Content uploaded by Cihan Bayraktar
Author content
All content in this area was uploaded by Cihan Bayraktar on Nov 14, 2018
Content may be subject to copyright.
Muhasebe ve Finansman Dergisi Temmuz/2017
95
E-Belge Sistemleri Üzerine DavranıĢsal Tutum ve Kullanım
Niyetlerinin Ġncelenmesi: Karabük Ġli Muhasebe Meslek
Mensupları Örneği
Cihan BAYRAKTAR
Murat YILDIRIM
ÖZET
Maliye Bakanlığı, yürürlüğe koymuş olduğu elektronik fatura, elektronik defter, elektronik
arşiv, elektronik beyanname ve elektronik tebligat sistemleri ile işletmelerin muhasebe süreçlerinin
işlevselliğinin ve denetiminin daha iyi seviyelere ulaşmasını amaçlamaktadır. Bu nedenle, ilgili
sistemlerin daha geniş kapsamda kullanımının sağlanması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmıştır.
Ancak bu sistemlerin istenen amaca ulaşabilmesi için, Maliye Bakanlığı tarafından sunulan hizmet ve
yasal düzenlemelerin yanında, muhasebe meslek mensupları tarafından üst seviyede benimsenmesi ve
üst seviyede kullanılması gerekmektedir. Bu çalışma, ilgili elektronik belge sistemlerinin muhasebe
meslek mensupları tarafından ne derecede kabullenildiğini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Elde
edilen verilerin analizi sonucunda e-belge sistemlerinin kabullenme durumunun kararsızım ile
katılıyorum arasında olduğu tespit edilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Bilgi ve İletişim Teknolojileri, E-İşletme, Muhasebe Bilgi Sistemi, E-Belge,
E-Fatura, E-Defter, E-Arşiv, E-Beyanname, E-Tebligat.
JEL Sınıflandırması: M15, M41, O33, O38.
Examination of Behavioral Attitude and Usage Intentions on E-Document Systems:
The Case of Karabük Professional Accountants
ABSTRACT
The Ministry of Finance aims at to achieve better functionality and control of the accounting
processes of enterprises with electronic invoice, electronic ledger, electronic archive, electronic
declaration and electronic notification systems that are put into effect. Thus, legal arrangements have
been made to widen the usage of related systems. However, to achieve the desired results, besides
services and legal regulations offered by the Ministry of Finance, those systems must be used and
adopted by professional accountants on upper level. This study aims to reveal the acceptance level of
related electronic document systems by professional accountants. As a result of the analysis of the
obtained data, it has been determined that the acceptance status of the e-document systems is between
unstable and participating.
Keywords: Information and Communication Technology, E-Business, Accounting Information
System, E-Document, E-Invocing, E-Ledger, E-Archieve, E-Declaration, E-Notification.
Jel Classification: M15, M41, O33, O38.
Muhasebe Meslek Mensuplarının E-Belge Sistemleri Üzerine Davranışsal Tutumları ve Kullanma Niyetlerinin
İncelenmesi: Karabük İli Örneği isimli yüksek lisans tezinden üretilmiştir.
Öğr. Gör. Cihan Bayraktar, Karabük Üniversitesi Eskipazar Meslek Yüksekokulu,
cihanbayraktar@karabuk.edu.tr
Doç. Dr. Murat Yıldırım, Karabük Üniversitesi İşletme Fakültesi, muratyildirim@karabuk.edu.tr
The Journal of Accounting and Finance July/2017
96
1. GĠRĠġ
Günümüz şartlarında önemli ölçüde kullanıma sahip olan e-belge sistemlerinin temeli,
bilgi ve iletişim teknolojileri tarafından oluşturulmaktadır. Bilgi ve iletişim teknolojileri,
kişilerin ve kurumların aralarında gerçekleştirilen tüm ilişkilerin alt yapısını oluşturmakla
birlikte bu ilişkilerin eskiye oranla daha hızlı ve sağlam temeller üzerinde gerçekleşmesini
sağlamaktadır. Hiçbir kişi ve kurum, gerçekleşen bu büyük değişime direnememiştir. Bunun
sonucu olarak, işletmeler içerisinde bütün faaliyetler bilgi iletişim teknolojileri alt yapısı
kullanılarak gerçekleştirilmeye başlanmış ve e-işletme kavramı ortaya çıkmıştır. İşletmelerde
gerçekleşen e-işletme dönüşümünün bugüne kadar en yoğun yaşandığı birim, muhasebe
birimidir. Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılmış olan e-fatura, e-defter, e-beyanname, e-arşiv
ve e-tebligat gibi e-belge sistemleri, son yıllarda bu konuda yapılan atılımlara verilebilecek ön
plandaki örnekler arasındadırlar.
Çalışma Karabük ilinde faaliyet gösteren muhasebe meslek mensuplarının e-belge
sistemlerini benimseme seviyelerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Çalışmanın ikinci
bölümünde işletmelerde bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişimine yer verilmiştir. Üçüncü
bölümde elektronik belge kullanımı üzerinde bilgiler sunulmuştur. Dördüncü bölümde
çalışmada kullanılan veri, yöntem ve uygulama hakkında bulgular tartışılmıştır. Son bölümde
çalışmada ulaşılan başlıca bulgular özetlenmiştir.
2. ĠġLETMELERDE BĠLGĠ VE ĠLETĠġĠM TEKNOLOJĠLERĠNĠN GELĠġĠMĠ
Bilgi ve iletişim teknolojileri, karar verme, kontrol etme ve problem çözme
konularında işletmelerin ihtiyaç duydukları faydalı bilgiyi üretmek amacıyla kullanılmaktadır.
Bu süreçte girdi, işlem ve çıktı öğelerinde faydalanmaktadırlar. Girdi, işletme içinden veya
dışından gelen veriler tarafından oluşturulmaktadır. İşlem, girdi ile birlikte gelen verileri
yorumlayarak işletme için gerekli bilgilerin oluşturulduğu bir süreçtir. Çıktı ise, işlenerek
oluşturulmuş verilerin ilgili kişilere sunulması olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca, oluşturulan
bilgiler doğrultusunda, girdi aşamasında doğru bilgilere ulaşılıp ulaşılmadığı konusunda bir
sağlama işlemi gerçekleştiren geri bildirim bölümü de faydalı olarak kullanılmaktadır. Bu
sayede bilgi ve iletişim teknolojileri, özellikle yöneticilerin ve diğer işletme ile ilgili tarafların
karar verme davranışlarında ciddi anlamda yardımcı olmaktadır (Tahirov, 2009: 123).
2.1. Elektronik ĠĢletme
Elektronik işletme (e-işletme) kavramı, faaliyetlerinin yürütülmesi amacıyla, bilgi ve
iletişim teknolojilerinin işletmede kullanılması olarak tanımlanır (Laudon ve Laudon, 2009:
67). Ayrıca e-işletme, işletmenin kendisi ile müşterileri, tedarikçileri ve diğer ilgili tarafları ile
arasındaki iletişimin ve işbirliğinin en üst seviyeye çıkarılabilmesi için internet, intranet ve
extranet gibi bilgisayar ağlarının kullanılması olarak açıklanmıştır (Combe, 2006: 1).
