Conference PaperPDF Available

Dünyada ve Türkiye'de Gıda Israfını Önleme Çalışmalarının Değerlendirilmesi Evaluation of Food Waste-Prevention Actions in the World and in Turkey

Authors:

Abstract

Özet: Kaynakların dengesiz dağılımı ve iklim değişikliği gibi nedenlerle tüm dünya nüfusunun yeterli miktar ve kalitede gıdaya ulaşması mümkün olamamaktadır. Ayrıca, gıdalar üretimden tüketime ulaşıncaya kadar hem miktar hem de kalite kayıplarına uğramaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde gıda kayıpları daha çok üretim, saklama, işleme, dağıtım ve pazarlama aşamalarındaki altyapı eksikliğinden; gelişmiş ülkelerde ise perakende ve tüketim aşamalarındaki gıda israfından kaynaklanmaktadır. Nitekim gıda kayıp ve israfının %56'sı gelişmiş ülkelerde, geriye kalan %44'lük kısmı ise gelişmekte olan ülkelerde yaşanmaktadır. Gıda israfı gıda arz güvenliğini tehlikeye attığı gibi, aynı zamanda sera gazı emisyonunu artırmakta, gereksiz su, enerji, gübre ve tarımsal alan kullanımına da neden olmaktadır. Ekonomik sonuçları kadar kaynakların sürdürülebilir kullanımı açısından da son derece önemli boyutlara ulaşan gıda israfı Türkiye için de son derece önemli bir meseledir. Bu çalışmada, Dünyada ve Türkiye'de gıda israfını önleme çalışmaları değerlendirilmiştir. Küresel ölçekte başta BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve FAO ile işbirliği içindeki Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) gibi kuruluşlar ile Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Avrupa Birliği (EU)'nde yapılan eylem çalışmaları incelenmiştir. Türkiye için ise kamu kurum ve kuruluşları ile çeşitli sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından yapılan çalışmalar değerlendirilmiştir. Abstract: It is not possible for the world's population to reach sufficient quantity and quality of food for reasons such as unbalanced distribution of resources and climate change. In addition, both quantities and quality losses appear for food from production to consumption. In developing countries, food losses are mainly due to the lack of infrastructure in the stages of production, storage, processing, distribution and marketing; whereas in developed countries, it is due to food waste at the retail and consumption stages. As a matter of fact, 56% of the food loss and waste is in the developed countries and the remaining 44% is in the developing countries. Wasted food threatens the food security, increases greenhouse gas emissions, and causes unnecessary water, energy, fertilizer and agricultural land use.
VIII. IBANESS Congress Series Plovdiv / Bulgaria
VIII. IBANESS Kongreler Serisi Plovdiv / Bulgaristan
April 21-22, 2018
21-22 Nisan 2018
521
Dünyada ve Türkiye’de Gıda Israfını Önleme Çalışmalarının Değerlendirilmesi
Prof. Dr. Nevin Demirbaş1
1 Ege Üniversitesi, Ziraat Fak., Tarım Ekonomisi Böl., nevin.demirbas@ege.edu.tr
Özet: Kaynakların dengesiz dağılımı ve iklim değişikliği gibi nedenlerle tüm dünya nüfusunun yeterli miktar ve
kalitede gıdaya ulaşması mümkün olamamaktadır. Ayrıca, gıdalar üretimden tüketime ulaşıncaya kadar hem miktar
hem de kalite kayıplarına uğramaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde gıda kayıpları daha çok üretim, saklama, işleme,
dağıtım ve pazarlama aşamalarındaki altyapı eksikliğinden; gelişmiş ülkelerde ise perakende ve tüketim
aşamalarındaki gıda israfından kaynaklanmaktadır. Nitekim gıda kayıp ve israfının %56’sı gelişmiş ülkelerde, geriye
kalan %44’lük kısmı ise gelişmekte olan ülkelerde yaşanmaktadır. Gıda israfı gıda arz güvenliğini tehlikeye attığı gibi,
aynı zamanda sera gazı emisyonunu artırmakta, gereksiz su, enerji, gübre ve tarımsal alan kullanımına da neden
olmaktadır. Ekonomik sonuçları kadar kaynakların sürdürülebilir kullanımı açısından da son derece önemli boyutlara
ulaşan gıda israfı Türkiye için de son derece önemli bir meseledir.
Bu çalışmada, Dünyada ve Türkiye’de gıda israfını önleme çalışmaları değerlendirilmiştir. Küresel ölçekte başta BM
Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve FAO ile işbirliği içindeki Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) gibi kuruluşlar ile
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Avrupa Birliği (EU)’nde yapılan eylem çalışmaları incelenmiştir.
Türkiye için ise kamu kurum ve kuruluşları ile çeşitli sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından yapılan çalışmalar
değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Gıda israfı, Gıda Kaybı, Gıda Güvencesi, Türkiye
Evaluation of Food Waste-Prevention Actions in the World and in Turkey
Abstract: It is not possible for the world's population to reach sufficient quantity and quality of food for reasons
such as unbalanced distribution of resources and climate change. In addition, both quantities and quality losses
appear for food from production to consumption. In developing countries, food losses are mainly due to the lack of
infrastructure in the stages of production, storage, processing, distribution and marketing; whereas in developed
countries, it is due to food waste at the retail and consumption stages. As a matter of fact, 56% of the food loss and
waste is in the developed countries and the remaining 44% is in the developing countries. Wasted food threatens
the food security, increases greenhouse gas emissions, and causes unnecessary water, energy, fertilizer and
agricultural land use. It is extremely important in reaching the amount of food waste in terms of sustainable use of
resources as well as economic consequences, as important as it is for Turkey on a global level.
In this study has been evaluated the actions of food waste-prevention in the World and in Turkey. At the global
level, the actions of organizations such as the UN Food and Agriculture Organization (FAO) and the International
Fund for Agricultural Development (IFAD) in cooperation with FAO, Organization for Economic Cooperation and
Development (OECD) and the European Union (EU) actions have been examined. For Turkey, the various actions
taken by civil society organizations (NGO) and public institutions are evaluated.
Keywords: Food waste, Food loss, Food security, Turkey
1. GİRİŞ
Günümüzde insanlar için gerekli olan gıda kaynakları, enerji kaynaklarından daha stratejik bir konu
haline gelmiştir. Bu doğrultuda gıda kayıpları günümüzün ve geleceğin en önemli sorunlarından biridir
(Gustavsson et., 2011; Kibler et al., 2018). Birleşmiş Milletler (BM)’in belirlediği ve insanlığın refah ve
esenliğini sağlamaya yönelik bin yılın hedefleri olan sekiz ana hedeften biri açlığın giderilmesi ve gıda
güvencesinin sağlanmasıdır.
Gıda kaybı, özellikle insan tüketimi için üretilen yenilebilir gıdaların arz zincirindeki miktar azalmalarını
ve/veya kalite kayıplarını ifade etmektedir. Bu kayıplar, tarladan sofraya tüm arz zinciri boyunca
oluşmaktadır. Gıda kayıplarının ortaya çıktığı aşamalar tarlada üretim aşaması, hasat sonrası
harmanlama ve depolama, işleme (sanayi tesislerinde veya evde), dağıtım (piyasa) ve tüketim halkala
şeklinde sıralanabilmektedir (Parfitt et al., 2010; Lipinski et al., 2013; Demirbaş vd., 2017).
