ArticlePDF Available

Abstract and Figures

Özellikle gelecekteki eğitim ve çalışma hayatı üzerine son yıllarda yapılan çalışmalarda kompleks problem çözme önemli yer edinmektedir. Dünya Ekonomik Forumu raporuna göre önümüzdeki beş yıl içinde talep edilecek beceriler listesinde kompleks problem çözme dikkat çekmektedir. Türkiye'nin listesinde ise kompleks problem çözme beşinci sırada değerlendirilmektedir. Rapora göre önümüzdeki dönemde hem akademik alanda hem de çalışma yaşamında bu konunun gündemde olacağı belirtilmektedir. Sistematik yazın taramaları araştırma alanı ya da konusu ile ilgili önemli değişkenleri keşfetmek, yapılması gerekenleri yapılanlardan ayırt etmek ve dahası araştırmacılar için önerilerin belirlenmesinde önemli fayda sağlayan yöntemlerdendir. Bu bağlamda bu çalışmada sistematik yazın tarama yöntemlerinden birisi olan bibliyometri kullanılarak kompleks problem çözme üzerine bir sistematik yazın taraması gerçekleştirilmiştir. Çalışma, Scopus veri tabanında yer alan dergilerde 1999-2018 yılları arasında yayınlanan “complex problem solving” anahtar kelimelerini içeren 166 makalenin R programlama dilini kullanarak bibliyometrik analizini yapmaktadır. Aynı zamanda kompleks problem çözme alt alanları ile zamanda gelişimi arasındaki ilişkileri göstermek için içerik analizi kullanılmaktadır. Çalışma daha çok kaynak etkileri, eşdizimlilik ağı, ortak atıf, yazar iş birliği üzerine odaklanmaktadır. Araştırma sonuçlarının kompleks problem çözme ile ilgili gelecekteki çalışmalara ışık tutacağı öngörülmektedir.
Content may be subject to copyright.
Mediterranean Journal of Humanities
mjh.akdeniz.edu.tr
IX/1 (2019) 37-47
Kompleks Problem Çözme Üzerine R Programı ile Bir Bibliyometrik Analiz
A Bibliometric Analysis employing the R Program of Complex Problem Solving
Volkan AŞKUN
Rabia ÇİZEL **
Öz: Özellikle gelecekteki eğitim ve çalışma hayatı üzerine son yıllarda yapılan çalışmalarda kompleks
problem çözme önemli yer edinmektedir. Dünya Ekonomik Forumu raporuna göre önümüzdeki beş yıl
içinde talep edilecek beceriler listesinde kompleks problem çözme dikkat çekmektedir. Türkiye'nin liste-
sinde ise kompleks problem çözme beşinci sırada değerlendirilmektedir. Rapora göre önümüzdeki
dönemde hem akademik alanda hem de çalışma yaşamında bu konunun gündemde olacağı belirtilmekte-
dir. Sistematik yazın taramaları araştırma alanı ya da konusu ile ilgili önemli değişkenleri keşfetmek,
yapılması gerekenleri yapılanlardan ayırt etmek ve dahası araştırmacılar için önerilerin belirlenmesinde
önemli fayda sağlayan yöntemlerdendir. Bu bağlamda bu çalışmada sistematik yazın tarama yöntemlerin-
den birisi olan bibliyometri kullanılarak kompleks problem çözme üzerine bir sistematik yazın taraması
gerçekleştirilmiştir. Çalışma, Scopus veri tabanında yer alan dergilerde 1999-2018 yılları arasında yayın-
lan complex problem solvinganahtar kelimelerini içeren 166 makalenin R programlama dilini kullana-
rak bibliyometrik analizini yapmaktadır. Aynı zamanda kompleks problem çözme alt alanları ile zamanda
gelişimi arasındaki ilişkileri göstermek için içerik analizi kullanılmaktadır. Çalışma daha çok kaynak
etkileri, eşdizimlilik ağı, ortak atıf, yazar iş birliği üzerine odaklanmaktadır. Araştırma sonuçlarının
kompleks problem çözme ile ilgili gelecekteki çalışmalara ışık tutacağı öngörülmektedir.
Anahtar sözcükler: Kompleks problem çözme, ağ analizi, ortak atıf analizi, bibliyometrik analiz
Abstract: Complex problem solving has gained a significant place especially in the studies conducted
concerning education and working life in the future, According to the report of World Economic Forum,
complex problem solving in the list of skills to be demanded in the next five years is noteworthy. In
Turkey's list of complex problem solving is considered the fifth. According to the report, it is stated that
this issue will be on the agenda both in academic and working life in the upcoming period. Systematic
literature surveys are important methods to discover important variables related to the field or to the
subject of research, to distinguish what should be done from what is done, and, moreover, to determine
recommendations for researchers. In this study, a systematic literature survey on complex problem
solving was conducted using bibliometry, which is a method of systematic survey of the literature. The
study uses bibliometric analysis of 166 articles recording complex problem solving keywords published
the journals published on the Scopus database between 1999-2018. Content analysis is also used to
demonstrate the relationship between complex problem solving sub-areas and the development of
complex problem solving research over time. This study largely focuses upon resource impacts,
colloboration network, citation, and author collaboration. It is intended that the results of this research
will cast a light on future studies concerning complex problem solving.
Keywords: Complex problem solving, network analysis, co-citation analysis, bibliometric analysis
PhD. Candidate, Akdeniz Üniversitesi, Sos. Bil. Ens., Sos. Pol. ve Çalış. İliş. Prog., Antalya,
volkanaskun@gmail.com https://orcid.org/0000-0003-2746-502X
∗∗Prof. Dr., Akdeniz Üniversitesi, İİBF, Çalışma Ek. ve End. İliş. Bölümü, Antalya, rabiacizel@akdeniz.edu.tr
https://orcid.org/0000-0002-6381-2503
DOI: 10.13114/MJH.2019.445
Geliş Tarihi: 15.05.2019
Kabul Tarihi: 17.06.2019
Volkan AŞKUN & Rabia ÇİZEL
38
Literatür Taraması
Artan küreselleşme ve teknolojik gelişmelerin yaşandığı günümüzde, insanlar gündelik yaşamda
birçok sorunla, ulaşmaları gereken birçok hedefle ve düşünülebilecek birçok eylemle karşı kar-
şıya kalmaktadırlar. Bu karmaşık problemleri çözmek için insanlar genellikle sistemlerin yapısı
ve dinamikleri ile ilgili karmaşık yapılar hakkında bilgi edinmek ve uygulamak zorunda kal-
maktadırlar. Karmaşık Problem Çözme (KPÇ) örnekleri, bilinmeyen karmaşık teknik cihazlar
(yeni bir cep telefonu, bilgisayar, yeni teknolojik ürünler vb.) kullanımı, karmaşık organi-
zasyonların (şirketler veya topluluklar) yönetimi veya karmaşık ortamlar (hava durumu
tahminleri, siyasi seçimler veya borsa vb.) şeklinde karşımıza çıkmaktadır (Fischer et al. 2012,
21). İnsanların karşılaştığı sorunları çözmeye yönelik olarak yapılan araştırmalarda KPÇ,
1970'lerden bu yana basit, statik, iyi tanımlanmış ve akademik sorunlarda vurgu yapılan önemli
bir konu olarak ele alınmaktadır (Wenke et al. 2005, 167).
KPÇ, insanların veya grupların durumlarının tam yapısının ve özelliklerinin nispeten
bilinmediği karmaşık, dinamik ve şeffaf olmayan durumlardaki davranışlarıyla ilgilidir (Dörner
& Reither 1978, 528). Personel seçimi için KPÇ araştırma paradigmalarının uygulanmasındaki
temel amaç, daha üst düzey düşünme süreçleri ve becerileri gerektiren daha karmaşık, anlamlı,
bütünleştirici ve gerçekçi görevleri kullanmaktır. Personel seçme ve eğitim uygulamaları,
araştırma paradigmalarını bir teknoloji olarak benimsemektedir ve ortak bir KPÇ tanımı
içermemektedir (Funke 1991, 187). KPÇ, bir sistemin bir veya daha fazla hedef değişkenini bir
dizi kararla optimize etme görevidir. Burada sözü geçen sistem, birkaç değişkenden oluşmakta
ve birkaç alternatif eyleme sahip olmaktadır. Sistem veya sistem durumları hakkındaki bilgiler
eksik veya zamanı geçmiş bir şekilde gelmektedir (Huber 1994, 140). KPÇ, bir sistemin değiş-
kenleri arasındaki nedensel ilişkilerin tanınmasını gerektiren bilişsel ustalığı içeren görev
sınıfını temsil etmektedir (Beckmann & Guthke 1995, 180).
