Available via license: CC BY
Content may be subject to copyright.
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
>> e-ISSN 2458-7672
89
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
The Real Effects Of The Athenese Epidemic According to the
Narratives of Thukydides
Thukydides’in Aktarımına Göre Atina Salgınının Gerçek
Etkileri
Dr. Öğr. Üyesi Kırklareli Üniversitesi Tarih Bölümü,
Eskiçağ Tarihi Anabilim Dalı
olcayayse@yahoo.com
Olcay TURAN
Eser Geçmişi / Article Past: 1 Ağu 2018 / 23 Ağu 2018
DOI: http://dx.doi.org/10.21551/jhf.450225
Öz
Salgın hastalıklar tarihin her döneminde insanoğlunun karşılaştığı en önemli problemlerden
biri olmuştur. Özellikle salgına yol açan patojenler konusunda az bilgiye sahip olunduğu dönem-
lerde hastalıklar çok sayıda kişinin yaşamına mal olmuş ve sonuçta toplumların siyasi, askeri ve
sosyal yaşantısında derin tahribatlara yol açmıştır. Peloponnesos Savaşı esnasında Atina’da ortaya
çıkan salgının da benzer şekilde yerleşimin siyasi, askeri ve sosyal durumunu derinden etkilediği
iddia edilmiştir. Bu durumun temel sebebi ise salgın hakkında temel kaynak olan Thukydides’in
aktarımlarıdır. Zira pek çok araştırmacı herhangi bir eleştiriye tabi tutmadan Thukydides’in ak-
tarımlarını doğru kabul etmiştir. Bununla beraber var olan bilgiler dikkatlice analiz edildiğinde
salgının iddiaların aksine geniş ölçekli olmadığı görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Salgın, tifo, tifüs, veba, çiçek, Thukydides, Peloponnesos Savaşı,
Atina, Sparta, Perikles.
Araştırma Makalesi Research Paper
Orjinal Makale / Orginal Paper
ORCİD: https://orcid.org/0000-0002-8093-914
ATI F: TURAN Olcay , “Thukydides’in Aktarımına Göre Atina Salgınının Gerçek Etkileri ” Tarih
ve Gelecek, 4/2 (2018), s. (89-108)
CITE: TURAN Olcay, “The Real Effects Of The Athenese Epidemic According to the Narratives
of Thukydides” History and Future, 4/2 (2018), pp. (89-108)
Screened by
History&Future
Journal of
>> e-ISSN 2458-7672
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
90
ABSTRACT
The epidemics constitute one of the most significant problems that human being came ac-
ross in every period of history. Especially, in the periods when they had less knowledge about the
pathogens which led the epidemic the ailments consted the lives of large number of people and
consequently led to profound harms in the political, militaric and social lives of societies. Similarly
it was alleged that the epidemic which appeared in Athens during the Peloponnesian War affected
the political, militaric and social circumstances of the settlement. The main reason of this allegation
in the narratives of Thucydides which are the basic resources of the epidemic. Likewise, numerous
researchers took the narratives of Thucydides as truth uncritically. Howeveri if the available are
analyzed carefully, contrary to the allegations, it can be seen that the epidemic had no broad scale.
Key Words: Epidemic, typhoid, typhus, plague, smallpox, Thucydides, Peloponnesian War,
Athens, Sparta, Pericles.
Giriş
Tarih boyunca insanoğlunun karşılaştığı problemlerin arasında salgın hastalıklar ilk sıra-
larda yer almaktadır. Özellikle hastalıkların nedenleri konusunda görece olarak az bilgi sahibi
olunduğu dönemlerde salgını önleyici tedbirlerin alınmamış olması hastalıkların yayılış hızını,
kurbanların sayısını ve toplum üzerindeki etkilerini doğal olarak etkilemiştir1. Bulaşıcı hastalıklar
coğrafya, iklim, sosyo-ekonomik şartlar, toplumun kültür düzeyi ve nihayetinde temizlik alışkan-
lıklarıyla yakından ilintilidir. Salgın hastalıklar her devirde uygun şartlar ortaya çıktığında hızla
yayılmışlar, pek çok yaşama mal olmalarına ek olarak toplumun demografik, sosyo-ekonomik ve
siyasi yaşamında derin tahribatlara sebep olmuşlardır2. Belirtilen durumlara benzer şekilde pek
çok araştırmacı Peloponnesos Savaşı esnasında Atina’da ortaya çıkan salgının siyasi, askeri, sos-
yo-ekonomik ve demografik açıdan Atina’ya zarar verdiğini ve sonuçta savaşın gidişatını etki-
lediğini iddia etmişlerdir3. Atina’da ortaya çıkan salgınla ilgili en önemli kaynak aynı zamanda
1 I. Şuppiluliuma’nın Telipinu Fermanı’na aykırı hareket etmesi üzerine, II. Murşili Hitit ülkesin-
de veba salgınının ortaya çıktığını iddia etmiştir. Konu ile ilgili olarak bkz. Trevor Bryce, The
Kingdom of the Hittites, Oxford University Press, Oxford, 2005, s. 205-207. Helen dünyasın-
da salgın hastalıklar konusundaki en erken bilgiler İliada’da yer almaktadır. Burada dönem
insanının salgın hastalıkların nedenleri konusunda herhangi bir bilgiye sahip olmadığı açıkça
görülmektedir. Zira salgının nedeni olarak yazar, Apollon’un öfkesini göstermiştir. Konu ile
ilgili olarak bkz. Homeros, İlyada, çev., Azra Erhat ve A. Kadir, Can Sanat Yayınları, İstanbul,
2005, I-XII.
2 M.S. 1330’larda Doğu Asya ya da Orta Asya’da ortaya çıkan Kara Veba sebebiyle kısa sürede
Asya, Avrupa ve Kuzey Afrika’da 75 ila 200 milyon arasında kişinin yaşamını yitirmesine se-
bep olmuştur. Yine benzer şekilde Coğrafi Keşifler esnasında M.S. 1520 tarihinde İspanyollar
bilmeden Yeni Dünya’ya çiçek hastalığını getirmişler ve sonuçta yerli nüfusun %95’i hayatını
kaybetmiştir. Yuval Noah Harari, Homo Deus, çev., Poyzan Nur Taneli, Kollektif Kitap,
İstanbul, 2016, s. 19-20.
3 Thomas R. Martin, E ski Yuna n, çev., Ümit Hüsrev Yolsal, Say Yayınları, 2012, s. 259-263.
Arif Müfit Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 2004, s. 321.
James Longrigg, “Death and epidemic disease in classical Athens”, Death and Disease in the
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
>> e-ISSN 2458-7672
91
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
hastalığa da yakalanmış olan Thukydides’dir. Bununla beraber Thukydides’in salgın konusunda
vermiş olduğu bilgileri destekleyecek yeterli kaynak bulunmamaktadır. Her ne kadar Plutarkhos
ve Diodoros eserlerinde Atina’da yaşanan salgına bir nebze değinmişlerse de muhtemelen onlar da
Thukydides’in çalışmasını temel kaynak olarak kullanmışlardır4. Thukydides, Atina’da yaşanan
salgına neden olan patojen hakkında önemli bilgiler vermiştir. Söz konusu verilerden hareketle pek
çok araştırmacı salgına sebep olan hastalığı tanımlamak için önemli çalışmalar yapmış olmalarına
karşın, hastalığın etkileri çok fazla analiz edilmemiş ya da var olan bilgiler eleştirel bir analize tabi
tutulmadan doğru olarak kabul edilmiştir. Nihayetinde tarih tek bir anlatı değildir; tam tersine bin-
lerce çeşitli anlatıdan meydana gelir. Neyi anlatmayı seçersek, bir diğerini susturmayı tercih etmiş
oluruz. Bu bağlamda araştırmacılar ifade edildiği üzere Thukydides’e büyük bir güven duyarak
salgının etkilerini doğru kabul etmişlerdir. Bu çalışmada ise olayların gerçekten aktarıldığı şekilde
mi yaşandığı yoksa salgının etkilerinin fazlaca mı abartıldığı tespit edilmeye çalışılacaktır.
Tarihteki en önemli salgınlardan biri M.Ö. 431-404 yılları arasında Atina ve Sparta ile bu
iki siyasi yapıya bağlı müttefikler arasında vukuu bulan Peloponnesos Savaşı’nda yaşanmıştır.
Bilindiği üzere savaş öncesinde Hellas’ın en önemli polisleri olan Atina ve Sparta, Kserkses’in
Hellas seferi esnasında Perslere karşı işbirliği yapmışlarsa da iki devlet arasındaki ilişkiler M.Ö. V.
yüzyıl ortalarından itibaren bozulmaya başlamıştır. M.Ö. 446-445 tarihleri arasında imzalanan ve
30 yıl sürmesi planlanan barış, M.Ö. 430’larda ortaya çıkan olaylarla bağlantılı olarak uzun ömürlü
olmamıştır5. Peloponnesos Savaşı öncesinde yaşanan hadiselerle ilişkili olarak Hellas iki rakip hiz-
be ayrılmıştı. Pek çok çatışmada olduğu gibi söz konusu mücadelenin de başlama nedeni oldukça
karmaşıktır. Peloponnesos Savaşı ile ilgili en önemli kaynaklardan biri olan Thukydides, savaşın
başlıca nedeninin Atina ile Sparta arasında M.Ö. 430’larda birbirlerinin müttefikleri ile ilişkiye
girme yetkilerinin olup olmadığı konusundaki anlaşmazlığa dayandığını iddia etmiştir6. Gerçekte
ise savaş emperyalist tutkular ve rakiplerin birbirlerinin sahip olduğu güçten çekinmesi sebebiyle
başlamıştır.
