Content uploaded by Müge Kruşa
Author content
All content in this area was uploaded by Müge Kruşa on Aug 16, 2017
Content may be subject to copyright.
60 MSAS
I R K S A
A E
A S1 K S ;
4 M K 5
1,2,3,4,5Orta Doğu Teknik Üniversitesi
1,2,3,4,5{arzug\fah.kucuksubasi\ulgens\fozgenel\mugek}@metu.edu.tr
A Throughout history, architecture has sought various ways to accommodate
movement and change in the architectural paradigm in dierent ways and for dierent
purposes. However, when architecture is constructed in such a way that it can respond and
adapt to changing needs, condions, and funcons, it needs to be stac rather than temporary
in its nature. The way in which structures respond to ever-changing condions is a complicated
design problem and comes up with many dierent design quests. Moving structures and
building components, designed with the help of developing technologies and interdisciplinary
work, present a challenge as a current soluon between the proposed methods.
Today, parametric models of computaonal design processes constute the general method of
performance-based design research. However, it has oen been a dicult task to transfer the
moon from the digital space to the physical space, from immaterial to the material. In this
process, the freedom of change in the digital environment is limited by the physical constraints
in the real world and requires a soluon as a real architectural / engineering problem. In
this transformaon, architects need to have an idea about the acquision of moon and the
funconing of kinec systems in order to have a realisc concepon of the responsive structure
/ building components.
In the present study, METU Digital Design Studio discusses the educaonal approach in an
interdisciplinary working environment aimed at teaching the concept of moon as a part of both
the design process and the design and by this way experiencing the necessity of reconciliaon
between the duality of constraints of the physical environment and the freedom of the digital
environment. It is located. The iterave steps in this process (storicaon, construcng the
space, designing the kinec systems, transformaon of the space, etc.) aredescribed in details
and the student and instructor experiences are shared.
K responsive design, kinec systems, digital design studio
61MSAS
İMKANSIZ MEKANLAR | OLANAKSIZIN OLANAĞI
M E
K S
A S1 K S ;
4 M K 5
1,2,3,4,5Orta Doğu Teknik Üniversitesi
1,2,3,4,5{arzug\fah.kucuksubasi\ulgens\fozgenel\mugek}@metu.edu.tr
Mimarlık, farklı şekillerde ve farklı amaçlar dahilinde hareke ve değişimi mimarlık
paradigmasında barındırabilmek için tarih boyunca çeşitli yollar aramışr. Bununla birlikte,
mimarlık doğası gereği değişen ihyaçlara, koşullara ve işlevlere cevap verebilecek, uyum
sağlayabilecek şekilde kurgulanırken geçici değil, stak olmayı gerekrmektedir. Yapıların sürekli
değişen koşullara nasıl cevap vereceği karmaşık bir tasarım problemi olarak karşımıza çıkmakta
ve birçok farklı tasarım arayışını beraberinde germektedir. Gelişmekte olan teknolojilerin ve
disiplinler arası çalışmanın yardımı ile tasarlanan hareketli yapılar ve yapı bileşenleri önerilen
yöntemler arasında güncel bir çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır.
Günümüzde, hesaplamalı tasarım süreçlerinin parametrik modelleri, performansa dayalı tasarım
araşrmalarının genel yöntemini oluşturmaktadır. Bununla birlikte, hareken sayısal mekândan
ziksel mekâna, malzemesizlikten malzemeye aktarılması çoğunlukla güç bir iş olmuştur. Bu
aktarımla birlikte sayısal ortamdaki değişim özgürlüğü, gerçek dünyadaki ziksel kurallar ile
sınırlandırılmakta ve gerçek bir mimarlık/mühendislik problemi olarak çözüm gerekrmektedir.
Bu dönüşümde, mimarların tepkimeli yapı / yapı bileşenlerinin hayata geçirilmesi hakkında
gerçekçi bir kavrayışa kavuşması için, hareken elde edilmesi ve kinek sistemlerin işleyişi
hakkında kir sahibi olmaları gerekmektedir.
