ArticlePDF Available
“Doğruluk Kontrol Merkezi” ve “Yalan Haber” Kavramlarına İlişkin
İçeriklerin Medyada Yansımasının Araştırılması
Nihal Kocabay Şener1
Öz
Türkiye’de kurumsal haber medyasının üretmiş olduğu içeriklerde yalan haber, hakikat
sonrası çağ ve doğruluk kontrol merkezlerine ilişkin haberlere yer verip vermediği
bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Çalışma, Türkiye haber medyasında
yalan haber ve bağlantılı olduğu kavramlarla ilgili içerik (haber, yorum yazısı) üretilip
üretilmediğini, üretilenlerde ise konunun ele alınışını kategorilere ayırarak incelemeyi
amaçlamaktadır. Yalan haberden en fazla etkilenen ülkelerden biri olarak kabul edilen
Türkiye’de medyanın konuyu nasıl yansıttığının ortaya konulması hedeenmektedir.
İçerik analizi yönteminin kullanılacağı çalışmada, traği en yüksek olan beş haber sitesi
(Milliyet, Hürriyet, Habertürk, Sabah ve Sözcü) seçilerek haberler ve yorum yazıları
incelenmiştir. Araştırmanın yapılacağı dönem aralığı, yalan haber tartışmasının ivme
kazanmaya başladığı ve hakikat-sonrası (post-truth) kavramının Oxford Dictionary
tarafından yılın kelimesi seçildiği Kasım 2016’dan Mayıs 2017’ye kadar olan dönem ile
sınırlandırılmıştır. Araştırma sonucunda yalan/sahte haber ile ilgili içeriklerde siyasetçi
ve teknoloji şirketi açıklamalarının kullanıldığı tespit edilmiştir. Buradan hareketle
haber organizasyonlarında egemen siyasal ve ekonomik sistemi destekleyen
içeriklerin yer aldığı söylenebilir. Dünyadaki tartışmalar haberlere yansırken Türkiye ile
ilgili haberlere fazla yer verilmemiştir. Doğruluk kontrol merkezleri ise haber kaynağı
olarak hiç gösterilmezken içeriklerde de %3,54 oranında yer almıştır. İncelenen haber
sitelerinin yalan/sahte haber ve doğruluk kontrol merkezlerini gündemlerine almadıkları
gözlenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Yalan haber, sahte haber, hakikat-sonrası çağ, doğruluk kontrol merkezleri
A Research on Reflection of Contents About
“Fact-Checking Platforms” and “Fake News” in the Media
Abstract
It is possible to this paper of problematical state as: Are include news notions of fake-
news, post-truth era and fact-checking platforms in contents which manufacturing
by corporete news organizations? This study aims to present news organizations in
Turkey contents about fake news and related to it to whether manufacturing or not.
Additionally, this study categorically analyzes news about fake news. Content analyze
1 Dr. Öğr. Üyesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi, İletişim Fakültesi, nkocabay@ticaret.edu.tr
Akdeniz İletişim Dergisi
356 Nihal Kocabay Şener
are used in this study and analyzed news and opinion columns in selected ve news
web site (Milliyet, Hürriyet, Habertürk, Sabah ve Sözcü) which have the largest
circulation. This analyze focuses news in the media to between November 2016 and
May 2017. Because in this term, discuss of notions of fake news and post-truth era
was brought to agenda in media. As a result of the research, it has been determined
that politician and technology company disclosures are used in contents related to fake
news. It can be said that the content supporting the dominant political and economic
system is included. World news about the debate was not given much space to news
reected on Turkey. Accuracy control centers are not shown as news sources at all but
3.54% in content. It has been observed that the news sites examined do not take fake
news and accuracy control centers into their agendas.
Key Words: Fake news, post-truth era, fact check
Akdeniz İletişim Dergisi 357
“Doğruluk Kontrol Merkezi” ve “Yalan Haber” Kavramlarına İlişkin İçeriklerin Medyada Yansımasının Araştırılması
Giriş
Günümüzde bilgi akışının hızlanmasının ve kullanıcıların içerik üreticisi olarak
var olmalarının olumlu olduğu kadar olumsuz yönleri de mevcuttur. Yeni
medyaya yeni bir kamusal alan oluşturması, katılımcılığı arttırması, içerik
üretimine katılan kullanıcıyla birlikte çeşitliliğin artışı gibi önemli ve olumlu özellikler
yüklenmektedir. Elbette bu olumlu özelliklerin dışında konuyu eleştirel olarak da
ele almak kaçınılmazdır. Hızlı bilgi akışı ile birlikte haber akışının hız kazanması
haberciliğin temel koşullarından biri olan hızlı haber vermeyi daha da tetiklemiştir.
Hızın artışı haberin doğruluğu veya yanlışlığının araştırılmasını gölgede bırakmıştır.
Diğer yandan özellikle sosyal ağ kullanıcılarının üretici haline gelmesi gerçeğe dayalı
olmayan haberlerin yapılmasını ve dolaşıma sokulması sorununu ortaya çıkarmıştır.
Yeni medyanın yapısal sorunlarının dışında özellikle siyasal alanda ortaya çıkan yeni
eğilimler de haberlerdeki gerçeklik sorunsalını farklı bir açıdan ele alma gerekliliğini
gündeme getirmektedir. Günümüz ve gününümüzün siyasetini nitelemek için kullanılan
hakikat-sonrası siyaset kavramı ile birlikte yanlış, eksik ya da bağlamından koparılmış
bilgilerle oluşturulan siyasetçilerin söylemlerinin kurumsal medyada sunuluyor olması
haberlerin içinde yer alan bilgilerin doğruluğunu tartışmalı hale getirmiştir.
Hakikat-sonrası kavramının özellikle 2016 yılı itibariyle önem kazanmasının ardından
yalan haber, sahte haber, doğruluk kontrolü, doğruluk kontrol merkezleri gibi kavramlar
da dünyada tartışılır hale gelmeye başlamıştır. Hem akademik hem de sektörel
alanda yapılan bu tartışmalar sahte haberin önüne nasıl geçilebileceğini sorgulamaya
çalışmaktadır. Sahte haberin önüne geçmedeki önemli girişimlerden biri doğruluk
kontrol merkezlerinin ortaya çıkmasıdır. Doğruluğundan şüphe duyulan haberler çeşitli
kaynaklara başvurularak kontrol edilir, bir anlamda sağlaması yapılır. Bu merkezler
kurumsal medya kuruluşlarının bünyesinde olabileceği gibi sivil girişimler tarafından
da sürdürülmektedir.
Türkiye’nin yalan habere en fazla maruz kalan ülke olduğu göz önünde
bulundurulduğunda Türkiye’de konuya dair alınan önlemleri değerlendirmek gerekliliği
ortaya çıkmaktadır. Ancak önlem alınması için öncelikle bu önlemleri alabilecek
olanlardan biri olan haber kuruluşlarının konunun farkında olup olmadığı, içeriklerine
yansıtıp yansıtmadıkları sorusu gündeme gelmektedir. Kurumsal medya kuruluşlarının
haber içeriklerinde konuya yer vermesi toplumun da konuya ilişkin bilgi edinmesindeki
en önemli unsurlardan biridir.
Bu çalışmada Hürriyet, Milliyet, Habertürk, Sabah ve Sözcü’nün web siteleri
incelenerek sahte haber ve doğruluk kontrol merkezlerine yönelik haber ve yorum
yazıları taranmıştır. Elde edilen verilere içerik çözümlemesi uygulanmış ve bulgular
yorumlanmıştır. Araştırma bölümüne geçmeden önce konuya ilişkin kavramsal bir
çerçeve çizilmeye çalışılacaktır. Kavramsal çerçevede yalan/sahte haber kavramı ve
doğruluk kontrol merkezleri kavramları tartışılacaktır.
Akdeniz İletişim Dergisi
358 Nihal Kocabay Şener
1. Haber ve Yalan/Sahte Haber Kavramları
Haber kavramı tanımlamasını yapmak hem kolay hem de bir o kadar karmaşıktır.
Gazetecilik çalışmalarında habere ilişkin yapılmış pek çok tanım bulmak hiç zor
değildir. İnsanın içinde bulunan merak ve bilgi edinme arzusunun bir sonucu olarak
düşünülebilecek habere ilişkin çok sayıda tanımlama yapmak mümkündür. Haber
kavramına ilişkin tanımlamanın bu denli fazla olması kavramı tanımlamayı bir anlamda
zorlaştırmaktadır. Burada ise bazı temel görüşler ele alınacak, ardından ise yalan/
sahte haber kavramına geçilerek günümüzdeki yükselişinin nedenleri tartışılacaktır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki en basit tanımıyla haber, belirli bir olay hakkında
kamuya bilgi vermenin daha ötesinde bir yapıya ve işleve sahiptir. Medyanın dünyada
meydana gelen olaylar arasından seçerek habere dönüştürdükleri aynı zamanda
topluma yansıtmak istedikleri ve toplumun düşünmesini istedikleridir. Hatta medyanın
bu anlamda haberdeki konuya bakış açısını da şekillendirdiğini söylemek mümkündür.
Haber, yazım kalıpları biçimsel olarak belirlenmiş bir yazım türüdür, ancak haberi
oluştururken seçilen kelimeler ise asla masum değildir, bir taraf oluşun göstergesidir.
Haber, bir söylem oluşturmaktadır ve diğer medya içerikleri gibi haber de ideoloji
taşıyıcısıdır. “Nasıl profesyonel gazetecilik normaları (ideolojisi) kapitalist medya
kuruluşlarının gelişmesinden ayrı olarak düşünülüp kavranamazsa, haberi toplumsal
iktidarın kurulduğu söylemsel pratikler içinde ele almak da medya, etki, iktidar, dil ve
ideoloji sorunlarına yönelik kurumsal çabaların dışında anlaşılamaz” (İnal, 1996, s. 29).
Van Dijk’e göre haber, ekonomik koşullardan, haber üretiminin sosyal ve kurumsal
yordamlarına kadar, üretimdeki birçok faktör veya kısıtlamanın, açıkça, haberin çeşitli
yapısal özellikleriyle ilişkilendirilebilir. Haber bilgisinin anlaşılması, ezberlenmesi ve
yeniden üretilmesi artık iletişim sürecinin hem metinsel hem de bağlamsal (bilişsel,
sosyal) özelliklerinin bir fonksiyonu olarak incelenebilir (Van Dijk, 1988, s. 2). Bir diğer
tanıma göre ise haber, “hegemonyayı elinde bulunduranların ya da hegemonyayı ele
geçirmek isteyenlerin, kendi ideolojik görüşlerini toplumsal yaşam ve olaylar üzerinden
topluma dayattıkları bir görsel ve işitsel iletişim alanı”dır (İnceoğlu & Çoban, 2016, s.
24).