Karmaşık problem çözme süreci bilgi edinme ve bilgi uygulama olarak iki temel aşamadan
oluşmaktadır. Bilgi edinme aşamasında, bireyler önceden bilinmeyen karmaşık bir sistemin
dinamiklerini ve değişkenlerini gözlemler ve problem durumunun bir temsilini geliştirir (Greiff
et al. 2013, 72). Bilgi uygulama aşamasında ise bireyler, karmaşık sistemi kontrol etmek ve
istenen duruma dönüştürmek için sistem bilgilerini kullanır ve sürekli olarak günceller (Fischer
et al. 2015, 2). KPÇ'deki ana bilişsel süreçler; hedef belirleme, bağlantılar kurma ve hipotez
testlerini içermektedir (Care et al. 2016, 252). KPÇ sürecinin etkileşimli doğası, araştırmacıları
zamana ve problem çözücünün girdisine bağlı olarak geçici değişebilen karmaşık problem
senaryolarını kullanmaya zorlamaktadır. Bu nedenle, bilgisayarlı karmaşık problem simülasyon-
ları son dönemdeki çalışmalarda KPÇ becerilerinin hem değerlendirilmesinde hem de geliş-
tirilmesinde faydalı bir araç olarak görülmektedir. Bu bağlamda KPÇ alanında yapılan çalışma-
lara bakıldığında inovasyon (Baggen et al. 2015; Conley et al. 2017; Marshall 2009; Weigelt &
Sarkar 2012), dinamik karar verme (Danner et al. 2011; Dörner & Güss, 2013; Güss et al. 2009;
Schoppek & Fischer, 2017), genetik laboratuvarı (Greiff et al. 2015; Sonnleitner et al. 2014),
bilgisayar tabanlı değerlendirme (Schult et al. 2017; Wüstenberg et al. 2014), karmaşıklık
(Beckmann et al. 2017; Hagemann & Kirschke, 2017), biliş (Nair & Ramnarayan, 2000; Sinnott
et al. 2017), muhakeme (Fischer et al. 2015; Frischkorn et al. 2014), kültür (Güss, 2011) yazar
anahtar kelimeli çalışmaların alana güçlü katkı sağladığı görülmektedir.
KPÇ becerilerinin önemi, Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) çerçevesine
dahil edilmelerinde yansıtılmaktadır. PISA (2018, 3) dünya çapında eğitim sistemlerini değer-
lendirmeyi amaçlayan uluslararası bir ankettir. 2000'den beri, PISA 15 yaşındaki öğrencilerin
okuma, fen ve matematik alanlarında yeterliliklerini test etmektedir. 2003 yılında, KPÇ beceri-
lerini genel bir bilgi alanı olarak ölçmek için PISA araştırmasına yaratıcı bir problem çözme
testi de dahil edilmiştir (Greiff et al. 2014, 75). Diğer yandan V. Hagemann & Kluge (2017) 116
Kompleks Problem Çözme Üzerine R Programı ile Bir Bibliyometrik Analiz
39
kişiyle yaptıkları çalışmayla, takımlar halinde başarılı karmaşık problem çözme için takım
süreci taleplerinin yerine getirilmesinin önemini göstermektedir. Caner et al. (2017) ABD’de
ilaç firmalarıyla yürüttükleri çalışmada, KPÇ’nin şirketlerde iyi hiyerarşik yönetişim altında
çözüldüğünü göstermekte ve şirketlerin genel olarak bu teoriyle uyum içinde olduklarını
varsaymaktadırlar. Bununla birlikte KPÇ’nin çeşitli kullanışlı uygulamalara yönelik çözümler
ürettiğini vurgulamaktadırlar. Kirschke et al. (2017) Alman su yönetişim sisteminde var olan 37
farklı problemin çözümünde KPÇ’nin önemini belirttikleri çalışmada ise kamu kurumlarında da
bu konunun önemle işlendiğini göstermektedirler. Ederer et al. (2015), 20122014 yılları
arasında Almanya, İspanya, Güney Afrika, Danimarka, Slovakya, İsviçre ve Fransa'da 16
şirkette topladıkları veriler ile KPÇ’nin şirketlere önemli ekonomik getiri sağladıklarını
göstermektedirler.
40 yıldan uzun bir süredir, KPÇ yeni bir psikolojik araştırma konusu olmuştur. Bu süre
zarfında, insanların karmaşık, dinamik ve belirsiz durumlarla nasıl başa çıktıklarının analizine
ilk vurgu yapılmıştır. Karmaşık problem çözme, hayatını paylaşacak doğru kişiyi bulmaktan
başlayıp, sadece para kazanmak için değil aynı zamanda bizi mutlu eden bir kariyer seçmek gibi
günlük hayatımızın bir parçası haline gelen kararlarımızda etkili olmaktadır. KPÇ aynı zamanda
iklim değişikliği, nüfus artışı, savaş tehdidi, doğal kaynakların kullanımı ve dağıtımı gibi
konular olarak da ele alınmaktadır. Özetle, birçok toplumsal zorluk karmaşık problemler olarak
görülebilmektedir.
Bilimsel anlamda etkili olabilmek için bilimsel araştırmaların birbiri arasında iletişimin
olması gerekir. Kitaplar, kitap bölümleri ve dergilerdeki makaleler, bilim insanlarının ürettikleri
araştırma çıktılarından bazılarıdır. Bilim insanlarının, yeni bir araştırma keşfinde önceliğini
belirlemek veya katkılarının orijinalliğini göstermek için atıf ve referanslar kullanmaları
gerekmektedir (Merton 1957, 637). Atıf ve referansların öncüllerin onayını alması, yeni bir
fikrin kökenini takip etmesi, yeni bulguları geçerli bulgulardan ayırt etmesi gibi birçok işlevi
vardır. Bilimsel çıktılar, referanslar ve atıflar, bibliyometrik göstergelerin üzerine oturtulduğu
ham gerçekleri temsil eder. Bibliyometrik göstergeler ilk olarak bilimin nicel incelemesi için
geliştirilmiştir (de Bellis 2014, 25). Günümüzde ise araştırmacılar, önceki bulguları anlamak ve
düzenlemek için farklı nitel ve nicel literatür tarama yaklaşımlarını kullanmaktadırlar. Bunların
arasında bibliyometrik analiz bilimin, bilim insanlarının veya bilimsel faaliyetlerin istatistiksel
olarak ölçülmesine dayanan sistematik, şeffaf ve tekrarlanabilir bir inceleme süreci sağlama
potansiyeline sahiptir. Diğer tekniklerin aksine, bibliyometrik analiz daha objektif ve güvenilir
analizler sağlamaktadır (Aria & Cuccurullo 2017, 960). Crane (1972)’e göre yeni bilgilerin,
kavramsal gelişmelerin ve verilerin büyüklüğüne bibliyometrik analiz uygulanarak, zaman
içinde eğilimleri ortaya çıkarmak, temaları araştırmak, disiplinlerin sınırlarındaki değişimleri
tespit etmek, üretken araştırmacılar ve kurumları en iyi şekilde saptayarak mevcut araştırmanın
büyük resmini ortaya koymak mümkün olmaktadır. Bu bağlamda bibliyometrik analizlerin (1)
yeni araştırma yöntemleri aramak, (2) araştırma önerileri geliştirmek, (3) araştırma alanlarının
ya da konularının değişkenlerini keşfetmek, (4) araştırmacılar, dergiler ve ülkeler arasındaki
ilişkileri belirlemek, (5) fikir ve teorileri uygulamalar ile ilişkilendirmek gibi faydaları vardır.
Dünya Ekonomi Formu İşlerin Geleceği Raporuna (2018) göre Türkiye’de gelecek beş yıl
içinde talep edilecek beceriler listesinde beşinci sırada yer alan KPÇ gelecek yıllarda hem
akademik alanda hem de çalışma yaşamında oldukça önemli olacağı gözlenmektedir. Bu
bağlamda çalışmanın amacı bibliyometrik analizle KPÇ’nin 20 yıllık tarihsel gelişimi ortaya
çıkararak bu alanda çalışacak araştırmacılara yol haritası sunabileceği düşünülmektedir. Çalışma
kapsamındaki aşağıdaki sorulara cevaplar aranmaktadır:
(1) KPÇ'nin kavramsal haritası nedir?
Volkan AŞKUN & Rabia ÇİZEL
40
(2) Bilimsel araştırmacıların, ülkelerin ve akademik dergilerin KPÇ'deki üretkenliği nedir?
