ArticlePDF Available

Araştırma / Research SAĞLIK YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN TAMAMLAYICI VE ALTERNATİF TEDAVİLER HAKKINDAKİ GÖRÜŞ, BİLGİ VE UYGULAMALARI OPINIONS, INFORMATION AND APPLICATIONS ABOUT COMPLEMENTARY AND ALTERNATIVE THERAPIES OF HEALTH SCHOOL STUDENTS

Authors:

Abstract

zet Amaç : Bu araştırma; sağlık yüksekokulu öğrencilerinin tamamlayıcı ve alternatif tedaviler (TAT) hakkındaki bilgi, görüş ve uygulamalarının değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Bu araştırma tanımlayıcı tipte kesitsel olarak yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini 471 ebelik ve hemşirelik bölümü öğrencisi oluşturmuştur. Araştırmada veriler anket formu aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler (yüzdelik, ortalama, standart sapma) ve çıkarımsal istatistiki yöntemlerden ki-kare testi kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak alınmıştır. Bulgular: Öğrencilerin %90,2'sinin tamamlayıcı ve alternatif tedaviler (TAT)'a yönelik eğitim almadığı ve %28,5'inin TAT kullandığı saptanmıştır. Öğrencilerin %82,6'sı TAT konusunun hemşirelik ve ebelik eğitim müfredatına eklenmesini istediğini belirtmiştir. Öğrencilerin %80,1'inin akupresur, %78,9'unun reiki, %74,9'unun refleksoloji, %73,5'inin ayurveda, %72,5'inin tai chi, %65,0'ının feng shui, %64,7'sinin aromaterapi, %64,6'sının homeopati konularında bilgisinin olmadığı belirlenmiştir. Abstract Objective: This research was aimed to evaluate information, opinions and applications of health school students about complementary and alternative therapies (CAT). Materials and Methods: This study was conducted as a cross-sectional descriptive type. The sample of the study consisted of 471 midwifery and nursing students. Data were collected through a questionnaire. In the analysis of the data, descriptive statistics (percentage, mean, standard deviation) and inferential statistical methods were used. Statistical significance level was taken as p <0.05. Results: It was found that 90.2% of the students did not receive training for Complementary And Alternative Therapies (CAT) and 28.5% of them used CAT. 82.6% of the students stated that they wanted the CAT subject to be added to the nursing and midwifery education curriculum. 80.1% of the students were acupressur, 78.9% were reiki, 74.9% were reflexology, 73.5% ayurveda, 72.5% tai chi, 65.0% feng shui, 64.7% aromatherapy, 64.6% homeopathy. It is determined that there is no knowledge of the subjects.
SAUHSD 2019;2(1):47-60
47
Araştırma / Research
SAĞLIK YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN TAMAMLAYICI
VE ALTERNATİF TEDAVİLER HAKKINDAKİ GÖRÜŞ, BİLGİ VE
UYGULAMALARI
OPINIONS, INFORMATION AND APPLICATIONS ABOUT
COMPLEMENTARY AND ALTERNATIVE THERAPIES OF HEALTH
SCHOOL STUDENTS
Yasemin Altınbaş1, Emine Derya İster2
1 Adıyaman Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu
2 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi
Özet
Amaç: Bu araştırma; sağlık yüksekokulu öğrencilerinin tamamlayıcı
ve alternatif tedaviler (TAT) hakkındaki bilgi, görüş ve
uygulamalarının değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır.
ntem: Bu araştırma tanımlayıcı tipte kesitsel olarak yapılmıştır.
Araştırmanın örneklemini 471 ebelik ve hemşirelik bölümü öğrencisi
oluşturmuştur. Araştırmada veriler anket formu aracılığıyla
toplanmıştır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler (yüzdelik,
ortalama, standart sapma) ve çıkarımsal istatistiki yöntemlerden ki-
kare testi kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak
alınmıştır.
Bulgular: Öğrencilerin %90,2’sinin tamamlayıcı ve alternatif
tedaviler (TAT)’a yönelik eğitim almadığı ve %28,5’inin TAT
kullandığı saptanmıştır. Öğrencilerin %82,6’sı TAT konusunun
hemşirelik ve ebelik eğitim müfredatına eklenmesini istediğini
belirtmiştir. Öğrencilerin %80,1’inin akupresur, %78,9’unun
reiki, %74,9’unun refleksoloji, %73,5’inin ayurveda, %72,5’inin tai
chi, %65,0’ının feng shui, %64,7’sinin aromaterapi, %64,6’sının
homeopati konularında bilgisinin olmadığı belirlenmiştir.
Abstract
Objective: This research was aimed to evaluate information,
opinions and applications of health school students about
complementary and alternative therapies (CAT).
Materials and Methods: This study was conducted as a cross-
sectional descriptive type. The sample of the study consisted of 471
midwifery and nursing students. Data were collected through a
questionnaire. In the analysis of the data, descriptive statistics
(percentage, mean, standard deviation) and inferential statistical
methods were used. Statistical significance level was taken as p
<0.05.
Results: It was found that 90.2% of the students did not receive
training for Complementary And Alternative Therapies (CAT) and
28.5% of them used CAT. 82.6% of the students stated that they
wanted the CAT subject to be added to the nursing and midwifery
education curriculum. 80.1% of the students were acupressur, 78.9%
were reiki, 74.9% were reflexology, 73.5% ayurveda, 72.5% tai chi,
65.0% feng shui, 64.7% aromatherapy, 64.6% homeopathy. It is
determined that there is no knowledge of the subjects.
Geliş tarihi/Received: 08.04.2019 | Kabul tarihi/Accepte:15.05.2019
Yazışma Adresi/Address for Correspondence: Emine DERYA İSTER
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü, Kahramanmaraş
Telefon/Phone: +90 507 924 5846 E-posta/E-mail: eminederyaister@ksu.edu.tr
SAUHSD 2019;2(1):47-60
48
Öğrencilerin TAT kullanma durumu ile cinsiyet ve mezun
olunan lise arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark
saptanmamıştır (p>0,05). Öğrencilerin okuduğu bölüm,
bulunduğu sınıf, TAT konusunda eğitim alma durumu ve TAT
konusunun eğitim müfredatına eklenmesini isteme durumu ile
TAT kullanım sıklığı arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir
fark belirlenmiştir (p<0,05).
Sonuç: Öğrencilerin büyük çoğunluğunun TAT konusunda
eğitim almadığı, öğrencilerin yaklaşık üçte birinin TAT
yöntemlerinden birini kullandığı, öğrencilerin tat yöntemlerine
ilişkin bilgilerinin sınırlı olduğu ve öğrencilerin çoğunluğuna
yakınının TAT konusunun eğitim müfredatlarına eklenmesini
istediği sonuçlarına ulaşılmıştır.
Anahtar kelimeler: Ebelik, hemşirelik, öğrenci, tamamlayıcı ve
alternatif tedaviler.
There was no statistically significant difference between the use
of CAT and gender and high school (p> 0.05). A statistically
significant difference was found between the rate of CAT use
and the status of students, the class they were studying, the status
of getting education in CAT and the CAT subject to be included
in the education curriculum (p <0.05).
Conclusion: The majority of students are not trained in CAT,
approximately one third of the students use one of the CAT
methods, students have limited knowledge of taste methods and
it was concluded that the majority of the students wanted the
CAT subject to be added to the educational curricula.
