yapısal özellikleriyle uyumlu yeni kullanım olanakları oluşturularak,
tarihi dokunun devamlılığı sağlanmakta ve kent yaşamının özgün yapısı sürekli
kılınmaktadır. Yani işlevsel dönüşümler, toplumun geçmiş üzerinden günümüze
tutunmasını sağlayan tarihi değerlerin yeniden hayata geçirilmesini sağlayan yöntemler
olarak da tanımlanabilir (Eren Akaydın ve Canbay Türkyılmaz, 2018: 280).
Yeniden işlevlendirme, yapının fiziksel dokusunun yanı sıra simgesel ve sanatsal
değerlerini muhafaza etmektir. Yapıların korunması için bu değerlerden biri ya da her
ikisine sahip olmaları gerekmektedir. Yalnızca işlevsel olmaları onların korunması için
yeterli bir sebep değildir; yapıların kültürel bir konumları da olmalıdır, çünkü bu konum
toplumun veya insanlığın kolektif tarih ya da hafızasında önemli bir yere sahiptir veya
estetik açıdan değerlidir (Kuban, 2000). İnşa edildiği andan itibaren kullanıcılara hizmet
veren ve kültürel mirasın izlerini taşıyan tarihi yapılar, bir toplumun kültürü, mimarisi,
sanatı, gelenek ve göreneği, yaşayış biçimi hakkında bilgi veren önemli eserlerdir. Fakat
günümüzdeki hızlı kentleşme ve nüfus artışıyla birlikte çoğu tarihi yapı zarar görerek yok
olma tehlikesi ile karşılaşmaktadır. Bu tehlike ile karşı karşıya kalan tarihi yapılar
yeniden işlevlendirme ile hayat bulabilmektedir. Tarihi yapıların işlevlendirilmesi
ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan değerli olmakla birlikte tarihi yaşatma, kültürel
mirasa sahip çıkma ve sürdürülebilirlik açısından önemli olmaktadır. Çalışmanın sonraki
kısmında yeniden işlevlendirmenin tarihi yapıların mekansal performansı hakkında
literatür araştırması yer almaktadır.
Tarihi Yapıların Yeniden İşlevlendirilmesinde Mekân Performansı
Mimari tasarımın özünde insan ihtiyaçları ve alışkanlıkları, başka bir deyişle yaşantının
gereklerini karşılamak üzere mekânsal çözümlerin üretilmesi yatmaktadır. Yeniden
işlevlendirmede bu ihtiyaç ve gereklilikler mevcut yapının özellikleriyle güçlü bir şekilde
ilişkilendirilerek uyum sağlayabilmelidir (Karapınar, 1997; Selçuk, 2006). Yeniden
işlevlendirme sadece bina ölçeğinde değil kentsel ölçekte de önemli sonuçlar doğuracak
bir konudur. Yeniden işlevlendirilecek yapılar sadece kendi yapısal ömrünü uzatmakla
kalmayıp çevresindeki kentsel mekânı da yaşayan bir çevreye dönüştürmekte önemli bir
rol oynayacaktır. Bu noktada yapıların dönüştürüldüğü fonksiyon da kentsel çevre için
önem kazanacaktır (Taner, 2011; 16). Geçmişteki tarihin izlerini yaşatan ve bugüne
ulaşmasına olanak veren birer araç niteliğinde olan bu çevreler güçlü bağlamsal
özellikleri ile kent içinde önemli hafıza mekânları meydana getirir. Tarihi yapılar, kentsel
sürekliliğin sağlanmasına ve kültürel mirasın korunmasına katkıda bulunurlar
(Yalçınkaya vd. 2019: 191).
Korumaya değer mimari müdahalelerde, yapının belge özelliklerini korumak ne
kadar önemliyse, bir diğer yandan yapılan müdahalenin yapıyla uyumu da en az o kadar
önemlidir. Uyum kavramı, iki türlü değerlendirilebilir. Mevcut yapının ya da çevredeki
diğer yapıların sahip olduğu tüm özelliklerin birebir korumaya değer yapıya aktarılması
da; mevcut yapının ve çevre özelliklerinin benimsenerek günümüz koşullarındaki
yorumuyla yapıya aktarılması, bu şekilde taklitten uzak durulması da uyum olarak
değerlendirilebilir. Bu noktada önemli olan, yapının kimliğini belirleyen, zaman içinde
Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 28, Sayı 2, 2019, Sayfa 214-224
217
kazandığı ve korumaya değer olduğunu gösteren niteliklerin kaybedilmemesi ve
günümüzde de yapının ömrünü sürdürmesidir (Kaşlı, 2009; 24-25). Tarih ve kültür
aktarımı amacı taşımasının yanında tarihi bir yapıya yeni bir işlev kazandırmanın diğer
sebepleri yapıdaki işlevsel eskime ve fiziksel bozulmadır. Bir yapı inşa edilirken
kazandırılan işlev zaman içinde geçerliliğini kaybedebilir. Standart bir yapının
çoğunlukla 10-20 sene, çok iyi planlanıp inşa edilmiş bir yapının ise 40 sene boyunca
özgün işlevini devam ettireceği söylenebilir (Burnley, 1980). Tarihi yapıların
işlevlendirilmesi ekonomik, kültürel ve sosyal açıdan değerli olmakla birlikte tarihi
yaşatma, kültürel mirasa sahip çıkma ve sürdürülebilirlik açısından önemli olmaktadır.
Yeniden işlevlendirilen yapılar günümüz yaşantısına katılmaya ve varlığını devam
ettirmesini sağlamasına çalışılmaktadırlar.
