ArticlePDF Available

Kaygı Duyarlığını Azaltmada Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR) Tedavisi. Türk Psikoloji Dergisi, 19(53), 49-65.

Authors:
Özet
Göz Hareketleriyle Duyars›zlat›rma ve Yeniden ‹leme (EMDR: Eye Movement Desensitization and
Reprocessing) kontrollü çal›malarla desteklenmi Travma Sonras› Stres Bozuklu¤u (TSSB) tedavilerinden
biridir ve bugün di¤er psikolojik bozukluklara da giderek uygulanmaktad›r. Bu çal›ma kayg› duyarl›¤›n›n
tedavisinde kas gevetme ve EMDR ilem yollar›n›n etkilerini kar›lat›rmak için düzenlenmitir. 19 üniversite
ö¤rencisine standart, kendini de¤erlendirmeye dayal›, dört alt ölçe¤i olan Kayg› Duyarl›¤› Profili (KDP) uygu-
lanm›t›r. Kat›l›mc›lar seçkisiz olarak iki gruba atanm›lar (tedavi koulu; kas gevetme ve EMDR) ve müda-
hale öncesi uygulanan KDP, müdahaleden be gün ile dört ay sonra kendilerine tekrar uygulanm›t›r (müdahale;
müdahale öncesi, müdahale sonras› ve izleme çal›mas›). Bulgulara göre, EMDR yakla›m› müdahale
sonras›nda, solunum ile ilgili belirtilerden korkma alt ölçek puanlar›nda anlaml› azalmaya yol açm› ve dört ay
sonraki izleme çal›mas›nda duyarl›k daha da azalm›t›r. Yan› s›ra EMDR koulunda, kalple ilgili belirtilerden
korkma alt ölçek puanlar› da dört ay sonraki izleme çal›mas›nda azalm›t›r. Bulgular travmaya ba¤l› ya da belir-
li durumlarda kayg› duyarl›¤› yaayan kiilerin tedavisinde, EMDR’ nin etkili bir tedavi yolu olabilece¤i
görüünü desteklemektedir. Bulgular›n literatür ile tutarl›¤› tart››lm›t›r.
Anahtar kelimeler:
Göz Hareketleriyle Duyars›zlat›rma ve Yeniden ‹leme (EMDR), kas gevetme egzersizi,
kayg› duyarl›¤›
Abstract
Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR) is one of the first treatments of Posttraumatic Stress
Disorder (PTSD) to be supported in controlled research, and it is now increasingly extended to other
psychological disorders. The present study was designed to compare the effects of muscle relaxation and EMDR
procedures in the treatment of anxiety sensitivity. Nineteen undergraduate students responded on the Anxiety
Sensitivity Profile (asp) which was a standardized, self-report measure with four subscales. They were random-
ly assigned to two groups (treatment condition; muscle relaxation and EMDR); and they were filled out the ASP
scale before, five days, and four months after the intervention (intervention time; pre and post intervention and
follow up). Results showed that EMDR treatment produced a significant decline in fear of respiratory symptoms
subscale score, and this decline appeared to continue after a four month follow-up. In addition fear of the
cardiac symptoms too decreased in EMDR condition after a four month follow-up. The findings support the
notion that EMDR can be a more effective treatment than the muscle relaxation for those who have an anxiety
sensitivity with a trauma related etiology and also who experience anxiety sensitivity in certain circumstances.
Consistency of the findings with the literature was discussed.
Key words:
Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR), applied muscle relaxation, anxiety
sensitivity
Kayg› Duyarl›¤›n› Azaltmada Göz Hareketleriyle
Duyars›zlat›rma ve Yeniden leme
(EMDR) Tedavisi
Türk Psikoloji Dergisi
2004, 19 (53), 49 - 65
ennur Tutarel-K›lak*
Ankara Üniversitesi
*Yaz›ma Adresi: Yrd. Doç. Dr. ennur Tutarel-K›lak, Ankara Üniversitesi DTCF Psikoloji Bölümü, 06100, S›hhiye, Ankara.
E-posta: kislak@humanity.ankara.edu.tr
fi. TUTAREL-KIfiLAK
Göz Hareketleriyle Duyars›zlat›rma ve Yeniden
leme (Eye Movement Desensitization and
Reprocessing: EMDR) psikodinamik, bilisel davra-
n›ç›, dan›an merkezli, beden temelli ve etkileimsel
terapilerin ö¤elerini birletiren sekiz aamal› yap›-
land›r›lm› bir tedavi yakla›m›d›r. EMDR standart
ilem yollar› ve klinik protokoller içeren bilgiyi ye-
niden ileme modelidir. Orijinalde travmatik an›larla
ba¤lant›l› rahats›zl›klar› ortadan kald›rmak için geli-
tirilmitir, bugün ise strese yol açan yaam olaylar›n›
izleyen di¤er rahats›zl›klarda da kullan›lmaktad›r
(Shapiro ve Maxfield, 2002). Son yedi y›ld›r, EMDR
pek çok psikopatolojik ve hatta t›bbi durumlar için
bir tedavi yöntemi olarak popülerlik kazanm›t›r
(Muris ve Merckelbach, 1999).
Temelde EMDR’nin üç say›lt›s› vard›r. ‹lki, psi-
kopatolojik durumlar›n alt›nda yatan travmatik ya da
kaç›n›lan an›lar sa¤ beyin yar›küresinde, normal bil-
gi ileme süreci ketlenerek sabit, de¤imez, kitli bir
biçimde yer al›rlar. ‹kinci say›lt›, yana do¤ru göz ha-
reketleri ya da iki yana ritmik hareketler bu an›larla
ba¤lant›l› olumsuz duyuu ketleyip, sa¤ ve sol beyin
yar›küresini ve bilgi ileme sürecini aktive eder ve
böylece travman›n çözümü sa¤lanm› olur. Üçüncü
say›lt›, bir yanda travma sonras› stres bozuklu¤u
(TSSB), di¤er yanda fobiler, panik bozukluk gibi du-
rumlar uygun özellikleri paylamaktad›rlar, öyle ki
EMDR tüm bu durumlara uygulanabilir (Shapiro,
1999).
Günümüzde EMDR’nin TSSB’nin tedavisindeki
yeterli¤i geni kabul görmektedir. 1998’te farkl›
arat›r›c›lar APA Klinik Psikoloji Bölümüne sadece
‘EMDR, kar› kar›ya getirme ve strese kar› a›lama
tedavisini ampirik olarak desteklenmi tedaviler lis-
tesine yerletirmilerdir (Chambless ve ark., 1998).
TSSB’de uygulanan psikolojik ve ilaç tedavileri ko-
nusunda yay›nlanm› arat›rmalar›n metaanalizine
göre, EMDR TSSB üzerinde etkilidir ve di¤er teda-
vilerden daha etkindir (Van Etten ve Taylor, 1998).
Arat›rmalar› metodolojik aç›dan inceleyen
Maxfield ve Hyer’e (2002) göre de EMDR
TSSB’nin tedavisinde yeterli bir yöntemdir. Shapiro
ve Maxfield’in (2002) aktard›¤›na göre, yap›lan
kontrollü çal›malar›n incelenmesi ard›ndan, Ulusla-
raras› Travmatik Stres Çal›malar› Toplulu¤u,
EMDR tedavi yakla›m›n› TSSB üzerinde etkili ola-
rak belirlemi ve oluan güveni art›r›c› yeni çal›ma-
lar›n yap›lmas›n› önermitir.
EMDR’nin kayg›yla ilikili sorunlar› ve travma
belirtilerini bir seans ile ortadan kald›rd›¤›na dair ilk
bulgu 1989’da Shapiro taraf›ndan yay›nlanm›t›r.
1989’dan 2002’ye TSSB’nin tedavisinde EMDR’nin
yeterli¤ini arat›ran 19 kontrollü çal›ma daha ger-
çeklemitir (Shapiro, 1999). Travma konular› fizik-
sel iddet, tecavüz, do¤al felaketler, kazalar vb.dir.
Arat›rmac›lar yakla›k üç-sekiz seans sonras› TSSB
tan›s›nda % 60-90 aras› azalma oldu¤unu belirtmi-
lerdir (Shapiro ve Maxfield, 2002). Cinsel tacize ma-
ruz kalanlar üzerinde de EMDR’nin olumlu etkileri
birkaç kontrollü çal›mayla belirlenmitir (Akt.
Tutarel-K›lak, 2003).
Shapiro’nun Uyumlu Bilgi ‹leme Modeli
(Adaptive Information Processing Model: AIP)
patolojinin geliimi ve çözümünü betimlemektedir
(Shapiro ve Maxfield, 2002). Bu modele göre, e¤er
stres verici an›lar ilenmemise varolan ilevsel ol-
mayan reaksiyonlar›n temeli olumaya balar. TSSB
belirtilerinin travmatik an›n›n ilenmemi duyusal,
duyusal ve bilisel ö¤elerinin sonuçlar› oldu¤u dü-
ünülmektedir. Göz hareketlerinin ve di¤er ikili-dik-
kat uyar›c›lar›n›n fizyolojik bilgi ilemeyi güçlendir-
di¤i ileri sürülmektedir. Shapiro ve Maxfield’e göre,
Van den Hout, Muris, Salemink ve Kindt, (2001) ça-
l›mas›nda oldu¤u gibi birkaç yeni çal›ma
EMDR’nin bellek imgelerini ve ilgili duyular›n can-
l›l›¤›n› azaltmakta oldu¤unu göstermektedir. Bu etki
s›k›nt› ve ilgili kaç›nmay› azaltarak duyars›zlat›rma
yoluyla ilemeyi güçlendiriyor olabilir.
Rothbaum’a (1997) göre, EMDR, TSSB d››nda
çeitli psikolojik bozukluklar›n tedavisinde de uygu-
lanmakta ve kontrollü arat›rma ve vaka çal›mala-
r›ndan destek almaktad›r. Örne¤in, Goldstein ve
Feske (1994) yedi panik bozuklu¤u olan hastayla ça-
l›m› ve be EMDR seans› sonunda panik ataklarda,
panik atak geçirme korkusunda, genel kayg›da, kay-
g› duyman›n olumsuz sonuçlar›yla ilgili düünceler-
HAZ‹RAN 2004, C‹LT 19, SAYI 53
50
de, beden duyumlar›yla ilgili korkularda, depresyon-
da ve di¤er patoloji ölçümlerinde düü belirlemi-
lerdir. Gosselin ve Mathews (1995) göz hareketleri
uygulanan ve uygulanmayan iki grubun test kayg›s›-
n› ölçmü ve her iki grubun kayg›s›nda da azalma
bulmulard›r, ancak göz hareketleri uygulanan grup
daha az kayg›, s›k›nt› duygusu ifade etmilerdir.
Feske ve Goldstein (1997) EMDR’nin panik ve pa-
nikle ilikili belirtilerde, tedavi için bekletme ilem
yolundan daha etkili oldu¤unu da ortaya koymular-
d›r, ancak üç ay sonraki izleme çal›mas›na göre bu
farklar ortadan kalkm›t›r. Keenan ve Farrell (2000)
yak›n ilikisinde k›skançl›k nedeniyle çeitli sorun-
lar yaayan bir kiinin, be EMDR seans› sonras›nda
geldi¤i olumlu noktay› içeren vaka çal›mas›n› ya-
y›nlam›lard›r. Van den Hout, Muris, Salemink ve
Kindt (2001) çal›malar›yla göz hareketleri ard›ndan
olumlu ve olumsuz an›lar›n canl›l›klar›nda azalma
oldu¤unu ortaya koymulard›r. Protinsky, Flemke ve
Sparks (2001) vak’a örnekleriyle evlilik terapisinde
‘Göz Hareketleriyle ‹likiyi Kuvvetlendirme’ yakla-
›m›na yer vermilerdir. Ironson, Freund, Strauss ve
Williams (2002) hem EMDR hem de uzun süre kar-
› kar›ya getirme tedavisini, TSSB ve depresyon be-
lirtilerini azaltmada etkili bulmulard›r, ancak
EMDR belirtilerde h›zl› bir azalmaya yol açm›t›r.
De Jongh, Van den Oord ve Brooke (2002) di teda-
vi korkusu olan dört hastadan üçünde iki–üç seans
EMDR uygulamas› sonunda gözlemci ve hastan›n
kendi raporlar›na göre, kayg›lar›nda, ilevsel olma-
yan inançlar›nda düü ve anlaml› davran› de¤iim-
leri belirlemitir. Bu sonucun alt› haftan›n sonunda
da ayn› kald›¤› bildirilmitir. Hastalar›n hepsi
EMDR uygulamas› sonras› üç hafta içinde di teda-
visine gitmilerdir. Grupta ve Grupta (2002) psiko-
lojik stresin dermatolojik bozukluklarda önemli bir
faktör oldu¤unu düünerek, dört hastay› 3-6 seans
standart EMDR protokolünü kullanarak tedavi et-
mitir. Seanslar 4-12 hafta sürmü, 6-12 ay sonras›n-
da da izleme çal›mas› yapm›lard›r. Arat›r›c›lar,
stres kaynakl› dermatolojik belirtilerde EMDR’nin
faydal› olabilece¤ini öne sürmülerdir. Rogers ve
Silver (2002) derleme çal›malar›n›n sonucunda
EMDR’nin yap›s›n›n ta›rma, içsel patlama, sistema-
tik duyars›zlat›rma ya da bilisel tedavi ile benzer
olmad›¤›n› belirtmi ve Shapiro’nun EMDR’yi kar
kar›ya getirme terapisi olarak de¤il de, bir bilgi i-
leme süreci olarak s›n›flanmas› yönündeki görüünü
desteklemilerdir.
