ArticlePDF Available

Sağlık İletişiminde Sosyal Medya Kullanımının Bireyler Üzerindeki Etkileri

Authors:

Abstract

Teknolojik gelişmeler birçok alanı olduğu gibi sağlık alanını da etkilemekte, hem sağlık uzmanlarının hem de hastaların medikal bilgilere hızlı ve kolay bir şekilde ulaşmalarına imkân sağlamaktadır. Günümüzde en çok kullanılan iletişim araçlarından biri haline gelen sosyal medya, gerek kişilerarası gerekse kitle iletişimine imkân sağlayan yapısı sayesinde sağlık alanında kişiler ve kurumlar tarafından kullanılan etkili araçlardan birisi haline gelmiştir. Sağlık hizmetlerine erişimin oldukça kısıtlı olduğu yıllarda hastane veya hekime ulaşma imkânı olmayan insanlar ailelerinden, akrabalarından ve arkadaş gruplarından aldıkları önerilere göre tedavilerini gerçekleştirirken günümüzde tedavi önerilerine; tavsiye siteleri, bloglar, sosyal paylaşım ağları gibi sosyal medya platformlarından ulaşılmaktadır. Sağlık sektörü temsilcilerinin gazete, radyo ve televizyonda yapacakları reklam ve tanıtım faaliyetlerinin de yasal düzenlemelerle oldukça sınırlandırılmış olması, sosyal medyayı sektör temsilcileri için önemli bir tutundurma aracı haline getirmiştir. Bu çalışmada sağlıkla ilgili konularda sosyal medya kullanımının etkileri ve sağladığı imkânlar, güncel uygulamalar perspektifinde tartışılmaktadır. As technological developments affect many areas, it also has many influences on health care area with respect to enabling to easily and quickly reach medical information for both health care experts and clients. Nowadays social media which has become mostly used communication tool, provides interpersonal and mass communication. With that feature, social media has become one of the effective communication tools on healt care that is used by both people and institutions. People had quite limited conditions to reach health care. In that times, people who did not have opportunity to reach hospitals or health care professions, got their treatments according to what kind of suggestions they had from their family, relatives and friends. However, nowadays people get treatment suggestions from specific suggestion websites, blogs or social networking. Moreover, social media has become a very significant tool which is used for promotion and advertising by health care representatives due to the fact that there are really restricted legal regulations about promotional and advertising activities that is made by newspaper, radio and television. In the current study, effects of social media usage and what kind of opportunities it provides with respect to health related issues, is discussed in perspective of current practices.
Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi• © 2016 • 3(2) • güz/fall: 3-22
3
Sağlık İletişiminde Sosyal Medya
Kullanımının Bireyler
Üzerindeki Etkileri*
Hikmet Tosyalı
Maltepe Üniversitesi
hktosyali@gmail.com
Cem Sefa Sütçü
Marmara Üniversitesi
İletişim Fakültesi
Gazetecilik Bölümü
cemsutcu@yahoo.com
Özet
Teknolojik gelişmeler birçok alanı olduğu gibi sağlık alanını da etkilemekte, hem sağlık
uzmanlarının hem de hastaların medikal bilgilere hızlı ve kolay bir şekilde ulaşmalarına
imkân sağlamaktadır. Günümüzde en çok kullanılan iletişim araçlarından biri haline
gelen sosyal medya, gerek kişilerarası gerekse kitle iletişimine imkân sağlayan yapısı
sayesinde sağlık alanında kişiler ve kurumlar tarafından kullanılan etkili araçlardan
birisi haline gelmiştir. Sağlık hizmetlerine erişimin oldukça kısıtlı olduğu yıllarda
hastane veya hekime ulaşma imkânı olmayan insanlar ailelerinden, akrabalarından ve
arkadaş gruplarından aldıkları önerilere göre tedavilerini gerçekleştirirken günümüzde
tedavi önerilerine; tavsiye siteleri, bloglar, sosyal paylaşım ağları gibi sosyal medya
platformlarından ulaşılmaktadır. Sağlık sektörü temsilcilerinin gazete, radyo ve
televizyonda yapacakları reklam ve tanıtım faaliyetlerinin de yasal düzenlemelerle
oldukça sınırlandırılmış olması, sosyal medya sektör temsilcileri için önemli bir
tutundurma aracı haline getirmiştir. Bu çalışmada sağlıkla ilgili konularda sosyal medya
kullanımının etkileri ve sağladığı imkânlar, güncel uygulamalar perspektifinde
tartışılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Sosyal medya, sağlık hizmeti, sağlık iletişimi, sağlık bilişimi.
• • • • •
Makale geliş tarihi: 09.04.2016 • Makale kabul tarihi: 09.05.2016
Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi• © 2016 • 3(2) • güz/fall: 3-22
*Bu çalışma, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gazetecilik Anabilim Dalı, Bilişim Bilim
Dalı’nda Prof. Dr. Cem Sefa SÜTÇÜ danışmanlığında yapılmış olan “Sosyal Medyanın Hasta Sadakatine
Etkisi: Sosyal Medya Kullanıcıları Üzerine Bir Araştırma” adlı doktora tezine dayanmaktadır.
Hikmet Tosyalı & Cem Sefa Sütçü Sağlık İletişiminde Sosyal Medya
Kullanımının Bireyler Üzerindeki Etkileri
4
Effects of Social Media Usage
on Individuals in Terms of
Health Communication
Hikmet Tosyalı
Maltepe University
hktosyali@gmail.com
Cem Sefa Sütçü
Marmara University
Faculty of Communication
Department of Journalism
cemsutcu@yahoo.com
Abstract
As technological developments affect many areas, it also has many influences on health
care area with respect to enabling to easily and quickly reach medical information for
both healthcare experts and clients. Nowadays social media which has become mostly
used communication tool, provides interpersonal and mass communication. With that
feature, social media has become one of the effective communication tools on
healthcare that is used by both people and institutions. People had quite limited
conditions to reach health care. In that times, people who did not have opportunity to
reach hospitals or health care professions, got their treatments according to what kind of
suggestions they had from their family, relatives and friends. However, nowadays
people get treatment suggestions from specific suggestion websites, blogs or social
networking. Moreover, social media has become a very significant tool which is used
for promotion and advertising by health care representatives due to the fact that there
are really restricted legal regulations about promotional and advertising activities that
are made by newspaper, radio and television. In the current study, effects of social
media usage and what kind of opportunities it provides with respect to health related
issues, is discussed in perspective of current practices.
Keywords: Social media, healtcare, health communication, health informatics.
• • • • •
Article arrival date: 09.04.2016 • Article acceptance date: 09.05.2016
Maltepe University Journal of Faculty of Communication • © 2016 • 3(2) • güz/fall: 3-22
Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi• © 2016 • 3(2) • güz/fall: 3-22
5
Günümüzde sosyal medya sağlıkla ilgili konularda hem sektör temsilcileri hem de bireyler
için önemli bir araç haline gelmiştir. Özellikle Web 2.0 ile birlikte gelişimi başlayan sosyal
medya platformları sağlıkla ilgili çok miktarda bilgiyi barındırmaktadır. Gerek sağlık
uzmanları gerekse hastalar internet ve sosyal medyayı kullanarak medikal bilgilere hızlı ve
kolay bir şekilde ulaşabilmektedir. Bu nedenle erişilen bilgilerin doğru ve güncel olması
halk sağlığı açısından oldukça önemlidir. Toplumun sağlıkla ilgili konularda
bilinçlendirilmesi, hasta bakım hizmetlerinin iyileştirilmesi, sağlık hizmetlerinde kalitenin
artırılması, hastalık ve salgın durumlarının önceden tahmin edilmesi ve toplumsal sağlığın
geliştirilmesi gibi birçok konu internet ve sosyal medya sayesinde daha hızlı ve kolay bir
şekilde ele alınabilmektedir. Öte yandan sosyal medya platformları sağlık sektörü
temsilcilerinin; tutundurma, itibar yönetimi ve hasta ilişkileri yönetimi faaliyetleri için de
yeni fırsatlar yaratmaktadır. Kullanıcılar; hastane ve hekimlerle ilgili yorumları okumak,
semptomları ve ilaçların yan etkilerini araştırmak, benzer hastalıklara yakalanan kişilerin
paylaşımlarını ve başarı hikâyelerini takip etmek ve yakalandıkları hastalıklarla ilgili
uzman doktorlarla iletişime geçebilmek amacıyla sosyal medya platformlarına yönelmekte
Hikmet Tosyalı & Cem Sefa Sütçü Sağlık İletişiminde Sosyal Medya
Kullanımının Bireyler Üzerindeki Etkileri
6
ve gripten kansere kadar birçok hastalıkla ilgili araştırma yapabilmektedir. Bu bilgi edinme
süreci ve dijital arkadaş etkisi, bireylerin sektör temsilcileriyle ilgili fikir edinmelerini
sağlamakta ve kararlarını etkilemektedir.
Birey, etkileşime girdiği kişi veya grupların; fikirlerinden, kararlarından,
tecrübelerinden ve davranışlarından etkilenmektedir. Özellikle sağlık sektöründe tavsiye
çok önemlidir. Günümüzde “kocakarı ilacı” şeklinde isimlendirilen atalardan kalma tedavi
seçenekleri sonraki nesillere aktarılarak sağlıkla ilgili konularda toplumsal hafızanın
korunması sağlanmıştır. Sağlık hizmetlerine erişimin oldukça kısıtlı olduğu yıllarda hastane
veya hekime ulaşma imkânı olmayan insanlar ailelerinden, akrabalarından ve arkadaş
gruplarından aldıkları “kocakarı ilacı” tavsiyelerine göre tedavilerini gerçekleştirirken
günümüzde tedavi önerilerine tavsiye sitelerinden, bloglardan veya sosyal paylaşım
ağlarından ulaşılmaktadır. Sağlık sektörü temsilcilerinin gazete, radyo ve televizyonda
yapacakları reklam ve tanıtım faaliyetlerinin de yasal düzenlemelerle oldukça
sınırlandırılmış olması nedeniyle tavsiye, sağlık sektörü için önemli bir tutundurma
faaliyeti haline gelmiştir.
Sosyal Ağ Teorisi
Sosyal ağ en basit şekliyle “bir ya da birden fazla toplumsal ilişkiyle birbirine bağlanmış,
dolayısıyla toplumsal bir bağ oluşturan bireyler (daha ender durumlarda ortaklıklar ve
roller)” (Marshall, 1999: 4) şeklinde tanımlanmaktadır. Sosyal ağ teorisi ise teorik açıdan
kullanıcılarının birbirleriyle olan ilişkilerini temel almaktadır. Teori, her yeni kullanıcının
ağın değerini katlayarak arttıracağını ve ağa bütüncül bir bakış açısıyla bakıldığında
değerinin daha iyi anlaşılacağını savunmaktadır. Sosyal , aktörler ve bunlar arasındaki
ilişkilerden oluşan sistem olarak tanımlanabilir.
