ChapterPDF Available

Stresle Baş Etmede Hemşirelerin Kullandığı Kanıt Çalışmaları [Evidence Based Research on Coping with Stress Used by Nurses]

Authors:

Abstract

ÖZET Stres, modern toplumlarda yaygın olarak görülmekte olan küresel bir halk sağlığı sorunudur. Uygun baş etmenin gerçekleşemediği durumlarda bireyde fizyolojik, davranışsal/duygusal, zihinsel ve sosyal belirtiler meydana gelebilir. Geçmişten günümüze hemşireler tarafından stres ile baş etmede çok farklı yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemlerin en sık kullanılanları arasında farkındalık temelli stres yönetimi, müzik terapisi, progresif gevşeme egzersizleri, ve yönlendirilmiş imgeleme yer almaktadır. Bu derlemede, en sık kullanılan stresle baş etme yöntemleri, konuyla ilgili yapılan araştırmaların kanıt düzeyleri belirtilerek açıklanmıştır. Kanıt düzeylerinin belirlenmesinde Johns Hopkins Üniversitesi Hemşirelik Kanıta Dayalı Uygulamalar: Modeller ve Rehberi temel alınmıştır. Araştırmaların büyük çoğunluğunu randomize kontrollü çalışma ve yarı deneysel çalışma kombinasyonunun sistematik incelemesi, ya da yarı deneysel çalışmalar oluşturmaktadır, bu nedenle düzey II seviyesinde kanıtlara daha fazla erişilebilmektedir. Daha güvenilir kanıtlar elde etmek ve hemşireler tarafından kanıta dayalı uygulamaları kullanmak amacıyla, stresle baş etme tekniklerinin etkisinin incelendiği randomize kontrollü çalışmalara ve meta analizli veya meta analizsiz randomize kontrollü çalışmaların sistematik incelemelerine ihtiyaç vardır. ABSTRACT: Stress is a global public health problem that is widely seen in modern societies. Physiological, behavioral/emotional, mental and social symptoms may occur in cases where proper coping cannot be achieved. Many different methods have been used by the nurses from past to present to cope with stress. The most common of these methods include mindfulness-based stress management, music therapy, progressive relaxation exercises, and guided imagery. In this review, the most frequently used strategies to cope with stress are explained by specifying the level of evidence of studies. The level of evidence is based on the Johns Hopkins University Nursing Evidence Based Practices: Models and Guidelines. The vast majority of the studies consist of a systematic reviews of the combination of randomized controlled trial and quasi-experimental studies, or quasi experimental studies, so that level II evidence is more accessible. In order to obtain more reliable evidence and to use evidence-based practices by nurses, there is a need for randomized controlled trials examining the impact of stress coping techniques and systematic review of randomized controlled trials with or without meta-analysis.
78
aşam döngüsünde birey, homeostazis adı verilen karmaşık ve dinamik bir
denge içerisinde sürekli olarak içsel ve dışsal uyaranlara maruz kalmakta-
dır. Homeostazisin tehdit altında olması ya da buna yönelik bir algıya sahip
olunması halinde, davranışsal ve fiziksel uyum yanıtları ortaya çıkar.1Biyolojik
stresin ilk tanımını yapan bilim insanı Selye, stres sözcüğünün, “organizmanın için-
deki çevreye karşı aldığı bir durum” anlamına geldiğini belirtmektedir. Bu yakla-
şımla Selye, bireyde bir takım tepkiye yol açan çevresel uyaranları stresör, bu tür
uyaranlara karşı bireyin gösterdiği tepkiyi de stres olarak nitelendirerek stresi “bi-
reyin çeşitli çevresel stresörlere karşı gösterdiği genel bir tepki” olarak tanımla-
Stresle Baş Etmede Hemşirelerin Kullandığı
Kanıt Çalışmaları
ÖÖZZEETT Stres, modern toplumlarda yaygın olarak görülmekte olan küresel bir halk sağlığı sorunudur.
Uygun baş etmenin gerçekleşemediği durumlarda bireyde fizyolojik, davranışsal/duygusal, zihinsel
ve sosyal belirtiler meydana gelebilir. Geçmişten günümüze hemşireler tarafından stres ile baş et-
mede çok farklı yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemlerin en sık kullanılanları arasında farkın-
dalık temelli stres yönetimi, müzik terapisi, progresif gevşeme egzersizleri, ve yönlendirilmiş
imgeleme yer almaktadır. Bu derlemede, en sık kullanılan stresle baş etme yöntemleri, konuyla il-
gili yapılan araştırmaların kanıt düzeyleri belirtilerek açıklanmıştır. Kanıt düzeylerinin belirlen-
mesinde Johns Hopkins Üniversitesi Hemşirelik Kanıta Dayalı Uygulamalar: Modeller ve Rehberi
temel alınmıştır. Araştırmaların büyük çoğunluğunu randomize kontrollü çalışma ve yarı deney-
sel çalışma kombinasyonunun sistematik incelemesi, ya da yarı deneysel çalışmalar oluşturmakta-
dır, bu nedenle düzey II seviyesinde kanıtlara daha fazla erişilebilmektedir. Daha güvenilir kanıtlar
elde etmek ve hemşireler tarafından kanıta dayalı uygulamaları kullanmak amacıyla, stresle baş
etme tekniklerinin etkisinin incelendiği randomize kontrollü çalışmalara ve meta analizli veya meta
analizsiz randomize kontrollü çalışmaların sistematik incelemelerine ihtiyaç vardır.
AAnnaahhttaarr KKeelliimmeelleerr::Stres, psikolojik; uyum, psikolojik; hemşirelik
AABBSSTTRRAACCTT Stress is a global public health problem that is widely seen in modern societies. Phys-
iological, behavioral/emotional, mental and social symptoms may occur in cases where proper cop-
ing cannot be achieved. Many different methods have been used by the nurses from past to present
to cope with stress. The most common of these methods include mindfulness-based stress manage-
ment, music therapy, progressive relaxation exercises, and guided imagery. In this review, the most
frequently used strategies to cope with stress are explained by specifying the level of evidence of
studies. The level of evidence is based on the Johns Hopkins University Nursing Evidence Based
Practices: Models and Guidelines. The vast majority of the studies consist of a systematic reviews
of the combination of randomized controlled trial and quasi-experimental studies, or quasi-exper-
imental studies, so that level II evidence is more accessible. In order to obtain more reliable evidence
and to use evidence-based practices by nurses, there is a need for randomized controlled trials ex-
amining the impact of stress coping techniques and systematic review of randomized controlled
trials with or without meta-analysis.