Farkl› psikolojik bozukluklar›n tedavisinde
EMDR tedavi yakla›m›n›n etkinli¤ini destekleme-
yen arat›r›c›lar da mevcuttur. Örne¤in, Carrigan ve
Levis (1999) topluluk içinde konuma korkusunun
EMDR ile azalmad›¤›n› belirlemilerdir. Muris ve
Meckelbach (1999) travmatik an›, fobi ve panikle il-
gili olarak Shapiro’ nun EMDR üzerine görülerini
desteklememektedirler. Goldstein, Beurs,
Chambless ve Kimberly (2000) agorafobili panik
bozuklukta EMDR grubu, bekleme listesi grubu ve
placebo kontrol grubunu kar›lat›rm›lard›r.
EMDR, bekleme listesi koulundan baz› ölçümlerde
anlaml› olarak daha iyi sonuçlar verirken, EMDR ve
placebo-kontrol grubu aras›nda anlaml› farkl›l›klar
bulunamam›t›r. Taylor Thordarson, Maxfield,
Fedoroff, Lovell ve Ogrodniczuk (2003) ise,
TSSB’nin tedavisinde uzun süre kar› kar›ya getir-
me, geveme egzersizi ve EMDR tedavi tekniklerini
kar›lat›rm› ve EMDR ile geveme aras›nda h›z ve
yeterlik aç›s›ndan fark bulamam›, kar› kar›ya ge-
tirme tedavisinin ise belirtileri tekrar yaama ve ka-
ç›nmada anlaml› ve h›zl› düülere yol açt›¤›n› ileri
sürmütür.
Arat›rmalarda yer verilen tedavi yöntemlerin-
den bir di¤eri olan Jacobson’›n (1939) aamal› kas
gevetme yöntemi kiide baz› fizyolojik de¤iimlere
yol açmaktad›r. Bunlar; kalp at› düzeyinde azalma,
solunumda yavalama, kan bas›nc›nda düme, iske-
let kas gerginli¤inde azalma, metabolik h›z ve oksi-
jen tüketiminde düü, analitik düüncede azalmad›r.
Bu fizyolojik de¤iimler, do¤rudan kayg›da ve kay-
g› tepkisi olan panik ataklarda ortaya ç›kan belirtiler-
le tamamiyle kar›t tepkilerdir. Günde 20-30 dakika-
l›k derin geveme, genel geveklik ve iyilik duygu-
sunu sa¤layabilir (Bourne, 1995). Aamal› kas gev-
etme çok h›zl› olarak bedenin kendi kapasitesini ye-
niler ve stresle ilikili olumsuzluklar› azalt›r. Sonuç-
lar s›kl›kla tek bir seans sonras›nda bile gözlenebilir
EMDR VE KAYGI DUYARLI⁄I
TÜRK PS‹KOLOJ‹ DERG‹S‹
51
fi. TUTAREL-KIfiLAK
ve kayg›yla ilgili çeitli sorunlara yard›mc› olabilir
(Schneiderhan, 2001).
Literatürde kas gevetme tedavisine yer veren çe-
itli arat›rmalar mevcuttur. Örne¤in, Berggren ve
Hakeberg (2000) di hekimi kayg›s› olanlara, en faz-
la sekiz seansta kas gevetme ile bilisel tedaviyi uy-
gulayarak, iki tedavinin etkinli¤ini kar›lat›rm› ve
aralar›nda anlaml› fark bulamam›lard›r. Brauer,
Horlick, Nelson, Farquhar ve Agras (1979) yüksek
tansiyonlu hastalar› üç gruba ay›rm› ve kas gevet-
me, evde kas gevetme ile bireysel psikoterapi yön-
temlerinin etkinli¤ini kar›lat›rm›lard›r. Arat›r›c›-
lar on haftan›n sonunda yöntemlerin etkinli¤i aç›s›n-
dan aralar›nda anlaml› bir fark elde etmemilerdir.
EMDR, uygulamal› kas gevetme ve imgesel kar
kar›ya getirme tedavi yöntemlerinin TSSB üzerin-
deki etkilerinin çal››ld›¤› bir kontrollü çal›mada
ise, 36 kat›l›mc› üç gruba atanm› ve dört tedavi se-
ans› uygulanm›t›r. Kas gevetme ve imgesel kar
kar›ya getirme gruplar›na, seanslara ek olarak ev
ödevleri de verilmitir. Üç tedavi yöntemi de TSSB
belirtilerinde anlaml› azalmalara yol açm›, EMDR
grubunun belirtilerinde ise en fazla anlaml› düü el-
de edilmitir (Vaughan, Wiese, Gold ve Tarrier
1994). Daha önce yer verildi¤i gibi benzer bir çal›-
ma yapan Taylor ve arkadalar› (2003) ise kar› kar-
›ya getirme yönteminin etkinli¤ini ortaya koymu-
lard›r.
Görüldü¤ü gibi EMDR’nin ve kas gevetme yön-
temlerinin yeterli¤i üzerine literatürde farkl› bulgular
vard›r. Özellikle psikolojik bozukluklar üzerinde
EMDR’nin yeterli¤inin kontrollü çal›malarla des-
teklenmesine ihtiyaç vard›r. EMDR’nin yeterli¤i
üzerine panik atak yaayanlarla çal›malar yap›lm›,
ancak literatürde kayg› duyarl›¤› yüksek kiilerle ya-
p›lan kontrollü EMDR çal›mas›na rastlanmam›t›r.
Panik ataklar›n oluum, s›kl›k ve iddetinde bir risk
faktörü olan kayg› duyarl›¤› ‘korkudan korkma’ ya
da ‘kayg›dan korkma’ anlam›ndad›r ve kayg› yaan-
t›lar›n›n olumsuz sonuçlar› oldu¤una inanma üzerine
temellenir (Reiss, 1991; Donell ve McNally, 1989).
Bu çal›man›n amac› kayg› duyarl›¤› yüksek üniver-
site ö¤rencileri üzerinde yar› deneysel bir çal›may-
la, EMDR ile kas gevetmenin yeterli¤ini kar›lat›r-
mak ve ortaya koymakt›r. Literatürde standart bir öl-
çek kullan›lmamas› baz› arat›rmalar›n s›n›rl›l›¤›n›
oluturmaktad›r. Söz konusu nedenle bu arat›rmada
standart bir ölçüm arac› olarak yöntem bölümünde
üzerinde ayr›nt›l› durulan Kayg› Duyarl›¤› Profili
(KDP) kullan›lm›t›r. Arat›rmada her iki tedavi i-
lem yolunun, arat›rmac›n›n kendisi taraf›ndan eit
ve az say›da seans olarak uygulanmas› hedeflenmi,
uygulama için harcanan süre ise kas gevetme gru-
bundan kendi balar›na bir kaç uygulama daha yap-
malar› istenerek eitlenmeye çal››lm›t›r. Özetle, her
iki tedavi ilem yolunu, arat›rmac›n›n uygulad›¤›
seans say›s› ve tedavi için harcanan toplam süre aç›-
s›ndan eitleyerek, kar›lat›rmak amaçlanm›t›r. De-
neklerin seçkisiz olarak atand›¤› EMDR ve kas gev-
etme koullar›nda ilem yollar›n›n uygulanmas› ar-
d›ndan, EMDR grubunun KDP toplam puanlar›nda
di¤er gruba göre daha fazla azalma olmas› beklen-
mektedir. Bu etkinin devaml›l›¤›n›n ise izleme çal›-
mas› ile belirlenmesi amaçlanmaktad›r. Amaçlardan
bir di¤eri ise, iki grubu KDP’nin dört alt ölçe¤ine gö-
re kar›lat›rmakt›r. Giri bölümünde yer verildi¤i
gibi, kas gevetme yönteminin baz› fizyolojik de¤i-
imlere neden oldu¤u bilinmektedir. EMDR ise bilgi
ileme sürecini aktive ederken, eklektik bir yöntem
olarak, bir yandan da kas gevetmede oldu¤u gibi be-
deni rahatlatmaya önem vermektedir. Bu ba¤lamda,
EMDR koulunda bilisel kontrol kayb›ndan korkma
alt ölçek puanlar›nda di¤er koula göre daha fazla
azalma beklenirken; solunum, kalp ve sindirim siste-
mi belirtilerinden korkma ile ilgili alt ölçeklerin top-
lam puanlar›nda ise iki koulda da birlikte azalma
beklenmektedir.
Yöntem
Örneklemm
Arat›rmada kullan›lan ‘Kayg› Duyarl›k Profili’
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Co¤rafya Fakülte-
sinde 2002-2003 ö¤retim y›l›nda okuyan 200 gönül-
lü ö¤renciye uygulanm›t›r. Veriler kay›p de¤erler ve
tek yönlü a›r› uç de¤erler aç›s›ndan analize al›nm›-
t›r. Toplam madde say›s›n›n %10’undan daha fazla
maddeyi bo b›rakan 14 ö¤rencinin verisi analizden
HAZ‹RAN 2004, C‹LT 19, SAYI 53
52
ç›kart›lm›t›r, çal›maya 186 kiiyle devam edilmi-
tir. Ölçekten al›nan puanlar›n ortalamas› =
208.47 ve standart sapmas› S = 65.82 ‘dir. Ortalama
puan›n bir standart sapma üzerindeki, yani 274 ve
üstünde puan alan 34 kii belirlenip, bu ö¤rencilere
ula›lmaya çal››lm› ve grup çal›malar›na geçme-
den ön görüme yap›larak, çal›ma hakk›nda bilgi-
lendirilmilerdir. Arat›rman›n devam›na gönüllü
olarak kat›lmak isteyen 24 kiiye göre program olu-
turma aamas›na geçilmitir.
Arat›rman›n bu aamas›nda kas gevetme ve
EMDR gruplar› oluturulurken, kat›l›mc›lar seçkisiz
olarak gruplara atanm› ve gruplar›n cinsiyet aç›s›n-
dan da denk olmas›na dikkat edilmitir. Grup çal›-
malar›n›n balama aamas›nda bir kat›l›mc› çal›ma-
dan ayr›lm› ve bunun üzerine ortalaman›n bir alt›n-
da 273 puanla yer alan di¤er bir kat›l›mc› çal›maya
dahil edilmitir.
12 kiiden oluan kas gevetme grup çal›malar›-
na bir kat›l›mc› mazeret göstererek kat›lmam› ve di-
¤er bir kat›l›mc› ise tüm çal›malar› tamamlad›¤›
halde ilgili ölçe¤i doldurmadan dönem sonu Anka-
ra’dan ayr›lm›t›r. Analizler geriye kalan 10 kiinin
verileriyle yap›lm›t›r. EMDR grubunu oluturan 12
kat›l›mc›yla bireysel EMDR seanslar› gerçekletiril-
mi, ancak tamamlanan ilk seans›n ard›ndan iki kat›-
l›mc› yine çeitli nedenler göstererek çal›maya ka-
t›lmam› ve kendilerinden son ölçüm de al›namad›-
¤›ndan grup 10 kiiye dütür. Böylece toplam 20
kat›l›mc›yla çal›ma tamamlanm›t›r. Ancak, dört ay
sonra yap›lan izleme çal›mas› s›ras›nda EMDR ko-
ulundaki bir kiiye ula›lamad›¤›ndan analiz 19 ki-
i üzerinden yap›lm›t›r.
Kayg› duyarl›¤› üzerinde kas gevetme ve
EMDR tedavilerinin etkinli¤ini kar›lat›rabilmek
amac›yla müdahaleler öncesi her iki grubun KDP
puanlar› aras›nda fark olmamas›na dikkat edilmitir.
Kas gevetme grubu KDP ortalamas› ve standart
sapmas› = 305.20; S = 27.22 olup, EMDR grubu-
nun ortalamas› ve standart sapmas› ise = 308.78;
S = 25.64’dür. Sonuç olarak, iki grubun ortalamas›
aras›nda anlaml› fark bulunmam›t›r (
t
= .29,
p
> .05).
Kas gevetme ve EMDR gruplar›nda yer alan ö¤-
rencilerin ya ortalamas› = 21, standart sapmas›
S= 1,02 olup; bir kii dördüncü s›n›fta, 11 kii üçün-
cü s›n›fta, be kii ikinci s›n›fta, iki kii birinci s›n›f-
ta okumaktad›r. Kat›l›mc›lar›n ikisi çal›makta, 17’si
ise bir ite çal›mamaktad›r.
Kas gevetme grubunda 3 erkek, 7 k›z bulun-
maktad›r. EMDR grubunda ise izleme çal›mas›nda-
ki bir denek kayb› sonucu 3 erkek, 6 k›z yer alm›t›r.