Çalışma Alanı
Trabzon Doğu Karadeniz Bölgesinin en eski kentlerinden birisidir Tarih boyunca önemli
bir liman, tarım, ticaret, kültür ve sanat merkezi olmuştur. Osmanlı fethinden sonra daha
çok gelişmiş ve Türk İslam yapıları ile donatılmıştır. Günümüzde şehir hızla ve sağlıksız
bir biçimde büyümüş, tarihi dokusu korunamamıştır. Yapılan araştırmalar Osmanlı
döneminde şehir merkezinde çok sayıda dini ve sosyal amaçlı yapılar inşa edildiğini
göstermektedir. Ne yazık ki bu eserlerin büyük bir kısmı korunmaları için kararlar alınmış
olmasına rağmen yıktırılıp yok edilmişlerdir (Karpuz, 1985). Bunun dışında yıkılıp yok
edilemeyerek, farklı işlevler yüklenerek varlığını günümüze kadar devam ettiren
yapılarda bulunmaktadır. Bu yapılardan biri olan Trabzon Mimarlar Odası binası
mimarisi ve konumu bakımından önemli olmakla birlikte yapıldığı dönemden günümüze
ulaşana kadar farklı işlevlerde hizmet vermiştir. Tarihi yapısal değeri nedeniyle çalışmada
Mimarlar Odası Trabzon Şube Binası irdelenmektedir.
Tablo 1. Mimarlar Odası Konumu ve Yakın Çevresi (30.10.2018 Googleearth
üzerinden çalışılmıştır.)
Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 28, Sayı 2, 2019, Sayfa 214-224
218
Tablo 1’de Trabzon Mimarlar Odasının konumu verilmektedir. Trabzon
Ortahisar’da Kemerkaya Mahallesinde yer alan bina kentin merkezinde bulunması
nedeniyle ulaşım açısından çok kolay bir noktada yer almaktadır. Bu sayede binaya
ulaşım rahatça sağlanabilmektedir.
Tablo 2. Mimarlar Odası Kimlik Bilgileri
(Kişisel Arşiv, 2018)
Yöntem
Çalışma iki aşamalı olarak ele alınmaktadır. İlk olarak verilerin elde edilmesi amacıyla
literatür araştırması yapılarak yazılı ve çizili kaynaklara ulaşılmış ve koruma kurulundan
elde edilen yapıya ait raporlar değerlendirilmiştir. Tarihi yapılarda yeniden işlevlendirme
ile ilgili tezler, makaleler, dergiler, internet ortamı, seminerler ve bildiriler taranarak
önceki çalışmaların ve değerlendirmelerin analizi yapılmıştır. Araştırmanın bulgular
kısmındaki veriler nitel araştırma yöntemlerinden mekân kullanıcılarıyla yapılan
görüşme tekniği ile elde edilmiştir.
Bulgular
Yapılan çalışmanın ana kurgusu bu bölümde şekillenmektedir. Çalışmanın bu
bölümünde, koruma tekniklerinden biri olan yeniden işlevlendirme ile ömrünü devam
ettiren Trabzon Mimarlar Odası zamana bağlı geçirdiği değişimler irdelenmektedir.
Tablo 3. Binanın Zamana Bağlı Değişimi
1996’dan Önce
1996’dan
Günümüze
Görseller
Bodrum Kat
-
Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 28, Sayı 2, 2019, Sayfa 214-224
219
Zemin Kat
Birinci Kat
Çatı Kat
-
Doğu Cephe
İŞLEV
LOJMAN
MİMARLAR
ODASI TRABZON
ŞUBE BİNASI
(Kişisel Arşiv, 2018)
Tablo 3’te Trabzon Mimarlar Odası Trabzon Şube Binasının restorasyon
yapılmadan önceki lojman işlevi ile kullanılması ve restorasyonlar yapıldıktan sonra
günümüzde kullanıldığı işlevler (Mimarlar Odası ve Bahçe Kafe) yer almaktadır.
Yapının; bodrum kat, zemin kat, birinci kat ve doğu cephesinin çizimleri görseller ile
desteklenmektedir. 1996 yılından önce lojman olarak kullanılan binanın planları
incelendiğinde binada değişiklikler olduğu gözlemlenmektedir. Planın ana aksları
değişmemekle birlikte yeni düzenlemede girişin hemen karşısına gösterişli bir merdiven
konumlanmaktadır. Odalar yeni işlevlerine hizmet verecek nitelikte yeniden
düzenlemiştir. Doğu cephesinde ise sütunların korumaya alındığı ve onarımlar haricince
büyük farklılıkların olmadığı görülmektedir. Şekil 1’de binanın restorasyona uğramadan
önceki halleri yer almaktadır.
Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 28, Sayı 2, 2019, Sayfa 214-224
220
Şekil 1. Mimarlar Odasının 1996 Yılından Önceki Hali (URL1, 2018)
Çalışmanın bu bölümünde; mekân kullanıcıları ile yapılan görüşmelerde
yönlendirilen soruların cevaplarından oluşan verilerin, tablolar ve grafikler üzerinden
yorumlamaları yapılmaktadır. Görüşme üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde,
bina kullanıcılarının demografik özellikleri belirlenmektedir. İkinci bölümde, binanın
kullanım sıklığı, hangi amaçla kullanıldığı ve kullanım yılı tespit edilmeye çalışılmıştır.
Üçüncü ve son bölümde, binanın kullanıcılar açısından algılanışı değerlendirilmektedir.
Tablo 4. Görüşmeye katılanların sosyo-demografik özellikleri
Sayı
Yüzde
Cinsiyet
Kadın
49
66,2
Erkek
25
33,8
Toplam
74
100
Yaş
30 Yaş Altı
33
44,6
30 Yaş ve Üstü
41
55,4
Toplam
74
100
Eğitim
Lise
12
16,4
Lisans
42
56,7
Lisansüstü
15
20,2
Doktora
5
6,7
Toplam
74
100
Tablo 4’te mekân kullanıcılarının sosyo-demografik özelliklerinden cinsiyet, yaş,
eğitim bilgileri istatiksel olarak verilmektedir. Tablo sonuçlarına göre araştırmanın
örneklemi 49’u kadın 25’i erkek olmak üzere 74 kişiden oluşmaktadır. Katılımcıların
%55,4’ü 30 yaş üstü, %56,7’si lisans düzeyinde olmakla birlikte öğretmen, mühendis,
akademisyen, mimar gibi farklı alanda meslek gruplarına sahip katılımcılar çalışma
örneklemini oluşturmaktadır.
