Content uploaded by Mesut Koç
Author content
All content in this area was uploaded by Mesut Koç on Dec 19, 2018
Content may be subject to copyright.
Article
Strategic
Public Management
Journal
ISSN: 2149-9543
124
6360 Sayılı Kanun İle Birlikte Mahalleye Dönüşen
Köylerde Değişimin Katılım Açısından Muhtarlığa Etkisi:
Menteşe ve Seydikemer İlçeleri Üzerinden Bir
Değerlendirme
The Impact of Change to Mukhtarship in the Villages
Transformed to the Neighborhood with the Law no. 6360: An
Evaluation on Menteşe and Seydikemer Districts
Yüksel DEMİRKAYA
1
Mesut KOÇ
2
Öz
2012 yılında çıkan 6360 Sayılı Kanun birlikte ülkemizde büyükşehir sayısı otuz olmuştur. Sınırları il mülki
sınırları ile eşitlenen yeni büyükşehir belediyeleri kurulurken, İl Özel İdareleri ve köylerin yanı sıra belde
belediyelerinin tüzel kişilikleri kaldırılmıştır. Büyükşehirlerin tamamında, 2014 yılı Nisan ayı ile birlikte,
köyler aynı adla mahalleye, beldeler de beldenin adıyla tek mahalle olarak köyler gibi ilçeye bağlı
mahallelere dönüştürülmüştür. Yeni büyükşehir olan illerde il merkezinde ve bazı ilçelerin bölünmesi
suretiyle yeni ilçeler kurulmuştur. Bu çalışmanın konusu olan yeni büyükşehirlerden Muğla’da, il merkezinde
Menteşe, Fethiye ilçesinin bölünmesi ile de Seydikemer ilçesi kurulmuştur. Bu süreçte Menteşe ilçesi sınırları
içerisinde 48, Seydikemer ilçesi sınırları içerisinde 49 köy mahalleye dönüştürülmüştür. Tüzel kişiliğe sahip
köylerin muhtarları dönüşüm ile birlikte mahalle muhtarı olmuş ve değişimin etkisini en çok yaşayan mahalli
idare birimi temsilcileri olarak ön plana çıkmışlardır. 2017 yılı Nisan ayı itibarı ile Muğla’da büyükşehir
sürecinde üç yıllık bir deneyim oluşmuştur.
Bu çalışma kapsamında; il merkezi olan Menteşe ilçesi ve merkeze en uzak ilçe Seydikemer’de, köyden
mahalleye dönüşen yerlerde büyükşehir kanunu öncesi muhtar olan ve 2014 yılı mahalli idareler
seçimlerinde tekrar seçilerek halen bu göreve devam eden muhtarlar ile görüşülmüştür. Yönetime katılımın
hem yeni mahalleli vatandaşlar hem de muhtarlık açısından nereye doğru evrildiği muhtarlar üzerinden
ortaya konulmasına çalışılmıştır. Anket ve gevşek yapılandırılmış mülakat yöntemi ile yeni büyükşehir
Muğla’nın yeni ilçelerinde dönüşümün katılım açısından 3 yıllık süreçte muhtarlığa etkisi muhtarlar
üzerinden değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: Büyükşehir Belediyesi, Katılım, Köy, Mahalle, Muhtarlık
Abstract
With Law No. 6360, the number of metropolitan cities reached up to thirty in Turkey. While establishing new
metropolitan municipalities whose borders are equaled to the provincial boundaries, the legal personality of
1
Prof. Dr., Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü,
ydemirkaya@marmara.edu.tr
2
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Mahalli İdareler ve Yerinden Yönetim Doktora Öğrencisi,
mesutkoc@gmail.com
Strategic Public Management Journal
Volume 3, Issue 6, pp. 124-149
DOI: 10.25069/spmj.342576
Received: 10.10.2017
Accepted: 25.12.2017
© The Author(s) 2017
For reprints and permissions:
http://dergipark.gov.tr/spmj
Strategic Public Management Journal, Volume 3, Issue 6, 2017
125
the town municipalities as well as the Special Provincial Administrations and the villages have been
abolished. In all metropolitan cities, with the April of 2014, the villages were transformed into
neighborhoods with their names, and the town municipalities as a single neighborhood, like villages. New
districts were established in the province center and some districts are divided into new districts. In Muğla
Menteşe district in the center, and Seydikemer district with the division of Fethiye district, were established.
In this period, 48 villages in Menteşe and 49 villages in Seydikemer transformed into neighborhoods. The
muhtars of the villages who had legal personality before became the mukhtars of the neighborhoods with this
transformation and became the forefront representatives of the local administration units that has the most
effect of change. By the date April 2017, a three-year experience has been occurred in the process of the
metropolitan city of Muğla.
In this study, the mukhtars of the new neighborhoods transformed from villages have been interviewed, in the
places in Menteşe district the center of province and Seydikemer the furthest district, who were elected before
and after 2014’s local elections. It has been tried out to put forth via the mukhtars, how participation
evolved, both on the citizens and the mukhtars. By questionnaire and loosely structured interview method, the
impact of the change to mukhtarship will be evaluated in 3 years period in terms of participation, in new
districts of new metropolitan city Muğla.
Key Words: Metropolitan Municipality, Participation, Village, Neighborhood, Mukhtarship
GİRİŞ
Türkiye’de yerel yönetim yapısında 12 Kasım 2012 tarihinde TBMM’de kabul edilen ve 6 Aralık 2012
tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6360 sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve
Yirmi Altı İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun ile 14 Mart 2013 tarihinde TBMM’de kabul edilen ve 22 Mart 2013 tarihinde Resmi Gazete’de
yayınlanarak yürürlüğe giren 6447
3
sayılı On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda değişiklik
yapılması hakkında kanunlar ile büyük değişiklikler getiren düzenlemeler yapılmıştır.
Söz konusu mevzuatın Resmî Gazetede yayınlanması ile birlikte yeni ilçeler kurulmuş, mevzuatta belirtilen
30 Mart 2014 tarihinden itibaren de 14 il daha büyükşehir olmuş ve sınırları önceki büyükşehirlerle birlikte
mülki sınırlara genişletilmiştir. Büyükşehir olan illerde İl Özel İdareleri kaldırılmış ve Yatırımları İzleme ve
Koordinasyon Başkanlıkları kurulmuştur. Belde belediyeleri kapatılarak aynı adla bağlı oldukları ilçenin
mahallesi olmuştur. Köyler statüleri değiştirilerek mahalleye dönüştürülmüştür.
Yerel yönetim geleneğimizde önemli bir yere sahip köylerin mahalleye dönüşmesinin en büyük etkisi hiç
şüphesiz köy yönetiminin yapısal değişikliği üzerine olmuştur. Köy muhtarlıklarının tüzel kişiliği sona ermiş,
bütçe yapma, gelir elde etme, harcama yapma ve gayrimenkul edinme başta olmak üzere kurulduklarından
beri varolan yetkileri kalmamıştır. Önceden bu yetkileri kullanan ve köyün tüm idari işlerinden sorumlu
muhtarların yetkileri ile birlikte sorumlulukları azalmıştır. Eski köylü yeni mahalleli halkın ilçe ve
büyükşehir belediyesi olmak üzere iki yeni muhatabı ortaya çıkmıştır. Geleneksel kırsal özellikleri ile birlikte
kentsel hizmetleri bekleme durumunda olan yeni ‘köy mahallelere’, yeni yapılanmaya çalışan ve alan
tecrübesi olmayan belediyelerin etkin hizmet götürebilmeleri elbette kolay olmayacaktır. Belediyelerin bu
süreçte en önemli destekçisi hiç şüphesiz o sınırlar içerisinde yaşayan halk ve halkın yönetime katılımı
3
6447 sayılı kanun ile 6360 sayılı Kanunda değişiklik yapılmış ve Ordu ili 30. Büyükşehir Belediyesi kurulan il
olmuştur.
6360 Sayılı Kanun İle Birlikte Mahalleye Dönüşen Köylerde Değişimin Katılım Açısından Muhtarlığa Etkisi:
Menteşe ve Seydikemer İlçeleri Üzerinden Bir Değerlendirme – Yüksel DEMİRKAYA, Mesut Koç
126
olacaktır. Yani vatandaşın doğrudan katılımının mümkün olmadığı günümüzde yerel seçimlerle mahalleyi
temsilen seçilen muhtarlar önemli bir köprü görevi üstlenerek, mahalle halkının taleplerini belediyelere
iletmeleri beklenmektedir. Belediyelerin de hizmetlerin etkili ve verimli bir şekilde yürütülmesi için
muhtarların birikimine başvurmaları beklenmektedir. Özetle siyasal katılım adına bir yönetişim sürecinin
işletilebilmesi gerekmektedir. Bu çalışma ile 6360 Sayılı Kanun sonrasında Muğla örneğinde bu sürecin nasıl
işlediği analiz edilecektir.
6360 Sayılı Kanun ile büyükşehir olan iller ülkemizin farklı coğrafi ve kültürel özelliklerine sahip
bölgelerinde bulunmaktadırlar. Haliyle uygulamadaki deneyimlerde birbirinden farklı olacaktır. Hem Ege ve
hem Akdeniz bölgesinde yerleşim yerleri bulunan turizm, tarım ve ticaret gibi birbirinden farklı gelir
kaynaklarına sahip Muğla bu özellikleriyle birçok ilden ayrılmaktadır. Bu çalışma kapsamında; Muğla’nın iki
yeni ilçesi Menteşe ve Seydikemer’de muhtarlık ve muhtarlar üzerinden yeni sistemde halkın siyasal
katılımının ne ölçüde etkilendiği, üç yıllık deneyimden faydalanılarak ortaya konacaktır. 13 ilçesi bulunan
Muğla'nın büyükşehir belediyesi olması ile birlikte 49 belde ve 364 köy mahalleye dönüşmüştür. Yeni
kurulan Menteşe’de 48 Seydikemer’de 49 köy mahalle olmuştur. Menteşe’de 25 Seydikemer’de 22 muhtarın,
büyükşehir öncesi 2009'da seçildikleri göreve 2014 seçimlerinde halen devam ettikleri tespit edilmiştir. İki
ilçede araştırmanın hedef kitlesi olan toplam muhtar sayısı 47'dir. Literatür taraması ve araştırmanın amacına
hizmet edecek yerel özellikler dikkate alınarak hazırlanan anket soruları ile Menteşe’de 16, Seydikemer’de 15
olmak üzere toplam 31 muhtar ile birebir yüz yüze görüşülmüştür. Araştırmanın yapıldığı dönemde il dışında
bulunan ve çeşitli özel gerekçeler öne süren 16 muhtar ile görüşme gerçekleştirilememiştir.
Görüşülen muhtarlara araştırmanın amaçları açıklanmış ve herhangi bir siyasi parti ya da belediye çalışması
olmadığı özellikle vurgulanmıştır. 19 soruluk anket ve gelişen duruma göre ilave sorularla desteklenen
araştırmanın saha çalışması tamamlanarak veriler analiz edilmiştir.
1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE
1.1. Katılım
Yeni kamu yönetimi anlayışı ile birlikte en çok tartışılan kavramlardan birisi katılımdır. Katılım, yönetimden
yönetişime doğru evrilen kamu yönetiminin, özellikle yirmi birinci yüzyılın başlarından itibaren dikkate
aldığı ve hatta vazgeçilmez gördüğü ilkeler arasında yerini almıştır. Verimlilik, sorumluluk, katılım ve
etkinliğin 1970’lerin sonlarından itibaren kamu yönetimi literatüründe üzerinde en fazla durulan ilkeler
olduğunu belirten Eryılmaz’a göre bu ilkeler birbirleriyle ters düşmemekte, aksine birbirlerini
tamamlamaktadır. Temsili demokrasinin katılım ve denetim mekanizmaları, bugünün gelişen demokrasi
anlayışında yeterliliğini yitirmiştir. Gerçek bir demokratik anlayış ve uygulamaları yeniden tesis edebilmek
için, birey-devlet ilişkilerini, karşılıklı etkileşimi mümkün kılacak yeni bir boyuta taşımak ihtiyacı
bulunmaktadır (Eryılmaz, 2012: 60). Bütün dünyada “katılımcı toplum düşüncesinde” çok boyutlu gelişmeler
yaşanmakta, yurttaşı olabildiğince yönetsel ve siyasal kararların oluşumuna katmak için yeni ve çekici
yöntemler geliştirilmektedir. Küresel çapta yaşanan gelişmeler ve yeni kitle iletişim araçları bu süreçlere
doğrudan etki etmektedir. İnternetle birlikte gelen yeniliklerin, geleneksel kitle iletişim araçlarının yanında,
katılımcı yönetim düşüncesini gerçekleştirmede önemli bir işlevi yerine getirdiğini söyleyen Çukurçayır;
“internetle daha fazla siyasal katılmanın sağlanabilmesinin yolları aranıyor; çeşitli ülkelerde bazı hizmetleri
internet aracılığıyla çevrimiçi olarak yerine getirme çabası içerisine girmiş görünüyorlar” diyerek gelinen
aşamaya dikkat çekmektedir (Çukurçayır, 2012:2-3). Günümüzde sosyal medya üzerinden bir araya gelerek
çeşitli konularda karar vericileri etkileyecek çok farklı etkinlikler artık rahatlıkla yürütülebilmektedir.