Sunulan çalışma, ODTÜ Sayısal Tasarım Stüdyosu dönem projeleri ile disiplinlerarası çalışma
ortamında hareket kavramının hem tasarım sürecinin hem de tasarımın bir parçası olarak ele
alınmasını ve bu sayede sayısal ortamın özgürlükleri ve ziksel ortamın kısıtları arasındaki ikiliği
uzlaşrılması gerekliliğini deneyimleyerek öğretmeyi hedeeyen eğim yaklaşımını sürecin
bileşenleri ile birlikte ele almaktadır. Bu süreç içerisindeki iteraf aşamalar (hikayeleşrme,
mekanın oluşturulması, hareketli sistemlerin tasarlanması, mekanın dönüşümü gibi) detayları
olarak aktarılmış, öğrenci ve eğitmen deneyimleri paylaşılmışr.
A K tepkimeli tasarım, kinek sistemler, sayısal tasarım stüdyosu
62 MSAS
Mimarlık her zaman, farklı amaçlar için hare-
ke ve değişimi mimari tasarım paradigması-
nın içinde barındırmak için yeni yollar aramış-
r. Uzamsal değişimin mimarlık ile entegre
edilmesinin ilk örnekleri, taşınabilir mimaride
görülebilir. Kronenburg'un de belirği gibi
bu örnekler insanlık tarihinin ilk zamanları-
na kadar uzanmaktadır (Kronenburg, 2008).
"Taşınabilir" terimi, mimarlıkta kolay ve hızlı
kurulabilen hareketli yapıları tanımlamakla
birlikte, doğası gereği geçiciliği de işaret et-
mektedir. Günümüzde bu tür taşınabilir yapı-
lar, farklı ölçek, biçim ve işlevler ile karşımıza
çıkmaktadır
Buna karşın mimarlık, doğası gereği stak ol-
masına rağmen geçiciliği değil, değişen gerek-
sinimlere, koşullara, işlevlere uyum sağlamayı
öne çıkarmakta, geçicilik kavramı yerini farklı
ölçeklerde etkileşime bırakmaktadır. Yapıla-
rın, bağlamlarının sürekli değişen koşullarına
karşı gösterdikleri tepki her zaman önemli ve
karmaşık bir problem alanı olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bu değişiklikler sürekli, kısa za-
man aralıklarında veya çok hızlı olabilir, bu an-
lamda mimarlığın bu değişime verdiği tepkiler
çeşitlilik göstermektedir. Bu bağlamda, tepki-
meli mimarlık, duyarlı mimarlık, akf sistem-
ler tarandan harekete geçirilen ve değişri-
len belirli bir bina sınını tanımlayan, göreceli
yeni bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.
Genel olarak tepkimeli mimarlık, çevresel
verinin sürekli ölçümleri ile doğrudan ilişkili
olup bu ölçümler, kinek/dinamik yapı bile-
şenlerinin girdileri olarak ele alınmaktadır.
Mimarlıkta tepkimeli tasarımın ve tepki bi-
çimlerinin (modlarının) neler olduğuna dair
birçok çalışma bulunmaktadır. Meagher tepki-
meli tasarımı iki ana başlık alnda incelemiş-
r; bunlardan biri değişen çevre koşulları ile
ilinli iken, diğeri yapı sakinlerinin akviteleri
ve ihyaçlarına odaklanmaktadır (Meagher,
2015). Bu çerçevede, tepkimeli yapılar, stak
yapı bileşenleri ve kinek / mekanik sistemler
ile entegre edilmiş sistem tabanlı mimarinin
örnekleri olarak düşünülebilir.
