ArticlePDF Available

Abstract

Turkiye’nin deprem kusaginda yer alan bir ulke olarak sinirlari icerisinde bircok deprem meydana gelmistir. Yakin gelecekte de farkli bolgelerinde benzer siddetlerde depremlerin olabilecegi konunun uzmanlari tarafindan aciklanmaktadir. Kuzey Anadolu Fay Hatti uzerinde bulunan Kastamonu Ili Tosya Ilcesi I. Derece deprem bolgesinde yer aldigindan gecmiste bircok deprem yasamistir. Yapilan arastirmalarda uygun olmayan bina yapisi ve ic mekân duzenlemeleri gibi onlenebilir bircok faktorun can ve mal kaybina neden oldugu bilinmektedir. Arastirmada Kastamonu Ili Tosya Ilcesi sakinlerine yonelik bir anket uygulanmistir ve mobilya kullanim aliskanliklari depreme karsi alinacak tedbirler cercevesinde incelenmistir. Sonuc olarak deprem bolgesi konutlarinda yasayanlarin ic mekân duzenlemelerindeki farkindalik duzeyleri ortaya cikartilmistir ve sorunlara yonelik onerilere yer verilmistir.
Kastamonu Uni., Orman Fakültesi Dergisi, 2017,17 (1): 186-193 Araştırma Makalesi
Kastamonu Univ., Journal of Forestry Faculty
Doi: 10.17475/kastorman.297200
186
Deprem Riski Yüksek Bölgelerde İç Mekân Düzenlemelerinin
İncelenmesi (Tosya Örneği)
*Mehmet KARAMANOĞLU1, Göksel ULAY2
1Kastamonu Üniversitesi, Tosya Meslek Yüksekokulu, Malzeme ve Malzeme İşleme
Teknolojileri Bölümü, Mobilya Dekorasyon Programı, Tosya 37300 Kastamonu,
2Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Van Meslek Yüksekokulu, Malzeme ve Malzeme
İşleme Teknolojileri Bölümü, Mobilya Dekorasyon Programı, 65080 Van,
*Sorumlu yazar: mkaramanoglu@kastamonu.edu.tr
Geliş tarihi: 08.09.2016 Kabul Tarihi:15.12.2016
Özet: Türkiye’nin deprem kuşağında yer alan bir ülke olarak sınırları içerisinde birçok deprem meydana
gelmiştir. Yakın gelecekte de farklı bölgelerinde benzer şiddetlerde depremlerin olabileceği konunun
uzmanları tarafından açıklanmaktadır. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde bulunan Kastamonu İli Tosya
İlçesi I. Derece deprem bölgesinde yer aldığından geçmişte birçok deprem yaşamıştır. Yapılan
araştırmalarda uygun olmayan bina yapısı ve iç mekân düzenlemeleri gibi önlenebilir birçok faktörün
can ve mal kaybına neden olduğu bilinmektedir. Araştırmada Kastamonu İli Tosya İlçesi sakinlerine
yönelik bir anket uygulanmıştır ve mobilya kullanım alışkanlıkları depreme karşı alınacak tedbirler
çerçevesinde incelenmiştir. Sonuç olarak deprem bölgesi konutlarında yaşayanların mekân
düzenlemelerindeki farkındalık düzeyleri ortaya çıkartılmıştır ve sorunlara yönelik önerilere yer
verilmiştir.
Anahtar Kelimeler: İç mekân, Mobilya, Dekorasyon, Deprem.
Investigation of Interior Settings on High Earthquake Risk Areas
(Case study of Tosya)
Abstract:As a country which takes part in the earthquake zone, Turkey has experienced so many
earthquakes within its borders. Experts have made it clear that Turkey is likely to have similar
earthquakes in different zones in near future. Since Tosya; Kastamonu is located on North Anatolian
Fault Line and known as the first degree seismic zone, the city experienced many earthquakes in the
past. According to the researches, avoidable many factors such as inappropriate building structures and
interior designs, all led to the loss of life and property. A questionnaire has been applied to the people
who live in Tosya, Kastamonu during the research and their furniture use habits have been taken in to
consideration in terms of actions to be taken against earthquakes. Consequently awareness level of the
people about the interior design of their houses which are located in the seismic zone has been brought
out and some solutions and suggestions for the problems have been introduced.
Key words: Interior, furniture, decoration, earthquake.
Giriş
Öncelikle deprem kavramının tanımını
yapmak gerekirse yer kabuğundaki kırılmalar
nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin
dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları
sarsma olayına deprem denir (İşçi, 2008).
Türkiye Deprem Haritası'na göre (Şekil 1),
%95’i deprem riski taşımakta olan Ülkemizin
%92'si deprem bölgeleri içerisinde, büyük
sanayi merkezlerinin %98'i ve barajlarımızın
%93'ü deprem bölgesinde bulunmaktadır.
Türkiye’de, son 58 yıl içerisinde
depremlerden, 58.202 kişi hayatını kaybetmiş,
122.096 kişi yaralanmış ve yaklaşık olarak
411.465 bina yıkılmış veya ağır hasar
görmüştür (Ulay, 2013). Yakın geçmişte
ülkemizin farklı şehirlerinde yaşanan ve
büyük hasarlara ve can kaybına neden olan
depremler hatırlanacak olursa ki bunlar; 1992
Erzincan,1995 Afyon- Dinar, Adana-Ceyhan
1998, 1999 Kocaeli, 1999 Düzce, 2002
Afyon-Sultandağı, 2003 Tunceli-Pülümür,
2003 Bingöl, 2005 İzmir, 2010 Elazığ-
Karakoçan, 2011 tahya Simav, 2011 Van
ve Van-Edremit ilçesinde yaşanan
depremlerdir (URL-2, 2016). Dolayısıyla
Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşanan ve
gelecekte de benzer şiddette deprem yaşanma
ihtimali yüksek gözükmektedir.