VIII. IBANESS Congress Series Plovdiv / Bulgaria
VIII. IBANESS Kongreler Serisi Plovdiv / Bulgaristan
April 21-22, 2018
21-22 Nisan 2018
522
Dünyada tüketim amacıyla üretilen gıdaların üçte birine denk düşen 4 milyar tonluk bir miktarın kayıp ve
israf edildiği belirtilmektedir (FAO, 2011b, Bond et al., 2013; FAOSTAT, 2015). Gelişmekte olan ülkelerde
gıda kayıpları daha çok üretim, saklama, işleme, dağıtım ve pazarlama aşamalarındaki altyapı
eksikliğinden, gelişmiş ülkelerde ise perakende ve tüketim aşamalarındaki gıda israfından
kaynaklanmaktadır (Prusky, 2011; Food Drink Europe, 2013; Keding et al., 2013; Dijksma, 2015). Gıda
kayıp ve israfının %56’sının gelişmiş ülkelerde, geriye kalan %44’lük smı ise gelişmekte olan ülkelerde
ortaya çıkmaktadır (Gustavsson et al., 2011; Lipinski et al., 2013).
Gelişmiş ülkelerde marketten satın alınan gıdaların yaklaşık üçte biri evsel atık olarak israf edilmektedir.
Bu kayıp oranları tahıl ve baklagillerde toplam üretimin %15’ i, meyve ve sebzelerde %35’i hatta daha
yüksek oranlarda olabilmektedir (Premanandh, 2011). Yapılan çalışmalara göre, her yıl 1.3 milyar ton
yiyecek israf edilmektedir. Bu miktar tüm Sahra Altı Afrika bölgesinde üretilen yiyecek miktarına denktir.
Aynı zamanda dünyada her gün 8 kişiden biri aç uyumakta ve 20.000’den fazla çocuk açlık ve yetersiz
beslenmeden hayatını kaybetmektedir. Günümüzde küresel ölçekte kaybedilen veya israf edilen
yiyeceklerin yalnızca dörtte biri kurtarılabilse, dünyadaki 840 milyon insan doyurulabilecektir. Dünya
üzerinde yaşayan 7 milyar insanın hayatını idame ettirebilmesi için yeterli kaynakları sağlamak üzere
mücadele ederken, FAO küresel gıda üretiminin üçte birinin kayıp olduğu veya israf edildiğini tahmin
etmektedir (FAO, 2011b, FAO,2013b). Gıda kayıpları sosyal ve ekonomik doğrudan etkileri kadar doğal
kaynakların şiddetli biçimde tükenmesine ve olumsuz çevresel etkiye de yol açmaktadır(FAO, 2011a).
2050 yılında yaklaşık olarak beslenecek 9,1 milyar insanın olacağı hesaplanmaktadır. Bu nedenle küresel
gıda üretiminin arttırılması ve adil dağılımının sağlanması konusu, üzerinde uzlaşılan küresel bir
meseledir. Bununla birlikte gıda üretiminin arttırılması toprağın verimliliği, erozyon, temiz su kaynakları
ve biyoçeşitlilik üzerinde olumsuz etkilere yol açabilmektedir. Dahası gıda üretimi gübre, su ve enerji
kaynaklarına ihtiyaç duymakta ve sera gazları üreterek iklim değişikliğine de yol açmaktadır (Meyer et
al., 2017). Bu nedenle, gıda kayıp ve israfını azaltarak doğal kaynaklar üzerindeki baskıyı azaltmak ve
böylece gıda güvencesini sağlamak ve sürdürmek küresel hedeflerden biri olarak belirlenmiştir
(Lundqvist et al., 2008; Smith, 2013; FAO, 2013a; Timmermans et al., 2014). Gıda kayıpları ve israfını
azaltan tüketici ve firmalar da ekonomik olarak kazanç sağlamaktadır (Buzby and Hyman, 2012; Lipinski
et al., 2013; Parry et al., 2015).
Bu doğrultuda son yıllarda, gıda kayıpları ve israfının azaltılması gerekliliği konusunda küresel bir fikir
birliği oluşmuş ve son yıllarda çeşitli aksiyon planları ortaya konulmuştur (Chaboud and Daviron, 2017).
Bu çalışmanın ana amacı, Dünyada ve Türkiye’de gıda kayıp ve israfına yönelik olarak yapılan çalışmaların
değerlendirilmesidir.
2. DÜNYADA GIDA KAYIP VE İSRAFININ BOYUTU
FAO’nun, “Küresel Gıda Kayıpları ve Gıda İsrafı” araştırmasına göre (FAO, 2011b), her yıl insanların
tüketimi için üretilen 1.3 milyar ton gıdanın yaklaşık yarısı gelişmekte olan ülkelerde kayıp veya israf
edilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerdeki gıda kayıplarının yüzde 95’i, besin tedarik zincirinin erken
aşamalarında istenmeden oluşan kayıplardır (FAO, 2018). Gelişmekte olan ekonomiler ve bu ülkelerde
yaşayanlar, çok büyük oranda tarıma ve canlı hayvana bağımlıdır. Dünya Bankası’na göre de, gelişmekte
olan ülkelerde gıda sektörünün GSMH’ye katkısı %30’a kadar çıkabilmektedir. Güney Asya’da, Afrika’da
ve doğu Asya’da, nüfusun yüzde 70’e varan oranları kırsal kesimde yaşamaktadır. Parasal açıdan ifade
edilirse, küresel gıda kayıp ve israfının bir trilyon ABD doları olduğu tahmin edilmektedir ve bu miktarın
üçte biri gelişmekte olan ülkelerde kaybedilmektedir. Dolayısıyla gelişmekte olan ülkelerin gıda
kayıplarını azaltmak gıda ve beslenme güvenliğini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda gelir düzeylerini
de artırıp çevre üzerindeki olumsuz etkiyi minimuma indirecektir (FAO, 2011b). Dünyada bölgelere göre
gıda kaybı incelenirken tüketim ve tüketim öncesi aşamalar için ayrı ayrı incelenmiştir. Buna göre
endüstri ülkelerinde kişi başı kayıp miktarı daha fazladır.Örneğin gıda kayıp miktarı, Avrupa ve Kuzey
Amerika’da 280-300 kg/yıl, Sahra Altı Afrika ve Güney/Güneydoğu Asya’da ise 120-170 kg/yıldır. Kişi
başına toplam gıda üretimi ise Avrupa ve Kuzey Amerika’da yaklaşık 900 kg/yıl, Sahra Altı Afrika ve
Güney/Güneydoğu Asya’da 460 kg/yıldır. Tüketici aşamasında meydana gelen gıda israfı ise Avrupa ve
VIII. IBANESS Congress Series Plovdiv / Bulgaria
VIII. IBANESS Kongreler Serisi Plovdiv / Bulgaristan
April 21-22, 2018
21-22 Nisan 2018
523
Kuzey Amerika’da 95-115 kg/yıl, Sahra Altı Afrika ve Güney/Güneydoğu Asya’da ise sadece 6-11 kg/yıldır
(Gustavsson et al., 2011).
Düşük gelirli ülkelerde kayıplar daha çok sınırlı hasat tekniği, depolama imkanı ve soğutma sistemleri ile
paketleme ve pazarlama sistemlerinden kaynaklanmaktadır. Birçok küçük çiftçi yoksulluk sınırında
yaşadığı için kayıpların azaltılması onların hayatında ciddi öneme sahiptir. Orta ve yüksek gelirli
ülkelerdeki kayıplar ise daha çok gıda zincirinin farklı segmentlerindeki aktörler arasındaki koordinasyon
eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Üretici-satıcı anlaşmaları, toptan alımlar ile son tüketim tarihinin
geçirilmesi kayıplarda etkendir (Parfitt et al., 2010; Gustavsson et al., 2011).
AB’de 79 milyon insan fakirlik sınırının altında yaşamaktadır, 16 milyonu ise yardım kuruluşlarının gıda
yardımı ile hayatını devam ettirmektedir (EU, 2018). AB’de gıda israfının % 70'i hanehalkı, gıda hizmeti ve
perakende sektörlerinde ortaya çıkmaktadır. Tarımsal üretim ve işleme sektörlerinde ortaya çıkan gıda
kaybı ise kalan % 30’u oluşturmaktadır (FUSIONS, 2018). AB ülkeleri, 2015 yılı Eylül ayında kabul edilen
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile, perakende ve tüketici düzeyinde 2030 yılına kadar kişi başına
düşen gıda israfını yarıya indirmek ve arz zinciri boyunca gıda kayıplarını azaltmayı taahhüt
etmektedirler.