Strategic Public Management Journal, Volume 3, Issue 6, 2017
127
Birey ve devlet ilişkilerinde ideal arayışlarının neticesinde şekillenen yönetişim, yöneten ve yönetilenlerin
birlikte yönlendirme sürecidir. Yönetim anlayışında ortaklık, demokratiklik, açıklık, hesap verme
yükümlülüğü, çoğulculuk ve yerelleşme kavramları ön plana çıkmasıyla devlet yönetiminde sorumluluğun
devletten sivil topluma doğru kayması söz konusu olmaktadır. Bu anlamda yönetişim kavramı, aslında
günümüze değin kullanılmakta olan ademî merkeziyetçilik, katılımcı demokrasi ve şeffaf yönetim
kavramlarının hepsini birden içermektedir (Eroğlu,2006, 200). İyi yönetişimin temel unsurları arasında yer
alan katılımcılık, yerel yönetimlerde yeni bir yönetim anlayışını (yerel yönetişimi) temsil etmektedir. Devlet
merkezli yönetim yerine, toplum merkezli yönetim, kamu-özel-sivil işbirliği, verimli ve saydam yönetim,
birlikte yapma ve katılım sağlama gibi ilkeler yerel yönetişimin belli başlı nitelikleri haline gelmektedir.
Yönetim kararlarına yeni aktörlerin katılması ve yeni bir anlayışın ikamesi söz konusudur (Ökmen ve Parlak,
2010:302). Yerel yönetim alanında çok yönlü olarak ele alınan katılıma ilişkin, ülkemizde Avrupa Yerel
Yönetimler Özerklik Şartı ve Yerel Gündem 21 süreci ile yaşanan değişimlerin de etkisiyle, yasal mevzuatta
yer almaya başladığını söylemek mümkündür.
Katılıma ilişkin Türk Dil Kurumu Bilim ve Sanat Terimleri sözlüğünde “bir süreç ya da bir durum içinde
istençli ve eylemli olarak bir işi üstlenme ya da bir olayda etkin olma” tanımı yapılmıştır. (Yöntembilim
Terimleri Sözlüğü, Muzaffer Sencer, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 1981). Çok geniş bir kullanım
sahası bulunan katılımın genel kabul görmüş ortak bir tanımı bulunmamaktadır. Çoğunlukla “halkın yönetim
sürecine doğrudan ya da temsil yoluyla dâhil olması durumu” olarak ifade edilse de çok açık bir kavram
değildir. Dolayısıyla kavramın kullanımında biraz belirsizlik olduğu söylenebilir. Kimin, neye, ne zaman,
nerede ve nasıl katılacağı gibi bir takım sorulara verilen cevaplara göre katılım kavramının içeriği ve sınırları
değişebilir. Bu anlamda bir özel firmanın yönetiminde alınan kararlara çalışanların katılımı, sendika veya
derneklerde görev alma, herhangi bir siyasal, sosyal ve ekonomik durumu protesto etme, yerel ve genel
düzeyde oluşturulan siyasal kararları etkileme gibi birçok konu katılım kavramını içerisindedir (Çukurçayır,
2012:39). Katılım kavramı ele alındığı disiplinlerle bağlantılı olarak özde aynı olmakla birlikte farklı
tanımlamaları içerebilir.
Toplumsal kesimleri ve kurumsal işleyişi yönlendirecek siyasa ve önerilerin belirlenmesi ve alınması
işlemine halkın aktif katılımının sağlanması olarak da ifade edebileceğimiz katılım kavramı demokrasiye
işlerlik kazandırmak amacını da içermektedir. Katılımın bu amacını bir bakıma toplumsal yaşamı dolaysız
olarak ilgilendiren tüm kararların tepeden inme niteliğinden arındırılması şeklinde somutlaştırmak
mümkündür (Kapani,1992:139-141). Kösekahya katılımcılığın bir başka boyutuna dikkat çekmektedir.
“Katılımcılık, vatandaşların siyasi karar mekanizmasına ve yönetim sürecine temsil yolu ile ya da doğrudan
dâhil olmaları anlamına gelmektedir. Katılımcılık kavramı, günümüzde vatandaş hakları, demokratik
yönetişim, yolsuzlukla mücadele ve yoksulluğun azaltılması ile birlikte kullanılmaktadır. Katılım kavramı
pozitif olarak kullanılabileceği gibi, negatif olarak da kullanılabilmektedir. Protesto yürüyüşü, grev gibi
faaliyetler negatif katılım kapsamına girerken, örneğin oy kullanmak pozitif katılım olarak görülmektedir”
(Kösekahya, 2003:35).
Bu çalışmanın maksadına katkı sağlaması amacıyla katılımı; kamu siyasalarının belirlenmesinde,
uygulanmasında ve denetlenmesinde yer alma veya iktidarı kullanan kişilerin kararlarını etkilemeye yönelik
tüm eylem ve işlemler ya da siyasal ve toplumsal örgütlerin etkileşimi veya karar vermede kaynakların ve
zamanın daha iyi kullanılması, amaçlara ulaşmak için çeşitli faaliyetlere girişmek ve paylaşılan amaçlar
doğrultusunda müşterilerin ve ortakların yürüttüğü faaliyetlerin tümü olarak tanımlanması yerinde olacaktır.
(Öner, 2006:18).
6360 Sayılı Kanun İle Birlikte Mahalleye Dönüşen Köylerde Değişimin Katılım Açısından Muhtarlığa Etkisi:
Menteşe ve Seydikemer İlçeleri Üzerinden Bir Değerlendirme – Yüksel DEMİRKAYA, Mesut Koç
128
1.2. Siyasal Katılım
Ülkemizde katılımın daha çok siyasal anlamda anlaşıldığı ve seçimlerde oy kullanmak, genel-yerel
seçimlerde adaylık ve siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarında yer almak suretiyle gerçekleştiğinin kabul
edildiği ortadadır. Halkın yönetime siyasal katılımının gerçekleştirilmesi; kararları etkileme şeklinde olup,
yöneten yönetilen arasındaki mesafenin korunmasının önlenmesi ve kararlarda doğrudan doğruya etkili
olmaları şeklinde ortaya çıkmaktadır. Çünkü kararlar üzerinde etkili olan halk, siyasal politikaları
benimsemiş ve yönetimin uygulamalarında başarıyı artıran bir etken oluşturacaktır. Ayrıca hizmet sunduğu
toplumsal çevrelerin güvenini sağlamış, halkın tepkilerine duyarlı, hedef kitleyle iletişim halinde bir ilişkiye
dayalı yönetim, katılımı sağlamış bir yönetim olacaktır (Çevikbaş, 2008:76).
Siyasal katılım kavramını; toplumun ve idarenin işleyişini etkileyecek kararların işleyişine halkın aktif olarak
dâhil edilmesi olarak tanımlayan Yaktın; “katılımın amacı, demokrasiye katkı sağlamanın yanında, halkı
yönetim konusunda doğrudan ilgilendiren konularda alınan kararları emir niteliğinden uzaklaştırmak ve bu
kararları yöre halkına maletmektir” demektedir (Yatkın, 2000: 4).
1.3. Yerel Yönetimlerde Katılım
Katılımın en çok ilişkilendirildiği alan yerel yönetimdir. Çünkü yerel yönetimlerin varoluş amacı ile katılımın
amacı örtüşmektedir. Yerel yönetimler demokrasinin ilk basağı olarak yönetime katılmada önemli bir işleve
sahiptirler. Yerel yönetimler hemşerilerin yerel ve müşterek ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik yerinde ve
yine yerelden seçilen temsilcilerce nihai kararların alındığı ve uygulandığı yerleşim birimleridir. Yerelin
özelliği gereği halkın içinden seçilen temsilcilerin çoğu kere tanıdık olması ve erişilebilirliği yanında
katılımcı mekanizmalar yoluyla yerel halkın katkılarına açık bir örgütsel yapılanma, yerel yönetimlerde
katılım olgusunu her zaman cazip ve ilginç kılabilmektedir (Erdoğan, 2013:172). Yerel yönetimin halkla iç
içe olması demokrasiye ve katılıma anlam yüklemektedir. Yerel yönetimlerde halkın bizzat öznel olarak
bulunması, katılımda istekli olmalarını sağlamakla birlikte elde edilen hizmetlerin kalitesini artırmaktadır
(Çevikbaş, 2008:74). Yerel katılım halk ile yöneticiler arasındaki kopukluğu da ortadan kaldırmaktadır.
Yöneticiler ve vatandaşlar arasında karşılıklı iletişimi kolaylaştırıcı bir fonksiyona sahiptir. İletişim yerel halk
ve yöneticilerin birbirlerine duydukları güven düzeyinin artmasına da katkıda bulunmaktadır. Halk oluşum
aşamasına aktif olarak kendisinin katıldığı kararları daha kolay benimser (Keleş, 1993:21). Yerel yönetim
organlarının seçimle iş başına gelmesi bu kurumların demokratik özellik kazanması bakımından yeterli
görülmemektedir. Bu nedenle seçilmiş organların yanı sıra gerçek bir halk katılımın sağlanması gerektiği
belirtilmektedir. Bu da toplumdaki tüm katmanların kendilerini ilgilendiren önemli kararların alınması
sürecine dâhil olabilmesi ile mümkün olabilecektir (Başaran, 2008: 47-48).
Oktay, siyasal katılımı demokrasinin önemli katılım süreçlerinden birisi olarak nitelemekte ve yerel
yönetimlerde merkezi yönetime göre çok daha geniş bir çerçevede gerçekleşebileceğine vurgu yapmaktadır.
Oktay’a göre; “Vatandaşlar bireysel olarak ya da örgütlü biçimde yerel yönetimlerin başta karar alma
süreçlerine olmak üzere, tüm faaliyetlerine ölçek olarak daha fazla katılma imkânına sahiptirler. Böylece,
yerel düzeyde yaşadıkları çevrenin oluşumu ve yönetimi ile ilgili taleplerini, beklentilerini, görüşlerini ve
önerilerini daha kolay iletebilirler. Yerel yönetimlerin geniş tabanlı bir siyasal katılmaya imkân tanıması,
ulusal düzeydeki demokrasi düzenini ve kurumlarını da olumlu biçimde besleyen bir unsurdur” (Oktay,
2013:204).
Yerel katılım alanında farklı uygulamalar bulunmaktadır. Adıgüzel; “Yerel kamuoyu yoklamaları, halk
oylamaları, yerel kamusal araştırmalar, kamusal toplantılar, yerel yönetim ve danışma organlarına katılma,
yerel sivil toplum örgütlerine katılım, kent planlamasına katılım, çevre sorunlarıyla ilgili olarak yargıya
Strategic Public Management Journal, Volume 3, Issue 6, 2017
129
başvurma ve kent kurultaylarına katılım gibi yöntemler her ülkenin koşullarına göre başvurduğu katılım
araçlarıdır” (Adıgüzel, 2003: 49) demektedir. Geray; yerel düzeyde halkın birçok biçimde ve alanda yerel
karar süreçlerini etkileyebildiğine dikkat çekerek; “kent planlaması, çevre koruma, halk oylaması,
seçilmişleri görevden düşürme, önemli konularda halka danışma, halkın çeşitli konularda yakınmaları ve
kentsel toplumsal hareketler gibi bir çok tür ve alanda yerel katılım olanaklıdır” demektedir (Geray,
1995:74). Yönetime ya da siyasal alanın oluşumuna katılımın gerçekleştirilebileceği yollar geleneksel ve
çağdaş yöntemler olarak ayrılabilir. Geleneksel yöntemler arasında seçimlere katılma, parti üyeliğinde ve
kampanyalarda bulunma gibi yöntemler sayılabilir. Yeni katılım yöntemleri arasında ise, internetle
katılımdan, planlama birimlerine kadar oldukça çeşitlilik gösteren katılım biçimlerinde çalışma yöntemleri
sayılabilir (Çukurçayır, 2012:130).