Çalışmamızın konusunu oluşturan
Kastamonu ilive Tosya ilçesinin deprem
tarihine baktığımızda aletsel döneme ait (1900
2000 yılları arasında) 9 tane hasar yapan
deprem meydana gelmiştir. Bu depremler
Kastamonu Uni., Orman Fakültesi Dergisi, 2017,17 (1): 186-193 Karamanoğlu ve Ulay
Kastamonu Univ., Journal of Forestry Faculty
187
tarih sırasına göre; 09 Mart 1902 Çankırı
Depremi (maksimum şiddeti Io:IX), 25
Haziran 1910 Tosya (Kastamonu) Depremi
(maksimum şiddeti Io:VII, magnitüdü
Ms:6.1), 9 Haziran 1919 Almus (Tokat)
Depremi (Io:VIII, Ms:5.9), 21 Kasım 1942
Osmancık Depremi (Ms:5.5), 2 Aralık 1942
Çorum Depremi (Io:VIII, Ms:5.9), 11 Aralık
1942 Çorum Depremi (Io:VI, Ms:5.9), 26
Kasım 1943 Tosya – Ladik Depremi (Io:X,
Ms:7.2).
Kastamonu merkez ilçesi bu depremden
VIII şiddetinde etkilenmiştir. Bu deprem de
Doğuda Taşova’dan, batıda Ilgaz’a kadar
uzanan ve takriben 45000 km2 yi kapsayan
bir bölge içinde kasaba ve köylerdeki evlerin
%75’inin tümüyle yıkıldığı ya da ağır hasara
uğradığı, sayısı tam olarak belirlenememiş
olmakla birlikte 4000 kişinin öldüğü, 5000
kişinin de yaralandığı bildirilmiştir (Dirik,
2004). Bir deprem kuşağı üzerinde yer alan
ülkemizde yaşanan her sarsıntıda binalar
öldürmese bile içindeki eşyalar çıkan paniğin
de etkisi ile insanlara zarar verdiği
bildirilmiştir (Demirarslan, 2005).
Mühendislik teknolojisinin ve içyapı
tasarımlarının gelişmesi sayesinde yapılardaki
deprem hasarlarının azaltıldığı belirtilmiştir
fakat, deprem anındaki sallantı anında
yerlerinden çıkabilen ya da devrilebilen
mobilya veya diğer donatıların insanlar için
tehlike oluşturabildiği bildirilmiştir (Winkler
ve Meguro, 1996).
Deprem gibi sarsıntılardan dolayı bazı
eşyaların dengelerinin bozulması sonucunda
devrilmesi ile mekanlardan çok insanlara
zarar verebildiği vurgulamıştır (Aytöre,
2005). Yaşanan depremlerden edinilen
deneyimlerin iç mekan örgütlenme biçimi ve
geometrisi, duvar-tavan ve şeme bitiş
yüzeyi, aydınlatma elemanları vb.
aksesuarların güvenli mekanlar
oluşturulmasında çok önemli unsurlar
olduğunu bildirilmiştir (Demirbaş, 2008).
Mekan ve donatı ilişkisi deprem faktörü ile
birlikte düşünüldüğünde bu çerçevedeki
alınabilecek önlemler ile ilgili literatür
incelendiğinde; büyük bir deprem yaşayan
Meksika’nın başkentinde yapılan araştırmada,
insanların ev içindeki mobilyaları kaçış
yollarını engellemeyecek şekilde
yerleştirdiklerini ancak, doğru şekilde
yerleştirilen mobilyaların sabitlemeden
kullanıldığını tespit edilmiştir. (Navarro,
1997). Yeni Zelanda’nın başkentinde yapılan
bir araştırmada, ev eşyalarının %90’nına
yakınının sabitlenmediği bildirilmiştir.
Yüksekliği fazla olan mobilyaları, duvar ve
mobilyalar zarar göreceğinden dolayı
sabitlemediklerini tespit etmişlerdir
(Charleson ve ark., 2003). Türkiye’deki
Simav ve Düzce’de yaşayan üniversite
personellerinden oluşan 79 kişiye yönelik
yapılan araştırmada, kullanıcıların çoğunun
konut içindeki mobilyaların doğru
yerleştirilmesi, sabitlenmesi vb. önlemlerin
alınmadığı tespit edilmiştir (Uzun ve ark.,
2015). Ulay ve Bekiroğlu (2016), araştırmaya
dâhil olan bireylerin yaklaşık yarısının
deprem sırasında mobilyalarının sallanıp
yerlerinden oynadığını ve bir kısmının ise
mobilyaların devrildiğini, kapaklarının
açılarak eşyaların döküldüğünü tespit
etmişlerdir. Deprem yaşamış bireylerin tedbir
alma durumları incelendiğinde yeterli
düzeyde olmadığını ve az da olsa bazı
önlemlerin alınmış olduğunu bildirmişlerdir.
Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde ve
birinci derece deprem bölgesi erisinde
bulunan Kastamonu İli Tosya İlçesi ve benzer
durumda birçok il ve ilçe için konut, barınma,
iç mekân donatıları ve deprem kavramlarının
bir çerçevede ele alınarak incelenmesi
gerekmektedir. Yapılmış teknik ve bilimsel
çalışmalar doğrultusunda uzman desteği ile
konut, yeri, okul vb. bütün mekânlarda
donatılarla ilgili yapılacak bütün
düzenlemelerde deprem felaketi sonucu eşya
ve donatının neden olacağı yaralanma ve ölüm
oranının azaltılması ve bu yörelerde yaşayan
insanların bilinçlendirilmesi önem arz
etmektedir.
Kastamonu Uni., Orman Fakültesi Dergisi, 2017,17 (1): 186-193 Karamanoğlu ve Ulay
Kastamonu Univ., Journal of Forestry Faculty
188
Şekil 1. Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası (URL1-AFAD, 2013)
Materyal ve Yöntem
Bu araştırma kapsamında Kastamonu İli
Tosya İlçesinde olası bir depreme karşı
yaşamın büyük bölümünün sürdürüldüğü
konutların mekân düzenlemeleri
incelenmiştir. Anket yöntemi uygulanırken
aşağıda verilen hesaplama yöntemi
kullanılmıştır. Tosya yerel yönetim kayıtları
incelenerek ilçe merkezinde yaklaşık 6000
konut olduğu tespit edilmiştir. Bu tespite göre;
aşağıda açıklanan yöntem ile %95 güven
düzeyinde %5 örnekleme hatası
kabullenilerek en az 75 konuta anket
yapılmasına karar verilmiştir.
