ArticlePDF Available

Abstract

Sustainable seafood products could be achieved by considering sustainability in the seafood processing industry in addition to the measures to be taken in aquaculture and catching. For achieving sustainability in the seafood processing industry, assessment of the processing waste is necessary because seafood product processing results in waste materials such as skin, bones, shell, and internal organs. Fish wastes contain proteins and essential amino acids as those in the fishes. Therefore, these waste products can be considered as a rich nutrient source in terms of the nutritional value provided by fermentation methods. Fish waste can be used as fertilizer, fish silage, and for feed production. Similarly, shrimp processing wastes can be used for the production of astaxanthin and carotenoid pigment, and bivalve processing wastes can be used in agriculture, building trade, animal feed production, and water treatment. The most important issue regarding the assessment of seafood processing waste products is biopackaging and the evolution of edible films of chitin-chitosan through the components obtained from these wastes. Dumping the seafood processing wastes into the sea has a negative effect on both human health and the environment. Hence, assessment of these wastes is important in terms of sustainability and economical value.
1
Review
Su Ürünleri İşleme Atıklarının Değerlendirilmesi
The Assessment of Seafood Processing Waste
1İzmir Katip Çelebi Üniversitesi
Su Ürünleri Fakültesi, Su Ürünleri
Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü,
İzmir, Türkiye
2İzmir Katip Çelebi Üniversitesi
Su Ürünleri Fakültesi, Su Ürünleri
Yetiştiriciliği Bölümü, İzmir, Türkiye
3İzmir Katip Çelebi Üniversitesi
Su Ürünleri Fakültesi, Su Ürünleri
Yetiştiriciliği Bölümü Yüksek Lisans
Öğrencisi, İzmir, Türkiye
Submitted:
18.10.2 017
Accepted:
15.10.2 017
Available Online Date:
06.01.2018
Correspondence:
Hatice Gündüz
E-mail:
htce.09@gmail.com
©Copyright 2018 by Aquatic
Sciences and Engineering
Available online at
dergipark.gov.tr/tjas
Hatice Gündüz1 , Fatma Öztürk1 , Sevim Hamzaçebi2 , M. Dilcan Akpınar3
ÖZ
Su ürünleri, mevcut doğal kaynak potansiyeli ve yetiştiricilik faaliyetleri açısından önemli bir sektör konu-
mundadır. Sürdürülebilir su ürünleri üretimi ve avcılığının yanı sıra işleme sektöründe de sürdürülebilirlikten
bahsetmek mümkündür. İşleme alanındaki sürdürülebilirlik su ürünleri işleme atıklarının değerlendirilmesi
ile sağlanabilir. Su ürünlerinin işlenmesi sonucunda deri, kemik (kılçık), kabuk ve iç organlar gibi farklı atık
maddeler ortaya çıkmaktadır. Bu atıkların değerlendirilmesi sürdürülebilirlik açısından büyük önem arz eder.
İşleme sonrası balık atıkları, balıkların içerdiği protein ve esansiyel amino asitleri de ihtiva etmek tedir. Bu atık-
lardan fermantasyon yöntemiyle besin değeri açısından zengin soslar üretmek mümkün olmaktadır. İç organ
atıkları; balık silajı ve balık yemi üretiminde kullanılabilmektedir. Ayrıca, bu atıklardan kitin-kitosan üretimi,
biyo-paket ve yenilebilir filmlerin üretimi gerçekleştirilebilmektedir. Karides işleme atıkları ise karatenop-
rotein ve astaksantin pigmenti eldesinde kullanılabilmektedir. Bunun yanı sıra çift kabuklu işleme atıkları
tarımda, inşaat sektöründe, yem üretiminde ve su arıtımında değerlendirilmektedir. İşleme tesisi atıkları de-
ğerlendirilmeden denize döküldüğünde insan ve çevre sağlığını olumsuz yönde etkilemekte olup, atıkların
değerlendirilmesi sürdürülebilirlik ve ekonomik açıdan büyük önem taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: Balık atıkları, değerlendirme, kitin-kitosan, balık silajı, yenilebilir film
ABSTRACT
Sustainable seafood products could be achieved by considering sustainability in the seafood processing
industry in addition to the measures to be taken in aquaculture and catching. For achieving sustainability in
the seafood processing industry, assessment of the processing waste is necessary because seafood prod-
uct processing results in waste materials such as skin, bones, shell, and internal organs. Fish wastes contain
proteins and essential amino acids as those in the fishes. Therefore, these waste produc ts can be considered
as a rich nutrient source in terms of the nutritional value provided by fermentation methods. Fish waste can
be used as fertilizer, fish silage, and for feed production. Similarly, shrimp processing wastes can be used
for the production of astaxanthin and carotenoid pigment, and bivalve processing wastes can be used in
agriculture, building trade, animal feed production, and water treatment. The most important issue regard-
ing the assessment of seafood processing waste products is biopackaging and the evolution of edible films
of chitin-chitosan through the components obtained from these wastes. Dumping the seafood processing
wastes into the sea has a negative effect on both human health and the environment. Hence, assessment of
these wastes is important in terms of sustainability and economical value.
Keywords: Fish waste, assessment, chitin-chitosan, fish silage, edible film
Cite this article as: Gündüz, H., Öztürk, F., Hamzaçebi, S., Akpınar, M.D. (2018). The Assessment of Seafood Processing Waste. Aquatic Sciences
and Engineering, 33(1): 1-5.
GİRİŞ
Dünya nüfusundaki artış, toprağa dayalı gıda
kaynaklarında daralmaya yol açarken, alterna-
tif gıda üretimini de zorunlu kılmaktadır. Son
yıllarda artan nüfusa bağlı olarak meydana
gelen açlık ya da yetersiz beslenme nedeniyle
hayvansal proteine olan gereksinim de artış
göstermiştir. Bu nedenle, mevcut doğal kay-
nakların maksimum düzeyde kullanılması, elde
AQUATIC SCIENCES AND ENGINEERING
Aquat Sci Eng 2018; 33(1): 1-5 • DOI: 10.18864/ASE201801
EISSN 2602-473X
2
edilen ürünün mümkün olduğunca iyi değerlendirilmesi ve insan
tüketimine sunulması büyük önem taşımaktadır (Arıca, 2017;
Kaya, 2009).
İnsan beslenmesinde hayvansal kökenli gıdalar oldukça önem-
lidir. Özellikle çocuk ve genç yaştaki nüfusun hayvansal gıdalar
açısından yeterli beslenmesi, fiziksel büyüme yanında zihinsel
gelişim açısından son derece önemlidir. Türkiye’de kişi başı-
na düşen hayvansal protein miktarının, AB ülkeleri ve ABD’ye
göre oldukça düşük olduğu bilinmektedir. Protein, yağ, mineral
madde, vitamin miktarı ve sindirilebilirlik gibi özellikler açısından
üstün olan su ürünleri, gerek halkımızın protein açığının gideril-
mesine gerekse beslenme alışkanlıklarının pozitif yönde değişti-
rilmesine katkıda bulunabilecek bir kaynaktır.