Muhasebe ve Finansman Dergisi Temmuz/2017
97
Günümüzde kullanılan e-işletme kavramının temeli, 1969 yılında iki bilgisayar
arasında ağ bağlantısının kurulması ile atılmıştır. İnternet olarak adlandırılan bu ağ
bağlantısının, istenilen bilgiyi çok uzaklara birkaç saniye içerisinde gönderebilmesinin fark
edilmesiyle birlikte çok hızlı bir yayılım göstermiştir. 1990’lı yılların başlarında, oluşan bilinç
aracılığı ile iş süreçlerinin yeniden tasarlanmaya başlanması e-işletme olgusunun da var
olmaya başlamasına sebep olmuştur. 1990’ların ortalarına doğru internet kullanımının ve
kullanıcı sayısının ciddi oranda artması sayesinde, işletmeler birçok ticari faaliyetlerini de
bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak çok daha hızlı ve güvenli bir şekilde
yapabileceklerini keşfetmişlerdir. Özellikle işletmeler, 1990’ların sonları itibari ile bilgi ve
iletişim teknolojilerine iyice uyum sağlamaya ve ticari süreçteki tüm iletişim faaliyetlerini
internet vasıtası ile gerçekleştirmeye başlamışlardır. İşletmeler, rakipleri, müşterileri,
tedarikçileri, finans kuruluşları, sosyal güvenlik kuruluşları ve vergi daireleri gibi birçok
kurumla bilgi ve iletişim teknolojileri üzerinden iletişim kurabilecek ve bilgi paylaşabilecek
duruma gelmişlerdir. Bunun sonucunda, büyüğünden küçüğüne kadar, işletmelerin önemli bir
kısmı yaşanan bu gelişmelere dahil olabilmek için, yeniden yapılanma sürecine girmişlerdir
(Dinç ve Varıcı, 2008: 194).
Bilgi ve iletişim sistemlerini kendi bünyesine dahil etmiş olan işletmelerde, birimler
tarafından üretilen bilgilerin çeşitli elektronik ortamlarda hızlı ve ortak bir şekilde
kullanılması mümkün olmuştur. Yeni belge tasarımları, bakım onarım zamanları, çalışan
dokümanları ve politikaları, üretim planlamaları, muhasebe işlemleri ve bunların dışında
kalan diğer işletme faaliyetlerine ait tüm bilgi ve belgeler, ulaştırılması gereken tüm kişilere
aynı anda gönderilebildiği ve aynı hızla incelenebildiği ve yönetimsel kararlara etki edebildiği
için yönetimin etkinliğini ve verimliliğini önemli ölçüde arttırmaktadır (Sevim, 2003: 63).
2.2. Muhasebe Uygulamalarında Bilgi ve ĠletiĢim Teknolojileri
Bilgi ve iletişim teknolojileri, muhasebe işlemlerinde önemli roller üstlenmiştir. Bilgi
ve iletişim teknolojileri, toplanan verilerin kayıt edilmesi, saklanması, çeşitli süreçlerden
geçirilerek yeni bilgilerin üretilmesi, üretilen bu yeni bilgilere erişilmesi, kaydedilmesi ve
ilgililere ulaştırılması konusunda etkin bir şekilde görev yapan sistemler olarak görülmektedir
(Acar ve Öksüz, 2013: 65).
Son yıllarda yapılan çalışmalar sonucunda, muhasebe biriminin bilgi ve iletişim
teknolojileri ile entegrasyonu artırılmış ve birim içerisinde gerçekleştirilen işlemler bilgisayar
ve internet ortamına aktarılmaya başlanmıştır. Elektronik fatura(E-Fatura), elektronik
defter(E-Defter), elektronik arşiv(E-Arşiv), elektronik beyanname(E-Beyanname) ve
elektronik tebligat(E-Tebligat) uygulamaları bilgi ve iletişim teknolojilerinin muhasebe
alanındaki güncel uygulamaları olarak gösterilebilir. Bu sayede muhasebe işlemleri için
gerekli tüm belgeler elektronik ortamda hazırlanacak ve ilgili kişilere gönderilerek
kullanılacaktır. Bu sistemde kayıtların daha düzenli tutulmasıyla birlikte, verimlilik ve rekabet
gücünün artması amaçlanmaktadır (Uyar, 2006: 8).
The Journal of Accounting and Finance July/2017
98
3. ELEKTRONĠK BELGE UYGULAMALARI
Yaygın anlamda belge, belirli bir amaç için yazılmış veya çizilmiş bilgileri içeren bilgi
taşıyıcısı anlamına gelmektedir. Belgenin anlam merkezinde genellikle, bir birim olarak
belgenin, kolay bir şekilde oluşturulması, iletilmesi, saklanması ve kullanılmasını barındıran
bir ifade bulunmaktadır (Björk, 2003: 105). E-belge ise Maliye Bakanlığı tarafından
yayınlanmış olan 397 Sıra No’lu VUK Genel Tebliğinde (2010: 2), şekil hükümlerinden
bağımsız olarak Vergi Usul Kanununa göre düzenlenmesi zorunlu olan belgelerde yer alan
bilgileri içeren elektronik kayıtlar bütün olarak tanımlanmıştır.
Son yıllarda dünyada ve ülkemizde yaşanan köklü değişimler ve geliştirilen
teknolojiler, yaşamın tüm alanlarında son derece etkili olmuştur. Bilgi ve iletişim teknolojileri
alanında yaşanan gelişmelerde belge kavramına “e-belge” kavramını eklemiştir. Bunun
sonucunda işletmelerde e-belge ve e-belge yönetim sistemleri önemli bir yere sahip olmuştur.
E-belge ve e-belge yönetim sistemleri, belge ve belge yönetim sistemleri ile tamamen aynı
içeriğe sahip olmasına rağmen onlardan ayrılmalarını sağlayan en önemli etken, bu tür
belgelerin elektronik ortamlarda üretiliyor ve kullanılıyor olmasıdır (Ermiş, 2006: 140).
E-belge yönetim sistemlerinin en önemli avantajı, zaman ve tedarik konusundaki
tasarruflardan daha çok, işletmenin iş süreçlerinin daha doğru bir organizasyon içerisinde
gerçekleşmesi olarak ifade edilebilir. E-belge yönetim sistemlerinin kullanıcılara sağladığı
diğer avantajlar şu şekilde ifade edilebilir (Burtylev vd., 2013: 1-2):
Uygulamaların otomatik gerçekleşmesi ve organizasyonun her aşamasında
şeffaflık sağlamasından dolayı daha etkilidir.
Uluslararası kaideler çizgisinde giden kaliteli sistemlerini destekler.
Bilginin verimli bir şekilde depolanmasını, yönetilmesini ve bilgiyle erişimi
destekler.
Genel anlamda işletmenin periyodik faaliyet aktivitelerinin kayıtlarını tutar.
İş süreçlerini, uygulamalarını ve görüntüleme mekanizmasını en iyi seviyeye
getirir.
İşletme içerisindeki kağıt belge sirkülasyonunun tamamen dışlanması veya
maksimum seviyede azaltılması işletmelerde kaynak tasarrufu sağlar.
Zorunlu istisna veya bir eylemsel elektronik arşiv ile birlikte kağıt belgenin
gerçek sadeleştirmesini ve ucuz depolanmasını sağlar.
3.1. Elektronik Fatura
Türkiye’de 397 sıra no’lu Vergi Usul Kanunu(VUK) tebliği ile hayata geçirilen ve 5
Mart 2010 tarihinden itibaren uygulamada olan e-fatura, veri format ve standardı Gelir İdaresi
Başkanlığı tarafından belirlenen, Vergi Usul Kanunu gereği bir faturada yer alması gereken
Muhasebe ve Finansman Dergisi Temmuz/2017
99
tüm bilgileri içerisinde yer aldığı, satıcı ve alıcı arasındaki iletişimin merkezi bir platform
üzerinden gerçekleştirildiği elektronik bir belgedir. E-fatura uygulamaları Gelir İdaresi
Başkanlığı tarafından yönetilmektedir. E-fatura uygulamasındaki amaç belirli bir biçim ve
standarda göre satıcıların ve alıcıların arasında düşük maliyetli, daha güvenli ve daha hızlı bir
iletişim sistemi kurmaktır. E-fatura uygulaması 397 sıra no’lu VUK tebliği ile tüzel kişiler
tarafından, 416 sıra no’lu VUK tebliği ile de gerçek kişiler tarafından kullanılabilmektedir.