Tablo 5. Trabzon Mimarlar Odasına Gidilme Sıklığı
Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 28, Sayı 2, 2019, Sayfa 214-224
221
Tablo 5’te Trabzon Mimarlar Odasına gidilme sıklığının yüzdelik olarak oranları
yer almaktadır. Mimarlar Odasının gidilme sıklığı yüzde 47,5 olarak bazen yanıtı en fazla
verilen cevap olmaktadır.
Tablo 6. Trabzon Mimarlar Kullanım Amaçları
Tablo 6’da Trabzon Mimarlar Odasının kullanım amaçları yer almaktadır.
Katılımcıların %71,2’lik kısmı yemek/içmek, %12,1’lik kısmı Mimarlar Odası için,
%22,7’lik bölümü sergi için, %12,1’lik lümü ise farklı amaçlar için binayı
kullanmaktadır.
Tablo 7. Trabzon Mimarlar Odasının Teknik ve İşlevsel Performasının Değerlendirmesi
1,43
12,9
45,7
27,1
12,9
Her zaman Sık sık Bazen Nadiren Hiçbir
zaman
71,2
12,1
22,7
12,1
Yemek/İçmek Mimarlar Odası Sergi Diğer
Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 28, Sayı 2, 2019, Sayfa 214-224
222
Kesinlikle
Uygun Değil
Uygun
Değil
Orta
Uygun
Uygun
Kesinlik
le
Uygun
Aydınlatma
-
5,66
45,28
45,28
3,77
Akustik
-
11,54
63,46
25,00
-
Havalandırma
1,89
11,32
35,85
47,17
3,77
Isıtma
9,43
16,98
50,94
20,75
1,89
Mekânsal Büyüklüğü
5,66
5,66
43,40
33,96
11,32
Mekânsal Yüksekliği
-
1,89
24,53
50,94
22,64
Mekânsal Esneklik
3,77
16,98
33,96
37,74
7,55
Donatıların Konforu
1,89
16,98
43,40
35,85
1,89
Yapı Çevre İlişkisi
9,43
5,66
24,53
50,94
9,43
Estetik Görünüm
1,89
5,66
28,30
47,17
16,98
Form
-
9,43
33,96
43,40
13,21
Tarihsel His
3,77
7,55
28,30
37,74
22,64
Tablo 7’de Trabzon Mimarlar Odasının teknik ve işlevsel performasının
değerlendirmesi verilmektedir. Alınan cevaplarda katılımcıların çoğunun binanın
aydınlatma, akustik, havalandırma, ısıtma, mekânın büyüklüğü, mekânın yüksekliği,
mekânın esnek kullanımı, donatıların konforu, yapı çevre ilişkisi, estetik görünüm, form
ve tarihsel hissi kullanıcılara göre çoğunlukla orta uygun ve uygun olarak görmektedir.
Tablo 8. Trabzon Mimarlar Odasının Algıya Dayalı Değerlendirmesi
1
2
3
4
5
Ferah
3,77
5,66
30,19
39,62
20,75
Güzel
-
5,66
22,22
27,78
27,78
Huzurlu
1,89
3,77
33,96
26,42
26,42
Konforlu
3,85
15,38
50,00
7,69
7,69
Kullanışlı
1,92
7,69
51,92
13,46
13,46
Düzenli
3,85
11,54
44,23
15,38
15,38
Bakımlı
1,92
13,46
42,31
5,77
5,77
Lüks
9,62
30,77
36,54
1,92
1,92
Tablo 8’de Trabzon Mimarlar Odasının teknik algıya dayalı değerlendirmesi yer
almaktadır. Tabloda verilen kavramlar en düşük 1 en yüksek 5 olmak üzere
puanlandırılması istenmiştir. Bina ferah ve güzel olarak yüksek puan alarak, huzurlu,
konforlu, kullanışlı, düzenli, bakımlı ve lüks olarak orta derecede nitelendirilmektedir.
Görüşmenin son kısmında binanın kullanımına dair önerdikleri değişiklikler ve binanın
şuan ki olumlu ve olumsuz özelliklerinin ne olduğu tespit edilmektedir. Alınan cevaplara
göre binanın genellikle şehir merkezinde bulunması, tarihi değerlere sahip çıkması
bakımından olumlu bulunması ile daha fazla etkinlik ile çevre ilişkisinin artırılması,
bahçe mobilyalarının daha farklı olması beklenmektedir.
Sonuç
Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 28, Sayı 2, 2019, Sayfa 214-224
223
Somut kültürel mirasın en önemli temsilcileri olan tarihi yapılar, geçmişin önemli
temsilcileri ve kentin kültürel, mimari, sanatsal, bilimsel özelliklerini taşıyan önemli
kimlik öğeleridir. Bu yüzden günümüzde küreselleşmenin ve kentleşmenin etkisi ile
kaybolmakta olan tarihi yapıları korumak toplumun görevidir. Bütünleme,
sağlamlaştırma, taşıma gibi pek çok çeşidi bulunan restorasyon binanın yok olmasını
engelleyerek binayı canlı tutmaktadır. Çalışmada restorasyonun türlerinden biri olan
tarihi çevrelerin yeniden işlevlendirilmesi ele alınarak tarihi değerlerin korunması,
kaybolmadan sürdürülebilirliğinin sağlanması üzerine vurgu yapılmaktadır. Bu amaçla
çalışmada, yeni işlev verilmiş olan Trabzon kentinde yer alan kültür ve tarih açısından
önemli yapılardan biri olan Trabzon Mimarlar Odası binası sürdürülebilirlik bağlamında
yeni işlevine adaptasyonu, mekânsal analizlerle ve sözlü görüşmelerle analiz edilmiş
mekânsal performansının, çevre ve kullanıcılar arasındaki uyumunun ortaya
koyulmuştur.
Sonuç olarak; 1996 yılında yeniden işlevlendirilerek eski işlevi lojman olan bina
Trabzon Mimarlar Odası olarak sürdürülebilirliğini fiziksel olarak sağlamaktadır. Yeni
işlevinin mekânsal gereksinimlerini sağladığı görülmektedir. Bina, konumu itibarı ile de
kendi özgünlüğünü çevresine yansıtmakta ve bahçesi ile uyumlu bulunmaktadır. Yapılan
görüşmeler ışığında, binanın genel olarak korunduğu, yeniden işlevlendirilmesi ile de
tarihi değerlere sahip çıkıldığı gözlemlenmektedir. Bu tür uygulamalar ile tarihi değeri
olan eserlerin gelecek kuşaklara aktarılarak yaşamaya devam etmesi kentlerin geçmiş-
bugün-gelecek ilişkisini canlı tutmaktadır. Trabzon Mimarlar Odası olarak ve bahçe kafe
olarak hizmet veren binanın, kentin yaşamına katılması ile kentin belleğindeki yeri her
geçen gün daha da sağlamlaşmaktadır.