Peloponnesos Savaşı bir bakıma balina ile filin mücadelesine benzemektedir. Zira savaşın
karşı cephelerinde yer alan güçler farklı alanlarda üstünlüklere sahiplerdi. Sparta ve müttefikleri ki
Korinthos’u bunun dışında bırakmak gerekir karada güçlüyken özellikle Atina, Helen dünyasının
en önemli deniz gücüydü. Tarafların farklı sahalarda baskın güç olmaları savaşın genel stratejisini
etkilemiş, bu durum konumuzu teşkil eden salgının Hellas’ın geneli ile kıyaslandığında Atina’da
Ancient City, ed., Valerie M. Hope and Eireann Marshall, Routledge, London and New York,
2000, s. 56.
4 James Longrigg, a.g.m., s. 63.
5 Thukydides, Peloponnessos Savaşları, çev., Furkan Akderin, Belge Yayınları, İstanbul, 2010,
I. 115; Plutarkhos, Bioi Paralelloi: Perikles, çev. B. Perrin, Loeb Classical Library, London,
1948, 21-23; Pausanias, Hellados Periegesos, çev. W. H. S. Jones, Loeb Classical Library,
London, 1954, V. 23. 4. Ayrıca bkz. Geoffrey Hawtborn, Thucydides on Politics: Back to the
Present, Cambridge University Press, Cambridge, 2014, s. 37-38.
6 Atina, Sparta’nın en önemli müttefiki olan Korinthos’un eski kolonisi Korkyra’ya yardım etmiş,
ayrıca yine Sparta’nın müttefiki olan Megara’ya karşı ekonomik yaptırımlar uygulamıştır. Bu
gelişmeler yaşanırken eskiden Atina’nın yanında yer alan Potidaia, Korinthos’tan yardım talep
etmiş ve Korinhos’un yardıma gelmesi ile savaş M.Ö. 431 tarihinde başlamıştır. Thukydides, I.
49-50; 67-71; 73-75. Ayrıca bkz. Donald Kagan, The Peloponnesian War, Penguin, New York,
2004, s. 45. Terry Buckley, Aspects of Greek History, Routledge, London and New York,
1996, s. 319-22.
>> e-ISSN 2458-7672
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
92
Thukydides’in aktarımına göre görece olarak daha şiddetli yaşanmasına sebep olmuştur. Zira savaş
başladığında Atina’daki siyasi yaşamı domine eden Perikles, mücadele esnasında uygulanmaya
çalışılan stratejinin temellerini atmıştır. M.Ö. V. yüzyıl ortalarına gelindiğinde Atina’nın sahip
olduğu deniz gücü ve kent çevresinde yer alan tahkimatlar dönemin kuşatma makinelerinin aşa-
mayacağı düzeydeydi7. Dolayısıyla Atinalılar, deniz ticaret rotalarına egemen olmalarından ötürü
her hangi bir sıkıntıyla karşılaşmadan ihtiyaç duydukları malları ithal edebilirlerdi8. Savunmada
bu tarz imkânlara sahip olan Atina, sahip olduğu deniz gücü vasıtası ile Sparta ve müttefikleri-
ne istedikleri yer ve zamanda saldırma olanağına da sahipti. Perikles, bahsi geçen avantajlardan
yararlanmak suretiyle iki yönlü bir stratejiyi benimsetmeye çalışmıştır. Buna göre Atina, doğru-
dan saldırıya uğrasa bile özellikle Sparta ile karada karşılaşmaktan kaçınmalı ve Peloponnessos
Birliği’nin topraklarına denizden saldırmalıydı. Perikles, Atina’nın üstün bir deniz gücüne ve ma-
liyeye sahip olması sebebiyle uzun bir yıpratma savaşında galip geleceğine inanmaktaydı. Buna
karşın Peloponnesos Birliği’nin lideri olan Sparta ise bir tarım ülkesiydi ve Atina’yla kıyaslandı-
ğında görece olarak ilkel bir ekonomiye sahip olmasından ötürü uzun bir savaşı sürdürmeye yete-
cek mali kaynaklara sahip değildi. Sparta hoplitlerden oluşan 40.000 kişilik bir kara gücüne sahip
olmasından ötürü Atina ile karada karşılaşmayı ve onu esaslı bir yenilgiye uğratarak müttefiklerin-
den ayırmayı arzu etmekteydi. Perikles, düşmanın stratejisinin farkında olduğu için kent merkezi
dışında yaşayan birçok Atinalının, Sprata’nın düzenlediği yıllık Attika istilasından korunmaları
için Atina’ya göç etmelerini sağlamıştır. Öngörülemez bir şekilde M.Ö. 430 tarihinde ortaya çıkan
salgının Atinalılara nüfuslarını sarsarak maddi, en önemli liderleri Perikles’i öldürerek siyasi, ken-
dilerine olan güvenlerini yerle bir ederek toplumsal ve dini normları aşındırarak psikolojik zararlar
verdiği iddia edilmiştir9. Bununla beraber salgın esnasında ve sonrasında yaşanan olaylar dikkatli
bir şekilde analiz edildiğinde hastalığın etkilerinin abartıldığı kanısındayız.
Thukydides’in Aktarımına Göre Salgın
Thukydides, M.Ö. 430 tarihinde Atina’da ortaya çıkan salgın ve hastalığa neden olan patojen
hakkında ayrıntılı tasvirlerde bulunmuştur. Thukydides salgının Etiyopya kökenli olduğunu Mısır,
Libya ve Pers toprakları üzerinde Hellas’a ulaştığını ifade etmiştir. Salgın, Ege Dünyasında ilk
olarak Lemnos’da görülmüş olmakla birlikte burada Atina ile karşılaştırıldığında etkisi daha az
olmuştur10. Salgının Pire’de görülmesi üzerine Atinalılar Peloponnesos’lular tarafından su kuyu-
larının zehirlendiği kanısına varmışlardır. Sonrasında hastalık şehrin yukarı kesimlerine ulaşmış
ve asıl kayıplar da burada ortaya çıkmıştır11 . Thukydides söz konusu bilgilere ek olarak hastalığa
bizzat yakalanması sebebiyle de rahatsızlığın semptomlarını o dönemin bilgisi çerçevesinde ayrın-
tılı bir şekilde aktarmıştır:
“O sene ilk zamanlar herkesin sağlığı yerindeydi. Sadece işgalcilerin kimileri hastalanıyor-
7 M.Ö. 450 dolaylarında Atina’nın çevresi güçlü bir sur ile çevrelenmişti. Ayrıca Pire’deki ana
limana her iki yönden ulaşan duvar da sağlamlaştırılmıştı. Thomas R. Martin, a.g.e., s. 257.
8 Atina söz konusu malların finansmanını Attika-Delos Deniz Birliği’nin hazinesi ve gümüş
madenlerinden elde ettikleri kazançla sağlamışlardır. Arif Müfit Mansel, a.g.e., s. 318-319
9 Thomas R. Martin, a.g.e., s. 260.
10 Thukydides, II. 48. Ayrıca bkz. Charles De Paolo, Epidemic Disease and Human
Understanding, McFarland Publishers,North Carolina and London, 2006, s. 64.
11 Thukydides, II. 48. Ayrıca bkz. Helen King, Greek and Roman Medicine, Bloomsbury,
London, 2013, s. 21.
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
>> e-ISSN 2458-7672
93
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
du. Genelde hiçbir ön belirti olmuyordu. İnsanlar sağlıklıyken birdenbire ateşleri çıkmaya başlı-
yor, gözleri yanıyor, boğaz ve dilde kanlanma oluyor, nefes alıp vermede düzensizlik yaşanıyor,
ağızda kötü bir koku oluyordu. Daha sonra göğüste şiddetli bir ağrı başlıyordu. Bununla beraber
gelen öksürüğü midedeki akıl almaz ağrılar takip ediyordu… Hastaların bir kısmı bundan sonra
kusmaya başlıyorlardı. Bir kısmı ise kusmuyor hıçkırmaya başlıyorlardı. Hıçkırık kimi hastalarda
uzun süre devam ederken kimilerinde kısa bir süre sonra kesiliyordu. Dışarıdan bakıldığında has-
ta çok ateşli görünmüyordu. Ancak içten epeyce yanıyorlardı. Deri kırmızıya çalıyor ve pürüzlü
bir hal alıyordu. İnsanların içlerindeki ateş en hafif giysileri bile giymelerine engel oluyordu.
Hastalar o kadar çok yanıyorlardı ki kendilerini soğuk suların olduğu kuyulara atmak istiyorlardı.
Kendilerine iyi bakılmayanlar gerçekten de böyle yaptılar. Fakat ne kadar su içilirse içilsin rahatla-
yamıyorlardı. Ayrıca vücutta daimi bir yorgunluk ve susuzluk hissediliyordu. Yedi veya dokuz gün
içinde hastaların birçoğu ölüyordu. Eğer bu kısmı atlatmayı başarırlarsa bu kez de hastalık bağır-
saklara iniyordu. Ardından şiddetli bir ishal başlıyor bu aşamada yaşamlarını kaybediyorlardı. İlk
zamanlar baş kısmında başlayan bu sıkıntılar zaman içinde vücudun tamamına yayılıyordu. Kimi
zamanlar hastalık cinsel organlardan, ayak ve ellerin en uç noktalarına kadar bile taşınıyordu.
Bazen insanlar bu uzuvlarından bazılarını kaybederek hastalıktan kurtulmak yoluna gidiyorlardı.