Verii TToplamma Araçlar›
Kat›l›mc›lara arat›rman›n ilk k›sm›nda demog-
rafik ölçümleri içeren Kiisel Bilgi Formu ile Kayg›
Duyarl›k Profili birlikte verilmitir. Cinsiyet, ya,
bölüm, s›n›f, telefon no, e-mail adresi gibi bilgiler
toplanm›t›r. Uygulamalar bittikten sonra kas gev-
etme ve EMDR gruplar›na Kayg› Duyarl›k Profili
tekrar verilmitir. Kas gevetme grubunda uygulama
s›ras›nda teypten gevemeye yard›mc› bir müzik din-
letilmitir.
KKayg› DDuyarl›k Profiilii (KKDDP).
KDP 60 madde-
lik Likert tipi bir ölçek olup, her bir madde 7 basa-
makl› bir ölçek üzerinde de¤erlendirilmektedir. Öl-
çe¤in içerdi¤i duyumlar›n, kayg›l› zamanlarda yaa-
n›p yaanmad›¤› de¤erlendirilmemekte, kayg›ya
ba¤l› bu duyumlar›n balar›na kötü bir ey getirece-
¤ine inan›p inanmad›klar› de¤erlendirilmektedir. K›-
saca, kat›l›mc›lardan ifadelerden her birinin, balar›-
na kötü bir eyler getirme olas›l›¤›n› belirtmeleri is-
tenmektedir (Örn., ürkeksiniz ya da kolayca ürperi-
yorsunuz; 1 = hiçbir zaman, 7 = her zaman). Ölçek
Taylor ve Cox (1998) taraf›ndan, kayg› duyarl›¤›n›n
yap›s›n› ileri düzeyde incelemek amac›yla gelitiril-
mitir. Kayg› belirtilerinin alg›lanan tehlikesini ölç-
mektedir.
Ölçe¤in orijinal çal›mas›nda oldu¤u gibi Türk
örneklemi için yap›lan faktör yap›s› ve güvenirlik
çal›mas›nda da dört faktör elde edilmitir. Bunlar;
(1) solunum belirtilerinden korkma (2) bilisel kont-
rol kayb›ndan korkma (3) kalple ilgili belirtilerden
korkma (4) sindirim sistemi belirtilerinden korkma.
Dört faktörün iç tutarl›k de¤erleri .97, .93, .91 ve
x
x
x
x
EMDR VE KAYGI DUYARLI⁄I
TÜRK PS‹KOLOJ‹ DERG‹S‹
53
fi. TUTAREL-KIfiLAK
.86’d›r; tüm ölçe¤in alfa katsay› de¤eri ise .98’dir.
Bu çal›mada, KDP, alandan Türkçe’yi ve
‹ngilizce’yi eit düzeyde konuabilen üç yarg›c› tara-
f›ndan Türkçe’ye çevrilmi ve ard›ndan di¤er iki yar-
g›c› üç farkl› çeviriyi kar›lat›rarak, her bir maddeyi
en do¤ru ekilde yans›tan Türkçe ifadeleri seçmitir.
Bir di¤er yarg›c› ise son ekliyle ölçe¤in ‹ngilizce’ye
geri çevirisini kontrol etmitir (Ayva›k ve Tutarel-
K›lak, bas›mda). Ölçekten al›nabilecek toplam puan
60 ve 420 aras›ndad›r. Ayn›l›k (convergent) geçerli-
¤inin göstergesi olarak, KDP’nin Kayg› Duyarl›k ‹n-
deksi ile aras›nda anlaml› iliki (
r
=.55,
p
<.01) var-
d›r, Sürekli Kayg› Envanteri ile aras›ndaki iliki de
anlaml›d›r (
r
= .31,
p
<.01).
Arat›rmada EMDR uygulanan gruptan uygula-
ma öncesinde ve sonras›nda EMDR ilem yoluna
ba¤l› olarak iki ölçüm daha al›nm›t›r. Bunun için
kullan›lan ölçekler: Bili Geçerlik Ölçe¤i (The
Validity of Cognition Scale: VOC) ve Öznel Rahat-
s›zl›k Düzeyi Ölçe¤i (Subjective Units of Disturban-
ce Scale: SUD)’ dir.
EMDR tedavi yakla›m›n›n sekiz aamas› öyle-
dir: öykü alma ve tedavi plan› oluturma, haz›rlama,
de¤erlendirme, duyars›zlat›rma, yerletirme, beden
tarama, kapan› ve yeniden de¤erlendirme. Tedavide
öncelikle travmatik olay/rahats›z edici durum ve
onun en kötü k›sm›n› temsil eden resim yani zihinsel
imge belirlenir. Ard›ndan bu resmin hastaya ça¤r›-
t›rd›¤› kendi ile ilgili olumsuz inanc› ortaya ç›kar›l›r
(Örn., ben çaresizim gibi). Daha sonra var›lacak he-
defe uygun, hastan›n de¤iim yönündeki olumlu
inanc› (Örn., kendime güvenebilirim, üstesinden ge-
lebilirim gibi) saptan›r. Bu inanç arzu edilebilen,
umut edilebilen amaç niteli¤i ta›maktad›r. Olumlu
inanç ‘tünelin sonundaki ››¤a’ iaret eder. Zihinsel
imge ile olumlu bili duygular›n›n bir arada ne kadar
do¤ru oldu¤u 7 basamakl› Bili Geçerlik Ölçe¤i ile
belirlenir (1: tamamiyle yanl›, 7: tamamiyle do¤ru).
Tedavinin amac› olumlu biliin artt›r›lmas›d›r. Daha
sonra hastan›n zihinsel imge ve olumsuz bilii bir
arada akl›nda tutarken hissetti¤i rahats›zl›k 10 basa-
makl› bir di¤er ölçekle, Öznel Rahats›zl›k Düzeyi
Ölçe¤i ile ölçülür. Ölçekte 10 en yüksek rahats›zl›k,
0 ise nötr anlam›ndad›r. Tedavi s›ras›nda hasta ve te-
rapist bu de¤erleri temel alarak, seans s›ras›ndaki
duygu de¤iimlerini belirlerler (Shapiro ve Maxfield,
2002). Ayr›ca uygulama s›ras›nda her göz hareketi
seti ard›ndan derin nefes al›p verme sa¤lanmakta ve
en sonunda beden taranarak bir rahats›zl›k varsa yine
göz hareketleriyle ortadan kald›r›lmaktad›r.
lemm vve TTeddavvii KKoullar›
KDP 200 ö¤renciye s›n›flarda, çal›ma salonla-
r›nda ve yurtlarda uygulanm›t›r. Kat›l›mc›lar bölü-
münde aç›kland›¤› ekilde, uygulamalara kat›lmas›
belirlenen ö¤rencilere cep telefonu arac›l›¤›yla ula-
›lm› ve her birine çal›man›n devam› hakk›nda k›-
sa bilgi verilip, gönüllü olup olmad›klar› sorulmu-
tur. Bir sonraki aamada ise kat›l›mc›lar›n içinde ola-
caklar› kas gevetme ve EMDR tedavi gruplar› belir-
lenmi ve yine telefon ile kendilerine uygulama için
uyabilecek gün ve saatler saptanm›t›r. Uygulama
öncesi kat›l›mc›lara arat›rma ve bilimsel çal›malar-
daki titizli¤in, dakikli¤in, kendi katk›lar›n›n önemi
vurgulanarak veri kayb› önlenmeye çal››lm›t›r.
KKas gevvetmme grubu vve iilemm.
Kas gevetme gru-
bundaki tüm kat›l›mc›lar için uygun ortak gün ve sa-
at ayarlanamad›¤›ndan, grup ikiye ayr›lm›t›r. Bir
bölümüne hafta içi, di¤er bölümüne ise hafta sonu
için randevu verilmi ve kendileri uygulaman›n içe-
ri¤i hakk›nda k›saca bilgilendirilmilerdir. Uygula-
ma esnas›nda deneklere kayg› oluturan an›/duruma
kar› kullanacaklar› nefes egzersizi ö¤retilmi ve kas
gevetme egzersizi rahatlat›c› bir müzik eli¤inde
arat›rmac›n›n kendisi taraf›ndan uygulanm›t›r.
Arat›rmada Jacobson’›n aamal› kas gevetme yön-
teminden yararlan›larak kas gevemenin sa¤lanmas›
amaçlanm›t›r. Seans s›ras›nda deneklerin gevedik-
leri beden diline ba¤l› olarak anla›lm›, ayr›ca seans
sonunda ne derece gevedikleri, kendilerini ve be-
denlerini nas›l hissettikleri sorularak kas gevetme-
nin sa¤land›¤›na yönelik bilgi al›nm›t›r. Seans yak-
la›k 45 dk. sürmütür. ‹lk seans sonunda, onbe gün
sonras›nda yap›lacak ikinci seans için herkese uyan
bir zaman belirlenmi ve bu süre içinde en az bir kez
kendi balar›na geveme egzersizini uygulamalar› is-
tenmitir. ‹kinci seans öncesinde kat›l›mc›lara tele-
HAZ‹RAN 2004, C‹LT 19, SAYI 53
54
fonla randevu hat›rlat›lm›t›r. Onbe gün sonra ikin-
ci seansta ayn› ilem yolu tekrarlanm› ve yine o haf-
ta en az bir kez kendi balar›na egzersiz yapmalar›
istenmitir. Seans sonunda deneklere KDP verilerek,
yakla›k be gün sonra tekrar doldurup arat›rmac›ya
teslim etmeleri ve söylenen tarihe titizlikle uymalar›
istenmitir.
Hafta sonu çal››lan grupta da ayn› ilem yolu iz-
lenmi ve iki ayr› seans yap›l›p be gün sonras›nda
ölçekler doldurulup, arat›rmac›ya ulat›r›lm›t›r.
Kat›l›mc›lar›n hepsinden, birlikte yap›lan iki seans
d››nda, kald›klar› mekanda bir kez kas gevetme eg-
zersizini tekrarlad›klar› bilgisi al›nm›t›r. Çal›ma-
n›n balang›c› ve ölçeklerin geri toplanmas› iki grup
için de ortalama 25 gün sürmütür.
EMMDDR grubu vve iilemm.
EMDR grubunda yer
alan kat›l›mc›larla iki seans bireysel çal›ma gerçek-
letirilmitir. Bunun için kat›l›mc›lar›n ve arat›r›c›-
n›n birbirlerine uyan saatleri telefon arac›l›¤›yla be-
lirlenip, randevula›lm›t›r. Her bir kat›l›mc› EMDR
konusunda daha ayr›nt›l› bilgilendirilmi ve üzerinde
çal›mak istedikleri konular› belirleyip gelmeleri
söylenmitir. Kat›l›mc›lar çal››lacak konu ya da ko-
nular› saptayarak çal›maya gelmiler, ancak karar-
s›z olanlarla öncelikle hangi teman›n çal››laca¤› ya
da neye öncelikle ihtiyaçlar› oldu¤u arat›r›c›yla bir-
likte görüme s›ras›nda belirlenmitir. Her bir kat›-
l›mc›yla tek tek iki seans yap›lan EMDR’nin çal›ma
konular›n›n yar›s› travmatik an›, di¤er yar›s› ise ken-
di haklar›n› savunamama, derste konuamama, heye-
canlanma gibi kiisel güçlükler ve kayg›lar›yla ilgi-
lidir.
Uygulama s›ras›nda, kat›l›mc›lardan stres yara-
tan durumu/an›y› imgelemeleri, kendileriyle ilgili
olumsuz inanc› tekrarlamalar› ve çift yönlü el hare-
ketini izlerken ilgili duygusal ve bedensel duyumla-
r›n› fark etmeleri yönergesi verilmitir. Göz hareket-
leri setleri ve seanslar orijinal imge göz önüne geti-
rilerek Öznel Rahats›zl›k Düzeyi s›f›rlanana dek sür-
ve ard›ndan olumlu inançla ilgili Bili Geçerlik
Düzeyi en üst seviyeye ç›kana dek devam etmitir.
Kat›l›mc›larla tamamlanan ilk seans›n ard›ndan
ikinci seans için kendileriyle haberleilece¤i söylen-
mitir. Birinci ve ikinci seans aras› geçen zaman her
biri için yakla›k ayn› olmas› aç›s›ndan, ilk uygula-
madaki s›rayla uygun zamanlar saptan›p, deneklerle
randevula›lm› ve ortalama 15 gün sonra ikinci se-
ans yap›lm›t›r. Birinci ve ikinci seanslar›n ba›nda
ve sonunda Bili Geçerlik ve Öznel Rahats›zl›k Dü-
zeyi Ölçekleri uygulanm›t›r. Birinci seanslar ortala-
ma 64 dk., ikinci seanslar ortalama 56 dk. sürmütür
(Ranj: 20dk.-1s 35dk). ‹kinci seans tamamland›¤›n-
da kat›l›mc›lara KDP verilmi ve be gün sonras›nda
doldurup, arat›r›c›ya ölçekleri ulat›rmalar› isten-
mitir. Uygulaman›n balang›c› ve ölçeklerin geri el-
de edilmesi yakla›k 25 günü bulmutur.