Bu eleştirel tanımlamaların yanı sıra hangi olayın haber olacağı yönünde üzerinde
uzlaşılmış olan kriterler aslında bir yandan haber kavramınının tanımını da çizerler. Her
haber bir olaya dayanıyor olsa da her olay bir haber değildir. Bu noktada hangi olayın
haber olduğu konusunda yol gösterici haber değerleri “zamanlılık, yakınlık, önemlilik,
sonuç, insının ilgisini çekme” (Tokgöz, 2000, s. 176) olmakla birlikte konu ile ilgili yapılmış
temel çalışmalar da mevcuttur (Galtung & Ruge, 1965; Harcup & O’Neill, 2001). Haber,
olmuş bir olayın kurgulanarak hedef kitleye sunulmasıdır, ancak olayın birebir aktarımı
değildir. “Haber, gerçekle bağlantılı ya da gerçeğin ta kendisi sayılmasından dolayı, en
etkili medya içeriği” (Rigel & Çağlar, 2010, s. 13) olarak düşünülmektedir ancak bir olay
habere dönüşürken çeşitli süreçlerden geçerek medyaya uygun bir hale getirilir. Tüm
olayları olduğu gibi vermek mümkün değildir, bu medyanın işleyiş yapısına da aykırıdır.
Haber, gerçeğin içinden seçilenlerin kurgulanmış halidir ve yeni bir gerçeklik oluşturma
Akdeniz İletişim Dergisi 359
“Doğruluk Kontrol Merkezi” ve “Yalan Haber” Kavramlarına İlişkin İçeriklerin Medyada Yansımasının Araştırılması
sürecidir. Galtung ve Ruge’nin (1965, s. 65) ortaya koyduğu “haber iletişim zinciri”ne
göre, olay medya algısına, medya algısı da medya imajına; medya imajı kişisel algıya
ve kişisel algı da kişisel imaja dönüşür. Medya algısından medya imajına geçiş ile
kişisel algıdan kişisel imaja geçiş sırasında seçme ve çarpıtma işlemi uygulanır.
Gerçeğin seçilmiş parçasının aktarıldığı haber ile son dönemlerde sıklıkla tartışılmaya
başlanan yalan/sahte haber elbette birbirlerinden çok farklıdır. Toplumun ilgisini
çekecek fakat herhangi bir gerçeğe dayanmayan bir konunun biçimsel olarak haber
haline getirilerek hedef kitleye sunulması olarak tanımlanabilecek yalan/sahte haber
kavramının, gazeteciliğin tarihi kadar eski olduğu söylenebilir. Hatta Katolik Kilisesi
lideri Papa Francesco, ilk sahte haber yaratıcısının Havva’yı yasak ağacın meyvesini
yemeye ikna eden yılan olduğunu ifade ederek kavramın başlangıcına teolojik bir yorum
getirmiştir (Papa: İlk sahte haber üreticisi İncil’deki yılandır, 2018). O halde habercilik
tarihi kadar eski olabilecek olan yalan/sahte haber kavramı neden son yıllarda tartışılır
hale gelmiştir? Bu tartışmaya geçmeden önce yalan/sahte haber kavramına ilişkin
kavramsallaştırmalara değinmek gerekmektedir.
Yalan haber kavramı “gazetecilik prensipleri altında toplanan enformasyonun doğrudan
yanlış veya yanıltıcı içerik olarak maskelenmesi” (“What can publishers do about “fake”
news?”, 2017) olarak tanımlanabilir. Yalan habere ilişkin tanımlama yapılırken özellikle
şu üç kategorinin birbirine karıştırılması üzerinde durulmaktadır: (1) para kazanmak ya
da başkalarının itibarını sarsmak için ‘uydurulmuş’ haber; (2) aslında gerçeğe dayalı ama
belirli bir gündeme uygun olarak ‘tasarlanmış’ haber; ve (3) insanların kendilerini rahat
hissetmediği ya da aynı kirde olmadığı haber (Newman vd., 2017, s.19). Yalan haberin
ne olduğu tanımlamalarının dışında ne olmadığı üzerinden yapılan tanımlamalar da
bulunmaktadır. Buna göre, (1) tüketicileri yanıltmaya ya da aldatmaya niyetli olmayan
ve olgusal olarak yanlış algılanması mümkün olmayan, uygun içerikli hiciv haberleri;
(2) haber etkinliklerinden kaynaklanmayan söylentiler; (3) doğrulanması zorlayıcı olan
doğru veya yanlış komplo teorileri; (4) kasıtsız olarak yaratılan yanlış bilgiler; ve (5)
sadece eğlence için hedeenen bireyleri aldatmak için kullanılan aldatmacalar yalan
haber değildir (Shu vd., 2017, s. 24). Dolayısıyla yalan/sahte haberlerde yapan kişinin
ya da kuruluşun kasıt gözetmesi yani bilerek yanlış ya da yanıltıcı bilgiyi haber haline
dönüştürerek hedef kitlesine sunması gerekmektedir. Bir başka tanıma göre ise yalan/
sahte haber, haber kurumsal süreç ve niyette olmasa da haber medyası içeriklerini
biçimsel olarak taklit eder. Sahte haberlerin, yanlış bilgilendirme (yanlış ya da yanıltıcı
bilgi) ve dezenformasyon gibi diğer bilgi bozuklukları ile örtüştüğü ifade edilmektedir
(Lazer vd., 2018). Dolayısıyla yalan/sahte haber genelde biçimsel olarak habere
benzemekle birlikte içeriğindeki veriler yanlış, yalan ya da bağlamından çıkarılarak
kullanılan ve yeni bir bağlam oluşturulan içeriklerden oluşmaktadır.
Yalan/sahte haberin son yıllarda gündeme gelmesinin nedenlerinden biri internet
ve özellikle sosyal ağlarla birlikte enformasyon dolaşımının hız kazanmış olmasıdır.
Enformasyonun hızlı yayılıyor olması hem karşılaşılan içeriği sorgulamaktan bireyleri
uzaklaştırmakta hem de gerçek haberlere göre daha ilgi çekici içeriğe sahip olan yalan/
sahte haberlerin yaygınlaşmasını arttırmaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre sosyal
Akdeniz İletişim Dergisi
360 Nihal Kocabay Şener
medya kullanıcılarının yalan haberleri paylaşma ihtimali %70 daha fazladır ve yalan
haber gerçek haberden 6 kat daha hızlı yayılmaktadır (Vosoughi, Roy, Aral, 2018).
Diğer yandan siyasi alanda yaşanan gelişmeler de yalan/sahte haber tartışmalarını
arttırır niteliktedir. Yalan/sahte haber kavramının geçtiği pek çok yerde karşılaşılan
hakikat-sonrası (post-truth) siyaset veya hakikat-sonrası çağın topluma getirmiş
oldukları bu tür haberlerin de yaygınlaşmasını sağlar niteliktedir. Oxford Dictionary’in
2016 yılında “yılın kelimesi” olarak seçtiği hakikat-sonrası, “nesnel olguların,
kamuoyunu şekillendirmede daha az etkili olduğu, duygu ve kişisel inanca hitap ettiği
durumlara işaret eden şartlar” (Oxford Dictionaries, t.y.) olarak tanımlanmaktadır.
Yani hakikat-sonrası kavramını aklın ve sorgulamanın yerini, duygu ve inançların ele
geçirmesi durumu olarak da tanımlayabilmek mümkün. Hakikat sonrasının etik açıdan
alacakaranlık kuşağında yer aldığını belirten Ralph Keyes (2017, s. 22), şunu ifade
etmektedir: “Hakikat sonrası çağda gerçek ve yalanlardan başka, tam olarak gerçeği
yansıtmamakla birlikte yalan da denemeyecek muğlak ifadelerden oluşan üçüncü bir
kategori vardır. Zenginleştirilmiş gerçek denebilir buna. Neo-gerçek. Yumuşak gerçek.
Suni gerçek. Haf gerçek. Gerçeği böyle agresif bir biçimde örterek, yalan söyleme
eylemini yumuşatırız” (Keyes, 2017, s. 25). Aslında hakikat sonrası dönem yalanın
meşru görüldüğü ancak yalanın yalan olarak adlandırılması yerine farklı tanımlar
getirilerek anlamın yumuşatılmasının sağlandığı bir zamandır.
Hakikat sonrası dönemin getirdiği duygu ve inançla nesnel olgulara yaklaşma eğilimi
karşı karşıya kalınan haberleri kabul etmekte veya reddetmekte de etkin bir rol
oynamaktadır. Bireyler karşılaştıkları haberlerde kendi duygu ve inançlarına yakın
olanları kabul ederken, kendilerine karşıt olan haberleri ise reddedeceklerdir. Sosyal
ağlarla birlikte her kullanıcı hesabının iletişim sürecindeki kaynağa dönüşmesi ve her
kullanıcının aynı zamanda üretici olması nedeniyle karşılaşılan haberlerin paylaşılması
yani yaygınlaşması geleneksel medyaya göre daha kolay hale gelmiştir. Bu da yalan/
sahte haberin dolaşımının önünü açmaktadır. Ayrıca sosyal ağların uygulamakta
oldukları algoritmalar nedeniyle kullanıcılar yankı fanusunun içinde yaşamaktadır.
“Belirli bilgilerin, düşüncelerin, kanaatlerin veya inançların kullanıcıların dijital medya
kanallarında seçtikleri mesajlar aracılığıyla tekrarlanarak güçlendirilmesi durumunu
anlatan metaforik bir terim” (Narin, 2018, s. 240) olarak tanımlanan yankı fanusu,
kullanıcıların aynı ya da benzer görüşteki haberleri almasını sağlayacak ve başka
içerikteki haberlerden onları uzak tutacaktır.