Yerel siyasi yapılanmada katılanların ve bunların kullandıkları katılım araçları ve bu araçların nasıl işlediği
yerel demokrasi hakkında yapılacak değerlendirmeler hakkında önemli bir nokta olduğuna dikkat çeken
Cansever ve Efe; Akdoğan’dan aktararak; bu noktada yerel siyasete katılanları; partilerin şehir düzeyindeki
teşkilat ve temsilcilikleri, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri, ulusal ölçekli sivil toplum
kuruluşlarının yerel temsilcilikleri ve yerel düzeyli sivil örgütler, medya kuruluşlarının temsilcilikleri ve yerel
medya grupları, yerelde bulunan kanaat önderleri, sermaye ve sendika mensupları, eşraf, esnaf ve
vatandaşları olarak sıralamaktadır (Akdoğan, 2008: 26). “Bahsedilen bu aktörlerin katılma araçları olarak ise;
geleneksel anlamda oy vermek dışında, meclis üyesi seçimleri, meclis toplantılarına katılmak, kent
konseyleri, gelecek atölyeleri, yurttaş girişimleri, belediye kent planlaması, halk oylaması, e-demokrasi
yolları gibi birçok farklı katılım aracı sayılabilir” (Cansever ve Efe, 2016:763).
Türkiye’de yerel düzeyde halkın katılım olanakları özellikle 2002 sonrası artırılmaya başlanmış ve yerel
demokrasiye dolayısıyla yerel siyasete işlerlik kazandırabilmek için çeşitli yasal düzenlemelere gidilmiştir.
Son dönemde yerel yönetimleri ilgilendiren pek çok yasal değişiklik yapılmıştır (Cansever ve Efe, 2016:763).
Kent konseyi, yerel meclis toplantılarına katılma, halk toplantıları, kamuoyu yoklamaları, halkoylaması,
bireysel başvuru yoluyla katılma, odalar, sivil toplum kuruluşları ve teknolojik gelişmeler ile birlikte internet
yaygın katılım araçları olarak halkın yönetime katılımına ve kararları etkilemesine imkân sağlamaktadır.
Katılım açısından bu araçların ne ölçüde nasıl kullanılabildiği hem yönetenler hem de yönetilenler boyutuyla
dikkate alınması gereken diğer önemli bir boyutudur. Nitekim son yıllarda, değişik ölçekte çok sayıda
belediyenin, yeni ortaklarıyla birlikte, biçimsel-resmi yapıların yanı sıra “kent meclisi”, “kent platformu” gibi
adlarla, katılımcılığı özendiren, bilgi akışını hızlandıran, saydamlığı amaçlayan yer yer karar alma süreçlerini
de içeren “alternatif yapılar” kurdukları gözlenmektedir. Bu yeni yapıların büyük bölümü, her ne kadar, bir
“danışma ve halkla ilişkiler” çabası olmaktan öteye henüz gitmiyorsa da, katılımcılığın yaygınlaştırılması,
saydamlığın ve denetimin sağlanması açılarından yine de yarar sağlamaktadır (Göymen, 2014:16). Kent
konseylerinin varlık ve etkinliklerini büyük ölçüde belediyeyle olan ilişkilerinin (özellikle mali) belirlediğini
öne süren Göymen, “bu biçimsel olmayan yapıların ne denli demokratik ve temsili olduklarına ilişkin kuşku
ve eleştiriler de vardır. Örneğin, yönetişim dinamiklerinin ve yetki-kaynak devrinin, “yeni ortakların”
yönetim kapasiteleri, demokrasi anlayışları ve siyasal kültür sınırlılıkları nedeniyle kısıtlandığı ve
beklenildiği gibi kullanılmadığı savlanmaktadır. Ayrıca bu yeni yapılarda tartışmalara (ve alınıyorsa
kararlara) daha ziyade, uzman-akademisyenlerin ve yerel sermayenin hakim olduğu ve marjinal grupların
(ekonomik güçsüzlerin, azınlıkların, kadınların) dışlandığı söylenebilir. Yer yer bu yapıların yüzeysel kaldığı,
gerçek anlamda kritik konu ve kararları kapsamadığı ve daha ziyade belediyelerin zaten almış oldukları bazı
kararların, sembolik onay yeri olmaktan öteye gitmediği savlanabilir” demektedir (Göymen, 2014:16).
6360 Sayılı Kanun İle Birlikte Mahalleye Dönüşen Köylerde Değişimin Katılım Açısından Muhtarlığa Etkisi:
Menteşe ve Seydikemer İlçeleri Üzerinden Bir Değerlendirme – Yüksel DEMİRKAYA, Mesut Koç
130
Katılım doğru yöntemlerle, etkin bir şekilde işletildiğinde gerek yerel siyasetçiler gerekse de yurttaşlar ve
diğer kamusal aktörler için önemli faydalar sağlayabilir. Katılım yerel siyasi iktidarı, demokratik meşruiyet
ve hesap verme açısından güçlendiren bir pratiktir. Temsil edilenlerin haklarını ve çıkarlarını, temsilcileri ile
sürekli müzakereye ve denetime açık hale getirmesi bunun ana mekanizmasıdır. Belediye başkanı, meclis
üyeleri ve bürokrasisi hayatları üzerinde etki ettiği yurttaşlar karşısında daha dikkatli, sorumlu, tarafsız ve
adil olma durumunda kalmaktadır. Katılım yönetenlerin karar verme ve uygulamalarda yurttaşların
ihtiyaçlarına daha iyi cevap verebilmesi, kaynakların daha etkin ve verimli kullanma imkânı vermesi
nedeniyle de yerel yöneticilere faydalar sunmaktadır. Kendilerini dinleyen, yönetime katan ve somut sonuçlar
alan yerel siyasetçilerin tekrar seçilmesi ise büyük olasılıktır (İzci, 2014:35).
2. MAHALLE VE KATILIM
Halka en yakın yönetsel birim olarak ifade edilen muhtarlık iki ayrı yapı için kullanılmaktadır. Bunlardan
birisi yerel yönetim birimi olan köy diğeri de Osmanlı Devletinden günümüze kadar ulaşmış bir yönetim
geleneği olan mahalledir. Dolayısıyla muhtarlık mevzuatta kavram olarak tek olmasına rağmen uygulamada
köy ve mahalle olmak üzere iki farklı yönetsel biçime tekabül etmektedir. Köy tüzel kişiliğe sahip iken;
mahalle belediye içerisinde yer alan ancak tüzel kişiliği bulunmayan ve yerel yönetim birimi olup olmadığı
halen tartışılan yönetsel bir birimdir (Acar ve Koç, 2016:179).
Köy, Anayasanın 127. maddesinde; “Mahalli idareler; il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek
ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen,
seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir” hükmü ile yer bulmakta ve 1924 yılında
çıkarılan 442 Sayılı Kanun ile işleri yürütülmektedir. Mahalle ise belediye sınırları içerisinde, mahalli idareler
seçimleriyle gelen yönetime sahip olmasına rağmen merkezi yönetime bağlı bir birimdir. Birçok kanunda
mahallenin başı mahalle muhtarlarının yapacağı görevler bulunmasına rağmen tanımlanmış yetkileri yoktur.
Mahalle muhtarlığını boşluk doldurucu ve aracı kurum olarak nitelendiren (Arıkboğa, 2002) yerel yönetim
sistemi içinde yer almadığı halde, seçimle göreve gelme yönteminin benimsenmesine dikkat çekmektedir.
“Muhtarlık, gerçekte bir “yönetim birimi” değildir. Ancak muhtarlığı taşra yönetim sistemi içinde
değerlendirmek gerekir; bir yönetim birimi olarak değil, ama merkezi yönetime ilişkin kimi görevlerin daha
iyi yapılabilmesi amacıyla taşra yönetiminin mahallelerdeki uzantısı olarak. Seçimle göreve gelenler de, bir
yerel yönetici olmanın çok ötesinde, bir kamu görevlisidirler” demektedir (Arıkboğa, 2002:170). Tarihi süreç
içerisinde bir dönem tamamen kaldırıldığı da görülen mahalle muhtarlığına ilişkin belirsizliğin devam
edeceğini söylemek yanlış olmayacaktır. (Bulut ve Kara, 2013) köy ve mahalleyi yönetim açısından yedi
maddede kıyaslamaktadır:
1. Köy, tüzel kişiliği olan bir yerel yönetim birimi iken mahalle tüzel kişiliği olmayan idari bir birimdir.
Mahalle, 5393 sayılı Belediye Yasası’na göre (m/3), belediyenin sınırları içinde ihtiyaç ve yatırımların
belirlenmesine ve tasnifine kolaylık sağlayan idari bir birim olarak belirtilmiştir.
2. Köy yönetiminin genel karar organı (Köy Derneği) varken mahallenin böyle bir karar organı yoktur.
3. Köy muhtarı Köy tüzel kişiliğinin başıdır. Köy muhtarı köyün yöneticisidir. Mahkeme veya diğer resmi
yerlerde köyü temsil edebilir. Mahallenin tüzel kişiliği olmadığından ve mahalle bir yerel yönetim birimi
sayılmadığından mahalle muhtarının mahalleyi yönetme veya temsil yetkisi bulunmamaktadır.
4. Köy muhtarı devletin köyde temsilcisi olduğundan hem devletle ilgili görevleri hem de köyle ilgili
görevleri vardır. Tam bir yürütme organı gibi hareket ederek köyün işlerini yapar veya yaptırır, köyün
parasını harcayabilir. Fakat mahalle muhtarına görev ve yetki veren hukuki metinler incelendiğinde mahalle
Strategic Public Management Journal, Volume 3, Issue 6, 2017
131
muhtarına 143 adet görev verildiği (Taylan, 1992: 55) ve bu görevlerin genel olarak merkezi idareye karşı
yapması gerekenleri içerdiğini söylemek mümkündür.
5. Köy ihtiyar heyeti köy yönetiminin denetleme ve karar organı iken mahalle ihtiyar heyetinin görevi genel
olarak kanunun mahalle muhtarına verdiği görevlerin yerine getirilmesinde yardımcı olmaktır. Yoksa
herhangi bir konuda karar alma veya denetleme yetkisi bulunmamaktadır.
6. Köy ihtiyar heyeti ile mahalle ihtiyar heyeti arasında heyetlerin üye sayısı ve üyelerin belirlenmesi
noktasında da farklar bulunmaktadır. Köy ihtiyar heyeti seçimle belirlenen üyeler ile tabii üyelerden
oluşmaktadır. Köy İhtiyar heyeti seçimlik üye sayısı nüfus kriterine göre belirlenir. Nüfusu 1000’e kadar olan
köylerde 8, 2000’e kadar olan köylerde 10 ve 2000’den fazla olan köylerde ise 12 üye seçimle belirlenir.
Köyün öğretmeni veya okul müdürü ve köy imamı köy ihtiyar heyetinin tabii üyeleridir. Mahalle ihtiyar
heyeti ise sadece seçimle belirlenen ve 4 asil 4 yedek üyeden oluşmaktadır.
7. Köyün bütçesi, gelir ve gideri ile personeli vardır. Fakat mahallenin bütçesi, gelir ve gideri ile personeli
yoktur (Bulut ve Kara, 2013:271).
Her iki muhtarlık tipinde de muhtarların, kendileri gibi 5 yıllığına seçilerek gelen ihtiyar heyetleri ile birlikte,
kendi göreceği işler olduğu gibi, devlete ait işleri yürütme ve merkezi yönetim birimlerine yardımcı olma
görevleri de mevcuttur. Kaymakamlar muhtarların amiri konumunda bulunur ve izin vb. birçok işlem
kaymakamlıklar vasıtasıyla yürütülür. Küçük kentlerdeki mahallelerde ve büyük kentlerin bazı gecekondu ve
gelenekselliğini sürdüren mahallelerinde muhtarlığın ilk başvurulan merci konumunda olması önemli bu
kurumun toplumdaki konumu açısından önemlidir (Kavruk, 2004:239).
Mahallenin yönetimine ilişkin Belediye Kanunun 9. maddesinde; “muhtar, mahalle sakinlerinin gönüllü
katılımıyla ortak ihtiyaçları belirlemek, mahallenin yaşam kalitesini geliştirmek, belediye ve diğer kamu
kurum ve kuruluşlarıyla ilişkilerini yürütmek, mahalle ile ilgili konularda görüş bildirmek, diğer kurumlarla
iş birliği yapmak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yapmakla yükümlüdür” denilmekte ve mahalle ile
ilgili konularda görüş bildirme görevi vererek, zayıf ta olsa, muhtarın yönetime katılımına olanak
sağlamaktadır. Benzer bir durum 24. madde de görülmektedir. Bu madde de; mahalle muhtarlarının ildeki
kamu kuruluşlarının amirleri ile ildeki kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, üniversiteler,
sendikalar ve gündemdeki konularla ilgili sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile birlikte oy hakkı
olmaksızın kendi görev ve faaliyet alanlarına giren konuların görüşüldüğü ihtisas komisyonu toplantılarına
katılıp görüş bildirebileceğine yer verilmektedir. Ancak her iki madde de bildirilen görüşlerin bağlayıcılığına
ilişkin herhangi bir hükme yer vermemektedir.