Arat›rmac› EMDR Düzey 1 ve Düzey 2 e¤itim-
lerini alm›t›r. EMDR Düzey 1’in ilem yolunun ya-
n› s›ra, EMDR Düzey 2’nin ilem yolu da izlenerek
kayg› duyarl›¤›n›n hafifletilmesi amaçlanm› ve se-
anslar içinde Sokratik sorgulama, yanl› inançlar ve
say›lt›lar› ortaya ç›karma ve olas› olumlu seçenekle-
ri imgeleme gibi bilisel örme (cognitive
inter-weave) tekniklerinden yararlan›lm›t›r. Örne-
¤in, bir kat›l›mc› an›n›n rahats›z edicili¤i yar›ya indi-
¤inde, bu an›y› tamamen b›rakmak istemedi¤ini, ka-
rars›z oldu¤unu söylemitir. Genelde hep böyle mi
davrand›¤› soruldu¤unda kat›l›mc›, biriktirme özelli-
¤i oldu¤unu fark etmi ve bu konu ilenerek göz ha-
reketlerine devam edilmitir. Daha önce az say›da da
olsa att›¤› baz› eyler için pimanl›k yaay›p yaa-
mad›¤› sorulunca, kat›l›mc› hay›r diye yan›tlam›t›r.
Bu düünceyle kalmas› istenerek sürdürülen göz ha-
reketlerinin ard›ndan k›sa sürede resim zihinden
uzaklam› ve kat›l›mc› çok rahatlad›¤›n›, hafifledi-
¤ini ifade etmitir. Ayr›ca bedensel rahatl›k ve aktif
olma iste¤i olutu¤unu fark etmitir.
Belli bir kiiye kar› kendini savunamamaktan, o
kiiyle ilikisinde kayg›s›n›n artmas›ndan yak›nan
bir di¤er kat›l›mc›, Öznel Rahats›zl›k Ölçe¤i’ne göre
rahats›zl›¤› yar›land›ktan sonra uzun bir süre ilerle-
me kaydetmemitir. Bakalar›na kar› gerekti¤inde
kendini savunup savunamad›¤› sorulunca, ‘çok ko-
lay’ diye yan›tlam›t›r. ‘O zaman bunu o kiiyle ili-
kine aktarman zor olmasa gerek’ dendi¤inde, ‘evet’
EMDR VE KAYGI DUYARLI⁄I
TÜRK PS‹KOLOJ‹ DERG‹S‹
55
fi. TUTAREL-KIfiLAK
diye yan›tlam› ve kendisinden bu düünceyle kal-
mas› istenerek göz hareketlerine devam edilmi ve
rahats›zl›k h›zla s›f›ra dütür. Kat›l›mc› ‘Daha
önce bakalar›na kar› kendimi savunabildi¤imi hiç
ünmemitim, bu bana çok iyi geldi’ diyerek gel-
di¤i durumu özetlemitir.
EMDR uygulamalar› s›ras›nda sadece travmatik
an›larla çal››lmam›, bir o kadar da kat›l›mc›lar›
kayg›land›ran çeitli durumlar hedef olarak seçilmi-
tir. Denekleri kayg›land›ran durumlarla ilgili çal›-
malar, a¤›rl›kl› olarak ‘gelecek’ hedeflenerek, hayal
edilerek gerçekletirilmitir. Bunun yan› s›ra travma-
tik an›lar üzerine EMDR çal›malar› tamamland›ktan
sonra da her biriyle ‘gelecek’ çal›mas› yap›lm›, ya-
ni üzerinde çal››lan an›s›yla benzer durumla gele-
cekte kar›lat›¤›nda da duyars›zlamas› üzerine çal›-
›lm› ve ölçüm al›narak rahats›zl›k kaybolana dek
çal›maya devam edilmitir.
Son ölçümlerin al›nmas›ndan dört ay sonra izle-
me çal›mas› yap›lm›t›r. Hem kas gevetme hem de
EMDR koullar›nda yer alan kat›l›mc›lara yine tele-
fonla ula›larak randevu verilmi ve KDP uygulan-
m›t›r.
Bulgular
Arat›rmada öncelikle tedavi koulu ve müdaha-
le zaman› de¤ikenleri yönünden deneklerin
KDP’den ald›klar› toplam puanlar›n ortalamalar› ara-
s›nda anlaml› farklar olup olmad›¤›n› belirlemek için
verilere 2 (tedavi koulu; kas gevetme ve EMDR) x
3 (müdahale zaman›; müdahale öncesi, müdahale
sonras› ve izleme çal›mas›) deney desenine uygun
son faktörde tekrar ölçümlü varyans analizi yap›l-
m›t›r. Tedavi kouluna göre, müdahale öncesi, mü-
dahale sonras› ve izleme çal›mas› KDP toplam pu-
anlar›n›n ortalama ve standart sapma de¤erleri Tablo
1’de verilmitir.
Tedavi koulunun temel etkisi anlaml› bulunma-
m›t›r. Tedavi koullar›na göre, KDP’den elde edilen
ortalama toplam puanlar aras›nda anlaml› fark bulun-
mam›t›r. Müdahale zaman› (müdahale öncesi, son-
ras› ve izleme çal›mas›) de¤ikeninin temel etkisi
ise anlaml›d›r [
F
(2,34) = 49.77;
p
< .05]. Tukey tes-
ti kullan›larak arat›r›lan temel etkiye ilikin müda-
hale zaman› de¤ikeninin farkl› düzeyleriyle ilgili or-
talamalar Tablo 1’den izlenebilir. Tablo 1’de yer al-
d›¤› gibi, müdahale öncesi al›nan puanlar, müdahale
sonras› al›nan puanlardan yüksektir [q (3,34) =
11,88;
p
< .05]. Müdahale öncesi al›nan puanlar, iz-
leme çal›mas›ndan elde edilenlerden yüksektir [q
(3,34) = 12.19;
p
< .05]. Müdahale sonras› al›nan pu-
anlar ile izleme çal›mas›ndan elde edilen puanlar
aras›nda ise fark yoktur.
Tedavi koulu ve müdahale zaman› de¤ikenleri-
nin ortak etkisi ise anlaml›d›r [
F
(2,34) = 4.83;
p
< .05]. Tukey testi kullan›larak arat›r›lan bu ortak
etkiye ilikin tedavi koulu ve müdahale zaman› de-
¤ikenlerinin farkl› düzeyleriyle ilgili ortalamalar
Tablo 1’den izlenebilir. Görüldü¤ü gibi, kas gevet-
me tedavi koulunda, müdahale öncesi al›nan puan-
lar, müdahale sonras› al›nan puanlardan yüksektir
[q (6,34) = 6.64;
p
< .05]. Müdahale öncesi al›nan
puanlar, izleme çal›mas›nda al›nan puanlardan da
yüksektir [q (6,34) = 5.88;
p
< .05]. Müdahale sonra-
s› al›nan puanlar ile izleme çal›mas›nda al›nan pu-
anlar aras›nda ise fark yoktur. EMDR tedavi kou-
lunda da, müdahale öncesi al›nan puanlar, müdahale
HAZ‹RAN 2004, C‹LT 19, SAYI 53
56
TTablo 11
Tedavi Kouluna Göre, Müdahale Öncesi, Sonras› ve ‹zleme Çal›mas› KDP Toplam Puanlar›n›n Ortalama ve
Standart Sapma De¤erleri
Kas gevetme (n = 10) EMDR (n = 9) Toplam (n = 19)
S S S
Müdahale öncesi 305,20 27,22 308,78 25,64 306,89 25,80
Müdahale sonras› 226,70 60,40 180,78 52,30 204,95 59,96
‹zleme çal›mas› 235,70 65,24 165,11 59,15 202,26 70,67
x
x
x
sonras› al›nan puanlardan yüksektir [q (6,34) =
10.27;
p
< .05]. Müdahale öncesi al›nan puanlar, iz-
leme çal›mas›nda al›nan puanlardan da yüksektir [q
(6,34) = 11,53;
p
< .05]. Müdahale sonras› al›nan pu-
anlar ile izleme çal›mas›nda al›nan puanlar aras›nda
ise fark yoktur. Ayr›ca, müdahale öncesinde, iki te-
davi koulunun puanlar› aras›nda da fark yoktur.
Müdahale sonras›nda, iki tedavi koulunun puanlar›
aras›nda fark vard›r, kas gevetme tedavi koulunun
puanlar› yüksektir [q (6,34) = 4,96;
p
< .05]. ‹zleme
çal›mas›nda da kas gevetme tedavi koulundan al›-
nan puanlar EMDR tedavi koulundan al›nan puan-
lardan yüksektir [q (6,34) = 7.64;
p
< .05].
Arat›rmada ikinci olarak, tedavi koulu ve mü-
dahale zaman› de¤ikenleri yönünden deneklerin,
KDP’nin dört alt ölçek puanlar›na göre ortalamalar›
aras›nda anlaml› farklar olup olmad›¤›n› belirlemek
için verilere 2 (tedavi koulu; kas gevetme ve
EMDR) x 3 (müdahale zaman›; müdahale öncesi,
müdahale sonras› ve izleme çal›mas›) deney deseni-
ne uygun dört ayr› varyans analizi yap›lm›t›r. Teda-
vi kouluna göre, müdahale öncesi, müdahale sonra-
s› ve izleme çal›mas› solunum belirtilerinden kork-
ma alt ölçek toplam puanlar›n›n ortalama ve standart
sapma de¤erleri Tablo 2’de verilmitir.
Tedavi koulunun temel etkisi anlaml› bulunma-
m›t›r. Tedavi koullar›na göre, solunum belirtilerin-
den korkma alt ölçe¤inden elde edilen ortalama top-
lam puanlar aras›nda anlaml› fark bulunmam›t›r.
Müdahale zaman› (müdahale öncesi, sonras› ve izle-
me çal›mas›) de¤ikeninin temel etkisi ise anlaml›-
d›r [
F
(2,34) = 52.67;
p
< .05]. Tukey testi kullan›-
larak arat›r›lan temel etkiye ilikin müdahale zama-
n› de¤ikeninin farkl› düzeyleriyle ilgili ortalamalar
Tablo 2’den izlenebilir. Tablo 2’de yer ald›¤› gibi,
müdahale öncesi al›nan puanlar, müdahale sonras›
al›nan puanlardan yüksektir [q (3,34) = 11,64;
p
<
.05]. Müdahale öncesi al›nan puanlar, izleme çal›-
EMDR VE KAYGI DUYARLI⁄I
TÜRK PS‹KOLOJ‹ DERG‹S‹
57
TTablo 2
Tedavi Kouluna Göre, Müdahale Öncesi, Sonras› ve ‹zleme Çal›mas› KDP Dört Alt Ölçek Toplam
Puanlar›n›n Ortalama ve Standart Sapma De¤erleri
Kas gevetme (n = 10) EMDR (n = 9) Toplam (n = 19)
S S S
Solunum Belirtilerinden Korkma
Müdahale öncesi 138,20 14,97 141,67 11,37 139,84 13,14
Müdahale sonras› 106,70 25,21 84,78 27,20 96,32 27,80
‹zleme çal›mas› 103,80 28,10 76,89 31,48 91,05 32,03
Bilisel Kontrol Kayb›ndan Korkma
Müdahale öncesi 77,70 5,94 75,00 5,96 76,42 5,94
Müdahale sonras› 53,70 22,12 43,44 13,53 48,84 18,81
‹zleme çal›mas› 59,60 19,10 38,22 15,67 49,47 20,72
Kalple ‹lgili Belirtilerden Korkma
Müdahale öncesi 54,50 6,47 55,44 6,65 54,95 6,39
Müdahale sonras› 38,30 9,68 33,44 10,75 36,00 10,22
‹zleme çal›mas› 42,70 11,43 30,11 10,26 36,74 12,40
Sindirim Sistemi Belirtilerinden Korkma
Müdahale öncesi 37,60 6,52 36,67 10,84 37,16 8,58
Müdahale sonras› 28,00 10,38 19,11 8,52 23,79 10,34
‹zleme çal›mas› 30,40 12,13 20,78 8,10 25,84 11,57
x
x
x
fi. TUTAREL-KIfiLAK
mas›ndan elde edilenlerden yüksektir [q (3,34) =
13.05;
p
< .05]. Müdahale sonras› al›nan puanlar ile
izleme çal›mas›ndan elde edilen puanlar aras›nda
ise fark yoktur.
Tedavi koulu ve müdahale zaman› de¤ikenleri-
nin ortak etkisi ise anlaml›d›r [
F
(2,34) = 4.72;
p
<
.05]. Tukey testi kullan›larak arat›r›lan bu ortak et-
kiye ilikin tedavi koulu ve müdahale zaman› de¤i-
kenlerinin farkl› düzeyleriyle ilgili ortalamalar Tablo
2’den izlenebilir. Görüldü¤ü gibi, kas gevetme teda-
vi koulunda, müdahale öncesi al›nan puanlar, müda-
hale sonras› al›nan puanlardan yüksektir [q (6,34) =
6.10;
p
< .05]. Müdahale öncesi al›nan puanlar, izle-
me çal›mas›nda al›nan puanlardan da yüksektir [q
(6,34) = 6.66;
p
< .05]. Müdahale sonras› al›nan pu-
anlar ile izleme çal›mas›nda al›nan puanlar aras›nda
ise fark yoktur. EMDR tedavi koulunda da, müda-
hale öncesi al›nan puanlar, müdahale sonras› al›nan
puanlardan yüksektir [q (6,34) = 10.46;
p
< .05]. Mü-
dahale öncesi al›nan puanlar, izleme çal›mas›nda
al›nan puanlardan da yüksektir [q (6,34) = 11.91;
p
<
.05]. Müdahale sonras› al›nan puanlar ile izleme ça-
l›mas›nda al›nan puanlar aras›nda ise fark yoktur.