Bu arada gözlerinden bile olanlar oldu. Hastalıktan kurtulmayı başaranlar da bilinçlerini kaybe-
diyorlar ve kendilerinin ve akrabalarının kim olduklarını hatırlayamıyorlardı.”12
Thukydides’in salgına yol açan patojen konusunda vermiş olduğu bilgilerin ayrıntıdan uzak
olması sebebiyle araştırmacılar salgının türü konusunda farklı iddialarda bulunmuşlardır. Zira pek
çok hastalığın belirtileri ortak olup aradaki fark ancak uzmanlar tarafından yapılan ayrıntılı testler
sonucunda tespit edilebilmektedir13. Konu bu açıdan değerlendirildiğinde çiçek, hıyarcıklı veba, ti-
fo, tifüs, kızamık, grip gibi rahatsızlıklara ek olarak Thukydides’in de belirttiği gibi Afrika kökenli
bir hastalık olması sebebiyle salgının eboladan bile kaynaklanabileceği iddia etmiştir14. Yukarıda
12 Thukydides, II. 49.
13 Thukydides hastalığa bizzat yakalanmış olmasından ötürü konu ile ilgili önemli bilgiler sağ-
lamış olmakla beraber bazı noktalarda kafa karışıklığına sebep olabilecek muğlâklıkta ak-
tarımlarda bulunmuştur. Örneğin derinin ne şekilde döküldüğü konusunda ayrıntılı bir bilgi
vermemiştir. Metinde bu durum kısaca su toplama ve ülser ya da yaralar şeklinde tarif edil-
miştir. Fakat su toplanan alanın rengi, bölgesi ya da oluşum aşaması anlatılmamıştır. Bunun
ötesinde Thukydides tarafından deri döküntüsünü tanımlamak için kullanılan Helence kelimei-
nin anlamı konusunda da farklı fikirler bulunmaktadır. Modern terimler olan çıban, isilik veya
lezyon ya da doku yaraları Thukydides’in kesin olarak neyi anlatmak istediğini ortaya koyma-
maktadır. Dolayısıyla bu durum, tarihçiler ve tıbbi çevrelerde hastalığın ne olduğu konusunda
kafa karışıklıkları yaratmıştır. Thukydides’in aktarımında yer alan su toplama ve irinli yaralar
ifadesi, bir uzmana göre çiçek hastalığında görülen yaralara benzetilirken, başka bir uzman ise
deri döküntüsü ateşli tifüs olarak tanımlanmasına sebebiyet vermiştir. Deri döküntüsü ile ilgili
Thukydides’in aktarımı araştırmacıları şaşırtmakta ve farklı sonuçlara ulaşmalarına sebebiyet
vermektedir. M. A. Soupios, “Impact of the plague in Ancient Grecee”, Infectious Disease
Clinics of North America, vol. 18, no. 1, 2004, s. 47.
14 Bazı araştırmacılar salgına neden olan hastalığın çiçek olduğunu iddia etmişlerse de fiziki bit-
kinlik ve yüksek ateş; sırt ve belde ağrı; ve kızamık kızarıklıkları sonrası deride kalan çukurş-
luklar gibi hastalığın karakteristik özellikleri Thukydides tarafından aktarılmamıştır. Salgının
ortaya çıktığı tarihlerde Helen dünyasında hıyarcıklı vebanın taşıyıcısı konumundaki kara
sıçanlar bilinmemekteydi. M. A. Soupios, a.g.m., s.47-48. Ayrıca hıyarcıklı vebanın genel
özelliklerinden olan iltihaplı şişlikler ya da hıyarcıklar Thukydides tarafından konu edilme-
miştir. Tifüsün belirtileri arasında şiddetli baş ve kas ağrıları ile kuru öksürüğün Thukydides
tarafından belirtilmemiş olması bu hastalığı da elememize neden olmuştur. Kızamık ise be-
>> e-ISSN 2458-7672
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
94
belirtilen hastalıkların neredeyse tamamı yoğun nüfuslu bölgelerde kısa sürede yayılma eğilimin-
dedirler ki Atina’nın o dönem Helen dünyasının en kalabalık ve kozmopolit kenti olmasına ek o-
larak Perikles’in savaş stratejisi uyarınca Attika’da yaşayanlarında kente gelmiş olması sonucunda
var olan nüfus yoğunluğunun daha da artmış olduğu hatırda tutulmalıdır.
Atina’da ortaya çıkan salgının kaynağı konusunda tartışmalar halen devam etmesine karşın
1992-97 yılları arasında Atina’daki metro inşaatları sırasında Kerameikos bölgesinde ortaya çıkar-
tılan toplu mezarlar konunun aydınlatılmasına önemli katkı sağlamıştır. Söz konusu toplu mezarların
ilkinde 150 ikincisinde ise 29 adet iskelet ortaya çıkartılmış ve yapılan analizler neticesinde mezarların
Peloponnesos Savaşı dönemine ait olduğu saptanmıştır. Toplu mezarlardaki cesetlerin konumları ince-
lendiğinde en alt tabakadaki gömülerin özenli bir şekilde yapıldıkları görülürken, sonraki definler daha
özensiz olarak yapılmıştır. Mezar hediyesi olarak da düşük kalitede eşyalar ortaya çıkartılmıştır. Helen
toplumunda kremasyon yönteminin uygulanmadığı toplu mezarların oldukça nadir olması, mezarların
salgın dönemiyle ilişkili olduğu sonucuna ulaşılmasına sebebiyet vermiştir. Thukydides’de cenazele-
rin dini kurallar göz ardı edilerek defnedildiğini ifade etmiştir15. Toplu mezarlarda ortaya çıkartılan
kemikler ve dişler üzerinde yapılan DNA incelemeleri söz konusu salgına su kaynaklı bir patojen olan
tifonun sebep olduğunu göstermiştir16. Diğer taraftan Thukydides hastalığa yakalananların kuyula-
rın etrafına toplandığını ve kendilerini kuyulara attıklarını ifade etmiştir. Bu durumda kurbanlar
zincirleme olarak kuyuları kirletmiş olabilirler ki bu da salgının hızla yayılmasına neden olmuştur.
Salgının Demografik Etkileri
Günümüzde olduğu gibi antikçağlarda da herhangi bir siyasi yapının güçlü olabilmesinin
temel şartlarından biri sahip olduğu nüfus varlığıdır. Özellikle hastalıkların nedenleri ve korunma
yöntemleri konusunda günümüzle kıyaslandığında görece olarak az bilgiye sahip olunan dönem-
lerde salgınlar nüfus üzerinde yıkıcı etkilere sebebiyet vermişlerdir. Bu bağlamda Thukydides’in
aktarımlarından yola çıkan araştırmacılar, Atina’da yaşanan salgın sebebiyle kentin demografik
yapısının olumsuz yönde etkilendiğini ve sonuçta bu durumun özellikle siyasi ve askeri alanlarda
menfi etkilere sebep olduğunu iddia etmişlerdir17.
lirtileri bakımından Thukydides’in tarifinden oldukça farklıdır. Örneğin nezle, ağız içinde
yanak mukozasında gri-beyaz renkte, iğne başı büyüklüğünde çevresi koyu kırmızı lekeler
olan koplik lekeler ve kulak ardından, alından ve saçlı deriden başlayan ufak pembe-kırmızı
döküntüler ortaya çıkması hastalığın başlıca belirtileridir. Buna ek olarak anormal düzeyde
kötü kokulu nefes ve hafıza kaybı bu hastalıkla ilişkilendirilmemektedir. Thukydides ayrıca
eller ve ayaklarda kangren olduğunu belirtmesine karşın kızamığın bu tarz bir etkisi yoktur.
Bkz. Robert J. Littman and M. L. Littman, “The Athenian Plague: Smallpox”, Transaction and
Proceedings of the American Philological Association, vol. 100, 1969, s. 262-263. Ebola ile
ilgili olarak bkz. Bernard Dixon, “Ebola in Greece?”, British Medical Journal, vol. 313, no.
7054, 1996, s. 430.
15 Thuydides, II. 52.
16 N. C. Stampolidis and L. Parlama, Athens: The City Beneath the City: Antiquities the
Metropolitian Railway Excavation, Abrahams, Harry N. Abrams,, New York, 2001, s. 272-
273.
17 Cristopher Howell, “Plague of Athens: A Fate More Terrible Than the Spartans 430-426 BCE”,
ed., Rebecca M. Seaman, Epidemics and War: The Impact of Disease on Major Conf licts
in History, ABC-CLIO, Santa Barbara, 2018, s. 12.
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
>> e-ISSN 2458-7672
95
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
Atina’da ortaya çıkan salgının demografik etkilerini belirleyebilmek için ilk olarak salgın
öncesinde kentin nüfusunun ne kadar olduğunu saptamak gerekir ki bu bağlamda konu ile ilgili
en önemli veri Thukydides tarafından sağlanmıştır. Thukydides, Peloponnesos Savaşı arifesinde
Atina’nın sahip olduğu asker sayısı ile ilgili önemli bilgiler aktarmıştır. Örneğin Thukydides’in
aktarımına göre, Atian ordusunun asker sayısı şu şekildedir:
“Diğer taraftan surları koruyan on altı bin askerin dışında on üç bin hoplitte bulunmaktaydı.
Surları savunanlar en yaşlı ve gençlerden oluşan hoplitlerdi… On iki bin süvari ve atlı okçu, on altı
bin okçu vardı. Peloponnesos Savaşı’nın başında Atinalılar’ın askeri durumları bu şekildeydi18.”
Kara gücüne ek olarak Atina donanması ortalama 200 triremesden oluşmaktaydı ki her
gemide üç kata dağılmış şekilde 170 kürekçiye ek olarak subaylar, deniz erleri ve üst donanım-
dan sorumlu 30 kişi görev yapmaktaydı19. Söz konusu rakamlar göz önünde bulundurulduğunda
donanmada 40.000 denizcinin görev yaptığı ortaya çıkmaktadır. Tüm bu rakamlar dikkate alın-
dığında Atina’nın 97.000 kişilik bir askeri güce sahip olduğu görülmektedir20. Bununla birlikte
Peloponnesos Savaşı öncesinde Atina’da yaşayan insan sayısı ile ilgili araştırmacıların farklı dü-
şünceleri bulunmaktadır. Bazı araştırmacılar, Atina vatandaş sayısının 60.000 kişi olduğunu iddia
etmiş olmalarına karşın21; toplam nüfusun 235.000 kişi olduğunu, bunun 35.000’i yetişkin vatan-
daşlar olmak üzere toplam vatandaş sayısının 105.000, ayrıca aileleri ile birlikte 30.000 metoikos
ve 100.000 kölenin kentte yaşadığı ileri sürülmüştür22.