Key words: Midwifery, nursing, student, complementary and
alternative therapies
GİRİŞ
Tamamlayıcı ve Alternatif
Tedaviler (TAT), Amerika Birleşik
Devletleri (ABD) Ulusal Sağlık Enstitüsü
Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Merkezi
(NCCAM) tarafından ‘şu an için
konvansiyonel tıbbın bir parçası
sayılmayan ancak tıbbın çeşitli alanlarında
ve sağlık bakım sisteminde yer alan
uygulama ve ürünler’ olarak
tanımlanmaktadır. Alternatif tedaviler, bu
uygulama ve ünlerin konvansiyonel
tedaviler yerine tek başına kullanılmasıdır.
Tamamlayıcı tedaviler ise bu uygulama ve
ünlerin, konvansiyonel tedaviler ile
birlikte hastalığa ve tedavilere bağlı
rahatsız edici semptomları kontrol etmek
amacıyla kullanılmasıdır. Tamamlayıcı ve
Alternatif Tedavi tanımları birbirinden
farklı olmasına karşın literatürde birlikte
kullanılarak TAT terimini oluştururlar (1).
Yapılan birçok araştırmada hem
genel popülasyon inde hem de özellikle
kanser hastaları arasında TAT kullanımının
yaygınlaştığı bildirilmektedir. Yapılan
çalışmalarla kanser dışında astım, romatoid
artrit, inflamatuar barsak hastalıkları,
karaciğer hastalıkları, multiple sklerozis,
böbrek yetmezliği, hipertansiyon, allerjik
hastalıklar, kistik fibrozis, ağrı, anksiyete,
depresyon ve yorgunluk gibi durumlarda
da hastaların TAT kullandıkları
belirlenmiştir (1-6). İnsanların tamamlayıcı
tedavileri kullanmalarının; daha uzun ve
sağlıklı yaşama isteği, ilaçların yan
etkilerini azaltma, immün sistemi
çlendirme, umutsuzluk duygusundan
kurtulma, sağlıklı davranışları güçlendirme,
gerginlik ve kontrol kaybından kaçınma
gibi çeşitli nedenleri bulunmaktadır (7).
Ayrıca insanların dini, siyasi, sağlık vb.
konulardaki değer ve inançları tamamlayıcı
tedavilerin kullanılmasını etkileyen önemli
SAUHSD 2019;2(1):47-60
49
faktörlerdir (7-10). TAT ntemlerinin
kullanımı hastalıkların prognozunu olumlu
veya olumsuz nde etkileyebilmektedir
(11). Tamamlayıcı tedaviler semptomların
hafifletilmesinde yararlı olabildiği gibi
özellikle bitkisel ünlerin kemoterapi
ilaçları ile etkileşime girerek, çeşitli
komplikasyonlar gelişmesine neden olduğu
da çalışmalarda gösterilmiştir. Örneğin;
bitkisel tedavi amaçlı kullanılan
okaliptüsün ciddi karaciğer hasarına ve ilaç
metabolizmasının olumsuz etkilenmesine
neden olduğu, akşam sefası yağının uzun
süreli kullanımda bağışıklık sistemini
baskıladığı ve kemoterapi ilaçlarına bağlı
olarak da gelişen bu yan etkinin şiddetinin
artmasına yol açtığı ve ekinezyanın
antineoplastik ilaçlarla etkileşime girerek
hepatotoksik etki gösterdiği tespit
edilmiştir (1, 12).
TAT’ın olumlu veya olumsuz
etkileri nedeniyle bu ntemleri tercih
eden hastalara bakım ve tedavi hizmeti
veren hemşirelerin ve ebelerin konuyla
ilgili bilgi, görüş ve uygulamadaki
yaklaşımları hasta güvenliğini sağlamak ve
hastalara tüncül yaklaşımla kaliteli
hizmet sunmak açısından önem
taşımaktadır. Bu bağlamda TAT’ın,
kuramsal bilgiye ve bilimsel sorun çözme
becerisine sahip, profesyonel hemşirelerin
ve ebelerin bağımsız bakım verici rolleri
kapsamında olduğu düşünülebilir. Öte
yandan hemşirelerin ve ebelerin kendi
yaşamlarında ya da sağlıklı/hasta bireyin
bakımında tamamlayıcı tedavileri
kullandıkları yönündeki çalışmalara az
rastlanmaktadır (7,13). Samuels ve
arkadaşları tarafından ebe ve hemşirelerle
yapılan çalışmada (n= 173) ebe ve
hemşirelerin TAT kullanım oranı %87.3,
en sık kullandıkları TAT yöntemleri ise
masaj, bitkisel ilaç, meditasyon, dokunma
tedavileri ve dua olarak belirlenmiştir (14).
Tamamlayıcı tedavilerle ilgili araştırma
sonuçlarının değerlendirilmesi güç olmakla
birlikte, geçerli ve güvenilir çalışma
sonuçlarının olumlu yönde olması dikkat
çekicidir (7,15). Türkiye’de Uzun ve Tan
tarafından hemşirelik yüksekokulu
öğrencileri ile yapılan bir çalışmada ise
öğrencilerin TAT yöntemleri ile ilgili
olarak bilgilerinin sınırlı olduğu ve bu
konunun da müfredat programında yer
almasını istedikleri belirlenmiştir (3). Bu
araştırma; sağlık yüksekokulu
öğrencilerinin alternatif ve tamamlayıcı
uygulamalar hakkındaki bilgi, görüş ve
uygulamalarının değerlendirilmesi
amacıyla yapılmıştır.
YÖNTEM
Araştırma Tipi, Evren ve Örneklem
Seçimi
Bu araştırma tanımlayıcı tipte
kesitsel olarak yapılmıştır. Araştırma
Güneydoğu Anadolu’da bulunan bir
üniversitenin Sağlık Yüksekokulu’nda 1
SAUHSD 2019;2(1):47-60
50
Mart 2017-2 Haziran 2017 tarihleri
arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın
evrenini Sağlık Yüksekokulu’na 2017 yılı
itibariyle kayıtlı olan 690 ebelik ve
hemşirelik öğrencisi oluşturmuştur.
Örneklem seçimine gidilmeyerek
araştırmaya katılmayı kabul eden 471
ebelik ve hemşirelik öğrencisi örnekleme
alınmıştır. Araştırmaya dahil edilme
kriterleri 2017 bahar yarıyılında Ebelik
veya Hemşirelik bölümlerinden birine aktif
kayıtlı ve araştırmaya katılmaya gönüllü
olmaktır. Araştırmada verilerin
toplanmasında araştırmacılar tarafından
literatür doğrultusunda hazırlanan soru
formu kullanılmıştır. Soru formu
öğrenciler tarafından doldurulmuş olup,
her bir öğrenci yaklaşık 15-25 dakikada
formu tamamlamıştır.
Veri Toplama Araçları
Soru formu; öğrencilerin tanıtıcı
özelliklerini (10 soru); tamamlayıcı ve
alternatif tedavilerle ilgili bilgi almaya
yönelik görüşlerini ve tamamlayıcı ve
alternatif tedavileri kullanmaya ilişkin
görüşlerini sorgulayan (21 soru) toplam 31
sorudan oluşmaktadır.
Verilerin Değerlendirilmesi
Verilerin analizinde tanımlayıcı
istatistikler (yüzdelik, ortalama, standart
sapma) ve çıkarımsal istatistiki
ntemlerden ki-kare testi kullanılmıştır.
İstatistiksel anlamlılık düzeyi p<0,05
olarak alınmıştır.