KKeeyywwoorrddss:: Stress, psychological; adaptation, psychological; nursing
Kader TEKKAŞ KERMANa,
Zuhal BAHARa
aHalk Sağlığı Hemşireliği AD,
Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi,
İstanbul, TÜRKİYE
Yazışma Adresi/Correspondence:
Kader TEKKAŞ KERMAN
Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi,
Halk Sağlığı Hemşireliği AD,
İstanbul, TÜRKİYE
zbahar@ku.edu.tr
KAYNAK GÖSTERMEK İÇİN:
Tekkaş Kerman K, Bahar Z. Stresle baş et-
mede hemşirelerin kullandığı kanıt çalışma-
ları. Bahar Z, editör. Yaşam Döngüsünde
Sağlığı Geliştirme: Hemşirelik Uygulamaları.
1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri; 2019.
p.78-83.
Kader Tekkaş Kerman ve ark. Stresle Baş Etmede Hemşirelerin Kullandığı Kanıt Çalışmaları
79
mıştır.2Stres sistemi ise, merkezi ve periferal sinir sis-
temi içerisinde yer alarak genellikle stressörlerin eşiği-
nin artmasıyla aktive olur. Akut streste, karmaşık
davranışsal ve fiziksel uyum yanıtlarının devreye gire-
rek homeostazisin tekrar kurulumu sağlanabilir ve
kontrol altına alınabilir1. Stresin kontrol alına alınma-
ması ve stresin kronik hale gelmesi halinde ise ciddi bo-
yutlarda fiziksel ve ruhsal sağlık problemleri ortaya
çıkmaktadır.3-6
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre stres, Avrupa
Birliği ülkelerindeki çalışan insanların üçte birini önemli
derecede etkilemektedir.3Ayrıca, Amerika’da Ulusal İş
Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü, işçilerin %40’ının işlerini
aşırı derecede stresli bulduğuna, %25’inin hayatlarındaki
önemli stresörün çalıştıkları iş olduğuna dikkat çekmek-
tedir.7İşçilerin iş yerinde yaşadıkları strese bağlı olarak
da fiziksel hastalıklar, psikolojik distres, ve hastalığa
bağlı olarak işe gitmeme gibi durumlar yaşanmaktadır.8
Etkisiz stres yönetimi hemşirelerin de fiziksel ve ruhsal
sağlığını etkileyen bir sorundur. Yapılan araştırmalar,
hemşirelerin aynı toplumda yaşayan ortalama bir bireye
göre daha fazla stres yaşadığını ve daha sağlıksız oldu-
ğunu göstermektedir.9-11 Hemşirelerin sağlığı üzerine ya-
pılan uluslararası 187 araştırmanın sistematik
incelemesinde, hemşirelerin halka oranla daha fazla kas
iskelet sistemi hastalıkları, tüberküloz, ve kemik iliği pa-
tojen hastalıklarını deneyimlediği belirlenmiştir.9Ay-
rıca, Balevre ve Cassell tarafından yapılan çalışmada da,
hemşirelerin olumsuz ve uyum gösteremeyen (maladap-
tive) düşünce örüntüleri ile tükenmişlik düzeyleri ara-
sında anlamlı bir ilişki bulunmuştur.12 Stres yönetimi
eğitimi alan hemşireler, eğitimi olmayanlara göre daha
olumsuz ve uyum gösteremeyen (maladaptive) düşünce
örüntülerine sahiptirler ve kendilerini daha fazla yeter-
siz ve mağlup hissetmektedirler.12Oysa ki, uygun baş
etme tekniklerinin kullanılması ile hemşireler başta
olmak üzere tüm bireylerin sağlıklarının korunması, ge-
liştirilmesi, yaşam kalitelerinin artması; hasta bireylerin
ise semptom yönetimine ve iyileşme süreçlerine katkıda
bulunulması mümkündür.
Stres ile baş etmede geçmişten günümüze çok farklı
yöntemler kullanılmıştır. Bu yöntemlerin en sık kulla-
nılanları farkındalık (Mindfulness) temelli stres yöne-
timi, müzik terapisi, progresif gevşeme egzersizleri, ve
yönlendirilmiş imgeleme olup, diğer yöntemler arasında
uygulamalı fizyopsikolojik geribildirim, diyafram solu-
numu, ve bilişsel davranışçı terapiler yer almaktadır. Bu
derlemede, en sık kullanılan stresle baş etme yöntem-
leri, konuyla ilgili yapılan araştırmaların kanıt düzeyleri
belirtilerek açıklanmıştır. Kanıt düzeylerinin belirlen-
mesinde Johns Hopkins Üniversitesi Hemşirelik Kanıta
Dayalı Uygulamalar: Modeller ve Rehberi temel alın-
mıştır. Bu rehbere göre kanıt düzeyleri araştırma tasa-
rımlarına göre belirlenmektedir (Tablo 1).13
Kanıt Düzeyi Araştırma Tasarımı
Düzey I Deneysel çalışmalar, randomize kontrollü çalışmalar
Meta-analizli veya meta-analizsiz, randomize kontrollü çalışmaların sistematik incelemesi
Düzey II Yarı deneysel çalışmalar
Meta-analizli veya meta-analizsiz, randomize kontrollü çalışma ve yarı deneysel çalışma kombinasyonunun sistematik incelemesi
ya da yarı deneysel çalışmaların sistematik incelemesi
Düzey III Deneysel olmayan çalışmalar
Meta-analizli veya meta analizsiz, randomize kontrollü çalışma, yarı deneysel, deneysel olmayan çalışmaların kombinasyonunun
sistematik incelemesi ya da sadece deneysel olmayan çalışmaların sistematik incelemesi
Meta-analizli veya meta analizsiz, kalitatif çalışmalar ya da sistematik incelemeler
Düzey IV Saygı duyulan otoritelerin ve/veya ulusal tanınmış komite ve konsensusların bilimsel kanıtlar üzerine temellendirilmiş panel kararları
- Klinik uygulama rehberleri
- Konsensus Panelleri
Düzey V Deneyimlere bağlı ve araştırmaya dayalı olmayan kanıtlar
- Literatür incelemesi
- Kalite geliştirme, program veya finansal değerlendirme
- Vaka raporları
- Ulusal tanınmış uzmanların deneyimlerine bağlı görüşleri
TABLO 1: Johns Hopkins Üniversitesi Kanıta Dayalı Uygulama Kanıt Düzeyleri.