(3) KPÇ’de yazarlar, dergiler ve ülkeler arasındaki işbirlikleri nedir?
Yöntem
Araştırmada sistematik yazın tarama yöntemlerinden birisi olan bibliyometrik analiz
kullanılmıştır. Bibliyometrik analiz için Cobo et al. (2011) ve Börner et al. (2005)’in çalışmala-
rında açıklanan genel bibliyometrik yöntemler takip edilmektedir. Araştırmada “complex
problem solving” anahtar kelimeleri hakem denetimli literatür veri tabanı olan Scopus
(www.scopus.com) üzerinde taranmıştır. 1999 - 2018 yılları arasında uluslararası dergilerde
yayınlanan 166 orijinal araştırma makalesi ele alınmıştır. Veriler, tek bir kaynakça veri taba-
nında toplanması ve çalışma içindeki göndermelerde bu veri tabanı temel alınarak kaynakça ile
ilgili bilgilerin istenilen yerde istenilen şekilde görünmesi sağlanması bakımından BibTeX şek-
linde bilgisayara kaydedilmiştir.
Erişilen makaleler anahtar kelimeler ve doküman başlıklarında kullanılan kavramlar
üzerinden incelenmiştir. Anahtar kelimelere dair analizler için sosyal analizi ile ortak atıf,
işbirliği, eşdizimlilik analizlerinden faydalanılmıştır. Diğer yandan alanın gelişmesine yönelik
ana gelişme noktalarını belirleyebilmek adına KPÇ alanında kaynak etkileri ele alınmış ve
değerlendirilmiştir. Analizlerin yürütülmesinde R programlama dili, görsellerin oluşturulma-
sında ise ggplot2 (https://cran.r-project.org/) kütüphanesi kullanılmıştır.
Bulgular
Keywords Plus (KWS), belirtilen makalelerin başlıklarından otomatik olarak oluşturulan dizin
terimleridir. KWS terimleri, bibliyografyada bir kereden fazla görünmeli ve çok kelimeli
ifadelerden tekil terimlere sıralanmalıdır. KWS, geleneksel anahtar kelime veya başlık alımını
artırır. Bu bağlamda çalışmada 166 makalenin KWS’sine bakılmıştır ve Şekil 1’de “problem
çözme” en k kullanılan kelime olarak gözlenirken, sonrasında sırasıyla “öğrenciler, insan,
karar verme, kompleks problemler, yapay zekâ, biliş ve proje yönetimi” kelimelerinin yüksek
sıklıkta kullanıldığı gözlenmektedir.
Fig. 1. Kelime Bulutu
Tablo 1’de, 1999-2018 yılları arasında KPÇ için Intelligence dergisinin her değerde daha etkili
dergi olduğu gözlemlenirken sonrasında toplam atıfta Journal of Cleaner Production (TC = 162)
ve Journal of Educational Psychology (TC = 106) dergileri, toplam makale sayısında Frontiers
in Psychology (NP= 9), Computers in Human Behavior (NP =7) ve Educational Technology
Research and Development (NP =7) dergilerinin etkili olduğu görülmektedir.
Kompleks Problem Çözme Üzerine R Programı ile Bir Bibliyometrik Analiz
41
Tablo 1. Kaynak Etkileri
Kaynak
g_index
m_index
TC*
NP*
Intelligence
13
0,61
364
13
Frontiers in Psychology
5
0,50
29
9
Computers in Human Behavior
7
0,43
85
7
Educational Technology Research and Development
7
0,50
96
7
Learning and Individual Differences
6
0,57
69
6
Journal of Educational Psychology
5
0,57
106
5
Zeitschrift fur Padagogische Psychologie
5
0,31
67
5
Computers and Education
4
0,38
51
4
International Journal of Lifelong Education
3
0,60
14
4
Instructional Science
3
0,14
32
3
International Journal of Project Management
3
0,50
89
3
Applied Psychological Measurement
2
0,13
69
2
British Journal of Educational Technology
2
0,18
43
2
Cognitive Science
2
0,20
29
2
European Journal of Psychological Assessment
2
0,40
13
2
Jisuanji Xuebao/Chinese Journal of Computers
2
0,25
15
2
Journal of Cleaner Production
2
0,14
162
2
Journal of the Association of Information Systems
2
0,15
26
2
Simulation and Gaming
2
0,06
12
2
Strategic Management Journal
2
0.25
67
2
*TC= Toplam atıf sayısı, NP= Toplam makale sayısı
Figür 2.’de, KPÇ alanında en çok atıf alan ülke Almanya yer almaktadır, sonrasında ise
Lüksemburg ve ABD gelmektedir. Diğer yandan bu alanda en çok çalışmanın bu üç ülke
tarafından yapıldığı görülürken makale başına en çok atıf alarak etkili olan ülke Avusturya
olduğu görülmektedir. Aynı şekilde sırasıyla Kanada, İspanya ve Fransa makale başına atıfta
toplamda en çok atıf alan ülkelerden daha etkili oldukları görülmektedir.
Fig. 2. En Çok Atıf Alan Ülkeler
17.52
15.44
13.96
93.50
59.00
54.50
21.20
19.00 10.60
50.00
25.00
21.00
8.67
26.00 23.00
10.50
5.33
14.00
12.00
5.50
0.00
20.00
40.00
60.00
80.00
100.00
0
100
200
300
400
500
ORTALAMA MAKALE ATIFI
ÜLKE
TOPLAM ATIF
Volkan AŞKUN & Rabia ÇİZEL
42
Fig. 3. Eşdizimlilik ağı Yazar anahtar kelimeleri
Yazar anahtar kelime kavramlarının birlikte kullanımını inceleyebilmek için eşdizimlilik ağına
bağlı veri görselleştirilmesi uygulanmıştır. Görselleştirme aşamasında verinin okunabilmesini
kolaylaştırmak için en az iki kez ve daha çok kullanılan terimler Şekil 3.’te gösterilmiştir. Her
bir kavram birlikte kullanılma sayısına göre ilişkilendirilmiş ve aralarındaki ilişkiyi gösterir
çizgi ilgi sayısına göre renklendirilmiştir. Buna göre KPÇ için ‘complex problem solving’
(küme= 1, btwc (arasındaki merkezilik) = 1088,65) merkezde en güçlü şekilde yer alırken
sonrasında ‘innovation’ (küme= 2, btwc= 383,31), ‘intelligence’ (küme= 1, btwc= 53,89),
‘dynamic decision making’ (küme= 3, btwc= 42,46) kelimelerinin güçlü merkeziyette oldukları
görülmektedir. Küme 1 de ise ‘complex problem-solving’ (btwc= 166,11) şeklinde kullanımı
dikkat çekmektedir.
Fig. 4. Ortak Atıf - Bilimsel Yazı
KPÇ için 40 bilimsel yazı için ortak atıf analizi yapılmış ve bunun için “Walktrap” kümeleme
algoritması kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar Şekil 4.’te görüldüğü üzere, sırasıyla Funke, J.
2001-1 (küme = 3, btwc= 8,44), Funke, J. 2010-1 (küme = 3, btwc= 7,75), Dörner, D. 1983-4
Kompleks Problem Çözme Üzerine R Programı ile Bir Bibliyometrik Analiz
43
(küme = 2, btwc= 4,32), Schweizer, F. 2013-3 (küme = 3, btwc= 3,99), Kröner, S. 2005-1
(küme = 3, btwc= 3,85) şeklinde önemli bir konuma sahipken 1. kümede Dörner, D. 1996-1
(btwc= 0,97) etkili görünmektedir.
KPÇ için 40 bilimsel yazı için ortak atıf analizi yapılmış ve bunun için “Walktrap”
kümeleme algoritması kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar Şekil 4.’te görüldüğü üzere, sırasıyla
Funke, J. 2001-1 (küme = 3, btwc= 8,44), Funke, J. 2010-1 (küme = 3, btwc= 7,75), Dörner, D.
1983-4 (küme = 2, btwc= 4,32), Schweizer, F. 2013-3 (küme = 3, btwc= 3,99), Kröner, S. 2005-
1 (küme = 3, btwc= 3,85) şeklinde önemli bir konuma sahipken 1. kümede Dörner, D. 1996-1
(btwc= 0,97) etkili görünmektedir.
Fig. 5. Yazar İşbirliği
Fig. 6. Dünya İşbirliği Haritası
KPÇ için 50 yazar kısıtlaması ile yazar işbirliği analizi yapılmış ve bunun için “Walktrap”
kümeleme algoritması kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar Şekil 5.’te görüldüğü üzere, Greiff S.