Yalan/sahte haber yukarıda belirtildiği gibi eskiden de mevcuttu. Gazetecilik tarihine
bakıldığında asparagas adı verilen pek çok yalan/sahte haberle karşılaşmak
mümkündür. Ancak günümüzün sorunu yalan/sahte haberlerin yapılmasından ziyade
bu haberlerin hızla yayılması sorunudur. Yapılan bir araştırmaya göre, sosyal medya
ekosistemini yanlış bilgilendirmeye açık hale getiren üç tür yanlılık belirlenmiştir:
Bilişsel yanlılıklar, toplumdaki yanlılıklar ve algoritmaya bağlı yanlılıklar. Bilişsel
yanlılık beynin bilgiyi işlemek için kullandığı olağan süreçlerle üretilmektedir. Beyin
yalnızca sınırlı oranda bilgiyi düzenli bir biçimde işleyebilir ve çok fazla uyarana maruz
kaldığından fazla bilgi yüklemesi durumu ortaya çıkar. Fazla bilgi yüklemesini önlemek
Akdeniz İletişim Dergisi 361
“Doğruluk Kontrol Merkezi” ve “Yalan Haber” Kavramlarına İlişkin İçeriklerin Medyada Yansımasının Araştırılması
adına beyin bazı kısayollar kullanmaktadır. Bu bilişsel kısayollardan biri, kişi sosyal
medya akışında rastladığı bir şeyi paylaşıp paylaşmayacağına karar verirken devreye
girmektedir. Metnin doğruluğuna ilişkin bir bilgi sunmamasına rağmen insanlar,
başlıkların yarattığı duygusal çağrışımlardan oldukça etkilenmektedir. Yanlılıkların bir
diğeri ise toplumun kendisinden kaynaklanan yanlılıktır. Araştırmaya göre, bir Twitter
kullanıcısının politik eğilimleri takipleştiği kimselerin siyasi tercihlerine bakarak kolayca
belirlenebilmektedir. Araştırma, grupların ideolojik görüş odağında kümelendikleri ve
aynı görüşü paylaşmayanları dışarıda bıraktıkları sosyal ağların, doğruluğu önemli
olmaksızın, bilgiyi yaymada oldukça etkili olduğunu gösterir. Ait olunan sosyal
çevreden gelen bilgiyi daha güvenilir kabul etme eğilimi, bilinçli ya da bilinçsiz şekilde,
manipülasyona açık yankı fanuslarının oluşmasına sebep olmaktadır. Bu da neden
pek çok çevrimiçi tartışmanın biz ve onlar karşıtlığı üzerine kurgulandığını açıklamaya
yardımcıdır. Yanlılıkların üçüncü kaynağı insanların çevrimiçi platformlarda ne
göreceklerine karar veren algoritmalardır. Bu algoritmalar hem arama motorları hem
de sosyal medya platformları tarafından kullanılmaktadır. Bu kişiselleştirme teknolojileri
her bir kullanıcının merakını uyandıran ve ilgi alanlarına en çok hitap eden içerikleri
seçmek üzere tasarlanmıştır. Fakat bu eleme süreci, kullanıcıların bilişsel ve sosyal
önyargılarının pekişmesine sebebiyet vererek onları manipülasyona karşı savunmasız
hale getirebilmektedir (https://teyit.org/yanlis-bilgi-ve-yanliliklar-sosyal-medyayi-kasitli-
ve-kazara-istila-ediyor/).
2. Doğruluk Kontrol Merkezleri ve Türkiye
Yalan/sahte haberin yaygınlaştığı günümüzde elbete farklı habercilik girişimlerinin
ortaya çıkmaması mümkün değildir. Doğruluk kontrol (fact-check/checking)
merkezleri bu yeni habercilik pratiğinin bir yansımasıdır. Doğruluk kontrol merkezleri
kamuoyunda ilgi gören şüpheli haberlerin doğru olup olmadığını belirlemiş oldukları
bir yöntemi izleyerek farklı kaynaklardan bilgileri karşılaştırarak doğru bilgiye ulaşmayı
ve kamuoyuyla bunu paylaşmayı amaçlamaktadırlar. Ayrıca bu merkezler haber
kaynaklarının verdiği bilgileri, siyasetçilerin konuşmalarını, kamuoyuna yapılan
açıklamaların da doğruluğunu ölçümlemektedirler.
Doğruluk kontrol merkezlerinin hedef kitlelerinin güvenini sağlaması en temel
unsurlardan biridir. Uluslararası Fact-Checking Ağı Factchekers Davranış Kodları’nda
tarafsız ve şeffaf bir doğruluk kontrolünün hesap verebilir gazeteciliğin güçlü bir
aracı olabileceği belirtilirken kaynaksız veya taraı doğruluk kontrolünün medyaya
ve uzmanlara güvensizliği arttırabileceğine dikkat çekilmektedir (“International Fact-
Checking Network fact-checkers’ code of principles”, 2016). Bu nedenle doğruluk kontrol
merkezleri yöntemlerini ve destekçilerini açık bir şekilde kamuoyu ile paylaşmalıdır.
Doğruluk kontrol merkezlerinin doğuşunun nedenlerinden birisi teknoloji ile bağlantılı
olarak hızlanan enformasyon akışının meydana getirdiği şüpheli haberler olsa da
başarılı doğrulama teknolojinin etkin kullanımı ile yakından ilgilidir. Doğrulama ihtiyacı,
bilgi kaynaklarının çoğunun yanlış olduğu gerçeği ile başlamaktadır. Kaynaklar, bilgi
verirken kasten veya masum bir şekilde yalan söylüyor olabilirler, hafızaları yanıltıcı
Akdeniz İletişim Dergisi
362 Nihal Kocabay Şener
olabilir veya durum dışı veya yanlış anlamalar olabilir. Tehlikede olabilirler ve bildikleri
her şeyi veremiyor olabilirler ya da olaylar ortaya çıktıkça tam resmi göremiyor olabilirler.
Bilgiyi doğrulayan kişilerin işi kaynakları ve verdikleri materyalleri tekrar etmek değil,
aksine bu kaynakları ve verdikleri bilgileri sorgulamak, diğer itibar edilebilir kaynaklar
ile çapraz doğrulamaya almak ve neyin doğru olduğunu sorgulayıp (basmadan veya
yayına girmeden önce) yanlış olanları ya da yeterli doğrulaması yapılamayanları
ayıklamaktır (Silverman, 2017). Diğer yandan doğrulama faaliyeti sadece gerçek
zamanlı bir olay üzerinden yapılmamaktadır, hatta çoğu zaman dolaşıma girmiş olan
içerikler için uygulanmaktadır. Günümüzde pek çok kişinin akıllı telefona sahip olması
ile birlikte kullanıcıların ürettikleri haber içerikleri de artış göstermiştir. Fotoğraf ve
video çekebilen akıllı telefonlar aracılığıyla bu telefonlara sahip olanların çoğu, zaman
zaman “habercilik” yapmaya çalışmaktadır. Ancak teknik olarak olanağa sahip olan
bu kişilerin gazetecilik pratikleri hakkında bilgi sahibi olmaması onları düşünmeden
içerikleri yaymaya yönlendirir. Kullanıcı içeriği doğrulaması üzerine çalışan Claire
Wardle, doğrulamanın ücretsiz online araçlar ve geleneksel gazetecilik teknikleri ile
yapılabilen, kilit bir beceri olduğunu belirtmektedir. Hiçbir teknolojinin %100 kesinlik
oranıyla kullanıcı üretimi içeriği otomatik olarak doğrulayamayacağını ifade eden
Wardle, insan gözü ya da geleneksel araştırmaların da yeterli olmayacağını, iki
yöntemin kombinasyonun doğru cevabı verebileceğini belirtmektedir. Wardle’ye göre,
bir gazeteci ya da insani yardım çalışanı sosyal medya aracılığıyla bir bilgi ya da içeriğe
ulaştığında ya da ona gönderildiğinde kontrol edilmesi ya da doğrulanması gereken 4
farklı unsur vardır. 1. Köken: Bu içeriğin orijinal bir parçası mıdır? 2. Kaynak: İçeriği kim
yükledi? 3. Tarih: İçerik ne zaman üretildi? 4. Yer: İçerik nerede üretildi? (Silverman,
2017).
Şüpheli haberlerin dolaşımının internette gösterdiği artış doğruluk kontrol merkezlerinin
de sayılarında artışa neden olmuştur. Doğruluk kontrol merkezleri kamuoyunun doğru
bilgiye ulaşabilecekleri birer mecra olma yolundadır. Doğruluk kontrol merkezlerinin
dünyadaki gelişimine bakıldığında sayılarının gün geçtikçe artış gösterdiği
görülmektedir. 2014 yılında 44 girişimin olduğu doğruluk kontrolü merkezleri 2018
yılında 149’a yükselmiştir.
Gra k 1: 2014-2018 Yılları Arasında Doğruluk Kontrol Merkezlerinin Artışı
(“Stencel, Grif n, 2018)
Akdeniz İletişim Dergisi 363
“Doğruluk Kontrol Merkezi” ve “Yalan Haber” Kavramlarına İlişkin İçeriklerin Medyada Yansımasının Araştırılması
Doğruluk kontrol merkezlerinin organizasyonel yapılarına bakıldığında temelde iki
farklı yaklaşımın olduğu görülmektedir. Bunlardan ilki kurumsal medyanın içinde yer
alan merkezler, diğeri ise sivil girişimler tarafından kurulmuş olan doğruluk kontrol
merkezleridir. Dünyada AP, AFP, Reuters, BBC gibi pek çok büyük haber organizasyonu
kendi kurumsal yapıları içinde doğruluk kontrol merkezleri oluşturmuşlardır. Avrupa’daki
doğruluk kontrol merkezleri üzerine yapılan bir araştırmaya göre (Graves, Cherubını,
2016, s. 30), her iki yöntem de farklı ülkelerde kullanılmaktadır. Batı Avrupa’da
doğruluk kontrolünün yapılması daha çok kurumsal medyanın içinde yer alırken Doğu
Avrupa’da ise STK’lara dayalı doğruluk kontrolü daha fazladır. Belirtilen iki yönetimin
dışında bir diğer yöntemden daha söz etmek mümkündür. Bu yöntem kurumsal medya
kategorisinin altında değerlendirilebileceği gibi farklı bir üçüncü kategori olarak da
düşünülebilir. Google ve Facebook gibi teknoloji şirketleri de doğruluk kontrolü yapmaya
başlamışlardır. İki şirketin de doğruluk kontrolü yapma kararının başında, özellikle
algoritmalarıyla ilgili olarak, sundukları haberlerin manipülasyon oluşturduğu eleştirileri
yer almaktadır. Öncesinde direnilen bu görüş daha sonra Facebook tarafından kabul
edilmiştir. Facebook, belirli bir görüşe ait bilgi akışını sağlamak amacıyla oluşturulan
hesaplarla, içerik dağıtımı ve yalan haberler gibi birçok bileşenin bir araya getirilerek
seçmenlerin etkilendiğini açıklamıştır (http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/son-
dakika-facebooktan-secim-aciklamasi-40440989). Diğer yandan interneti domine
eden iki büyük şirketin doğruluk kontrolü yapıyor olmasının başka sorunları ortaya
çıkarabileceği açıktır. Bu durum tartışılması gerekli olan konulardan biridir.
Türkiye değerlendirildiğinde ise doğruluk kontrol merkezlerinin yeterli olmadığı
ancak büyük önem taşıdıklarını söyleyebilmek mümkündür. Çünkü Türkiye, yapılan
bir araştırmaya göre yalan/sahte habere en fazla maruz kalan ülkelerin başında
gelmektedir. Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsü (Newman vd., 2018) tarafından
hazırlanan rapora göre %49 oranıyla Türkiye en fazla yalan haberle karşılaşılan ülke
olarak belirlenmiştir. Bu tespitin karşısında Türkiye’nin doğruluk kontrol merkezlerine
duyduğu ihtiyaç aşikardır.