  
 
  
   
Burada;
n=Örnek Büyüklüğü
Z=Güven Katsayısı(%95 için 1.96 alınmıştır)
P=Ölçmek istediğimiz özelliğin kütlede bulunma ihtimali
(%95 olarak alınmıştır)
Q=1-P
N=Ana kütle büyüklüğü(6000 olarak alınmıştır)
D=Kabul edilen örnekleme hatası(Çalışma için %5’lik
örnekleme hatası öngörülmüştür)
Hangi konutlara anket yapılacağı, çalışma
amaçları doğrultusunda hedef kitleyi
oluşturan konutlara öncelik verecek şekilde
ilçe merkezi sınırları içerisinde bulunan
konutlardan rastlantısal örnekleme yöntemi
kullanılarak belirlenmiştir. Anketler konut
sahipleri ile yüz yüze yapılmış ve anket
yapılmasına izin veren konutlarda yapılmıştır.
Aynı zamanda anketteki kapalı uçlu sorular
için sözlü mülakatta yapılmıştır. Anketlerden
elde edilen verilerden kapalı uçlu soruların
cevabını değiştirmeden, açık uçlu soruların ki
ise anlamlı kavramlar haline getirilerek SPSS
istatistik programı kullanılarak
değerlendirilmiştir.
Deprem bölgesi konutlarında yaşayanların
mekân zenlemelerindeki farkındalık
düzeyleri ortaya çıkartılmıştır ve sorunlara
yönelik önerilere yer verilmiştir.
Bulgular ve Tartışma
Katılımcıların demografik özelliklerine ait
veriler Tablo 1’de verilmiştir.
Kastamonu Uni., Orman Fakültesi Dergisi, 2017,17 (1): 186-193 Karamanoğlu ve Ulay
Kastamonu Univ., Journal of Forestry Faculty
189
Tablo1. Katılımcıların demografik özellikleri
Demografik Özellikler
F
f(%)
Cinsiyet
46
61.3
29
38.7
Σ75
100
Medeni
Durumu
45
60
22
29.4
4
5.3
4
5.3
Σ75
100
Eğitim
Durumu
9
12
8
10.6
36
48
13
17.4
9
12
Σ75
100
Mesleği
6
8
24
32
7
9.3
8
10.7
7
9.3
3
4
3
4
14
18.7
3
4
Σ75
100
Σ: Toplam f: Frekans f(%): Frekans yüzdesi
Anket sonuçlarına göre; katılımcıların
%90’ın üzerinde zorunlu deprem sigortasına
(DASK) sahip olmadıkları görülmüştür. Ekim
2016 itibari ile Kastamonu ili genelindeki
73.710 konutun 26.673’ü yani %36.2’si
sigortalıdır (URL-3). Literatürde Ulay ve
Bekiroğlu (2016) Van ilinde 2011 yılında
yaşanan depremde bireylerin %86,4’nün
deprem sigortası bulunmadığı tespit etmiştir.
Farklı bölgelerde yapılmış olmasına rağmen
araştırmaların sonuçları düşük deprem
sigortalılık oranları bağlamında benzerlik
göstermektedir.
Ülkede yaşanan depremler ve diğer
nedenlerden kaynaklı DASK yaptıranların
oranı son yıllarda geçtikçe artmaktadır.
Türkiye genelinde zorunlu deprem sigortası
yaptırma oranı 2000 yılında %4 iken, 2014
yılında %36.5 (URL-4, 2016) ve Ekim 2016
itibari ile %42.40 ile 7.4 milyon (URL-3,
2016) poliçeye ulaşmıştır.
Olası bir deprem felaketinin neden
olabileceği kayıplara ve felaket yaşanmadan
önce depreme karşı alınabilecek önlemlere
dair katılımcıların %65’nin herhangi bir
bilgiye sahip olmadığı tespit edilmiştir.
Literatürdeki Ulay ve Bekiroğlu (2016)’nun
Van ilinde yapmış olduğu araştırmada
%53.4’nün bilgisi olması olmadığı tespit
edilmiştir. Bu sonuçlar göstermektedir ki
neredeyse tamamına yakını deprem kuşağında
yer alan Türkiye de yaşayan, bireylerin
deprem ile yaşamak ve gerekli önlemleri
almak için bilgi düzeyleri ve hazırlıkları
istenen seviyede değildir.
Katılımcıların %85’nin olası bir depreme
karşı almış olduğu önlem veya önlemlerin
olmadığı görülmüştür. Yeni bir eve taşınmak
önlem olarak görülmektedir.
Alınması gereken önlemler hakkında
katılımcıların %62’nin bilgi sahibi olmadığı,
bunun yanı sıra ekonomik nedenlerle,
felaketin boyutları hakkında bilgisizlik
nedenleri ile önlem almadıkları tespit
edilmiştir.
Katılımcıların % 70’nin apartman dairesi
ve çok katlı, %30’nun müstakil ve az katlı
konutlarda yaşadığı, bu konutların %40’nın
3oda + mutfak + banyo + wc, %19’unun 2oda
+ mutfak + banyo + wc, %12’sinin 4oda +
mutfak + banyo + wc, %1’nin 1oda + mutfak
+ banyo + wc ve %3’nün diğer konut
tiplerinde ikamet ettiği ve olası bir deprem
sırasında bu alanlarda bulunacağı
görülmektedir.
Muhtemel bir deprem felaketi sırasında ilk
tepki olarak katılımcıların %34.7’si kaçarım,
%32’si olduğum yerde kalırım, %33.3’ü ise
Kastamonu Uni., Orman Fakültesi Dergisi, 2017,17 (1): 186-193 Karamanoğlu ve Ulay
Kastamonu Univ., Journal of Forestry Faculty
190
güvenli bir alan bulup sığınmaya çalışırım
tepkilerini göstermiştir. Deprem anında
bilinçli bir kişinin ilk tepkisinin yakınındaki
güvenli bir yere geçmesi gerektiği
düşünüldüğünde kaçarım veya olduğum yerde
kalırım diyen %66.7’si bu konuda
bilgilendirilmelidir. Literatürde Davis (2003),
Kaliforniya’daki eğitim kurumlarında
herhangi bir deprem anında korunmak ve
zarar görmeden depremi atlatmak için kılavuz
ve kontrol listesi hazırlanmıştır. Ulay (2013),
Meslek ksekokul öğrencilerini deprem
konusunda bilinçlendirmek için dersliklere
çıkış merdivenlerinin girişine deprem
faktörüne karşı mobilyalardaki önlemleri ile
ilgili görselleri (Şekil.2-5) ve bilgileri içeren
bir posteri öğrencilerin her gün görebileceği
bir noktada sergilemektedir.