3. DÜNYADA GIDA ISRAFINI ÖNLEME AKTİVİTELERİ
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 1945 yılında kurulması ile gıda kayıplarının
azaltılmasını temel amaçları içine aldığı, 1974 yılında yapılan ilk Dünya Gıda Konferansı’nda dünyada
açlık sorununun çözümünün bir parçası olarak hasat sonrası kayıpların azaltılmasına yer verildiği
belirtilmektedir. İlk başta özellikle tahıl üretiminde ortaya çıkan kayıplar odak noktası iken, 1990’lı
yılların başından itibaren kök ve yumru bitkiler, taze meyve ve sebzeler de FAO çalışmalarının kapsamına
alınmıştır (Parfitt et al., 2010).
Dünyadaki gıda kayıpları sorununun boyutları ve karmaşıklığını çözmek için tek başına hareket eden
herhangi bir kuruluşun çalışmaları yeterli olamayacağından, tüm oyuncuların ve tüzel kişiliklerin işbirliği
yapmasının gerektiği düşünülmüştür. Bu düşünce sonucu “SAVE FOOD” girişimi başlatılmıştır. Save Food
girişimi Messe Düsseldorf ile ortaklaşa olarak FAO’nun önderliğinde gerçekleşen, özellikle en muhtaç
durumda olan ülkelere yoğunlaşılan, gıda kayıplarını ve israfını azaltmayı hedefleyen küresel bir
girişimdir ve gıda kayıplarının azaltılmasını sağlamak amacıyla gerçekleşen en önemli aktivitelerden
biridir. SAVE FOOD, diyaloğu teşvik ederek ve besin zinciri boyunca çözümler geliştirmeye yardımcı
olarak endüstri, politika, araştırma ve sivil toplum alanlarındaki paydaşlar arasında bir ağ oluşturmayı
amaçlamaktadır (FAO, 2018).
Küresel girişim dört ana konuda yoğunlaşmıştır:
1. Gıda kaybının ve israfının etkileri ve bu konu ile ilgili sorunlara bulunacak çözüm geliştirme bilincinin
artırılması.
2. Dünya genelinde gıda kaybı ve israfını azaltma girişimlerinin birlikte ve eşgüdümlü çalışması.
3. Politika, strateji ve program geliştirme.
4. Özel sektör ve kamu sektörünün gerçekleştirdiği yatırım programları ve projeler için destek. Bu destek
besin zincirinde yer alan oyuncular ve kuruluşlar için teknik ve idari destek ve bunun yanı sıra kapasite
oluşturma (eğitim) girişimleri şeklinde kurgulanmaktadır.
FAO’nun yanı sıra FAO ile iş birliği içindeki kuruluşlarda gıda kayıplarını önleme çalışmaları yapmaktadır.
IFAD’ın kayıplarını azaltmaya yönelik yeni program ve projeleri bulunmakta ve gıda kayıplarını azaltmaya
yönelik olarak hükümetlere yatırım desteklemeleri sağlamaktadır (IFAD, 2018). OECD ise gıda
kayıplarının ticaret ve pazarlamaya olan etkilerini incelemektedir (OECD, 2014; OECD, 2018). Bu konuyla
ilgili Japonya ve İngiltere’deki vaka çalışmaları devam etmektedir. BM Çevre Programı (UNEP) ise gıda
kayıplarını azaltmaya yönelik olarak “Think-Eat-Save” küresel kampanyasını başlatmıştır. “Save Food”
Girişiminin “Think.Eat.Save” kampanyası, UNEP, FAO ve Messe Düsseldorf arasındaki bir ortaklıktır ve
BM 'in “Zero Hunger Challenge” çalışmalarını desteklemek için; küresel, bölgesel ve ulusal eylemleri
VIII. IBANESS Congress Series Plovdiv / Bulgaria
VIII. IBANESS Kongreler Serisi Plovdiv / Bulgaristan
April 21-22, 2018
21-22 Nisan 2018
524
harekete geçirmek, farkındalık oluşturmak ve toplumun daha fazla sektörünü harekete geçirmek üzere,
hükümetlerin ve işletmelerin gıda kayıpları konusundaki tutumunu değiştirmesini hedeflemektedir (FAO,
2018).
2012-2016 yılları arasında sürdürülen Food Use for Social Innovation by Optimising Waste Prevention
Strategies (FUSIONS); FAO, STK’lar, Avrupalı firmalar ve 20’den fazla Avrupa Üniversitesi’nin
ortaklığında yürütülen ve AB ülkelerindeki gıda israf politikaları üzerinde çalışılan bir projedir (FUSIONS,
2018). Projenin ana hedefi 2025 yılına kadar AB’deki gıda ısrafının %50 oranında azaltılmasıdır.
İstanbul’da 2015 yılında yapılan G20 Tarım Bakanları Toplantısında Bakanlar, doğal kaynaklar,
biyoçeşitlilik ve iklim değişikliği üzerinde baskılar artarken ekonomik, sosyal ve çevresel olarak daha
sürdürülebilir gıda sistemlerine evrilirken, üretkenliğin arttırılması gerektiği ve özellikle gıda kayıplarının
ve israfının azaltılması gerektiğini vurgulamışlardır. Toplantıda ayrıca, gıda değer zincirinde yer alan gıda
kayıplarının ve israfının ve bunun gıda güvenliği, dengeli beslenme, doğal kaynakların kullanımı ve
çevreye olan negatif etkilerinden duyulan kaygı dile getirilmiştir. Bu problem çok büyük ekonomik,
çevresel ve sosyal öneme haiz olarak değerlendirilmiş ve tüm üyelerden bu konudaki çalışmalarını
güçlendirmeleri istenmiştir. Özellikle israf edilme olasılığı olan güvenli ve besleyici gıdaların diğer
şekillerde değerlendirilmesi yerine insan beslenmesinde kullanılması konusunda önlemler alınması
gerektiği üzerinde de durulmuştur (G20, 2015).
Birçok ülkede gıda kayıp ve israfının boyutları halen bilinmemekte ve ölçümü ile ilgili yöntemler de
tartışılmaktadır. Ancak küresel düzeyde güvenilir, pratik ve tutarlı tahminler yapacak standartlar
geliştirmek için World Resources Institute (WRI) tarafından yürütülen ve Consumer Goods Forum, FAO,
UNEP, FUSIONS, World Business Council for Sustaniable Development ve Waste & Resources Action
Programme (WRAP) gibi birçok paydaşı olan “Küresel Gıda Kayıp ve İsrafı Önleme Protokolü" (FLW
Protokol) önemli bir oluşum olarak çalışmalar yapmaktadır (Dölekoğlu, 2017).
Dünyada sivil inisiyatifler tarafından dijital platformda sürdürülen “ivaluefood.com” gibi eğitim amaçlı,
“Feeding America” gibi eğitim ve gıda bankacılığı faaliyetlerinde gönüllülük prensipleriyle çalışan gıda
israfı önleme çalışmaları da son derece yaygındır. Bu çalışmaların örneklerini Kanada, İngiltere; Japonya
gibi gelişmiş ülkelerin yanı sıra gelişmekte olan ülkelerde de görmek mümkündür.