Ayr›ca, müdahale öncesinde, iki tedavi koulunun
puanlar› aras›nda da fark yoktur. Müdahale sonras›n-
da, iki tedavi koulunun puanlar› aras›nda ise fark
vard›r, kas gevetme tedavi koulundan al›nan puan-
lar EMDR tedavi koulundan al›nan puanlardan yük-
sektir [q (6,34) = 5.44;
p
< .05]. ‹zleme çal›mas›nda
da kas gevetme tedavi koulundan al›nan puanlar
EMDR tedavi koulundan al›nan puanlardan yüksek-
tir [q (6,34) = 6.68;
p
< .05].
Tedavi kouluna göre, müdahale öncesi, müdaha-
le sonras› ve izleme çal›mas› bilisel kontrol kay-
b›ndan korkma alt ölçek toplam puanlar›n›n ortalama
ve standart sapma de¤erleri Tablo 2’de verilmitir.
Tedavi koulunun temel etkisi anlaml› bulunma-
m›t›r. Tedavi koullar›na göre, bilisel kontrol kay-
b›ndan korkma alt ölçe¤inden elde edilen ortalama
toplam puanlar aras›nda anlaml› fark bulunmam›t›r.
Müdahale zaman› (müdahale öncesi, sonras› ve izle-
me çal›mas›) de¤ikeninin temel etkisi ise anlaml›-
d›r [
F
(2,34) = 36.33;
p
< .05]. Tukey testi kullan›-
larak arat›r›lan temel etkiye ilikin müdahale zama-
n› de¤ikeninin farkl› düzeyleriyle ilgili ortalamalar
Tablo 2’den izlenebilir. Tablo 2’de yer ald›¤› gibi,
müdahale öncesi al›nan puanlar, müdahale sonras›
al›nan puanlardan yüksektir [q (3,34) = 10,45;
p
<
.05]. Müdahale öncesi al›nan puanlar, izleme çal›-
mas›ndan elde edilenlerden yüksektir [q (3,34) =
10.21;
p
< .05]. Müdahale sonras› al›nan puanlar ile
izleme çal›mas›ndan elde edilen puanlar aras›nda
ise fark yoktur. Tedavi koulu ve müdahale zaman›
de¤ikenlerinin ortak etkisi ise anlaml› de¤ildir. ‹ki
de¤ikenin farkl› düzeyleriyle ilgili, bilisel kontrol
kayb›ndan korkma alt ölçe¤inden elde edilen ortala-
ma toplam puanlar aras›nda anlaml› fark bulunma-
m›t›r.
Tedavi kouluna göre, müdahale öncesi, müdaha-
le sonras› ve izleme çal›mas› kalple ilgili belirtiler-
den korkma alt ölçek toplam puanlar›n›n ortalama ve
standart sapma de¤erleri Tablo 2’de görülmektedir.
Tedavi koulunun temel etkisi anlaml› bulunma-
m›t›r. Tedavi koullar›na göre, kalple ilgili belirti-
lerden korkma alt ölçe¤inden elde edilen ortalama
toplam puanlar aras›nda anlaml› fark bulunmam›t›r.
Müdahale zaman› (müdahale öncesi, sonras› ve izle-
me çal›mas›) de¤ikeninin temel etkisi ise anlaml›-
d›r [
F
(2,34) = 45.01;
p
< .05]. Tukey testi kullan›la-
rak arat›r›lan temel etkiye ilikin müdahale zaman›
de¤ikeninin farkl› düzeyleriyle ilgili ortalamalar
Tablo 2’den izlenebilir. Tablo 2’de yer ald›¤› gibi,
müdahale öncesi al›nan puanlar, müdahale sonras›
al›nan puanlardan yüksektir [q (3,34) = 11,70;
p
<
.05]. Müdahale öncesi al›nan puanlar, izleme çal›-
mas›ndan elde edilenlerden yüksektir [q (3,34) =
11.24;
p
< .05]. Müdahale sonras› al›nan puanlar ile
izleme çal›mas›ndan elde edilen puanlar aras›nda
ise fark yoktur.
Tedavi koulu ve müdahale zaman› de¤ikenleri-
nin ortak etkisi ise anlaml›d›r [
F
(2,34) = 4.39;
p
<
.05]. Tukey testi kullan›larak arat›r›lan bu ortak et-
kiye ilikin tedavi koulu ve müdahale zaman› de¤i-
kenlerinin farkl› düzeyleriyle ilgili ortalamalar Tablo
2’den izlenebilir. Görüldü¤ü gibi, kas gevetme teda-
vi koulunda, müdahale öncesi al›nan puanlar, müda-
HAZ‹RAN 2004, C‹LT 19, SAYI 53
58
hale sonras› al›nan puanlardan yüksektir [q (6,34) =
7.26;
p
< .05]. Müdahale öncesi al›nan puanlar, izle-
me çal›mas›nda al›nan puanlardan da yüksektir [q
(6,34) = 5.29;
p
< .05]. Müdahale sonras› al›nan pu-
anlar ile izleme çal›mas›nda al›nan puanlar aras›nda
ise fark yoktur. EMDR tedavi koulunda da, müda-
hale öncesi al›nan puanlar, müdahale sonras› al›nan
puanlardan yüksektir [q (6,34) = 9.36;
p
< .05]. Mü-
dahale öncesi al›nan puanlar, izleme çal›mas›nda
al›nan puanlardan da yüksektir [q (6,34) = 10.78;
p
<
.05]. Müdahale sonras› al›nan puanlar ile izleme ça-
l›mas›nda al›nan puanlar aras›nda ise fark yoktur.
Ayr›ca, müdahale öncesinde, iki tedavi koulunun
puanlar› aras›nda da fark yoktur. Müdahale sonras›n-
da da iki tedavi koulunun puanlar› aras›nda fark
yoktur. ‹zleme çal›mas›nda ise kas gevetme tedavi
koulundan al›nan puanlar EMDR tedavi koulun-
dan al›nan puanlardan yüksektir [q (6,34) = 7.24;
p
<
.05].
Tedavi kouluna göre, müdahale öncesi, müda-
hale sonras› ve izleme çal›mas› sindirim sistemi be-
lirtilerinden korkma alt ölçek toplam puanlar›n›n or-
talama ve standart sapma de¤erleri Tablo 2’de yer
almaktad›r.
Tedavi koulunun temel etkisi anlaml› bulunma-
m›t›r. Tedavi koullar›na göre, sindirim sistemi be-
lirtilerinden korkma alt ölçe¤inden elde edilen orta-
lama toplam puanlar aras›nda anlaml› fark bulunma-
m›t›r. Müdahale zaman› (müdahale öncesi, sonras›
ve izleme çal›mas›) de¤ikeninin temel etkisi ise
anlaml›d›r [
F
(2,34) = 17.95;
p
< .05]. Tukey testi
kullan›larak arat›r›lan temel etkiye ilikin müdahale
zaman› de¤ikeninin farkl› düzeyleriyle ilgili ortala-
malar Tablo 2’den izlenebilir. Tablo 2’de yer ald›¤›
gibi, müdahale öncesi al›nan puanlar, müdahale son-
ras› al›nan puanlardan yüksektir [q (3,34) = 7,73;
p
<
.05]. Müdahale öncesi al›nan puanlar, izleme çal›-
mas›ndan elde edilenlerden de yüksektir [q (3,34) =
6.54;
p
< .05]. Müdahale sonras› al›nan puanlar ile
izleme çal›mas›ndan elde edilen puanlar aras›nda
ise fark yoktur. Tedavi koulu ve müdahale zaman›
de¤ikenlerinin ortak etkisi ise anlaml› de¤ildir. ‹ki
de¤ikenin farkl› düzeyleriyle ilgili, sindirim sistemi
belirtilerinden korkma alt ölçe¤inden elde edilen or-
talama toplam puanlar aras›nda anlaml› fark bulun-
mam›t›r.
Arat›rmada ayr›ca, EMDR tedavi koulundaki
kat›l›mc›lardan Shapiro’nun aç›klad›¤› ilem yollar›-
na ba¤l› olarak, her iki seans süresince Öznel Rahat-
s›zl›k ve Bili Geçerlik Ölçümleri al›nm›t›r. Her ka-
t›l›mc›n›n iki EMDR seans›ndaki Öznel Rahats›zl›k
ve Bili Geçerlik de¤erlerinin ortalamas› al›narak,
bir tek Öznel Rahats›zl›k ve Bili Geçerlik puan› el-
de edilmitir. Bu ilemin ard›ndan kat›l›mc›lar›n uy-
gulama öncesi ve sonras› Öznel Rahats›zl›k ve Bili
Geçerlik puanlar› aras›nda fark olup olmad›¤› ince-
lenmitir. Kat›l›mc›lar›n seans öncesi Öznel Rahat-
s›zl›k puan ortalamas› 8.05 olup, seans sonras› puan-
lar s›f›ra dütür, aralar›ndaki fark ise anlaml›d›r
(
t
= 13.95;
p
< .001). Yine kat›l›mc›lar›n seans önce-
si Bili Geçerlik puan ortalamas› 1.90 olup, seans so-
nu bu de¤er 6.95’e yükselmitir ve aralar›ndaki fark
anlaml›d›r (
t
= 18.47;
p
< .001).
Tart›ma
Bu arat›rma EMDR’nin TSSB ile di¤er psikolo-
jik bozukluklar üzerindeki etkilerini vurgulayarak,
kas gevetme ve EMDR tedavi yöntemlerinin kayg›
duyarl›¤› puanlar› üzerindeki etkilerini kar›lat›r-
may› hedeflemitir. Bulgularda izlendi¤i gibi, müda-
hale öncesinde tüm kat›l›mc›lar›n toplam KDP puan-
lar› yüksek iken, müdahale sonras›nda ve izleme ça-
l›mas›na göre, toplam KDP puanlar›nda düü ol-
mutur. Ayn› sonuç kas ve EMDR koullar›nda da
gözlenmitir. Müdahale öncesinde her iki tedavi ko-
ulundaki kat›l›mc›lar›n KDP puanlar› aras›nda fark
yoktur, müdahaleler ard›ndan kas gevetme koulun-
daki kat›l›mc›lar›n KDP puanlar›n›n, EMDR grubu-
nun puanlar›na göre daha yüksek kald›¤› da gözlen-
mitir. K›saca, EMDR koulundaki deneklerin kayg›
duyarl›¤›n›n daha fazla azald›¤› dikkati çekmektedir.
Dört ay sonra yap›lan izleme çal›mas› bize geçen
zaman içinde, EMDR tedavi koulunda al›nan puan-
lar›n di¤er gruba göre, anlaml› olarak düük kald›¤›
belirlenmitir. Kas gevetme grubunda KDP puanla-
r›nda tekrar art›, EMDR grubunun puanlar›nda ise
EMDR VE KAYGI DUYARLI⁄I
TÜRK PS‹KOLOJ‹ DERG‹S‹
59
fi. TUTAREL-KIfiLAK
me e¤ilimi belirlenmitir. EMDR ve kas gevet-
me gruplar›, KDP’nin dört alt ölçek toplam puanlar›-
na göre de kar›lat›r›lm›t›r. Müdahale öncesi solu-
num ile ilgili belirtilerden korkma alt ölçek toplam
puanlar›, müdahale sonras› ve izleme çal›mas› top-
lam puanlar›ndan yüksektir. Kas ve EMDR koulla-
r›nda da ayn› sonuç elde edilmitir. Balang›çta iki
grubun puanlar› aras›nda fark yokken, müdahale
sonras›nda ve izleme çal›mas›nda kas gevetme
grubunun puanlar› daha yüksek kalm›t›r. Kalp ile il-
gili belirtilerden korkma alt ölçek puanlar›nda da
benzer sonuçlar elde edilirken, di¤er alt ölçe¤e göre
tek fark› müdahale sonras›nda iki grubun puanlar›n›n
birbirine yak›n olmas›d›r. Bilisel kontrol kayb›ndan
korkma ve sindirim sistemi belirtilerinden korkma
alt ölçek toplam puanlar› ise müdahale sonras›nda ve
izleme çal›mas›nda dütür.