Araştırmanın Etik İlkeleri
Araştırmanın yapıldığı
ksekokuldan ve ilgili üniversitenin
girişimsel olmayan etik Kurulu’ndan
(2017/2-15) yazılı izinler alındıktan sonra
araştırmaya başlanmıştır. Veri toplama
araçları uygulanmadan önce araştırmacı
tarafından öğrencilere araştırmanın amacı
açıklanarak, öğrencilerin sözlü izin
alınmıştır. Öğrencilerin verdikleri
bilgilerin gizli tutulacağı, başka hiçbir
yerde kullanılmayacağı ve istedikleri anda
çalışmadan ayrılma hakkına sahip
oldukları açıklanmıştır.
BULGULAR
Araştırmaya katılan
öğrencilerin %77.5’inin kız
olduğu, %64.3’ünün hemşirelik
bölümünde, %46.7’sinin Anadolu Lisesi
mezunu olduğu, %27.3’ünün 2. sınıfta
okuduğu, %50.4’ünün annesinin ilkokul
mezunu olduğu, %43.3’ünün babasının
ilkokul mezunu olduğu, %53.5’inin
ailesiyle yaşadığı ve %86.5’inin sağlık
güvencesinin olduğu belirlenmiştir.
Öğrencilerin yaş ortalaması 20.79±2.11
olarak belirlenmiştir (Tablo 1).
SAUHSD 2019;2(1):47-60
51
Tablo 1. Öğrencilerin Sosyodemografik Özellikleri
Özellik
%
Cinsiyet
Kız
Erkek
365
106
77.5
22.5
m
Ebelik
Hemşirelik
168
303
35.7
64.3
Mezun olunan lise
z lise
Sağlık Meslek Lisesi
Anadolu Lisesi
Diğer
189
20
220
42
40.1
4.2
46.7
8.9
Sınıf
1. Sınıf
2. Sınıf
3. Sınıf
4. Sınıf
110
129
119
113
23.4
27.3
25.3
24.0
Anne eğitim durumu*
Okuryazar değil
İlkokul mezunu
Ortaokul mezunu
Lise mezunu
Üniversite mezunu
149
235
57
16
9
32.0
50.4
12.2
3.4
1.9
Baba eğitim durumu*
Okuryazar değil
İlkokul mezunu
Ortaokul mezunu
Lise mezunu
Üniversite mezunu
34
186
108
62
40
7.9
43.3
25.1
14.4
9.3
İkamet yeri*
Ailemle birlikte
Arkadaşlarımla ile birlikte aynı evde
Yurtta
Bir yakınımın yanında
Diğer
252
23
181
7
6
53.5
4.9
38.4
1.5
1.3
Sağlık güvence
Var
Yok
403
68
85.6
14.4
Yaş
Ortalama±SD
20.79±2.11
*Bazı öğrenciler formda ilgili alanı boş bırakmıştır.
Öğrencilerin %90.2’sinin TAT’a
nelik eğitim almadığı ve %28.5’inin
TAT kullandığı saptanmıştır. TAT
kullanım nedeni incelendiğinde
öğrencilerin %22.2 ‘si sağlık problemi
için, %22.2’si stresi azaltmak için
ve %20.9’u saç ve yüz bakımı için
kullandığını ifade etmiştir.
Öğrencilerin %82.6’sı TAT konusunun
Hemşirelik ve Ebelik Eğitim Müfredatına
eklenmesini istediğini belirtmiştir.
SAUHSD 2019;2(1):47-60
52
“TAT yöntemleri doktora danışmadan
kullanılabilir” ifadesine
öğrencilerin %66.2’si hayır, “TAT
yöntemleri vücudu savunmaya hazırlar ve
böylece tıbbi tedaviye daha iyi yanıt alınır”
ifadesine öğrencilerin %82.6’sı evet, “TAT
yöntemleri ancak tıbbi tedavinin yetersiz
olduğu yerde son seçenek olarak
kullanılmalıdır” ifadesine
öğrencilerin %71.1’i hayır, “TAT
yöntemleri insanların doğru tıbbi tedavi
almalarını geciktirir” ifadesine
öğrencilerin %67.9’u hayır yanıtı vermiştir
(Tablo 2).
Tablo 2. Öğrencilerin TAT Yöntemlerine İlişkin Bilgi, Görüş ve Uygulamaları
TAT’a ilişkin ifadeler
Evet
n(%)
Hayır
n(%)
TAT ile ilgili eğitim alma durumu
46(9.8)
425(90.2)
TAT kullanma durumu
134(28.5)
337(71.5)
TAT yöntemleri doktora danışmadan kullanılabilir.
159(33.8)
312(66.2)
TAT yöntemleri tıbbi tedavi kadar etkilidir.
266(56.5)
205(43.5)
TAT yöntemleri vücudu savunmaya hazırlar ve böylece tıbbi tedaviye
daha iyi yanıt alınır
389(82.6)
82(17.4)
TAT yöntemleri ancak tedavisi mümkün olan basit hastalıklar için
kullanılabilir. Tedavisi mümkün olmayan hastalıklar için kullanılamaz.
264(56.1)
207(43.9)
TAT yöntemleri ancak tıbbi tedavinin yetersiz olduğu yerde son
seçenek olarak kullanılmalıdır.
136(28.9)
335(71.1)
TAT yöntemleri tedavi edici olarak kullanılmadan önce daha çok
bilimsel kanıt elde edilmelidir.
350(74.3)
121(25.7)
TAT yöntemleri insanların doğru tıbbi tedavi almalarını geciktirir.
151(32.1)
320(67.9)
n
%
TAT kullanma nedeni*
Sağlık Problemi için
Saç ve yüz bakımı için
Stresi azaltmak için
Kilo vermek için
Rahat uyku için
Yorgunluğu gidermek için
49
46
49
22
19
35
22.2
20.9
22.2
10.0
8.7
16.0
TAT konusunun eğitim müfredatına eklenmesini isteme durumu
Fikrim yok
Kararsızım
Evet
Hayır
22
43
389
17
4.7
9.1
82.6
3.6
TAT yöntemlerini uygulayan bazı uygulayıcıların. Bu yöntemler
aracılığı ile hastaların çaresizliğinden faydalandığı ve bu durumu gelir
kaynağı olarak kullandığını düşünüyorum.
Fikrim yok
Kararsızım
Evet
Hayır
275
65
93
38
58.4
13.8
19.7
8.1
*Birden fazla seçenek işaretlenmiştir.
SAUHSD 2019;2(1):47-60
53
Öğrencilerin %80.1’i akupresur, %64.7’si
aromaterapi, %73.5’i ayurveda, %41.3’ü
biyoenerji, %65’i feng shui, %64.6’sı
homeopati, %61’i osteopati, %57.3’ü ozon
tedavisi, %74.9’u refleksoloji, %78.9’u
reiki, %47.1’i renklerle tedavi, %72.5’i tai
chi, %56’sı terapötik dokunma konularında
bilgisinin hiç olmadığı belirtmiştir.
Öğrencilerin %36’sı akupunktur
uygulamasının sadece ismini bildiğini
konuya ilişkin detaylı bilgisinin olmadığını
ifade etmiştir. Öğrencilerin %65.7’si
bitkilerle terapi, %55.1’i gevşeme
teknikleri/meditasyon/dua, %58.2’si
hidroterapi/kaplıca, %49’u
hipnoz, %55.3’ü masaj, %44.5’i
resim/müzik/sanat-dans tedavisi, %43.1’i
yoga konularını genel olarak bildiğini ifade
etmiştir. Öğrencilerin kapsamlı şekilde
bildiği herhangi bir tat yöntemi
bulunmamaktır (Tablo 3).