Food and Agriculture Organization (FAO, 2016) verilerine göre
2014 yılında dünyada avcılık ve yetiştiricilik yoluyla elde edilen
su ürünleri miktarı 167 milyon tondur. Bunun 146,3 milyon tonu
(%87) insan gıdası olarak, kalan kısmı ise gıda dışı uygulamalarda
kullanılmaktadır. Kişi başına düşen yıllık balık tüketimi dünyada
ortalama 20,1 kg, Avrupa Birliği’nde 22 kg ve Türkiye’de 8 kg’dır
(Koyubenbe ve Konca, 2010; Karim ve Bhat, 2009; FAO, 2016).
İnsan gıdası olarak kullanılan su ürünlerinin %20-50’si yenilebilir
kısım olarak değerlendirilirken, kalan kısmı atık olarak açığa
çıkmaktadır. Dünya genelinde su ürünlerinin işlenmesi sırasında
meydana gelen atık ürünler 20 milyon tona ulaşmakta olup,
uygun şekilde değerlendirilememektedir (Pal ve Suresh, 2016).
Bu atıklar, işletmeye ve işlenen ürünlere bağlı olarak değişen
kemik, kabuk, deri, sakatat benzeri maddeler içeren katı atıklar
ve suya karışan sıvı atıklardan oluşmaktadır (Çaklı, 2008). Atıkların
kötü yönetimi su, toprak ve atmosferin kirlenmesine yol açarak
insan sağlığı üzerinde ciddi problemlere sebep olmaktadır
(Giusti, 2009; Lopes ve ark., 2015; Lovea ve ark., 2015; Cristóvão
ve ark., 2015). Halbuki bu işleme atıkları kollajen, jelatin, protein,
peptid, yağ, kitin, vitamin, mineral, enzim ve pigmet gibi çeşitli
değerli bileşiklerin kaynağını oluşturmaktadır (Pal ve Suresh,
2016). Su ürünleri işleme atıkları balık silajı, balık yemi, sos, jela-
tin, biyoyakıt, yenilebilir film üretimi ve karatenoprotein, pep-
tid, enzim ve astaksantin eldesinde değerlendirilebilmektedir.
Ayrıca, su arıtımı, inşaat ve tarım sektöründe de kullanılmaktadır.
Atıkların bu şekilde değerlendirilmesi ve ülke ekonomisine katkı-
da bulunması su ürünleri sektörünün geleceği için büyük önem
arz etmektedir (Rasmussen ve Morrissey, 2007; Arvanitoyannis
ve Kassaveti, 2008; Harnedy ve FitzGerald, 2012; Shahidi ve
Ambigaipalan, 2015; Pal ve Suresh, 2016; Marcet ve ark., 2016).
BALIK İŞLEME ATIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
Silaj, Balık Unu ve Yemi Üretimi
Balık silajı; parçalanmış veya kıyılmış balık veya balık işleme atık-
larına asit eklenerek, enzimatik faaliyetlerle balığın sıvılaştırılması
ile oluşturulan bir üründür (Güllü ve ark., 2015). Balık silajı düşük
ekonomik değere sahip balıklardan ve yan ürünlerden elde edile-
bilir. Bu ürünlerin yanında su ürünleri işleme atıkları da balık silajı
üretmek için kullanılabilmektedir. Balık silajı 1940’lı yıllarda İsveç’te
hayvanları beslemek için kullanılan balık ununa alternatif olarak
kullanılmaya başlanmıştır (Kılınç, 2007). Balık silajı genellikle %2-3
formik asit içerisine düşük değerli balıklar, yan ürünler ve işleme
atıklarının karışımı sonrası oda sıcaklığında endojen enzimlerin
balık dokusunda çözünene kadar depolanması ile yapılmaktadır.
İyi hazırlanmış balık silajı genellikle balık pepsinleri için optimum
olan 3-4 pH aralığına sahiptir. Balık silajları direkt olarak hayvan
besini olarak kullanılabilir ya da yağların ayrılması için ve protein
konsantrasyonlarının evaporasyonu için işlenebilir. Balık silajı üreti-
minin düşük yatırım maliyeti ve basit işleme ekipmanlarının kulla-
nılması gibi avantajları vardır. Ancak yüksek su içeriğinden dolayı
taşıma masrafı yüksek olmaktadır. Bunun yanında, ekonomik
açıdan düşük değere sahip balıkların ve işleme fabrikası atıklarının
silaj yapılmasıyla; balıklar tarafından sevilerek tüketilen, sindirile-
bilirliği yüksek, hijyenik açıdan güvenilir yem üretilmiş olacaktır
(Kılınç, 2007; Çağlak ve Çağlak, 2011; Güllü ve ark., 2015).
Balık unu, insan gıdası olarak kullanılmayan balıklardan ve balık
işleme fabrikası atıklarından elde edilir (Yeşilayer ve ark., 2013).
Sos Üretimi
Balık sosları fermente balık ürünleridir.Sos üretimi balık atık-
larından ve ekonomik değere sahip olmayan balıklardan fer-
mentasyon yöntemiyle yapılmaktadır (Zhou ve ark., 2016). Bu
amaçla, tuz ilave edilen balık atıkları oda sıcaklığında bekletilerek
olgunlaştırılır (Kılınç, 2007). Balık sosları çeşitli balık protein hidro-
lizatlarından üretilmektedir (Zhou ve ark., 2016). Bu hidrolizatlar
genellikle taze balığın iç organlarında ve etinde bulunan proteo-
litik enzimlerin, balık kasındaki proteinleri tattan sorumlu peptid
ve aminoasitlere indirgemesi sonucunda meydana gelmektedir
(Kılınç, 2007). Hem endojen enzimler hem de mikrobiyal enzimler
balıklarda proteinlerin indirgenmesine katkı sağlar ve sonuçta
elde edilen balık sosu yüksek oranda protein ve tuz içerir (Jiang
ve ark., 2014; Zhou ve ark., 2016). Bu ürünlerin hazırlanması
oldukça basittir ve gelişmiş ekipmana ihtiyaç duymaz fakat ürün-
lerin depolanması için geniş alanlara ihtiyaç olmaktadır. Balık
sosları Güney Doğu Asya ülkelerinde oldukça yaygın olarak tüke-
tilmektedir. Balık soslarının en önemli kullanımı yemekler üzerine
baharat olarak ilavesidir. Bu soslar gıdalara aroma katma amacı
ile kullanılmasının yanında insanlar için önemli bir hayvansal pro-
tein tamamlayıcısı olarak da kullanılmaktadır (Zarei ve ark., 2012;
Liu ve ark., 2017; Zheng ve ark., 2017).
Kollajen ve Jelatin Üretimi
Kollajen hayvanların kemik ve derilerinde yüksek miktarlarda
bulunan yapısal proteindir. Kollajenler ve bunların hidrolize
formu olan jelatinler gıda, kozmetik, ilaç, doku mühendisliği ve
biyomedikal gibi çeşitli sektörlerde yaygın olarak kullanılmakta-
dır (Pal ve Suresh, 2016). Deri, pul ve kılçık gibi işleme atıkları
jelatin üretiminde kullanılan kollajen açısından zengin olmasına
rağmen, 2007 yılında (GME Market data, 2007) elde edilen verile-
re göre balıklardan jelatin üretim oranı yalnızca %1.5’tir (Jamilah
ve ark., 2011). Dünyada jelatine olan talep yıldan yıla artmaktadır
(Karim ve Bhat, 2009). Ülkemizde yılda 5000 ton civarında jelatin
kullanılmakta ve bunun tamamı ithal edilmektedir (Yetim, 2011).