(küme = 2, btwc= 166,73) ile en güçlü işbirliği olan yazar olarak değerlendirilirken aynı
kümede yer alan Wustenberg S. (btwc=69,06) sonrasında en güçlü işbirliği olan yazar olarak
değerlendirilmektedir. Üçüncü kümede Funke J. (btwc= 25,66) ve dördüncü kümede Stadler M.
(btwc= 4,40) kümelerinde en güçlü işbirliği olan yazarlar olarak dikkat çekmektedir.
KPÇ alanında işbirliği yapmış ülkelerin yoğunluklar Şekil. 6’da ifade edilmiştir. Buna göre
en fazla işbirliği Almanya - Lüksemburg (f=24), Almanya - ABD (f=5), Lüksemburg -
Finlandiya (f=5), Avustralya - Birleşik Krallık (f=3), Almanya - Macaristan (f=3), Macaristan -
Lüksemburg (f=3), ABD - Avustralya (f=3) şeklinde analiz edilmiştir. Bu bağlamda
bakıldığında KPÇ alanına en fazla işbirliği katkısı Almanya, Lüksemburg, Avustralya ve ABD
ülkelerinden geldiği görülmektedir.
Sonuç ve Tartışma
Son 30 yılda, karmaşık problem çözme (KPÇ) etiketi altında Avrupa'da düşünme ve problem
çözme psikolojisinin yeni bir parçası ortaya çıkmıştır. Bu makale geniş bakış açısı ile konu ile
ilgili kavramların gözden geçirilmesini sağlamaktadır. Bu seçici derlemenin temel amacı, şu ana
kadar uluslararası alanda yapılan araştırma bulgularının ve belirli araştırma geleneklerinin bir
sunumunu yapmaktır.
KPÇ için yapılan analizlere bakıldığında bu alana en çok katkı sağlayan dergilere bakıldı-
ğında Intelligence (NP=13), Frontiers in Psychology (NP=9), Computers in Human Behavior
(NP=7), Educational Technology Research and Development (NP=7), Learning and Individual
Differences (NP=6) ve Journal of Educational Psychology (NP=5) dikkat çekmektedir. Bunlar
haricinde ise Journal of Cleaner Production dergisi ise sadece iki makale ile bu bahsi geçen
dergilerden daha çok atıf almıştır. Buna neden olan ise KPÇ alanında en çok ikinci atıf alan
Avusturya’dan Steiner ve Posch (2006) çalışmasının bu dergide yayınlaması olarak
Volkan AŞKUN & Rabia ÇİZEL
44
değerlendirilebilir.
Ülkelerin KPÇ alanına katkılarına bakıldığında Almanya’nın hem makale sayısında (NP=88)
hem de atıf sayısında (TC=438) bu alana katkısının güçlü olduğu gözlenmektedir. Almanya’yı
sırasıyla takip eden ülkeler ise şu şekildedir: ABD (NP=72, TC=321), Lüksemburg (NP=43,
TC=417), Avusturalya (NP=18, TC=187) ve Kanada (NP=10, TC=177). Türkiye’nin ise KPÇ
alanına herhangi bir katkısı gözlenmemektedir.
Yazarların kullandığı anahtar kelimeler için eşdizimlilik analizi sonucuna göre, KPÇ’nin
ortak kümede yer aldığı kelimelere bakıldığında zekâ, genetik lab, bilgisayar tabanlı değerlen-
dirme, karmaşıklık, biliş, akıl yürütme, kültür, strateji, çalışan bellek, bilgi edinme, dinamik
sistemler, motivasyon dikkat çekmektedir. Bu alanda ileride yapılacak çalışmalarda bu konula-
rın baskın olacağı düşünülmektedir.
Bilimsel yayınlar için ortak atıf analizine göre bakıldığında yeşil kümede yer alan Alman
araştırmacı Funke (2001)’nin insan kararını analiz etmenin aracı olarak dinamik sistemler ile
yapmış olduğu çalışma en güçlü etkiyi gösterirken yine Funke (2010)’nin KPÇ bağlamında
karmaşık biliş ve duygu ilişkisini tartıştığı çalışmasının bu alana katkısının güçlü olduğu göz-
lenmektedir. Yine aynı kümede yer alan Schweizer et al. (2013)’nin 393 Alman lise öğrencisi
ile yaptığı çalışma ve Kröner et al. (2005)’nin 9-12 yaş arası 101 Alman lise öğrencisi ile
yaptığı çalışma en çok ortak atıf alan çalışmalardır. Mavi kümede ise Dörner & Kreuzig
(1983)’nin zeka ölçütleriyle farklı problemleri çözmedeki başarı ölçütlerini karşılaştırdığı
çalışma ile kırmızı kümede Dörner (1996)’ın karmaşık durumlarda hatayı tanımak ve önlemek
adına yayımladığı kitap diğer en çok ortak atıf alan bilimsel yayınlardır.
Yazarların işbirliği analizinde ise Lüksemburg’dan Greiff, S. (NP=35), Martin, R. (NP=9)
Stadler, M. (NP=7) ve Almanya’dan Wüstenberg, S. (NP=16) ve Funke, J. (NP=15) KPÇ ala-
nına ciddi katkısı olan yazarlar olarak dikkat çekmektedir. Bu bağlamda bakıldığında Almanya
ve Lüksemburg KPÇ alanının öncüleri olarak değerlendirilebilir. Diğer yandan ülkelerin işbir-
liklerinde de Almanya Lüksemburg 24 işbirliği yaparak bu değerlendirmeyi güçlendirmektedir.
Son olarak incelenen makaleler sonucunda KPÇ en az üç farklı şekilde kullanıldığı gözlen-
mektedir: (1) gerçek yaşam koşullarında (öğrenme, bilgi edinme ve karar alma gibi farklı
odaklarla) bilişi incelemek için bir paradigma olarak, (2) genellikle bilgisayarda sunulan belli
bir sınıf problemle uğraşırken sergilenen bir davranış tanımlayıcısı olarak ve (3) zekayla ilgili
bir yetenek yapısı olarak.
Bu çalışmanın bir takım kısıtları da vardır. Bu çalışma konu ile ilgili genel yapıyı ortaya
koymaktadır, ancak nitel yöntemler kullanılarak yapılacak çalışmalarda konu ile ilgili çalışan
araştırmacıların çalışmaları derinlemesine incelenmelidir. Böylelikle konu ile ilgili değişkenler
sistem yaklaşımı ile değerlendirilerek karmaşık problem çözmeyi etkileyen nedenler ve
karmaşık problem çözmenin etkileri detaylı analiz edilebilir. Bunun yanında araştırmacılar
farklı bilim alanlarında problem çözme araştırmalarını sistematik yazın tarama yöntemleri ile
karşılaştırmalı olarak inceleyebilir.
Kompleks Problem Çözme Üzerine R Programı ile Bir Bibliyometrik Analiz
45
KAYNAKÇA
Aria M. & Cuccurullo C. (2017). “Bibliometrix: An R-Tool for Comprehensive Science Mapping
Analysis”. Journal of Informetrics 11/4 (2017) 959-975. doi:10.1016/j.joi.2017.08.007
Baggen Y., Mainert J., Lans T., Biemans H. J. A., Greiff S. & Mulder M. (2015). “Linking Complex Problem
Solving to Opportunity Identification Competence Within the Context of Entrepreneurship”.
International Journal of Lifelong Education 34/4 (2015) 412-429. doi:10.1080/02601370.2015.1060029
Beckmann J. F., Birney D. P. & Goode N. (2017). “Beyond Psychometrics: The Difference Between
Difficult Problem Solving and Complex Problem Solving”. Frontiers in Psychology 8 (2017) 1739-
1751. doi:10.3389/fpsyg.2017.01739
Beckmann J. F. & Guthke J. (1995). “Complex Problem Solving, Intelligence and Learning Ability”. Ed. P.