Thukydides salgın ilk olarak ortaya çıktığında dört bin hoplitten bin beş yüzünün hayatını
kaybettiğini iddia etmiştir23. Benzer bir şekilde Diodoros da muhtemelen Thukydides’i kaynak
alarak binden fazla askerin hayatını kaybettiğini aktarmıştır24. Söz konusu aktarım doğru kabul
edildiğinde hastalıktan ölenlerin oranı % 25-26 dolayındadır. Bununla beraber Thukydides söz ko-
nusu bin askerin ne kadarının çatışmalarda, ne kadarının aldıkları yaralar yüzünden öldükleri ko-
nusunda herhangi bir bilgi vermemektedir. Thukydides salgının ikinci kez ortaya çıktığı dönemle
ilgili olarak ise “Dört bin dört yüz hoplit ve üç yüz süvari öldü. Sivil kayıpların sayısı ise çok daha
fazladır” ifadelerini kullanmıştır25. Söz konusu rakamsal verilerden hareketle bazı araştırmacılar,
ölüm oranın % 25 dolayında olduğunu ileri sürmüşlerdir. Fakat bu değerlendirmeyi yaparlarken,
çatışmalar esnasında yaşanan kayıpları görmezden gelmişler ve literatürde % 25-30 orası ölüm
oranı genel olarak kabul görmüştür26.
18 Thuydides, II. 13.
19 Lionel Casson, Antikçağda Denizcilik ve Gemiler, çev: Gürkan Erkin, Homer Kitapevi,
İstanbul, 2002, s. 67.
20 Thukydides’in vermiş olduğu bilgilerden yola çıkılarak yapılan ortalama bir tahmin.
Thukydides, II. 13.
21 Mogens Herman Hansen, The Athenian Democracy in the Age of Demosthenes, University
of Oklahoma Press, Oklahoma, 1999, s. 55.
22 Leonard Whibley, Political Parties in Athens During the Peloponnesian War, Cambridge
University Press, Cambridge, 1889, s. 40.
23 Thukydides, II. 58.
24 Diodoros, Bibliotheke, ed. by C. H. Oldfather, Diodorus of Sicily, Loeb Classical Library,
London, 1953, XII. 41-13.
25 Thukydides, III. 87.
26 I. Morris, B. B. Powell, The Greeks, History, Culture and Society, Pearson Prentice Hall,
New Jersey, 2006, S. 335-336.
>> e-ISSN 2458-7672
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
96
Atina’da yaşanan salgın konusunda temel kaynak olan Thukydides, “insanlar bilindik
hastalıklara yakalanmıyorlardı. Yakalananlar da kısa zaman içinde veba oluyorlardı”27 diyerek
modern araştırmacıların salgının yaşandığı tarihlerde tüm ölümleri hastalıkla ilişkilendirmeleri
hatasına düşmelerine sebep olmuştur. Bu ifade doğrultusunda araştırmacılar, M.Ö. 431 yılında
Atina’da 47.000 yurttaşın yaşadığını ve bunlar içinden 15.000 kişinin salgın sebebiyle öldüğünü
ileri sürmüşlerdir28. Yine Attika nüfusunun 315.000’den 218.000 indiği iddialar arasındadır29. Hatta
salgın nedeniyle 300.000 kişinin bile öldüğü ileri sürülmüştür30. Daha öncede ifade edildiği üzere,
Atina’da yaşanan salgının tifo kaynaklı olduğu anlaşılmıştır ki adı geçen hastalığın öldürme oranı
çiçek ya da hıyarcıklı veba ile karşılaştırıldığında yüksek olmadığı bilinmektedir. Savaşın başla-
dığı tarihlerde Atina 17.000 hoplite sahip olmasına karşın M.Ö. 424 yılına gelindiğinde bu sayı
9500’e düşmüştür. Sonuçta bazı araştırmacılar, asker miktarındaki azalmayı salgınla ilişkilendirir-
lerken kimileri de ise duruma daha ihtiyatlı yaklaşmışlar ve sayılardaki azalmanın başat nedenle-
rinden biri olarak savaşı göstermişlerdir31. Diğerleri ise salgının boyutunu o denli abartmışlardır ki
bu salgının antikçağ boyunca görülen en yıkıcı salgın olduğunu ve savaştaki yenilginin salgından
kaynaklandığını belirtmişlerdir32. Bununla birlikte kimileri de salgının haddinden fazla abartıldı-
ğını; gerçekte Sicilya Seferi’nin sonuçlarının salgından daha ağır olduğunu iddia etmişlerdir33.
Hoplitler arasında salgının daha etkili olduğu da zaman zaman iddia edilmiş olmasına kar-
şın, bu sınıf alt gelir grupları ile karşılaştırıldığında görece olarak daha iyi imkân ve koşullara
sahiptiler. Zira hoplitler, çoğunlukla üst ve orta gelir grubuna mensup kişilerden oluşmaktaydı34.
Bu bağlamda doğal olarak daha iyi beslenme, barınma ve sağlık olanaklarına sahiplerdi. Bununla
birlikte hoplitler, deniz aşırı bölgelere düzenlenen seferler esnasında Pire’den gemilere binmek-
teydiler. Bu durumda hastalığa yakalanmaya daha açık oluyorlardı. Zira Pire bölgesinde doğal su
kaynakları olmadığı için ihtiyaçlar sarnıçlardan karşılanmaktaydı ki bu durum da hastalığa yaka-
lanma olasılığını arttırmaktaydı. Çünkü tifo, su kaynaklı bir patojendir ve Thukydides’de salgının
ilk olarak Pire’de başladığını ifade etmiştir35. Plutarkhos da salgından en fazla gençlerin dolayısıyla
27 Thukydides, II. 51.
28 M.H. Hansen, “Three Studies in Athenian Demography”, Historisk-filosofiske Meddelelser
56, The Royal Danish Academy of Sciences and Letters, Munksgaard, Copenhagen, 1988, s.
14.
29 A. W. Gomme, The Population of Athens in the Fifth and Fourth Centuries B.C., Basil
Blackwell, Oxford, 1933, s. 26.
30 Michel Drancourt and Didier Raouli, “Molecular insights into the history of plague”, Microbes
and Infection, vol. 4, no. 1, 2002, s. 105-109.
31 M.H. Hansen, a.g.m., s. 14.
32 Norman F. Cantor, In the Wake of the Plague: The Black Death and the World It Made,
Simon and Schuster, New York, 2001,s. 188. R. J. G. Mayor, “Population”, A Companion to
Greek Studies, ed., Leonard Whibley, Cambridge University Press, Cambridge, 1931, s. 504.
33 J. F. D. Shrewsbury, “The plague of Athens”, Bulletin of the History of Medicine, vol. 24, no.
1, 1950, s. 1-25.
34 Solon’un yapmış olduğu düzenleme neticesinde Atina toplum dört sınıfa bölünmüştü. Bunlar:
Petakosioimedimnoi (500 medimnos ve üstü buğday, zeytinyağı ya da şarap üretenler), hip-
peis (300 medimnos), zeugitoi (200 medimnos) ve thetes (200 medimnos altı). Konu ile il-
gili bkz. Aristotle, Aristotle on the Constitution of Athens, ed., Frederic G. Kenyon, The
Lawbook Exchange, Clarke and New Jersey, 2004, VII. 3-4. Ayrıca bkz. P. J. Rhodes, Athenian
Democracy, Oxford University Press, Oxford and New York, 2004, s. 250-251.
35 Thukydides, II. 48.
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
>> e-ISSN 2458-7672
97
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
da hoplitlerin etkilendiğini iddia etmiştir36.
Peloponnesos Savaşları esnasında Atina’da yaşanan salgının tarihin gidişatı üzerinde etkili
olduğu pek çok araştırmacı tarafından iddia edilmiştir. Bu bağlamda salgın sebebiyle Atina toplu-
munda sosyal ve ahlaki alanda bir çöküşün yaşandığı savunulmuştur. Bu duruma ek olarak, salgın-
dan etkilenmemek için Spartalıların kuşatmayı uzun tutmadıkları iddia edilmiş olmasına karşın
Thukydides bu tezi doğrulamamaktadır37. Zira o, konu ile ilgili olarak şu ifadeleri kullanmıştır:
“Bu istilada Peloponnesoslular öncekilerden daha fazla Attika’da kaldılar ve tüm ülkeyi tahrip
ettiler, gerçekte onlar neredeyse 40 gün Attika’da kaldılar.38”
Thukydides, salgının dini temelli olduğunu iddia edenlerin olduğunu aktarmakta-
dır. Bu bağlamda da Atinalılar, salgına son vermek için Delos Adası’nda arınma ayini düzenlemiş-
lerdir39. Aynı zamanda Thuydides, ortaya atılan kehanetlerde salgın konusunda bilgiler bulunuldu-
ğunu da aktarmaktadır:
“Atinalılar böyle büyük bir felaketle karşılaşmışlardı. Kent içinde salgın, dışında ise toprak-
ların yakılıp yıkılması söz konusuydu. Bu arada yaşlıların eskiden duydukları bir kehanet akla
geldi: Dor savaşıyla beraber veba da gelecek. Bunu hatırlatanlara karşı çıkanlar oldu. Çünkü
kehanette sözü edilen şeyin veba değil kıtlık olduğunu belirtiyorlardı. Ancak salgının da etkisiyle
kehanet salgın olarak yorumlandı. Çünkü insanlar duydukları şeylerle yaşadıkları şeyleri örtüş-
türmek istiyorlardı. Sanırım bu sırada kıtlık yaşansaydı kehanette kıtlık olarak yorumlanırdı. Bu
kehanetten söz edenler aynı zamanda Spartalılar için yapılan kehanetten de bahsetmekteydiler.
Tanrı kendilerine Spartalılar büyük bir istekle savaşırlarsa onlara yardım edeceğini belirtmişti.
Doğal olarak bu kehanet doğru bulunmaya başlanmıştı. Çünkü Peloponnesoslular salgından et-
kilenmemişlerdi. Şuana kadar veba salgınından en çok etkilenen yer Atina ve ülkenin en kalabalık
yerleriydi40.”