Yönetime katılım ve yerinden yönetim ilkelerinin hayata geçirilmesi açısından bir zemin olarak görülen kent
konseylerinde mahalle muhtarlıklarına da yer verilmiştir. Ancak; kent konseyinin içinde mahalle
muhtarlığının yer alması söz konusu konseyin ne derece etkin olduğunun sorgulanmasıyla açıklık kazanabilir.
Zira kent konseylerinin aldıkları kararlar her ne kadar Belediye Meclisinin ilk toplantısında gündeme alınarak
değerlendirilecek olsa da, kabul edilmesi noktasında meclise bir zorunluluk yüklenmemiştir (Özmen,
2013:308).
Ülkemizde katılımın yerelleşmeyi güçlendirmediğini iddia eden Toksöz; tersine zayıflattığını söylemektedir.
Toksöz; “katılım mekanizması olarak yerelde mahalle muhtarlığı belediyenin bir organı haline getirildi, bu
çok önemli bir uygulamaydı. Mahallenin temel alınması ve mahalle muhtarının halk tarafından seçilmesi
önemliydi. Aslında Türkiye’deki en büyük sivil toplum örgütü mahalle muhtarlığıdır; çünkü muhtarlar gerçek
anlamda halkın seçtiği insanlardır ve hepimiz biliyoruz ki mahalle muhtarlığı Türkiye’de parası veya gücü
olmayan ama çok da adayı bulunan bir demokratik kurumdur. İki yüz yıllık bir kurumdur ve Türk tarihinde
6360 Sayılı Kanun İle Birlikte Mahalleye Dönüşen Köylerde Değişimin Katılım Açısından Muhtarlığa Etkisi:
Menteşe ve Seydikemer İlçeleri Üzerinden Bir Değerlendirme – Yüksel DEMİRKAYA, Mesut Koç
132
önemli bir kurumudur, ithal edilmiş değildir” diyerek mahalle muhtarlığının halk nezdindeki itibarına ve
tarihi süreçteki önemine dikkat çekmektedir (Toksöz, 2012:113).
3. 6360 SAYILI KANUN VE GETİRDİĞİ DEĞİŞİKLİKLER
Yürürlükte olan 1982 Anayasasına göre ülkemizin yerel yönetim yapısı belediyeler, il özel idareleri ve
köylerden oluşur. İl özel idareleri ve köyler tek tip iken belediyeler; belde, ilçe ve il belediyeleri yanı sıra
büyükşehir belediyelerinden oluşur. Belediyeciliğin temelleri Cumhuriyet öncesine kadar gitse de Büyükşehir
Belediyeleri, Anayasaya sonradan eklenen “büyük yerleşim yerlerinde özel yönetim biçimleri oluşturulabilir"
maddesi ile birlikte 1984 yılından itibaren kurulmaya başlamıştır. İstanbul, Ankara ve İzmir ile başlayan
büyükşehir belediyesi kurulması süreci, 2012 yılında çıkarılan ve 2014 yılından itibaren yürürlüğe giren 6360
sayılı kanun ile bugünkü nihai şeklini almıştır. Büyükşehir belediyeleri dönem dönem farklı gerekçelerle ve
değişik şekillerde kurulmuş, 6360 Sayılı Kanun ile birlikte hizmet alanlarının il mülki sınırlarına
genişletilmesi başta olmak üzere önemli değişiklikler getirilmiş ve sayıları da 30’a ulaşmıştır.
6360 Sayılı Kanun ile gelen temel değişimleri Aksu 15 maddede özetlemiştir:
1. Toplam nüfusu 750.000 ve üzeri olan illerin il belediyeleri, yeni yasa ile büyükşehir belediyelerine
dönüştürülmüştür;
2. 14 ilde yeni büyükşehir belediyesi kurulmuştur. Toplam büyükşehir sayısı 30 olmuştur;
3. Bütün büyükşehir belediye sınırları il mülki sınırı olmuştur;
4. 30 ilde il özel idarelerinin tüzel kişiliği kaldırılmıştır;
5. Yeni ilçeler kurulmuştur;
6. Büyükşehirlerdeki bütün ilçe belediyelerinin sınırı ilçe mülki sınırı olmuştur;
7. Belde belediyeleri mahalleleriyle birlikte bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır;
8. Bu illerdeki bütün köy yönetimleri kaldırılmış ve bunlar mahalle yapılmıştır;
9. Büyükşehirlere bağlı ilçelerin idari bağlılık durumları da değişmiştir;
10. Belediye sınırları içinde nüfusu 500’ün altında yeni mahalle kurulamayacaktır;
11. Büyükşehir belediyeleri dışındaki illerde nüfusu 2.000’den az olan belde belediyeleri köye
dönüştürülmüştür;
12. Büyükşehir belediyeleri ve ilçe belediyelerinin görev ve yetki bölüşümünde kısmi değişiklik yapılmıştır;
13. Mülki idareye bağlı olarak 30 ilde, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı kurulmuştur;
14. Merkezi yönetim payları yeniden düzenlenmiştir;
15. İl özel idarelerinin işleri, ilgisine göre bakanlık ve bağlı kuruluşlarının taşra teşkilâtlarına
devredilmektedir (Aksu, 2012:3).
6360 Sayılı Kanun ile Büyükşehir Belediyesi kurulan illerde köylerin tamamı köy tüzel kişiliği
sonlandırılarak mahalleye dönüştürülmüştür. Köylerin kapatılmasına ilişkin Anayasaya aykırılık iddiası
Anayasa Mahkemesinin 2013 yılında verdiği karar ile kabul edilmemiştir.
Büyükşehir belediye teşkilatı bulunan illerdeki köyler kaldırılmasına rağmen, bu yerlerde köy mevzuatının
uygulama alanı tamamıyla son bulmamıştır. 6360 sayılı Kanun ile köy mevzuatının bazı hükümlerinin
Strategic Public Management Journal, Volume 3, Issue 6, 2017
133
bundan böyle de uygulanmaya devam edeceği hükme bağlanmıştır. Örneğin 6360 sayılı Kanunun 3.
maddesinin 5. fıkrasına göre “tüzel kişiliği kaldırılan köylerde görev yapan geçici ve gönüllü köy korucuları
halen görev yaptıkları yerlerde görev yapmaya devam ederler. Bunlar 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy
Kanunu ve diğer mevzuatta kendileri için öngörülen haklardan aynı şekilde yararlanmaya devam ederler. Bu
yerler için ihtiyaç olması halinde aynı usulle yeni görevlendirmeler yapılabilir.” Yine aynı Kanunun 16.
maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 12. Maddesine eklenen son fıkra, mevzuatla orman köyleri ve
orman köylüsüne tanınan hak, sorumluluk ve imtiyazların orman köyü iken mahalleye dönüşen yerler için
devam edeceğini hüküm altına almıştır (Muratoğlu, 2015:77)
6360 sayılı yasanın genel gerekçesinde iki temel üzerine inşa edilen yasa ile hizmet sunumu bakımından daha
etkili ve verimli bir yönetsel yapının inşa edileceği, bu yapının demokratik hayata katılımı sağlayacağı
belirtilmektedir (İzci ve Turan, 2013:119). Ancak; kanun ile hizmet alanının genişletilmesi, il ve ilçe
merkezlerine uzak yerleşim yerlerinin tüzel kişiliklerinin kaldırılması kanuna ilişkin eleştirilerin odağı
durumundadır. 6360 Sayılı Kanun’la yirmi dokuz ilde köylerin ve ilçe belediyelerinin kaldırılıp, bunların ilçe
belediyesinin bir mahallesi hâline dönüştürülmeleri ve dolayısıyla buralardaki kararların burada oturan halk
tarafından değil, daha uzakta bulunan belediye meclisleri tarafından alınması sübzidarite (subsidiarity)
ilkesine de aykırıdır. Bu açıdan da 6360 sayılı Kanun şiddetle eleştirilebilir (Gözler, 2013:76).
Keleş’ten aktaran Yıldırım, kapanan belde belediyeleri üzerinden katılımın zayıflamasına ve ortaya çıkan
temsil sorununa dikkat çekmektedir. “Bu yasa ile büyükşehir sınırları içindeki belde belediyeleri
kapatılmakta; orman köyleri de dâhil köylerin tüzel kişilikleri kaldırılmakta, il özel yönetimlerinin tüzel
kişiliği sona erdirilmektedir. İlgili yerel yönetim birimlerinin tüzel kişiliklerine son verilmesi temsil, katılım
ve yerel demokrasi açısından son derece önemli olduğu söylenebilir. 6360 sayılı yasada temsil ve katılım
açısından yeni bir değişiklik yapılmadığından olumlu yansımaların varlığından söz edilemezken, ancak az
nüfuslu belediyelerin lehine bir temsil adaletsizliğinin ortaya çıktığı, bununla birlikte il merkezinde bulunan
ilçe belediyelerinin büyükşehir belediye meclisinde yeteri kadar temsil edilememe gibi bir soruna yol açtığı
da belirtilmelidir. Bununla birlikte kapatılan belde belediyelerinde yaşayanlar açısından temsilci başına düşen
kişi sayısında artışlar ortaya çıkmakta ve bu beldelerin büyükşehir ve ilçe belediye meclisinde temsilleri
siyasi partilerin insafına bırakılmaktadır (Yıldırım vd., 2015:224). Bununla birlikte köylerde alınan kararlara
halkın doğrudan katılımına imkân veren köy tüzel kişiliğinin mahalleye dönüştürülmesi, demokratik anlayış
açısından olumsuz bir anlam taşımaktadır. Yeni düzenlemenin katılım alanında, kolaylaştırıcı değil,
güçleştirici bir etmen olduğu sonucuna varılabilir (Keleş,2013:18).
İdari sınır değişikliklerinin olması, belediye hizmetine tahsis edilen kaynaklar ile amaç arasındaki ilişkiyi
belirleyen ve verimlilik kavramını da içeren fonksiyonel etkinlik ve halkın yönetime ilgisini gösteren
demokratik katılım durumunu etkilemektedir. Bu iki temel özellik olan fonksiyonel etkinlik ve demokratik
katılım, mekân üzerinde ölçek kavramını ortaya çıkarmaktadır. Belediye hizmetlerinin niteliği, hizmetin
hangi ölçekte uygulanmasının daha etkin olacağını belirlemektedir. Çoğu zaman fonksiyonel etkinlik ile
demokratik katılım belediye sınırlarının ölçeği ile ters orantılı hareket etmektedir. Belediye sınırları
büyüdüğünde hizmet bütünlüğü ve birim maliyetinin düşmesi sağlanırken, demokratik katılım azalmaktadır.
Aynı zamanda seçmenler yerel yöneticiden uzaklaşmaktadır (Yıldırım vd., 2015:218).
Keleş; kanun ile birlikte birkaç yıldan beri İstanbul ve Kocaeli’de yürürlükte olan ve il ve belediye sınırlarını
örtüştüren sistemin, diğer 28 büyükşehir belediyesi içinde yaygınlaştırıldığını söyleyerek, kilometre bazında
genişleyen alana dikkat çekmektedir. “Bu değişiklik, belediyeden belediyeye değişmekle birlikte, Muğla,
Antalya, Konya, Şanlıurfa gibi kimi anakent belediyelerinin bir uçtan bir uca uzaklığını, 250-350 kilometre
kadar genişletilmesi sonucunu doğurmuştur”. (Keleş, 2016:20)
6360 Sayılı Kanun İle Birlikte Mahalleye Dönüşen Köylerde Değişimin Katılım Açısından Muhtarlığa Etkisi:
Menteşe ve Seydikemer İlçeleri Üzerinden Bir Değerlendirme – Yüksel DEMİRKAYA, Mesut Koç
134
Özellikle köyler açısından kimlik ve aidiyet duygusunun kaybı, taşınır ve taşınmaz mallarının köy elinden
alınması, içme ve kullanma suları için ödenecek ücretler nedeniyle tarımsal etkinliğin güçleşmesi, genel
olarak artan vergiler ve harçlar kırsal alanlarda yaşamı kolaylaştırmayacak güçleştirebilecektir. İlçe
merkezlerine uzakta bulunan köylerin kamusal hizmetlere ulaşmaktaki güçlükleri de bunlara eklemek yanlış
olmaz (Keleş, 2016:22).