Sosyal ağlarla ilgili çalışmalar Psikolog Jacob Moreno’nun sınıfındaki öğrencilere;
eğer tercih etme hakları olsaydı kiminle yan yana oturmak istediklerini sorması ve bununla
ilgili yaptığı çalışma sonucunda ortaya çıkarttığı haritasıyla başlamıştır. Çalışma
sonucunda erkek öğrencilerin erkeklerle, kız öğrencilerin ise kızlarla arkadaşlık kurmak
istedikleri görülmüş, yalnızca bir erkek öğrencinin bir kız öğrenciyle oturmayı tercih ettiği
tespit edilmiştir (Gürsakal, 2009: 513). Daha sonra 1940 yılında Moreno‘nun oluşturduğu
Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi• © 2016 • 3(2) • güz/fall: 3-22
7
görsel, sosyogram olarak adlandırılmış ve bir grup içindeki bireylerin aralarında kurdukları
ilişkileri anlayabilmek için sosyometrik bir araç olarak kullanılmaya başlanmıştır (Degenne
ve Forse, 2004: 248).
Sosyal ağ teorisi, henüz sosyal medya ve sosyal paylaşım ağları ortaya çıkmadan
önce de pek çok açıdan insanların birbirlerine bağlı oldukları gerçeğini ortaya koymuştur.
Sosyal ağlar, düğümler ve bunları birbirine bağlayan ve yönlendirme sağlayan makaslardan
oluşmaktadır. Manuel Castells, günümüzde oluşturulan sosyal paylaşım ağlarını ve
bugünün toplumunu toplumu şeklinde tanımlamaktadır: “Enformasyon teknolojisi
devrimi ve kapitalizmin yeniden yapılanması, yeni bir toplum biçimini, ağ toplumunu
ortaya çıkardı. toplumu, stratejik olarak belirleyici ekonomik etkinliklerin
küreselleşmesinin damgasını vurduğu bir toplumdur.” (Castells, 2008: 623). toplumu
şeklinde tanımlanan yeni toplum biçimi, oluşturduğu sosyal medya platformlarıyla
bireylerin ve toplumların etkileşimden uzak şekilde yaşamalarını imkânsız hale getirmiştir.
Etki Kaynağı Olarak Sosyal Medya
Tarıma dayalı ekonomik yapı Sanayi Devrimiyle birlikte yerini seri üretime ve kitlesel
tüketime dayalı bir ekonomik yapıya bırakmıştır. Bu yeni ekonomik düzen ortamında
egemen ideolojiyi topluma aktarmak, kitleleri kontrol altında tutmak ve tüketimi teşvik
etmek için kitle iletişim araçları kullanılmıştır.
Aynı zamanda toplumların sosyo-ekonomik ve kültürel yapılarının değişmesinde de
kitle iletişim araçlarının önemli etkileri vardır. Kişilerarası iletişimin gerçekleşmesi için
gerekli olan aynı anda ve aynı mekânda bulunma zorunluluğunu ortadan kaldıran kitle
iletişim araçları, istenilen mesajları birden çok alıcıya ulaştırarak eğitim, eğlence ve sağlık
gibi birçok alanı yeniden biçimlendirmiş (Baldini, 2000: 90-92), iletişim süreçlerini
hızlandırmış ve toplumsal hayatı kolaylaştırmıştır.
Kitle iletişim araçlarının bireyler üzerindeki etkilerine ilişkin tartışmalar 1920’lerden
günümüze kadar devam etmektedir. Sırasıyla; gazete, radyo, televizyon ve günümüzde
sosyal medya tartışmanın ana merkezinde bulunmaktadır (Nalçaoğlu, 2003: 44).
Birey, sosyalleşme sürecinde birçok faktörün yanı sıra kitle iletişim araçlarının da
etkisi altındadır. Yapılan araştırmalar, sosyalleşme ve toplumdaki egemen ideolojinin
Hikmet Tosyalı & Cem Sefa Sütçü Sağlık İletişiminde Sosyal Medya
Kullanımının Bireyler Üzerindeki Etkileri
8
bireylere aktarılması süreçlerinde kitle iletişim araçlarının oldukça etkili olduğunu
göstermektedir. Birer sosyal etki kaynağı olan gazete, radyo ve televizyon aynı anda çok
sayıda insana ulaşarak onların tutum ve davranışlarını, duygu ve düşüncelerini değiştirmeye
çalışırlar. Siyaset, spor, ekonomi, pazarlama ve sağlık gibi birçok alanda egemen ideoloji
kendi fikirlerini topluma aşılamak için kitle iletişim araçlarını kullanmaktadır. Bu nedenle
kitle iletişim araçlarının birey ve toplum üzerindeki sosyal ve psikolojik etkilerini inceleyen
birçok araştırma yapılmıştır.
Etki araştırmaları, bireylerin tutum ve davranışlarındaki değişimin gözlemlenmesine
ve etki yönünün belirlenmesine odaklanmıştır. Birey, her verileni kabul eden ve bu şekilde
tutum ve davranışları değiştirilebilen tamamen pasif bir alıcı mıdır? Yoksa neyi
izleyeceğine – neyi takip edeceğine kendisi karar veren aktif konumda olan bir alıcı mıdır?
soruları etki araştırmalarının temelini oluşturmaktadır.
1920’lerde ABD’de yürütülen araştırmalarda, iletişim; siyaset bilimi, sosyoloji ve
psikoloji gibi farklı alanlarla birlikte, disiplinlerarası yaklaşımla ele alınmıştır. Özellikle
gazete ve radyonun kitleler üzerindeki etkilerinin ve ikna güçlerinin ortaya çıkartılması ve
propaganda yoluyla kamuoyu oluşturulmasına yönelik siyaset bilimi çalışmaları bu
dönemin ağırlıklı araştırma konuları olmuştur.
Harold Lasswell 1948’de yayınladığı “The Structure and Function of Communication
in Society başlıklı çalışmasında iletişim süreçlerini, uyaran-tepki bağlamında
sistemleştirerek bir bütün olarak ele almış ve “kim – kime neyi hangi kanaldan hangi
etki” ile söylüyor şeklinde modellemiştir (Ayhan ve Çavuş, 2014: 35). Alıcının pasif
durumda olduğunu ve etki gücünün tamamen göndericide olduğunu kabul eden Lasswell,
hedefte istenen tutum ve davranışın oluşturulabilmesini; kaynak, kanal, ileti, verici ve alıcı
araçlarla ilgili sorunların çözülmesine bağlamaktadır (Tekinalp ve Uzun, 2006: 62-63).
”Etki, izleyicide iletişim sürecindeki öğeler tarafından oluşturulan gözlenebilir ve
ölçülebilir değişim olarak tanımlanır. Bu öğelerden her birinde yapılacak herhangi bir
değişim etkide de değişim yapar.” (Erdoğan ve Alemdar, 2010: 117).
Lasswell’in bu modeli iletişim araştırmalarında güçlü etkiler dönemini başlatmış ve
uzun süre araştırmalara ilham kaynağı olmuştur. Yirminci yüzyıl sonlarına doğru ise
özellikle sosyal psikoloji alanındaki araştırmalarda, iletişimin etkisinin ancak alıcının
Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi• © 2016 • 3(2) • güz/fall: 3-22
9
mesajı yorumlama yeteneği kadar olabileceği savunulmuş, televizyonun ortaya çıkışıyla
birlikte etki gücünün göndericide olduğu görüşü yeniden kabul görmeye başlamıştır.
Matbaanın bulunmasıyla birlikte gazete önemli bir kitle iletişim aracı olarak
kullanılmış, 19. yüzyılda telgraf, radyo ve telefon, 20. yüzyılda ise televizyon önemli bir
kitle iletişim aracı olmuştur. 21. yüzyıla gelindiğinde ise birey ve toplum üzerinde etkisi en
yoğun şekilde yaşanan iletişim aracı internet olmuştur.
İnternetin tüm dünyada hızla yayılması ve 2000 yılından itibaren Web 2.0 çağının
başlaması sosyal medya kavramını doğurmuştur. Sosyal medya; bilgisayarlar, tabletler,
akıllı telefonlar, bloglar, uygulamalar gibi pek çok teknolojik ürünle birlikte gündelik
yaşamda bireyin hemen hemen her anında etkisini hissettirmeyi başarmıştır. Geleneksel
medya şeklinde tanımladığımız gazete, radyo ve televizyonun ardından sosyal medya
şeklinde tanımladığımız; sosyal paylaşım ağları başta olmak üzere bloglar, forumlar,
kişisel, ticari ve kurumsal web sayfaları medyanın yeni bir şekli olan sosyal medyayı
oluşturmaktadır.
Sosyal medya, sosyal bir varlık olan insanın hem kendisini hem de medyayı
sosyalleştirerek evrilmesi sonucunda ortaya çıkmıştır (Sütçü, 2012: 87). Google’ın 1998
yılında kurulmasının ardından Web 2.0 çağındaki etkileşimsel hareketlilik başlamıştır.
Sonrasında 1999 yılında Blogger kurulmuş ve insanların içerik paylaşmaları, hem bedava
hem de daha kolay hale gelmiştir. Sosyal medya adım adım gelişmekte ve kendini
ispatlamaya başlamıştır. Harvard’lı bir üniversite öğrencisi olan Mark Zuckerberg
tarafından 2004 yılında basit bir sanal okul yıllığı şeklinde tasarlanan Facebook, sanal
kimlikler yerine gerçek kimliklerin paylaşımlarda bulunduğu sosyal bir medya haline
gelmiştir. Sosyal medyanın oluşumunda katkısı oldukça büyük olan YouTube ilk sanal
ödeme sistemi PayPal’ın üç çalışanı tarafından 2005 yılında kurulmuştur. İlk defa bir web
sayfası tamamen kullanıcıların yüklediği erikle var olmuştur. “Bu zamana kadar ‘we’
(biz) olan internet, ilk defa ‘you’ (sen, siz) olmuştur” (Irak ve Yazıcıoğlu, 2012: 15-16).
Twitter ise Facebook’tan daha basit şekilde çalışabilen ve mesaj atmak kadar kolay bir
işleve sahip (140 karakter) yapısıyla 2006 yılında piyasaya girmiş ve hızla kendisini tüm
dünyada kabullendirmiştir.
Hikmet Tosyalı & Cem Sefa Sütçü Sağlık İletişiminde Sosyal Medya
Kullanımının Bireyler Üzerindeki Etkileri
10
Sosyal medyanın en önemli parçalarından ikisi hiç şüphesiz Facebook ve Twitter’dır.
Bu iki sosyal paylaşım ağı yeni medyanın adeta bel kemiğini oluşturmaktadır. 31 Aralık
2015 tarihi itibariyle; Facebook’un aylık aktif kullanıcı sayısı 1,59 milyara ulaşırken
(Facebook, 2016), 320 milyon insan da aktif şekilde Twitter kullanmaktadır (Twitter,
2016). Bu rakamlar göz önüne alındığında, herkese açık ya da yarı açık profil oluşturma
imkanı veren sosyal paylaşım ağlarının (Boyd ve Ellison, 2007), kişilerin tutum ve
davranışları üzerinde etkin rol oynadıklarını düşünmek yanlış olmayacaktır.
