ChapterPDF Available

Propaganda ve Halkla İlişkiler

Authors:

Abstract

Halkla ilişkilerin günümüzde yaşadığı en büyük sorun ise kavramının farklı disiplinler ile karıştırılmasıdır. Özellikle, halkla ilişkiler ve propaganda kavramlarının sürekli olarak birbirine karıştırıldığı görülmektedir. Medyada bir siyasi partinin yapmış olduğu propaganda faaliyeti halkla ilişkiler olarak adlandırılabilirken, bir firmanın ulusal veya uluslararası bazda yapmış olduğu halkla ilişkiler faaliyeti ise propaganda olarak yansıtılabilmektedir. Çalışmanın bu bölümünde halkla ilişkiler disiplini ayrıntılı bir şekilde açıklanarak, propaganda kavramından ne gibi benzerliklere ve farklılıklara sahip olduğu ortaya koyulmaya çalışılacaktır. Her iki kavramın birbirinden çok farklı bir işlev gördüğü ve farklı amaçlara hizmet ettiği çalışmada açıklanmaktadır.
İLETİŞİM
ve
PROPAGANDA
Editörler
Dr. Ögr. Üyesi Mustafa KARACA
Arş. Gör. Caner ÇAKI

Yusuf Ziya































EĞİTİM YAYINEVİ



III
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ VI
ÖZGEÇMİŞ VIII
1. PROPAGANDA
Arş. Gör. Caner ÇAKI
Giriş 13
Propaganda Kavramı 14
Pr op ag an da Ka vr am ın ın Or ta ya Çı kı şı 3 0
Sonuç 39
Kaynakça 40
2. İKNA VE PROPAGANDA
Arş. Gör. Nurcan YILMAZ
GİRİŞ 45
İletişim Kavramı 46
İkna ve Propaganda 53
İkna Edici İletişim 62
Sonuç 70
Kaynakça 71
3. PROPAGANDA ÇEŞİTLERİ
Öğr. Gör. Özkan AVCI
Giriş 75
1.1. Kaynakları Bakımından Propaganda Çeşitleri 77
1. 1.1. Be y az Prop aganda 77
1.1.2. Gri Propaganda 80
1.1.3. Kara Propaganda 86
1. 2. Saha s ı Bakım ından P ropaga n da 89
1.2.1. İç Propaganda 89
1.2.2. Dış Propaganda 92
1. 3. Konu s u Bakım ından P ropagan da 95
1. 3.1. Si y asal Pr opagan da 95
1. 3.2. Asker i Propa ganda 99
1. 3 . 3 . Kültürel Pr o p a ganda 101
1. 3 . 4 . Ekonomik Pr o p a ganda 104
1. 4. Ku l la nı lı şı Ba kı mı nd an Pr op ag an da 1 0 5
IV
1. 4. 1. St ra te jik ve Ta kt ik Pr op ag an da 10 5
1. 4. 2. Ta k vi ye A m aç lı Pro pa ga nd a 10 6
1.4.3. Karşı Propaganda 108
Sonuç 109
Kaynakça 111
4. PROPAGANDA ve HALKLA İLİŞKİLER
Öğr. Gör. Şükrü MACUN
1. Halkla İlişkiler Kavramı 116
2. Propaganda ve Halkla İlişkilerin Benzer Yönleri 124
3. Propaganda ve Halkla İlişkilerin Farklı Yönleri 126
Sonuç 130
Kaynakça 132
5. REKLAM ve PROPAGANDA
Öğr. Gör. Faruk SADIÇ
1. Reklam ve Rekl amcı ğın Tanımı 135
2. R e k lamın Tarih s e l Gelişimi 138
3. Hedef ve Fonksiyonlarına Göre Reklam Türleri 143
Sonuç 154
Kaynakça 157
6. BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA PROPAGANDA
Arş. Gör. Dr. Simge ÜNLÜ KURT
Giriş 159
6.1. İngiltere 162
6.2. Fransa 171
6.3. Almanya 176
6.4. Rusya 181
6.5. ABD 187
Sonuç 192
Kaynakça 194
7. İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NDA PROPAGANDA
Öğr. Gör. Aytaç Burak DERELİ
Giriş 197
1. Savaş ve Propaganda 198
2. İkinci Dünya Savaşı 204
V
3. Müttef ik Devl etler v e Propa ganda 205
3.1. Sovyet Rusya 205
3. 2. Amerik a Birle şik Dev letler i 207
3.3. Büyük Britanya 209
4. Mihver Devlet ler ve P ropaga nda 211
4.1. Nazi Almanyası 211
4.2. Faşist İtalya 216
4.3. Japon İmparatorluğu 219
5. Sonuç ve Değerlendirme 221
Kaynakça 223
8. SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİNDE PROPAGANDA
Arş. Gör. Mustafa Cankut KURT
Giriş 227
8. 1 . Am e rika Birle ş i k Devletl e r i 231
8.2. Sovyetler Birliği 238
Sonuç 251
Kaynakça 252
9. PROPAGANDA, DİN ve MÜZİK
Dr. Öğr. Ü. Derya KARABURUN DOĞAN
Giriş 255
1. Kültür ve Propaganda 256
2. Dini Ritüellerde Propaganda ve Müzik 260
3. Dini Cemaatler ve Dinsel Müzikleri 263
Sonuç 278
Kaynakça 280
10. PROPAGANDA ve YENİ MEDYA
Dr. Öğr. Ü. Mustafa KARACA - İlker İSPİR
Giriş 283
Propaganda ve Yeni Medya 284
Sonuç 302
Kaynakça 303
VI
ÖNSÖZ
Propaganda, insanların duygularını, düşüncelerini,
hareket ve tutumlarını belli bir konu üzerinde şekillendirmeye
çalışır. Halkla ilişkiler, reklam ve tanıtım gibi iletişim
alanındaki pek çok disiplinin temeli de propaganda ile
şekillenmiştir. Bu açıdan iletişim bilimleri alanında
çalışmada bulunan araştırmacıların propaganda kavramına
doğru ve kapsamlı bir şekilde vakıf olmaları gerekmektedir.
Propaganda disiplini ile ilgili olarak alanda sınırlı sayıda
kaynağın bulunduğu görülmektedir. Bu kaynaklar içerisinde
de iletişim ve propaganda kavramını doğrudan ele alan,
propagandanın tarihsel süreç içerisindeki değişimini
kapsamlı bir şekilde inceleyen propaganda alanında temel
bir kitap bulunmamaktadır. Bu açıdan alanında uzman
yazarlarca kaleme alınan İletişim ve Propaganda kitabının
literatürde büyük bir boşluğu dolduracaktır. Kitabın başta
iletişim bilimleri olmak üzere pek çok farklı disiplindeki
araştırmacılar için başucu kitabı olması dileğiyle…
Propaganda günümüzde genel olarak olumsuz bir alamda
kullanılmaktadır. Nitekim, “propaganda yapmak” olumsuz
bir eylemde bulunmakla aynı anlamda düşünülmektedir.
Bunun üç temel nedeni bulunmaktadır. Birincisi, geçmişte
propaganda kavramının başta Nazi Almanyası olmak üzere
manipülatif amaçlar doğrultusunda kullanılmasıdır. İkincisi
günümüzde basında propaganda kelimesinin olumsuz bir
algıda ifade edilmesidir. Basında kullanılan propaganda
kelimesi, yalan, iftira ve manipüle etme ile aynı anlamla
kullanılmaktadır. Üçüncüsü ve belki de en önemlisi
propaganda kavramının doğru bir şekilde anlatılamamasıdır.
Bunun temel nedeni de propaganda alanında yetkin bir
kaynağın ele alınmamış olmasıdır.