6360 Sayılı Kanun ile getirilen düzenlemelerin, ülkemizin taraf olduğu Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik
Şartı’nın katılıma ilişkin kurallarına (madde 3/2, 4/6, 5 ve 9/6) ve halkın katılımını artırmak amacıyla Avrupa
Konseyi’nin yetkili organlarının 2009 yılında kabul etmiş olduğu EK Protokol’ün kurallarına ters düştüğünü
söyleyen Keleş; “karar alma süreçlerine ve siyasal katılıma ilişkin kuramsal açıklamalar, bir yerleşim yerinin
yarı çapı küçüldüğü oranda katılımın etkinliğinin de artacağını göstermektedir. Oysa anakent sınırlarının
bugünkü gibi alabildiğine genişletilmiş olması, günümüzün en önemli demokratikleşme sorunlarının başında
yer alan, yerel halkın karar süreçlerinde aktif görev alma istemlerinin ucuz, kolay ve çabuk bir biçimde
karşılanması fırsatının büyük ölçüde kaçırılmış olduğu anlamına gelmektedir” demektedir (Keleş, 2016:23).
6360 Sayılı Kanun ile köyden mahalleye dönüşen yerlerde muhtarların yaptığı işlere ilişkin büyük
değişiklikler olmuştur. Acar ve Koç tarafından Muğla ili Fethiye ilçesinde yapılan bir çalışma sonrasında
ortaya çıkan değişiklikler Tablo 1’de sunulmuştur (Acar ve Koç, 2016:189).
Tablo1. 6360 Öncesi ve Sonrası Genel Olarak Muhtarların Yaptığı İşler
Genel Olarak Yönetime Katılım ve Mali Açıdan Muhtarların
Yaptığı İşler
6360
Öncesi
6360
Sonrası
Köy /Belde adına karar alabilme
Var
Yok
Bütçe yapma
Var
Yok
İhtiyar meclisi kararı ile köy işlerine harcanacak parayı toplamak
Var
Yok
Köy işlerine harcanacak parayı topladıktan sonra harcamak için
emir vermek
Var
Yok
Bir ay içinde nerelere ve ne kadar para harcamış ise gelecek ay
başında hesabatını ihtiyar meclisine vermek;
Var
Yok
Köy işlerinde hem davacı, hem hasım olarak mahkemede
bulunmak ve isterse mahkemeye diğer birini yerine (vekil)
göndermektedir.
Var
Yok
İhtiyar meclisi ile görüştükten sonra köylüyü işe çağırmak
Var
Yok
Su Faturası, Sulama organizasyonu
Var
Yok
Posta tebligat işlemleri
Var
Var
Güvenlik kuvvetlerine yardım
Var
Var
Askerlik işlemleri
Var
Zayıf
Nüfus Müdürlüğü işlemleri
Var
Var
Seçmen Listesi vb. İşlemler
Var
Var
TEDAŞ (Elektrik aboneliği vs.)
Var
Zayıf
Strategic Public Management Journal, Volume 3, Issue 6, 2017
135
4. MUĞLA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ VE YENİ İLÇELER
4.1. Muğla Büyükşehir Belediyesi
Muğla Belediyesi Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 1871 tarihinde kurulmuştur. Muğla Belediyesinin
Osmanlı vilayetlerinde belediye teşkilatının kurulmasını yaygınlaştıran 1877 tarihli Vilayet Belediye
Kanunundan önce kurulduğu görülmektedir. Bu durumda Muğla Belediyesinin kuruluşta dayandığı yasal
temelin 1864 tarihli Vilayet Nizamnamesi veya 1871 tarihli İdare-i Umumiye-i Vilayet Nizamnamesi olduğu
söylenebilir. 1864 tarihli Vilayet Nizamnamesinden sonra daha çok ticaretin daha canlı olduğu Tuna Vilayeti
kentleri ile Bağdat ve diğer bazı liman kentlerinde belediyelerin kurulabildiği göz önünde
bulundurulduğunda, Muğla Belediyesinin yasal dayanağının 1871 tarihli İdare-i Umumiye-i Vilayet
Nizamnamesi olması daha güçlü bir ihtimaldir. Muğla’nın Osmanlı Devleti’nin idari taksimatı içindeki yerine
bakıldığında, 1876 tarihli Kanun-i Esasi’nin (Anayasanın) yürürlüğe girdiği tarihte Muğla (Menteşe) Aydın
vilayetine bağlı liva (vilayet ile kaza arasındaki birim) statüsündedir. II. Meşrutiyetin başlangıcında (1908
yılında) bu statüsü değişmemiştir. Ancak 1919 yılında yapılan yeni bir düzenleme ile Muğla (Menteşe)
doğrudan merkeze bağlı, müstakil liva statüsüne kavuşmuştur. 1921 Anayasası döneminden beri de
Muğla’nın idari taksimat içinde il olarak yer aldığı görülmektedir. Muğla Belediyesinde bugüne kadar 24
başkan görev yapmıştır. Bu başkanların 5 tanesi Osmanlı Devleti döneminde göreve gelmiş, Zorbazzade
Ragıp Bey ise, hem Osmanlı hem de Cumhuriyet döneminde görev yapan tek başkandır. Cumhuriyet dönemi
belediye başkanlarının bazısı Askeri Müdahaleler döneminde atanan kişilerden oluşmaktadır. (Muğla
Büyükşehir Belediyesi, 2015-2019 Stratejik Planı)
6360 Sayılı Kanun ile Muğla, il nüfusu 750.000’in üzerinde olduğu için, 30 Mart 2014 tarihinden sonra
Büyükşehir Belediyesi olarak yapılandırılmıştır. Muğla Belediyesinde 1999-2014 yılları arasında 3 dönem
Belediye Başkanlığı yapan Dr. Osman Gürün (CHP), 30 Mart 2014 tarihinde yapılan mahalli idareler
seçimlerinde yeniden başkanlığa seçilmiş ve Muğla Büyükşehir Belediyesinin ilk başkanı olarak halen bu
göreve devam etmektedir. 6360 sayılı Kanun ile Büyükşehir Belediyesine bağlı kuruluş olarak Muğla
Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (MUSKİ) kurulmuştur. İlçe ve belde
belediyeleri tarafından yürütülmekte olan su, kanalizasyon vb. hizmetler MUSKİ tarafından yürütülmeye
başlanmıştır.
Muğla; 6360 Sayılı Kanun’un tartışıldığı dönemde coğrafi yapısı ve ilçelerinin ekonomik durumu gerekçe
gösterilerek olumsuz örnek olarak gösterilmiştir. Muğla’nın büyükşehir olma sürecine ilişkin bir çalışmada
Özsalmanlı ve Pank, Muğla Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri arasında coğrafi anlamda 50-200 km.
uzaklık olacağına dikkat çekmektedir. Özsalmanlı ve Pank; “Muğla Büyükşehir Belediyesi binasının
bulunacağı merkezin denizden 625-630 m yükseklikte olmasıdır. Bu yüksek rakım, merkezle, Yatağan hariç
hepsi deniz kıyılarında bulunan Muğla’nın ilçeleri arasında iklim ve bitki örtüsü, nüfus, kentsel hareketlilik,
ekonomi, sanayi, eğitim, sağlık vb. açılardan büyük farklılıklar ve kopukluklar oluşturmaktadır. Geçmiş 20
yılı dikkate alındığında ne yazık ki Muğla Merkezle, ilçeleri arasındaki bu kopukluklar yıllar içerisinde
artmıştır. Özellikle Bodrum, Fethiye, Gökova, Marmaris dünyaca ünlü, çok kültürlü, uluslararası bir marka
ilçe değil kent konumundadır. Muğla gibi önemli turistik bir şehrin merkezi, geri kalmış bir görüntü içinde
olmamalıdır. Muğla merkezde çağdaş kentsel hizmet almak için, imkânları yakınımızda bulabilmek adına
Muğla Büyükşehir Belediyesi yapılanması sürecinde zaman kaybedilmeden yatırımların gerçekleştirilmesi
gereklidir. Vasıf kazandırma yönlü mesleki eğitim programları, kooperatifçilik ve tarım ekonomisi yönlü
destek politikalarıyla, kırsal kesimin ekonomik ve toplumsal statünün kalkındırılabileceği, bu konudaki
deneyim, maddi katkı ve birikimlerin ilçe belediyelerinde fazlasıyla bulunduğu düşünülmektedir. Önemli
6360 Sayılı Kanun İle Birlikte Mahalleye Dönüşen Köylerde Değişimin Katılım Açısından Muhtarlığa Etkisi:
Menteşe ve Seydikemer İlçeleri Üzerinden Bir Değerlendirme – Yüksel DEMİRKAYA, Mesut Koç
136
olan merkezle ilçeleri, ilçeleri de kendi aralarında bir ağla birbirine bağlamaktır. Katılım, kurumsallaşma,
kurumsal ve toplumsal sorumluluk projeleriyle, yönetişim uygulamalarıyla bu konuda gerekenler
gerçekleştirilebilir. Önemli olan büyükşehir yapılanması ve uygulamaları sırasındaki kurumsal kararlılık ve
kurumsal-toplumsal sorumluluk bilincidir” demektedir. (Özsalmanlı ve Pank, 2012:23)
4.2. Menteşe İlçesinde Köyden Mahalleye Dönüşen Yerler
6360 Sayılı Kanun ile Muğla 750 bin olan nüfus kriterini aştığı için büyükşehir belediyesi kurulmuştur. Bu
kanunla Muğla’da ilçe sayısı; il merkezinde Menteşe, Fethiye ilçesinin bölünmesi ile Seydikemer ilçesinin
kurulması sonucu 13’e çıkmıştır. Menteşe’de 48 köy mahalleye dönüşmüştür. 25 mahallede görev yapan
muhtarlar 6360 Sayılı Kanun öncesi köy muhtarı olarak görev yapmış kişilerdir. Menteşe ilçesinde köyden
mahalleye dönüşen yerlerin listesi, ilçe merkezine uzaklığı ve nüfusları Tablo 2’de verilmiştir.
Tablo 2. Menteşe İlçesinde Mahalleye Dönüşen Köyler
Köy-Mahalle
Nüfus
İlçe Merkezine Uzaklığı
1
Akyer
54
48 km.
2
Avcılar
265
53 km.
3
Bozyer
217
50 km.
4
Çamoluk
377
60 km.
5
Çırpı
231
30 km.
6
Derinkuyu
416
25 km.
7
Doğan
723
12 km.
8
Fadıl
253
40 km.
9
Gazeller
462
55 km.
10
Gülağzı
1000
8 km.
11
Karacaören
82
50 km.
12
Kozağaç
283
12 km.
13
Kuyucak
376
26 km.
14
Meke
278
30 km.
15
Ortaköy
1579
7 km.
16
Paşapınarı
362
15 km.
17
Salihpaşalar
484
13 km.
18
Sarnıç
416
36 km.
19
Sungur
255
64 km.
20
Şenyayla
206
40 km.
Strategic Public Management Journal, Volume 3, Issue 6, 2017
137
21
Taşlı
595
65 km.
22
Yaraş
796
15 km.
23
Yeniköy
2587
9 km.
24
Yörükoğlu
493
60 km.
25
Zeytin
276
44 km.
4.3. Seydikemer İlçesinde Köyden Mahalleye Dönüşen Yerler
Muğla’nın nüfus açısından en büyük ilçesi olan Fethiye 6360 Sayılı Kanun ile birlikte Fethiye ve Seydikemer
olarak iki ayrı ilçe olmuştur. Seydikemer ilçesi sınırları içerisinde bulunan 49 köy mahalleye dönüşmüştür. 22
mahallenin muhtarı 6360 Sayılı Kanun öncesi köy muhtarı olarak görev yapmış kişilerdir. Muğla’nın il
merkezine en uzak ilçesi (146 km.) Seydikemer’de köyden mahalleye dönüşen yerlerin listesi, ilçe merkezine
uzaklığı ve nüfusları Tablo 3’de verilmiştir.
Tablo 3. Seydikemer İlçesinde Mahalleye Dönüşen Köyler
Köy-Mahalle
Nüfus
İlçe Merkezine
Uzaklığı (Km.)
1
Arifler
179
24 km.
2
Arsaköy
1441
32 km.
3
Çatak
380
11 km.
4
Çayan
365
16 km.
5
Çökek
255
40 km.
6
Çukurincir
699
36 km.
7
Demirler
580
32 km.
8
Dodurga
448
40 km.
9
Döğer
1024
13 km.
10
Girmeler
970
8 km.
11
Gölbent
1415
32 km.
12
Hacıosmanlar
316
25 km.
13
İzzetinköy
747
33 km.
14
Kabaağaç
963
22 km.
15
Karaköy
1062
42 km.
16
Kayabaşı
293
56 km.
17
Kıncılar
948
4 km.
6360 Sayılı Kanun İle Birlikte Mahalleye Dönüşen Köylerde Değişimin Katılım Açısından Muhtarlığa Etkisi:
Menteşe ve Seydikemer İlçeleri Üzerinden Bir Değerlendirme – Yüksel DEMİRKAYA, Mesut Koç
138
18
Paşalı
614
13 km.