Günümüzde tepkimeli mimarlık çoğunlukla
mimarlıkta performaf tasarım ve perfor-
mans anlayışı ile birlikte ele alınmaktadır. Ko-
loreviç, performans kavramını, yüklenen an-
lamlar açısından ele almış ve performansın bir
işlevin verimliliğini mi yoksa sadece bir gösteri
biçimi mi olduğunu sorgulamışr (Kolarevic,
2010). Performans hangi bağlamda kullanılır-
sa kullanılsın son dönemlerde karşımıza çıkan
yapılarda teknoloji, değişim/etkileşim ve fark-
lı form arayışları olarak kendini göstermekle-
dir. Performans kavramı ile birlikte, tepkimeli
mimarlık, yapının ve çevrenin, bağlamın bir
parçası olan kullanıcı ile akf birlikteliğinin bir
sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
Tepkimeli tasarımda, hesaplamalı tasarım pa-
radigması ve parametrik araçların kullanımı,
tasarımcıların mekânsal ve zamansal değişimi
deneyimlemesine olanak sağlayan, malzeme-
siz uzama her türlü verinin entegrasyonunu
mümkün kılan öğeler olarak düşünülebilir.
Günümüzde, hesaplamalı tasarım süreçleri-
nin parametrik modelleri, performansa dayalı
tasarım araşrmalarının genel yöntemi ola-
rak karşımıza çıkmaktadır. Bununla birlikte,
hareken sayısal mekândan ziksel mekâna,
malzemesizlikten malzemeye aktarılması ço-
ğunlukla güç bir iş olmuştur. Bu aktarımla
birlikte sayısal ortamdaki değişim özgürlüğü,
gerçek dünyadaki ziksel kurallar ile sınırlan-
dırılmakta ve gerçek bir mimarlık/mühendis-
lik problemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu
dönüşümde, mimarların tepkimeli yapı / yapı
bileşenlerinin hayata geçirilmesi hakkında
63MSAS
İMKANSIZ MEKANLAR | OLANAKSIZIN OLANAĞI
gerçekçi bir kavrayışa kavuşması için, hareke-
n elde edilmesi ve kinek sistemlerin işleyişi
hakkında kir sahibi olmaları gerekmektedir.
Bu bakış açısı, temel mimarlık eğiminde öğ-
renciye kazandırılması gereken ve disiplinle-
rarası çalışmaya olanak sağlayan bir yaklaşım
olarak ele alınmaktadır. Bu kapsamda, Ardu-
ino gibi düşük bütçeli ve yüksek kabiliyetli
mikro denetleyicilerin sayısal tasarım eğimi
süreçlerine entegrasyonu, kinek sistemlerin
algılanması ve ziksel dünyadaki olası prob-
lemlerin çözümü için yeni bir deneyim ortamı
ve tasarımcılar için uygun bir arayüz olmak-
tadır. Hesaplamalı tasarım yaklaşımlarında
Arduino vb. mikro denetleyicilerin kullanımı,
algılayıcı verilerinin toplanmasına ve hareke-
n aktarımına olanak sağlamaktadır. Ardui-
no’nun kullanıcı dostu yapısı ve Grasshopper
gibi parametrik araçlar ile uyumlu çalışabilme-
si, mimarlık eğiminde değerlendirilmesini
çekici kılmaktadır.
Bu bağlamda, bu bildiri kapsamında, farklı
kinek mimari sistemlerin, sayısal ve ziksel
ortamda tasarlanma ve uygulanma süreçle-
ri hızlı protopleme ve Arduino'nun kinek
sistem üreminde aldığı rol ile birlikte METU
| Digital Design Studio (ODTÜ | Sayısal Tasa-
rım Stüdyosu) kapsamında gelişrilen öğrenci
çalışmaları ile irdelenmektedir. Bu çalışmalar,
öğrencilere değerli bir deneyim ve tepkimeli
uygulanabilir tasarımlar gelişrme imkânı sağ-
larken mimarlıkta hareket ve tepkimeli tasa-
rım kavramlarını hesaplamalı tasarım anlayışı
ve araçları ile yeniden sorgulamalarını amaç-
lamaktadır.