VII
Propaganda, insanların duygularını, düşüncelerini,
hareket ve tutumlarını belli bir konu üzerinde şekillendirmeye
çalışır. Halkla ilişkiler, reklam ve tanıtım gibi iletişim
alanındaki pek çok disiplinin temeli de propaganda ile
şekillenmiştir. Bu açıdan iletişim bilimleri alanında
çalışmada bulunan araştırmacıların propaganda kavramına
doğru ve kapsamlı bir şekilde vakıf olmaları gerekmektedir.
Propaganda disiplini ile ilgili olarak alanda sınırlı sayıda
kaynağın bulunduğu görülmektedir. Bu kaynaklar içerisinde
de iletişim ve propaganda kavramını doğrudan ele alan,
propagandanın tarihsel süreç içerisindeki değişimini
kapsamlı bir şekilde inceleyen propaganda alanında temel
bir kitap bulunmamaktadır. Bu açıdan alanında uzman
yazarlarca kaleme alınan İletişim ve Propaganda kitabının
literatürde büyük bir boşluğu dolduracaktır. Kitabın başta
iletişim bilimleri olmak üzere pek çok farklı disiplindeki
araştırmacılar için başucu kitabı olması dileğiyle…
Dr. Mustafa KARACA
Haziran – 2018 / Sakarya
4. PROPAGANDA VE
HALKLA İLİŞKİLER
Öğr. Gör. Şükrü MACUN
Adıyaman Üniversitesi
Giriş
Rekabetin hızla etkisini hissettirmeye başladığı
günümüzde firmalar pazarda söz sahibi olabilmek için halkla
ilişkiler disiplininden gün geçtikçe daha fazla yararlanmaya
başlamışlardır. Halkla ilişkilerin kurumlara sunduğu çift
yönlü iletişim olanağı; kurumların halkın beklentilerini birebir
öğrenmesine, halkın da kurumlara istek ve şikayetlerini
doğrudan iletme şansı bulmasına fırsat tanımıştır. Kitle
iletişim araçlarında yaşanan büyük gelişmeler, dünyanın en
ücra köşesindeki insanların bile yaşanan her şeyden haberdar
olmasını sağlamıştır. Bu açıdan günümüzde insanlardan bilgi
saklamak ve onların düşüncelerine önem vermemek gibi bir
durumun mümkün olmadığı görülmüştür. Halkla ilişkiler
disiplini bu açıdan halkın daha iyi haber almasını ve temsil
ettiği kurumun halk ile olan iletişiminin daha sağlam temeller
üzerinden ilerlemesini sağlamaktadır.
Halkla ilişkilerin günümüzde yaşadığı en büyük
sorun ise kavramının farklı disiplinler ile karıştırılmasıdır.
Özellikle, halkla ilişkiler ve propaganda kavramlarının
sürekli olarak birbirine karıştırıldığı görülmektedir. Medyada
Propaganda ve Halkla İlişkiler
116
bir siyasi partinin yapmış olduğu propaganda faaliyeti halkla
ilişkiler olarak adlandırılabilirken, bir firmanın ulusal veya
uluslararası bazda yapmış olduğu halkla ilişkiler faaliyeti ise
propaganda olarak yansıtılabilmektedir. Özellikle geçmişten
günümüze gelen propaganda kelimesindeki olumsuz ün ve
algı halkla ilişkiler faaliyetlerini de etkileyebilmekte, yapılan
halkla ilişkiler çalışmaları kitlelerin gözünde halkı kandıran
ve manipüle eden bir intibah oluşturabilmektedir. İki kavram
arasındaki anlam bulanıklığının temel nedeni günümüzde hala
iki kavramın tam olarak neyi yansıttığının bilinmemesidir.
Çalışmanın bu bölümünde halkla ilişkiler disiplini ayrıntılı
bir şekilde açıklanarak, propaganda kavramından ne gibi
benzerliklere ve farklılıklara sahip olduğu ortaya koyulmaya
çalışılacaktır. Her iki kavramın birbirinden çok farklı bir
işlev gördüğü ve farklı amaçlara hizmet ettiği çalışmada
açıklanmaktadır.
1. Halkla İlişkiler Kavramı
Asna'nın (2012:23) tanımladığı şekliyle "halkla ilişkiler,
yöneticiliğin; halkın davranışlarını değerlendiren, kişinin
ya da kuruluşun güttüğü politika ve eylemleri kamu yararı
ile bağdaştıran ve halkın anlayış ve desteğini kazanacak
bir programı düzenleyip uygulayan yanıdır”. Halkla
ilişkiler kavramından insanlar arasında gerçekleştirilen tüm
faaliyetlerde görülebilmektedir (Erdoğan, 2014:31;Ünlü
Kurt ve Kurt,2017:75). Bu açıdan halkla ilişkiler disiplinini
iletişimin dışında tutmak mümkün görülmemektedir.
"Halkla ilişkiler" teriminde ön plana geçen en önemli
konuların başında iki yönlü iletişim gelmektedir. Yani,
halkla ilişkiler denilen şey aslında kaynak ve alıcı arasında
kurulmaya çalışılan karşılıklı iletişimdir. Halkla ilişkiler tek
yönlü iletişimin karşısındadır (Hiebert, 2003:244). Nitekim,
İletişim ve Propaganda 117
kurumlar halk ile iç içe görünmek için halkla ilişkilerden
yararlanmaktadır. Çünkü halk ile yakın bir ilişki kuran
kurum, hedef kitlesini çok daha iyi bir şekilde analiz edebilir
ve onun beklentilerini daha doğru bir açıdan karşılayabilir
(Çakı ve Gazi, 2016:853). Bu açıdan değerlendirildiğinde
her iki taraf için de anlayış kültürü gelişebilmekte, kurumun
halkı, halkın da kurumu daha iyi tanıması sağlanabilmektedir.
Böylece her iki taraf bir birinin talep ve beklentilerine karşılık
verebilmektedir.
Çalışanların kuruma olan uyum sürecinde iletişim büyük
rol oynar (Karaca vd., 2017b:985). Çalışanların kurumu
tanımaları, sevmeleri ve ilerleyen süreçte aidiyet bağlarının
gelişmesi; kurumun gelişimi ve pazarda var olması sürecinde
hayati öneme sahiptir. Diğer yandan halkla ilişkiler, gerek
kurum içinde çalışanlar arasındaki yatay iletişim ağının
gelişmesi, gerekse çalışanlar ve yönetim arasındaki dikey
iletişim ağının gelişmesinde önemli rol oynamaktadır (Karaca,
2017a: 198). Bu sayede, sağlam iletişim ağı örülen örgütlerde,
kaynağı belirsiz dedikoduların, iletişim ağında oluşabilecek
gürültülerin önü kesilebilir. Bununla birlikte halkla ilişkiler,
yönetici ile çalışanlar arasında iletişim bağını güçlendirerek
kurum yönetiminin belirlediği misyon ve vizyonun çalışanlar
tarafından da benimsenmesini sağlayarak daha verimli bir
çalışma ortamının oluşmasına da neden olabilir.
Son yıllarda halkla ilişkiler disiplininin sosyal medya
platformları sayesinde etkin bir şekilde resmi ve özel
kurumlar tarafından yönetildiği görülmektedir. Nitekim,
gelişen rekabet ortamında, kurumlar hedef kitlelerine
yalnızca bilgi vermekten ziyade onların düşünce, fikir,
istek, şikayet ve beklentilerini de öğrenmek ve bu
çerçevede politikalarını belirleme ihtiyacı duymaktadır
(Çakı ve Macun, 2017:196). Bu süreçte sosyal medyanın
Propaganda ve Halkla İlişkiler
118
kurumlara sunduğu çift yönlü iletişim olanağı kurum
ve paydaşları arasında bire bir iletişimin güçlenmesini
sağlamıştır. Böylece kurumlar, kurulan çift yönlü iletişim
ağıyla hedef kitlelerinden geri bildirim (feedback) alma
şansı bulmuş ve halkın ihtiyaçları doğrultusunda hizmet
vermeye başlamıştır.