19
Seydiler
680
3 km.
20
Yakabağ
549
7 km.
21
Zorlar
1518
70 km.
22
Yayla Patlangıç
329
55 km.
5. ARAŞTIRMA VE BULGULAR
4
5.1. Araştırmanın Amaç Yöntem ve Kapsamı
Araştırmanın amacı; 6360 Sayılı Kanun ile birlikte köy iken mahalleye dönüşen yerlerde muhtarlıklar
üzerinden ve muhtarlar aracılığıyla halkın yönetime katılımda yeni durumunu üç yıllık deneyim sonrasında
Menteşe ve Seydikemer ilçeleri üzerinden analiz etmektir. Çalışma ile 6360 Sayılı Kanun sonrası büyükşehir
olan Muğla’nın yeni ilçeleri Menteşe ve Seydikemer’de 97 köyün mahalle olması sonucunda ortaya çıkan
yeni durum ve uygulamalar muhtarların belediyelerin ve diğer birimlerin karar sürecine katılımı açısından
değerlendirilmiştir. Araştırmanın kapsamı Muğla’nın yeni ilçeleri Menteşe ve Seydikemer’de daha önce köy
olan 97 yeni mahallenin tekrar seçilen 47 muhtarıdır. Araştırmanın yöntemi, bu evrende yaşayan, 6360 Sayılı
Kanun öncesi muhtar olup halen devam eden muhtarlar ile 19 soruluk anket ve gelişen durumlara göre
gevşek yapılandırılmış mülakattır. Örneklem olarak seçilen mahallelerde muhtarlarla yapılan görüşmelerde,
sahada yeni kurumlar olan belediyelerin, diğer birim ve STK’ların muhtarların yönetime katılımı açısından
eski ve yeni durumlar yönüyle değerlendirilmiştir. Değerlendirmeler için literatür taraması sonucu
oluşturulan ve araştırmanın amacına uygun olarak belirlenen aşağıdaki sorular sorulmuştur;
“Muhtarın etkisi azaldı mı? Muhtarlık kolaylaştı mı? Muhtarlık kaldırılmalı mı?”
Bu sorular dışında genel algı ve değerlendirmeleri de yapılmıştır.
5.2. Demografik Bulgular
Menteşe ve Seydikemer ilçesinde görüşülen muhtarların yaş, eğitim durumu, meslekleri ve seçilme sayıları
incelenmiştir. Araştırma yapılan iki ilçede kadın muhtar olmadığı görülmüştür. Yine muhtarlar arasında
yükseköğrenim yapmış muhtar bulunmamaktadır. İki ilçenin muhtarlarına ilişkin bilgiler tablo 4, tablo 5,
tablo 6 ve tablo 7’de verilmiştir.
5.2.1. Yaş
Belediye başkanı seçilme yaşının 32’lere indiği bölgede, köylerde 25-40 yaş arası muhtar olmaması
oldukça dikkat çeken bir durumdur. Cumhurbaşkanı adaylığı ve üst kurullar için asgari yaş sınırı 40
olması dikkate alınarak gruplandırma yapılmıştır.
4
Burada aktarılan bulgular, devam etmekte olan doktora tez çalışması (Prof. Dr. Yüksel Demirkaya danışmanlığında
Mesut Koç tarafından yürütülen) kapsamında yapılan çalışmaların bir kısmına dayanmaktadır.
Strategic Public Management Journal, Volume 3, Issue 6, 2017
139
Tablo 4. Muhtarların Yaşları
5.2.2. Eğitim Durumu
Tablo 5. Muhtarların Eğitim Durumları
Muhtarların Ege bölgesinin eğitim seviyesinin yüksek olduğu algısına rağmen çoğunluğunun ilkokul mezunu
olduğu, halkın da muhtarlık seçimlerinde mezuniyete bakmadığı dikkat çekicidir. 1 muhtar ortaokul terk
olduğunu belirtmiştir. Görüşülen muhtarlar arasında yüksekokul mezunu muhtar bulunmamaktadır.
5.2.3. Muhtarların Meslekleri
Tablo 6. Muhtarların Meslekleri
Menteşe’de muhtarların büyük çoğunluğu çiftçidir. Seydikemer’de bu oran % 53 iken Menteşe’de % 69’dur.
Muhtarların bazıları seçildikleri dönem içerisinde muhtarlık dışında başka bir işle meşgul olmadıklarını
belirtmişlerdir.
5.2.4. Seçilme Sayısı
Tablo 7. Muhtarların Seçilme Sayıları
6360 Sayılı Kanun İle Birlikte Mahalleye Dönüşen Köylerde Değişimin Katılım Açısından Muhtarlığa Etkisi:
Menteşe ve Seydikemer İlçeleri Üzerinden Bir Değerlendirme – Yüksel DEMİRKAYA, Mesut Koç
140
Görüşülen muhtarların tamamı en az ikinci kez görev yapmaktadır. Araştırma kapsamında bu durum özellikle
hedeflenmiştir. Menteşe’de muhtarların yarısı ( %50), Seydikemer’de yarıya yakını (%47) üçüncü kez
seçilmişlerdir.
5.3. Yönetime Katılım Açısından Analiz
6360 sayılı yasa ile yapılan değişiklikler sonrası köy tüzel kişiliği sona eren köylerde değişikliğe ilişkin
görüşülen muhtarlar değişikliğin yerel yönetimlerin güçlenmesine katkı sağlamadığını ve köy tüzel
kişiliklerinin kaldırılmasının yönetime katılımı büyük ölçüde zayıflattığı görüşünü belirtmektedir.
5.3.1. Dönüşüm Sürecine Katılım
Muğla’da 6360 Sayılı Kanun ile yukarıda yer verilen değişiklikler gerçekleşmiş ve büyükşehir süreci
başlamıştır. Kanunun hazırlanma sürecinde muhtarlara görüşlerinin alınıp alınmadığı sorulmuştur. Kanunun
uygulanacağı sahada kanundan etkilenecek olanların görüşüne başvurulması ve onların kanunun hazırlanma
sürecine katılımlarının gerekliliği ortadadır. Araştırma kapsamında görüşülen muhtarların tamamı kanunun
hazırlandığını basından öğrendiklerini ve kendilerini herhangi bir şey sorulmadığını belirtmişlerdir.
Görüşülen muhtarların hemen hemen tamamının, eğer görüşleri alınsaydı; “Muğla’nın kesinlikle büyükşehir
olmaması gerektiğini” söyleyeceklerini özellikle belirtmeleri dikkat çekicidir.
6360 Sayılı Kanun’un 12 Kasım 2012 tarihinde Resmî Gazete’de yayınlanması ile birlikte bazı maddeleri
yürürlüğe girmiş ancak köylerin mahalleye dönüşmesini sağlayan madde, yapılan ilk mahalli idare seçimleri
ile birlikte, 30 Mart 2014 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Aradaki süreyi geçiş süreci olarak
değerlendirmek mümkündür. Bu dönemde muhtarlara bilgilendirme yapılıp yapılmadığı sorulmuştur.
Menteşe’de muhtarların % 44’ü bilgilendirildiklerini % 56’sı ise bilgilendirilmediklerini ifade etmişlerdir.
(Tablo.8) Bilgilendirildiklerini söyleyen muhtarların bir kısmı valilik-kaymakamlık aracılığıyla bazıları da
bağlanacakları ilçe belediyesi tarafından kanuna ilişkin bilgi aldıklarını belirtmişlerdir. Resmi olarak
bilgilendirilmediklerini ifade eden muhtarların bazılarının toplantı düzenlendiğini ancak kendisinin
gidemediğini belirtmesi bilgilendirme amaçlı toplantı yapıldığını göstermektedir. Seydikemer’de görüşülen
muhtarlarda aynı gerekçeleri ifade etmişlerdir. Seydikemer’de bilgilendirildiğini söyleyen muhtarların oranı
% 47, bilgilendirilmediklerini söyleyenlerin oranı % 53 olmuştur. Burada, iki yeni ilçede de bilgilendirilme
oranlarının birbirine yakın olduğu görülmektedir.
Tablo 8. Muhtarların Yönetime Katılım Araçlarına Katılımı
6360 Sayılı Kanun ile büyükşehir olan ve büyükşehir belediyesi ile ilk kez tanışan Muğla’da köyden
mahalleye dönüşen yerler de ilçe belediyeleri ile tanışmıştır. Bu belediyelerin kırsal alanı tanımaları ve
Strategic Public Management Journal, Volume 3, Issue 6, 2017
141
yapılanmaları için süre gereklidir. Diğer taraftan halkında yeniden yapılanan belediye ve bağlı kuruluşlarını
tanımaları zaman alacaktır. Bu süreçte görev, yetki ve sorumluluklara ilişkin sorunların çıkması da
muhtemeldir. Köyde eski durumda “köyün başı” konumundaki muhtarın yeni durumda da bir süre bu
konumunu devam ettirmesi beklenen bir durumdur. Görüşmelerde muhtarların bazıları bu durumun 3 yıllık
büyükşehir döneminde aynen devam ettiğini belirtmiştir. Görüşülen muhtarların bazıları; “vatandaşın
büyükşehir olduğumuzdan haberi yok. Hala eskiden olduğu gibi köy olduğumuzu zannediyorlar” demiştir.
Gerek halkın ileteceği gerekse muhtarın karşılaşacağı “yeni duruma ilişkin” sorunlarda başvuracağı kurum
belediyeler olacaktır. Çalışma kapsamında Menteşe ve Seydikemer ilçelerinde muhtarlara bu tür durumlarda
nereye başvuracakları sorulmuştur. Muhtarların bir kısmı önce kaymakamlığa bir kısmı da belediyelere
başvuracağını, bazıları da işin durumuna göre her ikisine de başvurabileceklerini ifade etmişlerdir.
5.3.2. Yönetime Katılım Araçlarının Kullanımı
Çalışma kapsamında; muhtarlara katılımın en yaygın araçları olan sivil toplum kuruluşları, siyasi parti ve
kent konseyinde yer alıp almadıkları sorulmuştur. Mahalleyi temsilen mahalli idareler genel seçimleriyle
göreve gelen muhtarların siyasal katılım mekanizmalarında yer almaları oldukça önemlidir. Tüm halkın
katılımının mümkün olmadığı günümüzde onların oylarıyla seçilen muhtarların katılımda rolü çok daha
anlamlı hale gelmektedir. Menteşe ve Seydikemer ilçelerinde görüşülen muhtarlara üye oldukları
dernek/vakıf olup olmadığı sorulmuştur. Muhtarların bu soruya ilişkin ilk verdikleri cevap her iki ilçede yeni
kurulmuş olan Muhtarlar Derneği olmuştur. Menteşe ilçesinde muhtarların tamamı Muhtarlar Derneği
üyesidir. Seydikemer’de 1 muhtar üye olmadığını ve henüz düşünmediğini belirtmiştir. Her iki ilçede de
muhtarlardan Muhtarlar Derneği dışında derneklere üye olanlar bulunmaktadır. Ancak herhangi bir analize
tabi veri elde edilmemiştir. Her iki ilçede muhtarların üye olabileceği vakıf olmaması vakıf kültürünün ve
anlayışının yerleşmediğini göstermektedir.
Tablo 9. Muhtarların Yönetime Katılım Araçlarını Kullanımı
Muhtarların mahalleleri adına kurulmuş kültür, dayanışma, yardımlaşma vb. derneği olup olmadığı
sorulmuştur. Menteşe’de bu soruya 2 muhtarın, Seydikemer’de sadece 1 muhtarın olumlu cevap vermesi sivil
toplum kuruluşu aracılığıyla katılım anlayışının olmadığını göstermektedir. Muğla genelinde bazı ilçelerde
köy tüzel kişiliğinin kalkacağının öğrenilmesi ile birlikte bazı işleri kolaylaştırmak amacıyla dernekler
6360 Sayılı Kanun İle Birlikte Mahalleye Dönüşen Köylerde Değişimin Katılım Açısından Muhtarlığa Etkisi:
Menteşe ve Seydikemer İlçeleri Üzerinden Bir Değerlendirme – Yüksel DEMİRKAYA, Mesut Koç
142
kurulmuştur. Ancak yeni ilçelerde, 3 yıllık bir süre geçmiş olmasına rağmen, bu duruma örnek teşkil edecek
bir çalışma olmamıştır.
Muhtarlar mahalli idareler seçimlerine bağımsız olarak girmektedirler. Ancak bireysel olarak siyasi parti
üyesi olmalarına yasal bir engel bulunmamaktadır. Kırsal alanlarda parti anlayışının biraz daha güçlü olduğu
varsayımı dikkate alındığında çalışma kapsamındaki iki ilçede oranın düşük kaldığını söylemek mümkündür.