Deprem sırasında bulunduğunuz yerdeki
eşyalarda ne tür bir hareket meydana gelebilir
sorusuna katılımcıların %62’si eşya sallantı
ile devrilebilir, %34’ü eşya sallantı ile
yerinden oynar, %22’si eşya depremde yerden
yükselir ve indekiler dışarılara savrulur,
%50’si eşya deprem esnasında kaçış yolumu
kapatır/engeller şeklinde fikir beyan etmiştir.
Araştırma da bu sonuçlar tespit edilmiş
olmasına rağmen katılımcıların çoğu bu
durumlara karşı tedbir almaması
düşündürücüdür. Bu davranış biçiminin
depremlerin sebebini ve sonuçlarının batıl
inanç kaynaklı nedenlere (kıyamet alameti,
nazar, günahlar, kader vb.) dayandırma
alışkanlığından kaynaklandığı
düşünülmektedir.
Olası bir depremde katılımcıların %40’ı
bulunabilecekleri alanlardan kaçışlarını
engelleyecek eşyaların bulunduğunu beyan
etmiştir. Literatürde İşçi (2008)’nin yaptığı
çalışmada binalar kadar mobilyalarında
depremde öldürücü etkileri olduğunun göz
ardı edilmemesini önermiştir. Uzun ve
ark.(2015) kullanıcıların %76.9’nun yatak
odasındaki mobilyalarını duvara
sabitlemedikleri ve %65.8’nin yatak
odalarındaki mobilyalarının deprem veya
sarsıntı anında yaralanmalara veya ölümlere
yol açmayacak şekilde güvenli olmadığını
düşündüklerini tespit etmişlerdir. Dolayısıyla
literatürdeki sonuçlarla birlikte
düşünüldüğünde farklı deprem bölgelerinde
yaşayan ve hatta geçmişte yıkıcı depremleri
yaşamış olsalar bile yaşadıkları mekânlar ‘da
yeterli düzeyde önlemleri alıp deprem ile
yaşamaya hazır oldukları söylenemez.
Katılımcılar olası bir depremde yüksek
oranda duvar paneli, mutfak dolabı,
buzdolabı, TV seti, gardırop, komodin,
şifonyer, avize/lamba, yemek masası,
kitaplık, vitrin, pano/tablo, gümüşlük vb.
eşyalardan zarar görebilecekleri ortaya
çıkmıştır. Aytöre (2005), bu tip eşyaların
deprem güvenliğine uygun özel bağlama
elamanları ile doğru bir şekilde sabitlenmesini
önermiştir.
Eşyaların zarar verme derecesini
katılımcıların %42’si ağır yaralanma, %17’si
ölüm, %12’si kaçışı engelleme, %4’ü ise hafif
yaralanma ile sonuçlanabileceğini
bildirmişlerdir. Ayrılmış ve ark. (2015), Kağıt
petekli levhalardan panel, kapı üretimi,
mobilya ve duvar panelleri gibi ürünler hali
hazırda üretilmekte olan bu tür ürünlerin
deprem bölgelerindeki mekan
dekorasyonlarında değerlendirilebileceğini
bildirmiştir. Eşyanın zarar derecesini
azaltmak için literatürde, mobilyaların
güvenli kullanımlarına uygun imal edilmesi
için hafif ahşap, ahşap kompozit levhalar
(Güler ve Ulay, 2009;2010) vb. malzeme
kullanımları önerilmektedir (Ulay, 2013; Ulay
ve Bekiroğlu, 2013;2016; Ayrılmış ve ark.,
2015). Depreme yönelik olarak eşyalarda
veya yapılan mekân zenlemelerinde
katılımcıların %83’ünün herhangi bir
uzmandan yardım almadığı ve sağlam yapılan
binalarda eşyalar için özel tedbirlerin
alınmadığı tespit edilmiştir. Uzun ve ark.
(2016) Düzce ve Simav gibi deprem yaşama
ihtimali yüksek bölgelerde yaptıkları
çalışmada benzer sonuçlar çıkmıştır. Bu
sonuçlar literatürde yer alan ve dünyanın
farklı coğrafyalarında yapılmış çalışmaların
Navarro (1997), Charleson ve ark. (2003),
sonuçları ile de uyumludur.
Katılımcıların %76’nın alınan eşyalarda
depreme dayanıklılık açısından özellikler
aramadığı belirlenmiştir. Literatürde Ulay
(2016), toplumun deprem konusunda ve
“güvenli mobilya” kavramları hakkında
eğitim, sosyal projeler, kongre, sempozyum,
Kastamonu Uni., Orman Fakültesi Dergisi, 2017,17 (1): 186-193 Karamanoğlu ve Ulay
Kastamonu Univ., Journal of Forestry Faculty
191
film, sinema, TV reklamları vb. etkinlikler
yoluyla ile bilinçlendirilmesini önermiştir.
Ayrıca Ulay, mobilya satan mağazaların
müşterilerin evlerinde montaj sırasında
mobilyaların duvar veya tavana sabitleme
hizmeti vermesi gerektiğini de önermiştir.
Depreme yönelik duvara asılan
raf/tablo/süs eşyası vb. elemanlarda,
mobilyalarda aydınlatma elemanlarında
katılımcıların olası bir depreme karşı
değişiklik yapmadığı tespit edilmiştir.
Aytöre (2005), Ertürk (2003) ve Ulay
(2013) olası bir depreme karşı eşyalarda Şekil
2-3-4-5‘teki gibi düzenlemeler önermektedir.