Kollajen açısından zengin balık işleme atıklarının jelatin üretimin-
de kullanılması ithal edilen ürün miktarını azaltacak ve bu atık
ürünlerin değerlendirilmesini sağlayacaktır.
Biyoyakıt Üretimi
Atık miktarlarının sürekli artması nedeniyle, özellikle Avrupa’da
atıkların enerji kaynağı olarak kullanımı gündeme gelmiştir.
Aquat Sci Eng 2018; 33(1): 1-5
Gündüz et al. Seafood Processing Waste
3
Birçok araştırmacı tarafından bu atıkların işlenerek geri kazanıl-
ması ve sürdürülebilir sistemlerin geliştirilmesi için çalışmalar
yapılmaktadır. Bu kapsamda atıkların kullanım amaçları, atık
miktarını azaltmak, yeni kaynaklardan enerji üretmek ve sera gazı
etkisine katkı sağlayan emisyonları azaltmaktır. Dizel motorlar için
yakıt olarak yağların dönüşümü biyokütle enerji rezervlerini artır-
mak için alternatif bir çözüm olarak görülmektedir. Bu metotlar
ile üretilen yakıtlar dizel motorlarında kullanılabilir yada dizele
oldukça yakın biyoyakıtın içeriği sayesinde dizel ile birlikte karış-
tırılabilir (Varuvel ve ark., 2012).
Biyoyakıtlar gıda ürünlerinden, hayvan atıklarından ve atık yağlar-
dan elde edilmektedir. Atık ürünlerden elde edilen biyoyakıtlar
geleneksel petrol kaynaklı yakıtlara göre birçok avantaj sağla-
maktadır. Atık ürünlerin imhası yerine değerlendirilmesi, sera
gazlarının azalmasını sağlayacaktır. Su ürünleri sektörü açısından
işleme sonrası atık ürün miktarı oldukça fazladır. Bu atıkların
çevreye dökülmesi hem ekonomik kayıplara yol açmakta hem de
çevresel sorunlara neden olmaktadır (Jayasinghe ve Hawboldt,
2013). Bu atıkların biyoyakıt olarak değerlendirilmesi sürdürebi-
lirlik ve ekonomik açıdan önemlidir.
Peptid Eldesi
Su ürünleri yapısal olarak farklı biyoaktif azotlu bileşenler bakı-
mından zengindir. Bu bileşenler fonksiyonel gıda maddeleri
olarak oldukça önemli olup, antihipertansif, antioksidan, anti-
mikrobiyal, anti-pıhtılaşma, diyabet ve kanser önleyici özelliklere
sahiptir. Su ürünleri işleme atıkları, peptidlerin kaynağı olan
yüksek kaliteli proteinleri önemli miktarda (%10-23) içermektedir
(Harnedy ve FitzGerald, 2012; Lafarga ve Hayes, 2014; Cheung
ve ark., 2015). Peptidlerin gıda ve yemlere ilavesi bu ürünlerin
katma değerini arttırmaktadır (Çaklı, 2008). Su ürünleri işleme
atıklarından üretilen protein hidrolizatlarının ve peptidlerin kronik
hastalıkların önlenmesi başta olmak üzere insan sağlığına olumlu
etkilerinin bulunduğu ve çevresel problemlerin çözülmesi için
önemli bir role sahip olduğu bilinmektedir (Kim ve ark., 2008;
Kim ve Wijesekara, 2010; Harnedy ve FitzGerald, 2012).
Enzim Eldesi
Hayvansal ve bitkisel hücrelerden fermantasyon yolu ile enzim-
ler elde edilebilmektedir. Su ürünleri işleme atıklarından alkalin
fosfataz, hiyalüronidaz, asetilglukozaminidaz, kitinaz ve proteaz
gibi enzimler izole edilmektedir. Bu enzimler; peynir üretiminde,
kırmızı etlerin olgunlaştırılmasında, meyve suyu sektöründe,
bazı deniz ürünlerinin işlenmesinde ve kabuk-deri uzaklaştırıl-
masında kullanılmaktadır (Akkara ve Tosun, 2014; Shahidi ve
Ambigaipalan, 2015).
KABUKLU İŞLEME ATIKLARININ
DEĞERLENDİRİLMESİ
Kabuklu su ürünleri atıkları diğer su ürünleri atıklarına kıyasla
daha büyük bir hacme sahiptir. Bu ürünlerde kabuk çıkarma
işlemi sonrası %80’e varan atık ürünler ortaya çıkmaktadır. Birçok
ülkede karides, yengeç, midye ve istiridye işleme atıklarından
çeşitli endüstriyel ürünler elde edilmekte ve bu ürünlerden farklı
sektörlerde yararlanılmaktadır. Ancak ülkemizde bu atıklardan
tam olarak faydalanılamamaktadır (Atar ve Alçiçek, 2009; Çağlak
ve Çağlak, 2011).
Kitin-Kitosan Eldesi
Kitin, selülozdan sonra dünyada en çok olarak bulunan ikinci
biyopolimerdir. Yengeç, karides gibi kabuklu su ürünlerinin ana
bileşeni olup, bunun yanında böceklerin iskeletinde ve man-
tarların hücre duvarlarının yapısında bulunmaktadır (Demir ve
Seventekin, 2009; Nidheesh ve ark., 2015; Yan ve Chen, 2015).
Kitosan ise kitinin deasitide formudur (Şekil 1) (İmamoğlu, 2011).
Kitin-kitosan herhangi bir toksisitesinin bulunmaması, alerji ve
iritasyon yapıcı olmamasının yanı sıra, biyoparçalanabilir ve
biyogeçimlidir (Dursun ve Erkan, 2009). Ayrıca bakteri , küf ve
mantar gibi farklı mikroorganizma gruplarına antimikrobiyal özel-
lik gösterdiği bilinmektedir (Demir ve Seventekin, 2009). Kitosan
günümüzde ziraattan kozmetiğe, tıptan gıdaya eczacılıktan atık
su arıtımına ve tekstil sektörüne kadar birçok alanda kullanılabil-
mektedir (Demir ve Seventekin, 2009).
Yenilebilir Film Eldesi
Gıdaların paketlenmesinde plastik ve onların türevleri yaygın
bir şekilde kullanılmasına rağmen bu plastiklerin kullanımı ciddi
çevresel problemlere yol açmaktadır. Bu nedenle, plastik amba-
lajlamaya çeşitli alternatifler geliştirilmeye çalışılmaktadır (Aider,
2010). Bu yöntemlerden biri de doğal kaynaklı ürünlerden elde
edilen yenilebilir filmlerdir. Yenilebilir filmler taze, dondurulmuş ve
işlenmiş et, tavuk ve su ürünlerinin nem kaybını engellemekte, lipit
oksidasyonunu azaltmakta ayrıca antimikrobiyal ve antioksidan
ajanlar eklenerek ürün kalitesini arttırmaktadır. Yenilebilir filmler
Aquat Sci Eng 2018; 33(1): 1-5
Gündüz et al. Seafood Processing Waste
Şekil 1. Kabuklu atıklarından kitin kitosan eldesi
(İmamoğlu, 2011)
Figure 1. Production of chitin and chitosan from
crustacean waste (İmamoğlu, 2011)
Kabuklu atıkları
Kitin eldesi
Deproteinizasyon
Demineralizasyon
Kitosan eldesi
Deasitilasyon
4
uygun şekilde hazırlandığı takdirde fonksiyonel bir ambalajın
sahip olabileceği tüm işlevleri yerine getirebilmektedir (Dursun
ve Erkan, 2009). Film oluşturma özelliklerinin iyi olması nedeniyle
kitosan yenilebilir filmler, gıdaların ambalajlanmalarında etkin bir
şekilde kullanılmaktadır (Tokatlı ve Demirdöven, 2015).