Sosyal medya; sosyal, ekonomik ve kültürel yapıları etkileyerek birey ve toplumların
ilişki biçimlerini değiştirmekte, iletişimi zaman ve mekândan bağımsızlaştırarak dünyayı
küresel köy
1
haline getirmektedir. Sosyal medya, kullanıcılarını birbirine bağlayarak
elektronik iletişim ortamı yaratmakta, etkileşime imkân tanıyan yapısıyla da hem
kişilerarası iletişim aracı hem de kitle iletişim aracı olarak işlev görmektedir.
WEB’in, 1.0’dan 2.0 versiyonuna geçişiyle birlikte daha fazla merkeze yaklaşan ve
etkileşim imkânına kavuşan birey, paylaşmak ve yorum yapmak konusunda artık daha
özgür bir görünüm sergilemektedir. Yalnızca bir şeyler paylaşmak değil, okumak
konusunda da eskisine göre (gazete, dergi) daha özgür ve daha çeşitli kaynaklara sahiptir.
Tüm bu sıralanan sonuçlar neticesinde bireyin yalnızca etkilenen değil etkin, yalnızca
paylaşımları seyreden değil içerik ve paylaşım üreten bir dönüşüme uğradığını söylemek
mümkündür.
Kullanımlar konusunda kendi kararlarını veren bireyler, nelere ihtiyaçları olduğu
konusunda da kendi kararlarını vermektedir. Herhangi bir konuyla ilgili yorum yapmak ve
fikirlerini 140 karakterle ifade etmek isteyen birey Twitter’ı, fotoğraf ve video gibi
çokluortam seçenekleriyle hayatına dair unsurları paylaşmak istediğinde ise Facebook’u
1
Marshall McLuhan’a göre kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması küreselleşme sürecini de hızlandırmakta
ve ilişkiler bağlamında dünya küçülerek “Küresel Köy (The Global Village)” haline gelmektedir. İnternet ve
mobil teknolojilerde yaşanan gelişmeler sayesinde günümüz insanı pencereden kendi mahallesini izler gibi
dünyanın herhangi bir yerindeki hiç tanımadığı insanları dijital ekranlardan takip edebilmektedir. Dünyanın
herhangi bir yerinde konuşulan bir konu “retweet” edilerek çok kısa sürede dünyanın diğer ucuna ulaşmakta,
insanlar kendilerinden kilometrelerce uzakta olan kişilerin kararlarından ve tercihlerinden etkilenebilmektedir.
İnsanların geçmişte sadece yakın çevreleriyle yüz yüze yaşayabilecekleri bu paylaşımlar elektronik iletişim
çağında McLuhan’ın küresel köy benzetmesinde hayat bulmaktadır.
Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi• © 2016 • 3(2) • güz/fall: 3-22
11
tercih etmektedir. Daha uzun ve spesifik konularda fikirlerini beyan etmek istediğinde ise
hiçbir ücret ödemeden edineceği bir blog ile kendi kitlesini yaratabilmektedir.
Sağlık İletişiminde Sosyal Medya Kullanımı
Dünya Sağlık Örgütü’nce sağlık; “sadece hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, bedence,
ruhça ve sosyal yönden tam bir iyi olma hali” şeklinde tanımlanmaktadır. Tanımda geçen
hastalık kavramı ise doktorlar ve doktor olmayanlar tarafından farklı algılanabilmektedir.
Örneğin, öksüren birisi doktor tarafından hasta olarak kabul edilirken, bu durum kişinin
günlük aktivitelerini yapmasına engel olmuyorsa kişi kendisini hasta olarak
tanımlamamaktadır. Hastalık doktorlar tarafından “Doku ve hücrelerde normal dışı yapısal
ve işlevsel değişikliklerin doğurduğu her türlü durum” şeklinde tanımlanırken doktor
olmayanlar için hastalık durumu, kişinin bilgi ve kültür düzeyine göre değişiklik
göstermektedir (Fişek, 1982). Bu nedenle, toplumun sağlıkla ilgili konularda
bilinçlendirilmesi oldukça önemlidir. Bu bilinçlendirmenin yanı sıra bireysel davranışlarda
ve alınan kararlarda olumlu yönde etki oluşturulması, sağlık hizmetlerinde kalitenin
artırılması ve toplumsal sağlığın geliştirilmesi sağlık iletişimi kapsamında ele alınan diğer
önemli konulardan bazılarıdır.
Bireyin sağlıkla ilgili konulara bakışı ve anlamlandırması içinde yaşadığı toplumdan
etkilenerek sosyalleşme sürecinde şekillenir. Bu süreçte; hekim-hasta iletişimi, grup
iletişimi ve kitle iletişimi bireyin sağlıkla ilgili konulardaki davranışlarının şekillenmesinde
ve toplumsal sağlığın gelişmesinde etkili olur. Bir hastalık ve bu hastalığın tedavisiyle ilgili
farkındalık oluşturulması, toplumun bilgilendirilmesi, insanların doğru davranışları
sergilemeleri için güdülenmeleri, sağlık hizmetlerinde etkinliğin artırılması gibi unsurlar
sağlık iletişiminin hedeflerini oluşturmaktadır (Koçak ve Bulduklu, 2010: 8).
İnsanların sağlıkla ilgili konulara bakış açıları ve davranış şekilleri büyük ölçüde
sağlık iletişimi çalışmalarıyla şekillenmektedir. Hem Ülkemizde hem de Dünya’da sigara
ve uyuşturucu kullanımı başta olmak üzere cinsel sağlık, organ bağışı, obezite, doğum
kontrolü, salgın hastalıklar gibi sağlıkla ilgili birçok konuda kitle iletişim araçları
kullanılarak bilinçlendirme ve etki oluşturma çalışmaları yürütülmektedir.
Hikmet Tosyalı & Cem Sefa Sütçü Sağlık İletişiminde Sosyal Medya
Kullanımının Bireyler Üzerindeki Etkileri
12
Gerek sağlık profesyonelleri gerekse kamu ve özel sağlık kuruluşları kitle iletişim
araçlarını kullanarak insanlara ulaşmaya çalışmakta ve onların sağlıkla ilgili verecekleri
kararlara etki etmeyi amaçlamaktadır. Kitle iletişim araçlarını özel sağlık kuruluşları
çoğunlukla reklam ve tanıtım aracı olarak kullanırken, kamu ve kâr amacı gütmeyen
kurum/kuruluşlar ise sosyal pazarlama
2
aracı olarak kullanmaktadır.
Sağlık sektöründe sosyal medyanın reklam ve tanıtım aracı olarak kullanılması
özellikle hastane ve ilaç firmaları için neredeyse zorunluluk haline gelmiştir. Sağlık
problemi baş gösteren birey geçmişte aile büyüklerinden veya arkadaş çevresinden ilaç ve
tedavi önerileri alırken günümüzde karar vermeden önce internet ve sosyal medyada
araştırma yapmaktadır. Bu nedenle diğer ticari kuruluşlarda olduğu gibi sağlık kuruluşları
tarafından da sosyal medya araçları pazarlama amacıyla aktif bir şekilde kullanılmaktadır.
Griffis vd. (2014), Amerika’da faaliyet gösteren 3.371 hastaneden; 3.351’inin (%99,41)
Facebook ve Foursquare, 3.342’sinin (%99,14) Yelp, 1.713’ünün (%50,82) Twitter
hesabının bulunduğunu, bu hastanelerden 1.699’unun (%50,40) her dört sosyal medya
aracını da kullanırken, 42’sinin (%1,25) sadece bir veya iki sosyal medya aracını
kullandığını ve bu kuruluşlardan; büyük ölçekli olanlar, şehir merkezlerinde faaliyet
gösterenler ve kâr amacı gütmeyenler ile eğitim ve araştırma hastanelerinin sosyal medya
araçlarını daha aktif kullandıklarını belirtmektedir. Aynı çalışmada, hastaların e-posta veya
telefon gibi araçlar yerine yeni iletişim kanallarına yöneldikleri, bu nedenle; klinik
uzmanlık alanlarıyla ilgili yerel farkındalık oluşturmak, karşılaşılan vakalarla ilgili toplumu
bilgilendirmek, önemli sağlık ipuçlarını topluma yaymak ve elde ettikleri ödül ve başarıları
takipçileriyle paylaşmak amacıyla hastanelerin sosyal medya stratejileri geliştirdikleri
belirtilmektedir.
Sosyal medyada görünür olmak marka imajı ve itibarı açısından da önemlidir. Kişinin
bir yakını veya kendisi hasta olduğunda, özellikle acil vakalarda, hizmet alacakları doktor
2
1970’lerde ortaya çıkan sosyal pazarlama kavramı, Corner ve Randall (2011)’a göre özellikle toplum
sağlığını ilgilendiren konularda bireylerin davranışlarını değiştirmeyi ve halk sağlığını geliştirmeyi amaçlayan
uygulamalar için kullanılmaktadır. Katariaa ve Larsen (2009)’e göre sosyal pazarlama, tutum ve davranış
değişikliği yaratmak üzere ikna amaçlı gerçekleştirilen organize çabalar olup geleneksel ticari pazarlamadan
farklı olarak satışların artırılması değil sosyal etki oluşturularak bireysel ve toplumsal refahın geliştirilmesini
ve sağlık problemlerinin çözülmesini amaçlamaktadır (Tengilimoğlu vd., 2013: 19).
Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi• © 2016 • 3(2) • güz/fall: 3-22
13
veya hastaneyle ilgili araştırma yapmaya vakitleri olmayabilir ve hızlı karar vermeleri
gerekebilir. Böyle bir durumda, kişi ya geçmiş tecrübelerini tekrarlayacak ya da hakkında
olumlu kanaate sahip olduğu ve aklına ilk gelen hastane veya doktora müracaat edecektir.
Bu nedenle, sektör temsilcileri için itibar önemli bir kavramdır. Toplumda bir kişi veya
kuruma karşı hissedilen güven, saygı ve genel imaj itibarı belirler. Diğer sektörlerden farklı
olarak doğrudan insan hayatının söz konusu olduğu sağlık sektöründe hizmet veren ve
hizmet alan kişiler arasında güvene dayalı ilişkilerin olması önemlidir. Hasta veya hasta
yakınlarıyla çalışanlar arasındaki iletişimsizlik kurumların itibarları üzerinde negatif etkiye
sebep olabilmektedir. Bu nedenle doğru kanalı kullanarak hedef kitleyle iletişim kurmak
oldukça önemlidir. İnternet ve sosyal medya araçları; geri bildirim, arşiv, erişim, gerçek
zamanlı gözlem ve ölçüm kolaylığı gibi özellikleri sayesinde kurumsal itibar yaratmada ve
ölçmede en uygun araç olarak karşımıza çıkmaktadır (Kıyat ve Sütçü, 2013).
