Content uploaded by Ibrahim Sirkeci
Author content
All content in this area was uploaded by Ibrahim Sirkeci on May 01, 2017
Content may be subject to copyright.
Mayıs 2017
Cilt: 4, Sayı: 1, sf. 21 – 40
ISSN: 2054-7110
e-ISSN: 2054-7129
www.gocdergisi.com
Copyright @ 2017 GÖÇ DERGİSİ © Transnational Press London
Makale tarihçesi: Alındı: 1 Şubat 2017
ÇEVİRİ:
Bir güvensizlik ülkesi olarak
Türkiye’nin mültecileri, Suriyeliler
ve Türk mülteciler
İbrahim Sirkeci
Özet
Doğu ve güney komşuları üzerinde gelen göç akınlarının ve üye ülkeler arasındaki
göçlerin artışıyla Avrupa Birliği (AB) en büyük krizlerinden birini yaşamaktadır.
Avrupa’daki en ana tartışma konuları arasında Avrupa’ya göçü ve AB içindeki göçü
sınırlamak ve üye ülkeler arasında mülteci kotası ve külfet paylaşımına yapılan itirazlar
yer aldı. Bu krizde Türkiye anahtar ülke olarak ortaya çıktı ve ülkedeki büyük Suriyeli
mülteci nüfusu ve bu nüfusun Avrupa’ya gitmesini engellemesi karşılığında vaat edilen
milyarlarca Avro nedeniyle tartışmaların odağında yer aldı. Suriye krizi 4,8 milyon
mülteci yarattı ve 2016 yılı sonu itibariyle bunların 2,8 milyonu Türkiye’de ikamet
etmekteydi. Suriyeli mültecilere karşı cömert tavrıyla Türkiye güvenli bir ülke olarak
tescil edilmiş oldu. Bu, hikayenin daha karanlık bir başka yüzünü gölgelemektedir.
Çünkü aynı ülkenin vatandaşları 1980 askeri darbesinden bu yana milyonu aşkın
sığınma başvurusu yaptılar. Ülkenin bugünkü şartları ve yeni veriler, Türkiye’den
AB’ye yönelen daha çok mülteci akını olacağını gösteriyor.
Anahtar kelimeler: Suriyeliler; uluslararası göç; mülteciler; Türk mülteciler;
sığınmacılar; Avrupa.
Giriş
NATO genel sekreteri Jens Stoltenberg, 18 Kasım 2016’da Türkiye’deki
başarısız darbe girişimi ve takip eden aylardaki tutuklama, soruşturma ve işten
çıkarmaları takiben “NATO komuta zincirinde çalışan bazı Türk subayların
bulundukları ülkelerde sığınma başvurusu yaptıklarını” söyledi.
1
Avrupa Birliği
(AB) üye ülkeler arasında ve doğu ve güney komşuları üzerinden gelen göç
akınlarının artışından dolayı en büyük krizlerinden birini yaşıyorken bu, ateşe
Prof. Dr. İbrahim Sirkeci, Regent’s Üniversitesi Londra, Regent’s Ulusötesi Araştırmalar Merkezi, İşletme
ve Yönetim Fakültesi, Inner Circle, Regent’s Park, Londra, NW1 4NS, Birleşik Krallık.
E-posta: sirkecii@regents.ac.uk.
Bilgilendirme: Bu makale Migration Letters dergisinin 14. Cilt, 1. Sayısında yayınlanmış olan orjinal metnin
Türkçeleştirilmiş halidir. Bkz. Sirkeci, I. (2017). Turkey’s refugees, Syrians and refugees from Turkey: a
country of insecurity. Migration Letters, 14(1), 127-144. http://www.tplondon.com/journal/index.php/
ml/article/viewFile/788. Migration Letters dergisine tercüme ve yeniden yayın izni için teşekkür ederiz.
1
https://www.theguardian.com/world/2016/nov/18/turkish-officers-seeking-asylum-after-failed-coup-
nato-chief-jens-stoltenberg. Erişim:18/11/2016.
22 Türkiye’nin mültecileri, Suriyeliler ve Türk mülteciler
www.GocDergisi.com
körükle gitmek anlamına geliyor. 2016’da İngiltere’de AB’den çıkış
referandumu ve buna ilişkin tartışmalar AB’den İngiltere’ye gelen göçlerin
sınırlanması üzerine odaklanırken, AB’nin orta ve doğu Avrupadaki üyeleri
mülteci kotası ve külfet paylaşımına itiraz ediyorlardı.
2
Suriye Krizi ülke içinde ve dışında milyonlarca insanın yerinden olmasına
yol açtı (Yazgan vd., 2015). 2016 sonu itibariyle, 2 823 987’u Türkiye’de olmak
üzere, en az 4 810 710 Suriyeli yurtdışındaydı ve mülteci
3
olarak kaydolmuştu
(BMMYK, 2016). Bunların 494 411’i kamplarda yaşarken geri kalan büyük
çoğunluğu kamplar dışında ve büyük oranda kendi imkanlarıyla yaşamaktalar.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (BMMYK) göre, 1 177
914 Suriyeli Avrupa’da sığınma başvurusunda bulundu ve bunların üçte ikisi,
Almanya (449 770), Sırbistan ve Kosova (314 852), İsveç (109 664) ve
Macaristan’da (76 116) gerçekleşti.
Türkiye, uluslararası nüfus hareketleri açısından yakın zamana dek bir
köken ülke olarak bilinmekteydi ve bu yüzden burada “güvensizlik ülkesi”
olarak tanımlanıyor. Halihazırda ise 2016 itibariyle nüfusunun yaklaşık yüzde 4
kadarı mülteci, yüzde 2 kadarı yabancı ülke doğumlu mülteci olmayan
göçmenlerden oluşan bir ülke olarak Türkiye’ye “güvenli ülke” diyebiliriz.
2016 yılı Aralık ayı sonu itibariyle Türkiye’de kayıtlı 2.823.987 Suriyeli mülteci
bulunuyordu (GİGM, 2016). Bu yerinden edilmiş Suriyeli nüfusun yaklaşık
yüzde 55’ine tekabül eder. Türkiye aynı zamanda Suriyeliler dışında 300.000
mülteci barındırmaktadır.
4
Bu gelen göçmenler uluslararası geçici koruma hukuku çerçevesinde kayıt
altına alınırken, Türkiye güvensizlik ülkesi olmayı da bırakmadı. Hala Türk
vatandaşlarının yüksek sayılarda yurt dışına göç ettiğini ve bunlar arasında
mültecilerin de olduğunu biliyoruz (Bkz. Genç & Öner, 2016). Ayrıca
Almanya, Fransa, Hollanda, Avusturya ve İsviçre gibi ülkelerde büyük
diaspora nüfusları da mevcuttur (Sirkeci vd., 2015).
Bu makalede son zamanlarda Türkiye’de artan güvensizliğin yarattığı dışa
göç baskısı, Türk vatandaşları tarafından yapılmış sığınma başvuruları
üzerinden tartışılmaktadır. Bu nüfus akımları, göç ağları, yasal çerçeveler ve
siyasi algıları takip ederek Türkiyeli göçmenlerin geleneksel olarak gittiği göç
ülkelerine yönelmektedir. Aynı zamanda güvenlik ülkesi olarak Türkiye’ye
gelen Suriyelilere ilişkin güncel istatistikler de sunulmaktadır.
Makalede Türkiye’nin zaman içinde çatışmalara bağlı olarak nasıl güvenlik
ülkesi ve güvensizlik ülkesi olmak arasında salındığı ortaya konulmaktadır.
Güncel sığınma başvuruları istatistiklerine bakarsak, Türkiye hem sığınmacı
2
AB’de külfet paylaşımına dair konuların bir değerlendirmesi için bkz: Thielemann vd. (2010) and Carrera
vd. (2015).
3
Bir kaç ülkeyle birlikte Türkiye’nin, 1952 Cenevre Mülteciler Sözleşmesine bölge sınırlaması koyarak
Avrupa dışından mülteci almadıklarını belirmek gerekli. Dolayısıyla Türkiye’deki Surüyeliler resmi olarak
geçici koruma rejimine tabiler ve sıklıkla “misafir” olarak adlandırılmaktalar. Detaylar için bkz. Öner &
Genç (2015), sf.254-255.