KANITA DAYALI STRESLE BAŞETME TEKNİKLERİ
FARKINDALIK (MİNDFULNESS) TEMELLİ STRES YÖNETİMİ
Farkındalık (Mindfulness) Temelli Stres Yönetimi
(FTSY), 1979 yıllarında Budist meditasyonunun modern
klinik ve psikolojik uygulamalara entegre edilmesiyle
meydana gelen bir programdır.14,15 Birey o ana ait dü-
şünceleri, o andaki fiziksel farkındalığı, içinde bulun-
duğu çevreyi ve o anda gerçekleşenlerin tümünü FTSY
ile benimseyip kabullenir.14,16 FTSY üç temel teknikten
oluşmaktadır: (a) Beden taraması (body scan): Bireyin,
ayaktan başa doğru tüm vücudunun bölümlerini eleşti-
rel düşünmeksizin kademeli olarak farkına varması/ta-
ranması ve bunu yaparken periyodik nefes alıp vererek
rahatlamasıdır. (b) Meditasyon oturuşu: Bireyin düşün-
celeri yargılamaksızın dikkatini her aldığı nefese, alçalan
ve yükselen karnına bilinçli bir şekilde vermesidir. (c)
Hatha Yoga uygulaması: Kas iskelet sisteminin güçlen-
dirmek ve rahatlatmak amacı ile nefes egzersizleri, basit
germe ve beden duruşlarıdır.14,15
İlk zamanlarda kronik ağrısı olan kişilere yönelik
grup temelli bir program olarak geliştirilse de son yirmi
yılda bir çok hastalığın tedavisinde kullanılmış olup ruh-
sal ve fiziksel hastalıklarda stresin azaltılması ve hasta-
lıklara ilişkin semptomların giderilmesinde etkili olduğu
belirlenmiştir.17,18 FTSY’nin fibromiyalji, farklı kanser ta-
nıları, koroner arter hastalığı, depresyon, kronik ağrı,
anksiyete, obezite ve yeme bozuklukları gibi kronik has-
talıklardaki etkinliği belirlemek amacı ile yapılan meta
analitik incelemede kontrol gruplu ve kontrol grubu ol-
maksızın yapılan tüm deneysel çalışmalarda bireylerin
klinik ya da klinikle ilişkili olmayan problemlerinin az-
altılmasındaki etki büyüklüğünün anlamlı olduğu belir-
lenmiştir (Düzey II).19 Scott-Sheldon ve ark. tarafından
yapılan randomize kontrollü çalışmaların meta analitik
incelemesinde, HIV enfeksiyonu olan bireylerin immün
sistem ile ilişkili laboratuvar sonuçlarına etki ettiğine
ilişkin herhangi bir kanıt bulunmaz iken FTSY’nin ank-
siyete, depresyon ve psikolojik distres dahil olmak üzere
duygusal distresin azaltılmasında etkili olduğu tespit
edilmiştir (Düzey I).20
Farkındalık Temelli Stres Yönetimi, kronik hasta-
lıkların dışında sağlıklı bireyler üzerinde de stres ile baş
etmede etkilidir. FTSY’nin sağlıklı bireylerdeki etkinli-
ğine yönelik yapılan bir meta analiz çalışmasına göre,
aktif olmayan kontrol grupları ile karşılaştırmalı yapılan
deneysel çalışmalarda, sağlıklı bireylerde stresin azaltıl-
masında ve maneviyatın (spiritüelite) arttırılmasında et-
kili olduğunu tespit edilmiştir (Düzey II).15 Benzer
şekilde, FTSY’nin diğer rahatlama (relaksasyon) eğitimi
ile karşılaştırıldığı bir araştırmada da stresi azaltmada
yaklaşık aynı etki düzeyi bulunmuştur (Düzey I).21
MÜZİK TERAPİSİ
Bireylerin fiziksel, duygusal, ruhsal, sosyal ve manevi ih-
tiyaçlarını karşılamada tedavi amaçlı müziğin kullanıl-
dığı bir uzmanlık dalıdır.6,22 Müzik terapisi, bireylerin
bilişsel işlevleri, hareket ve sosyal becerilerinin gelişti-
rilmesine, duygusal gelişimine, ve yaşam kalitesinin art-
masına katkı sağlar. Müzik terapide, müzik dinleme, bir
müzik aleti çalma, şarkı söyleme ya da yazma en çok kul-
lanılan girişimlerdir.22
Rahatlatıcı müzik melodilerinin ritmik örüntülere
dayanması, yavaş bir tempoda ve alçak tonlarda olması
gibi yapısal özellikleri nedeniyle, stres ve anksiyetenin
azaltılmasında müzik dinleme yöntemi sıklıkla kullanıl-
maktadır.6,22-24 Müzik terapisinin stres üzerindeki etki-
sine yönelik yapılan kanıt çalışmalarında, örneklem
büyüklüğü, müzik seçimi, müzik dinleme girişiminin sü-
resi ve metodolojik yaklaşımlardaki farklılıklardan do-
layı çalışmalar arası karşılaştırmaların yapılması oldukça
güçtür.6,24 Özellikle, doğum, kalp hastalıkları, onkoloji
ve diş hastalıklarının tıbbi ve cerrahi müdahalelerinde
uygulanan müzik terapisi, stresi azaltmada etkilidir
(Düzey II).24 Benzer şekilde laboratuvar ortamlarında ya-