Sağlık iletişiminde internet ve sosyal medyanın yaygın kullanımı sayesinde; işbirliği,
paylaşım, katılım, aracısızlaştırma, açıklık gibi özellikleri barındıran ve yeni nesil sağlık
iletişimini temsil eden “Sağlık 2.0” kavramı doğmuştur (Hawn, 2009). Katılımcı ve
etkileşimli sağlık iletişimini temsil eden “Sağlık 2.0”, insanların hastalıklarıyla ilgili
güvenilir bilgiye ulaşmalarını ve paylaşımda bulunmalarını kolaylaştırmakta, benzer
deneyimlere sahip insanların bir araya gelebilmelerini sağlayarak güçlü sosyal yapıların
oluşmasına yardımcı olmakta ve sağlıkla ilgili alınacak kararlarda yönlendirici
olabilmektedir. Robledo’ya (2012) göre sosyal medya, bireylerin sağlık konularına olan ilgi
düzeylerini belirlemede ve bu ortamlarda aldıkları tavsiyeler sonucunda davranış
değişikliği oluşturmada önemli bir etki aracı haline gelmektedir. Kendileriyle aynı hastalığa
yakalanan insanların sosyal medya ortamlarında bir araya gelmeleri neticesinde, değerli
bilgilerin yayılması ve paylaşımların kişiselleştirilmesi mümkün hale gelmektedir.
Günümüz popüler sosyal medya ortamlarından Twitter, sağladığı gerçek zamanlı ve çift
yönlü iletişim ortamıyla gerek sağlık kuruluşlarının paydaşlarıyla etkileşimine gerekse aynı
hastalığa sahip bireylerin diğer kullanıcılarla tecrübelerini paylaşabilmelerine imkân
sağlamakta ve bu ortamlarda yapılan paylaşımlar gün geçtikçe artmaktadır (Öztürk ve
Öymen, 2013: 115-117).
Hikmet Tosyalı & Cem Sefa Sütçü Sağlık İletişiminde Sosyal Medya
Kullanımının Bireyler Üzerindeki Etkileri
14
Sosyal Medyanın Sağlıkla İlgili Konularda Bireyler Üzerindeki Etkileri
Sosyal medya tüketici davranışlarında ciddi bir değişime neden olmaktadır. Bu değişimden
sağlık sektörü de etkilenmekte, kişiler sağlıkla ilgili satın alma kararlarını vermeden önce
mutlaka internette araştırma yapmaktadır. İnsanlar; doktor veya hastane tercihi için
yorumları okumak, hastalık belirtilerini ve ilaçların yan etkilerini araştırmak, forumlarda
paylaşılan başarı hikâyelerini takip etmek veya kendi hikâyesini paylaşmak, uzman
doktorlarla çevrimiçi iletişime geçmek gibi birçok sebeple internet ve mobil tabanlı
platformlara yönelmekte ve gripten kansere kadar birçok hastalıkla ilgili araştırma
yapmaktadır. İnternet ve sosyal medyada yapılan bu bilgi edinme süreci ve dijital arkadaş
etkisi, kişilerin hastane veya ilaç markalarıyla ilgili fikir edinmelerini sağlamakta ve satın
alma kararlarını etkilemektedir. Bu bakımdan gerek kurum/kuruluşlar gerekse de sağlık
uzmanları sosyal medyayı kullanarak hedef kitleye ulaşmaya çalışmaktadır.
1889’da kurulan tedavi ve araştırma merkezi Mayo Kliniğin Sosyal Medya Merkezi
yöneticisi Lee Aase (2014), sağlık sektörü çalışanlarının sosyal medyayı etkin bir şekilde
kullanmaları gerektiğini vurgulayarak bunun aynı zamanda bir sorumluluk ve profesyonel
meslek hayatının kaçınılmaz bir parçası olduğunu belirtmektedir. Kişiler, kendi sağlık
durumlarıyla ilgili karar verme hakkına sahip oldukları gibi sağlık durumlarıyla ilgili
bilgiyi de istedikleri yerden araştırıp öğrenme özgürlüğüne sahiplerdir. Sosyal medya
kullanımının yaygınlaşması kişileri bu ortamlara yönlendirmekte ve bu ortamlar bilgi
edinimi için öncelikli başvuru kaynağı haline gelmektedir. Kişiler aileleriyle veya sosyal
çevreleriyle paylaşamadıkları sağlık sorunları hakkında bilgi edinmek için de sosyal medya
platformlarına yönelmektedir. Sağlıkla ilgili birçok konunun mahrem kabul edilmesi, bilgi
toplama sürecinde internet ve sosyal medya kullanımının artmasında etkili olmaktadır. Bu
nedenle, sosyal medyada güvenilir içeriğin oluşması kişilerin doğru bilgilere ulaşmalarını
sağlayacaktır. Bu anlamda, kişilerin sağlıkla ilgili hangi bilgilere ulaşmak istediklerinin ve
nelere ihtiyaç duyduklarının sosyal medyada takip edilmesi ve bu ihtiyaçları dikkate alarak
sosyal medyanın doğru ve güvenilir bilgiler içeren önemli bir başvuru kaynağı haline
getirilmesi sağlık sektörü temsilcilerinin sorumluluğundadır. Social Touch tarafından 2012
yılında 1.289 kişiyle yapılan ankette; katılımcıların %40’ının internette gördüğü bir bilgiye
Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi• © 2016 • 3(2) • güz/fall: 3-22
15
dayanarak doktoru tarafından verilen reçeteli ilacı kullanmaktan vazgeçtiği sonucuna
ulaşılmıştır. Bu nedenle; yanlış haber ve bilgi kirliliğinin zararlarının azaltılması için
internet ve sosyal medyanın sektör temsilcileri tarafından çok daha yoğun ve dikkatli
kullanılması, tedavi sürecinin uzman hekim tarafından yapılacak muayene ve araştırmalara
göre belirlenmesi gerektiğinin topluma iyi anlatılması gerekmektedir.
Pew Research Center ve American Life Project’in 7 Ağustos-6 Eylül 2012 tarihleri
arasında Amerika genelindeki 3.014 kişiyle yaptıkları anket sonuçlarına göre; Amerika’da
her 3 kişiden biri sağlık durumuyla ilgili bilgi almak için internette araştırma yapmaktadır.
Buna göre; katılımcıların %35’i kendilerinin veya bir yakınının sağlık durumuyla ilgili
internette ve sosyal medyada araştırma yapmakta ve bu araştırmacıların %77’si çevrimiçi
platformlardan edindikleri bilgilere dayanarak kendi kendilerine teşhis koymaktadır.
Çevrimiçi teşhis koyanların %46’sı kendi koydukları teşhise dayanarak doktora müracaat
etmekte ve bunların %41’inin kendi kendine koyduğu teşhisi doktor onaylamaktadır.
Kadınlar ve üniversiteli gençler çevrimiçi teşhisçilerin çoğunluğunu oluşturmaktadır.
Katılımcılardan sürekli internet bağlantısı olanların ise %72’si sağlıkla ilgili bilgilere
erişmek için çevrimiçi platformları kullanırken; bunların %77’si Google, Bing, Yahoo gibi
arama motorları üzerinden, %13’ü WebMD gibi doğrudan sağlıkla ilgili siteler üzerinden,
%2’si genel bilgi alabilecekleri Wikipedia gibi sitelerden, %1’i ise sosyal paylaşım ağları
üzerinden araştırma yapmaktadır. Ayrıca internet kullanıcılarının %26’sı araştırma
yaparken ödeme sayfasıyla karşılaştıklarını belirtmiş ve bunların %2’si daha fazla erişim
için ödeme yapmış, %83’ü siteden ayrılarak bilgiyi başka yerde bulmaya çalışmış ve %13’ü
ise arama yapmayı bırakmıştır (Fox ve Duggan, 2013).
Steehler vd. (2013) tarafından yapılan başka bir araştırmada; Amerikalıların yaklaşık
%88’inin sağlıkla ilgili konularda internette arama yaptığı, %20’sinin sağlık hizmetleriyle
ilgili bilgiye ulaşmak için sosyal medyayı kullandığı sonucuna ulaşılmış, bu %20’nin içinde
yer alan her 4 hastadan 1’i de sağlıkla ilgili gelecekte alacağı kararda sosyal medyanın
etkili olduğunu belirtmiştir. Bottorff vd. (2014), 16 yaş ve üzeri Kanadalıların yaklaşık
olarak 10’undan 7’sinin sağlık bilgilerine ulaşmak için internette arama yaptıklarını
belirtmektedir. Antheunis ve diğerleri (2013) ise kadın hastalıkları ve doğum bölümünden
139 hasta ve 153 doktorun sosyal medya kullanım nedenlerini araştırmış ve sonuçlara göre
Hikmet Tosyalı & Cem Sefa Sütçü Sağlık İletişiminde Sosyal Medya
Kullanımının Bireyler Üzerindeki Etkileri
16
hastaların %31,7’sinin, doktorların ise %26,8’inin sağlıkla ilgili konular nedeniyle sosyal
medyayı kullandıkları ortaya çıkmıştır. Hastalar tarafından en çok kullanılan sosyal medya
platformları sırasıyla; Facebook, Twitter ve Hyves olurken, doktorlar için Linkedin ve
Twitter olarak belirlenmiştir. Hastaları sağlıkla ilgili konularda sosyal medya kullanmaya
motive eden sebepler; bilgi edinmek, doktorla iletişim kurmak, sosyal destek almak, benzer
hastalarla fikir alışverişi yapmak ve kişisel bakım olurken, doktorları sosyal medya
kullanmaya teşvik eden sebepler ise; bilgi edinmek, hastalarla iletişim kurmak, pazarlama
ve meslektaşlarla iletişim kurmak şeklinde sıralanmıştır (Tengilimoğlu vd., 2015: 80).
Sağlıkla ilgili internette araştırma yapanların oranı Ülkemizde de dikkat çekici
rakamlara ulaşmıştır. Türkiye İstatistik Kurumunun 2015 yılı Hanehalkı Bilişim
Teknolojileri Kullanım Araştırmasına göre internetin kullanım amaçları arasında sosyal
medya %80,9 ile birinci sırada yer alırken sağlıkla ilgili bilgi arama %66,3’lük oranla
üçüncü sırada bulunmaktadır (Türkiye İstatistik Kurumu, 2015).
Birleşmiş Milletlerin 2009 raporuna göre 2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyarı
aşacağı tahmin edilirken, gelişmiş ülkelerde 60 yaş ve üzeri yaşlı nüfus oranının %17’lere
yükselerek 1,6 milyara ulaşması beklenmektedir (Birleşmiş Milletler, 2009). Türkiye’de ise
yaşlı nüfusun toplam nüfusa oranı %6,3 olup; bu oranın 2030 yılında %10,88, 2050 yılında
ise %17,3 olması öngörülmektedir (Akın ve Ersoy, 2012: 23). Bu rakamlar, günümüzde 60-
65 olan ortalama yaşam süresinin de artacağını göstermektedir. İhtiyarlıkta ortaya çıkan
sağlık problemleri, yaşlı nüfusun artması sebebiyle bireylerin ve sağlık uzmanlarının
öncelikli gündemi haline gelmekte ve yaşlı nüfus oranına paralel olarak sağlık
hizmetlerindeki teknolojik dönüşümde beraberinde gelmektedir. İnternet ve teknolojiyi iyi
kullanan günümüz Y ve Z kuşaklarının yakın gelecekteki yaşlı nüfusu oluşturacak olması
ve özellikle sosyal medya kuşağı şeklinde de isimlendirilen Z kuşağının en önemli bilgi
kaynağının internet olması nedeniyle sağlıkla ilgili konularda toplumun
bilgilendirilmesinde ve alınan kararlarda etki oluşturmasında sosyal medya oldukça etkili
bir araç haline gelmektedir.