Şekillerin Listesi
Şekil 1: Mimarlar Odasının 1996 Yılından Önceki Hali
Kaynaklar
Birol, G. (2007). Bir Kentin Kimliği ve Kervansaray Oteli Üzerine Bir Değerlendirme.
Arkitekt Dergisi, Kasım-Aralık 2007, 514, 46-54.
https://s3.amazonaws.com/academia.edu.documents/37479037/BIROL_KERVA
NSARAY_makale.pdf?AWSAccessKeyId=AKIAIWOWYYGZ2Y53UL3A&Ex
pires=1544996769&Signature=JimCqfmnj42ZL5nYVA9J5pGAI54%3D&respo
nse-content-
disposition=inline%3B%20filename%3DBir_Kentin_Kimligi_ve_Kervansaray_
Oteli.pdf Erişim Tarihi: 11.12.2018
Burley, R. (1980). Redirecting the Theater of the Built Environment, Old & New
Architecture: Design Relationship, The Preservation Press, National Trust for
Historic Preservation, Washington D.C.
Eren Akaydın, Özlem ve Canbay Türkyılmaz Çiğdem (2018). “İşlevsel Dönüşüme
Uğramış Yapılarda Ergonomi Kavramı; Üsküdar Nevmekan Örnek İncelemesi,
Mühendislik Bilimleri ve Tasarım Dergisi, sayfa: 279-292, e-ISSN: 1308-6693,
http://dergipark.gov.tr/download/article-file/604304 Erişim Tarihi: 15.12.2018
Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 28, Sayı 2, 2019, Sayfa 214-224
224
Enlil, Z. (1992). Tarihi Bir Çevreyi Yaşatmak: Paris Ve Bologna’da Bütüncül Koruma
Yaklaşımları. Ytü Mimarlık Fakültesi Yayını, Mf Şbp 92.039/02, 199-204.
Gazi, A. & Boduroğlu, E. (2015). İşlev Değişikliğinin Tarihi Yapılar Üzerine Etkileri
“Alsancak Levanten Evleri Örneği. Megaron, 10(1):57-69, sayfa: 57-69.
https://www.researchgate.net/profile/Aylin_Gazi/publication/277579582_The_E
ffects_of_Refunctioning_to_the_Historical_Houses/links/563b453808aeed0531d
e0f3e/The-Effects-of-Re-functioning-to-the-Historical-Houses.pdf Erişim Tarihi:
11.12.2018
Karapınar, M. (1997). Çevre İhtiyaç Programı Verilerinin Mimari Tasarıma Etkisi
Üzerine Bir Değerlendirme. İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Karpuz, H. (1985). Trabzon’da Yok Olan Bazı Türk Devri Yapıları. Vakıflar Dergisi,
XIX.
Kaşlı, B. (2009). İstanbul’da Yeniden İşlevlendirilen Korumaya Değer Endüstri Yapıları
ve İç Mekân Müdahaleleri: Santraistanbul Örneği. İstanbul Teknik Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Kişisel Arşiv (2018). Mimarlar Odası İç ve Dış Mekan Fotoğrafları
Kocabıyık, Y. (2014). “Yeniden İşlevlendirme Kavramı ve Bu Kapsamda İTÜ Taşkışla
Binasının İncelenmesi”, Maltepe Üniversitesi, Fen Bilimler Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, İstanbul.
Kuban, D. (2000). Tarihi Çevre Korumanın Mimarlık Boyutu: Kuram ve Uygulama,
YEM Yayın, İstanbul
Mahrebel, H. A. (2006). Tarihi Yapılarda Taşıyıcı Sistem Özellikleri, Hasarlar, Onarım
ve Güçlendirme Teknikleri. İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü,
Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Selçuk, M. (2006). Binaların yeniden işlevlendirilmesinde mekansal kurgunun
değerlendirilmesi. Diss. Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü.
URL1 (2018). Mimarlar Odasının 1996 Yılından Önceki Hali,
https://www.mimarlarodasitrabzon.org/ Erişim Tarihi: 28.12.2018
Taner, S. (2011). İstanbul Endüstri Yapılarının “Loft” Kavramı Çerçevesinde Yeniden
İşlevlendirilmesi. İTÜ Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Yalçınkaya, Ş., Kurak Açıcı, F., Faiz Büyükçam, S. (2019). Tarihi Çevrede Yeni Yapı
Tasarımı ve Daniel Libeskind. 189-200.
... Kentsel bölgelerde yapılan çeşitli müdahalelerle kente yeni bir kimlik ve karakter kazandırılan kentsel dönüşüm çeşitleri, Yeniden Canlandırma-Canlandırma (Revival-Revitalization), Yenileme-Yenilenme-Yeniden İşlevlendirme (Renewal-Renovation), Yeniden Oluşum (Regeneration), Soylulaştırma (Gentrification), Eski Haline Getirme (Rehabilitation), şeklinde sınıflandırılmaktadır (Eyidiker, 2021;Özden, 2001;Kurak Açıcı & Konakoğlu, 2019). Genel bir görüş, değişimin başladığı ve dönüşümün gerçekleştiği sürecin, olumsuz veya eski niteliklere sahip unsurların olumlu yönde evrilmesi olarak tanımlandığı yönündedir. ...