pılan çalışmalarda da müzik terapisinin stresi ve anksi-
yeteyi azaltmada etkili olduğu tespit edilmiştir.25-27
Müzik dinleme terapisi kronik hastalığı olan birey-
lerin stresini ve hastalık semptomlarını yönetmesinde
sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Koroner kalp hastalığı
olan kişilerde müziğin stresi azaltma ve klinik değişken-
leri üzerine olan etkisini belirlemek amacı ile yapılan
randomize kontrollü ve yarı randomize çalışmaların sis-
tematik incelemesinde, müziğin psikolojik distres üze-
rinde az etkili, anksiyete üzerinde ılımlı (moderate)
derecede etkili, kan sistolik basıncını düşürmede, uyku
kalitesinin artmasında, ve ağrının azalmasında etkili ol-
duğu belirlenmiştir (Düzey I).28
Benzer şekilde, müzik terapisi kronik hastalığı ol-
mayan bireylerde de stresi azaltmada sıklıkla kullanıl-
maktadır. Örneğin, onkoloji hemşireleri, çalıştıkları
birimlerde çoğunlukla, kritik karar verme, terminal
bakım, ağrı ve acı çeken hastaların izlemi, ve hastaların
ölümü ile gibi nedenlerden dolayı yoğun stres yaşa-
maktadırlar.29,30 Onkoloji hemşirelerinin yaşadıkları tüm
stresörler hemşirelerin fiziksel sağlıklarına ve iyilik hal-
lerini sürdürmelerine etki etmektedir.31 Ploukou ve Pa-
nagopoulou, onkoloji servislerinde çalışan hemşirelerde
Kader Tekkaş Kerman ve ark. Stresle Baş Etmede Hemşirelerin Kullandığı Kanıt Çalışmaları
80
müzik dinlemek yerine, bir ay boyunca haftada 1 saat bir
perküsyon müzik enstrümanı çalmalarını sağlayarak
yaptıkları randomize kontrollü çalışmada, eylemsel
müzik terapisinin hemşirelerin psikolojik iyilik halleri
ve psikosomatik semptomları üzerine etkisini incelemiş-
lerdir. Yapılan bu çalışmada, girişim grubunda yer alan
hemşirelerin kontrol grubundaki hemşirelere göre ank-
siyete ve depresyon seviyelerinin daha düşük olduğu ve
psikosomatik semptomların ise daha az sıklıkla görül-
düğü tespit edilmiştir (Düzey I).31
PROGRESİF GEVŞEME EGZERSİZLERİ
Progresif Gevşeme Egzersizleri (PGE), vücuttaki kas
gruplarının istemli olarak (el, kol, boyun, omuz, yüz,
göğüs, karın, kalça, bacak, ayak vb.) kasılıp ve gevşeme-
sini içeren bilişsel davranışçı tedavi tekniklerinden biri-
dir.32,33 Progresif gevşeme terimi, iskelet kaslarında
görülen gerginlik şiddetinin göreceli olarak azalması du-
rumudur.34 PGE, bireyin gözleri kapalı olarak, belirle-
diği kas grubunu amaçlı bir şekilde yaklaşık 10 saniye
germesi ve yaklaşık 20 saniye ise gevşetmesi şeklinde
gerçekleşmekte olup tüm kas gruplarında ardışık olarak
uygulanması ile tamamlanır. Ayrıca zihinsel olarak da
bireyin germe ve gevşeme sırasında kaslarında meydana
gelen değişikliğe odaklanması beklenmektedir. Böyle-
likle, birey kısa bir süre içerisinde nasıl etkin bir şekilde
rahatlayacağını öğrenir.35
PGE, hemşirelerin sıklıkla kullandığı yöntemlerden
biridir. PGE’nin stres yönetiminde kullanılmasının en
önemli avantajlarından bazıları kolay öğrenilen, maliyet
gerektirmeyen, pratik ve yan etkileri olmayan bir yöntem
olmasıdır.32 Pawlow ve Jones tarafından üniversite öğ-
rencileri ile yapılan bir çalışmada, girişim grubundaki öğ-
rencilere, laboratuvar ortamında birer hafta ara ile toplam
2 defa, 20 dakika süren PGE uygulatılmıştır. Sonrasında
bir ses kaydı verilerek iki hafta boyunca her gün evde tek-
rarlamaları istenmiştir.33 Kontrol grubunda bulunan öğ-
rencilere ise birer hafta ara ile toplam 2 defa, 20 dakika
sessizce oturmaları istenmiştir. Girişimin öncesinde ve
sonrası her iki gruptaki öğrencilerden tükürük örnekleri
alınmış ve stresi algılamalarına yönelik değerlendirmeler
yapılarak, PGE’nin stres üzerine etkileri incelenmiştir.
Sonuç olarak, PGE uygulayan öğrencilerin uygulamayan
öğrencilere göre algıladıkları stres, anksiyete ve tükürük
kortizol seviyeleri daha düşük bulunurken rahatlama ifa-
deleri daha yüksek bulunmuştur (Düzey II).33
PGE kronik hastalıklarda hastalık semptomlarının
ve stresin yönetiminde de etkin olarak kullanılmaktadır.