1929 Dünya Ekonomik Buhranı’ndan sonra şirketler
halkın düşüncesine önem vermeye ve onların yönetimlerine
katılmasını sağlamaya başladılar. Bu tarihten sonra halkla
ilişkiler kavramı ön plana çıkarak, uluslararası alanda büyüme,
olgunlaşma ve yayılma olanağı buldu (Erdoğan, 2014: 57).
Nitekim, halkı daha iyi anlamak, onların beklentilerini
karşılamak için propaganda ve reklam disiplinlerinin yetersiz
kaldığı görüldü.
Halkla ilişkiler disiplininin tarihsel süreçte geçirdiği
evreleri açıklayan en önemli teorilerin başında “Halkla
İlişkilerin Dört Modeli” gelmektedir. Disiplinin iki önemli
temsilcisi James E. Grunig ve Todd Hunt’ın ortaya koydukları
bu model dört alt modelden (Basın Ajansı Modeli, Kamuyu
Bilgilendirme Modeli, İki Yönlü Simetrik Model ve İki Yönlü
Asimetrik Model) meydana gelmektedir (Grunig ve Hunt,
1995: 163).
Basın Ajansı Modeli, halkla ilişkiler disiplininin en
eski modellerinden biridir. Temel amacı her ne pahasına
olursa olsun kitleleri istenilen yönde ikna etmek ve
pazarlaması yapılan ürün ve hizmetin yine ne pahasına
olursa olsun satışının yapılmasını sağlamaktır (Grunig,
2000:32). Bu model genellikle bir propaganda faaliyeti
olarak değerlendirilmektedir. Nitekim, tek yönlü iletişimin
uygulandığı Basın Ajansı Modeli’nde kaynak kendisini
her zaman haklı görmekte ve kitlelerin pasif pozisyonda
İletişim ve Propaganda 119
olduklarını düşünerek verilen her bilginin kitlelerce kabul
edilebileceğine inanmaktadır. Önemli olan halkın dikkatini
çekmek ve akabinde satış yapabilmektir. Nitekim bu süreçte
uygulanan yalan ve hile Basın Ajansı Modeli’nde her şeyin
mubah olduğunun bir işaretidir.
Basın Ajansı Modeli’nin bir halkla ilişkiler eylemi
olmaktan ziyade bir propaganda faaliyeti olarak
değerlendirilmesi mümkündür. Buna karşın halkla ilişkiler
disiplininin ilk evirildiği ve propaganda faaliyetlerinden
farklılaşmaya başladığı ilk dönemi ifade etmesi bakımından
önem taşımaktadır.
Kamuyu Bilgilendirme Modeli, Basın Ajansı Modeli’nden
hemen sonra ortaya çıkmıştır. Bu modelde temel amaç halkın
güvenini kazanmak ve yaşanan gelişmeleri yalan veya hile
kullanmadan doğrudan halka aktarmaktır (Grunig, 2000:32).
Bu modelde tek yönlü iletişimin etkili olduğu görülmektedir.
Kaynak kitleleri bu modelde de pasif olarak algılamakta ve
verilen tüm bilgiyi doğrudan kabul ettiğini düşünmektedir.
Kitlelerin duygu, düşünce, fikir ve isteklerine önem
verilememektedir.
Kamuyu bilgilendirme modelinde uygulanan bu
yöntemler, modelin propaganda disiplinine daha yakın
olduğunu imajını vermektedir. Buna karşın, ilk defa
Kamuyu Bilgilendirme Modeli bağlamında kitleye önem
verilerek, kurumda yaşanan gelişmeler doğrudan -yalan
ve manipülasyona uğramadan- kitlelere ulaştırılmıştır.
Kurum dışında yaşana bilecek bilgi kirliliği ve dedikoduları
önlemek amacıyla yapılan bu uygulamada, halkla ilişkiler
disiplininin önemli bir ayağı olan “şeaığın” ön plana
çıktığı görülmektedir. Kamuyu Bilgilendirme Modeli ile
birlikte halkla ilişkilerin yavaş yavaş vücut bulduğu, kendine
Propaganda ve Halkla İlişkiler
120
ait çizgilerin belirdiği ve propaganda alanında farklılaştığı
görülmüştür. Bunun yanında, tek yönlü iletişimin ön planda
olması, kurumun çıkarlarının halkın çıkarlarının önünde
tutulması ve daha da önemlisi kitleleri hala yönetim, karar alma
ve planlamaya ortak edilmemesi günümüzde bilenen halkla
ilişkiler algısının tam olarak oluşmadığını göstermektedir.
İki Yönlü Asimetrik Model, halkla ilişkiler disiplininin
yavaş yavaş ana çizgilerinin belirlendiği bir dönemi
açıklamaktadır. Bu modelde, kurumlar ilk defa çift yönlü
iletişim sürecini kullanmaya başlamışlardır. Kitlelerin
düşünceleri, fikirleri ve istekleri ilk defa bu modelde ortaya
konmuştur. Buna karşın kurumun çıkarları bu modelde de
üstün tutulmuş ve kitlelerden gelen geri bildirimlere istenilen
ölçüde itibar edilmemiştir (Grunig, 2000:32). İki Yönlü
Asimetrik Model, günümüzde “mükemmel halkla ilişkiler”
kavramını tam olarak karşılayamasa da ilk defa bu modelde
halkla ilişkiler ve propagandanın derin çizgilerle birbirinden
ayrıldığı ve “halkla ilişkiler” disiplininin tamamen bağımsız
bir alan olarak ortaya çıkmasını sağlamıştır. Pazarlama
alanında çalışanlar, reklam ve propaganda disiplininden farklı
olarak ilk defa bu dönemde farklı bir alanın olduğunu kabul
etmişlerdir.
İki Yönlü Asimetrik Model, modern halkla ilişkiler
mantığının yavaş yavaş oluştuğunun ilk işareti olmuştur.
Buna karşın kurumların çıkarlarını ön plana çıkarması ve
toplumun menfaatine yeterince eğilememesi modelin gerçek
manada halkla ilişkiler disiplinini tamamladığı konusunda
tartışmaların yaşanmasına yol açmıştır. Nitekim bu model
etrafında kurumlar ile ilgili ortaya çıkan “Halk için ne
yapıyor?”,”Yaşadığı topluma ne faydası var?” soruları,
modelin geliştirilmesi ve evirilmesi sürecini başlatmıştır.
İletişim ve Propaganda 121
İki Yönlü Simetrik Model, günümüzde kamu ve özel
kurumlar tarafından en çok tercih edilen halkla ilişkiler
modelini oluşturmaktadır. Nitekim, İki Yönlü Simetrik
Model günümüzde “mükemmel halkla ilişkiler” olarak
adlandırılmaktadır. Bu modelde çift yönlü iletişim kurum
ve halk arasında sağlıklı bir şekilde işlemekte, kurum halkın
düşünce, fikir, istek ve şikayetlerini dinlemekte ve dinledikleri
doğrultusunda planlamaya gitmekte ve gerektiğinde yönetim
kararlarını halkın direktieri doğrultusunda alabilmektedir.
Diğer yandan ilk defa bu modelde, “her şey kurum içindir”
mantığının terk edildiği, kurumların sosyal sorumluluk
faaliyetleri çatısı altında, bulundukları topluma faydalı
olmaya çalıştıkları görülmektedir (Grunig, 2000:32).
İki Yönlü Simetrik Model ile birlikte, hedef kitlelerinin
beklentilerini karşılayan, onların fikirlerine itibar eden ve
bulunduğu çevreye karşı sorumluluklarını yerine getiren
kurumlar meydana gelmiştir. Bu süreçte halkla ilişkiler,
propagandadan tamamen farklı bir alan olduğunu ve ana
hatlarıyla kendi disiplinin sınırlarını çizdiğini göstermiştir.