Ayrıca 421 sıra no’lu VUK tebliğinin yayınlanması ile bilgi işlem alt yapısı yeterli olmayan
kişilerinde e-fatura uygulamasından kolayca yararlanabilmeleri için Özel Entegratörlük
müessesesi uygulamaya konulmuştur (http://www.efatura.gov.tr/efaturahakkinda.html: 2015).
Vergi Usul Kanunu 232. maddesinde satıcıların bir alışveriş sonucu müşteriye fatura
düzenleyip vermesinin, aynı şekilde müşterinin de bu faturayı istemesi ve almasının zorunlu
olduğu belirtilmiştir. 397 sıra no’lu VUK Genel Tebliğinde ise, faturanın elektronik bir belge
olarak düzenlenmesi, verilmesi, saklanması ve gerektiğinde ibraz edilmesi gibi konularda
düzenlemeler bulunmaktadır. Bu sebeple, bir alışveriş sonucu fatura düzenlemesi zorunlu olan
satıcılar, genel standartlar çerçevesinde basılı (kağıt) fatura düzenleyebilme hakkında sahiptir.
Aynı şekilde tebliğde yer alan hükümler çerçevesinde de e-fatura düzenleyebilmektedirler.
Ancak satıcılar basılı fatura ve e-faturadan sadece bir tanesini düzenleyebilirler. İkisinin aynı
anda düzenlenmesi mümkün değildir. Ayrıca e-fatura uygulamasına geçmiş mükelleflerde
müşteri talep ettiği takdirde basılı fatura düzenlemek zorundadırlar (Karadeniz, 2012: 5).
E-fatura süreci, temelde kağıt fatura süreci ile önemli ölçüde benzerlik göstermektedir.
Bir müşteri, bir mal veya hizmetin karşılığı olarak gereken ödemeyi yaptıktan sonra, satıcı
bunun karşılığında fatura düzenleyecektir. Ancak manuel sistemin aksine hazırlayacağı fatura,
elektronik ortamda hazırlanacaktır. Hazırlanan e-fatura, internet ve intranet veri yolları
kullanılarak ilk önce fatura bilgilerini inceleyecek olan işletme yöneticisine ulaşır. Yönetici
incelemelerini tamamladıktan sonra da faturayı onaylayarak muhasebe meslek mensubuna
gönderir. Kendisine gelen e-faturayı alan muhasebe meslek mensubu ödeme bilgilerini
elektronik ortamda oluşturur ve fatura bilgilerini e-deftere kaydeder. Ayrıca ilerleyen süreçte
fatura bilgilerinin tekrar incelenebilmesi için fatura, elektronik ortamda oluşturulmuş e-arşiv
sistemine kaydedilir (Voutilamen ve Pento, 2003: 223-224).
Ülkemizde e-faturaların düzenlenmesi ve iletilmesine ilişkin konular Maliye Bakanlığı
tarafından hazırlanmış olan 397 Sıra No’lu VUK Genel Tebliğinde (2010: 4-7) belirtilmiştir.
Bu tebliğe göre, e-fatura çalışmaları kapsamında Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından
oluşturulmuş Elektronik Fatura Kayıt Sistemi (EFKS) sistemi, sınırlı sayıda mükellef ile
kullanılmaya başlanmıştır. Bu mükelleflerin EFKS sistemini kullanarak hazırlayacakları e-
faturalarda Vergi Usul Kanunu kapsamında geçerli faturalar hükmünde sayılacaklardır. EFKS
sistemi kullanan mükelleflerin dışında kalan e-fatura mükellefleri için ise, e-faturanın ilgili
tebliğde bulunan usul ve esaslara uygun olarak düzenlenmesi, gönderme ve alma işlemlerinin
de Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından oluşturulan e-fatura uygulaması aracılığı ile
gerçekleştirilmesi zorunludur. Faturaların e-belge olarak düzenlenmesi ve gönderilmesine
The Journal of Accounting and Finance July/2017
100
ilişkin biçim ve standartlar http://www.efatura.gov.tr adresinde duyurulmuştur. Bu tebliğde
belirtilen usul ve esaslar ile uygulanması gereken biçim ve standartlara uygun olarak
düzenlenmeyen, düzenlense dahi e-fatura uygulaması aracılığı ile gönderilmeyen veya
alınmayan e-faturaların geçerlilikleri bulunmamaktadır. Ayrıca mükellefler 397 sıra no’lu
tebliğde belirtilmeyen hususlar konusunda da Vergi Usul Kanunu ve ilgili diğer tüm kanun ve
düzenlemelerde yer alan hususlara uymak zorundadırlar.
3.2. Elektronik Defter
E-defter, şekil hükümlerinden bağımsız olarak Vergi Usul Kanunu ve/veya Türk
Ticaret Kanunu’na göre tutulması zorunlu olan defterlerde yer alması gereken bilgileri
kapsayan elektronik kayıtlar bütünü olarak tanımlanmıştır (Maliye Bakanlığı ve Gümrük
Ticaret Bakanlığı, 2011: 2). İşletmeler tarafından tutulması gereken defterlerin, belirlenen
biçim ve standartlara uygun bir biçimde elektronik olarak hazırlanması, kağıda bastırılmadan
kaydedilmesi ve saklanması, kaynağının değişmezliğinin ve bütünlüğünün garanti altına
alınması ve gerekli görüldüğü takdirde ispat aracı olarak kullanılabilmesine imkan veren
hukuki ve teknik düzenlemelerin tamamı e-defter olarak ifade edilebilmektedir (Acar ve
Öksüz, 2013: 76).
İhtiyaçlar doğrultusunda özel veya paket yazılım üreten işletmeler ile yazılımlarını
kendi geliştiren mükelleflerin, 1 No’lu E-Defter Genel Tebliği’ndeki şartlara uygun e-defter
oluşturan, kaydeden, onaylayan ve muhafaza eden yazılımların Gelir İdaresi Başkanlığı
tarafından onaylanmaları gerekmektedir. Yazılımların onaylanması konusunda gerekli
başvurular yapıldıktan sonra, http://www.edefter.gov.tr sitesinde duyurulan veri standartları
ve biçime uygun olarak üretilmiş olan, e-defterlerin üretilmesi, kaydedilmesi ve bunların
ibrazına ilişkin şartları sağlayan, mali mühür, e-imza, mobil imza ve zaman damgası
kullanımını doğru bir şekilde gerçekleştiren, http://www.edefter.gov.tr adresinde belirtilen e-
defter uygulaması onay süreçlerine ilişkin işlemleri yerine getirebilen yazılımlara,
kullanılmaya başlanabilmesi için gerekli onay verilmektedir (Kumkale, 2013: 117-118).