Sheu ve ark hipertansiyonu olan hastalarda PGE’nin has-
tanın psikososyal durumu ve kan basıncı üzerine etki-
sini inceledikleri bir çalışmada, bir grup hastaya 4 hafta
boyunca haftada bir kez 30 dakika PGE uygulatılmış ve
her gün evde tekrar etmesi istenmiştir. Girişim öncesi ve
sonrasında yapılan ölçümlere göre PGE uygulayan has-
talarda uygulamayanlara göre daha düşük stres ve daha
yüksek sağlık algısı tespit edilmiştir. Aynı zamanda kan
basıncı ve nabız hızlarında da düşme olduğu belirtil-
mektedir (Düzey II).34 Benzer şekilde, Multiple Sclerosis
hastalarında uygulanan PGE, hastaların stres, depresyon
ve anksiyete düzeylerinde önemli derecede azalmaya
neden olduğu bulunmuştur (Düzey II).36 PGE kronik
hastalıklarda stres ile baş etmede sık kullanılan bir yön-
tem olmasına rağmen, PGE’nin yanısıra hayal etme,
müzik dinleme, fizyopsikolojik geribildirim, meditasyon
gibi başka bir rahatlama (relaksasyon) yöntemi kullanı-
larak araştırmaların tasarlanması nedeniyle stresi azalt-
masına ilişkin sonuçları değerlendirmek güçtür.37-39
YÖNLENDİRİLMİŞ İMGELEME
Yönlendirilmiş imgeleme (Yİ) terapisi, bireylerde stres
ile ilişkili semptomları azaltmak ve baş etme becerilerini
geliştirmek amacıyla hayal etmenin terapötik amaçlı
kullanılmasıdır.40 Görüntü, ses, tat, koku, ve hareket gibi
bazı zihinsel imgelerin bir uzman tarafından uyarılarak,
imgelerin zihinde canlandırılması sağlanır. Yönlendiril-
miş imgeleme, sinir sitemi ve görsel korteks arasındaki
özel bağlantıyı kullanarak çalışır ve hipnoz yöntemi ile
benzer özellikler taşır. Bireyin sorunu, yanlış inancı ya
da semptomu ne ise ona odaklanmasına izin verilir, bi-
linçdışı zihin o imgelemeyi tanır ve bu imgede zihnin
takıldığı/uğraştığı olumsuz şeylerin daha olumlu dü-
şünce ile değiştirilmesi sağlanır.41,42
Geleneksel Çin tıbbı, Amerikan yerlilerinin gele-
nekleri, Hindu ve Hristiyanlık dinlerinde de yer alan
yönlendirilmiş imgeleme yöntemi, 1960 yılında Joseph
Wolpe tarafından yeniden yapılandırılmış ve davranış
değişikliğine yönelik terapilerde çeşitli imgeleme
teknikleri kullanılmaya başlanmıştır. Yönlendirilmiş im-
geleme yönteminin diğer öncülerinden Bressler ve Ross-
man, bu yöntemin fiziksel ve psikolojik hastalıkların
tedavisinde nasıl kullanılacağını tanımlayarak, sağlık
profesyonelleri arasında kullanılmasının yaygınlaştırıl-
masına katkı sağlamıştır.1,41 Yİ, genellikle tamamlayıcı
bir hemşirelik girişimi olarak kullanılmaktadır. Camp-
bell-Gillies meme kanseri tanısına sahip hastalarda,
olumlu zihinsel imgelerini müzik ile kullanmıştır ve ka-
tılımcıların 6 seanslık kemoterapi süresinde daha az
stres, anksiyete ve depresif belirtiler deneyimlediğini
tespit etmiştir (Düzey II).43 Benzer şekilde, sağlıklı bi-
Kader Tekkaş Kerman ve ark. Stresle Baş Etmede Hemşirelerin Kullandığı Kanıt Çalışmaları
81
Kader Tekkaş Kerman ve ark. Stresle Baş Etmede Hemşirelerin Kullandığı Kanıt Çalışmaları
82
reylerde gevşeme egzersizleri ile birlikte olumlu zihinsel
imgeler kullanılarak yapılan Yİ girişiminin, katılımcı-
larda tükürük kortizol seviyelerinin dolayısı ile stres dü-
zeylerinin düşmesine, olumlu duygudurumun artmasına,
olumsuz duygudurumun ise azalmasına etki ettiği bu-
lunmuştur (Düzey II).44 Lee ve ark. tarafından yapılan
başka bir yarı deneysel çalışmada ise, troidektomi ame-
liyatı sonrası radyoaktif iyot tedavisi alan hastalarda
Yİ’nin stres ve yorgunluk üzerindeki etkisi incelenmiş-
tir. 4 hafta boyunca haftada bir defa uygulanan ile
hastalarda stres ve yorgunluğun önemli derecede azal-
dığı belirlenmiştir (Düzey II).45
SONUÇ
Stres, bireyin içinde bulunduğu koşullar ve çevresinde
meydana gelen değişikliklere bağlı meydana gelebilecek
olumsuz bir durum karşısında, çevresiyle başa çıkabilme
gücünü zorlayan bir gerilim halidir.46 Uygun baş etme-
nin gerçekleşemediği durumlarda bireyde fizyolojik (baş
ağrısı, düzensiz uyku, nefes darlığı, soğuk terleme vb.),
davranışsal/duygusal (depresyon ve çabuk ağlama, alın-
ganlık, iştahszılık, endişe vb.), zihinsel ve sosyal (dikkat
eksikliği, unutkanlık, hatayı başkalarında arama vb.) be-
lirtiler meydana gelebilir. Tüm bu belirtilerin azaltılması
ve bireylerin iyilik hallerinin sürdürülmesi amacıyla
hemşireler başta olmak üzere, tüm sağlık profesyonelleri
farklı stresle baş etme yöntemleri kullanmaktadır. Stresle
baş etme teknikleri genellikle kolay uygulanabilen, ucuz
ve zararı olmayan yöntemler olduğundan sağlığın geliş-
tirilmesinde ve hastalıkların tedavisinde tamamlayıcı bir
girişim olarak sıklıkla kullanılmaktadır. Bu derlemede
hemşirelerin en sık kullandığı dört baş etme tekniği (far-
kındalık temelli stres yönetimi, müzik terapi, progresif
gevşeme egzersizleri, ve yönlendirilmiş imgeleme) açık-
lanmış, bu teknikler kullanılarak yapılan araştırmalar ya
da sistematik incelemeler kanıt düzeyleri ile belirtilmiş-
tir. Bu derlemede, araştırmaların büyük çoğunluğunu
randomize kontrollü çalışma ve yarı deneysel çalışma
kombinasyonunun sistematik incelemesi, ya da yarı de-
neysel çalışmalar oluşturmaktadır, bu nedenle düzey II
seviyesinde kanıtlara daha fazla erişilebilmektedir. Daha
güvenilir kanıtlar elde etmek ve hemşireler tarafından
kanıta dayalı uygulamaları uygulamak amacıyla, stresle
baş etme tekniklerinin etkisinin incelendiği randomize
kontrollü çalışmalara ve meta analizli veya meta analiz-
siz randomize kontrollü çalışmaların sistematik incele-
melerine ihtiyaç vardır.