Türkiye’de kurumsal medya tarafından oluşturulmuş olan herhangi bir doğruluk kontrol
merkezi bulunmamaktadır. Ancak sivil girişimler tarafından kurulmuş olan internet
siteleri mevcuttur. Türkiye’de doğruluk kontrolü yapan oluşumları şöyle sıralayabilmek
mümkündür: Teyit.org, Doğruluk Payı, Malumatfuruş, Fact-checking Turkey. Bu oluşumlar
birbirlerinden farklı doğrulama konuları üzerine eğilmişlerdir. Teyit.org özellikle sosyal
medyada yaygınlaşan şüpheli haberler üzerine yoğunlaşmaktadır. Doğruluk Payı,
siyasetçilerin konuşmalarını doğrulukları açısından analiz etmektedir. Malumatfuruş,
köşe yazarlarının üretmiş oldukları içerikleri doğruluklarını araştırmaktadır. Fact-
checking Turkey ise küresel medyada yer alan haberleri izleyerek Türkiye alehine yer
alan haberler için düzeltmeler yapmaktadır. Teyit.org kendisini şöyle tanımlamaktadır:
“teyit.org yaygın bilinen yanlışlardan, sosyal medyanın gündemine oturan şüpheli
bilgilere, medyanın gündeme getirdiği iddialardan, şehir efsanelerine birçok alanda
doğrulama yaparak internet kullanıcılarının doğru bilgiye ulaşmasını sağlamak için
çalışıyor. teyit.org böylece birincil haber kaynağı olarak interneti kullanan yurttaşların ve
sivil toplum örgütlerinin çevrimiçi platformlarda hangi bilginin doğru, hangisinin yanlış
Akdeniz İletişim Dergisi
364 Nihal Kocabay Şener
olduğunu öğrenmesini sağlıyor. teyit.org eleştirel düşünme alışkanlığını kazandırmayı
ve yeni medya okuryazarlığını artırmayı amaçlıyor” (https://teyit.org/nedir/). Diğer bir
doğrulama girişimi ise İzlemedeyiz Derneği tarafından kurulmuş olan Doğruluk Payı’dır.
Doğruluk Payı, açık verilere bağlı olarak siyasi ifadeleri ve vaatleri izlemekte, bulgular,
dogrulukpayi.com ve çeşitli sosyal medya organlarında yayınlanmaktadır. (http://
izlemedeyiz.org/#dogrulukpayicom). Diğer bir girişim olan Malumatfuruş ise “nesnel”
hatalara, gaara, atlanılan gerçeklere, yanlış yönlendirmelere odaklanmakta olduğunu
ifade etmekte yayımlanan köşe yazılarının, rassal şekilde belirlenmekte olduğunu,
herhangi bir önyargı ya da tutumun belirleyici olmadığını ifade etmektedir (http://www.
malumatfurus.org/hakkinda/). Türkiye hakkında İngilizce yayınlanan haberleri takip
eden Fact-Checking Turkey isimli oluşum, doğruluk kontrolünü nasıl yaptıklarını şöyle
açıklamaktadır: “Kontrol edilecek ifadeleri seçerken, güncel konulara odaklanmaya
dikkat ediyoruz ve medyada dolaşan yanlış ve yanıltıcı bilgileri önlemeyi amaçlıyoruz.
İddiaları kontrol ederken resmi belgeler, fotoğraar, istatistikler vb. gibi herkese
açık araçları kullanıyoruz” (http://factcheckingturkey.com/about-us). Uluslararası
kamuoyunu hedef alan Fact-Checking Turkey’i daha çok kamu diplomasisi yapan bir
kuruluş olarak düşünmek mümkündür. Malumatfuruş’un da düzenli içerik üretmediği
tespit edilmiştir. Dolayısıyla Türkiye’de doğruluk kontrolü yapan platformlar içinde Teyit.
org ve Doğruluk Payı girişimleri ön plana çıkmaktadır. Ancak Türkiye’nin hem kurumsal
olarak oluşturulmuş hem de sivil girişimlerin ürettiği doğruluk kontrol içeriklerine ihtiyaç
duyduğu ortadadır.
3. Araştırma Bilgisi ve Yöntem
Çalışma, Türkiye’de kurumsal haber medyasının ürettiği içeriklerde yalan haber,
doğruluk kontrol merkezleri ve bunlarla ilişkili olan konulara yer verip vermediğini
araştırmayı amaçlamaktadır. Çalışmada yalan haberden en fazla etkilenen ülkelerden
biri olarak kabul edilen Türkiye’de medyanın konuyu nasıl yansıttığının ortaya
konulması hedeenmektedir. Küresel anlamda hakikat sonrası çağ ve bununla ilişkili
olarak tartışılmaya başlanan yalan/sahte haber konusu yeni bir alanı oluştursa da hem
akademik hem de sektörel araştırmalar yapılmaktadır. Türkiye’de ise konuya ilişkin
akademik çalışmaların sınırlı olması ve ana akım medyanın konuyu ele alışına ilişkin
çalışmanın bulunmaması bu çalışmanın önemini oluşturmaktadır.
Araştırmanın yapıldığı dönem aralığı, yalan haber tartışmasının ivme kazanmaya
başladığı ve hakikat-sonrası (post-truth) kavramının Oxford Dictionary tarafından
yılın kelimesi seçildiği Kasım 2016’dan Mayıs 2017’ye kadar olan dönem ile
sınırlandırılmıştır. Araştırmanın örneklemini oluşturacak medya organizasyonları
belirlenirken Kasım 2016-Mayıs 2017 tarihleri arasında IAB tarafından aylık olarak
yapılmakta olan Türkiye İnternet Ölçümleme Araştırması Top20 Listesi dikkate alınmıştır.
Medya organizasyonları PC, mobil telefon ve tablet kategorilerindeki “Gerçek Kullanıcı
Sayısı Sıralaması”na göre seçilmiştir. Bu sıralamalar göz önünde bulundurulduğunda
örneklem döneminde yer alan kurumsal medya organizasyonları şöyle sıralanmaktadır:
Milliyet, Sabah, Habertürk, Sözcü, NTV, Hürriyet, Cumhuriyet, Haber7, Yenişafak ve
CNNTürk haber portalları. Bu sıralamadan yola çıkılarak ilk beş haber organizasyonu
Akdeniz İletişim Dergisi 365
“Doğruluk Kontrol Merkezi” ve “Yalan Haber” Kavramlarına İlişkin İçeriklerin Medyada Yansımasının Araştırılması
ile çalışma sınırlandırılmıştır. Ancak NTV web sitesinin televizyon bağlantılı olduğu göz
önünde bulundurulduğunda örneklemdeki diğer organizasyonlarda bulunan türlere
ulaşılamayacağı nedeniyle (yorum yazıları gibi) NTV örneklem dışı bırakılmış ve
onun yerine bir sonra gelen Hürriyet web sitesi eklenmiştir. Böylelikle çalışma Milliyet,
Sabah, Habertürk, Sözcü ve Hürriyet web siteleri ile gerçekleştirilmiştir.
Araştırma sırasında konuya ilişkin belirlenmiş anahtar kavramlar sorgulanmış ve ilgili
haberler bu şekilde belirlenmiştir. Sorgulanan anahtar kavramlar şöyledir: yalan haber,
hakikat sonrası, doğruluk kontrol, haber doğrulama, sahte haber, fact-check, post-truth,
fake news. Türkçe kavramlar dışında sorgulamanın İngilizce olarak da yapılmasının
nedeni kavramların Türkçeleştirilmesi konusunda bazı uyumsuzlukların olmasıdır. Bu
nedenle farklı Türkçe çevirilerin yapılabileceği göz önünde bulundurularak kavramların
İngilizce karşılıkları da sorgulamalara dahil edilmiştir.
Çalışmada yöntem olarak içerik çözümlemesi kullanılmıştır. İçerik çözümlemesi
yöntemi, bir takım nicel ve nitel göstergelerden hareketle, mantıksal bir biçimde
tümdengelim, eşdeyişle çıkarım sayesinde, iletinin/içeriğin nedenleri veya iletiye/
içeriğe yol açan etkenler ve durum ile iletinin/içeriğin muhtemel sonuçları ve etkinlikleri
hakkında sonuçlara ulaşmayı amaçlamaktadır (Gökçe, 2001, s. 26-27). Araştırma
sırasında çeşitli kategoriler oluşturularak doğruluk kontrol merkezleri ve yalan/sahte
haber konularına nasıl yer verildiğine ulaşılmaya çalışılmıştır.
Araştırmada ortaya çıkan bulgular yorumlanırken gündem belirleme kuramı
çerçevesinde tartışılmıştır. Gündem belirleme “eleştirmenlerin işlenen konuların
seçiminde, bu konuların göreceli önemlerinin, sunulma biçimlerinin ve bazı konuların
arka planı sunulurken bazılarının dışlanmasının arkasında üstü örtülü politik
güdülerin olduğunu algıladığı durum” (Chandler & Munday, 2018, s. 172) olarak
tanımlanmaktadır. Gündem belirleme kuramı temel olarak medyanın topluma hangi
konu hakkında düşünmesi gerektiğini söylemesi üzerine kuruludur. “Medya, topluma
ulaşacak bilgilerin önemliliklerini sıralamakta ve belirli bir düzen içerisinde ltre ederek
sunulmasını ya da öğrenilmesini sağlamaktadır. Hangi bilgilerin toplum için önemli
olduğunu belirlemekte; neyin ya da hangi konunun haber değeri taşıdığını, örneğin bir
haberi gazetede gerek birinci sayfasına alarak ve gerekse de fotoğraarını büyüterek
ya da büyük puntolu başlıklarla sunarak, topluma dikte ettirmektedir” (Yüksel,
2001, s. 25). Medyada yer alan konular toplumun önem vermesi gereken konuları
vurguladığına göre önem verilmeyen ya da görünür olması istenmeyen konuların da
medyada yer almadığı sonucuna ulaşılabilir. Yalan/sahte haber ve doğruluk kontrol
merkezleri konuları kurumsal medyanın yürürlükte olan düzenini bozmamak için göz
ardı edilebilecek konulardır. Bu nedenle belirtilen kavramları kurumsal medyanın
gündemine taşıyıp taşımadığı önemli araştırma sorularından biridir.
4. 1. Araştırma Bulguları ve Bulguların Yorumlanması
Araştırma sırasında en fazla ziyaret edilen kurumsal haber organizasyonlarından beş
tanesinin web sitesi incelenmiştir. Kasım 2016-Mayıs 2017 tarihleri arasındaki yayınların
Akdeniz İletişim Dergisi
366 Nihal Kocabay Şener
incelendiği web sitelerinde belirlenmiş olan anahtar kavramlar sorgulanmıştır. Anahtar
kavramların birden fazlasını barındıran içeriklerle diğer kavramların sorgulanması
sırasında da karşılaşılmıştır. Bu tür içerikler araştırmaya bir içerik olarak dahil edilmiştir.
Aşağıda yer alan tabloda yer alan sayılar yorum yazıları ve haberlerin toplamını
kapsamaktadır. Ayrıca bu tablo aranan kavramın geçtiği haberleri göstermektedir.
Araştırılan konuyla bağlantılı olup olmadığı bu tablo içinde hesaba katılmamıştır. İleriki
tablolarda konuyla ilgili olan içerikler, haber ve yorum içerikleri ayrı olarak belirtilecektir.