4. TÜRKİYE’DE GIDA İSRAFINI ÖNLEME AKTİVİTELERİ
FAO Türkiye çalışmasının bulguları erken üretim sonrası aşamada orta seviyelerde kayıplara işaret
etmektedir. Çalışmanın sonuçları ay zamanda gıdaların maksimum %5’inin tüketim ve hanehalkı
aşamasında israf edildiğini de göstermektedir (Tatlıdil vd.,2013). Bu veriler doğrultusunda 2013 yılında
hızlandırılarak ekmek israfını engelleme kampanyaları başlatılmıştır. Toprak Mahsulleri Ofisi’(TMO) nin
2012 yılında gerçekleştirdiği “Türkiye’de Ekmek İsrafı Araştırması” ile Türkiye’deki ekmek üretimi,
tüketimi ve israfının sayısal boyutlarının yanı sıra bu değerlerdeki değişim de tespit edilmiştir. Ayrıca
ekmeğin üretim ve tüketim taraflarında yer alan farklı paydaşların ekmekle ilgili görüş ve tutumları da
kaydedilmiştir. Bu araştırmaya göre Türkiye’de bir yılda 2.1 milyar adet ekmek israf edilmektedir( TMO,
2013). Bunun sonucunda birçok ilde ekmek israfını önleme çalışmaları yapılmıştır. Örneğin İzmir ilinde
afişlendirme çalışmaları, Çankırı ilinde bayat ekmek değerlendirme kursları, Kırıkkale, Alanya, Çorum
illerinde bayat ekmekli tatlılar yarışmaları düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra İstanbul, Ankara, Uşak, Konya,
Sakarya, Denizli, Elazığ, Bolu illerinde de Ekmek İsrafını önleme kampanyasına destek verilmiştir.
Gıda kayıplarını azaltmaya yönelik bir diğer aktivite ise küresel olarak da yaygın bir uygulama alanı bulan
Türkiye’de var olan gıda bankacılığı sistemidir. Gıda bankası, bağışlanan veya üretim fazlası sağlığa uygun
her türlü gıdayı tedarik eden, uygun şartlarda depolayan ve bu ürünleri doğrudan veya değişik yardım
kuruluşları vasıtasıyla yoksullara ve doğal afetlerden etkilenenlere ulaştıran ve kâr amacı gütmeyen
dernek ve vakıfların oluşturduğu organizasyonlar olarak tanımlanmaktadır (Güneş ve Keskin,
2017).Türkiye’de gıda bankacılığı faaliyeti 2000’li yılların başlarından itibaren Dernekler tarafından
kurulmuştur. Gıda Bankacılığını desteyen yasal mevzuat ile kar amacı gütmeyen sosyal amaçlı vakıf,
dernek ve belediyeler aracılığıyla Türkiye’degıda bankalarının sayıları artmıştır. Bugün mevcut 66 gıda
bankası ile gıda ürünlerinin ihtiyacı olanlara düzenli ve sağlıklı bir şekilde ulaştırılması sağlanmaktadır.
VIII. IBANESS Congress Series Plovdiv / Bulgaria
VIII. IBANESS Kongreler Serisi Plovdiv / Bulgaristan
April 21-22, 2018
21-22 Nisan 2018
525
İsrafı Önleme Vakfı’nın ve bu Vakıf tarafından kurulan Gıda Bankacılığı Derneğinin çabaları da aynı
yöndedir. Derneğin adı 2010 yılında “Gıda Bankacılığı ve Temel İhtiyaç Derneği” olarak değiştirilmiştir.
Dernek, “Destek Market adı verilen uygulamalarıyla Gıda Bankacılığı faaliyetine de devam etmektedir.
Tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de dijital platformda sürdürülen. “fazlagida.com” gibi gıda israfını
önlemeye yönelik çabalar da bulunmaktadır. Gıda israfını önlemede dernek ve vakıfları marketlerle
buluşturan “Fazla Gıda” platformu, dünyada en başarılı 5’inci program olmuştur. Dönüşüm ekonomisini
sağladığı altyapı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından desteklenen “Accelerate
2030 Hızlandırma Programı’na” dünyadan 9 etki odaklı girişimden biri seçilmiş ve UNDP tarafından
organize edilen 2017 Cenevre Sosyal Fayda Zirvesi’nde Türkiye’den tek temsilci olarak yer almıştır.
(www.fazlagida.com).
İsrafı önleme çalışmaları sadece üretimden sonra ya da tüketim aşamasında alınacak önlemlerle ilgili
çabaları değil, üretim aşamasında ortaya çıkan kayıpları önleme ve/veya azaltma çabalarını da
kapsamaktadır (Oral, 2015; Demirbaş vd., 2017). Bu doğrultuda Türkiye’de İyi Tarım Uygulamaları (İTU)
gibi ürünlerde kalite ve miktar kayıplarını azaltan alternative üretim faaliyetlerinin desteklenmesi, ayrıca,
üretimde çiftçi eğitimi ve inovatif her türlü teknik ve ekonomik önlemler gibi kamu ve özel sektör
çabalarını da bu kapsamda değerlendirmek gerekmektedir.
Kamu çabaları açısından, 11. Kalkınma Planı Hazırlık çalışmalarında geleceğe dönük olarak alınacak her
türlü politika tedbirinin amaç alt yapısında, gıda kayıp ve israfının azaltılmasına güçlü bir vurgu yapılması
da önemli görülmektedir.
5. SONUÇ
Hızla değişen, küreselleşen, sorunların karmaşıklaştığı, tüketicinin talep ve beklentilerinin,
duyarlılıklarının arttığı günümüz koşullarında gıda kayıplarının azaltılması ve açlıkla mücadele konusu
önemli ve küresel bir konu olarak gündemdedir.
Gıda kayıp ve israfının azaltılmasına yönelik girişimler çeşitli uluslararası, uluslar üstü ve ulusal kuruluşlar
tarafından sürdürülmektedir. Bu durum, gıda kayıp ve israfı konusunun yüksek profilli kamusal bir sorun
haline geldiğini de göstermektedir.
Sürdürülen çabalar değerlendirildiğinde gıda kayıplarını önleme girişimlerinde daha çok kamu ve özel
sektör, gıda israfının önlenmesi çabalarında ise daha çok sivil toplum örgütlerinin baskın rol oynadığı
görülmektedir. Gün geçtikçe önemi daha da artan bu konuya yönelik çabaların ve çözüm önerilerinin
kamu ve sivil insiyatif tarafından geliştirilmesi, insanlığın geleceği için önemli bir sorunun ortadan
kalkmasına katkı sağlayacaktır.
KAYNAKÇA
Bond, M., Meacham, T., Bhunnoo, R., Benton, T.G. 2013. Food Waste within Global Food Systems, Global Food
Security Programme. (www. foodsecurity.ac.uk).
Buzby, J.C., Hyman, J. 2012. Total and Per Capita Value of Food Loss in the United States, Food Policy, Sayı: 37.
Chaboud, G., Daviron, B. 2017. Food Losses and Waste: Navigating the Inconsistencies, Global Food Security,
Sayı:12.
Demirbaş, N., Niyaz, Ö.C. Apaydın, Y. M. 2017. An Evaluation on Problems within Food Supply Chain in Turkey in
terms of Food Losses and Waste, IBANESS, Edirne, March 04-05, 2017.
Dölekoğlu, C. Ö. 2017. Gıda Kayıpları, İsraf ve Toplumsal Çabalar, Tarım Ekonomisi Dergisi, Cilt: 23, Sayı: 2.
Dijksma, S. 2015. No More Food to Waste, Global Action to Stop Food Losses and Food Waste, Netherlands.
EU. 2018. EU Platform on Food Losses and Food waste.
FAO. 2011a. Food Wastage Footprint Impacts on natural resources Summary Report
http://www.fao.org/docrep/018/i3347e/i3347e.pdf.
FAO. 2011b. Global Food Losses and Food Waste, Germany.
FAO. 2013a. Reducing The Food Wastage Footprint, Germany.
FAO. 2013b. UN Meeting on food loss and waste reduction in support of the zero loss or waste of food’ element of
the Zero Hunger Challenge, https://www.un.org/en/zerohunger/pdf.
VIII. IBANESS Congress Series Plovdiv / Bulgaria
VIII. IBANESS Kongreler Serisi Plovdiv / Bulgaristan
April 21-22, 2018
21-22 Nisan 2018
526
FAO. 2018. Save Food: Global: Global Initiative on Food Loss and Waste Reduction.http: www.fao.org/save-
food/tr/.Erişim: 12 Ocak 2018.