4
http://data.unhcr.org/syrianrefugees/country.php?id=224 also http://www.goc.gov.tr/
icerik6/uluslararasi-koruma_363_378_4712_icerik. Erişim: 4/10/2016.
Sirkeci 23
Copyright @ 2017 GÖÇ DERGİSİ © Transnational Press London
alan hem de önemli sayıda sığınmacı yaratan bir görece güven(siz)lik ülkesi
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Büyüyen sığınmacı akınları ve Türkiye
Dünyadaki toplam uluslararası göçmen nüfusu, yaygın tanım olan 12 ay
veya daha uzun süreli ikamet adresini bir ülkeden başka bir ülkeye giderek
değiştirmek dikkate alınırsa yaklaşık yüzde 3.4 yani 250 milyona yakındır (Şekil
1). Mülteciler 2016 yılındaki 244 milyon göçmenin küçük bir kesimini
oluşturmaktalar. 2016 yaz ayları itibariyle 65,3 milyon yerinden edilmiş toplam
nüfusun sadece 21 milyon kadarı mülteciydi ve bu önceki yıl 16 milyon olan
sayıya göre önemli bir artışı ifade eder (Sirkeci & Martin, 2016:329; Martin,
2016:305). Son on yılda göç tartışmalarında gördüğümüz düşmanca tavır ve
tepkilere rağmen, uluslararası göç hala bir norm değil istisnadır (Martin &
Sirkeci, 2017:573). Bu üç aşağı beş yukarı Türkiye için de böyledir. Türkiye’de
de, son beş yılda gelen milyonlarca Suriyeliye karşın nüfusun kabaca yüzde 5
kadarı yurtdışından gelen göçmenlerden oluşmaktadır.
Şekil 1. Dünyadaki göçmenler ve göç etmeyenler, 1960-2015 (milyon)
Kaynak: Birleşmiş Milletler, BMMYK, ve Dünya Bankası.
Uluslararası göç 3K tarafından şekillenmektedir: toplumsal sınıflar ve
coğrafi bölgeler arasında eşitsizliklerle örüntülenen olumsuz ekonomik
koşulları ifade eden kalkınma açığı (veya ekonomik açık), özellikle azınlıklar
açısından temsiliyet sorunlarının varlığına işaret eden katılım (ya da
demokrasi) açığı ve yüksek doğurganlık oranı ve nüfus artış hızı ile
örüntülenmiş kitle (ya da nüfus) açığı. Bu açıklar ülke içinde coğrafi bölgeler
ve toplumsal gruplar arasında ve/veya uluslararası düzeyde ülkeler ve bölgeler
arasında görülebilir. İletişim, ulaşım ve haklar alanında yaşanan devrimlerle
birlikte yurt dışındaki fırsatlardan haberdar olmanın, uluslararası seyahatin ve
24 Türkiye’nin mültecileri, Suriyeliler ve Türk mülteciler
www.GocDergisi.com
yurt dışında yaşamanın kolaylaştığı bir çağda bu 3 açık uluslararası göçün en
önemli belirleyicileridir.
Türkiye’deki başarısız darbe girişimi ülkede bu 3 açığın netleşmesine yol
açarken Avrupa için de yeni göç dertlerini gündeme getiriyor. Çünkü
Türkiye’yi artık ‘güvenli ülke’ saymak zorlaşıyor ve 15 Temmuz 2016’daki
başarısız darbe girşimi sonrası hayata geçen olağanüstü hal uygulaması ve artan
terör saldırıları karşısında çok sayıda Türk vatandaşı ve ülkedeki diğer göçmen
ülkeyi terkediyor. Türk vatandaşları ve ülkedeki göçmenler arasında artan
güvensizlik duygusu dışa göç akınlarının artacağını gösteriyor. Bu aynı
zamanda, 2006’dan bu yana tersine net göç veren Almanya-Türkiye gibi göç
koridorlarında net akışların terse döneceğine de işaret ediyor (Sirkeci &
Zeyneloğlu, 2014).
Türk vatandaşlarının hareketliliği, 21. yüzyılın başından bu yana ülkedeki
göreli refah ve istikrar yanında varolan göç ağları ve göç kültürü nedeniyle
hızla artmaktaydı. Türkiye, öte yandan en büyük mülteci alan ülke konumuna
geldi. Bu ülkenin coğrafi konumu ile hem Avrupa Birliği’ne hem de çatışma
bölgelerine yakınlığı itibariyle şaşırtıcı değil.
Türkiye çok uzun süredir hem göç alan hem de göç veren bir ülke
konumunda: 5 milyondan fazla bir nüfusu yurtdışında yaşayan ve 3 milyondan
fazla mülteci barındıran ve 1,5 milyon kadar da mülteci olmayan uluslararası
göçmen barındıran bir ülke (Pusch & Sirkeci, 2016). 2011’den bu yana,
Türkiye’nin göçe dair yasaları ve altyapısı büyük değişiklikler gördü. Örneğin
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (no.6458) çerçevesinde yeni bir Göç
İdaresi Genel Müdürlüğü kuruldu (Sağıroğlu, 2016). Bu arada Türk
vatandaşlarına Avrupa’da vizesiz seyahat, külfet paylaşımı ve Geri Kabul
Anlaşmasına dair tartışmalar ve müzakereler devam ederken (Sözen, 2016;
Genç & Öner, 2016), Türkiye’deki göçmen deneyimini ve göç politikalarını
etkileyecek pek çok süreç söz konusudur.
Tarihsel olarak, önemli çatışmalar, eşitsiz kalkınma ve nüfus baskısı
Türkiye’den yurtdışına göçü belirlemiştir. Türk vatandaşları, Türkler, Kürtler
ve diğerleri başka ülkelerde ekonomik, kültürel ve siyasi güvenlik bulma
umuduyla göç etmektedirler (Sirkeci, 2003b). Belli bir andaki göç kabul
politikalarına ve uluslararası anlaşmalara bağlı olarak ve göç ülkeleri arasında
değişen bir biçimde bu göçmenler, misafir işçiler, aile birleşimi göçmenleri,
mülteciler, sığınmacılar, düzensiz göçmenler, ithal gelinler, yabancı öğrenciler,
göçmen işçiler, Ankara Anlaşması göçmenleri, ve maceracılar olarak
adlandırılabilmekte. Bu idari kategorileri esas alan pek çok da dönemlendirme
yapılmıştır (Sirkeci, 2005a). Bu nüfus hareketleri, işgücü piyasasının
dinamiklerine (örn. Martin, 1991; Reniers, 1999), veya Kürt çatışmasına (örn.
Sirkeci, 2006a; Başer, 2015), veya evlilik ve aile bağlarına dayanır (örn. Kulu-
Glasgow & Leerkes, 2013; Lievens, 1999).
Ancak bütün bu göçmenler –hareketli nüfus- için ortak payda Türkiye’de
karşılaşmış oldukları rahatsızlıklar, gerilimler ve çatışmalardır ve bunun bir
güvensizlik ortamı olarak algılanmasıdır. Durumu bu biçimde yaşayanlar,
Sirkeci 25
Copyright @ 2017 GÖÇ DERGİSİ © Transnational Press London
durumu en kolay aşma yolu olarak ayağıyla oy verme yolunu seçerek başka
ülkelere gidebilirler. Gidenlerin milyonlarcası geri döndü, geri dönenlerin bir
kısmı yeniden yurtdışına göç etti. Ancak bütün bu göç hareketleri bir Türk
Göç Kültürü koridorunun oluşmasına yol açtı. Bu koridorlar bazı temel göç
ülkelerine yönelirken, zaman içinde Türkiye’ye ve Türkiye’den göç genişledi ve
çeşitlendi.
Türkiye, 1980’lerden bu yana, özellikle 1990 ve 2000lerdeki yüksek büyüme
hızları ile ciddi biçimde refahını artırdı (World Bank, 2016). Ancak aynı
zamanda da Güney ve Doğu’da Kürt azınlıkla uzun süredir devam eden silahlı
çatışmadan da muzdarip ve malül oldu. Ancak AKP (Adalet ve Kalkınma
Partisi) iktidarı süresince devam eden Kürt azınlıkla ilgili silahlı çatışma
(Sirkeci, 2000 and 2003a), yükselen İslamcılık (Kaya, 2015), siyasi kutuplaşma
(Dalay, 2015) ve Irak ve Suriye’deki krizlerin olumsuz etkisiyle aynı döneme
gelen Türkiye’deki Daeş saldırıları (Milan, 2016), ülkenin 2010’ların ortasında
yeniden güvensizlik ülkesi olmaya doğru yönelmesine yol açtı.