Sorgulanan kavramların yer aldığı içeriklerin sayısı haber organizasyonuna ve tarihlere
göre aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.
Tablo 1. Anahtar kavramların yer aldığı içerik sayıları ve oranları
İncelenen zaman aralığında seçilen haber organizasyonlarında anahtar kavramların
yer aldığı toplam 271 içeriğe ulaşılmıştır. Ancak anahtar kavramların bulunduğu
tüm içerikler araştırma kapsamında ulaşılmak istenenlerle ilgili değildir. Bu nedenle
haber ve yorumlar araştırılan konu ile ilişkisine göre tasnif edilmeye çalışılmıştır.
Doğrudan konuya ilişkin, dolaylı olarak ilişkili, ilişkili olmayan olarak üç temel kategori
belirlenmiştir. Doğrudan konuya ilişkin kategorisinin altında üç ayrı kategoriye daha
yer verilmiştir. Bunlar betimleyici/bilgilendirici, sonuçsal ve polemik alt kategorileridir.
Betimleyici/bilgilendirici gruplandırılmasına konuya açıklık kazandıran, onunla ilgili
bilgi veren haberler dahil edilirken sonuçsal grubunun altında sahte haberin neden
olduğu sorunlara karşı başlatılan çözüm arayışlarına ilişkin içeriklere yer verilmiştir.
Özellikle siyasetçilerin konuya ilişkin değinilerine ise herhangi bir çözüm önerisi ya
da bilgilendirici bir içerik taşımaktan çok medyayı hedef alan açıklamaların bulunması
nedeniyle polemik kategorisinin altında sınıandırılmıştır. Dolaylı olarak ilişkili başlığı
ile oluşturulan kategorinin içinde ise haberin tamamında değil, sadece bir kısmında
konuya ilişkin kısa değinilerin bulunduğu içerikler yer almaktadır. İlişkili olmayan
kategorisinde ise içerikte taranan anahtar kavramlara rastlanan ancak içerik ile
araştırma konusu arasında örtüşme olmayan haberler tasnif edilmiştir.
Milliyet Hürriyet Sabah Habertürk zcü
Kas. 16 3 9 5 7 7 31
Ara.16 4 10 7 3 6 30
Oca.17 3 7 14 10 9 43
Şub.17 5 21 13 14 19 72
Mar.17 2 5 9 4 5 25
Nis.1 7 6 18 5 8 10 47
May.17 3 5 5 4 6 23
Toplam 26 75 58 50 62 271
%
(Oran)
9,59% 27,68% 21,40% 18,45% 22,88% 100,00%
Tarih
Haber Organizasyonunun Adı
Toplam
Akdeniz İletişim Dergisi 367
“Doğruluk Kontrol Merkezi” ve “Yalan Haber” Kavramlarına İlişkin İçeriklerin Medyada Yansımasının Araştırılması
Tablo 2. Haberlerin anahtar kavramlarla ilgi düzeyleri
Tabloda belirtildiği gibi araştırma konusu ile ilişkisi olmayan ancak taranan anahtar
kavramları içeren içerikler özellikle Sözcü ve Habertürk’ün web sitelerinde yer
almaktadır. Yalan haber kavramının taranmasında araştırma konusuyla ilgisi olmayan
magazin ve spor haberlerinin büyük bir çoğunluğu oluşturduğu gözlenmiştir. Sözcü’nün
web sitesi taramasında çıkan 62 adet sonucun 39 tanesi araştırma konusu ile ilişkili
olmayan içeriklerden oluşmaktadır. Habertürk’ün web sitesinde ise yapılan tarama
sonucunda çıkan 50 içeriğin 29 tanesi araştırma konusuna uygun değildir. Sözcü’nün
web sitesinde olduğu gibi Habertürk’ün de uygun olmayan içerikleri ağırlıklı olarak spor
ve magazin haberlerinden oluşmaktadır. Kavramların taranması sırasında en az içeriğe
ulaşılan web sitesi olan Milliyet’te ise konuyla ilişkili olmayan içeriğe rastlanmamıştır.
Milliyet’in web sitesinde taramada çıkan içeriklerin tamamı konuyla doğrudan ilişkili ya
da dolaylı olarak ilişkilidir. Toplama bakıldığında dolaylı olarak ilişkili içerikler %14,02
olarak tespit edilmiştir. Doğrudan konuyla ilişkili olan içerik ise %47,6 oranındadır.
Betimleyici/bilgilendirici, sonuçsal ve polemik kategorilerinin oransal dağılımına
bakıldığında ise çok anlamlı bir farklılık olmamakla birlikte betimleyici/bilgilendirici
kategorisinde yer alan içerikler %16,24 ile diğerlerinden daha yüksek bir orana sahiptir.
Web sitelerinin çalışmanın konusu ile ilgili üretmiş olduğu içerikler yeniden gözden
geçirildiğinde doğrudan ya da dolaylı üretilmiş içerikler şöyle tablolaştırılabilir:
Tablo 3. Doğrudan ve dolaylı ilgiye sahip içeriklerin dağılımı
Araştırma konusuna uygun bulunan içeriklerin yayınlanmış olduğu web sitelerindeki
içerik sayılarına göre sıralama şöyledir: Hürriyet, Sabah, Milliyet, Sözcü ve Habertürk.
Tablo 2’de ulaşılan verilerde Habertürk ve Sözcü’den az sayıda içeriğe yer verdiği
görünen Milliyet’in web sitesi, ilişkili olmayan içerikler çıkarılınca 26 içerikle üçüncü
sırada yer almıştır. İlişkili olmayan içerikler tespit edildiğinden çalışmanın bundan
sonraki kısmında bu içerikler çalışma kapsamının dışında bırakılacak ve doğrudan
Sayı % (Oran) Sayı % (Oran) Sayı % (Oran) Sayı % (Oran) Sayı % (Oran) Sayı % (Oran)
Betim leyici/bilgilendirici 6 23,08% 23 30,67% 9 15,52% 2 4,00% 4 6,45% 44 16,24%
Sonuçsal 11 42,31% 12 16,00% 10 17,24% 4 8,00% 6 9,68% 43 15,87%
Polemik 5 19,23% 10 13,33% 12 20,69% 9 18,00% 6 9,68% 42 15,50%
4 15,38% 15 20,00% 6 10,34% 6 12,00% 7 11,29% 38 14,02%
0 0,00% 15 20,00% 21 36,21% 29 58,00% 39 62,90% 104 38,38%
26 100,00% 75 100,00% 58 100,00% 50 100,00% 62 100,00% 271 100,00%
İlgi Düzeyi
Habertürk
zcü
Haber Organizasyonunun Adı
Doğrudan
konuyla
ilişkili
Dolaylı olarak ilişkili
İlişkili olmayan
Toplam
rriyet
Milliyet
İlgi düzeyi
Milliyet Hürriyet Sabah Habertürk zcü Toplam
Doğrudan konuyla ilişkili 22 45 31 15 16 129
Dolaylı olarak ilişkili 4 15 6 6 7 38
Toplam 26 60 37 21 23 167
Haber Organizasyonunun Adı
Akdeniz İletişim Dergisi
368 Nihal Kocabay Şener
konuyla ilişkili ve dolaylı olarak ilişkili sınıandırmalarında yer alan haberler üzerinden
çalışma sürdürülecektir. İlk belirlemede anahtar kavramları içeren 271 içeriğin 167
tanesi doğrudan ya da dolaylı olarak çalışma konusunu ilgilendirmektedir. Bundan
sonraki analizler 167 içerik üzerinden devam edecektir.
Araştırma kapsamına uygun olarak belirlenmiş olan anahtar kavramlara göre içeriklerin
değerlendirilmesi araştırma sorunsalına yanıt bulmak açısından önem taşımaktadır.
Doğrudan veya dolaylı olarak araştırma konusu ile ilgili içeriklerde anahtar kavramların
hangilerinin geçtiği tespit edilmeye çalışılmıştır.
Tablo 4. Anahtar kavrramlara göre içeriklerin dağılımı
İlgili olmayan içerikler örneklem dışında bırakıldıktan sonra doğrudan veya dolaysız
içerikler arasında yapılan analizde kavramları içeren 226 içeriğe ulaşılmıştır. Toplam
167 haber üzerinden çalışmanın süreceği belirtilmiş olsa da bazı içeriklerde aranan
kavramların birden fazlasına rastlanmış olması nedeniyle her aramada karşılaşılan
içerik sayısını vermenin daha doğru olduğu düşünülmüştür. Elde edilen veriler göz
önünde bulundurulduğunda taranan içeriklerin içinde “yalan haber” kavramının %43,75
oranında yer aldığı görüşmüştür ve onu %28,13 oranıyla “sahte haber” kavramı
izlemiştir.
Yalan/sahte haberin İngilizce karşılığı olarak kullanılan “fake news” ise %3,98 oranında
içeriği oluşturmuştur. 226 içeriğin 154’ünde sahte haber ya da yalan haber kavramına
yer veriliyor olması konunun gündeme getirilmesi açısından önem taşıyor olsa da
toplumda konuya ilişkin farkındalık oluşturacak içerikler olduklarını söyleyebilmek
zordur. İleriki tablolarda haber aktörleri ile aralarında korelasyon kurulduğunda anlamlı
sonuçlara ulaşabilmek mümkün olabilecektir.
Calışmanın temel sorunsallarından biri ana akım medyanın doğruluk kontrolüne ve
doğruluk kontrol merkezlerine ilişkin içeriklere yer verip vermediğidir. Taranan içeriklerde
“doğruluk kontrolü” %1,33, “fact check” %2,21, “haber doğrulama” %5,31 oranında
tespit edilmiştir. Varılan bu sonuçlar ana akım medyanın doğruluk kontrolü ve doğruluk
kontrol merkezlerini gündeme getirmediğini ve haberleştirmediğini göstermektedir.