FAOSTAT. 2015. Commodity Balances/Crops Primary Equivalent (2015-12-16), FAO, Rome.
Fazlagida. (2018). www.Fazlagida.com. Erişim: 24 Ocak 2018.
Food Drink Europe. 2013. Every Crumbs Counts Joınt Food Wastage Declaration,
http://everycrumbcounts.eu/uploads/static_pages_documents/Joint_Declaration. pdf.
FUSIONS. 2018. Analysing food waste policies across the EU-https://www.eu-
fusions.org/index.php/publications28.Erişim: 24 Ocak 2018.
Gustavsson, J., Cedeberg, C., Sonesson, U., Otterdijk, R.V., Meybeck, A. 2011. Global Food Losses and Food Waste:
Extend, Causes and Prevention, FAO, Rome.
Güneş, E., Keskin, B. 2017. Gıda Bankacılığı: Türkiye için Bir Değerlendirme, III IBANESS Kongresi Series (International
Balkan and Near Eastern Social Sciences Congress Series), Sayfa: 335-339, 04-05 Mart 2017, Edirne.
G20 Tarım Bakanları Toplantısı. 2015. İstanbul 7-8 Mayıs Nihai Bildirge, İstanbul. http://g20.org.tr/g20-tarim-
bakanlari-toplantisi-bildirgesi, Erişim: 04/02/2018.
IFAD. 2018. http://www.ifad.org/documents/10180/. Erişim: 20 Ocak 2018.
Keding, G.B., Schneider, K., Jordan, I. 2013. Production and processing of foods as core aspects of nutrition-sensitive
agriculture and sustainable diets, Food Security, December 2013, Volume :5, Issue 6, pp.825-846.
Kibler, K.M., Reinhart, D., Hawkins, C., Motlagh, A.M., Wright, J. 2018. Food Waste and the food-energy-water
nexus: A review of FW management alternatives. Waste management. 74: 52-62.
Lipinski, B., Hanson, C., Lomax, J., Kitinoja, L., Waite R., Searchinger, T. 2013. Reducing Food Loss and Waste.
Working Paper, Installment 2 of Creating a Sustainable Food Future. Washington, DC: World Resources Institute.
Available online at http://www.worldresourcesreport.org. .
Lundqvist, J., Fraiture, C. de, Molden, D. 2008. Saving Water: From Field to Fork Curbing Losses and Wastage in the
Food Chain. SIWI Policy Brief. SIWI, 2008.
Meyer, H.C., Frieling, D., Hamer, M., Oertzen G. 2017. Food Losses in Supply Chains for Fruits, Vegetables and
Potatoes Between Field and Retail Shelf in North-Rhine Westphalia, Germany, International Journal on Food
System Dynamics , Available online at www.centmapress.org.
OECD. 2014. Market and Trade Impacts of Food Loss and Waste Reduction. www.oecd.ilibrary.org. Erişim: 20 Ocak
2018.
OECD. 2018. Food Loss and Waste in the Agro-Food Chain.www.oecd.org/tad/policynotes/food-loss-waste-agro-
food-cahain.pdf. Erişim: 20 Ocak 2018.
Oral Z. 2015. Dünya’da ve Türkiye’de Gıda İsrafı ve Önlenmesine Yönelik Uygulamalar, Gıda Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı, Uzmanlık Tezi, Ankara.
Parfitt, J., Barthel, M., Macnaughton, S. 2010. Food waste within food supply chains: quantification and potential for
change to 2050, Phil. Trans. R. Soc., vol. 365, pp. 3065-3081.
Parry, A., James, K., LeRoux, S. 2015. Strategies to Achieve Economic and Environmental Gains by Reducing Food
Waste,Waste and Resources Action Programme (WRAP), Banbury, UK.
Premanandh, J. 2011. Factors affecting food security and contribution of modern technologies in food sustainability.
J. Sci. Food Agric., 91: 2707-2714.
Prusky, D. 2011. Reduction of the incidence of postharvest quality losses, and future prospects, Food Security, 2011,
3:463-474.
Smith, P. 2013. Delivering food security without increasing pressure on land. Global Food Security, 2(1), 18-23. DOI:
10.1016/j.gfs.2012.11.008.
Tatlıdil, F.F., Dellal, İ., Bayromoğlu Z. 2013. Food Losses and Waste in Turkey, FAO.
TMO. 2013. Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası Toplantısı,http://www.tmo.gov.tr/
Timmermans, A.J.M., Ambuko, J., Belik, W., Huang, J. 2014. Food Losses and Waste in the Context of Sustainable
Food Systems, Committee on World Food Security, Roma.
TMO. (2013). Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası Toplantısı,http://www.tmo.gov.tr/.2013 yılında basındaTMO.
Erişim: 01.02.2018.
... Çuhadar (2017) tarafından yapılan çalışmada 2016 yılı itibariyle 22 vakfın gıda bankacılığı yaptığı ifade edlmektedir. Türkiye'de 66 gıda bankası ile gıda ürünlerinin ihtiyacı olanlara düzenli ve sağlıklı bir şekilde ulaştırılması sağlanmaktadır (Demirbaş, 2018). Özellikle "Temel İhtiyaç Derneği" gıda bankacılığı konusunda aktif rol oynayarak öncü bir kuruluş olarak dikkat çekmektedir (TBMM, 2018). ...
Chapter
Full-text available
As the world's population grows rapidly, sustainable management of our natural resources has become critical for the future of societies. This book provides a comprehensive overview of the causes, impacts and prevention of food and water waste for both individuals and communities. Written by experts in the field, GIDA, SU KAYBI ve İSRAFI (Food, Water Loss and Waste) presents a scientific approach to the processes that lead to the loss of food and water, their social and environmental consequences, policies and solutions. Covering a wide spectrum from farm to fork, this book aims to raise awareness on reducing waste and develop practical strategies for individuals and organizations. This book is a guide for anyone who wants to learn about resource management, one of the key elements of sustainable living. Detailing the measures to be taken to leave a more livable world for future generations, this book fills an important gap in this field by providing both theoretical knowledge and practical solutions.
... Bu istatistiki veriler dünyada gıdaya ulaşmada bazı dengesizliklerin olduğunu göstermektedir. Buna karşın Demirbaş (2018) küresel çapta ortaya çıkan gıda kaybı ve israfının %56'sının gelişmiş ülkelerde ve %44'lük bölümünün ise gelişmekte olan ülkelerde açığa çıktığını aktarmaktadır. Gıda kaybı, üretim, işleme, depolama ve dağı-tım aşamalarında (Lipinski vd., 2013), altyapı yetersizlikleri, fazla tedarik, hijyenik olmayan koşullar (Jedermann vd., 2014) gibi nedenlerle gıdanın miktar ve kalitesinde meydana gelen niteliksel ve niceliksel azalmalar olarak açıklanmaktadır (Food and Agriculture Organization, 2019). ...