E
K
Mimarlıkta tepkimeli sistemlerin tasarlanma-
sı ve uyarlanması, birbiri ile çoğu kez çelişen
farklı girdilerin yapı özelinde uzlaşrılmasını
gerekrmektedir. Örneğin kinek cephe tasa-
rımlarında, gün ışığının kullanımını arrırken,
sıcaklığı kontrol edebilmek tüm sistemin ta-
sarımını ve yapı ile olan ilişkisini belirleyecek
bir opmizasyon problemini de beraberinde
germektedir. Tepkimeli sistemlerin yapılarda
kullanımı çok boyutlu, çok değişkenli ve çok
kısıtlı bir problem olarak sadece mimari değil
aynı zamanda zorlu bir mühendislik problemi-
dir. Bu bağlamda bu modellerin ürelmesin-
de çok yönlü algoritmik düşünmenin önemli
olmasının yanı sıra işbirlikçi disiplinlerarası
bir çalışma ortamının da gerekliliği ortaya çık-
maktadır.
Tepkimeli sistemlerin hesaplamalı yöntemler
ile gelişrilmesi ve ürelmesinin hedeendi-
ği projede, öğrencilerin konfor alanlarından
çıkarılarak tepkime anlayışının yukarda sözü
edilen çok boyutlu opmizasyon problemi
özelliğinin kavranması ve öğrencilerin bu yeni
düşünce sistemağini keşfetmeleri amaçlan-
mışr. Lisans eğimleri sürecinde alışık olduk-
ları eğim anlayışının dışında yeni bir ortam
ile tanışmaları ve dört yıllık eğimlerinde
edindikleri tasarım becerilerini bu yeni orta-
mın şartlarında deneyimlemelerinin yanı sıra
bu ortamın gerekrdiği becerilerin edinilmesi
de amaçlanmışr.
Bu çerçevede daha önce karşılaşmadıkları,
muhtemelen de karşılaşmayacakları bir ta-
sarım problemi olan dünya dışından gelen
ziyaretçiler için bir karşılaşma mekanı tasarı-
mı kurgulanmışr. Ürelecek olan mekanın
64 MSAS
Projelerin sürecini
gösteren diyagram
Özlem Çavuş
tarandan tasarlanan
projenin ziyaretçiler ile
etkileşimini gösteren
diagramlar.
boyunca birbirini dönüştüren bütünsel girdi-
ler olarak tanımlanabilir. Girdilerin büyük bir
çoğunluğunun öğrenciler tarandan tanım-
landığı bu süreç Şekil 1’deki gibi özetlenebilir.
S
S
Öntasarım sürecinde her bireyin izlediği süreç
benzerlik göstermektedir ve şöyle özetlenebi-
lir; (1) ihyaçların belirlenmesi, (2) mutasyon
matrisinin oluşturulması (Şekil1), (3) tasarım
diyagramları (Şekil2), (4) tasarım sürecinin ta-
sarlanması, (5) protopleme için tasarımın bir
anının belirlenmesi. Ön tasarım sürecini başa-
rı ile tamamlayan projeler, oluşturulan öğren-
ci grupları ile ziksel modelleme aşamasına
devam etmişlerdir.
insanlar ile birlikte geleceği tahmin edilen üç
yaşam formu için de uygun ortamı sağlaması,
bir diyalog ortamı oluşturması gerekmektedir.
Ziyaretçilerin temel yaşam ihyaçları, ziksel
ve kişilik özelliklerinin bir kısmı öğrencilere
önceden verilmiş ve bu bağlamda öncelik-
le mekanın kullanıcıları olan birkaç çelişen
özelliği verilmiş olan yaşam formlarını tanım-
lamaları, hikayeleşrmeleri istenmişr. Bu hi-
kayeleşrme aşamasının kişinin projenin obje
ve subjeleri ile bağ kurarak ve aynı zamanda
karakter ve ihyaçlar üzerinden parametrik
tasarım girdilerini tanımlayarak projeyi içsel-
leşrmesi amaçlanmışr. Bu aşamanın proje-
nin bütününde ve öğrenme sürecinde büyük
bir etkisi olduğuna inanılmaktadır.