A. Frensch & J. Funke. Complex problem solving: the European perspective (1995) 177-200. New York.
Börner K., Chen C. & Boyack K. W. (2005). “Visualizing Knowledge Domains”. Annual Review of
Information Science and Technology 37/1 (2005) 179-255. doi: 10.1002/aris.1440370106
Caner T., Cohen S. K. & Pil F. (2017). “Firm Heterogeneity in Complex Problem Solving: A Knowledge-
Based Look at Invention”. Strategic Management Journal 38/9 (2017) 1791-1811. doi:10.1002/smj.2615
Care E., Scoular C. & Griffin P. (2016). “Assessment of Collaborative Problem Solving in Education
Environments”. Applied Measurement in Education 29/4 (2016) 250-264. doi:10.1080/
08957347.2016.1209204
Cobo M. J., López-Herrera A. G. Herrera-Viedma E. & Herrera F. (2011). “Science Mapping Software
Tools: Review, Analysis and Cooperative Study Among Tools”. Journal of the American Society for
Information Science and Technology 62/7 (2011) 1382-1402. doi: 10.1002/asi.21525
Conley S. N., Foley R. W., Gorman M. E., Denham J. & Coleman K. (2017). “Acquisition of T-shaped
Expertise: An Exploratory Study”. Social Epistemology 31/2 (2017) 165-183. doi:10.1080/
02691728.2016.1249435
Crane D. (1972). Invisible Colleges: Diffusion of Knowledge in Scientific Communities. Chicago 1972.
Danner D., Hagemann D., Schankin A., Hager M. & Funke J. (2011). “Beyond IQ: A Latent State-Trait
Analysis of General Intelligence, Dynamic Decision Making and Implicit Learning”. Intelligence
39/5 (2011) 323-334. doi:10.1016/J.INTELL.2011.06.004
de Bellis N. (2014). “History and Evolution of Biblio (metrics)”. Ed. B. Cronin & C. R. Sugimoto.
Beyond Bibliometrics :Harnessing Multidimensional Indicators of Scholarly Impact (2014) 23-44.
Dörner D. & Kreuzig H. W. (1983). “Problem Solving Ability and Intelligence”. Psychologische
Rundschau 34/4 (1983) 185-192.
Dörner D. & Güss C. D. (2013). “PSI: A Computational Architecture of Cognition, Motivation, and
Emotion”. Review of General Psychology 17/3 (2013) 297-317. doi:10.1037/a0032947
Dörner D. & Reither, F. (1978). “Über das Problemlösen in Sehr Komplexen Realitätsbereichen”.
Zeitschrift Für Experimentelle Und Angewandte Psychologie : Organ Der Deutschen Gesellschaft
Für Psychologie 4 (1978) 527-551.
Ederer P., Nedelkoska L., Patt A. & Castellazzi S. (2015). “What Do Employers Pay For Employees’
Complex Problem Solving Skills?”. International Journal of Lifelong Education 34/4 (2015) 430-
447. doi:10.1080/02601370.2015.1060026
Fischer A., Greiff S. & Funke J. (2012). “The Process of Solving Complex Problems”. The Journal of
Problem Solving 4/1 (2012) 19-42. doi:10.7771/1932-6246.1118
Fischer A., Greiff S., Wüstenberg S., Fleischer J., Buchwald F. & Funke J. (2015). “Assessing Analytic
and Interactive Aspects of Problem Solving Competency”. Learning and Individual Differences 39
(2015) 172-179. doi:10.1016/J.LINDIF.2015.02.008
Fischer A., Holt D. V. & Funke J. (2015). “Promoting the Growing Field of Dynamic Decision Making”.
Journal of Dynamic Decision Making 1/1 (2015) 1-3. doi:10.11588/jddm.2015.1.23807
Frischkorn G. T., Greiff S. & Wüstenberg S. (2014). “The Development of Complex Problem Solving in
Adolescence: A Latent Growth Curve Analysis”. Journal of Educational Psychology 106/4 (2014)
1007-1020. doi:10.1037/a0037114
Volkan AŞKUN & Rabia ÇİZEL
46
Funke J. (1991). “Solving Complex Problems: Exploration and Control of Complex Systems”. Ed. R. J.
Sternberg & P. A. Frensch. Complex Problem Solving: Principles and Mechanisms, (1991) 185-222.
New York.
Funke J. (2001). “Dynamic Systems As Tools For Analysing Human Judgement”. Thinking and
Reasoning 7/1 (2001) 69-89. doi:10.1080/13546780042000046
Funke J. (2010). “Complex Problem Solving: A Case for Complex Cognition?”. Cognitive Processing
11/2 (2010) 133-142. doi:10.1007/s10339-009-0345-0
Greiff S., Fischer A., Wüstenberg S., Sonnleitner P., Brunner M. & Martin R. (2013). “A Multitrait
Multimethod Study of Assessment Instruments for Complex Problem Solving”. Intelligence 41/5
(2013) 579-596. doi:10.1016/J.INTELL.2013.07.012
Greiff S., Holt D. V. & Funke J. (2013). “Perspectives on Problem Solving in Educational Assessment:
Analytical, Interactive and Collaborative Problem Solving”. The Journal of Problem Solving 5/2
(2013) 71-91. doi:10.7771/1932-6246.1153
Greiff S., Stadler M., Sonnleitner P., Wolff C. & Martin R. (2015). “Sometimes Less is More: Comparing
the Validity of Complex Problem Solving Measures”. Intelligence 50 (2015) 100-113.
doi:10.1016/J.INTELL.2015.02.007
Greiff S., Wüstenberg S., Csapó B., Demetriou A., Hautamäki J., Graesser A. C. & Martin R. (2014).
“Domain-General Problem Solving Skills and Education in the 21st Century”. Educational Research
Review 13 (2014) 74-83. doi:10.1016/j.edurev.2014.10.002
Güss C. D., Tuason M. T. & Gerhard C. (2009). “Cross-National Comparisons of Complex Problem-
Solving Strategies in Two Microworlds”. Cognitive Science 34/3 (2009) 489-520. doi:10.1111/j.1551-
6709.2009.01087.x
Güss C. D. (2011). “Fire and Ice: Testing a Model on Culture and Complex Problem Solving”. Journal of
Cross-Cultural Psychology 42/7 (2011) 1279-1298. doi:10.1177/0022022110383320
Hagemann N. & Kirschke S. (2017). “Key Issues of Interdisciplinary NEXUS Governance Analyses:
Lessons Learned from Research on Integrated Water Resources Management”. Resources 6/1 (2017)
9-16. doi:10.3390/resources6010009
Hagemann V. & Kluge A. (2017). “Complex Problem Solving in Teams: The Impact of Collective
Orientation on Team Process Demands”. Frontiers in Psychology 8 (2017) 1730-1748. doi:10.3389/
fpsyg.2017.01730
Huber O. (1994). “Decision Behavior in a Multistage Investment Task”. Acta Psychologica 85/2 (1994)
139-154. doi:10.1016/0001-6918(94)90029-9
Kirschke S., Newig J., Völker J. & Borchardt D. (2017). “Does Problem Complexity Matter for
Environmental Policy Delivery? How Public Authorities Address Problems of Water Governance”.
Journal of Environmental Management 196 (2017) 1-7. doi:10.1016/J.JENVMAN.2017.02.068
Kröner S., Plass J. L. & Leutner D. (2005). “Intelligence Assessment with Computer Simulations”.
Intelligence 33/4 (2005) 347-368. doi:10.1016/J.INTELL.2005.03.002
Marshall S. P. (2009). “Re-Imagining Specialized STEM Academies: Igniting And Nurturing Decidedly
Different Minds, by Design”. Roeper Review 32/1 (2009) 48-60. doi:10.1080/02783190903386884
Merton R. K. (1957). “Priorities in Scientific Discovery: A Chapter in the Sociology of Science”.