E-defterlerin denetlenmesi konusunda yapılacak bazı düzenlemeler ile denetim
elemanlarının e-defterlere uzaktan erişimin yolu açılabilecektir. Günümüz bilgi ve iletişim
teknolojileri bu imkanı sağlayabilmektedir. Bu sayede denetim elemanları mükelleflerin
bilgisayar sistemlerine uzaktan bağlanarak veya mükelleflerin e-defterlerini uzaktan bağlantı
yolu ile kendi bilgisayarlarına indirerek gerekli inceleme ve denetim süreçlerini
gerçekleştirebilmektedir. Böylelikle hem denetim elemanlarının, bir zorunluluk oluşmadığı
sürece mükelleflerin iş yerlerine gitmelerine gerek kalmayacağı gibi, mükelleflerin de e-
defterlerini fiziksel olarak denetim elemanlarına götürme zorunluluğu ortadan kalkacaktır.
Ayrıca denetim elemanlarının, inceleme için gerekli olan bilgilere çok daha hızlı erişimleri
sağlanacağından dolayı, mükelleflerin vergi incelemesi konusunda sürekli olarak denetim
elemanlarına bilgi hazırlamalarına da gerek kalmayacaktır (Doğan, 2013: 345).
Muhasebe ve Finansman Dergisi Temmuz/2017
101
3.3. Elektronik ArĢiv
E-arşiv yönetimi, işletme faaliyetleri hakkındaki alınan ve korunan kanıtlar için
gerekli süreçleri içeren oluşturma, işleme, muhafaza, kullanım ve elden çıkarılmasının
verimliliği ve sistematik kontrolü anlamına gelir. Basılı arşivler gibi, e-arşiv yönetimi de
genel arşivler içerisindeki kavramsal boşlukları önlemek için önemlidir. E-arşiv sistemlerinin,
gerektiğinde kolaylıkla erişebilir bir şekilde oluşturulması ve muhafaza edilmesi
gerekmektedir. İşletmeler açısından etkili e-arşiv yönetimi, açık, anlaşılır ve hesaplanabilir
olmak için önemlidir (Moloi ve Mutula, 2007: 290).
E-arşiv uygulaması kapsamında oluşturulan belgeler Gelir İdaresi Başkanlığı’na
bildirilen bilgi işlem sisteminde veya özel entegratör sisteminde oluşturulmalıdır. Kullanılan
e-belgelerin biçimi üzerinde mali mühür veya nitelikli e-imza taşımaya, doğrulamaya,
görüntülemeye ve kağıt baskı almaya imkan veren genel tanınırlığa sahip bir biçim olmalıdır.
Uygulamayı kendi sistemi üzerinden kullanan tüzel kişiler, elektronik ortamda oluşturdukları
kendi faturalarını kendi mali mühürleri ile, gerçek kişiler ise kendi mali mühürleri veya
nitelikli e-imzaları ile onaylarlar. Uygulamanın özel entegratör aracılığı ile kullanılması
durumunda ise belgeler, mükelleflerin mali mühürleri veya nitelikli e-imzaları ile veya
mükellefin istemesi halinde özel entegratörün mali mührü ile onaylanması gerekmektedir. E-
arşiv uygulaması kapsamında oluşturulan belgeler 433 No’lu VUK Genel Tebliği ile getirilen
düzenlemeler dışında başta Vergi Usul Kanunu olmak üzere diğer vergi kanunları ve ilgili
düzenlemelerde yer alan sürelere ve belirlenen şartlara uygun biçimde oluşturulmaları
gerekmektedir (433 No’lu VUK Genel Tebliği, 2013: 6).
3.4. Elektronik Beyanname
Maliye Bakanlığı, mükelleflerin vergi ödeme konusundaki ödevlerini yerine
getirmede, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerden yararlanmak, vergi
beyannameleri ile bildirim ve eklerinin kolay, hızlı, ekonomik ve güvenli bir şekilde vergi
dairesine ulaşmasını sağlamak, beyannamelerin doldurulmaları sırasında oluşacak olası
hataları ve mükellef mağduriyetlerini en aza indirmek, vergi dairelerindeki kabul, tarih,
tahakkuk gibi iş ve işlemleri azaltarak kolaylık sağlamak ve mükelleflere daha iyi hizmet
vermek amacıyla 340 Sıra No’lu VUK Genel Tebliği ile e-beyanname uygulamasını
başlatmıştır (Bakmaz, 2007: 199-200).
E-beyanname uygulamasını kullanacak olan herkesin, bir seferliğe mahsus olmak
üzere vergi dairesine giderek, e-beyanname uygulamasına kaydını yaptırıp kullanıcı kodu,
şifre ve parola bilgilerini alması gerekmektedir. Kayıt gerçekleştikten sonra mükellefler e-
beyanname uygulaması için kullanacakları yazılımı Gelir İdaresi Başkanlığının web
sitesinden ücretsiz olarak temin edebilirler. Hazırlanan beyannamelerin gönderilebilmesi için,
mükelleflerin internet bağlantısı aracılığı ile Gelir İdaresi Başkanlığı İnternet Vergi Dairesine,
aldıkları kullanıcı kodu, şifre ve parola bilgilerini kullanarak bağlanmaları gerekmektedir.
The Journal of Accounting and Finance July/2017
102
Giriş yapıldıktan sonra bilgisayarda hazırlanmış olan beyannameler sistem üzerinden
paketlenerek Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilir. Eğer gönderilen beyannamelerde hata
varsa, yapılan kontrolün hemen ardından tespit edilen hatalar yine elektronik olarak mükellefe
bildirilir ve hatalar düzeltildikten sonra tekrar gönderilmeleri istenir. Hata yoksa
beyannameler sistemde mükellefe gösterilerek onay vermesi istenir. Gönderilen beyannameler
onaylandığı andan itibaren resmi olarak imzalanmış ve Gelir İdaresi Başkanlığına teslim
edilmiş sayılır. Kullanıcı yapılan işlemi gösteren tahakkuk fişini burada ekrandan temin
edebilir ve ayrıca pdf biçiminde kendi bilgisayarına kaydedip saklayabilir (Turan ve Özgen,
2009: 137-138).
3.5. Elektronik Tebligat
E-tebligat, 213 Sayılı Vergi Usul Kanun ile 456 Sıra No’lu VUK Genel Tebliği
hükümlerine göre tebliği gereken e-tebligat uygulaması ile mükelleflerin elektronik posta
adreslerine tebliğ edilmesidir. E-tebligat, fiziksel ortamda yapılacak olan tebliğ ile aynı
sonucu doğurmaktadır (http://www.gib.gov.tr/e-Tebligat: 2016). Ayrıca, 456 Sıra No’lu VUK
Genel Tebliği (2015: 2)’ ne göre e-tebligat, 213 Sayılı Kanun hükümlerine göre tebliği
gereken evrakın e-tebligat sistemi ile muhattapların e-posta adreslerine tebliğ edilmesi olarak
tanımlanmıştır.
E-tebligat, vergi borcu bulunan mükellefelere yönelik olarak etkin bir şekilde
kullanılması planlanan bir uygulamadır. E-tebligat uygulamasının kullanılmaya başlanması ile
birlikte Maliye Bakanlığı tarafından eski usulde yapılan tebliğ işlemlerinde yaşanan
sıkıntıların aşılması ve mükelleflere en kısa sürede e-posta adreslerini kullanarak tebligat
yapılması amaçlanmaktadır. Bunun için mükelleflerin bağlı bulundukları vergi dairesine
başvurarak e-tebligat süreçlerini başlatmaları gerekmektedir (Ay vd., 2016: 18).
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, tebliğ içerisinde değerlendirilen bilgi ve
belgeler içerisinde kabul edilen tüm evraklar elektronik ortam üzerinden ilgili mükelleflere
iletilmektedir. Tebliğde yer alan bilgi ve belgeler, e-imza ile imzalanmış bir şekilde karşı
tarafın e–posta adresine gönderilmektedir. Gerek e-tebligata ilişkin başvurularda, gerekse e-
tebligat gönderildiğinde mükellef, e-tebligat talep formunda belirttiği telefon numarası
vasıtası ile mesaj olarak veya e-posta adresine posta olarak bilgilendirme yapılacaktır.