Ayrıca bitki, hayvan proteinleri, polisakkaritler ve nisin gibi bak-
teriosinler ile kombine edilen kitosan filmler oldukça yaygındır
(Aider, 2010). Kabuklu atıklarından elde edilen kitinin kitosana
dönüştürülmesiyle bu atıklar gıda ürünlerinin ambalajlanmasında
kullanılmaktadır.
İnşaat Sektöründe Kullanımı
Son yıllarda atık ürünlerin değerlendirilmesi inşaat malzeme-
leri bilimi açısından da ilgi çekici bir konu olmuştur. Buradaki
amaç kaynakların döngüsünü sağlamaktır. İstiridye kabukları da
bu sektörde değerlendirilebilecek atık ürünlerdendir. Yapılmış
çalışmalar istiridyenin yapısal özellikleri sayesinde kabuk atık-
larının etkili bir şekilde tekrar inşaat malzemeleri sektöründe
kullanılabileceğini göstermektedir. Kabuk atıklarının bu şekilde
değerlendirilmesiyle doğal kaynak kullanımının azalacağı, sera
gazlarının etkisi hafifletileceği belirtilmiştir. Ayrıca istiridye kabuk
atıklarının çimento harcında kullanılması sürdürülebilirliğe katkı
sağlayacaktır (Wang ve ark., 2013).
Tarım Alanında Kullanımı
Kabukların bileşimi %95-99 kalsiyum karbonattan, geri kalan
kısmı organik matriksten ve az miktarda nitrogen, sülfür, fosfor,
potasyum ve magnezyumdan oluşur. Asitli toprakların olduğu
bölgelerde tarım ürünlerinin büyümesi daha zordur. Bu tip
topraklar genelde kalsiyum minerali ilavesi ile nötralize edilir.
Bu sebeple kabuk atıkları asitli topraklarda kullanılabilmektedir
(Taboada ve ark., 2010). İstiridye kabuklarının atıkları kireçtaşı
olarak gübre üretiminde kullanılmaktadır (Liu ve ark., 2010).
Taboada ve ark., (2010) tarafından yürütülen çalışmada midye
kabukları, Galiçya’nın asitli toprağını nötralize etmek için toprağa
ilave edilmiş ve toprağın kimyasal yapısına etkisi araştırılmıştır.
Midye kabuğu ilavesiyle pozitif yönde etki sağlanmış ancak daha
etkili sonuç için daha fazla midye kabuğu eklenmesi gerektiğini
bildirilmiştir.
Su Arıtımında Kullanımı
Biyolojik havalandırma filtreleri, atık suların çeşitli aşamalarında
kullanılan yeni, esnek, etkili biyoreaktörlerdir. Biyolojik olarak
havalandıran filtreler ilk olarak Avrupa’da geliştirilmiş ve avantaj-
larından dolayı tüm dünyada kullanılmaya başlanılmıştır. Biyolojik
filtrasyon teknolojisi tanecikli ortam yoluyla biyofiltrasyonun
prensibine dayanır. Bu filtrasyon yönteminin biyokütleden orga-
nik maddenin dönüşümü ve ortam filtrasyonundan askıya alınmış
taneciklerin fiziksel olarak uzaklaştırılması olmak üzere iki amacı
vardır. İstiridye kabukları karakteristik şekli, sertliğinin iyi olması,
kimyasal yapısının uygunluğu ve biyolojik stabilitesinden dolayı
biyolojik filtrasyon için kullanımı uygun atıklardır. Ayrıca, yapısın-
da %96’dan daha fazla CaCO3 içermesi nedeniyle suya CaCO3
geçişi sağlayarak pH düşüşüne neden olmaktadır. Aynı zamanda
istiridye kabukları atık sulardan fosforun giderilmesi için kullanıl-
maktadır. İstiridye kabuklarının pürüzlü olması mikroorganizmala-
rın gelişmesini kolaylaştırmaktadır (Liu ve ark., 2010).
Karatenoprotein ve Astaksantin Pigmenti Eldesi
Balıklar karotenoidleri kendileri sentezleyemediklerinden dolayı
yemlerine renk maddesi olarak sentetik ya da doğal karotenoid
kaynakları eklenmesi gerekmektedir. Ancak yemlere ilave edilen
sentetik karotenoidlerin, yemin fiyatını % 20-25 oranında yük-
selttiği dikkate alındığında, yurt içinde üretilen doğal karotenoid
kaynakların kullanılmasının önemi ortaya çıkmaktadır. Karides,
yengeç, kerevit işleme atıklarından karatenoprotein ve astaksantin
pigmenti eldesi oldukça fazladır (Yeşilayer ve ark., 2008; Atar ve
Alçiçek, 2009). Yem fiyatlarına etkisi düşünüldüğünde ve bu atık-
ların doğaya bırakıldığında oluşabilecek kirlilik dikkate alındığında
karides, yengeç ve kerevit işleme atıklarından karatenoprotein ve
astaksantin pigmenti eldesinin önemi ortaya çıkmaktadır.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Sürdürülebilirlik; mevcut ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını sürekli
olarak karşılayacak teknolojik ve kurumsal değişimler sağlanarak
doğal kaynakların korunması ve yönetimi olarak bilinmektedir.
Su ürünleri sektörü içinde sürdürülebilirliğin sağlanması için bazı
önlemlerin alınması gereklidir. İşleme sektörü için bakıldığında
balık ve kabuklu işleme atıklarının değerlendirilmesi sürdürülebilirlik
açısından büyük önem arz etmektedir. Su ürünleri işleme atıklarının
değerlendirilmesine yönelik çalışmalara daha fazla önem verilmeli
ve ekonomik alanda kazanç sağlanacak ürünlere dönüştürülmelidir.
KAYNAKLAR
Aider, M. (2010). Chitosan application for active bio-based films produc-
tion and potential in the food industry: Review. LWT-Food Science
and Technology, 43(6), 837-842. [CrossRef]
Akkara, M. and Tosun, H. (2014). Funguslardan Elde Edilen Endüstriyel
Ürünler. Gıda Teknolojileri Elektronik Dergisi, 9(2), 46-53.
Alkaya, E. and Demirer, G.N. (2016). Minimizing and adding value to
seafood processing wastes. Food and Bioproducts Processing, 100,
195-202. [CrossRef]
Arıca, Ş.Ç. (2017). Hatay İlinde, İskenderun Halkının Balıkçılık Ürünleri
Tüketim Alışkanlığı ve Tercihlerinin Belirlenmesi. Yunus Araştırma
Bülteni, (3), 233-243.