Muhtemelen Diodoros, Thukydides’i kullanarak Atinalıların salgından korunmak amacıyla
Delos Adası’nda bir ayin düzenlediklerini ifade etmiştir41. Benzer bir şekilde Pausanias da Atina’da
Peloponnesos Savaşı esnasında bir salgının yaşandığı konusunda bilgiler vermektedir42. Her iki
kaynağında aktardığı üzere Atinalılar salgının etkilerini azaltmak amacıyla bir arınma ritüeli dü-
zenledikleri görülmektedir. Bu durumda Atina’da bir salgının yaşandığı kesin olmasına karşın, ka-
nıtların dikkatli bir şekilde incelendiğinde iddia edildiği gibi büyük ölçekli olmadığı kanısındayız.
36 “ İlk olarak başlarına veba yıkımı geldi ve gençlerinin ve güçlülerinin çiçeğini alıp götürdü. Bu
onları ruhta ve bedende zayıflattı ve Perikles’e karşı çılgına dönmelerine yol açtı. Böylece tıpkı
hastaların delirip doktorlarına ya da bir babaya saldırmak için çabalayıp durmaları gibi, onlar
da Perikles’e zarar vermeye çalıştılar”. Plutarkhos, Perik les, 34.
37 Hans Zinsser, Rats, Lice and History, Percy Lund Humphries, London, 1935, s. 121.
38 Thukydides, II. 57.
39 Thukydides, III. 104.
40 Thukydides, II. 54.
41 Diodoros, XII. 58.
42 Pausanius, Pausanias’s Description of Greece, vol. 1, ed., J. G. Frazer, Cambridge University
Press, Cambridge, 2012, I. 3. 3.C. W. Hedrick, “The Temple and Cult of Apollo Patroos in
Athen s”, American Journal of Archaeology, vol. 92, 1988, s. 196. Frederick A. Cooper,
The Temple of Apollo Bassitas: The Architecture, American School of Classical Studies at
Athens, Princeton and New Jersey, 1996, s. 75.
>> e-ISSN 2458-7672
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
98
Zira Atina agorasında ortaya çıkartılan yazıtların hiçbirinde şiddetli bir salgının yaşandığına dair
bilgi bulunmamaktadır43.
Tüm bu veriler ışığında Atina’da bir salgının yaşandığı kesin gibi görünmekle beraber
Thukydides ve bazı araştırmacıların iddia ettiği gibi nüfusun büyük kısmını etkileyen bir salgının
yaşandığı konusunda elde sağlam deliller bulunmamaktadır. Yukarıda ifade edilen bilgilere ek o-
larak nüfusun ¼’ünü etkileyecek şiddette bir salgın yaşanması durumunda Atina’nın Peloponnesos
Savaşı gibi uzun soluklu bir mücadeleyi sürdürmesinin mümkün olamayacağı kanaatindeyiz.
Salgının Siyasi ve Askeri Etkileri
Peloponnesos Savaşı konusunda düşünce beyan eden araştırmacıların büyük kısmı,
Thukydides ve Plutarkhos’un aktardığı bilgiler ışığında savaşın kritik safhasında Perikles gibi
yetenekli bir devlet adamının salgın sebebiyle hayatını kaybettiğini iddia etmişlerdir44. Bununla
beraber Perikles’in ölümü konusunda bilgi veren antik kaynaklarda ölüm sebebi açık olarak ifade
edilmemiştir. Thukydides savaşın başlamasından iki yıl altı ay sonra Perikles’in ölmesi dışında na-
sıl hayatını kaybettiği konusunda bilgi vermemektedir45. Peloponnesos Savaşı’ndan yaklaşık olarak
beş asır sonra eserini yazan Plutarkhos’un Perikles’in ölümü konusunda verdiği bilgiler ise kafa
karıştırıcıdır. Plutarkhos konu ile ilgili olarak şu bilgileri vermektedir:
“Perikles çöküntü içinde evinde yatıyordu. Ama Alkibiades ve başka dostları tarafından ka-
mu yaşamına yeniden dönmesi konusunda ikna edildi… Bu sırada görünürde başkalarında olduğu
gibi keskin ve şiddetli bir atakla değil ama uzunca bir zaman boyunca birçok değişiklik göstererek
ilerleyen ağır bir rahatsızlıkla, veba Perikles’i yakaladı, yavaş yavaş bedeninin gücünü tüketti ve
ruhunun soylu etkilerini zayıflattı…”46
Thukydides salgına yol açan hastalığa yakalanan kişilerin yedi ile dokuz gün içinde hayatla-
rını kaybettiğini belirtmiştir47. Bu duruma tezat olarak Plutarkhos ise Perikles’in hastalığının uzun
süre devam eden ve ağır ilerleyen bir rahatsızlık olduğunu aktarmaktadır ki bu iki anlatım bir te-
zatlık yaratmaktadır. Plutarkhos muhtemelen Thukydides’in eserinden yararlanmış ve kendi çıka-
rımlarını da kullanmak suretiyle Perikles’in salgın sonucunda hayatını kaybettiğini iddia etmiştir.
Gerçekte ise Perikles salgına yol açan hastalığın belirtilerinin hiçbirini sergilemediği görülmek-
tedir. Muhtemelen öldüğünde 60’lı yaşlarda olan Perikles iddiaların aksine farklı bir rahatsızlık
sonucunda hayatını kaybetmiştir. Bu durumda salgının, Perikles’in ölümüne yol açarak Atina’nın
askeri ve siyasi geleceğine etki ettiği iddiaları temelden geçersiz bir hale gelmektedir. Perikles her
ne kadar tarihçiler tarafından Atina’nın siyasi ve toplumsal yaşamına bıraktığı izler sebebiyle gök-
lere çıkarılmış olsa da gerçekte tek bir kişinin ölmesinin savaşın gidişatı üzerinde yapacağı etki za-
43 J. M. Camp, The Archaeology of Athens, Yale University Press, New Haven and London, 2001, s.
257.
44 Charles Alexander Robinson, Athens in the Age of Pericles, University of Oklahoma Press,
Oklahoma, 1971, s. 113. Stephen V. Tracy, Pericles: A Sourcebook and Reader, University of
California Press, Berkeley, Los Angeles and London, 2009, s. 19.Thomas R. Martin, a.g.e., s.
260. Arif Müfit Mansel, a.g.e., s. 321.
45 Thukydides, II. 65.
46 Plutarkhos, Perikles, 38-39.
47 Thukydides, II. 49.
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
>> e-ISSN 2458-7672
99
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
man zaman abartılmıştır. Zira Perikles her halükarda ölümlü bir kişiydi ve savaş başladığında yaşı
altmışa gelmişti. Peloponnesos Savaşı’nı temelde bir yıpratma harbi olduğu ve uzun süre devam
ettiği düşünülecek olursa ölümünün yarattığı etki buna göre hesaplanmalıdır. Tarihçiler çoğunlukla
kişilere olduğunda fazla değer yükleme eğilimindedirler ki bu durumlarda hata yapılması kaçı-
nılmazdır. Önemli olan kişilerden çok devletleri idare eden kurumların gelişmişlik düzeyleridir.
Bu bağlamda Thukydides ve Plutarkhos, Perikles’in ölümü sonrasında Atina’daki sosyal ve siyasi
yaşamda ortaya çıkan durumu aristokrat ve demokrasi karşıtı bir zihinle ele aldıkları için konu
hakkında tarafsız bir değerlendirme yapmaları da beklenemez48.
Daha öncede ifade edildiği üzere, savaş başladığında donanması ve sahip olduğu güçlü tah-
kimat sebebiyle Atina doğrudan saldırılarla ele geçirilemez konumdaydı. Bu duruma ek olarak
savaşın başında Atina siyasi ve askeri açıdan oldukça kuvvetliydi. Bununla beraber Perikles’in
ortaya attığı savaş taktiğinin uygulamadan kaynaklanan bir takım sorunları vardı. Kent merke-
zi dışında yaşayan pek çok Atinalının, Sparta ordusunun her yıl düzenli olarak gerçekleştirdiği
Attika istilası esnasında evlerini ve tarlalarını arkalarında bırakıp kent surları gerisine çekilmeleri
gerekmekteydi. Thukydides, Atinalıların doğup büyüdükleri ve aynı zamanda alıştıkları yaşam
tarzını terk etmekte zorluk yaşadıklarını ifade etmiştir49. Spartalıların, Attika topraklarını yağma-
lamaları üzerine kentte yaşayanlar ki özellikle Akharnei’nin erkekleri gelişmeler karşısında öfkeye
kapılmışlardı. Fakat Perikles demokratik teamüllere aykırı olarak siyasi manevralarla meclisin yeni
bir taktiği onaylamasını engellemeyi başarmıştır50. Uzun süreli bir seferi destekleyecek lojistik hat-
lardan yoksun olan Sparta aynı zamanda helotların da isyan etmesinden çekindiği için seferi uzun
tutmamış ve bir ay geçtikten sonra Attika’dan çekilmek zorunda kalmıştır.
Sparta’nın gerçekleştirdiği ilk saldırı sonrasında Atinalılar, Perikles’in planına uygun ola-
rak donanmalarını kullanmak suretiyle harekete geçmişlerdir. Söz konusu dönemde Atinalılar yüz
gemiye ek olarak bin hoplit ve dört yüz okçudan oluşan bir gücü Pelonnesos kıyılarına göndermiş-
lerdir. Ayrıca eş zamanlı olarak 30 gemilik bir unsuru da Euboia’yı korumak için sevk etmişler-
dir51.
M.Ö. 430 yılında Arkhidamos’un önderliğinde Sparta’nın gerçekleştirdiği ikinci işgal52
sonrasında Thukydides ve bazı araştırmacılar, siyasi ve askeri açıdan salgının kent için olumsuz
neticeler doğurduğunu iddia etmişlerdir. Fakat var olan bilgiler aksi yönde deliller içermektedir.