Bu bağlamda, proje süreci öntasarım ve zik-
sel modelleme olarak iki aşamada ele alınmış-
r ve bu süreçler doğrusal olmaktan öte süreç
65MSAS
İMKANSIZ MEKANLAR | OLANAKSIZIN OLANAĞI
Mutasyon Matris
örneği (Dancing Dome,
Kongpyung Moon)
projelerine bir parametre olarak dahil etmiş-
lerdir. Mekanın oluşumunu, harekeni, kulla-
nıcı ve çevre ile olan ilişkilerini bu bağlamda
tanımlamaya çalışmışlardır. Bu arayışta öğren-
ciler kendilerine verilen ve kendi belirledik-
leri parametreler ile mekanın dönüşümünü
gösteren mutasyon matrislerini hazırlamaya
yönlendirilmişlerdir (Şekil 3). Bu matrisler
öğrencilerin projeye yaklaşımlarına göre çe-
şitlik göstermektedir. Örneğin mekanın olu-
şumunun ve tepkimesinin tek bir çık olarak
ele alındığı projelerde tek bir diyagram ile bu
durum gösterilebilirken mekanın oluşumu-
nun belli parametrelerle tamamlanmasının
ardından yapı bileşenlerinden birinin kinek
bir sistem aracılığı ile dönüşmesi projenin
bu aşamasının iki ayrı etapta ele alınmasını
gerekrmektedir. Bu iki durum, öğrencilerin
farklı yaklaşımlarının sonucu olabildiği gibi
yeni tanışkları ortam ile kurdukları diyaloğun
bir sonucu olduğu da söylenebilir. Bu bağlam-
da öğrenciler kendi hikayelerinin gerçekleşme
sürecinin de tasarımcıları olmaktadırlar.
Ön tasarım aşamasının sonunda ürelen he-
saplamalı modeller, sanal ortamda belirlenen
girdilere cevap vermekte ve ürem aşamasına
geçmeye hazır hale gelmişlerdir. Bu süreç art
arda süreçler olmanın ötesinde düzenli olarak
Tasarlanacak olan mekanın ne zaman ve nere-
de olacağı bilinemediği için öğrenci tarandan
tarienen parametrelere uyum sağlayabile-
cek olması gerekmektedir. Bu bakımdan, tasa-
rımcıların tamamen farklı mekânsal ve ziksel
ihyaçlara sahip kullanıcıların ihyaçlarına ce-
vap verecek dönüşebilen bir mekân tasarımı
ile tepkimeli mimarlık anlayışı ile yüzleşmeleri
hedeenmişr. Bu dönüşüm için stüdyo süre-
cinde t0 olarak tabir eğimiz başlangıç anının
bir yarım küre olarak tanımlanması ile öğren-
cilerin yarım küreden yola çıkarak bu mekanı
üretmeleri istenmişr.
Böyle bir soyutlamanın sonucu olarak, tanım-
lanmamış/eksik tanımlanmış bir tasarım prob-
leminin yardımıyla öğrencilerin alışkın olduğu
tasarım ortamından uzaklaşarak daha zorlu
bir süreci deneyimlemesi ve yaracı kirleri-
nin serbest kalması amaçlanmışr. Böylece,
öğrencilerin, önceden tanımlanmış kurallar ile
çevrili olmadıkları serbest bir alanda kullanı-
cıların olası ihyaçlarını belirlemek ve uygun
çözümleri üretmeleri için destekleyici bir ara-
yüz yaralmışr.