Tablo 3. Öğrencilerin TAT Yöntemlerine İlişkin Bilgi Düzeylerine Yönelik Öz
Değerlendirmeleri
TAT yöntemi
Hiç Bilgim yok
n(%)
İsmini
duydum
n(%)
Genel olarak
biliyorum
n(%)
Kapsamlı bir
şekilde
biliyorum
n(%)
Akupresur
331(80.1)
66(16.0)
12(2.9)
4(1.0)
Akupunktur
110 (26.1)
152 (36.0)
149(35.3)
11(2.6)
Aromaterapi
266 (64.7)
94 (22.9)
45 (10.9)
6 (1.5)
Ayurveda
346 (73.5)
30 (6.4)
33 (7.0)
5 (1.1)
Bitkiler
48 (11.6)
58 (14.0)
272 (65.7)
36 (8.7)
Biyoenerji
169 (41.3)
138 (33.7)
88 (21.5)
14 (3.4)
Feng Shui
266 (65.0)
89 (21.8)
48 (11.7)
6 (1.5)
Gevşeme
teknikleri/Meditasyon/Dua
47 (11.2)
83 (19.8)
231(55.1)
58 (13.8)
Hidroterapi/Kaplıca
56 (13.5)
84 (20.3)
241 (58.2)
33(8.0)
Hipnoz
65 (15.6)
129 (30.9)
205 (49.0)
19 (4.5)
Homeopati
267 (64.6)
81 (19.6)
58 (14.0)
7 (1.7)
Masaj
61 (14.6)
66 (15.8)
231 (55.3)
60 (14.4)
Osteopati
250 (61.0)
106 (25.9)
42 (10.2)
12 (2.9)
Ozon Tedavisi
235 (57.3)
137 (33.4)
33 (8.0)
5 (1.2)
Refleksoloji
310 (74.9)
80 (19.3)
20 (4.8)
4 (1.0)
Reiki
326 (78.9)
53 (12.8)
29 (7.0)
5 (1.2)
Renklerle Tedavi
196 (47.1)
139 (33.4)
63 (15.1)
18 (4.3)
Resim/Müzik/Sanat-Dans Tedavisi
77 (18.7)
107 (26.0)
183 (44.5)
44 (10.7)
Tai Chi
301(72.5)
65 (15.7)
37 (8.9)
12 (2.9)
Terapotik Dokunma
232 (56.0)
118 (28.5)
54 (13.0)
10 (2.4)
Yoga
55 (13.2)
165 (29.5)
180 (43.1)
15(4.3)
*Bazı öğrenciler ilgili alanı boş bırakmıştır.
Öğrencilerin TAT kullanma
durumlarının bazı değişkenlerle
karşılaştırılması Tablo 4’te verilmiştir.
Öğrencilerin TAT kullanma durumu ile
cinsiyete ve mezun olunan lise arasında
istatistiksel açıdan anlamlı fark
SAUHSD 2019;2(1):47-60
54
saptanmamıştır (p>0.05). Öğrencilerin
okuduğu bölüm ve sınıf, TAT konusunda
eğitim alma durumu ve TAT konusunun
eğitim müfredatına eklenmesini isteme
durumu ile TAT kullanım sıklığı arasında
istatistiksel açıdan anlamlı fark
belirlenmiştir (p>0.05). Öğrencilerin
“TAT yöntemlerini tıbbi tedavi kadar
etkilidir”, “TAT yöntemleri kullanılmadan
önce daha çok bilimsel kanıt elde
edilmelidir”, “TAT yöntemleri insanların
doğru tıbbi tedavi almalarını geciktirir” ve
“TAT yöntemleri ancak tedavisi mümkün
olan basit hastalıklar için kullanılabilir,
tedavisi mkün olmayan hastalıklar için
kullanılamaz” ifadelerine katılma
durumları ile TAT kullanım sıklığı
arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark
saptanmamıştır (p>0.05).
SAUHSD 2019;2(1):47-60
55
Tablo 4.Öğrencilerin TAT Kullanma Durumlarının Bazı Değişkenlerle Karşılaştırılması
TARTIŞMA
Hemşirelik ve Ebelik öğrencilerinin
tamamlayıcı ve alternatif tedaviler
hakkındaki görüş, bilgi ve uygulamalarını
değerlendirmek amacıyla gerçekleştirilen
Değişken
Kullanan
n(%)
Kullanmayan
n(%)
p
Cinsiyet
Kız
Erkek
111(82.8)
23(17.2)
254(75.4)
83(24.6)
χ2 =3.06
p=0.080
m
Ebelik
Hemşirelik
33(24.6)
101(75.4)
135(40.1)
202(59.9)
χ2 =9.95
p=0.002
Mezun Olunan Lise
z Lise
Sağlık Meslek Lisesi
Anadolu Lisesi
Diğer
61(45.5)
3(2.2)
56(41.8)
14(10.4)
128(38.0)
17(5.0)
164(48.7)
28(8.3)
χ2=4.59
p=0.204
Sınıf
1. sınıf
2. sınıf
3. sınıf
4. sınıf
13(10.3)
25(19.8)
33(26.2)
55(43.7)
86(28.5)
92(30.5)
77(25.5)
47(15.6)
χ2=45.79
p=0.001
TAT eğitim alma durumu
Evet
Hayır
23(17.2)
111(82.8)
23(6.8)
314(93.2)
χ2=11.63
p=0.002
TAT konusunun eğitim müfredatına eklenmesini isteme
durumu
Fikrim yok
Kararsızım
Evet
Hayır
8(6.0)
14(10.4)
100(74.6)
12(9.0)
14(4.2)
29(8.6)
289(82.6)
5(1.5)
χ2=17.30
p=0.001
TAT doktora danışmadan kullanılabilir.
Evet
Hayır
55(41.0)
79(59.0)
104(30.9)
233(69.1)
χ2=4.44
p=0.035
TAT yöntemlerini tıbbi tedavi kadar etkilidir.
Evet
Hayır
83(61.9)
51(38.1)
183(54.3)
154(45.7)
χ2=2.27
p=0.131
TAT yöntemleri kullanılmadan önce daha çok bilimsel
kanıt elde edilmelidir.
Evet
Hayır
105(78.4)
29(78.4)
245(72.7)
92(27.3)
χ2=1.60
p=0.205
TAT yöntemleri insanların doğru tıbbi tedavi almalarını
geciktirir.
Evet
Hayır
51(38.1)
83(61.9)
100(29.7)
237(70.3)
χ2=3.09
p=0.079
TAT yöntemleri vücudu savunmaya hazırlar ve böylece
tıbbi tedaviye daha iyi yanıt alınır.
Evet
Hayır
102(76.1)
32(23.9)
287(85.2)
50(14.8)
χ2=5.45
p=0.020
TAT ntemleri ancak tedavisi mkün olan basit
hastalıklar için kullanılabilir. tedavisi mümkün olmayan
hastalıklar için kullanılamaz.
Evet
Hayır
75(56.0)
59(44.0)
189(56.1)
148(43.9)
χ2=0.001
p=0.980
SAUHSD 2019;2(1):47-60
56
bu araştırmada, öğrencilerin %28.5’inin
TAT kullandığı belirlenmiştir. Lafçı ve
Kaşıkçı sağlık personellerinin %25’inin
kullandığı en az bir TAT nteminin
olduğunu bildirmektedir (5). Çöl Araz ve
arkadaşlarının hemşirelik öğrencileriyle
yapmış oldukları çalışmada en az bir TAT
yöntemi kullananların oranı % 40.6, birden
fazla farklı yöntem/ürün kullananların
oranı % 20.6 olarak saptanmıştır (11).
Sağkal Midilli ve arkadaşları (2016)
hastanede çalışan sağlık
personellerinin %74.8’inin TAT yöntemi
kullandığını saptamıştır (16). İsrail’de
hemşirelerle yapılan bir çalışmada
hemşirelerin %37’sinin TAT
yöntemlerinden birini tedavi amaçlı
kullandığı bildirilmektedir.