Menteşe ilçesinde parti üyeliği oranı % 44, Seydikemer ilçesinde % 40 çıkmıştır. Bu durumu Seydikemer
için; Muğla Büyükşehir Belediye Başkanlığının CHP’de olması ilçe belediye başkanlığının da AKP’de
olması ile açıklamak mümkün olabilirken, Menteşe için her iki belediye başkanlığı da CHP’de olduğu için
mümkün değildir.
Kent konseylerine katılım açısından iki yeni ilçe farklılık göstermektedir. Çünkü Seydikemer ilçesinde henüz
kent konseyi çalışması olmamıştır. Menteşe ilçesinde kent konseyine katılım % 44 oranında kalmıştır.
Menteşe ilçesinin Muğla’nın merkezinde olduğu göz önüne alınırsa bu oranın oldukça düşük olduğunu
söylemek mümkündür. Diğer taraftan görüşülen muhtarların büyük çoğunluğunun bir kez gittikleri kent
konseyi toplantılarına bir daha gitmediklerini söylemeleri dikkat çekici bir durumdur. Muhtarlar bu duruma
gerekçe olarak kent konseyi toplantılarının “yapılmış olmak için yapıldığını” ve hiçbir yaptırımının
olmamasını göstermişlerdir.
5.3.3. Karar Alma Süreçlerinde Bulunma
Muhtarların gerek belediye meclisi toplantılarına gerekse oda, dernek, vakıf ve Kalkınma Ajansı
toplantılarına katılmaları ve mahalleleri ile ilgili konularda görüş belirtmeleri katılım açısından
oldukça önemlidir. Muğla’da mahallelerin merkeze uzaklığı göz önüne alındığında katılımın bu
boyutu çok daha anlamlı hale gelmektedir. Tablo.10 ve Tablo.11’de muhtarların ilçe/BŞB belediye
meclisi ya da meclis komisyon toplantılara katılım, GEKA toplantısına katılım ve herhangi bir
oda/dernek/vakıf toplantısına katılım ve protokol toplantıları dışında belediye
başkanları/kaymakam/vali ile sorunları görüşmek üzere yapılan toplantılara katılım oranları
verilmiştir.
Strategic Public Management Journal, Volume 3, Issue 6, 2017
143
Tablo 10. Menteşe İlçesinde Muhtarların Karar Alma Süreçlerine Katılımı
Üç yıllık Büyükşehir Belediyesi sürecinde, merkez ilçe Menteşe’de Menteşe Belediye Meclisi toplantılarına
muhtarların katılımı oldukça düşüktür. Sadece 3 muhtarın belediye meclisi toplantısına katılmış olması yeni
mahallelerin temsili açısından yetersiz olduğunu göstermektedir. Seydikemer ilçesinde de benzer sonuç
çıkmıştır. Görüşülen muhtarlardan bazıları “oy hakkı olmadan katılımın” bir anlam ifade etmeyeceğini
belirtmeleri katılımın niteliği açısından önemlidir. Muhtarlara; Muğla, Denizli ve Aydın illerini kapsayan
GEKA (Güney Ege Kalkınma Ajansı) tarafından mahallelerine ilişkin herhangi bir çalışma yürütülüp
yürütülmediği ve ajansın toplantılarına katılımları sorulmuştur. Görüşülen muhtarlardan Menteşe ilçesinde
sadece 2’si katıldığını ancak bu muhtarlarda herhangi bir proje çalışması yapılmadığını belirtmişlerdir.
Seydikemer ilçesinde 5 muhtar GEKA toplantılarına katıldığını belirtmiştir. 2 Muhtar ajansın mahallelerinde
(Alabalık yetiştiriciliği üzerine) proje çalışması yaptığını ifade etmiştir.
Muhtarlara, ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, dernek ve vakıfların mahallelerinde mahalleye ilişkin
herhangi bir konuda çalışma yapıp yapmadıkları sorulmuştur. Muhtarların her iki ilçede de katılımı oldukça
düşüktür. Menteşe’de 1 muhtar, Seydikemer’de 3 muhtar bu tür toplantılara katıldığını söylemiştir.
Görüşülen muhtarlara mahallelerine yerel hizmetleri getirmekle görevli Muğla Büyükşehir Belediyesi ve ilçe
belediyesi başkanları ile protokol ve açılış toplantıları dışında sorunları görüştükleri toplantılara katılıp
katılmadıkları sorulmuştur. Muhtarların belediye başkanları ile her iki ilçede yılda ortalama 3 defa sorunları
görüştükleri toplantıya katıldıkları görülmüştür. Muhtarlardan bazıları bu toplantılarda dile getirdikleri
sorunların çözülmediğini belirtmişlerdir.
6360 Sayılı Kanun İle Birlikte Mahalleye Dönüşen Köylerde Değişimin Katılım Açısından Muhtarlığa Etkisi:
Menteşe ve Seydikemer İlçeleri Üzerinden Bir Değerlendirme – Yüksel DEMİRKAYA, Mesut Koç
144
Tablo 11. Seydikemer İlçesinde Muhtarların Karar Alma Süreçlerine Katılımı
Kaymakam ve Vali ile yapılan toplantılar köyden mahalleye dönüşen yerlerde büyük önem taşımaktadır.
Büyükşehir süreci öncesinde muhtarların köye ilişkin sorunların çözümünde başvurdukları ilk merciinin
kaymakamlık olması bunda etkilidir. Her iki ilçe de Vali ve kaymakamların il ve ilçe müdürleri ile birlikte
yaptıkları toplantılara katılımın yüksek olduğu görülmüştür. Her iki ilçede de katılım ortalaması yılda 4 defa
olmuştur.
Yönetime katılımın yaygın araçlarından birisi de anket ve referandumlardır. Çalışma kapsamında muhtarlara
mahallelerinde herhangi bir konuda anket/referandum yapılıp yapılmadığı sorulmuştur. Menteşe ilçesinde
muhtarlar tarafından mahallelerine ilişkin anket/referandum çalışması yapılmadığı ifade edilmiştir.
Seydikemer’de ise GEKA projesi kapsamında 2 muhtar anket çalışması yapıldığını belirtmiştir. Anketlerin
proje kapsamında olduğu belirtilmiştir.
Katılımın tek yönlü boyutu sayılabilecek iletişim imkânları günümüzde yaygınlaşmaktadır. İçişleri Bakanlığı
tarafından Muhtar Bilgi Sistemi (www.muhtar.gov.tr) kurularak muhtarların hizmetine sunulmuştur. Diğer
taraftan, Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan Muhtarlar Masası aracılığıyla muhtarların talep ve
sorunları alınmaktadır. Gelen talep ve sorunlar buradan ilgili belediye birimlerine aktarılmaktadır.
Muhtarların mahallelerine ilişkin sorunlarını aktarabilecekleri bu mekanizmaları kullanıp kullanmadıkları
sorulmuştur.
Strategic Public Management Journal, Volume 3, Issue 6, 2017
145
Tablo 12. Muhtarların Yeni İletişim İmkânlarını Kullanımı
Muhtarların her iki ilçede de İçişleri Bakanlığı Muhtar Bilgi Sistemi’ni çok az kullandıkları, Muğla
Büyükşehir Belediyesi Muhtarlar Masası’nı ise çok sık kullandıkları görülmektedir. Görüşülen muhtarlar
Muğla Büyükşehir Belediyesi Muhtarlar Masası’na her ay ortalama en az 5 talep ilettiklerini ifade
etmişlerdir. Taleplerin büyük bir oranı Muğla Büyükşehir Belediyesi bağlı kuruluşu MUSKİ için yapıldığı
vurgulanmıştır. Çalışmanın yürütüldüğü Mayıs ayı içerisinde Muğla Büyükşehir Belediyesi Muhtarlar Masası
ile görüşülmüştür. Muhtarlardan günlük ortalama en az 15, en fazla 40 talep geldiği belirtilmiştir. Taleplerin
yanı sıra bilgi vermek amacıyla da muhtarların ulaştığı ifade edilmiştir. Başvurularda merkeze en uzak ve
çalışmanın da konusu olan Seydikemer ilçesinin önde olması dikkat çekicidir.
5.3.4. Muhtarlığın Yeni Durumu
Çalışma kapsamında görüşülen muhtarlara 6360 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler sonrası muhtarın hem
mahalle hem de resmi kurumlar üzerinde gücü ve etkisinin azalıp azalmadığı sorulmuştur. Görüşülen
muhtarlar her iki ilçede de azaldığını ifade etmiştir. Bu soruya verilen evet oranı Menteşe’de % 81 oranında,
Seydikemer’de % 87 olmuştur. Muhtarın gücü ve etkisinin azaldığını belirten muhtarlara “muhtarlık
kaldırılmalı mı?” sorusu sorulmuştur. Her iki ilçede bu soruya olumlu cevap verilmemiştir. Bu soru
kapsamında muhtarlar muhtarlığın tüzel kişiliğinin geri verilmesini ve kalması gerektiğini ifade etmişlerdir.
Tablo 13. Seydikemer İlçesinde Muhtarların
Muhtarlara 6360 Sayılı Kanun sonrası muhtarlığın daha kolay yürütülür hale gelip gelmediği sorulmuştur.
Menteşe ve Seydikemer ilçelerinde bu soruya ilişkin çıkan sonuçlar farklı olmuştur. Menteşe’de %87 evet
denilirken, Seydikemer’de bu oran % 60 olmuştur. Seydikemer’de bu duruma gerekçe olarak muhtarlar
mahallelinin hala kendilerini ilk muhatap gördüğünü ve sorunlarda kendilerine hesap sorduklarını ifade
etmişlerdir.
6360 Sayılı Kanun İle Birlikte Mahalleye Dönüşen Köylerde Değişimin Katılım Açısından Muhtarlığa Etkisi:
Menteşe ve Seydikemer İlçeleri Üzerinden Bir Değerlendirme – Yüksel DEMİRKAYA, Mesut Koç
146
SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
6360 Sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler ülkemizin yerel yönetim işleyişinde birçok değişikliği
beraberinde getirmiştir. Kapanan belde belediyelerinin yanı sıra, köy iken mahalleye dönüşen ve ilk defa
belediye ile tanışan yerler değişikliklerden en çok etkilenen yerel yönetim birimleri olmuştur. Büyükşehir
Belediyesi yapılan 16 yeni ilden birisi olan Muğla coğrafi yapısı ve ilçelerinin durumu itibarıyla kanunun
hedefleri açısından büyük önem arzetmektedir. Merkeze uzak köy sayısının fazla olması, çoğunluğunu
önceden kendi başlarına sağladıkları yerel hizmetlerin, bu yeni mahallelere alan tecrübesi olmayan yeni
belediyeler tarafından götürülecek olması bu önemi daha da büyütmektedir. Belediyeler tarafından
hizmetlerin etkili ve verimli bir şekilde sağlanmasında alanın tanıyan muhtarların, önceki dönemlerin yerel
hizmet anlayışı da dikkate alındığında beklenen ve hatta kaçınılmaz bir durumdur. Seçimle göreve gelen,
mahalle bazında tüm boyutlarıyla yönetime katılımda baş aktör konumunda olan muhtarların birikim ve
kapasiteleri özellikle bu geçiş döneminde gereklidir.
6360 Sayılı Kanun’un hazırlandığı dönemde yerel halkın görüşlerinin, özellikle muhtarların, alınmaması
düzenlemelere ilişkin beklentileri olumsuz yönde etkilemiştir. Muğla’nın yeni ilçeleri Menteşe ve
Seydikemer’de, 6360 Sayılı Kanun’un üç yıllık uygulama sürecinin sonunda; muhtarların yönetimi
katılmaları ve karar alma süreçlerine etkileri azalma göstermiştir. Özellikle, kanun ile birlikte gelen
değişiklikler sonrası büyük önem arz eden, kent konseyleri, sivil toplum kuruluşları, kalkınma ajansı, odalar
ve belediye meclislerinde yer alma oranları oldukça düşük kalmıştır. Muhtarların bu araçların işlevine ilişkin
beklentilerinin olmaması da oldukça dikkate değerdir. Diğer taraftan büyükşehir/ilçe belediye başkanları ve
vali/kaymakam ile yapılan toplantılara katılım oranının yüksek olması sorunların çözümünde etkili
gördüklerini göstermektedir. Muhtarların sorun ve taleplerin iletilmesinde yeni iletişim araçları yerine birebir
görüşmeyi tercih etmesi de geleneksel anlayışın devam ettiğini göstermektedir.
Köyden mahalleye dönüşüm ile birlikte eski köylü yeni mahallelinin muhatabı yeni iki belediye gelmiş ve
hatta yeni ilçelerin yeniden yapılanması ile merkezi yönetim kurumlarına yakınlaşmıştır. Bu durum doğal
olarak muhtarlığın etkisini azaltmıştır. Muhtarlığı daha kolay yürütülür hale getirmiştir. Muhtarlar
muhtarlığın zayıflamasına karşın kaldırılmasına karşı çıkmakta ve daha da güçlendirilmesi gerektiğini
söylemektedirler. Belediye meclislerinde oy hakkı ile birlikte muhtarların yer almasının ve nüfus, alan vb.
kriterler ile kendilerine bütçe verilmesi gerektiğini belirtmektedirler.