Türkiye’nin Kürt sorunu en az Cumhuriyet kadar eski (Yeğen, 2007;
Sirkeci, 2003b; McDowall, 1996) ve Türkiye’den yurt dışına göçün önemli bir
kısmının bununla ilişkili olduğunu söyleyebiliriz (Sirkeci, 2006a). Ancak Kürt
sorunu etkisi özellikle 1980’lerden itibaren ve 2000’ler boyunca daha açık seçik
hale gelmiştir. Çünkü bu dönemde Türk vatandaşları sanayileşmiş ülkelerde
1,017,358 sığınma başvurusu yaptılar ve bunların ekseriyetini Kürtler
oluşturdu (Sirkeci & Esipova, 2013:3). 1960’lar ve 1970’lerde, genel kitelesel
işçi göçü yanında, Kürtlerin de içinde olduğu pek çok azınlık nüfus ve muhalif
solcular yurt dışına göç etti. Bunların bir kısmı misafir işçi bir kısmı işçi ailesi
ve öğrenci olarak gitti. 1980 Askeri Darbesi ve 1984 sonrası PKK ile
çatışmalar nedeniyle, 1980’lerde Türkiye’de güvensizlik ortamı arttı. Bunun
sonucunda, göç etmek isteyen ama gittikçe zorlaşan vize-göçmenlik şartlarını
yerine getiremeyenler için sığınma başvurusu yapmak tek seçenek haline geldi.
Ülkenin en büyük diğer güvensizlik kaynağı, Kürt sorunu ile örtüşen
kısmen onun içinde kalan Aleviler meselesidir. Aleviler Türkiye’deki
heterodoks İslami nüfusun güçlü seküler özellikleri olan ve özellikle orta ve
doğu Anadolu illerinde ve güney ve batıdaki kıyı bölgelerinde yoğunlaşmış 20
milyon dolayında nüfusa sahip bir gruptur (Issa, 2017; Dressler, 2013;
Massicard, 2013; Shankland, 2003; White & Jongerden, 2003). Kürtlere benzer
bir biçimde Aleviler de Türkiyeli diyaspora içinde genel nüfus içindeki
oranlarından daha fazla yer almaktadır (Sirkeci vd., 2016; Issa, 2017); ve aynı
zamanda, 1970’ler ve sonrasında Türkiye’deki aşırı sağ gruplar tarafından
hedef alınmışlardır (Kosnick, 2004).
Bugün ise Türkiye 15 Temmuz 2016’daki başarısız darbe girişimi sonrası
yaşanan kitlesel işten çıkarmalar ve tutuklamalar yanında Irak ve Suriye’de
Türk ordusunun askeri harekatları ve güneydoğuda Kürt gerillalar ile
yoğunlaşmış bir çatışma ile malüldür. Siyaset ve yönetimde Kürt ve Alevi
temsilinin yokluğu Kürtlerin ve seküler kesimlerin umutsuzluğunu artırarak
yabancılaşmalarına neden olmaktadır. Temmuz 2016’dan bu yana ülke
26 Türkiye’nin mültecileri, Suriyeliler ve Türk mülteciler
www.GocDergisi.com
olağanüstü hal ile yönetilmektedir ve 22 Kasım 2016 itibariyle, 12 kanun
hükmünde kararname ile darbe girişimi ile ilişkileri olduğu iddiasıyla 80 binden
fazla insan işinden olmuş, aralarında 15 üniversitenin de bulunduğu 2600
örgüt kapatılmış, soruşturulan 96 bin şüpheliden 39,378’i tutuklanmış. Bunlar
bugün Türkiye’deki demokrasi açığının temel unsurlarını oluşturmaktadır.
Katılım açığı (demokratik açık) Türkiye’den yurt dışına göçün temel nedeni
gibi görünse de kalkınma açığı ve kitle açığı da (demografik açık) önemli rol
oynamaktadır. Örneğin Türkiye, 2015 yılında eşitsizlik göstergelerinden biri
olan Gini indeksi itibariyle OECD ülkeleri arasında son dörtte yer almıştır:
nüfusunun yaklaşık yüzde 20’si yoksulluk sınırının altındadır. Bu 1990’lara
göre yüzde 3 daha yüksek bir orandır. Aynı zamanda Türkiye’deki en zengin
yüzde 10’luk nüfus en yoksul yüzde 10’un 15 katı daha yüksek bir gelire
sahiptir (Keeley, 2015). Bölgeler arası sosyo-ekonomik kalkınma eşitsizlikleri
de devam etmektedir (Gül & Çevik, 2015), ki bu eşitsizliklerin göç olasılığını
artırtdığını biliyoruz (Sirkeci vd., 2012). Türkiye’deki kitle açığı ya da
demografik açık doğurganlık hızındaki ve göç hızlarındaki bölgeler arası farklar
ile şekillenmektedir (Ediev & Yücesahin, 2016:382). Türkiye’nin toplam
doğurganlık hızı 2.17 iken bu hız AB ülkelerinde 1.57’dir (Scherbov vd., 2016).
Bu 3 K (ya da 3D) varolan Türk göç kültürü (Sirkeci & Cohen, 2016; Sirkeci
vd., 2012; Sirkeci, 2006a; 2006b) ile bir araya geldiğinde Türkleri halihazırda
büyük Türkiyeli diyaspora nüfuslarının varolduğu Almanya, Fransa, Avusturya,
Birleşik Krallık ve İsveç gibi ülkelere yönlendirme ihtimali vardır.
Türkiye’deki hareketliler ve mülteciler
Bir göç ülkesi ve “güvenlik ülkesi” olarak Türkiye 1920’lerdeki
kuruluşundan bu yana dünyanın dört bir yanından mülteciler dahil göçmenleri
çekti. Resmi olarak Türkiye’nin Suriyeliler dahil 3 milyondan fazla koruma
başvurusu aldığını ve bunun yanında 2002 ve 2015 arasında oturum iznine
sahip 2,442,159 düzenli göçmenin geldiğini biliyoruz.
5
Düzenli göçmenler
arasında Almanya gübü ülkelerden geri dönen göçmenler veya ikinci veya
üçüncü kuşak göçmen çocukları çoğunluğu oluşturmakta. 2000 Genel Nüfus
Sayımı verilerine göre bunların yüzde 32.5’unu Alman vatandaşları oluşturdu.
Onları yüzde 13,4 ile Bulgar vatandaşları takip etti. Ülkedeki toplam 1,260,530
yurt dışı doğumlu nüfusun yüzde 84’den fazlasını Türk vatandaşları
oluşturuyordu (Sirkeci, Cohen, Can, 2012 ve Sirkeci & Zeyneloğlu, 2014).
Daha yakın tarihli raporlar yurt dışı doğumlu nüfusun 1,4 milyonun
üzerinde olduğunu belirtmekle birlikte bu sayıların güvenilirliği genel olarak
sorgulanmaktadır. Sınır istatistiklerini analiz ettiğimizde örneğin, 1995 ve 2015
arasında 7 milyon 11bin 745 kişilik bir artık nüfus ortaya çıkıyor (Sirkeci &
Martin, 2014; GİGM, 2016). Sonuç olarak, Türkiye’de göç ve sığınma
istatistiklerinin güvenilir ve tam olmadığını belirtmeliyiz. Ancak, ülkede önemli
5
http://www.goc.gov.tr/icerik/goc-tarihi_363_380 Erişim: 4/12/2016. Ülkedeki uzun süreli güvenliksizlik
ortamının bir sonucu olarak Iraklıların en kalabalık göçmen grubu olması şaşırtıcı değil (bkz. Sirkeci, 2004;
2005b; 2006b)
Sirkeci 27
Copyright @ 2017 GÖÇ DERGİSİ © Transnational Press London
büyüklükte yurt dışı doğumlu bir nüfusun varlığı ve bunların özellikle büyük
şehirler ve kıyı şehirlerinde yoğunlaştığını kesinlikle söyleyebiliriz. Aralarında
çok sayıda Almanyalı, Rusyalı ve Britanyalı olmakla birlikte tüm göçmen
kategorileri içerisinde baskın olan grupların Suriyeliler, Iraklılar ve Afganlar
olduğunu görüyoruz. 2015 yılındaki tabiyet itibariyle en kalabalık 10 göçmen
grubunun tamamının Orta Doğu ve eski Sovyet ülkelerinden olduğu görülüyor
(Tablo 1).