Arvanitoyannis, I. S. and Kassaveti, A. (2008). Fish industry waste:
treatments, environmental impacts, current and potential uses.
International Journal of Food Science & Technology, 43(4), 726-745.
[CrossRef]
Atar, H.H. and Alçiçek, Z. (2009). Su ürünleri sektöründe sürdürülebilirlik.
Biyoloji Bilimleri Araştırma Dergisi, 2(2), 35-40.
Cheung, R.C.F., Ng, T.B., Wong, J.H. (2015). Marine peptides: Bioactivities
and applications. Marine drugs, 13(7), 4006-4043. [CrossRef]
Cristóvão, R.O., Gonçalves, C., Botelho,C.M., Martins, R.J.E., Loureiro,
J.M. (2015). Fish canning wastewater treatment by activated sludge:
Application of factorial design optimization: Biological treatment by
activated sludge of fish canning wastewater. Water Resources and
Industry, 10, 29-38. [CrossRef]
Çağlak, E. and Çağlak, S. (2011). Su ürünlerinde yan ürünler ve
by-products. Yunus Araştırma Bülteni, (2), 1-6.
Çaklı, Ş. (2008). Su ürünleri işleme teknolojisi, 77, Ege Üniversitesi Su
Ürünleri Fakültesi Yayınları, İzmir. Demir, A. and Seventekin, N.
(2009). Kitin, kitosan ve genel kullanım alanları. Tekstil Teknolojileri
Elektronik Dergisi, 3(2), 92-103.
Dursun, S. and Erkan, N. (2009). Yenilebilir protein filmler ve su ürünler-
inde kullanımı. Journal of FisheriesSciences.com, 3(4), 352-373.
Food and Agriculture Organization, (FAO) (2016). The state of world
fisheries and aquaculture. http://www.fao.org
Aquat Sci Eng 2018; 33(1): 1-5
Gündüz et al. Seafood Processing Waste
5
Giusti, L. (2009). A review of waste management practices and their
impact on human health. Waste management, 29(8), 2227-2239.
[CrossRef]
GME Market data. (2007). Official website of GME. Brussels, Belgium: Gelatin
Manufacturers of Europe. http://www.gelatine.org GME Market Data.
Gullu, K., Guzel, S., Tezel, R. (2015). Producing silage from the industrial
waste of fisheries. Ekoloji, 24(95), 40-48. [CrossRef]
Harnedy, P.A. and FitzGerald, R.J. (2012). Bioactive peptides from marine
processing waste and shellfish. Journal of Functional Foods, 4, 6-24.
[CrossRef]
İmamoğlu, Ö. (2011). Biyokontrolde doğal ürünlerin kullanılması; Kitosan.
Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi, 68(4), 215-222.
Jamilah, B., Tan, K. W., Hartina, M. U., Azizah, A. (2011). Gelatins from
three cultured freshwater fish skins obtained by liming process.
Food Hydrocolloids, 25(5), 1256-1260. [CrossRef]
Jayasinghe, P. and Hawboldt, K. (2013). Biofuels from fish processing
plant effluents-waste characterization and oil extraction and quality.
Sustainable Energy Technologies and Assessments, 4, 36-44. [CrossRef]
Jiang, W., Xu, Y., Li, C., Dong, X., Wang, D. (2014). Biogenic amines in
commercially produced Yulu, a Chinese fermented fish sauce. Food
Additives & Contaminants: Part B, 7(1), 25-29. [CrossRef]
Kaya, G.K. (2009). Marine edilmiş levrek (Dicentrarchus labrax L., 1758),
çipura (Sparus aurata L., 1758) ve karabalıkta (Clarias gariepinus)
depolama süresince duyusal, kimyasal ve mikrobiyolojik değişimler.
Mersin Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Su Ürünleri Ana Bilim
Dalı, Doktora tezi.
Karim, A.A., and Bhat, R. (2009). Fish gelatin: properties, challenges,
and prospects as an alternative to mammalian gelatins. Food
Hydrocolloids, 23(3), 563-576. [CrossRef]
Kılınç, B. (2007). Balık atıklarının değerlendirilmesi. Su Ürünleri Dergisi,
24(3), 315-319.
Kim, S. K., and Wijesekara, I. (2010). Development and biological
activities of marine-derived bioactive peptides: A review. Journal of
Functional Foods, 2, 1-9. [CrossRef]
Kim, S. K., Mendis, E., & Shahidi, F. (2008). Marine fisheries byproducts
as potential nutraceuticals: An overview. In C. Barrow & F. Shahidi
(Eds.), Marine nutraceuticals and functional foods (pp. 1-22). Boca
Raton, FL: CRC Press.
Koyubenbe, N. and Konca, Y. (2010). Türkiye ve Avrupa Birliği’nde hindi
eti üretimi, tüketimi ve politikaları. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Dergisi, 47(2), 201-209.
Lafarga, T. and Hayes, M. (2014). Bioactive peptides from meat muscle
and by-products: generation, functionality and application as func-
tional ingredients. Meat Science, 98(2), 227-239. [CrossRef]
Liu, Y., Xu, Y., He, X., Wang, D., Hu, S., Li, S., Jiang, W. (2017). Reduction
of salt content of fish sauce by ethanol treatment. Journal of Food
Science And Technology, 54(9), 2956-2964. [CrossRef]
Liu, Y.X., Yang, T.O., Yuan, D.X., Wu, X.Y. (2010). Study of municipal
wastewater treatment with oyster shell as biological aerated filter
medium. Desalination, 254(1), 149-153. [CrossRef]
Lovea, D.C., Frya, J.P., Millia, M.C., Neffa, R.A. (2015). Wasted seafood in the
United States: Quantifying loss from production to consumption and mov-
ing toward solutions. Global Environmental Change, 35, 116-124. [CrossRef]
Lopes, C., Antelo, L.T., Franco-Uría, A., Alonso, A.A., Pérez-Martín R.
(2015). Valorisation of fish by products against waste management
treatments - Comparison of environmental. Waste Management,
46, 103-112. [CrossRef]
Marcet, I., Alvarez, C., Paredes, B., & Diaz, M. (2016). The use of sub-
critical water hydrolysis for the recovery of peptides and free amino
acids from food processing wastes. Waste Management, 49, 364-
371. [CrossRef]
Nidheesh, T., Kumar, P.G., Suresh, P.V. (2015). Enzymatic degradation
of chitosan and production of D-glucosamine by solid substrate
fermentation of exo-b-D-glucosaminidase (exochitosanase) by
Penicillium decumbens CFRNT15. International Biodeterioration &
Biodegradation, 97, 97-106. [CrossRef]
Pal, G.K. and Suresh, P.V. (2016). Sustainable valorisation of seafood
by-products: Recovery of collagen and development of collagen-
based novel functional food ingredients. Innovative Food Science
& Emerging Technologies, 37, 201-215. [CrossRef]
Rasmussen, R.S. and Morissey, M.T. (2007). Marine biotechnology for
production of food ingredients, Advances in Food and Nutritional
Research, 52, 237-292. [CrossRef]
Shahidi, F. and Ambigaipalan, P. (2015). Novel functional food ingre-
dients from marine sources. Current opinion in Food Sciences, 2;
123-129. [CrossRef]
Taboada, J., Pereira-Crespo, S., Bande-Castro, M. J. (2010). Use of
limestone from mussel shells in acid soil of Galicia (NW Spain).