Genel olarak bulgular EMDR’nin yeterli¤i konu-
sunda dikkate de¤er bir bilgi vermektedir. Bu du-
rumda, Rogers ve Silver’›n (2002) EMDR’nin yap›-
s›n›n ta›rma, içsel patlama, kar› kar›ya getirme,
sistematik duyars›zlat›rma, bilisel tedaviyle benzer
olmad›¤› yönündeki görülerine kas gevetme teda-
visi de eklenebilir. Ayr›ca, Vaughan ve arkadalar›-
n›n (1994) yapt›¤› kontrollü çal›ma sonucunda, im-
gesel kar› kar›ya getirme, kas gevetme ve EMDR
tedavi koullar› aras›nda, EMDR koulundaki gru-
bun TSSB belirtilerinde, bu arat›rma bulgular›na
benzer ekilde, daha fazla azalma oldu¤u bulgusu yer
almaktad›r. Protinsky ve arkadalar›na (2001) göre
de, di¤er geveme ve kar› kar›ya getirme teknikle-
riyle kar›lat›r›ld›¤›nda, travma etkilerinin iyileti-
rilmesinde EMDR’nin etkisinin daha k›sa zamanda
gerçekleti¤ini ampirik olarak geçerli çal›malar
(Lipke, 2000; Vaughn ve ark., 1994) göstermektedir.
Arat›r›c›lar, terapist olarak kendi klinik uygulama-
lar›nda da bunun do¤ru oldu¤unu gördüklerini belirt-
milerdir.
‹zleme çal›mas› bulgular›, arat›rmalar›nda
TSSB, depresyon ve kayg› ölçümlerine yer veren
birkaç çal›ma bulgusuyla tutarl›d›r. Örne¤in,
Scheck, Schaeffer ve Gillette (1998) TSSB, depres-
yon, kayg› ve kendilik kavramlar› ile ilgili puanlar
üzerindeki olumlu EMDR etkilerinin tedaviden üç ay
sonra da devam etti¤ini görmülerdir. Yine Wilson,
Becker ve Tinker (1995) müdahaleden üç ay sonra
da benzer ölçümler elde etmilerdir. De Jongh ve ar-
kadalar› (2002) alt› hafta sonunda vak’alar›n kayg›-
lar›ndaki düüün sürdü¤ünü bildirmilerdir. Ancak
bu bulgular, Feske ve Goldstein’›n (1997) elde ettik-
leri gruplar aras› farklar›n, üç ay sonra ortadan kalk-
mas›yla ilgili raporlar›na uymamaktad›r.
EMDR grubuna müdahale sonunda uygulanan
Öznel Rahats›zl›k ve Bili Geçerlik Düzeyi ölçüm
sonuçlar› de¤erlendirilecek olunursa, EMDR gru-
bundaki kat›l›mc›lar›n seans sonras› Öznel Rahats›z-
l›k puanlar›n›n seans öncesine göre anlaml› olarak
tü¤ü görülmektedir. Bili Geçerlik puanlar› ise
anlaml› olarak yükselmitir. Özetle, deneklerin yaa-
d›klar› s›k›nt›larla ilgili olumsuz inançlar› ortadan
kalkm› ve bu inançlarla ba¤lant›l› rahats›zl›klar›
azal›rken, s›k›nt› yaad›klar› öznel duruma kar› ge-
litirmeyi hedefledikleri olumlu inançlar›, benlikle-
riyle ilgili pozitif duygu ve düünceleri güçlenmitir.
Shapiro’nun (1989) ilk kontrollü çal›mas›nda da
Öznel Rahats›zl›k ölçüm sonuçlar› üzerinde,
EMDR’nin olumlu etkisi gözlenmitir. Ancak, söz
konusu çal›ma standart bir ölçe¤e yer vermedi¤in-
den eletiri almaktad›r (Carrigan ve Levis, 1999).
Öznel Rahats›zl›k ve Bili Geçerlik Ölçeklerinin ya-
n› s›ra, KDP gibi standart bir ölçe¤e yer verilmi ol-
mas›, bu arat›rma bulgular›n› güçlü k›lmaktad›r.
Kuramsal aç›dan ele al›nd›¤›nda EMDR ve kas
gevetme ilem yollar›n›n, solunum, kalp ve sindirim
sistemi belirtilerinden korkma alt ölçek puanlar›nda
ayn› düzeyde azalmaya yol açaca¤›, bilisel kontrol
kayb›ndan korkma alt ölçek puan›nda ise EMDR
grubunda daha fazla azalma olaca¤› beklenmitir.
Bulgulara bakt›¤›m›zda ise solunum belirtilerinden
korkma alt ölçek puanlar›, beklenenin tersine EMDR
koulunda müdahale sonras›nda daha düük bulun-
mu, izleme çal›mas›nda ise di¤er gruba k›yasla du-
yarl›¤›n giderek daha da azald›¤› gözlenmitir. Kalp-
le ilgili belirtilerden korkma alt ölçek puanlar›n›n
ise, EMDR koulunda dört ay sonra anlaml› olarak
azald›¤›, kas gevetme koulunda ise puanlar›n dört
HAZ‹RAN 2004, C‹LT 19, SAYI 53
60
ayda yükselmeye balad›¤› belirlenmitir. Bu ba¤-
lamda sonuçlar, kuramsal boyuttan uzaklasa da, kli-
nik uygulamada solunum ve kalple ilgili belirtilere
ilikin kayg› duyarl›¤›n› azaltmada EMDR’nin kas
gevetme ilem yolundan daha etkili oldu¤u üzerine
ipuçlar› elde edilmitir.
Arat›rma bulgular›, Goldstein ve Feske’nin
(1994) genel kayg› da dahil, farkl› patolojilerde
EMDR’nin olumlu etkisini gösteren bulgular›n› ve
Feske ve Goldstein’›n (1997) EMDR’nin panik ve il-
gili belirtilerde, tedavi için bekletme ilem yolundan
daha etkili oldu¤una dair bulgular›n› desteklemekte-
dir.
Bu arat›rman›n sonuçlar› baz› arat›rma sonuç-
lar›na uymamaktad›r. Örne¤in, Taylor ve arkadala-
r›n›n (2003) TSSB’nin tedavisinde, EMDR ve gev-
eme egzersizi aras›nda h›z ve yeterlik aç›s›ndan
fark olmad›¤›na dair bulgular› desteklenmemektedir.
Yine agorafobili panik bozuklukta EMDR ve place-
bo-kontrol gruplar› aras›nda fark bulamayan
Goldstein ve arkadalar›n›n (2000) bulgusu destek-
lenmemitir. Ayr›ca, Muris ve Meckelbach’›n
(1999) girite vurgulanan EMDR ve panik üzerine
görülerine de bu bulgular uymamaktad›r. Bu ara-
t›rmada kayg› duyarl›¤› fazla olan kiilerle çal››l-
m›t›r. Kayg› duyarl›¤› panik atak oluumunda risk
faktörüdür, ancak kayg› duyarl›¤›n›n panik bozukluk
ile ayn› olmad›¤› da dikkate al›narak literatür de¤er-
lendirilmelidir.
Makalede a¤›rl›kl› olarak kayg› ve ilgili ölçümle-
ri içeren çal›malara yer verilmitir. Literatürde,
TSSB ile ilgili olup EMDR’nin olumlu etkisini ileri
süren çal›malar ise daha fazlad›r. TSSB’nin merke-
zinde de büyük oranda kayg› (Rogers ve Silver,
2002) yatmaktad›r. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda arat›rma
bulgular› pek çok TSSB üzerine EMDR çal›malar›-
n› da (Bkz. Shapiro, 2002) desteklemektedir.
Hyer ve Brandsma’ye (1997) göre, psikoterapi il-
keleri EMDR’ye uygulanm›t›r ve bu nedenle
EMDR tedavisi etkilidir, ayn› zamanda bu teknik ya-
p›s› ve ilem yolu aç›s›ndan da biriciktir. Zabukovec,
Lazrove ve Shapiro (2000) göre EMDR ilem yolu
ve protokollerinin do¤as›, geni kapsaml› psikotera-
piye olan bütüncül yakla›m gereksiniminin alt›n›
çizmektedir. Arat›rmada EMDR tedavi uygulama-
lar› hemen sonras›nda ve ileriki günlerde kat›l›mc›la-
r›n kendilerini çok iyi hissettikleri, güven vb. duygu-
lar›n›n artt›¤› yönünde gözlemler ve geri bildirimler
elde edilmitir. Ayr›ca, bu grupta yer alanlar›n ara-
t›rma kapsam› d››ndaki baz› arkadalar› da onlar›n
olumlu yöndeki kiisel geliimlerini fark etmi ve
ço¤u arat›rmaya gönüllü olarak kat›l›p kat›lamaya-
caklar›n› sormulard›r. Bu istek dört ay sonra da ba-
z› EMDR kat›l›mc›lar› taraf›ndan devam etmitir.
Kas gevetme grubundakiler için böyle bir gözlem
olmam›, ancak arat›rma tamamland›ktan sonra
arat›rma üzerine genel bilgi alan birkaç kii EMDR
tedavisini deneme talebinde bulunmutur.
Zabukovec ve arkadalar›n›n ileri sürdü¤ü gibi,
EMDR’nin geni kapsaml›, eklektik bir psikoterapi
yöntemi olmas›n›n, onu kas gevetme yönteminden
daha etkili k›ld›¤› düünülmektedir. Etkinin k›sa sü-
reli olmamas› ve rahats›zl›¤›n giderek azalmas› da,
tedavi amaçlar›na uygun dümektedir. Üstelik ol-
dukça az say›da seans›n etkili olmas› da onu kas gev-
etme yöntemine göre daha ekonomik yapmaktad›r.
Bu durumda, EMDR’nin kayg› duyarl›¤›n›n tedavi-
sinde kullan›lmas› önerilebilir.
Shapiro’ya (2002) göre, çeitli kayg› bozuklukla-
r› ile ilgili vak’a çal›malar› yay›nlanm›t›r. Ancak,
EMDR’nin yeterli¤ini de¤erlendirecek kontrollü ça-
l›malara ihtiyaç vard›r. Bu çal›ma, kas gevetme
yöntemine göre, EMDR’nin kayg› duyarl›¤›yla ilgili
yeterli¤i konusundaki ilk kontrollü arat›rma bulgu-
lar›n› içermektedir. Tedavi koullar›na yap›lan seç-
kisiz atama, müdahaleler öncesi iki tedavi koulunda
yer alan grubun KDP ortalamalar› aras›nda fark ol-
mamas› ve standart bir ölçüm arac›n›n kullan›lmas›
bu arat›rmay› metodolojik aç›dan güçlü k›lmakta-
d›r. Ancak, arat›rman›n baz› s›n›rl›l›klar› mevcuttur.
‹lki denek say›s›n›n k›s›tl›l›¤› ile ilgilidir. ‹kincisi
arat›rma ö¤renci popülasyonunu kapsamaktad›r.
Üçüncü olarak kat›l›mc›lar›n klinik tablosu daha a¤›r
olsa ya da ciddi tedavi aray›› içinde olsalard›, teda-
viye cevaplar› daha farkl› olabilirdi. Dördüncü ola-
EMDR VE KAYGI DUYARLI⁄I
TÜRK PS‹KOLOJ‹ DERG‹S‹
61
fi. TUTAREL-KIfiLAK
rak, optimal say› ampirik olarak belirlenmemi olsa
da (Maxfield ve Hyer, 2002), yeterli tedavi etkileri-
nin ortaya ç›kmas› için uygulanan seans say›s›n›n,
özellikle kas gevetme koulunda yetersiz oldu¤u
ünülebilir. Kas gevetmenin daha uzun sürede
verilen bir e¤itim program› oldu¤u yönünde bilgiler
vard›r. Arat›r›c› bu çal›mada, EMDR koulunda
duyars›zlat›rma ve yeniden ilemeyi sa¤lamay›, di-
¤er grupta ise kas gevemeyi sa¤lamay› amaçlam›-
t›r. Tedavi süresi aç›s›ndan bak›ld›¤›nda sonucun yi-
ne de EMDR ilem yolu lehine bilgi verdi¤i düünü-
lebilir. Beinci s›n›rl›l›k ise, kas gevetme grubuna
di¤er gruba uygulanan Öznel Rahats›zl›k ve Bili
Geçerlik Ölçe¤i gibi bir ölçek verilmemi olmas›, de-
¤erlendirmenin somut bir yolla belirlenmeyip olma-
s›, sadece gözlem yap›lm› ve kaslar›n›n geveyip
gevemedi¤i üzerine sözel yolla bilgi al›nm› olma-
s›d›r.
EMDR’nin nas›l çal›t›¤›, hangi problemlerde ve
hangi hastalarda, di¤er tedavi yöntemlerine göre da-
ha etkin oldu¤u konusunda gelecekte yap›lacak kont-
rollü ve yöntemsel aç›dan güçlü çal›malara ihtiyaç
vard›r. Ayr›ca, EMDR’nin etkinli¤i göz hareketleri-
nin yan› s›ra, di¤er iki yönlü ritmik hareketlerle de
(Örn., ele, dize vurma gibi) test edilmelidir.
Kaynaklar
Ayva›k, B., & Tutarel-K›lak, . (bas›mda). Anxiety Sensitivity
Profile: Factor structure and reliability in Turkish
Sample.
European Journal of Psychological Assessment.
Berggren, U., & Hakeberg, M. (2000). Relaxation vs. cognitively
oriented therapies for dental fear.
Journal of Dental
Research, 79
, 1645-1651.