Niflioğlu (2012), sağlık sektörünün sosyal medyadan etkilenmesini iki çerçevede
değerlendirmektedir. Bunlar; sosyal medyanın hekimlere olan etkisi ve hekimlerin sosyal
medyaya olan etkisi. Sosyal medya sayesinde hekimlerin birbirleriyle daha hızlı iletişim
Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi• © 2016 • 3(2) • güz/fall: 3-22
17
kurabildiklerini ve mesleki alanda yaşadıkları sorunlara daha çabuk refleks yanıt
oluşturabildiklerini belirten Niflioğlu, hastaların da sağlık sorunlarını daha hız çözmek
için ilerleyen yıllarda sosyal medyayı daha yoğun kullanacaklarını, bu nedenle doğru ulusal
sağlık politikalarıyla toplumun sağlıkla ilgili konularda bilinçlenmesine yönelik ciddi
gelişmeler sağlanabileceğini belirtmektedir (Öz, 2012).
Bu durumun farkına varan sağlık kuruluşları, ilaç şirketleri ve gönüllü topluluklar
çeşitli hastalıkları gündemde tutmak ve bu hastalıklara karşı toplumu bilinçlendirmek için
sosyal medya araçlarını kullanarak kampanyalar yürütmektedir. Şeker hastalarına faydalı
bilgiler vermek ve sağlıklı yaşam önerileri sunmak amacıyla Roche şirketi tarafından
oluşturulan http://www.accu-chekdiabeteslink.com blog sitesi bunlardan birisidir. Şeker
hastalığıyla ilgili faydalı makalelere ve yeni geliştirilen ürünlere yer verilen blogda yer alan
bilgiler; Facebook, Twitter, YouTube gibi diğer popüler sosyal medya araçlarıyla da
entegre bir şekilde paylaşılarak hedef kitle ve etkileşim artırılmaya çalışılmaktadır.
Facebook da yaklaşık 50 bin takipçisi olan blog Youtube da son 6 yılda 58 video
yayınlamış ve bu videolar yaklaşık 260 bin kişi tarafından izlenmiştir.
https://www.myalli.com ise obezite ve şişmanlıkla mücadele amacıyla oluşturulmuş bir
topluluk sitesi olup Facebook da yaklaşık 270 bin takipçisi bulunmaktadır. 2010 yılında
YouTube kanalını devreye alan topluluk 69 video yayını yapmış ve bu videolar yaklaşık
820 bin kişi tarafından görüntülenmiştir. Sağlıklı yaşam önerilerinin ve semptomlardan
yola çıkarak tedavi ve doktor seçeneklerinin sunulduğu http://www.healthline.com/ ile
Alzheimer Birliği avukatı Linda Fisher’ın hastalıkla ilgili faydalı makaleleri yayınladığı
http://earlyonset.blogspot.it/ sayfası, etkileşim oranı yüksek sağlık bloglarından bazılarıdır.
Sosyal medya araçlarını en etkili kullanan sağlık kuruluşlarının başında ise Dünya Sağlık
Örgütü (WHO) gelmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün Twitter da yaklaşık 2,7 milyon
Facebook da ise yaklaşık 2,5 milyon takipçisi bulunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, 2005
yılından itibaren Youtube da 509 video yayınlamış ve bu videolar yaklaşık 9,5 milyon kez
görüntülenmiştir. Örgüt’ün 2012 yılında depresyonla mücadele kapsamında yayınladığı I
had a black dog, his name was depression” isimli video ise yaklaşık 6 milyon kez
görüntülenmiş (https://socset.com, Erişim Tarihi: 9 Aralık 2015) ve birçok kullanıcı
yaptıkları yorumlarda bu video sayesinde depresyonu yendiklerini ifade etmiştir.
Hikmet Tosyalı & Cem Sefa Sütçü Sağlık İletişiminde Sosyal Medya
Kullanımının Bireyler Üzerindeki Etkileri
18
Hastaların duygu durumları etkilemesi bakımından sosyal medya oldukça faydalı
olabilmektedir. Ameliyat gibi ağır klinik müdahaleler geçiren hastalar rehabilitasyon
sürecinde duygusal desteğe veya uzun vadeli sonuçlarla başa çıkma noktasında yardıma
ihtiyaç duyabilmektedir. Sosyal paylaşım sitelerinde oluşturulan topluluklar; sağlıklı yaşam
önerileri, klinik müdahale sonrası kaçınılması gereken davranışlar, tekrar zarar görmekten
kaçınma ve başarı hikâyelerinin paylaşılması gibi içeriklerle hastalara yardımcı
olabilmektedir. Örneğin, Livestrong Derneği tarafından oluşturulan ve kanser hastalarına
günlük hayatta karşılaşabilecekleri sorunlarla ilgili pratik çözüm önerilerinin sunulduğu
“CANCERHACK” topluluğu ile Amerikan Donanması mensuplarına ve ailelerine finansal
destek ve eğitim programları sağlayan The U.S Navy-Marine Corps Relief Society”
topluluğu, bünyelerinde görev yapan gönüllü doktor ve hemşirelerin doğrudan
katılımlarıyla hastalarla etkileşim kurulması için bir fırsat oluşturmakta, hem yüz yüze hem
de sosyal paylaşım ağları üzerinden profesyonel destek sağlamaktadır. Bu sayede, olası
riskli durumlara müdahale edilebilmekte, duygusal çöküntü içinde olan hastaların veya
yakınlarının intihar girişiminde bulunmaları engellenebilmektedir (Hootsuite).
İnternet ve sosyal medya, sadece hastalar için değil sağlık uzmanları için de önemli
bir bilgi kaynağı haline gelmektedir. TNS araştırma şirketinin 2015 yılında yaptığı
araştırmada 500 kadın doğum ve 500 pediatri doktoruna; hastalarına tavuk ürünü tüketip
tüketmemeleriyle ilgili tavsiye verip vermedikleri sorulmuş ve doktorların; %76’sı tavuk eti
yemeyi önerdiklerini, %24’ü önermediklerini ve %22’si ise uzmanlık alanlarının dışında
olduğu için öneride bulunmadıklarını belirtmiştir. Verdikleri öneriyle ilgili hangi bilgi
kaynaklarından yararlandıkları sorulduğunda ise sırasıyla; televizyon (%23), gazete (%16),
genel izlenim (%14), internet (%12) ve tıbbi dergi (%9) cevapları alınmıştır. Sosyal medya
ise klinik çalışmalar cevabıyla aynı oranla (%8) yedinci sırada yer almıştır (Bir, 2015). Bu
çalışma, geleneksel iletişim araçlarının etkisini bir kez daha göstermekle birlikte
doktorların bilgiye ulaşmada internet ve sosyal medya araçlarına yöneldiklerini ve tedavi
seçenekleri konusunda bu araçları önemli birer referans olarak kabul ettiklerini ortaya
koymaktadır.
Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi• © 2016 • 3(2) • güz/fall: 3-22
19
Facebook ve Twitter gibi sosyal medya araçlarının geçtiğimiz on yıl içindeki gelişimi
sayesinde, klinik verinin dolaşımını ve paylaşımını amaçlayan tele tıp
3
uygulamaları da
farklı bir boyut kazanmıştır. Özellikle hasta bakımı ve hastalıkların önlenmesi konularında
sağlık uzmanları ve hastalar tarafından sosyal medyada paylaşılan medikal bilgilerin her
geçen gün arttığı ve bu paylaşımlar sayesinde etkileşim imkânı bulan hedef kitlenin daha
doğru kararlar alabildikleri belirtilmektedir. 2010 yılında Sidorov Health Solutions
tarafından yapılan araştırma, hasta bakımı programlarında sosyal paylaşım ağlarının
kullanımının oldukça yaygınlaştığını ve benimsendiğini göstermektedir. Buna göre, 2010
yılında kalp-damar hastalıkları ve kanserle ilgili oluşturulan 750 Facebook grubunda
paylaşılan medikal bilgilerden yalnızca yüzde 0,22’sinin yanlış olduğu belirtilmektedir
(Hilliard, 2012: 24).
Sonuç
Teknolojik gelişmeler birçok alanı olduğu gibi sağlık alanını da etkilemekte, hem sağlık
uzmanlarının hem de hastaların medikal bilgilere hızlı ve kolay bir şekilde ulaşmalarına
imkân sağlamaktadır. İnternet, mobil ve giyilebilir teknolojilerde ki ilerlemeler, bireyin
daha hızlı sosyalleşmesini sağlarken aynı zamanda daha fazla sosyal etkiye maruz
kalmasına da sebep olmaktadır. Günümüzde en çok kullanılan iletişim araçlarından biri
haline gelen sosyal medya, gerek kişilerarası gerekse kitle iletişimine imkân sağlayan yapısı
sayesinde bu çalışmalarda kullanılan en etkili araçlardan birisi haline gelmiştir. Mesajlar,
sosyal medya platformlarında kullanıcılara kendi rızaları doğrultusunda, hızlı bir şekilde
iletilmektedir. Mesajı alan kullanıcı çoğu zaman alıcı konumundan çıkıp gönderici
konumuna geçmekte, böylece sosyal medyayı diğer iletişim ortamlarından ayıran en önemli
özellik olan etkileşim ortamı yaratılarak mesaj yoluyla oluşturulmak istenen sosyal etkinin
daha hızlı ve kalıcı gerçekleşmesi sağlanabilmektedir.
3
Tele tıp, danışma veya uzaktan inceleme amacıyla, tıbbi verinin; telefon, internet veya diğer iletişim araçları
kullanılarak karşı tarafa iletildiği klinik uygulamalardır (Sağlık Bakanlığı). Bilişim alanındaki gelişmeler ve
teknolojide maliyetlerin azalması, tele tıp uygulamalarının da popülerliğini artırmakta ve uzaktan hasta
bakımı, hasta eğitimi, halk sağlığı, toplumsal bilinçlendirme, uzman eğitimleri gibi birçok konuda tele tıp
uygulamalarından yararlanılmasına imkân sağlamaktadır.
Hikmet Tosyalı & Cem Sefa Sütçü Sağlık İletişiminde Sosyal Medya
Kullanımının Bireyler Üzerindeki Etkileri
20
Sağlık problemi baş gösteren birey geçmişte aile büyüklerinden veya arkadaş
çevresinden ilaç ve tedavi önerileri alırken günümüzde karar vermeden önce internet ve
sosyal medyada araştırma yapmaktadır. Hastaların e-posta veya telefon gibi araçlar yerine
yeni iletişim kanallarına yönelmeleri sebebiyle sektör temsilcilerinin; başarı hikâyelerini
takipçileriyle paylaşmak, uzmanlık alanlarıyla ilgili farkındalık oluşturmak, bireylerin
doğru bilgiye ulaşmalarını sağlamak ve önemli sağlık ipuçlarını topluma aktarmak gibi
amaçlarla sosyal medyayı daha aktif kullanmaları ve farklı sosyal medya stratejileri
geliştirmeleri gerekmektedir.