... Dönüşüm, mevcut olmayan yeni unsurların eklenmesiyle de gerçekleşebilmektedir (Eyidiker, 2021). Söz konusu türlerden biri olan Yeniden İşlevlendirme, tarihi yapıların mimari, estetik, sosyal ve kültürel değerlerini koruma amacı güderek, bu yapıları kullanıcı ihtiyaçlarına uygun bir şekilde yeniden düzenlemeyi içeren müdahaleleri de içermektedir ve tarihi yapıların işlev değişikliği, çağdaş bir koruma anlayışını yansıtmaktadır (Kurak Açıcı & Konakoğlu, 2019;Gazi & Boduroğlu, 2015). Kentsel dönüşümün bir parçası olan "yeniden işlevlendirme" mevcut bir alanın veya yapının orijinal işlevinden farklı bir amaç veya kullanım için düzenlenmesini ifade etmektedir. ...
... Bu modern yapılar arasında varlığını sürdürmeye çalışan tarihi binalar, kent kimliğinin önemli bir unsurunu oluşturmaktadır. Zaman içinde sosyal ve fonksiyonel özelliklerini kaybetmiş olsalar da tarihi yapıların geçmiş dönemlere ait birikimleri yansıtan özgün kimliklerinin korunması, bu değişim sürecinde giderek daha fazla önem kazanmaktadır (Enlil, 1992;Kurak Açıcı & Konakoğlu, 2019). Böylelikle yeniden işlevlendirme kentsel dönüşümün bir parçası olarak, eski canlılığını yitirmiş yapıların belli tasarım müdahaleleri neticesinde yeniden canlanmasını sağlayarak, kentin değişen şartlara ayak uyduramayan bölgelerinin, mevcut ihtiyaçlara uygun fiziksel değişimini gerçekleştirmektedir, bu ihtiyaç ve gereklilikler doğrultusunda, mevcut yapının özellikleriyle sağlam bir bağ kurularak uyumlu bir tasarım ortaya konulmalıdır (Roberts, 2000;Karapınar, 1997;Selçuk, 2006). ...
... Kentsel bölgelerde yapılan çeşitli müdahalelerle kente yeni bir kimlik ve karakter kazandırılan kentsel dönüşüm çeşitleri, Yeniden Canlandırma-Canlandırma (Revival-Revitalization), Yenileme-Yenilenme-Yeniden İşlevlendirme (Renewal-Renovation), Yeniden Oluşum (Regeneration), Soylulaştırma (Gentrification), Eski Haline Getirme (Rehabilitation), şeklinde sınıflandırılmaktadır (Eyidiker, 2021;Özden, 2001;Kurak Açıcı & Konakoğlu, 2019). Genel bir görüş, değişimin başladığı ve dönüşümün gerçekleştiği sürecin, olumsuz veya eski niteliklere sahip unsurların olumlu yönde evrilmesi olarak tanımlandığı yönündedir. ...
... Dönüşüm, mevcut olmayan yeni unsurların eklenmesiyle de gerçekleşebilmektedir (Eyidiker, 2021). Söz konusu türlerden biri olan Yeniden İşlevlendirme, tarihi yapıların mimari, estetik, sosyal ve kültürel değerlerini koruma amacı güderek, bu yapıları kullanıcı ihtiyaçlarına uygun bir şekilde yeniden düzenlemeyi içeren müdahaleleri de içermektedir ve tarihi yapıların işlev değişikliği, çağdaş bir koruma anlayışını yansıtmaktadır (Kurak Açıcı & Konakoğlu, 2019;Gazi & Boduroğlu, 2015). Kentsel dönüşümün bir parçası olan "yeniden işlevlendirme" mevcut bir alanın veya yapının orijinal işlevinden farklı bir amaç veya kullanım için düzenlenmesini ifade etmektedir. ...
... Bu modern yapılar arasında varlığını sürdürmeye çalışan tarihi binalar, kent kimliğinin önemli bir unsurunu oluşturmaktadır. Zaman içinde sosyal ve fonksiyonel özelliklerini kaybetmiş olsalar da tarihi yapıların geçmiş dönemlere ait birikimleri yansıtan özgün kimliklerinin korunması, bu değişim sürecinde giderek daha fazla önem kazanmaktadır (Enlil, 1992;Kurak Açıcı & Konakoğlu, 2019). Böylelikle yeniden işlevlendirme kentsel dönüşümün bir parçası olarak, eski canlılığını yitirmiş yapıların belli tasarım müdahaleleri neticesinde yeniden canlanmasını sağlayarak, kentin değişen şartlara ayak uyduramayan bölgelerinin, mevcut ihtiyaçlara uygun fiziksel değişimini gerçekleştirmektedir, bu ihtiyaç ve gereklilikler doğrultusunda, mevcut yapının özellikleriyle sağlam bir bağ kurularak uyumlu bir tasarım ortaya konulmalıdır (Roberts, 2000;Karapınar, 1997;Selçuk, 2006). ...
... Although these historic buildings may lose their social and functional characteristics over time, the importance of preserving their original identity, which reflects the accumulated knowledge of the period they represent, has become increasingly critical (Enlil, 1992). Necessary maintenance and restoration must be undertaken to preserve cultural identity and ensure the continuity of cultural heritage (Açıcı and Konakoğlu, 2019). ...
... Historical buildings are structures that provide information about all the accumulated knowledge of a society, including its culture, architecture, art, traditions, and way of life, in short, all aspects of its past. They bear significant traces of the urban identity of the place where they are located [1]. Stations and railway structures, which are part of these buildings and fall within the scope of industrial heritage, have become places for city dwellers to meet, wait, rest, and depart. ...
Article
Full-text available
Climate change is an environmental issue that is rapidly escalating due to the effects of global warming. The increase in carbon emissions, along with various human activities such as industrial processes, land use changes, and the reckless consumption of natural resources, are among the primary causes of global warming. Various architectural interventions are being implemented in historical buildings to mitigate the impact of global warming and its consequence, climate change. The study aims to protect the historical building from the harmful effects of climate change by reducing the heating effects of direct sunlight during the summer and enhancing the efficiency of natural lighting throughout the day. In this context, the Erzincan Train Station is located in Erzincan in Eastern Anatolia. Erzincan is one of the most affected by the climate change crisis has been selected for the study. The plans of the Erzincan Train Station were digitized using AutoCAD software and subsequently modeled in three dimensions using Revit software. Daylight analysis was conducted on the created model using the Insight plugin in Revit software. The analysis determined that recommendations should be made for the building's south facade. Based on the climate data of Erzincan province and the conducted analyses, the light shelf system was designed and implemented due to its applicability, shading, and lighting advantages among daylighting systems. The effects of the proposed system were examined using spatial daylight autonomy (sDA) and annual sunlight exposure (ASE) daylight metrics according to LEED v4 EQc7 standards. The study found that the light shelf system resulted in a 5% reduction in ASE values building-wide and a 6% reduction in the average values of specific areas while increasing sDA values. In this context, it has been observed that areas experiencing a decrease in direct sunlight exposure (ASE values) also show an increase in sufficient daylight exposure (sDA values), which could contribute to improving the building's energy performance.