1. Varvogli L, Darviri C. Stress Management
Techniques: evidence-based procedures that
reduce stress and promote health. Health Sci-
ence Journal. 2011;5(2):74.
2. Selye H. Stress and the general adaptation
syndrome. British Medical Journal.
1950;1(4667):1383.
3. World Health Organization. Assessment and
management of conditions specifically related
to stress: mhGAP intervention guide mode:
World Health Organization; 2013.
4. Chida Y, Hamer M, Wardle J, Steptoe A. Do
stress-related psychosocial factors contribute
to cancer incidence and survival? Nature Re-
views Clinical Oncology. 2008;5(8):466.
5. Chida Y, Steptoe A. Greater cardiovascular
responses to laboratory mental stress are as-
sociated with poor subsequent cardiovascular
risk status: a meta-analysis of prospective ev-
idence. Journal of Hypertension. 2010;55(4):
1026-32.
6. de la Torre-Luque A, Caparros-Gonzalez RA,
Bastard T, Vico FJ, Buela-Casal G. Acute
stress recovery through listening to Melomics
relaxing music: a randomized controlled trial.
Nordic Journal of Music Therapy. 2017;26(2):
124-41.
7. Centers for Disease Control and Prevention.
Stress at work 2010. Available from: ttp://
http://www.cdc.gov/niosh/docs/99-101/.
8. Bhui KS, Dinos S, Stansfeld SA, White PD. A
synthesis of the evidence for managing stress
at work: a review of the reviews reporting on
anxiety, depression, and absenteeism. Jour-
nal of Environmental Public Health.
2012;2012.
9. Fronteira I, Ferrinho P. Do nurses have a dif-
ferent physical health profile? A systematic re-
view of experimental and observational
studies on nurses’ physical health. Journal of
Clinical Nursing. 2011;20(1718):2404-24.
10. Letvak S, Ruhm CJ, McCoy T. Depression in
hospital-employed nurses. Clinical Nurse Spe-
cialist. 2012;26(3):177-82.
11. Jacobsen HB, Reme SE, Sembajwe G, Hop-
cia K, Stiles TC, Sorensen G, et al. Work
stress, sleep deficiency, and predicted
10year cardiometabolic risk in a female pa-
tient care worker population. American Journal
of Industrial Medicine. 2014;57(8):940-9.
12. Balevre PS, Cassells J, Buzaianu E. Profes-
sional nursing burnout and irrational thinking:
a replication study. Journal for Nurses in Pro-
fessional Development. 2012;28(1):2-8.
13. Dang D, Dearholt SL. Johns Hopkins nursing
evidence-based practice: Model and guide-
lines: Sigma Theta Tau; 2017.
14. Kabat-Zinn J, Hanh TN. Full catastrophe
living: Using the wisdom of your body and
mind to face stress, pain, and illness: Delta;
2009.
15. Chiesa A, Serretti A. Mindfulness-based
stress reduction for stress management in
healthy people: a review and meta-analysis.
The Journal of Alternative Complementary
Medicine. 2009;15(5):593-600.
16. Bishop SR. What do we really know about
mindfulness-based stress reduction? Psycho-
somatic Medicine. 2002;64(1):71-83.
17. Proulx K. Integrating mindfulness-based
stress reduction. Holistic Nursing Practice.
2003;17(4):201-8.
18. Praissman S. Mindfulnessbased stress re-
duction: A literature review and clinician’s
guide. Journal of the American Academy of
Nurse Practitioners. 2008;20(4):212-6.
19. Grossman P, Niemann L, Schmidt S, Walach
H. Mindfulness-based stress reduction and
health benefits: A meta-analysis. Journal of
Psychosomatic Research. 2004;57(1):35-
43.
KAYNAKLAR
Kader Tekkaş Kerman ve ark. Stresle Baş Etmede Hemşirelerin Kullandığı Kanıt Çalışmaları
83
20. Scott-Sheldon LA, Kalichman SC, Carey MP,
Fielder RL. Stress management interventions
for HIV+ adults: a meta-analysis of random-
ized controlled trials, 1989 to 2006. Health
Psychology. 2008;27(2):129.
21. Jain S, Shapiro SL, Swanick S, Roesch SC,
Mills PJ, Bell I, et al. A randomized controlled
trial of mindfulness meditation versus relaxation
training: effects on distress, positive states of
mind, rumination, and distraction. Annals of Be-
havioral Medicine. 2007;33(1):11-21.
22. Chang YS, Chu H, Yang CY, Tsai JC, Chung
MH, Liao YM, et al. The efficacy of music ther-
apy for people with dementia: a metaanaly-
sis of randomised controlled trials. Journal of
Clinical Nursing. 2015;24(23-24):3425-40.
23. Elliott D, Polman R, McGregor R. Relaxing
music for anxiety control. Journal of Music
Therapy. 2011;48(3):264-88.
24. Pelletier CL. The effect of music on decreas-
ing arousal due to stress: A meta-analysis.
Journal of Music Therapy. 2004;41(3):192-
214.
25. Chafin S, Roy M, Gerin W, Christenfeld N.
Music can facilitate blood pressure recovery
from stress. British Journal of Health Psycho-
logy. 2004;9(3):393-403.
26. Chuang CY, Han WR, Li PC, Young ST. Ef-
fects of music therapy on subjective sensa-
tions and heart rate variability in treated
cancer survivors: a pilot study. Complemen-
tary Therapies in Medicine. 2010;18(5):224-6.
27. Thoma MV, La Marca R, Brönnimann R,
Finkel L, Ehlert U, Nater UM. The effect of
music on the human stress response. PloS
one. 2013;8(8):e70156.
28. Bradt J, Dileo C. Music for stress and anxiety
reduction in coronary heart disease patients.
Cochrane Database of Systematic Reviews.
2009(2).
29. Rujnan T, Baykal U. Onkoloji Hemşirelerinde
İş Stresi ve Etkileyen Faktörler. Florence
Nightingale Hemşirelik Dergisi. 2013;21(2):92-
100.