İki Yönlü Simetrik Model ile birlikte kitleler pasif dinleyici
ve sorgusuz sualsiz kaynaktan bilgi alan pozisyondan
çıkarak, bilgi ve içerik üreten aynı zamanda yönetimlerin
karar alma mekanizmalarına dahil olan bireyler haline
gelmiştir. Özellikle bu modelle birlikte ortaya çıkan topluma
karşı sorumlu olma bilinci, kurumların sosyal sorumluluk
faaliyetlerine yönelmesinin yolunu açmış ve toplumsal
çıkarların kurumun çıkarlarının önüne geçilmesi sağlanmıştır.
Nitekim propaganda disiplininde var olan “ne olursa olsun
ikna et” düsturu, İki Yönlü Simetrik Model ile birlikte
tamamen rafa kalmış ve iknanın ötesinde kitlelerin kurum ile
duygusal ve manevi bir bağ kurması sağlanmıştır.
Propaganda ve Halkla İlişkiler
122
Kurumlar, hedef kitleleriyle başarı bir iletişim ağı
oluşturabilmesi için etkin bir halkla ilişkiler faaliyeti
yürütmelidirler. Diğer bir deyişle, güçlü bir itibara sahip
olmak isteyen kurumlar halkla ilişkiler faaliyetlerini de
sağlam ve koordineli yürütmeleri gerekmektedir (Ural, D.
2002:85). Halkla ilişkilerde uygulanan şeaık, kurum ve
halk arasındaki ilişki ağının güçlenmesine zemin hazırlayacak,
bu süreç de dolaylı olarak güçlü bir itibarın şekillenmesine
zemin hazırlayacaktır.
Halkla ilişkiler sayesinde, sağdık bir hedef kitle elde
edilebilmektedir. Nitekim, hedef kitle başarılı bir şekilde
gerçekleştirilen halkla ilişkiler faaliyeti sayesinde kurum ile
hissi bir bağ kurabilmektedir. Bu bağ hedef kitlenin kuruma
yönelik aidiyet hissetmesine yol açmaktadır. Müşteri sadakat
programları bu açıdan halkla ilişkiler disiplininin ayrılmaz
bir parçası haline gelmiştir (Alikılıç ve Onat, 2007:921).
Aidiyet sayesinde müşteri yani halk, söz konusu markanın
ya da kurumun ürün/hizmetini satın aldığında kendisini
daha değerli ve önemli bir insan olarak görebilmektedir.
Hatta bu aidiyet hissi, müşterinin markanın reklamını yapma
raddesine kadar ulaşabilmektir. Günümüzde, bazı tüketiciler
kullandıkları ürünleri sosyal medyadan paylaşarak veya
benzer yöntemlerle söz konusu markaların reklamına gönüllü
olarak katkı sunabilmektedir. Kriz dönemlerinde müşteri
sadakatinin bilhassa önemli bir gündem olduğu görülmektedir.
Bu süreçte, kurumların kriz öncesi ve sonrası yürüttükleri
başarılı halkla ilişkiler faaliyetleri kurumların hayatta kalması
açısından da önem teşkil etmektedir.
Halkla ilişkiler, kurum içerisinde ve hedef kitle ile
iletişimde demokrasi kavramının oluşmasını sağlamaktadır.
Hedef kitle kurumun aldığı kararlara katılabilmekte ve
alınacak kararlar üzerinde etkide bulunabilmektedir. Halkla
İletişim ve Propaganda 123
ilişkiler, kitlenin ne düşündüğünü ve ne yaptığına büyük
önem verir. Nitekim, hedef kitlenin kuruma yönelik alacağı
tavırlarda, her zaman kurum lehine davranmasını ister (Öner,
2001:103). Bu açıdan, hedef kitlenin demokratik bir şekilde
kurum kararlarına katılmasını sağlar. Böylelikle hedef kitlenin
kuruma olan aidiyeti artarken diğer yandan da kurum hedef
kitlenin talep ettiği ürün veya hizmetleri sunarak arz-talep
dengesini oluşturmuş olur.
Kurumların iletişim stratejisini yöneten halkla ilişkiler
disiplini (Yağmurlu, 2007:9), kurumun rekabet ortamında
rakipleriyle mücadelesinde ve hayatta kalmasında büyük rol
oynar. Halkla ilişkiler, kurumun için hayati derecede önemli
olan hedef kitleye ait bilgiyi kurum için toplar, değerlendirir ve
bu verilere göre kurumun iletişim stratejisinin şekillenmesini
sağlar (Selvi, 2012:206). Halkla ilişkilerin kurum merkezli
tek düze bir iletişim ile hedefine ulaşması mümkün değildir.
Nitekim, tek boyutlu bilgi ve iletişim kurumun hedef kitle ile
etkin bir iletişim stratejisi yürütmesini engeller.
Halkla ilişkiler her ne kadar kurumun rekabet içinde
ayakta kalabilmesi için çalışsa da, halkla ilişkilerden asıl
beklenen şey müşteri memnuniyetidir (Metin, ve Altınok,
2002:84). Kurumun uyguladığı yönetimden hoşnut olan
kitle bir sonraki satın alma kararında aynı kurumu tercih
edebilmektedir. Daha da önemlisi, kuruma yönelik olumlu
bir tutumu olan bireyler, kurumla ilgili olumlu tavırlarını
çevrelerine de yansıtabilecek ve kurumun müşteri
potansiyelini güçlendirebilecektir.
Halkla ilişkiler uygulayıcılarının hedef kitle ile
iletişimde dikkat etmesi gereken bir diğer husus da “gizlilik”
ilkesidir. Müşteriler, kurum adına yürütülen halkla ilişkiler
faaliyetlerinde kişisel düşüncelerini ve mahrem bilgilerini
Propaganda ve Halkla İlişkiler
124
paylaşabilmektedir (Özgen, 2011:102). Paylaşılan bu
bilgiler halkla ilişkiler uygulayıcıları tarafından kurumun
yararına gösterilerek ifşa edilmez. Aksine elde edilen veriler
doğrultusunda hedef kitleye daha doğru bir iletişim yöntemiyle
yaklaşılması amaçlanır. Böylece insanların sorun, şikayet ve
beklentilerine çözüm bulunarak, kurum ile diyaloglarının
kopmaması ve akabinde daha da güçlenmesi amaçlanır.
Kurum içi paydaşların yönetim sürecine katılmalarında da
halkla ilişkiler ön plana çıkmaktadır. Kurum içinde sağlıklı bir
iletişim dengesinin oluşmasını sağlayan halkla ilişkiler tıpkı
hedef kitlenin kuruma yönelik fikirlerini yöneltebilmesini
sağladığı gibi, kurumda çalışanlarında fikirlerini açık bir
şekilde ortaya koyabilmesinin yolunu açmaktadır (Uzunoğlu
ve Öksüz, 2008:112). Çalışanlar kurum içinde gelişen kritik
durumlardan haberdar edilmekte ve kimi zaman alınan
kararlara doğrudan müdahil olabilmektedir.
Halkla ilişkiler sonuç olarak kurumun halkın gözünde
olumlu olarak yansıtılmasını amaçlarken, etik kriterler
çerçevesinde hareket etmektedir. Kuruma yönelik halkın
gözünde oluşan itibar algısının yegâne savunucu halkla
ilişkilerdir. Buna karşın kurumun menfaatleri doğrultusunda
her yolun mubah olmadığını, halkın ve kamunun yararına
olmayan hiçbir işe girişilmeyeceğini savunmaktadır
(Karatepe, 2008:95). Bu açıdan halkla ilişkiler kurumun
yararına hareket etmekle birlikte, halkın zararına olacak
hiçbir kararın alınmasına da müsaade etmez.