Mükellefler, vergi dairesine yaptıkları başvuru sonrasında aldıkları giriş bilgileri ile internet
vergi dairesinin sisteminden giriş yapacaklar ve e-tebligat adreslerine ulaşacaklardır. Giriş
bilgilerine sahip olmayanlar ise, her seferinde gerçekleştirilecek kimlik bilgilerinin
kontrolünden sonra e-tebligat adreslerine ulaşabileceklerdir. E-imzalı evrak, mükellefin e-
posta adresine ulaştığı beşinci günün sonunda tebliğ edilmiş sayılacaktır. Ayrıca bu kayıtların
otuz yıl boyunca, zaman bilgilerini de kapsayacak biçimde arşivde saklanmaları
gerekmektedir (Arslan ve Biniş, 2016: 309).
Muhasebe ve Finansman Dergisi Temmuz/2017
103
4. ARAġTIRMANIN TANITIMI
Son yıllarda Maliye Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen yenilikler ile hayata giren e-
belge sistemlerinin, muhasebe meslek mensupları açısından ne denli kabullenildiğinin
ölçülebilmesi için, Karabük İlinde bulunan muhasebe meslek mensuplarına veri toplama aracı
uygulanmış ve gerekli analizler yapılarak sonuçları yorumlanmıştır.
4.1. AraĢtırmanın Alanı
Araştırma evrenini muhasebe meslek mensupları, ana kütlesini ise Karabük İlindeki
serbest muhasebeci mali müşavirler (SMMM) oluşturmaktadır. Söz konusu ana kütle
içerisinde 170 adet SMMM ile irtibata geçilmeye çalışılmış ancak, bunların 122 tanesinden
olumlu geri dönüş alınarak hazırlanan veri toplama aracı uygulanmıştır. Geri dönüş oranı
%71,2 olarak belirlenmiştir.
4.2. AraĢtırmanın Önemi ve Amacı
Günümüz işletmelerinin, bilgi ve iletişim teknolojilerini hemen her alanda kullanmaya
ve bu teknolojiden en üst seviyede fayda sağlamaya çalıştıkları görülmektedir. Muhasebe
birimleri bütün bu gelişmelerden diğer birimlere göre çok daha önce etkilenmiştir. Bilgilerin
kaydedilmesi, saklanması, yorumlanması ve analiz edilmesi konusunda uzun yıllardan beri
bilgi ve iletişim teknolojilerinden faydalanılmaktadır. Bu gelişmeler sayesinde özellikle
muhasebe birimlerindeki işlerin çok daha kolay ve hızlı gerçekleştirilmesi sağlanmıştır.
Ancak bu gelişmeler dahi işletmeleri kağıt belge kullanımından kurtaramamıştır. Son yıllarda
yasal olarak atılan adımlar ile hayata geçirilen e-belge çeşitlerinin kullanımı ile işletmelerde
kağıt belge kullanım oranı azalmaya başlamıştır. Ayrıca muhasebe süreçlerinin denetiminin
eskiye göre daha sağlıklı yapılabilmesi konusunda önemli adımların atılmasını sağlamıştır.
Faaliyetlerin bilgisayar tabanlı ortamlarda yürütülmesi, sonuçlarının alınarak elektronik
olarak belgelerde saklanması ve gerekli yerlere iletilmesi sonucunda, sistemin sürekli olarak
kontrol altında tutulabilmesi ve ayrıca usulsüz işlemlerin önüne geçilebilmesi
hedeflenmektedir. Araştırma, Karabük İlindeki muhasebe meslek mensuplarının e-belge
sistemlerini kullanma ve kabullenme düzeylerini ortaya koymayı amaçlamaktadır.
4.3. Metodoloji
Çalışmanın araştırılabilmesi için muhasebe meslek mensuplarına uygulanacak olan
veri toplama aracı, teknoloji sistemlerinin kabulünün ölçülmesi amacıyla Venkatesh ve
diğerleri (2003) tarafından oluşturulmuş ve sonrasında bir çok kez çeşitli araştırmalarda
kullanılmış olan “Birleştirilmiş Teknoloji Kullanım ve Kabullenme Teorisi” (BTKKT)
kapsamında hazırlanmış olan veri toplama aracı sisteminden elde edilmiştir.
The Journal of Accounting and Finance July/2017
104
4.3.1. BirleĢtirilmiĢ Teknoloji Kullanım ve Kabullenme Teorisi
Venkatesh vd.(2003) yaptıkları bir çalışma ile teknolojinin kullanıcılar tarafından
kabullenmesine yönelik daha önceleri oluşturulmuş 8 adet modelin (planlı davranış kuramı,
sebepli davranış kuramı, teknoloji kabul modeli, güdülenme modeli, bilgisayar kullanım
modeli, birleştirilmiş teknoloji kabul ve planlı davranış kuramı, yeniliğin yayılması kuramı ve
sosyal bilişsel kuramı) avantajlı yanlarından faydalanarak ortaya birleşik yeni bir model
çıkartmışlardır. Geliştirilen bu yeni modelin kapsadığı ana araştırma konuları, performans
beklentileri, çaba beklentileri, sosyal etki, kolaylaştırma koşulları olarak sıralanmaktadır. Bu
araştırma konularından performans beklentisi, çaba beklentisi ve sosyal etki, teknolojik
gelişim karşısındaki davranışsal niyetin üzerinden dolaylı olarak, kolaylaştırma koşulları ise
doğrudan kullanma niyetini etkileyen faktörler olarak tespit edilmişlerdir (Uğur ve Türkmen,
2014: 573-574).
Performans Beklentisi: Kullanıcının teknolojik gelişmeyi kullanması
durumunda kendisine olumlu yönde fayda sağlayacağına inanma derecesi olarak ifade
edilmektedir (Venkatesh vd., 2003: 447).
Çaba Beklentisi: Teknolojik gelişmeyi kullanmanın iş süreçlerini daha da
kolaylaştıracağına dair inanç derecesi olarak belirtilmektedir (Venkatesh vd., 2003: 450).
Sosyal Etki: Kullanıcıların sistemi kullanma kararı almaları konusunda,
sektörde başkaları tarafından da kullanılıp kullanılmadığına verdikleri önem derecesidir.
Teknolojik gelişmenin kullanımının ilk zamanlarında önem verilen bir etken olmasına karşın,
kullanıcılar tarafından sistemin kullanımına alışkanlık kazanıldıkça önemini yitirdiği ifade
edilmektedir (Venkatesh vd., 2003: 451).
KolaylaĢtırma KoĢulları: Kullanıcının uygulanacak teknolojik gelişmeyi
kullanmasına katkı sağlayacak alt yapı sistemlerinin yeterli seviyede olduğuna dair inancının
ölçülmesi olarak belirtilmiştir (Venkatesh vd., 2003: 453).
Venkatesh vd. (2003) tarafından hazırlanmış BTKKT modeli, bilgi ve iletişim
teknolojilerindeki gelişmelere karşı gösterilen uyumu, gönüllülük esasına dayanan eğlence ve
telekomünikasyon kullanımı ve zorunluluk esasına dayanan banka ve kamu idaresi gibi 4
alanda test etmişlerdir. Gerçekleştirilen bu test sonucunda, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki
yaşanan gelişmelere gösterilen uyum derecesi %70 olarak tespit edilmiştir. Ayrıca daha
öncelerde yapılan araştırmalarda göz ardı edilmiş olan yaş, cinsiyet, deneyim ve gönüllülük
gibi araçların da teknoloji uyumu konusunda son derece önemli olduğu kanısına varmışlardır
(Demirbaş vd., 2012: 67-68).