Diğer yandan haberciliği, siyaseti, toplumu ilgilendiren ve yaşanılan dönemi nitelemek
Sayı % (Oran) Sayı % (Oran) Sayı % (Oran) Sayı % (Oran) Sayı % (Oran) Sayı % (Oran)
Doğruluk kontrol 0 0,00% 0 0,00% 0 0,00% 2 8,00% 1 3,13% 3 1,33%
Fact check 2 5,13% 1 1,16% 0 0,00% 1 4,00% 1 3,13% 5 2,21%
Fake new s 0 0,00% 6 6,98% 0 0,00% 0 0,00% 3 9,38% 9 3,98%
Haber doğrulama 4 10,26% 4 4,65% 2 4,55% 2 8,00% 0 0,00% 12 5,31%
Hakikat sonrası 1 2,56% 13 15,12% 0 0,00% 0 0,00% 1 3,13% 15 6,64%
Post Truth 1 2,56% 18 20,93% 6 13,64% 0 0,00% 3 9,38% 28 12,39%
Sahte haber 15 38,46% 16 18,60% 14 31,82% 8 32,00% 9 28,13% 62 27,43%
Yalan haber 16 41,03% 28 32,56% 22 50,00% 12 48,00% 14 43,75% 92 40,71%
Toplam 39 100,00% 86 100,00% 44 100,00% 25 100,00% 32 100,00% 226 100,00%
Anahtar Kavramlar
Haber Organizasyonunun Adı
Milliyet
rriyet
Sabah
Habertürk
Sözc ü
Toplam
Akdeniz İletişim Dergisi 369
“Doğruluk Kontrol Merkezi” ve “Yalan Haber” Kavramlarına İlişkin İçeriklerin Medyada Yansımasının Araştırılması
için kullanılmaya başlanan “hakikat sonrası” ve “post-truth” kavramlarına ilişkin
içeriklerin sayısındaki azlık da dikkat çekicidir. “Hakikat sonrası” kavramına içeriklerde
%6,64; “post-truth” kavramına ise %12,39 oranında rastlanmıştır. Ayrıca tespit
edilen içeriklerde kavramların bağlamında kullanılıp kullanılmadığına bakılmamıştır,
bu nedenle kavramın içerikte yer alması içeriğin tümünün taranan kavram üzerine
kurulduğunu göstermemektedir.
Tablo 5. İçerik türlerinin türlere göre dağılımı
Taranan ve araştırmaya uygun bulunan içeriklerin %70,66’sı haber, %29,34’ü ise yorum
(köşe yazısı) yazılarından oluşmaktadır. Hürriyet’in içeriklerinin %45’ini yorum yazıları
oluştururken Habertürk’te araştırma konusu ile ilgili yorum yazısına rastlanmamış
olması dikkat çekicidir.
Haber türlerine bakıldığında toplamda %38,92 oranıyla dünya (dış haberler) kategorisi
birinci sırada yer almaktadır. İkinci sırada ise %21,56 oranıyla teknoloji kategorisi
bulunmaktadır. Yurt haberler ve siyaset Türkiye ile ilgili haberleri kapsamaktadır,
sırayla %4,79 ve %0,60 oranında yer almıştır. Doğruluk kontrolü ve yalan/sahte haber
konusuna ilişkin olarak Türkiye ile ilgili yapılan haberlerin oranı çok düşük olarak
karşımıza çıkmaktadır. Bu da ana akım medyanın doğruluk kontrolüne ve yalan/
sahte haber sorunsalına Türkiye içinde gösterdiği ilgisizliği sunmaktadır. Yurt haberler
kategorisinde değerlendirilen haberlerin bazılarında doğruluk kontrolü ve yalan/sahte
habere ilişkin olarak yapılmış bazı toplantıların haberleri yer almaktadır.
Dünya kategorisinde yer alan haberlerin oranının yüksekliğinin temel nedenlerinden
biri araştırma örneklemininin ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni seçildiği süre ile
örtüşmesidir. Trump, yaptığı açıklamalarda ABD’li medya kuruluşlarının bazılarını
“yalan/sahte haber” yapmakla suçlaması nedeniyle dünya kategorisinde analiz edilen
haberlerin sayısında oransal fazlalık olmuştur.
Kategorilerden ikinci sırada yer alan ise %21,56 oranıyla teknolojidir. Bu kategoride yer
alan haberlerin içerikleri teknoloji şirketlerinin (özellikle Google ve Facebook) yalan/
sahte habere karşı ne tür yöntemler izlediğine, ne tür uygulamalar devreye soktuklarına
dairdir. Küresel şirketlerin doğruluk kontrolüne ilişkin girişimleri haberleştirilirken
Türkiye’de yaşanan gelişmeler ise haberleştirilmemiştir.
Sayı
% (Oran)
Sayı
% (Oran)
Sayı
% (Oran)
Sayı
% (Oran)
Sayı
% (Oran)
Sayı % (Oran)
Dünya 6 23,08% 20 33,33% 13 35,14% 15 71,43% 11 47,83% 65 38,92%
Teknoloji 12 46,15% 5 8,33% 9 24,32% 5 23,81% 5 21,74% 36 21,56%
Kültür Sanat 1 3,85% 0 0,00% 0 0,00% 0 0,00% 0 0,00% 1 0,60%
Yurt Haber 2 7,69% 4 6,67% 0 0,00% 0 0,00% 2 8,70% 8 4,79%
Söyleşi 0 0,00% 4 6,67% 2 5,41% 1 4,76% 0 0,00% 7 4,19%
İç Siyaset 0 0,00% 0 0,00% 1 2,70% 0 0,00% 0 0,00% 1 0,60%
5 19,23% 27 45,00% 12 32,43% 0 0,00% 5 21,74% 49 29,34%
26 100,00% 60 100,00% 37 100,00% 21 100,00% 23 100,00% 167 100,00%
Habertürk
Sözc ü
Haber Organizasyonunun Adı
Toplam
Yorum
Toplam
İçerik Türleri
Hab e r
Alt Kate gorile r
Milliyet
rriyet
Sabah
Akdeniz İletişim Dergisi
370 Nihal Kocabay Şener
Tablo 6. Haber kaynaklarının dağılımı
Haber kaynaklarına bakıldığında ise haber türlerinde çıkan sonuçla paralel sonuçlar
izlenmektedir. Dünya kategorisindeki haberler birinci sırada yer alırken kaynak
açısından değerlendirildiğinde de %47,86 oranıyla siyasetçiler en çok başvurulan
haber kaynaklarıdır. Haber kaynakları incelenirken sadece haberler analiz edilmiş
yorum yazıları değerlendirme dışı bırakılmıştır. Teknoloji şirketleri/yetkilileri ise
haber kaynağı olarak %26,50 oranında kullanılmıştır. Bu çalışma açısından önemli
verilerden biri doğruluk kontrol merkezlerinin/yetkililerinin haber kaynağı olarak
kullanılmamış olmasıdır. Ana akım medyanın bu merkezleri yok saydığı yönünde
yorumlanabilir. Ayrıca yalan/sahte haber ve doğruluk kontrol merkezleri hakkında
uzman olduğu varsayılabilecek akademisyenler ve gazetecilere de haber kaynağı
olarak düşük oranda başvurulmuş olması incelenen haber sitelerinin konuyu gündeme
taşımadıklarını göstermektedir.
Sonuç
Habercilikle neredeyse yaşıt olan yalan/sahte haber kavramı günümüzde daha çok
gündeme gelmeye başlamıştır. Yalan/sahte haberin yayılış hızının internet ve sosyal
ağlarla birlikte artış göstermesi sorunu tartışmaya açmıştır. Ayrıca hakikat sonrası
kavramının da ön plana çıkması ve hakikat sonrası siyaset sürecinin başlaması da
ulaşılan haber ve bilgileri şüpheli hale getirmeye başlamıştır. Bilgilerin ve haberlerin
doğru ya da sahte olduğunun anlaşılması enformasyon akış hızıyla birlikte güçleşmiştir.
Bu nedenle şüpheli haberleri kontrol eden doğruluk kontrol merkezleri doğmuştur. Yeni
bir gazetecilik pratiği olarak görülebilecek olan bu merkezlerin sayıları dünyada gün
geçtikçe artış göstermektedir ve sayıları yeter sayıda olmamakla birlikte Türkiye’de de
faaliyet gösteren doğruluk kontrol merkezleri bulunmaktadır.
Toplum için yeni bir konu olan doğruluk kontrol merkezleri ve yalan/sahte haber
sorunsalı ancak medyanın gündem oluşturmasıyla tartışılabilir hale gelecektir. Bu
nedenle araştırmada ana akım medyanın yalan/sahte haber ve doğruluk kontrol
merkezlerine ilişkin ürettiği içerikler incelenmiştir. Yapılan araştırmada varılan sonuçları
şöyle sıralayabilmek mümkündür:
- İncelenen haber sitelerinde yalan/sahte haber kavramlarına ilişkin içerikler %68,14
oranına sahiptir. Bu oran yüksek olmakla birlikte tamamının bilgilendirici içeriğe sahip
Sayı % (Oran) Sayı % (Oran) Sayı % (Oran) Sayı % (Oran) Sayı % (Oran ) Sayı % (Oran)
Siyasetçi 7 33,33% 15 48,39% 12 46,15% 13 61,90% 9 50,00% 56 47,86%
Akadem i/Akademisyen 0 0,00% 6 19,35% 3 11,54% 0 0,00% 2 11,11% 11 9,40%
Gazeteci 2 9,52% 0 0,00% 2 7,69% 1 4,76% 0 0,00% 5 4,27%
Doğruluk kontrol merkezleri 0 0,00% 0 0,00% 0 0,00% 0 0,00% 0 0,00% 0 0,00%
Tek noloj i şirketleri/yetk ilileri 11 52,38% 5 16,13% 6 23,08% 4 19,05% 5 27,78% 31 26,50%
Medya kuruluşları/yetkilileri 0 0,00% 3 9,68% 2 7,69% 3 14,29% 1 5,56% 9 7,69%
Diğer 1 4,76% 2 6,45% 1 3,85% 0 0,00% 1 5,56% 5 4,27%
Toplam 21 100,00% 31 100,00% 26 100,00% 21 100,00% 18 100,00% 117 100,00%
Toplam
Haber Organizasyonunun Adı
Haber Kaynakları
Milliyet
rriyet
Sabah
Habertürk
Sözc ü
Akdeniz İletişim Dergisi 371
“Doğruluk Kontrol Merkezi” ve “Yalan Haber” Kavramlarına İlişkin İçeriklerin Medyada Yansımasının Araştırılması
olduğu anlamına gelmemektedir. Özellikle siyaset alanında bu kavramların sıklıkla
kullanılıyor olması oranı yükselten etkenlerden biridir. Haber türleri içinde dünya
kategorisinin %38,92 oranında, haber kaynakları içinde ise siyasetçilerin %47,86
oranında bulunması bu yargıyı destekler niteliktedir.
- “Doğruluk kontrol”, “haber doğrulama” ve “fact check” kavramlarına ilişkin yapılan
taramalarda %8,85 oranında içeriğe ulaşılmıştır. Araştırma kapsamında taranan haber
siteleri doğruluk kontrol merkezlerine ilişkin çok sınırlı sayıda içerik üretmişlerdir.
Ayrıca ifade edilen kavramların taranmasıyla ulaşılan içerikler Türkiye’de yer alan
gelişmelerden daha çok küresel şirketlerin yürüttüğü çalışmalara ilişkindir.
- Haberlerde başvurulan haber kaynakları değerlendirildiğinde %47,86 oranıyla
siyasetçilere, %26,50 oranıyla ise teknoloji şirketlerine başvurulmuştur. Siyasetçilerin
haber kaynağı oldukları haberlerin büyük bir oranını polemiğe dayalı haberler
oluşturmaktadır, yani bu haberler doğruluk kontrol merkezlerini doğrudan konu
almamaktadır. Teknoloji şirketleri ise Google ve Facebook’un haber kaynağı olma
rolünü üstlendiği bir kategoridir. İnterneti domine eden bu iki şirketin konu olduğu
haberler doğruluk kontrolüne ya da yalan/sahte habere ilişkin olsa da konuya eleştirel
bakıştan uzaktır.