American Sociological Review 6 (1957) 635659. doi:10.2307/2089193
Nair K. U. & Ramnarayan S. (2000). “Individual Differences in Need for Cognition and Complex Problem
Solving”. Journal of Research in Personality 34/3 (2000) 305-328. doi:10.1006/JRPE.1999.2274
“PISA 2015”. (2019, April 15) Kaynak: http://www.oecd.org/pisa/pisa-2015-results-in-focus.pdf
Schoppek W. & Fischer A. (2017). “Common Process Demands of Two Complex Dynamic Control
Tasks: Transfer is Mediated by Comprehensive Strategies”. Frontiers in Psychology (2017) 8 2145-
2157. doi:10.3389/fpsyg.2017.02145
Schult J., Stadler M., Becker N., Greiff S. & Sparfeldt J. R. (2017). “Home Alone: Complex Problem
Solving Performance Benefits from Individual Online Assessment”. Computers in Human Behavior
68 (2017) 513-519. doi:10.1016/J.CHB.2016.11.054
Kompleks Problem Çözme Üzerine R Programı ile Bir Bibliyometrik Analiz
47
Schweizer F., Wüstenberg S. & Greiff S. (2013). “Validity of the MicroDYN Approach: Complex
Problem Solving Predicts School Grades Beyond Working Memory Capacity”. Learning and
Individual Differences 24 (2013) 42-52. doi:10.1016/J.LINDIF.2012.12.011
Sinnott J., Tobin E., Chrzanowska E. & Hilton S. (2017). “The Relationship between Attachment Style and
Postformal Thought”. Journal of Adult Development 24/4 (2017) 239-251. doi:10.1007/s10804-017-
9262-0
Sonnleitner P., Brunner M., Keller U. & Martin R. (2014). “Differential Relations between Facets of
Complex Problem Solving and Students’ Immigration Background”. Journal of Educational
Psychology 106/3 (2014) 681-695. doi:10.1037/a0035506
Steiner G. & Posch A. (2006). “Higher Education for Sustainability by means of Transdisciplinary Case
Studies: An Innovative Approach for Solving Complex, Real-World Problems”. Journal of Cleaner
Production 14/9-11 (2006) 877-890. doi: 10.1016/J.JCLEPRO.2005.11.054
“The Future of Jobs Report 2018 Insight Report Centre for the New Economy and Society”. (2019, April
15). Kaynak: http://www3.weforum.org/docs/WEF_Future_of_Jobs_2018.pdf
Weigelt C. & Sarkar M. (2012). “Performance Implications of Outsourcing for Technological Innovations:
Managing the Efficiency and Adaptability Trade-Off”. Strategic Management Journal 33/2 (2012) 189-
216. doi:10.1002/smj.951
Wenke D., Frensch P. A. & Funke J. (2005). “Complex Problem Solving and Intelligence: Empirical Relation
and Causal Direction”. Ed. R. J. Sternberg & J. E. Pretz. Cognition and Intelligence: Identifying the
Mechanisms of the Mind (2005) 160-187. New York.
Wüstenberg S., Stadler M., Hautamäki J. & Greiff S. (2014). “The Role of Strategy Knowledge for the
Application of Strategies in Complex Problem Solving Tasks”. Technology, Knowledge and Learning
19/1-2 (2014) 127-146. doi:10.1007/s10758-014-9222-8
... Bu da daha büyük belgelere daha küçük olanlardan daha sık atıf yapıldığı anlamına gelmektedir. Şekildeki ikincil belgelerin birbirine yakınlığı, verilerde referans olarak birlikte yer aldıklarını gösterirken, ikincil belgelerin haritadaki merkeziliği, haritadaki diğer belgelerle en sık birlikte yer alan belgeleri ortaya koymaktadır (Aşkun ve Çizel, 2019;van Eck ve Waltman, 2014). Haritada en sık atıf yapılan 18 ikincil belge üç farklı kümede gösterilmektedir. ...
Article
Full-text available
Kariyer şoku, son yıllarda mesleki araştırmalarda ilgi görmeye başlamıştır. İnsanlar profesyonel yaşamları boyunca, kronik hastalık veya iş kaybı gibi sürdürülemez kariyer yollarına yol açabilecek çeşitli beklenmedik şoklarla karşılaşmaya eğilimlidir. Bir kişinin mesleki yörüngesini etkileyen önemli ve genellikle beklenmedik olaylar olan kariyer şokları, COVID-19 sonrası çalışmalarda yoğunlaşarak incelenmektedir. Bu anlamda çalışma, 57 makale özelinde kariyer şokları yazınının kapsamlı bir incelemesini ve sentezini sunmaktadır. Çalışma, bibliyometrik ve sistematik analizle kariyer şokları özelindeki teorik ve ampirik çalışmaları yorumlayıcı paradigma yoluyla sentezleyerek bu alanda çalışacak araştırmacılara kapsamlı içgörüler sağlamayı amaçlamaktadır. Bu amaçla, ortak atıf ve bibliyografik eşleştirme analizi kullanılarak yazının entelektüel yapısı ve araştırma çerçevesi ortaya konulmaktadır. Bütünleştirici içgörülere dayanarak, özellikle Türkiye'deki insan kaynakları yönetimi araştırmacılarının kariyer şoklarının teorik, ampirik ve metodolojik gelişimi adına bir araştırma gündemi önerilmektedir.
... Farklı boyutlarda sunulan belgeler, örneklemdeki birincil belgelerde ikincil belgelere atıfta bulunulma sıklığını temsil etmektedir; öyle ki büyük belgelere küçük olanlardan daha sık atıfta bulunulmuştur. Şekilde ikincil belgelerin yakınlığı, verilerde referans olarak birlikte yer almalarını gösterirken, haritadaki ikincil belgelerin merkeziliği, haritadaki diğer belgelerle en sık birlikte yer alan belgeleri göstermektedir (Aşkun ve Çizel, 2019;van Eck ve Waltman, 2010). Harita, 5 sayım eşiği ile kesirli sayım yöntemlerine dayalı olarak oluşturulan ilk 100 ortak atıflı ikincil belgeyi sunmaktadır (Perianes-Rodriguez, Waltman ve van Eck, 2016). ...
Article
Full-text available
Yapay zekâ, otomasyon, krizler, salgın hastalıklar gibi makro etkilerle yerel dinamiklerdeki değişimler sonucunda işletmelerin kısa, orta ve uzun vadede alacakları kararların önemi artmaya devam ediyor. Bu bağlamda, uluslararası işletme ve yönetim alanında yapılacak çalışmalar için konu alanları sürekli değişiyor. Bu değişimi incelemek için karmaşık uyarlanabilir sistemler (KUS) dahil olmak üzere çeşitli görüşler kullanılabilir. Bu çalışma, bibliyometrik analiz kullanarak, işletme ve yönetim alanlarında KUS bakış açısını kullanan çalışmaların teorik ve ampirik çalışmalarını sentezlemeyi amaçlamaktadır. Ortak atıf ve bibliyografik eşleştirme analizi kullanılarak, ilk adım yazının entelektüel ve kavramsal yapısını araştırmaktır. Ardından, işletme ve yönetim KUS yazınındaki anahtar kelimeler kullanılarak, disiplinin nasıl geliştiğini açıklamak için tematik bir analiz kullanılmaktadır. Bütünleşik bulgulara dayanarak, özellikle Türkiye'deki işletme ve yönetim akademisyenlerinin teorik, ampirik ve metodolojik gelişimini KUS bakış açısıyla yönlendirmek için bir çalışma gündemi önerilmektedir. Çalışmanın en şaşırtıcı bulgusu, küresel işletme ve yönetim alanında tedarik yönetimi ve tedarik zincirleri üzerine çalışanların KUS bakış açısını benimseme olasılıklarının yüksek olmasıdır.
Thesis
Full-text available
Çalışmada, karma yöntem - grounded teori keşfedici sıralı ölçek geliştirme tasarımından yararlanılarak turizm sektöründe sürdürülebilir kariyeri etkileyen faktörler belirlenmiştir. Bu anlamda, turizm sektöründe sürdürülebilir kariyer adına birinci düzeyde 11, ikinci düzeyde üç faktörlü bir teori ve bu sürecin bir ölçüsü olan Sürdürülebilir Kariyer Ölçeği (SKÖ) geliştirilmiştir. Çalışma iki faz ve sonrasında sentez olmak üzere üç aşamada gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın ilk fazı, turizm sektöründe çalışmış veya çalışmaya devam eden 20 üst düzey yöneticinin katılımıyla gerçekleştirilen nitel bir grounded teori araştırmasıydı. İkinci fazı ise 311 turizm çalışanın katılımıyla ölçek geliştirme aşamasını içermektedir. Nitel aşamada bir dizi enformasyon yoluyla oluşturulan teoriyi test etmek için iyi psikometrik özelliklerle tasarlanmış bir ölçüm aracı olan SKÖ geliştirildi. Çalışmanın üçüncü aşamasında nitel ve nicel aşamalardan elde edilen bulgular sentezlenmiştir. Bu sentez sırasında tüm süreçte yararlanılan karmaşık uyarlanabilir sistem bakış açısıyla Sürdürülebilir Kariyer Modeli geliştirilmiştir.