Kaynaklar
Aase, Lee (2014) The Case for Social Media in Professionalism. evrimiçi]. Mayo Clinic
Social Media Network, http://socialmedia.mayoclinic.org/discussion/the-case-for-
social-media-in-professionalism, [Erişim Tarihi: 09/12/2015].
Akın, Ayşe ve Ersoy, Korkut (2012) 2050'ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Sağlık
Sistemine Bakış. İstanbul: Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve TÜSİAD.
Ayhan, Bünyamin ve Çavuş, Selahattin (2014) İzleyici Araştırmalarında Değişim:
Kullanımlar ve Doyumlardan Bağımlılığa. Selçuk İletişim, 8(2): 32-60.
Baldini, Massimo (2000) İletişim Tarihi. G. Batuş (Çev.), İstanbul: Avcıol Basım Yayın.
Bir, Ali Atıf (2015) Doktorların Bilgi Kaynağı da Popüler Medya! [Çevrimiçi]. Sağlık
İletişimi Derneği, http://saglikiletisimi.org/doktorlarin-bilgi-kaynagi-da-populer-
medya/, [Erişim Tarihi: 09/11/2015].
Birleşmiş Milletler (2009) Dünya Nüfus Raporu. [Çevrimiçi]. Birleşmiş
Milletler, http://www.un.org/esa/population/publications/wpp2008/pressrelease.pdf,
[Erişim Tarihi: 15/12/2015].
Boyd, Danah M. ve Ellison, Nicole B. (2007) Social Network Sites: Definition, History and
Scholarship. [Çevrimiçi]. Concommacteurs.blogs.com,
http://consommacteurs.blogs.com/files/socialnetworksites_boyd-ellision_2007.pdf,
[Erişim Tarihi: 23/11/2015].
Castells, Manuel (2008) Enformasyon Çağı: Ekonomik Toplum ve Kültür, Ağ Toplumunun
Yükselişi, E. Kılıç, (Çev.), 2. Basım, İstanbul: İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Degenne, Alain ve Forse, Michel (2004) Introducing Social Networks. London: Sage.
Erdoğan, İrfan ve Alemdar, Korkmaz (2010) Öteki Kuram. 3. Basım, Ankara: Pozitif.
Facebook. (2016, Ocak 27) Facebook Reports Fourth Quarter and Full Year 2015 Results.
[Çevrimiçi]. Facebook Investor Relations,
Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi• © 2016 • 3(2) • güz/fall: 3-22
21
http://investor.fb.com/releasedetail.cfm?ReleaseID=952040, [Erişim Tarihi: 22/04/2016].
Fişek, Nusret (1982) Prof. Dr. Nusret Fişek'in Kitaplaşmamış Yazıları-I: Sağlık Yönetimi.
[Çevrimiçi]. Türk Tabipleri Birliği, http://www.ttb.org.tr/n_fisek/kitap_1/33.html
[Erişim Tarihi: 11/11/2015].
Fox, Susannah ve Duggan, Maeve (2013) Pew Research Center-Health Online 2013.
[Çevrimiçi]. Pew Research Center, http://www.pewinternet.org/2013/01/15/health-
online-2013/?beta=true&utm_expid=53098246-2.Lly4CFSVQG2lphsg-KopIg.1,
[Erişim Tarihi: 10/12/2015].
Griffis, Heather M., Kilaru, Austin S., Werner, Rachem M., Asch, David A., Hershey, John
C., Hill, Shawndra vd. (2014) Use of Social Media Across US Hospitals:
Descriptive Analysis of Adoption and Utilization. Journal of Medical Internet
Research (JMIR), 16(11).
Gürsakal, Necmi (2009) Sosyal Ağ Analizi. Bursa: Dora Yayın Dağıtım.
Hawn, Carleen (2009) Take Two Aspirin and Tweet Me in the Morning: How Twitter,
Facebook and Other Social Media are Reshaping Health Care. Health Affairs, 28(2):
361-368.
Hilliard, Carissa (2012). Social Media for Healthcare: A Content Analysis of M.D.
Anderson's Facebook Presence and its Contribution to Cancer Support Systems. The
Elon Journal of Undergraduate Research in Communications, 3(1): 23-32.
Hootsuite. (2015) Health Care Guide: Driving Patient Engagement. [Çevrimiçi]. Hootsuite,
https://hootsuite.com/resources/guide/health-care-guide-driving-patient-
engagement, [Erişim Tarihi: 09/12/2015].
Irak, Dağhan ve Yazıcıoğlu, Onur (2012) Türkiye ve Sosyal Medya. İstanbul: Okyanus.
Kıyat, Banu Dayanç ve Sütçü, Cem Sefa (2013) Research on Measuring Perceptions of
Reputation in the Health Sector through Social Media. B. Baybars-Hawks, & O.
Samast (Dü) içinde, New Challenges, New Opportunities: Interdisciplinary
Perspectives on Reputation Management, ss. 19-28, Ankara: Pozitif Matbaacılık.
Koçak, Abdullah ve Bulduklu, Yasin (2010) Sağlık İletişimi: Yaşlıların Televizyonda
Yayınlanan Sağlık Programlarını İzleme Motivasyonları. Selçuk Üniversitesi
İletişim Fakültesi Akademik Dergisi, 6(3): 5-17.
Marshall, Gordon (1999) Sosyoloji Sözlüğü. O. Akınhay, & D. Kömürcü (Çev.), İstanbul:
Bilim ve Sanat Yayınları.
Nalçaoğlu, Halil (2003) Medya ve Toplum İlişkisini Anlamak Üzere Bir Çerçeve. S.
Alankuş (Dü.) içinde, Medya ve Toplum, ss. 43-57, İstanbul: IPS İletişim Vakfı
Yayınları.
Hikmet Tosyalı & Cem Sefa Sütçü Sağlık İletişiminde Sosyal Medya
Kullanımının Bireyler Üzerindeki Etkileri
22
Öz, Esra (2012) Doktorlar Sosyal Medyayı Nasıl Kullanıyor? [Çevrimiçi].
http://fesraoz.blogspot.com.tr/2012/10/doktorlar-sosyal-medyayi-nasil.html, [Erişim
Tarihi: 16/12/2015].
Öztürk, R. Gülay ve Öymen, Gözde (2013) Sağlık İletişiminde Sosyal Medya Kullanımının
Stratejik Önemi: Türkiye'de Kalp Sağlığı ile İlgili Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlar
Üzerine Bir Değerlendirme. Galatasaray Üniversitesi İletişim Dergisi (3): 109-132.
Sağlık Bakanlığı (2015) Tele Tıp. [Çevrimiçi]. Sağlık Bakanlığı,
http://saglik.gov.tr/DH/belge/1-35299/tele-tip.html, [Erişim Tarihi: 11/11/2015].
Sütçü, Cem Sefa (2012) Sosyal Medyaya Girmeden Önce Bilinmesi Gerekenler. D. Yengin
(Dü.) içinde, Yeni Medya ve ... ss. 74-89, İstanbul: Anahtar Kitaplar.
Tekinalp, Şermin ve Uzun, Ruhdan (2006) İletişim Araştırmaları ve Kuramla. (s.b.),
İstanbul: Beta.
Tengilimoğlu, Dilaver, Güzel, Alper ve Günaydın, Emel (2013) Sosyal Pazarlama
Kapsamında Dumansız Hava Sahası: Örnek Bir Uygulama. Gazi Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 15(2): 1-26.
Tengilimoğlu, Emre, Parıltı, Nurettin ve Yar, Cemre Eda (2015) Hastane ve Hekim
Seçiminde Sosyal Medyanın Kullanım Düzeyi: Ankara İli Örneği. Gazi Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 17(2): 76-96.
rkiye İstatistik Kurumu. (2015) Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması.
[Çevrimiçi]. Türkiye İstatistik Kurumu,
http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=18660, [Erişim Tarihi:
17/12/2015].
Twitter (2016) 2015 Annual Reports. [Çevrimiçi]. Twitter Investor Relations,
http://files.shareholder.com/downloads/AMDA-
2F526X/1935204110x0x886152/3FBBB0EC-FDF0-41D2-9C4E-
A06AE8B1D1E5/2016_Twitter_Annual_Report.pdf, [Erişim Tarihi: 22/12/2015].
... Sağlık tüketicileri sağlık kuruluşu tercihlerinde dijital platform içeriklerinden etkilenmektedirler. Bireylerin dijital platformlarda paylaştıkları yorum, fotoğraf, beğeni veya arama verileri, potansiyel sağlık tüketicilerinin tercihlerinde etkili olmaktadır (Tosyalı & Sütçü, 2016). ...
Article
Full-text available
Amaç: Bu araştırmanın amacı, sağlık tüketicilerinin dijital platformlar aracılığıyla sunulan sağlık hizmetlerine yönelik algı düzeylerini belirlemek ve dijital platformların sağlık hizmetlerine ulaşımı kolaylaştırıcı etkilerinin demografik faktörlere göre farklılıklarını incelemektir. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada, sağlık tüketicilerinin dijital platformların sağlık hizmeti sunumuna olan etkilerini iletişim, tanınırlık, güven, hizmet kalitesi ve hasta tercihleri boyutlarında nasıl değerlendirdikleri SPSS 29 programında tanımlayıcı analizler yoluyla incelenmiştir. Araştırma kapsamında Kırşehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden hizmet alan hasta ve yakınlarından oluşan 986 kişi katılımcı olarak seçilmiştir. Bulgular: Katılımcıların dijital platformların sağlık hizmetleri sunumunda en çok hasta tercihi (x: 3,42 ± 0,87) ve iletişim (x: 3,44 ± 0,82) boyutlarında katkı sunduğuna inandıkları ortaya çıkmıştır. Dijital platformların sağlık hizmetine ulaşımı kolaylaştırıcılığına yönelik algı ile demografik değişkenler arasında anlamlı ilişkiler (Eğitim (x2 (4) = 26,08; p<0,05), cinsiyet (x2 (2) = 6,63; p<0,05), medeni durum (x2 (2) = 31,64; p< 0,05) ve meslek (x2 (8) = 99,09; p< 0,05)) tespit edilmiştir. Sağlık hizmeti sunucularının web sayfalarının içerik ve paylaşımlarına en az dikkat eden kesimin 18-25 yaş aralığındaki bireyler olduğu tespit edilmiştir. Sonuç: Dijital platformlar hasta tercihlerini yönlendirme ve iletişim kurma süreçlerine önemli katkılar sağlarken, tanınırlık ve güven oluşturma açısından algılanan katkıları göreceli olarak daha düşüktür. Özellikle gençlerin ve diğer demografik grupların ilgisini çekmek amacıyla özgün içerikler üretilmesi gerekmektedir. Sağlık yöneticileri, dijital platformların sağlık hizmeti sunumundaki etkilerini artırmak için bu platformları daha etkili bir şekilde kullanmalıdır.