Araştırmamızda ve literatürde bildirilen
çalışma sonuçlarına göre sağlık
personellerinde TAT kullanım sıklığının
azımsanmayacak kadar yüksek olduğu
ylenebilir.
Araştırmamızda öğrencilerin büyük
çoğunluğu (%66.2) “TAT yöntemleri
doktora danışmadan kullanılabilir”
ifadesine katılmamaktadır. Çalışan
hemşirelerle yapılan bir çalışmada
hemşirelerin tamamına yakını TAT
ntemlerinin hekim zetiminde
uygulanması gerektiğini düşündüklerini
rapor etmiştir (6). Çöl Araz ve arkadaşları
hemşirelik öğrencilerinin %80.4‟ünün
TAT yöntemlerinin doktora danışmadan
kullanılamayacağını ifade ettiklerini
belirtmiştir (11).
Araştırmamızda
öğrencilerin %72.8’i TAT yöntemlerinin
tedavi edici olarak kullanılmadan önce,
daha çok bilimsel kanıt elde edilmesi
gerektiğini düşünmektedir. Çöl Araz ve
arkadaşlarının yapmış olduğu çalışmada da
hemşirelik öğrencilerinin %71.1’i bu
ntemlerin tedavi edici olarak
kullanılmadan önce daha çok bilimsel kanıt
elde edilmesi gerektiği vurgulanmıştır (11).
“TAT yöntemleri vücudu
savunmaya hazırlar ve böylece tıbbi
tedaviye daha iyi yanıt alınır” ve “TAT
yöntemleri tıbbi tedavi kadar etkilidir”
ifadelerine araştırmamızdaki öğrencilerin
çoğunluğu katılmaktadır. Çöl Araz ve
arkadaşlarının çalışmasında öğrenciler
benzer şekilde TAT yöntemlerinin
vücudun savunma sistemini güçlendirdiği
ve bu nedenle tıbbi tedaviye yanıtın daha
iyi olduğu, bu yöntemlerin tıbbi tedavi
kadar etkin olabileceği gibi olumlu fikir ve
görüşler bildirmişlerdir (11).
Araştırmamızdaki öğrencilerin büyük
çoğunluğu “TAT yöntemleri insanların
doğru tıbbi tedavi almalarını geciktirir” ve
“TAT yöntemleri ancak tıbbi tedavinin
yetersiz olduğu yerde son seçenek olarak
kullanılmalıdır” ifadelerine
katılmamaktadır. Fakat Çöl Araz ve
arkadaşlarının çalışmasında, hemşirelik
öğrencilerinin büyük çoğunluğu, insanların
SAUHSD 2019;2(1):47-60
57
TAT yöntemlerini kullanmasının uygun
tedaviyi geciktirebileceğini, tıbbi tedavi
yetersiz olursa bu ntemlerin son çare
olarak kullanılmasının uygun olduğuna
yönelik TAT’a ilişkin olumsuz ifadeler
bildirmiştir (11). Türkiye’deki TAT
terapilerinin kullanımı her geçen gün
artarken, yapılan birçok çalışmada
hemşirelik öğrencilerinin ve hemşirelerin
TAT’a yönelik al ve tutumlarının farklı
olduğu ve TAT konusunda bilgilerinin
yetersiz olduğu ortaya çıkmıştır (3,17-19).
Benzer şekilde araştırmamızda da
öğrencilerin akupresur, aromaterapi,
ayurveda, biyoenerji, feng shui, homeopati,
osteopati, ozon tedavisi, refleksoloji, reiki,
renklerle tedavi, tai chi, terapötik dokunma
TAT yöntemlerine ilişkin hiç bilgisinin
olmadığı, akupunktur uygulamasını ise
sadece kavram olarak bildiği saptanmıştır.
Çöl Araz ve arkadaşları alternatif
ntemlerin, ülkemizde de bilimsel boyutta
ele alınıp hemşirelik öğrencilerinin eğitim
programlarına dahil edilmesini ve
öğrencilerin bilgilendirilmesini
önermektedir (11). Nitekim bu
araştırmadaki öğrencilerin tamamına
yakını TAT konusunun eğitim müfredatına
eklenmesini istemektedir. İsrail’de klinikte
aktif olarak çalışan hemşirelerle yapılan bir
çalışmaya göre hemşirelerin büyük
çoğunluğunun TAT’a yönelik bilgi
düzeylerini arttırmak istedikleri
bulunmuştur (6). Uzun ve Tan hemşirelik
öğrencilerinin, tamamlayıcı ve alternatif
tıbba yönelik olumlu değerlendirmeler
yaptıklarını ve hemşirelik eğitiminde
tamamlayıcı ve alternatif tıp yöntemleri
hakkında bilgi ve uygulamaların yer
almasını istediklerini belirlemişlerdir (3).
Boot-Laforce ve arkadaşları hemşirelik
eğitiminin bir parçası olarak, eğitim
müfredatlarının içerisine tamamlayıcı ve
alternatif tıbbı entegre ederek, lisans,
ksek lisans ve doktora grubundan oluşan
öğrencilere 4 haftalık teorik ve uygulamalı
TAT eğitimi verdikleri çalışmalarında,
TAT eğitimi programı sonrasında
öğrencilerin, TAT’a yönelik
yeterliliklerinin, tutumlarının, bilgilerinin
ve algılarının arttığını ifade etmektedir (12).
Araştırmamızda TAT kullanım
sıklığı, cinsiyet ve mezun olunan liseye
göre değişememektedir. Çetin’e göre de
sosyo-demografik özelliklerin genel TAT
kullanımı üzerinde önemli bir etkisi
bulunmamaktadır (8). Ancak
araştırmamızda öğrencilerin okuduğu
m, bulunduğu sınıf, TAT’a yönelik
eğitim alma durumu, TAT konusunun
eğitim müfredatına eklenmesini isteme
durumu, “TAT doktora danışmadan
kullanılabilir” ve “TAT yöntemleri vücudu
savunmaya hazırlar ve böylece tıbbi
tedaviye daha iyi yanıt alınır” ifadelerine
katılma durumları öğrencilerin TAT
kullanım sıklığını etkilemektedir (p<0,05).
Öğrenim görülen sınıf düzeyi yükseldikçe
SAUHSD 2019;2(1):47-60
58
TAT kullanım sıklığının da paralel olarak
arttığı bulunmuştur (p=0,001). Çamurdan
ve Gül (2013) tarafından ebelik ve
hemşirelik öğrencileriyle yapılan
çalışmada sınıf sayısının TAT bilgi düzeyi
ile ilişkili olduğu belirtilmektedir
(20).Öğrencilerin sınıf düzeyi yükseldikçe
TAT kullanım sıklığının da artması konuya
ilişkin bilgi düzeylerinin de artması ile
açıklanabilir. Çamurdan ve Gül (2013)
tarafından ebelik ve hemşirelik
öğrencileriyle yapılan çalışmada TAT
konusunda bilgisi olan öğrencilerin TAT
ntemlerini medikal tedavilere ek olarak
daha sık kullandıkları bildirilmektedir (20).