Şekil 2. Gardrop ve Şifonyer Duvar Bağlantı Uygulamaları (Ulay, 2013;URL-5, 2016)
Şekil 3. Kapak Sabitleme ve Kapak Kilit Uygulamaları (Ulay, 2013)
Şekil 4. Dolap ve Kapak Sabitleme Uygulama (Ulay, 2013) Şekil 5. Ayna, Saati ve Tablo
Bağlantı Uygulaması
Kastamonu Uni., Orman Fakültesi Dergisi, 2017,17 (1): 186-193 Karamanoğlu ve Ulay
Kastamonu Univ., Journal of Forestry Faculty
192
Sonuç ve Öneriler
Mobilya, eşya ve dekorasyon donatılarının
olası bir depreme veya sarsıntıya karşı ve
günlük kullanım esnasında meydana
gelebilecek tehlikeleri ve etkilerini en aza
indirgemek için uygun bağlantı elamanı ve
konstrüksiyon vb. teknikler ile (şekil 1-4)
sabitlenmesi (Davis, 2003;Aytöre, 2005;
Ulay, 2013; URL-5) önem arz etmektedir.
Ayrıca bu uygulamalar özellikle çocukların
için günlük yaşam içerisinde korunmasını
sağlayacaktır.
Deprem, deprem felaketinin doğuracağı
etkiler ve bu etkilere iç mekân donatılarının
etkisinin neler olduğu ülkemizde birinci
derece deprem bölgelerinde yaşayan
insanların acı bir tecrübesidir. Fakat gerek
yapılaşma, gerek eşya kullanımında
muhtemel bir depreme ve etkilerine karşı
önlem almama yapılan bilimsel ve teknik
çalışmaların üzücü sonucudur. Bu sonuçların
değişebilmesi için resmi ve sivil toplum
kuruluşlarının ve üniversitelerin etkileşimi ile
uzman destekli eğitimlerin yaygınlaştırılması
önerilmektedir. Aynı zamanda yapılaşmada
olduğu gibi mekân uygulamalarının yasal
mevzuatlarla zorunlu hale getirilmesi önem
arz etmektedir.
Deprem sigortası yaptırılma oranları
bağlamında düşünüldüğünde Tosya ilçesinde
yapılan bu araştırma sonuçlarına göre
yaklaşık %10 olan DASK yaptırma oranı,
Kastamonu ili genelindeki sigortalılık oranı
%36,2 (URL-3) ortalamasının altında kaldığı
görülmektedir. Türkiye genelindeki DASK
sigortası yaptıranların oranı %42,40 (URL-3)
olduğu düşünülürse ülke ortalamasının da
gerisindedir. 1. derece deprem bölgesi olduğu
bilinen Tosya ilçesi için olası bir hasarlı
deprem felaketi sonrası ekonomik
sıkıntılarında kaçınılmaz olduğu göz ardı
edilmemelidir. Ayrıca Tosya özelinde
yapılacak yeni araştırmalar ile sigortalılık
oranlarının düşük olmasının nedenleri ortaya
çıkarılabilir.
Son yıllarda kentsel dönüşüm projelerinin
yürütüldüğü ülkemizde bina, mekan
düzenlemeleri ve mobilya - eşya
tasarımlarının modüler sisteme yönelik
tasarlanması, üretilmesi ve düzenlenmesi
önem arz edecektir. Eşya bağlantılarının daha
sağlıklı yapılabilmesi ve ürün ağırlıklarını
azaltmak, hafif ve daha esnek hale getirmek
için kompozit malzemelerin kullanılması
(Ayrılmış ve ark., 2015; Ulay ve Güler,
2010;Ulay ve Bekiroğlu, 2016)
önerilmektedir. Kompozit malzeme ve uygun
bağlantı elamanı doğru aksesuar şeçimi-
modüler sistem etkileşimi olası bir depremin
olumsuz etkilerini en aza indirgeyebilecektir.
Sonuç olarak bu çalışmanın sonuçları
Tosya ilçe merkezindeki bireyler özelinde
olup genelleme yapılması uygun olmayabilir.
Literatürle ilişkilendirilebilen benzer sonuçlar
çalışmada vurgulanmıştır. Türkiye genelinde
yapılabilecek daha büyük örneklem gurubuna
yönelik araştırma, ülke genelindeki insanların
deprem faktörüne karşı mekan düzenleme
ve kullanım durumları ortaya çıkarılarak bu
konuda toplumsal bilinç oluşturulmalıdır.
Deprem kuşağında yer alan ülkenin
vatandaşları olarak tüm bireyler “deprem ile
yaşamak” kavramlarının içini doldurarak,
yaşam alanlarına yansıtabilmelidirler. Bu
süreçte sivil toplum kuruluşlarına, medyaya
ve resmi kurumlar ile eğitim kurumlarına
özellikle çok iş düşmektedir.
Kaynaklar
Aytöre, S., O., (2005). Depolama ve üretim bi
çimleri açılarından seri üretilen mobilyaların
deprem karşısında insan üzerindeki etkileri.
Deprem Sempz., Kocaeli.
Demirarslan, D., (2005). Türk ve Japon konut
mekanlarında depremsellik açısından konut ve
eşya kullanım alışkanlıklarının irdelenmesi.
Deprem Sempz., Kocaeli.
Dirik, K., (2004). Kastamonu İli ve Civarının
Depremselliği, KASYÖ-DER Kültür Dergisi, 2,
17, 19-21.
Ertürk, F., (2003). 17 Ağustos 1999 İzmit
depreminde evi zarar gören ailelerin geçici ve
kalıcı konutlardaki yaşamlarının bina-mobilya
açısından incelenmesi ve sonuçları. Kocaeli
Üniversitesi., İç Mimarlık, Y.Lisans Tezi.
Güler, C., Ulay, G., (2010). Köpüklü Kompozit
(Sandviç) Levhaların Bazı Teknolojik Özellikleri.
SDÜ, Turkish Journal of Forestry| Türkiye
Ormancılık Dergisi 2 (2010): 88-96.
İşçi, C., (2008). Deprem nedir ve nasıl
korunuruz?. Journal of Yasar University, 3(9):
959983.
URL1,2013.http://www.deprem.gov.tr/sarbis/Sha
red/DepremHaritalari.aspx Son Erişim:
08/08/2013.