Schaupp vd. (2010), BTKKT modeli üzerine ABD’de e-beyanname veren kişilerin
kullanma niyetlerini ortaya koyan bir çalışma yürütmüşlerdir. Yaptıkları bu araştırmanın
sonuçlarına göre BTKKT modelinde bulunan değişkenlere ek olarak “güven beklentileri” ve
Muhasebe ve Finansman Dergisi Temmuz/2017
105
“risk algısı” değişkenlerinin de kullanma niyetini etkilediklerini tespit etmişler ve BTKKT’ ye
bütünleşik bir model ortaya çıkartmışlardır (Schaupp vd., 2010: 636-644).
4.4. AraĢtırmanın Hipotezleri
H1. Karabük ilindeki muhasebe meslek mensuplarının e-belge sistemine ilişkin
performans beklentileri, davranışsal tutum üzerine pozitif etkiye sahiptir.
H2. Karabük ilindeki muhasebe meslek mensuplarının e-belge sistemine ilişkin çaba
beklentileri, davranışsal tutum üzerine pozitif etkiye sahiptir.
H3. Karabük ilindeki muhasebe meslek mensuplarının e-belge sistemine ilişkin sosyal
etkileri, davranışsal tutum üzerine pozitif etkiye sahiptir.
H4. Karabük ilindeki muhasebe meslek mensuplarının e-belge sistemine ilişkin güven
beklentileri, davranışsal tutum üzerine pozitif etkiye sahiptir.
H5. Karabük ilindeki muhasebe meslek mensuplarının e-belge sistemine ilişkin
kolaylaştırma koşulları, kullanma niyeti üzerine pozitif etkiye sahiptir.
H6. Karabük ilindeki muhasebe meslek mensuplarının e-belge sistemine ilişkin
davranışsal tutumları, kullanma niyeti üzerine pozitif etkiye sahiptir.
4.5. Verilerin Analizi
Araştırma için uygulanmış olan veri toplama aracı ile toplanan verilerin analizi için
SPSS v20.0 programı kullanılarak ilişkisel tarama modeli uygulanmıştır. Programa girilen
verilerin, frekans, yüzde, aritmetik ortalama, güvenilirlik katsayısı, normallik testi, korelasyon
katsayısı, basit doğrusal regresyon testi sonuçları incelenmiştir.
Uygulanan veri toplama aracının güvenilirlik katsayısı testi sonucunda Cronbach’s
Alpha değeri 0,893 olarak hesaplanmıştır. Bu değer, araştırmanın güvenilirliğinin yüksek
olduğunu göstermektedir.
Verilerin veri toplama aracı içerisindeki gruplarının aritmetik ortalamaları alınarak
gerekli yorumlamalar yapılmıştır. Araştırma verilerinin analiz edilmesi konusunda uygulanan
model Şekil 1’ de görülmektedir. Uygulanan veri toplama aracının likert ölçeğindeki
dereceleme maddeleri, “Kesinlikle Katılmıyorum”, “Katılmıyorum”, “Kararsızım”,
“Katılıyorum”, “Tamamen Katılıyorum” şeklinde oluşturulmuştur.
The Journal of Accounting and Finance July/2017
106
ġekil 1. Araştırmanın Modeli
Veri toplama aracı vasıtası ile elde edilen verilerin, oluşturulan hipotezler
doğrultusunda normallik testleri yapılarak, daha sonra parametrik veya parametrik olmayan
testlerin kullanılması konusunda gerekli tercihin yapılması sağlanmıştır.
Dağılımların normal olup olmadığına karar verilebilmesi için çarpıklık ve basıklık
değerlerinin kendi standart hata değerleri ile oranlanmaları (Örn: çarpıklık / çarpıklık std.
hata) ve bu oran sonucunda çıkan sonucun ele alınması gerekmektedir. Elde edilen bu değere
Z değeri adı verilmektedir. Bir dağılımın normal olarak nitelendirilebilmesi için hem
çarpıklık, hem de basıklık için elde edilen Z değerlerinin -1,96 ile +1,96 değerleri arasında
olması gerekmektedir. Bu sınırlar dahilinde alınacak sonuç, dağılımın normal olduğunu ve
analiz için parametrik testlerin kullanılabileceğini ifade etmektedir. Eğer Z skorlarından biri
belirtilen sınırlar dahilinde çıkmazsa, analiz işleminde parametrik olmayan testlerin
kullanılması gerekecektir (Cramer ve Howitt, 2004: 157-159).
Ana hipotezlerin yorumlanmasında “Spearman Korelasyon Testi ve Basit Doğrusal
Regresyon Analizi” yöntemleri kullanılmıştır. Korelasyon analizi ile 2 değişken arasındaki
ilişkinin mevcut olup olmadığını ve ilişki varsa derecesinin hesaplanması amaçlanmıştır.
Korelasyon analizi, bağımsız değişkende gerçekleşen bir değişimin bağımlı değişkeni hangi
yönde nasıl etkilediğini göstermek için kullanılmaktadır (Kalaycı, 2009: 115). Regresyon
analizi, bir bağımsız değişkenin, bağımlı bir değişken üzerine etkisini tespit etmek için
kullanılan bir analiz yöntemidir. Araştırmamızda bir bağımlı ve bir bağımsız değişkenler arası
analizler gerçekleştirildiğinden ve korelasyon analizi sonuçları doğrusal çıktığından dolayı
basit doğrusal regresyon analizi yapılmıştır. Basit regresyon analizinde, bağımlı değişkendeki
Muhasebe ve Finansman Dergisi Temmuz/2017
107
değişim miktarının, regresyon modelinde kullanılan bağımsız değişken ile ne ölçüde ifade
edildiğini göstermek amacıyla kullanılmaktadır. Korelasyon analizi sonucunda değişkenler
arası doğrusal ilişki mevcutsa basit doğrusal regresyon analizi, doğrusal ilişki yoksa basit
doğrusal olmayan regresyon analizi kullanılmaktadır (Gürbüz ve Şahin, 2014: 260-262).
4.6. Katılımcıların Demografik Özellikleri
Karabük ilinde araştırmaya katılan muhasebe meslek mensuplarının demografik
özellikleri, kullanıcı grubu, cinsiyet, yaş, eğitim durumu ve mesleki deneyim başlıklarının
ifade edildiği genel bilgiler Tablo 1’de gösterilmektedir.