Bourne, E. J. (1995). The Anxiety and Phobia Workbook. A step
by Step Program for Curing Yourself of Extreme
Anxiety, Panic Attacks and Phobias. New York: MJF
Books.
Brauer, A. P., Horlick, L., Nelson, E., Farquhar, J. W., & Agras,
W.S. (1979). Relaxation therapy for essential hypertension:
aVeterans Administration Outpatient study.
Journal of
Behavioral Medicine, 2
(1), 21-29.
Carrigan, M. H., & Levis, D. J. (1999). The contributions of eye
movement to the efficacy of brief exposure treatment for
reducing fear of public speaking.
Journal of Anxiety
Disorders, 13
(1-2), 101-118.
Chambless, D. L., Baker, M. J., Baucom, D. H., Beutler, L. E.,
Calhoun, K. S., Crits-Christoph, P., Daiuto, A.,
DeRubeis, R., Detweiler, J., Haaga, D. A. F., Bennett
Johnson, S., McCurry, S., Mueser, K. T., Pope, K. S.,
Sanderson, W. C., Shoham, V., Stickle, T., Williams, D.
A., & Woody, S. R. (1998). Update on emprically
validated therapies.
The Clinical Psychologist, 51
, 3-16.
De Jongh, A., Van den Oord, H. J. M., & ten Brooke, E.(2002).
Efficacy of eye movement desensitization and
reprocessing in the treatment of specific phobias. Four
single-case studies on dental phobia.
Journal of Clinical
Psychology, 58
(12), 1489-1503.
Donell, C. D., & McNally, R. J. (1989). Anxiety sensitivity and
history of panic as predictors of response to
hyperventilation.
Behavior Research and Therapy, 27
(4),
325-332.
EMDR Inst›tute (2002). www.emdr.com./ Controlled studies.
Feske, U., & Goldstein, A. J. (1997). Eye movement
desensitization and reprocessing treatment for panic
disorder: A controlled outcome and partial dismantling
study.
Journal of Consulting and Clinical Psychology, 65
(6), 1026-1035.
Goldstein, A. J.,& Feske, U. (1994). Eye movement
desensitization and reprocessing for panic disorder: A
case series.
Journal of Anxiety Disorders, 8
(4), 351-362.
Goldstein, A. J., Beurs, E., Chambless, D. L., & Kimberly, A. W.
(2000). EMDR for panic disorder with agoraphobia:
Comparison with waiting list and credible
attention- placebo control conditions.
Journal of
Consulting and Clinical Psychology, 68
(6), 947-956.
Gosselin, P., & Mathews, W. J. (1995). Eye movement
desensitization and reprocessing in the treatment of test
anxiety: a study of the effects of expectancy and eye
movement.
Journal of Behavior Therapy and
Experimental Psychiatry, 26
(4), 331-337.
Grupta, M. A., & Grupta, A. K. (2002). Use of eye movement
desensitization and reprocessing (EMDR) in the
treatment of dermatologic disorders.
Journal of
Cutaneous Medicine and Surgery, 6
(5), 415-421.
Hyer, L., & Brandsma, J. M. (1997). EMDR minus eye
movements eguals good psychotherapy.
Journal of
Traumatic Stress, 10
(3) 515-522.
Ironson, G., Freund, B., Strauss, J. L., & Williams, J. (2002).
Comparison of two treatments for traumatic stress: A
community based study of EMDR and prolonged
exposure.
Journal of Clinical Psychology, 58
(1),
113-128.
HAZ‹RAN 2004, C‹LT 19, SAYI 53
62
Keenan, P. S., & Farrell, D. P. (2000). Treating morbid jealousy
with eye movement desensitization and reprocessing
utilizing cognitive inter-weave- A case report.
Counselling Psychology Quarterly, 13
(2), 175-190.
Maxfield, L., & Hyer, L.(2002). The relationship between
efficacy and methodology in studies investigation
EMDR treatment of PTSD.
Journal of Clinical
psychology, 58
(1), 23-41.
Muris, P., & Merckelbach, H. (1999). Traumatic memories, eye
movements, phobia and panic. A critical note on the
proliferation of EMDR.
Journal of Anxiety Disorders, 13
(1-2), 209-223.
Protinsky, H., Flemke, K., & Sparks, J. (2001). EMDR and
emotionally oriented couples therapy.
Contemporary
Family Therapy, 23
(2), 153-168.
Protinsky, H., Sparks, J., & Flemke, K. (2001). Eye movement
desensitization and Reprocessing: Innovative clinical
applications.
Journal of Contemporary Psychotherapy,
31
(2), 125-135.
Reiss, S. (1991). Expectancy model of fear, anxiety and panic.
Clinical Psychology Review, 11
,141-153.
Rogers, S., & Silver, M. S. (2002). Is EMDR an exposure
therapy? A review of trauma protocols.
Journal of
Clinical psychology, 58
(1), 43-59.
Rothbaum, B. O. (1997). A controlled study of eye movement
desensitization and reprocessing for posttraumatic stress
disordered sexual assault victims.
Bulletionof the
Menninger Clinic,61,
317-334.
Schneiderhan, R. (2001). www.back-pain-info.com/back-
pain-muscle-relaxation-jacobson.html.
Shapiro, F. (1999). Eye movement desensitization and
reprocessing (EMDR) and the anxiety disorders. Clinical
and research implications of an integrated psychotherapy
treatment.
Journal of Anxiety Disorders,13
(1-2), 35-67.
Shapiro, F., & Maxfield, L. (2002). Eye movement desensitization
and reprocessing (EMDR): Information processing in the
treatment of trauma.
Psychotherapy in Practice, 58
(8),
933-946.
Scheck, M. M., Schaeffer, T. A., & Gillette, C. (1998). Brief
psychological intervention with traumatized young
women: The efficecy of eye movement desensitization
and reprocessing.
Journal of Traumatic Stress, 11
, 25-44.
Taylor, S., & Cox, B. J. (1998). Anxiety sensitivity: Multiple
dimensions and hierarchic structure.
Behavior Research
and Therapy, 36,
37-51.
Taylor, S., Thordarson, D. S., Maxfield, L., Fedoroff, I. C.,
Lovell, K., & Ogrodniczuk, J. (2003). Comparative
efficacy, speed and adverse effects of three PTSD
treatments: Exposure therapy, EMDR and relaxation
training.
Journal of Consulting and Clinical Psychology,
71
(2), 330-338.
Tutarel-K›lak, . (2003). Cinsel tacize maruz kalanlar üzerinde
kontrollü EMDR uygulamalar›.
Türk Psikoloji Bülteni, 8
(26-27), 75-78.
Van den Hout, M., Muris, P., Salemink, E., & Kindt, M. (2001).
Autobiographical memories become less vivid and
emotional after eye movements.
British Journal of
Clinical Psychology, 40,
121-130.
Van Etten, M. L., & Taylor, S. (1998). Comparative efficacy of
treatments for posttraumatic stress disorder: A
meta-analysis.
Clinical Psychology and Psychotherapy,
5,
125-144.
Vaughan, K., Wiese, M., Gold, R., & Tarrier, N. (1994).
Eye-movement desensitization: symptom change in post
traumatic stress disorder.
British Journal of Psychiatry,
164
, 533-541.
Wilson, S. A., Becker, L. A., & Tinker, R. H. (1997). Eye
movement desensitization and reprocessing (EMDR)
treatment for psychologically traumatized individuals.
Journal of Consulting and Clinical Psychology, 63,
928-937.
Zabukoveç, J., Lazrove, S., & Shapiro, F. (2000). Self-healing
aspects of EMDR: The therapeutic change process and
perspectives of integrated psychotherapies.
Journal of
psychotherapy Integration, 10
(2), 189-206.
EMDR VE KAYGI DUYARLI⁄I
TÜRK PS‹KOLOJ‹ DERG‹S‹
63
Eye Movement Desensitization and
Reprocessing (EMDR) is a treatment approach
which aims the reprocessing of information with a
standardized procedure and clinical protocol.
Shapiro (1995) suggests that the eye movements
catalyze biochemical rebalancing of the nervous
system, and the technique “shifts information that is
dysfunctionally locked in the CNS”. It integrates the
elements of different psychotherapies such as
psychodynamic, cognitive-behavioral, person-
centered, body-based and interactional. It is applied
in eight phases, with three through eight repeated
phases in most sessions. EMDR is initially designed
for the treatment of post traumatic stress disorder
(PTSD). A variety of published controlled studies
and a meta analysis supported that EMDR is an
efficient technique for the treatment of PTSD
(Maxfield & Hyer, 2002; Shapiro & Maxfield, 2002;
Van Etten & Taylor, 1998). Additionally, the
International Society for Traumatic Stress Studies
designated EMDR as efficacious for PTSD
(Chemtob et al, 2000). EMDR is now increasingly
extended to the treatment of other psychological
disorders (Shapiro & Maxfield, 2002; Muris &
Merckelbach, 1999; Rothbaum, 1997) such as panic
disorder (Goldstein & Fekse, 1994), problems of
intimate relations (Kenan & Farell, 2000; Protinsky
et al, 2001), depression (Ironson et al, 2002), dental
fear (De Jongh et al, 2002), stress-related
dermatological disorders (Grupta & Grupta, 2002).
On the contrary, a number of studies in the literature
did not find out any evidence for the efficacy of
EMDR, and any difference from other psychotherapy
approaches (e.g., Carrigan & Levis, 1999; Devilly
&Spence, 1999; Taylor et al, 2003).
Anxiety sensitivity is defined as a ‘fear of fear’
or ‘fear of anxiety’, based on beliefs that anxiety
experiences have negative consequences. It is
especially a risk factor for panic attacks (Reiss,
1991; Donell & Mc Nally, 1989). Even though, there
are some EMDR studies on panic attack disorder in
literature, there are no controlled studies on high
anxiety sensitivity. The main objective of this study
is to compare and determine the efficacy of EMDR
and muscle relaxation treatment on anxiety
sensitivity with a semi-experimental research
design. It is known that while EMDR activates the
information reprocessing and relaxes the body;
muscle relaxation exercise provides some
physiological changes. On the basis of these
findings, EMDR treatment is expected to produce a
significant decline in Anxiety Sensitivity Profile
total scores and in fear of cognitive dyscontrol
symptoms subscale scores; on the other hand in fear
of respiratory, cardiac, and gastrointestinal
symptoms subscales scores, both EMDR and muscle
relaxation are expected to produce a similar decline.
Method
Sammple
Before the beginning of the, study the Anxiety
Sensitivity Profile is administered to 200 volunteer
university students. First, the data were examined
Summary
Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR)
Approach in the Treatment of Anxiety Sensitivity
Türk Psikoloji Dergisi
2004, 19 (53), 65 - 67
ennur Tutarel-K›lak*
Ankara Üniversitesi
*Address for Correspondence: ennur Tutarel-K›lak, Ankara Üniversitesi, DTCF Psikoloji Bölümü 06100, S›hhiye, Ankara, Turkey.
E-mail: kislak@humanity.ankara.edu.tr
fi. TUTAREL-KIfiLAK
for missing values, univariate outliers, and
normality, and 14 subjects were deleted. Then, thirty
four participants who obtained points one standard
deviation above the mean were interviewed, and 24
volunteer participants were determined. However,
due to the drop-outs, the study was completed with
only 19 participants. The average age of the sample
was 21 (SD = 1.02). They were randomly assigned to
the EMDR and muscle relaxation groups. There were
3 males, and 7 females in both groups.
MMeasures
Anxiiety Sensiitiivviity Profiile (ASP):
The ASP was
developed by Taylor and Cox (1998) to further
investigate the structure of anxiety sensitivity. ASP
was evaluated for factor structure and its reliability
in the Turkish population and found to be adequate
(Ayva›k & Tutarel-K›lak, in press). It is a
standardized self-report measure with 60 items and
four subscales: 1) fear of respiratory symptoms, 2)
fear of cognitive dyscontrol, 3) fear of cardiac
symptoms, and 4) fear of gastrointestinal symptoms.
Proceddure
The Jacobson’s muscle relaxation exercises were
administered to the participants as a group in two
sessions by the investigator. During the sessions,
they continued to visualize their traumas or
experiences of anxiety. They were also asked to
practice this exercise once at home. The EMDR
treatment was administered individually to the
participants in the EMDR group by the investigator
again in two sessions. Sessions were 60 minutes in
duration. Active EMDR sessions followed the
protocol suggested by Shapiro and included all eight
phases described in her book (Shapiro, 1995). After
establishing a comfortable distance for the hand
movements and an imaginal safe place, each
participant was asked to visualize the worst part of
their trauma or experience of anxiety in certain
circumstances and to generate a negative cognition
about self regarding that picture. Then, each
participant was asked to produce an alternative
positive cognition and indicate how much s/he
believed it on a Validity of Cognition Scale (VOC).
In addition s/he was asked to imagine the distressed
picture, think of the negative cognition, and notice
the concomitant emotional and physical sensations,
and then to follow the stimuli for the eye movements.
After the eye movements, the participant was asked
to rate his/her level of distress on the Subjective Unit
of Disturbance Scale (SUD). This phase was
continued till the the person reported a SUD rating of
0 for the original memory. During the next phase,
each participant was asked to think about the original
picture and the positive cognition while experiencing
eye-movements. The VOC was checked until s/he
reported strong confidence in the belief (e.g., VOC
of 6 or 7). The EMDR protocol was completed after
the phases of body scan, closure, and reevaluation.