Ulay, G., (2013). Depreme Karşı İç Mekan
Donatılarındaki Çözümlemeler. PÜ, II. Ulusal
Mobilya Kongresi, 618-627, Denizli.
Kastamonu Uni., Orman Fakültesi Dergisi, 2017,17 (1): 186-193 Karamanoğlu ve Ulay
Kastamonu Univ., Journal of Forestry Faculty
193
Güler C. ve Ulay G., (2009). Petekli
(honeycomb) kompozit levhalar. Mobilya
Dekorasyon Dergisi, 90, ss.78-92.
Uzun, O., Perçin, O., Küreli, İ., (2015).
Kullanıcıların Deprem Hazırlıklarının İç Mekân ve
Mobilyalarında Belirlenmesi (Simav ve Düzce
örneği), Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi
Dergisi, 15(2),ss.183-196.
Ulay, G. ve Bekiroğlu M. S., (2016). Yüzüncü
Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi/
Journal of The Institute of Natural & Applied
Sciences, 21 (1):43-54,
Ulay, G., (2016). Erzincan Depremlerinin
Sonuçları ve Dekorasyon Üzerine Etkisi,
Uluslararası Erzincan Sempozyumu, 28 Eylül-1
Ekim 21016, Bildiriler kitabı,. (ss: , basım
aşamasında), Erzincan, Türkiye.
Ulay, G., And Bekiroğlu M.S., (2013). Van
Earthquake and its impact on using the indoor
furniture, International Van Earthquake
Symposium, 23-27 October 2013, Abstracts book,
pp:222, Van, Turkey.
Karamanoğlu M. S. And Ulay G., (2013). The
Study of Interior Arrangements In High Risk
Earthquake Zones (The example of Tosya),
International Van Earthquake Symposium, 23-27
October 2013, Abstracts book, pp:215, Van,
Turkey.
Ayrılmış, N., Ulay, G., Bağlı F.E., Özkan, İ.,
(2015). Ahşap Sandviç Kompozit Levhaların
Yapısı ve Mobilya Endüstrisinde Kullanımı,
Kastamonu Üniversitesi, Orman Fakültesi Dergisi,
15 (1), ss.37-48
Charleson, A.W.,Cook, B., Bowering, G. 2003.
Assessing and increasing the Level of earthquake
preparedness in Wellington homes. Pasific
Conference on Earthquake Engineering, 137-144
Navarro, M. E. L. 1997. Earthquake
precautionary measures in post-disaster housing
with reference to Mexico City. Master thesis, Mc
Gill University School of Architecture, 62 s.
Mexico
Davis, G. 2003. Guide and checklist for
nonstructural earthquake hazards in California
schools, 1-49 s, California Government,
California.
Winkler, T.,Meguro, K. 1996. Response of
interior rigid body assemblies to dynamic
excitation. Eleventh World Conference on
Earthquake Engineering (1996), 581
URL_2, 2016 , Türkiye'deki depremler listesi,
https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%2
7deki_depremler_listesi Son Erişim: 08/10/2016.
URL_3, 2016, Bölge ve il bazında DASK
sigortalılık oranları, http://dask.gov.tr/zorunlu-
deprem-sigortasi-istatistikler-2.htmlb , Son
Erişim: 08/10/2016.
URL_4, 2016, Deprem Sigortası Sahibi
Olanların Oranı 14 yılda 9 Kat Arttı! ,
https://www.sigortam.net/dask-sigortasi/deprem-
sigortasi-yaptiranlarin-orani-artti Son Erişim:
08/10/2016.
URL_5, 2016, Deprem Güvenlik
Malzemeleri,
http://www.parkzon.com.tr/deprem/default.aspx
Son Erişim: 09/10/2016.
... Katılımcıların öğretmenler olduğu da değerlendirildiğinde bu oranın genel ortalamada daha da yüksek çıkacağı değerlendirilmektedir. Çünkü 2011 Van depreminde depremzedelerin %81,4'nün (Ulay ve Bekiroğlu, 2016), Kastamonu ili Tosya ilçesi sakinlerinin ise %85'nin olası bir depreme karşı önlemlerinin olmadığı (Karamanoğlu ve Ulay, 2017) görülmüştür. Öte yandan deprem öncesi son bir yılda sürekli artçı depremlerin olması insanların depreme duyarlığını zayıflatarak önlem alma oranını düşürmüş olabilir. ...
Article
Bu araştırma, 2023 yılı 6 Şubat tarihinde 9 saat arayla meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki Kahramanmaraş depremlerinden en az birini evinde yaşayan bireylerin, mobilya ve iç mekân donatılarının depremler karşısındaki davranış durumlarını tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Bu amaç doğrultusunda hazırlanan araştırma anketi, Kahramanmaraş merkez Onikişubat ve Dulkadiroğlu ilçelerindeki okullarda görev yapan öğretmenlere uygulanmıştır. Buna göre; Kahramanmaraş merkezde yaşayan depremzedelerin konutlarında en az hasarın yatak odaları ve çocuk odalarında meydana geldiği ve bu alanların deprem sırasında en güvenli kısımlar olduğu, mutfak, antre ve holün en riskli kısımlar olduğu, parke, PVC esaslı donatılar, sıhhi tesisat elamanlarının deprem davranış performanslarının oldukça yüksek olduğu, ahşap esaslı mobilyaların deprem davranış performanslarının daha zayıf olduğu ve mobilya donatıları için deprem öncesi yeterli tedbirlerin alınmadığı belirlenmiştir. Sonuçta; deprem bölgesindeki katılımcıların depreme karşı önlem düzeylerinin yeterli olmadığı, olası bir sarsıntı veya depremde, mevcut koşullarda yapısal olmayan mobilya ve iç mekân donatılarından kaynaklı tehlikelerin istenmeyen yaralanma, ölüm ve maddi kayıp seviyelerini artıracağı düşünülmektedir.
... In Türkiye, houses outside the village are required to have earthquake insurance legally and compulsorily [54]. However, studies on disaster insurance in Türkiye showed that few people had earthquake insurance for their houses [55][56][57][58]. In 2022, the insurance rate of houses in Türkiye was 55%, and it was 67% in Kocaeli, 32.4% in Gümüşhane and 15.5% in Hakkari [59]. ...