- “Hakikat sonrası” (Post-truth) kavramının 2016 yılının kelimesi seçilmesinden sonra
konuya ilişkin içerik üretiminde belirgin bir artış olmaması Türkiye medyasının konuya
olan ilgisizliğini göstermektedir.
- Yalan/sahte habere ilişkin içeriklerin siyaset ve teknolojik gelişmeler üzerinden
verilmesi konunun toplumsal etkilerinin göz ardı edildiğini göstermektedir. Ayrıca bu
haberler Türkiye ilgili olmaktan daha çok başka ülkelerle özellikle de ABD ile ilgilidir.
- Haber sitelerinin ürettiği içerikler göz önünde bulundurulduğunda belirgin bir ideolojik
farklılığın yansıdığını söyleyebilmek mümkün değildir. Türkiye medyasında muhalif
olarak konumlandırılabilecek olan Sözcü web sitesinde de diğer kuruluşların web
sitelerinden farklı içeriklere ya da bakış açısına rastlanmamıştır.
Sonuç olarak incelenen web sitelerinde yer alan haberlerde kurumsal medyanın,
doğruluk kontrol merkezlerini neredeyse hiç, yalan/sahte haber kavramlarını ise siyasi
polemikler üzerinden haberleştirdikleri görülmektedir. Herhangi bir eleştirel bakış
geliştirdiği söylenemeyen medyanın doğruluk kontrol merkezleri konusunu gündem
dışında tutmaya çalıştığı söylenebilmektedir. Medya kuruluşlarının da kendilerini
sorgulamalarını ve toplum tarafından sorgulanır hale gelmelerininin önünü açabilecek
olan bu tartışma alanını medyanın gündeme getirmemeye çalıştığı görülmektedir.
Oysa ana akım medyanın içinde bulunduğu güven krizini aşmasının yollarından biri
günümüzdeki yalan/sahte haber ve doğruluk kontrolü tartışmalarını kendi lehine
çevirerek bunu güven yenilemek için bir fırsata dönüştürmesi gerekmektedir. Kitle
medyası yalan/sahte haber ve doğruluk kontrol merkezlerine ilişkin tartışmaları siyasi
polemikler ve internet tröstleri olan şirketlerin girişimleri ile çerçevelemiştir.
Akdeniz İletişim Dergisi
372 Nihal Kocabay Şener
İleriki çalışmalar için önerileri ise şöyle sıralayabilmek mümkündür:
- Bu araştırmanın yapıldığı zaman aralığından sonra yalan/sahte haber ve doğruluk
kontrol merkezlerine ilişkin içeriklerin ve Türkiye ile ilgili haberlerin artış gösterterip
göstermediği incelenebilir.
- Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı yalan/sahte habere karşı kurumsal medyanın
yapabileceklerine dair önerilere üretilen içeriklerde yer verilip verilmediği araştırılmalıdır.
- Medya profesyonellerinin özellikle internet sitesi editörlerinin yalan/sahte haber
kavramına ilişkin bilgileri ve hassasiyetleri ölçümlenmelidir.
Yalan/sahte haber içeriklerinin artarak yaygınlaştığı günümüzde doğruluk kontrolü
konusu hem medya hem de akademi açısından tartışılması kaçınılmaz bir konu olarak
karşımızda durmaktadır.
Kaynakça
“http://factcheckingturkey.com/about-us” http://factcheckingturkey.com/about-us , Erişim Tarihi:
01.04.2018
“http://izlemedeyiz.org/” \l “dogrulukpayicom” http://izlemedeyiz.org/#dogrulukpayicom , Erişim
Tarihi: 01.04.2018
“http://www.dogrulukpayi.com/~Degerlendirme-Kriterler” http://www.dogrulukpayi.
com/~Degerlendirme-Kriterler , Erişim Tarihi: 01.04.2018
“http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/son-dakika-facebooktan-secim-aciklamasi-40440989”
http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/son-dakika-facebooktan-secim-aciklamasi-40440989 ).
“http://www.malumatfurus.org/hakkinda/” http://www.malumatfurus.org/hakkinda/ , Erişim Tarihi:
01.04.2018
“https://teyit.org/nedir/” https://teyit.org/nedir/ , Erişim Tarihi: 01.04.2018
“https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-42808373” https://www.bbc.com/turkce/haberler-
dunya-42808373
“International Fact-Checking Network fact-checkers’ code of principles” (2016), https://www.
poynter.org/international-fact-checking-network-fact-checkers-code-principles, Erişim Tarihi:
03.04.2018.
Chandler, D., & Munday, R. (2018). Medya ve İletişim Sözlüğü. (B. Taşdemir, Çev.) İstanbul:
İletişim Yayınları.
Galtung, J., & Ruge, M. H. (1965). The structure of foreign news: The presentation of
the Congo, Cuba and Cyprus crises in four Norwegian newspapers. Journal of peace
research, 2(1), 64-90.
Gökçe, O. (2001). İçerik Çözümlemesi. Konya: Selçuk Üniversitesi Yayınları.
Akdeniz İletişim Dergisi 373
“Doğruluk Kontrol Merkezi” ve “Yalan Haber” Kavramlarına İlişkin İçeriklerin Medyada Yansımasının Araştırılması
Graves, L., Cherebini, F. (2016). “ The Rıse Of Fact-Checkıng Sıtes in Europe” Reuters Institute
Digital News Report 2016
Haber Okumaları, İstanbul: İletişim Yayınları, s. 17-64.
Harcup, T., & O’neill, D. (2001). What is news? Galtung and Ruge revisited. Journalism
studies, 2(2), 261-280.
https://teyit.org/yanlis-bilgi-ve-yanliliklar-sosyal-medyayi-kasitli-ve-kazara-istila-ediyor/” https://
teyit.org/yanlis-bilgi-ve-yanliliklar-sosyal-medyayi-kasitli-ve-kazara-istila-ediyor/ ).,
İnal, A. (1996). Haberi Okumak. İstanbul: Temuçin Yayınları.
İnceoğlu, Y., & Çoban, S. (2016). “Şimdi Haberler”. (Editörler), Y. İnceoğlu, & S. Çoban içinde,
Keyes, R. (2017). Hakikat Sonrası Çağ, İzmir: Delidolu Yayıncılık.
Lazer, D. M., vd. (2018). The science of fake news. Science, 359(6380), 1094-1096.
Narin, B . (2018). Kişiselleştirilmiş Çevrimiçi Haber Akışının Yankı Odası Etkisi, Filtre Balonu ve
Siberbalkanizasyon Kavramları Çerçevesinde İncelenmesi. Selçuk üniversitesi iletişim fakültesi
akademik dergisi, 11 (2), 232-251. DOI: 10.18094/josc.340471
Newman, N. vd. (2017). Reuters Institute Digital News Report 2017
Newman, N. vd. (2018). Reuters Institute Digital News Report 2018
Oxford Dictionaries, (t. y.). https://en.oxforddictionaries.com/denition/post-truth, Erişim Tarihi:
02.12.2017.
Reuters . (2017). “What can publishers do about “fake” news?”: https://agency.reuters.com/
Rigel, N., & Çağlar, Ş. (2010). Kanatlı Kelimeler. İstanbul: Anonim Yayıncılık.
Rigel, N., & Çağlar, Ş. (2010). Kanatlı Kelimeler. İstanbul: Anonim Yayıncılık.
Shu, K. vd. (2017). Fake news detection on social media: A data mining perspective. ACM
SIGKDD Explorations Newsletter, 19(1), 22-36.
Silverman, C. (Der.). (2017). Kriz Anlarında Dijital Verilerin Doğrulanması İçin Rehber. https://
vericationhandbook.com/book_tr/ Erişim Tarihi: 02.04.2018.
Stencel, M., Grifn, R. (2018). “Fact-checking triples over four years”, https://reporterslab.org/
fact-checking-triples-over-four-years/, Erişim Tarihi: 01.04.2018.
Tokgöz, O. (2000). Temel Gazetecilik. Ankara: İmge Kitabevi.
Van Dijk, T. A. (1988). News Analysis. New Jersey: Lawrence Erlbaum Associates Publishers.
Vosoughi, S., Roy, D., Aral, S. (2018). “ The Spread Of True And False News Onlıne”, http://ide.
mit.edu/sites/default/les/publications/2017%20IDE%20Research%20Brief%20False%20News.
pdf, Erişim Tarihi: 02.04.2018.
Yüksel, E. (2001). Medyanın Gündem Belirleme Gücü. Konya: Çizgi Kitabevi.
... gibi haber doğrulama platformlarına başvurmak ile ilgilidir. Literatürde de ortaya koyulduğu gibi (Kavaklı, 2019;Kocabay Şener, 2018), bu durumun söz konusu platformların toplumda henüz yeterince tanınmaması ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Dijital sağlık bilgisi edinme bağlamında ankete eklenen ancak daha sonra faktör yükleri düşük olduğu için ölçekten çıkarılan "Whatsapp grupları" ile "Facebook grupları" maddelerinin ise, Reuters Enstitüsü 2020 Raporunda (Newman ve ark., 2020) bu kaynakların yanlış bilgi kaynağı olarak tespit edilmesi bulgusuyla paralel şekilde, örneklemimizdeki kullanıcıların gözünde "bir sağlık bilgisi kaynağı" olarak görülmedikleri söylenebilir. ...
Article
Full-text available
Bu çalışmanın öncelikli amacı tüm dünyayı etkisi altına alan ve 2020 yılı içerisinde küresel bir sağlık sorunu haline gelen Covid-19 Pandemisi döneminde kullanıcıların dijital ortamda sağlık bilgisi edinme ve bilgiyi teyit etme davranışları üzerine geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracı tasarlamaktır. İkincil amacı ise yeni medya kullanıcılarının sağlık bilgisi edinmek ve bu bilgiyi teyit etmek için sıklıkla başvurdukları kaynakları ortaya koymaktır. Araştırma 551 kişinin katılımıyla anket tekniği kullanılarak çevrimiçi olarak gerçekleştirilmiştir. Analizler, “Dijital Ortamda Sağlık Bilgisi Edinme ve Teyit Ölçeği”nin 10 madde ve 3 faktörden oluşan geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğunu göstermiştir. Kullanıcıların sağlık bilgisi edinirken sosyal medyaya (web 2.0) kıyasla web sitelerine (web 1.0) daha fazla başvurması elde edilen diğer bir sonuçtur. Edindikleri sağlık bilgilerini teyit etmek için ise bilimsel yayınlar ile bilim insanlarının ve doktorların paylaşımlarına yöneldikleri görülmüştür. Bu bulgular sonuç kısmında İnfodemi kavramı odağında tartışmaya açılmıştır.