The participants’ anxiety sensitivities were assessed
five days later than the second session and
re-assessed at the four-month follow-up.
Results and Discussion
A series of 2 (treatment condition; muscle
relaxation and EMDR) x 3 (intervention time; pre
and post intervention and follow up) ANOVAs with
the repeated measurement on the last factor were
conducted for Anxiety Sensitivity Profile’s total
score and four subscales’ scores. According to the
results of all analyses, the main effects were found to
be not significant for the treatment condition; but the
main effects of the intervention time variable were
found to be significant. Significant interaction
effects were further analyzed by the Tukey tests to
examine the effect of interventions (EMDR and
muscle relaxation) on the ASP scores. The ASP
scores of the two groups were found to be non
significant before the interventions. The significant
interaction effect was defined in the total ASP scores
(
F
(2,34) = 4.83;
p
< .05). Thus, EMDR (post: M =
180.78; follow-up: M = 165.11) was more effective
than muscle relaxation (post: M = 226.70; follow-up:
M = 235.70) after post treatment condition (q (6,34)
= 4.96;
p
< .05) and follow-up (q (6,34) = 7.64;
p
<
.05). The significant interaction effects were also
obtained in the fear of respiratory symptoms
HAZ‹RAN 2004, C‹LT 19, SAYI 53
66
EMDR AND ANXIETY SENSITIVITY
TÜRK PS‹KOLOJ‹ DERG‹S‹
67
subscale score (
F
(2,34) = 4.72;
p
< .05) and cardiac
symptoms subscale score (
F
(2,34) = 4.39;
p
< .05).
The Tukey test showed that EMDR (post: M = 84.78;
follow-up: M = 76.89) treatment produced a
significant decline in fear of respiratory symptoms
subscale score (q (6,34) = 5.44;
p
< .05) than the
muscle relaxation (post: M = 106.70; follow-up: M =
103.80). This decline also appeared to continue at the
four month follow-up (q (6,34) = 6.68;
p
< .05). In
addition fear of cardiac symptoms decreased in
EMDR condition (post: M = 33.44; follow-up: M =
30.11) after a four month follow up (q (6,34 )= 7.24;
p
< .05).
The findings did partially supported the
hypotheses of the study. EMDR treatment produced
a significant decline in ASP total scores and in fear
of respiratory and cardiac symptoms subscales
scores. Contrary to expectations, fear of cardiac
symptoms scores increased in the follow-up (post: M
= 38.30; follow-up: M = 42.70) in the muscle
relaxation condition. The findings support the notion
that EMDR may be a more effective treatment than
muscle relaxation for those who have a fear of
respiratory and cardiac symptoms with a trauma
related etiology and also who experience anxiety in
certain circumstances.
Shapiro (2002) suggested that, “when possible,
standardized outcome measures should be
supplemented with investigations of multidimensional
behavioral, affective, cognitive, and physiological
concomitants of change”. The present study has
contributed to the study of cognitive and
physiological concomitants of change. After the
EMDR interventions and at the four month
follow-up, the participants shared with the therapist
that they were relaxed, not-excited, happy,
self-estimated, and assertive, and their personal
development on different areas could have been
noticed by their friends. Future research also should
address EMDR’s efficacy on different psychological
problems by comparing it with other approaches.
... EMDR yöntemi bireysel uygulamalarda olduğu kadar grupla yapılan çalışmalarda da etkili bulunmuştur, ancak bu çalışmaların birçoğunda kontrol gruplarının olmaması önemli bir eksiklik olarak görülmektedir. Cinsel istismar, savaş, göç ve doğal afetler gibi farklı alanda yapılan çalışmalarda TSSB belirtileri gösteren mağdurlarla EMDR uygulaması öncesi ve sonrasında travma semptomları, öznel rahatsızlık düzeyi, kaygı duyarlılığı, davranış değişiklikleri gibi alanlarda ölçümler yapılarak veriler toplanmış ve bunlar arasındaki değişimler araştırılmıştır (Fernandez, 2007;Oras ve ark., 2004;Tutarel-Kışlak, 2004b). Ayrıca, EMDR uygulaması yapılan grupların üç ay sonraki izleme çalışmalarının yapıldığı ve bu sayede tedavinin etkisinin devam edip etmediğinin incelendiği araştırmalar mevcuttur (Adúriz ve ark., 2009;Farkas ve ark., 2010). ...
Article
Full-text available
EMDR in children and adolescents: A review about its effectiveness in the treatment of post-traumatic stress disorder EMDR is a treatment method that combines the techniques of many different psychotherapy ap-proaches and provides a multifaceted intervention to the adverse impacts of traumatic experiences by matching mental information processing and physical stimulation. Although EMDR was ini-tially developed to be administered to adults individually, it has become a wide-ranging treatment application with the use of children, adolescents, and group studies. This paper aimed to review the theoretical framework and past studies on the use of EMDR in the treatment of children with traumatic experiences and post-traumatic stress symptoms. Traumatic experiences during child-hood can lead to many psychological disorders and behavioral problems in adulthood and disrupt a child's normal development process. EMDR studies with children have shown that it is an effec-tive method in reducing PTSD symptoms and supporting psychological well-being, even in short-term applications. Therefore, it has been thought that it may be beneficial to extend the use of EMDR for the treatment of trauma in children. From the perspective of individual and social mental health, the EMDR method is considered as a valid, effective, and efficient treatment method in terms of minimizing the negative experiences of children and being a protective inter-vention for their future lives.
Article
Full-text available
Jealousy is an unwelcome emotion, which most people will have experienced at some time in their lives. In its mildest form it may be seen as an expression of devotion, however, for some people it can become obsessive and destructive. The possible consequences of this condition can result in suspicion, violence and the complete breakdown of the relationship. This paper will highlight the case of a man with a long-standing history of jealousy towards his partner. Characteristically, the jealousy was being maintained by the subjects erroneous assumptions about sexual behaviour and atttractiveness, and pervasive negative schemas of self worth. Any consideration for treatment therefore, needed to address both these areas. The treatment intervention of eye movement desensitization and reprocessing (EMDR) utilizing cognitive interweave was used to refute negative schemas of self worth, which resulted in a reduction of symptomatology, consequently developing for the subject more appropriate perceptions of his partner's behaviour. An outline of assessment re-formulation and subsequent treatment will be demonstrated.
Article
Full-text available
Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR) (Shapiro 1989a, 1989b, 1995) is an innovative, comprehensive approach to psychotherapy. While EMDR's use of eye movements has attracted a great deal of attention, the efficacy of the EMDR method can be explained parsimoniously in terms of many different types of therapy. Lang's (1985) information processing networks provide a way to understand the Accelerated Information Processing model proposed by Shapiro to explain EMDR. A representative EMDR session is presented to illustrate the integrative components of EMDR's procedural elements and the range of clinical effects. Therapeutic changes seen as a result of self-healing using EMDR are discussed from the perspectives of other psychotherapeutic approaches in order to understand the contribution of EMDR to the psychotherapy integration movement.
Article
Full-text available
Twenty-nine patients who had been treated with antihypertensive medication for at least the preceding 6 months were randomly assigned to (1) therapist-conducted, face-to-face progressive, deep-muscle relaxation training for 10 weekly sessions, or (2) progressive deep-muscle relaxation therapy conducted mainly by home use of audio cassettes, or (3) nonspecific individual psychotherapy for 10 weekly sessions. No differences between the groups were found immediately after therapy; however, the therapist-conducted relaxation therapy group showed the greatest changes: -17.8 mm Hg systolic, -9.7 mm Hg diastolic at 6 months follow-up. Some significant trends in results among the three therapists were also found. No correlation existed between blood pressure changes and changes in dopamine-beta-hydroxylase (DbH) levels.
Article
Background The use of psychological therapies in dermatology is being increasingly recognized because stress and negative emotions are major factors in a wide range of dermatologic disorders. Eye movement desensitization and reprocessing (EMDR) is a relatively new psychological intervention which was first described to be effective in post-traumatic stress disorder, a condition associated with extremely stressful life situations. Objective We evaluated the efficacy of EMDR in primary dermatologic disorders where psychological stress plays an important part in the pathogenesis of the disorder, and in clinical situations where the dermatologic symptom is the feature of a stress-related psychiatric disorder. Methods Four patients (two patients with atopic dermatitis and psoriasis, respectively, whose symptoms were exacerbated by stress, one patient with acne excoríee associated with body image pathology as a result of childhood emotional abuse, and one patient with generalized urticaria associated with post-traumatic stress disorder) were treated using the standard EMDR protocol with 3–6 sessions for a period ranging from 4 to 12 weeks, and followed up for 6–12 months after the end of EMDR therapy. Results All 4 patients experienced a marked improvement in their symptoms after 3–6 sessions of EMDR, within a period of ⩽3 months, and maintained improvement during followup periods of 6–12 months. Conclusion Our preliminary findings suggest that EMDR may be beneficial in the treatment of a wide range of stress-mediated dermatologic symptoms.
Article
Neurologically-based therapies such as Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR) are being clinically implemented and researched in the field of psychotherapy. While EMDR has a theoretical base and some research support for its effectiveness with Posttraumatic Stress Disorder (PTSD) therapists are now developing and using EMDR for other clinical problems. This report illustrates some of the unique applications of EMDR with clinical problems such as: driving phobia, interpersonal arguments, dyspareunia, depression, anxiety, and eating problems.
Article
When reviewing past and current research on the role of emotion in couples therapy, there appeared to be a lack of articulation concerning how emotional expressions and relational dynamics are affected by emotional trauma that has not been accessed. The authors demonstrate how emotionally and experientially oriented therapy with couples can be enhanced by accessing stored trauma through the use of Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR). This approach is called Eye Movement Relationship Enhancement (EMRE) therapy and includes key clinical areas such as accessing and tolerating previously disowned emotion, reprocessing emotional experiences, and amplifying couple intimacy. These key areas are discussed and illustrated with case examples.
Article
Eye Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR), a new technique that has shown some promise in the treatment of traumatic memories, was evaluated in this pilot study. Subjects were seven clients suffering from panic disorder who received EMDR treatment for memories of past and anticipated panic attacks and other anxiety-evoking memories of personal relevance. Standardized self-report inventories and behavioral monitoring instruments were employed to measure change with treatment. After five sessions of EMDR, subjects reported a considerable decrease in the frequency of panic attacks, fear of experiencing a panic attack, general anxiety, thoughts concerning negative consequences of experiencing anxiety, fear of body sensations, depression, and other measures of pathology.
Article
The purposes of this article are to summarize the author's expectancy model of fear, review the recent studies evaluating this model, and suggest directions for future research. Reiss' expectancy model holds that there are three fundamental fears (called sensitivities): the fear of injury, the fear of anxiety, and the fear of negative evaluation. Thus far, research on this model has focused on the fear of anxiety (anxiety sensitivity). The major research findings are as follows: simple phobias sometimes are motivated by expectations of panic attacks; the Anxiety Sensitivity Index (ASI) is a valid and unique measure of individual differences in the fear of anxiety sensations; the ASI is superior to measures of trait anxiety in the assessment of panic disorder; anxiety sensitivity is associated with agoraphobia, simple phobia, panic disorder, and substance abuse; and anxiety sensitivity is strongly associated with fearfulness. There is some preliminary support for the hypothesis that anxiety sensitivity is a risk factor for panic disorder. It is suggested that future researchers evaluate the hypotheses that anxiety and fear are distinct phenomena; that panic attacks are intense states of fear (not intense states of anxiety); and that anxiety sensitivity is a risk factor for both fearfulness and panic disorder.
Article
A meta-analysis was conducted on 61 treatment outcome trials for post-traumatic stress disorder (PTSD). Conditions included drug therapies (TCAs, carbamazepine, MAOIs, SSRIs, and BDZs), psychological therapies (behaviour therapy, Eye-Movement Desensitization and Reprocessing (EMDR), relaxation training, hypnotherapy, and dynamic therapy), and control conditions (pill placebo, wait-list controls, supportive psychotherapies, and non-saccade EMDR control). Psychological therapies had significantly lower drop-out rates than pharmacotherapies (14% versus 32%), with attrition being uniformly low across all psychological therapies. In terms of symptom reduction, psychological therapies were more effective than drug therapies, and both were more effective than controls. Among the drug therapies, the SSRIs and carbamazepine had the greatest effect sizes, although the latter was based upon a single trial. Among the psychological therapies, behaviour therapy and EMDR were most effective, and generally equally so. The most effective psychological therapies and drug therapies were generally equally effective. Differences across treatment conditions were generally evident across symptom domains, with little matching of symptom domain to treatment type. However, SSRIs had some advantage over psychological therapies in treating depression. Follow-up results were not available for most treatments, but available data indicates that treatment effects for behaviour therapy and EMDR are maintained at 15-week follow-up. © 1998 John Wiley & Sons, Ltd. Peer Reviewed http://deepblue.lib.umich.edu/bitstream/2027.42/35192/1/153_ftp.pdf