Article
Destructive earthquakes and the possibility of experiencing destructive earthquakes may cause people to move from their area to safer ones. However, despite high earthquake risk, people may not want to leave the area they reside for various reasons. The objective of this study was to investigate whether earthquake experience, earthquake insurance, satisfaction with city, self-efficacy, risk perception, social support, post-earthquake insecurity and price gouging was correlated with relocation willingness in an earthquake-prone area. Data were collected using a survey from 1114 people residing in Kocaeli (Türkiye), where a devastating earthquake occurred in 1999. 610 people who participated in the study were affected by this earthquake and 504 people were not affected. In order to better understand the impact of earthquake exposure on relocation willingness, ordinal logistic regression analyzes were performed separately for the earthquake affected and unaffected sample. The result showed that the relocation willingness of the unaffected participants was higher than the relocation willingness of the affected participants. People who were psychologically affected by the earthquake were more likely to relocate. Satisfaction with the city reduced the participants' relocation willingness mostly. The fear of earthquakes and perceived insecurity after a future earthquake increased all participants' relocation willingness. It is hoped that this study will guide scientists and disaster managers working in regions where destructive disasters may occur to improve strategies related to relocation policy and earthquake risk reduction.
... and 411,465 structures have been severely damaged or destroyed (Karamanoğlu & Ulay, 2017). ...
Conference Paper
Full-text available
One of the countries where active plate movement is frequently experienced is Turkey. In addition to the disasters caused by the earthquake, it is necessary to take into account the physical and moral effects. When seven regulations (1947, 1953, 1961, 1968, 1975, 1998, and 2007) on earthquakes in our country are examined, the issues that should be applied to structural elements are mentioned in detail. However, there is no detailed and systematic study on the risks of non-structural elements (doors, windows, interior walls, suspended ceilings, coatings, interior stairs, furniture, accessories, lighting elements, elevators, equipment) other than the load-bearing elements of the building. The deterioration of non-structural elements due to the shaking of the buildings causes material damage, bodily harm, hindering the use of buildings, and temporary cessation of activities. In this context, deaths, and injuries are largely due to non-structural elements. And the financial losses experienced by those who continue their lives after the earthquake are mainly due to non-structural elements. However, despite this available data, there are deficiencies in inspection and regulations for interior design projects. When the 2018 Turkish Building Earthquake Code is examined, it is seen that it is not possible to inspect interior design projects in a certain systematic way. At the same time, there is no definite sanction for the risks posed by non-structural elements. Within the scope of this study, the sources of earthquake regulations and standards in Turkey and in the world were researched, and national and international legislations on the inspection of non-structural elements in interior design projects against earthquake risk were examined. As a result of the study, an evaluation has been made to ensure the safety of life and property by reducing future earthquake risks for non-structural elements.
Thesis
Full-text available
In this study, scenario earthquake hazard and damage estimation analysis was performed for 2 pilot regions in Başakşehir district, which has a high concentration of new settlements, and the entire Başakşehir district. The comparison of the results was made with Fatih and Şişli districts, which are relatively old settlements, and Sultangazi district, which is the neighboring district of Başakşehir district. Within the scope of the study, 4 historical period earthquakes and 1 instrumental period earthquake affecting the Marmara region were used as scenario earthquakes and estimated earthquake damage analyzes were made. If it is necessary to list the scope of the thesis apart from the literature review, it consists of 3 stages. In the first stage, the structure inventory information in the pilot regions of Başakşehir was compiled. By conducting field studies for this process and obtaining building licenses from relevant institutions and organizations, both the building inventory of the pilot regions and the building inventory of the Başakşehir district were updated. In the second stage, building inventory compiled and edited, one of the free geographical information system programs was defined in the QGİS program. Following this process, the estimated earthquake damage analyzes for the regions were calculated by using Earthquake Loss Estimation Routine (ELER) program, which performs earthquake damage analysis. At the last stage, as a result of the analyzes carried out, the distribution of damage occurring in the research regions was transferred and evaluations were made with mutual comparisons. As a result, it was observed that the new settlements displayed higher performance under the influence of the determined scenario earthquake.
Article
Full-text available
In wood products industry, the diversity of wood based panel products is increasing day by day, and composite (sandwich) materials in honeycomb and foam structure have an important place among these. The lightness, flexibility and resistance properties on the site of utilization are the major advantages of these products. Not only they are % 40-70 lighter in weight, resistant to humidity, easy to transport, recyclable and ecological, as compared to the traditional wood based panels such as MDF, OSB, and plywood, but also have sufficient mechanical properties. In this study, production, the advantages and disadvantages of sandwich-structured composite panels are presented. Information on the utilization of sandwich-structured composite panels in furniture industry has been provided and the studies on these products have been investigated
Article
Full-text available
In this study, individuals living in the earthquake area, entrance, living room, living room, bedrooms, by determining kitchens and children's rooms located in their presence, ready for a possible earthquake or tremor of the furniture is made to determine the reliable presence in the face of an earthquake. Research questionnaire prepared for this purpose, has been applied to 79 academic and administrative university staff living in Simav and Duzce. According to this; people living Simav find more safer the living room furniture; academic staffs find more safer the bedroom furniture; secondary school graduates, administrative staff, married person and living in Simav find more safer the kitchen; married person and living Simav find more safer their children's room, male users than female users find more safer their children's room. There is no statistically significant difference in users’ gender, education, occupation, marital status, and d where they live between entrance and sitting room secure conditions so as not to cause injury or death to the moment of earthquakes or tremors furniture. As a result, users who live in earthquake zone do not take the earthquake seriously, their consciousness and precaution level is insufficient, and therefore it is thought that in a potential earthquake, unfortunately nonstructural threats will increase unwilling injuries and death levels
Article
Shaking table tests were conducted to investigate the response of rectangular wooden blocks and block assemblies of various sizes and slenderness to harmonic and earthquake base excitation. The shaking tests were followed by an analytical and a numerical study of response of single blocks and block assemblies. The analytical study was aimed at establishing criteria for the initiation of rocking and of overturning in response to harmonic base motion and consisted of solving numerically the differential equations of motion of a rigid block on a rigid foundation. The numerical study, in the course of which the response of both single blocks and block assemblies was examined, was implemented by means of the Distinct Element Method (DEM). Prior to the DE simulation of actual shaking tests, preliminary analyses were conducted to confirm numerical stability and to evaluate material and damping parameters. Comparing the recorded time histories with those given by the analytical study and the DE simulation, good agreement was found. The distinct element model in use appeared to follow the highly non-linear motion of rigid body assemblies faithfully to reality. On the basis of the results, provided that the necessary parameters are carefully estimated, the employed DE model can be regarded as an appropriate tool to simulate response of rigid body assemblies to dynamic base excitation.