Sürecin başından ibaren beklenen sonuç
ürününün karakterini (kinek bir sistem olma-
sı gerekğini) bilen öğrenciler bu durumu da
66 MSAS
Hesaplamalı
diyagram örneği
(“Interlocked Encounter
with Paths”, Leyla Deniz ve
Mert Ozan Kapoğlu)
r. Fiziksel modellerde ayrıca hareke yorum-
layabilmek için ultrasonik yakınlık algılayıcısı,
fotorezistans, potansiyometre gibi algılayı-
cılar; eyleyiciler (Servo, DC ve step motorlar,
LED'ler vb.) ve gerekli elektronik ve mekanik
bileşenlere sahip sistemler kullanılmışr. Öğ-
renciler, Kam ve Disk Kremayer pinyon gibi
birçok mekanizmayı öğrenip tasarlarken mo-
del üzerinde gerçek zamanlı veri edinimi ve
değişkenler ile çalışarak Girdi-Süreç-Çık (In-
put-Process-Output : IPO) ilişkilerini deneyim-
leme rsa bulmuşlardır.
Bununla beraber kullanılan mekanizmaların
ve sistemlerin kendi kıstasları öğrenci tasa-
rımlarının dönüşmesini zorunlu kılmış, sayı-
sal ortamda kusursuz çalışan sistemler zik-
sel ortama geçildiğinde üremde kullanılan
malzemelerin özellikleri ve sürtünme gibi se-
beplerden dolayı düşünüldüğü sonuçları ver-
memişr. Bu noktada ziksel ortamın sınırla-
rını deneyimleyerek öğrenen öğrenciler, farklı
malzeme ve sistemler deneyerek tasarımları-
na en uygun bileşenleri bulmaya çalışmış, bu
süreç içerisinde de sayısal ortamda yapkları
tasarımları revize etmek durumunda kalmış-
lardır.
geri besleme yapan ve kendinden önceki ka-
rar ve aşamaları dönüştüren bir süreçr. Bu
bakımdan ön tasarım aşamasında ürelen
tasarımlar ziksel modele geçiş ile birlikte bir
çok önemli değişiklik / gelişim / farklılık gös-
termişr. Ön tasarım sürecinin ürünleri Şekil
5, Şekil 6, Şekil 7 ve Şekil 8’de görülebilir.
M
Fiziksel modelleme aşamasının başlangıcında,
tasarım aşamasında kullanılacak olan dona-
nım ve yazılım hakkındaki başlangıç eğimleri
verilmiş ve bu eğimler öğrencileri kullanma-
ları gereken bileşenler hakkında daha bütün-
sel bir bakış açısına yönlendirmişr. Bu ders
serilerinde, öğrencilerin basit mekanizmalar,
elektrik devrelerinin temelleri ve elektrikli bi-
leşenler ile tanışmaları sağlanmışr.
Arduino UNO [URL-1] mikro denetleyicisi, ko-
lay kullanımı ve açık kaynaklı komut dosyala-
rının erişilebilirliği sebebiyle dijital modellerin
uygulama aşamasında kullanılmışr. Sayısal
olarak ürelen tasarımlar, gerekli etkileşim
durumunda, Arduino IDE'nin yanı sıra, Gras-
shopper [URL-2] için Firey yazılım araçları
vasıtasıyla mikro denetleyicilere uygulanmış-
67MSAS
İMKANSIZ MEKANLAR | OLANAKSIZIN OLANAĞI
Özlem Çavuş -
Origamic Dome
Mert Ozan
Kapoğlu, Leyla Deniz -
Interlocked Encounter with
Paths
Merve Okkalı, Fethi
Cangir - Collapsable Dome
Ayça Sönmez,
Fulden Yılmaz - Roller
Acng Encounters
sağlamışr. Ayrıca, kinek yapılar ve kinek
bileşenlere sahip yapıların veya mekanların,
kinek bileşenlerinin ve mekanizmalarının
tasarımını nasıl etkilediği görülmüştür. Daha-
sı, mimar adayları, analog ve sayısal ortamlar
arasında deneyimledikleri süreç ile gelişmek-
te olan sayısal ortamın ziksel ortam ile iliş-
kisine dair yeni bir bakış açısı kazanmışlardır.