2. Propaganda ve Halkla İlişkilerin Benzer Yönleri
İnsanoğlu var olduğundan, devletlerin kurulmaya
başladığı ilk yıllardan beri propagandanın var olduğu bilinir
(Kuruoğlu, 2006:11). Propaganda faaliyetlerinin, halkla
ilişkiler kadar eski olduğundan söz edilebilmektedir.
İletişim ve Propaganda 125
Propaganda, bir grubun düşüncelerini, duygularını,
davranışlarını, tutum, ve tavırlarını etki altında tutmak ve
onları değiştirmek amacıyla ortaya atılanbelgeler, fikirler,
görüşlerdir (Tarhan, 2010:36). Propagandanın halkla ilişkiler
disiplini gibi bir toplumun fikirlerini değiştirmeyi amaçladığı
söylenebilir. Buna karşın ikisinin kullandıkları yöntemler
konusunda farklılıklar vardır. Halkla ilişkiler insanları düşünce
ve tavırlarını kurum lehine çevirirken etik ilkler çerçevesinde
hareket ederken, propaganda da bu ilke gözetilmeyebilir.
Kitle iletişim araçları vasıtasıyla yapılan propaganda
faaliyetinde bireylerin düşüncelerini değiştirmenin yanında,
zaten var olan tutum ve algıların devamının sağlanması
amaçlanmaktadır (Aziz, 2007:158). Bu yönüyle halkla
ilişkiler ile benzerlik taşır. Çünkü kurumlar halkla ilişkiler
disiplininden zaten var olan bir kurumsal itibarın devamı
boyutunda da yardım almaktadır. Özellikle kriz dönemlerinde
itibar kaybına uğrama tehlikesi yaşayan kurumlar halkla
ilişkileri bir can simidi olarak görürler. Bu açıdan kurumun
hayatta kalabilmesi ve var olan düzenin sürdürülmesi için
halkla ilişkiler faaliyetlerine yönelirler. Benzer şekilde
propaganda, belirli bir düşünce ve ideolojik yapının güdümüne
girmiş kitleleri veya siyasi bir yapılanmanın meşruiyetini
kabullenmiş kitleler üzerinde de kullanılmaktadır. Burada
propagandanın kullanılmasındaki temel amaç, kitlelerin farklı
ideolojik söylemlerden etkilenmelerini önlemek ve farklı
siyasi oluşumların tesiri altına girmemelerini sağlamaktır.
Propaganda tek tek bireylerden çok grupları kendisine
hedef almaktadır (Akarcalı, 2003:4). Bu yönüyle halkla
ilişkiler disiplini ile benzer olduğu yorumu yapılabilir.
Nitekim, halkla ilişkiler de, her ne kadar bireysel görüşmelere
yer vererek faaliyetlerini yürütse de, genel mana da hedef
kitlesinin geneli üzerinde etkide bulunmayı arzular.
Propaganda ve Halkla İlişkiler
126
Propaganda tutumlar üzerinde denetim kurar kitle iletişim
araçlarından etkin olarak yararlanır (Akarcalı, 2003: 4). Halkla
ilişkilerde yaptığı faaliyetlerde kitle ilişim araçlarından sürekli
olarak faydalanır. Halkla ilişkiler faaliyetlerinde basında yer
almak, kurumun geniş kitlelerce tanınmasına yol açacaktır.
Propaganda kelimesi günümüzde en çok siyasette
kullanılmaktadır (Uztuğ, 2007:18). Siyasi partiler, seçmenlerini
kendi partilerine oy vermeleri yönünde ikna etmede etkin bir
şekilde propaganda faaliyeti yürütmektedirler. Bu süreçte
partiler, aynı zamanda halkla ilişkiler faaliyetlerini de başarılı
bir şekilde yürütmeyi arzulamaktadır. Bunun temel nedeni
1990’lı yılların başında Soğuk Savaş’ın bitmesiyle ideolojik
temelli siyasi partilerin nüfuzunu kaybetmesi ve akabinde
birbirine benzer misyon ve vizyona sahip partilerin oluşması,
kitleleri etkilemede siyasi partilerin propagandanın yanında
halkla ilişkiler faaliyetlerini de yürütmelerine yol açmıştır.
3. Propaganda ve Halkla İlişkilerin Farklı Yönleri
Halkla ilişkiler, propagandanın benzer özelliklerine
sahip olan reklamcılıktan da derin çizgiler ile ayrılmaktadır.
Propaganda ideolojik ve siyasi amaçlı kitleleri, reklam ise satış
amaçlı tüketicileri etkilemeyi amaçlar (Kocabaş ve Elden,
2008:21). Propaganda halkın oyu veya yönetimin meşruluğuna
yönelik rızasını talep ederken, reklam kurumun karlılığını
arttırmayı hedeer. Propagandada zafer, verilmek istenen
düşüncenin halk tarafından kabul edilmesi, reklamdaki zafer
ise tanıtımı yapılan ürün ve hizmetin satışının sağlanmasıdır.
Halkla ilişkilerin reklamdan farklı olarak ticari/
parasal konulara eğilmediği veya propaganda gibi belirli
bir fikrin veya ideolojinin aşılanması için uğraşmadığı
bilinir (Kadıbeşegil, 2004: 57). Bu açıdan halkla ilişkilerde
bir düşüncenin veya bir ideolojinin kitleler üzerinde hakim
İletişim ve Propaganda 127
kılınması için çalışılmaz. Halkla ilişkiler güven ve doğruluk
zemini üzerinde gerek kuruma gerekse halka eşit mesafede
yaklaşır. Her hangi bir tarafı haklı göstermeye çalışmaz. Bir
kurumu veya bir grubu kötülemek ve onu kitlelerin gözünde
haksız göstermek için çabalamaz. Buna karşın propagandada
“zafere ulaşmak için her yol mubahtır” görüşü hakimdir. Bu
açıdan halkla ilişkilerin asla yönelmediği “yalan, dedikodu,
iftira” gibi etik olmayan davranışlar propagandada sıklıkla
görülebilir.
Halkla ilişkileri reklam ve propagandadan farklı kılan
en önemli unsur, onun çift yönlü iletişim odaklı olmasıdır
(Işık vd., 2017:42). Reklam ürünü satmak için tanıtım işlevi
görür. Kitlelere ürün veya hizmetin üstün özelliklerini anlatır.
Buna karşın, ürünün yapamadıklarından veya eksik olan
özelliklerinde bahsetmez. Kitleler ürün ile ilgili düşüncelerini
almaktan ziyade onları etkileyerek satış yapmayı arzular.
Propagandada iletişim her zaman kaynaktan alıcıya tek
yönlüdür. Yani, tek yönlü iletişimde kaynak ön plandadır
(Avcı, 2017: 140). Çünkü propaganda aktardığı bilginin
mutlak doğruluğuna inanır. Ona göre propagandası yapılan
bilgi yegâne doğrudur. Bu açıdan karşı tarafın görüşlerini
dinlemesine gerek yoktur. Propagandanın amaçladığı şey
kendi görüşlerini karşı tarafa kısa sürede etkili bir şekilde
ulaştırmaktadır. Halkla ilişkiler ise mutlaka her iki tarafın
da dinler. Kurum ve halk arasında bir köprü görevi görür.
Nitekim, halkla ilişkiler iletişimde karşılıklı uzlaşı ve
anlayışın başarıyı getireceğine inanır. Her iki tarafında
birbirini doğru ve eksiksiz bir şekilde tanıması, birbirlerine
yönelik etkileşimlerinin gücünü arttıracağına inanır.