Article
İnternet ve internet erişim sağlayan teknolojik araçlar, yerel habercilikte hem okur sayısı/profili hem de haberciliğin sınırı açısından yenilikler getirmiştir. Yenilikler ve değişimler yaşanmasına rağmen hem geleneksel hem de internet haberciliğinde önemli ortak konulardan biri haber doğrulama sürecidir. Yerel internet haberciliğinde doğrulama sürecini konu edinen bu çalışma, Hatay ili özelinde gerçekleştirilmiştir. Çalışma, okurların haber doğrulama sürecindeki rolünü tanımlaması açısından önem arz etmektedir. Nicel yöntemin kullanıldığı çalışmada, okurların haber doğrulama sürecindeki rolünü ortaya koyabilmek için Hatay ilinde yedi ilçede 1065 kişinin katılımıyla bir anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, okurların habere güven düzeyi ve haber doğrulama süreci arasında pozitif yönlü bir ilişki söz konusudur. Okurlar, genel olarak güvendikleri haberleri doğrulamakta veya güvenmemesine rağmen ilgili habere yönelik bir doğrulama süreci gerçekleştirmemektedir. Okurlar, içeriğinden şüphe duyduğu haberlerde en çok habercilik dışı araçlara/alanlara yönelmektedir.
Chapter
Full-text available
Developments in information and communication technologies allow the agenda to be followed and interpreted on social media platforms. It causes the information to be shared rapidly without questioning whether it is true or false. The concept of Infodemic has also entered the literature in the context of increasing people's sharing speed related to the COVID-19 pandemic, questioning whether the transmitted information is correct or which type of information disseminates rapidly. This concept indicates the rate of misinformation disseminating among people in times of crisis and mentions the reliability problems in reaching the right information. In this study, which demonstrates the sharing framework of the concept of Infodemic in May and June (2021), the content types of the fake news are examined. In this context, the correctness or inaccuracy of the messages shared from official Twitter accounts and interactions with people have been discussed with a comparative table based on the teyit.org page and suggestions have been made about this subject.
Article
Full-text available
Yalan haber olgusu, çağımızın temel problemleri arasında yer almaktadır. Yeni medyanın yaygınlaşması ve yükselişiyle birlikte yalan haber, geleneksel medyanın tekelinden çıkıp kitleselleşmektedir. Enformasyona erişimin kolaylaşması olumlu anlamda bir gelişme olarak değerlendirilirken kitlelerin yalan haberlere maruz kalması demokrasi gibi kurumlar için tehdit olarak algılanmaktadır. Gazeteciler açısından haberin teyit edilmesi geleneksel gazeteciliğin kodları arasında yer alırken, yeni medyada dijital tekniklerin artması gazetecilerin bu alanda yeni rehberler edinmesini gerektirmiştir. Böylelikle gazeteciler için birçok haber doğrulama kitapçıkları üretilmiştir. Öte yandan yalan haber sayısında yaşanan artış “bilgi doğrulayıcıları” veya “haber doğrulayıcıları” olarak yeni bir profesyonelliğin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Teknolojikleştirilmiş, rasyonelleştirilmiş ve profesyonelleştirilmiş haber doğrulayıcılığı, yalan haber çağında gazeteciliğe yeni bir işlev kazandırmak amacıyla gelişmektedir. Bu çalışmada, bilgi doğrulayıcılığının hangi düzeylerde geleneksel gazetecilik kimliği sınırları içerisinde yer aldığı sorunsallaştırılmaktadır. Eş deyişle, çalışmada haber doğrulayıcılarının profesyonel kimliklerinin oluşumu incelenmektedir. Aynı zamanda, çalışmada haber doğrulayıcılarının karşılaştığı güçlüklerin profesyonel kimlik üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Çalışmada nitel araştırma desenlerinden olgu bilim benimsenmiştir. Bu kapsamda teyit.org doğrulama platformunda çalışan üç bilgi doğrulayıcı ile görüşülmüştür. Elde edilen bulgulara göre, bilgi doğrulayıcılığı kimliği gerçeklerin aktarılması, objektiflik ve tarafsızlık konularında gazetecilikle benzerlik göstermektedir. Öte yandan bilgi doğrulayıcılığı kimliği, dijital beceriler, çalışma pratikleri ve hız başlıklarında gazetecilikten farklılaşmaktadır.
Chapter
Bu kitap bölümü, Covid-19 salgınında ortaya çıkan güvenlik ihtiyacının yarattığı toplumsal kaygı bozukluğunun insanları bir güvenlik-özgürlük tercihi noktasında bıraktığını öne sürmekte ve devletin bu tercih noktasında güvenlik sağlayıcı ve düzen getirici bir aktör olarak toplum yaşamı içten içe kuşattığını, otoriter eğilimlerini toplumun üzerine bir şal gibi örttüğünü iddia etmektedir. Bu bağlamda toplumsal yapıda bu içten içe kuşatmaya demokratik yaşam adına karşı çıkabilecek ve devletin bu eğilimleriyle mücadele edebilecek tek aktörün sivil toplum örgütleri olduğunu belirtmektedir.
Article
Full-text available
Bu araştırmanın amacı hem kişiselleştirmiş çevrimiçi haber kavramını ve türlerini açıklamak hem de yeni medyanın ayırt edici bu özelliğine yönelik farklı görüşleri literatür taraması ile serimleyerek bütüncül bir bakış açısı sağlamaktır. Bu kapsamda, çalışmada öncelikle kişiselleştirilmiş haber içerikleri sunan algoritmaların temel çalışma mantığı üzerinde durulmuştur. Ardından kişisel haber akışlarının otomatik oluşturulmasına yönelik eleştirel çalışmaların varsayımları yankı odası etkisi, filtre balonu ve siberbalkanizasyon kavramları bağlamında tartışılmıştır. Son olarak, bu araştırmalardaki eleştirileri iddialı bulan deneysel çalışmaların sonuçları sunularak; literatürdeki farklı yaklaşımların karşılaştırılması sağlanmıştır. Çalışmada ayrıca kişiselleştirilmiş haberlerin neden olabileceği sorunlardan korunmak için geliştirilen teknolojik araçlar da açıklanmıştır. Araştırmanın sonunda, gazetecilik etiğinin medya sahiplik yapısı ve içeriğe yönelik kodların yanı sıra kişiselleştirilmiş haber akışı gibi teknolojik süreçlerin şeffaflığını da içerecek şekilde geliştirilmesi gerektiği vurgulanarak; dijital medya okuryazarlığı derslerinin bu konuları da kapsaması önerilmiştir. ABSTRACT This research aims to explain the concept and types of personalized online news feeds, as well as to provide a holistic view by presenting various arguments on this distinctive feature of the new media with literature review. In this context, the study firstly focuses on the fundamental working logic of algorithms that primarily provide personalized news content. Subsequently, the assumptions of critical works on the automatic creation of personal news feeds are discussed in the context of echo chamber effect, filter bubble, and cyberbalkanization concepts. Finally, the comparison of different approaches in the literature is provided by presenting the results of empirical studies in which the criticisms are found to be overhyped. The study also describes the technological tools which are developed to solve the problems that may be caused by the personalized news.
Article
Full-text available
Addressing fake news requires a multidisciplinary effort
Article
Full-text available
Social media for news consumption is a double-edged sword. On the one hand, its low cost, easy access, and rapid dissemination of information lead people to seek out and consume news from social media. On the other hand, it enables the wide spread of "fake news", i.e., low quality news with intentionally false information. The extensive spread of fake news has the potential for extremely negative impacts on individuals and society. Therefore, fake news detection on social media has recently become an emerging research that is attracting tremendous attention. Fake news detection on social media presents unique characteristics and challenges that make existing detection algorithms from traditional news media ineffective or not applicable. First, fake news is intentionally written to mislead readers to believe false information, which makes it difficult and nontrivial to detect based on news content; therefore, we need to include auxiliary information, such as user social engagements on social media, to help make a determination. Second, exploiting this auxiliary information is challenging in and of itself as users' social engagements with fake news produce data that is big, incomplete, unstructured, and noisy. Because the issue of fake news detection on social media is both challenging and relevant, we conducted this survey to further facilitate research on the problem. In this survey, we present a comprehensive review of detecting fake news on social media, including fake news characterizations on psychology and social theories, existing algorithms from a data mining perspective, evaluation metrics and representative datasets. We also discuss related research areas, open problems, and future research directions for fake news detection on social media.
Article
Full-text available
This study aims to shed light on the news selection process by examining the news values currently operational in British newspapers. The study takes as its starting point Galtung and Ruge's widely cited taxonomy of news values established in their 1965 study and puts these criteria to the test in an empirical analysis of news published in three national daily UK newspapers. A review of Galtung and Ruge's original study as well as a wider review of related literature is provided. The findings of the news content analysis are used to evaluate critically Galtung and Ruge's original criteria and to propose a contemporary set of news values.
Article
Lies spread faster than the truth There is worldwide concern over false news and the possibility that it can influence political, economic, and social well-being. To understand how false news spreads, Vosoughi et al. used a data set of rumor cascades on Twitter from 2006 to 2017. About 126,000 rumors were spread by ∼3 million people. False news reached more people than the truth; the top 1% of false news cascades diffused to between 1000 and 100,000 people, whereas the truth rarely diffused to more than 1000 people. Falsehood also diffused faster than the truth. The degree of novelty and the emotional reactions of recipients may be responsible for the differences observed. Science , this issue p. 1146
The structure of foreign news: The presentation of the Congo, Cuba and Cyprus crises in four Norwegian newspapers
  • J Galtung
  • M H Ruge
Galtung, J., & Ruge, M. H. (1965). The structure of foreign news: The presentation of the Congo, Cuba and Cyprus crises in four Norwegian newspapers. Journal of peace research, 2(1), 64-90.
İçerik Çözümlemesi. Konya: Selçuk Üniversitesi Yayınları
  • O Gökçe
Gökçe, O. (2001). İçerik Çözümlemesi. Konya: Selçuk Üniversitesi Yayınları. "Doğruluk Kontrol Merkezi" ve "Yalan Haber" Kavramlarına İlişkin İçeriklerin Medyada Yansımasının Araştırılması
The Rıse Of Fact-Checkıng Sıtes in Europe
  • L Graves
  • F Cherebini
Graves, L., Cherebini, F. (2016). " The Rıse Of Fact-Checkıng Sıtes in Europe" Reuters Institute Digital News Report 2016
İstanbul: İletişim Yayınları, s
  • Haber Okumaları
Haber Okumaları, İstanbul: İletişim Yayınları, s. 17-64.
Selçuk üniversitesi iletişim fakültesi akademik dergisi
  • Siberbalkanizasyon Kavramları Çerçevesinde İncelenmesi
Siberbalkanizasyon Kavramları Çerçevesinde İncelenmesi. Selçuk üniversitesi iletişim fakültesi akademik dergisi, 11 (2), 232-251. DOI: 10.18094/josc.340471