S
Mimari tasarımda birçok formda yer alan
hareket (moon) kavramının, bu kez tarşı-
lan performans kavramı ile kinek modeller
üzerinden tepkimeli tasarım ortamında araş-
rılması ziksel ortamda değişen/dönüşen
mekân tasarımının deneyimlenmesine olanak
68 MSAS
Ürelen tepkimeli
tasarımların ölçekli
protopleri
69MSAS
İMKANSIZ MEKANLAR | OLANAKSIZIN OLANAĞI
yaklaşımla, tasarımdan-protope kadar, ele
alınmasının ne denli önem kazandığı ortaya
çıkmaktadır.
Bu keyii süreçte bizimle birlikte olan öğren-
cilerimiz Fulden Yılmaz, Merve Okkalı, Ayça
Sönmez, Kong Pyung Moon, Mert Ozan Ka-
poğlu, Öykü Nur Acıcan, Ramin Rasulzade,
Özlem Çavuş, Fethi Can Cangir, Canay Kara ve
Leyla Deniz’e gösterdikleri özveri ve disiplinli
çalışmalarından ötürü çok teşekkür ederiz.
KANAKLAR
KRONENBURG, R. (2008). Portable architectu-
re: design and technology. Basel: Birkhäuser.
MEAGHER, M. (2015). Designing for change:
The poec potenal of responsive architectu-
re. Froners of Architectural Research, 4(2),
159-165. doi:10.1016/j.foar.2015.03.002
KOLAREVIC, B. (2010). Performave archite-
cture: beyond instrumentality ;. New York:
Spon Press.
[URL-1] hps://www.arduino.cc/en/Main/Ar-
duinoBoardUno
[URL-2] hp://www.reyexperiments.com/
Bu çalışmada, tasarım probleminin tanım-
lanması sürecinde konfor alanlarının dışına
çıkmaya mecbur kalan öğrenciler, ziksel üre-
min gerdiği sınırlamalar ve tepkimeli ta-
sarımlarını hayata geçirmek için kullandıkları
mekanik/elektronik bileşenlerin kendi sınırları
ile de yüzleşmişlerdir. Bu bağlamda öğrenciler
modelleme yazılımlarının kullandıkları algorit-
malar ve kütüphanelerinin dikte eği form-
lardan sıyrılarak, sayısal ve ziksel ortam ara-
sındaki ikiliği formun bir anının ürelmesinin
ötesinde farklı ziksel sistemlerin bir arada
çalışacağı bütüncül bir algıyla keşfetmişlerdir.
Öğrenciler, sayısal ortamda tasarladıkları ha-
reketli bileşenlere sahip mekanların ziksel
ortama aktarıldığında geçirdiği dönüşüm ile
yüzleşmek zorunda kalmışlardır. Bu dönüşüm,
malzemesiz uzamdan, malzeme, kuvvetler
ve tasarlanması gereken detaylar ile tasarım
araşrmasını derinleşrmiş ve protoplemesi
yapılan son tasarım kararlarının çeşitliliğinde
önemli bir rol oynamışr (Şekil 9). Tanımlı baş-
langıç formu ve uygulama için kullanılabilecek
sınırlı ekipmana rağmen son ürünlerdeki tasa-
rım çeşitliliği, tasarım araşrmasının derinliği-
ni kanıtlar niteliktedir.
Öte yandan gerçekleşrilen örnek çalışmanın,
hızla gelişen teknolojilerin mimarlık eğimi
süreçlerinde tatbik edilmesi için oldukça eri-
şilebilir ve kolaylıkla uygulanabilir bir yöntem
olduğu gözlemlenmişr. Mimarlık öğrencileri-
nin temel mühendislik prensiplerini uygulaya-
rak deneyimlemesinin disiplinlerarası çalışma
kültürüne katkısı yadsınamaz bir durumdur.
Bununla beraber söz konusu mühendislik
yaklaşımlarının tasarım süreci içerisinde ele
alınması tasarım araşrmasının derinliğini
arrarak çok boyutlu ve bütüncül tasarım-
ların ortaya çıkmasına olanak sağlamaktadır.
Dolayısıyla günümüzde her alanda ihyaç
haline gelen dijital becerilerin bütünsel bir