Article
Full-text available
Tarihi alanlar içinde sürdürülebilirliğin sağlanması kentler için önemli bir olgu olmakla birlikte, bu yapılara uygulanacak koruma kurallarına uygun yaklaşımlar ile yapılar özgün değerlerini devam ettirebilmektedir. Çalışmanın örneklem alanını oluşturan yapı olan İs mail Dalgıç Konağı; Söke ilçesinde Kemalpaşa Mahallesinde yer almaktadır. Çalışmanın amacı, Kemalpaşa Mahallesinde yer alan tarihi yapıların restorasyonu ve yeniden işlev lendirilmesi ile tarihi yapıların özelliklerine göre müdahalelerin ve işlev değişikliklerinin mimari ve kültürel uyumluluğuna dikkat çekmek, konu ile ilgili yeni araştırmalara ışık tutabilmektir. Çalışma kapsamında bu yapının seçilmesinin nedeni yeni işlevi ile farklı kullanım amaçlarına hizmet etmeye başlayan yapının kent ile kültürel anlamda ilişkisini belgelemektir. Bu bağlamda “İsmail Dalgıç Konağı” yapısının çalışma kapsamında incelen mesinde temel neden, yapının konut işlevinden farklı işleve dönüştürülmüş olmasıdır. Yön tem olarak nitel araştırma yöntemi kullanılarak veriler; gözlem, doküman analizi, yerinde belgeleme ile toplanmış, elde edilen bilgiler ışığında yapının günümüz kullanımına ilişkin kültürel anlamda katkıları ile ilgili bulgular oluşturulmuştur. Kat planlarının yeni işlev ile kullanımı ve restorasyon raporları incelenmiştir. Tarihi yapının mekânsal özelliklerinin az müdahale uygulanarak yeni işleve uyum sağladığı, Kemalpaşa Mahallesinde restore edilen diğer yapılarla birlikte kent kimliğine kazandırıldığı görülmüştür. Buradan hareketle yapı nın değişimi incelendiğinde ise, yapısal özelliklerin günümüze taşındığı, güncel ihtiyaçları karşılayabilen fonksiyonlar yönünde değişiminin olumlu sonuçlar getirdiği sonucuna va rılmıştır.
Article
Tarihi alanlar içinde sürdürülebilirliğin sağlanması kentler için önemli bir olgu olmakla birlikte, bu yapılara uygulanacak koruma kurallarına uygun yaklaşımlar ile yapılar özgün değerlerini devam ettirebilmektedir. Çalışmanın örneklem alanını oluşturan yapı olan İsmail Dalgıç Konağı; Söke ilçesinde Kemalpaşa Mahallesinde yer almaktadır. Çalışmanın amacı, Kemalpaşa Mahallesinde yer alan tarihi yapıların restorasyonu ve yeniden işlevlendirilmesi ile tarihi yapıların özelliklerine göre müdahalelerin ve işlev değişikliklerinin mimari ve kültürel uyumluluğuna dikkat çekmek, konu ile ilgili yeni araştırmalara ışık tutabilmektir. Çalışma kapsamında bu yapının seçilmesinin nedeni yeni işlevi ile farklı kullanım amaçlarına hizmet etmeye başlayan yapının kent ile kültürel anlamda ilişkisini belgelemektir. Bu bağlamda “İsmail Dalgıç Konağı” yapısının çalışma kapsamında incelenmesinde temel neden, yapının konut işlevinden farklı işleve dönüştürülmüş olmasıdır. Yöntem olarak nitel araştırma yöntemi kullanılarak veriler; gözlem, doküman analizi, yerinde belgeleme ile toplanmış, elde edilen bilgiler ışığında yapının günümüz kullanımına ilişkin kültürel anlamda katkıları ile ilgili bulgular oluşturulmuştur. Kat planlarının yeni işlev ile kullanımı ve restorasyon raporları incelenmiştir. Tarihi yapının mekânsal özelliklerinin az müdahale uygulanarak yeni işleve uyum sağladığı, Kemalpaşa Mahallesinde restore edilen diğer yapılarla birlikte kent kimliğine kazandırıldığı görülmüştür. Buradan hareketle yapının değişimi incelendiğinde ise, yapısal özelliklerin günümüze taşındığı, güncel ihtiyaçları karşılayabilen fonksiyonlar yönünde değişiminin olumlu sonuçlar getirdiği sonucuna varılmıştır.