Article
Full-text available
Araştırmanın amacı, eğitim mutfaklarındaki gıda israfı sürecini inceleyip bu süreçle ilgili bir model önerisi oluşturmaktadır. Bu araştırmada, yarı yapılandırılmış görüşme ile eğitim mutfakların-da uygulama dersi veren öğretim elemanları ve eğitmen şeflerden veriler toplanmıştır. Yapılan analizler sonucunda eğitim mutfaklarındaki gıda israfı sürecinin, gıda israfının oluşması ve gıda israfının engellenmesi süreçlerinden etkilendiği anlaşılmıştır. Araştırmada eğitim mutfaklarında gıda israfının oluşma sürecinde, gıda israfının kapsamına, nedenlerine, aktörlerine ve eğitmenlerin gıda israfıyla ilgili duygularına odaklanılmıştır. Eğitim mutfaklarında gıda israfının engellenmesi sürecinde ise öğrencilerin gıda israfını azaltma niyetleri, gıda israfının önlenmesi, eğitmenlerin ve öğrencilerin gıda israfını azaltma davranışları incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda eğitim mutfaklarında gıdayı en çok öğrencilerin israf ettiği ve bu mutfaklarda öğrencilerin gıda israfı azaltma niyeti üzerinde en çok eğitmenlerin etkisi olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre katılımcılar, eğitim mutfaklarında gıda israfının önlenmesi için öğrencilerin gıda israfı ko-nusundaki farkındalıklarını arttıracak dersler verilmesini, eğitmenlerin kullanılacak malzemelerle ilgili doğru planlama yapmasını, eğitmenin malzeme kullanım sürecini kontrol etmesini ve öğren-cilere mesleki eğitim verilmesi gerekliliğini ifade etmişlerdir. Anahtar kelimeler: Eğitmenler, eğitim mutfağı, gıda israfı, mutfak eğitimi, öğrenciler 1 Bu çalışma Prof. Dr. Mehmet ERKAN danışmanlığında Yeliz DEMİR tarafından hazırlanan "Eğitim Mutfaklarında Gıda İsrafını Belirlemeye Yönelik Bir Araştırma" başlıklı doktora tezi esas alınarak hazırlanmıştır. Araştırma/Research
... Aynı zamanda taze meyve ve sebze üretiminde su, enerji, toprak ve diğer doğal kaynakların yoğun bir şekilde kullanılması gerektiği için gıda israfı önemli kaynak israflarına da sebep olmaktadır (De Hooge ve ark., 2017). Çirkin gıdaların tüketiminin artması, gıda israfının yalnızca ekonomik tasarruf boyutunda değil, su ve diğer kaynakların sürdürülebilir kullanımı açısından da Dünya ve Türkiye için büyük önem arz etmektedir (Demirbaş, 2018;Dokuzova, 2018). ...
Article
Full-text available
Ugly food includes non-standard fruits and vegetables due to imperfections such as shape, size and color differences. Consumers' attitudes and behaviors towards these products have become important all over the world in terms of food losses. The aim of this study is to determine the consumer tendencies to consume ugly fruits and vegetables and their attitudes and behaviors regarding the consumption of these products in Bornova District of Izmir province. The research data were obtained through face-to-face interviews with 110 consumers. Five-point Likert Scale was used to determine consumer attitudes and behaviors that affect purchasing tendency. According to the results of the research, it was determined that the most important factor affecting the tendency to buy ugly fruit and vegetables is the price. It has been determined that the prices of these products are cheaper than the prices of standard looking products, which is the most important factor expected to increase the consumption trend. Therefore, ugly (imperfect) fruits and vegetables can be sold in retail outlets at separate stalls and at lower prices.
... Aynı zamanda taze meyve ve sebze üretiminde su, enerji, toprak ve diğer doğal kaynakların yoğun bir şekilde kullanılması gerektiği için gıda israfı önemli kaynak israflarına da sebep olmaktadır (De Hooge ve ark., 2017). Çirkin gıdaların tüketiminin artması, gıda israfının yalnızca ekonomik tasarruf boyutunda değil, su ve diğer kaynakların sürdürülebilir kullanımı açısından da Dünya ve Türkiye için büyük önem arz etmektedir (Demirbaş, 2018;Dokuzova, 2018). ...
Article
Full-text available
Çirkin gıda şekil, boyut ve renk farklılıkları gibi kusurlar nedeniyle standart dışı olan meyve ve sebzeleri kapsamaktadır. Tüketicilerin bu ürünlere yönelik tutum ve davranışları ürün kayıpları açısından tüm dünyada önemli hale gelmiştir. Bu çalışmanın amacı İzmir ili Bornova İlçesi’nde tüketicilerin çirkin meyve ve sebze tüketme eğilimleri ile bu ürünlerin tüketimine ilişkin tutum ve davranışlarını belirlemektir. Araştırma verileri 110 tüketici ile yüz yüze görüşülerek yapılan anketlerden elde edilmiştir. Satın alma eğilimini etkileyen tüketici tutum ve davranışlarının belirlenmesinde Beşli Likert Ölçeği kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre çirkin meyve sebze satın alma eğilimini etkileyen en önemli faktörün fiyat olduğu saptanmıştır. Bu ürünlerin fiyatlarının standart görünümlü ürünlerin fiyatlarından daha ucuz olmasının tüketim eğilimini arttırması beklenen en önemli unsur olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle, çirkin (mükemmel olmayan) meyve ve sebzeler, perakende satış yerlerinde ayrı tezgahlarda ve daha düşük fiyatlarla satılabilir.
... Yapılan araştırmada gıda atıklarının en çok hangi alanlarda olduğu tespit edilmesi ve gıda atıklarının hangi davranış biçimlerinden kaynaklandığına değinmektedir. Demirbaş (2018) çalışmasında kaynak dağılımının adaletsiz dağılımı ve küresel iklim kriziyle beraber üretim miktarı ve kalite anlamında yetersizlikler gözlemlemiştir. Gıda kayıplarının oranlarının yüzde kaçının gelişmiş yüzde kaçının gelişmekte olan ülkelerde hangi aşamalarda yaşanmakta olduğuna değinmektedir. ...
Article
Full-text available
The problem of food waste and waste is a major problem that should be examined not only in terms of economic but also ecological and sociological importance. Considering the decrease in natural resources and the pollution caused by it, the importance of the effective management and re-evaluation of food wastes should not be overlooked. The data in the studies support the increasing hunger. The data in the studies support the knowledge that hunger is increasing. In order to combat hunger: urgent measures should be taken, and ways of regaining waste food or waste food should be explored. The problem requires global responsibility. The purpose of the research is to share remarkable data and research, to provide information about food waste types, to raise awareness of all relevant stakeholders to come together to solve the problem. Also in the study: the findings of the application developed with the algorithm of the established model are shared and it is aimed to shed light on the next studies.
... The fact that vertical agricultural enterprises are located in the city reduces transportation costs considerably and thus, both carbon emission and food losses during transportation can be reduced considerably (Demirbaş, 2018b). ...
Conference Paper
Full-text available
The alternative agricultural practices that arise due to the development of technology are being used more and more in order to reach sufficient and safe food in many countries.In this context, many applications and innovations have emerged such as greenhouse farming technologies, soilless agriculture, smart agriculture and precision agriculture. In recent years, another alternative production method, especially in developed countries, is "Vertical Agriculture" (VA) practices. "Vertical farms" (VF) can be defined as enterprises, which are established on a multi-story area consisting of a single piece, and aiming to obtain higher yields from the unit production area with other agricultural innovations, especially landless agriculture. However, the concept of VA can come up with different conceptual provisions in terms of various practices. Closed systems that can be created in highly complex architectural forms and which can provide production energy cycle within itself and agricultural applications made with vertical apparatuses in greenhouses can also be handled within the framework of VA. It is the most obvious advantage of VA without the need for soil, using less chemical input and thus the ability to produce by protecting the environment and natural resources. However, there are some features that restrict the development of VA practices. In this study, the conceptual framework of VA and its place in agriculture of the future are evaluated. The study is a literature search based on national and international literatures.
Article
Full-text available
The formation of food waste brings numerous issues such as inefficient use of nutrients, social injustice, and economic and ecological losses. The aim of this study is to reduce fruit and vegetable waste, which are among the most common kitchen wastes, with new recipes, and to explore the advantages they provide to human health. The study developed 20 different recipes using parts typically considered waste in the kitchen, like stems, stalks, and peels from 11 fruits and 9 vegetables, and calculated their nutritional values using the BEBIS program (Nutrition Information System). Additionally, the functional properties of the fruit and vegetable waste used in the study were examined in light of scientific literature. Results showed that parts of fruits and vegetables considered as waste might have valuable nutritional properties, such as being a good source of dietary fiber, antioxidants, vitamins, and minerals. Among the recipes created with fruit waste, the chocolate balls with pomegranate peel powder had the highest energy value (4255.3 kcal), the sweet chicken with orange flavor had the highest protein content (122.1 g), and the watermelon dessert had the highest fiber content (25.3 g). Among the recipes made with vegetable waste, the puff pastry with leek leaves had the highest energy value (2740 kcal), and the savory cake with cauliflower and potatoes contained the most protein (222.2 g) and fiber (184.1 g). Using parts like stems, peels, and leaves considered food waste in recipes also imparts functional properties to the recipes. The food waste used in this study possesses properties in the literature such as anti-cancer, antimicrobial, antiviral, anti-inflammatory, prevention of neurological disorders, and anti-obesity, anti-diabetes, and anti-aging effects.