Tablo 1. Türkiye’de oturma izni olanlar arasındaki en kalabalık 10 tabiyet grubu, 2015.
Tabiyet
Nüfus
Tabiyet
Nüfus
Tabiyet
Nüfus
Irak
33,202
Rusya
22,377
Libya
14,421
Suriye
32,578
Gürcistan
19,242
İran
14,276
Azerbaycan
32,476
Ukrayna
16,951
Diğerleri
199,554
Türkmenistan
22,891
Özbekistan
14,927
TOPLAM
422,895
Kaynak: GİGM (2016)
Avrupa ve başka ülkelerdeki Türkiyeli diyaspora nüfuslarının büyüklüğüyle
kıyaslandığında bu sayıların küçükü olduğunu söyleyebiliriz. Ancak 2005 ve
2015 yılları arasında temel göç koridorlarında ne göç akımlarının tersine
döndüğünü ve bu ülkelerden Türkiye’ye gelen göçmenlerin Türkiye’den
gidenlerin sayısını aştığını görüyoruz. 2015 yılında Türkiye’nin verdiği oturma
izni sayısı 422,895 idi ve bu sayı 2014’e göre yüzde 11 ve 2013’e göre yüzde 35
daha yüksektir
6
. Bunların 202,403’ü kısa süreli oturma izinleri, 73,705’i ailelere
verilmiş izinler, 67,529’u öğrenci oturma izinleri ve 62,756’sı çalışma iznine
dayalı oturma izinlerinden oluşmaktaydı.
Bu makalede özellikle Suriye (2,8 milyon), Irak (125,879), Afganistan
(113,756), İran (28,534), ve diğer ülkelerden (12,195) gelen mültecilerle
ilgileniyoruz.
7
Son on yılda Türkiye’de yapılan sığınma başvuruları toplam
216,351’dir ve 2015’de ikiye katlanıp 64,232’ye çıkana dek tedrici olarak
artmıştır (Tablo 2).
8
Tablo 2. Türkiye’de yapılan sığınma başvuruları, 2005-2015.
Yıl
Sayı
Yıl
Sayı
Yıl
Sayı
Yıl
Sayı
2005
2,935
2008
12,002
2011
17,925
2014
34,112
2006
3,550
2009
6,792
2012
29,678
2015
64,232
2007
5,882
2010
8,932
2013
30,311
TOPLAM
216,351
Kaynak: GİGM (2016)
2015 yılında, kolluk kuvvetlerı 73,422’si Suriyeli olmak üzere 146,485
düzensiz göçmeni yakalamışlar. 2016’da, 69,755 Suriyeli ile birlikte 31,360
6
http://www.goc.gov.tr/icerik3/ikamet-izinleri_363_378_4709 Erişim: 4/10/2016.
7
BMMYK (2016) Turkey Fact Sheet. http://data.unhcr.org/syrianrefugees/download.php?id=11928.
8
http://www.goc.gov.tr/icerik6/uluslararasi-koruma_363_378_4712_icerik Erişim: 4/12/2016. Sayıların
görece az olmasının nedeni kısmen Türkiye’nin Cenevre Sözleşmesine uyguladığı coğrafi sınırlama
nedeniyledir (bkz. Sirkeci & Pusch, 2016; Kirişçi, 1996).
28 Türkiye’nin mültecileri, Suriyeliler ve Türk mülteciler
www.GocDergisi.com
Afgan, 30,947 Iraklı, ve 19,317 Pakistanlı ve toplamda 174,466 kişi yakalanmış.
Dolayısıyla 1998’den bu yana yakalanan düzensiz göçmenlerin toplam sayısı
1,281,969 olmuştur.
9
2015 ve 2016 yıllarında yakalanan göçmen kaçakçısı
sayısı da ciddi biçimde artmıştır. 2014’te 1,506 olan sayı 2015’te 4,471 ve
2016’da 3,314 olarak kaydedilmiştir. 2013 AB-Türkiye geri kabul anlaşması
çerçevesinde de 2016 yılı Nisan ayından 2017 Şubat ayına kadar toplam 898
göçmen geri alınmış.
Suriyeliler Türkiye’deki en kalabalık göçmen grup haline geldiler ve yakın
gelecektede göç tartışmalarının merkezinde yer almaya devam edecekler.
Nüfusunun yüzde 38.7’si 15 yaşın altında olan Suriyeliler genç bir nüfus
profiline sahipler. Türkiye’de ise bu grup nüfusun yüzde 24’ünü
oluşturmaktadır. Suriyeliler içinde 55 yaş altı grupta çoğunluğu erkekler (yüzde
53.3) oluştururken 55 yaş üzerinde kadınlar çoğunluk (yüzde 51.2) (Şekil 1 ve
Eklerde Tablo A1). Türkiye’ye Suriyeli göçü Türkiye’nin etnik azınlıkları
itibariyle de ele alınmalıdır. Türkiye’nin güney sınırı boyunca yaşayan Kürtçe
ve Arapça konuşan azınlıkların sınırın öte yanındaki Suriyelilerle dostluk ve
akrabalık bağları zaten vardı. Bu gelen Suriyeli mültecilerin önemli bir kısmının
bu bölgede yoğunlaşmış olmasının da kısmen nedenidir. Ancak büyük
metropoller İstanbul, İzmir ve Bursa en çok Suriyeli göçmen barındıran illerin
başında gelmektedir (Harita 1).
Şekil 2. Türkiye’deki Suriyelilerin nüfus piramidi
Kaynak: GİGM, http://www.goc.gov.tr/icerik3/gecici-koruma_363_378_4713. Erişim:
1/12/2016.
9
http://www.goc.gov.tr/icerik3/duzensiz-goc_363_378_4710 Erişim: 4/10/2016.
30 Türkiye’nin mültecileri, Suriyeliler ve Türk mülteciler
www.GocDergisi.com
Sınır illeri Kilis, Hatay, Şanlıurfa ve Gaziantep’te nüfusun yoğunlaşmasında
kritik düzeylere ulaşılmıştır. Bazı illerde oran yüzde 93’e dek yükselmiştir (Ek
Tablo A2). Bunun özellikle okul, sağlık ve barınma alanlarındaki kamu
hizmetleri açısından yerel düzeyde çok büyük etkileri olacağı açıktır. Örneğin
Temmuz 2016 itibariyle Suriyeli çocukların sadece yüzde 15’inin okula kayıtlı
olduğu belirtilmekteydi
10
. Bu çocuklara Türkiye’nin geri kalanına sunulan
düzeyde okul ve eğitim imkanı sağlamak için hükümetin 40 binden fazla yeni
derslik ve 80 bin kadar yeni öğretmen ihtiyaç duyacağı hesaplanmaktaydı.
Kamu hizmetleri üzerindeki bu baskılar güvensizlik ortamı algısını
güçlendirecektir ve dolayısıyla dışa göç baskısını hem yerli hem de mütleci
nüfus arasında artıracaktır. Ancak mültecilerin ekonomiye etkisinin tam olarak
anlaşılması için henüz erken. Ortada hem olumlu hem olumsuz etkilerin
olduğunu gösteren çalışmalar ve raporlar mevcut (bkz. Lordoğlu & Aslan,
2015). Aralık 2016 itibariyle Suriyelilerin sadece yüzde 9 kadarı (258,597)
Suriye sınırına 200 km mesafede kurulmuş olan çeşitli mülteci kamplarında
yaşamaktaydı (Tablo 3).
Tablo 3. Türkiye’de kamplarda kalan Suriyeli nüfusun iller itibariyle dağılımı, 29 Aralık 2016.