Günümüzde kurumlar yalnızca kâr elde etmek için değil
aynı zaman topluma katkı sağlamak için de çeşitli faaliyetler
düzenlemektedir. Bir kurumun ve dış paydaşlarıyla güçlü
Propaganda ve Halkla İlişkiler
128
ilişkiler oluşturmasında sosyal sorumluluk faaliyetleri büyük
rol oynamaktadır (Öksüz, 2014:56). Halkla ilişkiler faaliyeti
olarak anılan söz konusu uygulamaları propaganda da görmek
mümkün değildir.
Propaganda dinlemekten çok konuşmaya yönelir
(Moloney, 2006:8). Propaganda için ne söylediğinin çoğu
zaman çok bir önemi yoktur. Önemli olan nasıl söylediğidir.
Bu açıdan hitabını kuvvetlendirmek için kitle iletişim
araçlarını etkin bir şekilde kullanır. Büyük mitinglere, kitle
gösterilerine ve geniş kalabalıklara büyük önem verir. Retorik
sanatının tüm nimetlerinden yararlanarak kitleleri tahakkümü
altına almaya çalışır. Halkla ilişkiler ise dinlemeye, anlamaya
ve kavramaya önem verir. Temsil ettiği kurumu çok iyi analiz
eder. Tüm eksikliklerini bulmaya ve bunlara yönelik çözüm
önerileri sunmaya uğraşır. Bu süreçte hedef kitlesinden
büyük destek alır. Bulamadığı, keşfedemediği sorunları
onları dinleyerek öğrenir ve onların fikirlerini de bu sorunları
ortadan kaldırmaya çalışır.
Propaganda da kitlelerin belirli bir düşünce ve ideolojiye
inanmasına ister (Devran, 2003:1). Bu açıdan mevcut
bilginin kitlelere ulaştırılması ve ikna edilmesi mutlak suretle
propagandanın başarısını oluşturacaktır. Halkla ilişkilerde ise
doğru bilgi kurum ve halka arasında oluşturulan iletişim ağı
sonucunda şekillenebilmektedir. Her ikisinden de bilgi alır
ve bu bilgileri sentezleyerek doğru bilgiye ulaşmaya çalışır.
Halkla ilişkiler propaganda gibi mevcut bir bilginin doğruluğu
üzerinde kendini sabitlemez.
Halkla ilişkiler toplumsal duyarlılığa büyük önem
vermektedir. Yani sadece kurumun değil, paydaşlarında
haklarını savunur (Uysal, 1998:58). Propaganda da yalnızca
propaganda yapılan çıkarları ön plana tutulur. Propagandayı
İletişim ve Propaganda 129
kim yapıyorsa haklı olan odur. Bu açıdan diğer düşünce, fikir
ve ideolojilere önem verilmez. Yalnızca amaçlanan hedefe
ulaşılmak için çaba gösterilir.
Halkla ilişkiler uzmanı basın ile iyi ilişkiler kurarak temsil
ettiği kurumun kitleler tarafından tanınmasını sağlar (Okay
ve Okay, 2007:24). Propaganda da basında mutlak kontrol
kurulmaya çalışılır. Medyada yalnızca propaganda yapan
tarafın söylemlerinin hakim olunması istenir. Muhalif görüş
ve fikirlere izin verilmez. Bu açıdan medyada propaganda
yapanın aleyhine görülen her hangi bir haber kaynağı doğru
bile olsa ya yayından kaldırılır ya da sansüre uğrar.
Propaganda da muhalif seslere yer verilmemektedir
(Öymen, 2014:168). Propaganda için muhalefet tehlikeli ve
zararlıdır. Halkla ilişkiler muhalefeti farklı düşünceler birliği
olarak görür. Onları yapılan çalışmalarında destekleyici ve
bütünleştirici düşünceler olarak addeder. Bu açıdan yapılan
tüm muhalefetler halkla ilişkiler uzmanlarınca dinlenir ve
onların yapılan iletişim çalışmalarında nasıl destekleyici bir
rol oynayacağı planlanır.
Propaganda, toplum yararına gibi bir eylem olarak
ortaya atılmasına karşın, belirli sınıf ya da kişilerin
çıkarları doğrultusunda geliştirilmiş bir görüş ya da fikrin
pazarlamasından başka bir şeyi ifade etmemektedir (Akarcalı,
2003: 5). Bu açıdan propagandanın kişilerin çıkarlarına
hizmet ettiği düşünüldüğünde, halkla ilişkilerden farklı bir
yapıda olduğu görülebilir. Çünkü bir grubun veya bir yapının
çıkarlarına hizmet etmek ve onun başkalarına pazarlanmasını
sağlamak halkla ilişkilerin faaliyetleri içerisinde yer almaz.
Propaganda kelimesinin bireylerde olumsuz bir algı
oluşturmasındaki temel iki nedenden birincisi, propagandanın
ekseriyetle kötü üne sahip totaliter yönetimler tarafından
Propaganda ve Halkla İlişkiler
130
kullanılması, ikincisi ise propagandadan yine çoğunlukla
manipüle etme ve yalanlar üzerine ikna etmede kullanılmasıdır
(Çankaya, 2008:16). Propaganda faaliyetleri ekseriyetle
totaliter yönetimler tarafından kullanılırken, halkla ilişkiler
disiplininin daha çok demokratik yönetimlerde kullanıldığı
gözlemlenmektedir. Bunun temel nedeni, demokrasi ile
yönetilen ülkelerde, kitleleri manipüle den bir haber ortaya
çıkmasının güç olması ve asılsız bilgilerin kısa sürede
farklı kaynaklarca yalanlanması propagandanın manipülatif
etkisinin oluşmasını engellemektedir. Halkla ilişkiler ise
faaliyetleri kamuya açık, şeaf ve etik ilkeler çerçevesinde
yapılmaktadır.
Yapılan tüm çalışmalarda ne kadar vurgulansa da
günümüzde halkla ilişkiler kavramı hala propagandanın
yumuşatılmış bir parçası olarak addedilmektedir (Biber,
2003:90). Bunun temel nedenleri halkla ilişkiler disiplinin
yeteri kadar kavranamaması, temsil ettiği kurumun çıkarlarını
savunan bir avukat rolünde görülmesi, yaptığı çalışmaların
sadece çıkar odaklı olarak görülmesidir. Diğer yandan yapılan
propaganda faaliyetlerinin basında halkla ilişkiler faaliyetleri
olarak yansıtılması kitlelerin zihinlerinde anlam karmaşası
doğurabilmektedir.
Sonuç
Propagandanın günümüzde siyasi partiler tarafından
yaygın kullanılırken, halkla ilişkiler resmi ve özel kurumların
kamu ile ilişkilerinin güçlenmesinde ve sosyal sorumluluk
faaliyetlerinin sürdürülmesinde önemli bir rol üstlenmektedir.
Halkla ilişkilerin reklam ve propaganda disiplinine göre yeni
bir kavram olmasını nedeniyle halkla ilişkiler faaliyetleri
genellikle reklam veya propaganda faaliyetleri olarak
değerlendirir. Diğer yandan medyada yapılan halkla ilişkiler
İletişim ve Propaganda 131
faaliyetlerinin propaganda faaliyeti olarak değerlendirilmesi
de kavramının anlam bulanıklılığını arttırmaktadır.
Görüldüğü gibi propaganda, belirli bir düşüncenin
veya ideolojinin kitlelere tek yönlü iletişim temelli empoze
edilmesini sağlayan ikna odaklı bir iletişim türüyken;
halkla ilişkiler çift yönlü bir iletişim zemininde kurum ve
halk arasındaki iletişim ağının güçlenmesini sağlayan bir
faaliyettir. Bu açıdan her iki kavram sınırlı ölçüde birbirine
benzer özelliklere sahip olsa da, aslında birbirlerinden
amaç ve faaliyet bağlamında derin çizgilerle ayrıldıkları
görülmektedir. Propaganda faaliyetlerinde tek yönlü bir
iletişim tercih edildiği için hedef kitlenin düşünce ve fikirlerine
önem verilmez. Halkla ilişkiler ise hedef kitlenin beklenti,
istek ve şikayetleri üzerine oluşturulan bir yapıyı ifade ederi.