Treatment and Use of Non-Conventional Organic Residues in
Agriculture: Challenges and Opportunities towards Sustainable
Management.
Tokatlı, K. and Demirdöven, A. (2015) Kitosan ve kitosan bazlı yenilebilir
film uygulamaları. Akademik Gıda, 13(4), 348-353.
Varuvel, E.G., Mrad, N., Tazerout, M., Aloui, F. (2012). Assessment of
liquid fuel (bio-oil) production from waste fish fat and utilization in
diesel engine. Applied Energy, 100, 249-257. [CrossRef]
Wang, H.Y., Kuo, W.T., Lin, C.C., Po-Yo, C. (2013). Study of the material
properties of fly ash added to oyster cement mortar. Construction
and Building Materials, 41, 532-537. [CrossRef]
Yan, N. and Xi C. (2015). “Don’t waste seafood waste.” Nature, (524)7564,
155-157. [CrossRef]
Yeşilayer, N., Doğan, G., Erdem, M. (2008). Balık yemlerinde doğal karot-
enoid kaynaklarının kullanımı. Journal of FisheriesSciences.com,
2(3), 241-251.
Yeşilayer, N., Kaymak, İ. E., Gören, H. M., Karslı, Z. (2013). Balık yemler-
inde balık ununa alternatif bitkisel protein kaynaklarının kullanım
olanakları. Gaziosmanpaşa Bilimsel Araştırma Dergisi, 4, 12-30.
Yetim, H. (2011). Jelatin üretimi, özellikleri ve kullanımı. 1. Ulusal Helal ve
Sağlıklı Gıda Kongresi. Gıda Katkı Maddeleri: Sorunlar ve Çözüm
Önerileri, 86-94.
Zarei, M., Najafzadeh, H., Eskandari, M. H., Pashmforoush, M., Enayati,
A., Gharibi, D., Fazlara, A. (2012). Chemical and microbial properties
of mahyaveh, a traditional Iranian fish sauce. Food Control, 23(2),
511-514. [CrossRef]
Zheng, B., Liu, Y., He, X., Hu, S., Li, S., Chen, M., Jiang, W. (2017). Quality
improvement on half-fin anchovy (Setipinna taty) fish sauce by
Psychrobacter sp. SP-1 fermentation. Journal of the Science of
Food and Agriculture, 97(13), 4484-449. [CrossRef]
Zhou, X., Qiu, M., Zhao, D., Lu, F., Ding, Y. (2016). Inhibitory effects of
spices on biogenic amine accumulation during fish sauce fermenta-
tion. Journal of food science, 81(4). [CrossRef]
Aquat Sci Eng 2018; 33(1): 1-5
Gündüz et al. Seafood Processing Waste
... Las jaulas y redes de cultivo hechas de materiales duraderos y reciclables no solo tienen una vida útil más larga, sino que también son menos propensas a contribuir a la contaminación marina una vez que se desechan. Además, los residuos generados por la acuicultura, como las cáscaras de moluscos y los desechos orgánicos, pueden ser reciclados y utilizados en otras industrias, como la agricultura (para fertilizantes) y la construcción (para materiales compuestos) (Gündüz et al., 2018). ...
Article
Full-text available
Introducción: En el sector piscícola, la implementación de prácticas sostenibles puede generar valor económico, social y ambiental, a través de la reutilización de los residuos, la diversificación de otros subproductos contribuyendo con los objetivos de desarrollo sostenible (ODS). El objetivo: es analizar las estrategias ambientales competitivas de diferenciación; como apuesta a la economía circular (E.C) en el sector pesquero, que contribuyan a una pesca razonable, al aprovechamiento integral, valorización de residuos y energías renovables amigables con el medio ambiente. Metodología: se utiliza un enfoque documental y descriptivo, con método cualitativo de revisiones bibliográficas en bases de datos de Wos, Scopus y Google académico. Resultados: aportarle al sector desde la resiliencia ecológica con este modelo a la competitividad y sostenibilidad ambiental en sus procesos productivos. Esto producirá un menor costo, excedentes a largo plazo, mayor rentabilidad y oportunidades de creación de valor, empleabilidad, el fortalecimiento piscícola y los beneficios sociales en mejora de la calidad de vida. Discusión: este modelo está basado en desafíos ambientales, sociales y de gobernanza, que requieren de alianzas estratégicas, que mitiguen los factores ambientales que afectan la viabilidad y la rentabilidad en el sector pesquero; con una percepción holística de riesgos en oportunidades y estos como impactan en la sostenibilidad empresarial y social.
... The mismanagement of these fish wastes in the world causes serious pollution of water, soil, and the atmosphere in both developed and developing countries and poses serious threats to human health (Giusti 2009;Lopes et al. 2015;Cristóvão et al. 2015;Gündüz et al. 2018). ...
Article
Full-text available
The fillet wastes of Rainbow trout (Oncorhynchus mykiss), one of the most important species for mariculture in Türkiye, are only given to fish meal oil factories during the anchovy season. The rest of the time, they are thrown into the sea. This situation causes significant marine pollution problems and economic losses. The reuse of these wastes in the fishing industry by processing them with different methods is of great importance in terms of converting the waste into value added product and preventing marine pollution. To find a solution to this problem, gel-form baits were obtained by mixing protein hydrolyzate obtained from Rainbow trout viscera with glycerol and gelatin. It was then investigated whether these baits could be an alternative bait in commercial whiting (Merlangius merlangus) handline fishing. For this purpose, the catch efficiency of the commercially used handline and the handline with gel-form bait were compared. Sea trials were conducted under commercial operation conditions and within the borders of Rize between 3–24 October 2020. After a total of 11 days of sea trials, 91 operations were carried out for each tested bait. The findings show that the catch efficiency of the handline with gel-form bait is lower than the commercial one. Suggestions for the development of alternative bait were given in the discussion section.
... Seafood processing byproducts (SPB) are an ideal candidate to derive useful biomolecules and have already garnered attention in the fields of nutrition, medicine, and cosmetics [10,11]. A large portion of harvested marine resources currently go to waste [12]. ...
Article
Full-text available
The interest in utilizing food-derived compounds therapeutically has been rising. With the growing prevalence of systematic chronic inflammation (SCI), efforts to find treatments that do not result in the side effects of current anti-inflammatory drugs are underway. Bioactive peptides (BAPs) are a particularly promising class of compounds for the treatment of SCI, and the abundance of high-quality seafood processing byproducts (SPB) makes it a favorable material to derive anti-inflammatory BAPs. Recent research into the structural properties of anti-inflammatory BAPs has found a few key tendencies including they tend to be short and of low molecular weight (LMW), have an overall positive charge, contain hydrophobic amino acids (AAs), and be rich in radical scavenging AAs. SPB-derived anti-inflammatory BAPs have been observed to work via inhibition of the NF-κB and MAPK pathways by disrupting the phosphorylation of IκBα and one or more kinases (ERK, JNK, and p38), respectively. Radical scavenging capacity has also been shown to play a significant role in the efficacy of SPB-derived anti-inflammatory BAPs. To determine if SPB-derived BAPs can serve as an effective treatment for SCI it will be important to understand their properties and mechanisms of action, and this review highlights such findings in recent research.