İl
Nüfus
İl
Nüfus
İl
Nüfus
Sanliurfa
114,218
Kahramanmaras
17,968
Osmaniye
7,250
Gaziantep
39,082
Malatya
10,301
Mardin
4,113
Kilis
36,338
Adiyaman
9,589
Adana
341
Hatay
19,397
Toplam
258,597
Kaynak: GİGM (2016)
Türkiye’nin AB ile 2013 yılında imzaladığı geri kabul anlaşması,
muhtemelen 2015 yılının ikinci yarısında ve 2016 başında (Yunanistan ve
Bulgaristan’a doğru) sınır geçişlerinde görülen ani ve büyük artışın
nedenlerinden birisidir. Çünkü anlaşma 2013’te imzalanırken 3 yıl içinde
yürürlüğe gireceği belirtilmişti. Dolayısıyla geri gönderilme riskini almak
istemeyen bir milyondan fazla mülteci yaşamlarını riske atmak pahasına da
olsa izinsiz olarak sınırı (Ege Denizi’ni) geçmeye çalıştı. AB ile anlaşmalar
çerçevesinde şimdiye kadar sadece 2,655 Suriyeli yerleştirildi ve buna karşılık
az sayıda düzensiz göçmen Türkiye tarafından geri alındı. Geri kabul
edilenlerin yaklaşık yarısı Pakistan ve Afganistan kökenlilerden oluşuyordu
(GİGM, 2016). Türkiye’deki koruma ihtiyacı olan yabacıların ülkeyi
terketmelerini anlarken, başka ülkelerde insani koruma için başvuran Türk
vatandaşlarına ve bir güvensizlik ülkesi olarak Türkiye’ye de bakmalıyız.
10
Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre 625 bin Suriyeli çocuktan sadece 170 bin kadarı okula kayıt
yaptırabilmişti. Bkz. http://www.hurriyetdailynews.com/less-than-one-third-of-syrian-children-in-turkey-
in-formal-education.aspx?pageID=238&nID=101498&NewsCatID =341. Erişim: 1/10/2016.
Sirkeci 31
Copyright @ 2017 GÖÇ DERGİSİ © Transnational Press London
Türkiye’den mülteciler ve bir güvensizlik ülkesi olarak Türkiye
“Güvenlik ülkeleri” diyebileceğimiz müreffeh ülkelerin vatandaşları da
başka ülkelere sığınma için başvurabiliyor ancak sayılar gözardı edilecek kadar
az. Örneğin başka ülkelerde sığınma başvurusunda bulunan Alman
vatandaşlarının sayısı 1999-2016 arasında yıllık ortalama 40-50 kadardı. Bu
güvenlik ülkelerinden birisi olan Türkiye aynı zamanda düzenli mülteci üreten
bir güvensizlik ülkesidir (Eklerde Tablo A4). Sanayileşmiş ülkelerde sığınma
başvurusunda bulunan Türk vatandaşlarının sayısı 1980 askeri darbesi ve 2011
arasında bir milyonu aşmış idi (Sirkeci & Esipova, 2013) ve 1999 Ocak ayı ile
2016 Ekim ayı arasında sığınma başvurusunda bulunanların sayısı 233,091
oldu (Şekil 3). 2015’in ikinci yarısından itibaren Türk vatandaşlarının sığınma
başvurularında önemli bir artış görüldü. Örneğin Türk vatandaşlarının AB
ülkelerinde yaptıkları sığınma başvuruları 2016’nın ilk çeyreğinde yüzde 48,
ikinci çeyreğinde ise yüzde 100 artarken (Eurostat, 2016), üçüncü çeyrekte
sığınma başvuruları 2015’te 985 iken 2016’da 3,779’a çıktı. Bu sayılar 2017 ve
sonrasında daha büyük artışla görüleceğinin habercisi.
Şekil 3. Türk vatandaşlarının sığınma başvurusu yaptıkları 38 Avrupa ve 6
Avrupa dışı ülke (Avusturalya, Kanada, Japonya, Yeni Zelanda, Güney Kore,
ABD), 1999 -2016
Kaynak: BMMYK. * Sadece Ocak-Ekim dönemi
Şekil 3’te gördüğümüz eğilimlerde çarpıcı olan aniden çıkış gösteren ama
beklediğimiz bir şey: Darbe girişiminin olduğu 2016 Temmuz ayından itibaren
sığınma başvurularında büyük artış görüldü. Eklerde Tablo A3’te görüldüğü
üzere, 2016’nda Ocak-Ekim döneminde Türk vatandaşlarının başka ülkelere
yaptıkları sığınma başvurularında 2015 yılının aynı dönemine göre yüzde 140
32 Türkiye’nin mültecileri, Suriyeliler ve Türk mülteciler
www.GocDergisi.com
artış görüldü. Temmuz-Ekim 2016 dönemindeki başvurular (5,161) ise 2015’in
aynı dönemine göre dört kat arttı. Artış Almanya özelinde daha da büyük oldu.
2016 yılındaki başvurular üç buçuk kat artarken Temmuz-Ekim döneminde
2015 yılına (361) kıyasla 7 kat artış göstererek 2,501’e ulaştı.
Göç ve çatışma modeli (Sirkeci, 2009) kapsamında düşündüğümüzde bu
artışları bekliyorduk, çünkü başarısız darbe girişimi sonrası gelen
operasyonlarla hükümetin on binlerce kamu görevlisini kitlesel biçimde işten
çıkarması, bunların bir kısmının tutuklanması genel güvensizlik ortamının
güçlendiğini gösteriyordu. Bu Türkiye’den artan oranda sığınma başvurularının
yapılacağı bir dönemin başlangıcı olarak görülebilir. Türkiye zaten 1990’larda
ve 2000’lerin başında en çok sığınmacı üreten ülkeler arasındaydı (Sirkeci,
2006; Sirkeci & Esipova, 2013). Yurt dışındaki Türkiyeli nüfusun en büyük
kısmını barındıran bir ülke olarak Almanya, tarihsel olarak da sığınma
başvuruları açısından da en popüler ülke olarak göze çarpıyor. Bunun en temel
nedeni sığınmacı göçünün diğer göç akımlarından sadece idari kategori ve
işlemler olarak biraz farklı olması ancak göç ağlarının rolü açısından ise farksız
olmasıdır. Önceki çalışmalarımda Almanya’ya göç akımlarında misafir işçi ve
sığınmacı gibi farklı kategoriler arasında önemli ölçüde geçişkenlik olduğunu
göstermiştim (Sirkeci, 2006). Almanya’ya yönelen sığınma ve göçmen
sayılarının yüksekliği bu ülkede var olan büyük Türkiyeli diyasporası
nedeniyledir.
Eğer bu sayıların yılın geri kalanında da aynı hızda artacağını ve devam
edeceğini varsayarsak ve Türkiye’de güvensizlik ortamı algısının artacağın
tahmin edersek, Almanya’ya yönelen sığınmacı başvurularının 2000’lerdeki
düzey olan 5,000’i geçeceğini söyleyebiliriz. Yıl sonunda 38 Avrupa ülkesi ve 6
Avrupa dışı ülke içinde Türk sığınmacı başvurularının 11,500 seviyesini
geçebileceğini tahmin edebiliriz. Bu Türkiye’nin ‘güvenli ülke’ olma
konumunun ortadan kalkması anlamına gelir.
Bu artan biçimde kutuplaşan ve istikrarsızlaşan ve aynı zaman da 3
milyondan fazla mülteci barındıran bir ülke olan Türkiye için kaygı verici bir
durumdur. Özellikle başarısız darbe girişimi sonrası olağan üstü hal ilanı ile
başlayan kitlesel işten çıkarmaların hedef aldığı kesimlerin hakimler, savcılar,
akademisyenler ve orta ve üst düzey kamu görevlilerini de içerdiğine dikkat
edersek Türkiye’den göçün büyük oranda iyi eğitimli kalifiye nüfusu
kapsayacağını görebiliriz. Bu nüfusun göç için gerekli olan donanım ve
imkanlarının daha iyi olduğunu gerekli beşeri ve sosyal sermayeye sahip
olduklarını tahmin edebiliriz. Dolayısıyla göçün gerektirdiği maliyetleri ve
sıkıntıları aşmaları daha muhtemeldir. Kitlesel işten çıkarmalarla hükümet, işini
kaybeden 115 bin ve tutuklanan 83 bin kişi arasında kıdemli ve eğitimli olan şu
grupları hedef aldı: 3,800 hakim ve savcı, 6,300 akademisyen. Bunlar Türkiye
için net beyin göçü göstergeleri olarak alınmalıdır. Ancak aynı zamanda bu
sayılar önümüzdeki yıllarda da düzenli ve önemli sayıda yurt dışına göçün
devam edeceğini göstermektedir. Çatışma ve göç modeli ile ileri sürdüğümüz
üzere, güvensizlik ortamının etkileri ve sonuçları çatışmanın ortadan
Sirkeci 33
Copyright @ 2017 GÖÇ DERGİSİ © Transnational Press London
kalkmasından sonra da devam edebilmektedir. Dolayısıyla göç bugünkü
olumsuz ortam değişse dahi devam edecektir. Ayrıca bu güvensizlik ortamının
sadece Türk vatandaşlarını değil Suriyeli ve diğer göçmenleri de etkilediğini
unutmamak gerek. Dolayısıyla bunların Türkiye’den göçü de AB ve Türkiye
arasındaki anlaşmalara bakmaksızın devam edecektir.