TAT’a ilişkin öğrencilerin bilgi düzeyinin
artması TAT yöntemlerine başvurma ve
kullanma oranlarını olumlu yönde
etkilediği söylenebilir.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Hemşirelerin ve ebelerin, sağlıklı/hasta
birey ve aileleri ile iyi iletişim kurabilen,
onların psikolojik, sosyal ve ekonomik
sorunlarını iyi gözlemleyebilen, ekip
üyeleri olduğu bilinmektedir. Bu bağlamda
hemşirelerin ve ebelerin, toplumda
tamamlayıcı tedavilerin kullanımını,
yaygınlığına ilişkin farkındalıklarının
artması ve yapılan bu uygulamalar
konusunda birey ve ailesi ile sağlık
çalışanları arasında iletişimi sağlamaları
önemli ve gereklidir. Bu nedenlerden
dolayı tamamlayıcı tedaviler ve
kullanımına ilişkin bilgiler, hemşirelik ve
ebelik müfredatına eklenmelidir.
Hemşirelikte özellikle, ontolojik
temeli hemşirelikte holistik bakım ve TAT
açısından baktığımızda, TAT’ta kullanılan
birçok yöntem hemşirelik girişimlerine
benzerlik göstermektedir. TAT’ın
toplumda yaygın biçimde kabul edilmesi,
tıp eğitim programlarına alınması ve
devletin resmi makamlarında geçerlilik
kazanması karşısında, hemşirelik ve ebelik
eğitiminde de TAT kullanımının etki ve
yan etkilerini ortaya koyan ve toplumsal
eğilimleri destekleyen unsurlara yer
verilmelidir. Hemşirelere ve ebelere sürekli
eğitim veya seçmeli dersler aracılığıyla bir
veya birkaç TAT tedavisinin öğretilmesine
fırsat verilmeli, aynı zamanda TAT’ın
güvenliği ve etkinliği konusunda araştırma
yapma olanağı da tanınmalıdır. Ayrıca,
hemşirelerin ve ebelerin TAT ile ilgili
düzenlenmekte olan birçok kültürlerarası
araştırma olanaklarına katılabilme
yetkinliklerinin de bulunduğu göz ardı
edilmemelidir (21). Dolayısı ile hemşireler
ve ebeler, tamamlayıcı tedaviler konusunda
bilimsel çalışmalar yapmalı, bu
yöntemlerin yararları ve olası yan etkilerini
araştırmalı, sağlıklı/hasta birey ve/veya
ailesini ve toplumu bu konularda
bilgilendirmelidir (7,20).
SAUHSD 2019;1(1):47-60
59
KAYNAKLAR
1. Magee KA. Herbal therapy: a review of
potential health risks and medicinal
interactions, Orthodontics & Craniofacial
Research, 2005, 8: 60-74.
2. Gürün MS. Bitkisel Tıp, ANKEM Dergisi,
2004;18(2): 133-6.
3. Uzun O, Tan M. Nursing students’
opinions and knowledge about
complementary and alternative medicine
therapies. Complementary Therapies in
Nursing and Midwifery, 2004; 10(4): 239-
44.
4. Altan S, Rahman S, Çam S. Tıp Fakültesi
Öğrencilerinin Tamamlayıcı ve Alternatif
Tıp Yöntemleri ile İlgili Bilgi ve
Tutumları. Türkiye Klinikleri J Med Ethics,
2014; 22(3): 81-8.
5. Lafçı D, Kaşıkçı MK. Yataklı sağlık
kuruluşunda görev yapan sağlık
personelinin tamamlayıcı ve alternatif
tedavi ntemlerini bilme ve kullanma
durumları. Gümüşhane University Journal
Of Health Sciences, 2014; 3(4):1-18.
6. DeKeyser F, Cohen B, Wagner N.
Knowledge levels and attitudes of staff
nurses in Israel toward complementary and
alternative medicine. Journal of Advanced
Nursing, 2001; 36(1): 418.
7. Turan N, Öztürk A, Kaya N. Hemşirelikte
yeni bir sorumluluk alanı: tamamlayıcı
terapi. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik
Bilim ve Sanatı Dergisi, 2010; 3(1): 103-8.
8. Çetin OB. Eskişehir’de tamamlayıcı ve
alternatif tıp kullanımı. Sosyoekonomi,
2007; 2: 90-3.
9. Tokem Y. Astımlı hastalarda tamamlayıcı
ve alternatif tedavi kullanımı. Tüberküloz
ve Toraks Dergisi, 2006; 54 (2): 189-96.
10. Özçelik H, Fadıloğlu Ç. Kanser
hastalarının tamamlayıcı ve alternatif
kullanım nedenleri. Türk Onkoloji Dergisi,
2009; 24 (1): 48-52.
11. Çöl Araz N, Taşdemir HS, Parlar Kılıç S.
Sağlık bilimleri fakültesi öğrencilerinin tıp
dışı alternatif ve geleneksel uygulamalar
konusunda görüşlerinin değerlendirilmesi.
Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Dergisi, 2012; 1(4): 240-51.
12. Boot-Laforce M, Scott CS, Heitkemper
MM et al. Complementary and alternative
medicine (cam) attitudes and competencies
of nursing students and faculty: results of
integrating cam in to the nursing
curriculum. Journal of Professional
Nursing, 2010; 26(5): 293-300.
13. Meldrum M, Katz M, Clemente I,
Nutkiewicz M, Zeltzer L (2007).
Complementary and alternative medicine
therapies for pediatric pain: A qualitative
study of expectations and adherence. The
Journal of Pain, 8 (4): 52.
14. Samuels N, Zisk-Rony RY, Singer SR, et
al. Use of and attitudes toward
complementary and alternative medicine
among nurse midwives in Israel. Am J
Obstet Gynecol, 2010; 203(4):341.e1-7.
doi:10.1016/j.ajog.2010.05.001.
15. Khorshid L, Yapucu Ü (2005).
Tamamlayıcı tedavilerde hemşirenin rolü.
Atatürk Üniversitesi Hemşirelik
ksekokulu Dergisi, 2: 124-30.
SAUHSD 2019;1(1):47-60
60
16. Sağkal Midilli T, Baysal E.
Complementary and alternative medical
methods: attitudes, knowledge and use by
health personnel. SpatulaDD, 2016;
6(1):39-47.
17. Turker T, Kılıç S, Koçak N. ve ark.
Knowledge and attitudes toward
complementary and alternative medicine
amongst Turkish nursing students. Pak J
Med Sci, 2011; 27(2): 379-83.
18. Holroyd E, Zhang AL, Suen LKP et al.
Beliefs and attitudes towards
complementary medicine among registered
nurses in Hong Kong. International
Journal of Nursing Studies, 2008; 45:
1660-6.
19. Antigoni F, Dimitrios T. Nurses’ attitudes
towards complementary therapies. Health
Science Journal, 2009; 3(3): 149-57.
20. Çamurdan Ç, Gül A. Complementary and
alternative medicine use among under
graduateb nursing&midwifery students in
Turkey. Nurse Education in Practice, 2013;
13: 350-4.
21. Herdman EA. Tamamlayıcı ve alternatif
tıp ile hemşirelik. Hemşirelikte Eğitim ve
Araştırma Dergisi, 2007; 4 (2): 2-3.
... 17 Altınbaş ve İster'in ebelik ve hemşirelik öğrencileri ile yaptığı çalışmada; öğrencilerin %90,2'sinin yöntemlere ilişkin bir eğitim almadığı, %28,5'inin herhangi bir yöntem kullandığı, en sık bilinen yöntemlerin sırasıyla bitki-sel terapi, gevşeme teknikleri/meditasyon/dua, hipnoz ve masaj olduğu belirtilmiştir. 18 Ebelik ve hemşirelik intörn öğrencileriyle yapılan bir diğer çalışmada ise en çok bilinen yöntemlerin; zihin-beden temelli egzersizler arasında solunum egzersizleri (%94, 9), manipülatif ve vücut temelli egzersizler arasında ise egzersiz (%94,2) olduğu bildirilmiştir. 19 Bu çalışma sonucunda, kadın sağlığı ve kültür dersini alan ve almayan öğrencilerin büyük çoğunluğunun en az bir BTAT yöntemini bildikleri ve en sık bilinen yöntemlerin fitoterapi ve bitki çayı kullanımı olduğu belirlenmiştir. ...