Salgın öncesinde Perikles 100 gemiden oluşan bir donanmayı Peloponnesos’a saldırmak amacıyla
48 “ Savaş başladıktan iki sene sonra Perikles (M.Ö. 429) öldü. Ölümünden sonra da ne kadar haklı
olduğu anlaşıldı. Perikles tüm güçlerini donanma için harcadıkları ve ülkelerinin geleceği-
ni düşündükleri takdirde Atinalılar’ın bu savaştan zaferle çıkacaklarını düşünüyordu. Fakat
onun söylediklerinin tersi yapıldı. Savaşla alakalı olmayan ve insanların kişisel çıkarlarını
düşünen bazı işler Atinalılar’ın ve müttefiklerinin zararına gelişmelere yol açtı. Bu insanlar
başarılı olsalardı yararı kendilerine olacaktı. Fakat başarısız olduklarında bunun acısı devlet-
ten çıktı… Yönetim biçimi demokrasi olarak adlandırılsa da gerçekte var olan bir monarşiydi.
Perikles’in ardından iktidara gelenlerse halka yaranmak amacıyla yönetimi halka bıraktılar”.
Thukydides, II. 65.
49 Thukydides, II. 16. Thomas R. Martin, a.g.e., s. 258.
50 Thukydides, II. 22.
51 Thukydides, II. 23-26. J. S. Morrison, J. F. Coates and N. B. Rankov, The Athenian Trireme,
Cambridge University Press, Cambridge, 2000, s. 94.
52 Thukydides, II. 47.
>> e-ISSN 2458-7672
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
100
hazırlatmıştır. Söz konusu donanmada 4000 hoplit ve 300 süvari bulunmaktaydı. Ayrıca Khios ve
Lesboslular da 50 gemi göndermişlerdir. Atina donanması Epidauros, Trezene, Halieis, Hermione
ve Lakonia sahil kenti Prasiai’yi yağmalamış ve sonrasında Atina’ya geri dönmüştür53. Bu esnada
Thukydides salgın nedeniyle kentte toplu ölümlerin yaşandığını belirtmektedir54. Aynı dönemde
Hagnon ve Kleopompos komutasındaki ordu Thrakia’da bulunan Khalkidikeliler’e ve Potidaia ken-
tine yönelik bir sefer başlatmışlardır. Fakat Thukydides ilk kez veba sebebiyle ordunun kenti ele
geçiremediğini ve 4000 hoplitten 1500’ünün hayatını kaybettiğini aktarmıştır55.
M.Ö. 429 yazında Spartalılar, Attika’yı istila etmek yerine Plataia kentini kuşatmışlarsa
da kenti ele geçirmeyi başaramamışlardır56. Aynı dönemde başlarında Ksenophon olan Atinalılar,
1000 hoplit ve 200 süvariden oluşan kuvvetleri ile Khalkidikeliler’e ve Boiotialılar’a saldırdılar.
Atinalılar ilk olarak Boiotia’daki Spartalos kentine saldırmışlarsa da kenti almayı başaramadıkları
gibi burada yapılan muharebede 430 askerlerini kaybetmişlerdir57.
M.Ö. 429 tarihinde Atinalılar 20 gemiden oluşan az bir güçle 47 gemiden müteşek-
kil Korinthos donanmasına saldırdılar ve savaş sonunda 12 gemiyi ele geçirerek önemli bir zafere
imza attılar58. Söz konusu zafer sonrasında Knemos ve Brasidas önderliğindeki Peloponnesos do-
nanması Pire limanına sürpriz bir saldırı yapmak için harekete geçmiş olmasına karşın muharebe
planında yer almayan bir takım aksaklıklar nedeniyle Salamis’e yönelmek zorunda kalmışlar ve
sonrasında Korinthos’a çekilmişlerdir59.
Arkhidamos liderliğinde Spartalılar, M.Ö. 428 yazında Atttika’yı bir kez daha işgal etmiş-
tir. Spartalılar Atina’ya zarar vermek için kırsal alanda tahribatlar yapmışlardır. Bu duruma karşı-
lık Atinalı süvariler kent yakınlarındaki bölgeleri korumak için Sparta ordugâhına karşı saldırılar
düzenlemişlerdir. Takip eden süreçte Sparta ordusu geri dönmüştür60. Sparta’nın işgali sonrasında
Thukydides tekrardan Atina’da yaşanan salgın konusunda bilgi vermektedir61.
M.Ö. 428/27 yılları arasında Lesbos Adası’ndaki Atina’nın müttefiki olan kentler Mytilene
önderliğinde ciddi bir isyan başlatmışlardır. Bu gelişme üzerine Atinalılar, Peloponnesos kıyıla-
rına göndermek için hazırladıkları 40 gemiyi Lesbos’a göndermek zorunda kalmışlardır62. Bazı
53 Thukydides, II. 56. J. F. Lazenby, The Peloponnesian War, Routledge, London and New York,
2004, s. 39.
54 Thukydides, II. 47.
55 Thukydides, II. 58. Donald Kagan, A New History of the Peloponnesian War, Cornell
University Press, New York, 2013, s. 79. Ayrıca bkz. Edith Foster, Thucydides, Pericles and
Periclean Imperialism, Cambridge University Press, Cambridge 2010, s. 186.
56 Thukydides, II. 71, 78. Ayrıca bkz. Paul Bentley Kern, Ancient Siege Warfare, Indiana
University Press, Indiana, 1999, s. 97-98.
57 Thukydides, II. 79.
58 Thukydides, II. 83-84. Fik Meijer, A History of Seafaring in the Classical World, Routledge,
New York, 2014, s 88-89.
59 Thukydides, II. 93-94. Jennifer T. Roberts, The Plague of War: Athens, Sparta and the
Struggle for Ancient Greece, Oxford University Press, Oxford, 2007, s. 96. Donald Kagan,
The Archidamian War, Cornell University Press, New York, 1974, 1990, s. 111.
60 Thukydides, III. 1.
61 Thukydides, III. 3.
62 Thukydides, III. 3. J. F. Lazenby, a.g.e., s. 49-50.
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
>> e-ISSN 2458-7672
101
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
araştırmacılar bir önceki sene Atinalılar’ın Peloponnesos kıyılarına 100 gemi göndermiş olmasına
karşın, M.Ö. 428 senesinde ancak 40 gemilik bir güç göndermelerini salgın sebebiyle Atinalıların
kuvvetlerinde ortaya çıkan azalmaya bağlamışlardır63. Bununla birlikte Atinalılar, Lesbos’da orta-
ya çıkan isyanı bastırmak için gönderilen güçten ayrı olarak aynı tarihlerde Asopios komutasında
30 gemiden müteşekkil bir filoyu Peloponnesos’a göndermişlerdir64. Fakat seferin ileriki safhala-
rında Asopios’un 12 gemi dışındakileri Atina’ya yollaması da kaynak eksikliğine bağlanmıştır65.
Modern araştırmacıların konu hakkındaki görüşlerine benzer şekilde Mytileneliler’de Atina’nın
savaş ve salgın sebebiyle zor durumda olduğu yanılgısına kapılmışlardır66. Mytileneliler’in düşün-
celerine karşın ortaya çıkan gelişmeler Atina’nın hiç de zayıf olmadığını göstermektedir. Atinalılar
düşmanlarına güçlerini göstermek için aynı anda hem Lesbos hem de Peloponnesos’a sefer dü-
zenlemeyi planlamışlar ve bu doğrultuda 100 gemi hazırlamışlardır67. Bahsi geçen hazırlıkların
yapıldığı zaman zarfında Atina donanması gücünün doruğuna çıkmıştı68. Atinalılar Lesbos’da or-
taya çıkan isyanı bastırırken sorunlar ortaya çıkmışsa da söz konusu problemler salgın kaynaklı
değildir. Thukydides, Atinalılar’ın yalnızca finansal problemler yaşadıklarından bahsetmektedir69.
Lesbos’daki isyanın bastırılması sonrasında Atinalılar, karşı saldırılara devam etmişler ve
bu doğrultuda Nikias komutasındaki bir kuvveti Megara’nın karşısında yer alan Minoa’ya sevk
etmişlerdir70. Yaz sonlarına doğru Atinalılar, Lakhes ve Kharoeades idaresinde 20 gemiden olu-
şan bir donanmayı Sicilya’ya göndermişler ve bu güç ertesi sene Messina Boğazı’nda kontrolü ele
geçirmiştir71. M.Ö. 427 yazında Atinalılar Demosthenes ve Prokles’in komutasında 30 gemiden
oluşan bir filoyu Peloponnesos’a gönderirken aynı zamanda Nikias yönetiminde 60 gemi ve 2000
hoplitten oluşan bir gücü de Melos’a sevk etmişlerdir72. Peloponnesos seferinde Atinalılar 120 hop-
lit kaybetmişlerdir73. M.Ö. 426 kışında kuzeybatıdaki Ambrakia’da meydana gelen muharebeyi de
Atinalılar kazanmışlardır74. Görüleceği üzere yaşanan salgın sebebiyle Atina’nın askeri gücünde
azalma olmadığı gibi eş zamanlı olarak farklı bölgelerde savaşacak kudrete sahip görünmektedir.
63 Donald Kagan, a.g.e., s. 136.
64 Thukydides, III. 7. Donald Kagan, A New History of the Peloponnesian War, s. 138-139.
65 Thukydides, III. 7. Donald Kagan, a.g.e., 139.
66 Thukydides, III. 13. John Bagnell Bury, A History of Greece, Cambridge University Press,
Cambridge, 2015, s. 413-414.
67 Thukydides, III. 16.
68 “Bu arada Atina donanması savaş başladığından bu yana en güçlü halini almıştı. Yüz gemilik
bir bölüm Attika, Euboia ve Salamis’i koruyordu. Bir başka yüz gemi Peloponnesos toprak-
larında yer alırken, Potidaia ve diğer yerlerde de gemiler bulunuyordu. Yaz aylarına gelin-
diğinde Atina donanması 250 gemiye ulaşmıştı.” Thukydides, III. 17.