... In this regard, social media has transformed the marketing tools of tourism businesses, leading to a significant rise in online sales (Khrais & Gabbori, 2023) and providing opportunities to reach larger audiences (Hays et al., 2013). For tourists, social media not only makes acquiring information faster and easier (Tosyalı & Sütçü, 2016) but also enhances their touristic experiences (Ramos & Hassan, 2021). Therefore, it can be said that these developments provided by social media allow for the acquisition of more accurate information more quickly about tourism products that cannot be experienced beforehand, such as hospitality services, and have begun to be seen as a significant factor in decision-making processes. ...
Article
Full-text available
Due to developments in information and communication technologies, social media channels have become one of the most important tools utilized in the exchange processes between consumers and businesses. Particularly due to the nature of tourism products, which cannot be experienced beforehand, feedback regarding the complaints of tourists who have already experienced the product is highly important in the decision-making processes related to tourism. Based on this information, the study focuses on examining the complaints of foreign tourists about accommodation businesses, which are among the most critical components of tourism enterprises. The examination of foreign tourists' complaints was deemed appropriate in the context of Kayseri, a destination that is striving to gain global recognition in health, cultural, and winter tourism, and where no prior study on tourists' complaints has been found. The complaints about accommodation businesses in Kayseri were decided to be analyzed based on reviews on TripAdvisor, as it is one of the most preferred social media channels globally for evaluating tourism enterprises. Therefore, the study aims to present findings and recommendations regarding the complaints of foreign tourists that will help improve the service processes of businesses in Kayseri and facilitate the decision making processes of foreign tourists. In this regard, 314 complaints written in different languages by foreign tourists on TripAdvisor have been examined within the scope of the study. Content analysis revealed that "rooms" were the most complained-about main theme. Additionally, it was found that significant complaints were made regarding perceived service quality, intention to recommend , and the intention to return. KONAKLAMA İŞLETMELERİNE YÖNELİK TURİST ŞİKÂYETLERİNİN İNCELENMESİ: KAYSERİ ÖRNEĞİ ÖZ Bilgi ve iletişim teknolojilerinde görülen gelişmelere bağlı olarak sosyal medya kanalları, tüketici ve işletmeler arasındaki değişim süreçlerinde yararlanılan en önemli araçlardan biri olmuştur. Özellikle önceden deneyimlenemeyen yapısı nedeniyle turizmle ilgili tercih süreçlerinde turistik ürünü deneyimleyen turistlerin özellikle şikâyetlerine ilişkin geri bildirimleri oldukça önemlidir. Bu bilgiler doğrultusunda, turizm işletmelerinin en önemli bileşenlerinden olan konaklama işletmelerine ilişkin yabancı turistlerin şikâyetlerinin incelenmesi, araştırmanın konusunu oluşturmuştur. Yabancı turistlerin şikâyetlerinin sağlık, kültür ve kış turizminde dünyaya açılmak için çaba gösteren ve turistlerin şikâyetleri ile ilgili herhangi bir araştırmaya rastlanılmayan Kayseri destinasyonu örneğinde incelenmesi uygun görülmüştür. Kayseri'deki konaklama işletmelerine yönelik şikâyetlerin, küresel boyutta turizm işletmelerinin değerlendirilmesinde en çok tercih edilen sosyal medya kanalarından biri olmasından dolayı TripAdvisor'daki yorumlara dayalı olarak incelenmesine karar verilmiştir. Dolayısıyla araştırmanın amacı, Kayseri'deki işletmelerin hizmet süreçlerini iyileştirecek ve yabancı turistlerin karar süreçlerini kolaylaştıracak yabancı turistlerin şikâyetleri ile ilgili bulgu ve önerilerin sunulmasıdır. Bu doğrultuda, TripAdvisor'daki yabancı turistler tarafından farklı dillerde yazılan 314 yorum araştırma kapsamında incelemeye alınmıştır. Yapılan içerik analizi neticesinde, odaların en fazla şikâyet alan ana tema olduğu görülmüştür. Diğer yandan turistler tarafından algılanan hizmet kalitesi, tavsiye etme niyeti ve tekrar gelme niyetleri bakımından önemli düzeyde şikâyetlerin yapıldığı tespit edilmiştir.
... The widespread use of social media on the Internet has made it easier for people to communicate globally and to have information on every subject. Social media, which makes it faster and easier for consumers to obtain information about products anywhere in the world (Tosyalı & Sütçü, 2016), offers the advantage of being able to obtain information and make comparisons about the products they demand for their wants and needs from both sellers and users who have already experienced them without time limits (Guan et al., 2022). For businesses, the fact that it provides an opportunity to increase brand awareness by reaching more audiences with less cost compared to traditional marketing as a digital marketing tool (Yao et al., 2019;Tritama & Tarigan, 2016) makes it necessary to follow information and communication technologies as well as operational technologies, especially in a global competitive environment. ...
Article
Full-text available
It is known that social media, which has become an indispensable part of daily life with thedevelopments in information and communication technologies, is extensively used by Generation Z.Social media, which offers easier and faster access to accurate and reliable information, has an importantplace in the preference processes of tourism components that cannot be experienced before. Therefore,this study aims to determine whether social media has an impact on Generation Z's preference processesfor destinations, one of the most important components of tourism. For this purpose, descriptive andinferential statistics were used to analyze the data collected from 402 participants in onlineenvironments. Within the scope of the research, it was found that there is a relationship between thedestination preference of Generation Z and all elements of social media and that destination image,behavioral intention, and tourism satisfaction elements on social media have a significant impact ondestination preference. The information shared by travelers and the impacts of social media onmarketing elements have been found to be associated with destination preferences; however, it has beendetermined that they do not have an effect on preferences. This is associated with the fact that the mostimportant factor in the preference process of Generation Z is their own decisions.
... The widespread use of social media on the Internet has made it easier for people to communicate globally and to have information on every subject. Social media, which makes it faster and easier for consumers to obtain information about products anywhere in the world (Tosyalı & Sütçü, 2016), offers the advantage of being able to obtain information and make comparisons about the products they demand for their wants and needs from both sellers and users who have already experienced them without time limits (Guan et al., 2022). For businesses, the fact that it provides an opportunity to increase brand awareness by reaching more audiences with less cost compared to traditional marketing as a digital marketing tool (Yao et al., 2019;Tritama & Tarigan, 2016) makes it necessary to follow information and communication technologies as well as operational technologies, especially in a global competitive environment. ...
Article
Full-text available
It is known that social media, which has become an indispensable part of daily life with the developments in information and communication technologies, is extensively used by Generation Z. Social media, which offers easier and faster access to accurate and reliable information, has an important place in the preference processes of tourism components that cannot be experienced before. Therefore, this study aims to determine whether social media has an impact on Generation Z's preference processes for destinations, one of the most important components of tourism. For this purpose, descriptive and inferential statistics were used to analyze the data collected from 402 participants in online environments. Within the scope of the research, it was found that there is a relationship between the destination preference of Generation Z and all elements of social media and that destination image, behavioral intention, and tourism satisfaction elements on social media have a significant impact on destination preference. The information shared by travelers and the impacts of social media on marketing elements have been found to be associated with destination preferences; however, it has been determined that they do not have an effect on preferences. This is associated with the fact that the most important factor in the preference process of Generation Z is their own decisions.
Article
Amaç–Bu çalışmanın amacı e-sağlık okuryazarlık düzeyinin hastane tercihinde sosyal medya kullanımı üzerindeki etkisini incelemektir. Buna ek olarak sosyo-demografik özelliklerin hastane tercihi öncesi ve sonrasında sosyal medya kullanımına olan etkisine değinilmektedir. Ayrıca sosyal medya kullanımının hastane tercihine nasıl yansıdığı incelenerek, sağlık yöneticilerinin bu alanda strateji üretmelerine yardımcı olunması hedeflenmiştir.E-Sağlık Okuryazarlığı (ESO) ölçeği puanının, Hastane Tercihi Öncesi Sosyal Medyada Birey Eğilimi (OBE) puanı ve Hastane Tercihi Sonrası Sosyal Medyada Birey Eğilimi (SBE) puanına etkisinin incelendiği bir model oluşturulmuştur.Yöntem–Bu çalışmada veriler kolayda örnekleme yoluyla, ankete gönüllü olarak katılımı kabul eden katılımcılara yüz yüze anket uygulanarak toplanmıştır. Anket yanıtları sosyal bilimler veri analiz programları kullanılarak çözümlenmiştir.Bulgular–Örneklemin %51,1’i kadın, %66,9’u bekar, %40,4’ü üniversite mezunu, %23,9’u 18-24 yaş aralığında, %69,9’u 5500-8500 TL gelir grubunda, %90,7’si SGK’lı ve %40,2’si internette 3-5 saat geçirmektedir. Gözlenen değişkenlerle yol analizi modelinde model test değerleri ve modelin uyum indeks değerleri kabul edilebilir uyum sınırları içinde yer aldığından modelin geçerli olduğu anlaşılmaktadır. Çalışmada, E-Sağlık Okuryazarlığı puanının Hastane Tercihi Öncesi Sosyal Medyada Birey Eğilimi puanına etkisinin pozitif ve anlamlı olduğu ancak Hastane Tercihi Sonrası Sosyal Medyada Birey Eğilimi puanına etkisinin negatif ve anlamsız olduğu görülmektedir.Tartışma–Bu çalışmada kurulan modeldedeki değişkenler ve bu bağlamda oluşturulan hipotezler test edilmiş ve 1.,2.,4. ve 5. hipotezler reddilemez olarak tespit edilmiş olup, 3. ve 6. hipotez reddedilmiştir. Çalışmada sosyal medyayı kullanan katılımcıların çoğunun sosyal medyayı hastane tercihinde kullandığı tespit edilmiştir. Ek olarak bireylerin OBE kararlarında sosyal medyanın etkisinin olduğu, SBE kullanımında birey eğilimi anlamsız ve negatiftir. Literatürde benzer ve farklı çalışmalara rastlanmaktadır. Hastane tercihinde sosyal medyanın etkili olması bakımından hastane yöneticilerinin dijital platformları iyi yönetmesi gerekmektedir. Üretilen içeriklerin hastaların e-sağlık okuryazarlık düzeyini yükseltecek şekilde olmasına dikkat edilmesi önerilmektedir. Bu çalışmanın daha geniş, farklı şehirler ve örneklemlerle daha geniş perspektifte yapılacak ileriki çalışmalara ışık tutması ve alana katkı sağlaması hedeflenmektedir.
Chapter
Full-text available
Çalışmanın ilk bölümünde sağlık iletişimi ve okuryazarlık kavramlarına bakılacaktır. Sağlık iletişimi ve bu alana yönelik okuryazarlık faaliyetleri bireylerin özellikle sosyal medyada yalan ve yanlış bilginin yayılımının önüne geçmeleri açısından önemlidir. Zira alınacak her türlü okuryazarlık eğitimi, ileriki dönemlerde kullanıcıların mecraya yönelik farkındalıklarının artmasını mümkün kılacaktır. Çalışmanın ikinci bölümü ise sosyal medya mecralarında oluşan dezenformasyonun hangi ortamlarda olgunlaştığı ve tık tuzağı kavramının bu sürece olan etkilerine değinecektir. Bir sonraki bölümde sosyal medya ortamlarında yanlış sağlık haberlerinin yayılımındaki temel eğilimler incelenirken yöntem kısmında ise ele alınan örneklemler üzerinden değerlendirme yapılacaktır.