... 22 Altınbaş ve İster'in çalışmasında, BTAT yöntemleri konusunda eğitim alma durumu ve eğitim müfredatına eklenmesini isteme durumu ile BTAT yöntemlerinin kullanım sıklığı arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark belirlenmiştir. 18 Booth-Laforce ve ark.nın hemşirelik eğitiminin bir parçası olarak, eğitim müfredatlarının içerisine tamamlayıcı ve alternatif tıbbı entegre ederek, lisans, yüksek lisans ve doktora grubundan oluşan öğrencilere 4 haftalık teorik ve uygulamalı BTAT eğitimi verdikleri çalışmalarında BTAT eğitimi programı sonrasında öğrencilerin, BTAT'a yönelik yeterliliklerinin, tutumlarının, bilgilerinin ve algılarının arttığı bildirilmektedir. 23 İrlanda'da tıp öğrencileriyle yapılan bir çalışmada, öğrencilerin yaklaşık %65'i tıp fakültesinden BTAT yöntemleri hakkında yeterli bilgi edin-mediklerini ve %50,2'si BTAT'ın tıp müfredatına dâhil edilmesi gerektiğini bildirmiştir. ...
... 4 According to research, it has been seen that patients apply to traditional and complementary medicine in many cases, such as cancer, rheumatological, allergic and respiratory diseases, pain, psychological disorders and fatigue. 5 CAM regulation was published in Türkiye on 27 October 2014. 6 Who will carry out the practices and how they will be implemented is explained in this regulation. ...
Article
Full-text available
Objective: It was aimed to evaluate medical students' attitudes, behaviours, and information sources towards holistic complementary and alternative medicine. Material and Methods: This cross-sectional study was applied to 980 (participation rate 80.3%) medical students between January 2023 and March 2023. Data were obtained using the sociodemographic data form and the Holistic Complementary and Alternative Medicine Questionnaire (HCAMQ). Results: Complementary and alternative medicine (CAM) attitude was higher in those who were younger (p<0.001), those who were studying in the preclinical period (p<0.001), those whose families lived in a dis-trict/village (p=0.002), and those whose family's average monthly income was low (p<0.001). While the most common methods heard and used were acupuncture and hypnosis, the least were prolotherapy and hirudotherapy. Of the students, 84.8% had heard of at least one CAM method before and 80.1% had used it before. The most used primary information sources were the internet (57.8%) and social media (48.4%). Of the students, 64.3% stated that these practices should be added to the medical school curriculum. Those who had not used any method before had low positive attitudes towards CAM (p<0.001). Conclusion: Since the study was conducted after the coronavirus disease-2019 pandemic , it can be said that students' interest in CAM has increased. Considering most students who declare that these practices should be added to the medical school curriculum, it may be recommended that the relevant units carry out the necessary studies on the subject. Amaç: Tıp öğrencilerinin bütünsel tamamlayıcı ve alternatif tıbba yönelik tutum, davranış ve bilgi kaynaklarının değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntemler: Kesitsel tipte olan bu çalışma, Ocak 2023-Mart 2023 tarihleri arasında 980 (katılım oranı %80,3) tıp öğ-rencisine uygulandı. Veriler sosyodemografik veri formu ve Bütüncül Tamamlayıcı ve Alternatif Tıbba Karşı Tutum Ölçeği (BTATÖ) kulla-nılarak elde edildi. Bulgular: Yaşı daha küçük olanlarda (p<0,001), preklinik dönemde öğrenim görenlerde (p<0,001), ailesi ilçe/köyde ya-şayanlarda (p=0,002), ailesinin ortalama aylık geliri düşük düzeyde olanlarda (p<0,001) tamamlayıcı ve alternatif tıp (TAT) tutumu daha yüksekti. En sık duyulan ve kullanılan yöntemler akupunktur ve hipnoz iken en az kullanılan yöntemler ise proloterapi ve hirudoterapiydi. Öğ-rencilerin %84,8'i daha önce en az bir TAT yöntemini duymuş ve %80,1'i daha önce kullanmıştı. En çok kullanılan ilk bilgi kaynakları internet (%57,8) ve sosyal medyaydı (%48,4). Öğrencilerin %64,3'ü bu uygulamaların tıp fakültesi müfredatına eklenmesi gerektiğini be-lirtti. Daha önce herhangi bir yöntem kullanmayanların TAT'a yönelik olumlu tutumları düşüktü (p<0,001). Sonuç: Çalışmanın koronavirüs hastalığı-2019 pandemisi sonrasında yapılmış olması dolayısıyla, öğ-rencilerin TAT'a ilgisinin arttığı söylenebilir. Bu uygulamaların tıp fa-kültesi müfredatına eklenmesi gerektiğini beyan eden öğrencilerin çoğunluğu da göz önünde bulundurularak ilgili birimler tarafından ko-nuyla ilgili gerekli çalışmaların yapılması önerilebilir. ORIGINAL RESEARCH ORİJİNAL ARAŞTIRMA TO CITE THIS ARTICLE: Akova İ, Ayılgan AP, Mercan C, Duman EN, Adıgüzeloğlu Dağdeviren M, Dolmuş Dirican MG. Medical school students' attitudes, behaviours, and information sources towards holistic complementary and alternative medicine: A cross-sectional study. J Tradit Complem Med. 2024;7(1):23-32.
... "TCM methods should never be used in conjunction with medical treatment." In a study conducted on midwifery nursing students, it was reported as 28.9% (Altinbas and Ister, 2019). "Some practitioners who practice TCM methods take advantage of patients' desperation through these methods. ...
... 22,23 In the study conducted by Altınbaş and İster, a significant relationship was found between the rate of using traditional and complementary treatment and the level of knowledge. 24 Similar to the results of our study, in the studies conducted by Sağkal et al. and Kocabaş et al., the average score of satisfaction with traditional and com-plementary medicine treatments of people with chronic diseases participating in the study was found to be statistically significant compared to those without chronic diseases. 21,25 CONCLuSION It has been observed that individuals who regularly use drugs, have any chronic diseases and have a high level of knowledge about traditional and complementary medicine practices have a more positive attitude towards traditional and complementary medicine treatments. ...
... 2,3 İnsanların tamamlayıcı tedavileri tercih etme nedenleri üzerine birçok çalışma yapılmış olmasına rağmen nedenlerinin tam olarak anlaşılamadığı görülmektedir. 4 İnsanların tamamlayıcı tedavileri kullanmalarının; daha uzun ve sağlıklı yaşama isteği, ilaçların yan etkilerini azaltma, immün sistemi güçlendirme, umutsuzluk duygusundan kurtulma, sağlıklı davranışları güçlendirme, gerginlik ve kontrol kaybından kaçınma gibi çeşitli nedenlerden kaynaklandığı düşünülmektedir. [2][3][4][5] Ayrıca tamamlayıcı tedavilerin kullanımının sağlıkla ilgili değer, inanç ve algılardan kaynaklandığı düşünülmektedir. 6 İnsanların bir sağlık sorunu yaşadıklarında değişik çözüm yolları aramaları beklenen bir durumdur. ...