69 “Fakat kuşatmanın devam edebilmesi için Atinalılar’a daha fazla para gerekiyordu. Önce va-
tandaşlar iki yüz talanton topladılar. Ayrıca müttefiklerden vergi alınması gerekiyordu. Bu ne-
denle Lysikles komutasında gemiler görevlendirildi. Lysikles vergi alabilmek için bir süre müt-
tefik kentlerde zaman harcadıktan sonra Karia’daki Maiandros’tan Mytune’den ve Sandios’a
kadar dolaştı.” Thukydides, III. 19.
70 Thukydides, III. 51. J. F. Lazenby, a.g.e., s. 55.
71 Thukydides, III. 86, 90. P. J. Rhodes, A History of the Classical Greek World: 478-323 BC,
Wiley-Blackwell, 2010, s. 32.
72 Thukydides, III. 91. Donald Kagan, a.g.e., s. 201.
73 Thukydides, III. 98. Joseph Roisman, The Classical Art of Comand, Oxford University Press,
Oxford, 2017, s. 150.
74 Thukydides, III. 114. J. F. Lazenby, a.g.e., s. 44.
>> e-ISSN 2458-7672
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
102
Atina, M.Ö. 425 senesinde Pylos’ta Sparta karşısında önemli başarı elde etmiş sonrasında
Sparta ve Atina arasında barış yapılmışsa da anlaşma kısa ömürlü olmuştur75. Atinalılar Pylos’da
elde ettiği başarının ardından Nikias komutasında Korinthos’a saldırmak için 90 gemi, 2000 hoplit
ve 200 süvari göndermişlerdir76. M.Ö. 424 tarihinde Atina Deliom’da yapılan mücadeleyi kaybet-
miştir77. Deliom’da alınan yenilgiye karşın Atinalılar, Mytileneliler’in de desteğini alarak 60 gemi,
2000 hoplit ve bir miktar süvari ile Kythera’ya karşı başarılı bir sefer düzenlemişlerdir78.
Pylos’ta kazanılan zafer sonrasında siyasi yaşamda Kleon’un yıldızı parlamış ve M.Ö.
422’de Spartalı Brasidas’ı durdurmak için yolla çıkmıştır. Aynı tarihte Sparta ordusunun kazandığı
bir muharebede hem Kleon hem de Brasidas, Amphipolis önlerinde hayatlarını kaybetmişlerdir79.
Söz konusu iki komutanın hayatını kaybetmesi barışın yolunu açmış ve M.Ö. 421’de Nikias Barışı
olarak bilinen anlaşma Sparta ve Atina arasında imzalanmıştır80.
Yukarıda belirtilen pek çok örnekten de anlaşılacağı üzere, M.Ö. 430 tarihinde Atina’da
ortaya çıkan salgının Atina’nın askeri yapısı üzerine etkileri sınırlı düzeyde kalmıştır. Zira salgın
esnasında ve sonrasında, Atina’nın askeri gücünde büyük oranlı azalmalar olmadığı gibi kent söz
konusu dönemlerde Sparta karşısında önemli başarılar elde etmesine ek olarak Attika-Delos içeri-
sinde ortaya çıkan isyanları da başarılı bir şekilde bastırabilmiştir.
Salgının Toplumsal ve Kültürel Etkileri
Atina’da yaşanan salgının şiddetinin doğru bir şekilde anlaşılabilmesi için toplumsal yapıda
ortaya çıkardığı tahribatın da analiz edilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, Thukydides’in verdiği
bilgilere ek olarak çağdaşı yazarların aktarımları ve kentteki maddi kültür unsurlarının da incelen-
mesi gerekmektedir. Thukydides yaşanan salgın neticesi toplumun bundan etkilendiğini şu şekilde
aktarmaktadır:
“Hastalığın yaygınlaşması kentte başka bazı sorunların da ortaya çıkmasına neden oldu.
Örneğin kısa bir süre için ölen zenginlerin mallarından yararlanan bazı fakirlerin zenginleştikleri
görüldü. Zenginleşen insanlar da başka zevklerin ve kazanç kapılarının peşinden gitmeye başladı-
lar. İnsanlar artık ahlaklı bir yaşam sürmek istemiyorlardı. Çünkü ne kadar süreyle yaşayacakları
belli değildi. Böylece insanların hoşlarına gidecek her şeye ulaşma yolları faydalı bir şey olarak
görülmeye başlandı. Artık insanlar tanrılardan da korkmaz olmuşlardı. Çünkü dindar olanlar da
olmayanlar da salgından nasibini almışlardı. Suç işleyenlerin yaptıklarının hesabını verecekleri
kadar uzun bir süre hayatta kalamayacaklarına inanılıyordu. İnsanlar yargı kararlarını önemse-
meksizin sadece içinde bulundukları anın tadını çıkarmaya çalışıyorlardı81.”
Yukarıda da işaret edildiği üzere Thukydides, salgının sosyal ve dini normları aşındırarak
75 Thukydides, IV. 15-16, 22-23.
76 Thukydides, IV. 42.
77 Atinalılar 1000, Boiotialılar’ın ise 500 kadar ölüleri vardı. Atinalılar’ın ölüleri arasında daha
çok hafif silahlılar ve hizmetçiler yer alıyordu. Thukydides, IV. 101.
78 Thukydides, IV. 53. Donald Kagan, a.g.e., s. 76.
79 Thukydides, V. 10-11. Donald Kagan, The Peloponnesian War, s. 320-324.
80 Thukydides, V. 17-18. Donald Kagan, The Peloponnesian War, s. 197-209.
81 Thukydides, II. 53.
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
>> e-ISSN 2458-7672
103
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
toplumsal yaşantıyı ciddi oranda etkilediğini iddia etmiştir. Bununla beraber, söz konusu aktarım-
ların doğruluğu tartışmalıdır. İlk olarak Atina’nın kültürel yaşantısının salgından etkilenmediği
görülmektedir. Zira salgının yaşandığı dönemde kent Sophokles, Euripides ve Aristophanes gibi
önemli sanatçılar yetiştirmiş ve halk, onların eserlerini ilgiyle takip etmiştir. Şayet salgın iddia
edildiği gibi şiddetli olsa insanların bu tarz etkinliklere gitmede gönülsüz davranmaları gerekirdi.
Bu denli ağır kayıplar yaşayan insanların hiçbir şey olmamış gibi davranarak akşamları tiyatroya
gittiklerini düşünmek oldukça zordur. Bunun yanında salgının yaşandığı dönemde kaleme alınan
eserlerin hiçbirinde salgın konusunda bir bilgi yer almamaktadır82. Yalnızca Sophokles’in bir eseri
olan Kral Oedipus’un açılış sahnesi Thebai kentinde yaşanan salgın ile başlamaktadır; fakat bu
durum Atina’da bir salgının yaşandığını kesin olarak göstermemektedir83.
M.Ö. 429 ve takiben M.Ö. 427/26 yıllarında yaşanan salgının iddiaların aksine görece ola-
rak şiddetinin düşük boyutlu olduğu konusundaki önemli verilerden biri de kentteki inşaat faali-
yetleridir. Yapılan araştırmalar neticesinde özellikle dini yapıların inşasında bir kesinti olmadığı
görülmektedir. Bununla beraber Thukydides, insanların dine olan saygılarının azaldığını iddia et-
miştir:
“Tapınaklarda ölenlerin cesetleri hiç kimse tarafından kaldırılmıyordu. Salgın öylesine ya-
yılmıştı ki insanların tanrısal ve kutsal şeylere karşı olan saygılarında azalma meydana gelmişti.
Mezarlar ve cenaze törenleri ile ilgili gelenekler ortadan kalmaya başladı”84.
Salgının yaşandığı dönemlerde Atina’da inşa edilen binaların niteliğinde gözle görülür bir
azalma olmasına karşın bu duruma sebep olan etmen muhtemelen savaş ve savaşın beraberinde
getirdiği ekonomik darboğazdır85. Dini yapılar dikkate alındığında Akropolis’teki son dini yapı
olan Erekhtheion’un inşasına M.Ö. 430’da başlanmış ve çalışmalar savaş boyunca devam etmiştir86.
Athena Nike Tapınağı’nın inşasına M.Ö. 427 tarihinde başlanmış ve M.Ö. 425/24 yılında bitiril-
miştir87. İnşasına savaş öncesinde başlanan Hephaistos Tapınağı’ndaki çalışmalar salgın esnasında
da devam etmiştir88. Muhtemelen salgınla bağlantılı olarak M.Ö. 425 tarihinde Brauron’da bir stoa
inşa edilmiştir89.
Salgının yaşandığı dönemdeki kamusal ya da sivil yapılar ise görece olarak daha müteva-
zıdırlar. Zira yapıların inşasında kerpiç sıklıkla kullanılan bir malzeme haline gelmiştir. Fakat söz
konusu dönemde önemli bir kamusal yapı olan Zeus Stoası inşa edilmiştir ki adı geçen yapı M.Ö.
430/420 yılları arasında tamamlanmıştır90. Tüm bunlara ek olarak salgın devam ederken Atina’da
82 James Longrigg, a.g.m., s. 56.
83 James Longrigg, a.g.m., s. 55.
84 Thukydides, II. 52.
85 J. M. Camp, The Archaeology of Athens, Yale University Press, New Haven and London,
2001, s. 117.
86 Wiliam A. P. Childs, Greek Art and Aesthe tic s in the 4th Cent ury B.C., Princeton University
Press, Princeton and Oxford, 2018, s. 26-27.
87 John Freely, Strolling Through Athens, TPP Press, New York, 2004, s. 55.
88 Richard A. Tomlinson, From Mycenae to Constantinople: The Evolution of the Ancient
City, Routledge, London and New York, 1992, s. 59.
89 J. M. Camp, a.g.e., s. 126.
90 John McK. Camp, The Athenian Agora, American School of Classical Studies at Athens,
>> e-ISSN 2458-7672
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
104
tanrılar adına yeni bir Bouleterion inşa edilmiştir91 .
Nüfusunun ¼’ünü kaybeden aynı zamanda Sparta ve müttefiklerine karşı şiddetli bir savaş
veren Atina’nın dini ya da kamusal yapıların inşası için iş gücü tahsis edebilmesi başlı başına sal-
gının aktarıldığı gibi yıkıcı olmadığının bir diğer göstergesidir.