Article
Ahşap levha ürünlerinde ürün çeşitliliği gün geçtikçe artmaktadır. Köpük yapılı kompozit (sandviç) malzemelerin daha hafif, esnek ve kullanım yerine uygun direnç özellikleri göstermesi açısından dikkat çekicidir. Bu çalışmada köpüklü kompozit (Sandviç) panellerin üretimi, avantajları ve dezavantajları hakkında bilgiler verilmiş olup, köpüklü kompozit levhaların bazı teknolojik özellikleri incelenerek diğer levha ürünleri ile karşılaştırılmıştır. Köpüklü kompozitlerin diğer kompozit levhalara göre % 40-70 oranında daha hafif olmaları, rutubete karşı dirençli, kolay taşınabilir, geri dönüşümlü ve ekolojik olmalarının yanında yeterli mekanik özellikler taşımaktadır. Elde edilen köpüklü kompozit malzemenin teknolojik özellikleri, kullanılan köpük kalınlığına göre değişmekte olup orta kısımda kullanılan köpük kalınlığı oranı arttıkça eğilme direnci azalmakta ancak daha hafif bir malzeme üretimi elde edilmiştir. Su alma ve kalınlık artımı gibi özellikleri ise iyileşmiştir. Anahtar kelimeler: Kompozit panel, Köpük, Sandviç panel, Teknolojik özellikler
Article
Safety of a building's occupants is of primary concern in the design of a building. However, geophysical hazards such as earthquakes, still pose dangers to occupants of buildings. In an earthquake-resistant structure, even during a moderate shake, objects which are part of non-structural systems, accelerated by the sudden motion of the building, can hurt building occupants and cause damage to their property. The adoption of simple earthquake precautionary measures, could almost entirely eliminate this hazard. The adoption of these actions is the responsibility of occupants themselves, as part of their response to earthquake risk. Previous personal experience with earthquakes has been identified to be a major component of response to hazard risk. This response relates to the incorporation of earthquake risk into daily life, by the adoption of earthquake precautionary measures, which could make a substantial difference in reducing loss of life and damage to property during an earthquake. Therefore, the investigation of occupants living patterns in relation to earthquake safety gives an insight on their vulnerability and level of adoption of earthquake precautionary measures, particularly in a city constantly exposed to ground shakes such as Mexico City. This research project concentrates in the study of the internal layout characteristics of the dwellings in a social housing complex built after the 1985 Mexico City earthquake.
Deprem nedir ve nasıl korunuruz?
  • C İşçi
İşçi, C., (2008). Deprem nedir ve nasıl korunuruz?. Journal of Yasar University, 3(9): 959-983.
1-49 s, California Government, California Response of interior rigid body assemblies to dynamic excitation Türkiye'deki depremler listesi, https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%2 7deki_depremler_listesi Son Erişim: 08 Bölge ve il bazında DASK sigortalılık oranları
  • Mexico Davis
  • G Winkler
  • T Meguro
Mexico Davis, G. 2003. Guide and checklist for nonstructural earthquake hazards in California schools, 1-49 s, California Government, California. Winkler, T.,Meguro, K. 1996. Response of interior rigid body assemblies to dynamic excitation. Eleventh World Conference on Earthquake Engineering (1996), 581 URL_2, 2016, Türkiye'deki depremler listesi, https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%2 7deki_depremler_listesi Son Erişim: 08/10/2016. URL_3, 2016, Bölge ve il bazında DASK sigortalılık oranları, http://dask.gov.tr/zorunlu- deprem-sigortasi-istatistikler-2.htmlb, Son Erişim: 08/10/2016. URL_4, 2016, Deprem Sigortası Sahibi Olanların Oranı 14 yılda 9 Kat Arttı!, https://www.sigortam.net/dask-sigortasi/depremsigortasi-yaptiranlarin-orani-artti Son Erişim: 08/10/2016. URL_5, 2016, Deprem Güvenlik Malzemeleri, http://www.parkzon.com.tr/deprem/default.aspx Son Erişim: 09/10/2016.
17 Ağustos 1999 İzmit depreminde evi zarar gören ailelerin geçici ve kalıcı konutlardaki yaşamlarının bina-mobilya açısından incelenmesi ve sonuçları
  • F Ertürk
Ertürk, F., (2003). 17 Ağustos 1999 İzmit depreminde evi zarar gören ailelerin geçici ve kalıcı konutlardaki yaşamlarının bina-mobilya açısından incelenmesi ve sonuçları. Kocaeli Üniversitesi., İç Mimarlık, Y.Lisans Tezi. Güler, C., Ulay, G., (2010). Köpüklü Kompozit (Sandviç) Levhaların Bazı Teknolojik Özellikleri. SDÜ, Turkish Journal of Forestry| Türkiye Ormancılık Dergisi 2 (2010): 88-96.
Depolama ve üretim biçimleri açılarından seri üretilen mobilyaların deprem karşısında insan üzerindeki etkileri. Deprem Sempz
  • S Aytöre
Aytöre, S., O., (2005). Depolama ve üretim bi çimleri açılarından seri üretilen mobilyaların deprem karşısında insan üzerindeki etkileri.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Erzincan Depremlerinin Sonuçları ve Dekorasyon Üzerine Etkisi
  • G Ulay
  • M S Ve Bekiroğlu
Ulay, G. ve Bekiroğlu M. S., (2016). Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi/ Journal of The Institute of Natural & Applied Sciences, 21 (1):43-54, Ulay, G., (2016). Erzincan Depremlerinin Sonuçları ve Dekorasyon Üzerine Etkisi, Uluslararası Erzincan Sempozyumu, 28 Eylül-1