Chapter
Full-text available
Food waste is among the most important natural problems that threaten the future. In the last decade, food waste has received increased attention on both academic and societal levels. Food waste (FW) and food loss (FL) are also ecological, economic, and social problems. In developing countries, food handlers are one of the biggest sources of food waste due to lack food safety knowledge. It is figured out that people working in food production companies, such as restaurants and hotels, may cause food waste due to incomplete or incorrect information about food safety. It is necessary to have a clear understanding of the factors influencing food waste-related food handlers' perceptions, knowledge, and behaviours. Examining the hygiene and sanitation habits of food handlers and the level of knowledge of food handlers and their practice in the field are other reasons to carry out this book chapter linking with food waste.
Thesis
Full-text available
Humans are not the only problem with global climate change. But man is the most responsible. The environment has been subject to negative impact for centuries. While this effect was natural before the Industrial Revolution, it gained an artificial quality after the Industrial Revolution. Negative environmental effects accelerated by various human activities, caused global catastrophes. Humanity, aware of the global climate change it causes, has tried to produce solutions and take measures at the international level. Global climate change adversely affects many areas. But the place of agriculture among these areas is important. Because there is a mutual relationship between agriculture and global climate change. Agriculture is affected by global climate change. On the other hand, Inputs and outputs(such as greenhouse gas emission, pesticide use) in agricultural production have a negative impact on global climate change. Also, agriculture, it is also important within the scope of food security. When the interrelationship between global climate change and agriculture is considered, the importance of agricultural production compatible with climate change is understood. In order to achieve this, modern agricultural practices should be used in agricultural production. The aim of the study is to discuss global climate change and the measures taken at the international level. Next, to discuss the relationship between agriculture and global climate change. Finally, it is to address modern agricultural practices compatible with global climate change. For this purpose, a literature review on climate change was first conducted. Then, on global climate change and agriculture, literature review and the accumulation of experts were vii consulted. Finally, the studies and literature on modern agricultural practices compatible with climate change were reviewed and agricultural practices were determined within the scope of the study. As a result of the collected data, modern agricultural practices suitable for climate change were used in the study. As a result, global climate change is an environmental disaster and affects all living things. Agriculture occupies an important position within the scope of global climate change. Since agriculture is dependent on climate, it is directly affected by climate change. But agriculture is also among the factors that cause global climate change. Environmentally harmful inputs used in agriculture and greenhouse gas emissions from agriculture accelerate climate change. Therefore, the role of agriculture in the context of adaptation to global climate changeis important. However, in order to make more environmentally friendly agricultural production, modern and green agricultural production practices should be implemented.
Article
Full-text available
Abstract: The objective of this study was to evaluate the knowledge and behaviour of individuals aged 18 years or above on the subject of sustainable nutrition. The study was conducted between April and May 2019 and involved a total of 202 adult individuals (85 female, 117 male), all of whom are resident in Istanbul and over 18 years of age. The socio-demographic characteristics of the participants, their knowledge on sustainable nutrition, nutritional behaviours and food preferences were determined using a questionnaire. 64,40% of the participants with an average age of 32,60 ± 13,20 had not heard of the concept of sustainable nutrition concept before. While there was no statistically significant difference between gender and being aware of the concept of sustainable nutrition, it was found that women exhibited more sustainable nutrition behaviours compared to men (p <0.05). It was observed that the participants learned the concept of sustainable nutrition mostly from health professionals (31.9%) and social media (26.3%). 39.1% of the participants responded that they agreed with the statement “I consume vegetables and fruits grown during the season” and 36,60% of them agreed with the statement “I consume fish caught during the season with appropriate methods”. Most of the respondents (44.50% and 34.60% respectively) agree with the statements “I’m careful about not wasting the food” and “I use economic foods”. 44.50% of the respondents agreed with the statement “I have less food waste”. In conclusion, studies on public awareness campaigns can be beneficial. Bu çalışma 18 yaş ve üzeri bireylerin sürdürülebilir beslenme konusundaki bilgi düzeylerini ve davranışlarını değerlendirmek amacı ile yapılmıştır. Çalışma Nisan - Mayıs 2019 tarihleri arasında İstanbul’da yaşayan, 18 yaş üzerinde olan 85‘i kadın 117‘si erkek, toplam 202 yetişkin birey ile yürütülmüştür. Katılımcıların sosyo – demografik özellikleri, sürdürülebilir beslenme konusundaki bilgileri, beslenme davranışları ve besin tercihleri anket formu ile sorgulanmıştır. Yaş ortalaması 32,60±13,20 olan katılımcıların, , %64,4’ü sürdürülebilir beslenme kavramını daha önce hiç duymamıştır. Cinsiyet ile sürdürülebilir beslenme kavramından haberdar olma arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamışken, beslenme alışkanlıkları incelendiğinde kadınların erkeklere göre daha fazla sürdürülebilir beslenme davranışlarını gösterdiklerini görülmüştür (p<0,05). Çevresel etkilerinin en fazla olduğunu düşünülen besin grubu %41,6 oranıyla “Meyveler ve Sebzeler” olmuş, çevresel etkilerinin en az olduğunu düşünülen besin grupları ise “Süt/süt ürünleri (%25,1) ile Tahıl/tahıl ürünleri (ekmek, makarna vb.) ve kurubaklagiller (%25,1)” olmuştur. Katılımcılar “sürdürülebilir beslenme” kavramını en çok (%31,9) sağlık profesyonelinden ve sosyal medyadan (%26,3) öğrendiği görülmüştür. Katılımcıların %39,1’i “Mevsiminde yetişmiş sebze ve meyveleri tüketirim” ifadesine, %36,63’ü “Mevsiminde ve uygun yöntemlerle tutulmuş olan balıkları tüketirim” ifadesine katılıyorum yanıtını vermiştir. “Ekonomik besinler kullanırım” ve “Besin israfı yapmamaya dikkat ederim.” ifadelerine katılımcıların çoğu (sırasıyla; %34,6 ve %44,5) katılıyorum yanıtını vermiştir. “Besin atıklarım azdır” ifadesine katılıyorum diyenlerin oranı ise %44,5’tir. Sonuç olarak; katılımcıların çoğu sürdürülebilir beslenme hakkında yeterli bilgiye sahip değildir. Bu konuda toplumun bilinçlendirilmesi için daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir Anahtar kelimeler: Sürdürülebilirlik, Sürdürülebilir Beslenme, Gıda, Çevre ABSTRACT Aim: The objective of this study was to evaluate the knowledge and behaviour of individuals aged 18 years or above on the subject of sustainable nutrition. Methods: The study was conducted between April and May 2019 and involved a total of 202 adult individuals (85 female, 117 male), all of whom are resident in Istanbul and over 18 years of age. The socio - demographic characteristics of the participants, their knowledge on sustainable nutrition, nutritional behaviours and food preferences were determined using a questionnaire. Results: 64,40% of the participants with an average age of 32,60 ± 13,20 had not heard of the concept of sustainable nutrition concept before. While there was no statistically significant difference between gender and being aware of the concept of sustainable nutrition, it was found that women exhibited more sustainable nutrition behaviours compared to the men (p <0.05). It was observed that the participants learned the concept of sustainable nutrition mostly from health professionals (31.9%) and social media (26.3%). 39.1% of the participants responded that they consume vegetables and fruits grown in the season and 36.60% of them consume the fish caught during the season with appropriate methods. The rate of those who say 'I am careful not to waste food' is 44.5% and the rate of those who say 'I have less food waste’ is 44.5%. 30.1% of the participants say that they separate food packaging waste for recycling, the rate of those carrying their own water container instead of using a pet bottle is 32.6%. Conclusion: Studies to determine which public awareness campaigns work best might be beneficial. Key words: Sustainability, Sustainable Nutrition, Food, Environment
Article
Full-text available
Some forms of malnutrition are partly due to agriculture not having nutrient outputs as an explicit goal. A better understanding of what is required from agricultural production and food processing for healthy and sustainable diets is needed. Besides nutritional quality or nutrient output, important factors are: water, soil, health hazards, agrobiodiversity and seasonality. Therefore, possible interactions among constituents of the food chain – human health, the environment, knowledge and education – should be considered from a systemic perspective. Nutrition-sensitive agriculture needs to consider and understand the role of biodiversity in improving dietary quality and dietary diversity as well as seasonality in food supply. Apart from improving agricultural systems in order to close the nutrition gap, efficient storage and food processing technologies to prolong shelf-life are required. If processing is poor, high food losses can cause food insecurity or increase the risk of producing unsafe and unhealthy food. Food storage and processing technologies, particularly at household level, are challenging and often not applicable to traditional crops. In order to achieve the aims of nutritionsensitive agriculture, it is necessary to comprehend its complexity and the factors that influence it. This will require a trans-disciplinary approach, which will include the three sectors agriculture, nutrition and health at research, extension and political levels. Ensuring that farmers are knowledgeable about production systems, which sustainably provide adequate amounts of nutritious food while conserving the environment is an essential part of nutrition-sensitive agriculture. At the same time, for the benefits of nutrition-sensitive agriculture to be realized, educated consumers are required who understand what constitutes a healthy and sustainable diet.