30. Callaghan P, TakYing SA, Wyatt PA. Factors
related to stress and coping among Chinese
nurses in Hong Kong. Journal of Advanced
Nursing. 2000;31(6):1518-27.
31. Ploukou S, Panagopoulou E. Playing
music improves well-being of oncology
nurses. Applied Nursing Research. 2018;39:
77-80.
32. Kurt B, Kapucu S. Meme kanserli hastalarda
progresif gevşeme egzersizlerinin kemoterapi
semptomlarına etkisi: Literatür derlemesi.
Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi.
11(2):235-49.
33. Pawlow LA, Jones GE. The impact of abbre-
viated progressive muscle relaxation on sali-
vary cortisol. Biological Psychology.
2002;60(1):1-16.
34. Sheu S, Irvin BL, Lin HS, Mar CL. Effects of
progressive muscle relaxation on blood pres-
sure and psychosocial status for clients with
essential hypertension in Taiwan. Holistic
Nursing Practice. 2003;17(1):41-7.
35. Titlebaum HM. Relaxation. Holistic Nursing
Practice. 1988;2(3):17-25.
36. Ghafari S, Ahmadi F, Nabavi M, Memarian R.
Effects of applying progressive muscle relax-
ation technique on depression, anxiety and
stress of multiple sclerosis patients in Iran Na-
tional MS Society. Research in Medicine.
2008;32(1):45-53.
37. Feldman G, Greeson J, Senville J. Differential
effects of mindful breathing, progressive mus-
cle relaxation, and loving-kindness meditation
on decentering and negative reactions to
repetitive thoughts. Behaviour Research and
Therapy. 2010;48(10):1002-11.
38. Robb SL. Music assisted progressive muscle
relaxation, progressive muscle relaxation,
music listening, and silence: A comparison of
relaxation techniques. Journal of Music Ther-
apy. 2000;37(1):2-21.
39. Jeong IS. Effect of progressive muscle relax-
ation using biofeedback on perceived stress,
stress response, immune response and cli-
macteric symptoms of middle-aged women.
Journal of korean Academy of Nursing.
2004;34(2):213-24.
40. Rossman M, Bresler D. Interactive Guided Im-
agery. Clinician’s Complete Reference to
Complementary and Alternative Medicine St
Louis, MO: Mosby; 2000. p.64-72.
41. Owen DW. Spontaneous and Guided Imagery
in Counseling: Putting Fantasy to Work. Türk
Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi.
2010;4(33):71-80.
42. Apóstolo JL, Kolcaba K. The effects of guided
imagery on comfort, depression, anxiety, and
stress of psychiatric inpatients with depressive
disorders. Archives of Psychiatric Nursing.
2009;23(6):403-11.
43. Campbell-Gillies L. Guided imagery as treat-
ment for anxiety and depression in breast can-
cer patients: a pilot study. University of
Johannesburg. 2003.
44. Watanabe E, Fukuda S, Hara H, Maeda Y.
Differences in relaxation by means of guided
imagery in a healthy community sample. Al-
ternative Therapies in Health Medicine.
2006;12(2):60.
45. Lee MH, Kim DH, Yu HS. The effect of guided
imagery on stress and fatigue in patients with
thyroid cancer undergoing radioactive iodine
therapy. Evidence-Based Complementary Al-
ternative Medicine. 2013;2013.
46. Yılmaz I. Stres Yönetimi ve Sağlık Çalışanları.
İstanbul: Beykent Üniversitesi; 2017.
ResearchGate has not been able to resolve any citations for this publication.
Article
Full-text available
Meme kanseri, dünyada görülme sıklığı açısından artış gösteren sağlık sorunlarından biridir ve kadınlar arasında en sık görülen kanser türüdür. Meme kanserinin tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçları, kanserli hücreleri yok etmenin yanı sıra, normal olan sağlıklı hücrelere de zarar verdiğinden, hastalarda pek çok yan etkiye neden olmaktadır. Ağrı, yorgunluk, bulantı kusma, anksiyete, depresyon, iştahsızlık, uyku problemleri, cilt ve tırnak değişiklikleri, nefes darlığı, ağız ülserleri ve kas ve sinir sistemine ait yan etkiler gibi önemli semptomlar hastaların yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Kemoterapiye bağlı semptomların yönetiminde, farmakolojik tedavilerin yanı sıra çok sayıda farmakolojik olmayan yaklaşımlar da kullanılmaktadır. Bu yöntemlerden biri de kolay öğrenilen, maliyet gerektirmeyen ve yan etkileri olmayan gevşeme egzersizleridir. Literatürde yapılan çalışmalara göre; progresif gevşeme egzersizlerinin, meme kanserli hastalarda kemoterapi semptomlarının şiddetini azaltmada olumlu etkisi olduğu görülmüştür. Hastaların semptom şiddetlerinin kontrol altına alınması ile biyopsikososyal iyi olma durumlarının arttırdığı görülmektedir. Bu literatür derlemesindeki amaç; hemşireleri, gevşeme egzersizleri ve kemoterapi semptom yönetimi konusunda bilgilendirmek ve literatüre katkı sağlamaktır.
Article
Full-text available
The purpose of this study was to examine whether acute relaxation training, conducted on two separate occasions, would be associated with reliable reduction in subjective and physiological indices of stress. Forty-six experimental subjects were led through Abbreviated Progressive Relaxation Training (APRT) exercises during two laboratory sessions spaced exactly 1 week apart. Fifteen control subjects experienced two laboratory sessions where they sat quietly for an equal amount of time. Results indicated that a brief relaxation exercise led to experimental subjects having significantly lower levels of post-intervention heart rate, state anxiety, perceived stress, and salivary cortisol than control subjects, as well as increased levels of self-report levels of relaxation. The results of this study may have implications for the use of relaxation training in enhancing immune function.