Article
Full-text available
Objective: This qualitative study was conducted to examine the effect of social media use on women's mothering roler and childcare attitudes. Methods: The study group for this research was determined using the criterion sampling method, which is a purposeful sampling method. The sample consisted of 27 women who actively use social media and have children between the ages of 0-6. Data were collected using an “Introductory Information Form” and a “Semi-structured Interview Form”. Data analysis was conducted using Colaizzi's phenomenological interpretation method. Results: The mean age of the women who participated in the study was 32.03+4.89 years. It was determined that 96.3% of the women used Instagram, 63% used Youtube, and 40.7% used Twitter, and they spent an average of 1-3 hours daily on these sites. It was determined that the mothers who participated in the study mostly sought help from their own mothers and close environment (70.4%), web browsers (22.2%), social media (14.8%) and health personnel (7.4%), respectively, as a solution approach when they encountered a situation or problem they did not know about child care. It was determined that the working mothers (59.3%) who participated in the study had a sense of guilt and inadequacy due to the perception of super motherhood created by the social media accounts they followed, and therefore, they were more lenient, soft and ignored the error in the care approach of their own children. Conclusion: Guidance for parents on accessing reliable health information and proactive use of social media by health care providers to promote healthy decisions is an important requirement of our age.
Article
Sosyal medya kullanımı sağlık sektöründe de son yıllarda oldukça yaygınlaşmaya başlamıştır. Hekimler daha çok hastaya ulaşmak ve kendi başarılarını göstermek amacıyla hastalarına ilişkin sosyal medyada paylaşımlar yapmaktadır. Bu paylaşımlarda esas alınması gereken ilkelere ilişkin 2016 yılında Türk Tabipler Birliği tarafından Hekimler ile Sağlık Kurum ve Kuruluşlarının Elektronik Ortamlardaki Paylaşımlarına İlişkin Kılavuz yayımlanmıştır. Bu Kılavuz dışında, en güncel yasal düzenleme 2023 yılında yürürlüğe giren Sağlık Hizmetlerinde Tanıtım ve Bilgilendirme Faaliyetlerine İlişkin Yönetmeliktir. Hekimler hastalarına ilişkin yapmış olduğu sosyal medya paylaşımlarında hastanın özel hayatının gizliliğine saygı göstermeli, hasta mahremiyetinin ve hastanın kişisel sağlık verilerinin korunmasına ilişkin kurallara riayet etmelidir. Bunların dışında hekimlerin hastalarına ilişkin sosyal medya paylaşımları hukuka aykırı reklam niteliğinde olmamalıdır. Hekimlerin hastalarına ilişkin sosyal medya paylaşımları belirlenen kurallara aykırı olduğu takdirde, hastanın TMK’da düzenlenen koruyucu davaları ve tazminat davası açması mümkündür. Bunların dışında Kişisel Verileri Koruma Kanunu çerçevesinde talepte bulunabilir. Ayrıca, hekimlerin TTB tarafından uygulanacak mesleki disiplin yaptırımı, idari para cezası ve Reklam Kurulu tarafından yürütülecek inceleme sonucunda çeşitli uygulamalarla karşılaşması da mümkündür.
Article
Bu çalışmanın amacı sosyal medya bağımlılığının siberkondriyi anlamlı biçimde yordayıp yordamadığını incelemektir. Ayrıca, bu çalışma kapsamında siberkondrinin yetişkinlerin sağlık kurumlarına aylık başvuru sıklığı ve günlük sosyal medya kullanım sürelerine göre anlamlı şekilde farklılaşıp farklılaşmadığı araştırılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu Ankara ilinde ikamet etmekte olan 196 kadın ve 188 erkek olmak üzere toplam 384 yetişkin oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında veri toplamak için katılımcılara, araştırmacılar tarafından oluşturulan Kişisel Bilgi Formu (KBF), Siberkondri Ciddiyet Ölçeği (SCÖ-33) ve Bergen Sosyal Medya Bağımlılığı Ölçeği (BSMBÖ) uygulanmıştır. Gerçekleştirilen analizler sonucunda siberkondri ve sosyal medya bağımlılığı arasında pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Sosyal medya bağımlılığının siberkondriyi ne düzeyde yordadığını test etmek maksadıyla yapılan analizler neticesinde sosyal medya bağımlılığının yetişkinlerin siberkondri düzeylerinin anlamlı bir yordayıcısı olduğu sonucuna ulaşılmıştır (R2 = .17, p < .01). Ayrıca, günlük sosyal medya kullanım süresi arttıkça siberkondri puanlarının da arttığı bulunmuştur. Siberkondri puanlarının yetişkinlerin sağlık kurumlarına aylık başvuru sıklığına göre ise anlamlı olarak farklılaşmadığı bulunmuştur.
Article
Full-text available
Reputation is widely understood to be the trust and respect shown by society to individuals or organizations. While corporate identity is concerned with the creation of corporate image, the sum total of that image which is generated by consumers, communities, investors, and employees represents corporate reputation. In other words, the reputation of a given institution is determined by all images for a wide variety of clear assessments by its stakeholders. In the creation and measurement of corporate reputation, it should be kept in mind that the perceptions of these groups are critical.
Article
Full-text available
ZET 20. yüzyılın ilk yarısında etkili olan siyasi kriz yıllarında oluşmaya başlayan iletişim geleneği, yeni iletişim teknolojileriyle birlikte içerik ve uygulama alanlarını geliştirmiştir. İlk dönem araştırmalarda büyük savaşların da etkisiyle propaganda kavramı üzerinden medya etkilerinin boyutları tartışılırken, 1960'lı yıllarda izleyici öne alınmış, medya etki-leri sınırlı biçimde işlenmiştir. Kullanımlar ve Doyumlar Modeli (K&D) ile izleyici ihti-yaç ve beğenilerine atfedilen önemin zamanla eleştiriye uğraması, ampirik gelenek içeri-sinden izleyici tutumlarını yeni bir tür ilişki ile açıklama girişimini ortaya çıkarmıştır. Bir taraftan K&D araştırmaları devam ederken, diğer taraftan medya-izleyici ilişkisi si-metrik olmayan bağımlılık kavramı etrafında kendine yeni bir alan açmıştır. K&D gele-neğini kullanan Medya Bağımlılığı Modeli, teknolojik ilerlemeye paralel olarak iletişim sistemlerindeki dönüşümle birlikte kendi geleneğini oluşturmuştur. Etki ve K&D araş-tırmaları, bir süre sonra medya bağımlılığı perspektifinde ele alınmaya başlanmıştır. Do-layısıyla bu çalışma, toplumsal sistemlerdeki dönüşüm ile teknolojik ilerlemeye bağlı ola-rak gelişen medya araştırmalarının seyrine ışık tutmakla birlikte, K&D modelinden med-ya bağımlılığına geçişin aşamalarına odaklanmaktadır. Anahtar kelimeler: İletişim araştırmaları, izleyici, kullanımlar ve doyumlar, medya ba-ğımlılığı CHANGE IN AUDIENCE STUDIES: FROM USES AND GRATIFICATIONS TO ADDICTION ABSTRACT The communications tradition began to form during years of upheaval in the first half of the 20th century and it grew in means of content and fields of practice, at pace with the developments in communication technologies. Under the shadow of the world wars, studies of the first era debated various aspects of media effects over the concept of propaganda; the 1960'ies gave precedence to the audience at the expense of media effects. With time, the importance attributed to audience demands and likings was criticized which led to an attempt to explain-in an empirical tradition-audience attitudes in a new kind of relation. While uses and gratifications research was going on, the media and audience relationship opened to itself a new field around the asymmetric concept of addiction. Arising within the uses and gratifications tradition, the media addiction model built its own tradition in parallel with the changes in communication technologies. Soon, many media effects and  Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi  Yrd. Doç. Dr., Aksaray Üniversitesi Turizm Fakültesi
Article
Full-text available
Use of social media has become widespread across the United States. Although businesses have invested in social media to engage consumers and promote products, less is known about the extent to which hospitals are using social media to interact with patients and promote health. The aim was to investigate the relationship between hospital social media extent of adoption and utilization relative to hospital characteristics. We conducted a cross-sectional review of hospital-related activity on 4 social media platforms: Facebook, Twitter, Yelp, and Foursquare. All US hospitals were included that reported complete data for the Centers for Medicare and Medicaid Services Hospital Consumer Assessment of Healthcare Providers and Systems survey and the American Hospital Association Annual Survey. We reviewed hospital social media webpages to determine the extent of adoption relative to hospital characteristics, including geographic region, urban designation, bed size, ownership type, and teaching status. Social media utilization was estimated from user activity specific to each social media platform, including number of Facebook likes, Twitter followers, Foursquare check-ins, and Yelp reviews. Adoption of social media varied across hospitals with 94.41% (3351/3371) having a Facebook page and 50.82% (1713/3371) having a Twitter account. A majority of hospitals had a Yelp page (99.14%, 3342/3371) and almost all hospitals had check-ins on Foursquare (99.41%, 3351/3371). Large, urban, private nonprofit, and teaching hospitals were more likely to have higher utilization of these accounts. Although most hospitals adopted at least one social media platform, utilization of social media varied according to several hospital characteristics. This preliminary investigation of social media adoption and utilization among US hospitals provides the framework for future studies investigating the effect of social media on patient outcomes, including links between social media use and the quality of hospital care and services.
Article
Full-text available
Abstract Social network,sites,(SNSs) are increasingly attracting the attention of academic,and,industry researchers intrigued by their affordances and reach.,This special theme section of the,Journal,of Computer-Mediated,Communicationbrings ,together scholarship on these emergent phenomena.,In this introductory article, we describe features of SNSs and propose a comprehensive definition. We then present one perspective on the history of such sites, discussing key changes and developments. After briefly summarizing existing scholarship concerning SNSs, we discuss the articles,in this special section and conclude with considerations for future,research.
Article
If you want a glimpse of what health care could look like a few years from now, consider "Hello Health," the Brooklyn-based primary care practice that is fast becoming an emblem of modern medicine. A paperless, concierge practice that eschews the limitations of insurance-based medicine, Hello Health is popular and successful, largely because of the powerful and cost-effective communication tools it employs: Web-based social media. Indeed, across the health care industry, from large hospital networks to patient support groups, new media tools like weblogs, instant messaging platforms, video chat, and social networks are reengineering the way doctors and patients interact.
The Case for Social Media in Professionalism
  • Lee Aase
Aase, Lee (2014) The Case for Social Media in Professionalism. [Çevrimiçi].
Korkut (2012) 2050'ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Sağlık Sistemine Bakış
  • Ayşe Akın
  • Ersoy
Akın, Ayşe ve Ersoy, Korkut (2012) 2050'ye Doğru Nüfusbilim ve Yönetim: Sağlık Sistemine Bakış. İstanbul: Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ve TÜSİAD.