Tablo 1. Katılımcıların Demografik Özellikleri
DeğiĢken
Gruplar
Frekans
Yüzde
Kümülatif Yüzde
Katılımcı Grubu
E-Fatura & E-
Defter Mükellefine
Sahip Olmayan
Muhasebe Meslek
Mensupları
56
45,9
45,9
E-Fatura & E-
Defter Mükellefine
Sahip Olan
Muhasebe Meslek
Mensupları
66
54,1
100,0
TOPLAM
122
100,0
Cinsiyet
Kadın
18
14,8
14,8
Erkek
104
85,2
100,0
TOPLAM
122
100,0
Yaş
30 ve daha az
12
9,8
9,8
31-40
40
32,8
42,6
41-50
50
41,0
83,6
51 +
20
16,4
100,0
TOPLAM
122
100,0
Eğitim Durumu
Lise ve daha az
15
12,3
12,3
Önlisans
10
8,2
20,5
Lisans
93
76,2
96,7
Lisansüstü
4
3,3
100,0
TOPLAM
122
100,0
Mesleki Deneyim
5 yıl ve daha az
10
8,2
8,2
6-10 yıl arası
11
9,0
17,2
11-15 yıl arası
27
22,1
39,3
16-20 yıl arası
31
25,4
64,8
21 yıl ve üstü
43
35,2
100,0
TOPLAM
122
100,0
The Journal of Accounting and Finance July/2017
108
Tablo 1’deki verilere göre, e-fatura ve e-defter kullanımının %54,1 oranına ulaştığı
görülmektedir. Meslek mensuplarının cinsiyet dağılımlarına bakıldığında, SMMM
mesleğinde %85,2 gibi büyük bir kısmın erkeklerden oluştuğu görülmektedir. Meslek
mensupları arasında 41 yaş ve üzeri olanların %57,4 seviyesinde bir orana sahip olduğu
gözlenebilmektedir. Meslek mensupları, eğitim durumları olarak gruplandırıldığında ise
%76,2 seviyesinde lisans mezunu oldukları görülmektedir. Mesleki deneyim konusunda ise
meslek mensuplarının %60,6 oranında en az 16 yıllık mesleki tecrübeye sahip oldukları
görülmektedir.
Tablo 2’de katılımcıların kullandıkları e-belge türlerinin kullanım oranları
gösterilmektedir.
Tablo 2. E-Belge Kullanım Oranlarına Ait Bilgiler
E-Belge Türü
Frekans
Yüzde
E-Fatura
66
54,10
E-Defter
66
54,10
E-Arşiv
31
25,40
E-Beyanname
122
100
E-Tebligat
121
99,18
Tablo 2’de bulunan verilere göre, özellikle e-belge sistemi içerisinde var olan yasal
düzenlemelerden dolayı e-fatura ve e-defter sistemlerinin kullanım oranları %54,10
seviyesine ulaştığı görülmektedir. E-arşiv sistemi, yeni bir sistem olup, %25,40 kullanım
oranına sahip olduğu görülmektedir. E-beyannamenin artık tamamen sisteme yerleştiği ve
%100 oranında kullanımının bulunduğu görülmektedir. E-tebligat sisteminin ise, e-arşiv gibi
yeni bir sistem olmasına karşın %99,18’lik kullanım oranına ulaştığı görülmektedir.
4.7. Fonksiyonel Bilgilere ĠliĢkin Bulgular
Muhasebe meslek mensupları tarafından, veri toplama aracında bulunan 39 soruya
verdikleri cevaplar doğrultusunda elde edilmiş olan veriler, ilişkisel tarama modeli
doğrultusunda analiz edilerek sonuçları yorumlanmıştır.
Muhasebe ve Finansman Dergisi Temmuz/2017
109
ġekil 2. Fonksiyonel Bilgilere İlişkin Bulgular
Tablo 3. Hipotezlere İlişkin Sonuçlar
Hipotez
BaĢlıklar
Ortalamalar
Çarpıklık(Z)
Basıklık(Z)
p
R
Adj. R2
Sonuç
H1
Performans
Beklentileri
3,5697
-2,561
0,556
0.000***
0.381
0.165
Kabul
Davranışsal
Tutum
3,2508
-2,224
2,106
H2
Çaba
Beklentileri
3,5279
-2,114
1,005
0.007**
0.244
0.052
Kabul
Davranışsal
Tutum
3,2508
-2,224
2,106
H3
Sosyal Etki
3,4611
-1,425
-0,411
0,003**
0,269
0,048
Kabul
Davranışsal
Tutum
3,2508
-2,224
2,106
H4
Güven
Beklentileri
3,5020
0,224
0,177
0,002**
0,284
0,049
Kabul
Davranışsal
Tutum
3,2508
-2,224
2,106
H5
Kolaylaştırma
Koşulları
3,5806
-6,137
5,536
0,000***
0,414
0,228
Kabul
Kullanma
Niyeti
3,7689
-2,534
0,726
H6
Davranışsal
Tutum
3,2508
-2,224
2,106
0,000***
0,378
0,145
Kabul
Kullanma
Niyeti
3,7689
-2,534
0,726
**p<0,01
***p<0,001
The Journal of Accounting and Finance July/2017
110
Tablo 3’te gösterilen verilere göre, tüm hipotezlerde, normal dağılıma sahip olmayan
veriler bulunduğundan dolayı, başlıklar arası ilişkilerin analizinde parametrik olmayan
“Spearman Korelasyon Analizi” kullanılmıştır. Uygulanan korelasyon analizi (R) sonuçlarına
göre hipotezlerin tamamı, başlıkları arasında olumlu ilişkilere sahip oldukları görülmüştür.
Ayrıca hipotezlerdeki başlıklar arasında gerçekleştirilen basit doğrusal regresyon analizi
kapsamında (Adj.R2) performans beklentileri, çaba beklentileri, sosyal etki ve güven
beklentilerinin davranışsal tutumlarına ait varyansı, kolaylaştırma koşulları ve davranışsal
tutumlarının ise kullanma niyetlerine ait varyansı açıkladıkları tespit edilmiştir. Elde edilen bu
sonuçlar ışığında ortaya konmuş olan hipotezlerin tamamı kabul edilmiştir.
5. DEĞERLENDĠRME VE SONUÇ
Muhasebe meslek mensuplarının kullandıkları e-belge teknolojilerinin benimsenme
durumunun incelenmesi amacıyla oluşturulmuş olan bu çalışma, Venkatesh vd. (2003)
tarafından oluşturulmuş olan birleştirilmiş teknoloji kullanımı kabullenme teorisi(BTKKT)
referans alınarak tasarlanmıştır. Bu şekilde katılımcıların, performans beklentileri, çaba
beklentileri, kolaylaştırma koşulları ve sosyal etki derecelerinin, davranışsal tutum ve
kullanma niyeti derecelerini ne denli etkiledikleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Ayrıca
Schaupp ve diğerleri (2010) tarafından e-beyanname üzerine yapılan bir çalışma ile BTKKT
modeline ekledikleri “Güven Beklentileri” ve “Risk Algısı” başlıkları da, bu çalışmada
“Güven Beklentileri” başlığı altında birleştirilerek, davranışsal tutum ve kullanım niyetini ne
derecede etkiledikleri belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmada ilişkisel tarama modeli
kullanılmış olup, çalışmanın ana kütlesini Karabük İlinde faaliyette bulunan 170 muhasebe
meslek mensubu oluşturmaktadır. Veri toplama kısmında veri toplama aracı çalışması
düzenlenmiş olup, araştırma ana kütlesini oluşturan muhasebe meslek mensuplarından %71,2
oranında geçerli geri dönüş sağlanmıştır.
Araştırmada elde edilen verilerin analizi sonucunda ulaşılan sonuçlara göre, e-fatura
ve e-defter sistemlerinin kullanım oranının %50 seviyesinin üzerine çıktığı görülmüştür.
Maliye Bakanlığı tarafından uygulanan yasal düzenlemeler aracılığı ile bu oranın önemli
derecede arttığı ve önümüzdeki yıllarda yapılması planlanan yeni düzenlemeler ile daha da
artacağı söylenebilmektedir.
Muhasebe meslek mensuplarının e-belge sistemlerine ilişkin performans
beklentilerinin, çaba beklentilerinin, sosyal etkilerinin ve güven beklentilerinin, davranışsal
tutumları ile anlamlı pozitif bir ilişkiye sahip oldukları görülmüştür. Ayrıca ilgili
değişkenlerin e-belge sistemlerine yönelik davranışsal tutumlarına ait varyans üzerinde
açıklayıcılık özelliği olduğu görülmüştür. Bunun yanında kolaylaştırma koşullarının ve
davranışsal tutumlarının, kullanma niyetleri ile anlamlı pozitif bir ilişkiye sahip oldukları ve
bu değişkenlerin e-belge sistemlerine yönelik kullanma niyetlerine ait varyans üzerinde
açıklayıcılık özelliği olduğu tespit edilmiştir.