Article
Full-text available
Bu çalışma, Yalova Üniversitesi’nde eğitim gören öğrencilerin su ürünleri tüketim alışkanlıkları ve tercihlerini belirlemeyi amaçlamakta olup, çevrim içi bir anket yöntemiyle ve gönüllülük esasına dayanarak toplam 315 öğrenciyle gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların %67’si kadın, %33’ü erkek olup, %88’i 18-25 yaş aralığındadır. Araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin %60’ı tavuk eti tüketmekte, balık eti tüketiminin ise %26 olduğu tespit edilmiştir. Öğrencilerin %29’u ayda bir kez balık tüketmekte, %54’ü ise tükettikleri balık miktarını yeterli bulmamaktadır. Katılımcıların %40’ı yetiştiriciliği yapılan su ürünlerini sağlıklı olarak değerlendirmekte, %16’sı ise su ürünleri yerine omega-3 gibi takviye edici gıdaların tercih edilebileceğini ifade etmektedir. Ayrıca, %40’ı su ürünlerini yeterince tüketmediklerini düşünmektedir. Öğrencilerin su ürünlerinin faydaları hakkında genel bilgi kaynakları arasında mobil cihazlar ve yakın çevrelerindeki insanlar öne çıkmaktadır. Balık satın alırken katılımcıların öncelikli olarak tazeliğe ve fiyata dikkat ettikleri, balığı genellikle balıkçılardan satın aldıkları belirlenmiştir. En çok tercih edilen balık türü deniz balıkları olup, katılımcıların büyük kısmı işlenmiş su ürünlerini tercih etmemektedir. Balık pişirme yöntemleri arasında ise en yaygın tercih kızartmadır. Balık dışında en çok tüketilen su ürünleri midye ve karides iken, su ürünleri tüketiminin en yoğun olduğu dönem ise balıkçılık sezonunun kapsadığı kış aylarıdır. Çalışma sonuçları, Yalova Üniversitesi öğrencilerinin su ürünleri tüketimini artırmaya yönelik çeşitli stratejilerin geliştirilmesi gerektiğini göstermektedir. Özellikle öğrenciler arasında sağlıklı beslenme bilincinin artırılması için su ürünlerinin faydaları konusunda daha etkili bilgilendirme çalışmaları yapılmalı ve su ürünlerinin taze, uygun fiyatlı ve ulaşılabilir olmasını sağlamak amacıyla yerel balıkçılık pazarları desteklenmelidir. Ayrıca, öğrenci barınma yerlerinde su ürünlerinin menülere dahil edilmesi, beslenme ve su ürünleri tüketimi konusunda eğitimlerin müfredata eklenmesi de bu tüketimi artırmaya yönelik önemli adımlar olacaktır.
Book
Full-text available
Atığın tanımı çok öznel olabilir, bir kişi için atığı temsil eden şey, bir başkası için değerli bir üretim kaynağını simgeleyebilir. Ancak, atık olarak nitelendirilmesi gereken maddelerin Kanun'a uyması için katı bir yasal tanımının olması gerekir, çünkü bu tür katı atık tanımlarının işletmeler, yerel yetkililer ve Hükümet için mali ve yasal sonuçları vardır. Bununla birlikte, yerel, bölgesel ve ulusal atık yönetimi planlamasının doğru bir şekilde formüle edilmesini sağlamak için atık tanımları ve sınıflandırmaları üzerinde tüm paydaşların ortaklaştığı bir tanımlaya ihtiyaç vardır. Atık tanımıyla ilgili başka bir sorun, geri dönüştürülebileceği ve böylece geri dönüştürülmüş bir ürün veya 'iyileştirilmiş' olabileceğidir. AB Atık Çerçeve Yönergesi, atığı “sahibinin attığı veya atmak istediği herhangi bir madde veya nesne” olarak tanımlamaktadır. Son zamanlarda çevreye karşı olan duyarlılık sık sık gündeme getirilerek çevre kirliliği konusunda bir farkındalık oluşturulmaya çalışılmaktadır. Geri dönüşüm ve kompostlaştırma gibi yöntemler kullanılarak çevre kirliliği azaltılmaya çalışılmaktadır. Dünyadaki hızlı nüfus artışı ile endüstrileşme çevre kirliliği sorunlarını hızla arttırmakta ve devasa boyutlara getirmektedir. Atıklar, insanların ve diğer canlıların hayatta kalmasını ve insan varlığı için gerekli olan diğer tüm doğal kaynakları tehdit etmektedir. Son yıllarda çevresel faktörlerin etkisiyle, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin sonuçları tüm dünyada daha yoğun bir şekilde hissedilmeye başlanmıştır. Bu sebeple atıkların çevre dostu yöntemlerle değerlendirilerek enerji ya da besin kaynağı olarak geri kazandırılması büyük önem arz etmektedir.
Chapter
Full-text available
Global food waste (FW) is estimated to be 931 million tons. In other words, 17% of the food produced in the world goes to waste without being consumed. The majority of FW occurs in households, with the remainder occurring in the retail and service (accommodation) sectors. FW is a sustainability problem that causes environmental pollution and negatively affects public health and national economies. According to FAO, FW contributes to greenhouse gas emissions by accumulating approximately 3.5 billion tons of CO2 per year into the atmosphere. Because FW, which is a component of municipal solid waste, is traditionally incinerated or dumped in the open and stored. Combustion of FW with high moisture content causes the release of dioxins, which are harmful to the environment. Furthermore, incineration reduces the economic value of the substrate as it prevents the recovery of nutrients and valuable chemical compounds from the burned substrate. Regular storage of FW also causes some problems: As a result of the decomposition of organic material in stored food waste, toxic elements such as aromatic compounds, halogenated compounds, phenols, pesticides, heavy metals and ammonium are produced. To date, products such as enzymes, organic acids, glycerol, bioplastics, biopolymers, nanoparticles, fibers, methane, hydrogen, biodiesel and ethanol have been obtained from FW. Environmentally friendly degradable packaging materials can also be produced from FW. In this context, orange peel, soy protein, carboxymethylcellulose, corn starch, pomegranate peel, cashew peel starch, lemon peel and potato peel are some of the wastes studied. On the other hand, renewable film, silage, fish meal, fish feed, gelatin, sauce, chitin-chitosan and peptide are obtained from aquaculture waste. Due to FW is biodegradable, it is often used in compost and biofuel production. It is also included in the composition of feeds in animal nutrition. Thus, both environmental pollution is reduced and these wastes are brought into the economy.