Propaganda kısa sürede kitleler üzerinde tahakküm kurmayı
hedeerken, halkla ilişkiler uzun vadede güven temelli bir
ilişkinin tesisi için uğraşır. Propagandada etik kaygı yoktur.
Halkla ilişkiler ise etik ilkeler içinde şekillenir.
İletişim fakültelerinden mezun olan profesyonel halkla
ilişkiler uzmanlarının gelecekte yapacakları çalışmalar ile
propaganda ve halkla ilişkiler disiplininde yaşanan anlam
karmaşasının da zamanla ortadan kalkacağına inanılmaktadır.
Propaganda ve Halkla İlişkiler
132
Kaynakça
Akarcalı, S. (2003). İkinci Dünya Savaşında İletişim ve Propaganda, İmaj
Yayınevi, Ankara.
Alikılıç, Ö. ve Onat, F. (2007). Bir Halkla İlişkiler Aracı Olarak Kurumsal
Bloglar. Journal Of Yaşar University, 2(8), 899-927.
Asna, A. (2012). Kuramda ve Uygulamada Halkla İlişkiler. İstanbul: Pozitif
Yayınları.
Avcı, Ö. (2017). Duygusal Zeka ve İletişim, İstanbul:Beta Yayınları.
Aziz, A. (2007). Siyasal İletişim, 2. Baskı, Nobel Yayın Dağıtım,
Ankara.
Biber, A. (2003). Halkla İlişkilerde Temel Kavramlar: Tanımlar Örnekler
Açıklamalar Kaynaklar. Ankara: Nobel Yayınları.
Çakı, C. ve Gazi, M. A. (2016), Kurumsal İmaj Oluşturmada Sosyal Medya
Performansının Rolü: İl Emniyet Müdürlükleri Üzerine İnceleme, 1.
Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu, Elazığ, ss.850-862.
Çakı C. ve Macun, Ş. (2017), Halkla İlişkilerde Kamuyu Bilgilendirme
Modeli Bağlamında Türkiye’deki Bakanlıkların Sosyal Medya
Kullanımları, 1st Eurasian Conference on Language and Social
Sciences, ss. 196, Antalya.
Çankaya, E. (2008). İktidar Bu Kapağın Altındadır. Gösteri Demokrasisinde
Siyasal Reklamcılık, Boyut Yayın Grubu, İstanbul.
Devran, Y. (2003). Siyasal Kampanya Yönetimi: Mesaj, Strateji ve
Taktikler. And Yayınları, İstanbul.
Erdoğan, İ. (2014). Teori ve Pratikte Halkla İlişkiler. Ankara:Erk Yayınları.
Hiebert, R. E. (2003). Public relations and propaganda in framing the Iraq
war: A preliminary review. Public Relations Review, 29(3), 243-255.
Işık, M, Karaca, M, İspir, İ, Çakı, G, Yıldırım, L. (2017). “Sosyal Medya
Platformlarının Halkla İlişkiler Amaçlı Kullanımı: Bankalar Üzerine
İnceleme”. Middle Black Sea Journal of Communication Studies, 2
(2), 41-51.
Grunig, J. E. (2000). Collectivism, collaboration, and societal corporatism
as core professional values in public relations. Journal of Public
Relations Research, 12(1), 23-48.
Kadıbeşegil, S. (2004). “Halkla İlişkilere Nereden Başlamalı?”.
İstanbul:Mediacat.
Karaca, M., Çakı, C., & Doğan, H. (2017a). Yerel Medya Çalışanlarının
Örgütsel İntikam Davranışları Üzerine Nitel Bir Çalışma: Malatya
İletişim ve Propaganda 133
Örneği. Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,
10(2), 193-216.
Karaca, M., Biçkes, D. M., Çakı, C., ve Karaduman, G. (2017b). Medya
Yöneticilerinin İş Tatmin Düzeylerinin İşten Ayrılma Niyetleri
Üzerindeki Etkisi: Malatya Örneği. Gümüşhane Üniversitesi İletişim
Fakültesi Elektronik Dergisi, 5(2), 969-990.
Karatepe, S. (2008). İtibar Yönetimi: Halkla İlişkilerde Güven Yaratma.
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 23(23), 77-97.
Kocabaş, F., & Elden, M. (2008). Reklamcılık: Kavramlar, Kararlar,
Kurumlar, 10 Baskı, İstanbul:İletişim Yayınları.
Kuruoğlu, H. (2006). Propaganda ve Özgürlük Aracı Olarak Radyo, Nobel
Yayın Dağıtım, Ankara.
Metin, H. ve Altınok, M., (2002), “Karşılaştırmalı Bir Yaklaşımla Kamu
Yönetimi Ve Özel Sektörde Halkla İlişkiler”, Kocaeli Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, s.3, s.79-99.
Moloney, K. (2006). Rethinking Public Relations: PR Propaganda and
Democracy. Routledge.
Selvi, Ö. (2012). Bilgi Toplumu, Bilgi Yönetimi ve Halkla İlişkiler.
Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, 1(3)
191-214.
Okay, A., ve Okay, A. (2007). Halkla ilişkiler ve Medya. 4. Baskı, İstanbul:
MediaCat Kitapları.
Öksüz, B. (2014). Halkla İlişkiler Ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk İlişkisi:
Kurumsal Mı Sosyal Mi?. Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi
Akademik Dergisi, 8(3), 55-75.
Öner, Şerif (2001) “Belediyelerde Yönetime Katılmada Halkla İlişkilerin
Rolü ve Önemi” Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, 3(2): 100-114.
Öymen, O. (2014). Bir Propaganda Silahı Olarak Basın, Remzi
Kitabevi, İstanbul.
Özgen, E. (2011). Halkla İlişkiler ve Yeni Medyanın İşaret Ettiği Sorunlar
Üzerine Bir Tartışma. Global Media Journal(2), 84-105.
Tarhan, N. (2010). Psikolojik Savaş, Gri Propaganda, 13.Baskı, Timaş
Yayınları, İstanbul.
Ural, D. (2002). İtibar Yönetimi Değer Yaratan Bir Halkla İlişkiler
Çalışması Olarak İtibar Yönetimi, İstanbul Ticaret Üniversitesi
Dergisi, 2, 83-93.
Propaganda ve Halkla İlişkiler
134
Uysal, B. (1998). Siyasal Yönetim Halkla İlişkiler. Ankara: Türkiye ve
Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü Yayınları.
Uztuğ, F. (2007). Siyasal iletişim yönetimi: Siyasette marka yaratmak.
MediaCat Kitapları.
Uzunoğlu, E., & Öksüz, B. (2008). Kurumsal İtibar Riski Yönetimi: Halkla
İlişkilerin Rolü. Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Akademik
Dergisi, 5(3), 111-123.
Ünlü Kurt, S., & Kurt, M. C. (2017). Halkla İlişkilere Yenilikçi Bir
Yaklaşım: Dijital İnovasyonlar. Ajıt-E: Online Academic Journal Of
Information Technology, 8(29). 75-86.
Yağmurlu, A. (2007). Halkla ilişkiler yöntemi olarak kamu diplomasisi.
İletişim Araştırmaları, 1(5), 9-38.
Book
Full-text available
Pozitif bir hayat sürmek için hem duygusal zekâya hem de sağlıklı bir iletişim dokusuna sahip olmak önemlidir. Bu bağlamda kitapta “duygu, zekâ, duygusal zekâ, iletişim ve iletişim becerileri” konuları ele alınmıştır. Kitabın amacı, belirtilen konulara ilgi duyanların kendilerini geliştirmelerini sağlamak ve duygusal zekâ ile iletişim dersleri üzerine kaynak kitap işlevi görmektir.