Article
Yeniden işlevlendirme yöntemi, Avrupa’da XVI ve XVIII. yüzyıllar arasında sarayların müzeye dönüşümü ile gerçekleştirilmiştir. O dönemlerde yalnızca belli bir kesime hitap eden müzeler, sarayların dönüşümüyle beraber halkın her kesimine hitap etmeye başlamıştır. Türkiye’de ise müzeciliğin temelleri, tarihi değere sahip olan Aya İrini Kilisesi’nin müze olarak kullanılması ile atılmıştır. Cumhuriyet Dönemi’ne bakıldığında da tarihi yapıların yoğun bir şekilde müze olarak yeniden işlev kazanması söz konusuydu. Özellikle tarihi ve mimari dokusuyla ön plana çıkmış olan Ayasofya, Kariye Kilisesi, Topkapı Sarayı, Konya Mevlana Türbesi ve Dergâhı gibi anıtlar, bu dönemde müze işlevi kazanmıştır. 2000’li yıllardan günümüze ise Anadolu’da yer alan çok sayıda tarihi yapı, yeniden işlevlendirilerek müzeye dönüştürülmüştür. Dolayısıyla tarihi değere sahip binaların, hem korunması hem de kültürel mirasın sürdürülebilirliği açısından, müze işlevinin tarih boyunca kullanılan bir yöntem olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Zira yeni bir müze binası inşa etme yerine hem binadan tasarruf etmek hem de kent kültürüne ait maddi- manevi unsurların, tarihi hafıza mekânlarında yok olmadan koruma altına alma düşüncesi ön planda olmuştur. Söz konusu çalışmada Muş kentinde yer alan ve Cumhuriyet Dönemi’ne ait tarihi okul yapısının müzeye dönüşüm süreci ele alınmıştır. Dönüşümü sağlanan okulun, tarihi ve mimari dokusunun korunmak istenmesinin yanında Muş yöresine bir müze kazandırma amacı da taşıdığı anlaşılmaktadır. Bu anlamda köklü tarihi bir geçmişe sahip olan Muş’un, somut ve somut olmayan kültürel mirasının, okul binası içerisinde nasıl yer edindiği, yapı- müze ilişkisi üzerinden giderek konunun daha anlaşılır kılınması sağlanmıştır. Ayrıca bölgede yeni açılan bir müze olması hasebiyle Muş tarihine, kültürüne, sosyolojik yapısına sunduğu katkılara yer verilmesi çalışmanın bir diğer amacıdır.
Article
Tarihi yapıları yeniden kullanma çabası geçmişten günümüze hep var olan bir çabadır. Toplumsal ihtiyaçlar ve şartlar değiştikçe insanların mekân gereksinimi de aynı ölçüde değiştiği gözlemlenmektedir. Terkedilmiş ve işlevini yitirmiş yapılar günün şartları ekseninde yeniden işlevlendirilerek kullanıma kazandırılmaktadır. 1990’lı yıllardan itibaren ülkemizde yaşanan üniversite sayılarının artmasıyla beraber kampüs ve yapı ihtiyacı doğan üniversitelerin bazıları çözümü tarihi yapıları yükseköğretim işlevine dönüştürmekte bulmuşlardır. Yükseköğretim yapısı olarak işlevlendirilen tarihi yapıların fiziksel koşullarının değerlendirildiği bu çalışmada örnek olay (case study) incelemesi olarak İstanbul Galata Üniversitesi’nin Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi olarak kullandığı Frej Apartmanı olarak bilinen tarihi yapı ele alınacaktır. Yapının zamanla değişimiyle beraber yükseköğretim yapılarının fiziksel ölçütlere göre fiziksel koşulları incelenmiştir. Buradan hareketle ‘Eğitim yapısı olarak işlevlendirilmiş tarihi mekanlarda fiziksel çevre kontrol parametreleri mekânsal kaliteyi belirlemede etkilidir.’ araştırmanın hipotezidir. Bulgular, tarihi yapıların taşıyıcı olarak iyi analiz edilip, yapılan müdahalelerin yapının mimari kimliğine zarar vermeyip, fiziksel şartlarının işlevine göre tasarlanmış çağdaş yaklaşımların yeniden işlevlendirmede dikkat edilmesi gereken konular olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak modern teknik ve malzemeler ile yeniden işlevlendirilen tarihi yapıların merkezi konumu ve kente kazandırılmış kültür varlığı olarak düşünüldüğünde hem ülkemizin eğitim altyapısı hem de mimari üslup olarak duyarlı bir yaklaşım sergilenmiştir.
Article
Full-text available
Günümüzde pek çok tarihi özelliğe sahip yapıların özgün işlevlerini yitirmeleri sonucu farklı amaçlara hizmet etmek üzere yeniden işlevlendirildiği örneklerle karşılaşmaktayız. Bu çalışmada da Bilecik’te inşa edildiği dönemde jandarma, adliye ve cezaevi işleviyle yapılan ancak sonrasında işlevsiz kalan yapının günümüzde müze olarak işlevlendirme süreçleri oluşturmaktadır. Çalışmada tarihi yapının yeniden işlevlendirme süreçlerinde olumlu ve olumsuz yaklaşımlar incelenirken; mimari koruma alanında yasa, tüzük, yönetmelikler referans alınarak, işlev, süreç ve çevresel performans kriterleri değerlendirilmiştir. Araştırmanın verileri nitel araştırma yöntemi kullanılarak görüşme, gözlem, arşiv kayıtları ve doküman analizi yoluyla toplanmış, elde edilen veriler ışığında yapıya ait mimari çizimler yapılmıştır. Çalışmada, yeniden işlevlendirme süreçlerindeki müdahaleler incelenerek, tarihi yapının özgün değerlerinin ne ölçüde korunduğu tespit edilmeye çalışılmıştır. Yeni işlev sonrası yapının müdahaleleri iç mekanla ilişkilendirilerek, koruma alanında uluslararası geçerliliğe sahip yasa, tüzük, bildirgeler referans alınarak tarihi yapılarda özgün dokunun korunması adına belirlenen kriterler dikkate alınarak değerlendirilmiştir.
Article
Cultural architectural heritage is an important urban focus that forms the core of the historical environment and houses the historical buildings of ancient settlements. The developments in technology that the Industrial Revolution brought about in the 18th century increased rapidly until the beginning of the 20th century as it took the whole world under its influence, the production with human power was transferred to machines, and the factories were started to be built. Industry is a production technique phenomenon. Due to its historical and social nature, industrial buildings, which are among the historical buildings, are an important architectural heritage that includes the historical, technological, social, architectural, and scientific values of the industrial culture of the period. With the expansion of cultural heritage, the concept of "industrial heritage" emerged. Modern conservation approach gains importance today in the protection and re-evaluation of industrial heritage. In conservation studies, it is important not only to conserve the building structure, but also to conserve it with the traces of the production technique that forms its identity. However, today, in our country, which entered the industrialization process long after the West, the necessary importance and attention, is not paid to the industrial structures. With the change in the social and economic conditions of the time, industrial structures with historical value, most of which lost their function, became unusable by abandoning or destroying. The aim of this study is to determine the social, architectural and usage characteristics of the industrial buildings established in different periods of history in the Anatolian city, to perform their typological determinations and structural analyzes and to examine their effects on the city view. Building conservation and evaluation is about raising awareness of new uses and methods, industrial heritage conservation and their re-functioning and covers the process of making new/contemporary interior design. In the context of re-evaluation, original design works that do not harm its historical identity and are designed to be recycled to restore urban memory and identity were discussed as a course topic "Industrial Heritage and Conservation" with Hasan Kalyoncu University Architecture-Interior Architecture Department’s students in the semesters of 2020-2022.