Article
Full-text available
Hem bilimsel araştırmacılar hem de uygulayıcılar, birçok çalışma düzeyinde çalışan tutumları, davranışları ve performansı ile ilişkilendirilen psikolojik sermaye (PsiSer) fikrine önemli ölçüde ilgi göstermiştir. Bununla birlikte, yazında kavramın varlığı, nasıl ölçüldüğü, gelişimini etkileyen unsurlar ve bireysel, ekip ve organizasyonel düzeylerde sonuçları ne zaman ve nasıl etkilediğine ilişkin tartışmalar devam etmektedir. Bu anlamda çalışma uluslararası işletme ve yönetim alanında PsiSer yazınının kapsamlı bir incelemesini ve sentezini sunmaktadır. Bu çalışma, bibliyometrik analiz yoluyla, işletme ve yönetim alanında PsiSer perspektifini benimseyen çalışmalardan elde edilen teorik ve ampirik çalışmaları sentezlemeyi amaçlamaktadır. İlk olarak, ortak atıf ve bibliyografik eşleştirme analizi kullanılarak yazının entelektüel yapısı ve araştırma çerçevesi incelenmektedir. Daha sonra, işletme ve yönetim PsiSer yazınındaki anahtar kelimeleri kullanılarak alanın kavramsal yapısı eşdizim kelime analizi yoluyla gösterilmektedir. Bütünleştirici içgörülere dayanarak, özellikle Türkiye'deki insan kaynakları yönetimi araştırmacılarının teorik, ampirik ve metodolojik gelişimini PsiSer perspektifine yönlendirmek için bir araştırma gündemi önerilmektedir.
Chapter
Full-text available
Son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmeler, denetimin önemini her geçen gün arttırmış ve denetim süreçlerini ciddi açılardan etkilemeye başlamıştır. Bu durum işletmeler açısından muhasebeden finansa, üretimden pazarlamaya kadar bütün alanlarda olduğu gibi denetim alanında da denetlenen süreçlerde ortaya çıkan risklerin kontrol edilmesini, raporlanmasını ve gerekli önlemlerin alınmasını zorunlu kılmıştır. Bu gelişmelerle birlikte bütün faaliyetlerin dijital ortamda gerçek zamanlı ve anlık olarak gerçekleştirilmesinin önemi ortaya çıkmıştır. Denetim ve denetim süreçlerinde dijital alt yapının oluşturulması yönetim, sürdürebilirlik, hesap verilebilirlik, faaliyetlere ilişkin analizlerin ve raporlamaların şeffaf bir şekilde yapılması vb. açılardan büyük önem taşımaktadır. Dijital alt yapının oluşması, hem rekabet üstünlüğünün sağlanması hem de gerçekleşen faaliyetlerin dönüşüm ve gelişimlere uygun bir şekilde yapılması açısından oldukça önem taşımaktadır. Günümüz denetim anlayışı bütün bu gelişmelerin göz önünde bulundurulmasıyla sürekli gelişme eğilimi içerisinde olmaktadır. Denetim alanında ortaya çıkan bu yeni iklime bütün tarafların ayak uydurması denetimin öneminin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacaktır. Eser kapsamında yer alan çalışmalar, denetimin her alanda vazgeçilmez bir süreç olduğunu ortaya koymaktadır. Eserlerin bu bakış açısıyla okunması, denetim ve denetim sürecine olan bakış açısında önemli bir farkındalık sağlayacaktır.
Chapter
Full-text available
Son yıllarda yaşanan teknolojik gelişmeler, denetimin önemini her geçen gün arttırmış ve denetim süreçlerini ciddi açılardan etkilemeye başlamıştır. Bu durum işletmeler açısından muhasebeden finansa, üretimden pazarlamaya kadar bütün alanlarda olduğu gibi denetim alanında da denetlenen süreçlerde ortaya çıkan risklerin kontrol edilmesini, raporlanmasını ve gerekli önlemlerin alınmasını zorunlu kılmıştır. Bu gelişmelerle birlikte bütün faaliyetlerin dijital ortamda gerçek zamanlı ve anlık olarak gerçekleştirilmesinin önemi ortaya çıkmıştır. Denetim ve denetim süreçlerinde dijital alt yapının oluşturulması yönetim, sürdürebilirlik, hesap verilebilirlik, faaliyetlere ilişkin analizlerin ve raporlamaların şeffaf bir şekilde yapılması vb. açılardan büyük önem taşımaktadır. Dijital alt yapının oluşması, hem rekabet üstünlüğünün sağlanması hem de gerçekleşen faaliyetlerin dönüşüm ve gelişimlere uygun bir şekilde yapılması açısından oldukça önem taşımaktadır. Günümüz denetim anlayışı bütün bu gelişmelerin göz önünde bulundurulmasıyla sürekli gelişme eğilimi içerisinde olmaktadır. Denetim alanında ortaya çıkan bu yeni iklime bütün tarafların ayak uydurması denetimin öneminin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlayacaktır. Eser kapsamında yer alan çalışmalar, denetimin her alanda vazgeçilmez bir süreç olduğunu ortaya koymaktadır. Eserlerin bu bakış açısıyla okunması, denetim ve denetim sürecine olan bakış açısında önemli bir farkındalık sağlayacaktır.
Article
Full-text available
The aim of this study is to reveal the development and trends of academic literature examining the board of directors with agency theory perspective, and thus to contribute to the literature and researchers who aim to do research on this subject. For this purpose, a search was conducted by using the keywords "agency theory", "board of directors", "board structure", "board composition", "board characteristic" and "CEO duality" in the Scopus database. As a result of the search, a total of 573 studies in business, management and accounting fields which were conducted between 1992-2022 constituted the research sample. The data set obtained from this sample was analyzed in “biblioshiny” application in the RStudio program. Analysis results reveal that the development of field is provided through articles, and the most frequently used keywords are "corporate governance", "agency theory" and "board of director". Also, the results indicate that the most cited publications put their journals at the top of the most cited journals list. Thematic map, on the other hand, reveals that even efforts to combine stewardship theory and resource dependence theory with agency theory have limited importance for the development of the field.
Chapter
Full-text available
Araştırma, UNWTO (2019) verilerine göre Dünya’nın en çok turist alan ilk on ülkesinin destinasyon pazarlama sürecinde resmi web sitelerini gastronomi turizmi açısından değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaç doğrultusunda araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden doküman inceleme tekniği kullanılmıştır. Araştırmanın kapsamını dünyanın en çok turist alan ilk on ülkesinin resmi web sitelerinde yer alan gastronomi turizmine yönelik pazarlama ve tanıtım çalışmaları oluşturmaktadır. Bu kapsamda veriler, 1 Aralık 2020 ile 10 Ocak 2021 tarihleri arasında ilgili ülkelerin İngilizce dilindeki resmi turizm web sitelerinden metin, fotoğraf ve video şeklinde toplanmıştır. Elde edilen verilere içerik analizi uygulanmıştır. Analiz sonuçları incelenen ülkelerin tamamının gastronomiyle ilgili bir sayfası veya kategorisi bulunduğunu, bazı ülkelerin ciddi eksiklikleri olmasına rağmen genel olarak değerlendirildiğinde dünyanın en çok turist ağırlayan ilk on ülkesinin destinasyon pazarlama sürecinde resmi web sitelerinde gastronomi turizmine yönelik tanıtım ve pazarlama çalışmaları yaptıklarını göstermektedir.
Conference Paper
Full-text available
Uluslararası yazında, bir mahkeme tarafından hüküm verilmeden önce talep edilebilecek ve bir gözetim memuru veya yerel bir otorite olan sosyal hizmetler departmanından bir sosyal hizmet uzmanı tarafından hazırlanan bir kişi ve onun durumu hakkında bir rapor olarak tanımlanan sosyal inceleme raporu (SİR), mahkemelerde karar alma konusunda önemli bir unsur olarak değerlendirilmektedir. SİR konusunun yer aldığı çalışmaların da ne yönde olduğunun analiz edilmesi de aynı derece önemli olduğu düşünülmektedir. Sistematik literatür incelemeleri, bir konu alanı veya konu hakkındaki mevcut araştırmaların güvenilir ve bilimsel bir incelemesi olarak tanımlanabilir. Amacı şeffaf, tekrarlanabilir bir süreç kullanarak tüm ilgili çalışmaları tanımlamak, değerlendirmek ve sentezlemektir. Çalışma, Scopus veri tabanında yer alan dergilerde 1963-2018 yılları arasında yayınlanan makalelerin başlığında, özetinde, anahtar kelimelerinde “social enquiry report, social inquiry report, presentence investigation report, social investigation report” kelimelerinden herhangi biri geçen 49 makalenin R programlama dilini kullanarak bibliyometrik analizini yapılmaktadır. Aynı zamanda sosyal inceleme raporlarının alt alanları ile zamanda gelişimi arasındaki ilişkileri göstermek için içerik analizi kullanılmaktadır. Çalışma daha çok kaynak etkileri, eşdizimlilik ağı, ortak atıf, yazar iş birliği üzerine odaklanmaktadır. Araştırma sonuçlarının sosyal inceleme raporları ile ilgili gelecekteki çalışmalara ışık tutacağı öngörülmektedir.