Sonuç
Türkiye bir kez daha güvensizlik ülkesi ve köken ülke olarak önemli sayıda
vatandaşının sanayileşmiş ülkelerde sığınma başvurusu yaptığına şahit oluyor.
On yıllık görece sakin bir dönemin ardından 2016 yılında Türkiye’de
güvensizlik ortamı bir kez daha öne çıktı. Ancak bir insani güvenlik ülkesi
olarak da milyonlarca Suriyeli ve diğer mülteciye ev sahipliği yapıyor. Belki
bunların da önemli bir kısmı daha istikrarlı ve demokratik başka ülkelere
yerleşmeyi umuyorlar. Suriye’de ateşkes ülkeyi terkeden sığınmacı sayılarını
belki azaltabilir ama önemli sayıda Suriyelinin yakında geri döneceğini
beklemek safdillik olacaktır. Ortaya çıkan Türkiye-Suriye göç kültürü, yakın
gelecekte Suriye’den Türkiye’ye yönelen göç akımlarının devamlılığının da
garantisi olacaktır.
Sık terör saldırıları ve komşu ülkelerle ortaya çıkan gerilimler, aynı zamanda
yüksek enflasyon, yüksek işsizlik oranı ve yavaş büyüme ile gelen ekonomik bir
durgunluk yaşayan Türkiye ilginç bir dönemden geçiyor. Rekabetçi işgücü
piyasasının yokluğu ve bölgeler arası büyük gelişmişlik farklarıyla birlikte
büyük refah eşitsizlikleri Türkiye’nin kalkınma açığının öne çıkan unsurları.
Suriye’de ise kalkınma açığı daha kötü durumdaydı ve 2011’den bu yana
süreniç savaşla birlikte daha da kötüleşti.
Kalkınma açığı sıklıkla katılım ve kitle açıklarıyla elele gider. Katılım Açığı
ya da Democratik Açık siyasi temsil sorunları veya temsilin eksik olması
durumunda gündeme gelir. Suriye gibi ülkelerde bazı gruplar temel vatandaşlık
haklarından dahi mahrum bırakılıyorlar. Örneğin Esad rejimi 2011’de
bazılarına vatandaşlık hakkı verene dek Suriye’deki Kürtlere pasaport
vermiyordu (CNN, 2011; HRW, 1996). Benzer demokratik dışlama örnekleri
Saddam Hüseyin’in Irak’ında da vardı ve Türkiye’de de halihazırda Kürtlerle
bir silahlı çatışma devam ediyor. Ancak bu çatışmaların Suriye’de olduğu kadar
keskin olması gerekmiyor. Siyasette bir grubun uzun süre dışlanması,
dezavantajlı olması ve hükümet olma umudunu yitirmesi siyasi güvensizlik
algısına yol açar ve dolayısıyla da insanları göçe yönlendirebilir. Türkiye’nin
bugün içinde bulunduğu koşullar ve artan biçimde otoriterleşen ve
muhafazakarlaşan dini motifleri güçlü bir hükümet seküler azınlık üzerinde
siyasi baskı yaratmaktadır. Seküleristler ve diğer muhalif gruplar hükümette yer
alma ihtimali olmadığı için halihazırda yorulmuş ve umutsuzlupa kapılmış
durumdadır. Kitlesel işten çıkarmalar, tutuklamalar ve bunların geniş kesimlere
olan yayın etkileri ve kutuplaşma ülkeyi güvensiz bir yer yapmaktadır.
Kitle Açığı ya da demografik açık yüksek doğurganlık hızı ve büyüyen
nüfus karşısında sınırlı iş imkanları ve fırsat yaratılmasından
34 Türkiye’nin mültecileri, Suriyeliler ve Türk mülteciler
www.GocDergisi.com
kaynaklanmaktadır. Gelişmekte olan dünyadaki kaynak ülkelerin çoğunluğu
yüksek doğurganlık hızlarına ve büyüyen nüfuslara sahipler. Buna karşılık göç
edilen ülkeler durağan ya da azalan nüfuslara sahipler ve genel olarak yaşlanan
nüfuslar ve doğurganlık hızları düşük. Bu yüksek doğurganlık hızı olan
ülkelerde göç baskısına artırmaktadır. Türkiye’nin doğurganlık hızları Avrupalı
komşularından yüksek ancak Orta Doğulu komşuları Suriye ve Irak’tan
düşüktür. Bunun anlamı yakın gelecekte Avrupa’ya yönelen dış göç baskısının
varlığı ve Orta Doğu’dan Türkiye’ye doğru göç baskısının varlığının devam
edeceği.
Bu üç açık bugün dünyada gördüğümüz insan hareketliliğinin çoğunun
temel nedenini oluşturmaktadır. Dolayısıyla göçü hedef alan politikalar
mutlaka bu üç açığı kapatmayı hedeflemesi gereklidir. Bu açıklar insani
güvenlik ortamının ve iç ve dış göç farketmeksizin göçün ana nedenleridir.
Bunu yapmayan politika denemeleri, duvar örmek, dikenli tel germek, Frontex
ve Türkiye ve benzeri ülkelerle yapılan anlaşmalar pahalı ve anlamsız fantaziler
olmaktan öteye gitmeyecektir.
Kaynakça
Baser, B. (2015). Diasporas and homeland conflicts: A comparative perspective. Farnham: Ashgate.
Carrera, S., Blockmans, S., Gros, D., & Guild, E. (2015). The EU's Response to the Refugee Crisis:
Taking Stock and Setting Policy Priorities. CEPS Essay, (20/16). Available at SSRN:
http://ssrn.com/abstract=2715460 Accessed: 10/10/16.
CNN (2011, April 8). Stateless Kurds in Syria granted citizenship. http://edition.cnn.com
/2011/WORLD/meast/04/07/syria.kurdish.citizenship/. Accessed 29/9/2016.
Dalay, G. (2015). Forming Turkey’s Next Government: What are the Implications for Polarization
and Policies? German Marshall Fund. http://www.gmfus.org/publications/ forming-turkeys-
next-government. Accessed: 19/10/16.
GİGM (Göç İdaresi Genel Müdürlüğü) (2016). Göç İstatistikleri. http://www.goc.gov.tr/icerik/goc-
istatistikleri_363_378. Erişim: 4/12/16.
Dressler, M. (2013). Writing religion: the making of Turkish Alevi Islam. Oxford: Oxford University Press.
Ediev, D. M., & Yücesahin, M. M. (2016). Contribution of migration to replacement of population in
Turkey. Migration Letters, 13(3), 377.
Eurostat (2016). First time asylum applicants in the EU-28 by citizenship, Q2 2015 – Q2 2016.png
http://ec.europa.eu/eurostat/statistics-explained/index.php/File:First_ time _asylum_applicants
_in_the_EU-28_by_citizenship,_Q2_2015 _%E2%80%93 _Q2_ 2016.png. Accessed
12/12/2016.
Genç, H. D., & Öner, N. A. Ş. (2016). Stuck in the Aegean: Syrians leaving Turkey face European
barriers. In: Sirkeci, I. and Pusch, B. (eds), Turkish Migration Policy, London: Transnational Press
London, pp.127-148.
Gül, E. & Çevik, B. (2015). 2013 Verileriyle Türkiye’de İllerin Gelişmişlik Düzeyi Araştırması. Is
Bankasi. https://ekonomi.isbank.com.tr/UserFiles/pdf/ar_07_2015.pdf Accessed: 01/10/16.
HRW (1996). Syria, The Silenced Kurds. https://www.hrw.org/reports/1996/Syria.htm. Accessed
29/9/2016.