Article
Toplumlarda ve kentlerde meydana gelen değişimler sonucunda, insanların ihtiyaçları değişmekte, mekansal gereklilikler farklılaşmakta ve yapılı çevre de çeşitli dönüşüm süreçlerine maruz kalmaktadır. Bu değişim ve dönüşüm süreçleri sonucunda, günümüz kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayamayan ve mevcut işlevini yitirmiş olan yapıların yeniden işlevlendirilerek kent yaşamına katılması, tekrar kullanıcı deneyimine sunulması, önemli bir mimari müdahale olarak tanımlı olmaktadır. Özellikle hızlı kentleşmeyle gündeme gelen tarihi yapıların işlevsel dönüşüm süreçlerinde, insan faktörü daha da önem kazanmaktadır. Bu kapsamda geliştirilen çalışmada işlevsel dönüşüme uğramış yapıların yeni mekan tasarımlarındaki müdahaleler irdelenerek, insan ve insan ile ilişkili olan tüm faktörlerle ilgilenen ergonomi kavramının önemine dair çeşitli sorgulamalar yapılmıştır. İşlevsel dönüşüme uğramış bir yapı olan Üsküdar Nevmekan Kitap-Kafe’nin ergonomik ölçütler bağlamında incelemesi gerçekleştirilmiş, yerinde gözlem ve kullanıcı memnuniyetlerine dair anket çalışmaları yapılmıştır. Gözlem süreci, mekanın fiziksel durumunun incelenmesi ve kullanıcı davranışlarının değerlendirilmesi olarak iki kapsamda gerçekleştirilmiştir. Devamında mekan kullanıcılarına sorular yöneltilmiş ve gözlem sürecini destekleyecek yönde verilerin edinilmesi hedeflenmiştir. Elde edilen veriler doğrultusunda, yapı antropometrik, fizyolojik ve güvenlik boyutları açısından yüksek oranda uygun olarak değerlendirilmiş, psikolojik ve enformatik boyutları açıdan da yeterli donanımlara sahip olduğu yönündeki bulgular üzerinden çeşitli yorumlar geliştirilmiştir.
Binaların yeniden işlevlendirilmesinde mekansal kurgunun değerlendirilmesi
  • Mustafa Selçuk
Selçuk, M. (2006). Binaların yeniden işlevlendirilmesinde mekansal kurgunun değerlendirilmesi. Diss. Selçuk Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü. URL1 (2018).
Tarihi Bir Çevreyi Yaşatmak: Paris Ve Bologna’da Bütüncül Koruma Yaklaşımları” Ytü Mimarlık Fakültesi Yayını
  • Z Enlil
Enlil, Z. (1992). Tarihi Bir Çevreyi Yaşatmak: Paris Ve Bologna'da Bütüncül Koruma Yaklaşımları. Ytü Mimarlık Fakültesi Yayını, Mf Şbp 92.039/02, 199-204.
Çevre İhtiyaç Programı Verilerinin Mimari Tasarıma Etkisi Üzerine Bir Değerlendirme”, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü
  • M Karapınar
Karapınar, M. (1997). Çevre İhtiyaç Programı Verilerinin Mimari Tasarıma Etkisi Üzerine Bir Değerlendirme. İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
İşlev Değişikliğinin Tarihi Yapılar Üzerine Etkileri
  • A Gazi
  • E Boduroğlu
Gazi, A. & Boduroğlu, E. (2015). İşlev Değişikliğinin Tarihi Yapılar Üzerine Etkileri "Alsancak Levanten Evleri Örneği. Megaron, 10(1):57-69, sayfa: 57-69. https://www.researchgate.net/profile/Aylin_Gazi/publication/277579582_The_E ffects_of_Refunctioning_to_the_Historical_Houses/links/563b453808aeed0531d
Trabzon'da Yok Olan Bazı Türk Devri Yapıları. Vakıflar Dergisi, XIX
  • H Karpuz
Karpuz, H. (1985). Trabzon'da Yok Olan Bazı Türk Devri Yapıları. Vakıflar Dergisi, XIX.
İstanbul'da Yeniden İşlevlendirilen Korumaya Değer Endüstri Yapıları ve İç Mekân Müdahaleleri: Santraistanbul Örneği. İstanbul Teknik Üniversitesi
  • B Kaşlı
Kaşlı, B. (2009). İstanbul'da Yeniden İşlevlendirilen Korumaya Değer Endüstri Yapıları ve İç Mekân Müdahaleleri: Santraistanbul Örneği. İstanbul Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Mimarlar Odası İç ve Dış Mekan Fotoğrafları Kocabıyık
Kişisel Arşiv (2018). Mimarlar Odası İç ve Dış Mekan Fotoğrafları Kocabıyık, Y. (2014). "Yeniden İşlevlendirme Kavramı ve Bu Kapsamda İTÜ Taşkışla Binasının İncelenmesi", Maltepe Üniversitesi, Fen Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
Tarihi Yapılarda Taşıyıcı Sistem Özellikleri, Hasarlar, Onarım ve Güçlendirme Teknikleri. İstanbul Teknik Üniversitesi
  • H A Mahrebel
Mahrebel, H. A. (2006). Tarihi Yapılarda Taşıyıcı Sistem Özellikleri, Hasarlar, Onarım ve Güçlendirme Teknikleri. İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.
İstanbul Endüstri Yapılarının "Loft" Kavramı Çerçevesinde Yeniden İşlevlendirilmesi. İTÜ Yüksek Lisans Tezi
  • S Taner
Taner, S. (2011). İstanbul Endüstri Yapılarının "Loft" Kavramı Çerçevesinde Yeniden İşlevlendirilmesi. İTÜ Yüksek Lisans Tezi, İstanbul.