Article
Full-text available
In this paper we argue that a synthesis of findings across the various sub-areas of research in complex problem solving and consequently progress in theory building is hampered by an insufficient differentiation of complexity and difficulty. In the proposed framework of person, task, and situation (PTS), complexity is conceptualized as a quality that is determined by the cognitive demands that the characteristics of the task and the situation impose. Difficulty represents the quantifiable level of a person’s success in dealing with such demands. We use the well-documented “semantic effect” as an exemplar for testing some of the conceptual assumptions derived from the PTS framework. We demonstrate how a differentiation between complexity and difficulty can help take beyond a potentially too narrowly defined psychometric perspective and subsequently gain a better understanding of the cognitive mechanisms behind this effect. In an empirical study a total of 240 university students were randomly allocated to one of four conditions. The four conditions resulted from contrasting the semanticity level of the variable labels used in the CPS system (high vs. low) and two instruction conditions for how to explore the CPS system’s causal structure (starting with the assumption that all relationships between variables existed vs. starting with the assumption that none of the relationships existed). The variation in the instruction aimed at inducing knowledge acquisition processes of either (1) systematic elimination of presumptions, or (2) systematic compilation of a mental representation of the causal structure underpinning the system. Results indicate that (a) it is more complex to adopt a “blank slate” perspective under high semanticity as it requires processes of inhibiting prior assumptions, and (b) it seems more difficult to employ a systematic heuristic when testing against presumptions. In combination, situational characteristics, such as the semanticity of variable labels, have the potential to trigger qualitatively different tasks. Failing to differentiate between ‘task’ and ‘situation’ as independent sources of complexity and treating complexity and difficulty synonymously threaten the validity of performance scores obtained in CPS research.
Article
Full-text available
Complex problem solving is challenging and a high-level cognitive process for individuals. When analyzing complex problem solving in teams, an additional, new dimension has to be considered, as teamwork processes increase the requirements already put on individual team members. After introducing an idealized teamwork process model, that complex problem solving teams pass through, and integrating the relevant teamwork skills for interdependently working teams into the model and combining it with the four kinds of team processes (transition, action, interpersonal, and learning processes), the paper demonstrates the importance of fulfilling team process demands for successful complex problem solving within teams. Therefore, results from a controlled team study within complex situations are presented. The study focused on factors that influence action processes, like coordination, such as emergent states like collective orientation, cohesion, and trust and that dynamically enable effective teamwork in complex situations. Before conducting the experiments, participants were divided by median split into two-person teams with either high (n = 58) or low (n = 58) collective orientation values. The study was conducted with the microworld C3Fire, simulating dynamic decision making, and acting in complex situations within a teamwork context. The microworld includes interdependent tasks such as extinguishing forest fires or protecting houses. Two firefighting scenarios had been developed, which takes a maximum of 15 min each. All teams worked on these two scenarios. Coordination within the team and the resulting team performance were calculated based on a log-file analysis. The results show that no relationships between trust and action processes and team performance exist. Likewise, no relationships were found for cohesion. Only collective orientation of team members positively influences team performance in complex environments mediated by action processes such as coordination within the team. The results are discussed in relation to previous empirical findings and to learning processes within the team with a focus on feedback strategies.
Article
Full-text available
The purpose of the present study was to investigate the relationship between attachment styles and postformal thought ability and to test the comparability of three methods of testing for postformal thought. In a sample of 119 participants, postformal thought levels and attachment styles were assessed using postformal thought questionnaires and an attachment style scale. It was predicted that individuals with secure attachment styles would exhibit higher levels of postformal thought ability than individuals with anxious–ambivalent or avoidant attachment styles. It was also predicted that the three postformal tests would have equivalent results. Results indicated that attachment and postformal thought were not related and that the three measures of postformal thought were equivalent. Results are discussed in terms of the relationship between attachment styles and individuals’ abilities to perform complex problem-solving tasks and/or dilemmas.
Article
Full-text available
Disciplinary boundaries become increasingly unclear when grappling with “wicked problems,” which present a complex set of policy, cultural, technological, and scientific dimensions. “T-shaped” professionals, i.e. individuals with a depth and breadth of expertise, are being called upon to play a critical role in complex problem-solving. This paper unpacks the notion of the “T-shaped expert” and seeks to situate it within the broader academic literature on expertise, integration, and developmental learning. A component of this project includes an exploratory study, which is aimed at evaluating the emergent attributes of T-shaped expertise in two different educational programs completed between January and May in 2015. The two programs build disciplinary knowledge in science, technology engineering, and mathematics fields at the core (vertical dimension), while expanding the students’ awareness and comprehension of other expertise (horizontal dimension). The courses introduced science and engineering students to case study topics focusing around complex human-technological-ecological systems in a nanotechnology and society course; and the governance of genetically modified organisms (GMOs) in a science, technology, and society course. We analyze pre- and post-test data from this pilot project before presenting findings that pertain to student learning, as well as variants in the methodology and reflect on the utility (and limitations) of the selected methodology for evaluating expertise as it evolves over time. The paper closes with a discussion of a theory of acquisition with implications for delineating early attributes and characteristics of T-shaped expertise.
Article
Full-text available
Governance has become a cornerstone in addressing complex linkages between multiple resources such as water, energy, and food. However, contributions of governance research in interdisciplinary research projects are either lacking or highly controversial. Drawing on Integrated Water Resources Management-related experiences of German research projects in emerging and developing countries, we demonstrate how to strengthen NEXUS-related governance analyses: There has to be a stronger focus on the analyses of existing and useful governance strategies as well as of conditions for governance transitions; governance analyses should refer to different types of problems, instead of only focusing on single cases and abstract analyses; and answers must be based on a more elaborate practice of inter-and transdisciplinary research. These suggestions should be implemented on the level of single researchers, but should also require incentives on an institutional level.
Article
Full-text available
Research summary : The knowledge‐based view suggests that complex problems are best solved under hierarchical (within‐firm) governance. We examined why firms assumed to be in general alignment with this theory might nonetheless produce solutions of varying usefulness. We theorize that a firm's internal knowledge variety (IKV) is associated with its capacity to support cross‐domain knowledge flows during search, and its ability to identify and explore promising areas on the solution landscape. We further theorize that partner knowledge in familiar (unfamiliar) domains can offset specific weaknesses in searching rugged landscapes, inherent with low or high (moderate) IKV. We find support for these ideas in the context of drug discovery, extending KBV's focus on governance alignment to explain variation in problem‐solving effectiveness within hierarchy . Managerial summary : Firms that concentrate their inventive efforts in a few technological domains, but also dabble in several others, have problem‐solving advantages: they can better support knowledge transfer and recombination across domains. Firms that focus too narrowly or spread their inventive efforts thinly across many domains lose these advantages, but might compensate through alliance partnerships. Our study of drug discovery shows that while firms with very low or high knowledge variety tend to produce weaker solutions than firms in the moderate range, their inventive performance improves when alliance partners afford them access to additional knowledge in familiar domains. We explain how the combination of firm and partner knowledge enables firms to better identify, evaluate, and implement alternative solutions to complex problems . Copyright © 2016 John Wiley & Sons, Ltd.
Article
Problem complexity is often assumed to hamper effective environmental policy delivery. However, this claim is hardly substantiated, given the dominance of qualitative small-n designs in environmental governance research. We studied 37 types of contemporary problems defined by German water governance to assess the impact of problem complexity on policy delivery through public authorities. The analysis is based on a unique data set related to these problems, encompassing both in-depth interview-based data on complexities and independent official data on policy delivery. Our findings show that complexity in fact tends to delay implementation at the stage of planning. However, different dimensions of complexity (goals, variables, dynamics, interconnections, and uncertainty) impact on the different stages of policy delivery (goal formulation, stages and degrees of implementation) in various ways.
Article
Computer-based assessments of complex problem solving performance often take place in group settings like classrooms and computer laboratories. Such computer-based procedures provide an excellent opportunity to examine setting effects that might occur while participants are tested in a non-group session online at a time and place of their own choosing. For this purpose, N = 273 teacher students were randomly assigned to one of two settings: the individual online condition (n = 216) or the computer laboratory group condition (n = 57). Strong factorial measurement invariance was evidenced. Participants performed significantly better in the individual online condition than in the group condition (knowledge acquisition: d = 0.38; knowledge application: d = 0.39). The worse performance in the group setting compared to the individual setting could neither be explained by exploration time, nor by time on task. The internal experimental design validity strengthens the conclusion that setting-related differences in cognitive ability testing are not negligible but noteworthy.