Article
Full-text available
Nowadays, the social media platforms have been used by many public and private institutions for the purposes of marketing, advertising, promotion etc. It is also used for public relations purposes as well as for many activities.. In particular, private companies that need to establish two-way communication with their stakeholders in a competitive environment, which is increasingly influential every day, have focused on social media platforms intensively for public relations purposes. In this process, it can be said that banks have also used social media platforms effectively to reach the target groups in the banking sector where competition is intense. In this respect, revealing how and in what way social media platforms are used in the activities of the public relations will enable the banks to use social media platforms more effectively. In this study, the official Facebook accounts of the three largest banks in Turkey (Ziraat Bank, İş Bank, Garanti Bank) were examined according to the Turkish Banks Association (TBB). The official Facebook accounts of the banks selected as sample were analyzed on August 1, 2017 - November 1, 2017 with the coding scale based on Grunig and Hunt's Public Relations Four Models. In the framework of the findings, it was observed that Garanti Bank, which is a private bank in Turkey, has used many features of social media platforms (mainly two-way communication) more active than the other two banks examined. From this point of view, unlike the state banks, it is possible to conclude that the Two-way Symmetrical Model is used by private banks more effectively in the Four Modes of Public Relations.
Article
Full-text available
Son yıllarda, ülkemizden gerek kamu gerekse özel sektörde işten ayrılma sayılarının arttığı gözlemlenmiştir. Yapılan araştırmalarda, çalışanları işten ayrılmaya iten sayısız konunun olduğu bulunmuştur. Özellikle bu konular içinde çalışanın işini sevmesi, işine olan bağlılığı işten ayrılma kararı üzerinde önemli bir belirleyici olarak düşünülmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, medya yöneticilerinin iş tatmin düzeylerinin işten ayrılma niyetleriüzerindeki etkisini belirlemektir. Medya sektörü yapı itibariyle iş gören devir oranının yüksek olduğu bir sektördür. Özellikle yetişmiş iş gücünün bir takım nedenlerden ötürü işlerinden ayrılmaları, hem maddi hem de manevi unsurlar açısından örgütler tarafından istenmeyen bir durumdur. Bu çalışma ile hedeflenen medya yöneticilerinin işten ayrılma niyeti üzerinde etkisi bulunduğu düşünülen iş tatminsizliğininetki düzeyininve şiddetinin belirlenmesidir. Araştırmanın örneklemini, Malatya ilinde faaliyet gösteren yerel medya kuruluşlarında görev yapan 45 yönetici oluşturmaktadır. Uygulanan anket çalışması sonucunda 39 adet geçerli anket formu elde edilmiştir. Yapılan analizler neticesinde, medya yöneticilerinin sahip oldukları içsel iş tatmin ve dışsal iş tatmin düzeylerinin işten ayrılma niyetleri üzerinde negatif etkiye sahip olduğu bulgusuna ulaşılmıştır.
Conference Paper
Full-text available
Sosyal medya ilk çıktığı yıllardan itibaren ticari firmalar tarafından pazarlama amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Hızla büyüyen pazarlar içerisinde rekabet edebilme ve hayatta kalabilme adına sosyal medya kurumlar için can simidi olma özelliği taşımıştır. Sosyal medyayı pazarlama amacıyla kullanan ticari firmaların yanında, hedef kitleleriyle çift yönlü iletişim kurmak ve halk nezdinde güçlü bir kurumsal imaj oluşturmak ihtiyacı duyan resmi kurumlar da son yıllarda sosyal medyadan yoğun bir biçimde yararlandıkları görülmüştür. Bu resmi kurumların başında belki de en fazla kurumsal imaj çalışması ihtiyacı duyan emniyet müdürlükleri gelmektedir. Çalışmanın temel amacı Türk Polis Teşkilatı'nın kurumsal imaj oluşturmada sosyal medyayı nasıl ve ne ölçüde kullandığını tespit etmek ve elde edilen veriler ölçüsünde ileriye yönelik öneriler sunmaktır. Bu amaçla çalışmada Türkiye'nin büyükşehir belediyesine sahip 30 ilinin emniyet müdürlüklerinin resmi Facebook sayfaları incelenmiş ve elde edilen veriler içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir.
Article
Full-text available
In today's global environment, in terms of competitive advantage intangible values that corporations carry become more important than the tangible ones. Reputation is one of the most important intangible values that corporations have. Reputation that each corporation holds is a strategic value in the relationships with their stakeholders and moreover, it plays an important role in differentiating the corporations in the eyes of their stakeholders. Reputation is affected by every risk that corporations face. In this sense, corporations to protect their reputation which is at risk all the time, corporations should develop systematic practices that consist all functions of it with forward looking strategic viewpoint; they should also develop distinctive corporate risk management plan. In every step of reputation risk management process, Public Relations activities are very important in achieving the organizational goals and it plays a vital role by providing the two-sided, consistent and persistent corporate communication with its stakeholders. In this study the importance of reputation for corporations, corporate reputation risk management and Public Relation's role in the effective implementation of this process are examined.
Article
Full-text available
Public relations must achieve professional status before its social role will be broadly accepted as valuable to society and organizational clients will accept readily the advice of public relations counselors. Professions are based on core values and a body of knowledge that provides expertise on how to implement those values. Professionalism empowers public relations managers to negotiate with clients to change organizational behavior-helping organizations to rise above the "wrangle in the marketplace" to consider the interests of publics as well as their own interests. The core value of public relations is the value of collaboration, which also can be found in the concepts of societal corporatism, collectivism, and communal relationships. Activist groups benefit from professional public relations counsel just as much as other organizations, and the same generic principles of public relations apply to activist communication. Activist groups must use specific applications of these principles, however, when they need to overcome a lack of power.
Article
All PR, whether for charities or arms manufacturers, is weak propaganda. Though it has its undeniable benefits (it grabs attention and helps circulate more information), it also has costs (such as selective messaging). This extensively revised edition of a classic text fully investigates PR, updating and expanding earlier arguments and building upon the successful first edition with new thoughts, data and evidence. Thought-provoking and stimulating, Rethinking Public Relations 2nd Edition challenges conventional PR wisdom. It develops the accepted thinking on the most important question facing PR - its relationship with democracy - and finds a balance of advantages and disadvantages which leave a residue of concern. It tackles topical issues such as: PR as a form of propaganda which flourishes in a democracy; the connections between PR and journalism; the media, promotions culture and persuasion. Designed to appeal to final year undergraduates, postgraduates and researchers studying public relations, media and communications studies, this book explores the most important relationship PR has - the connection with democracy - and asks what benefits or costs it brings to politics, markets and the media.
Article
Today around 25 million bloggers are communicating via internet, transferring their opinions, expressing their feelings, thoughts, experiences and complaints about products and services and also establishing dialogue. It's clear that blogging phenomenon has become a worldwide forum which is a new medium among mass communication media. What's blogging, how and why companies use blogs, types of blogs, blog strategies for effective corporate bloggings were revealed and advices on how to create interactive blogs were provided. An exclusive glance at some successful companies, taking advantages of blogs were given in this paper. The paper also shows how to avoid negations of open communications while building real transparent conversation with target audiences for effective public relations. As a result many common points of public relations and successful corporate blogs were found.
Article
Techniques of public relations and propaganda were an essential part of the 2003 war in Iraq. The government framed the issues, story line, and slogans to serve its purposes. Embedding journalists, staging showy briefings, emphasizing visual and electronic media, and making good television out of it were all important to fighting the war.Propaganda of all shades was evident, and the trend toward deception in the future is likely to continue, since the current administration succeeded to such a large extent with its own electorate. But while it seemed to win the public relations war at home, it probably lost it abroad. All strategies at the White House and Pentagon seem designed for more public relations and propaganda in future wars. The government will have to keep wars short, at least somewhat clean, and to give the impression at least of some transparency, lest the public will to fight withers, as it did in Vietnam.