Article
Full-text available
Food waste in the global food supply chain is reviewed in relation to the prospects for feeding a population of nine billion by 2050. Different definitions of food waste with respect to the complexities of food supply chains (FSCs)are discussed. An international literature review found a dearth of data on food waste and estimates varied widely; those for post-harvest losses of grain in developing countries might be overestimated. As much of the post-harvest loss data for developing countries was collected over 30 years ago, current global losses cannot be quantified. A significant gap exists in the understanding of the food waste implications of the rapid development of 'BRIC' economies. The limited data suggest that losses are much higher at the immediate post-harvest stages in developing countries and higher for perishable foods across industrialized and developing economies alike. For affluent economies, post-consumer food waste accounts for the greatest overall losses. To supplement the fragmentary picture and to gain a forward view, interviews were conducted with international FSC experts. The analyses highlighted the scale of the problem, the scope for improved system efficiencies and the challenges of affecting behavioural change to reduce post-consumer waste in affluent populations.
Article
Full-text available
"We need to use our water prudently – no one will argue with this statement. But in fact we are wasteful. This need will become more pronounced, and the cost of bad water management will get higher in the future with increasing water demands from increasing population, cities, agriculture, and the environment. Moreover water management will become more difficult with climate change. New solutions and fast actions are required now. Agriculture is the largest human use of water. Clearly, agricultural practices need to be targeted to reduce wastage of water. This has been the center of attention for water saving practices for years. But there are additional ways to save water. Food consumers and businesses have a key role. Losses of food between the farmers’ field to our dinner table – in food storage, transport, food processing, retail and in our kitchens – are huge. This loss of food is equivalent to a loss in water. Reducing food loss and wastage lessens water needs in agriculture. We need to pay more attention to this fact. Our Key Message: Make the Food Chain More Efficient to Save Water to Facilitate the Achievement of Multiple Development Objectives"
Article
Throughout the world, much food produced is wasted. The resource impact of producing wasted food is substantial; however, little is known about the energy and water consumed in managing food waste after it has been disposed. Herein, we characterize food waste within the Food-Energy-Water (FEW) nexus and parse the differential FEW effects of producing uneaten food and managing food loss and waste. We find that various food waste management options, such as waste prevention, landfilling, composting, anaerobic digestion, and incineration, present variable pathways for FEW impacts and opportunities. Furthermore, comprehensive sustainable management of food waste will involve varied mechanisms and actors at multiple levels of governance and at the level of individual consumers. To address the complex food waste problem, we therefore propose a "food-waste-systems" approach to optimize resources within the FEW nexus. Such a framework may be applied to devise strategies that, for instance, minimize the amount of edible food that is wasted, foster efficient use of energy and water in the food production process, and simultaneously reduce pollution externalities and create opportunities from recycled energy and nutrients. Characterization of FEW nexus impacts of wasted food, including descriptions of dynamic feedback behaviors, presents a significant research gap and a priority for future work. Large-scale decision making requires more complete understanding of food waste and its management within the FEW nexus, particularly regarding post-disposal impacts related to water.
Article
Both quantitative and qualitative food losses of extremely variable magnitude occur during all harvest and postharvest stages, from harvesting, through handling, storage, processing and marketing, to final delivery to the consumer. The latest values published indicated that industrialized and developing countries dispose of roughly similar quantities of food. Whereas in developed countries the losses occur at the retailer and consumer stages, in the developing countries the losses occur during the production, harvest, postharvest and processing phases, because of poor infrastructure, low levels of technology, and low investment in food production systems. Quality cannot be improved after harvest, only maintained; therefore it is important to harvest fruits, vegetables and flowers at the proper stage and size and at peak quality. Preharvest production practices and factors such as cultivation practices, water supply, type of soil, environmental temperature and mechanical damage may seriously affect postharvest quality and result in the rejection or downgrading of produce at the point of sale. In addition, after harvest, improper temperature and humidity management as well as packaging and handling may have adverse effects on storage life and quality. Thus, integration of treatment methods calls for specific differential combinations of treatments for each product in each country.
Article
The challenge of feeding 9 to 10 Billion people by 2050 may seem like a big enough challenge in itself, but we also need to achieve this feat whilst, at the same time, reducing adverse impacts of food production on a whole range of ecosystem services. One suggested response is “sustainable intensification” which entails delivering safer, nutritious food from the same area whilst maintaining ecosystem service provision. In this review, I examine sustainable intensification and consider alternatives such as management of food demand and waste reduction. I conclude that sustainable intensification has a role to play, but this must be accompanied by fundamental change in global food systems.
Article
The concept of food insecurity is complex and goes beyond the simplistic idea of a country's inability to feed its population. The global food situation is redefined by many driving forces such as population growth, availability of arable lands, water resources, climate change and food availability, accessibility and loss. The combined effect of these factors has undeniably impacted global food production and security. This article reviews the key factors influencing global food insecurity and emphasises the need to adapt science-based technological innovations to address the issue. Although anticipated benefits of modern technologies suggest a level of food production that will sustain the global population, both political will and sufficient investments in modern agriculture are needed to alleviate the food crisis in developing countries. In this globalised era of the 21st century, many determinants of food security are trans-boundary and require multilateral agreements and actions for an effective solution. Food security and hunger alleviation on a global scale are within reach provided that technological innovations are accepted and implemented at all levels.
Gıda Bankacılığı: Türkiye için Bir Değerlendirme
  • E Güneş
  • B Keskin
Güneş, E., Keskin, B. 2017. Gıda Bankacılığı: Türkiye için Bir Değerlendirme, III IBANESS Kongresi Series (International Balkan and Near Eastern Social Sciences Congress Series), Sayfa: 335-339, 04-05 Mart 2017, Edirne.
İstanbul 7-8 Mayıs Nihai Bildirge
  • Tarım Bakanları
Tarım Bakanları Toplantısı. 2015. İstanbul 7-8 Mayıs Nihai Bildirge, İstanbul. http://g20.org.tr/g20-tarimbakanlari-toplantisi-bildirgesi, Erişim: 04/02/2018.