Issa, T. (Ed.). (2017). Alevis in Europe: Voices of Migration, Culture and Identity. London, New York:
Routledge.
Kaya, A. (2015). Islamisation of Turkey under the AKP rule: Empowering family, faith and charity.
South European Society and Politics, 20(1), 47-69.
Keeley, B. (2015). Income Inequality: The Gap between Rich and Poor, Paris: OECD Publishing. DOI:
http://dx.doi.org/10.1787/9789264246010-en.
Sirkeci 35
Copyright @ 2017 GÖÇ DERGİSİ © Transnational Press London
Kirişçi, K. (1996). Is Turkey Lifting the ‘Geographical Limitation’?—The November 1994 Regulation
on Asylum in Turkey. International Journal of Refugee Law, 8(3), 293-318.
Kosnick, K. (2004). ‘Speaking in One's Own Voice’: Representational Strategies of Alevi Turkish
Migrants on Open‐Access Television in Berlin. Journal of Ethnic and Migration Studies, 30(5), 979-
994.
Kulu-Glasgow, I., & Leerkes, A. (2013). Restricting Turkish marriage migration? National policy,
couples' coping strategies and international obligations. Migration Letters, 10(3), 369.
Lievens, J. (1999). Family-forming migration from Turkey and Morocco to Belgium: The demand for
marriage partners from the countries of origin. International Migration Review, 33(3), pp. 717-744.
Lordoğlu, K., & Aslan, M. (2015). Araştırma - Saha Notları: Beş Sınır Kenti ve İşgücü Piyasalarında
Değişim: 2011-2014. Göç Dergisi, 2(2), 249-267.
Martin, P.L. (1991). The unfinished story: Turkish labour migration to Western Europe: with special reference to
the Federal Republic of Germany (Vol. 84). Geneva: ILO.
Martin, P.L. (2016). Wither US migration. Migration Letters, 13(2):295-306.
Martin, P.L. & Sirkeci, I. (2017). Recruitment, remittances, and returns. In: Reinert, Kenneth A.
(Ed.). Handbook on Globalisation and Development. Cheltenham, UK; Northampton, MA, USA:
Edward Elgar, chapter 18, pp. 569-603.
Massicard, É. (2013). The Alevis in Turkey and Europe: identity and managing territorial diversity. London,
New York: Routledge.
McDowall, D. (1996). Modern History of the Kurds. New York: IB Tauris.
Milan, F. F. (2016). Turkey: What Hides Behind a Failed Coup Attempt. The RUSI Journal, 161(4), 28-
32.
Öner, N. A. S., & Genç, D. (2015). Vulnerability leading to mobility: Syrians' exodus from Turkey.
Migration Letters, 12(3), 251-262.
Pusch, B. & Sirkeci, I. (2016). Introduction: Turkish migration policy at a glance. In: Sirkeci, I. and
Pusch, B. (eds), Turkish Migration Policy, London: TPLondon, pp.9-22.
Reniers, G. (1999). On the history and selectivity of Turkish and Moroccan migration to Belgium.
International Migration, 37(4), 679-713.
Sağıroğlu, A.Z. (2016). Turkey’s migration law and policy: is it a new era? In: Sirkeci, I. and Pusch, B.
(eds), Turkish Migration Policy, London: Transnational Press London, pp.41-54.
Scherbov, S., Mamolo, M., et al. (2016). European Demographic Datasheet 2016.
http://www.populationeurope.org/. Accessed: 01/10/2016.
Shankland, D. (2003). The Alevis in Turkey: the emergence of a secular Islamic tradition. London, New York:
Routledge.
Sirkeci, I. (2000). Exploring the Kurdish population in the Turkish context. GENUS, an International
Journal of Demography, 56(1-2): 149-175.
Sirkeci, I. (2003a). Migration from Turkey to Germany: an ethnic analysis, New Perspectives on Turkey,
2003(28-29): 189-208.
Sirkeci, I. (2003b). Migration, ethnicity and conflict: the environment of insecurity and Turkish Kurdish
international migration. PhD Dissertation, University of Sheffield.
Sirkeci, I. (2004). Iraqi International Migration: Potentials for the Post-war Period, Population Review,
43(1): 37-49.
Sirkeci, I. (2005a). Diaspora: Turkish. In: M. Gibney and R. Hansen (eds.) Immigration and Asylum from
1900 to the Present, Santa Barbara: ABC-CLIO, pp.607-610.
Sirkeci, I. (2005b). War in Iraq: environment of insecurity and international migration, International
Migration, 43(4): 197-214.
Sirkeci, I. (2006a). The Environment of Insecurity in Turkey and the Emigration of Turkish Kurds to
Germany. New York: Edwin Mellen Press.
Sirkeci, I. (2006b). Ethnic conflict, wars and international migration of Turkmen: evidence from Iraq,
Migration Letters, 3(1): 31-43.
Sirkeci, I. (2009). Transnational mobility and conflict. Migration Letters, 6(1), 3-14.
Sirkeci, I. (2013). Population Change and Migration in Europe and the UK. In: Drew, J. & Bond, M.
(eds). The UK & Europe: Costs, Benefits, Options. The Regent’s Report. London: Regent’s University
London, pp.16-26.
Sirkeci, I. & Cohen, J. H. (2016). Cultures of migration and conflict in contemporary human mobility
in Turkey. European Review, 24(3): 381-396.
36 Türkiye’nin mültecileri, Suriyeliler ve Türk mülteciler
www.GocDergisi.com
Sirkeci, I. & Esipova, N. (2013). Turkish migration in Europe and desire to migrate to and from
Turkey. Border Crossing, 3(1), 1-13.
Sirkeci, I. & Martin, P. L. (2014). Sources of Irregularity and Managing Migration: The Case of
Turkey. Border Crossing, 4(1-2), pp.1-16.
Sirkeci, I. & Martin, P.L. (2016). Editorial: The Migration Conference and 13 years of Migration
Letters. Migration Letters, 13(3):329-332.
Sirkeci, I. & Zeyneloğlu, S. (2014). Abwanderung aus Deutschland in die Türkei: Eine Trendwende
im Migrationsgeschehen? In: Alscher, S. & Krienbriek, A. (eds.) Abwanderung von Türkeistämmigen:
Wer verlässt Deutschland und warum? Germany: BAMF, pp.30-85.
Sirkeci, I., Cohen, J. & Can, N. (2012). Internal mobility of foreign-born in Turkey. In: Finney, N. &
Catney, G. (eds.) Minority Internal Migration in Europe. Farnham: Ashgate, pp.175-193.
Sirkeci, I., Cohen, J. H., & Yazgan, P. (2012). Turkish culture of migration: Flows between Turkey
and Germany, socio-economic development and conflict. Migration Letters, 9(1), 33-46.
Sirkeci, I., Seker, B.D., & Caglar, A. (eds.) (2015). Turkish Migration, Identity and Integration. London,
UK: Transnational Press London.
Sirkeci, I., Bilecen, T., Costu, Y., Dedeoglu, S., Kesici, M.R., Tilbe, F., Unutulmaz, K.O. (2016). Little
Turkey in Great Britain. London: Transnational Press London.
Sözen, Ü.S. (2016). Fragile balance of EU-Turkey readmission agreement. In: Sirkeci, I. & Pusch, B.
(eds), Turkish Migration Policy, London: Transnational Press London, pp.149-168.
Thielemann, E. R., Williams, R. and Boswell, C. (2010). What system of burden-sharing between Member
States for the reception of asylum seekers? PE 419.620. European Parliament, Brussels, Belgium.
White, P. J., & Jongerden, J. (Eds.). (2003). Turkey's Alevi enigma: a comprehensive overview. Leiden: Brill.
World Bank (2016). World Development Indicators. Last updated: 14/10/2016. data.worldbank.org.
Yazgan, P., Utku, D. E., & Sirkeci, I. (2015). Syrian crisis and migration. Migration Letters, 12(3), 181-
192.
Yeğen, M. (2007). Turkish nationalism and the Kurdish question. Ethnic and Racial Studies, 30(1), 119-
151.