Sonuç olarak, bu çalışma ile elde edilen veri analizlerine göre; gerek tarihsel değeri, gerekse ülkemizin
mevcut koşulları mahalleyi ve muhtarlığı yapılacak düzenlemelerin temelinde konumlandırmaktadır. Halkın
yönetime katılımının arttırılması, hizmetlerin etkili ve verimli bir şekilde sağlanması, yerinden yönetimin
günümüz koşullarında en üst seviyede gerçekleştirilebilmesi için muhtarlığın, büyükşehir/bütünşehir gelişim
süreci ile birlikte sahadaki etkileri dikkate alınarak, yeniden yapılandırılması gerekmektedir.
Ayrıca köy tüzel kişiliklerinin kaldırılmasının makul gerekçeleri henüz ortaya konulamamıştır. Köylerin hem
tüzel kişilikleri devam edebilir, hem de mahalle statüsünde büyükşehir içinde yer alabilirlerdi. Köylerin birer
yerel yönetim birimi olarak tüzel kişiliklerinin güçlendirilmesi ve köy isminin bir şekilde muhafaza edilmesi
köklü bir yönetim geleneğinin muhafazası adına önemlidir.
6360 sayılı yasanın önemli gerekçelerinden birisi de özellikle altyapı hizmetlerinin merkezi olarak koordine
edilmesi ve bu hizmetlerin etkinliğinin arttırılması olarak belirtilmektedir. Bu tür hizmetlerin yerine
getirilmesi için büyükşehir belediyelerinin görev alanı il mahalli sınırı olarak belirlenmesi yeterlidir. İl özel
idaresi ve belediyeler arasındaki bir sorunun, il özel idarelerinin kaldırılması ile sonlandırıldığı ve tüm
sorumluluğun belediyelere, özellikle büyükşehir belediyesine yüklendiği bir sistem yeterli gözükmektedir. Bu
Strategic Public Management Journal, Volume 3, Issue 6, 2017
147
durumda köylerin tüzel kişiliklerinin devam etmesinin ne zararı olabilir? Aksine bir yerel yönetim birimi
olarak daha da güçlendirilerek iyi yönetişim adına daha demokratik bir yapı hedeflenmelidir. Yönetimde çok
küçük ölçekli yönetsel yapıların sorunları kapsamında değerlendirme yapılırsa; belirli bölgelerdeki köyler
arasında kümelenme teşvik edilebilir ve temel yerel hizmetleri kendi aralarında seçecekleri organlar
aracılığıyla yürütmeleri yerel katılım ve demokratik teamüllerin içselleştirilmesi adına önelidir. Siyasal
katılım ve demokratik teamüllerin öne çıktığı platformlarda vatandaşların bilinç ve farkındalığı çok daha
yüksek olması beklenir. Dile getirilen sürecin tam tersi ise hesap sormayan, yönetime katılmayan ve sürekli
merkezi yönetsel yapılarda hazır hizmet bekleyen vatandaş topluluklarını oluşturacaktır (Demirkaya, 2015).
Özetle vatandaşın yaşam kalitesinin yükselebilmesi için farkındalık ve bilinci yüksek birey toplulukları ne
kadar önemliyse, vatandaşın bu tür haklarını kullanabilecekleri yönetsel yapıları oluşturmak ve geliştirmek en
az o kadar önemlidir (Demirkaya, 2016).
KAYNAKÇA
Acar ve Koç (2016), “6360 Sayılı Kanun İle Birlikte Mahalleye Dönüşen Belde Mahalle Muhtarlıkları ve
Köy Muhtarlıklarının Yeni Durumu; Fethiye İlçesi Üzerinden Bir Değerlendirme”, Kaysem 10, ss. 177-191.
Adıgüzel, Şenol (2003), “Yerel Düzeyde Yönetime Katılım ve Yerel Yönetimler Sürecinde İşlevleri
Açısından “Yerel Gündem 21 ve Malatya Belediyesi Yerel Gündem 21 Örneği ”, Çağdaş Yerel Yönetimler
Dergisi, Cilt:12, Sayı: 1.
Akdoğan, Yalçın (2008), “Yerel Siyaset –Kavramlar”, Yerel Siyaset, Okutan Yayınları, İstanbul. 1. Baskı.
Arıkboğa, Erbay (2002), “Boşluk Doldurucu ve Aracı Kurum: Mahalle Muhtarlığı”, Yerel Yönetimler
Sempozyumu Bildirileri, Birgül A. Güler ve Ayşegül Sabuktay (Haz.), TODAİE Yerel Yönetimler Araştırma
ve Eğitim Merkezi yayını, s. 167–176, Ankara.
Başaran, İsmail (2008), Kent ve Yerel Yönetim, Okutan Yayıncılık, İstanbul.
Bulut Yakup ve Kara Mehmet (2013), "Köylerin Mahalleye Dönüşmesinin Yansıması Nasıl Olacak?
Hatay’da Bir Uygulama”, Kuramdan Uygulamaya Yerel Yönetimler ve Kentsel Politikalar , BULUT,
YAKUP, Ed., PEGEM AKADEMİ, ANKARA, ss.269-288.
Cansever Niran ve Efe Seda (2016), "Türkiye'de Bir Yerel Siyaset Aktörü Olarak İl Genel Meclisleri: Isparta
Örneği", Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, CIEP Özel Sayısı, ss. 760-784.
Çitçi, Oya (1996). Temsil, Katılma ve Yerel Demokrasi. Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, 5(6), 5-14, 1996.
Çukurçayır M. Akif (2012), Siyasal Katılma ve Yerel Demokrasi, Çizgi Yayınevi, Konya.
Çevikbaş, Rafet (2008), “Yerel Yönetimlerde Siyasal Katılım”, Türk İdare Dergisi, S. 461, Ankara, s.71-95.
Demirkaya, Yüksel (2015), “Strategic Planning in the Turkish Public Sector,” Transylvanian Review of
Administrative Sciences, S.l., pp.15-29 (SSCI Indexed, ISSN 1842-2845).
Demirkaya. Yüksel (2016), Türkiye’de Belediyeler için Performans Yönetimi Arayışı, Demirkaya, Y., (Ed.),
Türkiye’de Yeni Kamu Yönetimi: Yerel Yönetim Reformu, WALD, İstanbul.
Erdoğan Melike (2013), "Yerel Yönetimlerde Toplumsal Sermayenin Katılımcı Pratikler Açısından
Değerlendirilmesi ", Kuramdan Uygulamaya Yerel Yönetimler ve Kentsel Politikalar , BULUT, YAKUP,
Ed., PEGEM AKADEMİ, ANKARA, ss.165-184.
6360 Sayılı Kanun İle Birlikte Mahalleye Dönüşen Köylerde Değişimin Katılım Açısından Muhtarlığa Etkisi:
Menteşe ve Seydikemer İlçeleri Üzerinden Bir Değerlendirme – Yüksel DEMİRKAYA, Mesut Koç
148
Eroğlu, Hacer Tuğba (2006), “Yönetime Katılma Biçimleri ve Yerel Yönetimlerde Demokratik
Mekanizmalar”, Selçuk Üniversitesi İ.İ.B.F. Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi, Cilt 6, Sayı 11, s.200.
Eryılmaz, Bilal (2012), Kamu Yönetimi, 5. Baskı, Okutman Yayıncılık, Kocaeli.
Geray, Cevat (1995), “Yerel Demokrasi, Özerklik ve Halk Katılımı”, YTD, S:4, Ankara.
Gözler, Kemal (2013), “6360 Sayılı Kanun Hakkında Eleştiriler: Yirmi Dokuz İlde İl Özel İdareleri ve
Köylerin Kaldırılması ve İlçe Belediyelerinin Büyükşehir İlçe Belediyesi Hâline Dönüştürülmesi
Anayasamıza Uygun mudur?”, Legal Hukuk Dergisi, Cilt 11, Sayı 122, Şubat, s.37-82.
Göymen, Korel (2014), “Önsöz”, Katılımcı Yerel Yönetim, (der. İnan İzci) Kalkedon Yayınları, İstanbul.
İzci, F. ve M. Turan (2013), “Türkiye’de Büyükşehir Belediyesi Sistemi Ve 6360 Sayılı Yasa İle Büyükşehir
Belediyesi Sisteminde Meydana Gelen Değişimler: Van Örneği”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi Ve
İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 18, Sayı 1, s.117-152.
İzci, İnan (2014), Katılımcı Yerel Yönetim: Genel Bir Bakış, Katılımcı Yerel Yönetim, (der. İnan İzci),
Kalkedon Yayıncılık, İstanbul.
Kavruk, Hikmet (2004), Köy ve Mahalle: Yerleşim ve Yönetim Birimi, Odak Yayınevi, Ankara.
Kapani Münci (1992), Politika Bilimine Giriş, Bilgi Yayınevi, Ankara.
Keleş, Ruşen. (2013), “Anakent Belediyelerinin Sayısı Çoğalırken”, GAP Belediyeler Birliği Dergisi, Mayıs-
Haziran-Temmuz 2013, s.15-19.
Keleş, Ruşen (2016), “Anakent Yönetimlerini Düzenleyen Yasa Ne Getirdi Ne Götürdü?”, Kaysem 10, (s.19-
24).
Kösekahya, Gamze (2003), “Katılımcılık ve İyi Yönetişim”, İyi Yönetişimin Temel Unsurları, T.C. Maliye
Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Daire Başkanlığı Yayını, Ayrıntı Basımevi, Ankara.
Muratoğlu, Tahir (2015), “Mahalli İdareler Mevzuatında 6360 Sayılı Kanunla Yapılan Değişiklikler”, Dicle
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt: 20, Sayı: 32.
Oktay, Tarkan (2013), "Belediye Meclisi İmar Komisyonlarının Üye Profili: Marmara Bölgesi Örneği ",
Kuramdan Uygulamaya Yerel Yönetimler ve Kentsel Politikalar , BULUT, YAKUP, Ed., PEGEM
AKADEMİ, ANKARA, ss.202-218.
Ökmen, Mustafa ve Bekir Parlak (2010), Kuramdan Uygulamaya Yerel Yönetimler, Alfa Aktüel Yayınları,
Bursa.
Öner, Şerif (2006), Yeni Mevzuat Çerçevesinde Türkiye’de Belediye Yönetimi, Nobel Yayınları, Ankara,
s.18.
Özmen, Alper (2013), "Türk Kamu Yönetiminde Mahalle Muhtarlıklarının Yeri ve İşlevlerine Yönelik Bir
Değerlendirme”, Kuramdan Uygulamaya Yerel Yönetimler ve Kentsel Politikalar , BULUT, YAKUP, Ed.,
PEGEM AKADEMİ, ANKARA, ss.305-310.
Özsalmanlı, A. Yıldız ve Pank, Çiğdem (2012), “Muğla’da Büyükşehir Belediyesi Yapılanması Sürecine
İlişkin Bir Değerlendirme”, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Güz, Sayı 2.
Selçuk Yalçındağ, Belediyelerimiz ve Halkla İlişkileri, TODAİE Yayını, Ankara, s. 130, 1996.
Strategic Public Management Journal, Volume 3, Issue 6, 2017
149
Toksöz, Fikret, “Katılımcılık Yoluyla Yerelin Güçlendirilmesi”, Demokrasi ve Siyasal Katılım, Uluslararası
Konferans, 23-24 Haziran 2012. Editor Nihal Boztekin, Ezgi Ofset, İstanbul, Ağustos 2013.
“http://tr.boell.org/tr/2014/06/26/demokrasi-ve-siyasal-katilim” Erişim Tarihi: 17.06.2017.
Yatkın Ahmet (2001), “Sivil Toplum Kuruluşları ve Yerel Yönetimler”, Yerel Yönetim ve Denetim, Cilt: 6,
Sayı: 3.
Yatkın, Ahmet (2002), “Türkiye’de Demokratikleşme ve Yerel Yönetimler”, Yerel Yönetim ve Denetim
Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 6, Haziran.
Yatkın, Ahmet (2003), “Demokratikleşmede Çözüm: Yerel Yönetimler”, Yerel Yönetim ve Denetim Dergisi,
Cilt: 8, Sayı: 7, Temmuz.
Yıldırım, U., Gül, Z. ve Akın, S., (2015). “İl Mülki Sınırı Büyükşehir Belediye Modelinin Getirdiği
Yenilikler”, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:10-2, Sayı:
Ağustos 2015, ss.205-230.