Article
Full-text available
Çalışmada, kültür deniz balıkları işleme endüstrisi artıklarından formik asit hidrolizi ile balık silajı ve balık yağı üretilmesi, elde edilen ürünlerin kimyasal ve mikrobiyolojik kalitesinin tespiti ve balık yağının yağ asit kompozisyonun belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen balık silajının nem içeriği %80,40, tüm aşamalarda ürün kalitesinin önemli göstergelerinden birisi olan pH değerinin de 3,62 ile 3,89 arasında değişim gösterdiği tespit edilmiştir. Balık silajının kuru ağırlıktaki kuru madde, ham protein, ham yağ ve ham kül değerleri sırasıyla %19,60, %48,26, %15,17 ve 17,01 olarak bulunmuştur. Ayrıca ürünün toplam mezofilik aerob bakteri, toplam psikrofilik aerob bakteri ve toplam koliform bakteri bakımından güvenli olduğu, üretilen balık yağının toplam doymuş yağ asidi miktarı %20,64, doymamış yağ asidi miktarı ise %70,49 olarak belirlenmiştir. Toplam n-3 yağ asidi miktarı %12,15, toplam n-6 yağ asidi miktarı %19,87 ve n-3/n-6 oranı da 0,61 olarak saptanmıştır.
Article
Full-text available
The aim of this study was to highlight the potential economic benefits of fisheries industrial waste silage by the dint of its ability to be recycled efficiently in animal feed. Fish silage was produced by acid hydrolysis. The fish silage was ripened and became half-liquid, at room temperature in 12 days. Its odour became less pungent and was deemed to have an acceptable malt smell. The silage cost was found to be 0.72 TL/kg. The results of this study established that, the use of silage instead of fish meal, reduces the cost of feed by 21%. Therefore fish waste products, previously considered as a refuse and causing environmental pollution, can be reintegrated into the economy.
Article
Full-text available
Based on the average level of seafood consumption in the United States (U.S.), the 2010 Dietary Guidelines for Americans encourages citizens to double their intake to improve the health of their diets. The future availability of seafood, however, is threatened by overfishing, unsustainable seafood farming practices, ocean pollution and acidification, and other factors. The growing global population and advancing ecological threats such as climate change are placing increasing demands and constraints on U.S. and global seafood supplies. Waste reduction has the potential to support increased seafood consumption without further stressing aquatic resources. It is essential to quantify waste levels in order to effectively target and design waste reduction interventions. Accordingly, we used previous multi-country regional research and updated datasets to calculate a country-specific (U.S.) estimate of seafood loss for the years 2009–2013. We estimate that 40–47% of the edible U.S. seafood supply went uneaten in this period. The greatest portions of this loss occurred at the levels of consumers (in and out of home) (51–63% of loss attributed to consumption), bycatch discarded by commercial fishers (16–32%), and in distribution and retail operations (13–16%). Based on conservative estimates, this waste represents 208 billion grams of protein, 1.8 trillion mg of eicosapentaenoic (EPA) and docosahexaenoic (DHA) acids (i.e., omega-3 fatty acids), and 1.1 trillion kilocalories. The seafood that is lost could fill 36% of the gap between current consumption and U.S. Department of Agriculture-recommended levels. As another way of understanding the magnitude of loss, this lost seafood could provide the total yearly target quantity of protein for 10.1 million men or 12.4 million women, EPA+DHA for 20.1 million adults, and calories for 1.5 million adults. The lost nutrition estimates we provide are meant to be illustrative of the issue’s significance and magnitude. While a significant portion of the loss could be prevented or recovered for human consumption, we do not intend to suggest that all of it could or should become food for humans. Bycatch is generally best left in the water; some seafood loss is not culturally acceptable, marketable, nutritious or safe; and a portion of loss is also unavoidable. Instead, we discuss waste prevention strategies involving governments, businesses, and consumers that can be employed to reduce seafood loss and create a more efficient and sustainable seafood system..
Article
Fish sauce is a traditional condiment in Southeast Asia, normally containing high concentration of salt. The solubility of salt is lower in ethanol than in water. In the present study, fish sauce was desalted by ethanol treatment (including the processes of ethanol addition, mixing, standing and rotary evaporation). The salt concentration of fish sauce decreased significantly from 29.72 to 19.72 g/100 mL when the treated ethanol concentration was 21% (v/v). The addition of more than 12% (v/v) of ethanol significantly reduced dry weight, total soluble nitrogen content and amino acids nitrogen content. Besides, the quality of fish sauce remained first grade if no more than 21% (v/v) of ethanol was used. Furthermore, sensory analyses showed that ethanol treatment significantly reduced the taste of salty and the odor of ammonia. This study demonstrates that ethanol treatment is a potential way to decrease salt content in fish sauce, which meanwhile limits the losses of nutritional and sensorial values within an acceptable range.
Article
Background: A way to improve fish sauce quality during fermentation was investigated. Psychrobacter sp. SP-1, a halophilic protease-producing bacterium, was isolated from fish sauce with flavor enhancing property and non-biogenic amines producing activity. The performance of Psychrobacter sp. SP-1 in Setipinna taty fish sauce fermentation was further investigated. Results: The inoculation of Psychrobacter sp. SP-1 did not significantly affect pH or NaCl concentration changes (p>0.05), but significantly increased total moderately halophilic microbial count, protease activity, total soluble nitrogen (TSN) content, amino acid nitrogen (AAN) content and promoted the umami taste and meaty aroma (p<0.05). Besides, the inoculation of Psychrobacter sp. SP-1 significantly decreased total volatile basic nitrogen (TVB-N) and biogenic amines contents (p<0.05), which were regarded as harmful compounds in foods. Conclusion: Therefore, Psychrobacter sp. SP-1 can be used as a potential starter culture for improving fish sauce quality by fermentation.
Article
This study investigated waste minimization and recycling opportunities in a seafood processing industry. An environmental performance evaluation was done to benchmark performance of the company with published data including Best Available Techniques (BATs) determined by The European IPPC Bureau (EIPPCB). Four broad objectives were set improving the resource efficiency and adding value to solid wastes/by-products. 18 different techniques/measures for reducing waste and adding value to the by-product were identified. Three of the techniques/measures were selected and implemented within the company. Specific water consumption decreased 65% and 77% in anchovy thawing and gutting processes, respectively. Because anchovy is the major product of the company, total water saving was 45.0%. Annual total water saving was estimated to be 29,002 m³. The water recycling system introduced in the gutting process enabled t production of valuable fish oil/grease by-product. Payback period for the implementations was estimated to be 1.6 years. This study demonstrated that environmental and economic benefits can be obtained in the Turkish seafood industry.
Article
Reuse and valorisation of fish by-products is a key process for marine resources conservation. Usually, fishmeal and oil processing factories collect the by-products generated by fishing port and industry processing activities, producing an economical benefit to both parts. In the same way, different added-value products can be recovered by the valorisation industries whereas fishing companies save the costs associated with the management of those wastes. However, it is important to estimate the advantages of valorisation processes not only in terms of economic income, but also considering the environmental impacts. This would help to know if the valorisation of a residue provokes higher impact than other waste management options, which means that its advantages are probably not enough for guarantying a sustainable waste reuse. To that purpose, there are several methodologies to evaluate the environmental impacts of processes, including those of waste management, providing different indicators which give information on relevant environmental aspects. In the current study, a comparative environmental assessment between a valorisation process (fishmeal and oil production) and different waste management scenarios (composting, incineration and landfilling) was developed. This comparison is a necessary step for the development and industrial implementation of these processes as the best alternative treatment for fish by-products. The obtained results showed that both valorisation process and waste management treatments presented similar impacts. However, a significant benefit can be achieved through valorisation of fish by-products. Additionally, the implications of the possible presence of pollutants were discussed. Copyright © 2015 Elsevier Ltd. All rights reserved.