Sirkeci 37
Copyright @ 2017 GÖÇ DERGİSİ © Transnational Press London
Ekler
Tablo A1. Türkiye’de kayıtlı Suriyeli sığınmacıların cinsiyet ve yaşa göre dağılımı, 2016
Yaş grubu
Erkek
Kadın
Toplam
0-4
210,027
195,557
405,584
5-9
203,325
191,888
395,213
10-14
154,737
141,057
295,794
15-19
135,394
113,558
248,952
20-24
225,234
177,832
403,066
25-29
150,877
116,890
267,767
30-34
122,530
97,781
220,311
35-39
87,591
74,652
162,243
40-44
60,278
56,830
117,108
45-49
48,656
44,780
93,436
50-54
37,889
36,620
74,509
55-59
25,549
25,640
51,189
60-64
17,780
18,209
35,989
65-69
11,417
11,807
23,224
70-74
6,185
7,175
13,360
75-79
3,797
4,542
8,339
80-84
1,989
2,548
4,537
85-89
1,082
1,255
2,337
90+
442
587
1,029
Toplam
1,504,779
1,319,208
2,823,987
Kaynak: GİGM, 3/1/2017. http://www.goc.gov.tr/icerik3/gecici-koruma_363_378_4713
38 Türkiye’nin mültecileri, Suriyeliler ve Türk mülteciler
www.GocDergisi.com
Tablo A2. Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların bulundukları iller ve il nüfuslarına oranları
İl
Suriyeli
Toplam
Oran
İl
Suriyeli
Toplam
Oran
Toplam
2,823,987
78,741,053
3.59
Adana
149,760
2,183,167
6.86
K.Maras
86,878
1,096,610
7.92
Adiyaman
24,752
602,774
4.11
Karabuk
373
236,978
0.16
Afyon
4,173
709,015
0.59
Karaman
508
242,196
0.21
Agri
856
547,210
0.16
Kars
158
292,660
0.05
Aksaray
1,171
386,514
0.30
Kastamonu
738
372,633
0.20
Amasya
217
322,167
0.07
Kayseri
55,399
1,341,056
4.13
Ankara
66,998
5,270,575
1.27
Kirikkale
687
270,271
0.25
Antalya
366
2,288,456
0.02
Kirklareli
2,083
346,973
0.60
Ardahan
76
99,265
0.08
Kirsehir
690
225,562
0.31
Artvin
40
168,370
0.02
Kilis
122,236
130,655
93.56
Aydin
7,392
1,053,506
0.70
Kocaeli
27,422
1,780,055
1.54
Balikesir
1,876
1,186,688
0.16
Konya
70,185
2,130,544
3.29
Bartin
40
190,708
0.02
Kutahya
347
571,463
0.06
Batman
19,377
566,633
3.42
Malatya
20,751
772,904
2.68
Bayburt
39
78,550
0.05
Manisa
5,884
1,380,366
0.43
Bilecik
511
212,361
0.24
Mardin
93,527
796,591
11.74
Bingol
718
267,184
0.27
Mersin
139,811
1,745,221
8.01
Bitlis
653
340,449
0.19
Mugla
8,517
908,877
0.94
Bolu
1,035
291,095
0.36
Mus
845
408,728
0.21
Burdur
7,813
258,339
3.02
Nevsehir
5,658
286,767
1.97
Bursa
102,915
2,842,547
3.62
Nigde
3,217
346,114
0.93
Canakkale
3,438
513,341
0.67
Ordu
616
728,949
0.08
Cankiri
339
180,945
0.19
Osmaniye
41,622
512,873
8.12
Corum
1,510
525,180
0.29
Rize
628
328,979
0.19
Denizli
7,326
993,442
0.74
Sakarya
6,922
953,181
0.73
Diyarbakir
29,169
1,654,196
1.76
Samsun
4,012
1,279,884
0.31
Duzce
574
360,388
0.16
Siirt
3,173
320,351
0.99
Edirne
6,492
402,537
1.61
Sinop
71
204,133
0.03
Elazig
5,108
574,304
0.89
Sivas
2,181
618,617
0.35
Erzincan
173
222,918
0.08
Sanliurfa
405,150
1,892,320
21.41
Erzurum
511
762,321
0.07
Sirnak
14,335
490,184
2.92
Eskisehir
2,083
826,716
0.25
Tekirdag
5,917
937,910
0.63
Gaziantep
318,243
1,931,836
16.47
Tokat
810
593,990
0.14
Giresun
146
426,686
0.03
Trabzon
2,053
768,417
0.27
Gumushane
67
151,449
0.04
Tunceli
89
86,076
0.10
Hakkari
874
278,775
0.31
Usak
1,202
353,048
0.34
Hatay
379,093
1,533,507
24.72
Van
1,645
1,096,397
0.15
Igdir
81
192,435
0.04
Yalova
2,702
233,009
1.16
Isparta
6,212
421,766
1.47
Yozgat
3,019
419,440
0.72
Istanbul
429,972
14,657,434
2.93
Zonguldak
303
595,907
0.05
Izmir
99,443
4,168,415
2.39
Kaynak: http://www.goc.gov.tr/icerik3/gecici-koruma_363_378_4713. Erişim: 3/1/2017.
Sirkeci 39
Copyright @ 2017 GÖÇ DERGİSİ © Transnational Press London
Tablo A3. Yıllara göre Türk vatandaşlarının 38 Avrupa ve 6 Avrupa dışı ülkede yaptıkları
sığınma başvuruları ve sadece Almanya’da yapılan başvurular, 1999 -2016
Genel toplam
Sadece Almanya’da
Toplam
Temmuz-Ekim
Toplam
Temmuz-Ekim
1999
19,789
6,984
9,094
3,089
2000
24,711
8,530
8,970
3,133
2001
30,320
10,627
10,887
4,137
2002
29,810
10,137
9,569
3,235
2003
24,739
8,498
6,235
2,032
2004
15,795
4,684
4,136
1,205
2005
11,907
3,983
2,767
938
2006
8,621
2,720
1,891
580
2007
6,760
2,100
1,368
450
2008
7,360
2,367
1,320
397
2009
7,078
2,476
1,429
503
2010
6,509
2,323
1,340
448
2011
6,887
2,144
1,578
521
2012
6,941
2,256
1,457
454
2013
6,422
1,900
1,521
492
2014
5,797
1,803
1,565
442
2015
4,018
1,322
1,140
361
2016*
9,627
5,161
3,994
2,501
Toplam
233,091
80,015
70,261
24,918
Kaynak: BMMYK. * Ocak-Ekim dönemi.
Tablo A4. Almanya’ya Türk göçü ve sığınma başvuruları, 1961 - 2000
Yıl
ALmanya’daki
Türkler (,000)
Yıl
Toplam Türk
sığınmacı sayısı
Almanya’daki Türk
sığınmacı sayısı
1961
9.2
1980-85
105,480
45,640
1966
161.0
1985-90
192,939
90,500
1970
469.2
1991-93
100,909
68,891
1975
1,077.1
1994
25,909
19,118
1980
1,462.4
1995
41,370
33,750
1985
1,400.4
1996
38,260
31,730
1990
1,694.6
1997
32,830
25,940
1997
2,107.4
1998
21,027
11,754
1998
2,110.2
1999
19,789
9,094
1999
2,053,6
2000
24,700
8,970
Kaynak: Sirkeci (2003b): 60; Martin, (1990):21-24.
40 Türkiye’nin mültecileri, Suriyeliler ve Türk mülteciler
www.GocDergisi.com
Turkey’s refugees, Syrians and refugees from Turkey: a
country of insecurity
Abstract
The European Union (EU) has faced one of its biggest crises with the rise of
population inflows through its Eastern and Southern neighbours as well as
movements within the Union. In 2016, the main debate that dominated Europe was
on restricting migration within and into the EU along with concerns and objections to
the refugee quota systems and the sharing of the burden among member states.
Turkey emerged as a ‘gate keeper’ in this crisis and has since been at the centre of
debates because of the large Syrian refugee population in the country and billions of
Euros it was promised to prevent refugees travelling to Europe. The Syrian crisis
produced over 4.8 million refugees with over 2.8 million were based in Turkey by the
end of 2016. Turkey with its generous support for Syrian refugees has been confirmed
as a ‘country of security’. This shadows the darker side of affairs as the very same
country has also produced millions of asylum seekers since the 1980 military coup.
Current circumstances and fresh evidence indicate that there will be more EU bound
refugees coming through and from Turkey.
Keywords: Syrians; international migration; refugees; Turkey; Turkish refugees;
asylum seekers; Europe.