Article
Full-text available
Contemporary nursing strives to incorporate more holistic principles into the environment in which nurses are expected to practice. The general public is becoming more demanding and expects a high quality service which health care professionals are struggling to provide. This has led to a surge of interest in non-orthodox or complementary therapies. People are looking to these therapies to fill the gaps left by orthodox treatments. The purpose of this paper was to present a systematic review of the attitudes of nurses towards complementary therapies. Method and material: The systematic review was carried out in various databases using combinations of the following search terms: complementary therapy, alternative therapy, holistic, integrated care, nursing attitudes, acupuncture and herbal remedies. Results: This review confirms that complementary therapies are increasingly appealing to nurses and the wider public alike. Different forms of these therapies are presented and discussed. Complementary therapies offer nurses an ideal opportunity to return, at least to some degree, to hands-οn nursing. They offer levels of holistic care which orthodox nursing and medical practices have so far failed to deliver. They also offer the opportunity for nurses to act as totally autonomous therapists. These therapies can empower patients and help them feel more in control of their own condition. They also help to address aspects of the patient that a western medical model of health care delivery has often ignored, for example, the role of anxiety in pain experience, or spirituality. Conclusions:Τhe potential benefits of incorporating complementary therapies into nursing practice have been well illustrated in a wide selection of literature. Nurses' attitudes towards these therapies have also been discussed but there has been little if any research into them. In order to obtain facts about nurses' attitudes and to ascertain the willingness of nurses to use these therapies further research is required.
Article
Full-text available
The objective of the study was to evaluate the use and attitudes of nurse-midwives in Israel toward complementary and alternative medicine (CAM). In a cross-sectional study, nurse-midwives from 5 Israeli medical centers completed the CAM Health Belief Questionnaire, a validated tool examining data regarding personal health behavior, use of CAM therapies, and attitudes toward CAM. One hundred seventy-three of 238 potential respondents completed the questionnaires (72.7%). Most (87.3%) reported using CAM (67.1% massage, 48.6% herbal medicine, 42.2% meditation, 40.5% touch therapies, and 39.9% prayer) and agree with many fundamental tenets of CAM such as the existence of energy forces, self-healing, and integrating patients' health beliefs and values into their care. The majority of nurse-midwives studied reported using and recommending CAM to their patients and believe that CAM can complement conventional medical therapies. Health care providers could benefit from education with regard to the efficacy and safety of CAM modalities during pregnancy and childbirth.
Article
The aim of this study is to examine the types and the use of Complementary and Alternative Medicine (CAM), as well as the factors affecting the use of CAM in Eskişehir, Turkey. 300 respondents were selected randomly from the city center and questionnaires were applied. Results show that 60%of the respondents use different types of CAM. Socio- demographic characteristics did not show any significant effect on the overall use of CAM. However, accessibility and the costs of health services had significant effects on the overall use of CAM.
Article
Background: The personal use of and professional recommendation for complementary and alternative medicine (CAM) has been found to be related to nurses' knowledge and type of training background. Little, however, is known about CAM usage among nurses from Hong Kong who while of Chinese origin, are educated in western medical principles while exhibiting both folk knowledge and lay use of CAM in their daily lives. Objective: The purpose of this study was to investigate the beliefs and attitudes towards CAM in a population of Hong Kong registered nurses. A particular focus was the sources of CAM information and the nurse's professional communication exchanges about CAM usage. Design: Cross-sectional survey. Setting and participants: The survey was conducted from March to June 2006 with registered nurses (N=187) drawn form the Hong Kong College of Nursing. Results: Nearly three quarters (71.9%) of the nurses agreed that CAM should be integrated into mainstream Western medicine. The majority (89.8%) of participants did not agree that CAM should not be taken when using Western medicine. The most common sources for the nurses surveyed to obtain CAM information were, in order of frequency, newspapers and magazines (64.2%), friends (57.2%) and books (43.9%). Approximately one in three (28.0-35.3%) participants had either sometimes or frequently initiated a discussion about CAM or a discussion about the interaction between CAM and Western medicine with nursing colleague. Consistently, nurses who had previously received training on CAM (48.9%) were also more likely to initiate CAM discussions than those who had not received such training (30.7%, p<0.05). Conclusion: More knowledge of CAM was in general, welcomed among nurses, with 93.6% of the nurses surveyed reporting an interest in further learning. A major recommendation is that HK registered nurses receive professional CAM training as a means to enhance patient care.
Article
As part of the National Center for Complementary and Alternative Medicine (CAM) R25 Education Grant Program, a faculty development program for integrating CAM into the nursing curriculum was instituted in 2003-2006. The Integrating CAM program was composed of a number of elements; the primary strategy included a series of 4-week didactic and experiential summer CAM "Camps," attended by 27 faculty members. Camps were designed to influence faculty integration of CAM material into course offerings. The Integrating CAM program was evaluated via a series of faculty and student surveys regarding CAM competencies, attitudes, and perceptions. For more than half of the faculty (out of the 43 who responded), the program yielded a moderate-to-strong influence on incorporation of CAM material into course content and moderate-to-great increases in both enthusiasm for CAM and perceived CAM knowledge gains. Students at all levels (undergraduate, master's, and doctoral; n = 184) reported that their courses contained CAM content; for 70% of students, their CAM knowledge increased; for 50% of students, level of CAM interest increased. Self-reported student CAM competencies were significantly greater in 2006-2007 (n = 191) than those in 2003-2004 (n = 143). Results support the strategy of broadly infusing the nursing curriculum with CAM content via faculty development.
Article
The purpose of this study was to determine the knowledge level and attitudes of Israeli nurses towards complementary and alternative medicine and what factors are related to these variables. Over recent years there has been increased interest among the lay public and health care professionals in complementary and alternative medicine (CAM). Previous studies have shown that several variables such as education, income, age, perceived health status and satisfaction with medical therapy are associated with use of CAM. Conflicting reports were found with respect to the relationship between health locus of control and the use of CAM. Israel is a small country comprised mostly of immigrants from vastly differing cultures with differing beliefs about health and health care. Nurses whose origins are similar to the general population are also caregivers who are used to integrating diverse therapies into the plan of care devised with the client. No study was found which investigated these issues among Israeli nurses. A systematic random sample of 369 staff nurses working at a major academic medical centre in Jerusalem, Israel were invited to participate in the study. Informed consent was obtained. Four self-administered, pencil and paper, questionnaires were distributed to the study participants: a questionnaire designed by the authors to determine the level of knowledge and attitudes towards complementary and alternative medicine; a questionnaire which measured satisfaction with the patient-physician relationship; a questionnaire which measured health locus of control; and a demographic questionnaire. Participants received a packet containing the questionnaire and a note explaining the study. The anonymous questionnaires were collected by the ward secretaries and sent in bulk to the researchers. Results demonstrated that nurses in this sample perceived that they had little knowledge of complementary and alternative medicine but were very interested in learning more. Few used complementary and alternative medicine in their nursing practice but levels of personal use were similar to that of the general population. Nurses who used complementary and alternative medicine were satisfied with their care. In general, nurses tended to be wary of the use of complementary and alternative medicine. Nurses were also not satisfied with their relationships with their physicians. Those of middle age were more likely to use complementary and alternative medicine but no other demographic characteristics were associated with knowledge or attitudes towards complementary and alternative medicine. Nurses had higher levels of internal health locus of control which was associated with more positive attitudes and knowledge levels of complementary and alternative medicine.
Article
Keywords:biomedical medicine;complementary and alternative medicine;herbs
Nursing students' and Midwifery
  • O Uzun
  • M Tan
Uzun O, Tan M. Nursing students' and Midwifery, 2004; 10(4): 239-44.
  • Türkiye Tutumları
  • Klinikleri
Tutumları. Türkiye Klinikleri J Med Ethics, 2014; 22(3): 81-8.