Article
Full-text available
This study was conducted to evaluate the effects of guided imagery on stress and fatigue in patients undergoing radioactive iodine therapy after thyroidectomy in Korea. Participants were 84 individuals (44 for experimental group and 40 for control group) with thyroid cancer. The experimental group listened to a guided imagery CD once a day for 4 weeks. Global Assessment of Recent Stress and Revised Piper Fatigue Scale were self-administered, and heart rate variability was measured at three time points; prior to intervention (T1), just before intervention (T2) and 1 week later after intervention (T3). Heart rate variability was consisted of Standard Deviation of all NN interval (SDNN), Total Power (TP), Low Frequency (LF), and High Frequency (HF). There were significant decreases in stress (F = 28.45, P < 0.001) and fatigue (F = 26.17, P < 0.001) over time in the experimental group compared to the control group. Heart rate variability changed over time in the experimental group relative to the control group; SDNN (F = 6.68, P = 0.002), TP (F = 5.29, P = 0.006), LF (F = 4.58, P = 0.012), and HF (F = 3.71, P = 0.026). From the results of this study guided imagery can be recommended as an effective intervention to thyroid cancer patients with stress and fatigue.
Article
Background Nurses experience high levels of stress associated with the demands of their workplace. Anxiety and depression symptoms are common in this occupational group and the necessity of supportive actions is vital. This is especially true for nurses working in high intensity and demanding settings such as oncology units. Aim This study examined the effects of a music intervention on anxiety, depression, and psychosomatic symptoms of oncology nurses. Methods Forty-eight oncology nurses, were randomized to either an intervention group (n = 22) attending four consecutive weekly 1-h music classes or a control group with no intervention (n = 26) who maintained their usual lifestyle habits, for one month. Intervention group played and improvised music using percussion instruments. Courses consisted of varied multitask exercises of progressive difficulty, sometimes involving team playing, or individual performances. Depression, anxiety, and physical symptoms were measured before and after the end of the intervention. Anxiety and depression were assessed with the Hospital Anxiety and Depression Scale. Psychosomatic symptoms were assessed with Pennebaker Inventory οf Limbic Languidness. Results Anxiety, depression and psychosomatic symptoms significantly reduced for the intervention group at the end of the study. No statistical significant change was observed for the control group in any of the three psychological indicators. Conclusion The findings of our study highlight the fact that music can be a cost-effective resource in developing interventions to reduce stress and improve well-being. Playing music can be the next step for further investigation, since we already know that listening to music is beneficial.
Article
Daily life entails having to cope with many stressful situations. Although stress-related reactions could sometimes provoke impairments in physiological processes due to the frequency of exposure or the stress burden of the event, physiological recovery after coping with stressors is highly implied in the aversive consequences of stress. To analyze the effects of listening to relaxing music (generated by the Melomics computer system) on the cardiovascular recovery and subjective feelings of anxiety after undergoing an acute-stress episode, a double-blind randomized controlled trial was conducted in healthy adults (N = 24; M = 23.05 years, SD = 2.97). Participants reported their levels of psychiatric symptomatology and anxiety and were then exposed to a stress induction protocol. Afterward, they underwent a period of recovery where they would be exposed to either a relaxing music track or silence, depending on a random assignation. Heart-derived functioning and self-reported anxiety were monitored throughout the study stages. All the participants showed stress-related reactions throughout the study stages, as it was shown for the study outcomes. Regarding the effect of listening to music, participants who listened to relaxing music during the recovery stage showed higher levels of sample entropy than controls, highlighting a large effect size on this difference (η²partial = .59). Relaxing music promotes more adaptive emotional regulation after coping with an acutely stressful event. This study aims to shed light on the actual effects of music interventions, and encourage the use of music-based interventions on health services. © 2016 GAMUT – The Grieg Academy Music Therapy Research Centre
Article
Aims and objectivesTo (1) perform a meta-analysis of randomised controlled trials pertaining to the efficacy of music therapy on disruptive behaviours, anxiety levels, depressive moods and cognitive functioning in people with dementia; and (2) clarify which interventions, therapists and participant characteristics exerted higher and more prominent effects.Background Present study was the first to perform a meta-analysis that included all the randomised controlled trials found in literature relating to music therapy for people with dementia over the past 15 years.DesignA meta-analysis study design.Methods Quantitative studies were retrieved from PubMed, Medline, Cochrane Library Database, CINAHL, SCOPUS and PsycINFO. A meta-analysis was used to calculate the overall effect sizes of music therapy on outcome indicators.ResultsMusic therapy significantly improved disruptive behaviours [Hedges’ g = −0·66; 95% confidence interval (CI) = −0·44 to −0·88] and anxiety levels (Hedges’ g = −0·51; 95% CI = −0·02 to −1·00) in people with dementia. Music therapy might affect depressive moods (Hedges’ g = −0·39; 95% CI = 0·01 to −0·78), and cognitive functioning (Hedges’ g = 0·19; 95% CI = 0·45 to −0·08).Conclusion Music therapy exerted a moderately large effect on disruptive behaviours of people with dementia, a moderate effect on anxiety levels and depressive moods, and a small effect on cognitive functioning.Relevance to clinical practiceIndividual music therapy provided once a week to patients with cognitive functioning and manual guided in music intervention construction is suggested. Group music therapy is provided several times a week to reduce their disruptive behaviours, anxiety levels and depressive moods. Music therapy is a cost-effective, enjoyable, noninvasive therapy and could be useful for clinical nurses in creating an environment that is conducive to the well-being of patients with dementia.
Article
Objectives The aim of this study was to investigate the longitudinal effect of work-related stress, sleep deficiency, and physical activity on 10-year cardiometabolic risk among an all-female worker population.Methods Data on patient care workers (n = 99) was collected 2 years apart. Baseline measures included: job stress, physical activity, night work, and sleep deficiency. Biomarkers and objective measurements were used to estimate 10-year cardiometabolic risk at follow-up. Significant associations (P < 0.05) from baseline analyses were used to build a multivariable linear regression model.ResultsThe participants were mostly white nurses with a mean age of 41 years. Adjusted linear regression showed that having sleep maintenance problems, a different occupation than nurse, and/or not exercising at recommended levels at baseline increased the 10-year cardiometabolic risk at follow-up.Conclusions In female workers prone to work-related stress and sleep deficiency, maintaining sleep and exercise patterns had a strong impact on modifiable 10-year cardiometabolic risk. Am. J. Ind. Med. © 2014 Wiley Periodicals, Inc.