Muhasebe ve Finansman Dergisi Temmuz/2017
111
Katılımcıların doldurdukları veri toplama aracı sonuçlarının ortalamalarına
bakıldığında genel olarak “Kararsız” ve “Katılıyorum” derecelerinin ortalarında kaldıkları
görülmektedir. Bu durum sistemin kabullenme seviyesinin orta derecelerde kaldığını
göstermektedir. Ayrıca katılımcılar ile yapılan görüşmelerde bilgi ve iletişim teknolojileri
üzerinde kurulan e-belge sistemlerinin kullanımına geçiş konusunda yasal zorunluluktan
başlandğı, isteğe bağlı geçişlerin artırılabilmesi için daha fazla teşvik verilmesinin gerektiğini
ve sistemlerin ilk kurulum maliyetlerinin çok yüksek olduğu ve bunun makul bir düzeye
çekilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ek olarak bilgi güvenliği konusunda da şüpheleri bulunan
katılımcıların bu konuda da yeterli garanti ve teknik desteğin sağlanması durumunda kullanım
oranının pozitif etkileneceği ifade edilmiştir.
Bu araştırma Karabük İli’ndeki muhasebe meslek mensuplarının e-belge sistemlerini
benimseme durumlarını ölçmek için yapılmıştır. Benzer şekilde, özellikle son yıllarda yayılım
gösteren e-fatura, e-defter ve e-arşiv sistemlerini şu anda kullanmakta olan kurum
yöneticilerinin de ilgili sistemler hakkında düşüncelerini ölçmek amacıyla çalışma
güncellenebilir.
KAYNAKLAR
Acar, V., & Öksüz, Ö. (2013). Finansal Bilgilerin Elektronik Ortamda Paylaşımı ve E-Defter
Uygulamaları. Akademik Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi, 5(8), 62-89.
Arslan, M., & Biniş, M. (2016). Türk Vergi Sisteminde Tebligat ve Elektronik Tebligat.
Yönetim ve Ekonımi Araştırmaları Dergisi, 14(1), 300-317.
Ay, H., Alpaslan, M., & Kaya, E. (2016). Vergi Uygulamalarında E-Tebligat ve E-Haciz.
Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Bakmaz, Z. (2007). Son Düzenlemeler Işığında Tüm Yönleriyle E-Beyanname Uygulaması.
Mali Çözüm Dergisi(83), 199-210.
Bensghir, T. K. (1996). Bilgi Teknolojileri ve Örgütsel Değişim. Ankara: Türkiye ve Orta
Doğru Amme İdaresi Yayını.
Björk, B.-C. (2003). Electronic Document Management in Construction: Research Issues and
Results. ITcon, 8, 105-117.
Burtylev, I. N., Mokhun, K. V., Bodnya, Y. V., & Yukhnevich, D. N. (2013). Development of
Electronic Document System: Advantage and Efficiency. Science and
Technology(Special Issue), 1-9.
Combe, C. (2006). Introduction To E-Business Management And Strategy. Burlington,:
Oxford: Elsevier.
The Journal of Accounting and Finance July/2017
112
Cramer, D., & Howitt, D. (2004). The SAGE Dictionary of Statistics. Wiltshire: Cromwell
Press Ltd.
Demirbaş, T., Gerçek, A., Giray, F., Yüce, M., & Oğuzlar, A. (2012). MÜKELLEFLERİN E-
VERGİLEME SİSTEMİNİ BENİMSEMELERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN
ANALİZİ: BURSA ARAŞTIRMASI. Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dergisi, 16(1), 59-84.
Dinç, E., & Varıcı, İ. (2008). E-İşletme Olgusunun Muhasebe İlke ve Uygulamaları Üzerine
Etkisi. Sosyal Bilimler Dergisi, 10(1), 191-211.
Doğan, U. (2013). 550 Soruda E-Fatura E-Defter. Seçkin Yayıncılık.
Ermiş, K. (2006). Sayısal İmza ve Elektronik Belge Yönetimi. Bilgi Dünyası, 7(1), 121-146.
http://www.efatura.gov.tr/efaturahakkinda.html, 10 Temmuz 2015
http://www.gib.gov.tr/e-Tebligat, 5 Temmuz 2016
Gürbüz, S., & Şahin, F. (2014). Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri. Ankara: Seçkin
Yayıncılık.
Kalaycı, Ş. (2009). SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri. Ankara: Öz Baran
Ofset.
Karadeniz, S. (2012). Elektronik Defter ve Fatura Uygulaması. Vergi Dünyası Dergisi(366),
4-8.
Kumkale, R. (2013). Bütün Yönleri İle E-Fatura & E-Defter. Ankara: Seçkin Yayıncılık.
Laudon, K. J., & Laudon, J. P. (2009). Essentials Of Management Information Sytems. 8th
Edition. New Jersey: Printice Hall.
Maliye Bakanlığı. (2010, Mart 05). Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği: Sıra No: 397. Ankara.
Maliye Bakanlığı. (2013, Aralık 30). Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği: Sıra No: 433.
Ankara.
Maliye Bakanlığı. (2015, 08 27). Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği: Sıra No. 456. Ankara.
Maliye Bakanlığı ve Gümrük Ticaret Bakanlığı. (2011, 12 13). Elektronik Defter Genel
Tebliği: Sıra No 1. Ankara.
Moloi, J., & Mutula, S. (2007). E-Records Management In An E-Goverment Setting In
Bostwana. Information Development, 23(4), 290-306.
Schaupp, L. C., Carter, L., & McBride, M. E. (2010). E-File Adoption: A Study of U.S.
Taxpayers’ Intentions. Computers in Human Behavior, 26, 636-644.
Sevim, A. (2003). Dijital Girişimler. M. Şahin içinde, Yönetim Bilgi Sistemi (s. 59-87).
Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.
Tahirov, A. (2009). Bilgisayar Destekli Bilgi Sistemleri. Journal of Qafqaz University(27),
123-133.
Muhasebe ve Finansman Dergisi Temmuz/2017
113
Turan, A. H., & Özgen, F. B. (2009). Türkiye'de E-Beyanname Sisteminin Benimsenmesi:
Geliştirilmiş Teknoloji Kabul Modeli İle Amprik Bir Çalışma. Doğuş Üniversitesi
Dergisi, 10(1), 134-147.
Uğur, N. G., & Türkmen, M. (2014). Tüketicilerin Mobil Uygulamaları Kabulüne Yönelik Bir
Model Önerisi. Uluslararası Bilgi, Ekonomi ve Yönetim Kongresi Bildileri Kitabı, (s.
567-583). Antalya.
Uyar, S. (2006). Bilgi Teknolojisindeki Gelişmelerin Muhasebe Mesleğine Etkileri. N. Kargı
içinde, Bilgi Ekonomisi. Bursa: Ekin Yayınevi.
Venkatesh, V., Morris, M. G., Davis, G. B., & Davis, F. D. (2003). User Acceptance of
Information Technology: Toward A Unified View. MIS Quarterly, 27(3), 425-478.
Voutilamen, V., & Pento, T. (2003). Electronic Invoice Processing As A Tool For Cost
Reduction. Forntiers Of E-Business Research, 215-229.
The Journal of Accounting and Finance July/2017
114