Sonuç
Konuyla ilgili çalışmalar yapan araştırmacıların büyük bir kısmı, Thukydides’in aktarımla-
rını temel almak suretiyle Atina’da yaşanan salgının yıkıcı etkileri olduğunu; hatta bu gelişmenin
savaşın gidişatı ve sonucu üzerinde belirleyici rol oynadığını iddia etmişlerdir. Bununla birlikte
Atina’da yaşanan salgınla ilgili bilgiler analiz edildiğinde Thukydides’in aktarımlarının doğruyu
tam olarak yansıtmadığı görülmektedir. Bazı araştırmacılar, salgın sebebiyle kent nüfusunda bü-
yük bir azalmanın yaşandığını ileri sürmüşlerse de bu iddiayı destekleyecek kaynaklar bulunma-
maktadır. Askeri gelişmeler analiz edildiğinde de Atina’nın gücünde bir azalma olmadığı tersine
farklı bölgelerde birbirinden bağımsız operasyonlar yapabilecek kabiliyete sahip olduğu görülmek-
tedir. Tüm bunlara ek olarak, Atinalıların günlük yaşantısında da önemli bir değişim yaşanma-
mıştır. İfade edildiği üzere halk her zamanki gibi gündelik yaşantısına devam etmiş, kültürel ya-
şantıda da gözle görülür bir farklılaşma söz konusu olmamıştır. Peloponnesos Savaşı konusundaki
en önemli kaynaklardan biri olan Thukydides bizzat hastalığa yakalanmış olması sebebiyle salgın
konusunda abartılı ifadeler kullanmıştır ki bu durumun muhtemel nedeninin yaşadığı travmadan
kaynaklandığı kanısındayız. Ayrıca yazar, Atina’da ortaya çıkan olumsuz gelişmeler için salgını
bir günah keçisi olarak kullanmış olması da mümkün görülmektedir. Zira Thukydides, salgının en
fazla toplumun üst kesimlerini etkilediğini belirtmesi yanında savaş nedeniyle Atina kent merke-
zine sığınmak zorunda kalan mültecileri hakir görmektedir. Sonuçta Thukydides’in vermiş olduğu
bilgiler ve Atina’da ortaya çıkartılan buluntular ışığında tifo kaynaklı bir salgının yaşanmış olduğu
kesin olmakla birlikte sanılanın aksine yıkıcı olmadığı görülmektedir.
Athens, 2003, s. 9
91 J.M. Camp, a.g.e., s. 127-128.
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
>> e-ISSN 2458-7672
105
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
KAYNAKÇA
Ana Kaynaklar
Aristotle, Aristotle on the Constitution of Athens, ed., Frederic G. Kenyon, The Lawbook
Exchange, Clarke and New Jersey, 2004.
Diodoros, Bibliotheke, ed. by C. H. Oldfather, Diodorus of Sicily, Loeb Classical Library,
London, 1953.
Homeros, İlyada, çev., Azra Erhat ve A. Kadir, Can Sanat Yayınları, İstanbul, 2005.
Pausanias, Hellados Periegesos, çev. W. H. S. Jones, Loeb Classical Library, London, 1954.
Pausanius, Pausanias’s Description of Greece, vol. 1, ed., J. G. Frazer, Cambridge University
Press, Cambridge, 2012.
Plutarkhos, Bioi Paralelloi: Perikles, çev. B. Perrin, Loeb Classical Library, London, 1948.
Thukydides, Peloponnesos Savaşları, çev., Furkan Akderin, Belge Yayınları, İstanbul, 2010.
Araştırma Eserleri
Bryce, Trevor., The Kingdom of the Hittites, Oxford University Press, Oxford, 2005.
Buckley, Terry., Aspects of Greek History, Routledge, London and New York, 1996.
Bury, John Bagnell., A History of Greece, Cambridge University Press, Cambridge, 2015.
Camp, J. M., The Archaeology of Athens, Yale University Press, New Haven and London,
20 01.
Camp, John McK., The Athenian Agora, American School of Classical Studies at Athens,
Athens, 2003.
Cantor, Norman F., In the Wake of the Plague: The Black Death and the World It Made,
Simon and Schuster, New York, 2001
Casson, Lionel., Antikçağda Denizcilik ve Gemiler, çev: Gürkan Erkin, Homer Kitapevi,
İstanbul, 2002.
Childs, Wiliam A. P., Greek Art and Aesthetics in the 4th Century B.C., Princeton
University Press, Princeton and Oxford, 2018.
Cooper, Frederick A., The Temple of Apollo Bassitas: The Architecture, American School
>> e-ISSN 2458-7672
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
106
of Classical Studies at Athens, Princeton and New Jersey, 1996.
De Paolo, Charles., Epidemic Disease and Human Understanding, McFarland
Publishers,North Carolina and London, 2006.
Dixon, Bernard., “Ebola in Greece?”, British Medical Journal, vol. 313, no. 7054, 1996, s.
313.
Drancourt, Michel and Raouli, Didier., “Molecular insights into the history of plague”,
Microbes and Infection, vol. 4, no. 1, 2002, s. 105-109.
Foster, Edith., Thucydides, Pericles and Periclean Imperialism, Cambridge University
Press, Cambridge, 2010.
Freely, John., Strolling Through Athens, TPP Press, New York, 2004.
Gomme, A.W., The Population of Athens in the Fifth and Fourth Centuries B.C., Basil
Blackwell, Oxford, 1933.
Hansen, M. H., “Three Studies in Athenian Demography”, Historisk-filosofiske Meddelelser
56, The Royal Danish Academy of Sciences and Letters, Munksgaard, Copenhagen, 1988, 1-28.
Hansen, Mogens Herman., The Athenian Democracy in the Age of Demosthenes, University
of Oklahoma Press, Oklahoma, 1999.
Harari,Yuval Noah., Homo Deus, çev., Poyzan Nur Taneli, Kollektif Kitap, İstanbul, 2016.
Hawtborn,Geoffrey., Thucydides on Politics: Back to the Present, Cambridge University
Press, Cambridge, 2014.
Hedrick, C. W., “The Temple and Cult of Apollo Patroos in Athens”, American Journal of
Archaeology, vol. 92, 1988, s. 185-210.
Howell, Cristopher, “Plague of Athens: A Fate More Terrible Than the Spartans 430-426
BCE”, ed., Rebecca M. Seaman, Epidemics and War: The Impact of Disease on Major Conflicts
in History, ABC-CLIO, Santa Barbara, 2018.
Kagan, Donald., A New History of the Peloponnesian War, Cornell University Press, New
York, 2013.
Kagan, Donald., The Archidamian War, Cornell University Press, New York, 1974, 1990.
Kagan, Donald., The Peloponnesian War, Penguin, New York, 2004.
Kern, Paul Bentley., Ancient Siege Warfare, Indiana University Press, Indiana, 1999.
King, Helen., Greek and Roman Medicine, Bloomsbury, London, 2013.
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
>> e-ISSN 2458-7672
107
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
Lazenby, J. F., The Peloponnesian War, Routledge, London and New York, 2004.
Littman, Robert J., and Littman, M. L., “The Athenian Plague: Smallpox”, Transaction and
Proceedings of the American Philological Association, vol. 100, 1969, s.261-275.
Longrigg, James., “Death and epidemic disease in classical Athens”, Death and Disease in
the Ancient City, ed., Valerie M. Hope and Eireann Marshall, Routledge, London and New York,
2000, s. 55-64.
Mansel, Arif Müfit., Ege ve Yunan Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 2004.
Martin, Thomas R., Eski Yunan, çev., Ümit Hüsrev Yolsal, Say Yayınları, 2012.
Mayor, R. J. G., “Population”, A Companion to Greek Studies, ed., Leonard Whibley,
Cambridge University Press, Cambridge, 1931, s. 502-506.
Meijer, Fik., A History of Seafaring in the Classical World, Routledge, New York, 2014.
Morris, I., and Powell, B. B., The Greeks, History, Culture and Society, Pearson Prentice
Hall, New Jersey, 2006.
Morrison, J. S., Coates, J. F., and Rankov, N. B., The Athenian Trireme, Cambridge
University Press, Cambridge, 2000.
Rhodes, P. J., A History of the Classical Greek World: 478-323 BC, Wiley-Black well, 2010.
Rhodes, P. J., Athenian Democracy, Oxford University Press, Oxford and New York, 2004.
Roberts, Jennifer T., The Plague of War: Athens, Sparta and the Struggle for Ancient
Greece, Oxford University Press, Oxford, 2007.
Robinson, Charles Alexander., Athens in the Age of Pericles, University of Oklahoma Press,
Oklahoma, 1971.
Roisman, Joseph., The Classical Art of Comand, Oxford University Press, Oxford, 2017.
Shrewsbury, J. F. D., “The plague of Athens”, Bulletin of the History of Medicine, vol. 24,
no. 1, 1950, s. 1-25.
Soupios, M. A., “Impact of the plague in Ancient Grecee”, Infectious Disease Clinics of
North America, vol. 18, no. 1, 2004, s. 45-51.
Stampolidis, N.C., and Parlama, L., Athens: The City Beneath the City: Antiquities the
Metropolitian Railway Excavation, Abrahams, Harry N. Abrams,, New York, 2001.
Tomlinson, Richard A., From Mycenae to Constantinople: The Evolution of the Ancient
City, Routledge, London and New York, 1992.
>> e-ISSN 2458-7672
http://dergipark.gov.tr/jhf
tarihgelecek@gmail.com
Tarih ve Gelecek Dergisi, Ağustos 2018, Cilt 4, Sayı 2
Journal of History and Future, August 2018, Volume 4, Issue 2
108
Tracy, Stephen V., Pericles: A Sourcebook and Reader, University of California Press,
Berkley, Los Angles and London, 2009.
Whibley, Leonard., Political Parties in Athens During the Peloponnesian War, Cambridge
University Press, Cambridge, 1889.
Zinsser, Hans., Rats, Lice and History, Percy Lund Humphries, London, 1935.